Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 3

MEBT'

niteliğine göre farklı sonuca ulaşan fakih- r pishaneye düzenli olarak gelen talebele-
el-MEBSÜT
lerin görüşleri için b k. KABZ). Öte yandan rin el-Kafi'yi hocalarına okumaları ve Se-
mebl mevcut halini koruduğu sürece ta- (bk. ei-ASL). rahs1'nin de okunan pasajlar hakkında
rafların yaptıkları akdi geçmişe etkili ola-
L açıklamada bulunduktan sonra talebele-
rak bozma (ikale) imkanları da saklıdır. rinin yardımıyla metinler hazırlaması su-
r
Halbuki ikale imkanı için karşı edim olan el-MEBSÜT retiyle bu kitabın meydana getirilmiş ol-
semenin varlığını koruması şart değildir. (.1:>~1) ması kuwetle muhtemeldir. Eserin im-

Meble ister akid öncesi ister akid son- lasına ne zaman başlandığı ve ne zaman
Serahsi'nin
tamamlandığı hakkında kesin bilgi mev-
rası. fakat ifa öncesi aşamada bir kusur (ö. 483/1090)
(ayıp) arız olmuşsa bu durum alıcıya akdi Hanefi fıkhına dair eseri. cut değilse de Serahs1'nin, Uşul'ünün
L _j mukaddimesinde bu şerh çalışmasının
feshetme imkanı verir. Alıcının bu imka-
nı elde etmesi için akid görüşmeleri sıra­
tamamlandığını ve oradaki görüşlerin
IV. (X.) yüzyıl Maveraünnehir Hanefi usul1 temellerini göstermek üzere yeni
sında bunu açıkça belirtmiş olması gerek-
çevresinin önemli şahsiyetlerinden biri eserini telife yöneldiğini ifade ettiği ve
mez. Çünkü bizzat akid kendisine konu
olan Hakim eş-Şehld (ö. 334/945), öğre­ buna da 479 Şewalinin sonunda (Şubat
olan malın ayıpsız olmasını icap ettirir. Ye-
nimde kolaylık sağlamak amacıyla Mu- 1087) başladığı dikkate alınırsa el-Meb-
ter ki sözleşmede aksi kararlaştırılmış ol-
hammed b. Hasan eş-Şeybanl'nin temel su(un en geç 479 yılında tamamlanmış
masın. Aybın mevcudiyetine rağmen alı­
eserlerini özetleyip el-Kafi adlı metni ka- o lduğuna kesin gözüyle bakılabilir. Öte
cının iradesini fesih değil akdin devamı
yönünde kullanması durumunda dokt- leme almış (Hakim eş-Şehld, vr. ı b), Se- yandan bu konudaki tahmin ve tesbitleri
rin, tarafların bedeller arasında önceden rahs1 de yaklaşık 1SO yıl sonra el-Mu.l]- dikkate almanın yanı sıra kitabın yazma
taşarü'l-kfiii olarak da anılan bu kitabı
kurdukları dengeyi bozmalarına imkan nüshaları üzerinde geniş incelemeler ya-
vermez. Bununla birlikte taraflar meble esas alıp Hanefi literatürünün en önemli pan Muhammed Hamidullah ve Salih Tuğ,
biçilen bedelde bir değişiklik yapmak is- eserlerinden biri kabul edilen el-Meb- el-Mebsut'un son bölümlerinden olan
terlerse (erşü'l-ayb) ya alıcı fesih hakkına sut'u meydana getirmiştir. "Kitabü'r-Raçla<"ın başında yer alan (XXX,
dayanarak veya taraflar karşılıklı anlaşa­ Serahs1, el-Mebsu(un mukaddimesin- 287) 477 (1 084) tarihinin -matbu nüs-
rak (ikale) akdi bozup ardından da yeni bir de Hakim eş-Şehld'in çalışmasından öv- ha ve muhtemelen bunun esasını oluş­
akid yapma yoluna giderler. Fakat bu yeni güyle söz ettikten sonra bunun şerhi ma- turan Darü'l-kütübi'I-Mısriyye nüshası
akid öncekinden tamamen ayrı olup işler­ hiyetinde bir kitap telif etme amacına ve (Fıkhu'l-Hanefl, nr. 490) dışındaki- on yedi
lik kazanacak hükümler artık bu yeni ak- izlediği metoda açıklık getirmek üzere nüshada 479 şeklinde olduğunu söyle-
de ait olanlarıdı r. Aslında bu yeni akid ön- kendi döneminde fıkıh öğrenmeye yöne- mekte, matbu nüshanın XXVII. cildindeki
ceki akdi n yerine kaim olmuştur, bir an- lişin kı smen azaldığını söyler ve bu duru- (s. ı 24) "Kitabü'I-Me<a~l"in başında gö-
lamda önceki akdin tecdidi mesabesin- mun belli başlı sebepleri arasında şu hu- rülen 466 (1074) tarihinin de eserin ba-
dedir. Bu sonuca doğrudan imkan veril- susları zikreder: a) Fıkıh eğitimi alan bazı şında bulunacakken bir şekilde buraya
memesi yönünde doktrindeki çekingen- kişilerin yeterli gayret ortaya koymayıp konmuş olduğunu düşünmekte, bu hu-
lik İslam hukukçularının akidlerde kar- uzun tartışmalara konu olan bir kısım ih- susların Serahsl'nin hayatıyla ilgili bilgi-
maşıklığa karşı duyarlı oluşuyla açıklana­
tilaflı meselelere ilgi göstermekle yetin- lerle birleştirildiğinde el-Mebsut'un 466-
bilir (ayrıca bk. AYlP).
meleri, b) Fıkıh eğitimi veren bazı hocala- 479 yılları arasında telif edildiği sonucuna
BİBLİYOGRAFYA : rın da fıkh1 bilgi ve meleke kazandırma­ ulaşılabileceğini belirtmektedir {Tuğ, s.
Serahsi, el-Mebsut,XII, 108-219;XIII, 91-107; yan tartışmalar üzerinde uzun uzadıya 45-46; İA, X. 506).
Kasani. Bedtt'i', V, 138-163; VI, 7; İbn Rüşd, Bi-
durmaları, c) Bazı kelamcıların fıkıh ko- el-Mebsut'un önemli bir bölümü ağır
dayetü 'l-müctehid, İstanbul 1985, ll, 103-162;
İbn Kudame, el-Mugni, Mısır, ts., IV, 560-595;
nularını ele alırken felsefe dilini kullana- hapishane şartları altında hazırlanmış­
Mecelle, md. 230-236; Subhi Mahmesani, en- rak iki alanın sınırlarını birbirine karıştıra­ tır. Nitekim Serahs1 eserini yazdırırken
NC14ariyyetü'l-'amme li'l-mücebat ue'l-'uf!:üd, cak şekilde uzun açıklamalar yapmaları. zorluk ve bela dolu esir hayatı yaşadığını,
Beyrut 1948, ll, 68-82; Abdürrezzak Ahmed es- Serahs1 bu durum karşısında, el-Kfifi'yi
SenhGrl, Meşadirü'l-/:ıaf!: fi'l-fıf!:hi'l-İslami, Ka - ücretsiz köle gibi bir hayat sürdüğünü ve
şerhederken her babda güvenilir bulunan bezginlik diyarı bir hapishanede bulun-
hire 1967, III, 7-105;a.mif., NC14ariyyetü'l-'al):d,
Beyrut, ts. (Darü'l-fikr). s. 464-534; Mustafa Ah- bilgilerle yetinmeyi ve her bir meselenin duğunu söylemektedir (I, 2; VII, 24 I; VIII,
med ez-Zerka, el-Fıf!:hü'l-İslami fi şeubihi'l-ce­ izahında hükme etkili olan manaya (hük- ı25; X, ı44; TSMK, III. Ahmed, nr. ı ı42, Il,
did, Dımaşk 1965, III, 51-52,71-76, 167-181; mün illet ve gayesine) bir ilave yapmamayı vr. 4 ı b) . "Kitabü'I-İ~ar"da yer alan bir ifa-
a.mlf., 'Af!:dü'l-bey', Dımaşk 1999, s. 55-60; uygun bulduğunu belirtir.
Feyzi Necmeddin Feyzioğlu, Borçlar Hukuku, de ise onun adi suçlularla beraber tutul-
İstanbul 1970, I, 55-57; Mustafa Dural, Borçlu- el-Mebsut'ta, Serahsl'nin bu eseri ha- duğunu ima eder (TSMK, III. Ahmed, nr.
nun Sorumlu Olmadığı Sonraki imkansız/tk, pisteyken öğrencilerine dikte etmek su- ı ı 42, II, vr. I 2 5b). Kitabın lll. Ahmed nüs-
İstanbul1976, s. 75-79, 119-131; Es'ad Diyab, r etiyle (imla) meydana getirdiğini göste- hası dışındaki bütün İstanbul yazmaların­
Pamanü 'uyübi'l-mebi'i'l-i].a{iyye, Beyrut
ren ifadelere sıkça rastlanır. İmla terimi, da bulunan, fakat matbu nüshalarda yer
1403/1983; Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku :
ÖzelBorçİlişkileri,Ankara 1988,1, 78-84;Cev- hocanın hiçbir yazılı malzemeden yarar- almayan bir diğer ifadeye göre Serahs1'-
det Yavuz. Türk Borçlar Hukuku Özel Hüküm- lanmadığını zorunlu olarak ifade etme- nin, talebelerine "Kitabü'I-Vekale"yi yaz-
ler, İstanbul 1989, 1, 33-114; Bilal Aybakan, İs­ mekle beraber el-Mebsu(un imlası sı­ dmrken hapishane şartlarında kısmi bir
lam Hukukunda Borçların İfast, İstanbul 1998,
rasında Serahsl'nin kitaplarından mah- iyileşme gerçekleşmiştir. Bu gelişme ile
tür.yer.; İbrahim Kafi Dönmez, "Cehalet", DİA,
VII, 221. tA1 rum bulunduğu eserde açıkça belirtil- Serahsl'nin hapishaneden çıktığı ve el-
I!!'!J BiLALAYBAKAN mektedir (XII, 108; XX, 8; XXX, 244). Ha- Mebsut'u muhtemelen Özkent Kalesi'n-

214
ei -MEBSÜT

de tutulduğu odada tamamladığı söyle- öne çıkan bir eser olup bu iki asır içinde hatta anlamı tamamen değiştiren oku-
nebilir. Maveraünnehir çevresinde ortaya konan ma veya basım hataları bulunmaktadır
IV. (X.) yüzyıl muhtasarları arasında münferit ve ortak görüşlere diğer yerle- (krş. el-f\1ebsüt, Kahire 1324, Xl, 153, 158,

Şeybani'nin temel eserlerini en sadık bi- re nisbetle daha fazla atıfta bulunmak- 178, I 80, 21 7; a.g.e., Süleymaniye Ktp.,
çimde yansıtan el-Kô.ti, Serahs! tarafın­ tadır. Serahsi'nin Maveraünnehir Hanefi Süleyman iye, nr. 595, vr. 4q8•, 47 1•, 47lb,
dan Hanefi mezhebini sistematik bir şe­ çevresini temsil eden merkezi şahsiyet­ 472•, 481•. 482•) . Bu yayımda el-Meb-
kilde ele almak için kullanılmış olmakla lerden biri olması, eJ-MebsCıt'un Hanefi sCıt'tan ayırmak için eJ-Kdffnin metni

birlikte el-Mebsut üslup ve muhteva literatüründe çok önemli bir yer tutma- parantez içinde gösterilmeye çalışılmışsa
bakımından klasik şerh literatüründen sında etkili olmuştur. Zira V. (Xl. ) yüzyıl da her iki metnin sınırları birçokyerde ka-
farklı bir eserdir. Zira el - MebsCıt, Hakim Maveraünnehir Hanefiliği, mezhebin ya- rışmıştır. Kahire neşrinden yaklaşık bir

eş-Şehld'in ibarelerini açıklamaktan zi- yıldığı coğrafyalar arasında sonraki Hane- asır sonra 1421'de (2001) el-Mebsut,
yade eJ-Kô.ffnin ihtiva ettiği Hanefi fık­ fi fıkıh kültürünü en çok etkileyen ve bu Beyrut'ta Ebu Abdullah Muhammed Ha-
hını işlerneyi hedef almaktadır. Nitekim kültürün ana damarını teşkil eden çevre san İsmail eş-Şafil'nin tahkikiyle tekrar
el- Kafi'nin bazı cümleleri el-Mebsut'a olmuştur. el-Mebsut da bu çevrede can- yayımlanmıştır. Kahire neşriyle Darü'l-kü-
alınmamış veya hakkında açıklama yapıl­ lanan ilk dönem Hanefi eserlerini ve özel- tübi'I-Mısriyye'deki nüshayı (Fıkhu'I-Ha­
madan kaydedilmiştir (krş. el-Kafi, vr. 238b- likle Şeybani'nin kitaplarını şerhetme ça- nefl, nr. 490) mukayese ettiğini belirten
240•; el-f\1ebsüt, XV, 84-103). Öte yandan balarının ürünlerinden biridir. Nitekim muhakkik önceki neşirde görülen eksik-
Serahsl. el-Kô.fl'yi esas kabul etmekle kitabın yazıldığı dönemde Serahsi'nin ho- lik ve hataların birçoğunu tekrarlamak-
beraber gerçekte Şeybanl'nin kitaplarını cası ve bu çevrenin en önemli simaların­ tadır. Ayet, hadis ve şiirlerin yanı sıra bazı
şerhettiğine dikkat çekmek üzere eJ- dan biri olan Halvanl. Halvanl'nin diğer temel fıkıh terimlerinin tarifleriyle eser-
MebsCıt'un mukaddimesinde Hakim eş­ talebeleri Ebü'I-Usr ei-Pezdevl ve Ebü'I- de diğer mezheplere atfedilen görüşlerin
Şehld'in de Şeybani'nin kitaplarını lafzıy­ Yüsr ei-Pezdevl ile çağdaşı Haherzade el- bir kısmının tahrlcini yapan Ebu Abdul-
la değilmana olarakalıp özetlediğini ve Mebsut adını taşıyan eserler kaleme al- lah Muhammed el-Kdfi'nin metnini ayır­
kendisinin bu manalara ilave yapmama mış. Dameganl ve Ebu Nasr Ahmed b. maya çalışmış . fakat muhtemelen bu
yolunu uygun gördüğünü belirttiği gibi Mansur ei-İsblcabl el-Kô.fi'yi şerhetmiş­ eserin başka yazma nüshalarına müra-
UşCıl'ün mukaddimesinde el-Kô.fi'den tir. Ayrıca bu dönem zahirü'r-rivaye me- caat etmediği için önceki neşirde olduğu
hiç bahsetmeden doğrudan Şeybani'nin tinlerinin en çok şerhedildiği zaman dili- gibi iki metnin sınırlarını tam belirleye-
kitaplarını şerhettiğini söylemektedir. midir. memiştir .
el-MebsCıt'un hemen her bölümünün el-Kô.ti ve el-MebsCıt'un yalnız zahi- Türkiye'de çeşitli üniversitelerde el-
başında ilgili kavramların sözlük ve teri m rü'r-rivaye metinlerini esas alan çalışma­ MebsCı(taki hadislerin tahrlcini ve me-
anlamları üzerinde durulmakta, yakın lar olduğu yönündeki yaygın kanaat d o ğ­ tin tenkidini konu edinen yüksek lisans
kavramlarla ilişkileri tartışılmakta ve hü- ru olmayıp zahirü'r-rivaye kapsamına gir- tezleri yapılmış. Ham ei-Meys tarafın­
kümlerin meşruiyet delilleri zikredilmek- meyen bazımetinlerinde gerek el-Kô.fi'- dan eserin Kahire baskısı esas alınarak
tedir. Bazı sahabe ve tabiln müctehidle- de gerekse el-MebsCı(ta işlendiği görül- hazırlanan ve titiz bir çalışma özelliği ta-
rinin yanı sıra Hanefi mezhebi imamları­ mektedir. Nitekim Kitô.bü'ş - Şürut (Ha- şımaktan uzak bulunan tek ciltlik indeksi
nın görüşlerinin geniş biçimde ele alındı­ kim eş-ŞehTd, vr. 587b-592b), Kitô.bü'l-}ji- Fehô.risü 'l-Mebsut adıyla yayımlanmış­
ğı eserde mezhep dışındaki birçok müc- yel (a.g .e., vr. 592b·594•) ve Ebu Yusuf'un tır (Beyrut ı 400/I 980). Öte yandan Serah-
tehid ve mezhep imamının ictihadlarına İ]Jtilô.fü Ebi }janife ve İbn Ebi Leyla'sı si'yi anma amacıyla 1964'te Ankara Üni-
atıfta bulunulmakta, mukayese ve tar- (a.g.e., vr. 584b·587b) eJ-Kô.fi'nin dayan- versitesi ilahiyat Fakültesi'nce hazırla­
tışmalarda İmam Şafii'nin görüşleri ağır­ dığı metinler arasındadır. Serahsl de söz
nan programda Joseph Schacht ve Salih
lıklı bir yer tutmakta, imam Malik'in gö- konusu metinlerin yanı sıra Şeytani'nin Tuğ'un sunduğu tebliğler ( 900. Ölüm Yıl·
rüşlerine de nisbeten gen işçe yer verilir- el-Kafi'de yer almayan "Kitabü'r-Rac;iac" dönümü f\1ünasebetiyle Büyük İslam Hu-
ken Ahmed b. Hanbel'den nadiren söz ve "Kitabü'I-Kesb"ini el-MebsCıt'ta işle­ kukcusu Şemsu'l-E'imme es·Serahsi Ar-
edilmektedir. el-MebsCıt'ta diğer Hanefi miştir (XXX. 244-292).
mağanı, s. 1-6, 43-60) el-Mebsut h akkın­
eserlerine de bol miktarda atıf yapıldığı Eser ilk olarak Kahire'de otuz cilt ve on da değerli bilgiler içermektedir.
görülür. Kitabın telifinde Serahsl -kendi mücelled olarak neşredilmiş (ı 3 24- ı 3 3 ı), BİBLİYOGRAFYA :
deyişiyle- veciz ve kolay bir üslup kullan- bu baskı esas alınıp Beyrut ve istanbul'- Serahsi, el-fl1ebsüt, 1-XXX; a.e., Süleymaniye
mış. konunun özünü açıklığa kavuşturan da defalarca ofset yoluyla çoğaltılmıştır. Ktp., Süleymaniye, nr. 595; a.e. (n ş r. Ebu Abdu l-
bir yol izlemiştir ( el-f\1ebsüt, lV, ı 92; Uşül, Eserin ilk cildinde metnin tashihinin Mu- lah M. Hasan ismilil eş-Şafii), Beyrut 1421/2001,
I, 10) . hammed Raziei-Hanefi tarafından, daha 1-XXX; a.mlf .. Uşü l (nş[ Ebü'l-Vefa el-Efganl). Ka-
hire 1954, s. 9·1 O; Hakim eş-Şehld, el-Kafi, Sü·
Eserde, Hakim eş-Şehld tarafından da- sonraki ciltlerde ise bir grup alim tara-
leymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa , nr. 912; Kureşi,
ha kapsamlı kaidelere irca edilerek özet- fından yapıldığı ve bütün ciltlerde bu işin
el- Cevahirü'l-muc;lıyye, lll, 78-82; Keş{ü '?-?U-
lenen metinlerde yer alan hükümler Se- bir grup ilim adamıyla yardımiaşarak ger- nün, ll, 1378, 1580, 1581; Leknevl, el-Feva'i-
rahsl tarafından yaklaşık üç asırlık biri- çekleştirildiği belirtilmiştir. Muhtemelen dü'l-behiyye, s. 158-159; Serkis. Mu'cem, ll,
kim le zenginleştirilerek yeniden tasnif tek bir yazma esas alınıp hazırlanan bu 1016; 900. Ölüm Yıldönümü f\1ünasebetiyle
Büyük islam Hukukcusu Şemsu'l-E'imme es-
edilip sunulmaktadır. el-Mebs(it, özellik- neşir birçok eksiklik ve hata ihtiva etmek-
Serahsi Armağanı, Ankara 1965; J. Schacht,
le lV (X) ve V. (Xl.) yüzyıllar Maveraünne- tedir. Yazma nüshalarda bulunan bazı "Notes on Sarakhs!'s Life and Works ", a.e., s.
hir meşayihinin fıkhl birikimini ve mez- pasaj ve cümlelerin yer almadığı söz ko- 1-6; Salih Tuğ, "Eserlerinde Raslanan ifadele-
hebe katkılarını yansıtma hususunda nusu neşirde metni anlamayı engelleyen. rine Göre İmam Serahsi'nin Hapis Hayatı" ,

215
ei-MEBSÜT

a.e., s. 43-60; Sezgin. GAS, 1, 443; Ahmet Özel. zusu beslediğini,


nihayet Hüseyin Bayka- Ali Paşa, nr. 800/2, Ayasofya, nr. 2045;
Hanefi Fıkıh Alim/eri, Ankara 1990, s. 39-44; ra'nın teşvik
ve desteğiyle eserini yaz- Bibliotheque Nationale. Supp. Turc, nr.
Eyyüp Said Kaya, Hanefi Mezhebinde Nevazil
maya muvaffak olduğunu belirtir. 316). Fahrl-i Herati'nin Rav:iatü 's-sela-
Literatürünün Doğuşu ve Ebü'l-Leys es-Semer-
kandi'nin Kitabu'n-Nevazil'i (yüksek lisans te- Neval'nin, başlarına bir açıklama ve tin (yazılışı 950/1543) ve Sam Mirza'nın
zi. 1996). MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 18; sonlarına bir tetimme koyduğu meclis- Tu]J.fe-i Sami (957 /1550) adıyla Farsça,
Yusuf Kılıç, "Şemsü'1-e'imme es-Seratısı ve Sadıki-i Kitabdar'ın Mecmau'l-havas
lerle bunların ihtiva ettiği şair sayısı şöy­
Kitabühü ' 1- MebsıW, ed-Dirasatü '1-İs lamiyye, adıyla Türkçe (yazılışı 1016/1607) olarak
XXI/1, islamabad 1986, s. 23-34; Muhammed
ledir: Birinci meclis Neva!' den önce yaşa­
zeyil yazdıkları Mecalisü 'n-n efais 1908
Hamidullah. "Serahsl", İA, X, 503, 505-507; Be- yan kırk altı şair, ikinci meclis Neval'nin
yılında Taşkent'te, daha sonra Suyima
şir Gözübenli, "Hakim eş-Şehld", DİA, XV, 195- çocukluk ve gençlik yıllarında hayatta
196. Ganiyeva tarafından Arap harfleriyle yi-
olup görüştüğü, ancak tezkirenin tamam-
Iii EYYÜP SAiD KAYA
landığı tarihte ölmüş bulunan doksan üç
ne Taşkent'te ( 196 ı). bir heyet tarafın­
dan Latin harfleriyle Türkiye'de (Erzurum
şair, üçüncü meclis Neval'nin zamanında
r 1995) yayımlanmıştır.
el-MEC.UİS üne kavuşan, kendisinin bizzat tanıyıp
(.r'~f) dostluk kurduğu yüz yetmiş üç şair. dör- Mecalisü'n-nefais beş defa da Fars-
düncü meclis çağın meşhur alimlerinden ça'ya tercüme edilmiştir. Bunlardan Fah-
Sa'leb'in rl-i Herati'nin 928 ( 1522) yılında Le-
şiirle de meşgul olan yetmiş iki kişi, be-
(ö. 291!904)
şinci meclis Timurlular ailesine mensup
ta'ifname adıyla yaptığı çeviri Safevi
Arap dil alimleri arasındaki
gramer meselelerine dair yirmi üç Horasanil şair mirza, altıncı mec- Hükümdan Şah İsmail'e ve oğlu Sam
tartışmaları içeren eseri lis Horasan dışında yaşayan şair ve alim- Mirza'ya takdim edilmiştir. Mütercim
(bk. SA'LEB). lerden otuz bir kişi, yedinci meclis sultan İran'daki yazma nüshalara dayanarak
L _j ilavelerde bulunmuş, çevirisine Ne-
ve şehzadeler içinde şiirden hoşlanan
val'nin eserinde yer almayan 188 şai­
r ı
ve güzel şiir okuyan yirmi iki kişi ihtiva
MECAI.İSÜ'n-NEFAİS rin hal tercümesini ihtiva eden doku-
eder; sekizinci meclis Sultan Hüseyin Bay-
(__,..ıı.wı ...,..,~) zuncu bir bölüm eklemiş, ayrıca ese-
kara hakkındadır. Eserin beşte birini teş­
rinin hatime kısmını Neviii'ye tahsis
Türk edebiyatmda Ali Şir Nevai kil eden bu mecliste Neval çocukluk ar-
etmiştir . Hakimşah adıyla anılan Mu-
(ö. 906/1501) kadaşı ve yakın dostu olan hükümdarın
tarafından yazılan
hammed b. Mübarek Şah ei-Kazvlnl'-
usta bir şair olduğunu söyler ve divanın­
ilk şuara tezkiresi. nin İstanbul'da 927'de (1521) başlayıp
da mevcut gazellerinin matla'larını verip
L _j 929'da (1523) tamamladığı Farsça ter-
açıklamalarda bulunur.
cüme Terceme-i Mecalisü'n-netd'is ola-
Semerkant'ta Hüseyin Baykara adına Mecalisü'n-nefais'te yer alan 461 ki- rak bilinir. Kazvlni, Osmanlı Hükümdan
Çağatay Türkçesi'yle yazılan Mecalisü 'n- şinin hal tercümeleri ana hatları ile belir- Yavuz Sultan Selim'e sunduğu eserini se-
neffıi.s, Türk diliyle kaleme alınmış ilk tez- tilip yer yer şairlikleri ve m eziyetleri hak- kiz bölüme (bihişt) ayırmış, Hüseyin Bay-
kire olması yanında gerek XIV ve XV. yüz- kında bilgi verilmiştir. Neval'nin, söz ko- kara'nın hayatını özetleyerek yedinci bö-
yıllar Orta Asya Türk dünyasının sosyal ve nusu ettiği kimseleri şiir kabiliyetleri ya- lüme dahil etmiş, sekizinci bölümü iki kıs­
kültürel hayatına ışık tutması, gerekse nında insani ve ahlaki meziyetleriyle de ma (ravza) ayırarak ilk kısımda Baharis-
devrinin edebi hayatıyla şairleri hakkında değerlendirmesi dikkat çekicidir. Bunla- tan'dan, ikinci kısımda Yavuz Sultan
bilgi vermesi bakımından önemlidir. Ese- rın biyografileri üzerinde ayrıntılı biçim- Selim'in sarayındaki şairlerden bahset-
rin 896 (1491) veya 897'de (1492) yazıl­ de durulmaması ise o zamanın tezkireci- miştir. Eserin altıncı bölümüne Akko-
dığını belirten kaynaklar yanında yalnız lik anlayışının bir sonucudur. Eserde hal yunlu Hükümdan Yakub'un sarayındaki
ikinci meclisin yazılış tarihinin 896 oldu- tercümeleri verilenierin çoğu şiirlerini kırk bir şairin hal tercümesi ilave edilmiş­
ğunu, Ali Şlr Neval'nin çalışmasını 903 Farsça kaleme almış Türk şairleridir. De- tir. Kazvlnl'nin bu ilaveleri büyük önem
(1498) yılında ikinci defa gözden geçire- ğişik nüshalarda sayıları 451 ila 461 olan taşımaktadır. Şeyhzade Payiz-i Nlmerda-

rek yirmi üç şair ilavesiyle yeniden telif bu şairlerden sadece kırk biri şiirlerini nl'nin 961 ( 1554) yılında yaptığı çeviri Ba-
ettiğini söyleyenler de vardır (Mecalisü 'n- Türkçe yazmıştır. Bu bakımdan eser Fars ]fıyye-i Na]fıyye adını taşır. Şah Ali b.

nefais [nşr. Suyima GaniyevaJ, ön söz; Kar- edebiyatı tarihi için de önemi bir kaynak-
Abdülall'nin tercümesi, 1006'da (1598)
ta!, sy. 13 [2000], s. 23) . tır. Neval şairlerin şiirlerini değerlendi­
Herat'ta tahta çıkan ve ertesi yıl Safevi
Şahı ı. Abbas karşısında yenilgiye uğraya­
Mecalisü'n-nefais bir giriş ve "meclis" rirken "daha güzel, güzel söz, güzel düş­
rak Maveraünnehir'e kaçarken yolda ölen
adıyla kayıtlı sekiz tabakadan meydana müştür, renkli, beğenilmiş. akıcı şiir" gibi
Canoğulları Hükümdan Din Muhammed
gelmektedir. Giriş bölümünde kitabın te- klişeleri, şahsiyetlerini değerlendirirken
adına kaleme alınmıştır. Abdülbaki Şe­
lif sebebini açıklayan Neval, Molla Cami'- de "h oş tabiatlı, şuh tabiatlı, derviş meş­
rif-i Radavi'nin tercümesi ise Hindistan'-
nin Baharistdn'ı ile Devletşah'ın Tezki- rep, güzel sözlü, tekellüfsüz, laubali" gibi
da yapılmıştır. Herati ve Kazvinl tercüme-
retü'ş-şuara'sının değerli eserler olduğu­ kalıpları sıkça kullanmıştır.
leri Ali Asgar-ı Hikmet tarafından yayım­
nu, Devletşah 'ın pek çok zahmetle şairleri Tezkirenin Türkiye'de ve Türkiye dışın­ lanmıştır (bk. bibl.). Alaüddevle Kazvlnl'-
güzel bir şekilde topladığını ifade eder. daki kütüphanelerde 1OO'e yakın yazma nin, Nefa'isü'l-me'a§ir'ini hazırlarken
Aynı türde başka eserlerin de bulunduğu­ nüshası bilinmektedir (mesela bk. TSMK. istifade ettiği Mecalisü'n-nefais, Sehl
na dikkat çeken Neval bu eserlerde yer Revan Köşkü, nr. 808, Emanet Hazinesi, Bey'in de Heşt Bihişt'i telif ederken ör-
verilmediği için zamanla un utulan birçok nr. 150 2; Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. nek aldığı ve büyük ölçüde faydalandığı
değerli şair hakkında bir kitap yazma ar- 4056,4065, Esad Efendi, nr. 1675, Kılıç bir kaynaktır.

216

You might also like