Professional Documents
Culture Documents
Emre Aracı Perada Müzik
Emre Aracı Perada Müzik
Emre Aracı Perada Müzik
emre.araci@andante.com.tr
KAYIP SESLERİN
Büyük besteci Richard Wagner’in, eşi Cosima Wagner’e 1870 yılı Noel’inde bir
doğum günü hediyesi olarak bestelediği eseri Siegfried Idyll ve kapılarını 1895
yılında açan İstanbul’un en görkemli tarihi oteli Pera Palas’ın arasında ne türden
bir bağlantı olabilir? Ya peki, Hacı Arif Bey’in oğlu çellist Cemil Arif Bey’i Pera
Palas’ta dinleyen dönemin meşhur kemancısı Émile Sauret’nin 1744 tarihli Guarneri
kemanını, yıllar sonra çağımızın en büyük kemancılarından Itzhak Perlman’ın
satın almasına ve Perlman’ın bu kemanla 1992’de ilk kez geldiği İstanbul’da verdiği
resitalde yazarımızın sahnede sayfa çevirici olarak görev yapmasına ne dersiniz?
Bunlar ve bunlar gibi daha pek çok hayret verici bağlantının merkezinde duran
Pera Palas Oteli’nde geçtiğimiz 20 Şubat sabahı verilen bir konserden izlenimler…
diliyle anlatacak olmanın heyecanını salondu, duvarlardaki asılı çiçekli motif- duyuruyla birlikte çoktan o yılın o ayına
duyuyordum. Dahası bu yolculukta bana ler ilk gün nakşedilmiş oldukları tazelikte geri dönmüştük. Hôtel Pera Palace,
piyanosuyla Cana Gürmen ve kemanıyla öylece asılılı bir halde duruyorlardı ve Compagnie Internationale des Wagons-
Cihat Aşkın da arkadaşlık edeceklerdi. bizler 14 Aralık 1895 tarihli Le Moniteur Lits bünyesinde daha henüz aynı yılın
Bu binaya restorasyon için ne çok usta, Oriental gazetesinde çıkmış olan bir başında büyük bir baloyla açılmış ve
çırak, emektar, emekli insan girip açılışta orkestra ilk olarak Hamidiye
çıkmıştı, ama otelin duvar yüzeylerinin Marşı’nı çalmıştı. 14 Aralık 1895 Pazar
altında birikmiş o dokunun derinlikler- günü öğledensonra saat 15.00’te ise ote-
inde yatan tınıları gün ışığına çıkartmak lin balo salonunda Paul Lange idaresinde
ve bunları bir an için bile olsa restore bir konser verilecekti. Müzik tarihimize
ederek canlandırmak üzere Pera Palace Lange Bey olarak geçen, 1857’de Potsdam
Hotel Jumeirah’nın Genel Müdürü Pınar yakınlarındaki Kartzow’da doğmuş olan
Timer’in nazik davetiyle belki de ilk defa bu Alman müzisyen 1880’den beri geldiği
bir arkeolojik kazıya katılırcasına üç İstanbul’da yaşamaktaydı ve 1906’da
müzisyen o sabah otele adım atmaktaydı. Sultan II. Abdülhamid kendisini Ertuğrul
Bize tahsis edilen 413 numaralı odaya Yatı Bandosu’na şef tayin edecekti. Hatta
kafesli eski asansörden çıkarken, asan- onu bandosuyla birlikte gösteren bir
sörün çıkardığı her gıcırtılı seste geçmiş fotoğraf renklendirilerek kartpostala
Le Moniteur Oriental, 14 Aralık 1895
yeniden canlanırken ve etrafımızda dönüşecek ve altına da “l’aimable chef
dönen basamaklarda Wagner’i d’orchestre Mr. Lange” (se-
13 kişilik müzisyen topluluğuyla vilen orkestra şefi Bay Lange)
düşünürken peki ya neden Sieg- yazılacaktı.
fried Idyll hâlâ aklımdaydı? Az son- Halit Recep Arman, Tarihte
ra antika bir anahtar havasındaki Bahriye Mızıkaları kitabında ise
hafıza çubuğundan çıkarak ote- bu “sevilen orkestra şefi Bay
lin tarihi balo salonunda Haliç Lange” için şunları yazacaktı:
manzarasına karşı projeksiyon “Üsküdar’da Paşalimanı’nda bir
perdesine yansıtılmış olan soluk yalıda ikâmet eden Lange ailesi,
bir gazete kupürü, o karınca duası mesut bir hayat geçirmekte idiler.
boyundaki harflerin beyaz perd- Lange Bey her sabah erkenden
ede büyümüş hallerinde ortaya yalının rıhtımından denize girer,
çıkan kompozisyondaki o silik yazı denizden sonra mûtat sporlarını
bizleri Pera Palas’ın geçmişinden yaptıktan sonra sütlü kahvesini
bir kesitle bir anda buluşturacaktı. içer ve bu arada da gazetesine göz
Öyle de oldu. İçinde gezdirirdi. Bunu müteakip piya-
bulunduğumuz balo salonu aynı Compagnie des Wagons Lits nosunun başına geçerek bütün
61
Sevilen orkestra şefi Bay Lange ve orkestrası Paul Lange’nin Hareket Ordusu için
bestelediği Marche Triomphale
tonlar üzerinde egzersizlerini yapar ve anısına onun kendi bestesi olan ve 31 Marsch, yani Türk Donanma Marşı idi.
bu çalışmadan sonra yerinden kalkarak Mart Vakası’nı bastırmak için Selanik’ten Seçilmiş bir deste nota arasında bu bir
dimdik durur ve (Düşman çok, harbe gelerek 24 Nisan 1909’da İstanbul’a tesadüf olmamalıydı; sanki Lange Bey o
hazır) derdi. Bundan sonra kışlaya git- giren Hareket Ordusu’na ithafen yazmış sabah bu orijinal notadaki fotoğrafıyla
mek üzere evinden ayrılırdı. İçki içmez, olduğu Marche Triomphale ile başladı. birlikte bir anda aramıza katılmak
sigara kullanırdı. Çok ciddi ve dürüst Cana ise evinde duran eski notalar istemiş, müziğine seneler sonra aynı
bir adamdı. Çalışmaktan yılmaz, bol bol arasında bulduklarını o sabah beraber- mekanda hayat veren meslektaşları
okur ve yazardı. İntizamperver olmakla inde konsere getirmeyi eksik etmemişti. Cana ve Cihat da parlak sonoriteleri-
beraber temiz ve şık giyinirdi. Kendi Bunlardan bir tanesi daha önce orijinal yle onun bu dileğine aracı olmuşlardı.
lisanı olan Almanca’dan başka Türkçe, nüshasını hiç görmediğim ve kapağında Zira Lange Bey’in kendisi sadece Pera
Fransızca, Rumca ve Rusça konuşurdu”. küçük bir madalyonun içerisinde fesli Palas’ta orkestra konserleri idare etmekle
Devrin gazete ilanlarına bakılırsa üniformasıyla fotoğrafı basılmış olan Paul kalmamış, oda müziği konserlerinde de
Lange Bey 1895’ten itibaren Pera Palas’ın Lange’nin 1910 tarihli Türkischer Flotten piyanist olarak yer almıştı.
balo salonunda düzenli orkestra 11 Mayıs 1895 Cumar-
konserleri idare etmekteydi. tesi günü Pera Palas’ta Fransız
14 Aralık 1895’teki konser ise Büyükelçisi Paul Cambon
senenin dördüncü büyük ve Prens Maurocordato’nun
klasik müzik konseriydi ve evsahipliğinde gerçekleşen ve
Beethoven’ın 5. Senfonisi’nin 600 dinleyicinin katıldığı hayır
“Allegro” bölümü (muhtemelen konserinde de Lange Bey Le Mo-
birinci ya da dördüncü bölüm), niteur Oriental’de duyurulduğu
Weber’in Freischütz Uvertürü üzere kemancı Wondra Bey ve
ve Liszt’in Macar Rapsodisi de çellist Djémil Bey ile birlikte bir
bu programda yer almıştı. Ama Beethoven Trio’su seslendirmişti.
dahası Lange Bey’in orkestrası Büyükelçi Cambon müzikseven
o gün İstanbul’da Pera Palas bir kişiliğe sahip olmalıydı ki
Oteli’nde Wagner’in Siegfried İstanbul’dan sonra Londra’ya
Idyll’ini de seslendirmişlerdi. O aynı makamla tayin edildiğinde
günün orijinal konser programını 1911’de Camille Saint-Saëns’ın
ne kadar bulmak isterdim; Pera 75. yılı onuruna bestecinin solist
Palas’ta Siegfried Idyll – bunu olarak katıldığı Queen’s Hall’da
yazmak bile insanın ruhuna özel bir konsere de evsahipliği
farklı bir his veriyor, bu tarihi yapmıştı. O zaman orkestrayı ise
İstanbul oteline hiç şüphesiz ayrı Thomas Beecham idare etmişti.
bir doku katıyor. O basamakların İşte Pera Palas’ın sadece müzisy-
çevrelediği asansörde yükselirk- enleri değil, müzik hâmileri de
en ve Pera Palas’ın müzik sırları böylesine renkli kişiliklerdi. II.
Wagner’in bestesi ile yavaş yavaş Abdülhamid’in Paris’e eğitim
yeniden gün ışığına çıkarken, için yolladığı Wondra Bey’i bili-
beraberinde bizleri her zaman yordum; kendisi Zeki [Üngör]
şaşırtan İstanbul’un kayıp sesler- Bey’in de keman öğretmeni
ine bir yenisi daha eklenmiş olmuştu. Ancak adı Fransızca
oluyordu. fonetik yazılmış olan Djémil Bey
Konserimiz Paul Lange Bey’in Paul Lange’nin Türk Donanma Marşı (Cana Gürmen Koleksiyonu) hakkında oldukça tereddüte
63
yürüyüşe çıkmış, Yüksek Kaldırım’dan
inerken Jorj D. Papajorjiu Yayınevi’nin
mağazasına girmiş ve nota kağıdı satın
almıştı. Sadece dört sene sonra bu
kağıdın üzerine meşhur Leningrad
Senfonisi’ni yazacağını ne kendisi ne de
adı nota kağıdının bir köşesinde basılı
kalacak olan Papajorjiu Yayınevi’nin sa-
hipleri bilebilirdi.
Yakın ahbabımız Muallâ
Mezhepoğlu’nun aile hatıratını kaleme
aldığı kitabına verdiği ve çok hoşuma
giden “Dün Takvimde Biter” başlığında
olduğu gibi dün belki takvim yaprağında
Cana Gürmen ve Cihat Aşkın Pera Palas’ta bitmişti, bu konserler çoktan gelip
geçmişti, ama o sabah hepimiz o an
zamanlar elimde tutmuş olduğumu “Walther’s Preislied” parafrazı çalınan için gördük ve duyduk ki Pera Palas’ın
farkettiğim o anda ise bu konserin sürpri- ve kendisi de 1886’da Beyoğlu’na eşiğinden geçmiş o müzisyenlerin
zlerinin tükenmediğini görüyordum. Zira gelmiş olan August Wilhelmj oluyor, hepsinin hatıraları yaşamaya hâlâ devam
“Guarneri Sauret” olarak anılan bu ke- diğer bir anda ise otelde 1902 yılında ediyordu ve o an için bizim ruhlarımız
man 1986’da Itzhak Perlman tarafından birkaç hafta geçirmiş olan Leopold Auer onların ruhlarıyla kenetlenmişti.
satın alınmıştı ve 1992’deki 20. İstanbul oluveriyordu. Hatta Auer Sultan II. “Çocukluğumdan beri geçmişe olan
Festivali sırasında konserinde sayfa Abdülhamid’in huzurunda Yıldız Sarayı hassasiyetimi ilk hissettiğim yerlerden
çevirmiş olduğum ve kendisine rehberlik Tiyatrosu’nda konser vermeye Rus kon- biri olan Pera Palas’ın müzik tarihçesinde
yaptığım Perlman’ın keman çantasını da tralto Maria Gorlenko-Dolina ile birlikte geçmiş devrin bestecilerini ve müzisyen-
o zaman birkaç defa taşımam gerekmişti; saraydan Pera Palas’a yollanan kupa lerini seneler sonra yeniden yaşayabilmiş
içindeki kemanın Cemil Arif Bey’i Pera araba ile gitmişti. Daha önce Andante ve yaşatabilmiş olmanın heyecanını
Palas’ta dinleyerek ona bestesini ithaf satırlarında uzun uzun yazmış olduğum ve coşkusunu duyuyorum”; otelden
eden Sauret’ye ait olduğunu öğrenmem gibi 25 Eylül 1905’te İstanbul’a gelerek ayrılmadan önce Pera Palas’ın ziyaretçi
için demek ki bu sabah konserini bekle- Pera Palas’ta kalan Sir Edward Elgar ve defterine bu satırları yazdım; nedense
mem gerekmişti. 1935’te otelin 147 numaralı odasında pi- hâlâ Siegfried Idyll’i düşünüyordum, ama
İstanbul’a 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın yanist Lev Oborin ile birlikte kalan Dmitri bu aynı zamanda Siegfried’in Idyll’i idi.
başlarında o kadar çok meşhur kemancı Şostakoviç de konserimizde hatıralarını
gelmişti ki hepsini benliğinde hisseden canlandırdığımız besteciler arasında o Emre Aracı’nın “Andante”deki geçmiş
Cihat bir an 1895’te Pera Palas’ta verilen Cumartesi sabahı bizimleydiler. Hatta yazılarının tamamına www.emrearaci.
oda müziği konserinde Meistersinger’dan Şostakoviç o ziyaretinde Pera Palas’tan weebly.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Pera Palas konseri sonrasında; soldan sağa Pınar Timer, Cihat Aşkın, Cana Gürmen ve Emre Aracı