Professional Documents
Culture Documents
Canlilarda Enerjy Donuyumlery
Canlilarda Enerjy Donuyumlery
DÖNÜŞÜMLERİ
Canlı sistemlerde ise ısıtmak hücreye zarar … Bu tepkime sırasında 7300 cal/mol enerji açığa çıkar.
vereceğinden, aktivasyon enerjisi, enzim kullanılarak
… Açığa çıkan bu enerji ise hücre metabolizmasında etkin
düşürülür.
bir şekilde kullanılır.
Enzimler aktivasyon enerjisini düşürse de hücreler
görevlerini sürdürebilmek ve hücrede gerçekleşen pek ATP + H2O ADP + P + 7300 cal/mol
çok kimyasal tepkimenin devamlılığını sağlamak için
Bir ATP molekülünden bir fosfat grubu koptuğu zaman
enerjiye ihtiyaç duyar. İşte bu enerji besinlerde
ADP (adenozin difosfat), iki fosfat grubu koptuğu
bulunan organik moleküllerin yıkılması sonucu açığa
zaman AMP (adenozin monofosfat) oluşur.
çıkan kimyasal enerjidir. Bu kimyasal enerji hücrede
doğrudan kullanılamaz ve ATP (adenozin trifosfat) adı
verilen özel bir molekülün yapısında tutulur.
1
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
2
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
3
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
b) Endergonik tepkime:
b) Hidroliz
Enerji harcanarak gerçekleşen tepkimelerdir
Hidroliz büyük yapılı moleküllerin su ile daha küçük
− Bütün yapım olayları aynı zamanda endergoniktir.
yapılı moleküllere su ile parçalanmasıdır.
− Endergonik tepkimelerde enerji harcanır ve
− Enzim kullanılır
kendiliğinden gerçekleşmez.
− Su tüketilir
− Bir hücre endergonik tepkimelerini devam ettirmek için
− Yıkım (Katabolik) bir tepkimedir. gereken enerjiyi ekzergonik tepkimelerle bağlantı
− ATP tüketimi ve üretimi olmaz kurarak yürütür.
4
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Örnek FOTOSENTEZ
Fosforilasyon, fotosentez ve kemosentez
sırasında organik moleküllerin sentezlendiği
reaksiyonlar, bütün biyosentez reaksiyonları, kasların
kasılmasını, aktif taşıma, hücre bölünmesi ve sinirsel
iletimi sağlayan reaksiyonlar endergoniktir.
5
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Fotosentez olayını sadece bitkiler gerçekleştirmez. Bazı Kendi besinlerini üretebilen ihtiyaç halinde dışrdan hazır
bakteriler, öglena ve algler de fotosentez yapabilir. Bu alan canlılara hem hetetrof hem ototroflar denir.
canlılar hem kendi besinlerini fotosentezle üretir hem de … Böcekçil bitkiler, azotça fakir topraklarda yaşar. Bu
diğer canlılara besin kaynağı oluşturur.
bitkiler azot ihtiyacını hücre dışı sindirim ile
Atmosferdeki oksijenin temel kaynağı alglerdir. Algler yakaladıkları böceklerin proteininden karşılar.
yaz kış sürekli fotosentez yapar. … Böcekçil bitkiler aynı zamanda fotosentez yaparak
Fitoplanktonlar(çoğunlukla bir hücreli algler)
besinlerini üretir.
atmosferdeki yaşamın kaynağı olan oksijenin en büyük
üreticisidir. Dünya’daki oksijenin yarısı denizdeki ve … Bu bitkiler, azot ihtiyacını böceklerden karşılarken
okyanuslardaki fitoplanktonlarca üretilir. heterotrof, fotosentezle besin üretirken ototrof olarak
beslenmiş olur.
Yeryüzündeki en önemli enerji dönüşümü fotosentezle
gerçekleşmektedir. Işık enerjisi, fotosentezle canlıların … Ayrıca öglena da sahip olduğu kloroplast organeli
kullanabileceği enerji biçimi olan kimyasal enerjiye sayesinde ışık varlığında fotosentez yapabilir.
dönüştürülür. Enerji elde etmek için kullandığımız kömür Karanlıkta ise dışardan hazır besin alır. Dolayısı
ile öglena da hem ototrof hem de heterotrof
ve petrol gibi fosil yakıtlar da geçmişte fotosentez
beslenir.
yoluyla üretilmiştir.
Beslenme çeşitleri
a) Ototrof Beslenme:
Kendi besinlerini sentezleyebilen canlılara üreticiler
(ototroflar) denir.
… Besinlerini sentezi sırasında ışık enerjisini enerji kaynağı
olarak kullanan üreticilere fotoototrof veya
Fotosentezin ortak özellikleri
fotosentetik canlılar denir.
Karbon kaynağı olarak karbondioksit kullanımı,
… Bu canlılar bitkiler, bazı bakteriler bazı protistler
Işık enerjisinin klorofil pigmenti tarafından soğurulması,
(öglena) ve algler fotosentez ile besinlerini üretirler.
… Bazı ototrof bakteriler ise NH4+, H2S ya da NO2– gibi İnorganik maddelerin organik maddelere dönüşmesi,
inorganik maddelerden sağladıkları kimyasal enerjiyi
Koenzim olarak NADP+ kulanılması olayları ortak
kullanarak besin sentezlerler. Bu olaya kemosentez, bu olarak gerçekleşir.
canlılara da kemoototrof canlılar veya kemosentetik
canlılar denir.
b) Hetetrof Beslenme:
Fotosentez tepkimelerinde su kullanımı ile oksijen
Kendi besinlerini sentezleyemeyen, dışarıdan hazır üretimi ortak değildir.
olarak alan canlılara tüketiciler (heterotroflar) Fotosentezin Genel Özellikleri
denir. • Prokaryot hücrelerde sitoplazmada bulunan klorofil
… Hayvan ve mantarların tamamı ile bazı protista ve pigmenti sayesinde gerçekleşir.
bakteriler bu gruba girmektedir.
• Sadece aydınlık ortamda gerçekleşir.
c) Hem ototrof hem de heterotrof beslenme:
• Canlıda kütle artışına neden olur.
6
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
− Bu sıvının içinde kloroplasta özgü DNA, RNA, ribozom • Yapısında C, H, O, N ve Mg atomları bulunur.
ve fotosentez enzimleri bulunur. • Sentezi için güneş ışığı ve Fe gereklidir.
7
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Fotosistem
Kloroplastın tilakoit zarı üzerinde ışığı emen
pigmentler, proteinler ve diğer moleküler birleşerek
fotosistem adı verilen birimleri oluştururlar.
Fotosistemler ışığın emildiği ve kimyasal enerjiye
dönüştüğü birimlerdir.
Anten kompleksi ve tepkime merkezi olmak üzere iki
kısımdan oluşur.
Klorofil pigmenti yeşil ışığın çok az bir kısmını soğurur, Anten kompleksinde protein molekülleri ile çok
büyük bir kısmını ise yansıtır. Bu nedenle yeşil renkli sayıda klorofil ve karotenoit pigmenti içerir.
görülür.
− Bu kompleksteki pigmentler güneşten gelen foton
Karotenoitler enerjisini soğurur ve kademeli bir şekilde tepkime
merkezi kompleksindeki klorofil a molekülüne
Bitkilerde yeşil hariç diğer renkleri veren pigmentlere
aktarırlar.
karotenoitler denir.
Tepkime merkezi kompleksinde bir çift klorofil
Bu pigmentlere turuncu renkli karoten sarı renkli
a molekülü ve primer (ilk) elektron alıcısı
ksantofil ve kırmızı renkli likopin pigmentleri örnek
bulunur.
olarak verilebilir.
Karatenoitlerin görevleri − Foton enerjisi yardımıyla klorofil a molekülünden
ayrılan elektronlar ilk elektron alıcısı yardımıyla ETS ye
• Klorofilin soğuramadığı farklı dalga boylarındaki aktarılır.
ışınları soğurarak klorofile aktarırlar. Böylece
fotosentez olayına yardımcı olurlar.
8
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Fotosistemin yapısı
Fotosentezin Bulunuşu
Doğada çok önemli bir olay olan fotosentez, hem
Engelmann deneyi
geçmişte hem de günümüzde bilim insanlarının ilgisini
o Bu deney ile klorofilin en çok mor, mavi ve kırmızı en
çekmiş ve araştırma konusu olmuştur. az yeşil ışığı soğurduğu açıklanmıştır.
− 1772 yılında Joseph Priestley; bitkilerin havaya O2
verirken havadaki CO2' yi kullandığını, yani bitkilerin - 1930'lu yıllarda Cornelis Bernardus Van Niel; fotosentez
havayı temizlediğini gözlemlemiştir. sırasında açığa çıkan oksijenin kaynağının su olduğunu ileri
sürmüştür.
− 1779 yılında Jan Ingenhousz; bitkilerin sadece yeşil o Van Niel, CO2 kullanarak kendi besinini oluşturan
kısımlarının fotosentez yaptığını, gündüzleri oksijen ancak atmosfere oksijen vermeyen bakteriler üzerinde
geceleri ise karbondioksit açığa çıkardığını çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalarının sonucunda bazı
göstermiştir. bakterilerin gerçekleştirdiği fotosentezde H2O yerine
− 1804 yılında Nicolas Theodore de Saussure; bitki H2S kullanılabildiğini ve yan ürün olarak oksijen yerine
ağırlığına dayanarak fotosentezde su kullanıldığını kükürt gazı çıktığını saptamıştır.
saptamıştır. - 1937 yılında Robert Hill; Fotosentezde açığa çıkan
− 1883 yılında Theodor Wilhem Engelmann ışığın dalga oksijenin kaynağının su olduğu bir deneyle ispatlamıştır.
boyunun fotosentezde etkili olduğunu; mor - mavi ve o Deneyde, Chlorella cinsi yeşil algin ortamına ağır
kırmızı ışıkta fotosentezin daha fazla yeşil ışıkta ise oksijen taşıyan su molekülleri (H2O18) ile normal CO2
daha az gerçekleştiğini bulmuş ve bunu bir deney ile verilmiştir.
göstermiştir. o Deneyin sonunda fotosentez sonucu açığa çıkan
o Engelmann, yeşil ipliksi alg (Spirogyra) üzerine oksijenin ağır oksijen olduğu ve oksijenin sudan geldiği
prizmadan geçirilerek farklı dalga boylarına ayrılmış ispatlanmıştır. Ağır oksijen taşıyan karbondioksit
güneş ışınlarını düşürmüştür. Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, (CO218) kullanıldığında ise, ağır oksijen molekülüne
mavi ve mor dalga boylarındaki ışınların bulunduğu glikozun yapısında rastlanmıştır.
sisteme algin fotosentez hızını ölçmek için aerobik
bakterileri eklemiştir. Deney sonunda aerobik
bakterilerin algin en çok oksijen oluşturduğu 6CO2 + 12H2O18 C6H1206 + 6O2 18+ 6H2O
noktalarda yani mavi, mor ve kırmızı ışınların düştüğü
noktalarda toplandığı görülmüştür.
9
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
FOTOSENTEZ EVRELERİ
6CO2 18+ 12H2O C6H120618 + 6O2 + 6H2O
… Canlılarda enerji dönüşümü konularını anlayabilmek
için yükseltgenme (oksidasyon) ve indirgenme
(redüksiyon) olaylarının bilinmesi gerekir.
İndirgenme: Bir atom veya molekülün elektron
alması veya hidrojen atomu almasıdır.
Yükseltgenme: Bir atom veya molekülün elektron
Fotosentez sonucu açığa çıkan oksijenin temel kaynağı
vermesi veya hidrojen atomu vermesidi
sudur.
İndirgenme Yükseltgenme
Sudaki hidrojen atomu glikozun ve açığa çıkan suyun
Hidrojen çıkması Hidrojen eklenmesi
yapısına katılır.
Karbondioksitteki karbon atomu glikozun yapısına Oksijen eklenmesi Oksijen çıkması
katılırken, oksijen atomu hem glikozun hem de açığa çıkan Elektron verme Elektron alma
suyun yapısına katılır.
Enerjinin serbest hale Enerjinin depolanması
Fotosentezde Çeşitlilik
geçmesi
Fotosentez, kullanılan hidrojen kaynağına göre üç farklı CO2’den glikoz sentezi
Glikozun CO2’ye yıkımı
biçimde gerçekleşebilir.
… Bitkiler ve siyanobakteriler fotosentez sırasında H2O Fotosentez, iki ana basamakta gerçekleşir.
kullanırlar ve yan ürün olarak oksijen üretirler. … Birinci basamakta ışık enerjisi, hücrenin doğrudan
10
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
11
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
12
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
13
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
5) Su miktarı
… Farklı karbondioksit konsantrasyonlarında ışık
şiddetinin fotosentez hızı üzerindeki etkisi … Diğer metabolik olaylar gibi fotosentezin de
incelendiğinde daha farklı bir durum ortaya çıkar. gerçekleşebilmesi için su mutlaka gereklidir.
Düşük karbondioksit konsantrasyonunda, ışık şiddeti
… Fotosentez sırasında su parçalanarak açığa çıkan
yüksek bile olsa fotosentez hızı düşük olur. Yani bu
durumda sınırlayıcı faktör CO2 konsantrasyonudur. hidrojen iyonları organik bileşiklerin yapısına katılırken,
… Yüksek karbondioksit konsantrasyonunda ise fotosentez oksijen ortama verilir. Bu nedenle fotosentezin etkin bir
şekilde gerçekleşebilmesi ve fotosentez enzimlerinin
hızı ışığın şiddetine göre değişir. Işık şiddeti yüksek ise
çalışabilmesi için yeterli miktarda suya ihtiyaç vardır.
fotosentez hızı yüksek, düşük ise fotosentez hızı daha
… Ortamdaki suyun artışı fotosentez hızını belli bir
düşük olur. Yani fotosentez hızını miktarı en az olan
faktör belirler. değere kadar arttırır. Belli bir değerden sonra ise
fotosentez hızını etkilemez.
… Su miktarının %15'in altına düştüğü ortamlarda ise
14
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
vardır ve bitkiler mineral tuzlarını suda çözünmüş halde İşte bu şekilde inorganik maddelerin oksidasyonuyla
topraktan alırlar. açığa çıkan kimyasal enerjiyi kullanarak organik
… Fe, Mg, Ca, Na, P, N, S gibi mineraller fotosentez de madde sentezlenmesine kemosentez, kemosentez
yapan canlılara ise kemoototrof denir.
etkilidir.
Kemosentetik bakterilere nitrit ve nitrat bakterileri,
… Örneğin Fe (demir), hem ETS elemanı olan
demir bakterileri, kükürt bakterileri, hidrojen bakterileri
ferrodoksinin yapısında bulunur hem de klorofil ve bazı arkeler örnek verilebilir.
sentezinde rol oynar. Mg (magnezyum) klorofilin
Doğadaki biyolojik dengenin kurulmasında ve
yapısına katılır.
korunmasında pek çok bakteri türü gibi kemosentetik
…P(fosfor), ATP'nin ve nükleik asitlerin; N (azot), amino bakterilerin de önemli rolleri vardır. Bu bakteriler, atık
asitlerin, nükleik asitlerin ve bazı vitaminlerin yapısında maddelerin parçalanmasını ve tekrar kullanılabilir hale
bulunur. getirilmelerini sağlayarak çevre kirliliğini de önlemiş
… Ayrıca K (potasyum) ve S(kükürt) gibi mineraller de ışıktan olurlar. Ayrıca kemosentetik bakteriler azot gibi bazı
bağımsız reaksiyonlarda yer alan enzimlerin aktivitesinde ve elementlerin doğada devirli olarak kullanılmasında
ATP sentezi üzerinde etkili olurlar. görev yaparlar
Kemosentezle besin üretimi iki aşamada gerçekleşir.
... Fotosentez hızı, topraktaki minerallerden miktarı en az
olana göre belirlenir.
15
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
16
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
I. OKSİJENLİ SOLUNUM
Organik moleküllerin oksijen varlığında bir dizi
tepkime ile karbondioksit ve suya parçalanıp ATP elde
Soluk alıp vermek ile hücresel solunum birbirinden farklı edilmesine oksijenli solunum denir.
olaylardır. Soluk alıp verdiğimizde havadan 02 alır, havaya
C02 veririz ve bu olay akciğerlerimizde gerçekleşir.
17
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
− Prokaryot canlılarda sitoplazmada başlar, hücre Oksijenli solunum glikoliz, pirüvik asit oksidasyonu, kebs
zarının iç yüzeyinde tamamlanır döngüsü ve elektron taşıma sistemi (ETS)) olmak üzere
dört evrede gerçekleşir.
− Ökaryot hücrelerde sitoplazmada başlayıp
mitokondride tamamlanır. ------Ökaryot hücrelerde,
1. Glikoliz ----------> sitoplazmada
− Ara ürünlerden kopan hidrojen atomları NAD+ ve FAD
koenzimleri ile yakalanarak ETS 'ye taşınır. 2. Pirüvik asit oksidasyonu ------> mitokondrinin matriks
sıvısında,
− ATP üretimi substrat seviyesinde fosforilasyon ve
3. Krebs döngüsü ---------> mitokondrininı matriks
oksidatif fosforilasyon ile gerçekleşir.
sıvısında,
− Son ürün olarak CO2, H2O ve ATP oluşur.
4. Elektron taşıma sistemi -------------> mitokondrinin
Oluşan CO2''nin yapısına glikozdan karbon ve
krista zarında gerçekleşir.
oksijen atomları; .
Oluşan H2O 'nun yapısına ise glikozdan hidrojen ve
atmosferden oksijen (O) atomları katılır. 1- Glikoliz
Glikozun çeşitli enzimler yardımıyla üç karbonlu iki
Mitokondrinin Yapısı molekül pirüvik asite kadar parçalanmasına glikoliz
denir.
Glikoliz oksijenli, oksijensiz solunum ve fermentasyon'
da ortak olarak gerçekleşir.
− Glikoliz olayı, enerj harcanan evre ve enerjinin geri
kazanıldığı evre olmak üzere ikiye ayrılabilir:
− Mitokondri çift zarlı bir organeldir. Dıştaki zar düz, − Glikoliz tepkimeleri 2 molekül pirüvat oluşumu ile
içteki zar ise kıvrımlıdır. iki zar arasında zarlar arası sonlanır
boşluk bulunur. iç zarın oluşturduğu kıvrımlara krista adı
verilir. iç zar ile çevrelenmiş olan sıvı dolu alana
matriks denir.krista ve matrikste oksijenli solunum
enzimleri bulunur.
18
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Bir molekül glikozdan iki molekül pirüvat molekülü • Glikoliz ve Krebs döngüsü tepkimelerinde substrat
oluştuğu için bu evrede iki molekül NADH+ H+ ve asetil seviyesinde fosforilasyon ile ATP üretimi ve NAD+
CoA molekülü üretilir. koenziminin in·dirgenmesi ortak olarak gerçekleşir.
19
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
20
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Bu bağlamda bir glikoz molekülünün kullanıldığı SDF Var Yok Var Yok
oksijenli solunum ETS' sinde oksidatif fosforilasyon ile OF Yok Yok Yok Var
28 ATP üretilir. Hücrenin net ATP kazancı ise 32 ATP
CO2 üretimi Yok Var Var Yok
olur.
SDF : Substrat seviyesinde fosforilasyon
OF : Oksidatif fosforilasyon
21
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Besinlerin oksijenli solunuma katılma yolları adlandırılan bir tepkime ile amonyak (NH3)molekülü
ayrılır. Geri kalan kısım ise pirüvik asit, asetil CoA ya
da sitrik asit döngüsündeki bir maddeye dönüşerek
Vücudumuza çok az miktarda serbest glikoz alırız.
oksijenli solunuma katılır.
Tükettiğimiz besinlerin içinde polisakkarit (nişasta ve
glikojen) disakkarit (sükroz ve laktoz) protein ve yağ
gibi maddeler bulunur. Vücuda alınan kompleks
organik maddeler hidroliz ile monomerlerine
dönüştükten sonra solunum tepkimelerine katılabilirler. • Karbonhidratlar ve lipitler solunum tepkimelerinde
kullanıldığında CO2 ve H2O oluşur. Proteinlerin
Polisakkarit şeklinde vücuda alınan karbonhidratlar
kullanıldığı solunum tepkimelerinde ise CO2 ve H2O ve
sindirim sonucu glikoza dönüşür. Disakkaritlerin
NH3 oluşur.
sindirimi sonucu glikoz, fruktoz ve galaktoz oluşur.
Fruktoz ve galaktoz izomeraz adı verilen enzimlerle • Amonyak çok zehirli bir moleküldür. Balık gibi bazı
glikoza dönüştürülür. Glikoz, glikoliz ile başlayan bir hayvanlar bu amonyağı suyla seyrelterek vücudundan
süreçle oksijenli solunum tepkimelerine katılır. uzaklaştırır. Bazı hayvanlar (sürüngen, kuş, memeli) ise
Yağlar, hidroliz tepkimeleri ile gliserol ve yağ su kaybını azalmak için amonyağı daha az zehirli olan
asitlerine parçalanırlar. Gliserol, gliseraldehit fosfata üre ya da ürik aside dönüştürerek boşaltımla vücuttan
dönüşerek glikoliz tepkimelerine katılır. Yağ asitleri ise uzaklaştırır.
beta oksidasyon olarak adlandırılan bir olayla iki
karbonlu bir molekül olan asetil CoA moleküllerine
dönüşür. Asetil CoA molekülleri krebs döngüsüne
girerek oksijenli solunuma katılır. Beta oksidasyonu
sırasında NADH ve FADH2 molekülleri de üretilir ve
bunlar ATP sentezinde kullanılır.
22
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
• ETS kullanılmaz.
23
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Yoğurt bakterisinde,
Maya mantarlarında, yeterli O2 gelmediğinde
bazı bakterilerde, bitki çizgili kas hücrelerinde,
tohumlarında görülür. insanda olgun
alyuvarlarda görülür.
Etil alkol ve laktik asit fermantasyonunun pirüvat Son ürün 2C’ludur. Son ürün 3C’ludur.
oluşumundan sonraki basamaklarında ATP üretimi ya
Son ürünleri organik (etil
da tüketimi olmaz. Bu reaksiyonların temel amacı
alkol) ve Son ürünleri organiktir.
glikolizde üretilen NADH + H+ ların yükseltgenerek
inorganiktir.CO2)
NAD+ koenziminin serbest kalmasıdır.
Turşu ve salamura zeytin üretiminde de laktik asit CO2 oluşur. CO2 oluşmaz.
fermantasyonundan yararlanılır. Turşu, sebze ve Kapalı ortamın gaz Kapalı ortamın gaz
meyvelerin kendi öz suyunda bulunan laktik asit basıncını arttırır. basıncını değiştirmez.
bakterileri tarafından gerçekleştirilen fermantasyon
sonucunda meydana gelir.
Asetaldehit oluşur. Asetaldehit oluşmaz.
Bazı sucuk ve salamlar da laktik asit fermantasyonu ile
olgunlaştırılır. Laktik asit fermantasyonu sonucu oluşan Son elektron (H+) Son elektron (H+)
metabolizma ürünleri gıdaların kendine özgü aroma alıcıı asetaldehittir. alıcı piruvattır
kazanmalarını sağlar.
Laktik asit, gıda içerisinde zararlı mikroorganizmaların
gelişimini önleyerek gıdaların korunmasına da yardımcı
24
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
25
CANLILARDA ENERJİ
DÖNÜŞÜMLERİ
Denitrifikasyon Denitrifikasyon
Bakterileri Bakterileri
NO3 NO2 N2
Denitrifikasyon
26