Sunuş 43

You might also like

Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 2

SUNUŞ 43

ALEVİ DOĞMAK ALEVİ OLMAK


Dost elinden dolu içmiş deliyim
Üstü kan köpüklü meşe seliyim
Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim

Pir Sultan Abdal bir Ocakzade pir olmasına karşın kendisi ‘yol oğlu’ olarak niteliyor. Soya
değil yola vurgu. Elbette bu sözlerinin bir kıymeti, bir anlamı olmalıdır. Vurgusunun bir
amacı olmalıdır. Devam ediyor söylemeye:

Yol oğluyuz yolu doğru severiz


Haklı mıdır haksız mıdır sorarız
Dönüp eşiğine yüzler süreriz

Yol nedir, yol oğlu kimdir? Kaç tür oğul vardır da yol oğlu olmak tercih edilmektedir?
Alevi yolunun uluları tartışmasız bir biçimde erkan uyarınca esas olanın yol oğlu olduğu
noktasında birleşmişlerdir.
Buna göre kişi Alevi Ana-babadan doğmakla nesepsel olarak Alevi olabilir fakat
kendiliğinden yol oğlu olamaz. Alevilik doğumla değil erkan usulü uyarınca yola girmekle
kazanılan bir kimliktir. Yolun esasları temel alındığında görülecektir ki Alevilik iradi bir
tercihtir. Kişinin özgür seçimi ile girdiği bir yoldur.
Sonradan Alevi olunabilir mi?
Yol uyarınca tüm Aleviler sonradan Alevi olurlar.
O nedenle de kişi hangi din, inanç ve milliyet içerisinde doğarsa doğsun kendi özgür iradesi
ile tercih yapacak yaşa geldiği zaman gereklerini yerine getirmek koşulu ile pekala Alevi
olabilir.
‘Alevilik soy sürmez, heves etmek esastır.

Kuşkusuz Alevi doğal ortamında doğan bir insan Alevi yolunun gereklerini nefes alır, su içer
gibi doğal bir şekilde varlığının bir parçası haline getirecektir. Yola giriş süreci de tabi
şekilleniş içerisinde vücut bulacaktır. ‘Yabancı’ bir insanın ise yola girmek için harcayacağı
emek ve çaba çok daha fazla ve meşakkatli olacaktır.

Beloğlu ve el oğlu dıştadır.


Yol oğlu olabilmesi için, içeri geçip dara durup ikrar vermesi gerekir.
Rehber yola girmeye istekli canı meydana getir. Ve cümle canlara seslenir:
Allah, eyvallah ...
Muhammed Ali aşkına
Pirim Hünkar Hacı Bektaş Veli divanında dara durmaya can geldi.
Erenler meydanında özü dar'da, gözü niyazda ...
Bel oğlu yola geldi.
Kaygıdan kurtuldu, ak cennete geldi.
Hak erenlerinin demine gerçeğine

Soy sop kişiyi kendiliğinden bir şey yapmaz. Kişi kendi sürecinde kemale ermelidir.
Kaygusuz Abdal bu esası çok özlü biçimde şu şekilde dile getirir:

Dervişlik, hırkada, tacda değildir


Hararet nardadır, sacda değildir

1
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüs’te, Mekke'de, Hac'da değildir

Sakın bir kimsenin, gönlünü yıkma


Gerçek erenlerin, sözünden çıkma
Eğer insan isen ölmezsin korkma
Aşığı kurt yemez uçta değildir

Yol kişiyi kendine teslim eder. İkrarını, toplum önünde özgür iradesi ile verdiği sözü boynuna
takar. Kişinin darı kendi boynundadır.
Alevi yolunda nesepsel olarak Alevi olmasa da ikrar verip yola girip pirlik makamına
yükselen çok değerli canlar vardır.

Daha Allah ile cihan yoğ iken


Biz anı var edip ilan eyledik
Hakk'a hiç bir layık mekan yoğ iken
Hanemize aldık, mihman eyledik

Diye seslenen Harabi Baba (1853-1917),

Aynayı tuttum yüzüme


Ali göründü gözüme
Nazar eyledim özüme
Ali göründü gözüme

Diyerek yolumuza ışık tutan Hilmi Dedebaba(1804-1907) bu durumun seçkin örnekleridir.

Yolu yol eyleyenlerin demine devranına Hü.


Bozatlı Hızır yardımcımız olsun…

Ali Yıldırım

You might also like