Yeşilla' dan Kağıt' a

Bir zamanlar dünyanın en güzel ormanlarından biri olan Belgrad Ormanı' nda yaşayan
Yeşilla adında bir ağaç varmış. Bu ağaç etrafına neşe saçar, bir çok kuşun yuvası, bir çok
hayvanın evi olurmuş. Sabahın erken saatlerinde dallarına konan kuşların onu gıdıklaması
sonucunda uyanmış. Her zamanki gibi arkadaşlarıyla sohbet ederken mavi tulumlar giymiş
kırklı yaşlarda, yedi tane adam görmüş. Baltalarını sallayıp bütün ağaçları kesen adamlar
Yeşilla' ya doğru yönelmişler. Yeşilla onların kendisini keseceği konusunda şüpheli kalmış
ancak adamlar Yeşilla' ya yaklaştıkça Yeşilla' nın bu şüphesi bir duman gibi uçmuş ve
aklında hiç bir şey kalmamış. Eğer bacakları olsa koşabilecek güçte olan Yeşilla' nın eli kolu
bağlı kalmış.

Gözlerini açtığında bir fabrikada olduğunu fark eden Yeşilla neler olduğuna anlam
veremeden parçalara ayrıldığını ve onları taşıyan adamların sayısının çoğaldığını görmüş.
Fabrikadaki tabelalarda, kağıdın üretilmesi için %65 akağaç, %25 kuş ağacı ve %10 kavak
ağacı karışımından elde edilen hamurun gerektiği yazıyormuş. Bir kavak ağacı olan Yeşilla
bu durum karşısında çok şaşırmış. İlerideki tabelada bir ton hamurun üretilmesi için iki ton
ağacın gerektiği yazıyormuş. Bu tabela onu ürkütmüş çünkü iki ton ağaç için tam sekiz tane
ağaç kullanıldığını biliyormuş. ''Eğer, insanoğlu kağıt israfının önüne geçmezse ağaçsız bir
dünyada yaşamak zorunda kalırlar'' diye düşünen Yeşilla etrafına bakarken gözü bir tabelaya
takılmış, bu tabelada '' Mopak Kağıt-Karton Entegre Tesisi'' yazıyormuş. Yeşilla daha önce
bu ismi hiç duymamış, ancak sonra anlamış ki şu an bulunduğu yer bir kağıt fabrikasıymış.
Ardından kabuk soyma tamburu adlı makineye girmiş ve orada ağacın içine zarar vermeden
kabukları soyulmuş. Bu işlem yaklaşık yirmi dakika kadar sürmüş. Soyulan kabuklar da
fabrikanın operasyon için ihtiyacı olan buharı üretmek için yakılıyormuş. Bu bilgi onu çok
mutlu etmiş çünkü kabuklar atılmayıp, değerlendiriliyormuş. Ardından bir araçla nakledilen
kabukları soyulmuş olan ağaç kütükleri, küçük çıralar haline getirilmiş. Yeşilla olanlara
inanamıyormuş, sabah koca bir ağaçken şimdi ise küçük çıralar haline getirilmiş bir ağaçtan
başka hiç bir şey değilmiş. Çıralar haline gelen Yeşilla yığınlar halinde yaz-kış dışarıda
bekletilmiş. Beş adet yığında yaklaşık otuz bin ton çıra olduğunu öğrenen Yeşilla bu duruma
da çok şaşırmış çünkü otuz bin ton gerçekten yüksek bir rakammış. Yaz-kış bekletildikten
sonra çıralar yıkanmış ve sıra alkalik pişirmeye gelmiş. Alkalik pişirme, devasa bir silindirde,
çıraların 158°C ısıda bir kaç saat pişirilmesiymiş. Bu işlemden sonra geri kazanım kazanı adlı
makineyi farketmiş. Bu kazanda ağaçlar 1000°C' de yakılırmış ve yanmış ağaçtan arda kalan
siyah çözelti ise buhar üretmek için ağaç kabukları gibi yakılırmış. Yeşilla eski görüntüsünü
kaybetmesine çok üzülmüş. Ancak bu bilgileri öğrenen Yeşilla' nın içini bir parça gurur
kaplamış çünkü ileride bir kağıt olup çocukların kalemleriyle boyayacağı, onların hayal
güçlerini yansıtacağı bir kağıt halini aldığını düşünmüş. Tam bunları düşünürken yıkayıcıdan
çıkan Yeşilla bir hamur biçimini almış. Artık yapışkan ve istediği şekli alabilecek yapıdaymış.
Bu olaydan sonra yoğunlaştırıcıya gönderilen Yeşilla kağıt olması için gereken kalite arttırıcı
maddelerden geçirilmiş. Hamura dönüşen Yeşilla, kahverengi rengi yerine beyaz bir renk
alması için klorin dioksit adlı bir çeşit kimyasalla birleştirilmiş ve beyaz rengini almış. Yeni
görünümünden hoşnut kalan Yeşilla pompalanıp, depolanabilmesi için hamuru parçalayan
vida dişli pervanede parçalara ayrılmış. Bu gerçekten inanılmaz bir rakammış. Artık eski
ağaç görüntüsünden hiç bir eser kalmayan Yeşilla kağıt olmak için sabırsızlanıyormuş. Bir
kağıt olup, kullanılmasını istiyormuş. Yeşilla, hamurun sudan arınması için silindir şeklinde bir
makineden geçirilmiş, bu makine de dakikada bin altmış metre kağıt işleyebilecek
kapasitedeymiş. Ardından, Yeşilla bir tabaka kağıdın baskıdan çıkışını görmüş. Kağıtlar eski
pürüzlerinin büyük bir bölümünü yitirmiş gözüküyormuş. Sonra çözümleyici adlı makine,
kağıdın kalitesini gösteren parametreleri veya herhangi bir hata olup olmadığını kontrol
ediyormuş. İlginçtir ki hiç bir kağıtta hata çıkmamış, ardından kağıt olma serüvenine devam
eden Yeşilla rulo haline getirilmiş. Bu rulo yapıcı, çok büyük ana makaralar üretmiş ve
ardından transfer kollarıyla dolu makaralar boşlarıyla değiştirilmiş. Bir rulonun ağırlığı otuz
beş tonun üzerinde olabilirmiş ve bu rakam altmış kilogram kağıt ihtiva edebilirmiş. Bu
bilgileri öğrenen Yeşilla rulo haline getirilmesinden çok memnun olmuş. Ayrıca ana makaralar
kesilmiş ve parçalar haline ayrılmış. Bazı kağıt rulolar kullanılmak için kağıt kesiciye
gönderilmiş, kimisi ise daha sonra kullanılmak üzere depo edilmiş. Depo edilecek rulolar
otomatik depo sistemiyle depoya gönderilmiş. Fakat kesilmesi gereken rulolar yerde ray
sistemiyle, bielomatik kağıt kesiciye gönderilmiş. Şanslıymış ki Yeşilla, bielomatik kağıt
kesiciye gönderilerek bir kağıt olma hayalini yakın bir zamanda gerçekleştirebilecekmiş.
Ardından kağıdı kesen robotlar Yeşilla' yı da kesmişler. Bu robotlar bir operatör tarafından
yönetilen merkezi bir bilgisayarla kontrol ediliyorlarmış. Üretimi dakikada elli beş bin
tabakaya ulaşabilen bu fabrika gerçekten inanılmazmış. Dört otomatik yakalayıcı ve
operatörler kağıtları kalite testinden geçirmiş. Bu kadar kağıdı üreten bir fabrika belki de
dünyanın en büyük fabrikası olabilirmiş. Belki olmayabilir, belki başka bir fabrika, bu
fabrikanın kat ve kat daha büyüğü olabilirmiş ama bu fabrika Yeşilla' nın dünyasının en büyük
fabrikasıymış. Bir saat içinde bu fabrika altı bin altı yüz adet kağıt üretirmiş. Son olarak sıra
paketlemeye gelmiş. Onunla birlikte bir kaç arkadaşını paketlemişler ve kamyonlarla birlikte
onları bir kırtasiyeye bırakmışlar.

Annesiyle birlikte kırtasiyeye gelen bir kız paketlenen kağıtları almış ve onları evine
götürmüş. Kız ödevini yapıp yazıcıdan çıkarmış, Yeşilla hayal ettiği gibi olmasa da çok güzel
bir şey için kullanılmış.

Eğer Yeşilla' yı merak ediyorsanız, o çok yakınınızda. Hatta şu an tam ona bakıyorsunuz...
Kaynakça

www.teknolojioku.com

www.manetho.com

www.bilgiustam.com

www.bizimcografya.com

www.umitdergisi.com