Professional Documents
Culture Documents
Erdinçin Saçma Ödevi Örneği
Erdinçin Saçma Ödevi Örneği
Erdinçin Saçma Ödevi Örneği
Mevsimlerden Kış. Soğuk bir Muğla sabahında ayaz sanki hiç yaz gelmeyecekmiş gibi
tüm hiddetiyle kulak burun ve bilumum diğer bölgelerini dondururken, “ismi lazım değil” bir
banka içerisinde sesiz sedasız müşteriler hiç birbirleriyle ilgilenmeden ellerinde sıramatik
fişleri ile oturmaktaydılar. Bankada duyulan çıkır çıkır klavye seslerini ding dong diye
bağıran sıra göstergelerinin haykırışı beklenmedik bir anda bozmakta ve sırası gelen insanları
tombalada çinko yapmış gibi heyecanlandırıp ayağa kaldırmaktadır.
Tüm bu kalabalığın içerisinde dikkatlerden kaçmayan şey ise; her zaman heyecanlı
konuşmaları ve neşeli tavırlarıyla herkesin dikkatlerini üzerine çeken Tugay Pırcan her
zamankinin aksine elinde mavi bir dosya ile sessiz, kaygılı ve düşünceli görüntüsüydü.
Bir hışımla saatine baktı. Tam 9.00. Ayağa kalktı. Bankoların sağ tarafında oturan
müşteri temsilcisine yaklaştı.
-Müdür beyle randevum vardı. Diye seslendi.
Müşteri temsilcisi sanki Tugay’ı yıllardır tanıyormuşçasına gülümsedi.
-Sizi bekliyor Tugay Bey.
Tugay Pırcan içeri girdiğinde dizleri sözlüye kalkan bir öğrencinin dizleri gibi
titremekteydi. Umut ve umutsuzluk arasında gidip gelirken kafasındaki deli sorular midesi
kramp halinde balyoz gibi inmekteydi.
Müdürün masasının sol tarafına oturdu. Elindeki dosyayı müdürün masasına koydu. Müdürün
yanında 3 takım elbiseli daha vardı. 2 Tanesi genel müdürlükten gelmişti.
-Evraklar hazır dedi. Umarım bu sefer istediğim krediyi vereceksiniz.
-Umarım dedi müdür. Evraklarınız tamamsa sorun yok. Fakat önce detayları konuşmamız
gerek. Anlamsız bir sırıtmayla
-Hadi bizi ikna edin.
Bulut Otelin kuruluş hikâyesi “İsmi lazım değil” bankasına yapılan 18. Kredi
başvurusunun ardından Tugay’ın bankadan kredi alamayacağından kesin emin olduğunda
başladı aslında.
Tugay bankadan çıktığında neredeyse öğlen olmuştu. Uzun sunumun ardından bir kez
daha olumsuz yanıt almasıyla umudunu yitirmiş omuzları çökmüş, terden ve sinirden bitap ve
harap olmuş bir şekildeydi.
Lanet olsun dedi. Araya adam sokmadan neden bir şey yapılamıyor bu ülkede. Neden
eşeklik edip Kanada’ya gitmekten vazgeçtim ki. Keşke Kanadalı eski kız arkadaşımın teklifini
kabul edip onunla gitseydim de buralarda sürünmeseydim.
-Ah kafam ah.
Merkezden Kötekli’ye kadar yürüdü. Yolda saydı sövdü bağırdı çağırdı kendi kendine.
Soğuk havayı defalarca derin derin içerisine çekti. Mahvolmuştu.
Kuruyan boğazını ıslatmak için bir şeyler içmek istedi. Kahveye girdi. Oturdu. Köşede
66 oynayan hocalarını görmedi bile. Görse de umurunda değildi o an. Kötü bir gündü onun
için. Hayalleri yıkılmıştı. Defalarca başvurmasına rağmen bir kez daha krediyi alamamıştı.
Mezun olalı 8 yıl geçmesine karşı ne devlette ne özelde istediği işi bulamamış, formasyon
almasına rağmen öğretmen bile olamamıştı. Sonunda kendi işini kurmak istemiş ona da
bankalar engel olmuştu.
-Tanrım dedi ne günah işledim. Keşke bir şans verseydin.
Aradan geçen 20 yıldan sonra Tugay Pırcan Müdürü ve Sahibi olduğu Bulut Hotelin
“Kuruluş Hikâyesi” adlı kitabında o kahveden bahsederken hala gözlerinin dolduğunu
anlatırdı. Ve daha bir sürü gün yüze çıkmamış hikâyeler.
Kitap ilk yıllara ait anılardan Tugay Pırcan söyle bahseder.
Büyük bir açılış yapıldığında otel neredeyse tıklım tıklım doluydu. O sene ülkedeki
önemli krizler çözülmüş komsularla aramız düzelmişti. Her yerden büyük bir akım vardı
Marmaris sahillerine. Bulut Hotelde bu bereketten nasibini almış neredeyse tüm yataklar
dolmuştu.
Otelde aynı anda 5-6 farklı dil konuşuluyordu. Personel birçoğuyla İngilizce
konuşmaya çalışıyor konuşamadıklarıyla da el yordamıyla anlaşmaya çalışıyordu. Vefa
borcumu ödemek için birçok personeli arkadaşlarımdan ve akrabalarından seçtim. Otel
personelini çoğu birbirini önceden tanıyordu.
Çınar’ı müdür yardımcısı, Erdinç’i Halkla ilişkiler Müdürü, Uzatmalı sevgilim
Gamzeyi de personel müdürü yaptım. Bir aile şirketi gibiydi Bulut Otel. Uzay bilimleri
mezunu olan Çınar’ın en büyük hobisi yıldızları seyretmekti. Bu yüzden otelin bahçesindeki
ışıkları özellikle havuzun çevresindekilerinin çoğunu söktürmüştü. Planları hem yıldızları
rahatça seyretmek hem de elektrikten tasarruf etmek vardı. Canım arkadaşım.
Erdinç öğrencilik yıllarımızdan arkadaşımdı. Kamu yönetimini bitirmiş yüksek
lisansını yapmıştı. Dağcıydı kendisi. Öğrencilik yıllarının çoğu dağlarda tırmanışlarda
geçmişti. İyi bir insan vefalı bir dosttu. Sessizdi konuşmayı çok sevmezdi. Dağcılığın verdiği
alışkanlıktan olsa gerek günlerce yalnız kalsa hiç kimseyle görüşmeden mutlu bir şekilde
yaşar giderdi.
Gamze ile 5 yıldır birlikteydik. Beni çok seviyordu ama Gamzenin ani kıskançlık
krizleri tutuyordu. Gamze önce otel işine karşı çıkmıştı. Fakat kendini insan kaynakları
müdürü ve sekreterim yapmam koşuluyla yanımda olacağını söyledi. Artık tüm personelle
iletişimi kendisi sağlayacaktı.
Yiyecek içecek sorumlusu Osman dayım Erzincan’da kebapçı olarak uzun yıllar
çalışmıştı. Erzincan’daki işlerini bir arkadaşına devredip kendi aşçılarıyla birlikte yardımıma
koştu. Bu işe en çok Gamze sevindi. Osman amcanın bol baharatlı yemeklerini o kadar çok
severdi ki. Sırf bu yüzden bile benimle evlenebileceğini söylemiş arkadaşlarına.
Animasyon ve gece eğlencesi müdürü olarak rekreasyon bölümü mezunu Tayfun’u
seçmiştim. Almancasının çok iyiydi. Birde namazında niyazında çocuktu. Kul hakkı yemezdi.
Çocuk çok motive olmuştu işine. İlk işi bir halk oyunları ve bir semazen ekibiyle anlaşmak
oldu. Her akşam farklı yörelere ait halk oyunları oynatacak, semazen gösterileri yaptıracak,
Türk sanat müziğinin en güzel eserlerini çaldıracaktı. Bu fikirleriyle büyülemişti beni.
Satış müdürü olarak Çağrı ve kendisinden daha iyi bir satıcı olan arkadaşı Ayhan’ı
diğerlerinden daha çok para vererek ikna ettim. Herkes verdiğim aylık karşısında etkilenmişti.
Beden Eğitimi mezunuydu ikisi de. Yüksek lisansa başlamışlar ama bitirememişlerdi.
Uluslararası büyük spor organizasyonlarını almak ve spor kulüplerine kamp hizmeti vermek
en büyük hedefleriydi.
BULUT HOTEL KURULUŞ HİKAYESİ
İşletme Kebapçı
Rekreasyon
Dağcı
Ekonomi 18. kredi kartı başvurusu Maddiyat
Hukuk
Antropoloji