Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 298

BALKANLARlN BAŞKENTi

BALKANLARIN BAŞKENTi
. . .

EDIRNE ve GEZI REHBERI

Hazırlayan
Talha UGURLUEL
BALKANL4RIN BAŞKENTİ
EDİRNE VE GEZİ REHBERİ

Copyright© Kaynak Yayın/an, 2005


Bu kitaptaki metin ve resimlerin, tamamının ya da bir kısmının, kitabı yqyımlqyan rirketin
önceden ya'(!lı i '(!li olmaksıijn elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt
si.rtemi ile çoğaltılması,]qytmlanması ve depolanması yasaktır.

E ditör
Salih GÜLEN

Kapak
Engin ÇİFTÇİ

Mizanpaj
Mustafa KAYAN

ISBN
9 75 -8775-2 9-4

Yayın Numarası
114

Basım Yeri ve Yılı


Çağlayan Matbaası / İZMİR Tel:(0232)252 20 96
EKIM 2005

Genel Dağıtım
Gökkuşağı Pazarlama ve Dağıtım
Alayköşkü Cad. No: 12 Cağaloğlu/İSTANBUL
Tel:(0212)5193933 Faks:(0212)51939 01

Kaynak Yayınlan
Emniyet Mahallesi Huzur Sokak No: 5
34676 Üsküdar/İSTANBUL
Tel: (0216)318 42 88 Faks:(0216)318 52 20
www.kaynakyayinlari.com
İÇİNDEKİLER
Önsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ll

1. BÖLÜM
TARİHTE EDİRNE

İlk Çağ'da Edirne . . . . . . . ·. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16

Romalılar Döneminde Edirne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19

Bizans Döneminde Edirne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22

Osmanlılar Döneminde Edirne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28

Milli Mücadele'de Edirne . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 61

2. BÖLÜM

BALKAN HARBİ VE ŞÜKRÜ PAŞA

Balkan Sava§ı'nın Sebepleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 66

Edirne Savunması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 67

Savunmadan Sonra Şükrü Pa§a . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 69

3. BÖLÜM

CAMİLER

Eski Cami . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 74

Üç Şerefeli Cami . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 84

Bayezid Camii ve Külliyesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 92

Muradiye Cami . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 104

Selimiye Cami . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 110

D arülhadis Cami . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 132

İçindekiler 5
Yıldırım Cami . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 140

Gazimihail Cami . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 144

4. BÖLÜM
SARAYLAR VE KASIRLAR

Eski Saray . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 150

Yeni Saray . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 152

Adalet Kasr ı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 160

Av Kö§kü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 162

Diğer Kö§k ve Kasırlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 162

5. BÖLÜM
KÖPRÜLER

Meriç Köprüsü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 166

Ekmekçioğlu Ahmet Pa§a Köprüsü . . . . . . . . . . . . . . . . . 169

Gazimihail Köprüsü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 171

Yıldırım Köprüsü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 171

Yalnızgöz Köprüsü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 172

Saraçhane Köprüsü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 173

Bayezid Köprüsü ............................. .". 173

Saray (Kanuni) Köprüsü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 174

Fatih Köprüsü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 175

6. BÖLÜM
TİCARİ YAPILAR

Çelebi Mehmet Bedesteni . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 178

6 İçindekiler
Rüstem Pa§a Kervansarayı . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . 181

Ekmekçioğlu Ahmet Pa§a Kervansarayı . . . . . . . . . . . . . 185

Semiz Ali Pa§a Çaqısı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 187

Selimiye Arastası . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 189

Ta§ Han . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 191

Deveci Han . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 192

Havlucular Hanı . .. . . . .. . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . 193

Kapanlar ................... ...... ............ 194

7. BÖLÜM
ÇEŞME, SEBİL, MAKSEM VE SU TERAZİLERİ

Çe§meler ..................................... 198

Sebiller . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 205

Maksem ve Su Terazileri . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 209

8. BÖLÜM
HAMAMLAR

Yeniçeri Hamarnı ............................... 214

Sokullu Mehmet Pa§a Hamarnı .................... 214

Saray Hamarnı ................................ 215

Mezit Bey Hamarnı ............................. 216

Beylerbeyi Hamarnı . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 216

Gazimihail Hamarnı ............................ 216

Tahtakale Hamarnı ............................. 217

İçindekiler 7
9. BÖLÜM
DİGER TARİH İ YAPILAR

H aciriyan Kulesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 220

Edirne Surları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 223

İtalyan Kilisesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 226

Sinagog . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 227

Karaağaç Tren İstasyonu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 228

Harbiye Kı§lası . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 229

Hafızağa Konağı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 229

Edirne Belediye Binası . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 31

Eski Vali Konağı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 232

İlhan Koman Evi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 232

Tarihi Karakol . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233

Peykler ve Saat!i Medrese . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233

Tarihi Endüstri Meslek Lisesi Binası . . . . . . . . . . . . . . . . . 234

Esveti Yorgi Kilisesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 235

10. BÖLÜM
MEZAR, TÜRBE VE ŞEHiTLİKLER

Mimar Sinan'ın Tarunu Fatma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 238

H adım Balaban . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 239

Zehrimar Mezarlığı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 240


.

Dr.Rıfat Osman Beyin Kabri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 241

Vali Hacı İzzet Pa§a . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 242

Melek İbrahim Pa§a . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 243

8 İçindekiler
ı
Merzifonlu Kara Mustafa Pa§a . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 245

Ressam Hasan Rıza Bey . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 245

Dilaver Bey . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 247

Hasan Sezai Hazretleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 248

B alkan Sava§ı Şehit!iği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 254

ll. BÖLÜM
MÜ ZELER

Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 258

Türk İslam Eserleri Müzesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 260

Balkan Sava§ı Müzesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 262

12. BÖLÜM
EDİRNE'DEN ÇEŞİTLEMELER

Mimar Sinan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 268

Kırkpınar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 274

Dünyayı Titreten Pehlivanlarımız . . . . . . . . . . . . . . . . . . 278

Edirne'nin Me§hurları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 286

Karaağaç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 290

Lozan Anıtı ve Müzesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 290

Hıdırlık Tepesi ve Tabyalan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 291

Balkan Sava§ı'nda Hıdırlık Tepesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . 293

SÖZLÜK . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 294

İçindekiler 9
10
ÖN SÖZ
Nihayet ikinci kitabın önsözünü de yazmak nasip oluyor. Evet
iki yıl önce karar vermi§tik gezi rehber kitapları yazmaya. Ülke­
miz dünyanın en zengin tarih dokusuna sahipti hiç §Üphesiz. Ve
kendi insanlarımız bu zenginliğin etrafında geziyor ama neye sa­
hip olduklarını bilmeden ya§ayıp gidiyorlardı. Onların, dünyanın
hayranlıkla seyrettiği bu değerleri gerçek hüviyeti ile bilmeleri
gerekiyordu. Tüm yönleriyle bu eserleri anlamaları §arttı. Ne ya­
zık ki birtakım insanlarımız tarihi zenginliklerimizin sadece men­
kıbele§ıni§ kısımları ile ilgilenirken, diğer kısmı ise sadece sanata
bakan yönleriyle ilgileniyorlardı. Her seferinde bir §eyler eksik
kalıyordu. Türkiye'nin birçok yerini zaman zaman gezmeme ve
bu manzaralada sık sık kar§ıla§mama rağmen bu duyguları en
yoğun ya§adığım yerlerden biri Edirne olmu§tur.

Arkada§larımızla geziye gidip de Selimiye Camii'ne uğradığı­


mız bir gün, oraları iyi bildiğimizi dü§ünen bir teyzemiz, caminin
muhte§em kubbesine bir kez bile bakmadan, ısrarla kendisine
ters laleyi gösterınemi isterken; kimileri de Mimar Sinan gibi dev
bir §ahsiyeti tamamen es geçerek Edirne sokaklarını adımlıyorlar­
dı. Üç Şerefeli Cami'nin, çok kubbeliden tek kubbeliye geçi§te en
önemli ara formlardan biri olduğunu bilmeden dola§anlardan,
Romalılardan kalan me§hur Hadriyanus Kulesi'nin önünde onlar­
ca Edirneli'ye kulenin yerini sorduğumda "Bilmiyorum" deyip ge­
çenlere kadar nice insanımız hemen yanı ba§ındaki hazineleri ar­
tık bilmeliydi.

Edirne kapılarına geldiğinde, halkın, "Üzüm salkımlarına pa­


ra asan ordu geldi." diyerek kapılarını açtığı topluluğun ba§ında
bulunan I. Murad'ın sesi duyulur Edirne'de. "Bu eser sizin adınızla

Önsöz ll
anılsın." dediklerinde tüm tevazusu ile "Hayır, bu yapının temel­
lerini ağabeyim atmı§tt. Bu sebeple onun adıyla anılsın" diyerek
Eski Cami'ye Süleymaniye dedirten Çelebi Mehmet'in sesi duyu­
lur Edirne'de. Darülhadis Camii'nde, daha gözlerini uykudan açar
açmaz Peygamberimizden (s.a.s.) aldığı emri yerine getirmenin
§evkiyle bir temel ta§ını sırtlanıp oralara ko§an II. Murad; Peyk­
ler Medresesi'nin avlusunda, Molla Gürani'nin bakı§ları arasında
tahta at ko§turan Fatih Sultan Mehmet; muhte§em Selimiye ve
onun Hünkar mahfilinde bulunan çilehanesinin §ahsında II. Se­
lim; Kıyık ve Hıdırlık Tabyalarının dehlizlerinde "Dü§man hatla­
rımızı geçtikten sonra ölürsem kendimi §ehit kabul etmiyorum."
diyen Şükrü Pa§ayı ve tarihteki nice muhte§em simayı görebilir
ve tarihe tanıklık eden bu ya§lı yapıların içlerinde onlarla kucak­
la§abiliriz.

Eğer bilerek ve hissederek Edirne'yi adımlayabilirsek, Edir­


ne'de döktürdüğü topları İstanbul önlerine ta§ımakta olan Fa­
tih'in askerlerinin seslerini duyabilir; konaklarda, Osmanlı ha­
nımlarının muhte§em ahlaki seeiyelerini gören bir İngiliz sefirinin
hanımının ülkesine yazdığı mektuplarda, "Orada cennetten bir
zaman dilimi ya§adım." sözlerini i§itebilir; bedesteni anlatırken
bir sarayı anlatır gibi ifade eden Evliya Çelebi'yi görebilir ve Yeni
Saray'ın yıkıntıları arasında son dönemlerimizdeki acziyetimizin
sebeplerini hissedebilirsiniz.
Evet geziniz, Edirne'yi de diğer §ehirlerimizi de geziniz. Eliniz­
de harita ve gezi kitaplarıyla, oranın tarihini ya§ayarak, geçmi§te
ya§amı§ §ahıslarını tanıyarak, yapıların gerçek fonksiyonlarını ve
sanat değerlerini idrak ederek geziniz ve çevrenize de gezdiriniz.
Kısa sürede sizleri alıp ne büyük anlayı§lara ta§ıdıklarını görecek­
sınız.
1
Saygılarunla
Talha Uğurluel

12 Önsöz
• w •

ILI< ÇAGDA EDIRNE


mazken, Buzul Çağı sonrasın­
da Altınağaç köyü yakınla­
rında bir yerle§im yeri tespit
edilmi§tir.
İnsanların yerle§ik düzene
geçtiği Neolilitik Çağa ait
buluntulara ise 1990 yılında,
Ke§an - Enez arasında yapı­
lan kazılarda rastlanmı§tır.
Bu kazılarda tespit edilen en
Bir Trak Evi
Avrupa ve Asya kıtalarını erken hayat belirtileri M.Ö.
birbirine bağlayan stratejik 5 500 yıllarına kadar dayan­
bir noktada bulunan Edirne, maktadır. Bu yerle§im mer­
Anadolu ve Balkanlar ara­ kezinde, etrafını çeviren kü­
sında önemli bir köprü vazi­ çük bir engel duvarı, yuvar­
fesi görmܧtÜr. Bu konumu lak planlı yapılar, ocak kalın­
sebebiyle de tarihin erken tıları ve çanak çömlek parça­
dönemlerinden itibaren in­ ları bulunmu§tur.•
sanlar tarafından yerle§im
İnsanların maden kullan­
merkezi olarak seçilmi§tir.
maya ba§ladıkları dönemler­
Bölgede, Paleolitik Çağla­ de bölgede yerle§im merkez­
ra ait buluntulara rastlan- lerinin sayıları hızla artmaya

16 Bölüm 1 • İlk Çağda Edirne


Dolmen M enhir

ba§lamı§tır. Fakat bu çağın yan, yükseklikleri 1-2 metre


ortalarında meydana gelen arasında olan menhirler bir
bir yangın bu döneme ait hendek ile de çevrilmi§tİr.
yerle§imlerin sonu olmu§tur. İlk Çağların anıt mezarları
Fakat bir süre sonra bölgeye olan dalmenler Isteanca Dağ­
Karadeniz taraflarından yo­ ları'nda bulunmaktadır. Bu
ğun bir göç dalgası İnıneye dolmenlerin tarihleri M . Ö .
ba§lamı§tır. 1400'lere kadar gitmektedir.
Maden Devrinin ilk ve or­ Menhir ve dalmenleri me­
ta devirlerine ait Edirne ve ci­ rak ediyorsanız Edirne Müze­
varında bulunan ve günümü­ si' ne uğramanız yeterli ola­
ze kadar varlığını koruyabilen caktır, zira 1 983 yılı içerisinde
en önemli buluntular menhir Hacılar köyü civarında tespit
ve dolmenlerdir. Yapılan anı.§­ edilen dolmen bugün müze
tırmalar sonucunda Trakya bahçesinde sergilenmektedir.
bölgesinde 2 5 adet menhir ile Yine müze bahçesinde sergile­
94 adet dolmen bulunmu§­ nen ve ilginizi çekeceğini um­
tur. Günümüzün mezar ta§ı duğumuz bir de Trak evi tasa­
anlayı§ına yakın olan menhir­ rımı mevcuttur. Hayali olarak
lerin en yoğun bulundukları İn§a edilen bu yapı bölgede
alan, Edirne'nin Çömlekpınar yerle§ik düzene geçen insanla­
köyü yakınlarıdır. Yakla§ık rın ilk barınma yapılarını
200 metrelik bir alanı kapla- temsil etmektedir.

Dolmcn : İlk Çağda insanların kullandığı bir yerle§me birimi.


Menhir: İlk Çağda kullanılan bir çe§ it mezarta§ı.

Bölüm 1 • Ilk ( ,,�,Lı l dırııc 17


Edirne civa­ M.Ö. l 400'lerden itibaren
rında bizi ilk Çağ bölgede Akhaların egemenli­
dönemine götü­ ği ba§lamı§ ve 200 yıl kadar
ren bir diğer me­ sürmܧtÜr.
zar türü de tümü­
Bütün Anadolu ve Balkan­
lüslerdir. Ölen ki­
ları kasıp kavuran Pers istila­
§1010 rütbe ve
sından Edirne bölgesi de nasi­
makamca büyük­
Büyük İskender'in Babası bini almı§ ve M.Ö. 4SO'lere
lüğü ne ora ntılı
Makedonya Kralı 2. Flip kadar Pers hakimiyetinde kal­
olarak, mezarı
mı§tır. M.Ö. 3 5 0'lerde Make­
üzerine toprak yı­
donya Kralı II. Flip geni§le­
ğılarak olu§turulan bu anıt
me politikası güderek bu böl­
mezarlar, uzaktan normal bir
geyi de egemenliğine dahil et­
tepe gibi görünseler de düz ze­
mi§tir. Makedonyalı İskender
minlerde mantar gibi duru§la­
döneminde de Helen İmpara­
rı ile kendilerini ele verirler.
torluğu içinde kalan Orestia,
İlk Çağda, Edirne §ehir M.Ö. 280'lerde Galatlar son­
merkezinin bulunduğu mekan rasında da Romalıların haki­
da Odrisler tarafından kurulan miyetine girmi§tir.
bir Trak köyünün kurulduğu
ve adının da Orestia olduğu
sanılmaktadır.

Tümülüs (Yığına Tepe): İlk Çağda kullanılan bir m ezar çe§idi.

18 Bölüm 1 • İlk Çağda Edirne


ROMALI LAR
DON EMIN D E EDI RN E
.. . .

Miladın ilk yıllarında dün­


ya üzerinde nüfuzlarını .yava§
yava§ arttıran en önemli güç­
lerden biri §Üphesiz Romalı­
lardı. Romulus'un kasabasın­
dan ta§an topluluk neredeyse
tüm Avrupa'ya yayılmı§tL
Hızla ilerleyen nüfuzları ile
önce kendilerine bağlı uydu
krallıklar olu§turuyorlar, ar­
dından bu krallıkları da bün­
yelerinde eritiyorlardı. Ores­
Arkeoloji Müzesi'nin bahçesinde bulunan
tia'ya (Edirne) da aynı politi­ Romalılardan kalma aslan �lı su arkı.
kayı uygulamaya ba§lamı§lar­
dı. Özellikle Doğu Trakya
Krallığı üzerinde etki kuran riyle bastırıldı. Artık Roma
Romalılar, burayı da önceki askerleri Orestia'ya girmi§ler­
toprakları gibi yava§ yava§ yö­ di. Bölge, Roma'nın toprakla­
netim birimleri haline getir­ rına dahil olmu§tu.
meye ba§lamı§lardı. Bu ilerle­
Edirne'nin, tarih sahnesine
me hareketi halk tarafından
kabul edilmedi ve bölgede is­ geli§mi§ bir §ehir olarak çıkı§ı,
yan patlak verdi. M.S.45 lerde Roma imparatoru Handri­
meydana gelen hareket Roma anus'un bölgeyi ziyareti ile ba§­
imparatoru Claudius'un em- lamı§tır. MS. 1 2 3 'de Roma'nın

Bölüm 1 • Romalılar Döneminde Edirne 19


Balkan topraklarını zi­ maktadır. Şehrin parlak devri
yaret eden Hadri- ba§lamı§tır. Bir süre sonra
anus, Orestia'yı Edirne, Roma'nın Trakya eya­
geli§meye müsait lerindeki altı önemli §ehrinden
görerek burayı biri haline gelmi§tir.
yönetim mer­
kezlerinden biri Bu devir sonrasında Had­
ilan etti. Artık rianopolis'i buhranlı günler
Orestia kasaba­ beklemektedir. Bir diğerinin
lıktan kurtula- iktidarını kabul etmeyen ko­
rak Hadrianopo­ mutanlar ülkeyi iç çatı§maya
lis adını alıyordu. götürecektir. Diocletianus'un
İç i§lerinde çekilmesi ile ba§layan siyasi
bağımsız, dı§ i§­ buhranlarda Licinius ile Cons­
lerinde Roma'ya tantinus arasında 3 24'te bir
bağlı olan §ehrin, sava§ meydana gelmi§, ticini­
dört tarafı sur­ us'un yenilmesi ile sonuçlan­
lada çevriliydi. mı§tır. Yine 378'de İmparator
Bir nevi Cas­ Valens'in Gotlar ile yaptığı sa­
trum olan §ehir va§, 3 8 1 'de İmparator I.The­
surlarının dört odosius'un Gotları takip ama­
kö§esinde ise cıyla Hadrianopolis'e gelmesi
dört silindicik ve bir aya yakın kalması böl­
kule bulun- genin stratejik yönünü açıkça
Roma imparatoru Hadrianus maktadır. ortaya koymaktadır.
Bugün saat
kulesi olarak tanınan yapı, bu
dört kuleden biridir. (Diğer Ta­
rihi Yapılar Bölümünde Hadrian Kule­
Romalılardat
si'ne bakınız.) kalma bi

Roma'dan günümüze ka­


lan paralardan anladığımıza
göre, Hadrianopolis sokakla­
rında birçok mabed, çe§me,
anıt ve tanrı heykelleri bulun-

20 Bölüm 1 • Romalılar 1 lııııt·ıııııhlt• 1 dırııl!


Hadrianopolis'in tarih sü­ İmparatorluğu'na
recinde en çok maruz kalaca­ ba§kent olarak
ğı tehlikelerden biri de istila seçmesidir. Artık
te§ebbüsleri olmu§tur. Bu is­ Co nstantinopolis
tila hareketlerinin ilklerinden olarak adlandırılan
olan Hun akınlarında, civar­ ana merkez ile
daki birçok §ehir yağmalansa Avrupa arasında Roma imparatoru
da surlarının gücü dolayısı ile büyük önem ta§ı­ Konstantin
Hadrianopolis'e herhangi bir yan ve Roma or­
zarar gelmemi§tir. duları tarafından kullanılan
Via Egnatia yolu geli§meye
Bölgeyi daha gözde bir
ba§layacak ve bu yolun üze­
konuma sokacak olay, İmpa­
rinden geçtiği Hadrianopolis
rator Constantinus'un bugün
de ikinci bir gözde olarak ta­
Sarayburnu olarak adlandır­
rihteki yerini alacaktır.
dığımız bölgede bulunan
Bizantiuru kasabasını Roma

Bölüm 1 • Romalılar Döneminde Edirne 21


• •

B IZANS DON EMI N D E


EDI RN E
ğu İstanbul merkez olmak
üzere varlığını sürdürmü§tür.

5 . yüzyılda Balkanları yi ne
istilalar beklemektedir. Önce­
likle Hunlar, ardından Slav ve
Bulgar akınları ba§lamı§tır.
Ba§larında Atilla'nın bulun­
duğu Hunlar, Hadrianopolis'i
Bir Roma mezart3.§ı almı§lar ama İstanbul'a sai­
dırmadan geri çekilmi§lerdi.
MS. 3 7 5 yılında Kavimler Bir yüzyıl sonrasında bu kez
Göçü ile sarsılan, ayrıca İm­ Avarlar sahneye çıkarlar ve
parator Theodosius tarafın­ Edirne önlerinde ( 5 50) Justi­
dan iki oğlu arasında payla§­ nianos'a bağlı Bizans ordusu­
tırılan Roma İmparatorluğu; nu ağır bir yenilgiye uğratır­
Doğu ve Batı Roma olmak lar. Bizans ve Avarlar arasın­
üzere ikiye ayrılmı§tır. 20 yıl daki bu mücadeleler 640'lara
sonrasında ise Batı Roma İm­ kadar sürmܧ ve • sonrasında
paratorluğu yıkılırken Doğu Avar tehlikesi ortadan kalk­
Roma, Constantin'in kurdu- mı§tır.
Not: Roma mezarta§larında ölen ki§ i daha çok yatağa uzanmı§ vaziyette gösterilir.
Yanında sevdiği ki§iler ve yiyeceklerde resmedilir.

22 Bölüm 1 • Bizans Döneminde Edirne


Avarlardan sonra Trak­
ya'da bu kez Bulgar tehlikesi
ba§ gösterir. Bulgar akınları
neticesinde Edirne ve çevresi,
800'lü yıllara kadar Bulgar
i§galinde kalacaktır. Fakat
807 yılında Bulgarlar üzerine
sefere çıkan İmparator Nike­
poros, Edirne'yi geri almı§tır.
809' da Bulgarları birle§tiren İncil' den bir sahne

Krum'a kar§ı redbirsizce ha­ gelmi§ ve yapılan antla§malar


rekete geçen Nikephoros or­ çerçevesinde Hadrianapolis,
dusuyla birlikte ağır bir hezi­ Bizans'ta kalmı§tır.
mete uğramı§ ve kendisi de
9 1 3 tarihinde Bulgar Kra­
bu sava§ta hayatını kaybet­
lı Simeon, İstanbul sudarına
mi§tir. Bu yenilgi sonrasında
dayandı. Amacı Bizans tacını
savunmasız kalan Hadriana­
giymekti. Bu konuda arzu et­
polis'e giren Krum, sayıları
tiği hakimiyeti elde edeme­
on iki bini bulan §ehir halkını
yince 9 14'te Hadrianapolis'i
esir ederek Tuna Nehri'nin
ele geçirdi. Fakat §ehir bir sü­
ötelerine sürmܧtÜr.
re sonra yine elinden çıktı.
Krum'un yerine geçen oğ­ Edirne ve çevresi için Bulgar
lu döneminde, Bizans-Bulgar tehlikesi bu §ekilde yüzyıllar­
ili§kileri daha ılımlı bir hale ca devam etti.

İstanbul'un eski ku§ atmaları ndan çizimler.

Bölüm 1 • Bizans Döneminde Edirne 23


1 0 5 0 yılında Edirne önlerine
kadar gelmi§ler ve burada
tam §ehri alacaklar iken kral­
larının ölümü üzerine ku§at­
mayı kaldırarak çekilmi§ler­
dir.
Hadrianopolis, askeri gü­
zergah üzerinde olması sebe­
biyle Haçlı Seferlerinin de
yolları üzerinde bulunuyordu.
Bunlardan ilk Haçlı seferi
gerçekle§tiğinde Bizans im­
paratoru, §ehirde bir tatsızlı­
ğa mahal vermemek amacıyla
Haçlı donanınası Konstantinapolis
yakınlarından geçerken. gelen kuvvetlerin §ehirde üç
günden fazla kalmalarını ya­
saklamı§tL Alman birlikleri­
Bulgarkıran lakaplı II. Ba­
nin de Edirne'den geçi§lerin­
sileios, Asya seferi sonrasında, de az kalsın olay çıkacaktı.
o sıralar Bulgar tahtında otu­
Fakat hadise büyümeden ka­
ran Kral Samuel'e saldırdı. Sa­
pandı.
muel ise onu §a§ırtmak için
yortu gecesinde Hadrianopo­ Üçüncü Haçlı Seferi'nde
lis'e saldırdı ve halkı kılıçtan Bizans'ın Eyyubiler ile anla§­
geçirdi. Fakat II.Basileios oyu­ masından §Üphelenen Fried­
na gelmeyecek stratejisini boz­ rich Barbarossa, 22 Kasım
mamı§ ve Sruma Boğazlarında ı ı 89' da Edirne'yi i§gal etmi§­
Bulgar ordusunu bozguna uğ­ tir. İstanbul'u da ku§atmayı
ratmı§tır. dü§ünen Alman kuvvetleri,
Bizans'ın anla§ma teklifi ile
Bulgar tehlikesinin geç­
bu dü§üncelerinden vazgeç­
mesi sonrasında Edirne böl­
mi§lerdir.
gesinde bu kez Peçeneklerin
tahakkümlerini görmekte­ Tarihe, Latin İstilası olarak
yiz. Bazı zamanlarda B izans geçecek olan olay, 4. Haçlı Se­
ordusunda paralı askerlik de feri olarak ba§lamı§ fakat Ku­
yapan Peçenekler bu kez düs yerine Bizans'ın i§gali ile

24 Bölüm 1 • Bizans Döneminde Edirne


tamamlanmı§tl. İstanbul'u i§­
gal eden Latinler kısa süre
içinde Edirne'yi de aldılar. Fa­
kat kısa bir süre sonra Edirne
ve civarındaki halklar ayak­
landı. Bulgar Çarı Kaloyan'ın
da desteği ile Latinler, Trak­
ya'dan kovuldular. Fakat Bul­
garların Edirne ve çevresinde­
ki Bizanslılara kötü davran­
maları üzerine Bizanslılar, La­
tinlere yakla§tılar ve gerçek­
le§tirdikleri i§birliği ile Kalo­ Osmanlı askerleri Süleyman Pa�a
öncülüğünde Bolayır'da.
yan'ı Trakya'dan uzakla§tırdı­
lar. Latin istilası ile İznik' e ta­
zen, Osmanlılardan aldığı
§ınan Bizans hanedam 1 261
yardımlar ile Selanik'i de geri
yılında tekrar İstanbul'a geldi
almı§tır.
ama devlet yönetimi durul­
madı. 1 34 5'lerde Hadriano­ Orhan Gazinin büyük oğ­
polis'te ba§layan büyük bir is­ lu Süleyman Bey, idaresindeki
yan hareketi asiller ile halkı on bin asker ile 1 3 54 yılı içe­
kar§ı kar§ıya getirdi. Asiller risinde bir gece Gelibolu Ka­
sınıfının ba§ında olan Kanta­ lesi'ni almı§tı. Bu fetih sonra­
kuzen imparatorluğunu ilan sında Osmanlılar, Trakya
etti. Kantakuzen, dü§manla­ akınlarına ba§ladılar. Türkle­
rına kar§ı Türklerden yardım rin Gelibolu'daki bu hızla iler­
istemi§ ve Umur Bey kuvvet­ leyi§lerinden endi§e duyan
leri ile dü§manlarını püskürt­ Kantakuzen 5 . Ioannes'ten
meyi ba§armı§tır. (Umur Beyin bu yardım istemi§ fakat bir itti­
yardımının anlatıldığı kitapta §ehrin adı fak sağlayamamı§tır. Bu sıra­
Yine
Aderyana olarak geçmektedir.) larda Cenovalılar ile ittifak
Türklerin yardımı ile İstan­ kuran 5 . Ioannes İstanbul ön­
bul'a giren Kantakuzen, 6. lo­ lerine gelmi§ti. Kantakuzen
annes olarak Bizans tacını ile aralarındaki mücadele bir
giymi§tir. Osmanlı Devle­ yıl kadar sürmü§, bir ihanete
ti'nin ba§ında bulunan Orhan uğrayarak yenilen Kantaku­
Beye kızını veren Kantaku- zen Mora'ya sürülmü§tür.

Bölüm 1 • Bizans Döneminde Edirne 25


Bu sıralarda Osmanlı fetih lesi ile birlikte İnoz'a kaçtı.
hareketleri tüm Trakya'ya ya­ Ertesi gün, Edirne tekfuru­
yılmı§tı. Ke§an, Çorlu, Lüle­ nun kaçtığını gören halk ka­
burgaz, Dimetoka ve Babaes­ leyi Osmanlı kuvvetlerine
ki kasabalarının alınmasından teslim etti.
sonra artık Edirne ile arala­ Bu teslimde Osmanlı kuv­
rında pek de bir uzaklık kal­ vetlerinin gücü yanında ba§ka
mamı§tı. Zaten alınan bu ka­ unsurların da etkili olduğunu
lelerin içerisindeki ahalinin burada söylemek gerekmekte­
bir kısmı her zaman yaptıkla­ dir. Rıfat Osman Bey, Edir­
rı gibi Edirne Kalesi'ne sığın­ ne'de oturan bir Rum tarih öğ­
mı§lardı. Lala Şahin Pa§a ko­ retmeninin kendisine, Os­
mutasındaki Osmanlı ordusu manlıların Edirne önlerine
Edirne Tekfuru Adriyan'ı Saz­ geldiklerinde, Edirne civarın­
lıdere'de mağlup edince tek­ daki bağ ve bahçelerden ye­
fur, kuvvetleri ile birlikte dikleri yemi§ ve üzümlerin pa­
Edirne Kalesi'ne sığınmak zo­ ralarını, ağaç ve kütüklerin
runda kaldı. Bu sırada Sultan diplerine bırakacak kadar ba§­
Murad da kuvvetleri ile Edir­ kalarının mal ve haklarına
ne önlerine gelmi§ti. Adriyan saygılı davrandıklarını, halkın
burada tutunamayacağını an­ da Edirne kapılarını bu neden­
layınca Meriç Nehri'nin ta§an le Osmanlılara açtıklarını an­
sularından istifade ederek ai- latıyor.

Osmanlı kuvvetleri Balkanlarda

26 Bölüm 1 • Bizans Döneminde Edirne


ı 36 ı yılında gerçekle§en
Edine'nin fethine çok sevinen
I. Murad §ehrin Hadrianapo­
lis adını Edrine'ye çevirmi§­
tir. Artık §ehir bu adla anıla­
cak ıs. yüzyıl civarında
ise günümüzde söylendiği
§ekliyle Edirne haline ge­
lecektir.

Sultan I. Murad ayrıca


bu fethi Celayirli Hüküm­
dar Üveys Han ba§ta
olmak üzere çevre
Müslüman devlet
liderlerine de birer
mektupla bildir­
mi§tir.

Osmanlılar ta-
rafından alınan
Edirne , §imdiki
Edirne' den çok
farklı idi. O za­
manlar §ehir bu­
gün Kaleiçi dedi­
ğimiz bölge kadar
olup etrafı surlada
çevriliydi. Bugün-
kü Yıldırım Mahal­
lesi' nin olduğu yerde
ise Aina adlı bir kasaba Sefer sırasında Osmanlı
askerlerinin üzüm
bulunmaktaydı.
kütüklerine astıkları
para keseleri.

Bölüm 1 • Bizans Döneminde Edirne 27


OSMAN LlLAR
•• • •

DON EMI N D E EDI RN E


Yine Edirne'de bir ba§ka
kiliseyi de Halebiye adıyla
camiye çevirmi§tir. Edirne
tekfurunun oturduğu saray
Osmanlılar tarafından beğe­
nilmemi§ ve Sultan Murad'ın
emriyle yeni bir sarayın in§a­
atına ba§lanmı§tır. Bu sara­
yın bugün nerede yaptınldığı
bilinmemektedir. Ancak Yıl­
dırım Bayezid'in, Selimiye
Camii'nin yerinde olduğunu
bildiğimiz sarayının, bu sara­
yın devamı mı olduğu yoksa
1. Murad Hüdavendigar bir yangın sonrasında yeni­
den mi yaptınldığı bilinme­
I . Murad Devri ( 1359- 1389) mektedir. Saray in§aatı bite­
Edirne'ye giren I. Murad ne kadar Dimetoka'da kalan
öncelikle kale içinde bulunan I. Murad, in§aaqn tamam­
bir kiliseyi camiye dönܧtÜr­ lanmasından sonra b ura ya
mܧtÜr. Halkın, Kilise Cami yerle§mi§tir.
dediği bu yapı ne yazık ki Edirne'nin fethi sonrasında
günümüze ula§amamı§tır. buradaki Türk nüfusunu art-

28 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


tırmak amacıyla Anadolu'da­ zırlıkları ile uğra§ml§ ve 1 389
ki bir kısım beyliklere ayrıca­ yılında Kosava'ya hareket et­
lıklar verilerek Balkaniara mi§tir. Bu sefer sonrasında
yerle§meleri te§vik edilmi§tir. Kosova'da meydana gelecek
l .Kosova Sava§ı'nı Osmanlı
Artık Edirne, Osmanlı
ordusu kazansa da Sultan Mu­
Devleti'nin ba§kenti olma ya­
rad, 9 Ağustos 1389 günü sa­
nında, fetihlerin de ba§langıç
va§ meydanını gezerken §ehit
noktası olacak, tüm askeri edilecektir.
harekatlar buradan yönetile­
cektir. Sultan Murad ayrıca Yıldırım Bayezid Devri
yabancı elçilerin kabullerini (138 9-1402)
de Edirne'de yapacaktır.
Babasının §ehit edilmesi
Anadolu'da Türk birliğini sonrasında padi§ah ilan edi­
sağlamaya çalı§an I. Murad'ın len Yıldırım Bayezid, Edir­
Edirne'ye son uğrayı§ı, Os­ ne'ye gelmi§ ve o yılın kı§ını
manlı Devleti'ne kar§ı Avru­ Edirne'de geçirmi§ti. Padi­
pa'da büyük bir ordunun ha­ §ah, seferlerden vakit bul­
zırlandığını duyması üzerine dukça Edirne'de kalıyor, bu
olmu§tur. 1 388 yılında Geli­ da Edirne'nin önemini git­
bolu yoluyla Edirne'ye gelen tikçe arttırıyordu. Şehirde
padi§ah burada ordusunun ha- imar faaliyetleri hızlanmı§tı.

l. Kosova Sava§ı sonunda, 1. M urad bir Sırp askeri tarafından §ehir edilirken.

Bölüm 1 • ll<;ııt.ııılıl;ıı· l>ıııH:ııHıı·k Edirne 29


üzerinden gitmı§tır. Bu iki
ku§atma arasında Avrupayı
dize getirdiği me§hur Niğbo­
lu Sava§ı'nı da kazanan Yıldı­
rım, Anadolu'da Timur tehli­
kesinin ba§ göstermesi üzerine
1 399 yılında Edirne'den Bur­
sa'ya gitmek üzere ayrılmı§tır.
Bu, onun Edirne'yi son görܧÜ
olacaktır.

Fetret Devri ( 1402- 1 4 1 3 )


Yıldırım Bayezid Han Timur ile yapılan sava§ta
Osmanlı ordusunun yenil­
Edirne alındığında §ehre ya­
mesi ve Yıldırım Bayezid'in
kın bir kasaba olan Aina, Se­
esir dü§mesi üzerine Yıldırım
fer§ah, Ortaimaret ve Şah­
Bayezid'in oğullarından Şeh­
melek mahalleri ile Edirne'ye
zade Mehmed, Amasya'da;
eklenmi§ti. Bugün kiliseden
Musa, Bursa'da; Süleyman,
çevrilme olup olmadığı hala
Edirne'de ve İsa, Balıkesir'de
tartı§ma konusu olan Yıldı­
sultantıklarını ilan etmi§ler­
rım Camii ve Selimiye Camii
di. 1 402 yılında Şehzade Sü­
yakınındaki saray hamarnı o
leyman, Bursa'daki hazineyi
günlerden kalmadır. O dö­
nemin mimari anlayı§ının ne
kadar ileri bir düzeyde oldu­
ğunu gösteren son bir yapı
da Yıldırım Camii yakınla­
rında bulunan Yıldırım ima­
reti'nden günümüze kalabi­
len ve tek parça olan kemer­
li bir baca kalıntısıdır.
Yıldırım Bayezid, hüküm­
darlığı süresince İstanbul'u iki
kez ku§atmı§ ve her ikisinde
de §ehri muhasaraya Edirne Yıldınm imaretinden bir baca

30 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


Edirne'ye getirerek kendisini Şeyh Bedrettin
veliaht ilan etmi§ ve 8 yıl bo­ olayları nedeniyle
yunca burada hüküm sür­ bir süre Siroz'da
mܧtÜ. Bu dönemde, §U an kalan sultan, son­
da hala ibadete açık olan Es­ rasında yeniden
ki Cami'nin temelleri atıl­ Edirne'ye dön­
mı§, Eski Saray da geni§letil­ mܧtÜr.
mi§tir. Karde§leri Sü­
ı 4 ı O yılında Bursa'da bu­ leyman ve Musa
lunan Musa Çelebi önce İsa Çelebiler döne­
Çelebi'yi ardından da Edir­ minde yapımı sü­
ne'ye bir baskın düzenleye­ ren Eski Cami, bu
rek Süleyman Çelebi'yi ye­ dönemde tamam­
nınce kendisini Osmanlı lanmı§tır. İn§aata
Timur
Devleti'ne veliaht ilan etmi§­ Süleyman Çele-
tir. Musa Çelebi döneminde bi'nin ba§laması sebebiyle
de Eski Cami'nin in§aatı sü­ uzun süre Süleymaniye adıyla
recek hatta yanına bir de anılan cami, Üç Şerefeli'nin
medrese in§aatı ba§latılacak­ yapılması ile Eski Cami adını
almı§tır.
tır. Onun hakimiyeti de 3 yıl
sürmܧ ve ı 4 2 3 yılında Çele­ Eski Cami'nin hemen yanı­
bi Mehmed kuvvetlerine ye­ na ayrıca, geliri camiye kulla­
nilmesi sonucunda ı ı yıllık nılmak üzere Çelebi Mehmed
fetret devri Çelebi Meh­ tarafından bir de bedesten in­
med'in padi§ah ilan edilmesi §a ettirilmi§tir. Bu bedesten
ile son bulmu§tur. hala çalı§ır durumdadır.
Bu dönemde in§a edilen
Çelebi Mehmed Devri diğer eserler, Selimiye ve Mu­
( ı 4 ı 3- ı 42 ı ) radiye Camileri arasındaki
Çelebi Mehmed'in hocaların­
Osmanlı tahtına geçen dan Sufı Bayezici'in yaptırdığı
Çelebi Mehmed, Edirne'den Sarı Cami ile Karaağaç'ın
ayrılmadan önce saltanatını Demirta§ semtinde harap bir
kutlamak üzere gelen Bizans, halde bulunan Timurta§ Ca­
Bulgar ve Sırp sefırlerini ka­ mii'dir.
bul etmi§tir. ı 4 ı 9 yılında

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 31


saklanmı§tır. Bu sırada vücu­
du tahrit edilmi§ ve iç organla­
rı da Hibri'nin Enis'ül-Müsa­
mir'in adlı eserinde anlatıldığı­
na Salhane civarına gömül­
mü§tür. Burası bugün Edir­
ne'nin Kiri§hane bölgesinde,
Tunca nehri ile Tekirdağ Cad­
desi arasında Ali Ku§i Mahal­
lesi'ndeki kabristanın bulun­
duğu mevkidir. Fakat Rusların
Edirne'yi ilk i§galleri döne­
minde Edirne'de ya§ayan azın­
lıkların kı§kırtmaları sonucun­
da sultanın iç organlarının bu­
Osmanlı Devleti'nin
ikinci kurucusu Çelebi Mehmed
lunduğu mezarının ba§ ve
ayak ta§ları kırılmı§ ve yeri be­
142 1 yılında vücuduna nü­ lirsiz hale getirilmi§tir.
zul inmesi sonucu hareket
edemez hale gelen Çelebi
Mehmed 6 ay sonra Edirne'de
vefat etmi§tir. Padi§ahın ölü­
mü, Şehzade Murad Mani­
sa'dan gelene kadar halktan

32 Bölüm 1 • Osmanlılar 1 >uıwıııındı: l"dirıll'


II. Murad Devri

(1421-1451)

II. Murad'ın saltanatının


ilk yıllarında Yıldırım'ın Ti­
mur tarafından götürülen oğ­
lu Mustafa Edirne'ye gelerek
isyan etmi§, tarihe Düzmece
Mustafa İsyanı olarak geçen
bu hadise IL Murad'ın Edir­
ne'ye gelmesi üzerine bastırıl­
mı§tır. Edirne'yi imar eden 2. MuraJ

1423'de Sinop Beyinin kızı habettin Pa§a Camileri, Mezit


ile Edirne'de evlenen padi§ah Bey Camii , hamamı, kervan­
yine burada Sırp Kralı Lazar sarayı ve imareti de bu dö­
ile Eflak Beyi Drakula'yı kabul nemden kalma eserlerdir. Bu­
etmi§tir. güne ula§amayan dönemin di­
1 2 Nisan 1429 tarihinde ğer eserlerinin sayısı bilinme­
Fatih Sultan Mehmed, Edir­ mektedir.
ne'de dünyaya gelmi§tir. Bu dönemde Edirne'de ti­
Halk arasında yaygın olan carette de büyük geli§meler
"Edirne'yi 1. Mıtrad fethetti. ya§anırdı. Venedik, Dobrov­
ll.Mrırad imar etti." deyi§inde­ nik ve Cenevizli tüccarlar
ki gibi bu dönem gerçekten Edirne'den yükledikleri halı,
Edirne için tam bir yükseli§ kilim ve dokumaları, en kali­
dönemi olmu§tur. Muradiye, teli sabun, §ekerleme ve gül
Darülhadis ve Üç Şerefeli Ca­ yağlarını Gelibolu'ya götü­
mi, Tahtakale ve Topkapı Ha­ rürler, oradan da gemilerle
mamları, Acemi Oğlanlar Kı§­ Avrupa, Mısır ve Suriye'ye ta­
lası, saray içindeki Yeni Saray §ırlardı. Ticari ve sosyal haya­
ve birçok medrese bizzat II. tı kolayla§tıran yolların yapı­
Murad tarafından yaptırılmı§­ rnma da önem verilirdi. Dö­
tır; Gazi Mihail Camii, imare­ nemin mimari olarak en
ti, hamarnı ve köprüsü, Şah önemli yapılarından birisi de
Melek Pa§a, Saruca Pa§a ve Şa- Sultan II. Murad tarafından

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 33


144 7 yılında Şe hz ade
Mehmed'in oğlu Bayezid
dünyaya gelmi§, bu doğumun
§erefıne Edirne'de büyük §en­
likler düzenlemi§tir. Üç Şere­
feli Cami de bu dönemde ta­
mamlanmı§tır. Bir yıl sonra
Edirne deniz ticaretinde de önem Haçlıların Osmanlıyı Avru­
arz ediyordu.
pa'dan atmak için topladıkları
Ergene Çayı'na yaptırılan son büyük güç de II. Kosova
Uzun Köprü idi. Sava§ı'nda II.Murad tarafın­
dan hertaraf edilmi§tir.
1439 yılında Belgrad sefe­
rinden dönen padi§ah, oğlu 1449 yılında Fatih Sultan
Mehmed'in sünnet törenini Mehmed, Sitti Hatun ile ev­
aynı yıl yine Edirne'de ger­ lenmݧ ve düğün törenleri iki
çekle§tİrmݧtİr. nehir arasındaki adada ger­
çekle§tirilmi§tir.
1 44 1 yılında Macar ve
Lehlilerle Segedin Antla§ma­ Sultan Murad, 3 Şubat
sı'nı imzalayan Sultan Murad, 14 5 1 'de Edirne'deyken beyin
tahtı oğlu Mehmed'e bıraka­ kanaması geçirerek vefat et­
rak Manisa'ya çekilmi§tir. mݧ. Vasiyeti üzerine Bursa'ya
1444 yılında Macar ve Sırpla­ defnedilmi§tir.
rın bir araya gelerek büyük bir
saldırı planlamaları üzerine
II.Murad yeniden Edirne'ye
çağrılmı§tır. İkinci kez tahta
çıkan Sultan Murad, Varna Sa­
va§ı'nda büyük bir zafer ka­
zanmı§ ardından tahtı yeniden
oğlu Mehmed'e bırakmı§tır.
Bu sırada Yeniçerilerin, Edirne
Buçuktepe'de çıkardıkları is­
yan sonrasında II.Murad yeni­
den tahta oturmak zorunda
kalmı§tır. (Bu tepe bugün de Buçuk­
tepe adıyla anılmaktadır.) I I . Murad tarafından yaptırılan Uzun Köprü

3 4 Bölüm 1 • Osmanlılar Dönemınde Edirne


Fatih Sultan Mehmed
Devri
(145 1-1481)
Babasının ölümü sonrasın­
da Edirne'ye gelen Sultan
Mehmed, İstanbul'un fetih
hazırlıklarına ba§lamı§tır.
Edirne tophanesini geni§leten
padi§ah, Istranca Dağları ve
Sofya'dan getirttiği madenler
ile Edirne'de, o zamana kadar
görülmemi§ toplar döktür­
Fatih Sultan Mehmed
mܧtÜr.
Tunca Nehri yakınlarında Cem Sultan, 2 3 Aralık
bulunan Yeni Saray'ın yapı­ 1 4 5 9 tarihinde Edirne'de
rnma devam edilmi§, sarayın dünyaya gelmi§tir.
arz odası bu dönemde in§a
Fatih döneminden, Edirne
edilmi§ tir.
mimari yapılarından günümü­
14 5 3 yılında İstanbul'un ze kalmı§ olanların bazıları
fethi gerçekle§mi§ ama Bal­ §unlardır: Çelebi Mehmed'in
kanlarda devam eden fetih kızı Ay§e Hatun tarafından
hareketleri dolayısı ile Edirne yaptırılan, bugün eski ve yeni
önemini sürdürmܧtÜr. Sır­ İstanbul yollarının kesi§iminde
bistan, Mora, Bosna, Eflak ve bulunan Ay§ekadın Camii, Fa­
ݧkodra seferlerine ordusu ile tih'in süt annesinin kızı Hundi
Edirne'den hareket eden pa­ Hatun'un yaptırdığı Daye Ha­
di§ah bu seferler sonrasında tun Mescidi, Çakırağa Mescidi,
da yine Edirne'ye dönmܧtÜr. Selçuk Hatun Mescidi, Fatih
Sultan Mehmed'in hanımı ta­
rafından yaptırılan yeni İstan­
bul yolu üzerindeki Sitti Ha­
tun Camii, Sadrazam Mah­
mud Pa§a tarafından yaptırılan
ve aynı adla anılan semtte bu­
lunan Ta§lık Camii. Yine aynı

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 35


sadece B a�ı Hümayun kapısı
v e Cihannüma Kasrı ayakta
katan Yeni Saray, Sarayiçi'ni sa­
ray kapısına bağlayan üç gözlü
Fatih Köprüsü, gün ümüze ge­
lebilen Edirne yapılarından ba­
zılarıdır.

II. Bayezid Devri


(1481-15 12)

Babasının ölümü sonrasın­


da İstanbul'da tahta oturan
II. Bayezid zaman zaman
Edirne'ye de gelmekte, özel­
Fatih'in döktürdüğü toplardan
likle Avrupa üzerine düzenle­
iki farklı çizim necek seferler öncesinde son
hazırlıklar Edirne'de yapıl­
dönemde yaptırılan Üç Şerefe­ maktaydı. Akkerman, Ma­
li Cami yanındaki Peykler nastır, Kalkandelen ve İne­
Medresesi, harap durumda bu­ bahtı seferlerine de buradan
lunan Zen-i İbrahim Hamamı, çıkılmı§tır.

Edirne'cle dökrürülcn roplar İsunbul'a geririlirken

36 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


de büyük bir deprem meyda­
na gelmi§, deprem sonrasında
ba§layan yangınlar ve Tunca
Nehri'nin ta§ması üzerine ye­
niden İstanbul'a dönülmü§­
tür. Bu ta§kında Yeni Saray'ın
harem bahçesi ve Namazgah
Ovası tamamen sular altında
Il. Bayezid kalmı§tır.
1 5 1 2 yılında tahtı oğluna
1490 tarihinde İstan­
bırakan IL Bayezid, Edirne
bul'daki kötü hava §artları ve
yoluyla Dimetoka'ya gider­
bundan iki yıl sonra ortaya. çı­
ken Sazlıdere'de vefat etmi§­
kan veba salgını nedeniyle
tir.
Sultan IL Bayezid, İstan­
bul'dan Edirne'ye gelmek zo­ Sultan II. Bayezid döne­
runda kalmı§tır. minden günümüze ula§an bazı
yapılar §Unlardır: Sultan Baye­
1 2 Ekim 1 509'da İstan­ zid tarafından yaptırılan ve
bul'da korkunç bir deprem ol­ içinde cami, a§evi , tıp medrese­
mu§ bunun üzerine II. Baye­ si, darܧ§İfa, hamam, değir­
zid devlet i§lerini daha sağlık­ men, sıbyan mektebi, mehter­
lı yürütmek için divan üyeleri hane, muvakkithane ve tabha­
ile Edirne'ye gitmi§tir. Fakat ne bulunan Bayezid Külliyesi,
bu depremden iki hafta sonra ayrıca külliye yapılarından
23 Ekim tarihinde Edirne'de olan İmaret Köprüsü.

Bölüm 1 • o�m.ınlıl.ır Don�ınıııde Edirne 37


dığı hacası İbn-i Kemal'e, Mı­
sır Seferi dönü§ünde de Edir­
ne'yi övmü§, İstanbul'da on
gün kadar kalarak yine Edir­
ne'ye geçmi§tİ. 15 20 yılında
yine Edirne'de bulunan padi­
§ah, Tunca Nehri'nin ta§ması
ve sarayiçi ile harem bahçesi­
Yavuz Sultan Selim
nin su içinde kalması sonu­
cunda sabahın erken saatle­
Yavuz Sultan Selim Devri
rinde kayıklada tekke kapısı
(1512-15 20)
civarına getirilmi§ ve bundan
Edirne'yi çok seven Yavuz sonra yeniden İstanbul'a dö­
Sultan Selim, sık sık buraya nülmü§tür. Yavuz Sultan Se­
gelir, seferlerine hep buradan lim, bundan sonra bir daha
çıkardı. Çaldıran ve Mısır se­ Edirne'ye gelemeyecektir.
ferine de buradan çıkmı§tl. Yavuz Sultan Selim döne­
Mısır seferine çıkarken oğlu minde yapılan ve günümüze
Süleyman'ı yerine halef olarak ula§abilen tek cami, eski İs­
bıraktığı yer de İstanbul değil tanbul yolu üzerinde bulunan
Edirne'ydi. Yanından ayırma- Hekim Lari Camii'dir.

Hekim Lari Cami

38 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


Kanuni Sultan Süleyman
Devri (15 2 0-1566)
Edirne, Kanuni döneminde
de Osmanlı padi§ahlarının
gözde mekanı olmaya devam
etmi§tir. Çünkü bu dönemler­
de Edirne hem bağ ve bahçele­
rin arasında son derece rahat­
Kanuni Sultan Süleyman
latıcı bir yer, hem de gelen el­
çileri büyüleyecek kadar §ata­ in§a edilen yapılardan anla§ıl­
fatlıdır. Kanuni Sultan Süley­ maktadır. Kanuni Sultan Sü­
man, kendisini ziyarete gelen leyman döneminde in§a edi­
tüm elçileri Edirne'de kar§ıla­ len su yolları, Kanuni Köprü­
maya gayret göstermi§, i§ler­ sü, Semiz Ali Pa§a Çar§ısı,
den bunaldığı zamanlarda da Rüstem Pa§a Kervansarayı,
dinlenmek için Edirne'ye geç­ İki Kapılı Han, Sokullu Sara­
mi§tir. yı ve Hamamı, Ta§han, Şeyh
Bedrüddin, Tayakadın, Süley­
Sadece padi§ah değil, di­
man Çelebi Camileri ile Zehri
ğer devlet erkanı da Edirne'ye
Mar Mescidi buna en güzel
gereken özeni göstermektedir
örneklerde ndir.
ki bu da o dönemde Edirne'de
Kanuni Sultan Süleyman,
İran seferine çıkarken yerine
oğlu Şehzade Selim'i, babası
Yavuz'un kendisini bıraktığı
yere, yine Edirne'ye bırakmı§­
tır. 1566 yılında son kez Edir­
ne'ye gelen Kanuni Sultan Sü­
leyman, buradan Zigetvar Ka­
lesi' nin ku§atmasına çıkmı§tır.
Ku§atma sırasında çadırda ha­
yatını kaybetmi§, Belgrat'ta
Bir sefer sırasında Sokullu Mehmed Pa§a oğlu Selim adına biat edildik­
hayli ya§lanmı§ olan Kanuni Sultan
ten sonra Edirne üzerinden İs­
Süleyman'ın artan inmesine yardım
ederken. tanbul'a getirilmi§tir.

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 39


bir miras bırakamamı§tır. Zira
döneminin §aheseri ve Mimar
Sinan'ın ustalık eseri olan Seli­
miye Camii bu padi§ah tara­
fından Edirne'de in§a ettiril­
mi§tir. 1567 yılında temel at­
ma töreninde padi§ah II. Se­
lim de bizzat hazır bulunmu§­
tur. Selimiye Cami yanındaki
iki medrese ile Yıldırım böl­
gesini Edirne'ye bağlayan Yal­
nızgöz Köprüsü de yine II. Se­
lim dönemi eserlerindendir.
II. Selim

III. Murad (1574-1595)


II. Selim Devri
(1566-1574) III. Mehmed (1595-1603)
I. Ahmed (1603-1617)
II. Selim, tahtta bulundu­
ğu 8 yıl içerisinde Edirne :ye Devirleri
sadece iki kez gelmi§tir. Ilk III . Murad'ın, saltanat yıl­
geli§inde bir kı§ boyunca larında Edirne'ye geldiğine
Edirne'de kalan padi§ah, ikin­ dair elimizde hiçbir belge
ci geli§inde Tunca Nehri'nin yoktur. Fakat bu dönemde de
ta§kınlığına maruz kalan sa­
Edirne'de imar faaliyetleri
raydan zorlukla kurtarılabil­
sürmü§tür. Babası H. Selim
mi§tir. Sultan II. Selim de sal­
döneminde ba§layan Selimiye
tanatı süresince kabul ettiği
Cami bu dönemde tamamla­
elçilerin bir kısmıyla E dir­
nırken ( 15 7 4), Her ikisi de
ne'de görü§mܧtÜr.
Mimar Sinan yapısı olan, İs­
Bu devir çok kısadır ve pa­ tanbul yolu üzerindeki Def­
di§ah Edirne'de çok az bulun­ terdar Mustafa Pa§a Camii ile
mu§tur, fakat Edirne'ye tarih Buçuktepe sırtlarındaki Şeyhi
boyunca hiç kimse Sultan Se­
Çelebi Camii de yine bu dö­
lim'in bıraktığı kadar etkili
neme aittir.

40 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


Abdurrahman Hıbri'nin
Enis'ül-Müsamirin'in de anla­
tıldığına göre, 1 5 89 yılında
ba§layan ve III. Mehmed'in
tüm saltanat yılları boyunca
devam eden Avusturya sefer­
leri sırasında, askerlerin inti­
zamsızlığı ve kıtlık yüzünden III. Murad
Edirne halkı çok sıkıntı çek­
mi§tir. §ehri devamlı görüp gözet­
Ekmekçioğlu Ahmed Pa§a mektedir. Defterdar Ahmed
tarafından yaptırılan ve Yedi­ Pa§anın, Mimar Mehmed ve
yolağzı Caddesi'nde, Mezit­ Şaban Ağalara yaptırdığı
bey Hamarnı yanında bulu­ Tunca Köprüsü Ekmekçioğlu
nan Pazarcılar Sebili ile Daye Kervansarayı, ham ve sebili
Hatun Mahallesi' ndeki Emi­ devrio en gözde yapılarından­
ne Hatun Çe§mesi bu döne­ dır. Ayrıca dünya üzerinde ti­
me ait mimari yapılardandır. carette hal anlayı§ını ilk kez
uygulayan Osmanlı Devleti,
I. Ahmed dönemi ise Edir­
Edirne'de bu dönemde in§a
ndiler için bir rahatlama dö­
edilen Yemi§kapanı ve Balka­
nemidir. Çünkü bu devrio
panı ile ticari hayata verdikle­
defterdan olan Ekmekçioğlu
ri önemi göstermi§lerdir.
Ahmed Pa§a, Edirneli olup
Yine bu dönemde yağan
yağmurlar ve ta§an nehirler
sonrasında Edirne halkı zor
günler geçirmi§tir. Nehirlerin
bu ta§malarının iyi yönleri de
vardır. Abdurrahman Hıbri,
bu konuya değinerek bakın
neler söylemektedir; "Sene-i
selase ve selasin ve elfte dahi
nehirler azim tuğyan edip
bihad evler tahrip eyledi ve
bu cuyların etrafında olan
bahçelerin senetül a§ri vel elf
I. Ahmed

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 41


hududuna gelince sai vehim merrnet bir sütun dikilen
ve kıyasa sığmaz meyvası gürz olayı çok me§hur olmu§­
olur imi§. Hususa kaysının tur. Hatta bu nedenle buraya
dört okkası bir akçaya sokak­ sırık meydanı adı verilmi§tir.
larda tablalada füruht olu­
Padi§ahın 1 6 1 3 yılındaki
nup, alan kimseler ancak çe­
Edirne ziyareti çok renkli geç­
kirdeği için aldıklarını bilen­
mi§tir. Bir tarafta kurbanlar
lerden bazıları hayattadır."
kesilmi§, sultanın geçeceği
I . Ahmed, Osmanlı padi­ yerlere al tın paralar saçılmı§
§ahları içinde Edirne'yi en çok ve padiph geçtikten sonra
sevenler arasındadır. Padi§a­ halkın paraları toplamasına
hın Cihannüma Kasrı'nın ar­ müsaade edilmi§tir. Hatta bu
kasından attığı ve kö§kün ziyaret sırasında gerçekle§en
üzerinden a§arak saray avlu­ eğlenceler esnasında cırıt
suna dü§en ve dü§tüğü yere oyunları da yapılmı§, Padi§ah

42 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


Kıyık'ta bulunan Yıldız Kas­
rı'nın bu dönemde yapıldığı
sanılmaktadır. Ayrıca İmadiye
Kasrı da Sultan Murad döne­
minde tamamlanmı§tır.

IV Mehmed Devri
(1648-1687)
Edirne'nin ikinci altın yıl­
larını ya§adığı dönem IV
Genç Osman
Mehmed'in saltanat yılları­
I . Ahmed ciritte Nasuh Pa§a­ dır. Çünkü Osmanlı tahtın­
yı yenmi§tir. Öğle üzeri Edir­ da en uzun kalan ikinci pa­
ne'ye varan padi§ah doğruca di§ah olan sultan, bu yılları­
Selimiye Camii'ne gitmi§ öğle nın büyük bir kısmını Edir­
namazını burada kıldıktan ne'de geçirmi§ti. Hatta Edir­
sonra sarayına çekilmi§tir. ne'ye bu kadar çok önem
Sultan Ahmed, yeni sarayın vermesi, ileride İstanbuliula­
harem dairesi önüne bir duvar rı rahatsız edecek ve padi§a­
ördürerek buraya Alay Kö§kü hın tahttan indirilmesine se­
ile bir mescid in§a ettirmi§tir. bep olacaktır.
Eski Cami'nin hünkar mahfıli
de bu dönemin eserlerindendir.

II. Osman (16 18-1 622)


IV Murad (1623-1640)
Devri
Bu devirden bahseden ta­
rihçiler ve devre ait §iirler,
özellikle Edirne medreselerin­
de eski alimierin kalmadığın­
dan §ikayet ederler. II. Os­
man'ın Hotin, IV Murad'ın ise
Leh seferi için Edirne'ye gelip
bir süre kaldığını görüyoruz. I V. Mehmed

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 43


IV. Mehmed'in saltanatı­ giydirilecektiL 1 664 yılında
nın ilk yılları, ya§ının küçük­ II. Mustafa Edirne Saray'ında
lüğü nedeniyle annesi Turhan dünyaya gelmi§tir.
Sultanın etkisinde geçmi§tir. N Mehmed döneminde
1 66 1 yılında annesinin Ça­ saltanat §ehri görünü§te İstan­
nakkale'de yaptırdığı Seddül­ bul ise de i§leyi§te Edirne'dir.
bahir Kalesi'ni ziyaret eden Çünkü artık tüm devlet tören­
padi§ah, annesi ile birlikte leri, Edirne'deki sarayda yapıl­
buradan Edirne'ye geçmi§tir. maktadır. Yabancı elçiler bu­
Bir yıl sonraki Edirne ziyaret­ rada kabul edilmekte ve sefer­
lerinde onları üzücü bir du­ lere buradan çıkılmaktadır.
rum beklemektedir. Zira Ayrıca avcılığa dü§kün olan
Köprülü Mehmed Pa§a, bu padi§ah Edirne'nin uçsuz bu­
dönemde vefat edecek, vasi­ caksız aviaklarına zaman za­
yeti üzerine İstanbul'a defne­ man uğramakta, buralarda
dilecek sadrazaını götüren konaklamaktadır.
alay ilc birlikte padiph da İs­ 1674 yılında Edirne'de pa­
tanbul'a geçecektir. Köprülü di§ahın oğulları Mustafa ve
Mehmed Pa§anın yerine oğlu Ahmed adına yapılan sünnet
Fazıl Ahmed Pa§aya sadra­ töreni de çok alayi§li geçmi§­
zamlık tuğu yine Edirne'de tir. Şair Nabi, me§hur Surna-

Hatice Turhan Sultan tarafından yaptırılan Seddülbahir Kalesi

44 Bölüm 1 • Osmanlılar Dolll' tll tııdı · hlı ıııl·


mesi'ni bu düğün dolayısı ile
yazmı§tır.

Padi§ah IV Mehmed'in
Edirne'de devamlı ikametİn­
den rahatsız olan İstanbul
uleması ve asker, 8 Kasım
1687 tarihinde Edirne'ye bir
heyet göndererek padi§aha
hal' ini bildirmi§ler ve yerine
karde§İ IL Süleyman'ı tahta
geçirmi§lerdir.
Edirne hakkında en detay­
lı bilgilere sahip olduğumuz
dönemlerden birisi hiç §Üphe­
siz IV Mehmed'in saltanat
yıllarıdır. Çünkü bu zaman
dilimi içinde Edirne'ye gelen
Evliya Çelebi ünlü Seyahat­
namesi'nin 3. cildinin 48 say­
fasını Edirne'ye ayırarak bir­
Edirne'den bir av sahnesi
çok konuda bilgi vermݧtİr.

Seyahatname'de sıkça övü­ tanbul'dan sonra devletin en


len Edirne, bayındırlık, ticaret büyük §ehri olarak gösterilir.
ve büyüklük bakımından İs- O zamanın Edirnesi'nde 4 14
mahalle olup bunların 14 ta­
nesi kale içindedir. Bu mahal­
.,p ....... lelerden 4'ü Türk mahallesi,

. · ·�
diğerleri Rum, Ermeni, Yahu­
di ve Çingene mahalleleri


imi§. I.Murad döneminde ya­
pılan anla§ma uyarınca kale
dı§ında oturamazlarmı§. Di­
IV Mehmed'in av kö§kü ğer 400 mahalle ise kale dı-

Bölüm l • Osmanlılar Döneminde Edirne 45


camilerio her birinde birer ço­
cuk mektebi bulunduğunu
da ekler.

Bu dönem Edirne'si her


ne kadar güzel olsa da Hıb­
ri'nin yazdıklarını incelediği­
mizde eski Edirne'nin artık
gerilerde kaldığını görmek­
Evliya Çelebi
teyiz. Çünkü 1 6 . yüzyılda
§ında ve tamamı Müslüman isimleri ile anlatılan 3 3 ha­
ahaliden olu§maktaymı§. mamdan 1 1 tanesinin bu dö­
nemde harap durumda oldu­
Şehirde 6700 adet dükka­
ğunu öğreniyoruz.
nın varlığından bahseden Ev­
liya Çelebi, Edirne'nin 14 se­
latin camisi olduğunu ve bu

Edirne Sarayı'nda IV Mehmed Kasrı (Merhum Orhan Çakmakçıoğlu'nun çizimiyle)

46 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


IV Mehmed döneminde
Edi rne'nin birçok yerine ka­
sırlar in§a edilmi§tir. İmar fa­
aliyetleri canlanmı§tır. Sadece
Merzi fonlu Kara Mustafa Pa­
§anın Edirne içinde 14 tane
çe§mesi vardır ki bunlardan
en görkemiisi Selimiye aras­
tasının yanındaki meydan
çe§mesidir.

Merzifonlu
Kara Mustafa P3.§a

Edirne Sarayı'nda Aynalı Kö§k (Merhum Orhan Çakmakçıoğlu'nun çizimi yle)

Bölüm 1 • Osmanlılar Dönemınde Edirne 47


ll. Süleyman ll. Ahmed ll. Mustafa

II. Süleyman (1687-1691) tafa'nın ba§kadını Alicenap


Il. Ahmed (1691-1695) Hatun, Darülhadis Cami ha­
ziresine defnedilmi§tir.
II. Mustafa (1695-17 03)
Devirleri 1 699 yılında Edirne'de
Avusturya, Venedik ve Lehis­
4 yıl gibi kısa bir süre
tan ile Karlofça Antla§ması
tahtta kalan II. Süleyman sal­
imzalanmı§tır.
tanatının hemen tamamında
Edirne'de oturmu§ ve yine 1703 yılında İstanbul'da
burada vefat etmi§tir. Ali Bey meydana gelen ayaklanma
mahallesi, Sivas! Dergahı ya­ sonrasında Edirne'ye gelen
nındaki Çukur Çe§me bu dö­ Yeniçeriler, Namazgah Ova­
nem yapılarındandır. sı' nda toplanmı§lardı. II.
Mustafa'nın yanında bulunan
II. Ahmed Edirne'de tahta
çıkmı§, kendisine N aki b ve ona bağlılıklarını bildiren
Efendi tarafından Eski Ca­ askerlerin; isyancıların tarafı­
mi'de kılıç ku§atılmı§tır. IV na geçmesi sonucu II. Musta­
Mehmed'in kızı Ümmügül­ fa tahttan indirilmi§, yerine
süm Sultan ile Vezir Osman karde§i III. Ahmed geçmi§tir.
Pa§a'nın düğünleri Edirne'de Yıldırım Bayezid .Mahalle­
yapılmı§, Padi§ah II. Alı­ si, Mustafa Pa§a Caddesi'nde
med'te hanımı Haseki Sultan bulunan ve İbrahim Çelebi ta­
ile bizzat düğüne i§tirak et­ rafından yaptırılan çe§me,
mi§tir. 7 Şubat 1694 tarihin­ Amcazade Hüseyin Pa§a tara­
de Sultan II. Ahmed Edir­ fından yaptırılan ve Kıyık
ne'de vefat etmi§tir. Caddesi'nde bulunan çe§me
II. Mustafa da saltanat yıl­ ile Sıkça Murad Mahallesi, Pa­
larının çoğunu Edirne'de ge­ §a Kapısı Caddesi'n deki çe§­
çirmı§tır. 1 698 tarihinde meler de bu dönemin mimari
Edirne'de vefat eden II. Mus- yapılarından bazılarıdır.

48 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


Bu dönem hakkında bizle­
re aydınlatıcı bilgi veren en
önemli kaynak, III. Ahmed'in
Edirne'de oturduğu yıllarda
buraya gelen İngiltere Sefiri
Mösyö Montegu'nün qi Lady
Montegu'nün buradan ülke­
sine yazdığı mektuplardır.
Bayan Montegu özellikle
Edirne Sarayı'ndaki bayanlara
çok imrenmi§ ve ayrıntılı an­
latımlarla onlar hakkında, ya­
3. Ahmed
kınlarına bilgi vermi§tir. Bir
mektubunda saraylı hanımla­
III. Ahmed Devri
rın giyimleri hakkında §unla­
rı anlatmaktadır:
( 1 7 03- 1 7 30)

Edirne Sarayı'nda tahta


çıkan III. Ahmed, biat töre­
ninden sonra ilk cuma nama­
zını II. Bayezid Camii'nde
kılmı§tır.
1 7 1 3 yılında Osmanlı
Devleti'ne gelen İsveç Kralı
Demirba§ Şarl Edirne'de ko­
nuk edilmi§tir.

Saltanatının ilk yıllarında


Edirne'de ikamet eden padi­
§ah, Pasarofça Antla§ması
sonrasında İstanbul'da otur­
maya ba§lamı§tır. Bu tarih­
ten sonra Edirne yava§ yava§
eski önemini kaybetmeye
ba§lamı§tır. III. Ahmed ve �ehzadesi

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 49


"Asil bir Türk kadını na­ rupalı bir kraliçe yoktur. Fa­
sıl giyinir, bunu iiğrenmek is­ kat dostum Türk kadınının en
tersiniz değil mi? İjte yazıyo­ biiyiik süsü, Türk olujudur.
rum. Onun arkasında do/ama Bana öyle geliyor ki bunlar
denilen bir gömlek vardır. siislenmek için elmas veya
Düğmeleri nohut iriliğinde zümrüt takınmıyorlar.
elmastan yapılmıjfır. Dola­ Belki o tajları üzerle­
ma, daha küçük çapta el­ rinde tapmakla süsle­
maslarla süslü iki iğne mij, kıymetlend irmij
ile kemere tutturulmuj­ oluyorlar. Çiinkii her
tur. Ten üzerindeki iç Tiirk kadın ı canlı
gömleği bakiava biçi­ bir inci ve paha bi­
minde iki elmas düğ- çilmez bir pırlanta­
me ile ilik/i. Kemet� dır. "
gayet genij ve baj­
Bir bajka mek ­
tanbaja elmas, ger­
tubunda ise o za­
dan, dize kadar
manki sadrazam
inen üç dizi inci ile
ve kethiidanın
sarılı . Dizilerden
evine gerçeklepir­
birinin ucunda
diği ziyareti an-
Hint tavuğu yu­
latır ve Ketbiida­
murtası kadar bii­
nın hanımı Fatma
yük bir zümrüt ası­
Hanımd an çok etkilen­
lı. Asil saray kad�­
diğini sôyleye1:ek, onun
nının küpeleri, ta­
ah/akını, tavırlarını ve
kıldığı yere yakıjacak değer­
onurunu o·ver. Bu evde yaja­
dedir. Yüzükler de ijyfed ir.
dıklarını anlattıktan sonra
Güzel hatta pek güzel olan
da " Gö'rdüğüm jeylerden o ka­
parmakların zerafetini kendi
dar mahzuz olmuj{Um ki ken ­
ıjıklarıyla aydınlatıp d urur­
d imi cennette bir müddet yaja­
lar. Benim giirdüğüm Tüı-k
d ım zannediyorum. " diyerek
kadınların daki siislerin yarısı
duyduğu hayranlığı ortaya
kıymetinde süs tajıyabilen Av-
koyar.
I. Mahmud ( 1 7 30- 17 54)
III. Selim ( 1 789- 1807)
Devirleri

I. Mahmud'dan II. Mah­


mud'a kadar geçen padi§ahla­
rın bir kısmı Edirne'ye hiç gel­ I I I . Selim

mezken bir kısmı da çok az


bu yangından ciddi §ekilde et­
durarak tekrar İstanbul'a
kilenmi§tir. Yangın sırasında
dönmü§lerdir. I. Mahmud dö­
Eski Cami çevresi tamamen
neminde; tarihierin 17 46'yı
alev içinde kalmı§, insanlar e§­
gösterdiği yıl içerisinde Üç Şe­
yalarını kurtarmak için cami­
refeli Cami civarında ba§layan
nin içine ta§ımak zorunda kal­
bir yangın 7 saat içinde Edir­
mı§lardır.
ne'nin en gözde yerlerini ha­
rap bir hale getirmi§, §ehrin 1 7 5 2 yılında bu kez Edir­
160 mahallesinden 30 tanesi ne'de büyük bir deprem

I II. Mustafa v e Şehzadesi I II. Selim

Bölüm ı • Osmanlılar Döneminde Edirne 5ı


ne'ye gelen Alemdar Musta­
fa Pa§a, burada nizarnı yeni­
den sağlamayı ba§ardı. İs­
tanbul'da IV Mustafa'nın
tahttan indirilme planları
Edirne'de yapılarak buradan
İstanbul 'a geçildi. Alem­
dar'ın İstanbul'da Yeniçeriler
tarafından öldürülmesi üze­
rine Edirne'de daha önce sin­
dirilen isyancılar §ehirde ye­
niden zulümlere ba§lamı§­
lardır. Bu karga§a II. Mah­
mud döneminde yeniçeri
ocağının kaldmiması ile
sukun bulacaktır.

II. Mahmud Devri


( 1 808-1839)
ll. Mahmud'un kıyafet devrimi
öncesindeki görünümü II. Mahmud döneminde
Vakayi Hayriye ile Yeniçeri
meydana gelmi§ ve birkaç Ocağının kaldırılması sonra­
yüz ki§ inin ölümü ile pek sında Asakir-i Mansure-i
çok evin yıkılmasına sebep Muhammediye adında yeni
olmu§tur. ordu kurulmu§tU. Bu sıralar­
III.Selim dönemine ge­ da Yunanistan'da isyan çık­
lindiğinde yeniçeri ocağı ar­ mı§, İngiltere ve Fransa'nın
tık iyice ifsad olmu§ durum­ da isyana taraftar bir tavır
daydı. Sadece İstanbul'da de­ sergilemesinden • güç alan
ğil, aynı zamanda Edirne'de Ruslar, Babıaliye §iddetli bir
de huzursuzluk çıkarıyorlar­ nota vermi§lerdi. Rusyanın
dı. 1 808 yılında Balkanlar­ bu notasına aynı serdikle ce­
dan topladığı birliklerle Edir- vap verilince 1 8 2 8 yılında

5 2 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


Balkanlarda yeni bir Osman­ lerinin çok kalabalık olduğu,
lı-Rus Sava§ı ba§lamı§tır. Ye­ direnmenin güçlüğü vb. bir
ni kurulan orduya güvenen yığın abartılı söz ortalıkta
birtakım komutanlar, Rusla­ dola§ıyordu. O sıralarda
ra güzel bir ders verecekleri­ Edirne'de 1 0- 1 2 bin Osman­
ni dü§ünüyorlardı. Halbuki lı askeri bulunuyordu. ݧin
bu yeni ordu, daha tam ola­ kötü yanı askerler arasında
rak hazır hale gelmemݧtİ. birliktelik de yoktu. Halbuki
Osmanlı askerleri kahra­ Edirne'ye doğru yakla§an
manca sava§malarına rağ­ Rus birliklerinin sayıları da
men sayılarının azlığı ve tam ancak Edirne'deki garnizon­
olarak hazır olmamaları vb . daki askerler kadardı. Hem
sebeplerle Ruslar kar§ısında Şumnu'da bulunan büyük
bazı yerlerde geri çekilmek bir Osmanlı ordusu ile o sıra­
zorunda kaldılar. Böylece larda Sofya'dan Filibe'ye in­
Ruslar, Tuna'yı geçmeyi ba­ mݧ bulunan ݧkodralı Mus­
§ardılar. tafa Pa§anın ordusu, Rus as­
Rus askerleri ; Rusçuk, Si­ kerlerine kar§ı kullanılabilir­
listre ve Babadağı'nı alarak di. Fakat aklın devre dı§ı kal­
Varna ve Şumnu önlerine ka­ dığı bu ileri derecedeki tela§
dar geldiler. Varna'yı ku§atan ortamında, 1 829 yılının 20
Rus askerleri 3 aylık bir dire­ Ağustosunda Ruslar hiçbir
nݧ sonrasında burayı ele ge­ direni§ görmeden Edirne'ye
çirdiler. Daha sonra Şum­ girdiler.
nu'yu muhasara altına aldı­
Ruslar, Edirne'yle yetin­
lar. Bu muhasara sürerken
me niyetinde değillerdi. Ni­
bazı Rus birlikleri de yava§
tekim Çorlu ve Silivri'ye ka­
yava§ a§ağılara doğru kay­
dar indiler. Bu bölgede bulu­
maktaydı. Balkanları a§arak
nan halk dalga dalga İstan­
Yanbolu'ya kadar geldikle­
bul'a kaçıyordu.
rinde Osmanlı hükümetinde
ve halkta büyük bir panik Sava§ı sona erdirmek için
ba§lamı§tL Gelen Rus birlik- Rus ve Osmanlı diplamadarı

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 53


Edirne'de, Beylerbeyi Camii
altında bulunan Hacı Fettah
Efendiye ait ah§ap evde top­
lanarak görܧmelere ba§ladı­
lar. Rusların Edirne'ye giri§i­
nin 2 5. günü Edirne Antla§­
ması imzalandı ve anla§ma­
dan 68 gün sonra Rus ordu­
ları Edirne'yi bo§alttılar.

Bu korkunç istilanın he­


men ardından Edirne ve çev­
resinde bu kez amansız bir ta­
un hastalığı ba§ göstermi§tir.
Halkın "Büyük Kıran" dedik­
leri bu salgında §ehir nüfusu
iyice azalmı§tır.

Mahmudiye Kı§lası ola­


Sultan Abdülmecid
rak adlandırılan Piyade Kı§­
lası II.Mahmud dönemi mi­ Sultan Abdülmecid
mari yapılarındandır. Ayrıca ( 1 83 9 - 1 8 6 1 )
yıne bu dönemde Meriç Sultan Abdülaziz
Köprüsü'nün temelleri atıl­ ( 186 1 - 1 87 6) Devirleri
mı§tır.
Sultan Abdülmecid döne­
minde İstanbul'da Tanzimat
Fermanı ilan edilmi§, fakat
alınan önlemler suni olduğu
için Edirne de bu kararlardan
pek bir fayda görememi§ti.
Bu dönemde Sultan Ab­
dülmecid, İstanbul'dan yola
çıkarak, Edirne üzerinden
Varna'ya kadar sürecek olan

5 4 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


Sultan Abdülaziz

bir geziye çıkmı§, kara yolu ile


ba§layan bu gezinin dönܧÜ
deniz yolu ile yapılmı§tı. 7
Mayıs 1 846 tarihinde ba§la­
yan gezide, Silivri, Çorlu ve
Lüleburgaz üzerinden Edir­
ne'ye gelinmi§ti. Padi§ah
Edirne'de Cezzar Ailesine ait
konakta misafir olmu§ ve §e­
birdeki ilk cuma namazını da
Selimiye'de kılmı§tı.
II.Mahmud döneminde
temelleri atılan Meriç Köprü­ Sultan Abdülaziz'in Avrupa seyahati
sü'nün yapımına bu dönemde dönü§ünde Edirne'ye uğramasının
anısına dikilen ta§.
ba§lanmı§tır.

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 55


Sultan Abdülaziz de Avru­
pa seyahati dönü§ünde Edir­
ne'ye uğramı§ ve onun bu te§­
rifıni simgelemek üzere Ada­
let Kulesi yakınlarına bir ni­
§an ta§ı dikilmi§tir.

Bu dönemde Avrupa'ya
uzanan demiryolu hattının
in§aatı ba§ladığı için Edir­
ne'de Mimar Kemalettin'e, Sultan Il. Abdülhamid Han

Karaağaç Tren Istasyonu in­


II. Abdülhamid Devri
§a ettirilmi§tir. Ayrıca Edirne ( 1 876- 1909)
Sarayı tamir edilmi§, tarihi
1 8 7 6 yılında §artlı ola­
saat kulesinin yanına tiyatro
rak Osmanlı tahtına geçen
yapılmı§ ve Hur§it Pa§anın
I I . Abdülhamid, Me§ruti­
Edirne valiliği sırasında vila­
yet'i ilan etmi§ti. Açılan
yet matbaası kurularak ilk
mecliste gayri müslimlerin
E dirne gazetesi basılmaya sayısı bir hayli fazlaydı ve bu­
ba§lanını§tır. ( 1 867) radan vatan ve millet yararına
karar çıkması çok zordu. Ni-

Sultan Il. Abdülhamid Han meclisin açılı§ında konu§urken.

56 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde E dirne


tekim meclisin hasiretsizliği Mehmed Ali Pa§a kumanda­
kendisini bir yıl sonraki Os­ sında gelecek yardımı bekle­
manlı Rus sava§ı ile göstere­ yen Ahmed Eyüp Pa§a, Meh­
cek ve devlet bu güçsüz med Ali Pa§anın son mağlubi­
haliyle büyük bir sava§a da­ yetlerden ürkerek Edirne'ye
ha sürüklenecekti. uğramadan İstanbul'a çekildi­
ğini öğrenince §ehri tahliye et­
Rus orduları Plevne'yi a§a­
mek zorunda kalmı§tır. Bu ne­
rak Sofya'ya kadar gelmi§ler­
denledir ki General Skobelof
di. 3 Ocak 1878 Per§embe
ordusunun öncü kumandanı
günü Sofya dü§mܧ, 8 Ocak
olan General Strukof hiçbir
Salı günü Kızanlık ve Ihtı­
mukavemet ile kar§ıla§madan
man, ertesi günü Samaku,
Edirne'ye girmi§tir. 26 Ocak
Per§embe günü Yeni Zağra ve
tarihinde ise Rus Orduları
Tatar Pazarcığı, Cuma günü
Ba§kumandanı Grandük Ni­
Tırnova, daha sonra Filipe ve
kola Nikolayeviç Edirne'ye
nihayet 20 Ocak Pazar günü
gelmi§tir. Rus orduları bura­
Edirne'ye girmi§lerdi.
dan da a§ağılara inerek Ayas­
Rusların Edirne'ye yakla§­ tefanos'a (Ye§ilköy) kadar gel­
maları üzerine Edirne Valisi mi§lerdir. Mithat ve Damat
Namık Pa§anın oğlu Hüseyin Mahmud Pa§aların Padi§ah
Cemil Pa§a, Yeni Saray'da bu­ II.Abdülhamid'i tehdit ederek
lunan cephaneliği, Rusların devletin ba§ına açtıkları gaile
eline geçmesin diye, infılak et­ i§te bu noktaya kadar gelmi§
tirmi§, böylece yüzyıllarca Os­ idi.
manlı Devleti'nin el emeği göz
Rus ordularının Edirne'ye
nuru ile i§leyegeldiği muhte­ girmelerinden sonra halk ara­
§em bir miras yok olup gitmi§­ sında lekeli humma ba§ gös­
tir. Tarihin naklettiğine göre termi§, bu salgın süresince on
bu infilak sonrasında saray üç binden fazla insan hayatını
tam üç gün yanmı§tır. kaybetmi§tir.
O sıralarda Edirne'de bu­ 3 1 Ocak 1878 tarihinde
lunan Ahmed Eyüp Pa§a ku­ Edirne'de iki adet vesika imza­
mandasında sekiz bin asker lanmı§tır. Bunlardan bir tanesi
bulunduğundan bahsedil­ 10 maddelik mütareke mazba­
mektedir. Yanbolu'da bulunan tası, diğeri de 5 maddelik "Esa-

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 57


sat-ı Sulhiyye Mukavelesi"dir. Bu
ate§kesler ileride yapılacak ba­
rı§ antla§malarının temelini
olu§turmu§tur.
Ayastefanos ve Berlin Ant­
la§malarının imzalanmasından
sonra, 1 3 Mart ı 879 tarihinde
Osmanlı askeri, yeniden Edir­
ne'ye girmi§, bu ikinci i§gal
sonrasında Rauf Pa§a Edir­
ne'nin ilk valisi olarak vazifeye
ba§lamı§tır. Ruslar bu ikinci Sultan Mehmed Re§ad
i§gallerinde tam 445 gün
Edirne'de kalmı§lardır. topraklar elde etmek amacıy­
la bir ittifak içine girerek Os­
Sultan IL Abdülhamid'e,
manlı Devleti'ne kar§ı sava§
her ne kadar döneminde izle­
açmı§lardı. Bulgaristan, Sır­
diği akıllıca siyasetten rahat­
sız olan azınlıkların propa­ bistan, Karadağ ve Yunanis­
gandası ve dı§ basının etkisi tan'a ait ordular Balkanları
ile bazı karalamalar yapılma­ kan gölüne çevirirken özel­
ya çalı§ılsa da görünen durum likle Bulgar askerleri Edir­
ortadadır. Bugün Edirne'de ne'ye doğru yakla§maktaydı­
ayakta bulunan ve hala kamu lar. 24 Ekim ı 9 ı 2 tarihinde
faydasına i§lemeye devam Edirne önlerine gelen dü§­
eden binaların hemen hepsi man kuvvetleri, ayın yirmi
onun döneminde in§a edil­ yedisinde §ehri çepeçevre sar­
mi§tir. Karaağaç Askeri Has­ mı§lardı. Şiddetli bir ku§at­
tahanesi, Tümen Binası, ma ba§lattılar fakat · Edirne
Edirne Belediye Sarayı bun­ bu kez Şükrü Pa§a tarafından
lardan bazılarıdır. müdafaa edilmekteydi. Şehir­
de mühimmat çok azdı ve i§­
galden kaçıp §ehre sığınan­
Mehmed Re§at Devri
lada birlikte §ehrin nüfusu
( ı 909- ı 9 ı8)
yüz bini bulmu§tu. Edir­
Osmanlı Devleti'nin aczi­ ne'deki hemen hemen bütün
yere dü§mesinden istifade büyük binalar hastane haline
eden Balkan devletleri yeni getirilmi§ti. İstanbul'dan bir

58 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde I:Jirrw


ve cephane yokluğu, açlığın
hat safhaya ula§ması sonra­
sında Şükrü Pa§a §ehri sulh
yolu ile teslim etmek zorun­
da kalmı§tı. 26 Mart 1 9 1 3
tarihinde Bulgar ve Sırp as­
kerleri Edirne'ye girmi§lerdir.
Bu i§gal 2 1 Temmuz 1 9 1 3
tarihine kadar sürmܧtÜr.
Balkan Devletleri bu sava§
ile elde ettikleri toprakları
aralarında payla§amamı§lar ve
bunun üzerine kendi araların­
da yeniden sava§a tutu§illU§­
Selimiye Camii'nin avlusunda
lardı. Bu durumdan istifade
poz veren Bulgar askerleri.
eden Osmanlı kuvvetleri
ay dayanınız denmesine rağ­ Edirne'yi geri almı§lardı.
men kahraman Şükrü Pa§a ve B alkan Sava§ı'nın biti­
askerleri tam 6 ay §ehri dü§­ minden yakla§ık bir yıl sonra
man askerine kar§ı müdafaa I. Dünya Sava§ı patlak ver­
etmi§lerdi. Fakat mühimmat mı§ ve az bir zaman sonra

Edirne'nin kurtulu§unda Enver ve Fahrettin Paplar Selimiye Camii'ne girerken.

Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne 59


Balkan Sav�ı sonunda yenilgimizi belgeleyen antla§mayı imzalarken.
(Talat Bey, Harbiye Nazırı Çürüksulu Mahmut Pa§a, Şurayı Devlet Reisi
Halil Bey ve Bulgar Devletinin Temsilcisi General Savof. )

Osmanlı Devleti de kendisini Bundan sonra Anadolu


bu sava§ın içinde bulmu§tur. insanı bu esaretten kurtul­
Almanya ve Avusturya-Maca­ mak için bir ölüm kalım sa­
ristan yanında Osmanlı Dev­ va§ına girecek, Edirne ve
leti'ni sava§a sokan İttihat ve Trakya bölgesi de bu konuda
Terakki Cemiyeti, Bulgaris­ üzerine dü§en vazifeyi eda­
tan'ı da kendi yanlarında sava­ dan geri kalmayacaktır.
§a sokmak için gayret göster­
mi§ler, bu amaçla Karaağaç
bölgesini Bulgarlara sunmak­
tan çekinmemi§lerdir.
1 9 1 8 yılına gelindiğinde,
dünya siyasetinde yenilmi§
bir İttifak cephesi ile onları
parçalama amacında olan İti­
laf grubu görülmektedir. 3 0
Ekim 1 9 1 8'de, Osmanlı Dev­
leti ile Mondros Ate§kes Ant­
la§ması imzalanmı§tır.

60 Bölüm 1 • Osmanlılar Döneminde Edirne


Mİ LLI MÜCADELE'DE

EDIRNE
Mondoros Mütarekesi
uyarınca ülkenin birçok yeri­
ni i§gal eden İtilaf kuvvetleri
Osmanlı halkını, İç Anadolu
Bölgesinde hapsetme planları
yapıyorlardı. Bu sırada İngi­
lizler, Ege' de güçlü bir İtalya
görmek istemedikleri için Yu­
nanlıları Trakya ve Ege'ye
sokmak istiyorlardı. Sonunda
bu amaçlarını diğer müttefik­
lerine de kabul ettirmeyi ba­
§ardılar. İtilaf güçlerinin i§­
Balkan Harbi'nde Bulgar siperleri.
gallerinin geçici olduğunu
dü§ünen Anadolu insanı, Yu­ Anadolu'da ilk direni§ cemi­
nanlıların asker çıkarması yeri olan Trakya Pa§aeli Ce­
üzerine dü§manların asıl niye­ miyeti, Edirne'de kurulmu§­
tini aniayarak direni§ hare­ tur. Bu cemiyetin kararları
ketlerine giri§tiler. İlk olarak arasında, Anadolu, dü§ma­
da bölgesel direni§ cemiyetle­ nın eline geçecek olursa, böl­
ri kurmaya ba§ladılar. gesel olarak da olsa kurtulu§
mücadelesine girmek ve bu­
Bu amaçla gerçekle§tirile­
rada müstakil bir Türk devle­
cek özgürlük hareketine de
ti kurma kararı da vardı.
öncülüğü Trakya yapmı§ ,

Bölüm 1 • Milli Mücadele'de Edirne 61


Anadolu'nun dört bir ya­ ba§armı§lardı. Fakat bu sıra­
nında ba§layan kurtulu§ hare­ da Çanakkale Bağazı'ndan
ketleri sırasında Trakya Pa§a­ donanma ile karaya asker çı­
eli Cemiyeri isim deği§tirerek, karan Yunan kuvvetleri Te­
Rumeli Müdafai Hukuk Ce­ kirdağ'a saldırmaya ba§lamı§­
miyeti adını almı§tır. Lülebur­ lardı. 10 gün kadar süren di­
gaz ve Edirne'de iki adet kon­ reni§ sonunda iki ate§ arasın­
gre gerçekle§tiren cemiyet, si­ da kalan Osmanlı kuvvetleri
lahlanma bile yapmı§tır. çözülmeye ba§lamı§ ve 2 5
Cemiyetin topladığı mav­ Temmuz'da dü§man kuvvet­
zer sayısı 2800, top sayısı ise leri Edirne'ye girmi§lerdi. Bu
be§-On civarındaydı. saldırı, Edirne'nin tarihinde
ya§adığı dördüncü i§galdi.
1 5 Temmuz 1920'de Yu­
nan kuvvetleri batıdan Meriç Trakya ve Edirne'yi koru­
üzerine doğru yürüyü§e geçti­ mayı amaçlayan birlikler Edir­
ler. Meriç hattını tutan Türk ne'nin i§galine engel olama­
kuvvetleri gayretli bir savun­ yınca Bulgaristan topraklarına
ma ile dü§manı durdurmayı doğru çekilerek oradan deniz

Yunan askerleri Meriç Köprüsü üzerinden Edirne'ye girerken.

62 Bölüm 1 • Milli Mücadele'de Edirne


Edirne' nin i§gal günlerinde Selimiye Camii avlusunda
sokaklara asılan Yunan bayrakları nöbet tutan Yunan askerleri

yolu ile Anadolu'ya geçip gal kuvvetleri, tutunamadık­


Kurtulu§ Harekatı'na katıl­ ları topraklarımızdan bir bir
mı§lardır. Edirne'nin Osman­ ayrılmaya ba§lamı§lardır. Mu­
lıların eline geçtikten sonra danya Mütarekesi'nin imza­
ya§adığı; iki kez Ruslar bir kez lanması üzerine bu anla§ma
de Bulgarların gerçekle§tirdiği uyarınca Meriç Nehri'nin sol
ݧgal hareketinden sonra, Yu­ kıyısını bo§altmak durumun­
nanlılarca gerçekle§tirilen bu da kalan Yunan kuvvetleri,
dördüncü ݧgal tam iki yıl dört yava§ yava§ çekilmi§lerdir. 2 5
ay sürecektir. Kasım 1 9 2 2 tarihinde Türk
Anadolu'da düzenli ordu­ askerleri Edirne'ye yeniden
nun kurulması ile birlikte ݧ- girmi§lerdir.

Türk Askeri Edirne'de.



BALI<AN SAVAŞ 1 ' N 1 N

S E B E P LERI

aderini devletin menfaatlerin­


den daha önde tutmaktaydı­
lar. Kurulan meclisin içindeki
gayri müslimler önceleri oldu­
ğu gibi artık Osmanlılık de­
miyor, hepsi kendi milletleri­
nin ön plana çıkarılmasını
hatta bağımsızlıklarını dü§Ü­
nüyorlardı. 3 ı Mart Ayaklan­
ması sonrasında IL Abdülha­
mid'in tahttan indirilmesi,
Havran ve Arnavutluk isyan­
ları ile Balkanlardaki kayna­
malar son haddine ula§mı§tı.

Bir cuma selamlığında Sultan I L Abdülhamid Han Ülke içinde durum böyle
iken dı§arıda; Avusturya-Ma­
ı 908 yılında IL Me§ruti­ caristan İmparatorltığu, Bosna
yet'in ilan edilmesi ile birlikte Hersek'i ilhak etmi§, Bulgaris­
Osmanlı ülkesi beklenen hu­ tan ise Doğu Rumeli toprakla­
zuru bulamadı. Çünkü ortaya rına girmi§ti. İtalyanlar hiçbir
çıkan partiler, kurum menfa- sebep göstermeksizin Trablus-

66 Bölüm 2 • Balkan Sava§ının Sebepleri


Edirne Savunması
Ku§atma ba§lannda sade­
ce askeri hedeflere ate§ açılır­
ken 22 Kasım gününden iti­
baren §ehir merkezi de bom­
balanmaya ba§landı. Bu du­
rumda halktan ölen ve yara­
lananlar oluyor, evler yanıyor,
§ehir ya§anmaz bir hal alıyor­
du. Ku§atma uzadıkça eldeki
gıda stoklan tükenıneye ba§­
lamı§, salgın hastalıklar hızla
artını§tl.
Dü§man kuvvetleri aldık­
lan esirleri Sarayiçi'ndeki ada­
Bulgar topçusunun Edirne
da topluyorlardı. Hem §ehirde
taarruzundan bir sahne
hem de bu esir kamplarında
garp topraklarımızı i§gale ba§­ tifo, kolera, veba gibi hasta­
lamı§lardı. Osmanlı toprakla­ lıklar sebebiyle binlerce §ehit
rında siyasi nüfuzunu arttır­ vermeye ba§lamı§tık.
mak isteyen Rusya ise her fır­
satta Balkan devletlerini Os­
manlıya kar§ı kı§kırtarak top­
rak koparmaya çalı§ıyordu.
22 Eylül 1 9 1 2 tarihinde ·· Malıfıo� ,.,,

Sofya'da toplanan devletler­ -

Aafo\M
"""" -
'J'AOU�ÇOIIIUtl

den, Romanya, Bulgaristan, t:ıu.tel' ,.....

Sırbistan, Karadağ ve Yuna­ SAllAH


.lq.W
: YOK
, fmiııf JotOtArı
......
nistan, Osmanlı Devleti'ne
IJJ,(UoH
kar§ı bir ittifak olu§turarak 5
· UtüM �
.....
......
Ekim 1 9 1 2'de sava§ ilan etti­
SUAH :YARIU!f<...U
ler. Bu isyan hareketinin yirmi U...,... 111<tRSIZU'ltJolıf HO$.VI

birinci günü Bulgar askerleri 21 TIUNUZlfl7'Df�MWI.OIIDU � I!KMP;

�toOQitf.lıM. /IIIOflJA
lttl.MI.ff ,çOHKfı UHWb.tıH!X

Edirne önlerinde görünerek ......_....

§ehri muhasaraya ba§ladılar. iAŞE CETVELi

Bölüm 2 • Balkan Sava§ınıo Sebepleri 67


dır. Beni bu mahalle giirneceksiniz
ve gelen nesiller iizerime bir abide
dikeceklerdir. "

19 1 2 yılının Ekim ayında


ba§layan dü§man ku§atması­
na kar§ı, 5 3 bin asker, 480
top ve makineli tüfek ile hem
§ehri hem de §ehirde ya§ayan
1 06 bin ki§iyi korumaya çalı­
§an Şükrü Pa§a, Mehmetçİk­
leri ile birlikte büyük bir des­
tan yazıyordu. Fakat döne­
Selimiye Camü üzerinde Bulgar gülJeleri min hükümetinin ·yanlı§ poli­
tarafından meydana getirilmi§ top yıkığı.
tikaları, cephanenin tüken­
ınesi ve ellerinde gıda adına
ݧte §ehir bu sıkıntılar için­
de savunulmaya çalı§ılıyordu. hiçbir §ey kalmaması üzerine
Şükrü Pa§a her türlü yokluk Şükrü Pa§a teslim olmak zo­
ve çaresizliğe rağmen yine de runda kalmı§tır.
yılmak nedir bilmiyordu.
2 5 Mart 1 9 1 3 sabahı as­
Tabyalar arasında günler ve
kerlerine ait kılıç, tabanca,
gecelerce oradan oraya ko§tu­
dürbün, top, tüfek vb. mü­
ran pa§a, bu sırada kaleme al­
dığı vasiyetinde de vatan sa­ himmatın yok edilmesi emri­
vunmasındaki kararlığını ha­ ni veren Şükrü Pa§a, Arda
rika bir §ekilde ifade etmݧtİ. Nehri üzerindeki demiryolu
Şükrü Pa§a bu vasiyetinde köprüsünü de yıktırdı. 26
§öyle diyordu: Mart sabahı 8 : 4 5 'te Hıdırlık
"Diipnan, hatları geçtikten Tabyası'nda bulunan telsiz di­
sonra ii/iirsem kendimi jehit kabtti reğine beyaz bayrak çekilerek
etmem. Beni mezara koymayın. sava§ın sona erdiri}diği bildi­
Etimi itler ve kujlar çeke çeke ye­ rildi. Böylece 5 . 5 ay süren ve
sin/et: Fakat miidafaa hattımız tarihe altın harfler ile yazılan
bozulmadan Jehit olursam, kefe­ muhte§em Edirne Direnİ§İ so­
nim, lifim, sabunum çantamda- na ermi§ oldu.

68 Bölüm 2 • Balkan Sav�ının Sebepleri


Bulgar Kralı Ferdinant'ın Fransız aydınların Şükrü Pa§aya
Şükrü Pa§aya iade ettiği kılıcı. takdim ettikleri kitap

Savunmadan Sonra bulunduğu yüzlerce Fransız


Şükrü Pa§a aydınının imzasını ta§ıyan bir
"Altın Kitap" hazırlanarak bir
Şükrü Pa§a, 26 Mart ı 9 ı 3
kılıç ile birlikte Şükrü Pa§aya
günü, beyaz bayrak çekmele­
armağan edilmi§tir,
rinden hemen sonra Edirne'ye
giren Bulgar ordularının ku­ Altı ay kadar esarette kalan
mandanı General İvanof'a kılı­ Şükrü Pa§a, Türkiye'ye dön­
cını teslim etmi§, ancak Bul­ düğünde ne yazık ki ülke par­
gar Kralı Perdinant bir gün ti çatı§maları ile kaynamakta­
sonra bu durumu öğrenerek dır, Bu nedenle onun ba§arısı
generali azarlamı§ ve Şükrü gölgelenrnek istenmi§ ve
Pa§a'dan özür dileyerek askeri "Halk seni linç edecek" yalan­
tören ile kılıcını kendisine iade ları ile bu değerli pa§amız per­
etmi§tir, deleri inik bir tren vagonu ile
Sirkeci Garı'na, oradan da ka­
Şükrü Pa§a'nın bu kahra­ palı bir araba ile Şi§li'deki evi­
man savunması dünyada yan­ ne gönderilmi§tir, Pa§amız
kılar uyandırmı§tır, Hatta sonraları İsmail Hami Dani§­
Fransa'da Claude Farrere ve ment'e hükümetin bu tavrını
Pierre Loti'nin de aralarında §öyle izah edecektir,

Bölüm 2 • Balkan Sava§ının Sebepleri 69


mekte ve Edirne düşmek üzere idi.
Tabii bö'yle bir fesada tahammül
edemezdim. Talat Beyi çağırttım.
Kendisine 'Bey oğlum. ' diye hitap
ederek, yaptığı menfi propaganda­
yı anlattım. Bu hale bir dakika
bile tahammül edemeyeceğimi,
Edirıze'de kaldığı taktirde kendi­
sini maazallah idam ettirınek
mecburiyelinde kalacağımı ve böy­
le bir mecburiyette kalmak isteme­
Edirne Müdafıi
diğim için, o günkü tren/e derhal
Şükrü Pa§a İstanbula hareket etmesini emret­
tim. İpe benim menkubiyetime bu
"Harbin ba�ında hükümet Talatlar sebep oldu. Onlar ordu­
benden bir aylık mukavemet talep muzun bir an evvel mağlup olma­
etti. Ben tam yüz elli be� giin mu­ sını ve mağlubiyeti yüzünden mu­
kavemet ettim. Fakat buna rağ­ halif hükümetin bir an evvel
men İttihat ve Terakki hükümeti sükı2tunu istiyorlardı. Fakat
beni derhdl emekliye sevk etti ve unuttukları bir Jey vardı. Benim
menkup (rütbeleri alınmı�) olarak asker olduğumu ımutuyor/ardı. "
ya�attı. Bunun s;ok acı bir sebebi
Büyük Gazi Şükrü Pa§a,
vardı. Harbin ba�ında henüz
Edirne Müdafaası sırasında
Edirne muhasarası ba�lamadan
evvel İttihatçı/ardan eski Dahili­ müzmin bir hastalık olan siya­
ye Nazırı Talat Bey, gö'nüllü nefer tiğe yakalanmı§tır. Şifa bulmak
yazılıp Edirne'ye gebni�ti. Mak­ için Bursa Kaplıcalan'na gider
sadı askerlik etmek değil, askeri fakat burada da Zatürte'ye ya­
ifsad etmekti. Birinci derecedeki kalanır ve İstanbul'a döndük­
kumandan pa�aların oturdukları ten sonra 5 Haziran ı 9 ı 6' da
binaya yerle�mi� ve tıpkı o pa�alar evinde vefat eder.
gibi o nefer beye de emir beyler tah­ Şükrü Pa§anın kıymeti
sis edilmipi. Askeri, harp etmeme­ ölümünden sonra anla§ılır.
ye teJvik ediyor ve bilhassa A na­ Cenazesine Almanya, Avus­
dolu efradına, Rumeli'nin kendi turya ve Bulgar kıtaları da i§­
vatanları olmadığından bahsedi­ tirak eder. Devletin düzenle­
yordu. O sırada düJman i/er/e- diği cenaze töreninde kalaba-

70 Bölüm 2 • Balkan Sava�ının Sebepleri


lıklar yollardan ta§ar. Tören­ Kıyık Tabya'da hazırlanan
lerde devrio padi§ahı Meh­ anıt mezarına defnedilmi§tir.
med Re§ad Han da bulun­ 24 Temmuz 1998 tarihinde
maktadır. Naa§ı, Mevlana nakil merasimi yapılmı§ ve
Kapı'da, Merkez Efendi Me­ anıt 27 Temmuz da törenle
zarlığındaki mütevazı kabri­ açılmı§tır.
ne defnedilir. Daha sonraki
yıllarda Şükrü Pa§anın
vasiyetini yerine ge­
tirmek üzere, bura­
daki naa§ı Edirne'de

-
. ......
.

Kıyık Tabyası'ndaki Şükrü Pa!ja anıtı.

Bölüm 2 • Balkan Sava�ının Sebepleri 71


M İ H AR K O C A .; i N AN

.... 8
• •

ES I<I CAM I
atına ( 1 403), yerine geçen
karde§i Musa Çelebi dönemin­
de de devam edilmi§, cami Çe­
lebi Mehmed döneminde ta­
mamlanmı§tır. ( 1414)
Süleyman Çelebi dönemin­
de yapımına ba§lanması nede­
niyle Süleymaniye adıyla anı­
lan yapı, Üç Şerefeli Cami'nin
Eski Cami, Edirne'de Os­ yapılmasıyla Eski Cami adını
manlılardan günü�üze ula§­ almı§tır. Çelebi Mehmed'in
mı§ en eski yapıdır. Yıldırım hükümranlığında da bizzat
Bayezid'in Timur'a esir dü§­ padi§ahın emriyle caminin Sü­
mesi sonrasında oğulları ara­ leymaniye adıyla adlandırıl­
sında ba§layan taht kavgasın­ ması, fetret döneminde kar­
da Süleyman Çelebi Edirne'ye de§ler arasında bir kinin bu­
gitmi§ ve hükümranlığını ilan lunmadığını, sadece saltanat
etmi§tir. Bu dönemde Süley­ cihetinden kar§ı kar§ıya gelin­
man Çelebi, tarafından yapı­ diğini göstermesi bakımından
rnma ba§lanan caminin ın§a- manidardır.

74 Bölüm 3 • Eski Cami


Bölüm 3 • Eski Cami 75
iki farklı görüntü

Konyalı Hacı Alaaddin ta­ temi cami içini geni§ gösterir­


rafından yapılan caminin kal­ ken, Osmanlı mimarisinde
fası Ömer ibn İbrahim'dir. çok kubbeden tek kubbeli ınİ­
Cami içindeki kadınlar mah­ mariye geçi§te önemli bir ör­
fıli ise, 1 6 1 2 tarihinde Filibeli nek te§kil etmektedir. Cami­
Ramazan Ağa tarafından nin son cemaat yeri be§ kub­
yaptırılmı§tır. beden olu§ur.
Selçukludan Osmanlıya Cami tavanını siisleyen 9
geçi§te görülen, çok kubbeli kubbe, 1 3 metre çapında ve
camiler tipine giren yapının tümüyle yarım küre biçimin­
merkezi kubbesi, dört paye ile dedir. Bu kubbeler yan nef­
ta§ınmaktadır. Bu ta§ıma sis- lerde pandantiflere, ortada ise

76 Bölüm 3 • Eski Cami


çe§itli geçi§ öğelerine otur­ dir. Minber üzerindeki Timur
maktadırlar. Orta kubbenin dönemi nakı§ları, 1402 An­
trompları mukarnas dolgulu­ kara Sava§ı sonrasında ba§la­
dur. Bu kubbe üzerinde bir de yan ve Anadolu'yu bir süre
aydınlatma feneri bulunmak­ etkileyen Timur etkisini yan­
tadır. Taçkapı, son cemaat ye­ sıtmaktadır.
ri giri§i ve minber, ak mer­
Cami içinde en çok dikkat
merden in§a edilmi§tir. Son
çeken ögelerden biri de mih­
cemaat yeri giri§indeki kemer
rabın sağ tarafında bulunan
çevresinde bulunan rozetler
ve insanlar tarafından özellik­
ve spiralli bordür süslemeler,
le ziyaret edilen ta§tır. Bu ta§
onarımda eklenmi§tir.
Kabe'nin Yemen'e bakan ve
Camide süsleme bakımın­ bu nedenle Rükniyemani
dan en zengin bölüm minber- adıyla adlandırılan kö§esin-

Hacı Bayram Veli Hz.' nin vaaz kürsüsü Kabe"nin Rükniyemani kö�esinden
getirilen mukaddes ta�

Bölüm 3 • Eski Cami 77


durarak dua etmeye ehemmi­
Eski Cami
yet göstermesidir. Eski Cami,
önündeki kubbe yapıldığı dönemde Osmanlı
Devleti'nin en önemli camisi
olduğu için böyle mukaddes
Eski Cami bir ta§ı buraya koymayı uy­
gun görmü§lerdir. Maalesef
oymacılığına ait 28 Haziran 2005 tarihinde
bir görüntü bu ta§ yerinden sökülerek
çalınmı§tır. Cami cemaati
den alınarak buraya getiril­
ta§ın bulunmasını beklemek­
mi§tir. Bu kö§enin özelliği
Hz. İbrahim döneminden tedir.
kalmı§ olması ve Hz. Mu­ Caminin iki yanında iki
hammed'in (s.a.s) de burada adet minaresi olup, cami ile

78 Bölüm 3 • Eski Cami


IL Ahmed II. Mustafa

birlikte yapılan sol taraftaki Evliya Çelebi de Seyahat­


minare tek §erefeli ve tek yol­ namesi'nde Eski Cami'den
lu, sağındaki ise iki §erefeli ve bahsetmi§tir. Çevresinin çiçek
iki yolludur. bahçeleri ile bezeli olduğunu
Cami mihrabının hemen söyleyerek, bu bahçeden dev­
önündeki kubbenin göbeğin­ §irilen taze çiçeklerin saflar
de İhlas Suresi yazarken, kub­ arasına konularak cami içinin
benin ku§ağında, günümüze misler gibi koktuğunu anlat­
kadar cami içinde yapılagelen mı§tır.
bir duanın kaynağı olan ha­ Cami, tarih içinde önemli
dis-i §erif yazmaktadır. Pey­
olaylara da §ahitlik yapmı§tır.
gamber Efendimiz (s.a.s) bu
II. Murad tarafından Anka­
hadislerinde -"Kim sabah na­
ra'dan Edirne'ye getirilen Hacı
mazını cemaatle kılarsa, son­
Bayram-ı Veli Hazretleri, bu
ra Allah'ı zikretmek için gün
camide vaazlar vermi§, hatta
doğana kadar oturursa, on­
bugün caminin sol tarafında
dan sonra iki rekatta namaz
duran ah§ap vaaz kürsüsü,
kılarsa, ona bir tam hac ve
um re sevabı verilir. " demek­ Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri
tedir. Bu hadisin yazılı oldu­ kullandığı için O'na hürmeten
ğu kubbenin altında Hacı kullanılmamaktadır. Hatta
Bayram Veli Hazrederinden Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri
bu yana bu güzel adet devam bu camiye gittiği bir sabah
etmekte, sabah namazını kı­ vakti Hz. Muhammed'i (s.a.s)
lan insanlar gün doğana ka­ orta kubbe altında görmü§,
dar bu mekanda ibadet ile Peygamber Efendimiz (s.a.s)
me§gul olmaktadırlar. kendisine, -"Bu cami benimdir,

Bölüm 3 • Eski Cami 79


ümmetim/e bile olurum. Ya şeyh! EsKi CAMi ' N i N
Zinhar bu makamı hali görme­
YAZl LARI
sinler. Daim ge/üp bunda hacet
Eski Cami içindeki yazı­
di/esin/et: " demi§tir. Osmanlı
lar tarih boyunca insanların
padi§ahlarından II. Ahmed ve
hep dikkatini çekmi§tir. Ba­
11. Mustafa'nın kılıç merasim­
zı sanat tarihçileri paye ve
leri de burada gerçekle§mi§tir. duvarlarda yer alan bu iri
Eski Cami, 1 748 yangının­ yazıların mekan etkisini za­
da ve 1 7 5 3 depreminde bü­ yıflattığını dü§ünse de Edir­
yük zarar görmܧ, devrin pa­ ne yapıları içinde bu cami
di§ahı I. Mahmud tarafından hep yazıları ile anılagelmi§­
tir. Cami içinde celi sülüs ile
onarılmı§tır. ( 1 7 54) Cami
yazılmı§ Allahu Teala'nın de­
1924 ve 1934 yıllarında da
ği§ik isimleri gö� ülmektedir.
onarım görmܧtÜr. Son onarı­
(Ya Fettah, Ya Alim), ayrıca
mını ise 2000-2002 yılları ara­
birçok camide görülen dört
sında geçirmi§tir.
halife isimlerinden farklı
olarak A§ere-i Mübq§e-

80 Bölüm 3 • Eski Cami


re' den (Cennetle Müjdele­ efdali Lailahe İllallah, duanın
nenler) ve diğer sahabeler­ en efdali Elhamdülillahdır. "
den bazılarının isimleri de yazılıdır.
duvarlarda §U §ekilde yeral­
Caminin sol kö§esinde
maktadır: Talha, Zübeyr,
Hacı Bayram-ı Veli Hazret­
Sad, Said. . . Cami içerisinde
lerine ait kürsünün üzerinde
muhtelif yerlerde Peygamber
bulunan bir yazı ile de, bu
Efendimize ait hadisi §erifler
kö§enin Hacı Bayram Maka­
de yer almaktadır. Sağ taraf­
mı olduğu belirtilmektedir.
taki fıl ayağı üzerinde "Benim
ümmetimden büyük günah Yine cami içinde, Hz. Yu­
sahibi olanlara §efaatim ola­ nus'un duası da dahil olmak
caktır." minberin sağ tarafın­ üzere me§hur dualar bulun­
daki kubbede ise "Zikrin en maktadır.

Eski Cami duvar yazılarından örnekler. •

Bölüm 3 • Eski Cami 81


Eski Cami'de cuma namazında imam elinde kılıçla eski kılıç
merasimlerinden kalan adeti sürdürürken.

82 Bölüm 3 • Eski Cami


Eski Cami
önü n de padi§aha
kılıç rakdimi
yapılırken.
ÜÇ ŞEREFELi CAMi
benin Mimar Sinan'ı etkile­
yen yanı, §imdiye kadar gör­
düğü en büyük cami kubbesi
olmasıdır. O, bundan sonraki
tüm çalı§malarınJa bu kub­
beyi büyütmeye çalı§acak, İs­
tanbul'da bu konuda yüzlerce
esere imza atacak ve sanatı­
nın zirvesini de yine ilk ilha­
mı aldığı Üç Şerefeli Ca­
1443- 1 447 yılları arasın­ mi'nin tam kar§ısına in§a ede­
da I I . Murad tarafından in§a cektir. Bu e§siz yapı hiç §Üp­
ettirilen cami, Osqı.anlı sana­ hesiz Selimiye Camii' ?ir.
tında erken ve klasik dönem
üslubu arasında yer almakta­ Cami yapıldığı dönemde
dır. Çok kubbeli yapıdan tek halk, hayatlarında ilk kez bu
ve merkezi kubbeli §emaya kadar büyük bir kubbe gör­
geçi§te çok önemli bir yeri menin verdiği §a§kınlıkla bu
olan bu cami, Mimar Sinan'a kubbenin melekler tarafından
da büyük ilhamlar vermi§, ta§ındığını bile dü§ünmü§ler­
hatta Sinan, bu yapıyı Be§ik­ dir. Ortada bulunan 24 metre
ta§ Sinan Pa§a Camii ile İs­ çapındaki bu büyük kubbe;
tanbul'a ta§ımı§tır. Bu kub- ikisi serbest, dört tanesi du-

84 Bölüm 3 • Üç Şerefeli Cami


Bölüm 3 • Üç Şerefeli Cami 85
Üç Şerefeli Cami'nin kubbesi ve yan mukarnaslardan bir çift.
varlar içinde bulunan altı paye koko süslemeler vardır. Ayrı­
(ayak) ile ta§ınmaktadır. Ana ca ceviz ağacından yapılma,
kubbenin dört yanında dört kündekari tekniğindeki ah§ap
kemer kubbe ve bunların sağ pencere ve kapı kanatları da
ve sollarında ise iki§er küçük hayli dikkat çekicidir.
kubbe bulunmaktadır. Caminin mimarı kesin ola­
rak bilinmemektedir. Evliya
I I . Murad bu camiyi İz­
Çelebi, Seyahatnamesinde,
mir'in fethinden elde ettiği
mimarın hasta bir ki§İ oldu­
ganimetler ile İn§a ettirmi§,
ğunu, sedye ile İn§aata neza­
nakka§ ustalarını İran'dan ge­
ret ettiğini anlatmaktadır.
tirtmݧtir. Padi§ah ayrıca bu
Kimilerine göre Eski Ca­
yapıya Kıratova gümü§ made­
mi'nin mimarı Alaaddin, ki­
nini vakfetmݧtir. (Kıratova
mi rivayerlere göre de Bursa
§imdi Yugoslavya'da bulun­
Ye§il Cami'nin mimarı İvaz
maktadır) Kanuni Sultan Sü­
Pa§adır. Caminin mimarı
leyman döneminde Rüstem
Muslihiddin, ustası Şahaber­
Pa§a bu madenin gelirlerini
tİn diyenler de vardır.
hükümete alarak, Üç Şerefeli­
yi, Bayezid vakıflarına ver­ Evliya Çelebi, Eski Cami
mݧtir. için söylediklerini bu cami için
de yinelemekte, caminin tam
Cami kubbelerinin içlerin­
bir çiçek bahçesi içinde oldu­
de bulunan kalem ݧleri Os­
ğunu söyleyerek bu çiçekler­
manlıdan günümüze gelen en
den toplanan demederin saflar
eski kalem ݧlerindendir. Ca­
arasına konulduğunu anlat­
minin mihrap duvarında ma­
maktadır. Ayrıca kı§ aylarında
vi zemin üzerine beyaz ile Ce­
caminin ate§le ısınan sıcak su
nab-ı Hakk'ın bütün isimleri
musluklarının varlığından da
yazılmı§tır. Büyük kubbe ya­
bahsetmektedir.
nında avlu ve revak kubbele­
rinde de lacivert, al, ak ve sa­ Caminin, Osmanlı mimari
rı renkte kalem ݧleri görül­ yapısında ilk denilebilecek
mektedir. Süslemelerde yazı bir özelliği de harimidir. Da­
ku§akları, rumi, palmet ve lo­ ha önce hiçbir Osmanlı ca­
tüs motifleri görülür. Kubbe misinde bu büyüklükte bir
ereği ve pandantiflerde de ro- revaklı avlu İn§a edilmemi§-

Bölüm 3 • Üç Şerefeli Cami 87


Üç Şerefeli tir. Üç ayrı kapıdan girilebi­
Cami'nin len ve ortasında güzel bir §a­
giri§inde
melekleri
dırvanı da bulunan bu revak­
sembolize eden lı avlu, 22 kubbeden olu§­
somaki mermer
maktadır.
sütunlar.
Camiye harim kapıları dı­
§tnda bir de üç §erefeli minare
yanındaki müstakil bir kapı­
Camiye dan girilmektedir. Bu· kapı ile
ismini veren.
üç §erefeden olu§an
paralelindeki harim kapısı
me§hur minare. önündeki merdivenlerin ara­
larında bulunan sütunlarında
ilginç bir hikayesi vardır. Söy­
lemiye göre caminin mimar­
ları aynı gece rüyalarında bu
merdiven ba§larında birer me­
lek görürler. Rüyalarını bir­
birlerine anlattıktan sonra da

88 Bölüm 3 • Üç Şerefeli Cami


bu melekleri sembolize etmek in§a edilen üç §erefeli minare
için melekleri gördükleri bu hem camiye bu ismin veril­
yerlere somaki ye§ilden bu sü­ mesine sebep olmu§, hem de
tunları dikerler. o döneme kadar Osmanlı
coğrafyasında yapılan en
N arnazda birinci s afta
uzun minare olmasıyla da
durmanın fazileti malum­
dillere destan olmu§tur. Üç
dur. Şüphesiz, cami imamı­
Şerefeli Cami, üç §erefeli ol­
nın arkasında duran ki§i sa­
ması yönüyle İslam tarihinde
yısını arttıran planlar enine
de bir ilktir. Bu minare üç
uzayan cami planlarıdır. Bu
yollu olup, üç §erefesine de
nedenle Üç Şerefeli Cami'nin
ayrı yollardan çıkılabilir. ݧin
planı, o döneme kadar yapıl­
ilginç yanı bu merdivenleri
mı§ enine planlı camilerio en
aynı anda kullanarak yukarı­
uzunudur.
ya çıkacak olan üç ki§i §erefe­
Mimar Sinan'a ait birçok lere birbirlerini hiç görmeden
camide görülen, caminin te­ çıkacaklardır. Bakiava motif­
mellerinin dengesini bizlere li minare Fatih dönemine ait
gösteren ve çoğunlukla milı­ iken, kuzeydeki tek §erefeli
rabın iki yanında bulunan minare ı 6 ı O yılında I. Ah­
denge terazileri Üç Şerefeli med, Burmalı minare ise I I .
Cami'de de görülmektedir. Mustafa tarafından yaptırıl­
Renkli cam sanatının özenile­ mı§tır.
rek kullanıldığı camının
Edirne'yi tanıtırken en
akustik yönü de bir hayli dik­
ç o k kullanılan deyi§lerden
kat çekicidir.
biri: "Selimiye'nin yapısı 1 Üç
Caminin dört kö§esinde Şerefelinin kapısı/ Eski caminin
dört adet minare olup bun­ yazısı 1 Muradiye'nin çinisi 1
lardan bir tanesi üç, bir tane­ Bayezidin sinisi" §eklindedir
si iki, iki tanesi de birer §ere­ ve burada da görüldüğü üze­
felidir. Şi§haneli, çubuklu, re Üç Şerefeli hep kapısıyla
burmalı ve bakiava motifli anılagelmi§tir. Revaklı avlu­
süslemeleriyle birbirlerinden ya bakan bu taç kapıda mu­
ayrılan bu minarelerin hepsi karnaslar (geçi§ ögesi) ve yan
farklı dönemlerde in§a edil­ ni§lerin (girinti) üst bölümle­
mi§lerdir. Cami ile birlikte rindeki yazıların arasında

Bölüm 3 • Üç Şerefeli Cami 89


kıvrık dal ve Rumiler göze Cami tarih içerisinde bir­
çarpar. Mermer i§lemesiyle çok kez tamir görmܧtÜr. Son
de orijinal bir yapıdadır. dönemde revaklı avlusunda
meydana gelen tahriplerin
Edirne'nin Bulgar ve Sırp­
artması sonucu bu bölüm zi­
lar tarafından i§gal edildiği
yarete kapatılmı§tır.
dönemde, dü§manın yağma
hareketlerinden Üç Şerefeli de
nasibini almı§tır. Camiyi so­
yan dü§man askerleri caminin
minarderinden birini de yak­
mı§lardır.

içinde bir süre ikamet edilen Mihrabın iki yanındaki denge


Üç Şerefeli'nin me§hur penceresi. terazilerinden biri.

90 Bölüm 3 • Üç Şerefeli Cami


Üç Şerefeli Cami'nin mermer oymalarıyla ünlü taç kapısı.

Bölüm 3 • Üç Şerefeli Cami 91


• • •

BAYEZI D CAMI I •• • •

VE I<U LLIYESI
(yemek dağıtım yeri), §İfaha­
ne, tıp medresesi, tabhane
(misafırhane), köprü, değir­
men, çifte hamam, sıbyan
mektebi, muvakkithane (saat
ve takvim ayar merkezi), meh­
terhane, su deposu, §adırvan
ve su terazisi bulunmaktadır.
ı Mart ı 484 tarihinde
Akkirman Seferi' ne çıkmak
için Edirne'ye gelen Il. Baye­
Edirne'nin, İstanbul'un fet­ zid tarafından Bayezid Külli­
hinden sonra İn§a edilen bu yesi'nin yapım emri verilmi§,
büyük külliyesi, Osmanlı pa­ binlerce insanın çalı§ması ile
di§ahlarının §ehre verdiği öne­ ı 484- ı 488 arasında, dört yıl
min bir göstergesidir. Çünkü gibi kısa bir sürede l;::ülliye ta­
bu yapı sadece bir cami değil, mamlanmı§tır.
her §eyi ile adeta küçük bir §e­ Külliyenin İn§aatı Mimar
hir konumundadır. Yapı için­ Hayrettİn tarafından yürütül­
de; anıtsal bir cami, imaret mܧtÜr. Külliye etkileyici bir

92 Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi


Bayezid Şifahanesi'nin tırnarhane bölümü.

Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi 9'


gorunume sahip olup, tüm Külliyenin en dikkat çeken
yapılar, yüze yakın kubbe ile yapısı §Üphesiz 2 0 . 5 5 metre
örtülüdür. Bayezid Cami, IL çapında bir ana kubbesi ve iki
Bayezid'in sancakbeyliği yap­ adet minaresi olan camisidir.
tığı Amasya'dayken in§a et­ Doğrudan doğruya tek bir
tirdiği camiden sonra ikinci kubbenin altına in§a edilen ca­
camisidir. Padi§ah bu külliye­ mi, Osmanlı mimarisinde tek
yi, Osmanlı halkının Bucak mekan arayı§ının bu tarzdaki
dediği, yabancı kaynaklarda ilk örneğidir. Kubbe baldagen
Besarabya olarak geçen böl­ denilen dört askı kemere otur­
genin fethinden elde ettiği tulmu§tur. Kubbe yüksekliği
ganimet ile in§a ettirmi§tir. ilk kez 3 5 metreye çıkarılarak,
Edirne, Süzebulu, Dimetoka, 27 metre yüksekliğe sahip Üç
Hasköy ve İstanbul çevresin­ Şerefeli Cami geçilmi§tir.
de bulunan birtakım köy ve Kubbe daha çok kö§e payeleri
mülkleri, Rumeli Kazaskeri tarafından ta§ınmakta olup bu
Muhammed İbni Mustafa'nın payeler kemere pandantifler
huzurunda bu külliyeye vak­ (geçi§ ögesi) ile bağlanmı§tır.
feden IL Bayezid, Çandarlı Caminin duvarları gayet
ailesini de mütevelli heyeti incedir ve bu haliyle de fazla
olarak tayin etmi§tir. ta§ıyıcı değildir.
Caminin somaki mermer­ Bayezid Külliye
den olan Hünkar Mahfili, bu Binaları
mimari öğenin Osmanlıdaki Şifahane: Külliyenin dik­
ilk örneğidir. Daha önce kat çeken bölümlerinden biri
Bursa'da da hünkar mahfille­ olan Darܧ§ifa, üç bölümden
olu§maktadır. Birinci bölüm­
ri in§a edilmi§tir ama duvara
de te§his ve tedavi merkezi
gömme tarzda yapılmaları ve
olarak kullanılan bölümler,
çok amaçlı kullanılmaları
çama§ırhane ve hastalara özel
dolayısı ile tam bir hünkar
yemeklerio hazırlandığı mut­
mahfili öğesi olarak kabul fak birimleri bulunmaktadır.
edilmemektedirler. Mahfilde İkinci bölümde; ilaçların de­
kullanılan somaki direkierin polandığı yerler ile yönetici
Roma tapınaklarından geti­ personelin ikamet yerleri,
rildiği söylenmektedir. Yine üçüncü ve en görkemli kısım­
mermerden yapılma minberi da ise; büyük bir kubbenin
de son derece zariftir. Cami etrafında 6 küçük kubbeli
içine sonraki dönemlerde ya­ oda, yazlık oda olarak kulla­
pılan barok süslemeler yapı­ nılan be§ sedidi sofa ile hasta­
nın sade havasıyla bir tezat lara konser verilen bir sahne
bulunmaktadır. Bu büyük
olu§turmaktadır.
kubbenin hemen altında bir
de §adırvan bulunmaktadır ki
bu §adırvanın suyu fıskiyeler
ile etrafa saçılmakta ve hasta­
lar için rahatlatıcı bir ortam
hazırlanmaktadır. Akıl hasta­
larına musiki ile tedavi yön­
temleri uygulaması da 1 5 .
yüzyılda da Avrupa'da akıl
hastalarının, içlerinde §eytan
var diyerek yakıldığı bir dö­
nemde, Osmanlı tıbbının gel­
diği seviyeyi göstermesi bakı­
mından hayli manidardır.

Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi 95


Şifahanede musiki ile te­ Buselik Makamı : Ku/ımç ve bel
davi metodları çok geli§mi§ ağrılarının i!acıdır.
olup, hangi makamın ne çqit Revahi Makamı: Baş ağrısına
hastalıklara iyi geleceği bile devadır.
tespit edilmi§tir. Osmanlı §air
Nevai Makamı: Kadın Hasta­
hekimlerinden Şururi Hasan
lık/arına iyi gelir.
Efendinin Taat-ül Erneize adlı
eserinde bu makamlar ve te­ Egule Makamı: Kalp hasta/ık­
davilerinde kullandıkları has­ Iarına iyi gelir.
talıklar ayrıntılarıyla açıklan­ Hicaz Makamı : Bev!iye hasta­
mı§tır. M akamlar: ve ilgili lık/arına iyi gelir.
hastalıkların bazıları §öyledir; U§ak M akamı: Kalp, karaci­
ğer, sıtma ve mide hasta/ıkları­
Rast Makamı: Hava/e ve felç nın ilacıdır.
i!!etine devadır.
Yens Makamı: Sırt, ek/em ve
Irak Makamı : Hat mizaç/ılara, kulımç ağrılarını tedt�vi eder.
hafakana fayda/ıdır.
Hücent Makamı: Ateşli hasta­
İsfahan Makamı: Zihni açar, lıklara iyi gelir, mideyi temizler,
zekayı arttırır, anıları taze/er. vesveseyi ttzaklapırır.
Şifahane içine asılmı§ olan kimler ise 1 O akçe alırlardı.
yazıları hastalar için gayet Darܧ§ifanın ilk yıllarında iki
ümit verici olup hayli ibretli­ hekimba§ı, iki göz doktoru,
dir. (Yuhricul hayye min el iki de cerrah görev yapmak­
meyyiti ve yuhricul meyyiti taydı. Deği§ik zamanlarda bu­
mine! hay - Allah ölüden diri­ raya gelen hekimlerin isimleri
yi diriden ölüyü çıkarır.) tespit edilebilenlerin bazıları
Kaynaklardan, §ifahane­ §unlardır; Ak§emseddin, He­
nin göz tedavisi için de önem­ kim Şifa-i Nasuhi, Sanii, Atai,
li bir merkez olduğu anla§ıl­ Hekim Ahi Çelebi, Hekim
maktadır. Destari, Sinan Efendi, Süley­
man Efendi, Haydar Efendi,
Bayezid Külliyesi' nde ta­
rih boyunca birçok önemli Ahmed Bin Hacı Hüseyin,
hekim görev yapmı§tır. Bu Sani Aktar Mehmed Bin Ah­
hekimler hem buraya gelen med Bin İbrahim, Abdülha­
çe§itli hastalara §ifa dağıtmı§­ mid Çelebi, Cerrah Sarafı, H.
lar, hem de burada tıp öğren­ Hasan b. Kasım, H . Hüseyyi§
cileri yeti§tirmi§lerdir. Şifaha­ Çelebi, Doktor İstefenaki
nede vazifeli hekimba§ılar (Stefenos Karateodor), H .
günde 30 akçe alırken, he- Hüseyin Çelebi.

Bayezid Şifahanesi"nden görüntüler.

Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi 97


1 68 2 'de Edirne'ye gelen vardır. Sanatkar if, üstadı, bu
ve Darܧ§ifa'ya uğrayan Evli­ kubbe üzerinde altın yaldız ileyal­
ya Çelebi, hastanenin tedavi dızlanmıJ, bir çeJ,it değirminin üze­
konusunu §U §ekilde anlat­ rine bir bayrak asmıJ,. Rüzgar ne­
mı§tır. "Merhum ve mağfur Ba­ reden eser ise bayrak o tarafa dö"ner.
yezid-i �li Hazretlerinin vakfi­ Garip görüniiJ,liridii . Ama aJ,ağı­
yesinde hastalara deva, dertiiiere daki kubbe sekiz kiıjelidir. Kemer/i
Iifa, divane/erin ruhtma gıda ve kubbe içinde dahi sekiz kemer var­
desti seva olmak üzere on adet dır. Her kemerin altında bir kı!,
hanende ve sazende gulam (genç odası vardır. Bu odaların her bi­
erkek) tayin etmiJ, ki üçii hanen­ rinde ikiJ,erpencere vardu: Bu pen­
de, biri mmikarcı, biri neyzen, cerelerden biri dıJ,arıdaki giilistan­
biri kemana, biri santorçtt, biri lı bahçeye diğeri ise kubbe altında­
çengi, biri cengci, biri udcu olup ki havıtz/11 avluya bakat: Sekiz
haftada ii�· kez gelerek hastalara adet kı!, odasının ö"niinde yine bü­
musiki faslı ederler. Allah'ın iz­ yük bir kubbe altında sekiz adet
ni ile nicesi saz sesinden hoJ,lanır yazlık oda vardır. Üç tarafları
ve rahat ederler. Doğrmu mmiki kafesli mermer ile yapılrrtı!, kubbe
ilminde neva, rast, nügah, segah, altındaki biiyük havuzun çevresin­
çargah, suzinap makamları on­ deki sebillerden berrak bir Sil �-ağ­
lara mahsustur ama zengule ma­ layıp havuza girince kubbenin gö·­
kamı ile btmlik makamında az beğinde nihayet bulur.
karar kı/sa ona hayat verir. Bii­
Bazı odalarda, ilkbaharda
tiin saz makamlarında ınsana
Edirne'nin aJ,k denizi derinliğine
hayat var. "
diiprtii!, sevdalı aJ,ıklar çoğalıp he­
Evliya Çelebi, eseri içinde kimin emri ile bu tımarpaneye ge­
Darܧ§ifa'yı muhtelif yerlerde tirilerek, altın ve giimiiJ, yaldızlı
daha teferruatlı da anlatmı§­ zincirler/e kerevet/ere takılıp her
tır: " Orada bir DariiJJ.ifa vardır biri aslan yatağında yatar gibi
ki dil tarif ile kalemler ile yazıl­ kiikreyip yatar/ar. Kimisi havuz
maz. " "Adı geçen bağın içinde gö"ğe ve J,adırvanlara bakıp kalender
baJ, uzatmıJ, öyle bir kagir binadır hiilyası kabilinden sö"zler eder, ki­
ki güya aydınlık hamam ca­ misi dahi o kemer/i kubbenin al­
mekanı gibi tepesi açıktır. Bu açık nındaki pencereden gül bahçesini
yerde altı adet ince mermer sütun­ seyredip orada ötiiJ,en kJtJ,larla bir­
lar üzerinde taç gibi bir kubbecik likteferyada ba�larlar. "İlkbaha-

98 Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi


rın birbirinden güzelçiçekleri has­ terilmeye çalı§ılmı§tır. Şifaha­
talara verilir. Ama bazı deliler ne içinde merhum Y Mimar
bunları yerler. " Orhan Çakmakcıoğlu tarafın­
dan hazırlanan Edirne Yeni
Bayezid Şifahanesi gunu­
Saray'a ait rölevelerin sergi­
müzde Trakya Üniversitesi
lendiği bir oda bulunmakta­
tarafından sağlık müzesi hali­
dır. Şifahane içinde ayrıca son
ne getirilmi§tir. İçerisi, uzun
dönemlere kadar tıpta kulla­
restorasyonlar sonrasında as­
nılan araç gereçler de sergi­
lma uygun §ekilde düzenlen­
lenmektedir.
meye çalı§ılmı§, mankenlerle
canlandırmalar yapılarak, §i­ Tıp Medresesi: Şifahanenin
fahanedeki sağlık görevlileri, doğusunda yeralan Tıp Med­
hastalar ve musiki korosunun resesi'nde, 17 sütuna dayanan,
faaliyetleri ziyaretçitere gös- önü açık ve kemerli ve üstü

Bayezid Şifahanesi'nin mutfak (matbah) birimleri.

Bölüm 3 • Beyazİd Camii ve Külliyesi 99


kubbeli revakları olan bir avlu­ tun, Sokrat, Filbos, Aristota­
nun çevresinde kubbeli 18 öğ­ les, Calinos, Pisagor tevhidin­
renci odası, büyük kubbeli den bahseden hazık (usta) ol­
dersane ve ortada sadece te­ gun tabiplerdir."
melleri kalmı§ bir §adırvan yer
Dönemin en önemli med­
almaktadır. Şifahane ile tıp
reselerinden biri olan yapıda,
medresesinin yan yana olması,
dönemin ünlü ilim adamların­
kitabi eğitim alan öğrencilerin
dan Ta§köprülüzade Ahmed
hemen yakınlarındaki bu tesis­
Efendi ve İbni Kemal gibi ki§i­
lerde uygulama yapabilmeleri­
ler de vazife yapmı§lardır.
ni sağlamaktadır.
İmaret: Bayezid Külliyesi
Bayezid Medresesi 1980
içinde caminin sağ tarafından
öncesinde öğrenci yurdu ola­
kalan birim külliyenin imaret
rak kullanılmı§, bir ara da ce­
bölümüdür. Fakiriere yemek
zaevi haline getirilmi§tir.
dağıtılan, erzakların depo
Evliya Çelebi, medrese hak­ edildiği ve külliyenin farklı bi­
kında §unları söylemektedir: rimlerinin gıda i§lerinin kon­
"Medrese-i Etibba (tıp medre­ trol edildiği bu bölüm; mut­
sesi) ve odalarında talebeler fak, fodlahane, mumhane,
vardır ki her biri daima Efla- helvahane, yemekhane, kiler,

Külliye içindeki Tıp Medresesi.

100 Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi


depo ve ahır bölümlerinden lar için imarette her an hazır
olu§maktadır. bulunmaktaydı. Bal helvaları
orta hlilli yolettiara sunu/urdu. "
İmaret binaları iki birim
olup, birinci kısım dördü fe­ Tabhane: Caminin sağ ve
nerli olmak üzere ı ı kubbe, sol yanlarında, camiye biti§ik
diğeri ise fenersiz ı2 kubbe olarak İn§a edilmi§ çok kub­
ile örtülüdür. beli yapılardır. Külliyede iki
adet tabhane bulunup, her
Edirne'de kurulan ve son
ikisi de dokuzar kubbe ve
imaret olan yapılar günümüz­
dört odaya sahiptir. Camiye
de bakımsız bir durumdadır.
ait üçer pencerenin tabhane­
Hoca Saadettİn Efendi lere bakması sebebiyle cema­
imaret hakkında bizlere §U iz­ atİn kalabalık olduğu zaman­
lenimlerini aktarmaktadır: larda burada da namaz kılın­
"Fakir ı;e yokJJtl!ar için yap­ maktaymı§. Günümüzde bu
tll·dıkları imaretin sahip olduğu pencereler kapanmı§ olup, bir
nimetierin botluğu aniatılmaya kısmı dolap olarak kullanıl­
kalkı!Ja konmıun abartıldığı sa­ maktadır.
nılıı: İmaretteki nefis ve kıva­ Kelime olarak tab: güç,
mında reçel. hatırı sayılan yolm- kuvvet, hane ise ev anlamına
gelmektedir. Güç ve kuvvet
bulma yeri manasına gelen
bu yapılar, §ehirler arası yol­
culuk yapan ki§ilerin uğrak
yeri olup, yolcular yol yor­
gunluklarını burada atarak,
güç ve kuvvet bulmaktadır­
lar. Tabhanede ayrıca §İfaha­
neden taburcu edilen hastalar
ile resmi görev ile seyahat
edenler de kalırlardı.
Değirmen ve Su Dolapları:
Bugün ne yazık ki yıkılmı§
durumda olan değirmen ve
Tabhane dolaplar, külliyenin yanında

Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi 101


akan Tunca N ehri üzerindeki marndan bahsetmi§ ve suyu­
köprünün hemen dibindeydi­ nun soğukluğuna değinmi§­
ler. Su dolapları, su gücü ile tir.
döner ve değirmenleri çalı§tı­
Köprü: Külliyenin yapı­
rırdı.
mından sonra insanların bu
Hamam: Külliyeye ait ha­ yapılardan sağlıklı istifade
mam binaları günümüzde ta­ edebilmeleri için Tunca Neh­
mamen ortadan kaybolmu§­ ri'nin üzerine bir köprü in§a
tur. Hamamın yeri ise, Şifaha­ edilmi§tir. II. Bayezid Köprü­
ne ve Tıp Medresesi'nin gü­ sü olarak adlandırılan bu yapı­
ney yönünde, köprünün külli­ nın in§aasından sonra Tunca
ye ayağının yakınındadır. Nehri' nin çatalla§tığı diğer
Külliyenin vakfiyesinde, vakfa kolu üzerine II. Selim döne­
gelir getiren yapıların arasın­ minde yeni bir köprü daha
da değirmen ve su dolapları in§a edilmi§tir. Bu köprüye
ile birlikte hamam da sayıl­ de Yalnızgöz Köprüsü den­
mı§tır. Çifte hamam §emasın­ mektedir. Fakat su ta§kınları
da olan, üstü camekanlı bu sonrasında her iki köprünün
yapı, hem bayanlara hem de arasına yeni bir geçi§ elemanı
erkeklere hizmet vermektey­ yapma ihtiyacı doğduğu için
di. Evliya Çelebi de Seyahat­ 1 6 l l yılında araya üçüncü
namesi' nde kısaca bu ha- bir geçit in§a edilmi§tir.

Bayezid Külliyesi"nde su değirmenlerinin göründüğü eski bir fotoğraf.

102 Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi


Bayezid Külliyesi'nde hamamların göründüğü eski bir fotoğraf.

Diğer Yapılar: Külliye ya­


pıları içinde ayrıca sıbyan
mektebi, su terazisi, muvak­
kithane, mehterhane, ve Si­
nan Ağa tarafından yaptırılan
ve üzerindeki i§lemeleri ile
göz dolduran Sinan Ağa Çe§­
mesi bulunmaktadır.

Bölüm 3 • Beyazid Camii ve Külliyesi 103


• •

MU RADIYE CAMI
mimar tarafından yapıldığı
dü§ünülmektedir. Bu cami,
yanlarda iki küçük kubbe ,
ortada ise birbirine dikine
yakın iki büyük kubbeden
olu§an, son cemaat yeri be§
küçük kubbeli, ters T planlı
bir yapıdır. Zaviyeli camiie­
rin en güzel örneklerinden
biri olan yapının avlusunda
bir de §adırvanı vardır. I I .
Murad'ın Bursa'da yaptırdığı
caminin aksine bu C·ami ta­
mamen kesme ta§larla in§a
edilmi§tir.
Muradiye Mahallesi'nde ,
Sarayiçi'ne hakim bir tepe Muradiye Camii ilk yapıl­
üzerine, Sultan II. Murad ta­ dığında bir camiden çok Mev­
rafından yaptırılmı§tır. 1436 levi tekkesi dü§ünc'esiyle in§a
yılında yapıldığı sanılmakta­ edilmi§tir. Bu amaçla da sol
dır. Mimarı bilinmemekle tarafında büyük bir imaret,
birlikte Üç Şerefeli Cami ve bir Mevlevi tekkesi ve sema­
Darülhadis Camii'ni, yapan hane de in§a edilmi§tir. Ancak

104 Bölüm 3 • M uradiye Cami


Muradiye Cami

Bölüm 3 • Muradiye Camii 105


bu yan yapılar ğimizde, burada bulunan me­
günümüze ula§­ zar ta§ları da bizlere burasının
mamı§tır. Anla­ bir Mevlevihane olduğunu
tıldığına göre II. açıkça göstermektedir. Çün­
Murad rüyasında kü hazire, birçok yerde göre­
Mevlana'yı gö­ meyeceğimiz kadar çok Mev­
rür, Mevlana levi külahlı mezarta§ı ile süs­
kendisinden bir lüdür. Ayrıca hazire önemli
mevlevihane sirnalara da ev sahipliği yap­
yapmasını istemi§tir. Böylece maktadır. II. Murad'ın Kon­
bir mevlevi tekkesi olarak in­ ya'dan getirttiği, Mesnevi sa­
§a edilen yapıya, Sultan II. hibi Celalettin ve Cemalettin
Murad tarafından Mevlana karde§ler, I. Dünya Sava§ı yıl­
sülalesinin be§inci ku§ağından larında İstanbul'da uzun süre
Celalettin ile Cemalettin Çe­ §eyhülislamlık yapan, Hürri­
lebiler de davet edilmi§tir. Bu yet ve İtilaf Fırkası tarafından
nedenlerle ilk yapıldığı yıllar­ Edirne'ye sürgün edilen Musa
da camiye, Mevlevihane Ca­ Kazım Efendi, Edirne §airle­
mii de denilmi§tir.
rinden Enis Recep Dede, Şair
Caminin haziresini gezdi- N e§ati, Hacı E§ref bunlardan

1- Harem 4- lmaret 7- Şadlrvan


2- Selamlık 5· Cami 8- Oeıvlf odalan
3- Semahane 6· TOrbe 9- Tuvalet

Muradiye Cami ve bahçesindeki Mevlevihane.

106 Bölüm 3 • Muradiye Camii


bazılarıdır. mihrabın, Bursa Ye§il Türbe
ve Karaman'da bulunan Ka­
Muradiye Camii çini süsle­
ramanoğlu Mehmed Bey Ca­
meciliği yönünden Anado­ mii mihrabı ile birlikte dün­
lu'da gösterilebilecek birkaç yada e§i benzeri yoktur. Mih­
örnek yapıdan biri durumun­ rap duvarındaki altıgen çini­
dadır. Özellikle içindeki çini ler, beyaz çini levhalar ve

Muradiye Cami bahçesinde yatan Şeyhülislam Musa Kazım


M evievi §eyhlerinden biri. Efendinin Lahti.

Bölüm 3 • MuraJıye Camiı 107


bunların aralarındaki firuze bir deprem de ı 9 5 3 'de ger­
renkli düz üçgen levhalarda, çekle§mݧtİr. Caminin ba§ına
renkli sır ve sıraltı tekniği ba­ gelen son hadise ise 200 ı yı­
§atılı bir §ekilde uygulanmı§­ lında meydana gelmi§ ve ca­
tır. Mihrabın yanları da çini minin kapatılmasına sebep
ve ke§idelerle kaplıdır. İlk ya­ olmu§tur. Bir gece yarısı ca­
pıldığı dönemde, caminin ınİ­ miye giren define hırsızları,
naresi de ke§idelerle kaplıy­ caminin paha biçilmez ve
mı§ fakat ı 7 5 2 depreminde dünyada e§İ çok az kalmı§
minare yıkılmı§, I. Mahmud olan yan duvar çinilerini bal­
tarafından yeniden yapılırken yazia parçalamı§lar ve arkala­
ke§idesiz olarak İn§a edilmi§­ rında define aramı§lardır. Bu
tir. Cami içindeki çinilerin hadise sanatseverleri çok cid­
yanısıra, ana kubbeleri birbir­ di üzerken tek teselli kaynağı
lerine bağlayan kemer ile du­ mihrabın sağlam kalmı§ ol­
varların üst kısımlarında ve masıdır. 2004 yılı ba§ında
örtü üzerinde bulunan kalem ba§lanılan restorasyon çalı§­
ݧleri de dikkat çekicidir. Ca­ maları ile eser eski güzelliğine
mi ah§ap bir minbere sahiptir. yeniden kavu§turulmaya çalı­
§ılmı§tır.
ı 7 5 2 depremi sonrasında
caminin hasar gördüğü ikinci

108 Bölüm 3 • Muradiye Camii


Caminin yan duvarlarının hırsızlık sonrası aldığı hal.
• • • •

SELIMIYE CAMI I
•• • •

VE I<U LLIYESI
Meydanı denilen yerine ın§a
edilmi§tir. Külliyenin in§a
edildiği yerde daha önceleri
Yıldırım Bayezid'in yaptırmı§
olduğu eski sarayın bulundu­
ğunu biliyoruz ki cami, bu sa­
rayın Baltacılar Ocağının bu­
lunduğu yerdedir. Selimi­
ye'nin hemen alt kısmında bu
eski saraydan kalma hamam,
peri§an bir vaziyette de olsa
bugün hala durmaktadır.
Mimar Sinan bu in§aata gi­
ri§tiğinde artık 80 ya§ının üze­
rindedir ve kendi deyimi ile bu
Dünya mimarlık tarihinin eser onun ustalık eseridir. İs­
önemli §aheserlerinden biri tanbul'da çıraklık döneminde
olan Selimiye Camii, 1 5 69- Şehzadeba§ı Camii'n'i, kalfalık
1 5 7 5 yılları arasında, Osman­ döneminde Süleymaniye Ca­
lı Padi§ahı IL Selim'in emriy­ mii' ni in§a etmi§ ve bu eserler
le Mimar Sinan tarafından yanında in§asına doğrudan
Edirne'nin Sarıhayır ve Kavak veya dolaylı olarak katıldığı

1 10 Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Küllıyesi


Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi lll
Selimiye'nin yüzlerce yapı ile de kendisini Bakalım kendisi; Tezkiretü'l­
muhte§effi hep Selimiye'ye hazırlamı§tır. Bünyan'da bizlere Selimiye
kubbesi.
Onun her yapısı, bir sonraki hakkında neler söylüyor:
in§aatı için bir okul olmu§,
"Cennet Mekan Stfltan Selim
kafasındaki her yeniliği bir
Han-ı .rani Şehr-i Edirne'ye ke­
eseri üzerinde deneyerek daha
mal-i mertebe nazar-ı şefkatleri
güzele gitme arayı§larını sür­
olmc1ğm bir cami binasına emr-i
dürmܧtÜr. Nihayetinde bu
hiimayımları oldu ki �·üzgarda
arayı§ları, kabiliyederinin, sa­
misali olmıya. Bu hakir dahi
nat tecrübesinin ve ya§ının
bir resm-i ali eyledim ki Edirne
kemal noktasında Edirne ile
içinde menzıtr-i halk ola. diirt
bulu§mU§ ve Selimiye'yi orta­
minaresi kubbenin diirt canibin­
ya çıkarmı§tır.
de vaki olmNpm: Hep üç şerefe­
Selimiye Camii ve Külliye­ lidiı: Üçer yollif t'e ikisinin yol­
si hakkında detaylı bilgilere ları başka başka t1aki olmuştm:
girmeden önce gelin bu Ol mukadelema bina ol11nan Üç
önemli yapının muhtqem Şerefeli, bir kule gibidir. gayet
mimarına bir kulak verelim. kalınd11: Amma bunun minare-

1 12 Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi


leri hem nazik, hem üçer yollu Anlatılanlardan da görül­
olmak gayet müt,kil olduğu uka­ düğü gibi Mimar Sinan da Se­
laya malumdut: limiye'nin, Üç Şerefeli veya
Ayasofya'dan üstün olan özel­
Halk, cihan dairesi imkan­
liklerini bu §ekilde sıralamak­
dan hariç dediklerinin bir sebebi,
tadır. Yapıldığı dönemde İs­
Ayaso/ya kubbesi gibi kubbe Dev­
lam tarihinin üç §erefeli tek
let-i İslamiye'de bina olunmamıt,­
minaresi olan ve Edirne'de en
tır deyu Taifo-i Nasara'nın mi­ yüksek minare unvanına sa­
mar geçinenleri Müslümanlara hip olan Üç Şerefeli Cami ile
galebemiz vardır derlermit,. Ol dünyanın en büyük kubbeli
kadar kubbe dut-durmak gayet yapısı denilen Ayasofya'yı bu
müt,küldür dedikleri bu hakirin §ekilde tek bir bina ile geçme­
kalbinde bir azim ukde olup kal­ yi ba§armı§tır Sinan. Selimi­
mıt, idi. Mezbur cami binasında ye'nin bu muhte§em kubbesi­
himmet edip biavnillah savei Sul­ nin yerden yüksekliği 4 3 . 28
tan Selim Han da izharı kudret metre çapı ise 3 1 .28 metre
edip bu kubbenin Ayaso/ya kub­ dir. 6 metre geni§liğindeki
besinden altı zira kadim ve dö"rt kemerlerle birbirlerine bağla­
zira derinliğin ziyade eyledim. " nan 8 paye tarafından ta§ınır.

Dünyanın bu incelikteki en uzun minareleri olan 85 metrelik dev kuleler.

Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi 113


Mimar Sinan'ın birçok eserin­ tundan olu§an, 1 8 kubbeli ge­
de uyguladığı 8 destekli §e­ ni§ ve ferah, revaklı bir avlusu
manın en ba§arılı örneği hiç da mevcuttur. Bu revaklı av­
§Üphesiz Selimiye'dir. Cami­ lunun ortasında, mermerden
nin içi t akriben 6000 ki§i al­ gayet §lk bir §adırvanı vardır.
maktadır. Edirne civarından
Revaklı avlunun sütun ba§lık­
çıkarılan bademli küfeki ta­
larına baktığımızda, buradaki
§ından yapılan caminin mer­
süslemelerde Akdeniz coğraf­
kezi kubbesinin kö§elerinde
yasın;,ı ait geni§ bir mimari üs­
dört, mihrap yönünde ise bir
lubu görebiliriz . B u da Os­
yarım kubbe bulunmaktadır.
m anlının kudretini ve bu kül­
Ana kubbe yükseltilerek bu
aray a 3 2 adet pencere yerle§­ türlere hakimiyetini göster­

tirilmi§tir. mektedir. Taç kapıdan avluya


girdiğimizde, iki yandaki ilk
Selimiye Camii'nin 16 sü-
sütun ba§lıklarında Mısır'ın

Selimiye Camii k ı b le duvarında asılı duran


ll. Mahmud tarafından yazılıp Mustafa
Rakım Efendi tarafından istiflenen
B esınele-i Şerif.
Timur mimarisini hatırlaran
soğan kubbeler.

Selimiye Camii avlusundaki lotus v e mukarnaslı sütun ba§lıkları.

1 16 Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi


lotus çiçeklerini görmek gez­ duvarında ayrıca bir de güne§
ginleri bir hayli §a§ırtmakta­ saati bulunmaktadır.
dır. Kubbelerin çe§itliliğinde
Dört tarafından üçer §ere­
de bu durum görülmektedir.
feli, gayet uzun ve ince ınİ­
Özellikle Timur dönemini ha­
nareleri olan Selimi ye, büyük
tırlatan soğan kubbeler ol­
boyutlarına rağmen hiçbir
dukça dikkat çekicidir. Mi­
zaman hantal bir görünü§e
mari özelliğe sahip kubbelerin
sahip olmamı§tır. Bu ince
dı§ında farklı kullanım özelli­
minarelerden ikisi üçer yollu
ğine sahip kubbeler de mev­
olup, minarenin giri§inde
cuttur. Yeni evlenenlerin gele­
bulunan üç kapıdan ilki; si­
rek dua ettikleri dua kubbele­
zi direkt en üst 3. §erefeye
ri gibi.
götürürken, ikinci kapı 1 . ve
Külliyenin dı§ı ta§ duvar­ 3. §erefelere, üçüncü kapı ise
lada çevrili olup sekiz kapı­
dan içeri girilebilmektedir.
Bu kapılardan Mimar Sinan
'
Caddesi ne açılana, Alay Ka­
pı; caminin kıblesine bakan
kapıya Dilenci Kapı, doğu ta­
rafındaki orta kapıya da
Darphane Kapı denirmi§ . Se­
limiye'nin bahçe kapılarında
dikkat çeken bir özellik de,
yukarıdan ve yanlardan bağ­
lanmı§ bir zincir askıdır. Bu
askı sebebiyle kapıdan eğil­
meden içeriye girmek müm­
kün olamamaktadır. Camiye
girerken insanların saygı gös­
termesi ve adap olarak eğile­
rek daha kapıda benliklerini
eritmelerini onlara hatırlat­
ması bakımından bu zincirler
bir hayli manidardır. Cami
İnsanların cami avlusuna tevazu ile eğilerek girmesini sağlayan kapı zincirleri.

Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi ı ı7


2 . ve 3 . §erefelere götürecek­ çedir.) Caminin aydınlık ya­
tir. ݧin ilginç yanı, aynı anda pısına da değinen Evliya,
ınİnareye çıkmak isteyen üç kandil sayısını on iki bin ola­
ki§inin birbirlerini hiç gör­ rak vermi§tir. Gerçekten de
meden yukarıda bulu§acak Mimar Sinan, çıraklık döne­
olmalarıdır. Böyle ince bir mindeki Üsküdar Mihrimah
minarede bu karma§ık siste­ gibi birkaç camiyi saymazsak
mi, hem de öyle bir zaman aydınlığa çok önem vermݧ
diliminde yapmak elbette bir ve yapılarını pencereler ile
deha gerektirmektedir. Bu donatmı§tır. (Edirne Kapı
minareler 380 cm. çapı ve Mihrimah vb.) Selimiye Ca­
8 5 metre yüksekliği ile dün­ mii'de yan duvarlarında bulu­
yanın bu inceliğe sahip en nan sayısız pencere ile son de­
rece aydınlık bir ibadethane­
uzun minareleridir.
dir. Halk bu pencerelerin sa­
Evliya Çelebi, Seyahatna­ yısına da hemen bir menkıbe
mesi'nde Selimiye Camii'nden yakı§tırmı§tır. Pencere sayısı­
bahsettiği yerde, bina emi­ nın 999 olduğu; Kabe'nin
ni'nin Müeyyed Pa§a olduğunu pencere sayısı 1 000 adet ol­
ve caminin yapımı için 27.760 duğu için bu sayının l OOO'e
kese akçenin harcandığını bil­ tamamlanmadığı §eklinde bir
dirmektedir. (Bir kese 5 00 ak- söylenti vardır.

1 1 8 Bölüm 3 • Selimıye Camii ve Külliyesi


II. Selim ve Selimiye Camii'ne ait minyatürler.

IL Selim'in gönlünde İstan­ i§lemelerle doludur. Yapı için­


bul'da bir cami yaptırmak var­ deki çiniler döneminin diğer
dı. 22 Haziran 1 567 tarihinde çinileri gibi 1 6 . yüzyılın me§­
Edirne'ye gelen II. Selim, bir hur İznik çinileri olup, sır altı
süre burada kalmı§tı. ݧte riva­ tekniği ile imal edilmi§lerdir.
yedere göre bu dönemde rüya­ Mihrap ve minber kö§k du­
sında Peygamber Efendimiz'i varları, kadınlar mahfili, kıb­
(s.a.s) görmܧ. Hz. Peygam­ leye bakan pencere alınlıkları,
ber'de (s.a.s) kendisine, yapıl­ kemer kö§elikleri ve hünkar
ması dü§ünülen camiyi Edir­ mahfili bu paha biçilmez çini­
ne'de in§a etmesini söylemi§ti. ler ile bezelidir. Özellikle ca­
Aslında IL Selim Edirne'ye hiç minin sol kö§esinde bulunan
de yabancı bir padi§ah değildi. hünkar mahfiline ait çiniler,
Dedesi Yavuz Sultan Selim se­ farklı tasarımları ve örneği
ferlere giderken nasıl oğlu Sü­ çok az olan çiçek motifleri ile
leyman'ı yerine vekil olarak ünlenmi§tir. Ne yazık ki bu
Edirne'de bırakıyorsa, Ka­ çinilerden bazıları Edirne i§­
nuni'de oğlu Selim'i Edirne'de galleri sırasında kaçırılmı§tır.
vekil olarak bırakırdı. Bu nadide çiniler günümüz de
Caminin iç süslemeleri ki­ Leningrad Müzesi'nde sergi­
taplar dolduracak kadar ince lenmektedir. Hünkar mahfi-

Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi 119


tifler ve ters lale de dahil ı O ı
çe§it olduğu söylenmektedir.
Selimiye'nin minberi için
de birçok özellik söylenmek­
tedir. Bir kere saydam bir
tarzda mermerden i§lenen bu
yapı son derece estetik bir sa­
nat harikasıdır. Yapılı§ıyla ala­
kah halk dilinde dola§anlar ise
§öyledir: Sultan Selim böyle
muhte§em bir yapının minbe­
rinin altından olmasını iste­
mektedir. Bu arzusunu mi­
marba§ına söyler. Ama Koca
Sinan, padi§ahın bu talebini
akıllıca bir cevap vererek geri
çevirir. " Taj yerinde değerlidir
hünkarım. Altın ise her zaman
her yere gi.itürülebilir. " Edir­
ne'nin gelecekte dört kez dü§­
linde bulunan çiniler arasında, man i§galine uğrayıp yağma­
Selimiye
Camii'nin bir Osmanlı Sarayından bura­ lanacağı Mimar Sinan'ın içine
muhte§em ya getirildiği sanılan iki elma mi doğmu§tur bilemiyoruz.
min beri.
ağacının tasfır edildiği, "El­ Ama günümüzden geçmi§e
malı Pano" 'nun Osmanlı çini bakarak iyi ki minberi ta§tan
süslemeciliğinde ayrı bir yeri yapmı§ diyoruz. Yoksa bu­
vardır. Kufı hatla yazılı çini gün o altın minberin "yerinde
panolarda hayli dikkat çekici­ yeller esecektir. Sinan, min­
dir. Milırabın yan duvarlarını beri ta§tan yapmı§tır yapma­
kaplayan çinilerio üst kısmın­ sına ama dediğimiz gibi altın
da lacivert üzerine beyaz bir minberi aratmayacak §e­
renkli olarak "Amene'r kilde yapmı§tır.
Resulü", alt kısmında ise "Fa­ Ba§ta da söylediğimiz gibi
tiha Suresi" yazılıdır. Selimiye caminin hemen her bölümü­
çinilerindeki zengin lale mo­ nün kendine göre ilginç özel­
tifleri için, diğer kalem i§i mo- likleri vardır. Bunlardan biri

1 20 Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi


Müezzin mahfıli ve altındaki ah�ap çarkıfelek.

de camiye giren herkesi §a§ır­ Müezzin mahfilinde dik­


tan müezzin mahfilidir. Evet katimizi çeken en önemli
bu mahfil ne arkada, ne yan­ noktalardan biri de mahfilin
dadır. Tam caminin ortasında alt kısmında bulunan, ah§ap
öylece durmaktadır. Müczzin­ üzerine yapılmı§ kalem i§le­
lerin üzerinde durduğu ve ara ridir. Caminin yapıldığı dö­
tekbirleri getirdiği mekan Os­ nemden kalma olan bu de­
manlı tarihi boyunca mimar­ senler dönemin kalem i§çili­
ları en çok sıkıntıya sokan mi­ ğinde devletin ne a§amada
mari birim olagelmi§tir. Ca­ olduğunu göstermesi bakı­
mide mekan bütünlüğü olu§­ mından son derece önemli­
turmaya çalı§an mimarlar, in­ dir. Duvar sıvası üzerine ya­
§aatın bitimine doğru kaqıla­ pılan kalem i§lerinin yanında
rında hep müezzin mahfilleri­ ah§ap üzerine yapılan bu i§­
ni bulmu§lardır. Caminin tam lemeler, üzerlerine çekilen sır
ortasında bu mahfili gören nedeniyle de bir hayli daya­
bazı sanat tarihçileri, Mimar nıklı hale gelmektedir.
Sinan'ın dev bir kubbe altında
195 0'lerde yapılan resto­
mekanı birle§tirme arzusunu
rasyon sırasında iskelenin çök­
bildikleri için, bu mahfil Si­
mesi sonucu mahfelin çeviz tı­
nan'ın değil demi§lerdir. Ama
rabzanları zarar görmܧ fakat
kimi uzmanlar da Sinan'ın or­
onarılmı§tır. 1984 restoras­
taya muhte§em bir eser koy­
yonlarında ise elma ağacı üze­
duğunu, fakat kulun kusursuz
rine yapılan süslemeler yeni­
olamayacağını, bu nedenle de
den ortaya çıkarılmı§lardır.
kendi eserini bu §ekilde ku­
surlu hale getirdiğini söyle­ Müezzin mahfilinin he­
mektedirler. men altında bir de küçük §a-

Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi 121


da birçok ki§inin gözünden
kaçan bir özelliği vardır. Bu
§adırvana dikkatli bakıldığın­
da Selimiye Camii'nin 8 paye­
li §eması görülecektir. Koca
Sinan, burada da yapacağını
yapmı§ ve bu koca caminin
planını belli bir ölçek dahilin­
de §adırvana nak§etmi§tir. Ya­
ni bu §adırvan büyütülürse
Selimiye olacaktır, Selimiye
küçültüldüğünde ise §adır­
van. Bu §adırvanın hemen
üzerinde de pek dikkat çek­
meyen ama incelendiğinde
insanı hayredere dü§üren
dırvan görülmektedir. Halk muhte§em, ah§ap bir çarkıfe­
tarafından birçok derde deva lek bulunmaktadır.
§ifalı bir suyun aktığına inanı- Yüksekliği 2 .40 metre
lan bu §adırvanın §ema olarak olan müezzin mahfilinin mer-

Müezzin mahfilinin elma ağacından


kalem i§i süslemeleri ve mahfi] altındaki mermer §adırvan.

122 Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Küllıyesi


diven ayağı ile birlikte 1 2 aya­ fından yapılmı§ olmasına kadar
ğı olup, bu ayaklardan kıbleye Dr. Rıfat Os­
birçok §ey anlatılır.
doğru en sol ve öndekinin iç man Bey, 20. yüzyıla kadar
tarafında halk arasında çok Selimiye ile ilgili yazılmı§ hiç­
me§hur olmu§ bir lale motifı bir eserde ters lale ile ilgili
vardır. Hakkında birçok men­ herhangi bir yazı bulunmadı­
kıbe söylenmekte olan lalenin ğını bildirmektedir. Müezzin
dikkat çeken yanı ters olarak mahfilinin bir diğer dikkate
i§lenmi§ olmasıdır. Cami yapı­ değer yönü ise 1 2 ayağından,
mı için lale bahçesini vermek iste­ ters lalenin bulunduğu aya­
meyen aksi bir kadını simgeleme­ ğın çapraz kar§ısına gelen
sinden, Mimar Sinan'ın in§aat ayağının dev bir sütun parça­
günlerinde Edirne'de ölen tarunu sı §eklinde olmasıdır. Gerçek­
Fatma adına çıraklardan biri tara- ten de Selimiye'nin dev kub-

Müezzin mahfelinin, Camii'nin payeleriyle aynı formda yapılmt§ olan sütunu.

Bölüm 3 • Sclııniy<: Caınıı ve Külliyesi 123


Selimiye Külliyesi'nin Darülkurra ve Darülhadis'i.

1 24 Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi


Müezzin mahfılinin ayaklarından birinin Selimiye Camii'nin minarelerinin üç yollu
üzerinde bulunan ters !ale motifı. giri§inden bir görüntü.

besini ta§ıyan dört dev paye, kilde anlatabilirler. ݧte bu


bu paye tarzında yapılmı§tır. hayret verici detaylardan bir­
Sinan mahfil ayaklarından bi­ kaç tanesi de Selimiye Ca­
rininin formunu paye for­ mii'nin muazzam hünkar
munda yaparak, camiyi ne ile mahfilinde saklıdır. Hünkar
ayakta tuttuğunu göstermeye . mahfillerinin çoğunlukla zi­
çalı§mı§ gibidir. yaretçilere kapalı olması ve
ne yazık ki bir takım eserler­
Ba§ta da ifade etmeye ça­
de, yapıların sadece maddi
lı§tığımız gibi bu cami ve bu­
yönlerine eğilinmesi bu mah­
nun gibi nice Osmanlı cami­
filin sakladığı gizemin ilmi
inde ilk bakı§ta gözümüzden
olarak pek ortaya koyulma­
kaçan nice ayrıntı vardır ki
masına sebep olmu§tur.
bu özel detaylar bizlere, o gü­
nün anlayı§ını, ki§ilerini ve İlk olarak bu muhte§em
daha birçok §eyi harika bir §e- yapı ve bu yapının §ahsında

Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi 125


bulunacaktır. Mesela Selimi­
ye Camii'nin muhte§emliği­
ne, etrafındaki onlarca hayır
kurumuna bakmadan bu ya­
pıların banisine içki dü§künü
d i y e b il m i § l e r d i r . H al b u k i
bunları karalayanlar Selimiye
Camii'nin hünkar mahfilinde
bulunan milırabın üzerindeki
küçücük kapıyı açıp baksa ve
bir ki§inin ancak eğilerek gi­
rebildiği IL Selim'e ait çileha­
neyi görselerdi sanıyorum bu
padi§ah hakkındaki kanaatle­
rini gözden geçirmek ihtiyacı

hünkar mahfilinin detayları,


bu camiyi yaptıranların ki§i­
likleri hakkında bizlere
önemli ip uçları vermektedir.
Camiyi, bilindiği üzere Ka­
nuni Sultan Süleyman'ın oğlu
IL Selim yaptırmı§tır. Tarihi­
mizde ne yazık ki birçok pa­
di§ah hakkında çogu oryan­
talist kaynaklı olmak üzere
ilmi yakla§ımlardan uzak ni­
ce karalamalar yapılmı§tır.
Halbuki onların ya§antıların­
dan ve ki§iliklerinden izler
ta§ıyan ve bugün de sapasağ­
lam ayakta olan yapıları ince­
lense birçok sorunun cevabı

Selimiye Camii hünkar mahfilindeki II. Selim mihrap ve çilehanesi.

126 Bölüm 3 • lımiye Camii ve Külliyesı


"Hiçbir malın ve evladın fayda vermediği o gün (Kıyamet
Günü) ancak selim (temiz) bir kalp fayda verir."
(Şuara Suresi, 26/88-89)

duyacaklardı. Evet gerçekten dır. Bir ikinci detay ise çileha­


de Kanuni'nin içine kapanık nenin bulunduğu mihrapcı­
bir yapıya sahip olan bu oğlu, ğın üzerindeki ayeti kerime­
tasavvufa dü§kün olup Edir­ dir. Evet burada ye§il zemin
ne'ye geldiğinde zaman za­ üzerine sarı renk ile yazılan
man bu çilehaneye kapan­ yazıda "Hiçbir malın ve evladın
makta ve ruhunu arındırma­ fayda vermediği o gün (Kıyamet
ya çalı§makta idi. Günü) ancak selim (temiz) bir
kalp fayda verir. " (Şuara suresi,
Hiçbir caminin milırabın­
26/88-89) mealindeki ayet-i
da böyle bir kapı görülmez­
kerime yazılıdır. Sultan 2. Se­
ken burada böyle harikulade
lim'in adına da atıfta bulunan
fildi§i, sedef ve bağa kaplı mi­
bu ayetten anladığımız üzere
nik bir kapının sonsuzluğa
onlar, Kur'an-ı Kerim'i oku­
açılır gibi oraya ili§tirilmesi,
makta, anlamakta ve hayatia­
üstüne üstlük bu minik oda­
rına ikame etmekte idiler.
dan dı§arıya açılan küçücük
bir pencereden de kar§ıdaki Selimiye Camii paha biçil­
mezarlıkların tefekkürü gö­ mez çiniler ile bezelidir. Özel­
renleri fazlasıyla §a§ırtmakta- likle caminin sol kö§esinde bu-

Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi 1 27


Hünkar Mahfeli ve mihrapın sol tarafında Ruslar'ın çaldığı çinilerden geriye kalanlar.

Bir kasırga sonrasında minarelerinin külahiarı uçmu§ olan Selimiye. ( 1 934)

128 Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi


Hünkar mahfelindeki me§hur elmalı pano ve diğerinin,
Ruslar'ın 1828 ralanından geriye kalan görünümü.

lunan Hünkar mahfeline ait manlı sarayından buraya ge­


çiniler, farklı tasarımları ve ör­ tirildiği sanılan iki elma ağa­
neği çok az olan çiçek motifle­ cının tasfir edildiği, "Elmalı
ri ile ünlenmi§tir. Ne yazık ki Pano" nun Osmanlı çini süs­
bu çinilerden bazıları ( 1 878) lemeciliğinde ayrı bir yeri
Edirne i§galleri sırasında, kaçı­ vardır.
rılmı§tır. Bu naclide çiniler gü­
Selimiye Külliyesi içinde
nümüz de Leningrad Müze­
Sıbyan Mektebi, Dar-ül Kur­
si'nde sergilenmektedir.
ra ve Dar-ül Hadis, Medrese,
Hünkar mahfelinde bulu­ ayrıca III. Murad döneminde
nan çiniler arasında, bir Os- Selimiye'nin giderlerini kar-
Selimiye Camii'nin kıble duvarındaki mezarlar ve caminin taç kapı ku bbesi.

130 Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi


§ılamak için in§a edilen bir Selimiye Camii'nin üze­
de Aras ta mevcuttur. Arasta­ rinde bulunan ibretlik birkaç
nın mimarı Sinan'ın çırağı i§aret, tarihte Edirne'nin ge­
Davut Ağadır. çirmi§ olduğu çileli imtihan­
lar hakkında bizleri bilgilen­
Selimiye Camii'nin kıble
dirmektedir. Bunlar Selimiye
duvarına bakan bahçe kıs­
Camii duvarlarında bulunan
mında kubbe altında bulu­
ve Bulgar i§galinde dü§ma­
nan mezar, Osmanlı Sultanı
nın attığı gülleler ile meyda­
III . Ahmed'in oğlu Şehzade
na gelen top yıkıklarıdır. İb­
Selim'e aittir. Hemen yanın­
ret olsun ve yeni nesillere de
daki bayraklı olan mezar ise
Edirne'nin Bulgar i§galinde� ibret olarak kalsın diyerek
tamir edilmeyen bu top yı­
kurtarıldığı harekat esnasın­
kıklarından biri cami içinde,
da §ehit dü§en Yüzba§ı Re­
kıble duvarının sol küçük
§it'in kabridir. Akka Muhafı­
kubbesi içindedir. Bir diğer
zı Cezzar Ahmed Pa§anın to­
yıkık ise caminin arkeoloji
runu olan ve Edirne'nin bir
müzesine bakan yüzünde bu­
dönem belediye ba§kanlığını
lunmaktadır.
yapan Dilaver Bey de bu ha­
zirede yatmaktadır. (Dilaver
Bey hakkında detaylı bilgi
almak için mezar, türbe ve
§ehitlikler bölümüne bakabi­
lirsiniz.)

Bölüm 3 • Selimiye Camii ve Külliyesi 131


A. •• • •

DARU LHADIS CAMI


yoksa camili bir medrese mi
olarak yaptırıldığı tartı§ma
konusudur. Ba§ta Enisü'l
Müsamirin olmak üzere bazı
kaynaklar "Müstakil medrese
olarak in§a edildi." deseler de
cümle kapısı üzerindeki yazı­
lar caminin de, ilk in§aattan
bu yana varolduğunu göster­
mektedir. Kapı üzerinde
mermere boya ile yazılmı§ sa­
tırlar §öyle demektedir:
"Bu, biiyük sultan, yüce padi­
J,ahlar padijahı, yücelerden des­
teklenen, diiJman krallara mu­
2. Murad'ın Tunca Nehri zaffet; adalet ve ihsaııın gö"zetici­
kıyısında, Germekapı Cadde­ si, güven kanatlarını en kemıtl
si'nde 1435 tarihinde yaptır­ iman üzere yayan, sttltan oğlu
dığı Darülhadis Camii'nin ilk sultan, fetbin babası -saltanat
ba§ta sadece medrese mı, sancakları daim o/sım. Dedeti

1 32 Bölüm 3 • Darülhadis Cami


Bölüm 3 • D arülhadis Camii 133
devamlı ya1asın- Bayezid Han kedilmi§ bir bölgesine, bir kı§
oğlu Mehmed Han oğltt Mttrad sabahı daha gün doğmadan
Hanın cami-i 1erijidir. Sekiz yiiz önce in§aat ustaları toplan­
otuz sekiz yılının Şaban ayının maya ba§lamı§. Bu durumu
yırmı iiçiinde yazıldı . " (M. gören halk da merakla ola­
1434) cakları seyretmeye koyul­
mu§tu. Az sonra Sultan I L
Caminin adından da anla­ Murad'ta buraya te§rif et­
§!lacağı üzere, yapılı§ amaçla­ mesin mi? Kurbanlar kesil­
rından biri de, bir hadis oku­ mi§, dualar okunmu§, çevre­
lu olarak i§lev görmesi idi. deki herkese ihsanlar dağı­
Rivayet edildiğine göre, Edir­ tılmı§ ve bizzat padi§ah ta­
ne Kalesi'nin Germe Kapı rafından bu ücra mekana bir
Caddesi denilen tenha ve ter- temel ta§ı konulmu§. Sonra-

II. Murad
Darülhadis

temel ta§ını
koyarken.
sında büyük bir hızla in§aat yenler de vardır ki bu söylem,
ba§lamı§tL Merakla oraya hem Darülhadis Camii'nin,
toplanan Edirndiler olayın hem de Selimiye Camii'nin
detaylarını sonradan öğren­ Peygamber Efendimiz (s.a.s)
mi§ler. Meğer gece Sultan 'in i§areti ile yapılmı§ olma­
Murad rüyasında Peygamber sındandır.
Efendimizi (s.a.s) görmܧ. Hz.
Bugün ne yazık ki ayakta
Peygamber kendisinden, bu
olmayan camiye ait hadis
mekanda bir Darülhadis in§a
medresesinin, caminin sağ ve
etmesini istemi§. Hz. Mu­
sol taraflarında olduğu sanılı­
hammed (s.a.s) ve ona ait her
yor. Rıfat Osman Beyin söy­
§eye dü§kün her Osmanlı gibi
lediğine göre 1 9 2 0'li yıllarda
Sultan Murad da bu emri hiç
çıkan bir yangın sonrasında
geciktirmeden yerine getir­
medreseler tamamen ortadan
mek için uyanır uyanmaz in­
kalkmı§. Bu aktarırndan yola
§aat hazırlıklarına ba§lanma­
çıkarak medresderin caminin
sını emretmi§ ve buraya ilk
arkasında olduğunu anlıyo­
temel ta§ını da kendi elleri ile
ruz. Çünkü bugün de varolan
koymu§tur.
ve caminin önünden geçen
Bu rivayetten yola çıkan yol o yıllarda da vardı.
halk, dünya üzerinde, yapılan
Bugün Topkapı Sarayı'nda
duanın kabul derecesi bakı­
bulunan camiye ait vakfıye­
mından en önemli yerlerden
den öğrendiğimize göre geliri
birinin de Darülhadis Camii
Darülhadis'e bağı§lanan va­
olduğunu söylerler. Hatta
kıflarda bir hayli çoktur. Edir­
Edirne'ye "ikinci Mekke" di-
ne içinde bulunan tam 1 88
tane dükkan, 20 oda, 2 fırın,
3 ev, bir çar§ı, 2 köy bu cami­
nin vakıfları arasındadır. Va­
kıflarındaki zenginlikten de
anlıyoruz ki bugün ne yazık ki
küçücük bir mahalle mescidi
görünümünde olan bu yapı,
döneminin en büyük ilim
merkezlerinden biri duru­
D arülhadis Camii'nin Kitabesi. mundaydı.

Bölüm 3 • Darülhadis Camii 135


Darülhadis Camii'nin arka bahçesindeki Şehzade Türbeleri.

Darülhadis Cami hazire­ linmemektedir. Badi Efendi,


sinde birçok önemli ki§inin Edirne Tarihi adlı kitabında,
yattığı bilinse de zaman içeri­ etrafı açık kubbeli türbede
sinde birçoğunun yeri kay­ II. Murad Hanın Hafsa Ha­
bolmu§tur. Cami arka bahçe­ tun adında ki kızının da
sinde biri açık diğeri kapalı medfun olduğunu yazmak­
iki adet §ehzade türbesi var­ tadır. Fakat yapılan incele­
dır. Bu türbelerde §U ki§iler mede bu mezar da tespit
metfundur. edilememi§tir.
Sultan I I . Mustafa'nın Cami haziresinde ayrıca,
ba§kadını Al:i Cenap Kadın'ın Karamanoğlu Mehmed Beyin
ı 698 tarihinde Edirne'de ve­ oğlu olup, karde§i Pir Ahmed
fat ettiği ve Darülhadis Cami Bey ile anla§ama'yarak Os­
haziresinde yattığı kitaplarda manlı Devleti'ne sığınan ve
geçmekle birlikte günümüz­ Fatih tarafından Çirmen valisi
de mezarın, hazirenin nere­ tayin edilen, ı 4 7 ı tarihinde
sinde olduğu tam olarak bi- Çirmen'de vefat ederek Edir-

1 3 6 Bölüm 3 • Darülhadis Cami


DARÜLHADİS CAMii HAZİRESiNDE BULUNAN MEZARLAR
İsim Ölüm Tarihi B aba Adı

Şehzade Orhan Çelebi 14 5 1 IL Murad

Şehzade Hüseyin 1449 IL Murad

Hatice Sultan 1698 IL Mustafa

Şehzade Ahmed 1 703 IL Mustafa

Şehzade Mehmed 1713 III. Ahmed

Rukiyye Sultan 1698 III. Ahmed

Şehzade Selim 1715 III. Ahmed

Zeynep Sultan 1715 I I I. Ahmed

Ta§ı kınldığı için ölüm tarihi ve baba adı


Hafize Sultan
bilinmemektedir.

ne'ye getirilen Mehmed Bey da yerinden kaldırılarak cami


de medfun bulunmaktadır. Bu mihrabının önüne nakledil­
zata ait mezar ta§ı mermere mi§tir.
oyulmu§, ba§ ve ayak ta§ları­
ı 468 tarihinde vefat eden
nın iç yüzleri mihraplı, taçları büyük alim Mevlana Fahred­
rumi oymalı, kö§eleri ince hat­ din Acemi Hazretleri de
veli burma sütunludur. İki ta§ cami civarına gömül­
arasında üzeri yazılı mermer mܧtÜr, fakat demir­
bir sanduka vardır. Osmanlı yolu yapım çalı§mala­
erken dönem mimari anlayı­ rı sırasında me-
§ındaki ileri sanatı göstermesi zar yeri kay­
bakımından görülmeye değer bolmu§tur.
bir §aheserdir. Bu kabir nor­
malde caminin batısında iken, Cami­
ı 968 eylülünde, Yunan top­ nin bugün-
raklarından geçen demiryolu­ kü yapısında, I I .
nu, Türkiye sınırlarına almak Murad dönemin­
için yapılan çalı§malar sırasın- den kalan unsurlar

Bölüm 3 • Darülhadis Camii 13 7


nerdeyse yok gibidir. Cami
üzerinde 8,5 m çapında bir
kubbe olup, ağırlık ortadaki
iki sütun tarafından ta§ın­
maktadır. Tek minaresi olan
cami, 20. yüzyıl ba§ında bü­
yük bir yangın geçirmi§tir.
Bu dönemde camiyi üç yön­
den saran revaklı avlu orta­
dan kalkmı§, sadece taç ka­
pının iki yanındaki revak sü­
tunları günümüze kadar ge­
lebilmi§tir. Minaresi ve med­
resesi, Balkan Sava§ı sırasın­
da dü§man gülleleri ile yıkıl­
mı§ olan Darülhadis Camii,
2000 yılında ba§latılan res­
torasyon çalı§maları ile tamir
görmܧ ve bahçe düz€nleme­
si de yine bu dönemde yapıl­
mı§tır.

Karamanoğlu Mehmed Bey'in kabri.

138 Bölüm 3 • D arülhadis Cami


Darülhadis Camü'nin yanlarında bulunan
Darülhadis binalarının yıkıntılarını gösteren bir fotoğraf.

Darülhadis Camii'nin Kıble duvarı dibinde mezar ta§ı görünen


Mevlana Fahreddin Acemi Hazretleri'nin günümüzde mevcut olmayan kabri.
• •

YI LDI RIM CAMI I


marulanan yapının kiliseden
camiye çevrilip çevrilmediği
günümüzde hala tartı§ma ko­
nusudur. Fakat bir kilisenin
temelleri üzerine İn§a edildiği
görÜ§Ü ağır basmaktadır. Yıl­
dırım Camii'nin İn§aatında
kullanılan kiliseye ait parçalar
ile planı da bu tezi destekle­
mektedir. Rıfat Osman Bey
de, zamanında bu caminin ye­
rinde Tiris İyehares Kilise­
si'nin kalıntılarının bulundu­
ğunu aktarmı§tır.

Osmanlıların Edirne'ye in­ Cami gerçekten gunu­


§a ettikleri en eski yapılardan müzde de §ehre uzak bir ko­
biri de Yıldırım Camii'dir. Yıl­ numdadır ki §ehrin en geni§
dırım Mahallesi'nde bulunan sınırlarına ula§tığı ' 1 7 . yüzyıl
yapı, dört kemer üzerine otu­ da bile Hıbri, yapının uzaklı­
ran ana kubbeli, tek ınİnareli ğına değinmݧ, Evliya Çele­
bir camidir. Ankara Sava­ bi'de cemaatinin azlığından
§ı'ndan iki yıl önce ( 1400) ta- bahsetmݧtir.

140 Bölüm 3 • Yıldırım Camii


Yıldırım Camii son cemaat yerindeki barok sütun kaideleri.

Bölüm 3 • Yıldırım Camii 141


ği bir dönemde (Bursa Ulu
Cami vb.) ortaya böyle bir ya­
pı tarzının konması, yapının
her §eyi ile Osmanlı olduğu
tezini zayıflatmaktadır.

Evliya Çelebi'nin anlattı­


Yıldırım Camii bahçesindeki eski, Bizans ğına göre bu caminin minare­
kilisesine ait kalınnlardan si burmalıdır. Fakat günü­
bir sütun ba§lığı.
müzde ara§tırmacıların yap­
Caminin son cemaat yeri­ tıkları tetkiklere göre §U anki
nin iki yanında bulunan tab­ minare, son cemaat yerindeki
hane binaları, yapının aslında sütunları ta§ıyan kaideler ile
bugünkü görünümünün aksi­ aynı döneme aittir.
ne çok fonksiyonlu olduğunu
Cami yapılarının içinde bir
göstermektedir. Bu tabhane­
imaret ile §adırvan olduğunu
lerio dı§ duvarları doğuya
biliyoruz. Caminin avlusunda
doğru devam ederek son ce­
bulunan a§evi ve diğer tesisle­
maat yerini yanlardan ku§at­
ri, 1878'de Edirne'nin i§gal
maktadır. Bu bölümde çatısı
yıllarında depo olarak kulla­
yıkılmı§ sütunlar görülür ki
nan Ruslar, bu iki güzel yapı­
bu sütunlara dikkat edildi­ yı da tahrip etmi§lerdir. 478
ğinde B izans'tan kaldıkları yıl boyunca insanlığa hizmet
rahatlıkla anla§ılır. Bu sütun­ veren bu hayırlı yapıdan gü­
ların, üzerlerinde . durdukları nümüze sadece bir baca kal­
bar ok kaideler ise 1 9 . yüzyıla mı§tır.
ait bir onarımdan kalmadır.
Bazı kaynaklar bu camiyi
Camiye ait duvar örgüsü Küpeli Cami adıyla adlandır­
de ara§tırmacıları §a§ırtmak­ salar da, Osman Nuri Pere­
tadır. Çünkü duvar üzerinde meci'nin Edirne :rarihi'nde,
birbirinden farklı yapı ürün­ kendisinin bizzat gerçekle§­
leri, deği§ik bir tarzda dö§en­ tirdiği tahkikat sonrasında,
mi§tir. Osmanlıda kesme ta§­ Küpeli Cami'nin, Cısri Mus­
la harika yapıların in§a edildi- tafa Pa§a §OSesi üzerindeki ay-

142 Bölüm 3 • Yıldırım Camii


rı bir cami olduğu, fakat yı­ vakıflar ve valiliğin meydana
kıldığı, civarındaki mezarla­ getirdiği i§birliği sonucu Yıl­
rın ıse görülebildiği aktarıl­ dırım Camii' nde onarımiara
mı§tır. ba§lanmı§, halkın topladığı
yardımlada da minaresi yeni­
1989 yılında, Trakya Üni­
lenmi§tir.
versitesi Meslek Yüksek
Okulu Restorasyon Bölümü,

Yıldırım KüJliyesi"nin imaretinden günümüze kalan tek baca.

Bölüm 3 • Yıldırım Camii 143


GAZi Mİ HAİ L CAMi i
olup, babası Aziz Pa§adır. Os­
manlı Beyliği' nin devletle§e­
rek büyüdüğü devrelerde Mi­
hailoğulları'da Bursa civarın­
dan devletin diğer toprakları­
na dağılmı§lar ve büyük ya­
rarlılıklar göstermi§lerdir.

1422 yılında yaptırılan ca­


mi, Tunca Nehri ile Gazi Mi­
hailbey Köprüsü'nün sağ ta­
rafında kalmaktadır. Yıldırım
Camii'nin benzeri olarak, iki
yanında iki adet �abhanesi
vardır. Bu tabhanelerin cami
Caminin banisi Gazi Mi­ içinde olduğu gibi cami dı§ın­
hail, Osmanlı Devleti'nin ku­ da da birer adet kapıları mev­
rulu§ a§amalarında Bizans cuttur. İçlerinde birer adet
tekfuru iken, Müslüman olan ocak bulunan qbhanelerin,
ve Osman Gazi ile kurduğu arka bahçeye bakan iki, sağ
yakınlık sonrasında Osmanlı ve sol balıçelere bakan birer
Beyliği'ne büyük faydaları do­ adet pencereleri de bulun­
kunan Köse Mihail'in torunu maktadır.

144 Bölüm 3 • Gazı Mıhail Camıi


- - ·

�·.·.·.·�
• •• ••

••••

....
.,
�-·-·-·-�

Caminin arka bahçesindeki Gazi Mihail Beyin kabri.

Bölüm 1 • İlk Çağda Edirne 145


ikinci bir yapının, son cemaat
yerine eklendiğini göster­
mektedir. Eski resimlerde gö­
rülen ve buraya ekli olan ah­
§ap bir çatıda bu tezi doğrula­
maktadır. Tek minaresi olan
caminin minare ba§t da soğan
boğumlu yapısı ile hayli il­
ginçtir.

Caminin dı§ı restore edil­


Son cemaat yeri üzerinde mi§ olup, iç kısımları oldukça
biri yüksek olmak üzere be§ harap durumdadır. Camiye,
kubbesi vardır. Son cemaat yol seviyesinden a§ağıya inile­
yerinin payelerinde görülen rek varılır. Cami önünde ah­
madeni tutmalar, burada §ap bir §adırvan vardır.

146 Bölüm 3 • Gazi Mihail Camii


Hıbri'nin anlattığına göre, Mihail H.839/M. 1439 sene­
camide iki minare bulunup, sinde gurur evinden sürur
ilk önce zaviye olarak yapıl­ evine göçtü. Allah ona rah­
mı§, sonradan camiye dönü§­ met etsin. " yazılıdır.
türülmü§tür.
Zamanında caminin avlu­
Caminin kıble duvarında sunda a§evi de bulunmakta
bir de haziresi mevcut olup, ise de bugün hiçbir iz yoktur.
Gazi Mihail Bey ile yakınları Bu imaret kapsamında bir de
burada yatmaktadırlar. Gazi hamam yapılmı§ olup, köprü
Mihail'in mezar ta§ından an­ yakınlarındaki hamam 1 829
la§ıldığı kadarıyla 1 4 3 9 ' da Rus i§galinden bu yana kapa­
vefat etmi§tir. Mezar ta§ında lıdır.
"Aziz Pa§a oğlu büyük emir

Bugün harap durumda bulunan Gazi Mihail Hamamı.

Bölüm 3 • Gazi Mihail Camii 147


ESI<I SARAY
Edirne'nin Osmanlılar ta­
rafından yapılan ilk sarayının
yeri bugün tam bilinmemek­
tedir. Kimileri bu yapının
Tunca Nehri boyunda oldu­
ğunu söylerken, kimileri de
Yıldırım Bayezici'in ikamet
ettiği Kavak Meydanı denilen
Sarı Bayır'da olduğunu söyle­
mektedir. Evliya Çelebi'nin
Seyahatnamesi'nde bu eski
saray, Selimiye'nin kurbunda
Kavak Meydanı'nda diye geç­
mektedir. Çelebi, bu sarayın
Edirne'nin fethi sonrası
Musa Çelebi tarafından ge­
buraya gelen I. Murad, Tek­
ni§letildiğini ve yanına da Ye-
fur Sarayı'nı beğenmemi§ ve ,

niçeri odaları yapıldığını söy-


yeni bir saray yapılmasını em­
lemektedir.
retmi§tir. Bu sarayın in§a
edildiği 1 368 yılına kadar Di­ Osman Nuri Peremeci ise,
metoka'da kalmı§tır. Eski Saray'ın bugünkü Seli-

1 50 Bölüm 4 • Eski Saray


miye Camii'ne yakın bir yerde dığını söylemekte, Cumhuri­
olduğunu, sarayın ilerleyen yet sonrasında ise bu yerde,
yıllarda acemi oğlanlar kı§lası Kız Muallim Yatılı Mektebi
haline geldiğini, bir ara Hati­ ve son olarak da askeri kı§la
ce Sultan Sarayı olan yapının, in§a edildiğini söylemektedir.
Osmanlının son döneminde
Askeri İdadi olarak kullanıl-

Edirne'ye ait eski bir gravür.

Bölüm 4 • Eskı Saray 151


YEN I SARAY
rafından yapılan ilk sarayının
yeri bugün tam bilinmemek­
tedir. Kimileri bu yapının
Tunca Nehri boyunda oldu­
ğunu söylerken, kimileri de
Yıldırım Bayezici'in ikamet
ettiği Kavak Meydanı denilen
Sarı Bayır'da olduğunu söyle­
mektedir. Evliya Çelebi'nin
Seyahatnamesi' nde bu eski
saray, Selimiye'nin kurbunda
Kavak Meydanı'nda diye geç­
mektedir. Çelebi, bu sarayın
Musa Çelebi tarafından ge­
ni§letildiğini ve yanına da Ye­
Edirne'nin fethi sonrası niçeri odaları yapıldığını söy­
buraya gelen I. Murad, Tek­ lemektedir.
fur Sarayı'nı beğenmemi§ ve Osman Nuri Peremeci ise,
yeni bir saray yapılmasını em­ Eski Saray'ın bugünkü Seli­
retmi§tir. Bu sarayın in§a miye Camii'ne yakın bir yerde
edildiği 1 368 yılına kadar Di­ olduğunu, sarayın ilerleyen
metoka'da kalmı§tır. yıllarda acemi oğlanlar kı§lası
Edirne'nin Osmanlılar ta- haline geldiğini, bir ara Hati-

152 Bölüm 4 • ı.. f lı Saray


ce Sultan Sarayı olan yapının,
Osmanlının son döneminde
Askeri İdadi olarak kullanıl­
dığını söylemekte, Cumhuri­
yet sonrasında ise bu yerde,
Kız Muallim Yatılı Mektebi
ve son olarak da askeri kı§la
in§a edildiğini söylemektedir.

Merhum Rıfat Osman Bey


"Edirne Sarayı Tarihi" adlı ki­
tabında Yeni Saray'ın bulun­
duğu Sarayiçi mcvkini §öyle
tarif etmektedir: "Sarayiçi,
Tunca Nehri'nin Topçu Kı§la­
sı civarında ikiye ayrılan ve
Saraçhane Köprüsü civarında
birle§en adacık ile bu adanın
kuzey ve kuzeybatısına bakan
arazidir.

Marbab-ı Amire (ınutfaklar) ve Bahussaade (Saadet Ka pısı).

Bölüm 4 • 153
ne'ye geldikleri zamanda bu
sarayda kalmı§lardır.
Fatih'in in§asına ba§ladığı
Topkapı Sarayı'ndan farklı ola­
rak burada üç avlu yerine iki
Cihanmüma Kasrı' nın eski bir fotoğrafı
avlu bulunmakta olup Bab-ı
Hümayun'dan direk Divan
Bu araziye günümüzde de
odasına gidilebilmekteydi.
Kanuni Sultan Süleyman'ın
Topkapı Sarayı ile benze§en
in§a ettirdiği Saray Köprüsü
yönü ise giri§in hemen yanın­
ile Fatih Sultan Mehmet'in
da bulunan ve bir dizi baca ile
yaptırdığı Fatih Köprüsü ile
gelenleri kaqılayan mutfak
geçilmektedir."
bölümleri idi. Matbah-ı Amire
I L Murad, Eski Saray denilen bu bölümler helvaha­
yerine yukarıda anlatılan ne, fırın-ı hassa, güllaphane,
mevkide yeni bir saray kiler-i amire, mumhane
in§asına ba§lamı§, Fatih vb. isimlerle adlandırılı­
Sultan Mehmet ise yordu. Buranın de­
bir hayli geni§­ :l;�iij�;;i'f' vamında ise di-
letmi§t ir. vanın kontro­
( 14 5 1 ) II. Baye­ lündeki devlet
zid, Yavuz Sul­ avlusu, ilerisinde
tan Selim ve Ka­ de Babüssaade ile
nuni Sultan Sü­ birlikte Enderun
leyman, Edir- ve ona ait koğu§-

Merhum Y. Mimar Orhan Çakmakcıoğlu'nun çizimi ile Cihannüma Kasrı.

1 5 4 Bölüm 4 • Yenı Saray


lar sıralanmaktaydı. Babüssa­ Mabeyinciler Hazinesi, Hazi­
ade, sarayın en önemli kapısı ne-i Hümayun, Silahtarağa
olup, hemen bütün törenler Dairesi, Ku§hane Mutfağı ve
buranın önünde yapılır, padi­ Haremi Hümayun'un Aynalı
§ah §ereflendireceği ki§ileri bu­ Kasrı vardı ki bu kasır II.
nun altından geçirirdi. Bu ka­ Mustafa tarafından yaptırıl­
pı yanında, Fatih tarafından mı§tı. Ayrıca bu civarda kapı­
Be§ir Çelebi'nin tavsiyesiyle kullarının koğu§ları da sırala­
in§a ettirdiği bir su dolabı var­ nırmı§.
dı, bu suya "Ab-ı Hayat" deni­
Avlunun öbür tarafında,
yordu. Ortada bir arz odası,
yani devam edeceğimiz yol ta­
Onun da arkasında 7 katlı bir
rafında §U an izi bile kalma­
cihannüma odası vardı, bu kı­
makla birlikte büyük bir vali­
sım sarayın Has Oda'sı sayılı­
de ta§lığı, çevresinde ba§ta ca­
yordu.
riyeler hastanesi, zülüflü bal­
Has Oda ile kum hamarnı tacılar ve harem ağaları koğu­
arasında Kum Kasrı denilen §U ile giri§ binaları, bunların
ah§ap bir yapı vardı. Bu kasrın ötesinde ortada büyük bir av­
cumbalarından birisine, Cem lu, avlunun gerisinde saraya
Sultan burada doğduğu için doğru cariyeler ve kadınefen­
"Cem Cumbası" denirmi§. Ci­ diler daireleri ve Tunca Neh­
nannüma Kasrı'nın üç tarafın­ ri'nin öbür kıyısına cephe ya­
da Hırkayı Saadet Dairesi, pacak §ekilde de asıl saltanat

Cihanmüma Kasrı'nın bu günkü hali ve patlamadan kısa bir süre önce


çekilmi§ içeriyi gösteren bir fotoğrafı.

Bölüm 4 • Yeni Saray 155


daireleri sıralanırmı§. Bunlar Akağalar Hamamı, Miftah
sırasıyla Hatice Turhan Sultan Ağası, Silahtarağa, Gülhane,
dairesi, ortada hünkar ha­ Ku§hane A§cıları, Sultan
mamları ve devamında da IV Ahmed, Şehzadeler, Valideler,
Mehmed, IL Mustafa ve IL Çama§ırcılar, Darüssaade Ha­
Ahmed gibi Osmanlı mamları gibi toplam 42 adet
padi§ahlarının daireleri imi§. hamam olduğu bilinmekte­
Hatice Turhan Sultan harem dir.
bölümünün önüne Şehbal
Bu saray en parlak zama­
Havuzu adında kayıklı bir ha­
nını IV Mehmet ve annesi
vuz yaptırmı§.
Hatice Turhan Sultan zama­
Yeni Sarayın, günümüzde nında ya§aını§tır. Turhan Sul­
kalıntıları arasında gördüğü­ tan bu sarayda 3 5 sene salta­
müz Kum Hamarnı dı§ında, nat sürmܧtÜr. Bu dönemde

Yukarıdan Saray-ı Cedid (Merhum Y. Mimar Orhan Çakmakcıoğlu'nun çizimi.)

1 56 Bölüm 4 • 'crı '.ır,ıy


Karlofça ile buraya gelen İn­ Edirne'nin bu Saray-ı Ce­
giliz elçisinin karısı Lady did'i muhtelif zamanlarda ta­
Montague bu sarayda konuk mir görmܧtÜr. ı 7 5 8 ve
edilmi§ ve saraydaki olayları ı 767 yıllarında III. Mustafa
görerek Londra'ya gönderdi­ tarafından, ı 787'de I. Ab­
ği mektuplarda teferruatı ile dülhamid, ı 808'de III. Selim
anlatmı§tır. Bu mektupların­ ve ı 8 2 8 'de IL Mahmud tara­
da saraydan, buradaki haya­ fından saray onartılmı§tır. O
ta, kadınların giyim ve süsle­ döneme kadar saraylar ile
rine kadar bizlere ilginç bilgi­ birlikte bahçelerine de iyi ha­
ler aktarmaktadır. Örneğin kıldığı anla§ılmaktadır. İçeri­
IL Mustafa'nın karısı Hafza sindeki bin bir çe§it ağaç ve
Hatice Sultanın kıyafetini bitki türü ile Tavuk Ormanı
anlata anlata bitiremez. denilen bu yer, bir botanik
ormanı görünümündedir.
Yeni Saray'a ait bir bina da, Gül bahçeleri ile de me§hur
Tunca Nehri kolları arasında olan bu mevkiden çok güzel
kalan adacıkta bulunan Ada­ gül yağları elde edilmekte
let Kulesi'ydi. Yine İstanbul olup meyve bahçeleri de
Topkapı Sarayı'ndaki Adalet Nef'i gibi me§hur §airlerin
Kasrı'nın benzeri olan bu ku­ kasidelerine konu olmu§tur.
lenin burçları ikametgah ola­
1 829 yılında Ruslar tara­
rak kullanılmaktaydı.
fından i§gal edilen Edirne ile
Burada büyük bir devletin birlikte bu saray da yağmaya
yönetildiği Osmanlı Sarayı maruz kalmı§, binaya bir za­
olunca Tunca Nehri'nin çelı­ rar gelmediyse de içi talan
resi de bir hayli deği§mi§ti. edilmi§tir. Bu talan sırasında
Saray ve adanın bu kıyıları o Tavuk Ormanı da i§galden
dönemde ba§tan ba§a mermer nasibini almı§, en naclide
ile kaplı olup özellikle rıhtım­ ağaçlar kesilip yakılırken, ev­
lar çok gösteri§liydi. Bunların cil hayvaniara da zarar veril­
yanlarında çe§itli kameriyeler mi§tir. Bu i§galde sonrası tabi­
ve yalı kö§kleri in§a edilmi§ti. at harikası koruya ve saraya
İstanbul'daki Sadahat'tan ön­ gerekli ehemmiyet gösterile­
memi§tir.
ce, burada bir Sadabat mey­
dana getirilmi§ti. Sultan Abdülaziz'in Avru-

Bölüm 4 • lnı Saray 157


pa seferi dönÜ§Ü Edirne'ye dat yadigarını özenle tamir
uğrama ihtimali üzerine sa­ ettirmi§tir.
rayda düzenlemelere gidil­
Bu olumlu İcraatlara rağ­
mi§ ; ama civar ve saraydaki
men, 1 8 7 7 - 7 8 Osmanlı Rus
en büyük tamir, H acı İzzet
Sava§ı döneminde Yeni Sa­
Pa§a tarafından gerçekle§tiril­
ray ' ı acı bir son beklemekte­
mi§tir. Kendisi, Edirne valisi
d i r. 93 H arb i ' nde İstan­
olduğu yıllarda, bu naclide ec-
bul'dan Edirne'ye gelen cep­
haneler Yeni Saray'ın ambar
katında tutulmaktaydı. Rus
ordusunun Edirne'ye yakla§­
ması üzerine tela§a dü§en Va­
li Cemil Pa§a ve Ahmed Eyüp
Pa§a anla§mazlığa dü§mܧ ,
cephane dü§manın eline geç­
mesin diye Cemil Pa§ anın
e m riyle cephanelik havaya
uçurulmu§ ve bu büyük infı­
lak sonrasında s aray üç gün
boyunca yanmı§tır. Yüzyıllar­
ca süren emekler neticesinde
hazırlanan ata yadigarı saray­
dan günümüze sarayın, B a­
büssaade adı verilen kapıs ı ,
Kum H amamı, mutfak v e
Fatih zamanından yapılan Ci­
hannüma Kasrı' nın kuçük bir
kısmı kalmı§tır.

Edirne Tar i h ç i s i B adi


E fendi s arayın ayakta olduğu
yıllarda içi bir sanat harikası
olan bu yapıyı gezhli§ ve sa­
ray içinde pencere , kapı üst­
lerindeki altın yazıları ka yda
almı§tır.
Kum Hamam ı ve kubbesinden detay.

158 Bölüm 4 • Yen i �.ı }'


Tarihçi Badi Efendinin Bahsettiği
Yeni Saray'daki Yazılar:

Taht odasının dı§ kapısı sol kanadı üzerinde ;


Fetheder bab-ı mülkünü Allah

Taht odasının iç kapısı üzerinde;


Eden bu bab'a adap ile hizmet
Bulur alemde ikbal u saadet.

Taht odasının dolabı üzerinde;


Fehmedip bu ayeti daim oku
Len tenalül birra hatta tünfıkfı

Vahdet odasının dı§ kapısı üzerinde;


Eyle bab-ı tevekkülü me'va
Hasbiyallahü vahdehü ve kefa

Kapının sağ cenahında;


Kerem et ya Kerimü Hayyü Gafur

Kapının sol cenahında;


Bizi bab-ı atadan eyleme dur

Vahdet odasının iç kapısı üzerinde;


Bu bab-ı devlete dahil olanları her bar
İlahi lfıtfu §erifınle eyle berhudar
ADALET I<ASRI
1 5 62 yılında Kanuni Sul­
tan Süleyman tarafından Mi­
mar Sinan'a yaptırılan kule,
kesme ta§tan in§a edilmi§tir.
Halktan derdi olanların ma­
ruzatlarını yönetime buradan
arz etmeleri dolayısı ile adalet
ismiyle adlandırılmı§tır.
Osmanlı padi§ahlarının
uzun yıllar Edirne'de ikamet
ettikleri dönemlerde Divan-ı
Hümayun da buraya .ta§ınmı§
ve toplantılarını bu mekanda
gerçekle§tirmi§tir. Divan dev­
Tunca Nehri boyunda, Fa­ let kararlarının alındığı en
tih Köprüsü civarındaki uzun yüksek makam olma yanın­
kuleli yapı Adalet Kasrı'dır. da, Osmanlı Devleti'nin en
Aynen İstanbul Topkapı Sara­ büyük mahkemesiClir. Karar­
yı'ndaki Adalet Kulesi gibi lara son nokta burada ko­
burası da zamanında devletin nulmakta, ölüm cezası da sa­
idari görü§melerine mekan dece buradan çıkmaktadır.
te§kil etmektedir. Bu nedenle yargının da bu bi-

160 Bölüm 4 • \d kt Kasrı


nada i§lediği söylenebilir. Bi­ dan biriydi.
nanın bu özelliğinden dolayı,
Avcılığı ile de me§hur olan
büyük ceza i§leyenlerin infaz­
IV Mehmet Edirne'de kaldığı
ları da bu civarda gerçekle§ti­
uzun süre boyunca buraya
rilmekteydi.
birçok kez gelmi§ ve bu tabiat
İçerisinde üç ayrı kat bu­ harikası mekanda konakla­
lunan yapının birinci katı mı§tı. ı 67 ı yılında da kendi
§erbethane, ikinci katı katip­ buyruğu ile bu mekana bir av
ler odası, üçüncü katı ise Di­ kö§kü in§a edilmi§tir. Bölge­
van-ı Hümayun'un toplantı deki birçok kö§k ve kasır gibi
odası olarak kullanılmaktay­ yok olmaya yüz tutan bu §irin
dı. Mermer kaplamalı bu yapının küçük bir kısmı kur­
mekanın ortasında ayrıca bir tarılabilmi§ ve 2002 yılında
de havuz bulunmaktadır. Edirne Belediyesi tarafından
Kulenin harabe olduğu ve restore edilmi§tir. Bu bölge
sivri külah çatısının olmadığı bülbülleriyle de me§hur olma­
yıllarda bu havuza giden su sı sebebiyle kasra Bülbül Kö§­
yollarını görenler yapıyı su kü'de denmektedir.
terazisine benzetmi§lerdir.
Diğer Kö§k ve Kasırlar
Son yıllarda restore edilen
Tarih kitaplarının anlattı­
ve çatısına kur§un kaplanan
ğına göre nehirler arasında
yapı, gravürlerdeki görünü­
adeta bir cennet olan Edirne
münü yeniden kazan-
ve çevresi uzun yıllar Osman­
mı§tır.
lı padi§ahlarının gözdesi ola­
Av Kö§kü gelmi§tir. İstanbul gibi bir
dünya ba§kenti ile adeta a§ık
Tavuk O rmanı
atan bu tabiat harikası belde,
bir dönemin en
Osmanlı yönetim kadrolarını
gözde avlakların-
cazibesi ile etkilemi§ ve devle-

162 Bölüm 4 • Adalet Kasrı


tin uzun yıllar buralardan Gülhane ve İdiye Kasırları,
yönerilmesini sağlamı§tır. II.Mustafa'nın Dalınabahçe
Hatta Edirne'ye gösterilen Kasrı ba§lıcalarıdır.
dü§künlük zaman zaman İs­
Saray içinde ise ; Kanuni
tanbul halkını çileden çıkar­
Sultan Süleyman'ın yaptırdı­
mı§ ve isyanlara neden olmu§­
ğı, Saray Köprüsü yakınların­
tur. Uzun süreli Edirne'de du­
da in§a edilmi§ olan, fakat Sa­
ramayan padi§ahlar gene de
nayi Mektebi'nin yapımı sıra­
seferler esnasında Edirne'de
sında Vali Abdurrahman Pa§a
kalmaya devam etmi§ler, ge­
tarafından yıktınlarak ta§ları
ni§ aviakları olan bu yerlerde
in§aatta kullanılan Terazi
orduyu da canlı tutma adına
Kasrı, bulunmaktadır. Tunca
büyük av merasimleri düzen­
sahiline bakan ve IV Mehmet
lemi§lerdir. Edirne'nin gözde
eseri olan İftar Kasrı, yine ay­
olduğu bu dönemlerde birçok
nı padi§aha ait olup Adalet
padi§ah nehirlerin civadarını
Kasrı'nın batısında yıkıntıları
konak, kasır ve kö§kler ile do­
görülen Bostancıba§ı Kasrı,
natmı§tır. Birçoğu günümüze
1 608 tarihinde Edirne'ye ge­
kadar gelememi§, bazılarının
len I. Ahmet'in emriyle üç
ise sadece molozlarını görebil­
günde in§a edilen ve Pererne­
diğimiz bu yapıların bazıları
ci'nin üç günde tüm tafsila­
§unlar dır.
tıyla bitirilmesini hayranlıkla
Yeni Saray civarındaki, anlattığı me§hur kö§k ve
II. Selim'in in§a ettirdiği Ma­ genç Osman'ın Sırık Meyda­
mak Sarayı, IV Murad'ın yap­ nı' na bakan kö§kü bunlardan
tırdığı harabesi görülebilen bazılarıdır.
İmadiye Kasrı, IV Meh­
med'in yaptırdığı ve III. Alı­
med'in yenilettiği Alay Kö§­
kü, yine IV Mehmet'e ait

Bölüm 4 • Adalet Kasrı 163


Babası döneminde yerıne
getirilemeyen köprü in§aatı­
nı Sultan Abdülmecid Han,
1 84 2 yılında ba§latmı§ ve
be§ yıl gibi bir sürede köprü
tamamlanarak 1 847 yılında
açılmı§tır.

263 metre uzunluğunda,


7 metre geni§liğinde olup 1 2
kemere sahip olan köprü, 1 3
ayak tarafından ta§ınmakta­
dır. Bu ayaklar arasında bo­
§altma gözleri de mevcuttur.
Osmanlıda ta§ köprülerin
tam ortalarında, yapının ta­
MERİÇ KÖPRÜSÜ rihinin dü§ürüldüğü levhala­
rın muhafaza edildiği, küçük
Yeni Köprü adıyla da ad­
kubbeli tarih kö§kleri bulun­
landırılan bu köprü Meriç
maktadır. Meriç Köprüsü de
Nehri üzerinde bulunmakta
olup, nehir, bu köprüden az böyle bir tarih kö§küne sa­
sonra Tunca Nehri ile birle§­ hiptir. Köprünün yapıldığı
mektedir. Osmanlı Padi§ahı dönemde buraya konan ve
II. Mahmud'un 1 8 3 2 yılında Şair Ziver Bey tarafından ha­
Edirne'yi ziyareti sırasında zırlanan talik kitabe, ne ya­
burada ah§ap bir köprü bu­ zık ki Yunanlıların Edirne'yi
lunmaktaymı§. Padi§ah bu­ i§galleri sırasında kaçırılmı§­
raya ta§ bir köprünün yapıl­ tır. Badi Efendinin Riyazı
masını emretmi§. Fakat sa­ Belde-i Edirne'sirde ve Os­
va§lar ve ekonomik yetersiz­ man Nuri Peremeci'nin Edir­
likler nedeniyle köprünün ne Tarihinde geçen bu hari­
yapımı II. Mahmud döne­ kulade mısraların bir kısmı
minde gerçekle§tirilemez. §öyledir.

166 Bölüm 5 • Meriç Köprüsü


Meriç Köprüsü üzerinde
11
E sasendazı bünyani kerem Abdülme­ bulunan tarih kö§künün üze­
cit Hanın İman mülkünün üstadı adli rine güne§ vurdukça parılda­
oldu mimarı yan bir güne§ arınasının da

***
bulunduğu anlatılmaktadır.
Fakat bugün bu arınadan da
Gelip geçtikçe halk-ı memleket bu
eser kalmamı§tır. Bugün bu
cisr-i (köprü) saniden
kö§kün içinde Edirne Sara­
Duasası Dübala kıldılar evradü ez karı
yı'nın bir resmi ile 1962 yılın­
Meriô_i Arda nehri ta revan oldukça da Uğur Derman Beyin yaz­
bu sudan dığı bir yazı bulunmaktadır.
O �ahin mülkünün feyzi ilahi
Eskiden bir yapı in§a edil­
"
ola enharı
diğinde üzerine edebi cümle-

Bölüm 5 • Merıç Köprüsü 167


ler ile o yapının tarihi dü§ürü­ Tarih içinde köprü civarın­
lürdü. Köprünün üzerinde daki bu sahillerde yüzlerce sa­
bulunan mısralar bu köprüye hilsaray ve kasrın bulunduğu,
ait iki ayrı tarihi saklamakta­ zevrak denilen sandallar ile
dır. İkinci mısranın noktalı insanların buralarda gezmeye
harflerinin ebcet ile rakamsal çıktıkları dönemin tarihçileri
değerleri toplandığında köp­ tarafından anlatılmaktadır.
rünün in§aya ba§lama tarihi
Edirne'de çevre manzarası
olan 1 2 5 8 ( 1 842) yılı çıkmak­
ve özellikle de gün batımının
tadır. Mısraların tamamının
en güzel seyredildiği yerler­
ba§langıç harflerinin rakam­
den biri olan bu köprünün
sal değerleri toplandığında ise
mimarı bilinmemektedir.
köprünün bitirili§ tarihi olan
1 263 ( 1 847) yılının ortaya
çıktığı görülecektir.

Sultan Abdülmecit Eyüp'te kılıç merasirnin den dönerken.

168 Bölüm 5 • Meriç Köprüsü


EKMEKÇIOGLU
. �

A� ME � �AŞA
.
KOPRUSU
Ekmekçioğlu olarak d a
adlandırılan Ahmed Pa§anın
Tunca Nehri üzerinde in§a
ettirdiği köprünün yapımına
ı 608 yılında ba§lanmı§ olup
ı 6 ı 5 yılında bitirilmi§tir. ı O
kemerli olup ı ı ayak üzerin­
de ta§ınan köprü, İstan­
bul'daki Sultanahmed Ca­
mii'nin de mimarı olan Se­
defldr Mehmed Ağa tarafın­
dan in§a edilmi§tir. Köprü­ Pa§a, sipahilikte bulunmu§
nün yapımı esnasında Edir­ ve yükselerek III . Meh­
ne'de bulunan ünlü Mimar med'in saltanat yıllarında
Hacı Şaban'ın da in§aata kat­ Defterdarlığa kadar yüksel­
kıları olmu§tur. mi§tir. İtibar ve servet sahibi
Köprü yapımından itiba­ olan pa§a, doğduğu toprak­
ren yakla§ık iki asır boyunca ları hayır eserleri ile donat­
Cisr-i Cedid (Yeni Köprü) mı§ bu sırada bu köprüyü de
olarak adlandırılmı§, Meriç Tunca Nehri üzerine in§a et­
Köprüsü'nün in§a edilmesi tirmi§tir. Üzerindeki tarih
ile birlikte Cisr-i Atik (Eski kö§künde bulunan kitabede
Köprü) veya bugünkü adıyla söylendiği kadarıyla Ahmed
(Ekmekçioğlu Ahmed Pa§a Pa§a, bu köprüyü yaparken
Köprüsü olarak anılmaya Tunca Nehri'ni dolduracak
ba§lanmı§tır. kadar çok altın ve gümü§
Doğma büyüme Edirneli harcamı§tır. Bu kitabenin bir
olan E kmekçioğlu Ahmed kısmı §öyledir:

Bölüm 5 • Meriç Köprüsü 169


sağlıklı bir §ekilde devamı
Ekmekçi zade Ahmed
için vakıflar kurdurmu§, hat­
Pa§a' yı kamkarı,
ta bugün köprüye çok yakın
Hayratını görenler icmez mi

hayr ile yad,


olup Türkoğlu Mahallesi
Bu devlee içre defterdar oldu
olarak adlandırılan bölgeye,
on sekiz yıl, köprüye bakacak ve bakımı­
Ba ha§meci vezaret ba devleti hü. nı sağlayacak ki§ilerin kal­
dadad, masına mahsus evler yaptır­
Doldurdu Tunca Nehrin mı§tır.
bi §Üphe sim-ü-zerle,
Rıfat Osman Bey, me§hur
Bu cisri bi adli lillah etti bünyad,

Maksudu bir duadır ancak


mimarlarımızdan Kemalet­
gelip geçenden,
tin Beyin, bu köprüyü çok
Layık budur ki sende beğendiğini ve sanat olarak
ruhunu idesin §ad. e§i bulunmaz gördüğünü ak­
tarmaktadır.
Ekmekçioğlu, Osmanlıda
hemen her hayır kurumunda
olduğu gibi bu köprünün ile­
riki yıllardaki hizmetinin

170 Bölüm 5 • Ekmekçioğlu Ahmet Pa�a Köprüsü


GAZi MİHAİL
KÖPRÜSÜ
Kapıkule üzerinde bulu­
nan Gazi Mihail Köprüsü,
Tunca Nehri üzerinde in§a
edilmi§tir. Köprünün mazisi
bir hayli eski olup, ilk kez Ro­
malılar tarafından yapılmı§tır.
Tarih boyunca deği§ik resto­ Köprüyü tamir edenlerin
rasyonlardan geçen köprüyü, arasında Sultan Çelebi Meh­
Osmanlıların Edirne'yi alma­ med ve Merzifonlu Kara Mus­
larından sonra tam te§ekküllü tafa Pa§a da vardır. Köprünün
olarak tamir ettiren ki§i Gazi harap bir hale geldiği ı 900 yı­
Mihail Beydir. Mihail Bey lında, II. Abdülhamid tarafın­
yaptırmayı dü§ündüğü Cami, dan İtalya'dan getirilen mi­
hamam ve a§evini bu köprü marlara, köprü yeniden yaptı­
yakınına in§a ertirince köprü rılmı§tır. Bu tarihten sonra da
de onun adıyla anılmaya ba§­ köprüye Hamidiye Köprüsü
lamı§tır. adı verilmi§tir.

YI LDIRIM
KÖPRÜSÜ
Yıldırım Cami civarında
bulunan bu köprünün ilk ya­
pım tarihi bilinmemektedir.
Yıldırım Bayezid döneminde
burada bir köprü olduğu bi­
linmektedir fakat ı488 yılın­
da Mimar Hayrettin tarafın­
dan köprüye son §ekli veril­
ortası yüksektir. Uzunluğu
mi§tir.
ı ı 9 metre, geni§liği 4,35 met­
Yontma ta§tan 9 kemerli re olup ilerleyen zamanlarda
olarak in§a edilen köprünün harap bir hale gelmi§tir.

Bölüm 5 • Gazi Mıhal ve Yıldırım Köprülerı 171


YALNlZGOl in§a edilmi§tir. Bu gorunu­
KÖPRÜSÜ §Ünden dolayı Yalnızgöz ya da
Tekgöz Köprüsü olarak ad­
Tunca Nehri üzerinde Sul­ landırılan yapının in§a tarihi
tan II. Bayezid döneminde 1 57 0'dir.
külliye ile birlikte Bayezid Tunca Nehri'nin ta§kınları
Köprüsü de in§a edilmi§tir. bir süre sonra bu iki köprü­
Fakat bu in§adan yakla§ık bir nün arasını da istila etmi§ ve
yüzyıl sonrasında hemen her halk selameti bu iki köprüyü
yıl ta§an nehir yol güzergihı­ birle§tirmekte bulmu§tur.
nı zorlamı§ ve çatalla§arak bu
köprüden bir önceki köprü
olan Saraçhane'nin altından
SARAÇHANE
geçer geçmez yeni bir gü­ KÖPRÜSÜ
zergaha doğru akınaya ba§la­
mı§tır. Böyle bir durum da Edirne'de bulunan Os­
Bayezid Şifahanesi · ve çevre­ manlı yapısı köprüler-in ilki­
sindeki İmaret Mahallesi'ni dir. Sultan II. Murad'ın vezir­
§ehirden koparmı§tır. lerinden Şehabettin Pa§a ta­
II. Selim döneminde, Mi­ rafından 1 4 5 1 yılında yaptı­
mar Sinan tarafından bu böl­ rılan köprü, 1 O kemerden
genin yeniden §ehre bağlan­ olu§up l l ayak tarafından ta­
ması amacıyla yeni gü­ §ınmaktadır. Köprünün he­
zergahtan akan Tunca Nehri men yanına bir cami ve bir de
kolunun üzerine, tek bir ke­
hamam in§a ettirilmi§ ve za-
mer halinde yeni bir köprü

172 Bölüm 5 • Yalnızgöz Köprüsü


manla burada, Şahabettin
Pa§anın adıyla anılan bir de
mahalle olu§IDU§tur. Fakat
Tunca Nehri'nin hemen her
yıl gerçekle§en ta§kınları ne­
deniyle bu mahalle ortadan
kalkmı§tır.
Köprü, bir de tarih kö§kü­
ne sahiptir. Buradaki on ınıs­
ralık levhada köprünün II.
Mustafa tarafından tamir BAYEZiD
olunduğu anlatılmaktadır. KÖPRÜSÜ
Gerçekten de Sultan II. Mus­
tafa, saltanatının son yılında
( ı 702) köprünün orta kemeri I I . Bayezid döneminde
yıkılınca burayı onartmı§tır. Edirne §ehrinin dı§ına yeni
Bu tamir döneminde köprü­ bir mahalle kurularak bizzat
nün onarıcısının adıyla anıl­ padi§ah tarafından buraya
ması istendiyse de halk bura­ bir cami etrafında §İfahane,
ya Saraçhane Köprüsü deme­ imaret, tıp medresesi vb. ku­
ye devam etmݧtİr. rumsal binalar yapılmı§tır.
Fakat bu yeni yerle§İm mer­
kezi ile §ehir arasında zaman
zaman ta§kınlar yaparak et­
rafı su yu ile istila eden Tunca
Nehri geçmektedir. Bu ne­
denle imaretler ile §ehir ara­
sına bir köprü yapılmasına
gerek duyulmu§tur. ı 488 yı­
lında Mimar Hayrettİn tara­
fından İn§a edilen köprü 6
kemerlidir.

Bölüm 5 • . 1 .-ı vt :3ayez •l kopr.ıltrı 1 73


SARAY KOPRUSU tamamı ortadan kalkarken
.. .. ..

günümüze sadece kagir hale


Tunca Nehri'nin iki kolu getirilen ikisi ula§abilmi§tir.
arasında kalan adacığın §ehir O yıllarda bu köprülerden §e­
ile bağlantısını sağlayan iki hirden adaya çıkılana Sarayiçi
adet köprü vardır. Bunlardan Köprüsü denilirken diğerine
§ehre yakın olan ve 1 5 54 yı­ de Cephanelik Köprüsü deni­
lında Kanuni Sultan Süley­ liyordu.
man tarafından Mimar Si­
Yontma Ta§lar ile in§a edi­
nan'a yaptırılan köprüye Sa­
len, be§ kemerli ve altı ayak
ray Köprüsü denilmektedir.
üzerinde ta§ınan Sara,y Köp­
Bir dönem Kanuni Köprüsü
rüsü'nün iki ayağı, bir ta§kın
olarak da adlandırılan yapı 60
sırasında sürüklenen oldukça
metre uzunluğunda olup 4,5
büyük bir kütüğün çarpması
metre geni§liğindedir. Önceki
sonucunda harap hale gelmi§,
yüzyıllarda üzerinde birçok
dönemin Belediye Ba§kanı
kasır ve kö§k bulunan bu kü­
Dilaver Bey tarafı�dan tamir
çük adaya, burada ikamet
edilmi§tir.
eden Osmanlı padi§ahları ah­
§ap köprüler ile geçerlermi§.
Geçen yüzyıllarda bunların

1 74 Bölüm 5 • Saray Köprüsü


FATİH KÖPRÜSÜ
Tunca Nehri'nin Sarayiçini
saran Yeni Saray tarafındaki
kolu üzerine yapılmı§tır. Bu­
radaki ilk köprünün Fatih
Sultan Mehmed zamanında
yapıldığı sanılmaktadır. Bu
sebeple de bu köprü Fatih
Köprüsü adıyla adlandırıl­
maktadır.

Dört ayak üzerine, ikisi


küçük, biri büyük olmak üze­
re üç kemerli bir yapıya sa­
hiptir. 34 metre uzunluğunda
olan ve bo§altma gözleri bu­
lunan köprü, 1 844 yılında,
yanındaki Yeni Saray'ın cep­
hanelik olarak kullanılmaya
ba§laması üzerine Cephanelik
Köprüsü adıyla adlandırılına­
ya ba§lamı§tır.

Bölüm 5 • Fatih Köprüsü 175


ÇELEB I MEHMED •

B ED ESTEN I
uzun yüzlerinde 1 4'er, kısa
yüzlerinde ise 4'er dükkanın
bulunduğu 36 hücre yer al­
maktadır. 4 1 metreye 7 5 met­
re ölçülerinde olan bedestenin
dı§ yüzeylerinde de dükkanlar
bulunup bunların içeridekiler­
le hiçbir bağlantısı yoktur. Bi­
nanın çok akıllıca in§a edildi­
ği, kö§e dükkaniarın planlan­
ma §eklinden de anla§ılmakta­
Çelebi Mehmed tarafın­ dır. Normalde her kö§ede "L"
dan Eski Cami'ye· gelir getir­ §eklinde yamuk bir dükkan
mek için, 1 4 1 8 yılında yaptı­ olu§acak iken kö§elef dikkatli­
rılan bedestenin mimarı Ala­ ce ortadan ikiye ayrılmı§ ve
addin'dir. Bedesten 14 kub­ üçgen §ekilde iki ayrı dükkan
beden olu§up, dikdörtgen ortaya çıkmı§tır.
planlıdır ve her kenarında Dı§ dükkan yapılarının
tam merkeze bakan dört ka­ cephe duvarları kllfeki ta§ı ile
pısı vardır. tuğla sıraları ile örülmü§, ke­
Erken Osmanlı dönemi ti­ mer ve tonozlar sadece tuğla,
cari yapılarının en güzel ör­ iç mekandaki büyük ayaklar
nekleri nden biri olan yapının ise sadece küfeki ta§ından ya-

178 Bölüm 6 • Çelebi Mehmet Bedesreni


pılmı§tır. Çatı kubbeleri ise kesinlikle sadece kapalı çar§ı
kur§un kaplamadır. konumunda olan bir yapı gel­
Basık sivri tonozla örtülü memelidir. Bedestenler kendi
dükkaniarın alın kemeri hiza­ dönemlerinin bankaları gibi ça­
sından geçen ah§ap bir saçak lı§maktadırlar. Dönemin me§­
bütün yapıyı dolanmaktadır. hur tüccarları buradan dükkan
Bedestenin örtü sisteminde kiralar ve buraların dolap deni­
yükseklikleri 16 metreyi bu­ len kasalarına en değerli e§yala­
lan kubbelere geçi§ pandantif­ rını depolarlardı. Bugün ban­
lerle sağlanmı§tır. Bu kubbeli kadan kasa kiralama ile aynı
örtü sistemi, yapıyı çepeçevre mantıkta i§leyen bu sisteme ait
saran dükkan sırasından daha dolaplardan birkaç tanesi hala
yüksek tutulmu§tur. Böylece çar§ı içinde görülebilmektedir.
de beden duvarlarının Dükkanlar içindeki duvara ya­
dükkaniarın çatı tonozları hi­ kın olarak yapılan bu daracık
zasından yukarıdaki yüzlerin­ kısımlar, herkesin rahatlıkla
de, her kubbe hizasında bir ta­ buralara ili§ebilmelerini engel­
ne olmak üzere pencereler açı­ lemekteydi. İsteyen herkes bu­
larak iç mekanın aydınlatıl­ raya herhangi bir ta§ınabilir e§­
ması sağlanmı§tır.
yasını emanet olarak verebil­
Bedesten deyince aklımıza mektedir.

Bedesten' in
yan giri§
kapısı.

Bölüm 6 • Çelebi Mehmet Bedesreni 179


Bedesren'den iki ayrı pencere alınlık derayı.

Bu emanet dolaplarında Bedesten'in iç kısmının sa­


bazen o kadar değerli e§yalar dece gündüz kullanıldığı, gece
saklanıyordu ki Evliya Çele­ olunca kilitlendiğinin en bü­
bi'nin anlatımı ile bu bedesten yük göstergesi örtü sistemin­
her gece 60 tane Yeniçeri tara­ deki pencerelerin azlığıdır. Bu
fından korunmaktaydı. Yine tarz ticari yerler ak§am ezanı
Evliyanın tabiriyle buradaki ile birlikte kapatılırdı.
elmas ve mücevherler, Mısır
1948 yılında bedesten ör­
hazineleri gölgede bırakacak
tü sisteminde onarımlar ya­
kadar çoktu. Edirne' de ikamet
pılmı§tır. Yapı günümüzde
eden, İngiliz elçisinin karısı
çar§ı olarak kullanılmakta
Lady Montegu, mektupların­
olup, İstanbul'daki daha bü­
da çaqılarda ve bedestende
yük bedestenlerin öncüsü du­
gördüğü mücevherli eğerler­
rumundadır.
den, sırmalı ko§umlardan de­
taylı bir §ekilde bahsetmi§tir.

Bedestenin
içinden bir
görüntü.

1 80 Bölüm 6 • Çelebi Mehmed Bedesreni


••

RUSTEM PAŞA
I<ERVANSARAYI
Kanuni Sultan Süley­
man'ın ünlü sadrazaını ve da­
madı Rüstem Pa§a tarafından
1 56 1 yılında Mimar Sinan'a
yaptırılmı§tır. Klasik Osman­
lı kervansaray mimarisinin en
önemli örneklerinden biridir.
Aviulu hanlar planında olup,
bu dikdörtgen avlunun etra­
fına iki katlı odalar yerle§tiril­
mi§tir. Kervansaray içindeki
oda sayısı 1 02'dir. İç avluya
bakan katların yüzleri revak­
lıdır. Kervansarayın ikinci ka­
tında bulunan oda önlerinde­
ki revaklı kısımda korkuluk yanların yataklarını buralara
bizasında yüksek platformlar
sererek rahat bir havada din­
vardır. Bu yüksek kısım hem
lenmelerini sağlar.
korkuluk kolunu yükselterek
avludaki ki§ilerin oda kapıla­ Kervansaray içinde bulu­
rını görmelerini önler hem de nan odalar, ocaklı ve ni§li bir
sıcak yaz günlerinde konakla- yapıya sahiptir. Yapının üst

Bölüm 6 • Rüstem Pa§a Kervansarayı 181


katında bulunan odalar sıra­ radan dört kö§e biçime dö­
sında kö§elere de birer oda nܧtürülmesi, bazı yerlere ye­
konularak akıllıca bir mimari ni pencerelerin eklenmesi ve
plan uygulanmı§tır. Burada sivri kemerierin doldurulma­
da Mimar Sinan ustalığını or­ sı, yapının görüntüsünü boz­
taya koyarak "L" §eklinde bir mu§tur. Üst kat koridorların
oda in§a etme kolaylığı yerine örtü sisteminde çapr_az tono­
zor bir plan uygulayarak bir zun bir türü olan manastır to­
kö§e oda olu§turmu§tur. nozu kullanılmı§tır.

Duvarlar kesme ta§ ve Kervansarayın ikinci ka­


tuğladan örülmü§ olup yapı­ tındaki koridorlar arasında,
ya ayrı bir hava kazandırmak­ eyvan denilen, üç cephesi ka­
tadır. Üst kat pencere ve kapı palı, bir cephesi açık mimari
kemerierindeki tuğla süsle­ unsurlar kullanılarak yapının
meleri orijinal halindedir. Siv­ havalandırılması ve aydınla­
ri kemerli pencerelerin, son- ttlması sağlanmı§tır. Eyvanlı

182 Bölüm 6 • Rüstem Pa§a Kervansarayı


Ketvansarayın
ikinci katından
bir kö§e ve
avluda Ruslar
tarafından
yıkılan
mescitten
günümüze
kalan
§adırvan.

yapı aynı zamanda mimariye mekana sığı§tırılmı§tır.


ayrı bir güzellik katmı§tır. Rüstem Pa§a Ketvansara­
Sinan mimarisinde merdi­ yının dı§ cephesinde, yapıya
ven ve tuvalet gibi öğeler göz­ gelir getirmek amacıyla 2 1 adet
den mükemmel §ekilde gizle­ dükkan in§a edilmi§tir. Bu
nen mekanlardır. Burada da dükkanlar günümüzde de fa­
bu kadar geni§ bir alana in§a al olarak i§letilmektedir.
edilen merdiven adeta gözler­ Mimar Sinan tarafından
den saklanarak daracık bir ketvansarayın in§a edildiği yıl-

Bölüm 6 • Rüstem Pa§a Kervansarayı 183


larda avlunun ortasına alt katı marlık Ödülü'ne layık görül­
§adırvanlı abdesthane olan §İ­ mü§tür. Uzun yıllar Edirne
rio bir mescit yapılmı§sa da 93 civarında yetݧtirilen ipek bö­
Harb i sırasında ( 1 877-78) ceklerinin kozalarının pazar­
Edirne'yi ݧgal eden Ruslar ta­ landığı kervansaray 1972 'den
rafından yıkılmı§tır. bu yana otel olarak kullanıl­
maktadır. Yapının ana girݧݭ
Rüstem Pa§a Kervansara­
nin sağlandığı binaya biti§ik
yı'nın örtü sisteminde her
yan avlu içinde tarihte hay­
odanın üzeri küçük bir kubbe
van ahırları olarak kullanılan
ile örtülü olup, yuvarlak ke­
bölümler bugün oyun salon­
merli ana kapının üstündeki
ları ve kafeterya olarak de­
kubbe yivlidir.
ğerlendirilmi§tir.
Osmanlı-Rus Sava§ı'nda
ileri derecede tahrip edilen
yapı, son yıllarda onarılmı§
ve bu restorasyon ba§arısın­
dan dolayı da Ağa Han Mi-
. ""'

EI<MEKÇIOGLU AHMED
PAŞA I<ERVANSARAYI
Halk arasında Anekadın
Hanı olarak da bilinen bu
kervansaray, Tunca Nehri
üzerinde yine kendi adıyla
anılan köprünün de banisi
olan Ekmekçioğlu Ahmed
Pa§a tarafından yaptırılmı§tır.

1 609 yılında Edirne'ye ge­


len I. Ahmed'in, Edirne'ye bir
kervansaray yapılmasını iste­
mesi üzerine, dönemin def­
terdan olan Ekmekçioğlu
Ahmed Pa§a bu yapının in§a­
sına ba§lamı§tır. Yapının mi­
marı dönemin ünlü sedef us­
talarından Ba§ Hassa Mimarı bulunduğu bilinmektedir.
Mehmed Ağadır. Ayrıca büyük avlusu etrafında
Yapıldığı dönemde etrafın­ iki hanı ve imareti de bulun­
da çok canlı bir sosyal tesis maktadır. Selimiye Arasta­
olan ketvansarayın önünde sı'nda olduğu gibi bu yapının
ba§tan ba§a kagir dükkanların da bir dönem sonra çatı kur-

Bölüm 6 • kır ekcıı ıt! l u Alımed P<l.§a Ken·ansarayı 185


§unları sökülmü§, yerine ko­ vesinde röleve ve restıtusyon
nulan kiremiderin tam koru­ projeleri hazırlanan kervansa­
ma sağlayamaması üzerine bi­ rayın restorasyonu tamam­
nada yıpranmalar olmu§tur. landıktan sonra uluslararası
Daha sonraki dönemlerde ba­ ticaret merkezi, olarak kulla­
§ına gelen yangın ve deprem nılması dü§ünülmektedir.
felaketleri ile kervansaray kul­
lanılamaz bir hale gelmi§tir.
Edirne'deki tarihi yapılara
sahip çıkma çalı§maları çerçe-

1 86 Bölüm 6 • Ekmekçioğlu Ahmed Pa§a Kervansarayı


• •

SEMIZ ALI PAŞA


ÇARŞI SI
Kanuni Sultan Süley­
man'ın damadı Rüstem Pa§a­
dan sonra dört sene sadra­
zamlık makamında bulunan
Semiz Ali Pa§a tarafından
1 569 yılında Mimar Sinan'a
in§a ettirilen kapalı çar§ı ti­
pindeki yapıdır. Altı kapısı
vardır. İkisi çar§ının uçların­
da, üç tanesi doğu cephesin­
de, bir tanesi de batıya bakar.

Uzun ince bir plan üzeri­ lerini Babaeski'deki ve Edir­


ne in§a edilmi§ olup, Kule ne'deki camilerine vakfet­
Kapısından İğneciler Kapısı mi§tir.
yanındaki Direk Çaqısı'na Zamanın en gözde alı§Ve­
kadar uzanmaktadır. ri§ mekanlarından biri olan
Osmanlıda bu tarz ticari çaqıda dükkan sahibi olmak
yapılar çoğunlukla bir hayır büyük bir mesele olduğu
kurumuna gelir sağlamak için, o zamanlar "Burada
için in§a edilirlerdi. Semiz dükkan sahibi olmak değme
Ali Pa§a da bu çaqının gelir- adamın karı değildir. " §eklin-

Bölüm 6 • Semiz Ali P�a Çaqısı 1 87


de bir darbı mesel de yayıl­ kesine yazdığı mektupların­
mı§tır. da, Londra'da bu kadar te­
miz bir çaqının bulunmadı­
Tarih içinde birçok seyyah
ğını dile getirmi§tir.
bu çaqıyı övegelmi§lerdir.
Bunlardan biri de me§hur Dı§ duvarları kesme ta§la
seyyahımız Evliya Çelebi'dir. örülü olan yapının uzunluğu
Birçok övgü ile yapı hakkın­ 300 metredir. 1992 yılında
da bilgi veren Evliya Çelebi tamamen yanan çar§ı yoğun
çar§ı içinde 360 adet dükkan bir restorasyon çalı§ması son­
olduğundan bahseder. Çaqı rasında 2 5 Kasım 1997 'de
hakkında dönemin §airleri de yeniden hizmete açılmı§ olup
övgü ifadeleriyle ·s üslü §iirler içinde 1 3 0 adet dükkan bu­
kaleme almı§lardır. Edirneli lunmaktadır.
Şair Tigi çar§ının tarihini §U
mısralar ile dü§ürmܧtÜr.

Bizim seyyahlarımız dı­


§ında yabancı gezginlerinde
ilgisini çeken Ali Pa§a Çar§ı­
sı için İngiliz büyükelçisinin
karısı Madam Montegu, ül-

1 88 Bölüm 6 • Semız Ali Pa§a Çar§ısı


• •

SELIMIYE ARASTASI
Sultan II. Selim'in oğlu
III. Murad tarafından Selimi­
ye Camiine gelir getirmek
amacıyla Mimar Sinan'ın çıra­
ğı olan Davut Ağaya yaptırıl­
mı§tır.

İçerisinde aynı çe§it mal­


ların üretilip pazarlandığı es­
naf topluluklarının olu§tur­
duğu çar§ılara "arasta" denil­
mektedir. Evliya Çelebi'nin
anlattığına göre burada da Selimiye Arastası'nın ݧlemeli Dua Kubbesi.

ayakkabı üreticileri ve satıcı­ kendilerine mahsus hitap §e­


ları toplanmı§tır. Bu nedenle killerini de teferruatı ile an­
de yapıya Kavaflar Arastası latmaktadır.
denilmi§tir. Seyahatnamesin­
Selimiye'nin sağ tarafında­
de burada satılan çe§it çe§it
ayakkabının isimlerini veren ki yamaca in§a edilen yapı 2 5 5
Evliya, ayakkabıoların mal­ metre uzunluğa sahip olup 7 3
larını satarken mܧterileri kemerden olu§maktadır. İçin­
ikna etmek için kullandıkları de ve dı§ında toplam 1 24 adet

Bölüm 6 • Selimiye Arastası 1 89


dükldn vardır. Arastanın en rasında bu kur§unlar sökül­
ilginç yönlerinden biri de, Os­ mܧ ve tamir masrafları için
manlı ticaret merkezlerinde kullanılmı§tır. Kur§un yerine
yaygın olarak kullanılan bir kiremit ile kaplanan yapı eski
"dua kubbesi" nin bulunması­ görüntüsünü kaybetmi§tir.
dır. Adet olduğu üzere her sa­
Balkan Sava§ı'ndaki uzun
bah dükkanını açan esnaflar
ku§atma sırasında dü§man
öncelikle bu kubbenin altında
güllelerinden iki tanesi bu ta­
toplanır ve alı§veri§lerinin ha­
rihi arasraya dü§mܧ ve duvar­
yırlı ve bereketli geçmesi için
larını tahrip etmi§tir. Bugün
dua ederlermi§.
farklı esnafların kullandığı bir
Arastanın in§a edildiği yıl­ kapalı çar§ı olarak kullanıl­
larda çatısı kur§unla kaplı maktadır.
olup, 1874 yılındaki tamiri sı-
TAŞ HAN
Üç Şerefeli Cami'nin kar§ı­ neticesinde orijinal gorunu­
sında, Sokullu Hamarnı'nın münü kaybetmi§tir. Günü­
biti§iğinde bulunan han, ha­ müzde otel olarak kullanıl­
mam gibi Sokullu Mehmed maktadır.
Pa§a tarafından Mimar Si­
nan'a yaptırılmı§tır. Yüzyıllar
içerisinde geçirdiği tamirler

Bölüm 6 • Ta§ Han 191


. D EVECI HAN
nılmı§tır. 19 5 3 yılında yeni­
den bo§altılan han, 1993 yı­
lında Kültür Bakanlığınca,
Vakıflar Genel Müdürlüğün­
den kiralanmı§ ve restore
edilmeye ba§lanmı§tır. 2000
yılında Kültür Müdürlüğüne
bağlı bir birim olarak açılı§ı
gerçekle§tirilen Deveci Han,
§ehre hitap eden çe§idi kültür
aktiviteleri için kullanılmak­
tadır.
Bu tarihi' ortam içerisinde
Yapılı§ tarihi . ve yapıcısı yapılan kültürel faaliyederin
hakkında kesin bir bilgi bu­ ba§lıcaları §unlardır� fotoğraf,
lunmayan hanın, 16. yüzyılda ebru, resim sergileri, ah§ap
yapıldığı tahmin edilmekte­ boyama, Roman halk dansla­
dir. Osmanlı Divanının defter rı topluluğu kursları, kera­
kayıtları yanında resmi' def­ mik, seramik ve Edirnekari
terlerin muhafaza edildiği bir çalı§maları ile aynalı süpürge,
nevi defterhane olarak kulla­ mis sabunu vb. Edirne'ye mal
nılan yapı, uzun yıllar bo§ olmu§ ürünlerin tanıtımı.
kalmı§, 19. yüzyılın ortaların­
da ise hapishane olarak kulla-

1 92 Bölüm 6 • Deveci Han


HAVLU C U LAR HAN I
Ekmekçioğlu Ahmed Pa§a Hanı denilmi§tir. Daha son­
tarafından ı 7 . yüzyılda ya­ raları, pamuklu kuma§lar ve
nındaki sebil ile birlikte in§a astarlıklar dokuyanlar tara­
edilmi§tir. Yediyol ağzında fından kullanılmaya ba§lan­
bulunan yapı ilk yapıldığı mı§ bu nedenle de Astarolar
halini koruyamamı§, ı 7 5 2 Hanı olmu§tur. En son olarak
depreminde üst katını kaybe­ da havlucular esnafı tarafın­
den han, tamir sırasında §ekil dan kullanılmaya ba§lanmı§
deği§tirmi§tir. ve Havlucular Ham olarak
isimlendirilmi§ tir.
Bu handa bir aralar solak­
lar bulunduğu için Solaklar
I<APAN LAR
Kabban Arapça mizan an­ hak ettiği kazancı elde edebi­
lamına gelmektedir. Osmanlı lecek ve malın fiyatı, gereksiz
§ehirlerindeki ticaret hayatını aracılar nedeniyle artmaya­
düzenleyen önemli yerlerden caktır.
biri de kapanlardır. Buralar,
Ticaret hayatının son de­
ürünlerin tartıldığı büyük
rece canlı olduğu Edirne gibi
kantarların bulunduğu alı§Ve­
tarihi bir §ehirde de tarih içe­
ri§ mekanlarıdır. Un, yağ, bal
risinde birçok kapan kurul­
ve yemi§ gibi birçok çe§idi
mu§tur. Bunlardan ba§lıcala­
olan kapanlarda amaçlanan,
rı §unlardır.
üretici ile satıcıyı bir araya
getirmek ve aracıları ortadan Yem i§ Kapanı: Eski Ca­
kaldırmaktır. Böylece üretici mi'den Selimiye'ye çıkarken
yolun sol tarafında büyük bir
yapı halinde bulunmaktay­
mı§. IL Ahmed tarafından
yaptırılan ve iki katlı olan bu dır. Bal Kapanı'nın bulundu­
bina geni§ bir aviuyu çevre­ ğu bu yer günümüzde Dila­
lemekteymi§. ver Bey Parkı içinde kalmı§­
tır.
Bal Kapanı: Yemi§ Kapa­
nı'nın yanında bulunan bu U n Kap anı: Gazi Heyke­
kapanın III. Murad döne­ li'nin arkasında kalan bölüm­
minde yapıldığı sanılmakta- de bulunmaktaydı. ı 746
yangınında ağır hasar gören
bu kapan ı 7 5 2 depremi son­
rasında kaldırılmı§, yerinde
ise sadece adı kalmı§tır.
...,

ÇEŞMELER
Geçmi§teki §ehirlerde gü­ çe§me ve sebillerinden §Öyle
nümüzde olduğu gibi su §e­ bahsetmektedir:
bekeleri yaygın olmadığı için
"Edirne'nin mehasinin­
her eve su gitmez, insanlar su dendir ki eshab-ı hayrat ve
ihtiyaçlarını mahalle çqmele­ muberrat altı mevzide fast-ı
rinden kaqılarlardı. Bu se­ §ita ve eyyam-ı sermada ab­
beple de bu meydan çe§mele­ dest alınağı içün sıcak su
ri son derece yaygın idi. Yapı­ muslukları peyda etmi§lerdir
lan ara§tırmalarda eskiden ki biri Üç Şerefeli Camii hazi­
Edirne'de bulunan mahalle resinde ve biri Gül§eniler
çe§melerinin sayısının 300 ci­ Hankahında ve ikisi Ali Pa§a
varında olduğu, bunların da­ çar§ısında ve biri Ay§e Sultan
ha küçük boyutlu olanları ile Camii kurbindedir."
birlikte sayılarının 1 OOO'i
Şehirle§menin yeniden ya­
geçtiği bilinmektedir.
pıldığı ve modern altyapı te­
Edirne'nin Osmanlı padi­ sislerinin kurulduğu yıllarda
§ahlarının gözdesi olduğu dö­ bu çe§meler dikkate alınma­
nemlerde çe§melerin bazıla­ yarak çoğu atıl � ir vaziyette
rından halkın kı§ın rahat et­ bırakılmı§ sadece 30 kadarın­
mesi için sıcak su akıtıldığı dan su akıtılmaya devam et­
da· bilinen bir gerçektir. Ta­ mi§tir. Geçen zaman içinde
rihçi Abdurrahman Hıbri, alt yapı çalı§maları, çe§mele­
Edirne'de akıtılan sıcak su rin musluklarının hırsızlık

198 Bölüm 7 • Çe�meler


pısı formundadır. Üç cepheye
sahip olup, oluklu kiremider
ile örtülü ah§ap bir çatısı var­
dır. Yan tarafında su fırılda­
ğı da bulunan çe§me günü­
müzde bakımsız bir halde bu­
lunmaktadır. Celi talik hat ile
yazılmı§ kİtabesindeki man­
zum yazının bir kısmı §öyle­
dir;
Akıttı Edrine jebrinde bir lll

olayları ile çalınması ve farklı Kim itti cüra1111 Keımr tememıa


ihmaller sonucu bu çe§meler
Göriindii feyz i1mi MttJtafa'd<ın
bakımsız kalmı§ ve birçoğu­
nun suları kesilmi§tir. Edir­ Medine Eririne ma azmi zerka
ne'de bulunan önemli çe§me­
Yahya Bey Çe§mesi
lerden ba§lıcaları §unlardır:
Selimiye'ye doğru inen yo­
Merzifonlu Kara Mustafa
lun Yahya Bey Camii'ne ba­
Pa§a Meydan Çe§mesi
kan sağında bulunan çe§me
Selimiye Camii'nin yan Şipkalı Yahya bey tarafından
giri§lerinden birinin hemen yaptırılmı§tır.
önünde bulunan bu meydan
çe§mesi, IV Mehmed Döne­ Rıfat Osman Çe§mesi
minin ünlü veziriazamların­ Osmanlı meydan çe§mele­
dan Merzifonlu Kara Musta­ rinin Avrupai tarzdaki, barok
fa Pa§a tarafından yaptırıl­ ve gotik sonrasındaki neokla­
mı§tır. ı 667 yılında bu çe§­ sik tarzını yansıtmaktadır.
meyi İn§a ettirmeye ba§layan ı 9 ı 7 yılında Halk Eğitim
Merzifonlu, o yıllarda sadra­ Merkezi'nin yapıldığı yıllarda
zam kaymakamı olarak çalı§­ İn§a edilmi§tir. Ktıqun kub­
maktadır. besi, sütunceli yapısı, mukar­
Kesme ta§tan ve klasik üs­ naslı alınlıkları ve s�lçuklu
lupta İn§a edilen çe§me, ön göbekleri ile milli mimari tar­
cephesi yönüyle medrese ka- zını andırmaktadır.

200 Bölüm 7 • t ıl' kr


Sarı Cami Çe§mesi maruz kalmı§ ve çok sayıda
can kayıpları görülmü§tür.
Şehrin Küçükpazar sem­
Balkan Sava§ı dönemindeki i§­
tinde bulunan ve Çelebi Meh­
gal yıllarında da Edirne'de ve­
med'in hocası sofu Bayezid ta­
ba, kolera ve lekeli tifo gibi
rafından yaptırılmı§ olan ca­
hastalıklar ba§ göstermi§, hal­
minin çe§mesidir. Kesme ta§­
kı bu illetlerden korumak için
tan yapılma bu kemerin cep­
gönüllü sağlıkçılarımız kendi­
helerinden birinde üç ni§li bir
lerini seferber etmi§lerdir. ݧte
diğerinde ise bir ni§li çe§me ar­
bu kahramanca mücadele sıra­
kalığı bulunmaktadır.
sında bu hastalıklara yakala­
Tabipler Çe§mesi nan üç doktorumuz da §ehi­
Çelebi Mehmed Bedeste­ den vefat etmi§lerdir. ݧte
ni'nin önündeki park içinde kimselerin fark etmedikleri bu
bulunan bu çe§me, yapılma park içindeki bu mütevazi çe§­
maksadının ta§ıdığı değer, üze­ me, aslında uzun kitabesi ile
rindeki hat yazılarının güzelliği bizlere hem bu civanınert sağ­
ve bu yazıların bizlere verdikle­ lıkçılarımızın mücadelesini an­
ri haberler bakımından büyük latmakta, hem de o yıllarda
önem ta§ımaktadır. Edirne halkının bu hastalıklar­
daki kaybını rakamlarına ka­
Bilindiği gibi Edirne §ehri dar vermektedir.
tarih boyunca birçok kez i§ga­
le uğramı§ ve yokluklar gör­ Şimdi hep birlikte bu çe§­
mܧtÜr. Böyle zamanlarda §e­ menin farklı yüzlerindeki yazı­
hir halkı salgın hastalıklara da ları inceleyelim.

Tabibler çe§mesinin ana kitabesi.

Bölüm 7 • Çe�meler 201


Tabibler Çe§mesi'nin Balkan Sava§ı salgın hastalıklarını rakamlarıyla
anlatan ve belge niteliği ta§ıyan ikinci kitabesi.

Çe§menin bedestene ba­ zel rumi motifler ve kufı hat­


kan yüzünde üç tane madal­ lar vardır. Kufı hatla çok na­
yon bulunmaktadır. Bu ma­ dir olarak yazılan Besmele,
dalyonların içlerinde, (Tabip bir madalyon içerisinde istifli
Kehhal Cevat Seyyid), (Tabip bir §ekilde burada görülmek­
Cerrah Mustafa Ahmet), (ta­ tedir.
bip Kimyager Mustafa Asım)
Çe§menin arka yüzünde
yazmaktadır ki bunlar halkın
rik'a ile yazılmı§ olan kitabe
sağlığı ile me§gul iken vefat
eden doktorlarımızdır. ise bizlere, o günkü Edirne
halkının maruz kaldığı duru­
Vefat eden doktorların mu tüm teferruatı ile anlat­
ölüm tarihleri ise §öyledir: Ta­ maktadır.
bip Cerrah Mustafa Ah­
met, 1 1 -Şubat- 1 3 2 9 ; Tabip "Cenab-ı Hafız-r hakiki
Göz Hekimi Cevad Seyyid, haki paki vatani Osmani bil
26 Şubat 1 3 29. Hicri 1 3 29 cümle muhasebetten muha­
yılı, miladi 1 9 1 2 yılına denk faza buyursun. Amin.
gelmektedir. Bu da Balkan 1 326 senesi ağustosunda
Harbi sırasında buralarda bü­ ba§layarak 1 3 30 senesi mayı­
yük bir veba ve kolera salgını sında nihayet bulan büyük
olduğunu açıkça ortaya koy­
salgında kaleradan 1 070, le­
maktadır.
keli tifodan 984, humma-i ra­
Çe§me aynasında çok gü- ciden 5 01 hasta hastahaneye

202 Bölüm 7 • Çe�meler


duhul etmi§, bu hastagendan si 30. ayet yazılı olup manası;
1 3 5 8'i §ifayaben kurtulmu§lar "Mektup Süleyman'dandır ve
ve kaleradan 5 8 1 , tifodan 344 Rahman ve Rahim olan Allah'ın
ü de humma-i raciadan 7 2 adıyla diye bajlar. "
mevt vuku bulmu§tur. B u
mühliki dayi esnasında etib­ Çe§menin Karaağaç'a ba­
hadan üç arkada§ımız lekeli kan yönünde "En güzel sadaka
tifoya müptela olarak §ehiden su vermektir. " sözü yazar. Bu
irtihal ve darı beka etmi§ler. yazı 1928 yılında vefat eden
Ve bu çe§me §ehit arkada§­ Hırkayı Şerif Camii Hatibi
larımıza bir vesilei rahmet ol­ Ömer Vasfi Efendi imzalıdır.
mak üzere in§a kılınmı§tır."
Çe§menin dördüncü bölü­
Rifat Osman 1 1 3 34 - 1 9 1 6 münde yine bir ayeti kerime
Çe§me üzerinde bulunan yazılıdır. "Rableri onları temiz sıt
latince kitabede ise "Belediye ile sıtladı. " (İnsan, 21)
tarafından 1 971 yılında eski
jandarma okulu yanından nakle­
dilmipir. " yazmaktadır.
Hacı Adil Bey Çe§mesi
Evkaf Müdürü Sadreddin
Bey ile Dr. Rıfat Osman Beyin
projesini çizdikleri bu çe§me
1904 yılında Edirne valisi olan
Hacı Adil Bey tarafından yap­
tırılmı§tır. 1997 de bir restore
görmܧ olan çe§me Karaağaç
kasabası yolu üzerinde bulun­
maktadır.
Dört cepheye sahip çe§me­
nin yüzlerinden birinde celi
sülüsle yazılmı§ su ayeti bu­
lunmaktadır. "Her_{ey sıtdan ya­
ratılmı_{tır. " (Enbiya 30)
Diğer tarafında Nemi sure-

Bölüm 7 • V�nı<:ler 203


Hacılar Ezanı ve Çe§mesi de in§a edilen bu yapı, günü­
müzde Edirne - İstanbul yo­
Hacılar Ezanı mevkiinde
lunun da geçtiği dört yol kav­
bulunan ve Hacılar Ezanı adı
§ağının tam ortasındaki ada­
verilen yapı, Balkanlardan
cıkta kalmı§tır.
hacca gidecek ki§ilerin son
uğurlanma yeri olarak kulla­ Çe§menin yanında Kıbrıs
nılmaktaymı§. Köprülerdeki Magosa Fatih ve Muhafızı
tarih kasırlarına . benzeyen, Muzaffer Pa§anın kabri bu­
tek kubbeli, baldaken form­ lunmaktadır ki ölümü 1 5 86
lu bu yapıda hacılar uğurla­ olarak geçer. Mezar ta§ında
çok güzel bir Kıbrıs haritası
nırken arkalarından ezan
ile hilal ve yıldız konmu§tur.
okunurmu§. Bu yapının
Yakın zamandaki çevre dü­
önünde bir de harap halde
zenlemesinde adacık üzerin­
çe§me bulunmaktadır.
den geçen kaldırım kaldırıl­
Nazır Çe§mesi mı§, bu çalı§malar sırasında
toprak altından tarihi mezar
Edirne'de Bostancıba§ıla­
ta§ları çıkmı§tır.
rından Nazır Hacı Ömer Ağa
tarafından H.982 M. l 5 74 .

204 Bölüm 7 •

S EB I LLER
Osmanlı Devleti'nde hal­
kın pek çoğu hayatlarını in­
sanlığa hizmet noktasına en­
dekslemi§ler bu amaçla da
çevrelerini hayır kurumları ile
donatmı§lardır. Bu hayır ku­
rumları içinde en çok in§a
edilen yapılardan biri de hiç
§Üphesiz sebillerdir. İnsanla­
rın susuzluklarını gidermenin
sevabını dü§ünen hayırsever­
lerin, §ehirlerin hemen her
yerine in§a ettirdikleri bu ha­
yır yapılarından Edirne'de de
hemen her kö§ede bulunmak­
tadır.
Eskiden §ehirlerimizin bir­
çok yerini süsleyen sebillerin,
günümüzde pek çoğu harabe
halindedir. Bir kısmı ise büfe
olarak kullanılmaktadır. Ön

Bölüm 7 • , hill< r 205


kısımları kafesli bu yapıların
ne olduklarıOJ ve nasıl kulla­
nıldıklarınıbugün ne yazık ki
çok az insan tarafindan bilin­
mektedir.
Sebillerin içinde vazifeli
olan ki§iler günün erken saat­
lerinden itibaren buralara ge­
lerek mevsimin gerektirdiği
§ekilde serin §erbetler, buz gi­
bi sular veya sıcak içecekleri
hazırlar ve kafes telin ön tara­
Ay§e Kadın Sebili
fında bulunan kısma, insanla­
kısmı zaten kapalıdır. Bir kıs­
rın istifadesine sunarlardı. Bu
mı da yapılan düzenlemeyle
hizmet kar§ılığında da kesin­
normal çe§me haline getiril­
likle maddi bir §ey kabul edil­
mi§tir. Edirne'de bulunan se­
mez, sebillerden gelip geçer­
billerin ba§lıcaları §unlardır;
ken bir §eyler içenler yaptı­
ranların ruhlarına dua eder­ Ay§e Kadın Sebili
lerdi.
İstanbul yolu üzerinde bu­
Edirne'de çok az sayıda lunan Ay§e Kadın Camii ve
kalmı§ olan bu sebillerden Ahmed Pa§a Kervansarayı
bugün hiçbiri yapılı§ amacıy­ önünde bulunan sebil, Çelebi
la kullanılmamaktadır. Bir Mehmed'in kızı Ay§e Hanım
tarafından yaptırılmı§tır. Ah­
§ap çatılı ve kur§un kaplama­
lı bir örtü sistemine sahiptir.
Orijinal kitabesi olmayıp,
üzerindeki kitabe, tamiri dö­
neminde asılmı§tır.
'

Esat Muhlis Pa§a Sebili

Tahtakale Caddesi'nin giri­


§inde, Bitpazarı denilen yerde
bulunan sebil Edirne eski vali-

2 0 6 Bölüm 7 • Sebillcr
lerinden Hattat Esat Muhlis sonra eklenmi§tir. Caminin
Pa§a tarafından yaptırılmı§tır. son cemaat yeri ve abdestlik­
Burada daha önceki yıllarda lerinin 1 7 5 2 'de yapıldığı dü­
eski bir sebilin bulunduğu bi­ §Ünülecek olursa, sebilinde bu
liniyorsa da kim tarafından dönemlerde in§a edilmi§ ol­
yaptınldığı öğrenilememi§tir. ması akla yakındır. Sebilin
Yangınlarda iki defa harap barak yapısı da bu dönemin
olan sebil yine Esat Pa§a tara­ tarzını yansıtmaktadır. Eski
fından yenilenmi§tir. Cami Sebili bir dönem mu­
vakkithane olarak da kulla­
Eski Cami Sebili nılmı§tır. Sebilin üzerinde Ye­
Eski Cami'nin caddeye ba­ sarizade' nin çıraklarından
kan kö§esinde bulunan sebil, Nakka§Zade Mehmed tarafın­
cami ile aynı zamanda yapıl­ dan sülüs hatla yazılmı§ gayet
güzel su ayetleri bulunmak­
mı§ olmayıp buraya daha
tadır. Yazının yazılı§ tarihi
olarak 1 19 5 ( 1 78 1) yılı okun­
maktadır.
Ekmekçioğlu Ahmed Pa§a
Sebili
Ekmekçioğlu Ahmed Pa§a
tarafından 1 7 . yüzyıl ba§la­
rında yaptırılan sebil, Havlu­
cular Ham'nın arka kısmında
kalmaktadır. Sebil iki cephe­
ye sahiptir. Klasik Osmanlı
mimarisi tarzında olup düz
parmaklıklı yüzleri vardır. Ta­
rihi kaynaklarda bu sebilin
üzerinde eski bir kahvehane
de bulunduğu yazılmakta ise
de, 16. yüzyılın ortalarındaki
bir yangında ortadan kalk­
mı§tır. Sebil bugün atıl bir §e­
Eski Cami Sebili kilde durmaktadır.

Bölüm 7 • Sebıl ler 207


Hasan Çelebi Sebili Yıldırım Sebili
Eski Mustafa Pa§a yolu Yıldırım Bayezid Han ta­
üzerinde, Yıldırım Camii'nin rafından İn§a ettirilen cami­
hemen kar§ısında bulunan bu nin yanında imaret, köprü,
sebil, Edirne'de kalan son yaz­ §adırvan vb. külliye binaları­
lık sebillerden biridir. Yazlık nın yanında bir de sebil bu­
olması sebebiyle üstü açık olan lunmaktadır. Rusların ݧgali
yapı ne yazık ki bugün yarı sırasında imareti tahrip olan
yarıya toprağa gömülmü§ du­ külliyenin sebili ise bugün
rumdadır. Hasan Çelebi tara­ gözle görülür §ekilde ayakta­
fından yaptırılan sebilin kita­ dır. Üstü açık bir formda İn§a
besinde §unlar yazmaktadır: edilen bu sebil de bugün yol
seviyesinin a§ağısında kalması
Sahib-iil hayrat Hasan bin sebebiyle toprak altında kal­
Mmtafa Çelebi ma tehlikesiyle kaqı kaqıya
Ruhiçiin etti sebili çiin bina kalmı§tır.
Teşne diller gelip stt içeler
Edeler ana duayı hayr-ı ma'
Dedi tarihin edip Hatif dua
Ve/aynen fi ha tasama selsebilen

Yıldırım Bayezid Külliyesine ait yazlık sebil.

208 Bölüm 7 • 'icL ' ' r


MAI<SEM VE
• •

S U TERAZI LERI
Tarihte, §ehirlere su getir­ (Mesela: 160 metre ra­
me i§levi zaman zaman prob­ kımdan getirilen su, 80 met­
lem olagelmi§tir. Yüksek re rakımda Buçuk Tepe etek­
kaynaklardan toplanan sular lerindeki Kıyık Mahallesi'ne
bir çe§meye akıtılsalar bile bu
gelmektedir. Buradaki eğim-
sular zaman içerisinde yol de­
ği§tirmekte, kayıp olarak bir
bilinmeze akmakta ya da ku­
rumakta ve bu durum da hal­
kın, sudan mahrum kalması­
na sebep olmaktadır.
Edirne'de bu su problemi
özellikle Mimar Sinan döne­
minde köklü çözümlerle hal­
ledilmeye çalı§ılmı§tır. Koca
Sinan öncelikle kemer ve tü­
neller kullanarak, yüksek
kaynaklardan a§ağılara doğru
bu suları ta§ımı§ ve belli mer­
kezlerde maksem denilen su
toplama merkezlerinde bir
araya getirmi§tir.

Bölüm 7 • Maksem ve Su Terazileri 209


den istifade edilerek daha a§a­ in§a edilmi§tir. Maarif Talebe
ğılardaki Ta§lık Mahalle­ Yurdu'nun bahçesinde in§a
si'ndeki ilk su maksemine edildiği için bu isimle adlan­
ula§maktadır.) dırılmı§tır. Günümüzde kale
içinde bulunan tüm su terazi­
Maksemlerde toplanan su­
leri yangın sonrası in§a edil­
lar buradan §ehrin farklı yön­
dikleri için barok mimari
lerine dağılmakta ve engebe­
özelliği göstermektedirler.
nin durumuna göre aralarda
suyun debisini arttıran su te­ Zehrimar Su Terazisi
razilerinin de yardımı ile so­
Selimiye Camii'nin doğu
kak ve mahallelere ula§tırıl­
tarafında Zehrimar Ahmet
maktadır. Edirne'de bulunan
Bey Mescidi'nin hemen ya­
maksem ve su terazilerinin
nında bulunan hazirenin kö­
bazıları §unlardır;
§esinde bulunuyordu. Beledi­
Ta§lık Su Maksemi ye tarafından yıktırılan tera­
zinin bugün sadece kalıntıları
Yahya Bey Camii'nin gü­
görülmektedir.
neyinde, Soğuk Çqme Soka­
ğı'nda bulunan yapı 1 5 30 da Bademlik Su Terazisi
in§a edilmi§tir. Kent içindeki
Bademlik-Yıldırım yolu
en büyük maksem olan yapı­
üzerinde bulunan bu terazi­
dan günümüze sadece kalın­
nin yapılı§ tarihi bilinmemek­
tıları gelebilmi§tir.
tedir. Fakat hemen yanında
Üç Şerefeli Cami Su bulunan çe§menin 1 599 ta­
rihli olduğu dü§ünülürse, te­
Terazisi
razinin bir hayli eski bir tarih­
Üç Şerefeli Cami'nin hazi­ te in§a edildiği sanılmaktadır.
resi içinde bulunan yapı gü­
Bayezid Su Terazisi
nümüze ula§abilen ender su
terazisi örneklerinden biridir. II. Bayezid tarafından yap­
Mezarlık içinde olduğu ıçın tırılmı§ olan Bayezid Külliye­
korunabilmi§tir. si'ne bağlı caminin avlusunda
bulunan terazi, külliyenin su
Maarif Su Terazisi
dağılımını da sağlamaktadır.
Kale içinde bulunan bu te­
razi, 1 903 yangınından sonra

Bölüm 7 • Makscm ve Su Terazileri 211


Tahrakale Yeniçeri Hamarnı ki adından da anla§ılacağı
Hamarnı
üzere bu yapı Çifte Hamam
Muradiye Semtinin Küçük
planında in§a edilmi§tir. İki
Pazar mevkiinde bulunan ha­
büyük kubbeye sahip bu ha­
mamın yapılı§ tarihi ve yaptı­
mam kadınlar ve erkekler bö­
ranı belli değildir. Yeniçeri
lümleri olmak üzere iki bö­
odalarının buraya yakınlığın­
lüm halindedir ve bu bölüm­
dan dolayı bu hamamın mܧ­
lerio giri§leri ayrı yönlerdedir.
terilerinin çoğu Yeniçeriler­
den olu§maktadır. Bu neden­ 16. yüzyıl Türk hamam
le de zaman içinde bu isimle mimarisinin en güz�l örnek-
adlandırıla gelmi§tir.
Sokullu Mehmed Pa§a
Hamarnı
Üç Şerefeli Cami kaqısın­
da yer alan ve Sokullu Meh­
med Pa§a tarafından Mimar
Sinan'a yaptırılan bu hamam,
eski yıllarda Çifte Hamam
adıyla adlandırılmaktaydı. Es- Sokullu Mehmed Paıja Hamamı .
......-�--....,..-

Bölüm 8 • Hamamlar
lerinden biri olan bu yapının kullanıldığını belirtip, Edirne
soyunmalık bölümlerindeki ve Yöresi Eski Eserleri Seven­
kesme ta§ ve tuğla i§ciliği bir ler Kurumu tarafından sahip­
hayli dikkat çekicidir. leri ile anla§ılarak temizletil­
diğini aktarmaktadır.
Bosna'nın Sokoloviç kasa­
basından dev§irilen Sokullu, Günümüzde kullanılabilir
acemiliğini, Edirne Acemi durumdaki üç tarihi hamam­
Oğlanlar Ocağı'nda geçirmi§­ dan biri olan Sokullu Hamarnı
tir. Bu yüzden Edirne'yi çok i§letilmeye devam etmektedir.
sever ve bir vefa borcu olarak
Saray Hamarnı
bir çok hayır kurumu in§a et­
meye çalı§ırmı§. Tarihi kitap­ Edirne'nin Sultan I. Mu­
larda, hem kendisi hem de II. rad döneminde fethi sonra­
Selim'in kızı olan e§i İsmihan sında bugünkü Selimiye Ca­
Sultanın Edirne'de in§a ertir­ mii'nin olduğu yere Yıldırım
dikleri birçok saray, hamam, Bayezid tarafından bir saray
han ve cami isimleri görül­ in§aatı ba§latılmı§tır. Sonra­
mektedir. ları Saray-ı Atik olarak anıla­
cak bu yapının hamarnı ola­
Enis-ül Müsamirin'de, bu
rak yapılan mekan, saray or­
hamamın yapımından sonra
tadan kalktıktan sonra bile
Edirne'de ba§ka bir hamam
Saray Hamarnı adıyla adlan­
yapılmadığı yazılmaktadır.
dırılmı§tır.
Peremeci de hamamın uzun
yıllar §ahıs malı olarak kaldı­ Eski Saray'ın yıkılınasm­
ğı, ot deposu ve ahır olarak dan sonra halka mal olan ha-
olan hamam normalde vakıf
olarak in§a edilmi§ olup bugün
mülk haline gelmi§tir.
Beylerbeyi Hamarnı
Saraçhane Köprüsü üze­
rinde solda bulunan hamam,
birçok Osmanlı hamamında
olduğu gibi bir külliyeye va­
mam, Selimiye Camii'nin ya­
kıf olarak yapılmı§tır. Sultan
pımı sırasında i§çiler tarafın­
II. Murad'ın beylerbeylerin­
dan da kullanılmı§ ve daha
den olan Yusuf Pa§anın yap­
sonra da Selimiye'ye bağlı bir tırdığı Beylerbeyi Camii'nin
vakıf haline getirilmi§tir. Bu yanında bulunan hamam çif­
hamam, Eski Saray'dan gü­ te hamam formundadır.
nümüze kalan tek yapı olma­
sı yönünden bir hayli önem­ Tarihçi Hıbri, kitabında
bu hamarnı methetmi§tir. Ek­
lidir.
mekçioğlu Ahmed Pa§anın
Vakıf mallarının özel mül ­ tamir ettirdiği hamam ileriki
ke dönü§ebildiği yıllarda bu zamanlarda yeniden harap bir
hamam da §ahıs malı haline hale gelmi§tir.
gelmi§tir. Çifte Hamam for­ Gazi Mihail Hamarnı
munda olan yapı Balkan
1422 yılında Gazi Mihail
Harbi'nden bu yana kapalı ­ Bey tarafından yaptırılan ca­
dır. Son dönemlerde yapı minin yanına tabhane, imaret
üzerinde ciddi restorasyon ve köprü yapılmı§, bunlara
·

çalı§maları gerçekle§tiril­
mektedir.

Mezit Bey Hamarnı

Selimiye Camii ve Eski Ca­


mi arasında yeralan hamam,
1442 yılında Eflak'ta §ehit dü­
§en Mezit Bey tarafından yap­
tırılmı§tır. Hala kullanılmakta Gazi Mihail Hamarnı

2 1 6 Bölüm 8 • Hamamlar
gelir getirmesi amacıyla bu dan yaptırılan Darülhadis Ca­
vakıf kapsamı içine bir de ha­ mii ve Medresesi'ne gelir ge­
mam in§a edilmi§tir. tirmek amacıyla in§a ettiril­
mi§tir. Yapıldığı semte Tahta­
Çifte Hamam formunda
kale denmesi nedeniyle bu
olan yapı, tarihçilerio anlat­
isimle adlandırılmı§tır.
tıklarına göre pek güzel ve fe­
rah bir hamam imi§. 19. yüz­ 1 4 3 5 yılında yaptırılan
yılın ilk yarısına kadar pek hamam, çifte kubbeli olup,
marnur ve ünlü olan hamam, camekaoları kubbe §eklinde­
1829 yılında Rusların Edir­ dir. Yapımı üzerinden yarım
ne'yi i§gallerinden sonra bir asır geçtiği halde, hala sağ­
daha çalı§tırılmayarak kapalı lamlığını korumaktadır. Vakıf
kalmı§ ve günümüze de ha­ olarak kurulan bu yapı da
rap bir halde gelmi§tir. ilerleyen yıllarda mülk haline
gelmi§tir.
Tahtakale Hamarnı
Mevlana Hz.nin manevi
i§areti ile II. Murad tarafın-

Tahtakale Hamarnı'nın yukarıdan görünܧÜ.

Bölüm 8 • Hamamlar 217


"Tanrım, dindar ve İsa dostu
hükümdarımız İoannes'e yar-
.
dımcı ol. " yazmaktadır. Bu Io -
annes\n kim olduğu konusu
bir hayli tartı§malıdır. Bizans
tarihinde toplam 6 tane İoan­
nes bulunmaktadır. Bu hü ­
kümdarlar sırasıyla §öyledir:
I. İoanncs Tzimiskes
IL İoanncs Komnenos
l l l . İoannes Doukas
IV İ oannes Lıskarıs.
V İoannes Paloiologos
VI . İoannes Kancakuzenos

Deği§ik zamanlarda ta­


Hadrian Kulesi rihçiler bu kitabede adı geçen
hükümdar için farklı mülaha­
Edirne Kalesi kısmında da
zalar söylemi§lerdir. Fakat en
belirttiğimiz gibi kalenin dört
kuvvetli ihtimalle bu İoan­
kö§esinde dört adet kule bu­
nes'in V ya da VI. İoannes ol­
lunmakta. Yüzyıllarca ayakta duğu sanılmaktadır. Çünkü
kalan bu kale 1866 yılında bu ikisi Bizans İmparatorlu­
Vali Hur§id Pa§anın emriyle ğu'nun son yüzyılı içerisinde
yıktınlmaya ba§lanmı§ ve or­ birbirleri ile taht kavgasına
tada sadece bu kule kalmı§tır. girmi§ler ve defalarca Edir­
Bu kulenin, yıkıhin diğer ku­ ne'ye sahip olmu§lardır. Özel­
lelerden önemli bir farkı, likle VI. İoannes, V sine kaqı
üzerinde Roma dönemine ait Türklerden yardım istemi§ ve
bir kitabe ta§ımasıdır. Bu ki­ iki kez tahta oturmu§tur.
tabede: Bu me§hur kitabe tarih bo-

+ :� E: �OH8€ ff' '.!J€ !C E: B € T1- �rc.0 i//


(P! ; 1\PfC -r '.!J g_ı C!; E:l H ı 1lwı H '.UJ, ı l l J H
""J

220 Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar


yunca kulenin farklı tamir gi­ 1 894 yılında Hadrian Ku­
ri§imleri sırasında birçok kez lesi'nin §ekli deği§tirilmi§, ah­
kapatılmı§ veya ortaya çıkarıl­ §ap kulelerin yerine üç kat ol­
mı§tır. mak üzere kagir katlar yapıl­
Bu tarihi kule, 1884 yılın­ mı§tır. Bu deği§iklik sırasında
da Edirne Valisi Hacı İzzet üzerindeki kitabe ortaya çıka­
Pa§a tarafından tamir ettiril­ rılmı§, belirginle§tirmek için
mi§tir. Roma yapısı ana bölü­ üzeri boyanmı§tır. Bu yıllarda
mün üzerine ah§ap dört kat kule yangın gözedeme kulesi
olarak da kullanılmı§ olup,
in§a edilmi§tir. Katların etra­
katlarından biri bu i§e tahsis
fında demir parmaklıklar
edilmi§tir. Ayrıca bir katı da
olup, katların en üstüne fark­
kahve ocağı olarak kullanıl­
lı cephelere bakan dört saat
maya ba§lanmı§tır.
yerle§tirilmi§tir. Bugün kule
üzerinde görülen pencerelerin Bu yüzyılın ba§larında ku­
de bu dönemde açıldığı sanıl­ lenin en eski kısmı olan alt
maktadır. Hatta bu pencere­ bloğunun yeniden sıvandığını
lerin açılması sırasında kita­ ve kitabenin bir kez daha
benin tuğla harflerinden biri kaybolduğunu görüyoruz.
ortadan kaldırılmı§tır.

Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar 221


Edirne'de meydana gelen 1979 yılında kult:nin bazı
bir deprem sırasında kulede sıvalarının dökülmesi sonucu
çatlak meydana gelmesi üze­ kitabeye ait birkaç harf orta­
rine, 19 S 3 yılında Edirne Be­ ya çıkmı§tır. Son yıllarda ya­
lediye Reisi Sebahaddin Par­ pılan bazı çalı§malar sonu­
soy tarafından yıktınlma em­ cunda kitabe yeniden ortaya
ri verilmi§ ve aynı yılın tem­ çıkarılmı§tır.
muz ayında dinarnit ile saat
konulan kısmı ile iki katı yık­
tırılmı§tır.

222 Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar


Edirne Kalesi Edirne Kalesi'nin kuzeyba­
tısında bulunan ve Yellibur­
Edirne'de Bizans dönemin­
gaz adı verilen bu kule, İstan­
den kalan az sayıdaki eserler­
bul'un fethi öncesinde hapis­
den biri de Edirne Kalesi'dir.
hane olarak kullanılıp, buraya
Roma imparatoru Hadrian
tarafından in§a edilen kale, daha çok vezir gibi yüksek
Rıfat Osman Beye göre rütbeli suçlular kapatılırmı§.
360.000 m2 bir yapıya sahip Yıldırım Bayezid'in oğlu olup,
imi§. Kalenin duvarları 4 II. Murad zamanında isyan çı­
metre kalınlığında, 8 metre karan Düzmece lakaplı Mus­
yüksekliğinde olup, dört kö­ rafa da buraya kapatılarak ce­
§esinde dört ayrı kule bulun­ zalandırılmı§tır. Bu kule ileri­
maktadır. Zamanında önünde ki yıllarda kadın hapishanesi
de bir hendek bulunan Edirne olarak kullanılmı§ ve Kafes­
Kalesi'nin günümüze sadece kule adı verilmi§tir.
bir kulesi ula§abilmi§tir. Bu Kalenin güneybasında bu­
kule deği§ik zamanlarda fark­ lunan ve Germekapı Kulesi
lı amaçlarla kullanılırken, di­ denilen yapı, Tunca Nehri bo­
ğer kulcler, burçlar ve kale yunda uzanan duvardaki ku­
duvarları 1868 yılında Hur§id leye germe bir duvarla bağlı
Mehmed Pa§anın valiliği dö­ olduğu için bu isimle adlandı­
neminde yıktırılarak, ta§ları; rılmı§tır.
hastane, hükümet binaları ve
kı§laların in§asında kullanıl­ Dördüncü kule ise güney­
mı§tır. doğuda olup, Zindanaltı deni­
len yerdeki kuleymi§. Badi
Efendi'nin aniartığına göre,
kalenin dört yanındaki kuleler
arasındaki duvarlarda dörder yıllarda hendeğin çok az kıs­
kö§eli on iki§er burç varını§. mının görülebildiğini bildir­
Kuzey tarafındaki burçlardan mektedir.
dördüncüsünde, Rumca bir
Roma imparatoru Hadrian
kitabede İmparator Palaiolo­
tarafından yaptırılan surlar ta­
gos'un, İstanbul'u Latin istila­
sından kurtarı§ı ifade edil­ rih boyunca gördüğü nice ku­
mekteymi§. Bu kitabe, 1 829 §atmada defalarca yıkılıp ye­
Rus i§gali sırasında yerli Rum­ niden yaptırılmı§, Osmanlılar
lar tarafından Metropolit Kili­ devrinde de ülkenin sınırları­
sesi'ne kaldırılmı§ olup, bu ki­ nın çok hızlı geni§lemesi üze­
lisenin yıkılınası esnasında rine surların ehemmiyeti kal­
Arkeoloji Müzesi Memuru mamı§tır. Fakat buna rağmen
Necmi Bey tarafından müze­ Edirne Kale surları çok güzel
ye konulmu§tur. korunmu§tur. Bu surların dı­
Edirne Surları üzerinde ya­ §ında da Edirne §ehri büyüyüp
pılan incelemelerde üç farklı geli§tiği halde uzun yıllar ka­
monogram bulunmu§tur. Bu lenin dizdar ve bekçileri gö­
monogramlar bize, kale sur­ revlerine devam ettirilmi§ler,
larının birçok kez yenilendi­ kapılarını ak§amları kapatıp
ğini göstermektedir.
sabahları düzenli olarak aç­
Edirne Kalesi' nin dokuz mı§lardır. Hatta Rusların
adet kapısı bulunmaktadır. 1829 yılında Edirne'yi i§galle­
Bu kapıların isimleri §öyledir; rinde bile kale hemen hemen
Kulekapı, Topkapı, Kafeska­ sağlamdır ki Rus generali Di­
pı, Keçeciler Kapısı, Uğrınka­
biçin kale anahtarla�ını alarak
pı, Manyas Kapı, Tavukkapı,
yanında Rusya'ya götürmü§­
İğneciler Kapısı, Ortakapı.
tür.
Evliya Çelebi, Seyahatna­
Bu yüzyıllara kadar itina
mesi'nde, Edirne Kalesi'nin
etrafında hendekler olduğu, ile korunan kale, .ı 866 yılında
fakat bu surların iç sur olma­ Edirne Valisi Huqid Mehmed
sı nedeniyle çer çöp ile dol­ Pa§a tarafından; Gureba Has­
maya ba§ladığı, kendisinin tanesi ve Islahhane-i Etfal-i
1 649'da Edirne'ye geldiği Fukara yapmak için kalenin

224 Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar


ta§larını kullanmak, ayrıca bu neredeyse tamamı ortadan
ta§lar ve sur yerlerini satarak kalkmı§tır. Fakat kalenin du­
yapılacak binalara gelir sağla­ var temelleri son derece iri
mak için İstanbul'daki hükü­ ta§lardan yapıldığı için bun­
metten izin istemi§ ve bu izin lara dokunulamamı§tır. Bu
kendisine verilmi§tir. 1 8 8 3 'de ta§lar bugün Edirne'de yapı­
Babıali bu kararı durdurdu lan kazılarda kar§ımıza çık­
ise de geç kalınmı§, kalenin maktadır.

Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar 225


İ talyan Kilisesi ması ve tarihte buraya daha
_
çok Italyanların gelmesi sebe­
Kaleiçi, Edirne tarihi bo­
biyle halk arasında İtalyan
yunca çoğunlukla gayrimüs­
Kilisesi olarak adlandırılan
limlerin oturageldikleri bir
yapı, Kaleiçi Yah§i Fakih Ma­
yer olmu§tur. Osmanlılar
hallesi'nde bulunmaktadır.
§ehri fethettikten sonra sur
Bir ilköğretim okulu'nun tek­
dı§ını mesken tutmu§lar ve
li eğitime geçirilmesi amacıyla
sur içinde de yıkıma gitme­
bu kilisenin eğitim maksatlı
mi§lerdir. Milli Mücadele
kullanılması ve ek derslik ola­
sonrasındaki mübadeleye
rak hizmet vermesi dü§ünül­
kadar bu mevkide azınlık ol­
mektedir. Vakıflar Bölge Mü­
salar da ciddi sayıda yabancı
dürlüğünün mülkiyerindeki
ya§amaktadır. Bu nedenle de
metruk binanın iki yanında
burası farklı diniere ait ma­
bulunan ek binaların da eski­
betlerin bir hayli yoğun ol­
den eğitim amacıyla kullanıl­
dukları bir yerdir.
dığı bilinmektedir.
Sur içindeki mabetierden
biri de bu Katolik kilisesidir.
Kilisenin hemen yanında İtal­
yan Konsolosluğu'nun bulun-

226 Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar


Sinagog İçerisine bin civarında ki§i
alabilen bu sinagogun bahçe­
İspanya topraklarında ya­
§adıkları katliamlardan Os­ sine bir okul, hamam ve !oj­
manlı Devleti'nin kucak aç­ man da in§a edilmi§tir.
ması ile kurtulan ve kendile­ ilerleyen yıllarda Anado­
rine seferat denilen Yahudile­ lu'daki azınlıkların sayıları­
rin yoğun olarak yerle§tikleri nın azalması ile birlikte Edir­
yerlerden biri de Edirne'dir. ne'de de onlar tarafından
ileriki yıllarda gelen göçlerle
kullanılan binalar atıl hale
sayıları artan bu Yahudi ce­
gelmi§ ve sinagog da bu atıl
maatleri sayı bakımından
binalar arasında yer almı§tır.
1 3'e ula§mı§lardır. 1903 yılın­
1995 yılında Vakıflar Bölge
da Edirne'de ya§anan büyük
Müdürlüğüne geçen bina, iki
yangın sonrasında ibadetha­
neleri ortadan kalkan Yahudi­ yıl sonra yoğun bir kar yağı§ı
ler, tüm cemaatleri içine alan sonrasında çatısının çökmesi
tek bir sinagog yapmaya ka­ sonucu kullanılamaz hale
rar verdiler. Bu amaçla Os­ gelmi§tir. Cepheleri hala çok
manlı Hükümetinden de izin gösteri§li olan yapı, bir resto­
alarak Fransız mimar Deb­ rasyon faaliyeti sonrasında
re'ye 1907 yılında büyük bir yeniden eski halini alabilecek
sinagog in§a ettirdiler. durumdadır.

Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar 227


Karaağaç Tren İstasyonu tarzı ağırlık kazanmı§tır. is­
tasyon kapısının her iki tara­
Karaağaç'da bulunan ve il­
fında da Alman mimarisini bir
ginç bir yapıya sahip olan tren
hayli hatırlatan iki kule ka­
istasyonu, Osmanlıdan Cum­
meriyesi görülür. Çünkü bu
huriyet Türkiyesi'ne miras ka­
istasyon da İstanbul'daki
lan me§hur mimarlarımızdan
Haydarpa§a ve Sirkeci Gada­
Kemalettin Bey tarafından
rında olduğu gibi Almanların
yapılmı§tır. Bir istasyon yapısı
desteği ile in§a edilmi§tir.
olmasına rağmen, döneminin
1 . Ulusal Mimari Akımı'ndan 19 Temmuz 1998'den bu
etkilenmi§ ve diğer istasyon­ yana Trakya Üniversitesi
lardan farkı ile büyük beğeni Rektörlük binası olarak kul­
kazanmı§tır. Yüzyıllardır sü­ lanılmaktadır.
ren Avrupai mimariye bir ba§­
kaldırı olan bu mimari tarzın
en önemli yapılarından biri­
dir. Yolcu bekleme salonu bü­
yük bir kemerli eyvan §eklin­
de, iki tarafı açık bir yapı ha­
lindedir. Mimaride Selçuklu

Mimar Kemalettin Bey


Harbiye Kı§lası 1 9 2 7 - 1 9 3 0 arasında Kız
1 868 yılında, Huqid Meh­ İlköğretmen Okulu, 1 949
med Pa§anın valiliği döne­ sonrasında J andarma Okulu
minde Edirne Kale Surları olarak kullanılan bina halk
yıktırılarak, elde edilen kesme arasında Harbiye Kı§lası ola­
ta§ları yeni kamu binalarının rak adlandırılmaktadır. Gü­
yapımında kullanılmı§tır. Bu nümüzde de askeriyeye bağlı
yıllarda Edirne hızlı bir §ekil­ olarak hizmet vermektedir.
de yapıla§maya giderken çev­
reye hastane, okul ve kı§la gi­ Hafız Ağa Konağı
bi binalar in§a edilmi§tir. Edirne'nin tarihi dokusu
1 8 7 0 yılında bu faaliyetler
içinde önemli bir yere sahip
çerçevesinde in§a edilen bir
olan konak, Selimiye, Eski Ca­
okul da Sultan Abdülaziz dö­
mi, Üç Şerefeli Cami üçgeni
neminde açılmı§tır.
içinde yer almaktadır. 19. yüz­
1 877-78 Osmanlı-Rus Sa­
yıl Türk konak mimarisinin
va§ı' nda, Ruslar tarafından i§­
tüm özelliklerini üzerinde ta§ı­
gal edilen bina hastane olarak
kullanılmı§tır. ileriki yıllarda yan konak hakkında bilinenler
yangın da geçiren binaya ek sınırlıdır. Konağın bilinen en
yapılar in§a edilmi§tir. eski sahibi Hafız Ağadır.

Hafız Ağa
Konağı

Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar 229


Konağın en önemli özellik­ bu tarih! konağın Edirne'ye
lerinden birisi, İttihat ve Te­ has bir kültür evi olması
rakki Cemiyeti'nin Edirne §U­ planlanmaktadır.
besinin gizli toplanma yeri ol­
Bahai Evi
masıdır. Bu yıllarda cemiyetin
§ube ba§kanı Talat Beydir. Bu evin ilk sahibi Rıza Bey
olduğu için beyaz renkli bu
Bekir Kovankaya'nın ba­ tarih! yapı, Rıza Bey evi ola­
basından dinlediğine göre, bi­ rak ta adlandırılmaktadır.
nanın ikinci katında bulunan Babailiğin kurucusu olan Ba­
geni§ salonda, İttihat ve Te­ haullah, Osmanlı Devleti
rakki'ye yeni katılacak üyele­ içinde çıkardığı karı§ıklıklar
re yemin merasimi düzenleni­ sebebiyle Ortadoğu'dan 1 864
yormu§. Bu merasimde, ki§i­ yılında Edirne'ye sürülmü§ ve
nin eli silah üzerine konarak yakla§ık dört buçuk yıl Edir­
kendisine yemin ettiriliyor­ ne'de ya§amı§tır.
mu§. Cemiyete üye olmaya
Ev 1992 yılında restore
davet ettikleri ki§ileri ise ko­
edilmi§tir. Babailerin ayrıca
nağa muhakkak gözleri bağlı
Şükrü Pa§a Mahallesi'nde bir
getiriyorlarmı§.
de mezarlıkları bulunmakta­
Şu an restorasyonu süren dır.

Bahaullah, oğlu Abdülbaha ve Bahaullah'ın Edirne'de ikamet ettiği ev.

2 30 Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar


Edirne Belediye Binası

Edirne Belediye Binası kattan olu§maktadır. İyonik


ba§lıklı sütunların ta§ıdığı
Edirne'nin tarih! belediye
belediye ana giri§i ve üstteki
binası, belediye te§kilatının
kurulmasından 3 1 yıl sonra, balkon binaya etkileyici bir
1 898 yılında ba§kanlığa seçi­ görüntü vermi§tir. Balkon
len Cezzar Dilaver Bey tara­ üzerindeki Osmanlıca levha
fından yaptırılmı§tır. Ba§kan­ hala durmakta ve binanın ta­
lığa seçildiği yıl temelleri atı­ rih! görünümüne ayrı bir ha­
lan bina, Edirne halkının da va katmaktadır. Bina, giri§
katkıları ile 1900 yılında ta­ merdivenleri sonrasında, ara
mamlanmı§tır. Projesi Nazif katları birbirlerine bağlayan
Akanlar tarafından çizilen yine ah§aptan yapılma ikinci
Belediye binası 5 000 liraya bir merdivene sahiptir.
mal olmu§tur. Atatürk, 2 1 - 2 5 Aralık
"Şehrin tarih! üçgeni" de­ 19 3 O tarihlerinde Edirne'ye
nilen Eski Cami, Üç Şerefeli gerçeklqtirdiği ziyareti sıra­
Cami ve Selimiye Camii ara­ sında belediye binasında bu­
sında yeralan yapı, Talat Pa§a lunan bir odada kalmı§tır.
Asfaltı'nın kuzeyinde yer al­ Bu oda içindeki tüm e§yaları
maktadır. Yığına yapı tekni­ ile muhafaza edilerek günü­
ği kullanılarak in§a edilen ya­ müzde halkın ziyaretine açıl­
pı, bodrum ile birlikte üç mı§tır.

Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar 231


Binanın ileriki yıllarda edilen yapıdaki çalı§malar so­
kent müzesi haline getirilme­ na ermi§ olup, dekorasyon ça­
si amaçlanmaktadır. lı§maları devam edilmektedir.
Eski Vali Konağı Bu tarihi binanın Devlet Ko­
nuk Evi olarak kullanılması
Kaleiçi'nde Balıkpazarı dü§ünülmektedir.
Caddesi üzerinde bulunan ta­
rihi bina, 1 9. yüzyıl Osmanlı İlhan Koman Evi
konak mimarisinin özellikleri­ İlhan Koman 1 92 1 yılında
ni ta§ır. 1903 yılında, "Harik­ Edirne'de doğmu§, İstanbul
i Kebir" denilen büyük yan­ Güzel Sanatlar Akademisi' ni
gında tamamen yanan bina bitirdikten sonra Paris'te öğ­
1905 yılında Belediye Ba§ka­ renimine devam etmi§ ve
nı Dilaver Bey tarafından ye­
Stockholm Sanat Akademi­
niden yaptırılmı§tır. Vali Yela­
si' nde çalı§mı§tır.
yet Beyin 1927 yılında 3 5 00
liraya aldığı konak 1 99 1 yılı­ 1959 yılında İsveç'e yer­
na kadar vali konağı, 2000 yı­ le§mi§ bu ka§if ruhlu sanatçı
lına kadar da Devlet Güzel e§i Kerstin ile yıllarca Stock­
Sanatlar Galerisi olarak kulla­ holm yakınlarındaki bir fi­
nılmı§tır. Bir süredir restore yordda ya§amı§tır.

iıhan Koman Evi

2 3 2 Bölüm 9 • Diğer Tarihi Yapılar


Dünyanın en ünlü yontu
ustalarından biri olarak kabul
edilen sanatçının, Türkiye'de
Anıtkabir, İstanbul Divan
Otel, Zincirlikuyu Halk Si­
gorta vb. birçok yerde eserle­
ri olduğu gibi ülke dı§ı olarak
Stockholm, Brüksel ve New­
york'ta da çe§itli eserleri bu­
lunmaktadır.

Ünlü sanatçı 3 ı Aralık


ı986 da Stockholm'de vefat
etmݧtİr.

İlhan Koman'ın Edirne'de


doğduğu Neo Klasik ev, Rum
mimarlar tarafından ı 908 yı­
lında İn§a edilmi§tİr. İki katlı
ah§ap bir ev olan yapı bugün Bugün Meriç kıyısında,
de korunmaktadır.
gören herkesi etkileyen zarif
Tarihi Karakol yapısıyla bu tarihi karakol
binasının restorasyonu 3 0
Meriç Köprüsü'nü geçtik­
Temmuz 2002 tarihinde biti­
ten sonra hemen solda §İrİn
rilmi§tir. Günümüzde kafe­
bir yapı ile kar§ıla§ırıZ. Burası
terya olarak hizmet vermek­
bir zamanlar Edirne valisi
tedir.
olan Hacı Adil Beyin çok gü­
zel iki eseri ile süslüdür. Adil Saatli Medresesi ve Peyk­
Bey ula§ımı kolayla§tırmak ler Medresesi
amacıyla Meriç köprüba§ına Edirne'yi İn§a ettirdiği ya­
demiryolu uzatmı§, yanına da pılarla ihya eden Sultan IL
bir istasyon binası ile gümrük Murad, ünlü camileri yanında
muhafaza karakolu yaptırmı§­ medrese yapımına da önem
tır. Az ilerisinde de tüm este­ vermݧ, Edirne'nin bir ilim ve
tiği ile çe§mesi görülecektir. kültür merkezi olması için

B ölüm 1 • Diğer Tarihi Yapılar 233


Fatih Sultan MehmeJ'in ilk eğitimini
aldığı ve bir dönem Ak�emseddin
Hazretlerinin de eğitmenlik yaptığı
Peykler ve Saatli Medrese.

yakın olan bu medrese Fatih


Sultan Mehmed tarafından
in§a ettirilmi§tir. Yavuz Sultan
Selim döneminin ünlü alimle­
gayret göstermi§tir. Sultan rinden İbni Kemal'in' burada
Murad'ın ünlü eğitim kurum­ yeti§tiği anlatılır.
larından biri de Üç Şerefeli Tarihi Endüstri Meslek
Cami'nin yanında olan Saatli Lisesi Binası
Medrese'dir. Fatih Sultan
Mehmed'in de eğitim gördü­ Tarihe, 93 Harbi olarak
ğü bu bina ha.la ayaktadır. geçen Osmanlı Rus Sava§ı sı­
Edirne'nin me§hur medresele­ rasında Ruslar Erzurum ve
rinden biri de Peykler Medre­ Edirne'ye kadar gelmi§ler ve
sesi'dir. Saatli Medrese'ye çok büyük bir talan faaliyetine gi-

234 Bölüm 1 • Diğer Tarihi Yapılar


ri§mi§lerdir. Bu hızlı i§gal ha­
reketleri sonucunda toplu
göçler meydana gelmi§, bu
karga§a esnasında bakıma
muhtaç bir sürü çocuk orta­
lıkta kalmı§tır. Dönemin vali­
si Rauf Pa§a bu durum üzeri­
ne bir ıslahane in§a ettirmi§tir.
Bu in§aattan 1 5 yıl kadar son­
ra Edirne Valisi Abdurrahman
Pa§a artık ihtiyaç kalmayan
Peykler Medresesi
ıslahaneyi yeniden yapılandı­
rarak Sanayi Hamidiye adıyla Esveti Yorgi Kilisesi
mektep haline getirmi§tir. Kıyık Barutluk Mahalle­
Bugün teknik lise ve endüstri sinde bulunan Bulgar Orta­
meslek lisesi olarak kullanıl­ daks Kilisesi' dir. Edirne'de
maktadır. bulunan iki Bulgar kilisesin­
den biridir. Esveti Yorgi Kili­
sesi ibadete açıktır.
ta§ı bulunmamaktadır. Lahtin
yola bakan kısmında "Elmer­
hume vel mağfur Fatıma binti
Mehmed Bey Mirilivai Ankara
İbni Sinan Ağa Sermimaranı
hassa sene 98 1 " yazılmaktadır.
Osman Nuri Peremeci,
Edirne Tarihi'nde bu kabir ile
ilgili §unları söylemektedir:
"Ben, bun11 merhımum (Dr.
Rı/at Osman) ağzından iJ,itmiJ,,
Mimar Sinan terciirnei halinde
kendisinin iki kere evlendiği
halde eviadı olmadığı yazılmıJ, ol­
duğımdan belki kitabe iyi okım­
mamıpır diye inanmamıpım.
Mimar Sinan'ın Tarunu
Lakin sonra kendim de gidip me­
Fatma
zarın kitabesini okud11m. Rı/at
İstanbul yolu üzerinde, bu­ Osman Bey merhumım sö"zü doğm
günkü Süleyman Demirel Fen imıj. Tarihi de Kxa Sinan'ın Se­
Lisesi'nin tam kar§ısında bulu­ /imiye Camiini bitirmek/e meJ,gul
nan hazire içindeki kabir, Dr. olduğu sene/ere rastladığından o
Rıfat Osman Bey tarafından yıllarda Koca Sinan'ın ailesini ve
bulunmu§tur. Dört tarafı açık, tortmımtt da Edirne'ye getirdiği
üstü örtülü ve mermer lahidi anlaJ,ılıyor: Binaenaleyh Mimar
olan mezarda bir ba§ ve ayak Sinan'ın torımtt Fatma'nın meza-

238 Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler


rının Edirne'de bulunduğ11nu ben Balahan Pa§anın Tunca bo­
de tasdika ve onu da Ed irne Ta­ yunda bir mescit, imaret ve
rihi'ne yazmaya mecbur oldum." daha bir çok hayır kurumu
Mimar Sinan'ın torununa mevcuttur. 1447 yılında vefat
ait olan bu mezar §ekil olarak eden pa§a, mescidinin bahçe­
da 1 2- 1 3 ya§larında olan bir sine defnedilmi§tir. Günü­
kız çocuğuna ait olduğu izie­ müzde bu hayır eserlerinin
nimi vermektedir. Lahit üze­ hiçbiri bulunmamaktadır.
rindeki mermer i§çiliği enfes
olup, Osmanlı lale motifinin Edirne Eski Saray Hama­
en göz alıcı örnekleri lahit rnı'nın kalıntılarının kar§ısın­
üzerine i§lenmi§tir. Lahtin or­ da bulunan kabrine ait mezar
tasında ise i§lemeli bir kemer ta§ı, insanların batıl inanı§la­
kabartılmı§tır. rından kaynaklanan asılsız
mum yakma gibi asılsız gele­
Hadım Balahan Pa§a nek sebebiyle kararını§ ve kö­
tü bir hale gelmi§tir.
Edirne'nin içinde tarih bo­
yunca birçok ünlü ki§inin gö­
müldüğü bilinmektedir. Fa­
kat geçen zaman içinde, bu
ki§ilere ait mezarların bir kıs­
mı ne yazık ki kaybolmu§tur.
II. Murad döneminden kalan
ve günümüzde hala kabir ye­
ri belli olan ki§ilerden biri de
II. Murad'ın vezirlerinden
Hadım Balahan Pa§adır.

Mente§eoğulları Beyliği'ne
son verilmesi sonrasında bu­
rada valilik yapan Balahan
Pa§a, Tokat vilayetini de yö­
netmi§tir. Tarih kitapları ken­
disini yiğit ve pek değerli bir
zat olarak anmaktadırlar.

Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler 23 9


Zehrimar Mezarlığı görülebilmektedir. Çevresin­
deki dar hazirede ise Edirne'de
Selimiye Camii'nin kuzey­
vazife yapmı§ kadı veya §ey­
doğusunda, Arkeoloji Müze­
hülislamların mezarları görül­
si'nin çaprazında bulunan yer,
mektedir.
küçük bir hazire görünümün­
dedir. Fakat dikkatli bir ince­ Dr. Rıfat Osman Bey
leme ile, burada daha önceleri Tosyalı Osman Fevzi
bir mescidin bulunduğu he­ Efendinin oğlu olup 1 87 5 'de
men anla§ılacaktır. Yapılan İstanbul Harem'de dünyaya
iyile§tirme çalı§malarıyla mes­ gelmi§tir. 1 899 yılında Aske­
cidin temel duvarları biraz ri tıbbiyeden doktor yüzba§ı­
yükseltilmi§tir. Mihrabı da lığı ile mezun olm_u§, uzun

Dr. Rıfat Osman Bey'in Lahti'nin yanlarında bulunan


Cennet Meyvelerinden incir ve nar motifleri.

240 Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler


Kabre ait mermer lahit son
derece sanatlı olup, kabrio
cennet bahçelerinden bir
bahçe olmasını resmeder bir
halde, Kur'an'da geçen cen­
net meyveleri ile bezelidir.
R.Osman Beyin " Edirne
Rehnüması " adlı bir eseri, İs­
tanbul dergilerinde basılmı§
çok sayıda makalesi ile Edir­
ne Tarihi ve Edirne Sarayları
adlı iki tane basılmamı§ eseri
yıllar Gülhane Seririyat Has­ vardır.
tanesinde, röntgen §Ua §efliği
yapmı§tır. Ayrıca Selanik, Hacı Ahmed İzzet Pa§a
Manastır ve Edirne'de rönt­
Erzincanlı Hacı Ha§im
gen §Ua merkezleri de kur­
mu§tur. Genel sava§ ba§ında Osman Pa§anın oğlu olan
binba§ılık ile Edirne Merkez Ahmed İzzet Pa§a, babasının
Askeri Hastanesi Ba§doktor­ Girit valiliği sırasında bu
luğuna tayin olunmu§ ve
mütareke ba§larında emekli­
ye ayrılmı§tır. Bir ara Kız
Öğretmen Okulu doktorlu­
ğu ile hıfzısıhha dersi öğret­
menliğinde de bulunmu§tur.
Son olarak Edirne Hastanesi
röntgen mütehassıslığında
bulunan Rıfat Osman Bey,
1 0 Mayıs 1 9 3 3 ' de vefat et­
mi§tir. Kabri, kendisinin sağ­
lığında beğenerek seçtiği,
bugünkü Süleyman Demirel
Fen Lisesi'nin tam kar§ısında
bulunan hazire içindedir. Dr. Rıfat Osman Beyin Lahti.

Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehırlikler 241


rum, Sivas, Hicaz, Hüdaven­
digar ve Edirne'de sürdürmü§
daha sonra İstanbul'da vazi­
felendirilmi§tir. 1 884 yılında
yeniden Edirne valisi olan
Ahmed İzzet Pa§a bu vazife­
sini sürdürdühen sonra Edir­
ne'de vefat ederek buraya
defnedilmi§tir.

Çok çalı§kan bir insan


olan Pa§a, Edirne'deki ilk va­
lilik döneminde Edirne-İs­
tanbul §imendifer ha ttının
tamamlanmasını sağlamı§,
1 8 7 2 yılında hattın açılı§ına
tren ile İstanbul'dan bütün
vükela gelerek büyük bir me­
rasim düzenlenmi§tir. İzzet
Hao Ahmed izzet Pa§anın Üç Şerefeli Camii Pa§a bu hadiseyi tarih dü§Ü­
arkasındaki türbesi.
rerek §öyle aktarmı§tır.
adada dünyaya gelmi§tir.
Kaydeyledim Edirne'de
( 1 800) Babasının Girit'te öl­
tarihin İzzeta
dürülmesi üzerine İstanbul'a
gelmi§ler ve burada dört yıl Geldi §imendü.fer açılıp
kaldıktan sonra Erzincan'a rah-ı Rumeli ( 1 288- 1872 )
=

gönderilmi§ ve askerlik mes­ Hacı İzzet Pa§a Edirne'de­


leğinde binba§ılığa kadar ki ilk valilik yıllarında, Edirne
yükselmi§tir. 1836 da mira­ Sarayı'nı tamir ettirmi§, çok
laylığa getirilmi§, iki yıl son­ güzel bir hale getirmi§ti. Fa­
ra Çıldır kaymakamı olmu§ kat 1 877-78 Osmanlı-Rus sa­
ve 1 848 yılında Şam Valiliği­ va§ında cephaneliğin Rusların
ne atanmı§tır. Valilik vazifesi­ eline geçmemesı ıçın saray
ni Cidde, Trablusgarp, Erzu- ate§e verilmesi üzerine pa§a,

2 42 Bölüm 10 • Meıar, Türbe ve '>ehıtlikler


ikinci Edirne valiliği sırasın­ bunlardan bazılarıdır. Devle­
da, sarayı yeniden onartmak te elinden geldiğince hizmet
istemi§, tamir projeleri hazır­ etmeye çalı§an pa§a, 93 Har­
latmı§ fakat tamir yapılama­ bi'nde hükümete 1 0.000 lira
mı§tır. Ondan sonra gelen va­ bağı§ta bulunmu§tur.
liler ise sarayı yıktıtarak en­ Hacı İzzet Pa§a, çok oku­
kazını ba§ka İn§aatlarda kul­ yan, §aİr, nükteli konu§an bir
lanmı§lardır. ki§iymi§. Ya§ının 90'ı geçtiği
İzzet Pa§a Edirne'deki dönemlerde bile aklında hiç­
ikinci valiliği sırasında tarihi bir noksanlık olmayıp, unut­
Hadrian kulesini Memleket kanlıktan eser yokmu§. Göz­
Saati adı ile onartarak kulla­ leri çok iyi görüyormu§ ve as­
nıma açmı§, §ehri birçok la gözlük kullanmamı§. 1 898
mektep, medrese, cami ve yılında Edirne'de vefat etmݧ,
tekke ile donatmı§tır. Üç Şerefeli Cami ve Peykler
ile Saatli Medresderin arasın­
İzzet Pa§anın Hürrem
daki türbesine defnedilmi§tİr.
adında bir tek oğlu vardır. Bu
ki§İ daha sonraki yıllarda pa­ Melek İbrahim Pa§a
§alığa kadar yükselmi§ ve ba­
Aslen Divrikli olan İbra­
bası İzzet Pa§a hayatta iken
him Pa§a, döneminin ünlü
vefat etmݧtİr. Bir süre sonra
kumandan ve yöneticilerin­
e§İnin de ölmesi ile İzzet Pa§a
den biriydi. Diyarbakır valisi
yalnız kalmı§ ve bir daha ev­
iken, Avusturya orduları ta­
lenmemݧtİr.
rafından muhasara edilen
Bu hayır sahibi pa§amızın Budin'e yardıma memur edil­
vazife yaptığı yerlerde birçok mi§ ve 1 684 yılında orduları
hayır eseri vardır. Erzincan'da ile buraya geçmi§tİ. Kaleye
oğlu adına yaptırdığı iki ınİ­ girdikten sonra kale 200 bin
nareli cami, Harput ve Si­ ki§ilik dev bir Avusturya or­
vas'ta İn§a ettirdiği camiler, dusu tarafından yeniden ku­
Mekke'deki hayratları, Edir­ §atılmı§, Melek İbrahim Pa­
ne'de Sultan Selim Kütüpha­ §a, bu ağır ku§atmaya aylarca
nesi'ne bağı§ladığı eserler dayanmı§ ve sonunda dü§ma-

Bölüm 10 • Meı<\r, Türbe ve Şehırlikler 243


nı püskürtmeye muvaffak ol­ rafından cezalandırılmasına
mu§tur. Bu ba§arıları sonra­ karar verilmi§tir.
sında devrin Padi§ahı I V
Bugün kabri, Devlet
Mehmed tarafından da taltif
Hastanesi yanındaki Sarıca
edilen İbrahim Pa§a, Avus­
Pa§a Cami haziresinde, Mer­
turya üzerine yürüyen ordu­
zifonlu Kara Mustafa Pa­
ların kumandanlığına getiril­
§a'nın yanındadır.
mi§tir. İbrahim Pa§a, Os­
manlı'nın Avusturya ile ge­ Merzifonlu Kara
reksiz yere sava§maması için Mustafa Pa§a
Avusturya ordu kumandan­ 1635'de Merzifon'da doğan
ları ile mektupla§makta diya­ Küçük Mustafa, babasının IV
log ile meseleleri halletmeye Murad dönemindeki Bağdat
çalı§makta iken bu mektup­ seferinde §ehit olması üzerine
la§malar yanlı§ anla§ılmı§ ve Köprülü Mehmed Pa§anın hi­
dönemin yargı kurumları ta- mayesine girmi§, iyi bir tahsil

Melek İbrahim
Pa§a ve Merzifonlu
Kara Mustafa
Pa§anın mezar
ta§ları.

244 Bölüm 10 • Mezar, Turbt'


lanmasından dolayı cezalandı­
rılmı§tır.
Bugün Merzifonlu Kara
Mustafa Pa§a da Sarıca Pa§a
Camii haziresinde Melek İb­
rahim Pa§a ile birlikte med­
fundur.
Ressam Hasan Rıza Bey

İstanbul doğumlu olup


Bahri ye Mektebi' nde oku­
mu§tur. 1 87 7 - 1 878 Osman­
görerek, Köprülünün sadra­ lı-Rus Sava§ı' nda sava§ mu­
zamlığı döneminde de kayma­
habiri olarak resim çizen bir
kamlığa getirilmi§tir. Köprülü
Fazıl Ahmed Pa§anın 1674 yı­
lında vefatı üzerine Merzifon­
lu, Sadrazamlık makamına ge­
tirilmi§tir.
O dönemde Osmanlıya
bağlı bazı Macar toplulukların
Avusturya'ya isyan etmeleri
üzerine onlara yardım etmek
için Avusturya üzerine sefer
düzenleyen Merzifonlu, Viya­
na Kalesi'ni ku§atmı§tır. Fakat
yapılan bazı yanlı§lıklar sonra­
sında kale bir türlü alınamamı§
ve Avrupa'dan gelen yardımlar
kaqısında da ordu bozguna yabancı ressama refakat gö­
uğramı§tır. Çok cesur bir pa§a revi verilmi§. Hasan Rıza, re­
olan Merzifonlu, sava§ meyda­ sim konusunda hiçbir eğitim
nında çarpı§arak ölmek iste­ almadığı halde çizdiği fotoğ­
diyse de yanındakilerin ısrarı raflada yanındaki ressamı
üzerine çekilmek zorunda kal­ hayretler içerisinde bırak-
mı§ ve seferin yenilgiyle sonuç-

Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler 245


mı§tır. Bu ressamın te§Vikle­ Balkan Harbi'nde, Bulgar­
ri ile İtalya'ya geçerek Napo­ ların Edirne'yi i§gal ettikleri
li ve Floransa atölyelerinde 26 Mart 1 9 1 3 günü halkın ço­
resim tahsili ile uğra§mı§tır. ğu gibi o da §ehri terk etmi§,
Mısır, İstanbul seyahatleri fakat aklı resimlerinde kaldığı
sonrasında geldiği Edirne'de için o gece gizlice Karaağaç'ta
uzun yıllar Sanatlar Mektebi bulunan evine giderek resim­
Müdürlüğünde bulunmu§, lerinin bir kısmını kurtarmak
lise ve askeri idadi mekteple­ istemi§tir. Bu sırada onu fark
rinde resım öğretmenliği eden Bulgar askerlerince tu­
yapmı§tır. tuklanarak istasyon arkasın-

Ressam Hasan Rıza Beyin "Fatih" in istanbula Giri§i"' tablosu

246 Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler


daki değirmene götürülmü§
ve orada süngü darbeleri ile
§ehit edilmi§tir.

Hasan Rıza Beyin kabri,


Karaağaç yolu üzerinde, Lo­
zan Caddesinin sağında bulu­
nan Jandarma Şehitliği'nin
içindedir.

Resim yanında çok güzel


sülüs yazıları da bulunan ün­
lü sanatkarın evi de yağma­
lanmı§, kıymetli eserleri Bul­
garistan'a kaçırılmı§tır. Res­
sam Hasan Rıza Beyin toplu­
ma mal olmu§ eserleri ara­
Dilaver Bey
sında İstanbul'un fethinin
tasfir edildiği iki tablo me§­ üyelikleri ve iki kez de beledi­
hurdur. Bunlar; Fatih'in atını ye reisliği yapmı§tır. Bugün
denize sürmesi ile Edirneka­ hala kullanılan belediye bina­
pı'dan İstanbul'a giri§inin sını in§a ettiren Dilaver Bey,
ayrıca Edirne'ye yeni yollar
tasfir edildiği sahnelerdir.
yaptırmı§ ve Kaleiçi'nin yan­
Hatta ressamımız bu ikinci
gından sonraki harap halini
tabloda Fatih'in, sol tarafına düzelterek yeniden imarını
çizdiği tüfekli Osmanlı aske­ sağlamı§tır.
ri yüzü olarak kendisini çiz­
Edirne'nin Balkan Har­
mı§ ve resme ayrı bir detay
bi'nde Bulgarlar tarafından
katını§ tır.
i§gal edilmesi üzerine iki kez
Dilaver Bey saldırıya uğramı§, bu çileli
dönemde büyük sıkıntılar
Filibe Nazırı Cezzar Hacı
görmܧ ve ileride ölümüne
Hüseyin Ağanın soyundan
sebep olacak hastalığa da bu
olup 1865 yılında doğmu§,
dönemde yakalanmı§tır.
hususi hocalardan aldığı eği­
timler sonrasında belediye I. Dünya Sava§ı sonrası

Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler 247


mütarekelerin devam ettıgı, zattır. Miladi ı 669 senesinde
ı 5 Nisan ı 9 ı 9 tarihinde has­ §imdi Yunanistan sınırları için­
talığı ağırla§mı§ ve Dilaver de kalan Gördes'te dünyaya
Bey hayata gözlerini yum­ gelmi§tir. ı 689 senesinde Ve­
mu§tur. Kendisini çok seven nediklilerin Mora'yı istila et­
Edirneliler tarafından büyük meleri üzerine önce İstan­
bir merasim tertip edilmi§ ve bul'da, sonra da Edirne'de tale­
naa§ı Zindanaltı'ndaki aile be olmu§tur. Daha sonraları
mezarlığına defnedilmi§tir. Mısır'a giderek Gül§eni
ileriki yıllarda bu mezarlığın Dergahı'nda vazife yapmı§,
kaldırılması üzerine Dilaver oradan icazet almı§tır.
Beyin naa§ı Selimiye Ca­
mii'nin kıbleye bakan duvarı Hasan Sezai Efendi, alimli­
önündeki bahçeye defnedil­ ğinin ve evliyalığının yanında
mi§tir. çok kuvvetli §iir söyleme kabi­
liyetine de sahiptir. Hatta ona
HASAN SEZAİ "Osmanlıların Hafız-ı Şirazisi"
HAZRETLERİ ünvanı verilmi§tir.' Affı, mer­
İslam alimlerinden ve Evli­ hameti çok olan Hasan Sezai
yaullahtan olan Hasan Sezai Hazretleri bıkmadan, usanma­
Hazretleri gayet kibar, asalet dan "emr-i bi'l Ma'ruf' yapıyor,
sahibi, iyi ahlaklı, çok zeki bir yani dinin emirlerini bildiriyor,

248 Bölüm l O • Mezar, Türbe ve Şehitlikler


insanların ebedi saadete kavu§­ doğmu§tu. Gece boyu süren
maları için çırpınıyordu. Gay­ §iddetli çarpı§malar gündüz
reti ve ihlası sayesinde binlerce biraz azalmı§, zırhlı ve meka­
talebesi olmu§tur. Hasan Sezai nize birlikler çelik uçlu bir
Hazretleri her zaman mazlu­ mızrak gibi ileri atılıp Lefko­
mun yanında olup, zalimin §a'ya doğru ilerlerken, piyade
kar§ısında durmayı görev ola­ birlikleri Be§parmak Dağla­
rak telakki etmi§ büyük bir rı' ndaki Rum mevzilerini te­
zattır. mizlemekle me§gul idi. Mev­
CEPHEDEKi EVLİYA zilendiği yerden elli metre ka­
dar kar§ıda bulunan ağır ma­
Kıbrıs'ın manevi fatihleri,
kineli tüfek yuvasını gözetle­
o gün askerlerimizle yanyana
dü§mana kar§ı sava§tılar. yen Konyalı Hasan Çavu§ ve
Kıbrıs'ın kuzey sahillerini bir mangası da Rum mevzilerini
gergef gibi çevreleyen, Girne temizleme görevi almı§tı.
kumsallarından ba§layan bir Önlerinde bulunan düzlüğe
ate§ fırtınası, adanın içlerine tamamen hakim durumda
doğru yayılmakta idi. Çıkar­ olan makindi tüfek yuvası ise
ma ba§layalı tam 24 saat ol­ buradan ku§ uçurtmuyor, en
mu§, 2 1 Temmuz günü güne§ ufak bir kıpırdanı§ Rumların
Kıbrıs'ın üzerine bir ba§ka koca bir §erit bitirmesine ye-

Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler 249


tiyordu. Mevzilendikleri yer­ yor; "Makine/i tüfek bttrada
den, yuvaya kadar olan düz­ kalacak ve gerekirse atef, edip ytt­
lük tamamen bo§ olduğu için, vaya gijz açtırmayacak. Saat tıt­
değil bir mangayı, koca bir tttyorttm, tam be!, dakika sonra
bölüğü harcamadan oraya sis bombalarını atacağız. Btm­
ula§mak mümkün değildi. dan bir dakika sonra da saldırı­
Epeydir suskun olan telsiz­ ya geçeceğiz. Haydi helallef,e­
de bir cızırtı... Açıp dinliyor, lim!" bütün manga bir daha
konu§an bölük komutanıdır; birbirini göremeyecekmi§ gi­
bi bir iki dakika içinde helal­
"Yarım saat içinde ilk hedef­ le§iyor. . . Gözlerde ıslaklık
leri temizleyeceğiz. Siz cepheden ama yüreklerde tunç gibi bir
saldıracaksınız. Yttvanın sağ ta­ kararlılık var. Tüfeklerin
rafından gelecek bir manga da namlu ucundan fırlayan sis
sizi destekleyecek. Haydi Allah bombaları birbiri ardında ma­
yardımanız olsım! "Amin", di­
kineli tüfek yuvasının önüne
yor sadece Hasan Çavu§.
dü§Üp duman fı§kırtmaya
"Hazır olttn!" diye sesleni­ ba§lıyor. Bir dakikada yuva­
yor adamlarına, sonra soğuk­ nın bulunduğu tümsek göz­
kanlı olmaya çalı§arak anlatı- lerden kayboluyor. Sürenin

2 5 0 Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler


sonunda, Hasan Çavu§; gövdesini yere yıkıp altına
alıyor. Aynı anda makineli tü­
"Haydi arkadajlar, hücıtm!"
feğin kahredici tarrakası. . .
diye haykırıyor. İki kola ayrı­
Ardından bir el bombasının
lan manga sisiere doğru atı­
soğuk patlaması ve G-3 tü­
lırken, sağ taraftan öbür
feklerinin yaylım ate§leri du­
manganın da harekete geçtiği
yuluyor. Hasan Çavu§ ayağa
görülüyor. Mangasının en
kalktığında Rum makineli
önünde ko§anlardan biri olan
tüfek yuvası yoktur artık.
Hasan Çavu§, birdenbire ken­
Hasan Çavu§ kendisini mut­
disini yuvanın önünde koca
lak bir ölümden kurtaran as ­
makineli tüfekle kar§ı kar§ıya
kere anlatılmaz hislerle bakı­
buluyor. Kendisini derhal ye­
yor. Önce ne diyeceğini bil­
re atması gerekirken, yapmı­
miyor. Neden sonra elini uza­
yor. Bir iki saniye, büyülen­
tıyor;
mݧ gibi öylece duruyor. Bir­
den birisi atlıyor üzerine. Ko­ - Sağol arkada§, hayatımı
ca Hasan Çavu§un dev gibi kurtardın, diyor. Kar§ılıklı

Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler 251


bakı§larda donan bir anlık Ben de Edirneliyim diyor.
sessizlik.
Birlikler ikinci hedef için
- Benim adım Hasan, ya toplanmaya ba§larken aceley­
senin ki? le birbirlerinin adreslerini alı­
yor ve sonra hasretle kucakla­
- Hasan Sezai . . . " diye ce­
§ıp ayrılıyorlar.
vap veriyor asker, üçüncü
bölüktenim. Hasan Çavu§ Kıbrıs'ta silahlar susunca
sevgi ile askerin gözlerine ilk deği§tirme birlikleri ana
bakıyor. yurda dönmeye ba§lıyor;
bunların içinde Hasan Ça­
Hasan Çavu§;
vu§'un bölüğü de vardır. Ak­
- Ben de ikinci bölükten deniz'i ne§eyle geçerler. Mer­
diyor. Ben Konyalıyım, sen sin'e çıktıkları zaman bütün
n erelisin arkada§ ? millet onları bağrına basar. . .

Hasan Sezai: Hasan Çavu§'un tezkeresi-

252 Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler


ne zaten az bir zaman kalmı§­ Pencereden bakılınca, ye§il
tır. örtü örtülmü§ bir sanduka
görülür. Türbenin içi de dı§ı
Birçok acı ve tatlı hatırayı
gibi bakımsız, adeta terk edil­
geride bırakarak asker oca­
ğından ayrılır. Mersin'den mi§ gibi gariptir. İçieri sızla­
Konya'ya gelirken, zihninde makla birlikte bir Fatiha oku­
hep Be§parmak Dağları var­ yup ayrılırlar. Bir de kar§ıda­
dır. Kendisini ölümden kur­ ki tek eve sorarlar. Evin kapı­
taran Hasan Sezai'nin yüzü sını on ya§larında bir çocuk
hep gözlerinin önüne gel­ açar. Çocuğa, Hasan Sezai
mektedir. Hasan Çavu§, çok­ Beyin evini sorarlar. Çocuk
tan kararını vermi§tir. Şöyle dü§ünür, çıkaramaz. "Dede !"
bir yerle§ir yerle§mez yola çı­ diye bağırır, "Hasan Sezai ağa­
kacak, Edirne'ye onu görme­ beyin evini biliyor mımm? "
ye gidecektir. Ya§lı adam kapıya gelince
Edirne sokaklarında baba dı§arıdaki adamlara tuhaf tu­
oğul iki ki§i, adres sora sora haf bakar:
dola§ırlar. Epeyce arayıp sor­
Buralarda benim bildiğim
duktan sonra verilen adresi
bir tek Hasan Sezai vardır, di­
bulurlar. Son yürüdükleri so­
kak onları bir türbenin önüne yerek kar§ıdaki türbeyi i§aret
çıkarır. Verilen nurnaraya gö­ eder; " O da J,ıtrada yatıyor!"
re, aradıkları yer bir türbedir. Baba ve oğlunun yüzlerinde
derin bir §a§kınlık . . . Neden
Bakarlar ki yarı harap bir
türbe; pencerelerinin camları sonra oğul bir §eyler anlama­
kırık, uydurma perdeleri kirli ya ba§lar. Kafasında bir §im­
ve yırtık bir §ekilde sallanıyor. §ek çakar. Karanlıkları ı§ığa
boğan bir §im§ek. Çılgınlar

300 yıldır dergiihra muhafaza edilen mqhur geyik boynuzundan kalan son parça.

Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler 253


gibi ko§ar ve kendisini türbes Balkım Sııvıt§t Şehitli#i
nin kapısında yere atar. Göz:
Edirne civarında bulunan
leri kan çanağına dönmܧ bir
birçok §ehitlikten biri de Sara­
halde kapının e§iğini öper
yiçi Balkan Sava§ı Şehitliği'dir.
öper öper. . .
Bulgar askerleri 26 Mart
B i r hafta içinde Hasan Se: ı 9 ı 3 tarihinde Edirne'ye gir:
zai Türbesi tanınmayacak §e• diklerinde, teslim olan asker­
kilde deği§mi§tir. çünkü ta: lerimizi bu anıtın bulunduğu
mir edilmi§, boyanmı§ ve mevkide kurdukları esir kam•
pencerelerindeki ye§il saten pına kapatmı§lardır. Bu kam•
perdelerle bir gelin gibi süs: pa topladıkları 20 bin civarın=
lenmi§tir. daki askerimizden büyük bir
çoğunluğu açlık, soğuk ve sal-

Tavuk ormanında aç bırakılarak ölüme rerkedilen askerlerimiz ve


kabukları yenmi§ ağaçlardan acı bir manzara.

2 5 4 Bölüm 10 • Mez<ır, Türbe ve Şdlitliklı:r


gın hastalıklardan dolayı can Tunca Nehri kıyısında ha­
vermi§tir. zırlanan bu §ehitlik, vatan sa­
vunmasında acımasızca bir
Bu acı günlerin §ahidi olan
muamele ile kar§ı kar§ıya ka­
Edirneli Hafız Rakım Ertür, larak §ehit olan bu askerleri­
gördüklerini §öyle aktarmak­ mizin anısını canlı tutmakta­
tadır: dır. Şehitliğin ön kısmına ise
"Tutsak Türk esirleri Bulgaris­ 1939 yılında Muhafaza-i Me­
kabir-i İslamiye Cemiyeti ta­
tan'ın içlerine nakledilmek üzere
rafından Meçhul Asker anıtı
Tttnca Nehri üzerindeki Sarayi­
yapılmı§tır.
çi'nde toplanmıJ,Iardı. On binlerce
kiJ,inin bataklık olan bıt adada,
bir ay süre ile aç ve çıplak halde
kalması, bir çoğtmttn (j/mesine se­
bep olmıtJ,tttr. Bıt yüzden burada­
ki erler ilk günlerde ağaç kabttk­
larını kemirerek açlıklarını gi­
denneye çalıJ,mıJ,lardı. Kolera, di­
zanteri vb. bttlaJ,ıcı hastalıklara
kat"J,ı baJ,langıçta hiçbir lin/em
alınmadığından, het· giin yüzler­
eesi kıvranarak ölmekte ve cesetle­
ri günlet·ce açıkta kalmaktadıı: "

Bölüm 10 • Mezar, Türbe ve Şehitlikler 255


Arkeoloji ve Ernoğrafya Geleneksel Türk evi kö§eleri
Müzesi cansız mankenler ile canlandı­
1 9 7 1 yılında açılan ve Seli­ rılmı§ olup hamam kö§esi,
miye Camii kar§ısında bulu­ Edirne oturma odası kö§esi,
nan müze kendi içinde arke­ köy mutfağı kö§esi gibi bö­
oloji ve ernografya olmak üze­ lümleri vardır. ilerleyen bö­
re iki bölüme ayrılmaktadır. lümlerde; Edirne evleri keten
sıvalarından örnekler, çe§itli
Etnografya Bölümü:
i§leme ve kıyafetler ile takılar,
Halı ve Kilim Galerisi ile oyalar, mis sabunları ve §ahıs­
ba§layan bölüm Edirnekari ların hediye ettikleri eseriere
yüklük ve panolar ile devam ait özel vitrinler yer almakta­
eder. Camekan ile çevrili bö­ dır. İkinci salonda çe§itli el sa­
lümlerde, Edirne'ye has süsle­ natları ve tezgahlar, Edirne'ye
meleriyle bir sünnet yatağı ve özgü bir at arabası ile tarım
gelin odası bulunmaktadır. aletleri bulunmaktadır.

Etnoğrafya bölümünden kareler.

258 Bölüm 1 1 • Müzelcr


Arkeoloji Bölümü:
Giri§ vitrinierinde Paleon­
tolojik Döneme ait fosiller
sergilenmektedir. Bu bölüm­
de Edirne ve yakın çevresinde
bulunan 3 . zaman sonuna ait
fıl, gergedan ve at türünden
hayvanların defans, çene ke­
miği, di§ ve arnurlarına ait
parçalar bulunmaktadır. Ayrı­ Müzenin bahçesinde ser­
ca yine burada, günümüzden gilenen Hacılar Dolmeni
30 milyon yıl önceki Miyosen eserleri, Lalapa§a, Arpalık
Döneme ait balık fosilieri ile, Dolmeni ve Ta§lıcabayır Tü­
diğer deniz hayvanları ve bit­ mülüsü kurtarma kazıların­
ki fosilieri yer almaktadır. da bulunan tören kapları ;
Arkeolajik buluntuların en M.Ö. 1400 - 800 yılları ara­
eskisi; Enez-Hocaçe§me Hö­ sı Son Tunç - Demir Çağı
yüğü'nde bulunan Orta Ne­ ba§larına ait kültürün belge­
olitik - İlk Kalkolitik Döneme leri olarak sergilenmektedir.
ait (günümüzden 7300-7400 Sergilenen eserlerin pek çoğu
yıl önce) ta§, kemik ve pi§mi§ 197 1 - 19 7 2 yıllarından beri
toprak buluntularıdır. devam eden Enez kazısı bu­
luntularıdır.
Ayrıca Klasik-Helenistik­
Roma ve Bizans dönemine
ait, ta§, bronz, pi§mi§ toprak
ve cam eserler sergilenmekte­
dir. Enez Nekropolü'nde bu­
lunan Afrodit'e ait pi§mi§
toprak kült heykelcikleri il­
ginçtir.
Mermer heykeller ve steller
arasında bölgenin yerli halkı
olan Traklara ait Trak süvarisi
Edirne civarından
çıkarılan gümü§ sikkeler. tasvirli mezar stelleri (mezar

Bölüm l l • Müzeler 259


ta§ları) yöresel eserlerdendir.
Müzede bulunan eserlerin
çoğu Kapıkule Gümrük Ka­
pısı'ndan yurt dı§ına çıkarılır­
ken yakalanan eserlerdir. Ta­
kılar, pݧIDݧ toprak ve cam
eserler yanı sıra heykel ve me­
zar ta§ları yanında binlerce Aylarca ku§atma altında kalan
askerlerimizin yemek zorunc.la kaldıkları
sikke, dönemlerine ait vitrin­ süpürge tohumunJan mamül ekmek.
ierde sergilenmektedir.
rastlanmayan Yeniçeri mezar
Osmanlı ve Bizans döne­
ta§ları dikkat çekicidir.
mine ait altın defıneleri ise
Müzenin etnografya salonun­ Bahçenin sağ tarafında,
da, bulundukları kaplar ile ortada M . S . 1 . yüzyıla ait
birlikte görülmektedir. Eroslu mermer sunak, bahçe
duvarı boyunda Helenistİk­
Bahçe giri§inde Roma dö­
Roma-Bizans dönemlerine ait
nemine ait lahitler, dalmen ve
sütun ba§lıkları, heykeller ve
menhirler, hemen arkasında
Osmanlı dönemine ait su kül­
Osmanlı dönemine ait çqitli
mezar ta§ları sergilenmekte­ türü ile ilgili Edirne'nin balı­
dir. -Vaka-yı Hayriye sırasında klı havuzları ve ku§luklar ser­
kınldığı için- İstanbul'da pek gilenmektedir.
Türk İslam Eserleri Müzesi
Bu müze, 1 9 2 5 yılında
Atatürk'ün emri ile _Selimiye
Camii'nin avlusundaki Seli­
miye Medresesi' nde açılan
Edirne'nin ilk müzesidir. Kla­
sik Osmanlı medrese planın­
da olan yapı, bir avlu ve onun
etrafında buluna'n revaklı
odalardan olu§maktadır. Mü­
zede binaya göre dekare edi­
lerek her odaya bir bölüm
Balkan Sava§ı"nda
kullanılan yemek arabaları. açılmı§tır.

260 Bölüm l l • l ı ı l< r


- Sergiye açık ilk oda
Kırkpınar Güre§lerinin ünlü
pehlivanlarının resimleri ile
süslüdür. Ayrıca kıspet giy­
mݧ bir güre§çi ile ağa man­
kenleri bulunmaktadır.
- Tekke e§yalarırun bulundu­
ğu diğer odada; 2. Bayezid Kül­
liyesi'ne ait çok değerli kapılar,
el yazması Kur'anlar, tespih,
alem, teber, cepkenler, Rufai ge­
reçleri, ba§lık ve asalar ile mum­
lar bulunmaktadır.
- Prof. Özden Vural'ın el
İ§İ çorap koleksiyonu odası.
- ݧleme ve levha odasında
çe§itli yazılı ݧlemeler ve lev­
halar. - Ağaç ݧleri odasında çe­
- Osmanlı silahları odasın­ §İtli ah§ap eserler.
da Yeniçeri mankenleri ve si­ - Selimiye Camii restoresin­
lahları. den çıkan barok süslemeler.
- Balkan Harbi odasında - Türk İslam Eserleri Mü­
kanlı sancak ve fotoğraflar. zesinin revaklı koridoru ise
- Çini ve seramik odasında tarihi birçok kitabe ile süslü­
1 5 . yüzyıl Şahmelek Camii ve dür. (II . Abdülhamid'in Edir­
Kütahya çinileri. ne'deki birçok binaya gerçek­
le§tirdiği tamir kitabeleri, ay­
- Sarayiçi odasında Edirne
Sarayı'nın 1973 yılında yapı­ nı döneme ait Osmanlı arına­
lan kazıda çıkan duvar çinile­ lı mermer kitabe ve bu arına­
rinden örnekler. nın Yunan ݧgalinde kazına­
rak tahrip edilmi§ hali, Rufai
- Cam ve mutfak e§yaları ve Celveti Tekkeleri Kirabele­
odası. ri vb. daha birçok kitabe gö­
- Ölçü aletleri odası. rülebilmektedir. )

Bölüm ı ı • M üzeler 26ı


lanılan tabyaya bir piyade ve
bir topçu taburu yerle§tiril­
mi§tir.
19 1 2 Balkan Sava§larında
Edirne Müdafaası sırasında
bu tabyadan fazlasıyla istifade
edilmi§tir. Kıyık Tabya 1 36
metre rakımda olup, duvarla­
rı ta§tan, kemerleri ise tuğla­
dandır. Bu tuğlalar; Horasan
tuğlası ve kireç tozundan olu­
§an bir madde ile tutturul­
Edirne i§gali sonrası Bulgarlar tarafından üzeri kazı­
mu§tur.
narak haç i§lenen Osmanlı arması.
Kıyık Tabya, Hıdırlık Tab­
Balkan Sava§ı Müzesi
yası ile birlikte Edirne savun­
Edirne'nin en çok ziyaret masını gerçekle§tiren Şükrü
edilen müzelerinden olan Pa§a ve kurmayları tarafından
Balkan Sava§ı Müzesi, Os­ komuta kademe bölgesi ola­
manlı'nın son dönemlerinde, rak kullanılmı§lardır.
Edirne'nin müdafaası amacıy­
la in§a edilmi§ olan 30 tabya­ Bir hayli ilginç olan ve
dan biri olan Kıyık Tabya­ bugün müze haline getirilen
sı'dır. 1 828- 1 829 yıllarında bu tabyada açık top mevzile­
Ruslar ile yapılan sava§ sıra­ ri, hendekler, toplanma ve
sında, topraktan i n§a edilen eğitim alanları, depolar, ni­
bu tabya, 1 87 7 - 1 8 7 8 Os­ zamiye bölümleri, bölük, ta­
manlı Rus sava§ında geli§tiril­ bur ve alay komuta binaları,
mi§tir. 1 886- 1 887 tarihlerin­ cephanelikler, gözedeme
de ordu kumandanı olan menzilleri ve yatma yerleri
Muhtar Pa§a tarafından kul- bulunmaktadır.
Kıyık Tabyanın B alkan Kıyık Tabya içinde bizi o
Sava§ı Müzesi haline getiril­ günlere götüren tarihi resim­
mesi çalı§malarına, Edirne ler de muhtelif yerlerde ziya­
Valiliğinin katkıları ile Türk retçilerini beklemektedirler.
Silahlı Kuvvetleri adına gö­ Bu son derece modern müze
revlendirilen 54. Mekanize 28 Kasım 2000 tarihinde 5 .
Piyade Tugayı Komutanlı­ Kolordu Komutanı Korge­
ğınca 2000 yılının temmuz neral Yıldırım Türker tara­
ayında ba§lanmı§tır. 200 er­ fından ziyarete açılmı§tır.
ba§ ve er, 4 ay gibi kısa bir
Müzede bulunanları özet­
sürede tabyayı tarihi görü­
leyecek olursak; 14 bölüm ve
nümüne kavu§turmayı ba­
23 bonetten olu§an müzede ;
§atmı§lardır. M üzenin içerisi­
Edirne halkı tarafından Türk
ne eski kullanımlarına uygun
Silahlı Kuvvetlerine bağı§la­
olarak plastik heykellerden
nan silah, belge ve mühim­
canlandırmalar yapılmı§, bu
matın sergilendiği 4 adet
da gezen ki§ilerin hayal güç­
sergi vitrini, 2 adet top, 1
lerine gerek kalmayacak §e­
adet yemek arabası, 1 1 8 adet
kilde ortamın yorumlanma­
' pano (harita, resim, bilgi
sını sağlamı§tır. Ayrıca her
notları) ile 28 adet konu
bölümde, insanın varlığını
mankeni bulunmaktadır.
hisseden ve kendi kendine
konu§maya ba§layarak ziya­
retçileri bilgilendiren man­
yetik ses sistemleri bulun­
maktadır.

Bölüm l l • Müzeler 265


Yapı tarihimizin dev sima­ veya millet tarafından sahip­
sı Mimar Sinan, dün yanın lenilmeye çalı§ılmı§tır. Döne­
dört bir yanına dağılan muh­ mindeki kaynakların yetersiz­
te§em yapıları ile 'yüzyıllardır liği, bir kısmının da .yok edil­
ara§tırmacıların dikkatini mesi sonucunda bazı hususlar
çekmekte, günümüzde de karanlıkta kalsa da son yapı­
akademik çalı§malara konu lan ara§tırmalarla Sinan'ın ha­
olmaktadır. Yapılan her ara§­ yatı büyük ölçüde aydınlatıl­
tırma onun deha yönünü bir mı§tır. Mimar Sinan ile ilgili
kez daha ortaya koymakta, en eski kaynaklar' 16. yüzyıl­
eserleri inceleyenleri hayretle­ da kaleme alınan bir takım
re dü§ürmektedir. Böyle bü­ yazmalardır. Bunlardan biri
yük bir sanatkar elbette ki Risalet-ül Mimariye, Dayeza­
dünya üzerinde birçok devlet de Mustafa Efendinin Selimi-

268 Bölüm 12 • Edirne'den Çe§itlemeler


ğ u -
nun öğrenilmesi üzeri­
ne farklı çevreler Sinan'ı, '
' ye
a d 1 ı Bulgar, Sırp, Ytınan hatta
monog­ Avusturya kökenli kabul et­
rafisi, Şair mi§lerdir. Fakat bir süre sonra
Eyyubi'nin Sinan'ın Anadolu'dan, Kayse­
Padi§ahname'si, ri'nin Ağımas Beldesinden
Mimar Sinan'ın hamamları­ dev§irildiği ortaya çıkmı§tır.
nın tanıtıldığı adsız bir risale, Bu geli§me üzerine kendisi­
Tuhfet-ül Mim arİn ve en nin Ermeni asıllı olduğu söy­
önemlisi de Mimar Sinan'ın lentileri ortaya atılmı§tır. Mi­
çok samimi arkada§ı olan ve mar Sinan'ın Yavuz Sultan Se­
Sinan'ın ağzından yazdığı lim döneminde dev§irildiği
eserler ile tanınan Sai Musta­ göz önüne alınırsa, bu dö­
fa Çelebi'nin Tezkiret-ül Bün­ nemde Ermenilerde dev§İrme
yan ve Tezkiret-ül Ebniye ad­ alınmadığı için bu tez de ge­
lı eserleridir. çersiz kalmaktadır. Yavuz'un
fütühat hareketlerinin geni§­
Bu incelemelerden öğren­
lemesi ve asker kaybının art­
diğimize göre Mimar Sinan
ması üzerine Osmanlı tarihin­
16. yüzyıl ba§larında dev§iril­
de ilk kez Anadolu'daki Türk
mi§tir. Onun dev§irme oldu-
kökenlilerden de dev§irme

Bölüm 12 • Edirne'den Çe§itlemeler 269


alınmı§tır. ݧte Sinan'ın dev§i­ celeyerek, ufkunu geni§letme
rilmesi bu döneme rastla­ fırsatı bulur. ı 5 20'li yıllarda
maktadır. Yavuz Sultan Selim Camii'nin
in§aatında çalı§tığı dü§ünüle­
Art arda yapılan Çaldıran,
cek olursa, yeniçeriliğe daha
Mercidabık ve Ridaniye Sa­
yeni adım attığı bu dönemde
va§ları sebebiyle acemioğlan­
bu in§aatı yürütmesi söz ko­
ların yeniçeri ocağına, ta§ra
nusu olamayacaktır. Bu in§a­
hizmetindeki dev§irme ço­
atta Sinan'ın tahta i§leri ile
cukların da acemi ocağına ge­
uğra§tığı sanılmaktadır.
çi§leri hızlanmı§tır. Sinan'ın
acemiliği tahminen ı 5 2 ı yılı­ Mimar Sinan'ın kesin ola­
na kadar sürmܧtÜr, çünkü rak bilinen ilk eseri Fatih Ka­
bizler Mimar Sinan'ı bu yıl­ ragümrük'teki ı 5 3 0- ı 5 3 ı ta­
dan itibaren artık Kanuni rihli Üçba§ Mescidi'dir. İkinci
Sultan Süleyman'ın ordusun­ ve üçüncü eserleri ise ı 5 3 2-
da bir yeniçeri olarak gör­ ı 5 3 3 tarihli Kumkapı Muhsi­
mekteyiz. Bu tarihte Osman­ ne Hatun Mescidi ile Ayvan­
lı Ordusu içinde Belgrat Ka­ saraylı Hüseyin Efendinin
lesi'nin ku§atmasına katıla­ ı 5 33 - ı 5 34 yılına tarihlenen
cak, ardından sırası ile Rodas Eski Kasım Pa§a Camiidir. Bu
( 1 5 22), Mohaç ( 1 5 26), Viya­ yıllar, Mimar Sinan'ın her ya­
na ( ı 5 29), Irakeyn ( 1 5 34), pıda bilgi ve tecrübelerini art­
Korfu ve Pulya ( 1 5 37) ve tırmaya çalı§tığı ve kendisini
Boğdan ( 1 5 38) seferlerine i§­ Ba§ Hassa Mimarlığa hazırla­
tirak edecektir. Rodos Sefe­ dığı yıllardır.
rinden sonra atlı sekbanba§ı­ Bir süre sonra, Mimarba§ı
lığa atanmı§, Mohaç sonra­ Acem Ali'nin ölüm� üzerine
sında yayaba§ılığa getirilmi§­ II. Vezir Damat Lütfi Pa§anın
tir. Viyana Seferi sırasında ise tavsiyesi üzerine ı 5 38 yılında
Zemberekçiba§ı olmu§tur. Ba§ Hassa Mimarlığına geti­
Son olarak Irakeyn Seferi dö­ rilmi§tir.
nü§ünde Hasekiliğe yüksel­
Osmanlı Devleti'nin tüm
mi§tir.
yapı i§lerinin gen�l sorumlusu
Her sefer sonunda rütbesi olarak bu vazifedeyken yap­
daha da büyüyen Sinan, bu mı§ olduğu ilk önemli in§aat,
sırada farklı coğrafyaları da İstanbul'da Haseki Hürrem
görerek, buradaki yapıları in- Sultan Külliyesi'dir. Külliye-

270 Bölüm 1 • İlk Çağda Edirne


nin camisi Sinan'ın ilk kubbe­ mederi in§a etmi§, bu çalı§­
li cami denemesidir. Bu yapı­ malar sırasında bilgi ve tecrü­
nın tamamlanmasından he­ besini de arttırmı§tır.
men sonra Mihrimalı Sultan
İstanbul'da ba§layan su sı­
tarafından Üsküdar'da yapı­
kıntısı üzerine Halkalı ve
mı istenen Külliye'nin in§a­
Kırkçe§me su yollarının yeni­
atına ba§layacakken Kanu­
lenmesi çalı§masını yürüten
ni'nin oğlu Mehmed aniden
Sinan, 1 5 5 3 - 1 5 64 yılları ara­
vefat etmi§tir. Bunun üzerine
sında Evvel Kemer, Müderris
Kanuni Sultan Süleyman, çok
Köyü Kemeri, U zun Kemer,
sevdiği oğlu anısına yapılacak
cami ve külliyenin in§aatıyla Eğri Kemer, Güzelce Kemer
ilgili olarak Mimar Sinan'ı ve Mağlova Kemeri'ni in§a et­
görevlendirmi§tir. mi§tir.

1 548 yılında tamamlanan 1 560'lar ile birlikte artık


Şehzadeba§ı Cami ve külliyesi Sinan'ın ustalık dönemleri
Mimar Sinan'ın kendi eserin­ ba§lamı§tır. 1 5 7 5 yılında ta­
de, "Çıraklık eserime" dediği mamladığı Edirne Selimiye
yapı olacaktır. Üsküdar'da Cami, Sai Mustafa Çelebi'nin
Kanuni Sultan Süleyman'ın deyimi ile Sinan'ın ustalık
kızı Mihrimalı Sultan için in­ eseridir. Bu yapı Osmanlı kla­
§a ettirdiği cami, geleneksel sik mimarisinin tüm nitelik­
cami §emasını, Klasik Os­ lerini bünyesinde ta§ımakta­
manlı camii'ine uyarlama dır.
kaygılarının izlerini ta§ımak­ Mimar Sinan'ın 98 yıllık
tadır. Kanuni için in§a edece­ hayatına sığdırdığı 477 eser­
ği Süleymaniye, onun kalfalık den 29 tanesi tespit edileme­
yapısı olacak ve sanatını, ha­ mi§, 1 72 tanesi yangın, dep­
yatı boyunca arzuladığı, dev rem ve imar faaliyetleri sonu­
bir kubbe altında tüm cema­ cu yok olmu§tur. 49 tanesi
ati toplama hayalini en güzel daha sonra klasik mimari de­
§ekliyle gerçekle§tirdiği Seli­ ği§tirilerek yenilenmi§tir. 23
miye ile taçlandıracaktır.
tanesi harabe bir haldedir.
Kalfalıktan ustalığa geçti­ 204 adeti ise döneminin bi­
ği yıllarda Kanuni'nin arzusu çim ve üslubunu korur bir va­
üzerine Kağıthane sularını ziyette günümüze gelebilmi§­
kente getirebilmek için su ke- tir.

Bölüm 1 2 • Edırne'den Çe§ıtlemeler 271


I<I RI<PI NAR
Kırkpınar yağlı güre§leri, yemek yarı§maları yapılır ve
her yıl haziran ayı sonu ile eğlencelerin son üç günü gü­
Temmuz ayının ilk haftasın­ re§lere ayrılır.
da, Tunca Nehri kolları ara­
Bütün Türkiye'nin ilgi ile
sında bulunan ve Sarayiçi ola­
takip ettiği bu geleneksel gü­
rak adlandırılan ye§il adacıkta
re§ müsabakaları yüzyıllardır
gerçekle§tirilmektedir. Ata
süren bir geleneğin uzantısıdır.
sporumuz olan yağlı güre§ler,
Edirne'nin fetih tarihi olan
kıspet giyilip yağlanarak ger­
1 361 yılı, Kırkpınar Güre§leri­
çekle§tirilir. Güre§ler büyük­
nin ba§langıcı olarak kabul
ten küçüğe birçok katagoride
edilmi§ olup, 700 yıla yakla§an
gerçekle§tirilir. Güre§ler ön­
bu gelenek tüm güzelliği ile
cesinde halk oyunları gösteri­
her yıl tekrarlanmaya devam
leri, fuarlar, sergiler, yöresel
etmektedir. Eski yıllarda bu
güre§ler Hıdırellez ile ba§layıp
üç gün devam edermi§. Bu da
bizlere Orta Asya'da gerçek­
le§tirilen ilkbahar §enlikle­
rinin Anadolu'da da de­
vam ettiğini gös­
termektedir.
Kırkpınar Güre§lerinin ta­ çok güzel bir pınarın aktığını
rihini inceleyecek olursak Os­ görürler. Çevrede ya§ayan in­
manlı Devleti'nin kurulu§ yıl­ sanlar bu mezarları göstererek
ları olan Orhan Bey dönemine onlara "kırklardan" demeye
kadar inmemiz gerekecektir. ba§larlar böylece burası Kırk­
Orhan Bey'in büyük oğlu Sü­ pınar adını alır. Arkada§ları ve
leyman Pa§a, Gelibolu ve Bo­ çevre halkı da onların anısını
layır'ın fethi ile vazifelidir ve ya§atmak için her yıl bahar
etrafındaki civanınert deli­ mevsiminde burada güre§ler
kanlılar ile gazalarma ba§lar. düzenlemeye ba§larlar.
Bu gazalardan vakit bulduk­ Bu geleneksel güre§ler ne
ları sıralarda bu Osmanlı yi­ yazık ki bazı yıllar, sava§lar ve
ğitleri aralarında güre§ tut­ istilalar nedeniyle kesintiye
maktadırlar. Fakat bir gün uğramı§tır. 93 Harbi'nde
güre§en çiftlerden bir tanesi 1877- 188 1 yılları arasında,
birbirleriyle yeni§emezler. Balkan i§galinin gerçekle§tiği
Güre§ saatlerce sürer ama ne­ 1 9 1 3 yılında güre§ler yapıla­
tice deği§mez. Tüm gece sü­ mamı§tır. Balkan Sava§! son­
ren bu amansız mücadele son­ rasında Kırkpınar güre§lerinin
rasında ikisi de hayatlarını asıl yapıldığı yer sınırlarımız
kaybederler. Arkada§ları onla­ dı§ında kaldığı için 1 9 1 4 gü­
rın bu durumuna üzülerek re§leri, Edirne Mustafapa§a
güre§tikleri mahalle defneder­ yolu üzerinde Viran Tekke
ler. Bir süre sonra yeniden ar­ Köyü ile Meriç
kada§larının mezarlarını zi­ çayırlıkta yapılmı§tır.
yarete geldiklerinde burada Birinci Dünya Sa-
gün sınırlarımız dı§ında kalan
bu yer, Edirne'yi Ortaköy'e
bağlayan 3 5 km .lik yolun üze­
rinde Simavina (Ammovo­
unon) ve Sarı Hızır (Kiprionos)
köyleri arasında bulunan §OSe
yolun hemen doğusundaki çi­
menlik yerdir. Simovina Edir­
ne'ye ı O km. Sarı Hızır ise ı 2
km. uzaklıktadır.
Kırkpınar Güre§lerinin en
önemli olmazsa olmazlarından
biri hiç §Üphesiz ağadır. Orta­
ya konan koça, açık arttırma­
da en fazla parayı veren Kırk­
va§ı ve Kurtulu§ Sava§ı döne­ pınar ağası olur ve bir sonraki
minde ı 9 ı9- ı 9 2 3 yılları ara­ yılın güre§lerini o ki§i organize
sında da güre§ müsabakaları eder. Törenler boyunca te§rif
yapılamamı§tır. eden misafirleri ağırlamak ve
müsabakalar sonrasında ödül­
Cumhuriyet Türkiyesi'nin leri dağıtmak ağanın vazifesi­
ilk Kırkpınar Güre§leri, 30 dir.
Mayıs ı 9 24 tarihinde Hima­
ye-i Etfal (Çocuk Esirgeme Kırkpınar çimenierinin en
Kurumu) yararına Türk Oca­ önemli ki§ilerinden biri de
ğı tarafından düzenlenmi§tir.
Bu tarihten itibaren de, gü­
re§lerin çıkı§ yeri olan asıl
Kırkpınar bölgesi toprakları­
mız dı§ında kaldığı için müsa­
bakalar, Edirne'de Sarayi­
çi'nde gerçekle§tirilmeye ba§­
lanmı§tır.
Kırkpınar Güre§leri' ne
hem isim veren hem de yüzyıl­
larca mekan te§kil eden ve bu-

274 Bölüm 1 2 • Edirne'den Çe§itlemeler


cazgırdır. Kendisi güre§ler­
den önce ortaya çıkarak pe§­
rev çeker ve güre§çileri halka
tanı tır.

Kırkpınar'ın özelliği ata


sporumuz yağlı güre§ler ol­
duğu için tüm güre§çiler kıs­
pet denilen daha çok siyah
renkli deri belden bağlama
bir giysi giyerler ve zeytin
yağı ile yağlanırlar. Büyük,
orta ba§altı ve ba§ boylarında üste ba§pehlivan olan ki§i al­
güre§en pehlivanlardan ba§a tın kemere sahip olmaktadır.
güre§enlerin birincisine "baJ,-
pehlivan " ünvanı ile altın ke-
mer ödülü verilir. Üç yıl üst

Bölüm 12 • Edirne'den Çe§itlemeler 275


Dünyayı Titreten Fetihten sonra da bu
Pehlivanlarımiz darb-ı mesel yayılmı§­
tır.)
Osmanlı Devle-
ti'nin sava§larda yenil­ Osmanlılar sporu
diği ve hasta adam ola­ destekleyen insanlar
rak nitelendirilmeye olarak, cirit, tirendazlık
ba§landığı yıllarda, (okçuluk) ve güre§i te§­
Avrupa'da imajımızı vik etmi§ler, padi§ahlar
düzelten ve herkesin, bile bu tarz faaliyetlere
"Türk gibi kuvvetli" i§tirak ederek bazı re­
yada "Nöhozel kar§ı­ karların altına imza at­
sında bir Türk gibi" demeleri­ mı§lardır. Güre§in geli§mesin­
nin sebebi hiç §Üphesiz güre§ de de özellikle I. Murad döne­
müsabakalarında alınan galibi­ minde Edirne'de kurulan Gü­
yetlerimizdir. (Nöhozel bizim re§çiler Tekkesi'nin payı bü­
tarihlecimizde Yeni Kale ola­ yüktür. O yıllardan itibaren
rak adlandırılmı§ ve Alınanla­ haftada iki kere güre§en pehli­
rın, "Kesinlikle alınamaz." de­ vanlar, havaların ısınması ile
melerine rağmen Fazıl Ahmed birlikte bu güre§lerini açık ha­
Pa§a tarafından fethedilmi§tir. vada gerçekle§tirirlerdi. Edir-

Kırkpınar meydanı yakınındaki Kel Aliço, Koca Yusuf ve Kurt Dereli Mehmed anıtı
ile eskiden insanların güre§lere davet edildiği kırmızı dipli mum anıtı.

276 Bölüm 1 2 • Edirne'den Çe§itlemeler


Er Sultan: ( 1 5 . yüzyıl)
Sultan II. Murad ve Fatih
dönemlerinin ba§pehlivanıdır.
Bizzat Fatih Sultan Mehmed
huzurunda Akkoyunlu Dev­
leti Hükümdan Uzun Ha­
san'ın 70 pehlivanına galip
ne'nin Namazgah Ovası ise bu gelmi§tir.
güre§lerin en gözde yerlerin­
den biriydi. Her yıl düzenle­ Bahtiyar: ( 1 5 .- 16. yüzyıl)
nen Kırkpınarlarda ise Güre§­ Şehzade II. Bayezid'in,
çiler Tekkesi, müsabakalara sancak beyliği yaptığı Bur­
gelen güre§çilerin konaklama sa'dan, tahta çıkmak için git­
yerleri olurdu. Bu konaklama­ tiği İstanbul'a yanında getir­
lar esnasında tekke çevresinde diği pehlivan ve okçudur. "Ri­
birbirleriyle tanı§an güre§çiler sale-i Bahtiyarzade" adlı ok­
aralarında idrnanlar yaparlardı. çuluk kitabını yazmı§tır.
Buralarda konaklamı§ namlı
pehlivanların adları dillerden Demir Hasan:
dü§mez, e§yaları da saklanırdı. Edirne'deki Pehlivan Tek­
Böylece bu tekkeler bir müze kesi' nde yeti§IDi§tir. Yavuz
vazifesi de görürlerdi.
Evliya Çelebi me§hur Seya­
hatnamesi' nde, Bursa, Edirne,
Manisa ve Amasya ba§ta ol­
mak üzere birçok yerde kuru­
lan güre§çi tekketerinin amaç­
larının; gürbüz, tuvana, zora­
ver, dilaver, server, hünerver ki­
§ileri ordumuza kazandırmak
olduğunu söylemektedir.
O yıllardan günümüze
isimleri kalabilmi§ ünlü peh­
livanlarımızdan bazıları §Un­
lardır:

Bölüm 12 • Edirne'den Çe§idemeler 277


1 870 den önce Kırkpınarda
ba§pehlivan oldu. Şöhretini
duyan Sultan Abdülaziz onu
saraya aldı. Arnavutoğlu Ali
Osman' dan sonra saray ba§­
pehlivanı oldu.
Kara İbo:
Sultan Selim'in bizzat huzu­
runda gerçekle§tirdiği güre§­ ( 1 838-?)
lerle me§hur olmu§tur. İstan­ Plevne'nin Lofça kasabası­
bul'da onun adına bir güre§ na bağlı Letniça Köyünde
tekkesi kurulmu§tur. doğdu. Sultan Abdülaziz dö­
Kazıkçı Kara Bekir: neminde sarayda §amdancı­
( 1 8 2 5 - ?) ba§ı olarak görev aldı. Dün­
yaca ünlü pehlivanlarımızdan
Deliormanlı olan Bekir
biridir.
Pehlivan üstün bir kuvvete sa­
hiptir. "Dı§ kazık" oyununu Kızılcıklı Mahmud:
iyi bilmesi sebebiyle bu adla ( 1 880- 1 9 3 1 )
adlandırılmı§tır. Zamanının
Silistre'nin Kızılcık kö-
en büyük pehlivanlarındandır.
Arnavutoğlu Ali:
( 1 8 2 5 -?)
Kastamonu'nun Çambaz
köyündendir. Sultan Abdüla­
ziz döneminin saray ba§pehli­
vanlarındandır. Hiç yenilme­
mi§tir.
Kavasoğlu İbrahim:
( 1 827- 1908)
Plevne ilinin Lofça kasaba­
sının Letniça köyünde doğdu.
* Dünyayı titreten pehlivanlarımız bö­

lümündeki fotoğraflar Edirne dergisinden


Filiz N urullah ve Karaosman
alınmı§tır.

278 Bölüm 1 2 • Edirne'den Çe§itlemeler


Zeytinbu mul u Ali Ah­
me d : ( 1 884- 1 9 5 5 )
Erdeklidir. Zeytinburnu
Askeri Fabrikasında çalı§tığı
sırada güre§e ba§lamı§tır. Ça­
talca, Hayrabolu, Gemlik pa­
nayırlarında ba§ı aldıktan
sonra, 1906 yılında Kırkpınar
ba§pehlivanlığını kazanmı§tır.
Kel Aliço:
( 1 844- 1 9 1 3)
Plevne'nin Ozikociça kö­
yünde doğdu. Yağlı güre§lerin
yünde doğdu. Nakka§lı en §Öhretli ismi olup, ba§pehli­
Eyüp, Kara Emin, Madaralı vanlığı 26 kez kazanmı§tır.
Ahmed gibi döneminin peh­ Sultan Abdülaziz döneminde,
livanları ile güre§ti. Fransa Kavasoğlu İbrahim Pehlivan
ve Amerika'ya güre§mek tarafından Kara İbo ile birlik­
için gitmi§tir. te saraya alınmı§tır. Sert gü-
Hergeleci İbrahim:
( 1 862- 1 9 ı 7)
Razgrad kasabasının Ezer­
ce köyünde doğdu. At çoban­
lığı yaparken güre§e ba§ladı­
ğından bu isim ile ad1andırıl­
dı. Güre§ oyunlarındaki ma­
hareti ile ünlü olmu§, birçok
pehlivanın yeti§tirilmesini
sağlamı§tır. Kara Ahmed'in
hocalığını da yapan Hergeleci
İbrahim, onunla Rusya ve Pa­
ris'e de giderek güre§lere i§ti­
Yukarıda Hergeleci ibrahim ve Kara
rak etmi§tir. Ahmed, altta Kel Aliço.

Bölüm 12 • Edirne'den Çe§itlemeler 279


re§lerinden dolayı "Gaddar güne§ varsa, yerde de yalnız
Aliço" olarak adlandırılan gü­ bir Yusuf vardır." sözü ile
re§çimiz, Kavasoğlu'ndan son­ övülmü§tür.
ra katılmaya ba§ladığı Kırkpı­
nar meydanlarında unutulmaz Çağının ünlü pehlivanları
güre§ler yaptı. 1894'e kadar ile güre§tikten sonra Fransa'ya
ba§pehlivanlık ünvanını kim­ gitti. "Türk gibi kuvvetli." sö­
seye kaptırmadı. zü Fransa'da onun için söylen­
Koca Yusuf: mi§tir. Fransa'dan sonra Ame­
rika'ya giden Koca Yusuf ora­
da da birçok müsabakaya çık­
tı ve hepsinde de rakiplerini
kısa sürede yenilgiye ugrattı.
Yurda dönmek üzere New­
york'tan hareket eden Bour­
gogne vapuruna binen Koca
Yusuf, geminin batmasıyla bo­
ğularak hayatını kaybetti.

Koca Yusuf

( 1 8 59- 1 898) .
Bulgaristan'ın Şumnu iline
bağlı Karalar köyünde doğdu.
Güre§i Kel İsmail Pehlivan ve
Pomak Osman Pehlivandan
öğrendi. Ba§a soyunduğu yıl­
larda Kel Aliço Kırkpınar
ba§pehlivanıydı. Ba§a soyun­
duğu günden beri hiç yenil­
mediği için "Gökte nasıl bir Koca Yusuf ve arkada§ları Paris' te.

280 Bölüm 1 2 • Edirne'den Çe§itlemeler


Adalı Halil:
( 1 866- 1 9 2 5 )
Edirne'nin Adaiçi bucağı­
nın Kiliseli köyünde doğdu.
Aliço ve Koca Yusuf'un ba§­
pehlivanlığı zorladığı yıllarda
ba§a güre§meye ba§ladı. Köy­
leri Aliço'nunkine yakın oldu­
ğu için onunla sık sık görü§e­
rek Aliço'nun talebesi oldu.
Koca Yusuf, Katrancı, Kurtde­
reli ile güre§ tuttu. 1899 yılın­
da Amerika'ya gitti. Ülkesine
döndükten sonra Hamburg,
Berlin, Liege ve Viyana'da gü­
re§lere katıldı. Kırkpınar'da
defalarca ba§pehlivanlık ka­
zandı. Amerikalıların "Sulta­
nın Aslanı" diye hitap ettikleri,
hayatı §an ile dolu olan Adalı Halil, örnek bir ki§iliğe sahip
idi. Bu nedenledir ki her sene
Kırkpınar Güre§leri onun kab­
rini ziyaret ile ba§lamaktadır.

Kurtdereli Mehmet:
( 1 87 2 - 1 939)

Bulgaristan'ın Tırnova ili


Selvi kazasının Bukurova kö­
yünde doğdu. Ailesi sava§ ne­
deniyle göç ederek Balıke­
sir'in Kurtdere köyüne yerle§­
tiler. Döneminin ünlü pehli­
vanları Katrancı Mehmet,
Yukarıda Adalı Halil ve Kurtdereli, altta
Kara Emin ve Sarı Hafız Koca Yusuf, Adalı Halil ile

Bölüm 1 2 • Edirne' den Çe§idemeler 28 1


Kara Ahmet:
( 1 87 ı - ı 902)

Rusçuk'un Razgrad ilçesi­


ne bağlı Umutköy'de doğdu.
ı 892 yılında İstanbul'a gele­
rek Hergeleci İbrahim'e çırak
oldu. Çardak'ta ilk önemli
güre§lerini yaptı. Hergeleci
İbrahim ile birlikte Rusya ve
Fransa'ya güre§lere gitti.

Kara Ahmet'i diğer pehli­


Kurtdereli Mehmet vanlardan ayıran özellik, yağ­
lı güre§lerde ba§pehlivanlığa
ba§a güre§ti. Koca Yusuf ve
sahip olmamasıdır, ama gre­
arkada§larını Paris'e götüren
koromende dünya §ampiyonu
Doublier tarafından bu kez
olmu§tur. ı 899 yılında Pa­
kendisi Katrancı Mehmet ile
ris'te yapılan "Cihan Şampi­
birlikte Paris'e götürüldü.
yonluğu" güre§lerinde rakip­
Burada Fransız ve Bulgar gü­
lerini yenilgiye uğratarak Ci­
re§çilerle güre§ti. ı 899 Kırk­
han Pehlivanı ünvanını ka­
pınar'ında Adalı Halil ve Ka­
zanmı§tır. Bu ba§arı sonrasın­
ra Osman'ı yenerek Kırkpı­
da Paris, Berlin, Viyana,
nar ba§pehlivanı oldu. Tekrar
Hamburg ve Pe§te'de düzen­
Avrupa'ya giderek Berlin ve
lenen güre§lere katılmı§tır.
Paris'te büyük güre§çilerle
·

kaqıla§tl. ı93 ı yılında An­ ı 902 yılında çok genç bir


kara'da, "Ben her güre§te ar­ ya§ta İstanbul'da vefat et­
kamda Türk Milleti'nin bu­ mi§tir. Kabri Eyüp mezarlı­
lunduğunu ve millet §erefini ğındadır.
dü§ünürdüm. " Sözlerini söy­
lemi§ ve bunun üzerine Ata­
türk kendisine ünlü mektu­
bunu yazmı§ ayrıca da ı ooo
lira ile ödüllendirmi§tir.

282 Bölüm 12 • Edirne'den Çe§itlemeler


1924 - 2005 YILLARI ARASINDA KlRKPlNAR
BAŞPEHLiVANLARI
1924 Bendi Abdullah 1965 İzmirli Kara Ali Çelik

1925 Geçkinli Yusuf 1966 Ordulu Mustafa Bük

1926 Edirneli Kara Emin 1967 Ordulu Mustafa Bük

1927 Manisalı Rıfat 1968 Ordulu Mustafa Bük

1928 Mandıralı Kayıkçı Ahmet 1969 Babaeskili Nazmi Uzun

1929 Gostivanlı Mülayim Pehlivan 1970 Baıpehlivanlık güreıleri yapılmadı

1930 Handırmalı Kara Ali (Acar) 197 1 Deniziili Hasan Şahin

1931 Bandırmalı Kara Ali (Acar) 1972 Akhisarlı (Arap) Mustafa Yıldız

1932 Handırmalı Kara A l i (Acar) 1973 Ordulu Davut Yılmaz

1933 Handırmalı Kara A l i (Acar) 1974 İzmirli Kara Ali Çiçek

1934 Gostivanlı Mülayim Pehlivan'la Tekirdağlı 1975 Güreıler yarıda kaldı

Hüseyin yenİjemedi. 1976 Karamürselli Aydın Demir

1935 Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) 1977 Karamürselli Aydın Demir

1936 Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) 1978 Karamürselli Aydın Demir

1937 Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) (Altın Kemer)

1938 Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) 1979 Handırmalı Sabri Acar

1939 Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) 1980 Muğlalı Mehmed Güçlü

1940 Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) 1981 Akhisarlı (Arap) Mustafa Yıldız

194 1 Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) 1982 Denizlili Hüseyin Çokal

1942 Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) 1983 Denizlili Hüseyin Çokal

1943 Babaeskili İbrahim Erdi 1984 DeniziiliHüseyin Çokal (Altın Kemer)

1944 Hayrabolulu Süleyman Ertaj 1985 Handırmalı Sabri Acar

1945 Babaeskili İbrahim Erdi 1986 Balıkesidi İbrahim Gümüı (Magirüs)

1946 Sındırgılı Şerif Ünal


1987 Hataylı Recep Kılıç

1988 Antalyalı Recep Gürbüz


1947 D üzedi Çolak İsmail (Atay) ile Hayrabo-
1989 Balıkesidi Saffet Kayalı
!ulu Süleyman Ertaı birlikte diskalifiye edildi.
1990 Karamürselli Ahmet Ta..§çı
1948 Babaeskili (Kuleli) Mustafa Yenici
199 1 Karamürselli Ahmet Ta..§çı
1949 Sındırgılı Şerif Ünal
1992 Karamürselli Ahmet Tajçı
1950 Hayrabolulu Süleyman Ertaı
(Altın Kemer)
195 1 Adapazarlı İrfan Atan
1993 Karamürselli Ahmet Ta..§çı
1952 Balıkesirli Tarzan Mehmed
1994 Antalyalı Cengiz Elbeye
195 3 Adapazarlı İrfan Atan
1995 Karamürselli Ahmet Ta..§ çı
1954
1996
Samsurrlu İbrahim Karabacak
Karamürselli Ahmet T�çı
1955 Adapazarlı İrfan Atan
1997 Karamürselli Ahmet T�çı
1956 Samsurrlu İbrahim Karabacak
(Altın Kemer)
1957 Handırmalı Kara Hasan Acar
1998 Antalyalı Cengiz Elbeye
1958 Adapazarlı Adil Atan 1999 Karamürselli Ahmet Ta�çı
195 9 Samsurrlu İbrahim Karabacak 2000 Karamürselli Ahmet Taıçı
1960 Samsurrlu İbrahim Karabacak 2001 Ankaralı Vedat Ergin

1961 Sındırgılı Mehmet A l i Yağcı 2002 Hasan Tuna

1962 Ba�pehlivanlık güreleri yapılmadı. 2003 Sivaslı Kenan Şim�ek

1963 Adapazarlı Sezai Kanmaz 2004 Samsurrlu Recep Kara

1 964 Sındırgı! ı Mehmed Ali Yağcı 2005 SamsunJu Şaban Yılmaz

Bölüm 12 • Edırne'den Çe§idemeler 283


• •

EDI RN E ' N I N
MEŞ H U RLARI
Aynalı Süpürge : Edirne Meyve Sabunu (Mis)
kültüründe vazgeçilmez bir Edirne'ye özgü bir ba§ka kül­
yeri olan aynalı süpürge, ev­ tür unsuru ise meyveli sabun­
lenecek her genç kızın çeyi­ dur. Edirneli hanımlar, dı§arı­
zinde bulunmak zorundaydı. dan aldıkları sabunları evle­
Bu süpürge gelin adayı tara­ rinde eritirler, içine misk ko­
fından bizzat hazırlanırdı. kusu katarak soğuma esna­
Aynalı süpürgenin süpürgesi sında meyve §ekli verirler.
evlenecek kızın çalı§kanlığı­ Sonrasında da bu meyvenin
nı, temizliğini ve saflığını, türüne göre boyayarak evle­
ayna ise güzelliğini simgele­ rinde hem dekoratif hemde
mektedir. Aynanın bu evlili­ güzel kokan bir aksesuar elde
ğe ı§ık olması dileği ile ayna­ etmi§ olurlar. Bu sabunlar
lı süpürge bir ömür boyu günümüzde fabrikasyon ola­
saklanmaktadır. rak da üretilmekte olup,
Edirne'ye gezmeye gelen yerli
ve yabancı turistlerin beğeni­
sine sunulmaktadır.

284 Bölüm 12 • Edirne'nin Me§hurları


Hz. Muhammed (s.a.s.)'in kademinin sembolize edildiği Edirnekari pano.

Edirnekari : Edirnekari,
Edirne i§i anlamına gelmek­
tedir. 14. yüzyıldan bu yana
ya§adığımız ortamdaki birçok
e§yaya uygulanabilen bu de­
senler Edirne'nin tarihe bırak­
tığı en kıymetli izlerdendir.
Bu Edirne'ye has süslemeler,
herhangi bir sandık, dolap ya
da tavanda bulunabildiği gibi Çeltik Tarağı : Anadolu
bir rahle ya da at arabasında
halkının imal ettiği süs e§ya­
da görülebilmektedir.
larının en tipik örneklerinden
Talika : Edirne'nin kendi­ biri olan çeltik tarağı, pirinç
ne özgü bir sanatı da at ara­
balarıdır. Bu arabaların özelli­
ği; tek atlı ve yaylı olmasıdır.
Zaten talika da bu anlama
gelmektedir. Ah§ap veya me­
talden yapılabilen bu arabalar
genellikle koyu bir renk ile
boyanır ve üzeri canlı renkler
ile süslenirdi.

Bölüm 1 2 • Edırne'nin Me§hurları 285


Deva-i Misk: Edirne'nin
en me§hurlarından biri de ün­
lü deva-i misk helvasıdır.
Adından da anla§ılacağı üzere
çok güzel bir kokuya sahip
olup, derdere deva olduğu
söylenmektedir. Afyon kay­
ınağına çok benzeyen bu tat­
lı, macun §eklinde olup tatlı
üretımının yaygın olduğu
ile arası iyi olanlara tavsiye
Edirne'de bir hayli yaygındır.
edilir.
Çeltiğin saplarından yapılan
bu tarak süs olması yanında Edirne Peyniri: Edirne'ye
nazara kat§ı da kullanılagel­
gelipte tam yağlı bir Edirne
mi§tir.
peyniri almadan ayrılmak ol­
B adem Ezmesi : Edir­ maz. Tadına bakınca sizlerde
ne'ye düzenlediğiniz bir tu­
bizlere hak vereceksiniz, çün­
run ak§amında bu §itin
memleketten ayrılmadan kü bu yörenin peynit konu­
önce bir tatlıcıya gidip ora­ sunda ki ünü tarihe dayan­
dan badem ezmesi alınanızı maktadır. Mesela Trakya'da
tavsiye ederim. Taze olmak yer alan Çorlu'nun adının Bi­
§attı ile gerçekten harikadır. zans dönemindeki eski harita­
Bu ilginç tatlıyı güzel kılan
larda peyniri me§hur olduğu
sır ayıklanma a§aması ndaıı
ba§lar. Her bölgenin bademi için "peynir kasabası" anla­
makbul değildir. Bazı bölge­ mında "Tribiton" olarak geç­
lerin ki acı olabilmektedir. tiği görülmektedir. O zaman­
Toplanan bademler itina ile lardan bu yana tadından ve
kurutulur, rendelenir ve ha­ kalitesinden bir §ey kaybet-
vanda dövülür. Hamurun
mediğini dü§ündüğümüz
yuğrulmasından sonra §ekil
verilip kesilir. Bademi güzel Edirne peynirinden balısimizi
kılan elde yapılması ve kat­ burada kapatıp bir sonraki
kısız olmasıdır. me§hurumuza geçelim.

286 Bölüm 12 • hm n ı n Mes ı.ırLırı


Bez Bebek: Edirne'nin ün­ bebekler; Trakya tipi denilen
lüleri arasında bulunan ve son sarı§ın, açık tenli, kırmızı ya­
dönemde dünyaya da açılmayı naklı, renkli gözlü ve saçları
ba§aran en §irin ürünler bez örgülü kızlar ile kara ka§lı ela
bebeklerdir. 30 cm. civarında gözlü erkek bebeklerden
boyları olan, tamamen elde meydana geliyor.
yapılan ve hemen hiç birinin
Ciğer Tava : Ciğer deyin­
diğerine benzemediği bu be­
bekler gerçekten çok güzel. ce aklımıza gelen yerlerden
İçleri silikon elyaftan olu§an biri de Edirne'dir. Acıktığınız
bebeklerin en dikkat çeken bir anda uğradığınız herhan­
özellikleri giysileri. Çünkü gi bir lokanta da bu tava ci­
onlara folklorik kıyafeder ğerinden bulabilirsiniz. Saçta
giydiriliyor. Bebekler; bü­ kızartılmakta olan bu ciğerin
rümcük, uçkurla bağlanan en dikkat çekici yanlarından
§alvar ve cepkenden olu§an birisi yaprak §eklinde ince ve
üçlüyü giyerken, ba§larına geni§ kesilmi§ olmasıdır.
oya i§lemeli yağlık takıyor ve Özel bir unlu malzeme ile
ayaklarına yemeni giyiyor. karılarak kızartılan bu ciğer
Bazılarının üzerinde ise; tığla kokusu ve lezzetiyle harika­
i§lenmi§ krep, iç eteklik, en­ dır. Bu yemeğin en önemli
tari ve ferace bulunuyor. Bu özelliklerinden biri de yanın-

Bölüm 12 • 1 1 r ı<. nın Meshurları 287


da kurutulmu§ ve kızartılmı§ rasında buraya ta§ınını§lardır.
biber ile servis yapılmasıdır.
Karaağaç'ta görülecek en
Biberierin ne kadar acı oldu­
önemli yerler Lozan Anıtı ve
ğunu sanıyorum söylememi­
Müzesi, Pazarkule Yunanis­
ze gerek yok.
tan sınır kapısı, Mimar Ke­
Karaağaç malettin'in İn§a ettiği Kara­
ağaç Tren İstasyonu ve birbi­
Edirne'nin tabiat güzellik­
rinden ilginç tarihi Karaağaç
leri ile süslü bir yerle§İm mer­
evleridir.
kezi de artık §ehir ile iç içe
geçmi§ olan Karaağaç kasa­ Lozan Anıtı ve Müzesi
basıdır. Edirne §ehir merke­
Edirne'nin artık bir ma­
zinden batıya doğru devam
hallesi haline gelen §İrin Ka­
ettiğiniz taktirde Tunca ve
raağaç beldesinin Türkiye sı­
Meriç Nehirlerine ula§acak,
nırlarına katılması Lozan Ba­
Meriç Köprüsü sonrasında
rt§ Antla§ması ile olmu§tur.
ye§il mi ye§il bir belde ile kar­
Bu güzel olayın anısına, Ka­
§ıla§acaksınız. Tarihi karakol
raağaç Tren İstasyonu ile Lo­
binası ile Hacı Adil Bey çe§­
zan Caddesi arasına Lozan
melerine selam vererek ağaç­
Anıtı İn§a edilmi§tir. Trakya
lık bir yolu takip ettiğinizde
Üniversitesi ile Edirne Beledi­
az sonra Karaağaç'ı kar§ınız­
yesi'nin öncülüğünde yapılan
da bulacaksınız.
Lozan Anıtı'nın temeli 29
Lozan Barı§ Antla§masına Mart 1 998'de atılmı§tır. 19
göre bu güzel belde Meriç Temmuz 1 998'de dönemin
Nehri'nin batısında kalması­ Cumhurba§kanı Süleyman
na rağmen sava§ razıninatı Demirel tarafından açılı§ı
olarak Türkiye Cumhuriye­ gerçekle§tirilen anıt, uzun­
ti'nde kalmı§tır. Rumlar ile lukları farklı üç sütundan
yapılan mübadeleler sırasında olU§maktadır.
burada ya§ayan Rumlar Ka­
raağaç'ı bo§altmı§ ve sınırın 36.45 metre yüksekliğin­
hemen diğer tarafına yine ay­ deki birinci sütun 'Anadolu'yu,
nı ismi ta§ıyan ikinci bir Ka­ 3 1 .95 metre uzunluğundaki
raağaç kurmu§lardır. Burada ikinci sütun Trakya'yı, 1 7 .45
§U an ya§ayan halkın büyük metre uzunluğundaki üçüncü
bir çoğunluğu mübadele son- sütun ise Karaağaç'ı temsil et-

288 Bölüm 12 • Edirne'nin Me§hurları


mektedir. Sütunları çevreleyen landırılmı§tır. 1 7 . yüzyıl da
halka birlik ve beraberliği, Abdurrahman Hıbri Enis-ül
genç kız, zerafet ve hukuku, Müsamirin adlı kitabında, bu
kızın elindeki güvercin barı§ı, tepeden bahsetmekte ve üze­
diğer elindeki belge ise Lozan rinde bir zaviyenin bulundu­
Barı§ Antla§masını simgeler. ğunu aktarmaktadır. Burası­
nın Edirne'de duaların kabul
Anıtın hemen yanında bu­
edildiği dört makamdan biri
lunan Lozan Müzesi'nde, Lo­
olduğu söylenmekte ve Ka­
zan Barı§ Antla§ması'na ait
nuni döneminde İbrahim Pa­
belge ve fotoğraflar ile kitap­
§a tarafından bu zaviyenin
lar sergilenmektedir.
onartılarak geni§letildiğinden
Hıdırlık Tepesi ve bahsetmektedir.
Tabyalan
Be§ir Çelebi'nin Risalesin­
Edirne'nin kuzeybatısında de de burası Edirne'de yapı­
bulunan me§hur ve bir o ka­ lan duaların kabul edildiği
dar da tarihi olan tepe, üze­ bir yer olarak anlatılmakta
rinde yatan Hıdır Baba Tür­ ve bu özelliğinin Hızır ve İl­
besi dolayısı ile bu isimle ad- yas Aleyhisselamların burada

Bölüm 12 • Edirne'nin Me§hurları 289


kaqıla§malarından kaynak­ olarak, IV Mehmed'in bu te­
landığı belirtilmektedir. peye büyük bir cami ve saray
yaptırdığını da aktarmakta­
Evliya Çelebi, tepenin da­
ha Hristiyanlık döneminde dır. IV Mehmed'in yaptırdığı
bile zaviye olarak kullanıldığı­ bu saray hakkında bugün bil­
nı, sonraları Bekta§i yoluna diğimiz tek §ey, Dr. Rıfat Os­
girdiğini söylemektedir. Os­ man Bey'in Edirne Sarayı adlı
manlıların daha Edirne'nin fe­ kitabındaki ifadeleridir. O,
tih yıllarında burayı Hızır ma­ Balkan Sava§ı' nda, Edirne'yi
kamı olarak gördüklerini ve I. savunan Şükrü Pa§anın Hıdır­
Murad'ın burayı imar ettirdiği lık Tabyalarının, bu sarayın
aktarılmaktadır. Merzifonlu­ olduğu yer olduğunu söyle­
nun buradaki bir takım hare­ mektedir. Bu tabymıın yanın­
ketleri önlemeye çalı§tığı ve da bulunan Ermeni Mezarlı­
beddua aldığı da Evliya Çele­ ğı'nın kenarındaki çe§menin
bi'nin anlatımları arasında yer de bu sarayın ahırlarına ait ol­
almaktadır. Evliyamız son duğu söylenmektedir.

290 Bölüm 12 • . , , , ,,,< " n \ ' · 1 '' 1 "


Tepeye adını veren Hıdır tirildiği yer olmasından kay­
Babanın türbe ve tekkesi yine naklanmaktadır. Burası aynı
Evliya Çelebi'nin anlatırnma zamanda bu direni§in kahra­
göre tabyanın 200 metre ka­ manı olan Şükrü Pa§anın ka­
dar doğusunda bulunmak­ rargahıdır. Fakat bu tabya
tayını§. ı 9 ı 0 yılında bu yapı­ aynı zamanda kötü bir anı­
lardan sadece bir oda ile için­ nın da hatırlatıcısı durumun­
de Hıdır Baba'nın sandukası dadır. Bu §anlı savunma son­
kalmı§, fakat Balkan Harbi rasında tamamen bitip tüke­
sırasında burası da tahrip neo birliklerimiz teslim bay­
edilmi§tir. rağını buradaki bir direğe
çekmek zorunda kalmı§lar­
Balkan Sava§ında Hıdırlık
dır.
Tepesi:
Günümüzde bu tabya pe­
ı 9. yüzyıl ortalarında bu
ri§an bir görünümdedir fakat
tepenin ba§ında Hıdırlık
Buçuk Tepe'deki Kıyık Tab­
Tabyalan denilen askeri ya­
yası gibi buralarında onarıl­
pılar bulunmaktadır. Hıdır­
ması ve ziyarete açılması dü­
lık Tabyalarını ünlü ise, Bal­
§Ünülmektedir.
kan Sava§larında tam ı 5 5
gün süren Edirne savunma­
ları esnasında dü§mana kar§ı
en güçlü direni§in gerçekle§-
SÖZLÜK:

Abanoz: Hindistan'da ye­ Aynata§ı :


ti§en çok sert, dayanıklı, siya­ musluk takılan süslü ta§.
ha yakın kıymetli bir ağaç.
Baldaken: Kubbenin dört
Alem: Yapıların kubbe ve duvar üzerinde yükseldiği
külalı gibi yerlerinin tepesin­ mimari tarz. Bu tarz çadır ve
de, sancaklarda çoğunlukla taht formlarına da aynı isim
yarım aya benzer formda be­
verilmektedir.
zeme elemanı, bir çe§it tepe­
lik. Maden ya da ta§tan yapı­ Barok: 1 600 ile 1 7 5 0 yıl­
lır. ları arasındaki Avrupa sanat
üslubu.
Alınlık: Antik yapıların
cephelerinde çatı ile korni§ Ba§kadın: Padi§ahın ilk
arasında yer alan üçgen biçi­ hanımı.
mindeki kısım. Bir portalın
Castrum: Etrafına sur çe­
ya da bir pencereı:ıin çerçeve
kilerek kendisine öne.m veril­
içine alınmı§ üst kısmına da
diği belli edilen Roma §ehir­
bu ad verilir.
leri.
Arasta: Çaqı, dizi dükkan­
lar. Bazen önlerinde revak ve­ Çini: Bir çe§it beyaz top­
ya kaqılıklı sıraların arasında raktan pi§irilerek yapılmı§,
örtü bulunanlar bir tür kapalı mineli, ince fakat �aydam ol­
çar§ı olu§tururlar. mayan seramik sanatı.

Arkeoloji: Eski uygarlık­ Darܧ§ifa: Eskiden has­


ları ara§tıran kazı bilimi. tanelere verilen ad.

292 Sözlük
Dolmen: Yere kaqılıklı üzerine asit veya bir uç ile ya­
olarak dikilmi§ iki enli ta§ pılan oyma desenin mürek­
üzerine masa tablası gibi yer­ kep ile kalıbı alınarak hazırla­
le§tirilen üçüncü ta§tan mey­ nan resimler
dana gelir. Barınak olarak
Harim: Yabancıların gir­
kullanılır dı.
mesi yasak olan, kutsal tutu­
Eksedra: Büyük ve yarım lan, korunulan yer.
daireleri tamamlayan ve göv­
Hatai: Süslemede yaprak,
deye birle§mesini sağla yan
fıliz ve çiçek motiflerinin bir­
çeyrek kubbeler.
birine dola§ması ile meydana
Enderun: Topkapı Sara­ gelen bezerne tarzı.
yı'nda devletin yönetim i§leri­
Hayat Ağacı: Türk ve İs­
nin yapıldığı kısmı olup, ileri­
lam süsleme sanatlarında
de devlet adamı olarak yeti§e­
hurma ve benzeri ağaçlara ve­
cek öğrencilerinde kaldığı ve
rilen ad. Cenneti sembolize
eğitim gördükleri bir okul ni­
eden resimlerde veya süsle­
teliğindedir.
mede simetri ekseni olarak
Etnografya: Sosyal ha­ çokça görülür.
yatta kültür ve kültür ürünle­
Hazire : Camilerio kıble
rini inceleyen bilim dalı.
tarafında bulunan küçük me­
Eyvan: Avluya bakan ta­ zarlık.
rafı açık, üç tarafı kapalı, üs­
Helenistik Dönem: Bü­
tü tonozla örtülü bölümlere
yük İskender'in Asya seferi ile
denir.
ba§layan Avrupa ve Asya
Gotik: Avrupa'da Orta Kültürünün kayna§ması ile
Çağ mimarisine verilen ad. olu§an kültür akımı.
1 2 . yüzyılın ortasından Röne­
Höyük: Aynı yerle§im
sans'a kadar olan süreyi içeren
merkezine farklı dönemlerde
gotik, resim ve heykeli de
kurulan §ehirlerin yıkılınası ve
kapsayan genel bir üslup ol­
her yıkılan yapı katmanının
mu§tur.
bir öncekinin üstüne binmesi
Gravür: Metal bir plak sonucu olu§an tepelere denir.

Sözlük 293
Hünkar Mahfili: Osman­ hur bir çiçek .
lı camilerinde padi§ahın na­
Mahfil: Camilerde müez­
maz kılması için ayrılmı§ bö­
zin ya da padi§ahlara ayrılmı§
lüm.
ve yüksekçe olarak in§a edil­
İmaret: Fakiriere ücretsiz mi§ localar.
olarak günde iki öğün yemek Maksem: Suların taksim
dağıtılan yer. edildikleri yer.
Kavsara: Kapı giri§lerin­ Medrese: Yüksek düzey­
deki ön kısmın üstü. de öğretim kurumu. Bu
Kesme Ta§: Düzenli yon­ amaçla yaptırılmı§ mimarlık
tulmu§ ta§. Hem duvar öğesi eseri. Anadolu dı§ında genel­
hem bezerne için düzenli i§­ likle açık avlulu, Anadolu'da
lenmi§ ta§ ve bu ta§larla örül­ ise avlusunun üstü açık ve ka­
mü§ duvar tekniği. Çoğun­ palı olmak üzere iki tipte ge­
lukla kaplama malzemesi ola­ li§mi§tir. Kaynağında 9- ı ı .
rak yüzeylerde kullanılır. yüzyıl Horasan bölgesi konut
mimarisi bulunur.
Ke§ide: Arap harfli yazıda
bazı harflerin ba§ tarafı yazıl­ Mihrap: Cami ve mescit­
dıktan sonra süs için çekilen ler ile namazgahlarda kıble
uzat ma. yönünde belirleyici mimari
öğe. İmaının önünde durdu­
Kehhal: Göz hekimi. ğJ. bölüm. Genellikle etrafı
Kontur: Çevre çizgisi. Fi­ çerçevelenmi§, duvarda kü­
gürleri ya da motifleri çevre­ çük bir girinti biçiminde ya­
leyen çizgi. pılmı§tır.

Kült: Eski bir kavmi di­ Mukarnas : Kademeli ola­


ğerlerinden ayıran farklılık­ rak ta§malar yapacak biçim­
lar. de, a§ırtmalı olarak yan yana
ve üst üste gelen, üç boyutlu
Lahit: İçine ölülerin kon­
görünüm veren bir geçi§ ve
cluğu mezar sandukası.
dolgu öğesi. Petek biçimi bir
Lotus: Eski Mısır'da me§- görüntü ile yarım kubbelerin

294 Sözlük
içini dolgulayan İslam sanatı tarih anlayı§ında) insanların
öğesi. (Sarkıtlı olanlarına ista­ daha çok toplayıcı olarak ya­
laktit denilir). §adıkları devirler.

Müselsel: Bütün harfleri Pandantif: Kare altyapı­


ve kelimeleri birbirlerine biti­ dan kubbe eteği olan daireye
§ik olarak yazılan bir yazı üs­ geçi§ öğesi.
lubu.
Payanda: Destek, yükü
Menhir: Herhangi bir ki­ karı§lamak üzere eklenmi§
§i veya olay anısına dikilmi§, duvar parçası.
yontulmamı§ ta§.
Paye: Binaların çatı örtü­
Namazgah: (Genelde se­ lerini ta§ıyan her bir kolon,
ferler sırasında) insanların ayak.
açık bir ortamda namaz kıta­ Renkli Sır Tekniği: Os­
bildikleri, kar§ılarında mih­ ınanlılar tarafından uygula­
rap ta§ı da bulunan açık iba­ nan bir çini tekniği. Bu tek­
det yeri. nikte boya kullanılmaz. Sırın
Neo-Klasik (Türk ) : 19. kendisi renklidir. İlk olarak,
yüzyıl sonları v e 2 O. yüzyıl levha üzerinde sırların birbiri­
ba§larında bir sanat akımı. ne karı§masını önleyen, kon­
Eski Türk ve İslam sanatın­ tur olu§turan bir madde ile sı­
dan alınmı§ mimari ve süsle­ nırlar belirlenir. Daha sonra,
me öğelerinin kullanılması ile istenilen renkli sırlar boya gi­
ortaya çıkan ilk milli akım. bi kullanılarak levha renklen­
dirilir ve fırınlanır. Isı kabında
Neolitik Çağ: (Batı tarih
eriyen sırlar kontur içinde ka­
anlayı§ında) insanların topra­
larak birbirlerine karı§mazlar.
ğa yerle§meleri ve ziraatın
yaygınla§ması ile ba§layan Restitüsyon: Sonradan
dönem . deği§ikliğe uğramı§, kısmen
yıkılmı§ ya da yok olmu§ öğe­
Ni§: Mimaride duvara ya­
lerin, yapıların veya yerle§­
pılan oyuk.
melerin ilk tasarımlarındaki
Paleolitik Dönem: (Batı ya da belirli bir tarihteki du-

Sözlük 295
rumlarının, aqiv kayıtların­ Tırabzan: Merdiven kor­
dan, yapı üzerindeki izlerden, kuluğu.
yapıya, yerle§meye ait çizim
Tonoz: Ta§ ya da tuğladan
fotoğraf gibi belgelerden ya­
örülerek meydana gelen bir
rarlanılarak plan, kesit, görü­
mimari örtü elemanı. Biçimi­
nܧ ve aksonometrik çizim­
ne göre be§ik tonoz, aynalı
lerle ya da maketle anlatımı.
tonoz, çapraz tonoz, kabur­
Revak: Yapıların etrafını galı tonoz, yelken tonoz gibi
çeviren, üstü kubbeli ve sü­ adlar alır.
tunlu geçi§ alanları.
Tümülüs: Eski çağda
Rik'a: Türklerin ortaya çı­ üzerine toprak yığılarak suni
kardığı bir yazı çe§idi. olarak tepele§tirilen kral me­
"mim"lerin gözü kapanmı§, zarları.
"sin" ve benzeri harflerin di§­
Vakay-ı H ayriye : 1 8 2 6
leri kalkmı§, noktalar çizgile­
Yeniçeri Ocağı'nın kaldırıl­
re dönü§mܧtÜr. Daha çok el
ması.
yazısında kullanılır.
Zemberek: Hayvan sır­
Sekban: Osmanlılarda, sı­
tında ta§ınabilen küçük top.
nır boylarında görev yapan
Bu topları kullanan birliğin
bir sınıf asker. Komutaniarına
ba§ında kullanan ki§iye de
da sekbanba§ı denilir.
zemrekçiba§ı denilir.
Sıraltı tekniği: Keramik
boyalarının �isküvi halindeki
keramikler üzerine boyanarak
üstlerine sır çekilmesi, boya­
ların sır altında kalması ile
olupn teknik.

Stel: Roma'da mezar ta§­


ları.

Taç kapı: Tak kapı adı da


verilen bezemeli ana giri§.

296 Sözlük
• Saraylar M üzeler Köprüler
• •

• Cami ler Çesmeler Hamamlar


• •

• Tabyalar Mezarlar Çesitlemeler


• •

Balkanların Başkenti Edirne ve Gezi bulunan bütün tarihi eserleri, tarihi

Reh beri kitab ı , O s m a n l ı payitaht­ g e ç mi ş i i l e i n c e l eyen ve bir gezi

l a r ı n d a n E d i rn e'yi en iyi şe k i l d e r e h b e r i n i n ötesi n d e bir ş e h r i n

a n l at m a k i ç i n hazırl a n m ı şt ı r. Eser şahsında b i r devletin kısa tari h i n i

yüzlerce resi m l e b i n lerce bi l gi ile anlatan b i r kitaptır. Eser b u yönüyle

z eng i nl eşti ri l m i şti r. B u kitabı oku­ E d irne i l e i l g i l i hazırl a n a n en kap­

madan " E d i rne'yi gezd i m . " d iyen s a m l ı eserlerden b i r i d i r.

yan ı l ı r, çünkü Balkanların Başkenti Çıkacağınız derin tarih yol c u l u ğ un­

E d i rne ve Gezi Rehberi, E d i rne'de d a s i z e i y i yo l c u l u k l a r d i l e r i z .

You might also like