Professional Documents
Culture Documents
Ozel Motorlar Taranmış-Birleştirildi
Ozel Motorlar Taranmış-Birleştirildi
Giriş Ra,
Adım motorları hareket ve konumun (pozisyonun) hassas olarak kontrol
edilmesi gerekli olanyerlerde kullanılan özel motorlardır.
İsminden de anlaşılacağı gibi, adım motorlarıbelirli adımlarda dönerler. Bu
adımlar, motorunsargılarından uygun olan birisine darbe gerilimi uygulanarak
kontroledilirler, Motorun tasarımına(yapısına) bağlı olarak, adım motoru909, 459,
189 veya daha küçük açı aralıklarında dönebilir. Darbe oranıdeğiştirilerek motorun
bir adımlık hareketi çok yavaşlatılabileceği gibi, 4000 d/d” ya da yükseltilebilir.
Adım motorları saat yönünde veya ters yönde dönebilirler. Bu işlem, faz
sargılarına uygulanan darbe gerilimlerininsırasına bağlıdır.
Adım motorunun davranışı motoru süren güç kaynağına bağladır. Güç kaynağın-
dan elde edilecek darbeler mikro işlemciveyabilgisayar tarafindan kontroledilirler.
Darbeler bilgisayar tarafındansayılır ve saklanırlar. Saat yönündeki darbeler (4) iken
ters yöndeki darbeler (4) olarakişlem görürler. Sonuç olarak, her zamaniçin adım sayı-
ları bilinmektedir. Adım aralıkları tam olarakbilindiğinden devir sayısı da hassas olarak
bilinmektedir. Bu özelliğinden dolayı, adım motoru çok hassas konum kontrolugere-
kencihazlarda(çizici,teypler, valilerve yazıcılar gibi) tercihedilmektedirler,
R
Adım Motorunun Temelleri a
Çokbasit bir adım motoru Şekil 5.1'de gösterilmiştir. Bu motor, statorunda üç-
çıkıkkutupile rotorunda yumuşakdemirden yapılmış iki kutuptan oluşmaktadır. Sta-
tor sargıları üç anahtarA, B, C ile bir doğru akım (DA)güç kaynağınabağlanabilirler.
stator da
stator
Güç
J kaynağı
hn 22 (4) Ge)
Atalet Momentinin Etkisi
Motorun yüksüz, aynı zamanda rotor kalkınma momentinin düşükve yatak
sürtünmesinin çok küçük olduğunu kabul edelim. Rotor başlangıçta kutup-!'in
altında ve bu durumda rotorunaçısal konumu 0 olsun. AnahtarA açılır ve B kapa-
ulırsa, rotor kutup-2'ye doğru saat yönünün tersi yönde harekete geçecektir. Roto-
run hızlı bir şekilde ve kısa bir sürede kutup-2'nin eksenine gelmesi ve orada dur-
masıistenen bir durumdur. Fakat, rotor dikkate değer bir hızla dönmekte olup,
kutup-2'nin eksenini dönme yönünde ileri doğru geçecektir. Böyle olunca, kutup-
2'nin manyetik alanı rotoru geriye doğru çekecek ve rotoru fenlemeye çalışacaktır.
Saat yönütersinde dönen rotor kutup-2'nin etkisiyle önce duracak daha sonra ise
kutup-2'nin manyetik alanırotoru saat yönünde döndürecektir. Rotordevrinin yön
değiştirmesi sonucu, rotor kutup-2'nin ekseni etrafında bir titreme (dalgalanma)
yapacaktır. Bu dalgalanmayatak sürtünmesinden dolayı kademeli olarak sönecek-
tir. Şekil 5.2'de rotor konumuzamanın bir fonksiyonu olarak gösterilmiştir.
derece
s0
Xa
12
zaman(ms)
Şekil 5.2 Motor yüksüz iken rotor hızı ve konumunun zaman ile değişimi
0 7 8 2 16 20 24
Ns zaman(ms) 5
Şekil 5.2 Motor yüksüz iken rotor hizi ve konumunun zaman ile değişimi
90
60
*
o 4 12 16 20 24
zaman(ms)
Şekil 5.3 Şekil 5.2'dekişartlara ilave olarak atalet momenti biraz daha büyüktür
derece
90 —
6) EE
| açısalipozisyon
39 | ss) İ
El İÇ
o 4 8 2 16 20 24
a . Zaman(ms)
Şekil 5.4 Şekil 5.3'deki aynı şartlara ilave olarak sürtünme
kuvveti arttırılmıştır
12
zaman(ms)
Şekil 5.6 Bir adım motorununilk 3 adımı süresince akım darbeleri,
açısal konumuvehız eğrileri.
3 adım (24 ms) yarım devirlik bir dönme meydana getirmektedir olduğunadik-
kat edilmelidir. Bu örnüğe darbeler 8 mssüresincedir. Bunun sonucunda adım oranı
Moment-Akım İlişkisi
Adım motorununürettiği momentin stator akımına bağlı olduğu önce be-
lirtilmişti. Şekil 5.7, bir adım motoru için akım-moment eğrisini göstermekte-
dir. Motor akımı 8 A olduğu zaman, motor 3 Nm'lik bir moment üretir. Bu
motorun bir konumdan diğerine hareketinde ürettiği moment olup kırılma
momenti olarak adlandırılabilir. Motor bir konumda dururken, en son uyartı-
lan (enerji verilen) sargıdan geçen akıma "tutma akımı"denilir ve bu akım de-
vam etmelidir. Tutma akımı devam ettiği sürece rotor en son ki konumunda
kilitlenmişolarak duracaktır.
Moment (Nm)
kopma momenti
i
akım (A)
o 8 16
Şekil 5.7 Adım motorunun akım-moment eğrisi
Başla-Dur Adımlama Oranı
Şekil S'daki gibi adım motoru başla-dur prensibinde çalışırken, adım
oranı için izin verilen bir üstsınır vardır, Eğer sargı akımları darbe oranı çok
hızlı ise, rotor darbe değişimlerini tam olarak (hassas olarak) izleyemeyecek ve
bundandolayı rotorun adım kontrolu kaybedilecektir. Bu ise adım motorunun
kullanılma amacına ters bir durumdur. Darbeile adım uyumluluğunu (senk-
ronizasyonu) korumak için rotor bir konumdakararlı duruma geçtikten sonra
diğer adım darbesi uygulanmalıdır. Şekil 5.6'ya göre başarılı adımlararasındaki
zaman aralığı en az 6 ms olmalıdır. Bu zamanlama sonucu maksimum
1000/6167 adımy/s'lik bir hız elde edilebilir. Saniyedeki maksimum devir
sayısının yük momentive sistem atalet momentine de bağlı olduğu akıldan
çıkarılmamalıdır.
Yük değeriarttıkça ve atalet momenti büyüdükçe, saniyede elde edilecek
adım sayısı azalacaktır. Başla-dur adım yöntemi bazen hatasız başlama modu
olarak da tanımlanır ve bu yöntemin karakteristiği Şekil 5.8'de eğri-I ile göste-
rilmiştir.
Moment(Nm) RP
Aa eğri-1: başla-dur modu (atalet momentivar)
başla-dur modu(atalet momenti2kgcm? yük)
8) 3: düzgünhız modu (atalet momenti2kgcm?yük)
adım/s
0 200 400 500 600 800
devir sayısı ——
Şekil 5.8 Adım motorunun değişik modlarda çalışma eğrileri
6
W o
başla -durmodu
hiz
A >
düzgün hız modu
1) 7 iL LA
O. 4 8, 12 1erisİieniz 24
zaman (ms)
p Şekli 6.9 (a) Açısal konumunve (b) anihızın zamanla doğişimi
(28) (ii
-ip d..,
2 do (52.2)
Ni)
stator sargısı
(a) a sargısı
(c) sargısı
Şekil 5.10 Değişken relüktanslı adım motoru
T, <-izL, sinse
6.3)
olur. Denklem (5.3)de 4-0 olduğunda, 7, -0 olur. b-kısmının
endüktansı ve momenti;
sargıları
Şekil 6.11 30* adımlarla dönen kalıcı mıknatıslı bir adım motoru
A İl ana
Ea.
endüyi-1
Ni MA a N endüi-2
5
82 2 İle Z pil
N
N kalıcı
S/ İN Ss 5 mıknatıs
endüv-2
A AZ
(a) (e)
©
Şekil 5.12 Karışık yapılı adım motorunun (a) yapısı
(b) rotorun yandan görünüşü (c) kısımları
Şekil 5.13 Statorunyapısı Şekil 5.14 Karışık yapılı adım motorunun iç kesiti
Çizelge 5.1: Şekil 5. 14(a)'daki karışık yapılı adım motorununözellikleri
tek kutuplu çift kutuplu
“DA çalışmagerilimi(V) 5 2 5 12
sargı direnci(0) 9.1 524 gı 52.4
sargı endüktansı(mH) 7.5 46.8 143 79
tutma momentifmAm) 734 87.5
rotor atalet momenti (g.m2) 12.5x10:4
adım/devir 48 7
maksimum çalışmasıcaklığı 7009
|
0 20 400 70 400
Hız (darbe/saniye) Hız(dari be/saniye)
Şekil 5.15 Şekil 5.14 (a)'daki motorun hız-momenteğrileri. ı ve2 nolu eğriler sırasıyla
düzgünhiz vehatasız yolalma modlarıiçin momentleritemsil etmektedirler
SÜREKLİ MIKNATISLI MAKİNALAR
Mıknatısların kullanılması, çalışma prensibi ve tasarım açısından özellikle doğru akim ve sehkton
makineler için çok elverişlidir. Önceki bölümde açıklandığı gibi, doğru akım makinelerinde endüvi ve
uyarma sargıları olmak üzereiki ana sargı mevcuttur. Bu sargılar farklı şekillerde beslenerek, motorda
dönme hareketiiçin gereken akıyı oluştururlar. Akı üretimiiçin sargı yerine sürekli mıknatıs malzeme
kullanımıile elde edilen makineler sürekli mıknatıs makinelerolarak adlandırılır.
SM malzeme,klasik tip DA makinesinde kutup ayaklarında bulunan uyarma sargısı yerine kullanılarak,
ihtiyaç duyulan uyarmaalanı oluşturabilir. Elde edilen bu tip makine, fırçalı tip sürekli mıknatıslı doğru
akım makinesiolarak anılır. Bunun nedeni, endüvi devresinin klasik tip DA makinesi olduğu gibi fırça-
kollektör düzeneği üzerinden beslenmesidir.
Benzerşekilde, SM malzeme rotor devresi üzerinde dekullanılabilir. Bununiçin, en basit şekilde bir
senkron makine yapısı göz önüne getirilmelidir. Bilindiği gibi senkron makinenin rotorunda bir doğru
akım sargısı statorundaisefarklı sayılarda faz sargıları bulunmaktadır, Rotorda SM malzemekullanımı
ile sürekli bir uyarmaalanı oluşturulur. Rotor sargısı ortadan kalktığından dolayı, bunun beslenmesi
için gereken fırça-kollektör düzeneğiihtiyacı da ortadan kalkacaktır. Bu nedenle bu tip makineler
fırçasiz tip SM makinalarolarak anılır. Aşağıdaki şekilde bu iki tip makinanın yapilari görülmektedir.
Fırçasız tip SM makinalar, statorsargılarının beslenme şekline göre iki grupta incelerir. Sürekli
mıknatıslı senkron motorlar, sabit momentüretimiiçin sinüsoidal formda stator akımına
gereksinim duyar ve sinüsoldalzıt emk'ya sahiptir. SM doğru akım makinaları ise sabit moment
üretimiiçin dikdörtgen biçimindestator akımlarına gereksinim duyar ve trapezoidal formda zıt
emk'ya sahiptir.
Sürekli mıknatıslı fırçasız doğru akım makinalarında oluşacak MMK,sabit hızla dönmez. Ayrıca
stator hava aralığı akısı, SMSM'larda olduğu gibi sınüzoidal değil trapezoldaldir. Bu özellikler
SMFDAM ile SMSM arasındaki en önemlifarklardır.
Tablo 1. Fırçalı ve Fırçasığ. DA Makinalarının Karşılaştırılması
Endüvi ve kutup sargıları bulunan fırçalı bir doğru akım makinasıyla SM firçalı ve firçasız tip DA
makinaları karşılaştırılırsa;
fa) SM DA makinasında alan oluşumaiçin sürekli mıknatıs malzeme kullanıldığında dolayı
uyarma sargısı olmayacaktır, dolayısıyla uyarmasargısındakibakır (12 .R) kayıpları
gerçekleşmez.
(b) Aynınedendendolayı, SM makinada uyarma gücü İnlyacı ortadankalkar.
(e) Eğer SM makina firçasıztipte ise firçalardan dolayı oluşan sürtünme kayıpları ve gerilim
düşümleri gerçekleşmez,
(4) Mıknatıs malzemeninenerji yoğunluğuna göre, aynı uyarma gücü için, sargılı bir DA
makinasına göre ağırlık ve boyut olarak çok daha küçük bir SM makina tasarlanabilir.
(e) Fırçasıztip SM makinalarda sargı statorda bulunduğundandolayı, oluşanısı daha kolay-bir
şekilde dışarı atılabilir ve oluşabilecek ısınmaproblemlerinin önüne geçilebilir,
(fi) Fırçasız makinalar bakım gereksinimi duymadan urun süre çalışabilir. Fırça
olmadığından,fırçalara uygulanan bakım ve fırça değişim maliyetleri ortadan kalkar,
SMFDAM'nın Avantaj ve Dezavantajları
Kullanım Alanları
SMFDAM'nın kullanım alanlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
1. Otomotiv sektöründe; petrol tankının içinde yakıt pompası, otomatik
kontrollü klima motoru olarak,
2. Endüstri tesislerinde; servo sistemlerde, robotik uygulamalarda, fan ve
basınçlı hava makinaları tahriğinde,
3. Bilgisayar endüstrisinde; yazıcı ve disk sürücülerinde,
4. Elektronik eşyalarda; kompakt disk ve kasetçalar motorlarında,
5. Lokomotif endüstrisinde, raylı sistem araçlarının tahriğinde,
6. Ev aletlerinde, çamaşır makinası tahriğinde kullanılmıştır.
7. Elektrikli bazı araçlarda şanzımanlı (BLDC) olarak ve şansızmansız hub
motor olarak.
Mm)
“ SMFDAM
de mak. -,
wirad/s)
Moment/hızilişkisi
A —— SM
DA Alternatif Akım
5
Kaynağı Mp Wotoru
N
Konum
algılayıcı
Kontrol
devresi
Elektronik komutasyon
X Fırçasız DA motoru — SM alternatif akım motoru * Elektronik komutasyon
Makine Yapısı ,
Söyrekle
Fırçasız yhotorların dört temel bölümü vardır. Bunlar; PM
yani mıknatıstan oluşan-rotr (endüvi), bobinlerin
sabitlendiği stator (endüktör), komitatör (dağıtıcı), rotor
durumunu kontrol eden sensör ve kontrol birimleridir.
Bir fırçasız DA motorunun yapısı SM senkron motor olarak
da bilinen mıknatıslı AA motoruna çok benzer. Motorun
statorunda AA motor sargısı benzeri çok fazlı sargılar
bulunur. Rotor ise sürekli mıknatıs malzemeyi taşır.
Başlıca BLDC Tipleri
SM fırçasız doğru akım motorları, rotorun yapısı dikkate alınarak
üç tipte incelenebilir.
Jin
ali il ili 2)
557
ROTOR MAGNETİK.
DEVRESİ
— MIKNATIS
© STATOR FAZ
SARGİSİ
Ele
HALI, SAPI
SaasgT5
3. İç Rotorlu BLDC
Kullanım alanı en fazla ola'i tip iç rotorlu BLDC'dir., Rotor statorun
içinde yer alır. Sürekli mıknatıslar rotor içine çeşitli şekillerde
yerleştirilmiştir.
/ Algılayıcılar
dı,
B (9) dn
o Iğ0 M4
————
Mıknatıs malzemenin havaaralığında oluşturduğu akı yoğunluğu
B(9)
-R
#
ö 10 M5
Şekil 2. Mıknatıs malzemenin hava aralığında oluşturduğu akı yoğunluğu
sene
Rotor O - 1809 arasında hareket ederken,bobin akısının 6 'ya bağlı değişimi;
d
a Sİ 2, do ğa
2ğce —Wd i yazılır.
şeklinde
dt
x
Bu ifade,Şekil 3.(b)'degösterilen kare dalga emk e,1'in büyüklüğünü verir.
A fazının ikinci bobininde endüklenen emk dalga şeklidebirincinin aynısıdır fakat 309 'lik bir
kayma söz konusudur. Bu da Şekil 3.(c) 'de gösterilmiştir. Buiki bobin seri bağlanarak A
fazını oluşturduğundan dolayı toplam faz gerilimi, iki ayrı bobine ait gerilimin toplamı
olacaktır.
Burada; Nrız faz başına sarım sayısı, B, hava aralığı akı yoğunluğu,£,
statoruzunluğu, rı stator iç yarıçapı ve w açısalhızı gösterir. Bir fazın iki bobinden oluştuğu
düşünülürse; k
te
Besleme * g
Şekil 5te A,B,C,D ile nitelenen bobinler statora sabitlenmiş ve aynı isimli bloklar ise
transistör ve tristör elemanlarından oluşan kontrol birimleridir. Rotorun dönüş hareketi,
bobinlerden geçen akımın transistör yadatristör elemanlarının kontrolü ile sağlanır,
Endüvisargılarından geçirilen akim sabit bir alan oluşturur. Bu alan sabit kutupları meydana
getirir. Bu kutuplar döner alanın peşinden giderek dönme olayı gerçekleşir.
lili
Kontrolör —
Şekil 5*te verilen fırçasız DC motorda, PM (Permanent Magnet) Rotor 459 lik hareketini
açıklamak içi kontrolü elile yaptığımızı düşünelim.
IE
J8EIDL EE
18t1Ş8t6306
A A A
c c c
M0 (8) (9)
Sekil 7. PM Motorun 459 lik Hareket Ettirilmesi Durumları R
NN : Çe
ÖĞALCE) GB),CA)
GC),CB (HOCA)
$M firçasız DA motorunun, AA senkron motordan bir diğer farkı, motor kontrolü için
gereksinim duyulan rotor konum algılayıcılardır. Bu algılayıcılar, stator sargı akımlarının
doğru zamanda anahtarlanması için, elektronik kontrol devresine gereken rotor konum
bilgisinisağlar.
Son yıllarda, algılayıcısız kontrol yöntemleri uygulanmakta olup bunlardan biri sıfir geçiş
yöntemi olarak adlandırılan metottur, Faz sargılarına 1209 genişlikte akımlar uygulandığında,
üç fazlı bir motorda, fazlardan biri pozitif diğeri negatif akım akıtacak, üçüncü faz ise pasif
durumdakalacaktır.
Sıfırdan geçiş yönteminde pasif durumdaki bufaz, zıt emk'yı Ölçmek için kullanılabilir. Zıt
emk'nın sıfırdan geçtiği nokta, iki komütasyon noktasının tam ortasıdır. Buradan hareketle,
sıfır noktasından geçiş gerçekleştiğinde, öncekisıfırdan geçiş noktasına yarı periyot süresi
ekleyerek,bir sonraki komütasyonun gerçekleşeceği zaman tahmin edilebilir.
Bu yöntemin bazı zayıf noktaları vardır. Yüksek hızlardafazın pasif durumda kaldığı süre
kısalacağından, uygun zamanlamayı yapmak zorlaşacaktır. Yüklü çalışma durumundaaktif
fazlardan yüksek Beğerli akımlar akar. Stator sargıları endüktif karakterli olduğundan,
komütasyon zamanlarında inverter devresindeki serbestgeçiş diyotlarından geçecek akımlar
nedeniyle pasif faz, zıt emk'yı Ölçmek için kullanılamaz. Bundan dolayı, yüksekhızlı ve
yüklü çalışma durumlarındasıfırdan geçişiizlemek mümkün olmaz.
Algılayıcısız çalışmada, daha güçlü bir yöntem olarak Kalman filtre teorisi kullanılmaktadır.
Bu yöntemde motora ait konum, hız ve zıt emk bilgilerini içeren bir matematik model
kullanılır. Tahmin aşamasında, bu model yardımıyla her bir zaman adımında motorun
durumunun nasıl değişeceği tahmin edilir. Tahmin edilen zıt emk, ölçülen değerle
karşılaştırılır vefark, motorun çalışmasınıiyileştirmekiçin kullanılır.
Kalman tekniği kullanılarak sadece sıfır geçişlerinde değil, her zaman adımında motorun
konum vehız tahminleri yapılır. Bu sayede daha doğru komütasyon vedolayısıyla yüksek
verim eldeedilebilir.
Manyetik Algılayıcılar
Manyetik bobintipi algılayıcı ise, sabit bir yere tutturulan bobinin yakınına bir mıknatıs
yaklaştırılması ile bobin çıkışındaki gerilimin değiştirilmesi esasına göre çalıştırılır.Bu
durumda bobin çıkışında bobine yaklaştırılan manyetik parçanın bir fonksiyonu olarak bir
gerilim elde edilir.Bu gerilim istenilen amaçiçin kullanılır.
Optik Algılayıcılar
Genellikle foto diyot veya foto transistör algılayıcısı ile Irled (Kızılötesi led) ışık
kaynağından meydanagelir.
Foto Transistör
“2
Foto Transistör
—— Mile Takılan Çark ————p-
Bunun sonucuışık 92” ye düşer. Bunun sonucu 94 ve 06yalıtkan, baz polarması alan©5
iletken olur ve S2 sargısınıenerjiler. Şimdi oluşan yeni manyetik alan PM rotoru kendine
çeker. Çark tekrar hareket eder ışık 03” e düşer. Bu durumdabaz polarmasıalan 06iletken
olur veS3 sargısını enerjiler. Bu kez yeni manyelkalan PM rotoru kendineçeker ve olaylar
çark hareketine bağlı olarak bu şekilde devam eder.
SMEDAM'ıunÇalışma Karakteristikleri k
SMFDAM'nm moment-hız karakteristiği şekil 10?daki gibidir. Eğer sargı direnci küçükise,
eğri, de şönt makinaile benzerlik gösterir,
Mira)
Kesintili çalışma
Sürekli çalışma bölgesi, değişik hız ve moment değerlerinde, sargılarınizin verdiği en yüksek
ısıya göre makinanın çalışması şeklinde açıklanır.
Şekilden de görüldüğü gibi, hız artıkça momentazalır. Bunun sebebi artan hız ile rotor
magnetik kayıplarının da çoğalmasıdır. Hız artışı gerilim ayarı ile yapılabilir. Gerilim ayarı
eğrininkesikli çalışma bölgesine yükselmesineneden olur.
8.3. Servomotorlar
Servomotorlar, bazen kontrol motorları olarak da adlandırılırlar, elektrik
motorları olup özellikle geri beslemeli kontrolsistemlerinde çıkış hareketini
kontrolediciolarak kullanmaküzeretasarlanırve üretilirler.
Nalın Vet
Servomotorların güçleri birkaç vaitan birkaç yüz vete kadar olabilir.
Servomotorlar yüksek hız tepkisine sahiptirler. Bu özellik ise servomotorların
düşükrotorataletine sahip olmalarınıgerektirir. Bu motorlar daha küçükçaplı ve
daha uzundurlar. Servomotorlar normalolarak düşükveyasıfır hızdaçalışırlar ve
bundan dolayı momentveyagüç değerleri aynıolan klasik motorlara göre boyut-
ları daha büyüktür. Servomotorlar; robotlar, radarlar, bilgisayar, takım tezgahları,
izlemeve yol göstermesistemleri veişlev denetleyiciler olarak kullanılabilir. Gü-
nümüzde hem DA hem de AA servomotorlar kullanılmaktadır.
8.3.1. DA Servomotorlar
DA servomotorlar yabancı uyartımlı DA motorlar veya kalıcı mıknatıslı
DA motorlardır.
x
e.
©
Meme
Endüvi
merk
Alan Vaz>Vaz>Va?
3>Vaz>Var
'mnk.
Hız
b
Şekil 8.4 DA servomotor (a) şematik diyagram (b) endüvi ve alan mmk'leri
(6) moment-hız karakteristikleri
8.3.2. AA Servomotorlar
çWaran birkaç
DAservomotorlar, yüksek güçlü uygulamalarda da kullanılır. Günümüzde, AA
servomotorlar hem düşük hem de yüksek güç uygulamalarında kullanılmakta-
dır. AA motorlarınyapıları basit, ataletleri düşüktür. Ancak,genellikle doğrusal
olmayanözellik gösteren ve yüksek manyetik bağa sahip makinalardır. Ayrıca,
moment-hızkarakteristikleri DA servomotoflarınki gibiidealdeğildir. Bunların
yanısıra, AÂ servomotorlar aynı boyuttaki DA servomotorlarile karşılaştırıldık-
larında daha düşük momentesahipürler.
8.3.2.1. İki-Faz Servomotorlar
Kontrolsistemlerinde kullanılan çoğu AA servomotorlar,iki-faz sincap ka-
fesli asenkron makinalardır. Frekansları normal olarak 60şHz veya 400 Hz
olabilir. Yüksek frekans, hava yolusistemlerinde kullanılmaktadır.
Kontrolfazı Yüksekdirençli
o———, Sincapkafes rotor
V,L*90
o———İ
Referansfazı
7,0
Şekil 8.5İki-faz AA servomotor
Yüksekrotor direnci
Düşük
rotor direnci
o Senkronhız
Şekil 8.6 İki-faz servomotorun moment-hız karakteristiği
Servo
yükselteç.
k V,ZO
Şekil 8.7 Radar konum kontrolsistemi
JF
8.8 Vektör kontrollü üç-faz asenkron motorun servomotor olarak kullanımı
*
Von Akım kontrollü / Asenkron
— PWM X Motor
PWM
© Moment generatörü
Z Hız dener Komutu 11
* leyici
© Vektör
Akı kontrol
komutu 9
,
o ©
Şekil 8.8 Vektör kontrollü üç-faz asenkrorı motorun servomotor olarak kullanımı
Alternatör yüklendiğinde yükün cinsi ve miktarına bağlı olarak uç gerilim değişir. Bu durum
elektrik santrallerinde paralel bağlı olarak çalışan alternatörlerin dengesiz yüklenerek santral
veriminin düşmesine nedenolur. Yükile çevirici makinenin devir sayısı da değişmektedir. Bu
nedenle yükü çok sık değişen bir alternatör ya da alternatör grubunun gerilim ve frekansında
dalgalanmalar görülmektedir. Elektrikli cihazların karakteristiklerine uygun çalışabilmeleri için
uygun kararlı gerilim ve frekans ile beslemek gerekir. Buradan alternatörlerin gerilimini ve
frekansını sabit tutma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Ancak devir sayısı, devir regülatörleri
yardımıile kararlı bir şekilde tutularak gerilimin frekansında meydana gelebilecek değişmeler
önlenir. Bu regülatörler, alternatörlerin yüküne göre mekanik enerjiyi azaltıp çoğaltarak frekansı
sabit tutabilirler.
Doğru akım generatörleri (DAG), güvenilirliklerinin düşük olması ve bakım gerektirmesi gibi
sakıncalarına rağmen, hız kontrollerinin kolay olması nedeniyle rüzgâr enerjisi sektöründe
kullanılmaktadır. DAG” ler küçük kapasiteli rüzgârtürbinlerinde, özellikle elektriğin şebekeden
bağımsız olarak kullanıldığı yerlerde tercih edilmektedirler.
Son yıllarda mekaniksel komütatörlü DAG' ların komütatörü elimine etmekiçin sürekli mıknatıslı
olarak tasarlanmasına başlanmıştır. Bu tertibatta üretilen alternatif akım yarıiletken doğrultucular
yardımıyla doğru akıma dönüştürülür. Fırçasız doğru akım makineleri olarak da isimlendirilen bu
makineler, sürekli mıknatısların kapasitelerinin ve güçlerinin sınırlı olması nedeniyle, küçük güçlü
rüzgâr türbinlerinde kullanılmaktadırlar.
1.4. Anahtarlı Relüktans Generatör
Son yıllarda anahtarlamalı relüktans generatör (ARG)iyi mekanik güvenilirlik, yüksek tork-güçoranı, yüksek
verim ve düşük maliyetten dolayırüzgârenerjisi uygulamalarında tercih edilen generatördür. ARG' nin statorunda
bulunan hek çıkık kutuba çeklu sargılar yerleştirilmiştir. ARG uyartım ve üretim olmak üzereiki aşamada çalışır.
ARGiki anahtarve herfaz başınaikidiyottan oluşur.
Rüzgârtürbinlerinde kullanılacak olan generatörün seçiminde göz önünealınacak en önemlikriter, rüzgâr
türbininin yerleşeceği bölgenin rüzgâr özelliğinin belirlenmesidir. Seçilen generatör; farklı rüzgâr değişimlerinden
minimum etkilenip, maksimum verimle çalışabilmelidir.
Değişkenhızlı rüzgârlarda kullanılan generatörleriekans dönüştürücülereve güç elektroni
ihtiyaç duyar. Fakat son yıllarda gerek güç elektroniğinde kaydedilenilerlemeler, gerekseyarı iletken
teknolojisinin maliyetinin her geçen gün azalması,rüzgârgüçsistemlerinde bu yapının kullanımını oldukça cazip
hale getirmiştir
2. TAŞITLARDA KULLANILAN ALTERNATÖR ÇEŞİTLERİ
Alternatörler yapılarına göre klasik tip ve kompakt altematörler olarak sınıflandırılırlar.
2.1 Klasik Tip Alternatörler
Mekanik enerji motordan bir kasnak vasıtasıyla alınır ve rotor döndürülerek, stator sargılarında
alternatif akım üretilmesi sağlanır. Bu alternatif akım diyotlar tarafından doğru akıma çevrilerek
bataryaya gönderilir. Alternatörün temel parçaları elektro mıknatıslanmayı oluşturan rotor, elektrik
akımını üreten stator ve akımı doğrultan diyotlardır. Bunlara ek olarak, aynı zamanda manyetik
oluşturulması için rotora akım geçiren fırçalar, rotorun yumuşak bir şekilde dönmesini sağlayan
rulmanlar ve rotoru, statoru ve diyotları soğutmak için bir fan bulunmaktadır. Tüm bu parçalar ön
ve arka kapak tarafından birleştirilir.
2.2 KompaktAlternatörler
Entegre devre regülâtörlü bir kompakt(küçük ve hafif) alternatör, standart büyüklükteki bir
alternatörden 9217 daha küçük ve 626 daha hafiftir. IC regülâtörlü alternatör, standart ölçüdeki bir
alternatörle aynı şekilde üretilir. Fakat şüphesiz IC regülatörünün çalışması klasik platinli tip bir
regülatörün çalışmasından farklıdır. Kompaktalternatörler daha küçük ve daha hafiftir, Tan ve
motor birleştirilmiştir, servis kolaylığı arttırılmıştır, şarj sistemi basitleştirilmiştir.
Rulman
Siator
Rotor oluklarında bulunan sargılar kendi aralarında N-S-N-S oluşturacak şekilde bağlanırlar.
Çıkıntılı kutuplu alternatörler çok kutuplu olarak yapılırlar. Bunların rotor çapları büyük, rotor
açıları ise küçüktür. Bu alternatörler yüksek devirde kullanılmazlar. Çünkü rotorun yapısal
şeklinden kaynaklanan santrifüj etki ile büyük gürültü ve rüzgar kayıplarının önüne geçilemez.
2.4. Yuvarlak Tip Rotoru Olan Alternatörler
Yuvarlak (silindirik) kutuplu alternatörler, yüksek devirli türbinlerde (buhar türbinlerinde)
kullanılırlar. Genel olaraksilindirik rotorların boyları uzun, çapları küçüktür. Silindirik rotorlarda
kutup sargıları, mile paralel açılan oyuklara yerleştirilmiştir. Kutup sargısı uçları rotor mili
üzerinde bulunan bileziklere bağlanır. İki veya dört milli olarak yapılırlar. Yatay milli olarak
çalışırlar. Yuvarlak kutuplu alternatörlerin rotordaki alan sargıları çıkıntılı kutuplu rotorlarda
olduğu gibi kutuplar üzerine sarılmayıp oyuklar içine yerleştirilmiştir. Uçları ise rotordaki
bileziklere bağlanmıştır
3. ALTERNATÖRLERİN ÇALIŞMA PRENSİPLERİ
Alternatörler doğru akım üreteçleriyle aynı mantıkla çalışırlar. Bobin, bir manyetik alan içerisinde
döndürüldüğünde elektrik üretir. Bu elektrik akımının tipi, akımın yönünü sabit bir şekilde değiştirdiği
alternatif akımdır. Bu akımın doğru akıma çevrilmesi için bir komitatör (kollektör) ve kömürlerin
kullanılmasına gerek vardır. Yani, her stator bobininde üretilen elektrikten doğru akımı elde etmek
için Şekil 4.4'te verildiği gibi komitatörü olan bir endüvi, bobinlerin içinde döndürülmelidir. Bununla
beraber, endüvinin yapısı karmaşık olacak ve yüksek hızlarda döndürülemeyecektir. Akımın komitatör
ve kömürlerin üzerinden geçmesinden dolayı bir diğer sakınca daha olacaktır.
Arklara bağlı olarak daha kolay aşınacaktır. Bununla beraber, stator bobinde üretilen alternatif akım
dışarı çıkmadan önce bir doğrultucuyla doğru akıma çevrilirse ve stator bobini döndürülmesi yerine,
mıknatıs bobin içinde döndürülecek olursa, aynı şekilde bobin de elektrik üretebilir. Bobinde daha
fazla elektrik üretilirse, geçen akıma bağlı olarak, daha fazla ısı açığa çıkmasına neden olacaktır. Bu
nedenle, eğer stator sargıları çevrede tutulup rotor sargıları içinde dönecek şekilde yapılırsa, daha iyi
soğutma sağlanır.
Magnetik alan içinde tel çerçeve dönerken bir tam devir için (360-lik dönüş için) geçen süre T ise bu
süre içinde akımın zamana bağlı değişimi, aşağıdaki şekildeki gibidir. Tel çerçevenin harekete başladığı
an ile T/4 zaman aralığında akım, en küçük değerinden maksimum değerine ulaşır. T/4 ile T/2 zaman
aralığında akım maksimum değerinden en küçük değerine iner. T/2 ile 3T/4 zaman aralığında akım
ters yönde en küçük değerinden maksimum değerine ulaşır. 3T/4 ile T zaman aralığında ise akım ters
yönde maksimum değerinden başlangıç konumuna döner. Böylece tel çerçeve 360° dönmüş olur.
Akım bu esnada iki kez yön değiştirir.
Daha verimli şekilde elektrik üretmek için, otomobil alternatörleri Şekil 4.6'da gösterildiği gibi
yerleştirilen üç bobin kullanır. Her bobin A, B ve C, 120° lik aralıklarla dizilirler. Mıknatıs bunların
arasında döndüğü zaman her bobinde alternatif akım üretilir. Şekil 4.6'da üç alternatif akım ve
mıknatıs arasındaki ilişki gösterilmektedir. Bunun gibi üç alternatif akıma sahip elektrik "Üç fazlı
alternatif akım" olarak anılır. Otomobil alternatörleri üç fazlı akım üretirler.
I. faz sargısında oluşan gerilim şekil 4.7'de görüldüğü gibidir. Il. faz sargısı I. faz sargısından 120° sonra
yerleştirilmiştir. Aşağıda bu durum görsel olarak ifade edilmektedir.
I. Faz sargısındaki maksimum gerilim oluştuğu noktadan 120° sonra Il. faz sargısında tepe gerilimi
oluşacaktır. Aynı durum III. faz sargısı ile Il. faz sargısı için de geçerlidir. Il. faz sargısında maksimum
tepe gerilimi oluştuktan 120° sonra III. faz sargısında tepe gerilimi oluşur. Böylece alternatörün çıkış
gerilimi daha kararlı olmaktadır. Üç faz akımı ayrı ayrı kullanılabildiği gibi istenirse aralarında
müşterek bağ kurularak ek üstünlükler de elde edilir. Bunlar yıldız (Y) ve üçgen (A) bağlantılardır.
AB faz hatları arasındaki EAB gerilimi, EAO ve EOB faz gerilimlerinin vektörel toplamına eşittir. Şekil
4.8'de Yıldız bağlantı ve vektör poligonu verilmiştir. Aşağıdaki şekilde yıldız bağlı stator sargısı
görülmektedir.
EAB=EAO+EOB
EAB, EBC ve ECA fazlar arası gerilimlerinde (hat gerilimlerinin) arasında 120'şer derecelik faz farkı vardır.
EAB vektörünün mutlak değeri şekildeki vektör diyagramından hesaplanabilir. Faz gerilimleri birbirine
eşit olduğu için fazlar arası gerilim de birbirine eşittir. EAB=EBC=ECA=E
Bağlantıların omik dirençleri birbirine eşit olacağından (R1=R2=R3) her fazdan çekilen IOA, lOB ve IOC faz
akımları birbirine eşittir. Yük omik olduğu için her faz akımı kendi fazının elektromotor kuvveti (EMK)
ile aynı fazdadır. Faz EMK' ları 120'şer derece faz farklı olduklarına göre, faz akımları arasında 120'şer
derece faz farkı vardır.
I hat = I faz
3.2. Üçgen Bağlantı
Sargıların üçgen şeklinde bağlanmasıyla elde edilir. Bu bağlantı şeklinde toplam akım, .Faz akımı kadar
artar. Toplam gerilimde bir değişiklik meydana gelmez. 100 A’den büyük akım kapasiteli alternatörde
uygulanan bağlantı şeklidir.
Toplam akım = √3 x Faz akımı
Toplam gerilim = Faz gerilimi
Yıldız bağlantıda aynı uç gerilim elde etmek için daha az sargı yeterlidir (Örneğin üçgende 100 sarım
yapmak gerekirse yıldızda 100/√3 spir yeterlidir). Yıldız bağlantıda topraklama daha kolay yapılabilir,
fazlar arası çıkış gerilimi daha sinüsoidaldir.
Alternatörlerde alternatif akımın doğrultulması için altılı diyot köprüsü kullanılır. Doğrultma aşağıda
gösterildiği gibi diyot kullanıldığında, üç fazlı alternatif akım doğru akıma, tam dalga boyu doğrultma
ile çevrilir. Otomobil alternatörleri kendinden diyotlu üretildiklerinden elektrik çıktısı doğru akımdır.
Doğrultma sırasından A ve C sargılarındaki gerilim A ucundan doğrultucu diyotlara geçer. Bundan
sonra akım geçmesine imkan verecek şekilde düzenlenen diyottan geçmektedir. Akım bu diyottan
alternatörün çıkışına oradan da bataryayı dolaşarak geriye gelmektedir. Şekil 4.12’de taşıtlardaki
mevcut şarj sistemi ve alternatörün açık şeması verilmektedir. Alternatörün çıkışı diyotlarla
doğrultularak sisteme uygulanmaktadır. Aynı zamanda bu çıkış regülatöre uygulanarak rotor sargısına
uygulanacak gerilime karar verilmektedir.
Alternatörlerde frekans(f) değeri kutup sayısı ile devir sayısının çarpımının 60’a bölünmesiyle oluşur.
Burada f, frekans(Hz), h, alternatör hızı(dev/dk) p, kutup çifti sayısıdır.
n.p
f=
60
Şekildeki motorun rotoruna ilk hareket verildiğinde rotor sargıları stator akısını keser ve hıza oranlı bir
emk (E) endüklenir. Rotor gerilimi hız ile doğru orantılı olarak artar ve rotor içinde bir Ir akımının
dolaşmasına sebep olur. Bu akım ise rotor manyetik akısını (ɸr) üretir. ɸr ile ɸs arasındaki açı 90° olup
birbirine diktirler. ɸs maksimum değerine ulaştığında ɸr aynı zamanda maksimum değerine ulaşamaz.
Çünkü ɸr rotor endüktansından dolayı ɸs 'den 90° geridir. ɸs ile ɸr 'nin bileşik etkisi döner bir
manyetik alan meydana getirirler. Üç-fazlı asenkron motordaki gibi ɸr değeri hızın artması ile
arttığından, senkron hızda hemende ɸs 'ye eşit olmaktadır.
(g) Hava ağırlığı toplam manyetik akısı(ɸ) saat yönünün tersinde senkron hızda döner ve genliği
maksimum (ɸs) ile minimum (ɸr) arasında değişir.
Şekil 1.13 Bir fazlı motorun ana sargısı uyartılık iken akım ve manyetik akının ani değişimi
Bu durum, rotor hızının senkron hıza doğru yaklaştıkça motorun niçin daha fazla moment ürettiğini
açıklamaktadır. Şekil 1.13’ten döner manyetik alanın nasıl üretildiği daha kolay anlaşılabilir. Şekilde,
rotor ve stator alanlarının ve akımlarının bazı zaman aralıklarındaki değişimi verilmiştir. Motorun
senktron hızın oldukça altında çalıştığı kabul edilirse, ɸr değeri ɸs ‘den çok küçük olacaktır.
Şekildeki manyetik akılar incelenirse, ɸs ve ɸr ‘nin bir döner alan ürettiği açıkça görülecektir.
Manyetik akının yatay eksende çok kuvvetli dikey eksende ise çok zayıf olduğu görülmektedir.
Senkron devirden düşük rotor devrindeki toplam kuvveti Şekil 1.13(g)’de gösterilmiştir. Manyetik akı,
rotor gibi saat yönünün tersine döner ve hızı rotor hızına bağlı olmaksızın senkron hıza eşittir. Rotor
hızı senkron hıza yaklaştıkça ɸr değeri de ɸs’ye yaklaşır ve böylece yaklaşık olarak tam bir döner alan
üretilir.
Bir- fazlı motorlarda başlama momenti üretebilmek için herhangi bir şekilde bir döner alan
üretilmelidir. Bu ise Şekil 1.14’teki gibi bir yardımcı sargı eklenerek başarılabilir. Ana ve yardımcı
sargılar bir AA kaynağa bağlandıkları zaman ana (main) sargı bir ɸm akısı üretirken yardımcı (auxiliary)
sargı bir ɸa akısı üretecektir. Eğer bu akılar farklı fazlarda iseler, yani ɸa’nın fazı ɸm’ya göre ileri veya
geri ise, bir döner alan üretilir. Hemen görülecektir ki, yol alma süresince rotor çok zayıf (ɸr) akısı
üretirken yardımcı sargı kuvvetli bir manyetik akı (ɸa) üretecektir. Sonuçta ɸa’nın ɸr’yi
kuvvetlendirdiği ve böylece motorun hem dururken hem de düşük devirlerde güçlü moment
üreteceği görülmektedir.
Kilitli motor momenti (Torku)
T = k.Ia.Im.sinα
Burada;
T: Kilitli rotor momenti (Nm)
Ia: Rotor kilitli iken yardımcı sargı akımı (A)
Im: Rotor kilitli iken ana sargı akımı (A)
α: Ia ve Im arasındaki faz açısı (derece)
k: motor yapısına (tasarımına) bağlı sabit bir katsayıdır.
Im ve Ia arasındaki istenen faz açısını sağlamak için yardımcı sargıya seri bir empedans (Z) eklenir. Bu
empedans istenen başlama momentine bağlı olarak omik, endüktif veya kapasitif özellikte olabilir.
Empedansın seçimine göre bir-fazlı yardımcı sargılı motorlar isim alırlar. Çoğu durumlarda, istenen
empedans yardımcı sargı içinde gerçekleştirilir. Özel bir anahtar yardımcı sargıya seri bağlanarak rotor
hızı senkron hızın %75'i civarına ulaştığında anahtar açılarak yardımcı sargı devreden çıkarılır. Hıza
duyarlı olan bu anahtarlar merkezkaç anahtar olarak bilinirler ve rotor mili üzerine yerleştirilirler.
Önceki kısımda, bir-fazlı asenkron motorda üretilen manyetik alanın döner manyetik akı
bileşenlerinden oluştuğu gösterilmişti. İlk bileşen ileri-alan olarak tanımlandı ve stator manyetik akı
dalga şeklinin yarısı kadar sabit bir genliğe sahiptir. Bu bileşen senkron hızda dönmektedir. İkinci
bileşen ise ters-alan olarak bilinir. Aynı genliğe sahiptir. Senkron hızda fakat senkron hıza zıt yönde
dönmektedir. Her bir bileşen kendisine ait rotor akımını indükler ve 3- fazlı asenkron motordaki gibi
indüksiyon olayı gerçekleşir. Bu tanımlar üzerine Şekil 1.15(a)'daki devre modeli çizilmiştir. R1 ve X1
stator direnci ve kaçak reaktansıdır. V stator giriş gerilimidir. Elektromotor kuvvet (emk) E1 'in E1f ve
E1b bileşenlerinin toplamı olduğu kabul edilmiştir. Her iki bileşen de aynı genliğe sahip olduğundan
Rotor devresi Şekil 1.15(a)’daki gibi iki blok olarak modellenmiştir. Bunlar rotor ileri ve ters
devreleridir. İleri devre Zf, ters devre Zb’dir.
Şekil 1.15 Bir-fazlı asenkron motor eşdeğer devresi (a) stator ve rotor empedansları (b) ileri-model (c)
ters (zıt)-model (d) tam eşdeğer devre
İleri (yönde) dönen dalga için rotor devresinin modeli Zf çok basittir. Çünkü bu durumda bir
indüksiyon motor prensibi oluşturmakta ve rotorun hızı ve yönü statorun senkron hızı ve yönüne
bağlıdır. Zf’nin modeli Şekil 1.15(b)’de gösterilmiştir. Bu model 3-fazlı asenkron motorun rotor
modeline benzerdir. E1 gerilimi eşit iki gerilime bölündüğünden gerçek empedans da iki eşit parçaya
ayrılmıştır. Bu modelde Xm mıknatıslama reaktansı, R2’ ve X2’ rotor direnci ve kaçak reaktansını temsil
etmekte olup rotor parametreleri stator tarafına aktarılmıştır.
Rotor, ileri manyetik akı dalgası ile aynı yönde dönüyorsa, oluşan kaymaya standard kayma denir.
Ters (yönde)- dönen dalga Zb için rotor devresi modeli Şekil 1.15(c)’deki gibi olup Zf’nin bir benzeridir.
Sadece tek farklılık kaymanın ters-yönde olmasıdır. Ters-manyetik dalga –ns hızında dönerken, rotor
nr hızında döner. Yani manyetik akı ile rotor birbirine zıt yönde dönerler.
(ns) − nr nr
Sb = =1+
−ns ns
sb = 2 – sf
Standard kayma s ileri kayma olarak kabul edilirse;
sf = s
sb = 2-s
olur. Bu iki denkleme göre, tam eşdeğer devre Şekil 1.15(d)’de gösterildiği gibidir. Bu modelle demir
kayıpları ve döner kayıplar dikkate alınmamıştır.
1.6. Güç ve Moment İlişkisi
Bir-fazlı asenkron motorun eşdeğer devresi güç ile moment arasındaki ilişkileri çıkarmaya yardımcı
olacaktır.
Pi = VI1.cosƟ1
Burada V ile I1 arasındaki açı 01 ile gösterilmiştir. Bu gücün bir kısmı statorun omik direnci üzerinde
kayıp olur. Stator sargısı omik güç kaybı (lose) Pls,
Pls = I12.R1
Nüve kayıpları sabit güç kayıpları kısmında ele alınacaktır.
Hava aralığı (air-gap) gücü Pg;
Pg = Pi - Pls
Hava aralığı gücü rotor devresine giriş gücü olarak tanımlanır ve iki bileşenden oluştuğu kabul edilir.
İlk bileşen ileri-alan tarafından çekilen güçtür ve Pgf ile temsil edilir. İkinci bileşen ise ters-alan
tarafından çekilen güç olup Pgb ile temsil edilir. Böylece;
İleri-alan devre empedansı daha önce Zf olarak tanımlanmıştır. Hava aralığı güç bileşenleri;
Pgf =|I12|.Rf
Pgb =|I12|.Rb
Rotor devresinin omik güç kayıpları;
Plrf = sf.Pgf
Plrb = sb.Pgb
olarak tanımlanabilir. Rotor devresinin omik güç kayıpları, 3-fazlı asenkron motorda kullanılan
temeller üzerinedir. İleri-devredeki toplam eşdeğer rotor direnci;
Şekil 1.16 Bir-fazlı asenktron motorun rotor kayıplarını ileri ve ters devre bileşenleri ile gösteren
eşdeğer devre.
Pm = Pmf + Pmb
İleri-devre yüzünden oluşan bileşeni Pmf;
Pmf = (1 – sf).Pgf
Benzer olarak ters-devre yönünde oluşan Pmb,
Pmb = (1 – sb).Pgb
sf = s ve sb = 2 – s
Olduğu dikkate alınırsa,
Pmf = (1 – s).Pgf
To = Po/ωr
olarak tanımlanır. Sabit kayıplar ihmal edilirse;
Tm = Pm/[ωs(1-s)]
olur ve
Tm = 1/ωs(Pgf – Pgb)
Elde edilir. İleri-alan yüzünden oluşan moment
Sonuçta şuna dikkat edilmelidir. Motor yol almaya başlarken (yani s = 1 ve Rf = Rb olduğundan)
Pgf = Pgb olmaktadır. Motor moment üretemediği için yol alamamaktadır. Bu ise konunun başlarında
belirtilen bir-fazlı asenkron motorun bir başlatma (yol verme) mekanizmasına ihtiyacı olduğu
görüşünü doğrulamaktadır.
1.7.1. Yardımcı-Sargılı Motorlar
Birbirine 90° elektriki açı ile yerleştirilmiş iki farklı stator sargısından oluşan motorlara yardımcı sargılı
(bölünmüş fazlı) motor denir. Motor devri senkron hızın %75-80’ine ulaştığında başlatma (yol verme)
anahtarı yardımcı sargıyı devreden çıkarır. Bu anahtar merkezkaç kuvveti ile açılır. Bu tip motorun
rotoru sincap kafeslidir. Yol alma süresince iki sargı birbirine ve aynı zamanda besleme kaynağına
paralel bağlanmıştır. Şekil 1.18(a)’da bu tip bir motorun elektrik devresi gösterilmiştir.
Bir-fazlı motorun ana sargısında daima kalın kesitli bakır iletkenler kullanılır, böylece I2R kayıpları
düşük tutulur. Bu sargının sarım sayısı oldukça büyüktür. Kilitli-rotor durumunda endüktif (reaktans)
yüksek ve direnç düşüktür. Bunun sonucu ana sargı akımı ( Im ) uygulanan gerilim ( V )'den oldukça
geridedir (Şekil 1.18 (b)). Bu tip motorlarda yardımcı sargı ise ana sargının tersine ince kesitli ve az
sarım sayılı bakır iletkenlerden sarılır, dolayısıyla ana sargıya göre daha yüksek dirence ve daha düşük
reaktansa sahiptir. Bunun sonucu kilitli rotor durumunda Ia akımı ile V gerilimi arasındaki faz farkı çok
azdır. Im ve Ia arasında oluşan faz açısı başlama momentini üretir. Hat akımı I ise Im ve Ia 'nın fazör
toplamına eşittir. Normalde başlama (kalkınma) hat akımı yüklü çalışma akımının 6-7 katıdır.
Şekil 1.18(a) Bölünmüş-fazlı (yardımcı sargılı) asenkron motor (b) fazör diyagramı
Yardımcı sargıda ince kesitli iletken kullanıldığından akım yoğunluğu yüksektir, bundan dolayı bu sargı
çok çabuk ısınır. Eğer motorun yol alma zaman aralığı 5 saniyeden fazla ise sargıdan dumanlar
çıkmaya başlayacak ve aşın sıcaklık rölesi ile veya başka bir sistemle motor korunmuyorsa sargı
yanacaktır.
Bu tip motorun hız-moment eğrisi Şekil 1.19'da verilmiştir. Başlangıçta elde edilen moment tam yük
momentinin %150'si kadardır. Motor hızı artarken moment de artar (düşük devirdeki azalma hariç) ve
şekilden de görüldüğü gibi moment tam yükün %250 değerine ulaşabilmektedir. Yardımcı sargı
anahtarı açıldığında devrede sadece ana sargı kalır. Motor momenti ile yük için gerekli moment
dengelendiği an hız kararlı duruma ulaşır.
Şekil 1.19 Yardımcı sargılı bir-fazlı asenkron motorun hız-moment eğrisi
Bu tip motorlar en eski bir-fazlı motorlardandır. Düşük maliyetli olduklarından 0.05 - 0.33HP
güçlerinde çok yaygın olarak kullanılırlar. Çok sık başlama-durma gerektirmeyen, yol alma momenti
düşük olan yükler için çok uygundurlar. El aletleri, çamaşır makinası, brülör, kurutucu, aspiratör,
pompa gibi birçok kullanılma yerleri vardır.
1.7.2. Kondansatör Yolvermeli Motorlar
Yardımcı sargılı motorun yardımcı sargısına bir kondansatör seri bağlı ise bu tip motor kondansatör
yol vermeli olarak adlandırılır. Bu tip motorların üç çeşidi vardır. Bunlardan birisi şu anda üzerinde
durulan motordur. Kondansatör yardımcı sargı ile birlikte sadece yol alma (başlama) süresince
devrededir. Bu tip motorun bağlantı şeması Şekil 1.20(a)'da gösterilmiştir. Motor, yardımcı sargılı
motora benzemesine rağmen daha yüksek moment sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.
Kondansatör-başlatmalı (yol vermeli) motorlar iki gerilime göre sarılabilirler. Böylece hem 110V hem
de 220V kaynak gerilimlerinde çalışabilirler. Bu durumda ana sargı iki kısımdan oluşur. Bunlar 220V
için seri olarak bağlanırken, 110V için paralel bağlanırlar.
Şekil 1.20(a) Kondansatör yol vermeli motor (b) Fazör diyagramı
Kondansatör yol vermeli motorlarda, normal yardımcı sargılı motorlara göre yardımcı sargı sarım
sayısı daha fazla olup ana sargı sarım sayısı kadar olabilir. Kondansatör seçiminde Ia ile Im arasında 80°
civarında bir faz farkı olmasına dikkat edilmelidir. Bu açı yardımcı sargılı motorlarda 25° dolayındadır.
Bu açıklamalara göre, aynı moment şartında yardımcı sargı akımı normal yardımcı sargılı bir-fazlı
motorun yardımcı sargı akımından 2 kat azdır, yani yarısıdır. Bundan dolayı bu tip motorun ısınması
daha yavaştır. Aynı zamanda kilitli rotor akımı da daha düşüktür, normal yük akımının 4-5 katı
kadardır.
Yüksek başlatma momenti ve düşük yardımcı sargı akımına sahip olan kondansatör yol vermeli
motorlar çok sık veya yüklü olarak başlama gerektiren uygulamalar için çok uygundurlar. Başlama
momenti daha yüksek olmasına rağmen kondansatör yol vermeli ve yardımcı sargılı bir-fazlı motorlar
normal devir sayılarına ulaştıktan sonra aynı yük karakteristiğine sahiptirler. Çünkü belirli devir sayısı
üzerinde her iki motorda da devrede sadece ana sargılar kalmaktadır.
Kondansatör yol vermeli motorların çok yaygın kullanılabilmesi küçük, güvenilir ve ucuz elektrolitik
kondansatörlerin elde edilebilmesine (üretilmesine) bağlıdır. Bu tip motorların gelişmesiyle birlikte
repülsiyon motorların üretimine çoğu üreticiler son vermiştir.
Kondansatör yol vermeli bir-fazlı asenkron motor için hız-moment eğrisi Şekil 1.21'de verilmiştir.
Dikkat edilirse başlama momentinin oldukça yüksek olduğu görülür. Bu ise bu tip motorlarda aranan
en büyük özelliktir.
Şekil 1.21 Kondansatör yol vermeli motorun hız-moment eğrisi
Kondansatör yol vermeli motorlar yüksek başlama momenti gerektiren taşıtlar ve yüksek ataletli
yüklerde kullanılır ve 120 W ile 7.5 KW(piyasada üretilenler) arasındaki güçlerde üretilirler. Kalkınma
süresince ana ve yardımcı sargılar birlikte çok yüksek başlama momenti üretirler. Motor yeterli hıza
ulaştıktan sonra merkezkaç anahtar açılarak yardımcı sargı ve kondansatörü devre dışı bırakır. Sadece
ana sargı moment üretmeye devam eder. Yardımcı sargı ve kondansatörün devreden çıkarılması ile
birlikte üretilen moment aniden düşer. Fakat motor yol almasına normal yük devrine ulaşıncaya
kadar devam eder.
Merkezkaç anahtarın açılma devir sayısının üzerindeki devirlerde kondansatör gerilimi çok hızlı bir
şekilde yükselir. Eğer merkezkaç anahtar tasarlandığı gibi açma devir sayısında devreyi açmazsa,
kondansatör hasar görebilir (bozulabilir). Buna çok dikkat edilmelidir.
Bu tip motorlar kondansatör yol vermeli motorların diğer bir çeşidi olup yardımcı sargıya seri bağlı
olan kondansatör çalışma süresince hep devrede kalır ve böylece merkezkaç anahtara gerek kalmaz.
Bu motorlar özel amaçlı uygulamalarda, yüksek moment gerektirmeyen yerlerde kullanılırlar ve çok
yüksek güçte üretilmezler. Şekil 1.22(a)'da sürekli kondansatörlü bir motorun devre şeması
gösterilmiştir. Şekil 1.22 (c)'de ise bu tip motorun hız-moment eğrisi verilmiştir. Başlama momenti
açık bir şekilde görüldüğü gibi çok düşüktür. Çünkü kondansatör değeri en iyi çalışma ve yol alma
şartlarına uyum sağlayacak şekilde seçilmiştir.
Sürekli kondansatörlü motor iki-fazlı motor gibi olmasına rağmen bir-fazlı şebekeden beslenmektedir.
İki sargıya sahip olan bu motorda, sargının birisi doğrudan şebekeye bağlıdır. Diğer sargı ve ona seri
bağlı olan kağıt-kondansatör de kaynağa direk bağlıdırlar (Şekil 1.22) ve direk sargıya göre ince kesitli
çok sarımlıdırlar. Bu motorlar sessiz çalışmalarından dolayı hastanelerde, stüdyolarda ve sessizliğin
önemli olduğu yerlerde sabit değerdeki yükleri sürmek için kullanılırlar. Kondansatör yol vermeli
motorlara göre daha yüksek güç katsayısına sahip olan sürekli kondansatörlü motorlar herhangi bir
merkezkaç anahtar gerektirmemektedirler. Fakat bu motorların kalkınma momentleri düşüktür.
Motor tam yükte çalışırken gerçek iki-fazlı motor gibi davranır. Bu şartlar altında sargıların ürettikleri
manyetik alanlar ɸm(ana sargı) ve ɸa(yardımcı sargı) eşit olup aralarında 90° faz farkı vardır. Bundan
dolayı bu motorlarda titreşim olmamaktadır (sessiz çalışırlar). Sürekli kondansatörlü motorlar düşük
güçlerde üretilmektedirler.
Çift-kondansatörlü motorlar ise kondansatör yol vermeli bir-fazlı motorların başka bir çeşididirler.
Sürekli kondansatörlü motorlarda bahsedilen sakıncayı gidermek için tasarlanmışlardır. Bu tip
motorlarda yardımcı sargıya seri bağlı ve değerleri farklı iki kondansatör kullanılır.
Şekil 1.23'te kondansatör değeri değiştirmenin yolu gösterilmiştir. Bu tip motorlar yol alma süresince
yüksek bir kapasitans değerinde, normal çalışma anında ise düşük bir kapasitans değerinde
çalıştırılırlar.
Şekil 1.24'de gösterildiği gibi, bu tip motorlarda en iyi yol alma (başlama) ve normal çalışma şartları
gerçekleştirilebilir.
1.7.5. Gölge Kutuplu Asenkron Motorlar
Bir-fazlı çok küçük güçlü asenkron motora yol vermenin diğer bir şekli de gölge kutup kullanmaktır.
Şekil 1.25(a)'da görüldüğü gibi ana sargılar çıkık kutuplar üzerine sarılmıştır. Gölge kutuplar basit
olarak kısa devre edilmiş bakır halkalardan yapılır ve stator kutuplarının belirli bir kısmına yerleştirilir.
Böyle yapılmış bir motor gölge kutuplu motor olarak bilinir. Gölge kutup kullanmanın amacı ana
kutuptan geçen manyetik akının belirli bir bölgedeki kısmının fazını geciktirmektir. Böylece ana
kutbun gölge kutup dışında kalan kısmındaki manyetik akı maksimum değerine gölge kutup akısından
önce ulaşır. Gölge kutup ve ana kutbun geri kalan kısmının manyetik akıları arasında faz farkının
oluşmasından dolayı motor bir yol alma momenti üretir.
Şekil 1.25(b)'de gölge kutuplu motorun hız-moment karakteristiği verilmiş olup sürekli kondansatörlü
motorunkine çok benzerdir.
Gölge kutuplu motorlar küçük güçlü motorların en ucuzudurlar. Genellikle 50W güce kadar çok yaygın
kullanılmalarına rağmen 1/4HP gücüne kadar da üretilirler ve sabit hız uygulamalarında kullanılan
standard genel amaçlı motorlardır.
Düşük güçlü bir-fazlı motorların verim ve güç-katsayıları genellikle düşüktür. Mesela, 186 W'lık bir
motorun tam yükte verim ve güç-katsayısı %60 dolayındadır. Bunun ana sebebi tam yük akımının
%70-%90'ına ulaşan çok yüksek mıknatıslama akımıdır. Böylece yüksüz durumlarda bile bu motorların
sıcaklıkları tam yük sıcaklığına ulaşır. Düşük verim ve güç-katsayısına bu motorların küçük güçlü
olmaları sebep olmaktadır. Yüksek güçlü bir-fazlı motorlarda verim ve güç-katsayısı %80'lerin üzerine
çıkabilmektedir.
Şimdiye kadar üzerinde durulan motorlarda devir yönünü değiştirmek için ana sargının veya yardımcı
sargının birisinin uçlarını yer değiştirmek yeterli olmaktadır. Merkezkaç anahtarla kontrol edilen
yardımcı sargılı bir-fazlı motor çalışıyorken devir yönü değiştirilemez. Eğer ana sargı uçları yer
değiştirilirse motor aynı yönde dönmesine devam edecektir. Devir yönünü değiştirmek için önce
motor durdurulmalı, sonra sargılardan sadece birisinin uçları yer değiştirilmelidir.
Sürekli kondansatörlü motorlarda bu durum farklıdır. Motor çalışıyorken devir yönü değiştirilebilir.
Çünkü sargıların her ikisi de sürekli devrededirler. Küçük güçlü sürekli kondansatörlü motorlarda bu
işlem Şekil 1.29'da gösterildiği gibi iki yönlü bir anahtarla gerçekleştirilebilir. Böyle bir motorda ana ve
yardımcı sargılar aynı özelliktedirler.
Anahtar 1 konumunda olduğunda, A sargısı doğrudan şebekeye bağlıdır. B sargısı ise kendisine seri
bağlı kondansatör (C) ile birlikte şebekeye bağlıdır. Bu bağlantıda motor saat yönünde dönmektedir.
Anahtar 2 konumuna getirilirse sargıların görevi yer değiştirilmektedir. B sargısı doğrudan, A sargısı
ise kondansatör üzerinden şebekeye bağlanmış olmaktadır. Bu durumda saat yönünde dönen motor
önce duracak daha sonra ters yönde yol almaya başlayacaktır.
Şekil 1.29 İki kutuplu bir anahtar ile sürekli kondansatörlü motorun devir yönünün değiştirilmesi
Çizelge 1.6'dan görüldüğü gibi en iyi karakteristiğe sahip olan çift kondansatörlü motor en pahalı
olanıdır. En ucuz olan motor ise yapısı çok basit ve verimi en düşük olan gölge kutuplu motordur.
Motor seçimi yapılırken ihtiyaçlar iyi tespit edilerek en uygun motor tercih edilmelidir. En pahalı
motor her uygulama için her zaman en ideal motor anlamına gelmez.
Çizelge 1.6 Bir-fazlı fırçasız asenkron motorların karakteristikleri ve tipik uygulama yerleri
ÜNİVERSAL MOTORLAR
Çalışma prensibi:
• Üniversal motora bir fazlı alternatif gerilim uyguladığımızda;
• Kutup bobinlerinden geçen akım manyetik alan meydana getirir.
• Yani N ve S kutupları oluşur.
• Endüvi yani içerisinden akım geçen iletken manyetik alanın dışına doğru itilir.
• Oluşan bu kuvvet endüvinin (rotorun) dönmesini sağlar.
Özellikleri:
• Bir üniversal motorun endüvi sargı uçları veya kutup sargı uçlarından herhangi biri değiştirilerek
devir yönü değiştirilebilir.
• Ya akım yönünü ya da manyetik alan yönünü değiştirmeliyiz.
• Blender, mikser, elektrikli süpürge motoru ve potansiyometre ile devir ayarı yapılabilen çoğu
elektrikli aletlerin motoru üniversal motordur.
Yapı ve çalışma prensibi olarak step motorlara çok benzerler. Stator ve rotoru çıkık kutupludur ve sac
paketlerinden oluşur. Rotorda sabit mıknatıs kullanılmaz. Her bir faza ait stator sargıları karşılıklı
kutuplar üzerine sarılı olup seri bağlanmıştır. Stator sargılarına tek yönlü ve sıralı olarak akım verilir.
Stator sargılarına akını verildikçe kendisine en yakın rotor çıkık kutbunu kendi kutup eksenine çekerek
dönme hareketini sağlar. Devir yönünü değiştirmek için anahtarlama sırasını terse çevirmek
yeterlidir. Relüktans motorun adım açıları step motorlara oranla oldukça büyüktür. Zaten relüktans
motorların kullanılma nedeni konum kontrolü için değildir. Relüktans motorlar kendi anma
devirlerinde ( Senkron devir ) çalıştırılırlar.
Relüktans motorun bir asenkron motor yerine kullanılmasının en büyük nedeni aynı boyuttaki bir
asenkron motor yerine kullanılmasının en büyük nedeni aynı boyuttaki bir asenkron motora oranla
daha büyük güçler ve döndürme momenti elde edilebiliyor olmasıdır. Ayrıca sargılarının sıralı
anahtarlanıyor olması ve akımın yön değiştirmemesi sürücü açısından da avantajlar sağlamaktadır.
Asenkron motoru sürmek için kullanılacak sürücünün artı ve eksi alternans çıkış vermesi yani akımın
yön değiştirmesi sürücünün anahtarlama ve kontrol devrelerini relüktans motor sürücüsüne oranla
daha karışık ve maliyetli olmasına neden olmaktadır. Relüktans motorların diğer avantajlarını şu
şekilde sayabiliriz:
- Yapısı basit, maliyeti düşüktür.
- Rotorun hafif oluşu rotor eylemsizliğini(atalet) düşürmektedir.
- Yüksek momentler(tork) elde edilebilmektedir.
- Yüksek devirlerde çalıştırılabilmektedirler.
- Sürücü ile devir ayarı yapmak mümkündür.
Bu avantajlarının yanı sıra relüktans motorların çalışırken çıkardıkları yüksek akustik ses gürültüsü bu
motorlar için dezavantaj teşkil etmektedir.
Ayrıca sıralı anahtarlamanın yapılabilmesi için rotor çıkık kutbunun hangi stator kutbu altına geldiği
bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle mil konum bilgisini veren geri dönüş elemanına, encodere gerek
duyulur. Bazı sürücülerde geri dönüş elemanı kullanmadan rotor konum bilgisi elde edilebilir. Rotor
çıkık kutbunun stator çıkık kutbunun altına gelişi sırasında manyetik geçirgenlik değişeceği için stator
sargı endüktansı dolayısıyla sargının çekeceği akımın dalga şekli değişecektir. Bu özellikten
yararlanarak sürücü fazlar üzerindeki akım trafolarından aldığı motor akım bilgisine göre rotor
konumunu tayin edebilmekte ve sıralı anahtarlamayı buna göre yapmaktadır.
LİNEER MOTORLAR
Şimdiye kadar görmüş olduğumuz tüm motorlar dairesel(açısal) hareket yapmaktaydılar. Endüstride
gerekli olduğu takdirde bu dairesel hareketi doğrusal(lineer) harekete dönüştürmek için çeşitli
sistemler kullanılmaktadır. Vidalı mil, kramayer dişlisi, kayış – kasnak sistemleri ve pnömatik
silindirleri bunlara örnek olarak verebiliriz.
Vidalı mil, kramayer dişlisi, kayış-kasnak sisteminde bir elektrik motorundan alınan dairesel hareket
doğrusal harekete dönüştürülmektedir. Motorlu sistemlerde elde edilen hız yataklama ve sürtünme
sorunlarından dolayı 5m/s’nin üzerine çok fazla çıkamamaktadır. Kayış uzaması ( veya gevşemesi )
dişliler arası boşluklar gibi nedenlerle bu sistemlerde yapılan konum kontrolü yeterli hassasiyete
sahip olamamaktadır. Pnömatik silindirlerde ise sisteme basınçlı hava da ilave olmaktadır. Konum
kontrolü pahalı Servo pnömatik sistemlerle sağlanmaktadır.
Yüksek hızlı, konum kontrolü yapılabilen doğrusal hareket gerektiren uygulamalarda lineer motorlar
kullanılmaktadır.
Lineer motoru yapı ve çalışma prensibi açısından bir servo motorunun açılmış haline benzetebiliriz.
Lineer motor çıkık elektro mıknatıs kutuplardan oluşan rotor ( Forcer ) ve çıkık sabit mıknatıs veya
nüve kutuplardan oluşan stator kısımlarından oluşur. Genellikle stator kutuplar gövdeye bağlanmıştır.
Rotor kutuplar ise lineer olarak yataklanmış olup stator kutuplar üzerinde hareket etmektedir.
Hareket, rotor çıkık elektromıknatıs kutupların sıralı olarak enerjilendirilmesi ve oluşan N-S
kutuplarının stator çıkık sabit mıknatıs veya nüve kutuplar tarafından çekilmesi ile sağlanır. 1 mikron
hassasiyetinde hareket gerçekleştiren lineer motorlar bulunmaktadır.
Yüksek hassasiyete sahip bir lineer motorun yapısı çalışma prensibine ait resimler aşağıda verilmiştir.
Bu motorun stator kutupları demir sac nüveden oluşmaktadır. Rotor A ve B kutupları arasındaki sabit
mıknatıs ara parçanın görevi manyetik alanı yönlendirerek enerji verilen kutup üzerindeki manyetik
alanın tek kısımda yığılmasını sağlamaktır.
Yukarıdaki lineer motor yapısı Bipolar Hibrit step motora çok benzemektedir. 1. konumda A bobinine
+ yönlü bir enerji verildiği düşünülmüştür. Bu konumda A1 kutup eksenleri kendisine en yakın olan
stator kutup eksenine çekilmiştir. 2. konumda B bobinine + yönlü enerji verilmiş ve rotor sola doğru
hareket ederek B2 kutup eksenleri stator kutup eksenlerine gelmiştir. Bir sonraki adım için A bobinine
— yönde enerji vererek hareketin devamlılığı sağlanmıştır. Rotorun sağa hareketi için ise anahtarlama
sırasının terse çevrilmesi yeterlidir. Sürücü anahtarlama frekansları 40m/sn lik hızlara müsaade etse
de lineer yataklamada yaşanan sorunlar nedeni ile lineer motorlarda hız 5-10m/sn değerlerinde
tutulmaktadır.
Elde edilen hareket lineerdir ve yük rotor üzerine bağlanır. Rotorla birlikte hareket eden kabloların
sorun teşkil ettiği durumlarda rotor kısmı sabit tutularak stator kısmı hareketli olacak şekilde
yataklanabilir. Bu durumda hareketli aksamın ağırlığının artması bir dezavantaj oluşturacaktır. Rotor
konumu manyetik ( Hall elemanlı ) veya optik encoderler ile bulunur. Stator boyunu teorik olarak
sınırlayan herhangi bir şey yoktur. Bu nedenle imalatçılar müşterilerinin istekleri doğrusunda çok
çeşitli boylarda lineer motor imal edebilmektedir.
Bu motorda elektromıknatıs bobinler stator boyunca dizilmiş olup rotor sabit mıknatıslardan oluşur.
Stator üzerindeki bobinlerin uçları kollektörlere çıkarılmıştır. Enerji, rotorun hareketi sırasında rotor
üzerindeki fırçalar vasıtası ile sıralı bir şekilde verilir. Bu mekanik aksam motor hızını düşürdüğü gibi
arıza riskini arttırmaktadır. Ayrıca bobinlerin motor boyunca dizilmesi bu motorların maliyetini
arttırmaktadır. Bu dezavantajlarından dolayı kullanım alanı çok değildir.
Bu motorlarda stator sabit mıknatıslı veya demir nüveli çıkık kutuplara sahiptir. Rotor üzerinde ise
yine çıkık kutuplu elektromıknatıs bobinler vardır. Gerek konum bilgisi gerekse de hangi rotor
sargısına enerji verileceğinin tespiti için geri dönüş elemanına ihtiyaç duyulur. Encoderden alınan
konum bilgisine göre rotor bobinlerine yarı iletken anahtarlama elemanları ile sırası ile enerji
uygulanır. Stator boyu yani yol eklenerek, istenildiği kadar uzatılabilir. Buna rağmen bobinlerin
olduğu rotor değişmez. Yol için sınırlama rotor üzerindeki kabloların taşınma güçlüğü veya encoder
boyunun yeterli derecede uzatılamamasından kaynaklanır. Fırçasız lineer motorların sürücüleri step
motor sürücülerine çok benzer. Endüstriyel tip lineer motorlar genellikle üç fazlı olarak imal edilirler
ve bobinler sıralı enerjilenir. Bobinlere enerjinin verilmesi üç farklı anahtarlama yöntemi ile
gerçekleştirilir. Kare dalga gerilim çıkış veren sürücüler en basit sürücülerdir. Altı adımlı sürücüde
motor sargılarına iki farklı gerilim seviyesi uygulanır. En ideal sürücü çıkışı sinisoidal gerilim olup bu
sayede motorun daha az titreşimle hareket etmesi sağlanır.
Ayrıca motor sargıları daha az ısınacaktır. Fakat bu tip sürücülerde anahtarlama devresi diğerlerine
göre daha karmaşık ve maliyetli olmaktadır.
Lineer motorların kullanım alanlarındaki uygulama farklılıkları zamanla bu motorların yapısında bazı
değişikliklere gidilmesine neden olmuştur.
Yukarıda lineer motor çalışma prensibinin konusunda verilen yassı lineer motor haricinde mil lineer
motorlarda bulunmaktadır.
Burada motor mıknatıs dizisi bir milden oluşmaktadır. Bu mil, etrafına bobinlerin yerleştirildiği boru
içerisinde yataklanarak hareket etmektedir. Hareket duyarlılıkları 0.01 mm civarındadır. Bobinlerin
sıralı enerjienmesi ile mil rotor lineer hareket gerçekleştirmektedir. Motor hareket boyunu uzatmak
için yan yana dizili bobin sayısı arttırılmalıdır.
Hareket mil rotor ile sağlansa da bazı uygulamalarda mil sabit tutularak bobinlerin olduğu gövde
hareket ettirilir.
“U” lineer motorlarda ise rotor karşılıklı bakan iki sabit mıknatıs stator arasında hareket eder.
Mıknatısların karşılıklı bakması kaçak akıyı azalttığı için motor verimini ve momentini arttırır. Rotor
bobinlerinin demir nüvesiz oluşu rotorun hafiflemesine ve bu nedenle yüksek ivmelere imkan
vermektedir.
Lineer motorlarda kullanılan encoderler artımsal encoderlerdir. Herhangi bir nedenle konum bilgisi
kaybedilecek olursa ( Örneğin enerji kesilmesi ) motorun başlangıç konumuna dönerek konum
bilgisini sıfırlaması gerekmektedir. Bu nedenle lineer motor ( veya sistem ) üzerinde referans sensörü
bulunur. Konum bilgisi kaybolduğunda motor sensör tarafına belirli bir hızda hareket eder ve sensörü
gördüğü anda konum bilgisini sıfırlayarak çalışmasını sürdürür.
Lineer motorların hassasiyeti, yüksek hızlarda çalışabilmesi motorlara avantaj sağlasa da gerek motor
gerekse de sürücü maliyeti ve düşey doğrultularda çalışmada yaşanan sorunlar (Enerji kesilmesinde
aşağı düşmesi ve frenlememesi ) motor için dezavantaj teşkil etmektedir.
Manyetik Raylı Tren (Maglev):
Manyetik raylı trenler bir çeşit lineer motordur. Tren gövdesinin altında ve raylarda elektro mıknatıs
bobinler bulunur. Aynı adlı kutupların birbirini itmesi prensibi ile tren havaya kaldırılarak sürtünme en
aza indirilmektedir. Yine farklı adlı kutupların birbirini çekmesi prensibi ile de trenin ileri veya geri
yönde hareketi sağlanmaktadır.