Professional Documents
Culture Documents
Pavlus HZ İsa Hakkında Ne Biliyordu
Pavlus HZ İsa Hakkında Ne Biliyordu
İkincisi ise Pavlus`un en basit İncil hikâyelerini dahi bilmediğini, onlardan bahsetmediğini ve
sık sık da onlarla çeliştiğini göstermektir.
Pavlus çoğu zaman “Şu ana dek yaşamış ikinci en büyük Hristiyan ve en büyük Evanjelist”
(Müjdeci) olarak bilinir. O İncil’in büyük bir alanda yayılmasına gayret etmiştir. Onun
mektupları elimizdeki en erken Hristiyan dokümanlarıdır. Birçok kişiyi şaşırtabilir ancak
varsayılan sıralamanın aksine Pavlus’un özgün mektupları M.S. 55-60 yıllarında, Dört İncil
ise M.S. 70-110 yıllarında yazılmıştır.
Bu demektir ki Pavlus’un fikirleri Dört İncil’in ruhuna nüfuz etmiştir. [1] Pavlus`un şahıslara
ve kilise inanlılarına yazdıkları mektuplar önemlidir. Zira bunlar Hristiyanlık hakkında
elimizdeki ilk delillerdir. İlk deliller tarihçiler için büyük önem arz eder. Peki, İsa Mesih
hakkındaki Hristiyanlığın ilk delili bize ne anlatmaktadır? Tarihte yaşamış en büyük
Evanjelist olan Pavlus’un, İsa Mesih (vaazları, yaşamı, duaları) hakkında iyi bir bilgi
düzeyine sahip olması beklenirdi.
Pavlus, Hz.İsa’nın dünyevî yaşamına ait olan birkaç öğeyi mektuplarında sıralamıştır. Kendisi
aksini iddia etse de herhalde Hz.İsa’nın ilk takipçilerine yani dünyaya emanetlerine ölüm
solurken ve zulmederken (Elç.İşl. 7:58; 8:1-3; 9:1-2) onların takip ettiği kişi hakkında da bazı
kıssalar duymuş ya da onlara belki de işkenceyle söyletmiş olması doğaldır!
Pavlus’un Hz.İsa’nın dünyevî yaşamı ve öğretileri hakkında bizimle paylaştığı şeylere bir göz
atalım. Yazar Bob Seidensticker, [2] ve Steven Carr [3] seküler bloglarında güzel bir tespitler
silsilesini sunmuştur. 1 Korintlilere 15 ile başlayalım:
“Şimdi, kardeşler, size bildirdiğim, sizin de kabul edip bağlı kaldığınız Müjde’yi anımsatmak
istiyorum. Size müjdelediğim söze sımsıkı sarılırsanız, onun aracılığıyla kurtulursunuz. Yoksa
boşuna iman etmiş olursunuz. Aldığım bilgiyi size öncelikle ilettim: Kutsal Yazılar uyarınca
Mesih günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden
dirildi. Kefas’a, sonra Onikiler’e göründü. Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda
göründü. Bunların çoğu hâlâ yaşıyor, bazılarıysa öldüler. Bundan sonra Yakup’a, sonra
bütün elçilere, son olarak zamansız doğmuş bir çocuğa benzeyen bana da göründü.” (1 Kor.
15:1-8)
Bu ifadelere bakarak Pavlus, Kefas yani Petrus’un zaten 12’lere dâhil olduğunu bile
bilmemektedir. İsa Mesih’in sözde ölümünden sonra tekrar dirilip Yehuda İskaryot’a da
görünmediği İncil’den anlaşılmaktadır. Hz.İsa’nın (as) görüneceği havari sayısı aslında 12
havari listesinden Yehuda İskaryot’u da çıkardığımızda Kefas hariç 10 olmalıdır!
Pavlus’tan Hz.İsa (as) hakkında yukarıdaki sözleri göze alınarak şunlar bildirilmektedir:
1. İsa Mesih günahlarımız için öldü.
2. Kehanete göre 3. Günde ölümden dirildi.
3. Dirilişinden sonra başkalarına da göründü.
1. Evet, teyidi vardır. Hz.İsa (as), Pavlus’a göre kurban edilmişti: (Rom. 3:25, 5:6–8, 8:3; 1
Kor. 5:7).
2. Evet, teyidi vardır. Mesih’in ölümden sonra dirilişi Pavlus’un mektuplarında vardır (1 Kor.
15:20; Rom. 1:4, 4:24; 2 Kor. 4:14). Ancak Pavlus’un diğer mektuplarında 3. günde diriliş ile
ilgili bir bilgi veya kehanete alıntı yoktur.
3. Hayır, teyit edilememektedir: Hz.İsa’nın dirilişi sonrası bir çoklarına göründüğüne dair bir
bilgi Pavlus’un mektuplarında yoktur. Robert M. Price [4] ve Hermann Detering [5], 1
Korintliler 15:3-7’nin M.S. 2.y.y.’ın başına doğru yapılan sonradan bir ekleme olduğu ve
Pavlus tarafından yazılmadığını söylemektedirler. Price, bunu 3a ayetinde kullanılan
aldığım/ilettim (paralambanein / paradidonai) fiillerinin Yahudi haham geleneğinde kullanılan
teknik bir kullanıma ait olduğunu söylemektedir. Robert M. Price’a göre bu ayetler, Pavlus’un
Mesih’in İncilinin kendisine insan tarafından öğretildiğini reddettiği ve dönüşüm hikâyesini
anlattığı ayetlerle çelişir. (Gal. 1:13-24)
Pavlus’un mektuplarında Hz.İsa’nın dünyevî yaşamı hakkında başka ne bilgileri bulabiliriz:
Çarmıha gerildiğini: (1 Kor. 1:23; 1 Kor. 2:2, Gal. 3:1, 2 Kor. 13:4)
Hz.Davud’un (as) soyundan geldiğini (Rom. 1:3).
İhanete uğradığını (1 Kor. 11:23; 2 Tim. 2:8). Tercümanlar Pavlus`un bir ihanetten
bahsettiğini tercüme ederler. Aynı ihanet kelimesi Pavlusça Romalılar 8:32 Tanrı’nın
İsa`ya ihaneti ve Efesliler 5:2 de de İsa’nın kendine ihaneti olarak yanlış tercüme
edilmiş olacaktır. Tabi ki tercümanlar bunu başka şekilde tercüme etmişlerdir!
1.Korintliler 11`deki kelimenin manasının bu şekilde çevrilmesi gerektiğini sanki
tercümanlar ilham almış gibidirler!
Kendisinin hatırlanması için takipçilerine ekmek yiyip şarap içmelerini istediğini. (1
Kor. 11:23–6).
Yahudiler tarafından öldürüldüğünü (1 Sel. 2:14–15)
Bir paragrafta Pavlus’un Müjdesini veya İncil’ini anlatın deseler şu şekilde anlatılabilir:
“Eski Ahit’teki kehanete göre İsa Mesih çarmıha gerilerek günahlarımız için öldürüldü ve üç
gün sonra tekrar dirildi. Öldükten sonra bazı insanlara görüldü. Hz. Davud’un soyundandı,
kendisine ihanet edildi ve takipçileri için ekmek-şarap ayinini miras bıraktı. Onu öldüren
Yahudiler idi.”
Hepsi bu!
Ana Problemin Açıklanması
Yeni Ahit’te, Pavlus`a atfedilen 13 mektup vardır. Romalılara ve 1 Korintlilere adlı mektuplar
çok uzun olup Hristiyanlar için İncil hakkında öğretileri bulundururlar. Ama Pavlus’un bu
uzun mektuplarında İsa Mesih’in (as) dünyadaki yaşamı hakkında açıkladığımız üzere hemen
hiçbir ciddi bilgi bulamazsınız.
Pavlus, esasen Hz.İsa’nın (as) çarmıha gerildiğini ve dirilişi öğretisini kendi anlatımına
inanacak olursak Hz.İsa’dan (as) direkt vahiyle öğrenmiştir(!) ve teolojisini sadece bunun
üzerine geliştirmiştir.
Hz.İsa’nın (as) Hristiyanların en büyük yanılgısı olan Tanrıoğlu olduğu isnadına sebep olan
“babasız doğum mucizesini” ele alalım. Sizce Pavlus mucizevi babasız doğuma atıf yapar mı?
Malesef, hayır!
Pavlus`un İsa Mesih’in doğumu ile ilgili iki yerde bahsi vardır. (Gal. 4:4; Rom. 1:3). Ancak
her ikisi de normal insan doğumunu çağrıştırır. Öyle ki `Bir kadından doğmuş` (Gal 4:4)
deyimi Eski Ahit zamanlarından beri sıradan bir insana verilen unvandır. Eyüp 14:1; 15:14;
25:4, Kumran Belgeleri IQS 11.20–21; 1QH 13.14; 18.12–13, 16 ve Matta 11:11 kanıtımızdır.
Hz.İsa’nın sıksık kendine atfettiği söylenen “İnsanoğlu” (Kur`anda Meryemoğlu İsa Mesih)
ünvanını bir kez bile kullanmaz! Timoteus`a 1.mektupta Pilate’den bahsedilir, ama bu
mektubun Pavlus’un özgün mektuplarından olduğu tartışmalıdır.
Matta 23. Bölümü okuyun. Tüm bölüm Hz.İsa’nın (as), Ferisiler’e lâneti ve tehditleri ile
doludur. Hz.İsa hakikate düşmanlıklarından dolayı yazıcı ve Ferisileri ‘engerekler’ diye
çağırır ve ‘onların hamuruna’ (öğretilerine) bile yaklaşılmamasını emreder. Onları ‘kuzu
postuna bürünmüş kapıcı kurtlar’ kadar tehlikeli olarak betimler.
Buna rağmen Pavlus kendisinin doğru bir yaşam tarzı takip eden iyi bir Ferisi olduğunu
(Flp.3:4-5) ve bir mahkemede de Ferisi oğlu Ferisi olduğunu (Elç.İşl.23:6) haykırırken
Ferisilerin Mesih tarafından ciddi şekilde lanetlendiğinden haberi var mıydı? Bu konuyu bir
Eski Ahit kehaneti olarak ayrı bir bölümde ele alacağız.
İncil’deki kıssaları es geçerek insanlara İncil hakkında bir şeyler öğretmek ve Efendileri
İsa’nın (as) hayatından örnekler vermeden vazetmek mümkün müdür? Pavlus neden en iyi
bilinen İncil kıssalarından bahsettiği konulara delil getirerek alıntı yapmaz?
Londra üniversitesi Yeni Ahit Araştırmaları bölümünden Prof.Graham Stanton, yazdığı İncil
Gerçeği (Gospel Truth) adlı kitabında, Pavlus`un, İsa Mesih`in hareketlerine ve öğretilerine
atıflar yapmaktaki başarısızlığını ‘şaşırtıcı’ olarak değerlendirmektedir. Pavlus tezini tam
ispat etme noktasında yardımını alabileceği Hz.İsa’nın (as) sözlerini es geçmektedir. [7] Alman
tarihçi George Albert Wells de bunun tarihsel İsa için bir problem olarak kaldığını
söylemektedir. [8]
Evet, bu kesin olarak şaşırtıcıdır ta ki Pavlus mektuplarını yazdığı esnada İncil kıssalarının
mevcut ve bilinir olduğunu varsayarsanız!
Oysaki Pavlus, herkesin çok iyi bildiği Mesih’in çarmıha gerilmesinden 13 defa, yeniden
dirilişinden ise 14 defa bahseder! Başka bir örnek verelim:
Galatyalılara 1. Mektupta 6-9, Pavlus Galatyalıları başka İncilleri takip ettikleri için azarlar.
Başka İncilleri takip edenler de mi bu kıssaların farkındaydılar?
Bu durumda birisi problemin mucize hikâyelerini anlatmakta değil, Yahudilerin gözü önünde
mucize gösterememekte olduğu iddiasına sığınabilir. Bu durumda iddia sahibinin Yuhanna
İncilini ve Elçilerin İşleri’ni okumadığı ortaya çıkar:
“Size doğrusunu söyleyeyim, benim yaptığım işleri, bana iman eden de yapacak; hatta daha
büyüklerini yapacaktır. Çünkü ben Baba’ya gidiyorum.” (Yuh.14:12)
Elçilerin işleri kitabı biraz dikkatli okunursa aslında mucizelerden bahsetmekteydi. Petrus, bu
kitapta anlatıldığı üzere (Elç.İşl.3:1-8) dilsiz bir adamı iyileştirmiş ve bir kadını diriltmişti!
(Elç.İşl. 9:36–42). Filip ise cinleri çıkararak insanları iyileştiriyordu. (Elç.işl.8:5–8), elçiler de
pek çok mucize ve harikalar gösteriyorlardı. (Elç.İşl. 5:12). Pavlus’un bunlardan da haberi
yoktu, zira Elçilerin İşleri ondan sonra yazılmıştı.
Denildiği gibi İncil dinleyicileri yeterli bilgi sahibi ise neden Pavlus sürekli Eski Ahit
ayetlerinden alıntı yapar? Pavlus Eski Ahit hakkında oldukça detaylı şekilde örneklerle
bahsederken Pavlus`un dinleyicileri bunlara aşina olmalılardı. Örneğin 1.Korintlilere Mektup
10`da Pavlus onların Tevrat’tan ilgili referansları bulabilmeleri ummaktaydı.
“O zamandan beri insanlar Mesih Davud`un oğlu değildir diyecekler, Davud kendisi
korkarak ve günahkârların hatalarını anlayarak peygamberlik etmiştir ki: Rabbim, Efendime
dedi ki Ben senin düşmanlarını senin altına serinceye dek sağ yanımda otur. Ve yine bu
şekilde İşaya peygamber demiştir ki; Rabbim, sağ elini tutacağım efendim Mesih`e dedi ki,
uluslar ona kulak versinler ve kralların kudretini kıracağım. Görün nasıl Davud onu
“Efendim” diye çağırıyor oğlum diye değil. (12:31-35)
“Yaptığım her işte sizlere, böyle emek vererek güçsüzlere yardım etmemiz ve Rab İsa'nın,
`Vermek, almaktan kutsaldır` diyen sözünü unutmamamız gerektiğini gösterdim” (Elç. İşl.
20:35)
İsa Mesih hangi İncil`de vermek almaktan kutsaldır demiştir? Hiçbirinde! Pavlus, sadece
Hz.İsa’nın söylemediği sözlere atıfta bulunmaktadır.
Pavlus, Romalılar 8:26’da, ‘Nasıl dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz, ama Ruh'un kendisi,
sözle anlatılamayan iniltilerle bizim için aracılık eder.’ der. Acaba ne Pavlus ne de
Roma`daki cemaat kimse Efendinin duasını duymamış mıdır?
Bu duada İsa` Mesih`e atfedilen `Baba` (Abba) kelimesi geçer. Hristiyanlara göre bu ifadeyi
sadece ‘Oğul’ kullanabilirdi ve mahremdi. Ancak bu doğru değildir. Géza Vermès, kitabı
‘Jesus in his Jewish Context’te Hristiyanların inanamayacakları şekilde Tanrı’ya Baba diye
hitap ettikleri iki duayı örnek verir. [9] M.Ö. 2.y.y.’da yaşamış Ben Sira’nın (Vâiz kitabı)
duası şöyledir:
Süleymanın Hikmeti’nde denize açılacak gemide bir gezginin duası şöyle yer almaktaydı:
Bu durumda İncillerdeki Hz.İsa’nın Baba kelimesi yüzünden açılan sözde mahkemesi düşmüş
olacaktır. Pavlus, Galatyalılar 4:6`da Abba`yı kullanır, ancak kelimenin İsa tarafından dua
esnasında nasıl kullanıldığına dair hiçbir ipucu veremez.
Pavlus, İsa Mesih`e inanıp da bundan sonra sünnet olanın Hz.İsa’nın yanında hiçbir değeri
olmayacağını iddia eder, çünkü ona göre onlar yabancılaşıp lütuftan haklarını kaybetmişlerdir:
“Bakın, ben Pavlus size diyorum ki, sünnet olursanız Mesih’in size hiç yararı olmaz. Sünnet
edilen her adamı bir daha uyarıyorum: Kutsal Yasa’nın tümünü yerine getirmek zorundadır.
Yasa aracılığıyla aklanmaya çalışan sizler Mesih’ten ayrıldınız, Tanrı’nın lütfundan uzak
düştünüz.”(Gal 5:1-4)
Ancak işin garip tarafı Timoteus`un Elçilerin İşleri 16:3`te Pavlusça sünnet ettirilmesinden
bahsedilmesidir:
Maalesef bu durumda zavallı Timoteus rahmetten mahrum kalmış olacaktır. Kimse de onu
uyarmamıştır! Hem de Pavlus’un eliyle!
Peki, Pavlus bunları isnatsız olarak söylerken Hz.İsa’nın (as) da Kutsal Yasa`ya göre sünnet
olduğunu bilmiyor muydu? (Lk.2:21) Hz.İsa da lütuftan hakkını kaybetmiştir diyen
cehennemlik olmaz mı?
Pavlus’a göre soyağaçları ile uğraşmak boş iştir. Acaba Pavlus, İncillerinin başında Hz.İsa’nın
(as) Hz.İbrahim’e kadar soyağaçlarını veren Matta’yı ya da Luka’yı hiç okumuş mudur? Hattâ
masallarla uğraşmayın derken Pavlus Hz.İsa’nın (as) mucizevî doğumunu kastediyor olabilir
miydi?
“Makedonya’ya giderken sana rica ettiğim gibi, Efes’te kal ve bazı kişilerin farklı öğretiler
yaymamasını, masallarla ve sonu gelmeyen soyağaçlarıyla uğraşmamasını öğütle. Bu şeyler,
imana dayanan tanrısal düzene hizmet etmekten çok, tartışmalara yol açar. Bu buyruğun
amacı, pak yürekten, temiz vicdandan, içten imandan doğan sevgiyi uyandırmaktır. Bazı
kişiler bunlardan saparak boş konuşmalara daldılar.” (1 Tim. 1: 3-4)
Peki Pavlus, Matta 26:19`da Hz.İsa’nın buyruğu diye kaydedilen (!) `Bu yüzden gidin ve
Milletleri Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına vaftiz ederek talebeler edinin` dediğini duymuş
mudur?
Hayır! Zira Pavlus bunu duysaydı herhalde “Mesih beni vaftiz etmeye göndermedi!”
demezdi. (1 Kor. 1:17)
“Herkes, altında bulunduğu yönetime bağlı olsun. Çünkü Tanrı'dan olmayan yönetim yoktur.
Var olanlar Tanrı tarafından kurulmuştur. Bu nedenle, yönetime karşı direnen, Tanrı'nın
düzenlediğine karşı gelmiş olur. Karşı gelenler yargılanır.” (Rom. 13:1-2)
Acaba Hz.İsa’yı (as) İncillere göre (sözde) öldüren Pontius Pilate’nin ve sadece bununla
kalmayıp Nero gibi zalim krallarla Hristiyanları Konstantin’e kadar kırıp geçiren putperest
Roma yönetimi de mi Tanrı’dandır? Kendisi görülen o ki Dört İncili henüz dolaşımda
olmadığı için okuyamamış ve İsa Mesih’in (as) infazının Roma iktidarı tarafından yapıldığını
bilememiştir. Ya da yine takiyye yapmaktadır!
Pavlus, mektuplarında Hz.İsa (as) hakkında yalan ve yanlış İnciller (!) olduğunu ve çok
insanın bunların ardına düştüğünü söyler. Pavlus’un söylediklerinin doğru, diğerlerininse
yanlış olduğuna dair kıstas nedir?
Gerçek şudur ki Pavlus`un versiyonu, etrafta dolaşan farklı İncil hesaplarından sadece biriydi.
Kazananın fikirleri okutulur prensibiyle, Pavlus yani Roma Hristiyanlığı Hz.İsa’nın gerçek
havarilerinin öğretilerine galip gelince kendi ortodoks fikirlerini kabul ettirmiş diğerlerini
kâfir ilan ettirmiştir. Bu alternatif Hristiyanlık doktrinlerini ise yok etmeye çalışmıştır. Ancak
günümüzde bu alternatif kitapları bulabilmekteyiz. Bu kitaplar Apokrif (halktan saklanan)
olarak da bilinirler. Sayıları onlarcadır.
Hristiyanların inancında olan ortak bir görüş de İsa Mesih’in (as) sözde çarmıha gerilişinden
sonra, havarilerinin Ortadoğu’ya dağılıp İncil hakikatini insanlara vaz ettikleridir. Ancak bu
İncil’in içinden gelen bir delille elde edilecek bir sonuç değildir!
Pavlus Havarilerin değil kendisinin İncili vazettiğini iddia eder. Kendisi bir üstün yetkili
havari olup, Petrus`un yüzüne onun yanlış yolda olduğunu söylediği vakidir. Diğer havarilerle
iyi anlaşamasa da sonunda zoraki bir barış yapmışlardır. Pavlus, diğer Havariler’i
samimiyetsizlikle ve onu takip için `sahte kardeşler` yani casus göndermekle suçlamıştır.
Pavlus, Kudüs’e kadar gidip Petrus kardeşini ziyaret ihtiyacı hissetmeden 3 yıl öncesine dek
Hristiyanlık dinine geçtiğini ve oraya gittiğinde diğer havarilerle hemen hiç görüşmediğini
açıkça belirtir. Bu üç yıl boyunca Pavlus bir tek havariyle bile görüşmeden ne vaaz etmiştir?
Bu hikâyenin tamamı Galatyalılar 1. bapta okunabilir.
Galatyalılar 1`de Kudüs’te sadece 15 gün kaldığını ve sadece Petrus ve Yakupla görüştüğünü
söyler. Eğer birisi M.S. 39 yılında Kudüs’te olsa herhalde Hz.İsa’nın hayatının canlı şahitleri
ile görüşmüş olmayı dilerdi, hele hele kendisi en büyük vaizlerden sayılıyorsa!
Pavlus öğretilerinin insandan değil İsa Mesih’ten geldiğini (büyük ihtimalle gördüğü
vizyonlardan) ısrarla vurgulamaktadır. Bunu iddia etmek gerçekten gariptir! Vizyonları ona
neredeyse sadece Hz.İsa’nın çarmıha gerildiğini ve dirildiğini öğretmiştir. Mevcut İncillere
göre bile Hz.İsa havarilerine yaşam tarzı sunuyordu ve çarmıha gerilip yaşama tekrar
dönüşünü dinin tek meselesi haline getirmemişti.
Elçilerin İşleri 17:2, açıkca belirtmektedir ki Pavlus önceki kutsal metinlerden öğretmektedir,
göz tanıklarından değil. Yani kendisine göre kendine gelen kadim “gizli sır” Eski Ahit’ten ve
ilham kaynaklıdır. Kendisi şöyle diyor:
“Tanrı, duyurduğum Müjde ve İsa Mesih’le ilgili bildiri uyarınca, sonsuz çağlardan beri
saklı tutulan sırrı açıklayan vahiy uyarınca sizi ruhça pekiştirecek güçtedir. O sır şimdi
aydınlığa çıkarılmış ve öncesiz Tanrı’nın buyruğuna göre peygamberlerin yazıları
aracılığıyla bütün ulusların iman ederek söz dinlemesi için bildirilmiştir.” (Rom.16:25)
Pavlus, daha önce kimsenin farkında olmadığı bir sırın kendine ilham edildiğini iddia
etmektedir! Bunu böyle kabul edersek bir problem ortaya çıkmaktadır. Bahse konu olan
problem son yemek ile ilgilidir. Matta’da son yemeğin Fısıh bayramında yendiği
anlatılmaktadır:
“Mayasız Ekmek Bayramı’nın ilk günü öğrenciler İsa’nın yanına gelerek, “Fısıh yemeğini
yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?” diye sordular. İsa onlara, “Kente varıp o
adamın evine gidin” dedi. “Ona şöyle deyin: ‘Öğretmen diyor ki, zamanım yaklaştı. Fısıh
Bayramı’nı, öğrencilerimle birlikte senin evinde kutlayacağım. ’Öğrenciler, İsa’nın
buyruğunu yerine getirerek Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar. Akşam olunca İsa on iki
öğrencisiyle yemeğe oturdu. Yemek yerlerken, “Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri bana
ihanet edecek” dedi.” (Mt.26:17-21)
Luka 22:7-19’de de paralel olarak Fısıh yemeğinde ihanetin açıklandığı görülmektedir:
“Fısıh kurbanının kesilmesi gereken Mayasız Ekmek Günü geldi…Onlar da gittiler, her şeyi
İsa’nın kendilerine söylediği gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar. Yemek saati
gelince İsa, elçileriyle birlikte sofraya oturdu…Sonra kâseyi alarak şükretti ve, “Bunu alın,
aranızda paylaşın” dedi. “Size şunu söyleyeyim, Tanrı’nın Egemenliği gelene dek, asmanın
ürününden bir daha içmeyeceğim.” Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara
verdi. “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın” dedi…
Buraya kadar her şey güzel görünmektedir. Ancak Pavlus yukarıda anlatılan olayı doğrudan
Mesih’ten gelen vahiy ile öğrendiğini söylemekteydi!
“Size ilettiğimi ben Rab’den öğrendim. Ele verildiği gece Rab İsa eline ekmek aldı, şükredip
ekmeği böldü ve şöyle dedi: “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için
böyle yapın.” Aynı biçimde yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse kanımla
gerçekleşen yeni antlaşmadır. Her içtiğinizde beni anmak için böyle yapın.” Bu ekmeği her
yediğinizde ve bu kâseden her içtiğinizde, Rab’bin gelişine dek Rab’bin ölümünü ilan etmiş
olursunuz.” (1. Kor. 11:23-26)
İncil araştırmacılarının genel kanaatine göre Pavlus’un bu sözleri Hz.İsa’nın as. Ayrılışından
20 yıl kadar sonra yazmıştır. Eğer bu sözler yazılırken kilise zaten Efendi’nin son akşam
yemeğini kutluyor olsaydı ve bu gizemden haberi olsaydı, Efendinin bunları Pavlus’ vahiy ile
bildirmesine ne gerek vardı? Bazı İncil savunucuları bu sözlerin havariler tarafından Pavlus’a
duyrulmuş olabileceğini ileri sürerek sorunu çözmeye çalışırlar. Ancak bu kesinlikle
Pavlus’un iddiasını hiçe saymaktır. Nitekim Pavlus Galatyalılara mektubunda daha önce
bahsettiğimiz gibi vahyi sadece İsa Mesih’ten aldığını söylüyordu!
Elçilerin İşleri 18:23-28 Appollos`un İsa hakkında neyin doğru neyin yanlış olduğunu göz
tanıklığı ile değil, eski kutsal metinlerden öğretildiğini açık bir şekilde ifade eder:
“Bu arada İskenderiye doğumlu Apollos adında bir Yahudi Efes’e geldi. Üstün bir konuşma
yeteneği olan Apollos, Kutsal Yazılar’ı çok iyi biliyordu. Rab’bin yolunda eğitilmiş bir
kişiydi. Ateşli bir ruhla konuşuyor ve sadece Yahya’nın vaftizini bildiği halde İsa’yla ilgili
gerçekleri doğru öğretiyordu.”
Romalılar 1:1-4 İncil’in eski kutsal metinlerden geldiğini söyler. Göz tanıklarına yer vermez.
1 Korintliler 15:3 İsa’nın ölümünden sonraki 3.gunde kutsal yazılara göre dirildiğini söyler.
Bu da göz tanıklığına ihtiyaç bırakmamaktadır! Pavlus’a gizemleri güya vahiy yolu ile
öğretilmekteydi.
Hâlbuki bu iddia İsa Mesih’in (as) göksel gizemlerin anahtarlarının havarisi Petrus’a
verildiğinden bahseden İncil ayetleri ile çelişir!
“
İsa ona, “Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!” dedi. “Bu sırrı sana açan insan değil,
göklerdeki Babam’dır. Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus’sun ve ben kilisemi bu
kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. Göklerin
Egemenliği’nin anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de
bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak.” Bu sözlerden
sonra İsa, kendisinin Mesih olduğunu kimseye söylememeleri için öğrencilerini uyardı.”
(Mt.16:19)
Göklerin anahtarlarını her şeyin gizemi havari Petrus’a verildiyse ve Pavlus’un bu işten
payından da bahsedilmediyse Pavlus’un göksel gizemlerin kendine verildiği iddiası şüpheleri
üzerine çekmektedir.
Pavlus’un Hz.İsa Hakkında Bildiklerinin Değerlendirilmesi ve Sonuç
Bu yüzdendir ki Kudüs’e gitse bile Pavlus için Havarilerle görüşmemek bir problem teşkil
etmiyordu. Pavlus’a göre zaten İsa Mesih’i bu hayatta görmek havari olmak için yeterli bir
ehliyet de değildi.
Kaynaklar
1. George Albert Wells, The Historical Evidence for Jesus, 1988, s.20
2. http://www.patheos.com/blogs/crossexamined/2012/12/what-did-paul-know-about-jesus-
not-much/
3. http://www.bowness.demon.co.uk/paul.htm
4. Robert M. Price, (1995). "Apocryphal Apparitions: 1 Corinthians 15:3-11 as a Post-
Pauline Interpolation". Journal of Higher Criticism. 2 (2): 69–99.
5. Herman Detering, The Falsified Paul: Early Christianity in the Twilight, 1995 (translated
into English in 2003), s.3
6. Robert M. Price, The Christ-myth theory and its problems, 2011, s. 19, 35
7. Graham Stanton, Gospel Truth, 1995, s.130-131
8. G.A.Wells, Did Jesus Exist?, 1976, s.21
9. Géza Vermès, ‘Jesus in his Jewish Context’, 2003, s.36-37