Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 22

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

MM324
AKIŞKAN MAKİNALARI
DERS NOTLARI

Doç.Dr. Mustafa ÖZBEY

SAMSUN
Şubat 2012
1. GİRİŞ
Akışkan makinaları, daha genel olarak sıvı veya gaz akışkanlarla çalışan tüm
makinaları kapsar. Bunlara örnek verecek olursak, pompalar, fanlar, kompresörler,
hidrolik ve gaz türbinleri. Tüm bunları içine alan kapsam çok geniş olduğu için bu
ders içeriğinde hidrolik pompalar ve türbinler ile fanlar ele alınacaktır. Hidrolik
terimi sıvı akışkanları ifade eder, başlıca su. Hidrolik makinalar dendiğinde
pompalar ve türbinler akla gelmelidir. Bu makinalarda akışkan sudur. Pompalarda
suyun yanında diğer sıvı akışkanlar da söz konusudur. Fanlar ise pompalarla teoride
aynı olması yanı sıra çalışan akışkan havadır. Hidrolik enerji dendiğinde de akla
temelde akışkan enerjisi, daha çok su enerjisi gelmelidir. Günümüzde hidrolik
terimi daha çok su ile özdeşleşmiştir. Mesela hidrolik barajlarda, yani
hidroelektrik santral, kısa adıyla HES’lerde , çalışan akışkan sudur.

Hidrolik makinalar en genel tanımıyla akışkan enerjisi ile mekanik enerji arasında
enerji dönüşümü gerçekleştiren makinalardır.

Pompa: Mekanik enerjiyi akışkan, yani hidrolik enerjisine dönüştüren makinalardır.


Pompalar, temelde akışkan transferi için kullanılırlar. Akışkana enerji
kazandırılarak akışkanın belli bir basınçta ve belli bir debi ile iletilmesini sağlar.
Pompa ile akışkan belli bir debide basınçlandırılır. Kazanılan bu basınç ile de akış
oluşarak akışkanın transferi gerçekleşir. Pompalar, mekanik enerjisini genellikle
tahrik edildiği bir elektrik motorundan sağlar. Pompa çarkına iletilen bu mekanik
enerji akışkana iletilerek akışkana enerji transferi sağlanır.

Fan: Çalışma ilkesi ve teori olarak pompalar ile aynıdır. Tek fark çalışan yani iş
yapan akışkan havadır.

Türbin: Akışkan enerjisinden mekanik enerji üreten makinalardır. Hidrolik


türbinlerde çalışan akışkan sudur. Çoğunlukla HES’lerde elektrik enerjisi üretmek
için kullanılırlar. Bir de gaz türbinleri vardır. Bunlar da genellikle termik
santrallerde elektrik enerjisi üretmek için kullanılırlar fakat akışkan su buharıdır.
Ancak bu ders kapsamında ele alınmayacaktır. Çünkü daha çok akışkanın kütle
transferi yanı sıra ısı transferi konularını da kapsamaktadır.

Akışkan enerjisi veya hidrolik enerji, akışkanın sahip olduğu toplam enerjidir.
Akışkanın toplam enerjisi ise temelde statik, dinamik ve potansiyel enerjilerinin
toplamıdır. Akışkanın statik ve dinamik enerjilerinin toplamı ise akış enerjisidir.
Yani bir akımın statik ve dinamik basıncı mevcuttur. Akışkan durgun halde ise
basıncı tümüyle statik basınçtır, dinamik basıncı yoktur, yani statik basıncı toplam
basıncıdır. Akışkan akış halinde ise yani bir akım varsa statik basıncının bir miktarı
akış hızına bağlı olarak dinamik basınca dönüşür. Enerjinin korunumu ilkesi gereği
akışkanın toplam enerji akış çizgisi boyunca sabittir. Burada dikkat edilecek olursa
toplam enerjinin korunması için enerji türlerinden birinin azalması bir diğerinin
artmasını gerektirir. Akış çizgisini kontrol hacim olarak ele aldığımızda, kontrol
hacimden dışarıya veya dışarıdan kontrol hacim içine enerji transferi olabilir. Bu
durumda transfer olan enerjiler de dikkate alınmalıdır. Kontrol hacme dışarıdan
olan enerji transferi bu ders kapsamındaki konular dikkate alındığında pompalar ya
da fanlar ile gerçekleşir. Çünkü, pompa veya fanlar sistem dışından aldığı enerjiyi
sistemdeki akışkana hidrolik enerjisi olarak aktarmaktadır. Kontrol hacimden
dışarıya olan enerji transferi ise iki yolla gerçekleşir. Biri sistemdeki kayıplardan
dolayı, diğeri ise sistemdeki akışkanın hidrolik enerjisini mekanik enerjiye
dönüştürerek sistem dışına aktaran türbinler ile gerçekleşmektedir.

1.1 BOYUTLAR, FİZİKSEL BÜYÜKLÜKLER


Hidrolik makinaları ile ilgili temel fiziksel büyüklükler ile sembolleri ve standart
birimleri metrik SI ve İngiliz birim sistemi olarak Tablo 1.1’de verilmiştir. Burada
Kütle (m), uzunluk (L), zaman (t) ve sıcaklık (T) ana boyutlardır. Diğer tüm fiziksel
büyüklükler bu dört ana boyuttan türerler ve ikincil boyutlar olarak adlandırılırlar.
Vektörel büyüklükler hız, ivme ve kuvvet kalın karakterlerle simgelenecektir.

Tablo 1.1
Standart SI Standart BG
Boyut Sembol
Birimi Birimi
Uzunluk L m in, ft
Zaman t s s
Kütle m kg lbm
o o
Sıcaklık T C, K F
Kuvvet F N, kg.m/s2 lbf
Moment, Tork M, T N.m lbf.ft
Hız V m/s ft/s
Yerçekimi ivmesi g m/s2 ft/s2
Debi (hacimsel, kütlesel) m3/s, kg/s ft3/s, lbm/s
.
Q, m
Pa, N/m2,
Basınç P psi
kg/m.s2
Yoğunluk ρ kg/m3 lbm/ft3
Viskozite (dinamik,
μ, ν kg/m.s, m2/s lbm/ft.s, ft2/s
kinematik)
Enerji W J, N.m, kg.m2/s2 Btu, kcal
Güç W, J/s, N/m.s HP, Btu/h
.
W

Kuvvet birimi Newton’un ikinci yasasından türetilen ikincil bir boyut olarak
değerlendirilir.

Kuvvet = kütle x ivme


F = ma

Metrik SI sisteminde kuvvet birimi Newton’dur (N) ve 1kg’lık kütleyi 1m/s2


ivmelendirmek için gerekli kuvvet olarak tanımlanır. İngiliz sisteminde kuvvet
birimi pound-kuvvettir lbf ve 32.174 lbm kütleyi 1 ft/s2 ivmelendirmek için gerekli
kuvvet olarak tanımlanır.

1 N = 1 kg.m/s2
1 lbf = 32.174 lbm.ft/s2

Birçok Avrupa ülkesinde yaygın olarak kullanılan diğer bir kuvvet birimi olan
kilogram-kuvvet (kgf) ise 1 kg kütlenin deniz seviyesindeki ağırlığıdır.

1 kgf = 9.807 N

Ağırlık terimi, çoğu zaman hatalı bir şekilde kütleyi ifade etmek için kullanılır.
Ağırlık (W), kütleden farklı olarak bir kuvvettir. Ağırlık cisme etkiyen yerçekimi
kuvvetidir ve büyüklüğü Newton’un ikinci yasasına göre belirlenir.

W = mg

Burada m cismin kütlesi, g yerel yerçekimi ivmesidir. Deniz seviyesinde yerçekimi


ivmesinin değeri 9.807 m/s2’dir. Yerçekimi ivmesi yükseklikle azalır, dolayısıyla
cismin ağırlığı yerçekimi ivmesindeki yerel değişikliğe bağlı olarak değişir. Bir
cismin kütlesi ise evrendeki konumundan bağımsız olarak hep aynıdır. Yerçekimi
ivmesinin deniz seviyesindeki değeri olan 9.807 m/s2’den 30000 m yüksekliğe kadar
sapması yüzde 1’den azdır. Bu nedenle uygulamaların çoğunda yerçekimi ivmesinin
değeri sabit olarak 9.81 m/s2, İngiliz sisteminde ise 32.174 ft/s2 alınır.

g = 9.81 m/s2 = 32.174 ft/s2

Enerjinin bir türü olan iş, basitçe kuvvet ile mesafenin çarpımıdır. Dolayısıyla birimi
N.m’dir ve joule J olarak adlandırılır. İngiliz sisteminde enerji birimi Btu’dur
(British thermal unit). Metrik sistemde 14.5oC sıcaklığındaki 1 g suyun sıcaklığını
1oC artırmak için gerekli enerji miktarı 1 kalori (cal) olarak tanımlanır. Btu ve kJ
birimleri ise hemen hemen özdeştir.

1 cal = 4.1868 J
1Btu = 1.0551 kJ

Güç, kuvvet ile hızın çarpımıdır ve birim zamanda yapılan iş olarak tanımlanır.
Dolayısıyla birimi N.m/s2’dir ve watt (W) olarak adlandırılır. İngiliz birim
sisteminde güç birimi olarak yaygın olarak Btu/h ve beygirgücüne (BG) karşılık
gelen horsepower (hP) kullanılır.

1 BG = 1 hP = 746 W
1 kW = 3412.14 Btu/h = 0.9478 Btu/s

Metrik sisteme geçen ülkelerde de Newton yerine kilogram-kuvvet veya joule


yerine kalori kullanılması gibi benzer durumlar nedeniyle halen problemler
yaşanmaktadır. Benzer durum güç birimi beygirgücünde de yaşanmaktadır. Metrik
sistemde beygirgücünün kW karşılığı aşağıdaki gibidir.

1 BG = 1 hP = 735.75 W

Mühendislikte, sonuçların genel kullanılan birimlerle ifade edilmeleri durumunda


çok sayıda sıfırın yer aldığı, çok küçük ya da çok büyük sayılarla karşılaşılması sıkça
rastlanan bir durumdur. Örneğin 100000000Pa gibi bir basınç değerini yazmak ve
ifade etmek uzun, gereksiz ve gariptir. Bunun yerine 106 anlamına gelen mega
olarak anılan M ön ekini kullanarak aynı basınç değerini 100MPa, megapascal, olarak
yazabiliriz. Bu tip ekler hem SI hem de BG birim sisteminde yaygın olarak kullanılır
ve de çok faydalıdır. Bunların tam listesi Tablo 1.2’de verilmiştir.

Tablo 1.2

Çarpım Ön Ek
Sembol
Faktörü Adı
1012 tera T
109 giga G
106 mega M
103 kilo k
102 hekto h
10 deka da
10-1 desi d
10-2 santi c
10-3 mili m
10-6 mikro μ
10-9 nano n
10-12 piko p
10-15 femto f
10-18 atto a

1.2 SEMBOLLER
Hidrolik Makinaları ile ilgili kaynaklarda fiziksel büyüklüklerin sembolleri ile
birimleri arasında yüksek oranda uyumsuzluk ve farklılıklar vardır. Bunların önüne
geçmek adına ders kapsamında kullanılan büyüklüklerin sembollerini en başta
tanımlamak ve belli bir standart oluşturmak çok faydalı olacaktır.

Aşağıdaki listede konu kapsamına giren fiziksel büyüklüklerin sembolleri ve


standart birimleri verilmiştir.

SEMBOL FİZİKSEL BÜYÜKLÜK STANDART


BİRİMİ, METRİK

A Kesit Alanı m2
b Kanat Genişliği M
c Mutlak Hız m/s
cm Mutlak Hızın Radyal Bileşeni m/s
cu Mutlak Hızın Teğetsel Bileşeni m/s
ca Mutlak Hızın Eksenel Bileşeni m/s
d, D Çap m
f Sürtünme faktörü
F Kuvvet N
g Yerçekimi ivmesi m/s2
H Düşü m
Hk Basınç kaybı (düşü olarak) m SS
K Yerel Kayıp Katsayısı -
L Boru Boyu m
La Aralık Uzunluğu m
m Kütle kg
m Kütlesel Debi kg/s
M Moment N.m
N Dönme hızı dev/dak, rpm
n Kanat sayısı veya çark sayısı
Ns Özgül hız
NSQ Özgül hız (pompalar için) -
NSP Özgül hız (türbinler için)
Q Debi (hacimsel) m3/s
P Güç W
p Basınç Pa
pA Atmosfer Basıncı Pa
Pv Buharlaşma Basıncı Pa
r Radyal doğrultu
R Yarıçap M
R Reaksiyon Derecesi
Re Reynolds Sayısı -
0
T Sıcaklık C
T Tork N.m
u Teğetsel Hız m/s
x Eksenel doğrultu
V Akım hızı m/s

Aşağıdaki Tabloda ise yaygın kullanılan simgeler verilmiştir.


SEMBOL FİZİKSEL BÜYÜKLÜK STANDART
BİRİMİ, METRİK

α Akış Açısı 0
β Kanat Açısı 0
Δ Fark -
η Verim
ρ Yoğunluk kg/m3
σ Thoma Kavitasyon Faktörü
φ Debi Sayısı
ψ Basınç sayısı
ω Açısal Hız (Dönen Çarkın) rad/s
α Akış Açısı 0
β Kanat Açısı 0

Yaygın kullanılan alt simgeler ise şunlardır:


Alt simge Adı
hid Hidrolik
mek Mekanik
elk Elektrik
atm Atmosfer
in giriş
out çıkış

Viskozite

Viskozite, bir akışkanın akıcılığının, bir başka ifadeyle akışa karşı gösterdiği
direncin bir ölçüsüdür. Viskozite, akış esnasında etkili olan sürtünme etkilerinin
meydana gelmesini sağlayan önemli bir özelliktir. Dinamik ve kinematik olarak iki
farklı viskozite tanımlanmıştır.

Dinamik viskozitenin (μ) birimi Pa.s ve N.s/m2’ye eşdeğer olan kg/m.s’dir. Fakat
akışkanların viskoziteleri genellikle çok küçük değerler olduğundan, bu birim çok
küçük kesirlerin kullanılmasını gerektirir. Bu nedenle daha elverişli bir birim
gr/cm.s’ye eşdeğer olan Poise, P, veya yüzde biri olan santiPoise, cP, birimleri
endüstride yaygın olarak kullanılır. 20oC’de suyun viskozitesi 1 cP’dir ve bu yüzden
santipoise birimi faydalı bir referanstır.

1 P = 1 g/cm.s
1 cP = 0.001 kg/m.s (Pa.s)

Yüksek viskoziteli bir akışkan daha düşük viskoziteli akışkana kıyasla daha yavaş
şekil değişimine uğrar. Yani, aynı şartlarda beli bir kesitten düşük viskoziteli
akışkan daha hızlı akar.


Kinematik viskozite (υ), dinamik viskozitesinin yoğunluğa oranıdır.  

Birimi ise m2/s’dir. Nasıl dinamik viskozite biriminde akışkanların viskozitelerinin


genellikle çok küçük değerler olduğundan g/cm.s’ye eşdeğer olan Poise P
kullanılıyorsa, benzer şekilde kinematik viskozite için de cm2/s’ye eşdeğer olan
Stoke St kullanılır. Aynı şekilde gaz ve sıvılar için Stoke da yeterince büyük bir
birim olduğundan, birimin yüzde biri olan santiStoke cSt mühendislik
uygulamalarında yaygın olarak kullanılır.

1 St = 1 cm2/s = 0.0001 m2/s


1 cSt = 1 mm2/s = 10-6 m2/s

Bir akışkanın viskozitesi, onu bir boru içinde nakletmek için gerekli pompalama gücü
veya bir cismi akışkan içinde hareket ettirmek için gerekli olan kuvvetle doğrudan
ilişkilidir.

Düşü

Sabit yoğunluklu bir akışkan içerisinde iki nokta arasındaki basınç farkı, bu iki
nokta arasındaki düşey mesafe Δz ve akışkanın özgül ağırlığı ρg ile doğru
orantılıdır. Düşey doğrultudaki iki nokta arasındaki mesafe (z2-z1), derinlik h olarak
tanımlandığında sıvı serbest yüzeyinden herhangi bir derinlikteki manometrik
ölçekteki statik basınç, gösterge basıncı

P= ρgh

bağıntısı hidrostatik basınç dağılımı denklemi olarak anılır. Bu bağıntı, hidrostatik


basıncın, sabit özgül ağırlıklı akışkanlar için derinlikle doğru orantılı olarak
arttığını göstermektedir.

Sıvılar sıkıştırılamaz akışkanlar olarak kabul edildiğinden yoğunluğun derinlikle


değişimi ihmal edilir. Yükseklik farkı çok fazla değilse bu durum gazlar için de
geçerlidir. Öte yandan sıvılar ve gazlar için yoğunluğun sıcaklıkla değişimi önemli
olabilir ve yüksek doğruluğun arandığı hallerde bunun dikkate alınması gerekir.
Benzer şekilde, yerçekimi ivmesi deniz seviyesinde 9.81 m/s2’den 14000 m
yükseklikte 9.762 m/s2 değerine kadar değişiklik gösterir. Bu uç örnekte yerçekimi
ivmesindeki değişim yalnızca %0.4’tür. Dolayısıyla, ihmal edilebilir bir hatayla sabit
kabul edilebilir.

Hidrostatik basınç denkleminden, basıncın akışkan yükseltisi veya akışkan


yüksekliği olarak da verilebileceği görülmektedir. N/m2, yani Pa birimindeki
basıncın akışkanın özgül ağırlığına bölünerek elde edilen uzunluk ölçüsü birimindeki
değeri, Pa birimindeki basıncın akışkan yüksekliği olarak karşılığıdır ve basınç
yükseltisi veya basınç yükü olarak tanımlanır. Basınç yükseltisi veya yükü genellikle
düşü olarak ifade edilir. Basınç, düşü olarak verildiğinde özgül ağırlıkları sabit
olarak kabul edildiğinden dolayı akışkan olarak genellikle sıvılar kullanılır. Basınç
değeri, düşü olarak verildiğinde, basınç olarak ifade edilebilir, fakat birimi uzunluk
ölçüsü birimi olduğundan, basıncın düşü olarak verildiği anlaşılmalıdır ve uzunluk
ölçüsü biriminin yanında, kullanılan akışkan sütunu ibaresi belirtilmelidir. Basınç ile
düşü arasındaki bağıntı aşağıdaki gibidir.

h=P/ρg

Örneğin standart atmosfer basıncı, 101325 Pa,


su kullanıldığında 101325/1000*9.81=10.3 m SS (su sütunu),
civa kullanıldığında ise 101325/13600*9.81=0.76 m = 760 mm Hg (civa) sütunu
yüksekliğine karşılık gelir.

Viskoz bir akım laminer ve türbülanslı olarak iki farklı rejim olarak sınıflandırılırlar.
Uygulamalarda çoğunlukla türbülanslı akımla karşılaşılır. Akım rejimini belirlemek
için boyutsuz bir parametre olan Reynolds Sayısı (Re) kullanılır.
VD VD
Re  
 

Burada, V ortalama akım hızı, m/s, D boru çapı, m, ρ akışkan yoğunluğu, kg/m3, ν
akışkanın kinematik viskozitesi, m’/s ve μ akışkanın dinamik viskositesidir, kg/m.s.
Laminerden türbülanslı akıma geçişin meydana geldiği Re sayısı kritik Re sayısı
olarak tanımlanır. Örneğin, pürüzsüz bir boru akımı için kritik Re sayısı genelde
2300 olarak kabul edilir. Re sayısını ifade eden bağıntıdan da anlaşıldığı gibi yüksek
hız ve boyut, düşük viskozite Re sayısını artıran etkenlerdir.

Debi

Birim zamanda belli bir akım alanı kesitinden geçen toplam akışkan büyüklüğüne
akım miktarı veya yaygın kullanımıyla debi denir. Debi, kütlesel ve hacimsel olarak
iki farklı şekilde olabilir. Belli bir akım alanı kesitinden birim zamanda geçen toplam
.
akışkan kütlesi kütlesel debi olarak tanımlanır ve m simgesi ile ifade edilir,
standart birimi ise kg/s’dir.

Belli bir akım alanı kesitinden birim zamanda geçen toplam akışkan hacmi hacimsel
debi olarak tanımlanır, Q simgesi ile ifade edilir ve standart birimi m3/s’dir.

Hacimsel debi ile kütlesel debi arasındaki ilişki aşağıdaki gibidir.


.
m  Q
Piyasada birçok farklı metotlarla ölçüm yapan debimetreler vardır. Bunların çoğu
hacimsel debi ölçerlerdir. Debi, akımın ortalama hızı ölçülerek de belirlenebilir.
Akım ortalama hızı ile hacimsel debi ve kütlesel debi arasındaki ilişkiler aşağıdaki
gibidir.

Q  AV
.
m  AV

Burada, V ortalama akım hızıdır, m/s, A akım yönüne dik doğrultudaki kesit alanıdır.

Kütle Korunumu: Süreklilik denklemi

Madde veya enerji yoktan var olmaz, vardan yok olmaz misali bir sisteme birim
zamanda giren kütle miktarı, sistemden çıkan ve sistem içindeki kütle değişiminin
toplamına eşittir. Kararlı sistemlerde veya kararlı akımlarda sistem içindeki
kütlenin zamana göre değişimi olmadığı için sisteme birim zamanda giren toplam
kütle çıkan toplam kütleye eşittir.

. .
m  m
1 2

Tek girişi ve tek çıkışı olan kararlı akıma sahip bir sistem için

1 A1V1   2 A2V2

Sıkıştırılamaz akışkanlar için ρ sabit olduğundan, kararlı ve sıkıştırılamaz akımlar


için kütle korunumu

A1V1  A2V2  Q : sabit

sonucunu verir. Yani, akım boyunca debinin sabit, bir başka ifadeyle akım alanı
içinde farklı kesitlerde debi eşittir.

.
m  Q  AV  sabit

Şekilde görüldüğü gibi A1 kesitinden A2 kesitine küçülen dairesel kesitli bir boruda
daimi ve sıkıştırılamaz akışkan aktığına göre; Q= A1c1 = A2c2 yazılabilir. Bu

1
2
A1 

m
c1
m

A2
ρ
eşitlikte c1 ve c2 ilgili kesitlerdeki ortalama akışkan hızıdır. Şayet boru içinden
sıkıştırılabilir bir akışkan, örnek olarak gaz
veya buhar akmış olsaydı, hacimsel debi
yerine kütlesel debi eşitliğini yazmak
gerekecekti. Kütlesel debi eşitliği, ρ ilgili
akışkanın

yoğunluğu olmak üzere;
m  Q  ρ  ρ1  A1  c1  ρ2  A2  c2 (1.1)
yazılır. Her iki eşitlikte SÜREKLİLİK
DENKLEMİ olarak tanımlanır.

Bernoulli Denklemi

Enerji de yaratılamaz ve yok edilemez, ancak enerji türleri birbirine


dönüştürülebilir. Enerji korunumunun akışkanlar mekaniğine uygulanması ile elde
edilen enerji denkliği bağıntısı Bernoulli denklemidir. Enerji dendiğinde mekanik,
ısıl, kimyasal, elektrik, manyetik ve iç enerjilerin vb. tümü söz konusudur. Fakat,
tüm bu enerji türlerinin içinde akımı en çok etkileyen mekanik enerjidir, akımı
doğrudan etkiler. Örneğin, ısı daha çok akışkanın katı cidarlara sürtünmesi
nedeniyle açığa çıkan enerjinin tersinirliğini kaybederek ısıya dönüşmesiyle açığa
çıkar ve büyüklüğü bir hayli küçük olup ihmal edilebilecek seviyelerdedir. Bu yüzden
akışkan makinalarında statik, dinamik, potansiyel ve iç enerjileri haricindeki diğer
enerji türleri ihmal edilir.

Bernoulli denklemi, enerji kaybı ihmal edilerek, Newton’nun ikinci kanununun yani
doğrusal momentum denkleminin veya Termodinamiğin 1. kanununun bir akım çizgisi
boyunca uygulanmasıyla elde edilebilir.

Kararlı ve sıkıştırılamaz akımlar için Bernoulli denklemi:

1
p  V 2  gz  C
2

burada C sabittir, denklemin sol tarafındaki terimlerin her biri bir enerji türünü
temsil eder ve toplamları akışkanın toplam enerjini verir. Bu demek oluyor ki,
akışkanın toplam enerjisi akım boyunca sabittir. Yalnız dikkat edilecek olursa
buradaki terimler basınç birimindedir. Basınç ile enerji arasındaki ilişki ise
akışkanın birim hacminin enerjisi basıncı verir. Dolayısıyla basınç enerjiyi temsil
eder. Sıkıştırılamaz akışkanlar için, akışkan yoğunluğunun dolayısıyla özgül
ağırlığının sabit olmasından dolayı, tüm terimler akışkanın özgül ağırlığına, ρg,
bölünerek Bernoulli denklemi aşağıdaki formda yazılabilir.

p V2
 zC
g 2g

Burada dikkat edilecek olursa, bağıntıdaki her bir terim uzunluk ölçüsü
birimindedir, yani düşü olarak verilmiştir. Düşü, basınç yükseltisi olduğu için basınç
ile enerji arasında yukarıda açıklanan ilişki dolayısıyla enerjiyi de temsil eden bir
büyüklüktür. Bu bağıntıda yer alan birinci terim p/ρg statik enerjiyi temsil eden
statik düşüdür. İkinci terim, V2/2g dinamik enerjiyi temsil eden dinamik düşüdür.
Üçüncü terim z ise potansiyel enerji yükü yani potansiyel düşüdür.

Bernoulli denklemini sistemin iki farklı noktası arasında uygularsak

2 2
p1 V1 p V
  z1  2  2  z 2
g 2g g 2g

Burada 1 ve 2, kontrol hacimdeki farklı noktaları simgelemektedir, yalnız ikinci


noktanın akım yönünde birinci noktadan sonra gelecek şekilde seçilmesine dikkat
edilmelidir. Çünkü Bernoulli denklemi daima akım yönünde uygulanır. Ayrıca dikkat
edilecek olursa, yukarıda verilen Bernoulli denkleminde sistemdeki kayıplar ile
sisteme veya sistemden aktarılan mekanik enerjiler yer almamaktadır.

Viskoz etkilerin dikkate alındığı ve mekanik enerji üreten veya tüketen kontrol
hacim içinde herhangi bir makinenin olduğu sistemler için Bernoulli denklemini
uyguladığımızda

. .
2 2
p1 V1 p V W cv m
  z1  2  2  z 2   Hk
g 2 g g 2 g g

Burada Hk viskoz etkilerin sebep olduğu enerji kaybını temsil eder ve basınç yani
düşü kaybı olarak anılır. Akım yönünde enerji kaybına sebep olduğu için Bernoulli
.
denkleminin sağ tarafında yer alır. W cv ise mekanik enerjiyi kontrol hacim sınırları
içine veya dışına taşıyan makinaların birim zamanda tükettiği veya ürettiği hidrolik
enerjidir, yani makinanın gücüdür.

. . .
W cv  W t  W p
.
Burada W t kontrol hacimden dışarıya aktarılan birim zamandaki hidrolik enerjiyi
.
simgeler. Bu işi yapan makinalara en iyi örnek türbinlerdir. W p ise kontrol hacme
ilave olan yani kontrol hacim dışından içine birim zamanda aktarılan enerjidir. Bu
işi yapan makinalara örnek ise pompalar ve fanlardır. Pompalar ve fanlar, mekanik
enerjiyi hidrolik enerjisine çeviren makinelerdir. Dolayısıyla, bir kontrol hacim
içinde yer aldıklarında kontrol hacim dışından aldıkları farklı formdaki enerjiyi,
örneğin elektrik enerjisini kullanarak ürettiği mekanik enerjiyi hidrolik enerjisi
olarak kontrol hacim içine aktarırlar. Bu sayede kontrol hacim içine bu makinelerin
sebep olduğu bir enerji ilavesi olur. Bu yüzden bu makinelerin ürettiği enerji yükü
Bernoulli denkleminin sol tarafında yer alır. Türbin ise pompanın tam tersi, hidrolik
enerjisinden mekanik enerji üreten makinelerdir ve kontrol hacim içinde yer
aldığında kontrol hacim içindeki hidrolik enerjisini alıp ürettiği mekanik enerjiyi
kontrol hacim dışına aktarır. Bu durumda kontrol hacimden enerji eksilmesine
sebep olur, bu yüzden bu makinelerin tükettiği hidrolik enerji yükü Bernoulli
denkleminin sağ tarafında yer alır. Hidrolik makinelerin enerjileri, enerji yükü
olarak ifade edildiğinde basınç yükü yani düşü olarak karşılık bulur. Bir hidrolik
makinasının enerji yükü düşüsüne yani basınç yüküne eşittir. Aynı zamanda hidrolik
makinanın gücü ile düşüsü arasındaki ilişki aşağıdaki gibidir.

. .
w W W W
H   . 
g mg m g gQ

Burada, gücü sembolize etmek için daha yaygın kullanımı olan P simgesi ile ifade
daha uygun olacaktır. Dolayısıyla,

P = ρgQH = ̇

Bu bağıntılar ve açıklananlar dikkate alınarak Bernoulli denklemi tekrar


düzenlendiğinde, kararlı ve sıkıştırılamaz akımlara uygulanan en genel hali ortaya
çıkar.

2 2
p1 V1 p V
  z1  H p  2  2  z 2  H t  H k
g 2 g g 2 g

burada Hp ve Ht kontrol hacme dahil olan sırasıyla pompa ve türbinlerin enerji


yükleri yani basınç düşüleridir.

Boru Akımlarında Basınç Kayıpları


Tam gelişmiş bir boru akımında boru hattındaki belli iki kesit arasında meydana
gelen basınç kaybını Bernoulli denklemi uygulanarak bu iki kesitteki statik
basınçlar, ortalama akım hızları ve bu iki kesit arasındaki yükseklik farkı biliniyorsa
bu iki kesit arasında meydana gelen basınç kaybını bulabiliriz.

P1  P2 V12  V22
Hk    z1  z 2
g 2g

Boru hatları farklı malzemeli ve farklı ebatlarda borulardan ve farklı boru ve vana,
dirsek gibi tesisat elemanlarından oluşur. Boru hatlarındaki basınç kaybı viskoz
etkilerin sebep olduğu sürtünmeden dolayı meydana gelen sürekli kayıplar ile farklı
tesisat elemanlarının sebep olduğu direncin meydana getirdiği yerel kayıpların
toplamıdır.

H k  H k , sürekli  H k , yerel

Sürekli ve yerel ifadeleri, hangi tip kaybın daha önemli olduğuna dair bir mana
taşımamaktadır. Birçok boru ve tesisat elemanları pek uzun olmayan bir boru hattı
için yerel kayıplar sürekli kayıplardan daha büyük olabilir.

Bir boru akımında sürekli kayıplar sürtünmeden kaynaklanır, çünkü sürtünme daima
mevcuttur. Sürekli kayıplar, akışkan yoğunluğu ve viskozitesi, boru çapı ve
uzunluğu, boru iç yüzeyinin pürüzlülüğü ve akım hızına bağlı bir büyüklüktür.

H k  f (  ,  , D , L,  , V )

Burada ρ akışkan yoğunluğu, μ akışkan viskozitesi, D boru iç çapı, L boru uzunluğu,


V akım ortalama hızı ve e boru iç yüzeyinin pürüzlülüğünü ifade eden karakteristik
bir uzunluktur ve pürüzlülük diye adlandırılır. Pürüzlülük boru iç yüzeyini oluşturan
ortalama yüzeyin altındaki girintilerin veya üstündeki çıkıntıların yüksekliklerinin
en büyük değerlerinin ortalaması olarak alınır.

Viskoz etkilerin meydana getirdiği sürtünme kuvvetlerini boyutlandıran boyutsuz


bir katsayı tanımlanır. Bu katsayı sürtünme faktörü diye adlandırılır ve katı yüzey
üzerinde meydana gelen kayma gerilmeleri ile boru kesitindeki ortalama dinamik
basınç arasındaki orandır ve aşağıdaki gibi formülize edilir.

w
f
1
V 2
2
Burada V boru kesitindeki ortalama hızdır. Viskoz sürtünmelerin büyüklüğü
dolayısıyla sürtünme katsayısı da akımın Reynolds sayısına, dolayısıyla akışkan
yoğunluğu ve viskozitesi, akım ortalama hızı ve boru iç çapına ve ayrıca boru iç
yüzeyinin pürüzlülüğüne bağlıdır.

f  f (, , D, L, , V )

Sürtünme katsayısının bağlı olduğu parametreler iki farklı boyutsuz parametre


oluşturacak şekilde düzenlenebilir, bunlar Reynolds sayısı ve bağıl pürüzlülüktür.
Bağıl pürüzlülük, e/D, pürüzlülük değerinin boru iç çapına oranıdır.

 VD  
f  f  , 
  D

Laminer boru akımı için sürtünme faktörü

64
f 
Re

Laminer, tam gelişmiş, kararlı ve sıkıştırılamaz boru akımı için yukarıdaki


bağıntıdan da görüldüğü gibi sürtünme katsayısı sadece Reynolds sayısına,
dolayısıyla Reynolds sayısının içerdiği parametreler, akışkan yoğunluğu ve
viskozitesi, akım hızı ve boru çapına bağlıdır, boru iç yüzeyinin pürüzlülüğünün
fonksiyonu değildir.

Sürtünmeden kaynaklanan basınç düşüşü ile sürtünme katsayısı arasında aşağıdaki


gibi bir ilişki vardır.

L1
P  f V 2
D2

Eşitliğin her iki tarafı akışkanın özgül ağırlığına bölünürse sürtünmeden


kaynaklanan basınç kaybı, düşü kaybı olarak verilmiş olur.

P L V2
 H s  4f
g D 2g

Türbülanslı tam gelişmiş pürüzsüz bir boru akımında sürtünme katsayısı ile
Reynolds sayısı arasındaki deneysel olarak bulunan bağıntı Blasius formülü olarak
adlandırılır.
0.316
f 
Re1 / 4

Pürüzlü borular için deneysel olarak bulunan sürtünme katsayısı, Reynolds sayısı ve
bağıl pürüzlülük arasındaki bağıntı da aşağıda verilmiştir ve Colebrook formülü
olarak adlandırılır.

1   D  2.51 
 2 log  
 3.7 
f  Re f 

Boru akımları için sürtünme faktörü, Reynolds sayısı ve bağıl pürüzlülük değerine
bağlı olarak aşağıdaki Şekil’de verilen deneysel olarak elde edilmiş Moody
diyagramı kullanılarak bulunur.

Piyasada yaygın kullanılan çeşitli boruların ortalama pürüzlülük değerleri Tablo


4.1’de verilmiştir.

Tablo 4.1 Çeşitli borular için pürüzlülük değerleri


Malzeme Türü ε, mm
Sac levha 0.05
Paslanmaz 0.002
Çelik Ticari 0.046
Perçinli 3.0
Paslanmış 2.0
Döküm 0.26
Çekme 0.046
Demir
Galvanizli 0.15
Asfalt kaplı 0.12
Bakır Çekme pürüzsüz
Pirinç Çekme 0.002
0.0015
Plastik, PVC, PRV Çekme
pürüzsüz
Pürüzsüzleştirilmiş 0.04
Beton
Kaba 2.0
Lastik Pürüzsüzleştirilmiş 0.01
Cam Pürüzsüz
Dairesel kesitli olmayan borular için veya içi tamamen akışkan ile dolu olmayan boru
akımları için basınç kayıplarını bulmak için Moody diyagramından veya ilgili olduğu
bağıntılardan faydalanmak için dairesel borular için kullanılan boru çapı yerine
hidrolik çap diye adlandırılan ve aşağıdaki gibi tanımlanan karakteristik bir uzunluk
kullanılır.

4A
Dh 
P

burada, A ıslak alan yani akışkanın temas ettiği boru kesit alanı ve P ıslak çevre
yani akışkanın temas ettiği boru kesitinin uzunluğudur.
Boru hatları, vana, dirsek, kesitte daralma veya genişleme meydana getiren
parçalar gibi akıma karşı ilave bir direnç meydana getiren farklı tesisat elemanları
içerebilir. Bu elemanlar da basınç kaybına sebep olurlar. Bu yerel basınç kayıplarını
boyutlandıran kayıp katsayısı diye adlandırılan boyutsuz bir katsayı, K,
tanımlanmıştır. Bu katsayı ile dinamik basınç düşüsünün çarpımı yerel basınç
kayıplarını verir.

V2
H k , yerel  K
2g

Yerel kayıplar sürekli var olan sürtünme kayıplarından hariç akıma karşı ilave direnç
meydana getiren tüm elemanların sebep olduğu kayıplardır. Bu elemanların her biri
akım hızının değerini ve/veya yönünü değiştirir ve bu da sürtünme katsayısından
farklı değerlendirilen ilave bir basınç kaybına sebep olur. Eğer bir eleman akımın
yavaş yavaş ivmelenmesine sebep oluyorsa sebep olduğu kayıplar nispeten daha
düşüktür, nispeten daha büyük kayıplara akım kesit alanlarında ani daralmalar
meydana getiren elemanlar sebep olur. Kayıp katsayısının değerleri deneysel olarak
tespit edilmiştir ve pratikte sık karşılaşılan bazı vana, dirsek vb elemanların kayıp
katsayıları Tablo 4.1’ de verilmiştir.

Piyasada yaygın olarak kullanılan dirsek, T-elemanı, vana, filtre gibi boru hattı
bağlantı ve kontrol elemanlarının yerel kayıp katsayıları Tablo 4.2’de verilmiştir.

Son eşitlik göz önünde bulundurulursa kayıpların, debinin karesiyle değiştiği


anlaşılır. Zira debi dışında eşitlikte bulunan diğer büyüklüklerin birer sabit değer
oldukları söylenebilir. Buradan kayıp ile debi arasında, (Hk=C•Q2) eşitliği elde
edilir. Böylece kayıp eğrisinin düzlemde bir parabol eğrisi olduğu ortaya çıkar.

You might also like