Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 121

SULTAN II.

ABDÜLHAMİD’İN HİZMETİNDE
SELİM MELHAME PAŞA VE AİLESİ
EROL MAKZUME

MD BASIMEVİ
İÇİNDEKİLER Selim Melhame Paşa’nın Bâbıâli’yi olup bitenlerden sorumlu tutması 66
Makedonya’da mali denetim 69
Potemkin Zırhlısı İsyanı olayında Selim Paşa 69
Selim Melhame Paşa'nın 1906’da Padişah tarafından özel göreve atanması 70
YAZARIN ÖNSÖZÜ 8
1907, Roma ve Viyana misyonu: Makedonya için adli denetim girişimini iptal ettirme çabaları 70
SELİM MELHAME PAŞA HAKKINDA- ÖNDER KAYA 10
Selim Paşa Roma’da 71
AT THE SERVICE OF SULTAN ABDULHAMID II: SELIM MELHAME PASHA AND HIS FAMILY 13
Selim Paşa Viyana’da 77
BÖLÜM 1: SELİM MELHAME 1907 Roma seyahatinde Selim Melhame’nin ilgilendiği başka konular 79
17 Ereğli Kömür Maden İşletmesi ve Trablusgarp ile Bingazi sorunları 79
SELIM MELHAME’NIN ILK YILLARI
17 Karadağ sınır sorunu ve Taş Kule Meselesi 81
1868: SELIM MELHAME PAYITAHTTA 17 Muhalifler 82
SELIM MELHAME RUS VE SIRP SAVAŞLARI’NA KATILIYOR 18 Londra Büyükelçiliği için Selim Melhame Paşa'nın ismi geçiyor 82
DOĞU RUMELI KOMISYONU’NDA SELIM MELHAME’NIN KÂTIPLIK GÖREVI 19 Hicaz Demiryolu Projesi 82
RUSLAR’IN MARMARA ADALARI’NI ISTILA ETME PLANLARI 21
SELIM MELHAME RÜSUM-U SITTE IDARESI’NDE 22 SELIM MELHAME VE AILESI ISTANBUL’DA 83
SELIM MELHAME DÜYUN-U UMUMIYE IDARESI’NDE 23 SELIM MELHAME’NIN AILE SERVETI HAKKINDA 85
Genel müdürlüğe getiriliyor 24 SELIM PAŞA VE AILESININ ISTANBUL’DA YAŞAMI HAKKINDA NOTLAR 87
Mecidiye’nin değerini arttırma çalışmaları 24 AILENIN SIRASELVILER’DEKI KONAĞINDA MUHTEŞEM DÜĞÜN 90
İşletmenin ipek kozası üretimine verdiği destek 25 II. MEŞRUTIYET ERTESINDE SELIM MELHAME 95
Düyun-u Umumiye İdaresi hakkında söylenenler 26 SADRAZAM KÂMIL PAŞA’YA GÖNDERILEN MEKTUPLAR 98
Selim Melhame Düyun-u Umumiye’den ayrılıyor 26 SELIM MELHAME'NIN ISTANBUL’DAN AYRILIŞINDAN SONRAKI YILLAR 102
SELIM PAŞA HAKKINDA ARDA KALAN IKI ANEKDOT 103
DOĞDUĞU TOPRAKLARDA: BEYRUT LIMANI IMTIYAZINDA SELIM MELHAME 27
IMPARATORLUK’TA YÜKSELIŞ DÖNEMI VE SELIM MELHAME 28
BÖLÜM 2: NECİP MELHAME 106
CEBEL-I LÜBNAN MUTASARRAFLIĞI’NA ADAYLIĞI 33
SELIM MELHAME’NIN HAFIYE TEŞKILATI’NDA ÜYELIĞI 35 GENÇLIK YILLARI 107
1893’TEN ITIBAREN NAZIRLIK DÖNEMI 36 NECIP MELHAME’NIN TUNUS YILLARI 107
Orman, Maden ve Ziraat Nezareti'nin kuruluş süreci ve Melhame'nin nazır olarak tayini 36 ISTANBUL DÖNÜŞÜNDE PARIS BÜYÜKELÇILIĞI MÜSTEŞARLIĞI’NA TAYINI 108
Selim Melhame döneminde tarım, orman ve maden okulları 37 1898: PARIS’TEN ISTANBUL’A DÖNÜŞÜ 109
TÜNEL IMTIYAZI 110
Ormancılık 38
Meşrutiyet ilanından sonra Necip Paşa'ya tünel imtiyazı hakkında yapılan suçlama 110
Madencilik ve Petrol 38
i) Madenlerin işletilmesiyle ilgili Selim Paşa’ya yapılan suçlamalar 39
EYLÜL 1898’DE SOFYA’YA OSMANLI YÜKSEK KOMISERI OLUŞU 112
ii) Sadrazam Said Paşa’nın anılarında Ergani Madenleri ve Selim Paşa 40 112
Bulgaristan’da veba salgını
iii) Maden Nizamnamesi’nin getirdiği düzenlemeler 42
Musevilerin taciz edilmesi ve Necip Melhame 113
iv) Petrol ve Bağdat Demiryolu 43
Bulgar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Todor Ivanchov Necip Melhame’den yardım istiyor 113
Ziraat ve hayvancılık 44
Makedonya çeteleri sorun çıkarmaya devam ediyor 113
i) Ziraat eğitimi 44
Necip Melhame’nin eline geçen gizli belge 114
ii) Botanik bahçelerin kurulması 45
Bulgarlar ile ticari anlaşma 114
iii) Gül yağı üretimi 45
Necip Melhame Sofya’daki görevinden istifa ediyor 114
iv) Hayvancılık 46
v) İpekçilik 47 KRITIK DURUMDAN DOLAYI SOFYA’DA KALIŞINI UZATMASI 115
Müftülükler sorunu 118
1894 YILI IÇIN SELIM MELHAME'NIN BAŞKANLIĞINDA PLANLANAN ZIRAAT VE SANAYI SERGISI, DIĞER SERGILER 48 Bulgar basınında Necip Melhame 118
1986’DA DIŞ BASINDA SELIM MELHAME PAŞA 50 Sofya’da görevdeyken hakkında yapılan diğer eleştiriler 119
NAZIRLIK DÖNEMINDE SELIM MELHAME'NIN ALDIĞI DIĞER GÖREVLER 51
Rumeli (Şark) Demiryolu Şirketi 51 SOFYA’DAN AYRILIŞI VE ISTANBUL’DAKI GÖREVLERI 121
Düyun-u Umumiye İdaresi ile temaslarının sürmesi 51 NECIP MELHAME’YE BEYRUT'TA VERILEN TRAMVAY IŞLETME IMTIYAZI 121
Düyun-u Umumiye ve Rouvier Planı 52 NECIP MELHAME PAŞA BULGAR PRENSI FERDINAND ILE 1906’DA TEKRAR GÖRÜŞÜYOR 122
Selim Melhame ve Yıldız Porselen Fabrikası 54 SINA YARIMADASI VE INGILIZLER 125
Selim Melhame ile Ressam Fausto Zonaro arasında doğan dostluk 56 BAŞ HAFIYE FEHIM PAŞA, PATLAYAN BOMBALAR VE NECIP MELHAME PAŞA 126
Kayzer II. Wilhelm’in karşılanışını Selim Melhame’nin üstlenmesi 57 BAŞBAKAN CLEMENCEAU VE KRAL EDWARD ILE GIZLI GÖRÜŞMELER 127
Kayzer II. Wilhelm’in Sultan Abdülhamid’e çeşme armağanı 58 II. MEŞRUTIYET ILANI SONRASI SIKINTILI YILLAR 128
Lorando ve Tubini olayı: Midilli’nin Fransızlar tarafından işgali ve Fransızlar'ın taviz koparma stratejisi 58 MECLIS-I MEBUSAN BAŞKANLIĞI’NA NECIP MELHAME’NIN SUNDUĞU LAYIHA 129
Paris’teki görevi hakkında 130
1902 Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı seçimlerinde adının yeniden geçmesi 61
Sofya’da görevli iken 132
1900-1903 Rusya ilişkilerinde Selim Melhame 61
Nafia Nezareti müşteşarı iken 132
1902-1903 Selim Melhame’nin Balkanlar’da görevi 64
Yıldız suikastı olayında komiserlik görevi 132
Mürzsteg Kararları 66

2 Fausto Zonaro (1854-1929), Salacak'tan Kız Kulesi, Özel koleksiyon.


Ermeni basını tarafından hedef alınışı 134
Mesnetsiz ihbarlar 135
Bombalama olayları ve Fehim Paşa 135
Suikast komisyonundan ve nezaretten istifa 136
138
KUYUMCU CARTIER’DEN ALINAN MÜCEVHERLERLE ILGILI ŞIKÂYET
140
NECIP MELHAME'NIN EV EŞYALARI MÜZAYEDEDE SATILIYOR

BÖLÜM 3: KONT GIOVANNI GIROLAMUS ROMEI-LONGHENA PAŞA 144

SELIM PAŞA’NIN DAMADI ROMEI-LONGHENA PAŞA 145


SULTAN II. ABDÜLHAMID ILE ITALYAN KRALIYETI VE HÜKÜMETI ARASINDA: ROMEI-LONGHENA PAŞA 145
SULTAN II. ABDÜLHAMID’IN SALTANATININ SON GÜNLERINDE EN YAKIN TANIĞI ROMEI-LONGHENA 147
ROMEI-LONGHENA’NIN ANILARINDA SARAY’IN BAŞKÂTIBI TAHSIN PAŞA 149

BÖLÜM 4: DİĞER KARDEŞLER VE SELİM VE NECİP PAŞALAR’IN SANATA MERAKI 150

SELIM PAŞA’NIN OSMANLI DEVLETI’INDE GÖREVLI DIĞER KARDEŞLERI 150


İskender Melhame ve Filip Melhame’nin ölümü 150
Filip Melhame 150
Şükrü Melhame 151
Habib Melhame 151
Selim Paşa ve Necip Paşa’nın sanata olan merakı 151

BÖLÜM 5: SONUÇ 158

MELHAME AİLESİNE VERİLEN NİŞAN VE RÜTBELER (ULAŞILAN VERİLERDEN) 162

EKLER 164

DİPNOT 200

KAYNAKÇA 218

DİZİN 230

4 Fausto Zonaro (1854-1929), Beylerbeyi'nde İki Çam, Özel koleksiyon.


SULTAN II. ABDÜLHAMİD'İN HİZMETİNDE
SELİM MELHAME VE AİLESİ
EROL MAKZUME

GRAFİK TASARIM
Yağmur AĞCAOĞLU AKKOÇ

KAPAK TASARIM
Donatella PETRINI

REDAKSİYON
Yağmur AĞCAOĞLU AKKOÇ

DİZİN
Kemal GURULKAN

BASIM EVİ
MD BASIM
T: +90 212283 1015
www.mdbasim.com.tr

SERTIFIKA NO: 41746

I. BASIM
BASKI ADETI: 1000
TEMMUZ 2019

ISBN

Her hakkı mahfuzdur. Bu kitabun hiçbir bölümü, metin kısmı, belgeler ve fotoğraflar, yazarın yazılı izni olmaksızın mekanik ya da elektronik
metodlarla veya ileride icat edilecek sistemlerle hiçbir şekil ve biçimde iktibas edilemez, yeniden satış amacıyla fotokopi de dahil olmak Selim Melhame Efendi'ye Padişah tarafından verilen, tüm görevleri gayret ve başarı ile yerine getirmiş
üzere hiçbir sistemle çoğaltılamaz. Dergi, gazete veya radyo-TV'lerce yapılacak alıntılar veya kitapta yer alan belgelerce fotoğrafların olduğu Yunan Muharebesi'nde ölenlerin ailelerine ve yaralananların kendilerine yardımdan geri kalmadığı
bilimsel-akademik yayınlarda kullanılması, kaynak gösterilmesi şartıyla bu hükmün dışındadır. için Orman ve Maden Nazırı olarak atandığını gösteren 24 Zilhicce 1315/16 Mayıs 1898 tarihli Vezaret
Rütbesi beratı. Melhame aile koleksiyonu.

6 7
YAZARIN ÖNSÖZÜ

Bu kitap, Düyun-u Umumiye Işletmesi, Balkanlar, Trablusgarp, Hicaz Demiryolu, Sina Yarımadası, Lorando ve Tubini olayı,
Potemkin Zırhlısı Isyanı gibi tarihi olaylara değinmekle beraber, bu konuları detaylı biçimde mercek altına alan bir çalışma
değildir. Selim Melhame Paşa, Necip Melhame Paşa, Selim Melhame Paşa’nın damadı Romei-Longhena Paşa ve Osmanlı
Devleti’nde görevli diğer kardeşleri, eşi ve evlatları hakkında genelde Istanbul dönemlerine değinen bir çalışmadır. Bilindiği gibi
Selim Melhame Paşa başta olmak üzere, Necip Melhame Paşa ve Kont Romei-Longhena Paşa, Sultan II. Abdülhamid’in en zor
günlerinde yanında bulundurduğu ve güvendiği bürokratları arasında yer almışlardır.

Osmanlı, Fransız, Italyan, Ingiliz devlet arşivleri, Melhame aile arşivleri, kitap, dergi, internet gibi muhtelif kaynakların
kullanımıyla, şahısların isimlerinin geçtiği zaman dilimi ve görev kulvarlarında rollerine değinen, değerli tarihçilerimizin
ileride tamamlayıcı verilere ulaşabileceği bir ön araştırma olarak görülmelidir. Çalışmada Osmanlıca, Fransızca, Italyanca ve
Ingilizce’den Türkçe’ye yapılan çevirilerde, mümkün olduğunca metin sadeleştirmesine gidilmiştir. Dizinde yer almayan isimler
metinde koyu renkte gösterilmiştir.

Kitap, tüm kaynakların değerlendirildiği eksiksiz bir çalışma olmamakla birlikte, bugüne kadar Selim Melhame Paşa ve ailesi
hakkında hazırlanan ilk yayın olma özelliğini taşımaktadır. Bir yandan Saray ile Bâbıâli arasındaki zayıf halka, diğer yandan
Batılı güçlerin Osmanlı Devleti’ne karşı takındığı sömürgeci dinamikler bağlamında, II. Abdülhamid rejiminin tükenmesiyle
Melhameler ve görevden uzaklaştırılan diğer Osmanlı bürokratları için sonraki araştırmalara zemin oluşturabilecek bir yayındır.
Bilgilendirici ve ilgi çekici olması açısından kitapta görsellere yer verilmiştir.

Kitabın hazırlanışında, Selim Melhame ailesinden, ellerindeki arşivleri paylaşan Myriam Melhame, Hubertus Freiherr von
Fürstenberg, Raymond de Boulloche, Marzia Provaglio Longhena, Kont Cesare Provaglio Longhena, Kont Scipione Provaglio
Longhena ve Nasri Malhamé’ye, ellerindeki belge ve bilgilerle yardımcı olan değerli tarihçi Sinan Kuneralp, Büke Uras,
Fransua Vuçino ve N. Nazan Yücel’e, kitabın içeriğini değerlendiren ve takdim yazısını sunan Önder Kaya’ya, Osmanlıca belge
çevirilerini sağlayan Nuri Güçtekin ve Kemal Gurulkan’a, hazırlık çalışmalarımda büyük katkıları dokunan Kansu Şarman ve
Günce Akpamuk’a, dizini hazırlayan Kemal Gurulkan'a, redaksiyon ve grafik tasarımını gerçekleştiren Yağmur Ağcaoğlu Akkoç’a,
kapağın tasarımcısı Donatella Petrini’ye, Ingilizce çevirmen Dylan Clements’e, kitabın basımını gerçekleştiren MD Basımevi’nin
sahibi Murat Denizoğlu’na ve son olarak ailemden Elena Makzume, Antea Dalya Makzume, Margarita Parschukova, Ronald
Makzume, May Ghazalé Sikias ve Semih Baki’ye en içten teşekkürlerimi sunarım...

EROL MAKZUME

Myriam Melhame, Selim Melhame Paşa'nın Birinci rütbeden İftihar Nişanı (1901) ile.

Selim Melhame Paşa’nın küçük torunu, ailenin Melhame


soyadını taşıyan son ferdi Myriam Melhame’ye...

Erol
Selim Melhame Paşa soyundan gelen ailelerin 2015 yılında Murnau Almanya’da gerçekleştirdikleri
aile toplantısının kataloğu. Kaynak

8 9
SELİM MELHAME PAŞA HAKKINDA olduğu yıllarda Istanbul’a gelen Necip Melhame, ağabeyinin ilk başlarda kendisine beklediği ölçüde yardımcı olmaması üzerine,
bir ayakkabıcı sandığı edinerek Düyun-u Umumiye binasının önünde tezgâh açar ve gelen geçene “Ayakkabılarınızı Düyun-u
Umumiye Müdürü’nün kardeşine boyatınız” der.
Selim Melhame Paşa’nın adını ilk olarak nerede duyduğumu düşünüyorum da… Belleğime hemen Nahid Sırrı Örik’in Abdülhamid
Düşerken adlı kitabından uyarlanan 2002 yapımı film geliveriyor. Filmin bir sahnesinde Mehmet Şehabeddin Paşa’nın kızı, Necip Melhame’nin gerek Tunus, gerek Paris gerekse Bulgaristan’daki faaliyetleri hakkında elinizdeki çalışmada oldukça
babasına okuduğu bir gazete haberinde II. Meşrutiyet’in ilanı sırasında farklı gerekçeler öne sürerek istifa eden eski kabine detaylı malumat zaten var. Anlaşıldığı kadarıyla II. Abdülhamid, özellikle kritik konularda Necip Melhame’yi gizli vazifelerle
üyeleri arasında Selim Melhame Paşa’yı da sayar. Paşa hakkında açıkçası hemen hemen hiçbir şey bilmiyordum. Osmanlı tarihi sıklıkla yurt dışına gönderiyordu. Necip Melhame, Bulgar Prensi ile bir kısmı gizli bir kısmı resmî pek çok görüşme yapmış,
denilince aklıma ilk gelen, biyografi kaynakları arasında yer alan Diyanet Vakfı Islam Ansiklopedisi ile Yapı Kredi Yayınları’ndan özerk Bulgar Prensliği ile Osmanlı Devleti arasındaki sorunlu konuları çözmeye çalışmıştı. Melhame, Sultan tarafından bir
çıkan ve bu sahada önemli bir el kitabı olan Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi adlı çalışmada da yine Selim ara Sina Yarımadası’ndaki
Melhame Paşa’ya ait bir madde yoktu. Oysa biyografik çalışmalar son kertede tarih yazımında çok önemli roller oynuyor. Erol
Taba kentinde Osmanlı varlığı
Makzume’nin elinizdeki incelemesi de bu açıdan son derece önemli. Bunun dışında çalışma gerek Selim Melhame gerekse
Maruni kökenli bir aile olan Melhameler'e dair pek çok önemli veri sunuyor. meselesini görüşmeye de
memur edilmişti. Sultan’a olan
Selim Melhame, Lübnan’ın önde gelen Maruni ailelerinden birinin oğlu olarak dünyaya gelir. Bu dönemde yetişen pek çok devlet yakınlığı ve doğrudan ona karşı
adamı gibi çocukluk devresinde Batılılarca açılan bir Katolik liseye devam ederek iyi derecede Fransızca öğrenir. Bu dile olan sorumlu olması, Sadrazam Said
hâkimiyetini, eğitimini Mekteb-i Sultanî’de devam ettirmek suretiyle perçinler. Mekteb-i Sultanî aynı zamanda önde gelen Paşa’nın ve onun nezdinde
bürokratlarla ve onların çocuklarıyla tanışmasına imkân sunar. Bâbıâli’nin kendisine sert tavır
takınmasına yol açacaktır.
Selim Melhame, doğru zamanda doğru adımlar atmayı bilen zeki bir kişiliğe sahip. 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Yine özellikle Paris yıllarında
Savaşı’nda kendi rızasıyla cepheye giderek görev alır. Kardeşi Filip de onu takip eder. Yeri gelmişken hemen belirtelim ki, Selim Padişah adına Jön Türkler’in
Melhame sadece kendi kaderini değil, atmış olduğu adımlarla kardeşlerinden bazılarının da istikballerinin şekillenmesinde faaliyetlerini takip etmesi
belirleyici olmuştur. de, gerek Jön Türkler’in
gerekse kendisini bir tehdit
Melhame’nin ilk ciddi görevi 26 yaşında Doğu Rumeli komisyonu bünyesinde üstlendiği tercümanlık vazifesidir. Sonrasında olarak gören Paris Sefiri
Düyun-u Umumiye Idaresi’ne geçen Melhame, 1886-1892 yılları arasında burada çalışır. Bu süre içinde II. Abdülhamid’in Münir Paşa’nın ona karşı öfke
güvenini kazanır. Hatta ilerleyen yıllarda II. Abdülhamid’in Hafiye Teşkilatı içinde yer alır. Melhame’ye olumsuz bakılma duymasına sebep olur.
nedenlerinin başında, onun ve kardeşi Necip Melhame’nin Sultan’ın Hafiye Teşkilatı’nın içinde önemli rol oynamaları gelir.
Elinizdeki çalışmadan da anlaşılacağı üzere Melhame’nin sadakati Bâbıâli’ye değil her zaman Sultan’adır. Ayrıca Melhame, ticari Necip Melhame’yi son dönem
ilişkilerin ve devlet imtiyazlarının içinde aktif olarak yer almış ve bundan dolayı da kötü bir imaj bırakmıştır. Osmanlı tarihinde ön plana
çıkaran en önemli gelişme, 1905
Yeri gelmişken bir noktaya değinmekte fayda var. Halit Ziya Uşaklıgil, Saray ve Ötesi adını taşıyan ve Sultan Reşad’ın başkâtipliğini yılında Sultan II. Abdülhamid’e
yaptığı devreyi anlattığı anılarında, II. Abdülhamid zamanında bürokraside yer alabilmenin ve kritik pozisyonlara gelebilmenin Yıldız Camii’deki Cuma namazı
en önemli koşullarından biri olarak Hafiye Teşkilatı’nın bir parçası olmanın geldiğini yazar. sonrasında yapılan bombalı
suikast girişimi vesilesiyledir. Bu
Melhame’nin Fransızca’ya olan hâkimiyeti ona pek çok uluslararası platformda Osmanlı Devleti’ni temsil etme imkânı suikast teşebbüsü sonrasında
Sultan II. Abdülhamid Saray’dan Cuma Selamlığı’na giderken. Elisa Zonaro objektifinden. Zonaro aile arşivi.
yaratacaktır. Ayrıca Erol Makzume’nin kitabının bir yerinde açıkça gösterdiği gibi, dile olan hâkimiyeti bazı durumlarda kurulan sorgu komisyonunda
Sultan’ın Avrupa Devletleri nezdindeki propagandası için de devreye girmiştir. Selim Melhame’nin aktif olarak görev aldığı Necip Melhame önemli bir
bir diğer alan da Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’dir. Bu devrede Melhame’nin girişimleri neticesinde tarım, ormancılık ve mevki işgal eder ki, bu durum Sultan’ın kendisine duyduğu güvenin bir yansımasıdır. Bu bağlamda kitapta yer alan ve Meşrutiyet
madencilik alanlarında çeşitli okulların temelleri atılmış, imparatorluğun farklı bölgelerindeki maden yataklarının tespiti ve sonrası dönemde hakkındaki suçlamalara cevap niteliği taşıyan metinler kanımca büyük önem taşıyor.
işletilmesi konusunda çeşitli teşebbüslerde bulunulmuş, bataklıklar kurutulmaya, değişik fidanlar getirtilerek ülkenin belli
yerlerine dikilmeye başlanmış, botanik bahçelerinin temelleri atılmış, Anadolu’nun farklı yerlerinde gül yetiştiriciliği ve gül Çalışmanın son kısmı ise; kızlarını istikballeri açık subaylarla evlendirme yoluna giden Selim Melhame’nin kızı Feride ile evli olan
yağı üretimi teşvik edilmiş, baytarlığa önem verilmiş, Louis Pasteur ile temasa geçilerek hayvan hastalıklarının önlenmesi Romei-Longhena Paşa’ya ayrılmış. Selim Melhame diğer iki kızını da genç Alman subaylarıyla evlendirecektir. Romei-Longhena
konusunda teşebbüslerde bulunulmuştur. Melhame, daha Düyun-u Umumiye yıllarında ilgilenmeye başladığı ipek üretimiyle Paşa jandarma teşkilatını düzenlemesi için Italya Kralı III. Vittorio Emanuele tarafından Istanbul’a yollanmıştır. Paşa, kısa sürede
nezaret devresinde daha da yakından alakadar olma imkânı bulmuştur. Sultan II. Abdülhamid’in yakın çevresine dâhil olmuştur. Öyle ki Yıldız Camii çıkışındaki bombalı suikast sonrasında bizzat
Sultan’ın emniyetini sağlar. Italyan hariciyesinin yazışmasında bazı özel bilgilerin, Sultan’a yakınlığı ile tanınan Longhena Paşa ile
Istanbul’un kent silüetine pek çok mimari eserle katkıda bulunan Raimondo D’Aronco’nun Istanbul’a gelmesine vesile olan ihtiyaten paylaşılmaması dahi istenir. Paşa, II. Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra Italya’ya döner.
kişi de Selim Melhame olmuştur. Melhame, Istanbul’da yapılması planlanan Ziraat ve Sanayi Sergisi’nin hazırlık aşaması için
ünlü mimarı payitahta davet etmiş, fakat 1894 depremi serginin yapılmasını mümkün kılmamıştır. D’Aronco’nun sözleşmesi Bu çalışmayı önemli kılan faktörlerden biri de, çalışmanın Osmanlı ve Avrupa devlet arşivlerinin yanı sıra Melhame ailesinin
uzatılarak kendisine başka siparişler verilmiştir. özel arşivine de dayanıyor olması. Daha önce Sultan II. Abdülhamid’in ressamı Fausto Zonaro üzerine değerli çalışmalara imza
atan Erol Makzume bu sefer Melhame ailesinin üzerine odaklanıyor. Çalışmayı okurken pek çok önemli bilgi edindim ve keyif
Çalışma, adından da anlayacağınız üzere sadece Selim Melhame’ye odaklanmıyor. Aynı zamanda kardeşi Necip Melhame aldım. Okurların da aynı keyfi almasını dilerim.
ve damadı Romei-Longhena Paşa da oldukça etraflı bir şekilde çalışmada işleniyor. Necip Melhame her ne kadar başlarda
bürokrasi basamaklarını ağabeyinin yardımı ile tırmansa da, sonrasını kendi zekâ ve girişimciliği ile getirmiş bir isim. Sultan
II. Abdülhamid’in gizli görüşmeler için ona sıklıkla başvurması, aslında ona olan güvenini gösteriyor. Ancak Sultan’a olan ÖNDER KAYA
yakınlığı sonraki yıllarda oldukça hırpalanmasına sebep olmuştur. Kitapta geçen Necip Melhame ile ilgili bir anekdot Necip TARIHÇI- ARAŞTIRMACI
Melhame Paşa’nın parlak zekâsını gözler önüne serer niteliktedir. Ağabeyi Selim Melhame’nin Düyun-u Umumiye’de müdür

10 11
Hans Schadow’un fırçasından At the service of Sultan Abdulhamid II: SELIM MELHAME PASHA AND HIS FAMILY
Selim Melhame Paşa.
Makzume koleksiyonu. SUMMARY TRANSLATED BY DYLAN CLEMENTS

SELİM MELHAME PASHA

Having studied at the Lazarite lycee of Saint Joseph d’Antoura in Beirut between 1863 and 1867, Selim Pasha arrived in
Istanbul and completed his education at Galatasaray Lycée before taking up a job there. In 1876, he volunteered to fight in
the Ottoman-Serbian War and took on the role as a clerk in the Rumelian Borders Commission on behalf of the Ottoman State.
Later, the Board of Duty appointed him as a civil servant first to the Ottoman Internal Debt Administration, which supervised
the empire’s internal debts, and then to the Ottoman Debt Administration, which was the organisation which supervised
both internal and external debts of the empire. Due to his accomplished services, he became the head of the Ottoman Debt
Administration in 1888, and he continued in this position until 1892. With the Sultan being concerned with priority issues,
the board of the Ottoman Debt Administration brought his service to an end on 13th March 1892. Thanks to his sharp mind,
his education and command of five foreign languages apart from Turkish, Selim Melhane had rapidly excelled within Ottoman
bureaucracy and, in a short space of time, he became one of Sultan Abdülhamid II’s most trusted bureaucrats.

Upon marrying Aimée, a daughter of the Crespins, one of the well-known Levantine families within Istanbul society, in 1881,
he had found himself a place within the political and diplomatic milieu of the city. He married his daughters off to German
and Italian officers from aristocratic families. He forged relationships with the financial circles of Pera and using credit he had
gained from them, he made investments in real estate. Through the recommendations of financial and banking institutions,
he acquired great personal wealth by taking up shares in South African gold mines which were profitable primarily on the
Istanbul stock exchange for many years.

With his appointment by Sultan Abdülhamid II to the Forestry, Mining, and Agriculture Ministry in 1893, the importance given
to agriculture increased. Selim Pasha brought together a team made up of local and foreign experts in agriculture and animal
husbandry and sent many students to study in schools in Europe. He greatly encouraged the growing of roses and the production
of rose oil, laying the first foundations for what would make Turkey today one of the largest producers of rose oil in the world.

Attaching importance also to veterinary medicine, the Pasha had veterinary schools opened and took on the role of chairman
of the animal supervision commission. During his time at the ministry, he also set up initiatives to have sericulture schools
opened in order to support the silkmaking industry. In 1905, on the basis of the high revenues taken from the tithes on silk
production, the Minister Selim Melhame, who had been educated at the agricultural school "Ecole de Grignon" was highly
praised by Jacques Garnier who gave a lecture in Paris titled "Silkmaking in Turkey". Between 1892 and 1893, he took on an
administrative role at the Yıldız Porcelain Factory, which he had helped to found, established using the French Sévres and
Limoges factories as models, and took great pains to bring it up to world standards through expansion of the factory.

He had the laws governing the field of mining brought up to date, eradicating significant deficiencies, and made efforts to
prevent abuses. It was thanks to this that an increase was seen in revenues from mining. Learning that the English, using
archaeological research as an excuse, had been searching for petrol in Iraq, Selim Pasha put a stop to it and, in 1896, gave
permission to Nemlizade Hasan Tahsin Bey, a merchant from Istanbul, to carry out research into crude oil and petrol in
Baghdad, but due to technological deficiencies, this did not achieve a positive result. Bringing the renowned Italian architect
Raimondo d’Aranco to Istanbul in 1893, he had designs drawn up for the Gate of Happiness [another name for Istanbul]
Agriculture and Industry Exposition project, planned for 1894, but due to the earthquake [in July 1894], the project could
not be realised.

Selim Pasha’s power arose directly from his relationship with the Sultan, by passing that of the Grand Vizier Said Pasha,
and this was the cause of violent enmity and jealousy on the behalf of the Grand Vizier and other employed at the Sublime
Porte. In his role as the Sultan’s special representative from 1902-3, Selim Pasha predicted that the Rouvier Project, aimed at
postponing Ottoman debts and reducing the burden on the treasury, was not going to reach a positive outcome and succeeded
in blocking it despite the strong opposition of the German ambassador Marshall von Bieberstein, who was managing the
project, and Grand Vizier Said Pasha, who was supporting it, thus earning Selim praise from the Sultan.

During his time as a minister, Selim Pasha was also sent by Abdülhamid on missions both at home and abroad, secret and
private. In 1896, he successfully chaired a special commission in meetings carried out with Prince Ferdinand in order to ease

2 13
the problem with the Bulgars. In 1898, the Sultan put him in charge of a commission to carry out preparations concerning 1901. Here Melhame defended the rights of Muslim Turkish refugees and the Muslim Turkish minority. Since he had Catholic
the visit of Kaiser Wilhelm II and was tasked with the positioning of the German Fountain in 1899. The fountain was placed and Arabic roots, he was subjected to negative reactions from the Orthodox and Muslim Bulgars there, despite his good
at the northern edge of Sultanahmet Square. In 1906, on a secret mission, he visited various European Prime Ministers in relations with Prince Ferdinand and the Bulgarian government. Despite all the obstacles, he met with Macedonian insurgents
order to prevent any possible disorder in regime change, wishing to support Mehmed Burhaneddin Efendi, third son of the and made efforts to find a solution for the problems that had arisen there. Taxes in Western Roumelia began to be paid in
Sultan, in place of his nephew Reşad Efendi and the eldest son of Abdülaziz, Yusuf Izzettin Efendi, who had both been mooted instalments in order to make it easier for them to be paid by the Bulgarian Principality.
as candidates for the Sultanate after Abdülhamid.
On his return to Istanbul in 1901, like his brother Selim, he was appointed
On another important mission on which he had been sent in 1907, he visited the Italian King Vittorio Emanuele III, with to Sultan Abdülhamid’s spy network. Later he become advisor in the
whom he had previously had the opportunity to meet, seeking support from European allies for the cancellation of judicial Commerce and Public Works Ministry and in 1902 a member of the Council
supervision in Macedonia. He also received assurances from the King that Ottoman sovereignty would not be violated in of State. Following the attempt on the Sultan’s life in the courtyard of the
Libya. On his return, he warned the Sultan to not leave mining concessions in Tripoli to the Banco di Roma, suggesting that Yıldız Mosque in 1905, he was made head of the committee investigating
the Ottoman presence in Libya would otherwise be weakened. After the 2nd Constitution was brought in, when the regime the incident by Abdülhamid, and revealed the culprits in a short space of
changed and all balance was turned on its head, the Italo-Turkish War of 1911 could not be prevented and Italy emerged from time. As the Sultan’s shadow minister with an office in the Yıldız Palace,
the war victorious. he successfully played a role in many special internal and external
assignments up until the announcement of the 2nd Constitution.
With the declaration of the 2nd Constitution on 24th July 1908, with the coming together of nationalists, the religious,
and various ethnic groups, Abdülhamid was forced from the throne, no matter what the cost, and close supporters of the COUNT GIOVANNI ROMEI-LONGHENA PASHA
government also bore the brunt of this. In the confusion of the first days after the announcement of the Constitution, the
Pasha, who was disliked and envied by many of those at Yıldız Palace, was exposed to unfounded accusations of corruption Colonel Romei-Longhena Pasha (1865-1944) was sent to Istanbul by
in the press, and feeling his life to be in danger, he requested permission from the Sublime Porte to leave Istanbul, and when the Italian King Vittorio Emanuele II, arriving on 20th March 1904 and
that was not forthcoming, on 29th July 1908, with the aid of the Italian Ambassador, he boarded the Italian-flagged cargo ship appointed to the training of the Ottoman Gendarmerie. In April 1905, he
S/S Bosnia and set off for Italy, never to return, later settling in Florence. married Feride, the daughter of Selim Pasha, in the Saint Esprit Cathedral.
Sultan Abdülhamid benefited from Romei-Longhena’s role as private
With a decree made on 20th May 1909, it was decided that his rank would be removed, his medals rescinded, and his personal secretary in communications with the Italian government from the middle
possessions and real estate be confiscated. In 1908, he had written to the Prime Minister, Kâmil Pasha, requesting his right of 1905. Taking the title of Pasha, he was the Sultan’s most closely-held,
to defence, but his right was not recognised. The Court of Auditors, in an official report dated 29th December 1909, decided consulted and trusted soldier in his final days on the throne. In the Sultan’s
that Selim Pasha, who had been accused by the commission of giving out some tenders without permission and at inadequate eyes, he was the first person to foresee the downfall of the Hamidian
values while a minister, had cost the treasury 100,000 lira in damages and that he had also not paid a debt of 8,152 kurush regime. Following the declaration of the 2nd Constitution, he offered his
and 30 para for costs taken from an exhibition organised for the relief resignation and returned to the Italian army, many years later taking his
of the children of martyrs and injured soldiers. However, not a single place in the Italian Senate. Romei-Longhena Paşa. Melhame aile arşivi.
piece of evidence pertaining to the accusations of corruption carried
out in his name was found.

NECİP MELHAME PASHA


***
Selim Melhame’s brother, Necip Melhame (1856-1927), with the
According to the historian Hanssen, the diplomatic advances of Selim Pasha and Necip Pasha represented the transformation
support of his older brother, moved to Istanbul and decided to go into
of Ottoman history together with that of modern Levantines. Their being Maronite Christians of Arab origin, with their
state service, just as his older brothers, Habib, Şükrü, Iskender, and
diplomatic skills and ties to the Ottoman regime, enabled them to successfully represent the Ottoman State in the power
Filip, had before him.
arenas of Europe. According to Hanssen, within the political framework of friendship that Abdülhamid II had established with
leaders of European states in the 19th century and beginning of the 20th, the Melhame brothers’ ensuring the interoperability
He first worked for some time in Tunisia, having been given the
of the Ottoman State was an unavoidable condition.
concession of the “El Basira” newspaper, financed by the Sublime
Porte. The newspaper’s Pan-Islamist outlook and Necip’s opposition
to European occupation caused unease among the French colony and Despite just a century having passed, very little is known about Selim and Necip Melhame today. It consists of accusations, in
the French government. After returning to Istanbul in 1897 and having their personal registers, in articles and satirical caricatures that appeared in journals and books of the “Committee of Union
been given the title of counsellor by order of Sultan Abdülhamid in the and Progress” era. There is a also a significant lack of information concerning Selim Pasha’s son-in-law, Giovanni Romei-
same year, he was appointed as advisor to the Ottoman Embassy in Longhena. Nevertheless, these three bureaucrats, under the difficult conditions of the empire, loyally defended the interests
Paris. Commanded by the Sultan to travel between Paris and Geneva, his of the Ottoman State and carried out important services for the Sultan. Sultan Abdülhamid II did not make a single accusation
efforts to keep track of members of the Committe of Union and Progress against them, yet because of the authority the Young Turks granted to Hıgh Vizier Said Pasha, he was unable to protect them
and pacify them made the Young Turks extremely uncomfortable. He after the announcement of the 2nd Constitution.
had some success in promoting the reforms carried out by the Hamidian
regime in the European press. Despite their having been accused and distanced from the Sultan’s inner circle, I believe that it is necessary for the files
to be re-evaluated within the context of the conditions and dynamics of the period and the true accomplishments of these
Following his service in Paris, the Sultan appointed him as the Ottoman bureaucrats. Everybody’s pros and cons should be put under the microscope in an objective manner. Even though they were
Necip Melhame Paşa. Salt Araştırma Arşivi İstanbul. High Commissioner in Sofia and he served there between 1898 and disproportionately accused and forgotten in the past, the reputations that they deserve should one day be restored to them.

14 15
BÖLÜM 1: SELİM MELHAME

SELİM MELHAME’NİN İLK YILLARI

14 Haziran 1849 yılında Beyrut’ta doğan Selim


Melhame1, Avukat Bishara Melhame2 (1824-1867)
ve Rose de Gervais’in (1835-1915) ilk çocuğuydu.
15 Ekim 1851’de Beyrut’ta vaftiz edildi3.
Maruni olan Melhameler, Lübnan’ın en tanınmış
ailelerindendi ve kökenleri 1693 yılından itibaren
Beyrut’un 68 km. doğusundaki dağlık vadide yer
alan Akura’dan geliyordu.

Beyrut Maruni Başpiskoposu Ignace Ziade, 9


Kasım 1960 tarihli mektubunda, kilisenin mevcut
belgeleri üzerinde yaptığı arşiv çalışmasında
Melhame ailesinin, Lübnan’ın en eski ve en soylu
ailelerinden biri olduğunu yazıyor. Aile kökeni
XV. yüzyıldan, Akura Emiri Malik el Marouni el
Lübnani’ye dayanıyor. Aynı soydan Akuralı Emir
Djabbour’un (1634-1700) din düşmanlarına karşı
kazandığı zaferden sonra kendisine “kanlı savaş”
Akura kasabasının karşı yamaçtan görüntüsü. Courtesy sola.ai-artisto1. anlamına gelen Melhame soyadı verilmişti4. Selim
Melhame ve ailesinin bu soydan geldiğine dair
bilgi tarihî belgelere dayanmaktadır5.

Selim’in altısı erkek beşi kız, toplam on kardeşi bulunuyordu. Dokuz yaşından on yedi yaşına kadar, diğer erkek kardeşleri gibi6,
Cünye’de Saint Joseph d’Antura Koleji’nde (Kısa adı Antura) eğitim gördü. XIX. yüzyılın sonlarında Lazarist rahipler tarafından
kurulan Antura Koleji, Fransız dilinde eğitim veren Lübnan’ın tek kolejiydi. Osmanlı egemenliğinde yaşayan Hristiyanları eğitme
ve onların yükselmesini sağlama misyonunu üstlenmişti.
Okul farklı milletlerden öğrenci kabul ediyordu. Bu nedenle
üst düzey yöneticilerin çocukları başta olmak üzere,
Osmanlı’da yaşayan farklı millet ve dinden pek çok öğrencisi
bulunuyordu. Bölgedeki sosyal seviyesi yüksek Müslüman
aileler de çocuklarını Antura Koleji’ne gönderiyordu.
Selim, liseden mezun olduktan sonra, Beyrut’ta Cizvit
Üniversitesi’nde kurslara katıldı7.

Selim Melhame, 1863-1864 eğitim yılında Antura Koleji’ne


başladığı sırada okulun müdürü Peder Etienne Depeyre’ydi8.
1867-1868 eğitim yılına kadar bu okulda eğitim aldı. Kolejin
kayıtlarına göre Selim Melhame’nin eğitimi bu yıllar boyunca
Fransızca gramer dersleri üzerinde yoğunlaştı. Başkalarının
19. yüzyıl sonunda St. Joseph Antura Koleji’nden bir görüntü. Antura Koleji web sitesi.
gıpta ettiği bir hayat kurmak isteyen Selim’in Fransızca
eğitimi parlak geleceği için büyük bir yatırım olacaktı.

1868: SELİM MELHAME PAYİTAHTTA

1868 yılına gelindiğinde Antura Koleji’ndeki eğitimini tamamlayan Selim, Istanbul’a yerleşerek Şûrâ-yı Devlet arşivlerinde
stajyer olarak çalışmaya başladı.9 Bu yıllarda Mekteb-i Sultanî’de mubassır10 olarak da görev yapıyordu. Arapça, Türkçe,
Fransızca bilen Selim Melhame, kısa sürede güçlü nitelikleriyle okul yönetiminde dikkat çekti. Müdür yardımcısı Mösyö d’Hollys
Maruni Patriği Ignace Ziade'nin genç adamın çalışmalarından çok memnundu.11 Selim, Mekteb-i Sultanî’de eğitim gören, Saray’daki üst düzey memurların
Melhame ailesinin soyu çocuklarına Fransızca dersleri de veriyordu. Bu sayede devletin üst düzey bürokratlarıyla yakınlaşma fırsatı buldu. Ders verdiği
hakkındaki belgesi. önemli bürokratların çocukları arasında eski Sadrazam Fuad Paşa’nın iki oğlu Nazım ve Kazım Beyler, Hilmi Bey’in Osmanlı
Melhame aile arşivi.

17
Prensesi Azize ile evlenen oğlu Izzet Bey, bir paşanın rahat bir nefes alamadan Osmanlı-Rus Savaşı patlak verdi. Kardeşi Filip’le birlikte gönüllü olarak Osmanlı Ordusu’na tekrar
oğlu olan Muhtar Bey, Bâbıâli nazırlarından Reşat Fuat katıldı. 27 Eylül 1977’de Mütemayız23 rütbesi alan Selim Melhame, yabancı lisan bilmenin avantajını kullanarak savaş boyunca
ve Galip Beyler de bulunuyordu12. cephede telgraf trafiğinin denetiminden sorumlu oldu24. Paris, Viyana, Berlin ve diğer yabancı ülke gazetelerine bilgi aktaran
telgrafları da kontrol ediyordu. Selim Melhame bu görevini 25 Mayıs 1895’te Orman, Madenler ve Ziraat Nazırı iken Maliye
Devlet Evrak Odası’ndaki çalışmasını tamamlayan Nezareti Muhasebesi’ne eski muhasebe kayıtları hakkında bilgi almak için yazdığı yazıda şu ifadelerle dile getiriyordu:
Selim Melhame13, 1871 yılında Şam Valisi Suphi
Paşa’nın talebiyle kâtiplik görevine atanarak14 Şam’a ‘Rusya Muharebesi’nde Tuna Ordusu’nda politika memuriyeti muavinliğinde ve muharebenin sonunda, Rumeli tarafındaki
gitti. Orada, ayrıca Suphi Paşa’nın çocuklarına Fransızca kalelerin kurtarılmasında bulunup, bu vazifenin sonunda da Rumeli Şarki Avrupa Komisyonu’nda hizmet etmiş olduğumdan
dersleri verdi. Bir süre sonra ayda 1425 kuruş maaşla hizmette almış olduğum maaş miktarı...25’
Suriye vilayeti tercümanlığına yani ilk diplomatik
görevine tayin oldu15. Iki yıl boyunca tercüman olarak DOĞU RUMELİ KOMİSYONU'NDA SELİM MELHAME’NİN KÂTİPLİK GÖREVİ
Şam’da görev yaptı16. Suriye vilayetinde kendisi gibi
tercümanlık yapan Halil el Huri ve Mişel Eddé17 de 1877-1878 yıllarında Sultan II. Abdülhamid ile Çar II. Alexander’in iktidarları döneminde yapılan Osmanlı-Rus Savaşı’nda
Beyrut’tan geliyordu. Bu vilayette yaşayan diğer Rusya, Osmanlı Ordusu’nu Balkanlar’da ve Kafkaslar’da kıskaca alarak hazırlıksız yakalayıp hezimete uğrattı. Rusya’nın
hemşehrilerinden Nikola Nakkaş ve Antura Koleji savaşı başlatmasının arkasında Balkanlar’da güttüğü genişleme politikası, boğazlardan faydalanma isteği, Romanya ve
mezunlarından Halil Ganem ise 1876’da açılacak ilk Bulgaristan’ın bağımsızlık talepleri ve Panslavizm politikası gibi nedenler bulunuyordu.
Osmanlı Parlamentosu’nda vekil olacaklardı.
Beyoğlu’nda Mekteb-i Sultanî (Bugünkü Galatasaray Lisesi). Rusya’nın hızla Balkanlar’dan Istanbul’a doğru ilerlemesi üzerine Osmanlı Devleti 1878 yılının Ocak ayı başında Rusya’ya
Jean Weinberg Fotoğraf Atölyesi Beyoğlu. Iki yılın sonunda Suphi Paşa, Selim Melhame’nin mütareke talebinde bulundu. 14 Ocak’ta mütareke önerileri Grandük Nicola’ya iletilmesine rağmen savaş devam etti.
Istanbul’a dönerek çocuklarına eğitim vermeye devam Osmanlı temsilcileri ve Grandük ancak 20 Ocak’ta masaya oturabildi. Rusya’nın ağır şartlar öne sürmesi üzerine mütareke
etmesini istedi. Bunun üzerine 31 Ocak 1873’te Şam’daki görevinden ayrılan Selim Melhame18 Istanbul’a döndü. Bir süre görüşmeleri duraklasa da 26 Ocak’ta Ruslar’ın Edirne’ye girmesiyle birlikte, 31 Ocak 1878 tarihinde, Osmanlı ve Rus
Hariciye Nezareti bünyesinde yer alan Tercüme Odası’nda çalıştı. Fakat bu sırada Osmanlı başkenti ayaklanmalar ve savaşlarla temsilcileri Edirne Mütarekesi’ni imzaladı.
baş etmeye çalışıyordu. Selim Melhame, bu çalkantılı dönemde Osmanlı’nın gönüllü askerlerinden biri olacaktı. Rusya’nın imzalanan mütarekeyle Istanbul
ve boğazları ele geçirmeyi hedeflediğini
Bu ve sonraki yıllarda genç yaşta ölen Fadıl dışındaki kardeşler, kademeli olarak ağabeyleri Selim’i Istanbul’da takip edecek, düşünen Ingiltere ve diğer Avrupa
kendisinden destek alarak zamanla muhtelif devlet görevlerinde çalışacaklardı. Devletleri telaşa kapıldı. Bunun üzerine
Ingiltere, Akdeniz filosunu Mudanya
SELİM MELHAME SIRP VE RUS SAVAŞLARI’NA KATILIYOR yakınlarında demir attırarak Rusya’nın
tutumuna tepki gösterdi. Avrupa’nın bu
1875 yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti, ilk kez Kırım Savaşı’nın açıklarını kapatmak için aldığı dış borç faizlerinin ödemesini reaksiyonundan çekinen Ruslar, Istanbul’a
durduracağını ilgili devletlere bildirdi19. Ekonomik çöküntünün yanı sıra siyasi problemler de yaşanıyordu. Özellikle ordularını sokma fikrinden vazgeçti.
Balkanlar’da Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında yaşanan sorunların Avrupa’da yarattığı tepkiler Osmanlı’yı zor durumda
bırakıyordu. 1876 yılında Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilip sonrasında bir rivayete göre intihar etmesi, bir rivayete göre Çok geçmeden Osmanlı Devleti 3 Mart
de öldürülmesi üzerine, 1 Haziran’da Şehzade Murat Padişah olmuş, bir anayasa hazırlanması için çalışmalar başlamıştı. 1878’de Rusya ile ağır maddeler içeren
Anayasa hazırlığı için acele edilmesinin bir sebebi de; Balkanlar’daki sorunlar üzerinden kendisine baskı uygulayan devletleri Ayastefanos Antlaşması maddelerini
susturmak ve yapılacak uluslararası konferanstan fazla yara almadan kurtulmaktı20. kabul etmek zorunda kaldı. Ruslar adına
Büyükelçi Ignatiyev, Maslahatgüzâr
Hâlihazırda anayasal rejim karşıtı görüş benimseyen taraflar varken, anayasa taraftarları da söz konusu belgenin nasıl Nelidov, Osmanlı Hükümeti adına
hazırlanması gerektiğine dair tartışma halindeydi. Osmanlı-Islam geleneği için çok yeni bir kavram olan anayasanın hazırlık Sadrazam Ahmed Vefik Paşa ve Safvet
aşaması kolay geçmedi. Öte yandan V. Murat da ruhsal sağlık problemleri yaşıyordu. Fakat uluslararası konferans için acele Paşa tarafından Yeşilköy’de Ayastefanos
eden Komisyon Başkanı Mithat Paşa’nın ve Sadrazam Rüştü Paşa’nın beklemeye tahammülleri yoktu21. Bu nedenle V. Murat Antlaşması imza altına alındı. Antlaşmada
aklî dengesinin yerinde olmadığı öne sürülerek 93 günlük saltanat devresinin sonunda tahttan indirildi ve yerine anayasal boğazlar gündem dışı tutularak, Osmanlı
bir düzeni kabul eden II. Abdülhamid’in gelmesi sağlandı. Uzun görüşmelerden sonra Kânûn-ı Esâsî hazırlanarak 23 Aralık topraklarında Bulgaristan Prensliği’nin
1876’da ilan edildi, fakat bunalım sona ermedi. Aynı gün Istanbul’da düzenlenen Tersane Konferansı’nın ilk oturumunda kurulması, Bosna ve Hersek’e iç işlerini
ilan edilen Kânûn-ı Esâsî’nin hiçbir olumlu etkisi olmadı. Osmanlı Devleti, konferans oturumları sonunda Batılı devletlerce denetim izni, Sırbistan, Karadağ ve
alınan ağır kararlara uymayı reddetti. Bu durum, 24 Nisan 1877’de Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne savaş açmasına sebep oldu. Romanya’ya bağımsızlık tanınması,
Rusya’nın Eflak ve Boğdan’a girmesiyle 93 Harbi olarak da anılan Osmanlı-Rus Savaşı başladı. Teselya’nın Yunanistan’a bırakılması,
Doğu’da Kars, Ardahan, Artvin, Batum,
Bahriye Nezareti’nin Taşkızak Tershanesi’nde Safvet Paşa’nın başkanlığında Düvel-i Muazzama’nın
Bu noktada belirtmek gerekir ki, Osmanlı Devleti’nin reddettiği koşullardan biri de Sırbistan ve Karadağ’ın bağımsızlığına kadar Doğubeyazıt ve Eleşkirt’in Rusya’ya terk katıldığı, Balkan ve ıslahat sorunlarının ele alındığı 23 Aralık 1876 tarihli Tershane Konferansı. L’Illustration
uzanan taleplerdi. 1875 yılında Hersek’te başlayan ayaklanma Sırbistan ve Karadağ’daki Panslavistler tarafından destek bulmuş, edilmesi kararları alındı26. Paris, 13 Ocak 1877. Makzume koleksiyonu.
Haziran 1876’da Sırbistan ve Karadağ, Rusya’nın da teşviğiyle Osmanlı Devleti’ne savaş açmıştı. Bu mücadele Ekim ayı sonunda
Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne ultimatomuyla sona erecekti. Ingiltere ve diğer Avrupa Devletleri, Ayastefanos Antlaşması’yla Rusya’nın Balkanlar’da hâkimiyet sağladığını görünce, Edirne
Mütarekesi sonrasında olduğu gibi büyük telaşa kapıldı. Batılı devletlerden destek arayışı içinde olan Sultan II. Abdülhamid
1876 yılında Selim Melhame, Sırbistan’la yapılan savaştan haberdar olunca vakit kaybetmeden gönüllü olarak cepheye gitti. de Kıbrıs’ın idaresini Ingiltere’ye bırakmak koşuluyla onlardan destek sözü aldı. Böylece 13 Haziran 1878’de Berlin’de bir ay
Cephede siyasi delege yardımcısı olarak görev yaptı22. Şubat 1877’de savaşın sona ermesiyle Istanbul’a döndü, fakat henüz sürecek olan tarihî kongrenin yolu açıldı. Osmanlı Hükümeti, Ingiltere, Avusturya, Fransa, Italya, Almanya ve Rusya’nın katılımı ile

18 19
gerçekleşen kongre sonrasında, 13 Temmuz 1878’de RUSLAR’IN MARMARA ADALARI’NI İSTİLA ETME
Berlin Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma sayesinde PLANLARI
Ayastefanos’un ağır şartları görece hafifletilerek
Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki varlığı, eskisi Daha önce belirttiğimiz gibi, Osmanlı Hükümeti adına
kadar etkin olmasa da sürmeye devam etti. Sadrazam Ahmet Vefik Paşa ve Hariciye Nazırı Safvet
Paşa, Rusya adına Büyükelçi Ignatiev ve Maslahatgüzâr
Berlin Antlaşması’nın önemli maddelerinden biri Nelidov’un 3 Mart 1878’de Yeşilköy’de imzaladığı
Bulgaristan Prensliği’nin kurularak fiilen bağımsız “Ayostefanos Antlaşması” Osmanlı Devleti aleyhinde
olmasıydı27. Özerk Bulgaristan’ın sınırları Tuna’dan çok ağır maddeler içeriyordu. 4 Haziran 1878’de Safvet
Balkan Dağları’na kadar uzanacak, Bulgarlar Paşa31, Hariciye Nazırlığı görevini devam ettirdiği halde
tarafından yönetilecek ancak Osmanlı maliyesine sadrazamlığa getirildi. Birkaç gün aradan sonra, 13
vergi ödenecekti. Bosna ve Hersek vilayetleri Temmuz 1878’de Berlin’de imzalanan antlaşmada ise
Avusturya-Macaristan tarafından işgal edilip bu defa Avrupalı güçlerin katılımı sağlanarak Osmanlı
yönetilecekti. Balkanlar’ın güneyinde kalan bölgenin Hükümeti’ne karşı olan şartlar nispeten hafifletildi. Safvet Paşa ve General Ignatiev, The Graphic 06.01.1877.
politik ve askerî yargı yetkileri, Doğu Rumeli Makzume dijital arşivi.
vilayetine yönetimsel özerklik tanınmasına karşın Ayastefanos Antlaşması’nda, boğazlar ve Marmara Denizi
Osmanlı Devleti’nde kalıyordu. Özerk yönetimi konu dışı tutulmasına rağmen Safvet Paşa boğazlarda gizli emelleri olan Ruslar’dan şüpheleniyordu. Ruslar, Güney Rumeli’ye
denetlemek üzere Rusya, Avusturya, Ingiltere, yani Marmara Denizi’nin kuzey sahillerine nüfuz etmişlerdi. Safvet Paşa, Ruslar’ın Marmara Adaları’yla ilgilenebileceklerini
Fransa, Italya ve Osmanlı Devleti’nin yer aldığı sezinleyince, Doğu Rumeli Komisyonu toplantılarında kâtiplik görevinden tanıdığı Selim Melhame’yi konuyu araştırmak için
‘Doğu Rumeli Komisyonu’ kuruldu. Komisyonun, gizli bir misyonla görevlendirdi. Selim Melhame’nin adalarda yürüttüğü gizli soruşturmadan sonra 8 Temmuz 1878’de Sadrazam
bu kanayan bölgedeki görevi muhtelif etnik gruplar Safvet Paşa’ya sunduğu rapor şöyleydi:
arasındaki ahengi denetlemek, reformlar sunmak
ve ikinci nüfus olan Müslüman halkın, müftülerin, Altesleri,
vakıfların haklarına sahip çıkmaktı.
Yüksek Altesleri’nin, onur duyduğum görevlendirmeleri üzerine 13 Haziran tarihinde önce Bandırma’ya, oradan da Erdek’ten
Komisyon ilk celsesini 18-30 Eylül 1878 tarihleri
Rumeli Komisyonu’nda 11. protokol katılımcıları ve protokolun son sayfasında kâtiplerin ıslak arasında gerçekleştirdi. Komiserliği, Almanya adına
imzaları. Melhame aile arşivi.
Istanbul’daki Konsolos Yardımcısı De Braunschweig,
Avusturya-Macaristan adına De Kallay, Fransa adına
Ortaelçisi Baron de Ring, Ingiltere adına Parlamenter Sir Henry Drummond Wolff, Italya adına Istanbul Italya
Büyükelçiliği çevirmeni Şövalye Vernoni, Rusya adına Rus Genelkurmay Görevlisi Albay Schepelew, Osmanlı
Devleti adına ise Müşir Asım Paşa üstlendi. Fransa, Ingiltere, Rusya ve Osmanlı Devleti adına yardımcı komiserler
de görevlendirildi. Osmanlı Devleti’nin yardımcı komiseri, Sahak Abro olarak tanınan Abro Efendi’ydi.

Ilk oturum Sadrazam Safvet Paşa’nın Kanlıca’daki yalısında, ikinci ve üçüncü Asım Paşa’nın yine Kanlıca’daki
yalısında, dördüncü Abro Efendi’nin Tarabya’daki konağında, beşinci Istanbul’daki son oturum 05-17 Ekim
1878 tarihleri arasında Asım Paşa’nın konağında gerçekleşti. Istanbul’daki celselerde Asım Paşa komisyon
başkanlığını üstlendi. 21 Ekim’den sonra komisyon Doğu Rumeli’deki Filipe (Plovdiv) şehrine taşındı.
Orada ilk celse Alman Komiseri Braunschweig’in Filipe’de tuttuğu evde, sonrakiler komisyon Eylül 1879’da
dağılıncaya kadar Filipe’deki Avrupa Komisyonu binasında yapıldı. Filipe’de başkanlığı Avrupalı komiserler
sırayla üstlendiler28.

Oturumlarda, görüşme dili Fransızca olduğundan kâtipliğe iyi Fransızca bilen üç memur atandı. Osmanlı
Devleti adına Selim Melhame, Fransa adına A. Rozet, Rusya adına Izvolski görev aldı. Melhame, bu görevi için
40 Osmanlı lirası aylık maaş aldı. Bir yıl çalışan komisyonun düzenlediği altmışa yakın protokol bu üç kâtibin
ıslak imzalarıyla kayda alındı. Osmanlı heyeti her ne kadar Doğu Rumeli’de yaşayan Türk nüfusa, Bulgar,
Yunan, Romen, Yahudi ve Ermeniler ile eşit şartlar sağlanması için yoğun çaba harcadı ise de, arzu edilen
kalıcı çözümler elde edilemedi.

26 yaşında komisyonda Osmanlı Hükümeti adına kâtiplik görevi üstlenen Selim Melhame, dış siyasette yakın
ilişkiler kurma fırsatı bularak ciddi anlamda deneyim edindi. Rus Kâtip Izvolski ileriki yıllarda Rusya Dışişleri
Bakanı oldu. Selim Melhame, komisyon çalışmaları sonrasında 30 Osmanlı altın lirası maaşla Sofya’daki Türk
Büyükelçiliği’ne ateşe olarak tayin edildi. Bu görevden kısa bir süre sonra istifa ederek, 13 Ocak 1880’de
Rüsum-u Sitte Idaresi’ne memur olarak atandı29. Bu tarihlerde Fransız Hükümeti Selim Melhame’yi Légion
d’Honneur Nişanı ile taltif etti30.
Rus Grandükü Nikola’nın Yeşilköy’deki karargâhı. Gravür sanatçısı Ph. Montoreano, Mart 1878. Makzume dijital arşivi.

20 21
geçerek Marmara Adası’na gittim. Araştırmamdaki bilgilerin daha gerçekçi olması amacıyla Paşa Limanı ve Coutalis (Ekinlik) bağlı olarak kurdukları yönetime böylece Rüsum-u Sitte Idaresi adı verildi. Selim Melhame, Galata’nın en önemli bankerlerinden
Adaları’nı da gezdim. Araştırmalarım sonucunda Ruslar’ın bölgenin elverişliliğini araştırmak için adalara iki defa uğradıklarını Yorgo Zarifi’nin34 desteği ile Rüsum-u Sitte Idaresi’ne 13 Nisan 1880’de, 50 Osmanlı lirası maaşla memur görevine getirildi.
öğrendim. İlk gelişleri 20 Şubat tarihinde idi. Aralarında üç subayın bulunduğu toplam on askerden oluşan bir grup üç gün Başarılı çalışmalarından dolayı 12 Aralık 1881’de idarenin müşavirliğine terfi ederek maaşı 60 Osmanlı lirasına yükseltildi35.
boyunca Ekinlik Adası’nda konakladı. 10 Mayıs tarihinde ikinci kez uğradıklarında, bu defa bir Rus subay Asmalı’da iki gün kaldı.
Rüsum-u Sitte Idaresi Başkanlığı’na Hamilton Lang getirilmişti. Iç borçların ödenmesinde alınan olumlu sonuçlar neticesinde
Bu iki gezinti için bahane arayan Ruslar, adalara karşıdan gelen rüzgârdan korunmak için buralara sığınmak zorunda Istanbul ve Avrupa borsalarında Osmanlı tahvilleri değer kazanmaya başladı. Bunun üzerine, Avrupalı alacaklılara da borçlarını
kaldıklarını söylemişler. İddiaların, Ekinlik Adası hakkında doğruluğuna inanmak zor çünkü, varışları gelmeden on yedi saat ödeme yolları arayan Bâbıâli, onlarla benzer bir uygulamayı görüşmeye hazır olduğunu bildirdi. Rüsum-u Sitte’ye benzer bir
önce, Yunan asıllı İstianos adlı bir kayıkçı tarafından gümrük idaresinde görevli Mustafa Efendi’ye beyan edilmiş. Aynı sığınma uygulama ile Avrupalı alacaklılara olan borçlar hafifletilebilecek, siyasi ilişkiler düzelecek, yabancı para piyasalarına başvuru
iddiası, Asmalı’ya gelen Rus subay için de geçerli olamazdı, çünkü Asmalı kazası Marmara Adası’nın sağ uç tarafında bulunuyor, imkânı doğacak, böylece yatırımlarda ve diğer sorunların çözümünde bu sinerjiden yararlanma fırsatı doğacaktı36.
yani konumu Ruslar’ın karargâhının bulunduğu Khora’dan en uzak noktada. Oraya ulaşmak için adanın etrafını dolaşarak en
uç noktasına varmak gerekiyor. SELİM MELHAME DÜYUN-U UMUMİYE İDARESİ’NDE

Ayrıca, Tekirdağ’a (Rodosto) giden her kayıkçıya Ruslar’ın, adalardaki Hristiyan nüfusunu, Osmanlı Hükümeti’nin yaptırımlarını, Avrupalı alacaklılar ve Osmanlı Devleti arasındaki görüşmeler 13 Eylül 1881’de başlayıp yaklaşık üç ay sürdü. 20 Aralık
malzeme tedarik imkânlarını, mevcut konut sayısını ve gemi geçişlerini engellemek amacıyla, Marmara Denizi’ne hâkim 1881 tarihinde ‘Muharrem Kararnamesi’ adıyla imza altına alınan 21 maddelik anlaşma temelde üç gruba ayrılıyordu:
pozisyonda top bataryalarını yerleştirmek için uygun tepelerin olup olmadığını sorduklarını tüm bölge halkı biliyor. Borç miktarlarının saptanması, borçlara tahsis edilen kaynaklar ve Düyun-u Umumiye Idaresi’nin kurulup işe başlaması37.
Muharrem Kararnamesi’yle Avrupalılara olan borçların ödenmesi bu şekilde garanti altına alınmış oluyordu. Buna karşılık
Ada kayıkçılarından 1) Mastoriani ve oğlu, 2) Anglaki, 3) Yovan Christoforos, 4) Simitçioğlu Antonaki, 5) Toflogi Kiriaci, Tekirdağ Osmanlı Devleti borçlarda %54’e varan, faiz oranlarında ise %9’lardan %1’e kadar düşen indirimler elde etti. Kurulan
ve Şarköy’den geçişlerinde, oradaki Rus yetkililer tarafından bu hususlarda sorgulandıklarını beyan ettiler. Yapmış oldukları Düyun-u Umumiye Idaresi 1882 yılı Ocak ayından itibaren çalışmalarına başladı.
tüm araştırmalara rağmen, Ruslar, Marmara Adaları’nı istila etme fikrinden vazgeçmişe benziyorlar. Bunun sebeplerini şöyle
özetleyebiliriz: Kararnamenin 18. maddesi devlete, Düyun-u Umumiye Idaresi’ne bırakılan gelirleri kontrol etme fırsatı tanıyordu. Devlet
denetimi, Düyun-u Umumiye Idaresi gözetiminde tayin edeceği bir komiser ve müfettiş ekibiyle yerine getirecekti. Idarenin
1)Khora’nın Marmara Adası’ndan 28 km. uzaklıkta olması. genel müdürü statüsünde olacak bu hükümet komiseri, yönetim kurulunun toplantılarına katılacak ama oy kullanamayacaktı.
2)Ağır top bataryalarını Marmara Adası’na çıkartma imkânının Gerek müdür gerekse müfettişler, yönetim kurulunun kararlarını inceleyip defterleri kontrol edebilecek ancak icraata
olmaması. doğrudan müdahale edemeyecekti. Düyun-u Umumiye Idaresi, Osmanlı maliyesine bağlı olmakla birlikte tamamen ayrı ve
3)Sahil kumsal olduğu için bataryaları takoz üzerine yükseltmek özgür hareket edebilecekti. Idarenin memurları devlet personeli statüsünde emeklilik hakkına sahip olmalarına rağmen,
gerekiyor. Kaldı ki, adadaki tepelere ulaşmak için patika yollardan devletin memurlar üzerinde hiçbir tasarruf hakkı bulunmuyordu. Yabancılardan oluşan yönetim kurulu, memurlarını
süvariler dahi zor geçebiliyor. serbestçe seçip başka bir şubeye tayinlerini çıkartabilir ya da işten uzaklaştırabilirdi38.
4)Bataryaların tepelere taşınma işlemi yapılsa bile, Ruslar’ın Khora
ve Marmara Adaları’ndan gerçekleştireceği top atışların menzili
14 km’yi geçmeyeceği için, 28 km. genişliğindeki Marmara Adası ile
Marmara kuzey sahili arasında geçitten geçen gemiler kontrol altına
alınamayacak.
5)Khora ve Marmara Adası aralığını Ruslar bataryaları ile kontrol altına
alamasalar bile, Roda tarafında buna imkân olsa da, donanmamızın
durdurulması mümkün olmayacak.

Altesleri bu konularda her türlü tedbiri düşünmüş olmalarına


rağmen, donanmamıza ait bir geminin, ara sıra Adalar bölgesinde boy
göstermesine izin verirlerse iyi olacak. Bu uygulama, imparatorluk
karşıtı olan ve Rumeli’deki Ruslar’a yakın olan ada halkına, etkisini
Selim Melhame’nin Safvet Paşa’ya raporunda sunduğu el çizimi
Marmara Adaları haritası, BOA HR.SYS.01218.
hissettirmek açısından önemli olacaktır. Naçiz ve boyun eğen kulunuz,
Selim (Melhame) İstanbul, 8 Temmuz 187832.

Osmanlı Imparatorluğu’nun en kritik dönemlerinde, Hariciye Nazırı olarak Ayastefanos Antlaşması’nda imzası bulunan Safvet 1898’de Mimar Vallaury tarafından inşa edilen Düyun-u Umumiye Binası’nın 1900’lerin başındaki görüntüsü. Makzume dijital arşivi.
Paşa, Marmara Adaları ve boğazlar gibi imparatorluğun can damarı sayılacak bir bölgeyi Ruslar’ın istila etmek istediğini
doğru sezinlemişti. Selim Melhame’den soruşturmayı gizli yürütmesini istemesi de Safvet Paşa’nın doğru bir karar aldığını
gösteriyor. Biraz da, Melhame’nin raporunda belirttiği sebeplerden dolayı olacak, Ruslar tarihî emellerine yine ulaşamadılar. Selim Melhame 13 Ocak 1882’de Rüsum-u Sitte’deki hükümet adına müşavirlik görevinden aynı maaşla Düyun-u Umumiye’ye
transfer oldu. 1883 yılında, Sultan II. Abdülhamid kendisini 'Ula Sanisi' rütbesi ile taltif etti39. 24 Eylül 1883’te maaşı 75
SELİM MELHAME RÜSUM-U SİTTE İDARESİ’NDE Osmanlı lirasına çıkartılarak idarenin genel müdür yardımcılığına getirildi.

Osmanlı Hükümeti, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Osmanlı Bankası ve Galata Bankerleri’ne olan borcunu Düyun-u Umumiye Idaresi yönetim kurulunda tahvil sahibi alacaklılarının yedi temsilcisi bulunuyordu. Bunlardan ilki Ingiliz,
ödeyemeyeceğini açıklamış, 22 Kasım 1879 günü bu kurumlarla 1878 Kararnamesi’ne imza atmak zorunda kalmıştı. Kararnamede Hollanda ve Belçika’nın çıkarlarını; diğer beşi sırayla Fransız, Alman, Avusturyalı, Italyan ve Osmanlı tahvil alacaklılarını
yer alan 15 maddede hükümet alkollü içecek, pul, Istanbul bölgesinde çıkan deniz ürünleri, Edirne, Samsun ve Bursa’da üretilen temsil ediyordu. Yedinci yönetim kurulu üyesi Osmanlı Bankası’ndan öncelikli tahvilleri (priority bonds) takip eden üyeydi.
ipek öşrü, tömbeki ve tütün tekeli gibi faaliyetlerin vergilerinin toplanması ve işletme hakkını on yıl süreyle Osmanlı Bankası ile Böylece, önceden sadece iç alacaklılar için kurulan Rüsum-u Sitte Idaresi’nin çalışmaları da, Düyun-u Umumiye bünyesine
Galata Bankerleri’ne devrediyordu33. Iç borçları ödemek amacıyla Osmanlı Bankası ve Galata Bankerleri’nin Maliye Nezareti'ne katılan yedinci yönetim kurulu üyesiyle mümkün olmuştu40.

22 23
Genel müdürlüğe getiriliyor karşılığında halka Mecidiye dağıtacak, böylece Mecidiye sikkesi normal değerine ulaşacaktı.
Ihtiyaç halinde piyasadan bir miktar Mecidiye geri çekilecekti.
Londra Büyükelçisi Kostaki Musurus Paşa, el yazısıyla, 26 Mayıs 1885’te Ingiliz devlet adamı ve Ingiltere adına Düyun-u
Umumiye’de görevli Komiseri Edward Pleydel-Bouverie’ye (1818-1889) gönderdiği mektupta, Düyun-u Umumiye Genel Ilaveten beşlik ve altılık olarak bilinen küçük Osmanlı gümüş paralar piyasadan tamamen
Müdürlüğü’nden ayrılacak olan Gaston Auboyneau yerine, idarenin müdür yardımcısı olan Selim Melhame’nin bu göreve tayin çekilecek, Osmanlı Bankası’nın altına endeksli bastıracağı bakır paralar piyasaya sürülecekti.
edilmesi için destek olmasını istiyor. Musurus Paşa, Melhame’yi mektubunda “Çok yetenekli ve zeki bir beyefendi, çevresindekiler Bu düzenlemeden doğacak maliyetin %50’sini Osmanlı Hükümeti, %20’sini Düyun-u
tarafından saygı duyulan, dostları arasında üst düzey ve etkin bürokratlar olan biri” olarak tanımlıyor41. Umumiye Idaresi, kalan %30’luk kısmını, her biri %15 olmak üzere Tütün Rejisi ile Osmanlı
Bankası karşılayacaktı. Kararın uygulamaya girmesini bir alt komite takip edecekti. Osmanlı
23 Haziran 1885’te, bu defa Saray protokol şefi Münir Paşa Londra’daki Osmanlı Büyükelçisi Kostaki Musurus Paşa’ya Hükümeti ve Düyun-u Umumiye arasında yapılan bu anlaşma tarafların o tarihlerde uyum
gönderdiği “Palais Imperial de Yıldız-Secrétariat” başlıklı notada, Düyun-u Umumiye Idaresi genel müdürlüğünden ayrılıp içinde çalıştıklarını, Osmanlı parasının güçlenmesi için Düyun-u Umumiye Idaresi’nin de
Osmanlı Bankası müdürlüğüne atanan Gaston Auboyneau’nun yerine, idare genel müdürlüğüne Selim Melhame Efendi’nin Maria Teresa sikkesinden bir örnek. katkıda bulunduğunu gösteriyordu.
getirtilmesi için girişimde bulunmasını talep ediyor42. Notadan, Selim Melhame’nin bu tayininin II. Abdülhamid’in bilgi ve
iradesi doğrultusunda gerçekleştiği anlaşılıyor.
İşletmenin ipek kozası üretimine verdiği destek
Selim Melhame, 13 Mart 1886’dan itibaren idarenin genel müdürü olarak Osmanlı Hükümeti adına görev aldı ve maaşı 137,5
Osmanlı lirasına yükseltildi. Yönetim kararlarında oy hakkı olmadığı için ancak Osmanlı Hükümeti ile Düyun-u Umumiye 1880’li yılların ortasında, Alman Hermann Schöler’in Bursa’da ipek kozası üretim projesi başarısızlığa uğrayıp ipek
Yönetim Kurulu arasında bağlantı görevini devam ettirdi. Bu görevi 13 Şubat 1892’ye kadar sürdürdü. Rüsum-u Sitte’de böceklerinde büyük kırıma sebep olan karataban ve baygınlık hastalıklarına çare bulunamayınca, Düyun-u Umumiye Idaresi
çalıştığı yılları da ilave edersek her iki idarede toplam 12 yıl kesintisiz hizmet verdi. Louis Pasteur’den Türkiye’ye bir uzman göndermesi talebinde bulundu. Bay Pasteur’ün temasa geçtiği Montpellier Koza Üretim
Merkezi Müdürü Bay Maillot, Fransa’da kendisinin yetiştirdiği ve okul birincisi olan Osmanlı tebaasından Kevork Torkomyan’ı
Mecidiye’nin değerini arttırma çalışmaları tavsiye edince Düyun-u
Umumiye o güne kadar netice
24 Aralık 1889’da, Maliye Nazırı Agop Paşa başkanlığında kurulan ve Maliye Nazırı 2. Sekreteri Nazif Bey, Tütün Rejisi alınamayan Alman projesi
Komiseri Nuri Bey, Osmanlı Bankası Müdürü Sir Edgar Vincent, Düyun-u Umumiye Idaresi Genel Müdürü Selim Melhame yerine Torkomyan’dan
ve Tütün Rejisi Avrupa müdürlerinin yer aldığı komisyon, iç piyasada yoğun işlem gören Avusturya Maria Teresa sikkesini43 yeni bir proje teklifinde
kademeli olarak tedavülden kaldırmaya ve ülkeye girmesini yasaklamaya karar verdi44. Osmanlı hazinesi bu paraları toplayıp bulunmasını talep etti.

Torkomyan’ın sunduğu proje,


Düyun-u Umumiye’nin eş
başkanı Aubaret ve Caillard ile
Genel Müdür Selim Melhame
Osman Hamdi Bey tarafından kabul görünce,
Bursa Koza Üretim Merkezi
Işletmesi’ni ele alması için
Maliye Nezareti’ne resmî
talepte bulunuldu. Kendisi
gibi Ermeni asıllı olan
Torkomyan’ın işe alınmasına
sevinen Maliye Nazırı Agop
Paşa bu gelişme hakkında
Sultan II. Abdülhamid’i Bir kartpostalden Bursa’da bir ipek dokuma atölyesi görüntüsü. Makzume dijital arşivi.
bilgilendirdi45. 1888 yılında
Ipekçilik Enstitüsü’nü de kurarak çok sayıda öğrenci yetiştiren Torkomyan’ın Cumhuriyet Dönemi’ne kadar Türk ipek endüstrisine
büyük katkıları dokundu ve Torkomyan bu alanda kitaplar kaleme aldı46.

***
Osmanlı vatandaşlarının tahvil alacaklarını temsilen en uzun yönetim kurulu üyeliği yapan kişi Osman Hamdi Bey’di. Ressam,
maliyeci, diplomat, eski eserler ve ziraat uzmanı olan Osman Hamdi Bey, 1888’den 1910 yılındaki ölümüne kadar, Osmanlı
tahvil sahiplerinin temsilciliğini yaptı. 1910’dan itibaren onun yerini alan Hüseyin Cahit Bey Ittihat ve Terakki Cemiyeti’nin
güçlü bir savunucusu ve Birinci Dünya Savaşı’nda Türk-Alman ittifakının büyük destekçisiydi. Cahit Bey’i 1922’de Osmanlı
Maliye Nazırları’nın en yeteneklilerinden sayılan Cavit Bey izledi47. Selim Melhame yönetim kurulunda tek Türk üye olan
Osman Hamdi Bey’le 1888’den 1892’ye kadar, yıllarca beraber çalışma fırsatı buldu. Düyun-u Umumiye Idaresi’nin gelir
toplama yetkisi Cumhuriyet Hükümeti tarafından 1923’te sona erdirilecekti.

Selim Melhame 1888’de Bâlâ48 rütbesi ile taltif edildi. Ileriki yıllarda Sultan II. Abdülhamid Melhame’yi pek hassas bir
Cercle d’Orient'da Osman Hamdi Bey’in aralarında bulunduğu Düyun-u Umumiye ve Osmanlı Bankası yöneticileri, 1905-1906. Hassan-Pierre Guiroye. misyonda görevlendirecekti.
Makzume koleksiyonu.

24 25
Düyun-u Umumiye İdaresi hakkında söylenenler DOĞDUĞU TOPRAKLARDA: BEYRUT LİMANI İMTİYAZINDA SELİM MELHAME

Mehmet Hakan Sağlam’a göre: Düyun-u Umumiye İdaresi, sadece Lübnan’ın Fransa’yla tarihe dayanan dostluğunun devam ettirilmesi bir Osmanlı Lübnanlısı olan Selim Melhame için çok
vergi toplayan ve topladığı vergileri alacaklılara aktaran bir kurum önemliydi. Selim Melhame Düyun-u Umumiye’de görev yaptığı dönemde Osmanlı-
olmamıştır. İdare, kurumun çalışma prensipleri, personelin görev Fransız ilişkilerini geliştirmek için büyük çaba harcadı. Düyun-u Umumiye’deki
ve yetkileri, vergilerin ne şekilde toplanacağı, toplanan paraların Fransa temsilcisi Binbaşı Leon Berger ile yakın ilişkiler kurdu. Osmanlı Hükümeti ile
nasıl kullanılacağı, sahte para ve pullar hakkında ne şekilde işlem Fransa arasında varılan ticari antlaşmada kendi imzası da bulunuyordu. Bu atılımla
yapılacağı, yazışma sırasında kâğıt ve posta masraflarından tasarruf 1888’de Beyrut Limanı işletme imtiyazını kendisinin ortak olduğu Fransızlar kazandı.
edilmesi amacıyla ince ve ucuz kâğıt kullanılması, kaçakçılara
kesilecek para cezalarının tutarı, içki üretimini ve ihracatını artırmak Anglofil Sadrazam Kâmil Paşa’nın etkisiyle imtiyazı Ingiltere kazanmak üzere
için ihracatçılara vergi iadesi ödenmesi, ihracatta kullanılacak iken Düyun-u Umumiye Genel Müdürü Selim Melhame, kendini de dâhil ederek
kapların geçici ithal kapsamında vergisiz olarak ithal edilmesi gibi Fransızlar’ın imtiyazı kazanmasında önemli derecede etkili oldu. Düyun-u
binlerce olaya ve düzenlemeye imza atmıştır49. Umumiye’de görevli olduğu sırada Crespin ailesinden 500 bin frank borç aldı. Beyrut
Limanı imtiyazını talep eden Yusuf Mudran Efendi’yle anlaşan Melhame, bu paranın
Tütün ve tuz işletmelerinden elde edilen gelir vergilerinde Düyun-u bir kısmını alınan imtiyaza teminat olarak Nafia Nezareti’nin Osmanlı Bankası’ndaki
Umumiye aslan payını aldı. Tütün tekelinin yönetimi için Osmanlı hesabına yatırdı. Düyun-u Umumiye’den izin alarak Paris’e gitti ve Beyrut Limanı
Bankası 1884’te Viyanalı Kredit Ansalt ve Berlinli Bleichröder işletme şirketini kurdu56. Şirketin yönetimini iki Fransız ile paylaşıyordu: Kont
Bankası ile Osmanlı Imparatorluğu Tütün Rejisi’ni kurarak tarım Perthuis ve Mösyö Raymond. Selim Melhame’ye destekleri için şükranlarını sunan Beyrut Limanı’nın 1903 tarihli bir krokisi.
alanlarını sistematik şekilde denetim altında tutabildi, tütün dönemin Beyrut Limanı Yönetim Kurulu Başkanı Nervo, Bâbıâli’nin en önemli ismi books.openedition.org- Christine Babikian.
kaçakçılığı asgari düzeye düşürüldü ve böylece reji kârlı duruma durumundaki Kâmil Paşa’ya karşı zaferini ima etmek amacıyla, Selim Melhame’ye
geçti. Ege, Karadeniz ve Makedonya’da tütün üretimi arttığı gibi mitoloji kahramanı David’in Goliath’a zaferini temsil eden bir yağlı boya tablo
Tütün Rejisi’nin bir sigara kutusu. Makzume koleksiyonu.
Izmir, Samsun ve Halep’te sigara fabrikaları kuruldu50. Ayrıca, idare hediye etmişti57.
yurdun muhtelif noktalarında tuz havuzları işletimine destek verdi
ve ürünün dış satımında gerekli kolaylıkları sağladı. Fransızca adı “Compagnie Impériale Ottomane du Port, des Quais et des Entrepôts de Beyrouth” olan imtiyaz şirketinin inşa
ettiği rıhtımlar, kapalı ambarlar, dalgakıran ve mendirek sayesinde, gemiler ilk defa barınaklı bir limana girebiliyor, rıhtımlara
Bazı yazarlar Düyun-u Umumiye yönetimini, kapitalizmin Osmanlı topraklarına girme ve yerleşme aracı, Osmanlı Devleti’nde yanaşarak yükleme tahliye işlemlerini yapabiliyorlardı. 1889-1894 yıllarında Sürsok ailesi aralarında olmak üzere, Lübnan’ın
yabancı çıkarlarını gözeten ileri bir karakol, bağımsız bir ülkenin içine yerleşmiş, yabancıların söz sahibi olduğu, onların tanınmış tüccarları yeni liman imkânlarından faydalanarak Lübnan’ın dış ticaretine büyük katkı sağlamaya başlamışlardı58.
güdümündeki ikinci bir maliye nezareti, Osmanlı borçlarının idaresinin ötesinde Batı emperyalizminin bir sömürü aracı ve
takviye edilmiş kapitülasyonlarla donatılmış bir teşkilat olarak görmüştür51. Yönetim kurulundaki Avrupalı alacaklıların
temsilcileri bu düşüncelerle donatılmış olsalar bile uygulamada bu doğru değildi. Avrupalı komiserler arasında çıkan ihtilaflar
ve Selim Melhame ile Komiser Osman Hamdi Bey gibi Osmanlı bürokratların varlığı sayesinde, o yıllarda Düyun-u Umumiye
Idaresi’nin Osmanlı Devleti’ne faydaları olduğunu anlıyoruz.

Şevket Pamuk’un idare hakkında düşünceleri şöyledir: Düyun-u Umumiye İdaresi kurulduktan sonra Osmanlılar’ın dışarıdan
aldıkları borç miktarı artmamış, tersine azalmıştır. Birikmiş olan dış borçlar büyük ölçüde kapatılmış, buna rağmen yeni borç
alma oranı, ödenen miktarın daima altında kalmıştır. Bu da II. Abdülhamid’in dış borçları sıfırlayıp imparatorluğun üzerindeki
baskıyı hafifletme stratejisinin bir ölçüde amacına ulaştığını göstermektedir52.

Selim Melhame Düyun-u Umumiye’den ayrılıyor

17 Mart 1892’de yabancı basında çıkan bir haberde53, 15 Mart günü yapılan Düyun-u Umumiye Idaresi yıllık kongresinde,
Başkan Caillard’ın görevinin bir yıl daha uzatıldığı, Genel Müdür Selim Melhame’nin ise gelişim ve reform tekliflerine karşı
geldiği ve adının entrika, adam kayırma gibi olaylara karıştığı iddiasıyla görevine son verildiği yazıyordu. Selim Melhame’nin
memurluğuna Düyun-u Umumiye Meclis Idaresi’nin 3985 no’lu 14 Mart 1892 tarihli54 kararıyla son verilmişti. Görevden
ayrılan Selim Melhame’nin yerine Müdür Yardımcısı Fransız Noblet tayin oldu.

Düyun-u Umumiye ve Osmanlı Hükümeti’ne, on yılı boyunca önemli hizmetler veren Selim Melhame’nin, II. Abdülhamid’in
güvendiği bir bürokrat olmasına rağmen bir anlık kararla görevden uzaklaştırılmasına Muharrem Kararnamesi gereğince
hiçbir tasarrufta bulunulamadı.

Selim Melhame’nin Düyun-u Umumiye’deki çalışmasına son verilmesinin birkaç nedeni vardı. Öncelikle az önce bahsedildiği
gibi çeşitli imtiyazlar için ortaklıkları bulunuyordu. Bir yandan Düyun-u Umumiye’deki vazifesi ile uğraşıyor, bir yandan da özel
işleriyle ilgileniyordu. Selim Melhame hakkında The Times’da çıkan “adam kayırma” iddiası da ihtimal ki bu durumdan dolayı
kaynaklanmıştır. Ayrıca dönemin önemli üst düzey memurları gibi Selim Melhame de Sultan’a hafiyelik yapıyordu ve bu durum
doğal olarak idare tarafından hoş karşılanmıyordu. Fakat, Selim Melhame’nin görevinden alınmasının esas sebebi; Bâbıâli’nin 1890’larda Beyrut Limanı’ndan bir görüntü. Makzume dijital arşivi.
Yıldız Politikaları çerçevesinde Cebel-i Lübnan Sancağı’na mutasarrıf atamasıyla ilgili görüşmeler gerçekleştiriyor olmasıydı55.

26 27
İMPARATORLUK’TA YÜKSELİŞ DÖNEMİ VE SELİM MELHAME Bununla birlikte, Padişah’ın yukarıda sayılan gayretleri saldırı amaçlı değildir. Aksine, Osmanlı Devleti’nin politikası esasen
barışçıl ve tüm devletler hakkında çok naziktir. Zaten tüm Osmanlılar’ın yaratılıştan gelen hasletlerinden biri olan siyasi feraset,
Osmanlı Hükümeti, 1880-1892 yılları arasında, bugünkü Kamu Personel Rejimi’nin temellerini atan, memurluk II. Abdülhamid de somutlaşmıştır. Kendileri Avrupa’nın genel gidişatını derinlemesine izlemektedir. Politik mesleğini zaman
düzenlemelerinin yer aldığı Memurin-i Mülkiye Kararnamesi’nin hazırlanması59, ordunun modernleştirilmesi, tarımın, ve zemine uydurarak üçlü ittifakı oluşturan devletler, Fransa’nın ve Rusya’nın eğilim ve tekliflerine karşı uzlaşmacı bir tutum
demiryolu, liman, tramvay yatırımlarının gerçekleşmesi gibi çok sayıda reforma imza attı. Bu gelişmelerde Selim Melhame’nin göstermekten vazgeçmemektedir. İtalya herhangi bir taahhüt altına girmekten kaçınmakla birlikte, her devletle eşit ve iyi
aktif rol aldığı Rüsum-u Sitte ve Düyun-u Umumiye Idareleri’nin olumlu icraatlarının da şüphesiz önemli katkıları oldu. ilişkilerde bulunmaya gayret göstermektedir.

Selim Melhame Temmuz 1891’de Fransız basınında yayımlanmak üzere Sultan II. Abdülhamid’in son yıllarda gerçekleştirdiği Bu politikanın eserleri, son yıllarda ortaya çıkan; Berlin Anlaşması’nın Yunanistan’a ve Karadağ’a toprak terki hakkındaki
çalışma ve reformlarla ile ilgili uzun bir makale hazırladı. Propaganda amaçlı, Avrupa’yı bilgilendirme hedefi olan yazının hükümlerinin uygulanması, Rus askerinin Doğu Rumeli’yi boşaltması, Doğu Rumeli inkılabı, Girit İsyanı, bazı İngilizler’in
Sultan Abdülhamid’in iradesiyle Selim Melhame’ye hazırlatılıp basına sunulduğu düşünülebilir. Ermeni işlerine müdahaleleri, Mısır’ın işgali gibi her biri Avrupa’da, hatta tüm dünyada savaş ateşini tutuşturabilecek önemli
problemlerin çözümündeki büyük başarısında gözlemlenmiş, herkesin hayret ve beğenisini kazanmıştır. Problemlerin çözümünde
Selim Melhame Paşa’nın Fransız basını için hazırladığı makale60: izlenen yol her zaman yumuşak olmayıp gerektiğinde kararlılık ve sertlik de içermektedir. Mesela, Doğu Rumeli İnkılabı
meselesinde ihtiyat ve yumuşaklılık, Yunanlar ile Giritliler’in istekleri konusunda da sebat ve kararlılık tercih edilmiştir. Bununla
Osmanlı Devleti’nin şu anki durumuyla on beş yıl önceki hâli karşılaştırıldığında, sadece yüksek düşünce ve olağanüstü feraset birlikte her meselenin nazırların ihtar ve görüşleriyle çözüldüğü de zannedilmemelidir. Bilakis, bazı önemli konularda nazırların
sahibi olan Padişah’ın hâkimane yönetimi sayesinde elde edilen büyük gelişmeleri inkâr edebilecek tarafsız tek bir kişi dahi farklı görüşler ileri sürdükleri de olmuştur. Padişah meselenin esasını ve muhtemel sonuçlarını etraflıca inceleyip en isabetli,
bulunamaz. 1877’de gerçekleşen büyük felaketleri hatırlamayan var mıdır? Padişah’ın henüz tahta çıktığı sırada Osmanlı devlet ve milletin çıkarlarına en hayırlı çözüme kanaat getirdiğinde, başkalarının hayal ve yanlış düşüncelerine kapılmayarak,
topraklarının en bayındır vilayetlerinden bazıları elden çıkmış, devlet hazinesi boşalmış, asker ve devlet daireleri perişan olmuş, kararlarında durmuşlardır. Bu hâkimane yol ve hareketin, Osmanlı Devleti’nin ve bir dereceye kadar da Avrupa’nın huzur ve
mali itibar kaybedilmişken; on beş yıl sonra, bugün, askeriye olağanüstü şekilde düzenlenmiş, mali itibar iade edilmiş, devletin güvenliğini de sağladığı inkâr edilemeyecek bir gerçektir.
tüm daireleri ıslah olmuş, daha önce yok denecek kadar az olan ulaşım araçları hazırlanmış, binlerce okul açılmış, adli reformlar
gerçekleştirilmiştir. Şu kısa süre içinde yapılan reformları saymaya kalkışmak, olup bitenleri özetlemek için kaleme alınan Bununla birlikte, bunca güç meselenin devlet ve millete hayırlı bir şekilde çözülmesine II. Abdülhamid’in Avrupa hükümdarlarıyla
makalemizin kaldıramayacağı kadar uzun ayrıntılar içereceğinden, yapılan önemli reformlara kısaca değinmekle yetineceğiz. doğrudan kurduğu ilişkilerin ve Padişah’ın kişiliğinin büyük etkisi olduğu maddeten sabittir. Bunlardan bazıları: Eskiden Osmanlı
Devleti hakkında iyi niyet beslemediği bilinen Rusya’nın tavır değiştirerek Osmanlı topraklarındaki Ermenileri kışkırtmak için
Son savaştan sonra II. Abdülhamid’in en büyük emeli ve uğraşı ordunun ıslahı olmuştur. Hazinenin darlığına rağmen her türlü çalışanlara destek vermeyi bırakması ve Giritliler’in çıkardığı son karışıklığın önlenmesini tercih etmesi; imparatorları Padişah
fedakârlığa katlanarak güçlü bir ordunun hazırlanmasını sağlayacak düzenlemeleri, mükemmel nizamnameleri ve yeni askere tarafından oldukça nazik şekilde kabul edilmiş olan Alman Devleti’nin, Yunan Kraliyet ailesiyle arasındaki hısımlıktan dolayı
alma kanununu yürürlüğe koymuş; askeri mükemmel silahlarla donatmış ve amaçlarına erişmiştir. Nitekim bugün Osmanlı Girit hülyasında Yunanları desteklemekten kaçınması...
Devleti’nin sahip olduğu savaş araç ve gereçleri hız, hareket ve mükemmellik bakımından istenilenin üstündedir. Mevcut Martini61
tüfeklerine ek olarak, küçük çapta tüfekler II. Abdülhamid’in saltanat dönemine gelinceye kadar Avrupalı hükümdarların Osmanlı Devleti’yle ilişkisi Bâbıâli ile olan
sipariş edilmiş; bunların 400 bini depolarda münasebetle sınırlı kalıp Osmanlı Padişahlarıyla doğrudan tanışmadıklarından ve ilişki kurmadıklarından, münasebet
korunduğu gibi 200 bininin de yıl içerisinde ve tebliğler doğal olarak biraz sertlik ve soğukluk içermekteydi. Eskiden Bâbıâli âdeta yabancı elçilerin baskısı altında
teslimi kararlaştırılmıştır. olup, büyükelçiler isteklerine kolayca erişebiliyordu. Bugün ise bunlara yer olmadığı gibi, bilakis II. Abdülhamid’in Avrupa
hükümdarlarıyla doğrudan ilişkide bulunan, tüm çetrefil problemleri hâkim bir tutumla çözen, siyasi belirsizliklerin tamamını
Son savaştaki top kayıpları telafi edilerek bilen, problemlerin halledilmesinde anahtar vazifesi gören bir Padişah olduğunu görünce, isteklerini kabul ettirmektense âdeta
mükemmel ve yeterli sayıda Krupp topları birbirleriyle yarışarak onun teveccühünü kazanmaya çalışmaktadırlar.
edinilmiştir. Son savaşta eksikliği en fazla Martini tüfeğinden bir örnek.
hissedilen şey, hatta Plevne’yi savunan Bununla birlikte, Osmanlı devlet politikasının son yıllardaki faydaları, yukarıda sayılan siyasi başarılarla sınırlı olmayıp
kahraman askerin Rus Ordusu’nu takip içerdeki tüm devlet dairelerinde yapılan, bir kısmının meyveleri alınmış, bir kısmınınki ise aşamalı olarak ileride alınacağı
ederek şanlı bir galibiyet almasına engel olan etken, yeterli süvari kuvvetin bulunmayışıydı. Bu eksiklik de giderilerek süvarilerin açık olan reformlar: Devlet memurlarının geleceği; devletin mali itibarının iadesi; maliye işlerinin iyileştirilmesi; eğitimin
düzenlenmesi ve gelişmesi sağlanmıştır. Yine Padişah’ın tedbirlerinden olmak üzere, son zamanlarda Kürt aşiretlerinden oluşan yaygınlaşması; adliye ve mahkeme işlerinin düzenlenmesi; birçok demiryolu ve tramvay hattıyla çeşitli yolların yapılması;
süvari alayları tertip edilerek askerî düzen ve disiplin altına alınmaları sağlanmış, askeriyenin bu kısmı da istenilen düzeye sulama işleri ve bataklıkların temizlenmesi gibi işler için imtiyazlar verilmesi; maden ve mühendis okulunun, sağır ve dilsizlere
ulaştırılmıştır. Padişah söz konusu aşiretlerden 49 alay oluşturulmasını emretmiştir. Bunların son dönemde İstanbul’a gelen mahsus bir mektebin, bir darülacezenin, birtakım numune çiftliği, tarla, fidanlık, hara, ortaokul vs. açılması; itfaiye alaylarının
reislerini görenler, böyle cengâverlerin askerî düzen ve disiplin altına alınmasının büyük bir başarı olduğunu tasdik etmektedir. oluşturulması da zikredilmeye değer gelişmelerdendir. Çünkü, yüzyıllarca eski halinde kalıp ilerleyememiş bir ülkede bunca
Padişah’ın bu reislere gösterdiği ilgi ve söz konusu aşiretlerin bağlılığı, göçebeliği bırakma kararı vermelerini sağlamıştır. Bu reformun gerçekleştirilmesi çok zorken, hepsi gösterilen kararlılık ve sebat sayesinde, büyük bir düzenle yapılmıştır.
süvari alaylarının en muntazam düşman süvarilerine karşı koyabilecekleri şüphesizdir.
Bu mülki reformlar hakkında ayrıntılı birtakım bilgiler verilmesi gerekir. Şöyle ki: Bugün küçük büyük tüm makam, memuriyet
Osmanlı askerinin disipline olan düşkünlüğüne gelince, bundan bahsetmeye dahi gerek yoktur. Çünkü, onların cesaretlerini ve ve memurlara bakıldığında Padişah tarafından tüm memurların tayin ve işten uzaklaştırılmaları kanuna bağlanmış, Bâbıâli’nin
halifelerine olan bağlılıklarını herkes bilir. Esasen Osmanlılar’da büyüklere saygı ve itaat yaratılıştan gelen bir haslet olmakla bazı memurları görevden alma isteği yasal dayanağı olmadığından reddedilmiştir. Bugün Osmanlı görevlileri memuriyetlerinden
birlikte, Padişah’ın tüm halkını kucaklayan merhamet, şefkat ve cömertliği herkesi, özellikle de askeri kendisine hayran bırakır. emindir ve yasal gerekçe olmadıkça görevden alınmaları âdeta imkânsızdır. Bu bakımdan bugün müsteşarlar, yazı işleri
Asker, Padişah uğrunda ölmeyi bahtiyarlık saymaktadır. müdürleri, genel müdürler, elçiler, valiler, mutasarrıflar ve kaymakamların çoğu uzun yıllardır yerlerini korumaktadır.
İçlerinden yeni atananların da kadro ve kıdem kuralına uyularak seçildiği memnuniyetle gözlemlenmektedir. Eskiden sık sık
Padişah’ın çabaları yalnızca kara ordusuyla sınırlı kalmayıp deniz kuvvetlerini de kapsamaktadır. Ancak donanmanın saldırıya değiştirilen memurlar, yerlerinden emin olamadıklarından dolayı Bâbıâli’nin keyfî idaresine göre işten atılma ihtimalini göz
elverişli bir hâle getirilmesi olağanüstü fedakârlık gerektirdiğinden, şan ve şerefi korumaya, tasarrufa, riayete ve barışa dayalı önünde bulundurarak çalışırlardı. Hamdolsun bu korku artık kalmamıştır.
politikasıyla örtüşmek üzere, mevcut donanmanın güçlendirilmesine özen gösterilmektedir. Bununla birlikte asıl gerekli olan
şeyle, Osmanlı sahillerini koruma imkânlarını artırma ve tamamlamayla yetinmişlerdir. Yine Fransa, İngiltere ve Almanya’dan 1876 krizinin üstünden sadece on beş yıl geçmişken bugün mali itibar yükselmiş; zamanında ve düzenli ödenen Osmanlı
yeterli sayıda torpido getirtildiği ve Tersane-i Âmire bina ve tezgâhları genişletilip geliştirildiği gibi hızlı zırhlı vesair savaş tahvilleri, geçmiş borçların ana paralarının bir haylisi ödenmiş ya da birleştirilmiştir, Avrupa piyasalarında revaç bulmuş; değerli
gemilerinin hazırlanması için de çalışılmaktadır. tahvillerin birleştirilmesinden sonra 1876 yılı borç tahvilleri meşhur Roçild Bankası (Rothschild) aracılığıyla birleştirilmiştir.

28 29
Ayrıca Osmanlı Devleti’nde yapılması uzmanlarca teklif edilen, ülke için yararlı girişimlerin diğer ülkelerden daha güzel sonuçlar İşte bu şekilde Padişah tarafından, ülkenin bayındır hâle gelmesini sağlayacak pek çok imtiyaz verilmiştir: Bağlantı hatları,
sağladığı memnuniyetle görülmektedir. Batılı sermayedarlar bu güzel sonuçları gördükçe, sermayelerini Amerika tahvillerine Anadolu demiryolu, Selanik ve Manastır demiryolu, Bursa ve Konya demiryolu, Adana ve Mersin demiryolu, Şam ve Havran
ya da sonuçları belirsiz ve tehlikeli işlere yatırmaktansa, Osmanlı tahvillerine ve sanayisine yatırmayı tercih etmektedirler. arasında buharlı tren, Aydın ve Kasaba demiryollarının uzatılan hatları, İstanbul ve Beyrut rıhtımları, İzmir ve Selanik tramvayları,
Bugün de çeşitli imtiyaz isteklerinde bulunmaktadırlar. II. Abdülhamid döneminde elde edilen gelişmeler abartı değil gerçeğin Selanik, Edirne ve İstanbul’a su getirtilmesi, Fırat Nehri’nin temizlenmesi, tüm Osmanlı topraklarında valiler aracılığıyla yapılan
ta kendisidir. Hatta en önemli ve şaşırtıcı olan şey, bunca düzenleme, teslimat ve teçhizatın hiçbir borçlanmada bulunulmaksızın binlerce şose yol, Samsun ve Sivas demiryolu. Samsun’la Sivas, Dedeağaç’la Selanik, İskenderun’la Diyarbakır arasında birer
sağlanması ve dünyanın en cesur ve eğitilmiş askerine sahip olunmasındaki başarıdır. Gerçi bu zaman zarfında bazı küçük demiryolu, Beyrut’la Şam arasında buharlı tren hakkında istenen imtiyazlar da hâlen görüşme aşamasındadır. Bu konuda sözü
borçlanmalar olmuşsa da aynı süre içinde anaparanın ödenmesi veya birleştirilen meblağ söz konusu borçlanmadan çok daha uzatmaya gerek yoktur. Osmanlı Devleti’nin durumunu bilenler bütün bu girişimlerin ne derece teşvik aldığını gördükleri gibi,
fazla olduğundan buna borç denilemez. Önceleri maliye nazırları 100-120 bin franklık borç için Galata bankerlerine aşırı faizler tüm Osmanlılar da ulaşım imkânlarıyla ziraatçıların mal ve ürünlerini artıracağı açık olan söz konusu girişimlerin hamisi olan
önerdikleri halde olumsuz cevap alırlardı. Şimdi ise, aynı bankerlerin az bir faizle sürekli ve ısrarla yaptıkları teklifler kabul Padişah’ın sağlık ve başarısı için dua etmektedirler.
edilmemektedir. Bu durumun da sırf Padişah’ın başarılarından ileri geldiği açıktır.
Tarımın ve ülke servetinin geliştirilmesi için birçok tarım okulu, numune çiftlik ve tarlalar, bağ ve dut fidanlıkları, ipek atölyeleri
Çünkü II. Abdülhamid, tahta çıkışının ardından Osmanlı Devleti’nin Avrupa topluluğunda sahip olması gereken konumu alması kurulmuştur. Her sancakta Fransa’nın en muntazam tarım okullarını bitirmiş uzmanların yönetiminde birer numune çiftliği
gibi önemli bir görevi kavrayarak “İyi politika mali işlerin düzenliliğine bağlıdır” kuralından hareketle, Osmanlı’nın alacaklılarıyla açılmış veya açılmak üzeredir. Osmanlı Devleti’nin her ilçesinde açılan Ziraat Bankaları da çiftçiler için büyük bir nimettir
karşılıklı güveni sağlayacak bazı sözleşmeler yapmıştır. Bunların sonucunda sadece Padişah’ın iradesi üzerine, yabancı ülkelerin çünkü, eskiden yoksul halk birtakım tefecilerin pençesinde ezilmekteyken şimdi arazisini işlemek için gerekli parayı çok küçük
müdahalelerine meydan verilmeksizin Düyun-u Umumiye-i Osmaniye İdaresi oluşturulmuştur. Berlin Antlaşması’ndan kaynaklanıp bir faizle Ziraat Bankaları’ndan almaktadır.
devletçe kabul edilmiş olan diğer taahhütlerin de ülkeye mümkün mertebe zarar vermeyecek bir şekilde yerine getirilmesini
isteyerek tam anlamıyla uygulanmasını sağlayan da yine On yıldan beri uygulamaya konulan adli reformlar herkesin kişisel hürriyetini güvence altına almıştır. Bir zamanlar halk
Padişah’tır. Yine, Yunanlılar ve Karadağlılar’ın isteklerine memurların, belki de bir muhtarın esiri gibiyken, yasa ve adaletin hükümlerinin uygulanmasıyla artık hiç kimse, en fakir kişiye
karşı Osmanlı Devleti’nin gösterdiği muhalefet sayesinde, dahi kötülük yapamaz durumdadır. Hatta, pek çok büyük memur, sırf buna aykırı davrandıkları gerekçesiyle görevden alınmıştır.
onların önceden karşı geldikleri çözümü kabul ettirmek Zaten bugün her Osmanlı, zerre kadar bir zarar görüp mağdur olacak olsa, adalet kaynağı olan Padişah’a başvurması halinde
de Padişah’ın başarılarındandır. kollanacağından emindir. Şu adli düzenlemeler on beş yıl önce yoktu, bir yerin ileri gelenleri dahi en küçük memura yaranmak
durumunda idi. Bugünkü adli reformlar bir zamanlar hayal olarak görülüyordu. Osmanlı memurlarının buna uymayacağı,
Eğitime gelince: Osmanlı Devleti’nin bu hususta ilerleme yolunda geride kalmış bir ülkede kanun karşısında herkesin eşit tutulması ve bunca zamandır son derece zorbaca
Avrupa’nın en medeni ülkeleri düzeyinde bulunduğu davranmış derebeylerine kanunun her kuvvetin üstünde olduğunu anlatmanın mümkün olamayacağı iddia ediliyordu. Şimdi ise,
söylenemese de, on yıldır eğitim alanında elde edilen gerek memurlar, gerekse halk kanun ve adaleti tanıyor, yazdığımız gibi aksine davranan büyük küçük herkes kanunun pençesine
gelişmeleri inkâr etmek haksızlık olur. Bugün her düştüğünden, onu tanımak zorunda kalıyor.
vilayette üç yüz beş yüz okul olup, her bir vilayette kırk
elli bin öğrenci okumaktadır. Eskiden okuma yazma Bazen Doğu toplumlarının ve milletlerinin durumunun esef verici olduğu söylenmektedir. Oysa, bu iddia doğru değildir, hele
oranı yüzde üç civarında iken bugün yüzde otuz beşe II. Abdülhamid dönemi için büsbütün yanlıştır. Çünkü, Osmanlı Hükümeti her bakımdan şefkatli ve babacan bir idare olduğundan,
ulaşmıştır. Çoğu vilayette Avrupa’daki lise, askerî ve halk, Avrupa’nın sıkıcı yönetimlerinin güçlükleriyle karşılaşmadan Avrupalılar’ın tüm serbestliklerinden yararlanmaktadır.
hazırlık okulları gibi birer lise ve birer askerî okul Bununsa, Padişah’ın her iş ve muamele hakkında bilgisi olmasından ileri geldiği kesindir. Daha önce, her diktatörle yönetilen ülkede
bulunmaktadır. İstanbul’daki sanayi okulu büyütülmüş olduğu gibi, çevresi ve yakınları devlet ve milletin gerçek durumunu Padişah’a bildirmeyerek kendi çıkarlarına baktıklarından,
ve iyileştirilmiştir. Bir resim okulu ve bir müze açılmıştır. ülkenin canlanması için gerekli reformların yapılmasına ve uygulanmasına engel olurdu. Veya bazı basit reformlarla yetinirdi ki
Hele Müze-i Hümayun, içerdiği sanat eserleriyle Kırım Savaşı’ndan sonra tutulan siyasi yol bu söylediklerimizin doğruluğunun açık delilidir. Çünkü, eğer Hükümet erkanı savaşın
Avrupa’nın dahi gıpta edeceği bir düzeydedir. Hukuk, başarılı sonuçlarından hakkıyla yararlanarak yeni reformlar yapıp, yenilikçi önlemleri samimi ve çıkar düşünmeden tasarlamış
Mülkiye, Kadı ve Dil okulları da açılmıştır, birkaç yıldır ve Padişah’a bu yolda fikir aşılamış ve uyarılarda bulunulmuş olsaydı, bugüne kadar hiçbir ülkede eşi görülmemiş gelişmelerin
düzenli bir şekilde ve başarıyla çalışmaktadır. sağlanacağı ve Osmanlı Devleti’nin dünyadaki birinci devlet olacağı açıktı.

Osmanlılar’ın refah ve saadeti de Padişah’ın sürekli Yazık ki, geçmiş dönemin devlet adamları böyle uygun bir fırsattan yararlanamadı. Bilakis onlar Padişah’ın gücünü kendi çıkar ve
gayretlerinin eseridir. Osmanlı Devleti esasen bir emelleri yolunda kullandı. Yönetimi ele alıp amaçlarına ulaşmaktan başka bir gayeleri olmadığından, herkesin bildiği acı olaylar
tarım ülkesi olduğundan, her şeyden önce doğal yaşandı. II. Abdülhamid ise tahta çıktığında, eksilmiş olan hükümranlık haklarını geri aldı. Esasen tek kişinin hâkimiyetine
kaynaklarından daha fazla yararlanılması, yol ve ulaşım dayanan bir ülkede, bazı çıkarcıların saltanat makamına olan bağlılığı ortadan kaldırmaya çalışmaları doğaldır. II. Abdülhamid,
araçlarının sağlanması çok lüzumludur. Padişah’ın makamına ait olan hükümdarlık haklarını büyük bir ustalık ve gayretle elde etmiştir. Yönetimi kendi ellerine almasını önlemek
gayretlerinin derecesi burada da gözlemlenmektedir. için yapılan telkinleri ve güçlükleri tek tek bertaraf etmeyi başarmıştır. Bu başarıları ise tam bir isabet ve nimet olmuştur.
Şöyle ki, tahta çıktıklarında çevresindekilerin ve
danışmanlarının, her yeni iş ve girişimin aleyhinde Çünkü, Osmanlı Devleti’nin esasına vâkıf olanların bildiği gibi, bu devletin siyasi devamlılığının Osmanlı hanedanıyla o kadar
bulunmak, hatta demiryollarına Osmanlı topraklarına güçlü bir bağı vardır ki, devletin devamlılığı ve varlığı o hanedanın varlığına bağlıdır. Bu hanedanın Hükümeti’nin şanına
yapılacak saldırıları kolaylaştıracak bir araç gözüyle noksanlık verebilecek her ayaklanma ve teşebbüse tam bir delilik ve ihanet gözüyle bakılması gerekeceği kuşkusuzdur.
bakmak gibi boş ve yanlış fikirlerine katılmayarak; Bununla birlikte, II. Abdülhamid’in, zaten ciddi bir gözetim altında yürümeyen işlerin idaresini kendi ellerine almaları, bencilce
projeleri etraflıca incelemek ve ülkenin gerçek ve diktatörce bir yönetim kurma isteğine bağlanmamalıdır. Bilakis, herkesin hakkına son derece riayet ederek işlerin güzel
menfaatini düşünmek suretiyle bu tür yararlı işlerle yürümesini müdahalelerle sekteye uğratmaktan onun kadar kaçınan bir hükümdar görülmemiştir. Yalnızca kendisine sunulan
ilgili imtiyaz isteklerini olumlu karşılamıştır. İsteklerde her işi dikkat ve özenle inceleyip önemli hususlar hakkında nazırlarının dikkatini çekmekle yetinir. Kendisine arz edilen
aradığı bir şey varsa, o da taahhütlerini iyi niyetle, ülke hususlarda yüzeysel geçiştirilmiş bazı yönler hakkında nazırlar kurulunun dikkatini çekmek için uyarı ve önerilerde bulunduğu
için en hayırlı olacak şekilde yerine getirmeleri ve mali ve bilahare, bu isabetli önerilerin ülkenin menfaatine çok daha uygun kararlar alınmasını sağladığı bugün resmî kayıtlardaki
Sultan II. Abdülhamid ressam Fausto Zonaro’nun fırçasından. Makzume dijital arşivi. güçlerinin kanıtı idi. pek çok iradeleriyle ortadadır. Bu hakimane davranışın, Hükümeti kendi bildiği gibi yöneterek kişisel çıkarlarına hizmet etmeye,

30 31
yakınlarını sevindirmeye ve bazen de Padişah tarafından memurların liyakat ilkesiyle iş yapıyor olması, 1876’da borçlarını ödeyemeyeceğini açıklayan devletin artık borçlarını
hak eden bazı kimselere yapılan iyiliklere tepki göstermeye ödeyebilir hâle gelmesi, ki burada Selim Melhame’nin genel müdürlüğünü yaptığı Düyun-u Umumiye’yi överek kendi önemini
alışanların hoşuna gitmemesi tabiidir. de arttırdığı söylenebilir, yeni okulların açılıp eğitim seviyesinin yükseltilmesi için çalışılıyor olunması ve en önemlisi yeni
ulaşım kanallarının açılmış olması Osmanlı’nın iç siyasetinde de yankı bulacak önemli reformlardır. Diğer bir önemli nokta da;
Ancak, II. Abdülhamid buna asla önem vermez, önem Melhame’nin makalesinde Bâbıâli’nin geçmişte sahip olduğu idari hakları kötüye kullandığı, bunun Padişah’ın politikalarına
vermemesi de çok yerindedir. Özellikle, Osmanlı tarihi ters geldiğini söyleyerek mevcut hükümete de gönderme yaptığı görülüyor64. 1891’de henüz bir devlet memuru statüsünde
incelendiğinde, Bâbıâli’nin bugüne dek her türlü teftiş ve iken II. Abdülhamid’in otokratik yapısını savunan Selim Melhame’nin o yıllarda Padişah’a olan yakınlığı, Bâbıâli’ye danışmadan,
kontrolün üstünde bulunduğu inancıyla kendine verilen basına sirküle etmek üzere hazırladığı bu makaleden anlaşılmaktadır.
idari hakları çoğu kez kötüye kullanmasının örnekleri
görülür. Hatta Osmanlı Sultanları’nın, kahramanca Selim Deringil de “The Well-Protected Domains” adlı kitabında Selim Melhame’nin makalesinin devlet için yeni bir imaj
fetihlerle kurmuş oldukları Osmanlı Devleti’nin, oluşturma örneği olduğunu söylüyor. Çünkü makalede Abdülhamid’in yenilikleri ve reformları anlatılırken kendisinin meşru
Padişahlar’ın yönetimi Bâbıâli’ye terk ettikleri günden bir hükümdar olduğu da vurgulanıyor, yatırımlarının ülkenin değerini arttırdığı belirtiliyor. Yasemin ve Safi Avcı’ya göre “19.
beri çökmekte olduğu iddia olunabilir. yüzyılın son çeyreğinde büyük bir ivme kazanan Osmanlı modernleşme süreci, bürokratik ve hukuki reformlar aracılığıyla
sadece devletin nitelik değiştirdiği bir dönem değildir. Bu dönemde sık sık dile getirilen tebaanın eşitliği ve hukukun egemenliği
Her ne ise, konu haricine çıkmış olduğumuzdan, konumuza gibi yeni anlayışların güdümünde geleneksel devlet-toplum ilişkisi yeniden biçimlenmeye başlamıştır. Devlet toplumun bütün
dönerek yazımıza son verelim. katmanlarına daha fazla nüfuz etmek, günlük yaşamda daha görünür bir nitelik kazanmak için çaba sarf etmiştir65.”

Osmanlı Devleti, öyle sanıldığı gibi can çekişmekte CEBEL-İ LÜBNAN MUTASARRIFLIĞI’NA ADAYLIĞI
değildir. Değişim geçiren her ülke gibi, II. Abdülhamid
sayesinde gösterişsiz, fakat güvenli ve ileride Avrupa’yı Cebel-i Lübnan mutasarrıflığı mevzusu hem Avrupalı süper güçlerin, hem de Osmanlı Devleti’nin dikkatini çekiyordu. Yapılan
kendisine olağanüstü önem vermek zorunda bırakacak görüşmelerde mutasarrıfın Osmanlı vatandaşı bir Hristiyan olması gerektiği kararı bulunuyordu. Selim Melhame, 1890
kadar değişerek modernize edilmiş ve edilecek bir ülkedir. yılından beri Istanbul’da görev yapan Fransa Büyükelçisi Paul Cambon tarafından mutasarrıf olmaya aday gösterildi66 ve
Osmanlı Devleti’nin bugün demiryolları ve her çeşit iletişim 1892 yılında adaylığını sundu.
aracıyla Avrupa’ya bağlanmakla, gelecekteki muhtemel
harekâtının incelenmesi faydasız değildir. Ancak, şimdilik 19 Temmuz 1892’de Italya Dışişleri Bakanı Brin; Berlin, Londra, Paris, St. Petersburg ve Viyana Italya Büyükelçilikleri’ne
söylenilebilecek bir şey varsa o da, gelecekte göreceği işler gönderdiği telgrafta Sadrazam Said Paşa’nın Selim Melhame’yi bu göreve uygun bulduğunu ancak Istanbul’da süper güç
Avrupa hakkında hayırlı olacaktır. Çünkü, Osmanlı Devleti temsilciliklerinin bu konuda mutabakat etmesi gerektiğini belirtti. Mutasarrıflık süresinin beş yıla indirilme önerisi de Osmanlı
güçlenip geliştikçe kendisine daha az göz dikileceği ve Doğu Hükümeti’ne sunulacaktı67. Selim Melhame’nin Cebel-i Lübnan mutasarrıflığı için diğer rakipleri Bedros Kuyumcuyan, Nasri
Meselesi’nin bugüne kadar sebep olduğu tartışmaların da Franko, Naum Paşa ve Fethullah Efendi’ydi.
ortadan kalkarak tüm dünyaya mutluluk ve güvenliğin
yerleşeceği açıktır. Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Genel Aynı gün Londra’daki Italyan Büyükelçisi Tornielli, Italya Dişleri Bakanı Brin’e geçtiği telgrafta Maruni olmasından dolayı
Müdürü Kulları: Selim (6 Temmuz 1891) Selim Melhame’nin adaylığına Ingiltere’nin karşı geldiğini bildirdi. Ingiltere Dışişleri Bakanı Lord Salisbury Istanbul’daki
Büyükelçisi Sir F. Clare Ford’a geçtiği telgrafta, Selim Melhame’nin adaylığının kabul edilemez olduğunu söyleyerek, Nasri
Selim Melhame’nin 1891 yılında, Düyun-u Umumiye Franko’yu desteklemeleri talimatını verdi. Bunu yaparken Büyükelçi Ford’un, Avusturya-Macaristan Büyükelçisi Calice ve
genel müdürüyken yazdığı bu makalede, II. Abdülhamid Italya Büyükelçi Müsteşarı Guasco di Bisio’nun da desteğine ihtiyacı vardı68.
öncesi dönemde yapılan yanlış politikalar eleştirilirken, Selim Melhame Paşa, Melhame aile arşivi.
Abdülhamid başa geldiğinden beri her alanda sürekli Bu diplomatik trafikte Almanya’nın, Lübnan mutasarrıflığı ile ilgilenmediği ve Selim Melhame’nin adaylığı hakkında fikir
iyileştirmeler yapıldığı vurgulanıyor. Eskiden devletin hazineleri boşaltılmış, toprakları elden çıkmış, ordusu güçsüzleştirilmiş, beyan etmediği görülüyor. Italyan Hükümeti iç yazışmalarında Viyana’daki Italyan Büyükelçisi Costantino Nigra, 21 Temmuz
devlet dairelerinde işten anlamayan memurlar çalışır hâle gelmişken, şimdi her yönüyle gelişmekte olan bir Osmanlı 1892’de Italyan Dışişleri’ne gönderdiği telgrafta Avusturya-Macaristan’ın: 1) Maruni olduğu için Dürziler ile anlaşmazlık
Devleti’nin doğduğu anlatılıyor. yaratacağını, 2) Karakteri ve sadakatinden emin olmadıklarını, 3) Fransız bir bayanla evli olduğunu söyleyerek Selim
Melhame’yi adaylığa uygun bulmadığını belirtti69. 23 Temmuz’da yapılan oturumda Avusturya-Macaristan, Ingiltere ve Italya
Makalenin 1891 yılı Temmuz ayında, Selim Melhame gibi dikkat çeken bir üst düzey memur tarafından kaleme alınmış olması, Büyükelçilikleri Selim Melhame’yi Maruni olduğu için adaylığa uygun görmediklerini bu tek sebebe bağlayarak beyan ettiler.
önemini bir kat daha arttırıyor. Metnin yazılma sebebi ve amacı en az içeriği kadar merak uyandırıyor. Öncelikle makalenin diğer Rusya ve Fransa başında olumsuz görüş beyan etmemelerine rağmen, bir süre sonra Fransa karara uyarak Nasri Franko’nun
devletlerin Osmanlı topraklarındaki emellerinin farkında olunarak yazıldığı çok açık. Fransa’da yayımlanacak bu makaleyle adaylığını onaylamak zorunda kaldı.
Balkanlar başta olmak üzere; hem toprak, hem de hâkimiyet beklentisi olan devletlere âdeta Osmanlı’nın kolay lokma olmadığı
ifade ediliyor. Öncelikle ordunun hem asker hem de silah bakımından ıslahı hakkında yeni birliklerin düzenlenmesi, yeni Beyrut Valisi Ismail Kemal de, 23 Temmuz 1892’de şifreli bir telgrafla Yıldız Sarayı Başkitabet Dairesi’ne, her ne kadar Selim
silahların ve topların satın alınması meselesinin üzerinde övgüyle duruluyor ki, diğer devletlere en son 1878’de Rusya’nın Melhame’nin sadakatine ve liyakatine güvenilse de, Maruni ahalisinden olması ve Fransa’nın himayesinde bulunmasının
müthiş bir hezimete uğrattığı Osmanlı Ordusu’nun artık eskisi gibi güçsüz olunmadığı mesajı veriliyor. Gerekirse sertlikle halkın tepkisine yol açacağını yazmıştı. Başkâtip Ziya Paşa 27 Temmuz 1892 tarihinde bu telgrafı Sadarete gönderdi ve
karşılık verileceği gibi savaş yanlısı olunmadığı ve iyi bir diplomasiyle dostluk ilişkileri içinde ilerlemek istendiği de belirtiliyor62. konuyla ilgili bir karar alınmasını istedi70.
Bu noktada Abdülhamid’in diğer devletlerin temsilcileri ve yöneticileriyle kurduğu yakın ilişkinin Osmanlı Devleti’nin Batı’da
daha iyi anlaşılmasına vesile olacağının altı çiziliyor. Ayrıca kendinden emin Osmanlı Devleti imajı için güçlendirilmiş bürokrasi, Diğer taraftan, 9 Ağustos 1892’de, Cevdet Paşa, “Cevdet kulunuz” imzasıyla Saray’a bir mektup gönderdi. Mektupta
ekonomi, eğitim, yerli sanayiye yatırım, tarım, ulaşım vurgusu da metnin önemli bir bölümünü kapsıyor. Osmanlı’daki yabancı büyükelçilerin Selim Melhame’nin adaylığı meselesini ülkelerine soracağı yer alıyordu. Halep
Hristiyanları içinde saygın bir yere sahip olan tacir Vekiloğulları’ndan Fethullah’ın adaylığı da büyükelçiler tarafından kabul
Makalenin yazılışının başka bir sebebi de, daha önce Abdülaziz ve V. Murat’ın tahttan indirilmesine tanık olan Abdülhamid’in görmemişti. Cevdet Paşa da Beyrut Valisi gibi Selim Melhame’nin adaylığını onaylamıyordu. Bununla ilgili dış duyumlara
iç siyasette de güçlü bir imaj çizmek istemesi olabilir63. Çünkü metinde bahsedilen devlet dairelerinin düzenlenmesi, dayanmakla birlikte çeşitli nedenler öne sürüyordu. Cevdet Paşa’ya göre Maruniler Fransız politikasına eğilimli olan ve

32 33
devlete yarı bağlı görünen bir gruptu. Söylediğine göre, bu nedenle bir Maruni’nin Cebel-i Lübnan mutasarrıflığına adaylığı,
kendi politikasıyla örtüştüğünü bilen Fransız Büyükelçiliği tarafından bile henüz onaylamamıştı71.

Bâbıâli’nin ve çeşitli diplomatların karşı çıkmalarının yanı sıra o dönemde Fransa’nın Suriye’deki rakibi olan Ingiltere, bölgede
böylesine üst düzey bir göreve bir Lübnanlı’nın atanmasını engellemek için büyük çaba göstermiş ve sonuçta başarılı olmuştur72.
Neticede, Melhame bu göreve getirilmediği gibi, büyükelçilerin üzerinde durduğu adaylardan Nasri Franko da seçilmeyerek,
Bâbıâli Cebel-i Lübnan mutasarrıfı olarak tepki uyandırmayacak Halepli bir katolik olan Naum Paşa’yı tayin edecektir.

Aynı dönemde Selim Melhame yeni kurulmakta olan Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’ne atanmayı umuyordu. Bu kez
beklediği desteği görecek ve kısa bir süre sonra Orman, Maden ve Ziraat Nazırı olacaktı73.

SELİM MELHAME’NİN HAFİYE TEŞKİLATI’NDA ÜYELİĞİ

II. Abdülhamid, amcası Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ve kardeşi V. Murat’ın, kendi yaptığı anlaşmanın ardından
şeyhülislam ve ordunun da desteğiyle, düşürülmesinin ardından tahta geçtiği ilk yıllarda, Mithat Paşa’nın sürgüne gönderilmesi
ve Mebusan Meclisi’nin dağıtılmasıyla bir istibdat dönemi başlamıştı. Kendisine karşı Ali Suavi ve Kleanti Skalyeri-Aziz Bey
komitesi tarafından yapılan iki komplo girişimi, zaten evhamlı bir doğası olan
Abdülhamid’in bir polis hükümeti kurmasına yol açmıştı. Kısa sürede özellikle
basın ve toplantı haklarında özgürlükler kısıtlandı. Özel mahkemeler, keyfi
tutuklamalar, sürgünler bir yana; jurnal74 vermeyi teşvik eden hafiye örgütü
sistemli bir hale getirildi75.

Osmanlı’da devletin içinde çeşitli hafiyelik görevlendirmeleri yapılsa da, hem


diğer devletlere ve kamu görevlilerine hem de vatandaşa karşı istihbarat
toplansa da sistematik bir hafiyelik teşkilatı bulunmuyordu. “Jurnal” tabiri
ilk kez XIX. yüzyılda II. Mahmud’un yazdırdığı bir talimatnamede kullanıldı.
Talimatnameye göre yerel yönetim birimlerine jurnal kâtibi atanacak ve bu
kâtipler milletin malının korunması, refah ve halkın huzuruyla ilgili iyi ve
kötü her bilgiyi toplayacak, jurnal hazırlayacak ve Istanbul’a gönderecekti76.
Sonrasında tahta çıkan Sultan Abdülmecid dönemi boyunca da sade vatandaş
bile hafiyeler tarafından dinlenmekteydi. Dinlenen kişi hakkında tutulan
jurnallerde mekân, tarih ve saat bilgisi yer alıyordu77. Abdülaziz döneminde
ise Sadrazam Mahmud Nedim Paşa’nın talimatıyla memleketin dört bir yanına
jurnalci memurlar gönderilmişti. Bu kişiler topladıkları bilgileri jurnal olarak
Bâbıâli’ye göndermekle yükümlüydü78.

Sultan II. Abdülhamid dönemine gelince, Sadrazam Said Paşa 1879 yılında
teşkilatı tekrar düzenleyerek Zaptiye Nezareti’ne bağladı79. Fakat aslında
teşkilat fiilî olarak doğrudan Abdülhamid’e bağlıydı. 1884 yılında Fransa’dan
getirtilen, kendisine 50 lira aylık maaş bağlanan ve 10 lira ev kirası tahsis
edilen Mösyö Bonin, teşkilatın amacını ve önemini anlatırken kuruluşun Selim Melhame Hafiye Teşkilatı’nda iken aleyhinde
Zaptiye Nezareti’ne bağlı olduğundan bahseder80. Tüm vilayetlerde hafiyeler yayınlanan bir karikatür. ekrembugraekinci.com
bulunuyordu. Bu kişiler yalnızca Sultan’a değil sadrazama da jurnal
göndermekteydi. Memurların ödemeleri jurnalin önemine göre değişiyordu. Hafiyelerin bir kısmı bu işten maaş alıyorken, bir
kısmı başka işlerle meşgul olan fakat jurnal de veren kişilerdi81. Başka birimlerde memurluk yapanlar Sultan’a yakınlaşmak,
mevki sahibi olmak, rütbe kazanmak için jurnalcilik yapıyordu. Bu nedenle Abdülhamid’in etrafındaki pek çok üst düzey
memur Hafiye Teşkilatı’ndaydı. Ayrıca Padişah en yakınındaki hizmetçilerden de kendine sadık casuslar bulurdu.

Selim Melhame de Düyun-u Umumiye görevi boyunca Sultan’ın Hafiye Teşkilatı’nda çalışıyordu82. Icraat bölgesi Beyoğlu’nda
politik ve diplomatik çevreler idi83. Yabancı diplomatların, paşaların, Istanbul burjuvazisinin üyesi olduğu Cercle d’Orient
Kulübü izlenmesi gereken en önemli mekânlardan biriydi. Dönemin devlet adamlarının II. Meşrutiyet sonrası yazdıkları
hatıratlarda84 Selim Melhame’nin sunduğu jurnaller sayesinde Abdülhamid’le yakın ilişkiler kurduğu ve bu sayede
yükseldiğinden bahsedilir. Aynı şekilde kardeşi Necip Melhame de Hafiye Teşkilatı’nın önemli isimlerindendi. Görevleri
Osman ve Maden Nazırı Selim Melhame Paşa'ya 12 Cemaziyelevvel 1313/11 Kasım 189 tarihinde sırasında Selim ve Necip Melhame kardeşlerin adları jurnalciliğe ve rüşvetle ilgili dedikodulara haylice karışmış, bu durum
verilmiş ve Sultan II. Abdülhamid'in tuğrasını taşıyan altın imtiyaz madalyası beratı. kamuoyunun onlar hakkında olumsuz düşünceler taşımasına sebep olmuştu85.
Melhame aile koleksiyonu.

34 35
1893’TEN İTİBAREN NAZIRLIK DÖNEMİ Kurulan nezaretin başına, II. Abdülhamid’in şahsi tasarrufuyla 3 Şubat 1893’te tayin edilen Selim Melhame, 150 Türk lirası maaş
almaya başladı. 22 Şubat 1894 yılında kendisine Birinci rütbeden Osmanî Nişanı verildi ve maaşı 200 Türk lirasına çıkarıldı89.
Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’nin kuruluş süreci ve Melhame’nin nazır olarak tayini
Selim Melhame, nazır olmasıyla birlikte otoritesini temin etmek için adımlar attı. 1869-1871 ve 1878-1893 yılları arasında
Osmanlı’da toprak yönetimi XIX. yüzyılda değişmeye başladı. Tanzimat ile birlikte tımar sistemi86 kaldırıldı ve 1858’de Orman ve Maden Idaresi’nden sorumlu olan ve nezaret kurulduğu sırada bir komisyonda görevli olan Bedros Efendi’nin
tarımda verimliliği arttırmak adına ilk ciddi toprak kanun çalışması olan Arazi Kanunnamesi hazırlanarak toprak paylaşımı, memuriyetine devam etmediğini bir tezkire ile bildirerek onun Şûrâ-yı Devlet azalığına tayin edilmesini sağladı. Nezarete
toprak sahibi olma, orman arazileri gibi konularda düzenlemeler yapıldı. Ancak hem tarım, hem maden hem de ormanlar muavin olarak da Düyun-u Umumiye’de birlikte çalıştığı Gelir Idaresi Müsteşarı Hüseyin Hüsnü Efendi’yi tayin ettirdi90.
hakkında icraat yapacak, denetleyecek, tüm yurtta verimliliği arttırmak için çalışmalar yapacak idarelerin kuruluş süreci
biraz karmaşıktı. Bu tarz kurumlar açılsa bile bir Ticaret Nezareti’ne, bir Maliye Nezareti’ne bağlandıklarından bir türlü Selim Melhame döneminde orman, maden ve ziraat okulları
beklenen randımanı veremiyordu. Çünkü bu iki nezaret, kendilerine bağlı olan bu idarelerle ilgilenecek, onları denetleyecek
personel ve deneyime sahip değildi. Zaten iki kurumun da işi haddinden fazla yoğundu. Orman, maden ve ziraat okullarının açılması ve eğitimine önem verilmesi Tanzimat’tan sonra başlamıştı. Abdülhamid
dönemine geldiğimizde başarılı eğitim reformları yapıldı. Kurulan okulların yanı sıra tarım, maden, orman uzmanlarından
Ziraatle ilgili ilk teşkilat teşebbüsü 1838’de Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa zamanında Ziraat ve Sanayi Meclisi’nin oluşan kadrolar kurmak için yurt dışına öğrenci gönderiliyordu. Bir kısmı nezaret kurulmadan önce başlayan eğitim
kurulmasıyla atıldı. Ziraat Nezareti ilk kez 1846 yılında kuruldu ancak bir tarım politikası ve bütçe planlanamadığı için bir reformları, Selim Melhame’nin nazırlığı döneminde de devam
süre sonra Ticaret Nezareti’ne bağlandı. 1893’e kadar farklı isimlerle bazen nezaret bazen idare olarak hayatına devam etti. etti ya da var olanlar geliştirildi.
1880’li yıllarda Ticaret ve Ziraat Nezareti adı altında çalışan kurum aynı zamanda Orman ve Maden Müdür-i Umumiliği,
Orman ve Maden Meclisi, Ziraat Bankası, Halkalı Ziraat ve Baytar (Veteriner) Okulu’nu da kapsıyordu. 1879’da ileride müfettiş ve öğretmen olarak görev yapmak üzere
Fransa’ya, 1883’te de Almanya’ya tarım öğrencisi gönderildi.
Tarımda bu gelişmeler olurken, Osmanlı Devleti ormanlar ve madenler konusunda da ancak XIX. yüzyılda ilerleme kaydetmeye 1884’te hazırlanan nizamnameyle kurulan ve 1892’de eğitim
başladı. 1857’de Orman Mektebi kurularak uzman yetiştirme konusunda adımlar atıldı. Ormanların paylaşımı, muhafazası ve öğretim hayatına başlayan Halkalı Ziraat Mektebi, tarım
ve idaresiyle ilgili düzenlemeler için yabancı orman mühendisleri getirtiliyordu. 1867’de Orman Idaresi kurularak Maliye eğitimi konusunda önemli bir kilometre taşı oldu. Ilk olarak,
Nezareti’ne bağlandı ve üç yıl sonra ilk orman nizamnamesi hazırlandı. 1889’da kurulan Mülkiye Baytar Mektebi’yle birlikte91 Halkalı
Ziraat ve Baytar Mektebi adı altında eğitim vermeye başlayan
Madencilik de hemen hemen aynı gelişmeleri gösterdi. Önceleri madenleri ıslah etmek için yabancı mühendisler okul, 1894 yılında Mülkiye Baytar Mektebi’nden ayrılarak
görevlendiriliyor, maden mühendisliği eğitimi için yurt dışına öğrenci gönderiliyordu. 1861 ve 1869 yıllarında maden Halkalı Ziraat Mektebi olarak yoluna devam etti92.
nizamnameleri uygulamaya kondu. 1861’de Maden Idaresi kurularak Maliye Nezareti’ne bağlandı ve 1874 yılında Maden
Mektebi kuruldu87. Istanbul dışındaysa 1887’de Selanik’te kurulan Selanik Ziraat
Mektebi ve 1891’de açılan Bursa Ziraat Mektebi tıpkı Halkalı
1880 yılında kabul edilen bir kararnameyle orman ve maden okulları birleştirildi. Orman ve maden idareleri kapatılarak Ziraat Mektebi gibi kimya, matematik, vergi ve toprak hukuku
Orman ve Maden Nezareti kuruldu ancak nezaret bir süre sonra idare haline getirildi. Orman ve Maden Idaresi ile Ziraat gibi derslerin yanında uygulamalı ziraat eğitimi de veriyordu.
Idaresi, 7 Şubat 1893 yılında Orman, Maden ve Ziraat Nezareti adı altında birleşti. Orman ve Maden Mektebi ile Halkalı Tarım Ziraat makinelerinin kullanımı gibi pratik eğitim yapılabilmesi
Mektebi’nin de bağlı olduğu Nezaret, Meclis-i Vükelâ’da (Nezaret Kurulu’nda) yer almıyordu88. için okulların yanında numune çiftlikleri kuruldu. 1880’lerin
sonunda numune çiftlikleri memleketin her tarafında kurulan
Necip Melhame Paşa Münir Paşa numune tarlalarına dönüştürülerek modern aletler ve modern
tarım yöntemleriyle üretim yapılmaya başlandı93.
Arap İzzet Paşa

1880 yılında iki okul birleştirilerek Orman ve Maden Mektebi


kurulmuştu. Bu okul 1893 yılında kapatılarak maden eğitimi
için yurt dışına öğrenci gönderilmeye, ormancılık içinse
Halkalı Ziraat Mektebi’nde eğitim verilmeye başlandı.
1893’ten itibaren Selim Melhame’nin ziraatten sorumlu nazır
olduğu dönemde eğitim kalitesini arttırmak için çıkarılan
bir nizamnameyle okulun adı Halkalı Ziraat ve Ormancılık
Mekteb-i Âlisi olarak değişti. Birinci ve ikinci müdür ile
uygulama hocalarının yüksek düzeyde bir ziraat okulundan, 1899’da onarımı tamamlanan ve bir kısmı nezaretine tahsis edilen binanın nezaret
yani Halkalı Ziraat Mektebi’nden ya da yurt dışındaki ziraat girişi. Makzume dijital arşivi.
okullarından mezun olması şartı getirildi94.

1898 yılında, Selim Melhame’nin nazırlığı döneminde Ankara’da bir çoban okulu açıldı ve Tiftik keçilerinin beslenmesi,
tedavisi, korunması, ıslahı hakkında çalışmalar başlatıldı. Bu dönemde açılan başka bir kurum da 1900’de Izmir’deki Bağcılık
Okulu’ydu. Selim Melhame’nin Düyun-u Umumiye Idaresi Genel Müdürü olduğu dönemde de idarenin teşvikiyle açılan bu tip
başka özel amaçlı tarım okulları vardı.
Arnavut Turhan Paşa Selim Melhame Paşa
1893 yılında Sanayi Mektebi de Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’ne bağlanmıştı. Selim Melhame 1894 yılı depreminde
Cercle d’Orient’da Selim ve Necip Melhame Paşalar’ın aralarında bulunduğu hükümet erkanı grubu. 1905-1906. Hassan-Pierre Guiroye. Makzume koleksiyonu. Sultanahmet’teki, bugünkü Marmara Üniversitesi Rektörlük binası olan, dönemin Sanayi Mektebi binasının zarar görmesi

36 37
üzerine yapılan onarım çalışmalarını bizzat takip etti. Atpazarı ve Şehzadebaşı’ndaki binalarda eğitime devam eden öğrenciler, kurulmasından sonra Nazır Selim Melhame Paşa’nın madenlerin keşfi, çıkarılması için verilen imtiyazların karar aşamasında,
30 Ağustos 1899’da tekrar açılan Sultanahmet’teki binaya döndü. Binanın bir bölümü nezarete ayrılmıştı ama ek olarak komisyonda rol aldığı biliniyor. Osmanlı Hükümeti adına Fransızlar tarafından işletilmekte olan Ergani Bakır Madeni’nde,
inşa edilecek yeni yapılar için de çalışmalar başlamıştı. Hem Sanayi Mektebi’ni, hem Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’ni, 1900 yılı itibariyle çıkarılan bakırın ayarı %80 artırılmış, şirketin 12 bin lira olan sermayesi 20 bin liraya çıkarılmış ve yıllık
hem de Yeniçeri Müzesi’ni95 barındıran binanın açılışı, 1 Eylül 1900 yılında Selim Melhame’nin katılımıyla yapıldı96. Okul üretilen bakır miktarı da bir milyon üç yüz bin kilogramı bulmuştu. Böylece Ergani Madeni’nin yıllık geliri 80 bin lirayı
binasının onarımını ve nezaret için eklenen binanın planlarını Selim Melhame’nin daveti üzerine Istanbul’a gelen Italyan aşmış, bunun yaklaşık yarısı Hazine’ye gelir kaydedilmişti104. Saray Başkâtibi Tahsin Paşa’nın Ocak 1900 yılında Yıldız Sarayı
mimar Raimondo d’Aronco hazırladı. Başkitabet Dairesi’ne yazdığı yazı da bu rakamı doğrulamaktadır. Yazısında, Tahsin Paşa, Ergani Madeni’nde fazla mesai
yapılarak o yılki gelirin arttığını ve 80 bin liraya yükseldiğini belirtiyordu105.
D’Aronco, II. Abdülhamid tarafından sermimarlığa yükselecek 1909’a kadar Osmanlı Devleti’nde görev yapacaktı. 1894’ten
sonra Istanbul’daki pek çok anıtın restorasyonu ile ilgilendi ve saray mimarı olarak önemli yapıları tasarladı97. Istanbul’da Bazı kaynaklara göre, Selim Melhame nazırlığı süresince bazı madenlerin işletme haklarının Padişah'ın damatlarına ya da
Art Nouveau akımının başlamasında etkili olan d’Aronco’nun eserlerinin ve restore ettiği binaların arasında Karaköy Camiisi, üst düzey çalışanlara verilmesini sağlamıştı. 1902 yılında, Ermeni Tacir Halaçyan’ın Izmit ve Bursa’da bulunan 33 maden
Beşiktaş’taki Şeyh Zafir Türbesi, Tıbbıye-i Şahane binası, Tarabya’daki Italyan Büyükelçilik binası, Yıldız Şale’nin merasim için maden başına 5000 lira ödemeyi reddetmesi nedeniyle, bu madenleri ondan alarak işletmesini Sultan’ın damatlarına,
köşkü, Çini Fabrika-i Hümâyunu, II. Abdülhamid Hamamı gibi mimari eserler bulunuyordu. mabeyincilere ve şeyhülislama dağıttığı ifade edilmektedir106.

Ormancılık

Orman ve Maden Meclisi’nin 1887 yılında kapatılmasıyla açılan Orman Fen Heyeti, ormanların korunması, tespiti, ihale
şartnamelerinin ve sözleşmelerinin gerçekleştirilmesi üzerine yetkilendirildi. Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’nin
kurulmasından sonra ona bağlanarak görevine devam eden heyet; başkan, dört üye ve bir kâtipten oluşuyordu98.

Selim Melhame’nin nazırlığı döneminde Osmanlı topraklarında orman arazilerinin ayrıntılı haritaları yapılmış, fidan dikimi
modern yöntemlerle gerçekleştirilerek, mevcut alanların dışında yeni orman alanları oluşturulmuştur. Ormanların tamamını
kapsayacak şekilde fen memurları, müfettişler, süvari korucular ve bekçiler tayin edilmiştir. Yangınlara ve diğer afetlerde hızlı
bir şekilde ulaşıp müdahale etmek için orman alanlarında yollar açılmıştır99.

Selim Melhame Paşa’nın nazırlığıyla ilgili icraatları, Bâbıâli’nin ve sadrazamların hedefi oluyordu. Ormancılık konusunda
da kendini savunmak zorunda kaldığı durumlar ortaya çıkmıştı. 1907’de Padişah’a gönderdiği bir mektupta, Sadrazam ve
Bâbıâli’den gelen şikâyetlere kendini şu şekilde savunuyordu:

Geçen seferki arizamda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, Bâbıâli’nin nazırlığım hakkındaki tecavüzleri ve sadrazamın
arizasındaki isnatları yalan, iftira ve kötülükten ibarettir. Kastamonu’dan gelen cevabı içeren orman müfettişliğinin yazısı da
bunu göstermektedir. Ucuza satıldığı söylenen 80.000 metremikap kereste hiç satılmadığı gibi Trabzon’daki 50.000 metremikabın
satışı da, benden önce 20 kuruşa satılırken ben yüzde altmış derecesinde fazla bir fiyata satabilmek için müzayedeyi ertelettim.
Bunları gerekli yerlere bildirip durumu anlattığım hâlde gerçeği itiraf etmemelerinden dolayı tekrar size şikâyete cüret eyledim.
Görevimi zorlaştıran söz konusu hareketlere engel olunması ve hataen meydana gelen muamelelerin düzeltilmesi hususunda
gereğinin yapılmasını arz ederim100.

Selim Paşa’nın yolsuzlukla suçlandığı başka bir mevzu da Orman, Maden ve Ziraat Nezareti tarafından azledilerek mahkemeye
verilen Alaşehir eski Orman Süvari Memuru Maruf Nazım Bey’le ilgiliydi. Nazım Bey Ocak 1904’teki savunmasında haksız yere
mahkemeye verildiğini belirterek Selim Melhame’nin kendisini başka bir vilayete göndermek istediğini, ancak yolsuzluklarına ayak
uydurursa gözetim altında işine devam edebileceğini söylediğini iddia etmişti. Süvari memurunun Selim Melhame ile doğrudan
teması olmadığı gibi Padişah Yaveri Şakir Paşa’ya gönderdiği layihada, kendisini doğrulayıcı cevap almadığı anlaşılmaktadır101.

Madencilik ve Petrol

Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’ne bağlı olarak çalışan Maden Fen Heyeti madenlerin teknik yönleriyle ilgileniyor, heyetin
maden arama, numune inceleme, imtiyaz işlemleri gibi görevleri bulunuyordu. Heyet, bir başkan, dört üye ve bir kâtipten
Ereğli Madenleri İşletmesi’nin Üzülmez Maden Ocağı. Makzume dijital arşivi.
oluşuyordu. Alınan kararlar nezarete bildiriliyordu.

17 Eylül 1893 tarihli bir Fransız dergisinde, nazır olduktan kısa bir süre sonra, Balya-Karaaydın kurşun madenlerini işleten i) Madenlerin işletilmesiyle ilgili Selim Paşa’ya yapılan suçlamalar
Fransız Maden Mühendisi ve Işletmeci De Catelin ile Ergani’de bakır madenlerinin işletimi konusunda anlaşmak üzere
olduklarını belirten haber, zengin Osmanlı madenlerini değerlendirmesi hususunda gösterdiği yoğun çabadan dolayı göreve Yine 1902 yılında Karaman’da bulunan kömür madenleri için, imtiyaz sahibi olan ve buradaki kömürü çıkartan Alman işadamı
yeni atanan Selim Melhame’ye övgüde bulunuyordu102. Frank ve Polonyalı işadamı Tcherkowski’den, sözde önemsiz bir sebepten dolayı, nezaret adına yüklü miktarda para talep ettiği
iddia edildi. Yabancı işletmeciler istenen parayı ödemeyi kabul etmeyip durumu elçilerine iletmelerine rağmen, madeni alma
Madencilikte dönemin önemli olaylarından biri Ergani Bakır madenleri meselesi idi. Ergani Maden Mühendisliği görevine konusunda ısrarcı tavır gösteren Selim Melhame bir rivayete göre maden gelirinin bir kısmını II. Abdülhamid’in damadı Nurettin
Maden Fen Heyeti’nin önerisiyle 1889 yılında Orman ve Maden Okulu mezunlarından Aram Efendi tayin edilmişti103. Nezaretin Paşa’ya bıraktı. Duruma itiraz eden aracı Fazıl Paşa Istanbul’dan sürüldü107.

38 39
Yaşanan benzeri bir başka olay Izmit sancağındaki Karasu’da bulunan, Hasan Efendi’ye ait olan çinko madeniyle ilgiliydi.
Söylentiye göre Melhame, Hasan Efendi’den bu madenleri almış ve işletmesini Harbiye Nazırı Rıza Paşa’yla ortak olarak
üstlenmişti. Muhtemelen burada kronolojik bir hata yapılmaktadır. Ihtimal ki bu iddiadaki ortaklık iddiasına sebep olan gelişme
1890’ların sonunda Selim Melhame henüz nazır olmadan kurulan ve bölgedeki madeni çıkartan anonim Karasu Maden Şirketi
sebebiyledir. Selim Melhame ve Rıza Paşa, Fransız Büyükelçi Mösyö Constans’ın girişimleriyle madenin çıkartılması konusunda
Mösyö Rouzaut’la işbirliği yapmıştı. Selim Melhame bu işe birebir girmek yerine kardeşi Habib Efendi’yi tayin etmişti108.

II. Meşrutiyet ilanı sonrasında, Tanin gazetesinin Mart 1909’da yayımladığı “Selim Melhame’ye dair” makalesi, muhasebeci
Osman Niyazi’nin gönderdiği mektubu içeriyordu. Bu mektupta Osman Niyazi’nin ortağıyla birlikte Biga sancağının Ayvacık
ilçesine bağlı Adatepe köyünde resmî izinle arayıp çıkardıkları madenlerin kendisine verilmesi gerekirken, yasaya aykırı olarak
Selim Paşa’nın özel himâyesinde olduğu söylenen, Mavrokortado ve ortaklarının iltimasıyla Yunan Ralli’ye ihale edildiğine dair
belgelerin komisyona sunulduğu iddiası yer alıyordu. Ancak yapılan incelemeler sonunda böyle bir olaya rastlanmamıştı109.

Yine Ağustos 1909’da Cenap Şehabettin’in Servet-i Fünun’da yazdığı makalede, Selim Melhame’yle ilgili şu sözler yer almaktadır:

O zamanlarda, madenlerimiz gerekli olduğu seviyelerde işletilmiyordu. Özellikle, ruhsat almakta müşkilat vardı. Evvela, doymak
bilmeyen Selim Melhame’den (II. Abdülhamid devrinin en ünlü devlet adamlarından) başlayarak en küçük evkaf memuruna
kadar bir yığın açları doyurmak, sonra, senelerce mabeynle Hükümet daireleri arasında koşmak, vakit ve nakidi sarf etmek
lazımdı... İmtiyaz fermanı elde etmekle iş bitmiyordu. Madenlerini işletebilmek için, taşra memurlarını yağlamak, ballamak,
valisinden orman dairesi kalemlerine kadar herkesi münasip bir hediye ile güldürmek borcunuzdu... Düşününüz ki, İstibdat
Devri’nde verilen maden imtiyazının miktarı iki yüze vardığı halde, işletilmiş veya işletilmekte olan maden ocaklarının adedi
altmışı geçmez110.

Yukarıda verilen II. Meşrutiyet ilanı öncesi ve sonrasında aktarılan örneklerde, bazı Osmanlı işletmecilerin ellerindeki
imtiyazı kaybetme sebeplerinin başında, ellerindeki madenleri teknik imkânsızlıklardan dolayı randımanlı olarak
çalıştıramamalarının geldiği görülür. Bu yönde alınan kararların Padişah'ın bilgisi ve rızasıyla yapıldığı bilinmektedir.
Çalışmayan madenlerin işletme hakkı gelişmiş teknik donanımlı ve ekonomik gücü olan yabancı şirketlere ve Padişah’ın
desteklediği Osmanlı girişimcilere veriliyor, yerli-yabancı ortaklılıklara dönüştürülüyordu. Léonard Fischer’in makalesinde
yer alan imtiyaz devir açıklamalarının akademik kaynaklardan olmayıp, Selim Paşa’yı yakından tanıyan ve çekemeyen bir
Suriyeli tarafından kendisini suçlamak amacıyla yazar Fischer’e aktarıldığı anlaşılıyor. Nazır Selim Melhame’nin Maden Fen
Heyeti’ni atlayarak zaten tek başına karar alma yetkisi bulunmuyordu.

Selim Melhame’nin özellikle II. Meşrutiyet sonrası ülkeden ayrılmasıyla birlikte111 hakkında en çok konuşulan konu, ülke
madenlerinin imtiyaz ve işletmesi konusunda Maliye Nezareti’yle gerekli görüşmeleri yapmadan hareket ettiğidir. Ülkenin
maden zenginliğini bütünüyle kontrolü altına aldığı ve yabancı şirketlere aracı olduğu ayrıcalıklardan aldığı “komisyonların Osmanlı Bankası Londra Şubesi’nin Musurus Paşa’ya gönderdiği yazı. Henry Bath & Co.’dan Büyükelçi Musurus’a gönderilen yazı. BOA HR.SFR.3.576.1.2.1.
BOA HR.SFR.3.576.1.2.1.
toplamının otuz milyon franktan fazla olduğu sanıldığına” dair iddialar ortaya atıldı112. Bu çerçevede, 28 Temmuz 1908’de
Istanbul’dan ayrılırken haksızlıkla elde ettiği “tüm servetini” de yanına alarak kaçtığı iddia edildi113.
Nezareti’nin başka bir nezarete ya da Meclis-i Vükelâ’ya bağlı olmamasıydı ancak Said Paşa görevdeyken bu rahatsızlığını
Selim Paşa’nın ayrılışından bir gün sonra, bir Alman gazetenin akşam baskısında çıkan haberin söylentilere göre kurgulandığı
Saray Başkitabeti’ne bildirebilirdi.
anlaşılıyor114. Yine, “The British Documents on the Origins of War” belgelerinde Aykut Kansu’nun işaret ettiği sayfa 17’de,
Melhame’nin nezaretine bağlı imtiyazlardan otuz milyon frank komisyon edindiğine dair herhangi bir açıklama bulunmuyor115. Devlet arşivlerindeki belgelerden, 1906-1907 yıllarında yurt dışına Iskenderun
Keza, Selim Melhame’nin beraberinde tüm servetini götürdüğüne dair gösterilen diğer kaynaklar da bu iddiayı doğrulamıyor116. Limanı’ndan yapılan bakır külçe ihracatının tam bir şeffaflıkla gerçekleştiğini
Kızlarıyla arasında geçen yazışmalardan Selim Paşa’nın, Avrupa’da bulunduğu ilk yıllarda maddi sıkıntı çektiği, bu yüzden görüyoruz. Bakır numuneler önce Ingiliz aracı şirket “Henry Bath & Sons” tarafından
varlıklı Fransız ve Alman damatlarından para borçlandığı biliniyor117. Bu durumdan da anlaşılabileceği üzere, günümüzde, Ingiliz “Jas. S. Merry & Co.” gözetim şirketine incelettiriliyordu. Kalite sertifikası, Henry
Melhame ailesi II. Meşrutiyet ilanı sonrası ortaya atılan suçlamaların tekrardan gözden geçirilmesi ve peşin hükümlere karşı Bath tarafından oluşturulan ton başına fiyat teklifiyle beraber, Ingiltere Büyükelçisi E.
mesafeli durulmasını istemekteler. (Stefanaki) Musurus Paşa’ya iletiliyor, gelen bu belgeler Osmanlı Hariciyesi’ne bağlı
büyükelçilik tarafından tasdik edilerek, Büyükelçi’nin mektubuyla birlikte, diplomatik
ii) Sadrazam Said Paşa’nın anılarında Ergani Madenleri ve Selim Paşa kurye yoluyla Nazır Melhame Paşa’ya ulaştırılıyordu.

Selim Melhame’nin II. Abdülhamid’le olan yakın ilişkilerinden ötürü kendisiyle pek iyi geçinemeyen dönemin sadrazamlarından Nezaretin onayını takiben, aracı banka olan Osmanlı Bankası Londra şubesi “Henry
Said Paşa, anılarında Selim Melhame Paşa’nın Ergani’den çıkarılan bakırları Madenler Idaresi adına, istediği fiyatla sattığını, Bath & Sons” şirketinden navlunu tahsil ederek rakamı bloke ediyor, nezaret lehine
savaş toplarının dökülmesi için bakır verilmemesinden dolayı Tophane Müşiri Zeki Paşa’nın şikâyette bulunduğunu yazar118. akreditif açıyordu. Iskenderun Limanı’nda külçe bakır muhtelif ülkelere taşınmak üzere
Said Paşa’nın belirttiğine göre Selim Paşa madenleri taşıtma ve satma konusunda Osmanlı Bankası ile anlaşma yapmış, şileplere yüklendikten sonra119 Osmanlı Bankası’na devredilen deniz konşimentoları
Maliye Nezareti’ne de haber vermemişti. Bâbıâli’den izin alınmadan yapılan bu tür anlaşmalardan rahatsız olmasına ve sorun ve sigorta poliçeleri, banka tarafından “Henry Bath and and Sons” şirketine teslim Musurus Paşa, The Illustrated London News
çıkarmaya çalışmasına rağmen Said Paşa’nın herhangi bir yaptırımının olmadığı anlaşılıyor. Nedeni, Orman, Maden ve Ziraat edilerek, navlun serbest bırakılıyor ve ilgili birimlere havale ediliyordu120. 19.05.1906. Makzume dijital arşivi.

40 41
Bugünün ihracat işlemlerine benzeyen ve yaklaşık 110 yıl önce Selim Paşa’nın nezaretinin uyguladığı yöntem, ihracat rakamlar 1893-1908 yılları arasında Orman, Maden ve Ziraat Nezareti görevinde bulunmuş Selim Melhame Paşa’nın bir başarısı
işlemlerini güvenilir hâle getiriyordu. Konsinye121 ya da alivre (vadeli satış) satış yöntemlerine göre hiçbir risk taşımıyordu. olarak algılanabilir. Bu dönemde verilen teşviklerle çok sayıda yeni maden işletmesi açılmış, alınan vergilerle devlet gelirleri
Işlemlerden, Londra Büyükelçiliği’nin de devrede olması sebebiyle Hariciye Nezareti’nin, dolaylı olarak da Bâbıâli’nin de artmış, sektöre dayalı ticaret gelişmiştir126. Nezaretin sağladığı kolaylıklar sayesinde krom üretimi katlanmış, piyasaya sürülen
haberdar olduğu anlaşılıyor. manganez, zımpara, antimon, arsenik, simli kurşun madenlerinin önemli miktarı Avrupa’ya ihraç edilmişti.

Bu yüzden, II. Meşrutiyet sonrasında Sadrazam Said Paşa’nın anılarında Selim Melhame’yi eleştirmesi ihracat işlemleri Selim Melhame Paşa diğer madenlerle ilgili çalışmalarda birebir sorumlu olmasa da nezaretiyle ilgili konuları muhakkak
hakkında yeterince bilgi sahibi olmamasından kaynaklanmış olabilir. Tophane Müşiri Zeki Paşa’nın şikâyetine gelince Ergani takip ediyordu. Örneğin Aydın’ın Mekri kazasına bağlı Kargı ve Koca çiftlikleri sınırları içindeki, Bezkese köyünde ve
Madenleri’nden çıkartılan bakırın ve Ereğli Madenleri’nden çıkartılan kömürün Fransız işletmeci firmaların imtiyazında olduğu Köyceğiz ilçesine bağlı Elçek ve Kızılkaya köylerindeki krom; Evkaf Nezareti’nce (Vakıflar Nezareti) Madam Abbot’a ihalesi
hatırlanmalıdır. Osmanlı Ordusu ihtiyaçlarını Fransız işletmecilerden ticari anlaşmalar çerçevesinde tedarik ediyordu. 1902 kararlaştırılan zımpara madenleri ve Serfice sancağındaki taş ocağı incelemeleri için, 1906 yılında Rüsumat Dairesi’nde
tarihinde, dış basındaki bir habere göre donanma kömür borcunu kapatamayınca Fransız şirketi kömür tedariğini kesmişti122. kurulan komisyonda Selim Melhame Paşa da yer almıştı127.

1872-1908 yılları arasında imparatorluk toprakları içinde tanınan 98 maden işletme imtiyazı faaliyetini 1908 yılına kadar
sürdürdü. Bu sayıya ruhsatı faaliyetsizlikten dolayı iptal edilen firmalar dâhil değildi. Tamamına yakını Müslüman çoğunluklu
Osmanlı işletmeci ya da Osmanlı yatırımcılarıyla ortak hareket eden yabancı şirketlerden oluşuyordu. Selim Melhame Paşa’nın
1893-1908 yıllarında, nazırlığı döneminde, tanınan ve faaliyetleri 1908’e kadar devam eden maden imtiyaz sayısı ise 57 idi128.

Osmanlı özel sektörünün, yabancı ortak olmadan işlettiği madenlerin dörtte üçünün bilgi ve teknik yetersizliğinden dolayı
ekonomiye pek bir katkısı olmamıştı. Bu yüzden, Selim Melhame’nin başında olduğu nezaret, Sultan II. Abdülhamid’in iradesi
doğrultusunda, özel sektör yerine yabancı işletmecilerle ortaklık kurabilen Osmanlı bürokratları ya da devlet memurlarına
imtiyaz hakkı önceliği tanıdı129. Bu sayede Padişah, diğer imtiyazlarda olduğu gibi, yakın bürokratlarını destekleyebiliyor,
yabancı ortaklı işletmelerin üretim düzeyi uygun seviyelere ulaşıyor ve yabancı ortaklar rahatlıkla denetlenebiliyordu130.

iv) Petrol ve Bağdat Demiryolu

Dönemin önemli bir kaynak meselesi de Irak petrolleriydi. Selim Melhame’nin nazırlığı döneminde Irak petrollerinin de önemi
artmış, bölgedeki kaynaklar dikkat çekmeye başlamıştı. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Ingiltere başta olmak üzere Fransa,
Hollanda, Almanya, Avusturya da bölgedeki petroller üzerine araştırma yapmak, kuyu kazmak için Sultan II. Abdülhamid’e
başvurularda bulunuyordu. II. Abdülhamid ise Musul ve Bağdat vilayetleri de dâhil olmak üzere petrollerin her türlü hakkını
1900 başlarında İskenderun Limanı iskelesi ve mavnalar. Makzume dijital arşivi. 6 Nisan 1889 ve 21 Eylül 1898’deki iradeleriyle mülkiyetine geçirmişti. Saray Başkâtibi Tahsin Paşa’dan Musul’daki petrol
yatakları ile ilgili araştırma yapmasını istemişti. Selim Melhame Paşa da Şûrâ-yı Devlet’in kararıyla, Bağdat ve Basra’da petrol
arayacak tüccarlardan Nemlizâde Hasan Tahsin Bey ile 1896’dan başlayarak birer senelik ve yedi maddelik sözleşme imzalamış,
iii) Maden Nizannamesi’nin getirdiği düzenlemeler böylece Tahsin Bey petrolün aranması, çıkarılması ve taşınması imtiyazını almıştı131.

Nezaretin sunduğu, yeni Maden Nizamnamesi taslağı, yabancı maden şirketlerinin protestolarına ve elçiliklerle yapılan Bu tarihten sonra yerli ve yabancı araştırmacılar bölgeye gelerek petrol yatakları üzerine araştırma yapmaya ve imtiyaz elde
uzun görüşmelere sahne oldu. Sonunda Nizanname 9 Nisan 1906 tarihli irade ile ilan edildi. Hazırlık çalışmaları Nazır Selim etmek için kendi aralarında rekabete başladı. Ingiltere hem petrole hâkim olmak istiyor hem de Hindistan yolunda güvenliğinin
Melhame Paşa ile Bâbıâli Hukuk Müşaviri, Şûrâ-yı Devlet Tanzimat Dairesi Reisi ve Şûrâ-yı Devlet Reisi tarafından oluşan tehlikeye girmesini engellemeye çalışıyordu. II. Abdülhamid imtiyazların tamamıyla yabancılara verilmesine karşı olduğu için
bir heyet tarafından gerçekleşti. Osmanlı Devleti’nin maden satışından elde edilecek gümrük artışı Ingiltere ve Fransa’nın bu imtiyazlarda, maden imtiyazlarında olduğu gibi, yerel hissedar uygulamasını şart koşuyordu. Selim Melhame Paşa’nın kardeşi
baskılarından dolayı ancak bir sene sonra, 25 Nisan 1907’de onaylanabildi. Selim Paşa dönemi öncesi 1869 ve 1887 tarihli Habib Melhame’nin de birlikte çalıştığı Ingiliz-Avusturya ortaklı William Knox d’Arcy grubu bölgedeki rekabetin Ingiltere adına
nizamnameleriyle yer yer benzerlikler olmasına rağmen, yeni nizamnamede maden hukuku alanında boşluklar doldurulup önemli isimlerinden oldu132.
devletin gelirini artıran, madenlerin yabancılar tarafından hor kullanılmasını önleyen reform niteliğinde yeni uygulamalar
devreye girmiş oldu. Bu noktada, Bağdat Demiryolu Projesi’nden de bahsetmek gerekir. Zira demiryolu inşası zamanla petrol yatırımına dönüşmüştü.
Süveyş Kanalı’nın yapımıyla birlikte Fransa ve Ingiltere bölgede hâkimiyet kurma mücadelesine girdiler. Ancak, 1870’lerin
Nizamnamenin bazı maddeleri şunlardı: Imtiyaz verilmeden önce maden arama ruhsatı verilecek ve çalışmalar vilayetler başından itibaren Almanya, Rumeli demiryollarındaki başarıları nedeniyle, Osmanlı Devleti için demiryolu inşası konusunda
tarafından denetlenecek, imtiyaz sahibi arazi dahilinde madencilik dışında üretim faaliyeti gösteremeyecek, ağaç ekerek ya bölgede öncelik sahibi devlet olma durumuna gelmişti133.
da maden üretiminden bağımsız bina inşa ederek mülkiyet hakkı iddia edemeyecek, mühendis ve ustabaşı dışındaki personel
Osmanlı tebaasından olacaktı123. Başta Ingiliz Büyükelçisi olmak üzere diğer Avrupa Büyükelçileri, bazı maddelere karşı Osmanlı-Alman ilişkileri 1898’de Alman Imparatoru II. Wilhelm’in Istanbul’a yaptığı ikinci ziyaretle iyice gelişmiş, iki ülke
çıkarak hakkında ferman bulunmayan madenlerin işletme imtiyazının da verilmesini istiyordu. Selim Melhame bu konuda arasında işbirliği artmıştı134. Aralarında Deutsche Bank’ın da olduğu Alman sermayeli Anadolu Demiryolu Şirketi 1899’da
Saray Başkitabeti’ne ilettiği yazıda şöyle demektedir: kurulmuş, zamanla Osmanlı topraklarındaki demiryollarından bazılarının imtiyazını alarak çalışmaya başlamıştı. Deutsche
Bank Müdürü Siemens, II. Wilhelm’in ziyaretinden sonra Bağdat Demiryolu çalışmaları boyunca, rayların iki tarafından itibaren
Bâbıâli, büyükelçilerin isteklerini reddetme yerine te’vîl yoluna saparak esasen Padişah'ın haklarına tecavüz etmektedir. İsteğiniz 20 km’lik bir bölgede petrol araştırması ve çıkarılması için imtiyaz istemişti135. Selim Melhame Paşa, bu imtiyazın sağlanması
üzere, bu konudaki görüşlerim Başkâtip paşaya iletilmiştir...124 Söz konusu belgede Selim Paşa, Bâbıâli’nin yeni nizamnameyi sırasında Siemens’le görüşmekte, imtiyaz konusunda destek olmaktaydı136. Hükümet, son olarak Mart 1902’de Konya’dan
ihlal ettiğini belirtip Sultan’a konu ile ilgili rahatsızlığını iletmektedir. Bağdat’a uzanacak demiryolunu yapma imtiyazını Anadolu Demiryolu Şirketi’ne verdi137. Bir sene sonra Anadolu Demiryolu
Şirketi’nin de ortağı olduğu Bağdat Demiryolu Şirketi kuruldu138. Yeni şirkete bölgede petrol araştırması yapabilmesi için de
1870-1899 yılları arasında yerli ve yabancı maden işletmecilerine yüz kırk imtiyaz tanınmıştı. Son maden imtiyazının uygulamaya imtiyaz verildi ancak vaadlerini yerine getiremeyen Almanya, 1907 yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti ile anlaşmazlığa düştü
girdiği 1900-1911 zaman diliminde maden üretimi iki katına çıkmış, verilen ferman sayısı önceki dönemi yakalamıştı125. Bu ve Padişah’ın mülkiyetini yöneten Hazine-i Hassa Nezareti, Almanya ile yapılan petrol anlaşmasını feshetti.

42 43
Ziraat ve hayvancılık 1890’ların ikinci yarısında Batum ve Japonya’dan getirilen çay
fidanları ziraat okullarına ve numune tarlalarına dağıtılarak
Ziraat işlerinin icrası için farklı ziraat idareleri kurulmuş ve çeşitli nezaretlere bağlanmış, Orman, Maden ve Ziraat Nezareti üretim yapılmaya çalışıldı.
kurulana kadar pek bir istikrar sağlanamamıştı. 1892 yılında kurulan ziraat alanındaki görevleri tek bir merkezde toplayacak
olan Ziraat Fen Heyeti, nezaret kurulduktan sonra, nezaret bünyesinde II. Meşrutiyet’e kadar görevine devam ederek bu alandaki Selim Melhame’nin girişimleri arasında, 1895-1897 yılları
çalışmaların düzenli işlemesini sağladı. arasında ziraati geliştirmek üzere ülke topraklarında
oluşturmayı planladığı “Numune Çiftliği” kurma çalışmaları
Beş şubeden oluşan heyette birinci grup; arazi iyileştirmesi, sulama, zirai teşvik ve zirai sergiler gibi genel reformların vardı. Bunun sonucunda Ankara’da inşasına başlanılan
yapılmasıyla ilgili, ikinci grup; bağların tanzimi ve yeniden düzenlenmesi, filoksera denen asma hastalığının yayılmasının Keçiören ilçesi Fatih Caddesi’ndeki Ankara Ziraat Mektebi
önlenmesi ve aşıların yapılmasıyla ilgili, üçüncü grup; yeni ziraat okullarının, numune çiftlik ve tarlalarının açılması, mevcut binası 1908 yılında tamamlandı. Ankara Valisi Ali Münif Bey
olanların iyileştirilmesiyle ilgili, dördüncü grup; ispirto, nişasta, yağ, peynir, patates, verimi yüksek olan Amerikan pamuğu, ipek tarafından açılışı gerçekleştirilen mektep uzun yıllar ülkede
gibi ürünlerin üretiminin arttırılması, meyve kurutma yöntemlerinin yaygınlaştırılması, sebze ve meyvenin konserve haline ziraatin geliştirilmesine öncülük etmiş ve bu konuda uzman
getirilmesi için makineler getirtilmesi139, beşinci grup ise bulaşıcı hayvan hastalıklarının önlenmesi, tedavisi ve hayvan ırklarının elemanların yetiştirilmesine katkıda bulunmuştur141. 1919-
ıslah edilmesiyle ilgili çalışıyordu140. Bu şubelerin müfettişliğine, öncelikle, yurt dışında tarım eğitimi alanlar getiriliyordu. 1921 yılları arasında Mustafa Kemal Atatürk karargâhını bu
binada kuracak ve Kurtuluş Savaşı’nı buradan yönetecekti.

Bu dönemde özellikle hastalıklara yol açan Van Gölü çevresi 2017 yılına kadar Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak kullanılan eski Ankara
gibi bataklık bölgelerinin kurutulması için okaliptüs ağaçları Ziraat Mektebi binası. hurriyet.com.tr- Necati Yalçın.
dağıtılarak dikilmeye başlandı. Selim Melhame Paşa 6 Şubat
1894’te Saray’a yazdığı bir yazıda, Ziraat-i Fenniye Reisi Aram Efendi tarafından 4 Mayıs 1893’te özellikle bataklık bölgelere
dikilen okaliptüs ağaçlarının faydalarını belirtiyordu. Yazıda, Söğüt ağacının da dikilen bölgeyi temizleyip ıslah ettiğini, kahve
ve pamuk fidanlarının yetiştirilmesiyle ilgili risalelerini de saraya sunduğunu sözlerine ilave eder142.

ii) Botanik bahçelerin kurulması

Selim Melhame döneminde, 1894’te ve 1903’te iki botanik bahçesi kurulmuş, botanik eğitimine de önem verilmişti. XIX. yüzyılın
ikinci yarısında saray ve şehir düzenlemelerinde kullanılmak üzere yerli bitkiler kadar yurt dışından getirilen ağaç ve çiçek
türleri de kullanılmaya başlandı. II. Abdülhamid döneminde Yıldız Sarayı’nın dış bahçesi olan; Çadır Köşkü, Malta Köşkü, Yeni
Köşk, Acem Köşkü, Şale Köşkü, Talimhane Köşkü gibi yapıları da barındıran Yıldız Parkı başta olmak üzere saray bahçelerinin
süslenmesine çok önem veriliyordu. Selim Melhame’nin de nazırlık döneminde yurt dışından ağaç siparişinde bulunduğu
biliniyor. Örneğin kendi imzasının bulunduğu bir belgede Almanya ve Hollanda’dan birer Azalea lebinis, Azalea rozet, Azalea
narsisflora, Azalea Graf fon Meran, Çin portakalı ve Japonya Andromedası sipariş ediyor. Yine Selim Melhame’nin Sultan’a yazdığı
13 Mart 1896 tarihli başka bir yazıda Lübnan sediri ile ilgili ayrıntılı bilgi ve Lübnan sediri siparişi verildiği haberi yer alıyor143.

iii) Gül yağı üretimi

Selim Melhame Paşa’nın ziraat alanındaki bir diğer çalışması da


gül yağı konusunda oldu. Anadolu’da gül yetiştiriciliği yüzlerce
yıldan beri devam ediyordu fakat gül yağı üretimi ilk olarak 93
Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) sonrası Anadolu’ya gelen
göçmenlerle başladı. 1880’lerin ikinci yarısında gül yağı üretimi
Bursa ve Istanbul’da üç yıl önce ekilen yağ gülünden elde ediliyordu.
1907’de Fransız Ziraat Bakanlığı’ndan aldığı Merite Agricole nişanı beratı. Melhame aile koleksiyonu. Selim Melhame Paşa 1899 yılında, Anadolu’da gül yetiştiriciliğini
teşvik için, bedelini nezaretinin karşıladığı Diyarbakır, Suriye,
Trabzon, Adana, Kastamonu, Edirne, Aydın, Bursa, Konya, Ankara,
i) Ziraat eğitimi Çatalca, Biga ve Istanbul vilayetlerindeki çiftçilere ücretsiz yüz
bin gül fidanı dağıttırdı. Böylece gül bahçeleri geliştirildi. Gül yağı
Daha önce bahsedildiği üzere Selim Melhame’nin nezareti süresince ziraatta en çok önem verilen konu eğitimdi. Hem ziraat yapımında kullanmak için gerekli olan imbikler de üreticilere
okullarında iyi bir eğitim verilmesi için uğraşılıyor hem de yurt dışına öğrenci gönderiliyordu. Böylece iyi eğitim almış, ziraat ödünç veriliyordu144. Bu imbiklerle günümüzde Bursa bölgesinde
konusunda uzman bir kadro, ziraat müfettişlerinin de bulunduğu düzenli bir yapı oluşturulmuştu. Bir yandan da numune hâlâ karşılaşılıyor. Isparta’nın ilk gül yağı üreticisi Müftüzade
tarlaları kurularak çiftçiye modern yöntemler tanıtılıyor, daha verimli üretim yapılması için uğraşılıyordu. Bunların yanı sıra Ismail Efendi ilk ürününü Selim Melhame Paşa’ya getirdiğinde
bu dönemde yine üretimi arttırmak için çeşitli teşvik programları uygulandı. Ziraat Bankası’ndan yapılan ödemelerle tohum ve Üçüncü Derece Mecidiye Nişanı ile ödüllendirildi ve kendisine
tahıl ithal edildi, numune tarlalarına ve üreticilere dağıtılarak tohum kalitesi arttırılmaya çalışıldı. Aydın ve Adana’ya pamuk, Selim Paşa’nın gül yağı üretimi için dağıttığı imbiklerden örnekler. bir de damıtma kazanı hediye edildi. Bugün dünyanın sayılı gül
Anadolu’nun çeşitli bölgelerine buğday, arpa, mısır, patates, pirinç tohumları dağıtıldı. Edirne’de ipek yetiştiriciliğine katkıda lcivelekoglu.blogspot.com. yağı üreticilerinden olan Türkiye’nin bu konuda ilerlemesinde
bulunmak için dut fidanı, Ege Bölgesi’ne de asma filizi gönderildi. Bu tohum ve fideler genellikle ABD’den getirtiliyordu. Melhame Paşa’nın önemli katkısı olduğu rahatlıkla söylenebilir.

44 45
iv) Hayvancılık devam ediyordu. Selim Melhame, Veteriner Adil Bey’le birlikte çalışan Dr. Nicolle’ün araştırmalarıyla, özellikle sığır vebasına
karşı serum geliştirme konusuyla bizzat alakadar oldu153 .
Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’nin faaliyet alanı ormancılık, madenler ve ziraat ile sınırlı kalmayıp hayvancılığa da
uzanıyordu. Selim Melhame’nin nazırlık dönemi boyunca hayvancılık konusunda da önemli gelişmeler yaşandı. Hayvanların Bundan birkaç yıl sonra bu kez tüm vilayetlerde büyük kayıplara yol açan bulaşıcı tifüsü önlemek için çalışmalar başladı.
tedavisi, hastalıkların önlenmesi, sağlıklı hayvanlar yetiştirilmesi, üretimin artması için çeşitli çalışmalar yapıldı. Yurt dışında Selim Melhame 1897 yılında bizzat Istanbul Bakteriyoloji Enstitüsü Müdürü Dr. Nicolle’den ve Laboratuvar Şefi Adil Bey’den
eğitim almış kadrolar oluşturuldu, yurt dışından tedavi ve ilaç üretimi için uzmanlar getirtildi. bu konu üzerine çalışmalarını istedi. W. Kolle ve G. Turner gibi önde gelen uzmanların çalışmaları gibi önemli tüm çalışmalar
incelenmeye alındı. Avrupa’da, Asya’da hâlen devam eden ya da geçmişte var olan başka salgın hastalıklar da incelendi.
Nezaret kurulduktan sonra cemre145 tedavisi için kurulan bir komisyon Halkalı Ziraat ve Baytar Okulu’nda çalışmalara başladı. Enstitü tarafından üretilen antiserumun uygulanması için Veteriner Refik Bey görevlendirildi. Enstitü, 1899 yılında Pasteur
Komisyonda Fransa’da mikrobiyoloji eğitimi alan Kolağası Zühtü Nazif ve Rıfat Hüsamettin de bulunuyordu. 10 Eylül 1893 Enstitüsü’nün yıllığında yayımlanan “Sığır vebası üzerine çalışmalar” başlıklı yazısında, Selim Melhame’nin çalışmalara
tarihinde nezaret bünyesinde Zabıta-i Sıhhiye Hayvaniye Komisyonu kuruldu ve komisyonun başına Selim Melhame atandı. başından itibaren destek verdiğini, nazırın girişimleri sayesinde sığır vebasının önlenmesinde olumlu sonuçlar alındığını ve
Hayvan hastalıklarının önlenmesi için yapılacaklarla ilgili bir talimat hazırlayan komisyonun üyeleri arasında Ziraat Heyet-i zamanla daha da iyi neticeler elde edileceğini belirtiyordu154.
Fenniyesi Başkanı Aram Efendi, Mekteb-i Tıbbiye’deki Baytar Komisyonu Başkanı Miralay Ali, Ziraat Heyet-i Fenniyesi Beşinci
Şube Müdürü Kaymakam Mehmed Ali, Şehremaneti Veteriner Müfettişi Binbaşı Haydar, Askerî Baytar Mektebi öğretmeni 1898 yılında Kayzer II. Wilhelm, Istanbul ziyaretinde Istanbul Bakteriyoloji Enstitüsü’nü ziyaret etmek istemiş ancak Dr.
Binbaşı Galip, Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi öğretmenlerinden Binbaşı Minas Efendi bulunuyordu146. Nicolle kendisini kabul etmemişti. Bu durumun nedeni, ihtimal ki ziyaretin Almanya ve Fransa gibi güçlü iki ülkenin Osmanlı
üzerindeki etkisini arttırma çabasının yaşandığı günlere denk gelmesidir. 1901 yılından itibaren enstitü maddi sıkıntılarla
Öncelikle Bursa vilayetinde uygulanacak talimatta temel amacın, bölgede hem insanların hem de hayvanların sağlığını karşılaştı, Bâbıâli’den ve Fransa’yla olan ilişkilerin zayıflamasından dolayı bu ülkeden almakta olduğu destek önemli şekilde
korumak, hayvan türlerini ıslah etmek, hastalıkları teşhis ve tedavi etmek, hastalıkların yayılmasını önlemek için gerekli azaldı. Bu arada rakip bir laboratuvar devreye girerek başına da Ingiliz Bakteriyolog M. Black getirilince Dr. Nicolle enstitüdeki
tedbirleri almak olduğu ifade edilmişti. Ayrıca Halkalı Baytar Mektebi mezunlarından yeterli sayıda veteriner ve müfettiş görevinden istifa ederek Fransa’ya döndü.
de görevlendirildi. Talimata göre hayvanın hastalığının belirlenmesi, bulaşıcı olup olmadığının saptanması, eğer bulaşıcı
olduğu düşünülüyorsa karantinaya alınması, bölge veterinerine haber verilmesi, bölge veterinerinin de en hızlı şekilde oraya Istanbul’a Selim Melhame Paşa aracılığıyla getirilen Dr. Nicolle’ün başarılı çalışmaları bugüne kadar unutulmadı. Yıllar sonra,
gelerek hastalığı teşhis etmesi ve mahalli idarecileri alınacak tedbirlerle ilgili bilgilendirmesi gerekiyordu. Tedbir eksikliğinin 1988’de Türkiye Hükümeti Istanbul’da bir laboratuvara, anısına, “Maurice Nicolle” adını verdi. Laboratuvarın açılış gününde,
sorumlusu olarak, kaza ya da sancak baytarı sorumlu tutuluyordu147. dönemin Pasteur Enstitüsü Müdür Yardımcısı L. Chambon da hazır bulundular155.

Talimatın uygulanması için bir bütçe planı çıkarılmış, masraflar belirlenmişti. Kaynak olarak hayvan muayene harcı ve v) İpekçilik
harç alınmayan bazı hayvanlardan senelik vergi alınması düşünüldü. Fakat bu çözüm vergilerin hayvan üretimini sekteye
uğratacağı düşünülerek reddedilmiş ve masrafın Ziraat Bankası’ndan karşılanması uygun görülmüşse de, bir süre sonra ithal Tuz, tütün, alkol, ipek gibi ürünlerin vergileri Osmanlı’nın borçları bitene kadar Düyun-u Umumiye Idaresi’ne tahsis edilmişti.
ve ihraç edilen hayvanlardan muayene harcı alınmaya başlanmıştır148. Bu nedenle idare bu tip ürünlerin verimliliğini arttırmak için çeşitli yollara başvurdu. Bunun bir örneği de idarenin ipekçiliğin
gelişmesi için yaptığı çalışmalardı. Ipek ve koza vergisinin geliri idareye bırakılmıştı. Bu nedenle ipek gelirlerini arttırmak
Bu sırada diğer vilayetlerde hayvan hastalıkları ortaya çıktı ve bu durum için incelemeler başlatan ve uzmanlara denetlemeler yaptırtan Selim Melhame’nin de görevli olduğu Düyun-u Umumiye
hayvan ticaretini sekteye uğrattı. Bunun üzerine Zabıta-i Sıhhiye-i Hayvaniye Idare Meclisi156, sağlam ipek böceği yumurtası üretmek için uygulanan teknik ve yöntemleri öğretmek adına Bursa’da
Komisyonu, 4 Nisan 1898’de talimatın tüm yurtta uygulanmasına karar verdi. bir darülharir (ipekçilik okulu) kurulması kararı aldı157. 1888’de Bursa’da kurulan Harir Darüttalimi ipek böcekçiliği ve
Her kaza merkezinde veteriner bulunması istendi ve bu nedenle veterinerlik tohumculuk hakkında eğitim vermeye başladı ve kısa sürede başarısını kanıtladı.
okulu mezunları istihdam edildi. Tüm bu icraatların sorumluluğu nezarete aitti.
Komisyon Selim Melhame başkanlığında sık sık bir araya geliyordu. Selim Melhame’nin nazırlığı döneminde sürekli gelişen okulun öğretmen ve idare kadrolarını başta Torkomyan Efendi
olmak üzere Fransa’da bu konuda eğitim almış kişiler oluşturuyordu. Okul, 1900’lü yılların başında artık diğer vilayetlerden
Bu dönemde ele alınan önemli konu, veba mikrobunun ortaya çıkmaması ve de gelen öğrencilerin eğitim aldığı bir kurum haline geldi. 1894 yılında artık daha esaslı bir enstitüye ihtiyaç duyulduğu
bulaşmaması için ölen hayvanların gömülmesiyle ilgili uygun bir bölge bulunması için Torkomyan Efendi tarafından, mezun olduğu Montpellier Ziraat
ve uygulamayla ilgili de denetim ve kontrol mekanizmasının belirlenmesiydi149. Enstitüsü’nün bir küçük modeli, Bursa’daki okula monte edildi.
Diğer bir önemli girişim de son derece ölümcül ve bulaşıcı bir hayvan hastalığı
olan ve Osmanlı’da büyük kayba yol açan sığır vebasını önlemek amacıylaydı. 1899’da Bursa’da Ziraat Mektebi bünyesinde Darüttalim açıldı. Bunun
dışında başka bir ipekçilik okulu bulunmuyordu. Selim Melhame, aynı yıl
II. Abdülhamid, 1886 yılında, Askerî Tıp Okulu Profesörü Dr. Zağaros Paşa, Askerî daha önce hizmet verdiği Düyun-u Umumiye Idaresi’yle yapılan yazışmaların
Tıp Okulu Profesörü Hüseyin Remzi Bey ve Veterinerlik Okulu Profesörü Hüsnü bir türlü sonuçlanmamasından yakınıyor, en azından Ziraat Bankası’nın
Bey’in oluşturduğu üç kişilik ekibi, Fransa’daki Louis Pasteur’e göndererek desteğiyle Amasya’da bir darülharir daha açılmasını talep ediyordu158.
ona Mecidiye Nişanı sunmak, 10 bin frank altın bağışta bulunmak ve kuduza Bundan bir sonuç alınamadı ancak 1904 yılında Selim Melhame bu defa
karşı korunma yöntemleri öğrenmek üzere görevlendirmişti150. Ekip beş ay Selanik’te bir darülharir kurulması için girişimde bulundu. Selanik Ziraat
boyunca Fransa’da eğitim gördü. Zağaros Paşa 1887’de Istanbul’a dönerek Mektebi Müdürü ve Selanik Ziraat Müdürü’nün kaleme aldığı rapora göre
Kuduz Enstitüsü’nü kurdu151. 1893 yılında bu kez Üsküdar’da kolera vakaları bölgede böyle bir okula ihtiyaç vardı. Kuruluşu sırasında yapılan masraflar
görülmeye başlamıştı. Bunun üzerine Selim Melhame’nin girişimiyle tekrar ve senelik giderler çiftliğin hasılatından ve Selanik’teki Bank-ı Osmani’den
Louis Pasteur’le iletişime geçildi. Louis Pasteur Türkiye’ye gelmedi, ancak karşılanabilirdi ancak Şûrâ-yı Devlet159 yıllık masrafların hasılattan
Pasteur Enstitüsü’nden en az kendisi kadar güvendiği Dr. Maurice Nicolle’ü giderilmesini kabul etmedi. Selim Melhame buna Ziraat Bankası’ndan
(1862-1932) Bakteriyoloji Enstitüsü kurmakla Istanbul’a gönderdi152. destek verilmesi şeklinde çözüm üretti. Okulun yapılması için gerekli
olan izin ancak 1906’da çıktı. Selanik Harir Dârüttalimi 1907’de öğrenci
İstanbul’da Pasteur Enstitüsü Şubesi Kurucusu Dr. Nicolle enstitünün başına geçti ve serum üretmek için çalışmalara başladı. kabulüne başladı160. Selim Melhame Paşa nazırlığı boyunca ipekçilik
Dr. Maurice Nicolle. Makzume dijital arşivi. Aynı zamanda sığır vebası, piroplazmoz gibi hastalıklar üzerine de çalışmalarına eğitimine büyük önem vermiş, yeni okulların kurulması için çok çaba Bursa’da ipek kozası hasatı. bursadazamandergisi.com

46 47
göstermişse de Selanik’te açılan Dârülharir’den sonra
II. Meşrutiyet’e kadar maddi sorunlardan dolayı başka
okul açılamadı.

1905 yılında “Türkiye’de Ipekçilik” başlığı altında


Fransa’da bir konuşma yapan Istanbul’daki Fransız
Coğrafya Cemiyeti üyesi Jacques Garnier, Türkiye’de
ipekçiliğin (ipekböceği üretimi) gelişmesinde
Fransa’nın eğitim konusunda üstlendiği önemli role
değiniyor. 1905’te üretilen ipeklerin öşür vergisi
gelirlerinin hâlâ Düyun-u Umumiye Idaresi tarafından
toplandığını söyleyen Garnier, bu başarının temelinde
Paris’te “Ecole de Grignon” ziraat okulunda eğitim
gören Nazır Selim Melhame’nin, Düyun-u Umumiye
Komiseri Osman Hamdi Bey’in, Montpellier Enstitüsü
mezunu ve Bursa’daki Harir Darüttalimi’nin Kurucusu
Torkomyan Efendi ile Ismet Bey’in önemli katkılarına
dikkat çekiyor161.
1899’da Bursa Ziraat Mektebi bünyesinde açılan Harir Darüttalimi. Makzume dijital arşivi.

1894 YILI İÇİN SELİM MELHAME’NİN BAŞKANLIĞINDA PLANLANAN ZİRAAT VE SANAYİ SERGİSİ, DİĞER SERGİLER

XIX. yüzyılda başlayan uluslararası sergiler zamanla pek çok ülkeye yayıldı. Sergilerde Sanayi Devrimi’nden sonra başlayan
üretim fazlası ürünler teşhir ediliyordu. Yeni pazar ve hammadde arayışı başlamıştı. Bir yandan da katılımcı ülkenin tarım,
sanayi, sanat eserleri, geleneksel gösterileri, yemekleri sergileniyor; ülkelerin tanıtımı yapılıyordu. Bu kervana Osmanlı
1898 Evlad-ı Şuheda ve Ma’lulin Guzzat’-ı Asakir-i Şahane İ’ane Sergisi, kağıt üzerine suluboya.
Devleti de katılmıştı. Daha önce Londra sergisine katılmış, tarım, sanayi ve sanat ürünleri sergilenmiş; Paris sergisine katılmış T.B.M.M. Milli Saraylar Koleksiyonu env. no. 12-2704.
ve Hereke, Feshane, Selviburnu, Tophane Fabrika-ı Hümayunu’na ait dokuma ürünleri başta olmak üzere el sanatı, sanayi ve
tarım ürünleri sergilenmişti162.

Osmanlı Devleti de 1863 yılında Sergi-i Umûmî-i Osmânî adında uluslararası bir sergiye ev sahipliği yaptı. Önceleri ulusal
çapta düşünülerek hazırlanılan sergiye yabancı devletler de davet edildi; Fransa, Ingiltere ve Avusturya-Macaristan tarım
makine ve aletleriyle sergiye katılmışlardı.

Diğer ülkelerdeki uluslararası sergilere katılmaya devam eden Osmanlı Devleti’nin ikinci sergi girişimi 1893 yılında olacaktır.
Osmanlı’nın toprak ürünlerini ve sanayi mamüllerinin teşhiri için yapılacak sergi çalışmaları Sultan II. Abdülhamid’in talebi
üzerine başladı. Haberi, Levant Herald gazetesi “memleketin refah ve saadetini artırmak üzere ikinci bir sanayi sergisi
düzenleniyor” olarak duyurmuştu163. Dersaâdet Ziraat ve Sanâyi Sergi-i Umûmîsi adı verilen serginin hazırlığı için Orman,
Maden ve Ziraat Nezareti tarafından bir komisyon kuruldu. Komisyonun başında hem sergi hazırlıkları hem de toprak ve
sanayi ürünleri hakkında bilgi sahibi olan Nazır Selim Melhame bulunuyordu164.

Selim Melhame, Mart 1893’te Yıldız Sarayı Başkitabet Dairesi’ne yazdığı yazıda komisyonun geri kalan üyeleri için Ziraat
Bankası Genel Müdürü Cemal Bey, Orman Fen Heyeti Başkanı Nazif Bey, Orman ve Madenler Müdür Yardımcısı ve Madenler
Fen Heyeti Başkanı Ziya Bey, Ziraat Fen Heyeti Başkanı Aram Efendi, Nezaretin Yazı Işleri Müdürü Abdüllatif Efendi,
Mimar Alexandre Vallaury’i önerdi. Melhame, Italyan Büyükelçisi gibi kişilerin de komisyonda fahri üye olarak bulunmak
istediklerinden bahsediyordu165. Başkâtip Süreyya Paşa Nisan 1893’te komisyona bu isimlerin yanı sıra Müze-i Hümayun
Müdürü (Osman) Hamdi Bey ve Istanbul Su Kumpanyası Direktörü Mösyö Selyen’in atanmasının, Italya ve Ingiltere
büyükelçilerinin de fahri olarak yer almasının kararlaştırıldığını bildiriyordu166.

Komisyon, sergi alanının Izzet Paşa Çiftliği’yle Darülaceze arasında inşa edilmesine karar verdi. Selim Melhame sergi binası
için Italya Büyükelçisi Kont Collobiano’yla bağlantıya geçerek Italyan Mimar Raimondo d’Aronco’yu (1893-1909) Istanbul’a
çağırmıştı. Fransız Mühendis Kovil de sergi binasının inşaatıyla ilgilenmek üzere davet edilmişti. Harcamaların bütçesi 6340
lira olarak planlanmıştı. Osmanlı Bankası sergi giderlerini karşılamak için garanti istediğinde, Selim Melhame bankaya
tramvay, vapur ve demiryollarının vergilerinden yıllık ekstra para manipüle etmeyi teklif etse de167 serginin tüm harcamaları
Rumeli Demiryolu gelirinden ödenecekti. Demiryolu işletmecisi ödemeyi taahhüt ettiği yıllık taksitin ilki olan 800 lirayı
1906 Bursa Mamulat ve Mahsulat Sergisi, kağıt üzerine suluboya,
T.B.M.M. Milli Saraylar Koleksiyonu env. no 12-2845.
48 49
NAZIRLIK DÖNEMİNDE SELİM MELHAME’NİN ALDIĞI DİĞER GÖREVLER

Rumeli (Şark) Demiryolu Şirketi

Tanzimat ile birlikte Osmanlı’nın Batılılaşma çabalarının bir parçası olarak Sultan Abdülaziz, Istanbul’u Viyana’ya bağlayacak,
Balkanlar’da başka şehirlerle bağlantıları olacak bir demiryolu projesi imtiyazını 31 Mayıs 1868 yılında Belçika firması Van
der Elst and Cie’ye verdi. Şirket maddi sıkıntı çekince, Saray imtiyazı iptal edip 17 Nisan 1869’da Yahudi asıllı Alman-Macar
Yatırımcı Baron Maurice de Hirsh’e devretti. Hirsch, çalışmalarını Paris’te kurduğu şirket üzerinden yönetti. Balkanlar’da
önce Edirne-Dedeağaç-Banaluk-Avusturya sınır hatları ile Selanik-Üsküp hattının bir bölümü hizmete girdi. 1875 yılına
kadar Istanbul-Edirne-Sarımbey-Belova ve Üsküp-Mitroviçe ve Tırnova Yanbolu hatları devreye girdi. Uzun bir aradan sonra,
Istanbul ile Viyana arasındaki bağlantı 1888’de II. Abdülhamid döneminde gerçekleşince, Paris ile Istanbul arasında ilk
kesintisiz seferler, Haziran 1889’dan itibaren “Orient-Express” treni ile mümkün oldu171.

Osmanlı Devleti ile Baron Hirsh arasında devam eden ihtilaf, 1875 yılından 1888’e kadar tarafların karşılıklı talepleri yüzünden
adeta içinden çıkılmaz bir hâl aldı. 1878’de Baron Hirsh’in sahibi bulunduğu Rumeli Demiryolu Işletme Şirketi 1878’de
Viyana’ya taşındı ve “Şark Demiryolları Şirketi” adını değiştirdi. 1889’da Baron Hirsch şirketi Deutsche Bank ve Wiener Bank
Verein’in ortak oluşturduğu Şark Demiryolları Bankası’na sattı. Bu tarihten itibaren Rumeli demiryollarında Alman-Avusturya
sermayesi egemen oldu.

1901 yılı Şubat ayı başında Şark Demiryolu Şirketi ile Bâbıâli arasında sürüncemede kalan konular, Hariciye Nazırı Tevfik
Paşa, Orman, Maden ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Paşa ve Saray Hukuk Danışmanı Hakkı Bey’den oluşan üçlü bir komisyon
Mimar d'Aronco'nun Ziraat ve Sanayi Sergisi için yaptığı bir suluboya çalışması. Udine Şehir Müzesi koleksiyonu. tarafından ele alındı. Komisyon, Hariciye Nezareti’nde toplanarak imtiyaz şirketinin yeni sahipleriyle Bâbıâli arasında ihtilaf
konusu olan, işletmeci şirkete tahsis edilen veya kamulaştırılan arsalar, liman rıhtımları ve diğer dosyaları incelemeye aldı172.
ödeyecekti168. Hazırlıklarla ilgili her şey düşünülmüş ve çalışmalar çoktan başlamıştı ancak etkinlik 1894’te gerçekleşen Alman ve Avusturya bankaları tarafından işletilen Rumeli Demiryolu Şirketi ile Bâbıâli arasındaki ilişkiler 1909 yılında
Istanbul depremi nedeniyle iptal edilmek zorunda kaldı. Bulgaristan’ın bağımsızlığına kadar sorunsuz geçti denebilir. Bu tarihten itibaren, I. Dünya Savaşı’nın da etkisiyle Osmanlı
Devleti’nin Balkanlar’da kontrol ettiği hat sayısı oldukça azaldı. Buna rağmen, Baron Hirsch döneminde imzalanan bağlayıcı
Gerçekleşmeyen, Ziraat ve Sanayi Sergisi projesini tamamlayan Mimar d’Aronco, sözleşmesi uzatılarak devlet dairelerinin sözleşmelerden dolayı olan borçlar Şark Demiryolları Şirketi’ne, Cumhuriyet ilanından sonra da ödenmek zorunda kalındı.
keşif ve tamiratıyla ilgili çalışmalar sürdürdü. Ayrıca, Nazır Selim Melhame, Sanayi Mektebi ve Halkalı Ziraat Mektebi’nin
baytar bölümünün inşası için, d’Aronco ile iki senelik anlaşma sağladı. Düyun-u Umumiye İdaresi ile temaslarının sürmesi

Bu tarihten itibaren Selim Melhame Paşa ve nezaretinin katılımıyla muhtelif yurt içi ve yurt dışı sergiler düzenlendi. Bunlar 19 Aralık 1895’te, Selim Melhame Paşa’nın Saray Başkitabeti’ne gönderdiği mesaj şöyle173:
arasında, 1898’de Selim Paşa’nın başkanlık ettiği “Şehit Çocukları ve Malül Askerlere Yardım Sergisi” tanıtımı için Saray
Ressamı Fausto Zonaro, bugün Dolmabahçe Sarayı’nda bulunan bir suluboyayı gerçekleştirdi ve bundan ipek mendiller Düyûn-ı Umûmiye Meclis-i İdâresi Başkanı Kumandan Leon Berger ile Mösyö Külman ve diğer bazı zevat tarafından
üretilerek satışa sunuldu. sadarete takdim edilen dilekçe içeriğinin tetkiki için Ticâret ve Nâfı’a Nâzırı’nın başkanlığında oluşturulan komisyona davet
olunduğumdan, arz edilen dilekçe tetkik olunup ileride bunların şikâyetlerine mahal bırakmayacak şekilde imtiyaz şartlarına
1906’da Bursa’da Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkış yıldönümü olan 31 Ağustos’ta açılan uluslararası “Mamulat ve Mahsulat uygun olarak alınması uygun bulunan bazı tedbirleri içeren mazbata takdim olunmuştur.
Sergisi”nde sergilenen eşyalar arasında halılar, halı tezgahları, zeytinyağları, sabunlar, Eskişehir lületaşları, şekerleme
ürünleri, sarraciye ve maden ürünleri başı çekti. Mösyö Auboyneau ile de gerek ispirto ve sair konular görüşülmüş, ortaya konulan düşünceler Hazine-i Celile’nin mevcut ihtiyaçlarını
hafifletmesine ve devlet gelirlerinin de artmasına sebep olabilecek şekilde ve uygulanabilir bir hâle getirilmek üzere tetkik edilmekte
1986'DA DIŞ BASINDA SELİM MELHAME PAŞA olup sonucun arz edileceği. Kulları Selim.

12 Mart 1896’da Ingiliz “The Morning Post” gazetesinde “The Situation in Turkey” adlı haberde, bayram öncesinde Ermeni Yazıdan nazırlık döneminin ilk yıllarında Selim Paşa’nın devlet gelirlerini artırmak için, 1892 yılına kadar genel müdürü
sorunlarından dolayı Osmanlı Hükümeti zor durumda kalınca, hükümetin düşeceği, Sultan II. Abdülhamid’in görevlendirdiği olduğu Düyun-u Umumiye Idaresi’nin yabancı başkan ve komiserleri ile temasta kaldığı anlaşılıyor. Selim Paşa’nın Düyun-u
Izzet Paşa’nın kabine değişikliği üzerinde çalıştığı yazıyordu. Sadrazamlığa Zihni, Cevat ya da Abdurrahman Paşalar’dan biri Umumiye Idaresi’yle ilgili görüşleri ve görüşmeleri, sonraki yıllarda da devam eder. 14 Mayıs 1900’da Düyun-u Umumiye
düşünülüyor, Dahiliye Nezareti’ne Ismail Kemal Bey, Maliye Nezareti’ne Orman, Maden ve Ziraat Nazırı görevini üç yıldır sürdüren Idaresi’ne bırakılan gelirlerin bir kısmının Hazine’ye kaydırılması ve vergi reformları hakkında bazı önerilerini Selim Paşa
Selim Melhame Paşa’nın adı geçiyordu. Harbiye, Bahriye ve Tophane nazırları değişmeyecekti. Yeni hükümette Şeyhülislam’da doğrudan Sultan II. Abdülhamid’e aşağıdaki raporla arz ediyor:
yerini koruyacaktı fakat Hariciye Nazırı’nın değişmeyeceği henüz kararlaştırılmamıştı. Dış basında çıkan bu haberden sonra Halil
Rıfat Paşa Hükümeti değişmeyecek, Selim Melhame Paşa ise Orman, Maden ve Ziraat Nazırı olarak görevine devam edecekti169. Gelirlerin artırılması için bazı vergilere zam yapılması hakkında Padişah’a sunulan dilekçeler ve inhisarât-ı hamse [beş inhisar/
beş tekel] den hazır olan gelirlerin zam ve vergi şeklinde doğrudan doğruya tahsili uygun olacağından bu konuya dâir düşüncemin
20 Ağustos 1896’da Ingiliz basınında çıkan diğer bir haberde Sultan II. Abdülhamid’in vasal ülke durumunda olan Bulgaristan’dan arzının istenmesi üzerine konuyla ilgili hatıratımın arzına cesaret eyledim174:
birikmiş olan vergileri talep edişi gündeme geliyor:
İnhisâr-ı hamse bir yabancı şirket aracılığıyla tahsil olunmaktansa birer munzam vergi şeklinden doğrudan doğruya gümrük
Yıldız’da toplanan Maliye Komitesi aldığı bir kararla, Berlin Antlaşması’nın 9. maddesinden doğan ve 1879’dan beri birikmiş olan vergileriyle birlikte tahsil olunması uygun olacağından bu usulün yabancı elçiliklere kolaylıkla kabul ettirilebileceği.
vergi alacaklarının tahsili için, bir komisyonu, Prens Ferdinand ile görüşmek üzere Sofya’ya göndermeye karar verdiğini, ciddi
sorunlar yaratacak bu girişimi Sultan’ın desteklediğini ve Selim Melhame Efendi’nin bu özel komisyonun başına getirilmesini Bazı vergilere zam yapılması konusuna gelince deve ve benzeri evcil hayvanlardan bir vergi alınması, et vesaire gibi erzağa
önerdiğini170 yazıyor. da birer vergi konulması yolunda bazı düşünceler ortaya konulmakta ise de, büyük kısmı Irak bölgesinde bulunan develerden

50 51
“Vidi” adıyla bir vergi alınmakta olduğu; keçi ve koyundan tahsil olunan vergi vaktiyle her sene verdikleri hasılatın yaklaşık projesini bir an önce başlatmak arzusunda olduğundan, Bieberstein
onda birine karşılık gelmek üzere tayın kılınmış; at, katır ve çiftlik hayvanından ise yavru ve süt almak gibi sahibinin maddi projenin işleme girmesi için bu dönemde olağanüstü çaba harcadı179.
bir istifadesi olmadığından şimdiye kadar bir vergi alınmamış olmakla birlikte bu hayvanlara icabında askerî hizmetlerde de
kullanılmak ve ülkede bu gibi hayvanların çoğalmasına engel olmamak için vergiden muaf tutulmaları ve askerî teçhizat karşılığı 25 Haziran 1902’de Bâbıâli’de Selim Melhame Paşa’nın da yer aldığı
olarak bir sene gelire yüzde altı nispetinde bir zam da yapılmış olduğundan uygun olanı bu gibi hayvan ve erzaktan vergi nazırlar kurulu Rouvier’in önerdiği planda bazı değişikliklerin doğru
alınmamasının daha uygun olacağı; bir baş koyunun yüz elliden iki yüz kuruşa kadar satıldığı Beyrut’ta üç buçuk kuruş vergi olmadığına kanaat getirdi ve Saray’a bununla ilgili bir mazbata sundu.
alınıp ancak elli dört kuruşa satıldığı, Sivas’ta beş kuruş vergi alınması ve senevi bir baş koyundan Edirne’de beş kuruşluk yün Selim Melhame Paşa, projeyi destekleyen Sadrazam Said Paşa’ya
alındığı hâlde ağnam175 vergisinin beş kuruş; Bursa’da on iki kuruşluk, Kastamonu’da on dört kuruşluk yün alındığı halde dört rağmen bunun yürürlüğe girmemesi için büyük dirayet gösterince
kuruş vergi konulması nispet kabul edemediğimden sözü edilen vergiler eşit olarak tahsil edilir. Vidi “Deve Resmi” de incelenirse proje başkanı Alman Büyükelçisi Bieberstein’in sert tepkilerine hedef
belirtilen gelirin pek çok artabileceği çok net olduğundan gerek koyun vergileri gerek diğer gelirlerin kayba uğratılmadan tahsil oldu. Neticede Osmanlı Hükümeti ile plan görüşmesini yürütmekte olan
olunmasının da düşünülmesi gerekir. Alman ve Fransızlar arasında aylar süren görüşmelerden sonra, başta
Almanlar'ın Bağdat Demiryolu inşaatı için kaynak edinmek için ısrarla
Gelir Vergisi... de başlangıçta zamanın ihtiyacına göre konulmuşken bugün aynı şekilde devam etmesi sebebiyle tahsilat başlatmak istedikleri Rouvier planı çalışmaları üç noktada kilitlendi.
günden güne azalmaktadır. Eğer gelir vergisi için mükemmel bir yönetmelik hazırlanarak fakirlerden alınan gelir vergisine
hiç zam yapılmayarak, zengin takımının istifadeleri nispetinde vergi vermesi esas alınırsa, gelir vergisinin tahmini dört yüz Istenilen yıllık hizmet ödeme garantisini, teklif edilen düşük amortisman
bin lira artması; emtia ve sair erzakın tüketiminden çok istifade eden tüccar ve bankerlere yüklenmiş olur. Tüketimden vergi oranını ve Türk piyangosuna biçilen tahvil değerini Osmanlı Hükümeti
alınması fikri bu şekilde kolaylıkla uygulamaya konulmuş olur. Gelir vergisinin düzenlenmesi ve patent tahvilinden oluşacak yetersiz bulunca Rouvier planı askıya alındı180. Selim Melhame Paşa’nın
gelir fazlasının Düyun-u Umumiye’ye terki Tesviye-i Düyun Nizâmnâmesi (Bütçe Nizannamesi) hükümlerinden ise de, gerek bu Sadrazam Said Paşa’yı da atlayarak doğrudan Padişah’la görüşmesi,
fazlanın ve gerekse pul ve içki gibi her devlette en büyük gelir kalemi sayılan ve bugün Düyun-u Umumiye’ye terk edilmiş olan böyle bir kararın alınmasında yardımcı oldu. Neticede, Rouvier
gelirden bir kısmının da alınıp istifade edilmesi mümkün olup Tensik-i Düyûn (Borçların düzenlenmesi, düşürülmesi) müzakeresi planı sayesinde önce ekonominin soluk alacağını düşünen Sultan
meydana konulursa söz konusu hususların kolaylıkla hallolunabileceği. Söz konusu konulardan başka intikâl harcının eşit Abdülhamid, Selim Paşa’dan, planın getireceği ağır yükümlülükleri
alınması yani baba, kardeş ve amcadan ve daha uzak akrabasından miras intikâl eden emlakın aynı harçla satışının yapılması
Ressam Hans Schadow’un fırçasından Alman Büyükelçisi Bieberstein. öğrenince kendisine övgüler yağdırarak Said Paşa’nın görevine son
uygun olmayıp akrabalığın derecesine göre vergi alınması daha uygun ve bazı yerlerde uygulandığından, bu uygulamanın tercih verdi. Alman Büyükelçisi Marshall von Bieberstein, Melhame’nin
İstanbul Almanya Başkonsolosluğu koleksiyonu.
edilmesi halinde de bir hayli gelir sağlanmış olabileceği… Kulları Selim, 4 Mayıs 1900. fikir değiştirmek için rüşvet istediğini söyleyerek, kendisine iftirada
bulundu. Diğer yandan Selim Melhame ile Rus Büyükelçisi Zinoviev
Düyun-u Umumiye ve Rouvier Planı
arasındaki dostluk ilişkileri ileri sürülerek181, Melhame’nin, Bağdat Demiryolu projesine karşı olan Ruslara destek çıktığını,
Rouvier planını bu sebepten dolayı bloke ettirdiği iddia edildi182.
Maurice Rouvier (1842-1911) Marsilya’da Thiers Lisesi’nde ticaret eğitimi gördükten sonra, liseden aldığı diplomayla
merkezi Istanbul’da olan Zarifi ve Zafiropoulos Ticarethanesi’nin Marsilya şubesinde çalışmaya başladı. Bu bağlantı, lisede
Almanlar’ın baskısı ile 1902 yılının Ağustos ayı başında Sultan II.
okuduğu yıllarda Istanbul’daki şirket sahiplerinin yakını olan Vlasto adında Rum asıllı bir Osmanlı’yla dostluk kurması
Abdülhamid’in Rouvier planını onayladığı haberi çıktıysa da, plan
sayesinde gerçekleşti. Zarifi ve Zafiropoulos o yıllarda Rusya ve Ortadoğu ülkeleri arasında hububat ticaretinde büyük başarı
uygulamaya girmedi. Padişah ve Meclis-i Vükela tarafından kabul edilen
elde etmişlerdi. Daha sonra, bilindiği gibi, Osmanlı Hükümeti’ne bankerlik hizmetlerinde ve silah ticareti finansmanında aktif
projenin uygulamada Hükümete getireceği ek yükü ve sakıncalarını Selim
rol oynadılar. Bu ticarethanede büyük tecrübe kazanan genç Rouvier, sonraki yıllarda birkaç defa Maliye Nezareti görevine
Paşa bir defa daha Yıldız Sarayı Başkitabeti’ne, Padişah’a sunduğu 10
getirilen, iki defa meclis başkanlığı yapan önemli bir Fransız devlet adamı oldu.
Haziran 1902 tarihli layihanın bir bölümünde özetle şöyle açıklıyor:
1890’lı yıllarda Düyun-u Umumiye Idaresi, Osmanlı Devleti’nin dışa olan
borçlarını tahsil ederken büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı. Bu sebeple, Duyduklarıma göre Meclis-i Vükelâ mazbatasında biz borcumuzu ödemeye
Alman Imparatoru II. Wilhelm’in 1898’de Istanbul’a yaptığı ikinci ziyarette devam ettikçe kontrolden hiçbir korku olmadığı ve zaten bence borç
gündeme gelen ve sonra imtiyazı Almanlara tanınan Bağdat Demiryolu ödendikçe kontrolün sakıncasından bahsedilmeyerek borçların birleştirilmesi
inşaatının başlamasını Sultan Abdülhamid bir an önce arzu etmesine muamelesine Alman ve Fransız Büyükelçileri'nin zorlaması üzerine girişilmiştir.
rağmen, finansal destek bu ve diğer projelerde sağlanamıyordu. Hâlbuki, bunların görünürdeki maksatları borçların birleştirilmesinden
meydana gelecek gelir fazlasının Bağdat demiryolu teminatına karşılık
Bütçe açığı için çözüm arayışında olan Abdülhamid, dış borç dönüşümü için tutulmasından ibarettir. Kendileri, borçların birleştirilmesi muamelesinden
Düyun-u Umumiye Idaresi bağlamında dış borçların konsolidasyonunu176 sonra devleti ellerinden geldiği kadar sıkıştıracakları gibi borç birleştirme
önerince, durumdan haberdar olan Paris Büyükelçisi Münir Paşa temasta muamelesinde güya devlete büyük hizmetleri oluyor gibi davranacaklardır.
olduğu Fransız Devlet Adamı Maurice Rouvier’in konuya uygun bir plan Düyun-u Umumiye İdâresi'nin gelirlerinin artırılması için makul ve gayri
geliştirdiği haberini Saray’a ulaştırdı. 24 Ocak 1902’de Rouvier’in dosyası makul çıkacak vergileri birleştirerek, bunun da Bağdat demiryolunda kendi
Saray’a ulaşınca dosyayı inceleyen Abdülhamid ile Sadrazam Said Paşa vatandaşları hissedar olan diğer devletlerin elçilerine örnek olmasıyla
getirilen teklifi ham ve ülke çıkarları için yetersiz buldular177. Talepleri onlarda bu uygulamaya destek vereceklerdir. Böylece Düyun-u Umumiye
üzerine daha sonra yapılan ufak iyileştirmelerle uygulamaya geçilebileceğine İdaresi yabancı bir devlet idaresi yerine konularak söz konusu kontrolden
karar verdiler. Mart 1902’de, yabancı basında çıkan bir haberde Maurice beklentilerini gerçekleşmiş olacaklardır… Arz edilen bilgilerden sonra bu
Rouvier’in Padişah’ın iradesiyle Ingiliz, Fransız ve Alman sendikaları ile layihanın kabulünü öneririm. Aksi taktirde, bu mazbatayla, sakınca ve riskler
konsolidasyon görüşmelerine yetkili kılındığı bildiriliyordu178. Görüşmeler ortadan kaldırılmamış oluyor, arz ederim183.
Fransa adına Rouvier, Almanya adına Istanbul Almanya Büyükelçisi Fransa’da yayınlanan bir karikatürde Rouvier’in göğsünde
Maurice Bouvier (1842-1911). Le Pélerin-Paris, Marshall von Bieberstein tarafından yürütüldü. Ingilizler görüşmelerde Planın başarısızlığa uğramasında Osmanlı Hükümeti’nin çok geçerli Kayzer II. Wilhelm ve Delcassé’nin göğsünde Sultan II.
6 Şubat 1905. Makzume dijital arşivi. perde arkasında kalmayı tercih ettiler. Alman Hükümeti, Bağdat Demiryolu nedenlerinin olması yanında madalyonun diğer tarafına baktığımızda, Abdülhamid. Bibliotheques Spécialisées Paris.

52 53
eski Maliye Nazırı Rouvier ve Fransız Dışişleri Bakanı Delcassé arasındaki ihtilaf da dikkate alınmalıdır. Bağdat Demiryolu Selim Paşa ailesinin evinde bulundurduğu
Yıldız Porselen imalatı vazo ve güleptan.
projesinde Fransa’nın Almanya’nın yanında yer almasını isteyen Rouvier’in düşüncelerine Delcassé tamamen muhalifti.
Melhame aile koleksiyonu.
Delcassé Rusya ile olan iyi ilişkileri korumak istiyor184 ama Almanya’nın gücünden de çekiniyordu. Bu düşüncesinde
Delcassé’yi Fransız Hükümeti destekliyordu185.

Rouvier görüşmeler sırasında Deutsche Bank müdürü ile yakınlık kurmuş, hatta projenin başarıya ulaşabilmesi için
kendisinden borç talep etmişti. Diğer yandan, Düyun-u Umumiye Idaresi’nde Fransa ve Almanya dışındaki yabancı komiserler
Rouvier Planı hakkında yeterli derecede bilgilendirilmemişlerdi. Temsil ettikleri ülke alacaklılarından onay alınmadıkça
planın hayata geçirilmesi zaten mümkün olmayacaktı. Bağdat demiryolu imtiyazını elinde bulunduran Almanya, Rouvier
projesi gelirlerinden mahrum kalınca, önce 2800 kilometre uzunluğunda bir parkur inşa etmek yerine, Konya ile Ereğli
arasında 200 kilometrelik kısa bir parkur üzerinde çalışmalarını başlattı186.

Rouvier planı askıya alınmadan önce de Bâbıâli taze para kaynakları arayışındaydı. 1899’dan beri Filistin’de yurt edinme
arayışında olan siyonist liderlerden Theodore Herzl ile Sultan Abdülhamid arasında 19 Mayıs 1901’de görüşme sağlandı.
Herzl Padişah’a ICA’dan (Jewish Colonization Association) sınırsız kaynak sağlayacağını söylemesine rağmen, Yahudilerin
Filistin’e yerleşimi için izin alınmayınca, söz konusu kredi elde edilemedi187.

Selim Melhame ve Yıldız Porselen Fabrikası

Imparatorluk’ta ilk porselen üretimi XVIII. yüzyıl başlarında Galata, Beykoz, Balat gibi semtlerdeki küçük atölyelerde
başladı. Abdülmecid döneminde de bu atölyelerin çalışanlarını bir araya getirecek ve batı teknolojisini kullanarak üretim
yapacak olan ilk porselen fabrikası kuruldu. Ancak porselenin gelişmesi Sultan II. Abdülhamid döneminde, Sevres’deki
porselen fabrikası örnek alınarak, 1890’larda Selim Paşa’nın denetimi altında188, Yıldız Sarayı dış bahçesine yaptırılan
porselen fabrikasıyla gerçekleşti189. Selim Paşa’nın girişimiyle Istanbul’a getirtilen Italyan Mimar D’Aronco tarafından inşa
edilen fabrika 1894’te depremden zarar görse de yine D’Aronco’nun tadilatıyla aynı yıl üretime devam etti. Idari ve mali
olarak Hazine-i Hassa Nazırlığı'na bağlı Emlâk-ı Hümâyûn Idaresi’ne tâbi olan fabrikanın kurulmasıyla saraylarda bulunan
Uzakdoğu porselenlerinin yerini Yıldız porselenleri almaya başladı. Üretilen her porselende fabrikanın orijinal amblemi olan
ay yıldız damgası bulunuyordu. Fabrikanın ilk Dahiliye Müdürü190 Fransız Louis Date porselen imalatıyla ilgili her konudan
sorumluydu191. 1894’te Yusuf Bey, 1895’te de Nazım Bey fabrika müdürü oldu. Nazım Bey, II. Meşrutiyet’e kadar görevde
kaldı. Çalışanların bir kısmı aynı zamanda 1882’de kurulan Sanayi-i Nefise’de (Güzel Sanatlar Okulu) eğitim alıyordu.

Selim Melhame, nazırlığı devam ederken 1894 yılından itibaren Yıldız Porselen Fabrikası’nın başkanlığını da üstlendi ve
II. Meşrutiyet ilanına kadar bu görevi devam etti192. Selim Melhame bütün harcamaları kayıt altına aldırıyordu. Gelir gider
kayıtları, fabrika muhasebesi tarafından Emlâk-ı Hümâyûn Idaresi’ne gönderiliyordu193. Fabrikanın Hazine-i Hassa’yla
iletişimini Melhame üstleniyordu. Personel alımında nazırın muhakkak onayı gerekiyordu.

Gelir elde etmekten çok saray ve kasırlarda kullanılmak, gelen


yabancı ülke hükümdarlarına ve gidilen ülkelerde üst düzey
memurlara hediye edilmek, uluslararası sergilere gönderilmek
üzere üretim yapan fabrikanın satış merkezlerinden biri
Kapalıçarşı’da açılan Hereke Halı Fabrikası Mağazası’ydı.
Selim Melhame döneminde Hereke Fabrikası’nda kumaş
üretimine ilaveten yün ve ipek halı üretimine de geçilmişti.
Selim Paşa’nın karşılama etkinliklerini üstlendiği Kayzer
II. Wilhelm’in Istanbul’u ikinci ziyareti sırasında, Alman
Imparatora Yıldız Porselen Fabrikası’nda üretilmiş vazolar
ve Hereke halıları hediye edilmişti.

Selim Melhame Paşa 2 Mayıs 1896’da Sultan’a sunduğu


raporda, fabrika masraf ve gelirlerini gösteren listeyle
birlikte önceki yılın fiyatlarıyla gelir ve giderin eşit olduğunu,
Yıldız Porselen Fabrikası’ndan bir görüntü. Makzume dijital arşivi. ilk yıl alınacak gelirle fabrikanın genişletilmesi için gerekli
bin liranın kullanılacağını, yerli işçilerin sayısının artarak
yabancı usta istihdamından tamamen vazgeçileceğini, böylece daha az ücretle çalışacak çini ustaları bulundurarak, yerli çini
sanayisi kurulacağını ve özel çini fabrikaları tesis edilerek her yıl Avrupa’dan ithal edilen porselen mamullerine artık para
verilmeyeceğini yazıyordu194.

54
3 Mayıs’ta fabrikayla ilgili Saray’a sunduğu detaylı layihada, fabrikanın verimini arttırmak için yapılması gerekenler hakkında karşılıksız bırakmak istemeyen sanatçı birkaç saat önce üzerinde çalıştığı
Selim Melhame bilgi sunuyor. Beyazıt Camii’nde düzenlenen bir sergide halk tarafından ürünlerin çok beğenildiğini ve adeta tabloyu “A Selim Pasha avec grand dévouement Fausto Zonaro” (Selim Paşa’ya
kapışılırcasına satıldığını, fabrikanın Avrupa standartlarında üretim yaptığını ancak personel ve bina yetersizliğinden dolayı büyük bir sadakatla, Fausto Zonaro) sözleriyle ithaf ederek kendisine
üretimin sınırlı kaldığını belirtiyor. Ürünlerin Avrupalı mallardan daha üstün bir kaliteye ulaşması ve Osmanlı çini sanatının armağan ediyor. Ressamın ufak kız kardeşi Leonia’nın not defterinden
canlandırılarak yetenekli sanatkârlar yetiştirilmesi için gerekli ortamın edinilen bu bilgilerden, Sultan II. Abdülhamid’e yakın olduğu bilinen
sağlanabilmesi için de gerekli gördüğü adımları yazıda belirtiyor: Selim Melhame Paşa’nın 1896’da, Zonaro’nun Ressam-ı Hazret-i Şehriyari
(Sultan’ın Ressamı) olarak atanmasında en az Rus Büyükelçi Aleksandır
...Çalışanlarının azlığı dolayısıyla Avrupa’dan getirilen sanatkârların yanlarına Nelidov kadar emeği geçtiği anlaşılıyor.
ancak birer çırak, bazen de iki çırak verilebilmektedir. Bunların da sanatı
öğrenmeleri uzun bir süreyi gerektirmektedir. Fabrika geliştirilip de ustaların Kısa bir süre Yıldız Porselen Fabrikası’nda çalışan Fausto Zonaro hatıratında
yanına üçer yahut dörder çırak verilebilirse içlerinden sanatı çok kısa sürede fabrikadan şöyle bahsediyor:
öğrenenler çıkacak ve diğerleri de peyderpey yetişecektir. Mevcutlardan uygun
olanlar da Osmanlı’nın eski sanatlarını öğrenmeye yönlendirilecek, yerli ...İşte yeniden, manzara çalışmalarım için korudaki gezintilerime dönüyorum...
sanatkârlar yetişecek ve yerli üretim artacaktır. Çalışanların artmasıyla yabancı Bu çalışmalarım sırasında, bir gün Mimar d’Aronco’nun zarif eseri, Porselen
sanatçıların yerine yerlilerinin yetiştirilmesinin mümkün olabileceği; geçen Fabrikası’na kadar gittim. Bina, geniş bir alanın göz önüne serildiği Ortaköy
yıl ülkesine dönen Fransız sanatçının yerine yerli sanatkârların geçmesiyle ve yamacına kurulmuştu: Ufukta Adalar ve önde Moda, Haydarpaşa ve yukarıya
çiçek çizimiyle görevli ressam ve fırıncıların kontratlarının bitimiyle işlerini doğru, yükselen geniş kabristanının sıra sıra siyah servileriyle Üsküdar... Fabrika,
yerli sanatçılara devredecek olmalarıyla sabittir. Mevcudun yetersizliğinden Padişah’ın bir hevesiydi. Bütün değerli konukları, gerekli merasim kuralları
dolayı her sanat için bir, bazen de iki kişi ayrılmış bulunmaktadır. Bir sanatın dahilinde fabrikayı ziyaret etmeyi ihmal etmezlerdi. Yüce gönüllü Padişah, bu
tek bir kişiye bırakılması asla doğru olmadığından resimhanedeki çeşitli işlerde vesileyle değerli konuklarına birkaç parça porselen ya da çok beğenmişlerse,
kullanılmak üzere dört ressam ile model, kalıp odasına iki, emay odasına üç, yüksek değerde bir porselen yemek takımı armağan ederdi197 ...
dökmecilik öğrenmek üzere de dört yetenekli işçi ile katene ve çamur işlerinde
kullanılmak üzere üç işçiye şiddetle ihtiyaç vardır. Söz konusu işçilerin çoğu, Fabrikadan sorumlu sanatsever Selim Melhame Paşa, fabrikadaki
Zonaro’nun Yıldız Porselen Fabrikası’nda resmettiği bir tabak.
sanayi okulu öğrencilerinden ve sanayi taburlarından alınmak suretiyle fazla Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonu İstanbul. çalışmalarında da Zonaro’nun porselen betimlemelerinde yeteneğini
masrafa gerek görülmeksizin tedarik edilebilir. Bu şekilde tedarik edilemeyenler hisseden kişilerdendi ve eserlerini çok beğeniyordu. Zonaro’ya fabrikanın
de, ülkesine dönecek olan iki Fransız ustanın boşta kalacak maaşlarıyla idare sanat yöneticiliğini dahi teklif etmişti. Böylesi disiplinli bir düzende
edebileceklerdir. Bunun dışında, fabrika binasında yapılacak gerekli tadiller ve ek binalarla, acil ihtiyaç duyulan büyük fırının çalışmaya uygun olmadığını düşünen sanatçı teklifi kabul etmemişti.
inşası için toplam 99.000 kuruş gerekmektedir. Bu düzenlemelerle üretim üç dört misli artıp hazinece sipariş edilen yıllık üç bin Zonaro hatıratında Melhame Paşa’nın kendi eserlerini hemen ortadan
adet eşyanın imali ve bu sayıdan fazlasının dışa ihracı mümkün olabilecektir195. kaldırdığını anlatır. Paşa, Zonaro’nun betimlediği porselen eserleri, henüz
Ressam Fausto Zonaro (1859-1929). Makzume dijital arşivi.
sergilenmeden, kendisine ayırıyordu:
Selim Melhame’den alınan rapor sonrasında, 21 Kasım 1896’da Saray Başkâtibi Tahsin Paşa ilgililere şu bilgiyi geçiyor:
...Fabrikanın Genel Müdürü, Orman ve Maadin Nazırı Melhame, orada olmaktan hoşlandığımı anlayınca sözü, fabrikanın sanat
Padişah tarafından emir ve ferman buyrulacak mahale yeniden bir porselen fırınıyla, bu fırın için bir bina ve demir çatı, ayrıca yöneticiliğini yapmak isteyip istemediğime getirdi. Fakat disiplinden sıkıldığım için geri durdum. Bununla beraber, ateşin etkisiyle
bir fayans fırınıyla porselen imalathanesi üzerine de çini imalathanesi inşa edilmesi ve bunun için gereken alet ve edevatın renklerin nasıl değişeceğini hesaplayıp fırınladığım birçok parça boyadım. Fakat bana başarılı görünen o çalışmalarım hemen
temini için 393 lira harcanmasıyla mümkün olduğu Orman, Maden ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Efendi hazretleri tarafından yok oluyordu. Ürünleri toplayıp kaldıransa Melhame’nin ta kendisiydi. Bana yalnızca, oradaki Fransızlar’dan birinin boyalarıyla
arz edilmiş ve bu masrafla söz konusu fırınların Selim Paşa tarafından inşası, söz konusu fermanda bildirilmiştir. Arz olunur196. yaptığım ve fırından çıkar çıkmaz alıp eve götürdüğüm ilk çalışmam olan tabak kaldı198 .

Muhtelif yazışmalardan Selim Paşa’nın nazırlık görevi dışında, Yıldız Porselen Fabrikası’na da zaman ayırdığı, fabrikayı Kayzer II. Wilhelm’in karşılanışını Selim Melhame’nin üstlenmesi
büyüterek dünya standartlarına getirmek için çaba sarf ettiği anlaşılıyor.
Alman Imparatoru II. Wilhelm 1889 yılından sonra Istanbul’a 1898’de tekrar uğradı. Bu ziyaretine Filistin ve Suriye
yolculuklarını dâhil etti. Kudüs’te kurulan Protestan Kilisesi’nin açılışına katılma isteği de ziyaretin amaçlarından biriydi.
Selim Melhame ile Ressam Fausto Zonaro arasında doğan dostluk
Ziyaret, böylesine önemli bir hükümdarı ağırlayan Sultan II. Abdülhamid’e olduğu kadar, Ingiltere’yi saf dışı bırakarak Bağdat
1893-1894 yıllarında Istanbul’da yaşamını zorlukla geçiren Fausto Zonaro sanatını tanıtmak ve şehirde ilk çalışmalarını demiryollarında imtiyaz sahibi olmak isteyen ve bölge petrollerinden yararlanmak için planlar yapan II. Wilhelm için de çok
satmak düşüncesiyle Yüksekkaldırım Caddesi’nde dükkânı bulunan gravür ustası Zellich’le anlaştı ve vitrinine Istanbul konulu önemliydi. Iki imparator ve iki ülke arasında sıkı bir dostluğun başlangıcı olacak bu ziyaret birkaç ay boyunca Amerika’dan
suluboyaları satışa koydu. Bunlar kısa zamanda satılınca Zellich kendisinden yeni eskizler ve suluboyalar istedi. Bu defa Ingiltere’ye, tüm dünyanın da gündemini meşgul edecekti.
çalışmalar giderek daha yüksek fiyatlara satıldı ama sanatçı eserlerin neredeyse tamamına yakınını satın alan kişi hakkında bir
türlü bilgi edinemedi. Ziyaretin organizasyonu ve düzenlemeleri Selim Melhame Paşa’ya bırakılmıştı. Melhame, Osmanlı-Yunan Savaşı sonrasında
gazi ve şehit ailelerine yardım için düzenlenen sergi, daha sonra deprem nedeniyle iptal edilen fakat bir yıl boyunca Osmanlı
Günün birinde Tatavla’da açıkhavada bir manzara betimlerken zaptiyeden dört kişi tuvalini ve resim malzemesini elinden tarım ürünlerinin sergilenmesi için organizasyonu devam eden Ziraat ve Sanayi Sergisi gibi pek çok organizasyonun
alarak kendisini bir binanın bekleme salonuna bırakıp oradan ayrılırlar. Bir süre sonra kendisini soruşturmaya gelen kişiye düzenlenmesinde görev almış, bu konuda tecrübeli bir isimdi.
sanatçı kartvizitini sununca, Osmanlı yetkili “Demek Pera’daki vitrinde satılan suluboyalar imzanızı taşıyor” diyerek heyecanını
gizleyemiyor ve Zonaro’ya “Tablolarınızı ben satın aldım” dedikten sonra kendini Selim (Melhame) Paşa olarak tanıtıyor. Iyi Ziyaret henüz gerçekleşmeden Istanbul ve Berlin arasındaki iletişim iyice artmıştı. Selim Melhame başkanlığında çalışmalar
Fransızca konuştuklarından ikili arasında uzun yıllar sürecek samimi dostluğun ilk temelleri atılıyor. başladı. II. Wilhelm’in Istanbul’daki ziyareti boyunca konaklaması için 25 bin pound harcanması planlanan Yıldız Şale Köşkü’nün
üçüncü kısmı Mimar d’Aronco’ya yaptırıldı199. Köşkün elektrikle aydınlanması için 1898 yılında Siemens & Halske firmasıyla
Selim Paşa aldığı suyuboyalardan lüks bir albüm oluşturarak sanatsever Sultan II. Abdülhamid’e armağan ettiğini söyleyince anlaşıldı. Bu haliyle Şale Köşkü, II. Wilhelm’in dokuz yıl önceki ziyaretinde kaldığı köşkün iki kat büyüklüğüne ulaşmıştı200.
Zonaro mutlu oluyor. Kendisine kartvizitini vererek, sokakta sıkıntı çekmesi halinde bu kartı göstermesini öneriyor. Bu iyiliği Bu arada Pera’da, Galatasaray’dan Rusya Konsolosluğu’na kadar olan binalar elden geçiriliyor, restorasyonları yapılıyordu.

56 57
Yalnızca Istanbul’da değil, Kayzer’in ziyareti Alman Çeşmesi orijinal
maketi, Makzume
çerçevesinde Suriye ve Filistin’de de hiçbir
koleksiyonu.
masraftan kaçınılmıyordu.

Selim Melhame de karşılama heyetinin içinde


yer aldı. Hohenzollern adlı kraliyet yatıyla,
maiyetinde bulunan savaş gemileri 17 Ekim
1898 tarihinde Çanakkale önlerinde top
atışlarıyla karşılandı. Çanakkale’de, Kale-i
Sultaniye’deki karşılama heyetinde Selim
Melhame Paşa’nın yanı sıra, Berlin eski
Büyükelçisi ve Hariciye Nazırı Said Paşa,
Turhan Paşa, Mehmed Şakir Paşa, Selnis Paşa,
Kamphövener Paşa ve Berlin Büyükelçisi
hazır bulundular201. 18 Ekim’de Istanbul’a
yatlarıyla ulaşan Imparator ve Imparatoriçe
Dolmabahçe Sarayı’nda karşılandılar, oradan
Yıldız Sarayı’na geçtiler202.
Alman İmparatoru'nu Kale-i Sultaniye'de karşılayan heyet, en sağ başta oturan Selim Melhame Paşa.
Istanbul’daki beş günlük ziyaret sonunda Mecmua-i Lisan, 3 Kasım 1899. Makzume dijital arşivi.
iki ülke arasında dostluklar pekişti ve çeşitli
imtiyazlar üzerinde anlaşıldı. 14 Haziran 1898’de dış basında203 Alman Imparatoru’nun Suriye ve Filistin ziyareti için hazırlıkları
Bâbıâli’nin sürdürdüğüne, II. Wilhelm’e, sağlık sorunları yaşayan Münir Paşa yerine Selim Melhame veya Karateodori Paşa’nın
refakat edeceğine dair bir haber çıktı. Kayzer ve eşi, Istanbul’dan 22 Ekim’de ayrılarak Kudüs’e doğru yola çıktılar. Kudüs ve
Suriye seyahatlerinden sonra dönüş yoluna koyularak Kasım ayı sonunda ülkelerine döndüler.

Kayzer II. Wilhelm’in Sultan Abdülhamid’e çeşme armağanı

II. Wilhelm’in Osmanlı topraklarına yaptığı ziyaret dönüşü Alman-Osmanlı dostluğunun bir göstergesi olarak yaptırmaya
karar verdiği çeşmenin çalışmaları kısa sürede başladı. Çeşmenin projesini Alman Mimar Max Spitta hazırladı. Malzemeler
Almanya’dan getirilecek Istanbul’da monte edilecekti204. Çeşmenin Istanbul’da yapımını Mimar Schoele üstlenirken, yapının
mimarları arasında Carlitzik ve J. Antony de bulunuyordu.

Almanya ve Osmanlı Devleti arasında geçen yazışmalarda çeşmenin konulacağı yer meselesi tartışılmış, sonunda Sultanahmet
Meydanı’nda karar kılınmıştı. Sultan II. Abdülhamid Almanya Büyükelçisi Marshall von Bieberstein’ı Saray’a çağırarak
çeşmenin konumlandırılma görevini Selim Melhame Paşa’ya verdiğini bildirdi205. Mayıs 1899’da Yıldız Sarayı Başkitabet
Dairesi’ne yazılan yazıda Alman Çeşmesi’yle ilgili kısaca şu bilgiler yer alıyordu:

Alman İmparatoru’nca inşa edilecek çeşmenin, Orman, Madenler ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Paşa tarafından yaptırılan
planda olduğu gibi, Sultanahmet Meydanı’ndaki bahçenin arka tarafında inşası ve çeşmenin meydanı daraltmayacağı
anlaşılmıştır. Çeşme civarındaki tahta parmaklıklar yerine yine Selim Melhame Paşa tarafından Mekteb-i Sanayi’deki gibi demir
parmaklıklar yaptırılmasına karar verilmiştir206.

Bölgedeki planlamanın sorumluluğu Selim Melhame Paşa’ya verilmişti. Çeşmenin inşasının 1 Eylül 1900’deki II. Abdülhamid’in
tahta çıkışının 25. yılı için düzenlenecek törene kadar yetiştirilmesi için uğraşılsa207 da çeşmenin açılış töreni Almanlar’dan
gelen talep üzerine, II. Wilhelm’in 42. doğum yıldönümü olan 27 Ocak 1901’de gerçekleşti. Açılışa II. Wilhelm’in Almanya’dan
bizzat gönderdiği özel heyetin yanı sıra Almanya Büyükelçisi, elçilik memurları, askerler, süvariler, jandarma ve polisler
katıldı208. Bâbıâli, çevre düzenlemesini “bir an evvel” bitirip ilk açılış tarihini geciktirmek istememesine rağmen, son dakikada
kaynak yetersizliği sorununun gündeme gelmesi “acaba Almanlar isteyerek mi tarihi değiştirdi?” sorusunu akla getirdi.

Lorando ve Tubini olayı: Midilli’nin Fransızlar tarafından işgali ve Fransızlar’ın taviz koparma stratejisi

Osmanlı’da siyasi sürgün yeri olarak hatırlanan Ege Denizi’nin en büyük adalarından Midilli’nin Osmanlı Devleti için en büyük
önemi Istanbul’un güvenliğiydi. Ancak Midilli zirai üretim ve balıkçılığın yanı sıra Akdeniz ticaretinin de önemli noktalarından
biriydi. Adada genel nüfusu Hristiyanlar oluştururken bir de Osmanlı askeri birliği bulunuyordu.

58 59
5 Kasım 1901’de Fransız donanması Midilli’de demir attı ve adayı işgal ettiğini bildirdi. Midilli Mutasarrıfı Reşid Paşa, o evlenmişti. Çiftin oğlu Alexandre Crespin, diğer bir önemli banker aile olan Glavaniler’in
sabah durumu Saray Başkâtibi Tahsin Paşa’ya telgrafla bildirmişti209. Midilli’nin Fransa tarafından işgal edilmesi başlangıçta kızıyla evliydi. Selim Melhame’nin karısı ise Alexandre Crespin’in kızı Aimée Lucie
Osmanlı Devleti tarafından anlaşılamamıştı. Çıkartma ünlü Amiral Leonce Caillard’ın önderliğinde yedi gemiyle yapılmıştı. Clémentine’di219. Dolayısıyla Selim Melhame Paşa, Lorando kardeşlerin akrabası olarak ön
Fransız donanması adaya o kadar sakin yerleşmiş, gümrük ve telgrafa o kadar olaysız el koymuştu ki kimse gerçek bir işgal plana çıkmış, böylece Fransa’yla sorunu çözümleme amacıyla, yakın ilişkilerini kullanması
olduğuna inanamamıştı. Fransız Büyükelçiliği bu girişimi Hariciye Nezareti’ne iletti ve böylelikle sorunun ne olduğu kısa süre istenmişti. Fransa bir hafta sonra, 12 Kasım’da adadan çekildi. Problemin bu kadar çabuk
içinde ortaya çıktı210. çözüme kavuşmasında Selim Melhame Paşa’nın da önemli rolü olduğu söylenir220.

Olayın başkahramanları Galata’nın en önemli ailelerinden, Fransız Levantenler, Lorando kardeşler ve Erbe Tubini’ydi. Tubini, Adanın işgalinden haberdar olan II. Abdülhamid, Lorandolar’a ve Tubini’ye borçlarının
banker kuruluşu “Le Crédit Général Ottoman”nın kurucularındandı. Sultan Abdülaziz’in hükümdarlığında, Şirvani Mehmed Rüştü yaklaşık yarım milyonluk bir kısmını ödeyeceklerini, kalanı taksitlendireceklerini;
Paşa’nın sadareti döneminde Lorando kardeşler ve Tubini’nin de içinde bulunduğu bankerlerden 9 Ocak 1874 tarihli mukaveleyle ayrıca Fransa’nın taleplerini de kabul ettiklerini açıkladı. Fransa’nın Midilli’den
1 milyon Ingiliz lirası avans alınmıştı211. Abdülaziz’in tahttan indirilmesinin ardından borçlar 25 yıl boyunca faiz nedeniyle çekilmek için verdiği notada Fransız tabiyet ve himayesi altında bulunan kişiler
yükselmişti. Orhan Koloğlu diğer bankerlere olan borçlar ödenmişken Lorando ve Tubini’nin borçlarının ödenmemesini devletin veya ruhban tarafından idare edilen okulların, sağlık kurumlarının ve kiliselerin
meşguliyetine bağlıyor. Zaten karışık bir siyasi süreçten sonra tahta gelen II. Abdülhamid döneminde de milliyetçi akımlarla, Rusya resmen tanınması gibi istekleri de vardı. Prof. Şerife Yorulmaz221 çalışmasında bu
yenilgisi sonucu devletin iflas etmesiyle, Fransa’nın 1881’de Tunus’a ve Ingiltere’nin 1882’de Mısır’a yerleşmeleriyle uğraşan süreci detaylı bir şekilde anlatarak Fransa’nın Lorando ve Tubini’nin borçlarının
devlet borçlarla ilgilenememişti. ödenmesi dışında da istekleri olduğunu belirtir. Zaten Lübnan, Kudüs ve çevresinin
de Fransız sömürgesine katılma isteği açıktır. Zira Fransız okullarının, sağlık ve hayır
Sultan’la Istanbul’daki Fransa Büyükelçisi Jean Antoine Ernest Constans ve Saray arasındaki görüşmelerin sona ermesinden kurumlarının büyük kısmı bu bölgededir. Buradan anlaşılıyor ki, Fransız Büyükelçi
sonra212 aradaki iletişimi sağlayan Osmanlı Devleti’nin Paris Büyükelçisi Salih Münir Paşa anılarında, Lorando ve Tubini’nin Constans, Lorando ve Tubini olayını bahane ederek II. Abdülhamid’ten çok daha
yaklaşık 100 bin lira olan borcun yıllar içindeki faizle 1 milyon liraya kadar yükseldiğini, bu borcun artık ödenmesi için bankerler önemli tavizler elde etme amacı güdüyordu.
namına dava açıldığını ve kazanıldığını belirtiyordu. Davayı açan sendikanın mensupları arasında üst düzey memurlar ve
gazeteciler de bulunuyordu. Yine Salih Münir Paşa’nın anılarına göre dava açılmasaydı, Fransız Büyükelçisi Constans borcun faiz Fransız Büyükelçi Constans’ın kişisel servetine düşkün olduğu kadar Fransız
eklenmeden ödenmesini kabul edecekti, ancak verilen jurnallerle bu durum Bâbıâli’ye o zaman kabul ettirilememişti. Fransız çıkarlarını da korumaya çalıştığı bilinmektedir. Borçların ödenmesiyle ilgili Saray’a
Hükümeti’nin de haberdar olmasıyla mevcut problem büyümüş ve Midilli’nin işgal edileceği açıklanmıştı213. gittiğinde Istanbul rıhtımlarının işletme imtiyazının 35 milyon frank karşılığı
Fransızlara verildiğinden, ancak henüz devrin gerçekleşmediğinden bahsetmişti.
Işgalden önceki süreçte Selim Melhame Paşa, Saray Ikinci Kâtibi Izzet Holo Paşa’yla birlikte, borç miktarının azalması ve Fransa ve Türkiye ilişkilerinde o dönemki en önemli problemlerden biri de buydu.
ilişkilerin yumuşaması için, borçların ödenmemesi durumunda Istanbul’u terk etme tehdidinde bulunan Fransız Büyükelçisi Rıhtım Şirketi imtiyazı için Fransa’nın her şeyi yapabileceği Midilli işgalinde ortaya Fransız Amiral Caillard. Makzume dijital arşivi.
Constans ile görüşmeler yapmıştı. Dış ilişkilerde Selim Melhame, Saray’da da Izzet Holo Paşa meseleyle alakadar oluyordu214. çıkmıştı. Ancak, Eylül 1902’de The Times haberinde, aradan bir yıl geçmesine rağmen,
Constans 26 Ağustos 1901’de Hariciye Nazırı Tevfik Paşa’ya yazdığı mektupta o gün Orient Express’e binerek Istanbul’dan Türkiye’nin Fransız Rıhtım Şirketi’ne henüz imtiyazı vermediği, diğer taraftan limanların işletmesini geri alabilecek maddi
ayrılacağını ifade etmiş, Sultan’ın konuya herhangi bir çözüm üretmediğini söylemişti215. Teşrifat Nazırı Ibrahim Paşa ve güce de sahip olmadığı yazıyordu222.
Selim Melhame Paşa Sirkeci Istasyonu’na gidip Padişah’ın çözüm üreteceğini söyleyerek büyükelçiyi ülkeden ayrılmaması için
ikna etmeye çabaladılar. Constans görüşme sonunda, Fransız Hükümeti’nden aldığı emir üzerine gitmek zorunda kalsa da, Izzet Paşa ve Selim Paşa ile arası iyi olmayan Sadrazam Said Paşa anılarında Selim Melhame ve Izzet Holo’nun bu süreçte birtakım
iyimser bir tutum takınacaktır. Meselenin çözümlenmesi ve büyükelçinin dolaplar çevirdiğini iddia eder223. Halefi Sadrazam Kâmil Paşa ise, tam tersi, borçlanma konusunda Said Paşa’yı sorumlu tutar.
Istanbul’a geri dönüşü için Fransa’nın taleplerinin Bâbıâli tarafından Saray Başkâtibi Tahsin Paşa ise anılarında, isim vermeden, birtakım kişilerin bu yüksek faizden çıkar sağladığını belirtir224.
kabul edilmesi gerektiğini belirtti216.
1902 Cebeli Lübnan Mutasarrıflığı seçimlerinde adının yeniden geçmesi
Constans’ın Istanbul’dan gidişi Midilli’nin işgalinden yaklaşık iki buçuk
ay evveldi. 28 Ağustos’ta hâlâ Istanbul’da bulunan Fransız Büyükelçiliği 1861’den Cebeli Lübnan Mutasarrıflığı görevinde sırayla yer alan isimler Davud Paşa, Franko Paşa, Rüstem Paşa, Wassa Paşa
Müşaviri Edmond Bapst’ın Fransız Dışişleri Bakanı Théophile Delcassé’ye ve Naum Paşa idi. Altıncı mutasarrıf olarak listeye eklenecek isim 1892’de merakla bekleniyordu. Adaylık için, öncelikle,
yazdığı mektupta, Bâbıâli’nin Constans’ın gideceğine son dakikaya kadar 1883’te olduğu gibi, Nazır Selim Melhame Paşa ve eski Mutasarrıf Franko Paşa’nın oğlu Nasri Bey Franko’nun adları geçiyordu.
inanmadığı, gitmek üzereyken Selim Melhame’nin onu çözüm ve gidişini Osmanlı Hariciyesi’nde görevli Yusuf Bey Cussa’nın adı da sonradan ağırlık kazanmaya başladı. Fakat Lübnanlı oluşu Bâbıâli
ertelemek konularında ikna etmeye çalıştığı yazıyordu217. 29 Ağustos için bir engel oluşturuyordu. Roma Büyükelçiliği Müsteşarı Ermeni Katolik Kuyumcuyan’ın da adı geçiyordu225. Sonuçta
1901’de Fransız basınında çıkan bir haberde, Büyükelçi Constans Orient- Fransa ile diğer Avrupalı güçlerin Bâbıâli ile yaptıkları değerlendirmeler neticesinde göreve Arap kökenli olmayan sürpriz
Express treni ile Paris yolunda Ingiliz Daily Mail gazetesi muhabirine yaptığı bir isim, Katolik olan Polonya asıllı Muzaffer Çaykovski Paşa getirildi.
açıklamada Paris’te iki gün kalıp Dışişleri Bakanı Delcassé ile görüşeceğini,
akabinde yaylaya dinlenmeye gideceğini söylemişti. Selim Melhame Paşa 1900-1903 Rusya ilişkilerinde Selim Melhame
ile Sirkeci Istasyonu’nda yaptığı son görüşmede, sözlü beyanlara itibar
etmeyeceğini, kendisinden yazılı bir resmî açıklama talep ettiğini, ancak XIX. yüzyılda Balkanlar’da da Istanbul’da olduğu gibi siyasi ve sosyal yapıda huzur yoktu. Bulgaristan, Sırbistan ve
Selim Paşa’nın böyle bir yetkisinin olmadığını söylediğini, gerekli garantiyi Yunanistan’ın etkili olmaya çalıştığı Makedonya’da farklı milletlerin çeteleri kargaşa yaratıyor, bu da diğer devletlerin bölgeye
almadan kararını değiştirmeyeceğini bildirmişti218. müdahalesini kolaylaştırıyordu. Selim Melhame Paşa 1900’lerin başından itibaren Balkanlar’daki problemi çözmek için Sultan
II. Abdülhamid adına kritik nokta görevlerde yer alacak, Avrupa Devletleri temsilcileri ile görüşmeler gerçekleştirecekti.
Selim Paşa’nın, II. Abdülhamid’in en güvendiği devlet adamlarından biri Ancak, öncelikle Rusya-Osmanlı ilişkilerindeki rolünden bahsetmek gerekir.
olmasının yanı sıra, bu olayda aracı olarak kullanılmasının başka bir sebebi
daha vardı. Galata ve Pera’nın en önemli levantenlerinden, Galata’daki bir 1903 yılına gelindiğinde Makedonya’da yabancı devletlerin müdahalesi Saray tarafından hoş karşılanmıyordu. Osmanlı’nın
brokaj ofisi sahibi Fransız Joseph André Crespin ve Venedikli tacir Giorgio Fransız Büyükelçisi J. A. Ernest Constans (1833-1913). karşı koymasına rağmen Rusya, 26 Ocak 1903’te Kosova’nın kuzeyindeki Mitroviçe’de bir konsolosluk kurdu. Konsolosluğa
Lorando 1792 yılında işlerini birleştirmiş ve Joseph, Giorgio’nın kızıyla Makzume dijital arşivi. tepki büyüktü. Avusturya ve Rusya, 21 Şubat’ta Berlin Antlaşması imzacısı devletlerin de onayını alarak Osmanlı’ya bir

60 61
reform planı teklif etti. Hemen kabul edilerek
uygulamaya konan reform planı jandarmaya
Hristiyan subay alınması, siyasi suçluların
affedilmesi226, Arnavutlar’ın kanun dışı
faaliyetlerinin engellenmesi gibi maddeler
içerdiğinden ötürü oradaki halkın tepkisini
çekmişti. Arnavutlar reform planını ve
Mitroviçe’de açılan Rusya Konsolosluğu’nu
protesto ediyordu, hatta silahlanıp Mart
sonunda Mitroviçe’ye saldırı düzenlemişlerdi.
Saldırıdan sonraki gün Mitroviçe’deki ilk
Rusya Konsolosu Grigori Şerbina, Arnavut
Onbaşı Ibrahim tarafından vurulmuş, 10 gün
sonra da hayatını kaybetmişti. Hâlbuki, Rus
Konsolos’un Mitroviçe’ye tayinini Bâbıâli
güvenlik nedeniyle hiç uygun bulmuyordu.
1900’lerde bir Makedon çetesi. Makzume dijital arşivi.
Bâbıâli, Rus Dışişleri’ni ve Istanbul’daki Rus
Büyükelçisi’ni önceden defalarca uyarmış,
tayinin iptal edilmemesi halinde en azından bir süre için ertelenmesini istemişti. Ancak bu uyarılara Ruslar kulak vermemişti.

Onbaşı Ibrahim kurulan mahkemede, idam cezasına çarptırılsa da, Rus Çarı infazın ertelenmesini istemişti. Daha sonra
Çar, suçlu için af talep edecekti227. Sultan konuyla ilgili Rusya’nın Istanbul’daki Büyükelçisi Zinoviev’le görüşmek üzere
Selim Melhame Paşa’yı gönderdi. Rusya, Mitroviçe’deki konsolosun öldürülmesini belki de aldığı riskin bilincinde olduğu
için diplomatik krize dönüştürmemişti228. Ancak, 8 Ağustos 1903’te halka ve memurlara kötü davranışları diğer yabancı
temsilciler tarafından da bilinen Manastır’daki Rusya Konsolosu Aleksander Arkadeyeviç Rostkovski’nin aynı yılın 8
Ağustos’unda nöbetçi Jandarma Halim tarafından öldürülmesi büyük bir diplomatik krize dönüştü.

Ikinci olayın olduğu gece II. Abdülhamid Zinoviev’le görüşmek için Selim Melhame Paşa’yı tekrar görevlendirdi. Selim
Melhame büyükelçiden aldığı izlenimleri bir rapor halinde Sultan’a sundu. Zinoviev, olaydan Osmanlı Hükümeti’ni sorumlu
tutarak bölgede güvenliğin sağlanamadığını iddia etti. Rusya’nın bu defa sert tavrıyla karşılaşan Selim Melhame, ertesi gün
bir mahkemenin kurulması ve sorumlunun idamla cezalandırılması önerisinde bulundu.

Rostkovski’nin cenazesi ve taziyelerin ardından, Rusya Dışişleri Bakanı Kont Lambsdorf Osmanlı Devleti’nden bu durumları
önleyici birtakım başka reformlar da yapmasını istedi. Baskı kurup bu isteklerin yerine getirilmesi için de bir Rus savaş
filosunu Osmanlı karasularına doğru yola çıkarttı229. Olayın üzerinden henüz on gün geçmemiş iken ve filo Iğneada açıklarına
geldiği sırada, baskı altında kalan Osmanlı Devleti,
Rusya’nın taleplerini kabul ettiğini açıklamıştı. Bu arada
Selim Melhame Paşa Büyükelçi Zinoviev’le görüşmelere
devam ediyor, Padişah'a Zinoviev’in durumun sakinleşmesi
taraftarı olduğunu iletiyordu230. Zinoviev, Rusya’nın Osmanlı
Devleti’nden uygulamasını beklediği talepler olsa da, bölgede
statukonun korunmasından yana olduğunu belirtmişti.

Selim Melhame Paşa, Rusya ilişkilerinde ilk kez


görevlendirilmiyordu. Mitroviçe’deki konsolosun
öldürülmesinden birkaç hafta önce, Mart 1903’te Büyükelçi
Zinoviev’le Anadolu Demiryolu Kumpanyası hakkında
görüşmüştü. Melhame, Sultan’a sunduğu raporda konu
Ereğli hattına geldiğinde, Zinoviev’in Almanya ile Osmanlı
Devleti arasında bir ittifak anlaşması olup olmadığını
sorduğunu yazıyordu. Melhame’ye göre Zinoviev’in bu
sorusu, Rusya’ya tavır alınıp alınmadığını öğrenmek içindi.
Cevap olarak bu tür telkinlerin Rusya ile Osmanlı Devleti
arasındaki iyi ilişkileri çekemeyenlerin uydurması olduğu,
Almanlara verilen 200 km’lik hattın çok önceden verildiği,
Bâbıâli ile Fransa arasındaki ilişkileri karikatürize eden bir Fransız dergisinin (bilinmiyor) arka kapağı. Makzume koleksiyonu. bir öneminin de olmadığı anlatılmıştı231. Zinoviev 1901 yılında İstanbul’daki ofisinde. Artmaximum Hamburg dijital arşivi.

62 63
Osmanlı’nın Rusya’yla ilişkilerinde büyük hareketlilikler yaşanan 1903 yılı biterken, Selim Melhame sene boyunca yaptığı
gibi Rus Büyükelçisiyle görüşmelere devam ediyor, konuşmalarını Sultan’a rapor halinde sunuyordu.

1902-1903 Selim Melhame’nin Balkanlar’da görevi

XIX. yüzyılda Balkanlar’daki halklar Osmanlı Devleti’nden bağımsızlık almak için mücadele ediyordu. Osmanlılar büyük
devletlerin baskısıyla bölgede pek çok ıslahat yapmış, söz konusu devletlerin müdahalelerine açık hale gelerek bu
topraklardaki egemenliğini giderek kaybetmeye başlamıştı. Kosova, Selanik ve Manastır vilayetlerinin bulunduğu bölge,
1900’lere gelindiğinde Makedonya adıyla anılmaya başladı. Türkler’in, Arnavutlar’ın, Yahudiler’in, Rumlar’ın, Bulgarlar’ın,
Sırplar’ın ve başka halkların bir arada yaşadığı bu topraklar XX. yüzyıl başına kadar olan süreçte güvenli bir yer olmaktan
çıkmıştı. Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan Makedonya’da hak iddiasında bulunuyor, egemenlik kurma çabasına giriyordu.

Makedonya’da çeşitli örgütler kurulmuş, şiddet eylemleri başlamıştı. Bulgar


komitacıları Müslüman ve bilhassa da Rumlar’ın can ve mallarına zarar
vermekteydi. Said Paşa anılarında Göreyli, Vodina ve Yenice kazalarının
Toşam, Izburkça ve Koştan bucaklarında birkaç yüz eşkiyanın diğer halklara
zarar verdiğini, bir kıyım olma ihtimali doğduğunu ve bölgedeki jandarmanın
takviye kuvvete ihtiyaç duyduğunu yazıyor232. Bu arada, St. Sava ve Etniki
Eterya gibi Sırp ve Yunan komitaları da Osmanlı Devleti’ni ıslahat yapmaya
zorlamak için uğraşıyordu. Komitacılar köyleri, kasabaları, posta arabalarını,
yolcuları soyuyor; kendilerine karşı çıkanları öldürüyordu. 1898-1901 yılları
arasında Selim Paşa’nın kardeşi, Sofya’da görevli Osmanlı Yüksek Komiseri
Necip Melhame de Osmanlı adına sorunların üstesinden gelmek için yoğun
çaba sarf ediyordu. Sonunda Batılı güçlerin de baskısıyla, 1902 yılında
valilerin yetkilerini genişleten, mahkemelerin bağımsızlığını vurgulayan,
karma jandarma örgütü kurulmasını hükme bağlayan ve bunların bir umumi
müfettiş tarafından denetlenmesini kabul eden “Rumeli Vilayetleri Hakkında
Talimat” yürürlüğe girdi233.

Avusturya ve Rusya, bölgede yapılacak ıslahatlar konusunda kontrolü ele almış


durumdaydı. Diğer Batılı devletler onların hazırladığı programlar üzerinden
hareket ediyordu. Iki ülkenin hazırlayıp Berlin Antlaşması’nı imzalayan diğer
devletlerin de onaylamasıyla Osmanlı Devleti’ne sunulan Viyana Islahat
Programı’nı 23 Şubat 1903’te baskı altında kalan Sultan II. Abdülhamid kabul
etmek zorunda kalmıştı. Ancak bu programlar uygulamada bölgedeki iç
karışıklıklara engel olmuyordu.
Selim Melhame Paşa. Melhame aile arşivi.
II. Abdülhamid bu yıllardan başlayarak Selim Melhame Paşa’ya ve kardeşi
Necip Melhame’ye Makedonya sorununun çözümü için çeşitli özel görevler
verecekti. Selim Melhame, Osmanlı’nın olağanüstü büyükelçisi olarak yabancı ülkelerin yöneticileri ve diplomatlarıyla ve
komitacılarla görüşecekti.

Selim Melhame, Sırbistan’dan Niş’e giderek Sırp komitacılarla görüşmeler gerçekleştirdi. Onların isteklerini Sultan adına
dinleyerek çözümle ilgili adımlar attı. 9 Eylül 1902’te Niş’ten Yıldız Sarayı Başkitabet Dairesi’ne gönderdiği raporda, komitayı
temsilen görüştüğü Petrof’un harfiyen şunları söylediğini belirtiyordu234:

Bizden yazılı olarak hiçbir taahhüt beklemeyiniz. Şartlarımızı kabul ederseniz sözümüz yeterlidir. Altı ay yani Eylül sonuna kadar
hiçbir şekilde düşmanca hareket etmeyeceğiz. Vilayetlerde mahallî hükümetler bize karşı hiçbir şekilde karışıklık çıkardığımıza
dair herhangi bir suçlamada bulunmayacaktır. Çetelerimiz hiç yokmuş gibi davranacaklar. Bizim emrimiz altında bulunmayan bazı
şahısların şahsen işleyecekleri suçlardan sorumlu değiliz. Buna karşılık siz de sekiz gün, yani gelecek Salı gününe kadar buradaki
ileri gelenler ve dostlarınız arasında bir dostunuza tayin edeceğimiz bir mevkide, birinci taksit olarak yüz bin frank ve ikinci taksit
olarak Ağustos’un ilk Çarşamba gününde aynı miktarda para vereceksiniz. Eğer gelecek Salı gününe kadar dostlarımıza bu konuda
bir cevap vermezseniz sözleşme hükümsüz kalacaktır. Bundan başka yapılan bu görüşmelerin gizli kalacağına ve kardeşlerimize
karşı, vilayetlerde baskı uygulanmayacağına ve ahalinin şikâyet ettiği memurların yerine peyderpey namuslu ve akıllı memurlar
tayin olunacağına namusunuz üzerine söz veriniz.
Alman İmparatoru II. Wilhem’in Selim Melhame’yi taltif ettiği nişan beratı. Melhame aile koleksiyonu.

64 65
Komite temsilcisinin bu söylemlerini Saray’a ileten Selim Melhame Paşa, mektubunda, ilk taksiti 75.000 franka indirdiğini
belirtiyordu. Görüştüğü komitacı ilk taksite kadar Bulgaristan veya Osmanlı vilayetlerinde bulunmasını istemediğinden,
Melhame Paşa Belgrad ya da başka bir yere gideceğini söyleyerek, konuyla ilgili düşüncelerini şöyle aktarıyordu:

Benim fikrimce bu girişimde hem vakit hem de nakit kaybediliyor. Biz ayrılığa düşersek bunların ısrarları artacak. Hâlbuki
kuvvetleri yedi yüz kişiden fazla değildir. Bununla hiçbir saldırıya cesaret edemezler. Etseler bile ezilirler ve ezileceklerini de bilirler.
Diğer taraftan bunların saldırmak için güçleri olduğu kabul edilse ve sözlerinde duracakları muhakkak olsa bile altı ay sonunda
yine saldırıya başlayacaklarına şüphe yoktur. Hülasa, bunlar siyasi bir maksat güdüyorlar. O halde kendilerini güçlendirmiş oluruz
ya da maksatları sadece para kazanmaktan ibarettir. Bu durumda da dolandırıcılıklarına yol vermiş oluruz. Bu konuda etkili adım
atabilmem için gereğini hızlıca tarafıma bildirmenizi rica ederim. Aksi halde her ihtimale karşı emrinizi beklerim235.

8 Mart 1903 tarihinde dış basında çıkan bir haber, Rumeli vilayetlerinde Sultan’ın iradesi ile alınan kararlar neticesinde
durumun sakinleştiğini ve bazı çetelerin yakalanarak mahkemeye havale edildiğini yazıyordu236.

Ancak komitacı gruplar rahat durmuyordu. 22 Nisan’da Istanbul’daki Rusya Büyükelçisi Zinoviev’den bir mektup alan
Melhame Paşa, büyükelçinin yazdıklarını Padişah'a iletmişti. Zinoviyev mektubunda Rumeli’deki üç vilayette büyükelçilerce
bir “adli” denetim yapmayı planladıklarından bahsediyordu. Konuyla ilgili Sultan’la görüşme isteğini Selim Melhame vasıtasıyla
iletiyordu237. 16 Ağustos 1903’te yine Zinoviev’den edindiği bir bilgiye dayanarak, Selim Paşa Saray’a gönderdiği notada,
Bulgar eşkıyasını durdurmak için Rusya’nın Osmanlı Devleti'nden girişimde bulunmasını tavsiye ettiğini bildiriyordu238.

Mürzsteg Kararları

Ekim 1903’e geldiğimizde Avusturya ve Rusya Dışişleri Bakanları Mürzsteg’te


buluşarak Şubat ayında imzalanan Viyana Islahat Programı’na ek ıslahatlar içeren yeni
bir rapor hazırladı. Rapor, Berlin Antlaşması’nı imzalayan diğer devletlerin de onayı
alındıktan sonra Rusya ve Avusturya Büyükelçilikleri tarafından Saray’a sunuldu.
II. Abdülhamid’in tüm itirazlarına ve kararı gözden geçirme isteğine rağmen Osmanlı
Devleti Kasım 1903’te raporu uygulamak zorunda kaldı. Aralık 1902’de Padişah’ın
temsilcisi olarak Selanik’e atanan, üç vilayeti de kapsayan mülki, mali, adli ve güvenlik
işleri Genel Müfettişliği’ne atanan Hüseyin Hilmi Paşa yeni alınan kararlarla, Rus
ve Avusturyalı iki sivil memuru yanında bulundurmak zorunda kaldı. Jandarmanın
ıslahı görevi de Bâbıâli’ye bağlı Italyan General De Giorgis’e verildi. Batılı güçlerin
temsilcileri De Giorgis’i desteklemeye başladılar.

14 Aralık 1903 tarihli mesajında Rus Büyükelçisi Zinoviev ile muhtelif konularda
yaptığı görüşmeyi, Selim Paşa Sultan II. Abdülhamid’e özetle şöyle aktarıyordu:

Bu sabah Rus Büyükelçisi tarafından öğle yemeğine alıkonuldum. Büyükelçi Zinoviev’in


söylediklerinden kayda değer olanlarını bildiriyorum. Hamdi Paşa’nın değiştirilmesinin
çok isabetli olduğunu söylemiş, Bâbıâli’nin kablo işini bildirmemesine hayret etmiş ve
sadrazamın bu işte iki yüzlü bir yol tuttuğunu belirtmiştir. Kendisine bu işin de diğerleri
General De Giorgis. Makzume dijital arşivi. gibi, yoluna gireceğini, halkın ülkede doğru giden her işin Padişah sayesinde doğru gittiğine
inandığını söyledim. Sözlerimi tasdikle, her zaman ifade ettiği gibi sizin, dünyanın huzuru
için lazım olduğunuzu belirtti. Hüseyin Hilmi Paşa’nın iktidardaki tavırlarının konumunun nezaketiyle uyuşmadığını hatırlattı239.
Zeki Paşa’yla uzun uzadıya görüştüğünü; kendisine Rusya’nın bilinen vilayetlerle ilgili müdahalesinin Osmanlı Devleti’ne bir
zarar getirmeyeceği gibi, teklif edilen tedbirlere yardım etmesi halinde Bulgarlar’a karşı çok etkili bir önlem almış olacağını
söylediğini, Zeki Paşa’nın bunu tasdik ettiğini aktardı. Avusturya Büyükelçisi ile ilgili sözlerime cevaben Büyükelçi Calice ile Alman
Büyükelçileri’nin zararlı kimseler olmadığını ve sözlerine güvenilebileceğini ancak Fransız ve İngiliz Büyükelçileri’nin sözlerine pek
güvenilemeyeceğini belirtti. Calice hakkındaki sözlerine mümkün olduğunca karşı çıktıysam da, uygun olmayacağı düşüncesiyle
daha ileriye gitmedim240.

Selim Melhame Paşa’nın Bâbıâli’yi olup bitenlerden sorumlu tutması


Johannes Zehngraf’ın
Selim Melhame Paşa, Ocak 1904’te doğrudan Sultan’a sunduğu, üzerinde ay ve gün belirtilmeyen bir raporda241, Mürzsteg
(1857-1908) yapmış olduğu
kararları ertesinde Rumeli meselesinde olumsuz şekilde sonuçlanmakta olan hususlarla ilgili yorumunu sunuyor, Rumeli’de Selim Paşa’nın portresi.
gelinen noktanın sorumlusu olarak Bâbıâli’yi gösteriyor242: Melhame aile koleksiyonu.

66
Ülkeme sadakatimden dolayı bugün sonuçlanmış olan malum konu hakkında aşağıdaki açıklamaları yapmaya cüret eylerim. Makedonya’da mali denetim
Avrupa asıl maksadına erişmiş olsa idi, genel olarak Osmanlı’nın bağımsızlığının ve özellikle Rumeli’deki Osmanlı hukukunun
sıkıntıda olacağına şüphe yoktu. Bundan dolayı bu sıkıntı hafiflemiş ve meydana gelen hata bir daha meydana gelmemek üzere Mürzsteg Kararları Osmanlı Devleti için ağır kararlardı. Makedonya neredeyse yarı özerk bir hâl almış, yabancı güçlerin
giderilmiştir. Bu durumda Bâbıâli’nin mevcut heyeti bu işe ne kadar mâni olabilmiştir? Bu konuda vazifesini yerine getirmiş müdahalesi artmış ve kolaylaşmıştı. Ancak bölge, verilen tavizlere rağmen sakinleşmeyecekti. Batılı devletler bu kez üç
midir, getirmemiş ise niçin getirmemiştir? Yanlışlıkla mı? Eğer değilse olaylar ve gelen bilgilere bakarak arz edeceğim mantıklı vilayetin ‘mali’ yönetiminin Osmanlı Bankası’na verilmesi için baskı yapıyordu. 30 Kasım 1905’te Selim Melhame Paşa,
deliller ile bu işte Bâbıâli’nin görevini yapmadığı gibi, meselenin meydana gelişine de nasıl sebebiyet vermiş olduğunu ortaya Fransız maslahatgüzarı Boppe’la Saray adına yaptığı görüşmede, Mürzsteg Raporu çerçevesinde Makedonya’da yabancı
koyacağım. Bu konudaki deliller aşağıda arz edilecektir. sivil memurların görevlendirilmesi taleplerinin Sultan II. Abdülhamid tarafından kabul edildiğini bildirdi. Altı yabancı
sivil memurun denetimi ve Osmanlı Bankası’nın danışmanlığıyla bölgede, Batılı güçlerin Osmanlı Hükümeti tarafından
Birinci: Meselenin meydana gelmesi (Acaba Bâbıâli istemeseydi mesele bu kadar vahim bir sonuca varır mıydı?) Makedonya’da uygulayacağı reformları garanti altına alacağı düşüncesine Padişah saygı duyuyordu. Karşı geldiği tek konu, üç
İkinci: Meselenin altı yedi ay önce meydana geldiğini herkes bilirken başlangıçta Bâbıâli’nin Padişah'a karşı bir sene önce vilayette bir mali denetim komisyonunun kurulması idi243.
jandarmanın işi gibi gizlemesi.
Üçüncü: Alman Büyükelçisi Bieberstein’ın son seyahatinden dönmesine kadar kontrol meselesinin aleyhinde iken, 1905’te Rusya ile Avusturya, II. Abdülhamid’e mali denetim komisyonu tasarısını kabul ettirmek amacıyla bir güç gösterisi
döndükten sonra işin lehine tavır alması. düzenlemeye karar verince, Osmanlı Devleti’ni gizlice destekleyen Almanya dışında, diğer beş süper gücün savaş filoları
Dördüncü: Almanya Büyükelçisi Baron Bieberstein ve Avusturya Büyükelçisi Baron de Calice’nin bu işte Avrupa’yı Midilli ve Limni’ye gelerek, orada gümrük, posta ve telgraf merkezlerine el koydu. Bunun üzerine II. Abdülhamid bölgenin
müttefik hale getirmesi. mali denetimini bir Fransız kurum olan Osmanlı Bankası’na devretmek zorunda kaldı244.
Beşinci: Başlangıçta Bâbıâli’nin meseleyi önemsiz görüp, itiraz niteliğindeki cevapları ona göre hazırlaması.
Altıncı: Konunun önemi Padişahça anlaşıldığı anlaşıldıktan sonra, (Sadrazam) kendi konumunun tehlikede olduğunu Potemkin Zırhlısı İsyanı olayında Selim Paşa
fark edince, kendisini temize çıkarmak için, memurlarını derhâl Rumeli’den uzaklaştırmıştır. Böylece uygulanma imkânı
olmayan teklif için büyükelçilere sert içerikli bir tebligat teşebbüsünde bulunmuştur. Selim Melhame’nin Rusya Büyükelçisi Zinoviev ile görüşmelerinden biri 1905 yılının Haziran-Temmuz aylarında Potemkin
Yedinci: Bu tebligat yapıldıktan sonra (Sadrazam’ın) İtalya Büyükelçisi ile Bâbıâli’de yalnız başına, bir tercüman Zırhlısı Isyanı sırasında gerçekleşmişti. 1917 yılındaki Bolşevik Devrimi ile yıkılacak olan Rus Çarlığı döneminde halkın
aracılığıyla yaptığı görüşmeden sonra büyükelçilerin benzeri görülmemiş bir şekilde ortak karar alarak, Padişah’ın yaşadığı ekonomik sorunlar dayanılmaz boyutlara varmış, rahatsızlık Rus donanmasında da belirgin hale gelmişti. 27 Haziran
huzuruna kabul edilmek istemeleri. 1905 gecesi “Prens Potemkin” zırhlısı Odesa’ya vardığında gemide meydana gelen çatışmalarda mürettebattan pek çok kişi
Sekizinci: Büyükelçilerin Padişah’la görüşme talebinde bulunduklarında, yazmak istedikleri taslakta hepsinin ayrı ayrı ölmüş, isyancı ya da devrimci mürettebat gemi yönetimini ele geçirmişti.
kabul edilmeleri mümkünken, yazıyı kaleme alan Fransız maslahatgüzarına Alman Büyükelçi’nin “Toplantıyı beraber
yapmaya karar verdik” diyerek “kolektif” ibaresini yazıya eklettirmesi.
Dokuzuncu: Bâbıâli’ye yakın olduğu bilinen Alman Büyükelçisi’nin, 1-2 hafta öncesine kadar büyükelçilerin değiştirilmesi
tekliflerine en sıcak bakan kişi olmasına rağmen, bu defa Avrupalı diğer devletlerin taleplerine destek vermesi.
Onuncu: Midilli gümrüğünün işgalinden önce işlerine son verilecek olan, yabancı sivil memurların tayini hakkındaki
teklifi Bâbıâli’nin reddetmesi ve bu konuda yazılan nota gibi, bir cevabi notayı yazmayı düşünmemesi.
On birinci: Bayram kutlamasında, kabine üyelerine haklı olarak gösterilen kırgınlık üzerine, iş çözümlenmeyecek
olursa Bâbıâli’nin konumunun çok tehlikede olacağının anlaşılmasından sonra, o zamana dek hükümetin girişimlerine
alabildiğine karşı çıkan Alman Büyükelçisi’nin birdenbire (Bâbıâli’ye) kabul edilmesi.

Bâbıâli’nin tüm yabancılara gösterdiği ılımlı politika ile, Padişah'ın yönetim şekline ve şahsına karşı herkesçe bilinen duyguları bu
delillere eklendiğinde, Bâbıâli’nin bu işin olumsuz bir sürece girmesindeki en kusurlu taraf olduğu kesinlikle söylenebilir. Ancak,
desteklediğine hükmolunmazsa, hafiflik ve idaresizliğiyle saltanatı çok büyük bir tehlikeye düşürme derecesine getirdiği kuşkusuzdur.

Padişah’ın Almanya ile yirmi sekiz yıldan beri büyük bir kararlılık ve soğukkanlılıkla kurduğu dostça ilişkileri, (Sadrazamın)
kendi kişisel çıkarları lehinde ve saltanat aleyhinde kullanması, Avrupa’da böyle bir “ittifak” bugüne kadar asla gerçekleşmemiş
iken, bu kez, Avusturya Büyükelçisi Baron de Calice’nin Baron Marshall’la ön ayak olarak böyle bir “ittifakı” sağlamış olması,
Bâbıâli’nin yaşanan olaylardaki kusurunun bir delilidir.

Osmanlı Devlet Politikası’nın esası devletler arasında rekabetler oluşturarak bundan yararlanmak olup Padişah’ın bugüne
kadar bu yolda pek çok başarısı görülmüştür. Buna rağmen Bâbıâli’nin bu yararlı yolu tutmamasının üzerinde çok düşünülmesi
ve önem verilmesi gereken bir konu olduğuna şüphe yoktur. Bundan dolayı efendimiz Hazretleri’nin sadık olan bu kulları, bu gibi
tehlikelerin tekrar etmemesini Cenab-ı Hak’tan temenni ettiğimi arz ederim. Kulları Selim. Potemkin zırhlısı Rusya’nın Karadeniz donanmasının en
kuvvetli zırhlısı olup 12.000 tonilato istiap hacmindeydi.
Saatte 18 deniz mili sürat yapabilmekte, 30,5 cm’lik 4, 15
Selim Paşa’nın bu raporundan, Makedonya konusunda Bâbıâli’nin Batılı Büyükelçiler ile arasındaki zayıf diplomatik halka
cm’lik 16 adet olmak üzere muhtelif çaplarda 60 kadar topa
ile Sultan II. Abdülhamid’in dış politikası arasında önemli farklılıklar olduğunu görüyoruz. Olumsuz gelişmelerle ilgili Selim sahip olan gemi dakikada 400 top atabilme kapasitesine
Melhame Paşa doğrudan sadrazama atıfta bulunmasa da bir şekilde Bâbıâli’nin ihmali olduğuna işaret ediyor. Abdülhamid sahipti. Bunlardan başka torpil atması için iki aleti mevcut
Almanya Imparatoru II. Wilhelm, Italya Kralı III. Vittorio Emanuele ve diğer Avrupalı liderler ile kişisel alanda iyi ilişkiler olup, ambarlarında büyük miktarda barut ve 3000’i aşkın
sürdürmesine rağmen, Bâbıâli’nin Düvel-i Muazzama (Büyük güçlerin) büyükelçileri ile yürüttüğü görüşmelerde yanlış adım top mermisi mevcuttu. İkdam, 9 Temmuz 1905. Ya. Hus.
attığının altını çiziyor. Osmanlı yönetiminin zaafiyetinden yararlanan Almanya, Avusturya-Macaristan ve diğer büyükelçiler, 491/52, 12 Temmuz 1905, Köstence Başşehbenderliğinden
ülkeleri yararına tavizler kopararak Sultan II. Abdülhamid’in bilgisi dışında rahatça hareket edebiliyorlardı. Batılı devletlerin gelen telgraf.
Bâbıâli’ye zorla kabul ettirdikleri sözde çözüm projeleri, ne yazık ki Makedonya’daki durumu git gide kötüleştirmekten ve
Balkanlar’ın Osmanlı Devleti’nden kopuş sürecini hızlandırmaktan başka bir sonuç vermeyecekti. Potemkin Zırhlısı kartpostalı, Makzume koleksiyonu.

68 69
2 Temmuz 1905’te Potemkin Zırhlısı Köstence Limanı’na vardı ancak erzak ikmali reddedilince Kefe Limanı’na hareket ederek Almanya’nın güçlenmesi durumunu göz önünde bulundurarak Makedonya konusunda Rusya’yla ortak hareket etme isteğindeydi.
ihtiyaçlarını oradan sağladı. Gemi, 8 Temmuz 1905’te Köstence’ye dönerek Romanya makamlarına teslim oldu ve devrimci Fransa da bu iki ülkenin yanında yer alacaktı. Almanya’nın yanında yer alacak olan Avusturya-Macaristan’ın 1906’da göreve
tayfalar serbest bırakıldı. gelen yeni Dışişleri Bakanı Baron von Aehrenthal, Balkanlar’daki mevcut statukonun korunmasından yana değildi. Zaten Slavlar
konusunda Rusya’ya karşı Arnavutları destekliyordu ve bu konuda da Bulgaristan’dan yardım bekliyordu. Sırbistan’ı ekonomik
1917 yılında Bolşevik Devrimi’ni gerçekleştiren Lenin, bir konuşmasında devrimi ateşleyici en önemli unsurun Potemkin olarak zor durumda bırakmak için 1906’dan itibaren çalışmaya başlamıştı. Her ne kadar Makedonya toprakları üzerinde Osmanlı’ya
Zırhlısı olayı olduğunu söylemişti: Bunların en ünlüsü, Karadeniz’de isyancıların eline geçen ve Odesa’da devrime katılan Prens karşı politika üretilirken ortak tutum sergileseler de Batılı ülkelerde bloklaşma başlamıştı.
Potemkin Zırhlısı’ndaki ayaklanmadır245…
Makedonya’daki şiddet olayları 1907’ye kadar artarak devam etti. Avrupa Devletleri’nin Osmanlı’ya yaptığı baskı da buna bağlı
Potemkin Zırhlısı Karadeniz’de bulunduğu sürece, Sultan II. Abdülhamid geminin Boğaza girme ihtimalini göz önünde olarak artıyordu. Avusturya ve Rusya, Makedonya’da yeni ıslahat planları yapmaya devam etti ve Eylül 1907’de bölge için, mevcut
bulundurarak, Boğaz güvenliğini güçlendirmeye karar verdi. Boğaz’ın Karadeniz girişine eski topların yanına 12 inçlik yeni denetimlere ilaveten, defalarca gündeme getirdikleri ‘adli denetim’ projesini hazırladılar. Amaç üç vilayete; Selanik, Manastır ve
toplar yerleştirildi. Boğazın girişi de mayınlarla kapatıldı. Bir Ingiliz dergisine göre, Osmanlı Hükümeti zırhlının Boğazı Kosova’ya biri Müslüman diğeri Hristiyan ikişer hukuk müfettişi atamaktı. Osmanlı askerî harp divanı da, bu adli denetime tabii
geçmeye teşebbüs etmesi halinde kıyı bataryalarınca ateş açılması emrini vermişti246. tutulacak, Osmanlı Ordusu’nda alınacak kararlarda yabancı hukuk müfettişinin sözü de göz önünde bulundurulacaktı. Istanbul’da
Fransa, Italya ve Almanya Büyükelçileri’nin de devreye girmesiyle, Batılı ülkeler projeyi hayata geçirmek için Osmanlı Devleti’ne
Istanbul’daki Rus Büyükelçisi Zinoviev, 12 Temmuz 1905 tarihinde, Petersburg’a gönderdiği gizli notada Osmanlı Devleti’nin baskı uygulamaya başladılar. Makedonya’da hukuki açık olduğunu, bu sebepten dolayı adli denetim mekanizmasının gelmesi
olaydan rahatsızlık duyduğunu ve gelişmeleri çok yakından takip ettiğini iletmişti247. Selim Melhame Paşa Zinoviev’le gerektiğini savundular. Ingiltere bu projeye müdahil olmamıştı. Sultan II. Abdülhamid ise söz konusu projenin hayata geçmesine
görüştükten sonra Potemkin’in Romanya’ya teslimini Sultan’a şu kelimelerle iletti: …Potemkin’in tayfaları arasında kesinlikle karşı çıkıyordu.
yaptıklarından pişman olmuş olanlarla diğerleri arasında çıkan tartışmadan 30 kişi ölmüş olması nedeniyle, tayfalara
dokunulmamak şartıyla, Romanya Hükümeti’ne teslim edilmesine karar vermişlerdir248… Selim Paşa Roma’da

Aynı mesajda Selim Paşa, Zinoviev’in Potemkin Zırhlısı’na Köstence Limanı’nda Romen bayrağı çekilmesinin geçici olduğunu, 19 Ekim’de Selim Melhame Paşa, Sultan II. Abdülhamid tarafından Osmanlı Devleti’nin olağanüstü büyükelçisi olarak özel bir
Rus makamlara iadesinden sonra tekrar Rus bayrağını dalgalandıracağını söylediğini yazdı. Selim Paşa’nın Sultan’a gönderdiği görevle Italya’ya gönderilecek, Italya’nın Osmanlı Devleti’nin yanında yer alması sağlanarak projeden vazgeçilmesi konusunda
diğer bir bildiride, isyancı tayfaların gemiyi terk ederken gemi gövdesinde delikler açtıkları hakkındaki söylentiyi dönemin ilk adım atılacaktı. Osmanlı’nın Italya’yla ilişkilerinin iyileşmesinde Selim Paşa’nın Italya Kralı III. Vittorio Emanuele ve
çağdaş kaynakları da doğrulamaktaydı249. Bu durumda Rus makamlar gemiyi teslim aldıklarında, Köstence’den ayrılmadan diplomatlarıyla olan yakın ilişkileri önemli yer teşkil ediyordu. Selim Melhame’nin Kral ile önceden tanışıklığı, henüz prens
önce, tamirden geçirdikleri düşünülebilir. iken eşi Elena’yla 1890 ve 1900 yıllarında Istanbul’a yaptığı ziyaretlere dayanıyordu. Seyahatin gerçekleşmesinde Melhame’nin
damadı ve Padişah'ın yaveri olan Italyan Romei-Longhena Paşa’nın da etkisi büyüktü254.
Potemkin olayını fırsat bulup, Boğaz istihkamlarını güçlendirme girişiminde bulunan Sultan II. Abdülhamid hakkında bir Rus
akademisyen tebliğinde250; "1905 yılında Padişah Hükümeti, Petersburg’un hoşnutsuzluğunu göz ardı ederek, İstanbul Boğazı’nın Roma’ya seyahatinden önce haberdar edilen Italyan Dışişleri Bakanı Tittoni, Istanbul’daki Büyükelçisi Imperiali’ye255 18 Ekim’de
tahkiminde modernizyasyona gitmiştir." demişti. Potemkin olayından aylar sonra Zinoviev ile tekrar görüşen Selim Melhame Paşa, gönderdiği şifreli telgrafta şöyle diyor: Bugün size İtalya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin durumunu içeren ama özellikle İtalya’nın
Sultan’a görüşmesiyle ilgili şu yorumda bulunmuştu: …Boğaz’daki istihkamların251 takviyesi hakkında lakırdı arasında, lisan-ı Trablusgarp’taki ekonomik çıkarları ile ilgili raporumuzu gönderiyorum. Sultan adına Selim Paşa’nın Kralımız, Başbakanımız ve
münasible ettiğim sözleri, sefir cevapsız geçmiştir252. Zinoviev’in Melhame’nin benimle görüşeceği konular hakkındaki telgrafınızı bu arada aldım256.
sözlerine sessiz kalması, Boğaz girişini güvenlik altına alan Sultan’ın atılımının
Petersburg’da benimsenmediğini işaret ediyordu. Selim Paşa, ince zekâsıyla Italya Dışişleri Bakanı ile Italya Büyükelçisi arasındaki bu yazışmadan, Selim Paşa’nın ziyaretinin yalnızca Osmanlı
Boğazlar’da emeli olan Rus Hükümeti’nin rahatsız kaldığını sezinlemişti. Imparatorluğu’nu rahatsız eden Makedonya adli denetim sorunu değil, aynı zamanda Italya’nın bu görüşmelerde Osmanlı
topraklarında çıkarlarını genişletme ve güvence altına alma niyetinde olduğunu görüyoruz.
Rus Büyükelçisi Zinoviev ve Selim Melhame’nin muhtelif konularda bir araya
gelmeleri tamamen Sultan II. Abdülhamid’in iradesi ile gerçekleşiyordu. Selim Paşa, 19 Ekim 1907 sabahı Roma’ya beraberindeki heyetle birlikte vardığında Kral’ın Başyaveri General Brusati tarafından
Zinoviev, Petersburg ve büyükelçilerle ilgili bilgilerini paylaştığında, Selim tren istasyonunda karşılandı. Kendisine ertesi gün Kral tarafından kabul edileceği bilgisi verildi. Ziyaretin kâğıt üzerindeki
Paşa Saray’a rapor ediyor böylece Rusya’nın ve Istanbul’daki yabancı misyonun amacı Italya Kralı’na Hanedan-ı Âli Osman Nişanı verilmesiydi. Bu vesileyle pek çok mühim mesele de görüşülecekti. Bunlardan
Bâbıâli’de karşılaştığı sorunlardan ve kopardıkları tavizlerden, az da olsa en önemlisi Makedonya sorunuydu. Selim Melhame, Sultan II. Abdülhamid’in mektuplarını Kral’a iletecek, Sultan’ın temsilcisi
Padişah haberdar olabiliyordu. olarak Kral III. Vittorio Emanuele ile müzakereler yapacaktı.

Selim Melhame’nin, 20 Ekim günü Sultan tarafından yazılmış iki mektup ve nişanı Kral’a takdiminden sonra, Kral ile görüşmesinde
Selim Melhame Paşa’nın 1906’da Padişah tarafından özel göreve atanması
büyük dostluk havası esmişti. Italya Kralı, Dersaadet’e yaptığı ziyaretlerden beri Sultan’a karşı samimi hisler beslediğini
Selim Melhame Paşa Eylül 1906’da gizli bir özel görevle Avrupa’ya gönderildi. yinelemişti. Bu arada, Fransız basını Kasım ayında bu ziyaretin nişan verme adı altında Italya’yı ‘adli’ denetim projesinden
Bu seferki vazifesi Sultan II. Abdülhamid’den sonra Osmanlı tahtının varisi çekilmeye ikna seyahati olduğu hakkında geçerli olan bir yorumda bulunacaktı257.
konusunda Avrupa Devletleri’ni bilgilendirme amacını taşıyordu. II. Abdülhamid,
yerine geçecek veliahdın liberal görüşlü kardeşi Reşat Efendi ya da yeğeni Yusuf 21 Ekim günü bu kez Italya Kralı, Miralay Kont Raimondi vasıtasıyla Selim Melhame Paşa’ya iki kıymetli mozaikli tablo258,
Izzeddin Efendi olmasını kesinlikle arzu etmiyordu. Bu iki ismin yerine oğlu Prens Burhaneddin Efendi’nin Fausto Zonaro’ya imzalı refakatindeki Ismail Hakkı Bey’e Üçüncü rütbeden Saint Maurice ve Lazare, oğlu Nihat Bey’e Üçüncü rütbeden Couronne d’Italie
Burhaneddin Efendi’nin tahta geçmesi konusunda kararlıydı253. fotoğrafı. Abdullah Biraderler. Zonaro aile koleksiyonu. Nişanları'nı takdim etti. Ayrıca, Amiral Alfonso di Brochetti’nin Dersaadet’teki ziyaretinde Sultan tarafından büyük bir ihtişamla
karşılanmanın bir karşılığı olarak Osmanlı Devleti baş memurlarını farklı derecelerden toplam 15 adet Saint Maurice ve Lazare
ile Corona d’Italia nişan ve beratı ile taltif etti.
1907, Roma ve Viyana misyonu: Makedonya için adli denetim girişimini iptal ettirme çabaları
22 Ekim’de Selim Melhame Paşa’nın onuruna, Italya Kralı ve Italyan Dışişleri Bakanı Tittoni’nin de katıldığı bir ziyafet verildi. Kral,
Selim Melhame Paşa’nın 1907 yılında Avrupa’ya giderek Makedonya’da adli denetimin uygulanmaması için yaptığı görüşmelere akşam yemeğinden önce saat 19.00’da bir saat kadar Selim Melhame’yle baş başa görüştü259. Konuşma sonrasında Kral, kendisiyle
geçmeden önce, o döneme kadarki değişikliklerden bahsetmek gerek. 1905’te Ingiltere Dışişleri Bakanı olan Sir Edward Grey, tekrar bir araya gelmek istediğini söyledi. Aynı gün, Italyan Dışişleri Bakanı Tittoni, el yazılı mektubuyla ayın 23’ü saat 16.00’da

70 71
Bakanlar Konseyi’ne katılacağından Selim Paşa’yı saat 15.00’te bakanlığa görüşmeye davet
ediyordu260. Paşa, Tittoni’yle görüşmesinde Avrupa Devletleri’nin uygulamaya yeltendikleri
‘adli’ denetime Osmanlı Devleti’nin asla izin vermeyeceğini söylediğini defterine not düşer.
Eğer Italya gerçekten kararlı ise projenin diğer devletler tarafından iptal edilebileceğine
inandığını da belirtir. Ancak, Saray’a yazdığı mektupta, Italya’dan ‘adli’ denetim projesinin iptal
edilmesi konusunda destek aldığını söylemekle birlikte, Avrupa ittifakının aldığı kararlardan
çark etme olasılığının oldukça zayıf olduğunu bildirmek zorunda kalır. Roma ziyareti sırasında
Selim Paşa’nın kullanımına Kral’ın kendi özel arabası tahsis edildi.

25 Ekim’de Selim Melhame Paşa’nın Saray’a gönderdiği bir mesajda, Italya Dışişleri Bakanlığı
Kabine Şefi Marki Carlotti ve Kral’ın Başyaveri General Brusati’yle görüştüğünü, görüşmelerin
istenildiği şekilde sonuçlanması için birkaç gün daha Roma’da kalması gerektiğini, ancak
Italya Hükümeti’nin misafiri olarak 3-4 günden fazla kalmasının yakışık olmayacağından 25
Ekim sabahı Floransa’ya geçtiğini yazıyordu. Daha sonra gayriresmî bir sıfatla Roma’ya geri
döneceğini, Kral’ın dönüşte onunla tekrar görüşmek istediğini belirtiyordu. Carlotti, Selim
Paşa’nın Italya Dışişleri Bakanı Tittoni ile görüşmesini: "Osmanlı Devleti, Rumeli’de adli
denetimi kabul etmeyecekti, eğer İtalya ve Almanya, bu kararın alınmaması gerektiğine kanaat
İtalya Büyükelçisi Marki Guglielmo
getirirse, adli kontrol uygulanmayacaktı." sözleriyle özetlemişti. Imperiali. Makzume dijital arşivi.

Aynı gün Saray Başkâtibi Tahsin Paşa, Selim Melhame Paşa’ya gönderdiği telgrafta, üç vilayetle
ilgili Avusturya Başbakanı’yla görüşmek için, Roma’dan sonra Viyana’ya gitmesini talep ediyordu. Avusturya Başbakanı’na
iki imparatorluğun dostluğunun eski ve samimi olduğu vurgulanmalı, bu vilayetlerdeki adli işlere ilişkin reformların zaten
uygulandığı, bunun dışındaki adli denetim projesinin Osmanlı Devleti ve halkı tarafından asla kabul görmeyeceği bildirilmeliydi.
Avusturya, 1900’lerin başından itibaren bölgede ıslahat çalışmaları üzerine Rusya’yla birlikte en çok çalışan ülkeydi. 1905’te
Rusya’nın Japonya’ya yenilmesi ve Çarlık Rusyası’nın anayasal düzeni kabulü, bölgedeki Rus, Slav ve Bulgar siyasetini sekteye
uğratmış, Rusya’nın bu açığını Avusturya kapatmıştı.

29 Ekim’de Kont Gianotti ve Italya Dışişleri Kabine Şefi Marki Carlotti, Selim Melhame Paşa’yı, kendisiyle tekrar görüşmek üzere
“Circolo della Caccia” derneği lokalinde yemeğe davet ettiler. Italyan soylu ailelerin üyelerini bir araya getiren “Gentlemen’s
Club”e katılma davetini Selim Paşa’ya dernek başkanı göndermişti261. Aynı gün Marki Carlotti, Selim Melhame Paşa ile
Makedonya hakkındaki görüşme içeriğini Viyana’daki dostu Italyan Büyükelçisi’ne ileterek, Italya’nın Makedonya’da bir adli
denetim mekanizmasının devreye girmemesi için geç kalındığını düşündüğünü söylese de, Avrupa’nın diğer devletlerini rahatsız
etmeden Osmanlı Devleti’ne destek vereceğini bildiriyordu262:

Selim Paşa, Kral’ın yanına bu iki ülke arasındaki dostluğun sağlam olduğunu ve geliştiğini görmek amacıyla, Sultan tarafından özel
görevle gönderildiğini söyledi. Sultan’ın, Osmanlı İmparatorluğu’nun değişmez bütünlüğüne saygılı İtalyan siyasetini ve onun çıkar
gözetmeyen karakterini kıymetli bulduğunu sözlerine ilave etti. Ayrıca, büyük sempati hissettiği Kral’ın kendisine karşı duyduğu
içten ve samimi hisleri, büyük bir coşkuyla karşıladığını belirtti.

Selim Paşa, Sultan’ın bu iyi ilişkileri, Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki İtalyan girişimlerine teşvik vererek, devam ettirmek
ve geliştirmek için mümkün olanları yapmaya hazır olduğunu sözlerine ilave etti. Buna karşılık Majesteleri, siyasi konularda,
özellikle Makedonya’daki adli denetimin uygulanmaması için, İtalyan diplomasisinden sağlam ve iyi bir destek beklediğini söyledi.

Selim Paşa bana dedi ki, Majesteleri Sultan, kendi insiyatifiyle, büyük güçlerin önerdiği adli reformları uygulama kararı aldı. Bu
reformlarla bağlantılı kararnamenin yürürlüğe girmesiyle ilgili İstanbul’daki elçilikler bilgilendirildi. Bu durumda Avrupa’nın
yeni bir müdahalesi, yani Makedonya’daki üç ilde adli denetim konusundaki hak iddiası, kendi lehine hareket etmek olarak
yorumlanacak, zedeleyici bir unsur olacaktır. Avrupa, bölgedeki egemen gücün (Osmanlı Devleti) itibarının, Makedonya’daki
düzenin tek koruyucusu olduğunu görmüyor olamazdı. Çünkü Avrupa Devletleri de, bölgedeki Müslümanların, yüksek dinî otorite
olan Sultan’ın sorumluluğundaki uygulamalara yapılacak müdahalelere karşı blok halinde ayaklanacağını biliyorlar. Kur’an,
Müslüman ülkelerde medeni kanun yerine geçer. ‘İman kuralları’ olarak görülen yasaların uygulamasını; ülkelerini, dillerini,
geleneklerini tanımayan bir grup yabancıya emanet etmek, Halife’nin manevi egemenliğini zedeleyicidir. Bu ve daha fazla nedenle
Majesteleri Sultan, Selim Paşa’yı İtalya ve Avusturya-Macaristan’ın Dışişleri Bakanları’na hiçbir zaman, hiçbir şekilde adli denetimi
kabul etmeyeceğini bildirmek üzere görevlendirdi.

Selim Paşa’ya görüşlerine katıldığımı söyledim. Eğer bu görüşmeyi geçenlerde Baron d’Aehrenthal ile yaptığımız toplantıdan önce
yapsaydık, Aehrenthal’a Osmanlı’nın görüşünü daha net bir şekilde iletirdik dedim. Büyük güçlerin ortak isteğini ve İstanbul’daki Selim Paşa’nın Saray Başkitabeti’ne gönderdiği mesajlardan birinin taslağı. Melhame aile arşivi.

72 73
büyükelçilerin bu istek doğrultusunda görevlendirildiğini hatırlatarak
bu sorunun belirsiz bir zamana ertelenmesinin mümkün olmadığına
inandığımı, fakat erteleme yolu bulmak için Baron d’Aehranthal ile olan
iyi ilişkilerimi kullanmaya hazır olduğumu sözlerime ilave ettim.

Selim Paşa’nın aniden Viyana’ya hareket edeceğini öğrenen Carlotti,


Avusturya Dışişleri Bakanı Baron d’Aehrenthal’e263 kendisi hakkında
övgü dolu ve tanıtıcı bir yazı göndereceğini söyleyince, Selim Paşa,
Carlotti’ye bu jestinden dolayı en içten teşekkürlerini sundu.

Daha önce de belirttiğimiz gibi Ingiltere bir süredir Makedonya


konusunda Rusya’nın tavrını destekliyordu. 30 Ekim’de Saray’a
yazdığı mektupta Selim Melhame Paşa, Italya’dayken Ingiltere ile
Rusya arasında yapılan anlaşma hakkında basından bilgi edinmeye
çalışıyor ve bu bilgileri Italya Dışişleri’nden aldığı bilgilerle
karşılaştırıyordu. Melhame’ye göre Rusya’yla Ingiltere arasındaki
uzlaşma iki şıklıydı, biri resmî olanı, yani basın tarafından ilan
edilmiş olanı diğeri ise sözlüydü. Iki devlet birbiriyle yazılı anlaşma
dışında her konuda karşılıklı uzlaşma içerisinde hareket etmeye
çalışacak, birbirinin çıkarlarını ve nüfuz bölgelerini gözetecekti.
Ingiltere, Rusya’nın Balkan milletlerinin bağımsızlığı yolundaki
politikasını desteklemeyi vaat ediyordu. Italya Dışişleri Bakanı
Tittoni ise Rusya’nın bu uzlaşmadan sağlayabileceği yarardan çok
kuşkulu olduğunu belirtiyordu. Selim Melhame bu bilgileri Saray’a
çok güvenilir kaynaklardan edindiğini ifade edecekti.

Italya’yla dostane ilişkilerin daha da güçlenmesi için çaba gösteren


Selim Paşa, 30 Ekim 1907’de Saray’a, Roma’da görüştüğü üst düzey
bürokratlara ve diplomatlara birtakım ilave nişanın verilmesini
önerdi:

...Başbakan Giovanni Giolitti’yle Dışişleri Bakanı Tittoni’ye murassa


iftihar, Başyaver General Brusati’ye Murassa Mecidi, Dışişleri Müsteşarı
Bollati’ye ve İtalya’nın Karadağ Büyükelçisi olduğu halde Dışişleri 29 Ekim 1907’de Dışişleri Bakanı Tittoni’nin el yazısıyla davetini Tittoni’nin Kasım 1907 tarihli mesajı: Giolitti ve kendisine verilen nişanlarla ilgili teşekkür
ertelediğine dair not. Melhame aile arşivi. yazısı. Melhame aile arşivi.
Bakanlığı Kabine Şefliği görevini yürüten Marki Carlotti’ye Birinci
Mecidî nişanı verileceğini müjdelemekle görevlendirilmem hususunda... 4 Kasım’da, Saray Başkitabeti’nin geçtiği telgrafta, üç vilayetin adli kontrol projesi olarak Avusturya ve Rusya tarafından
yapılacak tekliflerin hiçbir şekilde kabul edilmeyeceği, bunun Viyana’daki Osmanlı Büyükelçiliği’nce Avusturya Dışişleri
Selim Melhame Paşa ve heyeti 3 Kasım’da Italya Başbakanı, Bakanı’na tebliğ edildiği, hiçbir teklifin kabul edilmemesi ve bu yolda beyanattan geri durulmaması gerektiği Selim Melhame
Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı’nın katıldığı davette Italya’daki Paşa’ya tekrar hatırlatılıyordu265.
İtalya Kralı Vittorio Emanuele III. Fausto Zonaro fırçasından, İstanbul
İtalyan Başkonsolosluğu koleksiyonu.
görüşmelerini tamamladı ve adı geçenlere nişan alacakları haberini
verdi. Roma’dan ayrılmadan önce Italya Kralı Selim Melhame Selim Paşa, Italya Kralı, Başbakanı ve Dışişleri Bakanı’yla son görüşmesini Saray Başkitabet Dairesi’ne şöyle aktarıyor:
Paşa’yı tekrar huzuruna kabul etti. Selim Melhame Paşa, kendilerine
olağanüstü saygı ve ilgi gösteren Italya Kralı’na, eski silah meraklısı olduğunu bildiğinden antika bir kılıç hediye etti. Ayrıca Rusya ve Avusturya sivil memurlar vasıtasıyla üç vilayette her işi kontrol edebiliyor. Bu nedenle Avusturya’nın, hazırlanan projeden
Roma’dan ayrılmadan önce Panteon’daki Italyan kral mezarlarına bir çelenk koyarak Italyanlar’ın sempatisini kazandı. vazgeçmesi, diğer devletlere karşı nezaketsiz bir davranış sayılacağından, projeyi resmî olarak takip etmek zorundadır. İtalya’ya
gelince; bu yaz Avusturya ve İtalya Dışişleri Bakanları’nın yaptıkları görüşmeler sırasında adli denetim projesinin sözü geçtiğinde,
Selim Paşa’nın 3 Kasım’da Başkitabet’e gönderdiği mesajda Italya Dışişleri Bakanı ve Başbakan’ın mesajlarını şöyle iletir: Bâbıâli’nin projeyi asla kabul etmeyeceği ciddi bir şekilde dile getirilmiş olsaydı, bu teşebbüsün ortaya çıkmayacağı söylenirdi. Her
ne ise, bugün İtalyan Hükümeti gerçekten de Osmanlı Devleti’ne bu konuda yardım etmek arzusundadır. Bu yüzden, çok gizli tutmak
Son iki üç yıldır Italya kamuoyunun Bulgar işlerine bakışı tamamen değişmiştir. Bugün aklı başında bir Italyan yoktur ve kimseye bildirmemek kaydıyla şu öğütte bulunmaktadır: Osmanlı, itirazında kararlı olursa işten vazgeçilmesinin mümkün
ki, Rumeli’deki Hristiyan milletlere hak versin. Osmanlı Padişahı'nın hikmetli siyaseti sayesinde Rumeli vilayetlerinde olacağını bilip ona göre hareket etmeli; bir yandan da adli reformlarla ilgili kararları hayata geçirmelidir. İtalya’nın, Avrupa
Hristiyanlar'ın vahşi saldırılarına karşı Müslüman halk ve askerler tarafından şikâyete sebep olacak hiçbir harekette Birliği’nden ayrılmaması için, İstanbul’daki İtalya Büyükelçisi Marki Imperiali görünüşte büyükelçilerin gerçekleşmesi muhtemel
bulunulmamıştır. Hristiyanlar'ın birbirlerine ve Müslümanlara karşı çeteler yoluyla yaptıkları her türlü vahşi davranışın ve dostane taleplerine katılabilir. Bu durum, bu yaz alınan, Balkanlar’da statukonun korunmasını sağlamak için İtalya ile Avusturya’nın
Müslümanlar'ın insanlığının da ortaya konması ile Italya kamuoyunun fikri büsbütün değişmiştir. Bugün Kral, Hükümet ve Balkan meselelerinde daima birlikte hareket edecekleri şeklindeki karardan ileri gelip herhangi bir zarar vermeyecektir.
halk aynı düşüncede olup statukonun devamını istemektedir. Ayrıca bununla kalmayıp Italyanlar’ın çıkarı için çok güçlü ve
her düşmana galip gelebilecek bir Türkiye’nin gerekliliğini de bilmekteler. Bu durumda Italya’dan her türlü dostluk eserinden Kısacası, Osmanlı Devleti projenin reddinde diretir, büyükelçilerin bu konudaki muhtemel taleplerini sürekli reddeder ve
başka bir şey beklenilmemelidir… Italya adli denetim projesinin iptalini zorla kabul ettiremeyeceğini, mümkün mertebe karşı işi kendi kararları doğrultusunda çözerse konu zamanla kendiliğinden kapanacaktır. Osmanlı’nın projeyi reddedeceği yabancı
duracağına dair gizli teminatta bulunmuştur264. kabinelerce bilinmekte iken hiçbir taraftan projeyi ciddi bir biçimde kabul ettirmek için baskıda bulunulmaması da bunun delilidir.

74 75
II. Meşrutiyet ilanından sonra İtalya’nın bu beyanı alabildiğine gizli tutulmayıp, böyle bir öğütte bulundukları
Balkanlar, Le Petit Journal ilavesi,
duyulacak olursa, İtalya’nın Üçlü İttifak’taki konumu çok nazik olduğundan, yaptıkları
18.10.1908, fr.wikipedia.org.
bu gizli uyarıların ifşa edilmesi, işlerin karışmasına sebep olabileceği gibi gelişmelere
de menfi etkisi olacağı İtalya tarafından ayrıca belirtilmiştir266.

Başkitabet’e gönderdiği mesajlardan anlaşılacağı gibi Selim Melhame Paşa Italya


seyahati sırasında Italya Kral’ı ve Hükümeti iyi ilişkiler kurmuştu. Italya, Rusya ve
Avusturya öncülüğündeki ittifakın Makedonya’da uygulamak istediği adli denetim
projesinin iptali için Osmanlı Devleti’ne önemli tavsiyelerde bulunuyordu. Konu
önceden Italya’ya getirilseydi daha etkin bir girişimde bulunmaları mümkün
olacaktı. Zamanlamada geç kalınmıştı. Bu aşamada, ittifak üyesi olduğu devletler
ile yaptığı görüşmelerde Italya, kesin tavır gösterememesine rağmen, Osmanlı
görüşünü anlatmak ve görüşe destek çıkmaktan geri kalmayacaktı.

Selim Paşa Viyana’da

13 Kasım’dan sonra Roma’dan Floransa’ya geçen Selim Paşa, 18 Kasım akşamı


Viyana’ya ulaştı. Italya’nın aracılığıyla Baron d’Aehrenthal ile görüşmek için
hazırlıklara başlamıştı. Bu dönemde sık sık rahatsız ve yorgun olduğunu
notlarına düşüyordu. Diplomatik girişimleri nasıl yönlendireceğini iyi bildiği
için Viyana’daki Osmanlı Büyükelçisi Mahmut Nedim Paşa ile birlikte 20
Kasım’da Baron d’Aehrenthal’i ziyaret ederek Iftihar Nişanı takdim etmeyi
öncelikli olarak uygun buldu.

Aynı gün, Viyana Italyan Büyükelçiliği’nin ticaret ateşi Fasciotti, Italya Dışişleri
Bakanı Tittoni’ye gönderdiği mesajda şöyle yazıyordu:

Bâbıâli’nin tüm baskılarına rağmen, Avusturya Dışişleri Bakanı Baron d’Aehrenthal


bana adli denetim projesinin uygulanmasının önemi üzerinde durdu. Fransız
meslektaşım da Avrupalı güçlerin bu kontrolden vazgeçemeyeceklerini hatırlattı267”.

20 Kasım tarihinde Viyana’da, Baron d’Aehrenthal ile resmî görüşmesinden


önce, Selim Paşa, Berlin Osmanlı Büyükelçisi’ne gönderdiği notada ‘adli’
denetim projesinin iptali için Almanya’nın Osmanlı Devleti tarafında yer alarak,
Avusturya’yı projeden vazgeçirmesi gerektiğini söylüyordu. Almanya Şansölyesi
Prens Bernhard von Bülow’la Büyükelçi’nin bir süre önce yaptığı görüşmeden
sonra tekrar Bülow’la görüşüp bu konuda II. Abdülhamid’in hassasiyetini
iletmesini istiyordu.

Selim Paşa, Büyükelçi’ye gönderdiği mesajda Avusturya ile Osmanlı Devleti


arasındaki sorunlara değinerek Makedonya’ya Avrupalı sivil memurların
çoktan atandığını ve orada yıllardır görevde olduklarını, bunun gibi her
zaman Avrupa’nın isteğiyle yapılan diğer reformların bölgede sakinliği zaten
sağlamadığını, yeni bir reform iddiası ile bu kez ‘adli’ denetim mekanizması
kurmak istediklerini ve buna Sultan’ın bölgede yaşayan Müslümanlar'ın hukuki
güvencelerinin sarsılmaması için özellikle karşı çıktığını bildiriyordu. Selim
Paşa mesajda, bölgede beş senedir alınan önlemlerin ayrılıkçı ve kendi çıkarları
için hareket edenlerin dışında kimseye yaramadığını, Almanya’yla kurulan
dostluk ilişkileri çerçevesinde bölgede barışın sağlanması için farklı önlemler
alınmasının önemini hatırlatıyordu268.
7.11.1907 tarihli Journal de Salonique'nin Roma
seyahati ile ilgili haberi. Melhame aile arşivi.
Görülüyor ki Selim Paşa misyonu sırasında projenin iptali için sadece Italya
ve Avusturya’yı ikna etmeye çalışmadı. Aynı zamanda, Almanya’dan da destek
alınması için uğraştı. Avusturya ve Rusya’nın ısrarlı tutumlarına rağmen adli denetim projesinin ertelenmesi ya da iptalini
sağlamakta Osmanlı Devleti geç kalmasına rağmen, sorunun çözümlenmesi için çok yönlü çaba harcadı.

77
23 Kasım’da Baron d’Aehrenthal’le başbaşa bir görüşme yapan Selim Selim Paşa’nın Viyana seyahatinden yaklaşık iki hafta sonra, 12-14
Paşa, Avusturya Dışişleri Bakanı’na Sultan II. Abdülhamid’in bu Kasım tarihlerinde, Tevfik Paşa ve Viyana Büyükelçisi Mahmut Nedim
uygulamayı asla kabul etmeyeceğini söyledi. Ertesi gün Selim Paşa’nın Paşa arasındaki şifreli yazışmalardan Baron d’Aehrenthal’ın Osmanlı
Saray Başkitabeti’ne gönderdiği mesaj şöyleydi: Büyükelçisi’yle yaptığı görüşmede ısrarla savunduğu ‘adli’ denetim
konusunu görüşmede konu etmediğini, Makedonya’da maliye, jandarma
Bir saatten fazla süren görüşmede birbirimizi boş yere ikna etmeye ve diğer kurumlarda çalışan yabancıların tamamlanan görev sürelerinin
çalıştık. Ancak hak ve mantığa uygun olan sözler benimkiler olduğundan uzatılmasını istediğini ve Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’da hükümdarlık
bu durum Baron d’Aehrenthal’ı çok sıktı. Bu yüzden Roma’dan bana da haklarının güvence altında olduğunu hatırlattığını görüyoruz. Selim
ihbar edildiği üzere Avusturya’nın Avrupa ahenginden ayrılmayacağını Paşa’nın seyahatinin ertesinde d’Aehrental’ın bu tavrı Ittifak ülkelerinin
belirtti. Bâbıâli’ye mali komisyon aracılığıyla yapılması önerilen projeyi beklemeye almış olabilecekleri ve Selim Paşa’nın seyahatinin
denetimin kabul edilebilir bir halinin kabulünü tavsiye etmemi istedi. olumlu bir meyvesi olarak algılanabilir.
Cevap olarak, denetimin haksızlığına ve zararlarına inandığımı,
Padişah’ın kesinlikle reddedeceğini bildiğim böyle bir tebligata 1903-1907 yılları arasında Ittifak ülkeleri Dışişleri, Osmanlı Büyükelçileri
vicdanımın el vermeyeceğini söyleyip kendilerinden gayet dostane bir ve Istanbul’da görevli yabancı büyükelçiler arasında yapılan yazışmalar
biçimde ayrıldım. incelendiğinde, Bâbıâli’nin Makedonya sorununu çözümleme konusunda
güçlü kozları olduğunu görüyoruz274. Selim Paşa’nın Roma ve Viyana
Otele dönüşümde Baron d’Aehrenthal iade-i ziyarete gelmiştir. Burada seyahatleri sonrasında ‘adli’ denetim projesinin iptali için doğru atımlar
eskiden bildiğim Avusturyalı ve yabancı memurlarla yapılan fikir atıldı ise de, Bâbıâli yöneticilerinin dış temaslardaki yanlış tutumu
alışverişinden edindiğim izlenime göre; denetim meselesi, vaktiyle yüzünden II. Abdülhamid’in isteği yerine getirilemedi275.
Avusturya ve İtalya arasında –artık olmayan- siyasi rekabette bir
tehdit unsuru olarak konulmuşken bugün bu konudaki ısrar yalnızca Hariciye Nazırı Tevfik Paşa yabancı büyükelçilerle doğrudan görüşmek
Yunan Kralı, Bulgar Prensi gibi kişilerin ve bunlara bağlı birtakım yerine, kendilerine genelde yazılı tebligatlar gönderiyordu. Dönemin
Avrupalı hanedanların müracaatlarının eseridir. Bunun dışında, dış basını, Berlin Büyükelçiliği’nden Hariciye Nezareti’ne atanan Tevfik
benim d’Aehrenthal’a gerek doğrudan doğruya, gerekse Roma Paşa’nın diplomatik yazışmalar yapmakla yetindiğini belirtiyor276.
Kabinesi vasıtasıyla yaptığım tebligat etkisini göstermiştir. Hatta son Makedonya sorununda Tevfik Paşa'nın, çeşitli denetim mekanizmalarını
zamanlarda üç vilayetin maliye komisyonunun denetimine bırakılması dayatmaya çalışan Avusturya Dışişleri Bakanı Baron d’Aehrenthal, Rusya
1907 İtalya Dışişleri Bakanı Tittoni ile Alman Dışişleri Bakanı Bülow. Dışişleri Bakanı Baron Lamsdorf ve Almanya Şansölyesi Bernhard
Makzume dijital arşivi.
kararlaştırıldığını, adliye işlerini reddetmede ısrarımız görüldüğü
halde yalnız adliye müfettişliğine atanacak Osmanlı memurlarının Tittoni ve Baron von Aehrenthal. The Illustrated London News, von Bülow ile doğrudan temasları bulunmuyordu. Bu üç ülke Dışişleri
10 Ekim 1908. Makzume dijital arşivi. Bakanı'nın Osmanlı Büyükelçiler ile irtibatta kalmaları, II. Abdülhamid’in
tayinleri sırasında maliye komisyonun görüşünün alınması gibi bir
çözüm şekline yanaşılacağını… adliye kararları uygulandığında bölgede hiç kimsenin tehdit altında bulunmayacağını belirttim. iradesini güçlü bir şekilde yansıtmıyordu. Bâbıâli’nin zayıf diplomatik
girişimleri, 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanıyla tamamen sekteye uğrayacaktı.
Selim Paşa, 25 Kasım’a kadar Viyana’da kalarak Avusturya Hükümeti ile görüşmelere devam edecekti. Bu arada, 28 Kasım 1907’de
St. Petersburg Italya Büyükelçiliği’nin ticaret ataşesi Tomasi Della Toretta’nın Italyan Dışişleri Bakanı Tittoni’ya gönderdiği 1907 Roma seyahatinde Selim Melhame’nin ilgilendiği başka konular
mesajda Rusya Dışişleri Bakanı Izvolski’nin tereddütlerine yer ayırmaktaydı. Izvolski mesajında, Selim Paşa’ya Roma’da
Selim Melhame Roma’da kaldığı sürede Makedonya sorunu dışında Italya ve Osmanlı Devleti’ni ilgilendiren birkaç önemli
gösterilen ilginin Avusturya ve Rusya’nın Bâbıâli’ye sunduğu ‘adli’ denetim projesinin iptali ile ilgili olmadığını umduğunu ve
konu hakkında da görüşmeler yapmıştı.
Italya dâhil olmak üzere tüm güçlerin projenin yürürlüğe girmesi için Bâbıâli’ye baskı yapmaları gerektiğini hatırlattı269.
Ereğli Kömür Maden İşletmesi ve Trablusgarp ile Bingazi sorunları
Yazışmadan, Italya’nın, üyesi olduğu Avrupa Ittifaki üyesi Rusya tarafından baskı altında tutulduğunu, projenin iptalinin bu
aşamada ne kadar zor olduğunu anlıyoruz. 30 Kasım günü Tittoni, Tomasi Della Toretta’ya gönderdiği cevabî mesajda, Rusya
Ilki, Ereğli’deki kömür maden işletmesi için ortaklık yapan Italyanlar’ın çalışmalarının engellenmekte olduğu yönündeki
Dışişleri Bakanı Izvolski’ye Italya’nın Avrupa ittifakından farklı bir tutumda olmayacağını iletmesini istedi270. iddialarla ilgiliydi. Osmanlı Devleti’nin o zamanlardaki en önemli maden yatağı olan Ereğli kömür madenlerinde 1840’ların
sonunda Galata Bankerleri’nin işletme imtiyazı bulunuyordu. Zonguldak Limanı’nı inşa etme ve işletmesini üstlenmenin yanı
Selim Paşa bu seyahat sırasında oldukça yoğun çalışmış, pek çok görüşme gerçekleştirmişti. Bu nedenle Istanbul’a döndüğünde sıra Zonguldak lavvarını da277 inşa eden şirket, bölgedeki en etkili işletmeydi. Kısa süre sonra kömür madeni ocağı ve havzadaki
işe başlamadan önce 20-25 günlük dinlenme izni talep etmişti. Saray Başkâtibi Tahsin Paşa bu talebe cevaben elde edilen demiryollarını işletme hakkını da aldı. Tabii, şirketin Fransız sermayeli oluşu bölgede etkin olmak isteyen Italyanları rahatsız
yararlı sonuçları sekteye uğratmamak için Istanbul’a dönerek çalışmalarını sürdürmesini, bilahare dinlenmek için bir süre ediyor, Fransızlara imtiyaz verilirken Italyanlara verilmemesi sorun yaratıyordu.
izin kullanabilceğini söylemişti271.
Selim Melhame Paşa, 25 Ekim 1907’de Başkitabet Dairesi’ne Italya Dışişleri Bakanı Tittoni ile yaptığı görüşmelerin içeriğini şöyle
Aynı tarihlerde, Bâbıâli’nin iç yazışmalarını incelediğimizde Hariciye Nazırı Tevfik Paşa ile Roma, St. Petersburg, Viyana, özetliyor:
Londra ve Berlin’deki Osmanlı Büyükelçileri arasındaki Makedonya ile ilgili haberleşme trafiğinde 24 Ekim ile 18 Kasım 1907
tarihleri arasında belge bulunmadığını ve Selim Paşa’nın seyahatine atıfta bulunulmadığını anlıyoruz272. Hariciye ve Osmanlı Hallaçyan isimli tüccarın Ereğli’de resmî izinle işlettiği bir ocağa, bir İtalyan sarrafın yasal olarak ortak olması üzerine ocağın
Büyükelçileri arasında belirtilen tarihlerde olası yazışmaların devlet arşivlerinde eksikliği, Sultan adına hareket eden Selim üretiminin Bâbıâli tarafından durdurulduğu anlaşılmıştır. İtalyan Büyükelçiliği’nin bu konuda bugüne kadar yaptığı başvurular
Paşa’nın dış temaslarının Bâbıâli’de rahatsızlık yarattığını ve belgelerin bu nedenle kaldırıldığı düşünülebilir. Saray Başkâtipliği sonuçsuz kalmıştır. Ereğli’de büyük bir Fransız şirketinin üretimine izin verilmekte iken bir İtalyan’ın ortak olduğu ocağın üretiminin
ile Sadrazam ya da Hariciye Nazırı arasında bu tarihlerde yazışmalar devlet arşivlerinde mevcutsa, bu belgelerin incelenmesi durdurulması İtalyan kamuoyunu kötü etkileyeceğinden, bu aralar böyle şikâyetlere meydan verilmemesi istenilmektedir.
gerekir. Bu arada, Selim Paşa Italya ve Avusturya’da bulunduğu sırada, Sadrazam Ferit Paşa’nın Italya aleyhinde tutum takındığı,
Italya’nın sadece Trablusgarp’ta değil tüm Osmanlı topraklarındaki ticari, eğitim ve endüstri faaliyetlerini engellemeye çalıştığı Ereğli madenlerinin Bahriye Nezareti’ne bağlı olması (limandan dolayı) dolayısıyla işin içeriği hakkında bilgim olmamakla
yabancı basında yer aldı273. birlikte, yabancıların Ereğli’de ocak işletme hakkı bulunmadığını, Fransız şirketininse liman imtiyazını almış olup ocak işlettiğinin

78 79
devletçe resmen bilinmediğini söyledim. Ricasını her hâlükârda Padişah’a ileteceğimi belirttim. Buna karşılık, hiç olmazsa Carlotti konuları ölçülü olarak aşağıdaki şekilde belirtti: Trablusgarp’la ilgili Osmanlı İmparatorluğu ve İtalya arasındaki ilişkilerin
Fransızlar’ın işletmekte oldukları Ereğli madenlerinin zabtının İtalya’nın iddiası inceleninceye kadar ertelenmesini ve aldığım karşılıklı güvene dayanması gerekir. Açıklıkla söyleyebilirim ki bugün durum öyle değil. Kral’ın bildirilerine ve bizim diplomatik
cevabı kendisine iletmemi rica etti278 . tebliğlerimize rağmen, Trablusgarp’ta imtiyazı bize verilen projenin Bâbıâli’de bir endişe dalgası yarattığını göz ardı edemeyiz. Osmanlı
Hükümeti’nin teminatlarının gerçekleşmediği görülmektedir. Bize bildirdiğiniz gibi Majesteleri Sultan Hazretleri samimiyetimizden
‘Fransızlar'ın ocak işlettiğinin devletçe bilinmediği’ sözcüğünü Selim Paşa’nın, Italyan Dışişleri Bakanı Tittoni’ye görüşmede şüphe duymuyorlarsa, bölgedeki yerel yönetimlere İtalyan girişimlerinin önüne engel koymamaları için talimat gönderebilirler.
gerginliği hafifletmek için söylemiş olduğu düşünülebilir ancak bu ifade gerçeği yansıtmıyordu. Fransız işletmeci şirket uzun
yıllardan beri Osmanlı Donanması’na kömür tedarik ediyordu. Bir Ingiliz gazetesinin Eylül 1902 tarihli haberinde, donanma Selim Paşa, Italya Kralı ile görüşmesinde olduğu gibi, Carlotti’ye Trablusgarp’taki uygulamanın tüm yabancılar için eşit olduğunu
kömür borcunu kapatamayınca kömür tedariğini Fransız şirketin durdurduğunu yazıyordu279. yenilese de, Sultan’a bu söylemlerini ileteceğini söylemişti. Carlotti’nin bu konuyu tekrar açma sebebi olarak Bâbıâli’yle önceki
görüşmelerinin, Sultan’a ulaşmadığını düşünmesi olduğunu da eklemişti. Eğer mutabık kalınan işbirliğine rağmen Bâbıâli
Diğer bir konu da yine Italya’nın Osmanlı’yla diğer yabancı ülkelere önemli kamu hizmetleri vermeye devam ederse, Osmanlı Imparatorluğu Italya’ya karşı güvensizliğini
ilişkilerine yön verecek olan bir mevzunun yansıtmış olacaktı. Ayrıca Italya Kralı’nın da altını çizdiği gibi Italyan işletmeleri Kuzey Afrika’ya yakınlığı sayesinde en avantajlı
Selim Paşa’ya açılmasıyla ilgiliydi. Mısır’ın ve hızlı şekilde Italya ve Sicilya’daki iş gücünden faydalanabilecekti. Eğer Libya’da Italyan kurumların faaliyetleri ve yatırımları
Ingiltere, Cezayir ve Tunus’un Fransa tarafından göz ardı edilirse, Italyan kamuoyu, ülkenin ekonomik çıkarlarını Italyan Hükümeti’nin koruyamadığını düşünecekti.
işgal edilmesiyle, ilgisini Kuzey Afrika’da
sömürgeleştirebileceği tek toprak olan Carlotti’nin bakanlığına gönderdiği mesaj şöyleydi284:
Trablusgarp ve Bingazi’ye yoğunlaştıran Italya,
XIX. yüzyıl sonlarında, Avrupalı Devletler ile Selim Paşa’yı bizim Trablusgarp siyasetimiz hakkında iyice aydınlatmak için kendisini İstanbul’daki elçimize gönderdiğimiz
Trablusgarp’ın kendisine bırakılması üzerine 15 Ekim 1907 tarihli tebligat hakkında bilgilendirdim. Trablusgarp’ta statukoyu korumayı amaçlayan, çıkar gözetmeyen
çeşitli antlaşmalara imza attı ve 1902’den durumumuzu anlattım. Hatta İtalya ve Avusturya’nın, Osmanlı İmparatorluğu’nun çıkış noktası olan statukoyu koruma
itibaren de bölgede ekonomik yatırımlar anlaşmasını da belirttim. Adriyatik’te ya da Afrika kıyısında Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı bir noktada herhangi başka bir
yapmaya başladı. Ticari girişimlere “Banco di gücün işgalini asla kabul etmiyoruz, bu imparatorluğun zararına olacak hiçbir hırs beslemiyoruz. Sadece samimiyetten değil aynı
Roma” maddi destek sağladı. zamanda müşterek çıkar sebebiyle de İtalyan politikacılarının güçlü ve saygın bir Türkiye istediklerini içtenlikle belirttim. Lahey
Barış Konferansı’nda devletlerin kategorilere göre sınıflandırılması öngörülürken, İtalyan delege Osmanlı İmparatorluğu’nun
Selim Melhame Paşa ile seyahati sırasında diğer büyük güçler arasında yer almasını şiddetle savundu ve bu durum sonunda diğer bütün delegeler tarafından kabul edildi.
görüşen Italyan Dışişleri Bakanı Tittoni
Ayrıca Selim Paşa’yı bizim vatandaşlarımızın Karadeniz Ereğli kömür ocakları üzerindeki önemli çıkarları hakkında bilgilendirdim.
ve ailesinin bu bölgede yatırımları söz
Maden ocağında İtalyanlar Bâbıâli’nin karşı gelmediği resmî bir kararla, maden yatağı sahibi bir Osmanlı’yla iş ortaklığı
konusuydu. 1907’de Trablusgarp’ta açılan
kurdu. Hâlbuki, Karadeniz Ereğli’deki Fransız Şirketi ne pahasına olursa olsun doğrudan veya dolaylı yolla, İtalyan Şirketi’ni
Banco di Roma şubesinin kredileri ile burada
saf dışı bırakarak bu maden ocağını işletmek istiyor. Ereğli’deki tüm madenlerin Fransızlar tarafından tekelleşmesinin Sultan
tarım ve denizcilik yatırımlarına hız verildi. 1897 Ereğli Madenleri İşletmesi'nin hisse senedi. Makzume koleksiyonu.
tarafından kabul göreceğini sanmıyoruz. Bize gelince, Fransız Şirketi’nin çıkarları için İtalyan yatırımcılarımızın çıkarlarından
Merkezi Roma’da olan Italyan Bankası’nın
vazgeçmeyeceğimizi ve onların kazanılmış haklarından taviz vermeyeceğimizi bildirdik. Selim Paşa, Bâbıâli’den 4 Kasım’da
Başkan Yardımcısı Romolo Tittoni, Bakan Tittoni’nin kardeşiydi. Banka aynı zamanda 1911 yılında Türk-Italyan savaşını
aldığı bir tebligatı açıklayarak, İmparatorluk Hükümeti’nin hiçbir şekilde bizim dışımızdaki yabancı yatırımcılara ayrıcalık
körükleyen Italyan “Corriere d’Italia” gazetesinin finansörlüğünü de yapacaktı280. Bu arada madencilik imtiyazları hakkında
tanımayacağının teminatını verdi. Görüşmelerimizden anladım ki Kralımızın dostluk duyguları ile Sultan’ın ergin ve tarafsız
Selim Paşa, II. Abdülhamid’i Trablusgarp’taki madenlerin haklarını Banco di Roma’ya devredilmemesi konusunda uyarmıştı.
politikası sayesinde Libya’daki haklarımız korunacak. Selim Paşa da aynı görüşte olduğunu yineledi ve İstanbul’a dönüşünde
Örnek vererek, Afrika’daki Transvaal köylülerinin, Ingilizler’e maden işletme haklarını bıraktıktan sonra topraklarını
Sultan’a İtalyan Kral’la yaptığı görüşmeyi şahsen sözlü olarak bildireceğini söyledi.
kaybettiklerini Sultan’a hatırlatmıştı281.
Selim Melhame Paşa tüm bu durumları Saray’a iletti. Italya’ya karşı yapılacak jestlerin de en azından Makedonya’daki ‘adli’
Selim Paşa’nın Roma seyahati sırasında Trablusgarp ve Bingazi’de Italyan tebasından olan kişilerin diğer yabancılardan farklı denetim projesi iptal olana kadar devam etmesi gerektiğini titizlikle anlattı. Bu ziyaretten birkaç ay sonra Trablusgarp ve
muamele gördüğünü belirten Italya Kralı ve Dışişleri Bakanlığı Kabine Şefi Carlotti bu durumun sona ermesi için Selim Paşa’yla Bingazi bölgelerinde Italyan yatırımcıların hâlâ etkinlik gösteremediği görülüyor. Ereğli konusuna gelince, Mayıs ayında
görüşmüşlerdi. Selim Melhame, 26 Ekim 1907’de Başkitabet’e yazdığı mektupta birkaç gün önce Kral tarafından özel olarak Italyan işletmecilerin ortak olduğu maden ocaklarının bir kısmı, Fransız Büyükelçiliği’nin, Osmanlı Devleti’nin Fransa’ya olan
kabul edildiğini ve Kral’ın kendisine şunları söylediğini yazıyordu: borçlarına karşılık verdiği nota üzerine Ereğli Şirketi’ne devredildi. Neticede, Italyan Kralı III. Vittorio Emanuele’nin Selim
Paşa’dan talep ettiği Trablusgarp-Bingazi ile Ereğli madenleri konusundaki iyileştirmeler yerine getirilemedi.
Osmanlı’nın toprak bütünlüğünün korunmasının İtalya’nın çıkarlarına uygun olduğunu… İtalya’nın gaddarca ve haksız bir
harekette bulunmayacağını teyit ettiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: Trablusgarp ve Bingazi’de bulunan Osmanlı Karadağ sınır sorunu ve Taş Kule meselesi
memurları, diğer yabancılara iyi davrandıkları halde İtalyanlar’a karşı güvensizlik ve terslik gösteriyordu. Kral, İtalya ile
Osmanlı arasında Trablusgarp ve Bingazi’de yaşanan problemlere engel olunması gerektiğini söyleyerek Trablusgarp Valisi Selim Melhame’nin Roma’dayken ilgilendiği diğer bir mesele de Karadağ’la ilgiliydi. 23 Ekim’de Saray Başkâtibi Tahsin
ve Bingazi Mutasarrıfı’na en azından geçici olarak bölgede İtalyanlara da, diğer yabancılar gibi, muamele edilmesi için emir Paşa gönderdiği talimatta Selim Melhame’yi, Karadağ ve Osmanlı sınırında yer alan ve Osmanlı askerleri tarafından son
verilmesini rica ediyordu. zamanlarda yapılan küçük “Taş Kule” sorununu çözümlemekle görevlendiriyordu. Tahsin Paşa, kulenin yıkılması konusunda
Karadağlılar’ın ısrarını araştırmasını, kulenin sınırın hangi tarafında kaldığını belirlemesini istiyordu. Karadağlılar Işkodra
Selim Paşa Osmanlı Devleti’nin herkese eşit uygulamada bulunduğunu, aslında böyle bir emre gerek olmadığını ancak Kral’ın üzerinden ateş etmeye başlamıştı. Bu nedenle o günlerde Selim Paşa’nın Roma’da bulunduğu sanılan, Italya Kralı’nın
arzusunun bu yönde olduğunu da yazısına ekliyor282. Saray Başkâtibi Tahsin Paşa’nın, 4 Kasım’da Selim Paşa’nın gönderdiği kayınpederi Karadağ Prensi’yle görüşmesini istemişti285. Selim Paşa, 25 Ekim 1907’de “Bugünlerde Roma’da Karadağlı prens
mesaja cevabı ise şöyleydi: Trablusgarp’ta İtalyanlar’a diğer yabancılardan farklı muamele yapılmayacağı tabiidir. Zaten böyle bulunmamaktadır” diyerek Saray’a cevap veriyordu286.
istisnai bir muamele yapıldığına dair bir bilgi de yoktur283.
27 Ekim’de yine Saray’dan gelen yazıda konunun aciliyeti hatırlatılıyor, Karadağ Prensi’yle görüşebilmesi için kendisine aracılık
Roma’da ayrılmadan önce yaptığı görüşmede, Marki Carlotti Selim Paşa’ya Trablusgarp ve Karadeniz Ereğlisi sorunları hakkında edecek kişinin adı veriliyordu. Selim Melhame Paşa, 29 Ekim 1907’de Karadağ Prensi’yle haberleştiğini, görüşme sonrasında
Italya’nın bakış açısını tekrar dile getiriyordu. Selim Paşa 15 Kasım tarihli notlarında görüşmelerini şu şekilde özetler: aracı olan kişinin Çetine’den gönderdiği telgrafta işin çözümlendiğini bildirmişti.

80 81
Ancak, 8 Kasım’da Italya’nın Sofya ve Karadağ Askerî Ataşesi Baron Roben, Selim Melhame Paşa’ya Karadağ sorunun henüz …(projeniz) görüşülüp incelenmiş olup, size henüz olumlu bir cevap ile
çözümlenmediğini bildirdi. Ataşe’ye göre Karadağlılar, kendi sınırları içerisinde bulunan kulenin varlığına razı olmayacaklarını geri dönemiyoruz. Dileğinizin gerçekleşeceğini umuyorum… konuyla ilgili
söylerken, Arnavutlar ise kulenin Osmanlı sınırları içinde olduğunu, Karadağlılar’ın iddialarına kesinlikle kulak asmayacaklarını gelişmelerden sizleri haberdar edeceğim295 .”
ifade etmekteydiler. Baron Roben, çözüm önerisi olarak kulenin yıkılmasını ve yeni bir yapıya izin verilmemesini öneriyordu.
Hangi tarafın haklı olduğu ancak yapılacak ölçümlerle ortaya çıkabilirdi. Bunun da tarafsız bir hakem tarafından yapılması Inshaullah aldığı cevapla ilk defa Osmanlı yöneticilerine ulaştığından emin
gerekiyordu. Kış geçtikten sonra her iki taraf serinkanlı düşünmeye başlayacağından ve kule de önemini yitireceğinden olabilmişti296.
problemin çözümü kolaylaşacaktı287.
30 Nisan 1900’da II. Abdülhamid, Hicaz Demiryolu inşaatının başlayacağını
Muhalifler ilan etti. Aynı yılın Mayıs ayında başlayan çalışmalar, demiryolunun Medine’ye
ulaşması ile Eylül 1908’de tamamlandı. Bedevi ayaklanmaları hattın Mekke’ye
Selim Melhame, yine Roma’da bulunduğu süre boyunca “bozguncular” olarak tabir edilen, 1900 yılında Avrupa’ya kaçan ve kadar ulaşmasını mümkün kılmadı. Hindistan ve Mısır başta olmak üzere,
ileride Arnavutluk’un bağımsızlığını ilan ederek ülkenin ilk devlet başkanı olacak olan (Avlonyalı) Ismail Kemal ve diğer bazı on binlerce Osmanlı vatandaşından; Rusya, Fas, Endonezya, Singapur, Güney
Arnavutlar’ın yanı sıra II. Abdülhamid’in yeğeni olmakla birlikte Paris’e kaçmış olan Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Afrika, Tunus, Cezayir ve Ingiltere’de yaşayan Müslümanlar’dan, Avrupa’daki
Cemiyeti’nin kurucusu Prens Sabahattin288 hakkında araştırmalar yapmıştı. Bu kişilerin Roma’da yaşamak ve faaliyette Islam cemiyetlerinden toplanan bağışlar ile yatırım gerçekleşecekti297.
bulunmak istemelerine rağmen başarılı olamadıklarını Başkitabet’e yazmıştı. Ayrıca, Italyan Dışişleri’nden ve bizzat Kral’dan
bu tarz şahıslarla karşılaşılması halinde derhal sınır dışı edileceklerine dair söz almıştı289. Inshaullah’a göre, projenin hayata geçirilmesinde, Müslüman liderlerin olduğu
kadar Hristiyan kökenli ileri gelenlerin de büyük katkısı olmuştu. Bunların
Londra Büyükelçiliği için Selim Melhame Paşa'nın ismi arasında Selim Melhame Paşa, Alman Auler Paşa, Osmanlı gazeteci ve yayıncı
geçiyor Mihran Efendi’nin isimleri önde geliyordu298. Le Temps299 gazetesinde çıkan
bir haber, Sultan Abdülhamid’in projeyi hızlandırmak için Ziraat Bankası’nın
12 Ocak 1908 tarihli “La Revue Diplomatique” dergisi, Istanbul’dan teminatı altında bir milyon lira krediyi almayı kararlaştırdığı ve Selim Melhame
alınan gayriresmî bir habere göre, Londra Büyükelçisi Etienne Paşa’nın Maliye Nezareti'ne tayini ihtimali üzerinde duruyordu. Iki gelişmenin
Hicaz Demiryolu pulu. Makzume koleksiyonu. aynı haberde çıkması, söz konusu kredinin alınmasında Selim Paşa’nın rol
Musurus Paşa’nın ölümü üzerine, bu göreve aday gösterilenler
arasında başta Suriyeli katoliklerden eski Lübnan Mutassarıfı almış olabileceğini gösteriyor.
ve Hariciye Nazırı Genel Sekreteri Naum Paşa’nın, yine Suriyeli
katoliklerden Selim Melhame Paşa’nın ve Rum Ortodoks eski Selim Paşa, projenin gerçekleşmesiyle imparatorluğun dağılmasının önüne geçileceğine, Türk ve Arap halkları arasında güçlü bir
Washington Ortaelçisi ve Samos Prensi Mavroyeni Bey’in sinerji doğacağına inanan bir Osmanlı milliyetçisi idi. Medine bağlantısının 1908 yılına sarkması ve 1909’da Hamidi Rejimi’nin
(Sultan’ın özel doktoru Mavroyeni Paşa’nın oğlu) isimlerinin sona ermesiyle bu projeden beklenilen netice elde edilmedi.
Osmanlı çevrelerinde geçtiğini bildiriyor .
SELİM MELHAME VE AİLESİ İSTANBUL’DA
Dışişleri Bakanlığı web sitesi kayıtlarına göre, Stefanaki Musurus
Paşa 1.1.1903 ile 1.1.1907 tarihleri arasında Londra’da görevde Selim Melhame, 1881’de Rüsum-u Sitte’den Düyun-u Umumiye’ye geçişi
bulundu. 1.1.1907’den itibaren Mehmet Rıfat Paşa, yerine atandı. döneminde Istanbul’da Frenk Levanten bir ailenin en genç kızı olan ve 1855’de
Tayinden bir yıl sonra bu haberin dış basında çıkması, Mehmet Rıfat doğan Aimée Crespin ile hayatını birleştirdi300. Büyükada’da “San Pasifiko” Latin
Paşa’nın elçilik görevini yaklaşık bir yıl vekâleten yürüttüğünü, 1908 katolik kilisesinde 3 Kasım 1881’de evlendiler. Crespinler ile Istanbul sosyetesinin
12 Ocak 1908 tarihli “La Revue Diplomatique” Paris. gallica.bnf.fr.
yılı başlarından itibaren de ise asaleten üstlendiğini gösteriyor. ünlü Levanten aileleri Baudouy, Glavany, Lorando ve Ostrorog arasında yakın aile
bağları bulunuyordu. Normandiya burjuvazisinden 1760 doğumlu Joseph André
Crespin, Fransız Ihtilali sırasında Istanbul’a yerleşerek Liber Lorando’nun kızı
Hicaz Demiryolu Projesi Lucie Lorando ile evlenmişti. Aimée bu ailenin soyundan geliyordu301. Günümüzde
Beyoğlu’nda ailenin adını taşıyan Crespin Pasajı, Yüksek Kaldırım’da ise Crespin
Hicaz Demiryolu projesi fikri ilk defa 1864 yılında Dr. Charles Zimpel tarafından Bâbıâli’ye sunulmuştu291. Bu tarihten sonra Hanı bulunmaktadır.
Wilhelm von Pressel, Binbaşı Ahmed Reşit, Hasan Paşa, Dr. Şakir, Mehmet Şakir Paşa, Izzet Paşa ve Ahmet Muhtar Paşa’nın
değişik tarihlerde projeyi gündeme getirdikleri söylenir292. Sultan II. Abdülhamid “Hicaz Demiryolu benim eski rüyamdır293” Nurhan Atasoy’a göre azınlık Levantenler benimsenemedikleri yabancı bir
diyerek projeyi tahta çıktığı 1876 yılından itibaren gerçekleştirmek istedi ise de, öncelikli konular ve ekonomik darboğazdan ülkenin topraklarında bulunmanın zorluklarını, parçalanmaz aile bağlarına
dolayı sürekli ertelemek zorunda kaldı. Mekke ve Medine’ye bağlanacak bir demiryolu sayesinde Hacca gitmek kolaylaşacağı sığınarak aşıyorlardı302. Bu açıklama muhtemelen tartışılabilir. Nitekim,
gibi, Müslüman dünyanın halifesi, Sultan’ın konumu güçlenecek, imparatorluk sınırları içindeki Müslüman ülkeler kenetlenerek varlıklı yabancı kökenli bu aileler yüzyıllar öncesinden kendi iradeleri ile
Pan-Islamik hareket hızlanacaktı. Bu girişimin askerî, politik ve stratejik konularda önemli getirileri de söz konusuydu. Istanbul’a ve Izmir’e yerleşmişler, bu şehirlerde Avrupa ile aynı dönemde “La
Belle Epoque”un tüm nimetlerinden yararlanarak lüks içinde yaşamışlardı.
1890’larda Hindistan’ın kuzeybatısı, Pencap bölgesinde oturan Muhammed Inshaullah adındaki bir öğretmen Ingilizler’in Cumhuriyet’in ilanından sonra günümüze kadar uzanan süreçte de yaşamlarını
Hindistan’da gerçekleştirdiği demiryolu sayesinde kazandıkları stratejik güce işaret ederek, Sultan II. Abdülhamid’in liderliğinde bu metropollerde sürdürmeye devam etmişlerdir.
Hicaz’a bağlanacak bir demiryolu ağının getireceği faydaları Bâbıâli’ye “Şam’dan Mekke’ye Hamidiye Hicaz Demiryolu” adlı bir
raporla sundu294. Batı’dan bağımsız Müslüman ülkelerin sermayesi ile gerçekleşecek projenin Osmanlı sanayisi ve teknolojik Selim Melhame ve Aimée çiftinin yedi çocuğu oldu. Esat henüz yedi yaşında
gelişimine katkısı olacağı gibi Türk ve Arap iş gücünden de yararlanma imkânı doğacaktı. iken hayatını kaybetti. Selim Paşa Istanbul’da en iyi hocaları tutarak çocuklarını
poliglot (çok dilli), Avrupaî bir eğitime tabi tuttu. Osmanlı jandarmasının
21 Ağustos 1898’de Inshaullah’ın teklifinin Bâbıâli’ye ulaştığına dair, Orman, Maden ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Paşa’nın eğitimi için Italya Kralı tarafından Istanbul’a gönderilen Kont Giovanni Romei- Büyükada’da San Pasifiko Kilisesi.
kendisine gönderdiği mesajda şunları yazıyordu: Longhena, kızı Feride (1882-1971) ile 1905’te evlendi. Makzume dijital arşivi.

82 83
Nihad ve Alberta Lazzari’nin aile
şapeli S. Michele a Torri Floransa’da
1913 tarihli düğünü. Arka planda
Selim Melhame Paşa 64 yaşında.
Melhame koleksiyonu.

Selim Melhame’nin altı çocuğu soldan sağa: Selime, Nihat, Feride, Marie, Halim ve Leyla. Melhame aile arşivi.

Selim Paşa diğer iki kızını soylu Alman aile mensuplarından subaylarla evlendirdi. Marie (1885-1970) Alman Baron Wilderich
von Fürstenberg ile, Selma (1888-1977) Alman Baron Hans von Schlottheim ile nikah kıydı. Selma Almanya’da boşandıktan
sonra, ikinci evliliğini bir diğer Alman soylusu Max Heinrich von Seubert ile yaptı.

Dördüncü kızı Leyla (1891-1955) Raymond de Boulloche’la evlenip Paris’e yerleşti. 1912’lerden itibaren “Doğu’dan kaçan
Huri” deyimiyle anılan Leyla, Paris sosyetesinde zerafeti güzelliğiyle ün saldı. Eşi vefat edince Fransız Büyükelçisi Kont Robert
de Dampierre ile söz kesti. Diplomat kocası ile birçok ülkede yaşadı ve II. Dünya Savaşı’nda, eşi Budapeşte’de görevli iken
Alman gestaposu tarafından tutuklandı ve üç yıl hapis yattı. Şair ve aynı zamanda ressam olan Leyla “Kederli Saatler”, “Roma
Sevgisi” adlı eserleriyle Lübnan’ın en büyük şairleri arasında ismini yazdırdı303.

Nihat (1887-1969) babasının girişimleriyle 1908’de Roma’daki Osmanlı Büyükelçiliği’ne kâtip tayin oldu ve Albatina Lazzeri
ile evlendi. Evlilikten Esat adında bir çocukları oldu. Oğulları Esat’ın Maria Garzellam ile evliliğinden ise Leila (1943-1973),
Fadıl (1946-1973) ve bugün Selim Paşa’nın soyundan hayatta son kalan Myriam (1949) adında üç çocukları oldu.

Diğer oğulları Halim (1889-1963) doktora eğitimini 1915 yılında, Almanya’da, Freiburg Albert-Ludwigs Üniversitesi’nde
tamamladı. Yüz yirmi üç sayfalık tezi ülkesi Lübnan’nın 1860’lara kadarki politik ve ekonomik araştırması üzerineydi. Daha
sonra Beyrut’ta yaşamını bekâr olarak sürdürdü, hiç evlenmedi. Fransız ve Lübnan Hükümeti dönemlerinde, babasının ilk
imtiyazını aldığı Beyrut Limanı Şirketi’nin yönetim kurulu başkanlığı görevini başarıyla yürüttü. Şirketin 1940’lı yıllarda
Paris’teki adresi 83, Avenue de Villiers idi.

SELİM MELHAME’NİN AİLE SERVETİ HAKKINDA

Eşinin çevresinin etkisiyle kendisini şehrin siyasi, diplomatik ve finansal ortamının içinde bulan Selim Melhame, Pera’da finans
çevreleriyle kurduğu ilişkiler sayesinde krediler edinerek Istanbul’da emlak yatırımları yaptı. Banker ve bankacılık kurumlarının
doğru yönlendirmeleri sayesinde de uzun yıllar Istanbul’daki Osmanlı Bankası aracılığıyla yerli ve yabancı hisse senedi alımları
yaptı ve doğru yatırımlarla önemli şahsî kazanımlar elde etti.

Melhame, Düyun-u Umumiye’de görevli iken Beyrut Limanı işletme imtiyazını kazandı ve Paris’e giderek Fransız ortaklı,
Beyrut Limanı Işletme Şirketi’ni kurdu. Yönetimi iki Fransızla paylaştı: Kont Perthuis ve Mösyö Raymond. Daha sonra kendisi
gibi Lübnanlı olan Yusuf Mudran Efendi’yle Şam-Halep-Birecik tren yolu, Kont Perthuis ile de Beyrut-Şam buharlı tramvay
imtiyazına ortak oldu. Nezaret döneminde ise Sultan’a yakın bürokratlarla birlikte yabancı ortaklıklarla işletilen muhtelif
imtiyazlarda pay sahibi oldu. Bu faaliyetlerin işletim ve satışlarından hissesine düşen kazancın yaklaşık bir milyon frank
olduğu söylenir304.

Paşa’nın Osmanlı Bankası’ndaki borsa işlemlerinde özellikle Güney Afrika’daki altın maden işletmecilerin hisselerine yatırım
yaptığını da görüyoruz. Özellikle Transvaal, Rand ve Lydenburg gibi altın maden işletmelerin hisselerinin kârlılığını Selim
Melhame’nin görmesi, sömürgeci kapitalizmdeki fırsatları iyi değerlendirerek kazanç sağladığını gösteriyor305. 1885’te Berlin
Konferansı’nda alınan kararlarla, Afrika’daki müstemlekelerde yatırımlar, kolonyal güçlerin baskısı ve askerî müdahalelerden
dolayı risksiz ve kârlı bir yatırım haline dönüşmüştü. Selim Melhame Paşa gibi Istanbul’da üst düzey tüccar ve bürokrat
takımı da Osmanlı Bankası vasıtasıyla hisse ve tahviller alıp satıyor, böylece önemli kazançlar elde ediyordu.

84 85
Osmanlı Bankası arşivlerinden, Selim Paşa’nın yaptığı bazı işlemler Marie’nin hesabına evlilik çeyizi olarak 28500 Sterling
hakkında bilgi edinmemiz mümkün. 30 Nisan 1889 tarihli bir mektupta nominal değerde 1899 tarihli, %4 faizli Japon borcu
Osmanlı Bankası Genel Müdürü Foster’a, Sıraselviler’de eski Kabuli Paşa tahvili aktarmıştı. Baron Schlotheim ile evlenip boşanan
Konağı’nı eşi adına satın almak istediğini şu ifadelerle dile getiriyor306: diğer kızı Selma’ya da, 1921’de Isviçre’de ikamet hakkı
kazanabilmesi için, Istanbul’daki yüklü tahvil portföyünü
Sayın Genel Müdür, Osmanlı Bankası’ndan Isviçre’deki Crédit Suisse’e
transfer ettirmişti309. Bu bilgiden hareketle II. Meşrutiyet
Eşim tarafından Beyoğlu-Taksim’de bulunan ve Osmanlı Bankası mülkiyetine sonrası Selim Melhame Paşa ve ailesinin banka
kayıtlı evin (eski Kabuli Paşa Konağı) sekiz bin Türk lirası karşılığında satın hesaplarına, hakkında çıkarılan yolsuzluk iddialarına
alınması hususunda dün aramızda şifahi olarak varılan anlaşmayı teyit ederim. rağmen, hükümetçe el konmadığı anlaşılıyor.

Bu meblağa mahsuben depozito olarak size 200 Türk lirası takdim ediyorum. Osmanlı Bankası arşivi müşteri kart deposunda
Tabiidir ki bakiyesini, yani 7800 lirayı, bu mülkün eşim adına nakil günü ve Melhame ailesinin dört ferdinin “Esham ve Tahvilat
en geç 15 Haziran tarihinde ödeyeceğim... Emanet fişleri” (Depots de Titres) bulunuyordu.
Selim Melhame Paşa’ya ait olanı Italya’ya gittiğinden
Bankanın “hatırlı” müşterileri arasında yer alan Selim Melhame, Osmanlı üzerindeki adres Grand Hotel de Ville Florence, 18.08.08
Bankası arşivlerinde korunan 1898 tarihli diğer bir yazışmada, bankada olarak düzeltilmişti. Diğer fişler eşi Aimée Melhame’ye,
birikmiş olan 23.770,81 liralık nakit borcunu kapatmak için hisselerinin oğlu Halim Melhame’ye, kızı Baronne Selma Schlotheim
bir kısmını bankaya devretmeyi teklif ediyor. Söz konusu işlem nakit Melhame’ye (Floransa adresli 21.1.08) ve kızı Marie
dönüşümü için o yıllarda da yapılan rutin bir işlemdi. Bundan sonraki - Madam la Baronne von Fürstenberg’e (Almanya
1908 yılında Aimée Melhame'ye ait görünen gayrimenkuller ve değerleri.
tarihlerde de aynı işleme başvurduğu bilinmektedir. adresli 21.1.08) aittir. Emanet fişlerinde isim ve soy Melhame aile arşivleri.
isimlerin kimlik bilgilerine göre düzenlenmemiş olduğu
Selim Melhame’nin Osmanlı Bankası'nda Esham ve Tahvilat
30 Eylül 1898 tarihli mektupta, Selim Paşa bankaya olan 23.770,81 liralık görülüyor. Aile 1908’de Istanbul’dan ayrıldıktan sonra fişlerin üzerinde elle yazılan düzeltmeler dikkat çekiyor310.
Emanet fişi. Salt Araştırma Arşivleri İstanbul.
borcunu teyit ediyor ve Temmuz 1898’de Osmanlı Bankası tahvilinden
paraya dönüşen 135 kupon karşılığını borcundan düşmelerini istiyor. Kalan Selim Paşa 1898’de satın alıp eşi adına kaydettirdiği Sıraselviler’deki eski Kabuli Paşa Konağı’na ilaveten, 1908 yılı aile
borcunu kapatmak içinse banka kasasından seçtiği tahvil listesini nominal değerleri üzerinden bankaya bırakmaya karar belgelerinde, eşi Aimée Créspin’in adına beş ayrı gayrimenkul kayıtlı gözüküyor. Bunlar Pera’da: Telgraf Sokak’ta bir bina,
veriyor: 185 Dercos, 135 Societe Generale d’Assurance Ottomane, 500 Commercial, 100 Tabacco, 1100 Cigarette B, 500 Anglo Serkiz Sokak’ta bir konak, Venedik Sokak’ta311 bir konak, Hamalbaşı Sokak’ta bir konak ve Yeniköy’de: Kalender’de bir yalı
French Exploration co, 250 Bernato Consol. Mines, 800 Nourse Deep Ltd, 500 Chimes West Ltd, 750 South West Africa Co. idi312. Resmî yazışmalarda Sıraselviler’deki konak, Yeniköy’deki yalı ve Telgraf Sokak’taki binasının sahibi Selim Melhame
Ltd, 200 East Rand Proprietary Mines Co. Ltd, 500. Eastern Investment Co. Paşa olarak gösteriliyordu.
Ltd, 300 Transvaal Gold Mining Estates Ltd, 300 Fraser River. Toplam 14
muhtelif tahvilden 6020 kuponla bankaya olan nakit borcunun tamamını Eser Tutel’e göre Telgraf Sokak’taki binayı Selim ve Necip Melhame kendilerine konak olarak yaptırmıştı. Nevin Nazan
böylece ödemiş oluyor. Yücel ise yapının Mavrogordato ailesi tarafından yaptırıldığını, Melhameler tarafından satın alınmadan önce Mavrogordato
ve Baltazzi aileleri tarafından kullanıldığını belirtiyor313. Tutel’e göre, II. Meşrutiyet ilanından sonra bina apartman haline
Bunun üzerine, Selim Paşa, Osmanlı Bankası’nın borcuna karşı teminat getirilerek daireler halinde kiraya verilmiş sonra jilet fabrikası, marangoz atölyesi ve cam fabrikası olarak kullanılmıştı. Sonra
olarak tuttuğu aşağıdaki hisselerin bankadaki kasasına iadesini talep Mason Kulübü ve Danimarka sefaret binası olarak da hizmete girmişti. 1932’de Maarif Müdürlüğü okulun önce bir bölümünü,
ediyor: 185 hisse: Dercos, 636 hisse: Chemin de fer Beyrouth-Damas-Harran daha sonra tamamını satın alarak ilkokul olarak hizmete soktu314. Bügün yapı Beyoğlu Taksim Ticaret Meslek Lisesi olarak
(Beyrut-Şam-Harran demiryolu), 23 kurucu hisse: Eaux de Constantinople kullanılmaktadır. Mevcut belgelerden 1932’de satılıncaya kadar yapının Selim Melhame’nin eşi Aimé Crespin adına kayıtlı
(Istanbul Su işletmesi), 30 kurucu hisse: Societe Generale d’Assurance kaldığı anlaşılıyor315.
Ottomane (Osmanlı Sigorta Şirketi). Yukarıdaki iki örnekten anlaşılacağı
gibi Selim Melhame Paşa, Osmanlı Bankası genel müdürleri ile doğrudan 18 Eylül 1916 tarihinde ise Harbiye Nezareti’nden Dahiliye’ye giden bir yazıda “Ikinci Kolordu askere alma başkanlığının 16
görüşerek ya da onlarla yazışarak kendisi ve ailesinin banka hesaplarını Eylül 1916 tarihinde Istanbul’a ulaşarak Taksim’de Alyon sokağında, Selim Melhame konağına yerleşmiştir” denmektedir316.
yakınen takip ediyor, finans çevresindeki dostlarından aldığı tavsiyelerle Aynı mesajı Dahiliye Nazırı Talat Bey’e, Istanbul Vali Vekili Bedri Bey ve Polis Genel Müdürü Ahmed Bey’e de sirküle edilmişti.
parasını bilinçli şekilde yönetiyordu. Kalender Yeniköy’deki yalı satılmadan önce oğlu Halim tarafından bir Ermeni vatandaşa kiralandığı ve kiracı tarafından
randevu evi olarak işletildiği aile arşivinde belirtiliyor317.
Selim Paşa hakkında yapılan suçlamalardan en önemlisi 29 Temmuz
1908’de, Istanbul’dan ayrılırken “tüm servetini” beraberinde götürdüğü Melhame aile notlarına göre Selim Paşa’nın 1937 yılında ölümünden sonra kızlarının her birine bir miktar fransız frangı
idi307. Osmanlı Bankası hesabında o tarihlerde nakdi olup olmadığı ya da miras kaldı. Erkek çocuklara ise Osmanlı yasalarına göre kızlara verilen rakamın iki mislini karşılayan para ve gayrimenkul
paşanın nakit çekim yaptığına dair bir bilgiye ulaşılmadı. Müşterilerin verildi. Taksim-Sıraselviler ve Yeniköy’deki gayrimenkullerin erkek çocuklara kaldığı söylenir.
para hareket izini sürmek için zaten o kişiler hakkında bir hukuk dosyası
açılması gerekiyormuş308. Ayrılmadan önce banka hesabında nakit para SELİM PAŞA VE AİLESİNİN İSTANBUL’DAKİ YAŞAMI HAKKINDA NOTLAR…
bulundurma olasılığı olmadığını ve parasını hisse senedi ya da tahvil
portföyüne yatırdığını anlıyoruz. Selim Paşa ve ailesi Pera’da yabancı diplomat ve işadamlarının balo, düğün ve yemek davetlerine aralıksız katılıyordu. Özellikle
1890 yıllarından II. Meşrutiyet’e kadar olan süreçte Istanbul sosyetesinin gözde ailelerinden biri durumuna gelen Melhame
Nitekim, Meşrutiyet’in ilk aylarında Selim Paşa hakkında açılan davaları ailesini yerli ve yabancı basın sürekli mercek altında tutuyordu. Konağında Selim Paşa’nın kabul salonu tüm büyükelçiliklere ve
Fürstenberg Baronu ile evli olan Marie'nin Osmanlı Bankası'nda Floransa’dan takip ederken, yaşamakta olduğu tüm aksiliklere rağmen, kızı diplomatlara, Latin, Ermeni, Rum din adamlarına her zaman açıktı.
Esham ve Tahvilat Emanet fişi. Salt Araştırma Arşivleri İstanbul.

86 87
Bankalar Caddesi’nde Osmanlı
Bankası’nın ana giriş kapısı.
Pera’da Levanten Katolik aileler arasında yapılan evlilikler çok
renkli oluyordu. 20 Nisan 1882’de Crespinler’in yakını Kont Léon
Valérien Ostrorog, Lorandolar’ın iki kızından biriyle evlenmişti.
Izzet Holo Paşa’nın kızı Zeynep Mümtaz etkinliği şöyle anlatıyor:

Düğünleri muhteşemdi; bilinen kilise düğünlerinden farklıydı, tören


Apostolik Delegasyon Şapeli’nde yapıldı. Tanıklar arasında Kont
d’Arnaud ile başta Orman, Maden ve Ziraat Nazırı, Abdülhamid’in özel
danışmanı olduğu söylenen Melhame Selim Paşa da bulunuyordu318.

Şubat 1899’da gazetelerde çıkan bir başka sosyete haberinde


Selim Paşa’nın eşinin dostlarına verdiği öğle yemek davetinin
mükemmel geçtiği yazıyor. Öğleden sonra dörtte başlayarak
akşam saat yediye kadar misafirler aralıksız dans ettiler. Dans
pistinde Baudoy, Crespi, Joannidés, Simirioti, Rouet, Eugenidi,
Leon, Zarifi, Vandeuvre, Mavrocordato, Menzikoff, Duz ve
Melhame aileleri üyeleri bulunuyordu319.

12 Ocak 1903’te Le Moniteur Oriental gazetesinde çıkan bir


haber, Rusya Büyükelçiliği’nin istasyon gemisi Donietz’te Noel
kutlaması etkinliğine yer veriyor. Boğaz’da demirli olan gemiye
misafirler, öğleden sonra saat beşten itibaren Kaptan Parflonow
ve subayları tarafından karşılandı. Büyük bir salona dönüştürülen Pera Telgraf Sokak’ta (eski Baltazzi), Selim Melhame Köşkü 1927.
geminin köprüsü muhteşem halılar, bayraklar ve tropikal çiçeklerle J. Pervititich, Jacques Pervititich Sigorta Haritalarında İstanbul, Axa Oyak.
donatılmıştı. Geceye Rusya Büyükelçisi Zinoviev, Selim Melhame
Paşa’nın eşi ve kızları, Istanbul’un kordiplomatik üyeleri ile çok sayıda tanınmış sima katıldı. Etkinlik gemi tayfalarının
danslarıyla başladı, ardından tüm davetliler dans pistine çıktılar. Gecenin sonuna doğru gemi subaylarından Lenin çoğunu kendi
bestelediği romantik şarkıları söyledi. Son misafirler gemiyi sabah saat 1’e doğru terk ettiler.

1904 Şubat ayı başında Nazır Selim Melhame Paşa ve eşinin konaklarında verdikleri bir akşam yemeği davetine icabet eden
misafirler arasında Italya Büyükelçisi Marki Malaspina ve eşi, Belçika Ortaelçisi Kont de Dudzeele ve kızları, Amerikan
Ortaelçisi Leishman ve Birinci sekreteri bulunuyordu320. Aynı tarihlerde Ingiltere Büyükelçisi O’Connor ve eşinin verdiği
diğer bir akşam yemeğine Rus Büyükelçi Zinoviev, Selim Melhame Paşa eşi ve kızları, Isveç ve Norveç Ortaelçisi Baron Beck-
Friis, Fransa Büyükelçiliği Ticaret Ataşesi Bay Bapst, Bay ve Bayan Testa, Barensfeld Baron’u Von Rhemen, Bay ve Bayan Otto,
Albay Von Leipzeger ve eşi, Bayan Mirabel, Salis-Sewis Kontu Bay Mandelstam, Bay Panafidine ve eşi, Yarbay Vérand, Yarbay
Fairholme, Bay Black ve eşi, Albay Maunsell, Bay Lamb, Bay Monahan, Bay Young ve Bay Lister davetliydiler321.

1905 Nisan ayı sonunda Avusturya-Macaristan Büyükelçiliği’nin,


Londra’daki Avusturya-Macaristan Büyükelçisi şerefine
verdiği yemek ziyafetine şu isimler katıldı: Bay ve Bayan
Selim Melhame Paşa ve kızları, Ingiltere Büyükelçisi O’Connor,
Ingiliz Büyükelçiliği Birinci Sekreteri, Amerika Ortaelçisi Bay
Leishman, New York eski Belediye Başkanı Bay Drexel, Teck
Prensi, Bayan Marietta, Bay Van Voorkis, Bay Henry Miller,
Kont Romei-Longhena Paşa, Vikont Vallietort, Baron Styrcea,
Bay ve Bayan Otto, Şövalye Zepharovitch ve eşi, Kont Badeni,
Avusturya-Macaristan Büyükelçisi Baron Franz de Calice ve
Kont Dubsky322.

Istanbul’da Rum kurumlarına büyük destek veren, tanınmış


Rum Banker Eustache Eugénidés Ekim 1904’te Yeniköy’de
muhteşem villasında ‘Veli Günü’ münasebetiyle büyük bir
balo tertiplemişti. Eşi ve kızlarıyla katılan Selim Melhame
Paşa ve kardeşi Necip Paşa’nın da hazır bulunduğu çok
sayıda davetliyi ağırladı. Baron de Calice, Bay Zinoview, Bay
Villa Yeniköy boğazdan görünüşü. Melhame aile arşivi.

88 89
Gryparis, Marki de Composagrado, Bay de Dudzeele,
Bay Bapst, Pangiri Bey ve Zalacosta, Mavroyeni,
Jouannidis, Mavrocordato, Zarifi, Nelidov,
Negroponte, Hazzopoulo aileleri davetliler arasında
bulunuyordu323.

30 Nisan 1905’te Saint Esprit Katedrali’nde Selim


Paşa’nın kızı Feride ile Italyan Komutan Kont Giovanni
Romei-Longhena’nın (1865-1944) düğün töreni
Vatikan Temsilcisi Monsenyör Tacci ile beraberindeki
diğer dinlerin temsilcileri arasında gerçekleşti324.
Nikah şahitleri Italyan Büyükelçisi Marki Guglielmo
Imperiali, Saray Teşrifat Nazırı Ibrahim Paşa,
Naum Paşa ve Baron Gustave Rubin de Cervin’di.
Büyükelçiler, yabancı bakanlar ve imparatorluğun üst
düzey temsilcileri düğünde yerlerini aldılar. Başkent’te
çok ses getiren düğünün zenginliği bir kısım çevre
tarafından sert dille eleştirildi. Bu evlilikten çiftin Pia
adında bir kız çocukları oldu.

Heybeliada’da (Halki) Selim Melhame Paşa’nın kızı Feride, eski Carlo Sforza koleksiyonu, Ekim 1905’te Banker Leon Zarifi’nin kızı Hélene
Pierre de Gigord koleksiyonu. 1903. ile diğer bir Banker Eustache Eugenidi’nin oğlu
Etienne’nin düğün töreni Tarabya’da George Zarifi’nin
yaptırmış olduğu Aya Paraskevi Ortodoks kilisesinde
Patrik Joachim III’ün dualarıyla gerçekleşti. Evlilik
kortejini genç evlilerin akrabaları ve yakınları
takip etti. Pera sosyetesinden önemli isimler ve
adalardan gelen yakınlar da düğündeydiler. Öğleden
sonra Zarifiler’in Tarabya’daki muhteşem villasında
verilen resepsiyonda Boğaz ve Büyükada’nın seçkin
isimleri genç evlilere tebriklerini sundular. Davetliler
arasında Selim Melhame Paşa ve Potin, Zinoviev,
O’Connor, Dudzeele, Vaureal, Dillon, d’Arnoux,
Vlasto, Negroponte, Zafiropoulo, Psycha, Auboyneau,
Pangiri, Boppe aileleri bulunuyordu. Paris
Büyükelçisi Münir Paşa da davetliler arasındaydı.
Bayanların giydiği zarif giysilerin çoğu Paris’ten
geliyordu. Villanın önündeki sahilde biriken coşkulu
kalabalık iyiliksever iki aileye tezahürat yaptılar.
Halki’de Melhame Paşa’nın eşi ve iki kızı Selma ve Feride, eski Carlo Sforza koleksiyonu, Değerli düğün hediyeleri alan çift, balayını Viyana ve
Pierre de Gigord koleksiyonu. 1903.
Paris’te geçirmek üzere aynı akşam yola çıktılar325 .

AİLENİN SIRASELVİLER’DEKİ KONAĞINDA MUHTEŞEM DÜĞÜN

Istanbul’da büyük ses getiren diğer bir evlilik, 24 Nisan 1907’de Selim Paşa’nın ikinci kızı Selma ile Alman Büyükelçiliği’ne
bağlı Askerî Ataşesi Yarbay Baron Hans Melchior von Schlottheim arasında gerçekleşen düğün töreniydi. Düğün Selim
Paşa’nın Sıraselviler’deki konağında yapıldı. Damat adayının babası Baron Georg von Schlotheim, Saxe-Weimar-Eisenack
büyük dükünün mabeyncisi idi. Vatikan Temsilcisi Monsenyör Tacci Katolik mezhebine mensup Selma’yı Protestan olan
Hans Melchior ile evlendirmek istemeyince, nikah St. Pulcherie Fransız Lisesi rahibi Lazarist Pére Lacambre ve bir Protestan
papazın duaları ile gerçekleşti.

Tören baştan sona beyaz çiçeklerle bezenmiş ana salonda kıyıldı. Şahitliklerini gelin adına Rus Büyükelçi Zinoviev ve Belçika
Büyükelçisi Kont de Dudzeele, damat adına Alman Büyükelçi Marshall von Bieberstein ve damadın babası Baron Georg von
Selim Melhame Paşa’nın
Schlottheim yaptı. Kortejdeki nedimeler ise Alman Büyükelçisi’nin kızı Von Marshall, Amerikan Büyükelçisi’nin kızı Nancy kızı Marie Fürstenberg.
Leishman ve Selim Paşa’nın küçük kızı Marie Melhame idi. Korteji takip edenler arasında Baron von Schlotheim ile Marie Makzume koleksiyonu.

90 91
Selim Melhame, Barones von Schlotheim ile Rus Büyükelçisi
Zinoviev, Kont Dudzeele ile Bayan Necip Paşa Melhame,
Necip Paşa ile Valentine de Dudzeele, Filip Efendi Melhame
ile Germaine de Dudzeele, Nihat Bey Melhame ile damadın
büyük annesi, Baron Bernard von Schlotheim ile Bayan
Romei-Longhena Paşa, Yarbay von Stein ile Bayan von Douglas
vardı. Damadın Almanya’dan gelen arkadaşları ve Alman
Kraliyet kuvvetlerine mensup subaylar, kuyrukta onları takip
ettiler326. Pera sosyetesinin ileri gelenleri de düğüne katılınca
Selim Paşa’nın muhteşem konağı kalabalığı ağırlamakta
yetersiz kaldı! Melhame ailesine sevgisini göstermek isteyen
Sultan II. Abdülhamid, düğün seremonisinde Şefkat büyük
kordon nişanını bir Saray görevlisi ile Selma’ya takdim etti327.
O güne kadar Protestan ve Katolik mezhepleri arasındaki
evlilikleri Katolik Kilisesi kabul etmediği için Selim Paşa olası
eleştirilerden çekindiği için bu detayın basında çıkmasını
önlemek istemişti.

Selim Paşa’nın Sıraselviler’deki konağının rölöveleri yıllar


sonra, 1947 yılında yeniden çizildi. Düğünün gerçekleştiği
birinci katta, üç salon ve dört köşe oda düğün için kullanılmıştı
ancak yoğun ilgi gören etkinlik için bu alan yeterli olmadı.
Bodrum katı planında ise 1900’lu yıllarda nadir karşılanan
büyük bir jimnastik salonu mevcuttu. 1923 tarihinde
“Jean Balatti” isimli inşaat malzemeleri satan firmanın
faturasından ve 1947 tarihli Mimar De Nari’nin arşivinden Selma ve Baron Schlotheim düğün davetiyesi. Melhame aile arşivi.
çıkan rölövelerden, 1950’li yıllara kadar konağın Melhame
ailesi adına kayıtlı kaldığı anlaşılıyor328. 1935 yılından
itibaren “Terkos” olarak bilinen Sular Idaresi’nin bu konağa
taşındığı bilinmekte329.

Makedonya, Potemkin Zırhlısı olayı ve Osmanlı


Imparatorluğu ile Rusya arasında yaşanan diğer ihtilafların
Saray adına çözümünde, II. Abdülhamid Selim Melhame
Paşa’yı Rusya Büyükelçisi Zinoviev ile görüşmesi için sürekli
görevlendiriyordu. Fransızca konuşan Selim Paşa ile Zinoviev
yakın dost olmuşlardı ve hükümet görevleri dışında aileleriyle
de bir araya geliyorlardı. 29 Haziran 1901’de Selim Paşa’ya
gönderdiği gizli mektupta330 Zinoviev şunları yazıyordu:

Sayın Ekselans, Ulu Lider Majesteleri İmparator’umuzdan


henüz yeni aldığım haberde, size Beyaz Kartal Nişanı’nı tevdi
ettiğini öğrenmiş bulunuyorum. Nişan haberini Bâbıâli’ye
resmî yoldan iletmekte gecikmeyeceğim ama şimdilik bundan
kimseye bahsetmemenizi rica ederim. Girişimimin başarıya
ulaşmasından ne kadar mutlu olduğumu size söylememe
hiç gerek yok. En derin hürmetlerimle Sayın Ekselans, sadık
kulunuz J. Zinoviev.

Düğün dışındaki diplomatik davetlerin katılımcı listeleri


incelediğinde, bu davetlere yabancı diplomatlar, yabancı
misafirler, şehrin tanınmış Levanten aileleri ve genelde
Osmanlı bürokrat grubundan Selim Melhame ve kardeşlerinin
katıldığını görüyoruz. Selim ve Necip Melhame kardeşler Saray
adına resmî görüşmeler yürüttükleri Rus Büyükelçi Zinoviev, Düğünde misafirlerin ağırlandığı kat. Sıraselviler Cad. Melhame Konağı birinci kat
Stan Ostrorog’un Crespin Ailesi’yle ilgili 26 Ağustos 1956 tarihli mektubu. Melhame aile arşivi. röleve çizimi, Ocak 1949. Büke Uras koleksiyonu.

92 93
Alman Büyükelçi Bieberstein, Amerikan Büyükelçi Leishmann gibi diplomatlarla özel davetlerde geliştirdikleri sohbetlerde,
rejimin “gölge hariciyecileri” olarak, aleyhte gelişebilecek politik yansımaları önceden belirleme fırsatı bulabiliyorlardı.

II. MEŞRUTİYET ERTESİNDE SELİM MELHAME

II. Meşrutiyet 23 Temmuz 1908’de ilan edilmiş, Kânûn-ı Esâsî331 tekrar yürürlüğe konmuştu. Halk meydanlara çıkarak
meşrutiyetin ikinci kez ilan edilmesini sevinç gösterileriyle karşılıyordu. Bir yandan da yeni talepler doğmuş, Padişah’ın en
yakınındaki bürokratların azledilip sürülmeleri istenmeye başlamıştı. Selim Paşa ile yıllardır iyi geçinemeyen Sadrazam Said
Paşa’nın meclise gönderdiği tezkerenin özet açıklaması bunu yansıtıyordu:

Kânûn-ı Esâsî’nin ilanı üzerine yeni yönetime karşı ayaklanma niyetlerini Selim Melhame’nin desteklemesi (Selim Melhame’nin
idare-i sabıka ahvaline karşı galeyanı tezyid eylemesine), sanıkların bir kısmının Harbiye Nezareti’ne gönderilmesi, bilahere Serdar
Paşa’nın yüz bin lira vermesiyle İttihad ve Terakki Cemiyeti’nce tahliye edilmesi ve diğerlerinin Büyükada’da ikametlerine izin
verilmesi, Necip Melhame Paşa’nın süren tutukluluğu, Faik Bey’in firar ettiği anlaşılmış olduğu, Rami Paşa’nın özel bir komisyon
tarafından hakkında tahkikatta bulunulması ve diğerleri hakkında delil mevcut olmaması sebebiyle nasıl muamele edilmesi
gerekeceğine dair Sadaretten gelen tezkere münasebetiyle332.

1907’de Sultan II. Abdülhamid, Bâbıâli’yi devre dışı tutarak Selim Paşa’yı Makedonya’daki adli denetim sorununu çözümlemek
için Avrupa’ya göndermesi Sadrazam Said Paşa tarafından benimsenmemişti. II. Meşrutiyet’in ilanından birkaç gün sonra meclise
sunduğu tezkereyle Said Paşa, Selim Paşa’dan hıncını almak istiyor gibiydi. Temmuz ayının son günlerinde, Selim Melhame Paşa
da azledilen paşalardan biri oldu. Mayıs 1909’da da Örfi Harp Divanı’nca, mallarına
haciz konulacaktı333.

Selim Melhame Paşa, 28 Temmuz 1908’de, II. Meşrutiyet’ten birkaç gün sonra,
ailesiyle birlikte, Italyan Büyükelçiliği’ne bağlı karakol yatı ile Boğaz açıklarında
bekleyen Italyan şilebine taşınarak Brindisi’ye hareket etti. Ağustos ayı başında
çıkan habere göre Selim Paşa Italyan Büyükelçisi Imperiali’den, Roma Türk
Büyükelçiliği’ne tayini çıkan oğlu Nihad’ın, sefaret yatı ile Boğaz’daki s/s Bosnia
adlı Italyan şilebine ulaştırılmasını talep etmişti. Fırsattan yararlanan Selim Paşa
aldığı ani bir kararla ailesiyle birlikte Italya’ya giden bu şilebe binmişlerdi. Alınan
kararda, dostlarının tavsiyesi ve 26 Temmuz günü Yıldız Sarayı’na yürüyerek
Padişah’tan Nazır Selim Melhame, Saray Ikinci Kâtibi Izzet Paşa ve Saray Başkâtibi
Tahsin Paşa’nın görevden uzaklaştırılmasını isteyen protestocu grubun da büyük
etkisi olmuştu335.

Ittihad ve Terakki Cemiyeti bu kritik günlerde Selim Paşa’nın Istanbul’dan


ayrılışında Italyan Büyükelçisi Marki Imperiali’nin uzattığı ele büyük tepki
göstermişti. Büyükelçinin bu yanlış tutumunu Istanbul’da çıkan Italyanca gazetede
duyurulmasını aksi halde gazeteyi kapatacaklarını beyan etmişlerdi336. Ayrıca Jön
Türkler Imperiali’nin görevden alınması için Roma’ya baskıda bulundular ancak
Büyükelçi Istanbul’da görevine devam edebilmişti.

Sadrazam Said Paşa’nın anılarından, Selim Melhame’nin siciline işlenen bilgilerden


ve kısa süre sonra Said Paşa’nın yerine tayin edilen Kâmil Paşa’ya gönderdiği
mektuptan anlaşılacağı gibi, Selim Paşa Sadaret’ten daha önce sağlık sebepleriyle
Avrupa’ya gitmek için izin talebinde bulundu337. Izinle ilgili bir gelişme olmayınca, Selim Melhame Paşa. Abdullah Biraderler.
ikinci bir dilekçe daha göndererek cevabın hızlandırılmasını talep ettiyse de sonucu Melhame aile arşivi.
beklemeden kalkacak olan gemiye bindi. Bu arada, Said Paşa gönderdiği telgrafla
Avrupa’ya gitmeden önce izin alması gerektiğini söylemişti. Izin kabulü gelmeden ülkeden ayrıldığı için nazırlığı daha sonra
düşürülecek, yeni biri atanana kadar vekilinin nazırlık yapmasına karar verilecekti.

Selim Paşa’nın ailesi ile bindiği s/s Bosnia gemisi önce Istanbul’dan Izmir’e uğramış, oradan da Pire Limanı’na hareket etmişti.
Aydın vilayetinden sadrazama gönderilen şifreli telgrafa göre, vilayet tarafından kontrol için gemiye gönderilen bir kişinin
Selim Paşa’nın gemide olduğunu teyit ettiği anlaşılıyor338. Sadaret’in Aydın vilayetine gönderdiği telgrafta Selim Melhame’nin
vapurdan vilayete gelerek gidişiyle ilgili açıklama yaptıktan sonra bırakılması istenmişti. Eğer şehre inmeyi kabul etmezse,
Rus Büyükelçi Zinoviev’in Selim Melhame Paşa’ya aldığı nişan hakkında yazdığı özel mektup. Melhame aile arşivi. Italya Konsolosluğu’ndan bir görevli eşliğinde vapurda ifadesinin alınması, mazbata düzenlenmesi ve bu mazbatanın vilayet

94 95
görevlisi ile konsolosluk memuru tarafından imzalanması isteniyordu. Geminin buna müteakip hareket edebileceği belirtilmiş,
Izmir Italyan Konsolosluğu’na gerekli bilginin tebliğ edilmesi istenmişti339.

Sadaret makamının Selim Melhame’nin gemiden indirilmesi konusunda takındığı tutum, paşanın ülkeden ayrılabilmesini
mümkün kılmıştı. Osmanlı Hariciye Nezareti’nin iddiasına göre Selim Melhame birkaç gün sonra Pire Limanı’na vardığında onu,
artık Atina’daki Italyan Büyükelçiliği vazifesini yürüten ve 1907 yılında Roma’daki görüşmeler sırasında samimiyet kurduğu
Marki Carlotti karşılayarak vapurdan inmesine engel olmuştu. Carlotti Yunan Içişleri’nden, Pire’de Giritli Müslüman ve Hristiyan
dört kişinin paşaya saldırmak için gemiden ayrılmasını beklediğini öğrenince, Selim Melhame’nin korunmasını talep etmişti340.

Pire’den sonra Brindisi’ye uğrayan s/s Bosnia341 Ancona Limanı’na varınca Selim Melhame oradan kara yolu ile Floransa’ya geçti.
Bu şehirde uzun süre kalacağı gazetelerde yer almaya başlamıştı. Ağustos ayının ilk günlerinde dış basın Selim Melhame’nin
Italya’ya gelişinden bahsediyor, bazıları Türkiye’de gerçekleşen politik olaylardan uzakta sakin bir hayat sürdüreceğini
yazıyordu342. Selim Paşa’nın Italya’ya varışından sonra hakkında çeşitli suçlamalar ortaya atıldı. Öncelikle, Selim Paşa’nın yersiz
ithamlarla kariyerinin başında beş parasız olduğu ancak zamanla görevi sayesinde kendine büyük bir servet edindiği, görevlerine
ilişkin hesapları vermeden ülkeden ayrılmasının da bu serveti yolsuzluk ve hırsızlıkla yaptığının kanıtı olduğu iddia ediliyordu.

Danıştay Bidayet Savcısı Ağustos başında Sadrazam’a, “Tanin” gazetesinin Danıştay Savcılığı’nı bu konuda vazifeye çağırdığını,
Selim Paşa’nın görev yaptığı döneme ilişkin hesapların incelenmesi ve suçlu olduğuna dair kanıt bulunduğu takdirde ülke içinde
ve dışındaki taşınır ve taşınmaz tüm mallarına el konulması gerektiğini yazmıştı. Bu talebi Padişah’a ileten Sadaret makamı
ayrıca birtakım cemiyetlerin de Hariciye Nezareti önünde protesto gösterileri yaptığını eklemişti. Yine “Tanin” gazetesine
gelen bir mektupta Selim Paşa’nın ve Izzet Holo Paşa’nın kaçışını kolaylaştıranların da yasal işleme tabi tutulması gerektiği
belirtiliyordu. Bunun üzerine iki paşanın herhangi bir ilişkisinin olup olmadığı araştırılmaya başlandı343.

Selim Melhame’nin yerine Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’ne getirilen Mavrokordato da söylentilerin doğru olup olmadığının
anlaşılması için Sayıştay ve Maliye’den görevlilerinden oluşturulacak bir heyetin, nezaret kayıtlarını incelemesi ve derin bir
araştırma yapması gerektiğini yazmıştı. Bunun üzerinde Sayıştay ve Maliye’den birer kişi inceleme için görevlendirildi.

Danıştay Savcılığı Ağustos sonlarına doğru, yapılan ön araştırmaya dayanarak Selim Melhame hakkında kişisel haklar davası
açılmasının ve mallarının haczedilmesinin gerekli görüldüğünü açıkladı. Maliye Nezareti de gerekli yasal işlemlerin daha sonra
yapılması kaydıyla, Selim Melhame’nin mal ve gelirini başkasına devretme ihtimalini düşünerek önlemler aldı. Mallarının
yerini, türünü ve değerini gösteren bir liste hazırlayarak ve bu listeyi hazineye göndererek tüm maliye memurlarına, belediye
dairelerine ve mal müdürlüklerine bildirdi.

Selim Melhame’nin eşyalarına dair görüşmeler Ağustos 1908’de başlamıştı. Öncelikle damadı Baron Giovanni Romei-Longhena
Paşa’nın Yeniköy Iskelesi’ne götürdüğü birtakım eşyaların Romei Paşa’ya ait olup olmadığı tartışılmaya, nasıl muamele edileceğine
dair Emniyet Genel Müdürlüğü ve Beyoğlu Mutasarrıflığı arasında konuşulmaya başlanmıştı344. Ancak Saray tarafından Selim
Melhame hakkında bir iddia olmadığı için polis müdahalesine gerek olmadığı belirtilmişti345.

Kasım ayındaysa damadı Romei-Longhena Paşa’nın, Selim Melhame’nin Kalender Yeniköy’deki yalısında bulunan eşyaları
topladığı ve Tophane Rıhtımı’na götürülürken belediye müfettişleri tarafından durdurulduğu, Melhame’nin temizlik vergisinden
dolayı borcu olduğu için ikinci bir emre kadar da eşyaların bırakılmayacağı Dahiliye Nezareti’ne bildirilmişti. Her biri birkaç
hamal tarafından taşınabilecek büyüklükte olan eşyalar toplam 81 parçaydı. Beyoğlu Mutasarrıflığı, Dahiliye Nezareti ve Emniyet
arasında yapılan yazışmalara göre eşyaların Romei-Longhena Paşa’ya mı yoksa Selim Melhame’ye mi ait olduğu, eşyaların tutulup
tutulamayacağı konusunda net bir karar verilemiyordu. Eğer Romei-Longhena Paşa’nın eşyalarıysa geçmesine izin verilecekti.

Eşyalara el konulmasından birkaç gün sonra Dahiliye Nezareti, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği notada Selim Paşa’nın
eşyalarının hacizli olmadığı belirtilerek ve geçişine izin verilmesi istenmişti. Ancak, gazetelerin Selim Paşa’nın belediyeye borçlu
olduğunu yazmasından dolayı durumun araştırılması istenmişti346. Bu arada Selim Melhame Paşa’nın vergi, maarif ve teçhizata
olan borcu ile tezkire parasının ve aydınlatma-temizlik vergisi borçlarının ödenmesinden dolayı eşyalara el konmasına gerek
kalmadığı ortaya çıkmıştı347. Rıhtım Komiserliği, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün emri gereğince eşyaların geçişine hâlâ izin
vermiyordu. 9 Kasım günü Dahiliye, zaten bir kısmının Selim Melhame’ye ait olmadığı anlaşılan eşyaların Orman, Maden ve
Ziraat Nezareti tarafından haczedildiği için artık geri verilemeyeceğini, adliyeye gidilmesi gerektiğini Sadrazam’a bildirmişti348 .

Birkaç ay süren incelemeler sonunda Sadaret, Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’ne Selim Melhame Paşa’nın yasalara aykırı Osmanlı devlet adamlarından Düyun-u Umumiye Müdürü Selim Melhame Efendi’ye görevinde gösterdiği gayret ve liyakat sebebiyle
olarak maden imtiyazları verdiği üzerine hazırlanan rapor hakkında bilgilendirme yaptı. Bir yandan Selim Melhame’nin özel verilmiş olan 21 Safer 1308/6 Ekim 1890 tarihli ve Sultan II. Abdülhamid’in tuğrasını taşıyan Birinci rütbeden Mecidi Nişanı verildiğini
gösteren berat. Melhame aile koleksiyonu.

96 97
görevleriyle ilgili incelemeler de başlamıştı. Meclis-i Mebusan’da, Selim Paşa’nın başkanı olduğu, Yunanistan’la yapılan savaş
sonunda şehit ve gazi aileleri için açılan serginin net geliri, ne kadarının dağıtıldığı, kalan paranın ne kadarının, hangi dairede
korunduğu üzerine inceleme yapılması da istenmişti349.

Selim Melhame’nin görevleriyle ilgili hesapları inceleyen komisyon raporunda 1909’lu yılların başlarında Danıştay tarafından
şunlar yazıldı:

Söz konusu rapora göre, Selim Melhame Paşa’ya yöneltilen isnatların orman ve maden ihaleleri, tarım uygulamaları, Mülkiye Baytar,
Halkalı Ziraat ve Sanayi Okulları, halka satılmak üzere dışarıdan getirilen odun hesaplarında; şehit çocukları ve malül gazilere
yardım sergisi işlemlerinde yapılan yolsuzluktan ve sayıştayca yapılan hesap incelemelerinde görülen usulsüz harcamalardan
ibaret olduğu ve bu işlere bazı memurların da katıldığı anlaşılmıştır350.

Komisyon, raporundan sonra Mayıs ayında şehit ve gazi aileleri için tertiplenen yardımlara ilişkin yolsuzluk üzerine bir mazbata
düzenlenmiş, mazbata Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’ne gönderilmişti.

Danıştay’ın Kasım 1909’da yazdığı mazbata şöyleydi:

Selim Melhame Paşa hakkında yöneltilen suçlama; nazırlığı süresindeki Orman ve Maden ihalelerinin benzerlerine oranla eksik
bedelle yapılması veya daha fazla veren varken dikkate alınmaması, zorunlu sebepler bulunmadığı halde iptal edilerek izinsiz ihale
edilmesi ve vergiden muaf tutulmasından dolayı hazinenin 100.000351 lira zarara uğratılması ile şehit çocukları ve malül askerlere
yardım sergisinden aldığı eşya bedelinden borcu olan 8.152 kuruş 30 parayı ödememesinden ibarettir. 23 Temmuz 1908’den
öncesine ait olmaları dolayısıyla, yasa gereği, bunlardan dolayı kamu davası açılamamaktadır. Aynı yasanın 6. maddesi gereğince
korunan kişisel haklardan dolayı hukuk mahkemelerine başvurulması gerekmektedir352.

Şehit çocukları ve malûl gazilere yardım için yapılan sergiye dair incelemeler sonunda yazılan layihada ise:

Sergiyle ilgili evrak sandıklarından çıktığı belirtilen 148 piyango bileti, 27 albüm ve 4 mendil numunesiyle komisyonun resmî
mührü, bir adet damga ve zımbanın gönderildiği” yazılıydı.

Gereği daha sonra kararlaştırılmak üzere, öncelikle hesap özetinde yer ve sayıları gösterilen sergi alacaklarının tahsili için
çalışılarak sonucunun ve hazineden alınan meblağın ödenme şekli hakkındaki mütalaanın bildirilmesi için Maliye Nezareti’ne
tezkire yazılmasına karar verildiği de ayrıca Maliye Nezareti’ne bildirilmişti353.

31 Mart Vakası’ndan (13 Nisan 1909) sonra Sadrazamlık’tan Hariciye, Adliye ve Maliye Nezaretleri, Tapu Kadastro Dairesi ve
Hareket Ordusu Komutanlığı’na yazılan bildiride, Selim Melhame’nin de aralarında bulunduğu birkaç kişinin sahip oldukları
serveti kullanarak bulundukları yerlerde halkı isyana teşvik ettikleri için sahip oldukları rütbelerin, nişan ve madalyaların
geri alınması, II. Meşrutiyet’ten sonra yaptıkları devir ve yer değiştirmeler de göz önünde bulundurularak taşınır taşınmaz
mallarının haczedilmesine Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından karar verildiği yazıyordu354.

1909 yılının ilk günlerinde Romei-Longhena Paşa’nın gümrüğe getirdiği Selim Melhame’ye ait 81 sandık eşyanın durumu
belirsizliğini koruyordu. Eşyaların haczedilmesi gündemdeydi. Bunun için gerekçe olarak şu iddia ortaya atılmıştı: Görevi
zamanında eski Nazır Selim Melhame Paşa’nın emriyle, Ingiliz uyruklu Ernest Abbot’a ihale edilen zımpara madenlerinden
kanunda yer aldığı şekliyle muayyen vergi alınmak yerine yalnızca nisbî vergi alınmasından dolayı Vakıflar Hazinesi 10.000
lira zarara uğratılmıştı. Söz konusu zararın tazmini için de paşanın eşyaları haczedilmeliydi. Nitekim karar da bu yönde çıktı355.

SADRAZAM KÂMİL PAŞA’YA GÖNDERİLEN MEKTUPLAR

Aralık 1908’de aleyhinde alınan kararlardan önce, Selim Melhame, hakkındaki şikâyetleri ve iftiraları çürütecek açıklamaları
yapmaya hazır olduğunu, iki ayrı mektupla yeni atanan Sadrazam’a bildirmişti. Selim Melhame’nin Fransızca olarak yazdığı
mektupların suretleri Sadaret tarafından Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’ne ve Hariciye Nezareti’ne gönderilmişti.
Selim Melhame, nezaret tarafından aleyhinde dava açıldığını, ancak hiç kimsenin sorgulanmaksızın yargılanamayacağını
belirtiyordu. Floransa’dan gönderdiği mektupta adresini yazdığını, Croce Sokağı, 5 numarada oturduğunu belirterek
kendisine karşı ortaya atılan iftiralardan dolayı gerekli açıklamaları yapmaya hazır olduğunu bildiriyordu.

Selim Melhame’nin 2 Aralık 1908’de Sadrazam Kâmil Paşa’ya yazdığı ikinci mektup şöyleydi:
II. Meşrutiyet ilanında Sultan II. Abdülhamid’in İstanbul caddelerinde satılan dört dilde afişi. Makzume koleksiyonu.

98 99
İtalya’ya henüz dönen damadım General Romei-Longhena, alteslerinize sadrazamlığa gelişinizin ertesi günü yazdığım ve şu düzgün işler hale geldi. Hayvan sağlığı politikaları hakkında uygulamaya konulan yasa, büyük güçlerin elçiliklerinin karşı
an Paris Büyükelçisi olan Naum Paşa’ya teslim edilmesini istediğim mektubun size ulaşmadığını bildirdi. Bu mektupta beni çıkmalarına rağmen, dirençli çabalar sonucu meyvelerini verdi. Bu uygulamadan devlet altmış bin Türk lirası gelir sağlayarak,
uzun zamandır tanıyan alteslerinizin ayrılışımla ilgili söylenenleri, hakkımda çıkan iddiaları ve Bâbıâli’nin bu vesileyle yapmış bütçeye olumsuz etkisi olmadan, veterinerlik çalışmalarının ve sığır vebasına karşı bir serum üretmek için yapılan araştırmaların
olduğu duyuruları dikkate almadığınızı, yalanladığınızı umduğumu belirtmiştim. Daha önce, İtalya’ya gelişimde, o zamanki bütçesini karşıladı. Benim tarafımdan farklı hizmetler için İstanbul’a çağırılan, Pasteur Enstitüsü’nden Dr. Nicolle, teşvikimle bu
Roma Büyükelçisi Reşat Paşa’ya ve aynı şekilde altesleri Şeyhülislam'a da bu rahatsızlıklarımı iletmiştim. Bu kez direkt olarak serum üzerindeki araştırmalarına başladı. Çalışmaları süresince ona destek olmayı bırakmadım.
tarafsızlığınıza inanarak size yazıyorum.
Nazırlık dönemimde bütçe rakamlarının üzerinde bir kaynak oluştuğu gibi, önceden borçlu olan tarım bölümünün ve Sanat ve
Ülkeden ayrılışıma neden olan durumları açıklamak için alteslerinize öncelikle kısaca kariyerimi anlatmak ve benimle ilgili öne Zanaat Okulu’nun ekonomik kaynaklarında da gelişme kaydedildi. Bu sayede söz konusu kurumların Osmanlı Bankası’nda 5000
sürülen haksız iddialarla ilgili bilgi vermek isterim. Kariyerime 1871 yılında Suriye vilayetinde çevirmenlik yaparak başladığımda Türk lirası birikimi oluştu.
alteslerinizle tanışma onuruna da ulaştım. 1876 ve 1878’deki iki savaşın ilkinde Osmanlı Ordusu saflarında gönüllü olarak, ikincisinde
savaş meydanındaki Ordu Komutanlığı’na bağlı siyasi müdürlüğün yardımcısı olarak görev yaptım. 1876’da Sultan’ın Anayasayı Ekonomi ve yönetim konularındaki iyileştirmeler hakkında yaptıklarımı gören ve ülke çıkarlarına olan sadakatime inanan
Sultan’ın atfettiği sayısız görevi sıralamak zor olacaktır. Her durumda, tüm tehlike ve risklere rağmen, imparatorluğun gerçek
çıkarlarını, konulara hakim birisi olarak dürüstlük ve şevkle savundum. Kariyerimi başından beri takip eden Sayın alteslerinin,
hizmetlerimin ana hatları hakkında söylediklerimin doğruluğunu ve gerçekliğini teyid edeceğini düşünüyorum. İç politikadaki
sorunlara fazla değinmeden, vatanperverliğimin bunca kanıtından sonra, İstanbul’dan ayrılma ihtiyacını hissettiren sebepleri
size açıklayacağım.

Eski rejimin son üç senesi boyunca, defalarca sağlık sebepleri nedeniyle izin talep ettim356. Said Paşa’nın sadrazamlığa gelmesiyle
birlikte Bâbıâli’ye tekrar aynı sebeplerden izin talebinde bulundum. Israrlarıma rağmen, önceki taleplerim gibi, bir netice
alınmayacağı izlenimine vardım. Bir süre sonra istifa etmeyi düşündüm, ancak daha sonra beklemeyi tercih ettim. Bu kararı
uygulamak için beni zorlayan bir durumla karşılaşmadım.

Temmuz ayının ilk günlerinde, İstanbul’a ulaşan özel ve diplomatik telgraflar Selanik’ten kötü haberler getirdi. (Ben oradaki
olayları ayrıldıktan sonra öğrendim) Uzun zamandır tanıdığım arkadaşım, size büyük saygısı olan Naum Paşa, ısrarla İstanbul’u
belli bir süre için terk etmemi önerdi. Sanırım altesleri arkadaşımın o günkü ısrarına tamamen yabancı değildir. Böyle bir
durumda başka ne yapabilirdim? 14 Temmuz sabahı, bir sekretere usulüne uygun şekilde, Said Paşa’ya iletilmek üzere istifa
mektubu yazdırdım ve en kısa zamanda kendisine teslim edildi. Ertesi gün İtalya’ya gitmek üzere ayrıldım. Altesleri geri kalanı
biliyorlar. Hakkımda çıkan suçlamaları anlamıyorum. Yeni Orman, Maden ve Ziraat Nazırı’na, yazdığım 1 Eylül tarihli taahhütlü
bir mektupla not etmesi ve hakkımdaki gelişmelerle ilgili bana ulaşması için Floransa’daki adresimi verdim.

Sayın altesleri, bana doğruluk çerçevesi içinde kendimi savunma fırsatı tanıyacağınıza inanıyorum. Adalet ve hukukilik için her
zaman örnek gösterilen alteslerinin bu isteğime karşı koymayacağına şüphem bulunmamaktadır. Altesleri, size olan bağlılığımı
saygılarımla ifade ediyorum357”

Selim Melhame yeni Sadrazam Kâmil Paşa’dan cevap almayınca 29 Aralık 1908’de Floransa’dan üçüncü bir mektup gönderdi358.
Mektupta Selim Paşa tesadüfen Istanbul Mahkemesi’nin hakkında dava açtığını öğrendiğini yazıyor:

“Hiçbir ülkede, iddialar soruşturulmadan, davalının ifadesi alınmadan, suçlanan şahıs hakkında dava yürütülemez... Benim
gibi üst düzey bürokratlara yapılacak uygulama zaten değişik mevzuatlarla Anayasa’mızda belirlenmiştir… Size, 2 Aralık
tarihli mektubumda yazdığım gibi, 2 Eylül tarihinde Orman, Maden ve Ziraat Nazırı’na ricada bulunarak, herhangi bir konuya
açıklama ihtiyacı duymaları halinde, benimle temasa geçebilmeleri için Floransa’daki adresimi verdim. Dava konusu olan
nedenleri hâlâ anlamadığım gibi, hakkımda bir gensoru açılmadan kendimi savunma imkânım zaten mümkün olmuyor. Sayın
ekselanslarına ve eş zamanda Adliye Nazırı’na ve Orman, Maden ve Ziraat Nazırı’na icraatım hakkında yöneltmek istedikleri
her türlü açıklamayı, kanunlar çerçevesinde yapmaya hazır olduğumu belirtmek istiyorum. Bu korumasız halimle, bilmediğim
Selim Melhame’nin Kâmil Paşa’ya gönderdiği 29 Aralık 1908 tarihli üçüncü mektup. BOA BEO 3491-261817-2. ya da kabul edilemeyecek sebeplerden dolayı, hakkımda en temel hukuk kurallarının işlemediği ve yetkilerin kötüye kullanıldığı
ülkemizde, hukuk tesis edileceği güne kadar tüm kişisel haklarımı mahfuz tutacağımı bildiririm. Majesteleri’nden saygı dolu
kabul ettiği sırada ordumuz Sırbistan’da Aleksinaç’ı kuşatmıştı. Ben, bu sırada savaş kampından resmî makamlara kaleme aldığım duygularımın ifadesinin kabulünü rica ederim. Sadık kulunuz Selim.
mektuplarda tüm Osmanlılar’ın anayasal bir rejim altında, vatan birliği oluşturması hakkında övgü dolu yazılar yazmıştım. Dönemin
İstanbul’unda çıkan zamanın gazeteleri içten ve samimi bir vatanseverlik dili barındıran bu mektuplarımı yayımlamıştı. Daha 1910’a gelindiğinde Sadrazamlık, Hariciye Nezareti'ne şunları yazacaktı:
sonra Doğu Rumeli Uluslararası Komiserliği’nde sekreter olarak ve ayrıca Düyun-u Umumiye’de yardımcı yönetici olarak Osmanlı
çıkarlarını korumak için mücadele ettim. Ayrıca Düyun-u Umumiye’de müdür olarak verdiğim hizmetleri kimse inkâr edemez. …cezai işlemlerden dolayı yargılanması gereken memurların öncelikle sorgulanmaları gerekirse de bu durum ortada bulunan
memurlar hakkında geçerli olup başka bir ülkedeki memurlar için uygulanması mümkün değildir359 …”
Yeni kurulmuş olan Orman, Maden ve Ziraat Nezareti’nin başındayken, yeni uygulamalar başa çıkılamaz engellerle karşılaşıyordu.
Bana göre kurulması zorunluluk olan, meslek okullarında yetişmiş memurları kapsayan bir yönetim modeli organize etmeyi Selim Melhame, güvenliğinden endişe duyan dostları Naum Paşa ve Şeyhülislam Ahmet Muhtar Beyefendi’nin360 ikazları
başardım. Bu yönetimle aynı kaynakları kullanarak öncekinin iki katı gelir elde ettik. Tüm hizmetler mevzuata uygun şekilde, üzerine, Italya Büyükelçiliği’nin yardımıyla ülkeden ayrılmıştı. II. Meşrutiyet sonrasında Italya’da yaşamaya devam etti.

100 101
Hakkında yapılan yolsuzluk suçlamalarından sonra devlet emniyetini garanti etmediği için, güvenlik kuşkularıyla Osmanlı
topraklarına geri dönemedi. Adil bir şekilde yargılanmayı, yakinen tanıdığı Sadrazam Kâmil Paşa’dan defalarca istemesine
rağmen, taleplerine yanıt alamadı.

SELİM MELHAME'NİN İSTANBUL’DAN AYRILIŞINDAN SONRAKİ YILLAR

Selim Melhame Italya’ya vardığında Floransa valisiyle tanışıklığından dolayı bu şehre yerleşme kararı aldı, ancak, 1911’de
Trablusgarp Savaşı’nın başlamasıyla, Osmanlı pasaportu sahibi olarak Italya’da sıkıntılarla karşılaşacağını düşündü. Bu sebeple
bir süre Italya’dan uzaklaşmaya karar verdi. Geçici olarak Fransa’nın Nis şehrinde, sonra Isviçre’de konaklamaya karar verdi.
Nis’te bir süre Majestic Otel’de kaldıktan sonra361, Birinci Dünya Harbi sonuna kadar eşiyle birlikte Isviçre’de Montreux Palace
otelinde kaldılar. Iki Alman ve bir Italyan subay ile evli olan kızları Montreux’deki otelde ziyarete geldiklerinde, babaları yemekte
kızlarının vücut işaretlerinden savaşın gidişatı hakkında bilgi edinebiliyordu. Leyla Almanya’dan her gelişinde Fransız sınırında
sıkı şekilde aramaya tabi tutuluyordu362.

1918’de Floransa’ya döndükten iki sene sonra, Selim Melhame Floransa’yı bırakıp sahil kenti San Remo’ya yerleşmeye
karar verdi. Corso Cavalotti no. 19’da Kardinal Meglia’nın eski konağı ve yine onun ismini taşıyan Villa Meglia’yı satın alarak
oraya taşındı. 10 Aralık 1937’deki ölümüne dek burada yaşadı. Son Sultan Vahdettin Türkiye’den 17 Kasım 1922’de sürgüne
gönderildikten bir yıl sonra Italya’ya yerleşmeye karar verince, Italyan Hükümeti, Melhame’nin oturduğu konağın bitişiğinde Villa Meglia’nın sahilden görüntüsü. Melhame aile arşivi. Villa Meglia’nın penceresinden Sultan Vahdeddin’in oturduğu Villa Nobel.
bulunan Villa Nobel’e Vahdettin’in yerleşmesine izin verdi. Sultan’ın bir suikasta uğrayabileceğini düşünen Italyan Hükümeti Melhame aile arşivi.
Selim Paşa’dan Sultan’ı gözetim altında tutmasını istemişti. Italyanlar bu sayede suikast riskinin azalacağını düşünmüştü. Alınan
bu kararda, Selim Melhame’nin Istanbul’da görev yapan damadı Italyan Askerî Istihbarat örgütünün o yıllarda en önemli ismi Selim Paşa’nın, Istanbul’a dönmesi için şartlar bir türlü oluşmadı. Vatanı Lübnan’a dönemediği için de ayrıca kırgındı. Osmanlı
Romei-Longhena’nın etkisi olmuştu. Villa Meglia’dan, Villa Nobel’e girip çıkanlar göz mesafesiyle rahatlıkla denetlenebiliyordu. Devleti’ne bağlı Lübnan’da Maruniler’in haklarına kavuşması için nazırlığı sırasında yıllarca olağanüstü çaba göstermesine rağmen
Alınan tüm tedbirlere rağmen Sultan Vahdettin'in dışarıdan gelen bir tehditle değil de, 16 Mayıs 1926'da Villa Nobel'de kalp Ikinci Meşrutiyet sonrasında ülkesine yerleşme izni verilmedi. Yıllar sonra, Fransız mandası altındaki Lübnan Hükümeti, 21 Ekim
yetmezliğinden öldüğü söylenir. 1937’de kendisini bir üst sınıftan olmayan “Vermeil Merite Libanais” Nişanı ile taltif etti. II. Abdülhamid’ten ve yabancı ülkelerden
aldığı çok sayıda prestijli nişanın yanında, Lübnan Hükümeti’nden aldığı bu nişan kendisini hayal kırıklığına uğrattı.
Vahdettin’in tabutu Villa Manolya’nın değerli halılar ve
zengin perdelerle süslü, loş salonunun ortasında siyah kadife 13 Aralık 1937 tarihli The Ottawa Journal ve 14 Aralık 1937’de The New York Times’da çıkan haberde, Fransa’ya yeni tayini çıkan
kaplı bir divan üzerine yerleştirilmişti. San Remo sosyete Kanada Büyükelçisi’nin eşi Kontes de Dampierre’in babası, “Grand Officier de la Legion d’Honneur” Nişanı sahibi Selim Melhame
mensupları tarafından ziyaret edilen tabuta taziye ziyaretinde Paşa’nın 10 Aralık’ta ölüm haberini veriyordu. Floransa’da, San Miniato Mezarlığı’nda, ailesine ayrılan kabirde defnedildi.
bulunan ziyaretçiler arasında Sultan II. Abdülhamid’in eski
Orman, Maden ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Paşa ve Sultan Ölümünden sonra, eşi Aimée San Remo’da oturduğu Villa Meglia’dan ayrılarak çocuklarının oturduğu Floransa’ya döndü. Birkaç
II. Abdülhamid’in ünlü ressamı Fausto Zonaro ile iki kızı da yıl sonra kör haliyle çocukları onu Floransa’nın Fiesole bölgesindeki “Mavi Rahibeler” manastırına yerleştirdi. Rahibe giysileriyle
hazır bulunmuştu363. yaşamını sürdüren Aimée Melhame 1944’te bu manastırda hayata gözlerini yumdu.
Sultan Vahdettin’in özel doktoru Reşad Paşa, Padişah’ın
ölümünden önce 15 Mart 1924 günü beynine sıkılan bir SELİM PAŞA HAKKINDA ARDA KALAN İKİ ANEKDOT
kurşunla ölü bulunmuştu. Olayın bir intihar mı yoksa cinayet
mi olduğunu Italyan Mahkemesi soruşturmaya başlamıştı. *56 yıl Aimée ile evli kalan Selim Paşa, Istanbul’da yaşadığı yıllarda yakışıklılığı, karizması ve çapkınlığı ile de ün salmıştı.
11 Nisan 1924’te Selim Melhame sorgu hakimi Giuseppe Sevgilileri arasında Anglo-Frenk gazeteci Edwards’dan boşanan Musevi kökenli eşi Helen Ralli367, Düyun-u Umumiye’de çalışıp
Beranger’in ofisine geldiğinde kendisinden merhum paşanın oradaki genel müdürle evli olan Bayan Auboyneau ve Bayan Fels adında kadınlarla flört ettiği aile notları arasında yer alıyor.
üzerinde bulunan belgelerin Türkçe’den Italyanca’ya
çevirmesi talep edildi. Melhame, Beranger’den aldığı belgeleri *Abdülhak Şinasi Hisar’ın “Geçmiş Zaman Fıkraları” adlı kitabında paşanın nüktedanlığı ile ilgili şu anekdota yer veriliyor: “Selim
Italyanca’ya çevirdi. Reşat Paşa’nın üzerinde bulunan bir Melhame Paşa, vezirlik fermanını kalın bir çerçeveyle konağının salonuna asmış. Bir gün ziyaretine gelen Fransız Büyükelçisi
Selim Paşa’nın 1916’da Montreux Palace’tan kızı Leyla’ya yazdığı mektubun başlığı.
Melhame aile arşivi.
belgede şerefini ve haysiyetini korumak için intihar ettiği Constans bu fermanın neden bu kadar uzun olduğunu sorduğunda, “Bizde birini bu göreve tayin etmek için resmî gazetede üç
yazılıydı. Cebinden çıkan diğer bir belge de Islami bir satır yeter deyince, Selim Paşa bir an düşündükten sonra, 'Demek ki Padişah Hazretleri vezirliği neden bana verdiğini uzun boylu
tarikatın sembollerinin bulunduğu bir tehdit mektubuydu. izah etmek ihtiyacını duymuşlar'” diyerek cevap vermişti.
Bu sembolleri “Muzaffer” olarak çevirmişti ve Müdafaa-ı Kübra-i Hukuk-ı Hilafet yani Tarikat-ı Selahiyye’yi364 işaret ediyordu.
Reşat Paşa’nın damadı, aylar sonra, 4 Haziran 1925’te kayınpederinin cenazesini teslim almaya geldiğinde Sultan Vahdettin’i,
Reşat Paşa’yı öldürmekle suçlayacaktı. Ona göre Vahdettin, Islam’ın hizmetkârı olarak gizli bir örgütü yönetiyordu365.

Aradan bir yıl geçtikten sonra, 25 Mayıs 1926’da, aynı savcı Reşad Paşa’nın ölümüyle ilgili Selim Melhame’yi tekrar sorguya
çağırdı. Reşat Paşa’nın intihar mektubundaki yazıyı doktorun reçetelerindeki yazılarla karşılaştırarak, savcıya yazıların tek elden
olduğunu teyit etti. Sorgulama raporunu Selim Melhame bu kelimelerle tamamlıyordu: On sekiz yıldır İtalya’da yaşıyorum ve Jön
Türk İhtilali’nden sonra Türk Hükümeti ile her türlü ilişkiyi kesmiş biri olarak ne Sultan’la ne de onun maiyetindeki biriyle ilişkim
olmadığını belirtmek isterim. Dolayısıyla da Doktor Reşad’ın ölümüne ilişkin vereceğim başka bir açıklama bulunmamaktadır366.

102 103
Fiesole Mavi Rahibeler Manastırı’nda, Aimée rahibe giysisiyle oğlu Nihat ve ailesiyle. Melhame aile arşivi. Selim Melhame Paşa'nın Sanremo'da 11 Aralık 1937 tarihli ölüm duyurusu. Melhame aile arşivi.

104 105
BÖLÜM 2: NECİP MELHAME

GENÇLİK YILLARI

Selim Melhame’nin en ufak kardeşi olan Necip 13 Nisan 1863’te Beyrut’ta doğdu. 13 yaşında iken babasını kaybeden Necip,
Mısır’da bir süre büyükbabasının yanında yaşadı. Yaşamını kendisi kazanmaya karar verince varlıklı olan büyükbabasından
ayrılmaya karar verdi. Mısır’da bir hafta içinde gerçekleştirdiği pamuk alım satımında 150 Ingiliz sterlin kazanınca ticarete
yatkınlığı hakkında ilk olumlu sinyalleri verdi368.

Ağabeyi Düyun-u Umumiye Idaresi’nde müdür iken, 1880’li yılların sonlarında Mısır’dan ayrılarak Istanbul’a yerleşti ve iş
arayışına girdi. Müteyakkız369 karakterli Necip’in, aile arşivlerindeki bir anekdota göre, iş bulamayınca Düyun-u Umumiye
binasının önünden geçenlere “ayakkabınızı Düyun-u Umumiye Müdürü’nün kardeşine boyatın” diye seslenerek lostracılık
yaptığı söylenir. Necip, kısa süre sonra ağabeyinin desteğinden faydalanarak işletmeye stajyer olarak girdi ve kısa sürede
müfettişliğe kadar yükseldi.

Istanbul’a gelmeden önce, 1884 yılında, ağabeyi Selim Melhame’nin yönlendirmesi ile Hazine-i Hassa’nın imtiyazında olan
Bağdat ve Musul petrolleri kaynaklarının işletilmesini Sultan II. Abdülhamid’e teklif eden Necip Melhame, sunduğu tasarıda
kurulacak bir Osmanlı şirketinin hazineye beş ay içinde 150 bin lira gelir sağlayacağından, faaliyetin net gelirinin %40’ına
Hazine-i Hassa’yı ortak edeceğinden, ayrıca, petrol kaynaklarının işletilmesinin bölge halkına yararından söz etmişti370. Petrol
kuyularını işletmek için Sultan II. Abdülhamid’i teşvik eden ilk kişilerdendi371. Söz konusu girişimi, henüz yirmi yaşındaki bir
gencin müteşebbis yanını gösteriyordu.

Daha sonra, ağabeyinin de yer aldığı Sultan II. Abdülhamid’in Hafiye Teşkilatı’nda görev yapmaya başladı. Bir dönem Hafiye
Teşkilatı’nda “Böcek Başı” olarak adı geçen isimlerden biriydi. Faili meçhul olaylarda suçluyu yakalamakla görevli olan
Necip Melhame, Pera’daki dış siyaset dünyasından sorumluydu372. Yüksek okullar ve medreselerden sorumlu gizli polis şefi
Ismail Paşa’ya bağlıydı. Kahvehane salonlarının denetlenmesinden de Necip Melhame sorumluydu. Bu yıllarda, Istanbul’da
sürgünde bulunan eski Tunus Başbakanı Mustafa bin Ismail’in 1890’dan ölüm tarihi olan 1892 yılına kadar Arapça-Türkçe
tercümanlığını da yapacaktı.

NECİP MELHAME’NİN TUNUS YILLARI

Necip Melhame 1892’den itibaren Tunus’a yerleşerek Jerba, Sousse, Gabes ve Tunus
şehirlerinde Osmanlı Imparatorluğu’nun çıkarlarını gözetti. Başkent Tunus’ta Bâbıâli’nin
finanse ettiği “El Basira” gazetesinin imtiyazını üstlendi. Kayıtlarda 1895’te Bâbıâli’den 4
bin kuruş destek aldığı belirtiliyor373. Gazetenin Pan-Islamist görüşü ve Necip’in Avrupa
sömürgeciliğine karşı olan tutumu oradaki Fransız kolonisini ve Fransa Hükümeti’ni
rahatsız ediyordu. Tunus’ta iken bir ara Güney Fransa’ya giderek Aix en Provence’ta, Aix
Üniversitesi’nde hukuk eğitimi görerek dönüşünde Tunus barosuna kaydoldu374. Necip
Melhame Tunus’ta olduğu yıllarda, 1893 yılında Beyrut Rıhtım Şirketi imtiyazını elde etti.

3 Kasım 1895’te çıkan bir gazete haberi, Necip Melhame’nin “Les Maux de l’Empire
Ottoman et leurs Remédes” (Osmanlı Imparatorluğu’nun Rahatsızlıkları ve Tedavisi)
isimli kitabının yayınlanacağını, piyasaya çıktığında çok ses getireceğini ve yılın en
başarılı kitapları arasında yer alacağını yazıyordu375. 1 Aralık 1895’te Kadri kulları imzalı
Sadaret’e gönderilen yazıda çıkacak kitapta, Necip’in Bâbıâli bürokratlarını şikâyet
edeceği endişesi yer alıyor.

Tunus’ta yayımlanan "Dépéche Tunisienne” gazetesinin 1958 numaralı sayısında yer


alan haberde şunlar yazmaktadır: Tunus’ta çıkmakta olan Arapça ‘El Basira’ gazetesinin
imtiyaz sahibi Necip Melhame’nin Osmanlı Devleti’nin o günkü iç ve dış işleri, devlet
adamlarının, özellikle de Bâbıâli çalışanlarının biyografileri ve Osmanlı’nın muhtaç
olduğu ıslahatla ilgili 3 ciltlik Fransızca-Arapça bir kitap yayınlama düşüncesinde olduğu
görülmüştür. Mütemayiz rütbesi ile Dördüncü rütbe nişana sahip olması, hazineden aylık G. Hanotaux. Fransız Dışişleri Bakanı.
Necip Melhame Paşa’nın Sofya’da çekilmiş fotoğrafı. May Ghazalé Sikias arşivi. kırk lira maaş alması ve kardeşi Selim Melhame Paşa’nın ileri gelen devlet adamlarından Makzume dijital arşivi.

106 107
olması dolayısıyla; böyle bir zamanda bu tür yayına kalkışması ve bahsi geçen gazetedeki yazıyı kırmızı kalemle işaretleyerek bana şekilde rahatsız ediyordu. Cenevre’de yayınlanan “Osmanlı
göndermesinin bir tür tehdit olduğu açıktır376. - Organe de la Jeune Turquie” dergisi konuyu devamlı olarak
işliyordu. Necip Melhame’nin Paris’te bulunduğu sırada,
Sadaretin talebi ile bu ihbarı inceleyen Bâbıâli Hariciye Nezareti, 1 Ocak 1896 tarihinde Sadaret Makamı’na, Hariciye Nazırı Tevfik Avrupa basınında Hamidî Rejimi’nin gerçekleştirdiği reformları
imzalı bu mektupta377: tanıtma konusunda başarılı olduğu söylenir. Saray Başkâtibi
Tahsin Paşa’nın Sultan II. Abdülhamid adına 28 Aralık 1898’de
“18 Aralık tarihli ve 1494 numaralı yazınızla tebliğ buyrulan Padişah emri gereği Tunus matbuatından El-Basira gazetesi imtiyaz Paris Büyükelçisi Münir Bey’e gönderdiği şifreli mesajda Sultan
sahibi Melhame tarafından yakınlarda yayınlayacağı ilan edilen “Les Maux de l’Empire Ottoman et leurs Rémedes” (Osmanlı II. Abdülhamid’in büyükelçi hakkındaki rahatsızlığı net bir
İmparatorluğu’nun Rahatsızlıkları ve Tedavisi) isimli risalenin Osmanlı topraklarına girişinin yasaklanması için elçiliklere gerekli şekilde dile getiriliyor:
tebligat yapılmış ve 3 ciltten oluşan böyle bir eserin yayınlanacağı hakkında “La Dépéche Tunisienne” gazetesinde geçenlerde
görülen haber üzerine bu konuda bilgi alınarak risalenin zararlı olduğu anlaşılıyorsa girişini yasaklayabilmek üzere bildirilmesi için Paris Sefareti‘ne – Başkitabet Dairesi no.11627
daha önce Paris Büyükelçiliği’ne gelen yazıya cevaben kitabın yazarının Paris’te bulunan kardeşi Filip Melhame Efendi’den gerekli
bilgi alındığında söz konusu risalenin Osmanlı Hükümeti’ne karşı herhangi bir zararlı yönü olmadığına dair kendisinden teminat Paris Sefareti müsteşarlığına tayin buyurulmuş olan saadetlü
alındığını bildiren 17 Kasım 1895 tarihli ve 475 numaralı yazının tercümesi ekte takdim edilmiştir. Arz olunur” denilmektedir. Necip Melhame Efendi Hazretleri’nin Fransa Dışişleri Bakanı
Mösyö Hanotaux tarafından henüz resmen kabul edilmemiş Necip Melhame Paşa’nın Paris Müsteşarlığı’na dair kayıt. Almanach de
Dağıtımı başlamadan Tunus’ta toplatıldığı düşünülen kitabın olması güya kendisinin Tunus’ta Fransa aleyhinde neşriyatta Commerce Didot-Bottin 1898.
içeriği hakkında günümüzde herhangi bir bilgiye ulaşılmamıştır. bulunduğu söylentisinden dolayı beyan olunmakta ise de, bunun
kendisinin oraya tayini için hakikaten boş bir söylentiden ibaret
Necip Melhame Ekim 1896’da, sahte bir iflas suçlamasıyla ve olacağı aşikâr olduğundan işlemlerin icrası için girişimde bulunulması ve Necip Efendi’nin görevlendirildiği bazı konularda…
ortada geçerli bir delil olmadan, yıllardır hizmet verdiği avukatlık kendisinin hizmetinden istifade edilerek şu Ermeni işlerinin bir an evvel neticeye ulaştırmak için çalışılması Halife’nin iradesidir.
mesleğinden mahkeme kararıyla uzaklaştırıldı ve iki yıl hapis
cezasına çarptırıldı. Kararın arkasındaki asıl etken Tunusluları İşbu mesajın müsveddesi Padişah Hazretleri tarafından okunduktan sonra Padişah Hazretleri, tahta çıkışlarından önce, babanız
rahatsız eden “El Basira” gazetesiydi. Yerel halk ve Tunus basını, devletlü Mahmut Celalettin Paşa Hazretleri Padişah’ın huzurunda diz çökerek yeri öpme şerefine nail olmuş, siz ise daha pek
“La Tunisie Française”, “La Petite Tunisie” “La Colonie”, “L’Echo küçük yaşta aynı ergi ve mutluluğa ulaşmış olmanızın hatırasıyla, babanız Paşa Hazretleri’nin önce önemli görevlerde bulunup
de Tunis” ile “L’Echo Tunisien”, beylik hükmü olarak ifade edilen şimdi Nafia Nazırı olması, sizin de Padişah tarafından Avrupaca gayet önemli olan Paris Büyükelçilik görevine getirilmeniz ve
tutarsız mahkeme kararına büyük tepki göstermişti. Necip görevinizin gereğini sadıkane şekilde yerine getireceğinizi Padişah’ın emin bulundukları sırada gerek Ermeni işlerinde, gerekse
Melhame, Fransa’nın bir müstemlekesi olan Tunus’ta sorununu Jön Türk namını takınan birtakım cahil ve müfsit kimselere ilişkin konularda
halledemeyince Tunus’ta görevli Fransız valisi René Millet’den gereğini yapmadığınızdan dolayı Zat-ı Şahane’nin kalben müteessir olduklarını
destek arayışına girdi. Pasif tavırlı vali konuyu savuşturunca, mesaja ilavesini buyurdular. 28 Kanunuevvel 1313. Başkâtip Hasan Tahsin382.
Melhame mağduriyetiyle ilgili yazışmaları ve gazete küpürlerini
içeren on altı sayfalık raporunu Fransız Dışişleri Bakanı Mesajda, Padişah’ın Paris Büyükelçiliği’ne atadığı Münir Bey’in (Paşa
Hanotaux’ya sunarak kendisinden yardım talebinde bulundu378. olmadan) takip etmesi istenen konularda gereğini yapmaması ve müsteşarlık
Osmanlı Devleti’nin bir yayını sayılan “El Basira” gazetesi Tunus görevine tayin edilen Necip Melhame’ye destek çıkmak yerine onu görevden
ve Fransa’nın tepkilerini almaya devam edince, 1897’de kapatıldı uzaklaştırma çabaları ve Paris’e gelişi bir seneyi geçmesine rağmen tayinini
ve Necip Melhame sınır dışı edildi. Bu gelişmeye tanık olan Alman Fransa Dışişleri Bakanlığı’na bildirmemesi, Sultan II. Abdülhamid’i hayal
basını Necip Melhame hakkında Tunus mahkemesinin uydurma kırıklığına uğratmıştı.
bir karara imza attığını işaret ederek, Fransız Dışişleri Bakanı
Hanotaux’yun da olaya göz yumduğunu işaret etti ve olaya tepki Necip Melhame Meclis’e 8 Şubat 1909’da sunduğu layihada, Fransa eski
gösterdi379. Cumhurbaşkanı ve o dönemin Ayan Reisi Emile Loubet’nin, “Necip Efendi’yi
neden kabul etmiyorsunuz?” sorusuna Fransız Dışişleri Bakanı Hanotaux’nun
Necip, Tunus’ta bulunduğu sırada tesadüfen tanıştığı Halepli, “Bu konuda kesinlikle itiraz etmiyorum, kendi Büyükelçileri Münir Bey istemiyor,
Suriye asıllı Caroline ile hayatını birleştirdi. Günün birinde hatta tayinine dair hiçbir resmî yazışmada bulunulmadı” dediğini yazmıştı.
binmekte olduğu at, karşıdan geçen trenin aniden duraksamasıyla Melhame’nin Meclis’e yaptığı bu açıklamayı, Başkitabet’in Paris Sefareti’ne
ürkünce, Necip kontrolünü kaybederek yere düştü ve yaralandı. gönderdiği şifreli mesajı bir şekilde doğrulamış oluyor.
Trenden inen Selim Raad adında bir Suriyeli Necip’i evine taşıyarak
Necip Melhame’nin Fransız Dışişleri Bakanı Hanotaux’a sunduğu dosyanın orada kız kardeşi Caroline ile birlikte tedavisini üstlendi. Necip, Münir Bey’in Necip Melhame hakkında başından beri taraflı tutumunun sebebi,
giriş yazısı. Makzume dijital arşivi. Caroline’le tanıştıktan kısa bir süre sonra kendisiyle dünya evine Padişah’a sadakati ile tanınan Melhame ailesinin bir ferdinin kendisini denetlemeye
girdi380. Evliliklerinden çocukları olmadı. kalkışmasının yarattığı tepki olarak yorumlanabilir. Sultan II. Abdülhamid Paris’te
El Basira dergisi imtiyaz sahibi Necip Melhame Efendi. görevde kalmasını istemesine rağmen383, Münir Bey’in Hanotaux’yu ikna çabaları
İSTANBUL DÖNÜŞÜNDE PARİS BÜYÜKELÇİLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI’NA TAYİNİ Makzume koleksiyonu. sonuç verince384 Necip Melhame 1898’de Istanbul’a dönmek zorunda kaldı.

Istanbul’a döndükten sonra, Sultan Abdülhamid’in emriyle aynı yıl Paris Büyükelçiliği’ne tayini çıktı. Paris’te, müsteşar 1898: PARİS’TEN İSTANBUL’A DÖNÜŞÜ
sıfatıyla basın danışmanlığına getirildi ve siyasi polis şefi Ahmet Celalettin Paşa’nın ajanı olarak Fransa’ya ve Isviçre’ye
iltica eden Jön Türkleri ve Paris Büyükelçisi Münir Paşa’yı gizlice denetlemekle görevlendirildi. Paris ile Cenevre arasında Necip Melhame Istanbul’a döndüğünde, II. Abdülhamid’in iradesiyle Yıldız Sarayı’nda Osmanlı Hükümeti’nin Avrupalı ülkelerle
sürekli seyahat ederek Ittihad ve Terakki mensuplarını takip etmesi ve onları pasifize etme çabaları Jön Türkleri381 ciddi karşılaştığı sorunları irdeleyen ve defalarca toplanan özel bir komisyonunda yer aldı. Bu komisyon dış konulu Bâbıâli’nin alacağı

108 109
Necip Melhame’nin eşi Caroline
her kararı denetleyebilecek, gerektiğinde kararları revize Raad Melhame aldığı Osmanlı
ederek, raporlarını doğrudan Sultan’a sunabilecekti. Komite nişanlarıyla. Phebus Atölyesi.
İstanbul. May Ghazalé Sikias arşivi.
üyeliğine Mahmut Paşa, Tahsin Paşa, Necip Melhame ve Nişan
Efendi seçilmişlerdi. Böylece Sultan II. Abdülhamid Bâbıâli ile
Saray arasında bir denetim sistemini devreye sokmuş oldu. Çok
geçmeden, Padişah Necip Melhame’yi Bulgaristan’ın başkenti
Sofya’ya, Osmanlı Yüksek Komiseri olarak atayacaktı385.

TÜNEL İMTİYAZI

Ingilizlere önceden tanınmış olan Tünel Şirketi imtiyazı


hasılatından Osmanlı Hükümeti’ne sadece %1.5 pay kalıyordu.
Şartları iyileştirmek isteyen Hükümet rekabetten faydalanarak
Galata Tüneli, Avrupa’nın en eski ikinci metrosu. İETT arşivi İstanbul. gelecek teklifleri değerlendirmeye karar verince 1898’de henüz
Paris’te görevli iken, Necip Melhame, Tünel imtiyazına talip
oldu. Melhame, 61 yıllık imtiyaz süresi için hasılatın %5’ini Darülaceze’ye vermeyi ve faaliyeti yürütecek Osmanlı Anonim
Şirketi’ni kurmayı teklif etti. Bu iyileştirilmiş teklifi Bâbıâli görünce Ingilizler’in imtiyazı yenileme talebini reddetti.

Işletmenin gayet kârlı olduğunu bilen Melhame, bir adım daha ileriye giderek, devlete verilecek payı %6’ya, imtiyaz süresi
sonunda bu oranı %12’ye çıkartmayı, gelir getirici binalar inşa etmeyi ve Tünel Şirketi’ni yabancı şirket statüsünden, Osmanlı
Anonim Şirketi’ne dönüştürmeyi taahhüt edince, 16 Mart 1900’da tünel işletme imtiyazını elde ederek, 20 Mart 1900 günü
imtiyaz fermanını aldı.

Devir işlemleri gecikince, Sadaret’ten Ticaret ve Nafia Nezareti’ne 18 Nisan 1898 tarihinde gönderilen yazıda:

Galata Tüneli’nin imtiyaz süresinin bitiş tarihinden itibaren başlatma ve


gelirin yüzde beşi Maliye Hazinesi’ne ve yüzde biri Darülaceze’ye verilmek
üzere altmış bir yıl süre ve aynı şartlarda işletilmesi için anonim bir Osmanlı
şirketi kurulması imtiyazı Paris Sefareti Müsteşarı Necip Melhame Efendi’ye
verilmiş olduğundan, gerekli işlemlerin tamamlanması hakkında Padişah
emri olduğu Mabeyn Başkâtipliği’nden bildirilmiştir. Gereğinin yapılması
arz olunur386 açıklaması yapıldı.

5 Haziran 1898’de Ingiliz basınında çıkan bir haberde, Necip Melhame’nin


yeni şartları kabul etmesiyle “Zaten az kâr bırakan işletmenin geliri
kendisinde kalacak” denilerek kendisine karşı suçlamada bulunuldu387.
Imtiyaz kaybedildiği için çok rahatsız olan Ingiliz Hükümeti, dört yıl sonra,
Makedonya sorununu koz olarak kullanıp, Bâbıâli’nin Necip Melhame’yle
olan imtiyaz anlaşmasını iptal ettirebildi ve Osmanlı Hükümeti Ingilizler
ile tekrar anlaşmak zorunda kaldı. Bu defasında Ingilizler, hükümete %5
pay vermeyi, tünelin her iki istasyonuna gelir getirici binalar yaptırmayı,
şirketlerini de Osmanlı Anonim Şirketi’ne dönüştürmeyi kabul ettiler.
5 Aralık 1904’te imzalanan sözleşmede Ingiliz şirketine imtiyaz 75 yıl
süreliğine verilmiş oldu.

Necip Melhame’nin girişimleri sayesinde Osmanlı Hükümeti’nin Tünel


imtiyazında gelirini nasıl dört kat arttırdığını görüyoruz. Ne yazık ki,
hükümet politik baskılar sonucunda imtiyazı Ingilizlere %1 eksik payla
tekrar iade etmek zorunda kalacaktır. Osmanlı Hükümeti’nin taviz vermek
zorunda kaldığı bu olaydan sonra, Ingiliz Hükümeti Necip Melhame ve
ağabeyi Selim’e karşı, II. Meşrutiyet’in ilanına kadar her türlü düşmanca
tavır sergileyecektir. 14.02.1896’da Ferdinand’ın Prensliğe atanışında Sultan
II. Abdülhamid’in temsilcisi Karateodori Paşa da bulundu.
Meşrutiyet ilanından sonra Necip Paşa’ya tünel imtiyazı hakkında L’Illustration no. 2765, 22.2.1896 Sf.157. Makzume dijital arşivi.
yapılan suçlama

Saray, Necip Paşa’nın hakkında alınan suçlamaları araştırmak için bir komisyon kurdurtmuştu. Suçlamalar arasında, Necip
Paşa’nın Tünel imtiyazını 1900 yılında rüşvetle edindiği iddiası vardı. Soruşturma komisyonuna verdiği cevapta Necip Paşa
kendini şöyle savunmuştu:

110 111
İhsan buyrulmuş olan Tünel imtiyazı için kimseye Amaç, ağabeyinin Fransa’daki Pasteur Enstitüsü’nden Istanbul’a kazandırdığı ve Istanbul Bakteriyoloji Enstitüsü Müdürü olan
rüşvet vermedim. Sözünü bile etmedim. Dinim, Dr. Nicolle ile laboratuvar şefi Adil Bey’in bu hastalık için geliştirdikleri serumdan faydalanmaktı. Enstitü’nün geliştirdiği ve
namusum üzerine yemin ederim. Sadece Bulgaristan’da 1899 yılında Pasteur Enstitüsü’nün yıllığında yayımlanan “Sığır vebası üzerine çalışmalar” başlıklı yazıda, Selim Melhame’nin
bulunduğum sırada paraya ihtiyacım oldu ve imtiyazın çalışmalara başından itibaren destek verdiği, nazırın girişimleri sayesinde sığır vebasının önlenmesinde olumlu sonuçlar
yarısını biraderlerim Selim ve Habib’e para karşılığı alındığı ve zamanla daha da iyi neticeler elde edileceği belirtiliyordu.
devrettim. Keza, Serasker paşa oğulları Şükrü, Süreyya
(Süreyya İlmen) Paşa kullarından aldığım bin liraya 1899 yılının Ekim ve Kasım aylarında Osmanlı Arşivleri’nde karşılaştığımız belgelerde Necip Melhame’nin Bulgaristan ve
karşılık onlara yirmi hisse sattım. Bunun dışında Doğu Rumeli’de ortaya gelen veba salgınıyla ilgili hastalık bültenlerini, ağabeyi Selim Melhame’ye gönderdiğini ve soruna
kimseye bu işlerden dolayı bir para vermediğimi tekrar çözüm arayışında olduğunu anlıyoruz. Bültenler Selim Melhame’ye ulaştığında, Bakteriyoloji Enstitüsü’nün geliştirdiği
namusum üzerine temin ederim388. serumun belirtilen bölgelerdeki hayvanlara uygulandığını düşünüyoruz.

EYLÜL 1898’DE SOFYA’YA OSMANLI YÜKSEK Musevilerin taciz edilmesi ve Necip Melhame
KOMİSERİ OLUŞU
Necip Melhame’nin Bulgaristan’da uğraştığı sorunlardan biri de bu coğrafyada yaşayan Musevilere yapılan baskıyla alakalıydı.
Daha önce belirttiğimiz gibi, Sultan II. Abdülhamid Nitekim yaşanan bir sorun bu konudaki sıkıntılara örnek teşkil ediyor. Musevi asıllı, Istanbullu Haim Bahar Arié, Makedonya
1898 yılı sonlarında başarılı hizmetlerinden dolayı komitecileri ile yaşanan olayı 27 Kasım 1899 tarihli mektubunda Necip Melhame’nin yardımcısı George Harfouche Efendi’ye
Necip Melhame’yi, yeni atanan Prens Ferdinand’ın iletiyor, sonra kendisini makamında ziyaret ediyor394. Arié, Makedonyalı komitecilerden bir grubun, sınırları aşarak Türkiye’de
hükümdarlığındaki Bulgaristan’a, Osmanlı Yüksek karışıklığa sebep vermek istediklerini, emellerini gerçekleştirmek için Musevi cemaatinden silah alımı için 5000 frank haraç
Komiseri olarak görevlendirdi. Saray Başkâtipi Tahsin istediklerini ancak cemaat başkanının isteklerine karşı çıkmasıyla başkanı ölümle tehdit ettikten sonra, mahalledeki Musevi
evlerinin camlarını kırıp kaçtıklarını yazıyor. Mağazasının da camları kırılan Arié, Sofya’ya sığınmak zorunda kaldığını, yerel
Paşa tayini 1 Eylül 1898’de bu sözlerle duyurdu:
yöneticilerin saldırıyı önlemek yerine komitecilere destek verdiklerini ve olaya göz yumduklarını sözlerine ilave ediyor.
Şûrâ-yı Devlet üyelerinden Necip Melhame’nin Necip Melhame 5 Aralık 1899’da Bulgaristan Dışişleri Bakanı’na gönderdiği notada Dobrinitsa’da oturan Osmanlı Musevisi
Bulgaristan Komiserliği’ne tayini Padişah emri gereği Haim Bahar Arié’nin rahatsızlığını dile getiriyor ve Bulgar Dışişleri’nden bu tip saldırıların kabul edilemeyeceğini ve mutlaka
olduğundan gereğinin yapılması arz olunur389” engel olunması gerektiğini bildiriyor395. Olaydan dört ay gibi uzun bir süre sonra Bulgar Dışişleri, 11 Mart 1900 tarihli gecikmeli
gönderdiği cevabi notada Necip Melhame’nin konu ettiği olayları kabul etmediklerini, Türkiye’ye yakın bölgelerde Prensliğin
19 Ekim 1898 tarihinde Bulgaristan Dışişleri’nden huzuru bozacak kalkışmalara izin vermeyeceğini dile getirdi396.
ulaşan bir sirkülerde390 Necip Melhame’nin,
Bulgaristan Prensi Ferdinand’ın 27 Ekim’de açılışını
yapacağı III. Dönem Bulgar Meclisi’nin açılış törenine Bulgar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Todor Ivanchov Necip Melhame’den yardım istiyor
davet edildiğini bildiriyordu. Prens Ferdinand
açılış konuşmasında, önce milletvekillerine sonra 1900 yılı yazında Osmanlı ve Bulgaristan Hükümet yetkilileri, iki ülke
isim vermeden Osmanlı Yüksek Komiseri Necip arasında yaşanan davaların çözümlenmesi için Istanbul’da bir araya geldiler.
Melhame’yi de içinde saydığı “temsilciler” kelimesini Başbakan ve Dışişleri Bakanı Todor Ivanchov397 toplantıya katılacak Bulgar
kullandığı yabancı diplomatlara seslendi. Osmanlı heyetini görüşme hakkında bilgilendirdi ve aynı zamanda Sofya’da görevli
Bulgaristan Kralı Ferdinand’ın özel sekreterinin Necip Melhame’ye taltif edildiği nişan ile ilgili
Devleti için “Saray Metbuiyeti391”, Fransızca karşılığı Osmanlı Komiseri Necip Melhame’den Istanbul’daki toplantı için kendilerine
gönderdiği mektup. BOA HR-SFR (04) 542-73.
“Cour Suzeraine” terimini kullandı. Prens, Osmanlı destek olmasını istedi. Çözümlenmesi gereken konular pasaport, hudut
Devleti’ne atıfta bulunmadı ama Rusya’ya, Rus Çarı kapıları ve Prensliğin Osmanlı topraklarına atanacak ticari ataşelerin
Nikola Alexandrovitch’e ve Makedonya’ya övgüler yağdırdı ve yeni meclis dönemindeki programı açıkladı392. akreditasyon düzenlemeleriyle ilgiliydi. Toplantıda, Bulgar Hükümeti’nin
arzu ettiği bir anlaşma sağlanamadı. Bulgarlara göre, üzerinde anlaşma
Ferdinand’ın meclisteki konuşmasından, Berlin Antlaşması sonrasında Osmanlı Devleti’nin hükümdarlık haklarının sağlanamayan bu konular Bulgaristan’ın egemenliğine kadar sürdü398.
Bulgaristan’da nasıl zemin kaybettiği anlaşılıyor. Konuşmada Prens’in Rusya’ya sadakat ve Makedonya meselesine duyarlılık
göstermesi, Makedonya’daki sorunların başlıca sorumlusunun Bulgaristan Hükümeti olduğunu anlamak için yeterli oluyor.
Aynı tarihlerdeki kabul merasiminde, yeni Osmanlı Yüksek Komiseri Necip Melhame, Osmanlı Devleti’nin temsilcisi olarak Makedonya çeteleri sorun çıkarmaya devam ediyor
Padişah’ın tayin mektubunu Prens Ferdinand’a sundu ve kendisinden görevinde destek istedi393.
3 Mayıs 1900’de bu defa Necip Melhame, Bulgar Dışişleri Bakanı
Ivantchov’un 1 Mayıs 1900 tarihli yazısına cevaben Bulgar Hükümeti’nin
Bulgaristan ve başkent Sofya, Ruslar ile imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) ve 1878 Berlin Antlaşmaları’ndan sonra bir mayın
Makedon komitecilerine sürekli olarak verdikleri desteği öne sürerek,
tarlasına dönüşmüştü. Makedonya’daki ayaklanmalar, Osmanlı Hükümdarlığı’nı tehdit eden sınırlar ve Jön Türkler’in 1890’dan
çetelerin Türkiye’ye sızmamaları için tekrar uyarıda bulunuyor ve
sonra burada sığınak aramaları piramitin sadece görünen kısmıydı. Necip Melhame, Müslüman Türk mültecilerin ve Müslüman
bu konuda acil tedbirler almalarını istiyor399. Melhame, Makedonya
Türk azınlığın toprak haklarını savunmaya kalkıştığında Katolik ve Arap kökenli kimliğinden dolayı oradaki Ortodoks ve
çetelerinin Türkiye sınırlarına yakın Müslüman halkından ve esnafından
Müslüman Bulgarları rahatsız etti. Tüm engellere rağmen Makedonya komitecileri ile görüşmeler yaparak sorunlara çözüm
para toplamak için uyguladıkları baskı ve zülüm için, Ivantchov’a ileri
aradı. Batı Rumeli vergilerinin Bulgar Prensliği tarafından ödenmesini kolaylaştırmak amacıyla ödemeleri taksite bağladı.
tarihlerde muhtelif notalar göndermeye devam edecektir400. Diplomatik
yazışmalardan, Osmanlı Komiseri Necip Melhame ile Bulgaristan Dışişleri
Bulgaristan’da veba salgını
Bakanı Ivantchov arasında Bulgaristan’da azınlıkları taciz eden ve de
Necip Melhame Sofya’da Osmanlı Yüksek Komiserliği’ne getirildikten kısa bir süre sonra Bulgaristan’da ve Doğu Rumeli’de Türkiye’ye sızmaya yeltenen Makedon çeteleri konusunda, uzun süren,
karşılaşılan sığır vebası hastalığına çözüm getirmek için kardeşi Orman, Maden ve Ziraat Nazırı Selim Melhame’yle temasa giriyor. Bulgaristan Dışişleri Bakanı Ivanchov. Makzume dijital arşivi.
gergin bir ortamın devam ettiği anlaşılıyor.

112 113
Necip Melhame’nin eline geçen gizli belge …İstifamın gerçek sebebini Padişah Hazretleri’ne bildirmek üzerime düşen bir borç olduğundan arz ederim. Tunus, Paris, Cenevre
ve Berlin şehirlerinde gerek doğrudan Padişah Hazretleri’nin şahsına ve gerek Osmanlı Devleti’ne cansiperane yaptığım önemli ve
Aynı tarihlerde Necip Melhame’nin eline Istanbul’daki Rus Büyükelçi Zinoviev’in Prens Ferdinand’a gönderdiği çok gizli ve sadakatle hizmetlerimden bahsetmeden, yalnızca son görevimde gerçekleştirdiğim pek çok hizmetimin bir kısmının ifadesine izin
önemli bir evrak geçiyor. Zinoviev, Prens Ferdinand’tan aldığı bir mesaja gönderdiği cevabi notada şöyle yazıyor: verilmesini istirham ederim. Şöyle ki; Bulgaristan’a tayin edildiğim dönem Girit kargaşasının en sıkıntılı zamanına rastlamıştı.
Büyük devletlerin elçilerinin birçoğu Makedonya’nın karışacağına hükmettikleri gibi, Padişah Hazretleri’ne de arz etmesine
Bulgaristan’ın egemenliği için henüz vakit erken, Altesleri daha uygun bir fırsatı beklesinler. Rusya’nın bu sırada herhangi bir rağmen Bâbıâli’nin idraksizliği ve yabancıların entrikasına rağmen ortaya koyduğum mesai, gayret ve fedakârlık sayesinde bunlar
sözde bulunması mümkün değil, önce Avusturya’yı bu konuda ikna etmek gerekir401… savuşturulmuş ve zerre kadar istenmeyen bir durumun meydana gelmesine imkân bırakılmamıştır.

Bu gizli yazışmadan Prens Ferdinand’ın başından beri kafasında yerleşik olan gizli emelini ve Bulgar Hükümeti’nin Osmanlı Lahey Konferansı’nın toplandığı sırada Makedonya ve Ermeni terör komiteleri tarafından tertiplenmiş olan planlar ihbar edilerek
Hükümeti’ne olan karşı tutumunun arka planını anlamak mümkün oluyor. Buna rağmen, komiserliği döneminde ve Istanbul’a etkisiz bırakılmıştır. Bulgaristan’da bulunan Müslümanlar’ın hukukunu tamamıyla koruduğum gibi Osmanlı Devleti’nin şan ve
döndükten sonra Necip Melhame’nin Prens Ferdinand’la yaptığı görüşmeler sayesinde Makedonya çetelerinin baskı ve şerefini de elden geldiği ölçüde çalışarak defalarca aleyhteki gazetelerin kapatılmasına ve yazarların hapis ve sürgün cezaları
zulümlerine karşı defalarca çözümler üretilebilmişti. Bu tarihten itibaren 1908 yılına kadar olan süreçte Hamidi Rejimi’nin almasına vesile oldum. Asayişi ihlal etmek amacıyla Osmanlı sınırını tecavüz etmek isteyen çetelerin tümü sınırda ele geçirilerek
zayıflaması ve tükenişiyle gösterilen tüm çabalar boşa çıkmıştı. yargıya teslim edildi.

Bulgaristan Prenslik idaresi tarafından Karadeniz sahillerinin fenerlerine el konulduğunda, Bâbıâli dahi aczini gösterdiği halde,
otuz altı saat içinde fenerlerin idaresini geri aldım ve Osmanlı Devleti’nin tasarrufunda bıraktırdım. Bulgaristan Prensliği’nin
Osmanlı Devleti’ne karşı eskiden beri beslediği düşmanca tavır ve nefret, alınan önlemler sayesinde ve doğru siyasetle yavaş yavaş
izole edilerek, bölge Osmanlı Devleti’nin sıradan bir vilayeti hükmüne girdi. Devletin gelirlerini kalem kalem geliştirmeye gayret
etmek üzere haksız yere askere alınanlar kurtarılmış, Pazar ve Yortu günlerinde Müslümanlara ait dükkânların da kapalı olmasına
dair karar fesh ettirilerek dükkanların açılması serbest bırakılmış ve Müslüman okullarına yıllık yüz yirmi bin frank Bulgaristan
Emaret Sandığı’ndan yardım verilmesi sağlanmıştır.

Dinamit, barut ve silah gibi yanıcı eşya sınırı geçmeksizin durdurulduğu ve sahiplerinin tutuklandığı ve Selanik, Kosova ve Manastır
vilayetlerinde saklı dinamit ve bombalarla komitelerin eylem planlarını gösteren evraklar ele geçirilmiştir. Hele Padişah’ın tahta
geçişinin 25. yıl dönümü münasebetiyle Bulgaristan Emareti tarafından düzenlenen tebrik heyeti bütün Avrupa’nın hayretine sebep
olduğu gibi Padişah Hazretleri’nin de takdirini kazanmıştır. Padişah Hazretleri de şahsıma takdirlerini beyan etmiştir. Daha sonra
gümrük meselesinde Padişah’ın vaadini ihlal etmemek için Bulgaristan Emareti’yle yaptığım görüşmeler ve konu hakkında gece
gündüz sarf ettiğim emekler sonucunda arzu edildiği şekilde Bulgaristan’ın yararına gibi görünmekle birlikte fiili olarak Osmanlı
Devleti’nin daha çok yararına bir şekilde halledilmiştir. İşbu hizmetler az bir gayretle elde edilmiş değildir.

Bedenen ve malen, geceli gündüzlü çalışarak başarabildiğimden, hiç olmazsa ödül kabilinden büyük bir elçilikle görevlendirilmemi
talep etmiş olduğum hâlde Padişah Hazretleri tarafından kabul edilmemiş olduğundan üzüntüm bir kat daha artmış ve özellikle
Bulgaristan’a tayin edildiğim zamandan beri ailem yanımda olmadığından her ne kadar Avrupa kaplıcalarına gönderilmiş ve bir
miktar sağlığıma kavuşmuş isem de, oradan dönüşte yeniden hastalandım ve doktorların tavsiyesine göre Bulgaristan’ın havası
hastalığım için çok zararlı olduğundan Avrupa’ya naklim gerçekleşmediği için çaresiz istifaya mecbur kaldım. Bundan dolayı
geleceğimi sağlamak ve ailemi tehlikelerden korumak üzere Sadrazam Paşa vasıtasıyla takdim ettiğim istifamın kabul edilmesini
istirham ederek ve ömrüm oldukça Padişah Hazretleri’ne sadakatten zerre kadar ayrılmayacağım gibi kanımın son damlasını
10.4.1901 - İngiliz Postası tarafından gönderilmiş telgraf. Sultan II. Abdülhamid, Necip Melhame'nin tebrik mesajına Başkâtip
Tahsin'in telgrafıyla yüksek memnuniyetini bildiriyor. BOA HR.SFR.3.576.1.25.1.
uğurlarında feda etmeye hazır olduğuma yeminle arz ederim… Kulunuz Necip404.

Aynı gün Saray Başkitabet Dairesi’ne gönderdiği şifreli ikinci mesaj da söyleydi: Yerime tayin edilecek şahsa devir teslim
Bulgarlar ile ticari anlaşma yapılıncaya kadar pek tabii ki işleri yüzüstü bırakmayıp beş on gün kadar burada bekleyeceğime göre, Sadaret vasıtasıyla
takdim ettiğim istifanın kabul edilmesine aracılık edilmesine ve Padişah Hazretleri’nin her zaman sadık kulu olacağımın arzını
Çete olayları sürerken, 27 Kasım 1900’de Ivantchov ile Necip Melhame arasında varılan bir ticari anlaşmanın maddeleri basında istirham ederim405.
yer alıyor: a) Iki ülke arasında serbest ticaret uygulanacak b) Türkiye’ye küçükbaş sığır, tahıl ve un ithalatında %8 vergi tatbik
edilecek, aynı vergi Bulgaristan’dan Türkiye’den gelecek sabun, işlenmiş deri, pamuk ipliği, yün ürünlerinde geçerli olacak c) Tuz, KRİTİK DURUMDAN DOLAYI SOFYA’DA KALIŞININ UZAMASI
tütün ve içki ticareti Düyun-u Umumiye Idaresi’ne bağlı olduğundan, bu kalemler anlaşmadan muaf kalacak d) Et, nebati yağ, balık
ve muhtelif ürünlerin Bulgaristan’a girişinde vergi uygulanmayacak e) Sanayi mamullerinde karşılıklılık anlaşması geçerli olacak Necip Melhame istifa talebinden sonra, Sofya’da kalış süresini 1901 yılı sonuna kadar uzatmak zorunda kalacaktır. Mart
f) Kaçak ürünlerin her iki ülkeye girişini engellemek için ise taraflar şehadetnameler düzenleyecek ve vergiler sabit tutulacaktı. 1901’de Şark Rumeli vergisinin son taksitinin Bulgaristan Emareti tarafından Düyun-u Umumiye Idaresi’ne ödenmesi için
Anlaşmanın yürürlüğe giriş tarihi 28.12.1900 olarak belirlenmişti402. Sadrazam Said Paşa ve Izzet Holo Paşa daha sonra yayınlanan çalışmalar yapan Necip Melhame Paşa, Düyun-u Umumiye Idare Meclisi Başkanı Leon Berger’den idare adına özel teşekkür
hatırat ve günlüklerinde gümrük anlaşmasının (b) şıkkı için Necip Melhame’yi eleştireceklerdi403. alacaktır. Haberi Maliye Nazırı Reşat, 9 Mart 1901 tarihinde Maliye Nezareti-Maliye Meclisi’ne şöyle iletiyor:

Şarki Rumeli vergisi kalan taksitlerinin temini için (Düyun-u Umumiye) İdare Meclisi Başkanı Kumandan Berger’in Sofya’da emaret
Necip Melhame Sofya’daki görevinden istifa ediyor memurlarıyla yapılan görüşmeleri kolaylaştırmak için Osmanlı Komiseri Necip Melhame Efendi tarafından yapılan çalışmaların
olumlu sonuç getirmesinden dolayı Başkan’ın teklifi üzerine meclis tarafından yapılacak teşekkürün kendisine tebliği rica
13 Aralık 1900 tarihinde, Necip Melhame Osmanlı Devleti Bulgaristan Komiserliği görevinden istifa talebini, Padişah’a sunulmak olunduğuna dair Düyun-u Umumiye Komiserliği’nden alınan yazı Maliye Meclisi vasıtasıyla Sadarete sunulmuştur. Arz olunur406.
üzere Yıldız Sarayı Başkitabet Dairesi’ne gönderiyor:

114 115
Bulgaristan’daki müftülük sorunlarının çözümüne engel çıkaran Bulgaristan Dışişleri’nin Osmanlı Komiserliği’ne gönderdiği Bulgaristan’daki müftülük sorunlarının çözümüne engel çıkaran Bulgaristan Dışişleri’nin Osmanlı Komiserliği’ne gönderdiği
“nota”. Birinci sayfa. BOA HR.SFR.04.412.41.2.1. “nota”. İkinci sayfa. BOA HR.SFR.04.412.41.2.2.

116 117
27 Nisan 1901’de dış basında “Osmanlı Devleti’nin Bulgaristan’a karşı sabit tutumu” başlığı altında çıkan haberde, Necip Necip Melhame’nin gerçekleştirdiği bu gezi sonucunda Bulgar basınının çok rahatsız kaldığını ve egemenlik haklarının
Melhame, Bulgaristan Hükümeti’ne gönderdiği notada çete başı Saravoff ve arkadaşlarının tutuklanmamaları halinde Türkiye çiğnendiğini iddia ettiklerini görüyoruz. Diğer taraftan yerel basının gösterdiği bu tepkiden Bulgar Dışişleri ve genelde
ile Bulgaristan arasında yeni bir ihtilaf doğacağını belirtiyor. Isyancı çetenin faaliyetlerinin sonlandırılarak iki ülke ilişkilerine Bulgar yetkililerinin uzak kaldığını, daha doğrusu hiç tepki göstermediklerini çıkarsamak mümkündür. Ayrıca, vasal ülke
zarar veren mitinglerin önlenmesi de bu istekte yer alıyor407. konumunda olan Bulgaristan’da yerel basının, orada görevli olan Osmanlı Devleti’nin komiseri hakkında kendisinin yalnızca
“vakıflardan sorumlu” olduğunu iddia etmesinin saptırılmış bir açıklama olduğunu düşünüyoruz. Osmanlı Devleti sınırları
Müftülükler sorunu içinde bulunan Bulgaristan’da, bir Osmanlı yetkilisinin Türk ve Müslüman çoğunluğun bulunduğu bölgeleri ziyaret etmesinin,
oradaki basın tarafından doğal bir gelişme olarak algılanması gerekirdi.
Sofya’dan ayrılmadan önce Necip Melhame’nin ilgilenmeye devam ettiği
konulardan birisi de Bulgaristan’da müftülüklerin durumu idi. Prens’in Sofya’da görevde iken hakkında yapılan diğer eleştiriler
iradesiyle Bulgaristan Prensliği’nde yeni müftülük teşkilatı kurulmuş,
müftülüklerin bölgeleri ve görevleri tespit edilmişti408. Müftülük sistemine 18 Kasım 1901’de altıncı defa sadrazamlık görevine getirilen Küçük Said Paşa,
paralel olarak Kadı mahkemeleri Şeriye mahkemelerine dönüşmüş ve II. Meşrutiyet sonrasındaki anılarında Necip Melhame ile ilgili bir olaydan
yetkileri müftülüklere devredilmişti. Bulgaristan’da Müslüman cemaatine ait bahsediyor. Bulgar Prensi Ferdinand’ın bir davetine diğer konsoloslarla birlikte
kurumların korunmasına özen gösteren Necip Melhame, Yeni Pazar’daki (Novi katılan Necip Melhame’nin salona girişinde Bulgaristan nişanını takmadığı
Pazar) müftülüğün Bulgar Hükümeti tarafından lağvedildiğini öğrenince sert için Prens’in kendisine teessüfte bulunduğunu, buna karşılık Prens’e “Siz bağlı
tepki göstererek alınan karardan geri dönülmesini talep etti ve bu meyanda bulunduğunuz devletin nişanını takmazsanız, ben de sizinkini hiç takmam”
Bulgar Dışişleri Bakanı’nın kendisine verdiği sözleri hatırlattı409. diyerek ziyafeti terk ettiğini yazıyor.

Melhame’ye gönderilen, 21 Ağustos 1901 tarihli cevabi notada410 Bulgar Said Paşa, Necip Melhame’nin bu tepkisini anılarına şöyle aktarıyor:
Dışişleri, ilişkileri yumuşatmak yerine, müftülük kurumlarının ülkenin
içişlerini ilgilendirdiğini, Osmanlı Komiserliği’nin yetki alanı dışında kaldığını, (Prens’in Osmanlı nişanını takıp takmadığı ancak karşılaşmada belli olacak
gelişmelere sadece kendilerinin karar verebileceklerini ve Bulgaristan’da bir şey iken, Necip Efendi’nin sanki bunu önceden keşfetmiş gibi kendisinin
Müslüman cemaatine yapılan uygulamanın karşılıklılık ilkesi çerçevesinde buna Bulgar nişanını takmamakla karşılık vermiş olmasının imkânı da pek
Osmanlı Devleti’nin sınır bölgelerinde yerleşik Bulgar cemaati için de anlaşılmamıştır) Aslında özerk bir ülkenin prensinin, bağlı bulunduğu devletin
uyarlanmasını istedi. Melhame’nin yaptığı tüm itirazlara rağmen olumlu sonuç başkanının huzuruna çıkarken yahut da onun temsilcisiyle resmen görüşürken
alınamadığını da sözlerimize ekleyelim. bu nişanı takmak mecburiyeti vardır. Bunun dışındaki durumlarda böyle bir
mecburiyet yoktur. Dolayısıyla Necip Melhame Efendi’nin böyle şiddetli bir
Bulgar basınında Necip Melhame karşılıkta bulunmasına yer yoktu... sadece bu sözleri söylemekle ve ziyafeti
terk etmekle kalmamış, hemen İstanbul’a dönmek üzere bulunduğunu hem
1901 yılının Haziran-Temmuz aylarında Bulgar basını Necip Melhame’nin prensliğe, hem de bir telgrafla bize bildirmişti. Konu, yok yere ortaya birtakım
Türk azınlıklarının ve Müslüman halkının yoğun olduğu şehir ve kasabalara sorunlar çıkaracaktı416.
yaptığı gezilere geniş yer ayırdı. Bir habere göre, 27 Haziran’da ilk ziyaret ettiği Necip Melhame’nin Osmanlı Bankası’nda Esham ve Tahvilat
Silistre’de kendisini kalabalık bir Müslüman topluluğuyla birlikte diğer etnik Saray’la ilişkileri yüzünden Melhame kardeşlerle başından beri iyi geçinmeyen Emanet fişi. Salt Araştırma Arşivleri İstanbul.
azınlıklar sıcak ve samimi bir havada karşıladılar. Geceyi Kurtpınar mebusu Sadrazam Said Paşa’nın anılarında Necip Melhame’yi resmî davette gösterdiği
Naci Yahya Nafiz Paşa’nın konağında geçirdi, oraya varışında Hamidiye Marşı Necip Melhame Sofya’da. Makzume koleksiyonu. tepkiden dolayı eleştirdiğini görüyoruz. Aslında iki ülke arasında diplomatik krize dönüşecek herhangi bir ortam bulunmuyordu.
ile karşılandı ve Naci Yahya Paşa, Melhame şerefine yüz yirmi kişilik akşam Edhem Eldem’e göre aynı Prens henüz yeni göreve geldiği 1896’da ziyaretçileri Zihni Paşa ve Mehmed Tevfik Bey önünde
yemeği tertipledi. Davette, Silistre’nin üst düzey devlet yetkilileri, subaylar ve Padişah’a bağlılığını göstermek için yeni taltif edildiği Murassa Osmani Nişanı'nı takmaya özen göstermişti417. Bilindiği gibi
seçkin Bulgar aileleri müzik eşliğinde sabah saat dörde kadar eğlendiler. Ertesi sabah Necip Melhame Rüştiye411 mezunlarının Makedonya sorunun yaşandığı Bulgaristan’da, 1898-1901 yılları arasında Necip Melhame Osmanlı Devleti adına barış ve
diploma merasimine katıldı ve başarılı talebelere, komiserlik adına, altın ve gümüş saatler armağan etti. Aynı gün fakirlere istikrarı getirmek adına önemli girişimlerde bulundu. Istanbul’a döndüğünde Saray adına yakından tanıdığı Prens Ferdinand ile
dağıtılmak üzere belediyeye ve müftülüğe bir miktar para bağışladı, ayrıca ziyareti anısına belediyeye gümüş bir sofra takımı temaslarını Saray adına sürdürmüş ve Sultan II. Abdülhamid’in takdirini kazanmıştı.
hediye etti. Civar Türk köylerinden gelen yüzlerce vatandaş Necip Melhame’ye sevgi gösterilerinde bulundu412.
Necip Melhame Sofya’da uzatmalı görevindeyken hakkında yapılan diğer bir eleştiri de, Sofya’da Mimar Sinan’ın eseri olan
12 Temmuz tarihli “Vetcherna Pachta”413 gazetesi ise haberinde, Melhame’nin Bulgar şehirlerine yaptığı gezilerde oradaki “Bosnalı Sofu (Koca) Mehmed Paşa” Camii’nin kiliseye dönüştürülmesinde Osmanlı Hükümeti’ni haberdar etmediği iddiasıdır.
Müslüman halkı kışkırttığını iddia etti. Gazeteye göre, Melhame’nin Şumnu’da414, Türk halkına Bulgaristan’ın özerk konumda Melhame, Saray Başkitabeti’ne 13 Aralık 1900 tarihinde gönderdiği yazıda istifasını sunmuştu ancak Bulgaristan’da yaşanan
olmadığını, Osmanlı Imparatorluğu’nun bir parçası olduğunu söylediğini iddia etti. Melhame’nin zaten Bulgar pasaportlu sorunlardan dolayı Istanbul’a dönüşünü 1901 yılı sonuna kadar uzatmak zorunda kalmıştı. Bulgaristan Hükümeti kullanılmayan
vatandaşların seyahatlerinde Osmanlı geçiş (pasavan) belgesi bulundurma zorunluluğu olduğunu ve Sultan’ın er geç Prensliği bu camiyi kiliseye dönüştürmeyi 1882’den beri istiyordu. Nihayet 1901 yılında kiliseye dönüştürülme çalışmaları başladı.
tekrar boyunduruğu altına alacağını söylediğini yazdı. Haber, Melhame’nin bu söylemlerle Bulgar Türkleri’ni yanılttığından, Kiliseye dönüştürülmesinde Sultan II. Abdülhamid’in yardımı olduğunu söyleyen kaynaklara rağmen, bu iddiaların gerçeği
Prensliğin uluslararası antlaşmalar sayesinde zaten özerk bir ülke statüsünde olduğundan, Bulgar pasaportunun ise tüm yansıtmadığı Eyice-Erdoğan’ın kitabında belirtiliyor418.
dünyada geçerliliğinden bahsediyordu. Melhame’nin vakıflardan sorumlu bir komiser olduğuna, ülkede görevli diğer
diplomatlar kadar yetki sahibi olmadığına, Bulgar Dışişleri’nin bu gezilerde Melhame hakkında nasıl sessiz kaldığının hayretle Caminin kiliseye dönüştürülme haberini Melhame’nin Osmanlı Hükümeti’ne vermemesinin sebebi ancak 1901 yılında
karşılandığına dair bilgiler de aynı haberde yer aldı. komiserliğe intikal eden ihbarların incelenmesi sonucunda mümkün olabilir. 1909’da Meclis’e sunduğu layihada, Melhame
nice türbe ve dergâhların Bulgar mahalli idareler tarafından el konularak kiliselere verilmesi hakkındaki çalışmaları boşa
12 Temmuz tarihli “Svobodna Bauma”415 gazetesi Melhame’nin Bulgaristan turunu Yıldız’ın talimatıyla yaptığını, bu haberi çıkarttığını, bunların kurtarılması ve mükemmel şekilde tamir edilmesini sağladığını belirtir. 1902 başlarında Melhame yerine
Istanbul’da yayınlanan Servet gazetesinden aldıklarını, Servet gazetesindeki haber ayrıca Şumnu, Plevne ve Varna’daki komiserliğe atanan Ferruh Bey’in durumdan haberdar oluşu ve kilise çalışmalarını yaklaşık iki yıl süreyle durdurma konusundaki
Bulgar yetkililerin Osmanlı Komiserini onurla karşıladıklarını ve oradaki halkın “Padişah'ım çok yaşa” çağrılarından Necip teşebbüsleri sonuç vermeyince, Bosnalı Sofu Mehmet Paşa Camii ya da diğer ismiyle Kara Camii olarak anılan Mimar Sinan’ın bu
Melhame’nin çok memnun kaldığını yazmaktaydı. şaheseri maalesef, 9 Ağustos 1903’te Kilise olarak hizmete girdi419.

118 119
La Domenica del Corriere dergisi SOFYA’DAN AYRILIŞI VE İSTANBUL’DAKİ GÖREVLERİ
6 Ağustos 1905 tarihli kapağı.
Makzume dijital arşivi.
Sofya’da konağının önünde aleyhinde yapılan protesto yürüyüşlerinden sonra, uzatmalı görevini tamamlayan Necip Melhame
Istanbul’a döndü. Bulgaristan’daki başarılarından dolayı Sultan II. Abdülhamid kendisini, 28 Nisan 1901’de pırlantalı Iftihar
Nişanı ile taltif etti420.

Dönüşünden sonra Makedonya ve Bulgaristan ile karşılaşılan ihtilaflarda tekrar oraya dönerek aracılık misyonunu üstlenmeye
devam etti. Bir süre sonra Abdülhamid’in yaveri (aide de camps) olarak görev yapan Necip Melhame, aynı dönemde sicil
kayıtlarını yapan Sicil-i Ahval komisyonunun gayriresmî başkanı idi421. Sultan II. Abdülhamid kendisine Trabzon ve Halep’te
petrol araştırma imtiyazları tanıdı. 1902’den itibaren Ticaret ve Nafia Nazırlığı’nda müsteşar görevine getirildi ve aynı
tarihlerde Danıştay (Şûrâ-yı Devlet) üyesi oldu.

1903’te Kuzey Makedonya ve Edirne’de çıkan ayaklanmalardan sonra Bulgaristan Hükümeti, Avrupa ülkeleri ile doğrudan
temasa girerek olaylara müdahale etmelerini isteyince, Bulgaristan’ın bu karşı tutumu Bâbıâli tarafından büyük tepki gördü.
3 Haziran 1903 tarihinde “The Times” gazetesi, konuyu Bulgarlar ile müzakere etmek üzere Bâbıâli’nin, Sofya’ya, eski yüksek
komiserleri Necip Melhame’yi özel görevle göndereceği haberini verdi.

1904 yılında Amerikan vatandaşları ve kurumlarının imparatorluktaki hakları ile ilgili Amerika ve Bâbıâli arasında çıkan
ihtilafların çözümlenmesi için Sultan II. Abdülhamid, Amerikan Büyükelçisi Leishman ile görüşmek üzere ikinci sekreter Izzet
Paşa ve Necip Melhame’yi görevlendirdi. Büyükelçi’nin Tarabya’daki konağında sekiz saat süren toplantıda, Leishman Osmanlı
topraklarında hizmet veren üç yüze yakın Amerikan okul, hastahane, misyoner kuruluş ve hayırsever derneğinin Avrupalı
ülkelerinin kurumları ile olduğu gibi, eşit statüde tutulması için sert bir tavır sergiledi. Görüşme sonunda Padişah’a sunulan
raporda gerginliğin tatlıya bağlandığı bildirildi.

21 Temmuz 1905 Cuma günü Cuma selamlığında, Yıldız Sarayı’nın bitişiğindeki Hamidiye Camii’nin avlusunda, Abdülhamid’e
karşı yapılan bombalı saldırıda 27 kişi öldü ve çok sayıda yaralanan oldu. Olayın hemen ertesinde Padişah tarafından kurulan
araştırma komisyonu başkanlığına Necip Melhame getirildi ve Padişah ölü ve yaralıların kimliklerini bir liste halinde Necip’ten
istedi. Ilk günlerde suikast girişiminin Jön Türk muhalefeti tarafından veya Yahudilere Filistin toprakları verilmediği için
Siyonistler tarafından yapılmış olabileceğine ya da Bulgar veya Makedonyalı isyancıların olayın arkasında olduğuna dair
haberler çıktı422. Olay yeri incelemeleri, delillerin toplanması, olayın faili zannıyla gözaltına alınan kırka yakın kişinin ifadeleri
doğrultusunda soruşturma kısa sürede tamamlanarak olay aydınlatıldı. Girişimin arkasında Taşnak Ermeni örgütü olduğuna
dair adli deliller bulundu. Örgütün Pera’da başka patlayıcıları da bulundu. Cenevre ve Sofya’da da olayla ilgili bağlantılı
örgütler ortaya çıktı. Orada da tutuklamalar yapıldı. Bu olaydan sonra II. Abdülhamid, Saray ile cami arasındaki gidiş alaylarını
düzenlemek üzere Necip Melhame’yi “gidiş memuru” olarak görevlendirdi423.

1898-1901 yılları arasında Bulgaristan’da Osmanlı Komiserliği görevini yürüten Necip Paşa’nın, yıllar sonra 1906’da
Bulgaristan’daki vergilerinin yapılandırılması konusunda, komisyonda gerektiği zaman yer almasını bizzat Sultan II. Abdülhamid
istemişti. 18 Temmuz 1906’da Sadaret Yazı Işleri Kalemi’nden Dahiliye Nazırı ve Rüsumat Emini Paşa Hazretleri’ne gönderilen
yazı şöyleydi:

Bulgaristan memurlarıyla vergilerin yapılandırılması hakkında Rüsumat Emini Hasan Fehmi Paşa’nın başkanlığında kurulmuş
özel komisyon çalışmalarında memurlar tarafından çalışmaya dâhil edilen belirsiz bazı konuların değerlendirilmesinde Hasan
Fehmi Paşa ve Bulgaristan Komiserliği’nde bulunmuş olan ve birikim sahibi Necip Melhame Paşa da lüzum görüldükçe davet
edilmek üzere diğer bazı konuların müzakeresi için Dahiliye Nazırı başkanlığında olmak üzere Mabeyn’de oluşturulan komisyona
havalesi Padişah emri gereği olup, Mabeyn Başkitabeti’ne Hariciye yazısıyla bildirilmiş ve Hasan Fehmi Paşa’ya da tebliğ
edildiğinden gereğinin yapılması424

NECİP MELHAME’YE BEYRUT’TA VERİLEN TRAMVAY İŞLETME İMTİYAZI

1906’da Sultan II. Abdülhamid Necip Melhame’yi “Paşa” ünvanı ile onurlandırdı bir de memleketi Lübnan’da kurduğu Beyrut
Tramvay ve Elektrik Şirketi’ne (Société Ottomane des Tramways et de l’Electricité de Beyrouth) tramvay sistemleri yatırım ve
işletme imtiyazını verdi, böylece Bayındırlık Nezareti 99 yıl süreyle bu imtiyazı Necip Melhame’ye devretti. Necip, kurumun
başına kardeşleri Filip, Habib ve kayınbiraderi Selim Raad’ı atadı. Ancak Melhameler enerji tedarikinde Ingilizlere ait bir
su santrali mi yoksa kömür, petrol ya da gazın kullanılacağı bir santrali mi devreye sokma konusunda çıkmazla karşılaştı425.
Enerji tedarikinde karşılaştıkları direncin altından kalkamayınca, Necip Melhame şirket hisselerini kısa bir süre sonra satışa

146 121
Prens Ferdinand beni olağanüstü bir nezaket ve hürmetle karşıladı ve Padişah’ın
halini hatrını sordu. Bazı siyasi çevrelerin yayınlarından büyük üzüntü duyduğunu
belirtti. Padişah’ın rahatsızlığının basit bir soğuk algınlığından ibaret olduğunu,
Allah’ın yardımıyla atlatıp sıhhate kavuştuğunu, sadrazamı ve vekilleri ve bazı
elçileri huzuruna kabul ettiğini söyledim.

Konu Rumeli Vilâyetlerine geldi. Prens Ferdinand Rumeli’de faaliyet gösteren


Rum çetelerinin Bulgarları imha amacıyla Osmanlı Hükümeti tarafından tertip
edildiğini ve bu çetelerin yaptıklarına ödül olarak Girit Adası’nın Yunanistan’a
ilhakının kararlaştırılmış olduğunu beyan edince sözü bitirmesine meydan
vermeden ayağa kalktım. Bu konudaki ifadelerinin Osmanlı Hükümeti’nin adalet
ve merhametine karşı büyük bir iftira olduğunu, gerek kendisi gerekse Bulgaristan
hakkında eskiden beri Padişah’ın sonsuz ihsan ve lütuflarını dikkate almaksızın bir
iki kötü niyetli kişinin zihninde oluşan böyle bir dedikoduya, gerçekmiş gibi bakarak
itibar etmenin asilzadeliğe yakışmadığını söyledim. Bu sözleri Fransa Kralı Louis
Philippe’nin torununun ağzından duymakla gerçekten hayret ve teessüf ettiğimi
belirterek, Padişahımızın Bulgar unsuru denilen bir avuç topluluğu yok etmek
istemesi durumunda ne kendisinin ne de halkının hiçbir şansının olmadığını beyan
ettim. Cevabım üzerine Prens beni yatıştırmaya çalışarak Padişahımıza saygısızlık
etmesinin söz konusu olmadığını ifade etti. Rum çetelerini azdıran kişinin son derece
hilekâr bir şahıs olarak tanımladığı Rumeli Genel Müfettişi Hilmi Paşa olduğunu
söyledi. Fakat bu iddiayı şiddetle reddedip karşı iddialarda bulundum:

“Rumeli’de Rumlar’ın çeteler tertibine kalkışmaları Sadaret makamına göre


Bulgarlar’ın teşebbüsünün bir sonucudur. Bulgar komitelerinin Rumeli’de çıkan ve
bütün insanlığın nefretini üzerine çeken fenalıklarına karşılık, Osmanlı Hükümeti’nin
bu konuda ne derece hassas hareket ettiği de yine malumdur. Bulgarlar’ın insanlığa
ve sadık teba prensibine hiç uymayan tutumlarından dolayı şiddetli bir tokadı hak Prens Ferdinand. The Graphic 17 Ekim 1903.
ettikleri Bulgar taraftarı olanlarca da fazlasıyla teslim edilmiştir. Hatta Selanik Makzume dijital arşivi.
Olayları meydana geldiğinde Osmanlı Hükümeti Bulgarları hizaya getirmeye
çalışmış, Padişahımız tarafından daha önce benzeri görülmemiş hoşgörü ile
ruhsatlar verilmiştir. Bunlar benim kadar sadrazamımız tarafından da malumdur. Girit Meselesi’nin müzakereye açılması gerek
Sadrazam’ın gerekse benim yetkim dışındadır. Yalnız şunu arz etmem gerekir ki; Rumeli’deki Rum çeteleri Osmanlı Hükümeti’nin
tertibinin bir sonucu olsaydı, Osmanlı askeri tarafından uzaklaştırılmaları yoluna gidilmezdi. Hâlbuki Rumeli’de yok edilen Rum
çetelerinin miktarı resmî istatistiklerle sabittir. Fakat ne çare ki unutmak insanoğluna verilmiş bir nimettir” dedim.
Necip Melhame tarafından imzalı hisse senedi. Burak Filateli dijital arşivi İstanbul.

çıkartmak zorunda kalmıştı. Brüksel ve Istanbul borsalarında satışa konulan hisseleri Belçikalı ve Lübnanlı Ibrahim ve Ilyas Bunun üzerine kendisi özür dileyerek eskiden olduğu gibi Padişahımıza karşı samimi bir bağlılıkla ulaştığı sınırsız nimet ve
Sabbah kardeşlerin ortak olduğu “Beyrut Gaz Şirketi” 1907’de bir milyon Fransız frankı karşılığında satın aldı426. iltifatlara sonsuza dek minnettar olduğunu dile getirdi. Ancak bir müddetten beri kendisini çekemeyen bazı kişiler tarafından
bundan mahrum olmasına sebep olacak hareketlerin kendisine isnat edildiğini, hâlbuki bağlılık ve saygıdan hiçbir zaman
NECİP MELHAME PAŞA BULGAR PRENSİ FERDINAND İLE 1906'DA TEKRAR GÖRÜŞÜYOR vazgeçmediğini beyan etti. Olumsuz bir harekette bulunmadığı gibi Osmanlı ülkesine geçen çetelerin kontrol altına alınıp yok
edilmesi için karma jandarma teşkilatının kurulmasını bizzat kendisinin istediğini söyledi. Durumu malum olan Bulgarlar ile
1906’da, Sultan II. Abdülhamid, Bulgar Prensi Ferdinand ile Bulgaristan sorununu görüşmek ve mesajını iletmek üzere Necip Bulgaristan’a firar eden Makedonyalılar’ın kontrolü için türlü zorluklar çıkardığını beyan eden Prense“Diplomasiden ayrı olarak
Paşa’yı, Prens’in bulunduğu Marienbad kaplıcasına gönderiyor. Gizli bir görev olması sıfatıyla çıkış iznini Sadaret, Necip’in kendimizi mevcut durumla alakalı olmayan iki yabancı yerine koyarak tarafsız bir şekilde durumu değerlendirelim” dedim.
bağlı bulunduğu Bayındırlık Nezareti'ne “tedavi” gerekçesiyle verilen bir izin olduğunu bildiriyor: Ticaret ve Nafia Nezareti
Müsteşarı Necip Paşa’nın tedavi için Karlsbad Kaplıcası’na gitmesi hususuna izin verildiği Mabeyn Başkitabeti’nden bildirilmiş Prens de bu teklifi memnuniyetle kabul edip esasen kendisinin de bu düşüncede olduğunu belirterek; “Öncelikle izin verilirse
ve Dahiliye Nezareti’ne de gerekli bilgi verilmiş olduğundan gereğinin yapılması” 26 Ağustos 1906427. sadrazam ve idarenize verilen Bulgaristan’dan söz edelim. Avusturya Ordusu’nda bir teğmen iken Prens Batinberg hadisesinden
sonra prens olmak üzere Bulgaristan’a getirilmiş idiniz. Hâlbuki Avrupa’nın büyük devletlerinden hiçbirisi sizi tanımak
1 Eylül 1906’da Melhame, Prens Ferdinand’la yaptığı görüşmenin içeriğini bir raporla, Sultan II. Abdülhamid’e sunulması için istemediği gibi, girişimlerinize rağmen konsoloslarının bile sizinle görüşmesine izin verilmemişti. Bir süre bu belirsiz durumda
Yıldız Sarayı Başkitabet Dairesi’ne gönderdi. Bu rapordan bazı kesimler: kalmıştınız. O sırada sizinle gizli olarak görüşen ve size tavsiyelerde bulunan, yol gösteren Osmanlı Komiseri Reşit Beyefendi
olmuştu. Nihayet Stanbulof’un iltica isteği üzerine sadrazamımız, asaletiniz ve bir hükümdar torunu oluşunuz sebebiyle,
Mâbeyn Başkitabeti’ne - Fevkalâde önemli ve mühimdir428 Fransızlar’ın iyi niyetli insanlar olduğunu belirterek, büyük bir yüksek gönüllülük göstererek sizi himayesine aldı. Yaşanan bütün
entrikalara rağmen Rusya’nın Dışişleri Bakanlığı'nda bulunan Prens Lobnof aracılığıyla prensliğinizi teklif ettirerek kabul ve
Arz olunur ki; …Prens Ferdinand’la kaldığı otelde yaptığımız görüşme gün geçtikçe dedikodulara sebep olabileceği düşüncesiyle, tasdik ettikten sonra, bin sekiz yüz doksan beşte de başkent İstanbul’a davet etti. Size şefkatli bir babanın evladına verebileceği
başka bir yerin belirlenmesi hakkındaki talebim Prens tarafından da uygun bulunarak (diğer bir mekan olan) “Oda” otelinde derecede kıymet ve nimetler verip, büyük nişanlarla şeref ve itibar kazandırdı. Bu sayede bugünkü mevkide bulunuyorsunuz.
saat iki buçukta görüştüm. Bulgarlara gelince Padişah’ın bunlara vermediği nimet ve yardım kalmamıştır. Hatta Bulgarlara gösterilen bu teveccüh Rum,

122 123
Sırp, Ulah, Rus ve Avusturyalılar’ın gıpta etmelerine sebep olmuştur. Bu kadar lütuf ve nimete karşı takınılan tutuma ne demeli? sizce de biliniyor o halde yabancıların helak edici hilelerine alet olmanın ne anlamı var? Tekrar tekrar arz ederim ki Bulgaristan
Makedonya Sorunu mu, Selanik Hadisesi mi, Bulgarlar’ın anlamsız gösteri ve isyanları mı? Bugün komitelerin varlıklarını devam için Osmanlı Hükümeti’nin rızasının aksine hareketlerden kaçınmak ve fiilen bunu ispat etmek kurtuluşun anahtarıdır. Bunun
ettiriyor olması büyük ölçüde Prensliğin teşvik ve yardımı sayesindedir. Makedonya Komitesi ilk önce 1894 senesinde Başbakan için askeri tatbikatların sınırdan uzak bir yerde gerçekleştirilmesini, canilerin himaye edilmeyip haklarında kanuni takibatın
Stanbulof tarafından kuruldu. O zaman çetelerin yok edildiği sizin de hatırınızda olsa gerek. Osmanlı Hükümeti isteseydi yapılmasını ve lüzumlu olanların Bulgaristan’dan çıkarılmasını, Osmanlı Hükümeti aleyhinde yayın yapan fesatçıların cezasız
Bulgaristan daha o zaman yok olurdu. Prenslik, Müslümanlar’ın haklarını gasp etti. Müftüleri ilgilendiren dini konuları ihlal bırakılmamasını, Müslümanlar’ın hukukuna saygı gösterilmesini, cami ve mukaddes mekânlara saygılı olunmasını tavsiye
etti. Camilere varıncaya kadar tasarrufta bulunmaktan çekinmedi. Padişah’a karşı düşmanca hareket eden birtakım canileri ederim. İşte prenslikte bu şartların hepsini yerine getirdiğiniz takdirde hâkim ve kendi yolunda yürüyen, bolluk içinde ve
himayeye kalkıştı. Askerî tatbikat bahanesiyle silah altına aldığı askerleri isyana teşvik eyledi. Prensliğin bu gibi hareketleri Bulgarları medeniyete kavuşturmuş bir prens unvanını hakkıyla kazanmış olursunuz. Bu durum sizin için şeref ve iftihar vesilesi,
devam etmektedir. Bundan maksat ne olabilir? Akıl ve irfan sahibi her insan bunu anlayabilir. Bu gibi hareket ve uygulamalardan Bulgarlar’ın da mutluluk ve refahına sebep olur” tarzında konuşmam üzerine kendisi büyük bir ciddiyetle on sene önce namusu
beklenen bir amaç var. Fakat bu yapılanların amacınıza hizmet ettiğinden emin misiniz? Selanik olaylarını çıkardınız. Avusturya üzerine yemin ederek Osmanlı’ya vermiş olduğu sözlerden dönmeyeceğini ve bu makamda kaldıkça Bulgarlar’ın Osmanlı
ile Rusya’nın müdahalesine zemin hazırladınız. Komiteleri genişlettiniz. Rumeli’nin yabancıların kontrolüne girmesine sebep aleyhine hiçbir hareketine izin vermeyeceğini, askeri tatbikatları sınırdan çok uzak bir yerde yaptıracağını, canilerle Ermeni
oldunuz. Bunların bütün sorumluluğu başbakanınıza ait değil midir? fesatçılar hakkında güvenlik güçleri ile takibat yaptırarak Bulgaristan’dan çıkarılmaları için Başbakan Petrof’a gerekli emirleri
vereceğini, evvelce Osmanlı Hükümeti aleyhinde yayın yapan iki gazeteyi kapatıp yayıncılarını da bir yerde ikamete mecbur
Farz edelim bütün donanımıyla mükemmel üç yüz bin askeriniz olsun ve yarın prensliğin imtiyazlı sınırına tecavüz edilsin. Acaba edeceğini temin edip Naçeviç’in istifasının da 28 Ağustos 1906 tarihli yazımda ayrıntılı olarak arz edilen sebeplerle Rumlar ile
Osmanlı’nın gücü ve büyüklüğü karşısında bu kadarcık bir kuvvetin mukavemet edebileceğine ihtimal verir misiniz? Yine farz Bulgarlar arasındaki çekişmeden kaynaklanmadığını belirtip özerk prensliğin sınırı civarında bulunan Osmanlı askerlerince
edelim ki -Allah korusun- az çok bir başarı gösterdiniz, Rusya, Avusturya, Yunanistan ve Sırbistan’ın baskısı karşısında bundan işlenen olumsuz durumlara engel olunmasını istirham etti.
bir sonuç elde edebileceğinizi düşünebilir misiniz? Böyle bir harekete cesaret ederseniz alacağınız sonuç olsa olsa Padişah’ın
sayesinde Rumeli vilâyetlerinde refah ve bolluk içinde yaşayan Bulgarlar’ın istifade ettikleri imtiyazlardan mahrum kalmalarıdır. İki saat süren görüşmeden sonra kendilerine veda edip ayrılacağım sırada, olması gerekenden fazla bir hürmet ve saygıyla
Sonuç bu şekilde olmayıp da son Yunan muharebesinde görüldüğü gibi Bulgaristan Prensliği de Osmanlı’nın büyüklüğü ve Padişahımıza hayır dualarda bulunmayı kendisi için mukaddes bir vazife gördüğünü, iyi niyet ve bağlılığına güvenilmesi
kahredici gücü altında ezilecek olursa, Bulgaristan’ın halinin ne kadar üzücü olacağı apaçık ortadadır. Bu durumda muhtemelen istirhamını arz etmemi söylemiştir. 1 Eylül 1906 - Saat 02:30. Kulları Necip Melhame
büyük devletler tarafından Bulgaristan’ın boşaltılacağı düşüncesiyle ümitlenirsiniz. Böyle olsa dahi Bulgarlar’ın kaybedecekleri
imtiyaz ve görecekleri zararın telafisi mümkün olabilir mi? Sonuç olarak Bulgaristan’ın takınacağı tavrın ne gibi bir fayda Kaplıcalardan Istanbul’a dönmeden, Sofya tren istasyonunda Necip Paşa Bulgaristan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı ile de
getirebileceğini anlayamıyorum” dedim. görüşme imkânı buluyor ve görüşmeyi Saray’a kısaca şöyle aktarıyordu429:

Prens bu ifadelerimin çok akılcı olduğunu teslim ederek “Zaten ben de savaş taraftarı değilim. Hatta Osmanlı Hükümeti’nin ilave Yıldız Sarayı Başkitabet Dairesi Filibe’den Şifre: Viyana’dan Sofya’ya kadar Bulgaristan Prensi, annesi ve kız kardeşiyle aynı
taburlarıyla dört yüz binden fazla askerinin Rumeli’de bulunması durumunda Bulgaristan’ı boydan boya geçseniz Bulgaristan’ın vagonda seyahat edilmiş, Sofya istasyonunda da Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından karşılanarak bir saat kadar beklenmiş
askeri gücüne ilave edilmiş bir tek askere bile rastlayamazsınız. Benim amacım ülkenin iç işlerinin ıslahı, ziraat ve ticaretin olup bu süre zarfında yapılan görüşmede, Bulgaristan Prensi’nin Osmanlı Devleti aleyhine hiçbir harekette bulunmayacağı
ilerlemesi, ülkenin zenginleşmesidir. Bin sekiz yüz doksan beş senesinde Kuruçeşme’de geçirdiğim zamanı şimdi hasretle yönünde teyit alınmıştır. Yapılan askerî tatbikatların tamamlanması beklenmeden yarın son verileceği ilave edilmiştir.
anıyorum. Çünkü o zaman Padişah’ın katında bir evlat gibi kabul edilmek şerefine kavuştuğum halde, bugün beni Padişah’a Padişah’tan Sadık Paşa aracılığıyla alınan emir gereği Varna’da bekletilen Osmanlı gemilerinden para cezası alınmadan ve
karşı bir düşman, bir hain gibi gösteriyorlar. Bu durum beni çekemeyen Osmanlı’nın ileri gelen devlet adamları ve bazı yabancı hemen serbest bırakılması için mahalli yetkililere gerekli emirlerin verildiği, Sadık Paşa ile Başbakan ve İçişleri Bakanı’nın
devletlerin büyükelçilerinin telkinlerinden kaynaklanmaktadır. Yabancıların Osmanlı Hükümeti’ne karşı besledikleri düşünce barıştırılarak aralarındaki soğukluğun giderildiği ve Bulgaristan Prensi’nin Kostenetz’de hazır bulunduğu ve gerekli ayrıntıların
büyük ölçüde Bulgaristan’a karşı besledikleri düşünce ile aynıdır. Bizi mahvedercesine kanımızı emmek isteyen yabancılardır. yarın şifahen arz olunacağı. 1 Ekim 1906, Necip kulları
Osmanlı Hükümeti bana güvenseydi on sene içinde bu konuda büyük hizmetlerde bulunabilirdim. Hatta bana karşı bugün bile bu
güven olsa yine hizmet için gayret etmekten geri kalmam. Yabancıların kötü niyetlerine karşı başarı göstermenin Bulgaristan’ın Orient Express treni ile Istanbul’a dönüş yolunda Necip Paşa, Vakarel ile Kostenetz istasyonları arasında trene binen Bulgar
da Osmanlı Hükümeti ile birlikte hareket etmesine bağlı olduğunu ben de teslim ediyorum” sözüne cevaben “Madem ki bu hakikat Prensi Ferdinand’la tekrar bir defa daha görüşme fırsatı buluyor ve iki ülke arasındaki sorunlar tekrar masaya yatırılıyor.
Orient Express treninde gerçekleşen bu toplantıdan birkaç gün sonra çıkan bir haber430, iki devlet adamının son zamanlarda
gerçekleştirdikleri görüşmeler sayesinde Osmanlı-Bulgar ilişkilerinin düzelmekte olduğunu ve Istanbul’dan ulaşan haberlere
göre de Osmanlı Ordusu’nun sınırda askerî güçlerini hafiflettiğini bildiriyor.

Necip Melhame’nin Saray’a gönderdiği mesajlar, Prens Ferdinand ile arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Bilindiği gibi, Bulgaristan’ın Osmanlı Devleti’ne karşı olan tutumu, tamamen Prens Ferdinand’ın insiyatifi ve kontrolü altında
değildi. Görüşmelerde olumlu yol alınmasına rağmen Bulgar Hükümeti’nin ve halkının431 Prens’le birçok konuda ayrı görüş
sergilemesi, Osmanlı Devleti’ne Bulgar basınının düşmanca bakışı, Bulgar ve Sırp devrimci çetelerin çıkarttığı kargaşanın
kontrol altına alınamaması, Yunanlı çetelerin Bulgarları sürekli Osmanlı’ya karşı kışkırtması432 ve müttefik Batılı güçlerin
1906-1908 yıllarında Makedonya’da sömürgeci politikalarını sürdürmeye devam etmeleri sayesinde barış ve sükûnet bir
türlü sağlanamadı.

SİNA YARIMADASI VE İNGİLİZLER

Aynı yıl Necip Paşa, Sina Yarımadası hakkında görüşlerini Sultan Abdülhamid’e rapor halinde sunar. Imparatorluk sınırları
içinde yer alan Sina Yarımadası’nda, Ingiliz idaresine bağlı, stratejik önemdeki Taba kentinde Osmanlılar’ın varlığı Ingilizleri
çok rahatsız ediyordu. Ingilizler Türk Ordusu’na bölgeyi terk etmesi için ultimatom vermişti. Bu amaçla Ingilizler Akdeniz’deki
donanmalarını Pire’de bir süre bekletti. Sorunun çözümlenmemesi halinde düşünceleri Midilli (Mitilene), Limni (Lemnos),
Gökçeada (Imbros), Semadirek (Samothrace), Taşoz (Thasos), Rodos ve Sakız (Chios) Adaları’nı işgal etmek ve Süveyş
Kanalı’nı Türk kosterlerine kapatmaktı433. Hidiv kuvvetleriyle işbirliği yapan Ingilizler, Taba’yı aldıktan sonra, Osmanlı
Imparatorluğu’nun, Mısır’daki varlığını sonlandırmayı hedefliyordu. Abdülhamid’in talimatıyla, Necip Paşa, Ingiliz Büyükelçisi
Osmanlı-Bulgaristan sınırında gerginlik. The Graphic dergisi, 17 Ekim 1903. Makzume dijital arşivi.

124 125
Sir Nicholas O’Connor’ı ziyaret ederek, kendisinden Ingiliz Hükümeti’nin Sultan’ın hükümranlığına Fehim Paşa’nın dostları bu duruma gerekçe göstererek Sadrazam Said Paşa ile Necip Paşa’nın kumpas kurduklarını iddia
ve fermanlarına itaat etmesini talep edince, Ingiliz Büyükelçisi, kendileri açısından ortada bir sorun etmişlerdi. Habere göre Said Paşa Alman Büyükelçi Von Bieberstein’a yakındı, Necip Paşa’nın kardeşi Selim Paşa’nın kızı ise bir
olmadığını, asıl sorunu çıkartan tarafın Taba’daki mevcut anlaşmaları ihlal eden Osmanlı Devleti Alman subay ile evli olduğundan böyle bir iddia ortaya atılmış ve Abdülhamid’in kulağına ulaşmıştı. Said Paşa’nın Fehim Paşa’yı
olduğunu söyledi434. Görüşmenin özetini Necip Paşa Saray Başkitabeti’ne şöyle bildirdi: uzaklaştırmak istediği bilinse de Necip Paşa hakkındaki iddia ciddiye alınamazdı.

Gizli- Padişah Hazretleri’nin emri üzerine İngiliz Büyükelçisi’yle bu sabah gerçekleştirilen mülakatımda Birkaç ay sonra, bu defa 17 Temmuz 1907’de basın Necip Paşa’nın oturduğu Yeniköy’deki yalının yakınlarında bir bomba
büyükelçi sekiz seneden beri daima Padişah’ın arzuları çerçevesinde hareket etmekte olduklarını, patladığı haberini duyurdu442. Söylentiye göre bomba Necip Paşa’yı hedef almıştı. Olay Ermeni isyancılar ya da Fehim Paşa’dan
bunun Padişah Hazretleri katında dahi bilindiğini ümit etmekte olduğunu ve Akabe meselesinin de kaynaklanıyor olabilirdi. Sultan Abdülhamid’in eski hafiyelerinden Fehim Paşa, Necip Paşa’nın Padişah’a yakınlığından büyük
yine Padişah Hazretleri’nin arzuladıkları şekilde halledilmesi arzusunda ise de, bu konuda iki ay içinde rahatsızlık duyuyor, ona karşı düşmanlık hisleri beslemeye devam ediyordu. Fehim Paşa Meşrutiyet ilanı sonrasında Bursa’dan
gerçekleştirilen çabalarının Padişah tarafından iyi anlaşılamayarak işin zora sokulduğunu ve doğrudan Inegöl’e doğru kaçmak isterken arabası durdurularak öfkeli kalabalık tarafından linç edilmek suretiyle öldürülecekti.
doğruya Suriye Vilayeti’ne bağlı bulunan Akabe hakkında bir diyecekleri yoksa da Padişah fermanı ve
büyük devletlere takdim edilen 8 Nisan tarihli resmî telgrafla, idaresi Mısır Hidivliği’ne devredilen ve BAŞBAKAN CLEMENCEAU VE KRAL EDWARD İLE GİZLİ GÖRÜŞMELER
ekte sunulan haritada gösterilen yerlerde (Taba) hâlen Osmanlı askerlerinin bulunmasının ya bir işgal
amacıyla ya da bir yanlışlık eseri olabileceğini ve devletinden aldığı kesin emir üzerine bu duruma Ermeni yanlısı Fransız Pro-Armenia dergisinin 5 Eylül 1907 tarihli sayısında çıkan
İngiltere Büyükelçisi Sir Nicholas
o’Connor. Makzume dijital arşivi. karşı sessiz kalmasının mümkün olmadığını ve meselenin esasen devleti ile ona tabi olan Mısır arasında
14 Ağustos tarihli “Istanbul’dan gelen Hafiye Seyahatte” başlıklı haberde Saray
hallolacak bir sorun olduğunu ve Padişah Hazretleri’nin Mısır’da sahip olduğu hükümranlık haklarının tarafından gizlice görevlendirilen Nafia ve Ticaret Nezareti Müsteşarı Necip Paşa’nın
sınırını zerrece ihlal düşüncesinde olmadıklarını, ancak idaresi Mısır’a bırakılmış olan yerlerin Osmanlı ailesi ve hassas görevlerde ona refakat eden Nezaret Memuru Basil Aristopoulos
askerlerince sebepsiz yere işgal edilmesinin, İngiltere Hükümeti’nin uluslararası onurunu ihlal eden bir hakaret sayılacağından ile dinlenmek üzere Avrupa’da bir kaplıcaya gideceği yer alıyordu. Ancak gazeteye
meselenin uzatılmamasının daha uygun olacağını beyan etmiştir. Bu meselenin çözümü ve bu yanlışlığın düzeltilerek Padişah’ın göre seyahatin asıl amacı; 1906’da olduğu gibi Marienbad’ta tekrar Ingiliz Kralı VII.
vermiş olduğu fermanın hükümlerinin korunmasının Padişah Hazretleri’nin elinde bulunduğunu da ilave olarak beyan etmiştir. Edward ile buluşup, önceki yıl Ischl’deki görüşmesiyle ilgili kendisinden bilgi almaktı.
Yapılan görüşmede büyükelçinin ifadelerinin sonucuna göre Bâbıâli tarafından Mısır Hidivliği’ne bir telgraf çekilmeyip taraflardan Necip Paşa, aynı seyahatte, Karlsbad Kaplıcaları’nda tedavi gören Fransa Başbakanı
birer veya ikişer memurun olayı incelemek üzere gönderilmesinin tebliğ edilmesi ve gereğinin yapılması yönünde bir yazı kaleme Georges Clemenceau ile görüşmek üzere de görevlendirilmişti443. Gazeteci kökenli olan
alınmasının sonuç vereceği arz olunur. 26 Mart 1906, Kulları Necip Melhame435 Başbakan Clemenceau o tarihlerde Anatole France, Jean Jaures ve Francis de Pressensé
gibi isimlerle birlikte Pro-Armenia dergisinin yayın kurulunda yer alıyordu. Bu yüzden
12 Mayıs akşamı Sabık Sadrazam Ahmet Cevat Paşa436, Necip Melhame ile birlikte Ingiliz Büyükelçisi’ni tekrar ziyaret ederek haberin kaynağı da kendisi olabilirdi.
statukonun tekrar tesis edileceğini ve Osmanlı Ordusu’nun Taba’dan çekileceğini beyan edince gerginlik sona erdi. Ingiliz
basınında çıkan bir habere göre sorun çözümlenmeseydi, ihtilaf II. Abdülhamid tarafından Lahey Mahkemesi’ne ya da büyük Söz konusu toplantılar gerçekleşti ise, Necip Paşa’nın Kral VII. Edward ile masaya yatırmış
güçlerin arabuluculuğuna sunulacaktı437. Ancak, Ingilizler’in baskısı altında kalan Sultan durumun vahimleşmesini istememişti. olacağı konular arasında Sina Yarımadası’ndaki son durum, Ingiltere’nin imtiyazlarla
karşılaştığı sorunlar ve Makedonya’da adli denetim uygulaması görüşülmüş olabilirdi.
Osmanlı Hükümeti’nin bu açıklamasından sonra, sorun Akebe Körfezi ile Akdeniz sahilinde El Arish arasında kararlaştırılacak Fransa Başbakanı Georges Clemenceau. Ingilizler ısrarla peşinde oldukları petrol imtiyazını alamadıkları gibi çıkarlarının
Makzume dijital arşivi. bulunduğu rıhtım şirketinde de
demarkasyon çizgisinin (sınır hattının) belirlenmesine kalmıştı. Sultan II. Abdülhamid için bu aşamada önemli olan,
tamamlanmakta olan Hicaz Demiryolu projesi kapsamında Süveyş ile Akebe arasındaki demiryolu parkurunun yapılmasıydı. güçlüklerle karşılaşıyorlardı444.
Bağlantının gerçekleşmesi halinde Mısırlılar’ın Hacca gitmesi kolaylaşacaktı.
Sultan II. Abdülhamid’in Paris Büyükelçisi Münir Paşa’nın Clemenceau ile
BAŞ HAFİYE FEHİM PAŞA, PATLAYAN BOMBALAR VE NECİP MELHAME PAŞA tanışıklıklığını bilmesine rağmen Münir Paşa’ya güvenmediği için böyle
bir görevi Necip Melhame Paşa’dan istediği anlaşılıyor. Sultan’ın şiddetli
1906 yılının ortalarında Sultan II. Abdülhamid’in Yaveri ve Baş Hafiyesi Fehim Paşa, muhaliflerinden olan Clemenceau II. Abdülhamid hakkında “Le Sultan
bir akşam Cercle d’Orient binası önünde yürürken, uzağında olmayan bir noktada Rouge” (Kızıl Sultan) tabirini kullanan kişiydi. Günün birinde Osmanlı
bomba patlaması duyuldu. Sonradan, patlamanın arkasında Fehim Paşa’nın olduğu Paris Büyükelçiliği’nde verilen bir davette Clemenceau “Ben kızıl sultanın
anlaşıldı. Kasım ayında, bu defa Fehim Paşa Pangaltı semtinden geçerken yeni büyükelçisine değil, Münir Paşa’nın kendisine geldim” demişti ancak kendisine
bir bomba haberi geldi. Fehim Paşa’ya bir şey olmamıştı ancak patlamada birçok yapılan sözde iltifatı Münir Paşa Sultan’dan saklamıştı445.
kişi yaralanmış, önemli maddi hasar oluşmuştu. Fehim Paşa olayı sanki kendisine
karşı yapılan bir suikast girişimi olarak inandırmaya çalışmıştı438. Olay incelemesi Ermeni destekçisi olarak tanınan Başbakan Clemenceau ile görüşülen
Necip Melhame Paşa başkanlığında, Askerî Okullar Başmüfettişi Ismail Paşa, başlıklarda muhtemelen Yıldız Suikastı soruşturmasıyla ilgili bazı hususların
Tümen Komutanı Şakir Paşa, Beyoğlu Mutassarıfı Hamdi Bey ve Istinaf Mahkemesi açıklığa kavuşturulması, imparatorlukta Ermeni vatandaşların durumu
Başsavcısı Necmettin Bey’in bulunduğu bir komisyon tarafından yürütüldü. Yapılan ve Makedonya’da adli denetim projesi olduğu düşünülebilir. Seyahatin
inceleme sonunda tutulan zabıtada Fehim Paşa’nın bombayı kendisi attırdığına dair başlıca amacı, şüphesiz, Sultan II. Abdülhamid’in barışçıl mesajlarını Necip
karar verildi439 Melhame’nin iki lidere sunması, bu iki ülke arasında diyalogu arttırmak ve
Osmanlı Devleti’nin bulunduğu zor dönemde destek arayışı idi.
8 Mart 1907’de yabancı basın440 Fehim Paşa’nın Istanbul’dan sürülüş haberini
veriyordu. Başta Alman Büyükelçisi Marshall von Bieberstein ve Ingiliz Büyükelçisi ***
Nicholas O’Conor’un Saray’a yaptıkları ısrarlı baskılar sonucunda Padişah, Fehim Necip Melhame 1908 yılı başlarında nezaretteki görevinden istifa etmiş fakat
Paşa’yı görevinden uzaklaştırmak zorunda kalmıştı. Bieberstein, Fehim Paşa için Sultan’ın güvenliğinden sorumlu kişi olmayı sürdürmüştür. Diğer yandan
kendisine eşkıya ve dile düşmüş bir katil tanımlaması yapmıştı. 16 Şubat 1907’de Padişah’ın özel görevlendirilmelerinde yer almaya devam etti. II. Meşrutiyet
Paşa “Bengazi” şilebi ile Anadolu’ya sürgüne gönderildi ve Bursa’ya yerleşti441. Fehim Paşa, Salt Araştırma Arşivi İstanbul. ilanından yedi ay önce, sağlık sorunlarından dolayı Saray’daki görevinden İngiltere Kralı VII. Edward Makzume dijital arşivi.

126 127
istifa ederek eşiyle birlikte Paris’te Avenue Henri Martin’de bir konağa yerleşti. Bu
sırada Sultan II. Abdülhamid Istanbul’a dönmesi ve görevine devam etmesi için ısrar
etmesine rağmen, Paris’te kalmayı tercih ederek orada dinlenmeyi sürdürdü446.

Paris’te diplomatik çevreyle temaslarını sürdürdü ve orada davetlere katıldığı gibi


Aralık 1908 tarihinde Ritz Oteli’nde misafirlerini ağırlama fırsatı buldu. Davete,
Paris’te müşteşarlık görevinde iken arası bozuk olan Osmanlı Büyükelçisi Münir Paşa,
Norveç Ortaelçisi ve eşi Wedel-Jarlsberg Baronu, Metternich Prens ve Prensesi, Ghika
Prens ve Prensesi, Villajeva Markisi ve Markizi, La Ferté-Meun Markisi ve Markizi,
Düşes Grazioli, Santa-Cruz Markisi, Albe Dükü, Kont Nemes-Hidweg, Marki Capelli,
Sedano Kontu, Kont Schoenburg, Kont Fesletics, M. A. Sursock ve diğer misafirler
katıldılar447. Nisan 1908’de ağabeyi Filip Melhame’nin ani ölüm haberi ve Istanbul’a
dönmedikçe cenazesinin defnine izin verilmeyeceği ihtarı karşısında, Istanbul’a
dönmek zorunda kaldı.

II. MEŞRUTİYET İLANI SONRASI SIKINTILI YILLAR

II. Meşrutiyet sonrası yeni hükümet tarafından yolsuzluk ve özellikle Yıldız suikast
girişimi soruşturması ile ilgili Ermeni kesimlerden ulaşan işkence çektirdiği
iddialarından dolayı Necip Paşa zamanının tamamını hakkında açılan davalarla
uğraşarak geçirdi ve bir yıl kadar da tutuklu kaldı. 2 Mart 1909 tarihinde bir
Amerikan gazetesi Necip Paşa için şunları yazdı: “Istanbul’da herkes onun dürüst
Necip Melhame Paris’te. Le Temps Paris, 3 Mart ve parasız olduğunu biliyor, isteseydi görevli olduğu nezarette milyonları zimmetine
1911 (gallica.bnf.fr). geçirebilirdi”448. 10 Mart 1909’da, dış basında, Lübnan asıllı ünlü Fransız gazeteci
Şükrü Ganem, yazdığı makalede Necip Paşa’nın durumunun Jön Türk Hükümeti Şükrü Ganem’in Raad ailesi yakını Girardi ailesine ithaf ettiği Antar isimli kitabı. Ganem kitabını Halep'te oturan Amédée Girardi (görseldeki) ve eşi
tarafından provoke edildiğini, Ferit Paşa, Adalet Nazırı ve diğer üst düzey sorumlular dururken Necip Paşa’nın tek başına Makzume koleksiyonu. Aimée'ye ithaf ediyor. Makzume koleksiyonu.
suçlanıp kendisine hakaret edilmesine ve kötü muameleye uğramasına anlam veremediğini yazmıştı. Ganem, Necip’e haksız
olarak eski rejimin baş sorumlusu olarak bakıldığını, sorumlu olmadığı olaylardan suçlandığını, Jön Türkler’in söz verdikleri
MECLİS-İ MEBUSAN BAŞKANLIĞI’NA NECİP MELHAME PAŞA’NIN SUNDUĞU LAYİHA
adil yargılamanın çok uzağında kaldığını söylüyordu449. 8 Mart 1909’da yabancı basında işkence iddialarından suçlanan Necip
Paşa’nın, Arap partizanları ile Ermeni gruplar arasında çıkan kavgada çok sayıda kişinin yaralandığı haberine yer veriliyor.
7 Mart 1909’daki bu celsede mahkeme salonu iki tarafın Tutukluluğunun devam ettiği 14 Şubat 1909’da Necip Melhame, bu defa son kapı olarak, yeni faaliyete giren Meclis-i Mebusan
katılımcıları ile tıka basa doluydu450. Başkanlığı’nın kapısını çaldı. 8 Şubat 1909 tarihli, mağduriyeti ve suçsuzluğu hakkındaki açıklamalarının yer aldığı, kitapçık
halindeki layihasını sunuyoruz:
15 Kasım 1908’de henüz tutuklu olan Necip Melhame
Sadrazam Kâmil Paşa’ya mağduriyetini telgrafla şu şekilde Mebus Efendilere
açıklıyor451:
Sadaret Makamı’ndan başkanlığınıza 30 Aralık 1908 tarihinde tutuklular hakkında gönderilen yazının gazetelerde
Şahsi mağduriyetimin bütün dünya tarafından bilindiğini yayınlanmış nüshasında ismimi de görmüş ve söz konusu yazıda adli makamlar tarafından hakkımda bir inceleme yapılmakta
vicdanınızın da kabul etmekte olduğundan şüphem yok. olduğu ve Meşrutiyet’in başında kamuoyunun galeyanda bulunduğu sıralarda hayatımı korumak için, halk tarafından alınıp
Tutuklanmam için ileri sürülen bahane yine Allah’ın önce Zaptiye ve daha sonra Harbiye Nezareti’ne teslim edilmiş olanlar arasında bulunduğum kaydedilmiş ise de öncelikle
yardımıyla temyiz mahkemesinde savcının haksız yere tutuklanış biçimim hakkında yazılanların hakikatini arz etmek isterim. Şöyle ki;
ve yetkisizce aldığı karar vicdanları pes ettirdiği halde Hürriyetin ilanının ardından birçok kimseye ahali tarafından hücum edildiği halde bana Allah’a şükür hiçbir taraftan zerrece
hâlen hapiste bulunuyorum. Bugün adliyeye yaptığım bir saldırı olmamıştır. Aksine elli altmış bin kişilik büyük bir kafile Mabeyn’e geldikleri zaman, ben meydana çıkararak kendileriyle
müracaatım, zerre kadar adliyelik bir işim olmadığı ne istedikleri hakkında son derece samimi bir görüşme yapmış ve bana karşı çok büyük bir muhabbet ve teveccüh ortaya konulmuş
cevabıyla reddedilmiştir. İttihat ve Terakki Cemiyeti ve takdirlerini dahi kazanmıştım. Hatta 11 Ağustos 1908 tarihine kadar mukaddes vatanıma, muhterem Osmanlı Milleti’ne karşı bir
yetkilileri mağduriyetimde pay sahibi olmadığını namusları kusur ve hatam olmadığı gibi kamuoyundan aleyhimde kesinlikle en küçük bir düşmanlık da görmedim. Ancak gazete muhabirleri
üzerine yemin etmektedirler. Bu devletin ve milletin küçük menfaatler elde etmek için firar edebileceğime dair yayın yaptı. Bir başkası da Avusturya Büyükelçiliği’ne sığınacağıma dair
başvekilisiniz. Kanunların korunmasını ve devamlılığını bir haber yayınladı. Bunun üzerine milletin adaletine güvenerek kendi arzu ve rızamla Harbiye Nezareti’ne gittim.
sağlamayı üstlenmiş bulunuyorsunuz. Adalet ve hürriyet Meşrutiyet’in devamı ve milletin hâkimiyetinin tesisi ve sağlamlaşması, Anayasa’nın hükümlerine göre adalet ve eşitliğin
telakkisi böyle ise Allah hepimizi korusun. Bir sadık vatandaş temini hususunda otuz milyon nüfus tarafından emniyet ve güvenle seçilmiş olduğunuzu her dakika hatırda tutmanız gerekir.
yabancı sefaretlere mi yoksa meşru Hükümet’in yetkililerine Dirayet ve hamiyetinize teslim edilmiş olan milli düşüncenin savunulmasını hususunda yemin ederek vekil sıfatıyla bu yüce meclisin
mi müracaat eder? İnsaf ediniz. Bu gibi haksızlık ve çatısı altında toplanmış bulunuyorsunuz. Bu konudaki kararlılığınızı medeni dünyaya ilan ve taahhüt ettiniz. Bundan dolayı
mağduriyetlere artık bir son veriniz. Cevabınızı sabırla benim gibi bu mukaddes vatanın ve muhterem Osmanlı Milleti’nin ferdi ve evladı olmakla övünen biri olarak anayasaya ve diğer
beklemekte olduğumu arz ederim. Necip Melhame. kanunların hükümlerine aykırı olarak gasp edilmiş olan hukuk ve hürriyetimin iadesini ve buna sebep olanların ortaya çıkarılarak
Necip Melhame Paşa’nın meclise sunduğu lahiyanın ön kapağı. haklarında kanuni işlem yapılmasını talep ederim.
Makzume koleksiyonu.

128 129
Şu hürriyet ve adalet devrinde hâlâ milliyet fikriyle ve kinle Bulgaristan Prensliği’nin benim memuriyetimden önce fenerlerin imtiyazının şirket lehine uzatılmasını bahane ederek
sorgulanmadan tutuklandığımdan ve yargısız bir şekilde kanlı katillere Bulgaristan ve Şarkî Rumeli’nin Karadeniz sahillerinde bulunan fenerlere el koyduğu malumdur. Bununla da kalmayan Prenslik
mahsus hapishaneye atıldığımdan bahisle ispatlanmış bir suç gibi idarecileri Osmanlı Devleti’ne mensup memurları kovmaya kalkışmış ve Bâbıâli’nin girişimlerine rağmen düşüncelerinden
görülerek, hâlen devam eden kanunsuzluğun ortadan kaldırılması talebiyle vazgeçirilememiş iken oraya varışım ve işe başlamamdan bir müddet sonra Allah’ın izniyle Bulgarlar’ın haklı olmayan
Sadaret Makamı’na ve Adliye Nezareti’ne ve diğer pek çok makama takdim teşebbüsleri bertaraf edilerek fenerler Merkezî Osmanlı yönetiminin memurlarında bırakılmıştır. Ayrıca şirket tarafından zarar
ettiğim dilekçelerimin hiçbirinden sonuç elde edemedim. Hayatıma suikast adıyla talep edilen beş yüz bin lira da reddedilmiştir. Buna dair gerek Mabeyn Başkitabeti’nden gerek Bâbıâli’den takdiri ve
edercesine atılmış olduğum hapishaneden kurtuluşum için Osmanlı Padişah’ın memnuniyetini bildiren evrak elimdedir. Merhum Komiser Niyazi Bey zamanında el konulmuş olan Belver ve Vakarel
Milleti adına şahsi ve kamu hukukunun korunmasıyla yükümlü olan yüce hattının kira bedeli yalnız memuriyetim sırasında tahsil edilebilmiş ve bu tahsilattan sonra da günümüze kadar hiçbir para
meclisimize seslenmeye mecbur oldum. Daha iyi anlaşılabilmesi için size alınamamıştır. Bu ise Maliye ve Nafia Nezaretleri kayıtlarında mevcuttur.
hayat hikayemden de biraz bahsetmeyi gerekli görmekteyim. Bulgaristan’da Müslüman ticarethaneleri diğer nüfusa uygulandığı gibi Pazar günleri kapalı tutulmaktaydı. Bu karar benden
önceki komiserin döneminde Sobranya’da [Bulgar meclisi] alınmıştı. Bu uygulamanın iptalini temin ettiğim gibi Müslüman cemaatin,
a)Paris’teki görevi hakkında mezhep ve millî hususlardaki haklarının iade edilmesi konusunda da şunları yaptım: Bölgedeki İslam evliyasından Bâli Efendi gibi
daha nice türbe ve dergâhlarının mahalli idareler tarafından el konularak kiliselere verilmesi hakkında çalışmaları boşa çıkardım.
Yüzyılın başlarında Tunus’ta imtiyaz sahibi ve yazarı bulunduğum, Ayrıca bunların kurtarılması ve mükemmel şekilde tamir edilmesine muvaffak oldum. Müftülerin doğrudan doğruya Osmanlı meşihati
senelerce yayınladığım “El-Basira” “el-Cami'atü’l-Osmaniye” isimli tarafından tayinini ve Müslüman okulları için Bulgaristan bütçesine yıllık yüz elli bin frank ilavesini sağladım. Memuriyetimin başında
gazete vasıtasıyla Osmanlı Devleti’nin ve hilafet makamına hizmetlerim sekiz dokuz kişiden ibaret olan Müslüman mebusların on altı kişiye çıkarılmasına ve Bulgaristan ve Şarkî Rumeli’deki okul, zaviye
takdir edildiğinden İstanbul’a davet edilerek devlet hizmetine girdim. İlk ve tekkeler ile camilerin imarına gayret gösterdim. Ulemanın refahlarının temini ile bütün Müslüman öğrencilerin eğitimlerinde
memuriyetim Paris Büyükelçiliği Müsteşarlığı idi. İki seneye yakın devam teşvik için birtakım kıymetli hediyeler dağıtılmasını, ders programlarında Osmanlı ve İslam ilimlerinin artırılmasını temin ettim. Bu
eden bu görevimde Osmanlı Devleti’nin hukukunu korumak için Paris’e iltica konularda başarılarımı övünçle zikrederim. Her sene Bulgaristan ve Şarkî Rumeli’deki Müslüman öğrencilerden beşinin Mekteb-i
eden münevverlere ve Osmanlı vatandaşı öğrencilere ne tür muamelede Sultanî’ye kabulleri ile ilgili uygulamanın hâlen devam ediyor olması da özel çabalarımın bir sonucudur.
bulunduğumu ayrıca beyana ve ispata gerek yoktur. Şahitlik için hâlen Yine Bulgaristan Prensliği’nin sınırında bulunan Sarıtaş ve Kilise gibi önemli askerî mevkilerin Bulgarlar’dan
İstanbul Mebusu bulunan Ahmet Nesîmi, Selanik Mebusu Rahmi ve İkdam kurtarılmasını temin ettiğim gibi ve Karacaali sınırında bulunan bazı askerî noktalara tecavüz edilmiş iken, hiçbir siyasi
Gazetesi Başyazarı Ali Kemal ve Şûrâ-yı Devlet üyelerinden Ahmet Reşit ve probleme meydan verilmeksizin bu tecavüzleri önledim. Yine Bulgar Prensliği tarafından dikilmeye başlanan telgraf direkleriyle
Bir yıl hapis cezası alan Necip Melhame. Salt Araştırma Arşivi
Doktor Nureddin ve Doktor Şerafettin Mağmumi ve Osmanlı yazarlardan inşa edilen bazı karakolların kaldırılmasını sağladım. Gerek Mabeyn gerek Bâbıâli tarafından aldığım tebrikler incelendiğinde
İstanbul. Hasan Fehmi ve Ahrar’dan Mahmut Atâ ve Said ve Ali Galip ve Mehmet devlet ve Osmanlı milleti uğrunda ortaya konulan hizmetlerimin çokluğu ve çeşitliliği güneş gibi ortaya çıkacaktır. Söz konusu
Emin ve Tunalı Hilmi ve Hüsnü ve diğer Ali Galip, Nakilyan Paşazâde ve yazışmalara ilerleyen zamanlarda yayınlayacağım hatıralarımda da yer vereceğim.
Ömer Lütfi ve Mustafa Ragıp ve Necati ve Şerif Kazım ve Şûrâ-yı Devlet Gerek Paris’te gerek Bulgaristan’da ve Avrupa’da bulunduğum müddetçe devlet ve vatan uğrunda yapmış olduğum
üyelerinden Reşit Beyler’le görevim boyunca Paris’te bulunan diğer bütün vatandaşlarımı şahitliğe davet ederim. Kendilerine en hizmetlerimde bir kusur varsa veya milletin ve Ahrarcılar’ın fertlerinden orada bulunan vatandaş kardaşlarıma kötü bir
küçük bir yardımda bulunmuş isem onu değil belki zerre kadar zararım dokunmuş ise onu söylemeleri[ni] talep ederim. muamelede bulunmuş olduğum bir fert tarafından iddia ediliyorsa beyan edilsin.
Hatta daha sonra İstanbul’a döndüğümde Ahrar Fırkası’nın452 takip edildiği en dehşetli zamanlarda bile yine kendileri ve Bulgaristan Emâreti’nin bağımsızlık düşüncesiyle göz diktiği vilayât-ı selase hakkındaki emellerini gerçekleştirmek için
diğer arkadaşlarına memuriyete girme ve tahsil arzusunda bulunanlara yardım ettim. İftira ve takibe uğrayanlara ne şekilde kurduğu ihtilal çetelerine karşı kayıtsızlık ile bakılmadığı Emârete verilen şifahi notalar ve resmî yazılarla sabittir.
davranmaları gerektiğini bildirdim. Bu dönemde Paris kendisine sığınan Osmanlı Ahrarcıları için güvenli bir liman, bir toplanma Bulgaristan’daki görev sürem boyunca Bâbıâli’ye gönderdiğim kayıtlı yüz otuz beş rapor ve resmî yazım bulunmaktadır.
ve faaliyet yeriydi. O günlerde ben de bu güvenli limandan yararlanabilir ve memuriyetimi uzatabilirdim. Ancak Büyükelçi Münir Bunlar arasında on beş adedi prensliğin nüfuzunu ne şekilde genişletmeye çalıştığına dairdir. Maarif ve Dâhiliye bütçelerinden
Bey ile uyum sağlayamıyordum. Kendisi Mabeyn ile Hariciye Nezareti’ne yazmış olduğu yazılar ve çevirdiği dolaplar vasıtasıyla Vilâyât-ı Selâse’de okullar açılması
müsteşarlığımın o vakit Fransa Dışişleri Bakanlığı'nda bulunan Mösyö Hanoteaux tarafından kabul görmediği bahanesiyle beni ve öğretmen tayinine ait komiteler
şikâyet etmişti. kurulmasına izin verilmesi ve yardım
Hâlbuki Meclis-i Mebusân heyetince de bilindiği üzere bir hükümet veya bir devletin kabul ya da red hakkı ancak işbaşında maksadıyla büyük paralar harcamış
bulunan büyükelçi ve başkonsoloslar haklarında geçerli olup müsteşar, başkâtip gibi diğer memurlar hakkında itiraza yetkili olan Bulgaristan Prensliği’nin mali
olmadıkları devletler arası anlaşmalar gereğidir. Hatta şunu da ilave edebilirim ki; Fransa eski Cumhurbaşkanı ve o vakit ayan zayıflığına rağmen bu gibi milyonlarca
reisi olan Mösyö Emil Loubet453 Hazretleri tarafından Mösyö Hanotaux’ya özel olarak sorduğu soruda duyduğumuza göre “Necip ödenek tahsisinin hangi amaçla olduğu
Efendi’yi neden kabul etmiyorsunuz?” demesine cevaben kendisinin bu konuda kesinlikle itiraz etmediğini, “kendi büyükelçileri açıkça beyan edilmiştir. Raporların diğer
Münir Bey istemiyor ve hatta tayinine dair hiçbir resmî yazışmada bulunmadı” demiştir. bir kısmı Şarkî Rumeli’nin topraklarına
İşte Münir Beyefendi’nin bu konuda takip edegeldiği siyasetine ek olarak Padişah Hazretleri’ne taktim ettiği arizada katılması ve Bulgaristan’ın istiklali için ne
Jön Türkler’in Paris ve Avrupa’da faaliyetlerinin artmasını, bir Suriyeli’nin yani bendenizin büyükelçilik müsteşarlığında şekilde gayret edilmekte olduğunu ve hatta
bulundurulmama bağlamıştır. Münir Beyefendi Paris’ten gönderildiğim takdirde bir hafta içinde Ahmed Rıza da dâhil Jön Türkler’in “Yan Şerufda” Bulgar eski Kapı Kedhüdası
hepsini bir vagona bindirip İstanbul’a göndereceğinden bahsediyor. Bu konudaki fikirlerini Padişah’a takdim ettiği, üzerinde imza Mösyö Markof’un nutkunda Bulgaristan
ve mührü de olan bir senet vasıtasıyla açıkça beyan etmiştir. Paris’teki görevimden istifa etmemin sebebi bundan ibarettir ve daha Prensi’nin yakında Kral ve Allah korusun
sonra Şûrâ-yı Devlet Mülkiye Dairesi’ne üye olarak tayin edildim. Bir müddet sonra Bulgaristan Komiserliği’ne tayin edildiğimden Makedonya İmparator ve Çarı olarak
orada beş seneye yakın devam eden memuriyetim esnasında başardığım hizmetleri de özetle beyan ederim, şöyle ki; göreceğini bildiren saçmalamasını Bulgar
Telgraf Acentesi yayınlar yayınlamaz
b)Sofya’da görevli iken emarete hemen nota ile protesto ederek
bu konudaki yayınların sırf Mösyö
Sekiz veya on sene devam eden Şarkî Rumeli’nin vergi borcunun bir kısmı nakit olarak ve diğer kısmına karşılık olarak da, Markof’un kendi fikir ve şahsi hezeyanı
belirli sürelerle üç vadeli Prenslik454 hazinesinden poliçe alınmıştır. Bu başarım Düyun-u Umumiye İdare Meclisi’nden verilip Bâbıâli olup önemi olmadığını gerek Bulgar
vasıtasıyla tebliğ edilen teşekkürname ile sabittir. Bu tebrikname elimdedir ayrıca kayıtları ilgili dairelerde bulunmaktadır. basını gerek Avrupa basınına emaretin Necip Melhame Bulgar Bakan Stoyan Daneff ile görüşürken. Melhame aile arşivi.

130 131
hariciye müdürlüğünden telgraf acentesi vasıtasıyla resmî olarak yalanlamaya zorlanmıştır. Şunu da ilaveten belirtmeliyim ki, Bu komisyonun üyeleri arasında eski Temyiz Başsavcısı Cemalettin, eski İstinaf Savcısı Necmettin, Başlangıç Mahkemesi
Selanik olayları ve Üsküp demiryolunu ve köprülerini havaya uçuracakları ve bunun gibi tertipler hakkında bir buçuk sene önce Savcı Muavini Ethem Beyler ile soruşturma heyetinden hâlen başlangıç mahkemesi savcılığında bulunan Sadrettin, sorgu
Bâbıâli’ye bilgi verilmiştir. Yukarıda beyan etmiş olduğum yazışmalar arasında bu söylediğim konular da mevcuttur. Eyâlât-ı hakimlerinden Ali Rıza, İhsan Şevket, Şevki, Süreyya, Nihat, Esat, Memduh Beyler bulunduğu gibi Şûrâ-yı Devlet üyelerinden
Mümtâze kaleminde olan bu yazılarımın her biri benim için bir iftihar nişanı ve sadakatimin delili sayılır. Nazif ve Rüknettin Beyler bulunuyordu.
Meşrutiyet’in ortaya çıkarttığı ortamda bunların yayınlanmasında bir sakınca olmadığını düşünüyorum. Aksine Meclis-i Soruşturmanın işleyiş şeklinin Osmanlı hukuk sisteminin parlak bir numunesi olduğu başkentte bulunan yabancı
Mebusan üyesi vekillerimiz için büyük bir faydası olacağından Bâbıâli’den talep edilmesi gerektiğine inanıyorum. Bulgaristan’dan büyükelçileri ve Avrupa’nın en önemli basın organlarından olan Times ve Standart ve Vilmal Gazette ve Daily Mail ve Daily
ayrılmamın sebeplerini ise ileride yayınlayacağım hatıratımda bazı resmî belgeler arasında istifamın kopyasının da bulunacağını Chronicle da zikredilmiştir. Ayrıca Amerika, Fransa, Almanya ve Avusturya’nın New York Herald ve Herald Matin ve Petit
ve Osmanlı tarihinin önemli vesikaları arasında yer alacağını beyan etmeye gerek yoktur455. İstifamın geriye alınması emeliyle Journal, Akodo? (Actualités de) Paris, Tan, Noye Freye Presse, Gazeta de Coloyen, Courrier Diplomatique, Taglat Lokal Anjeruzer,
maaşım yirmi iki bin kuruşa yükseltildiğinden başka, aylık iki yüz lira tahsisat verilmesi Padişah Hazretleri tarafından emredilmiş Frankfurt gibi ileri gelen gazeteleri dahi takdir etmişlerdir. Komisyona Padişah’ın emri ile havale edilen bin sekiz yüz elli üç ihbar
olduğu halde istifamda ısrar ederek görevi bırakmıştım. Kısacası Bulgaristan’daki memuriyetim sırasında Osmanlı Hükümet ve ve rapordan başka büyükelçilik, valilik ve mutasarrıflıklardan gelen yüzlerce telgraf incelenmiş ve muhtelif milletlere mensup
saltanatının şan ve şerefine layık şekilde komiserlik makamının haysiyet ve onurunu korudum. binlerce zanlı sorgulanmıştır. Bu zanlıların her birine nezaket ve insani muamelede kusur edilmemiş ve suçsuz olan binlerce
şahıs hemen tahliye edilmiştir. Olayın failleri Allah’ın hikmeti ve yapılan araştırmaların sonucu yakalanarak tutuklanmış ve
c)Nafia Nezareti Müşteşarı iken pek çoğunun yakalanmalarına sebep olacak evrakların incelenmesiyle sakladıkları yerlerde suç aletleri ve bombalar bulunarak
ortaya çıkarılmıştır. Bunların hepsi, inkâr etme imkânları kalmadığını görünce suçlarını itiraf etmişlerdir.
Üç ay maaşsız kaldıktan sonra bana sadece on bin kuruş maaş ödenirken, şimdi azledilmişlere bile elli bin kuruş maaş ödenmesi Sevk edildikleri cinayet mahkemesinde sekiz on gün devam eden açık yargılanmaları binlerce dinleyici ve yabancı
sadakat ve vatanperverliğime büyük bir delildir. Üç ay sonra söz konusu maaşla Nafia Nezareti Müsteşarlığı’na tayin edildim. Altı elçilik baş tercümanları ve yabancı basının en önemli gazete muhabirleri hazır oldukları halde yapılmıştır. Açık yargılamadaki
sene devam eden görevim esnasında Osmanlı Devleti’nin ve Hükümeti’nin haklarını ve onurunu korumak hususunda gerek yol amacımız; hepimizi mahvetmekle İstanbul’un çeşitli yerlerinde bulunan yabancı elçilikler ile kamu binaları ve maliye binalarını
inşaatları gerek ihale ve vergi tahsili ve ticaretin ıslahı için defalarca raporlar yazmışsam da maalesef uygulamaya konulmamıştır456. havaya uçurmaya ve kısaca İstanbul’u alt üst etmek ve doksan dört, doksan altı olaylarının intikamını almak ve emniyeti ihlal
Şirketlerle yapılan sözleşmelerin hiçbirinde düzen yoktu. Eskiden verilmiş bazı imtiyazlarda sözleşme ve şartnamelere uygun hareket ederek yabancı müdahalesini davet etmek olduğunu bazı gazetelerimizle de ilan ettiğimiz gibi yabancı elçilere de bu konunun
edilmediği için kamu hakkını ihlal eden şirketlerle de uğraştım ve bu hususa ait birkaç yazım Şûrâ-yı Devlet’te mevcuttur. Nazır gibi ihtar edildiği cesaretle söylenmiştir.
doğrudan iş yapmaya yetkili olmadığım için müsteşarlığa ait kanuni ve vicdani görevlerimi yerine getirdim. Binlerce vatandaş sorguya alınmış iken yalnız suçlarını itiraf etmiş olan on kişi mahkemeye sevk edilmiştir. Her ne kadar
birçok kişinin bu cemiyete dâhil oldukları ortaya çıkmışsa da yine insaniyet ve adalet namına tahliye edilip kendilerine yardımda
bulunulmuştur. Bunlar arasında örnek olarak birkaç şahsı verelim: Avusturya Hastanesi kapıcısı A. Ekle’nin kızı Mari kırk kilo
kadar dinamit taşıdığını ve hastanenin üçüncü katında müdüre ait kitap diyerek bunları sakladığını itiraf etmişken mahkemeye
sevk edilmemiş ve Padişah Hazretleri’nin merhametiyle tahliye edilmiştir.
Yine bu türden olmak üzere Arakil’in damadı olan eczacı, olaya dâhil olduğunu itiraf ettiği halde yine salıverilmiştir.
Olayın önde gelen faillerinden olan Karabet takma adlı Vahan ve nişanlısı Mari yirmi üç bomba taşıyıp evinde sakladığını ve
hastaneye melanit paketlerini getirip Arakil’e teslim ettiğini itiraf ettiği halde yine Padişah’ın merhametiyle serbest bırakılmıştır.
Olayın tertipleyicilerinden ve bomba provası sırasında telef olan Cenderya’nın nişanlısı Portakaloğlu’nun kızı Matmazel
Mari komitenin birçok evrakını tercüme ettiğini ve bazı silah, dinamit ve bombaları yanına aldığını ve propaganda yaptığını
itiraf etmesine rağmen yine Padişah’ın isteği ile serbest bırakılmıştır.
Adı geçen Cenderya’nın babası da birçok yardım yaptığını itiraf etmişken oğlunun durumu dikkate alınarak Padişah’ın
emri ile serbest bırakılmıştır.
Tıp Fakültesi öğrencilerinden Karakin’in kız kardeşi ve babası pek çok konuyu itiraf ettikleri halde bunlar da tahliye
edilmişlerdir.
Asapan ailesi mensupları ve öğretmen Bedros ile diğer iki arkadaşı Asapa’nın kız kardeşinin ricası üzerine affedilerek
salıverilmişlerdir.
Takmaciyan ve Ohannes Kirkor Efendi yine cemiyet üyelerine cemiyet adına yardımda bulundukları ve para topladıkları
sabit iken tahliye edilmişlerdir.
Kulüp Doryan (Club d’Orient) hademelerinden Manuk’un dört arkadaşı bomba sakladıkları ve dinamit naklettiklerini
itiraf etmiş, Fransız tercüman ve kulübün müdürüyle birçok kişi huzurunda yapılan aramalarda bombalar çıkarıldığı ve kendi
elleriyle sakladıkları itiraf olunduğu halde yine Padişah tarafından affedilmişlerdir.
Necip Melhame 1905 yılında İstanbul’u ziyaret eden Maruni Patriği Hoyek ile. Melhame aile arşivi. İtibarlı kişiler kısmına gelince İstanbul Mebusu Kirkor Zehrab Efendi, Aram Bey, Köçeoğluzâde Avukat Kasbar ve kardeşi
Civan, Artin Paşazâde Dikran Bey, Leon Papasyan Efendi, Sarraf oğlu Ohannes Efendi ve gümrük memurlarından Leon Efendi,
d)Yıldız Suikastı olayında komiserlik görevi tüccar Ermenak Efendi, Nafia memurlarından Kirkor Efendi, Van tüccarlarından Karabet Efendi, Nabalyan ve daha birçok kişi,
aleyhlerinde delil bulunduğu ve kimisi de cemiyete hizmet ettiğini itiraf ettikleri halde bir kısmı ise suçsuz olmalarına rağmen,
Şu on dört senelik memuriyetim esnasında ortaya koyduğum hizmetlerim resmen bilindiği halde hürriyetin ilanı ve daha kötü niyetle haklarında yapılan ihbarlar ve yalancı şahitler de bulunduğu halde, yapılan araştırmalar sonucunda yirmi dört saat
doğrusu biraderim Selim Paşa’nın İtalya’ya gidişinden sonra hakkımda yapılan muamele, bir iki kötü niyetli menfaatperest zarfında salıverilmişlerdir.
tarafından ileri sürülen Ermeni vatandaşlarımıza kötü muamele edilmiş olduğu düşüncesinden ileri gelmiştir. Bu da Yıldız Şimdi şu anlatılan şahıslara yapılan iyi muameleden dolayı kendilerinden ve bazısının ailelerinden aldığım teşekkür
Sarayı’nda gerçekleştirilen bomba sorgulamalarına ve mabeyn’de kurulan özel komisyonun bazı karar ve faaliyetlerinden mektupları hâlen elimde olduğu gibi daha ötesi kendi vicdanlarına da sorarım.
kaynaklanmış olduğundan izaha muhtaç bir konudur. Şöyle ki; Beyan ettiğim şahıslar haklarında arkadaşlarımla beraber sırf insanlık adına Allah rızası için her tehlikeyi göze alarak
21 Temmuz 1905 tarihinde Padişah Hazretleri’nin Yıldız civarında Cuma namazından dönüşleri sırasında büyük bir bu şahıslar hakkında Padişah’ın merhametinin sağlanmasına çalışılmıştır. Diğer kısımdaki şahıslara gelince insanlık ve adalet
patlama meydana gelmiş, yüz elli üç şahsın ölüm ve yaralanmasına ve beş yüz seksen kişinin de dul ve yetim kalmasına sebep adına haklarında en güzel muamele yapılmıştır.
olmuştur. Bu patlamanın sebep ve faillerinin araştırılması için Padişah Hazretleri’nin emriyle ve Adliye Nazırı tarafından seçilen Bir daha örnek olarak beyan ederim ki; bazı Ermeni menfaatperestleri menfaat elde etmek ve intikam almak maksadıyla
on sekiz kişiden oluşan bir komisyon kuruldu. Bu heyetin sorumluluğunun bana verilmesi Padişah tarafından emredilmişti. birtakım ihbarlar tertip edip, güya İzmit’te bulunan bazı tüccar ve esnaftan oluşan kırk yedi şahsın dinamit ve bomba ile asayişi

132 133
ihlal edeceğini ve bununla ilgileri oldukları beyan ve komiteye para topladıklarını Padişah’a arz edilince Padişah’ın emri ile hepsi konsolosluk tercümanları hazır bulunduğu halde odası aranmış, gerçekten de bu cemiyete ait evrak ve bazı yazışmaların bulunması
gözaltına alınarak özel bir vapurla İstanbul’a getirilmiş iseler de, yirmi dört saat içinde ihbarların gerçeği yansıtmadığı ve menfaat üzerine de gözaltına alınmıştır. Olay araştırılması için Padişah’ın emriyle komisyonumuza havale edilmiştir.
elde etmek ya da garezle yapılmış olduğu anlaşılan kırk yedi kişinin masum oldukları anlaşıldığından yerlerine iade edilmişlerdir. Şiras komisyona getirilir getirilmez bazı önemli ihbarlarda bulunacağını söyledi. Padişah’a verilmek üzere İngilizce uzun bir
Bu şahısların bazıları İzmit’te bulunan İngiliz misyonerlerine müracaat ederek komisyonda karşılaştıkları adil ve insanca dilekçe takdim etti. Bu dilekçede Türkiye basınına mensup gazetelerden Puzantiyon ve Arvelek’in fikrince Efkar gibi gazete müdür
muameleye minnettar olduklarını ve şimdiye kadar böyle bir muamele görmediklerini beyan eylemeleri üzerine, misyonerler ve yazarlarının komiteye dahil olduğunu ve komitece yürütülecek siyaseti müzakereye memur olduğunu söylemiş ve hatta ruhani
İngiliz Eski Büyükelçisi Merhum Sir Nikola Connor’a İzmit’e dönen Ermeniler’in bu ifadelerine dair bir yazı yazmışlardır. liderlerden birkaç kişinin de ithamına kadar işi ileri götürmüştür. Bu dilekçe komisyona gönderilerek incelenmiştir. Araştırmanın
Merhum büyükelçi ise özel olarak yanıma gelerek “bu insanca muamelenizden son derece memnun kaldım, gördüğüm sonucunda ilgili kişiler hakkında söylenenlerin iftiradan ibaret olduğu ortaya çıkmış ve itiraflarından dolayı evrakı adliyeye sevk
ve işitmekte olduğum adilane araştırmanızı takdir ediyorum. Özellikle misyonerlerin tarafsız bir şekilde sırf gerçeği beyan edilmiş ve yapılan yargılama sonucunda mahkûm olmuştur. Daha sonra meşrutiyetin ilanını takiben çıkarılan genel aftan istifade
maksadıyla bana yazdıklarından fevkalade memnun oldum” diyerek lutfen teşekkür etmiştir. ile hapishaneden çıkar çıkmaz kendi iftiralarını örtmek amacıyla ihbar perdesi altında,
Komisyonun tahkikatı sırasında Zaptiye Nezareti tarafından bin sekiz yüz, Beyoğlu Mutasarrıflığı’ndan dört yüz elli, aleyhimde birtakım hezeyannâmeler yayınlamaya başlamıştır. Gerçekte, Ermeni olmayıp
Şehremaneti’nden iki bin, Liman Dairesi’nden on sekiz, Üsküdar Mutasarrıflığı’ndan dört yüz şahıs olmak üzere toplam beş Süryâni veya Keldânî kilisesi ruhani görevlisi Moşi’nin oğlu Benyamin olduğunu kendisi
bin iki yüz elli kişinin İstanbul’dan gönderilmeleri ve bazılarının doğum yerleri olan memleketlerine gitmeleri gerektiğine itiraf etmişti. Dolandırıcılık maksadıyla Cenevre’de Truşak Cemiyeti’nin bazı üyeleriyle
dair defterler Zaptiye Nezareti ve ilgili daireler tarafından Dâhiliye Nezareti vasıtasıyla Padişah’a takdim edilmiş, bu defterler yazışmakta olduğu gün gibi ortaya çıkmıştır. Ayrıca Daily Mail gazetesinin muhabiri
incelenmek üzere Padişah’ın emriyle komisyona havale edilmiştir. Arkadaşlarımla ittifak halinde bu kadar esnaf ve garibanın olmadığı elçilik vasıtasıyla yapılan yazışmalar sonucunda anlaşılmıştır.
İstanbul’dan gönderilmesinin Padişah Hazretleri’nin razı olacağı bir durum olmayacağı gibi asayişi de ihlal edecek sonuçlar
doğuracağı ve yabancı basına sermaye vereceği sonucuna vardık. Olaylara dahil oldukları gösterilmek istenen bu şahısların f)Mesnetsiz ihbarlar
vaktiyle Padişah Hazretleri tarafından affedilmiş olduklarına dair ellerinde bulunan evrakları ekleyip yerlerinde bırakılmaları
hakkında komisyonca düzenlenen tutanak Padişah Hazretleri’ne sunulmuş ve Padişah da bu yönde emir vermiştir. Komisyon tahkikatla meşgul olduğu bir sırada bazı kötü niyetlilerce hain bir
Bu cinayetin tahkikatı sırasında meseleye sırf Truşak (Taşnak)457 Cemiyeti tarafından tertip edilmiş gibi bakılmaması ve maksatla bu olaya katılan bazı askerler bulunduğunu ve Süleyman Faik Paşa’nın
bunun altında birçok dolap olduğu ve şehzade Yusuf İzzettin Efendi Hazretleri’nin dahi işin içinde olduğu, birtakım evrak ve ceketinde kan görülmüş ve Süleyman Nafiz Paşa’nın apoleti düşmüş ve diğerin kılıcı
yazışmalarla binaen iddia olarak ortaya atılmıştır. Yusuf İzzettin Efendi’nin emrindeki bazı görevliler kilercibaşı Nuri Efendi da yerde bulunmuş ve öteki de nişanını kaybetmiş ve biri arabada gelirken yanında
ailesiyle diğer iki hanımın tutuklanmış ve birtakım yabancılar vasıtasıyla efendi hazretlerinin doktorlarından Baha Bey ve çanta gibi örtülmüş bir paket olduğu gibi zırvalarla dolu pek çok jurnal verilmiştir. Bu
Ahmet Celaleddin Paşa ile bazı Jön Türkler’in el yazılarıyla yazılmış ve on üç kıtaya ulaşan mektup ve evrak, ihbar olarak Fehim jurnalleri incelemek için İsmail ve Şakir Paşalar’la Mabeyn Müdürü İzzet Bey ve diğer
Paşa tarafından Padişah’a arz ve takdim edilmişti. Komisyonda bulunduğum bir sırada bu evraklarla birlikte tutuklular da bazı kişilerden oluşan bir komisyon kurularak süvari kumandanlığına tayin edilen
komisyona gönderilmiş ve savcı Necmettin ve sorgu hâkimi Sadreddin Beyler ve Musâhib Hacı Mustafa Bey vasıtasıyla benim Mirliva Süleyman Faik Paşa, Tophane Meclisi üyelerinden Mirliva Süleyman Nafiz
hemen komisyona gelmem emredilmiş olduğu Başkitabet vasıtasıyla bildirilmiştir. Paşa, Yüzbaşı Ömer Bey, Miralay Halit Bey, Baytar Mektebi Nazırı Miralay Minas Bey,
Bu hadiseyi işitir işitmez bu gibi Şehzade Hazretleri’nin, hizmetçilerinin ve özellikle aile fertlerinin gece vakti saraya Yıldız suikast girişimi komisyon mahsus reisi Necip Yüzbaşı Hilmi, Teğmen Ali Beyler’le bunlar gibi pek çok subay komisyon tarafından ayrı
Melhame Paşa. Salt Araştırma Arşivi İstanbul.
çağrılıp tutuklanmaları beni çok üzmüştür. Hemen Padişah’ın huzuruna kabul edilmemi rica etmem üzerine huzura çıkar ayrı sorgulanmış ve tutanaklar hazırlanmıştır. Bu subaylar olayla ilgili gösterilerek
çıkmaz Padişah’ın ayaklarına kapandım. Bu gibi duyumlar gerçek olsa bile, duyumların yayılması düşmanları sevindirecek bazılarına idam cezası verilmek istenmiş ve bu tutanakların incelenmesi yine söz
türden olduğu gibi yabancı basına da dedikodu malzemesi olacağı ve kötü etki meydana getireceği ortada derkâr iken henüz konusu komisyona havale edilmiştir. İki üç gün zarfında yapılan inceleme sonucu hepsinin beraat ettiği bir tutanakla Padişah’a
tahkikatın devam ettiği bir sırada zerre kadar konuyla ilgisi görülmeyip bir duyumdan ve bir garez sahibinin işi olma ihtimali bildirilmiştir.
bulunduğunu, işin nezaket ve önemi göz önünde bulundurularak tutuklananların derhâl tahliyelerini emretmelerini ısrarla Ancak olaylar bununla da durulmadı çünkü bu kötü niyetliler zırvalarından geri durmadılar. Bu gibi subayların mağdur
istirham ettim. Söz konusu evrakların incelenmesinde hesap sorulması gereken bir şey görülürse gereğinin yapılacağına dair edilip lekelenmesi beni çok üzmüştür. En sonunda Padişah’ın ayaklarına kapanarak bu şahısların uğradıkları iftiraların haince
ifadelerim üzerine emir verilerek o dakika tutuklular mabeynin hizmet aracıyla yerlerine iade edilmişlerdir. maksatlar uğruna yapıldığını ve asker ile Padişah Hazretleri arasında bir düşmanlık çıkarsa böyle bir geçimsizliğin tehlikeli
Allah’a şükürler olsun ki söz konusu evrakların incelenmesinde zannedildiği gibi olumsuz bir sonuç çıkmamıştır ve durum olacağı düşüncesiyle tahliyelerini talep etmeye cesaret ettim. Bunun üzerine Minas Bey dışında hepsi tahliye edilmiştir. Fakat
derhâl Padişah’a arz edilmiştir. Tüm bu konuya ait resmî evraklar Nuri Efendi’de mevcuttur. Bugünlerde fevkalade saldırılara maalesef düşmanlar rahat durmadılar. Herhâlde bu gibi şahısların gerçeği inkâr edemeyeceklerine emin bulunduğum için
hedef olduğum için basın gücü olanlara şu kadarını söylemek isterim ki; Sabah ve İkdam gazeteleri çalışanlarından Şaban şahadetlerini vicdanlarına bırakırım.
adlı şahıs Mabeyn’den iki kişi vasıtasıyla şehzade ve yabancı elçilerin arabalarına dinamit ve bomba koyulacağı şeklinde bir Bazı gazetelerce konu edilen “Nişan meselesi”ne gelince… Avusturya Hastanesi’nde arama yapıldığı sırada Sivas Cemiyet
haber getirmişti. Mabeyn’de fevkalade bir telaş yaşanmış ve sonrasında bu şahıs perde ile ayrılan bir odaya alınmıştır. Perdenin Reisi Nişan adlı şahsın evrakı ele geçirilmişti. Nişan, abdesthânede intihara teşebbüs etmiş ve damarlarını tuvaletlerde bulunan
arka tarafında Padişah hazır olduğu halde Şaban’a Kur’an’a el bastırılarak yemin ettirilmişti. Şaban’ın, ifadelerinin doğru ibrik tenekesiyle kestiği savcılık, sorgu hakimliği ve doktorlar tarafından yapılan muayene sonucu hazırlanan tutanak ve
ve dinamit ve bombaların saklandığı yerleri gözüyle görmüş olduğunu beyan etmesi üzerine Mabeyn’de fevkalade bir telaş raporlarla açıkça tespit edilmiştir. Kısaca komisyondaki görevimde yaptıklarım beyan edilmiş ise de şimdiye kadar gizli kalması
meydana gelmiştir. Tedbir olarak böylesi bir facianın gerçekleşmesine meydan vermemek için bölgenin hemen kordon altına gereken meselenin esası ve hakikat bundan ibarettir.
alınması hakkında Merkez Kumandanlığı’na emir verilmekte iken Mabeyn’e çağırılıp daha da büyütülmeden önce düşünülmesini Bazı kötü niyetliler bu olayı birtakım siyasi maksatlar altında ve bazı büyük devletlerin kışkırtması ve veliaht hazretleriyle
tavsiye ettim. Böylesi bir tutumun sonuçlarının asayişi düzene sokmak yerine daha da ihlal edeceğini söyledim. Bu düşünceden bazı bakan ve askerlerin bilgisi altında meydana geldiği süsü vererek Padişah’ı iknaya çalışmışlardır. Gerek günlük siyasetle
vazgeçilmesini teklif ve tehlikeyi göze alıp sorumluluğu üstlenerek bu fikirden Padişah Hazretleri’ni vazgeçirdim. Daha sonra uğraşıyor olmam ve gerekse de Avrupa ahvalini bilmem sebebiyle ilgili komisyon başkanlığı bana verilmiştir. Allah’a şükürler
adı geçen Şaban’ın, savcı ve sorgu hakimi huzurunda bombaların yerini göstermesi istendiğinde, önceki sözlerini bazılarının olsun gerçeğin meydana çıkması hususunda elde edilen başarı ortadadır. Bu gibi durumların aslı olmadığını açık bir şekilde
teşvikiyle söylemiş olduğunu itirafa mecbur oldu. İş mahkemeye havale edilerek Şaban’ın bir sene müddetle iftiracılıktan araştırma sonuçları ortaya koyarak Padişah’ı ikna ettim. Ancak bu durum pek tabii olarak birilerinin hoşuna gitmediğinden ne
mahkumiyetine karar verilmiştir. İşte basının suçladığı eski devrin devlet adamlarından Necip Melhame Paşa’nın yaptıkları. eski devirde ne de şu devirde düşmanlıklarından kurtulmayı başaramadım.

e)Ermeni basını tarafından hedef alınıyor g)Bombalama olayları ve Fehim Paşa

Şurada bazı Ermeni gazeteleri tarafından hedef tahtası olmamın sebeplerini ortaya koymak mecburiyeti doğmuştur. Beyoğlu’nda Lüksemburg [elçiliği] karşısında patlayan bombanın araştırılması komisyona havale edilmiş ve araştırmanın
İstanbul’a gelen Şiras adında birisi bazı basın mensuplarına ve şuraya buraya başvurarak güya kendisi “Daily Mail” gazetesinin sonucunda Fehim Paşa’nın suçladığı Ermeniler’in beraatine karar verilmişti. Aynı zamanda işin düzmece olduğu tutanakla
muhabiri olduğunu söylemiştir. Pera Palas Oteli’nde ikâmet etmekte olan bir arkadaşı tarafından kendisinin anarşist olduğu ve Padişah’a arz olunmuştu. Yine bu kabileden olarak birkaç ay sonra Pangaltı taraflarında patlayan bombanın araştırılması
Truşak (Taşnak) Cemiyeti tarafından Padişah’a suikast için fedai tayin edildiği ve Truşak Cemiyeti tarafından İstanbul’a gönderildiği da komisyona bırakılmıştır. Bunun da tertipleyicileri olarak itham edilen ve edilmek istenilen üç Ermeni’nin masumiyetlerinin
ihbar edilmiş, bunun üzerine de Padişah tarafından tutuklanması emredilmiştir. Beyoğlu Mutasarrıflığı tarafından, Belçika ve İran anlaşıldığı tutanakla arz edilmiştir. Bu tahkikata katılmaları Padişah’ın emri olan Beyoğlu Eski Mutasarrıfı Hamdi Bey tutanak

134 135
müsvettesini imzalamış ancak aslının mühürleneceği sırada toplantıya katılmadığı halde, daha sonra Padişah’a tekrar bir kararda ısrar ettiğinden tekrar dilekçe dairesine başvurulduğunda oyların eşitliğinden dolayı temyiz mahkemesinin genel
ihbarda bulunarak meselenin faillerinin komisyon tarafından masum ilan edilen Ermeniler olduğunu bildirmiştir. Bu ihbar da kuruluna havale edildi. Dava evrakının burada da 16 Kasım 1908 tarihinde Beyoğlu’na gönderilmiş olması fırsatından istifade
doğal olarak yine komisyonumuza havale edilmişti. Bu yüzden aramızda meydana gelen ayrılık neticesi olarak gerek kendisinin edilerek 17 Kasım 1908 tarihinde söz konusu dolandırıcılık suçlamasından ve o gün o saate kadar ismi anılmayan eziyet ve
gerek Fehim Paşa’nın suçlamalarına hedef oldum. Ayrıca türlü türlü iftiralarına ve suikastlerine maruz kalmışken yine de adaleti işkence meselesinden dolayı hakkımda geçici tutuklama müzekkeresi hemen 18 Kasım 1908’de genel kurula gönderilmiş ve
elden bırakmayarak Fehim gibilerin suçlamalarına önem vermeden sebatla tahammül ettim. orada değerlendirilerek mevcut davanın sırf şahsi hukuka ait olduğu ve kamu hukukuna dair hiçbir yönü bulunmadığından
bahisle iddianın düşürülmesine karar verildiği gün yani 7 Aralık 1908 tarihinde, geçici tutuklama müzekkeresi Harbiye’ye
h)Suikast komisyonundan ve nezaretten istifa gönderilerek bana da tebliğ edilmiştir. 17 Kasım 1908’de kesilmiş bir tutuklama emrinin yirmi iki gün bekletilmesinin ve kısaca
şu eziyet ve işkence meselesinde hiçbir ihbarcının ve hatta zanlı olarak gösterilen benim dahi ifadem alınmaksızın böyle bir
Yalnız hem komisyon, hem de nezaretten istifa ettim. Bu tarihten itibaren ne komisyon ne de nezarete gittim. Nihayet karara cüret edilmesinin ne derece kanuna aykırı bir muamele olduğunu anlatmaya gerek yoktur.
Almanya [ve] İngiltere Fehim Paşa aleyhindeki şikâyetleri ve cezalandırılmasını talep ettikleri zaman da kendisi, intikâm almak Bu açıklamalara göre 22 Eylül 1908 tarihinden 9 Aralık 1908’e kadar temyiz mahkemesi genel kurulunun kararı üzerine
amacıyla Mudanya’ya gittiğinde güya elçilerin bu tutumlarının benim ve eski Sadrazam Ferit Paşa’nın teşviki sonucu olduğunu sırf şahsi hukuk davasından dolayı tam iki buçuk ay sorgusuz ve şu tarihten itibaren ifademin alındığı 30 Aralık 1908 tarihine
ifade etmiştir. Buradan def edilmesiyle amacımıza ulaşacağımız için elçilikleri teşvik ettiğimiz hezeyanında bulunmuş. Ferit kadar yirmi iki gün sorgusuz tutuklu oluşumun sebebini millet vicdanının mahkemesine havale ediyorum. Bu arada daha
Paşa’ya verilen evrakın suretleriyle bazı mektupların İngiltere ve Almanya Büyükelçileri'ne benim tarafımdan verilmiş olduğunu birtakım kanunsuzluklar meydana getirilmiştir ki vakti geldiğinde beyan ve ilân edeceğim.
iddia etmiş. Kendi yoldaşlarından Maliye Veznedar Muavini Sami Efendi’yi şahit göstermiş olmasına bakılırsa Reşit Paşa Adliyenin hakkımda uygun gördüğü kanunsuz işlem bununla da kalmadı. Padişah’ın emirlerini yerine getirmekle mükellef bir
başkanlığında Necmettin ve Sadrettin Beyler’den, saray görevlilerinden Cevher Ağa ve yaverandan Ferik Şakir Paşa’dan oluşan mülkiye memuru olduğumdan ve şikâyete konu olan mesele, yaptığım göreve ait bulunduğundan, davanın araştırılmasının adliye
bir komisyon kurularak vaktiyle komisyonumuzda bulunan iki kişiyi de benim adamlarımdır diyerek tutuklayıp sorgulamışlar. memurlarının yetkisi dışında olduğuna dair, avukatım tarafından yapılan itiraz “bunun takdiri mahkemeye aittir” sözüyle reddedildi.
Aleyhimde birtakım takibata başlandığı için sabrım tükenerek Avrupa’ya gitmeye teşebbüs ve iki ay devam eden ısrarım Bir nafia müsteşarına ve soruşturma heyetinin çalışmalarını denetlemekle görevli bir mülkiye memurunun Padişah
üzerine izin aldım. Avrupa’da bulunduğum on ay zarfında dönmem konusunda defalarca Padişah’ın emri gelmesine rağmen tarafından yetkilendirilen bir adliye memuru tarafından yapılacak ön incelemeden sonra, bulundukları derecenin üzerinde
kesinlikle dönmeyeceğimi ve görevi bıraktığımı pek çok kez arz etmişken, kaderin cilvesi olarak kardeşimin (Filip’in) vefatından bir üst mahkemede yargılanması gerekir. Memuriyetle ilgili bu hükümler hâlen geçerli iken ve iki sebeple Padişah’ın emri ile
dolayı iki gün içinde İstanbul’a dönmediğim takdirde cenazesinin defnine izin verilmeyeceği ihtarı üzerine, mecburen geçici olarak görevlendirilmiş bulunduğum halde halktan biri gibi muamele edilmesinin kanuna aykırı olduğuna dair ileri sürülen itiraza
şahsi işlerimi halledip, ilişik kesmek maksadıyla gelmiş ve hiçbir vazifeye bakmayarak her hafta Cuma günleri Mabeyn’e gitmiştim. kulak bile verilmedi. Hâlen şikâyetçisi ortada olmayan bir ihbara göre delil gösterilen iki üç kişi, doğrudan doğruya benim
Hâlen Beyrut Mebusu Rıza el-Sulh Bey’in çocukları, ayandan Halil, Hama’da Paşa’nın kayınpederi Saadettin Bey, Mısır darp etmeyip emirle başkalarına darb ettirdiğimi iddia etmelerine ve benim kanunen olaya amir olmamama rağmen olayın
ileri gelenlerinden Rıza Bey, Hidivin adamlarından Ata Bey, Şûrâ-yı Devlet üyelerinden Reşit Bey, Giritli Hayri, Arnavut Hasan, doğrudan failleri olanların bırakılıp da, özellikle benim takibe uğramamın adalete uymayacağı yönündeki itirazı da bir şekilde
Atıf Haydar Beyler’le daha birçok kişi Jön Türkler’le haberleştiklerine dair aleyhlerinde verilen jurnallere rağmen iyi hallerine duyurmak mümkün olamadı.
şahitlik yaparak kurtulmalarına hizmet ettim. İftiraya uğrayanların selameti için var kuvvetimle uğraştım. Neticede tehlike Kısacası yukarıda ayrıntılı bir şekilde arz edildiği üzere, iddianın araştırılması adliyeye ait değildir. Mabeyn’de ve adeta
ve hatta suikaste hedef oldum. Bununla beraber yine korkmadım. Daha ziyade cesaretle çalıştım ve bunlar arasında Nurettin Padişah’ın gözü önünde suçun işlenmiş olması, öyle bir zemin ve zamanda mümkün değildir. İddiaya göre, birkaç defa meydana
ve İhsan Beyler’in ve Mösyö Leonidas Zarifi’nin adamının ve diğer kırk dört kişinin affını temin ederek Padişah’ın onayıyla gelen bu durumdan sadece, adliye personeli soruşturma memuru ve araştırma heyetinin haberdar olması, diğer yandan
sürgünden getirttim ve eski memuriyetlerine iade ettirdim… ilgili mercinin ve hatta Padişah’ın durumdan haberdar olmaması imkânsızdır. Şayet bunlar da olayı gizlemişlerse, iştirakleri
…Hâl böyle iken, eski dönem devlet adamlarının büyük bir kısmı iktidar mevkinde kaldığı gibi, memuriyetlerinden dolayısıyla hepsinin birlikte sorgulanması gerektiği kanunen açıkken araştırma heyetinden Necmettin Bey’in Bağdat vilayetine
ayrılanlardan bazıları da evlerinde, bunlardan dört beşi Büyükada’da kendi evlerinde rahatlıkla yaşamaktadır. Hatta ümmetin ve Sadrettin Bey’in Hazırlık Savcılığı’na ve Ali Rıza Bey’in ise Üsküdar Başlangıç Mahkemesi Başkanlığı’na terfileri ve diğerlerinin
fertlerini denize dökenlerle, mektep talebelerini de mektepten zindana atarak, türlü eziyetlere sebep olanlar hiçbir soruşturmaya bir şekilde taltiflerine karar verilmiştir.
tabi tutulmadan yerli yerlerinde kaldığı halde, yalnız ben Harbiye’de bir süngülü askerin muhafazası altına verildim ve bununla Bu işte, hiçbir müdahale imkânı olmayan, özellikle benim gibi birinin iç içe beş kapılı bir hapishaneye atılmasının
da tatmin kalınmayarak Zaptiye Hapishanesi’ne getirildim. İç içe dört kapıdan girilen bir odaya sokuldum. Ne yazık ki hâlâ, şu adliye için silinmez bir leke olduğu hakkında 24 Aralık 1908 ve 7-10 Ocak 1909 tarihlerinde ve daha başka tarihlerde Sadaret
Meşrutiyet devrinde bile cins ve milliyet ayrımı yapılıyor. Onlardan bazıları (serbest kalanlar) mevcut servetlerinin bir kısmını makamına ve Adliye Nezareti’ne ve İstinaf ve Başlangıç Savcılıkları’na takdim edilen dilekçelerin hiçbirisinden sonuç alınamadı.
verdiler. Benim ise servetim olmadığı gibi… dünyada her şeyden mukaddes olan namusunu para ile satan takımdan olmadığımı Ülke içinde karışıklık çıkarmak için ve yabancı müdahalesini temin maksadıyla yapılan büyük hazırlıklar bu maksada ulaşmak
ve kendimi kurtarmak için kefalet parası vermeyeceğimi kendilerine bildirdim. Şahsi hürriyetimin gaspından dolayı Hükümete için Padişah Hazretleri’nin aleyhine suikast düzenleyerek yüz kişinin katline cesaret etmek gibi bir işin Meşrutiyet devrinde de
birkaç defa müracaat ettim. Çünkü, jurnalciler devrinde bile masum ve mazlumların hedef olmadığı saldırı ve tecavüze, olsa cezalandırılması gereken fiillerden iken hürriyetin ilanından sonra buna siyasi suç rengi verilerek idam ve daimi kürek
Meşrutiyet devrinde ben hedef oldum. Şöyle ki; cezasına çarptırılmış olan failler salıverilmiştir.
İnkılabımızın ilk günlerinde Yeniköy’deki evimde vakit geçirirken ve hatta mahalle halkının alkışlarına mazhar Geçenlerde İstanbul’da yakalanan elebaşıları Silviyor Beçi Karist veya gerçek adıyla Vahan, İstinâf Savcılığı ile Bâbıâli
olmuşken, daha sonra, yani Selim Paşa’nın İtalya’ya gidişinin ardından gazetelerin yaptığı yayınlar üzerine günahsız bir şekilde arasında yapılan yazışmalar sonucunda aynı sebeple serbest bırakılmış ve üzerinde bir suçlama kalmamış olduğundan ona yapılmış
saldırıların hedefi olmamak için kendi rızamla 11 Ağustos 1908 tarihinde Harbiye dairesine gittim. Aradan birkaç gün geçtikten olan eziyet ve işkence suçlamalarının da adi bir suça indirgenmiş olacağı tabii görülmüştür. Hapishanelerin kapıları açılarak
sonra ortalığın sakinleştiğini görünce evime dönmek üzere izin istediğimde izin verilmediği gibi, 19 ve 25 Ağustos ile 8 Eylül binlerce katil ve âsi ve adi suçlular salıverilmiş iken böyle feci cinayetleri ortaya çıkaran ve Osmanlılar’dan başka medeni dünyanın
1908 tarihlerinde verdiğim dilekçelere de gelişigüzel cevaplar verildi. İkametin hapsinin tutukluluğa çevrildiğini anlayınca da takdirini kazanmış olan ve doğrudan doğruya Padişah’ın idaresinde oluşturulan bir komisyonun ikinci reisi durumunda yani
özgürlüğümün bu şekilde gasp edildiğinden yakınmaya başladım. Şikâyetlerime önem verilmediğinden, 22 Eylül 1908 tarihinde Padişah’ın vekilliği göreviyle mükellef olan bir memurun böyle kanuna aykırı bir şekilde hapse atılması ve zaptiye nazırı veya
bir protesto çekerek, yargılanmadan hiçbir kimsenin tutuklanması doğru olmadığını, kanun hükümlerine bu şekilde vurulan muavinini görmek isteme ricasına rağmen, on beş kişi tarafından zor kullanılarak hapishaneye tıkılması sadece Meşrûtiyet
darbenin tamirini talep ettim. Protestoyu söz konusu tarihte Sadaret, Harbiye, Adliye, Zabtiye ve Dâhiliye Nezaretleri’ne resmen kanunlarının değil hiçbir insan vicdanının kabul etmeyeceği bir hâl olduğu hakkındaki seslere de asla itibar edilmedi.
bildirdim, bu yazışmaların evrakları elimdedir. Beni itham etmek için işkence ve darp ettirdiğim söyleniyor. Darba cesaret eden kim? Darba uğrayan kim? Bu ne tür bir
22 Eylül 1908 tarihinde İstanbul İstinaf Savcılığı’na da dilekçe vererek kanuna aykırı olarak tutuklandığımdan bahsettim. darptır ve ne şekilde uygulanmıştır?
Yargılama usullerinin, açık olan hükümlere göre yerine getirilmesini talep ettim… (Yapılan suçlamalarla ilgili) Savcı, davanın
şekil itibariyle yetkisi dahilinde olduğuna dair bir karar düzenleyerek bana tebliğ etti. Bu karara itiraz ettim. Bunun üzerine Şimdi:
savcılık makamı durumu görüşüp 22 Eylül 1908 tarihinde hakkımda geçici tutuklama kararı verdi… 2 Eylül 1908 tarihinden Ey Ümmetin Vekilleri! Ey vatan evlatları! Ey hukukçular! Ey kalem erbabı ve basın!
bu yana delil ve hatta en küçük bir suç emaresine dahi rastlanılamamıştır. Hatta henüz ifadem alınmamış olduğu halde… resmî Anayasanın korunmasına yemin etmiş olduğunuz halde Meclis’e bu gibi bütünüyle kanun ve nizamlara, adalet ve insanlığa
işlemin bir günde ve belki bir saatte yapılması tesadüf değildir. Kanunun sesini boğmak için adliyece alınmış gayrikanunu bir aykırı işleri kabul edip, göz yumamayacağınıza güvenim tamdır. Çünkü görüşlerinize arz olunan mesele bir Necip Melhame
tedbir olduğu açıkça ortadadır. meselesi değil, bütün milletin mukaddes hukuku adına bir ses ve feryattır. Düşününüz! Ecdadımızın dünyayı hayrete düşüren
Hakkımdaki yapılan kanunsuz işlemler bunlarla da kalmadı. Çünkü 23 Eylül 1908 tarihinde söz konusu tutanak meselesini fetih ve başarıları yalnız kılıç ile temin edilmemiştir. Adalet ve insaniyet sayesinde Osmanlı adı altı yüz seneden beri yüceltilmiştir.
temyize götürdüm. Dilekçe dairesi benim talebimi onaylayarak söz konusu tutanağı iade etti. Savcılık makamı vermiş olduğu

136 137
Son çeyrek asırdan beri geri kalışımız adaletsizliktendir. Bu dakikaya kadar Osmanlı ülkesinin her köşesinden yükselen
feryatların sebebi yürürlükteki kanunların ayaklar altına alınması ve adaletin tarafsız uygulanmamasından dolayıdır ki bugün
Necip yarın Ahmet öbür gün Bedros daha ertesi gün Mihail’in başlarına gelebilecek hallerdir. İnsâf ediniz! Kabahatim varsa idam
edin. Keyfî muamelelere meydan bırakmayın. Meşrutiyetimizin bekasının dayanağı adalet ve eşitliktir. Gelişme ve yükselmemiz
kanunlara bağlılık ve kanun hükümlerinin en doğru şekilde uygulanmasıyla mümkündür. Kanun ve adaletin uygulanmasının
kefili olan saygıdeğer heyetinizdir. Bundan dolayı ben de bu kanun ve adaletin uygulanmasını sizden talep ve istirham ediyorum.
8 Şubat 1909.

Necip Melhame Paşa’nın Meclis’e sunduğu layihada isimlere ve belgelere dayandırdığı önemli açıklamalar bulunuyor. Paris’teki
göreviyle, Bulgaristan’daki icraatlarıyla ve Sultan II. Abdülhamid’e 21 Temmuz 1905 tarihinde yapılan suikast girişimiyle ilgili
açıklamalar yer alıyor. Suikast girişimi sonrasında Sultan’a sunulan bomba hadisesi fezlekesinin arka planındaki gelişmelere
yorumlar getirerek yapılan işkence suçlamalarına karşı kendini savunmaya çalışıyor458. Taşların henüz yerine oturmadığı II.
Meşrutiyet sonrasında Meclis’e sunulan layihada ismi geçenlerin incelendiğine dair bilgiye ve Necip Melhame’nin belgeler
eşliğinde sunacağını söylediği detaylı rapora ulaşılamadı.

KUYUMCU CARTIER’DEN ALINAN MÜCEVHERLERLE İLGİLİ ŞİKÂYET

Necip Melhame hakkında yapılan suçlamalardan birisi de Paris’teki bir kuyumcudan satın aldığı ve tamamı ödenmeyen saat ve
mücevherlerle ilgilidir. Avrupa basınında çıkan muhtelif haberlerde Necip Melhame’nin Fransız kuyumcuyu dolandırdığı haberi
yer alır. Kuyumcunun şikâyeti Bâbıâli’ye ulaşır. Necip Melhame 16 Mart 1909’da Sadaret Yüksek
Makamı’na gönderdiği yazıda kendini şöyle savunur459:

Efendim Hazretleri, gerek bizzat, gerekse başkası aracılığıyla tarafıma Padişah tarafından verilen
emirle Paris’te La Paix Sokağı 13 numarada bulunan meşhur kuyumcu Mösyö (Alfred) Cartier460’den
sipariş edilip bir kısmı benim vasıtamla bir kısmı da mağazadan doğrudan doğruya Mabeyn’e teslim
edilmiş birtakım yeni ve elmaslı saatler ve mücevher köstek ve elmaslı sigara kutuları ve altın tırnak
ve tuvalet takımları ve bazı ufak tefek sanatsal eşyanın bedeli olan yüz kırk altı bin franka karşılık
tarafımdan otuz bin frank ödenmişti. Daha sonra 11 Ağustos 1908’de başıma gelen felaketten
haberdar olan Mösyö Cartier iki seneden beri ödenmemiş olan yüz altı bin frankı talep için (Fransız)
Adliye Nezareti’ne müracaat ederek Paris’te kiralamış olduğum evde bulunan eşyayı hacze aldırmış ise de, söz konusu eşya
ödenmesi gereken meblağın çok küçük bir kısmına denk bile gelmediği için ve halim dahi buna müsaid olsaydı asla ve kata ödemeye
güç yetirip yetiremeyeceğim şöyle dursun, Padişah Efendimiz adına alınmış olan eşya bedelinin ödenmesinin Paris mahkemesinde
konu edilmesi Osmanlı Devleti’nin şanına yakışmayacağından, durumun böylece Padişah Hazretleri’ne iletilmesini sağlar emir
buyuracakları şekle uygun olarak söz konusu bedeli ya doğrudan doğruya veya kayınpederim Selim Raad Efendi vasıtasıyla
mal sahibi Mösyö Cartier’e ödenmesini büyük bir mahcubiyetle rica ederim. Durumu ve gereğini arz ederim efendim. Eski Nafia
Müsteşarı Necip Melhame.
Ünlü kuyumcu Alfred Cartier (bereli) ve üç oğlu Louis, Pierre ve Jacques. 1922. plurielles.fr- Cartier une affaire de famille.
Hazine-i Hassa kayıtlarında alışveriş hakkında bir kayıt olmaması, siparişin Padişah tarafından ve kendi şahsi bütçesinden
Necip Paşa’ya verildiğini gösteriyor. Değerli saat ve ufak tefek değerli taş süslü mücevherat kutularını Sultan II. Abdülhamid
yakınlarına ya da önemli misafirlerine armağan ediyordu. Ince sanat zevkine güvendiği Necip Melhame’ye bu siparişler kayıt dışı altında tutulmaya devam etti. 21 Kasım 1914’te Suriye’de bulunurken Ali Bahar imzalı, Içişleri’nden Suriye Valiliği’ne gönderilen
veriliyordu. Satış kayıtları, teslimat detayları ve ödeme tarihleri gibi bilgilerin bugün, “Cartier” mücevherat evinin arşivlerinden şifreli telgrafta: “Kendi başına bırakmayarak Necip Melhame’yi emriniz altında uygun bir hizmette, sizce uygun ise istihdam ediniz.
elde edilebilmesi gerekir461. Paris’te aleyhinde yapılan diğer dolandırıcılık suçlamalarına gelince, kardeşi Filip’in ani ölümü Değil ise İstanbul’a gönderiniz466” deniliyordu.
üzerine 1908’de Istanbul’a acilen dönmek zorunda kalınca bir kısım borçları kapatmamış olabilir.
Birkaç gün sonra, 25 Kasım 1914’te, Halep’ten Içişleri’ne gönderilen bir telgraf ise şöyleydi: “İki gündür Necip Melhame burada.
Kendisinin burada bir vazife ile mükellef olup olmadığı bilinmemekle birlikte hakikaten kendisine bir vazife verilmiş ise iyi etki
*** bırakmayacağı, aksine şikâyetlere sebep olacağı arz ile hakkında detaylı bilgi verilmesi arz olunur467”
Uzun, sıkıcı ve yıpratıcı bir süreçten sonra 1909 yılı sonlarında Necip Paşa davalarından beraat etti ve serbest bırakıldı.
Devlet görevlerinde tekrar yer almaya başladı ve Sadrazam Kâmil Paşa’nın liberal Hükümeti’nde Osmanlı desantralizasyon462 1917 yılına gelindiğinde, kayınbiraderi Selim Raad ile sürgüne gönderildiği Konya’nın Beyşehir ilçesinde, 20 Eylül 1917’de
(yerelleşme) çalışmalarında bulundu463. 1912’de Jön Türkler’in uyguladığı genel af kanundan yararlanarak, pan-islamik Dahiliye Müsteşarı Abdülhalik’in Kayseri Valiliği’ne gönderdiği mesajda, Necip Melhame ile Selim Raad’ın sürgün olarak
entelektüel dostu Şekip Arslan aracılığıyla Jön Türk lideri Enver Paşa’yla tanıştı. Enver Paşa, Necip Melhame’nin tecrübe ve Beyşehir’de ikametleri kararlaştırılmıştır. Üç gün önce Haydarpaşa’dan trene bindirilerek gönderildikleri için Beyşehir’de
bilgisinden yararlanabilmek için kendisine örtülü ödenekten maaş bağlayarak, bir süre danışmanı sıfatıyla ondan yararlandı464. ikametlerine çalışılması ve firar etmelerine fırsat verilmemesi ve geldiklerinin bildirilmesi468 isteniyordu.

13 Mayıs 1914 günü Istanbul’da çıkan “The Orient” dergisi, Hamidi Rejimi’nin iki ünlü ismi Necip Melhame ve Arap Izzet Paşa’nın Konya’da tutuklu iken, Necip Melhame ve kayınbiraderi Selim Raad kötü muameleye maruz kaldıklarını belirterek, 23 Ocak
Istanbul’a döndüğü haberini verdi465. Bu dönemde Necip Melhame beraat etmesine rağmen, Bâbıâli tarafından yıllarca takip 1918’de Sadaret Yüksek Makamı’na gönderdikleri telgrafla sıkıntılarını şöyle dile getirdiler:

138 139
19 Kasım 1917 ve 16 Aralık tarihlerinde çekilen iki telgrafta beyan edilen
mağduriyetimizden bir sonuç alınamamış olup bu durum adalete sığmamaktadır.
Hakkımızda yapılan araştırma sonucunda tutuklanmamıza sebep olan halin bildirilmesi,
yoksa anayasa ve bütün kanunlara aykırı olduğundan haksız olarak yapılan bu muamele
ve şimdiye kadar bu sebepten bizlere büyük zarar veren bu uygulamaya bir son verilerek
ailemizin yanına ve işlerimizin başına dönmemize bir an önce izin verilmesini yüce
katınızdan istirham ederiz. Selim Raad- Necip Melhame Paşa469.

NECİP MELHAME’NİN EV EŞYALARI MÜZAYEDEDE SATILIYOR

Necip Melhame Paşa’nın adı, iki yıl sonra 15 Mayıs 1919’da, Bâbıâli Hukuk
Müşavirliği’nin Hollanda Büyükelçiliği’ne gönderdiği yazıda geçiyor. Necip Paşa’nın
Sıraselviler Taksim’deki konağında bulunan eşyaları Hollandalı Paul Wittering
adında bir müzayedeci tarafından satılmıştı. Wittering bu ve diğer müzayede
satışlarında belediyeye haber vermeden çekiç fiyatına uygulanan yüzde iki buçuk
rüsmu belediyeye ödemediği için, Bâbıâli Hukuk Müşavirliği olayla ilgili soruşturma
açmıştı. Olayın kahramanı Wittering organize ettiği müzayedeleri Fransa Yüksek
Komiserliği’nin bilgisiyle yaptığını söyleyerek, kapitülasyonlardan dolayı vergiye tabi
Sanatçı Antranik fırçasından Enver Paşa.
olmaması gerektiğini ifade etmişti470. Melhame’nin konağından çıkıp müzayedede Makzume koleksiyonu.
satılan eşyalar hakkında bilgi edinilemedi.

1921’de Beyrut’ta Necip Melhame, Maruni Patriği Huwayyik tarafından Lübnan’ın ilk Cumhurbaşkanlığı’na aday gösterildi ise
de, sağlık sorunlarından dolayı aday olmamayı seçti ve kısa bir süre sonra ikamet ettiği Paris’te, maddi imkânsızlıklar içinde
hayata gözlerini yumdu. Halep asıllı eşi Caroline Raad’tan çocuğu olmadı.

1889 - Yıldız Başkâtibi Tahsin Paşa'nın Bulgaristan Osmanlı Yüksek Komiseri Necip Melhame'ye, Sultan II. Abdulhamid'in aldığı yılbaşı tebriği için
Selim Melhame'ye 1898'de verilen Rütbe-i Samiye Vezaret beratının el çekimi Sultan II. Abdülhamid tuğrası. Melhame aile koleksiyonu. memnuniyetini belirten telgrafı. BOA HR.SFR.4.722.40.1.1.

140 141
Necip Melhame Paşa ileri yaşlarında. May Ghazalé Sikias arşivi. Fausto Zonaro, Beylerbeyi sırtlarında, Özel koleksiyon.

142 143
BÖLÜM 3: KONT GIOVANNI GIROLAMUS ROMEI-LONGHENA PAŞA

SELİM PAŞA’NIN DAMADI ROMEI-LONGHENA PAŞA

Albay Giovanni Romei-Longhena (1865-1944), 1904 yılında Italyan Kralı Vittorio III.
Emanuele tarafından Istanbul’a gönderilerek Osmanlı Jandarma Teşkilatı’nın eğitimini
üstlendi. 20 Mart 1904’te Orient Express treniyle vardığında Saray Mabeyncisi ve Italyan
Büyükelçiliği’nden bir yetkili kendisini Sirkeci Istasyonu’nda karşıladı471. Makedonya ve
imparatorluğun Avrupa’daki diğer merkezlerine gönderilmek üzere “özel” bir jandarma
teşkilatını yetiştirmek üzere görevlendirilmişti472. Henüz, Istanbul’da birinci görev yılında
iken, 30 Nisan 1905 günü, St. Esprit kilisesinde kıyılan nikahla Selim Melhame Paşa’nın kızı
Feride ile evlendi ve Selim Melhame ailesinde Italyan damat olarak yerini aldı.

Italyan Senatosu arşiv kayıtlarında, Istanbul’da kaldığı 1904-1908 yılları arasında Italya
Dışişleri Bakanlığı’nda görevli olduğu, 1906’dan itibaren Italyan Süvari Okulu’nda albay
rütbesine terfi ettiği, 1907’den itibaren de Italya Kralı’nın yaveri görevinde olduğu
belirtiliyor. Belgelerde Istanbul’da, Sultan II. Abdülhamid’in hizmetine girdiğine dair bir
bilgi düşülmemiş473. Istanbul’da iken Romei-Longhena biri Italya Dışişleri’nden diğeri de
Saray’dan olmak üzere, çift maaş alıyordu.

21 Temmuz 1905 Cuma günü Sultan


Abdülhamid'e yapılan suikast
girişimi sırasında Yıldız Camii’nden
dönen kortejde kendisi de yer
S. Valery’nin fırçasından Selim Melhame alıyordu. Patlamadan hemen sonra
Paşa’nın kızı Feride’nin portresi.
Melhame aile koleksiyonu.
olay yerinden uzaklaşmayıp Sultan
Abdülhamid’in yanında kalarak,
Padişah’a yaklaşanları kılıcı ve
tabancasıyla uzaklaştırdığı aile arşivlerinde belirtilmektedir. 14 Şubat
1994’te “Giornale di Brescia” gazetesi de olay sırasında, Sultan’ın
korumaları sağa sola kaçışırken, Albay Romei-Longhena’nın Padişah’ın
yanında kaldığını belirtiyor. Bombalama olayından sonra Sultan II.
Abdülhamid kendisini paşalık unvanı ile taltif etti ve o günden itibaren
en yakın tuttuğu ve güvendiği bürokratları arasında yer verdi. Saray’ın
o dönem Mabeyn Kâtibi Ismail Müştak Mayakon hatıratında, bomba
olayından sonra her cuma günü, selamlık merasimi başlamadan birkaç Sultan II. Abdülhamid ve Romei Paşa arasında, bomba suikast
girişiminden sonra, Yıldız Camii kapısında geçen konuşma. Romei
saat önce üst rütbeli yaverlerden Italyan Romei Paşa, Tatar Şakir Paşa
Paşa hatıratı. Melhame aile arşivi.
ve Kabasakal Mehmet Paşa’dan oluşan heyetin meydanda güvenlik
taraması yaptığını ve Başkâtip Tahsin Paşa’ya rapor ettiğini zikreder474.

SULTAN II. ABDÜLHAMİD İLE İTALYAN KRALİYETİ VE HÜKÜMETİ ARASINDA: ROMEI-LONGHENA PAŞA

1905 yılının ortalarından itibaren Sultan II. Abdülhamid, Romei-Longhena’yı Italya Kraliyet Hükümeti ile olan haberleşmede
özel sekreter olarak kullandı. Italyan Hükümeti’ne ve Istanbul’daki Italyan Büyükelçiliği’ne aktarılan mesajların neredeyse
tamamının, iki yıl boyunca, Romei-Longhena aracılığı ile yapıldığı bugün araştırmacılara açık olan, Italya Dışişleri Bakanlığı
diplomatik arşivlerinden anlaşılmaktadır475.

Italya Dışişleri dâhilî yazışmalarının Romei-Longhena Paşa ile ilgili birkaç yazışma örneğini sunuyoruz:
Romei- Longhena Paşa’nın
İtalya Senatosu’nda kaydı.
ASSR İtalya Senatosu arşivi.
Italyan Büyükelçi Imperiali’nin Italya Dışişleri Bakanı Tittoni’ye Pera’dan 10 Mayıs 1905’te gönderdiği bir mesajda, Sultan
II. Abdülhamid, Romei-Longhena’ya eliyle gönderdiği mesajda Trablusgarp’taki Tripoli Limanı imtiyazının bir Fransız
işletmeye verildiği duyumlarının gerçek dışı olduğunu bildiriyor.

145
24 Kasım 1905’te Romei-Longhena’nın Imperiali’ye ilettiği Sultan’ın Italya’nın Istanbul Büyükelçiliği Ticari Ataşesi De Martino, 17 Nisan 1906’da Italyan Dışişleri Bakanı Guicciardini’ye,
mesajında, Makedonya’daki mali denetim konusu gündeme geliyor. Sultan Romei-Longhena aracılığıyla, Vezüv yanardağı faciası sebebiyle II. Abdülhamid’in taziyelerini iletiyor.
II. Abdülhamid, Avrupa’dan gönderilecek tecrübeli maliyecileri denetçi
olarak kabul edeceğini söylüyor. 21 Aralık 1906’da Romei-Longhena Büyükelçi Imperiali’ye geçtiği notada, Italya Dışişleri Bakanı Tittoni’nin Balkan
Yarımadası’nda statukonun çıkmaza girdiğiyle ilgili beyanını Sultan II. Abdülhamid’in talihsiz bir açıklama olarak karşıladığını,
14 Şubat 1906’da Italyan Büyükelçi Imperiali Italya Dışişleri Bakanı Tittoni’nin kendisini ve tüm Müslümanları rencide ettiğini bildiriyor. Imperiali, Sultan’ın mesajını Tittoni’ye aktarıyor.
Guicciardini’ye gönderdiği mesajda, Romei-Longhena’nın Sultan adına
ilettiği mesajı konu ediyor. Osmanlı toprakları içinde yer alan Fas’ın, 23 Aralık 1906’da bu defa aynı içerikli bir notayı Sultan II. Abdülhamid, Romei-Longhena aracılığıyla Italya Büyükelçiliği’ni
Ispanya ve Fransa tarafından ikiye bölünmemesi için, II. Abdülhamid’in atlayarak, doğrudan Kral Vittorio III. Emanuele’nin yaveri General Brusati’ye gönderiyor. Aynı gün Brusati, Romei-
Algeciras Konferansı’na katılan Italya’dan destek arayışında olduğunu Longhena’ya, Sultan’a iletilmek üzere geçtiği cevabi notada Italya Kralı’nın Osmanlı Imparatorluğu’nun toprak bütünlüğünü
söylüyor. Imperiali, Italya adına Romei-Longhena yoluyla Sultan’a ilettiği desteklediğini hatırlatıyor.
cevabi notada Osmanlı toprak bütünlüğünün Italya için öncelikli bir konu
olduğunu mesajında hatırlatıyor. Italyan diplomatik arşivlerinden aldığımız birkaç iç yazışma sayesinde Romei-Longhena Paşa’nın Sultan II. Abdülhamid ile
olan yakınlığını daha iyi anlayabiliyoruz. Imparatorluğun Fas, Yemen, Trablusgarp, Makedonya, Arnavutluk gibi sorun yaşadığı
Yine 14 Şubat ve 25 Şubat 1906 tarihleri arasında Romei-Longhena’nın bölgelerde, Romei-Longhena, Sultan II. Abdülhamid ile önce istişarede bulunarak, konuları Italya Kraliyet Sarayı’na ya da Italya
Italyan Büyükelçi Imperiali kanalıyla Italya Dışişleri’ne geçtiği uzun Hükümeti’ne aktarabiliyor, oradan gelen cevapları Bâbıâli’yi devreye sokmadan doğrudan Sultan’a iletebiliyordu.
yazışmada Trablusgarp, Makedonya ve Arnavutluk ile yaşanan
sorunlar gündeme geliyor. Italya Kralı Vittorio Emanuele III, Osmanlı SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN SALTANATININ SON GÜNLERİNDE EN YAKIN TANIĞI ROMEI-LONGHENA
Imparatorluğu’ndaki bu üç bölge içinde statukonun korunması Romei Paşa’nın İstanbul’da çekilmiş fotoğrafı. Resimli Kitap,
gerektiğine inandığını tekrar ediyor. C. 1, sayı 6, Sf. 572. 23 Temmuz 1908 akşamı Padişah, Makedonya’daki son gelişmeleri
öğrenmek üzere Romei-Longhena Paşa'yı yanına çağırdı. Başbaşa yaptıkları
23 Şubat 1906’da Imperiali, Italya Dışişleri Bakanı’na gönderdiği notada, II. Abdülhamid’in, Romei-Longhena’nın görüşme sırasında Sultan’a Selanik ve Edirne'den Jön Türkler'in ilerleyiş
hizmetlerinden son derece memnun kaldığını, bu sebeple Italya Kralı’ndan Romei-Longhena’nın Istanbul’daki hizmet haberleri ve Anayasa'yı tekrardan ilan etme yönündeki istekleri ulaştı.
süresini uzatmasını rica ediyor. Haberi duyan Sultan II. Abdülhamid o
anda dona kaldı ve salonu büyük bir
14 Mart 1906’da Büyükelçi Imperiali, Italya Dışişleri Bakanı Guicciardini’ye gönderdiği mesajda “Nuova Antologia” adlı sessizlik kapladı. Ertesi gün toplanan
Italyan dergisinde Italya’nın Sana-Yemen’de demiryolu imtiyazı hakkında dileklerini dile getiren bir yazıdan bahsediyor. Bâbıâli, Jön Türkler’in isteklerini kabul
Imperiali, konunun hâlen çok hassas olduğunu, şimdilik Sultan’a açıklanmaması gerektiğini, hatta Sultan’a yakınlığından etmesi yönünde Sultan’a öneride
dolayı Romei-Longhena’ya bile bundan bahsedilmemesi gerektiğini söylüyor. bulundu. 24 Temmuz sabahı Romei
Paşa, II. Abdülhamid ile tekrar başbaşa
Romei Paşa’nın Osmani Nişanı’yla taltif edildiğine dair yabancı görüşmesinde, başkaldırı olasılığı
haber. La Revue Diplomatique Paris, 03.02.1907. hakkındaki hassasiyeti Sultan’a tüm
açıklığıyla ifade edince, Sultan II.
Abdülhamid "Benden her şeyi gizlediler,
beni aldattılar!" diyerek yüksek sesle, serzenişte bulundu476.

Anlaşılıyor ki, Hamidi Rejimi’nin tükenişini Sultan Abdülhamid'in gözlerinde sezen ilk
kişi Selim Melhame Paşa'nın damadı Romei-Longhena Paşa idi. 14 Ağustos 1908’de
Italyan basınında Selim Melhame Paşa’nın damadı Romei-Longhena Paşa’nın istifa haberi
duyuruldu. Sultan Abdülhamid istifasını reddetmesine rağmen Italyan Paşa ülkesine
dönme konusunda kesin kararını vermişti477.

Harbiye’den çıkan bir yazıda istifası şu şekilde duyuruldu: Devlet-i Aliye hizmetinde bulunan
Yaveran-ı Hazret-i Şehriyariden İtalyan Ferik Romei Paşa, Hazretleri’nin hizmetinden istifa
etmiş ve istifası kabul buyrulmuş olduğundan muamele-i lazimenin ifası478

Bunu Hazine-i Hassa’nın kararı takip etti: İtalyan Ferik Romei Paşa (ve yardımcıları) Miralay
Thomas ve Binbaşı Mazera Beyler’in istihdamına lüzum olmadığından kontratolarının feshi479.

II. Meşrutiyet ilanından kısa bir süre sonra ayrılan Romei Paşa, Italya’ya eski görevine
dönerek uzun yıllar Italyan Ordusu’nda ve Italya Senatosu’nda görev aldı.

Romei Paşa, 1911’de Trablusgarp’ta Osmanlı-Italyan Harbi’ne katıldı. Birinci Dünya Harbi
ve savaş sonrası 1919-1922 yıllarında Polonya’da Italya Ordusu adına görev aldı. 1933
yılında Italyan Parlamentosu’nda senatörlüğe seçildi. 1935 yılında Sultan II. Abdülhamid Romei Paşa’nın İtalyan Senato’sunda
Romei Paşa İtalya’ya dönüşünden sonra bir karşılama töreninde. Melhame aile arşivi. çekilmiş fotoğrafı. Melhame aile arşivi.

146 147
Romei Paşa’nın İstanbul ve dönemi ile ilgili yayınladığı kısa hatıratta, 1911 Trablusgarp Savaşı’nda Türkiye’de hocalığını yaptığı, dostu Enver Paşa ile
hatıratının kapağı.
bu defa “düşman” olarak karşılaşmak durumunda kaldığını üzülerek belirtiyor480. Taltif edildiği çok sayıda nişan arasında
Melhame aile arşivi.
Sultan II. Abdülhamid’den aldığı Altın Liyakat481 ve Birinci rütbeden Osmani Nişanları482 da bulunuyor.

ROMEI-LONGHENA’NIN ANILARINDA SARAY’IN BAŞKÂTİBİ TAHSİN PAŞA

Sultan II. Abdülhamid’in devri vezirlerinden ve Mabeyn Başkâtibi Tahsin Paşa Istanbul’da doğdu. Gençliğinde Bâbıâli
kalemlerinde çalıştı ve burada kendini yetiştirdi. Dahiliye Mektupçu Kalemi’nde önce
muavin, sonra başmuavin oldu. Ardından Bahriye Nezareti mektupçuluğuna tayin edildi.
1894-1908 yılları arasında Mabeyn Başkâtipi olarak Sultan II. Abdülhamid’e hizmet etti.
II. Meşrutiyet’in ilanıyla memuriyeti ve rütbesi alındı. 1908’den sonra sefalet içinde yaşadı
ve 1910 yılında Istanbul’da vefat etti.

Romei-Longhena’nın, Saray günleri ile ilgili anılarında, II. Abdülhamid’e ve rejimine son
derece sadakat ve dürüstlükle davranan Tahsin Paşa’yla ilgili yorumu şöyle483:

Tüm işlemler, Saray Başkâtibi Tahsin Paşa’nın elinden geçiyordu. Nazırlar, Mareşaller,
Yıldız Camii imamı, tümü taleplerini Sultan’a Tahsin Paşa marifetiyle gönderebiliyor,
Sultan’dan gelecek cevapları yine Tahsin Paşa’dan edinebiliyorlardı. Elçilik müsteşarları ve
yabancı heyetler her türlü bilgi için kendisine müracaat ediyorlardı. Saray yaverleri göreve
başladıklarında önce onun ofisine uğramak zorunda idi. İmparatorluğu etkileyebilecek
yazışmaların büyük kısmı, idare ettiği ofis tarafından gerçekleştiriliyor, Padişah’ın tüm
iradeleri bu ofisten çıkıyordu. Saray memurları çalışma saatlerini tüketmek için sigara
tüttürüp kahve içerek ezan saatini beklerken, Başkâtip’in ofisinde görevli 10 kâtip, gece
gündüz aralıksız ve telaş içinde mesailerini sürdürüyorlardı... Saray görevine atandığımda
Tahsin Paşa bu önemli görevin tam on dört yıldır başında idi ve bu süre içinde Yıldız
Sarayı’ndan birkaç saat ayrılmasına dahi izin verilmiyordu. Tek evladı olan kızının Saray
dışındaki nikâh merasimine bile katılamamıştı. Hâlbuki, Tahsin Paşa Sultan’ın en gözde
adamıydı. II. Abdülhamid tarafından kendisine çok sayıda nişan, onur belgesi ve hediye
ihsan edilmesine rağmen, aslında Sultan’a altın zincirlerle bağlı bir esirden hiçbir farkı Saray Başkâtibi Tahsin Paşa. Salt Araştırma
yoktu. Bu durum Abdülhamid’in sürgüne gönderildiği güne kadar değişmedi484. Arşivi İstanbul.

Romei-Longhena Paşa (sol başta) Osmanlı Ordusu’ndaki diğer yabancı paşalarla birlikte. 1905-1906. Hassan-Pierre Guiroye. Makzume koleksiyonu.

149
BÖLÜM 4: DİĞER KARDEŞLER, SELİM VE NECİP PAŞALAR’IN SANAT MERAKI Şükrü Melhame

Hükümet’te görevli, ismi az duyulan kardeşlerden Şükrü Melhame, 11 Eylül 1911’de dönemin Sadrazamı Hakkı Paşa’ya
yazdığı mektupta 46 yaşında, evli ve 8 çocuk sahibi olduğunu, Pera’da Serkis Sokak no.15’te ikamet ettiğini bildiriyor. On
SELİM PAŞA’NIN OSMANLI DEVLETİ’NDE GÖREVLİ DİĞER KARDEŞLERİ yıl boyunca Istanbul gümrüğünde depolama, uzman, kasiyer, müdür ve genel müdür mevkilerine ulaştığını, daha sonra bu
görevden istifa ederek Trabzon’da Tütün Rejisi şubesi müdürlüğüne getirildiğini
İskender Melhame ve Filip Melhame’nin ölümü söylüyor. Sonradan Reji adına Mersin ve Kudüs’te şube müdürlükleri yapıyor. Beş yıl
hizmetten sonra Ankara’da dört yıl Reji’nin genel müdür yardımcılığını üstleniyor.
II. Meşrutiyet ilanının birkaç ay öncesinde haftada 2 defa yayınlanan Fransızca dilindeki Journal de Salonique gazetesinin Sonra Reji’nin Malta’da temsilcisi oluyor. Malta’daki temsilcilik kapatılınca on üç
20 Nisan 1908 tarihli sayısında, Selim Melhame Paşa’nın kardeşi Filip Melhame’nin ani ölüm haberine yer veriliyor. Filip yıl aralıksız hizmet verdiği işine son veriliyor. Konuyu önce Tütün Rejisi’nin bağlı
Melhame 1888’de Suriye’de Düyun-u Umumiye Idaresi Şube Müdürlüğü’nde, sonra Istanbul’da Maliye Bakanlığı’nda görev olduğu Düyun-u Umumiye Başkanı Lambert’e açan Şükrü Melhame, Lambert’den
almış, Şûrâ-yı Devlet üyeliğine getirilmişti. Haber şöyleydi: II. Meşrutiyet’in ilanı ile artık Melhameler’den kimseyi istihdam edemeyecekleri
cevabını alıyor. Hakkı Paşa’ya yazdığı bu mektubun sonunda Melhameler’in başına
Kısa bir hastalıktan sonra geçen Salı günü, Maliye bölümünde görevli Şûrâ-yı Devlet üyesi Filip Melhame Efendi hayata gözlerini yumdu. gelen talihsizliklerden sonra işten atılmasının doğru olmadığını, zaten uzun yıllar
Istanbul dışında yaşadığı süreçte kardeşleri ile temas kurmadığını, onlar tarafından
Merhum, Maden ve Orman Nazırı Selim Melhame Paşa, Osmanlı Tütün Rejisi Genel Müfettişi Habib Melhame Efendi, Selanik Osmanlı dışlandığını söyleyerek Sadrazam Hakkı Paşa’dan devlet görevine yeniden alınma
Tütün Rejisi Müdürü İskender Melhame Bey ve Ticaret ve Bayındırlık Nezareti Müsteşarı Necip Melhame Paşa’nın kardeşiydi. konusunda destek arıyor488.
Filip Melhame Efendi, kardeşleri gibi kalben ve ruhen nadir nitelikleri olan, mesleki icraatında zekâsı ve iş deneyimi ile tüm
Yazıdan anlaşılıyor ki Şükrü Melhame, kardeşleri Selim Melhame Paşa, Necip
kaynaklarını kullanan birisiydi. Bir süre çalıştığı Düyun-u Umumiye Şirketi’nde hizmetleri çok benimsenmişti. Geniş bilgi sahibi
Melhame Paşa, Tütün Rejisi’nde görevli kardeşleri Iskender ile Habip, Maliye’de
olduğu için daha sonra Şûrâ-yı Devlet üyesi olmuş, Birinci derecede Ula rütbesine terfi olmuştu. Üst düzeydeki bu devlet memurunun
çalışan 1908’de vefat eden Filip’le ilişkisi en zayıf olan halkaydı. Işsiz kalan Şükrü
ölümü gerek resmî çevrede gerek İstanbul’un yüksek sosyetesinde büyük bir üzüntüyle karşılandı.
Melhame Sadrazam’dan destek almak için diğer kardeşlerine sitemde bulunma
ihtiyacı dahi duymuştu.
Ani ölümden dolayı merhumun yakın akrabalarına zamanında haber ulaştırılamadı. İskender Melhame çok değer verdiği kardeşinin
rahatsızlığını ve ölüm haberini neredeyse aynı zamanda öğrendi. Selanik’ten Çarşamba günü hareket ederek, kendisini ve büyük
Melhame aile fertlerini kahreden acı haberi aldıktan 36 saat sonra, Perşembe sabahı, İstanbul’a vardı. Habib Melhame
Şükrü Melhame. Melhame aile arşivi.
Merhumun annesi Bayan Melhame’ye, Selim Paşa’ya, Habib Efendi’ye, İskender Bey’e, Şükrü Efendi’ye, Necip Paşa’ya ve ailelerine Habib Melhame Istanbul’da yaşadığı yıllarda Belçika Konsolosu Sassi’nin kızıyla
kalben başsağlığı diliyoruz. Filip Efendi’nin cenazesi Cumartesi 18 Nisan’da düzenlenecek iken, tüm kardeşlerin katılımını sağlamak evlendi ve şehrin diplomatik çevresinde takılmaya başladı. 1900 yıllarının
için Çarşamba 22 Nisan sabah 10:00’a ertelendi. Melhame ailesi tüm dostlarının kendileriyle cenaze merasimine katılmalarını başında dostları Joseph Etienne Caporal, René
istirham ediyorlar. Buluşma yeri Pera’daki Saint-Antoine kilisesi olacak. Necip Melhame Paşa cenazeye katılmak için hâlen Baudouy ile briç oyununu Istanbul’da ilk
bulunduğu Paris’ten geri dönüyor. oynayanlar arasında yerini aldı. Filip Melhame’nin
ölümünden birkaç ay sonra, II. Meşrutiyet ilanıyla
Bu haberin Selanik’te bir gazetede çıkmasını Selanik Osmanlı Tütün Rejisi Müdürü ülkeyi terk eden Selim Paşa dışındaki Melhame
Iskender Melhame Bey’in şehirde sevilmesine ve tanınmasına bağlamak gerekir. Gerçi kardeşler, Jön Türk Hükümeti’nin aldığı kararlarla,
Selanik’teki yeni göreve atandığı tarihlerde Düyun-u Umumi Idaresi’ne bağlı Tütün Rejisi hizmet ettikleri devlet görevlerinden tek tek
Genel Müdürü Louis Rambert Iskender hakkında “Gayet faal ve azimkâr olduktan başka uzaklaştırıldılar. Habip Melhame Lübnan’ın Sayda
hilekârlıkta emsali nadir bulunur bir Suriyeli’dir” açıklamasını yapmıştı485. şehrinde Osmanlı Ziraat Bankası’nın finanse ettiği
bir kırsal gelişim şirketinde yöneticilik yaptı.
Aynı gazete, 4 Ocak 1904 tarihli sayısında Iskender Melhame ve eşinin Selanik’teki 1910’da Habib Şam’da Ingiliz-Suriye Ziraat Kredi
villalarında verdikleri muhteşem balo davetine değiniyor. Baloda Selanik’in üst düzey Bankası kuruluş projesinde yer aldı ve 1913’ten
görevlileri ve şehrin ariktokrasisi yer alıyor. Hayri Paşa, Selanik Valisi Hasan Fehmi Paşa itibaren Osmanlı Devleti memurluğuna tekrar
ve diğer davetliler villaya gelişlerinde Hamidiye marşı ile karşılandılar ve eğlence sabah getirilerek Bayındırlık Nezareti'nin Beyrut bölgesi
saat altıya kadar sürdü486. müfettişi oldu. 29 Aralık 1924’te Istanbul’da vefat
eden Habib Melhame’nin aile anıt mezarı Feriköy
Filip Melhame Pangaltı Latin Katolik mezarlığında bulunmaktadır.
Kardeşlerden Nisan 1908’de vefat eden Filip Melhame’nin ilk devlet görevi 1888’de Suriye
Düyun-u Umumiye Müdürlüğü idi. Sonra, Istanbul’da Maliye Nezareti’ne tayini çıktı ve
Şûrâ-yı Devlet üyesi oldu. 1890 yılında adı Jafa Vadisi sulama projesi imtiyazında geçti. Selim Paşa ve Necip Paşa’nın sanata olan merakı
Netice alınmayan birinci ihaleden sonra, 1894 yılında ağabeyi Selim Melhame Paşa’nın
Saray’la olan yakın ilişkilerinden faydalanarak Yafa-Kudüs bölgesinin güçlü bir ailesinden Selim Paşa ve en ufak kardeşi Necip Paşa
olan Musevi asıllı Yosef Navon Efendi’den imtiyazı kaptı ve ilgili fermanı aldı. Al-Auja nehri güzel sanatlara olan meraklarını hiçbir zaman
Filip Melhame’nin sunduğu ikinci sulama ve Musaddara deresi suları üzerinde, Fransız ortaklıkla daha önce projelendirdiği sulama gizlemediler. Istanbul’daki konaklarını Avrupa’dan
projesinden bir levha. yatırımlarını gerçekleştirdi. 1894-1914 yılları arasında Yafa’da bahçe tarım üretiminde getirttikleri en kaliteli ve ünlü marka mobilya, halı
BOA ŞD. 1201.5. Kanun-i Sani 1309. ünlü Yafa portakalı dâhil olmak üzere, ürün dört kat, ihracat ise sekiz kat arttı487. Habib Melhame (sağ başta oturan) Cercle d’Orient’da briç oynarken. Hassan-Pierre Guiroye.
ve perdelerle süslediler. Kullandıkları porselen Makzume koleksiyonu.

150 151
ve kristal bardak takımları Avrupa’dan özel siparişle getiriliyor, her bir
parçanın üzerinde baş harfleri kazılı bulunuyordu. Osmanlı mobilyalarına,
Beykoz camlarına, Yıldız Porselen ürünlerine ve hat sanatına da meraklı
olan Selim Paşa’nın evinde “Selim” kelimesinin geçtiği tanınmış bir ustanın
elinden çıkma hat levhası da bulunuyordu.

Günümüzde aile koleksiyonunda bulunan Selim Paşa ve eşi Aimée’nin,


gümüş çerçeveli minyatür portreleri Danimarkalı ünlü portre sanatçısı
Johannes Zehngraf (1857-1908) tarafından betimlenmişti. Zehngraf
kraliyet ailelerinin ressamı olarak ün yapmıştı. Sanatçı, Rus Imparatoru
III. Alexander, Rus Imparatoriçe Maria Fyodorovna, Danimarka Kralı IX.
Christian ve ailesinin, Romanya Kralı I. Carol’un minyatür portrelerini
de yapmıştı. Zehngraf’ın Fabergé’nin yumurta tasarımları üzerine de
minyatür resim çalışmaları yaptığı bilinmektedir.

Selim Paşa’nın bugün Floransa’da yaşayan küçük torunu Myriam


Melhame’nin koleksiyonunda ünlü Alman Ressam Hans Schadow’un
fırçasından Selim Paşa’nın üniformalı büyük boy yağlıboya tablosu
bulunmaktadır. Schadow 1900 yılında Istanbul’a Alman Büyükelçisi
Selim Melhame’nin İstanbul’daki evindeki hat koleksiyonundan.
Bieberstein tarafından davet edilmiş, Alman Büyükelçi’nin ve Selim Makzume koleksiyonu.
Melhame Paşa’nın portrelerini yapmıştı. Sanatçı ilk resim eğitimini
1879’da Berlin Sanat Akademisi’nde aldı ve çok sayıda Avrupalı devlet
ve din adamının portrelerini yaptı. Eserleri arasında Papa XIII. Leo, Alman Imparatoru II. Wilhelm, Bismarck ve Mareşal
Hindenburg gibi isimlerin portreleri bulunuyor.

Avrupa müzayede piyasasını yakından takip eden New York sanat dergisi “American Art News”, 25 Nisan 1908 tarihli
sayısında, Paris’te 6 Nisan’da “Hotel des Ventes”ta yer alan müzayedede Melhame Paşa’nın489 35000 Fransız frangı (7000
Amerikan doları) karşılığı, mitolojik karakterler “Bacchus ve Ariadne”nin işlendiği gobelin halıyı aldığına dair bir haber çıktı.
“Metamorphosis” serisine ait, XVII. yüzyılda dokunan bu halı çok ender bir parça olduğundan, müzayede haberi Avrupa sanat
piyasasında ses getirmişti. II. Meşrutiyet’in ilanından kısa süre önce Paris’te bulunan Necip Melhame Paşa’nın bu değerli
antika gobelin halıya yatırım yapması, antika merakını ve Avrupa sanat piyasasını ve müzayedelerini yakından takip ettiğini
gösteriyordu. Sultan II. Abdülhamid misafirlerine armağan ettiği değerli sanat eserlerini ve saatleri Necip Melhame’ye
Paris’ten sipariş ettiriyordu.

Sultan II. Abdülhamid’in 25. cülus yıl dönümü olan 31 Ağustos 1901 tarihinde, Necip Melhame Efendi Sofya’da Osmanlı
Yüksek Komiserliği görevini bırakmadan önce, Padişah’a Bulgaristan'daki Türk Cemaati adına 800 ayar gümüşten 100 cm.
yüksekliğinde, 83 cm. boyunda bir “Zafer Anıtı”
maketi armağan etti490. Ağabeyi Selim Melhame
Paşa’nın Italya’dan getirttiği mimar Raimondo
d’Aronco tarafından 1897’de tasarlanan ve Imparator
II. Wilhelm ve ailesinin Berlin’deki ünlü kuyumcusu
“Friedlander Biraderler”e sipariş edilen maket, yer
yer altın kaplama vermey ile bezenmişti. Mimar
d’Aranco’nun tasarladığı “Zafer Anıtı” projesi daha
sonra gerçekleşmemiş, bugün sadece Yıldız Sarayı
Müzesi Koleksiyonu’nda korunan muhteşem maket
geriye kalmıştır.

Sultan II. Abdülhamid’in 1901 yılına kadar


gerçekleştirdiği başarılı icraatlar, maketin yarım
kubbesi, kapıları, kemerleri, çeşmeleri ve sütunları
üzerinde ayrı ayrı semboller ve kitabeler halinde yer
almakta. Mimar d’Aranco’nun tasarımı kullanılarak
Johannes Zehngraf’ın (1857-1908) yapmış Johannes Zehngraf’ın (1857-1908) yapmış maketin Friedlander Biraderler’e sipariş edilmesi
olduğu Selim Paşa’nın eşinin portresi. olduğu Selim Paşa’nın portresi. Melhame kardeşlerin fikri olmalıdır. 1929’da
Habib Melhame ve ailesinin Pangaltı Latin Katolik Mezarlığı’nda anıt mezarı. Vuçino dijital arşivi. Melhame aile koleksiyonu. Melhame aile koleksiyonu.

152 153
“Friedlander Biraderler”in kuruluşlarının 100. yıl dönümünde, özel davetlilere sınırlı sayıda dağıtılan parşömen kitapta firmanın
bir başyapıtı olan “Zafer Anıtı” maketine tam sayfa yer ayrılmıştı. Aynı şirket tarafından bu defa Ingiliz Kraliçesi Victoria’nın 50.
altın cülus kutlaması için 1887’de imal edilen diğer bir başyapıt, gümüş masa orta parçası, aynı kitapta yer almamıştı491.

Son olarak, Cumhuriyet Gazetesi’nin 1934 tarihli bir sayısında “Müzayede ile Satış” başlığı altında çıkan bir haber şöyledir:

28 Eylül 1934, Cuma günü sabah saat 10’da Beyoğlu Taksim’de, Bayan Selim Melhame Paşa’nın konağından, Tünel’de Foto Süreyya
karşısında 396 numaraya naklolunan gayet nefis eşyaların müzayede suretiyle satılacağı ilan olunur. Meşe ağacından mamul
oymalı gayet mükemmel büfe ve dresuar, Lui XIV ve Lui XV usullerinde müzeyyen lake salonlar, Fransız mamulatı yaldızlı kanepe ve
iki sandalyeden mürekkep salon takımı, bahü 2 koltuk ve orta masasından ibaret arabesk salon takımı, aynalı dolaplar, gardroplar,
meşe ağacından mamul sehpalar, verni-marten salon vitrini, salon masaları, arabesk masalar, büyük yaldızlı aynalar, pelesenk
ağacından mamul kanepeler, ampir usulünde etajerler, pelesenk otomatik salon masaları, sandalyeler, hava gazlı iki adet komple
banyo takımları ve sair lüzumlu eşyalar. Pey sürenlerden %25 teminat alınır. Satış peşindir…

Bu haberle Selim Melhame ve eşinin güzel eşyalara olan merakını biraz daha iyi anlıyoruz.

Selim Melhame ve eşinin 50. evlilik yıldönümü, 1931. Selim Melhame 82 yaşında. Melhame aile arşivi.

Necip Melhame’nin, Sultan II. Abdülhamid’in 25. cülus yıl dönümü için yaptırttığı ve Sultan’a Bulgaristan Türk Cemaati'nin adına sunduğu
“Zafer Anıtı” maketi ile ilgili çıkan haber. Alman Die Woche Dergisi. Sayı 35 Berlin Ağustos 1901. Makzume koleksiyonu.

154 155
Necip Paşa’nın satın aldığı gobelin halı “Bacchus ve Ariadne”. Melhame aile arşivi. Selim Melhame Paşa’ya ait yemek takımından. Melhame aile koleksiyonu.

156 157
BÖLÜM 5: SONUÇ Sultan II. Abdülhamid’in Saray ikinci katibi, Arap Izzet Holo Paşa’nın “Yüz sene
sonra açılacaklar” diye vasiyet ettiği günlükler Mayıs 2019’da yayınlandı.
Tartışmaya çok açık ve çelişkili bir kişilik olan Izzet Paşa’nın kaleme aldığı
Feridun Kandemir’e göre, son asrın en büyük sorunlarından biri dönemin önemli şahsiyetlerinin tüm yönleriyle incelenmemesidir. konularda, Sultan II. Abdülhamid’in iradesine rağmen, makamından faydalanıp
Yaşadıkları dönemin olumsuz şartları içinde ülkenin gidişatına katkısı olan bazı Osmanlı bürokratları rejim değişikliğiyle aykırı hareket ettiği durumlar olduğu gözleniyor. Defalarca Selim Melhame ve
“sükût suikastına” uğramış, birçoğu unutulmuş492 ya da birçoğunun Necip Melhame kardeşlere atıfta bulunarak onların politik arenada yaptıklarını
haklarında bugün önemli oranda bilgi boşluğu oluşmuştur. eleştiriliyor ancak iki kardeşin icraatleri Sultan II. Abdülhamid tarafından kabul
görüyordu. Melhameler’in II. Abdülhamid ve Başkâtip Tahsin Paşa ile aralarının iyi
II. Meşrutiyet ertesinde Abdülhamid gitsin de, ne pahasına olması Izzet Paşa’da kıskançlık duyguları aşılıyordu. Sokaktan aldığı duyumlardan
olursa gitsin düşüncesi milliyetçilerin, tutucu çevrelerin, değişik Tahsin Paşa ve Selim Melhame’yi rüşvet almakla suçlayabiliyordu500.
etnik grupların ve Bâbıâli’nin bir kısmının birleştiği nokta idi493.
Padişah’ın yakın çevresindeki bürokratları suçlamak için uygun Jurnalcilikle suçlanan Melhame kardeşler
bir ortam oluşmuştu. Abdülhamid’in 1909’da düşürülmesiyle, bu Sadrazam Said Paşa. Salt Araştırma Arşivi İstanbul.
defa bu değişik kesimler arasında çatışmalar ve olaylar cereyan Esasen, Sultan II. Abdülhamid döneminde bir bürokratın ya da sade bir vatandaşın
etti ve neticede Padişah’ın yakın çevresi bu gelişmelerden payını isminin jurnalciliğe karışmaması neredeyse imkânsızdı. Birkaç kelimeyle de
almaya devam etti. Selim Paşa ve Necip Paşa ile birlikte yüzlerce olsa o günlerdeki ortamı anımsatmak gerekir. 1902-1908 yılları arasında Yıldız
üst düzey yönetici yolsuzlukla suçlandı ve bir kısmı tutuklandı. Sarayı’nda III. Kâtiplik yapan Mayakon’a göre “Hafiyelik Yıldız Hükümeti’nin esası,
temeli, dayanağı âdeta nefes almak ve yaşamak için insan vücudundaki bir cihaz
gibiydi... (Yıldız’da) Tüfekçi, yaver, hademe, ehemmiyetli ehemmiyetsiz bin sima, bin
Saray’a yakın olup da suçlanan ve tutuklanan bazı isimler
nazır ortalıkta dolaşır, kapılar açılır kapanırdı...”. Saray’da normal bir çalışma günü
karmaşık ve yoğun bir insan selinden oluşuyor, neredeyse herkes herkesi gözetliyordu.
Ismi geçenler arasında, II. Abdülhamid’in sağ kolu Başkâtip Tahsin
Saray dışında ise “Tiyatro, meyhane, sefahathane, gezinti yerleri, mezarlık, kışla,
Paşa, Zeki Paşa, Memduh Paşa, Mehmet Rıza Paşa, Reşit Paşa,
Selim Melhame Paşa’nın İtalya’ya para kaçırdığını iddia eden karikatür. mektep, hükümet daireleri, eşraf konağı, köylü kulübesi, tarladan kasaya kadar tüm
Makzume koleksiyonu. Ahmet Paşa, Ermeni Patriği Ormanyan, Musafi Paşa, Izzet Holo
servetler, sözden sükûta kadar tüm söz ve harekât jurnalin kapsama alanındaydı501”.
Paşa, Hamai Bey, Ismail Paşa, Ismet Paşa, Vahap Paşa ve daha
çok sayıda nazır ve devlet bürokratı bulunuyordu494. 1 Haziran
Vambery ve Argaud: Sultan II. Abdülhamid cömertliği hakkında
1909’da, Dahiliye Nezareti'nin bir bildirisinde Selim ve Necip Melhame’nin isimleriyle birlikte Paris Büyükelçisi Münir Paşa,
Kâmil Paşa’nın oğlu Tuğamiral Said Paşa, Padişah’ın yakın çevresinden Faik ve Izzet Paşa’nın oğlu Mehmed Ali’nin isimleri
Sultan II. Abdülhamid’e yakınlığı ile tanınan ve Padişah’ı olağanüstü bir insan
bulunuyordu495. Astrolog Abülhüda, Agâh Paşa, Çerkez Mehmet Paşa, Adana Valisi Bahri Paşa, Ragıp Paşa, Kâmil Bey, Hasan
olarak tanımlayan Arminius Vambery502, Sultan II. Abdülhamid’in etrafında etkin
Rami Paşa da tutuklananlar arasındaydı496.
ve güveneceği bürokratları “Saltanatın cömertlik çeşmesi” (Royal Fountain of
Hamidi rejimin önce pasifize edilmesi sonra düşmesiyle yaşanan suçlama furyasında, basının da olayları körüklemesiyle, Favour) yöntemiyle topladığına inanıyordu503.
Selim Paşa ve Necip Paşa en dikkat çeken isimler oldu. Lübnanlı Maruni Katolik iki kardeşin Bâbıâli’yi saf dışı bırakarak,
Sultan II. Abdülhamid’e doğrudan hizmette bulunmaları, isimlerinin jurnalcilik ve rüşvet iddialarına karışması, Bâbıâli’de ve Padişah’ın 50. doğum günü kutlamalarında, 5 Mart 1893’te Paris Barosu
Ermeni497 kesiminde büyük tepkiye sebep olmuştu. Sadrazam Said Paşa ile bazı nazırlar, Melhame kardeşlerin özellikle dış avukatlarından Louis Argaud Paris’te yaptığı bir konuşmada Sultan II.
diplomasideki etkinliklerinden rahatsız kalmışlardı. Abdülhamid’in cömertliğini şu kelimelerle ifade ediyor: Şimdiki Sultan,
seleflerine göre sade, tutumlu, hizmetkârlarına karşı çok cömert hareket eden
II. Meşrutiyet sonrasında Bâbıâli yöneticileri hakkında yazılanlar bir insan. Hizmetkârlarını maliyeye yük olmadan, sürekli olarak özel bütçesinden
destekliyor, onlara güzel konutlar armağan
Defalarca sadrazamlık kürsüsüne oturan Said Paşa ve Kâmil Paşa hiç şüphesiz görevde ediyor, ailelerine pansiyonlar temin ediyor.
bulundukları uzun yıllarda, Osmanlı Devleti’ne büyük hizmetlerde bulunmuş ancak aynı Ekonomik kısıntılardan dolayı aylıkları ile
zamanda ciddi eleştirilerin hedefi de olmuşlardır.
zor geçinen nice bürokrat Padişah’ın bu
Arap İzzet Holo Paşa'nın İstanbul’dan kaçarken cömertliğinden faydalanıyor504…
Yusuf Fehmi498, Ingiltere yanlısı olarak bilinen Said Paşa ve Kâmil Paşa’nın görevde karikatürize edildiği bir kartpostal.
bulundukları tarihlerde kendilerini her tehlikede hissettiklerinde Ingiltere Makzume koleksiyonu.
Selim Paşa ve ailesinin Sultan II.
temsilciliklerine sığındıklarını belirtiyor. Servet-i Fünun dergisi sahibi Tokgöz,
Abdülhamid’in şahsi bütçesinden destek aldığı düşünülmese de, Sultan’ın desteğiyle
Meşrutiyet ilanından sonra siyaset kavgalarının uzun süre Said Paşa ve Kâmil Paşa
Osmanlı topraklarında, özellikle Suriye, Filistin ve Lübnan’da, önemli imtiyaz fermanları
adları arasında geçtiğinin altını çiziyor.
elde ettikleri bilinmektedir. Bu imtiyazların büyük kısmı atıl kalmaktan kurtulmuş, ileri
teknoloji sahibi yabancı şirket ortaklıkları tesis edilerek devlete ve kendilerine kazanç
Tokgöz, Sadrazam Said Paşa’nın ittihatçılara sığınarak hırs ve tutkusunu güçlendirme
sağlamıştır.
fırsatı bulduğunu, her iki paşanın II. Abdülhamid döneminde oynadıkları rollerin
önemini göstermek üzere anılar yayımladıklarını ama gerçekte her iki yayının tarihî
Sultan II. Abdülhamid döneminde ekonomi
bir değeri olmadığını, yazdıkları koca ciltleri paşalar kendilerini temize çıkarmak için
ve işlerine gelen belgelerle doldurduklarını, çoğu kez de gerçeği değiştirmekten geri
Aslında, II. Meşrutiyet öncesi Osmanlı ekonomisi mercek altına alındığında, durumun
kalmadıklarını yazıyor. Buna karşılık Tokgöz, Saray Başkâtipi Tahsin Paşa’dan kimseye
hiç de kötü olmadığını görüyoruz. II. Meşrutiyet ilanı öncesi ve sonrası dönemlerin Arminius Vambery. Oriental Collection-
bir zarar gelmediğini, yayımladığı anıların tarihî açıdan önemli bir belge olduğunu ve
Sadrazam Kâmil Paşa. Makzume dijital arşivi. yakın tanığı Düyun-u Umumiye Idaresi Italyan Komiseri Marki Alberto Theodoli, Sultan Library of the Hungarian Academy of Sciences
paşanın yalnızca görevini yapan bir yönetici olduğunu vurguluyor499. Budapest.

158 159
II. Abdülhamid dönemindeki ekonomik durumu Istanbul’daki Italya Büyükelçisi’ne yaptığı bir iç yazışmada şöyle özetliyor:

…Jön Türkler Hükümet’te bulundukları iki yıl içinde “olağandışı gelirlerden” yaklaşık 13 milyon lira tükettiler. Bu harcamalar,
ülkenin sayısız tabii kaynaklarını geliştirip bunlardan faydalanmak yerine, yabancı sermaye girişini önlemek endişesiyle
verimsiz harcamaya dönüşmüştü… Abdülhamid ve nazırları sorumsuzca harcamalar yapmakla suçlanmıştı, hâlbuki Muharrem
Anlaşması’nda belirtilen dış borç rakamına geride sadece 14 milyon ek dış borç bırakarak, karşılığında ülkeye yaklaşık 5000
kilometre demiryolu ağı kazandırdı. Jön Türkler iki yılda tükettikleri 13 milyon lira ile eski rejimin 27 yılda harcadığı 14 milyon
bağımsız denetçinin dikkatinden kaçmamaktadır505.

Abdülhamid döneminin son 27 yılına baktığımızda Osmanlı Devleti’ne kazandırılan yatırımların Theodoli’nin belirttiği
demiryolu ağlarına yapılan yatırımın pek çok üstünde olduğu söylenebilir. Abdülhamid Rejimi, Avrupa emperyalizmine karşı
direnirken ekonomik gelişmenin yanı sıra, idari, mali, askerî ve adli reformlara da çok önemli imzalar atmıştır506.

Selim Melhame Paşa’nın nazırlığı döneminde yaşama geçirdiği kalıcı reformları saymazsak, 1903’te Sırbistan’da, 1907’de
Italya ve Avusturya’da, kardeşi Necip Paşa’nın ise 1898-1906 yıllarında Bulgaristan’da, alevlenen siyasi ortama barış getirme
arayışları, II. Meşrutiyet’in ilanıyla olumlu sonuca ulaşamadı.

II. Meşrutiyet sonrasında toprak kayıpları

Balkanlar’da Batılı güçlerin Osmanlı Devleti’ni zayıflatma, Ittihat ve Terakkiciler’in ise Abdülhamid rejimini devirme girişimleri
sonuç verince, 1908’de Girit Yunanistan tarafından ilhak edildi. Bosna-Hersek ve Bulgaristan’ın yanı sıra Balkan Savaşı’nda
Makedonya Osmanlı Imparatorluğu’ndan koptu. 1911 yılında Türkiye-Italya Trablusgarp savaşında, Libya Italya sömürgeciliğine
teslim edildi. Italya’nın el koyduğu Rodos’un da aralarında bulunduğu on üç ada Avrupa Birliği’nin yıllar sonra aldığı kararla
Yunanistan’a terk edildi.

Selim Melhame ve Necip Melhame hakkında açılan davalar

Geçmişte kötü ve haince tavırlar ve II. Meşrutiyet sonrasında da bozguncu fikirlerle irtica hareketinde bulundukları iddiasıyla507
Melhame kardeşlerin dosyaları sıkıyönetim mahkemesine gönderildi. Sonunda, yeni hükümet tarafından haklarında açılan
davalar, genelde, görevli oldukları kurumlar kapsamında yolsuzluk kararları ile sınırlı kaldı. Necip Melhame’nin Yıldız suikast
girişimi soruşturmasında bazı Ermeni vatandaşlara işkencede bulunduğuna dair iddialar ise mesnetsiz çıktı. Selim Melhame
Floransa’dan Kâmil Paşa’ya gönderdiği mektuplarda savunma hakkını kullanmak istediğini defalarca bildirmesine rağmen
kararlar gıyabında alındı.

Hanssen’in Melhame kardeşler hakkında değerlendirmesi

Jens Hanssen’e göre Selim ve Necip Paşalar’ın diplomatik atılımları, Osmanlı tarihi ile modern Levantenler’in birlikte
değişimini ifade ediyordu. Maruni Hristiyan ve Arap kökenli olmaları, Osmanlı rejimine bağlılıkları, sadakatleri ve diplomatik
yetenekleriyle Osmanlı Imparatorluğu’nu Avrupa güç arenasında başarıyla temsil edebilmişlerdi. XIX. ve XX. yüzyılın başlarında
II. Abdülhamid’in Avrupa ülke liderleri ile tesis ettiği dostluk politikası çerçevesinde Melhame kardeşlerin varlığı, Osmanlı
Devleti’nin işlerliğini sağlamakta Hanssen’e göre kaçınılmazdı508. Saray, Bâbıâli ve Ittihat ve Terakki arasında yaşanan sorunlar
Abdülhamid döneminde veya ertesinde bir şekilde çözümlenip, Balkanlar’da durum kontrol altına alınabilseydi, söz konusu
toprak kayıpları belki de yaşanmayacak ve I. Dünya Harbi patlak vermeyecekti.

***
Aradan bir asır geçmesine rağmen bugün Selim ve Necip Melhame hakkında çok az şey bilinmektedir. Arda kalanlar
sicilleriyle birlikte yer alan suçlamalar, Ittihat ve Terakki dönemi dergi ve kitaplarda aleyhlerinde çıkan makaleler ve alaycı
karikatürlerden ibarettir. Keza, Selim Melhame Paşa’nın damadı Giovanni Romei-Longhena Paşa hakkında da önemli bilgi
boşluğu bulunmaktadır. Hâlbuki, imparatorluğun zor koşullarında bu üç önemli bürokrat Osmanlı Devleti’nin çıkarlarını
savunmuş ve Padişah’a önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Sultan II. Abdülhamid onları suçlamamış, ancak Jön Türkler’in
Sadrazam Said Paşa’ya tanıdıkları yetkiden dolayı, II. Meşrutiyet ilanından sonra onları sahiplenememişti509.

Sultan’ın yakın çevresinden olup da suçlanan ya da uzaklaştırılan bürokratların dosyaları o dönemin koşulları, dinamikleri
Selim Melhame Paşa 1917 ve gerçek icraatleri bağlamında tekrar ele alınması gerektiğine inanıyorum. Her birinin artıları ve eksileri objektif bir şekilde
yılında Montreux'de.
Melhame aile arşivi.
incelenebilmeli, geçmişte orantısızca suçlananlar ya da unutulanlar olduysa, layık oldukları itibarları er geç iade edilmelidir.

161
MELHAME AİLESİNE VERİLEN NİŞAN VE RÜTBELER (ULAŞILAN VERİLERDEN) 13) 1900: Bulgar Prensi’nden Bulgaristan Sivil Liyakat Nişanı.
14) 1900: Sırbistan Hükümeti’nin Nişani.
15) 1900: Murassa Mecidi Nişanı.
a) Selim Melhame Paşa 16) 1900: Murassa Osmani Nişanı.
17) 1900: Iran Hükümeti’nin Murassa Şir-ü Hurşid Nişanı.
1) 1876: Dördüncü rütbeden Mecidi Nişanı. 18) 1900: Bulgaristan Emareti’nin Mürettep Sivil Nişanı.
2) 1877: Mütemayiz rütbesi. 19) 1901: Iftihar Nişanı.
3) 1879: Üçüncü rütbeden Mecidi Nişanı. 20) 1901: Papa’nın (Vatikan) Pinof Nişanı.
4) 1880: Rus Hükümeti’nin Saint Istanislas (Stanislaus) Nişanı. 21) 1904: Vezaret rütbesi.
5) 1879: Fransız Hükümeti’nin Üçüncü rütbeden Legion d’Honneur Nişanı.
6) 1883: Ulâ Sanisi rütbesi. c) Melhame ailesi diğer fertleri
7) 1885: Ula evvelliğine terfi.
8) 1885: Bir Kıta Nişanı. 1) 1893: Habib Melhame Efendi’ye Üçüncü rütbeden Mecidi Nişanı
9) 1887: Üçüncü rütbeden Osmani Nişanı. 2) 1893: Necip Melhame’nin kayınpederi Selim Raad’a Dördüncü rütbeden Mecidi Nişanı.
10) 1887: Ikinci rütbeden Osmani Nişanı. 3) 1896: Habib Melhame Efendi’ye Ikinci rütbeden Mecidi Nişanı.
11) 1888: Rütbe-i Bâlâ (orgenerallik) rütbesi. 4) 1896: Habib Melhame Efendi’nin sahip olduğu rütbe-i Ula sınıf-ı sanisinin sınıf evveline terfi.
12) 1889: Altın Liyakat Nişanı. 5) 1896: Selim Melhame’nin eşine Birinci rütbeden Şefkat Nişanı.
13) 1890: Birinci rütbeden Mecidi Nişanı. 6) 1896: Habib Melhame’nin eşine Ikinci rütbeden Şefkat Nişanı.
14) 1891: Altın Liyakat Nişanı. 7) 1897: Iskender Melhame Efendi’nin sahip olduğu Saniye rütbesinin Mütemayize terfi.
15) 1894: Birinci rütbeden Osmanlı Nişanı. 8) 1897: Necip Melhame’nin eşine Birinci rütbeden Şefkat Nişanı.
16) 1895: Italya’nın Birinci rütbeden Gran Croce - Cordon d’Italie Nişanı. 9) 1899: Iskender Melhame Efendi’nin rütbe-i haliyesinin Ula sınıf-ı sanisine terfi.
17) 1897: Murassa Mecidi Nişanı. 10) 1900: Şükrü Melhame Efendi’ye terfian mütemayiz Salise rütbesi.
18) 1897: Sanayi Nişanı. 11) 1900: Iskender Melhame Efendi’ye Italya Hükümeti’nin Nişanı.
19) 1897: Murassa Osmani Nişanı. 12) 1900: Iskender Melhame Efendi’ye Ikinci rütbeden Osmani Nişanı.
20) 1897: Yunan Muharebesi Nişanı. 13) 1901: Selim Melhame’nin annesine Şefkat Nişanı.
21) 1897: Bulgaristan Hükümeti’nin Birinci rütbeden Merite Civile Nişanı. 14) 1901: Beyrut muteranından Ilyas Melhame Bey’in taltifi.
22) 1898: Vezaret rütbesi. 15) 1902: Habib Melhame Efendi’nin taltifi.
23) 1898: Papa (Vatikan) tarafından Birinci dereceden Saint Gregoire le Grand Nişanı. 16) 1902: Cebel-i Lübnan Mutassarıflığı Seryaveri ve Jandarma Tabur Ağası Antuvan Melhame Bey’e altın Liyakat
24) 1898: Alman Imparatoru’nun Birinci rütbeden Egal Jor Nişanı. Nişanı.
25) 1899: Altın Imtiyaz Nişanı. 17) 1903: Filip Melhame’ye Birinci rütbeden Mecidi Nişanı.
26) 1899: Iran Devleti’nin Şir-i Hurşid Nişanı. 18) 1903: Necip Melhame’nin kayınpederi Selim Raad’a Birinci rütbeden Mecidi Nişanı.
27) 1900: Murassa altın işlemeli Osmanlı Nişanı. 19) 1904: Cebel’i Lübnan Divan-ı Istinaf Ceza Dairesi Sabık Reisi Selçuk Melhame Bey’in terfi.
28) 1900: Fransa’nın Ikinci rütbeden, Grand Officier de la Legion d’Honneur Nişanı. 20) 1904: Yafa Posta ve Telgraf Müdürü Mişel Melhame Efendi’nin terfi.
29) 1900: Karadağ Hükümeti’nin Birinci rütbeden Danila Nişanı. 21) 1904: Iskender Melhame Efendi’nin eşine Şefkat Nişanı.
30) 1900: Sırp Hükümeti’nin Nişanı. 22) 1905: Yusuf Melhame Bey’le sairenin terfi-i rütbeleri.
31) 1901: Murassa Iftihar Nişanı. 23) 1907: Selim Melhame Paşa’nın iki kızına Birinci rütbeden Şefkat Nişanları.
32) 1901: Rusya Hükümeti’nin Birinci rütbeden Aigle Blanc Nişanı.
33) 1902: Italya Hükümeti’nin Saint Maurice et Lazare Nişanı.
34) 1904: Altın ve gümüş Imtiyaz Nişanı.
35) 1907: Italya Kralı’nın Saint Maurice et Lazare Nişanı.
36) 1937: Lübnan Devleti’nin Vermey Merite Nişanı.

b) Necip Melhame Paşa

1) 1892: Tunus Hükümeti’nin Nişanı.


2) 1893: Rütbe-i Saniye sınıf-ı Mütemayizi.
3) 1894: Üçüncü rütbeden Osmani Nişanı.
4) 1894: Dördüncü rütbeden Mecidi Nişanı.
5) 1896: Iran Devleti’nin Ikinci rütbeden Şir-ü Hurşid Nişanı.
6) 1897: Rütbe-i Ula sınıf-ı evveli ve tebdilen Ikinci rütbeden Osmani Nişanı.
7) 1897: Altın Liyakat Madalyası.
8) 1897: Altın ve gümüş Imtiyaz Madalyası.
9) 1898: Birinci rütbeden Mecidi Nişanı.
10) 1898: Rütbe-i Bâlâ (orgenerallik) rütbesi.
11) 1899: Yunan Muharebe Madalyası. 1896- Selim Melhame'nin eşi Aimée Melhame'ye 1904- Selim Melhame'ye verilen İmtiyaz Nişanı.
12) 1899: Bâlâ Rütbesi. verilen Şefkat Nişanı. Kaynak Melhame aile koleksiyonu.

162 163
EK 1 EK 2

2 Şubat 1310 ( 14 Şubat 1895)

Orman ve Madenler ve Ziraat Nazırı: Selim (tarafından yazılan yazı)

Aylık Maaşı Başlama Miladi Ayrılış Miladi Vazifesi Ayrılış Sebebi


6000 1 Ks 1295 13 Ocak 1880 1 Mart 1296 13 Mart Mülga Düyun-u
1880
( kaldırılan)
5000 1 Nisan 1296 13 Nisan 1880 1 Ts 1297 13 Kasım Rusumu Sitte Umumiye olarak
1881
6000 1 Ke 1297 12 Aralık 1 Ks 1297 13 Ocak İdaresi Müşavirliği değiştirilmiştir
1881 1882
6000 1 Ks 1297 13 Ocak 1882 12 Eylül 1299 24 Eylül Düyun-u Umumiye İdaresi
1883 Müşavirliği
7500 12 Eylül 24 Eylül 1883 1 Şubat 1301 13 Şubat Düyun-u Umumiye İdaresi
1299 1886 Direktör Muavinliği
13750 1 Mart 1302 13 Mart 1886 1 Ağustos 13 Ağustos Düyun-u Umumiye İdaresi
1302 1886 Direktör Umumiliği
14666 kuruş 1 Eylül 1302 13 Eylül 1886 1 Şubat 1303 13 Şubat Direktör Umumiliği
50 para 1888
18333 kuruş 1 Mart 1304 13 Mart 1888 1 Şubat 1306 13 Şubat Direktör Umumiliği
25 para 1891
20833 kuruş 1 Mart 1307 13 Mart 1891 1 Şubat 1307 13 Şubat Direktör Umumiliği Meclis İdare kararıyla
25 para 1892 1 Mart 1308 ( 13 Mart
1892) tarihinden itibaren
ayrılmıştır.

Orman ve Madenler ve Ziraat Nazırı Selim Efendi Hazretleri'nin mülga Rüsum-u Sitte ve Düyun-u Umumiye
İdareleri'nden sebk etmiş oldukları (geçmiş olan) hizmetleri, maaş miktarı ve ayrılış sebebleri ve Düyun-u
Umumiye Direktörlüğü öncesindeki memuriyetleri ve maaşları ve emekli kesenekleri emekli sandığı nezaretinden
gönderilen kayıttan anlaşılmıştır.

4 Şubat 1310 (16 Şubat 1895)

Kaynak: Selim Melhame'nin defterinden belge numara 7. Melhame aile arşivi. Selim Melhame'nin 8 Temmuz 1878 tarihinde Safvet Paşa'ya gönderdiği gizli mektubun birinci sayfası. BOA HR.SYS.1218.3.1.1.

164 165
EK 2 EK 2

Selim Melhame'nin 8 Temmuz 1878 tarihinde Safvet Paşa'ya gönderdiği gizli mektubun üçüncü sayfası.
Selim Melhame'nin 8 Temmuz 1878 tarihinde Safvet Paşa'ya gönderdiği gizli mektubun ikinci sayfası. BOA HR.SYS.1218.3.1.2 BOA HR.SYS.1218.3.1.2.

166 167
EK 2 EK 2

Selim Melhame'nin 8 Temmuz 1878 tarihinde Safvet Paşa'ya gönderdiği gizli mektubun dördüncü sayfası. BOA HR.SYS.1218.3.1.3. Selim Melhame'nin 8 Temmuz 1878 tarihinde Safvet Paşa'ya gönderdiği gizli mektubun beşinci sayfası. BOA HR.SYS.1218.3.1.3.

168 169
EK 3 EK 3

Büyükelçi Musurus'un 26.05.1885'te Bouverie'ye Selim Melhame hakkında gönderdiği tavsiye mektubu birinci Büyükelçi Musurus'un 26.05.1885'te Bouverie'ye Selim Melhame hakkında gönderdiği tavsiye mektubu ikinci sayfası.
sayfası. BOA HR.SFR.3.312.39.1.1. BOA HR.SFR.3.312.39.1.2.

170 171
EK 4 EK 5

Orman, Maden ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Efendi'ye 16 Şaban 1311/22 Şubat 1894 tarihli ve Sultan Abdülhamid'in tuğrasını Orman, Maden ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Efendi'ye 13 Zilhicce 1314/15 Mayıs 1897 tarihli ve Sultan II. Abdülhamid'in tuğrasını
taşıyan Birinci rütbeden Osmani Nişanı verildiğini gösteren berat. Melhame aile koleksiyonu. taşıyan Birinci rütbeden Şefkat Nişanı verildiğini gösteren berat. Melhame aile koleksiyonu.

172 173
EK 6 EK 7

15.01.1895 İtalya Kralı Umberto I'in Selim Melhame'yi Cavaliere Gran Croce Nişanı ile taltif edeceğine dair İtalya Dışişleri'nden gelen mektup.
Melhame aile koleksiyonu. Necip Melhame'nin 26.10.1898'de Bulgaristan Prensi Ferdinand'a yaptığı konuşmanın birinci sayfası. BOA HR.SFR 4.410.74.1.

174 175
EK 7 EK 8

Necip Melhame'nin 26.10.1898'de Bulgaristan Prensi Ferdinand'a yaptığı konuşmanın ikinci sayfası.
BOA HR.SFR 4.410.74.2. 27 Ekim 1898’de Prens Ferdinand’ın Bulgar Meclisi açılış töreninde yaptığı konuşmanın metni. BOA HR-SFR(04) 310-76-2.

176 177
EK 9 EK 10

Bulgaristan'da veba salgını ile ilgili Necip Melhame'nin ağabeyi Nazır Selim Melhame'ye Ekim 1899'da gönderdiği salgın bültenlerinden birinin ön yazısı. Almanya İmparatoru hazretlerini istikbal eden (karşılayan) zevat-ı kiram hazeratı (devlet adamları). Mecmua-i Lisan (dil dergisi anlamında),
BOA HR.SFR.4.533.22.1.1. 22 Teşrin-i Evvel 1315/3 Kasım 1899 tarihli altıncı sayısı.

178 179
EK 11 EK 11

3 Mayıs 1900'da Necip Melhame'nin Bulgaristan Dışişleri Bakanı Ivanchov'a çektiği nota metninin birinci sayfası. 3 Mayıs 1900'da Necip Melhame'nin Bulgaristan Dışişleri Bakanı Ivanchov'a çektiği nota metninin ikinci sayfası.
BOA HR.SFR.04.275.8.1.1. BOA HR.SFR.04.275.8.1.2.

180 181
EK 11 EK 12

3 Mayıs 1900'da Necip Melhame'nin Bulgaristan Dışişleri Bakanı Ivanchov'a çektiği nota metninin üçüncü sayfası. Selim Melhame Paşa’ya 1901 yılında, Rus Hükümeti tarafından verilen Birinci rütbeden Aigle Blanc (Beyaz Kartal)
BOA HR.SFR.04.275.8.1.2.jpg Nişanı. Melhame aile koleksiyonu.

182 183
EK 13 EK 14

Selim Paşa ve Fransız kalıpçı Léonard Cluzeland ile Nisan 1906'da imzalanan sözleşme. Cluzeland Yıldız Porselen'in
Selim Paşa'nın kızı Feride ve Romei-Longhena'nın Nisan 1905'teki düğün davetiyesi. Melhame aile arşivi. imalat müdürü Pierre Tharet ile sorun yaşayınca 18.07.1911'de fabrika görevinden istifa etti. BOA ML.EEM579.44.4.

184 185
EK 15 EK 16

Selim Paşa'nın Ekim 1906'da İtalya Kralı III. Vittorio Emanuele'den aldığı Gran Cordone St. Maurice Lazare Nişanı'nın beratı.
Melhame aile arşivi. Selim Paşa ve ailesinin 1907 yılında Papa'ya ziyaretleri sonrasında Vatikan'dan aldıkları belge. Melhame aile arşivi.

186 187
EK 17 EK 17

Selim Paşa'nın 1907 yılında İtalya ve Avusturya seyahatlerinde Bâbıâli ile yazışmalarını içeren defterin giriş sayfası. Melhame aile arşivi. Selim Paşa'nın 1907 İtalya misyonunda Saray Başkitabeti'ne yazdığı mektubun taslağının birinci sayfası. Melhame aile arşivi.

188 189
EK 17 EK 18

Romei-Longhena Paşa'nın maaşıyla ilgili Osmanlı Bankası'nın hükümet yetkililerine gönderdiği yazı, 14.04.1909.
Selim Paşa'nın 1907 İtalya misyonunda Saray Başkitabeti'ne yazdığı mektubun taslağının ikinci sayfası. Melhame aile arşivi. BOA ML.EEM.745.62.2.1.

190 191
EK 19 EK 19

İskender Melhame'nin 4.07.1909 tarihinde Sadrazam Hilmi Paşa'ya yazdığı mektubun birinci sayfası. İskender Melhame'nin 4.07.1909 tarihinde Sadrazam Hilmi Paşa'ya yazdığı mektubun ikinci sayfası.
BOA HR.TH.377.63.1.1. BOA HR.TH.377.63.1.2.

192 193
EK 19 EK 20

İskender Melhame'nin 4.07.1909 tarihinde Sadrazam Hilmi Paşa'ya yazdığı mektubun üçüncü sayfası. Selim Paşa'nın kardeşi Şükrü Melhame'nin 11.09.1911 tarihinde Sadrazam Hakkı Paşa'ya gönderdiği mektubun birinci sayfası.
BOA HR.TH.377.63.1.2. BOA BEO 3940.295463.2.1.

194 195
EK 20 EK 21

Selim Paşa'nın kardeşi Şükrü Melhame'nin 11.09.1911 tarihinde Sadrazam Hakkı Paşa'ya gönderdiği mektubun ikinci sayfası. Selim Paşa'nın oğlu Halim'in Lübnan tarihi ile ilgili 1915'te Freiburg Albert-Ludwigs Üniversitesi'nde hazırladığı doktora
BOA BEO 3940.295463.2.2. tezinin kapağı. Makzume koleksiyonu.

196 197
EK 22 EK 23

Karadağ Hükümeti'nin Birinci rütbeden Danila Nişanı. Melhame koleksiyonu. 1944 yılında ölen Aimée Melhame'nin Floransa'da ölüm belgesi. Melhame aile arşivi.

198 199
DİPNOTLAR 1878 tarihinde 3000 kuruş maaşla tayin buyruldukları, istifalarından dolayı yerine Ferid Bey’in tayin kılındığı belirlenmiş
olduğundan işbu takririn Selim Melhame Paşa’ya gönderilmesi gerekir” şeklinde bir kayıt düşer.
30
G. de Bouloche, Vandeuvres Cenevre 1983. Selim Paşa’nın not defterinden. Sf. 2. Melhame aile arşivi.
31
Mehmet Esat Safvet Paşa (1814-1883).
BÖLÜM 1 32
BOA: HR.SYS 218/ 8.07.1878.
33
Narin, Resül, "Düyun-u Umumiye Idaresi ve Adapazarı", Karadeniz Araştırmaları, Cilt: 6, Sayı: 21, 2009. Sf. 49-59.
1
BOA: DH. SAID 72/34, Sicill-i Umumi, Sf. 67-68, Selim Melhame Efendi. 34
Istanbul Bankası’nın tasfiyesinde görev alan ve sivrilen Yorgo Zarifi (1810-1884) henüz şehzadeyken Abdülhamid’le iyi ilişkiler
2
Fischer, Léonard, "La Vie a Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908. kurmuştu. Zarifi onun borçlarını ödeyip servetini kurtarmış, servetinin idaresini üstlenmişti. II. Abdülhamid’le kurdukları çıkar
3
Fürstenberg Family Foundation arşivi, Patrik Pierre Arida’nın mektubu, Beyrut, 27 Mart 1934; De Bouloche, G., "Notes ilişkisi bu döneminde Zarifi’yi Galata’nın en önemli bankeri haline getirdi. 93 Harbi sırasında Osmanlı’ya açtığı kredilerle önemli
Concernant Selim Pacha Melhame", Sf. 1, Vandeuvres Cenevre, 1983. bir maddi destek sağladı. Bu kredilerle kayda değer bir servet sahibi oldu. Ayrıca ailesi Düyun-u Umumiye ve Tütün Rejisi’nin fikir
4
Beyrut Maruni Başpiskosu Ignace Ziade’nin 84/50 no’lu 09.11.1960 tarihli yazısı. Melhame aile arşivi. babası olduğunu belirtir. Akan, Seriyye, "Osmanlı Rum bankeri Yorgo Zarifi", Toplumsal Tarih, Sayı: 246, Haziran 2014, Sf. 43-51.
5
Melhameler’in bağlı olduğu Antakya Süryani-Maruni Kilisesi, Vatikan’a bağlı Doğu Katolik bir kilisedir. IV. yüzyılda Maron adında 35
Fischer, Léonard, "La Vie a Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIieme Année, Strasbourg, Mart 1908.
bir papaz tarafından kurulmuştu. Bugün, dünya genelinde çoğunluğu Lübnan ve Suriye’de olmak üzere yaklaşık 3,5-4 milyon 36
Varol, Özge, "II. Abdülhamit Dönemi’nde Düyun-u Umumiye Idaresi, Kuruluşu ve Işleyişi", Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Maruni yaşamaktadır. 2012 yılında Lübnanlı Maruni Başpiskopos Bechara Boutros al-Rahi, Papa XVI. Benedict tarafından Kardinal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2007. Sf. 76.
seçilmişti. Maruniler’in dinsel dili Arami'dir. Geçmişte Lübnan Cumhurbaşkanı Maruniler’den seçilirdi. Ancak Israil savaşı sonrası, 37
Varol, Özge, "II. Abdülhamit Dönemi’nde Düyun-u Umumiye Idaresi, Kuruluşu ve Işleyişi", Yüksek Lisans Tezi, Ankara
1967 yılından itibaren, Suriye’nin Lübnan üzerindeki hâkimiyetinin artmasıyla Maruniler’in etkinliği zamanla zayıfladı. Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2007 Sf. 83-86.
6
Erkek kardeşleri: Filip, Habip, Iskender, Şükrü, Necip, Fadıl. 38
Varol, Özge, "II. Abdülhamit Dönemi’nde Düyun-u Umumiye Idaresi, Kuruluşu ve Işleyişi", Yüksek Lisans Tezi, Ankara
7
Hoyek, J.S., "Selim Pacha Melhamé", La Revue du Liban, no. 17, Février 1935, Sf. 4-5 ve Fischer, Léonard. "La Vie a Constantinople", Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2007 Sf. 104-106.
La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908. 39
Pakalın, Mehmed Zeki, "Sicill-i Osmanli Zeyli", XVI. Cilt, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2008, Sf. 139 ve BOA DH. SAID 72/34,
8
Le Bulletin Annuel de l’Association Amicale des Anciens d’Antoura, "Deux Frères, anciens élèves, à la cour du Sultan Abdülhamid” Sicill-i Umumi Sf. 67-68, Selim Melhame Efendi.
Mayıs 1939, Sf. 18-20. 40
Chotzidis, Angelos A, "The Impact of the Ottoman Public Debt Administration on the Economies of Epirus, Macedonia and
9
"Deux Frères, anciens élèves, à la cour du Sultan Abdülhamid", Le Bulletin Annuel de l’Association Amicale des Anciens Thrace (1881-1912): A Preliminary Approach" Department of History and Archaeology, Aristotle University of Thessaloniki.
d’Antoura, Mayıs 1939, Sf. 18-20. 41
BOA: HR. SFR. 3.312.39. Mektup Londra, 26.05.1885.
10
Mubassır: Okullarda öğrencilerin durumu ile ilgilenen ve düzeni sağlamakla görevli olan kimse (gözetmen). 42
Koç, Ömer M. Collection, "Your Excellency’s Obedient Servant- A selection of Autograph Letters Related to the Ottoman Empire",
11
Fischer, Léonard, "La Vie a Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908. Sf. 2. Aygaz Yayınları Istanbul 2017, Sf. 278.
12
De Bouloche, George, "Notes Concernant Selim Pacha Melhame" Sf. 1-2, Vandoeuvres – Cenevre, 1983. Melhame aile arşivi. 43
Maria Teresa gümüş sikkesi: Avrupa’yla olan ticaretin büyümesi de ayrıca temel Avrupa paralarının, imparatorluğun pek çok
13
De Bouloche, George, "Notes Concernant Selim Pacha Melhame" Sf. 1-2, Vandoeuvres – Cenevre, 1983. Melhame aile arşivi. kısmında dolaşımını ve kabul edilmesini hızlandırdı. Bunlardan Avusturya’nın Maria Teresa talerleri ise payitahtta ve genelde
14
Hoyek, J.S. , "Selim Pacha Melhamé", La Revue du Liban, no. 17, Février 1935, Sf. 4-5 ve Fischer, Léonard. "La Vie a Constantinople", Osmanlı topraklarında yabancı para olarak önem kazanmıştı.
La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908. 44
Ingiliz "Morning Post" ve "London Standart", 24.12.1889.
15
Bu süreçte toplam 21374 kuruş 16 para maaş aldı. 45
Cuinet, Vital, "La Turquie d’Asie – Geographie Administrative…" Editeur Ernest Leroux, Paris 1894.
16
Vilayet Muhasebesi’nden Selim Melhame’ye gelen 27 Şubat 1883 tarihli yazı. Melhame aile arşivi. 46
Doruk, Yüce M. "Kevork Torkomyan Efendi ve Ipekçilik Enstitüsü", Bursa’da Yaşam Dergisi, 1 Mayıs 2012, Sf. 112.
17
Khalil el Khoury Lübnan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonraki ilk Cumhurbaşkanı Bechara El Khoury’nin babasıydı. 47
Blaisdell, Donald C., "Osmanlı Imparatorluğu’nda Avrupa Mali Denetimi" (1979) Sf. 208, Istanbul.
Tercümanlık döneminden sonra Lübnan Mutasarrıflığı altında çalışan Arap Sekreterliği’nin başına geçecekti. El-Solh, Raghid, 48
Bâlâ rütbesi: Üst düzey bir mülki rütbe.
Lebanon and Arabism 1936-1945, I. B. Tauris, 2004, Sf. 16. Michel Eddé de ileride Lübnan’ın cumhurbaşkanlığını yapacak olan 49
Sağlam, Mehmet Hakan, "Osmanlı Borç Yönetimi, Düyun-u Umumiye 1879-1891", Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Istanbul 2007.
politikacı Emile Eddé’nin babasıydı. 50"
Histoire de la Banque Ottomane", Archives Nationales Fransa (archivesnationales.culture.gouv.fr)
18
Fischer, Léonard, "La Vie a Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908; Pakalın, 51
Keskinkıliç, Erdoğan. "Duyun’u Umumiye Idaresi", Türkler Ansiklopedisi, Cilt:14, Sf. 371-380, 2002.
Mehmed Zeki, "Sicill-i Osmanli Zeyli", XVI. Cilt, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2008, Sf. 139. 52
Biberoğulları, Sami, "Kapitülasyonlardan Düyun-u Umumiye- Düyun-u Umumiye’den Türkiye Varlık Fonuna-6", 4.9.2016.
19
Kartopu, Saffet, "Düyun-u Umumiye Idaresi ve Idareyle Ilgili Görüşler", Küresel Iktisat ve Işletme Çalışmaları Dergisi, Kış 2012, www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=157153.
Cilt: 1 Sayı: 2, Sf. 32-40. 53
The Times -London, 17 March 1892.
20
Berkes, Niyazi, "Türkiye’de Çağdaşlaşma", Yapı Kredi Yayınları, Istanbul 2016, Sf. 313. 54
BOA: DH. SAID 72/34, 3985 no'lu 14.3.1892 tarihli Düyun-u Umumiye meclis kararı. Sicill-i Umumi Sf. 67-68, Selim Melhame
21
Berkes, Niyazi, "Türkiye’de Çağdaşlaşma", Yapı Kredi Yayınları, Istanbul 2016, Sf. 316. Efendi.
22
Hoyek, J.S., "Selim Pacha Melhamé", La Revue du Liban, no. 17, Février 1935, Sf. 4-5. 55
Hanssen, Jens, "Malhamé-Malfamé: Levantine Elites and Transimperial Networks On The Eve Of The Young Turk Revolution",
23
Mütemayiz: Mülki rütbelerden birinin adıdır. Saniye’den büyük, ûlâ sanisinden küçüktür. Askerlikte miralay rütbesine denk gelir. Int. J. Middle East Stud. No: 43, 2011, Sf. 37.
24
Fischer, Leonard, La Revue Catholique d’Alsace, "La Vie A Constantinople", XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908, Sf. 141: 56
Fischer, Léonard "La Vie A Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908. Sf. 2.
Melhame’nin bu görev sırasında yabancı basına ücret talep etmeden bilgi vermediğini iddia ediyor. 57
Melhame aile arşivi.
25
Selim Melhame’nin defterinden. Melhame aile arşivi. 58
Mansel, Philip, "Levant Splendour and Catastrophe on the Meditteranean", Joh Murray Publishers, London 2010, Sf. 152.
26
Uçarol, Rıfat, "Siyasi Tarih (1789-2001)", Der Yayınları, Istanbul 2006, Sf. 390. 59
Çuluk, Sinan, "Osmanlı Dönemi'nde Devlet-Memur Ilişkisi", # Tarih sayı: 29, Ekim 2016, Istanbul.
27
Bulgaristan Prensliği’nin sınırları 1885’te Doğu Rumeli’yi de kapsayacak şekilde genişletildi, ancak bağımsızlığı II. Meşrutiyet’e 60
BOA: Y.EE, 12/40. 29.Z.1308.
kadar kabul edilmedi. Kansu, Aykut, "Devrim sonrası uluslararası bunalım", Toplumsal Tarih, Sayı: 178, Ekim 2008, Sf. 58-65. 61
Martini tüfekler: ABD’de, aynı anda benzer bir modeli de Ingiltere’de Ingiliz Ordusu için üretilen "Peabody-Martini-Henry",
28"
Comission Européenne de la Roumelie Orientale" (Protocole 1-30), Melhame aile arşivi. bizdeki söylenişi ile "martini" tüfeklerinin alımına Sultan Abdülaziz döneminde başlandı. 1.300 metreye ulaşan etkili menzilleri,
29
Pakalın, Mehmed Zeki, "Sicill-i Osmanli Zeyli", XVI. Cilt, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2008, Sf. 139. Aile arşivinde bulunan, Selim kalitesi ve kullanım kolaylığı bakımından, Osmanlı Devleti’nin en büyük rakibi olan Rus Ordusu’nda kullanılan benzer kategorideki
Melhame’nin 1895 yılında Maliye Nezareti Muhasebesi’ne yazdığı yazıda Bulgaristan göreviyle ilgili "Bulgaristan Komiserliği’ne 1867 model Krnka ve 1868 model Berdan tüfeklerinden daha üstün durumdaydı. http://www.kerimusta.com/martini-tufekleri/
Hazreti Hilafetpenahice memur olunmuş isem de gidemediğimden..." şeklinde bir ifade yer alır. Maliye Nezareti Muhasebecisi 62
Selim Melhame sonraki yıllarda Osmanlı diplomasisinde, barışçıl yollarla Osmanlı menfaatlerini korumak adına önemli
Mehmed Emin cevabında "Selim Melhame’nin (...) 14 Ekim 1878 gününden 14 Ekim 1879 tarihine kadar, 3600 kuruş maaş ile çalışmalar yapacaktır.
Rumeli Şarki Komisyonu’nda Fransızca kitabetinde istihdam olundukları ve Bulgaristan Komiserliği memurluğunda 7 Aralık 63
Abdülhamid’in hükümdarlığı süresince özellikle 1890 sonrasında kendi lehinde makale yazdırdığı biliniyor.

200 201
64
Deringil, Selim, "The Well Protected Domains", Londra, I. B. Tauris&Co., 1999, Sf. 138-139. Gustave de Pauliyn, madenin büyük bir yakacak sıkıntısı olduğu ve çevresinde ağaçlandırma yapılması gerektiği konusunda
65
Avcı, Yasemin ve Avcı, Safi. "Osmanlı Imparatorluğu’nda Siyasi Meşrutiyet ve Propaganda Aracı Olarak Anıtın Icadı uyarıda bulunmuştu.
(1840-1916)". Kebikeç Dergisi sayı 43, 2017. Sf. 23. 99
Çelik, Recep, "Sultan II. Abdülhamid ve Imparatorluğun Ihyası (1876-1900) 'Tebrikname Milli'", Istanbul 2018, Sf. 68.
66
Hoyek, J.S., "Selim Pacha Melhamé", La Revue du Liban, no. 17, Février 1935, Sf. 4-5. 100
BOA: Y.PRK.OMZ. 3/76. 29.Z.1325.
67
Documenti Diplomatici Italiani- Istituto Poligrafico e Zecca Dello Stato – Roma 2014, no. 40 Sf. 34. 101
BOA: Y.PRK.OMZ. 3/42. 23.L.1321.
68
I Documenti Diplomatici Italiani- Istituto Poligrafico e Zecca Dello Stato – Roma 2014, no. 46 Sf. 37. 102
L’Echo de Mines et de la Métallurgie Dergisi, Paris 17 Eylül 1893, Sf. 3 (Gallica.com).
69
I Documenti Diplomatici Italiani- Istituto Poligrafico e Zecca Dello Stato – Roma 2014, no. 44, Sf. 36. 103
Keskin, Özkan. "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
70
BOA: I.MTZ.CL, 7/309, 2.M.1310. Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 78.
71
BOA: Y.EE, 79/20, 16.M.1310. 104
Çelik, Recep; "Sultan II. Abdülhamid ve Imparatorluğun Ihyası (1876-1900) 'Tebrikname Milli'", Istanbul 2018, Sf. 70.
72
Hoyek, J.S., "Selim Pacha Melhamé", La Revue du Liban, no. 17, Février 1935, Sf. 4-5. 105
Yıldız Sarayı Başkitabet Dairesi’ne yazılan 7085 no’lu belge. Selim Melhame’nin defterleri. Melhame aile arşivi.
73
Fischer, Léonard, La Revue Catholique d’Alsace, "La Vie a Constantinople", XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908. Sf. 142-143. 106
Fischer, Léonard, "La Vie a Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mart 1908. Sf. 143.
74
Jurnal Tanzimattan Cumhuriyet’e Tarih Sözlüğü’nde "II. Abdülhamid döneminde bir kişiyi suçlayarak Saray’a duyurmak", 107
Fischer, Léonard, "La Vie a Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mart 1908. Sf. 143-144.
Redhouse’ta "Bir astın üstüne yazılı olarak verdiği rapor" olarak geçer; aktaran Karakışla, Yavuz Selim, "Hafiyelik ve Jurnalcilik", 108
Madenlerle ilgili bu bilgileri Selim Paşa’nın yükselişini yakından takip eden biri tarafından verildiğini, Selim Paşa’nın bu
Toplumsal Tarih, Sayı: 119, Kasım 2003, Sf. 12-21. sayede servetini oldukça arttırdığını iddia ediliyor: Fischer, Léonard, "La Vie a Constantinople”, La Revue Catholique d’Alsace,
75
Akşin, Sina, "Jön Türkler ve Ittihat ve Terakki", Imge Kitabevi, 5. Baskı, Ankara, 2009, Sf. 48. XXVIIeme Année, Strasbourg, Mart 1908.
76
Hür, Ayşe, "Her daim itibarlı (!) meslek: Jurnalcilik", Radikal, 16.08.2015; Orhan Koloğlu, "Jurnal", Osmanlı Ansiklopedisi 109
BOA: BEO 3512/263329. 22.S.1327.
(Tarih, Medeniyet, Kültür), C. 7, Iz Yayınları, 1996, Sf. 60-64, Orhan Koloğlu, "Abdülhamit Gerçeği", Pozitif Yayınları, 2007. 110
Kazgan, Haydar; "Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Şirketleşme", Istanbul 1991, Sf. 58.
77
Kırlı, Cengiz, "Sultan ve Kamuoyu, Osmanlı Modernleşme Sürecinde ‘Havadis Jurnalleri’", (1840-1844), Türkiye Iş Bankası 111
Selim Melhame’nin ülkeden ayrılış süreci ve sonrasında hakkında çıkan iddialar dönem koşullarıyla birlikte değerlendirilmelidir.
Kültür Yayınları, 2009. Zaptiye nezareti: Osmanlı Imparatorluğu’nda toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu. 112
Kansu, Aykut; "1908 Devrimi", Iletişim Yayınları, Istanbul 2002, Sf. 180.
78
Koloğlu, Orhan, "Jurnal", Osmanlı Ansiklopedisi (Tarih, Medeniyet, Kültür), C. 7, Iz Yayınları, 1996, Sf. 60-64 ve Koloğlu, Orhan, 113
Kansu, Aykut; "1908 Devrimi", Iletişim Yayınları, Istanbul 2002, Sf. 179.
Abdülhamit Gerçeği, Pozitif Yayınları, 2007. 114
"Die Wiederherstellung der Türkischen Verfassung", Vossische Zeitung, 29 Juli 1908.
79
Beyhan, Mehmet Ali, "II. Abdülhamit Döneminde Hafiye Teşkilâtı ve Jurnaller", Türkler, C. 12, Ankara, 2002, Sf. 939-950. 115
Lamb, H. Harry, "Ministers not having Offices at the Porte", The British Documents on the Origins of the War, 1898-1914, V,
80
Beyhan, Mehmet Ali, "II. Abdülhamit Döneminde Hafiye Teşkilâtı ve Jurnaller", Türkler, C. 12, Ankara, 2002, Sf. 939-950. The Near East. Sf. 17.
81
Beyhan, Mehmet Ali, "II. Abdülhamit Döneminde Hafiye Teşkilâtı ve Jurnaller", Türkler, C. 12, Ankara, 2002, Sf. 939-950. 116
The Times of London, "The Sultan and the New Movement", 1.08.1908. Sf. 7. (Kansu, Aykut; 1908 Devrimi, Istanbul 2002, Sf. 179).
82
Fischer, Léonard. "La Vie A Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908. 117
Melhame aile arşivi: Selim Melhame ile kızları Leyla ve Marie arasında yazışmalar.
83
Nuri, Osman, "Bilinmeyen Abdülhamid-Abdülhamid-i Sani ve Devr-i Saltanatı- Abdülhamid’in Hususi ve Siyasi Hayatı", (Haz: 118
Kutlu, Şemsettin; "Sadrazam Said Paşa Anılar", Hürriyet yayınları. Istanbul 1977, Sf. 245.
Osman Selim Kocahanoğlu), Temel Yayınları, Istanbul 2017. Sf. 478. 119
1900 yılı başlarında Iskenderun’da sadece bir yük iskelesi mevcuttu. Iskeleye kamyonla getirilen külçeler vinçle mavnalara
84
Kutlu, Şemsettin, "Sadrazam Said Paşa-Anılar", Istanbul, Hürriyet Yayınları, 1977 ve "Tahsin Paşa’nın Yıldız Hatıraları, Sultan aktarılıyor, mavnalar açıkta demirli olan yük şileplerine yanaşıyor, mavnadan gemi ambarlarına yükler gemi vinci ile aktarılıyordu.
II. Abdülhamid", Boğaziçi Yayınları, 1990. 120
1)BOA: HR.SFR 3/576/1/4. 14.12.1906 tarihli gözetim firma sertifikası, 2) BOA: HR.SFR. 3/576/1/7. 18.12.1906, Henry Bath
85
Hasırcı, Metin, "Abdülhamid’in Derin Devleti", Istanbul 2018. Sf. 324. & Sons’un Musurus Paşa’ya fiyat raporu. 3) BOA: HR.SFR 3/576/1/1, 7.01.1907 Osmanlı Bankası Londra Şubesi’nin Büyükelçiliğe
86
Tımar Sistemi, askerî bir sistem olmasının yanı sıra aynı zamanda idari bir sistemdir. Bu sistemde köylüler devlete vermeleri yazısı, 4) BOA: HR.SFR 3/5701/1/3, 21.01.1907 tarihli Büyükelçi Musurus Paşa’nın Selim Melhame Paşa’ya yazdığı mektup. Bu
gereken vergiyi tımar sahibine verirlerdi. Tımar sahipleri de bu vergilerle arazinin vergi gelirine göre belirli sayıda atlı ve gerçekleştirilen diğer satış işlemleriyle ilgili belgeler Osmanlı arşivinde mevcuttur.
asker(cebelü) yetiştirirlerdi. Bu konu hakkında bkz. Inalcık, Halil; "Tımar", Diyanet Islam Ansiklopedisi, cilt: 41, Sf. 168-17. 121
Konsinye satış, mülkiyet devri yapılmaksızın, malların satış sorumluluğunu yüklenen komisyoncuya gönderilmesidir. Malların
87
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler komisyoncuya gönderilmesi ile malların mülkiyeti değil, sadece zilyetliği devredilmiş olmaktadır.
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 11-44. 122
The Times London, "France and Turkey", 9.9.1902, Sf. 3.
88
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler 123
Keskin, Özkan, "Osmanlı Devleti’nde Maden Hukukunun Tekâmülü (1861-1906)", OTAM, sayı: 29, Bahar 2011, Sf. 134-137.
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 57. 124
BOA: Y.PRK.OMZ. 3/61. 29.Z.1324.
89
Selim Melhame not defteri, Melhame aile arşivi; BOA: DH. SAID 72/34, Sicill-i Ahval Defterleri, 72, Sf. 67-68. 125
Keskin, Özkan; "Osmanlı Devleti’nde Maden Hukukunun Tekâmülü (1861-1906)", OTAM, sayı: 29, Bahar 2011, Sf. 144.
90
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler 126
Çelik Recep; "Sultan II. Abdülhamid ve Imparatorluğun Ihyası (1876-1900) 'Tebrikname-i Milli'", Istanbul 2018, Sf. 70.
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 57. 127
Sadrazam Avlonyalı Mehmed Ferid Paşa’nın Divan-ı Hümayun Amedî Kalemi’ne Ağustos 1906’da yazdığı yazı. BOA: YA.
91
Baytar Mektebi Halkalı’da eğitime bir sene önce başlamıştı. Çeşme, Volkan, "Osmanlı’da Ziraati Modernleştirme Sürecinde HUS.506/2, 4.B.1324.
Halkalı Ziraat Mektebi (1892-1928): Kuruluşu ve Idari Yapısı", Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XV/2 (2014): Sf. 39-80. 128
Tok, Alaaddin, "The Ottoman mining Sector in the Age of Capitalism: An analysis of State-Capital Relations (1850-1908)" –
92
Kadıoğlu, Sevtap "Osmanlı döneminde Türkiye’de Ziraat Okulları Üzerine Notlar ve Tedrisat-ı Ziraiye Nizamnâmesi", Submitted to Atatürk Inst. for modern Turkish History -in partial fulfillment of M.A. – Boğaziçi Üniv. 2010. Sf. 76-77.
Kutadgubilig, Sf. 8, Istanbul, 2005, Sf. 241-243. 129
Tok, Alaaddin, "The Ottoman mining Sector in the Age of Capitalism: An analysis of State-Capital Relations (1850-1908)" –
93
Kurt, Burcu, "Osmanlı zirai modernleşmesine bir örnek: Izmid Numune Tarlası teşebbüsü", Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Submitted to Atatürk Inst. for modern Turkish History -in partial fulfillment of M.A. – Boğaziçi Üniv. 2010 Tok, Alaadin, Sf. 80-81.
Kocaeli Tarihi Sempozyumu II, Kocaeli Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı Yayınları, Cilt II, Kocaeli, 2016, Sf. 713-719. 130
Tok, Alaaddin, "The Ottoman mining Sector in the Age of Capitalism: An analysis of State-Capital Relations (1850-1908)" –
94
Çeşme, Volkan, "Osmanlı’da Ziraati Modernleştirme Sürecinde Halkalı Ziraat Mektebi (1892-1928): Kuruluşu ve Idari Yapısı", Submitted to Atatürk Inst. for modern Turkish History -in partial fulfillment of M.A. – Boğaziçi Üniv. 2010, Sf. 82.
Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XV/2 (2014): Sf. 39-80. 131
BOA: BEO, 1159/86899. 12.07.1898.
95
Selim Melhame Paşa Yeniçeri Müzesi’nde yer alacak yeniçeri kıyafetlerinin tamir ve yenilenmesi organizasyonu için de 132
Hanssen, Jens, "Malhamé-Malfamé: Levantine elites and transimperial networks on the eve of the young Turk revolution", Int.
görevlendirilmişti. BOA: Y. PRK. OMZ. Dosya No: 2, Gömlek No: 38. 02 B 1317. J. Middle East Study. No: 43, 2011, Sf. 25-48.
96
Demirel, Fatmagül, "Sultan II. Abdülhamid’in mirası Istanbul’da kamu binaları", Istanbul, Istanbul Ticaret Odası, 2011, Sf. 179. 133
Ortaylı, Ilber, "II. Abdülhamid döneminde Osmanlı Imparatorluğu’nda Alman nüfuzu", Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
97
Ahunbay, Zeynep, "Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Marmara Üniversitesi rektörlük binalarının tarihî kimliği ve restorasyon Fakültesi Yayınları No: 479, 100. Doğum Yılında Atatürk’e Armağan Dizisi: 24, Ankara, 1981, Sf. 75.
sorunları", Prof. Doğan Kuban’a Armağan, Istanbul, Eren Yayıncılık, 1996, Sf. 202. 134
Kayzer II. Wilhelm birinci ziyaretini 1889 yılında gerçekleştirmişti. 1898’deki ikinci ziyaretinde çok daha büyük bir ihtişamla
98
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Istanbul’a geldi, Filistin ve Suriye’ye de uğradı. Abdülhamid döneminde daha önce hiçbir büyük devletin hükümdarı Osmanlı
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 77. Ergani Madeni’nde daha önce gözlem yapan Maden-i Humâyûn eski başmühendislerinden Devleti’ni ziyaret etmediğinden II. Abdülhamid bu ziyaretten etkilendi ve Almanya’yla ilişkiler gelişti: Akşin, Sina, Jön Türkler ve

202 203
Ittihat ve Terakki, Ankara 2001, Sf. 73-74. 160
Yıldırım, Mehmet Ali, "Osmanlı’da ipekböcekçiliği eğitimi: Bursa Harir Dârüttalimi ve dârülharirlerin açılması", Turkish
135
II. Wilhelm’in Osmanlı’yı ikinci ziyareti sonrası çıkan haberlerle ilgili Alman Stern dergisinde 3 Ocak 1974’te çıkan haber. Studies, 8/5 Bahar 2013, Sf. 577-594.
136
Selim Melhame Paşa hakkında çıkan enteresan haberlerden biri de bu süreçle ilgilidir. Stern dergisinde yer alan 3 Ocak 161
Garnier, Jacques, Istanbul Fransız Coğrafya Cemiyeti delegesi, "La Sériciculture en Turquie", XXVI Congrés National des
1974 tarihli habere göre Selim Melhame, Istanbul’daki Almanya Büyükelçisi Marschall von Bieberstein’dan iki kızına soylu Sociétés Françaises de Géographie, Saint-Etienne, 1906, Sf. 307.
ailelerden gelen damatlar bulmasını istedi. Bunun karşılığında Siemens’le imtiyaz konusunda anlaşmaya gidildi. Ailesiyle 162
Yılmaz, Gülgün, "Osmanlı Devleti’nin katıldığı uluslararası tarım, endüstri, sanat sergileri ve 'Iâne Sergisi'", Sinan Genim’a
ilgili bölümde anlatıldığı üzere Melhame Paşa’nın iki kızı Marie ve Selma, soylu Alman ailelerinden kişilerle evlenecekti. Armağan Makaleler, Mas, 2005, Sf. 721.
Petrol imtiyazıyla ilgili bir detay vermemekle birlikte, Selim Melhame’nin Bieberstein’la görüşmesi sırasında iki kızına Alman 163
The Levant Herald, 6 Mart 1893.
damat bulma konusunu açtığı Hallgarten tarafından da doğrulanıyor. Hallgarten, George W. F. , Imperialismus vor 1914, 164
BOA: I. DUIT, 136/5. 23.B.1310.
Münih, Beck, 1963, 2. Cilt, Sf. 98-99. 165
BOA: I. DUIT, 136/ 8, 21. Ramazan.1310.
137
Gülsoy, Osman, "Osmanlı devrinde Anadolu ve Bağdat Demiryolları", Osmanlı’da Ulaşım, Istanbul 2012, Sf. 288-291. 166
BOA: I. DUIT, 136/ 8, 21. Ramazan.1310.
138
Ortaylı, Ilber, "II. Abdülhamit döneminde Osmanlı Imparatorluğu’nda Alman nüfuzu", Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler 167
The Indianapolis News, "The Sultan’s Little Show", 5.6.1893.
Fakültesi Yayınları No: 479, 100. Doğum Yılında Atatürk’e Armağan Dizisi: 24, Ankara 1981, Sf. 86. 168
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
139
Çelik, Recep; "Sultan II. Abdülhamid ve Imparatorluğun Ihyası (1876-1900) 'Tebrikname Milli'", Akıl Fikir Yayınları, Istanbul Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 207.
2018, Sf. 69. 169
The Morning Post London, "The Situation in Turkey", 12.03.1896. Sf. 1.
140
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler 170
Edinburg Evening News, 20.8.1896. Yazıda Selim Melhame’ye yanlışlıkla Ticaret Nazırı olarak hitap ediliyor.
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 79-80. 171
Engin, Vahdettin, "Rumeli Demiryolu, Istanbul’u Balkan Şehirleriyle Avrupa’ya bağlayan demiryolu hattı",
141
Aysal, Necdet, "Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da Ilk Günleri- Ziraat Mektebi", Ankara Üniv. Türk Inkilap Tarihi Ensititüsü www.islamansiklopedisi.info/ara/dia/pdf/c35/c350165.pdf.
Atatürk Yolu Dergisi, Mayıs 2007, Sf. 360. 172
Journal de Salonique: publication bi-hebdomadaire., "Dans L’Empire" Selanik, 14 Şubat 1901.
142
Yıldırım, Neşe ve Atalay Seçen Emine, "Sultan II. Abdülhamid döneminde saray bahçeleri ve seralarındaki bitki çeşitliliği ile 173
BOA: Y.PRK.OMZ 1/93/1/1, 19.12.1895.
yurt dışından getirilen bitki türleri", Milli Saraylar, no: 80, Istanbul, 2012, Sf. 65. 174
BOA: Y. PRK.OMZ 2/49/1/0, 14.05.1900.
143
Yıldırım Neşe ve Atalay Seçen Emine, "Sultan II. Abdülhamid döneminde saray bahçeleri ve seralarındaki bitki çeşitliliği ile 175
Ağnam vergisi: Osmanlı Devleti’nin temel vergilendirme sistemleri tarım ve hayvancılık üzerinde sistemleşmiştir. Ağnam
yurt dışından getirilen bitki türleri", Milli Saraylar, no: 80, Istanbul, 2012, Sf. 85. Arapça’da koyun kelimesinin çoğuludur. Koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanlar üzerinden alınan vergidir.
144
Baytop, Turhan, "Osmanlı Imparatorluğu döneminde Anadolu’da gül yağı yetiştirilmesi ve gül yağı", Anadolu Üniversitesi 176
Borçların vadesini uzatma, öteleme.
Tıbbi Bitkiler Araştırma Merkezi, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bülteni, sayı: 4, Temmuz 1990, Sf. 9. 177
The Times, London, "Turkish Funds and Finances", 8.2.1902, Sf. 7.
145
Ikisi şubat ayında, biri mart başlarında olmak üzere, birer hafta arayla önce havada sonra suda ve daha sonra da toprakta 178
The New York Times, New York, "The Turkish Debt", 17.3.1902, Sf. 1.
oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi. 179
The Baltimore Sun, Baltimore, "To Unify Turkey’s Debt", 8.5.1902, Sf. 9.
146
Keskin, Özkan; "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler 180
The Times, London, "The Turkish Debt", 4.5.1903, Sf. 5.
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 83. 181
Rus Büyükelçisi Zinoviev 1901’de Selim Melhame’ye yazdığı özel bir mektupta, Rus Imparator’un kendisini "Aigle Blanc"
147
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler (Beyaz Kartal) nişanı ile taltif etmeye karar verdiğini, bu girişiminden netice aldığı için mutlu olduğunu ve haberi Bâbıâli’ye
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 83. bildireceğini söylemişti. Melhame aile arşivi.
148
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler 182
a) "Pro Armenia" dergisi, 25.05.1902, Sf. 102.
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 83. (ŞD. 524/14 Lef 6). b) Lettre de M. Bapst, Charge d’Affaires de France a Constantinople a M. Delcassé Ministre des Affaires Etrangeres, Therapia
149
Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler 23 Juillet 1902, Sf. 411. Ministeres des Affaires Etrangeres- Documents Diplomatiques Français (1871-1914) Tome second, Paris
Enstitüsü, Istanbul, 2005, Sf. 83. (Td. Nr: 2180, Sf. 1). Imprimerie Nationale, 1931.
150
Huet, Maurice, "L’Institut Impérial de bactériologie de Constantinople", Histoire des Sciences Médicales, t. XXXIV, no: 3, 2000, 183
BOA: Y.PRK.BŞK 66/107/6/1, 10.06.1902.
Sf. 289-294; ÜNVER, Süheyl, "Lettres et cartes de visite de Pasteur retrouvées à Istambul", Société Française d’Histoire de la 184
Béguin, Jacques-François; Maurice Rouvier (1842-1911), "Ecoles pratiques des hautes études", 1999 Vol. 130, no. 13, Sf. 275.
Médecine, Sf. 108-111. 185
Kent, Marian, "The Great Powers and the End of the Ottoman Empire", Frank Cass London, 1996. Sf. 142.
151
Huet, Maurice, "L’Institut Impérial de bactériologie de Constantinople", Histoire des Sciences Médicales, t. XXXIV, no: 3, 2000, 186
Chéradamei André, "La Question d’Orient: La Macédoine. Le Chemin de Fer de Baghdad", Librairie Plon, Paris 1903. Sf. 170.
Sf. 289-294. 187
Inan, Mert. "Herzl Toprak Değil Yerleşim Yeri Istemiş", Milliyet Gazetesi 3.4.2018.
152
Duhani, Said Naim, "Beyoğlu’nun adı Pera iken", Çelik Gülersoy Vakfı Yayınları, Istanbul 1990, Sf. 110-111. 188
Selim Melhame Paşa’nın oğlu Nihat’ın bir notunda belirtiliyor. Melhame aile arşivi.
153
Selim Paşa’nın Sadrazam Kâmil Paşa’ya yazdığı 3 Aralık 1908 tarihli mektup. Melhame aile arşivi. 189
Worcester Journal, "Porcelain factory at Constantinople", 25.5.1895.
154
Nicolle, Adil Bey, "Etudes sur la peste bovine", Annale de l’Institut Pasteur, Nisan 1899, Sf. 319. 190
Fabrika nazırının altında görev yapan en üst düzey çalışan dahiliye müdürüydü.
155
Huet, Maurice, "L’Institut Impérial de bactériologie de Constantinople", Histoire des Sciences Médicales, t. XXXIV, no: 3, 2000, 191
Coşansel Karakullukçu, Demet, "Son dönem Osmanlı saraylarında Yıldız porselenleri", Milli Saraylar, no: 80, Istanbul, 2012,
Sf. 289-294. Sf. 37-63.
156
Idare tarafından 1883 yılında da Fransa’daki Louis Pasteur’e mektup yazarak ipekböceklerindeki hastalığa çare bulunması 192
The Evening Telegraph ve Star gazeteleri, 20.5.1895 çıkan haberde: Fabrikanın Sultan’ın oturduğu Yıldız Köşkü’ne yakın bir
için yardım talep edilmişti, Pasteur Montpellier Enstitüsü Müdürü Maillot’yu önermişti. Maillot kendi yetiştirdiği Torkomyan yerde inşa edildiği, fabrikanın başkanlığını üstlenecek Selim Melhame Efendi’nin idareciliği altında çalışan formen ve işçilerin
Efendi’yi bu iş için uygun bulmuştu. Torkomyan Efendi açılacak ipekçilik okulunda 1922 yılına kadar müdürlük ve öğretmenlik şimdilik Fransız oldukları ama Türk işçileri yetiştirdikleri, birkaç gün önce Sultan’ın daveti üzerine Avusturya Büyükelçisi Baron
yapacaktı. Doruk, M. Yüce; "Kevork Torkomyan Efendi ve Ipekçilik Enstitüsü", Bursa’da Yaşam, 01.05.2012, Sf. 112. Calice ve Italyan Büyükelçisi Catalini’nin tesisi ziyaret ettiği, kullanılan kaolinin Çatalça yakınlarından getirildiği ve mükemmel
157
Yıldırım, Mehmet Ali; "Osmanlı’da ipekböcekçiliği eğitimi: Bursa Harir Dârüttalimi ve dârülharirlerin açılması", Turkish kalitede olduğu yazıyor.
Studies, 8/5 Bahar 2013, Sf. 577-594; Sevtap Kadıoğlu, "Osmanlı döneminde Türkiye’de Ziraat Okulları Üzerine Notlar ve 193
Idarenin Hazine-i Hassa Nezareti’ne yazdığı birkaç yazıda bazı yıllar bu kayıtların idareye gönderilmediği anlaşılıyor. Serin,
Tedrisat-ı Ziraiye Nizamnâmesi", Kutadgubilig, Istanbul, 2005, Sf. 241-243. Sinem; "Yıldız Çini/Porselen Fabrikası", Istanbul Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, Istanbul, 2009.
158
Yıldırım, Mehmet Ali, "Osmanlı’da ipekböcekçiliği eğitimi: Bursa Harir Dârüttalimi ve dârülharirlerin açılması", Turkish 194
BOA: Y.PRK.OMZ 1/98. 2.05.1896. Orman, Madenler ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Paşa’nın Padişah’a arızası.
Studies, 8/5 Bahar 2013, Sf. 577-594. 195
BOA: Y.PRK.OMZ 1/98. 3.05.1896. Selim Melhame Paşa’nın Porselen fabrikasıyla ilgili layihası.
159
Şûrâ-yı Devlet (Osmanlıca: ‫ )روات اشراى‬Osmanlı Devleti’nde günümüzdeki danıştaya karşılık gelen yüksek yargı kurumudur. 196
BOA: HH I 105/37/1. 21.11.1896.
1868-1922 yılları arasında görev yapmıştır. Şûrâ-yı Devlet’in temelleri II. Mahmut tarafından 1837 yılında kurulmuş olan 197
Zonaro, Fausto, "Abdülhamid’in Hükümdarlığında Yirmi Yıl", Hazırlayanlar: Cesare Mario Trevigne, Erol Makzume, YKY,
Meclis-i Vâlây-ı Ahkâmı Adliye adındaki yüksek mahkemeye dayanır.
204 205
Istanbul, 2008, Sf. 156-157. mutasarrıfı Saray’a yazdığı yazıda önceki gece saat 01.30 civarında Zinoviev’in Selim Melhame Paşa’nın konağına gelerek bir
198
Zonaro, Fausto, "Abdülhamid’in Hükümdarlığında Yirmi Yıl", Hazırlayanlar: Cesare Mario Trevigne, Erol Makzume, YKY, buçuk saat kadar kaldığını belirtiyordu. BOA: Y.PRK.ZB 35/ 37. 19.N.1322. 23.4.1905 tarihine ait bir jurnalde de Zinoviyef’in
Istanbul, 2008, Sf. 156-157. Selim Melhame Paşa’nın konağına geldiği ve bir saat kadar kaldığı yazıyordu. BOA: Y.PRK.ZB 36/ 1. 17.S.1323.
199
London Standard, "The Emperor William and the Sultan", 11.3.1898; IREZ, Feryal, "Belgeler ışığında son Alman Imparatoru II. 230
BOA: HSD.AFT 12/139. 24.Ca.1321.
Wilhelm’i konuk eden bir Kasr-ı Hümâyûn: Şale", Iki dost hükümdar, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, no: 53, 2010. 231
BOA: Y.PRK.OMZ. 3/18. 25.Z.1320.
200
Kansas City Journal, "Emperor’s visit to the East", 7.7.1898. 232
Kutlu, Şemsettin, "Sadrazam Said Paşa-Anılar", Istanbul, Hürriyet Yayınları, 1977, Sf. 207-208.
201
Karacagil, Kürşad Ö, "II. Wilhelm’in Osmanlı Imparatorluğu’nu Ziyareti ve Mihmandarı Mehmet Şakir Paşa’nın Günlüğü 233
Kabacalı, Alpay, Abdülhamid: "Tanzimat’tan II. Meşrutiyet’e Imparatorluk ve Nesnel Tarihin Prizmasından", Denizbank, 2006,
(1898)", Türkiyat Mecmuası, C.24/Güz sayısı, 2014. Sf. 78. Sf. 121.
202
Kansas City Journal, "Emperor’s visit to the East", 7.7.1898. 234
BOA: Y.PRK.BŞK 67/ 10, 5.c.1320.
203
Daily Telegraph London, 14.6.1898. 235
BOA: Y PRK BŞK 67/10/1/1. 9.9.1902.
204
Eyice, Semavi, "Osmanlı Devleti’nin son döneminde Istanbul’da Alman mimarların çalışmaları", Iki dost hükümdar, TBMM 236
The Oriental Advisor, Istanbul, 8.1.1903. Salt Arşivleri Istanbul.
Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, no: 53, 2010. Sf. 24-25. 237
BOA: HSD.AFT 12/139. 24.Ca.1321: Zinoviev’in Selim Melhame aracılığıyla Padişah’a sunduğu yazıda diğer hususlar da
205
Morning Post, "German Emperor’s Eastern Tour", 6.5.1899. belirtilmişti. "Iran sınırı meselesi gibi bazı önemli maruzatta bulunmak için Padişah’tan izin istemiştim. Gerek bu konuda,
206
BOA: Y.PRK.BŞK 59/37, 22/Z/1316. gerekse diğer işler hakkında Bâbıâli’nin izlediği yola dair Padişah’a arz olunmak üzere bazı muhtıralar kaleme aldım. Bunların
207
Yazıcı, Nurcan, "Türk-Alman dostluğunun hatırası/‘Nişanesi’ Sultanahmet’teki Alman Çeşmesi’nin inşa süreci ve bir çizimin takdimine izin verilmesi ve okunması dileğimdir".
düşündürdükleri", Iki dost hükümdar, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, no: 53, 2010. 238
Saygılı, Hatip, "Hüseyin Hilmi Paşa’nın Rumeli Müfettişliği Döneminde (1902-1908) Rus Diplomatik Misyonlarının Bulgar
208
Yazıcı, Nurcan, "Türk-Alman dostluğunun hatırası/‘Nişanesi’ Sultanahmet’teki Alman Çeşmesi’nin inşa süreci ve bir çizimin Komitacıları ile Ilişkileri", IGÜSBD, Cilt: 1, Sayı: 2, Sf. 197-226.
düşündürdükleri", Iki dost hükümdar, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, no: 53, 2010. 239
Zinoviev, üç vilayette, doğrudan Padişah’ın temsilcisi olarak hareket eden Hüseyin Hilmi Paşa’nın Osmanlı lehine yaptığı
209"
Tahsin Paşa’nın Yıldız Hatıraları, Sultan II. Abdülhamid", Boğaziçi Yayınları, 1990, Sf. 100. radikal uygulamalardan rahatsız oluyordu.
210
Le Petit Journal, "Le Conflit Franco-Turc", 24.11.1901. 240
BOA: Y.PRK.OMZ 3/41, 24.N.1321: Orman, Madenler ve Ziraat Nazırı Selim Melhame Paşa’nın yazısı.
211
Saray Başkâtibi Tahsin Paşa anılarında bu paranın Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi için kullanıldığını belirtir. "Tahsin 241
Selim Melhame’nin raporunda 2 Aralık 1905’teki Midilli işgalinden bahsetmesi nedeniyle.
Paşa’nın Yıldız Hatıraları, Sultan II. Abdülhamid", Boğaziçi Yayınları, 1990, Sf. 101. 242
BOA: Y.PRK.HR 34/21/1/1, 17.3.1904.
212
Sultan Abdülhamid görüşme sırasında borçların ödeneceğini söylese de devletin öyle bir gücü olmadığı için kısa sürede 243
Documents Diplomatiques Français (1871-1914), 2. Seri, VIII. Cilt, Ministere des Affaires etrangeres, Paris.
çözüme gidilememişti. 244
Imbert Paul, "La Rénovation de L’Empire Ottoman- Affaires de Turquie", Librairie Académiques, Perrin et Cie, Paris 1909 -Türkçe
213
Koloğlu, Orhan, "Fransa Midilli’ye asker çıkarıyor", Atlas Tarih, Sf. 42, Ağustos-Eylül 2016, Sf. 58-65. çeviri, Engin Yayıncılık, Istanbul Sf. 166.
214
Tahsin Paşa, Esbak Mabeyn Başkâtibi, Abdülhamid ve Yıldız Hatıraları, M. Ahmet Halit Kütüphanesi, Ist. 1931. Sf. 74. 245
V. I. Lenin, "1905 Devrimi Üzerine Konuşma". Yay. I.Kaplan, 1977 (Saygılı, Hasip, "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II.
215
Documents Diplomatiques-Affaires de Turquie, 1900-1901, Paris, Imprimerie Nationale, Ministere des Affaires Etrangeres, Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar Dergisi, no: 7, 2016, 268'den alıntı).
Sf. 21-22. 246
Bennett, Geoffrey Cpt, "The Potemkin Mutiny", Royal United Service Institution Journal, Kasım 1959, no: 104, Sf. 5.
216"
Tahsin Paşa, Yıldız Hatıraları, Sultan II. Abdülhamid", Boğaziçi Yayınları, 1990, Sf. 102. 247
Saygılı, Hasip, "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II. Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar Dergisi, no: 7, 2016, Sf. 272.
217
Documents Diplomatiques-Affaires de Turquie, 1900-1901, Paris, Imprimerie Nationale, Ministere des Affaires Etrangeres, 248
Saygılı, Hasip, "1905 Rus Devrimi’nin Osmanlı Imparatorluğu’na etkileri", Istanbul Üniversitesi Doktora Tezi, Istanbul, 2012,
Sf. 21-22. Sf. 141-142. BOA: Y.PRK.OMZ. 3/54, 29.Z.1323.
218
Journal Des Débats Politiques et Littéraires, 30.8.1901, Sf. 2. 249
Zebroski, Robert, "The Battleship Potemkin and its Discontents, 1905- An International Perspective, Sf. 23 (Saygılı, Hasip,
219
Hanssen, Jens, "Malhamé-Malfamé: Levantine elites and transimperial networks on the eve of the young Turk revolution", Int. "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II. Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar Dergisi, no: 7, 2016, 268’den alıntı).
J. Middle East Study. No: 43, 2011, Sf. 34. 250
Ignatyev, B, "XIX. Yüzyıl sonu ile XX. Yüzyıl Başında Türk Rus Ilişkilerinde 500 Yıl 1491-1992, Ankara 1992, Sf. 156 (Saygılı,
220
Said N. Duhani’nin "Beyoğlu’nun adı Pera Iken" kitabından Sf. 29’da "Lorando ve Tubini olayı" ile ilgili yorumu şöyleydi: Hasip, "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II. Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar Dergisi, no: 7, 2016, 279’dan alıntı)
"…Lorando ve Tubini adındaki Frenk-lövantenlere "şaşılası" bir para ödemeye Hünkar’ı zorlamak için, Amiral Caillard’ın 251
Istihkam sözlük anlamı: Düşman saldırısına karşı korunma (korunak).
gemicilerine Midilli adasını işgal ettiren Fransız Büyükelçi Constans’ın dişini biliyordu. Türk hazinesi borcunu ödemişti. Hiç 252
BOA: Y.PRK.OMZ 3/54, 29.Z.1323 (Saygılı, Hasip, "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II. Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar
kuşkusuz bu paranın bir bölümü, Mösyo Constans’ın kayınpederi olan, utanmaz banker Mösyö Mascou’nun mirasçılarının Dergisi, no: 7, 2016, 279’dan alıntı)
boşalmış kasalarını doldurmaya yaradı". Alıntı: H. de Rochefort’un "Les Aventures de ma Vie" adlı kitabı, cilt 5, bölüm XXXIV, Sf. 253
Le Petit Parisien, "Le Sultan lutte contre la Maladie", 07.9.1906 ve Dundee Evening Telegraph, "Naming his successor",
235, Paul Dupont Editeur Paris, 1896. 04.9.1906.
221
Yorulmaz Şerife, Osmanlı-Fransız Ilişkileri Çerçevesinde Osmanlı Topraklarında açılan Fransız Kültür Kurumları ve bunların 254
Duhani, Said Naim, "Beyoğlu’nun adı Pera iken", Çelik Gülersoy Vakfı yayınları, Istanbul 1990, Sf. 40.
Meşruiyet Kazanması (19. Yüzyıl- 20. Yüzyıl başları), Sf. 729-731 255
Marki Guglielmo Imperiali (1858-1944).
https://docplayer.biz.tr/storage/26/9113395/1547725575/o7ULOZbdpNftrfWqA9FslA/9113395.pdf. 256
Ministero Degli Affari Esteri, "I Documenti Diplomatici Italiani- terza serie: 1896-1907, Vol. IX, Istituto Poligrafico E Zecca
222
The Times, "France and Turkey", 09.09.1902, Sf. 3. Dello Stato, Roma 2012, T 2367. Sf. 519-520.
223
Kutlu, Şemsettin, "Sadrazam Said Paşa-Anılar", Istanbul, Hürriyet Yayınları, 1977, Sf. 203. 257
Le Temps Paris, "Dernieres dépéches", 13.11.1907.
224
Tahsin Paşa. Yıldız Hatıraları, Sultan II. Abdülhamid, Boğaziçi Yayınları, 1990, Sf. 102. 258
Iki mozaik renkli taştan tablo, Milli Saraylar koleksiyonunda bulunmaktadır.
225
Le Figaro, "A l’Etranger- Lettre de Turquie- Le Nouveau Gouverneur du Liban", 13.8.1902. 259
Italya Kralı’nın Başyaveri General Brusati, Selim Paşa’ya 21 Ekim 1907’de yazdığı mektupta kendisine bu özel görüşmenin
226
Bu madde çeteci Bulgarlara özgürlük yolu açıyordu. saat 19.00’da planlandığını yazmıştı. Melhame aile arşivi.
227
Saygılı, Hasip, "Sultan II. Abdülhamid’in Meşrutiyet krizi: 1903’te Mitroviçe’de ilk Rus Konsolosu Grigori Şerbina’nın 260
Dışişleri Bakanı Tittoni’nin Selim Melhame Paşa’ya gönderdiği el yazılı mektup. Melhame aile arşivi.
öldürülmesi", Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2014 Bahar, no: 20, Sf. 163-191. 261
Circolo della Caccia derneğinden gelen davetiye. Melhame aile arşivi.
228
Saygılı, Hasip, "1903 Makedonyasında reformlara tepkiler: Manastır Rus Konsolosu Aleksandır Rostkovski’nin katli", 262
Selim Melhame Paşa defterinden. Melhame aile arşivi.
Karadeniz Araştırmaları, Güz 2013, Sayı: 39, Sf. 69-94. 263
Baron Alois Lexa von Aehrenthal (1854-1912).
229
Donanmanın yola çıktığı gün Tophane-i Amire ve Askeri Okullar Nazırı Saray’a Selim Melhame ve Necip Melhame’nin 264
Selim Melhame Paşa defterinden, Belge 15: Selim Paşa’dan Başkitabete.3.11.1907. Melhame aile arşivi.
kendilerine çıkar sağlamak için Rusya Büyükelçisiyle sık sık görüştüklerini yazıyor. BOA: Y.PRK.ASK, 200/62. 23 Ca 1321. Selim 265
Selim Melhame Paşa defterinden, belge 37: Başkâtip Tahsin’den, 4.11.1907. Melhame aile arşivi.
Melhame Paşa’nın büyükelçiyle pek çok kez görüştüğü başka kaynaklarda da yer alıyor. Örneğin Kasım 1904’te de Beyoğlu 266
Selim Melhame Paşa defterinden, Belge 18: Selim Paşa’dan Başkitabete.7.11.1907. Melhame aile arşivi.

206 207
267
Ministero Degli Affari Esteri, "I Documenti Diplomatici Italiani- terza serie: 1896-1907", Vol. IX, Istituto Poligrafico E Zecca 307
Kansu, Aykut; 1908 Devrimi, Istanbul 2002, Sf. 179.
Dello Stato, Roma 2012, T 2249/167. Sf. 555. 308
Salt Galata, Lorans Tanatar Baruh ile yapılan yazışma. 26.02.2019.
268
Selim Melhame Paşa’nın Berlin’deki Osmanlı Büyükelçisi’ne hazırladığı mektubun el yazılı taslağı. Selim Paşa Berlin Osmanlı 309
Eldem, Edhem "135 Yıllık bir Hazine: Osmanlı Bankası Arşivinde Tarihi Izler" Osmanlı Bankası için Türkiye Ekonomik ve
Büyükelçisi’yle, doğrudan temasa giriyor. Melhame aile arşivi. Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, Istanbul 1997, Sf. 176.
269
Ministero Degli Affari Esteri, "I Documenti Diplomatici Italiani- terza serie: 1896-1907", Vol. IX, Istituto Poligrafico E Zecca 310
Eldem, Edhem, "135 Yıllık bir Hazine: Osmanlı Bankası Arşivinde Tarihi Izler" Osmanlı Bankası için Türkiye Ekonomik ve
Dello Stato, Roma 2012, T 237193, Sf. 591. Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, Istanbul 1997, Sf. 177.
270
Ministero Degli Affari Esteri, "I Documenti Diplomatici Italiani- terza serie:1896-1907", Vol. IX, Istituto Poligrafico E Zecca 311
Tomtom Kaptan Sokak olabilir.
Dello Stato, Roma 2012, T 2058, Sf. 595. 312
Selim Melhame Paşa’dan kalan belgelerden. Melhame aile arşivi.
271
Selim Melhame Paşa defterinden, Belge 40: Başkâtip Tahsin’den. 19.11.1907. Melhame aile arşivi. 313
15 Mart 2019’da Y. Mimar Nevin Nazan Yücel’le yapılan toplantı ve kendisinden edinilen bilgi ve belgeler.
272
Kuneralp, Sinan & Tokay, Gül (Editörler), "Ottoman Diplomatic Documents on the origins of WW1- The Macedonian Issue, 314
Tutel, Eser "Şu Bizim 29. Ilkokul", Tarih ve Toplum dergisi, sayı 126, Haziran 1994, Sf. 38/358-38/359.
1879-1912- Part 2: 1905-1912", Aygaz Yayınları, The Isis Press – Istanbul, 2011. Sf. 249-250. 315
28 Mart 2019’da Y. Mimar Nevin Nazan Yücel’le yapılan toplantı ve kendisinden edinilen bilgiler.
273
Pro-Armenia, "Renseignements rétrospectifs", 05.05.1909, Sf. 1287. 316
BOA: DH.I.UM.EK.20/70, 5.Za.1334.
274
Kuneralp, Sinan & Tokay, Gül (Editörler), "Ottoman Diplomatic Documents on the origins of WW1- The Macedonian Issue, 317
Melhame aile arşivi.
1879-1912- Part 2: 1905-1912", Aygaz Yayınları, The Isis Press – Istanbul, 2011. Sf. 258-260. 318
Atasoy, Nurhan "Kont Ostrorog’dan Rahmi M. Koç’a: Boğaziçi’nde bir Yalının Hikayesi", Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı
275
Kuneralp, Sinan & Tokay, Gül (Editörler), "Ottoman Diplomatic Documents on the origins of WW1- The Macedonian Issue, Yayını, Istanbul 2004, Sf. 208. Not: Kont Leon Ostrorog’un Düyun-u Umumiye’deki delegeliği birkaç yıl sürdü. Uluslararası durum
1879-1912- Part 2: 1905-1912", Aygaz Yayınları, The Isis Press – Istanbul, 2011. Tevfik Paşa ve Osmanlı Büyükelçileri arasındaki ve siyasal ortam tersine dönünce oradan istifa etti. 1900’lerde Osmanlı Hükümeti’nce davet edilmiş ve Adliye Nezareti’nde hukuk
yazışmalar… müşavirliği görevine getirilmiştir. Sonra, Selim Melhame Paşa ondan nezaretinde hukuk müşaviri olmasını istedi ve yanında bir
276
The Tacoma Times, 6.4.1904, Sf. 3. süre çalıştı. Siyasi tutarlılığın olmadığı o günlerde bu görevde de uzun kalmayarak bağımsız bir avukat olarak çalışmaya devam
277
Lavvar: Kömür yıkama tesisi. etti ve oldukça ünlü oldu. Bir müddet Istanbul Darülfünunu’nda hocalık da yapan Ostrorog’un, ölümünün ardından oğlu Jean
278
25 Ekim 1907. Melhame aile arşivi. Ostrorog tarafından hediye edilmiş olan 200 kadar kitap ve portresi hâlen Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Idare Hukuku
279
The Times London, "France and Turkey", 9.9.1902, Sf. 3. Enstitüsü’nde korunmaktadır.
280
Tomaso Tittoni (1855-1931): en.m.wikipedia.org. 319
Le Gaulois: Litteraire et Politique Dergisi, Paris, 15.02.1899.
281
Hanssen, Jens, "Malhamé-Malfamé: Levantine Elites and Transimperial Networks on the Eve of the Young Turk Revolution", 320
La Revue Diplomatique: Politique, Littéraire, Paris 03.01.1904.
Int. J. Middle East Stud. 43(2011), Sf. 40. 321
La Revue Diplomatique: Politique et Litteraires, Paris 7.02.1904. Sf. 9.
282
Selim Melhame Paşa’nın not defterinden, 26 Ekim 1907. Melhame aile arşivi. 322
La Revue Diplomatique: Politique et Litteraires, Paris 23.04.1905.
283
Selim Melhame Paşa’nın not defterinden, 4 Kasım 1907. Melhame aile arşivi. 323
Le Gaulois: Litteraire et Politique Dergisi, Paris, 10.10.1904.
284
Selim Melhame not defterinden. Melhame aile arşivi. 324
Melhame ailesindeki bir nota göre, kızı Feride’yi Giovanni Romei-Longhena’ya vermeden önce Selim Paşa Italyan komutandan
285
Selim Melhame Paşa not defterinden, Belge 30: Başkâtip Tahsin’den. 23.10.1907. Melhame aile arşivi. bir milyon Fransız frangı karşılığı altın istiyor ve sonunda Romei bunu güçlükle edinip ödüyor. Melhame aile arşivi.
286
Selim Melhame Paşa defterinden, Belge 03: Selim Paşa’dan Başkitabete, 25.10.1907. Melhame aile arşivi. 325
Figaro Gazetesi, Paris, 29.09.1905, sayı 272.
287
Selim Melhame Paşa defterinden, Belge 20: Selim Paşa’dan Başkitabete. 8.11.1907. Melhame aile arşivi. 326
The Kansas City Star Gazetesi (Kansas City Missouri), 15.05.1907. (www.newspapers.com)
288
Ismail Kemal ve Prens Sabahattin 1902 Şubat’ında Paris’te Abdülhamid’i devirmek adına düzenlenen Jön Türk toplantısına 327
The Kansas City Star Gazetesi (kansas City Missouri), 15.05.1907. (www.newspapers.com)
(Birinci Jön Türk Kongresi) katılmıştı. 328
Mimar Edoardo De Nari’nin arşivinden çıkan rölöveler ve Jean Balatti fatura görselleri. Kaynak: Büke Uras.
289
Selim Melhame Paşa defterinden, Belge 17: Selim Paşa’dan Başkitabete. 5.11.1907. Melhame aile arşivi. 329
Üsdiken, Behzat. "Beyoğlu’nda Kaybolan Geçit ve Pasajlar I", Tarih ve Toplum Dergisi sayı 88, Nisan 1991, Sf. 26.
290
La Revue Diplomatique Paris, 12.01.1908, Sf. 9. 330
Selim Melhame Paşa’nın belgelerinden. Melhame aile arşivi.
291
Syed Tanvir Wasti, "Muh. Inshaullah and the Hijaz Railway", Middle Eastern Studies, vol 34, no. 2.4.1998, Sf. 62. 331
Osmanlı Devleti’nin tek ve son anayasası idi. 23 Aralık 1876’da ilan edilmiştir.
292
Syed Tanvir Wasti, "Muh. Inshaullah and the Hijaz Railway", Middle Eastern Studies, vol 34, no: 2.4.1998, Sf. 62. 332
Meclisi Mebusan Zabıt Ceridesi, Cilt 1, devre 1, içtima senesi 1, 4 Kanunuevvel 1324 tarihli birinci intikattan 9 Şubat 1324
293
Yılmaz, Ömer Faruk, "Sultan II. Abdülhamid Han’ın Hicaz Demiryolu Projesi", Çamlıca Basım yayın, Istanbul 2011, Sf. 7. tarihli 33. intikata kadar. TBMM Basımevi Ankara, 1982, Sf. 221.
294
Syed Tanvir Wasti, "Muh. Inshaullah and the Hijaz Railway", Middle Eastern Studies, vol 34, no: 2.4.1998, Sf. 61. 333
Pakalın, Mehmed Zeki, "Sicill-i Osmanli Zeyli", XVI. Cilt, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2008, Sf. 141.
295
Syed Tanvir Wasti, "Muh. Inshaullah and the Hijaz Railway", Middle Eastern Studies, vol 34, no: 2.4.1998, dipnot 28, Sf. 70. 335"
II. Meşrutiyet’in ilk yılı", 23 Temmuz 1908- 23 Temmuz 1909. YKY A.Ş. Istanbul, Kasım 2008. Sf. 37.
296
Özyüksel Murat, "Hicaz Demiryolu", Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Istanbul Ekim 2000, Sf. 79. 336
Le Temps, "Les Jeunes-Turc et les favoris du Sultan", 01.8.1908.
297
Gülsoy, Ufuk. "Hicaz Demiryolu", Osmanlı’da Ulaşım, Çamlıca Basım yayın, Istanbul 2012, Sf. 244. 337
BOA: I.OM Dosya 13/15, 29.07.1908. Sadrazam: Said.
298
Syed Tanvir Wasti, "Muh. Inshaullah and the Hijaz Railway", Middle Eastern Studies, vol 34, no: 2.4.1998, Sf. 66. 338
BOA: BEO 3364/252239. 29.07.1908. Aydın Vilayeti’nden Bâbıâli Sadrazamlık Dairesi.
299
Le Temps Paris, 1.6.1902. 339
BOA: BEO 3364/252239. 29.07.1908. Sadrazamlık Yazı Işleri Müdürlüğü’nden Aydın Vilayeti’ne.
300
Melhame ailesindeki bir rivayete göre henüz genç bir devlet memuru olan Selim, Amée Crespin ile evlenmek isteyince, 340
BOA: YA.HUS 524/50, 10.B.1326, Bâbıâli Dışişleri Dairesi Mektubi Kalemi- Atina Büyükelçiliği’nden alınan 19.7.1324 (1.8.
Selim’den 1 milyon Fransız frangı karşılığı altın istemiş, bir yıl sonra bu rakamdaki nafakayı Selim, kızın ailesine ödeyince Aimée 1908) tarihli tahkir.
ile evlenebilmişti. 341
s/s Bosnia: 2,561 gross ton (GRT) ve 97.9 metre boyunda bir şilepti. 1898 yılında Genova’da Ansaldo tershanesinde inşa
301
Melhame aile arşivi, 26 Ağustos 1959’da Kont Leon Ostrorog’un oğlu Stas Ostrorog’un Kandilli’den Selim Paşa’nın kızı edildi ve Navigazione Generale Italiana şirketine bağlı olarak seferlere başladı. Birinci Dünya harbinde Libya açıklarında Alman
Selimé’ye yazdığı mektup. donanmasına ait U-34 denizaltısının bataryaları tarafından batırıldı. https://www.wikiwand.com/en/SS_Bosnia_(1898).
302
Atasoy, Nurhan "Kont Ostrorog’dan Rahmi Koç’a: Boğaziçi’nde bir Yalının Hikayesi", Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı 342
Exeter and Plymouth Gazette, "The new Turkey, Selim Pasha’s resolve", 5.8.1908.
yayını, Istanbul 2004, Sf. 212. 343
Mart 1909’da Sadrazamlık’tan Orman, Maden ve Ziraat Nezareti'ne gönderilen mektupta, iki paşa arasındaki ilişkiye dair
303
Revue du Liban, no: 608, 8.1.1971. henüz bir sonuca varılmadığı yazılacaktı. BOA, BEO, 3518, Gömlek No: 263802. Selim imzalı, Orman, Madenler ve Ziraat
304
Fischer, Léonard "La Vie A Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908. Sf. 2. Nezareti adına yazılmış tarihsiz bir mektup "Ikinci Kâtip Izzet Bey’in mali işlerle ilgili fikirleriyle benim fikirlerim hiçbir zaman
305
Hanssen, Jens. "Malhamé – Malfamé: Levantine Elites and Transimperial Networks on the eve of the Young Turk Revolution", uyuşmadığı gibi birbirimize karşı emniyet de duymamaktayız. Izzet Bey’in maliye komisyonunu size karşı başarısız göstermek
Int. J. Middle East Studies, 43 (2011) Sf. 40. istediğine inanmaktayım..." cümleleri yer alıyor. BOA: Y.PRK.OMZ, 3, Gömlek No: 76.
306
OBA, XX 002/3, 30.4.1889. Salt Araştırma Istanbul. 344
BOA: ŞD, 620/100.

208 209
345
BOA: ŞD, 620/117. Ist 2018. Sf. 24.
346
BOA: DH. MKT. 2645/11. 8.L.1326. 382
Esenbel, Aziz. "Abdülhamid ile Paris sefiri Salih Münir Paşa arasında gizli muhabere", Taha Toros arşivleri. (earsiv.sehir.edu.tr )
347
BOA: DH.MKT. 2662/49. 23.L.1326. 383
The Sun New York, "The Sultan Enraged", 18.7.1897, Sf. 1.
348
BOA: DH.MKT. 2651/58. 14.L.1326. 384
BOA: Y.A.HUS 374/23/1/1. 8.07.1897 "Bâbıâli Sadaret Dairesi Divan-ı Hümayun Kalemi 161, Necip Melhame Efendi’nin Paris
349
BOA: BEO.3479/260885. 04.M.1327. Ayrıca 18 Ocak 1909’da Amasya Mebusu Ismail Arif Efendi’nin sunduğu öneride, Yunan Büyükelçiliği Müsteşarlığı’na tayininden dolayı Mösyo Hanotaux tarafından ifade edilen düşünceleri içeren Paris Büyükelçiliği’nden
Savaşı sonrası şehit ailelere ve gazilere yardım için yapılan sergide yolsuzluklar olduğu, Selim Melhame’nin kurduğu komisyona gelen telgrafın tercümesi 7 Temmuz 1897 tarihli yazı ile arz ve takdim kılınmıştı. Hanoteaux tarafından Necip Melhame Efendi
gelen paranın suistimallere kurban gittiği dile getirilmiş, başka mebuslar da ona katılmıştı. Bunun üzerine Selim Melhame gibi eski durumu karanlık bir memurun bir elçilik heyeti arasına dâhil edilmesinin mümkün olmadığı düşünüldüğüne dair
dönemi hesapların incelendiği belirtildi. Fransa Büyükelçiliği’ne gönderilip baş tercüman tarafından tebliğ edilen telgrafın tercümesinin gönderildiği ve bu konuda bazı
350
BOA: BEO, 3490/261700. 19.M.1327. değerlendirmeleri içeren Içişleri Bakanlığı’nın yazısı arz ve takdim edildi efendim. Sadrazam Rıfat".
351
Tarih ve Medeniyet web portalı (www.tarihvemedeniyet.org) Osmanlı döneminin sonunda altının satın alma değeri hakkında 385
The Standart, "The Foreign Relations", 8.11.1898.
fikir edinebilmek için, yaklaşık 7 gram olan bir Osmanlı altının bugünkü değerini 2.5 ile çarpmayı tavsiye ediyor. 386
BOA: BEO 1111/ 93268/1/1. 6.04.1314.
352
BOA: ŞD, 543/20. 16.Za.1327. 387
The Standart London, "British Enterprise in Turkey", 5.7.1898.
353
BOA: BEO, 3557/266761. 04.Ca.1327. 388
BOA: Y.PRK.AZJ 50/23. 16.Ş.1322.
354
BOA: BEO, 3560/266977. 10.Ca.1327. 389
BOA: A.MTZ 4/57/51/2/1. 1.09.1898.
355
BOA: BEO, 3477/260749. 01.M.1327. 390
BOA: HR.SFR. 4/310/76/1, sirkü no: 12669, 19.10.1898.
356
Selim Melhame Roma seyahati sırasında da sağlık sebepleri nedeniyle birkaç kez izin talep etmiş, ancak taleplerine cevap 391
Saray Metbuiyeti: Başka devleti ele geçirmeden kontrol eden devlet anlamına gelen.
alamamış ya da olumsuz cevap almıştı. 1906 tarihli Sadaret’e yazılmış olan bir mektubunda eşinin muayene ve tedavi için 392
BOA: HR.SFR 4/310/76/2. 27.10.1898.
Avrupa’ya gitmesi gerektiğinden, sınırlı süre için kendisinin de ona refakat edeceğinden bahsediyor. Melhame aile arşivi. 393
BOA: HR.SFR 4/410/74/1. 19/26.10.1898.
357
Melhame aile arşivi. 394
BOA: HR.SFR 4/275/21/3, 15/27.11.1899 Fransızca belge.
358
BOA: BEO 3491/261817/2. 23.M.1327 (29.12.1908). 395
BOA: HR.SFR 4/275/21/1, 5.12.1899 Fransızca belge.
359
BOA: BEO 3491/261817. 23.M.1327. 396
BOA: HR.SFR 4/275/21/2, 11.03.1900 Fransızca belge.
360
Hasırcı, Metin, "II. Abdülhamid’in Derin Devleti", Kum Saati Yayınları, Istanbul 2013, Sf. 280. 397
Todor Ivanchov (1858-1906): 13.10.1899 ile 25.01.1901 arası Bulgaristan Başbakanı idi. Istanbul’da Robert College’de
361
Hasırcı, Metin, "II. Abdülhamid’in Derin Devleti", Kum Saati Yayınları, Istanbul 2013, Sf. 281. okuduktan sonra Montpellie’de ekonomi eğitimi aldı.
362
Melhame aile arşivi. 398
Strezova, Aleka. "Les Agences Commerciale ou les Consulats Bulgares dans l’Empire Ottoman: Etablissement, Développement,
363
Feridun Kandemir, "Tütüncübaşı Şükrü anlatıyor: Sultan Vahdeddin’in Son Günleri", Yağmur Yayınları, Istanbul 2014. Kitapta Influence et Effectif (1896-1912)". Association Pierre Belon "Etudes balcaniques-Cahiers Pierre Belon" 2017, Sf. 218-219.
yanlışlıkla Selim yerine, Necip Melhame Paşa’nın adı geçiyor. 399
BOA: HR.SFR 4/275/8/1, 3.05.1900 Fransızca belge.
364
Tarikat-ı Selahhiyye hakkında: http://dergipark.gov.tr/download/article-file/8311, Sf. 261’te Reşat Paşa’nın öldürülmesine 400
BOA: HR.SFR 4/275/15/2 (tarihsiz) ve BOA: HR.SFR 4/275/20. 29.11.1900.
atıf var. 401
Ali Vahbi Bey, "Pensée et Souvenis de l’Ex Sultan Abdul-Hamid", Attinger Freres, Paris, tarihsiz. Sf. 122-123.
365
Mandelli, Riccardo, "Son Sultan – Osmanlı Imparatorluğu’nun San Remo’da Ölümü", Timaş Yayınları, Istanbul 2016, Sf. 114-115. 402
The Times London, "Turkey and Bulgaria, Sofia Nov. 27", 28.11.1900, Sf. 5.
366
ASSR, San Remo Mahkemesi, Ceza Hukuku, sc. 153/383, 25.5.1926. Mandelli’nin "Son Sultan – Osmanlı Imparatorluğu’nun 403
Gündüz, Mustafa (hazırlayan). "Sultan II. Abdülhamid’in Sadrazamı- Küçük Mehmed Said Paşa’nın Hatıratı", 2-3. cilt. Ketebe
San Remo’da Ölümü", Istanbul 2016, Sf. 244. Yayınları. Istanbul 2018. Sf. 99 ve Arap Izzet Holo Paşa’nın Günlükleri, Iş Kültür Yayınları, Mayıs 2019 Istanbul. Sf. 291.
367
Nişantaşı’nda Ralli ailesine ait olan apartmanda bugün Suriye Konsolosluğu bulunmaktadır. 404
BOA: Y.PRK.MK 10/21/1/1. 13.12.1900.
405
BOA: Y.PRK.MK 10/21/3/1. 13.12.1900.
406
BOA: A. MTZ 4/69/35/2/1. 9.03.1901.
BÖLÜM 2 407
The Baltimore Sun, 27 Nisan 1901. Sf. 2.
408
www.grandmufti.bg (Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanlar Diyaneti Başmüftülüğü web portalı).
368
Kalgoorlie Miner (WA:1895-1950), "Romance of Lost Vizier- Sultan’s Christian Confident", 10.2.1908, Sf. 2. 409
BOA: HR.SFR 4/412/41/1. 6.08.1901 ve HR.SFR 4/412/41/4, Fransızca belgeler.
369
Müteyakkız kelimesinin eş anlamı: Uyanık, tetikte. 410
BOA: HR.SFR.04.412.41.2.1-2.
370
BOA: Y.PRK, HH, 11/46. 1884. 411
Osmanlı ortaokuluna verilen isimdi.
371
Yavuz, Enes, "Ottoman Oil Concessions during the Hamidian Era (1876-1909)", Bilkent Üniversitesi Ankara, master tezi 412
BOA: HR.SFR 4/447/112. 4.07.1901. Balcanski Vesti gazetesi, Fransızca çeviriden.
çalışmaları, Aralık 2018. Sf. 56. 413
BOA: HR.SFR 4/447/115/1/1. 12.07.1901. Vetcherna Pachta gazetesi, Fransızca çeviriden.
372
Fesch, Paul. "Abdülhamid’in Son Günlerinde Istanbul", Kasım 1907, Çeviren: Erol Üyepazarcı, Pera Turizm ve Ticaret A.Ş 414
Bulgaristan’da bugün "Shumen" adını taşıyan ülkenin onuncu büyük şehri.
yayını, Istanbul 1999. Sf. 79. 415
BOA: HR.SFR 4/447/115/ ½ .12.07.1901. Fransızca metin.
373
BOA: BEO 430/32198, 29.Z.1311. 416
Kutlu, Şemsettin, "Sadrazam Said Paşa-Anılar", Istanbul, Hürriyet Yayınları, 1977. Sf. 205.
374
Kalgoorie Miner (WA:1895-1950), "Romance of Lost Vizier- Sultan’s Christian Confident", 10.2.1908, Sf. 2. 417
Eldem, Edhem "Iftihar ve Imtiyaz, Osmanlı Nişan ve Madalyaları Tarihi", Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, Istanbul
375
Le Gaulois: Littéraire et Politique, "Bibliographie". 3.11.1895. Sf. 1. Eylül 2004. Sf. 356.
376
BOA: Y.PRK.AZJ 32/59, 13.Ca.1313. 418
Eyice, Semavi Prof. Dr, Erdoğan, Ayşenur. "Mimar Sinan’ın Gurbette Kiliseye Çevrilen Eseri –Bosnalı Sofu Mehmet Paşa Camii",
377
BOA: Y.A.HUS 343/21/2/1 – 4478. 1.01.1896. Yeditepe Yayınevi, Istanbul Şubat 2017, Sf. 51-52-54-55.
378
Melhame, Necip. "A son Excellence Monsieur Hanotaux- Ministre des Affaires Etrangeres a Paris – L’Arbitraire a Tunis", BNF 419
Koyuncu, Aşkın. "Bulgaristan’da Osmanlı Maddi Kültür Mirasının Tasfiyesi (1878-1908)", Sf. 223. Not: "Balkanlarda Dönüşüm,
(Biblioteque National de France), ref. LN27-44382. 16 sayfalık Fransızca rapor. Milli Devletler ve Osmanlı Mirasının Tasfiyesi: Bulgaristan Örneği (1878-1913)" adlı doktora tezinden alıntı. Hacettepe Üniv.
379
Le Gaulois: Littéraire et Politique, "Bibliographie", 3.11.1895. Sf. 2. Sosyal Bilimler Ensititüsü, Aralık 2005.
380
Kalgoorie Miner (WA:1895-1950) "Romance of Lost Vizier- Sultan’s Christian Confident", 10.2.1908, Sf. 2. 420
The Standart London, 4 Mayıs 1901.
381
1889’da gizli bir cemiyet olarak Ittihad-i Osmani kuruldu. Bu cemiyet daha sonra sivil ve askerden oluşan geniş bir muhalif 421
Hanssen, Jens. "Malhamé-Malfamé: Levantine Elites and Transimperial Networks on the eve of the Young Turk Revolution",
kesim tarafından temsil edilerek Ittihad ve Terakki adını aldı ve Abdülhamid rejimini tehdit edecek gerçek bir tehlike oluştu. Int. J. Middle East Stud. 43 (2011) Sf. 38.
Çelik Recep Yrd. Doç. Dr. "Sultan II. Abdülhamid ve Imparatorluğun Ihyası (1876-1900) 'Tebrikname-Milli'”, Akıl Fikir Yayınları, 422
Alloul H, Eldem E, de Smaele H, "To Kill a Sultan- Anatomy of the Yıldız Bombing", Univ. Of Antwerp- The author(s), 2018, Sf. 16.

210 211
423
Gooch, G.P. ve Temperley, Harold. "British Documents on the Origins of War 1898-1914", Vol.V 1903-1909, His Majesty’s almaktadır. 1908 yılında Istanbullu, varlıklı Musevi kuyumcu Selim Habib’in Sultan’a, bugün Smithsonian Institute koleksiyonunda
Stationary Office London, 1928. Sf. 18. korunan, 46 kıratlık ünlü "Hope" elmasını sattığı söylenir. Abdülhamid sürgüne gönderilmeden önce bu elması satışa koyması
424
BOA: BEO. 2876/215657/1/1. 18.07.1906. için Habib’e iade eder. Paris’te, Habib taşı Simon Rosenau adında bir tüccara sattıktan sonra, ünlü kuyumcu Pierre Cartier’in,
425
Abu-Rish, Ziad Munif, "Conflict and Institution Building in Lebanon, 1946-1955", dissertation in partial fullfilment of the Rosenau’dan taşı 550.000 franka aldığı söylenir.
requirements for PHD of Philosphy & History. UCLA, 2014. Sf. 114-116. 462
Desantralizasyon (Yerelleşme), merkezi yönetimin yetki ve sorumluluklarını taşra birimlerine dağıtan bir kavramdır.
426
Hanssen, Jens. "Malhamé-Malfamé: Levantine Elites and Transimperial Networks on the eve of the Young Turk Revolution", 1990’lardan sonra popülaritesi artan bir kavram olup, her ülke ve sistem için farklı amaçla kullanılmıştır.
Int. J. Middle East Stud. 43 (2011) Sf. 41. Kaynak: http://www.hkmo.org.tr/resimler/ekler/SUO5_175_ek.pdf.
427
BOA: BEO. 2897.217217.1.1. 26.08.1906. 463
Hanssen, Jens. "Malhamé-Malfamé: Levantine Elites and Transimperial Networks on the eve of the Young Turk Revolution",
428
BOA: Y.PRK. MK 22.10.1.2-3-4. 1.09.1906. Int. J. Middle East Stud. 43 (2011) Sf. 42.
429
BOA: Y.PRK.MK 22.14.2 .1. 1.10.1906. 464
Hanssen, Jens. "Malhamé-Malfamé: Levantine Elites and Transimperial Networks on the eve of the Young Turk Revolution",
430
The Times London, "Turco-Bulgarian Relations, Sofia 5 Oct", 6.10.1906. Sf. 5. Int. J. Middle East Stud. 43 (2011) Sf. 42.
431
17 Ekim 1903 tarihli Ingiliz "The Graphic" dergisine göre Bulgar halkının Makedonya lehinde ülkelerinin Türklere karşı 465
"The Orient" dergisi, Bible House Constantinople, vol. 5, no: 19. 13.05.1914, Sf. 8.
savaşa girmesini istemesine rağmen, Prens Ferdinand halkın bu isteğine kulak asmıyordu. Sf. 520. 466
BOA: DH. ŞFR 47/100/1/1, 21.11.1914.
432
Sadrazam Said Paşa’ya göre Yunan Hükümeti ve Rum Patrikhanesi şoven Rum çetelerini destekleyerek Türkiye için çok önemli 467
BOA: DH. ŞFR 450/41/1/1, 24.11.1914.
olan Makedonya vilayetlerindeki barışı ve statükoyu zedeliyordu. 468
BOA: DH. ŞFR 79/183/1/1, 20.09.1917.
433
Fitzmaurice, G.H. "The Sinai Boundary Dispute and the Britisih Naval Demonstration,1906", British Documents on the Origins 469
BOA: DH. EUM 4 Şb 17/43/6, 23.01.1918.
of the War, 1898-1914, vol V, Printed and published by his Majesty’s Stationary Office, Belfast 1928. Sf. 191. 470
BOA: HR.HMŞ.IŞO 105/10/8909/935, 15.05.1919. Kaynak: Kemal Gürülkan.
434
Fitzmaurice, G.H. "The Sinai Boundary Dispute and the Britisih Naval Demonstration,1906", British Documents on the Origins
of the War, 1898-1914, vol V,Printed and published by his Majesty’s Stationary Office, Belfast 1928. Sf. 191-192. BÖLÜM 3
435
BOA: Y.EE 119/44/2/1, 26.03.1906.
436
Sadrazam Ahmet Cevat Paşa görevini 8 Haziran 1895’te Mehmet Said Paşa’ya devretmişti. 471
Romei-Longhena, Generale Giovanni, "Ricordi della Corte di Abdulhamid", Nuova Antologia 1.6.1935-XIII, Societa Anonima
437
The Yorkshire Post, "The Sultan’s Diplomacy", 8.5.1906. "La Nuova Antologia" via del Coleggio Romano, 10, Roma. Sf. 352.
438
Fesch, Paul. "Abdülhamid’in Son Günlerinde Istanbul", Kasım 1907, Çeviren: Erol Üyepazarcı, Pera Turizm ve Ticaret A.Ş 472
Romei-Longhena, Generale Giovanni, "Ricordi della Corte di Abdulhamid", Nuova Antologia 1.6.1935-XIII, Societa Anonima
Yayını, Istanbul 1999. Sf. 124. Dipnot 27: "Istanbul sokaklarında arabalara binip gezdiği ve genellikle sarı ve kırmızı ipekten "La Nuova Antologia" via del Coleggio Romano, 10, Roma. Sf. 351.
elbiseler giydiği görülen paşanın" saygınlığı Almanya’da bile tartışmalıydı. 30.11.1906 tarihli Koelnische Zeitung gazetesi ondan 473
ASSR (Archivio Storico del Senato della Republica ) web sitesi: notes9.senato.it.
şöyle söz ediyordu: "Onun ismi, Almanya’da bugünlerde birçok sirkin afişlerinde Ekselansları Marguerite Fehim Paşa adı altına 474
Mayakon, Ismail Müştak, "Mabeyn Kâtibi’nin Kaleminden Abdülhamid ve Çevresi – Yıldız’da Neler Gördüm", hazırlayan Ali
kendini teşhir eden eski karılarından biri dolayısıyla tanınıyordu." Yılmaz, Dün Bugün Yayınları, Istanbul 2010. Sf. 114.
439
Fesch, Paul. "Abdülhamid’in Son Günlerinde Istanbul", Kasım 1907, Çeviren: Erol Üyepazarcı, Pera Turizm ve Ticaret A.Ş 475
Ministero Degli Affari Esteri, "I Documenti Diplomatici Italiani", birçok bölümden oluşuyor. Istituto Poligrafico e Zecce Dello
Yayını, Istanbul 1999. Sf. 124. Stato, Libreria delle Stato, Roma 2007.
440
The Times London, "The Exile of Fehim Pasha, Const. March 4", 8.03.1907. 476
Rassegna storico del Risorgimento "Adetti Militari Italiani Grecia 1904-1908; Adetti Militari IT", Sf. 569-570.
441
The New York Times, "An Unparalled Career of Tyranny Checked at Last- Sultan’s Hated Favourite Brought to Boo by Kaiser’s (www.risorgimento.it).
Minister- Strange Chapter in the History of Modern Government", 10.03.1907. Sf. 7. 477
Avanti!, Italya Sosyalist Partisi Gazetesi, 14.8.1908 sayısı, Sf. 1.
442
The Times London, "The Bomb Explosion at Constantinople- July 15", 17.07.1907. Sf. 5. 478
BOA: BEO 3405/255337 (Harbiye; 254583). 01 N 1326.
443
Pro-Armenia Dergisi Paris, 05.9.1907. 479
BOA: BEO 3430/257187 (Hazine-i Hassa 254583). 15 L 1326.
444
Kutay, Cemal. "Türkiye Istiklal ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi", Cilt 16, Tarih Yayınları. Sf. 9114. 480
Romei-Longhena, Generale Giovanni "Ricordi della Corte di Abdulhamid", Nuova Antologia 1.6.1935-XIII, Societa Anonima
445
Irtem, Süleyman Kani. "Sultan Abdülhamid ve Yıldız Kamarillası 2", Temel Yayınları Istanbul 2003. Sf. 241. "La Nuova Antologia" via del Coleggio Romano, 10, Roma.
446
Kalgoorlie Miner (WA: 1895-1950), "Romance of Lost Vizier- Sultan’s Christian Confident", 10.2.1908. Sf. 2. 481
BOA: I.TAL. 332/32 (1322S-153). 23 S 1322.
447
La Revue Diplomatique Paris, 12.01.1908. Sf. 9. 482
BOA: I.TAL. 413/37 (1324Z-004). 11 Z 1324.
448
The Times Despatch gazetesi, Richmond ABD, 02.3.1909, Sf. 6. 483
www.biyografi.net, Osmanlı devlet adamı Tahsin Paşa.
449
Ganem, Chekri, "Macédoine", Correspondence d’Orient: Revue economique et Litteraire, Paris 15.3.1909. Sf. 368. 484
Romei-Longhena, Generale Giovanni, "Ricordi della Corte di Abdulhamid", Nuova Antologia 1.6.1935-XIII, Societa Anonima
450
Feuille d’Avis de Neuchatel, Journal Quotidien. "Un Pacha devant les Juges", 8.03.1909. Sf. 2. "La Nuova Antologia" via del Coleggio Romano, 10, Roma. Sf. 354-5.
451
BOA: BEO. 3433/257450/3/1 ve BEO. 3433/257450/2/1 – 2. Teşrinisani. 1324.
452
Ahrar: Osmanlı Liberal partisi. BÖLÜM 4
453
Emile Loubet: Fransız senato başkanı.
454
Bulgaristan Prensliği (Emareti). 485
Ramber, Lui, haz: Özalp, Ömer Hakan, "Abdülhamit Dönemine ait Gizli Notlar", Ark Kitapları Istanbul 2011, Sf. 238-239.
455
Hazırlayacağı hatırat için tutuklu iken belgeleri bir araya getirmeye çalıştı. Hatıratı tamamlayıp tamamlamadığı ve içeriği 486
Journal de Salonique, "Mondanité-Miss Terr", 4.1.1904. Sf. 1.
hakkında bir bilgiye ulaşılamadı. 487
Yaşayanlar, Ismail, "An example of effort to increase agricultural output in the Ottoman Middle-East: Irrigation Project of the
456
Bu raporların temin edilip araştırılması faydalı olacaktır. Yaffa Vallay 1890-1894". Belleten Dergisi, sayı 287, cilt LXXX, Nisan 2016, Ankara. Sf. 208-214.
457
Truşak (Ermenice Bayrak demektir) gazetesi, komitenin düşüncelerini yansıtan bir gazete olduğundan Taşnak Komitesi’nin 488
BOA: BEO 3940/295463/2, 11.07. 1911 tarihli mektup.
bir diğer adı da Trusak Komitesi’dir. 489
Aileden edinilen sözlü bilgiye göre müzayedeye katılan Necip Melhame Paşa idi.
458"
Sultan’a Suikast- "Sultan II. Abdülhamid’e sunulan bomba hadisesi fezlekesi", AH1323 (1905), IBB Kültür A.Ş. Yayınları, Ekim 490
35 sayılı Alman dergisinin (dergi ismi bulunmadı, Illustrierte Zeitung olabilir) 1901 tarihinde 1555 no’lu sayfasında çıkan ve
2013, Istanbul. Necip Melhame Paşa’nın resminin olduğu haber.
459
BOA: BEO. 3536/265183/3/1. 16.03.1909. 491
https://www.royalcollection.org.uk/collection/50848/centrepiece.
460
O tarihlerde mücevher evinin adı "Alfred Cartier & Fils". Alfred Cartier 1898’den itibaren şirketi oğlu Louis ile yönetti.
461
pop-culture.wikia.com ve diğer web siteleri: Sultan Abdülhamid’in değerli taşlara da yatırım yaptığı yabancı basında yer

212 213
BÖLÜM 5 Fausto Zonaro, Boğaz'dan
görüntü, Özel koleksiyon.
492
Kandemir, Feridun. "Tütüncübaşı Şükrü anlatıyor: Sultan Vahdettin’in son günleri" yorumunda. Yağmur Yayınları, Istanbul 2014.
493
Islam Işbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin Ihsanoğlu ile röportaj. Hürriyet Gazetesi 20.2.2013. Sf. 20.
494
The Oregon Daily Journal, 30.08.1908 Sf. 6 ve Star Tribune (Minneapolis), 06.09.1908 Sf. 13.
495
BOA: ŞD 603/21. 1.06.1909.
496
Diamantopulo, Hercule. "Le Réveil de la Turquie", Typo-Lithographie Centrale I. Della Rocca, Imp. S.G. Vallinakis, Alexandrie
1909, Sf. 98.
497
Yıldız Suikast girişimi araştırma komisyonunun başına Necip Melhame Paşa getirilmişti.
498
Fehmi Youssuf, "La Révolution Ottomane 1908-1910", V. Giard & E. Briere, Paris 1911, Sf. 8-10: Meşrutiyet ilanı sonrasında
Yusuf Fehmi kitabında, sadrazamlık görevlerinde Said ve Kâmil Paşalar’ın Ingiltere yanlısı olarak hareket ettiklerini yazıyor.
499
Tokgöz, Ahmed Ihsan, "Matbuat Hatıralarım", hazırlayan Alpay Kabacalı, Iletişim Yayınları, Istanbul 1993. Sf. 200-201 ve 243.
500
Arap Izzet Holo Paşa. "Abdülhamid’in Kara Kutusu Arap Izzet Holo Paşa’nın günlükleri" 1.cilt, Iş Bankası Yayınları, Mayıs 2019.
Sf. 86-87, 94, 214-216, 278-280, 290-291, 297, 302-304, 306-310, 334, 381-382, 384, 399, 402, 407, 412-413, 421, 427-428,
435, 442-443.
501
Mayakon, Ismail Müştak. "Mabeyn Kâtibinin Kaleminden Abdülhamid ve Çevresi- Yıldız’da Neler Gördüm", Hazırlayan Ali
Yılmaz, DBY Yayınları, Istanbul 2010, Sf. 167, 172.
502
Akarlı, Engin Deniz, "The Tangled Ends of an Empire: Ottoman Encounters with the West and Problems of Westernization- an
Overview" Comarative Studies of South Asia, Africa and the Middle East Vol 26, no. 3, Sf. 363 "Arminius Vambery’den alıntı",
Duke University Press, 2006.
503
Sultan II. Abdülhamid ile yakınlığı ile tanınan ve Osmanlı Devleti’nin dış politikasını çok iyi izleyen Arminius Vambery,
1912-1913 yıllarında "Turkish Memories" kitabının Ingiliz yazarı Sidney Whitman’a, Sultan 29 Nisan 1909’da sürgüne
gönderildikten sonra gönderdiği mektuplarda Sultan Abdülhamid hakkında tarihî itiraflarda bulunmuştu:
1) "Abdülhamid kesinlikle olağanüstü bir insandı... Genel kanı, tahtta kalsaydı bugünkü felaket yaşanmazdı. Istanbul’dan
aldığım haberlere göre iktidara dönme olasılığı hâlâ oldukça yüksek. Halkın büyük kısmı onun tarafında. Jön Türkler de yaptıkları
hataları kabul ediyorlar... Doğrusu onun favorisi değildim çünkü kalemimi Ruslar aleyhinde kullanmamı istediği halde, kendisini
Ingilizlere yakınlaştırmak için çaba harcadım. Başarılı olabilirdim eğer Ingiliz politikacılar ve Ingiliz kamuoyu yanlış insancıl
değerlendirmelerde bulunmasalardı... A. Vambery – Budapeşte Üniversitesi, 39 Aralık 1912."
2) "Her defasında bu olağanüstü insana (Sultan II. Abdülhamid’e) gerçek hakkını tanıdığımı söyleyemem, bu konuda
özür borçluyum. On iki yıldan uzun bir süre, hayatımı tehlikeye bile atarak, güvenli bir politik rıhtıma yanaşması için çok çalıştım.
Bu gerçekleşseydi şimdiki felaket yaşanmayacaktı, maalesef bu konuda başarılı olamadım... A. Vambery – Budapeşte Üniversitesi,
6 Haziran 1913. Kaynak: Whitman, Sydney. "Turkish Memories", Chas. Scribner’s Sons New York, William Heinemann London,
1914. Sf. 286-7 ve 288.
504
Argoud, Louis. "Souvenir des Fétes Données a Paris en l’Honneur de sa Majesté Impérşale le Sultan Abdülhamid Khan II. Ghazi
a l’Occasion du Glorieux Anniversaire de sa Naissance", 05.03.1893, Les Editions Chapitre.com. Sf. 13.
505
Conte, Giampaolo & Sabatini, Gaetano. "The Ottoman External Debt and its features under European Financial Control
(1881-1914), University of Rome Tre, Rome 2014.
506
BOA: Y.EE, 12/40 – 29/Z/1308. 6 Temmuz 1891’de Selim Melhame’nin basına gönderdiği rapor.
507
BOA: BEO 3560/266977. 10.Ca.1327 ve ZB 603/21. 20.Ma.1325.
508
Hanssen, Jens, "Malhamé-Malfamé: Levantine elites and transimperial networks on the eve of the young Turk revolution", Int.
J. Middle East Stud. No: 43, 2011, Sf. 42-43.
509
The Times London, "The Sultan and the New Movement", 1.08.1908, Sf. 7.

S.M. inisyalli gümüş tepsi. Melhame aile koleksiyonu.


214 221
KAYNAKÇA Enes, Yavuz, "Ottoman Oil Concessions during the Hamidian Era (1876-1909)", Bilkent Üniversitesi Ankara, master tezi
çalışmaları, Aralık 2018.

Keskin, Özkan, "Orman ve Maadin Nezareti’nin kuruluşu ve faaliyetleri", Doktora tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal
1) ARŞİV BELGELERİ Bilimler Enstitüsü, Istanbul, 2005.

a) Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) Serin, Sinem, "Yıldız Çini/Porselen Fabrikası", Istanbul Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, Istanbul, 2009.

A.MTZ./ BEO / DH.EUM. / DH.MKT./ DH.ŞFR. / DH.SAID. / DHI.UM.EK. / HH.I. / HR.HMŞ.IŞD. / HR.SFR. / HR.SYS. / HSD.
Tok, Alaaddin, "The Ottoman mining Sector in the Age of Capitalism: An analysis of State-Capital Relations (1850-
AFT. / I.DUIT. / I.MTZ.CL. / I.OM./ I.TAL. / ŞD. / Y.EE. / Y.PRK.AZJ. / Y.PRK.BŞK. / Y.PRK.HH. / Y.PRK.HR./ Y.PRK.MK. /
1908)" – Submitted to Atatürk Inst. for modern Turkish History -in partial fulfillment of M.A. – Boğaziçi Univ. 2010.
Y.PRK.OMZ. / Y.PRK.ZB. / YA.HUS.

b) Yayınlanmış Arşiv Belgeleri Varol, Özge (2007), "II. Abdülhamit Dönemi’nde Düyun-u Umumiye Idaresi, Kuruluşu ve Işleyişi", Yüksek Lisans Tezi,
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
1) Fransız

Documents Diplomatiques Français (1871-1914) Tome second (1901-1911) Ministére des Affaires Etrangeres. 3) MUHTELİF YAYINLAR
Imprimerie Nationale, Paris 1931.
Ahunbay, Zeynep, "Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Marmara Üniversitesi rektörlük binalarının tarihi kimliği ve
Documents Diplomatiques-Affaires de Turquie, (1900-1901), Imprimerie Nationale, Ministere des Affaires restorasyon sorunları", Prof. Doğan Kuban’a Armağan, Istanbul, Eren Yayıncılık, 1996.
Etrangeres, Paris.
Akan, Seriyye, "Osmanlı Rum bankeri Yorgo Zarifi", Toplumsal Tarih, Sayı: 246, Haziran 2014.
2) İngiliz
Akşin, Sina, "Jön Türkler ve Ittihat ve Terakki", Imge Kitabevi, 5. Baskı, Ankara, 2009.
Gooch, G.P. & Temperley, Harold, "British Documents on the Origins of War 1898-1914", Vol.V 1903-1909, His
Majesty’s Stationary Office London, 1928. Ali Vahbi Bey, "Pensée et Souvenis de l’Ex Sultan Abdul-Hamid", Attinger Freres, Paris, tarihsiz.

Lamb, H. Harry, "Ministers not having Offices at the Porte", The British Documents on the Origins of the War, Alloul H., Eldem E., de Smaele H., "To Kill a Sultan- Anatomy of the Yıldız Bombing", Univ. Of Antwerp- The author(s),
1898-1914, V, The Near East. 2018.

3) İtalyan Akarlı, Engin Deniz, "The Tangled Ends of an Empire: Ottoman Encounters with the West and Problems of
Westernization- an Overview" Comarative Studies of South Asia, Africa and the Middle East Vol 26, no. 3, Sf. 363
ASSR (Archivio Storico del Senato della Republica) web sitesi: notes9.senato.it. "Arminius Vambery’den alıntı", Duke University Press, 2006.

Documenti Diplomatici Italiani- Istituto Poligrafico e Zecca Dello Stato – Roma 2014. Arap İzzet Holo Paşa, "Abdülhamid’in Kara Kutusu Arap Izzet Holo Paşa’nın günlükleri". 1. cilt, Iş Bankası Yayınları,
Ministero Degli Affari Esteri, "I Documenti Diplomatici Italiani- terza serie:1896-1907", Vol. IX, Istituto Poligrafico e Mayıs 2019.
Zecca Dello Stato, Roma 2012, T 2249/167.
Argoud, Louis, "Souvenir des Fétes Données a Paris en l’Honneur de sa Majesté Impérşale le Sultan Abdülhamid Khan
Ministero Degli Affari Esteri ,"I Documenti Diplomatici Italiani", birçok bölümden oluşuyor. Istituto Poligrafico e II. Ghazi a l’Occasion du Glorieux Anniversaire de sa Naissance", 05.03.1893, Les Editions Chapitre.com.
Zecce Dello Stato, Libreria delle Stato, Roma 2007.
Atasoy, Nurhan, "Kont Ostrorog’dan Rahmi Koç’a: Boğaziçi’nde bir Yalının Hikayesi", Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür
Rassegna storico del Risorgimento "Adetti Militari Italiani Grecia 1904-1908; Adetti Militari IT", Sf. 569-570 Vakfı Yayını, Istanbul 2004.
(www.risorgimento.it)
Avcı, Yasemin ve Avcı, Safi, "Osmanlı Imparatorluğu’nda Siyasi Meşrutiyet ve Propaganda Aracı Olarak Anıtın Icadı
4) Türk (1840-1916)". Kebikeç Dergisi sayı 43, 2017.

Kuneralp, Sinan & Tokay, Gül (Editörler), "Ottoman Diplomatic Documents on the origins of WW1- The Macedonian Aysal, Necdet, "Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da Ilk Günleri- Ziraat Mektebi", Ankara Üniversitesi Türk Inkılap Tarihi
Issue, 1879-1912"- Part 2: 1905-1912, Aygaz Yayınları, The Isis Press – Istanbul, 2011. Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Mayıs 2007.

OBA, XX 002/3, 30.4.1889. Salt Araştırma Istanbul. Baytop, Turhan, "Osmanlı Imparatorluğu döneminde Anadolu’da gül yağı yetiştirilmesi ve gülyağı", Anadolu
Üniversitesi Tıbbi Bitkiler Araştırma Merkezi, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bülteni, sayı: 4, Temmuz 1990.
2) TEZLER
Béguin, Jacques-François; "Maurice Rouvier (1842-1911)", Ecoles pratiques des hautes études, 1999 Vol. 130, no. 13.
Abu-Rish, Ziad Munif, "Conflict and Institution Building in Lebanon, 1946-1955", dissertation in partial fullfilment of
the requirements for PHD of Philosphy & History. UCLA, 2014. Bennett, Geoffrey Cpt, "The Potemkin Mutiny", Royal United Service Institution Journal, Kasım 1959, no. 104.

216 217
Beyhan, Mehmet Ali, "II. Abdülhamit Döneminde Hafiye Teşkilâtı ve Jurnaller", Türkler Ansiklopedisi, C. 12, Ankara, 2002. Esenbel, Aziz. "Abdülhamid ile Paris sefiri Salih Münir Paşa arasında gizli muhabere", Taha Toros arşivleri.
(earsiv.sehir.edu.tr)
Berkes, Niyazi, "Türkiye’de Çağdaşlaşma", Istanbul, 2016.
Eyice, Semavi, "Osmanlı Devleti’nin son döneminde Istanbul’da Alman mimarların çalışmaları", Iki dost hükümdar,
Biberoğulları, Sami, "Kapitülasyonlardan Düyun-u Umumiye- Düyun-u Umumiye’den Türkiye Varlık Fonuna-6", TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, no. 53, 2010.
4.9.2016.
Eyice, Semavi Prof. Dr. Erdoğan, Ayşenur, "Mimar Sinan’ın Gurbette Kiliseye Çevrilen Eseri –Bosnalı Sofu Mehmet Paşa
Blaisdell, Donald C., "Osmanlı Imparatorluğu’nda Avrupa Mali Denetimi (1979)", Istanbul. Camii", Yeditepe Yayınevi, Istanbul Şubat 2017.

Bouloche, George de, "Notes Concernant Selim Pacha Melhame" Sf. 1-2, Vandoeuvres – Cenevre, 1983. Melhame aile Fehmi, Youssuf, "La Révolution Ottomane 1908-1910", V. Giard & E. Briere, Paris 1911.
arşivi.
Fesch, Paul, "Abdülhamid’in Son Günlerinde Istanbul", Kasım 1907, Çeviren: Erol Üyepazarcı, Pera Turizm ve Ticaret
Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanlar Diyaneti Başmüftülüğü, web portalı: www.grandmufti.bg. A.Ş Yayını, Istanbul 1999.

Chéradamei André, "La Question d’Orient: La Macédoine. Le Chemin de Fer de Baghdad", Librairie Plon, Paris 1903. Fürstenberg Family Foundation arşivi, "Patrik Pierre Arida’nın mektubu", Beyrut, 27 Mart 1934.

Çelik, Recep, Yrd. Doç. Dr. "Sultan II. Abdülhamid ve Imparatorluğun Ihyası (1876-1900) 'Tebrikname Milli'", Istanbul 2018. Hallgarten, George W. F. , "Imperialismus vor 1914, Munih", Beck, 1963, 2. Cilt.

Çeşme, Volkan, "Osmanlı’da Ziraati Modernleştirme Sürecinde Halkalı Ziraat Mektebi (1892-1928): Kuruluşu ve Idari Hanssen, Jens, "Malhamé-Malfamé: Levantine elites and transimperial networks on the eve of the young Turk
Yapısı", Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XV/2 (2014). revolution", Int. J. Middle East Study. No. 43, 2011.

Chotzidis, Angelos A., "The Impact of the OPDA on the Economies of Epirus, Macedonia & Thrace (1881-1912)". Hasırcı, Metin, "II. Abdülhamid’in Derin Devleti", Kum Saati Yayınları, Istanbul 2013.

Conte, Giampaolo & Sabatini, Gaetano. "The Ottoman External Debt and its features under European Financial Huet, Maurice, "L’Institut Impérial de Bactériologie de Constantinople", Histoire des Sciences Médicales, t. XXXIV, no. 3,
Control (1881-1914)", University of Rome Tre, Rome 2014. 2000.

Coşansel Karakullukçu, Demet, "Son dönem Osmanlı saraylarında Yıldız porselenleri", Milli Saraylar, no. 80, Istanbul, Ignatyev, B, "XIX. Yüzyıl sonu ile XX. Yüzyıl Başında Türk Rus Ilişkilerinde 500 Yıl 1491-1992", Ankara 1992, Sf. 156
2012. (Saygılı, Hasip, "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II. Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar Dergisi, no. 7, 2016, 279’dan
alıntı).
Cuinet, Vital, "La Turquie d’Asie – Geographie Administrative…" Editeur Ernest Leroux, 1894 Paris.
İhsanoğlu, Ekmeleddin, Islam Işbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri ile röportaj. Hürriyet Gazetesi 20.2.2013.
Çelik, Recep Yrd. Doç. Dr. "Sultan II. Abdülhamid ve Imparatorluğun Ihyası (1876-1900) 'Tebrikname-Milli'", Akıl Fikir
Yayınları, Ist 2018. Fischer, Léonard, "La Vie a Constantinople", La Revue Catholique d’Alsace, XXVIIeme Année, Strasbourg, Mars 1908.

Çuluk, Sinan, "Osmanlı Döneminde Devlet-Memur Ilişkisi", # Tarih sayı: 29, Ekim 2016, Istanbul. Imbert Paul,"La Rénovation de L’Empire Ottoman- Affaires de Turquie", Librairie Académiques, Perrin et Cie, Paris
1909 -Türkçe çeviri, Engin Yayıncılık, Istanbul.
Demirel, Fatmagül, "Sultan II. Abdülhamid’in mirası Istanbul’da kamu binaları", Istanbul, Istanbul Ticaret Odası, 2011.
İnalcık, Halil, "Tımar", Diyanet Islam Ansiklopedisi, cilt: 41.
Deringil, Selim, "The Well Protected Domains", Londra, I. B. Tauris & Co., 1999.
İnan, Mert, "Herzl Toprak Değil Yerleşim Yeri Istemiş”, Milliyet Gazetesi 3.4.2018.
Diamantopulo, Hercule, "Le Réveil de la Turquie", Typo-Lithographie Centrale I. Della Rocca, Imp. S.G. Vallinakis,
Alexandrie 1909. İrez, Feryal, "Belgeler ışığında son Alman Imparatoru II. Wilhelm’i konuk eden bir Kasr-ı Hümâyûn: Şale", Iki dost
hükümdar, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, no. 53, 2010.
Doruk, Yüce M., "Kevork Torkomyan Efendi ve Ipekçilik Enstitüsü", Bursa’da Yaşam Dergisi, 1 Mayıs 2012.
İrtem, Süleyman Kani, "Sultan Abdülhamid ve Yıldız Kamarillası 2", Temel Yayınları Istanbul 2003.
Duhani, Said Naim, "Beyoğlu’nun adı Pera iken", Çelik Gülersoy Vakfı Yayınları, Istanbul 1990.
Fitzmaurice, G.H., "The Sinai Boundary Dispute and the Britisih Naval Demonstration,1906", British Documents on the
Eldem, Edhem, "Iftihar ve Imtiyaz, Osmanlı Nişan ve Madalyaları Tarihi", Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, Origins of the War, 1898-1914, vol V, Printed and published by his Majesty’s Stationary Office, Belfast 1928.
Istanbul Eylül 2004.
Ganem, Chekri, "Macédoine", Correspondence d’Orient: Revue economique et Litteraire, Paris 15.3.1909.
Engin, Vahdettin, "Rumeli Demiryolu, Istanbul’u Balkan Şehirleriyle Avrupa’ya bağlayan demiryolu hattı",
www.islamansiklopedisi.info/ara/dia/pdf/c35/c350165.pdf. Garnier, Jacques, Istanbul Fransız Coğrafya Cemiyeti delegesi, "La Sériciculture en Turquie", XXVI Congrés National des
Sociétés Françaises de Géographie, Saint-Etienne, 1906.
Erdoğan, Tamer (Kitap Koordinatörü), "II. Meşrutiyet’in ilk yılı, 23 Temmuz 1908- 23 Temmuz 1909". YKY A.Ş.
Istanbul, Kasım 2008. Gülsoy, Osman, "Osmanlı devrinde Anadolu ve Bağdat Demiryolları", Osmanlı’da Ulaşım, Istanbul 2012.

218 219
Gülsoy, Ufuk, "Hicaz Demiryolu", Osmanlı’da Ulaşım, Çamlıca Basım yayın, Istanbul 2012. Kutay, Cemal, "Türkiye Istiklal ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi", Cilt 16, Tarih Yayınları.

Gündüz, Mustafa (hazırlayan), "Sultan II. Abdülhamid’in Sadrazamı- Küçük Mehmed Said Paşa’nın Hatıratı", 2-3. cilt. Kutlu, Şemsettin, "Sadrazam Said Paşa-Anılar", Istanbul, Hürriyet Yayınları, 1977.
Ketebe Yayınları. Istanbul 2018.
Kütük, Nevzat (Genel Yayın Yönetmeni), "Sultan’a Suikast-Sultan II. Abdülhamid’e sunulan bomba hadisesi fezlekesi",
Hoyek, J.S., "Selim Pacha Melhamé", La Revue du Liban, no. 17, Février 1935. AH1323 (1905), IBB Kültür A.Ş. Yayınları, Ekim 2013, Istanbul.

Hür, Ayşe, "Her daim itibarlı (!) meslek: Jurnalcilik", Radikal Dergisi, 16.08.2015. Le Bulletin Annuel de l’Association Amicale des Anciens d’Antoura, "Deux Frères, anciens élèves, à la cour du Sultan
Abdülhamid" Mayıs 1939.
Kabacalı, Alpay, Abdülhamid, "Tanzimat’tan II. Meşrutiyet’e Imparatorluk ve Nesnel Tarihin Prizmasından", Denizbank,
2006. L’Echo de Mines et de la Métallurgie Dergisi, Paris 17 Eylül 1893.

Kadıoğlu, Sevtap, "Osmanlı döneminde Türkiye’de Ziraat Okulları Üzerine Notlar ve Tedrisat-ı Ziraiye Nizamnâmesi", Lenin, V.I., "1905 Devrimi Üzerine Konuşma". Yay. I. Kaplan, 1977 (Saygılı, Hasip, "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II.
Kutadgubilig, Istanbul, 2005. Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar Dergisi, no: 7, 2016, 268'den alıntı).

Kandemir, Feridun, "Tütüncübaşı Şükrü anlatıyor: Sultan Vahdeddin’in Son Günleri", Yağmur Yayınları, Istanbul 2014. Mandelli, Riccardo, "Son Sultan – Osmanlı Imparatorluğu’nun San Remo’da Ölümü", Timaş Yayınları, Istanbul 2016.

Kansu, Aykut, "1908 Devrimi", Istanbul 2002. Mansel, Philip, "Levant Splendour and Catastrophe on the Meditteranean", Joh Murray Publishers, London 2010.

Kansu, Aykut, "Devrim sonrası uluslararası bunalım", Toplumsal Tarih, Sayı: 178, Ekim 2008. Mayakon, İsmail Müştak, "Mabeyn Katibi’nin Kaleminden Abdülhamid ve Çevresi – Yıldız’da Neler Gördüm",
hazırlayan Ali Yılmaz, Dün Bugün Yayınları, Istanbul 2010.
Karacagil, Kürşad Ö, "II. Wilhelm’in Osmanlı Imparatorluğu’nu Ziyareti ve Mihmandarı Mehmet Şakir Paşa’nın
Günlüğü (1898)", Türkiyat Mecmuası, C. 24/Güz sayısı, 2014. Melhame, Necip, "A son Excellence Monsieur Hanotaux- Ministre des Affaires Etrangeres a Paris – L’Arbitraire a Tunis",
BNF (Biblioteque National de France), ref. LN27-44382.
Karakışla, Yavuz Selim, "Hafiyelik ve Jurnalcilik", Toplumsal Tarih, Sayı: 119, Kasım 2003.
Narin, Resül, "Düyun-u Umumiye Idaresi ve Adapazarı", Karadeniz Araştırmaları, Cilt: 6, No: 21. 2009.
Kartopu, Saffet, "Düyun-u Umumiye Idaresi ve Idareyle Ilgili Görüşler", Küresel Iktisat ve Işletme Çalışmaları Dergisi,
Kış 2012. Nicolle, M. - Adil Bey, "Etudes sur la peste bovine", Annale de l’Institut Pasteur, Nisan 1899.

Kazgan, Haydar, "Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Şirketleşme", Istanbul 1991. Nuri, Osman, "Bilinmeyen Abdülhamid-Abdülhamid-i Sani ve Devr-i Saltanatı- Abdülhamid’in Hususi ve Siyasi Hayatı",
(Haz: Osman Selim Kocahanoğlu), Temel Yayınları, Istanbul 2017.
Keskin, Özkan, "Osmanlı Devleti’nde Maden Hukukunun Tekâmülü (1861-1906)", OTAM, Sayı: 29, Bahar 2011.
Ortaylı, İlber, "II. Abdülhamit döneminde Osmanlı Imparatorluğu’nda Alman nüfuzu", Ankara Üniversitesi Siyasal
Kırlı, Cengiz, "Sultan ve Kamuoyu, Osmanlı Modernleşme Sürecinde ‘Havadis Jurnalleri’", (1840-1844), Türkiye Iş Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 479, 100. Doğum Yılında Atatürk’e Armağan Dizisi: 24, Ankara, 1981.
Bankası Kültür Yayınları, 2009.
Özyüksel Murat, "Hicaz Demiryolu", Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Istanbul Ekim 2000.
Kent, Marian, "The Great Powers and the End of the Ottoman Empire", Frank Cass London, 1996.
Pakalın, Mehmed Zeki, "Sicill-i Osmanli Zeyli", Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2008.
Keskinkıliç, Erdoğan, "Duyun’u Umumiye Idaresi", Türkler Ansiklopedisi.
Ramber, Lui, Haz: Özalp, Ömer Hakan, "Abdülhamit Dönemine ait Gizli Notlar”, Ark Kitapları Istanbul 2011.
Koç, Ömer M. Collection, "Your Excellency’s Obedient Servant- A selection of Autograph Letters Related to the
Ottoman Empire", Aygaz Yayınları Istanbul 2017. Romei-Longhena, Generale Giovanni, "Ricordi della Corte di Abdulhamid", Nuova Antologia 1.6.1935-XIII, Societa
Anonima "La Nuova Antologia" via del Coleggio Romano, 10, Roma.
Koloğlu, Orhan, "Abdülhamit Gerçeği", Pozitif Yayınları, 2007.
Sağlam, Mehmet Hakan (2007) "Osmanlı Borç Yönetimi, Düyun-u Umumiye 1879-1891", Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
Koloğlu, Orhan, "Fransa Midilli’ye asker çıkarıyor", Atlas Tarih, Sf. 42, Ağustos-Eylül 2016. Istanbul.

Koloğlu, Orhan, "Jurnal", Osmanlı Ansiklopedisi (Tarih, Medeniyet, Kültür), C. 7, Iz Yayınları 1996. Saygılı, Hasip, "Sultan II. Abdülhamid’in Meşrutiyet krizi: 1903’te Mitroviçe’de ilk Rus Konsolosu Grigori Şerbina’nın
öldürülmesi", Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2014 Bahar, no. 20.
Koyuncu, Aşkın, "Bulgaristan’da Osmanlı Maddi Kültür Mirasının Tasfiyesi (1878-1908)", Sf. 223. Not: "Balkanlar'da
Dönüşüm, Milli Devletler ve Osmanlı Mirasının Tasfiyesi: Bulgaristan Örneği (1878-1913)" adlı doktora tezinden alıntı. Saygılı, Hatip, "Hüseyin Hilmi Paşa’nın Rumeli Müfettişliği Döneminde (1902-1908) Rus Diplomatik Misyonlarının
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aralık 2005. Bulgar Komitacıları ile Ilişkileri", IGÜSBD, Cilt: 1, Sayı: 2.

Kurt, Burcu, "Osmanlı zirai modernleşmesine bir örnek: Izmid Numune Tarlası teşebbüsü", Uluslararası Kara Mürsel Saygılı, Hasip, "1903 Makedonyasında reformlara tepkiler: Manastır Rus Konsolosu Aleksandır Rostkovski’nin katli",
Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu II, Kocaeli Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı Yayınları, Cilt II, Kocaeli, 2016. Karadeniz Araştırmaları, Güz 2013, Sayı: 39.

220 221
Saygılı, Hasip, "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II. Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar Dergisi, no. 7, 2016. Zonaro, Fausto, "Abdülhamid’in Hükümdarlığında Yirmi Yıl", Hazırlayanlar: Cesare Mario Trevigne, Erol Makzume, YKY,
Istanbul, 2008.
Saygılı, Hasip, "1905 Rus Devrimi’nin Osmanlı Imparatorluğu’na etkileri", Istanbul Üniversitesi Doktora Tezi, Istanbul,
2012. 4) GAZETE VE DERGİLER

Sevtap Kadıoğlu, "Osmanlı döneminde Türkiye’de Ziraat Okulları Üzerine Notlar ve Tedrisat-ı Ziraiye Nizamnâmesi", Avanti! Italya Sosyalist Gazetesi, Feuille d’Avis de Neuchatel, Journal de Salonique, La Revue Diplomatique Paris,
Kutadgubilig, S. 8, Istanbul, 2005. Stern, The Orient Bible House Constantinople, Daily Telegraph London, Dundee Evening Telegraph, Exeter and
Plymouth Gazette, Journal des Débats Politiques et Littéraires Paris, Kansas City Journal, Kalgoorlie Miner
Strezova, Aleka, "Les Agences Commerciale ou les Consulats Bulgares dans l’Empire Ottoman: Etablissement, (WA:1895-1950), “Romance of Lost Vizier- Sultan’s Christian Confident”, 10.2.1908, Le Figaro Paris, Le Gaulois:
Développement, Influence et Effectif (1896-1912)". Association Pierre Belon "Etudes balcaniques-Cahiers Pierre Litteraire et Politique Paris, Le Temps Paris, Le Petit Journal Paris, Le Petit Parisien, London Standart, Pro-Armenia
Belon", 2017. Paris, Revue du Liban, The Baltimore Sun, The Evening Telegraph London, The Graphic New York, The Indianapolis
News, The Kansas City Star Missouri, The Levant Herald Istanbul, The Oriental Advisor İstanbul, The Morning
Syed Tanvir Wasti, "Muh. Inshaullah and the Hijaz Railway", Middle Eastern Studies, vol 34, no. 2.4.1998. Post London, The New York Times, The Oregon Daily Journal, The Standart London, The Sun New York, The
Tacoma Times, The Yorkshire Post, Star London, Star Tribune (Minneapolis), The Times of London, The Times
Tahsin Paşa, "Esbak Mabeyn Başkâtibi, Abdülhamid ve Yıldız Hatıraları", M. Ahmet Halit Kütüphanesi, Ist. 1931. Despatch, Richmond, Vossische Zeitung Berlin, Worchester Journal.

Tahsin Paşa’nın Yıldız Hatıraları, "Sultan II. Abdülhamid", Boğaziçi Yayınları, 1990.

Tokgöz, Ahmed İhsan, "Matbuat Hatıralarım", hazırlayan Alpay Kabacalı, Iletişim Yayınları, Istanbul 1993.

Tutel, Eser, "Şu Bizim 29. Ilkokul", Tarih ve Toplum dergisi, sayı 126, Haziran 1994.

Uçarol, Rıfat, "Siyasi Tarih (1789-2001)", Istanbul 2006.

Ünver, Süheyl, "Lettres et cartes de visite de Pasteur retrouvées à Istambul", Société Française d’Histoire de la
Médecine.

Üsdiken, Behzat, "Beyoğlu’nda Kaybolan Geçit ve Pasajlar I", Tarih ve Toplum Dergisi sayı 88, Nisan 1991.

Whitman, Sydney, "Turkish Memories", Chas. Scribner’s Sons New York, William Heinemann London, 1914.

Yaşayanlar, İsmail, "An example of effort to increase agricultural output in the Ottoman Middle-East: Irrigation Project
of the Yaffa Vallay 1890-1894". Belleten Dergisi, sayı 287, cilt LXXX, Nisan 2016, Ankara.

Yazıcı, Nurcan, "Türk-Alman dostluğunun hatırası/ ‘Nişanesi’ Sultanahmet’teki Alman Çeşmesi’nin inşa süreci ve bir
çizimin düşündürdükleri", Iki dost hükümdar, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, no. 53, 2010.

Yıldırım, Mehmet Ali, "Osmanlı’da ipekböcekçiliği eğitimi: Bursa Harir Dârüttalimi ve dârülharirlerin açılması",
Turkish Studies, 8/5 Bahar 2013.

Yıldırım, Neşe - Atalay Seçen, Emine, "Sultan II. Abdülhamid döneminde saray bahçeleri ve seralarındaki bitki çeşitliliği
ile yurt dışından getirilen bitki türleri", Milli Saraylar, no. 80, Istanbul, 2012.

Yılmaz, Gülgün, "Osmanlı Devleti’nin katıldığı uluslararası tarım, endüstri, sanat sergileri ve ‘Iâne Sergisi’", Sinan
Genim’a Armağan Makaleler, Mas, 2005.

Yılmaz, Ömer Faruk, "Sultan II. Abdülhamid Han’ın Hicaz Demiryolu Projesi", Çamlıca Basım yayın, Istanbul 2011.

Yorulmaz Şerife, "Osmanlı-Fransız Ilişkileri Çerçevesinde Osmanlı Topraklarında açılan Fransız Kültür Kurumları ve
bunların Meşruiyet Kazanması (19. Yüzyıl- 20. Yüzyıl başları)" , Sf. 729-731.
https://docplayer.biz.tr/storage/26/9113395/1547725575/o7ULOZbdpNftrfWqA9FslA/9113395.pdf.

Zebroski, Robert, "The Battleship Potemkin and its Discontents, 1905- An International Perspective", Sf. 23 (Saygılı,
Hasip, "1905 Potemkin Isyanı ve Sultan II. Abdülhamid", FSM Ilmi Araştırmalar Dergisi, no: 7, 2016, 268’den alıntı).

Selim Melhame Paşa'nın inisiyallerini taşıyan maşrapadaki logo. Melhame aile koleksiyonu.

222 223
DİZİN (SELİM PAŞA, NECİP PAŞA VE ROMEI-LONGHENA PAŞA DİZİN LİSTESİNE DÂHİL EDİLMEMİŞTİR) Anatole France 127 Avrupa piyasaları 29
Anayasa 18, 129 Avrupa sömürgeciliği 107
Ancona Limanı 96 Avrupalı/lar 23, 26, 31, 33, 56, 67, 77, 78, 153
Ankara 37, 45, 151 Avrupa Devletleri 21, 29, 61, 77, 80, 109, 121

A Akebe Körfezi 126


Akodo 133
Ankara Ziraat Mektebi 45
Antakya Süryani-Maruni Kilisesi (Melhameler'in bağlı
Avrupa komiserler 26
Avrupa bankaları 51
ABD Bakın Amerika Akura (Lübnan'da yerleşim birimi) 17 olduğu) 17 Avrupa Büyükelçiliği 129
Abdulhamid (II.) Sultan 18, 19, 23, 24, 25, 26, 28, 29, 30, 31, 32, Akura kasabası 17 Antar (Şükrü Ganem'in Girardi ailesine ithaf ettiği kitap) 129 Avrupa Hastanesi 133, 135
34, 35, 43, 48, 50, 51, 52, 53, 54, 56, 57, 58, 60, 61, 63, 64, 66, 67, 69, Alaşehir 38 Antimon (Maden) 43 Avrupa Hükümeti 78
70, 71, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 89, 93, 95, 97, 99, 102, 103, 107,108, 109, Al-Auja nehri 150 Antura Koleji 17 Avrupa Ordus, 123
110, 112, 114, 119, 121, 122, 125, 126, 127, 128, 138, 140, 141, 145, Albatina Lazzeri 85 Apostolik Delegasyon Şapeli 89 Avusturya 19, 20, 23, 24, 43, 61, 64, 66, 69, 71, 72, 75, 77, 78,
146, 147, 149, 153, 154, 158, 159, 161 Albay Schepelew (Rus Genelkurmay Görevlisi) 20 Arakil 133 81, 114, 124, 133, 161
Abdulhamid Hamamı 38 Albe 128 Aram Efendi (Ziraat Heyet-i Fenniyesi Başkanı) 38, 45, 46, 48, Avusturya-Macaristan 20, 33, 48, 67, 72, 89
Abdullah Biraderler 70 Aleksander Arkadeyeviç Rostkovski (Manastır'daki Rus 133 Avusturyalı 66, 78, 124
Abdurrahman Paşa 50 Konsolosu) 63 Arami (Maruniler'in dinsel dili) 17 Ay yıldız (Yıldız porselen fabrikasının orijinal amblemi) 54
Abdülaziz 32, 60 Aleksandır Nelidov (Rus Büyükelçi) 57 Arap 61, 112, 128 Aya Paraskevi Ortodoks kilisesi (George Zarifi tarafından
Abdülhalik (Dahiliye Müsteşarı) 139 Aleksinaç (Sırbistan'da) 100 Arap Izzet Holo Paşa 36, 50, 60, 61, 82, 89, 95, 96, 114, 121, yaptırılan) 90
Abdüllatif Efendi (Yazı Işleri Müdürü) 48 Alexander II (Rus Çarı) 19 138, 158, 159 Ayastefanos (Yeşilköy) 20, 112
Abdülmecid (Sultan) 54 Alexander III (Rus Imparatoru) 153 Arap Izzet Holo Paşa Çiftliği 48 Ayastefanos Antlaşması 19, 21, 22
Abro Efendi (Sahak Abro olarak tanınan) 20 Alexandre Crespin, 60 Arap Sekreterliği 18 Aydın 43, 44, 45, 95
Abülhüda (Astrolog) 158 Alexandre Vallaury (Mimar) 23, 48 Arapça 17, 107 Aydın ve Kasaba demiryolu 31
Acem Köşkü 45 Alfonso di Brochetti (Amiral) 71 Arazi Kanunnamesi 36 Ayvacık ilçesi (Biga Sancağı'nda) 40
Adalar 22, 57 Alfred Cartier (Ünlü kuyumcu) 138, 139 Ardahan 19 Azize (Osmanlı Prensesi) 18
Adana 44, 45 Algeciras Konferansı 146 Argaud 159
Adana ve Mersin demiryolu 31 Ali Bahar 139
Adapazarı 22
Adatepe köyü (Biga sancağının Ayvacık ilçesine bağlı) 40
Ali Beyler (Teğmen) 135
Ali Galip (Ahrar'dan) 130
Arié 113
Arminius Vambery 159 B
Arnavut Hasan 136 Bâbıâli 26, 29, 32, 35, 38, 40, 42, 47, 51, 53, 54, 58, 60, 61, 62,
Adil Bey (Laboratuvar şefi) 47, 113 Ali Kemal (Ikdam Gazetesi Başyazarı) 130 Arnavut Turhan Paşa 36 63, 66, 67, 70, 75, 77, 78, 79, 81, 82, 93, 95, 100, 101, 107, 108,
Adliye Nezareti 98, 130, 136, 137 Ali Münif Bey (Ankara Valisi) 45 Arnavutlar 63, 64, 71, 82 110, 115, 121, 126, 130, 131, 132, 137, 138, 147, 149, 158, 161
Adliye Nezareti (Fransız) 138 Ali Rıza (Sorgu hakimlerinden) 133 Arnavutluk 82, 146, 147 Bâbıâli Hukuk Müşavirliği 42, 140
Adriyatik 81 Ali Rıza Bey 137 A. Rozet (Fransız kâtip) 20 Bacchus ve Ariadne 153
Afrika 80, 81, 85 Ali Suavi 35 Arsenik (Maden) 43 Badeni (Kont) 89
Agâh Paşa 158 Alman/lar 23, 40, 52, 53, 58, 63, 66, 67, 85, 102 Art Nouveau akımı 38 Bağcılık Okulu (Izmir’deki) 37
Agop Paşa (Maliye Nazırı) 24, 25 Alman bankaları 51 Artvin 19 Bağdat 43, 137
Ağnam vergisi 52 Alman basını 108 Arvelek 135 Bağdat Demiryolu 43, 52, 53, 54, 57
Ahmed Bey (Istanbul Polis Genel Müdürü) 87 Alman Çeşmesi 58, 59 Asım Paşa (Müşir) 20 Bağdat Demiryolu Şirketi 43
Ahmed Reşit (Binbaşı) 82 Alman Devleti 29 Asmalı kazası 22 Bağdat ve Musul petrolleri 107
Ahmed Rıza 130 Alman gestaposu 85 Asya 47 Baha Bey (Doktor) 134
Ahmed Vefik Paşa (Sadrazam) 19 Alman Hükümeti 52 Ata Bey (Mısır Hidivinin adamlarından) 136 Bahri Paşa (Adana Valisi) 158
Ahmet Celaleddin Paşa (Doktor) 134 Alman Imparatoru 54, 58 Atıf Haydar Bey 136 Bahriye Nezareti 79, 149
Ahmet Celalettin Paşa (Siyasi polis şefi) 108 Alman projesi 25 Atina 96 Bakteriyoloji Enstitüsü 46, 113
Ahmet Cevat Paşa (Sabık Sadrazam) 126 Alman sendikaları 52 Aubaret (Düyun-u Umumiye'nin eş başkanı) 25 Balat 54
Ahmet Muhtar Beyefendi (Şeyhülislam) 101 Alman-Avusturya sermayesi 51 Auboyneau ailesi 90 Bâli Efendi (Islam evliyasından) 131
Ahmet Muhtar Paşa 82 Alman-Osmanlı dostluğu 58 Auguste Boppe (Istanbul Fransız maslahâtgüzarı) 69 Balkan/lar 18, 19, 20, 32, 51, 61, 64, 67, 74, 75, 76, 147, 161
Ahmet Nesîmi (Istanbul Mebusu bulunan) 130 Almanya 19, 20, 28, 33, 37, 43, 45, 47, 52, 53, 54, 58, 63, 67, 69, Auler Paşa (Alman) 83 Balkan Dağları 20
Ahmet Paşa 158 71, 72, 77, 85, 87, 93, 102, 133, 136 Avenue Henri Martin 128 Baltazzi ailesi 87
Ahmet Reşit (Şûrâ-yı Devlet üyelerinden) 130 Altılık (Küçük Osmanlı gümüş parası) 25 Avrupa 18, 19, 24, 28, 29, 30, 31, 32, 40, 43, 47, 54, 56, 61, 67, Balya-Karaaydın kurşun madenleri 38
Ahmet Vefik Paşa (Sadrazam) 21 Amasya 47 70, 71, 72, 77, 78, 82, 83, 95, 109, 110, 115, 121, 123, 127, 130, Banco di Roma 80
Ahrar Fırkası 130, 131 American Art News (New York sanat dergisi) 153 131, 135, 136, 145, 146, 151, 153, 161 Bandırma 21
Aimé Crespin (Selim Melhame’nin eşi) 83, 87, 103, 104, 153 Amerika 28, 44, 57, 121, 133 Avrupa basını 109, 138 Bankalar Caddesi 88
Aix en Provence (Güney Fransa'da) 107 Amerika tahvilleri 30 Avrupa Birliği 75 Bank-ı Osmani Bakın Osmanlı Bankası
Aix Üniversitesi (Aix en Provence'de) 107 Amerikan 121, 128 Avrupa borsası 23 Bapst ailesi 90
Akdeniz 125 Amerika pamuğu 44 Avrupa Büyükelçileri 42 Baron Beck-Friis (Isveç ve Norveç Ortaelçisi) 89
Akdeniz filosu (Ingiltere'nin) 19 Anadolu 44, 45, 126 Avrupa Komisyonu binası (Filipe'de) 20 Baron Bernard von Schlotheim 87, 90, 93
Akdeniz sahili 126 Anadolu Demiryolu Kumpanyası 31, 43, 63 Avrupa paraları 24 Baron Marshall von Bieberstein (Almanya Büyükelçisi) 52,
Akdeniz ticareti 58

224 225
53, 58, 67, 90, 93, 126, 127, 153 Beyoğlu Mutasarrıflığı 96, 134, 135 Calice (Avusturya-Macaristan Büyükelçisi) 33, 66 Dârülharir 48
Baron von d’Aehrenthal (Avusturya-Macaristan Dışişleri Beyrut 17, 18, 31, 52, 85, 107, 121 Carlitzik ve J. Antony (Mimar) 58 Darüttalim 47
Bakanı) 71,72, 74, 77, 78, 79 Beyrut Limanı 27, 85 Carol I. (Romanya Kralı) 153 David (Mitoloji kahramanı) 27
Baron de Ring (Fransa Ortaelçisi) 20 Beyrut Rıhtım Şirketi 31, 107 Caroline Raad (Suriye asıllı, Necip Melhame'nin eşi) 108, 111, Davud Paşa (Cebeli Lübnan Mutasarrıfı) 61
Baron Franz de Calice (Avusturya-Macaristan Büyükelçisi) Beyrut Tramvay ve Elektrik Şirketi 121 140 De Braunschweig (Almanya'nın Istanbul’daki Konsolos
67, 89 Beyrut-Şam buharlı tramvay imtiyazı 85 Cavit Bey (Osmanlı Maliye Nazırları’nın en yeteneklilerinden) 25 Yardımcısı) 20
Baron Georg von Schlotheim (Saxe-Weimar-Eisenack büyük Beyrut-Şam-Harran demiryolu 31, 86 Cebel-i Lübnan 26, 35 De Catelin (Fransız Maden Mühendisi ve Işletmeci) 38
dükünün mabeyncisi) 85, 90 Beyşehir 139 Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı 33, 61 De Giorgis (Italyan General) 66
Baron Gustave Rubin de Cervin, 90 Biga 40, 45 Cemal Bey (Ziraat Bankası Genel Müdürü) 48 De Kallay (Avusturya-Macaristan delegesi) 20
Baron Hans Melchior von Schlottheim (Alman Büyükelçiliği Bingazi 80, 81, 126 Cemalettin (Eski Temyiz Başsavcısı) 133 De Martino (Italya’nın Istanbul Büyükelçiliği Ticari Ataşesi) 147
Askerî Ataşesi, Yarbay) 90 Bingazi madenleri 81 Cenap Şehabettin 40 De Nari (Rus Büyükelçisi) 93
Baron Hirsch şirketi 51 Birinci Dünya Harbi 25, 51, 102, 147, 161 Cenderya 133 Dedeağaç 31
Baron Lamsdorf (Rusya Dışişleri Bakanı) 79 Bishara Melhame (Selim Melhame'nin Babası, Avukat) 17 Cenevre 108, 115, 121 Dersaadet 71
Baron Maurice de Hirsh (Yahudi asıllı Alman-Macar Bismarck 153 Cercle d’Orient Kulübü 35, 126,151 Dersaadet Ziraat ve Sanâyi Sergi-i Umûmîsi 48
Yatırımcı) 51, 67 Bleichröder Bankası (Berlinli) 26 Cevat Paşa 50 Deutsche Bank 43, 51, 54
Baron Roben (Karadağ Askerî Ataşesi) 82 Boğaz/lar 21, 22, 70, 89, 90, 95 Cevdet Paşa 33 Devlet Evrak Odası 18
Baron Wilderich von Fürstenberg (Alman) 85 Bollati (Italya Dışişleri Müsteşarı) 74 Cevher Ağa (Saray görevlilerinden) 136 Devlet-i Aliye 147
Barones von Schlotheim 93 Bolşevik Devrimi 69, 70 Cezayir 80, 83 Die Woche Dergisi (Alman) 154
Baronne Selma Schlotheim Melhame 87 Bosna ve Hersek 19, 20 Christian IX. (Danimarka Kralı) 153 Dikran Bey (Artin Paşazâde) 133
Basil Aristopoulos (Bakanlık Memuru) 127 Bosnalı Sofu (Koca) Mehmed Paşa Camii (Sofya'da) 119 Circolo della Caccia Derneği 72 Dillon ailesi 90
Basra 43 Bosnia (Italyan şilebi) 95, 96 Civan (Köçeoğluzâde Avukat Kasbar'ın kardeşi) 133 Diyarbakır 31, 45
Başkitabet Dairesi 79, 122 Böcek Başı (Hafiye Teşkilatı’nda) 107 Cizvit Üniversitesi (Beyrut’ta) 17 Dobrinitsa 113
Başlangıç Savcılıkları 137 Braunschweig (Alman Komiseri) 20 Corona 71 Doğu Rumeli 20, 29, 112, 113
Batı 26, 32, 125 Brin (Italya Dişleri Bakanı) 33 Corriere d’Italia gazetesi 80 Doğu Rumeli inkılabı 29
Batı Rumeli 112 Brindisi 95, 96 Corso Cavalotti 102 Doğu Rumeli Komisyonu 20, 21
Batılı güçler 18, 64, 66, 69, 71 Budapeşte 85 Costantino Nigra (Viyana'daki Italyan Büyükelçisi) 33 Doğu Rumeli Uluslararası Komiserliği 100
Batılılaşma çabaları 51 Bulgar/lar 20, 64, 66, 72, 74, 78, 113, 114, 118, 119, 121, 123, Cour Suzeraine 112 Doğubeyazıt 19
Batinberg hadisesi 123 124, 125, 131 Couronne d’Italie Nişanı 71 Dolmabahçe Sarayı 50, 58
Batum 19, 45 Bulgar basını 125 Courrier Diplomatique 133 Donietz (istasyon gemisi) 89
Baudouy (Ünlü Levanten aile) 83 Bulgar Başbakanı 113 Coutalis (Ekinlik) Adası 22 Dr. Charles Zimpel 82
Baudoy ailesi 89 Bulgar Dışişleri 113, 118, 119 Crespin ailesi 27, 83, 89, 92 Dr. Maurice Nicolle (Istanbul’da Pasteur Enstitüsü Şubesi
Bayındırlık Bakanlığı 121, 122, 151 Bulgar eşkıyası 66 Crespin Hanı (Yüksek Kaldırım) 83 Kurucusu) 46, 47, 101, 113
Bechara Boutros al-Rahi (Lübnanlı Maruni Başpiskopos) 17 Bulgar Hükümeti 113, 114, 118, 125 Crespin Pasajı 83 Dr. Şakir 82
Bechara El Khoury (Lübnan’ın ilk Cumhurbaşkanı) 18 Bulgar komitacıları 64 Cumhuriyet Dönemi (Türkiye'nin) 25, 51, 83 Drexel (New York eski Belediye Başkanı) 89
Bedevi ayaklanmaları 83 Bulgar Meclisi 131 Cumhuriyet Gazetesi 155 Dubsky (Kont) 89
Bedri Bey (Istanbul Vali Vekili) 87 Bulgar Telgraf Acentesi 131 Cumhuriyet Hükümeti 25 Dudzeele ailesi 90
Bedros (Asapan ailesi mensupları ve öğretmen) 133 Bulgaristan 19, 20, 50, 51, 61, 64, 66, 71, 110, 112, 113, 114, Cünye 17 Duz ailesi 89
Bedros Kuyumcuyan (Selim Melhame’nin Cebel-i Lübnan 115, 118, 119, 121, 122, 123, 124, 125, 131, 132, 138, 153, 161 Çadır Köşkü 45 Dürziler 33
mutasarrıflığı için rakibi) 33, 37 Bulgaristan Dışişleri 112, 113, 116 Çanakkale 58 Düvel-i Muazzama 67
Belçika 23, 135 Bulgaristan Emareti 131, 115 Çarlık Rusyası 72 Düyun-u Umumiye Idaresi 18, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 30,
Belgrad 66 Bulgaristan Hükümeti 112, 118, 119, 121 Çatalca 45 32, 33, 35, 37, 47, 48, 51, 52, 53, 54, 83, 85, 97, 100, 103, 107,
Belver 131 Bulgaristan Komiserliği 20, 114, 130 Çerkez Mehmet Paşa 158 114, 115, 150
Benyamin (Keldânî kilisesi ruhani görevlisi Moşi’nin oğlu) 135 Bulgaristan Prensliği 19, 20, 112, 115, 118, 124, 131 Çetine 81 Düyun-u Umumiye Idaresi Binası (Mimar Vallaury tarafından
Beranger 102 Burhaneddin Efendi 70 Çini Fabrika-i Hümâyunu 38 inşa edilen) 23
Berdan tüfekleri 28 Bursa 22, 25, 39, 45, 46, 47, 50, 52, 126, 127 Düyun-u Umumiye Idaresi Idare Meclisi, 24, 26, 47, 130
Berlin 19, 21, 26, 57, 58, 77, 78, 115 Bursa Koza Üretim Merkezi Işletmesi 25
Berlin Anlaşması 20, 29, 50, 61, 64, 66, 112 Bursa Ziraat Mektebi 37, 48 D
Berlin Sanat Akademisi 153 Bursa ve Konya demiryolu 31 Dahiliye Nezareti, 50, 96, 122, 131, 134, 136, 158 E
Bernhard von Bülow (Almanya Şansölyesi) 79 Bülow (Alman Dışişleri Bakanı) 78 Daily Chronicle (Avrupa’nın en önemli basın organlarından Ecole de Grignon Ziraat Okulu 48
Beşlik (Küçük Osmanlı gümüş parası) 25 Büyükada 83, 90, 95, 136 olan) 133 Edhem Eldem 119
Beyaz Kartal Nişanı (Rusya'nın) 93 Daily Mail (Avrupa’nın en önemli basın organlarından olan, Edirne 19, 22, 31, 44, 45, 52, 121, 147

C-Ç
Beyazıt Camii 56 Ingiliz) 60, 133, 134, 135 Edirne Mütarekesi 19
Beykoz 54, 153 Danıştay Savcılığı 96 Edirne-Dedeağaç-Banaluk-Avusturya sınır hatları 51
Beylerbeyi 143 Cahit Bey 25 Danimarka 87 Edmond Bapst (Fransız Büyükelçiliği Müşaviri- Ticaret
Beyoğlu 35, 83, 86, 87, 135, 137 Caillard (Düyun-u Umumiye Idaresi Başkanı) 25, 26 Darülaceze 48, 110 Ataşesi) 60, 89

226 227
Edward VII (Ingiliz Kralı) 127
Edward Pleydel-Bouverie (Ingiliz devlet adamı) 24
Fairholme (Yarbay) 89
Fas (Osmanlı toprakları içinde yer alan) 83, 146, 147 G Haim Bahar Arie (Musevi asıllı, Istanbullu) 113
Hakkı Bey (Saray'ın Hukuk Danışmanı) 51
Edwards (Anglo-Frenk gazeteci) 103 Fasciotti (Viyana Italyan Büyükelçiliği’nin ticaret ateşi) 77 Gabriel Hanotaux (Fransız Dışişleri Bakanı) 107, 108, 109, 130 Hakkı Paşa (Sadrazam) 151
Efkar 135 Fausto Zonaro (II. Abdülhamid’in ünlü ressamı) 30, 50, 56, G. Turner (Uzman) 47 Halaçyan (Ermeni Tacir) 39
Eflak ve Boğdan 18 57, 70, 74, 102, 143 Gabes (Tunus şehri) 107 Halep 108, 129, 139
Ege 26, 44 Fazıl Paşa 39 Galata 23, 54, 60 Halep Hristiyanları 33
Ege Denizi 58 Fehim Paşa (Baş Hafiye) 126, 127, 134, 135, 136 Galata bankerleri 22, 30, 79 Halife 72
Ekinlik Adası Bakın Coutalis Adası Ferid Bey 20 Galata (Taksim) Tüneli 110 Halil (Ayandan) 136
El Arish 126 Feride (Selim Melhame Paşa’nın kızı) 85, 90, 145 Galatasaray 57 Halil el Huri (Şam vilayetinde tercüman) 18
El-Basira gazetesi (Necip Melhame'nin imtiyaz sahibi olduğu) Feridun Kandemir 158 Galip Bey (Bâbıâli nazırlarından) 18 Halil Ganem (Antura Koleji mezunlarından) 18
107, 108, 130 Ferik Şakir Paşa (Yaverandan) 136 Galip, Binbaşı (Askerî Baytar Mektebi öğretmeni) 46 Halil Rıfat Paşa 50
el-Cami'atü’l-Osmaniye 130 Ferit Paşa (Eski Sadrazam) 78, 128, 136 Gaston Auboyneau (Düyun-u Umumiye Genel Halim (Selim Melhame'nin oğlu) 85, 87
Elçek köyü krom madeni (Köyceğiz ilçesinde) 43 Ferruh Bey (Komiser) 119 Müdürlüğü'nden ayrılan) 24 Halit Bey (Miralay) 135
Eleşkirt 19 Feshane 48 Gazeta de Coloyen 133 Halkalı Ziraat ve Baytar Okulu 36, 37, 46, 50, 98
Elisa Zonaro 11 Fethullah Efendi (Selim Melhame’nin Cebel-i Lübnan General Brusati (Kral Vittorio Emanuele III'ün Başyaveri) 71, Halkalı Ziraat ve Ormancılık Mekteb-i Âlisi 37
Emil Loubet Hazretleri (Eski Cumhurbaşkanı ve o vakit ayan Mutasarrıflığı için rakibi) 33 72, 74, 147 Halki 90
reisi olan) 109, 130 Fırat Nehri 31 General Ignatiev 21 Hallaçyan (Tüccar) 79
Emile Eddé (Lübnan Cumhurbaşkanı) 18 Fiesole bölgesi (Floransa'nın) 103 Gentlemen’s Club 72 Hamai Bey 158
Emir Djabbour (Akuralı) 17 Fiesole Mavi Rahibeler Manastırı 103, 104 George Harfouche Efendi (Necip Melhame’nin yardımcısı) 113 Hamdi Bey (Beyoğlu Eski Mutasarrıfı) 126, 136
Emlâk-ı Hümâyûn Idaresi (Hazine-i Hassa Nezâreti'ne bağlı) 54 Filip Melhame (Selim Melhame'nin kardeşi) 17, 19, 93, 108, George Zarifi (Banker) 23, 52, 90 Hamdi Paşa 66
Emniyet Genel Müdürlüğü 96 121, 128, 136, 138, 150, 151 Georges Clemenceau (Fransa Başbakanı) 127 Hamidi Rejim 83, 109, 114, 138, 147
Endonezya 83 Filipe şehri (Plovdiv) 20 Germaine de Dudzeele 93 Hamidiye Camii (Yıldız Sarayı'nın bitişiğindeki) 121
Enver Paşa (Jön Türk lideri) 138, 140, 149 Filistin 54, 57, 58, 121, 159 Ghika 128 Hamidiye Hicaz Demiryolu 82
Erbe Tubini 60 Filoksera (Asma hastalığı) 44 Giorgio Lorando (Venedikli tacir) 60 Hamidiye Marşı 118, 150
Erdek 21 Floransa 77, 87, 96, 98, 101, 102, 103, 105, 153, 161 Giornale di Brescia gazetesi 145 Hamilton Lang (Rüsum-u Sitte Idaresi başkanı) 23
Ereğli 54, 63, 79, 81 Foster (Osmanlı Bankası Genel Müdürü) 86 Giovanni Giolitti (Başbakan) 74, 75 Hanedan-ı Âli Osman Nişanı 71
Ereğli Madenleri Işletmesi 42, 79, 80, 81 Foto Süreyya (Tünel'de) 155 Girardi ailesi 129 Hans Schadow (Ünlü Alman Ressam) 12, 53, 153
Ergani 38 Francis de Pressensé 127 Girit 115, 123 Harbiye Nezareti 87, 129, 136 , 137, 147
Ereğli Bakır madenleri 38, 39, 42 Frank (Alman işadamı) 39 Girit hülyası 29 Hareket Ordusu Komutanlığı 98
Ermenak Efendi (Tüccar) 133 Frankfurt 133 Girit Isyanı 29, 123 Hariciye Nezareti 18, 42, 51, 60, 96, 98, 108, 123, 130
Ermeni/ler 20, 29, 87, 89, 115, 125, 127, 128, 132, 134, 135, Franko Paşa (Cebeli Lübnan Mutasarrıfı) 61 Giritli Hayri 136 Harir Darüttalimi (Bursa'da) 47, 48
136, 158, 161 Fransa 19, 20, 27, 28, 29, 31, 32, 33, 35, 37, 43, 46, 47, 48, 52, Giritliler 29 Hasan Efendi (Izmit Karasu'daki Çinko madeninin sahibi) 40
Ermeni basını 134 53, 54, 60, 61, 62, 71, 80, 102, 103, 107, 108, 109, 113, 133, 146 Giuseppe Beranger (Sorgu hakimi) 102 Hasan Fehmi (Osmanlı yazarlardan) 130
Ermeni işleri 29, 50 Fransa Dışişleri Bakanlığı 109, 130 Glavaniler (Banker aile) 60, 83 Hasan Fehmi Paşa (Rüsumat Emini)121
Ernest Abbot (Ingiliz uyruklu) 98 Fransa Hükümeti 107 Goliath 27 Hasan Fehmi Paşa (Selanik Valisi) 150
Esat (Sorgu hakimlerinden) 133 Fransız/lar 23, 27, 33, 40, 52, 53, 56, 57, 61, 66, 69, 77, 79, 80, Gökçeada (Imbros) 125 Hasan Paşa 82
Eskişehir lületaşları 50 81, 85, 102, 107, 123, 133, 138, 145, 150, 155 Göreyli 64 Hasan Rami Paşa 158
Ethem Beyler (Savcı Muavini) 133 Fransız basını 28, 60, 71 Grand Officier de la Legion d’Honneur Nişanı 103 Hasan Tahsin (Başkâtip) 39, 43, 56, 60, 61, 72, 78, 80, 81, 95,
Etienne Depeyre (Antura Koleji müdürü, Peder) 17 Fransız dili 17 Grandük Nicola 19 109, 110, 112, 114, 141, 145, 149, 158, 159
Etienne (Stefenaki) Musurus Paşa (Londra Osmanlı Fransız donanması 60 Grazioli (Düşes) 128 Hasan Tahsin Bey (Nemlizâde) 43
Büyükelçisi) 24, 41, 82 Fransız Büyükelçiliği (Istanbul'daki) 35, 60 Grigori Şerbina (Mitroviçe’deki ilk Rusya Konsolosu) 63 Haydar, Binbaşı (Şehremaneti Veteriner Müfettişi) 46
Etniki Eterya 64 Fransız frangı 153 Gryparis ailesi 90 Haydarpaşa 57, 139
Eugenidi ailesi 89 Fransız Hükümeti 20, 54, 60 Guasco di Bisio (Italya Büyükelçi Müsteşarı) 33 Hayri Paşa 150
Eustache Eugénidés (Rum banker) 89, 90 Fransız Ihtilali 83 Guicciardini (Italya Dışişleri Bakanı) 146, 147 Hazırlık Savcılığı 137
Evkaf Nezareti 43 Fransız Levantenler 60 Gül yağı 45 Hazine-i Celile 51
Evlad-ı Şuheda ve Ma’lulin Guzzat’-ı Asakir-i Şahane I’ane Fransız mandası 103 Güney Afrika 83, 85 Hazine-i Hassa 43, 54, 107, 138, 147
Sergisi 49 Fransız Rıhtım Şirketi 61 Güney Fransa Bakın Fransa Hazzopoulo ailesi 90
Eyâlât-ı Mümtâze 132 Fransız sendikaları 52 Güney Rumeli 21 Helen Ralli (Anglo-Frenk gazeteci Edwards'tan boşanan
Fransız Ziraat Bakanlığı 44 Musevi kökenli eşi) 103

F Fransızca 17, 18, 20, 93, 98, 112, 150


Freiburg Albert-Ludwigs Üniversitesi 85 H Henry Bath & Sons (Ingiliz aracı şirket) 41
Henry VII. (Ingiltere Kralı) 127
Fabergé 153 Frenk Levanten (Istanbul'da yaşayan) 83 Habib Efendi (Selim Melhame'nin kardeşi) 17, 40, 112, 121, Herald Matin 133
Fadıl (Selim Melhame'nin kardeşi) 17, 18 Friedlander Biraderler (Berlin’deki ünlü kuyumcu) 153 150, 151 Hereke Fabrikası 48, 54
Faik Bey 95 Fuad Paşa (Sadrazam) 17 Hacı Mustafa Bey (Musâhib) 134 Hermann Schöler (Alman) 25
Faik Paşa (Padişah’ın yakın çevresinden) 158 Fürstenberg 86 Hafiye Teşkilatı 35, 107 Hersek 18

228 229
Hicaz 82 Ingilizce 135 Izburkça (bucak) 64 Karaman 39
Hicaz Demiryolu 82, 83, 126 Ingiltere 19, 20, 27, 28, 33, 35, 43, 48, 57, 60, 74, 80, 83, 127, 136 Izmir 31, 83, 95 Karasu (Izmit sancağında) 40
Hidiv 125 Inhisarât-ı hamse (beş inhisar/beş tekel), 51 Izmit 39, 40, 134 Karasu Maden Şirketi 40
Hilmi (Yüzbaşı) 135 Ipek böcekçiliği 47 Izzet Bey (Mabeyn Müdürü) 135 Karataban (hastalık) 25
Hilmi Paşa (Rumeli Genel Müfettişi) 123 Ipek dokuma atölyesi (Bursa'da) 25, 31 Izzet Bey (Osmanlı Prensesi Azize'nin oğlu) 18 Karateodori Paşa 58, 110
Hindenburg (Mareşal) 153 Ipek kozası (Bursa’da) 25, 47 Kardinal Meglia 102

J
Hindistan 82, 83 Ipekçilik Enstitüsü 25 Kargı Çiftliği (Aydın'ın Mekri kazasında) 43
Hohenzollern (Kraliyet yatı) 58 Ipekçilik okulu 47 Karlsbad Kaplıcaları 122, 127
Hollanda 23, 43, 45 Iran 135 Kars 19
Jacques Garnier (Fransız Coğrafya Cemiyeti üyesi) 48
Hollanda Büyükelçiliği 140 Iskender Melhame Bey (Selim Melhame'nin kardeşi) 17, 150, Kasbar (Köçeoğluzâde, Avukat) 133
Jacques Pervititich Sigorta Haritaları 89
Hollandalı Paul Wittering (Müzayedeci) 140 151 Kastamonu 38, 45
Jafa Vadisi sulama projesi 150
Hotel des Ventes 153 Iskenderun 31 Katolik Kilisesi 93, 112
Jandarma Halim (Manastır'daki Rus Konsolosu Arkadayeviç
Hoyek (Maruni Patriği) 132 Iskenderun Limanı 41, 42 Katolik mezhebi 90, 93
Rotskovski'yi öldüren) 63
Hristiyan 17, 18, 22, 33, 58, 71, 74, 83, 96 Islam 131 Kayseri Valiliği 139
Japon/ya 45, 72, 87
Huwayyik (Maruni Patriği) 140 Islam cemiyetleri (Avrupa’daki) 83 Kazım Bey (Sadrazam Fuad Paşa'nın oğlu) 17
Jean Antoine Ernest Constans (Istanbul’daki Fransa
Hüseyin Cahit Bey 25 Ismail Hakkı Bey 71 Keçiören ilçesi 45
Büyükelçisi) 40, 60, 61, 103
Hüseyin Hilmi Paşa (Rumeli Genel Müfettişi) 66 Ismail Kemal (Avlonyalı) 50, 82 Kederli Saatler (Selim Melhame'nin kızı Leyla'nın eseri) 85
Jean Balatti (Inşaat malzemeleri satan firma) 93
Hüseyin Hüsnü Efendi (Gelir Idaresi Müsteşarı) 37 Ismail Kemal (Beyrut Valisi) 33 Kefe Limanı 70
Jean Jaures 127
Hüseyin Remzi Bey (Askerî Tıp Okulu Profesörü) 46 Ismail Müştak Mayakon (Mabeyn Kâtibi) 145 Kevork Torkomyan (Osmanlı tebaasından) 25
Jens Hanssen 161
Hüsnü (Ahrar'dan) 130 Ismail Paşa (Askerî Okullar Başmüfettişi) 107, 126, 135, 158 Khalil el Khoury (Lübnan'ın ilk Cumhurbaşkanı Bechara El-
Jerba (Tunus şehri) 107
Hüsnü Bey (Veterinerlik Okulu Profesörü) 46 Ismet Paşa 158 Khoury'nin oğlu) 18
Joachim III (Patrik) 90
Ispanya 146 Khora (Ada) 22
Joannidés ailesi 89
I-I Israil savaşı (1967) 17 Kıbrıs 19
Johannes Zehngraf (Danimarkalı ünlü portre sanatçısı) 153
Istanbul 17, 18, 19, 20, 22, 23, 24, 25, 26, 28, 30, 31, 33, 35, 36, Kırım Savaşı (1853-1856) 18, 31
Joseph André Crespin (Brokaj ofisi sahibi, Fransız) 60, 83
ICA (Jewish Colonization Association) 54 37, 38, 39, 40, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 50, 51, 52, 54, 56, 57, 58, Kızılkaya köyü krom madeni (Köyceğiz ilçesinde) 43
Joseph Etienne Caporal 151
Ignace Ziade (Beyrut Maruni Başpiskoposu) 17 60, 61, 63, 64, 66, 69, 70, 71, 72, 75, 78, 79, 81, 82, 83, 85, 86, Kirkor Efendi (Nafia memurlarından) 133
Jouannidis ailesi 90
Ignatiev (Rus Büyükelçi) 19, 21 87, 89, 90, 95, 99, 100, 101, 102, 103, 107, 108, 109, 111, 113, Kirkor Zehrab Efendi (Istanbul Mebusu) 133
Journal de Salonique 77, 150
II. Dünya Savaşı 85 114, 118, 119, 121, 123, 125, 126, 127, 128, 130, 133, 134, 135, Kleanti Skalyeri-Aziz Bey komitesi 35
Jön Türkler 108, 112, 121, 128, 130, 134, 136, 138, 147, 161
II. Meşrutiyet 40, 42, 44, 48, 54, 76, 79, 87, 95, 98, 99, 103, 110, 136, 137, 138, 145, 146, 149, 150, 151, 153, 159 Koca çiftliği (Aydın'ın Mekri kazasında) 43
Jurnal 35
127, 129, 136, 137, 138, 147, 149, 150, 151, 153, 158, 159, 161 Istanbul Bakteriyoloji Enstitüsü 47 Kont Collobiano (Italya Büyükelçisi) 48
III. Dönem Bulgar Meclisi 112 Istanbul Bankası 23 Kont d’Arnaud 89
Irak 51
Ischl 127
Istanbul Boğazı 70
Istanbul Borsası 23
K Kont de Dudzeele (Belçika Büyükelçisi) 89, 90, 93
Kont Gianotti 72
Kabasakal Mehmet Paşa 145
Izvolski (Rusya Dışişleri Bakanı) 20, 78 Istanbul rıhtımı 31, 61 Kont Lambsdorf (Rusya Dışişleri Bakanı) 63
Kabuli Paşa Konağı (Sıraselviler’de) 86, 87
Izvolski (Rus Kâtip) 20 Istanbul-Edirne-Sarımbey-Belova Hattı 51 Kont Léon Valérien Ostrorog 89
Kafkaslar 19
Ibrahim (Mitroviçe'deki ilk Rus konsolosunu vuran Arnavut Istinâf Savcılığı 137 Kont Perthuis 27, 85
Kale-i Sultaniye 58
Onbaşı) 63 Isviçre 87, 102, 108 Kont Raimondi (Miralay) 71
Kâmil Bey 158
Ibrahim Paşa (Teşrifat Nazırı) 60, 90 Işkodra 81 Kont Robert de Dampierre (Fransız Büyükelçisi) 85
Kâmil Paşa (Sadrazam) 27, 61, 98, 100, 101, 102, 128, 138,
Ibrahim Sabbah (Belçikalı ve Lübnanlı) 122 Italya 19, 20, 23, 33, 48, 67, 71, 72, 74, 75, 77, 78, 79, 80, 81, 83, Kontes de Dampierre (Kanada Büyükelçisi’nin eşi) 103
158, 161
Içişleri Bakanlığı Bakın Dahiliye Nezareti 87, 95, 96, 100, 101, 102, 132, 136, 145, 146, 147, 158, 159, 161 Konya 43, 45, 54, 139
Kamphövener Paşa 58
Iğneada 63 Italya Dışişleri Bakanlığı 33, 145, 146 Kosova 61, 64, 71, 115
Kanlıca 20
Ihsan Bey 136 Italya Hükümeti 33, 72, 81, 102, 128, 145, 147, 151 Kostenetz istasyonu 125
Kânûn-ı Esâsî 18, 95
Ihsan Şevket (Sorgu hakimlerinden) 133 Italya Ihtilali 102 Koştan (bucak) 64
Kapalıçarşı 54
Ikinci Kolordu askere alma başkanlığı 87 Italya Konsolosluğu (Izmir) 95, 96 Kovil (Fransız Mühendis) 48
Kapitalizm 26
Ilyas Sabbah (Belçikalı ve Lübnanlı) 122 Italya Ordusu 147 Köstence 70
Kapitülasyonlar 26
Imtiyaz madalyası 34 Italya Senatosu 145,147 Köstence Başşehbenderliği 69
Kaptan Parflonow (Donietz istasyon gemisinin kaptanı) 89
Inegöl 127 Italyan Askerî Istihbarat örgütü 102 Köstence Limanı 70
Kara Camii 119
Ingiliz/ler 23, 24, 29, 42, 50, 52, 66, 70, 80, 82, 110, 121, 125, Italyan Büyükelçiliği (Atina’daki) 95, 96 Köyceğiz ilçesi 43
Karabet Efendi (Van tüccarlarından) 133
126, 127 Italyan Büyükelçiliği (Tarabya’da) 38, 74, 145 Kredit Ansalt Bankası (Viyanalı) 26
Karacaali sınırı 131
Ingiliz basını 50 Italyan kral mezarları (Panteon'daki) 74 Krnka tüfekleri 28
Karadağ 18, 19, 29, 30,74, 81, 82
Ingiliz Hükümeti 110, 126 Italyan Süvari Okulu 145 Krom (Maden) 43
Karadeniz 26, 70, 115, 131
Ingiliz Ordusu 28 Italyan şilebi 95 Krupp topları 28
Karadeniz donanması (Rusya'nın) 69
Ingiliz Postası 114 Italyanca 95, 102 Kuduz Enstitüsü 46
Karadeniz Ereğli kömür ocakları 80, 81
Ingiliz sendikaları 52 Italyanlar 74, 79, 80 Kudüs 57, 58, 61, 151
Karakin (Tıp Fakültesi öğrencilerinden) 133
Ingiliz-Suriye Ziraat Kredi Bankası (Şam’da) 151 Ittihad ve Terakki Cemiyeti 25,95, 108, 128, 161 Kurtuluş Savaşı 45
Karaköy Camii 38

230 231
Kuruçeşme 124 Londra Büyükelçiliği (Osmanlı Devleti'nin) 42 Malta Köşkü 45 Mekke 82, 83
Kuyumcuyan (Roma Büyükelçiliği Müsteşarı, Ermeni Londra sergisi 48 Mamulat ve Mahsulat Sergisi (Bursa'da) 49, 50 Mekri kazası (Aydın'ın) 43
Katolik) 61 Londra şubesi (Osmanlı Bankası'nın) 41 Manastır 64, 71, 115 Mekteb-i Sanayi 58
Kuzey Afrika 80, 81 Lorando (Ünlü Levanten aile) 60, 61, 83, 89 Mandelstam (Salis-Sewis Kontu) 89 Mekteb-i Sultanî (Beyoğlu’nda, Bugünkü Galatasaray Lisesi)
Kuzey Makedonya 121 Lord Salisbury (Ingiltere Dışişleri Bakanı) 33 Manganez (Maden) 43 17, 18, 131
Küçük Sait Paşa 119 Louis Argaud (Paris Barosu avukatlarından) 159 Manuk (Kulüp Doryan (Club d’Orient) hademelerinden) 133 Melhame ailesi 17, 89, 93, 102
Kürt aşiretleri 28 Louis Date (Yıldız Porselen Fabrikası'nın ilk Dahiliye Mari (Cenderya’nın nişanlısı Portakaloğlu'nun kızı Melhame Konağı (Sıraselviler'de) 93
Müdürü) 54 Matmazel) 133 Memduh Beyler (Sorgu hakimlerinden) 133
Louis Pasteur 25, 46 Maria Fyodorovna (Rus Imparatoriçe) 153 Memduh Paşa 158
L Louis Philippe (Fransa Kralı) 123 Maria Garzellam 85 Memurin-i Mülkiye Kararnamesi 28
L. Chambon (Pasteur Enstitüsü Müdür Yardımcısı) 47 Louis Rambert (Düyun-u Umumi Işletmesi’ne bağlı Tütün Maria Teresa gümüş sikkesi 24, 25 Menzikoff ailesi 89
L’Echo de Tunis gazetesi (Tunus'ta neşredilen) 108 Rejisi Genel Müdürü) 150,151 Marie Fürstenberg (Selim Melhame'nin kızı) 85, 87, 90, 91 Merite Agricole Nişanı 44
La Belle Epoque 83 Lucie Lorando (Liber Lorando’nun kızı) 83 Marienbad 122, 127 Merkez Kumandanlığı 134
La Colonie gazetesi (Tunus'ta neşredilen) 108 Lui XIV 155 Marki Alberto Theodoli (Düyun-u Umumiye Idaresi Italyan Merkezî Osmanlı yönetim 131
La Dépéche Tunisienne gazetesi 107, 108 Lui XV 155 Komiseri) 159 Mersin 151
La Domenica del Corriere dergisi 120 Lübnan 17, 27, 61, 85, 103, 121, 140, 159 Marki Carlotti (Italya Dışişleri Bakanlığı Kabine Şefi) 72, 74, Metamorphosis serisi 153
La Ferté-Meun 128 Lübnan Hükümeti 85, 103 80, 81, 96 Metternich 128
La Petite Tunisie gazetesi (Tunus'ta neşredilen) 108 Lübnan Mutasarrıflığı 18, 33 Marki de Composagrado ailesi 90 Mısır 29, 60, 80, 83, 107, 125, 126
La Revue Diplomatique 128 Lübnan sediri 45 Marki Guglielmo Imperiali (Istanbul Italya Büyükelçisi) 71, Mısır Hidivliği 126
La Tunisie Française Gazetesi (Tunus'ta neşredilen) 108 Lübnanlı 35, 61, 158 72, 75, 90, 95, 145, 146, 147 Mısırlılar 126
Lahey Barış Konferansı 81 Lüksemburg (Büyükelçiliği) 135 Marki Malaspina (Italya Büyükelçisi) 89 Michel Eddé (Lübnan Cumhurbaşkanı Emile Eddé’nin
Lahey Konferansı 115 Lydenburg (Altın madenleri işletmesi) 85 Markof (Bulgar eski Kapı Kedhüdası Mösyö) 131 babası) 18
Lahey Mahkemesi 126 Marmara Denizi 21, 22 Midilli (Mitilene) 58, 60, 61, 69, 125

M
Latin 89 Marsilya 52 Midilli gümrüğü 67
Lazare 71 Martini tüfeği 28 Mihran Efendi (Osmanlı gazeteci ve yayıncı) 83
Lazarist Pére Lacambre (St. Pulcherie Fransız Lisesi rahibi) 90 M. Black (Ingiliz Bakteriyolog) 47 Maruni 17, 33, 103, 161 Mimar Sinan 119
Lazarist rahipler 17 Mabeyn Başkitabeti 110, 121, 122, 129, 130, 131, 134, 136, Mason Kulübü 87 Minas Bey (Baytar Mektebi Nazırı Miralay) 135
Le Crédit Général Ottoman (Banker kuruluşu) 60 138, 149 Maunsell (Albay) 89 Minas Efendi, Binbaşı (Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi
Le Moniteur Oriental gazetesi 89 Madam Abbot 43 Maurice Nicolle 47 öğretmenlerinden) 46
Le Petit Journal 76 Maden Fen Heyeti (Orman, Maden ve Ziraat Nezareti'nin) 38, 40 Maurice Rouvier (Fransız Devlet Adamı) 52, 53, 54 Miralay Ali (Mekteb-i Tıbbiye’deki Baytar Komisyonu
Le Sultan Rouge 127 Maden Idaresi 36 Mavrocordato ailesi 40, 87, 89, 90, 96 Başkanı) 46
Le Temps gazetesi 83 Maden Mektebi 36 Mavroyeni ailesi 90 Miralay Thomas (Italyan Ferik Romei Paşa'nın yardımcısı) 147
Légion d’Honneur Nişanı (Fransız Hükümeti tarafından Maden Nizamnamesi 42 Mavroyeni Bey (Rum Ortodoks eski Washington Ortaelçisi ve Mişel Eddé (Şam vilayetinde tercüman) 18
Selim Melhame'ye verilen) 20 Mahmud Nedim Paşa (Sadrazam) 35 Samos Prensi) 82 Mithat Paşa 35
Leishman (Istanbul Amerikan Büyükelçisi) 89, 93, 121 Mahmut Atâ (Ahrar’dan) 130 Mavroyeni Paşa (Sultan’ın özel doktoru) 82 Mitroviçe 61, 63
Lenin (Donietz istaston gemisi subaylarından) 89 Mahmut Celalettin Paşa 109 Max Heinrich von Seubert (Alman soylusu) 85 Moda 57
Leon ailesi 89 Mahmut Nedim Paşa (Viyana Büyükelçisi) 77, 79 Max Spitta (Alman Mimar) 58 Monsenyör Tacci (Istanbul Vatikan Temsilcisi) 90
Leon Berger (Düyun-u Umumiye Idare Meclisi Başkanı) 27, Mahmut Paşa (Komisyon üyesi olarak atanan) 110 Mayako (Yıldız Sarayı'nda III. Kâtip) 159 Montpellier Koza Üretim Merkezi 25
51, 115 Maillot (Montpellier Koza Üretim Merkezi Müdürü) 25 Mazera Beyler (Italyan Ferik Romei Paşa'nın damadı Binbaşı) Montpellier Ziraat Enstitüsü 47
Leon Efendi (Gümrük memurlarından) 133 Majestic Otel (Nis’te) 102 147 Montreux 102, 161
Leon Papasyan Efendi 133 Makedon 113 Mecidi Nişanı 46, 74, 97 Montreux Palace oteli (Isviçre’de) 102
Leonce Caillard (Amiral) 60, 61 Makedon çetesi 63 Mecidiye sikkesi 25 Mösyö Bonin 35
Leon (idas) Zarifi (Banker) 90, 136 Makedonya 61, 64, 67, 69, 70, 71, 72, 74, 77, 78, 79, 81, 93, 95, Meclis-i Mebusan 98, 128, 129, 130, 132 Mösyö d’Hollys (Mekteb-i Sultanî Müdür yardımcısı) 17
Les Maux de l’Empire Ottoman et leurs Remedes/Osmanlı 112, 113, 114, 115, 121, 125, 127, 131, 145, 146, 147, 161 Meclis-i Vükela 36, 41, 53 Mösyö Külman 51
Imparatorluğu’nun Rahatsızlıkları ve Tedavisi (Osmanlı Makedon Komitesi 124 Medine 82, 83 Mösyö Raymond 27, 85
topraklarına girişi yasaklanan kitap) 108 Makedon sorunu 64, 71, 79, 110, 124 Mehmed Ali (Izzet Paşa'nın oğlu) 158 Mösyö Rouzaut 40
Levant Herald gazetesi 48 Makedon toprakları 71 Mehmed Ali, Kaymakam (Ziraat Heyet-i Fenniyesi Beşinci Mösyö Selyen (Istanbul Su Kumpanyası Direktörü) 48
Levanten Katolik aileler (Pera'da) 89 Makedonyalı 113, 121, 123 Şube Müdürü) 46 Mudanya 19, 136
Levantenler 83, 161 Malik el Marouni el Lübnani (Akura Emiri) 17 Mehmed Emin (Maliye Nezareti Muhasebecisi) 20 Muhammed Inshaullah 82, 83
Leyla (Selim Melhame'nin kızı) 85, 102 Maliye Nazırlığı (Fransa'nın) 19, 22, 40, 52, 83, 131, 150 Mehmed Şakir Paşa 58 Muharrem Anlaşması 161
Libya 81 Maliye Hazinesi 110 Mehmed Tevfik Bey 119 Muharrem Kararnamesi 22, 23, 26
Liman Dairesi 134 Maliye Komitesi (Yıldız Sarayı'nda toplanan) 50 Mehmet Emin (Ahrar'dan) 130 Muhtar Bey (Paşazâde) 18
Limni (Lemnos) 69, 125 Maliye Meclisi 115 Mehmet Rıfat Paşa 82 Murat V. (Sultan) 18, 32, 35
Lobnof (Prens) 123 Maliye Nezareti 25, 36, 40, 96, 98, 115 Mehmet Rıza Paşa 158 Musaddara deresi 150
Londra 24, 33, 41, 78, 82, 89 Malta 151 Mehmet Şakir Paşa 82 Musafi Paşa 158

232 233
Museviler 113 Niyazi Bey (Merhum Komiser) 131 Osmanlı Hariciyesi 41 Pencap bölgesi (Hindistan'ın) 82
Mustafa bin Ismail (Eski Tunus Başbakanı) 107 Noblet (Düyun-u Umumiye Idaresi Müdür Yardımcısı, Osmanlı hazinesi 24 Pera 56, 57, 60, 85, 89, 90, 93, 107, 121, 145
Mustafa Kemal Atatürk 45 Fransız) 26 Osmanlı hukuku 67 Pera Palas Oteli 134
Mustafa Reşit Paşa (Hariciye Nazırı) 36 Normandiya burjuvazisi 83 Osmanlı Hükümdarlığı 112 Petersburg 70
Musurus Paşa (Londra Osmanlı Büyükelçisi) 24, 41 Norveç 128 Osmanlı Hükümeti 19, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 31, 39, 50, Petit Journal 133
Muzaffer Çaykovski Paşa (Polonya asıllı) 61 Noye Freye Presse 133 52, 53, 63, 69, 70, 81, 108, 109, 110, 114, 119, 123, 124, 125, Petrof (Başbakan) 64, 125
Müftülük sorunu (Bulgaristan’daki) 116 Numune Çiftliği 31, 45 126, 132 Petrol yatakları (Musul’daki) 43
Müftüzade Ismail Efendi (Isparta’nın ilk gül yağı üreticisi) 45 Nuova Antologia (Italyan dergisi) 146 Osmanlı Jandarma Teşkilatı 83, 145 Pierre Arida (Patrik) 17
Mülkiye Baytar Mektebi 37 Nureddin (Doktor) 130 Osmanlı karasuları 63 Pire 96, 125
Mülkiye Dairesi (Şûrâ-yı Devlet'in) 130 Nurettin Bey 136 Osmanlı Komiserliği (Bulgaristan'daki) 20, 116, 141 Pire Limanı 95, 96
Münir Paşa (Paris Büyükelçisi) 36, 52, 58, 90, 108, 109, 127, Nurettin Paşa (II. Abdülhamid’in damadı) 39 Osmanlı lirası 20, 23, 24, 25 Plevne 118
128, 130, 158 Nuri Bey (Tütün Rejisi Komiseri) 24, 134 Osmanlı madenleri 38 Polonya 147
Münir Bey (Saray protokol şefi) 24 Osmanlı maliyesi 20, 23 Porselen fabrikası (Yıldız Sarayı dış bahçesine yaptırılan) 54

O-Ö
Mürzsteg kararları, 66, 69 Osmanlı Milleti 129, 130, 131 Potemkin zırhlısı 69, 70, 93
Müslüman/lar 17, 18, 20, 64, 71, 82, 83, 96, 112, 113, 115, 118, Osmanlı - Organe de la Jeune Turquie (Cenevre’de yayınlanan Potin ailesi 90
119, 131, 72, 74, 77, 115, 124, 125, 147 O’Conor ailesi 90 dergi) 109 Prens Bernhard von Bülow (Almanya Şansölyesi) 77, 78
Müslüman liderler 83 Odesa 69, 70 Osmanlı Ordusu 19, 32, 71, 100, 125, 126, 149 Prens Burhaneddin Efendi 70
Müslüman ülkeler 72, 82 Ohannes Efendi (Sarraf oğlu) 133 Osmanlı Padişahları 29 Prens Ferdinand (Bulgaristan Prensi) 50, 112, 119, 122, 123,
Müze-i Hümayun 30 Ohannes Kirkor Efendi 133 Osmanlı Parlamentosu 18 124, 125
Myriam Melhame (Selim Paşa’nın bugün Floransa’da yaşayan Orient Express treni 51, 60, 125, 145 Osmanlı pasaportu 102 Prens Sabahattin (Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet
küçük torunu) 85, 153 Orman Fen Heyeti 38 Osmanlı rejimi 161 Cemiyeti’nin kurucusu) 82
Orman Maden ve Ziraat Nezareti 35, 36, 37, 38, 43, 46, 48, 96, Osmanlı sahilleri 28 Pro-Armenia dergisi (Ermeni yanlısı Fransız) 127

N 98, 100 Osmanlı Sigorta Şirketi 86 Protestan Kilisesi (Kudüs’te kurulan) 57, 90
Orman Maden Meclisi 36, 38 Osmanlı tahvilleri 23, 29 Protestan mezhebi 93
Nabalyan (Van tüccarlarından) 133 Orman Maden Mektebi 36, 37, 38 Osmanlı toprakları 24, 26, 32, 38, 58, 71, 138 Psycha ailesi 90
Naci Yahya (Kurtpınar mebusu) 118 Ormanyan (Ermeni Patriği) 158 Osmanlı vatandaşları 25, 33 Puzantiyon 135
Naci Yahya Paşa 118 Ortadoğu ülkeleri 52 Osmanlı vilayetleri 66 Ragıp Paşa 158
Natçeviç 125 Ortaköy 57 Osmanlı Ziraat Bankası (Lübnan’ın Sayda şehrinde) 151 Rahmi (Selanik Mebusu) 130
Nafia Nezareti 27, 131 Osman Hamdi Bey (Düyun-u Umumiye Komiseri ve Müze-i Osmanlı-Alman ilişkileri 43 Raimondo d’Aronco (Selim Melhame Paşa’nın Italya’dan
Nancy Leishman (Amerikan Büyükelçisi’nin kızı) 90 Hümayun Müdürü) 24, 25, 26, 48 Osmanlı- Bulgaristan sınırı 124 getirttiği mimar)38, 48, 50, 54, 57, 153
Nasri Bey Franko (Cebeli Lübnan Mutasarrıfı Franko Paşa’nın Osman Niyazi (muhasebeci) 40 Osmanlı-Fransız ilişkileri 27 Ralli (Yunanlı) 40
oğlu) 33, 35, 61 Osmani Nişanı 37, 119, 147, 149 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi olarak da anılan, 1877-1878) Rami Paşa 95
Naum Paşa (Cebeli Lübnan Mutasarrıfı) 33, 35, 61, 82, 90, 101 Osmanlı 23, 26, 31, 40, 48, 56, 61, 64, 67, 70, 71, 75, 80, 100, 18, 19, 22, 23, 45 Rand (Altın madenleri işletmesi) 85
Naum Paşa (Paris Büyükelçisi) 100 112, 113, 115, 118, 119, 121, 123, 124, 125, 126, 130, 131, 132, Osmanlı-Yunan Savaşı 57 Raymond de Boulloche 85
Nazım Bey (Alaşehir eski Orman Süvari Memuru) 38, 54 133, 137, 138, 146, 153, 158, 159, 161 Ostrorog (Ünlü Levanten aile) 83 Refik Bey (Veteriner) 47
Nazım Bey (Yıldız Porselen Fabrikası'nın müdürü olarak Osmanlı Devleti 18, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 29, 30, 31, 32, 31 Mart Vakası 98 Reji 151
atanmış olan) 17, 54 36, 42, 48, 51, 52, 58, 60, 63, 64, 66, 67, 69, 70, 71, 72, 75, 77, Ömer Bey (Yüzbaşı) 135 René Baudouy 151
Nazif (Şûrâ-yı Devlet üyelerinden) 133 79, 80, 81, 93, 107, 108, 112, 114, 115, 118, 119, 125, 126, 127, René Millet (Tunus’ta görevli Fransız valisi) 108

P-R
Nazif Bey (Orman Fen Heyeti Başkanı) 24, 48 130, 131, 132, 138, 146, 147, 150, 151, 158, 161 Reşad Paşa (Sultan Vahdettin’in özel doktoru) 102
Necmettin Bey (Eski Istinaf Savcısı) 126, 133, 134, 136, 137 Osmanlı Ahrarcıları 130 Reşat (Maliye Nazırı) 115
Negroponte ailesi 90 Osmanlı Anonim Şirketi 110 Pangaltı Latin Katolik mezarlığı (Feriköy) 151, 152 Reşat Efendi (Şehzade) 70
Nelidov ailesi 90 Osmanlı arşivleri 113 Pangaltı semti 126 Reşat Fuat (Bâbıâli nazırlarından) 18
Nervo (Beyrut Limanı Yönetim Kurulu Başkanı) 27 Osmanlı askerî birliği 58 Pangiri ailesi 90 Reşat Paşa (Roma Büyükelçisi) 100
New York Herald 133 Osmanlı askerî harp divanı 71 Panslavistler 18 Reşid Paşa (Midilli Mutasarrıfı) 60
Nicholas O’Conor (Istanbul Ingiliz Büyükelçisi) 126, 134 Osmanlı Bankası 22, 23, 24, 25, 26, 27, 40, 41, 47, 48, 69, 85, Panslavizm politikası 19 Reşit Bey (Şûrâ-yı Devlet üyelerinden) 130, 136
Nihat Melhame (Selim Melhame'nin oğlu) 85, 93, 104 86, 87, 88, 119 Papa XVI. Benedict 17 Reşit Beyefendi (Osmanlı Komiseri) 123
Nihat (Sorgu hakimlerinden) 133 Osmanlı başkenti Bakın Istanbul Paris 19, 27, 48, 51, 60, 82, 85, 90, 108, 109, 110, 115, 128, 130, Reşit Paşa 136, 158
Nikola (Rus Grandükü) 21 Osmanlı borçları 26 131, 133, 138, 140, 150, 153, 159 Rıfat Hüsamettin (Kolağası) 46
Nikola Alexandrovitch (Rus Çarı) 112 Osmanlı Büyükelçiliği (Roma'daki) 85 Paris Büyükelçiliği 108, 109, 130 Rıhtım Komiserliği 96
Nikola Nakkaş 18 Osmanlı Büyükelçiliği (Viyana'daki) 75 Paris sergisi 48 Rıza Bey (Mısır ileri gelenlerinden) 136
Nelidov, Aleksandır (Rus Maslahatgüzârı) 19, 21 Osmanlı Büyükelçiliği (Paris'teki) 127 Paris sosyetesi 85 Rıza el-Sulh Bey (Hâlen Beyrut Mebusu) 136
Nis şehri (Fransa'nın) 102 Osmanlı çini sanatı 56 Pasteur Enstitüsü 47, 101, 113 Rıza Paşa (Harbiye Nazırı) 40
Niş 64 Osmanlı Donanması 80 Paşa Limanı Adası 22 Ritz Oteli 128
Nişan (Sivas Cemiyet Reisi) 135 Osmanlı egemenliği 17 Patent tahvili 52 Roçild Bankası (Rothschild) 29
Nişan Efendi (Komisyon üyesi olarak atanan) 110 Osmanlı hanedanı 31 Paul Cambon (Istanbul'da Fransa Büyükelçisi) 33 Roda 22

234 235
Rodos 125 Sait (Kâmil Paşa’nın oğlu Tuğamiral, Ahrar’dan) 130, 158 Sir Edward Grey (Ingiltere Dışişleri Bakanı) 70 Şeyhülislam 50
Roma 71, 72, 74, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 85, 95, 96 Sakız Adaları (Chios) 125 Sir F. Clare Ford (Ingiltere'nin Istanbul’daki Büyükelçisi) 33 Şiras 134, 135
Roma Kabinesi 78 Salih Münir Paşa (Paris Elçisi) 60 Sir Henry Drummond Wolff (Ingiltereli Parlamenter) 20 Şirvani Mehmed Rüştü Paşa (Sadrazam) 60
Roma Sevgisi (Selim Melhame'nin kızı Leyla'nın eseri) 85 Sami Efendi (Maliye Veznedar Muavini) 136 Sir Nicholas O’Connor (Ingiltere Büyükelçisi) 89, 125, 126 Şövalye Vernoni (Istanbul Italya Büyükelçiliği çevirmeni) 20
Roma Türk Büyükelçiliği 95 Samsun 22, 31 Sirkeci Istasyonu 60, 145 Şumnu 118
Romanya 19, 70 Samsun demiryolu 31 Sivas 31, 52 Şûrâ-yı Devlet (Danıştay) 17, 37, 42, 43, 112, 121, 132, 150
Romen (Doğu Rumeli'deki) 20 San Miniato Mezarlığı (Selim Melhame'nin defnedildiği) 103 Sivas demiryolu 31 Şükrü (Selim Melhame'nin kardeşi) 17
Romen bayrağı 70 San Pasifiko (Büyükada’da, Latin katolik kilisesi) 83 Siyonistler 121 Şükrü (Serasker paşa oğulları) 112
Romolo Tittoni (Merkezi Roma’da olan Italyan Bankası’nın San Remo 102, 103 Slav 71, 72 Şükrü Ganem (Lübnan asıllı ünlü Fransız gazeteci) 128, 129
Başkan Yardımcısı) 80 Sana-Yemen 146 Sobranya 131 Şükrü Melhame 151
Rose de Gervais (Selim Melhame'nin annesi) 17 Sanayi Devrimi 48 Sofya 20, 50, 64, 82, 106, 110, 112, 113, 114, 115, 118, 119,

T
Rostkovski 63 Sanayi Mektebi 37, 50 121, 125, 130, 153, 161
Rouet ailesi 89 Sanayi-i Nefise (Güzel Sanatlar Okulu) 54 Sofya tren istasyonu 125
Rouvier planı 53, 54 Santa-Cruz 128 Sousse (Tunus şehri) 107 Taba kenti 125, 126
Rum 89, 123 Saravoff 118 St. Esprit kilisesi 145 Tacci (Vatikan Temsilcisi Monsenyör) 90
Rumeli 19, 66, 67, 72, 123, 124 Saray (Yıldız) 17 St. Joseph Antura Lisesi 17 Taglat Lokal Anjeruzer 133
Rumeli demiryolları 43, 48, 51 Saray Başkitabet Dairesi 41, 51, 75, 115 St. Petersburg 78 Takmaciyan 133
Rumeli vilayetleri 66, 74, 123, 124 Sarıtaş 131 St. Sava (Yunan komitası) 64 Taksim 86, 87, 155
Rumeli-i Şarki Avrupa Komisyonu 19, 20 Sassi (Belçika Konsolosu) 151 Stan Ostrorog 92 Talat Bey (Dahiliye Nazırı) 87
Rumlar 64, 123, 125 Schoele (Mimar) 58 Stanbulof (Başbakan) 123, 124 Talimhane Köşkü 45
Rus/lar 19, 21, 22, 53, 63, 64, 66, 70, 72, 112, 124 Sedano 128 Standart (Avrupa’nın en önemli basın organlarından) 133 Tan 133
Rus askeri 29 Selanik 31, 37, 47, 48, 64, 66, 71, 101, 115, 123, 124, 132, 147, Stoyan Daneff (Bulgar Bakanı) 131 Tanin gazetesi 40, 96
Rus bayrağı 70 150 Sulama projesi (Filip Melhame'nin sunduğu) 150 Tanzimat 36, 37, 51
Rus Çarlığı 69 Selanik Harir Dârüttalimi 47 Sultan Abdülaziz 18, 28, 35, 51, 60 Tanzimat Dairesi (Şûrâ-yı Devlet'in) 42
Rus donanması 69 Selanik tramvayı 31 Sultan Abdülmecid 35 Tapu Kadastro Dairesi 98
Rus Hükümeti 70 Selanik ve Manastır demiryolu 31 Sultan Vahdettin 102, 103 Tarabya 20, 90, 121
Rus Ordusu 28 Selanik Ziraat Mektebi 47 Sultanahmet Meydanı 58 Taş Kule sorunu 81
Rusya 18, 19, 20, 29, 32, 33, 52, 54, 60, 61, 63, 64, 66, 69, 70, 71, Selanik-Üsküp hattı 51 Suphi Paşa (Şam Valisi)18 Taşnak Ermeni örgütü 121
72, 74, 75, 77, 78, 83, 93, 112, 114, 123, 124 Selim Raad 121, 138, 139, 140 Suriye 17, 35, 45, 57, 58, 108, 139, 159 Taşoz (Thasos) 125
Rusya Büyükelçiliği (Istanbul'daki) 89 Selime (Selim Melhame’nin kızı) 85 Suriye Düyun-u Umumiye Müdürlüğü 150 Tatar Şakir Paşa 145
Rusya Konsolosluğu (Mitroviçe’de açılan) 57, 63 Selma (Selim Melhame Paşa’nın kızı) 90, 93 Suriye Valiliği 18, 100, 126, 139 Tatavla 56
Rusya-Osmanlı ilişkileri 61 Selnis Paşa 58 Suriyeli 40, 82, 130, 150 Tcherkowski (Polonyalı işadamı) 39
Rüknettin Bey (Şûrâ-yı Devlet üyelerinden) 133 Selviburnu 48 Süleyman Faik Paşa (Mirliva) 135 Tekirdağ (Rodosto) 22
Rüstem Paşa (Cebeli Lübnan Mutasarrıfı) 61 Semadirek (Samothrace) 125 Süleyman Nafiz Paşa (Tophane Meclisi üyelerinden Mirliva) 135 Telgraf Sokak (Pera’da) 87, 89
Rüsumat Dairesi 43 Serfice sancağı 43 Süreyya (Sorgu hakimlerinden) 133 Tensik-i Düyûn müzakeresi (Borçların düzenlenmesi,
Rüsum-u Sitte Idaresi 20, 23, 24, 28, 83 Sergi-i Umûmî-i Osmânî 48 Süreyya Paşa (Başkâtip) 48, 112 düşürülmesi) 52
Rüştü Paşa (Sadrazam) 18 Serkis Sokak (Pera’da) 151 Sürsok ailesi 27 Tercüme Odası (Hariciye Nezareti'nin) 18
Servet gazetesi 118 Süvari alayları (Kürt aşiretlerinden oluşan) 28 Terkos (Sular Idaresi) 93

S-Ş Servet-i Fünun 40 Süveyş Kanalı 43, 125, 126 Tersane Konferansı 18
Sevres 54 Svobodna Bauma gazetesi 118 Tersane-i Âmire 28
Salvatore Valery (Ressam) 145 Sıkıyönetim Mahkemesi 98 Şakir Paşa (Padişah Yaveri) 38, 126, 135 Teselya 19
Sadaret 33, 95, 98, 108, 110, 130, 136, 137 Sıraselviler (Taksim) 87, 90, 93, 140 Şale Köşkü 45, 57 Tesviye-i Düyun Nizâmnâmesi 52
Sadaret Yazı Işleri 121 Sırp/lar 64, 124, 125 Şam 18, 31, 82 Tevfik (Hariciye Nazırı) 51, 60, 78, 79, 108
Sadaret Yüksek Makamı 138 Sırp komitaları 64 Şam-Halep-Birecik tren yolu 85 The Graphic dergisi 123, 124
Sadık Paşa 125 Sırbistan 18, 19, 61, 64, 71, 100, 124, 161 Şark Demiryolları Bankası 51 The Illustrated London News 79
Sadrazam Sait Paşa 119 Sicil-i Ahval 121 Şarki Rumeli 115, 130, 131 The Morning Post gazetesi 50
Sadreddin Bey (sorgu hâkimi) 133, 134, 136, 137 Sicilya 81 Şarköy 22 The New York Times 103
Safvet Paşa (Sadrazam- Hariciye Nazırı) 19, 21, 22 Siemens (Deutsche Bank Müdürü) 43 Şehit Çocukları ve Malül Askerlere Yardım Sergisi 50 The Orient dergisi (Istanbul’da çıkan) 138
Said Paşa (Sadrazam) 35, 40, 41, 42, 52, 53, 58, 61, 95, 101, Siemens & Halske firması 57 Şehremaneti 134 The Ottawa Journa 103
114, 127, 159, 158, 161 Silistre 118 Şehzade Murat 18 The Times 26, 61, 121
Saint Esprit Katedrali 90 Simirioti ailesi 89 Şekip Arslan (Pan-islamik entelektüel) 138 Theodore Herzl (Siyonist liderlerden) 54
Saint Joseph d’Antura Koleji (Selim Melhame'nin okuduğu bu Simli kurşun (maden) 43 Şerafettin Mağmumi (Doktor) 130 Théophile Delcassé (Fransız Dışişleri Bakanı) 53, 54, 60
okulun kısa adı Antura'dır) 17 Sina Yarımadası 125, 127 Şerif Kazım (Ahrar'dan) 130 Thiers Lisesi (Marsilya'da) 52
Saint Maurice 71 Singapur 83 Şevki (Sorgu hakimlerinden) 133 Tıbbıye-i Şahane 38
Saint-Antoine kilisesi (Pera’daki) 150 Sir Edgar Vincent (Osmanlı Bankası Müdürü) 24 Şeyh Zafir Türbesi (Beşiktaş’ta) 38 Tımar Sistemi 36

236 237
Tırnova Yanbolu Hattı 51 Vahap Paşa 158 Yeşilköy 19, 21
Ticaret ve Nafia Nezareti 36, 110 Vakarel istasyonu 125, 131 Yıldız 50, 118, 132, 159
Tiftik keçileri 37 Vakıflar Hazinesi 98 Yıldız Camii 145, 149
Times (Avrupa’nın en önemli basın organlarından olan) 133 Valentine de Dudzeele 93 Yıldız Hükümeti 159
Tittoni (Italya Dışişleri Bakanı) 71, 72, 74, 75, 77, 78, 79, 80, Van der Elst and Cie (Belçika firması) 51 Yıldız Porselen Fabrikası 54, 56, 57, 153
145, 147 Van Gölü 45 Yıldız Sarayı 45, 54, 58, 95, 109, 121, 122, 125, 132
Todor Ivanchov (Bulgaristan Dışişleri Bakanı) 113, 114 Vandeuvre ailesi 89 Yıldız Sarayı Başkitabet Dairesi 39, 48, 53, 58, 64, 114
Tokgöz (Servet-i Fünun dergisi sahibi) 158 Varna 118, 125 Yıldız Sarayı Müzesi Koleksiyonu 153
Tomasi Della Toretta (St. Petersburg Italya Büyükelçiliği’nin Vatikan 17 Yıldız suikast girişimi 127, 132, 135, 161
ticaret ataşesi) 78 Vaureal ailesi 90 Yıldız Şale (Merasim köşkü) 38, 57
Tophane Fabrika-ı Hümayunu 48 Vekiloğulları (Selim Melhame'nin rakibi Fethullah'ın ait Yosef Navon Efendi (Musevi asıllı) 150
Torkomyan Efendi (Montpellier Enstitüsü mezunu ve olduğu tüccar aile) 33 Yunan (Doğu Rumeli'deki) 20, 78
Bursa’daki Harir Darüttalimi’nin Kurucusu) 25, 47, 48 Vérand (Yarbay) 89 Yunan Içişleri 96
Tornielli (Londra'daki Italyan Büyükelçisi) 33 Vermeil Merite Libanais Nişanı 103 Yunan komitaları 64
Toşam (bucak) 64 Vetcherna Pachta gazetesi 118 Yunan Kraliyet ailesi 29
Trablusgarp 71, 78, 80, 81, 146, 147 Vezüv yanardağı faciası 147 Yunan muharebesi 124
Trablusgarp madenleri 81 Vidi (Irak bölgesinde develerden alınan bir vergi) 52 Yunanistan 19, 29, 61, 64, 98, 123, 124
Trablusgarp Savaşı 102, 147, 149 Vilâyât-ı Selâse 131 Yunanlı/lar 29, 30, 125
Trabzon 38, 45, 151 Villa Manolya 102 Yusuf Bey Cussa (Osmanlı Hariciyesi'nde görevli) 61
Transvaal (Altın madeni işletmesi) 85 Villa Meglia 102, 103 Yusuf Fehmi 158
Transvaal köylüleri (Afrika) 80 Villa Nobel (Sultan Vahdeddin'in oturduğu) 102, 103 Yusuf Izzeddin Efendi (Şehzade) 70, 134
Tripoli Limanı (Trablusgarp'taki) 145 Villa Yeniköy 89 Yusuf Mudran Efendi (Lübnanlı) 27, 85
Truşak (Taşnak) Cemiyeti (Cenevre’de) 134, 135 Villajeva 128 Yüksek Kaldırım 56, 83
Tubini 60, 61 Vilmal Gazette (Avrupa’nın en önemli basın organlarından Zabıta-i Sıhhiye-i Hayvaniye Komisyonu 46
Tuna 20 olan) 133 Zabtiye Nezaretleri 136
Tuna Ordusu 19 Vittorio Emanuele III. (Italya Kralı) 67, 71, 74, 81, 145, 146, 147 Zafer Anıtı 153, 154, 155
Tunalı Hilmi (Ahrar'dan) 130 Viyana 19, 51, 72, 74, 75, 77, 78, 79, 90, 125 Zafiropoulos ailesi 52, 90
Tunus 60, 80, 83, 107, 108, 109, 115, 130 Viyana Islahat Programı 64, 66 Zağaros Paşa (Askerî Tıp Okulu Profesörü, Dr.) 46
Turhan Paşa 58 Viyanalı 26 Zalacosta ailesi 90
Tünel imtiyazı 110, 112 Vlasto (Rum asıllı bir Osmanlı) 52 Zaptiye Hapishanesi 136
Türk/ler 64, 118, 119, 125 Vlasto ailesi 90 Zaptiye Nezareti 35, 129, 134
Türk Hükümeti 102 Vodina 64 Zarifi ailesi 89, 90
Türk ipek endüstrisi 25 Von Rhemen (Barensfeld Baronu) 89 Zarifi ve Zafiropoulos Ticarethanesi (Istanbul'da) 52
Türk lirası 37 Von Stein, Yarbay 93 Zehngraf 153
Türk nüfus (Doğu Rumeli'deki) 20 Von Testa (Albay) 89 Zeki Paşa (Tophane Müşiri) 40, 42, 66, 158
Türk Ordusu 125 W. Kolle (Uzman) 47 Zellich (Gravür ustası) 56
Türk piyangosu 53 Wassa Paşa (Cebeli Lübnan Mutasarrıfı) 61 Zepharovitch (Şövalye) 89
Türk ve Arap halkları 83 Wedel-Jarlsberg 128 Zeynep Mümtaz (Izzet Holo Paşa’nın kızı) 89
Türk ve Arap iş gücü 82 Wiener Bank Verein 51 Zımpara (Madeni) 43
Türk-Alman ittifakı 25 Wilhelm II, Kayzer (Alman Imparatoru II) 43, 47, 52, 53, 54, Zihni Paşa 50, 119
Türkçe 17, 102, 107 57, 58, 65, 67, 153 Zinoviev 53, 63, 66, 69, 70, 89, 90, 93, 94, 114
Türkiye 25, 45, 47, 48, 61, 71, 74, 96, 102, 113, 114, 118, 135, 149 Wilhelm von Pressel 82 Zinoviev ailesi 90
Tütün Rejisi 24, 25, 26, 151 Wittering 140 Ziraat Bankası 31, 36, 44, 46, 47, 83
XIII. Leo (Papa) 153 Ziraat Fen Heyeti 44

U-Ü-V-W-Y-Z Yafa 150 Ziraat Idaresi 36


Yafa-Kudüs bölgesi 150 Ziraat Mektebi 47
Ulah 124 Yahudi (Doğu Rumeli'deki) 20 Ziraat Nezareti 36
Uzakdoğu porselenleri 54 Yahudiler 54, 64, 121 Ziraat ve Sanayi Meclisi 36
Üçlü Ittifak 77 Yan Şerufda 131 Ziraat ve Sanayi Sergisi 50, 57
Üsküdar 46 Yemen 147 Ziya Bey (Orman ve Madenler Müdür Yardımcısı ve Madenler
Üsküdar Başlangıç Mahkemesi Başkanlığı 137 Yeni Köşk 45 Fen Heyeti Başkanı) 48
Üsküdar Mutasarrıflığı 134 Yeni Pazar (Novi Pazar) 118 Ziya Paşa (Başkâtip) 33
Üsküp demiryolu 132 Yenice kazaları 64 Zonguldak Limanı 79
Üsküp-Mitroviçe Hattı 51 Yeniçeri Müzesi 38 Zühtü Nazif (Kolağası) 46
Üzülmez Maden Ocağı (Ereğli Madenleri Işletmesi'nin) 39 Yeniköy 87, 89, 96, 127, 136

238 239
Yüksekkaldırım, Sebah& Joailler,
Makzume koleksiyonu.

You might also like