Professional Documents
Culture Documents
Disiplinler Otesi Yaklasimlar Isiginda M
Disiplinler Otesi Yaklasimlar Isiginda M
güzel
sanatlar -
mimarlık planlama
ve tasarım
FINE ARTS – ARCHITECTURE
PLANING AND DESING
Editors / Editörler
Dr. Öğr. Üyesi Başak ÖZKENDİRCİ
Doç. Dr. Özlem SAĞIROĞLU
www.multicongress.com
2
3
ISBN: 978-605-7602-74-9
Publishing Director / Yayın Yönetmeni: Muhammet ÖZCAN
Editors / Editörler: Dr. Öğr. Üyesi Başak ÖZKENDİRCİ, Doç. Dr. Özlem SAĞIROĞLU
Cover Design / Kapak Tasarımı: Hüseyin AZAR
Asos Yayınevi
1st Edition / 1.baskı: Haziran 2019
Address / Adres: Çaydaçıra Mah. Hacı Ömer Bilginoğlu Cad. No: 67/2-4/MERKEZ/ELAZIĞ
Mail: asos@asosyayinlari.com
Web: www.asosyayinlari.com
İnstagram: https://www.instagram.com/asosyayinevi/
Facebook: https://www.facebook.com/asosyayinevi/
Twitter: https://twitter.com/Asosyayinevi
4
KURULLAR
DÜZENLEYEN KURUMLAR
DESTEKLEYEN KURUMLAR
Akademik İletişim
ASOS Journal
ASOS
SOBIAD
ONUR KURULU
DÜZENLEME KURULU
İÇİNDEKİLER
GÜZEL SANATLAR BÖLÜMÜ ........................................................................................................... 13
Disiplinlerarası Tasarım Alanı Olarak Mekân Tekstilleri ...................................................................... 15
Sivil Toplum Kuruluşları Korolarının Kültürel Yaşama Katkıları: Bursa İli Örneği ............................. 27
Osmanlı Çini Sanatı Ve Halı Sanatının Ortak Motifleri ......................................................................... 35
Sanat Eğitiminde Birey Olma Çabası ..................................................................................................... 45
Diyarbakır Camii ve Surlarında Yer Alan Motiflerin İkonografik Açıdan
Değerlendirilmesi ve Grafik Tasarıma Yorumlanması.......................................................................... 51
Çizgi Filmlerdeki Şarkıların Değerler Eğitimine Katkısı Yönünden
Değerlendirilmesi: Pepee Örneği .......................................................................................................... 57
İç Mekan Bilgilendirme Tasarımında Kullanılan Tipografik Ögeler ................................................... 65
MİMARLIK PLANLAMA VE TASARIM BÖLÜMÜ ............................................................................... 83
Yeme Içme Eylemini Kontrol ................................................................................................................. 85
Faktörü Olarak Mekân Tasarımı ............................................................................................................ 85
Deniz ve Mimarlık İlişkisi: Kalamış’ta bir Deniz Evi .............................................................................. 95
Melih Koray Mimarlığında Mimarlık-Sanat İlişkisi: Mehtap
Apartmanı ve Hitit Apartmanı Örneği .................................................................................................. 105
Archıtecture / Desıgn Educatıon In The Lıght Of Transdıscıplınarıty Approaches ............................ 113
Ankara Gar Sahasının Koruma Ve Yeniden İşlevlendirme Önerisi ..................................................... 125
Hımış Yapı Tekniğinin Orta Anadolu Yozgat Çadırardıç Belediyesi'ndeki
Kırsal Yapılar Üzerinden Değerlendirilmesi ....................................................................................... 139
İstanbul İli Çatalca İlçesi Avşar Sokak – Bahar Sokak Kesişiminde
Bulunan 59 Ada 23 Parseldeki Konağın Restorasyon Önerisi............................................................ 151
Kırklareli İli Vize İlçesi Örneğinde Kent Kimliğinin İrdelenmesi ........................................................ 165
Kentsel Dönüşümün Kent Kimliğine Etkileri ...................................................................................... 175
Yanlış Alan Kullanımları Ve Peyzaj Mimarlığının Önemi..................................................................... 189
Trabzon İli Yomra İlçesinde Bulunan 160 Ada 14 Parseldeki
Osman Bey Konağının Belgelenmesi Ve Sorunlarının Saptanması .................................................. 199
Geleneksel Kızılcahamam- Çamlıdere Kırsal Mimarisinde
Ahşap Malzeme Kullanımının İncelenmesi......................................................................................... 213
Tarihi Çarşılarda Esnafın Korumaya Yaklaşımı; Çorum Çöplü Arastası Örneği ................................ 227
Mobilya Tasarımlarının Mekân Üzerindeki Etkileri............................................................................. 241
13
GÜZEL SANATLAR
FINE ARTS
14
15
Giriş
Günlük yaşantımızda sürekli temas halinde olduğumuz tekstiller, işlevsel ve estetik
kazanımları nedeniyle mekân tasarımlarının vazgeçilmez unsurlarıdır. Mimari malzemelerin
ve mobilyaların insan ergonomisine uyumunu sağlayan tekstil malzemeler, sert mimari
çizgileri yumuşatarak mekânda rahatlık ve konfor etkisi yaratmaktadır. Pencere tekstilleri,
kullanıcı ihtiyacı doğrultusunda gün ışığının miktarının ayarlanabilmesini sağlamakta,
mahremiyeti tesis etmektedir. Zemin tekstilleri, yumuşak ve sıcak bir zemin sunarak
kullanıcının sağlığını korumaktadır. Mobilya tekstilleri ve uyku tekstilleri, kullanıcının
ergonomisiyle uyum sağlayarak günlük gereksinimlerini konforlu hale getirmektedir.
Renkleri ve desenleriyle kullanıcının estetik beklentilerine de yanıt veren tekstiller, işlevsel
ve estetik kazanımları dışında simgesel ve biçimsel anlamlar da yüklenmektedir.
Mekânların dekorasyonunda farklı amaçlarla kullanılan tekstil ürünleri; tekstil
sektöründe “ev tekstilleri”, uluslararası literatürde “iç mekân tekstilleri” (interior textiles)
olarak adlandırılmaktadır. Farklı bir zemin malzemesiyle sınırlandırılmış veya duvarlar
olmaksızın dört ahşap sütunla işaretlenmiş bir alanın da mekân olarak değerlendirilebileceği
ve bu alanlarda da tekstilin kullanılabileceği dikkate alındığında bu terminoloji yetersiz
kalmaktadır. Bir çardakta güneşten korunmak amacıyla kullanılan tenteler, havuz başındaki
şezlongların minderleri veya bir ulaşım aracının tavan kaplaması da dahil olmak üzere,
mekân olarak adlandırılabilecek pek çok alanda tekstil ürünleri kullanılmaktadır. Bu
nedenle araştırmaya konu olan tekstil ürünlerini ifade etmek amacıyla geniş kapsamlı bir
ifade sunan “mekân tekstilleri” tanımı kullanılmıştır. Yatak, banyo, mutfak, mobilya, zemin,
pencere tekstilleri, mekân oluşturan tekstiller, ulaşım araçlarında kullanılan tekstiller gibi,
kullanım amaçlarına veya üretim yöntemlerine göre kategorize edilen ürünlerin tamamı
mekân tekstilleri başlığı altında değerlendirilmiştir.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin 2017 yılı Nisan ayı ev tekstili sektörü raporuna
göre 234 farklı ürün grubundan oluşan ev tekstillerinin, dünya çapında mali bilançosu 2015
yılında 123 milyar dolara ulaşmıştır (UIB,2018-8). Mekân tekstilleri tekstil üretimi açısından
yüksek paya sahip büyük bir sanayi haline gelmiştir ve tekstil tasarımcılar açısından önemli
bir istihdam alanıdır. Bir moda tasarımcısının geliştirdiği giyim ürünlerinin, seri üretime
uygun olması, kullanım amacına hizmet etmesi, kullanıcının bedeniyle uyumlu olması,
güncel modaya eğilimlerini yansıtması beklenir. Mekân tekstilleri alanında da beklentiler
farklı değildir. Bu alanda uzmanlaşan tasarımcıların, mekanla bağlantılı ihtiyaçları tespit
etmesi ve güncel eğilimleri takip etmesi beklenmektedir.
Tekstiller, mekân tasarlayan mimarlar ve iç mimarlarlar için vazgeçilmez malzemelerdir.
Sundukları işlevsel katkıların yanısıra mekânın görsel etkisini geliştiren tekstiller, mekânda
oluşturulmak istenen imajın kurgulanmasında önemli rol üstlenmektedir. Mekân
tekstillerinin, kullanım amacına uygun malzemelerden seçilmesi, renk,desen, doku gibi
estetik özelliklerinin hem mimari stille hem de mekân içerisinde kullanılan diğer ürünlerle
16
işlevinin azalması ve dekoratif etkisinin öne çıkması nedeniyle halı sektörünün ince halı
üretimine ağırlık vermesi ya da loft olarak bilinen mimari stilin gündeme taşınmasıyla
endüstriyel mobilyaların artması ve dolayısıyla bu stille bağdaştırılan doku etkisi ön planda
kumaşların üretimine ağırlık verilmesi bu etkileşimlere örnek gösterilebilir (Özkendirci,
2018, s.795). Mekân tekstilleri ile mimari malzemeler ve uygulamalar araşındaki etkileşim
her ikidisiplinin eğilim araştırmalarında dikkate alınmaktadır.
Mekân tekstilleri ara ve nihai ürün olarak kategorize edilebilir. Üretimlerinin
tamamlanmasından sonra tüketicinin kullanabileceği forma getirilmesi için yeniden işleme
sokulması gereken kumaşlar ara ürün olarak adlandırılırken, halı, havlu gibi üretimi
tamamlandığında paketlenerek son kullanıcıya sunulabilen ürünler nihai ürün olarak
adlandırılmaktadır (Dwivedi, 2010, s.53). Kumaşı dikerek perde üreten, kaplayarak koltuk
üreten dekorasyon endüstrisi de bu etkileşimin içinde yer alır ki bu alanlar da iç mimarlık
disiplininin sınırları dahilindedir. Tekstil endüstrisinin bir başka özelliği de farklı ürün
tiplerinin farklı süreçler gerektirmesi nedeniyle farklı tesislerde üretilmesi gerekliliğidir. Halı
ile havlu, perdelik kumaş ile halı, nevresim kumaşı ile yatak gibi ürün grupları genellikle aynı
tesislerde üretilememektedir. Her bir ürün grubu için farklı tesislerde, farklı tasarım ekipleri
görevlendirilmektedir. Aynı mekân içerisinde kullanılacak tekstil ürünlerinin birbirleriyle
ve diğer tekstil dışı dekorasyon malzemeleriye, renk, desen, doku gibi estetik özellikler
açısından uyum içinde olması, mekân tasarımcısının dikkat etmesi gereken unsurlardan
biridir. Eğilim raporları, bu raporlardan faydalanan farklı tasarım gruplarının geliştirdiği
ürünler arasında bütünlük oluşturulmasına da olanak sağlamaktadır.
Kullanım alanının ve kullanım amacının gereksinimleri ve gereklilikleri tekstil ürününün
niteliklerinin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır. Sürekli olarak güneş ışınlarına maruz
kalacak perdelik kumaşların solması, banyo perdesinin su geçirmesi, sürtünmeye maruz kalan
koltuk kumaşının boncuklanması, kullanıcının memnuniyetini olumsuz yönde etkileyecektir.
Bu nedenle tekstil ürünleri hangi amaçla hangi alanda kullanılacağı doğrultusunda
oluşturulacak gereklilikler ve gereksinimler listesinden hareketle tasarlanmalıdır.
Tekstil ürünlerinin, dayanıklılığı, görünümü, kalitesi,maliyeti, büyük ölçüde hammadeleri
olan tekstil liflerinin sunduğu özelliklere bağlıdır (Willbanks, Oxford, Miller & Coleman,
2011, s.46). En kıymetli doğal hayvansal elyaf olan ipek, ince, yumuşak, parlak, dökümlü bir
yapıya sahiptir ancak güneş ışığına karşı dayanıksızdır. Sentetik esaslı bir hammadde olan
polyesterden, incelikleri, parlaklıkları ve dökümlülükleriyle ipeğe benzer ve oldukça ucuz
iplikler elde edilebilmektedir. Güneş ışığına dayanıklı olan bu malzemenin olumsuz yanı ise yağ
ile temas ettiğinde kimyasal yapısının bozulması ve nem çekme kabiliyetinin düşük olmasıdır.
Pamuk doğal bir hammadde olması sebebiyle sentetik hammaddelere oranla pahalı, ipeğe
oranla ucuzdur. Nem çekme kabiliyeti ve yağ dayanımı yüksektir. Bu bilgiler doğrultusunda
perdelik kumaş üretiminde ipek yerinde polyesterin tercih edilmesi, masa örtüsü kumaşı için
polyester yerine pamuğun tercih edilmesi mantıklı olacaktır. Ancak, maliyet, prestij algısı
gibi etkenler bu denkleme dahil edildiğinde, prestij sembolü olan ipekten üretilmiş perdeler,
düşük maliyetli polyester masa örtüleri gibi pek çok ürün ortaya çıkmaktadır.
Dokuma, atkılı örme, çözgülü örme, nonwoven, tufting gibi farklı tekniklerin ürünleri,
mekân tekstilleri olarak kullanılmaktadır. Kumaş yapılarının stabil olması ve formunu geri
kazanma kabiliyetinin yüksek olması nedeniyle mekân tekstilllerinde en fazla kullanılan
kumaşlar dokuma tekniğiyle üretilmektedir. Oldukça esnek yapıya sahip atkılı örme
18
seçkin bir feminen tavıra bırakabilmektedir. Ancak Rodeman’ın da uyardığı gibi sadece
desen üzerinden yapılan bir değerlendirmenin mekanın tümüne yansıtılması mümkün
değildir. Bütünsel bir değerlendirme yapıldığında, pastel tonlarda perdeler ve yastıklarla
dekore edilmiş bir odada yer alan deri berjer, maskülen imaj taşımayabilir.
Kaynakların azalması, çevre kirliğiliği gibi çevresel faktörlerin endüstriyel tasarım alanları
üzerinde giderek artan etkisi, mekân tasarımında kullanılan malzemelerin seçiminde de
etkili olmaktadır. Mekân tasarımlarında, geri dönüştürülebilen, uzun kullanım ömrüne sahip
malzemelerin, birden fazla işlev sunan ürünlerin kullanılması, daha az kaynak tüketilerek
daha az atık oluşmasını sağlamaktadır. Tekstil alanında yapılan bilimsel çalışmalar yakın
gelecekte %100 geri dönüştürülebilen biyolojik tekstillerin kullanılmaya başlanacağını
müjdelemektedir. Yeniliklerin hızla uyarlanarak ürüne dönüştürülebildiği tekstil endüstrisi
bilimsel gelişmelerin odağında yer almaktadır. Farklı bilim alanlarındaki gelişmelerin tekstile
entegrasyonu ile her geçen gün yen bir akıllı tekstil ürünü ortaya çıkmaktadır. Nesnelerin
interneti teknolojilerinin adapte edildiği tekstiller mekân içerisinde kullanılan cihazlarla
etkileşime girebilmektedir. Nanopartiküllerin kumaşa entegrasyonuyla antimikrobiyal,
ultraviyole ışınlarından koruyan ürünler geliştirilmektedir. Mikro ölçekte elektronik
materyaller ile veri üretebilen, depolayabilen ve aktarabilen kumaşlar üretilebilmektedir.
Dış uyaranlara göre form değiştirebilen, fotosentez yapabilen tekstil ürünleriyle ilgili
araştırmalar yapılmaktadır (Özkendirci, 2018, s.796). Bütün bu yeniliklerin yeni nesil tekstil
ürünleriyle mekân tasarımına aktarılması mümkün görülmektedir.
Aktarılan bilgiler, tekstil malzeme ve ürünlerinin mekân tasarımında önemi
yadsınamayacak bir paya sahip olduğunu göstermektedir. Uygun malzeme ve ürünün doğru
ve etkili bir şekilde kullanılması tamamen mekân tasarımcısının bilgisine ve tecrübesine
bağlıdır. Bu nedenle mimar ve iç mimarların tekstil hammaddelerinin özelliklerini bilmeleri
ve bu hammaddeleri ayırt edebilmeleri, kumaş türlerini tanımaları ve farklı tekstil üretim
tekniklerinin sunduğu ayrıcalıklar konusunda fikir sahibi olmaları, kaplama, dikim gibi
uygulamalarda kullanılan materyalleri tanımaları ve süreçleri anlamaları, apre işlemlerinin
kazanımlarından haberdar olmaları, kumaş testlerinin önemini kavramaları, eğilim
raporlarını analiz etmeleri, mekân tekstilleriyle ilgili yayınları ve fuarları takip etmeleri,
mesleki başarılarına katkı sağlayacak kazanımlar olarak görülmektedir.
3. Disiplinlerarası eğitim örneği olarak iç mimarlıkta tekstil dersi
2016 Güz yarıyılından itibaren Altınbaş Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım
Fakültesi’nin Tekstil ve Moda Tasarımı ve İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümlerinin
müfredatlarında seçmeli ders olarak yer alan “İç Mimarlıkta Tekstil” dersinde, her iki
disiplinin ortak çalışma alanı olan mekân tekstilleri konuları işlenmektedir. İç Mimarlıkta
Tekstil dersi, her iki disiplinde eğitim alan öğrencilere, mekân tekstillerinin kullanım
alanlarına ve amaçlarına uygun olarak değerlendirebilmeleri için gerekli teknik bilgi ve
estetik farkındalığı kazandırmayı amaçlamaktadır.
Onaltı hafta olarak kurgulanan dersin ilk haftasında, insanın mekânla ilişkisi
aktarılmakta, ergonomi, haptik ve konfor kavramları açısından tekstilin mekâna kazandırdığı
işlevsel ve estetik unsurlar anlatılmaktadır. İkinci derste tekstil liflerinin fiziksel özellikleri
doğrultusunda mekân tekstillerinin hangi alanlarında kullanılabildikleri açıklanmakta, liflerin
yakma testi ile ayırt edilmesi için uygulamalar yapılmaktadır. Üçüncü derste temel kumaş
üretim teknikleri görsellerle açıklanmakta, hangi üretim tekniğiyle elde edilen kumaşların,
22
mekân tekstillerinin nasıl kullanılabileceği konusu, hastane, otel, havayolu şirketi gibi farklı
kurumlardan derlenen örneklerle aktarılmaktadır.
Onuncu haftada bahçe mobilyaları, şemsiyeler ve tenteler gibi açık alanlarda kullanılan
tekstiller hakkında bilgi verilmekte, mimaride kullanılan tekstiller, çadır, fuar standı, sahil
çardağı gibi duvar olmaksızın mekân oluşturan tekstiller anlatılmaktadır. Ulaşım araçlarında
kullanılan tekstillerin neler olduğu, bu alanlarda kullanılan tekstillerin hangi fiziksel
yeterliliklere sahip olması gerektiğine dair bilgiler verilmektedir.
Çevre ve insan odaklı tasarım anlayışının aktarıldığı onbirinci haftada çözüm odaklı
tasarım kavramı da açıklanmaktadır.Aynı ders kapsamında, tekstil alanında çerçekleştirilen
bilimsel çalışmalar neticesinde ortaya çıkan yeni nesil tekstiller ve bu tekstillerin mekân
tasarımına yansımaları konuları da anlatılmaktadır.
Onikinci haftadan ondördüncü haftaya kadar, İskandinav stili, Viktoryan tarzı,
Shaker ekolü, Neo Gotik gibi mekân tasarımını etkileyen sanat- tasarım akımları, tekstil
odaklı olarak anlatılmaktadır. Başlangıç noktaları ve felsefeleri hikayeleştirileren stillerin,
günümüzdeki kullanım şekilleri ve modernizasyonlarıyla ilgili örnekler paylaşılmaktadır. Bu
süreçte öğrencilerden, farklı stil, dönem ve akımları tekstil odaklı olarak araştırmaları ve
yaptıkları araştırmaları topluluk içinde sunmaları istenmektedir.
Resim2. İç Mimarlıkta Tekstil dersi final projesi öğrenci çalışması. Kaynak: Yazar
Resim2. İç Mimarlıkta Tekstil dersi final projesi öğrenci çalışması. Kaynak:
Yazar
24
Son on yılın mekân tekstili eğilim raporlarının incelendiği onbeşinci haftada, stil,
renk, desen, doku eğilimlerinin nasıl okunması gerektiği açıklanmaktadır. Öğrencilerin
kazanımlarını pekiştirmek ve farklı disiplinlerden öğrencilerin ortak fikirler geliştirmelerini
sağlamak amacıyla; kurgusal projeler üzerinden, içinde bulunulan yılın eğilimlerinin mekân
tasarım projelerine yansıtılması konusunda tatışmalar yapılmaktadır.
İç mimarlıkta tekstil dersi ile, bu dersi alan öğrencilerin;
• mekân ve ergonomi kavramlarıyla tekstil arasındaki ilişkileri analiz etme ve yorumlama
becerisini kazanmaları,
• mekânsal gereklilikleri, kullanım amaçlarını ve kullanıcı ihtiyaçlarını analiz edebilecek
yetkinliğe ulaşmaları,
• tekstil malzemelerin özelliklerini anlamaları ve bu özellikleri mekâna, amaçlara,
ihtiyaçlara göre değerlendirme becerisini kazanmaları,
• farklı tasarım disiplinlerinin çalışma yöntemlerini kavrayarak disiplinlerarası projeler
ve tasarımlar oluşturma pratiğine kavuşmaları,
• mekân tekstilleri sektörünün dinamiklerini neden sonuç ilişkisi içerisinde
değerlendirebilecek bilgileri edinmeleri,
• insan ve çevre odaklı güncel gelişmelere uygun özgün mekân tasarımları oluşturma
yeterliliğine sahip olmaları,
• tasarımlarında ve önermelerinde kullanıcının sağlığı ve ortamın güveniği için gerekli
kriterleri ön planda tutma bilincine erişmeleri hedeflenmektedir.
Sınav değerlendirmeleri sonucunda, sınıf başarı ortalamalarının %80’in altına düşmediği
görülmüştür. Öğrencilerin dersi tamamladıklatan sonraki süreçlerde gerçekleştirdikleri
tasarımlar ve projelerdeki yaklaşımları gözlemlendiğinde ise, hedeflenen kazanımları
elde ettikleri görülmektedir. Bu dersi alan moda ve tekstil tasarımı bölümü öğrencilerden
bazılarının kariyer hedeflerini mekân tekstilleri alanında yönlendirdikleri görülmüştür. Dersi
alan İç Mimarlık öğrencilerinin ise malzeme seçimi konusundaki farkındalıklarının arttığı,
alanlarında gerçekleştirdikleri projelerde, tekstil malzeme ve ürünleri, kullanım alanına ve
amacına uygun olarak ve stil bütünlüğünü gözeterek değerlendirdikleri gözlemlenmiştir.
Sonuç
Sert malzemerden üretilen mobilyaları insan bedenine, net çizgilerle oluşturulan mimari
alanları insan ruhuna uyumlayarak konforlu yaşam mekânları oluşturan tekstiller, gerek
işlevsel gerekse estetik kazanımlarıya mekân tasarımının vazgeçilmez unsurları olmuştur.
Tasarımın her alanında dikkat edilen iki temel kriter işlevsel yeterlilik ve estetik değerdir.
Tasarım nesnesinden belkenen işlevlerin belirlenmesinde kullanım alanının gerekliliklerinin
ve kullanım amacının gereksinimlerinin tespit edilmesi, üretimde kullanılacak malzemeleri
ve tekniklerin bu doğrultuda düzenlenmesi gerekmektedir.
İşlevsellik unsuru çerçevesinde, tekstil, mimarlık, iç mimarlık ve tekstil tasarımı disiplinlerinin
ortak paydası konumundadır. Hangi hammaddedin nem çekme kabiliyetinin yüksek olduğu,
hangi kumaş üretim tekniği ile daha stabil kumaş elde edildiği, hangi apre işleminin yangının
yayılmasını önlediği gibi temel bilgiler, mimarların ve iç mimarların tasarladıkları mekânlarda
kullanacakları tekstillerin, kendilerinden beklenen işlevsel özellikleri tam ve doğru olarak
karşılamasında etkili olacaktır. Tekstil tasarımcınının ise çalışmasının başlangıcında,
25
Kaynakça
Bahriyeli, B., Özkendirci B. (2009). Kumaş yapı bilgisi ders kitabı. İstanbul: Suvari
Matbaa.
Dwivedi, D. N. (2010). Macroeconomics theory and policy, New Delhi: Tata McGraw-
Hill Education.
Eundeok K., Fiore, A.M. ve Hyejeong, K. (2011). Fashion trends analysis and forecasting.
New-York: Berg Publishers.
Gibbs, J. (2005). Interior design. United Kingdom: Laurence King Publishing.
Hinte, E.V. (2002). Ed Annink designer. Rotterdam: OIO Publishers.
Jackman,D.R., Dixon,M.K. ve Condra, J. (2003). The guide to textiles for interiors. 3.
Baskı, Canada: Portage&Main Press.
26
Sinem ARSLAN
Uludağ Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
1.Giriş
Sivil toplum kuruluşları; dernekler, gençlik ve spor kulüpleri, vakıflar, birlikler ve
kooperatifler, sendikalar ve konfederasyonlar ve meslek odalarından oluşmaktadır. Sivil
toplum kuruluşlarında görev alan kişiler, yaptıkları faaliyetlerde tamamen gönüllü olarak
çalışmakta ve kar amacı gütmemektedirler Bayraktar, 2014, s. 195; Çabuk, 2015, s. 8; Çınardal,
Çınardal & Çelik, 2017, s. 120; Erdem, 2008, s. 30-31; Karataş, 2014, s. 857; Şahin, 2007, s. 31).
Sivil toplum kuruluşlarının amacı sürdürdükleri faaliyetleri toplumun farkında
olmasını sağlamak, toplum için yararlı çalışmalar yapmak ve bu faaliyetlere toplumun
katılımını sağlayarak en üst düzeyde sonuç elde etmektir (Gültekin, 2009, s. 72). Farklı
hedef kitlelerine yönelik olarak çalışmalarını sürdüren sivil toplum kuruluşlarının çocuklar,
gençler, kadınlar, yaşlılar, belli meslekte olanlar, belli bir kurumda çalışanlar, yoksullar,
engelliler, belli bir hastalığı olanlar, belli bir okulun mezunları ve doğal hayat vb. hedefleri
bulunmaktadır (Erdem, 2008, s. 32).
Sivil toplum kuruluşları (STK) bünyesinde yapılan etkinlikler halk sağlığı ve eğitim
aktiviteleri, sağlık krizlerini ortaya çıkarma, ortak sosyal problemler, çevre olayları, ekonomik
değişkenler, toplumsal gelişme ve ilerleme çalışmaları, kadın sorunları, sosyal ve kültürel
hizmetler şeklinde gruplandırılabilir (Mostashari, 2005, s. 3-4; Talas, 2010, s. 75).
Yaygın eğitim kapsamında toplumun bilinç düzeyini değiştirip geliştirme amacına
yönelik olarak faaliyetlerini gerçekleştiren sivil toplum kuruluşları, yaptıkları çalışmalarla
toplumun kültürel-sanatsal yaşamına ve toplumsal farkındalık yaratılmasına önemli katkılar
sağlamaktadır (Apaydın, 2002, s. 206; Ece, Akgül Barış & Sarısözen Doğan, 2013, s. 486;
Gültekin, 2009, s. 76).
Bünyesinde kültürel ve sanatsal çalışmalar kapsamında müzik çalışmaları yapan
derneklerin de ulusal ve uluslararası sanat açısından toplumda farkındalık yaratılmasında
önemli katkılarının olduğu düşünülmektedir. Özellikle topluluk bilincinin oluşmasına
ve toplumun daha büyük bir kesimi ile müziğin buluşmasına hizmet eden korolar;
bireyin sosyal olmasına, kültürel kazanımlar elde etmesine ve bu kazanımları çevresiyle,
bulunduğu toplumla paylaşıp aktarmasına olanak sağlamaktadır. Korolarda şarkı söyleyen
bireyler; birlikte şarkı söyleme kültürünü, toplumsal dayanışma bilincini, iş birliği ile bir
şeyler paylaşmayı, çevresiyle uyumlu olmayı ve etkileşebilmeyi, farklı yapıdaki bireyleri
ve farklı kültürlerdeki toplumları tanımayı öğrenirler (Gökçe, 2007, s. 4; Türkmen, Pancar,
28
3.Bulgular
Bu bölümde araştırma verilerinden elde edilen bulgulara yer verilmiştir.
Tablo1’de STK bünyesinde kurulan koroların isimleri, kuruldukları yıl, koroların türü ve
koroların 2018 yılı içerisinde verdikleri konser sayısına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
Tablo
Tablo 1.1.Bursa’da
Bursa’daSTK
STKbünyesinde
bünyesindefaaliyet
faaliyetgösteren
gösterenkorolara
korolaraait
aitbulgular
bulgular
Koronun Koronun
Koro İsmi Kurulduğu Koronun 2018 Yılında
Yıl Türü Verdiği
Konser
Sayısı
1 Bursa Türk Musikisi 1949 TSM 3
Cemiyeti
2 DMD Çok Sesli Karma 1994 Çok Sesli 3
Koro
3 Gemlik Sanat ve Kültür 1994 TSM 2
Derneği TSM Korosu
4 Mudanya Kültür ve Sanat 1996 TSM 5
Derneği TSM Korosu
5 Gökdere Rotary Kulübü 2001 TSM 1
Korosu
6 Bursa Vergi Dairesi 2002 THM 1
Başkanlığı THM Korosu
7 Nilüfer Kent Konseyi 2004 TSM-THM -
Sevgi ve Kardeşlik
Korosu
8 Nilüfer THM Korosu 2004 THM 4
9 Nilüfer Kadın Korosu 2005 TSM-THM 21
10 Görükle TSM Korosu 2006 TSM 1
11 Nilüfer Çok Sesli Korosu 2006 Çok Sesli 4
12 Bursa Barosu THM 2007 THM -
Korosu
13 Bursa Barosu TSM 2007 TSM 2
Korosu
14 Bursa Akademik Oda 2008 TSM 2
Üyeleri TSM Topluluğu
15 Mudanya Musiki Derneği 2008 TSM 2
Korosu
16 DMD Dr. Parkan 2010 Çok Sesli 3
Sanlıkol Çocuk Korosu
17 Nilüfer Türk Müziği 2010 TSM 3
Derneği Korosu
Tablo
Tablo 1’de 1’de de görüldüğü
de görüldüğü gibiilgili
gibi 45 koroyla 45verilere
koroyla ilgili ve
ulaşılmış verilere ulaşılmış
bu koroların ve
%57.78’inin
TSM;bu%22.22’sinin
koroların %57.78’inin
THM; %11.11’ininTSM;çok%22.22’sinin THM;%4.44’ünün
sesli koro olduğu; %11.11’inin çok
TSM-THM
sesli her
türlerinin koro olduğu;
ikisinde %4.44’ününiseTSM-THM
de; %4.44’ünün TSM-THM ve türlerinin her ikisinde
popüler müzik türünde de;
faaliyet
%4.44’ünün ise TSM-THM ve popüler müzik türünde faaliyet
gösterdiği tespit edilmiştir. Bu koroların Bursa’da, farklı illerde ve yurt dışında gösterdiği
da konserler
tespit
verdiği edilmiştir.Söz
belirlenmiştir. Bukonusu
koroların Bursa’da,
bu koroların farklı
2018 illerde ve%2.22’sinin
yılı içerisinde yurt dışında da
21 konser
konserler
verdiği; verdiği
%2.22’sinin belirlenmiştir.
5 konser Söz konusu
verdiği; %13.33’ünün 4 konserbu koroların
verdiği; %24.44’ünün2018 3yılı
konser
içerisinde
verdiği; %2.22’sinin
%26.67’sinin 21 konser
2 konser verdiği; verdiği;1 konser
%24.44’ünün %2.22’sinin 5 konser verdiği;
verdiği görülmektedir. Bununla
%13.33’ünün 4 konser verdiği; %24.44’ünün
birlikte korolardan; Erdinç Çelikkol’a Ahde Vefa TSM Korosunun 2018 3 konser verdiği; ve
yılında kurulduğu
%26.67’sinin
ilk konserini 2 konser
2019 yılı Ocak verdiği;
ayında verdiği %24.44’ünün
ve faaliyetlerine 1 konser
devam ettiği verdiği
belirlenmiştir. Benzer
görülmektedir. Bununla birlikte korolardan; Erdinç Çelikkol’a
şekilde Nilüfer Kent Konseyi Sevgi ve Kardeşlik Korosunun da 2018 yılında herhangi Ahde Vefa bir
konserTSM Korosunun
vermediği 2018 yılında
tespit edilmiştir. Ayrıcakurulduğu
Bursa Barosu ve THM
ilk konserini
Korosunun 2019 yılı Ocak
fiili olarak varlığını
ayında verdiği ve faaliyetlerine devam ettiği belirlenmiştir.
sürdürdüğü ancak 2018 yılında herhangi bir faaliyette bulunmadığı belirlenmiştir.
Benzer
şekilde Nilüfer Kent Konseyi Sevgi ve Kardeşlik Korosunun da 2018
4.Tartışma
yılında herhangi bir konser vermediği tespit edilmiştir. Ayrıca Bursa
Barosu
Bu THM
çalışmada Korosunun
Bursa’da fiili olarak
sivil toplum varlığını
kuruluşları sürdürdüğü
bünyesinde faaliyet ancak
gösteren2018
korolar
yılında herhangi bir faaliyette bulunmadığı belirlenmiştir.
sayısal olarak incelenmiş, türlerine göre belirlenmiş ve 2018 yılında gerçekleştirdikleri konser
sayıları tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda STK’ların gerçekleştirdikleri
4.Tartışma
sanatsal faaliyetlerle özelde Bursa ilinin genelde ise ülkemizin müzik kültürüne yön verme,
Bu çalışmada
topluma müziği sevdirme veBursa’da
toplumun sivil toplum
müziğe olankuruluşları bünyesinde
ilgisini arttırmada önemlifaaliyet
katkılarının
gösteren korolar sayısal olarak incelenmiş, türlerine göre belirlenmiş
olduğu belirlenmiştir. Sanatsal faaliyetler kapsamında STK bünyesinde gerçekleştirilen ve
2018 yılında gerçekleştirdikleri konser sayıları tespit edilmiştir.
koro çalışmaları ile toplumun sanatsal farkındalığına, iletişim ve etkileşimine katkıda Elde
edilen söylenilebilir.
bulunulduğu bulgular doğrultusunda STK’ların gerçekleştirdikleri
Bu kapsamda gerçekleştirilen sanatsal
koro çalışmalarının eğitici, öğretici
faaliyetlerle özelde Bursa ilinin genelde ise ülkemizin müzik
ve sosyalleştirici yönüyle bireylere önemli katkılar sağladığı düşünülmektedir.
kültürüne
yön verme, topluma müziği sevdirme ve toplumun müziğe olan ilgisini
STK’ların
arttırmadabünyesinde
önemli oluşturulan
katkılarınınkoroların
olduğubüyük çoğunluğunun
belirlenmiştir. geleneksel
Sanatsal müziklere
faaliyetler
yönelik
kapsamında STK bünyesinde gerçekleştirilen koro çalışmalarıaz olduğu
faaliyet gösterdiği, çok sesli müziğe yönelik koro türlerinin sayısal olarak ile
tespittoplumun
edilmiştir. Yapılan araştırmalar
sanatsal çok sesli korolarda
farkındalığına, iletişim söyleyen bireylerin özgüvenlerinin
ve etkileşimine katkıda
arttığını, ses eğitimi söylenilebilir.
bulunulduğu ve genel müzik eğitimleri
Bu kapsamda hakkında gerçekleştirilen
daha fazla bilgi edindiğini,
koro
arkadaşlıklar kurarakeğitici,
çalışmalarının sosyalleştiğini,
öğretici vetoplumda demokratik
sosyalleştirici yönüyledeğerlerin
bireylere gerekliliğini
önemli
kavradığını
katkılarvesağladığı
sanatta ulusal ve uluslararası iletişim içerisinde dünya görüşünün geliştiğini
düşünülmektedir.
göstermektedir (Saklıca, 2010, s. 67). Ayrıca bireylerin kendi kültürel değerlerinin bilincine
varmasına, yaşamlarına anlam katmasına ve öz yeterlik inançlarına da olumlu yönde katkı
sağladığı tespit edilmiştir (Okyay, 2001, s. 65).
32
Kaynakça
Akgül Barış, D., Ece, A. S., & Sarısözen Doğan, M. (2016). Hayat boyu müzik eğitimine
bir örnek: Bolu Genç Müzisyenler Şenliği. International Journal of Human Sciences, 13(1),
1161–1171. https://doi.org/10.14687/ijhs.v13i1.3620
Apaydın, M. (2002). Müzikle İlgili Sivil Toplum Örgütlerinin Müzik Kültürü ve Eğitiminin
Gelişmesine Katkıları ve Bir Örnek Olarak “Türkiye Polifonik Korolar Derneği”. Uluslararası
“Avrupa’da ve Türk Cumhuriyetleri’nde Müzik Kültürü ve Eğitimi Kongresi”. Ankara: Gazi
Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi.
Bailey, B. A., & Davidson, J. W. (2002). Adaptive characteristics of group singing:
perceptions from members of a choir for homeless men. Musicae Scientiae, 6(2), 221–256.
https://doi.org/10.1177/102986490200600206
Bayraktar, Z. (2014). Geleneğin aktarılmasında ve yaşatılmasında göçmen sivil toplum
kuruluşlarının rolü: İzmir Bosna sancak kültür ve yardımlaşma derneği örneği. TÜRÜK Dil,
Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 2(3), 193–206.
Çabuk, D. (2015). Sivil Toplum Kuruluşlarının İtibarı: Türkiye’ye Yönelik Bir Ölçek
Geliştirme Çalışması (Yayınlanmamış Doktora tezi). Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Antalya.
Çınardal, F. C., Çınardal, L., & Çelik, A. (2017). Yöresel müzik kültürünün yaşatılmasında
sivil toplum kuruluşlarının rolü: Kars ili örneği. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 17(1), 115–131.
Ece, A. S., Akgül Barış, D., & Sarısözen Doğan, M. (2013). Sanat derneklerinin
etkinliklerinin sanat eğitimi açısından incelenmesi (Bolu ili örneği). International Symposium
on Changes and New Trends in Education, 484–492.
Egüz, S. (1991). Toplu Ses Eğitimi I (Temel Konular). Ankara: Ayyıldız Matbaası A.Ş.
33
Ayşegül ZENCİRKIRAN
Doç. Dr. Yunuz BERKLİ
Fatih Sultan Mehmet zamanında İstanbul’un fethedilmesi ile birlikte Topkapı Sarayının
hizmete açıldığı bilinmektedir. Bunun üzerine Edirne Saray Nakışhanesi İstanbul’a
devredilmiş ve Ayasofya’nın arkasındaki Aslanhane adındaki binanın üst katına kurulmuş
olup ilk sernakkaşı ise Özbek asıllı Babanakkaş’tır (Birol, 2009:43). Böylece bir teşkilat
içerisinde olmak, üslup birliğini sağlamış, bu da saray sanatı ekolünün oluşmasına sebep
olmuştur(Çokay, 2003: 148). Mimarlık, seramik, kitap resimleme ve dokuma gibi ana sanat
dallarında kendine özgü bir karaktere sahip olan Osmanlı Sanatının bu dallarda ortaya
koyduğu ürünlerde dönemin en güçlü imparatorluğunun muazzam maddi kaynaklarının
kanıtıdır. Devlet kontrolünde olan sanatın, her alanında görülen bu bütünlük teknik olarak
sürekli bir gelişim içerisinde olup en yüksek standartlara sahip olmakla birlikte sürekli
sanatçı istihdam edilmesini sağlamıştır (Hillenbrand, 2005: 265)
Yukarıda birçok sanat dalları hakkında uzman akademisyenlerin görüşlerinden de
anlaşılacağı üzere disiplinler arası sanat dallarında görülen bu benzerlik ortak bir sanat
kökeninden beslenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu devrin en önemli ekolleri arasında yer
alan ve klasik dönemin temellerini oluşturan saz yolu üslubu ya da saz üslubu ile naturalist
üslup, konumuzun kapsamını oluşturan Osmanlı dönemi çini ve halı dokuma örnekleri ile
bir kez daha somut örnekleri ile karşımıza çıkmaktadır. Türk Sanatının tek bir kökenden
beslendiği, sürekliliği ve bütünlüğünü ifade eden en güzel örneklerdendir.
Topkapı Saray Müzesi’nde kayıtlı, 1515 tarihli Mantık At-Tayr’dır. Üç nokta ve dalgalı iki
çizgiden meydana gelen çintemani motifi en erken bu eserde görülmüştür (Birol, 2009; 44).
Bu motifin tanımlaması aynı zamanda üç pars beneği iki kaplan çizgisi şeklinde de de
yapılmaktadır. 1 nolu fotoğrafta yer alan Sultan Ahmet Camii çinilerinde, 2 nolu örnek ise
özel bir koleksiyonda bulunan İznik vazosunun desenlerinde kullanılmış olan bu motif, aynı
şekilde XVI. Yüzyılın sonu XVII. Yüzyılın başına tarihlendirilen 4 ve 5 numaralı halı dokuma
örneklerinde de Türk sanatının karakteristik sonsuzluk prensibi (Tezcan, 1993: 51-52; Berkli,
2011;29) ile zemin boyunca sıralanmış olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu motifin sadece üç
nokta ya da üç pars beneği ile oluşturulmuş bir başka kullanım şekli de bulunmaktadır.
3 numaralı fotoğrafta yer alan İznik vazosunda, kaydırılmış eksenler üzerinde sıralanan
daireler içerisinde, 5 numaralı Uşak halısının mihrap üstünde bezeme unsuru olarak
kullanıldığını görmekteyiz.
sanatının karakteristik sonsuzluk prensibi (Tezcan, 1993: 51-52; Berkli, 2011;29) ile zemin boyunca
sıralanmış olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu motifin sadece üç nokta ya da üç pars beneği ile
oluşturulmuş bir başka kullanım şekli de bulunmaktadır. 3 numaralı fotoğrafta yer alan İznik vazosunda,
kaydırılmış
36 eksenler üzerinde sıralanan daireler içerisinde, 5 numaralı Uşak halısının mihrap üstünde
bezeme unsuru olarak kullanıldığını görmekteyiz.
ğraf No 7: Osmanlı
nemine ait kırmızı
Fotoğraf No 8: Şehzadeler
Fotoğraf No 8: Şehzadeler Türbesinde renkli sır
lu kâse. (G. Öney-Z. tekniğinde süsleme.(Sabiha Aker)
Türbesinde renkli sır
Çobanlı)
tekniğinde süsleme.(Sabiha
Aker)
38
Fotoğraf
Fotoğraf
No No
13: 13:
Topkapı
Topkapı
Sarayı
Sarayı
Valide
Valide
Sultan
Sultan
Yatak
Yatak
Odası
Odası
çinilerinden
çinilerinden
madalyon
madalyon
detayı.
detayı.
(G. (G.
Öney-Z.
Öney-Z.
Çobanlı)
Çobanlı)
Fotoğraf
Fotoğraf
Fotoğraf
No No
11: 11:No
İstanbul11:
İstanbulİstanbul
Valide
Valide
Sultan
Sultan
Fotoğraf
Fotoğraf
No No
12: 12:
Fotoğraf No 12: Fotoğraf No 13:
Fotoğraf Topkapı
No 13: Sarayı
Topkapı
Camisi’nde
Camisi’nde
bahar
bahar
çiçekli
çiçekli
çiniçini
panopano Valide Sultan Yatak Odası
Valide Sultan
(Sabiha
(Sabiha
Aker)
Camisi’nde
Aker)
Sarayı Valide
çinilerinden Sultan
madalyon detayı.
bahar çiçekli çini pano Yatak Odası çinilerinden
(G. Öney-Z. Çobanlı)
(Sabiha Aker) madalyon detayı.
(G. Öney-Z. Çobanlı)
Fotoğraf No 12:
otoğraf No 11: İstanbul Valide Sultan
Camisi’nde bahar çiçekli çini pano
(Sabiha Aker)
FotoğrafFotoğraf
No 14:NoUşak
14: Uşak saf seccade İstanbul-TIEM (O. Aslanapa)
saf seccade İstanbul-TIEM (O. Aslanapa)
Yukarıdaki örneklere baktığımızda 11 numaralı duvar çinisinde vazodan çıkan şemse motifinin
zemin kompozisyonunu meydana getiren kompozisyon ile 12 numaralı fotoğrafta yer alan duvar çinisinin
kompozisyonu Uşak saf seccadesinin arka planında kullanılan bahar çiçekleri ile bire bir aynıdır. Bu
durum yukarıda bahsettiğimiz bilgilere somut örnekler olmanın yanı sıra zemin boyunca devam eden
40
Fotoğraf
Fotoğraf No No
17:17: Topkapı
Topkapı Sarayı,
Sarayı, Harem Dairesi İznik çinileri (M. Özel)
Harem Dairesi İznik çinileri (M. Özel)
Fotoğraf No 21:
Fotoğraf 21: tasvirli
NoKâbe Kâbe halı
seccade-Konya Mevlana Müzesi
tasvirli halı seccade-
(S. Bayraktaroğlu)
Fotoğraf No 22: Kâbe
Fotoğraf motifli
No 22: Kâbe seccade- Fotoğraf No 23: Kâbe
Fotoğraf No motifli seccade-
23: Kâbe
Konya Mevlana Müzesi İstanbul TIEM. (Sema Etikan) İstanbul TIEM. (O. Aslanapa)
(S. Bayraktaroğlu) motifli seccade-İstanbul motifli seccade-İstanbul
TIEM. (Sema Etikan) TIEM. (O. Aslanapa)
İslam âlemi için oldukça önemli ikonografik değerlere sahip olan Kâbe, Osmanlı nakkaşları
İslam âlemi
tarafından için oldukça
da bezeme unsuru önemli ikonografik değerlere
olarak kullanılmıştır. Konumuz sahip olan Kâbe,
çerçevesinde Osmanlı
ele almaya çalıştığımız
nakkaşları tarafından
Osmanlı çini da bezeme unsuru
ve halı dokumalarında olarak
da görülen kullanılmıştır.
bu motif, Konumuz
sanatın farklı çerçevesinde
alanlarında etkileşim ve üslup
elebirliğinin
almaya yanı sıra dini inancın
çalıştığımız Osmanlı sanat
çiniüzerindeki etkisine de örnekda
ve halı dokumalarında oluşturmaktadır.
görülen bu motif, sanatın
farklı alanlarında etkileşim ve üslup birliğinin yanı sıra dini inancın sanat üzerindeki
etkisineSanatın
de örnek oluşturmaktadır.
birçok dalında karşımıza çıkan Kâbe tasviri (Bayraktaroğlu, 22; Etikan, 2007: 546), 1610
yılında Kütahya halıcılarına gelen bir Şeyhülislam
Sanatın birçok dalında karşımıza çıkan Kâbe emri ile (Bayraktaroğlu,
tasviri üzerilerine ayak basılmasından dolayı Kâbe
22; Etikan, 2007:
tasvirlerinin halı üzerinde bulunmasının günah olduğu bu sebeple de yapımının yasaklandığı
546), 1610 yılında
bildirilmiştir. Kütahya
Bu nedenle halıcılarına
de bu gelen
tarihten sonra bir Şeyhülislam
halılarda görülmeyen emriKâbe ile üzerilerine
tasviri daha çok ayak
çini üzerinde
basılmasından dolayı Kâbe
görülmektedir (Eken, 2006: 297).tasvirlerinin halı üzerinde bulunmasının günah olduğu bu
sebeple de yapımının yasaklandığı bildirilmiştir. Bu nedenle de bu tarihten sonra halılarda
görülmeyen Kâbe tasviri daha çok çini üzerinde görülmektedir (Eken, 2006: 297).
43
Türk sanatında XIV. Yüzyılda Herat ekolü minyatürlerinde karşımıza çıkan Anadolu-
Türk sanatında ise Fatih Sultan Mehmet döneminde ortaya çıkmış ve II. Bayezid döneminde
yaygınlaşmıştır (Doğanay, 1999:225-234). XV. asırdan sonra müstesna bir yere sahip olan
Çin’den gelen porselenler üzerinde de yer aldığı için yanlış olarak Çin bulutu adıyla bilinmekte
ve kaynaklarda da aynı şekilde kullanılmaktadır (Doğanay, 1999:225-234). Minyatür, tezhip,
çini, lake, kalem işi, halı gibi bezemenin yapılacağı her alanında sevilerek kullanılan bu motif,
Topkapı Sarayı Sünnet Odasının ön cephesinde yer alan çini örneğinin zemin bölümünde
kompozisyonu meydana getirmektedir. 25 numaralı fotoğrafta yer alan TIEM’de muhafaza
edilen halı dokumanın zemin kısmı bulut motiflerinden meydana gelmektedir. 26 numaralı
fotoğrafta yer alan dokuma ise yanlış olarak Lotto ya da II. Tip Holbein halısı olarak isimlendirilen
fakat tamamen Türk kökenli olup Batı Anadolu Geometrik Halı grubu içerisinde yer alan bu
eserin bordürlerinde bulut motifi ile karşılaşmaktayız. Osmanlı dönem sanat dalları arasındaki
geçişliliğe örnek teşkil eden bulut motifi de bir başka ortak bezeme unsuru olarak kullanılmıştır.
Türk sanatının üslup birliği, her devirde olduğu gibi sanatın en önemi zamanlarını
bünyesinde barındıran Osmanlı döneminde de aynı şekilde karşımıza çıkmaktadır. mimari
eserler, minyatür, tezhip, çini, halı, kilim, resim gibi sosyal hayatın tezyinata bağlı her alanında
gerek motif gerek döneme ait ekoller bakımından merkeze bağlı bir değişim ve gelişim
içerisinde olmanın yanı sıra sanat dalları arasındaki etkileşimde açıkça kendini göstermektedir.
Osmanlı döneminde örnekleri çoğaltılabilecek birçok alanda görülen fakat konumuz
çerçevesinde ele aldığımız Osmanlı dönemi çini-seramik ve halı sanatı örneklerinde
kullanılan ve bu duruma ispat teşkil edecek motif ile üslup benzerlikleri karşımıza
çıkmaktadır. Gerekli görsellerle desteklenmeye çalışılan bu özellikler Türk sanatı ve
tezyinatının köklü geçmişininin yanı sıra sürekli, yenilenebilir olduğunun kanıtıdır.
44
KAYNAKÇA
Aker Sabiha. (2010). Çini Tasarımı. Ankara: Detay Yayıncılık.
Ara Altun. (2007) Osmanlı’da Çini Seramik Öyküsü. İstanbul: Creative Yayıncılık,
İstanbul.
Aslanapa Oktay. (2005). Türk Halı Sanatının Bin Yılı, İstanbul: İnkılâp Kitabevi.
Bayraktaroğlu Suzan, Türk Halılarında Görülen Mimari Tasvirler, Vakıflar Dergisi, (32).
Berkli Yunus. (2011). Türk Sanatında Avrasya Üslubunun Evreleri Avrupa ve İslam
Sanatına Etkileri. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları No: 998.
Birol İnci A. (2009), Klasik Devir Türk Tezyini Sanatlarında Desen Tasarımı Çizim
Tekniği ve Çeşitleri, İstanbul: Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı.
Çokay M. Önder. (2003) Osmanlı Saray Sanatı Ekolünde Sanatçılar ve Halı Üretim,
İslam, San’at, Tarih, Edebiyat ve Musıkisi (İSTEM) Dergisi.
Diyarbekirli Nejat. (1972). Hun Sanatı, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
Doğanay Aziz. (1999) Bulut Motifi ve Osmanlı Sanatındaki İlk Örnekleri, Divan, İlmi
Araştırmalar, Ayrıbasım.
Eken Sabih. (2006). Türk Çiniciliğinde Kâbe Tasvirleri. Vakıflar Dergisi. (9).
Etikan Sema. (2007) Seccade Halılarda Kullanılan Bazı Motifler ve Bu Motiflerin İslam
Sanatında Yeri, ICANAS 38, Uluslar arası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi,
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu.
Hillenbrand Robert. (2005) İslam Sanatı ve Mimarlığı, (çev. Çiğdem Kafescioğlu).
İstanbul: Homer Kitabevi ve Yayıncılık.
Öney Gönül-Çobanlı Zehra. (2007). Anadolu’da Türk Devri Çini ve Seramik Sanatı.
İstanbul: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
Özel Mehmet. (1995) Geleneksel Türk Sanatları. İstanbul: T.C. Kültür Bakanlığı.
Tezcan Hülya. (1993). Atlaslar Atlası. İstanbul: Yapı Kredi Koleksiyonları-3.
Yetkin Şerare. (1972). Anadolu’da Türk Çini Sanatı’nın Gelişmesi, İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fskültesi Yayınları No: 1631, İstanbul 1972.
Yetkin Şerare. (1991) Türk Halı Sanatı. Ankara:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
45
H. Aylin Seçkin
aylin.seckin@deu.edu.tr, Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu
Giriş
Sanat eğitimi nasıl olmalıdır? sorusu geçmişten günümüze üzerinde en fazla düşünülmüş
konulardan biri olarak görülür. Geçmişe baktığımızda usta-çırak münasebetiyle bir sanat
eğitimini görürken, günümüzde ise, kurulan güzel sanatlar fakülteleriyle usta-çırak
ilişkisinin yerini hoca-öğrenci ilişkisi almıştır. Bu farklılık eğitim alan bir öğrencide ne tür
bir değişikliğe yol açmıştır onu sorgulamalıyız. Eğitim alan öğrenci hocasının üslubunun
devamı niteliğinde mi? Yoksa hocası aracılığla kendi üslubunu yaratan bir sanatçı adayına
dönüştü mü? Bu iki ana soru üzerinde özellikle durulmalı, bireyin kendi üslubunu bulması
için eğitim sistemi nasıl bir yol izlemeli, bu sistem her sanatçı adayını kendine has olmasını
sağlayacak şekilde nasıl biçimlendirilmeli bunun üzerine düşünmeliyiz.
Sanat eğitimi veren okullarda hem ders veren hem de ders alan kişilerin önce kendileriyle
ilgili bilgileri doğru bir şekilde yorumlama gücüne sahip olmaları gerekir ki, birbirlerinden
fayda sağlarken doğru soru ve yaklaşımları gösterebilsinler. Hoca öğrenciye neyi, ne kadar,
ne şekilde, nasıl verebileceğini bilmeli, öğrenci ise; hocasından kendi düşünme sistemini
genişlemesini sağlayacak, tekniğinin ilerlemesi adına neler yapabileceğini ve kendi yolunu
bulma konusunda hocasından faydalanacak bilinçte olmalıdır. Sanat eğitimi veren ve alan
kişilerin unutmaması gereken en önemli kısım hangi tarafta olurlarsa olsunlar ikisinin de
yaşamlarının sonuna dek öğrenci olarak kalmaları gerektiğidir.
Bizim toplumumuzda sanata, sanat eğitimi veren kurumlara, bu eğitimi alan kişilere bakışta
ciddi bir yanılgı vardır. Bu yanılgı sanatın bohem bir yaşantıya sürüklediğidir. Sanatçının
disiplinden uzak, anlık yaşadığı şeklinde yıllardır süre gelen çok büyük bir yanlış anlaşılma söz
konusudur. Sanat eğitimi büyük bir disiplin içinde verilmezse oradan mezun olacak kişilere
sanatçı sıfatının verilmesi mümkün değildir. Sanatçıların dünyasına baktığınızda büyük bir
disiplinle çalıştıklarını görürüz. Picasso’nun Picasso olarak dünya çapında tanındığı dönemde
bile her gün on yedi-on sekiz saat çalıştığını sanat tarihçileri hayatını paylaştıklarında bilhassa
belirtmişlerdir.(Currey, 2014, s.107) Sanat eğitimi veren kurumların bu disiplin içerisinde
eğitim vermeleri şarttır. Bu disiplin olmaz ise, bireyin kendi üslubuna varması çok kolay
değildir. Her şey de olduğu gibi sanat alanında da çok çalışmak esas kuraldır.
Daha başka örnekler vermek gerekirse; Vincent Van Gogh kardeşi Theo’ya yazdığı
mektupta “Bugün yine sabah yediden akşam altıya dek, yemek almak için bir iki adım öteye
gitmek haricinde, yerimden hiç kımıldamadan çalıştım” diye yazmıştır.(Currey, 2014, s.180)
Jackson Pollock yaptığı bir röportaj sırasında gece boyunca çalışmak gibi eski bir alışkanlığı
olduğunu söyler.(Currey,2014,s.204) Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Sanat eğitimi
çok büyük bir iç disiplin gerektirir ve sanatçının yaşamının son anına dek sürdürmesi gerekir
ki sanat alanında yeni oluşumlara kapı açılsın.
Sanatta yeni oluşumların gerçekleşebilmesi için sanat eğitimi veren kurumların bu
eğitim sistemindeki bireylere kendi üsluplarını oluştururken nasıl düşünmeleri ya da bireyin
46
kısmına gelinir. “Kendini anlatmayı, başkalarını dinlemeyi, söyleşmeyi bilen, eleştiri cesaretine
sahip, aldığı eleştirilerle kızgınlığa, yılgınlığa kapılmayan, salt konuşmanın, dinlemenin tadını
almış, birbirini bir araç gibi kullanmayan, anlamaya, anlatmaya, anlaşmaya yetkin insanların
oluşturduğu toplumun kurulmasını sağlayan bir eğitim düzeni.”(İnam, 2009, s.8-9) Böyle bir
sanat eğitimi gerçekleştiğinde toplumun her kesimindeki insana ulaşmak onların sanat ve
estetik değerlerini geliştirmede, ilerletmede yön belirleyici olacaktır.
Yaratıcı düşünmeyi her zaman geliştiren ve diri tutan unsurlardan birisi de mizahtır.
Mizah yönümüzün gelişmesi bizim sorgulayıcı yanımızın da gelişmesini sağlayacaktır.
Mizah eleştirir, eleştirdiğimiz durum bizi rahatsız eden bir olayı sorgulamamızı sağlar, her
sorguladığımız durumda bizi yaratıcı bir çözüme ulaştıracaktır.
“Mizah belli bir tavır ile yürütülürse, yaratıcı insanın yaratıcı olarak yaşamak isteyen,
yaratmanın coşkusuyla ya da acısıyla hayatını anlamlandırabilen genç yaratıcı adayların
soluduğu yaratma atmosferinin renkli bir bileşeni oluverir. Yaratıcılığa can katacak, yaratıcılığı
diri tutacak, yaratıcıya yaşama sevinci verecek, yaratıcının gözünü açıp kulağını daha duyarlı
duruma getirecek, anlayışını, anlatımını keskinleştirecek bir gizilgüç olabilir.”(İnam, 2009, s.75)
Çünkü yaratım bir problemle başlar. Bu problemin çözüm sürecinde fikirlerin uçuşması
için mizah bize yol gösterecektir. Farklı açılardan bakabilmeyi, en önemlisi görebilmemizi
sağlayarak çözüme ulaştıran araçlardan en önemlisidir. Farklı olmayı ve kalmayı bize en
iyi mizah öğretir.
Sanatın ve Sanatçının İşlevi
Yaratıcı düşünme sistemi bireyde kendine ait görme biçiminin gelişmesini sağlayan
en önemli adımdır. Kendine ait görme biçiminin içinde ise, sanatçı olma yolunda yürüyen
bireyin kendine ait tekniği, renk anlayışı, estetik değerleri, kompozisyon anlayışı yani
üslubunu kapsar. Bu noktada sanat eğitimi veren eğitimcilerin Yunan asıllı İtalyan ressam
İannis Kounellis’in bir söyleşide söyledikleri üzerine düşünmesi gerekiyor. Kounellis şöyle
diyor; “ Hakiki sanatçıda aradığı iki temel koşul birincisi kendine ait bir görme biçimi
geliştirme. İkincisi hep yeni dünyalar arama yolunda çaba harcanması.”(Cemal, 2000,
s.59) Yeni dünyalar arama çabası sanatçının yarattığı eserle insanlara bir şey anlatma, yön
gösterme, bilgilendirme, düşündürme isteğidir. Sanatçı, toplumla eseri aracılığla iletişim
kurar, ortaya çıkardığı bu yaratımla topluma dert edindiği bir meseleyi paylaşmak ister.
Amacının farklı bir bakış açısı geliştirip, toplumun düşünme seviyesini daha da yukarı
çekme isteği olduğunu görürüz.
“Sanatçı, kendince yeni, yani olması gereken bir dünyanın arayışına çıkarken, çıkış
noktası olarak elbette ki var olan, içinde yaşadığı dünyayı alacaktır. Çünkü en geniş anlamda
o dünya ile bir meselesi bir sorunu vardır. Dolayısıyla, kendi sanatının düzleminde ya o
soruna ilişkin çözüm önerilerinde bulunur ya da yine sanatının diliyle, sorunu başkaları için
de belirgin, algılanabilir kılar.”(Cemal, 2000, s.59-60) Sanatın işlevi aynı zaman da sanat
eğitimi veren kurumlarında tabii, bu eğitimi alan insanlara vermeleri gereken en önemli
husus, sanatın yaşamı sürekli değiştirmesindeki katkısını anlatmaktır.
Van Gogh’un dediği gibi “Dünya tamamlanmamış bir taslaktır.” Bu yüzden sanat eğitimi
veren kişiler şunu hiç unutmamalı, aynı zamanda da unutturmamalıdır ki; sanatçı her şeyi
olduğu gibi kabul eden değil, hep bir durumu problem haline getirip üzerinde düşünen,
tartışan kişidir. Hep bir durumu, olguyu tamamlamak üzerine eserler verip, toplumun
48
bilinç düzeyini yükseltmeyi amaçlar. Sanat toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır.
Sanat “ Sanat eyleminin, insan çalışmasının tümüyle, insanın dünyada bulunuşuyla ilgili
bir çalışma türü olduğunu çıkarabiliriz. İnsanın doğayla savaşında, onun ele geçirilişinde
diğer eylemleriyle birlikte bir çekirdek halinde başlayıp gittikçe gelişerek, açılarak, insan
yeteneklerinin gelişmesiyle daha derinleşerek, daha bir incelik kazanarak bugüne kadar
gelmiş bir çalışma.”(Doğan,2003, s.151) Bu şekilde alınan eğitimle önce bireyin dünyası
değişecek, sonra toplumun dünyasının ilerlemesi durdurulamaz hale getirilmiş olacaktır.
“Sanatın işlevi, amacı, estetik bir zevk mi vermektir? Eğitmek midir? Aydınlatmak
mıdır? Bilgi vermek midir? Coşturmak mıdır? Tek yanlı, kısır açıklamalarla uğraşmak niye?
Teker teker hiçbiri, bütün olarak ve daha da fazlasıyla hepsi.”(Doğan,2003, s.152) Sanat
eğitimi veren bütün kurumların burada yazılmış her şey üzerinde düşünüp, tartışıp hepsini
bir bütün halinde her bir bireyin algısına göre düzenleyip, sunması gerekir. Bu yazılan her
bir kavram sanat eğitimi alan bireylerde kendini anlama yoluna sokacağı için bireysel üsluba
doğru yol almasını sağlayacaktır. “Sanat kendini tanımayı güçlendirir ve çıkan sonucu
başkalarına aktarmanın harika bir yoludur. Sanat, kendimizi anlamamıza yardım edebildiği
ve kim olduğumuzu başkalarına iletebildiği içindir.”(Botton ve Armstrong, 2013, s.47-48)
Bu cümleden yola çıkarak, sanat eğitimi yalnız bu konuda meyil gösterenlere değil, alanı ne
olursa olsun her fakültede ders olarak okutulması gerektiğine inanıyorum. Her şey insanın
kendini tanıması ile başladığı için toplumların daha ileri bir seviyeye gelmeleri açısından
okul çağına başladığımız ilk yıllardan itibaren hayatımızın için de olmalıdır.
Sanatçı Yaratımına Geçiş
Güzel sanatlarda verilen eğitim bizi nasıl öznel kılar? Kendimize özgü duyarlılığımızı
yaratacağımız esere nasıl yansıtmalıyız? Bu soruların yanıtlarının temelinde en önemli kısım
sanatçının duyarlılığıdır. Bu duyarlılık nedir? Sanatçının içsel dünyasıdır. “Canetti’ye göre,
içlerinde herhangi bir dünya taşımayanların, başka bir deyişle yaşadıkları dünyayı benim
dünyam diye sahiplenip iç dünyalarında yeniden üretememiş olanların böyle bir duyarlılığı
anlayabilmeleri olanaksızdır.”(Cemal, 2000, s.39) Sanatçı iç dünyasında yaşadığı yaratımı
eserinde maddesel hale getirene kadar bu duyarlılığa sahip çıkan kişidir.
Bu yüzdendir ki; “Günümüz uygar toplumlarında sanattan anlama eğitiminin artık
ilkokul çağından başlatılmasının en önemli nedenlerinden biri de, yarının yetişkinlerine çocuk
yaşlarından başlayarak içlerinde kendi dünyalarını yaratabilmelerinin yolunu göstermek değil
mi?”(Cemal, 2000, s.40) Herkesi sanat dünyasının içine almamız gerekir. Bunun nedeni ise,
daha duyarlı insanlar, bu insanların yarattığı daha duyarlı toplumlar oluşturabilmektir.
“Sanatın öğrencilerine sınırsız tartışma hakkını tanımaktan korkmayalım. Tartışmalar
sırasında onların yanlışlara sapmaları karşısında da ne şaşıralım, ne de öfkeye kapılalım.
Şunu unutmayalım ki, eğitim sürecinde yanlışlarını yüksek sesle dile getirme olanağından
yoksun bırakılacak sanatçı adayından ileride büyük bir olasılıkla ancak yanlışlarını
kendinden bile gizleyen, dahası belki de sürekli yanılmazlık yanılması içerisinde yaşayan
bir sanatçı çıkacaktır.”(Cemal, 2000, s.129) Sanat eğitimi veren kurumların bu kurumlarda
görev alan eğitimcilerin kendi sanatsal üslubunu bulmaya çalışan bireyleri bonzai ağacına
benzetmemeleri gerekir. Sanat eğitimi kişinin kendisini bulmasına aracılık etmeleri ve onun
her türlü gelişimi için destek vermek üzerine kurulmalıdır.
49
Sonuç
Sanat eğitimi veren her kurum bireyin kendi içindeki kişisel yolculuğuna göre bir
sistem kurmalıdır. Genel ve teknik bilgiler verildikten sonra sanat eğitimi için başvurmuş
her bir bireyin iç dünyası ona eğitim verecek olan kişilerin gözlem gücüyle keşfedilmeli, bu
keşifle her birey için ayrı çalışmalar, sorular geliştirilerek onun yaratıcı üslubuna ulaşması
sağlanmalıdır.
Uygulanacak bu sistem kolay bir yöntem değildir. Bunun için eğitim veren her kişinin
önce kendisinin en büyük öğrenci olduğunu kabul etmesi gerekir. Bu öğrencilik yaşamı
boyunca sürmeli ki eğitim alacak kişinin dünyasına girebilsin ve onu yönlendirebilsin.
Diğer bir husus ise şudur; Eğitim almaya gelen kişide temelde nasıl bir eğitim süreci içine
gireceğini bilerek gelmelidir. Bu bireysel yöntem uygulanmadığı sürece mezun olacak
kişilerin kendilerine sanatçı sıfatı demesi doğru olmayacaktır. Sadece tasarım eğitimi alıp,
mezun olan kişiler olabilirler.
Karşılıklı iletişim içinde gelişecek olan bu sistem monolog tavrı reddeder. Diyalog
sistemi aracılığıyla kendi yolunu bulmayı hedefleyip, yaşam boyunca alacağı eğitiminin
sadece başını bitirdiğini bilerek yoluna devam etmelidir.
Kaynakça
Armstrong, J.(2013).ve Botton, A. Terapi Olarak Sanat. İstanbul: Everest Yayınları.
Cemal, A.(2000). Sanat Üzerine Denemeler. İstanbul: Can Yayınları.
Currey, M.(2014). Günlük Ritüeller. İstanbul: Berdan Matbaacılık.
Doğan, H.M.(2003). Estetik. İzmir: Dokuz Eylül Yayıncılık.
İnam, A.(2009). Dünya Gönülden Gönüle. Ankara: Odtü Yayıncılık.
İpşiroğlu, Z.(2015). Düşünmeyi Öğrenme ve Öğretme. İstanbul: Say Yayıncılık.
50
51
Feyza AKÇELİK
Doç. Dr. Yunus BERKLİ
Doğu ve Batıyı birleştiren bir noktada, Dicle vadisine hakim bir tepe üzerine inşa edilmiş
Diyarbakır şehri, kara iklimine sahip olmasına rağmen, stratejik bir merkez ve bunun yanı
sıra önemli bir ticaret şehriydi. Oldukça verimli topraklara sahip olan şehir, aynı zamanda
çevresini bir set halinde kuşatan surlar vasıtasıyla gayet iyi koruyordu. Diyarbakır şehrini bir
baştan bir başa çevreleyen surlar, şehre oldukça değişik ve olağanüstü bir çehre veriyordu.
Ayrıca Diyarbakır şehrinin en çarpıcı özelliği kuşkusuz bu karataş şehrin arkeolojik zenginliği
ile birlikte, doğal korunmadan yoksun bulunan şehre geçmiş dönemlerde stratejik değer
kazandırmış ve aynı zamanda şehrin karakterini oluşturan surlar hakkında bazı bilgiler
verilmiştir(Yılmazçelik,2014). Geçmiş dönemlerde Diyarbakır şehrine uzaktan yaklaşan
birinin ilk gördüğü şey, Diyarbakır surları idi. Dolayısıyla şehri ziyaret eden seyyahlar,
Diyarbakır hakkında verdikleri bilgilere, burayı anlatarak başlamışlardır.’’…kent yekpare
bir kayalığın üzerine kurulmuştur. Çevresinde karataş’tan bir kale duvarı yapılmıştır. Amid
şehrinin kalesine benzer bir kale ne gördüm, nede başka bir yerde bunun gibi gördüm
diyeni duydum..’’ (Nasır-ı Hüsrev, Sefer-name).
1-Ulu Camii
Diyarbakır Ulu Camii, Müslümanlar adına ’İyaz b. Ganm’ın (Yinanç ,1997) ordusunun
solunu kumanda eden Halid b. Velid’in şehri almasından sonra, fethin nişanesi olarak
Mar Toma kilisesinin bir kısmının (Sözen,1971). camiye tahvil edilerek Müslümanlar
için ibadetğah haline getirildiği bilinmektedir. Ancak camiinin bugünkü durumunun
yapı olarak, kilise ile bir alakası kalmamıştır. Bu durumu camii duvarlarındaki kitabeler
ile yapının halihazırdaki vaziyeti açıkça ortaya koymaktadır. Diyarbakır Ulu Cami’nin
tarihte ve bilhassa Osmanlılar döneminde şehrin en önemli ilim ve kültür merkezi olduğu
anlaşılmaktadır(Erpolat,2013). Birçok değişikliği büyütmeleri ve restorasyonları kapsayan
Diyarbakır Ulu Camisi, yaklaşık olarak 7. Yüzyıla tarihlenir(Yıldırım,2013). Avlu revakları
üzerinde yer alan bitki ve geometrik süslemeleri ile taç kapısının iki yanında figürlü
süslemeler Türk-İslam sanatının önemli verileri olarak kabul edilmektedir. Caminin çeşitli
yerlerinde Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah, İnal ve Nisanoğulları, Anadolu Selçuklu
Hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev, Artuklular, Akkoyunlular Hükümdarı Uzun Hasan ve
Osmanlı padişahlarından birçoğuna ait kitabe yer almaktadır(Gezi Rehberi,2013).
Artuklu Dönemi’ne mal edilen ancak kitabesinde Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah
tarafından 1091-92 yılında yaptırılan Diyarbakır Ulu Camii, Orta Asya üslup özelliklerini
bünyesinde barındırması ile dikkat çeker. B. Selçuklu geleneğindeki çiçekli kufi kitabesi,
kademeli sivri kemerleri, cephede derinlik oluşturmak ve yüzeyin masifliğini gidermek için
yerleştirilen devşirme sütunları ve en önemlisi Avrasya mücadele üslubunun yer aldığı figürlü
süslemeleri ile Orta Asya Türk sanatının bütün üslup özellikleri, bir yumağın çözülmesi gibi
bu camide ortaya çıkar. Diyarbakır Ulu cami doğu kısmındaki avlu giriş kısmındaki kemerin
52
iki yanına simetrik şekilde yerleştirilen iki Aslan boğa figürü, Avrasya mücadele üslubunun
Anadolu’daki en iyi örneklerinden birisidir. Hayvanların üzerindeki hareket motifleri,
ayakların hareket ediyormuş gibi kıvrık verilmesi, kuyruğun hakimiyet ve güç sembolü
olarak yukarı doğru ve kıvrık şekilde işlenmesi, Hun kurganlarında karşılaştığımız grifon
sığın mücadele sahnelerinin bütün özelliklerini aksettirmektedir (Berkli, 2011).
Resim1-Diyarbakır Ulu Camii avlu giriş kısmında yer alan aslan boğa mücadelesi
Resim1-Diyarbakır ResimUlu Camii
1-a Aslan boğa avlu girişİllüstrasyon
mücadelesi kısmında yer alan aslan boğa
(F. Akçelik)
mücadelesi
Aslan figürü, geçmiş medeniyetlerde olduğu gibi Türk İslam medeniyetinde de koruyucu,
kudret ve hakimiyet sembolü olarak kullanılmasının kökeni, Orta Asya eski Türk uygarlığına
Resim
kadar1-a
gider.Aslan boğa mücadelesi
İslami dönemde İllüstrasyon
de Aslanın simgesel (F. Akçelik)
manada önemini koruduğu görülmektedir.
Din adına hizmet eden ve dini korumak için mücadele eden kişiler için kullanılan ‘’Allah’ın
Aslan
Aslanı’’ figürü,
deyimi, geçmiş medeniyetlerde
erken dönemlerden olduğuHz.gibi
itibaren Müslümanlar arasında Ali içinTürk İslam
kullanılan bir
medeniyetinde deisekoruyucu,
sıfat olmuştur. Boğa kudret veve hakimiyet
eski Anadolu uygarlıklarında sembolüTanrılara
Antik Yunan mitolojisinde olarak
sunulan en önemli adak kurbandır. Bilhassa Yunan mitolojisinde baş tanrı olan Zeus için adak
kullanılmasının kökeni, Orta Asya eski Türk uygarlığına kadar gider.
hayvanı olarak adanan boğa, aynı zamanda güç ve kuvveti sembolize etmektedir. Anadolu’da
İslami
İslamidönemde
dönem Türk de Aslanın
eserlerinde görülensimgesel
aslan-boğa manada önemini
mücadelesinin ifade ettiğikoruduğu
sembolik
görülmektedir. Din adına hizmet eden ve dini korumak için mücadele
anlamda, İslam Dini ve bu dinin yayılması için mücadele edenlere–ki Türkleri diğer dinlerin
mücadelesine özellikle bir gönderme Ulu Camii girişindeki aslan-boğa mücadelesinde de
edenhakimiyetin
kişilerve koruyuculuğun
için kullanılan ‘’Allah’ın
tamamlandığı Aslanı’’ deyimi, erken
vurgulanmaktadır(Berkli,2011).
dönemlerden
2- Diyarbakıritibaren
Surları veMüslümanlar
Tarihi arasında Hz. Ali için kullanılan bir
sıfat olmuştur.
Diyarbekir’i Boğa ise eski
ziyaret eden bütün Anadolu uygarlıklarında
seyyahların ilk ve Antik
dikkatini çeken özellik, şüphesizYunan
şehri
mitolojisinde Tanrılara sunulan en önemli adak kurbandır. Bilhassa
tamamıyla kuşatan muazzam surlardır. Kara bazalt taşından yapılmış olan bu surlar
doğrudan doğuya Dicle Vadisinin dik yamaçları üzerinde yükselmekte ve Güneybatıda ise
Yunan
zeminimitolojisinde
hafifçe yaran bir selbaş tanrı
yatağına hakimolan Zeus olup
bulunmakta içindiğer
adak hayvanı
taraflarda arazinin olarak
meyli
adanan boğa, aynı zamanda güç ve kuvveti sembolize etmektedir.
pek hafif bir şekilde dışarıya, güneye, batıya ve kuzeye uzanmaktadır. Surların uzunluğu 5
km’yi bulur (Sarıbıyık,2009). Esas duvarın kalınlığı 3-5 metre sur üzerindeki devriye yolunun
Anadolu’da İslami dönem Türk eserlerinde görülen aslan-boğa
yüksekliği 8-12 metre olup bu yol dışarıya doğru 70 cm kalınlığında mazgal duvarlarıyla
mücadelesinin
korunmuştur. Dış ifade ettiği
Kalenin sembolik
dört yöne anlamda,
açılan kapıları İslamkuzeyde
vardır. Bunlar, Dini Dağve kapı
bu veya
dinin
yayılması için mücadele edenlere–ki Türkleri diğer dinlerin
mücadelesine özellikle bir gönderme Ulu Camii girişindeki aslan-boğa
çoğunlukla değirmi birkaç tanesi çok köşeli, Benusen ve Dicle
vadisine bakan bölümlerde ise genellikle dört köşedir. Dış53 Kale
kapılarının yanında bulunanlar daha büyüktü. Ayrıca Güney-Batı’da
surun dirsek
Harput kapısı, yerlerine
batıda tekabül
Urfa veya Rum Kapısı,etmek
güneyde üzere sonradan
Mardin Kapı yaptırılmış
veya Tell Kapısı olarak üç
bilinmektedir. Surlar, genel görünümü ile bir kalkan balığını andırır. Surların üzerinde türlü
büyük
boylarda takviye
çok köşeli, burcu
müstakil(Ulu Beden,
ve müdevver Yedi
82 burç Kardeş ve Keçi burcu) vardı.
bulunmaktadır(Sarıbıyık,2009).Burçlar
Burçlara çıkmak
çoğunlukla değirmi birkaç için kapı
tanesi çok köşeli,yanlarında
Benusen ve Diclesağlı
vadisinesollu merdivenler
bakan bölümlerde
ise genellikle dört köşedir. Dış Kale kapılarının yanında bulunanlar daha büyüktü. Ayrıca
bulunmaktaydı(Sarıbıyık,2009).
Güney-Batı’da surun dirsek yerlerine tekabül etmek üzere sonradan yaptırılmış üç büyük
takviye burcu (Ulu Beden, Yedi Kardeş ve Keçi burcu) vardı. Burçlara çıkmak için kapı
yanlarında sağlı sollu merdivenler bulunmaktaydı(Sarıbıyık,2009).
işlenmiştir(Berkli,2011).
Resim-3 Yedi-Kardeş Burcu
Resim 3-a Yedi-Kardeş Burcu İllüstrasyon (F. Akçelik)
Resim-3 Yedi-Kardeş Burcu
Resim 3-a Yedi-Kardeş Burcu İllüstrasyon (F. Akçelik)
54
Yedikardeş Burcu’nda yuvarlak kemerli bir pano altında Selçuklu simgesi olan çift başlı
kartal figürü yer almaktadır. Kartalın kuyruğu kıvrık dal üslubuna uygun olarak yumuşak
bir kavisle yukarı doğru uçları yuvarlak bir yumru yapılarak kıvrılıp, kartalın ayaklarına
birleşmiştir. Hemen altta yine simetrik bir biçimde yerleştirilen ve hareket eder tarzda
verilen birer aslan figürü yer almaktadır. Aslanların yer aldığı panonun içerisinde Kuran’dan
ayetlerle zenginleştirilen kitabe bulunur.
Mardin kapı süslemelerinde yer alan kanatlı grifonlar ve sekiz kollu yıldız etrafında aynı
dünyaya
yöne yani hayvanlar,
giden boynuzlu ruhlar üslubun
alemine götüren,
ilgi çekici bir figür
süslemeleridir. olarak
Eğerli binicisiz çok
ve hareket eski
eder tarzda işlenen iki at fiğürü ile beraber, geyik, insan ve aslan figürlerinin yer aldığı bir
çağlardan
diğer burç, Nur beri Türk sanatında
Burcu’dur. kullanılmıştır(Berkli,2011).
Özellikle mezar taşlarında yoğun olarak kullanılan binicisiz
eğerli at figürleri, ölenin ruhunu öteki dünyaya yani ruhlar alemine götüren, bir figür olarak
çok eski çağlardan beri Türk sanatında kullanılmıştır(Berkli,2011).
Kaynakça
Sözen,Metin.(1971).‘’Diyarbakır’da Türk Mimarisi’’. İstanbul: Diyarbakır Tanıtma ve
Turizm Derneği Yayını.
Yinanç, Mükrimin Halil.( 1997). ‘’Diyarbakır’’, İslam Ansiklopedisi, c.3. Eskişehir: Milli
Eğitim Yayınları.
Erpolat, M Salih.(2013). ‘’Diyarbakır’’, Diyarbakır Ulu Camii’nin Manevi Önemi.
Diyarbakır: Diyarbakır Valiliği Kültür Sanat Yayınları:1.
Yıldırım, Mücahit.(2013). ‘’Diyarbakır’’, Diyarbakır Camileri ve Mimar Sinan Ekolü.
Diyarbakır: Diyarbakır Valiliği Kültür Sanat Yayınları:1.
Gezi Rehberi.( 2013). ‘’Anadolu’nun Kalbi Diyarbakır’’ Diyarbakır: Diyarbakır Valiliği
Yayınevi.
Berkli, Yunus.(2011). Türk Sanatında Avrasya Üslubunun Evreleri ve İslam Sanatına
Etkileri. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları No: 998.
Sarıbıyık, Mustafa. (2013). ‘’Diyarbakır’’, Diyarbakır Surları ve Tarihi, Diyarbakır:
Diyarbakır Valiliği Kültür Sanat Yayınları:1.
Husrev, Nâsır-ı.(1967). Sefername, (çev. Abdülvehap Tarzi). İstanbul: MEB. Yayınları.
56
57
Seda MİNTAŞ
Uludağ Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
1.Giriş
İnsanların duygu, düşünce ve inançlarına etki eden, tutum ve davranışlarının değişebilmesine
sebep olan kitle iletişim araçları yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir (Aydın, 2018,
s. 1; Koçak, 2001, s. 1). Söz konusu bu kitle iletişim araçlarından biri olan televizyon; kolay
ulaşılabilmesi ve maliyetinin az olması gibi özelliklerinden dolayı daha fazla tercih edilmekte ve
insanların bilgi edinmesinde büyük kolaylıklar sağlamaktadır (Altınkılıç & Özkan, 2014, s. 187;
Aydın, 2018, s. 1; Koçak, 2001, s. 1). Bireylere birçok konu ve olayla ilgili bilgi vererek onların
gündemlerini bu konular çerçevesinde belirlemelerine neden olabilen televizyon, hem görsel
hem de işitsel duyulara hitap ederek onların hayatını önemli ölçüde etkilemektedir (Akkuş,
Yılmazer, Şahinöz, & Sucaklı, 2015, s. 351; Şeker & Balcı, 2013, s. 245). Bu kapsamda çocukların
öğrenme sürecinde etkili olan ve onların diğer aktivitelere göre daha fazla zaman ayırdıkları
televizyon, adeta görsel bir oyuncak olmuş ve çocukların elektronik bakıcısı haline gelmiştir
(Akbulut, 2001, s. 363; Aydın, 2018, s. 17; Çelebi, 2014, s. 98).
Televizyon kanallarının sayısal olarak çoğalması ve yetişkinlere yönelik kanallar dışında
çocuklara yönelik kanalların da ortaya çıkmasıyla birlikte çocuklar günün her saatinde
ulaşılabilir hale gelen programlarla televizyon karşısında daha fazla zaman geçirmeye
başlamışlardır (Aşılıoğlu, 2018, s. 88; Özçağlayan, 2000, s. 41). Yapılan araştırmalar
çocukların televizyonda özellikle çizgi filmleri izlemeyi tercih ettiklerini göstermektedir
(Akkuş ve diğerleri, 2015, s. 355).
Görsel ve işitsel duyulara hitap eden çizgi filmler özellikle okul öncesi dönemde
çocukların hayatını büyük ölçüde etkilemektedir (Uzuner Yurt & Aktaş, 2017, s. 334).
Dünyaya geldikleri andan itibaren yakın çevresi ve ailesini taklit edip onları kendilerine rol
model olarak alan çocuklar çizgi film karakterlerini de kendilerine rol model olarak almakta
ve bu programlardaki karakterlerle sunulan bilgileri daha kolay ve eğlenceli bir şekilde
öğrenebilmektedirler (Aydın, 2018, s. 23; Yorulmaz, 2013, s. 129).
Çizgi filmlerin çocukların hayatını etkilemesi çizgi filmlerde işlenen konuların,
karakterlerin ve davranışların da önemini arttırmaktadır. İnsanların yaşadığı topluma
uygun olan doğru ve yanlış davranışların belirlenmesini sağlayan, ideal davranış biçimi
olarak tanımlanan toplumsal değerlerin özellikle kişilik gelişiminin en yoğun şekilde
gerçekleştiği okul öncesi dönemde çizgi filmler yoluyla aktarılmasının etkili bir yöntem
olduğu düşünülmektedir (Aydın, 2019, s. 16; Batur & Şaşmaz, 2018, s. 2519; Karakuş, 2015,
s. 255; Taş Alicenap, 2015, s. 16). Bu kapsamda çizgi film müzikleri çocukların daha etkili ve
58
Tablo
Tablo 2. Pepee
2. Pepee çizgi
çizgi filmifilmi müziklerinde
müziklerinde konukonu alınan
alınan değerler
değerler
Sezo Bölüm Değer Adı
n No No
1 4 Arkadaşlık, birliktelik, paylaşma, sevgi
1 11 Aile, sevgi
1 18 Arkadaşlık, birliktelik, paylaşma, sevgi
1 29 Aile, sevgi
1 45 Aile, sevgi
1 47 Aile, sevgi
2 2 Güven
2 6 Aile, sevgi
2 8 Vatan sevgisi
TabloTablo
2’de de2’de de görüldüğü
görüldüğü gibi filminin
gibi Pepee çizgi Pepee birinci
çizgi sezon
filminin birinci içerisinde
bölümlerinin sezon
bölümlerinin
6 bölümün içerisinde
şarkılarında değerlere6 bölümün şarkılarında
ilişkin konulara değerlere ilişkin
yer verilmektedir. Birincikonulara
sezonun 4.
yer verilmektedir.
ve 18.bölümlerinde Birinci
arkadaşlık, sezonun
birliktelik, 4. veve18.bölümlerinde
paylaşma sevgi değerlerine; arkadaşlık,
11., 29., 45. ve
birliktelik, ise
47. bölümlerinde paylaşma
aile ve sevgive değerlerine
sevgi değerlerine; 11.,
ilişkin şarkılara 29., 45.görülmektedir.
yer verildiği ve 47.
bölümlerinde ise aile ve sevgi değerlerine ilişkin şarkılara
Bunlardan 4. ve 18. bölümlerdeki değerler aynı şarkı ile ele alınırken; aile ve sevgi yer verildiği
değerigörülmektedir.
47. bölümde 11.,Bunlardan 4. ve 18. bölümlerdeki
29. ve 45. bölümlerdeki değerler
şarkıdan farklı bir şarkıaynı şarkı
ile ele ile
alınmıştır.
ele alınırken; aile ve sevgi değeri 47. bölümde 11., 29.
Bununla birlikte Pepee çizgi filminin ikinci sezonunun incelenen ilk 8 bölümünün 3’ünde ve 45.
bölümlerdeki
değerlerin ele alındığı şarkıdan
şarkılarafarklı bir şarkı ile
yer verilmiştir. ele alınmıştır.
Bunlardan Bununla2.bölümünde
ikinci sezonun birlikte
Pepee çizgi filminin ikinci sezonunun incelenen ilk 8
güven, 6.bölümünde aile ve sevgi, 8.bölümünde ise vatan sevgisi değerine yer bölümünün 3’ünde
verildiği
değerlerin ele alındığı şarkılara yer verilmiştir. Bunlardan
görülmektedir. Söz konusu bu değerler farklı şarkılar ile ele alınmıştır. ikinci sezonun
4.Tartışma
Bu çalışmada Pepee çizgi filminin birinci sezonunun 52 bölümü ve ikinci sezonunun
ilk 8 bölümü olmak üzere toplam 60 bölümü incelenmiştir. İncelenen bu bölümlerin
8’inde yer alan şarkılarda “arkadaşlık, sevgi, paylaşma, birliktelik, aile, güven, vatan
sevgisi” olmak üzere toplam 7 değer tespit edilmiştir. Bu değerlerin içerisinde en sık sevgi
değerine daha sonra da aile değerine yer verildiği belirlenmiştir. Çocuklara değer eğitiminin
kazandırılmasına yönelik benzer araştırmaların da yapıldığı tespit edilmiştir. Deveci, Belet ve
Türe (2013) yapmış oldukları çalışmada ilköğretim programları içerisinde değer eğitiminin
gerçekleştirildiği derslerde Dede Korkut hikâyelerinden yararlanılabileceğini belirlemiş;
Batur, Sır ve Bek (2012) ise yapmış oldukları çalışmada Nasreddin Hoca fıkralarındaki değer
yargılarını sosyal ve kültürel perspektiften incelemiş, Türk toplumuna ait işleniş ve etkisini
ön plana çıkararak değerlendirmiştir. Doğan ve Gülüşen (2011) yapmış oldukları çalışmada
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından basılan 6., 7. ve 8.sınıf Türkçe ders kitaplarında yer alan
metinlerin hangi değerleri ilettiğini tespit etmeyi amaçladıkları çalışmanın sonucunda
etkili bir değer eğitimi için değerlerin metinlere daha dengeli dağıtılması gerektiğini tespit
etmişlerdir. Aktan ve Padem (2013) ise yapmış oldukları çalışmada ilköğretim 5.sınıf Sosyal
Bilgiler ders kitabında yer alan metinleri incelemişler; araştırmanın sonucunda Sosyal
Bilgiler ders kitabına seçilecek metinlerin çocuklara değer kazandıracak nitelikte olmasını
ve programda yer alan değerleri de temsil etmesi gerektiğini vurgulamışlardır.
Günümüz toplumlarını etkileyen güçlerden birisi olarak düşünülen medyanın, sosyolojik
açıdan bireylerde zihinsel, tutumsal ve davranışsal açıdan etkisinin olduğu bilinmekte (Erjem
62
& Çağlayandereli, 2006, s. 15); görsel ve işitsel özelliklere sahip olan televizyon bu yönüyle
dikkat çeken bir iletişim aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar çocukların
gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan televizyon programlarından etkilendiğini ortaya
koymaktadır (Adak Özdemir & Ramazan, 2012, s. 159).
Çocuklar televizyondan olumlu ya da olumsuz şekilde etkilenebilmekte; bu
etkilenme onların yaşlarına, gelişimlerine ve izledikleri programın içeriğine göre farklılık
gösterebilmektedir (Büyükbaykal, 2007, s. 32). Bu nedenle öğretmek, doğruyu göstermek,
eğlendirmek, eğlendirirken eğitmek ve toplumsal paylaşım (Temizyürek & Acar, 2014, s.
28) gibi işlevleri göz önüne alınarak çizgi filmlere televizyon programlarında çocukların
zihinsel, psikolojik ve davranışsal vb. gelişimlerine yön verecek, doğru mesajlar içerecek
şekilde nitelikli yapımlarla yer verilmelidir.
Özellikle okul öncesi yaş grubu çocukların ilgi, ihtiyaç ve kapasitelerinin en üst seviyeye
çıkarılmasında önemli bir rolü olduğu düşünülen müziğe çocukların eğitim süreçlerinde
yer verilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. Çok erken yaşlardan itibaren çocuk
çevreden, radyodan, televizyondan duyduğu; evde, okulda, sokakta söylediği müzikler
ile beslenmektedir (Gül, 2012, s. 17). Bu nedenle okul öncesi dönemde müzik çocuğun
eğitiminin merkezinde yer almalıdır. Bu kapsamda çocukların hayatlarının önemli bir
bölümünde yer alan ve bir eğitim aracı olarak kullanılan televizyon programlarının
içeriklerinin ve içeriklerinde yer alan müziklerin çocukların yaşamlarına yön verecek ve ait
olduğu toplumun değer yargılarını içinde barındıracak şekilde; çocuğun sosyal, duygusal,
fiziksel, zihinsel ve estetik gelişimlerini destekleyici nitelikte olması gerekli ve önemli
görülmektedir.
Kaynakça
Adak Özdemir, A., & Ramazan, O. (2012). Çizgi filmlerin çocukların davranışları
üzerindeki etkisinin anne görüşlerine göre incelenmesi. M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi
Eğitim Bilimleri Dergisi, 35, 157–173.
Akbulut, N. (2001). Televizyon çocukları. İÜ İletişim Fakültesi Dergisi, 11, 363–367.
Akkuş, S. Y., Yılmazer, Y., Şahinöz, A., & Sucaklı, İ. A. (2015). 3-60 ay arası çocukların
televizyon izzleme alışkanlıklarının incelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Fakültesi Dergisi, 1, 351–360.
Aktan, O., & Padem, S. (2013). İlköğretim 5.sınıf sosyal bilgiler ders kitabında kullanılan
okuma metinlerinde yer alan değerler. Asya Öğretim Dergisi, 1(2), 44–55.
Altınkılıç, Z., & Özkan, H. (2014). Televizyon izlemenin 1-6 yaş çocuk sağlığı üzerindeki
etkilerine yönelik annelerin tutum ve davranışlarının belirlenmesi. İzmir Dr. Behçet Uz
Çocuk Hast. Dergisi, 4(3), 186–194. https://doi.org/10.5222/buchd.2014.186
Aşılıoğlu, E. (2018). Sanat eğitimcilerinin bakış açısından “Pepee.” Elektronik Eğitim
Bilimleri Dergisi, 7(13), 87–96.
Aydın, B. (2018). Türkiye’de çocuk televizyon kanallarındaki çizgi filmlern çocukluğa
etkisi üzerine bir içerik analizi, Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Balıkesir Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Balıkesir.
Aydın, İ., Çelenk, B., & Can, Z. (2018). Memduh Şevket Esendal öykülerinin değer
63
aktarımı açısından incelenmesi. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 7(1),
254–275.
Aydın, M. Z. (2019). Okulda değerler eğitimi. Eğitime Bakış Dergisi, 6(18), 16–19.
Batur, Z., & Şaşmaz, E. (2018). Devlet tiyatrolarında oynanan çocuk tiyatro oyunlarında
değer eğitimi ve bu oyunların tükçe öğretimine katkısı. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür
Eğitim Dergisi, 7(4), 2518–2550.
Batur, Z., Sır, A. N., & Bek, H. (2012). Nasreddin Hoca fıkralarında değer yargıları ve
eğitim. International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or
Turkic, 7(3), 583–596.
Büyükbaykal, G. (2007). Televizyonun çocuklar üzerindeki etkileri. İletişim Dergisi, (28),
31–44.
Çelebi, E. (2014). Televizyon reklamlarının çocukların davranışsal tutumları ve obezite
gelişme riski üzerine etkileri. Uluslararası Hakemli İletişim ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi,
2(4), 97–107.
Çelik, Ö., & Buluç, B. (2018). Disiplinler arası yaklaşımla değer öğretiminde yaratıcı
drama yönteminin kullanılması. Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 20(1), 67–89.
Çoşkun, E., & Köroğlu, M. (2016). Pepee ve Caillou çizgi filmlerinde kavram öğretimi.
Milli Eğitim Dergisi, 45(210), 601–619.
Deveci, H., Belet, D., & Türe, H. (2013). Dede Korkut hikayelerinde yer alan değerler.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 12(46), 294–321.
Doğan, B., & Gülüşen, A. (2011). Türkçe ders kitaplarındaki (6-8) metinlerin değerler
bakımından incelemesi. Sosyal Bilimler Dergisi, 1(2), 75–102.
Erjem, Y., & Çağlayandereli, M. (2006). Televizyon ve gençlik: yerli dizilerin gençlerin
model alma davranışı üzerindeki etkileri. C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, 30(1), 15–46.
Gönç Şavran, T. (2012). Nicel ve nitel araştırmalarda kullanılan araştırma teknikleri.
İçinde T. Gönç Şavran (Ed.), Sosyolojide araştırma yöntem ve teknikleri (ss. 64–104).
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Gül, G. (2012). Okul öncesi altı yaş çocukları için oluşturulan şarkı dağarcığının müziksel
gelişim düzeylerine etkisi. Yayımlanmamış doktora tezi, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Bursa.
Karakuş, N. (2015). Okul öncesi döneme hitap eden tema içerikli çizgi filmlerin değerler
eğitimine katkısı yönünden değerlendirilmesi (Niloya örneği). Değerler Eğitimi Dergisi,
12(30), 251–277. Retrieved from http://proxy.wexler.hunter.cuny.edu/login?url=http://
search.ebscohost.com/login.aspx?direct=true&db=eue&AN=115719072&site=ehost-live
Karkın, A. M., & İmik, Ü. (2013). Sosyo-kültürel yönüyle çizgi film müziği. Sanat Dergisi,
(24), 1–16.
Koçak, A. (2001). Televizyon izleyici davranışları televizyon izceyicilerinin tercihleri ve
doyumları üzerine teorik ve uygulamalı bir çalışma, Yayımlanmamış doktora tezi, Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Özçağlayan, M. (2000). Türkiye’de televizyon yayıncılığının gelişimi. Selçuk Üniversitesi
İletişim Fakültesi Akademik Dergisi, 1(2), 41–52.
64
Şeker, T. N., & Balcı, E. V. (2013). Yeni Türk çocuk dizi fenomeni “Pepee” çizgi dizisinin
alımlama analizi. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Araştırmalar Dergisi,
1(33), 243–263. Retrieved from http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/6590034
Selanik Ay, T., & Korkmaz, Ç. (2017). Sosyal bilgiler programında yer alan değerler ve
kültürel ögeler bağlamında “ Küçük Hezarfen ” çizgi filmi. Batı Anadolu Eğitim Bilimleri
Dergisi, 8(2), 49–62.
Taş Alicenap, Ç. (2015). Kültürel mirasın çizgi film senaryolarında kullanılması. Türklük
Bilimi Araştırmaları Dergisi, 37, 10–26.
Temizyürek, F., & Acar, Ü. (2014). Çizgi filmlerdeki subliminal mesajların çocuklar
üzerindeki etkisi. Cumhuriyet Uluslararası Eğitim Dergisi, 3(3), 25–39.
Uzuner Yurt, S., & Aktaş, E. (2017). Dilin işlevleri ve söz varlığı açısından Pepee. Journal
Of Eurasia Social Sciences, 8(24), 333–346.
Yıldırım, A., & Şimşek, H. (2013). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. Ankara:
Seçkin Yayıncılık.
Yorulmaz, B. (2013). Din ve değerler eğitimi açısından Caillou çizgi filminin
değerlendirilmesi. Diyanet İlmi Dergisi, 49(3), 127–143.
Yüksel, İ., & Adıgüzel, A. (2012). Değer eğitiminde karikatür kullanımı : Toplumsal birlik
beraberlik ve dayanışma değer örneği. Sakarya University Journal of Education, 2(3), 68–80.
65
Giriş
Tipografi genel bir tanımla yazının görsel bir öge olarak kullanılışıdır. “Basım sanatı,
basımda kullanılan hurufatın tasarlanması uğraşı” (Sözen ve Tanyeli,2007:237), “Harf, sözcük
ve satırlarla, boşluklarının düzenlenmesi gereken diğer ögelerle belirlenmiş bir sayfa üzerinde
yapılan görsel ve işlevsel düzenlemelerdir” (Sarıkavak, 2009:11) gibi tanımlar almış, günümüze
gelinceye kadar geçirdiği süreçte, kullanım alanı hızla gelişmiş, giderek işlevselleşip kullanıldığı
disiplinin vazgeçilmez ögesi haline dönüşmüştür. Günlük yaşantımızda tipografi her türlü
disiplinde karşımıza çıkmaktadır. “Tipografi bizi sarmalar: Geçtiğimiz sokakları ve binaları süsler,
dergilerden televizyon ve internete kadar tükettiğimiz giderek genişleyen medya çeşitliliğinin
ayrılmaz bir parçasıdır”(Ambrose ve Harris, 2012:6). Peter Bil’ak 2007’de yazdığı “What is
Typography” isimli makalede, tipografinin yazının matbaa harflerine dayanan belli bir dönemini
sorgulamış, sözlüklerde tipografi için yapılmış tanımların çok sınırlı olduğunu; alanın sınırlarının
giderek genişlediğini; tipografinin kendisinin yeni bir yaratıcı disiplin içinde olgunlaştığını, dijital
teknoloji olanaklarıyla ve sadece bununla da kalmayıp her türlü yaratıcı düşünce ile tipografinin
birlikte olduğunu söyleyerek, tipografinin günümüzde çeşitli disiplinler içinde işlevsel ve yaratıcı
yönüyle var olduğunu vurgulamıştır.Tipografi mimari disiplinde de, mekanda uygulanan grafik
tasarım ve bilgilendirme tasarımı disiplinlerinin vazgeçilmez bir ögesi olarak iki boyutlu ve üç
boyutlu olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada; iç mekanda uygulanan bilgilendirme tasarımı
içinde tipografi kullanımı incelenmiştir. Çalışmada önce; günümüzde tipografinin bir tasarım
ögesi olarak kullanılışının kısa tarihine değinilmiştir. Mekan ve iç mekan tanımları yapılarak iç
mekanda bilgilendirme tasarımının önemine dikkat çekilmiştir. Sankopark ve Zorlu AVM’leri
bilgilendirme tasarımında kullanılan tipografik ögeler örneklenmiş ve sonuca gidilmiştir.
Gutenberg Tipografisi
Günümüzde tipografinin çeşitli disiplinlerde tasarım ve sanat nesnesi olarak kullanılışı
Johannes Gutenberg’in 1450 yılında basım ve yayıncılık alanında geliştirdiği buluşa kadar
dayanır. Mainz’da kuyumculuk deneyimi de olan Johannes Gutenberg metal alaşımdan
elde ettiği harflerle blok kalıplar elde etti. Gutenberg’in bulduğu metal harflerden oluşan
hece ve kelime gruplarından oluşmuş yer değiştirebilir metal kalıplarla yapılan bu yüksek
baskı tekniği tipografik baskı olarak adlandırıldı.Çinlilerin 11. Yüzyıldan beri bilinen tahta
birim harflerle yaptıkları baskı tekniğinden sonra,yeni bulunan teknik baskı kitap üretimini
çok hızlandırarak basın -yayıncılık alanında devrime sebep olmuştur (Uçar,2016:99-101).
Tipografi alanında bir dönüm noktası olan bu buluşla basılan ilk kitap “42 Line Bible”(42
satırlı İncil)’dir. M.S.X1V. Y.Y’da Mainz çevresinde yaygın olarak kullanılan yazı biçimi
Texture Gothic’dir (Sarıkavak, 2014:29).
66
sokmuştur.1928’de Walter Gropius’un yerine görev alan Joos Schmidt bir tipografi ve grafik
ustası olarak bilimsel ekonomik ve teknik olguların sergilenmesinde nesnel informatik (bilgi
veren) reklamcılığı görselleştirmeyi amaçlar (Bektaş,1992:225). Şekil 28 de Schmıdt’in, bir
duvar kağıdı reklamı için tasarladığı afiş görülmektedir.
Mekan ve İçmekan Tanımları
Mekan kavramı, varolanların içinde yeraldığı tüm sınırlı büyüklükleri içine alan uçsuz
bucaksız büyüklük, sınırsız ortam, sonsuz büyük kap ya da hazne, üçboyutu yani eni, boyu
ve derinliği olan hacim şeklinde tanımlanmış, bu konuda düşünürler çeşitli yaklaşımlarda
bulunmuşlardır (Cevizci,2005:1149-1150). Mekan kitlesi olan biçimlerin etrafındaki boşluk
olarak da tanımlanmıştır ama sınırlanabilen görsel dilin bir aracı olarak mimarlık ve yontu
sanatı ile daha çok ilişkilendirilmiştir. Bakan ile gördüklerinin birbirlerine göre konumunun
belirlenmesi mekanın tanıma kavuşmasını sağlar. Örneğin bir odanın mekanını tavan,
taban duvarlar ve odada bulunan nesneler sınırlar ve de tanımlar. İç mekanlar hacim diye
de adlandırılır (Şenyapılı 1996:213-215). İç mekânlar, kullanıcının ihtiyaçlarına karşılık verir,
kültürel ve sosyal özellikleri barındırır, korunma içgüdüsü ile fiziksel olarak çevrelenmiş bir
mekândır. Norberg-Schulz’un The Genius Loci (yerin ruhu) kavramı , iç mekânı, özel ve
yarı özel olarak iki kısma ayırmaktadır. İç mekânın özelliği mahremiyet, kapalılık hissini
vermektedir. İç mekân kişisel ve toplumsal iç mekân olarak ayrıldığı noktada, kişisel iç mekân;
dinlenme, çalışma gibi kullanıcının tek başına yaptığı eylemlerin gerçekleştiği mekândır.
Toplumsal mekân ise; genellik söz konusu olup birçok kullanıcı tarafından kullanılan
mekândır. Kişisel iç mekâna örnek olarak konutlar; toplumsal iç mekâna örnek olarak alışveriş
merkezleri, restoranlar, hastaneler, okullar, camiler v.b. gösterilebilir (Tavakkoli,R.2014:46-50).
Bilgilendirme Tasarımı
Bilgilendirme tasarımı,grafik tasarım, tipografi, dilbilim, psikoloji, ergonomi, teknoloji
gibi pek çok disiplinle içiçe olan ve topladığı verileri görsel bilgiye dönüştürmeyle ilgili bir
alandır.1990’lı yıllara kadar grafik tasarımdan ayrı bir alan olarak görülmemiştir. Bilgilendirme
tasarımı,aktarılacak bilgiyi daha düzenli ve ilginç hale getirir. İkna ve yönlendirme
açısından da güçlü bir işlevselliğe sahiptir.Katalog,yıllık rapor gibi belgeler,formlar,kullanım
kılavuzları,haritalar tablo ve çizgeler,infografikler,yönlendirme ve işaret tasarımları,yer
imleri,sergileme tasarımları bilgilendirme tasarımının alanına girmektedir (Uyan,2011:5-
14). Bilgilendirme tasarımıyla ilgili çalışmalar yürüten STC: Society for Technical
Communications (Teknik İletişim Derneği), bu alanı “karmaşık, dağınık veya yapılanmamış
verinin, kıymetli ve anlamlı bilgiye tercüme edilmesi” olarak tanımlar (Baer, 2008: 12).
Gündelik yaşantımızda her türlü mekanda ve çeşitli ürünlerde bilgilendirme tasarımı sıkça
karşımıza çıkar. Gazete, dergi, broşür, sinema, televizyon gibi basın-yayın organlarında,
internet ortamında, alışveriş merkezi, havaalanı, hastane gibi mekanlarda bilgilendirme
tasarımı uygulamalarıyla her zaman karşılaşırız. Bilgilendirme tasarımı kapsamında olan
yönlendirme ve işaretleme tasarımı yasak işaretlerini; açık ve kapalı alanlarda uyulması
gereken kuralları gösteren düzenleyici işaretleri içerir. Tasarımlarda tipografi, piktogram, ve
işaret birbirini tamamlayan ögelerdir (Taş,2014:11).
Mekanlarda Bilgilendirme Tasarımı
“Information and Guiding System for a Biosphere Reserve” adlı makalesinde, Jan
Schultz geliştirilmiş ve detaylandırılmış bilgilendirme ile mekânı daha çekici ve etkileyici
“nformation and Guiding System for a Biosphere Reserve” adlı
makalesinde,
68
Jan Schultz gelştrlmş ve detaylandırılmış blglendrme le
mekânı daha çekici ve etkileyici hale getirmenin mümkün olduğunu söyler
(Schultz,2004:.93). Schultz’a gore Tpografy mmar alan çersnde
hale getirmenin mümkün olduğunu söyler (Schultz,2004:.93). Schultz’a gore Tipografiyi
zyaretçlere
mimari alanyol gösteren
içerisinde br şaret
ziyaretçilere olarakbiryaişaret
yol gösteren da sergide yaratıcı
olarak ya da sergide bir eleman
yaratıcı bir
olarak kullanmak,
eleman tasarımcıya
olarak kullanmak, benzersiz
tasarımcıya benzersizolanak sağlamaktadır.
olanak sağlamaktadır.
nekilgibi ögelerle
merdiven,
Şekil rampa, sağlanır.
asansör gibi diğer
Şekilyapı
yazıların zeminde kullanımı
7. Yönlendirme işaretleri bileşenleri
8. Tavandan askılıde
7. Yönlendirme işaretleri Şekil 8. Tavandan askılı yönlendirme
bilg
tabelasında işaret,piktogram ve yazı
yönlen
uygulamalarında zeminkullanımı
oluşturabilirler.Mekanı
Üst yatay düzlem tavan da bilgilendirme ve yönlendirmenin etkili olacağı bir diğer
ve yazıların
ögedir. Kotlarzeminde tabelasında oluşturan
işaret,piktogram tüm
e yazıların zeminde
mimari kullanımı
ve katlar arasında tabelasında
sürekliliği sağlayanişaret,piktogram
merdiven, rampa, ve yazı
asansör
donatılarda mekandekimliği
gibi diğer yapı bileşenleri bilgi tasarımıve kullanıcıya
uygulamalarında zemin verilmek istenen bilgi
oluşturabilirler.Mekanı
piktogramve illüstrasyon gibi ögelerle sağlanır.
oluşturan tüm yüzey ve donatılarda mekan kimliği ve kullanıcıya verilmek istenen bilgi
tipografi, piktogramve illüstrasyon gibi ögelerle sağlanır.
Üst yatay tavan
yatay düzlem düzlemdatavan da bilgilendirme
bilgilendirme ve yönlendirmenin
ve yönlendirmenin etkili olacağ et
diğerbirmimari
diğer mimariögedir. Kotlar ögedir. ve Kotlar
katlarvearasında katlar arasında
sürekliliğisürekliliğ
sağlaya
merdiven,
diven, rampa, rampa, asansör asansörgibi diğer gibiyapı diğer yapı bileşenleri
bileşenleri de bilgi de bil
tasarım
uygulamalarında
ulamalarında zemin oluşturabilirler.Mekanı
zemin oluşturabilirler.Mekanı oluşturan oluşturan tüm yüzey tümv
donatılarda
atılarda mekan kimliği mekan ve kimliği ve kullanıcıya
kullanıcıya verilmek verilmekistenen bilgi istenen bilgi
tipograf
piktogramve
ogramve illüstrasyon illüstrasyon
gibi ögelerle gibi sağlanır.
ögelerle sağlanır.
tipografi
tipog
Şekil17.Sankopark don
askılanm
Şekil
AVM
bilgi
tabel
Şekil 23
bilgilend
Şeki
Zorlu AVMde yürüyen merdivenler için uyarı panosu merdivenin girişinde zemine
AVM’deZorlu
deski sarı AVM’de
katlar zemin
tasarımlar yapılmış.
katlar
üzerine Sankopark’ın
adlandırmalarkoyu mekana renk aksine
birhelvetica
rakam
ve yazıve
bilgilendirme tasarımı araçlarında kat isimleri yazılmış. Her kata özel farklı
Sankopark’ın aksine farklı rakam harflerle
kimlik kazandırmış.
harflerle
değil ku
karakteri
bilgilendirme
de
isimlerle
e stage
adlandırılmış, adlandırılmış,
bilgilendirme
yazısı bilgilendirme
tasarımı tasarımı
tipografi araçlarında
araçlarında kat isim ka
the World bilgiyi uygulanmıştır. PSM logosu yardımcıkoyu
olurlar renk
tasarım araçlarında bu farklılık hissettirilmiştir. “Yönlendirmeler, ve grafik unsurlar
yazılmış. Her
aracılığıyla,
kata
görsel olarak
özel farklı(Galindo,
tasarımlar
sunarken, mimariyi ve altyapıyı
yapılmış. adlandırmalar
anlamamıza
ş. Her kata
ve serbest özel
ve yapının farklı
tasarım
kimlik tasarımlar
iletişiminifontla
yürütürler” yapılmış.
uygulanmıştır.
2012: 7). adlandırmalar
Asimetrik tipogra me
farklı birZorlu
kimlik
AVM’dekazandırmış.
Performans Sanatlarıblglendrme tasarım araçlarında b
ir kimlik
rengin kazandırmış.
kontrast
hssettrlmştr.
zemin üzerine koyu
etkisi blglendrme
dikkat
“Yönlendrmeler, çekmektedir. tasarım
Merkezi bilgilendirme
renk helvetica yazı karakteritpograf
kullanılarak We
araçlarında
ve bilet satış
vestage
grafk
bu
deski sarı
the World unsurlar
yazısı
fark
ar
lmştr. “Yönlendrmeler,
görselAsimetrik
olarak
uygulanmıştır. tpograf ve
blgy sunarken, mmary ve altyapıyı anlamamıza
PSM logosu koyu renk zeminde sarı ve grafk
serbest unsurlar
tasarım fontla aracılığ
uygulanmıştır.
Tartışma ve Sonuç
78
Tartışma ve Sonuç
İç mekanda bilgilendirme tasarımı uygulamaları için İstanbul ve Gaziantep olmak üzere
iki farklı şehirde bulunan Sankopark ve Zorlu Avm’leri incelenmiş, bilgilendirme elemanları
uygulamasında esas olarak tasarım ilkelerine uygunlukları görülmüş ama kullanıcı ve konum
itibarıyle farklılaştığı noktalar olduğu saptanmıştır. Her iki AVM’de tipografi kullanımında
serifsiz ve benzer yazı karakterleri kullandığı görülmüştür. Tipografide 20. Yüzyıldan itibaren
modern harf karakteri olarak kabul edilen serifsiz yazı her türlü kalınlık ve boyutlarda
uygulanarak tasarımda etkili görüntüye olanak vermiştir. Her iki AVM’de tasarımcıların;
Serifsiz harflerin bilgilendirme tasarımında anlaşılabilirliği, bunun sonucunda bilgi akışını
hızlandırması nedeni ile serifsiz karakter kullandıkları görülmüştür. Tasarımlarını,temel tasarım
ilkeleri doğrultusunda yapmışlardır. Özellikle sarı-siyah kontrastı ve yasak işaretlerinde kırmızı
zemin ve uyarı tablolarında kırmızı çerçeve standart olarak kullanılmıştır. Bunun yanı sıra iç
mekanların kullanıcı özelliklerine göre farklı tasarımlar ve renkler kullanıldığı görülmüştür.
Sankopark AVM’ de bilgi tasarım uygulamasında renkler ve yazı karakterleri birbirine çok
benzemekte ve bilgilendirme elemanlarının seyrek olarak kullanıldığı görülmektedir, Zorlu
AVM’de bilgilendirme deskleri, tabelaları ve ayaklı tabelalarda farklı renk kontrastlıkları
uygulanmış yapı bileşenlerinin (duvar, tavan, zemin gibi) hepsinde sık aralıklarla yerleştirildiği
gözlenmiştir. Uyarıların açıklaması ana dil ve sık kullanılan İngilizce dışında Sankopark
AVM’de bölgede bulunan Suriyeli Mültecilerin ana dili olan Arapça’da yer almaktadır. Sonuç
olarak; her iki AVM’nin konumsal ve kullanıcının sosyal durumlarından oluşan değişiklikler
bilgilendirme tasarımına yansımıştır. Bilgilendirme tasarımlarında kullanılan piktogramlar
uluslarası standart taşımaktadır fakat kullanıldığı mekanda kullanıcının sosyal yaşamından
kaynaklı bilgilendirmeler de değişiklikler oluşturmaktadır.
Sosyal iç mekanlarda bilgilendirme tasarımı, karmaşık veriyi bilgi haline dönüştürüp
bilgi akışını hızlandırarak hayatı kolaylaştıran bir disiplindir. Çalışmada görülmüştür ki,
mekan kullanıcısına ulaşabilmek ve ayrıntılı bilgiyi kolay algılanabilecek şekle dönüştürmek
için kullanılacak ögelerin başında tipografi vardır. Tasarım ilkeleri doğrultusunda uygulanan
tipografi bilgilendirme tasarımının her türlü kullanıma olanak sağlayan etken bir ögesidir.
Kaynakça
Aktaş,G.(2009). Çağdaş rekreasyon mekanları olarak alışveriş merkezlerinde iç mekan
kurgusu.Sanat Yazıları 21.ss 23-40.Hacettepe Üniversitesi.Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları.
Ambrosse,G.Harris,P.(2012).Tipografinin temelleri.(Çev.B.Bayrak).İstanbul:Literatür
Yayıncılık.
Baer, Kim. (2008). Information Design Workbook. Massachusetts: Rockport Publishers
Başer, M. (1994). Görsel iletişimde piktogram ve sembollerin insan üzerindeki etkileri.
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Anadolu Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Eskişehir.
Bayav, D. Ayteş,E. (2011, Aralık). 20. Yüzyıl resim sanatında yüzeyin sınırlarını aşan
arayışlar. Sanat Tasarım Dergisi (8).s. 35-57
Bektaş, D. (1992).Çağdaş grafik tasarımın gelişimi. İstanbul: Yapı KrediYayınları.
Cevizci, A.(2005). Felsefe sözlüğü,İstanbul:Paradigma Yayıncılık.
79
İnternet Kaynakları
Bil’ak,P.(2007)What is typography?. https://www.typotheque.com/articles/what_is_
typography (E.T.15.11.2017)
Kutlu,R.(2015).Tasarımda disiplinlerarası yaklaşım-mekan ve grafik tasarım ilişkisi,
İstanbul Kültür Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi. The Turkish Online Journal of
Design, Art and Communication - TOJDAC July 2015 Volume 5 Issue http://www.tojdac.
org/tojdac/VOLUME5-ISSUE3_files/tojdac_v05i306.pdf (E.T.20.11.2017)
Uyan,Dur,B.Çevresel grafik tasarımın uygulama alanları. http://dergipark.gov.tr/
download/article-file/192568 .(E.T. 5.12.2017)
Şekil Dizini
Şekil 1: https://tr.123rf.com/photo_17929600_süslemeleri-ile-gotik-yazı-tipi-alfabe.
html (E.T.5.12.2017)
Şekil 2: http://arh346.blogspot.com.tr/2007/09/incunabulum-incunabulorum.html
(E.T.10.12.2017)
Şekil 3: https://www.bauhaus100.de/en/past/people/masters/joost schmidt/ (E.T.
7.12.2017)
Şekil 4, 5: Hillner.M(2009)Virtual Typography,Switzerland,Lausanne:An Ava Book,
Published by Ava Publishing SA. s.109-159
Şekil 6: http://gundelikpaylasimlar.blogspot.com.tr/2015/06/gaziantep-gezi-yazs.html
(Erişim 10.12.2017)
Şekil 7-27 Atiye Güner (2017)
81
82
83
MİMARLIK PLANLAMA
VE TASARIM
ARCHITECTURE PLANING
AND DESING
84
85
1.Giriş
Aydınlatma, ses-müzik, koku, ısı, sosyalleşme ve çeşitlilik, yiyecek tüketim hacmini çoğu
insanın düşündüğünden çok daha fazla etkileyebilecek çevresel faktörlerden sadece birkaçıdır.
Bu tür çevresel faktörlerin alakasız görünmesine rağmen, bunlar genellikle tüketim izlemesini
engelleyerek ve alternatif tüketim normları önererek tüketim hacmini etkiler. Araştırmacılar için
bu inceleme, araştırmaların odağını tüketim davranışının arkasındaki psikolojik mekanizmalara
yönlendirmenin araştırmanın profilini ve etkisini artıracağını ortaya koymaktadır. Tasarımcılar
için, bu gözden geçirme, kişisel ortamlardaki küçük yapısal değişikliklerin, yiyeceklerin
bilinmeyen aşırı tüketimlerini nasıl azaltabileceğini vurgulamaktadır.
Tüketim, en temelde beslenme ihtiyacını gidermek amacıyla gerçekleşmiştir Gelişimlerin
ve dönüşümlerin yaşandığı çağda da sınırların aşılıp genişlemişiyle bir dönüşüm içerisine
girmiştir. Bu durumun en görünen kısmı da gıda üretim ve tüketiminin küreselleşmesidir.
2.Küreselleşme ve Tüketim
Küreselleşme, “olgu ve kavramların, bilginin, malların ve sermayenin dünya çapında
ele alınması, irdelenmesi, değerlendirilmesi, hiçbir coğrafik, ekonomik ve politik sınır
tanımaksızın yayılması ve dolaşması ve bunlara bağlı olarak meydana gelen uluslararası
bağımlılık süreci” olarak tanımlanmaktadır. Küreselleşme kavramı, bir noktada meydana
gelen olayların, başka noktalardaki olayları etkilemesi ve meydana gelen bu olaylardan
etkilenerek toplumsal ilişkilerin dünya ölçeğinde yoğunlaşması olarak tanımlanmakta ve
dünya üzerinde ekonomi, siyaset, kültür, sağlık, sosyal hayat gibi pek çok konuda global bir
değişimi ifade etmektedir Küreselleşme veya diğer bir deyişle globalleşme dünyayı sınırların
kalktığı bir mekan olarak betimlemektedir (Kahraman, Bolışık, 2014).
Endüstri devrimi, üretimin tekelleşmesi ve tüketimin yaygınlaştırılmasını ön plana
alırken iletişim devrimi, yapısı gereği üretim şemalarında milli sınırları aşmayı, tüketim
kalıpları açısından tam bir standardizasyonu öngörmektedir. Çok uluslu şirketlerin gerek
yapı gerekse işlevlerindeki nicel ve nitel artış, bu olgunun bir yansımasıdır. Artık herhangi
bir malın üretimi tek bir ülkenin sınırları içinde yapılmamakta, yerel üretim teknolojisini
çözen ve dağıtan üretim kalıplarındaki bu değişim, tüketim kalıplarının gittikçe standart
hale getirilmesini gerekli kılmaktadır. Bu da yerel kültürlerin öngördüğü hayat tarzlarını
sarsmakta ve küreselleşme görünümü altında bir kültür tekelciliğini beraberinde
getirmektedir (Saygılı, 2011).
86
Bu sınırı
Bu sınırı mikro mikro
ölçekte ölçekte düşündüğümüzde
düşündüğümüzde küreselleşmeninküreselleşmenin getirdiklerini
getirdiklerini kendi çevremizdekendi
etkilerini
görmekteyiz. Küreselleşmenin
çevremizde etkilerinigetirdiği fazla tüketimi
görmekteyiz. kontrol altına
Küreselleşmenin almakfazla
getirdiği ve butüketimi
tüketim kontrol
çevresinialtına
bilinçli bir
şekilde oluşturmanın
almak ve buönemi
tüketimortaya çıkmaktadır.
çevresini bilinçli bir şekilde oluşturmanın önemi ortaya çıkmaktadır.
2.1.Yiyecek ve tüketim çevresi
Yeme davranışı, besin maddelerinin alımı konusunda kişilerin tercihleri, seçimleri,
2.1.Yiyecek ve tüketim çevresi
Yeme davranışı, ve
fikirleri bunların
besin etkileriylealımı
maddelerinin eyleme dönüşen kişilerin
konusunda davranış boyutunu
tercihleri, ifade eden fikirleri
seçimleri, tanımlamadır.
ve bunların
etkileriyleYeme davranışı
eyleme dönüşen pekdavranış
çok kişiboyutunu
tarafından sıradan,
ifade eden günlük, basit ve
tanımlamadır. Yeme hattadavranışı
düşünülmeden
pek çok kişi
tarafındanyapılan
sıradan,birgünlük,
eylemdir.basit ve hatta
Ancak yemedüşünülmeden yapılan bir birtakım
davranışını yönlendiren eylemdir.faktörler
Ancak yeme davranışını
mevcuttur.
yönlendiren birtakım
Çevresel faktörler
etkiler mevcuttur.
bunlardan önemliÇevresel etkileroluşturmaktadır
bir kısmını bunlardan önemli bir 2012)
(Mil, kısmını oluşturmaktadır (Mil,
2012)
İnsan davranışlarını belirleyen etmenler kalıtımdan ziyade çevrenin etkisiyle ortaya
çıkmaktadır. İnsan davranışının
İnsan davranışlarını belirleyen etmenler belirleyicileri, insanınçevrenin
kalıtımdan ziyade kişiliğinden gelenortaya
etkisiyle içsel değişkenler
çıkmaktadır.ile İnsan
davranışının
kararbelirleyicileri, insanın
almada etkili olan kişiliğinden
dışsal gelenBir
değişkenlerdir. içsel değişkenler
bireyin ile karar
belli koşullar altındaalmada
oluşanetkili olan dışsal
davranışı,
değişkenlerdir.
onu buBir bireyin yönelten
davranışa belli koşullar altında
bir dürtü oluşan davranışı,
ve uyarıcının varlığına onu bu davranışa
dayanır. yönelten
Uyarının birey bir dürtü ve
tarafından
uyarıcınınalgılanması
varlığına dayanır. Uyarının
veya uyarıya tepkibirey tarafından
gösterilmesi algılanması
davranış olarakveya uyarıya
ortaya tepki gösterilmesi
çıkmaktadır davranış
(Saygılı, 2011).
olarak ortaya çıkmaktadır (Saygılı, 2011).
TabloTablo
1: Tüketimin azaltılmasına
1: Tüketimin yardımcı
azaltılmasına yardımcıolmak içinkişisel
olmak için kişisel ortamı
ortamı değiştirmek
değiştirmek ( Wansink,
( Wansink, 2004) 2004)
Yeme çevresi ve yiyecek çevresinin tüketim hacmini ve alımını etkilediği görülmektedir. Çevrenin ve yapılan
düzenlemelerin davranış üzerinde etki oluşturması bu etkenlerin gerçekleştiği mekanında bu çevresel
88
Şekil 2 : Yeme esnasında harekete geçirilen algısal etkileşim özeti (Delwiche, 2003).
Şekil 2 : Yeme esnasında harekete geçirilen algısal etkileşim özeti (Delwiche, 2003).
evresel tasarım, fiziksel koşullar, mekanın düzeni, işaret ve semboller hem çalışanların hem d
89
Çevresel tasarım, fiziksel koşullar, mekanın düzeni, işaret ve semboller hem çalışanların
hem de kullanıcıların, algısını, psikolojisini ve bunlara bağlı olarak davranışı etkiler (Borja
De Mozota, 2003). Tat duyusunun diğer duyularla olan etkileşimi göz önüne alındığında
bunun tüketim üzerindeki etkisi de ortaya çıkmaktadır.
4. Mutfak ve Kontrol Faktörü Olarak Mekan
Tarih öncesi beslenme alışkanlıkları mutfak kültürünün ilk oluşumları olarak kabul
edilmekte ve ilerleyen dönemlerde Mezopotamya ve Çin doğrultusunda gelişimine devam
ettiği görülmektedir. Anadolu topraklarındaki yeme-içme kültüründe ağırlıklı olarak
Mısır ve Roma etkisi bulunmakla birlikte, Fransız ve İngiliz mutfak kültürlerinin de Roma
mutfağından geçerek görüldüğünü söylemek mümkündür. Bugün Türk mutfağı olarak
adlandırılan mutfak kültürü, Türklerin Anadolu’ya gelişi ile gelişim gösteren ve bu sürecin
sonucu olarak içinde göçebe yemek alışkanlıklarını ile gelinen kıtadaki yemek pratiklerini
barındıran bir sentezdir. Günümüzde Türk mutfağındaki alışkanlıklar toplumsal yönelimler
ve firmaların da dâhil olduğu ekonomik etkiler altında dönüşmekte, bu dönüşümde nüfus
artışı, yerleşim yerlerinin ayrışması, kadınların iş yaşamına daha yoğun biçimde girmeleri,
eğitim oranı ve seviyesinin yükselmesinin yanında besin endüstrisindeki gelişmeler önemli
rol oynamaktadır. “Fast food” olarak tabir edilen hızlı ve belli kalıplar içinde gelişen yemek
alışkanlığı da işte bu tür bir dönüşümün ürünü olarak sunulmaktadır. Ayrıca mutfakta
boyut ve malzeme bakımından yaşanan değişmelerin yanında kullanılan araçların da
zaman içinde farklılaştığını görmek mümkündür. Küreselleşmenin iletişim ve lojistik ağları
yoğunlaştırmasına da bağlı olarak yaşanan niteliksel ve niceliksel dönüşümler, yemek
saatlerinden masa düzenine, yaş ve cinsiyetten toplumsal statüye bağlı konumlanmalara
kadar birçok alışkanlığın görünümü, yeni sosyoekonomik ortamın etkisi altında
şekillenmektedir (Fendal, 2012). Bütün bu değişim ve dönüşümler içerisinde mutfağı
salt tasarım öğesi olarak ele almak bu etkileşimlerin getirdiği tüketim değerini kontrol
altına almak mekanın tasarım kriterleri ile kontrol altına almak mümkün olabilmektedir.
Mutfak alanı insan yaşamı içerisinde temel bir ihtiyaç olan beslenmeyi karşılama ihtiyacını
giderdiğimiz bir mekan olması sebebiyle hayatımızda önemli bir yer teşkil etmektedir.
İnsan ile mekân arasında birbirini değiştiren ve dönüştüren bir ilişki mevcuttur. Mekân,
toplumun değişimine paralel olarak değişebilen, çeşitli anlamlarla ve ruhla yüklü bir
varlıktır. Mekânın salt ontolojik bir kategori değil, insanı biçimlendiren ve onun tarafından
biçimlendirilen bir boyut olduğunu savunan Harvey’in (2003: 11) ifade ettiği gibi “Mekânsal
biçimler, içinde toplumsal süreçlerin oluştuğu cansız nesneler olarak değil, toplumsal
süreçleri, bu süreçlerin mekânsal olmasıyla aynı tarzda ‘içeren’ şeyler olarak görülmelidir”
(Yıldız, Alaeddinoğlu, 2011).
İnsan, hemcinslerinden ve çevresinden yalıtılmış olarak yaşayabilen bir varlık değildir.
İnsanların ilişki ve etkileşimlerinin sonucu olarak ortaya çıkan toplumun söz konusu ilişkileri
“mekân” olarak nitelendirdiğimiz bir düzlemde gerçekleşir. İçinde yaşayanlar tarafından
algılanan ve değerlendirilen bir düzlem olan mekân, salt geometrik değil, aynı zamanda
toplumsal, ekonomik, psikolojik ve siyasal boyutları da olan kompleks bir sistemdir.
Dolayısıyla mekân, varlık alanında fiziksel olarak sürekli yaratılırken, zihin dünyasında
da yeniden biçimlenen bir olgu olmaktadır (Yıldız, Alaeddinoğlu, 2011) Neyi yediğimiz
ve nerede yediğimizin deneyimide, her öğüne nasıl başladığımız, yanında ne yediğimiz
ve kiminle birlikte yediğimiz, sofranın bağlamını ve atmosferini çerçeveler (Bingör, 2016).
90
ŞekilŞekil 3: Yiyecek
3: Yiyecek tüketim
tüketim hacmini
hacmini etkileyenatmosferler
etkileyen atmosferler(Wansink,
(Wansink, 2004)2004)
Işık; Loş (soft) veya koyu renk (dimmed) ışık iki farklı şekilde tüketimi etkilemektedir;
k; Loş (soft)
yemeveya koyuŞekil
süresini renk
ve
3:(dimmed)
Yiyecek tüketim
konforu ışıkhacmini
artırarak.
etkileyen
ikiİnsanların
farklı atmosferler
şekilde tüketimi
bir restoranda
(Wansink, 2004)
etkilemektedir;
kalma sürelerini yeme süresini ve
parlak
nforu artırarak.
ışık
Işık; veya
İnsanların
şiddetli
Loş (soft)
bir
veya bir
koyu
restoranda
aydınlatmanın kalma
renk (dimmed) ışık
sürelerini
azalttığı parlak
iki farklıbelirtilmektedir.
ışık veya şiddetli
Yumuşak veya
şekilde tüketimi etkilemektedir;
bir
yemeılık
aydınlatmanın
(warm)
süresini ve
lttığı belirtilmektedir.
konforu artırarak. Yumuşak
İnsanların veya
bir ılık (warm) sürelerini
restoranda aydınlatma parlak(mum ışığışiddetli
dahil) genellikle insanların
aydınlatma (mum ışığı dahil) genelliklekalma insanların plansız ışıktatlı
bir veyayemesine bir ya aydınlatmanın
da ekstra bir
nsız bir tatlı yemesine
azalttığı ya da ekstra
belirtilmektedir. bir içki
Yumuşak veyaiçmesine,
ılık (warm) oyalanmasına
aydınlatma (mum sebep ışığıolmaktadır (Wansink,
dahil) genellikle 2004).
insanların
içki içmesine,
plansız oyalanmasına
bir tatlı yemesine sebep
ya da ekstra olmaktadır
bir içki (Wansink, 2004).
içmesine, oyalanmasına sebep olmaktadır (Wansink, 2004).
a b c
Şekil
Şekil 4:
4: Üç
Üç farklı
farklı ışık
ışıkrengi
rengialtında servis
altında edilen
servis kahvaltı
edilen örneği,
kahvaltı three three
örneği, (a) beyaz,
(a) (b) sarı,(b)
beyaz, and (c) and
sarı, mavi(c) mavi
a b
(Cho, Han, Taylor, Huck, Mishler, Mattal, Barker ve Seo, 2014). c
(Cho, Han,
kil 4: Üç farklı ışık rengi altında Taylor,
servis Huck,
edilen Mishler,örneği,
kahvaltı Mattal,three
Barker
(a)vebeyaz,
Seo, 2014).
(b) sarı, and (c) mavi
(Cho, Han, Taylor, Huck, Mishler, Mattal, Barker ve Seo, 2014).
Arkansas Üniversitesi Duyusal Servi Merkezinde, aydınlatmanın renginin, yemeğin genel görünümünün
hedonik izlenimini önemli ölçüde etkilediği üzerine yürütülen bir çalışmada yemeğin genel görünümünün
hedonik dereceleri, mavi ışık altında sarı veya beyaz ışıklandırmaya göre anlamlı derecede düşük olduğu
kansas Üniversitesi Duyusal
bulunmuştur. Beyaz Servi
ve sarı Merkezinde,
ışık koşulları aydınlatmanın
arasında belirgin renginin, yemeğin
bir fark bulunamamıştır (Cho, Han,genel
Taylor, görünümünün
Huck,
Mishler, Mattal,
donik izlenimini önemliBarker ve Seo,
ölçüde 2014). üzerine yürütülen bir çalışmada yemeğin genel görünümünün
etkilediği
91
Kaynakça
1. Borja De Mozota, B. (2003). Design Management, Allworth Press, New York.
2. Bingör, B., 2016, Küreselleşmenin Yemek Kültürüne Etkileri, Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
3. Cho, S., Han, A., Taylor, M. H., Huck, A. C., Mishler, A. M., Mattal, K. L., Barker, C.
A., Seo, H. S., 2014, Blue lighting decreases the amount of food consumed in men, but not
in women, Appetite 85 (2015) 111–117.
4. Delwiche, J. (2004). The Impact Of Perceptual Interaction On Perceived Flavor, Food
Quality and Preference, 15, 137-146.
5. Fendal, D., 2012, Türkiye’deki Kahve ve Mutfak Kültürünün Dönüşümü Üzerinden
Küreselleşme Sürecinde Küresel ve Yerel Kültürün Etkileşim ve Eklemlenişi, İletişim Dergisi,
s.147-180.
93
6. Kahraman, A., Bolışık, B., 2014, Küreselleşmenin Çocuk Sağlığına Etkileri, The Journal
of Pediatric Research 2014;1(3):108-12
7. Kanık, İ., 2016, Küreselleşme sürecinde kültürel melezleşme örneği olarak yemek
kanalları ve programları, folklor/edebiyat, cilt:22, sayı:86, 2016/2
8. Malkoç, G. (2016). Bilişsel Psikoloji, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eşkişehir.
9. Mil, B., 2012, Alan Algısının Turistlerin Yemek Deneyimi Memnuniyetine Etkileri,
Doktora Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın.
10. Özbey, A., U., 2018, Küreselleşme Perspektifinden Tüketim Toplumunun Sosyolojik
Okuması, USOBED Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2(1): 1-11,
30 Haziran/June
11. Saygılı, A., 2011, Gençlerin Tüketim Davranışlarını Etkileyen Sosyo-kültürel
Faktörler: Sakarya Üniversitesi ve Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Örneği, Doktora
Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Üniversitesi, Sakarya.
12. Temeloğlu, E., Taşpınar, O., Soylu, Y., 2017, Yiyecek ve İçecek İşletmelerinde
Atmosfer, Tüketim Duyguları, Müşteri Menuniyeti ve Yeniden Satın Alma Davranışı
Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Journal of Tourism and Gastronomy Studies 5/Special
issue2 (2017) 253-264.
13. Ustaahmetoğlu, E. (2015). Tat Algısı İçin Dilden Daha Fazlası Mı Gerekli? Tat Testi
Üzerine Bir Uygulama, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt/Vol.: 15 - Sayı/No:
3 (127-134).
14. Yıldız, M., Z., ve Alaeddinoğlu, F., 2007, Küreselleşme Çağında Değişen Mekan
Algılayışları, Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi, II. Cilt, 845-862.
15. Wansink, B., 2004, Environmental Fators That Increase The Food Intake and
Consumption Volume of Knowing Consumers, Annual Reviews Nutr, 24, 455-479.
16. Wansink, B., 2009, Bilinçli Beslenme, En iyi Diyet Farkında Olmadan Yapılandır,
Kapital Medya Hizmetleri A. Ş., İstanbul.
94
95
Deniz ve mimarlık ilişkisi, tarih boyunca mimarlar ve mimar olmayan yerel ustalar
ve figürler tarafından ele alınmıştır. Ancak 1930’lu yıllara gelindiğinde, makineleşme
arzusu ve buna bağlı olarak ortaya çıkan transatlantik estetiği, modern mimarlıkla deniz
(su) öğesinin daha önce hiç olmadığı kadar ilişkilenmesine neden olur. Özellikle Le
Corbusier’in benimsediği “makine estetiği” modern mimarlığın biçimlendirilmesine neden
olur. Bu noktada hem rasyonalizm hem de fonksiyonellik ön plana çıkar ve çizgisellik,
yalın ve prizmatik hatlar ve kutu estetiği vurgulanır. Hatta mimarın meşhur sözü olan “Ev
içinde yaşanacak bir makinedir.” (Cohen, 2004) bunun bir göstergesidir. Aslında mimar
burada insanın hep makine içerisinde olması gerektiğine referans verir, dışarıda otomobil
gibi ulaşım araçlarında içeride ise ev denilen makinede… hatta bu makine fikri mimar
tarafından herkese eşit hücre sağlaması bakımından ütopik, ışınsal kent projesinde de
yorumlanır. Makine estetiği fikri daha sonra modern mimarlık anlamında “transatlantik
estetiği” olarak anılacak ve pek çok mimarı etkileyecektir. Makineleri ve ulaşımı ve hatta
ulaşım araçlarını birer ilham kaynağı olarak ilan eden Le Corbusier (Atmodiwirjo ve Yatmo,
2016) ve takipçileri transatlantik estetiğini, dönemin modern mimarlık yaklaşımları için
vazgeçilmez bir tutum olarak benimser. Mimarlar bu fikir doğrultusunda tasarımlarında
yuvarlak pencereler, döner merdivenler, sarmal formlar, yalın hatlı parapetler vb. kullanarak
transatlantiği görsel bir metafor olarak ele alırlar. Böylece kısa zamanda hem makine estetiği
hem de transatlantik estetiği pek çok ülkeyi etkiler. Bu fikrin karşılığını bulduğu ülkelerden
biri de Türkiye olur.
“Yeni mimarlığın” (modern hareket) Türkiye’ye gelişi çeşitli gazetelerde ve Arkitekt
Dergisi’nde 1930’ların başında coşku ile ilan edilir. 1931 yılında ise derginin kurucusu etki
mimar Zeki Sayar, Le Corbusier’in de etkisiyle binanın bir ikamet makinesi olduğunu
iddia eder (Sayar, 1931). Bu durum Türkiye’de mimarlık anlamında makineleşmenin
benimsendiğinin mimarlık literatüründeki ilk işaretidir.
Mimarlık pratiği bağlamında ise bunun öncül örneklerinden birisi Seyfi Arkan’ın tasarımı
olan, 1935 yılına tarihlenen Florya Köşkü’dür (Şekil 1). Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı’nı
temsil eden bu yapıda aynı zamanda transatlantik estetiği vurgusu da anlaşılır. Bu vurgunun
Türkiye’ye yansıması metal parmaklıklar, dairesel pencereler, yalın, geometrik hacimler ve
özellikle dönel formlar ile gerçekleşir. Arkan yapıyı adeta bir gemi binası olarak planlar ve
yapının çoğu unsurunda doğrudan gemiye referans verir. Uzun açık koridoru, beyaz düz
parapetiyle birlikte güverte gibi olan yapı dairesel pencere dizisi ise de geminin lombarına
referans vermektedir (Bozdoğan, 2002).
parapetiyle birlikte güverte gibi olan yapı dairesel pencere dizisi ise de
96 geminin lombarına referans vermektedir (Bozdoğan, 2002).
Cumhuriyet
Cumhuriyet dönemi dönemi mimarlığında
mimarlığında ilk defa deniz ilk defakurulan
ile ilişki deniz bu ileyapının
ilişki Le kurulan bu
yapının Le Corbusier’in önerdiği modernist transatlantik referansından
Corbusier’in önerdiği modernist transatlantik referansından başka bir referansı da vardır.
başka bir Akcan
İlk kez Esra referansı dageleneksel
yapının vardır. bir referansının olabileceğini 2009 yılında dile
İlk keztasarlandığı
getirir. Böylece Esra Akcan dönemde yapının
Wagnergeleneksel
tarafından Le bir referansının
Corbusier ve Mies’inolabileceğini
bir
çorbasını ‘mesnetsizce’ denizin üzerine konulmakla itham edilen Arkan’ın Florya Köşkü,
2009 yılında dile getirir. Böylece tasarlandığı dönemde Wagner
Akcan’a göre mahremiyet gerekçeleriyle denizden yararlanamayanlar için düşünülmüş
tarafından
Osmanlı Le Corbusier
deniz hamamlarına ve Mies’in
atıfta bulunmaktadır bir 2009).
(Akcan, çorbasını ‘mesnetsizce’
Bu hamamlar kadın ve denizin
üzerine
erkekler konulmakla
için ayrı ayrı düşünülmüş, itham edilenodaklı
mahremiyet Arkan’ın Florya
olarak etrafı Köşkü,
kapalı ortası Akcan’a göre
açık ahşap
mahremiyet
yapılardır gerekçeleriyle
(Şekil 2). Şehrin denizden yararlanamayanlar
her tarafında rastlanabilecek için düşünülmüş
bu konak yavrusu büyüklüğündeki
Osmanlı deniz hamamlarına atıfta bulunmaktadır (Akcan,s.90,).
yapılara genellikle ahşap iskeleyi andıran köprülerle ulaşılırdı (Kabacalı, 2007, 2009). Bu
Bunların çeşitli örneklerine rastlamak mümkündür; kimileri kişilere özel olarak yalılarının
hamamlar kadın ve erkekler için ayrı ayrı düşünülmüş, mahremiyet
önünde konumlanırken kimileri ise daha kamusal ölçektedir. Ayrıca yapım sistemi açısından
odaklısabitken
da kimileri olarakkimileri
etrafıise kapalı
yüzer salaşortası açık (Kabacalı,
strüktürlerdi ahşap yapılardır (Şekil
2007, s.91), hatta kimisi2). Şehrin
her
geçici tarafında
kimisi rastlanabilecek
ise kalıcı olarak düşünülmüştür.bu konak
Geçici olanlaryavrusu
sonbaharda büyüklüğündeki
sökülüp keresteleri yapılara
genellikle
saklanmak ahşap iskeleyi
üzere kaldırılırdı. andıran
Kalıcı olanlar ise kötüköprülerle ulaşılırdı
hava koşullarının etkisiyle(Kabacalı,
her sene 2007,
s.90,).
tamir BunlarınBu strüktürlerde
edilir ve boyanırdı. çeşitli örneklerine rastlamak
malzeme anlamında mümkündür;
da farklılıklar göze çarpardı. kimileri
Örneğin geçici olan strüktürlerden Moda deniz hamamının etrafının çuval bezi ile kaplı
kişilere özel olarak yalılarının önünde konumlanırken kimileri ise daha
olduğu bilinir (Kavukçuoğlu, 2015, s.131). 1900’lerin başındaki deniz hamamlarında sistem
kamusal ölçektedir. Ayrıca yapım sistemi açısından da kimileri sabitken
içe dönük ve kapalı bir şekilde çalışırken 1920’lerde Samsun’daki bir deniz hamamında
kimileri
sistemin erkekleriseiçinyüzer salaş
adeta bir strüktürlerdi
plaj gibi (Kabacalı,
dışarı doğru açılmaya başladığı2007,
görülür.s.91), hatta kimisi
geçici kimisi ise kalıcı olarak düşünülmüştür. Geçici olanlar sonbaharda
sökülüp keresteleri saklanmak üzere kaldırılırdı. Kalıcı olanlar ise kötü
hava koşullarının etkisiyle her sene tamir edilir ve boyanırdı. Bu
strüktürlerde malzeme anlamında da farklılıklar göze çarpardı. Örneğin
geçici olan strüktürlerden Moda deniz hamamının etrafının çuval bezi ile
kaplı olduğu bilinir (Kavukçuoğlu, 2015, s.131). 1900’lerin başındaki
deniz hamamlarında sistem içe dönük ve kapalı bir şekilde çalışırken
1920’lerde Samsun’daki bir deniz hamamında sistemin erkekler için
97
deniz-hamamlari-varmis-h17513.html
varmis-h17513.html
1930’lara gelindiğinde ise bu deniz hamamı fikri Cumhuriyet ile birlikte artık yerini kadın
ve erkeğin birlikte kullandığı halk plajlarına bırakır. Bu dönemdeki sağlıklı ve sporcu Türk genci
1930’lara
ve kadını gelindiğinde
vurgusu böylece ise bu dedeniz
kendisini plaj üzerinden göstermişhamamı
olur. Yine bufikri Cumhuriy
tarihlerdeki
birlikte
plaj artık
ve dolayısıyla yerini
da deniz kadınincelendiğinde
kullanımları ve erkeğin farklıbirlikte kullandığı
biçimlerle karşılaşılır. halk plaj
Bunlardan
bırakır. Bu dönemdeki sağlıklı ve sporcu Türk genci ve kadını vu
birisi Ahsen Yapanar’ın 1939 yılına tarihlenen ‘Yüzen Ev’ tasarımıdır. Mimar burada makine
ve transatlantik estetiğini izleyerek modernist ve aynı zamanda da deniz hamamından ilham
böylece kendisini plaj üzerinden de göstermiş olur. Yine bu tarihle
almış, geleneksel referansları da barındıran bir deniz evi üretir (Şekil 3a, 3b).
plaj ve dolayısıyla da deniz kullanımları incelendiğinde farklı biçim
karşılaşılır. Bunlardan birisi Ahsen Yapanar’ın 1939 yılına tarih
‘Yüzen Ev’ tasarımıdır. Mimar burada makine ve transatlantik este
izleyerek modernist ve aynı zamanda da deniz hamamından ilham a
geleneksel referansları da barındıran bir deniz evi üretir (Şekil 3a, 3b
98
üretimartırmıştır
bu önerisinde fikrini kısmi
(Şekil 4a, de oolsa
4b). Bu örneğin yıl içindegerçekleştirebilmiş
üretilen üçüncü yüzer/n ev ol
gerekir.
olduğu Yapanar tarafından belirtilmiştir. Dolayısıyla mimarın seri üretim fikrini kısmi de
olsa gerçekleştirebilmiş olduğunu belirtmek gerekir.
Referanslar
Atmodiwirjo, P., & Yatmo, Y. (2016). Architecture as machine; Towards an architectural
system for human well-being. LE CORBUSIER. 50 AÑOS DESPUÉS, 168-177.
Akcan, E. (2009). Çeviride modern olan: Şehir ve konutta Türk-Alman ilişkileri, İstanbul:
YKY.
Bozdoğan S. (2002). Modernizm and Nation Building, Turkish Architectural Culture in
the Early Republic (Modernizm ve Ulusun İnşası, Erken Cumhuriyet Türkiyesi’nde Mimari
Kültür, Çev. Tuncay Birkan) İstanbul: Metis Yayınları.
Cohen, J. L. (2004). Le Corbusier, 1887-1965: the lyricism of architecture in the machine
age. Taschen.
Kabacalı, A. (2007) Tarihin Aynasında İstanbul hayatı, İstanbul: Creative yayıncılık.
Kavukçuoğlu, D. (2015) Moda’da Gezinti, İstanbul: Can Yayınları.
Sayar, Z. (1931). İnşaatta Standart, Mimar, 1, s.10-11
Bükey, A. İki katlı dağ evini denize indirdi, Günaydın gazetesi, İstanbul. (Bu görsel Melih
Koray arşivinden temin edilmiştir. Tarih bilgisine ulaşılamamıştır.)
Yapanar, A. (1939). Yüzen Ev, Arkitekt, 1939-01-02 (97-98), s. 18-19.
Yapanar, A. (1947). Yüzer Ev, Arkitekt, 1947-09-10 (189-190), s.204-206.
104
105
II. Dünya Savaşı sonrasında, pek çok ülkede, sosyal, ekonomik ve politik gelişmelerin
de etkisiyle, mimarlığı ve sanatı aynı mekanda buluşturmayı hedefleyen, mimarlık ve sanat
kavramlarının ayrılmaması gerektiğini savunan bir fikir olarak mimarlık ve sanat sentezi
ortaya çıkmıştır (Tulum, 2018, s. 73). Bunun en önemli nedeni, savaş sonrası seri yapılaşma
ihtiyacı ile çok sayıda monoblok ve birbirine çok benzer yapının inşa edilmesidir. Bu dönemde,
konuya hassasiyet gösteren mimar ve sanatçılar, modern mimarlık eleştirilerine bir öneri
olarak mimarlık-sanat sentezi/ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Dünya genelinde pek çok ülkede
ortaya konulan bu fikir, değişen sanat ve mimarlık yöneliminlerinden etkilenmekte olan
Türkiye’ye de kendisini gösterir. Burada aydınlatılması gereken bir husus ise Türkiye’nin
savaşa girmediği halde bu fikirden etkilenme nedenidir. Bu dönemde, ülkede köyden kente
ciddi bir göç olmuş ve bu durum hızlı inşa pratiğini gerektirmiştir. Böylece yapı niceliği hızla
artmış ancak nitelik sorgulanabilir bir hal almıştır. (Erkol 2009, s. 269).
Yine 1950lerde, Demokrat Parti tarafından yönetilen ve Amerika tarafından tarıma dayanan
bir modernizasyon projesi önerilen Türkiye, bu modernizasyon projesini içtenlikle benimseyip
Cumhuriyet Halk Partisi’nin benimsediği sanatsal ve kültürel politikaları bırakmıştır. Amerika
ile yakın ilişkiler kuran Demokrat Parti’nin benimsediği bir husus ise “Amerikanizasyon”,
Küçük Amerika olma ideasıdır. Bu arzu ilk olarak, 1949 yılında, Cumhuriyet Halk Parti’li
Nihat Erim tarafından dile getirilmiştir. Ancak Celal Bayar, “küçük Amerika” benzetmesini,
1957 seçim kampanyasında kullanmış ve bu söz öbeğinin gücünü aktarmıştır (Sanders 2016).
Böylece Türkiye, global bağlamda ilişkiler kurulmasını önermeye başlar. Demokrat Parti’nin
bu iki farklı hareketi, ülkeyi, mimarlık ve sanat anlamında etkiler (Tulum, 2018, s. 176). Devlet
içi izlenen sanatsal ve kültürel politikaların terki, ulus içi bağlamda yalnız kaldıklarını düşünen
mimar ve sanatçıların sanat ve kültür alanında birbirine bağlanmasını sağlamıştır. Partinin
globalleşme anlamında olumlu tavır sergilemesi ise yine mimar ve sanatçıların başka ülkeleri
ziyaret edip ilham kaynakları bulmasına neden olur. Böylece, Türkiye’deki 1930’ların Avrupa
merkezli modernist mimarlık algısı yerini 1950’lerin Amerika odaklı uluslarası modernist
mimarlık algısına bırakır, sanatçılar ise sanat dünyasındaki soyut sanat gibi yeni gelişmeleri
takip etme ve bunları Türkiye’de temsil etme anlamında başarıya ulaşır (Yasa Yaman 1998,
s.131). Aynı zamanda, kurulan uluslarası ilişkilerin bir devamı olarak, Türkiye sanatçılar
tarafından çeşitli bienal ve sergilerde temsil edilir (Bara 1956, s.15).
Böylece mimar ve sanatçılar çeşitli dernekler (Helikon Sanat Derneği) ve gruplar (On’lar
Grubu) kurarak sanat ve kültür ortamını yaşatır. Bu aktörler hem devlet desteği anlamında
yalnızlaştıkları için hem de global mimarlık-sanat etkileşimlerini takip ettikleri için bir araya
gelip kolektif bilinçle hareket eder ve mimarlık-sanat birlikteliğini, pek çok yapı tipinde
uygular (Şekil 1a, 1b).
mimarlık-sanat etkileşimlerini takip ettikleri için bir araya gelip kolektif
bilinçle hareket eder ve mimarlık-sanat birlikteliğini, pek çok yapı tipinde
uygular (Şekil 1a, 1b).
106
Şekil 2a,
Şekil 2a, 2b. Melih
2b. Melih Koray’ın
Koray’ın Bağdat Bağdat
Caddesi mimarlık Caddesi mimarlık
dilini etkileyen dilini dair
cephe yaklaşımına etkileyen
cephe yaklaşımınaörnekler, dair örnekler, Dilman
Dilman Apartmanı Apartmanı
ve Erenköy Palas ve Erenköy Palas
Kaynak: Yazarın Arşivi Kaynak: Yazarın Arşivi
Mimarın kişisel arşivi incelendiğinde uluslararası yayınları ve modern mimarlık
uygulamalarını elinden geldiğince takip ettiği anlaşılır. Hatta uluslarası bu kaynakların
Mimarın kişisel arşivi incelendiğinde uluslararası yayınları ve modern
yansımaları kimi işlerinde net olarak gözlemlenebilir. Bu noktada aslında uluslarası bir trend
mimarlık uygulamalarını elinden geldiğince takip ettiği anlaşılır. Hatta
olan mimarlık sanat birlikteliğinden etkilenip projelerinde bunu yansıtması şaşırtıcı değildir.
uluslarası bu kaynakların yansımaları kimi işlerinde net olarak
Mimarın bu birlikteliğe yer verdiği yapılardan birisi Mehtap Apartmanı’dır. 1978 yılında
gözlemlenebilir.
Moda, Kadıköy’de inşaBu edilennoktada aslında
yapı, volümetrik uluslarasıilebir
kompozisyonu trend
oldukça olan
dikkat mimarlık
çekicidir.
sanat birlikteliğinden
Dönel formu vurgulayan balkon etkilenip projelerinde
kurgusu, balkonlardan bunu yansıtması
da okunabilen şaşırtıcı
yuvarlak kolonları,
değildir.
bant parapetleri ile 1930’ların makine/transatlantik estetiğine adeta vurgu yapmaktadır.
AncakMimarın
hem mimarınbukişisel
birlikteliğe yer projeler
arşivindeki belgeler, verdiği hemyapılardan birisi
de 1960’ların ikinci Mehtap
yarısında
Apartmanı’dır. 1978 yılında Moda, Kadıköy’de inşa edilen yapı,
mimar Jacques Couelle ile tanımaya başladığımız heykelsi mimarlık akımları göz önünde
bulundurulduğunda, Koray’ın savaş sonrası organik tasarımlardan etkilendiği ve bu olguları
volümetrik kompozisyonu ile oldukça dikkat çekicidir. Dönel formu
kendi mimarlık yaklaşımına entegre etmeye çalıştığı söylenebilir. Anlaşılan odur ki mimar,
vurgulayan
farklı mimarlık vebalkon kurgusu,
sanat anlayışlarını balkonlardan
bu yapıda da çalışmıştır.
bir araya getirmeye okunabilen yuvarlak
kolonları, bant parapetleri ile 1930’ların makine/transatlantik estetiğine
etkilendiği ve bu olguları kendi mimarlık yaklaşımına entegre etme
çalıştığı söylenebilir. Anlaşılan odur ki mimar, farklı mimarlık ve san
anlayışlarını bu yapıda bir araya getirmeye çalışmıştır.
108
Yapıdaki
Yapıdaki mimarlık mimarlık
sanat birlikteliğisanat birlikteliği
ise giriş katında, ise giriş
dışarıdan apartman katında,
giriş holüne doğru dışarıd
uzanan, seramik sanatçısı İlgi Adalan imzalı bir duvar panosu aracılığıyla gerçekleştirilmiştir.
apartman giriş holüne doğru uzanan, seramik sanatçısı İlgi Adalan imza
Panodaki renk şeması, farklı doku kurgusu gibi hususları ele alan sanatçı, girişi dikkat çekici
birgetirmiştir.
hale duvar panosu
Ayrıca panonunaracılığıyla
dışarıdan iç gerçekleştirilmiştir. Panodaki
mekana doğru kesintisiz ilerlemesi durumunrenk şema
farklıkurgusuyla
mimarın doku kurgusu gibibirhususları
ilişkili olduğuna işarettir (Şekilele alan sanatçı, girişi dikkat çeki
3a, 3b).
hale getirmiştir.
Pek çok Ayrıca
apartman yapısına, panonun
müteahhit dışarıdan
siparişiyle iç tasarlayan
duvar panosu mekanabirdoğruisim kesintis
ilerlemesi durumun mimarın kurgusuyla ilişkili olduğuna bir işaret
olarak bilinen İlgi Adalan’ın , bu örnekte gösterdiği özen, onun burada mimarla iş birliği
yaptığının da bir işaretidir.
(Şekil 3a, 3b).
1969 yılında inşa edilen Hitit Apartmanı ise Göztepe, Kadıköy’de yer alır. Bu yapı
Melih Pek çok
Koray’ın yıllar apartman yapısına,
içerisinde oluşagelen müteahhit
cephe dilinin önemli birsiparişiyle
örneğidir (Şekil duvar
4). pano
iii
tasarlayan
Koray birbirisim
burada, diğer olarakdabilinen
çok yapısında olduğu gibiİlgi Adalan’ın
entegre saksılar, yatay, bantlar
bu örnekte
halinde gösterdi
özen, onun burada mimarla iş birliği yaptığının da bir işaretidir.
tasarlanan balkonlar ve parapetleri ile cephede düzlemsel girinti çıkıntılar kullanmıştır.
İki
İki girişigirişi olan
olan Hitit Hitit Apartmanı’nda
Apartmanı’nda detaylara verilen özen detaylara verilen
dikkat çekicidir. özen dikk
Apartmanın
çekicidir.
özellikle Apartmanın
girişlerindeki detaylardaözellikle girişlerindeki
farklı odaklara yer verilmiştir.detaylarda
Arka cephedeki farklı
girişteodakla
yer verilmiştir. Arka cephedeki girişte apartmanın isminin bulunduğ
apartmanın isminin bulunduğu cepheye ekli isimlikteki fontun düzenlenişi dikkat çekerken
ana giriş olarak okunabilen kısımda ise kapının dışında yer alan yuvarlak kolon ile köşeyi
cepheye ekli isimlikteki fontun düzenlenişi dikkat çekerken ana gir
dönen üç boyutlu bir doku öneren duvar göze çarpar. Cephenin geri kalanından bir pano
olarak okunabilen kısımda ise kapının dışında yer alan yuvarlak kolon i
gibi ayrıştırılmış olan bu kısım dışarıdan iç mekana doğru uzanarak rölyef etkisi oluşturur
köşeyi
ve dönen
giriş holünü üç boyutlu
de tanımlar (Şekil 5a,bir doku öneren
5b). Tasarımcısı olduğu duvar gözesanatçı
tahmin edilen çarpar.burada Cephen
geri kalanından bir pano gibi ayrıştırılmış olan bu kısım dışarıdan
mimarın cephe diline adeta gönderme yapmış ve girinti ve çıkıntıları geometrik formlar
mekana temsil
yardımıyla doğru uzanarak
ettiği rölyef etkisi
bir pano oluşturmuştur. oluşturur
Mehtap ve girişpanonun
Apartmanı’ndaki holünüaksine de tanıml
burada herhangi bir sanatçı bilgisine rastlanmaz. Bu durum 1950 ile 1980 aralığında görülen
(Şekil 5a, 5b). Tasarımcısı olduğu tahmin edilen sanatçı burada mimar
mimarlık sanat sentezindeki aktörlerin çoğu yapıdaki anonimleşmesinin tipik bir örneğidir.
cephe diline
Özellikle Kadıköy’de adeta
görülengönderme yapmış
mimarlık sentezi ve girinti
örneklerinin ve çıkıntıları
çoğunluğunda mimar ya da geometr
formlar
sanatçı yardımıyla
bilgisinin olmayışı konuttemsil ettiği
yapılarındaki bir pano
dökümantasyon oluşturmuştur.
yetersizliğinin bir işaretidir. Mehta
Apartmanı’ndaki panonun aksine burada herhangi bir sanatçı bilgisin
rastlanmaz. Bu durum 1950 ile 1980 aralığında görülen mimarlık san
sentezindeki aktörlerin çoğu yapıdaki anonimleşmesinin tipik b
örneğidir. Özellikle Kadıköy’de görülen mimarlık sentezi örneklerin
çoğunluğunda mimar ya da sanatçı bilgisinin olmayışı kon
yapılarındaki dökümantasyon yetersizliğinin bir işaretidir.
110
Mimarlık
Mimarlık sanat
sanat sentezi
sentezi ve Melih
ve Melih Koray pratiği,
Koray mimarlık mimarlık pratiği,
bu yapılar bu yapılar
üzerinden
üzerinden değerlendirildiğinde ortaya çıkan ilginç bir husus ise diline
değerlendirildiğinde ortaya çıkan ilginç bir husus ise Koray’ın renkli ve dinamik cephe Koray’ın
sanat ürünlerini entegre etmesidir.
renkli ve dinamik cephe diline sanat ürünlerini entegre etmesidir.
Sonuç Yerine
Sonuç Yerine
Mimarlık sanat birlikteliğinin çoğu zaman oldukça yalın bir dile sahip modern mimarlık
ürünlerinde estetik bir çözüm oluşturmak adına ele alındığı düşünülürse Koray’ın
tasarımlarının
Mimarlık bir istisna
sanatoluşturduğu anlaşılabilir.
birlikteliğinin çoğuMimarzaman tasarladığı
oldukçaapartmanlarda
yalın birözellikle
dile sahip
cephe dili ve volümetrik kompoziyonu bağlamında zaten özgün bir kimlik yaratmıştır.
modern mimarlık ürünlerinde estetik bir çözüm oluşturmak
Dolayısıyla mimar, tasarımlarında özgün kimliği mimarlık yaklaşımıyla yakalasa da
adına ele
alındığımodern
genellikle düşünülürse Koray’ınestetik
mimarlık eleştirilerine tasarımlarının
bir çözüm olarakbir istisna
önerilen oluşturduğu
mimarlık sanat
anlaşılabilir. Mimar tasarladığı apartmanlarda özellikle cephe
sentezinde rol almayı tercih etmiştir. Bu şaşırtıcı durum, kolektif bir birliktelik olan mimarlık dili ve
volümetrik
sanat sentezine kompoziyonu
önem verdiğinin birbağlamında zaten özgün
işareti olark okunabilir. Ayrıca bubir kimlik
olgunun yaratmıştır.
uluslararası
Dolayısıyla mimar, tasarımlarında özgün kimliği mimarlık yaklaşımıyla
bir trend oluşu ve pek çok ülkede takip edilmesi zaten dünyadaki mimarlık gelişmelerini
yakalasa
takip da genellikle
eden mimarı modern mimarlık eleştirilerine estetik bir çözüm
etkilemiş olabilir.
olarak önerilen
Bunların yanı sıra mimarlık sanat sentezinde
özellikle Kadıköy’de rol almayı
yüzden fazla apartman tercih
tasarlamış ve inşaetmiştir.
etmiş Bu
olan mimarın, Kadıköy’lülerin bu dönemdeki yaşam alışkanlıklarını, ihtiyaçlarını ve isteklerini
şaşırtıcı durum, kolektif bir birliktelik olan mimarlık sanat sentezine
takip ettiği söylenebilir. Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren “panolu apartmanlarda” yaşamak
önem verdiğinin bir işareti olark okunabilir. Ayrıca bu olgunun
isteyen ve bunun için ekonomik açıdan kendilerini zorlamayı göze alan kişilerin varlığı, Koray
uluslararası
için mimarlık sanatbir trend benimsenmesi
sentezinin oluşu ve anlamında
pek çokbir ülkede takip
itki olarak ele edilmesi zaten
alınabilir.
dünyadaki mimarlık gelişmelerini takip eden mimarı etkilemiş olabilir.
Bunların yanı sıra özellikle Kadıköy’de yüzden fazla apartman
tasarlamış ve inşa etmiş olan mimarın, Kadıköy’lülerin bu dönemdeki
kişilerin varlığı, Koray için mimarlık sana
anlamında bir itki olarak ele alınabilir. 111
panoların korunması ve hatta yıkılan yapının yerine yeni inşa edilen yapıya eklemlenmesi
önerilebilir. Böylece savaş sonrasına tarihlenen bu trend, kendisini tekrar hatırlatabilir
ve hatta tasarlanmakta olan yapı projelerinde mimarlık sanat birlikteliği olarak yeniden
kendisine yer bulabilir.
Referanslar
Bara, H. (1956). XXVIII.inci Venedik Bienali, Arkitekt Dergisi, 283, s.15.
Bozdoğan, S., Akcan, E. (2012). Turkey: Modern architectures in history, Londra:
Reaktion Yayınları.
Erkol, I., (2009). Utarit İzgi ve Türkiye’de modern mimarlık, (Yayımlanmamış yüksek
lisans tezi). İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul.
Sanders, J. (2016). The Comics of hergé: when the lines are not so clear, Oxford:
Mississippi Üniversitesi Yayınları.
Tulum, H., (2018). Art and architecture synthesis in Turkey: from 1950s to 1970s,
(Yayınlanmamış doktora tezi). Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul.
Tulum, H., Ekenyazıcı Güney, E. ve Ünsal Gülmez, N. (2019). İhmal edilmiş bir figür:
mimar Melih Koray ve delikli beton ugulamaları, Betonart, 60/2019, s.78-83.
Yaman, Z., 1998. 1950li Yılların Sanatsal Ortamı ve Temsil Sorunu. Toplum Bilim. 79, s.
94-131.
Sonnotlar:
i Bu değişikliklerin olmasını sağlayan iki majör etken şöyle sıralanabilir, çok partili dönemin ilk kazananı Demokrat
Parti’nin iktidar olması ve Yalta Konferansı ile birlikte iki majör güçten biri olan Amerika’nın “komünizm”
tehdidine karşı oluşturduğu politika. (Yasa Yaman 1998, s.94- 95).
ii Amerika’nın bu projeyi Türkiye’ye önermesindeki asıl neden ise Amerika’nın Rusya’nın oluşturduğunu iddia
ettiği komünizm tehdidine karşı Türkiye’nin zayıf olduğunu düşünmesidir. (Yasa Yaman 1998, s.96- 97).
(VanderLippe ve Quataert, 2005, s.113- 137).
iii Aziz Gorbon ile görüşme
113
Abstract
This study deals with considering the innovations of the digital age and the reflections
of the interdisciplinary approaches in architectural education, in accordance with these
issues the proposed projects and their contents.
The aim of the study is benefit from interdisciplinary relations , the technology which
development day by day and the benefits of this technology.At the same time, it is not only
to keep up with the era in the technological sense, but also to catch up with the current issues
in architecture / design education by offering suggestions to contribute to the sensitivity and
awareness in students. The methodology of study is literature review.
Within the scope of the course content which proposed with study; ıt has been shown
that recommended project topics are will contribute to the development of designers, who
will be level of competence sensitive to transdisciplinarity work field such as women's
studies, unhindered design and child safety, as well as which can use the advantages of the
era and technology in their projects.
Keywords: Digital Era, Social Awareness, Multidisciplinary, Transdisciplinarity,
Education.
Giriş
Çalışma; dijital çağ, disiplinler ötesi ve dijital beşeri bilimler kavramlarını temel alarak
genelde bu kavramları barındıran özelde farklı amaçlarla şekillendirilen ders içeriklerini/ ders
önerisini içermektedir. Bu kavramların seçilme sebebi teknoloji çağının sonuçları ile birlikte,
bu çağın avantajlarından mimarlık eğitiminde de faydalanarak bu faydayı öğrencilerin de
keşfetmesini sağlamaktır. Ayrıca disiplinler arası sınırların neredeyse yok olmak üzere
olduğu günümüzde, yeni bir yaklaşım olan disiplinler ötesi kavramından yola çıkıp bu alana
uygun olduğu düşünülen çalışma önerileriyle kavramı pekiştirmektir.
Günümüzde gerekli ve popüler çalışma alanlarından olan yeniden işlevlendirme
kavramının teknoloji ile birleştirilmesiyle ortaya ne gibi çalışmalar çıkabileceğini göstermekte
ve yine çokça üzerinde durulan çalışma konularından olan, kadın çalışmaları, çocuk
çalışmaları ve engelsiz tasarım başlıklarının önemi ve gerekliliği çalışma ile vurgulanmaktadır.
Kavram Tanımları: Dijital Beşeri Bilimler, Disiplinler Ötesi, Yeniden İşlevlendirme
Dijital Beşeri Bilimler
Bilgisayar teknolojilerinin insani bilimlere uygulanması şeklinde tanımı yapılan dijital
insani bilimler, dijital teknolojilerin ve bilgi teknolojilerinin yaratılması, uygulanması ve
114
yorumlanması için geniş bir uygulama alanı sunan terimdir (Presnen &Johnson, 2005’ten
Aktaran Akça, 2017, s. 47).
Başka bir ifadeyle dijital beşeri bilimler, kültür çalışmaları ile insanî bilimleri birleştiren
heterojenik bir çalışma sahasıdır (Reichert, 2015’ten Aktaran Akça, 2018, s. 194). Şavk’ın
tanımladığı şekliyle, ‘Veri kümelerini, dijital kültürün açıklık, erişilebilirlik ve adapte
edilebilirlik ilkeleri bağlamında ele alan, bilgi üretim ve paylaşım süreçlerinin daha az
hiyerarşik olmasını hedefleyen bir alan’dır (Şavk, 2018, s. 202).
Genel anlamıyla bu kavram; beşeri bilimlerin temel sorunlarına cevap vermek amacıyla
teknolojik araçların kullanılmasıdır. Teknolojinin sağladığı niceliksel metotların ve objektif
stratejilerin kullanımıyla, beşeri bilimlere yöneltilen sübjektiflik eleştirisini ortadan
kaldırmaya yöneliktir. Kısaca beşeri ve sosyal bilimlere ve bu alanların temel problemlerine
teknolojik yaklaşımlarla yeni bir soluk getiren olgudur (Akça, 2018, s. 194).
Beşeri bilimler olarak da bilinen dijital beşeri bilimler, bilgisayar bilimi ve insanlık
disiplinlerinin kesişimiyle ilgili bir çalışma, araştırma, öğretim ve buluş alanıdır. Bu kapsamda
doğası gereği disiplinler arası bir yöntemdir. Elektronik formda bilginin araştırılması, analizi,
sentezi ve sunumunu içerir. Bu medyanın, kullandıkları disiplinleri nasıl etkilediğini ve bu
disiplinlerin bilgi birikimimize katkıda bulunmak için neler yaptığını inceler (Gold, 2012, s. 4).
Gold bu tanım ile sayısal beşeri bilimlerin, bilgisayar ve beşeri bilimlerin kesişimiyle
ilgili, araştırma, çalışma, eğitim ve buluş alanı olduğunu, bu nedenle doğası gereği
disiplinler arası bir yöntem olduğunu dile getirmektedir. Ayrıca elektronik formda bilginin
araştırılması, analizi, sentezi ve sunumunu içeren bu alanın, disiplinleri nasıl etkilediği ve bu
disiplinlerin bilgi birikimine katkı sağlamak için neler yaptığını inceleyen bir alan olduğunu
belirtmektedir.
‘Dijital beşeri bilimler insan gücü araştırmalarını bilgi teknolojileri alanında ve
bu teknolojiler aracılığıyla pratiğe geçiren ve teknolojilerin, medyanın ve hesaplama
yöntemleriyle etkileşimleri aracılığıyla nasıl gelişebileceğini araştıran çeşitli ve halen
gelişmekte olan bir alandır.’ (Patrik, 2011, s. 21). Tanımı ile sayısal beşeri bilimler; insan
gücü araştırmalarını, bilgi teknolojileri alanında, bu teknolojiler yardımıyla uygulamaya
geçiren ve teknoloji, medya, hesaplama yöntemlerinin etkileşimiyle nasıl gelişebileceğini
araştıran, çeşitli ve gelişmekte olan bir alan olarak ifade edilmektedir.
Disiplinler Ötesi
Disiplinler ötesi kavramı, birkaç disiplini aşarak, herhangi bir disiplin alanının ötesine
geçen meselelerle ilgili bir alan olarak tanımlanmıştır(Babüroğlu, 2003’den Aktaran Karaçalı,
2015, s. 6-7).
Bolat’a göre ise; ‘Disiplinlerin kapsamının ötesinde olan bir problemi disiplinlerden
gelen bilgiyle açıklamaya çalışmaktır. Mekatronik ve telekomünikasyon buna örnek olarak
verilebilir.’ (2016, s. 21). Aktan’ın tanımladığı şekliyle ise disiplinler ötesi yaklaşım, birkaç
disiplini aşarak tek bir disiplin alanının ötesinde sorunlarla ilgilenen olgudur (2007, s. 28).
Disiplinler ötesi sözcüğündeki “ötesi” kelimesi bütün alanların aralarındaki sınırların
kalkmasını ve alanların ötesine geçilmesini belirtir. Amaç evreni kavramak için gerekli bilgi
bütünlüğünü sağlamaktır (Nicolescu, 2000’den Aktaran Turna&Bolat&Keskin, 2012, s. 3).
Disiplinler ötesi yaklaşım, iyi tanımlı kavramsal çerçevelerin oluşturulmasıyla tekil
alanların kısıtlı görüş açılarının genişletilmesidir. Başka bir ifadeyle, tek alan içinde her
115
boyutu, her parçası ayrı ayrı ele alınan konuların daha bütüncül yaklaşım ile ele alınmasıdır.
Açık sistem kuramı, çevresel psikoloji, yöneylem araştırması, kabul görmüş alanlar üstü
yaklaşım örnekleridir (Baykal, 2014, s. 4).
Yeniden İşlevlendirme
Zamanla değişen yaşam biçimi ve gereksinimler ile birlikte özgün işlevini kaybeden
tarihi yapıların, yeni ve farklı bir işlevi üstlenecek şekilde dönüştürülmesine, yeniden
işlevlendirme denir (Kosif, 2015, s. 47,48).
Yeniden işlevlendirme yapısal yönden sağlam fakat varoluş amacına hizmet edemeyen
yapılarda, yapıya yeni bir işlev yüklenmesidir. Başka bir ifadeyle, mekana ait geleneksel
değerlerin korunup, günümüz çağdaş gereksinimlerine cevap verecek yeni bir işlev ile
yapının donatılmasıdır (Kosif, 2015, s. 47,48).
Yapılış amacındaki işlevini yitirerek, onarılıp yeni bir fonksiyon ile yaşama döndürülüp
toplum hizmetine sunulan yapılar, kültürel birikim sürdürülebilirliği sağlaması ve
başlangıçta üretilen yapının yeni işlevi ile hayata döndürülecek olan yapıya hammadde
olarak kullanılması sebebiyle yeniden işlevlendirme; sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel ve
sosyo-politik yönden tercih edilmektedir (Sav, 2017, s. 15).
Teknolojik Gelişmeler ve Güncel Yaklaşımlara Paralel Olarak Geliştirilen Ders
Önerisi
1970’li ve 80’li yıllarda az sayıda mimar bilgisayarın mimariye katabileceği faydaların
farkına varmış ve bu konuda çalışmalara başlamıştır. Bilgisayarın mimaride kullanılması ile
oluşan sibernetik sisteme de bu dönemde rastlanmıştır. Sibernetik sistemin baş aktörleri
olan Gordon Pask, Cedric Price, John Frazer ve Massachussets Institute of Technology’den
Nicholas Negroponte gelecek nesiller için siber uzay hakkında ön görülerde bulunmuşlardır.
Marcos Novak, Greg Lynn gibi isimler ise bu konuda yeni teknolojiler geliştirerek mimarların
vizyonunu etkilemiştir (Kutsal, 2009, s. 11).
1980’lerde kompleks bilgisayarların ortaya çıkmasıyla mimarlık da bu teknolojiden
etkilenmeye başlamıştır. Zamanın mimarları ve mühendisleri bilgisayarı kendi bilimlerinde
nasıl kullanabileceklerini araştırmışlardır. Ayrıca 1920’lerden beri süre gelen işlemsel
tasarım kavramını da hayata geçirebilecekleri bir ortam yakalamışlar ve insan beyninin tek
başına tasarlamakta zorlanacağı tasarımların, bilgisayara geçişi yavaş ama ivmeli bir şekilde
başlamıştır (Kutsal, 2009, s. 12).
2000’li yıllara gelindiğinde tüm bilim dallarında dijital çağ ya da bilgi çağı olarak
tanımlanan bir dönem başlamıştır. Teknolojinin en üst seviyelere ulaşmasıyla birlikte her
disiplin bu gelişmelerden faydalanmaya ve kendi gelişimini hızlandırmaya çalışmıştır.
Dijital tasarım teknolojilerinin mimaride kullanılmasıyla birlikte üretim biçimlerinde de
farklılaşma başlamıştır. Bu farklılaşma ile geleneksel tasarım yöntemini farklılaştırabilecek
tasarımlar bilgisayar ortamında yapılabilmiş, üretim sistemlerinin de dijital ortam yardımıyla
yapılabilmesi sağlanmıştır (Kutsal, 2009, s. 13).
Bilgi çağı olarak nitelendirilen günümüzde en belirgin teknolojik gelişme bilgisayar
teknolojilerinde yaşanmaktadır. Bilgisayar teknolojileri dolayısıyla da bilgisayarın mimari
tasarım ve uygulamaya dahil olmasıyla, inşa edilemez gibi gözüken, hayali formların,
uygulamaya etki eden kriterlerin uygun bir şekilde koşullandırılmasıyla inşa edilebildiği
ortaya çıkmıştır (Altın, 2005, s. 25-26).
116
Final Sınavı:
• 1/20 plan
• 1/20 2 adet kesit, 2 adet görünüş
• İşlev şeması ve kavram analizi paftası
• 1/1, 1/5, 1/10 detaylar
• Simülasyon şeklinde üç boyutlu
modelleme programında oluşturulan
mekanın dijital ortamda (CD’de) teslimi
Tablo 1: Bitirme Projesi Ders Planı
119
Bir diğer ders önerisi ise yüksek lisans eğitimi programında yer alması öngörülen
Tasarımda Toplumsal Farkındalık dersidir. Bu ders kapsamında engelsiz tasarım, kadın
çalışmaları ve çocuk güvenliği olmak üzere disiplinler ötesi çalışma alanlarına uygun olduğu
düşünülen üç konu başlığı belirlenmiştir. Belirlenen konu başlıkları, 30 kişilik kontenjana
sahip olması öngörülen sınıfta üç grup oluşturulacak şekilde dağıtılacaktır. Engelsiz tasarım
çalışmasında; öğrenciler bulundukları üniversitenin kampüsünde bulunan engelli bireylerin
davranışlarını gözlemleyerek, yönlendirme araçlarının yetersiz ya da yanlış olduğu bir
bölgeyi tespit ettikten sonra, hem gözlem verileri hem de görüşmelerle elde ettikleri veriler
doğrultusunda, belirlenen bu alanda engelli yönlendirme araçlarının işlevsel olacak şekilde
güncellendiği bir tasarı önerisi projesi hazırlayacaklardır. Bu çalışmayı yaparken araştırma
metodu olarak vaka çalışması (case study) yöntemini kullanmaları, veri toplama tekniği
olarak da gözlem, görüşme, anket tekniklerinden faydalanmaları beklenmektir.
Dersteki bir diğer çalışma olan kadın çalışmalarında; Mor Çatı kurumunda yer alan
kadınlar ile yapılacak çalışma ile onlarda aile kavramı algısının belirlenmesi beklenmektedir.
Bu çalışmada korelasyon araştırması metodu kullanılması ve veri toplama tekniği olarak anket
tekniğinden faydalanılması beklenmektedir. Aynı zamanda yapılacak anket çalışması ile
sunulacak konu başlıkları arasından ( takı tasarımı, çanta boyama, ebru, sulu boya .. vb.) birinin
belirlenmesiyle ders öğrencileri koordinatörlüğünde katılıma açık çalıştay düzenlenecektir.
Çocuk güvenliği çalışmasında ise öğrencilerin belirledikleri bir oyun parkını çocuk
güvenliği açısından değerlendirmesi beklenmektedir. Burada hem gözlem hem de
ebeveynlerle yapılacak olan görüşmeler ile oyun parkları; teknik (boyut, ölçek, ergonomi)
yönden, çevresel yönden( lokasyon uygunluğu ) ya da öğrencilerin literatür araştırmaları
sonucu elde ettiği herhangi başka bir yönden güvenlik açısından değerlendirilecektir. Anket
sonuçları doğrultusunda ulaşılan verilerle, mevcut sorunlara (var ise) çözüm olabilecek
prototip bir park tasarımı önerisinde bulunulacaktır. Bu çalışmanın vaka çalışması (case
study)metodu ile oluşturulması ve çalışma süresince veri toplama tekniği olarak gözlem -
görüşme Ders kapsamında bu üç projenin önerilme sebebi günümüzde sıkça karşılaştığımız
disiplinler ötesi bu konularda öğrencilerde duyarlılık ya da farkındalık oluşturmaktır. Ayrıca
tüm çalışmalarda öğrencilere yararlanacakları araştırma metodu belirtilerek, bu metotlar
hakkında bilgi toplamaları ve çalışmalarında, topladıkları bilgiyi kullanarak pekiştirmelerine
katkı sağlamak amaçlanmıştır. Bu ders ile ilgili ders planına tablo 2’de yer verilmiştir.
planına tablo 2’de yer verilmiştir.
120
…
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ
İÇ MİMARLIK VE
İÇ MİMARLIK VEÇEVRE TASARIMI
ÇEVRE TASARIMI BÖLÜMÜ
BÖLÜMÜ
TASARIMDA TOPLUMSAL FARKINDALIK ÖĞRETİM PROGRAMI
Proje Konuları
• Engelsiz Tasarım: 10 öğrenciden
oluşan grup tarafından, bulundukları
üniversitenin kampüsünde bulunan engelli
bireylerin davranışlarını gözlemlenerek,
yönlendirme araçlarının yetersiz ya da yanlış
olduğu bir bölge tespit edildikten sonra, hem
İlkeler ve
gözlem verileri hem de görüşmelerle elde
Süreç
edilen veriler doğrultusunda belirlenen bu
İşleyişi
alanda engelli yönlendirme araçlarının işlevsel
olacak şekilde güncellendiği bir tasarı önerisi
projesinin hazırlanması. Çalışmanın tüm
aşamalarının ve sonucunun, yeni yönlendirme
tasarımının sunulması ve rapor olarak teslim
edilmesi. (Çalışma vaka çalışması metodu ile
oluşturulmalıdır ve çalışma süresince veri
toplama tekniği olarak gözlem - görüşme ve
anket tekniklerinden faydalanılmalıdır).
Sonuç
Sonuç
İçinde bulunduğumuz dijital çağ birçok alanda olduğu gibi eğitim
İçinde bulunduğumuz dijital çağ birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da
alanında da değişimleri zorunlu kılmaktadır. Geleneksel eğitim
değişimleri zorunlu kılmaktadır. Geleneksel eğitim yöntemleri ile birlikte bu çağın
yöntemleri ile birlikte bu çağın getirilerini bütünleştirmek, hem
getirilerini bütünleştirmek, hem eğitimciler hem de öğrenciler için katkı sağlayıcıdır. Dijital
eğitimciler hem de öğrenciler için katkı sağlayıcıdır. Dijital çağ ile
çağ ile birlikte 2000’li yıllarda ortaya çıkan dijital beşeri bilimler kavramı ve disiplinler ötesi
birlikte 2000’li yıllarda ortaya çıkan dijital beşeri bilimler kavramı ve
kavramından yola çıkan bu çalışma ile önerilen proje dersinde, yeniden işlevlendirmenin yanı
sıra mimarlık alanındaki yeniliklerden biri olan sanal mekan/sanal mimarlık kavramlarına
yer verilerek teknoloji çağının mimarlık eğitimine en önemli faydalarından olan bu konu
üzerinde durulmuştur. Bu ders ile öngörülen temel kazanımlar ise;
• Mevcut bir işlevi olan herhangi tarihi bir mekana yeni bir işlev yükleyerek, ihtiyaçlar ve
problemlere çözümler üretebilmek,
• Çağın ve teknolojinin gerekliliklerini mesleğine uygulamadır.
Önerilen seçmeli derste ise tüm disiplinler tarafından çalışılabilen, disiplinler ötesi
çalışmalar olarak ele alınabilecek konu başlıklarına yer verilerek öğrencilerde farkındalık
ve bu konulara aşinalık sağlamak amaçlanmaktadır. Bu sayede, sadece mesleğinin teknik
gerekliliklerini yerine getirmekten sorumlu tasarımcılardan ziyade, her alanda, her konuda,
her kullanıcı ile çalışabilecek onların sorunlarına ya da beklentilerine çözüm önerilerinde
bulunabilecek yeterlikte tasarımcıların ya da araştırmacıların yetiştirilmesine katkı sağlayacak
önerilerde bulunulduğu düşünülmektedir.
123
Kaynakça
Akça, Sümeyye. (2017). Dijital İnsani Bilimler Yaklaşımıyla Kültür Varlıklarının
Görünürlüğünün ve Kullanımının Artırılması: Türkiye İçin Kavramsal Bir Model Önerisi.
Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Akça, Sümeyye. (2018). Dijital İnsani Bilimler: Yeni Bir Yaklaşım, Türk Kütüphaneciliği,
32(3), s.193-207.
Aktan, Coşkun Can. (2007). Yüksek Öğretimde Değişim: Global Trendeler ve Yeni
Paradigmalar, Yaşar Üniversitesi Yayını, s.1-43.
Altın, Mehmet Ali (2005). İç Mekan Tasarımında Bilgisayar Teknolojilerinin Araç ve
Malzeme Olarak Kullanımı. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.
Barut, İlke. (2007). Mimarlık Bilgisayar Etkileşimşnde İşbirliği Kavramı. Yüksek Lisans
Tezi. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Baykal, Ali. (2014). Program Geliştirme Yaklaşımlarında Alansal Bağlam. Boğaziçi
Üniversitesi Eğitim Dergisi, 20(2), s.1-10.
Bolat, Yeliz. (2016). Kavram Temelli Disipliner Arası Yaklaşıma Göre Tasarlanan
Ünitenin Otantik Değerlendirmesine Yönelik Bir Eylem Araştırması. Doktora Tezi.
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Gold, M. K. (2012). Debates In The Digital Humanities. Minnesota: University of
Minnesota Press.
Karaçalı, Hülya. (2015). Multidisipliner Sanat Ortamında Görme Pratiği. Yüksek Lisans
Tezi. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hatay.
Kutsal, Ahmet Caner (2009). Dijital Tasarım ve Üretim Tekniklerinin Mimaride
Kullanılması. Yüksek Lisans Tezi.Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Kosif, Yeşim. (2015). Restorasyon sonrası yeniden işlevlendirilen konaklama yapılarında
yapay aydınlatma ve 'Akaretler W İstanbul Otel' örneği. Yüksek Lisans Tezi. Beykent
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Patrik, S. (2011). The Landscape of Digital Humanities. Digital Humanities Quarterly.
Sav, Sedef. (2017). Bir yeniden kullanım önerisi olarak Lefkoşe Kent Müzesi. Yüksek
Lisans Tezi. İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Şavk, S. (2018). Dijital Yöntem ve Araçlar Türkiye Sinema Tarihi Çalışmaları Açısından
Ne Vaat Ediyor? Sinecine, 9(1), 199-208.
Turna, Ö., Bolat, M., & Keskin, S. (2012). Disiplinlerarası Yaklaşım: Müzik, Fizik,
Matematik Örneği. X. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi, (s. 1-8). Niğde.
124
125
Özlem SAĞIROĞLU
Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fak., Mimarlık Böl., Ankara Türkiye, osagiroglu@gazi.edu.tr
faydalanamamış, dolayısıyla 1838’de yapılan Ticaret Anlaşması’yla Batı’nın açık pazarı haline
gelmiştir. Osmanlı Devleti üzerindeki emperyalizm etkisi, yabancı sermayenin ülkeye girişi
özellikle demiryolu yapımı için Batılı şirketlere tanınan imtiyazlarla artmıştır. 1914 yılında
Osmanlı Devleti’ne yapılan yabancı sermaye yatırımının % 63,1’ini demiryolları oluşturmuştur.
İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya Osmanlı topraklarında demiryolu imtiyazları elde
edebilmek için birbirleriyle mücadele etmişlerdir. Böyle bir rekabet ortamında Osmanlı
Devleti demiryollarını kontrolü altına alamamıştır. Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nın
başlamasıyla demiryollarına el koysa da, savaşı kaybetmesiyle mevcut hatları yabancı şirketlere
tekrardan iade etmek zorunda kalmıştır. İlgili şirketlerin Osmanlı demiryollarının üzerindeki
denetimi Cumhuriyet’in ilanına kadar sürmüştür (Akbulut, 2010: 1-10).
Demiryolları, Türkiye Cumhuriyeti döneminde devlet politikası haline getirilmiştir. Bizzat
Atatürk’ün emriyle bütün ülke topraklarının çelik raylarla birbirine bağlanması hedeflenmiştir.
Ancak Atatürk sonrası dönemde değişen dünya düzeninin de etkisiyle, demiryollarına
verilen önem aynı şekilde devam etmemiştir. 1930 sonrası dünya hâkimiyetinin Avrupa’dan
ABD’e geçmesiyle demir-çelik sanayiden vazgeçilmiş, petro-kimya sanayi gelişmiş ve
dolayısıyla demiryolu önemini kaybederken hava ve kara ulaşımı önem kazanmıştır. Özellikle
1950 sonrası ABD’nin Marshall Planları doğrultusunda karayolu ulaşımı desteklenirken
demiryolları önemini hızla kaybetmiştir. 1970 yılında Avrupa ülkelerinde yaşanan petrol
krizleriyle demiryolları tekrardan ülkeler gündemine girmeye başlamıştır. Ancak Türkiye
demiryollarına yönelik bu politikalarda Osmanlı Devleti’nde olduğu gibi yine geç kalmıştır. İlk
hızlı tren hattı olan Shinkansen Demiryolu 1966’da Japonya’da hizmete girerken, Türkiye’de
hızlı tren projesi 2009 yılında yabancı teknolojilerin desteğiyle faaliyete geçirilebilmiştir. Buna
rağmen Türkiye, Avrupa Birliği sürecinde ulaştırma politikalarına entegre olabilmek adına,
2000 sonrası demiryolu yatırımlarına ağırlık vermeye başlamıştır.
Koruma ve Yeniden İşlevlendirme Kavramı
Kültürel varlık ve koruma bilincinin oluşarak bilimsel bir uğraş haline gelmesi
19. yüzyılda özellikle Avrupa’da ortaya çıkmış ve korumaya yönelik yöntemler
tartışılmaya başlanmıştır. Koruma anlayışı restorasyonu hayal etmeye dayalı tasarım
kararları üzerinde temellenmiş, gelişip evrilerek maksimum araştırma, belge toplama,
çözümleme, belgeleme ve minimum müdahale ile özgün dokuyu koruma eğilimiyle
idealize edilmiştir (Zakar ve Eyüpgiller, 2015: 183-185).
2863 sayılı Kanunu’na göre kültür varlığı kavramı "tarih öncesi ve tarihi devirlere ait
bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde
sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer
altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklar”, koruma kavramı da “taşınmaz
kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiştirme
işlemleri; taşınır kültür varlıklarında ise muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon işleri”,
olarak tariflenir. Taşınmaz kültür varlıklarının korunması, görünümlerinin ve çevreleri
ile uyumlarının muhafazası için tek bir yapı ya da yapı grubu ile ilişkili, o yapıyı etkileyen
ya da yapıdan etkilenen bir koruma alanı oluşturulur. Koruma alanı, “taşınmaz kültür ve
tabiat varlıklarının muhafazaları veya tarihi çevre içinde korunmalarında etkinlik taşıyan
korunması zorunlu olan alan” olarak tariflenir. Bu alandaki kısıtlar ve önlemler, o alanı
belirleyen yapı ya da yapı grubunu görünüm olarak korumaya ve çevresinde uyumsuz
bir inşai ve ya fiziksel müdahalenin yapılmasını önlemeye yönelik olmalıdır (Madran Ve
127
Özgönül, 2005: 7-38). Taşınmaz kültür varlıklarının oluşturduğu kültürel miras, bizden
önceki nesillerin yaşam biçimleri, ilişkileri, estetik anlayışları, yapı ve süsleme sanatında
ulaştıkları düzey vb. bilgileri bize aktaran en somut ve en anlatımlı belgelerin başında gelir.
Geçmişi öğrenmek, deneyimlerinden yararlanmak, gelecek için örnek almak, bir belge
olarak gelecek nesillere aktarılmak vb. birçok nedene dayalı olarak geçmişin bu tanıklarının
korunmaları gerekmektedir (Madran Ve Özgönül, 2005: 57-79).
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 5.11.1999 tarih ve 660 sayılı
ilke kararına göre korunacak yapılara müdahaleler bakım, basit onarım, esaslı onarım
(restorasyon) ve yeniden yapma (rekonstrüksiyon) olarak gruplandırılır (Madran Ve
Özgönül, 2005: 142-158). Günümüzde kültür varlıklarının korunmasındaki temel yaklaşım
sürekli bakımlarının sağlanması yönündedir. Ancak kültür varlıklarının korunmasında
restorasyon gibi büyük ölçekli müdahalelerin gerektiği koşullar da oluşabilir. Bu
durumlar da sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yeniden yapma, temizleme ve taşıma
restorasyon tekniklerinden biri ya da birkaçı bir arada uygulanabilir. Bilimsel restorasyonda
kültür varlığının tarihi belge ve estetik değerinin korunması olabildiğince az müdahaleyle
yapılmaya çalışılır. Onarım esnasında yapılan müdahalelerin derecesi sağlamlaştırmadan,
yenileme ve taşımaya doğru artar. Zamanla değişen yaşam biçimi ve ona bağlı istekler
nedeniyle birçok tarihi yapı özgün işlevini yitirmekte ve ilk yapılış amacından farklı bir
işleve hizmet etmek için yenileme/yeniden kullanım/yeni işleve uyarlama tekniği ile
restore edilmektedir (Ahunbay, 2011: 97-98).
Yeniden kullanım, eski binaların yıkımdan kurtarılması için bir araç ve önleyici,
sürekli bakımın gerçekleşebilmesi için koruma bağlamında mutlak gerekli olarak görülen
bir restorasyon tekniğidir. Yeniden kullanım, binanın özgün tasarımını ve bütünlüğünü
bozmadan, yapıya fazla yük getirmeden uygun yeni bir işleve uyarlayarak yeni ihtiyaçları
karşılayabilir hale getirilmesi eylemidir (Zakar ve Eyüpgiller, 2015: 44). Venedik Tüzüğünün
5. maddesinde “Anıtların korunması, her zaman onları herhangi bir yararlı toplumsal
amaç için kullanmakla kolaylaştırılabilir. Bunun için bu tür bir kullanma arzu edilir, fakat
bu nedenle yapının planı, ya da bezemeleri değiştirilmemelidir. Ancak bu sınırlar içinde
yeni işlevin gerektirdiği değişiklikler tasarlanabilir ve buna izin verilebilir” denilerek yeniden
kullanımla ilgili temel yaklaşım ana çizgileriyle belirtilmiştir.
Endüstriyel Miras Alanı Olarak Demiryolları ve Ankara Gar Sahası Yerleşkesi Örneği
TICCIH tarafından 2003 yılında hazırlanan Nizhny Tagil Tüzüğüne göre endüstri mirası
sanayi kültürünün tarihi, teknolojik, sosyal, mimari ya da bilimsel değeri olan kalıntılarından
oluşmaktadır. Bu kalıntılar bina ve makineleri, atölyeleri, imalathane ve fabrikaları, maden
ocakları ile işleme ve arıtma alanlarını, ambar ve depoları, enerjinin üretildiği, iletildiği ve
kullanıldığı yerleri, ulaşım ve ilgili altyapıyı ve sanayi ile alakalı olan barınma, ibadet ve
eğitim gibi sosyal etkinlikler için kullanılan mekânları içermektedir (Alpan, 2013: 21-28).
Son iki yüzyıl içinde tüm dünyada görülen sanayileşme süreci insanlık tarihinin büyük bir
aşamasını oluşturur; mirası da çağdaş dünya için önemli ve kritiktir. ICOMOS ve TICCIH
ortak Dublin ilkelerine göre endüstri mirası oldukça hassastır ve risklerle karşı karşıyadır.
Yalnız bilinçsizlikten, belgeleme eksikliğinden tescil edilmediğinden, saygı görmediğinden
değil, değişen ekonomik eğilimlerden, olumsuz kavrayışlardan, çevresel kaygılardan veya
iri boyutları ve karmaşıklığından dolayı da yitirilmektedir. Fakat mevcut yapıların ömrünü
ve sahip oldukları enerji süresini uzatarak, endüstri mirasını koruyarak, yerel, ulusal ve
oşulların, süreçlerin, teknolojilerin temsilcileridir; bazıları ise küresel
tkinin seçkin örneklerini oluştururlar. Kimi de değişik teknolojiler ve
arihlere128ait, bileşenleri birbirine bağlı sistemler veya komplekslerdir.
Demiryolları, hammadde temini ve ürünlerin pazarlara ulaştırılması
olleri sebebiyle endüstrileşmeyi mümkün kılan alanlardan biridir. Bu
uluslararası düzeylerde sürdürülebilir gelişme hedeflerini gerçekleştirmeye katkı sağlanabilir.
Endüstri mirası alanları amaçları, tanımları ve zaman içindeki evrimleri bakımından çok
edenleçeşitlidirler.
günümüze ulaşan demiryolları ile ilgili her türlü arşiv belgeleri,
Çoğu bölgesel veya tarihi koşulların, süreçlerin, teknolojilerin temsilcileridir;
aşınabilir nesneler,
bazıları makine
ise küresel etkinin veörneklerini
seçkin ekipmanlar, yapılar,
oluştururlar. Kimi de hatlar ile bir bütün
değişik teknolojiler
luşturan kentsel ve kırsal alanlar ve manzaralar endüstri mirasının
ve tarihlere ait, bileşenleri birbirine bağlı sistemler veya komplekslerdir. Demiryolları,
İstasyon
İstasyon Caddesi
Caddesi kentinkentin en alanına
en prestijli prestijli alanına
dönüşmüştür. Ulus dönüşmüştür.
Meydanı ve İstasyonUlus
Caddesi için gerçekleşen bu gelişmeler, Ankara Gar Sahasına da merkez özelliği
Meydanı ve İstasyon Caddesi için gerçekleşen bu gelişmeler, Ankara Gar
kazandırmıştır (Bayraktar, 2013: 23-24).
Sahasına da merkez özelliği kazandırmıştır (Bayraktar, 2013: 23-24).
Ankara Gar Sahasının Genel Özellikleri
Demiryolumirasının
Demiryolu mirasının
yenidenyeniden işlevlendirilerek
işlevlendirilerek korunmasınakorunmasına yönelik
yönelik yapılacak örnek
yapılacak örnek
saha çalışması, Ankarasaha çalışması,
İli, Altındağ AnkaraKöprüsü
İlçesi, Sıhhıye İli, Altındağ İlçesi,
ile Konya Yolu Sıhhıye
arasında 29216
Köprüsü ile Konya
ada ve 1 parselde Yolu arasında
yer almakta olan, Ankara 29216
Kültürada ve 1 parselde
ve Tabiat Varlıklarınıyer almakta
Koruma Bölge
olan, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun
27.05.2005 tarih ve 544 sayılı Kararı ile sınırlandırılmış Ankara Gar
130
Kurulu’nun 27.05.2005 tarih ve 544 sayılı Kararı ile sınırlandırılmış Ankara Gar Sahası
Koruma Alanı olarak belirlenmiştir. Ankara Gar Sahası Koruma Alanının kuzeybatısını
Kazım Karabekir Caddesi, kuzeydoğusunu Hipodrom Caddesi ve Talatpaşa Bulvarı, güney
doğusunu Altınsoy Caddesi, güneybatısını da demiryolu hattı kesmektedir. Alan, kuzeybatı
yönünde Ankara Büyükşehir Belediyesi, kuzeydoğu yönünde Kore’de Savaşan Türkler
Anıtı, Türk Hava Kurumu Müzesi, Ankara Spor Salonu ve Gençlik Parkı, güneydoğu
yönünde Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Kule Restoran, Atatürk Konutu ve
Salonu ve Cer Modern, güneybatı yönünde de Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı ile komşudur.
Demiryolları Müzesi, Ankara Garı, Demiryolu Müzesi ve Sanat Galerisi,
Ankara Gar Sahası Koruma Alanı yaklaşık 77.000 m2 olup, Resim 3.’de görüldüğü gibi
TCDD Taşımacılık A.Ş., Hizmet Evi (Eski Sağlık Binası), Kısım Şefliği,
sahada 16 adet tescilli, 12 adet tescilsiz olmak üzere toplam 28 adet yapı, peyzaj alanları,
Hizmet Evi (Eski Muhtarlık Binası), Büyük Kreş, Hizmet Evleri (5, 4, 3,
otoparklar ve yollar yer almaktadır.
4 ve 3 Daireli olarak 5 adet Lojman) ve Ankara Demirspor Düğün Salonu
Ankara Gar Sahasının Mimari Özellikleri
Binaları; Cumhuriyet döneminin ve demiryollarının tarihsel ve mimari
yönden
Kültür önemli
Varlığı birer
Niteliği yapısı
Olan olduğu
Tescilli Yapılariçin 08.05.1981 tarih ve A.2815 sayılı
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Kule Restoran, Yüksek Atatürk
KuruluKonutu
Kararınca koruma
ve Demiryolları
altına Ankara
Müzesi, alınmıştır. Söz konusu
Garı, Demiryolu Müzesi ve yapılar, Ankara
Sanat Galerisi, Kültür ve
TCDD Taşımacılık A.Ş., Tabiat
Hizmet
Varlıklarını Koruma Kurulunun 13.04.1993 tarih ve 2919 sayılı Kararına
Evi (Eski Sağlık Binası), Kısım Şefliği, Hizmet Evi (Eski Muhtarlık Binası), Büyük Kreş,
göre I.Evleri
Hizmet Grup
(5, 4, korunacak eser
3, 4 ve 3 Daireli kategorisi
olarak içindedir
5 adet Lojman) (Ankara
ve Ankara II Düğün
Demirspor Nolu
KTVKBK
Salonu Arşivi,
Binaları; 2019).döneminin ve demiryollarının tarihsel ve mimari yönden
Cumhuriyet
önemli birer yapısı olduğu için 08.05.1981 tarih ve A.2815 sayılı Gayrimenkul Eski Eserler
Anıtsal
ve Anıtlar Olan
YüksekTescilli Yapılarkoruma altına alınmıştır. Söz konusu yapılar, Ankara
Kurulu Kararınca
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 13.04.1993 tarih ve 2919 sayılı Kararına
göreKuban’ın düşüncelerine
I. Grup korunacak göre
eser kategorisi insan,(Ankara
içindedir çevreIIve kültürle
Nolu KTVKBKkurduğu ilişki
Arşivi, 2019).
bakımından
Anıtsal TCDD
Olan Tescilli İşletmesi
Yapılar Genel Müdürlüğü, Kule Restoran, Atatürk
Konutu ve Demiryolları Müzesi, Ankara Garı, Demiryolu Müzesi ve
Kuban’ın düşüncelerine göre insan, çevre ve kültürle kurduğu ilişki bakımından TCDD
Sanat Galerisi, TCDD Taşımacılık A.Ş. tescilli binalarını Ankara Gar
İşletmesi Genel Müdürlüğü, Kule Restoran, Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi, Ankara
Sahası için birer simge özelliği olan anıt yapılar olarak değerlendirebiliriz
Garı, Demiryolu Müzesi ve Sanat Galerisi, TCDD Taşımacılık A.Ş. tescilli binalarını Ankara
(Kuban, 1973).
Gar Sahası için birer simge özelliği olan anıt yapılar olarak değerlendirebiliriz (Kuban, 1973).
TCDD
TCDD İşletmesi
İşletmesi GenelGenel Müdürlüğü
Müdürlüğü
TCDD
TCDD İşletmesi
İşletmesi Genel Genel
MüdürlüğüMüdürlüğü Binası,
Binası, Y. Mimar BedriY.UçarMimar Bedri
tarafından Uçar
tasarlanmış
tarafından
ve tasarlanmış
Haymil İnşaat taahhüdündeve Haymil
1939-1941İnşaat
yılları taahhüdünde 1939-1941
arasında inşa edilmiştir. Bina,yılları
proje
aşamasında Sergi Evi binasının çaprazında daha geniş bir
arasında inşa edilmiştir. Bina, proje aşamasında Sergi Evi binasınınalan için tasarlanmış ancak
belediyenin
çaprazındabudaha alan geniş
için farklı bir işlev
bir alan içinkurgulaması
tasarlanmış dolayısıyla bugünkü yerinde
ancak belediyenin inşa
bu alan
edilmiştir. Proje alanının daralması ve 2. Dünya Savaşının başlaması ile yaşanılan ekonomik
için farklı bir işlev kurgulaması dolayısıyla bugünkü yerinde inşa
edilmiştir. Proje alanının daralması ve 2. Dünya Savaşının başlaması ile
yaşanılan ekonomik bunalımlardan dolayı bina ilk tasarlandığı şekliyle
131
bunalımlardan dolayı bina ilk tasarlandığı şekliyle inşa edilememiştir. Öncelikle esas gövde
kısmı
binanıninşa da
edilmiş,
inşakanatlar sonradan
tarihi kesin eklenmiştir. Bina;
bilinememekle dört kat TCDD
birlikte, ve bir bodrumdan oluşan,
çalışanlarının
dört tarafı kapalı ve ortasında büyük bir avlu bulunan müstakil bir blok şeklinde, giriş aksına
sözlü ifadeleri ve arşiv belgeleri eklentinin 1987 yılı sonrasında
göre simetrik olarak inşa edilmiştir (Uçar, 1941/42). Kanatlar ise, 1959-1979 yılları arasında
yapıldığını göstermektedir (TCDD, 2013:79-89).
mevcut binaya eklenmiştir. İç avludaki ek binanın da inşa tarihi kesin bilinememekle
birlikte,
TCDD TCDDİşletmesi
çalışanlarının sözlü Müdürlüğü
Genel ifadeleri ve arşiv belgeleriAfife
Binası; eklentinin 1987 yılıII.sonrasında
Batur'un Ulusal
yapıldığını göstermektedir (TCDD, 2013:79-89).
mimarlık sınıflamasında simetrik plan şeması, taş kaplama cephesi ve
TCDD
giriş İşletmesi Genel
cephesindeki Müdürlüğü anıtsal
kolonlarıyla Binası; Afife Batur'un II. grupta
ve akademik Ulusal mimarlık
örnek
sınıflamasında simetrik plan şeması,
gösterilmiştir (TCDD, 2013: 41). taş kaplama cephesi ve giriş cephesindeki kolonlarıyla
anıtsal ve akademik grupta örnek gösterilmiştir (TCDD, 2013: 41).
Ankara
Ankara Garı
Garı
Resim 5. BinanınResim
Güncel5. Binanın
Hali ve PlanGüncel
Şeması Hali ve Plan Şeması
19. yüzyılda demiryolunun Ankara’ya gelişiyle inşa edilen eski istasyon binası,
19. yüzyılda demiryolunun Ankara’ya gelişiyle inşa edilen eski
Cumhuriyet ile başkent ilan edilen Ankara için yetersiz gelmeye başlamıştır. Eski istasyon
istasyon binası,yıkılarak
ve müştemilatları Cumhuriyet
yerine; ile başkent
görkemli, ilan
kente edilen
giriş kapısı Ankara için yetersiz
olma niteliğine layık bir
gar binası Mimar Şekip Akalın tarafından tasarlanmış ve 1935-1937 yılları yerine;
gelmeye başlamıştır. Eski istasyon ve müştemilatları yıkılarak arasında
görkemli, kente
Abdurrahman Naci giriş
Demirağkapısı olma niteliğine
taahhüdünde layıkYeni
inşa edilmiştir. bir Ankara
gar binası
Garı, Mimar
simetrik
uzun yatay plan şemasıyla, İstasyon Meydanı boyunca ve demiryolu hattına arasında
Şekip Akalın tarafından tasarlanmış ve 1935-1937 yılları paralel bir
Abdurrahman
biçimde Naci Demirağ
kuzeybatı-güneydoğu taahhüdünde
yönünde uzanmaktadır. inşaBu edilmiştir. Yeniuzanan
tarz, hat boyunca Ankara tek
Garı,istasyon
taraflı simetrik uzuntürüne
yapıları yataybirplan şemasıyla,
örnektir İstasyon
(Erkut, 2009). AnkaraMeydanı
Gar Binasınınboyunca ve
dikdörtgen
demiryoluplan
formundaki hattına paralel
şeması içinde bir ve
yer alan biçimde kuzeybatı-güneydoğu
gar meydanına cephe veren merdiven yönünde
evleri, giriş
uzanmaktadır.
holünün sağında veBu tarz,simetrik
solunda hat boyunca uzanan tek taraflı
olarak konumlandırılmıştır. Yapıistasyon
taban alanıyapıları
boyunca
türüne bir örnektir (Erkut, 2009). Ankara Gar Binasının dikdörtgen
uzanan zemin kat üzerinde, orta aksta kalacak şekilde yer alan giriş holü, üç kat boyunca
formundaki plan
yükselmektedir. Giriş şeması
holünün içinde
sağında yer alan ve
ve solunda gar meydanına
simetrik olarak önce üç cephe veren
kat, sonra iki
kat halinde konumlandırılmış
merdiven yapının, sağsağında
evleri, giriş holünün ucunda da ve teksolunda
kat olaraksimetrik
konumlandırılmış
olarak
mekânlar yer almaktadır. Zemin katın izdüşümü olan
konumlandırılmıştır. Yapı taban alanı boyunca uzanan zemin bodrum kat ile yapıda toplamkatkat
sayısı 4’e ulaşmaktadır. Girişteki anıtsal sütun düzeni ile merdiven kulelerinin yuvarlatılmış
üzerinde, orta aksta kalacak şekilde yer alan giriş holü, üç kat boyunca
hatları dönemin egemen mimarlık tutumlarının birleştirilerek kullanıldığını göstermektedir.
yükselmektedir. Giriş holünün sağında ve solunda simetrik olarak önce
Çatı bitimi ve pencere denizliklerini birleştiren yatay silmeler ile dikey merdiven pencereleri
üç kat, sonra iki kat halinde konumlandırılmış yapının, sağ ucunda da tek
de o yılların biçimsel özelliklerini yansıtan elemanlar arasındadır. Betonarme iskeleti olan
kat olarak konumlandırılmış mekânlar yer almaktadır. Zemin katın
yapı cephesi, döneminin mimari yaklaşımı ile doğru orantılı olarak Kayaş civarındaki taş
izdüşümügetirilen
ocağından olan bodrum kat ile
Ankara taşıyla yapıda toplam kat sayısı 4’e ulaşmaktadır.
kaplanmıştır.
Girişteki anıtsal sütun düzeni ile merdiven kulelerinin yuvarlatılmış
hatları dönemin egemen mimarlık tutumlarının birleştirilerek
kullanıldığını göstermektedir. Çatı bitimi ve pencere denizliklerini
birleştiren yatay silmeler ile dikey merdiven pencereleri de o yılların
biçimsel özelliklerini yansıtan elemanlar arasındadır. Betonarme iskeleti
olan yapı cephesi, döneminin mimari yaklaşımı ile doğru orantılı olarak
Kayaş
132
civarındaki taş ocağından getirilen Ankara taşıyla kaplanmıştır.
Kule Restoran
Kule Restoran
TCDD Taşımacılık A.Ş. Binası, Mimar Kemalettin tarafından tasarlanarak 1928 yılında
Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü ile Ulaştırma Bakanlığı’na hizmet vermek üzere
işletmeye açılmıştır. Yapı plan şeması bakımından Mimar Kemalettin’in konut yapıları
içerisinde literatüre geçmiştir. Demiryolu çalışanları için inşa edilen bu konut yapısı özgün
işleviyle kullanılmamış, ihtiyaçtan dolayı Bakanlık, Genel Müdürlük, Meslek Okulu, Öğrenci
Yurdu, Bölge Müdürlüğü gibi çok çeşitli işlevlerle kullanılmıştır.
Yapı iki bodrum, bir çatı olmak üzere 7 katlı ve betonarme yapı sistemiyle inşa edilmiştir.
Belgelere göre, yapı geniş bir iç avlunun tüm çevresini saracak seçilde tasarlanmış ancak
üçte bir bölümü inşa edilebilmiştir. Yapının gerçekleştirilmiş bölümü, tabanı geniş kolları
kısa bir “U” plan biçimindedir. Yapının ortasında bulunan avluya, Gar Meydanı tarafından
bir buçuk kat yüksekliğinde görkemli demir parmaklıklarla bezenmiş kemerli bir geçit ile
ulaşılmaktadır. Yapının yuvarlatılmış bir köşe ile birleştirilen meydan ve yol cephelerinde,
birinci kat düzeyinden başlayıp çatı katına kadar uzayan köşe kulesi görünümlü dört adet
kapalı cumba tasarlanmıştır. Yapının cepheleri taş kuşaklarla üçe bölünmüş ve yer katı
çatı pencereleri
pencerileri olandiğer
sivri kemerli, kırma çatı sistemiyle
kat pencereleri ise büyükörtülmüştür (Yavuz,Kemerli
dikdörtgen biçimlidir. 2009:
303-307).
geçitin üstünde ve hatta bakan cephede üç kat devam eden balkonlar yapılmıştır. Yapı asbest
kaplamalı, çatı pencereleri olan kırma çatı sistemiyle örtülmüştür (Yavuz, 2009: 303-307).
Diğer Tescilli
Diğer Tescilli Yapılar
Yapılar
Resim Resim
10. Diğer Tescilli
10. Diğer Binaların
Tescilli Binaların Günümüz
Günümüz Halleri Halleri
Ankara GarSahası
Ankara Gar Sahası Koruma
Koruma AlanıAlanı içerisinde
içerisinde yer alan yer
diğeralan diğer
tescilli tescilli
iş yeri, hizmetiş
yeri,
evi vehizmet evi ve
sosyal tesis sosyal
yapıları tesistarihi
ile ilgili yapıları ile ilgili
ve mimari tarihi
literatür ve mimari
bilgilerine literatür
ulaşılamamış
bilgilerine
ancak TCDD ulaşılamamış
ve KTVKK arşivlerindenancak yararlanılmıştır.
TCDD ve Arşivlerden
KTVKK elde arşivlerinden
edilen kent
yararlanılmıştır. Arşivlerden
planları, projeler, tescil eldevb.edilen
fişleri, raporlar belgelerkent planları,
ışığında projeler,
bu yapıların tescil
da inşası ve
geçirdikleri
fişleri, değişimler
raporlar hakkındaışığında
vb. belgeler fikir yürütülmeye ve güncel
bu yapıların hallerinden
da inşası yapısal ve
ve geçirdikleri
mimari okumaları yapılmaya çalışılmıştır.
değişimler hakkında fikir yürütülmeye ve güncel hallerinden yapısal ve
mimari okumaları yapılmaya çalışılmıştır.
tülmeye
Kültür ve güncel
Varlığı Niteliği hallerinden
Olmayan Diğer Yapılar yapısal ve
alışılmıştır.
iz Binaların
Hizmet EviGünümüz Halleri
Yatakhanesi, Hizmet Evi (CTC) ve İş Yerleri,Araştırma
Kreş, Elektronik Merkezi, B
(Eski Revizörlük Ek Binası), CTC Kumanda Merkezi, Bölge Müdürlüğü
Küçük Kreş, Elektronik Araştırma Merkezi,
, Hizmet
kültürel
Evi (CTC)
nitelikleri bakımından
vesahaİş Yerleri,
uygun bulunmamışlardır.
Küçük
Sahası sorunlarıKoruma Alanı
alınacak ve içerisinde yer alma
koruma alanı içerisinde yer aldıklarından, çalışmaları kapsamında mimari özellikleri ve
r. Ancak
stratejik söz konusu yapılar koruma alanı
1950’lerden sonra tüm Dünya’da hakim olan yeni ekonomik politikalar ile demiryolları
önemini Türkiye’de de kaybetmiş ve ulaştırma alanındaki yatırımlar karayollarına
kaydırılmıştır. Demiryollarının devlet politikası olduğu Cumhuriyetin ilk yıllarında,
sahakentleşme
çalışmaları kapsamında
gar ve ya istasyon sahaları çevresinde gelişmiş, demiryolu boyuncamimari
da yayılmıştır.
Ancak 1950’lerden sonra ulaşım alanında yaşanan değişimler kentleşme politikalarını da
etkilemiştir. Yeni ulaştırma politikalarıyla, şehir merkezlerinde kalan birçok demiryolu
sahası farklı işlevler için boşaltılmış ve ya yeterince yatırım yapılıp kullanılmadığı için atıl
duruma getirilmiştir. Cumhuriyet’ten sonra hızla büyüyüp gelişen Ankara Gar Sahası
Yerleşkesi için de 1950’lerden sonra benzer durumlar yaşanmıştır. Yerleşkenin endüstriyel
sahaları şehir dışına taşınmış ve arazileri farklı işlevler için satılmış ve ya devredilmiştir.
136
Özellikle demiryolu ile yapılan şehiriçi ve şehirlerarası seferlerin tercih edilirliğinin azalması,
Ankara Gar Sahası’nın da fiziksel olarak bakımsızlaşıp çarpıklaşmasına, yer yer de atıl hale
gelmesine sebep olmuştur.
Çalışma alanı olarak belirlenen Ankara Gar Sahası Koruma Alanı korunma sorunları
açısından yapı ölçeğinde incelendiğinde, alanda herhangi bir metruk yapılaşma görülmemiş
ancak, binalar kullanılmaya devam edilirken yapılan insan kaynaklı müdahalelerle özgün
mimari niteliklerinin, işlevlerinin, yapım tekniklerinin ve malzeme özelliklerinin değiştiği ve
ya tamamen yok olduğu tespit edilmiştir. Alan ölçeğindeki incelemelerde de, gar sahasının
herhangi bir plan dahilinde değil, ihtiyaçlar doğrultusunda yapılaşarak hat boyunca uzayıp
genişlediği görülmüştür. Yapılarda olduğu gibi alanda da, günümüz konfor koşullarını
sağlayabilmesi ve işlev devamlılığı açısından yüksek katlı binalar, geniş yollar ve otoparklar
şeklinde plansız yapılaşmalardan kaynaklanan insan temelli sorunlar gözlemlenmiştir.
Özellikle 2016 yılında hizmete giren Yüksek Hızlı Tren Garı Binası hem mimari özellikleri
hem de ebatları yönünden sahayı daha da daraltmış ve tarihi gar manzarısını değiştirmiştir.
Ankara Gar Sahası İçin Yeni İşlev Önerileri
Bu çalışma ile; hem kentsel ölçekli kültür varlığı olma özelliğine sahip, hem de endüstri
mirası kavramı ile birlikte değerlendirilen demiryolu mirasının bir örneği olan Ankara
Gar Sahasının tarihsel olarak araştırmasının ve mevcut durum incelemelerinin yapılarak,
korunmasına yönelik yeni işlev önerileri geliştirilmesi amaçlanmıştır. Ankara Gar Sahası
kuruluşundan itibaren, gerek teknolojik gerekse sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmelerin
etkileriyle fiziksel olarak çok çeşitli değişimler geçirmiş ancak, özgün işleviyle kullanıma
devam edilmektedir. 2. bölümde açıklanan koruma yaklaşımlarına göre Ankara Gar
Sahası günümüzde de özgün işleviyle hizmet vermeye devam edebilmekte olduğundan
koruma için öncelikli önerimiz özgün işlevinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır. 3.
bölümde bahsedilen korunma sorunları değerlendirildiğinde ise, mevcut sahanın fiziki
yönden günümüz ihtiyaçlarını yeterince karşılayamadığı görülmektedir. Bu sebeple
yeniden işlevlendirerek koruma da, Ankara Gar Sahasının restorasyonu için önerilebilecek
tekniklerden biridir. Ankara Gar Sahası Koruma Alanı, yapılar, açık alanlar, konum ve çevre
açısından değerlendirildiğinde kültür merkezi ve ya eğitim kompleksi fonksiyonlarıyla da
yeniden işlevlendirilme potansiyeline sahip bulunmuştur.
Kaynaklar
Ahunbay, Z. (1996, 1999, 2004, 2007, 2009, 2011). Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon.
İstanbul: YEM Yayın, 97-98.
Akbulut, G. (2010). Siyasi Coğrafya Açısından Türkiye’de Demiryolu Ulaşımı. Ankara:
Anı Yayıncılık, 1-10.
Akın, İ. (2001). Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi. Kebikeç,
11, 235-236.
Alpan, A. (2013). Eski Sanayi Alanlarının Yazındaki Yerine ve Endüstri Arkeolojisinin
Tarihçesine Kısa Bir Bakış. Tayfun Kahraman (Ed.) Planlama Dergisi, 2012/1-2, (ss. 21-28),
Ankara: TMMOB Şehir Plancıları Odası Yayını.
Bayraktar, N. (2013). Tarihe Eş Zamanlı Tanıklık: Ulus ve Kızılay Meydanlarının Değişim
137
Süreci. Mehtap Türkyılmaz ve Alev Ayaokur (Ed.) Ankara Araştırmaları Dergisi, 1(1), (ss.
23-24), Ankara: VEKAM.
Erkut, E., A. (Ed.) (2009). Bina Kimlikleri Söyleşisi: Ankara Gar Kompleksi. Ankara:
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi.
Kuban, D. (1973). Anıt Kavramı Üzerine Düşünceler. Mimarlık Dergisi, 7, (ss. 5-6),
Ankara.
Madran, E. Ve Özgönül, N. (2005). Kültürel ve Doğal Değerlerin Korunması. Ankara:
TMMOB Mimarlar Odası, 57-79,142-158.
Özyüksel, M. (2008). Osmanlı İmparatorluğunda Nüfuz Mücadesi: Anadolu Ve Bağdat
Demiryolları. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, XIII-XIX.
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü (2016). Ankara Gar Binası Rölöve ve Restitüsyon
Raporu. Ankara, 41.
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü (2013). TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Binası
Rölöve ve Restitüsyon Raporu. Ankara, 41,79-89.
Uçar, B. (1941/42). D.D.Y. Umumi Binası. Keti Çapanoğlu (Yay.) Arkitekt Dergisi, 11-12,
(ss. 241-247). İstanbul.
Wehdorn, M.’den aktaran Uzunoğlu, N. (2018). Kültürel Miras Alanlarının Toplumsal
Bellek Bağlamında Yeniden İşlevlendirilmesi: Haydarpaşa Örneği. Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Yavuz, Y. (2009). Kemalettin Bey Anma Programı Dizisi: İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e
Mimar Kemalettin 1870-1927. Ankara: TMMOB Mimarlar Odası ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü Ortak Yayını, 303-307.
Zakar, L. Ve Eyüpgiller, K. K. (2015). Mimari Restorasyon Koruma Teknik ve Yöntemleri,
(2. Baskı). İstanbul, 35-36, 44, 183-185.
İnternet: URL-1. Demiryolu Müzesi ve Sanat Galerisi, URL: http://www.tcdd.gov.tr/
muzeler/TCDD%20DEM%C4%B0RYOLLARI%20M%C3%9CZES%C4%B0%20VE%20
SANAT%20GALER%C4%B0S%C4%B0/5, Son Erişim Tarihi: 14.01.2019.
138
139
Giriş
Günümüzde Hımış
yerelYapı Tekniğinin Orta
malzemeyle yapılanAnadolu ve Yozgat
bulunduğuÇadırardıç
dokuya ait
Belediyesi'ndeki Kırsal Yapılar Üzerinden
yapılar azalmaktadır. Var olanları koruma amaçlı çalışmalar yapılm Değerlendirilmesi
ncak istenilen düzeyde etkili Funda olamamaktadır.
ÇAĞLAR
Yapılacak olan kor
alışmaları için özellikli yapıların belgelenmesi gerekir.
Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Turkiye
1998 yılına kadar köy olan Çadırardıç, 29/11/1998 tarihinde belediye olmuş, 18 Nisan
1999 tarihli seçimlerde ise ilk belediye başkanını seçmiştir.
2009 yılında da son belediye başkanını seçmiş ve ‘6360 Sayılı Kanunu’na’ göre nüfusu
2000’in altına düştüğü için 2014 tarihinde tekrar köy haline gelmiştir.
Köyün kuruluşuna dair herhangi bir belgeye henüz ulaşılamamıştır. Ancak Yusuf
Mertoğlu ile (eski belediye bşk) yapılan röportajda, köy ile ilgili sözlü bilgilere ulaşılmıştır.
Bu bilgilere göre, günümüzde herhangi bir ağacın olmadığı köy meydanında geçmişte
kadim ve geniş başlıklı ağaçlar bulunmaktadır. Buradan gelen geçenler, günümüzde köy
meydanında bulunan çeşmenin yakınında bulunduğu rivayet edilen en büyük en geniş
gölgeli ardıç ağacı altında serinlemekte ve dinlenmektedir. Zaman içinde bu ağacın adı koyu
ve geniş gölgesine istinaden ‘çadırardıç’ olarak anılmaya başlamış ve ilk yapılar bu ağacın
etrafında şekillenmiştir. Köyün ismi de bu ağaca istinaden Çadırardıç olarak söylenerek
günümüze kadar gelmiştir. İlk yerleşim, meydanın tanımlayan çeşme ve Belediye binasının
olduğu hatta, meydanı merkez olarak alacak şekilde oluşmuş; ancak zamanla Yozgat-
Sungurlu hattında çoğalarak devam etmiştir. (Röportaj,2016 Yusuf Mertoğlu)
Köyün geçim kaynağını tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. Toplam nüfusun %
85.8’inin geçim kaynağı olan tarım uygulamaları, sulu ve kuru tarım şeklinde yapılmaktadır.
En uzun süre devam eden kış mevsimi soğuk ve kar yağışlı geçen bölgenin, yazları sıcak ve
kuraktır. Bu sebeple kuraklığa dayanıklı baklagilleri olan nohut, mercimek, buğday ve arpa
tarımı yoğunlukla yapılmaktadır.
Çadırardıç Köyü Doku Özellikleri
Çadırardıç Köyü’nde en büyük alanı tarlalar kaplamaktadır. Konutlar, konutlara ait
bahçeler, mezarlık, tarlalar, işlenmemiş toprak bu köyü oluşturmaktadır. Köyün etrafından
geçen bir dere vardır. Tarlalar bu dere sayesinde sulanmaktadır. Çadırardıç Köyü’nde
toplam 336 adet yapı vardır. Bu yapılar için bir inceleme yöntemi belirlenmiştir. Bu inceleme
yöntemi şöyledir: Her bir yapı işlev, kat yüksekliği bakımından incelenmiştir. Daha sonra bu
yapıların her birinin ölçüleri alınarak plan kesit ve görünüşleri çizilmiştir. Köyde bulunan
yıkılmış olan bir yapıdan kullanılan malzemeler ve bu malzemelerin kullanılma teknikleri
öğrenilerek bu detaylar çizilmiştir. Bu köyde kullanılan hımış yapı tekniği her bir yapının
detaylarına bakılarak ve bu detayar çizilerek belgelenmiştir.
Ayrıca bu köyde doğan, büyüyen ve köyün son belediye başkanı olan Yusuf Mertoğlu
(eski belediye başkanı) ile yapılan röportaj da hımış yapıları belgelemek için önemli bir sözlü
kaynak olmuştur.
Ayrıca bu köyde doğan, büyüyen ve köyün son belediye başkanı olan
Yusuf Mertoğlu (eski belediye başkanı) ile yapılan röportaj da hımış141
yapıları belgelemek için önemli bir sözlü kaynak olmuştur.
Köydeki
Köydeki yapıların
yapıların büyükbüyük çoğunluğu
çoğunluğu konuttur.birlikte
konuttur. Konutlarla Konutlarla
bir adet birlikte bir
marangozhane,
adet
bir adetmarangozhane, birbelediye
sağlık ocağı, bir adet adet sağlık ocağı,
binası, bir bir bir
adet okul, adet belediye
adet binası,
cami, bir adet bir
su deposu,
adet
bir adetokul, bir adet
benzinlik cami, bir adet su deposu, bir adet benzinlik vardır.
vardır.
Köydeki yapılar bir ve iki katlıdır. Konutlar çoğunlukla 2 katlıdır. Konutların alt katları
ahır, Köydeki yapılar
kömürlük olarak bir ve iki katlıdır.
kullanılmaktadır. Konutlar
Üst katlarında yaşam çoğunlukla
alanı vardır. 2 katlıdır.
Konutların alt katları ahır, kömürlük olarak kullanılmaktadır. Üst
Köydeki yapıların yapısal olarak durumları incelenmiştir. Bu yapılar tadilat gerektirip
katlarında yaşam alanı vardır.
gerektirmediklerine göre sınıflanırılmışlardır. Bu sınıflanırma: “İyi: Herhangi bir müdehale
Köydekiyapılar,
gerektirmeyen yapıların
Orta:yapısal
Malzeme,olarak durumları
strüktürel incelenmiştir.
olarak müdahale Buyapılar,
gerektiren yapılarKötü:
tadilat olarak
Strüktürel gerektirip
sorunugerektirmediklerine
olmayıp malzeme, eleman göreolarak
sınıflanırılmışlardır.
büyük müdehalelere Bu gerek
sınıflanırma: “İyi: Herhangi bir müdehale gerektirmeyen yapılar, Orta:
duyulan yapılar, Harabe: Taşıyıcı, malzeme, eleman olarak kötü durumda olan yapılar”.
Malzeme, strüktürel olarak
Yapıların malzemeleri müdahale
incelenerek gerektiren
değişmişlik durumlarıyapılar, Kötü:Hımış
incelenmiştir. Strüktürel
yapıların
olarakhımış
tadilatı, sorunu olmayıp malzeme,
yapı malzemelerine eleman
sadık olarak olarak
yapılmaya büyükAncak,
çalışmıştır. müdehalelere
bazı tadilatlar
gerek duyulan
(döşeme tadilatı, çatıyapılar, Harabe: Taşıyıcı,
tadilatı) sonrasında az da olsa malzeme, eleman
yapılar değişime olarak kötü
uğramışlardır. Ayrıca
durumda
köyde olanfarklı
tamamen yapılar”.
bir yöntemle (betonarme)yapılan yapılar mevcuttur. Ancak bu yapılar
sayıca oldukça azdır.
Yapıları değişmişlik durumlarına göre incelenmiştir. Bu inceleme şu şeklide yapılmıştır:
Az değişmiş yapılar: Yapının özgünlüğünü bozmadan küçük tadilatlar geçirmesi, Çok
değişmiş yapılar: Yapılar yapılan müdehaleler sonrasında özgünlüğünü kaybetmiş olması,
tadilatlar gerçiren yapılar oldukça fazladır. Ancak bu müdahaleler
yapıların özgünlüğünü bozmamıştır. Yeni yapılar betonarme olarak
yapılmıştır. Ancak bu yapıların sayısı da oldukça azdır.
142
Çadırardıç
Değişmemiş köyüYapıların
yapılar: yapı mekansal
herhengi birkurgusu
değişime uğramaması, Yeni yapılar: Hımış yapı
tekniği dışında yeni bir teknikle yapılan yapılar. Bölgede küçük tadilatlar gerçiren yapılar
Çadırardıç Köyü’nde yapılar caddeden giriş alırlar fakat caddeye
oldukça fazladır. Ancak bu müdahaleler yapıların özgünlüğünü bozmamıştır. Yeni yapılar
doğru yönelmezler. Yapılar iç sokaklar oluştururlar ve o sokaklara
betonarme olarak yapılmıştır. Ancak bu yapıların sayısı da oldukça azdır.
yönelirler.
Çadırardıç köyü yapı mekansal kurgusu
Yapılar bitişik
Çadırardıç Köyü’nde olarak
yapılarkonumlanmamıştır.
caddeden giriş alırlar Aralarında
fakat caddeyeuzaklığı sabit bir
doğru yönelmezler.
değer olmayan boşluklar vardır. Konutların
Yapılar iç sokaklar oluştururlar ve o sokaklara yönelirler. önünde bahçeleri bulunur.
Bazı yapılar bu bahçeleri değerlendirmiş ve ekim yapmıştır. Bazı
Yapılar bitişik olarak konumlanmamıştır. Aralarında uzaklığı sabit bir değer olmayan
yapıların bahçeleri ise toprak olarak kalmıştır.
boşluklar vardır. Konutların önünde bahçeleri bulunur. Bazı yapılar bu bahçeleri
değerlendirmiş ve ekim yapmıştır.
Yapılar genellikle Bazı yapıların
iki katlıdır. Zeminbahçeleri ise toprak
katlarında olarak
ahırlar kalmıştır.
vardır. Ahırlara
bahçeden ulaşılır.ikiAhırların
Yapılar genellikle katlıdır. Zeminiçinde samanlık
katlarında ahırlar ve yalak
vardır. vardır.
Ahırlara Ahırlarda
bahçeden ulaşılır.
aydınlatma için küçük pencereler vardır. Bahçeden merdivenle 1. Kata
Ahırların içinde samanlık ve yalak vardır. Ahırlarda aydınlatma için küçük pencereler vardır.
Bahçeden merdivenle 1. Kata çıkılır. Merdivenle çıkıldığında balkona
çıkılır. Merdivenle çıkıldığında balkona ulaşılır. Burası açık bir giriş holüulaşılır. Burası açık bir
giriş holü olarak
olarak davranır. davranır.
ŞekilŞekil
3. Yapıların Cephe
3. Yapıların Cephe Görünüşü
Görünüşü
Yapılara ahşap bir kapıdan girilir. Yapılara girildiğinde sofaya ulaşılır.
Çadırardiç Köyü’nde
Yapılara ahşap evlergirilir.
bir kapıdan orta Yapılara
sofalıdır. Sofa aile
girildiğinde yaşamının
sofaya geçtiği
ulaşılır. Çadırardiç
Köyü’nde evler orta sofalıdır. Sofa aile yaşamının geçtiği yerdir. Diğer odalara girişleriki
yerdir. Diğer odalara girişler bu mekândan sağlanır. Giriş kapısının bu
mekândan sağlanır. Giriş kapısının iki yanındaki ilk odalar genellikle yatak odası olarak
kullanılır. Yatak odalarında yüklükler bulunur. Yüklüklerde ailenin yatakları eşyaları vardır.
Bu yüklükler dolap olarak değil perdeyle odadan ayrılırlar.
Sofada biraz daha ilerleyince sağ ve sol olmak üzere iki kapı daha vardır. Bu kapılardan
biri mutfak diğeri de yatak odasıdır. Mutfakta, bucaklık adı verilen tabakların koyulması için
raflar bulunur. Günümüzde normal ocaklar kullanılır. Fakat geçmişte mutfaklarda bacalı
ocaklar bulunuğu Yusuf Mertoğlu ile yapılan görüşme sonucunda öğrenilmiştir. (Yusuf
Mertoğlu ile Yapılan Görüşme,2018)
normal ocaklar kullanılır. Fakat geçmişte mutfaklarda bacalı ocaklar
bulunuğu Yusuf Mertoğlu ile yapılan görüşme sonucunda öğrenilmiştir.
(Yusuf Mertoğlu ile Yapılan Görüşme,2018) 143
ÇadırardıçŞekil 4. Sofa
Köyü Yapım Tekniği ‘Hımış’
Hımış kelimesi Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğünde “Ağaç Ağaç çatkıların arasına
Çadırardıç Köyü Yapım Tekniği ‘Hımış’
kerpiç doldurularak yapılmış duvar veya bina” olarak tanımlanmış olup (TDK Güncel Türkçe
Hımış
Sözlük, kelimesi
2019), genellikleTürk Dil Kurumu
kırsal bölgelerde bulunangüncel
yapılarTürkçe sözlüğündeKafesçioğlu
için kullanılmaktadır. “Ağaç
Ağaç çatkıların arasına kerpiç doldurularak yapılmış duvar
hımış yapılar ile ilgili; yapıda kullanılan malzemenin o bölgeye ait olduğuveya
ve bu bina”
sebeple
olarak tanımlanmış
malzemenin hem doğalolup olduğu(TDKhem Güncel
de kolay Türkçe Sözlük, bilgisini
temin edilebildiği 2019), vererek
genellikle
hımış
yapı tanımını “Hımış yapılar taş, ahşap ve kerpiç malzemeden
kırsal bölgelerde bulunan yapılar için kullanılmaktadır. Kafesçioğlu hımış oluşurlar. Başka malzeme
kullanılması çok nadir
yapılar ile ilgili; yapıdagörülen bir şeydir.
kullanılan Çatılarda kiremit
malzemenin kullanılması
o bölgeye ise doğaldır.”
ait olduğu ve bu
Şeklinde yapmaktadır (Kafesçioğlu,1949).
sebeple malzemenin hem doğal olduğu hem de kolay temin edilebildiği
Benzer vererek
bilgisini şekilde Aksoy
hımışveyapı
Ahunbay’da
tanımını“Taş bir temel
“Hımış üzerinetaş,
yapılar kurulan
ahşapahşap iskeletin
ve kerpiç
arasına kerpiç yaoluşurlar.
malzemeden da tuğlalar Başka
doldurulmasıyla
malzeme oluşturulan yapılarçok
kullanılması ‘hımış’ adınıgörülen
nadir alır” şeklinde
bir
Arseven’den aktarmaktadırlar (Arseven, Tarihsiz’den akt: Aksoy ve Ahunbay,2005).
şeydir. Çatılarda kiremit kullanılması ise doğaldır.” Şeklinde yapmaktadır
(Kafesçioğlu,1949).
Köyde bulunan yapıların büyük çoğunluğunda zemin kat, döşeme kirişlerine kadar
kaba yonu yığma moloz taş olarak kurgulanmış; bu moloz taş örgü, temel kotunda daha
büyükBenzer şekilde
taşlardan Aksoy ve
oluşturulmak Ahunbay’da
sureti “Taş bir
ile devam etmiştir. temel üzerine
Temellerin kurulan
derinliğine dair bir
ahşapyapılamamıştır.
ölçüm iskeletin arasına Fakat kerpiç ya da tuğlalar
Yusuf Mertoğlu ile yapılandoldurulmasıyla
görüşme sonucunda, oluşturulan
bu derinliğin
yapılar 50‘hımış’
yaklaşık cm civarındaadını alır” şeklinde
kurgulandığı; Arseven’den
yapı ustasının gerek görmesiaktarmaktadırlar
halinde, bu derinliği
(Arseven, Tarihsiz’den
arttırabildiği akt:(Yusuf
bilgisine erişilmiştir Aksoy ve Ahunbay,2005).
Mertoğlu ile sözlü görüşme, 2018). Benzer şekilde,
Çelebi’de temel derinliğin zeminin mukavemetine bağlı olduğu, bu aralığın ise 60 – 100 cm
Köyde
arasında bulunan
değiştiği bilgisiniyapıların
vermektedirbüyük çoğunluğunda zemin kat, döşeme
(Çelebi,2012)
kirişlerine kadar kaba yonu yığma moloz taş olarak kurgulanmış; bu
moloz taş örgü, temel kotunda daha büyük taşlardan oluşturulmak sureti
ile halinde,
sözlü görüşme,
bu derinliği2018). Benzer
arttırabildiği şekilde,
bilgisine Çelebi’de
erişilmiştir temel
(Yusuf derinliğin
Mertoğlu
ile sözlü görüşme, 2018). Benzer şekilde, Çelebi’de temel
zeminin mukavemetine bağlı olduğu, bu aralığın ise 60 – 100 cm arasında derinliğin
zeminin
değiştiği
144 mukavemetine
bilgisini bağlı olduğu,
vermektedir bu aralığın ise 60 – 100 cm arasında
(Çelebi,2012)
değiştiği bilgisini vermektedir (Çelebi,2012)
Şekil 6. TemelŞekil
Detayı ve Detayı
6. Temel yapımvetekniğini gösterir
yapım tekniğini fotoğraflar
gösterir fotoğraflar
Köydebulunan
Köyde bulunan yapılarda,
yapılarda, temellerin
temellerin döşeme döşeme
kirişlerine kirişlerine kadar olan
kadar olan devamı veya su
Şekil 6. Temel
devamı
basman veya Detayı
sukadar
seviyesine ve yapım
basman
olan 60-120 tekniğini
seviyesine
cm kadar gösterir
olan
aralığındaki fotoğraflar
60-120
yükseklik; cmyonu
kaba aralığındaki
yığma moloz
yükseklik;
taş kaba
duvar olarak yonu
devam yığma moloz taş duvar olarak devam ettirilmiştir.
ettirilmiştir.
Alanda yapılan sözlü görüşmede, taşların yakın çevreden, genellikle de dere yatağından
KöydeAlanda yapılan yapılarda,
bulunan sözlü görüşmede, taşlarındöşeme
temellerin yakın çevreden, genellikle
toplandığı, ocaktan çıkarılmadığı bilgisine ulaşılmıştır. Taşlarınkirişlerine kadar olan
birbirine dayanmadığı,
de
devamı dere
veya yatağından
su basman toplandığı,
seviyesine ocaktan
kadar olan çıkarılmadığı
60-120 cm bilgisine
aralığındaki
aradaki boşluğun harç ile doldurulduğu bilgisi de alanda yapılan sözlü görüşme ile elde
ulaşılmıştır. Taşların birbirine dayanmadığı,2018).
yükseklik;
edilmiştir. kaba
(Yusuf yonu yığma
Mertoğlu yapılanmoloz taş duvararadaki
sözlü görüşme, olarak boşluğun
devam
Yapılan
harç ile
yerindeettirilmiştir.
gözlemlerde,
doldurulduğu bilgisi de alanda yapılan sözlü görüşme ile elde
bu harcın içeriğinin toprak, su ve saman olduğu zaman zaman içinde çakıl taşlarının
edilmiştir.
Alanda
da yapılan
bulunduğu sözlü görüşmede,
tespit edilmiştir. Yaklaşık 50- 60 taşların yakın
cm arasında çevreden,
değişen genellikle
yığma moloz taş
de duvarlar,
dere köşelerde
yatağından
daha büyüktoplandığı,
boyutlardaki kabaocaktan
yonu kesme çıkarılmadığı bilgisine
taşlarla güçlendirilmiştir.
Bu duvarlarda kapı dışında nadiren açıklık mevcuttur. Kapı veya pencerelerdeki açıklıkların
ulaşılmıştır. Taşların birbirine dayanmadığı, aradaki boşluğun harç ile
üzeri ahşap lento ile güçlendirilerek, üstten gelen yükün temele aktarımı sağlanmıştır.
doldurulduğu bilgisi de alanda yapılan sözlü görüşme ile elde edilmiştir.
Köyde bulunan yapılarda kullanılan kerpiç toprak, su ve samandan oluşmaktadır. Yusuf
Mertoğlu kerpicin yapımını şu şekilde aktarmıştır: “Öncelikle, toprakta bulunan taşlar
145
topraktan ayrılır. Küçük taşları bağlama özelliğinden dolayı bırakılır. Toprakla su ve saman
birleştirilir. Bir gün beklenir. Bu sayede toprak su saman birleşimi tamamen birbirinin içine
geçip homojen bir karışım elde edilir. Bu karışım kerpiç kalıplarına dökülür. Bu kalıbın
ölçüleri Çadırardıç Köyü’nde en 15 cm boy 25 cm yükseklik 20 cm olarak yapılır. Bu ölçülerde
4 gözlü kalıplar yapılır. Bu kalıplara dökülen kerpiç karışımı güneş altında bekletilir. Hava
durumuna göre kuruma süresi değişir. Güneş gören yüzü kuruyunca kalıp ters çevirilerek
kerpicin tamamen kuruması sağlanır. Kuruma süresi genellikle 2-3 gün, en fazla 1 hafta
sürer”. (Yusuf Mertoğlu ile yapılan görüşme,2018)
Yapıların temellerinde, dere yataklarından, çevreden toplanan taşlar kullanılır. Bu
taşları cinslerine ve büyüklüklerine göre kısmen ayrılmış, yuvarlak olarak yapılmış ve
cilalanmamıştır. Taşlar olduğu gibi kullanılır.
Çadırardıç Köyü etrafında kavak ve söğüt ağaçları oldukça fazladır. Bu açıdan hımış
yapılarda kullanılacak olan ahşap malzemeyi ede etmek kolaydır. Söğüt ve kacak ağaçlarıyla
birlikte ardıç ağacı da kullanılır. Bazı yerlerde beyaz çam kullanılır. Köydeki yapılarda
kullanılan ahşaplar, ağaçların kesildikten sonra sadece kabukları alınarak yapılır. Ahşap
işlenmeden kullanılır.
Hımış Yapılarda Elemanlar
Kerpiç duvarlar yapı sistemine göre taşıyıcı ya da bölücü olarak görev yaparlar. Hımış
yapılarda kerpiç duvar masif kerpiç yapı sistemi olarak görev yapar. Bu masif duvar; taşıyıcı,
bölücü, iç ve dış duvar olarak sınıflandırılır. Kerpiç duvarlar oluşturulurken kalıp halinde
olan kerpiç bloklar üst üste konulurken dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Çelebi,
kerpiç duvar örülürken ‘Düşey derzlerin üst üste gelmemesine, düşey ve yatay derzlerin
tamamen çamur harçla dolmamasına, derz kalınlıklarının 1,5-2 cm’i geçmemesine, kerpiç
blok derzlerinin yatay olmasına, ilerde ayrıntılı ele alınacak hatılların yatay bağlantıyı
köşe ve düzende
oluşturacak birleşme noktalarının
ve duvar yüksekliğinde birlikte örülmesine
belirli sayıda ve köşe
kullanılmasına, bağlantıyı
ve birleşme
sağlamasına, dış duvarlarda girinti, çıkıntı yapılmamasına’ dikkat
noktalarının birlikte örülmesine ve bağlantıyı sağlamasına, dış duvarlarda girinti, çıkıntı
edilmesi gerektiğini
yapılmamasına’ söyler.gerektiğini
dikkat edilmesi (Çelebi,2012)
söyler. (Çelebi,2012)
Şekil
Şekil9.9.Döşeme Detayı
Döşeme Detayı
Damlar ve Çatılar
147
Damlar ve Çatılar
Köydeki yapılarda çok az sayıda dam görülmüştür. Kafesçioğlu’na göre Anadolu’da
damların tercih edilme sebebi sosyal yaşamdır. İnsanlar damlarda sebzelerini kuruturlar,
beraber vakit geçirirler. Yaz mevsiminde akşamları yatma alanı olarak kullanırlar. Başka bir
sebep ise dam yapımının ustalık gerektirmemesidir.
Dam yapılırken döşemede olduğu gibi bir yol izlenir. Ahşap kirişlerin üzerine sık olarak
ince dallar serilir. Bu dalların üzerine toprak ve sudan oluşan harç dökülür. Döşemeden farklı
olarak bu çamur üzerine killi çorak toprak serilir. Bunun sebebi su yalıtımını sağlamasıdır.
Çadırardıç Köyü’nde 1970 yılına kadar yapılan yapıların tümünün çatısı damdır. 1970
yılından sonra evler tadilat geçirerek çatı haline getirilmeye başlanmıştır. (Yusuf Mertoğlu
ile yapılan görüşme 2018)
Şekil 11.
Şekil 11.Çatı Detayları
Çatı Detayları
Mimari Elemanlar
Şekil 11. Çatı Detayları
Kapı ve Pencereler
148
Mimari Elemanlar
Kapı ve Pencereler
Köydeki yapılarda pencerelerin büyüklükleri arasında bir genelleme yapılamaz.
Her ev kendi içinde farklı büyüklükte pencereler vardır. Bu pencerelerin bir kısmı
yapının yapıldığı zamanda takılmış bir kısmı ise tadilat yapılırken değiştirilmiştir.
Pencerelerin malzemesi ahşaptır.
Şekil 14:14:Sofalara
Şekil görekonutların
Sofalara göre konutların Tipolojisi
Tipolojisi
Değerlendirme ve Sonuç
Çadırardıç Köyü’nde yapılan çalışmalar sonucunda köyün tarihi,
150
Değerlendirme ve Sonuç
Çadırardıç Köyü’nde yapılan çalışmalar sonucunda köyün tarihi, yapıların yapım
teknikleri, yapılan tadilatlardın niteliği hakkında tespitler yapılmıştır. Bu tespitler sonucunda
yapılan tadilatların yapıların özgünlüğünü kaybetmesine zamanla yol açabileceği tespit
edilmiştir. Köyde yapılaşma artmamakta ve varolan yapılar kullanılmaya devam etmektedir.
Tüm bu tespitler ışığında köy halkı bilinçlendirilmeli ve yaptıkları tadilatlar hakkında
eğitim verilmelidir. Bu sayede yapıların özgünlüğü korunacak ve bu özgün yapılar yaşamaya
devam edecektir.
Kaynaklar
Ataman G. (2007) İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık
Anabilim Dalı, Hımış yapının taşıyıcılık açısından karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi,
Yüksek Lisans Tezi.
Kafesçioğlu R. (1949) İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı Bilgisi Kürsüsü, Orta Anadolu’da
Köy Evlerinin Yapısı, Yüksek Lisans Tezi
Anadolu Kerpiç Mimarlığı, Prof. M. Rıfat ÇELEBİ, İstanbul.
Kuban, D. (1995), Geleneksel Türk Evleri Bibliyografyası, Ankara.
Kuban, D. Türkiye'de Malzeme Koşullarına Bağlı Geleneksel Konut Mimarisi Üzerine
Gözlemler, Mimarlık Dergisi, 18-19.
Naumann, R. (1975) Eski Anadolu Mimarlığı, TTK Yayını, No:9 dizi:4 Ankara.
Sayarı, S. (1945) Bizim Kerpicimiz, Mimarlık.
Sözen, M. Anadolu Türk Mimarisi, Anadolu Uygarlıkları, Cilt 5.
Acun, H. (1981). Yozgat ve Yöresi Türk Devri Yapıları.
Acun, H. (2005). Bozok Sancağı (Yozgat İli) 2 da Türk Mimarisi, Atatürk Kültür Dil Tarih
Yüksek Kurumu Yayınları, Ankara.
Eser L. (1977) Geleneksel ve Gelişmiş Geleneksel Yapı İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi,
İstanbul.
Kafesçioğlu R. (1954) Kuzey Batı Anadolu'da Ahşap Ev Yapıları, (Doçentlik Tezi), İ.T.Ü.
Mimarlık Fakültesi, İstanbul.
Türk Standartları Enstitüsü, (1977), Kerpiç Bloklar ve Yapım Kuralları, Ankara
Akın, G. (1985), Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Tarihsel Ev Tiplerinde Anlam,
(Doktora Tezi) İ.T.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü, İ.T.Ü mimarlık fakültesi baskı atölyesi,
İstanbul.
Bektaş, C. (1996), Türk Evi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.
Eldem S. H. (1955) Türk evi plan tipleri, İstanbul.
Kınal F. (1991) Eski Anadolu tarihi, Ankara.
Küçükerman Ö. (1973) Anadoludaki Geleneksel Türk Evinde Odalar. İstanbul.
Küçükerman Ö. (1995) Anadolu mirasında Türk evi.
Sözen M. (2001) Türk Ev Kültürü. Doğan kitapçılık a.ş. İstanbul.
151
Özlem SAĞIROĞLU
Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fak., Mimarlık Böl., Ankara Türkiye, osagiroglu@gazi.edu.tr
Anadolu, taşınmaz kültür varlıkları bağlamında, daha önce üzerinde yaşamış olan
medeniyetlerin izini halen bünyesinde barındırmaktadır. Bu izlerin en yoğun izlenebildiği
bölgelerden biri de Marmara bölgesidir. İnsanlığın başlangıcından itibaren yerleşime konu
olan Marmara bölgesi; günümüzde de oldukça yoğun bir nüfus tarafından yaşamak için
tercih edilmektedir. Sürekli dışarıdan göç alan bölge ve özelinde İstanbul ili ise; özellikle
rant sebebi ile bu izlerin korunmasında en yoğun zorluklarla karşılaşılan illerimizden birini
oluşturmaktadır. Çatalca ilçesi de özellikle Geç Osmanlı döneminden günümüze kadar
gelebilen sivil mimari örnekler bazında önem arz etmektedir. Günümüze kadar, rant,
bilinçsizlik, yanlış uygulamalar ve hatalı kararlar sebebi ile dokuyu oluşturan bu konutların
pek çoğunu kaybeden ilçede, halen çok az sayıda yapı mevcudiyetini korumaktadır. Sivil
mimari mirasın günümüze kalan nitelikli örneklerden biri olan İstanbul ili Çatalca İlçesi 59
ada 23 parselde bulunan konak, doku içindeki sayılı kalan özgün örneklerden biri olması
sebebi ile kıymet arz etmektedir. Zemin katı taş, birinci ve ikinci katları ahşap çatkı arası
tuğla dolgu duvar örgülü olan konak, plan kurgusu, mimari elemanları ve yapım tekniği
bakımından büyük oranda özgünlüğünü koruyor olması gibi nedenlerden ötürü çalışma
kapsamında seçilmiştir. Bununla beraber dönem içinde süregelen zamanda belli başlı
sorunları ve bozulmaları beraberinde getirmiştir. Bu sorunlar aşağıdaki gibi belirlenmiştir.
• Yapı günümüzde faal olarak kullanılması sonucu, işlevsellik kapsamında yapı
sahipleri tarafından birçok niteliksiz müdahaleye maruz kalmıştır. Yapılan tüm yanlış
müdahaleler, yapının özgün halini bozduğu gibi, niteliksiz onarımlar da bozulma sürecini
hızlandırmaktadır.
• Yapının güney duvarına bitişik nizam durumda, zemin ve birinci kattan oluşan, damı
teras olarak kullanılan muhdes blok kütle inşa edilmiştir. İçinde, birinci kattan ulaşılan, ıslak
hacimler çözülmüştür.
• Bahçenin doğu duvarına yaslanacak şekilde; muhdes wc, odunluk ve kümes mekânları
yapılmış, taş bahçe duvarları niteliksiz onarıma maruz bırakılmıştır.
• İşlevsellik kapsamında bu yapılan yanlış müdahaleler sonucu, cephelere muhdes
pencere ve kapı açıklıkları yapılmıştır.
• Birinci ve ikinci kattaki ahşap cephe kaplamalarında parça kaybı ve neme bağlı olarak
mukavemetinde büyük oranda azalma mevcuttur.
152
sağlanmaktadır (Res.3.a). Mahal, bahçenin deposu gibi olup, genel anlamda odunluk
olarak kullanılmaktadır. Zemini beton şap, duvarları sıva üzeri plastik boya, tavanı ise sıva
üzeri kireç badanadır. Tüm duvar yüzeylerinde ve tavanda çatlaklar ve neme bağlı boyalı
yüzeylerde deformasyon mevcuttur.
Z07 Hela
Muhdes blok kütlenin güney duvarına bitişik nizam inşa edilen mekândır. Mahale,
batı cephesinde bulunan, 92-194 cm ebatlarındaki ahşap kapıdan girilmektedir (Res.3.b).
Mahalin güney duvarında 43-48 cm boyutlarında tek kanatlı ahşap pencere bulunmaktadır.
Kuzey ve doğu duvarın bitiş malzemesi sıva üzeri plastik boya, tavanı ise ahşap kirişlemedir.
Mahalin zemininde ise helâ taşı vardır ve etrafı karomozaik ile kaplıdır. Tüm duvar
yüzeylerinde kılcal çatlaklar ve neme bağlı boyalı yüzeylerde deformasyon mevcuttur. Çatı
kaplaması marsilya tipi kiremittir.
Z08 Odunluk
Bahçenin doğusunda yer alan Z08 mahali batı cephesi komple açık, dönem içinde
eklenmiş, yarı kapalı bir alandır (Res.3.c). Mahalin kuzey duvarında taş bahçe duvarı örgüsü
net bir şekilde görülmektedir. Doğu duvarı ise kısmen taş duvar, kısmen ise sıva üzeri
plastik boyadır. Mekânın güney duvarında 74-190 cm ebatlarında Z09 kümes giriş kapısı
yer almaktadır. Duvara sıva üzerine plastik boya sürülmüştür. Zemini beton şap, tavanı
ise ahşap kirişlemedir. Özgün hali kıymetli olan bahçe duvarı üzerinde fazlasıyla yapılan
niteliksiz onarımlar mevcuttur. Mekân çatısı marsilya tipi kiremit kaplıdır.
Z09 ve Z10 Kümes
Dönem içinde bahçenin doğusuna muhdes olarak inşa edilen kümeslere Z08 nolu
mahalden, 74-190 cm ebadındaki ahşap kapı ile girilmektedir. Z09 mahalinin batı cephesi
tel örgü kafestir. Mekânın doğu duvarında 80-160 cm ebatlarında ahşap kapı ve 89-50 cm
ebatlarında çift kanatlı ahşap pencere yer almaktadır. Duvarlar tuğla örgüdür (Res.3.d).
Doğu duvarındaki ahşap kapı ile Z10 mahaline geçiş sağlanmaktadır. Mekânın kuzey,
güney ve doğu duvarları tuğla örgüdür. Batısında ise ahşap kapı ve çift kanatlı ahşap pencere
yer almaktadır. Her iki mekânın da zemin kaplaması beton şap, tavan kaplaması ahşap
kirişlemedir. Tüm duvar yüzeylerinde niteliksiz onarımlar mevcuttur.
Z11 Garaj
Dönem içinde bahçenin güney duvar sınırına yapılan garajın girişi Avşar sokaktan
yapılmaktadır (Res.3.e). Mahalin batısında ahşap giriş kapısı bulunmaktadır. Kuzey ve
doğu yüzeyleri ahşap dikme üzeri branda kaplamadır. Güney duvarı ise taş bahçe duvarıdır.
Zemini beton şap, tavanı ise ahşap kirişlemedir.
Konak Kurgusu
Yapıya batı cephesindeki özgün çift kanatlı ahşap giriş kapısından girilmektedir. Z05
Giriş mahalinde batı-doğu aksında 73 cm kot farkı vardır ve 3 basamak ile geçilmektedir
(Res.3.f). Birinci kata sirkülasyonu sağlayan 8 basamaklı ahşap merdiven mahalin kuzey
duvarında yer almaktadır (Res.3.g). Tavanı ahşap kaplama, zemini karo mozaik döşemedir.
Doğu duvarında yer alan çift kanatlı ahşap kapı ile Z02 Hole girilmektedir. Z02 Hol ile
Z01 Mutfak mahali; L plan şeması oluşturarak mutfak + yaşam alanını tanımlamaktadır.
Z01 ve Z02 mahalin doğusunda boydan boya mutfak tezgâhı vardır. Z01 mahalinin
et çft kanatlı ahşap pencere ve 1 adet sonradan açılmış muhdes ahşap
pı yer almaktadır. Her kmahaln tavanı ahşap kaplama, zemnse
ro mozak döşemedr. Z02 Hol mekânın kuzeyndekahşap kapı le
154
04 depo mekânına geçlmektedr. Döşemes, tavanı ve plan şeması le
güney duvarında da 100 cm uzunluğunda tezgâh devam etmektedir (Res.3.h). Mutfak
pı bazında,
mekânınınözgün
batısındahal n
1 adet en çift
ahşap çok muhafaza
kanatlı eden ise
pencere, güneyinde mekânlardan
2 adet çift kanatlı b
rdr.
ahalnahşap
güney duvarında
pencere Z02 mahale
ve 1 adet sonradan geç
açılmış muhdes len kapı,
ahşap kapı yerkuzey nde
almaktadır. Herse
iki 1 adet
kanatlı ahşap pencere ve dönem çnde pencereden kapıya
mahalin tavanı ahşap kaplama, zemini ise karo mozaik döşemedir. Z02 Hol mekânın
kuzeyindeki ahşap kapı ile Z04 depo mekânına geçilmektedir. Döşemesi, tavanı ve plan
önüştürülmüş, muhdes
şeması ile yapı dem
bazında, özgün r kapı
halini yer almaktadır.
en çok muhafaza eden mekânlardan Zem n özgün
biridir. Mahalin ahşap
plamadır (Res.3.
güney duvarında ). mahale
Z02 Ahşaplarda yüzeysel
geçilen kapı, kuzeyinde aşınma
ise 1 adet 3 kanatlıve
ahşapdeformasyon
pencere
evcuttur. Tavanı se ahşap kaplama üzer yağlı boyadır. Tavan
ve dönem içinde pencereden kapıya dönüştürülmüş, muhdes demir kapı yer almaktadır.
Zemin özgün ahşap kaplamadır (Res.3.i). Ahşaplarda yüzeysel aşınma ve deformasyon
plamaları genel
mevcuttur. anlamda
Tavanı ise ahşap kaplamasağlam olup,Tavan
üzeri yağlı boyadır. kısmı boya
kaplamaları dökülmeler
genel anlamda
evcuttur.
sağlamDönem çnde
olup, kısmı boya tavanmevcuttur.
dökülmeleri döşemesDönemne destek
içinde amaçlı,
tavan döşemesine mekânın
destek
amaçlı, mekânın ortasına, doğu-batı yönünde çelik kiriş yapılmıştır (Res.3.j). Zemin katta
tasına,giriş
doğu-batı yönünde çelk krş yapılmıştır (Res.3.j). Zemn katta
mahali hariç kat yüksekliği yaklaşık 210 cm civarındadır.
rş mahalhar ç kat yükseklğyaklaşık 210 cm cvarındadır.
ResmResim
2. Yapının rölöves
2. Yapının rölövesi
101 mahalinin doğusunda bulunan 12 basamaklı ahşap merdiven ile 201 Sofa mekânına
çıkılmaktadır (Res.4.e). Mahalin kuzeyinde 1 adet çift kanatlı ahşap kapı, batısında, balkona
çıkışı sağlayan, çift kanatlı ahşap kapı ve 2 adet ahşap giyotin pencere, güneyinde ise 1
adet ahşap kapı yer almaktadır. Zemini ahşap kaplama, tavanı ise çıtalı ahşaptır. Yapıdan
gelen veriler doğrultusunda mekânın batı duvarının içeriye doğru çekilerek 202 Balkon
mahalinin oluşturulduğu görülmektedir (Res.4.f). Balkonun zemini sac kaplama olup,
kenarlarında ferforje korkuluk bulunmaktadır (Res.4.h). 203 Oda mahaline, 201 mahalinin
kuzeyinde bulunan ahşap kapı ile geçilmektedir. Mekânın kuzey ve batı duvarlarının her
birisinde 2 adet ahşap giyotin pencere yer almaktadır. Güney duvarında 1 adet çift kanatlı
ahşap kapı bulunmakta olup, doğu duvarı sağırdır. Duvarların bitiş malzemesi sıva üzeri
plastik boyadır. Zemini ahşap kaplama, tavanı ise çıtalı ahşaptır (Res.4.i). 201 mahalinin
güneyindeki ahşap kapı ile 204 Oda mahaline girilmektedir. Dönem içinde büyük
değişimlere maruz kalan mekânlardan biridir. Batı duvarında 2 adet, güney duvarında
1 adet ahşap giyotin pencere mevcuttur. Doğu duvarında ise özgün ahşap dolap yer
almaktadır (Res. 4.j). Dolap iç kısmında ise dönem içine niteliksiz onarımlar yapılmıştır.
Mutfaktan gelen baca, dolap içinden geçirilerek çatıya ulaşması sağlanmış, bu bağlamda
dolap içi bölmeler revize edilmiştir. Diğer yandan, muhdes blok kütlenin damı olan 207
Teras mahaline çıkışı sağlamak için dolap içinin güney duvarına ahşap kapı açılmıştır. 204
mahalin zemini ahşap kaplama, tavanı ise çıtalı ahşaptır. Terasın ise zemini beton şaptır
(Res.4.k). Yapının çatısı ise marsilya tipi kiremit ile kaplıdır.
Yapım Sistemi
Yapı zemin, birinci ve ikinci katlardan oluşan, Marsilya tipi kiremit kaplı kırma çatılı,
çıkması olan yapılardandır (Res.4.l). Yapının zemin katı taş, diğer katları ise ahşap çatkı
arası tuğla dolgu duvardır (Res.4.m). Zemin kat hizasında taş duvarın üzeri sıvanıp plastik
boya sürülmüştür. Birinci ve ikinci katta ise, ahşap çatkı arası tuğla dolgu duvarın üstü
ahşap kaplama yapılmıştır. Ahşap kaplamalarda, bilhassa neme bağlı olarak, parça kaybı
ve mukavemetinde belirgin bir şekilde azalma söz konusudur (Res.4.n). Bahçede garaj
hariç yapılan tüm muhdes mekân duvarlarında tuğla kullanılmıştır. Garaj da ise ahşap
konstrüksiyon üzeri branda gerilmiştir.
Res
m 4. Konak
Resim 4. Konak kurgusu fotoğrafları
kurgusu fotoğrafları
Mmar
Mimari Elemanlar
Elemanlar
Kapılar:
Kapılar:Batı
Batı cephes
cephesi anaanagiriş
gr ş kapısı
kapısı özgün özgün çft kanatlı
çift kanatlı ahşapvekapıdır
ahşap kapıdır ve
üzeri yağlı
üzer yağlı boya le boyanmıştır. Zem n kat genel nde; Z01 mahalde
boya ile boyanmıştır. Zemin kat genelinde; Z01 mahalde yer alan bahçeye açılan ahşap yer
alanmuhdestir.
kapı bahçeyeZ04 açılan ahşap
mahalin, kapı muhdest
yapı içinden girilen, girişr.kapısı
Z04özgün;
mahal n, dışındaki
onun yapı ç nden
kapılar
grlen, gr ş kapısı özgün; onun dışındak kapılar dönem çndek
ntelksz onarımlarda yapılan kapılardır. Brnckat genelnde 102 ve
103 mahaller nn g rş kapıları özgün, dğer kapılar sonradan eklemedr.
157
dönem içindeki niteliksiz onarımlarda yapılan kapılardır. Birinci kat genelinde 102 ve 103
mahallerinin giriş kapıları özgün, diğer kapılar sonradan eklemedir. İkinci kat genelinde ise,
netliksiz onarımlar ile yapılan balkon kapısı muhdes, diğer mekân kapıları özgündür.
Pencereler: Batı cephesindeki, zemin kat kotundaki pencere hariç diğer pencereler
özgündür: Fakat 201 nolu mahaldeki batı pencerelerinin yeri, mekân düzenlemelerinde
ötürü, değişmiştir ve özgün halinde ise balkon çıkış kapısı, penceredir. Kuzey cephedeki
pencereler özgündür. Zemin kat kotunda hâlihazırda Z04 mahalde dışarıya açılan kapı,
özgün halinde penceredir. Güney cephesinde ise 103 ve 204 mahal pencereleri ve zemin
katta Z01 mahal giriş kapısının solundaki pencere hariç, diğer tüm pencereler muhdestir.
Dolaplar: Yapı genelinde 102 ve 204 mahallerinde dolap bulunmaktadır ve her iki dolap
da özgündür. Yalnız 204 mahaldeki dolabın, niteliksiz onarım esnasında iç bölmelerinde
değişiklikler olmuştur. Mutfaktan gelen bacaya göre içi bölüm düzenlenmiştir.
Yüklükler: Konakta sadece 103 mahalinde yüklük bulunmaktadır. Bu yüklük, 104
mahali oluşturulurken sonradan yapılmış olup, bir değer taşımamaktadır.
Süslemeler: Genel anlam ile sade denilebilecek yapıda, süsleme sadece 203 nolu
odanın tavanında mevcuttur. Çıtalı ahşap olan tavanda ortada göbek mevcuttur ve göbek
üzerinde ahşap motifler yer almaktadır.
Yapısal Durum
Yapıda yapıdan niteliksiz onarımlar ve zaman içinde meydana gelen değişim ve
bozulmalar göz önüne alındığında, yapının strüktürel durumu iyi gözükmektedir.
Doğal önem
• Cephelerde etkenlerden
arz etmeyecekmeydana gelen
şekilde şakul bozulmalar
bozulmuştur. Yapıda oluşan değişim ve
bozulmalar 2 ana başlıkta toplanmıştır.
• •İnsan elyle meydana gelen bozulmalar
Doğal etkenlerden meydana gelen bozulmalar
Doğal etkenlerden
• İnsan meydana
eliyle meydana gelen bozulmalargelen bozulmalar arasında; taşıyıcı
sstemoluşturan elemanlarda
Doğal etkenlerden meydana gelenstrüktürel
bozulmalarvearasında;
nce çatlaklar, malzemelerde
taşıyıcı sistemi oluşturan
çürüme-mukavemet kaybı,
elemanlarda strüktürel ve inceşakul bozuklukları,
çatlaklar, nemlenme, parça
malzemelerde çürüme-mukavemet kaybı, kayıpları
şakul
sıvada dökülmeler kabarmalar sayılab
bozuklukları, nemlenme, parça kayıpları sıvada lr.
dökülmeler kabarmalar sayılabilir.
ResmResim
6. İnsan el
6. İnsan yle meydana
eliyle gelen
meydana gelen bozulmalar
bozulmalar
Bu Bu bağlamda
bağlamdakuzey cephe
cephe ikinci katknc
kotunda, katfazlasıyla
kotunda, fazlasıyla
deforme deforme
olan ahşap olan
cephe kuzey
ahşap cephe çözüm
kaplamalarına kaplamalarına çözüm
olarak, niteliksiz olarak,uygulaması
sac kaplama ntelksz sac kaplama
yapılmıştır (Res.6.a).
uygulaması
Bahçeye dönem yapılmıştır (Res.6.a).
içinde odunluk, kümes ve Bahçeye dönem
garaj mahalleri çnde odunluk,
eklenmiştir kümes
(Res.6.b). Birinci ve
veikinci
garaj mahaller
kattan eklenmştr
yapıya bağlanan muhdes(Res.6.b). Brnc
blok kütle, yapı ve knc
genelinde verilmişkattan
en büyükyapıya
zarar
olarak göze çarpmaktadır (Res.6.c). 103 Odanın doğusuna eklenen duvar ile muhdes blok
kütleye bağlanan 104 Hol mahali oluşturulmuş ve bu duvarda açık yüklük yapılmıştır.
Yapının çatısı marsilya tipi kiremit ile kaplanmıştır (Res.6.d).
Restitüsyon Yaklaşımı
Restitüsyon çalışması için kullanılan kaynaklar 4 farklı derecede değerlendirilmiştir.
Birinci derece güvenilir kaynaklar: İzleri yapının kendisinden gelen, net belli olan,
mimari elemanların onarımı veya yeniden yapımı.
İkinci derece güvenilir kaynaklar: Yapıda izi olan veya olmayan mimari elemanların yapı
içindeki karşılaştırma sonrası belirlenmesi.
Üçüncü derece güvenilir kaynaklar: Yapıda izi olan, ancak yapıda muadili bulunmayan
elemanların karşılaştırmalı çalışma sonrası belirlenmesi.
Dördüncü derece güvenilir kaynaklar: Mimari gereklilik bağlamında eklenecek olan
elemanların yeni biçim, malzeme ve detaylarının tanımlanması.
Dördüncü derece güvenlr kaynaklar: Mmar gerekllk bağla
necek olan elemanların yen bçm, malzeme ve detay
mlanması. 159
Resim 9.
Resm 9.Restorasyon
Restorasyonprojesi
projes
Restorasyon kapsamında yapıya önerlen müdahale kararları aşağıdak
gbdr.
161
14. Yapının mevcutta 102-Oda olarak gösterilen mekâna ait gömme dolap üzerindeki
yağlı boyalar sökülecektir.
15. Yapının mevcuttaki tüm ahşap merdivenler korunacaktır.
16. Yapının 2.katındaki tüm odaların zeminindeki şakul bozukluğu restorasyon
projesindeki kotuna uygun olarak düzeltilerek ahşapla kaplanacaktır.
17. Yapının 2.katındaki mevcutta 205-Yüklük, 206-Hol ve 207-Teras mekânları restitütif
bilgiler ışığında muhdes olması sebebiyle kaldırılacaktır. Yerine 205- Yüklük mekanı aynı
şekilde yüklük olarak, 206-Hol mekanı ise restorasyon projesinde gösterilen şekilde banyo
olarak kullanılacaktır.
18. Yapının 2.katında bulunan tüm odaların mevcuttaki ahşap tavan kaplamaları üzerindeki
muhdes kaplamalar sökülerek, tavan kaplamaları gözden geçirilecek, değişmesi gerekenler
yerindeki ölçü ve detayına uygun olarak yenileriyle değiştirilecektir. Restorasyon projesine
uygun olarak şakul bozukluğu düzeltilecek ve çıtalı ahşap tavan kaplaması yapılacaktır.
Mevcutta 201-Sofa mekânının tavanı korunarak, üzerindeki yağlı boyalar sökülecektir.
19. Yapının 2.katında mevcutta 202-Balkon olarak gösterilen kısmın zemini üzerindeki
muhdes sac kaplama kaldırılacak, restorasyon projesindeki kotuna uygun olarak ahşap
kaplamalar yenileriyle değiştirilecektir. Mevcut ferforje korkulukları korunarak üzerine iki kat
antipas sürüldükten sonra siyah yağlı boya ile boyanacaktır. Korkuluk kenarlarındaki ahşap
dikmelerle beraber tavan kaplaması da restorasyon projesine uygun olarak değiştirilecektir.
20. Dönem içinde nemden dolayı fazlaca tahribata ve mukavemet kaybına uğrayan tüm
ahşap cephe kaplamaları değiştirilecektir.
Sonuç
Zaman içinde sahip olunan kültürel birikimin, nesillere aktarılması her ulus için çok
kıymetli ve bir o kadar da elzem bir durumdur. Tarihi yapıların korunmasını önemli yapan
bu değerdir. Kültür aktarımının en önemli araçlarından biri ise mimarlıktır. Bu bağlamda
dönem içinde yapılan cami, hamam, han, medrese gibi anıtsal yapılar ile birlikte sivil
mimarlık örneği olan konutlar, mimari kültürel mirasın en önemli bileşenlerinden biridir.
Fakat en başta kültürel mirası koruma eğitiminin fazlasıyla eksik olması ile beraber,
bilinçsiz onarımlar, bakımsızlık ve doğal etkenlerden ötürü, bilhassa sivil mimarlık
örnekleri, içinde az sayıda kalan nitelikli yapılardan olan 59 ada 23 parseldeki tarihi konağın
korunarak onarılması büyük önem arz etmektedir. Restorasyon sonrasında da faal olarak
kullanılacak olması, yok olmaya yüz tutmuş bölge kültürünün aktarılması için de büyük bir
etken olacaktır. Bu sebepten ötürü, konutun özgün değerleri ile korunup, dönemin konfor
şartları azami ölçüde entegre edilerek restorasyon yapılması amaçlanmıştır. Hali hazırda
konut olarak kullanıyor olması, bölge potansiyeli de göz önüne alınarak, restorasyon
safhasında konut işlevinin devam etmesi açısından uygun görülmüştür. Unutulmamalıdır
ki; çalışma konusu olan tescilli yapı ile beraber Çatalca merkezde sayıları azalmış olan sivil
mimarlık örnekleri, geçmişte yaşayan insanların yaşam tarzını, alışkanlıklarını, ihtiyaçlarını
günümüze taşıyan tarihi belgelerdir.
163
Kaynakça
Bümen, S. (2000). Belgelerler Çatalca İlçesi’nin Mülkiyet Yapısının Tarihsel Gelişimi,
Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 41-46.
Dağ, M.K. (2016). İstanbul - Çatalca İlçesi Osmanlı Dönemi Yapıları, Yüksek Lisans
Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale 7-17.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Koruma Uygulama
ve Denetim Müdürlüğü. (2009). İstanbul Çatalca İlçesi Kültür ve Tabiat varlıkları Envanteri.
İstanbul: FSF Matbaacılık, 71.
İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, Tescil fişi.
Tapu kaydı
http://www.ehayapi.com
164
165
Seda TOPÇUOĞLU1
Tuğba KİPER1
ASLI KORKUT1
SEDA AKLİMAN2
1Namık Kemal Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fak.,
1.Giriş
Doğası, yapıları ve insanları bakımından kentler farklıdır; birbirinin benzeri değildir;
muhtelif karakterdedir. Bir kenti, farklılaştıran, diğerlerinden ayıran, ayırıcı özelliklerini
oluşturan her şey onun kimliğidir(Oğurlu, 2014).
Kentin kimliği sadece fiziksel çevre değildir. Kentin kimliği toplumsal olarak oluşturulur.
Beşeri çevreden kaynaklanan kimlik unsurları, birey ve toplumdur. Kentin kimliği, doğal
çevresi ve kentte yer alan tüm insan etkinlikleriyle birlikte bir bütün olarak oluşmaktadır.
Yasam biçimleri de buna katkıda bulunur. Kişiler toplumsal olarak birbirlerini karşılıklı
etkileyerek kentin kimliğini oluştururlar. Toplum ve insan ilişkileri, bu kimliğin sürekli
olarak yeniden tanımlanmasını ya da üretilmesini gerektirir. (Tekeli, 1991).
Kentin kimliğinin oluşmasında şüphesiz kent mimarisinin de büyük etkisi vardır.
Dönemin mimari özellikleri, kullanılan malzemeler, toplumun sosyal ve ekonomik yapısı,
yerel yönetimin siyasi baskıları ve tasarım ölçütleri bu rolün oynanmasında yönlendirici
faktörlerdir (Yeniçare, 2010).
Bir kent içerisinde yer alan yüzlerce yapı, sokak, bulvar, meydan, park ve bahçeler
ile akarsular ve topografya oluşumları, bireysel ya da bütün halinde kenti kurgulayan,
tanımlayan ve kimliğini yaratan peyzaj öğeleridir (Öztan, 2007).
Tarihi Türk şehirleri şehir düzeni bakımından bir birine benzediği halde anıt eserler,
coğrafya ve topografya bu kentleri birbirinden farklı kılan ögeler olmuş ve bu şehirler
sanayileşmeye kadar tabiattan da kopmadıkları için kültürel kimlik özellikleri yanı sıra
kimliğin doğal unsurlarını da muhafaza edebilmişlerdir(Oğurlu, 2014). Bu kentlerden biri
de Vize’dir. Kuruluşundan bu yana Trak, Roma, Bizans gibi imparatorlukların başkenti olan
Vize, aynı zamanda ülkemizde Cittaslow üyesi olan 11 kentten biridir.
Kırklareli İli Vize İlçesi Örneğinde Kent Kimliğinin İrdelenmesi konulu bu çalışmayla
Vize’nin tarihi süreç içerisinde farklı uygarlıklarla birlikte değişen toplum yapısı ve kent
dokusunun, kent kimliği üzerindeki etkisinin ortaya konulması amaçlanmaktadır.
2.Materyal ve yöntem
Araştırmanın ana materyalini Kırklareli İli, Vize İlçesi oluşturmaktadır. Araştırma
Araştırmanın ana materyalini Kırklareli İli, Vize İlçesi oluşturmaktadır.
Araştırma sırasında broşür, kitap, makale ve tezler incelenmiş, detaylı
internet
166 taraması yapılmıştır. Alanda gözlem yapılarak fotoğraflar
çekilmiştir. Kırklareli Belediyesi’nden edinilen 1/1000 ölçekli imar planı
paftaları referans
sırasında alınarak
broşür, kitap, makale veharitalar oluşturulmuş
tezler incelenmiş, ve taraması
detaylı internet analizler yapılarak
yapılmıştır.
Alanda gözlem yapılarak fotoğraflar çekilmiştir. Kırklareli Belediyesi’nden edinilen 1/1000
Vize İlçesi; kent kimliğinin gelişimi ve değişimi açısından irdelenmiştir.
ölçekli imar planı paftaları referans alınarak haritalar oluşturulmuş ve analizler yapılarak
Vize İlçesi; kent kimliğinin gelişimi ve değişimi açısından irdelenmiştir.
şekil1:vize ilçesi
Şekil1: coğrafi
Vize ilçesi konumu
coğrafi konumu (anonim,2017)
(anonim,2017)
3.Bulgular
3.Bulgular
olmak üzere iki tip yer şekli görülür (Öztürk, 1959). Ergene Ovası’ndan Istranca Dağlarına çıkıldıkça
hava sıcaklığı düşmektedir. Vize ilçesinin iklimi Akdeniz iklim tipi ile Karadeniz iklim tipleri arasında
geçiş tipi olarak adlandırılan Marmara bölgesi iklim tipi özelliğine sahipir(Tuna, 1981).
Vize ilçe merkezi (eski İstanbul-Kırklareli karayolu) D020 karayolu üzerinde yer almaktadır.
Kırklareli’ne 56 km mesafededir. Pınarhisar ilçesine olan mesafesi 25 km, Lüleburgaz ilçesine
olan mesafesi 54 km dir. Komşusu olan Tekirdağ ilinin Saray ilçesine olan mesafesi 21 km dir.
İstanbul ile Vize ilçesi arası 145 km dir. Bulgaristan’a geçişin sağlandığı Dereköy sınır kapısına
olan mesafesi ise 97 km dir(Karayolları Genel Müdürlüğü, 2013)
Ülkemizde Göçmenlerin önemli iskan yerlerinden biri de Vize olmuştur. Vize’de 1927-
1940 yılları arasında nüfusun hızlı bir şekilde arttığı görülür. Fakat 1985’ten bu yana önemli
bir göç almamış ve hatta bir miktar göç vermiştir(Ceylan, 2011). 2015 verilerine göre Vize
ilçe merkezi, belde ve köyler toplamı 27422 kişidir(Trakyanet.com, 2016).
İlçede geçim kaynağı olarak tarımın önemli bir yeri vardır. Ayçiçeği, buğday, ceviz, üzüm
gibi ürünler yetişebilmektedir. Hakim ürün deseni buğday-ayçiçeği ikili münavebe sistemidir.
Ayrıca büyükbaş hayvancılık, küçükbaş hayvan ve kümes hayvanı yetiştiriciliği, arıcılık,
balıkçılık da yapılmaktadır. Bölgede ormancılık önemli bir geçim kaynağıdır. Bu nedenle
bölgede Vize Orman İşletme Müdürlüğü ve ona bağlı şeflikler kurulmuştur(Çakır, 2014).
Bunlara ek olarak ilçe sakinlerinin bir kısmı da geçimini sanayi ve ticaretten sağlamaktadır.
Vize ilçesi 2010 yılı aralık ayı sonunda Cittaslow üyesi olabilmek için çalışmalara
başlamış ve 2 Haziran 2012 tarihinde Avusturya’nın Enns şehrinde düzenlenen Cittaslow
Koordinasyon Komitesi’nce üyeliğe kabul edilerek Sakin Şehir(Cittaslow) ünvanını almıştır.
Şekil2:Tarihi gelişim
Şekil2:Tarihi aksı
gelişim analizi(Orijinal)
aksı analizi(Orijinal)
Araştırma alanına ilişkin tarihi gelişim aksı analizi Şekil2’de verilmiştir.
Bu analizin oluşumunda Doc. Dr. Mehmet Akif CEYLAN’ın Vize’de
168
Araştırma alanına ilişkin tarihi gelişim aksı analizi Şekil2’de verilmiştir. Bu analizin
oluşumunda Doc. Dr. Mehmet Akif CEYLAN’ın Vize’de Yerleşmenin Gelişimi adlı
çalışmasından yararlanılmıştır. Şekil2’e göre; ilçe 5 dönemde gelişim göstererek bugünkü halini
almıştır. Traklar döneminde; Vize’nin kuruluşu MÖ 70 li yıllarda Doğu Trakya Krallığının
başkenti olmasıyla başlamıştır. Bu dönemde Hisar Tepe’de inşa edilen kaleyle(günümüzdeki
Vize Kalesi) kentin temelleri atılmıştır. MS 46 yılında Roma egemenliğine girerek gelişimine
devam etmiştir. MS 1.yy da kentin doğusunda yaklaşık 3000 kişilik olan tiyatronun
inşa edilmesiyle Vize, önemli bir Roma şehri haline getirilmiştir. Kent, 527’de Bizans
İmparatorluğuna ev sahipliği yapmaya başlamıştır ve 6. yy da Küçük Ayasofya (Gazi Süleyman
Paşa Camii) kilisesi yapılmıştır. Burası kentin merkezini temsil eden önemli bir yapıdır.
Trakya kalesi 1453’te kesin olarak Osmanlı yönetimine girmiştir. 1520-1566 yıllarında
vize mahalleler eklenmiştir.
Küçük bir kasaba Osmanlı
durumundadır. döneminde
Osmanlı Vize’de
döneminde cami,
şehrin mescit,
yerleşim han,
sahası, Roma
kervansaray, bedesten, hamam, medrese, imarethane ve çeşme gibi birçok
ve Bizans dönemine oranla biraz daha genişlemiş ve özellikle Vize Deresi’nin batı tarafına
eserler eklenmiştir.
mahalleler yaptırılmıştır.
Osmanlı döneminde Vize’de cami, mescit, han, kervansaray,
bedesten, hamam, medrese, imarethane ve çeşme gibi birçok eserler yaptırılmıştır.
Cumhuriyet döneminde kent, Atatürk Caddesi boyunca ve özellikle
Cumhuriyet
Cumhuriyetdöneminde
Meydanı kent, Atatürk
etrafında Caddesi
gelişme boyunca veGelişmede
göstermiştir. özellikle Cumhuriyet
resmi
Meydanı etrafında gelişme göstermiştir. Gelişmede resmi binaların burada
binaların burada inşa edilmesinin önemli bir rolü vardır. Yerleşmenin inşa edilmesinin
önemli bir rolügüneye
zamanla vardır. Yerleşmenin
doğru gelişmesizamanla sonucu,
güneye doğru gelişmesi
eskiden Kale sonucu, eskiden
civarında
Kaleyoğunlaşan
civarında yoğunlaşan
yönetim,yönetim, ticaret
ticaret vb.vb. fonksiyonlar,
fonksiyonlar, buna
bunaparalel yer değiştirmiş;
paralel yer
değiştirmiş;
tamamen tamamen
tarihi çekirdeğin dışınatarihi
çıkmış,çekirdeğin dışına ve
Cumhuriyet Meydanı çıkmış,
Atatürk Cumhuriyet
Caddesi etrafında
Meydanı
toplanmaya ve Atatürk Caddesi etrafında toplanmaya başlamıştır.
başlamıştır.
Şekil3:Erişilebilirlik(Orijinal)
Şekil3:Erişilebilirlik(Orijinal)
Atatürk Caddesi’nin doğusu Saray-Çerkezköy yoluna, batısı Pınarhisar-
Kırklareli yoluna bağlanır, Mahmut Erbil Caddesi ise Lüleburgaz-Edirne
yoluna bağlanmaktadır. Bu Sebeple Atatürk ve Mahmut Erbil Caddeleri
169
Şekil4:Yapı-fonksiyon analizi(Orijinal)
Şekil4:Yapı-fonksiyon analizi(Orijinal)
Araştırma alanının geneline bakıldığında konut alanları ve konut gelişme
alanları
Araştırmabaskın
alanınıngelmektedir. Kentinkonut
geneline bakıldığında merkezi sayılan
alanları ve konutAtatürk Caddesibaskın
gelişme alanları
boyunca sağlı sollu yer alan ticaret alanlarına son yıllarda Mahmut
gelmektedir. Kentin merkezi sayılan Atatürk Caddesi boyunca sağlı sollu yer alan Erbilticaret
Caddesi de eklenmiştir. İş merkezleri, mağazalar, kafe ve restoranların
alanlarına son yıllarda Mahmut Erbil Caddesi de eklenmiştir. İş merkezleri, mağazalar, kafe
bulunduğu, bulunduğu,
ve restoranların kültürel aktivitelere olanakolanak
kültürel aktivitelere sağlayan
sağlayanbububölgeler kentin
bölgeler kentin turizm
turizm ve ticaret odağı konumundadır. Atatürk Caddesi’nin güneyinde,
ve ticaret odağı konumundadır. Atatürk Caddesi’nin güneyinde, Mahmut Erbil Caddesi’nin
Mahmut Erbil Caddesi’nin batısında; kalan bölgede kamu tesis alanları,
batısında; kalan bölgede kamu tesis alanları, eğitim alanları yoğunluktadır. Bu bölge,
eğitim alanları yoğunluktadır. Bu bölge, yüklendiği işlevler ve odakların
yüklendiği işlevler ve odakların birleşim noktası olması sebebiyle merkez alan niteliğindedir.
birleşim noktası olması sebebiyle merkez alan niteliğindedir. Kentin
Kentin geneline bakıldığında Ziraat Parkı ve çevresi sosyo-kültürel odak noktası olarak
geneline bakıldığında Ziraat Parkı ve çevresi sosyo-kültürel odak noktası
göze çarpmaktadır. Yürüyüş, spor ve dinlenme imkanı sağlayan nitelikli yeşil alanlardan
olarak göze çarpmaktadır. Yürüyüş, spor ve dinlenme imkanı sağlayan
nitelikli yeşil alanlardan biridir. Bir diğeri ise dinlenme ve seyir imkanı
sunan tarihi Vize Kalesi çevresidir. Çalışma alanının kuzeyine
170
biridir. Bir diğeri ise dinlenme ve seyir imkanı sunan tarihi Vize Kalesi çevresidir. Çalışma
alanının kuzeyine bakıldığında Tarihsel odak noktaları hakim durumdadır. Çömlektepe ve
Hisartepe(Vize) höyüklerinin yer aldığı eski kent merkezidir.
Şekil5:Swot analizi(Orijinal)
Şekil5:Swot analizi(Orijinal)
Çalışma alanında yer alan ‘harabe, kullanılmayan, kullanılan, gezilebilir-
restore
Çalışmaedilen, seyir
alanında yer terası’ olarak
alan ‘harabe, adlandırılankullanılan,
kullanılmayan, yapılar harita üzerinde edilen,
gezilebilir-restore
işaretlenmiştir. Bu verilere Kırklareli Kültür Varlıkları Envanterinden
seyir terası’ olarak adlandırılan yapılar harita üzerinde işaretlenmiştir. Bu verilere Kırklareli
ulaşılmıştır.
Kültür Varlıkları Envanterinden ulaşılmıştır.
171
Şekil6:Lynch analizi(Orijinal)
Şekil6:Lynch analizi(Orijinal)
Vize’nin kuruluşunda önemli yere sahip Çömlektepe ve Hisartepe(Vize)
höyükleri 1. Derece arkeolojik
Vize’nin kuruluşunda önemli yeresitsahip
durumundadır.
Çömlektepe Çalışma alanına yönelik
ve Hisartepe(Vize) höyükleri 1.
Lynch
Derece Analizi’ndeki
arkeolojik izler yaya
sit durumundadır. öncelikli
Çalışma alanınayolları,
yönelik Yeşil alanlar ise izler
Lynch Analizi’ndeki
bölgeleri,
yaya bir noktadan
öncelikli yolları, diğerine
Yeşil alanlar yol alırken
ise bölgeleri, kullanılan
bir noktadan odaklar
diğerine düğüm
yol alırken kullanılan
noktalarını oluşturmaktadır. Traklar dönemine ait; Vize kalesi,
odaklar düğüm noktalarını oluşturmaktadır. Traklar dönemine ait; Vize kalesi, Bizans Bizans
dönemine
dönemine ait; Süleyman
ait; Gazi Gazi Süleyman
Paşa(Küçük Paşa(Küçük Ayasofya)
Ayasofya) camisi, camisi, aitRoma
Roma dönemine Vize Antik
dönemine ait Vize Antik Tiyatrosu, Osmanlı dönemine
Tiyatrosu, Osmanlı dönemine ait; Eski Karakol, Şerbetdar Hasan Bey ait; EskiCamisi,
Karakol,
Osmanlı
Şerbetdar
Hamamı, Ferhat Hasan
Bey Bey Camisi,
hamamı Osmanlıİmarethane,
ve Çeşmesi, Hamamı, Ferhat
ŞehbaliBey hamamı
Türbesi ve
ve Mezarlığı,
GeçÇeşmesi, İmarethane,
Osmanlı-Erken Şehbali
Cumhuriyet Türbesiait;
dönemine ve Eski
Mezarlığı,
Hükümet Geç Osmanlı-Erken
Konağı, Pratik Kız Sanat
Cumhuriyet dönemine ait; Eski Hükümet Konağı, Pratik
Okulu(kız meslek lisesi) ve sivil mimari örneği birkaç özel mülk kent kimliğini Kız destekleyen
Sanat
Okulu(kız meslek
tescilli yapılardandır.
lisesi) ve sivil mimari örneği birkaç özel mülk kent
kimliğini destekleyen tescilli yapılardandır.
4.Sonuç ve değerlendirme
4.Sonuç ve değerlendirme
Kent kimliği uzun yıllar içerisinde oluşur ve şekillenir. Kentin coğrafik yapısı, mimarisi,
Kent ve
gelenek kimliği uzuninsanların
görenekler, yıllar içerisinde oluşur ve
yaşayış biçimleri şekillenir.üzerinde
ve inançları, Kentinyaşadıkları
coğrafik alanı
yapısı,
sadece mimarisi,
bir toprak gelenek
parçası ve çıkarır
olmaktan görenekler, insanların
ve dinamik bir alanyaşayış biçimleri
haline getirir. Kentve
tüm bu
inançları, üzerinde yaşadıkları alanı sadece
faktörlerin etkisiyle değişerek gelişmeye devam eder. bir toprak parçası olmaktan
çıkarır ve dinamik bir alan haline getirir. Kent tüm bu faktörlerin etkisiyle
Mehmet Akif CEYLAN’ın da dediği gibi ‘’Bir asırdan fazla; oldukça uzun bir süreyi kapsayan
değişerek gelişmeye devam eder.
ve birçok kez tekrarlanan işgallerden Vize’nin nüfusu, yerleşmesi ve ekonomik gelişmesi
olumsuz yönde etkilenmiş; bunlar şehrin gelişim sürecinde önemli bir kırılma noktasını teşkil
etmiştir. Yaşanan işgaller, göçler ve ülke sınırlarının yeniden belirlenmesi, şehrin kimliğini ve
dokusunu da büyük ölçüde değiştirmiştir.’’ Sahip olduğu değerler ve geçirdiği değişimlerle
172
Vize güçlü bir kimliğe sahip olmuş ve bu önemini Tarihi Kentler Birliği ve Cittaslow üyeliğiyle
ulusal ve uluslararası platforma taşımıştır. Vize, barındırdığı anıtsal yapıların sayısı ve çeşitliği
bakımından oldukça zengin yerleşmelerden biridir. Geçmişiyle başkent, tarihiyle kale kent,
dokusuyla müze kent, bozulmamış doğasıyla doğa kent sloganıyla anılmaktadır.
Ancak küreselleşmenin de etkisiyle gerek teknolojik gelişmeler gerekse nüfüs artışı
yavaş yavaş kent silüetinde değişimler meydana getirmeye başlamıştır. Atatürk caddesi
eski kent merkezi ve yeni kent merkezi arasında tampon bölge niteliğindedir. Bu durumun
kent dokusuna bazı negatif etkileri söz konusudur. Atatürk caddesinin güneyinde beliren
çok katlı, aynı tip yapılar Vize’yi standart bir görünüme sürüklemektedir. Bununla birlikte
geleneksel bahçeli evlerin yerini apartmanların almasıyla yeşil alan miktarında azalmalar söz
konusu olabilmektedir. Sanayinin de gelişimiyle beklenenin üzerinde bir nüfus artış oranı
gerçekleşirse kent Cittaslow ünvanını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecektir.
Kent kimliğini zedeleyebilecek bir diğer problem de höyüklerde yapılan kaçak
kazılardır. Her ne kadar koruma statüsüne sahip olsalar da bilinçsiz halk tarafından zarara
uğramaktadırlar. Bunun yanında kentin karakterine gölge düşüren bir diğer etmense
Tarihin izlerini taşıyan anıtsal değerlerin bir kısmının harabe durumda olmasıdır. Eski kent
merkezindeki yapıların az bir bölümü restore edilerek günümüzde gezilebilir/kullanılabilir
duruma getirilmişken malesef bir çoğu yok olmaya terkedilmiştir. Bu kapsamda kent
kimliğine toplum ve insan ilişkilerinin doğrudan etkisi olduğunu ortaya koyarak Vize’nin
kent kimliğine katkıda bulunabilecek bir takım öneriler aşağıda verilmiştir.
• Kent genelinde yeni yapıların getirdiği standart görünümün yerini, kent kimliğinin
gelişimine katkı sağlayan, görselliğin, estetiğin gözetildiği ve geleneksel dokuyla uyum
sağlayabilen çeşitli biçimlerde mimari yapıların alması
• Kent merkezindeki yeşil dokunun korunması ve arttırılması
• Kentin doğayla ilişkisini güçlendirecek ekolojik temelli enerji üretimi sağlanması(güneş
enerjisiyle çalışan sokak lambaları, rüzgar enerjisiyle kendi kendine yetebilen binalar vs.)
• Kaçak kazıları önlemek için höyükler çevresinde daha sıkı güvenlik önlemleri alınması
ve bu konuda belediye ve sivil toplum örgütleri iş birliği çerçevesinde halkı bilinçlendirmek
adına çalışmalar yapılması
• Harabe haldeki anıtsal yapıların hem alanda dokusal bütünlük sağlanması açısından
hem de bu değerleri turizme kazandırmak açısından tamamının restore edilerek bu bölgenin
yaşayan bir alan haline getirilmesi
• Turizmin canlanmasıyla birlikte doğacak konaklama gereksinimi karşılamak için
Vize’nin özgün kimliğini yansıtan butik otel ve pansiyonların tasarlanması
• Geleneksel Vize Tarih ve Kültür Festivalinin daha geniş kitlelere duyurulması
• Yöresel ve organik ürünlerin satışının yapıldığı kapalı Pazar yerlerinin oluşturulması
• Antik tiyatronun restore edilerek kullanıma açılması ve halkın sanatla buluşturulması
• Kent merkezinde tarihi aksın tanıtımı için bilgi panolarının yer alması
• Kent merkezinde insanların işaret ve levhalarla tarihi aksa yönlendirilmesi
• Kent mobilyalarının Vize’nin kimliğine uygun biçimde tasarlanması
• Banka, market, restoran gibi yapıların cephe ve tabelalarının Kent kimliğine uygun
şekilde yenilenmesi
173
5. KAYNALAR
Anonim 2017. https://www.turkcebilgi.com
Ceylan, M.A., 2011. “Vize’de (Kırklareli) Yerleşmenin Gelişimi”, Marmara Coğrafya
Dergisi, 23, s.53-92, İstanbul.
-Çakır, G., 2014. “Vize İlçesinin Turizm Coğrafyası ve Değerleri”, s.11-16, Edirne
Matbaası, Edirne.
-Karayolları Genel Müdürlüğü, 2016. 1. Bölge Müdürlüğü, Kırklareli Şubesi (http://
www.kgm.gov.tr/Sayfalar/KGM/SiteTr/Bolgeler/1Bolge/Subeler/SbKirklareli.aspx), (Erişim
tarihi: 09.01.2017).
- Kültür ve Turizm Müdürlüğü,1987. Kırklareli Kültür ve Turizm Envanteri. Kırklareli
Valiliği, Güven Matbaa ve Kırtasiye, s.45.
-Oğurlu İ., 2014. Çevre-Kent İmajı- Kent Kimliği-Kent Kültürü Etkileşimlerine Bir Bakış.
İstanbul Ticaret Üniversitesi, Fen Bilimleri Dergisi, Yıl: 13 Sayı: 26 Güz 2014 s. 275-293
-Öztan Y., 2007. Kent Kimliği ve Ankara. TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, Peyzaj
Mimarlığı 3. Kongresi, Antalya, 53 s.
-Öztürk, K., 1959. Bütünüyle Vize – Tarihi, Coğrafyası ve Turistik Önemi. s.64, Gün
Matbaası, İstanbul.
-Sayar, M.H., 2005. “Eski ve Ortaçağlarda Vize (Bizye) Tarihi ve Anıtları”, Vize II. Tarih
ve Kültür Sempozyumu Bildiri Kitabı, s.41-44, İstanbul.
-Tekeli, 1991. “Bir Kentin Kimligi Üzerine Düsünceler”, Kent Planlaması Konusmaları,
Ankara: TMMOB Mimarlar Odası Yayını, s. 79-89.
-Tuna, M., 1981. Vize ve Balkaya Köyü Civarının Jeomorfolojisi. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü Fiziki Coğrafya Kürsüsü mezuniyet tezi.
-Trakyanet.com, 2016. Kırklareli Belde ve Köy Nüfusları, (http://www.trakyanet.com/
istatistikler/nufus/kirklareli-belde-ve-koy-nufuslari.html), (Erişim tarihi: 10.01.2017).
-Turkcebilgi.com, 2017. Kırklareli haritası ve uydu görüntüleri, (https://www.turkcebilgi.
com/harita/k%C4%B1rklareli), (Erişim tarihi:12.01.2017).
-Yarcı, G., 2005. “Arşiv Belgeleri Işığında Vize (XVIII.-XX.yy)”, Vize II. Tarih ve Kültür
Sempozyumu Bildiri Kitabı, s.159-248, İstanbul.
-Yeniçare E., 2010. Kent Kimliği Nedir ve Örnekler Üzerinde İrdelenmesi. Yüksek Lisans
Tezi, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Tekirdağ.
174
175
1.Giriş
Kentler, nüfusun yoğun olduğu, sosyal ve kültürel çeşitliliğin, teknik olanakların fazla ve
bunlara erişimin kolay olduğu, tarım dışı üretimin ağırlık kazandığı, insanların varlıklarını
sürdürme konusundaki amaçlarına göre karakter kazanan ve tıpkı bir organizma gibi
doğan, sakinleriyle birlikte yaşayan, zamanı geldiğinde değişime uğrayarak yok olan canlı
varlıklar olarak, birçok farklı ölçüt ve boyut ile tanımlanmaktadır (Pamay, 1978, s. 13; Gül,
2000, s.103; Hasol, 2010, s.256; Kuban, 2010, s.68; Bulut ve Atabeyoğlu, 2010, s. 1494; Keleş,
2016, s.109-111). Andersson (2006)’a göre; kentlerin içerdiği ekolojik, ekonomik, sosyal ve
kültürel faaliyetler kent sisteminin ve kent kimliğinin oluşmasına ve şekillenmesine katkı
sağlamaktadır (Çetinkaya ve Uzun, 2014, s. 47).
Kent kimliği; bir kenti diğer kentlerden ayıran, anlam kazandıran, tanınır hale getiren,
kent imajını etkileyen, doğal ve yapay çevreden kaynaklanan, fiziksel, sosyo-kültürel,
ekonomik, tarihsel faktörler ve geleneksel yaşam biçimleri ile şekillenen, kuşaklar arasında
süreklilik göstererek gelecek nesillere aktarılan ortak değerlerin ve o kente özgü özelliklerin
bütünüdür (Ulu ve Karakoç, 2004, s. 59-60; Erdoğan ve Alkanoğlu , 2007, s. 127; Koyuncu,
2013, s.157; Güneroğlu ve Bekar, 2017, s.581; Demir, 2018,s.117; Çöl, 2018).
Kent kimliğini oluşturan öğeler; doğal (topoğrafik yapı, iklim koşulları, hidrolojik
ve jeolojik özellikler, flora-fauna vb.) beşeri (demografik, sosyal ve kültürel yapıya
yönelik elemanlar) ve yapay (insan eliyle yapılan elemanlar) bileşenlerden ve bunların
etkileşimlerinden meydana gelmektedir (Önem ve Kılınçaslan , 2005, s. 116-117; Aytin ve
ark., 2016, s. 84).
Ekonomik, teknolojik, siyasal, sosyo-psikolojik nedenlerle karşımıza çıkan kentleşmeye
hareketleri (Keleş, 2016,s.41-47) ve kentleşme olgusunun giderek yaygınlaşması bazı
olumsuz sonuçları da beraberinde getirmiştir. Gerek yapı ölçeğinde gerek ise kent genelinde
yaşanan olumsuz değişimler bazı dönüşümlerin yaşanmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu
noktada kentsel dönüşüm kavramı ortaya çıkmış ve çeşitli yöntemler ile farklı ölçekteki
projeler kapsamında uygulamaya geçilmiştir. Bu çalışmada; kentlerde yaşanan kentsel
dönüşüm uygulamaları ve bu dönüşümlerin kent kimliğine olan etkileri Edirne İli Saraçlar
Caddesi yayalaştırılma projesi örneğinde tartışılmaktadır.
176
coğrafi konum, jeoloji, iklim, bitki örtüsü doğal çevre özellikleri, yapılar, yollar, kamusal açık
alanlar, imaj öğeleri, sınırlar yapay çevre özellikleri olarak değerlendirilmektedir. Kültürel
özellikleri; demografik, dini, etnik yapı, yaşam biçimi, farklı dönemlerdeki tarihi gelişim tarihi
açısından
özellikleri, işlevseltek tip ve
özellik kentlerin ortaya
mekanların çıkmasındaki
işlevleri ise ekonomik temel sorundur
özellikleri (Elmas
oluşturmaktadır
(AytinveveAlkanoğlu,
ark., 2016, s. 84 ).
2007, s. 125; Oğurlu, 2014, s. 277, 289).
Türkiye’deki kentsel dönüşüm projeleri, kentlerin kimliklerini en fazla etkileyen
Kentsel
faaliyetlerden dönüşüm
biridir. Kentsel dönüşümçalışmalarında başarı için toplumun
projelerinde ve uygulamalarında kentsel dokuyubu
çalışmaları benimsemesi ve ilgili meslek disiplinlerinin de koordineli
oluşturan çevre bileşenlerinin ve kentsel gelişimin ekolojik, sosyal, kültürel ve estetik
olarakgöz
boyutlarının çalışmaları önem
ardı edilmesi, taşımaktadır.
kentlerin Kentsel dönüşümün
kimliksizleşmesinde sadece
ve kentsel kimlik yapı
açısından
ölçeğinde ele alınması sağlıksız bir yaklaşımdır. Peyzaj Mimarlığı
tek tip kentlerin ortaya çıkmasındaki temel sorundur (Elmas ve Alkanoğlu, 2007, s. 125;
disiplini,
Oğurlu, diğer
2014, s. 277, meslek disiplinleri ile ortak çalışma gösteren, kente ve
289).
kent dönüşüm
Kentsel kimliğine katkı sağlayan
çalışmalarında projeler buveçalışmaları
başarı için toplumun uygulama örnekleri
benimsemesi ve
sergileyen
ilgili meslek bir paydaştır.
disiplinlerinin Üstolarak
de koordineli ölçekte alınması
çalışmaları gereken ekolojik
önem taşımaktadır. Kentsel
planlama
dönüşümün sadeceyaklaşımları ilealınması
yapı ölçeğinde ele bütüncül olarak
sağlıksız yapılan Peyzaj
bir yaklaşımdır. planlama
Mimarlığıve
tasarımlar
disiplini, kentdisiplinleri
diğer meslek ve kentileyaşamına
ortak çalışmaönemli katkı
gösteren, kentesağlayacaktır.
ve kent kimliğineŞişman
katkı
ve Kibaroğlu
sağlayan (2009, s.örnekleri
projeler ve uygulama 2), kentsel dönüşümün,
sergileyen dokuz
bir paydaştır. Üstfarklı
ölçekteuygulama
alınması
gerekenbiçimi
ekolojikbulunduğunu bildirmektedir;
planlama yaklaşımları Yenileme
ile bütüncül olarak yapılan (renewal); Yeniden
planlama ve tasarımlar
kent ve kent yaşamına önemli katkı sağlayacaktır.
Canlanma – Canlandırma (revitalization); Yeniden Şişman ve Kibaroğlu (2009, s.Geliştirme
2), kentsel
dönüşümün, dokuz farklı uygulama
(redevelopment); biçimi bulunduğunu
Sağlıklaştırma bildirmektedir;
- Eski Haline Getirme Yenileme (renewal);
– Esenleştirme
Yeniden Canlanma – Canlandırma (revitalization); Yeniden Geliştirme (redevelopment);
(rehabilitation); Koruma (conservation) ve Düzenleme
Sağlıklaştırma - Eski Haline Getirme – Esenleştirme (rehabilitation); Koruma (conservation)
(improvement); Temizleme (clearance); Yeniden Üretim
ve Düzenleme (improvement); Temizleme (clearance); Yeniden Üretim (regeneration);
(regeneration); Kalitenin yükseltilmesi; Soylulaştırma
Kalitenin yükseltilmesi; Soylulaştırma - Sosyo-ekonomik Yenileme (Gentrification).
- Sosyo-
ekonomik Yenileme (Gentrification).
2.Araştırma Alanı ve Değerlendirme
2.Araştırma Alanı ve Değerlendirme
Araştırma alanı olarak, Edirne İl merkezinde yer alan Saraçlar Caddesi seçilmiştir.
Araştırma
Araştırmada, alanı
Saraçlar olarak, Edirne
Caddesi’nin İl öncesi
dönüşüm merkezinde yerdurumu
ve sonrası alan Saraçlar Caddesi
ile kent kimliğine
etkisi seçilmiştir.
gözlem, analiz veAraştırmada, SaraçlarileCaddesi’nin
değerlendirme yöntemi dönüşüm
ortaya konulmuştur. öncesi
Saraçlar ve
Caddesi
konum bilgileri Şekil 1’da verilmiştir.
sonrası durumu ile kent kimliğine etkisi gözlem, analiz ve
değerlendirme
Şekilyöntemi
1. Saraçlar ile ortaya
Caddesi konumkonulmuştur.
bilgileri (Orijinal) Saraçlar Caddesi
konum bilgileri Şekil 1’da verilmiştir.
Şekil 1. Saraçlar Caddesi konum bilgileri (Orijinal)
Cadde,
178 batısında Mithat Paşa ve Dilaverbey Mahalleleri ile doğusunda
Sabuni ve Talatpaşa Mahalleleri sınırlarında bulunmaktadır (Şekil 2).
Cadde, batısında Mithat Paşa ve Dilaverbey Mahalleleri ile doğusunda Sabuni ve
Talatpaşa Mahalleleri sınırlarında bulunmaktadır (Şekil 2).
Şekil 6. Saraçlar Caddesinin kuzey yönünden kuş bakışı görüntüsü (Anonim , 2002)
Caddenin her iki tarafına park eden araçlar, trafiği ve yaya sirkülasyonunu engelleyerek,
yoğun kullanım büyük bir karmaşa yaratmıştır. Motorlu taşıtların gürültüsü ve egzoz gazı
salınımı, cadde üzerindeki tarihi değere sahip ticari yapılara zarar vermiştir. Yoğun kullanıma
sahip cadde üzerinde, kentsel donatı elemanı ve bitkisel öğeler yetersizdir. Edirne ve Kaleiçi
Bölgesi’nin odak noktasında bulunan Saraçlar Caddesi’nin içinde bulunduğu sorunlar,
çözüm arayışını da beraberinde getirmiş ve bu cadde, 2008 yılında Edirne Belediyesi
yayalaştırılmıştır. Cadde, yapılan yeni düzenlemeler ile birlikte, belirli
saatler arasında (24.00-9.30) taşıt trafiğine açılmıştır. Yeni
düzenlemede; caddeyi baştanbaşa kaplayan asfalt kaldırılmış, orta aks181
üzerinde arnavut kaldırım taşı döşeme malzemesi olarak seçilmiştir.
tarafından hazırlatılan kentsel tasarım projesi kapsamında yayalaştırılmıştır. Cadde, yapılan
Caddenin her iki kanadındaki zemin, karo plak taş döşeme ile
yeni düzenlemeler ile birlikte, belirli saatler arasında (24.00-9.30) taşıt trafiğine açılmıştır.
kaplanmış, bunlar arasına Arnavut kaldırım taşı, derz taşı olarak
Yeni düzenlemede; caddeyi baştanbaşa kaplayan asfalt kaldırılmış, orta aks üzerinde
uygulanmıştır (Şekil 7).
arnavut kaldırım taşı döşeme malzemesi olarak seçilmiştir. Caddenin her iki kanadındaki
zemin, karo plak taş döşeme ile kaplanmış, bunlar arasına Arnavut kaldırım taşı, derz taşı
olarak uygulanmıştır (Şekil 7).
Tarihi
Tarihi geçmişe sahip
geçmişe sahip olanolan yapılarda,
yapılarda, yayalaştırma
yayalaştırma projesi
projesi ile birlikte ileiyileştirilmesi
cephe birlikte
gerçekleştirilmiştir. Eski dokularını korumaya devam eden yapılar,
cephe iyileştirilmesi gerçekleştirilmiştir. Eski dokularını korumaya cadde üzerinde tarihi
dokuyu yansıtan siluet oluşturmaktadır. Yeni yapılan binaların veya bazı cephe uygulamalarının
devam eden yapılar, cadde üzerinde tarihi dokuyu yansıtan siluet
ise tarihi çevre ile uyum göz ardı edilerek inşa edildikleri görülmektedir (Şekil 8).
oluşturmaktadır. Yeni yapılan binaların veya bazı cephe
uygulamalarının ise tarihi çevre ile uyum göz ardı edilerek inşa
edildikleri görülmektedir (Şekil 8).
Şekil 13. Saraçlar Caddesinde yer alan Sekoya ve Ihlamur ağaçları (Orijinal)
amanekosistemin
içinde birbirparçası
dereceye kadar değişmesi doğaldır. doğanınAncak, d
kent bütününde değerlendirilmesi gereken uygulamalardır. Kentsel dönüşüm, kentsel
olabilen, sürdürülebilir, kendi kendine yetebilen,
e dönüşümün hız
kendisini model alarak ekolojikkazandığı
ve yapısal özelliklereşehirlerimizde, kimlik ol
göre çözümler üreten uygulamalar
olmalıdır. Kentsel dönüşümde, kullanıcı odaklı eko-kentsel dönüşümler uygulanarak
toplumsal farkındalık yaratılmalıdır.
185
Edirne kent bütünü sahip olduğu anıtsal yapı sayısı ve çeşitliliği açısından zengin ve
müze kent niteliğinde ender yerleşmelerden biri olarak görülmektedir ( Erdoğan ve Kuter,
2010, s.142).
Tarihi geçmişinde Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapması, birçok tarihi camii, külliye,
çeşme, köprü gibi eserlere sahip olması, stratejik konumu nedeni ile bağlantı yolları üzerinde
yer alması bu kentin ayrıcalıklı özellikleri arasındadır. UNESCO Dünya Mirası listesinde
yer alan Selimiye Camii, Eski Camii, Üç Şerefeli Camii, Alipaşa Çarşısı, Rüstempaşa
Kervansarayı, tarihi Kaleiçi Bölgesi Edirne tarihi kent merkezinde odak noktasını oluşturan
ve kent kimliğine katkı sağlayan eserlerden bazılarıdır. Tüm bu özellikleri ile Edirne “Tarih
kent”, “Serhat şehri” ve “Sınır kenti” gibi kimlik kavramları ile bütünleşmiştir.
Birer tarihi belge niteliğinde olan tarihi yapılar, yapıldıkları dönemlerin sosyal, kültürel,
ekonomik vb. özelliklerini yansıtmaktadırlar. Plancı ve tasarımcı meslek disiplinlerinin ortak
çalışmaları kapsamında tarihi yapılarda planlama ve korunma kent bütününde yapılmalıdır.
Günümüzde, giderek sıradanlaşan, standart tek tip kentsel alanlar arasında kalan nadir tarihi
çevreler; insan ölçeğine uygun, samimi, yaşanabilir mekânlar olarak dikkat çekmektedir
(Ceylan vd., 2014, s.35).
Bu çalışma kapsamında değerlendirilen Edirne ve Kaleiçi odak noktasında yer
alan Saraçlar Caddesi tarihi dokusunun ortaya çıkartılması, estetik ve işlevsel etkisinin
arttırılması amacı ile 2008 yılında Edirne Belediyesi tarafından hazırlatılan kentsel tasarım
projesi kapsamında yayalaştırılmıştır. Cadde, yapılan yeni düzenlemeler ile, günün belirli
bir zaman dilimi (24.00-09.30) dışında tamamen yayalaştırılmıştır. Bu uygulama sonucunda;
• Asfalt zemin yerine geçirimli zemin döşemesi uygulanmıştır,
• Yaya sirkülasyonu rahatlamıştır,
• Caddenin her iki kanadındaki ticari alanlara kolay erişim sağlanmıştır,
• Kentsel donatı elemanları ile çağdaş, sosyal, fonksiyonel ve estetik mekanlar
yaratılmıştır,
• Cadde boyunca kullanılan bitkisel öğeler ile kent ekosistemine katkı sağlamıştır,
• Cadde, önemli günler için etkinlik alanı (konser, gösteri, sergi vb.) işlevi üstlenmiştir,
• Tarihi yapıların cephelerinde yapılan iyileştirmeler, kent siluetine katkı sağlamıştır.
Saraçlar Caddesi’ndeki uygulamalar göz önüne alındığında cadde için kentsel dönüşüm
uygulama yöntemlerinden;
• Yeniden Canlanma – Canlandırma (revitalization)
• Sağlıklaştırma - Eski Haline Getirme – Esenleştirme (rehabilitation)
• Koruma (conservation)
uygulamalarının gerçekleştirildiği görülmektedir.
Yoğun kullanıcı kitlesine sahip caddede yukarıda belirtilen bu olumlu değişim ve
dönüşümlerin yanında, engelli bireyler için kılavuz çizgilerine yer verilerek engelsiz
ulaşım sağlanmalıdır. Bunun yanında, cadde boyunca yer alan ticari yapılar için uygun rıht
yüksekliğine sahip basamak ve uygun eğimde rampaların yapılması gerekmektedir.
Edirne kentinin önemli odak noktalarından biri olan ve ulaşım ağlarının kesiştiği yerde
bulunan Saraçlar Caddesi, yayalaştırma projesinin uygulanması sonucunda; tarihsel ve ticari
186
açıdan önemli yapıların ortaya çıkması ile ekonomik açıdan, insanların sosyalleşmesine
olanak sağlayan tanımlı açık mekân kurguları ve donatı elemanları ile geleneksel çarşı
kültürünün yaşatılması ile Edirne kent kimliğine katkı sağlamıştır. Saraçlar Caddesi
örneğinde gerçekleştirilen dönüşüm uygulamalarının da (Revitalization, Rehabilitation
ve Conservation) etap etap kent bütününde gerçekleştirilmesi, Edirne’nin kent kimliğine
önemli katkılar sağlayacaktır. Bu çalışma, diğer kentlerde yapılacak dönüşüm uygulamaları
için de bir örnek oluşturmaktadır.
4.Kaynakça
Akansel, S., Kaprol, T., & Varlı , E. (2011). Edirne Tarihî Saraçlar Caddesi Yayalaştırma
Projesinin Kentsel Yaşama Katkıları. Mimarlık Dergisi: http://www.mimarlikdergisi.com/
index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=373&RecID=2655.
Anonim. (2002). Edirne Suların Buluştuğu Yer. Edirne: T.C. Edirne Valiliği Yayınları.
Anonim. (2006). Edirne Kentsel Sit Alanı ve Etkileme Geçiş Bölgesi, 1/5000 Ölçekli
Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon ve İlave
Uygulama İmar Planı Plan Notları. Edirne.
Anonim. (2018). Edirne Belediyesi: http://webgis.edirne.bel.tr/keos/.
Aytin, B. K., Ertin , D., & Özyavuz , M. (2016). Kent Kimliğinin Edirne Kaleiçi Yerleşim
Alanı Özelinde Değerlendirilmesi. 4. Uluslararası Kentsel ve Çevresel Sorunlar ve Politikalar
Kongresi, s. 81-102, İstanbul.
Bogenç, Ç. (2009). Trabzon Zağnos Vadisi Kentsel Dönüşüm Örneğinin Kentsel
Peyzaj Planlama Açısından Değerlendirilmesi. (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Bartın
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Bartın.
Bulut, Y. ve Atabeyoğlu, Ö. (2010). Kent Planlamasında Peyzaj Mimarlarının Yeri ve
Önemi. III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, IV, s. 1494-1503. Artvin.
Ceylan, D., Korkut, A. ve Kiper, T. (2014). Tarihi Çevre Yenileme Çalışmalarında Kentsel
Peyzaj Planlama Anlayışı: Edirne Örneği. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 11(1), 27-36.
Çetinkaya, G. ve Uzun, O. (2014). Peyzaj Planlama. İstanbul: Birsen Yayınevi.
Çöl, Ş. (2018). Kent ve Kimlik. http://www.solencol.com/b10.htm adresinden alındı
Demir, C. (2018, 03 10). Kent Kimliği Geliştirme Sürecinde Mekânsal Model Tasarımı
ve Kent Plancılarının Rolü. http://www.spo.org.tr/resimler/ekler/d0871f0806eae32_ek.pdf
adresinden alındı
Erdoğan, E., ve Alkanoğlu , F. (2007). Kentsel Dönüşüm Sürecinde Kent Kimliği: Ankara
Örneği. TMMOB Yerel Yönetimlerde Dönüşüm Sempozyumu (s. 123-133). Ankara: Mattek
Matbaa.
Erdoğan, E., Kuter, N. (2010). Edirne Kenti Kültür Varlıklarının Kent Estetiği Açısından
Değerlendirilmesi. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 7(3),137-145.
Görgülü, Z. (2009). Kentsel Dönüşüm ve Ülkemiz. TMMOB İzmir Kent Sempozyumu,
(s. 767-780). İzmir.
Gül, A. (2000). Peyzaj-İnsan İlişkisi ve Peyzaj Mimarlığı. Süleyman Demirel Üniversitesi
Orman Fakültesi Dergisi, A(1), 97-114.
187
Güneroğlu, N., & Bekar, M. (2017). Dönüşüm ve kimlik kavramı: Trabzon örneği.
Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 17(4), 580-593.
Hasol, D. (2010). Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü. İstanbul: YEM Yayın-2.
Keleş, R. (2004). Kentsel Dönüşümün Tüzel Altyapısı. Mimarist Dergisi, 4(12), 73-75.
Keleş, R. (2016). Kentleşme Politikaları. Ankara: İmge Kitabevi.
Kiraz, A. G. (2014). A'dan Z'ye Kentsel Dönüşüm. İstanbul: Beta Yayıncılık.
Korkut, A., Kiper , T., & Üstün Topal , T. (2016). Kentsel Dönüşüm ve Peyzaj Mimarlığı
Sunumu. Peyzaj Mimarlığı Akademik İşbirliği Toplantısı. Edirne.
Korkut, A. (2017).Değişim ve Dönüşüm Sürecinde kentsel Kimlik: Tekirdağ Örneği,
Tekirdağ Şehir ve kültür 2, Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği Kültür Serisi No.3,s. 29-37,
Tekirdağ
Koyuncu, A. (2013). Kimliğin İnşasında Kent: Konya Örneği. Akademik İncelemeler
Dergisi, 8(2), 155-179.
Kuban, D. (2010). Mimarlık Kavramları. İstanbul: YEM Yayını-4.
Mısırlı, A. (2014). Tarihsel Çevre ve Mimari Oluşum Üzerine Bir Alan Çalışması: Edirne
Baba Timurtaş Mahallesi. (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, Edirne.
Oğurlu, İ. (2014). Çevre-Kent İmajı-Kent Kimliği-Kent Kültürü Etkileşimlerine Bir Bakış.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 13(26), 275-293.
Önem, A. B. & Kılınçaslan, İ. (2005). Haliç Bölgesinde Çevre Algılama ve Kentsel Kimlik.
İTÜ Dergisi/a, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, 4(1), 115-125.
Pamay, B. (1978). Kentsel Peyzaj Planlaması. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Orman
Fakültesi Yayınları, Çağlayan Basımevi, İstanbul.
Polat, S. & Dostoğlu , N. (2007). Kentsel Dönüşüm Kavramı Üzerine: Bursa'da Kükürtlü
ve Mudanya Örnekleri. Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 12(1),
61-76.
Sayınbaş, T. (2013). Benim İnsanlarım Saraçlar Caddesi'nde Aşina Yüzler. Edirne: Edirne
Belediye Başkanlığı Yayınları, No:13.
Şişman, A. & Kibaroğlu, D. (2009). Dünya'da ve Türkiye'de Kentsel Dönüşüm
Uygulamaları. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 12. Türkiye Harita Bilimsel
ve Teknik Kurultayı, s. 1-9, Ankara.
Ulu, A. & Karakoç, İ. (2004). Kentsel Değişimin Kent Kimliğine Etkisi. Planlama Dergisi,
3(29), 59-66.
Ceylan, D. (2013).Tarihi Çevre Yenileme Çalışmalarının Kentsel Peyzaj Planlama
Açısından İrdelenmesi: Edirne Örneği, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Namık Kemal
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı,109 s, Tekirdağ.
188
189
Tuğba KİPER1
Aslı KORKUT1
Seda AKLİMAN2
1Namık Kemal Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fak.,
Peyzaj Mimarlığı Böl., Tekirdağ
2 Ankara Üniversitesi, Ziraat Fak., Peyzaj Mimarlığı Böl., Ankara
Şekil 2.Kentlerde azalan yeşil dokuya karşın artan betonlaşma ve olumsuz etkilerin ortaya
Şekil 2.Kentlerde azalankoyduğu
yeşil ısı
dokuya karşın
adası etkisi (URL artan
2) betonlaşma ve
olumsuz etkilerin ortaya koyduğu ısı adası etkisi (URL 2)
Kentlerimizde betonlaşmaya bağlı, giderek artan geçirimsiz zeminler nedeniyle, yağış
Kentlerimizde betonlaşmaya bağlı, giderek artan geçirimsiz zeminler
sularının toprağa sızarak yer altı sularını beslemesi engellenmektedir (Şekil 3). bu sular
nedeniyle, yağış sularınınsistemine
yüzey drenajı ile kanalizasyon toprağaya dasızarak yerkarışmaktadır,
akarsulara altı sularını
şiddetlibeslemesi
yağışlarda
engellenmektedir (Şekil 3).
da sel ve taşkınlara yol açmaktadır. bu sular yüzey drenajı ile kanalizasyon
sistemine ya da akarsulara karışmaktadır, şiddetli yağışlarda da sel ve
taşkınlara yol açmaktadır.
Şekil 4. Sürdürülebilirliği
Şekil zoruygulamalardan
4. Sürdürülebilirliği zor uygulamalardan görselörnekleri
görsel tasarım tasarım(Orj.)
örnekleri (Orj.)
Kentsel alanlarda peyzaj tasarım anlayışı ve çevresel yaklaşımlar
Kentsel alanlarda peyzaj tasarım anlayışı ve çevresel yaklaşımlar
Planlama hiyerarşisinde; arazinin potansiyeli doğrultusunda kullanım kararlarının
alındığı üst ölçekli peyzaj planlama çalışmalarının sonunda, planlamada alınan kararlara
göre, alanların biçimlendirilmeye başlandığı daha alt ölçekli peyzaj tasarım çalışmaları
başlar. Peyzaj tasarım, yapılar dışında kalan alanlarda en uygun mekansal kompozisyonların
oluşturulmasına yönelik bir süreçtir. Peyzaj mimarlığının özünde yer alan ekolojik temele
dayalı yaklaşımlar peyzaj tasarım çalışmalarında da öncelikle dikkate alınır. Bu yaklaşım
ile birlikte tasarım alanında fonksiyonel, estetik, ekonomik, sosyal ve konforlu çözümler
üretilmesi gözetilir. Çalışma alanı dış mekan olduğundan, çalışmalar arazi içinde gerçekleşir.
Dolayısıyla doğal ve çevresel koşullar peyzaj mimarlığı çalışmalarını doğrudan etkiler.
McHarg (1969), sürdürülebilir gelişim için, doğanın ve doğal süreçlerin planlama ve tasarım
çalışmalarına dahil edilmesi gerektiğini, ancak çalışma sonuçlarının doğanın dinamik
sürecine bağlı olarak zaman içinde ortaya çıkacağına işaret etmektedir. Bununla birlikte,
McHarg, doğal alan varlığının az olduğu kentlerde bu sürecin daha da yavaş işleyebileceğini,
bu bağlamda kentsel alanlarda doğal özelliklerini yitirmemiş nadir alanlarda, doğa ile
tasarım yaklaşımının giderek önem kazandığını belirtmektedir. Gürbüz ve Arıdağ (2013)’a
göre; peyzaj mimarlığında yalnızca insan hareketi değil, hava-nem,su, gölge-güneş hareketi
de önemlidir. Bu günlük hareketler dışında dış mekanda büyük ölçekte ve yavaş oluşan
hareketler olan toprak ve yeryüzü hareketleri, iklim ve ısı hareketleri, vejetasyon hareketleri
de söz konusudur. İnsan doğal bir varlıktır ve yaradılışı gereği temel ihtiyaç ve duyularını
doğanın verilerinden karşılamak ister. Peyzaj tasarımında doğa hareketlerinin gözlenmesi
ve bu hareketlerin yaşamın içine alınabilmesi için tasarımın doğanın kendisi ve doğanın
193
hareketleri ile birlikte oluşturulması gerekir. Kentler (URL 4)’e göre; iklim, topoğrafya,
jeolojik- jeomorfolojik yapı, hidrolojik yapı, toprak gibi doğal çevre bileşenlerinin yanı
sıra, barındırdığı insanların yaşam biçimleri, kültürleri ve yerleşim üniteleri ile biçimlenmiş
yaşama alanları olduğundan kentsel alanlarda peyzaj tasarımın rolü daha iyi anlaşılır.
Kentsel peyzaj tasarım çalışmalarında, çevre ve doğal kaynakların korunmasına ve
sürdürülebilirliğine yönelik başlıca çevresel yaklaşımlar aşağıda ana başlıklar altında
özetlenerek verilmiştir (Tunçer, 1994, Öztan, 2008, Seçkin ve ark. 2011,Gürbüz ve Arıdağ,
2013,Tıkansak, 2014, Kiper ve ark. 2017, Korkut ve ark, 2017 a, Korkut ve ark, 2017 b)
Doğal ve kültürel yapının etüt ve analizlerinin yapılması
“Her yer için uygun bir kullanım, her kullanım için de uygun bir yer vardır”, diğer bir
ifade ile “Her yerin belirli bir kullanım için potansiyeli vardır” bilimsel gerçeğinden yola
çıkılarak, yer seçiminde öncelikle doğal ve kültürel yapıların etüt ve analizleri yapılmalıdır.
Doğal yapı etüt ve analizlerinde; topoğrafik yapı (yükseltiler, göller, ovalar, vadiler, platolar
vb.) eğim, bakı, jeolojik- jeomorfolojik yapı, toprak yapısı, hidrolojik yapı (akarsular, baraj,
göl ve sulak alanlar, yer altı suları vb.), iklim, flora-fauna (vegetasyon ve yaban hayatı) ile
kültürel yapı etüt ve analizlerinde; tarihsel süreç, demografik yapı (nüfus, yaş, eğim, göç
vb), sektörel dağılım (tarım, sanayi, hizmetler vb) teknik alt yapı (ulaşım, elektrik, su,
kanalizasyon vb), kültürel yapı (geleneksel mimari, yerel ve turistik değerler vb) dikkate
alınır. Doğal ve kültürel yapıya yönelik olarak ayrı ayrı paftalar halinde hazırlanan haritalar,
ilk kez Mc Harg tarafından kullanılan üst üste çakıştırma (overlay) tekniği ya da günümüzde
geliştirilen CBS tekniğinden yararlanılarak, kullanım amacına uygun potansiyeli olan
alanlar belirlenir. Bu yöntemle, kentin farklı özelliklere sahip alanları kullanım potansiyeli
doğrultusunda kullanılacağından, sağlıklı bir planlama ve gelişim söz konusu olur.
Doğal alanların korunarak değerlendirilmesi ve geliştirilmesi
Kent dokusu içinde ve yakın çevresinde yer alan su kıyıları, vadiler, akarsular, tarım
alanları, ıslak alanlar, durgun sular vb. doğal alanlar en değerli alanlardır. Tarih boyunca
canlı yaşam ve üretim alanı olarak kullanılan bu doğal alanların “Yaşam Koridorları” olarak
koruma altına alınmaları gerekmektedir. Bu alanların mutlak şekilde korunması ve herhangi
bir şekilde bozulmalarının engellenmesi gerekmektedir.
Mevcut doğal yapılar, yeşil alanlar, mevcut bitki dokusu korunmalı, değerlendirilerek
geliştirilmelidir. Bu elemanların insan ve diğer canlılar için yaşam ortamı oluşturması
nedeniyle korunarak yoğunluğunun artırılması gerekir. Kent içi ve yakın çevresinde kullanım
ömrünü tamamlamış alanlar, rekreasyon vb. alanlara dönüştürülerek kullanılmalıdır
Kentin belleğini (kent kimliği) oluşturan tüm peyzaj unsurlarının (yapı, sokak, meydan,
park, bahçe, akarsu, anıt, ağaç vb.) korunmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Mikroklimatik verilerin en etkin şekilde değerlendirilmesi
Çevre iklimini oluşturan güneş ışınımı, dış hava sıcaklığı ve nemliliği, rüzgar gibi
iklim elemanları iklimsel konforu etkileyen ve enerji korunumu sağlayan fiziksel çevresel
etkenlerdir. Bu amaçla, öncelikle ilgili alana yönelik gerekli veriler elde edilerek analizler
yapılmalı ve tasarım kararları alınmalıdır.
Kentsel alanlarda enerji tasarrufu sağlayacak şekilde güneşlenme, rüzgar yönleri, ısı,
radyasyon vb. nin etkin olarak kullanımı sağlanmalıdır. Yapıların alan içine yerleştirilmesinde,
194
Hobi bahçeleri
Hobi bahçeleri
Hobi bahçeleri kentte yaşayanların serbest zamanlarında toprakla uğraşarak kent
Hobi bahçeleri
ortamının streskentte yaşayanların
ve gürültüsünden serbest
uzaklaşmak, kendi zamanlarında
ihtiyaçlarını karşılayabilecek sebze, toprak
aşarak kent
bahçeleri,ortamının streskamuve gürültüsünden uzaklaşmak,
meyve yetiştirmek ya da çiçek üretmek amacıyla kullandıkları küçük bahçelerdir. Hobi
belediyeler ve bazı kurumlarından kiralanmak suretiyle kullanıldığı ken
yaçlarınıgibikarşılayabilecek sebze,
vatandaşlar tarafından kurulan meyve
kooperatifler yetiştirmek
kanalıyla ya da çiç
değişik büyüklüklerde
Kaynaklar
Gürbüz, R. ve Arıdağ, L. 2013.Sürdürülebilir Peyzaj Tasarımı için Asla ve Leed
Kriterlerinin Karşılaştırılması, Beykent Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi,
6(2): 77 – 92
Kiper, T., Korkut A. ve Üstün Topal T. 2017. Kentsel Alanlarda Ekolojik Bahçe Tasarım
Anlayışları, 5th International Symposium on Innovative Technologies in Engineering and
Science 29-30September 2017 (ISITES2017Baku - Azerbaijan)
Korkut A, Kiper T, Üstün Topal T. 2017 a. Kentsel Peyzaj Tasarımda Ekolojik Yaklaşımlar
Artium 2017; 5(1): 14-26.
Korkut A, Kiper T, Üstün Topal T, Gültürk P. 2017 b. Kentsel Tasarımda Kurakçıl
Peyzajın Yeri ve Önemi. 2. Uluslararası Felsefe, Eğitim Sanat ve Bilim Tarihi Sempozyumu
ve Sergisi, Muğla, 3- 7 Mayıs 2017
Korkut A, Gültürk P., Üstün Topal T. 2016. Kentsel Peyzaj Yapılarında Zemin Geçirimliliği
Üzerine Bir Araştırma: Tekirdağ Örneği, Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2016,
16 (2): 412-422
197
Ezgi ÖZPAMİR
TMMOB Mimarlar Odası, Ankara Şubesi, Ankara, Türkiye
ezozpamir@gmail.com
Özlem SAĞIROĞLU
Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fak., Mimarlık Böl., Ankara Türkiye
osagiroglu@gazi.edu.tr
Osman Bey Konağı, Trabzon ili Yomra İlçesi, Özdil Mahallesi 160
Yapılan sözlü tarih çalışmasında, konağın köyde bulunan ve 1800lerin
sonunda yapılan cami ile yakın tarihlerde yapıldığı; cami inşaatında
çalışan ustaların konağı yaptığı ve 1935’de konağın şimdiki sahipleri
200
konakta yaşamaya başladığına dair bilgiye ulaşılmıştır.
Osman Bey Konağı, Trabzon ili Yomra İlçesi, Özdil Mahallesi 160 ada 14 parselde
Osman Köyün
bulunmaktadır. Bey girişinde
Konağı, yaklaşık
bulunan 623.68
ilk yapıdır. Yapılanm2
sözlüparsel alanı içerisinde
tarih çalışmasında,
konağın köyde bulunan ve 1800lerin sonunda yapılan cami ile yakın tarihlerde yapıldığı;
Kuzeybatı – Güneydoğu doğrultusunda mevcut eğime paralel
cami inşaatında çalışan ustaların konağı yaptığı ve 1935’de konağın şimdiki sahipleri
uzanmaktadır.
konakta Yapıyadair
yaşamaya başladığına giriş, yapının
bilgiye kuzeydoğu, güneydoğu ve güneybatı
ulaşılmıştır.
olmak
Osman Bey üzere yapının
Konağı, yaklaşık 623.68üç cephesinden
m2 parsel yapılmaktadır.
alanı içerisinde Kuzeybatı – Güneydoğu Yapının
güneydoğusunda
doğrultusunda ekimparalel
mevcut eğime için ayrılmış küçük
uzanmaktadır. Yapıyabirgiriş,
alan bulunmaktadır.
yapının kuzeydoğu, Aynı
zamandaveyapının
güneydoğu güneybatıkuzeybatı
olmak üzere duvarı kullanılarak
yapının üç yapıya bitişik
cephesinden yapılmaktadır. betonarme
Yapının
iki katlı bir yapı ve yapının kuzeybatı köşesinden başlayan üç katlı bir
güneydoğusunda ekim için ayrılmış küçük bir alan bulunmaktadır. Aynı zamanda yapının
kuzeybatı duvarı kullanılarak yapıya bitişik betonarme iki katlı bir yapı ve yapının kuzeybatı
yapı eklenmiştir. (Resim 2a, b)
köşesinden başlayan üç katlı bir yapı eklenmiştir. (Resim 2a, b)
Sümerkan’a (1990) göre her hangi bir yörenin kültür, malzeme ve çevresel koşullarının
değişmeyeceği sürece geleneksel mimarlığında da değişmeler görülmeyecek ve bu bağlamda
Doğu Karadeniz bölgesi için de değişmezlik ilkesi geçerli olacaktır. Bunun yanı sıra
Özgüner (1970) Doğu Karadeniz bölgesinde plan tipolojisine etki eden en önemli faktörün
kullanıcı yaşam biçimi olduğunu öne sürmüş ve buna göre plan tipolojisini oluşturmuştur.
Ancak Sümerkan (1970), kullanıcının üretim biçimi, tarım teknolojisi ve yaşayışının aynı
olduğu yörelerde gözlenen plan farklılıklarının nedenlerini yalnızca yaşayışta aramanın güç
göründüğünü; bunu da körü körüne bağlı kalınan yapı geleneklerinde başka bir deyişle
“yapı taasubunda” aramanın doğru olduğunu savunmaktadır. Özgüner’in tipolojiden yola
çıkılarak Sümerkan (1970), yaptığı incelemeler sonucunda bölgede eş plan tiplerinin lokal
savunmaktadır. Özgüner’in tipolojiden yola çıkılarak Sümerkan (1970),
yaptığı incelemeler sonucunda bölgede eş plan tiplerinin lokal dağılımları
şeklinde rastlanılan mekanlar düzeninin yöreler ve lokasyonlar arasında 201
geçişler gösterdiği sonucuna ulaşmış ve Görele (Giresun) – Yomra
dağılımları
(Trabzon)şeklinde rastlanılan
arasında toprakmekanlar düzeninin
zeminli yöreler ve
aşhaneye lokasyonlar
sahip evlerarasında geçişler
bulunduğunu
gösterdiği sonucuna ulaşmış ve Görele (Giresun) – Yomra (Trabzon) arasında toprak zeminli
belirtmiştir. (Resim 3)
aşhaneye sahip evler bulunduğunu belirtmiştir. (Resim 3)
Resim 3. Doğu
Karadeniz evleri
plan tipleri
(Sümerkan,1970)
Bahsigeçen
Bahsi geçen araştırmalara
araştırmalara dayanarak
dayanarak Osman Bey Osman Beyhayatlı
konağının konağının
aşhanelihayatlı
plan
tipindedir. Plan şeması açısından değerlendirildiğinde ise karnıyarık plan tipindedir. Konağınise
aşhaneli plan tipindedir. Plan şeması açısından değerlendirildiğinde
karnıyarıkve güneybatı
kuzeydoğu plan cephelerinden
tipindedir. aşhaneye
Konağın kuzeydoğu
girilmektedir. ve günümüzde
Her ne kadar güneybatı
cephelerinden
ocak aşhaneye
ve şömine kullanılmasa girilmektedir.
da mekânların Her ne kadar
işlevi bakımından günümüzde
değişiklik ocak4)ve
olmamıştır. (Resim
şömine kullanılmasa da mekânların işlevi bakımından değişiklik
olmamıştır. (Resim 4)
Resim 5a.5a.Serander
Resim Resim
Serander Resim 5b.5b. Depo
Depo
Resim 6. a,bResim
Seranderden görünüş
6. a,b Seranderden görünüş
Resim 7.7.a,b
Resim Depodan
a,b Depodan görünüş
görünüş
Osman Bey konağı bodrum, zemin ve çatı katı olmak üzere iki katlı
Osman Bey konağı bodrum, zemin ve çatı katı olmak üzere iki katlı bir yapıdır (Resim
bir yapıdır (Resim 8 a,b,c). Bodrum katı güneydoğu cephesinde tamamen
8 a,b,c). Bodrum katı güneydoğu cephesinde tamamen toprak üstündedir; kuzeydoğu ve
toprak üstündedir;
güneybatı cephelerindenkuzeydoğu ve güneybatı
merdivenle yaşama cephelerinden
katına çıkılmaktadır (Resimmerdivenle
9 a,b,c).
yaşama katına çıkılmaktadır (Resim 9 a,b,c).
Yapının
Yapının kuzeydoğu
kuzeydoğu ve güneybatıve güneybatı
cephelerinden aşhaneyecephelerinden aşhaneye
girilmektedir; aşhane iki adet
girilmektedir; aşhane iki adet odaya ulaşımı sağlayan koridora
odaya ulaşımı sağlayan koridora açılmaktadır. (Resim 8 b). Konut, günümüzde zemin katta
açılmaktadır. (Resim
kuzeybatı-güneydoğu 8 b). Konut,aşhaneden
aksı doğrultusunda günümüzde zemin katta
ve koridordan kuzeybatı-
ikiye bölünmüştür.
güneydoğu aksı doğrultusunda aşhaneden ve koridordan ikiye
Böylelikle konut iki aile tarafından paylaşılmaktadır.
bölünmüştür. Böylelikle konut iki aile tarafından paylaşılmaktadır.
güneydoğu aksı doğrultusunda aşhaneden ve koridordan ikiye
bölünmüştür. Böylelikle konut iki aile tarafından paylaşılmaktadır.
204
ResimResim
10.a,b,c,d,e,f,g,h
10.a,b,c,d,e,f,g,h Z02’ye
Z02’ye aitait plan
plan ve fotoğraflar
ve fotoğraflar
Bölünmüş aşhaneden biri olan Z02 mahaline yaklaşık 1.5 m2lik bir
Bölünmüş aşhaneden biri olan Z02 mahaline yaklaşık 1.5 m2lik bir antreden geçtikten
antreden geçtikten sonra ulaşılmaktadır(Resim 10.b). Antre yalıtım
sonra ulaşılmaktadır(Resim 10.b). Antre yalıtım nedeniyle sonradan eklenmiştir. Girişin
nedeniyle sonradan eklenmiştir. Girişin karşısındaki duvarda ahşap kapı
karşısındaki duvarda ahşap kapı ile çatıya çıkan merdivenlere ve konutun diğer bölümüne
ile çatıya çıkan
ulaşılmaktadır (Resimmerdivenlere ve konutun
10.f). Girişin sağında kuzeydoğudiğer bölümüne
cephesinde ulaşılmaktadır
ölçüleri 75x150 cm olan
(Resim 10.f). Girişin sağında kuzeydoğu cephesinde ölçüleri 75x150 cmve
bir pencere bulunmaktadır (Resim10. b,d). Pencere çift açılır kanatlı ve 6 bölümlüdür
olan bir pencere bulunmaktadır (Resim10. b,d). Pencere çift açılır kanatlı
pencerenin dış kısmında kısa kenarına paralel dikdörtgen kesitli parmaklıklar bulunmaktadır.
ve 6 bölümlüdür ve pencerenin dış kısmında kısa kenarına
Mekanın kuzey batı duvarında şömine ve yanında küçük bir niş yer almaktadır(Resim paralel
10.d).
dikdörtgen
Nişin yanındaki kesitli parmaklıklar
kapı ile yapıya bulunmaktadır.
sonradan eklenmiş Mekanın (Resim
tuvalete geçilmektedir kuzey10.2e,f).
batı
duvarında şömine ve yanında küçük bir niş yer almaktadır(Resim
Şömine günümüzde kullanılmamaktadır. Soba için şöminenin üstünden bir delik açılarak 10.d).
Nişin yanındaki
sobanın kapı ileŞöminenin
bacası bağlanmıştır. yapıya sonradan
karşısındaeklenmiş tuvalete
diğer odalara geçilmektedir
geçişi sağlayan koridora
(Resim
açılan 10.2e,f). Şömine
kapı bulunmaktadır günümüzde
(Resim 10.d). Döşeme vekullanılmamaktadır.
tavan ahşaptır. Soba için
şöminenin üstünden bir delik açılarak sobanın bacası bağlanmıştır.
Şöminenin karşısında diğer odalara geçişi sağlayan koridora açılan kapı
bulunmaktadır (Resim 10.d). Döşeme ve tavan ahşaptır.
(Resim 10.2e,f). Şömine günümüzde kullanılmamaktadır. Soba için
şöminenin üstünden bir delik açılarak sobanın bacası bağlanmıştır.
Şöminenin karşısında diğer odalara geçişi sağlayan koridora açılan kapı
205
bulunmaktadır (Resim 10.d). Döşeme ve tavan ahşaptır.
Z03’e
Z03’e aşhaneden
aşhaneden iki adetiki adet basamakla
basamakla çıkılan
çıkılan koridordan koridordan
(hayat) (hayat)
geçilerek ulaşılmakta
vegeçilerek
tek kanatlıulaşılmakta
ahşap kapı ve tek kanatlı (Resim
ile girilmektedir ahşap 11.b).
kapı ile girilmektedir
Kapının (Resim
tam karşısında Z02
11.b). Kapının tam karşısında Z02 mahalindeki pencerenin aynısı
mahalindeki pencerenin aynısı bulunmaktadır (Resim 11.c, d). Döşeme ve tavan ahşaptır.
bulunmaktadır (Resim 11.c, d). Döşeme ve tavan ahşaptır.
Resim Resim
12. a,12.
b,a,c,b,d,
c, d, e, f, g, h Z04’e ait plan ve fotoğraflar
e, f, g, h Z04’e ait plan ve fotoğraflar
Z03’ün
Z03’ün yanında
yanında bulunan
bulunan Z04 Z04 mahaline
mahaline girişkanatlı
giriş çift çift kanatlı ahşap
ahşap kapı ile kapı ile
hayattan
hayattan yapılmaktadır (Resim 12 b). Kapının tam karşısında
yapılmaktadır (Resim 12 b). Kapının tam karşısında kuzeydoğu cephesinde sırasıyla niş kuzeydoğu
cephesinde
içinde gusülhanesırasıyla
(Resim 12niş
c, d,içinde gusülhane
e), şömine (Resim 12 (Resim 12 c,75x150
e, g )ve ölçüleri d, e),cmşömine
olan, çift
(Resim
açılır 126 e,
kanatlı, g )veveölçüleri
bölümlü 75x150
parmaklıklı pencerecm olan,12çift
(Resim açılır kanatlı,Gusülhanenin
f, g) bulunmaktadır. 6 bölümlü
ve parmaklıklı
tabanında duş teknesi pencere (Resimve 12
bulunmaktadır duş f, g) bulunmaktadır.
teknesinin etrafı yerden 50Gusülhanenin
cm yükeklikteki
tabanında
mermer duş teknesi(Resim
ile kaplanmıştır bulunmaktadır ve duş
12 d, e). Z03’ün teknesinin
güneydoğu etrafı yerden
cephesinde 100x180 50cm
cm yükeklikteki mermer ile kaplanmıştır (Resim 12 d, e). Z03’ün
ölçülerinde, çift açılır kanatlı, 6 bölümlü ve parmaklıklı iki adet pencere bulunmaktadır
güneydoğu
(Resim 12 g, h). cephesinde
Döşeme ve tavan 100x180
ahşaptır. cm ölçülerinde, çift açılır kanatlı, 6
bölümlü ve parmaklıklı iki adet pencere bulunmaktadır (Resim 12 g, h).
Döşeme ve tavan ahşaptır.
cm yükeklikteki mermer ile kaplanmıştır (Resim 12 d, e). Z03’ün
güneydoğu cephesinde 100x180 cm ölçülerinde, çift açılır kanatlı, 6
bölümlü ve parmaklıklı iki adet pencere bulunmaktadır (Resim 12 g, h).
206
Döşeme ve tavan ahşaptır.
Koridor
Koridor olarak
olarak kullanılan
kullanılan ve ikiyeve ikiye bölünmüş
bölünmüş hayata
hayata girişler girişlerahşap
tek kanatlı tek kanatlı
kapılarla
ahşap kapılarla sağlanmaktadır (Resim 13 b, e). Kapıların tam
sağlanmaktadır (Resim 13 b, e). Kapıların tam karşısında, güneydoğu cephesinde yer karşısında,
güneydoğu
alan 100x180 cmcephesinde yeraçılır
ölçülerinde, çift alan 100x180
kanatlı, 6 bölümlücm ölçülerinde,
ve parmaklıklı çift pencere
iki adet açılır
kanatlı, 6 bölümlü ve parmaklıklı iki adet pencere
bulunmaktadır (Resim 13 c, d, f, g). Döşeme ve tavan ahşaptır. bulunmaktadır (Resim
13 c, d, f, g). Döşeme ve tavan ahşaptır.
Z07simetriğinde
Z07 simetriğinde bulunan
bulunan Z04 ileZ04 ileplan
benzer benzer plan sahiptir.
kurgusuna kurgusuna Giriş sahiptir.
hayattan
Giriş hayattan çift kanatlı ahşap kapı ile yapılmaktadır (Resim 14 b,c,d).
çift kanatlı ahşap kapı ile yapılmaktadır (Resim 14 b,c,d). Kapının tam karşısında
güneybatı
Kapının tam cephesinde sırasıyla
karşısında ölçüleri şöminenin
güneybatı cephesindediğer tarafındaölçüleri
sırasıyla yer alanşöminenin
pencere ile
aynı
diğer tarafında yer alan pencere ile aynı tip olan pencere (Resimolan,
tip olan pencere (Resim 14 f), şömine (Resim 14 f) ve ölçüleri 75x150 cm 14 çift
f),
açılır kanatlı, 6 bölümlü ve parmaklıklı pencere (Resim 14 f, g, h) bulunmaktadır. İkinci
şömine (Resim 14 f) ve ölçüleri 75x150 cm olan, çift açılır kanatlı, 6
pencerenin taş duvardan kaynaklı derin denizliği parçalanarak bir niş oluşturulmuş
bölümlü ve parmaklıklı pencere (Resim 14 f, g, h) bulunmaktadır. İkinci
ve döşeme beton platform ile yükseltilerek musluk takılmıştır (Resim 14 g). Tesisat
pencerenin taş duvardan kaynaklı derin denizliği parçalanarak bir niş
taş duvar delinerek cepheden dışarıya verilmiştir. Güneydoğu cephesinde 100x180 cm
oluşturulmuş
ölçülerinde, ve kanatlı,
çift açılır döşeme betonve platform
6 bölümlü ileadet
parmaklıklı iki yükseltilerek musluk
pencere bulunmaktadır
takılmıştır
(Resim 14 e). (Resim
Döşeme ve 14tavan
g). ahşaptır.
Tesisat taş duvar delinerek cepheden dışarıya
verilmiştir. Güneydoğu cephesinde 100x180 cm ölçülerinde, çift açılır
kanatlı, 6 bölümlü ve parmaklıklı iki adet pencere bulunmaktadır (Resim
14 e). Döşeme ve tavan ahşaptır.
takılmıştır (Resim 14 g). Tesisat taş duvar delinerek cepheden dışarıya
verilmiştir. Güneydoğu cephesinde 100x180 cm ölçülerinde, çift açılır
kanatlı, 6 bölümlü ve parmaklıklı iki adet pencere bulunmaktadır (Resim
207
14 e). Döşeme ve tavan ahşaptır.
ResimResim
15. a,15.b,a, c, d,d,e,e,ff Z08’e
b, c, Z08’e aitait
planplan ve fotoğraflar
ve fotoğraflar
Aynı
Aynı şekilde
şekilde Z08 de Z08 de simetriğinde
simetriğinde bulunan Z03 ilebulunan
benzer planZ03 ile benzer
kurgusuna plan
sahiptir. Akşap
kurgusuna
tek sahiptir.
kanatlı ahşap kapı ileAkşap
hayattantek kanatlı(Resim
girilmekte ahşap15kapı ile hayattan
b); kapının girilmekte
karşısında da ölçüleri
(Resim 15 b); kapının karşısında da ölçüleri 75x150 cm olan, çift açılır
75x150 cm olan, çift açılır kanatlı, 6 bölümlü ve parmaklıklı pencere (Resim 15d) ve yanında
kanatlı, 6 bölümlü ve parmaklıklı pencere (Resim
niş içinde gusülhane bulunmaktadır. Döşeme ve tavan ahşaptır. 15d) ve yanında niş
içinde gusülhane bulunmaktadır. Döşeme ve tavan ahşaptır.
ResimResim
16. a,16.b,a,c,b,d,
c, d, e, f, g Z09’a ait plan ve fotoğraflar
e, f, g Z09’a ait plan ve fotoğraflar
Z09,simetriğindeki
Z09, simetriğindekiZ02 ile Z02
benzerile benzer
plan kurgusunaplansahiptir.
kurgusuna sahiptir.
Farklı olarak Farklı
giriş kapısının
olarak giriş
yanında kapısının
pencere yanında pencere
yer almamaktadır; nedeni yer almamaktadır;
cephenin o kısmındanedeniitibarencephenin
başlayan
o kısmında
betonarme itibaren
bir yapı başlayan
yapılmasından betonarme
dolayı bir yapıolabilir.
pencere kapatılmış yapılmasından dolayı
Ku zeybatı duvarında
pencereocak,
sırasıyla kapatılmış
şömine veolabilir. Ku zeybatı
sonradan eklenmiş duvarında
tuvalete açılan kapısırasıyla ocak, Merdiven
bulunmaktadır. şömine
vehayat
ve sonradan eklenmiş
kapıları da tuvalete
aynı şekilde açılan Döşeme
yerleştirilmiştir. kapı bulunmaktadır.
seramik karo, tavan Merdiven ve
ahşap lambiri
hayat kapıları da aynı şekilde yerleştirilmiştir. Döşeme seramik karo,
kaplamadır (Resim 16. a, b, c, d, e, f, g).
tavan ahşap lambiri kaplamadır (Resim 16. a, b, c, d, e, f, g).
pencere kapatılmış olabilir. Ku zeybatı duvarında sırasıyla ocak, şömine
ve sonradan eklenmiş tuvalete açılan kapı bulunmaktadır. Merdiven ve
ve sonradan eklenmiş tuvalete açılan kapı bulunmaktadır. Merdiven ve
hayat kapıları da aynı şekilde yerleştirilmiştir. Döşeme seramik karo,
hayat kapıları da aynı şekilde yerleştirilmiştir. Döşeme seramik karo,
tavan ahşap lambiri kaplamadır (Resim 16. a, b, c, d, e, f, g).
208
tavan ahşap lambiri kaplamadır (Resim 16. a, b, c, d, e, f, g).
Resim
Resim 17
17 a,
a, b,
b, c,
c, d,
d, ee 1K01’e
Resim
1K01’e ’e ’e ait
17 a, b, c, d,
ait plan
plan ve
e 1K01’e
ve fotoğraflar
’e ait plan ve fotoğraflar
fotoğraflar
ÇatıÇatı
katına katına aşhanelerden
aşhanelerden kapı ile girilenkapı ile girilen
bir merdivenle bir merdivenle
çıkılmaktadır. Merdiven üç
çıkılmaktadır.
adet odanın açıldığıMerdiven üç adet Kuzeybatı
bir hole varmaktadır. odanın açıldığı bir açılarak,
duvarına kapı hole varmaktadır.
konağa bitişik
Kuzeybatı
yapılan duvarına
betonarme muhdeskapı yapıyaaçılarak, konağa
geçilmektedir (Resimbitişik
17 a, b,yapılan
c). Holünbetonarme
sağında ve
muhdes
solunda yapıya
yer alan geçilmektedir
odalar (Resimbenzerlik
plan kurgusu açısından 17 a,göstermektedir.
b, c). Holün sağında
Ahsap ve
tek kanatlı
solunda
kapı yer girilmekte
ile odalara alan odalar olupplan kurgusu
kapının açısından
tam karşısında 2 adetbenzerlik göstermektedir.
ahşap pencere yer almaktadır.
Ahsap tekölçüleri
Pencerelerin kanatlıvekapı ile odalarabenzerlik
bölümlenmeleri girilmekte olup kapının
göstermektedir. tam
Farklı karşısında
olarak 1K04’de
2 adet
girişin ahşap yerleştirilmiş
sağ köşesine pencere beton yer döşeme
almaktadır.
ve muslukPencerelerin
vardır; 1K02 deölçüleri ve
ise girişin sağ
tarafındaki duvara açılmış bir kapıyla tuvalete geçilmektedir
bölümlenmeleri benzerlik göstermektedir. Farklı olarak 1K04’de girişin . Holün tam karşısındaki
oda
sağçıkma olarak yerleştirilmiş
köşesine tasarlanmıştır. Çıkmanın güneydoğu
beton döşeme ve cephesinde
musluk vardır;ahşap 21K02
adet pencere;
de ise
güneybatı ve kuzeydoğu cephelerinde de birer adet özdeş pencere bulunmaktadır.
girişin sağ tarafındaki duvara açılmış bir kapıyla tuvalete geçilmektedir .
HolünElemanlar
Mimari tam karşısındaki oda çıkma olarak tasarlanmıştır. Çıkmanın
güneydoğu
Kapılar: Anacephesinde ahşapolup
giriş kapıları özgün 2 çift
adet pencere;
kanatlıdır. Z03 güneybatı ve kuzeydoğu
ve Z08in kapıları da tek kanatlı
cephelerinde
ahşap deözgündür;
kapılar olup birer adet özdeş
Z04 pencere
ve Z07 bulunmaktadır.
odalarının kapıları da çift kanatlı ahşap kapılar
olup özgündür.
Mimari Elemanlar
Pencereler: Kuzeydoğu ve güneybatı cephesindeki pencereler tip pencere olup
Z07’deki bir pencere hariç diğerleri özgündür. 1K03’deki ve kuzeydoğu cephesindeki
Kapılar: Ana giriş kapıları özgün olup çift kanatlıdır. Z03 ve Z08in
çatı pencerelerinin özgün olmadığı düşünülmektedir. Güneybatı cephesindeki çatı
kapıları da tek kanatlı ahşap kapılar olup özgündür; Z04 ve Z07
pencerelerinin özgün olduğu düşünülmektedir.
odalarının kapıları da çift kanatlı ahşap kapılar olup özgündür.
Ocaklar: Z09 mahallindeki ocak seramik karo ile kaplanmasıyla kullanılamamaktadır.
Şömineler: Odalardaki şöminelerin hepsi özgün ve iyi durumdadır. Dikdörtgen formda
ve yalın süslemeleriyle göze çarpmaktadırlar.
Gusülhaneler: Z03, Z04, Z06, Z07, 1K04 isimli mahallerde niş şeklinde gusülhaneler
bulunmaktadır. Zeminleri beton platform şeklinde yükseltilmiştir.
Taşıyıcı Sistem
Yapının kuzeydoğu ve günaybatı duvarı kesme taş; güney batı cephesi ise alt
katta kesme taş; üst katta ise ahşap çatkı arası kırma taş dolgudur. Özgüner’e göre (1970)
bölgedeki kırsal mimari yapılar incelendiğinde genel olarak yapıların çatı şekillerinin son
derece basit olduğunu ve bütün çatıların semer, üç omuz ve dört omuz olarak üç grup olarak
sınıflandırılabileceğini belirtmektedir. Osman Bey konağı da bu sınıflandırmaya göre iki
yöne eğimli semer çatı grubuna dahil olmaktadır.
Çatı günümüzde marsilya tipi kiremit, trapez sac levha ve alaturka
kiremit
210 ile kaplıdır.
Yapıdaki Problemler
Çatı günümüzde marsilya tipi kiremit, trapez sac levha ve alaturka kiremit ile kaplıdır.
Osman
Yapıdaki Bey Konağı
Problemler yapısal ve kurgusal olarak büyük oranda
özgünlüğünü korumaktadır. Yapıdaki
Osman Bey Konağı yapısal ve kurgusal olarakbozulmaların çoğunluğu
büyük oranda özgünlüğünü kullanım
korumaktadır.
kaynaklıdır.
Yapıdaki Var olan
bozulmaların bozulmalar
çoğunluğu doğal
kullanım olarak Var
kaynaklıdır. meydana gelen değişme
olan bozulmalar ve
doğal olarak
bozulmalar ile insan eliyle oluşturulmuş değişme ve bozulmalar olarak
meydana gelen değişme ve bozulmalar ile insan eliyle oluşturulmuş değişme ve bozulmalar
iki başlık
olarak altında
iki başlık incelenebilmektedir.
altında incelenebilmektedir.
Doğal olarak meydana gelen bozulmalar, atmosfer ve zaman etkisi ile kendiliğinden
oluşan bozulmalardır. Bölgenin iklim özelliklerinden dolayı nem ve suyun etkisi ile ahşap
ve taş malzemede form değişiklikleri, renk kaybı, çürüme oluşmuştur. Taş malzemede ise
tuz kristallerinin neden olduğu çiçeklenme (Resim 21 a), parça kayıpları, çatlaklar göze
çarpmaktadır (Resim 21 a,b,c). Kesme taşların özellikle zeminle birleştiği yerlerde bitki
ve mikrobiyolojik oluşumlar bulunmaktadır (Resim 21 a, b). Yapının taş örgüsünde aynı
zamanda strüktürel çatlaklar ve kilit taşının yerinden oynaması gibi statik sorunlar da
görülmektedir (Resim 21c, d). Su kaynaklı ahşap malzemede oluşan çürüme, form ve renk
kayıpları, mikroorganizma oluşumuna rastlanmaktadır (Resim 21e,f).
İnsan eliyle meydana gelen bozulmalar ise, zaman içinde kullanımdan kaynaklı
değişmeler ile niteliksiz ek ve tamiratları içermektedir. Yukarıda bahsedilen bozulmalara
insanların yapıya yaptıkları müdahaleler de neden olmaktadır. Su borusunun cepheden
geçirilmesi, yağmur iniş borusu ve çatı olukları malzemeleri ikinci bir su etkisine maruz
bırakmaktadır (Resim 21 g, h). Çimento vb. yapıya uygun malzemelerle tamirat yapılması
da malzeme üzerinde bir çok fiziksel ve kimyasal bozulmaya neden olmaktadır (Resim
21g). Yapının geçirdiği yangın da strüktürel malzemelerin dayanımlarını yok etmekte ve
malzemeleri fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğratırken aynı zamanda her türlü tahribata
karşı savunmasız bırakmaktadır (Resim 21 ı). Yapıda yapılan niteliksiz ve uygun olmayan
eklentiler de yapı için olumsuz sonuçlar doğurmaktadır (Resim 21 a,b,c,d,e,f,g,h,ı,i).
Değerlendirme ve Sonuç
Bölgenin geneli geleneksel kırsal mimari mirasını kaybetme ve gelecek kuşaklara
aktaramama tehlikesi ile karşı karşıyadır. Kır nüfusunun azalmasıyla yapıların terk edilmesi
veya artan ihtiyaç nedeniyle geleneksel evlerin yıkılarak yerlerine geleneksel olmayan
yöntemlerle daha büyük evlerin yapılması, geleneksel yönteme talebin azalmasıyla ustalığın
211
Kaynakça
Ahunbay, Z. (1999). Tarihi çevre koruma ve restorasyon.
Batur, A., Bulutsuz, S., Edgü, A., Konyalı, A., & Gür, Ş. Ö. (2005). Doğu Karadeniz'de
kırsal mimari: Rural architecture in the Eastern Black Sea region.
Kuban, D. (2000). Tarihi çevre korumanın mimarlık boyutu: kuram ve uygulama. Yapı-
Endüstri Merkezi Yayınları.
Özgüner, O. (Ed.). (1970). Köyde mimari doğu Karadeniz (No. 13). Orta Doğu Teknik
Üniversitesi, Mimarlik Fakültesi.
Sümerkan, M. R. (1990). Biçimlendiren etkenler açısından Doğu Karadeniz kırsal
kesiminde geleneksel evlerin yapı özellikleri. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Trabzon.
Uluengin, M. B., (2005). Mimari Metaller: Özellikleri, Bozulma Nedenleri, Koruma ve
Restorasyon Teknikleri.
Venedik Tüzüğü, (1966). ICOMOS
Url-1 Google Earth Uygulaması (2018, 20 Nisan). Erişim adresi: https://www.google.
com/earth/
Url-2 Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgulama Uygulaması
(2019, 23 Nisan). Erişim adresi: https://parselsorgu.tkgm.gov.tr/#ara/
cografi/40.831033544333046/39.82840418810156
212
213
Özlem SAĞIROĞLU1
Ahmet Ertuğrul TOĞAY2
Abdullah TOĞAY3
1 Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fak., Mimarlık Böl, Ankara, Turkiye
2 Çankaya Üniversitesi, Mimarlık Fak. Mimarlık Böl. Ankara, Türkiye
3 Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fak., Endüstri Ürünleri Tasarımı Böl., Ankara, Turkiye
İç Anadolu ve Karadeniz iklimleri bazında geçiş kuşağında yer alması ve Batı Karadeniz
Orman örtüsüne sahip olması (Eker,2001), yoğun orman varlığını sağlamış; bu ormanların
hammadde oluşturması ile de ahşabın yoğun olarak yapılarda kullanımı mümkün olmuştur.
Ayrıca ahşabın kolay işlenmesi, hafif olması, detay çeşitlenmesine imkân tanıması ve
deprem kuşağında yer alan Anadolu coğrafyası için yanal yüklere karşı önlemlerin kolay
alınabilmesine olanak sağlamasından dolayı ahşap malzeme diğer yerel malzemelere göre
daha çok tercih edilmiştir (Sözen ve Eruzun, 1992; Kara ve Sağıroğlu, 2019).
Ahşap malzeme, bölgedeki yapılarda taşıyıcı sistemde olduğu gibi, yapının mimari
elemanları, üst örtü sistemi gibi başka bölümlerinde de yoğun olarak kullanım alanı
bulmaktadır.
Strüktürel Sistemde Ahşap Kullanımı
Kızılcahamam ve Çamlıdere ilçelerindeki yapılar, bölgedeki yoğun orman varlığı sebebi
ile ahşap malzeme içermektedir. Ancak az sayıdaki kagir yapıda ahşap kullanımı döşeme,
üst örtü, mimari elemanlar ile duvarlarda hatıl olarak kendini gösterirken; oldukça fazla
sayıda yapı neredeyse tamamı ile ahşaptan imal edilmiştir. Bölgede bulunan ve yoğunlukla
ahşap malzemeden inşa edilen yapılar ahşap yığma (Çantı) ve Ahşap karkas (Çatkı) olmak
üzere 2 tip oluşturmaktadır.
Ahşap Yığma Sistemli yapılar; kaba yonu ahşap kütüklerin 90 derecelik açı yapacak
şekilde uçlarından kertilerek birbirlerine sabitlenmeleri ve bu sistemin üst üste sürekli
tekrarlanması ile oluşturulurlar. Üst üste, boşluksuz bir şekilde yığılan ahşap kütükler, zaman
içinde atmosfer koşullarının da yardımı ile yerinden oynatılamayacak şekilde güçlü bir tutuş
sağlamaktadır. Alanda yapılan çalışmada, çok az sayıda konutta, kaba yonu ahşap kütük
yerine işlenmiş ahşaplardan yararlandığı da görülmüştür (Resim 1b). Bu teknik ile yapılan
konutların bir kısmında, genellikle içten olmak kaydı ile kütüklerin üzerine sıva uygulaması
yapıldığı görülmüştür. Fakat bu uygulama sadece konut olarak kullanılan yapılarda geçerli
olup, müştemilat ve ahırlarda uygulanmamıştır (Resim 1e,f)
Bölgede yapılan çalışmada çantı tekniği ile inşa edilmiş yapıların iki tip oluşturduğu
tespit edilmiştir. Bunlardan birinci tipi, tek katlı olarak sadece çantı tekniği kullanılarak inşa
edilmiş; depolama veya hayvan barınağı olarak işlevlendirilmiş yapılar oluşturmaktadır
(Resim 1a). Bu yapılar, müştemilat olarak, konutun arazisi içinde konutla görsel ilişkili
olarak tasarlanmıştır. Oldukça basit tasarlanmış olan bu yapıların üst örtüsü kırma çatı olup,
yine ahşap olarak kurgulanmıştır.
İkinci tipi ise, alt katları kagir olarak tasarlanmış; üst katlarında çantı tekniği kullanılmış
olan konutlar oluşturmaktadır. Bu konut örnekleri bölgede bulunan her köyde bulunmakta
olup, köylerin en eski konutlarını oluşturmaktadırlar. Bu tip konutların genelinde zemin
katlarının 3 veya tercihen 4 cephesi moloz taşlarla kagir olarak inşa edilmiş, bu duvar içinde
ahşap sadece hatıl veya zaman zaman dikme olarak kullanılmıştır. Hatıllar 80-150 cm
aralığında kullanılmış, dikmeler ise ihtiyaca binaen gerektiği şekilde ve aralıkta kullanılmıştır.
Bu yapılar içinde çok az örnekte ise (Resim 1c) su basmanının kâgir yapıldığı, üst yapının
çantı tekniği ile devam ettiği görülmektedir. Yapıların üst katları ise moloz taş duvar üzerine
oturtulmak kaydı ile çantı tekniğinde inşa edilmiş olup, az sayıda örnekte ahşap karkasın da
çantı ile kullanıldığı görülmektedir.
örnekte ise (Resim 1c) su basmanının kâgir yapıldığı, üst yapının çantı
tekniği ile devam ettiği görülmektedir. Yapıların üst katları ise moloz taş
duvar üzerine oturtulmak kaydı ile çantı tekniğinde inşa edilmiş olup,
215
az
sayıda örnekte ahşap karkasın da çantı ile kullanıldığı görülmektedir.
Resim
Resim 1. Atça,1. Atça, ve
Kuyubaşı Kuyubaşı ve Avşarlar
Avşarlar köylerinden Çantıköylerinden Çantı
tekniği kullanılmış yapı tekniği
örnekleri
kullanılmış yapı örnekleri
Ahşap karkas olarak inşa edilmiş yapılar ise, kendi içlerinde dolgularına göre
ahşap karkas arası ahşap (Resim 2a,b,c), veya tuğla dolgulu (Resim 2d,e,f) olmak üzere
değişkenlik göstermektedirler. Dolgudan bağımsız olarak, çantı sistemli yapılarda
olduğu gibi, ya su basmanı üzerine dikmelerin kurgulanması ile zemin ve yaşam katı da
karkas olacak şekilde veya zemin katı moloz taş yığma sistem olup, yaşam katı karkas
olacak şekilde kurgulanmışlardır. Ancak bu ayrım yapılarda genellikle net bir şekilde
görülmemektedir. Pek çok yapı, farklı bölümleri farklı yapım sistemi veya dolgulu olmak
üzere karma bir şekilde inşa edilmiş veya sonradan yapılan ek veya tamiratlar ile bu
şekilde günümüze kadar ulaşmışlardır.
yapılarda genellikle net bir şekilde görülmemektedir. Pek çok yapı, farklı
bölümleri farklı yapım sistemi veya dolgulu olmak üzere karma bir
şekilde inşa edilmiş veya sonradan yapılan ek veya tamiratlar ile bu
216
şekilde günümüze kadar ulaşmışlardır.
Resim Resim
2. Atça
2. Atçaköyünden ahşap
köyünden ahşap karkas
karkas (ahşap (ahşap ve tuğla
ve tuğla dolgu) dolgu) yapı
yapı örnekleri
örnekleri
Ahşap karkas arası ahşap dolgulu yapılarda, dolgu için kullanılan ahşabın yönüne
Ahşap karkas arası ahşap dolgulu yapılarda, dolgu için kullanılan
önem verilmediği, sağlamlığın ön planda tutulduğu görülmektedir. Bu sebeple dolgu
ahşabın yönüne önem verilmediği, sağlamlığın ön planda tutulduğu
ahşaplarının yatay, dikey, açılı veya bunların hepsinin bir arada bulunduğu şekilde
görülmektedir. Bu sebeple dolgu ahşaplarının yatay, dikey, açılı veya
tasarlandığı örnekler mevcuttur. Ahşaplar içten kireç esaslı sıva ile sıvanmış, fakat
bunların hepsinin bir arada bulunduğu şekilde tasarlandığı örnekler
cephede sıvanmadan bırakılmıştır.
mevcuttur. Ahşaplar içten kireç esaslı sıva ile sıvanmış, fakat cephede
sıvanmadan bırakılmıştır.
Tuğla dolgular ise, kireç esaslı harç ile tuğlaların boşluklara istiflenmesi yöntemi ile
yapılmışlardır. Dolgularda kullanılan tuğlalar genellikle yatay/düşey ve balıksırtı istif
şeklinde dizilmiş; bu şekilde bir süsleme unsuru olarak kullanımları da sağlanmıştır.
Dolgularda tuğlaların farklı şekilde dizilmesi ile bir süsleme unsuru olarak kullanımı
alanda oldukça fazla görülmektedir. Alanda yapılan incelemede Atça, Avşarlar, Çamköy,
Kuyubaşı, Seyhamamı ve Başören gibi köylerin tümünde bu tür kullanıma rastlanmıştır. Bu
şekilde yapılan süslemeler arasında, tuğlanın farklı şekilde istiflenmesi yanı sıra bitkisel ve
geometrik motifler ile ay ve yıldız motifleri yoğunlukla göze çarpmaktadır (Resim 3).
Bölgedeki yapılarda döşeme de, kaba yonu ahşap kütüklerin yan yana dizilmesi ve
üzerinin kaplama tahtaları ile kaplanması ile oluşturulmuştur. Ahşap döşemeyi oluşturan
kirişler, moloz taş duvar üzerine veya taban kirişi üzerine oturtulmaktadır ( Resim 3).
Strüktürel Elemanlarda Ahşap Kullanımı
Yapılarda bulunan strüktürel elemanlarda da ahşabın kullanımı yoğundur. Bu elemanlar
merdivenler ile kapalı ve açık çıkmalar olarak tespit edilmiştir.
Merdivenler
Alanda yapılan çalışmada, konut yapılarının tümünün iki katlı olarak tasarlandığı tespit
Konut
edilmiştir. Tek yapılarının tipolojilerine
katlı olarak tasarlanmış bakıldığında,
bulunan yapılar, dışarıdan
ya konutların ve içeriden
müştemilatlarını oluşturan
yaşam katına (üst kata) ulaşımın merdiven aracılığı ile olduğu
yapılar veya sonradan betonarme ya da prefabrik olarak yapılan konut – ticari yapılardır. tespit
edilmiştir. Merdiveni
Konut yapılarının oluşturan
tipolojilerine basamakdışarıdan
bakıldığında, ve rıhtlarve ahşaptan imalkatına
içeriden yaşam edilmiş
(üst
olup, her iki taraflarından duvara sabitlenmiş bir şekilde tüm merdiven
kata) ulaşımın merdiven aracılığı ile olduğu tespit edilmiştir. Merdiveni oluşturan basamak
boyunca
ve alt imal
rıhtlar ahşaptan ve edilmiş
üst kat arasında
olup, her ilerleyen
iki taraflarından duvaramerdiven kirişine
sabitlenmiş bir şekilde
bağlanmışlardır.
tüm merdiven boyunca Bualt ve
kirişler
üst kat bazı örneklerde
arasında ( Resim4a)
ilerleyen merdiven ortalarından
kirişine bağlanmışlardır.
üçüncü
Bu kirişlerbir
bazıkirişle desteklenmiştir.
örneklerde ( Resim4a) ortalarından üçüncü bir kirişle desteklenmiştir.
Resim 4.Resim
Avşarlar, Çamköy
4. Avşarlar, veveKuyubaşı
Çamköy köylerinden
Kuyubaşı köylerinden Merdiven
Merdiven örnekleri
örnekleri
Alanda yapılan çalışmada tek bir örnekte ise, ince ahşap kütüklerin
Alanda yapılan çalışmada tek bir örnekte ise, ince ahşap kütüklerin eğimli kirişler
eğimli kirişler üzerinde bir araya getirilmesi ile merdiven- rampa benzeri
üzerinde bir araya getirilmesi ile merdiven- rampa benzeri bir düşey sirkülasyon aracının
bir düşey sirkülasyon aracının tasarlandığı ve kullanıldığı görülmüştür
tasarlandığı ve kullanıldığı görülmüştür (Resim 4b)
(Resim 4b)
Kapalı ve açık çıkmalar
eğimli kirişler üzerinde bir araya getirilmesi ile merdiven- rampa benzeri
bir düşey sirkülasyon aracının tasarlandığı ve kullanıldığı görülmüştür
(Resim
218 4b)
Kapalı ve açık çıkmalar
Kapalı ve açık çıkmalar
Resim 5. Atça, Avşarlar, Çamköy ve Kuyubaşı köylerinden kapalı ve açık çıkma örnekleri
Resim 5. Atça, Avşarlar, Çamköy ve Kuyubaşı köylerinden kapalı ve açık
çıkma örnekleri
Hem lavabonun hem de helanın gideri, çıkmanın altından aşağıdaki “küllük” adı verilen ve
hayvan gübrelerinin toplanma alanı işlevini gören bölüme aktarılmaktadır. Özgün örneklerde
bu kısımda bir tesisat düşünülmediği tespit edilmiştir. Ancak günümüzde hijyenik sebeplerle
bu bölümlerde oluşan atıkların PVC borularla toprak altına aktarıldığı görülmektedir.
Islak mekânları barındırma işlevi olmayan çıkmalar ise genellikle sofadan giriş
cephesinin merkezine konumlanacak şekilde tasarlanmıştır. Alanda yapılan çalışmada çok
az sayıda kapalı çıkmaya rastlanmış ( Resim 5e,f); çıkmaların genelinin açık çıkma olduğu
tespit edilmiştir. Bu çıkmalar ahşap işçiliğinin yapılardaki örneklerinden birini barındıran
korkulukları ile dikkati çekmektedirler ( Resim 5a,b,d). Genellikle organik ve geometrik
öğelerin kullanıldığı bu korkuluklarda ahşaplar oyulmak sureti ile bir araya getirilmiş ve
üstten bir ahşap parça ile sabitlenmişlerdir. Bazı açık çıkmalar ise, özensiz bir biçimde sadece
işlevsel olarak tasarlanmış ve kullanılmaktadır ( Resim 5c)
Üst Örtüde Ahşap Kullanımı
Evler genellikle kırma ve beşik çatı ile yapılmıştır. Tamamı Ahşap oturtma çatı sistemine
sahiptir. Çatı örtüsünde ise Marsilya tipi kiremit kullanılmıştır. Ancak bu kiremitin daha
önce yaygın olarak kullanılan alaturka kiremit yerine sonradan kullanıldığı, alanda bulunan
eski kiremit kalıntılarından anlaşılmaktadır.
220
Resim
Resim 6. Kuyubaşı 6. Kuyubaşı
ve Çamköy veörnekleri
pencere Çamköy pencere örnekleri
Pencereler tekil olarak konumlandırılabildikleri gibi, mekânın ihtiyacına binaen ikili
Pencereler tekil olarak konumlandırılabildikleri gibi, mekânın
gruplar halinde de tasarlanmışlardır (Resim 6a,b,c). İkili gruplandırılan pencerelerde
ihtiyacına binaen ikili gruplar halinde de tasarlanmışlardır (Resim 6a,b,c).
genellikle alın ortaktır. Pencereler genellikle yalın ve işlevsel olarak tasarlanmasına
İkili gruplandırılan
rağmen, çeşitli süsleme pencerelerde genellikle alın
unsurlarını barındırmaktadır. ortaktır. Pencereler
Bu süslemelerden en yoğun
genellikle yalın ve işlevsel olarak tasarlanmasına rağmen, çeşitli
görülenleri Ankara içi ve çevresinde yoğunlukla karşılaşılan üçgen alınlık( süsleme
Resim6a,b,e)
unsurlarını
ve barındırmaktadır.
alt pervazdaki Bu süslemelerden
parantez biçimli organik en6d,e).
kesimlerdir (Resim yoğun görülenleri
Bunların yanı sıra
Ankara içi ve çevresinde yoğunlukla karşılaşılan üçgen alınlık(
geometrik ( Resim 6c) , bitkisel (Resim 6i) ve ay yıldız (Resim 6j) motifleri de alt ve üst
Resim6a,b,e)
pervazlara oyulmak vesuretiyle
alt pervazdaki
kullanılmıştır.parantez biçimli organik kesimlerdir
(Resim 6d,e). Bunların yanı sıra geometrik ( Resim 6c) , bitkisel (Resim
6i) ve ay yıldız (Resim 6j) motifleri de alt ve üst pervazlara oyulmak
suretiyle kullanılmıştır.
221
Kapılar
Bölgede bulunan yapılarda iç mekân ve dış mekân kapıları olmak üzere farklılaşan 2 tip
kapı mevcuttur. Alan çalışmasının sonbahar mevsiminde olması sebebi ile yapıların çok az bir
bir diğer
kısmının içinekapı türü ise, tek
girilebildiğinden, tablalı
iç kapılar olup,birdepolama
bazında ve kiler
tipoloji çalışması gibi mekânlar
yapılamamıştır. Ancak
içiçin kullanılmaktadır
mekândaki (Resim
kapıların 2 ayrı 7b,b’).
amaç için kullanıldığı tespit edilmiştir. Bunlardan ilki mekân
kapıları olup, bir kısmı pervazları oymalı, çift katmanlı ve tablalı olarak tasarlanmışlardır
(ResimKonutlardaki dışvemekân
7a,c,d) Pervazlarda tablalardakapıları
geometrik veise,bitkisel
konutun
motifler sadece insanlar
yanı sıra ay ve yıldız
tarafından
motifleri kullanılan (giriş
de görülmektedir Resimkapısı
7d). İç veya balkon
mekânlarda kapısı bir
kullanılan olarak
diğerkullanılan
kapı türü ise,tek
tek
kanatlı
tablalı olup,kapılar
depolamaile ve
(Resim5g,j) , hayvanlar
kiler gibi mekânlar tarafından da
için kullanılmaktadır kullanılabilen
(Resim 7b,b’). çift
kanatlı kapılar
Konutlardaki olmak
dış mekân üzere
kapıları 2’ye ayrılmaktadır.
ise, konutun Kanat kullanılan
sadece insanlar tarafından sayısındangiriş
bağımsız
kapısı olarak,kapısı
veya balkon bu kapılar çift katmanlı
olarak kullanılan olup,
tek kanatlı ya tablalı
kapılar veya ahşapların
ile (Resim5g,j) , hayvanlar
bir araya
tarafından getirilmesiçiftile
da kullanılabilen basitçe
kanatlı kapılaroluşturulmuşlardır. Kapıların
olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır. Kanatüzerinde
sayısından
genellikle
bağımsız olarak,girişin aydınlanabilmesi
bu kapılar çift katmanlı olup, yaiçin
tablalıbir
veyaoymalı
ahşapların pano veya
bir araya tepe
getirilmesi
ilepenceresi bulunmaktadır.
basitçe oluşturulmuşlardır. Bu bölümler
Kapıların çok basitgirişin
üzerinde genellikle tasarlanmış olabileceği
aydınlanabilmesi için bir
gibi pano
oymalı ( Resim 5e,f,i)
veya tepe Önembulunmaktadır.
penceresi verilerek oymalı ahşap
Bu bölümler çokparçalar yardımı
basit tasarlanmış ile de
olabileceği
oluşturulabilmektedir
gibi ( Resim 5e,f,i) Önem verilerek (Resim
oymalı5h,j,k). Kapılarda
ahşap parçalar kullanılan
yardımı ile de kilitler
oluşturulabilmektedir
genellikle kapazlama kilittir. Halka ve tokmaklar basit tutulmuş,
(Resim 5h,j,k). Kapılarda kullanılan kilitler genellikle kapazlama kilittir. Halka veen yalın
tokmaklar
halitutulmuş,
basit ile kullanılmıştır
en yalın hali (Resim 5n,o,p)(Resim 5n,o,p)
ile kullanılmıştır
Resim
Resim 8. 8. Avşarlar,
Avşarlar, Başören,
Başören, Kuyubaşı,
Kuyubaşı, Çamköy
Çamköy ve Atça ve Atça
köylerinden Oda köylerinden Oda
içi eleman örnekleri
içi eleman örnekleri
Ocakların her iki yanında, birer gusülhane ve dolap grubu yer almaktadır. Gusülhanenin
Ocakların
zemini, az sayıda her ikisıvanmış
örnekte yanında, olup,birer gusülhane
genellikle ve dolap
ahşap kaplama grubu
tahtaları yer
müdahale
almaktadır.
edilmeden Gusülhanenin
bırakılmıştır. Dolap kısmızemini, az sayıda
ise raf şeklinde örnekte
olabileceği gibi (sıvanmış olup,
Resim 8e) kapaklı
genellikle
veya ahşapşeklinde
kapaksız dolap kaplama tahtalarıörnekler
de tasarlanmış müdahale edilmeden
mevcuttur bırakılmıştır.
(Resim 8a,b,c) Dolapların
Dolap tablalı
kapakları kısmıolup,
ise tek
rafkatmanlıdır.
şeklinde olabileceği gibi ( Resim 8e) kapaklı veya
Ocak – gusülhane ve dolap grubunun tam karşısında bulunan duvarda ise, genellikle
yüklük göze çarpmaktadır. Yüklükler tavana kadar dolap şeklinde tasarlanmış olup,
mevcuttur.
Bu sabit elemanların yanı sıra, mekân elverdiği ölçüde, fazladan dolap
ve lambalık gibi nişlerin yapımına önem verilmiştir ( Resim 8g) Bu 223
elemanlar, dolap içinde konumlandırılmış olabilecekleri gibi ayrı bir
şekilde deiçermezler.
musandıra tasarlanmış
Çok olabilmektedirler.
farklı bölmeli olabilecekleri gibi, bölmesiz ve kapaksız olarak
kurgulanmış olanları da mevcuttur.
Bu iki duvarın arasında kalan ve dış mekân ile ilişki kuran cephe
Bu sabit elemanların yanı sıra, mekân elverdiği ölçüde, fazladan dolap ve lambalık gibi
üzerinde bulunan duvarda ise, sedir yer almaktadır. Sedirin üzerinde ise,
nişlerin yapımına önem verilmiştir ( Resim 8g) Bu elemanlar, dolap içinde konumlandırılmış
tüm odayı da
olabilecekleri gibiboydan boya de
ayrı bir şekilde dolaşmak kaydı
tasarlanmış ile terek ( raf) yer almaktadır.
olabilmektedirler.
Tümü
Bu ile ahşaptan
iki duvarın yapılan
arasında kalan ve dışbumekân
elemanların genelinde
ile ilişki kuran fonksiyon
cephe üzerinde ön
bulunan
planda ise,
duvarda tutulduğu için süsleme
sedir yer almaktadır. yapılmamış,
Sedirin işlevselliğe
üzerinde ise, tüm önemboya
odayı da boydan verilmiştir.
dolaşmak
kaydı
Çok ile
azterek
sayıda( raf)örnekte
yer almaktadır.
ise ay ve yıldız motiflerinin tahtaya oyularak terek
altında
Tümüdolap pervazında
ile ahşaptan yapılankullanıldığı
bu elemanlarıngörülmüştür.
genelinde fonksiyon ön planda tutulduğu
için süsleme yapılmamış, işlevselliğe önem verilmiştir. Çok az sayıda örnekte ise ay ve yıldız
Kursak tahtaya oyularak terek altında dolap pervazında kullanıldığı görülmüştür.
motiflerinin
Kursak
Konutlarda, genellikle hol veya sofada bulunan öncelikli olarak kuru
bakliyatları
Konutlarda, depolama
genellikle holiçin
veyaoluşturulmuş
sofada bulunanolan büyük
öncelikli olaraksandık benzeri
kuru bakliyatları
bölüme yörede
depolama ‘kursak’olan
için oluşturulmuş adıbüyük
verilmektedir. Yapılan
sandık benzeri bölümeçalışmada 2 ayrı
yörede ‘kursak’ adı
kursak incelenmiş ve ölçülerinin 80x298 cm ve 123 x 301 cm olduğux
verilmektedir. Yapılan çalışmada 2 ayrı kursak incelenmiş ve ölçülerinin 80x298 cm ve 123
tespit
301 cm edilmiştir.
olduğu tespit edilmiştir.
Kaynakça
Erdoğan, A. (2010). Geçmişten Günümüze Kızılcahamam ve Çamlıdere. Esyav
Yayıncılık, Ankara.
Durmuş, İ. (1997). “Osmanlı Dönemine Kadar Kızılcahamam-Çamlıdere Çevresi”
[Bildiri]. Kemal Güran, Eyüp Sanay, Seyfettin Erşahin (Ed.). Tarihte ve Günümüzde
Kızılcahamam-Çamlıdere Yöresi Sempozyumu Bildirileri, 21-22 Ekim 1995, (ss. 222/31-38).
Ankara: Kızılcahamam-Çamlıdere Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yayını No:2.
Durmuş, İ. (2012). “Tarih Öncesinden Türk Yurdu Oluşu Sürecine Kızılcahamam-
Çamlıdere’nin Tarihi Gelişimi” [Bildiri]. Kızılcahamam ve Çamlıdere Sempozyumu
Kızılcahamam ve Çamlıdere Bölgesinde Sağlık, İnanç ve Doğa Turizminin Geliştirilmesinde
Gençlerin ve Yerel Esnafın Rolü, 17 Kasım 2012, (ss.4-16), Ankara: Ankara Kalkınma Ajansı.
Turan, A. N. (1999). Yabanâbâd Tarihini Ararken (Kızılcahamam-Çamlıdere) XV.
Yüzyıldan XIX. Yüzyıla Bir Genel Tasvir ve Tahlil Denemesi. Kızılcahamam Belediyesi
Yayınları, Ankara.
Yıldırım, B. E. (2006). Ankara Sancağı’nın Tarihi Coğrafya Bakımından Yerleşme ve
Nüfusu (1871-1907). (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
225
1.Giriş
Çorum bölgesinde, tarih öncesinden itibaren yaşamış uygarlıkların kalıntılarına
rastlamak mümkündür. Bölge maden yatakları bakımından çok zengindir. Bu zenginlik
özellikle tarih öncesinde yerleşmelerin yörede yoğunlaşmasının başlıca nedenidir. Coğrafî
konumun da ticarete uygun olması gelişmeyi hızlandırıcı bir unsur olmuştur. [1]
Çorum şehrinin 17. yüzyılda fiziksel gelişmesi, Ankara-Amasya yolu üzerindeki merkez
çevresinde olmuştur. 17. yüzyıl boyunca şehir ticaret yolu boyunca güneye ve doğuya, 18. ve
19. yüzyılda da kuzeye doğru gelişme göstermiş, merkezde ise hiçbir değişme olmamıştır.
[1] Şehir, günümüzde Samsun Limanı ve İç Anadolu’yu bağlayan önemli bir nokta olarak
ticaretteki yerini korumaktadır.
Çorum’un önemli simgesi Saat Kulesi ve Ulu Camii arasında yer alan Çöplü Arastası’nın,
1892 tarihli şehir haritasından da görüleceği üzere (Resim 2), 19. Yüzyıl sonundan beri
aynı konumda bulunan çarşı işlevinin devamı olarak işlevini sürdürdüğü kesin olarak
bilinmektedir. Arastanın özgün halinde hanlarla çevrili olduğu ve birçok meslek grubunu
barındırdığı bilinmektedir. Çevresiyle birlikte geçmişte Çorum’un ticari merkezi olmuştur.
Günümüzde hanlar neredeyse yok olmuş, Çöplü Çarşısı değişen ihtiyaçlarla birlikte işlev
değiştirmiş ancak şehrin ticaretindeki önemli yerini korumuştur. İşlev değişiklikleriyle birlikte
malzemelerde de değişime gidilmiş, özellikle doğramalar değiştirilmiş, cephe kaplamaları
eklenmiş, önce sokağa doğru uzayan saçaklar eklenmiş, gelinen son noktada saçak yerine
tüm sokağın üstü kapatılmış ve tarihi görüntüsünden uzaklaştırılmıştır. Günümüzde Çöplü
Arastası; gridal plan şeması, bozulmaya uğrasa dahi nitelikli elemanlar bulunduran yapıları,
esnaflık ilişkileri ve geleneksel meslek grupları ile kültürel değer arz etmektedir.
2. Çöplü Arastası’nın Tarihi ve Mevcut Durumu
2.1. Çorum’da Ticaret
İlk çağlardan bu yana insanlar arasında mal alışverişi olduğu bilinmektedir. Fazla üretilen
malın değişimi ile başlayan alışverişler, zamanla uzmanlaşan mesleklere dönüşmüş, ticaret
geliştirilmiştir. Gelişen ticaret ile birlikte ticaret yolları ve yapıları ortaya çıkmıştır. Ticaret
yapıları yollar üzerinde ve şehirlerin merkezlerinde yer almaktadır. Aslında, bir yerleşim
ünite ya da alanı, ticaret yapılarının varlık ve gelişmesi oranında şehir olma vasfı kazanır
[2]. Bir şehrin ticari faaliyetlerine bakarak, şehrin gelişmişliği ve fiziki yapısıyla ilgili tespitler
yapmak mümkündür. Selçuklu devrindeki Anadolu Türk şehrinin ticaret alanı ve ticaret
yapılarının durumlarını saptamak hayli güçlük arz ederse de, Osmanlı devri için, özellikle
betimleyici çizgiler çizmek ve bir takım genellemelere gitmek olanağı
vardır. [2]
228
Türk şehri için belirtilecek genellemeler arasında en dikkate değer
noktanın,
XVI. Yüzyıldan Türk
itibarenşehrindeki hareket istikametinin
bu konuda betimleyici çarşıya
çizgiler çizmek ve yönelik
bir takım oluşu
genellemelere
hususudur. Ne var
gitmek olanağı vardır. [2] ki İslam toplumunda, öğle ve ikindi vakitleri, iş
saatleri zinciri üzerinde bulunduğundan, bu vakitlere ait ibadetin iş
Türk şehri için belirtilecek genellemeler arasında en dikkate değer noktanın, Türk
yerinin pek yakınında
şehrindeki hareket istikametininyerine
çarşıya getirilmesi
yönelik oluşu gereği
hususudur.de Neortadadır [2].
var ki İslam
Çorum’da da bu durum değişmemiş, çarşı Ulu Camii yanında diğer
toplumunda, öğle ve ikindi vakitleri, iş saatleri zinciri üzerinde bulunduğundan, bu vakitlere
aitcamilerle
ibadetin iş çevrelenen bir alanda
yerinin pek yakınında kurulmuştur.
yerine getirilmesi gereği de ortadadır [2]. Çorum’da
da bu durum değişmemiş, çarşı Ulu Camii yanında diğer camilerle çevrelenen bir alanda
Çorum’da ticaretle ilgili bulunan en eski kayıtlar Fatih dönemine
kurulmuştur.
dayanmaktadır. Fatih dönemindeki Çorum esnafı konusunda, o yıllarda
Çorum’da ticaretle
hazırlanan tahririlgili bulunan en eski
defterinden bir kayıtlar
fikir Fatih dönemine
edinmek dayanmaktadır.
mümkün Fatih
olmaktadır.
dönemindeki Çorum esnafı konusunda, o yıllarda hazırlanan tahrir defterinden bir fikir
Bütün vergi veren nüfusun mesleki etkinlikleri hakkında bilgi verilmediği
edinmek mümkün olmaktadır. Bütün vergi veren nüfusun mesleki etkinlikleri hakkında
halde, 37 faaliyet dalı sayılmıştır [3]. Çarşı biçimlenmesi faaliyet
bilgi verilmediği halde, 37 faaliyet dalı sayılmıştır [3]. Çarşı biçimlenmesi faaliyet dallarına
dallarına göre olmaktadır. Çarşılar, farklı esnafların ikametgâhlarına göre
göre olmaktadır. Çarşılar, farklı esnafların ikametgâhlarına göre bölümlere ayrılmıştır. Her
bölümlere ayrılmıştır. Her sokak bir esnafa tahsis edilmiştir. Çorum’da da
sokak bir esnafa tahsis edilmiştir. Çorum’da da esnafın yaptığı işe göre isimlendirilen çarşılar
esnafın
mevcut yaptığı işe göre isimlendirilen çarşılar mevcut olmuştur[1].
olmuştur[1].
16.
16. Yüzyılda kayıtlarda
Yüzyılda kayıtlarda görünen
görünen 17 çarşı
17 çarşı doğrudoğru sayıyı vermemekte,
sayıyı vermemekte, başka
başka kayıtlarda
kayıtlarda
bahsedilen bahsedilen
çarşılarla çarşılarla
birlikte en birlikte
az 20 çarşı en az 20 çarşı bulunmaktadır[1].
bulunmaktadır[1].
Resim 1: 1890 tarihli haritada çarşı alanı (1890 tarihli şehir haritasından alınmıştır) (
Resim 1: 1890 tarihli haritada çarşı alanı (1890 tarihli şehir haritasından
Kaynak: Çorum Belediyesi Kent Arşivi)
alınmıştır) (Kaynak: Çorum Belediyesi Kent Arşivi)
Çöplü
ÇöplüArastası'na
Arastası'na aitait en fotoğraf
en eski eski fotoğraf 1950’li
1950’li yıllara aittir.yıllara
(Resim 2)aittir.
Burada(Resim 2)
tüm yapıların
Burada
tek katlı, Stüm yapıların
formlu bağdaditek katlı,
saçaklı tekStipformlu
yapılar bağdadi saçaklı tek Dükkanlardaki
olduğu görülmektedir. tip yapılar
olduğu görülmektedir. Dükkanlardaki değişimlerin
değişimlerin tam olarak hangi dönemde başladığı bilinmemektedir. tam olarak hangi
dönemde başladığı bilinmemektedir.
u görülmektedir. Dükkanlardaki değişimlerin tam olarak
de başladığı
230 bilinmemektedir.
Resim 2: 1954 yılı Çöplü Arastası (Kaynak: Çorum Belediyesi Kent Arşivi)
im 2: 1954 yılı Çöplü Arastası (Kaynak: Çorum Belediyesi K
Şehrin en merkezi noktasında bulunanArşivi)
çarşı 1980’li yıllardan itibaren yıkılma tehlikesiyle
karşı karşıya kalmıştır. 1987 yılında hazırlanan imar planı Çöplü Arastası’ndan yol geçecek
şekilde hazırlanmıştır ve kamulaştırma çalışmalarına başlanmıştır. Fakat 1991 yılında
onaylanan koruma amaçlı imar planında “mevcut değerleri ile korunarak yenilenecek”
olarak işaretlenmesi yol yapımına engel olmuştur. Bu tarihten sonra çalışmalar hep yolun
nasıl açılacağı yönünde olmuş, alanı korumak ve onarmak akla bile gelmemiştir. 1991
yılından itibaren Kurul’a birçok yazı yazılmıştır, fakat Çorum Belediyesi’ne ait yazılara
arşivden ulaşılamadığından süreç ancak Kurul kararlarından takip edilebilmektedir.
İlk karar 1993 yılına aittir; ilgili Kurul kararı ile III. Grup Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür
Varlığı olarak tescilli olan Çöplü Çarşı’nın grubunun IV olarak değiştirilmesine karar vermiştir
[5]. Kararda başvuru içeriği ve neden 4. Gruba değiştirildiğiyle ilgili açıklama yapılmamıştır.
231
Bu aşamadan sonra alana yönelik ilk proje 1999 yılında hazırlanmıştır. Projede arasta
alanı yol olarak çalışılmamış, fakat dokuya müdahale edilmiş, yapılar 2 kata yükseltilip
aralıkları açılmıştır. Bu projede arasta alanına müdahale edilse de istenilen yol açılmamış,
belki de bu sebeple proje uygulamaya koyulmamıştır. Bunun yerine 2001 yılında Gazi
Caddesi’ni Farabi Caddesi’ne bağlayan 27 metrelik bir yol önerilmiştir. Bu plana göre
Çöplü Arastası’nın yarısı yıkılarak yol yapılacaktır. Diğer yarısı ise bir önceki projede
arasta alanının yenilenmesi fikri benimsendiği için “bedesten” olarak anılan bir çarşı
yapılacaktır. Plan gönderildikten sonra, gelen Kurul kararında
Çöplü Çarşı’nın Tanzimat sonrası imar faaliyetlerinin ilginç bir örneği olduğuna, bu
dönemde yangın sonrası İstanbul ve taşrada benzerleri uygulanan ızgara planlardan biri
olarak belgesel bir değer taşıdığına, plan değişikliği ile açılması önerilen yolun Çöplü çarşı
dokusunu bozması nedeniyle uygun bulunmadığına (olumsuz),
denilmekte ve yapılması gereken uygulamalar tarif edilmektedir[6]. Alanın kıymetini
belirten bu karardan sonra muhtemelen aynı başvuru yeniden yapılmış ve 4 ay sonraki Kurul
kararında "kararın aynen kabulüne" denilmiştir. Bu karardan sonra raportörün teklifiyle
Çöplü Arastası’nın koruma grubu I. Grup olarak belirlenmiştir.
Bu projenin onay görmemesi yerel seçimlerle birlikte başkanların değişmesiyle 2005
yılında yapılan bir projede, Çöplü Arastası’nın güneyi yine Farabi Caddesi’ne bağlanmak
üzere yıkılmış, kuzeyi yer altına alınmış ve üstü meydan olarak tasarlanmıştır. Bu projenin
Kurul'a iletildiğine dair Belediye arşivinde bir karar bulunmamakla birlikte 2006 yılındaki
başka bir kararla özelliklerini kaybettiği söylenerek alanın tescili kaldırılmıştır [7]. Bu karara
esnafın itirazı olduğu yine Kurul kararlarından anlaşılmaktadır.
Çöplü Arastası’nda tescil düşmüşken Belediye de yol için uğraşmaktadır. Büyük bir yol
açılacak olması, bu yola ve çeperlerine denk gelen dükkanlar için çok yüksek kamulaştırma
bedellerine sebep olacaktır. Bu sebeple yeni projeler, yeni çıkışlar aranmıştır. Dükkanları
yıkmak yerine Ulu Camii tarafına yapmak ya da başka bir yere yapmak gibi çözüm önerileri
getirilmiştir. Bu proje süreçlerinde esnafla Belediyenin arası iyice açılmış ve işler çıkmaza
girmiştir. Buna çözüm olarak TOKİ ile ortak bir proje yürütülmek istenmiş, Çöplü Arastası,
Farabi Caddesi ve Devane Bölgesi’nde kentsel dönüşüm öneren bir proje hazırlanmıştır.
Projeye göre esnaf aynı çarşı biçimiyle başka yere taşınacak, böylelikle kamulaştırma
maliyeti azaltılacaktır.
Tescilin düşmesiyle birlikte arasta esnafı tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na
karşı dava açılmıştır. Davanın sürecinde 2 farklı bilirkişi raporu hazırlanmıştır. İki raporda da
tescil kaydının devamının kamu yararına olduğu belirtilmiştir.
Daha hızlı olması için kamulaştırma yerine TOKİ ile çalışılan projenin acele kamulaştırma
yapılması düşünülmüş, bu sırada mahkeme bitmiş ve arastanın yıkılamayacağı anlaşılmıştır.
2014 yerel seçimlerinde vaat olarak arastanın restore edileceği söylenmiştir. Nisan 2019'da
Çorum Belediyesi Arasta alanı için hizmet alımı ihalesine çıkmıştır.
2.3. Alana Yönelik Değerler
Alanın Kurul kararları ve bilirkişi raporlarında belirtilen ızgara plan şeması hala devam
etmektedir. Alandaki yapılarda değişimler olsa da yapılar tekil olarak nitelikli elemanlara sahiptir.
Çöplü Arastası şehrin merkezinde olması, camilerle çevrili olması ve cemaatin vakit
geçirmek için burayı tercih etmesi sebebiyle önemli bir buluşma noktası olmuştur. Arastada
232
çok fazla çay ocağı ve kıraathane bulunmaktadır, bunlar erkekler için yoğun kullanılan
mekanlardır. Buna bakarak Çöplü Arastası’nın özellikle erkekler ve yaşlılar için önemli bir
sosyalleşme alanı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Arasta alanı birçok ihtiyacın aynı yerden karşılanabileceği bir alandır. Özellikle konumu
itibariyle ilçelerden ve köylerden gelen halk için önemli bir çarşıdır. Terminal yerinin
değişmesiyle, arastaya olan mesafe artsa da, insanların alışkanlıkları arastadan alışveriş
etmek üzerine kuruludur.
UNESCO’nun 2003’te kabul ettiği, Türkiye’nin 2006’da dahil olduğu Somut Olmayan
Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin tanımlar bölümünde UNESCO tarafından; “…
toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak
tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar,
gereçler ve kültürel mekânlar …” biçiminde tanımlanmaktadır [8]. Çorum, gelenekten
geleceğe aktarılan “el yapımı” ağırlıklı mesleklerin önemli bir kısmının kaybolduğu,
ancak birkaçının varlığını koruduğu şehirlerimizdendir. Oğuz ve Metin (2006) tarafından
hazırlanan kitapta, Çorum’daki geleneksel meslekler, yapıldığı ham maddeye göre 8 başlık
altında toplanmıştır[9]. Bu başlıklar arasında bulunan; bıçakçılık, ayakkabıcılık, kemercilik,
saraçlık ve şapkacılık arastada sürdürülen mesleklerdir. Ayakkabı üretimi yapan 2, şapka
üretimi yapan sadece 1 esnaf kalmıştır. Bıçakçılar ise arastada eskiden olduğu gibi bir sokak
etrafına yerleşmiş durumdadırlar. Vitrinin hemen önünde oturarak üretimlerine devam
etmekte, sokaktan geçenlere imalatı izleme şansı vermektedir. Geleneksel bir yapı elemanı
olan kepenkleri sergilemede kullanmakta ve usta çırak ilişkisini devam ettirmektedirler.
Azalan bu kıymetli mesleklerin alanla birlikte korunması gereklidir.
3.Materyal ve Yöntem
Çalışma Çorum ili, Merkez ilçesinde tescilli Çöplü Arastası ve çevresinde belirlenen
çalışma alanında yürütülmüştür (Resim 3). Çalışma alanı sınırları belirlenirken, alanın eskiden
beri ticari faaliyetin devam ettiği alan olması gözetilmiştir. Araştırmada anketin uygulanacağı
grup, belirlenen alanda dükkan işleten mülk sahibi ve kiracılardan oluşmaktadır. Alanda
bulunan 344 birim dükkanın 58’i boş olup, 52’si depo olarak kullanılmaktadır. Kullanımda
olan dükkanlardan 48’i ankete katılmak istememiştir, 51 tanesi ile yetkiliye ulaşılamadığı
için görüşülememiştir. Geri kalan 141 dükkana anket uygulanarak katılımcıların mülkiyet
durumları, arastayı seçme sebepleri, çevrede bulunan eksiklikleri ve arasta alanının tarihi
değerine yaklaşımları tespit edilmeye çalışılmıştır.
233
Resim 3:3:Çalışma
Resim Alanı
Çalışma Alanı Sınırları
Sınırları
7; 5% 1;
34; 14%
24%
4;
57% 2;
29%
100;
71%
Çorum Merkez Ekonomik Sıkıntı
Çorum'un ilçesi/köyü İş Olanağı
Başka Şehir Akrabalık Bağı/Miras
2; 3%
15;
27%
56;
40%
83; 39;
60% 70%
ŞekilŞekil
2. 2.
(a)(a)Baba işinemimi
Baba işine devam
devam ediyorsunuz?
ediyorsunuz? (b)değişiklik
(b) Ne gibi Ne gibiyaptınız?
değişiklik
yaptınız?
4; 3% 5; 4%
4; 3%
19;
16; 11%
13%
3; 2%
2; 1%
Ulaşım Kolaylığı
İşlek bir çarşı olması
Ucuz olması
Zanaatkarlık için uygun yer olması
Arastadaki esnaflık ilişkisi
Mİras
Boş dükkan bulunması
Aynı meslek grubundan esnafların bulunması
Arastada yetişmiş olmak
Şekil
Şekil3.
3. Bu yeriseçme
Bu yeri seçmesebebiniz
sebebiniz nedir?
nedir?
235
7; 5% 9; 6% 3; 2%
16; 11%
1; 1%
5; 4% 99; 71%
1990'den sonra
Şekil 4. 4.
Şekil İşyerinizin
İşyerinizin yapılış tarihikaçtır?
yapılış tarihi kaçtır?
Esnafa yöneltilen ‘İşyerinizin yapılış tarihi kaçtır?’ sorusuna esnafın
Arastada
%71’i
Esnafa eskimülkiyet
yapı
yöneltilen durumuna
olduğunu,
‘İşyerinizin yapılış bakıldığında
tarihini
tarihi tam olarak
kaçtır?’ 49 kişinin
sorusuna mülk
%71’isahibi
bilemediğini
esnafın olduğu,
söylemiştir.
eski yapı olduğunu,
90
tarihini
kişinin
‘İşyerinizin
tam olarak
kiracı
tarihi olduğu belirlenmiştir.
değeri olduğuna
bilemediğini
Esnafın
söylemiştir.inanıyor
arasta
musunuz?’
‘İşyerinizin
alanını tercih
sorusuna
tarihi değeri
etme
sadece
olduğuna inanıyor
sebebine
%44’ünün bakıldığında
evet, %56’sının ise görünen
hayır cevabı sadece
vermesi ticari
ise kaygıların
esnafın yapımı
musunuz?’ sorusuna sadece %44’ünün evet, %56’sının hayır cevabı vermesi ise esnafın yapımı
hakim
eski
olduğudur dayanmasına
(Şekil 3). Esnafın %55’imülklerini
işlek bir çarşı olduğu için, %13’ü
eski tarihlere
tarihlere dayanmasına rağmenrağmen
mülklerini tarihi tarihi
bulmadıklarını bulmadıklarını
göstermektedir. ‘Sizce bu
ulaşımı kolay olduğu için, %8’iyapıları
ise ucuz olduğu gerekli
için bu mi?’
alanısorusuna
seçtiğini
tarihigöstermektedir.
yapıları korumak ‘Sizce bu tarihi
gerekli mi?’ sorusuna korumak
ise 87 evet, 54 hayır cevabı gelmiştir(Şekil 6).
söylemiştir.
ise 87 evet, 54 hayır cevabı gelmiştir(Şekil 6).
7; 5% 9; 6% 3; 2%
62;
16;44%
11%
79;
1; 1% 56%
5; 4% 99; 71%
Evet Hayır
Birbiriyle ilişkili sorulara farklı cevaplar verilmiş olması, esnafın çarşının tarihi hakkında
net bir fikirlerinin
uğrayan yapılarınolmadığını, gördüğü
payı olması yapılar ile tarihi
muhtemeldir. çarşı cevabı
Hayır kavramını bağdaştıramadığını
veren esnafların
göstermektedir. Bunda bozulmaya uğrayan yapıların payı olması
gerekçeleri incelendiğinde; hayır diyenlerin %70’inin arastada artık muhtemeldir. Hayır cevabı
tarihi
veren esnafların gerekçeleri incelendiğinde; hayır diyenlerin
bir nitelik olmadığı, korumak ya da onarmanın gereksiz bir çaba %70’inin arastada artık tarihi
bir nitelik olmadığı,
olduğunu düşünenlerkorumak ya da onarmanın
olduğu, %21’iningereksiz
tarihi bir çaba olduğunu
olmadığı düşünenler
ve yıkılması
olduğu, %21’inin tarihi olmadığı ve yıkılması gerektiğini
gerektiğini düşündüğü, %9’unun şehrin gelişimine engel olduğu, düşündüğü, %9’unun şehrin
gelişimine engel olduğu, yıkılarak yol yapılması, saat kulesi
yıkılarak yol yapılması, saat kulesi ve Farabi Caddesi arasında bağlantıve Farabi Caddesi arasında
bağlantı
yapılmasıyapılması gerektiğini
gerektiğini düşünmektedir(Şekil 6-c).
düşünmektedir(Şekil 6-c).
1; 1; 11;
17; 21
1% 1%
20 %
%
5;
9%
38;
54;
68; 70
38
78 %
%
%
87; Tarihi dokuya sahip
Tarihi nitelik taşıyan
62 çıkıp, betonlaşmaya
bir yönü kalmadığı
% engel olmak için
için
Tarihi çarşı olduğu
için
Şehrin gelişimine
engel olduğu için
Ahilik/esnaflık
geleneğinin devam
etmesi için
Yıkılmalı
Tüm ihtiyaçlara hitap
eden toplu bir çarşı
Evet Hayır olduğu için
Şekil 6. (a) Sizce
Şekil bu tarihi
6. (a) Sizce yapıları
bu tarihi yapılarıkorumak gerekli
korumak gerekli mi?mi? (b) cevabı
(b) Evet Evet cevabı
verenlerin gerekçeleri (c) Hayır cevabı verenlerin gerekçeleri
verenlerin gerekçeleri (c) Hayır cevabı verenlerin gerekçeleri
46; 2; 5%
2; 4%
33
% 1; 2%
41; 89%
Hiçbir sağlam/nitelikli eleman kalmadığı için
95;
67 Ticaret devam ederken yapılamaz
%
Onarılır İmalat zorluğundan dolayı
ŞekilŞekil
7. (a) Sizce
7. (a) butarihi
Sizce bu tarihiyapılar
yapılar onarılabilir
onarılabilir mi? (b)mi? (b) Onarılamaz
Onarılamaz ise nedeni? ise
nedeni?
‘Sizce bu tarihi yapılar onarılabilir mi?’ Sorusuna 95 kişi başka şehirlerde
‘Sizce bu tarihi yapılar onarılabilir mi?’ Sorusuna 95 kişi başka şehirlerde
gördüğü örneklere dayanarak onarılabilir demiş, 46 kişi onarılamaz
demiştir (Şekil 7-a). Onarılamama gerekçesi olarak %89 oranında 237
arastada nitelikli ya da sağlam eleman kalmaması gösterilmiştir, %5’i
onarım sırasında
‘Sizce bu yangın
tarihi yapılar ya da mi?’
onarılabilir yıkılma olacağından
Sorusuna korktuğunu,
95 kişi başka %4’ü
şehirlerde gördüğü
imalatların
örneklere çok zoronarılabilir
dayanarak olacağını,demiş,
%2’si46 ise
kişiticaretin aksamadan
onarılamaz onarımın
demiştir (Şekil 7-a).
mümkün olmadığını
Onarılamama söylemiştir
gerekçesi olarak (Şekil 7-b).
%89 oranında arastada nitelikli ya da sağlam eleman
kalmaması gösterilmiştir, %5’i onarım sırasında yangın ya da yıkılma olacağından
Tarihi yapıları
korktuğunu, %4’ükoruma yönteminde
imalatların ise en%2’si
çok zor olacağını, çokise
devlet teşvik
ticaretin ya da indirimi
aksamadan onarımın
talep edilmiş (Şekil 8), onarım için
mümkün olmadığını söylemiştir (Şekil 7-b). maddi katkıda bulunur musunuz
sorusuna 106 kişi
Tarihi yapıları korumahayır, 33 kişiiseevet
yönteminde cevabı
en çok devletvermiştir.
teşvik ya daYine onarıma
indirimi talep
yardımcı olmak için dükkanların belli bir süre boşaltılması sorulduğunda
edilmiş (Şekil 8), onarım için maddi katkıda bulunur musunuz sorusuna 106 kişi hayır,
93kişikişi
33 evethiçbir şekilde Yine
cevabı vermiştir. kapatamayacağını
onarıma yardımcı bildirmiştir. 36 kişibelli
olmak için dükkanların 15birgüne
süre
kadar, 10 kişi ise 15 gün-3 ay arası kapalı tutabileceğini bildirmiştir.
boşaltılması sorulduğunda 93 kişi hiçbir şekilde kapatamayacağını bildirmiştir. 36 kişi 15
Bunakadar,
güne bakılarak esnafın
10 kişi ise 15 gün-3 aykoruma-onarımın mali
arası kapalı tutabileceğini yükünden
bildirmiştir. kaçtığı
Buna bakılarak
söylenebilir.
esnafın koruma-onarımın mali yükünden kaçtığı söylenebilir.
23; 17%
26; 19%
29; 21%
60; 43%
Esnafa ‘Bölge içinde en çok eksikliğini hissettiğiniz hizmetler nelerdir?’ diye sorulduğunda
18 kişiden bir eksikleri olmadığı cevabı alınmıştır. En büyük eksiklikler; 93 kişinin belirttiği
otopark, 67 kişinin belirttiği hela, 32 kişinin belirttiği su ve 29 kişinin belirttiği park/yeşil
alan olarak görünmektedir. Buna ek olarak alanın yayalaştırılması (15 kişi), doğalgaz (7 kişi),
altyapı (3 kişi), üst örtü (2 kişi) talepleri bulunmaktadır.
Arasta alanın mevcut durumunun iyileşmesi, sorunlarının çözülmesi için çözüm önerisi
sorulduğunda %67’si aynı yerde gelişmesi, %26’sı aynı yerde yer altı çarşısına alınması,
%7’si ise aynı biçimiyle taşınması gerektiğini söylemiştir (Şekil 9).
yerde yer altı çarşısına alınması, %7’si ise aynı biçimiyle taşınması
gerektiğini söylemiştir (Şekil 9).
238
37; 26%
10; 7%
94; 67%
Kaynakça
(1) Korkmaz, Ş. Bayram, Y. (2008) Coğrafyası, Tarihi, Kültürü ve Edebiyatıyla Çorum,
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çorum, 115,148,181,182.
(2) Cezar. M., 1985, “Tipik Yapılarıyla Osmanlı Şehirciliğinde Çarşı ve Klasik Dönem
İmar Sistemi”, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 17,30,31.
(3) Farouqhi, S., Ercan, M., Yiğit, İ. (2015) 5. Hitit Festivali Komitesi Çorum Tarihi,
239
1.Giriş
Anlam olarak mobilya (İtalyanca mobilia; Fransızca mobilier), oturulan yerlerin
süslenmesine ve türlü amaçlarla donatılmasına yarayan eşyadır. Bu tanımlamadan da
anlaşılacağı gibi, mobilya, işlevsel değeri ile mekânın kullanışlılığını etkileyen, estetik
değeri ile de mekânın güzel ya da çirkin görünmesini, yaşadığımız veya çalıştığımız
mekânların sıcak, sevimli ve renkli bir ortam haline gelmesini sağlayan, kısaca sanat ve
tekniği birleştiren bir üründür.
Endüstriyel Tasarım Kavramı ise; 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunmasına
İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamede şu şeklide tanımlanmaktadır. “Tasarım, bir
ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku,
malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin
oluşturduğu bütünü ifade eder.”
Mobilya tasarımları, çeşitli sosyal birimlerin normlarına uygunluk içinde oluşmakta ve
bu birim içinde yer alan bireylerin hayat tarzlarıyla bütünleşmektedir. Göreceli de olsa yalın
bir yaşamdan kaynaklanan mobilya yapma eylemi, insan düşüncesinin gelişmesi, yaşamın
karmaşıklığı ile giderek ‘mobilya tasarımı’ haline gelmiştir. Bu süreç yaşamda modernleşme
veya batılılaşma hareketleri olarak da görülebilir. Zaman içinde bir yandan tasarım ürünü
olan mobilya, bir yandan da endüstri ürünü olarak ayrı bir yolda ilerlemesini sürdürmüştür.
2.Gelişme
Bu süreci en başından ele alırsak;
İlk insanın oturma, yatma gibi doğal bazı ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığı öğelerle
başlayan mobilya, çeşitli amaçlarla kullanılmak üzere taş, ahşap, metal, plastik, mermer,
cam, kumaş, deri gibi malzemelerle yapılan eşyadır.
İnsanlar zaman içerisinde malzemenin gelişmesiyle kendilerini korumak için özellikle
göçebe topluluklarda yukarıda söz edilen çeşitli malzemeler ile mobil mekânlarda
yaşamaya başlamışlardır. Bu düzende amaçlanan insanların hayat da kalma mücadelesidir.
Bunlarla birlikte yaşamlarını sürdürebilmeleri için yiyecek giyecek gibi temel ihtiyaçlarını
dış koşullardan saklayabilmeleri için kapalı ortamlar ortaya çıkarmışlardır. Tabi ki bu ufak
saklama alanlarının öncelikle görsel kaygı taşımamaktaydı. Nedeni ise bu mekânların
göçebe hayatta kolaylıkla taşınabilmesi gerekliliğiydi. Bu göçebe hayatın alışkanlıkları yeni
düzenin biçimlenmesinde etkili olduğu gibi kullanılan hareketli, çok amaçlı mekân anlayışı
uzun süre devam etmiştir. İleriki süreç olan göçebelikten yerleşik düzene geçişte ise artık bu
saklama alanları sabit gösterişli ve ağır malzemelerden seçilerek oluşturulmaya başlanmış
ve bu oluşum iç mekan ile bütünleştirilmeye çalışılmıştır.
242
Çağınhttps://www.dezeen.com/2018/11/08/bauhaus-furniture-designs-chair-tables-chess-
düşünce, bilim, toplum yapısı kültürü ve teknolojik gelişmeleri hakkında bir fikir sahibi
olunmadan sanatını, mimarisini ve mekân tasarımlarını anlayabilmek imkânsızdır. Aynı;
set-baby-cradle/
Çağın
*14. ve düşünce,
18. yy bilim,
Rönesans, toplum
Barok, yapısıvekültürü
Rokoko ve teknolojik gelişmeleri hakkında bir fikir
Romantizm,
sahibi olunmadan sanatını, mimarisini ve mekân tasarımlarını anlayabilmek imkânsızdır.
*19. yy Realizm ve Sembolizm,
Aynı;
*14. ve 18. yy Rönesans, Barok, Rokoko ve Romantizm,
*20. yy Modernizm Kübizm, Dısavurumculuk, Dada, Fovizm, Art Nouveau,
*19. yy Realizm ve Sembolizm,
*Bauhaus, DeModernizm
*20. yy Stijl, Art Deco, PopDısavurumculuk,
Kübizm, art, Fütürizm, Minimalizm,
Dada, Fovizm, Postmodernizm,
Art Nouveau, Enstalasyon sanatı,
Performans sanatı ve Video sanatı,
*Bauhaus, De Stijl, Art Deco, Pop art, Fütürizm, Minimalizm, Postmodernizm,
*21.yy ilişkiselsanatı,
Enstalasyon sanat,Performans sanatı
video oyun ve Video
sanatı, sanatı, kendi dönemleri içinde değerlendirmemiz
akımlarını
gerektiği gibi. ilişkisel sanat, video oyun sanatı, akımlarını kendi dönemleri içinde
*21.yy
değerlendirmemiz gerektiği gibi.
Tarihsel süreçler içerisindeki belirli dönemlerin gelişme ve değişimleri incelendiğinde, geniş kitleleri
Tarihsel süreçler içerisindeki belirli dönemlerin gelişme ve değişimleri incelendiğinde,
etkileyen sosyal olayların sonucundaki toplumsal eğilimlerin, akımların hayata geçişlerindeki etkileri
geniş kitleleri etkileyen sosyal olayların sonucundaki toplumsal eğilimlerin, akımların
göz ardı edilemeyecek kadar belirgindir. Bu akımlar o dönemin toplumsal eğilimlerinin ortak kabul
hayata geçişlerindeki etkileri göz ardı edilemeyecek kadar belirgindir. Bu akımlar o dönemin
görmüş davranış ve ifade biçimleri yani modern terimiyle dönemin faktörleridir.
toplumsal eğilimlerinin ortak kabul görmüş davranış ve ifade biçimleri yani modern terimiyle
dönemin faktörleridir.
1950'lerden sonra akımlar içinde yer alan sanatçıların yanı sıra bireysel tasarımların da ortaya çıktığı,
Biçimin önem
1950'lerden kazandığı, Modern
sonra akımlar anlayış
içinde yer kırıldıkça tarihselliğe
alan sanatçıların yanı dönüş başladığı,
sıra bireysel eski üsluplar ve
tasarımların
süslemeler
da ortayakullanılarak yepyeni
çıktığı, Biçimin ürünler
önem ve tasarımlar
kazandığı, Modern gerçekleştiği görülmektedir.
anlayış kırıldıkça tarihselliğe dönüş
başladığı, eski üsluplar ve süslemeler kullanılarak yepyeni ürünler ve tasarımlar gerçekleştiği
1970'lerde, 1980'lerde ve 1990'larda bu yeni hareket hayatın her alanındaki kullanım eşyalarına
görülmektedir.
yayıldı. 19. yüzyılda demir ve camın kullanılması ve makineye geçişten dolayı mühendislerin çağıydı.
1970'lerde, 1980'lerde ve 1990'larda bu yeni hareket hayatın her alanındaki kullanım
20. yüzyılın ortalarına doğru ise birbirini izleyen akımlar oluştu. 1990'larda ise bireysel sunumlar ve
eşyalarına yayıldı. 19. yüzyılda demir ve camın kullanılması ve makineye geçişten dolayı
deneysellik önem kazandı.
mühendislerin çağıydı. 20. yüzyılın ortalarına doğru ise birbirini izleyen akımlar oluştu.
1990'larda ise bireysel sunumlar ve deneysellik önem kazandı.
İnsanın anatomik
İnsanın yapısı yapısı
anatomik ile doğru orantılıorantılı
ile doğru olarak olarak
gelişengelişen
mobilya üniteleri
mobilya görsel görsel
üniteleri kaygıdan uzak
işlevselliği
kaygıdanön planda
uzak olacak şekilde
işlevselliği tasarlanmıştır.
ön planda Geçmiş
olacak şekilde dönemlerde Geçmiş
tasarlanmıştır. sadece amaç’a yönelik olarak
dönemlerde
tasarlanan bu üniteler
sadece amaç’a insanların
yönelik olarak askeri ihtiyaçlarına
tasarlanan göreinsanların
bu üniteler üretilirken,askeri
günümüzde ise geçmişten
ihtiyaçlarına göre gelen
buüretilirken,
anlayışın günümüzde
üzerine işlevsellik eklenmiştir.
ise geçmişten gelen Ancak unutulmaması
bu anlayışın gereken eklenmiştir.
üzerine işlevsellik şudur ki insanların
kullanımı ön planda olan
Ancak unutulmaması oturma,
gereken yatma,
şudur yemek yeme
ki insanların vb. gibi
kullanımı ünitelerin
ön planda olanamacı
oturma,sadece
yatma, fonksiyona
yönelikken
yemek yeme bugün;
vb.içerisinde bulunduğumuz
gibi ünitelerin modern
amacı sadece yasamın yönelikken
fonksiyona keşfiyle rahat bir yasam
bugün; tarzına doğru
içerisinde
geçiş olmuştur ve kimsenin vazgeçmek istemeyeceği yasam standardı haline gelmiştir. Rahatlık ve
244
bulunduğumuz modern yasamın keşfiyle rahat bir yasam tarzına doğru geçiş olmuştur ve
kimsenin vazgeçmek istemeyeceği yasam standardı haline gelmiştir. Rahatlık ve konfor
konforönem
önemkazanınca,
kazanınca,firmalar
firmalar konsept
konsept değiştirmiş
değiştirmiş ve reklamlar
ve reklamlar bu yönde
bu yönde değişmeye
değişmeye ve ve
sanatsallaşmaya, tüm butüm
sanatsallaşmaya, hisler
bu de tasarımlara
hisler yansımaya
de tasarımlara başlamıştır.
yansımaya başlamıştır.
Resim 6- https://study.com/academy/lesson/what-is-an-eames-chair-history-design.html
Resim 6- https://study.com/academy/lesson/what-is-an-eames-chair-history-design.html
Resim 7- https://www.farklifarkli.com/hipnotize-edici-21-modern-ev-ici-merdiven/
Malzeme çeşitliliği, uygulama teknolojisi ve tasarlamaya verilen önem nedeni ile modern
lifarkli.com/hipnotize-edici-21-modern-ev-ici-m
mobilya tam anlamıyla ifade edilebilen ve vurgulanması gereken bir obje ve bütünsellik
olarak, giderek artan bir güç ile hayatımıza girmiş ve girmeye devam etmektedir.
Çeşitli malzemeler kullanarak tasarlanan bu mobilyalar ilk çağdan günümüze farklı
malzemeler ve bunların geliştirilmesiyle üretilmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle uygulama
yöntemleri kolaylaşmış ve malzeme seçenekleri artmıştır.
Seri üretim ve kimya alanındaki gelişmelerle malzeme seçeneklerine yenileri eklenmiş
ve mobilyanın biçimlenişi değişmiştir. Mobilyada seri üretim 1960’lı yıllarda hız kazanmış
teknolojinin ve ekonomik gelişmelerin etkisiyle organik formlu plastik malzeme kullanılan
mobilyalar artmıştır.
malzeme seçenekleri artmıştır.
Seri üretim ve kimya alanındaki gelişmelerle malzeme seçeneklerine yenileri eklenmiş ve mobilyanın
biçimlenişi değişmiştir. Mobilyada seri üretim 1960’lı yıllarda hız kazanmış teknolojinin ve ekonomik
246
gelişmelerin etkisiyle organik formlu plastik malzeme kullanılan mobilyalar artmıştır.
1960’larda dünyaya daha pozitif bakan bir çevrenin etkisiyle 50’li yıllara
Çevresel etkiler ve teknolojik koşullar da mobilyaların tasarımın sürecinde etkilidir. Teknolojinin
ar ve form olarak
gelişmesiyle
Çevresel organik
uzayla
etkilerilgili tasarımlar
çalışmaları
ve teknolojik hız yapıldı.
kazanmış
koşullar da ve bu çalışmalar
mobilyaların mobilya ve
tasarımın mekân tasarımına
sürecinde etkilidir. da
etki etmiştir. gelişmesiyle
Teknolojinin 1960’larda dünyaya
uzayladaha
ilgilipozitif bakan hız
çalışmaları bir kazanmış
çevrenin etkisiyle 50’li yıllaramobilya
ve bu çalışmalar göre daha
renkli tasarımlar ve form olarak organik tasarımlar yapıldı.
ve mekân tasarımına da etki etmiştir. 1960’larda dünyaya daha pozitif bakan bir çevrenin
etkisiyle 50’li yıllara göre daha renkli tasarımlar ve form olarak organik tasarımlar yapıldı.
Resim 10- Zaha HADID Ayakkabı mağazası tasarımı Fütürist Mimari, Perakende Tasarımı, Ev
Tasarımı, Arquitetura, Iç Tasarım
itetura, IçKadına
Tasarım
özgü desenler, dekoratif biçimler iç mekânda ve mobilyada kullanıldı. Uzay
çağı çevresi 1960’ların sonlarında kuruldu ve teknolojinin ilerlemesiyle farklı uygulamalarla
plastik malzemenin kullanıldığı mobilyalar ürettiler.
larında kuruldu ve teknolojinin ilerlemesiyle farklı uygulamalarla pl
obilyalar ürettiler. 247
Doğadan esinlenen organik formlar ve desenler, seri üretime uygun yalın mobilyalar,
oyuncaksı formlarda endüstriyel tasarımlar oluştu. Modern akıma karşı gelişmeye başlayan
enen organik formlar ve desenler, seri üretime uygun yalın mobi
ve mobilyaları tüketim ürünleri gibi gören bir eğilim oluşmuştur.
üstriyel tasarımlar
3.Sonuç
oluştu. Modern akıma karşı gelişmeye başlaya
Kültürel yapının temel göstergelerinden biri olan mobilya, farklı kültür, işlev ve zaman
ri gibi gören bir eğilim
dilimlerinde, oluşmuştur.
toplumların yerleşik hayata geçmeleriyle sadece barınmak ve zorunlu
ihtiyaçları karşılamak adına değil, sosyalleşmenin beraberinde getirdiği bir olgu olarak da
karşımıza çıkmış ve çıkmaya devam etmektedir.
Farklı dönemlerde farklı mobilya stillerinin ortaya çıkması insanların sosyal, ekonomik
ve psikolojik farklılıklarını anlatmaktadır. Özellikle değişen yaşam koşullarıyla birlikte
ın temel göstergelerinden biri olan mobilya, farklı kültür, işlev ve za
döneme uyum sağlayan mobilyaların ortaya çıktığını görmekteyiz.
Kaynakça
1. Güven, Tülin, “Mobilya'da İşlev ve Gelişen Stiller”, Mobilya Tekstil, İstanbul, Kış,
1999
2. Hauffe, Thomas, Design a Concise History, Laurence King Publishing, London, 1998,
s: 153, 158
3. Nalan Yılmaz, 30 Aralık 2002 Pazartesi, Hürriyet, sanal dergi 'Agora'. Devamı: http://
nalanyilmaz.blogspot.com/2002/12/20-yzylda-mobilya-tasarm-2.html#ixzz1BI7RBVbM
4. Under Creative Commons License:Attribution Non-Commercial No Derivatives
5. Papadakis,A. ve Steele, J. (1991) A Decade of Architectural Design, Academy
Editions, Londra.
5. Turani Adnan, Dünya Sanat Tarihi Remzi Kitabevi 6.Basım Şubat 1997, s.25.
6. Vural Merih, “Doğadaki Formların Mobilya Tasarımına Etkisi”, Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul – Ekim 2004, s.3.
7. Aras Rahmi,” Mobilya Stilleri”, Yüksek Teknik Öğretmen Okulu Öğretim Üyesi,
1.Baskı, Ankara 1982, s.18.
8. Aras Rahmi, a.g.e., s.18. , s.25. , s.22. , s.26. , s.27., s.35. , s.36. , s.41. , s.43. , s.44., s.46.,
9. Hasol Doğan, Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, Geliştirilmiş 6.Baskı, Yapı Endüstri
Merkezi Yayınları, İstanbul 1995, s.46. , s.44.
10. Fiell, C. & P. (2000) 70’s Decorative Arts, Taschen, Köln
11. http://www.beinteriordecorator.com/interior-design-fritz-hansen-showroom-in-
milan-by-stefano-tagliacarne/
249
Ecenur SARICA1
Görkem GÜLHAN2*
1 Pamukkale Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama,
DENİZLİ/TÜRKİYE
2 Pamukkale Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama,
DENİZLİ/TÜRKİYE
*Sorumlu Yazar Mail: ggulhan@pau.edu.tr
Özet
Şehirlerde gittikçe artan nüfus ve yoğunluk, arazi kullanım çeşitliliğine, uzmanlaşmaya ve
çok yönlü işbölümünün gelişmesi ile tabakalar arası etkileşime neden olmakta ve buna bağlı
olarak yolculuk talepleri artmaktadır. Anılan bu taleplerin trafik üzerindeki etkisi, günümüzde
daha çok özel araçların hacmi ve hareketliliği çerçevesinde ele alınmaktadır. Kentlerde
özel araçlar ile yapılan yolculuklardan dolayı yaşanan park yeri sorunları ve bundan dolayı
otopark alanları dışına yapılan nizami olmayan parklanmalar, trafik akışını engelleyerek
yoğunluğu arttırmaktadır. Otopark planlaması, parklanma sorunları için çözüm stratejileri,
yaklaşımları, parametreleri ve ilkeleri üretirken, ulaşım planlaması pratiğinde müdahalede
öncelik verilmesi gereken yerler ve çalışma alanı sınırları belirlemektedir. Belirleme süreci
sezgisel olarak ve plancıların sübjektif görüşleri doğrultusunda oluşmaktadır. Anılan sürecin,
analitik ve niceliksel verilere dayanmasının, kısıtlı olan kaynakların optimum biçimde
kullanılmasını sağlayarak sürdürülebilir gelişime ivme kazandıracağı değerlendirilmektedir.
Bu çalışmada, parklanma problemlerinin her geçen gün arttığı Denizli kent merkezi
incelenerek, anılan sorunların giderilmesini sağlayacak parklanma stratejileri ve müdahalede
öncelik verilmesi gereken alanlar belirlenmiştir. Müdahale alanları belirlenirken ve
sorunların giderilmesine yönelik strateji ile ilkeler geliştirilirken, otoparkların kapasiteleri,
hacimleri, günlük kapasite kullanım oranları, verimlilikleri, konumları ve önem dereceleri
değerlendirilmiştir. Müdahale edilmesi gereken alanlar, müdahale yöntemleri ve
odaklanılması gereken sorunlar tespit edilerek gelişim stratejileri, ilkesel düzeyde çözüm
önerileri ve yaklaşımlar ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Otopark, Parklanma, Denizli, Otopark etütleri
Giriş
Kentlerdeki nüfus ve yoğunluk arışları ve buna koşut olarak trafiğe çıkan taşıt sayılarındaki
artışlar gelecek yıllarda da ulaşım hizmetlerine ve otopark hizmetlerine olan ihtiyacın
artacağının göstergesidir. Mevcut durumda otopark hizmetlerini sunmakta zorlanan kentlere,
ilerleyen yıllarda yenilerinin de eklenebileceğini söylemek yerinde olacaktır (Kozalı, 2014).
Trafik yoğunluğu, kentsel hareketlilik dışında toplum psikolojisi ve ekolojiye etkileri olan bir
250
kentsel sorun olarak bütün dünyada gündemde olan bir konudur. Bazı Avrupa şehirlerinde,
şehir trafiğine ve sıkışıklığına bağlı olan en büyük problemler; hava kirliliği, enerji tüketimi,
ekonomik verimsizlik ve kentsel yaşam alanlarının kaybı olarak ifade edilmiştir (Barhani, E., &
Ergün, G. ,2007). Kentlerin büyümesi ile birlikte çok yönlü gelişen ulaşım talebini karşılamak
için trafik arzını arttırmak şeklindeki geleneksel ulaşım planlaması yaklaşımı artık yerini
kapasiteyi daha verimli kullanmak ile ilgili farklılaşan yöntemlere bırakmaktadır.
Kentsel ulaşım hareketliliğini etkileyen pek çok alt konudan birisi de otoparklanma
unsuru olup özel araç ulaşım sisteminin tamamlayıcı bir parçasıdır. Çünkü her aracın gittiği
yere park edilmesi gerekmektedir. Yeterli sayıda, kolay bulunabilen, boş, ucuz, ulaşılacak
yere yakın otopark yerleri sürücülerin en temel gerekliliklerini oluşturmaktadır. Fakat
her araç için her zaman bir otopark yeri ihtiyacını karşılamak sadece idareye mali bedel
yüklemekle kalmaz, ayrıca bütün topluma çevresel bir yük de getirmektedir (Barhani, E., &
Ergün, G., 2007). Otopark problemlerinin çözümü için yıllarca yetersiz otopark alanlarının
olduğu ve yeni otopark alanlarının yapılması gerekliliği anlayışı, otoparkların olduğu
bölgelere olan talebi daha da arttırmış ve trafik sorunlarını gittikçe içinden çıkılamaz hale
getirmiştir. Günümüzde modern parklanma anlayışı otopark sorunlarını artık ek tesis
yaparak değil mevcut tesislerin daha verimli kullanılmasını sağlayacak otopark yönetimi
temelli çeşitli otopark stratejileri ve yaklaşımları geliştirerek çözmektedir. Tüm etkiler göz
önüne alındığında, gelişmiş yönetim prensipleri, genellikle otopark problemleri için en iyi
çözüm olmaktadır (Okubay, 2008). Parklanma talebinin oluşumunun etkin bir biçimde
kontrol edilebilmesi parklanma sorunlarının doğmamasını sağlamaktadır.
Yapılan her ulaşım yatırımı kentin geleceğini etkileyerek gelişme yeri, yön ve büyüklüğünü,
arazi kullanımını şekillendirmektedir. Eldeki kısıtlı kaynakların otopark planlamasına
aktarımında programlama yapılması sürdürülebilir gelişim açısından önemlidir. Çalışma
alanının belirlenmesi, müdahalede öncelikli alanların tespiti ve odaklanılması gereken sorunlara
karar verilmesi ulaşım planlaması hedeflerinin sağlanmasından önemli rol oynamaktadır.
Bu çalışmada, Denizli kent merkezi incelenerek, anılan sorunların giderilmesini sağlayacak
parklanma stratejileri ve müdahalede öncelik verilmesi gereken alanlar belirlenmiştir.
Müdahale alanları belirlenirken, çalışma alanı sınırları çizilirken ve sorunların giderilmesine
yönelik strateji ile ilkeler geliştirilirken, otoparkların kapasiteleri, hacimleri, günlük kapasite
kullanım oranları, verimlilikleri, konumları ve önem dereceleri değerlendirilmiştir. Müdahale
edilmesi gereken alanlar, müdahale yöntemleri ve odaklanılması gereken sorunlar
tespit edilerek gelişim stratejileri, ilkesel düzeyde çözüm önerileri ve yaklaşımlar ortaya
konulmuştur. Otopark sorunlarının çözümünde, otopark stratejilerinin oluşturulmasında
ve müdahalede öncelikli alanlara odaklanılmasında niceliksel veriler dikkate alınmıştır.
Yöntem ve Çalışma Alanı
Yöntem
Çalışmanın bu kısmında, Denizli ilindeki otopark sorunlarının nasıl ele alındığı ve nasıl
çözüm önerilerinin üretildiği ile ilgili yöntem ve metodoloji verilmiştir. Denizli’nin otopark
sorunlarının belirlenmesinde 3 aşamalı bir yöntem izlenmiştir. Belirlenen yöntem ile ilgili
akış şeması Şekil 1’de verilmiştir.
251
GENEL DEĞERLENDİRME
Etap 1’de; Denizli Ulaşım Ana Planı (2018) ve plan sürecinde tespit edilen parklanma
arzı incelenmiştir. Analiz bölgesi olarak Denizli kent merkezi içerisinde trafik ve parklanma
yoğunluğu gözetilerek çalışma alanı sınırları çizilmiştir. Seçilen çalışma alanı sınırı içerisinde
kalan mahallelerin nüfusları ve bu nüfusun otopark ihtiyacı belirlenmiştir. Bu alanın
seçilmesinin sebebi, kent merkezinin de yaşanan trafik sıkışıklığı ve otopark alanı ihtiyacının
diğer yerleşim alanlarına göre daha fazla olması ve alan kapsamındaki mahallelerde otopark
işletmeciliklerinin olmasıdır. Çalışma alanında bulunan otoparkların konumları tespit
edilerek analizlere altık oluşturabilecek temel haritalar üretilmiştir.
Etap 2’de; Kullanıcıların otoparklara erişilebilirliğinin değerlendirilmesi için erişilebilirlik
çemberleri üretilmiştir. Bu mesafe 400 metre olarak ele alınmıştır. Bu haritalar doğrultusunda
çalışma alanı içerisinde otoparkların hizmet verebildiği ve veremediği alanlar tespit edilmiştir.
Otoparkların kapasitelerinin ve günlük ortalama araç sirkülasyonuna göre kapasite kullanım
oranlarına ek olarak nüfus –kapasite ve nüfus hacim oranları değerlendirilmiştir. Haritalar
veri görüntüleme, düzenleme ve çözümleme yetenekleri sağlayan çoklu platform destekli
özgür ve açık kaynaklı coğrafi bilgi sistemi yazılımı olan ArcGis programı ile üretilmiştir.
Etap 3’de; Kent merkezinde yer alan otoparkların türlerine ve konumlarına göre güncel
sorunları tespit edilmiştir. Bu sorunlar dahilinde problemli alanlar tespit edilerek sorun
252
tespit edilen noktalar için çözüm odaklı stratejiler geliştirilmiştir. Otopark türlerinden
kaynaklanan sorunlarda alternatif otopark türleri önerilmiştir. Belli bölgelerde yoğunlaşan
itibari
itibariileile
stratejik
otoparkların stratejik
öneme
öneme
hizmet veremediklerisahip
sahip olup
olup
bölgelere Antalya,
Antalya,
ihtiyaç duyulanİzmir
İzmirvesayısı
otopark ve
Ankara
Ankara gibi
gibi
ve kapasitesi üçüç
belirlenmiştir.
büyük
büyük kentin
kentin Bu önerilerin
kesişimi
kesişimi harita üzerinde
konumundadır.
konumundadır. gösterimleri
Anılan yapılmıştır.
Anılan üçüçbüyük
büyükkent
kentarasındaki
arasındaki
trafik
trafik akışı
Çalışma akışı
AlanıE-87
E-87(Denizli-Antalya-İzmir)
(Denizli-Antalya-İzmir)veveD-320 D-320(Denizli-Ankara)
(Denizli-Ankara)
karayolları
karayolları
Denizli, ile
Egeile
Denizli
Denizli
Bölgesi’nin üzerinden
üzerinden
güneydoğusundasağlanmaktadır.
sağlanmaktadır. Kentin
Kentin
yer alan, tekstil ve tarihi kimliğihızla
ilehızla
büyüyüp
büyüyüp
adından söz
nüfusunun
nüfusunun artması
ettiren, 1.027.782 artması veve yaratmış
nüfusu ile bölgenin yaratmış olduğu
üçüncü büyük olduğu araç
kentidir ve araç trafiği
büyükşehir trafiği beraber
niteliğindedir beraber
(TÜİK,
2018). Kentin 87,13
değerlendirildiğinde,
değerlendirildiğinde, kişi/ha ortalama
Denizli’dekinüfus
Denizli’deki yoğunluğu
trafik
trafik vardır
sorunu
sorunu ve hala
bugünü devam
bugünü eden
veve ‰12,1
geleceği
geleceğiyıllık
tehdit
tehdit
büyüme oranıyla büyümektedir (TÜİK, 2018). Denizli bulunduğu konum itibari ile stratejik
etmektedir.
etmektedir. 20112011 yılında
yılında 1000
1000kişiye
kişiyedüşen
düşen otomobil
otomobil sayısı
sayısı
öneme sahip olup Antalya, İzmir ve Ankara gibi üç büyük kentin kesişimi konumundadır.
135135iken
iken bubu
sayı
sayı
20162016 yılında
yılında178’e
178’e ulaşmıştır
ulaşmıştır(Denizli
(Denizli
Ulaşım
UlaşımAna Ana
Planı
Planı
Raporu,
Raporu,2018).
Anılan üç büyük kent arasındaki trafik akışı E-87 (Denizli-Antalya-İzmir) ve D-320 (Denizli- 2018).
Ankara) karayolları ile Denizli üzerinden sağlanmaktadır. Kentin hızla büyüyüp nüfusunun
Şehirlerarası
Şehirlerarası
artması yolculukları
ve yaratmış yolculukları
olduğu araç trafiğiDenizli
Denizli
beraber üzerinden
üzerindengerçekleştiren
değerlendirildiğinde, gerçekleştiren
Denizli’deki araçlar
araçlar
trafik sorunu
transit
transitseyahat
bugünü seyahatedebileceği
ve geleceği edebileceğigibi
tehdit etmektedir. gibikent
2011 kentiçiiçitrafiğe
yılında 1000 trafiğedededâhil
kişiye düşen dâhilolarak
otomobil olaraktrafik
sayısı 135 trafik
iken
bu sayı 2016 yılında
yoğunluğunu
yoğunluğunu 178’e ulaşmıştır (Denizli
arttırabilmektedir.
arttırabilmektedir. Ulaşım
KentiçiAna
Kent Planı
içiaraç
araçRaporu, 2018).
sirkülasyonuna
sirkülasyonuna mevcut
mevcut
araçlar,
araçlar, kargo
kargove
Şehirlerarası vetaşımacılık
taşımacılık
yolculukları Denizliaraçlarının
araçlarının
üzerinden yanında
yanındakent
gerçekleştiren kentdışından
araçlar dışından
transit gelen
seyahatgelen
edebileceği gibi kent içi trafiğe de dâhil olarak trafik yoğunluğunu arttırabilmektedir. Kent içi
araçlar
araçlarveve yolyolkenarı
kenarıparklanmalarda
parklanmalarda eklendiğinde
eklendiğinde trafik
trafik yoğunluğu
yoğunluğu gitgit
araç sirkülasyonuna mevcut araçlar, kargo ve taşımacılık araçlarının yanında kent dışından
gide
gideartan,
gelen artan, araç
araçlar araç
ve sirkülasyonunun
yol sirkülasyonunun
kenarı parklanmalardayavaşladığı
yavaşladığı
eklendiğinde veve
trafikyol yol
kapasitesinin
kapasitesinin
yoğunluğu düştüğü
git gide artan, düştüğü
araç
birbir
Denizli
Denizliileileyavaşladığı
sirkülasyonunun karşılaşılmaktadır.
karşılaşılmaktadır. Kent
Kent
ve yol kapasitesinin içiiçitrafik
düştüğü trafik
bir sıkışıklığını
Denizlisıkışıklığını gösteren
gösteren
ile karşılaşılmaktadır.
örnek
örnek
KentŞekil
içiŞekil2’de
trafik 2’deverilmiştir.
verilmiştir.
sıkışıklığını gösteren örnek Şekil 2’de verilmiştir.
Tablo
Tablo
1. 1.
Denizli
Denizli
İçin
İçin
Araç
Araç
Sahipliliği
Sahipliliği
Artış
Artış
Oranı
Oranı
(Denizli
(Denizli
Ulaşım
Ulaşım
Ana
Ana
Planı
Planı
Raporu,
Raporu,
2018)
2018)
Araç
Araç 1000
1000
Kişiye
Kişiye
Düşen
Düşen
Araç
Araç
artışına paralel olarak nüfus başına düşen otomobil (özel araç) sayısı da
artırmaktadır. Bu artış oranını TÜİK verilerine göre 2011-2016 yılları
arasındaki değerler Tablo 1’de verilmiştir. Denizli’de, 1000 kişi başına
düşen özel araç sahiplik oranı 2011 yılında 135 olarak gözlemlenirken 253
2016 yılında 178 olarak belirlenmiştir.
2014 Tablo155.758
1. Denizli İçin Araç Sahipliliği Artış Oranı
978.7 159
Tablo(Denizli
1. Denizli İçinAna
Ulaşım Araç Sahipliliği
Planı Raporu,Artış
2018)Oranı 168
2015 167.208 993.442
(Denizli Ulaşım Ana Planı Raporu, 2018)
2016 178.594
Araç 1.005.687 1000 Kişiye Düşen 178Araç
Araç Türü Yıl Nüfus
Sahipliği Sayısı
2011 127.489 942.278 135
Otomobil 2012 136.057 950.557 143
Araştırma Bulguları
2013 ve 146.291
Tartışma 963.464 152
2014 155.758 978.7 159
2015 167.208 993.442
Çalışma alanı sınırı Denizli Büyükşehir Belediyesi168Trafik Yönetim
2016 178.594 1.005.687 178
Merkezi’nden 2018 yılında alınan verilere göre araç yoğunluğunun en
fazla olduğuBulguları
Araştırma kent merkezi
ve Tartışmave çeperleri seçilmiştir. Çalışma alanı olarak
Şekil 3’te gösterilen,
Araştırma
Çalışma araçveyoğunluğu
alanıBulguları
sınırı Denizli ve parklanmanın
Tartışma Belediyesi
Büyükşehir Trafik Yönetimen fazla olduğu
Merkezi’nden 2018 10
mahalle
yılında seçilmiştir. Çalışma
alınan verilere göre alanı büyüklüğü
araç yoğunluğunun 495 kent
en fazla olduğu ha'dır. Çalışma
merkezi alanı,
ve çeperleri
Karaman Çalışma alanı
seçilmiştir.Mahallesi,
sınırı Denizli
Değirmenönü
Çalışma alanı olarak
Büyükşehir Belediyesi
Mahallesi,
Şekil 3’te gösterilen,
Trafik
Akkonak
araç yoğunluğu
Yönetim
Mahallesi,
ve parklanmanın en
Merkezi’nden 2018 yılında alınan verilere göre araç yoğunluğunun en
Sırakapılar
fazla olduğuMahallesi, Altıntop
10 mahalle seçilmiştir. Mahallesi,
Çalışma 15
alanı büyüklüğüMayıs Mahallesi,
495 ha'dır.
fazla olduğu kent merkezi ve çeperleri seçilmiştir. Çalışma alanı olarak Atalar
Çalışma alanı,
Mahallesi, Hacıkaplanlar
gösterilen, araçMahallesi,
Karaman Mahallesi,
Şekil 3’te yoğunluğu veTopraklık
Değirmenönü Mahallesi, Akkonak
parklanmanınMahallesi
Mahallesi, Sırakapılarve Saraylar
Mahallesi,
en fazla olduğu 10
Altıntop Mahallesi, 15 Mayıs Mahallesi, Atalar Mahallesi, Hacıkaplanlar Mahallesi, Topraklık
Mahallesi
mahalleolmak üzereÇalışma
seçilmiştir. toplam 10büyüklüğü
alanı mahalleden oluşmaktadır.
495 ha'dır. Çalışma alanı,
Mahallesi ve Saraylar Mahallesi olmak üzere toplam 10 mahalleden oluşmaktadır. Çalışma
Çalışma
alanı Karaman
vevekapsadığı Mahallesi,
mahalleler Değirmenönü
Şekil Mahallesi,
3’te verilmiştir. Akkonak Mahallesi,
alanı kapsadığı mahalleler Şekil 3’te verilmiştir.
Sırakapılar Mahallesi, Altıntop Mahallesi, 15 Mayıs Mahallesi, Atalar
Mahallesi, Hacıkaplanlar Mahallesi, Topraklık Mahallesi ve Saraylar
Mahallesi olmak üzere toplam 10 mahalleden oluşmaktadır. Çalışma
alanı ve kapsadığı mahalleler Şekil 3’te verilmiştir.
Şekil 3. Çalışma
Şekil 3. Çalışma Alanı
Alanıİçerisinde YerAlan
İçerisinde Yer Alan Mahalleler
Mahalleler ve Nüfusları
ve Nüfusları
Şekil 3. Çalışma Alanı İçerisinde Yer Alan Mahalleler ve Nüfusları (Türkiye İstatistik Kurumu, 2018)
(Türkiyeİstatistik
(Türkiye İstatistik Kurumu,
Kurumu, 2018)
2018)
Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Sorunların Belirlenmesi
Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Sorunların Belirlenmesi
Denizli’de parklanma problemleri kent yaşamını sosyal, ekonomik ve
çevresel olarak etkilemektedir
Denizli’de parklanma problemleri kent yaşamını
(Haldenbilen . Parklanma
sosyal,
ve diğ., 1999) ekonomik ve
eğilimleri konut ve iş yerlerinin etrafında uzun süreli olurken alışveriş
çevresel olarak etkilemektedir (Haldenbilen ve diğ., 1999). Parklanma
254
Çalışma alanı genelinde yol kenarı parklanmaya ve tesis parklanmasına olan talebin
Çalışma alanı genelinde yol kenarı parklanmaya ve tesis
eşit olduğu görülmektedir. Sunulan parklanma arzlarında yol kenarı parklanmasının yüksek
parklanmasına olan talebin eşit olduğu görülmektedir. Sunulan parklanma
oranda tercih edildiği görülmektedir. Bu durumda yatırımların yol kenarı parklanmasına
arzlarında yol kenarı parklanmasının yüksek oranda tercih edildiği
yönlendirilmesinin ve bu alanda çözümler üretmenin öncelikli olması gerektiği söylenebilir.
görülmektedir. Bu durumda yatırımların yol kenarı parklanmasına
Bu durum kısa sürekli parklanma talebine olan yoğunluk nedeniyle olduğu gibi sürücülerin
yönlendirilmesinin
yol kenarı parklanmasınınve bu özelliğine
pratik alanda ve çözümler üretmenin
alışkanlıklarına öncelikli
yöneldiğini olması
gösterebileceği de
gerektiği söylenebilir.
göz önünde bulundurulmalıdır.Bu durum kısa sürekli parklanma talebine olan
yoğunluk nedeniyle olduğu gibi sürücülerin yol kenarı parklanmasının
Saraylar Mahallesi'nde tesis parklanmasına ve yol kenarı parklanmasına olan
talebin çalışma alanı ve
pratik özelliğine alışkanlıklarına
genelinden daha farklıyöneldiğini gösterebileceği
olduğu görülmektedir. de göz
Mahalledeki tesis
önünde bulundurulmalıdır.
parklanmasındaki hacim ve kapasite değerleri birbirine yakın değerlerde seyrederken, yol
kenarı parklanmasına ait hacim ve kapasite değerleri çalışma alanındaki kullanım oranından
iki kat daha fazladır. Bu durumda Saraylar Mahallesi genelinde yatırım ve stratejilerin ilk
olarak yol kenarı parklanmanın geliştirilmesine ayrılması gerektiği yorumu yapılabilir.
Müdahalede Öncelikli Alanların Belirlenmesi ve Otopark Stratejilerinin
Oluşturulması
Saraylar Mahallesi içerisinde yer alan Bayramyeri, geçmişten bugüne Denizli'nin en
Saraylar Mahallesi içerisinde yer alan Bayramyeri, geçmişten bugüne
Denizli'nin en önemli iş ve ticaret merkezlerinden biri olmuştur. 257Aynı
zamanda 1950'lerden günümüze kadar da otobüs hatlarının bekleme ve
kalkışönemli
noktası olarak
iş ve ticaret hizmet vermektedir.
merkezlerinden biri olmuştur. Aynı Bayramyeri ve çevresindeki
zamanda 1950'lerden günümüze
sorunlar tespit edilerek çözüm önerileri ve stratejiler geliştirilmiştir. Şekil
kadar da otobüs hatlarının bekleme ve kalkış noktası olarak hizmet vermektedir. Bayramyeri
6’da ve çevresindeki sorunlar tespit edilerek çözüm önerileri ve stratejiler geliştirilmiştir. Şekil
Saraylar Mahallesi otopark tür ve konumları verilmiştir.
6’da Saraylar Mahallesi otopark tür ve konumları verilmiştir.
Sorunlar
- Ticaret ve iş merkezi olmasından dolayı da trafik akışı yine dar yollardan sağlanmaktadır.
Bu yoğun trafik sistemine yol kenarı parklanmaların da eklenmesiyle günün her saati
yoğunluk yaşanmaktadır.
- 2.Ticari Yol gibi toplu taşıma hatlarının ve trafik sirkülasyonun yoğun olarak görüldüğü
bu caddenin de Bayramyeri'nde bulunması yine bu bölgede trafik sorununa sebep
olmaktadır.
- Birçok otoparkın yakın konumlanması ve bu otoparklara olan giriş-çıkışlar ana
caddelere verilmesi hem trafik sıkışıklığını arttırmakta hem de düşük kapasiteli olmalarından
dolayı ihtiyacı karşılayamamaktadır.
- Ara sokaklarda bulanan otoparkların tanınırlığının yeteri kadar olmaması, kullanıcıların
258
Teşekkürler
Yazarlar, çalışmaya sağlanan veri desteği ve kaynaklar için Denizli Büyükşehir Belediyesi,
Ulaşım Dairesi Başkanlığına teşekkür ederler.
Kaynaklar
• Barhani, E., & Ergün, G. (2007). Sürdürebilir Ulaşıma Uygun Otopark Yönetim
Stratejileri: İstanbul Uygulaması.
• Denizli Büyükşehir Belediyesi, 2018, Ulaşım Ana Planı Raporu, Yalova Üniversitesi/
İsbak A.Ş.
• Denizli Büyükşehir Belediyesi, Beltaş A.Ş., Ulaşım Daire Başkanlığı.
• European Commission, Çevre Genel Müdürlüğü, Kent sokaklarının İnsanlar için
Tekrar Alınması, Karışıklı veya Hayat Kalitesi? (Reclaiming city streets for people, Chaos or
quality of life?), 2004, http://ec.europa.eu/environment/pubs/pdf/streets_people.pdf
• Haldenbilen, S., Murat, Y. Ş., Baykan, N., & Meriç, N. (1999). Kentlerde Otopark
Sorunu: Denizli Örneği. Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, 5(2), 1099-
1108.
• Kozalı, B. (2014). Kentiçi Otopark Hizmetlerinde Özel Sektör Katılımının Sürücülerin
Park Etme Tercihleri Ve Tutumları Üzerine Etkisi. Journal Of Life Economics, 1 (2), 191-230
• Okubay, M. (2008). Bölgesel Otopark Yönetimi Ve Stratejileri: Tarihi Yarımada-
Eminönü Bölgesi Örneği. Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008
• TÜİK, 2018
260
ISBN: 978-605-7602-74-9