Professional Documents
Culture Documents
KİTAP ÖZET FORMU (Ketofasting)
KİTAP ÖZET FORMU (Ketofasting)
Kişisel Bilgiler
E-ISBN
Kitapta İşlenen Konunun Güncelliği (Kitapta neden bu konu üzerinde durulmuş ve güncel hangi
probleme çözüm arayışı vardır?): Günümüzde sıklıkla yakalanan hastalıklara bir çözüm olarak aralıklı
oruç ve ketojenik diyetin bir arada bulunduğu diyet modelinin mekanizması anlatılmaktadır. Özellikle
nörolojik hastalıklarda ciddi faydası görülen bu diyet modelinin fazları, uygulanırken nelerin yenip
yenmeyeceği hatta ani açlık durumunda neler yapılabileceği bile kitap içerisinde anlatılmaktadır. Yani
ketofasting,, hastalıklara ve bir türlü verilemeyen kilolara çözüm niteliğinde oluşturulmuş, doktor
kontrolünde uygulanması gereken bir diyet türüdür ve kitap bu diyet hakkında bütün bilgileri içinde
bulundurmaktadır.
Bu Konu ile İlişkili Yapılan Makalelerde Nasıl Çözümler Aranmış ve Ne Gibi Sonuçlar Elde
Edilmiş?
Makalelerde nörolojik, endokrin, metabolik bozukluklarda ve kanserlerde ketojenik diyet kullanımını
destekleyen çalışmalar mevcut olsa da aynı zamanda bu diyet modeli için “düzensiz makro besin dağılımı”
olduğundan tamamen güvenilir olmadığı da belirtilmektedir. Ketojenik diyetin olumsuz on etkilerinin
olduğu da vurgulanmıştır. Bunlar baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk, bulantı, kabızlık, hipoglisemi gibi
kısa süreli etkilerdir. Uzun süreli yan etkiler ise dislipidemi, artmış trigliserit seviyeleri, hepatik steatoz,
hipoproteinemi, vitamin-mineral eksiklikleri gibi etkilerdir. Genel olarak ketojenik diyetlere uyumun
zayıf olması da negatif durumdur.
Kitapta bahsedilen bir diğer diyet modeli de aralıklı açlık. Bu konuda makalelerde ve araştırmalarda yer
alan sonuçlar şöyledir: Bu diyet modelinin yeme sıklığını kısıtlaması ve açlık üzerindeki etkileri
nedeniyle, özellikle sosyal etkinliklerine sık katılan bireylerde, uzun dönemde sürdürülebilir olması
mümkün değildir. Araştırmalar, hastalara aralıklı oruç diyetlerinin tavsiye edilmesi konusunda güçlü ve
yeterli değildir.
(Küçük, S.C. ve Yıbar, A. (2021). Popüler Diyet Akımlarının Vücut Ağırlığı ve Sağlık Üzerine Etkileri.
Akademik Gıda Dergisi, 19(1), 98-107.
Kitaptaki En Temel 5 Bulgu:
-Şeker iyi gün dostudur, keton ise kötü gün dostudur. Keton açlık esnasında glikozun görevini üstlenir ve
beyni besler.
-Obezite gerçekten salgın bir hastalıktır. Bunun gibi birçok hastalık yüksek karbonhidratla beslenerek
ortaya çıkmaktadır. Biz diyetisyenler bu konuda beslenme eğitimi vereceğiz.
-Açlık esnasında glikojen depoları yerine yağlar kullanılır, böylece yağ yakımı olur ve kilo kaybı yaşanır.
-Karbonhidrat kaynaklarının sağlıklı olup olmadığı konusunda glisemik yük bize rehberdir. İçeriğindeki
kalori ve lif oranı “sağlıklı” yorumunu yapmak için yeterli değildir.
-MCT içeriği yüksek yağlar karaciğere çabuk ulaştığından ketojenik diyette çok önemli bir yere sahiptir.
Kitabın okuyucuya yönelik önerileri?
-En önemli önerisi öğün sayısının azaltılmasıdır. Sık sık az az beslenmenin vücutta yarardan çok zarar
oluşturduğunu, aralıklı oruç sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini (kişiye özel) vurgulamaktadır. -
Kitapta anlatılan diyet modeli her ne kadar zor görünse de aslında beslenmemizde bir yasak olmaması
gerektiğini, yalnızca tedavide bazı besin ve besin ögelerini kısıtlamanın ve tedavi sonrası dengelemenin
önemini anlatmaktadır.
-Etiket okumanın, besinleri araştırmanın önemi de vurgulanmaktadır. Özellikle günümüzde satın
aldığımız ürünlerde “light, bol lifli, trans yağ içermez” gibi ibareler bulunsa da içeriği okumadan bu
ürünlerin gerçek yüzünü göremeyeceğimizden bahsetmektedir.
-Yeni diyet modellerinde yağlardan kaçınılır. Ancak kitapta yağ oldukça geniş kapsamla araştırılıp
anlatılmaktadır. Sonucunda ise yağlardan korkmamak gerektiğini, asıl düşmanın karbonhidratlar
olduğunu ifade etmektedir. Yağların kaynağının da iyi araştırılması gerektiğini vurgulamaktadır.. -
“Kahvaltı günün en önemli öğünüdür.”sözünün tamamen bir yalandan ibaret olduğunu vurgulamaktadır.
Hastalıkların mekanizmasında kahvaltıyı atlama sonucu gelen bir hasar veya bununla alakalı bir ilişki
bulunmadığını belirtmektedir. (Bazı hastalıklar için, diyebet gibi, fazla öğün yazılması ve öğün aralarının
fazla uzatılmaması gerektiğini düşünüyorum ve bu öneriye onlar adına katılamıyorum.