Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 103

RK
TA
Ri
H
KU
RU
MU
MU
RU
KU
H
TÜRK TARÎH KURUMU
KÜTÜPHANESİ

Ri
KAYIT No 21121 TA
YER No. GmLMU
RK

. { Tâ • . m mm-f»

MU
B. E . R s . X. Ş.

RU
DOĞRU

KU
ı " . ı,:

Yazan : İngilizçeden çevii'M


Yun&n Kolordu kumandanlarından Iî. Mra.
Prens Babaeskili .m
• ......

f Andre Hüseyin Rahmi

H
Ri
r
I
I
TA Metin dahilinde 7 haritası vardır İ

TE V t'İ LÜ'NÜNfp
T C R . s M : ,' ;U'NAŞ
U'NAÎj
ARMAĞAN i DIR
RK

• *>u
>i<

1932
*

I ı
MU
Fihrist

ı
Başlangıç 5
Giriş 17

RU
Birinci fasıl
Kitabın içinde geçen bazı Yunanca isimler
23 - Hazirandan 23 - Temmuza kadar ^
ve Türkçe mukabilleri
Şimal kuvveti 25
Cenup kuvveti ^
İkinci fasıl , , 54
Yunancası Tiirkçesi
23 - Temmuzdan 13 - Ağustosa kadar

KU
21 - Temmuz askerî vaziyeti hakkında rapor o
Philadelphia Alaşehir
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 65
Nice a İznik Üçüncü fasıl 87
Sangarios Sakarya __ Ağustostan 30 - Eylüle k a d a r ^
u
Axylos Tuzçölü U - Ağustos için umumî h a r e k â t emri ^
Kale Grotto Güzelce Kale II — Kısım 99
Eikus — Oluk İkiz oluk Talimat .

H
23 — Ağustos için umumî harekat emri
185
Netice

Ri
TA
RK

MU
BAŞLANGIÇ

B u askerî hatıraları yazan zat 1882 yılının Şubatının ikinci günü


Atinada doğmuştur. Bu zat, Kıral 1. Corcun dördüncü oğlu
ve yedinci evlâdı olup onun zevcesi de Kıraliçe Olga idi. Kendisi, pek

RU
çabuk askerî mesleğe intisap etmek arzusunu gösterdi ve on dört
yaşında Kadet oldu ve bir taraftan evde hususî muallimlerle Yunan
dilini ve saireyi miitalea etmekte iken ayni zamanda Atinadaki Har-
biye mektebine de devam eyledi. Umumî zan ve zehap hilâfına olarak
ve kendisinin Danimarkalı olmasına rağmen gerek kitabın müellifi ye
gerekse kardeşleri Yunan diline tanıamile hâkim bulunmakta ve bır-

KU
birlerile Yunan lisanile görüşmek itiyadında idiler.
1902 Yılının Mayıs ayında müellif, küçük rütbeli bir süvari zabiti
olarak Orduya girdi. Vazifelerini pek ciddî olarak yapıyordu, çünkü
mesleğini sevdikten maada Ordunun herhangi diğer bir zabiti gibi
- kazanacağı rütbelere müstahak olmağı arzu ediyordu. Binaenaleyh
Tesalyada, eski Türk hududu civarındaki Larisa garnizonunda 1905 ten
1906 yılına kadar bölük kumandam olarak bir yıl sarfetti. 1909 yılma

H
kadar mütemadiyen alayında kaldı ve acemilerin talim ve terbiyesile
yorucu bir mesai sarfetti.
Yunan Ordusu mecburî askerlik usulüne tâbi olup yirmi bir yaşına
giren her erkek askerlik vazifesini yapmakla mükelleftir. Acemi efra-

Ri
dın büyük bir kısmı, keçilerinin peşinden ayrılmamış ve hayatlarında
bir beygir yüzü bile görmemiş, olsa olsa belki ancak küçük cüsseli
beygirler kullanmış ham köylüler idi. Bugibi insanları talim ve ter-
biye etmek kolay bir iş değildi. Müellif, bir taraftan alaydaki işlerini
TA görmekle beraber diğer taraftan kendi basma Erkânıharbiye tedrisa-
tım da ikmal eylemiştir.
Bu sayede, bilâhare Küçük Asyada yapılan talihsiz harp esnasında
kendisi için büyük bir faidesi dokunan Erkânıharbiye hizmetlerini
kavramıştır. . . .
Alaydaki kıymetli mesaisi ile mezceylediğı işbu Erkânıharbiye işle-
rindeki tetkikatı kendisine mafevklerinin takdirini kazandırdı, fakat çok
RK

geçmeden 1909 yılında, Kiralın veyahut Prenslerin nezdine yaveri harp


olarak tayin edilmeyi ve terfi etmeyi bekleyip te elde edemeyen bazı
gayrimemnun zabitler tarafından askerî bir cemiyet teşkil ediliyor;
bu cemiyetin sarih hedefi, zayıf olduğu ve memleketi memnuniyeti
mucip bir tarzda idare edemediği behanesile hükümeti düşürmek idi.
""İ Diğer birçok şüphe edilmiyen zabitler de ancak bu maksat ve hedef

,„'.. .v.. ... V, - • ' - • •>-' • • • >


Başlangıç 3
Felâkete doğru
olmalarına rağmen, Harbiye mektebinde veya alayların saflarından

MU
için cemiyete iltihak eylediler, netice olarak 1909 yılı Ağustosunda bu
acele çıkarılarak zabitliğe nasbedilmiş ve ancak yarını talim ve terbiye
cemiyet bir ihtilâl tertip etmeğe yetişecek kadar kuvvetlendi.
almış zabitler bunların yerlerine getirildi.
Müellifin mensup olduğu alay da, kendisinin malûmatı olmaksızın Müellif, artık bir rütbe ve makam işgal etmemekte olması hasebıle
bu cemiyete iştirak etmiş ve müellif ancak, bu cemiyetin azasmdah kendi yeğeni olan Kıral Aleksandır ile beraber Yunamstanda kalmak
Olan zabitlerden birisi alayı dışarı çıkarıp isyancılara iltihak ettirdiği •u-zusunu gösterdi. Maamafih bir ay sonra Kıral Kostantin Yunanıstanı
zaman vak'adan haberdar olmuştur. Cemiyetin maksatlarından birisi de terkeyledi? bu esnada dahi Fransız Heyeti azasından birisi, Musyu
Kiralın oğullarını Orduda mes'ul bir vazife yapmaktan veya herhangi Venizelosun kendisinin derhal memleketi terkeylemesmde ısrar eyle-

RU
yüksek bir mevki işgal eylemekten meneylemek olduğunu müellif der- mekte olduğu ve müellifi Yunanistandan çıkarmak ıçm İngiliz veya
hal keşfeyledi. İsyancılarla bir anlaşmaya varmağa ve ihtilâlcilerin Fransız o r t a elçiliklerinden şahsî yardım istemekte olduğunu bildirdi.
gizlice Giritten getirdikleri Müsyü Venizelosun Başvekilliğim kabul eyle- Elcilikler pek nazik ve himayekâr davrandılar ve kendisinin siyasetle
meğe yanaşmakta olan kendi babası Kıral Birinci Corcun işini kolay- „¿asmamakta olduğundan ve yalnız askerî vazifelerde meşgul oldu-
laştırmak arzusu ile müellif kendi rızası ile istifasını verdi. Biraderleri "•undan haberleri bulunduğunu, fakat kendilerinin hiçbir rey ve salahi-
Nikola ve Kristofer dahi Ordudan, diğer biraderi Corç ta donanmadan yetleri olmadığını söylediler ve büyük teessürler içinde, memleketi

KU
ayni zamanda istifalarını verdiler. terkeylemesini kendisinden rica ettiler.
1909 _ 1912 yılı böyle işsizlikle geçti ve bu, müellif için büyük Bövlece 1917 yılının Temmuzunda müellif, karısı ve aılesıle birlikte
teessürü mucip oldu . Zira müellifin işi, tam meyve vermeğe başlıya- İsviçreye hareket 'etmek mecburiyetinde kaldı ve 1920 yılının Hazira-
cağı bir sırada durmuş bulunuyordu. nına kadar hiçbir behane ve sebeple bu memleketten çıkması menedıldı.
Nihavet büyük güçlükle, İtalya hükümetinden Italyaya hareket eylemek
1912 Yılı Eylülünde, meşhur Balkan konfederansı Türkiyeye harp
müsaadesini aldî. Fransız ve ingiliz hükümetleri kendi memleketlerine
ilân eylediler, müellif te daha yüksek bir kumandanlığa tayin edilmesi
girmeyi reddeylemişlerdi.
hakkında hiçbir talep dermeyan etmeksizin tekrar Orduya alınmasını
" V m Yılında Müsyü Venizelosu iktidar mevkiinden uzaklaştıran

iH
rica eyledi. Bu rica kabul edildi ve kendisi o zaman ayni zamanda
intihabat yapıldığı zaman müellif ve ailesi Komada bulunuyorlardı.
Veliaht olan Başkumandan Prens Kostantinin Erkânıharbiyesine Kendisi ve biraderi Kristofer ertesi günü Yunanıs ana hareket eyledi-
Binbaşı rütbesile tayin edildi. ler Oraya varınca heyecanlı bir kabul icra edildi ve kendisi otomo-
1912 ve 1913 te yapılan lıer iki Balkan seferleri Yunanistan için billerinden zorla çıkarılarak Plıalerumdan Atinaya kadar butun yol

R
zaferlerle nihayettendi ve eski 1909 daki kinler zafer saatinde unutul- boyunca, sevinçten çıldıran halkın omuzları üzerinde taşındı ve etrafta
muş güründüler ve böylece müellif, üçüncü süvari alayı kumandanı toplanmış olan kalabalık kütleye karşı sarayın balkonundan bir notuk
sıfatı ile alay vazifelerini tekrar aldı. Dört yıl müddetle, kendi alayını söylemeye mecbur edildi.
en yüksek bir kabiliyet derecesine çıkarmak için azim ve hararetle meş-
TA
gul oldu ve 1915 yılında umumî bir seferber olma dolayısile, kendi alayı
Bir ay sonra, Kıral Kostantin, herkesçe malûm olan şartlar altında
"eriye döndü, müellif te Liva Jeneralı rütbesine tayın edildi Kuçuk
ile birlikte, 1912 de fethedildikten sonra büyük bir Yunan Garnizonu Asyada ilk sefer, 1920 yılının Haziranında Müsyü Venızelos tarafından,
halini iktisap etmiş olan Selâniğe gönderildi. Burada altı ay kaldı, kendi kendisinin düşmesinden evvel ve Kiralın, bu sefere teşebbüs etmek
askerî vazifeleri içine dalarak çalıştı ve askerlerinin talim ve terbiyesi Yunanistan için pek tehlikeli bir hareket olacağı hakkındaki mükerrer
ve manevrası ile iştigal ederken birçok defalar Alman tayyarelerinin ihtarlarına rağmen açılmış bulunuyordu. M ü e l l i f , derhal cephede bir
bombardımanlarından dolayı hayatını kaybetmek tehlikeleri geçirdi. kumandanlık talep etti. Fakat, Prenslerin y ü k s e k kumanda makam arı
RK

Bu zaman zarfında kendisini hertürlü siyasetten uzak bulundurdu. işgal edemiyecekleri hakkında 1909 daki eski fikre sapılarak birkaç
1916 Yılı yazında, Kıral Kostantin, müellifi diplomatik vazifelerle zaman karar verilemedi. Nihayet, altı ay bekledikten sonra 1921 yılı-
Parise ve Londıraya gönderdi, fakat kışın, 1916 — 1917 yılında nın Haziranında bir fırkanın kumandanlığını aldı ve böylece, bu kadar
Kıral Kostantin İsviçreye hareket edinceye kadar tekrar kendi alayı iyi başlayan ve bu kadar felâketli bir surette biten Küçük Asya sefe-
ile çalıştı. Müsyü Yenizelos, döner dönmez, Prens Andre ile diğer rinde tecrübelerine başladı. 3 .
3000 zabiti, Kirala sadık olduklarından dolayı Ordudan çıkardı. Bu Seferin uzun müddet devam eylediği müddetçe 1917 yılında Veni-

çıkarılanlar, Yunan askerini kahramancasma zafere götürmüş adamlar zelosun Orduya soktuğu zabitler kendi askerî vazıfelerıle meşgul_ol-
78 ^
Felâkete doğruKüçükAsyadaOrdununharekâtıhakkındamuhtıra79

MU
makta devam eylemişlerdi. Fakat Ordu Sakaryadan geri dönmeye ve
kendisini kışlık konakları olan siperler içine yerleştirmeye mecbur
olunca bu zabitler siyasî entrikalarına tekrar başladılar ve müellif bu Giriş
entrikaları durduramadı; çünkü entrikacıların baş kafalarını azletmeye
müellifin salâhiyeti yoktu, \ 7 i r m i yıl hizmet ettiğim Ordudan 1922 yılının Kânunuevvelinin
Çıkması gayrikabili içtinap olan ciddî neticelerin mes'uliyetiııi
taşımak istemediğinden dolayı Eskişehire yaptığı muzaffer yürüyü- * üçüncü günü çıkarıldım. Hizmetimden affımm şekil ve tarzı, 1921
şünden sonra Ferik Jeneralhğı riitbesile birlikte kendisine verilmiş

RU
yılının yazında küçük Asyada vukua gelen hadiseleri hikâye eylemeğe
olan II. Kolordu kumandanlığından kaldırılmasını istirham eyledi. Bu- beni mecbur etmiştir. Vereceğim hesap, resmî vesikalara, şahsî notlara
nun üzerine, Yunan denizi adaları ile birlikte Epiri ihtiva eden ve
merkezi Yanyada bulunan V. Kolordu kumandanlığına tayin edildi. Bu ve hatıralara istinat edecektir. O zamanın hadiselerini neşreylemek
vazifeyi ifa etmekte iken, yukarda söylenildiği üzere, küçük Asyadaki belki faideli olmaktan ziyade mazarrattı olur hissi ile ve millî ve
Yunan Ordusu, kendi safları arasındaki hiyanetler yüzünden müthiş
bir felâkete uğradı. Bu hiyanet, Türkleri, Yunan Ordusunun cephesini askerî menfaatlere zarar getirecek bazı tesadüfleri ve şahsî fiilleri
meydana çıkarır mülâhazası ile neşrinde bir müddet tereddüt devresi

KU
yarmağa ve bütün Orduyu bilfiil denize dökmeğe muktedir kılmıştı.
Bu korkunç hezimetin müşevvikleri sonra acele Atineye döndüler, geçirdim . Fakat küçük Asyada benim yaptığım işler hakkında muha-
hükümeti istifaya ve Kiralı da tahtını terkeylemeğe ve 1922 yılının
Eylülünde de memleketi bırakıp çıkmağa zorladılar. Ondan sonra bir kemem esnasında söylenen sözlerden sonra ve benim müdafaam için
askerî hükümet kurdular ve müellife dahi Ordudan istifa eylemek lehimde yapılan bütün şehadetlerin ihtilâl sansörlüğünce örtbas edilmesi
şartile Korfodaki malikânesinde kalabileceğini bildirdiler. Maamafih üzerine daha fazla zaman susmağa bağlı kalmamak lüzumuna kani
bir ay sonra, Atineye getirildi ve altı hafta müddetle hapiste tutuldu
ve nihayet 1922 yılının Kânunuevvelinin ikinci günü Meb'uslar Mecli-
Bundan maada askerî ihtilâl mahkemesince şeref ve haysiyetimi

iH
sinde zabitlerden mürekkep bir jüri tarafından muhakemesi icra edile-
rek Kıral ailesine mensup bir aza olmak itibarile, kurşuna dizilmeğe ralmeleyecek surette hakkımda verilen « Düşmanla temasta ikeıı emir
karar verildi ve bütün dünyanın gözleri önünde bu hükme belıane almaksızın mevkiini ve vazifesini terketmek, inzibatsızhk, mafevk bir
olarak ta güya verilen emirlere itaatsizlik ve düşman önünde mevki-
inden savuşmak cürümleri sebep gösterildi. kumandanda mevcut olması lâzımgelen tecrübeden mahrum bulunmak »

R
ingiltere Kiralı V . Corç Hazretleri, müellifin maruz kaldığı ölüm hüküm ve kararından sonra ise şüphelerim artık kalmadı.
tehlikesini anlayarak lâzımgelen teşebbüsleri ittihaz eyledi ve bunun 1921 yılının yaz mevsiminde geçen seferin esas vak'aları hakkında
üzerine Hariciye Nazırı Lort Gürzon lâzımgelen teşebbüsleri yapmak
Yunanistanda ve diğer memleketlerde umumiyetle tam bir bilgisizlik
TA
ve müellifin hayatını kurtarmak için Yüzbaşı Gerald Talbotu gönderdi.
Müellifi kurtarmak hususundaki hizmetlerinden dolayı bilâhare Kıral mevcuttur. Bu bilgisizliği; birincisi halkın harbin vak'al arına karşı
tarafından asalet riitbesile taltif edilmiş olan Sir Geraldın bu kerameti olan lâkayitliğine, ikincisi de bu vak'aları örtmek ve değiştirip yanılt-
nasıl icra eylediğini birgün hikâye eylemesini temenni ederdim. Hüküm
gününden birgün sonra Sir Geraldm, müellifi askerî diktatörlerin mak hususunda ihtilâl mehafilinin gösterdikleri azımkâr mesaiye affet-
pençesinden muvaffakiyetle kurtararak kendisini ve ailesini Yunanis- melidir .
tandan çıkarıp bir İngiliz harp gemisine ulaştırmış olduğunu söylemek Benim maksadım, yazın askerî vak'alarınm 12. fırka i l e l i . Kolor-
kâfidir. Gerek müellif ve gerekse zevcesi, müellifin hayatını kurtarmağa
RK

duya ait olanların bir hesabını vermektir. Tabiî küçük Asyadaki Ordu-
sebep olan çabuk ve müessir müdahalesinden dolayı Kıral hazretlerine
derin bir minnettarlık borcu içindedirler . Yunanistan Prensesi nun diğer birliklerine ait lüzumlu vesikaların mevcut olmaması yüzün-
Alice den bu hesap natamam bir hesap olacaktır. Doğrudan doğruya siya-
Tercüme eden; müşfik yardımlarından dolayı Miss Yirginie Simo- sete dokunmaktan içtinap ettim; fakat bazı yerlerde siyasî mahiyette
poulosa, Vice—Admiral Mark Kerre ve Kaymakam Richard Grichtona mes'elelere dokundu isem, bunu bütün vaziyeti daha vazıh bir surette
teşekkür eyler. İzah edebilmek için yaptım.

78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

Yalnız bir adam ileriye atıldı! Binbaşı Çankarides. Bizzat ihtilâlci

MU
O zamanın, artık hayatta kalmamış olan siyasî müdürleri, Kıral
Kostantiıı, Gonaris, Stratos, Protopapadakis, Baltacis ve Teotoki idiler. olan bu adam Ordudaki müstakbel mesleğini tehlikeye koyarak bir
Eğer benim kitabım onların yapmış oldukları işi daha iyi aydınlatırsa mektup yazmış; bu mektupta kendisinfee Jeneral Papulasa atfedilmesi
yahut bu işi daha haklı gösterirse mes'ut olacağım. Şüphesiz mütead- icabeden bir cinayet için benim rnes'ul addedilmekliğimi protesto eyle-
dit ve ciddî hatalar irtikâp edilmiştir; fakat içimizde hatasız hareket miş idi. Bu mektup, avukat tarafından mahkemede benim müdafaam
eden kim var ? Bu müdir zevatın niyetleri tamamile namuskârane ve için okunmuş, fakat askerî mahkeme reisi Jeneral Mkola Vlahopolos

RU
vatanperverane idi; onlar yalnız kendi saflıklarına ve iyi işlerine kur- bu mektubun muhteviyatını, yazan zatın şahsî fikri olmaktan ibaret
ban düştüler, Yunanlılar arasındaki ittihatsızlığa kurban oldular ve bu olduğu kararını vermiştir. Reisin bu kararı, diğerlerinin susmasını haklı
ittihatsızlığın sebebi de bu müdirler değildi. gösterir.
Benim muhakememin adilâne icra edildiğini kabul etmek, benim için Bütün bu noktainazarlar 1921 yılı yazında Küçük Asyada benim
mümkün değildir. İkame ettiğim birçok şahitlerden yalnız üçünün kumandanlıklarıma taallûk eden vakayii bizzat izah eylemek ve onları

KU
benim müdafaam için çağırılmış olduğunu söylemek, benim için kâfidir. namuskârane ve tamamile hikâye eylemek ve bu esnada netice hak-
Benim mahkûmiyetimi mucip olan cürümler hakkında bir kanaat kında lakayt kalmakla beraber kitabım, hoşlarına gitmeyen zevatın
husule getirmek için ihtilâl müddeiumumisinin serdeylediği ittihamları tenkitlerine karşı da aldırış eylememek kararını bana verdirmişlerdir.
okumak kâfi gelir. Askerlik mesleğim nihayet bulmuş olduğu için ne bir taarruz ve ne de
Üzerimde en derin tesir bırakan şey, bütün askerlik meslek ve ha- bir tahkir daha fazla bir tenkide cevap vermeye beni sevkedemez. Ben
yatım esnasında beraber çalıştığım birçok zabit kardeşlerimin derin

H
1922 yılının Kânunuevvelinde Yunanistandan hareketimden sonra eski
sükûtlarıdır. Kıral Kostantin tarafından bana yazılan mektupta zikredilen aşağıdaki
Ahvale vâkıf olan ve seferin buhranlı zamanlarında benimle bera- sözleri kendi şahsım için kâfi tatmin telâkki ederim : «Düşman karşı-

Ri
ber bulunan bazılarının olsun ileriye atılacaklarını zannederdim. Benim sında mevldinizi terkeylediğiniz hakkında aleyhinizde vaki olan ittilıa-
aleyhimdeki hareketin reisleri olan Miralay Plâstiras, II. Kolorduda mın doğru olmadığına beni ikna etmeyi lüzumlu telâkki etmeye mecbur
5. Efzon alayının kumandanı olarak emrim altında bulunuyordu.
TA olduğunuzdan dolayı müteessifim. Sizin hakkınızdaki fikrimi yeniden
Onun alayının bir kısmı Kale - Grotto önündeki ileri karakolları teş- size bildirmeyi lüzumlu görüyorum, ben sizi namuslu, vicdanlı ve muk-
kil eylemekte idi ve kendisi siiphesiz gerek bizim kıt'alarımızm ve tedir bir asker olarak telâkki ederim» . İki zaferli harpte kumandanlık
gerekse karşısındaki düşman kınalarının halini iyi biliyordu. İhtilâlin etmiş olan Kıral tarafından hakkımda yapılan yukardaki şehadet, onun
liderlerinden olan diğer Miralay Gonatas [ bilâhare ihtilâl hükümetinin emir' ve kumandası altında hizmet etmiş her asker için olduğu gibi
Başvekilliğini yapan ] dahi komşu Kolordunun Erkânıharbiye reisi benim için de kâfidir ve fazladır .
olarak orada idi. Bu zat dahi bilâhare benim mahkûm edilmekliğimi Haziran ayının başlarında, İzmire vardığım zaman üç büyük devlet
RK

istilzam eden benim harekât plânıma vâkıf idi; çünkü o zaman benim [ Büyük Britanya, Fransa ve İtalya ] tarafından Yunan — Türk ihtilâ-
Erkânıharbiye reisim Miralay Gavalyas tarafından kendisine telefone fının halli için ilk arbitrasiyon teklifi yapılmıştı. Başvekil Müsyü Gonaris,
edilmiş, oda bunu kabul eylemiş ve Başkumandanlığın tarzı hareketini Harbiye Nazırı Müsyü Teotoki ve henüz İzmire gelmiş olan Hariciye
o zaman kendisi dahi tenkit ederek « Faidesiz ve tahripkâr» sözlerde Nazırı Müsyü Baltacı tarafından temsil edilen hükümet işbu teklifi kabul

tavsif eylemişti. eylemeyi mümkün görmemiş idi. Onların reddetmeleri sebebini sıhhatli
Giriş ,
H Felâkete, doğru

Ordumuz terhis edilecek yerde yeni hududu muhafaza için gayrimu-

MU
olarak bilmiyorum. Yalnız bildiğim bir şey var ki, bilhassa Miralay Sari-
yanisin ifrat derecede nikbinane olan fikirleri ve hariçten yapılan haksiz ayyen bir zaman için silâh altında kalmağa mecbur kalacak idi. Bu
tesirler nazırların kararlarına tesir icra eylemişlerdi. Bıına şunu da yeni hudut ise ( Bursa — Uşak ) hattı ile Cenubundan veyahut
katmalıdır ki, Küçük Asya mes'elesiııde Yunanlılar tarafından yapılacak Sangaryos veya Alis nehrinden geçecekti. Bundan başka mevcut or-
en küçük bir ricat memleketin dahilî vaziyeti üzerinde ayaklandırıcı bir dunun kuvveti de yetişmiyecekti; zira 500 — 600 kilometre uzunluğun-
tesir icra edeceği ve son zamanda tekrar ikame edilen meşru şekli daki hudutları tam manasile düşman bir memlekette 100 bin neferlik
idareyi devirmek için işbu idarenin düşmanlarının eline bir silâh veril- bir kuvvet ile muhafaza eylemeğe imkân yoktu. Er; geç, biz kendi-

RU
miş olacağı mülâhaza edilmekte idi. mizi bir çıkmaz içinde bulacaktık, hattâ galip gelsek dahi yukarda
Başkumandanlığın mes'ul fikri olarak «Miralay Sarıyanis » düşma- tasvir edilen vaziyette bulunacaktık .
nın yalnız mağlûp edilebileceğini değil, ayni zamanda bütün tahkim Hakikî maksat ve hedef ne idi ? Küçük Asyanın fetlıi ve Türk
edilmiş mevzilerinin de tahrip edilebileceğini iddia ediyordu; Küçük devletinin yok edilmesi. Bu teşebbüs, Yunanistan tarafından kendi,
Asyadaki bütün Ordunun harbe hevesli ve hazır olduğunu ve bir mil- kısmen seferber edilmiş zayıf askerî kuvvetlerile, hiçbir malî desteksiz
letin hayatında bunun gibi fırsatlar hervakit zuhur etmeyeceği tarzın- ve hariçten de hiçbir yardımsız olarak başa çıkarılacaktı. Söylediğim

KU
daki iddiaların hükümeti ikna etmiş olduğuna hayret edilmemelidir. oibi ricat mümkün değildi ve o zaman iktidar mevkiinde bulunan fırka
Muvaffakiyetler kazanmış olan Yunanistan, sihir ve keramet kabilinden isteyerek veya isteksiz tedbirsiz bir siyasetin yükünü omuzlarına yük-
geniş ve kuvvetli bir hükümet haline inkılâp edecek, Küçük Asyanın lendi bu siyaset Küçük Asyada bir zamanlar çiçeklenmekte olan Yu-
zenginlikleri onun eli altına geçecek, askerî ve bahrî kudreti diğer nanlılığın mahıv ve harabîsi, Yunan Ordusunun dağılması ve Yunanis-
Balkan Devletlerinin gözleri önünde artacak idi. Sonunde da İstanbul tan için ağır talisizliklerin birikmesi ile neticelenmiştir.
kolay bir ganimet ve bütün neticenin tacı ve Yunan neslinin eski 1921 yılı Haziran ayında yapılan seferin başlangıcında Yunan

H
hülyalarının vücut bulması şeklinde ele geçirilecek . Yazık ! Mes'elenin Ordusunun ne halde balunduğunu anlatabilmek için ben biraz geriye
ideal kısmı bu idi, fakat bir de amelî kısmı vardı. Kendi lıarabiyetini mazive dönmeğe ve Yunan Ordusunun 1912 - 1913 yılından sonraki
ve infisahını beklemek suretile düşmanın, mevzilerinde hareketsiz bir tekamüllerini kısaca tasvir eylemeğe mecburum. Yunanistan, yapmış

Ri
halde kalacağını kim temin edebilirdi ? Hattâ — hakikatte olduğu gibi— oldımı iki z af erli harp neticesinde Bükreş ahitnamesinden sonra Yunan
düşman bütün malzemesini beraber götürmek suretile zayıflamaksızm memleketi iki kat büyümüş, yem hükümet hudutlarını müdafaa edebil-
ve bozulmaksızın mevzilerinden geri çekilecek olursa biz onu ne kadar mek ve bir de Balkanlarda husule gelen yeni siyasî kombinezonlar ve
uzaklara kadar takip edebilirdik ? Biz düşmanı Küçük Asyanın nihayet-
TA şartlardan dolayı Yunan Ordusunun da arttırılmasına lüzum hasıl
siz genişlikleri içinden Kürdistana ve Iran sınırlarına kadar kovalıya- olmuştu . O zamanın Büyük Erkânıharbiyesi, beheri üç fırkalı uç Kol-
bilir miydik ? Bu misillu suallere hiçbir kestirme cevap verilemiyor, ordu ' ile (Epirde) iki fırkalı bir Kolordu teşkiline karar vermiş ve
yalnız umumî olarak ve müphem bir surette deniliyordu ki «bu takdirde topçu ve istihkâm kuvvetleri de bu msbette arttırılmıştı.
biz öyle bir arazi aksamını işgal etmiş olurduk ki, bunun ektirilip Bu anî büyüme birçok mes'eleler yarattı, bunlardan en ciddisi
biçtirilmesi bizim masraflarımızı ödeyebilir». Bizim zayıf kuvvetlerimizle şüphesiz talim ve terbiye görmüş zabitlerin azlığı idi. Bu yoksulluk
böyle bir memleketi işgal etmekliğin, ne demiryolları ve ne de şoseleri ihtiyat zabitlerinden bir miktarını muvazzafa geçirmek ve birçok
olmayan bu memleketi ekip biçmek ve işletmek işinin ne derece müm- küçükzabitleri de zabit rütbesine nasbeylemek suretile halledildi. Muk-
RK

kün olduğunu anlamak için Küçük Asya haritasına bir bakış fırlatmak tedir ve muallem bir zabitan heyeti vücude getirmek isteyenler için
kâfidir. bu tabiî ideal bir metot değildir; fakat başka türlü yapmak ta müm-
Düşman için de, ayni zamanda faaliyetsiz kalmağa bir sebep ve kün değildi; çünkü ahval pek aceleliği talep ediyordu. Yem birlikler
lüzum yoktur; o, gayrimuntazam teşkilâtı ile, hakikatte olduğu gibi, vücude getirmek keyfiyeti de en ehemmiyetli bulunuyordu. Sonra, za-
bizi mütemadiyen ve ciddî bir surette hırpalayabilirdi. Bundan da şu man ile birçok talimgâhlar ve mektepler açılmak suretile vazıyetin

netice hâsıl olacaktı ki, herkesin ve bilhassa hükümetin ümit ettiği gibi salâh bulacağı, bu mekteplerden çıkan zabitlerin tedricen Orduyu
10 Felâkete doğru 11
Giriş _
tamamlayacakları, faidesiz unsurların da böylece kaldırılacağı ümit

MU
edilmişti. Muvazzafa geçirilmiş ihtiyat zabitlerinin veyahut zabitliğe ( , er iye, vazife hissine döndürmek mümkün olmamıştı. İhtilâlcilerin kul-
terfi ettirilmiş küçiikzabitlerin kıymetini aşağılatmak istemiyorum; landıkları metot.yüzünden bu nefret çabuk zamanda hiddet ve gazaba
bilâkis onların büyük bir kısmmınm harp tecrübeleri sayesinde muazzaf inkılâp etti. Ayrılık tamam idi. Bilhassa Kıral Kostantinin 1917 yılı
zabitlere müsavi derecede kendilerini gösterdiklerini kabul ediyorum. Haziranında, haledilmesinden sonra ayrılmış fırkalar arasında bir ba-
Ayni zamanda şunu da söylemekte tereddüt etmiyorum: Daha işin rışma gayrimümkün değilse bile pek güç bir hale geldi. Bundan sonra,
başlangıcında, bir zabitan heyeti teşkili için, bu tarzda metotlar kul- şimdi vaziyete sahip ve hâkim bulunan ve barışmadan başka bir şey

RU
lanmak bir Ordu için zararlı olduğunu, mümkün oldukça böyle bir arzu etmiyen ihtilâlciler yeni hükümete ve tertibe itaat etmek istemi-
sistemden çekinmek lâzımgeldiğini hisseylemiştim. yen bütün zabitleri [2,000 kadar] Ordudan kovdular. Münhal mahaller
derhal dolduruldu: Küçük rütbeli zabitlerden emniyet ettiklerini büyük
Kıt'alarm heves ve maneviyatı, harpten sonraki devir esnasında
makamlara geçirdiler ve küçük rütbelerdeki münlıalleri de yeniden
her noktainazardan mükemmel idi, talim ve terbiyeleri de terakkinin
birçok ihtiyat zabitlerini muvazzaf sınıfa nakletmek ve büyük kısmını
yüksek bir derecesine çıkmıştı. Elde edilen terakki aşikâr idi ve istik-
okuyup yazmak bilmeyen birçok küçükzabitleri de zabitliğe terfi ettir-
bal için pek cesaret verici idi. Ordumuz 1914 — 1915 yıllarında tekem-

KU
mek suretile kapadılar. Bu söylediklerim mübalâğa telâkki edilmesin,
mülün yarı yoluna erişmiş idi. Yunan Ordusunun en nihayet tefessü-
zira şu bir hakikattir ki, bilâhare Küçük Asyada bazı fırkalarda tıpkı
hünü mucip olan ve 1922 yılında da imha edilmesini çabuklaştıran
neferler için olduğu gibi zabitlere de okuyup yazmak öğretmek ıçm
meş'um hastalığın 1915 yılından itibaren bu Orduda müterakki bir
mektepler açılmış idi.
surette başladığını takdir etmelidir.
Bu hadiseler ve vakıalardan sonra Ordunun tabiat ve evsafının teme-
Hepimiz biliyoruz ki, Avrupa harbi memleketin siyasî hayatına bir
linden değişmiş olmasına ve zabitanın meslek arkadaşlığı ve tesanüt ruhu-
karışıklık getirdi, neticede çıkan hercümerce zabitler heyeti de temassız nun eski olduğundan büsbütün başka bir hale girmesine taaccüp edilme-

H
kalmadı. 1916 Yılının Eylülünde Selânik hareketi başladığı zaman melidir Bu keyfiyet zabitler için ne derece doğru ise, efrat arasındaki
birçok zabitler bu harete katıldılar ve «Amyna» veya «Müdafaa» v a z i y e t dahi eskisi gibi kalmamıştı. Neferler, pek tabiî olarak halkın bü=
tabir edilen mahut cemiyeti teşkil eylediler ki, bu cemiyet, meşru Yu- yük bir kısmının düşünceleri gibi düşünüyorlar, yanı memleketin dahili

Ri
nan devletinin arzusu hilâfına olarak, muvakkat hükümet tarafından- islerine ecnebilerin karışmasını nefretle görüyorlar ve Kiralın tahttan uzak-
teşkil edilmiş ve Ordu içinde Yunanistanı Büyükharbe girmeğe teşvik laştırılmasını millî istiklâle karşı bir tehdit telâkki ediyorlardı Böylelikle
edici bir nüve olmuştu. Selâniğe giden bazı ihtilâlcilerin hareketlerinin zabitler ile neferler arasında bir ihtilâf baş göstermişti; hernekadar
esbabı vatanperverliklerinin yanlış telâkkisinden ileri gelmiş olduğunu Yunan askerinde mevcut inzibat ruhundan dolayı dış yüzünden bir
TA
inkâr edemem, fakat maatteessüf bu gibileri akalliyette kalıyorlardı şey görülmiyorsa da en kat'î bir zamanda iştial etmek ıçm bir kıvıl-
ve ekseriyet ise sadece kurulmuş bir Ordunun istinat eylemesi lâzımge- cim bekleyen gizli bir lâğım halinde bu infial yatıyordu. Bunun bir
len prensipleri kurban etmek fırsatını ele geçirmeyi düşünen kimseler- delili de, ancak pek ciddî tedbirlerle kuvveden file çıkarılabilmiş olan
den ibaret idi. Hareketin meş'um neticeleri kendisini göstermekte seferber'olma işinde görülen güçlüklerdir.
gecikmedi, bilhassa 18 — Teşrinisani — 1918 de Halkidikyada Harp halindeki avrupa sulh yollarına döndüğü zaman, mütareke-
ve diğer yerlerde ihtilâlciler tarafından zorla asker toplamak, Adalarde- nin ilânı ile beraber Orduda ve gerekse Yuııanistanda hakikî karışık-
RK

nizindeki adaları elde etmek esnasında kanlı vak'alar vuku buldu ve lıklar başladı. Yuııanistanda, evvelemirde Rusyaya gönderilen pahalı
nihayet (Katerin)de ihtilâlciler ile muntazam kıt'alar arasında müsade- ve maksatsız bir kuvvei seferiye ve sonra Küçük Asyaya gönderilen
meler oldu. kuvvei seferiye ile harp devam ediyordu. Rusyadaki sefer, zafersiz bir
Ordunun en büyük kısmı sarsılmamış ve vazifesine sadık kaldı ve surette, kıtaatın mezahin ve zayiatından başka, asırlardanberi orada
bunlar birkaç ihtilâlcinin hareketlerini nefretle takip ediyorlardı. Buna çiçeklenmiş ve inkişaf etmiş olan rumluğun tahribi ile nihayet buldu.
Ondan sonra Küçük Asya faciası başladı; bu facianın ilk hareketi

rağmen, o zamanın arzettiği fevkalâde ahvalden dolayı bu ihtilâlcileri


tarzı telâkkisindeki belâhat ve icrasındaki muhakeme noksanı ile
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

U
temeyyüz edecektir. Ben o zamanda Yunanistanda bulunmadığım için sandığa atılmasına karar verildiği zaman bütün alay kumandanları elde
İzmire yapılan ilk ihracın negibi askerî şartlar altında yapılmış olduğu edildi, hattâ namzetlerin vapurdan çıkmaları bile menedildi. Bir söz ile,
hakkında bir şey söyleyemem, fakat malûm olan şudur ki, bu ihraç İstatokoyu mulıofaza etmek için yapılması mümkün beşerî her şey yapıldı.

UM
askerî ilmin kaidelerine tevfikan yapılmamış ve Yunan Ordusu bizim Bu işin Jenaral Paraskevopulos ile onun Erkânıharbiye reisi, üç
gözlerimiz önünde ve îzmirdeki ecnebilerin gözleri önünde küçük Kolordunun kumandanları içinde hazır yardımcılar buldular: Jeneral
düşürülmüştü. Yuhanos, P . Piyerrakos ve Nider; fırka kumandanları Trikopis,
Yavaş yavaş tekmil Yunan Ordusu Küçük Asyadaki uzun ve pahalı Simikalis, Manetas, Papaanasyo ve diğerleri; kezalik alay kumandan-
musaraaya sokuldu. Başlangıçta, Yunan Ordusunun karşısında cephe larından da Plâstiras, Kondilis ve birçok diğer ümera sınıfından
tutan bir Türk Ordusu yoktu, yalnız bizim kıt'alarımizı türlü türlü zabitler. Bu misillû faaliyetlerin efrat üzerinde ne gibi bir tesir
hâsıl edeceği ve alelûmum inzibat üzerinde ne gibi bir tesir hâsıl edece-

R
yollar ve usullerle hırpalayıp yoran bazı gayrimuntazam kıt'alar
ği tasavvur edilsin ...
mevcut idi, maamafih işbu Türk akıncılarına karşı yapılan her hafif
Eğer intihabat, Yunanistandaki hükümetin aleyhine dönecek olursa
ve manasız müsademe bir gün bir Ordu kumandanına, öteki gün diğer bizzat binlerce zabit ve kıtaatın başında kendisi bulunduğu halde Pireye

KU
bir kumandanına şöhretler akis ve izafe ettiren büyük zaferler şeklinde çıkacaklarını ve o zamanki hükümet reisini mevkiinde kalmağa zorla
işaa ve ilân ediliyordu. mecbur edeceğini ve bütün bu işleri yaparken geride düşmanın da
Hiç şüphesizdir ki, kaide olarak her sefer için takip edilen maksat ayni zamanda yapabileceği işleri bile nazarı itibara almayacağını
ve hedef düşmanın mağlûp edilmesi ve onun, galibin arzusuna ram Başkumandan açık olarak tehdit ile söyleyordu . Bugıbı şartlar altında
edilmesidir. Bu kaide doğru ise, işbu seferin başlangıçlarının ne su- yaptırılmış bir intihabın neticesinin ne olacağı açıktır .
retle tefsir ve tasvir edilebileceğini bilmeyorum. Basitçe söylemek Bütün bunlara rağmen 14 — Teşrinisani — 1920 de yapılan inti-
lâzım ise bizim cephemizin karşısında düşman Ordusu yoktu, yalnız hap hemen hemen hükümetin sukutunu getirdi, fakat cephede yapılan

iH
bazı gayrimuntazam çeteler vardı, fakat Ordumuz, Müttefikler tarafın- sahtekârlık karıştırılmış intihabat neticesinin, diğer neticeleri tadil ede-
dan tayin edilmiş olan muayyen bir hattın daha ötesine ilerlemeğe ceği ümit edilerek hükümet yerinde kaldı. Cephede yapılan intihabatm
izinli değildi. Bunun manası da şudur: Müttefikler, düşman Ordusunun neticesi bittabi tamamile düşmüş hükümetin lehinde ıdı; Ordu ruesası
teşkilâtının yapılarak taarruzlarına başlamasını beklemeğe Yunan da eğer ansızın ve mühim bir hadise zuhur edecek olursa ışı yoluna
koymak için vaziyetten ne suretle istifade edilebileceğim münakaşa

R
Ordusunu mecbur etmişlerdi.
Bu vak'alarm vaki olduğu zamanda Yunan Ordusunda zabitler ile ediyorlardı. Kasabadaki süvari livası- Yunanistanda intihabatm netice-
sinden ve Başkumandanlık karargâhının İzmirde yaptığı tahrıkâttan
neferler arasında vifak ve ahenk mevcut olduğu zenedilmesin. İşler
haberdar olarak Başkumandanlığa bir ültimatom gönderdi ve bu ülti-
TA
belki aksi idi. Bir tarafta (Amyna) cemiyetine mensup zabitler ; diğer matomda « eğer Başkumandanlık Yunanistandaki yeni vaziyeti kabul
tarafta ise ihtilâlden evvel hizmet etmiş olan ve fakat bu ihtilâle etmiyecek olursa livanın İzmir üzerine yüryiişe geçeceğini ve Başku-
iştirak etmemiş bulunan, fakat yeni şartları kabul eyledikleri halde mandanlığa bu işi zorla kabul ettireceğini » beyan etti. Bu tehdit ile
amirlerine ve rüesaya emniyet ve itimat telkin eylememiş, fakat beraber livanın Kasabadan hareket ederek İzmire yola çıktığı haberi
umumiyetle mevcut şekli idare hakkında acılıklar ve şikayetler besle- geldi. Jeneral Paraskevopulos süvari livasının bu ayaklanması gayri-
mekte olan diğerleri vardı. Efradın büyük kısmı memleketin meşru kabili içtinap bir surette diğer birliklerin büyük bir kısmını da sürük-
şekli hükümeti olmak itibarile eski idareye olan sadakat ve merbuti- leyeceğini biliyordu, çünkü kendi kıt'alarmm hissiyatını ve intihabatı
RK

yetlerini muhafaza eylemiş olup bunlar zabitlere muhalif idiler. İşte ne gibi şartlar altında yaptırdığını en iyi bilen o idi: elhasıl ültimatomu
1920 yılında intihabat icrasına karar verildiği zaman Ordudaki vaziyet kabul etmiyerek reddeylemesi halinde hesapsız neticelerile birlikte
böyle idi. O zaman Başkumandan olan Paraskevopulos ile onun umumî bir isyana yol açacağını anladı. Bu ahval içinde düşmanın
Erkânıharbiye reisi Jeneral Pangalos intihabatm neticelerine icrayi neler yapabileceğini ne Başkumandanın ve ne de onun aletleri olan
tesir edecek tedbirler almağa başladılar, zira kendileri de pek âlâ diğerlerinin nazarı itibara bile almadıkları şüphesizdir . Onlar, yalnızca
Orduda vukubulacak bir ayaklanmanın kendi şahıslarına mazarratı

biliyorlardı ki, bu intihabat onların aleyhine dönecek idi. Reylerin


Giriş 15
14 Felâkete doğru
Yeni Başkumandan İzmire vardı, geçmişi unutmak yolunu tuttu ve

U
olacağını ve Orduda mevcut miktarı kalil sadık taraftarlarından da
yardım göremiyeceklerini hesap ettiler; bu sebepten boyun eğdiler ve irtikâp edilmiş olan bütün fenalıkların affini t e m i n eyledi. Eski Başku-
Atinadaki yeni hükümete iltihak eylediklerini ilân ettiler . mandana sadık olan zabitlerin — hepsini değilse bile — büyük bir
kısmını karargâhında alıkoydu, bunlar meyanmda [Tuhaf amma] vazıyet

UM
Süvari livasının bu vaktinde yaptığı hareket ayni zamanda diğer
birliklerin dahi ellerindeki zinciri gevşetmek suretile cephede vukuu hakkında ihtisas sahibi olmakla tanınmış olan Sarıyanıs dahi bulun-
muhtemel birçok felâketli ihtilâtlarm da önüne geçti. Vakayiin dön- makta idi. Yalnız o değil, yüksek kumandanlardan bir çokları yerlerin-
mesinden ürkmüş olan ümera ve zabitan kaçarak İstan bula gittiler, de değiştirilmemiş kaldılar, yalnız cephe tarafından gen gönderilmeleri
Kolordu kumandanları ile bazı fırka kumandanları hiddetten kudurmuş talep edilenler değiştirildiler. Bu keyfiyete hususî ehemmiyet veriyo-
olan neferlerinden korkarak derhal vazifelerinden affedilmelerini talep rum, çünkü bilâhare seferin muvaffak olmamasının sebebi yüksek
ettiler ve büyük Miralay Ivondilis, kumanda ettiği alaydan zorla kovul- kumanda makamlarının iktidarsız zabitler e l i n d e bırakılmış olmasından

R
du . Ordu vaziyetinin pek çok tehlikeler doğurmak istidadında bulunduğu ileri geldiği söylenmiş idi.
bu zamanda yeni Başkumandan tayin edilen Jeneral Papulas İzmire Bu, Orduyu tekrar düzeltmek ve gevşemiş olan inzibatı tekrar kuv-
çıkageldi. vetlendirmek için biricik fırsat idi. 1917 Yılında yol verilmiş olan bir
hayli zabitlerin tekrar Orduya alınmaları, m u h t e l i f kumanda makamla-

KU
Jeııaral Papulasm tayini siyasî vaziyet dolayısile apansızın icra
edilmiş, binaenaleyh bir Başkumandanın tayini hususunda alelmutat rının kuvvetli ellere geçmesini temin etmiş olur ve Ordu böylece bıı-
nazarı dikkate alınması lâzımgelen tesirler kâfi derecede tetkik kere daha yalmızca kendi askerlik vazifelerde iştigal etmek yoluna
edilmemişti. Jeneral Papulas Balkan harbi esnasında bir derece düzeltilmiş olurdu. Diğer taraftan, o zamanın yeni hükümeti, kendisi
temeyyiiz etmiş olup bu harpte bir alaya kumanda etmiş ve için mucibi şeref olacak bir surette iki fırkayı barıştırmak ıçm samımı
liva jetıerallığı rütbesine terfi edilmişti, fakat umumî malûmatı ve bir istek gösterdi; fakat ecnebilerin yapacakları tenkitlerden ürkerek
bilhassa askerî irfan ve yetişme derecesi bilhassa Küçük Asyada muhalif fırkanın pek açık yaptığı şerefsiz ef'ali hakkında takibat ve
olduğu gibi güç ve muğlak bir harp esnasında bir Orduya kumanda tahkikat icrasına ve bu kadar meşakkatlere maruz kalmış olan ; eskiden

iH
etmeğe yetişecek derece ve seviyede değildi. Ahval, vaziyetin Ordudan çıkarılmış zabitleri taviz etmek hususunda en iptidaî bir ada-
entrikalarına karşı hassas ve politikacıların sebep oldukları birçok let kaidesini tatbika yanaşmadı.
meş'um tesirlere bakmaksızın kendi zatî fikrini yaratıp gütmeğe mukte- Berikilerin, son Avrupa harbinde sevk ve idare edilen harp gibi
dir, tecrübeli ve demir elli bir jenerahn vücudünü talep ediyordu. asrî bir harp sevk ve idaresi san'atinde tecrübe sahibi olmadıkları,

R
Jeneral Papulasta bu hassalar eksikti. Hernekadar şahsı cesareti bilâkis Amynaya mensup zabitlerle kalan zabitlerin luzumu olan
ve zekâsı fazla idise de kendini pek fazla beğenmiş olduğu gibi kendi tecrübeye malik oldukları o zaman iddia ediliyordu Fakat uzun
etrafım alanların yaptıklerı adice meddahlıklardan zevk alıyordu. zaman muharebe meydanlarında hayatlarını tehlikeye koymak suretile
TA
Askerî ilimlere karşı tamamile cahil olduğunu ekleyecek olursam,
bu adamın hakikî bir tasvirini yapmış olurum. Onun Başkuman-
çalıştıkları uzun hizmetlerinden bu insanları çıkmağa mecbur etmek
ahlâkî bir tarzı hareket değildi. Tekrar Orduya alman zabitlerin
danlığa seçilmesi ahvalin icap ettirdiği kat'î lüzumdan ileri gelmekle ekserisinin talimgâhlardan geçirilmiş ve ancak kendi prensiplerinden
beraber bilhassa 1917 yılından 1920 yılma kadar geçen zamanını ötürü zorla Ordudan yol verilmiş ve bunların hizmetleri yüzünden
Kirala olan sadakatinden dolayı hapishanede geçirmiş olmasından Balkan harbinin zaferi kazanılmış en iyi zabitler olduğu tasdik edil-
ileri gelmişti. Bilâhare Kıral naibi olan Kıraliçe Olga onun melidir. Halbuki mes'elenin bu ciheti — tekrar ediyorum — nazarı
tayin edilmesi hakkındaki emirnameyi imza eylemezden evvel, dikkate alınmamıştı. Hükümet bu zabitlerin vaziyetini tekrar ıslah ve
RK

henüz İsviçrede bulunan Kiralın fikrini bir kere soracağını kendi-


tanzim etmeğe cesaret edemedi: Amyna azaları ve diğer bazı zabitler
sine süyledi. İki gün sonra fikri sorulan Kıral, diğerine tercihaıı
üç yıllık fasılada bir ve iki derece terfi etmişlerdi. Bu sebepten
Jeneral Gennadisin tayin edilmesini teklif eyledi ve ancak bu Jenera-
lın tayin edilmesi mümkün olmadığı takdirde Jeneral Papulasm tayiıı yeniden Orduya alman zabitler eskiden kendi madunları olan zabitleri
edilmesine muvafakat edebileceğini söyledi. Maatteessüf, ayni zamanda kendilerinin mafevki olmuş buldular.
hükümet Jeneral Papulasm hemen cepheye hareket etmesini emretmiş Kezalik derhatır edilmelidir ki, bu terfilerin büyük bir kısmı 1917

ve o da bir iki saat içinde hareket eylemiş bulunuyordu, yılı ile 1920 yılı sonu arasındaki devrede askerî iktidar ve ehliyetten
160 Felâketedoğru^UmumîHarekât161

ziyade siyasî faaliyetlerinin mükâfatı olarak tevcih edilmişti. Bu sebep-

U
lerden o zamanda muhtelif tabakadaki zabitler arasında büyük bir
ihtilâf olduğu şüphesizdir; fa'kat bu ihtilâfı yatıştırmakta âli bir lüzum
halmde ıdı. Güçlük te, yeniden Orduya alman zabitleri kaybetmiş Birinci fasıl

UM
oldukları mafevk rütbeye yükseltmek mi yoksa Amyna mensubu zabitleri
evvelce bulundukları rütbelere indirmek hususuna karar vermekte idi. 2 3 — Hazirandan 2 3 — Temmuza kadar
Nihayet Amynites zabitlerle diğerlerinin hissiyatını cerilıadar etmiyecek
bir surette yani alman zabitlerin memnun edilmelerine karar verildi. 1917 Yılından 1920 yılına kadar İsviçrede geçen üç yıllık menfa
Bunun neticesi de meşum oldu; çünkü yüksek rütbede birçok hayatından sonra Kıral Kostantin ile birlikte Yunanistana avdetimde,
fazla makamlar ihdas etmek lüzumu hâsıl olduğu gibi Amynites zabit- Mirliva Jeneralı rütbesine nasbedilmiş, birçok mücadelelerden sonra
bana Küçük Asyada bir fırkanın kumandanlığı verilmiş idi ki, o za-

R
lerle diğerleri üç yıllık Kıralsız idare edilen müddet zarfında kazanmış
oldukları istifadeyi kaybetmiş oldular. Fenalık tashih edilmemişti. man henüz eski hükümet tarafından orada Türklere karşı sefer açılmış
Jeııerallarm ve Miralayların miktarları o kadar çoktu ki, onların hepsi- bulunuyordu. 1917 Yılında Ordudan çıkarılmış olan ve onlardan biri-
ni cephede kullanmağa imkân kalmıyordu. Jeneral Papulas ise alay

KU
si de ben bulunduğum eski zabitlerin maruz kaldıkları mağduriyet bil
kumandanlarının cümlesini cephede kendi mevkilerinde bırakmağa hassa benim şahsımda daha büyük olarak tecelli etti. O zaman benim
bütün gayretini sarfeylemekte olduğundan bu keyfiyette, tekrar için yapılan münakaşalar muhtelif ve çok oldu ; Ordu Başkumandanlığı
Orduya alman zabitler için müşkülât husule getiriyordu. Orduya tek- Erkânıharbiyesinin mühim bir kısmı bana Orduda bir kumandanlık
rar alınan zabitlerin tekrar alınmalarından ve terfilerinden hoşnut ola- verilmesine yan gözle bakmakta ve buna mâni olmak için iktidarları
rak Atmanın zevk ve eğlencelerini cephedeki birliklere kumanda dahilindeki bütün vasıtalara müracaat eylemekte idiler.
eylemeğe tercih eyledikleri hakkındaki hikâyeler büsbütün yanlıştır.
Harbiye Nezaretinin ısrarı önünde hernekadar muhalefet boyun eğdi
Şüphesiz böyle yapan küçük bir kısım vardı; fakat umumiyetle söyle-

iH
nirse bu zabitlerin büyük bir kısmı Küçük Asyaya nakledilmeleri için ise de, benim icra edebileceğim bir tesirin ancak asgarî bir raddeye
istidalarla müracaat ettiler ve tahrikât yaptılarsa da beyhude yere; tenezzül edebileceği bir kumanda mevkiine nasp ve tayin edilmekliğim
zira Jeneral Papulas onların pek azını cepheye kabul eyledi. Orduya için hertürlü dikkat ve itina sarfedilmekten geri durulmadı. Bu sebeple
yeni alınan zabitlerin cephede hizmet eylemelerini efkârı umumiyenin Ordu Başkumandanlığı Erkânıharbiyesi benim süvari livası kumandan-

R
hoş görmiyeceğini anlamaları kendileri arasında büyük bir teessür lığına tayin edilmekliğimi teklif eyledi.
husule getireceğine şüphe yoktur. Bir ideal uğrunda fedakârlık göster- Hervakit süvari sınıfında kullanıldığım için bu vazifeyi kabul ey-
dikten ve Ordudan çıkarıldıktan sonra üç yıl mütemadiyen maddî lemeğe şüphesiz itirazım yoktu, fakat bu vazifenin bir Liva Jeneralı
TA
yoksulluklar içinde ıstırap çektikten sonra Ordudaki hizmetin kendi- için değil bir Miralay için olduğunu gözeterek Harbiye Nezareti bunu
lerine nankörlük ve lâkaytlik ile karşılanması onlar için acı bir sukutu bana uygun bulmadı, Başkumandanlığı bilâhare, kendisinin Erkânıhar-
hayal idi. Umumiyetle denebilir ki, yeni meşrutî hükümet adil ve biyesinin bir kısmını teşkil edecek olan bir hususî Erkânıharbiye
ihsan ile hareket etmek arzusu ile ve mazinin fenalıklarına bir unutma heyetim olmak üzere benim Ordunun ikinci kumandanlığına tayin edil-
perdesi atmak niyetile kendi taraftarlarını terkederek düşmanlarına mekliğimi teklif eyledi. Böylelikle Ordu Başkumandanlığı Erkânıharbi-
yardım eylemek suretile hududu aşmış, bu hareketi ise düşmanlarının yesinin daimî bir surette nezareti altında bulundurulmuş olacak ve
RK

tekrar cesaretlerini toplamalarını ve hükümet müdürlerinin bu liberal


debdebeli bir ünvan sahibi ve fakat mes'uliyetsiz, fazladan bir kuman-
hareketlerinin zâftan ileri geldiği yalnış zehabını hâsıl eylemelerini mucip
dan olacaktım. Böyle bir tayini kabul etmek benim için mümkünsüz
olduğu gibi kendi taraftarlarının da tamamile sukutu hayale uğrayarak
istikbal hakkında pek lâkaydane bir tavır almalaıma sebep olmuştur. idi, bu sebepten cephede faal bir vazifeye tayin edilmekliğimi Harbiye
Nezaretinden istida ettim. İstidam nazarı dikkate alındı, nihayet bir
münhal zuhur eder etmez cephede bir fırka kumandanlığına tayin edi-

leceğim keyfiyeti bana bildirildi.


3
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
1921 Yılı Martında yapılan hareketin akamete uğramasından sonra

U
tevfikan — Kiralın Başkumandanlığı ele almasında ısrar ediyor, fakat
hükümet bazı yeni sınıf ve esnan erbabını silâh altına çağırmağa mec- nazırlar işbu keyfiyeti kabul etmiyorlardı.
bur oldu, bu suretle Yunanistanda teşkil edilen fırkalar İzmire gönde- " B u mesTele bir hayli değişik ve acı mevzuların müzakeresine yol
rildiler. Nisan ayma doğru henüz kumandanı tayin edilmemiş olan

UM
açtı ve nihayet 1922 felâketinden sonra yapılan iddialara rağmen,
4 . fırka vapurlara bindirilmeğe hazırlanıyordu, b e n d e tabiî olarak bu Kiralın bilcümle sevk ve idareden uzakta tutulmasına karar verildi.
fırkanın kumandanlığına tayin edileceğimi düşünüyordum; fakat Ordu
Kiralın emir ve kumanda hususunda faal bir hisse alması menafii
Başkumandanlığı Harbiye Nezaretine çektiği bir telgrafnamede, son
umumiye icabatından olacağını söylemek bana ait değilse de onun
muvaffakiyet sizlik üzerine Küçük Asyada vaziyet daha vazıh bir hale
kıt'alar üzerindeki nüfuzu ve kendisinin büyük askerî salâhiyet ve
gelinceye kadar benim Orduda bulunmaklığım arzu edilmiyeceği hak-
tesiri bazı acele kararların verilmesinin önüne geçeceği ve Ordu
kında nazarı dikkati celbediyordu.
Başkumandanlığı Erkânılıarbiyesinin bazı genç uzuvlarının hudutsuz

R
Nihayet, Trakyada teşkil edilmiş olan ve ayın nihayetine doğru hırslarını tadil edeceği muhtemel idi. Halbuki Ordu Başkumandanı bu
İzmir için vapurlara bindirilecek olan 12. fırkanın kumandanlığını hırsları tadil ve tevkif edeceği yerde, hudutsuz hotbinliği ve harp
deruhte edebileceğimi, Mayıs ayının başına doğru bana bildirdiler. san'atine olan cehaleti yüzünden körüklemiş ve cesaretlendirmiştir.

KU
Fırka, İzmire varır varmaz emir ve kumandayı deruhte edecektim. Başlangıçtan itibaren, Büyük Erkânıharbiyenin mümessileri ile
Bu zamanda 12. fırkanın kumandanı her suretle muktedir bir zabit İzmirdeki Ordu Başkumandanlığı Erkânıharbiyesi arasındaki ihtilâf
olan piyade Miralayı Kurevelis idi; fakat bu zatın Jeneral Papulas aşikâr olarak görünüyordu. Jeneral Papulas ile Dosmanis arasındaki
ile münasebeti iyi olmadığından, emir ve kumandayı bana terkederek münasebetler fevkalâde gerginleşmiş idi. Bundan başka, Büyük Erkâ-
gitmesi keyfiyeti kendisine kısaca emredildi.
nıharbiye reisi muavini olan Liva Jenaralı X . Stratiyos dahi Jeneral
Şunu da katmak isterim ki, benim ile cephede bulunan diğer Liva
Dosmanisin fikirlerini beğenmedi ve Ordu Karargâhının fikrine iltihak
Jeneralları arasındaki nisbî kıdem keyfiyeti nazarı dikkate alınmamıştı,

iH
etti.
çünkü benden kıdemsiz zabitler daha mafevk makamları işgal ediyor-
Kiralın sevk ve idareyi bizzat eline almasından ve bu yüzden
lardı . Meselâ I I . Kolordu kumandanı olan Liva Jeneralı A. Vlahopulos
seferin beklenmekte olan zaferlerinden kendilerinin hariçte bırakılaca-
ve Cenup grupu kumandanı olan Liva Jeneralı Gidas, her ikisi de
ğından korktuklarından dolayı Ordu Başkumandanlık Erkânıharbiyesi
benden kıdemsiz oldukları halde doğrudan doğruya benim mafevkim

R
Büyük Erkânıharbiyenin mümessilleri ile münasebette bulunmaktan
oldular. Bununlaberaber ben bu keyfiyete Başkumandanlığın nazarı
ihtimamkârane bir surette çekindiler.
dikkatini celbetmedim; çünkü bu keyfiyetin benim nüfuz ve şerefimi
İki nazır sivil olduklarından askerî partilerin ihtiraslarının ne dere-
aşağılatmış olacağını hiç düşünmedim.
TA
Kıral, kendisini kıt'alarmm başına koymuş olduğunu bildiren bir
celere kadar yükseleceğini anlamadılar ve bir entrika şebekesi içinde
etrafı yoklayarak bir uyuşma zemini bulmağa beyhude yere uğraştılar.
beyanname neşreyledikten sonra Haziranın on birinde Atinadan İzmire İşte yapacağı harekâtın plânını Kirala bizzat takdim eylemek emrini
hareket eyledi. Ben de ona refakat eyledim. Yunan Ordusunun Başku- Ordu Başkumandanı aldığı zaman vaziyet böyle idi. Vakıa Kıral hali
mandanlık Erkânılıarbiyesinin Atmadaki bazı mümessilleri — yani Jene- hazırda emir ve kumanda sahibi değilse de, bunun ehemmiyeti olmayıp,
ral Dosmanis ve Liva Jeneralı Stratigos — dahi Kıral ile birlikte seya- teşkilâtı esasiye kanununa göre Kıral karada ve denizdeki bütün kuv-
hat ediyorlardı.
vetlerin Başkumandanı idi ve Ordu Başkumandanı kendisini Kirala
RK

Lemnos harp gemisinde seyahat esnasında Başvekil Gonaris ve takdim eylemeğe ve plânını en büyük reise tasdik ve tasvip ettirmeğe-
Harbiye Nazırı Teotoki bir tarafta ve karargâhı umumî Erkânıharbiye mecbur idi. Nihayet, yanında Miralay Pallis ve Sarıyanis olduğu halde
reisi ve Jeneral Dosmanis diğer tarafta olmak üzere Kiralın Başku- Ordu Başkumandanı geldi ve bu iki zabit Jeneral Papulasm plânını
mandanlığı deruhte eylemesi hakkında uzun bir münakaşanın yapılmış
Kirala arzettiler, o da sükût ile bakıp durdu.
olduğunu hatırlayorum.
Cepheye hareketimden evvel Harbiye Nazırını görmüştüm.
Jenaral Dosmanis — az zaman evvel neşredilen beyannameye

Anladım ki. Nazır nikbinliğin berrak seması içinde uçmaktadır. Bana


20 23 — Hazirandan 23 - Temmuza kadar 21

U
verilmiş olan makam ve kumandanlıktan memnun olup olmadığımı ve herdem vazife başında. Yüzbaşı Skilakakis gibi ceht ve karar sa-
sordu ve 12. fırkanın model bir fırka olduğu ve diğer fırkalardan hibi, Binbaşı Karavelas ve diğerleri gibi kendilerine minnet borcu
daha kuvvetli ve her noktai nazardan tamam olduğu hakkında beni duyduğum kuvvetli, muktedir ve sadık zevatın bulunması gibi iyi bir

UM
temin etti. talie malik bulunuyordum. Aleyhimde yapılan suikastların harekâtın
Yunan Ordusunun icrasına teşebbüs eylemiş olduğu bu pek mühim birinci safhası esnasında akamete uğraması entrikaların nihayet buldu-
harekâtın arefesinde 12. fırkanın zabitan ve efradının evsafını ve teşki- ğuna da delâlet etmez. Bilâhare seferin devamı esnasında, eğer küçük
lâtını derhatır ettiğim zaman titreyorum ve düşman tarafından kuvvet- bir bahane bulsalardı, II. Kolordu kumandanlığından beni affetmek
li bir mukavemete çatmadığımızdan dolayı, yahut diğer fırkaların için Kale - Grotto vak'alarmdan istifade edilmek istenecekti. Taliim
hissesine düştüğü misillü bizim hissemize de müşkül vaziyetlerin isabet varmış ki, gayrimemnunları meydana vurmaklığım korkusu benim

R
etmemiş olduğuna teşekkür ediyorum. Her taraftan yağan muhtelif azledilmekliğimin önüne geçti. Keşki meydana vursaydım. Vurmadı-
ve mükerrer talepler karşısında Ordu Başkumandanlığı karargâhının ğıma nadimim. Vurmadığımın sebebi de Jeneral Papulasın verdiği
maruz kaldığı güçlükleri tasdik ederim; fakat tahkim edilmiş bir mev- söze olan itimadımdan ileri gelmişti. Bu şahısların kinleri, hırsları ve

KU
zideki düşmana karşı yakın bir zamanda en güç bir harekete geçecek acı düşmanlıkları nihayet 1922 yılı Eylülünün dördüncü gününden
olan Ordunun bir kısmının saadeti halini temin yani ikmali hususunda sonra patlak verdi ve Yunanistanda mukaddes ve şerefli sayılan her
bu karargâhın göstermiş olduğu tamam ve hattâ mağrurane lâkaytliğini şeye kuvvetli mevkılerinden zehirli lekelerini döktüler. Eğer 1922 yılı-
birtürlü anlayamayorum. 12. fırkaya tevdi edilen vazife ehemmiyetsiz nın Teşrinisani ayında ben dahi katledilen masumlar arasına girerek
değildi; zira bu fırka Ordunun oynak olan sağcenahmı teşkil ediyordu. ebediyete gitmemiş isem bu, onların hüsnü niyetlerinden ileri gelmiş
Diğer fırkaların dağ topçusu, Schneider — Danglı, sahra ve ağır İskoda değildi.
topları, telsizler ve iki pırıldak aletleri vardı ve onların piyade alayla- Ben, 12. fırkanın kumandanlığını elime aldığım zaman, Ordu, bir

iH
rının evsaf ve kabiliyetleri çok yüksekti. 12. fırka hakkında gösterilen fırtınadan çıkmış gibi bir intikal devresi içinde bulunuyordu. Sükûnet
bu lâkaytliğin sebebi nedir ? İhtimal ki, Ordu karargâhında, benim Orduda ve inzibat tedricî olarak tekrar tesis edeilmişti; fakat ateş henüz du-
bulunmaklığımdan acı duyan bir kimse vardı, vakayiin müteakip inki- mansız ve alevsiz olarak yanmakta idi ve intikal keyfiyetinin de gürül-
tüsüz ve ihtilâfsız yatıştırılmış olduğu tasavvur edilmesin. Üç yıl
şafı da bu şüpheyi yabana atmamakta, bilâkis artırmaktadır. Onların

R
Kıralsız idarenin yarattığı hırslar ve kinler alelâde metotlar vasıtasile
12. fırkanın başına bir felâket gelmesi ve bu yüzden benim mes'ul
kolayca yatıştırılamazdı. Kumandanlar ve mafevkler kendi kıt'alarmı
bir vaziyete girmekliğim gibi müthiş bir ümit besledikleri aşikâr idi.
idare hususunda en büyük sabır ve tedbiri göstermeğe mecbur olmuş-
Bu kimseler bir Yunan fırkasının maruz kalacağı akıbete yahut diğer
TA
fırkalara da sirayet suretile vukuu muhtemel bir felâket tehlikesine
lardı ; eski hükümetin meydana çıkardığı bazı zabitlerin okuyup yaz-
manın bile ne olduğunu bilmiyen kimseler olduğunu ilâve edecek
karşı tamamile bigâne idiler. olursam vaziyetin güçlüğü daha iyi anlaşılmış olacaktır.
Şu söylediklerim bir mübalâğa telâkki edilmesin. Zabitlerin arasın- Ordunun talim ve terbiye vaziyeti fena değildi. 1912 Yılmdanbeıi
daki ihtilâflar ve siyasî hırslar Ordunun içinde bulunmıyanların idrak fasılasız bir surette devam eden sefer kıtaata kıymetli tecrübeler ve
edemiyecekleri bir dereceye varmıştı. Sangarios vakayii esnasında kendilerine itimat telkini için vesile ve vasıta olmuş ve Ordunun birçok
Miralay Sarıyanisin aldığı vazı ve tavır; benim muhakemem esnasında kısımları — meselâ bilhassa 2. fırka [Atina] gibi — amelî muharebeci
RK

şahit sıfatile söyledikleri, bu husustaki şüphelerimi teyit eylemiştir. model birlikler olarak yetişmişlerdi. Piyadeden maada, artık yıpranmış
Eğer bu suikastlar, benim 12. fırka kumandanlığında bulunduğum ve eskimiş malzemesi müstesna olarak topçu dahi talim ve terbiye
cliz'î müddet zarfında muvaffak olamadılarsa bunun sebebi kısmen hususunda şayanı hayret derecede mükemmel bir hale erişmiş idi;
düşmanın mütemadiyen ricat ederek taarruz icra etmemesinden ve fakat, maatteessüf 12. fırka için ayni şeyi söyleyemem. 12. Fırka
kısmen de benim Erkânıharbiyemi teşkil eden zabitlerin yüzündendir. 14. piyade alayı ile son zamanda teşkil edilmiş olan 41 ve 46. piyade

Doğrusu, karargâhımda daima Miralay Kavallias gibi yorulmak bilmem alaylarından, iki bataryalı bir dağ topçu taburundan, bir istihkâm
22 Felâkete doğru
23 Hazirandan 23 Temmuza kadar 28
bölüğünden, yarım süvari bölüğünden, bir sıhhiye müfrezesinden ve

U
bunlara merbut kıt'alardan teşekkül ediyordu. Şayanı teessüftür ki, alayı bu köyün Cenubunda; 14. piyade alayı ve istihkâm bölüğü
Trakyada bu fırka kıtaatının teşkili esnasında kullanılmış olan metotlar Enyeyin 4 kilometre Şarkında Giubek kasabacığında; son olarak benim
zapturaptı temin edecek şekilde değil idi. Meselâ 46. piyade alayının karargâhım da Enyey demiryolu istasiyonunda. Enyey istasiyonunun

UM
efradının büyük kısmı Makedonya ve Trakyamn cezalı efrat bölükle- Rum olan müdürü istasiyon binasına beni müsafir etmeyi kabul eyle-
rinden alınmış ve zabitlerin büyük kısmı da tavır ve hareketlerinden mediği için bir çadırda yerleşmeye mecbur olmuş, Erkânıharbiyemi de
ve inzıbatsızlıklarından dolayı işbu garnizonlardan uzaklaştırılmış kim- bitişik bir ahıra yerleştirmiştim.
selerden ibaret idi. Bütün fırka başlıca Trakyalılardan ve Giritlilerden Ordu tarafından düşünülmeksizin tertip ve icra edilmiş olan 1921
teşekkül ediyordu. — İyi, kuvvetli insanlar; fakat talim ve terbiyeleri M a r t ı harekâtının muvaffakıyetsizlikle netice vermesinden sonra fazla
ve harp tecrübeleri yok — Vaziyeti kurtaran yalnız alay kumandanla- fedakârlık ihtiyar edilmeksizin Küçük Asyadaki harbin bitirilemiyeceği-

R
rının şahısları idi; 14. alayın Miralay G. Ziras, 41. alrym Vlaclıos ni hükümet nihayet anlamış ve bunun üzerine daha fazla ihtiyat
ve 46. alayın Panayotakos. sınıflarını silâh altma çağırmağa karar vermişti.
Dağ topçu taburu 6,5 santimetrelik iki bataryadan ibaret idi; netice Marttan Hazirana kadar geçen dört ay içinde Ordunun tekrar

KU
itibarile fırkanın umumî ihtiyacı için pek zayıf idi. Bu topçu, piyadenin teşkili ve kuvvetlendirilmesi ile uğraşıldı. Bu mesai düşman tarafından
doğrudan doğruya himayesi [Yakın muharebe topçusu] için kullanılmak rahatsız edilmeksizin icra edilmişti, çünkü düşman kısmen yıpranmış
ve ona refakat etmek için viicude getirilmiş ve bu suretle kullanıl- olmasından ve kısmen de bilhassa muvasala ve nakil vasıtalarının
makta idi. Fırkanın muhaberecileri malzemeden mahrum idiler, hattâ fıkdanından dolayı yeni harekât için teşebbüsü zatiyi eline almak
bir pırıldak dahi yoktu. Nihayet nevmidane bir mücadeleden sonra iktidar ve mevkiinde değil idi.
bir tane alabildik ise de bu da pek eski bir model olduğundan gecele- Haziran ayının başında, yani harekâtın arefesinde Yunan Ordusu
yin çalışmaktan imtina eylemişti. Tabiî bir telsiz cihazı da mevcut iki eöas grup halinde tahşit edilmiş bulunuyordu: Birinci ve daha za-

iH
değildi; bütün mesaime ve Ordu kumandanının vaitlerine rağmen bu yıf olan III. Kolordu Bursa mıntakasmda; ikinci ve daha kuvvetli
ihtiyacı da tatmin etmeğe muktedir olamadım. grup ta I. ve II. Kolordulardan ibaret olarak Uşak mıntakasmda.
Fırkanın emir ve kumandasını deruhte eder etmez ahvalin ne mer- Kıtaatın bu vaziyeti, Küçük Asyayı işgal için karaya çıkarıldıkları
kezde olduğunu anlamak için bir sürü teftişlere başladım, itiraf ederim ki, ve Türk Ordusunun henüz teşkil edilmediği ve Müttefiklerin dahi

R
dehşet içinde kalmıştım. Fakat ancak birkaç günümüz kalmıştı, bu Yunan Ordusunu muayyen bir hattan daha ileriye geçmekten meneyle-
günlerde dahi hummalı bir hazırlık faaliyeti sarfediliyordu. Hiç talim dikleri ilk gündenberi devam eden ve tevarüs edilen bir vaziyet idi.
görmemiş efrattan, on günlük kesif bir talim ve terbiye ile ancak pek Bu vaziyeti uzun müddet muhafaza etmek tabiî mümkün değildi; çünkü
TA
cüz'î bir istifade edilebileceğini ve bütün bu kıt'alarm güneş karşısında her iki grup 100 kilometreden daha fazla bir mesafe ile ayrılmış
kalan kar gibi düşman önünde eriyeceklerini kendimden saklamak bulunuyordu ve düşman tarafından yapılacak şiddetli bir hareket tami-
benim için mümkün değildi; fakat daha fazlasını yapmakta mümkün- ri mümkiirisüz bir felâket vücude getirebilirdi.
süz idi. Alay kumandanlarının, piyade liva kumandanı Miralay Kal- Yunan Ordusunun iki kısmı arasındaki sahanın dağlık, geçilemez
lidopulosun ve Erkânıharbiyemdeki zabitlerin birer birer ve cümlesinin tabiatta olduğu ve Türklerin de dağ harbine uygun malzemeleri mev-
birden sarfeyledikleri fevkalbeşer mesai ile bazı mertebe talim ve ter- cut olmadığından dolayı böyle bir hareketi icra edecek mevkide
RK

biye taslağı elde edilmemiş olsaydı 12. fırka için umumî harekâta bulunmadıkları doğrudur. Fakat diğer taraftan da, eğer Türk Ordusu
iştirak etmek mümkünsiiz olacaktı. Mustafa Kemal ve İsmet Paşalar gibi büyük bir askerî kudret
4. Fırka [Miralay Dimaras] ile birlikte Cenup grupunun [Liva sahibi olan kumandanlar tarafından sevk ve idare edilmemiş olsaydı
Jeneralı Gidas ] bir kısmını teşkil eylemekte olan 12. Fırka aşağıdaki Yunan Ordusunun bu gayrimüsait vaziyeti Türk Ordusunun tamamile
gibi konmuştu: 41. piyade alayı, 12. dağ topçu taburu, 12. yarım imha edilmesini mucip olacak bir manevranın yapılabilmesine müsait idi.
Süvari bölüğü ve sıhhiye müfrezesi (Enyey) köyünde, 46. piyade Yunan Ordusunun bu tertibatı karşısında Türkler umumiyetle

Eskişehirclen Afyonkarahisar Cenubuna kadar uzanan hattı tutuyorlardı:


Şimal kuvveti 25

U
Bu hatta karşı doğrudan doğruya cepheden yapılacak bir taarruzda
bizim zayiatımızın pek fazla olacağı ve bunun neticesinde Yunan kuv-
vetlerinin zayıflaması harekâtın muvaffak olmasını şüpheye düşürmekle

UM
kalmayarak bütün seferi kat'î bir hezimete bile duçar edebileceği aşikar
idi. Bu zayiattan içtinap etmek için biricik yol düşman cenahlarından
birisini ihata etmek idi, bunun için de onların solcenahları, gerek o
mıntakada bizim adetçe olan üstünlüğümüzden ve gerekse bilhassa
buradaki arazinin işbu manevra için müsait bulunmasından dolayı,
en uygun telâkki ediliyordu.
Halledilecek iki mes'ele vardı: Birincisi Ordunun iki ayrı grupunun

R
birleşmesi, ikincisi de taarruz . Düşmanın faaliyetsizliği göz önüne alınınca
mütemerkiz bir taarruz icrası ve bunun neticesi olarak iki grupun
meydan muharebesi sahasında birleştirilmesi — tıpkı 1866 seferinde

KU
vaki olduğu gibi nasıl ki, Prusya Ordusunun iki grupu Sadova meydan
muharebesinde birleşmiş ise — mümkün telâkki ediliyordu. Bu suretle
takarrür ettirilmiş olan umumî plânın tafsilâtı aşağıda olduğu veçhile
tesbü edilmişti:
¡Jr Şimal kuvveti
Şimal grupu [3. Fırka, Liva Jeneralı Trikopis, 11. Fırka Miralay

iH
Klâdas] Liva Jeneralı Trikopis emrinde olarak Timbudan ve Arkania
gölünden Eskişehir üzerine yürüyecek .
III. Kolordu [10. Fırka Mrâ. Sumilas, 7. fırka Mra. Platis], Liva
Jeneralı Polymenakos kumandasında olarak Bursadan Kütahya üzerine

R
yürüyecek.
TA Cenup kuvveti
Muhtelit müfreze [Miralay Tsiroyannis] Uşaktan Kütahya üzerine
yürüyecektir.
I. Kolordu [1. Fırka Miralay Frangu ; 2. fırka Miralay Valettas ],
Liva Jeneralı Kondilis kumandasında olarak, kezalik II. Kolordu
[5. Fırka Miralay Trilivas ; 13. fırka Miralay Digenis] Liva Jeneralı
Aristotelos Vlâchopulos kumandasında olarak Uşaktan Akaslıdağı ve
Elmanlıdağı üzerine .
RK

Eskişehir Garp ve Cenubundaki 'müstahkem mevzileri, daha sonra Cenup grupu [4. Fırka Miralay Dimaras; 12. fırka Liva Jeneralı
Kütahyanm Garp ve] [ Cenubundaki mevziler: (Yalıcadağ — Kirazdağ Prens Andre], Liva Jeneralı Gidas kumandasında Inyeyden Akar üze-
Aksaldağ — Elmanlıdağ) ve Afyonkarahisar Garbindeki mevzileri: rinden Afyonkarahisara, ondan sonra Şimale.
(Resülbabatepesi, Balmahmut, Küçük curca). Bu hat tabiaten kuvvetli Böyle bir manevradan düşmanın kavrayabileceği umumî intiba ;
bir hattı; fakat Türkler ayrıca kuvvetli tahkimat ilâvesile bu mevzii kendi müstahkem mevzilerine karşı bir cephe taarruzu ve Şimal gru-
purnuzla da sağcenalıına karşı bir tehdit hareketi olabilirdi. Düşmanın

pratik olarak zaptedilemez bir hale koymuşlardı.


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

U
kendi cephesinin bu kısmını takviye eylemeğe bu hareketle sevkedil- kıtaat müfrezeleri ikamesi suretile yapılmakta ve bu vazifeler ise
mesine ümit ve intizar edilmekte olduğu gibi, ayni zamanda Cenup c e p h e d e fevkalâde lüzumu olan pek çok insan yemekte idi; fakat
grupumuzun harekâtını keşfedip anlamakta gecikebileceği; bunun neti- başka bir şey yapılamazdı.

UM
cesi olarak işgal eylemekte olduğu mevzilere bağlanıp kalarak bizim Philadelphia Şimalindeki arazi, ekseriyetle kıt'alarımızdan boş idi;
ihata hareketimizin mümkün ve kolay bir hale geleceği de ümit edi- Ankara ajanları mahzursuzca orada gayrimuntazam çeteler kayit ve
liyordu . teşkil eylemeğe devam ediyorlardı. Bu çeteler de Türk Ordusuna
Cenup kuvvetinin daha büyük kısmı, söylediğim gibi Uşak ve İnyey mensup zabitlerin kumandası altında olarak demiryolu boyunca mevcut
mmtakasmda toplanmıştı. Bu tecemmu tâmamile açık olarak yapıldı, köprüleri ve sınaî müesseseleri tahrip etmek için mütemadi akınlar
düşman harekâtın terakkiyatmı keşfedebilecek bir halde idi, zira tay- yapıyorlardı.
yareleri mütemadiyen mevzilerimiz etrafında dolaşıyorlar ve kıtaları- 27 — Haziranda İnyeyde bulunduğum zaman çetelerin Philadelphia

R
mızın hareketlerini tarassut ediyorlardı. ile İnyeyin yarı yolundaki Güney istasiyonunu tahrip eylemiş olduk-
Düşmanın, bizim tecemmüümüz hakkında sıhhatli malûmat elde larını ve şiddetli bir muharebenin vukubulmakta olduğunu ve eğer
derhal takviye gönderilmeyecek olursa bu muharebenin neticesi muhafız
edebilmiş olmasına rağmen dahi bizim hakikî teşebbüsümüzün ne

KU
kıt'amız için felâket olabileceğini bana haber verdiler. Bu maksat için
olacağı hakkında yanılmasını ümit eylemeğe tamamen cevaz vardı.
derhal iki piyade bölüğünün hazırlanmasını emreyledim, fakat şükür ki,
Memleketi ve araziyi pek mükemmel tanıdığı için, bizim bu derece
bu bölüklerin hareketinden evvel bu malûmatın istasiyon kumandanının
geniş mikyasta bir kuşatma hareketi yapacağımızı tasavvur eylemek
mübalâğasından ileri geldiğini anladım. İstasiyon kumandanı ateş
düşman için güç olurdu, zira gerek mesafenin büyüklüğü ve gerekse
başlayınca ciddî bir taarruz başladığını zannetmiş. Buradaki vaziyeti
— yol zaten olmadığından — patikaların halleri geri nakliyatını fev- bilenler için, geniş ve düşman fikirli bir memleketin ortasındaki bir
kalâde güçlüğe sevkederdi.
istasiyonda dört veya beş neferle yalnızca oturan zavallı istasiyon
Türk Ordusunun her hangi bir teşebbüsü ele almak iktidarında

iH
kumandanını pek büyük bir heyecana kapılmış olmasından dolayı
bulunmadığına nazaran Yunan Ordusunun ittihaz edeceği harekâtın ittiham eylemek biraz gaddarlık olur.
gösterdiği müsaade pek nadir ele geçen fırsatlardandır. İşbu zikredilen
plânı tatbik eylemek halinde, bizim geniş kuşatma hareketimizin düş- Tıpkı bunun gibi bir vak'a da Temmuzun altısında, fakat bu defa,
büyük bir köprünün mevcut bulunduğu Elvanlar istasiyonunda vukua
manın ya kâmilen imhasına veyahut teslim olmasına müncer olacağı

R
geldi. ilkinde, diğer bir istasiyon müdürünün bir mübalâğası olacak
ümit ediliyordu. Bundan maada Eskişehir ve Afyonkarahisar gibi iki
sandım, fakat pek çabuk, bu defaki taarruzun ciddî olduğunu, Türkle-
demiryolu düğüm noktasının zaptı, Konya ve Ankara mmtakalarınm
rin iki dağ topuna malik bulunduklarını öğrendim [1]. İki piyade
birbirlerile ve hariçle olan irtibat ve münakalelerini kesecek ve böyle
TA
kuvvetli bir tazyik karşısında düşmanı bizim sulh şartlarımızı kabul
bölüğü gönderildi, bunlar taarruzu def için yardım ettiler; fakat bu
def işi tarafımızdan zayiatsız olmadı ve zayiatımız 60 kadar oldu ki,
etmeğe mecbur kılabilecekti. bunlar arasında 3 zabit maktul ve iki zabit yaralı düşmüştü.
İşbu plânın icrası keyfiyetine girmezden evvel Haziran ayının Şimdi harekâta avdet ediyorum. Harekâta bütün fırkaların ayni
ortasında ve sonuna doğru çıkan bazı vak'aların zikredilmesini lüzumlu günde başlamasının mümkün olmayacağı aşikâr idi; çünkü Şimalden
görüyorum. gelenlerle kuşatma hareketini yapmağa memur edilenlerin, merkezdeki
Bizim (Uşak — İnyey) mmtakası civarındaki tecemmüümüz için kuvvetlerle bir hizada bulunabilmeleri için daha erkenden harekete
RK

yalnız İzmirden gelen ve uzunluğu 20 kilometreden fazla olan tek bir geçmeleri ve Ordu Başkumandanlığı tarafından tayin edilen günde
demiryolundan istifade edilmişti; bu demiryolunun geçtiği memleketler birlikte taarruza geçmeleri lâzımgeliyordu.
ise bize düşman olduklarından kuvvetli muhafız kıtaatı ayırmak lâzımdı; Harekete geçecek ilk fırka 11. fırka idi ki, İzmitten Haziranın
binaenaleyh bir felâketten içtinap için bu demiryolunu mahfuz bir yirmi dördünde kalktı; fakat düşman muhalefetine çattığından gecikti
halde bulundurmaklığm lüzumu kolayca anlaşılabilir. Bu iş ise, köprü- ve ancak Temmuzun üçünde Bursaya vardı.
leri ve tünelleri beklemek için demiryolunun boylu boyunca kuvvetli

[1] Türk Jeneralı Fahreddin Paşaya göre 1. Sv. fırkası idi,


n r

28 Felâkete doğru

U
Temmuzun üçünde, Liva Jeneralı Trikopisiıı kumandası altındaki
Şimal grupu (Timbou) dan hareket etti ve Askania gölünün kıyısın-
dan iki kol ile Eskişehire doğru yürüdü. Şiddetlice bir müsademeden

UM
sonra Yenişehir ve Inegölü işgal etti. Bu hareketten maksat, mümkün
olduğu kadar fazla düşman kuvvetlerini Şimale çekmek idi.
III. Kolordu, ayın sekizinde Bursadan Kütahya üzerine hareket
etti. Düşmandan çok uzak yapılan bu hareket tam bir huzur ve
rahatla yapılabilirdi; Çünkü düşman nakil vasıtalarından mahrum
bulunduğu için, bizim kollarımızın arasına sokulmağa muktedir değildi.

R
Yürüyüş, bizim taarruzumuzun asıl hedefinin Kütahya müstahkem
cephesi olduğunu zannını Türklere vermek için yapılmıştı.

KU
Aym onuncu günü muhtelit TsLoyannis müfrezesi, taarruzun
Kütahya cephesine karşı yapılmakta olduğu hakkında düşmanın fikir
ve intibaını arttırmak niyetile Uşaktan Kütahya istikametinde hareket
etti. Ayni zamanda da I . ve II. Kolordular Aksal ve Elmanlıdağ
üzerine hareket eylediler.
Düşmanın solcenahmı kuşatmak vazifesini almış olan Cenup grupu
Temmuzun altısında Uşak ve înyeyden hareket ederek Garpten Şarka

iH
doğru yürüdü. Bu yürüyüşün hedefi Akardağm Şimalişarkî eteklerini
elde etmek idi, burası elde edildikten sonra taarruza geçilecekti, bu
hareketin mümkün olduğu kadar düşmandan gizlenmesi icap eylemek-
te olduğundan, hareketin gece yürüyüşlerile icra edilmesine karar

R
verilmişti.
12. fırka öğleden sonra saat 9 da Ordugâhı terkederek bütün gece
Budaklar köyü üzerine yürüdü ve 7 1— Temmuz öğleden evvel saat
TA
10 a doğru bu köye vardı. Takriben 40 kilometrelik olan bu yürüyüş,
gece yapılmasına ve kıtaatın lüzumu olan yürüyüş talimleri ve idman-
ları dahi mevcut olmamasına rağmen iyi bir surette icra edildi. Fakat
çok şükür ki, biz düşmandan pek uzakta bulunuyorduk ve bu sebepten de
pek yakın emniyet tedbirinden başka tedbirler almağa lüzum hâsıl
olmıyordu. Ayni zamanda, bu gece yürüyüşlerinin kıtaat için mucip Saat 11 de, fevkalâde bir sıcak altında yorucu bir yürüyüşten
RK

olacağı fevkalâde yorgunlukları takdir edeıı ve düşmanın bütün nazarı sonra [Sivaslı] köyüne vardık. Efradın istirahat etmesi için bu köyde
dikkatini Uşak ve Dumlupınara dikilmiş olduğunu kavrayan Ordu iki saâtlik mola emrettim, burada, fırkamda bir inzibat ruhu mevcut
Başkumandanlığı, atiyen yapılacok yaklaşma yürüyüşlerinin gündüzleri olmadığından şikayet eylemek fırsatına malik bulunuyorum. Fırkanın
yapılmasına karar verdi. Bu yüzden, aym yedisinde bütün gün 12. ne gibi şartlar altında teşkil edilmiş olduğu nazarı dikkate alınınca bu
fırka Budaklarda kaldı ve ertesi gün yani 8 — Temmuz öğleden evvel inzibat ruhunun yalnız mevcut olmamakla kalması hayreti mucip ol-
saat 6 da Sivaslı üzerinden Hisara hareket etti, mazsa da, bu köye girerken efradın tarzı hareketleri ve zabitlerin büyük

ı
30 Felâkete doğru
Cenup kuvveti 31
bir kısmının da bu hareketler karşısındaki lâkaytliği maatteessüf ina-

U
nılmayacak dereceyi aşmıştır. Burada vaki olan hadisenin üzerine bir günlük yürüyüş kalmıştı. Oradan sonra fırka Sencanlı ovası üzerinden
perde atmağı tercih ediyorum, fakat madam ki, bir kere bu mes'ele üze- Balmahmut ve Kütükcurca müstahkem mevzilerine karşı yürüyecek,
rine dokundum; yapılan ifratları haklı göstermek için, Yunan unsurunun ordan sonra da yeni emir beklemeksizin Şimal istikametine dönerek

UM
asırlarca Türk çizmesi altında yaşamış olduğunu ileri süren ve hattâ bizim en sağcenahımızı uzatacak idi. Fırkanın sağcenahı Afyonkara-
hisara doğru 4. fırka tarafından himaye edilmekte idi ki, bu fırkanın
bizi hertürlii saygı ve itaat tezahürlerde karşılayıp kabul eden bu
hedefi de Afyonkarahisar idi. Solunda ise Çatalçeşme istikametinde
sulh sevici ve silâhsız halka karşı ifrat yapılmasını talep bile eyleyen
ilerlemekte olan 2. fırka bulunuyordu. Soiı günlerin yorucu yürüyüş-
kimselerin zihniyetlerine teessüf ve onları takbih eylemekten kendimi
lerinden sonra kıtaata bir günlük olsun istirahat verilememesi mucibi
alamam, yalnız ileri yürüyüş esnasında değil; fakat Sakaryadan yapı-
teessür idi ise de düşmanı baskın tarzında yakalamak kaygusundan
lan geri çekilme esnasında dahi, içinden geçmiş olduğumuz memleket- dolayı bu keyfiyet mümkün değildi.

R
lerin ahalisini gerek düşmanlık tezahüratı ve gerekse diğer sebepler
Akşam olunca piyade Liva kumandanı ile topçu kumandanını ve
yüzünden dehşete ilka eylemeğe [Yani yakıp, yıkıp, katliam eylemeğe]
üç alay kumandanını yanıma çağırttım ve evvelemirde onlara Ordu
hiç bir veçhile lüzum olmadığını kendi zatî tecrübelerimle yani yaptı-
kumandanlığının emirlerini okudum, ondan sonra da niyet ve maksat-

KU
ğım harekât ile hükmeylerim. Olabilir ki, başka birlikler mukabelei-
larımı izah ettim. Ertesi günü yapdacak ve yaklaşma yürüyüşlerinin
bilmisil tedbirlerine müracaat eylemeye kendilerini mecbur görmüş
sonuncusunu teşkil edecek olan yürüyüş, bizi muhasım kıtaat tarafın-
olsunlar, fakat umumiyetle halkın bize karşı tavır ve hareketi sebebi dan işgal edilmekte olan araziye isal edebilecekti. Bu sebepten Ahırdağ
korkudan veya neden olursa olsun kat'iyyen muaheze edilecek gibi yüksekliklerini işgal etmek için tedbirler almak lâzımgeliyordu. Düş-
değildi. Orduda inzibatın yoksulluğunu gösteren bu ifratları durdurmağa, man tarafından ciddî bir mukavemet gösterileceği beklenmiyordu; zira
hükümetin kanunlarının müsaade ettiği bilcümle vasıtalara müracaatla aldığımız haberlere göre cephemizin karşısında zayıf süvari kuvvetleri
çalıştım, çünkü nefer kendi zabitinin eli altında bulundurulacak olursa bulunmakta idi; maamafih zayiat vermeksizin ve düşman tarafından

iH
ve zabit nefer üzerinde lâzımgelen nüfuz ve kontrolü eksik etmezse mukabele tertibatı alınmağa vakit bırakılmaksızm bu tepeleri işgal için
neferin bu misillü işlere sürüklenmesi vaki olmaz. Lâkaytlikleri ve tedbirler almak faidelidi.
o zamana mahsus açıkça teşvikleri ve iştirakleri ile bugibi ef'ali endi-
Bu maksatla fırkayı üç kola ayırmağa karar verdim : .
rekt olarak destekliyen zabitlerin işbu hareketlerinin nasıl mazur gö-

R
A ) 14. Piyade alayı ve dağ topçu taburu [Yarım batarya noksan]
rüleceğini anlamayorum. Maatteessüf, aşikâr olarak görülüyordu ki,
Miralay Ziras kumandasında olarak Ahırhisar üzerinden 1980 rakımlı
Ordu 1917 yılından evvel kendisinin ahlâk ve tabiatına yabancı olan tepeye yürüyecek .
adetler kazanmıştı.
TA
Ayni akşam saat sekize doğru fırka, Hisar mevkii civarında ordu-
B ) 41 . Piyade alayı ve yarım batarya, Miralay Vlahos kumanda-
sında Ahırhisar üzerinden 1611 tepesine ilerleyecek; en sonrada,
gâha girdi. Bu mevkide bizim emrimize Uşakta Ordu karargâhından C ) 46 . Piyade alayı, sahra topçu taburu ve bir istihkâm bölüğü
gönderilmiş sahra bataryalarından mürekkep bir topçu taburu iltihak Miralay Panayotakos kumandasında Şaban üzerinden Balcıya yürüyecek.
eyledi.
Bu suretle dağlık araziden yapılacak ilerleme daha kolay olacak,
Temmuzun dokuzunun saat yedisinde yürüyüş Cinoğulları üzerin-
lüzumu halinde açılma işi daha çabuk yapılmış olacak ve bir kolun
den Ahatköye doğru devam eyledi. Kayalıklı ve uçurumlu olan
diğer kola yardımı daha kolayca icra edilecekti. Ben ikinci kol ile
RK

yol o derece çetin idi ki, sahra bataryalarının bizi nasıl takip beraber yürüdüm.
edebildiklerine hayret ediyorum. Fırka saat iiç sonraya doğru köyün
Hareket ertesi Temmuzun onuncu günü sabahleyin saat 6 daki-
kenarlarında ordugâha girdi.
ka 30 da başladı. Vlahos ve Panayotakosun kollarında yürüyüş arızasız
Saat beş sonrada, aym onbirinci günü yapılacak taarruz için muktazi bir halde icra edilmişti, fakat Zirasm kolunda böyle olmadı, bu kol 1980
yürüyüş istikametlerini, krokileri ve taarruz emrini aldım. Ahırdağm tepesinde hafif bir mukavemete çarptı. Fakat bu mukavemet ciddî de-
Şimalişarkî eteklerindeki tecemmü mahalline bizi eriştirecek daha bir

ğildi, yalnız iki nefer hafif yaralanmıştı, Ylahosun kolunun yürüyüşü de


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

U
bir hadise müstesna olmak üzere arızasız icra edildi. Tamam Ahır- ve zamanında ehemmiyet vermiş olsaydı kendisini kıtaatın nazarında
hisarm içinden geçerken ve Ahırdağımn ilk sırtlarını tırmanırken Şark küçük düşürebilecek olan bu misillû vak'alara meydan verilmezdi.
taraftan şiddetli bir piyade ateşi işidildi; fakat Ziras kolunun karşı- Bundan başka, düşman karşısında kendisini yapyalnız bulacak olan

UM
sındaki düşman mukavemeti kısa devam eyledi ve kol pek çabuk yü- bütün bir fırkanın geçireceği tehlikeyi işaret etmek fazla olsa bile bir
rüyüşüne tekrar başladı. Biraz zaman sonra 1611 tepesinin sarahatle zabitin hayatını tehlikeye sokmağa da hiç lüzum yoktu .
göründüğü bir noktaya vardık, bu tepenin üzerinde tahkimat yapılmış Aym on birinci günü kat'î sükûnete geçildi ve efrat pek ziyade
olduğu ve siperlerin işgal edilmiş olduğu sahra dürbünlerde görülü- muhtaç oldukları istirahatten istifadeye nihayet muktedir oldular.
yordu. Ayni zamanda Garpte, Panayotakosun kolu göründü, o dahi Düşmana dair yeni malûmat gelmemişti, biz de (Balmahmut —
1611 e yaklaşıyordu. Ateş tesiri içine girdiğimizi gördüğü halde düşma- Kütükcurca — Akören) hattını zapt ve işgal etmek için hazırlıklara

R
nın neden bize ateş açmadığını anlayamıyorduk, fakat çok geçmeden, başladık. Bu hat, hudutsuz ateş sahalarına malik olmaktan başka düşman
2. fırkanın irtibat zabiti süvari Miralayı M . Metaxas bu zamanda gö- tarafından işgal edilen tepelerin eteklerinden başlıyarak Sincanlı ova-
rünerek sahneye karışması ile muamma halledildi. Miralay bize bu sının büyük bir kısmını ihtiva edecek surette yayılan geniş bataklıkla-

KU
tepenin kendi kıtaatı tarafından işgal edilmiş olduğunu bildirdi. Bizim
rı havi idi. Bizzat Balmahmut, son derece uçurumlu ve kayalı ve
malûmatsızlığımız meş'um bir netice verebilirdi ve şüphesizdir ki, Ordu
mücerret bir halde bir tepe sivrisi olup yayvan zirvesi Türkler tara-
kumandanlığı komşu fırkaların ileri hatlarından bizi haberdar eylemesi
fından muntazam bir tabya haline kalbedilmiş ve ağır toplar yüksek
lâzımdı. Zira 12. fırkanın yürüyüşü neticesinde bu fırka onlara yana-
yerlerine kadar çıkarılarak yerleştirilmişti. Bu tahkimat, buradan son-
şacaktı .
ra Şarka doğru Kütükcurcaya devam ediyordu ki, oraları da ayni
Arazinin dağlık olmasından ve sıcaktan dolayı yürüyüş umumiyetle
suretle tahkim edilmiş ve sahra topları ile takviye edilmişti. Mevziin
pek yorucu oldu, yürüyüş kolları saat 7 sonrada hedeflerine vardıkları

iH
Akörene kadar uzayan mütebaki kısmı, siperlenmiş piyadeler tarafın-
zaman efrat tamamile bitkin bir hale gelmişlerdi.
dan işgal ediliyordu. Balmahmuttan Cenuba, Cenubigarbîye ve Garbe
Ertesi gün yapılacak taarruz için lüzumu olan emirler verilip git-
doğru uzanan arazi idela bir ateş meydanı arzediyordu, zira Ahırdağı-
tikten sonra gece yarısı şifreli, fakat müstacel ve mühim işareti bile
mn Şimal payeleri tedricî bir surette ve yeknesak olarak inmekte ve
konmamış olarak aldığım bir emirde III. Kolordunun gecikmesinden

R
dolayı taarruzun aym on ikisine tehir edildiği ve işbu keyfiyetin tara- siitreden mahrum idiler. Burada kıfalarımızın yaptıkları her hareket
fımdan 4. fırkaya dahi tebliğ edilmesi Ordudan bildirildi. en uzak mesafelerden derhal görülebilirdi. Binaenaleyh 12. fırkanın
Gece yarısı olmuştu, taarruz, ertesi günün sabahında saat i daki- işi hiç te kolay değildi; çünkü Tazılar mevkiini geçtikten sonra düş-
TA
ka 30 da emredilmişti; 4. fırka ise benim bulunduğum mevkiden man tarafından derhal görülecek ve biraz sonra da onun ağır topçu-
takriben 30 kilometre Cenubuşarkîde bulunuyordu. Telsiz yoktu, pırıl- suna hedef olacak idi. Bu ağır tepçuya cevap vermek için ise bizim
dak, geceleyin çalışabilse dahi — vaki olduğu misillû — fırkayı arayıp bir sahra taburumuzdan başka topçumuz yoktu. İleri hareket bundan
bulamazdı. Binaenaleyh, arazinin bizce gayrimalûm olmasına, sık sonra Akveran gölünün husule getirmiş olduğu bataklıklardan dolayı
ormanlara ve düşmanın mevcudiyetine rağmen bir tahrirat yazarak daha ziyade güçleşecekti. Bu bataklıkların birçok kısımları senenin
karargâhımdan bir zabit vasıtasile göndermekten başka yapılacak bir mevsimi münasebetile kurumuş iseler de ancak muayyen noktalardan
RK

şey yoktu. Bu sebepten karargâhımdan Yüzbaşı Presetakosu gönder- geçilmek mümkün idi. 4. fırka bizim sağımızda idi; fakat muharebe
dim. Bereket versin ki, 4. fırka ayni zamanda Ordu tarafından dahi üzerine tesir icra edemiyecek kadar uzakta olup bu fırka ancak
haberdar edilmişti. Yoksa benim gönderdiğim zabit oraya fırkanın Afyonkarahisar üzerine yapacağı bir ilerleyiş ile, Kalecik dağında da
hareket edeceği saatten çok zaman sonra varabilmiştir. Eğer yüksek ciddî bir mukavemete maruz kalmaması şartile, vaziyete yardımı do-
kumanda makamı fırkaları sureti mahsusada telsiz ile ve isimlerine kunmuş olacaktı. Yalnız solumuzdaki 2 . fırkanın (Ayvalı — Resultepe)

lâyik olacak gibi sağlam ve iş görür pırıldaklar ile teçhiz etmeğe vakit hattına doğru ilerlemesi bizim ileri hareketimize müessir bir surette yardım
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

etmiş olacaktı, zira bu fırkanın bir ağır topçu taburu [İskoda] vardı tarafımızdaki tepeler üzerinde muharebenin terakkisini ovadan seyre-

U
ve bu vasıta ile düşmanın nazarı dikkatini bizden ayırabilirdi. debiliyorduk, düşman mevzileri o kadar sarih seçiliyordu ki, sahra
Mahallî bir keşiften sonra (Tazılar — Göynik — Sinanpaşa — Paşa- topçu taburuna mensup bir bataryanın, düşmanın kullandığı iki
köy) üzerlerinden Kütiikcurca üzerine yapılabilecek bir ileri hareketten dağ topunu susturmak için ateşe hazır bulundurulmasını emreyle-

UM
maada başka hiçbir ileri hareket istikametinin mevcut olmadığı görül- dim, Mesafe 3500 : 1000 metreden daha fazla değildi, ovadan bu
dü. Solcenahımız pek yakından 2. fırka tarafından himaye edilebile- kadar mesafeden ateş edecek bir sahra bataryası şayanı memnu-
ceği için bu yana karşı ayrıca emniyet tertibatı almağa lüzum yoktu, niyet neticeler elde edebilirdi. Topçu alay kumandanına emrimi ver-
fakat sağcenahımız için iş böyle değildi, çünkü 12. fırka ile 4. fırka dikten sonra muharebeyi takip etmek için civardaki bir tepenin üstüne
arasında tekmil kocaman Ahırdağ kütlesi bulunuyordu. Binaenaley gittim. Topçumuzun ateşe başlamasını sabırsızlıkla bekliyordum; çünkü
sağımı himaye eylemek kaygusu ile Ziras kolunu (Çayhisar — Kırka — ayni zamanda düşman ıztırap alâmetleri gösteriyor ve kaçmağa hazır-

R
Kılıçarslan — Sinirköy) üzerlerinden Akören üzerine fırka büyük kısmı- lanıyordu . Ne olup bittiğini görmek için geri döndüğüm zaman Miralay
na muvazi ve biraz cepheden olarak ilerlemek üzere tevcih eyledim ki, Criesisi bataryasının başında ovanın içinde maksatsız bir surette, muh-
fırka büyük kısmı da mütebaki iki alaydan terekküp ediyordu! temelen iyi bir ateş mevzii arayıp bulmak için dört nal dolaşmakta

KU
Hareket emri de yukarda zikrettiğim esasa göre çerçevelendirilmişti. olduğunu gördüm. Halbuki içinde bulunduğumuz ovadan daha iyi bir
Ertesi gün 12 . fırka saat 4 dakika 30 evvelde harekete geçti. ateş mevzii olamazdı. Bunun üzerine Miralayı serseriyane dolaşmaktan
Göynik köyünü geçtikten sonra düşmanın Balmahmuttan her lâhza tevkif ettim, düşman çekilmiş ve müsademe nihayet bulmuştu. Benim
ateş açmasını ümit ediyordum ve ben de mesafenin büyüklüğünden maksadım fazla bir şey olmayıp düşmanı korkutmak için birkaç mermi
dolayı bu ateşe cevap verecek iktidarda değildim. savurmaktan ibaretti. Fakat bu maksadım Miralay Criesis tarafından
Eğer, düşman ateş açmış olsaydı, 12. fırkanın ateş [Muharebe] anlaşılmamıştı; böylelikle iyi bir fırsat mevkiinden istifade ederek
vaftizi yapılmış olacaktı ve böyle hoşa gidemiyecek olan bir vaziyette düşman müfrezesini karmakarışık etmek fırsatı kaybedilmiş oldu.

iH
bu ateşin fırkanın efradı üzerinde negibi bir tesir yapacağını da tah- Geceleyin geç vakit saat 11 de fırka takriben 50 kilometre yürü-
min edemiyordum, çünkü efradın topçu ateşi altına ; bilhassa ağır topçu yüşten sonra Küçükcurcaya vardı. Düşman müfrezesi bütün gece Mira-
ateşi altına cevap vermeksizin girmeleri, maneviyatını ciddî bir surette lay Ziras kolu tarafından takip edildi ve ayın 13. güııü sabahleyin
bozacağı malûm idi. Solumuzda Göney ve Düz ağaça doğru 2. fırka- erkenden müfreze kendisini Afyonkarahisar önünde bularak bu şehre

R
nın diğer kolları, bize muvazi bir surette yürümekte olarak güründü- girdi ve zaptetti, düşman da Şarka çekildi. Hernekadar mühim askerî
ler ve bu keyfiyet umumiyetle fırkanın maneviyatı üzerinde iyi bir vak'a olmamakla beraber, Afyonkarahisarm 12. fırka tarafından zapte-
tesir husule getirdi. dilmesi keyfiyeti sükût ile geçiştirildi ve J^_JLırkaya atfedildi; belki de
TA
Bu minval üzere bir köyden diğer köye geçmek suretile terakkimi- sebebi Afyonkarahisarm zaptı işinin Ordu kumandanlığının plânlarında
1. fırka tarafından icra edileceğinin tesbit edilmiş olmasındandır.
ze devam eyledik, Balmahmut ise hâlâ susmakta devam ediyordu.
Hakikat ise, 4 . fırkanın Afyona girmesi, Miralay Zirasm oradan hare-
Nihayet, Paşaköyde bazı köylüler düşmanın iki gün evvel bu mevzile-
ketinden sonra ve aym on üçünün öğle zamanı vaki olmuştur.
ri terkederek Şimale çekilmiş olduğunu ve bu mmtakada yalnız Sinir-
Düşmanın bu kuvvetli mevziden çekilmesi, kendi solcenahma tevcih
köyde küçük bir müfrezenin bırakılmış olduğunu bize temin ettiler. edilmiş olan tehdidi vakit ve zamanında kavrayarak kendi solcenahım
RK

Akarcadaki yarım süvari bölüğümüz tarafından dahi ayni zamanda Kütahya mıııtakasmdaki Ordu büyük kısmı üzerine çektiğini pek açık
teyit edilen bu malûmata istinat ederek, 30 kilometrelik bir yürüyüş- olarak göstermektedir. Bu keyfiyet şüphesiz bizim harekâtımızın boşa
ten sonra efradın istirahat etmesi için bir mola emrettim ve bu suretle gittiğine hamledilemez, fakat muharebenin uzaması tehlikesi baş gös-
Ziras koluna Sinirköye ilerlemesi için zaman bırakmış oldum. İleri termiştir ; çünkü düşman kendisi için icrası mümkün yegâne doğru bir
hareketin devamından iki saat sonra Ziras ile düşman arasında plân olan — bizim üstün kuvvetlerimiz önünde — çekilmeği tatbik eyle-
başlayan muharebenin ilk silâh seslerini derhal işittik. Şark mekte idi, Memleketin pek vâsi bulunması, düşmana emniyet ve selâpıetje

78 ^ Felâkete doğru
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
çekilmeği ve daha münasip bir zamanda ve kendisi için daha elverişli Belcemeşede ordugâha girmiştir. Gene sağyancısı olan Miralay Ziras

U
bir arazı üzerinde müstakbel harekât için hazır bulunmak üzere kuv- kolu Belcemeşenin Şimalişarkîsindeki Aydemir, Tekeköye yürümüştür.
vetlerini bozulmamış bir halde bulundurmağı mümkün kılıyordu. Diğer Öğleden sonraki zaman zarfında Şimalde yani 2. fırkanın harekât
cihetten, biz onu muharebeyi kabul eylemeğe zorlayıncaya değin takip yapmakta olduğu Karabugurukludağ' mıntakasmda şiddetli muharebe

UM
eylemeğe kendimizi mecbur bulduk, zira miisafirliğimizi istemeyen bir gürültüleri işidiliyordu. Belcemeşede aldığım bir emirde Liva Jeneralı
memlekete derin bir surette nüfuz eylemekte ve üssülharekelerimizden Gidas kumandasındaki Cenup grupunun lâğvedilerek 12. fırkanın
mütemadiyen uzaklaşmakta ve personellerimiz ve malzememiz gayrika- I . Kolordu emrine verildiği biI%iliynrHn
bili içtinap yorgunluklara ve aşınmalara maruz kalmakta idi. Düşma- 12. fırkanın harekâtını zikreylemeğe devam etmezden evvel, Tem-
nın bu ricatı mevziî mahiyettemidir, değilmidir — yani düşman kendi muzun 14. günü akşamına kadar olan umumî vaziyetin bir hulâsasını
solcenahına müteveccih tehlikeden bu cenahı kurtarmak için mi çekili- yapmak lâzımdır.
yor ? — yoksa bu düşmanın umumî bir ricatımıdı ? Umumî askerî vazi-

R
yetten haberdar olmadığımız için bu keyfiyete karar vermek bizim
için henüz erken idi.
Afyonkarahisarın Miralay Ziras tarafından zaptedilmesi, almış ol-

KU
duğu emirlerin hududu haricine çıkmasından ileri gelmişti. Onun kolu
fırkanın sağ yancısı idi, düşman Sinirköyden çekildikten sonra Geyslar
ve Akören istikametinde ilerleyeceği yerde düşmanın arkasına takıla-
rak barka doğru uzun bir yol almıştı. Miralay Zirasın atılgan tabiatı
şehri zaptetmek suretile zaferini tamamlamaktan onu menedememiş
ıdı; takat fırkayı ertesi sabah hareket eylemekten meneylemişti; çünkü ESKiŞHEHîPı
fırka onun Afyonkarahisardan çıkıp gelmesini beklemeğe mecbur olmuş
ve ancak öğleden sonra ileri yürüyüşe geçebilmiş idi.
\v i Sup Of iti

iH
Aiij.o S u n a

Ayın 13. gününün yürüyüşü uzun değildi, efradın yorgunluğundan


dolayı bu da memnuniyeti mucip olmuştu. Her ne olursa olsun daha Kırka oa9 I"' »¡t v ç ^

ziyade uzaklaşmak benim için mümkün değildi, zira, bizim Şimale


dönmekliğimizi istilzam eden ve evvelce Ordu kumandanlığından gön- vuncji 1 Feduti AİC0S-V^^YlI o UçmITNII«
Ü'-Kurhov» bota., )üç
_ , • A ı
v al rr'Işşaj

R
derilmiş olan umumî direktif müstesna olmak üzere, ne düşmanın . .

harekâtı ve ne de kendi harekâtımız hakkında hiçbir malûmat almamış- k UTAHUA # LaıUîe


tım. Bu sebepten Elpırek üzerine yürüdüm ve fırka orada geceledi.
TA rir/ı'cie Üa<j 1 ilet 170» i
Miralay Ziras kolu tekrar bizim sağ yancımız olarak yiirüverek Sipsine y*
gitti ve orada ordugâhladı. V
furuıK Kus
Mhayet akşamleyin Ordu kumandanlığından emir geldi, biz de
umumi vazıyeti anlayabildik. Bütün Ordunun ilerlemesi plâna göre
l '2a A (>r€ n
!: > o » I r n « *

yapılmış idi, 12 . fırkanın şimdi vazifesi ileri hareketini Şimale hızlaş- v  «"¡r?"
Kân» » t. t .
Chuber

tırmak ve kütahya önünde muharebe etmekte olan diğer fırkalara xıa\ i ; v ¥


yardım etmek ıdı. 4. fırka Afyonkarahisarda kalmak emrini almıştı i ûa
f'liliu
RK

ve ben de emrimdekı sahra tapçu taburunu mezkûr fırkaya göndererek <f


Mil »Kjf«/
onun yerme dağ topçu taburunu almak emrini almıştım. Sahra top- 5j 'o'
1 1i ODemfVff
çusunun benden ayrılmasına acıdım ise de bizim ilerleyeceğimiz arazinin
dağlık bulunması hasebile bu tedbir haklı idi. İŞ. Fırkanın 15 — Temmuzdan 23 — Temmuza kadar yürüj
Temmuzun 14. günü yapılan uzun ve yorucu yürüyüş (Hamam —
Akören) üzerlerinden Belcemeşeye doğru hadisesiz geçmiş ve fırka

Felâkete doğru
Cenup kuvveti
Ciddice bir muharebeden sonra 2. fırka düşmanı Karabuğuruklu

U
dağ üzerine kaçmağa mecbur eyledi [ l j . Ordunun merkezi [II. Kolordu] değildi. Bu sepepten öncü kısımlarının bütün gece bulundukları yer-
Elmanlıdağı işgal etti ve bu dağın iki tarafında yayıldı. Oıdu merke- lerde kalmalarını ve büyük kısmı da geçidin içinde ordugâh kurmak
zini solcenaha [III. Kolordu] rapteden muhtelit müfreze Susuzkaya jçin saha mevcut olan bir noktaya geri çekmeği emreyledim. Gece

UM
[Gedis Şimalinde] tepelerini işgal etti. Solcenah [III. Kolordu] (Çu- arızasız geçti; yalnız kıt'anm istirahat edebilip edemedikleri şüpheli
kurköy — Dumçayır) hattına erişti. Şimal grupu ( Pazarcık — Bilecik ) idi. Zira 41. alayın büyük bir kısmı ileri karakol vazifesine tahsis
edilmiş ve her lâhza görünmesi muhtemel düşmanı beklemişti.
hattını geçti. Şimal harekât sahasında bir düşman fırkası, muhtemelen
Ayın 16 sının hulûlü bizim mevcudiyetimizi bir düşman tayyaresine
izmit mmtakasmdan taarruza geçerek Niceadan ilerledi ve Yenişehri
ifşa eyledi. Bu tayyare üzerimize bomba attı, fakat hiçbir zarar yapa-
işgal etti ve III. Kolordunun solcenalıı ile Şimal grupu arasına kendini
madı. Miralay Panayotakos güneşin doğması ile beraber taarruza
soktu . Fakat düşmanın bu hareketi ne umumî ve ne de mevziî hiçbir kalktı ve birkaç dakika muharebeden sonra ovaya enmeğe muktedir

R
fenalığı mucip olmadı. olmuştu.Orada Hezartavşandan gelen Miralay Ziras kolu ile birleşti.
Temmuzun 15 inde I . Kolordunun emir ve kumandası altında hare- Düşmanın muharebeyi terkederek Şimale çekilmesine sebep Miralay
ket eden 12. fırka Çerkezköy ve Sarıcadağa, Yeyerp&ssm Şimal malı- Ziras kolunun görünmesi olmuştu. Fırka derhal tekrar yürüyüş kolunu

KU
recindeki Kırkkaya üzerine ilerledi. Miralay Ziras kumandasındaki kurdu ve önde süvari livası olduğu halde Ak İn üzerine yürüyüşe baş-
sağ yancıya Hezartavşan üzerine giden (Demirli — Göynik — Kara Ören) ladı . Ak İnin biraz Cenubuna varınca süvari livası topçu ateşi altında
yolunu verdim. İhtimal bu yol fırkanın büyük kısmından çok uzak kaldı ve derhal evvelce emredilmiş olan tertibatı aldı ve bunun üze-
görünürse de, fakat Çakırcadağ dağlık kütlesi üzerinden bu yoldan daha rine köy ile civarı düşman piyade ve topçuları tarafından kuvvetli bir
yakın bir yol bulamamıştım. Kendimin muharebe cephesinin en sağce- surette işgal edilmiş olduğu anlaşılarak fırkanın öncüsü [14. Alay]
ııahında bulunduğumu görerek sağcenahımı himayesiz bırakamazdım ve yolun sağma açıldı, 46. alay onun soluna geldi, 41. alay da ihtiyatta
bu müfrezeye yürüyüşü esnasında, emrime verilmiş olan süvari livası kaldı. Tamam taarruzun başlıyacağı bir sırada, süvari livası ile

iH
[Miralay P . Nikolaides] dahi refakat etmekte olduğundan, kendisini 14. alay hariç olmak üzere fırkanın Gheihıder^geTme teveccüh etmesi
düşman taarruzlarına karşı müdafaa etmeğe muktedir bulanuyordu. Ordudan gönderilen bir emirle " bildirildi. Süvari livası, 11 . alay ve
Çerkezköy mevkiinde, öğleye doğru 12. fırka, 2. fırka ile çatıştı. ^birjağ bataryasından mürekkep müfrezenin Ak in üzerinden Seyitsuyu
Bu fırka Karaburlukluda muvaffakiyetli bir muharebe yapmış, şimdi vadisi boyunca" Seyitgaziye ilerlemesi emrediliyordu. Vaziyeti sıhhatli

R
Erikliye yürümekte idi. 2. fırka kolunun yürüyüp geçmesi için kendi bir surette takdir ve izah etmek ve bu müfrezenin Seyitgaziye ilerle-
yürüyüşümüzü iki saat kadar kesmeğe mecbur olduk; sonra Sarıcadağı mesi için Ordu kumandanlığının vermiş olduğu kararın esbabını anlat-
kesip geçen uzun geçidin içine daldık. Bu geçidin ön kısımları, arazi
TA mak için, umumî vaziyeti kısaca tasvir eylemekliğim lâzımdır.
her iki tarafta tedricen yükseldiği ve yarlı meyilleri ihtiva etmediği için Temumzun 15. günü düşman bizim kuşatma hareketimizin çok
kolaydır ; fakat geçidin Yeyer mahrecine doğru olan kısmı dik bir vadi geniş olduğunun farkına vardı ve Yunan sağcenahmm çabuk
halini alıyor ve bu vadiden aşağı derin ve hızlı bir sel koşup akıyor ve ilerlemesini durdurmak gibi zahir bir fikir ve niyetle ve fırsat zuhuru
bu, ilerlemeyi güçleştiriyordu. Akşamleyin, öncüyü teşkil eylemekte olan halinde sağcenahımızın merkezle birleştiği yerde muharebe cephemizi
46. alayla beraber yürüyor ve gece basmazdan evvel kolu geçitten kırmak için, kuvvetlerini kendi solcenalımda toplamağa teşebbüs eyledi;
kurtarıp ovaya düşürmeğe çalışıyordum ki, bu esnada bir tüfek ateşi sağcenahımızın solunu teşkil eden, 1 . fırkanın Ayrancıgedik tepeleri
RK

sağanağı, geçıdm mahrecinin düşman tarafından tutulmuş olduğunu üzerinde çattığı ciddî mukavemetin manası bundan anlaşılır. Merkezi-
b&na anlattı. Bilâhare, yarım süvari bölüğünün mahrece yakın bir yerde mizin sağını teşkil eden 5. fırka Çavuşçiftliği ve Haymanlıkaleyi işgal
ateş yediği ve geri çekilmeğe mecbur kaldığı bana bildirildi. Bunun edince bütün gün ve müteakip gece şiddetli düşman mukabil taarruz-
üzerine öncünün ilk kısmı açıldı; fakat o esnada karanlık çıkageldi; larına uğradı. Maamafih 1. fırkanın Ayrancıgediği işgal etmesile düş-
P e düşmanın mevkilerini ve ne d<e umumî vaziyeti seçmek artık mümkün manın plânı akamete uğradı. Bundan başka, düşman, Yunan Ordusu-
[1] Krokiye takınız, nun en sağcenahmm kendisinin tasavvur ve tahmin eylediği yerde

4ü Felâkete d uğru Cenup kuvveti 4İ

olmadığının ve daha Şarka uzanmakta bulunduğunun ve burada mühim

MU
düşman kuvveti bulunuyordu. Binaenaley Gheiludereye dönmek ve
kuvvetlerin Erikli üzerine yürümekte ve Hezartavşanı işgal eylemekte süvari livası ile İ l . ajiip Ak İn önünde bırakmak için Ordudan emir
bulunduklarının da farkına vardı. Ayni günde Afyonkarahisardaki aldığım zaman Kütalıyanın orijinal kuşatılması işine devam edilmek
4. fırka Cenuptan ve Şarktan kuvvetli bir surette taarruza uğramış, tasavvurunda bulunulduğunu ve benim müfrezemle meydanı muharebe
fakat düşmanı püskürtmeğe muvaffak olmuştu. cephesinin sağcenahmın, bir ucu Seyitgazide nihayet bulan Seyitgazi
Bizim ordumuzun teşkil eylemiş olduğu yarım dairenin iki ucunun vadisi istikametinde himaye edilmek istendiğini farz ve tahmin eyle-
Kütahya etrafında birleşerek tam bir daire teşkil eylemesi için artık dim . Bir dağ bataryalık bir topçusu ile birlikte bir süvari livasından

RU
bir günlük daha yürüyüşe lüzum kaldığını ve teslim olmaktan içtinap ve 6,5 santimetrelik bir dağ bataryası ile birlikte bir piyade alayından
etmeyi arzu ediyorsa Kütahya cephesindeki müstahkem mevziini terk mürekkep bir müfrezenin bilhassa dağlık ve pek güç bir arazide tek-
için istical eylemek lâzımgeldiği Temmuzun 16. günü vazıh bir surette mil Türk Ordusunun ricat yolunu kesmeğe muktedir olacağını hiçbir
düşmana malûnr~t>ldu. Bu hareket düşman tarafından Eskişehir isti- zaman tasavvur bile edemezdim.
kametinde mümkün olduğu kadar çabuk bir surette icra edildi. Düş-
Bu tafsilâta kuvvet ve ehemmiyet vermekte ısrar ediyorum, zira
manın ricatı tam bir intizam dahilinde icra edildi ve düşman,JiUYyet-

KU
lerinin büyükJosmını Yunanlıların tehdit.çemberinden sapsağlam olarak bilâhare muhakemem esnasında, teakup eden lıadisatm bütün mes'uli-
kurtarmağa muvaffak oldu. 15 ve 16 — Temmuz muharebeleri esna- yeti benim üzerime yükletilmek için büyük bir mesai sarfedildi. Ordu
sında Türklerin bazı efrat, üç yahut dört top ve bir miktar makinalıtü- kumandanlığının emirlerini Miralay Zirasa ve Nikolaidese tebliğ eyle-
fek zayi etmeleri, hezimetin ümit edildiği gibi büyük olduğunu ispat dikten sonra fırkanın mütebaki kısmını Gheiludereye çevirmek için
edemez. Yunan Ordusu karargâhının, bu ricatı bir hezimet telâkki tedabir ittihaz eyledim. Yürüyüş iki kol halinde icra edildi:
eylemek hatasına düşmesini ve Türk Ordusunun evvelâ Eskişehire ve a ) 41. Piyade alayı, yarım süvari bölüğü, 12. fırkanın dağ topçu
sonra Şarka karışık bir halde çekildiğini zanneylemesini aklıma sığdı- taburundan baki kalan yarım dağ bataryası ve bir istihkâm bölüğü

H
ramıyorum . Her ne suretle olursa olsun, Başkumandan — yahut hare- (Eikus — Oluk) üzerinden Gheiludereye yürüdüler.
kâtın ruhu olan Miralay Sarıyanis — eger bir kuvvet Seyitgaziye b ) 46. Piyade alayı ve yarım topçu bataryası Kindardere vadisi
gönderilecek olursa düşmanın ricatinin kesilmesine henüz zaman mevcut ile Tshurdan üzerinden Gheiludereye yürüdüler.

Ri
olduğu fikrini muhafaza ediyordu. Fikir çocukçasma bir fikirdi ve bu Bu kararı almak için aşağıdaki nazar noktaları bana tesir etmişlerdi:
fikri icra için teklif edilen usul dahi kezalik daha çocukça idi. Birincisi; Kızılsivri dağını bir kol h a l i n d e geçmek, fırkanın yürüyüş
Düşman ne kadar sarsılmış görünürse görünsün, tekmil Türk Or- derinliğini lüzumsuz yere pek fazla uzatmış olacaktı.
TA
dusu henüz dokunulmamış yani kuvvetini kaybetmemiş bir halde idi
ve söylenilen istikamette gönderilecek küçük bir kuvvetle onun ricati-
İkincisi; iki kolun yürüdüğü iki kol arasındaki uzaklığın haritada
gösterildiği gibi olmayıp pek az olduğunu mahallî köylülerden tahkik
nin kesilebileceğini tahayyül etmek gayrimakul idi. Bu küçük kuvvet, , eylemiştim. Ben, birinci kol ile birlikte yürüdüm. Öğleden çok sonra
çekilmekte olan düşmanın büyük kütlesi tarafından ezilebilirdi. Tekmil f ) (Eikus — Oluk)a vardık ve orada (Suduk — Eizu) istikametinde iler-
bir Kolordu düşmanın ricatine müessir olabilirdi, fakat bizim Kütahya lemekte olan 2. fırkayı bulduk . Ayni yol üzerinde yürümekten içtinap
cephesindeki fırkalarımız henüz pek uzakta bulunmakta olduklarından etmek için Çurdana teveccüh ettim, orada karanlık bastığı için gece
ve vakit ve zamanile kuşatma hareketini tamamlamak için yetişemiye- için istirahate geçilmesini emreyledim. Çurdan, derin ve fevkalâde
RK

ceklerinden dolayı bir Kolordu ile düşmanın ihatasına muvaffak oh> menaatlı bir vadi içinde bulunmakta olup, köyün yukarsmda dik ve
namazdı. asılması güç büyük Türkmendağ yükselmekte, bu dağın ilk eteklerinde
Temmuzun 16. günü öğleye doğru varmış olduğum Ak İn Cenubun- ve Çurdandan 1500 metre uzakta ve hattâ harita üzerinde işaret edil-
daki tepeler üzerinde bulunurken yukarda zikredilen umumî vaziyetten memiş olan Gheiludere bulunmakta idi.
ve Türk Ordusunun çekilmekte olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Çurdana geldiğim zaman 46. alayın henüz vâsıl olmamasından

Bilâkis benim karşımda şiddetle müdafaaya karar vermiş görünen bir dolayı ciddî surette endişe etmeye başladım, alay da Gheiludereye
6
Felakete doğru
Cenup kuvveti 43
saat 11 sonradan evvel yetişememişti. Bu gecikme Çurdauda niha-
birgün evvel 2 . fırka tarafından düşmandan iğtinam edilmiş olan iki

MU
yet bulan vadinin yatağını takip eden yolun geçilemiyecek bir halde
bulunmasından ileri gelmiştir. İskoda dağ topuna rastgeldik . Köyün ötebaşmda, bizden biraz aşağıda,
•2. fırkanın kolunu Şimaligarbiye doğru yürümekte gördük.
Temmuzun 16. günü vaziyet aşağıdaki gibi idi: J/^
En
Burada mağlûp edilen düşmanın, demiryolu boyunca karmaka-
Ç> sağcenahta bulunan fırkalar [2 ve 12. fırkalar] (Tshurdan — rışık bir halde çekilmekte olduğu ve Ak İn önündeki müfrezenin de
Suduk —Eiyzu) mmtakasma eriştiler. 1. Fırka ciddî bir muharebeden düşmanın Şarka çekilmesini menetmek için doğruca Eskişehire
sonra 1790 tepesini zaptederek Gheikseri Şimaline ilerledi ve düşman yürümesi kendisine emredildiği hakkında Ordu kumandanlığından

RU
da Tsherkulara demiryolu istasiyonu istikametinde çekildi. Bu fırkala- malûmat aldım. Ayni zamanda Şimalişarkîden, Üçsaraya doğru şiddetli
rın zayiatı külliyetli idi. 8. Fırka [Merkez solundaki] Aksaldağmm top sesleri işidiliyordu. Bundan, müfrezenin Ak İni - geçerek kâfi mik-
feımahşarkîsmdeki 1210 rakımlı tepenin önünde oyalanmıştı; fakat tarda Şimale ilerlediğini anladım. Onların, riacat eden düşman ordu-
nihayet 5. fırka ile muvazi bir surette ilerledi. Muhtelit müfreze, ilk sunun yanını muhafazaya memur edilmiş olan bir düşman müfrezesi
müdafaa hattını zapteyledikten sonra Yalıcadağ asıl muharebe hattına ile muharebeye tutuşmuş oldukları açık idi; fakat bütün gün ateş sesi
taarruza devam eyledi. Solcenah [ 7 . , 10. fırkalar] Kütahya üzerine olduğu yerde kaldı ve daima ayni istikametten kesif bir surette geldi,

KU
ilerleyerek (Yoncalı - Dedik) hattını işgal eylediler. Düşman Şarka bu hal müfrezenin daha ziyade ilerleyemediğini gösteriyordu. Benim
ve Şimale çekildi. Şimal grupu [3. ve 11. fırkalar] Akçapınarı için yardım etmek mümkün değildi, sebebi de yalnız mesafenin uzak-
işgal ederek düşmanı Köprühisardan tardetmek için bir müfreze gön- lığından olmayıp, fakat bilhassa — Ordu kumandanlığının ihbaratına
dermeğe mecbur olmuş ve bu müfreze burasını ayni zamanda işgal nazaran — Tük Ordusunun karma karışık bir halde ricatı, fırkanın
eylemiş idi. yürüyüşünü Kar-gma hızlandırmağı ve böylece düşman ordusunun
Ben, Çurdanda 16 — Temmuz akşamı, ertesi gün için ileri hareket ricatini kesmeği ve kâmilen değilse de kısmen olsun düşman ordusunun
mes'elesi ile karşılaştığım zaman yukarda zikredilen vak'alar bana abloka edilmesi işinin başa çıkarılmasını talep ediyordu. Ordu karar-

H
tamamile gayrimalûm idiler. Hareketten evvel, tayyare keşfile alman gâhının ifrat dereceye çıkmış nikbinliği yüzünden, ricat eden düşmanın
malûmata göre, Türkmendağı kâmileri siperler ve tahkimat ile örtül- bütün merkezi sıkleti karşısında yalnız başına ve yardımsız bir halde
müş idi ve 14. alayın eksilmesi ile zayıflamış olan kuvvetimizle, tehlikeye sokulan müfrezemin akibetinden, yukarda zikredilen sebep-

Ri
önümüzde görülecek mühim bir iş vardı. Topçu olarak yalnız bir dağ lerden dolayı endişeye düşmekliğim pek tabiî idi. Ricatin intizamsız
bataryam bulunuyordu; çünkü Haziranın 30 unda 12. fırkaya ilhak bir halde icra edildiği şüphesini uyandıracak, o zaman en zayıf bir
edilmiş olan topçu taburu, tabura kumanda eden Binbaşının kötü sebebe bile malik değildim, fakat, bu müfrezeye verilen vazifeyi
niyeti ve iktidarsızlığı yüzünden hâlâ fırkaya iltihak etmemişti. Bu
TA delicesine bir cesaret suretinde tavsif edemezsem de fevkalâde tehlikeli
taburu bulmak için kendi topçu kumandanım olan Miralay Griesisi . olduğunu kabul ediyorum .
bizzat göndermeğe mecbur olmuştum. Miralay Binbaşıyı taburu ile
Yürüyüşün devamı bizi Türkmendağınm zirvesine [Hortmanbaba,
2 . fırkanın arkasına takılmış olarak giderken bulmuştu. İşte ancak
2051 metre] pek yakın getirdi ve akşama doğru Başören geçidine
bu suretle bu tabur varabilmiş ve ertesi sabahı yürüyüşe devam ey-
veyahut vadisine vâsıl olduk. Ben öncünün [41. piyade alayı] başında
lemişti. Fakat bu taburun ilâvesile dahi fırkanın emrinde hakikaten
faideli bir topçu kuvvetinin hâsıl olmuş olduğu söylenemez. yürüyordum. Hemen hemen geçide yaklaştığımız zaman yarım süvari
bölüğü kumandanı Yüzbaşı Zupasm bana doğru gelmekte olduğunu
RK

Fırka, Gheiludere ve Lâtifiye üzerlerinden yürüyecek ve yüksek,


gördüm. Yüzbaşı, bölüğü ile Başöreııe girmek üzere iken şiddetli bir
sık ormanlı Türkmendağım geçtikten sonra Basören geçidi içinden
geçerek Kargın üzerine yürüyecekti. piyade ateşinin kendisini geriye dönmeye mecbur eylediğini söyledi.
Bu hareket Temmuzun 17. günü sabahına doğru fevkalâde arızalı Maamafilı Yüzbaşı, mukavemetin ciddî olmadığı ve piyademizin görün-
ve dik arazi üzerinde başladı ve baştan itibaren efrat üzerinde büyük mesi, düşmanı kaçmağa mecbur edeceği intibaı altında idi. Bu malûmat,
bir yorgunluğu mucip oldu . Öğleye doğru, Lâtifiye tepesi üzerinde, bittabi beni yürüyüşe devam eylemekten menetmedi. Maamafih öncü-

nün ucu geçidin içine daldıktan sonra bir tüfek ateşi darbesi onu
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
açılmağa mecbur etti. Bir müddet sonra öncünün ilk kısmı da aynile kurtulabildiğini bildirdi. Bu zabitin gösterdiği heyecanlı vazı ve tav-

MU
açıldı, fakat maatteessüf vadinin fevkalâde dik olan yamaçları fazla rına rağmen söylediği şeylerin doğru olduğunda hiç şüphe etmediğimi
miktarda kıt'anm serbestçe açılmasına müsaade etmiyordu. Bu yürüyüş, itiraf ederim, çünkü böyle bir hadiseden kurtulup çıkan ve gözlerde
yürüyüş kolunun derinliğini müthiş bir surette ve tehlikeli olacak gören bir adamın bu heyecanını pek tabiî bulmuştum. Yavaş yavaş
kadar uzatmış idi ve ben öncünün bataryasını kullanmak istediğim diğer perakendeler dahi felâket sahnesinden dönüp gelmişler, hakikat ta
zaman bu batarya göziikünceye kadar tamam bir saat beklemeğe mec- nihayet anlaşılmıştı.
bur kaldım . Uzun bir gecikmeden sonra batarya, ancak güneşin battığı Hakikat, şüphesiz fena idi, fakat felâket, paniğe uğramış Yüzbaşı-

RU
bir zamanda gelebildi. Buna bakmayarak, ben bataryayı geçidin içine nın tasvir eylediği gibi de değildi. Bu zabit, daha çabuk kaçabilmek
bir köşede mevzie soktum ve birkaç mermi atılmasını emreyledim. için kendisine ait olmıyan bir ata binmiş, kendisinin atı ise, vak'adan
Hakikî bir tesir elde etmekten ziyade düşmanı korkutmak ümidinde iki gün sonra tesadüfen oradan geçen 5. fırka kumandanı Miralay
idim . Maatteessüf bunun tesiri olmadı, çünkü düşman şiddetli bir ateş Trilivas tarafından vak'a mahallinde başıboş dolaşırken bulunmuş idi.
yapmağa devam ediyordu. Karanlık ta artık basmıştı. Olduğumuz Miralay bu hayvanı muhazaz etmiş ve seferin sonuna kadar ona
yerde istirahate geçmeğe ve tevekkufa mecbur olmuştum, işin fenası binmişti. —.

KU
vadinin içinde ve düşman toplarının menzili dahilinde kalmaklığımız J Üçsaray musibeti ı hakkında pek az söyleyebileceğim, zira bugüne
idi. Bütün gece düşmanın bize ateş etmesine ve düşman mermilerinin kacfar bu mes'ele tamamile tenvir edilmemiştir. Bazı kimseler maznun
ordugâhın içine düşmelerine rağmen hiçbir zayiatımızın olmaması şayanı olarak tanınmış, tahkikat icra edilmiş ; fakat Ordu karargâhmdaki
kayittir. bazı unsurlar tarafından mes'ele daima mahirane bir surette susturu-
Benim hükmedebildiğime göre, Kiitahyadan çekilmekte olan düşman, larak örtbas edilmişti ; zira korkup kaçanlar arasmdakilerin bazıları
fırkanın yürüyüşünü görmüş ve fırkamızın vakit ve zamanile Başörenden ordu Başkumandanına akrabalık bağları ile bağlı bulunuyorlardı.
çıkıp Kargım tutması halinde cenahına vukubulacak tehlikeyi anlamıştı. Vakayiin tahkik edebildiğim kadarına göre, hadise aşağıdaki gibi

H
Binaenaleyh bu işin vukubulmasmm önüne geçecek tedbirler almış ve olmuştur. Temmuzun 16. günü öğleden sonraki zaman zarfında
bir dereceye kadar muvaffak ta olmuştur. müfreze bir yol açmak için Ak İndeki düşmanı zorlamış ve böylelikle
Fırka, gecenin hulûlünden dolayı tevekkufa mecbur olmuştu; fakat Üçsaray üzerine yürüyüşüne devam edebilmiş ve geceyi orada geçir-

Ri
bu kadar büyük bir kuvvetin kendi yanında bulunması — ertesi günü mek üzere istirahate geçmiş idi. Miralay Ziras, düşmanı küçük görür
( sabahleyin elde edilen neticeden anladığımıza göre — düşman için bazı tabiatte bir adam idi, jf — Temmuz gecesi esnasında ya Ordugâhın
ıertebe endişeyi mucip olmuştu. Maamafih ertesi günü [18 — Tem- emniyeti için lüzumu olan tedbirleri kâfi derece almadı, yahut ta ileri
nuz ] düşman güneş doğmazdan evvel Başörenden çekildi, biz de
TA karakoldaki kıt'alar lüzumu olan teyakkuzu göstermediler. Her ne
düzlüğe çıktığımız zaman hayrete şayan bir manzara ile karşılaştık. suretle olursa olsun, vak'a şöyle olmuştu :
Bekiz adet terkedilmiş top bulduk : 15 lik dört İskoda 7,5 luk üç Krop Öğleden evvel saat üçe doğru düşman baskın yapıp tüfek ateşile
j sahrası ve bir de uzun 10,5 luk. Bütün kırlar, kezalik Kargın köyü Ordugâha taarruz etmiş. Kıt'alar arasında intizamı tesis etmek için
topçu mermilerde ve her nevi malzeme ile örtülü idi. teşebbüs icra edildiği sırada bu defa topçu ateşine maruz kalmışlar.
Öğleden evvel saat 9 a doğru Karğma vardım, orada (Üçsaray — Bu ateş umumî karışıklığı arttırmış. Baskın hareketinin ansızın yapıl-
Beşsaray) mmtakasmda olup biten vak'alara dair ilk raporları mış olmasından dolayi muharebe bizim için fena şartlar altında
RK

aldım. Bu raporlar, vaki olan felâketi tasvir ediyorlardı. Süvri başlamış, bununla beraber düşmanın her dakika taze takviye kuvvet-
livasına mensup bir Yüzbaşı kendisini bana takdim etti ve Miralay leri almış olmasına rağmen kıt'alarımız iyi muharebe etmişler. Öğleye
Zirasın ve Nikolaidesin, Liva Erkânıharbiyesinin, Binbaşı Papagosun doğru, 14. alayın bazı kısımları kaçmağa başlamışlar, süvari livasının
ve birçok diğer zabitlerin ölümü esnasında hazır bulunduğunu, Liva kahramancasma kendisini feda eylemesi ve alay bayrağı elinde olduğu
ile 14. piyade alayının tamamile harap ve perişan olduklarını, geri halde firari durdurmağa çalışan Miralay Zirasın nevmidane teşebbüs-
kalan birkaç canlı insanın da esir düştüğünü ve kendisinin güç hal ile leri derhal bütün alayın intizamsız bir surette çekilmesini tevkif

78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
edememiş, müfreze Cenubugarbiye, Türkmendağı üzerine sürülmüş ;

MU
onbire doğru vardık. Ayni zamanda, düşmanın Sultandağıııı terketmiş
fakat bereket versin ki, düşman onu takip etmemiş ve topçu taburu
olmasından olacak ki, Şimalde sükûnet teessüs etti, fakat bir süvari
ile 12. fırkanın Dağ topçu taburunun bataryası, toplarını kurtarmağa
keşif kolu Üçsaray - Beşsaray mevkiinde şiddetli muharebe olduğunu
muvaffak olmuşlar ve pek yorgun olmalarına rağmen Lâtifiyeye bildirdi. Bunun, Ziras müfrezesini dağıttıktan sonra orada kalmış olan
varabilmişlerdi. Ölü ve esir olarak zayiat pek ağır idi, yaralıların düşman aksamı ile, Türkmendağı eteklerini dolaşırken temasa gelmiş
büyük bir kısmı arkada bırakılmıştı ve biraz sonra oradan geçen olan II- Kolordu olduğunda şüphe yoktu.
5. fırkanın meydana çıkardığına göre Türkler tarafından parça parça Düşmanın her dakika ordugâha hücum etmesini beklediğimiz halde

RU
edilmişlerdi. Bu, Ordu karargâhının gülünç nikbinliğinin neticesi idi. gece sükûnetle geçti. Temmuzun 21 inde I . Kolordudan doğrudan
Kargına geldiğim vakit umumî vaziyeti şöyle buldum : 12. Fırka doğruya Derbende yürümek emrini aldım, fakat 5. fırkanın şiddetli
Kargında, 2. fırka Fındıkta, 1 , fırka--^Hnrkn;nTrrdT}ya:7: solunda, ~T!t bir muharebeye tutuşmuş olduğu hakkında Üçsaray — Beşsaraydan
Kolordu (Yukarıporsuk — Kaynarca) hattında, muhtelit müfreze Kiitah- haber almaklığımız üzerine ve ayni istikametten şiddetli ateş sesleri
yada. Solcenah, Kütahyanm düşmesinden sonra Şimalişarkiye dönmüş, isidilmesinden dolayı, ihtiyaç halinde 5. fırkaya yardıma gelmek için
düşmanı Kskişçlıire takip ediyordu . fırkamı Kuyucuğa sevketmeğe karar verdim. Kararımı derhal I. Ko-

KU
Ne olursa olsun, düşmanın büyük kısmı, bazı kıt'aları (Kütahya — lorduya bildirdim ve ayni zamanda o istikamete hareket eylediğimden
Eskişehir) esas yolunu takip etmek, diğerleri (Fındık — İncik — Demirci) haberdar eyledim. Kolordudan, benim kararımı tasvip eden cevap
yolu ile Şimale gitmek, kalanları da Lâtifiye üzerinden Eskişehire çok geçmeden geldi. Kuyucuk yakınında 5. fırkaya yetiştim ve fırkanın
inmek suretile bütün mesaimize rağmen kayıp kurtulmağa muvaffak düşmanı çekilmeğe zorladıktan sonra Ayvalı üzerinden Yeniköy
olmuştu.
" • —*——~ istikametine süratle ilerlemekte olduğunu haber aldım, bunun üzerine
Ordu kumandanlığı umumî bir takip emretmiş, fakat yeni vaziyet süratle Şimale döndüm ve Derbent istikametinde ilerledim.

H
icabatındaıı dolayı Ordunun muharebe cephesini değiştirmeğe mecbur O gün, Yunan Ordusunun muharebe vaziyeti şöyle idi :
11 olmuştu . II. Kolorduya (Suduk — Feyzu y e ^ u r d a n L ü z e ı ' i n d e n Seyit-
II. Kolordu [ Sağcenah ] Seyitgazinin Cenup ve Şarkında bulunu-
gaziye gitmek ve bu suretle Ordunun sağcenahını teşkil eylemek emri
yordu, I . Kolordu [ Merkez ] (Tshel Hanar — Dağ — Derbent) mmtaka-

Ri
II veri İdi. „ Yeni merkez, benim emrim altına verilen 2. ve 12. fırkalar-
dan mürekkep bir grup tarafından teşkil edilmiş ve hedef olarak Es- smda toplanmıştı. Muhtelit müfreze, Eskişehirin Cenubunda, III. Kol-
kişehir Cenubundaki Sultandağ tahkimatım almıştır. 1. Fırka geride ordu [ Solcenah ] bir akşam evvel, öğleden sonra saat 6 da Eskişehire
ihtiyatta idi. Muhtelit müfreze Porsuk nehrinin Şarkmdaki yol üzerinde
TA girmiş ve eskişehir Şarkında « Tshavlum [ Demiryolu ] üzerinde Uşak-
idi, nihayette solcenah nehrin Garbinde bulunuyor, Şimal grupu ise bogazı» lıattma varmıştı. Şimal grupu Bozüyükü [ Eskişehir garbinde
İnönü [Eskişehir Şimaligarbîsinde] kalıyordu. demiryolu üzerinde ] işgal ediyordu .
Temmuzun 19 • günü bilmediğim bir sebepten dolayı, benim emir Türk Ordusu tam bir intizam içinde Şarka ricatine devam ediyor
ve kumandam altındaki grup lâğvediliyor, bu grupu teşkil eden fırka- ve bu hareketini artçı ve yancılarla himaye ediyor ve böylece bu ricatı
lar, eskiden olduğu gibi, I . Kolordu emrine veriliyordu. Ayni gün, durdurmak için çalışmakta olan fırkalarımızı hırpalamakta idi. Ordu
Kolordu Demirli üzerinden Kırkaya yürüdü. 12. Fırka kolun nihaye- kumandanTTgı^ûnun lüzumunu takdir eylemiş olduğundan umumî bir
tinde bulunduğu için biz Kargından öğleden sonra saat ikiden evvel takip icra edilmesini emreylemişti, fakat cephede çalışan bizlerin
RK

hareket edemedik. Akşamleyin, Kırkaya yaklaşırken uzaktan muharebe fikirlerimize muhalif olarak, Yüksek Kumandanlık Kütahyada düşma-
olduğunu gördük. Bu muharebeyi yapanlar, Sultandağıııa taarruz eden nın hezimetinin itmam edilmiş olduğunu ve bu hezimetin neticesinde
iki fırka idi. — Gecesini Kırkada geçirdik. düşman ricatinin gayrimuntazam bir kaçış halinde vukubulmakta
Temmuzun 20. günü I. Kolordu, 12. fırkayı, diğer fırkalara ihtiyat olduğunu zannediyordu . Hakikatten bu kadar ayrılmış olan bu fikir
yolmak üzere Aşağt-öifi&ya gönı^^TTBft^ögleden svvel saat 4 dakika ve zehabı, Ordu kumandanlığının ne gibi hususata istinat ettirdiğini

30 da hareket ettik ve yukarda zikredilen mevkie öğleden evvgl sap,t bilmiyorum . Yalnız ordunun hâsıl ettiği bu intiham cepheden aldığı
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
78 ^ Felâkete doğru
Kivzuk Şimaliııdeki arazinin siması şöyledir :

MU
raporlardan doğmuş olduğunu zanııeylemem; çünkü biz cephede, düş-
manın el'an baki olan muharebe kudretini tasdik ve takdir ediyorduk. Alpanosa giden bir araba, izi uzun ve dar bir vadinin yatağından
Bütün samimiyetimle beyan edebilirim ki, Ordu kumandanlığı, kendilerinin seçerek Şimal istikametinde uzanır. Bu vadiyi, amut bir zaviye ile
nagilıanî olarak bir düşman mukabil taarruzu ile karşılaştığını göste- diğer bir vadi keser ki, bu son vadi de Şarka ve Garbe dönerek
| ren, 21 — Temmuz vakayii gibi vak'alarm hadis olabileceğini vaktin- Sarka doğru (Mümin çiftlik — Dikişveren ) ovasına düşer. İki vadi
den evvel görmemiştir. Eğer bu mukabil taarruz tamamile muvaffak kendi aralarında bir ( T ) harfini viicude getirirler. Şimale uzanan
olmamış ise, bunun sebebini ancak kıt'alarm cesaretine ve kumandan- vadi, her iki tarafında uçurumlu tepelerle tahdit edilmiştir . Vadinin

RU
ların gösterdikleri teşebbüsü zatî ruhunda aramalıdır . Şunu da ilâve bilhassa Şark tarafları pek uçurumludur . Diğer vadi Şimal
etmeliyim ki, Ordu kumandanlığının bu doğru olmayan nikbinliği bazı tarafında tepelerle tahdit edilmektedir, bu tepelerin çıplak topraklı
fırka kumandanlarının dikkat ve basiretlerini bazı mertebe azaltmağa yamaçları Alpanos istikametinde pek tedricî bir meyille inmekte iseler de
sevketmiş idi; çünkü onlar, son meydan muharebesinin düşman artçı- Garbe doğru Derbende ve bunun önündeki ovaya hâkim olan Tahta-
larına karşı değil düşman büyük kısmına karşı kazanılmış olduğuna l ı b a b a n m °yüksekli ve kayalıklı tepelerile karıştıkları yerde fevkalâde
inanmış idiler. dikleşmektedirler.

KU
Temmuzun 21 . günü sabahı (Tshavlum — Uşak — Boğaz ) hattı Yukarda söylediğim gibi, düşman Tahtalıbaba ile buradan Şarka
civarındaki II. Kolordu fırkaları şiddetli surette taarruza uğramışlar doğru ayrılan tepeleri tutmakta idi. 46. Alayın ilerlemesi, pek çok
ve bu taarruzu güç hal ile püskürtebilmişlerdi. Düşmanın merkezi oüçliikleri mucip olmaksızın başa çıkarılmıştı, zira sonradan anladığıma
sıkletinin III. Kolordu ile I . Kolordu arasındaki boşluğa tevcih edil- «•öre, düşman bütün dikkatini, Derbent Cenubunda muharebe etmekte
miş olduğu görülüyordu, fakat bereket versin, bu keyfiyet vaktile o l a n ' 2 . fırkaya dikmişti. Bu noktada düşmana çatacağımı bekleme-
farkedilmiş olduğundan, süvari livası kumandanı Miralay Mkolaides mekte idisem de Kuyucuktan çıkıncaya kadar 12. fırkanın bu noktada
1. fırkanın (Sup — Eureuden) gelerek boşluğu doldurmasına kadar, mevcut olduğu hakkında düşmanın dahi bilgisizliği aşikâr idi. Fırkamı

H
düşmanın ilerlemesini geciktirmeğe muvaffak olmuştu. Sağcenalıta bu hususî yoldan yürütmekliğim ise hakikaten iyi bir tesadüf olmuş,
2. fırka Derbent civarında ordugâhını terketmezden evvel taarruza çünkü Kivzuktan Alpanos üzerine yürümeyerek doğrudan doğruya
Derbent üzerine yürümüş olsa idim 2. ve 5. fırkalar arasında geniş

Ri
uğramış, fakat açılmağa ve düşmanı püskürtmeğe muvaffak olmuştu .
Sağa doğru daha uzakta Kıvzuktan çıkmış gelmekte olan 12. fırka, bir boşluk vücude gelmiş olacak ve bu boşluğun içine, şüphesiz düş-
I . Kolordu ile II. Kolordu arasına girmeğe çalışan kuvvetli düşman man girmeğe zorlayacaktı.
kıt'aları ile temasa geldi. Nihayette Ayvalı ötesinde kuvvetli bir
TA Meydan muharebesi takriben öğleden sonra saat 2 dakika 80 da
muhalefete çattı ve en sağcenahta, 13. fırka Seyitgazi civarında başlamış idi. Piyade, kat'iyetle ve büyük bir cesaretle düşman mev-
Şimalden tevcih edilmiş olan şiddetli bir taarruzu karşılamağa mecbur z i l e r i n e ilerledi. Maatteessüf, topçuya [ 4 . Dağ taburu ve 12. taburun
oldu . bir bataryası ] ayni kıymeti veremiyeceğim. Kumandanlarının karak-
Kivzuka doğru yürümekte iken, o esnada başlamış olan meydan teristik iktidarsızlıklarından dolayı kendilerine gösterilen mevzileri
muharebesinin şiddetli ateş seslerini her istikametten işitiyordum, İSoal eylemekte lüzumsuz bataetler göstermişlerdi ve nihayet ateşe
fakat vaziyet hakkında malûmat almamış olduğumdan ne olup bittiğini başladıkları zaman da, Tahtalıbaba üzerine taarruz için ilerlemekte
kestiremedim. Fırkanın öncüsü [46. piyade alayı] Kivzuk [1] köyün- olan kendi piyademizin içine birkaç mermi düşürmüşlerdir.
RK

den çıkar çıkmaz, bir vadinin diğer tarafındaki tepeler üzerinden Öğleden sonra saat sekize doğru düşman münhezim edilmiş ve
şiddetli tüfek ve top ateşi ile karşılaştı ve bu ateş köyün Şimal met- Tahtalıbaba zaptedilmiştir. Alpanosun Cenubunda bulunan tepelerin
haline kadar sirayet etti. Bütün 46. alay açıldı, 41. alaydan iki zirvesinden bütün Türk Ordusunun ricatinin bir manzarasını seyreyle-
tabur da 46. alayın soluna Tahtalıbaba tepesine doğru çarkettiler. mek fırsatını elde ettik . Garpten Şarka doğru ilerleyen uzun yürüyüş
Tahtalıbaba tepesi de piyade ve topçu tarafından işgal edilmişti. kollarını ve daha uzağa, Şarka Esldşehire doğru yükselen toz bulutla-

[1] Kuyucuk olsa gerek . [ Mütercim ] rım bu tepeden görebiliyorduk. Bizden olan mesafe büyük değil, hemen
30 Felâkete doğru
Cenup kuvveti 51
hemen 6,000 den 7,000 metreye kadardı. Düşman Ordusunun ricatini

MU
ihtiyacatm ikmalini musırrane bir surette talep eylemekle kespi şeref
hırpalamak için ağır topların mevcut olmamasına teessüf ettim.
21 — Temmuz meydan muharebesi, Yunanlıların yorgunluğundan eylerim.
ve bizim takibimiz esnasında birliklerimizin arasında vücude gelen « 12. Fırkanın emir ve kumandasının ne gibi şartlar altında bana
geniş aralıklardan istifade etmek isteyen düşmanın yüzünden ileri gel- verilmiş olduğu sizce malûmdur; fakat kat'î ifade edilmek lâzım ise
miştir. Kiitahyada Türk Ordusunun büyük kısmını kaçmağa mecbur bana verilen bir fırka değilidi,
ettiğimiz hakkında Ordu karargâhında kökleşmiş olan fikir, birlikler «Piyade olarak — doğrusunu söylemek lâzım ise — 14. ve 41. alaylar

RU
arasında lüzumu olan temas ve irtibatın gevşemesine sebep olmuş ve olmak üzere yalnız iki alay vardı. Üçüncü alay yani 46. alay Trak-
y a d a k i muhtelif bölüklerin kovup attıkları süpriintülerden mürek-
takip hareketinin pek şiddetli icra edilmesi fırkalar arasında boşluklar
vücude gelmesini mucip olmuştur. Hareket serbestliğini muhafaza kep idi.
etmekte olan düşmanın bu serbestlikten istifade edeceği pek tabiî idi. «46. Alayın bütün bir ceza talim bölüğünden vücude getirilmiş
Bu iş te oldu, çünkü kendimizi Türk Ordusunun büyük kısmı tarafın- olduğu kat'î bir vakıadır. Süvari, sıhhiye personeli, cepane kollan
dan ansızın bir mukabil taarruz ile karşılanmış bulduk, eğer bu taar- gayrimevcut idiler. Bu noksanlar İzmirde bir haftalık bir zaman içinde

KU
ruz muvaffak olmamış ise, bu muvaffakıyetsizlik, hâlâ Kütalıyada ikmal edildi; fakat izmirde bırakılmış olan insan ve malzeme artıkla-
bulunan ve binaenaleyh meydan muharebesini idare etmeye muktedir rını ve sonlarını toplayarak.
olamıyan Ordu karargâhının sevkulceyş, basiret ve tabiye kabiliyetle- «Topçu olarak, yalnız bir topçu taburu vardı, her nekadar bir
rine borçlu olmadığı şüphesizdir. sahra bataryası ve yarım batarya îskoda topu ile fırkanın teçhiz edi-
leceği hakkında bir vait almış isem de, daha kullanılmazdan evvel
Türk mukabil taarruzunun püskürtülmesi başlıca süvari Livası
bir batarya benden alınmış, yarım îskoda bataryası ise hiç verilme-
kumandanı Miralay Mkolaidesin şahsî teşebbüsüne, ikincisi de 12. fır-
miştir. Fırkaya filhakika bir dağ topçu taburu 4. fırka tarafından
kanın en kritik bir zamanda müdahale taliine borçludur. Bu sözlerimle,

H
gönderilmiş ise de, bu taburun zabitanı o derece cahil idiler ki, bütün
büyük cesaretle döğüşen diğer birliklerin işlerini küçültmek istemiyo-
talimatıma rağmen fırkayı günlerce bulamadılar. Bu topçu taburunun
rum. Yalnız şunda ısrar ederim ki, eğer düşman I. ve III. Kolordula-
talim ve terbiyesi o mertebe fena idi ki, dünkü günkü Alpanos muha-
rın arasına ve kezalik I. ve II. Kolorduların arasına sokulmağa mu-

Ri
rebesinde, fırka kuvvetli tahkimat içine girmiş 8,000 kişilik bir düş-
vaffak olsaydı, diğer birliklerin bütün gayret ve mesaisi Yunan
mana karşı altı saat muharebe ettiği halde, bir bataryanın yalnız dört
Ordusunu pek ciddî bir yüzgeriden ve belki de ciddî bir mağlûbiyetten topu [ Diğer batarya Ziras müfrezesi ile beraber bulunuyordu ] taarruzu
menedemezdi.
desteklemiştir. Tabur, bütün muharebe esnasında bitmez tükenmez
Takip emredilmemiş olduğundan dolay fırkalar geceyi muharebe
TA
meydanında geçirdiler. Vadide bir kuyu başında bir büyük sargı yeri
keşif işlerde meşgul olmuş ve nihayet ateş ettiği zaman, kendi kıt'ala-
rımızın üstüne ateş etmiştir.
açılmış idi, burada miktarı 300 kadar olan yaralılar çadır altına alın-
mış ve ertesi günü manda arabaları ile ve diğer vasıtalarla Eskişehire «İrtibat vasıtalarına gelince, fırkada telsiz, pırıldak ve atlı yoktur
nakledilmişlerdir. Burada, yüksek tesir ve enerjisi ile bütün mânileri ve fırka, alman emirlerin talep eylediği mevaddı vakit ve zamanında
fetheyleyen fırka baş Operatörü Bravakosuıı iktidar ve fedakârlığını yapmak için harekât emirlerini hiçbir vakit, zamanında almamıştır.
bilmiinasebe yad ve takdir eylemek isterim. Fırka kendi harekâtını mahallî malûmat ile ve vaziyete göre tanzim
RK

Ertesi gün, 22 — Temmuzda Ordu kumandanı Jeneral Papulasa, eylemek mecburiyetinde kalmış ve daima kendisini tamamile tecrit
fırkanın ahvalini bildirmek arzusu ile şu mektubu yazdım : edilmiş bir halde bulmuştur.
«Bütün bu n o k s a n l a r a r a ğ m e n fırka pek büyük k u v v e t l e r sarfile,
22 - Temmuz — 921
Efendim. Temmuzun altısından beri daimî bir surette h a r e k e t halinde bulunmak
« Emir ve kumandam altındaki fırkama ait bazı hususları huzuru- suretile diğer f ı r k a l a r d a n ziyade uzun yürüyüşler y a p m ı ş t ı r .
nuza arzetmek ve aşağıda zikir ve tadat edeceğim en lüzumlu «Fırka, Afyoııkarahisarda, Kırkkayada, Ak İnde ve Başörende düş-

mana karşı muharebeye girmiş ve son Başörende düşmanı 8 top ve


52 Felâkete doğru Cenup kuvveti 53

MU
külliyetli miktarda malzeme terkeylemeğe zorlamıştır. Nihayet te «Elimde bulunan vesaitle mütenasip olacak surette fırkanızın ikmali
dünkü gün, yalnız iki alayı ve bir bataryası ile kendisine müsavi için yapılması mümkün olan şeylerin icra edilmesini derhal emrettim
kuvvetteki bir düşman kıt'asım geriye sürerek 5. fırkanın ilerlemesini ve Kolordu size sahra topçusu gönderecektir. Bir İskoda bataryasının
kolaylatmağa muvaffak olmuştur. yola çıkarılmış olduğu hakkında bir telgraf aldım, bu batarya gelir
«Yukarda arzedilen neticelerin fevkalâde gayretlerle elde edilmiş gelmez derhal size göndereceğim. Maatteessüf, şimdilik telsiz cihazı
olmalarına rağmen, fırkanın mevcudiyetinin idamesine esas olan bugibi y o k t u r , fakat tedarik edilir edilmez size bir tane göndereceğim. Fakat
noksanları bulunduğu müddetçe ileride ayni neticelerin elde edilece- ş i m d i l i k bir pırıldak alacaksınız . Kundura ve diğer teçhizat için emir

RU
ğinde kat'iyyet yoktur. verdim, bize gönderilir gönderilmez ilk önce bu teçhizatla siz ikmal
«Bugün, fırkanın muharip kısmı iki piyade alayı ile bir dağ batar- edileceksiniz.
yasına tenezzül etmiştir. Bunlardan da 14. alay tekrar tensik edilmek «Tarafınızdan ve Erkânılıarbiyenizce ittihaz edilen tedabir bana,
zaruretindedir. Dağ topçu taburunun diğer bataryası da muhtelit müf- fırkanızın çabucak tekrar tensik edileceği ve bu suretle kendisine tevdi
reze ile beraber olup bunun ikmal edilmesine lüzum vardır. IV. Topçu edilen işe lâyik olacak surette kendisini bir kere daha göstereceği
taburuna gelince, talim ve terbiye görmüş zabitan tedarik edilmedikçe

KU
emniyetini vermiştir.
bu tabur benim için faidesizdir. «Yakın zamanda size bir Kolordu kumandanlığı tevdi edeceğim».
«Eğer, dünkü muharebe esnasında fırkanın biraz sahra topçusu
veyahut yarım İskoda bataryası bulunmuş olsaydı, iki alay ve dağ Sadıkmız
A . Papulas
bataryası ile fırkaca Alpanus tepelerindeki düşmanı yerinden söktür-
mek için uğraşılacağı yerde, taciz edilmeksizin çekilmekte olan düşman 23 — Temmuzda maktullerin defnedilmesi icra edildi. Bunlar,
işbu topçularla kaçmağa icbar edilirdi. Tahtalıbabanm Cenup yamaçlarında, alçak ağaçlı küçük bir orman
«Benim fırkam için mutat haricinde bir şey verilmesini ve

H
içinde kazılan çukurlara gömüldüler. Mezarların üstüne haç şeklinde
yapılmasını iddia etmiyorum ve talep dahi eylemiyorum, fakat taşlar konuldu ve Türkler tarafından tahrip edilmemeleri için hepsi
ancak diğer fırkalara benzeyen bir fırkaya kumanda etmek hakkım toprakla örtüldü. Bu mezarların bugüne kadar bozulmamış olduklarına
olduğunu zannediyorum. Ben yalnız fırkamın muharebeye devam etme-

Ri
şüphe etmiyorum.
sini mümkün kılacak mutlaka lüzumlu vasıtaların ilâve edilmesini ba- Öğleden sonra fırka Ordu ihtiyatı olarak Alpanos civarında top-
sitçe talep ediyorum ki, bu vasıtalar fikrime göre aşağıdakilerdeıı landı ve orada harekâtın tatil edildiği hakkında Kolordudan emir aldım.
ibarettir: Bıı emir ile seferin ilk devresi neticelenmiş oluyordu .
«1 — Topçu: Bir sahra topçu taburu, yahut yarım İskoda batar-
TA
yası, bu ikiden birisi benim hiç işime yaramıyan 4. fırka dağ topçu
taburu ile değiştirilsin [2. Fırkanın 82 topu vardır].
«2 — Muhabere vasıtaları: Hiç olmazsa 2 — 3 pırıldak, birkaç
binek hayvanı [İstihbaratıma göre diğer fırkaların telsizleri, kezalik
5 ten fazla pırıldakları varmış] ».
Bu mektuba, Ferik Jeneralı Papulas aşağıdaki gibi cevap verdi:
RK

« Efendim;
«Mektubunuzu aldım, cevap vermekte ve fırkanızın muharebelerin-
den dolayı size samimî tebriklerimi ifade etmekte istical ediyorum .
«Fırkanın malik olduğu gayri kâfi vasıtaları ve içinde bulunduğu
şartları ve bütün bu güçlüklere, intizarlarıma uygun bir surette galebe

edilmiş olduğunu anlıyorum.


21 — Temmuz askerî vaziyeti hakkında rapor 55

istikametinde takip etmek; diğer bir Ordu kısmı da (Akın — Seyitgazi

MU
geçidi) üzeriılden Şarka doğru düşmanı takip eylemek emrini almış
İkinci fasıl ve diğer bir kısım da înönündeki Ordunun en solcenalıma ikame
edilmişti. Böylece tekmil Ordu mevzide yerleşmiştir. Düşman, 14
2 3 — T e m m u z d a n 1 3 — Ağustosa kadar piyade ve üç süvari fırkasına baliğ olan hemen hemen bütün kuvvet-
lerinin toplanmasından istifade ederek ve muhtemelen bizim Ordumuzun
Eskişehir muharebesinden sonra Ordu kumandanhğınmm vaziyet yaptığı uzun yürüyüşler neticesi yorulmuş olacağı ve dağ geçitlerinden

RU
hakkında noktai nazarlarının neden ibaret olduğunu gestermek için, takip hareketi icra eylemek neticesi gayrimiisait bir vaziyette bulu-
Ordu Başkumandanlığının 21 — Temmuz askerî vaziyeti hakkındaki nacağını hesaba alarak dün, 21 — Temmuz sabahleyin erkenden bütün
raporunu ve o zaman Uşakta bulunan Harbiye nazırının meydan cephemiz boyunca Eskişehirin beş kilometre Şimaligarbisindeki bir
muharebesi hakkında hükümete yaptığı iş'arı ilâve ediyorum : mesafeden Boziiyüke kadar taarruz etti, cenahlarımızı çevirmeğe ve
bilhassa dört fırka ile yüksek Çilhane plâtosu üzerinden merkezimizi
2 1 — Temmuz askerî vaziyeti hakkında rapor delmeğe teşebbüs eyledi».

KU
« Büyük Eskişehir meydan muharebesi, kahraman kıt'alarımız için «Ordu, verilen emirlere göre kendisini hazır bulundurarak düşman
tam ve mühim bir zaferle nihayet buldu . taarruzlarını inkişafları ile beraber püskürttü ve bizzat taarruza geçe-
«Kaçmakta olan düşmanın takibi dün, bütün gün Eskişehrin 45 rek bütün cephesi boyunca düşmanı geriye sürdü ve şimalde Bozdağ
kilometre şarkına kadar varmak üzere devam eyledi». kenarlarına kadar, Şarkta (Uşak — Boğazık) mmtakasmm ötesine
« Büyük rütbedeki esir edilmiş zabitler üzerinde bulunan emirlerden kadar ve Cenubuşarkide Mahmudiyeye doğru takip eyledi».
görülüyor ki, düşman bilfiil bütün kuvvetlerini toplayarak Eskişehiri «Süvari livası, kaçmakta olan düşmana kılıçla hücum etti, düşman,

H
tekrar almak niyeti ile taarruz etmiş ve böylelikle kıt'alarımıza bu y a r a l ı l a r ı n ı meydan muharebesinin her tarafında terkederek büyük
mühim zaferi elde etmek fırsatını vermiştir . zayiata duçar oldu. Birçok esirler, toplar ve bir miktar harp malze-
«Mütebaki düşman kuvvetleri, gece yürüyüşlerile Sivrihisar ve mesi elde ettik. Bunların hakikî miktarı henüz malûm değildir».

Ri
Şimaline kaçmaktadırlar . Ordu kumandanlığının, bizim 21 — Temmuzdaki şüphesiz zaferi-
«Şimdiye kadar 40 top, makinalıtüfekler, birçok esirler ve bir mizin düşmanın mahıv ve tahribi ile nihayet bulduğunu ispat eyle-
miktar tüfek ve cepanenin kıtaatımız tarafından elde edildiği rapor- meğe gayret etmekte olduğunu yukardakiler vazıhan göstermek-
larla bildirilmiştir; fakat düşmanın acele takibi dolayısile elde edilen
TA tedir . Bugibi hareketler gayretler, memleket içindeki hissiyatı
ganimetlerin hakikî miktarını miiş'ir bir hulâsa henüz alınmamıştır. ve muharip kıt'aların maneviyatını yükseltmek maksadı ile işbu
Küçük Asyadaki Ordu Başkumandanı askerî hareketin zaferine daha fazla bir parlaklık vermek için
A . Papulas yapılmış iseler mazur görülebilirler, fakat bunun ile, hükümete verilen
resmî bir raporda hakikî vaziyetin tamamile tahrif edilmesi arasında,
Uşakta bulunan Harbiye nazırı N. Theotoky, meydan muharebesi zannederim ki, büyük bir fark vardır.
hakkında Atinaya aşağıdaki raporu gönderdi:
Bu rapor, düşmanın kırk top, birçok tüfek ve cepane kaybettiğini
RK

«Ordumuzun istihsal eylediği diğer yeni büyük bir zaferi iş'ar ve kalan kuvvetlerinin Sivrihisara doğru kaçmakta olduklarını
etmekle şeref kespeder ve Başkumandan Papulastan alman raporu zikrediyor. Benim bildiğime göre, düşman yirmi yediden fazla top
aynen arzederim. kaybetmemiştir, zaptedilen tüfeklerin miktarı da nisbeten azdı. Düşma-
« Ordu, Eskişehiri işgal eyledikten sonra demiryolunun Şimalinde nın kaçmakta olduğu hakkındaki ifade dahi hataya düşürücü mahiyet-
Tanismas kıyısını işgal etmek, Ordunun diğer bir kısmı Derbent yu- tedir ; çünkü bu kaçışı kendi gözlerde görenler — içlerinden birisi de

karsmdaki Çilhane dağını elde etmek ve düşmanı (Aksakal — Azaklı) ben idim — bunun muntazam bir çekilme şeklini aldığını gördüler.
Felâkete doğru 21 — Temmuz askerî vaziyeti hakkında rapor 5f?

Şüphesiz, bir ricatin daima bir kaçma olduğu doğrudur; fakat munta- Türkleri mutavaata mecbur etmek için onların insan ve malzemei e

MU
zam bir çekilme ile intizamsız bir çekilme arasında büyük bir fark vardır. pek büyük zayiata duçar edilmeleri lâzımdı; fakat onlar kaçma ha-
Benim burada yazdıklarım bilhassa askerî rapora taallûk etmektedir, linde geriye atılmamışlardı. Onlar sadece inhizama uğratılmışlar ve
fakat Harbiye Nazırı tarafından gönderilen tebliğde dahi hakikate sonra iyi bir intizam ile çekilmişlerdi; bu hal, tam bir muvaffakiyet
hürmet edilmemiştir, çünkü bu raporda Ordu kumandanlığının düşün- elde etmek için Ankaraya kadar ilerlemek lâzım olduğu fikrini ortaya
cesiz hesapları neticesinde kıtaatın almış oldukları arizî ve tesadüfi çıkarmıştı.
tertibat zikir ve tasvir edilmektedir. Bu tertibat dediğimiz tesadüfi Eğer Eskişehir meydan muharebesi, raporlarda yazıldığı gibi düş-

RU
vaziyet ise — Cephede herkese malûm olduğu üzere — Kütahyanm işgal man için bu mertebe bir felâket idi ise, Ankaraya kadar seferi de-
edilmesinden sonra Ordunun, düşmanın ricatinin hezimete munkalip vam ettirmek fikri tabiî ortaya çıkarılmamak lâzım idi; çünkü Türk
olduğunu hükmederek, bir mukabil taarruzu nazarı miitaleaya almak- Ordusu bir kere tahrip edilince düşman bizim tekliflerimizi kabul et-
sızın, fırkaları düşmanın takibine tevcih eylemesinden dolayı kendili- meğe mecbur kalacağından seferin uzatılması fazla olurdu. Bunlara
ğinden çıkmış idi. Herkes hataya düşebilir, düştüğü hatayı kabul ve rağmen, bu sefer için lâzımgelen plân hazırlandı, binaenaleyh, ben
itiraf etmek te kimsenin hoşuna gitmez, fakat, tebliğde bizim tarafı- bundan, Ordu kumandanlığının gerek tebliğlerinde ve gerekse hükü-

KU
mızdan takip edilmekte olan düşmanın tam kaçışından, ciddî zayia- mete verdiği-raporunda hakikati söylememiş olduğunu istihraç etmeğe
tından, birçok esirler, toplar ve harp malzemesi elde edildiğinden mecburum. Hükümete gelince, Ordu karargâhından verilen raporda
ısrarla bahsediliyor; halbuki hakikat, düşman bütün bu zikredilenler- askerî vaziyetin doğru olarak tasvir edildiğine inanması ve istikbal
den küçük bir kısmını zayi etmesinden, bizim takip hareketimizin ise, siyasetini buna göre tanzim eylemesi pek tabiî idi; zira hükümete bu
meydan muharebesinin hemen akabinde nihayet bulmasından ibaret idi. şekilde bildirilen vaziyet beklenilmiyecek derecede nikbinane bir man-
Muhtelif zabitler arasında yapılan bazı münakaşaları hatırlıyorum . zara taşıyordu. Düşman, hernekadar tamamile tahrip edilmemiş ise de,
Bu münakaşada, esir ve top olarak düşmandan zaptedilen gani- küçük bir gayret ile kendisinin tamamile yıkılmasına kâfi gelecek bir

H
metlerin miktarı bilhassa ileri sürülerek, düşmanın hezimetinin inhilâl halinde bulunduğu raporlarda bildiriliyordu ve hariçten de Kü-
tamam olmadığı fikrine varılıyordu. Eskişehirdeki askerî depolar çük Asyada tam bir Yunan hakimiyeti elde edilmesi için teşvikatta
boş idi ve Temmuzun — 21 inden evvel elde edilmiş olan yirmi

Ri
bulunuluyordu . Bu şartlar altında, Nazır Gonaris ile Teotokiden, se-
yedi topun zaptı keyfiyeti şüphesiz, düşmanın, topçusunun büyük fere artık bir nihayet vermek âli bir lüzum halini aldığını idrak eyle-
kısmını kaybettiğine delâlet etmezdi. Düşmanı tahrip etmekle, inhiza- meleri ve sefere devam edilmesini talep eden ecnebilere karşı Yuna-
ma uğratmak arasında geniş bir fark vardır, binaenaleyh, Temmu- nistanm derhal filî bir yardıma ve ikmale nail olmaksızın muharebe
zun 12 sindenberi devam eden harekâtın mes'ut neticesini, hükü-
TA
mete ve efkârı umumiyeye olan raporunda, hakikatten pek uzak bir
etmeğe devam edemiyeceğini bildirmeleri beklenemezdi. Rusyadan ve
diğer memleketlerden aldığı malzeme ile vaziyetini ıslah etmiş olan
parlaklıkla göstermekle Ordu kumundanlığmın kendi üzerine büyük Tiiık Ordusuna karşı yürüyebilecek bir hale gelmesi için Yunan Or-
bir mes'uliyet almış olduğunu zannediyorum. Muzafferiyetin büyüklüğü- dusunun takviye edilmek ve yeni baştan teçhiz ve ikmal edilmek ihti-
nün, tahrip edilen veya esir edilen düşman kuvvetlerinin geniş veya yacında olduğunu onlar nasıl takdir edebilirlerdi? Kendi askerî müşa-
küçük mikyasta olduğuna, zaptedilen arazinin genişliğine, elde edilen virlerinin fikri sefere devam eylemek lehinde oldukça ve Ordunun
iktisadî kaynakların ehemmiyetine ve zaptedilen düşman muvasale ve
RK

şimdiki bulunduğu halinde dahi bu seferi yapmak iktidarında olduğu


irtibat yollarına tâbi olduğu [Miralay F . Culmau] unutulmuştu. Yu-
zannedildikçe, hükümet için başka türlü düşünmeğe ve hükmetmeğe,
kardaki şartlardan ancak araziye taallûk eden kısmı tamam yerine
söyleyiniz nasıl imkân olurdu ? Politika adamı olduklarından dolayı,
getirilmiş ise de, bu arazinin gayri meskûn olan geniş kısımları na-
Ordunun içinde bulunduğu hali bilmezlerdi. Onlar için, devam etmek
zarı dikkate alınırsa bunun da büyük bir ehemmiyeti kalmamakta idi.
kararı muayyen bir siyaset hattı olarak tebarüz ediyordu. Ordu, sadece
Diğer şartlara gelince ise yapılan zafer şenliklerinin [ Yunanistanda
bir alet idi ve onların askerî müşavirleri bu siyasetin takibini yalnız
yapılan şenlikleri kâsdediyor] boş yere yapıldıkları anlaşılır.

8
™ Ffelâkete dogrü
21 — Temmuz askerî vaziyeti hakkında rapor 59
mümkün değil; belki faideli olacağım, onlara temin ediyorlardı. Bu te-

MU
mınat ile ikna edilememiş olsalardı o zaman hakikaten garip sayılmak Liva Jeneralı Stratigos sefere devam etmekliğin mantıkî ve kolay
lazımdır. Maamafih, vaziyetin fevkalâde ciddî olduğunu hüküm ve tak- olduğu kadar pek lüzumlu olduğuna bizi kandırmak için Ordunun
dir eden birçok zabitler vardı, bunlara sorulacak olsa, bunlar ancak 21 — Temmuz muharebesindeki halini de müsait bir şekilde gösterme-
bazı muayyen tedbirlerin alınması ile iktifa edilmesini ve sefere de- ğe uğraşmaktadır; halbuki böyle değildi.
vam edilmek hususunda ihzar edilen her fikrin en aşağı bir riziko Bu kitabın satırları okunurken, 21 — Temmuz muharebesinin kat'î
olacağını beyan ederlerdi; fakat onlar, mes'ul bir fikir'söylem ek hak- bir muharebe olmadığını, yani, düşmanın askerî tebliğlerde tasvir
kına mahk değildiler . Onlar, Başkumandanın emirlerine itaat etmekten edilen misillü bir hezimete uğramış olmadığını Liva Jenerah Stratigosun

RU
başka bir şey yapamıyan Kolordu ve fırka kumandanları idi gayet iyi anlamış bulunduğunu insan farkeder gibi olmaktadır; fakat
Bilâhare göreceğimiz veçhile, sefere devam eylemek kararı yekvü- buna rağmen, o, zaferin mühim bir zafer olduğunu ve düşmanın hezi-
cut olarak herkes tarafından kabul edilmiş değildi. Mes'ul eşhastan metinin de ayni derecede büyük bulunduğunu isbat eylemeğe çalışmak-
hiç olmazsa birisi vardı ki, bu fikre kuvvetli bir surette muhalif idi tadır. Halbuki, benim işaret eylediğim üzere, düşman ciddî zayiata
Bu da bizzat Ordu Başkumandanı idi. Bundan başka, seferi yalnızca duçar olmamış, son kavgasını yapmak niyeti ile, birkaç zaman evvel

KU
Ankara istikametinde tevsi eylemek kararile iktifa edilmemiş, fakat hazırlanmış bulunan esas mevzilerine iyi bir intizam ile ve takip
Ordu kumandanlığının bütün emirlerinde görüleceği üzere ilerlemek edilmeksizin çekilmişti.
ve şehri zapteylemek keyfiyeti de karara sokulmuştu. 21 — Temmuzda düşmanın «İnhilâl» inden sonra sefere devam
Liva Jenerah X . Stratigos sefer hakkında yazdığı hatıratında eylemek için hâsıl olan askerî lüzuma tamamile kanmış olan Liva
diyor kı, « Gerek topografik şartlar ve gerekse Yunan Ordusunun işini Jenerah Stratigos cepheden uzakta kalan ve askerî vaziyeti içinde
tacız edecek olan pek büyük mesafe dolayısile zuhur edecek muazzam bulunduğundan daha başka türlü zan ve tasavvur eden Ordu karargâ-
güçlükler tamamıle bilinerek» karar verilmiş idi. Müsaade edilsin! ben bu hının tesiri altındadır. Böyle olmasa idi, cephedeki bütün diğer zabit-

H
sözlere inanmayacağım. Bizzat iştirak eylediğim müteakip hadiselerden lerin, evvelemirde lüzumu olan hazırlıklar yapılmadıkça sefere devam
istiane suretıle hükmederek, bu seferin her noktai nazardan nekadar eyleıııekliğin tehlikeli ve tesadüfe bağlı kalacağı fikrini göstermelerine
söyleyebilirim d , ğ m İ ^ haz,rlanmak
nekadar az uğraşılmış olduğunu rağmen kendisinin aksi fikirde olmasını izah eylemek güç olurdu.

Ri
İhtimal ki, Ordu karargâhmdaki bazı kimselerin tecrübesizliklerini ve
Elhasıl, şu keyfiyeti işaret eylemeğe mecburum ki, Liva Jenerah
kendini beğenmelerini nazarı dikkate almaksızın Liva Jenerah Stra-
fetratıgosun bu mes'elenin içine Kiralın şahsını karıştırmağa çalışmak
tigos için böyle bir sevkulceyş hareketinin temin edeceği neticelerin
yolu hataya düşürücü ve sadet haricidir . Bunu söyleyorum. Zira Kıral
TA
bu mes'elede hiçbir vakit lüzumundan fazla bir müdahalede bulunmamış tesiri altında kalmak ve bu vasıtalarla harbi muvaffakiyetli bir neti-
ve karar ile plânın icrası mes'uliyetini kendi askerî müşavirlerine ceye vardırmağı ümit eylemek tabiî idi, kezalik Nazırlara gelince,
bırakmıştır. Bu keyfiyeti Liva Jenerah Stratigos benden daha iyi ayni zamanda parlamento azası bulunan kendi askerî müşavirlerinin
bilirler. Binaenaleyh Kiralın şahsını öne sürerek mühim mes'uliyetleri fikrini dinlemek te onlar için tabiî idi.
örtmeğe kalkışmak teessüfe şayan bir ehliyetsizlik alâmetidir. Tesadüfen evvelce emir ve kumandası altında bulunduğum I. Ko-
Liva Jenerah Stratigos Ankara üzerine seferin devam ettirilmesi lordu kumandam Liva Jenerah Kondilise, Temmuzun 26. günü
Eskişehirde rastgelmiştim. Askerî vaziyet hakkında onunla uzun bir
RK

için askerî bir lüzum mevcut olduğunu isbat eylemeğe çalışmaktadır.


Gerek nazarî ve gerekse askerî noktai nazarlardan bu fikrin doğru- münakaşa yaptım ve memnuniyetle gördüm ki, bizim noktai nazar-
luğu herhalde şüphe götürmez. Fakat bazı hareketleri icra eylemek larımız bilcümle noktalar üzerinde birleşmektedirler. Bizim her
lüzumu ile bu hareketlerin icra edilmesi imkânı arasında büyük bir ikimiz de, Ankaraya ilerlemek gibi azim bir teşebbüs için, her şeyden
fark vardır, icra keyfiyeti o anda el altında vasıtaların bulunmasına evvel Ordunun tekrar teşkil ve tensik edilmesi, ikmal edilmesi lâzım-
vabestedir. geldiği ve bunun ise umumî bir seferber olma ilân edilmesi suretile

veyahut eğer siyasî ve teknik sebeplerden dolayı işbu umumi seferber


GO Felâkete doğru
23 — Temmuz askerî vaziyeti hakkında rapor 61
olmayı ilân eylemek mümkün değilse, o halde hiç olmazsa, bazı ihtiyat

MU
sınıflarının silâh altına celp ve davet edilmesi ile basa çıkarılacağı mecbur etmek elbette daha iyi olurdu. Ordu karargâhı, Eskişehir mey-
dan muharebesinden sonra hakikati tahrif etti ve elkârı umumiye
fikrinde idik. işte ancak bu takdirde emniyetli olarak daha uzaklara
yeni bir fedakârlığın lüzumsuz olduğuna kani olmuştu. Zannediyo-
yürüyüş yapılabileceğini düşündük. Zira düşmanın 21 — Temmuzda
rum ki, eğer hakikî vaziyet ciddî ve açık olarak söylenmiş olsaydı,
az zayiat ile çekilmiş olduğunu görerek Ordunun efrat ve muvazzaf
seferden muvaffakiyetli bir surette sıyrılmak için lüzumu olan vasıta-
zabitlerle kuvvetlendirilmesi lâzımdı. Bundan başka, düşmanın kendi
ları tedarik eylemekte güçlük çekmiş olmazdık.
üssü olan Ankaraya doğru çekilmiş olduğunu da nazarı dikkate aldık.

RU
Askerî vaziyet o merkezde idi ki. kendi arzusu ile körlüğü kabul
Buradan demiryolu, kendisinin insan ve malzemeye müteallik her etmeyen her zabitin Ankara üzerine yapılacak bir ileri hareketin
ııevi ihtiyaçlarını ikmal edebilir ve onu en müsait şartlar altında pek kolay ve rahat yapılacağını tasavvur edebilmesi imkânsızdı.
kuvvetli bir müdafaa yapmağa muktedir kılabilirdi. Bizim tarafımızdan Temmuzun 27. günü Kiitahyaya gittim, orada Ferik Jenerah
yapılacak bir tehdidin, kat'î muharebeden içtinap etmek için onun Papulasa mülaki oldum ve niyet ve tasavvurları hakkında kendisine
daha ziyade Şarka çekilmesini mucip olabileceğini farz ve tahmin sordum .

KU
eylemek dahi şüphesiz mümkün idi; fakat bu faraziye Sakarya nehri Başkumandan, şimdiki kazançlarla iktifa etmeğe mecbur olduğu-
gerisinde bir tedafiiî mukavemet ihtimalini kat'iyyen çukura atmazdı muz ve daha fazla tehlikelere girişmemekliğimiz hakkındaki fikrini
Hulâsa, bizim fikrimize göre Ankara üzerine yapılacak bir ilerlemenin saklamaksızın ve açıkça ifade eyledi, fakat hükümetin Başvekil Gonaris
muvaffakiyeti yalnız Ordumuzun mükemmel surette takviye edilmesi ve Harbiye nazırı Teotoki ifadesile düşmanın tamamile inhizama du-
ile temin edilebilirdi. çar edilinceye kadar sefere devam eylemeği istemekte olduğunu ifade
Her ne suretle olursa olsun, kıtaat için, imkal edilmek keyfiyeti etti. Başkumandan, bu fikirler aleyhinde kat'î ifadeler kullandı ve
pek yüksek bir ehemmiyet arzediyordu. Çünkü, harekâtın ilk devresi hükümet bu fikirde ısrar eylediği takdirde istifa etmek niyetinde

H
esnasında elbiseler ve ayakkapları az çok aşınmış, tüfek teçhizatı ve olduğunu beyan etti.
sahra topları tamire muhtaç bir hale gelmiş idiler ve birçoklarının da Ben, Başkumandanı kendi noktai nazarlarında teşci etmekten baş-
tamamile değiştirmeleri lâzımdı. Buna ilâveten, bizim işe yarar ağır ka bir şey yapamazdım; çünkü evvelemirde lüzumu olan tedbirler

Ri
topçumuz da yoktu, elimizde olanlar da evvelce Fransızlar ve İngiliz-
alınmaksızın yeni harekâtın tehlikeli olacağı hususunda onunla
ler tarafından Yerdönde ve Selânikte kullanılmış ve bu suretle eski-
tamamile ayni fikirde idim. Miralay Pallis ile Saryanisin fikirleri
miş ve yıpranmış malzeme olduklarından hakikî bir faideleri olmak-
Ferik Jenerah Papulasın fikirlerine doğrudan doğruya zıt idi. Jeneral
tan ziyade kullanılmalarında pek çok güçlükleri vardı. Kadroların
TA Papulas bunların gösterdikleri muhalefet yüzünden bunalıp kalmıştı.
eksik olmasına ve tecrübesiz olmalarına rağmen büyük bir gayretle
çalışan personelde kabahat yoktu. Kabahat, malzemenin pek fena ve Bu adamların kendisinin fikirlerine itibar etmemekle kalmıyarak bu
yıpranmış mahiyette bulunmasında idi. Efradın maneviyatı hâlâ iyi fikirleri kökünden değiştirmeğe kendisini zorlamakta olduğundan şikâyet
olmakla beraber 21 — Temmuz taarruzunda olduğu kadar da mükem- ve protesto eyledi.
mel değildi. Miralay Pallis, daha ileriye harekâtı temadi ettirmek aleyhinde
söylenilen her şeyin mübalâğadan ibaret olacağı, halbuki düşmanın
III. Kolordu kumandanı Liva Jenerah Polymenakos ile oturup
RK

ciddî bir mukavemet göstermesi melhuz olmadığı fikrinde idi.


vazıyeti münakaşa etmek fırsatını elde edemedim, fakat Liva Jenerah
Kondılısten öğrendim ki, o dahi benim yukarda söylediklerimi kabul Miralay Saryanise gelince, eski Başkumandan Paraskevopulosuıı
ediyormuş. bir elçisi olan bu zabit, yukarda zikreylediğim veçhile, Küçük Asya-
Bütün bu hazırlıklar şüphesiz zaman ve para sarfını mucip olurlar, daki vaziyeti anlayıp kavrayan yegâne adam telâkki ediliyor, onun
fakat Ordunun tamamile hazırlanmaksızm böyle bir teşebbüse sürülüp müşavirliği ve nasihati olmaksızın bütün seferin fırtınaya tutularak
atılmasına müsaade etmekten ise memleketi yeniden fedakârlığa batacağı zannediliyordu. Onun noktai nazarları ve fikirleri her hare-

ket için İncilin ahkâmı idi!.


21 — Temmuz askerî vaziyeti hakkında rapor (îB
02 Felakete doğru
tabirinden ne kasdetmekte olduklarını, bundan belki bir piyade müfre-

MU
Bu adamın, Londrada, Jeneral Foş ile Jeneral Corç kendi fikirle-
rini söylemeğe teşebbüs eyledikleri zaman bu Jenerallerin ağızlarını zesi ile takviye edilecek olan süvari livası ile bir hareket mi kastedil-
tıkamak suretile vaki olan tarz ve hareketini; Kânunuevvel ve Mart mekte olduğunu sordum ve bunun manası, «tekmil Ordunun Ankara
aylarında yapılan hareketlerde [Birinci İnönü, İkinci İnönü] hâsıl olan üzerine yapılacak akına iştirak edeceği» olduğu cevabını aldım. Daha
felâketin başlıca müsebbibi oldyğunu kimse nazarı itibara almıyordu. fazl ısrar eylemedim, çünkü benim fikrim, kendi 12. fırkamın vaziyetini
Yunan heyetinin askerî m ü ş ^ i r i sıfatı ile heyeti bu mühim hâdiselerle izah eylemekten daha yukarılara çıkmak salâhiyetine malik değildi,
dolu harekâta ikna eylemekf suretile takındığı tarz ve harekete rağmen maamafih bana sorulduğu vakit fikrimi söylemekten çekinmedim,

RU
mevkiinde birakılmış, fikir ve nasihatleri ciddî bir surette nazarı dik- bundan daha fazlasına gitmeğe ve hükümetin mes'uliyet sahibi askerî
kate alınmakta devam edilmekte bulunmuştu . müşavirlerinin noktai nazarlarına muhalif olan fikirlerimde ısrar eyle-
Ferik Papulas ile mülakatımdan sonra Harbiye Nazırını gördüm . meğe hakkını da yok idi.
Nazır, Ankaraya yürümek lüzumunu ve bu suretle düşmanın tamamile Bütün işittiğim şeylerden dolayı ve gelmekte olan ıstırabın kuvvetli
imha edilmesi istifadesini elde edeceğimizi büyük bir azimle ve uzun bir hissi kablelvukuu ile hâsıl eylediğim yeis ve ümitsizlikle Kütahya-
uzadıya izah eyledi. Cevaplarımdan ve itirazlarımdan bu fikirleri ka- dan hareket ettim.

KU
bul etmemekte olduğumu gören Nazır, 21 — Temmuz meydan muha- Ankara üzerine sefere devam etmek için verilen son karara ne
rebesinden sonra düşmanın ezilmiş olduğunu kabul edip etmemekte ol- suretle varıldığını ben bilâhare Ferik Jeneral Papulastan öğrendim .
duğumu bana sordu. Fskişehir meydan muharebesinin neticesinin kat'î Bu karara dair, hakikate az veya çok yakınlaşan birçok şeyler söy-
olmaması hasebile nazarî olarak — Yani askerlik noktai nazarından — lenmiş ve yazılmıştır, fakat benim bu karar hakkındaki malûmatım
sefere devam eyleıııği kabul etmemek benim için mümkünsiiz olduğunu bizzat Başkumandan Papulas ve onun Erkânıharbiye reisi Miralay
ona izah eyledim. Fakat, sefere yalnız nazarî olarak devam eylemek Pallis ile mükâlemelerime istinat eder.
kâfi gelmiyordu. Amelî olarak dahi devam edilmek lâzımdı ve benim Ferik Jeneralı Papulas, bana itiraf eylediği üzere, bu harekete

H
fikrime göre ise evvelemirde bazı muayyen tedbirler ittihaz edilmek- muvafakatini vermeği kat'î olarak reddeylemiş ve hattâ eğer kendi
sizin böyle bir hareketin kabili icra olmadığını söyledim ve şimdiki Erkânıharbiyesi ile hükümet noktai nazarlarında ısrar eylediği takdirde
şartlar altında alınması lâzımgelsn tedbirlerin nelerden ibaret olacağı istifasını vermek suretile tehdit eylemişti. Başkumandan, Harp Meclisi

Ri
hakkında noktai nazarımı ilâve ettim . Kıtaatın ikmali mes'elesine ge- huzurunda ademi muvafakatini gösterdi, fakat buna rağmen kendi
lince, Atinada ve İzmirde her nevi ikmal malzemesinin mevcut oldu- şahsî kanaati aleyhine hareket eylemeği kabul eyledi. Ricatten sonra
ğunu ve fakat düşmanın ciddî musibete duçar edilmiş olmasına göre Başkumandana mülâki olduğumda, kendisinin hükümet aleyhinde ve
yeni ihtiyat sınıflarının silâh altına çağrılmasına lüzum olmadığı fik-
TA Erkânıharbiyesinden bazıları aleyhinde — bilhassa Miralay Saryanis
rinde bulunduğunu Nazır cevap olarak söyledi. aleyhinde — acı acı sözler sarf ettiğini derhatır ediyorum.
Ankaraya bir ileri hareket, onun fikrince âli bir ehemmiyette idi, Maatteessüf, Ordu karargâhmdaki Erkânıharbiye heyeti Ordu ku-
zira düşman henüz tam manasile tahrip edilmemiş olduğundan onun mandanının karakterini oldukça vazıh olarak anlamışlar ve onun ma-
imhasını tamamlamağa lüzum vardı. İlâve olarak ta yapacağımız ha- ruf olan hotbinliğinden ve hırsından büyük bir meharetle istifade
reketin pek mühim olmıyacağı, çünkü ancak bir «Akın» mahiyetinde eylemişlerdir; hernekadar Ferik Jeneralı Papulas hissi selimden de
bulunacağını söyledi [Öyle olsun]. mahrum bir adam değil idise de harp san'atinde olan cehaleti yüzün-
RK

Cereyan eden mükâleme bana şu kanaati verdi ki, Nazır askerî den Erk âmharbiyesinin fikir ve nasihatini körükörüne takip eylemeğe
vaziyetin ne olduğunu kavramamıştır. O «düşman hernekadar şimdilik mecbur oluyordu. Bilhassa, Erkânıharbiyesi, onun mantıkî düşüncele-
tamamile imha edilmemiş ise de, ciddî bir surette sarsılmıştır ve bu rinden hâsıl olan her hangi bir muhalefeti yenmek istedikleri zaman
sebepten bizim mevcut kuvvetlerimiz harekâta devanı eylemeğe kâfidir» gözlerinin önüne muvaffakiyet ve zafer manzara ve hayalleri getiren
telâkkisinde idi; nihayet te bu ecnebi akın [Raid] sözünü kullanması fikirler ve deliller irat ederek yukardaki veçhile hotbinlik ve hırsını
da, Nazırın vaziyeti ne derece kavramış olduğunu keşfetmek için be- okşuyorlardı. Diğer taraftan Miralay Pallis, teklif edilen şartlar altında

ttim merakımı kurcaladı. Bu sebepten kendisine " Ankara üzerine akjn»


64 Felâkete doğru
Küçük Âsyada Ordunun harekâtı hakkında muîıtıra 65
bu seferin icrasının tehlikeli olacağına hükmeden kimselerin noktai
Ankaraya ilerlemesi havanın ahvaline bağlı kalacaktır. Maamafilı

MU
nazarlarına iştirak etmemekte idise de böyle bir teşebbüsün teknik
noktai nazarından kolay olmaktan uzak olacağı, yahut kolayca yapı- büyük mesafenin sebep olacağı güçlükleri azaltacak nakliyat vasıtaları
lamıyacağı fikrinde idi. ve bilhassa motörlü kamyonlar tedarik edilmedikçe hiçbir şey yapıla-
Maatteessüf Kütahyada Miralay Saryanis ile birlikte askerî vazi- mıyacaktır » .
yeti münakaşa etmekte olan Nazır Gonaris ile Teotoki, bunun hakkında Ordu Başkumandanının fikirleri bunlar idi. Nazırlar hemfikir idiler
pek nikbin fikirler hâsıl eylediler ve belki de bu nazırların Ankara ve Başvekil, lüzumu miktarda motörlü kamyon ile talep edilen muhtelif
üzerine harekâtın devamı mes'elesini Ordu kumandanlığına ve Erkâ- cins ikmal mevaddınm hükümetçe Orduya temin edileceğini bildirdi.

RU
nıharbiyesine teklif eylemelerindeki şekil ve tarza işbu münakaşaların ; Ordu başkumandanı münakaşaya iştirak etmedi — Kiralın mevcut
yani lıâsıl eyledikleri nikbin fikirlerin tesiri olmuştur. Ferik .Jenerah olması kendisini dilsiz yaptığını bana söylemişti —; karar onun
Papulas dikkatle dinlemekte iken Miralay Pallis bilhassa mesafenin müşareketi olmaksızın alınmıştı. Şayet nihayette Erkânıharbiyesinin
fikrini kabul eyledise bu cehaletinden ve Ordu Başkumandanlığı mevki
büyüklüğü, arazinin hali dolayısile ikmal mevaddınm nakli hususundaki
ve vazifesinden istifasını mucip olur mülâhazasile fikirlerinde ısrar
güçlükler ve kıtaatın duçar olacakları yorgunluklar dolayısile böyle bir
edecek manevî cesareti gösterememesinden ve istifa etmekliğin ise
teşebbüsdeki güçlüğü işaret ederek kendi fikrini uzun uzadıya izah

KU
kendisinin kör hırslarına uygun gelmemesinden ileri gelmiştir.
eylemiştir. Bazı Erkânıharbiye zabitlerinin bu seferin kolaylıkla yapıla-
cağı fikrinde olduklarını Başvekilin işaret eylemesi üzerine Miralay Pal- Erkânıharbiyenin fikri, aşağıdaki şekilde hükümete yazılan bir rapor
halinde tesbit edilmişti:
lis söylediği fikirlerin şahsî ve nazarî olmadığını; fakat Ordu kuman-
danlığının mesul fikrini temsil eylemekte bulunduğu cevabını vermiştir. Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra
Uzun bir münakaşadan sonra, sadece askerî vaziyetten ne suretle Kütahyada 28 — Temmuz - 1921
istifade edeceğini düşünmekte olan Başvekil Gonaris daima sükût

H
halinde bulunan Ordu kumandanının huzurunda Miralay Pallise aşa- A) Eskişehrin işgali ve (Eskişehir — Afyon Karahisar) cephesinde
ğıdaki üç süali sordu: düşmanın parçalanmasile seferin birinci devresi neticelendirilmiş idi.
a ) Halihazır vaziyeti, hükümete müstakbel siyaset hattını istinat B) İkinci devrenin hedefi, Kemal kuvvetlerini bir daha Eskişehir

Ri
ettirecek bir vaziyet midir, yani bundan sonra Ordumuz, işgal önünde tekrar toplanmaları ya mümkünsiiz olacak veyahut pek fazla
edilmiş olan arazide emniyet içinde ve taciz edilmemiş bir zaman ve vasıtalar talep edecek — ki, düşman hali hazırda bu va-
halde kalacak derecede düşman kuvvetleri tahrip edilmiş midir? sıtalara malik değildir — veçhile parçalamak veyahut Eskişehirden
b) Şimdiki vaziyet, silâh altındaki ihtiyat sınıflarının tedricî bir uzaklaştırmaktır .
surette terhis edilmelerine müsaade eder mi? TA
c) Yukarda sorulan iki süalin cevabı menfi olursa, Ordu Başkuman-
lığının teklif edeceği yeni hareket nedir?
C) Bu hedefi ve maksadı elde etmek için Ordu Ankara üzerine akın •
lar yapmağa mecburdur. Eğer bu akınlar esnasında düşman küvet*
lerile temasa gelecek olursa bu kuvvetler ezilmek, Ankarda birikti-
Erkânıharbiye reisi ilk iki süale menfi cevap verdi ve Ordunun rilmiş olan düşman ikmal mevaddı tahrip edilmek icap eder. Bundan
atiyen yapacağı işi şöylece izah etti: sonra da düşman teslim olmıyacak olursa Ankarada uzun müddet
« Düşmanla temas tesis edilinceye kadar ileri harekete devam kalmak faide vermiyeceğinden dolayı Ordu, demiryolunu tamamile
edilecek; eğer düşman Ankaradan daha uzaklara; Sivas veya Kay- tahrip eyledikten sonra Eskişehre geri dönmek lâzımdır.
RK

seriye doğru çekilecek olursa, ne olursa olsun, Ordu onun hükümet D) Bu akm seferinden sonra Kemalin büyük bir kuvvet muhafaza
merkezine girecektir. Fakat eğer Türk Ordusu daha uzaklara ricat eyleyebilmesi gayri muhtemeldir; olsa da bu Ordu nakliye vasıtala-
etmezse onlara taarruz edeceğiz ve Miralay Pallisin bizim muzaffer rından mahrum bulunması hasebile demiryolu hattını terkedemiyecek
olacağımızdan hiçbir şüphesi yoktur. Eğer düşman Ordusu bulunduğu ve Eskişehir cephesine kuvvtle yaklaşamıyacaktır.
yerde kalacak olursa her iki Ordu karşılaşacak, o zaman Ordunun E ) Ankara üzerine yapılacak sefer, katedilecek mesafenin büyüklüğü
[Eskişehirden Ankaraya Sivrihisar yolu ile 205 kilometre, (Çifteler—

9
_ I6 Felâkete doğru
W ) y o t e fle ise 800 « . ] , yollamı fena llaUe Küçük Asyadn Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 67

MU
bulunmaları, köprülerden maada olan yerlerde Sakarya ve Porsuk tanzim etmeğe lüzum olmazdı, çünkü, bir kere mağlûp edilmiş bir
n-ma a r , n ı geçmek imkâna,zhğ, gibi şeyler hasebde C mer ebe düşman zaten artık ne tekrar toplanabilir ve ne de taarruz edebilir.
ay mh ba?1 ya k
Yok, eğer yalnız düşmanı cepheden itip uzaklaştırmak matlup idise,
mevsto de rgCT "'? T '
mahZUrIar
'
araS,nda
' "
ba hca
""etli bunun için de düşmana taarruz etmekten başka bir vasıta yoktu .
s X p olur ? ¡kmal S«ç,ilerine
Hulâsa, her iki halde de düşmana bir taarruz yapılmak lâzım geleceği
F)
bundan anlaşılıyor. Bu doğru olunca, ne için « C » maddesinde bundan
t e ? k f k U v B . a ? k U r , n d a " ! , ğ m m ! ) U l , U S U S t a §i m< iiy e kadar yapmış olduğu bahsedilirken < eğer düşman kuvvetlerde temasa gelinecek olursa »

RU
8
tanHBevbkk ' M a r y a n ı n Şarkf L n t a k a s İ a sözleri sarfediliyor ? Tasavvuruma göre bundan çıkan mana Ordu
kumandanlığının, düşmanın bizim karşımızda bulunup bulunmadığı
O ) Eger bu yürüyüşte Ordu, düşmana tesadüf eder ve onu ezerse hakkında müphemıyet içinde bulunmakta olduğudur. Halbuki Ordunun
k - v e t - n bmlasm, ile Ankara üzerine takip güçlük gf.sterm yeceM bir hava keşif hizmeti ve istihbarat büroları mevcut olmasına ve her-
fa O d u l Sakaryanm ötesine çekilmiş olur- güıı gelmekte olan esirlerden ve kaçaklardan malûmat tedarik etmek
mümkün bulunmasına nazaran bu da imkânsız olmak lâzımdı.

KU
i lerııyeceKtıı
l e r l e k t i r vveyahut » I 6duracaktır.
e ^ m f t ta * * * J ™ 1 . Bunun
™ * a rmanası
t,ara tâbi
ya
şudur: Eser
Akınlar [Raids] sözü neden dolayı kullanılmıştır; hem de ne için
« r h ' T l " b 0 Z
l , B ; r i ,°'arak
geçerse ve m o t S cemi olarak kullanılmıştır? Bu söz, Kütahyada benim ile konuşurken
a e bul UrlarSa
d^am e İ M i Î m ™ ™saire . . . ileri hareket Harbiye Nazırı tarafından kullanılmıştı. Benim bildiğime göre, asker-
devam edebdıı aksı halde Ordu, demiryolunun, Beylikköprüden likçe bu sözün manası düşman memleketinde, muayyen bir noktada
• ibaren Eskişehir,n 100 kilometre Şarkındaki b r n o L y a T a d a r
karışıklık vücude getirmek maksadı ile, başlıca süvari tarafından,
olan kısmını tahrip ettikten sonra Eskişehire çekilmece nmcburdu"
yahut yanma piyade katılmış süvari tarafından geniş mikyasta yapıları

H
Küçük Asyadaki Ordu Başkumandanı tahripkâr bir hareket, fakat bilhassa çabuk bir harekettir. Fakat hiçbir
A . Papulas suretle dokuz piyade fırkası tarafından, kenidini tahkimat içine almış
bir düşmana karşı bir hareket manasına gelmez. Bu kelimenin cemi

Ri
Yukardaki muhtıra 28 Temmuz 1921 tarihinde Kirala Başvekile olarak kullanılması da anlaşılmaz; çünkü tekmil bir Ordunun tıpkı
ve Harbiye Nazırına arzedilmişti. • süvari topçusu ile teçhiz edilmiş bir süvari livası gibi hareket ederek
Askeri bir vesikayi karakterize eden veya etmesi lâzımgelen vuzuh Ankara üzerine akınlar yapmağa teşebbüs eylemesi mümkün değildir.
TA Ankara üzerine işbu akınlar fikri, düşman kuvvetlerinin mağlûp
edilmesi keyfiyetini ikinci dereceye atıyor ve bu keyfiyete «tesadüf
mes-elddSfSiin?e n me
f U
,°Ia" ^ r t i p eden kimselerin bu
^ f h a s u f m b i t m İ «M , e m n ı y er n
i i gösteriyor. Harekâtın birinci edilirse ezilecektir » tarzında işaret edilmekle iktifa ediliyor.
Esas hedef olarak Ankara şehri ve oradaki düşman erzak ve cepane
ve malzeme depolarının tahribi zikrediliyor, halbuki pek alâ biliriz ki,
BUu Z m
T' ? , D a
? T Serİye
demek daha d o j lur , her askerî hareketin başlıca hedefi düşmana rastlamak ve onu
g A e f e ^ - r - - ¿sz yok etmektir. Muhtırada kullanılan lisandaki miiphemiyet, Türk
RK

Ordusunun Ankara istikametinde olmayan bir noktaya çekildiği ve


bizim de onu tamamile ihmal ederek serbestçe Ankaraya ilerleyeceği-
miz fikrine insanı sevketmektedir . Böyle bir vuzuh yoksulluğu; bilhassa
askerî vaziyeti ve Ordu Başkumandanlığının noktai nazarlarını anlamak
merakında bulunan iki Nazıra verilmek için yazılmış bir vesikada
bulunması affedilmez bir noksandır.

78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

MU
Bundan maada, Ankaradaki depoları tahrip edildikten sonra düş- A x y l o s çölü dedikleri Tuz Çölünün geçilmesi unutulmuş idi. Bu çöl
manın mutavaat göstereceği emin bir iş telâkki edildiği muhtıradan II. Kolordu tarafından inanılması güç ıstıraplarla geçilmiştir.
anlaşılıyor. Bu nasıl...? Eskişehir ile Ankara arasındaki mesafenin ne «F» fıkrasında «İşbu teşebbüsün şimdiye kadar yapılmış olan
derece büyük olduğu ve binaenaleyh bizim taarruz teşebbüsümüzün tetkik ve miitaleası» sözleri kullanılıyor. Muhtıranın birinci kısmında
ilk işareti görünür görünmez düşmanın bütün depolarını başka bir y a z ı l a n şey yani Ankaraya akınlar yapılması, mevcudiyeti yanlış
yere nakledebilmek için pek çok zamana malik olacağını, askerî bir düşmanın ezilmesi ve Anaradaki düşman iddiharatmm tahribi gibi
mes'elelerde en tecrübesiz bir adamın bile görmesi için haritaya bir kat'iyyen tetkik edilmeksizin yazılmış ve bütün bunlar nazırları keyif-

RU
göz fırlatması kâfi gelir . Bu iş te zaten halen bilinmiş bulunuyordu, lendirmek ve hiçbir hakikî manası olmayan tumturaklı sözler kullanmak
gayretile viicude getirilmişti. Fakat eger tetkik ve mütalea edildiği
zira, Ankara şehrinden daha öteye demiryolu uzanmadığı için yürütül-
doğru ise, bu fıkralardan en sonuncusu bütün işe bir taç geydirmektedir.
mesi mümkün olmayan bazı vagonlar muhteviyatı müstesna olmak
Düşmanın faraziyata istinat eden mevcudiyeti bir kere daha, fakat bu
üzere şehir, depolardan tahliye edilmişti. Binaenaleyh, eğer biz Anka- defa daha istihfaf kâran e bir surette zikredilmiş idi, çünkü onun imhal
raya girmiş olaydık, Eskişehirde olduğu gibi, orada işbu demiryolu edilmesinden sonra onu Ankaraya takip etmek için Ordunun yalnız
vagonları ile birkaç boş depo müstesna olmak üzere hiçbir şey bula-

KU
bir kısmı lâzımgelecekti. Fıkranın mütebaki kısmı ciddiyetle telâkki
mayacaktık. Hiçbir halde, bir düşmanı tamamile kötürüm edecek edilemez , nazırların , işbu muhtırayı daha fazla sarahat ve
mikyasta «Malzeme» nin tahribi mümkün değildir; böyle bir şey daha eksik ifade müphemliği gözetilmek ve böylece muhtıranın
ancak meydan muharebesinde onun kat'î surette mağlûp edilmesi ile işbu şüpheli manalarını ortadan kaldırmak ricasile yazanlara iade
nıezcedilerek mümkündür. Ankaraya giden demiryolunun tahrip edil- etmemesi hayreti muciptir. Bu kabilden bir vesikada, muayyen bir
mesi düşmanın Eskişehir cephesi önünde bir muhtemel tecemmüüne mes'ele hakkında bu kadar çok kat'iyetsizlik göstermek hakikaten
mâni olur tarzındaki salâhiyettar zevatın düşüncelerini hata telâkki hayreti muciptir. Muhtıradaki şartlara gelince; vaziyete müteallik bütün
amiller malûm idi. Çekilmekte olan düşman tarafından demiryolunun

H
ederim. Küçük Asyada bir miktar demiryolu müstesna olmak üzere,
yalnız, yaz mevsiminde ağır tekerlekli nakliyatın geçmesine ve işle- tahrip edilmiş olan bazı kısımları askerî demiryolları idaresince [Binbaşı
mesine müsait olan ve fakat kış mevsiminde geçit vermeyen ve ancak Mich. Vlaugalis ] acele tamir edilmekte idi. Yolların hali ve motörlü
nakliye vasıtalarının miktarı ve hali tamamile malûm bulunuyordu.

Ri
mahallî arabaların ve bunların içinde bilhassa yaysız ve öküzle çekilen-
lerin istifade edebilecekleri yol izleri vardı. Türkler o zaman pek az Bu vesikanın maksadı, hükümeti tenvir etmek değil, fakat daha
miktarda motörlü nakliyat vasıtalarına maliktiler ve bütün nakliyat- ziyade Ordu Başkumandanlığının mes'uliyetini hükümetin omuzları
ları yukarda zikredilen metodlarla icra ediliyordu . Bu keyfiyet onların üzerine atmaktı. İşin böyle olduğu da bilâhare sefer muvaffakıyetsiz-
TA
hareket kabiliyetlerinden hiçbir şey eksiltmeyordu. Bundan başka,
Eskişehir Şarkmdaki memleket aksamı kısmen çöl memleketi ve
fakircesine ekilmiş olduğundan demiryollarının mevcut olmaması Türk
liğe uğradıktan sonra Ordu Başkumandanının, muhtırayı cebinde taşı-
y a r a k , kendi hareketinin hükümetin maksat ve niyetleri ile mutabık
olduğunu ispat maksadile sağa ve sola çıkarıp muhtırayı göstermesinden
Ordusunun hareketine büyük bir tesir yapamazdı. Eğer Türk Ordusu anlaşılmıştır.
İçtima bittikten sonra Başvekil Gonaris Atinadaki hükümete aşağı-
muharebe vermeği arzu etmezse çekilebilirdi ve aksine olarak bizim
daki telgrafnameyi gönderdi:
çekilmekliğimiz halinde bizi takip edebilirdi. Nitekim, demiryolunun
büyük bir kısmı yani 100 kilometreden fazla bir kısmı bilâhare tahrip
RK

İzmir : 7 — Temmuz — 1921


edildikten sonra dahi gene iş böyle oldu. Biz Sakaryadan çekildiğimiz
zaman düşman bizi takip etti. Bizi her tarzda hırpaladı ve hattâ « Mahremdir: Bu sabah Kıral Hazretlerinin riyeseti altında bir harp
Eskişehirde muayyen cephemize yerleştiğimizden sonra Eylül ayının meclisi aktedildi. Benden ve Harbiye Nazırından maada Erkânıhârbiye
sonunda bize taarruz dahi etti. reisi Pallis ile birlikte Ordu Başkumandanı, Büyük Erkânıhârbiye reisi
Muhtırada, beklenmekte güçlükler zikir ve tasvir edilirken, en mü- Dosmanis ve liva Jenerali Stratigos hazır bulundular . Hareketimden

him olan güçlük yani içinde tek bir damla su bulunmayan ve eskilerin evvel Teotokinin size çektiği telgrafname ile malumattar edilmiş
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

olduğunuz veçhile askerî vaziyet hakkında hükümetin fikrini tebliğ İtiraf edilmelidir ki, eğer hükümet harekâtın devamını arzu eylemiş

MU
ettim. ise, bunu düşman mukavemetini kırarak küçük Asya çıkmazından
« Hükümetin, düşmanı tahrip eylemek maksadile harekâtı askeri- muvaffakiyetle kurtulmak için yapmıştır. Bu sayede Ordu ve Yuna-
yenin yapılmasına karar ve emir vermiş olduğunu ve düşmanın tahrip nistandaki efkârı umumiye tarafından pek ziyade arzu edilmekte olan
edildiğine delil ve alâmet olacak keyfiyetin ise müzakereyi teklif ey- acele bir terhise erişilebilecekti. Fakat, hükümetin bunun için icra ve
lemesi ve bizim için faideli olması şartolan bir sulhü kabul eylemeğe tatbik eylediği tarz doğru bir tarz mıdır ? Ordu Başkumandanlığının
mecbur olmaması veyahut harbin nihayet bulmuş olduğunun tarafımız- plânları bu arzuları ve noktai nazarları tatmin edebilir midi ? Sakar -

RU
dan ilân edilmesine düşmanın imha edilmesi sayesinde müsaade edecek yaya ileri hareket ve demiryolunun tahribi bizim müdafaa hatlarımızın
ve ondan sonra vaziyeti düzelterek terhis icrasını emreylemek sureüle Eskişehir Şarkında yerleştirilmesi ihtimaline lüzum hâsıl ettiriyordu,
eğor düşman imha edilemediği takdirde ise, biz bu hattı, azaltılmış bir
ııimresmî bir sulha kalbeyleyecek veçhile düşman kuvvetlerinin dağıtılıp
kuvvetle tutmağa muktedir olamazdık .
kötiirum edilmesi olduğunu söylemek suretile vaziyet aldım. Düşman
müzakereye yanaşmağa ve sulhü kabul eylemeğe meyil göstermedi. Düşmanın Sivrihisar Şarkında kendisini müdafaa edebileceği fikri-
Düşmanın imhası keyfiyetinin bir emrivaki olup olmadığını ve yukarda nin nereden çıktığını bilmeyorum, çünkü düşman Sakaryanın bu cihe-

KU
zikredilen işlere mübaşeret eylemek caiz bulunup bulunmadığını Ordu tinden hiçbir ciddî mukavemet gösteremezdi, binaenaleyh düşmanın
Başkumandanından sordum. Ordu Başkumandanı, düşmanın fazla müdafaa hattı, nehrin daha uzağmdaki tepeler üzerinde vücude getiril-
zayiata duçar olmuş olduğunu ve inhilâle pek yakın bir vaziyette miş olması daha muhtemeldi. Böyle hareket eylediği takdirde yani
bulunduğunu, fakat yukarda zikreylediğim manada imha edilmiş olarak nehrin Şarkında müdafaaya geçmesi halinde ciddî ve müessir bir
müdafaa vücude getirecek ideal bir mevzi vücude gelirdi, çünkü taarruz
tasvir edilemiyeceğini beyan eyledi.
eden kuvvetler Sakaryayı geçmek lüzumu karşısında kalacaklarından
« Arzu edilen neticenin muvaffakiyetle husul bulması ne gibi bir Ordumuz bu mevkie varınca ya nehri geçib taarruza devam eylemek

H
hareketle temin edileceği sualine karşı, muvaffakiyetin şüphesiz olarak veyahut nehrin önünde durmak keyfiyetlerine karar vermeğe mecbur
elde edileceğini, fakat her ne olursa olsun düşmanı takip ederek olacaktı. Eğer «Hâkim şartlara tevfikan» Ordu tevakkuf edecek olursa
Ankaraya yahut azamî olarak Alys nehrine varmak lâzımgeldiğini bundan düşman ne gibi bir intiba elde ederdi? Bütün Yunan Ordusunun

Ri
herkes kabul eyledi. Bu teşebbüs 20:40 gün yiyecektir. Eğer düşman, iştirakile büyük bir mikyasta yapılacak olan bu hareket, düşmana,
bir ihtimal olarak Sivrihisar yahut Sakarya Şarkmdaki müdafaa hattında Yunan Ordusunun hakikî bir taarruzunun püskürtülmüş olduğu intibaını
kalacak olursa mağlûp edilecek ve tahrip edilecektir. Bundan sonra verecek ve böylece işbu hareketin neticesi, yapılmasında ve teşebbüs
harekâta devam edilmesine ittifak ile karar verildi. Fırkaları tekrar edilmesindeki maksada muhalif çıkacaktır. Bundan maada, «O zaman
TA
ikmal etmek ve bilhassa ayakkabı ve elbise ile teçhiz eylemek
lüzumuna binaen harekâta başlamak için on gün hazırlanmak
lâzımgeliyor.
hâkim olacak şartlara tevfikan » eğer Ordu ilerliyecek olursa, Orduyu
kendi hareket üssünden 100 kilometreden daha uzaklara vahşi ve yarım
çöl halinde bir memleketin içerilerine sürükleyecek olan bu askerî
hareketin kat'î bir şüphesizlikle muvaffak olacağı nasıl temin edilir?
«Papulas bugün Eskişehire gitti. Kıral Hazretleri ve biz kıt'aları
Kuvvetli bir Ordunun pek çok güçlükleri yenebileceği malûmdur; fakat
teftiş edeceğiz ve temeyytiz eden alay bayraklarına, zabitlere ve
orada kendi karşısında her şeyin iktidarsız kalacağı mâniler dikilidir;
RK

neferlere nişanlar vereceğiz. Ondan sonra buraya döneceğiz ve Kıral


bunlardan birisi de çöldür. Eskişehir Şarkındaki mmtaka az çok çöl
Hazretlerde beraber bir hafta müddetle kalacağız ».
sayılabilir, fakat Sakaryanın Cenubuna ve Sarkma doğru olan kısım
Gonaris bilfiil kâmilen çöldür ve pek geniş aralıklarla nadiren bulunan köyler
ise insan meskeni olmaktan ziyade hayvan meskenine benzerler. Böyle
Başvekilin bu hulâsası, askerî vesikanın hilâfına olarak vazıh ve
geniş ve irtibat ve nakliyat yollarından tamamile mahrum bir nımtaka-
sarihtir. Seferin devamı mümkün olduğuna ve bizim lehimize olacağına
nın ilerliyen bir Orduya pek büyük bir mania olacağı aşikâr olmasına

kanaat etmesi ise hayreti mucip değildir.


Felâkete doğru
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakmda muhtıra ?3
rağmen, yüzlerce kilometre genişliğindeki bu susuz toprakları geçmeğe

MU
olmadığını görmek kalıyordu ve ben de işte bu imkân üzerinde müna-
Orduyu muktedir kılmak için ciddî tedbirler alınmamıştı. Ordu Başku- kaşa yürütüyorum; çünkü elimiz altında ne lüzumu olan adet ve ne de
mandanlığı ne memleketin halini ve ne de daha mühim bir keyfiyet yetişecek kadar vasıtalar yoktu. Seferin devam eylemesine karar
olan kendi düşmanlarının bilgi ve meharetini yetişecek kadar nazarı verenler bu amilleri yetişecek kadar nazarı dikkate almadılar ve hare-
dikkate almamıştı. Düşmanın askerî bir kudreti veyahut sevkulceyşî kâtın ilk devresinin ikmal edilmesindeki kolaylık hasebile zeki ve
bilgisi olacağı zannedilmiyordu. Fakat gördük ki, düşman harekâtın ilk fakat tecrübesiz Miralay Saryanisin delillerine,, felâket getirici bir ka-
devresinde mağlûp' edilmemişti ve fena bir surette sarsılmış olmakla rara varmak için, kendilerini inandırdılar.

RU
beraber harap olmaktan ne suretle içtinap etmek lâzımgeldiğini bilmiş,
Hâdisatm maatteessüf beni haklı gösterdiği üzere, bugün düşündü-
binaenaleyh büyük bir askerî kudret sahibi olduğunu göstermiştir. ğüm gibi o zaman dahi Yunan Ordusunun (Eskişehir — Afyon Karahisar)
Müteakip hadiselerin isbat etmiş olduğu üzere, gerisinde hudutsuz hattında kat'î olarak yerleşmesini tedbirsiz ve Ankara üzerine yapıla-
genişlikte bir dost memleketi mevcut olan ve vaktinde bir çekilme cak bir hareketi ise daha fena buluyordum. Harbiye Nazırı ve Miralay
yapmak suretile kendi hasmının kuşatma manevralarından kendisini Pallis ile vaziyeti münakaşa eylediğim zaman, bana, şüphelerimin ve
kurtarmağı bilen bir Ordu, bilfiil tehlikede değildir. Bizim Ordumuz delillerimin hakayikî ahvale istinat eylemediğini ve onların düşman

KU
ilerledi, düşmanla çarpıştı, durdu ve nihayet te Eskişehir önündeki vaziyetinin, zahirde olduğunun aksine olarak ümitsiz bir halde bulun-
hatta çekildi. İleri hareket büyük gayretle ve tasvir edilemez mahru- duğunu gösterecek surette firarilerden ve esirlerden malûmat elde
miyetler altında vuku buldu. Meydan muharebesi bizim hasmımız etmekte oldukları ve Yunanistan için yaptığı fedakârlıklarından ve
tarafından seçilmiş bir noktada ve ona daha müsait şartlar altında mücadelelerinden bazı menfaatler iktitaf etmemek gayrimümkün olduğu
verilmiş idi. Neticede vaki olan tevakkuf ve meş'um ricat, iklim cevabı verildi. Onlar, Türkiyenin bizim sulh şartlarımıza derhal razı
şartlarından ve düşmanın üstünlüğünden ziyade cepanenin ve iaşe olacağını ve bunu elde etmek için ise, yalnız Ankarayı tecrit eylemek-
mevaddmm tükenmesinden ileri gelmişti. Zannediyorum ki, bu keyfiyet,

H
ten başka bir tesir vücude getiremiyeceği tabiî olan Eskişehir ve Afyon
Ordu Başkumandanlığının o memleketin güçlüklerini yetişecek kadar Karahisar demiryolu merkezlerini işgal eylemek kâfi gelmeyeceği
nazarı dikkate almadığı hakkındaki münakaşamı nihayet isbat eder. fikrinde idiler. Türkiyeyi mutavaata icbar etmek için Yunan Ordusu
Her şeyden evvel, Yunan Ordusu Sakaryanm öte yüzünde düşman

Ri
hükümet merkezi olan Ankaraya girmeğe ve işgal eylemeğe mecbur-
tarafından mağlûp edilmemişti. Ricat, sefere olan hazırlıkların noksan- dur ; seferin mümkün olan en uzak hududa kadar sürülmesini Büyük
lığından, bazı iptidaî harp hakikatlerine vukufsuzluktan ve tecrübeli Devletlerden birisinin gayri resmî olarak nasihat eylemiş olduğu ve
bir sevk ve idareci dimağın mevcut olmamasından ileri gelmiştir. işler yolunda gittiği takdirde Yunanistana bir istikraz ve hertürlü
TA
Bütün bunun neticesi, Ordumuzun maneviyatının düşmesi ve düşman
Ordusunun maneviyatının da bu yüzden tekrar canlanmas olmuştur .
Hükümetin arzu eylediği ve yapmağa karar verdiği şeyin nazarî
olarak doğru olduğunda en hafif bir şüphe dahi yoktur. Yani harekâ-
harp malzemesi temin eylemeği ve kezalik Yunanistan tarafından
fethedilen memleketleri ilhak eylemesi hakkını dahi tanıyacağını
vadeylemiş olduğu malûmatı da buna ilâve ediliyordu.
Şüphesiz bu siyasî delil nazarı dikkate alınmağa lâyıktı, fakat
tın ilk devresinde düşman ciddî bir hasara duçar olmadığı ve ne buna ifrat derecesinde bir ehemmiyet atfeylenememiş olduğunu itiraf
mütareke akti ve ne de arzı mutavaat için bir teklif dermeyan eyle- eylerim, zira eğer hakikaten Büyük Devletlerden birisi yardım etmek
memiş bulunduğu için, sulh aktini ve mümkün olduğu kadar çabuk
RK

için böyle bir arzu göstermiş olsaydı, o halde bu Devlet için seferin
bir zamanda terhisin icrasını temin eylemek maksadı ile sefere devam sonunun alınmasını beklemekte mana ve mantık yoktu, bilâkis Türk-
eylemek ve meram ve arzumuzu düşmana cebren kabul ettirmek bize lerin diğer Devletler tarafından bol bol ikmal edilmekte olmaları hase-
lâzım idi. bile, gerek para ve gerekse malzeme gibi harbin devamı için lüzumlu
Askerî mes'ele başka türlü muvaffakiyetli bir hal" sureti kabul olan vasıtaları derhal vermesi lâzımdı. İşbu lüzumlu harp mevaddı
etmiyordu ve daima vaki olduğu üzere askerî bir mes'elenin yalnız olmaksızın sefere devam eylemek hususunda herhangi bir fikrin mev-

tek bir doğru hal sureti vardır. Yalnız bunun icrasının doğru olup zuubahis olmayacağını ve bizim yapacağımız işin yalnız Yunan
ıo
74 75

MU
menfaatlerini himaye ve kıt'alarımızm emniyetini temin etmeğe yarayacak zaman zarfında bir harp sahasında tutmağa imkân yoktu ve bu za-
tedbirlerden ibaret kalacağını işbu Büyük Devlete bildirmekliğimiz manda, diğer tarafta bizim Sakaryadan geri çekildiğimiz zaman olduğu
menfaatimiz iktizasından olacağını zannediyordum. Böyle vazıh ve kadar hiçbir zamanda düşmanın maneviyatı daha mükemmel' iade
açık bir beyanatın işbu mevzuubahis Büyük Devleti hakikî niyetlerini edilmiş olmazdı; çünkü Temmuz ayında, düşmanı tamamile inhizama
ifşaya mecbur edeceğinden şüphem yoktur, fakat bu keyfiyet ne siyasî uğratmamaklığımıza rağmen biz şüphesiz olarak muzaffer bir halde
bir tarzı hareket ve ne de menfaatimize uygun olmayacağı telâkki idik; halbuki Ağustos aymda muhasamatı terkederek ve düşmanı kendi-
edildi, zira Nazırın fikrine göre biz, bir Büyük Devletin sözüne itimat- sine taarruz etmiş olduğumuz mevzilerde ve bizi ricatimizde takip

RU
sızlık alâmeti gösteremezdik. eylemeğe muktedir bir halde terkederek geriye çekildik. Belki, böyle
Yukardaki gerek askerî ve gerekse siyasî mahiyetteki fikirlere o bir karar Büyük Devletlerden bazısının teveccühünü azaltabilirdi; fakat
zaman kani olmadığımı itiraf ederim, zira vaziyetin sonu gelmez bir bu devletler bize yalnız sadece nazarî bir yardım vermiş oldukların-
surette sürükleneceğini, Ordunun gayrimuayyen bir surette silâh altında dan, bu yardımı muhafaza kaygusu ile Ordunun kuvvetlerini tasarruf
kalacağı, bu esnada Türk Ordusunun içtinabı mümkün olmayan tensik eylemekten ibaret olan ve malûm bulunan en mühim Yunan menfaat-
ve teşkil edilmesini müteakip taarruza geçeceğini evvelden keşfettim. lerini nasıl feda edebilirdik?.

KU
Bizim hiçbir hareketimiz, hattâ Ankarayı işgal etmekliğimiz dahi benim Bir yıl müddetle düşmanın bize taarruz edemiyeceğini demek iste-
fikrime göre, bizim şartlarımızı kabul eylemek için Türkiye üzerine miyorum, fakat Ordunun kuvvetlerini tasarruf eylemek istifadesini
kâfi gelecek bir tesir yapamıyacağı gibi onun kendi membalarını er veren bir müdafaa hattının seçilmesi mümkün olduğunda ısrar edi-
veya geç tekrar tensik eylemesine de mâni olamazdı. yorum ; halbuki ( Eskişehir — Afyon Karahisar ) hattını tutmak kararı,
Benim fikrim şu idi: Küçük Asyanm dağlık plâtosunu terketmek en zararsız bir ihtimal ile, tehlikeli idi ve Sakaryaya sefer icrası ise
ve Orduyu — Sevres muahedesile tayin edilen mmtakanın ya içerisinde delicesine bir hareket idi.

H
veya dışında — diğer bir hat üzerinde toplamak âli bir lüzum halinde Kuvvetlerimizi geriye çekmekliğimiz halinde, bize taarruz etmeğe
idi. Hangi hattın daha iyi olacağı mes'elesine girmek istemiyorum; yarayacak olan kuvvetlerini nakletmek için Bağdat demiryolunu ser-
çünkü bu giriş beni mevzuumdan uzaklaştırır. Fakat, seçilecek hat bestçe kullanmak imkânını düşmana terketmiş olacağımız hakkındaki

Ri
Ordunun bazı kısım ihtiyat sınıflarının terhis edilmesine müsaade fikir ve iddia ise sağlam değildir; çünkü bilâhare sabit olduğu üzere,
edecek bir hat olmalı idi. Bu halde, Bağdat demiryolunun uzun bir düşman 1922 Ağustosunda bize taarruz eylediği ve bizi hezimete
müddet için tekrar tamir edilemiyecek bir surette tamamile tahrip uğrattığı zaman dahi demiryoluna temellük etmekte değildi, yahut
edilmesi lâzımgeleceğinde şüphe yoktur. Bu işte demiryolu sınaî mü- hiç olmazsa mühim demiryolu merkezleri onun elinde bulunmuyordu.
TA
esseselerinden ve saireden birçoklarının kolay tahrip edilir bir vaziyette
olmaları hasebile kıyasen kolay idi. İşgal edilen araziyi ilhak için
izhar edilen hertürlü fikir, benim fikrime göre, mümküıısüz idi. Zira
Temmuz harekâtına teşebbüs edilmekliğin yegâne sebebi düşmanın
tahrip edilmesi veyahut bizim sulh şartlarımızı kabul eylemeğe mecbur
olması imkân ve talii mevcut olmasından idi. Fakat bu keyfiyet vaki
bütün memleket bize düşman idi ve işgali bizim kudretimizle gayri olmayınca ve Orduyu derhal takviye eylemek mümkünsüz olunca
mütenasip bir ordu talep ederdi. Philadelphianın öteyakasındaki Rum hakikat aşağıda olduğu gibi muhakeme edilmek lâzımdı:
ahalisi ise, bizim tarafımızdan işgal edilmiş olan sahaya nakledilecek A) Seferin devamı, düşmanın tam bir mutavaatını temin eylemek için
gibi kalabalık değildi .
RK

lâzımdır; fakat bunu elde etmek için Orduyu takviye etmek ve


Denilebilir ki, eğer bu plân tatbik edilecek olursa, muzafferiyetin noksan olan mevat ile teçhiz eylemek mutlaka lâzımdır ki, bütün
meyvaları bizim için kaybedilmiş olacak; birçok insan hayatı pahasına bunların yapılması zaman ve para talep eder.
zapteylemiş olduğumuz Bağdat demiryolunu terkeylemeğe mecbur B) Eğer kısa bir zaman içinde — yani sonbahardan evvel — Orduyu
olacağız ve bizim geriye gelmekliğimizi bir ricate muadil telâkki ede- takviye etmek mümkünsüz bulunursa, takviye işinin muvaffakiyetli
cek olan düşman tekrar kendi kuvvetine itimat ve emniyet hâsıl bir surette başrarılmasma değin ( Eskişehir — Afyon Karahisar)

edecek. Fakat evvelce söylediğim gibi Orduyu gayrimuayyen bir hattı üzerinde muvakkat bir yerleşme nazarı dikkate alınabilir.
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
İşbu takviye keyfiyeti, mevsimin Ankara üzerine yeni bir teşebbüs Ordu Başkumandanlığının hâkim fikri, düşmanın daha uzun müddet

MU
icra edilmesine müsait olan ilkbahardan evvel olamazdı. Tabiî böyle mevcut kalamayacağı ve Ankara üzerine yapılacak bir ileri hareketin
bir gecikme, düşmana dahi Ordusunu takviye etmek ve tensik eylemek bir askerî gezintiden ibaret olacağı merkezinde idi. Bu hareketin bü-
hususunda faideli olurdu, fakat onun işi bizimki ile mukayese edile- tün tafsilâtı açıkça münakaşa ediliyordu ve Miralay Saryanis beyan
mezdi, zira deniz ve demiryolu hatları bizim elimizde idi; elhasıl işbu ediyordu ki, kıtaatı iaşe etmek hususunda bazı mertebe güçlük ola-
zaman ziyaı, hali hazır şartları altında bizim sefere devam eylemekli- caksa da, kıtaat memlekette bulacakları, iaşe mevaddı ile kendilerini
ğimiz keyfiyetine müreccah idi; benim şu söylediklerimi teyit edecek iaşe etmek için tedbirler alacaklardır. Öyle bir memleket ki, köyleri

RU
harp tarihinde misaller vardır. Meselâ, eğer Napoleon, Rus seferi biribirinden yedi sekiz saat ayrı ve ahalisinin de kendilerini bile besle-
esnasında Smolenskte kışlamağa karar verip te kış için Lehistanda meğe kâfi gelecek şeyi yok!. Ordunun müdir kafası sayılan bu Miralay,
sıkıca yerleşmiş bulunsaydı ertesi yaz Moskovayı işgal ve muhafaza kendi büyük meslekî kudretini göstermek için, Kolordulara ve fırkalara
edebilmiş olurdu. Fakat bununla beraber Moskovanm işgali harbe taarruz ve müdafaa hakkında, öncü ve artçı hareketleri hakkında ve
bir nihayet veremezdi. 1812 — 1813 Rusyasının Küçük Asya ile topçunun kullanılması hususunda ciddî talimatlar neşir ve tebliğ edi-
birçok benzeyiş noktaları vardır. Orada, müstevliye hakikî bir faidesi yordu!. Bu talimat, bir zamanlar bizzat Miralayın dahi talebelik ettiği

KU
dokunacak cesim ve müreffeh şehirler yoktu. Rus Ordusunun inhi- Paristeki Erkânıharbiye mektebi için kıymetli olacak tam bir tabiye
zama uğratılması halinde memleket içinde, girilip yanaşılması imkânı dersleri teşkil ediyordu; fakat bir çölde hareket yapmağa hazırlanmakta
olmayan yerlere sığınması kendisi için kolay idi. İklim sert idi, olan bir Ordu için tamamile faidesiz idi. Ordu Başkumandanlığı karar-
dahilde ticaret yok gibi ve halk fatihin mevcudiyetinden müteessir gâha mensup zabitlerin sefere devam edilmek hususundaki manileri [1]
olmazdı. Böyle bir memleketi kuvvetle tutmak, mümkünsüz değilse kayde şayan idi; meselâ, III. şube müdürü Miralay Vernardos, birgön,
bile, güçtür ve Napoleon, bütün dehası ile bu işi başaramamıştı ve çölü geçmek imkân ve ihtimalinden şüphe göstermeğe cesaret eden
derhatır edilmelidir ki, Napoleon Rusyayı harpte tecrübeler kazan- bir topçu Miralayını Divanıharbe sevketmekle tehdit eylemişti. Karar-

H
mış yarım milyon muallem askerin başında olarak istilâ eylemiştir. gâhta tereddüt gösteren yalnız bir şahıs vardı. Bu da, aldanmıyorsam,
C ) Eğer şu veya bu sebeplerden dolayı Orduyu takviye etmek gayri IV. Şube müdürü Miralay Spiridonos idi.
mümkün idi ise, o halde Bağdat demiryolunu terketmeğe ve daha II. Kolordu [ Fırkalar 5 . , 8 . , 9 . ] kumandanlığına tayin edildikten

Ri
geride daha kısa bir hat tutmağa âli bir lüzum vardı. sonra Ağustosun 5. günü Seyitgazi'ye geldim. Zahiren kendisinden
I I . Kolordu kumandanlığına tayin edilmekliğim keyfiyeti neşir ve kıdemli olmaklığım dolayısile, fakat esas itibarile Ordu karargâhmca
tebliğ edilinceye değin daha birkaç gün kadar Eskişehirde kaldım ve büyük bir kıt'aya kumanda etmeğe gayrimuktedir olduğuna hükme-
hertürlü askerî tedbir ve ihtiyatın güme gitmiş olduğunu pek çabuk
TA
anladım. O zaman şu Yunan darbı meselinin hakikî manasını anla-
dım : «Yunan ilâhları, mahvetmek istedikleri insanı evvelâ deli
ederler» .
dilmesi dolayısile liva Jenerah Arist Ylachopulosu değiştirdim. Bu
z a t t e n daha kıdemli olduğum Orduca ancak ozaman keşfedilmişti. Bu
Jenerahn iktidarsızlığı da, harekâtın ilk devresi esnasında Aksaldağmda
vukubulan bir hadise üzerinde tebeyyün eylemişti. Halbuki muvaffa-
İşgal altında bulunan memleketi tamamile ilhak etmek ve parça- kıyetsizlik Ordunun verdiği emirlerden ve 13. fırkanın bazı kıt'alarmın
lanmış Türkiye enkazının bizim Asya devletimizi rahatsız eylemesini cesaretsizliğinden ileri gelmiş olup Kolordunun hatasından değil idi.
meneylemek üzere kuvvetli bir Ermenistan Hükümeti yaratmak gibi Ordu karargâhından hiçbir kimsenin bu zate resmen bir kabahat
RK

ciddî düşünceler vardı. Bizim Küçük Asyadaki devletimizin sınırlarını atfetmemesi de bunu izah eder. Bilâkis liva Jenerah Arist Ylacho-
tayin ve tanzim etmek için Jeneral Stratigosun ciddî olarak hazırladığı pulosun elinde, Başkumandan tarafından gönderilmiş ve II. Kolorduyu
plânları, bu yeni hudutları emniyet altına almak için kaleme aldığı emir ve kumanda etmesindeki tarzı hareketinden dolayı memuniyeti
uzun raporları, yeni birlikler teşkil etmek suretile Ordunun takviye kâmilesini bildiren mektuplar vardır. Ordu kumandanının bu zate
edilmesi ve bu birlikleri yeni memleketlere tevzi ve taksim etmek için yazdığı işte budur; Halbuki bana ve diğerlerine ise, liva Jeneralı

yaptığı plânları gördüm,


[1] Manie — Sabit fikir.
78 ^ Felâkete doğru
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
Arist Vlachopulosun yüksek bir kumanda mevkiini işgal etmek husu-

MU
Ağustosun beşinden on üçüne kadar Seyitgazide kaldığım zaman
sundaki tam iktidarsızlığından bahsetti. Bu ses kulaklara tuhaf gelir; içerisinde Ordunun tekrar teçhiz edilmesi yolunda her hangi sistematik
fakat kendi maiyetinde bulunanlara karşı Ordu Başkumandanının bir mesai sarfedilmiş olduğunu söyleyemem. Ayakkabı ve elbise gön-
samimiyetsizliği o derecede idi ki, hiçbir vakit, hiçbir kimse kendi derilmişti ; fakat seferin ilk devresinin zayiatını dolduracak kâfi mik-
mevkiinden emin olamazdı. tarda değil idi. Eğer karar verilmiş olsaydı bile, bu kadar kısa bir
Ordu Erkânıharbiye reisi olan Miralay Pallis birkaç gün sonra zaman içinde, bütün yıpranmış tüfekleri ve topları değiştirmeğe de
Seyitgaziye beni ziyarete geldi. Yapılması beklenen harekât hakkında tabiî imkân yoktu .

RU
uzun uzadıya münakaşalar yaptık. Mevsimin ilerlemekte olması ve Bu zamanda, II. Kolordu Seyitgazi Şarkında ileri karakol vazifesinde
yağmurların tehlikesi lıasebile Ankarada uzun müddet kalmamakbğımız bulunuyordu. 5. fırka ile [Piyade Miralay Triliyos ] Çeçengözde, 13.
temennisini izhar eyledim. Şurada şunu da izah etmeliyim ki, küçük fırka ile [ Topçu Miralay Digenis ] Arapörende ve 9. fırka ile [Süvari
Asyanm içindeki plâtoda [Eskişehir takriben deniz seviyesinden 1000 Miralayı Kalinsky ] 4 . fırka ile birlikte Genup grupunu teşkil ediyordu
metre yüksektedir] kış erkenden eylül ayında [Hatta bazı defa nadir ki, bu grup Liva Jeneralı Trikopisin kumandası altında olup karargâhı
olarak daha erken] başlar. Yağmurlar başlayınca ve ancak araba izle- muvakkaten Afyon Karahisarın 25 kilometre Şimalişarkîsindeki İnce

KU
rinden husule gelmiş olan yollar ağır tekerlekli arabalar için geçilmiyen Karahisarda bulunuyordu.
geniş çamur bataklığı halini alır; binaenaley sahra topçusunun ve daha
Seyitgazide kısa kalmaklığım hasebile Kolordunun bütün birliklerini
ziyade ağır topçunun ve Ordunun iaşesini taşıyacak olan motörlü
tafsilâtlı olarak teftiş eylemek maatteessüf mümkün olmadı; fakat
kamyonların selâmeti için endişe hisseylemekliğim tabiî idi.
5. fırkaya ait ve Miralay Rakku kumandasındaki 38. piyade alayı
Miralay Pallis, karakteristik sükûnetle, Ankarada kısa bir zaman ile 13. fırkaya mensup Miralay G . Ziras kumandasındaki 2. piyade
kalmak bizim için mümkün olmadığı, çünkü hariçte düşmanın payitah- alayı ve Binbaşı N . Papadimas kumandasındaki sahra topçu alayı

H
tını terkeylemeğe mecbur olduğumuz şüphesini uyandıracağı; bilâkis hakkında hâsıl eylediğim intiba her noktai nazardan mükemmel idi.
orada bulabileceğimiz bilcümle iddiharatı bilhassa, demiryolu malze-
Seyitgazide iken, 1916 zabitlerini "diğerlerinden ayıran uçurumun
sini tahrip etmek için mümkün olduğu kadar uzun müddet kalmağa
derinliğini ölçmek ve bazı kimselerin kendi ihtirasları yüzünden neka-

Ri
mecbur olduğumuz cevabını verdi ve kendi üstünlüğümüzü göstermek
dar büyük şeylere cesaret eylediğini anlamak için bir fırsat daha
için Ankaranm daha ötesinde Alys ırmağına [Ankaranm 60:80 Km.
elde ettim.
Şarkında] kadar ilerlemekliğimiz ve bu noktaya kadar düşmanı takip
eylemekliğimiz kendi fikrine göre lâzımgeldiğini ilâve eyledi. Miralay II. Kolordu kumandanlığını teslim aldığım zaman Kolordu topçu-
TA
Pallis ilâve olarak, Ordu karargâhının bu ileri hareket için Ferik Je-
neralı Papulası kandıracağını ümit eylediğini, çünkü Ordu Başkuman-
danının bu deliliğe karşı muhalefet etmesinde zayıf bir ihtimal olduğunu
sunun başında topçu Miralayı Merenditisi ve Kolordu istihkâmının
başında da istihkâm Miralayı N. Botsarisi buldum. Hissettiğime göre,
benim Kolordu kumandanlığını teslim almaklığımdan pek ziyade istik-
rah duymuş olan Miralay Merenditis, ilk günden itibaren güçlük çıkar-
söyledi. Yazıklar olsun!
mak için her fırsattan istifade etmeğe başladı. Kolordu Erkânıharbiye
Seyitgazida, bir Türk tekkesine kalbedilmiş eski bir Bizans manastırı Reisi piyade Miralayı Gavalliasın Miralaylık rütbesinde kendisinden
vardır. Bu tekkede büyük bir Türk Jeneralı ve evliyası olan Seyitga- kıdemsiz olmasını fırsat ittihaz eyledi. Malûm olduğu üzere, Erkânı-
RK

zinin mezarı bulunmaktadır. Bu mezar 10 metre uzunluğundadır. Zira harbiye Reisi Erkanıharbiye hizmetinin bütün tafsilâtını takip eylemeğe
şahıs nekadar mühim ise mezarı o kadar uzun olur. Birkaç gün sonra ve malûmattar olmağa mecburdur ve hizmetinin kolaylaştırılması için
Başkumandan Seyitgaziyi ziyaret eylediği ve mezarın hikâyesini öğren- muhtelif şubelerin müdürleri ile diğer Erkânıharbiye zabitleri evrakları,
diği vakit şöyle söyledi: « O halde benim mezarım 20 metre uzun metinler hakkında malûmat vermek ve işbu evrakta mevcut muhtelif
olacaktır » . Başkumandanın ağzından bu sözü iştittiğim vakit bütün mevzular hakkında noktai nazarlarını zikreylemek için Kolordu Erkâ-

Ümitlerim mahvoldu . nıharbiye reisine getirirler. Karargâhta bulunan zabitler arasındaki


79
78 ^ Felâkete doğru
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra
kıdem farkına büyük bir ehemmiyet atfedilmez ve bazı kere Erkânı-

MU
Miralay Merenditisin yerine gelen topçu Miralayı Papaioannu dahi
lıarbiye reisinin, şube veya daire müdirlerinden daha dun rütbede bile müstesna bir melıaret gösterdi ve Sakaryanm öte yüzündeki güç
bulunduğu vaki olur. Fakat bu keyfiyet Erkânıharbiye reisinin bütün günlerde sadikane ve tesirli bir surette bana, değişmeyen bir gayretle
Erkânıharbiye hizmetlerine vâkıf olmasını ve kendisinin haberdar vai'dım eyledi. -

edilmesini menetmez. Hertürlü ahvalde, ayni rütbedeki zabitler ara- Ordu karargâhının müteakip ileri hareket hakkındaki fikirleri |1J
sında, bilhassa harekâtın devamı esnasında kıdem farkı nazarı dikkate a ş a ğ ı d a k i gibi hulâsa edilebilir : Ordu karargâhı düşmanın başlıca ila

RU
alınmaz, yahut alınmamalıdır. Böyle bir hal Ordu karargâhında da muhtemel müdafaa hattını nazarı mütaleaya alıyordu (Kısmettepe —
vaki olmuştu. Orada da III. Şube müdiri Miralay Verandas, ikinci Cataltepe — Mandıra Şarkı lıattı bir süvari perdesi tarafından işgal
edilmiş olup müdafaa mevzii değil, sadece bir ileri karakol hattı ıdı.
Erkânıharbiye reisi Miralay Saryannisten kıdemli ve birkaç yıl daha
ilk müdafaa hattı muhtemelen Sivrihisarm hemen Şarkındakı havalide
eski idi . olabilirdi, fakat bu kat'iyyen muhtemel değildi, zira bu hattın gerisinde
Miralay Merenditis, bu keyfiyetten derin bir iğbirar hâsıl ederek S a k a r y a nehri vardı ve buradan Türklerin b i r ricat hareketi bir felaket

KU
bir rapor takdim eyledi, bunda kendisine yapılan adaletsizlikten dolayı haline dönebilirdi. Bu sebepten daha ziyade muhtemel müdafaa hattı
şikâyet eyledi ve ne gibi tatmin tedbirleri alınacağını bilmek arzusunu S a k a r y a n m Şarkında olabilirdi. Bu mevzi düşmana daha faıdeh ı d ı ;

izhar eyledi. Mes'elenin ağızdan halledilmesi daha kolay iken bu çünkü bir kere Yunan Ordusunu kendi hareket üssünden daha uzağa
çekmek ve irtibat hatlarını uzatmak tesirine malikti. İkincisi de tabiye-
mes'ele hakkında bana yazı ile müracaat eylemesi bu adamın karak-
ce ciddî bir mâni olan ve geçilmesine mümanaat edilmek kolay olan
terisliği idi. Ben de yazı ile kendisine cevap vererek kendisinin huku- nehir bu müdafaa hattının cephesinden geçiyordu . En sonra da bu
kunu tanımakta olduğumu ve fimabait bütün hizmet evrakının Miralay mevzi düşmanı kendi üssü olan Ankaraya daha yakın bulunduruyordu.

H
Merenditisin yaveri tarafından Erkânıharbiye reisine getirilmesini em- Hergün yapılan tayyare keşifleri ve kezalik firarilerden alınan
reyledim. Ertesi günü Miralay Merenditis mes'eleye tekrar avdet m a l û m a t düşman esas kuvvetlerinin Sakaryanm Şark kenarı gerisinde
eyledi ve bu defa benim kararımın haklı olmadığını zira kendisi toplanmakta olduğunu ve düşmanın burada nehirden kısa bir ıraklıkta

Ri
kıdemli bulunduğu cihetle Erkânıharbiye reisinin kendi işi üzerinde kuvvetli bir müdafaa cephesi tahkim ve ihzar eylemiş olduğunu teyit
ediyordu. Bizim adetçe üstünlüğümüz, nehri zorlayıp geçmege ve
kontrol icra eylemesine müsamaha ve tahammül edemeyeceğini ve bu düşman hattına cepheden bir taarruz icra eylemeğe bızı muktedir kıla-
sebepten kendisinin Kolordudaki vaziyetinin mümkünsüz bir hale gel- cak derecede değildi. Böyle bir teşebbüs gayrimümkün olmamakla
TA
miş olduğunu şikâyet eyledi. Harekâtın arefesinde yapılan bu mutat
hilâfı şikâyet önünde, benim, işbu vak'ada, kanun ve nizamlara tevfi-
kan disiplini tatbik ettirmek için salâhiyetim dahilinde alabileceğim
beraber, bizim tarafımızdan nispetsiz zayiat verilmeğe sebep olurdu .
Ordu karargâhı, düşmanın Sakarya Garbinde ve Sivrihisar havalisinde
bir müdafaa tertip eylemesi kabil olacağını görünce Ordunun iler,
tedbirleri gayri kâfi gördüm ve onu bir raporla Ordu karargâhına hareketiniherikHhtimale de vefa edecek bir s u r e t t e tertip ve tanzim
eylemeğe karar verdi. Bu sebepten Yunan kuvvetlerinin buyuk kısmı-
gönderdim ve onu Ordu emrine verdim. Ordu kumandanı onu iki ay
nm Şimalde Porsuksuyu ve Cenupta Sakarya ırmağı ile tahdit edilen
hapislik ile cezalandırdı ve hapis cezası Mudanyada görüldü. bir mmtakanın içinden Sivrihisar Şarkındakı muhtemel müdafaa hattı-
RK

Bereket versin ki, Miralay Merenditisin siyasî fikirlerine iştirak na kadar yürütmeğe ve bu suretle düşmanın hakikaten nehrin Sarkma
edebilecek olan diğer zabitler sıkıntılarını içlerinde tuttular ve disiplin çekilip çekilmediğinin şüphesiz olarak meydana çıkarılmasına karar
noksanlarını sakladılar. Miralay Botzaris içlerinde olmak üzere birçok- verildi I . ve II. Kolordular bu maksat için tahsis edildiler^
ları tarafından pek mükemmel mesai sarfedilmiştir. Miralay Botzaris Seyitgazi havalisinde ve Sakarya kaynağının Cenubunda Ordugahta
hiçbir tehlike ve güçlük önünde tereddüt göstermeksizin her yerde ve y e r l e ş m i ş bulunan I I . Kolordunun vazifesi ileri hareketin sag yanında

her zaman vazifelerini gayretle ve dahiyane bir maharetle ifa eyledi.


[t] Krokiye bakıla.
11
82 Felâkette doğru Küçük Asyada Ordunun hai'ekâtı hakkında muhtıra 83
muharebeye müştereken müdahale etmek, yahut ahvalin icabatına göre edecek bir tesir husule getirirdi. İkincisi de, Ordunun geri irtibatları,

MU
düşman mevziini Cenuptan kuşatmak için nehir boyunca yürümek idi. tamamile tamir edilmiş olan Eskişehir demiryoluna daha yakın bulu-
Vaziyete göre hareket etmek için alınan işbu tedbirler, düşmanın bü-
nabilirdi . Diğer ciheiten ise evvelemirde arazinin tabiatı ve yolların
tün kuvvetlerini Sakaryanın Şarkında toplamış oldu . Nihayet tahakkuk
hali arabaların hareketine müsait olmadıklarından veyahut şüpheli
öden zamana kadar kâfi görülmüştü . Bu halde tekmil Ordu, nehirlerle
kılmakta olduğundan neticesinde demiryoluna yakın bulunmak istifade-
kapanmış olan bu mmtakadan çıkmak suretile düşmanın Sakarya ge^
sini pek çok azalmaktadır. İkincisi de, Sakaryanın Şimal kolunu geçmek
risindeki cephesine taarruza mecbur olmak mahzurlu hareketinden
düşman ateşi altında yapılmak zaruretinde kalınacaktı. Böyle bir

RU
kurtulacaktı .
hareketten ise biz bilhassa sakınmak isteyorduk . Çünkü düşmanın bu
Nehrin iki kıyısında bir fırkalık bir kuvvet tehlikeli idi, zira düş- hareketi müşahade etmeyeceği ve nehir gerisindeki bir müdafaa cep-
manın adetçe olan üstünlüğü kendisini taarruza geçmeğe ve nehirlerin
hesi vücude getirmek için istical eylemiyeceğini farz ve kabul eylemek
dış tarafından yaklaşmak cesaretini gösterecek mücerret bir kısım
mümkün olmazdı. Düşman için böyle bir hareket yapmak kolaydı,
kuvveti mağlup eylemeğe muktedir kılardı. Ordunun bu taarruz için
çünkü bu kendisini Ankara demiryoluna daha yakın getirirdi.
toplanması lâzımdı. Bu toplanma esnasında nehrin Şark sahili bir muh-
Şimdi dirseğin dışında ve Sakaryanın Cenubuna bir hareket düşün-

KU
telit müfreze tarafından işgal edilecekti ki, bu kıt'ayı geriye atmak
üzere nehri geçmesi de muhtel değildi. Bu mes'eleler hal ve tanzim mek kalıyor. Ordu karargâhında deniliyordu ki, arazinin topografik
edildikten sonra Ordunun nehirler mıntakasından dışarıya çıkacağı ahvaline tamamile vâkıf olan Türkler Şimalden yapılacak bir hareketi
noktanın neresi olacağının tetkik edilmesi lâzımdı. mümkiinsüz telâkki etmişlerdir ve bizim Cenuptan hareket eylemeğe
Bu havalinin topoğrafîsi şöyledir : Seyitgazinin Cenubuşarkîsinde Çif- teşebbüs edeceğimizden o derece emin idiler ki, daha ilk baştan —yani
telerköyü civarında bir noktadan membaını alan Sakarya ırmağı bidayette Nisan ayından — esas cepheleri üzerinde Sakaryanın küçük kollarından
Şarka doğru akar ve sonra Şimale döner ve nihayet bir Şimaligarbî olan Göksu ve Katrancı derelerinin boyunca Cenuba müteveccih bir

H
istikameti alarak Eskişehirden Garpten Şarka doğru Sakaryanın Ce- müdafaa koltuğu tesis eylemişlerdir. Müteakip vakayi bu malûmatın
nup koluna muvazi olarak akan Porsuksuyu ile merkezinde kesilen doğruluğunu ispat eylemiştir.
geniş bir dirsek teşkil eder. Sakaryanın yatağı ile vücude gelen işbu Çöl üzerinden yapılacak bir hareketin bazı istifadeler arzeylediği

Ri
dirsek bölye iki uzun mmtakaya ayrılmıştır. Şimal mmtaka dağlıktır; doğrudur, fakat bu hareket ciddî mahzurları da ihtiva etmekte idi.
pek az mevcut olan araba izleri ağır tekerlekli nakil vasıtaları için Meselâ irtibat hatları fevkalâde uzamış olacak ve çorak ve susuz bir
geçilemez, Sakaryanın yukarı kolunun Şimalişarkîsindeki arazi ise daha arazinin göbeğinden fevkalâde yorucu yürüyüşler icrasına lüzum ola-
fenadır. Cenup mmtakasmda Porsuk ile Sakarya arasındaki arazi caktı. Ordu karargâhı bu güçlükleri yetişecek kadar nazarı dikkate
TA
arızalı bir tabiatte olup yaz zamanında her sınıf ve silâh için heryerden
geçilebilir. Sakaryanın Cenubundaki arazi dalgalı, tuzla karışık pek
ince kumlu, susuz her şekildeki hayat ve iaşe vasıtalarından mahrum
almamış ve bunun neticesinde kıtaat birçok defalar cepanesiz ve erzak -
sız kalmışlardı.
Yukarda zikredilen amilleri tetkik ve mütaleadan sonra Ordunun
ve umumiyetle bir çöl tabiatını taşıyan bir arazi idi. büyük kısmının Porsuksuyu ile Sakarya arasındaki mmtakadan ilerle-
Ordunun Porsuksuyu ile Sakaryanın cenup kolu arasında teşekkül mesine ve Türk Ordusunun Sakaryanın Şarkında toplanmış olduğu
eden mmtakada ilerlemesi kararı verildikten sonra, Sakaryanın Şark kat'î olarak anlaşıldıktan sonra Sakaryanın Cenup kolundan nehri
RK

kıyısında yerleşmiş olan düşmana karşı Yunan kuvvetlerinin büyük geçmesine karar verildi. Bu zaman zarfında Ordu Eskişehir civarında
kısmı ile yapılacak kuşatma hareketinin Şimalden mi yoksa Cenuptan kaldı, yeni ikmal üsleri vücude getirmek için lüzumu olan tedbirler
mı icra edileceği mes'elesi kalıyordu. ittihaz edildi. Zira ricat eden düşman (Afyon Karahisar — Eskişehir)
Ordunun büyük kısmının Şimal mıntakası üzerinden ilerlemesi iki demiryolu kısmının bütün köprülerini tahrip eylemiş olmasından ve
mühim istifade veriyordu . Birincisi, bu cihetten bir taarruz — yani Şima- bunlar tamir edilinceye değin bu demiryolu vasıtası ile nakliyat icra
ligarbîden Cenubuşarkîye— düşmanın Ankaraya ricatini pek çabuk tehdit ^dilemediğinden dolayı İzmir üssü tecrit edilmiş bulunuyordu. İzmir

78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

üssündeki vâsi iddiharatın bir kısmı deniz yolıı ile Mudanyaya gönderil- ya ilerleyecek veyahut duracaktır » denilmişti. Düşmanın Sakaryamn

MU
mişti ; oradan ikmal mevaddı dar hatlı demiryolu ile Bursaya nakledi- ötesine çekilmiş olduğu şimdiden biliniyordu, halbuki buna müteallik
liyor, sonra tekrar motörlü vasıtalarla Karaköye [ Bağdat demiryolu emir düşmanın ezileceğini ve Ankaraya kadar takip edileceğini, o za-
üzerinde bir istasiyon ] indiriliyor ve Karaköyden de demiryolu ile man hâkim olacak şartlar nazarı dikkate alınmaksızın evvelceden
Ordu için yeni ikmal merkezi tesis edilmiş olan Eskişehire getiriliyordu. tesbit ediyor. Hâkim şartlar ise demiryolunun sağlam kalması ve
Eskişehirde ekmek pişiren bütün fırınlar işlemekte ve askeri sahra yollarla motörlü nakliyatın iyi halde bulunmaları lüzumudur. «Müsait
ekmekçi kolları da bu maksat için kullanılmakta idi. Seyitgazide şartlar» o kadar müsait değildiler, zira demiryolu hattı Sakaryaya

RU
cesim bir fırın inşa edilmiş olup tekmil II. Kolorduya ekmek ihzar kadar tahrip edilmişti ve kamyonların miktarı da kıtaatın ikmal me-
ediliyordu . vaddını kolayca ve muntazaman almalarını temin etmeğe kâfi değildi.
Düşman, ricati esnasında (Eskişehir — Ankara) demiryolunun bü- Yollara gelince, onları münakaşa etmek lüzumsuzdur, çünkü, bildiği-
yük bir kısmını tahrip eylemişti. Bu sebepten, ileri hareketi kolaylaş- miz üzere, yaz mevsiminde heryerde geçilebilir iseler de yağmurlu
tırmak için bunu tamir etmek lâzımdı. İşe Binbaşı Vlangalis tarafından mevsimde hepsi geçilemez idiler. Seferin hitamından sonra Ankaranın
başlanmış ve büyük bir liyakatle tamamlanmıştır. On gün içinde 30 zaptı hakkında muayyen bir karar verilmiş olmadığını gerek memleket

KU
metre uzunluğunda bir köprü dahil olmak üzere Alpıköye kadar olan dahilinde ve gerekse hariçte izah ve aşikâr etmek için büyük mesai
hat kısmını tamir etti. Demiryolunun tamir işi az çok Ordunun ileri sarfedilmiştir. Halbuki, daha Ağustosun başında, harekâtın düşmanın
hareketi ile beraber yürüyordu, nihayet Ahır istasiyonuna erişilerek hükümet merkezini zapteylemeği istihdaf eylediğini bilmeyen kalma-
en ileri iaşe deposu tesis edildi ki, bu depo kıtaatı evvelemirde Sivri- mıştı . Ordu, buna teşebbüs edildiğine kani idi; çünkü bunun son bir
hisar üzerinden, bilâhare de Ordu daha ziyade ilerleyince Kavukça teşebbüs olduğunu ve bu teşebbüs muvaffakiyetli bir netice verdiği
köprüsü üzerinden iaşe etti. takdirde neticesinde terhis icra edileceği Orduya inandırılarak bu su-
Bütün bunlar zaman yedi ve büyük bir mesai sarfına lüzum gös- retle Ordunun muharebe ruhu tekrar canlandırılmak mesaisi sarfedili-

H
terdi, fakat Orduya uzun harekât için muhtaç olduğu bilûmum mevaddı yordu. Memleket dahilindeki ve kezalik hariçteki umumî efkâr dahi
temin ve ita etmeğe yetişecek kadar cesim yeni bir üssün viicude münasip matbuat makaleleri ile ayni şeye inandırılmış idi.
getirilmesi, esası teşkil ediyordu . Maamafih çok zaman kaybedilmiştir Seferden sonra Ordu karargâhı tarafından ve Harbiye Nezareti

Ri
ve b u d a düşmana bir istifade'oldu, çünkü cephesini tahkim ve tak- tarafından neşredilmiş olan resmî raporlar, Ankaranın zaptı hususunun
viye etmesini kendisine mümkün kıldı. asla düşünülmemiş olduğunun isbat edilmeğe çalışıldığına delâlet eden
Ordu karargâhının niyet ve teşebbüsleri yukarda zikredilen hazır- ayni temayülleri göstermektedir . Ordu Başkumandanlığının 28 — Tem-
lıklarla sarahat kesbederler. Artık iş basit bir akın mes'elesi değildir; muz tarihli muhtırası o tarzda terkip edilmiş bir umumî reçetedir ki,
TA
şimdi artık mühim ve büyük bir hareket mevzuubahistir ki, hedefi
düşmanın büyük kısmına taarruz etmek, onu imha etmek ve hükümet
merkezini zaptetmektir. Ordu Başkumandanı 14 — Ağustos harekâtı
bundan herkes kendi hoşuna gidecek surette bir netice çıkarır. Bu
kabilden resmî tebliğler arasına Liva Jeneralı Stratigosun « 22 — Tem-
muz — 1922 den 23 — Eylül — 1923 e kadar olan devreye ait hare-
için verdiği 7 — Ağustos tarihli emrinde [ Bu emir bende yoktur ] kâtın umumî tetkiki» başlıklı yazdığı bendi dahi sokmalıdır. Bu yazı,
aşağıdaki gibi ifadei meram eyledi : Ordu Başkumandanlığının bu noktada olan mesuliyetini örtmeğe
« Bütün Ordu, düşmanın esas kuvvetlerini imha edecek surette taar- tahsis edilmiş ve hertürlü tenkit ve tefsirin evvelceden önüne geçmek
RK

ruz edecek, bunları, dağılıncaya kadar takip edecek ve düşman ikmal için alelâcele yazılmış [Bursa 26 — Eylül] olup Ordu kumandanlığının
depolarını ve demiryolunu tahrip etmek üzere Arıkaraya ilerleyecektir». ıııahirane bir müdafaasından başka bir şey değildir.
Bu emir, aşikârdır ki, bilâhare alman bir karara göre verilmiştir İşbu faslı kaparken, her bitaraf münekkidin benimle birlikte aşağı-
ve hükümete takdim edilen muhtırada tesbit edilenlere uygun değildir. daki şeyleri kabul edeceğini kat'î zannediyorum :
Bu muhtırada sarih olarak «Eğer düşman Sakaryamn öte tarafına A) Ordumuzun hali nazarı dikkate alınınca, bu harekâta teşebbüs
çekilecek olursa Ordu o zaman cari ve hâkim olacak şartlara göre etmek gayrimümklin değilse bile hiç olmazsa riziko idi.

1
ip**; • -- ^~'r * ^ ^• i{ * -

^ Felâkete doğru

B ) Bir kere karar verildikten sonra, mesul olan kimselerin bu nok-

MU
tadaki kendi mesuliyetlerini inkâr eylemeğe yeltenmeleri bir cebanet
telâkki edilir. Vakadan sonra yapılan inkâr ve tekziplerde pek
mantıksız ve kabadır. Çünkü bunları ciddî olarak telâkki edersek, Üçüncü Fasıl
o halde Ankara üzerine yapılan ileri hareketin hiç kimse tarafından
emredilmeksizin ve hazırlanmaksızm kendiliğinden çıkmış olduğunu İ 4 — Ağustostan 3 0 : Eylüle katlar
ve Kolorduların otomatik bir surette düşmanın hükümet' merkezini
zaptetmek için yürüyüşe geçmiş olduklarını kabul eylemeğe mecbur Yunan Ordusunun Ankara üzerine seferin arefesindeki vaziyeti

RU
kalırız . aşağıdaki gibi idi:
I. Kolordu [ l . , 2 . , 12. firkalar] ve süvari livası Eskişehirdeidiler.
II. Kolordu [ 5 . , 13. fırkalar] Seyitgazi mıntakasmda ve ileri
karakollari ile bu mevkiin Şarkına doğru idi.
III. Kolordu [ 3 , , 7 . , 10. fırkalar] Alpıköy mıntakasmda, ileri
karakolları ile Eskişehirin takriben 35 kilometre Şarkında.

KU
4. ve 9. fırkalar liva Jeneralı Trikopisin kumandası altında olarak
(Afyon Karahisar — Ilıcalıisar) mıntakasmda idiler.
11. fırka [Topçu Miralayı Klades ] Bursanm Şarkında idi.
İleri hareketin başlangıcı 14 — Ağustos olarak tesbit edilmiş ve
Ordu Başkumandanlığı tarafından verilen 10 — Ağustos tarihli hare-
kât enirine tevfikan icra edilmişti. İşbu harekât emri şudur:

H
Küçük A s y a Ordusu Ordu Başkumandanlığı karargâhı
10—Ağustos—1921 saat 9 dakika 30 sonra

Ri
.,„..,..••.. • v -. h ' .. .. ' * ' i . . - . ' ' , .. ... . ' ... ... j

1 4 — Ağustos için umumî harekât emri

1 — Harekât plânında verilen malûmat değişmemiştir. Düşmanın


umumî vaziyeti gayrimütebeddildir.
TA Bu malûmata ilâve olarak, muhtelif itimada şayan membalardan
aldığımız malûmata göre Adanadan getirilmiş olan 9. düşman fırkası
(Yaşhan — Çiftlik — Ulupmar [Akşehirin 15 kilometre Şimaligarbîsi] )
hattında kendisini tahkimat içine alarak Akşehirden (Çerkezköy —
Örenköy — Piribeyli) üzerlerinden Polatlıya yapılan ikmal mevaddı
ve takviye nakliyatını örtmektedir. Bu takviye kıt'aları Konyadan
RK

Akşehire demiryolu ile nakledilmektedirler.


2 — Harekât, Ağustosun 14. pazar günü başlayacaktır.
3 — Plânda zikir ve tesbit edilen harekâtta bir değişiklik yoktur.
4 — Harekât mıntakaları, harekât plânında zikir ve tesbit edildiği
gibidir . Bütün Kolorduların öncüleri ileri karakollar hattını saat 5 te

geçeceklerdir:
88 f e l â k e t e doğru 14 — Ağustos için umumî hareket emri

MU
bazı birliklerinin İnce Karahisar mıntakasmdan hareketleri miinase-
betile geç vâsıl olmaları halinde fırka, 16 — Ağustos akşamı Aziziye
mmtakasma yetişmek için daha uzun yürüyüşler yapması icap
edecektir .
ûontepe o B) I . Kolordu (Varakes [Mandıra [1] Şarkında] — Zaferihamit [Kay
mazın 5 kilometre Cenubu] .[Dahil]) hattına ilerleyecek ve mümkün

RU
olduğu kadar çabuk Mandıra köprüsünü işgal etmeğe çalışacaktır .
»Su/fâniye ^-^¡ÂkkoprS BeyJikküd C) III. Kolordu (Kaymaz — Akköprü — Dontepe) umumî hattına
. n/smettepe
H» midiye
° Kaymaz . . . ilerleyecek ve mümkün olursa Akköprüdeki köprüyü kurtarmak için
TohaJtepe 'S/vr/fosar işbu köprüyü işgal etmekte acele edecektir.
< 3. fırka sol yanının emniyetini temin etmek için Dontepeyi kuvvetli
\kt*skopru olarak elde edeceği gibi ertesi günü billıasa Kartaldağları üzerine

KU
Kadikoy
hareket ederek düşmanın Köprübaşı ve Hamam üzerine çekilmesini
kesmek için buradaki düşman mevzilerini işgal eylemeğe çalışacaktır.
Lüzumu halinde bir köprü kurmak suretile 3. fırkaya yardım etmek
için bir kısım istihkâm kıt'ası ile beraber kuvvetli bir kıt'a, Porsuk
nehrinin sağ [Cenup] kıyısı boyunca uzanan yol üzerine [Boyunca]
ikame edilecektir.
jrrON/fARAH/SA,

H
«D) Süvari Livası pek erkenden hareket ederek II. Kolordunun hare-
kât mıntakasmda bu Kolordunun önüne geçecek ve Aktaş köprüsü-
Ulupına.r nün tahrip edilmesine mâni olmağa ve köprüyü elde bulundurmağa
J/tfehrr

Ri
çalışacaktır.
< Amorium, Yeniköy ve Kaldırım istikametlerinde keşifler »:
14 — Ağustosta verilen < Umumî harekât emri»ni tasvir eden kroki
«1 — II. Kolordu karargâhı (Seyitgazi — Çifteler) yolu üzerinde
vürüyen kol ile beraber.
TA
A) II. Kolordu [5. ve 18. fırkalar] (Kadıköy tepeleri — Belpınar —
<<2 — I . Kolordunun karargâhı (Sultaniye — Hamıdıye — Oonger)
yolu üzerinde yürüyen kol ile beraber.
Çifteler Şimaligarbîsi sırtları [Dahil] ) hattına ilerleyecektir. «3 — I H . Kolordunun k a r a r g â h ı (Alpıköy — A k k ö p r ü ) yolu üze-
Bu Kolordunun 9 . fırkası ayni günde [ 14 — Ağustos ] İnce Kara- rinde y ü r ü y e n kol ile b e r a b e r .
«4 — Süvari Livasının karargâhı süvari livası ile birlikte.
hisar mıntakasmdan hareket ederek hergün muntazam yürüyüşlerle
«5 — Ordu karargâhı Eskişehirde bulunacak.
25 kilometre Aziziye üzerinden ilerleyecek ve orada II. Kolordunun
RK

«6 — Ordunun telefon santralları aşağıdaki gibi:


sağcenahına iltihak edecektir. Iraklık yüzünden fırkanın harekât emrini
A) I. ve II. Kolordular için saat 4 sonradan itibaren Mahmudiye .
almaması muhtemeldir. Bu sebepten bu emri almak için beklemiye- B) III. Kolordu için saat 10 öğleden evvelden itibaren Göztepe.
cek; fakat Aziziye ve Amoriuma gelinceye kadar kesmeksizin yoluna C ) Süvari Livası en yakın fırka ile irtibat temin edecek .
devam edecek ve orada II. Kolordudan emir alacaktır. Bu fırka, daha « 7 — İrtibatlar : Harekât plânında bildirildiği üzere.
ziyade bilhass sağ yanı için emniyet tedbirleri almalı ve Örenköye

[I] Sait Halim Paşa mandırası IMütercim] .


ilerlerken Çay istikametinde ileriye bir keşif sürmelidir. Fırkanın i.¿i
İH) Felâkete doğrü 14 — Ağustos için umumi hareket emri 9J

II — Kısım

MU
1 — İkmal keyfiyeti.
A ) II. Kolordu [ 4 . Fırka hariç] ve süvari Livasi için, kamyon nak-
liyatı vasıtasile. Tevzi merkezi Çeçengez.
Ka.ra.ca.koy,
B ) I . Kolordu. Kamyon nakliyatı ile» Tevzi merkezi Hamidiye. Yağmur hf
C ) III. Kolordu. Demiryolu ile. Bilâhare Kolordu nakliye kıtaları
ile. İkmal istasiyonu Alpıköydür.

RU
Sasrikoy
D ) 9 . Fırka. Kendi ikmal mevaddını Aziziyeye kadar Afyon Karahi- Kay abi,
sardan temin edecek. Aziziyeden sonra I I . Kolordu tarafından ik-
mal edilecek . Bayburt Osmaniye*
2 — Esirlerin nakliyatı: Harekât plânına göre ». Çanakçı Q „KimtfCık Boyalı/^-
1
oSarıhalil Kadıköy
Küçük Asya Ordusu Başkumandanı
ıÇuluk
Kara ham zait Tohatdağ '.panhamam /
d,I Oag Kara. hoca

KU
Anastasyos Papulas ^ jkavacaljrgn
& Yr!diz dağ •d
Susuzcalı o /Kızıl'Üöy) • \

o Etrezkoy Sa.pinca.li oTorak


/ LAGiize/ceka/e
o
9İ<J^K;ra;â>gh ( ¿¿erektiKa/egroti-o

ski kışla
M/i cinsinden mikyas A/odananm çıf'Hig.
M/hs-J/ç Gungormez

H
Saati? /Kerpiç
,Zambaktı f Go'kpınar

Ri
o Uzun bey

M
K/smettepe*

^Kaymaz I Kadıköy
/Sivrihisar 1 iği
•Tohaltepe

'andıra
r/^fs.gıkepe.n
Mutfah'p/o
Devietfafı /
»Tekke virm
Kavuncu
koprusu
TA (
Yapanhamam

İh
MU cinsinden mikyas
9•, . ,i î£ İ5

?/r?/er/<at{
Srancı Düşman süvari postaları (Kısmettepe — Çaltepe ve Cenubu) hattında
YeniyapaJD bizim kıt'alarmıızla temasta idi. Düşmanın süvarisinin büyük kısmı
/f*dıkcy \Fethıoğ^ı 0 „ , ç Zerina. jf/fûrt. a atlı Çifteler ve Aziziye arasında idi.
oHamidiye 'ali viran'
Sakarya, suyu Çakmak *tacir
o Çakır/ı a n ^%3-mba.klı
PoiaThısar Uzurrbey 14 — Ağustos yürüyüşü 18. fırka tarafından tacize uğramaksızın
RK

o Hcsrevpaja ham ım * . o '


icra edilmiş ve akşamleyin bu fırka çifteler Cenubuşarkîsindeki tepe-
/fhmeHİ
Hacı oj rna.n lere [Belpınar] erişmişti. 5. fırka Belpmardan (Kadıköy — Hamidiyeye
]Hâcı miJSA
o Amonyum uzanan tepeler) hattına erişmiş ve fırkanın yürüyüşünü geciktirmeğe
A zızıye
tP/'r/6eyli çalışan hasım süvarisi ile bütün gün temasta kalmıştı. Akşama doğru
düşman süvarisi Cenubugarbiye Husrevpaşa hanı istikametine sarkmış,
— Ağustostan 23 — A ğ u s t o s a kadar yapılan harekât
böylelikle Seyitgaziye ve bizim muvasala hattımızı tehdit eder olmuştu.

78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

Seyitgazide düşmanın ansızın yapacağı bir taarruza mukavemet bu süvarinin cesaretinin noksanlığından veyahut kabiliyetsizliğinden

MU
etmeğe muktedir kıt'alar yok idi. Eğer düşman orada mevcut olan değil, her iki hasmın kullandığı hayvanların büyüklük farklarından
küçük bir kıt'amıza baskın yapmış olsaydı bizim irtibat haltımızda ileri gelmiştir. Her iki süvari kütleleri arasında bir atlı müsademeye
karışıklıklar husule getirmiş ve Kolordunun müteakip ileri hareketini bizimkiler tarafından ekseriya teşebbüs edilmiş ise de asla yapılma-
ciddî bir surette oyalamış olacaktı. Böyle bir hal ve vaziyetin devam mıştır. Çünkü kendi küçük hayvanlarının bizimkiler tarafından ezile-
eylemesine göz yumamaz idim ve Ordu karargâhından verilen emirde ceğini Türkler anlamışlardı. Bundan başka arpa ve kuru ot noksanlığı,
bu hususa dair talimat mefkut olduğundan [Ordu karargâhı vaziyeti içleı inden büyük bir kısmı Makedonya ve Epir [ 1912 — 1913] meydan

RU
uzaktan hükmederek açık cenahı himaye etmek için kuvvet ifrazına muharebelerini görmüş olan ve ihtiyarlamış bulunan atlarımızın hızını
lüzum olmadığını emreylemişti ] bir piyade alayından ve bir dağ azaltmış idi. Biziın süvarimizin hareketsizliğinin içtinap edilmez bir
bataryasından mürekkep 5 . fırkadan Miralay Aleksandro kumandasında neticesi olarak [Bu hareketsizlik kat'iyyen kifayetsiz bir kumanda veya'|
muhtelit bir müfrezeyi, Husrevpaşa istikametinde bütün Kolordu geçin- tecrübesizlikten ileri gelemiyordu ] Koloru her zaman kendisini kalaba-
ceye kadar ve Ordu tarafından Seyitgaziyi örtmek için lâzımgeleıı lık düşman süvarisi tarafından tamamile sarılmış buldu. Bu süvari,
tedbirler alınıncaya kadar kalmak üzere gönderdim. Kolordunun ve bilhassa ikmal birliklerinin hareketlerini taciz etti.

KU
Akşamlayın takriben saat 10 sonraya doğru, ertesi günü ileri yürü- Akşamlayın Kolordu ve karargâhı Veliviran hattını işgal eylediler.
yüşün devam edeceğini ve ileri karakollar hsttımn saat 5 evvelde Gece yarısına doğru, aşağıda hulâsasını verdiğim emirler Ordudan
geçileceğini telgrafla bana bildirdiler. II. Kolordunun Devletşahın 5 alındı:
kilometre şarkındaki tepelere ilerlemesi emredilmişti. Süvari livasına, « 14,000 kuvvette tahmin edilen bir düşman, muhtemelen Adanadan
II. Kolordunun önüne geçerek Boşlar köprüsünü işgal eylemek emre- gelmekte ve (İsaklı — Karapınar — Örenköy) üzerlerinden Şimale
dilmişti. Ertesi günü yapılacak ileri hareketini tanzim eden emirler doğru ilerlemektedir. İleri harekete yarın devam edilecektir.

H
gece yarısına doğru alınmış idi. II. Kolordu [Fetbioğlu köprüsü Cenubuşarkîsiııdeki tepeler — Esefi
Ağustosun 15. günü sabahı iki fırkanın yürüyüşü birbirlerine muvazi tepeleri ] mıntakasma. Hüsrevpaşadaki müfreze geriye çağırılacak.
ilerleyerek Velivirana kadar devam eyledi ki, bütün gün düşman süvarisi Cenuptan bir düşman ilerlemesi halinde bu düşmana taarruz etmek

Ri
her iki fırkayı devamlı bir surette taciz etti. Yürüyüş fevkalâde yorucu ve onu geriye sürmek için, Kolordu, süvari livasına emir verecektir.
idi; zira sıcaktan ve boğucu bir tozdan başka efrat su noksanından
I. Kolordu (Savilak — Tekeviran — Selbağcı — Aşağıkepen —
dolayı dehşetli ıstırap çekmişlerdi; çünkü biz artık Tuzlu Çölün kırları
Matlap) mıntakasma.
içinde yürüyorduk.
III. Kolordu (Kale — Tepeveren — Kultan — Bozan) tepelerine.
TA
İleri hareketin bu ilk günleri esnasında harekâtın yeknasaklığı
bizim hepimize daha ziyade yorgunluk veriyordu; Nebatsız kumlu
toprak üzerinde uzun yürüyüşler [Günde 30: 40 kilometre] — Bu mem-
3. Fırka kendi cephesindeki düşmanı geriye sürecek ve onun
Sakçılara ricatini kesmeğe çalışacaktır .
Süvari livası Karapmardan Şimale hareket ederek düşmanla temas
leketin bu hakî renkli ve hiçbir hayvanın dokunamıyacağı otuna nebat
kazanacak ve II. Kolorduya düşmanı Cenup istikametine sürecek bir
ismi verilemez — ; diğer taraftan, düşman süvarisi tarafından yapılan
taarruz için zaman kazandıracak surette düşmanı oyalayacaktır. Eğer
devamlı tacizler taarruzların def'i için kıtaatın aksamının aleddevam
Kolordu taarruz ederse, süvari l i v a s ı Kolordunun emri altma girecektir.
açılmasını istilzam ediyordu. Hulâsa, büyük bir sıcaklık, toz ve su -
RK

suzlukla zahmeti arttırılmış ve kıtaat için fevkalâde yorucu bir ilerleme. Bu suretle emredilen yürüyüş, evvelki gibi ayni şartlar altında
En aşağı üç fırkaya çıkan düşman süvarisinin taarruzlarını süvari livası 16 — Ağustosta icra edildi. Cenup istikametinde drşman kuvvetleri
yalnız başına defetmeğe kâfi gelemiyordu. Düşman süvarisi kullandığı bulunduğu bildirilmedi, Kolordu da gösterilen hattı [Karargâh Beisal
yerli küçük hayvanlara borçlu olduğu hareket kabiliyeti sayesinde her olmak üzere ] işgal eyledi.
O akşam Ordu tarafından tutulan mevziler şunlardı:
dakika başımızın üstünde idi. Türk süvarisinin bizim süvarimize hücum
II. Kolordu Sakarya Cenubunda Beisal Şarkındaki tepeler.

etmeğe hiçbir zaman teşebbüs etmediği doğrudur. Bunun sebebi şüphesiz


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

MU
I . Kolordu ; Fethioğlu köprüsü — Güntsuyu dağları — Sivrihisar Ağustosun 18. günü II. Kolordu (Çakırhan — Yiiziikbaşı [9. fırka
Şarkılıdaki tepeler. Çeltik ] ) hattına erişti. Köprücii takımı Çakmak mevkiinde Sakarya
III. Kolordu ; Dumurteke tepesinden Bozan köyüne kadar. üzerine köprü kurmuştu. 9. fırkanın muhtelit müfrezesi Cenuptan
3 . Fırka Mihalıç istikametinde düşmana doğru ilerlemekte. yapılacak bir taarruza karşı Kolordunun irtibat hattını örtmek üzere
• Ordu şimdi, alınan karara tevfikan Sakaryalım Cenup kolunu ge- Piribeylide kaldı,
çerek yayılacağı ve cephesini Şimale değiştirmek hareketini icra eyle- Diğer iki Kolordu Sakaryanm Cenup kolunu geçmek üzere yapa-
yeceği mmtakaya varmıştı. c a k l a r ı hareketlerini tamamladılar \ e bu tarihte şu vaziyette idiler:

RU
Bu hareket, düşman cephesinin yüzünde yapılacak bir yan yürü- I. Kolordu: (Muzlukbeyaz — Balıkdamı — Çiftlik — Silvak)
yüşü olmasına nazaran tabiî ııazik bir hareket idi ve dikkatle ve mıntakasında .
ihtiyatla yapılması lâzımdı. II. Kolordu, Sakaryalım Cenubunda bulun- III. Kolordu: Sivrihisar ve Cenup mıntakasında; bir müfreze ile
ması itibarile, şimdi ilerlemek ve sağa doğru açılmak suretile I. ve Mihalıçta.
III. Kolorduların Sakaryayı geçişlerini örtmek vazifesi tabiatile ken- Cenup fırkalar grupu İshaklı, Bıılavadin ve Akşehir gölü mıntakasında.
Bir müddettenberi umumî vaziyet hakkında havadis alamamış oldu-

KU
disine düşüyordu. Fakat bunu icra etmezden evvel 3. fırkanın Miha-
lıçtaki ve Sakarya ile Porsuk sularının birleştiği mmtakadaki vaziyeti ğumdan, malûmat elde etmek ve Başkumandanlığın maksat ve niyet-
temizlemesi yani buralardaki düşmanı geriye atması lâzımdı. lerini tahkik etmek üzere Yüzbaşı Skylakakis isminde bir Erkânıharp
Geceleyin Ordudan bir hazırlık emri alındı. Bu emirde Ordu Baş- zabitini Aşağı Kepenkteki Ordu karargâhına gönderdim . Yüzbaşı
kumandanlığın m II. Kolorduyu (Polathisar — Çeltik) hattına ileri Skylakakis geri döndüğünde Jeneral Papulas ve Erkânıharbiyesini
sürmek, I. Kolorduyu tevkif eylemek ve 3. fırkayı da Sakarya neh- şimdiki şartların pek fezla müddetle uzamakta olmasından ve düş-
rine doğru toplamaktan ibaret olan niyet ve maksadı keşfediliyordu. manın niyet ve maksatlarının meçhul bulunmasından dolayı biraz
sıkıntı içinde bulunduğu, çünkü kendileri Ordunun nehri geçmesini

H
Bu emre uyarak I. ve III. Kolordular Cenuba çarketıııek hazırlığı
olarak ertesi günü yalnız hafif hareketler yaptılar. 3. Fırka Mihalıçta tamamlayarak Şimale bir çark hareketi yapmak zamanını ayın 23.
günü olarak hesap eylemiş oldukları ve bundan sonra taarruza hazır
hiçbir ciddî mukavemete çatmadığından düşmanı geriye sürmeğe muk-

Ri
bulunacağını söyledi. Hakikat şudur ki, Ordu karargâhında hiçbir
tedir olmuş ve çekilen düşman da Hamam ve Köprübaşı köylerinden
kimse düşman hakkında müspet bir şey bilmiyordu. Onlar yalnızca
Sakaryalını Şimaligarbî kolunu geçmiştir .
düşmanın katrancı ve Göksu gerisinde tertibat almakta olduğu hak-
Karargâhımı Kaldırım Şarkında yerleştirdim. Akşama doğru 13. fır- kında müphem malûmat almışlardi; bunun ötesi hakkında tam bir
kanın ileri karakollarını teftiş etmeğe gittim. O gece ileri karakola
5/24 Efzon memur edilmişti. İleri karakol hattında dolaştığım müddet
zarfında alay kumandanı N. Plastiras [1] vazifesi olduğu halde kendi-
sini bana takdim eylemekten içtinap eylediğini görmekle hayrete düştüm .
TA cehalet içinde idiler.
Ayın 19 unda, düşman süvarisi tarafından yapılan mutat tacizlikler
nazarı dikkate alınmadığı takdirde ileri hareket hiçbir ciddî mukave-
mete uğramaksızm devam eyledi. Ayni akşam Kolorduların vaziyeti
O, disiplinin iptidaî kaidelerini kırmakta olmasına rağmen kendisinden
şöyle idi:
bir izahat istemedim, zira bu zabiti taşımakta olduğu malûm olan II. Kolordu: (Tuler — Uzunbey) ve iki tarafındaki tepeler.
fikirlerinden dolayı taarruz ve tecziye eylemek istediğimi harhangi I . Kolordu : ( Çakıllıan — Muzlukbeyaz — Renkoğlu — Polathisar).
RK

bir kimsenin söylemesine meydan ve bahane vermek istemedim; fakat III. Kolordu : (Silvak — Balıkdamı — Çiftlik ).
bu hadisenin benim üzerimde yaptığı elemli tesiri saklayamam; çünkü, Iskoda topçu taburu I I . Kolorduya iltihak etmek üzere (Tuler —
her ne olsa da ikimiz de müşterek bir düşmanın kar şısında bulur l Uzunbey) e gönderilmişti.
yorduk ve kabul edilebilir ki, ayni fikir için, üniformasını taşımakta Karargâhımı Gökpmarda yerleştirdikten sonra, öğleden sonra 1.
olduğumuz Yunan Ordusunun şerefi için dövüşüyorduk. Kolordu kumandanına mülâki olmak üzere birkaç kilometre uzaktaki

[ l j Bilâhare 1922 yılında altı nazırı kurşuna dizen askerî isyan başı . Renko-lu mevkiine döndüm. Bu Kolordunun fırkaları sabahtanberı
9?
96 f e l â k e t e doğru

MU
Çakmak ve Balıkdamı mevkiinde nehri geçmekle meşgul idiler . Liva Mutat olduğu üzere düşman süvarisi tarafından rahatsız edilmek
Jeneralı Kondilisi küplere binmiş ve orduyu çöl içine bu meş'um se- suretile II. Kolordu ayın 20. günü (Tuler — Uzunbey — Hacı Os-
fere atmakhğm Ordu karargâhının muhakemesinin noksanlığından man oğlu) hattına ilerledi. Buna ait evrak ve vesikalar elimde mev-
ileri geldiğini" ve bu hareketin gayrimakul nikbinlik taşıyan ve tecrü- cut olmadığı için, Kolordunun, Ordu emrinde zikir ve beyan edilen
besiz Miralay Saryanisin yüzünden çıktığı tarzında acı bir lisan kul- hatta neden dolayı varmadığını doğru olarak hatırlamıyorum. Zanne-
lanmakta buldum. Cenuptan yapılacak bir kuşatma hareketini bu mm- diyorum ki, bugün içinde tayyare keşifleri büyük biişman kuvvetlerinin
İnler Katrancı, Kirezoğlu mmtakasmda Göksu deresi Şimalinde toplan-

RU
takanın malik olduğu müşkül şartlardan dolayı, Jeneral tamamile
hatalı ve ayni zamanda tehlikeli buluyordu. Şimalden yapılacak dıklarını haber vermesi ve bu haberin de bizim kuvvetlerimizin tamamile
bir hareketin, arazinin dağlık mahiyette olmasına rağmen, demiryolu- toplanmasına lüzum hâsıl eylemesi yüzünden idi. Herhalde, ileri hareketi
nun yakınlığı hasebile şayanı tercih olduğunu, çünkü demiryolunun iyi durdurmak için Ordu karargâhından bir emir alınmış idi. Bu emir 5. fır-
yollar noksanı keyfiyetinde aşağı yukarı muvazene husule getireceğini, kayı Tuler Uzunbey tepeleri üzerinde, 13. fırkayı Hacı Osman oğlu
halbuki Tuz Çölünü geçerken zuhur edecek herhangi bir yanlışlık ve civarında ve 9. fırkayı da Tuler Uzunbeyde durdurmağa sebep oldu.
Ben bu köyde 9. fırka kumandanı Miralay Kalinskyye rastgeldim.

KU
felâketin bizim kvvvetlerimizin haraplığı ile nihayet bulacağı sözlerde
nihayet verdi. Miralay bana fırkasının kuvvetlerinin dağılmak tehlikesinden bahsey-
ledi; çünkü uç taburu Ordu karargâhının emrine verilmiş, dağ topçusu
Bu yukardakine ilâve olarak, yürüyüş esnasında Kolorduların ve
hattâ fırka karargâhlarının nerelerde bulunacaklarını, Kolordu kuman- ile birlikte iki taburu Piribeylide bırakılmış idi; fırka kumandanı da
danlarına müracat eylemeksizin Ordu kumandanlığının bizzat emir ve bir dağ bataryası ve dört tabur ile Uzunbeyde bulunuyordu. Bundan
m a a d a kıtaatın ayakkapları ve elbiseleri sefil bir halde idi, ve son
tanzim eylemesi keyfiyeti de Liva Jeneralı Kondilisin hiddeitni kabart-
y ü r ü y ü ş l e r i n güçlükleri ve tehlikeleri yüzünden sinirlerini kaybetmiş
mıştır; çünkü bu tarz ile bir Kolordu kumandanına hiçbir insiyatıf

H
bırakılmamış olduğundan şikâyet etti. olan bazı mafevk zabitlerin meslekî kabiliyetlerinden de memnun
Çölde bu delicesine sefer aleyhinde bu suretle fikrini söylemekle değildi. Fırka kumandanının şikâyetlerinin iyi esaslara istinat eyledi-
şüphesiz haklı idi. Maamafih, benim fikrime göre, Ankara üzerine ğinde şüphe yoktu, fakat mevcut şartlar altında bunlara çaresaz

Ri
sefer yapılmak işine - haklı veya haksız - bir kere karar verildikten olmağa muktedir değildim.
sonra alınacak yolun seçilmesi hususunda şüphe olamazdı. Şimalde Miralay Kalinskyye mülâki olduğum zaman karakteristik hır hadise
düşmanın Sakarya Şarkmdaki tepeleri tutmakta olmasına nazaran çıktı. Ben bir kulübenin yanında ayakta dururken, fırka kumandanı
çölden geçen Cenup yolunu tutmak zarurî idi; çünkü Cenup yolu ile arkasında Erkânıharbiyesi olduğu halde bana yaklaştı, ben de onu
TA
Orduyu iaşe etmek güç ise de mümkün idi, halbuki Şimal yolu ile
ikmal mevaddım temin eylemek keyfiyeti tamamile şüpheli bir ış ıdı.
Ayın 25. günü yapılan ileri hareket için verilen emir harekâtı
selâmlamak üzere ilerlediğimde, onun zabitlerinden bazılarını onu takıp
edecekleri yerde geriye dönerek kulübenin arkasına girdiklerim gör-
düm Mükâlememizin sonunda karargâha mensup zabitleri bana takdim
eylemesini talep ettim. Gariptir ki, yalnız iki zabit - Erkâmharbıye
şöylece tesbit ediyordu: reisi Miralay Lefas ve Yüzbaşı Platis - ileri çıkıp geldiler. Kaybolm
II. Kolordu : (Hacımusa oğlu — Ahmetli) mmtakasma . diğerleri arasında, Liva kumandanı Miralay Siroyanms te vardı.
I . Kolordu: (Köseler — Uzunbey — Yüziikbaşı) mmtakasma. Topçu kumandanı Miralay Philippu ise bana mülâki olmaktan içtinap
RK

III. Kolordu : (Muslukbeyaz — Gökpınar — Ortaklar) mmtakasma. etmek kastile kulübenin arkasına gitti. Bu keyfiyeti Ordu kumandan-
7. Fırka: Esas hedef olarak Polatlıya taarruza hazırlanacak, lığına bildirdim. Fakat Başkumandan, M i ı a l a y Philippuyu geriye çağır-
Kavuncu köprüsüne karşı da bir gösteriş taarruzu yapacak. Gösteriş mak ve onu İzmir askerî kumandanhğı gibi şayanı itimat kimselere
taarruzunun hedefi Sivrihisarı örtmektir. Esas taarruzun hedefi de mahsus bir mevkie tayin eylemekle iktifa eyledi. Miralay Siroyanms
Ordunun esas taarruzundan sonra düşman çekilmeğe başladığı zaman ise mevkiinden çıkarılmamış ve bilâhare kendisine 9. fırka kumandan-
ricat hattını kesmektir. Bu hareket için 7. fırka Ordu kumandanlığı-

lığı verilmiştir.
nın doğrudan doğruya emri altında bulunacaktı.
Ö§ felâkete doğru ^ 14 — Ağustos için umumi harekât emri 99

itibarile de faidesiz kalacaklardır. Ben daha ziyade bu talima-

MU
Ağustosun 21 i, bazı küçük hiza tashihleri hariç olmak üzere isti-
rahat günü ve kıtaatın tanzim ve ıslahı günü oldu . I . Kolordunun tın verilmesindeki maksadı şöyle anlayorum: Ordu Başkumandanlığı
karargâhı Tuler Uzunbeyde bulunuyordu. Liva Jeneralı Kondilisi şimdiye kadar her hangi bir karar vermeğe muktedir değildir zanney-
tekrar görmek ve vaziyet hakkında fikir teati etmek için bundan lediği bir düşmanın niyet ve maksatlarını anlamış ve vaziyetin ciddi-
istifade eyledim. Kezalik Renoğluda bulunan Ordu karargâhından ma- yetinden ancak şimdi telâşa düşmüş olduğundan, son bir ümit olarak,
lûmat toplamak için Erkânıharbiye reisim Miralay Gavalliası da oraya son zamanda harekâtın nasıl sevk ve icra edileceğini kıtaata göstermek
göndermek için bu tevekkuf fırsatından istifade ettim. Onun aldığı yoluna sapmıştı.

RU
malûmata göre Katrancı ve Göksu gerisindeki düşman mevzileri
pek kuvvetli imişler ve Ordu karargâhında artık eski günlerin çıplak Talimat
nikbinliği hüküm sürmeyormuş. I . Kolordunun kâffesi Sakaryanın
Cenubuna nakledilmiş ve (Yüziikbaşı — Özbek — Köseler) mıntaka- Ordu Başkumandanlığı 21 - Ağustos - 1921 öğle

sma ilerletilmiş idi. III. Kolordu 10. fırkasını nehrin ötesine Gökpı-
nara sürmüş ve 3. fırkası Sakarya Şimalinde Muslukbeyazda toplanmış «1 — Tayyare keşfi ile alınan malûmata göre, Düşman tahkim

KU
idi. Bu fırka aym 21. günü nehri geçü ve böylece tekmil Ordu, solce- edilmiş mevziin solcenahmı Sapancanın 3 kilometre Cenubugarbisin-
nahı nehir üzerinde Zerma mevkiinde ve sağcenahı Tuler Uzunbeyde deki bir noktadan Göksu deresine muvazi olarak (Kirezoğlu—încirli)ye
olmak üzere kendisini Sakaryanm Cenubunda LuMu. Yalnız 7. fırka kadar uzanmıştır. Bizim taarruz günümüze kadar bu uzatmaya Şarka
Sakaryanın Şimal istikametinde akan kolunun sol kıyısında ve muhalif doğru devam edilmesi muhtemeldir. Bu keyfiyet I. ve III. Kolordu-
tarafta kaldı. ların ve belki II. Kolordunun bir kısmının, telörgüsü mânilerde himaye
Bütün görünüşlere göre, Ordu, Tuzlu Çöl içinden yapılan yürüyüşle edilmekte olan işbu müdafaa mevzilerine karşı bir taarruz icra eyle-
melerine lüzum gösterecektir.

H
yıpratıldıktan sonra düşmanın kat'î meydan muharebesini kabul eyle-
meğe karar vermiş olduğu mevkie erişmiş bulunuyordu. Zaman dahi «2 — Buna nazaran, böyle bir taarruzun sevk ve idaresine müteallik
düşman için müsait bulunuyordu, çünkü bizim irtibat hatlarımız fevkalâde olmak üzere aşağıdaki umumî talimatı veriyorum:
« Düşman mevzilerinin teşkil eylediği cephenin muayyen bir kısmına

Ri
bir derecede uzamış bulunuyordu ve Ordu, Temmuz harekâtında olduğu
gibi artık ayni harekâtı yapacak bir halde bulunmuyordu. Kuvvetleri- taarruz ve bunu zaptedecek olan Kolordular piyade ve topçu kuvvet-
mizi tekrar teşkil ve tensik etmek ve teçhiz eylemek için tarafımızdan lerini ayni siyakta tevzi ve taksim eylemek suretile bu cephenin
sarfedilen zaman, kendisini tekrar düzeltmek için dahi düşman için kâffesini ayni zamanda zapteylemeğe teşebbüs etmiyeceklerdir. Böyle
yapıldığı takdirde akamete mahkûm olacak surette taarruz kudretinin
TA
faideli olmuştu, fakat şu fark ile ki, bizim Ordumuzu efrat ile takviye
etmek için hiçbir şey yapmamaklığımıza mukabil, düşman şiddetli
tedbirler ittihaz ederek kuvvetlerini iki misline çıkarmağa muvaffak
dağılmasını mucip olur.
< Bu, taarruzun istifadelerinden yani bir yarma maksadile üstün
kuvvetlerin toplanması için en müsait bir noktanın intihap edilmesin-
olmuştu. Hernekadar şimdilik düşman üzerine adetçe bir üstünlüğe
malik bulunuyor isek te, bu üstünlük, başlanılmış olan iş hakkında edn bizi mahrum edebilir. Bilâkis taarruzdan evvel karargâhlar ve
ileriye emniyetle bakabilecek kadar çok değil idi. topçun kumandanları mevzii tamamile keşfeyledikten sonra merkezi
sıkletin tevcih edilmesi icap eden noktaları, yahut cephe kısımlarını
RK

Ordu Başkumandanlığının 21 — Ağustosta neşreylemeği faideli


intihap eylemelidirler. Bu kısımların seçilmesi için aşağıda yazılan iki
gördüğü talimatı bütün tafsilâtile yazmağı, alâka celbedecek mahiyette
esası amil, nazarı dikkate alınmalıdır;
telâkki ederim. Haddizatinde tam bir tabiye derslerinden ibaret
olan bu talimat şüphesiz noksansızdır, fakat biraz da belki lüzumsuz A) Piyademiz için yaklaşma ve taarruz kolaylığı;
şeylerdir. Zira eğer yetişmiş madunlara hitap edilmiş iseler bu B) Piyade taarruzunu destekleyecek mütemerkiz topçu ateşi icra edil-
talimat fazla şeylerdir. Eğer bu talimatı alanlar bugibi mes'eleleıde mesine uygun gelecek derecede iyi bir iraklıkta mevzilerin mev-

tecrübesiz kimseler iseler, onların anlayışlarının fevkinde olmak cudiyeti .


79
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra

Ordu tarafından işgal edilen cephe tanıamile açılıp yayılmasına

MU
T b u intihap yapıldıktan sonra muhtelif taarruz gruplarının toplan-
ması icra edilecek ve bunlar esas teşebbüsün yapılacağı mıntakaların müsaade etmeğe kâfi olmadığından II. Kolordu için daha uzaklara, çöl
karsısında toplanacaklardır. Böyle yapılmak, kat'iyyen diğer mıntaka- içine dalmak lâzımgeliyordu.
lara tesir etmiyecektir. Yani tâli mıntakalarda dalıı taarruz, elde (Sakaryalım sağ kıyısında Tiirktacirin 1 kilometre Şimalindeki
mevcut küçük kuvvetlerle mümkün olduğu kadar azimkârane bir surette tepeler — Kurt Tacirin hemen Cenubunda ve Türk tacirin 8 kilometre
icra edilecektir. Şarkılıdaki tepeler — Zambaklmm 6 kilometre Cenubugarbîsindeki
«Ağır ve sahra topçusunun dağıtılmaması keyfiyetine hususi surette tepeler) hattına, aym 22 sinde Ordu tarafından kısa bir ileri hareket

RU
daha yapıldı. Bu ileri hareket esnasında her Kolorduya bir ilerleme
nazarı dikkati celbederim. . . .
« Topçunun kâffesi taarruza başlamazdan evvel mevzilerini işgal nımtakası tahsis edildi. II. Kolorduya, Ordunun sağına hareket etmek
eylemeli, piyadeyi desteklemeğe lıazır bulunmalıdır. Piyade taarruzu, ve sağcenahta kademeli bir vaziyet almak emredildi.
bidayette çok insan işe sokulmaksızm icra edilmelidir. Çünkü aksı hal, Bu hareketler bitirildikten sonra ikinci Kolordu kademeli vaziyet
ancak zayiatımızı arttırmağa ve efradı vaktinden evvel yıpratmağa ve almıştı; 5. fırka Hacı Musa oğlunun Şimalişarkîsinde; 13. fırka
Seyit Ahmetli [1] mmtakasmm Şimalişarkîsinde ; 9. fırka 5. fırkanın

KU
onları müteakip gayretlere gayri nmhtedir kılmağa h i z m e t eder. Taar-
ruzun terakkisi, bilâkis topçunun metodik himayesi ile takıp edilecek, gerisinde, süvari livası da 5. fırkanın sağında; ben 5. fırkanın yürüyü-
araziden bilhassa istifade edilecek ve taarruz geride tutulan ihtiyatlarla şünü takip ettim. Bu yürüyüşün kıtaat nezdindeki manasının ne oldu-
tedricî takviyeler icra edilmek suretile ilerletilecektir . Düşman mevzu ğuna şahitlik edebilirim. Mutat meşakkatlerle yanmakta olan odun ateşi
cephesinin bir kısmı zaptedilince düşmanın muhtemel bir mukabil ta- ve dumanı ve bunların zaten boğucu olan havayı zehirlemeleri keyfi-
arruzunun defi maksadile, topçu terfik edilmiş kuvvetli kıt alarm zap- yeti de ilâve ediliyordu. Bunlar dehşet günleri idi.
tedilen mmtakaya sevkedilmesi lâzımdır. Bir yarma hareketi muvaffa- Ayni günde diğer iki Kolordu Göksu, Katrancıdan takriben 5 kilo-

H
kiyetli bir surette icra edilir edilmez yarma mmtakasım genişletmek metre iraklıkta olan bir hatta kadar kısa bir mesafe ilerlediler, bunun
ve muvaffakiyetle yanlan yerin yanlarından taarruz ıçm herturlu neticesi olarak II. Kolordu sağa ve biraz geriye bir kademe teşkil
mesai ve kuvvet sarfeylemek suretile cephenin kâffesını ele geçirmek eylemiş oldu. Böylelikle, Ağustosun 22. günü akşamı Ordu, düşmanın

Ri
laZ1 tahkim edilmiş cephesine karşı taarruza hazır idi.
Tcephe elde edildikten sonra hat takviye ve tahkim; kuvvetler tekrar
tensik edilmeli ve muhtemel bir ikinci mevzie karşı taarruza devanı Vuzuh ile görüldüğü üzere, düşman bizim teşebbüslerimiz ve hare-
e y l hazırlayabilecek surette topçuyu ileriye almalıdır. İşbu keyfi-
e m e ğ i
kâtımız hakkında tamamile malûmat sahibi bulunuyordu. Tabiyece
kâfi derecede bir mâni olan Sakarya nehri ile himaye edilmekte olan,
TA
yet, kendilerine tahsis edilmiş olan düşman cepheleri hakkında tatbik
eylemek için fırka ve daha küçük birlikler için lâzımdır.
«3 — Yukarda zikredilen hususlara tevfikan, Kolordular düşman
düşman müstahkem cephesine taarruz etmek lüzumundan içtinap için
lüzumundan fazla geniş bir kuşatma hareketi tevcih etmek hususundaki
mesaimizde boşuna gitmiştir. Zira düşman, bizim yaklaşma yürüyüşü-
mevzii ile temasa gelinceye kadar ilerleyecekler, orada onlar ve
müzün tekâmülünü dikkatli bir surette takip eyledikten sonra cephe-
gerekse fırkalar lâzımgelen keşfi yapacaklar ve taarruz emirlerini
sini değiştirmiş ve yüzü Cenuba dönük ve Göksu ve Katrancı suları
vereceklerdir.
ile himaye edilmiş yani tahkim edilmiş hatlarda yerleşmiştir. Bu nehir-
« 4 _ Taarruz esnasında araziden iyi istifade etmek suretile zabıtan
RK

lerin her yerlerinden geçilmesi kolay olmasından dolayı bu mâniler


ve efradın muhafaza edilmesine ve hazırlanmış bir mevzie karşı ya- ciddî değilseler de mevzi dik ve arızalı olmasından dolayı diğer cihetten
pılan taarruzda topçunun istimal edilmesine müteallik vermiş olduğum fevkalâde kuvvetli idi.
emirleri size hatırlatmağa mecburum. İkmal mevaddı tedarikindeki
fevkalâde güçlüklerden dolayı cepanenin tasarrufla sarfedılmesı key- Bilâhare vukubulan hâdisattaıı hâsıl eylediğim; tamamile şahsî olan
fiyeti de hatıra getirilmelidir. fikir ve kanaatime göre 7. fırkanın kudreti kendisine tevdi edilen işe
0rdu Başkumandam

A . Papulas [1] Şeyh Ahmetli olacak [MütercimJ.


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

MU
muadil değildi. Eğer bu iş için daha bir fırka veyahut tekmil III. Ko- «III. Kolordu Sakarya nehri ile (Uzunbey — İnler Katrancı [İnler Kat-
lordu kullanılmış olsaydı belki de neticeler farklı çıkardı. r a n c ı n ı n 5 kilometre Cenubuna kadar [Hariç] buradan [dahil] yolu) ara-
O halde bizim Cenuptan Şimale taarruzumuz, bilâhare vaki olduğu s ı n d a k i mıntakada Sapancanm 2 kilometre Şarkındaki tepelere [1] taarruz
kadar geniş yapılamazdı; fakat şu faidesi olurdu ki, düşman kendi edecektir.
sağyanında ve arkasında büyük kuvvetlerin tehdidini hissederek gös- «Düşmanın Koca Hac ılı köprüsünden [Göksukavş ağının 1 kilometre
terdiği kadar azim ve kuvvetle cephesini müdafaa edemezdi. Polatlı C e n u b u ] kuvvet tahrik etmesini ve bu suretle bizim cenahımıza taar-

RU
üzerine yapılan hareketin ciddi bir mukavemete çatmadığını teemmül ruz etmesini meneylemek için Sakarya nehrinin Garp kıyısında kâfi
etsek dahi — hakikatte dahi böyle olmuş ve 7. fırka bu istikamette d e r e c e d e kuvvetli bir müfreze bulundurulacaktır. Türktacirde köprücü

güçlüksiiz ilerlemişti — bu cenahta daha büyük bir kuvvetin toplanma- takımı tarafından bir köprü inşa edilecektir . Kolordu, düşman mevzileri
üzerine esas taarruzunu Sapanca, Ilıca mevkileri ile İnler Katrancı te-
sının, düşmanın esas mevzileri aleyhine Cenupta yapılan taarruzlara
peleri arasından tevcih edecekttir. Cephenin mütebaki kısmında ise,
yardımı dokunurdu. Kezalik bu, II. Kolorduyu düşmanın solcenahmı daha ziyade Garbe doğru olmak üzere ve cephenin bu kısmındaki
kuşatmaktan ibaret olan pek faidesiz bir işe girişmekten kurtarmış

KU
düşman kuvvetlerini tesbit eylemek ve ayni zamanda düşmanın burada
olurdu. yapacağı bir mukabil taarruzu püskürtmeğe hazır bulunmak şartıle
23 — Ağustos için verilen harekât emri aşağıdadır: bir taarruz icra edilecektir.
«I. Kolordu, III. Kolordunun sağı ile (Tuler Uzunbey — Zam-
2 3 — Ağustos için umumî harekât emri baklı [ Dahil ] — Güngörmezin 2 kilometre garbî yolu — İncirli —
Y a y a n h a m a m — Kadıköy) yolu arasındaki mıntakada taarruz edecek-
Ordu Başkumandanlığı karargâhı tir . Esas teşebbüs Taburoğlu Garbinde III. Kolerdunun esas teşebbüsü

H
22~—- Ağustos — 19ü2
saat 11 dakika 80 sonra ile bitişik ve irtibatta olarak icra edilecektir.
« Katrancı Cenubundaki köprüden keşiften sonra, taarruzun yukarda
« i _ Düşman hemen bütün kuvvetlerini Göksu [Şimal kıyısı ] e m r e d i l d i ğ i üzere mi yoksa Ordu mmtakasınm sağ yarısından mı icra

Ri
tahkim edilmiş cephesinde Yeniceköyden Kirazoğluna kadar imtidat edileceğine Kolordu kumandanı karar verecektir. II. ve III. Kolordu vakit
eden kısımda toplamaktadır. Onun esas kuvvetleri solcenahı gerisinde ve zamanile keyfiyetten haberdar edileceği gibi Ordu Başkumandan-
(Kirazoğlu — İncirli) mıntakasında toplanmaktadır. Tayyare keşfi, lığına dahi bir rapor gönderilecektir. Bu, III. Kolorduya tevdi edilen
bu akşam toplanmış kuvvetleri 20,000 tahmin etmektedir. Hususî bir
v a z i f e s i n i icra etmekte tesir etmelidir. Cephenin yarılmasına memur
keşif, 3,000 kişilik bir düşman kuvvetinin Bokbayır [1] mevkiinde,
muhtemelen bir ileri mevzi teşkil etmek üzere bulunduğunu bildirmiştir.
«2 — Yarın saat 10 evvelde Ordu ilerleyecek ve Göksu ve Kat-
TA edilen esas kuvvetleri takviye etmek için, ağır topçu alayı bugünden
U z ı ı n b e y d e I . Kolordu emrine verilecektir . Ağır topçu alayı bulunduğu
m e v z i l e r d e n mümkün olduğk kadar III. Kolordunun sağındaki muha-
rancı suyunun doğrudan doğruya Cenubundaki köprüleri [Burada rebelere dahi iştirak ettirilmelidir.
düşman ileri postaları bulunmaktadır ] işgal edecektir. Buradan sonra, «II. Kolordu, I. Kolordunun mmtakasınm sağında taarruza geçerek
ertesi gün yani 24 — Ağustosta saat 5 evvelde benden yeni emir İncirli Şarkındaki düşman mevzilerini kuşatmağa ve Ardiz tepesi ile
RK

beklemeksizin düşman asıl muharebe hattına taarruz edecektir. Temkeui arasındaki tepeleri işgal eylemeğe çalışacaktır. Kendi sağında,
«3 _ Benim maksadım, Anderis mmtakasmdaki düşman meziini m ü m k ü n olduğu kadar uzun zaman k u v v e t l i ihtiyatlar kademeli olarak
İlıca mevkiinin tam Şarkına doğru [İnler Katrancının 4 kilometre tutacaktır. Yarın 23 — Ağustosta solcenahı Yeniyapanm 4 kilometre
Şimalişarkîsindeki düşman cephe kısmı] yarmak ve ayni zamanda C e n u b u g a r b î s i n d e k i tepelere kadar ilerletecek ve ertesi günü yanı
İncirli Şarkındaki kısmı kuşatmak suretile esas taarruzu yapmaktır. 24 — Ağustos saat 5 evvelde harekete işbu mevkiden başlayacaktır.

[1] Türbeçal [Mütercim] .


¡ l j l î o k l ı c a d a ğ olsa gerek [Mütercim].
J04 Felâkete doğru 23 Ağustos için umumî harekât emri

MU
< Süvari livası, bu Kolordunun emrinde kalmakta devam ede- halde gelerek vaziyeti ciddî ve pek feci göstermesine hayret etmekli-
cektir... » . . ğiııı garip görünmesin.
Ordu karargâhının malûmatına göre düşman, kuvvetlerini hemen
«Kolordu yalnız yarın için yani 23 — Ağustos ıçıı muteber olacak
kâmilen tahkim edilmiş olan hattan çekmiş ve bunları, bize taarruz
emirler verecektir. Yarın (Göksu - Katrancı) nehir 1 «ritin köprüsünün
etmek ve bizi kuşatmak zâhir fikri ile Ordumuzun sağcenahı karşısında
Cenubundan, öğleden sonra icra ettireceği keşiflerden sonra ertesi
toplanmıştır. Bu malûmat üzerine, ertesi gün için verilen Ordu emri
24 _ Ağustos günü için emirler ayrıca verilecektir... Ye saire».
artık sağlam ve muteber değildi. Mes'ele, daha ziyade II. Kolordunun

RU
Daha şimdiden ileriye doğru olan harekâtı harita üzerinde takıp
bir müdafaa mevzii olmak suretile düşmanı durdurabilip durduramaya-
eylemek fevkalade güç olacaktır ; çünkü harita yanlıştır; aynı zamanda
cağı oluyordu.
arazinin t e s e k k ü l â t ı m gösteremediği gibi muhtelif mevzılerm de hakiki
mevkileri y o k t u r . Kolordunun ilerlediği hat Saat'ınm 5 kilometre Vaziyeti o kadar tehlikeli telâkki eylemediğimi Miralay Vernardosa
kadar Cenubunda bulunmaktadır. Kolordu kademeli tertibat almış, ıkı izah eyledim, zira düşünüyordum ki, düşman kuvvetlerinin bizim sağı-
fırkasını [5. ve 13. fırkalar] cephede ve 9. fırka ile süvari livasını mız karşısında toplanmaları bizim sağımıza taarruz etmek niyeti ile

KU
sağcenah gerisinde bulundurmuştu. Ayrıca bir p i y a d e bölüğü ile bir yapılmış değildir, belki daha ziyade düşman vakit ve zamanı ile keş
süvari bölüğü Binbaşı Çankaridesin kumandasında olarak dalıı uzağa feylemiş olduğu bizim kuşatma hareketimizin tehdidinden kendi solce-
ve sağa ayrılmıştı . Tertibatın alınmasındaki sebep, bütün meydan nahını emniyete almak istemiştir. Benim fikrime göre, eğer düşman
muharebe cephesinin en sağcenahmı teşkil eylemekte olan Kol ırdunun hakikaten bir taarruz yaparsa bu taarruz bizim solumuza yapılacaktır.
vaziyetine uygun gelmesi ve kezalik düşmanın kendi en s o l c e n a h m d a Çünkü bu halde muvaffak olan bir taarruz Ordumuzu Sakaryadan
fazla kuvvetler toplamış olduğunu haber almaklığımızdan ıdı. kesmek ve onu çöle atmak itibarile hesapsız neticeler elde eder. Diğer
' Yukarda zikredilen Ordu emrinde emir ve tesbit edilen tedbirleri taraftan Miralay Vernardosun dediği gibi düşman hakikaten 25000

H
aldıktan sonra Ağustosun 23. günü öğlesinden sonra emrim altındaki kadar olan hemen tekmil kuvvetlerini bizim Ordumuzun sağı karşısında
fırkalara emirlerimi verdim ve huzuru fikir ile ertesi günkü taarruz toplanmış ise o halde I. ve III. Kolorduların karşısında pek az
için kolaylık olacak olan Kerpoğludaki karargâhıma gittim. düşman kuvveti kalmış demektir. Bu halde bu Kolordular vaziyeti yek

Ri
4
\ym 23. günü, diğer Kolorduların ilerlemesi esnasında (Ilıca — kolayca ıslah edebilecek haldedirler. Nihayet 15000 tüfek ve 72 toptan
İ n l e r Katrancı) mmtakasmda bazı müsademeler oldu. Bunlardan
mürekkep olan II. Kolordu, her halde şüphesiz olarak en aşağı iki üç
III Kolordunun yaptığı müsademe mühim değildi. Fakat I Kolordu- o-iin Türkleri tevkif edebileceğini ve bu zaman zarfında dahi diğer iki
mm Katrancı Cenubunda Kirazoğlunda yaptığı müsademe daha ciddi Kolordunun tazyiki düşman tarafından hissedilmeğe başlanacağı,
TA
idi Bu muharebeler düşmanın ileri mevzilerine karşı hareket netice-
sinde v u k u b u l m u ş t u . Düşman bu ileri mevziin müdafaası için ciddi
bir mukavemet yapmamıştır. Düşmanın bu mevzileri terkeylemek
kendi fikrim olarak ona söyledim . Bu sözler Miralay Vernardosun
sinirlerini yatıştırır gibi oldu.
Gece yarısına doğru, Ordu Erkânıharbiye reisi muavini Miralay
Sarıyanis, Ordu karargâhından ikinci bir haberci olarak karargâhıma
hususundaki kararı geceleyin ve şiddetli yağmurla beraber gelen bir
geldi. Onun getirdiği haber de Miralay Vernardosun haberinin aşağı yu-
fırtınanın çıkması ile yardım görmüş ve bunun örtüsü altında düşman
karı ayni idi; yalnız şu farkla ki, o, Vernardos gibi heyecanlı ve endişeli
Çek
RK

Benim cephemde toplanmış olan düşman kuvvatleri bana büyük bir değildi. Miralay Sarıyanis, diğer bazı şeyler meyanında, ertesi gün
endişeye sebep olmadılar, zira ertesi günü I . ve III Kolorduların için verilmiş olan harekât emrinin hükmünün iptal edilmiş olduğu
yapacakları taarruzun, II. Kolorduya tevcih edilebilecek bir düşman ve II. Kolordunun müdafaa tertibatı hakkında pek yakında yeni bir
tehdidini bertaraf etmeğe kâfi geleceği gibi, böyle bir taarruz vaki emir alacağını bana iş'ar eyledi.
olsa da I I . Kolordu bunu kolayca defedebılırdı. Miralay Sarıyanis 2 . fırkanın vakit ve zamanile cepheye yetişmemiş
B i n a e n a l e y h , o akşam geç vakit III. [Harekât] şube muduru Mira, olmasından dolayı 1. Kolordunun tam bir gün taarruzu geriye bırak-

lay Yernardosun KeîpoğlSndaki karargâha heyecanlı ve endişeli bir mak için rica eylemiş olduğuna dair olan ciddî haberleri de bildirdi.
14
23 — Ağustos için umumi harekât emri 107
t e l â ket e eloğlu

MU
idim. Korktuğum da hemen hemen başıma gelmişti ; zira irtibat zabit-
Mevcut olan şartlar altında böyle bir gecikme, fikrime göre fev-
lerinin motosikletleri çamura batmış ve emirleri götürenler yaya yürü-
kalâde tehlikeli idi. Ben zannediyorum ki, Ordu Başkumandanlığı ta- yüşe devam eylemeğe mecbur olmuşlar ve birisi 13. fırkanın hareke-
arruzu bir gün sonraya bırakmağa muvafakat etmemeli ıdı. Bilakis, linden biraz evvel ve diğeri de 5 . fırka hareket ederken yetişmişlerdir.
eğer vaziyet hakikaten tasavvur edildiği gibi ciddî idi ise, bu halde 24 — Ağustos, II. Kolordu için kat'î bir sükûnet günü oldu. Ko-
I . Kolordu 2. fırkayı beklemeksizin taarruza geçmeli idi. 2. fırka nasıl lordunun karşısındaki düşman kuvvetlerinin faaliyetsizliği, Ordunun
olursa olsun muharebe meydanına biraz sonra yetişecekti. sağcenalıı karşısındaki toplanmanın ehemmiyetli olmadığını gösterdi.

RU
Nikbinlikten bedbinliğe bu ansızın değişme keyfiyetinin ve kezalık Çünkü iş Ordu Başkumandanlığının tasavvur ettiği gibi olsaydı, düş
Erkânıharbiyesinin en mühim uzuvlarından ikisini benim karargahıma man, diğer iki Kolordumuzun gösterdikleri faaliyetsizlikten daha öğle
göndermek suretile Ordu Başkumandanlığının göndermiş olduğu bu zamanı şüphesiz istifade etmeğe teşebbüs ederdi.
sinirlenmenin beni ve benim yanımdaki arkadaşlarımı hayrete düşür- Filuime göre düşman tarafından herhangi bir ricat fikri memul
müş olduğunu saklayamam. Ordu karargâhının bu sinirlenmesi, evvelce olmamakla beraber, düşmanın faaliyetsizliğinden dolayı vaziyet şüpheli
düşmanın yapabileceği hareketler hakkında neşredilen yanlış fikirlerden bir halde kaldı.

KU
ileri gelmişti. Onlar, düşman için ya tahkim edilmiş mevzilerinde Hemen öğleden sonra Ordu Başkumandanlığından aldığım bir
kalacağı ve bizim de onu orada kuşatıp ezebileceğimiz!, yahut ta mu- telgraf haberinde I. ve III. Kolorduların Şimalişarkîye doğru ilerleye-
harebesiz çekileceğini ve böylece düşman için yalnız ıkı turlu hareket
cekleri ve II. Kolordunun ise bu hareketin mihverini teşkil edeceği
mümkün olduğunu söylemişlerdi. Halbuki düşmanın, teşebbüsü ele
emredildi.
almakta olduğu ve taarruza niyet eylediği anlaşılınca, lâzımgelen so-
I. ve III. Kolorduların ilerlemesi başlar başlamaz düşman solce-
ğukkanlılık ve sükûnetle muhakeme etmek kudreti kırılmıştı. Bun 1 arsız
nahıııda büyük düşman kuvvetlerinin toplandığı hakkındaki haberin
ise Ordu kumandanlığı yapmak mümkün değildi. Maalesef,, o günden
doğru olmadığı meydana çıktı, zira bu Kolordular akabinde kuvvetli

H
harekâtın sonuna kadar Ordu Başkumandanlığının zihniyet barometresi bir mukavemete çattılar.
süratle nikbinlikten bedbinliğe ve tersine çıkıp mmış ve değişmiştir. Geceleyin, Ordu Başkumandanlığından aşağıdaki emir alındı :
~ Bu Tceyfiyet, birbirini nakzedici olarak neşredilen emirlerde keşfedili-

Ri
yordu: Tereddüt etmeksizin söyleyebilirim ki, artık bu zamandan soma
harekât, kelimenin tam manasile kontrol edilmemiş ve sevk ve idare I . , II. , III. Kolordulara
edilememiştir. . Edepidou muhtelit müfrezesine
Yüksek kumandanlığın işbu gâh buraya gâh oraya kararsızlıkları-
TA
nın kıt'al ara gayri malûm kaldığı zannedilmemelidir . Çünkü pek malum
olan ruhî bir hadise icabı olarak Başkumandanın düşüncesinin ne halde
olduğu [Harekâta müdahale bile etmiyen Jeneral Papulas ıçm dahi carı
Ordu Başkumandanlığı karargâhı
24 — Ağustos — Î92İ
saat 9 dakika 15 sonra

olmak sartıle ], azim ve iradesinin küveti ve kazanmak hususundaki Düşman Etresköyî'ı Şarkılıdaki sırtları terketti. I. Kolordu Ta-
sebatlı kararı, yahut ta aksisi, bir an içinde ve esrarennız bir tarzda buroğlu Garbindeki sırtları zaptettiği ve emredildiği üzere Kirazoğlu
bütün neferlere i n t i k a l ve sirayet ediyordu. <Bir kumandanın iktidarsız- civarındaki (Güııgörmez — Evliyafakılı) hattına vâsıl olduğu vakit
RK

lığı kendi Erkânılıarbiye reisinin iktidarlılığı ile telâfi edilebilir» deyen Giizelcekale köyü umumî istikametinde sağcenalıile Kutluhan üze-
kadar hiçbir kimse büyük bir hata irtikâp edemez; er veya geç ekseriya rine ve solcenalıile Kızdkoyunlu üzerine esas taarruzunu devam ettire-
ise geç değil fakat erken, kıtaat kendilerine kimin ve nasıl kumanda cektir. III. Kolordu I . Kolordunun solunda, emredildiği üzere, Kızılköy
ettiğini şaşırmadan anlarlar. umumî istikametinde taarruz edecektir. I. Kolordunun sağcenahınm
Miralay Sarıyanisin kuvvetli sözleri üzerine taarruzun elıır edilmiş ilerlemesi başlayınca, II. Kolordu 13. fırka ile [ I . Kolordunun sağce-
olduğu hakkında derhal emirlerimi verdim; fakat başlamış olan yağmur- n ahile irtibatta bulunmak şartile] Gökpuıar üzerine taarruz edecek

dan dolayı bu emirlerin vakit ve zamanile alınmamasından da korkmuş * 7


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

ve kalaıı fırkaları da sağında ve geriye doğru kademeli bulunacaklar- solcenalıı | karşı ilk bir mukabil taarruz yapmakta olduğu bir zamanda,

U
dır. 9. Fırkanın Edepidou Muhtelit müfrezesi yarın 25 — Ağustosta benim Erkânıharbiye reisim Miralay Gavalias bizim solumuzda hiçbir
Kerpoğluya ilerleyecek, orada II. Kolordunun emrine geçecektir. ateş sesi işitmediğinden I. Kolordunun muharebede olmadığı intibaını
aldı. O, Ordu Başkumandanlığının bütün Kolorduların taarruzlarını

UM
Ordu Başkumandanı
A . Papulas
tevhit edemediğinden dolayı teessüfünü ifade eyledi. Çünkü iki evvelki
giin esnasında evvelâ 1. Kolordu muharebe etmekte iken I I . Kolordu
Muharebe bütün gece devam evledi, 25 — Ağustoş_sabahına J*ar§ı, boş durmuştu. B u g ü n d e II. Kolordu muharebe ediyordu, I. Kolordu
I . Kolordunun sağcenahı henüz ilerlememiş olduğundan dolayı ben ise seyirci ve boş idi. Bu söz, benim muharebe idare yerimde ve
faaliyetsiz bir halde beklemekte iken düşmanın bu Kolorduya mukabil Ordu Başkumandanlığı karargâhının irtibat zabiti olarak Kolorduya
taarruzu o kadar şiddetlendi ki, II. Kolordunun solcenahında muharebe refakat etmekte olan Miralay Yernardosun huzurunda söylenmişti.
Miralayın o esnadaki fikri ise aksi idi. O, I. Kolordunun kımıldanma-

R
etmekte olan I . fırka kendisini kritik bir mevkide buldu ve benden
takviye edilmesini talep eylemeğe mecbur kaldı. Ben derhal 13. fır- ması lâzımgeldiğini tamamile lıaklı buldu. Hattâ — eğer 1. Kolordu
kaya onun yardımına gitmesini ve onun biraz soluna hareket eyleme- taarruza devam eylese idi — Ordu Başkumandanlığının mümessili
sıfatı ile bu Kolordunun taarruzunu tevkif için emir bile vereceğini,

KU
sini enıreyledim. Bu fırkanın da sonra 5 . fırka ile takviye edilmesi
lüzumu lıâsıl oldu. çünkü düşmanın kuşatılması ancak bu suretle elde edilebileceğini
söyledi .
Böylece, Ordu Başkumandanlığının emirlerine rağmen, 9. fırkası
hariç olmak üzere II. Kolordu kendini işe sokmuş oldu. Çünkü ben, Düşmanın I. Kolorduya karşı mukabil taarruzlarına devam eyleme-
yapacağım iş için Ordunun müsaadesini talep etmemiştim. Ben, fırka- mesi ve 11. Kolordunun da biraz arazi kazanması keyfiyeti, Miralay
larımı taarruza attıktan sonra Orduya haber vermekle iktifa ettim . Vernardos ııezdinde düşman tarafından bir ricat icra edilmekte olduğu
Ordu Başkumandanlığının emirlerini takip ve icra eylemenıiş olduğum zehabını hâsıl ettirmişti ki, tam bu esnada 13. fırka aleyhine şidetli

iH
keyfiyetine nazarı dikkati celbederinı, zira bu keyfiyet bilâhare benim bir mukabil taarruz tevcih edildi. Ordu Başkumandanlığı karargâhının
aleyhimde ittiham yürütenlerin nazarından kaçmıştır. 111. Şube müdiirii, işi daha ileriye götürdü ve 9. fırkayı — Eğer fırka
13. Fırkanın müdahalesi tam muvaffakiyetle tetevviiç etti, çünkü denecek bir yeri kalmışsa — Karacaörenin ötesine göudermekliğinıi
akşamleyin bu fırka 8,000 : 10,000 kuvvetindeki düşmanı püskürttü ve bir emri vaki olarak tasavvur eylemekte olduğu düşman ricatini

R
ve ricate icbar eyledi. sağdan yapılacak geniş bir ihata manevrası ile kesmekliğimi teklif
Vekayiin bu tahavvüliinden ve düşmanın kendi solcenahına hiçbir eyledi.
Tarafımdan; böyle bir kararı haklı gösterecek gibi bir ricat hareke-
kuvvet nakleylemediği keyfiyeti aşikâr olduktan sonra Başkumandan
TA
— yahut Erkânıharbiyesinin — maneviyatı tazelendi. Ordu karargâhı
bunun üzerine düşmanın sağcenahının kuşatılması plânına tekrar avdet
tine düşmanın kâfi derecede bir meyil göstermekte olduğu fikrinde
olmadığım cevabım verdim. 13. fırkanın Mudananm Çeltik mevkiinin
biraz Şimalinde ciddî bir mukavemete çatmış olduğu bir zamanda 5.
eyledi ve II. Kolordunun Güzelcekale üzerine ilerlemesini emreyledi.
fırkanın Kale Grotto silsilesinin zirvesi boyunca ilerlemesi ve kezalik
Bu ilerleme belki de Kale Grotto dağ grupunun zaptedilmesini lüzumlu Çangarides muhtelit müfrezesinin dahi 5. fırkanın sağından ilerlemesi
gösterecek idi. ileri hareketi kolaylaştıracak kâfi bir ihata hareketi teşkil ediyordu.
İlerleme, Ağustosun 26. günü sabahı erkenden başladı. Takriben Nasıl olursa olsun, 9. fırkanın ibaret ve mürekkep olduğu dört taburluk
RK

öğle zamanı Kolordular şiddetli bir mukavemet karşısında bulundular. bir kuvveti, yalnız Miralay Vernardosuıı hayalhanesinde vücut bulmuş
Düşman azim ile kendisini müdafaa ediyor ve şiddetli mukabil taar- bir ricati kesmek için bu kadar geniş bir harekete memur ederek tehlikeye
ıuzlar icra ediyordu. İki saat içinde yalnız 13. fırkadan 54 ü zabit ve sokmak taraftarı değildim. Bundan maada, Ordu Başkumandanlığından
800 nefer olmak üzere 1,300 kişi muharebe harici verdik. Fakat aldığım emirlere tevfikan, ben bu fırkayı ilerletmekte olan Kolordunun
kıtaatımız iyi döğüşüyorlar ve mütemadiyen arazi kazanıyorlardı . yan ve gerisini himaye etmek için ihtiyatta muhafaza ediyordum ,
İkindi esnasında, düşmanın 13. fırkaya [Bizim Kolordumuzun

23 Ağuslos için umumî harekât emri 111
110 Felakete doğru
salıra ve ağır topçuların müthiş cepane sarfiyatlarını anlayabiliyordu.

U
Miralay, sonra, böyle tesadüfe bağlı bir ihata hareketi k m mes'u-
liyete girmekten korkmaklığıma zan ve atfeyledığı ret ve ımtınaınn Bu keyfiyet, bizim ileri hareketimizi durdurmak ve böylece kendi
yenmek için «Ordu Başkumandanının eninle» kaydıle bana tahriri biiyük kısmını rahatça Şimalişarkîye doğru toplamak için yapılmış
bir artçı muharebesi olmadığını ona isbat etmeğe kâfi idi.

UM
bir emir verebileceğini ileri sürdü ve Ordu Erkân,harbiye reisinden
kendisine yazılmış bir mektubu bana gösterdi. Kendisi bu mektuba Düşmanın esas kuvvetinin karşısında bulunmakta olduğumuz ve
düşmanın en uygun saat ve mevkii nihayet seçmiş olduğu ve kendisi
istinat ediyordu. Mektupta Erkâmharbiye reisi şöyle yazıyordu: << Bir
için en müsait şartlar altında bir meydan muharebesi vermek için
ihata hareketi için zaman gelmiş olduğunu sizin fikrinizle birlikte
ricate nihayet vermiş olduğu hakkında gerek ben ve gerekse Erkânı-
ben dahi kabul ediyorum». harbiyem hususî bir intibaa — mahallî tesirler ile vücude gelmemiş
Teklif edilen hareket için mes'uliyeti deruhte etmek suret, e yapı an bir intibaa — malik bulunuyorduk. Artık bizim ileri hareketimizi

R
bu teklif Miralay Vernardosun şövalye ruhunu gösteriyordu; lakat durdurmak gibi basit bir mes'ele değil, kat'î bir meydan muharebesi
icrasmdaki mes'uliyet tamamile bana ait bulunduğundan bu dahiyane vermek mes'elesi vardı. Bu keyfiyetin daha büyük bir isbatı ve delili de
fikri kabul edemiyeceğim cevabım verdim . esir edilen Türk zabitlerinden alınan ifadeler idi. Bu zabitler, iki gün

KU
Miralay Vernardos, düşmanın kendi solunda bir kuvvet toplanması evvel, Mustafa Kemal Paşanın bizzat II. Kolordu karşısındaki cepheye
yapmış olmasından, ricat eylemekte olduğu manasını çıkarıyordu. geldiğini ve neferlerini son bir nevmidane muharebeye teşci ve talep
Demincek söylediğim üzere, dört gün evvel Ordu karargâhı düşmanın eylediğini bize temin ediyorlardı. İşte bu hal ve vaziyete karşı koy-
bu tecemmüüntin bir taarruzuna delâlet eylediği fıkrmde ıdı; takat mak için Kolordunun bütün kuvvet ve kudretine muhtaç olduğum
madamki taarruz vaki olmamıştır; o halde Miralay Vernardosun o zamanda, Ordu Başkumandanının mümessili Miralay Vernardos gö-
fikrine göre bu tecemmü düşmanın çekilmekte olmasına alamettir. ründü ve ne fikri selimi ve doğru bir muhakemeyi ihtiva etmeyen
Hâdisat benim keşif ve tahminlerimi haklı gösterdi. Zira düşman büsbütün hayalî bir fikir teklif eyledi . Bu suretle tecrit edilmiş bir
vaziyete girecek olan zayıf 9. fırkanın harap olacağında ve mecburî

iH
ricat etmediği gibi, 11. Kolorduya karşı olan mukavemetim de kuvvet-
lendirdi ve topçu ile birlikte kuvvetli bir süvari müfrezesi Kolordunun olarak tekmil II. Kolorduyu kendisi ile birlikte çölün içine ve bunun
neticesinde esarete sürükleyeceğinde, benim fikrime göre en küçük
sağcenahını sürtüp geçerek Ordunun gerisine doğru yürudu Sonradan
bir şüphe bile yoktu. Böyle bir hareket, netice itibarile Temmuzun
öğrendim ki, bu süvariler az kalsın Uzunbeydekı Ordu Başkumandanı
17 sinde Ziras ' müfrezesinin başına gelen felâketin daha büyük bir

R
ile Erkânılıarbiyesini esir etmek üzre imişler. mikyasta olarak ayni olacaktı. O felâkete dahi o zaman Ordu karar-
Görülüyordu ki, Ordu karargâhı, düşmanın kendi solcenahmm ihata gâhının muhakemesinin noksanlığı sebep olmuştu. Böyle bir hadisenin
edilmesinden korkarak Şimaligarbîye doğru umumi bir istikamette bakar- alelûmum Ordu için ne gibi bir neticeye sebep olacağını ise okuyucu-
yayı terkeylemekte - yani Ankaraya kaçmağa çalışmakta - olduğu
TA
fikrini hâsıl eylemişti. Bu intibaı doğurmağa ne gibi bir şeyin sebep o du-
ların tasavvur ve takdirlerine bırakıyorum .
Meydan muharebesi ayın 27 sinde dahi devam etti. Düşman azim
ğunu doğru olarakt bilemiyorum ; belki de 7 . fırkanın kolaylıkla bakar- ile kendisini müdafaa etti ve her iki tarafta zayiat ciddî oldu. Buna
yayı geçmesi, böylece düşman sağcenahınm nehir ile hertürlu temasım rağmen fırkalarımız bize hâkim olan ve Cenup ciheti kuvvetli bir
kesmesi bu fikrin vucut bulmasına sebep olmuştur. Bundan sonra surette tahkim edilmiş bulunan Kale Grotto dağlık grupuna doğru
tekmil düşman cephesinin çekilmesi faraziyatına göre, gayrıkabılı arazi kazanmağa muktedir oldular.
RK

içtinap zannedilmişti. Muhtemelen Miralay Vernardosun II Kolordunun Bu gün esnasında, benim solumda muharebe etmekte olan 1. Ko-
k e n d i mahallinde maruz bulunduğu şartları nazarı dikkate almaksızın lordu ne sebepten dolayıdır bilmeyorum, taarruz etmedi; yahut taarruz
yukarda zikredilen teklifi yapmasına da bu fikrin tesiri olmuştur . etti ise de mühim bir ilerleme yapamadı. Fakat ciddî olan kısmı şu
Miralay, benim 8 . fırka gerisindeki muharebe i d a r e yerimde bizzat idi ki, bu Kolordu benim geri tarafımda ve solumda gayrı faal bir
bulunuyor ve düşmanın yalnız göstermekte o l dmuhalefet ve n ^
u ğ u
halde kaldı, böylece Kolordumun cenahlarını açık bıraktı. 27 — Ağus-
kavemeti değil, onun şiddetli mukabil taarruzlarını dalıı g ö r e b i l i r e tos gecesi Ordu Başkumandanlığından aşağıdaki emir alındı:

1I2 İ'eİâkete doğıu Umûmî Harekât ^ 1

vaziyetlerimiz hakkında doğru bir malûmat elde eder ve muhtemelen

MU
I . , II., III. Kolordulara ve 7 . Fırkaya
her ikimizin hareket ve muharebelerimizi tevhit etmiş olurduk. Bu se-
«II. Kolordu bugün ricat eden düşmanı takip ederek (Giizelcekale — bepten Miralay Botsaıisi bu maksat için liva Jeneralı Kondilis nez-
Serekli) hattına ilerledi. I . Kolordu (Tamburoğlu — Alacık) mıistah- dine gönderdim.
kem hattını işgal eyledi. III. Kolordu sağında Sapancaya, kadar tahkim Süvari livası, himaye ve muhafaza vazifeleri müstesna olmak üzere
edilmiş mevzileri işgal eyledi. Yarın, 28 — Ağustos şafakla beraber başka bir iş görecek halde değildi, Yaşları hesaba katılmasa bile fazla
Ordu aşağıdaki veçhile azimkârane bir surette taarruza devam ede işler ve arpa noksanından dolayı hayvanların fevkalâde yorgun bulun-

RU
çektir. I I I . Kolordu fırka ile irtibatta olarak Garpteki mevzii işgal ması hasebile keşif yaptırılamıyordu . Zira zavallı hayvanlar süratli yürü-
ederek düşmanı bu mevziden geriye sürdükten sonra 10. fırkasını yüşü bile yapamıyorlardı. Ayni sebepten dolayı, bizim süvarilerimiz
Garbe doğru döndürecek ve Şimale karşı da muhtelit müfreze ile düşman keşif kollarına yalnızca tasladıkları vakit ekseriya yakala-
setir ve temin edecektir. nıyorlardı .
«I. Kolordu sağceııah hududu (Eskikışla — Kızılköy) olmak üzere Arpa fıkdanına ilâve olarak birçok günlerdenberi ekmek müstesna
Şimale doğru ve azimkârane taarruz edecektir. II. Kolordu doğrudan olarak her nevi iaşe mevaddı yoksulluğu başlamıştı. Ekmek dahi

KU
doğruya I. Kolordunun ara hattının sağından, kuşatma istikameti ancak büyük güçlüklerle tedarik edilebiliyordu. Çünkü bu havalide odun
Karahoca olmak üzere ve sağını dahi setrederek ihata hareketine devam yoktu. Diğer ciddî bir keyfiyet te petrol yoksulluğu idi. Ağır yaralıları
edecek. Yarın ve obirisigiin cepane almayacaklarını Kolordular nazarı taşımakta olan motörlü arabalar, muharebe eden birliklerin ilerlemesini
dikkate alacaklardır. takip edebilmek için mandalarla çekiliyordu. Çünkü onlar için muha-
•¿n 8 1921 Saat 8 dakika 20 sonra faza kıt'asız hareket, etmek pek tehlikeli idi . Hafif yaralı neferler
Papulas
katırlar yaysız arabalar ve develerle İnler Katrancıya kadar uzun
yürüyüşlerle naklediliyorlardı. Bu nakliyat esnasında yaralılar toz ve

H
Ayın 28 inde 13. fırka [9. Fırkanın bazı birliklerde takviye edil-
miş] öyle şiddetli bir mukavemete ve azimkârane mukabil taarruzlara toprağa, tahammül edilmez bir hararete ve düşman süvarisi tarafından
maruz kaldı ki, kendi solcenahım himaye etmek için 1. fırkadan yardım dahi daima yakalanmak tehlikesine maruz kalıyorlar; düşman, sü-
varisi de bunları bulunca boğazlıyordu . Onların selâmetle nakillerim

Ri
talep eylemek mecburiyetinde kaldı. Zira I . Kolordu ilerlememiş oldu-
ğundan 13. fırkanın solcenalıı açık kalmıştı. Miralay Fraugu emir temin etmek için kuvvetli müfrezeler muhafız olarak gönderiliyordu.
almaksızın tereddüt etmiyerek ilerledi. Solcenahımı takviye etmek için Bu suretle muharebe hattı mühim miktarda lüzumlu tüfeklerden mah-
tekmil 9. fırkayı kullanamazdım ; zira bu fırka en sağcenahta idi ve rum ediliyordu. Sıhhiye malzememiz dahi pek noksan idi. inler Kat-
TA
onu sola nakletmek için çok saat isterdi. Kaybedilecek zamandan ise
düşman istifade edebilirdi; bundan maada Kolordunun açık sağcenahını
[5. fırka] Setredilmemiş bir halde bırakamazdım. Ayni günde 5, fırka,
rancıdaki 15000:20000 insanın bakımı o kadar sefilâne ve gayrı insanî
idi ki, bizzat Başkumandan yaralıları ziyarete gittiği zaman yaralılar
tarafından istiskal ve hakarete maruz kalmıştı.
şiddetli bir muharebeden sonra Kale Grotto kayalıklı kütlesinin son Bundan sonra, İnler Katrancıda seyyar hastanelere pek yakın otu-
tepelerine vardı. ran Ordu karargâhına mensup zevat yaralılarla hertürlü temastan
28 _ Ağustos muharebesi hakkında aldığım intiba müsait değildi; dikkati mahsusa ile içtinap eylemişlerdir. Yaralılar uzaktan geçen her
zira Kolordular arasında hâsıl olan birçok boşluklara çare bulamıyor- Ordu karargâhı mensubu zabite bağırıp küfürler savuruyorlardı. Sıhhiye
RK

dum. Kolordular arasında müttehit bir hareket mevcut olmadığını da hizmeti o kadar fena idi ki, Bursadaki yaralıların vazıyeti tehdıtkar
bir hal almıştı ve bizzat Harbiye Nazırının müdahalesıle büyük güçlük-
anladım .
le bir isyanın önüne geçilebilmişti. Bu açmaklı hallerin hakiki se-
Bu keyfiyet için Ordu Başkumandanlığı nezdinde müdahale etmek
beplerini başka yerlerde bilhassa sıhhiye sınıfına mensup ve d i l -
ve endişelerimden kendisini haberdar eylemek benim için güç bir iş
b a z ı zabitlerin, lüzumu olan sıhhî tedbirleri almaktaki müsamahaları
olduğundan, hiç olmazsa komşu I. Kolordu ile sıkı bir irtibat tesis
ve saire gibi rezilâne hareketlerinde aramak lazımdır.

eylemek faideli olacağını mülâhaza eyledim. Bu suretle birbirleıimizin lO


U m u m i Harekât 115
İİ4 Felâkete doğru
ve gözleri önüne vaziyetin karakteristik tasvirini getirmesi muhtemeldir.

MU
Daha ciddî bir hâdise de, cepane yoksulluğunun çabucak yaklaş-
Başkumandan ve Erkânıharbiyesinin [Miralay Yernardos artık benim
masıdır. Çünkü 28 — Ağustosta Kale Grottonun zapiı için yapılan en
karargâhımdan gitmiş idi] bu günler esnasında muharebenin cereyanını
buhranlı harekât esnasında Ordu karargâhı bana gelecek iki gün için
takip edebildiklerini zannetmeyorum, zira eğer takip edebilmiş olsalardı
cepane gelmesini beklememekliğimi söylemiştir.
düşmanın ne derece bir inat ile ve ağır topçu ve sahra cepanesini
II. Kolorduda hizmet gören herkes için şeref olmak üzere, burada nekadar hayret verici bir tarzda sarfeylemek suretile kendisini müdafaa
kuvvetli bir lisan ile bildirmek isteyorum ki, kıtaatın maruz kaldıkları eylemekte olduğunu görüp anlayacaklar ve modern bir harbin bütün
bütün mahrumiyetlere ve güçlüklere rağmen, asla şikâyet etmediler

RU
kaidelerine muhalif olan bir emir asla vermeyeceklerdi. Şüphesiz cepane
ve mırıldanmadılar ; bilâkis efrat kahramancasına ve yenilmez bir se- noksanı vardı, fakat bu noksanlık Ordu emrine işbu fıkranın konma-
bat ile döğüştüler. Ankara üzerine bir ileri harekete karar veren ve sını lıaklı gösterir mi idi ? çünkü bu fıkra, ahkâmına riayet edildiği ve
bunun mes'uliyetini üzerlerine alan kimselerin [ Her nekadar bu mes'u- icra edildiği takdirde piyadenin kaide altında bir mezbahaya sevkedil-
liyeti sonradan başkalarının omuzlarına yüklemek istemişlerse de] rııesi demek değil mi idi?.
cepane, petrol, sargıpaketi ve iaşe mevaddı yetiştirmeği temin etmek
«Piyade taarruzundan evvel topçu hazırlığını menediyorum*. Bu
için iptidaî tedbirleri bile almamaları insanı teessür ve hayretle doldu-

KU
söz, vaziyet ile kat'iyyen teması olmayan insanlar tarafından verilecek
ruyor. İrtibat yollarının düşman gayrimuntazam süvarisi [Çeteleri]
bir karardır. Bu şartlar altında Başkumandanın ne gibi bir karar itti-
tarafından hücuma duçar olduğu keyfiyetini mazeret olarak ileri sür-
haz etmesi lâzımgeleceğini bilmeyorum, tetkik etmek te istemeyorum.
m e l e r i yakışık almaz. Zira Ordumuzu kendi üssüllıarekesinden yüzlerce
Bildiğim bir şey varsa, o da yukardaki emir en son zamanda verilmesi
kilometre uzaklardaki çölün içerisine attıkları zaman bu işlerin vaki
haklı olacak bir emirdir, çünkü pek alâ malûmdur ki, bir topçu hazır-
olacağını bilmeleri lâzımgelirdi.
lığı olmaksızın piyade için siperlenmiş kıt'alara bir taarruz icra etmek
29 — Ağustos emri aşağıdaki gibidir : mümkünsüzdür. çünkü bu taarruz derhal durmağa ve pek çabuk kırıl-

H
mağa mahkûmdur. Bu cümle, emrin azimkârane bir tarzda talep eden
T., I I . , III. Kolordular ve 7. fırka K.
diğer kısımlarını tamamile menfi kılmaktadır.
Ertesi günü, 29 — Ağustos, inatçı kırışma devam eyledi ve Kale

Ri
Ordu kumandanlığı karargâhı
28"— Ağustos — 1921 Grottonun son tepeleri zaptedilmezden evvel bütün Kolorduyu kullan-
saat 11 dakika 30 sonra
mağa yani muharebeye sokmağa mecbur olmuştum. Miralay Botsaris,
ayni günde, irtibat zabiti olarak gönderdiğim I . Kolordu nezdinden
«III. Kolordu, parlak bir taarruzdan sonra sağ ve solcenahında
TA
telörgiilerile müdafaa edilen beş müteakip siperler hattından ibaret
mevzileri işgal etti ve toplar ve Sapanca Garbindeki tepeleri elde etti.
I. Kolordu parlak taarruzdan sonra (Soyuntsli — Evlifakeli) [ Kızılgö-
avdet eyledi. O, I . Kolordunun dahi büyük bir mukavemete çatmış
olduğunu ve bilhassa 2. fırkanın zayiatının ciddî olduğunu bildirdi.
Miralayın verdiği malûmata göre, bilinmeyen bir membadan gelen bir
beğin bir kilometre Cenubu] hattına ilerledi. malûmata göre, tamam bir nikbinlik Ordu kargâhmda hüküm sür-
mekte imiş !.
«II. Kolordu gayet iyi döğüşerek (Kızılkoyunlu — Durak) [1]
hattının Cenubuna erişti. Yarın 29 — Ağustos saat 5 evvelde bütün I . , I I . , III. Kolordulara ve 7. fırka kumandanlığına
RK

Kolordular ve 7. fırka eski emrim veçhile taarruza devam edeceklerdir.


Piyade taarruzundan evvel topçu hazırlığım menediyorum. Yarın, 30 — Ağustos, III. Kolordu Yıldıztepesini işgal edecek,
Ordu Başkumandanı mıntakayı temizleyecek ve Şimalişarkî istikametinde ilerleyecektir.
A . Papulas I. Kolordu işgal etmekte olduğu hatta kalacak ve müdafaa için tahkimat
yapacak ve ertesi günü Ardıztepesini zaptetmek için hücuma hazırla-
Yukardaki emrin son fıkrasının okuyucuyu düşünceye sevketmesi nacaktır. II. Kolordu sola doğıu, I. Kolordunun sağındaki tepeler

[1] Tutak olacak [Mütercim] .


116 Felakete doğru Umuıuî Harekât 117

üzerine ilerleyecek ve tam bir fırkasını ihtiyatta tutacaktır. 7. Fırka diğer taraftan da bizim kuvvetlerimizin dağınıklığından idi. Eğer II. Ko-

MU
düşmanı sıkıştırmakta devam edecektir. lordu Kale Grottonun zaptından sonra Şimal ve Şimalişarkîye doğru
ilerlemiş olsaydı, onunla I . Kolordu arasındaki mesafe daha ziyade
Ordu karargâhı
29 — 8 — 1921 saat 9
artmış olacak ve bunun neticesinde de II. Kolordu tecrit edilmiş ve
dakika 45 sonra çabucak mağlûp edilmiş bulunacaktı. Bu hadisenin Ordunun mütebaki
A . Papulas kısmı üzerindeki aksi tesiri ne olacaktı ?. Ordu karargâhının elinde
şimdi olduğu gibi artık hiçbir ihtiyat kıt'ası [Masse de manoeuvre]

RU
kalmayacak ve düşmanın bir teşebbüsüne mukabil bir hareket yapmak
Yukardaki emre tevfikan 30 — Ağustos sabahı solcenah ileriye
lüzumu karşısında pek zayıf kalacaklardı. Düşmanın ihtiyatları vardı.
sürülmüştü, fakat tam bir fırkayı ihtiyatta tutmak değil, hattâ bunu
Doğrusu bu ihtiyatlar küçük idiler, fakat kendisi tarafından bizim
düşünmek bile imkânsız idi. Sahalı esnasında Miralay Verııardos tara-
cephemiz üzerinde seçilmiş olan her hangi bir nokta üzerinde hemen
fından getirilen yeni bir emir de, [Bu emir bende yoktur] terkeyle-
hemen dosdoğru neticeler elde etmeğe muktedir tanı birlikler halinde
mekte olduğum mıntakayı tutmak için yalnız bir fırka ile süvari
bulunuyorlardı. Fikrime göre de, düşmanın ancak bizim Sakarya ile

KU
livasını bırakarak iki fırkayı III. Kolorduyu takviye eylemek üzere
olan temas noktamızı seçeceğinde en küçük bir şüphe bile yoktu.
İnler Katrancıya almakbğım bildirildi. Emri' getiren, geceleyin hareket
etmeğe Kolordunun hazırlanması için zaman elde edilsin fikri ile em- Ordu tarafından bu mevkie yapılacak muvaffakiyetli bir mukabil
rin sabahleyin verilmiş olduğunu, fakat saat 5 sonrada kat'î bir emir taarruz tekmil Ordumuzun harabiyeti manasına gelirdi. Ordumuz nehir-
daha alacağımı ilâve eyledi. den kesilmiş, netice olarak irtibat hatlarından kesilmiş olacak ve tam
manası ile çöle atılmış olacak, orada cepanesiz, iaşesiz, yahut susuz
Ordu kumandanlığının bu kararını anlayabilmek için III. Kolordu-
emniyetli bir surette harap edilmiş bulunacaktı.
nun en solcenahta Yıldıztepesinde büyük bir mukavemete çatmış
Yukarda zikredilen sebeplerden dolayı, Ordu kumandanlığının

H
olduğunu ve alman malûmata göre Ordu karargâhında düşman kuv-
11. Kolorduyu diğer iki Kolordunun arasına veyahut 111. Kolordunun
vetlerinin bizim solcenahımızda kuvvetli bir tecemmüüııden ve bu
arkasına koymak suretile cepheyi daraltması ve bu sayede mühim bir
tecemmüfin III. Kolordunun mağlûbiyetini mucip olacağından ve bunun da

Ri
[Masse de manoeuvre] manevra merkezi sıkleti teşkil eylemesi fikri
bizi Sakaryadan ayıracağından korkulmakta elduğu keyfiyetini nazarı benim tarafımdan tamamile tasvip edilmekten başka bir telâkki
dikkate almak lâzımdır. görmez.
Ordu karargâhının bu kararı, fikrime göre, bir noktaya kadar doğru Tekmil Kolordunun ve süvari livasının kaldırılması lâzımdı, zira
TA
idi. Kuvvetlerimizin nasıl dağılmış olduğu ve muhtelif birlikler arasındaki
geniş aralıklar nazarı dikkate alınacak olursa, birliklerimizi toplamak
ve üç Kolordunun muharebesini ve harekâtını ahenk ve vahdete almak
I . Kolordunun sağceııahmı himaye etmek için bir fırkayı ve süvari
livasını orada tutmağa lüzum yoktu . Yalnız hissiyat sebeplerde arazi
terketmeğe tereddüt edebilirdik. Fakat harp zamanında hissî sebepler
âli bir lüzum haline girdiği anlaşılır. Ordu, Kolordular arasında farklı nazarı dikkate alınmaz. Nehir üzerindeki solcenalıımızı emniyette
boşluklar ile 55 kilometreden fazla bir cephe üzerinde dağılmış bulu- bulundurduğumuz müddetçe müstacel bir tehlike bizim için yoktu ve
nuyordu . Meydan muharebesi, adeta mevziî çarpışmalar haline inkilâp solcenahımızla yeni bir hareket düşünmek te mümkün idi. Belki de
eylemiş, her Kolordu kendi hesabına döğiişmekte idi ve ekseriya bu yeni hareketle düşmanı hazırlanmamış bir halde yakalamak ta
RK

Kolordunun birisi şiddetli bir muharebeye girişmiş bulunurken komşu- mümkün olurdu. Çünkü düşman bütün dikkatini bizim sağımıza dikmiş
sunun boş durduğu vaki oluyordu. Sağcenalıtan bir kuşatma hareketi bulunuyordu .
yapılması hususundaki esas plân artık file çıkarılamazdı, sebebi de Bu kararın bir dereceye kadar doğru olduğunu söyledim ; hakikatte,
bir taraftan, düşmanın bu teşebbüsü vakit ve zamanı ile anlamış ol- Miralay Vernardos tarafından getirilen emir ancak bir ön emir idi.
masından ve kendi maksadına daha uygun bir arazi üzerinde bu hare- Bu emir, takip edilecek yol hakkında muharririnde mevcut şüpheleri,
onun vaz;iyet hakkındaki emniyetsizliğini ve Başkumandanın müthiş

ketin önüne geçmek için tedbirler ittihaz eylemiş bulunmasından vş


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

kararsızlığını örtmeyen ve gizlemeyen bir vesika idi. Eğer Ordu Başku- müdafaa için hazırlanmamış bir mıntakada yalnız bir fırka ile şimdi

MU
mandanlığının, bizim solumuzda düşman kuvvetlerinin toplandığı bak- artık tamamile faidesiz bir hale gelmiş olan süvari livasını bırakmak-
landaki haberi doğru idi ise, takip edilecek yol hakkında hiç şüphe lığın nasıl mümkün olacağı benim için nüfuz edilmez bir sır idi.
kalmayordu. Şayet düşman hakikaten oradan hareket eylemek kararım O sabah [ 30 — Ağustos ] fırkaların harekâtı kolaylıkla ilerledi ve
vermiş idi ise bunun alâmeti, onun orada toplandığı dakikadan itiba- Şimale doğru düşman kıt'aları ile köylülerinin ricatlerinin tarassut
ren bize malûm olurdu. Birkaç saat içinde, kıt'aların yeniden naklim edilmiş olduğu hakkında bana bir de haber geldi.
icabettirecek diğer bir karar ittihaz etmekliğin düşman için kolay bir Ben bu son haberlere çok ehemmiyet vermedim, çünkü ben düş-

RU
şey olacağım düşünmek bizim için caiz değildi. ' Kıt'alar bir zamaıı manın âdet edindiği tabiyeyi biliyordum. Düşman bizi muntazam bir
içinde, meydan muharebesinin bir ucundan diğer ucuna nakledilebileıı taarruz icra etmeğe mecbur eyledikten sonra ve kendisi tarafından
dama taşları değildirler. şaşırtıcı derecede cepane sarfedilmek suretile bize ciddî zayiat ver-
II. Kolordunun hareket ettirileceği hakkında katiyetsiz bir e m i r , - dirdikten sonra, daha evvelce hazır olan mevzide oyunu tekrar
oynamak için çekiliyordu. Maamafih bu haber Miralay Vernardos
Kolordunun ikmal hizmetleri plânını altüst ettirdi. Gidecek miyiz,
üzerinde derin bir tesir icra eyledi. Bilhassa, bu haberden hemen

KU
yoksa kalacak mıyız?
biraz zaman sonra bir tayyare haberi aldık. Bu haberde ise Ardızte-
Bütün b r Kolorduyu harekete geçirmek, bilhassa düşmanla temasta
pesi ve Çaldağı boyunca yalnız birkaç düşman keşif kolunun bırakıl-
iken, basit bir iş değildir. Motör arabalarından mürekkep tekmil bir dığı ve bunların arkasında da ancak 2 000 kişilik bir kuvvetin bulun-
nakliye hizmeti, her cins ve neviden nakliyat var. Vaziyetin icabı duğu; Yabanhamam mevkiinin düşman tarafından terkedilmiş olduğu
olarak I I . Kolordu ile beraber bulunan birçok b i n l e r c e mevaşı var kı, ve bütün bu mıntakada hiçbir hareket görülmediği yazılıyor, nihayetde
yürüyüşü takıp etmek için yürüyüş kolunun kuyruğuna takılamazlar. tayyareci düşmanın Şimale çekilmekte olduğu fikrini ifade ediyordu.
Kolordu o anda düşmanla temas halinde iken bir çekilme yapacak !

H
Bu haber, zaferin kazanılmış olduğu keyfiyetine Miralay Vernardosu
Pek nazik bir teşebbüs ve büyük bir hareket serbestliği talep eden bir te- ikna eyledi ve sabırsızlıkla Ordu karargâhına giderek hâdiseyi bildir-
şebbüs. Meselâ emrin alınması üzerine umum mıntaka ve bütün yollar, kı- mesine müsaade edilmesini istedi. Bütün cephe boyunca acı bir mu-
taatın serbest hareketlerine engel olabilecek her mâniden derhal temiz-

Ri
harebenin hâlâ devam eylemekte olması ve bunu benim muharebe
lenecek; fakat emir istikamet tayin etmiyor, binaenaleyh böylece idare yerimden hepimizin görebilmekte olması keyfiyeti Miralay
kendimi bir muamma içinde buldum; çünkü evvelceden emirlerimi Vernardosa tesir bile etmemiş ve Miralay, Pilottan zarfı alarak acele
vazıp versem saat 5 sonradan evvel yeni bir nakzedici emir almak- hareket etmiştir .
gönderilmiş olan katarlar geriye dönmeğe mecbur olacaklardı.
TA
lığım imkânı kalmakta idi. O halde, birçok kilometrelerce uzaklara

Ordudan verilen emirde mevcut umumî fikir hakkındaki düşünce-


Düşmanın kaçmakta olduğu keyfiyeti bu kadar kanaat getirtici
delillerle meydana çıktığı halde benim hiçbir sevinç ve iştah siması
göstermemekliğimden dolayı askerî malûmatım ve şahsî cesaretim
lerim bunlar idi. Bu emrin Kale Grottoda bir fırka ve süvari livasını hakkında üçüncü harekât şubesi müdürünün ne derece zavallıca bir
terketmeği — veyahut bunları kurban eylemeği — benden talep eden fikir hâsıl eylemiş olacağını tasavvur edebiliyorum. Takriben bir yıl
ikinci kısmı hakkında fikir beyan eylemenin pek güç olduğunu itiraf sonra benim muhakememde, Miralay Vernaıdosun doğrudan doğruya
RK

ederim. Bütün üç fırkanın işe sokulmasını mucip olan müteaddit mafevki olan Miralay Saryanis, bizzat kendisinin dikkat etmiş olması
günler devam eden kanlı muharebeden sonra düşman, yerinden kımıl- itibarile, benim tamamile Erkâmlıarbiyemin tesiri altında bulunduğum-
damış ve yeni bir müdafaa hattına çekilmiş idi. Ordu karargâhı, da ve kendiliğimden fikirler ve hükümler kurmağa gayrimuktedir
bizim harekât hakkında gönderdiğimiz raporları muntazaman alıyordu, olduğuma şahitlik eylemişti. Maamafih, belki, Miralay Saryanis ve
binaenaleyh tabiye vaziyetini hüküm ve takdir edecek bir mevkide dostları, Ferik Papulasm yürüyeceği yol ve fikirlerine kılavuzluk
idiler. Şimdiye kadar üç fırka ile bile büyük güçlüklerle tutulan ve etmeğe alışık oldukları için ve bir insanın bulunduğu muhitin kendisine

120 Ümıımî Harekât

yapacağı tesiri bilerek benim vaziyetimi de kendi vaziyetleri gibi

MU
kuvvetlerinin bulunmakta olduğunu bildirmiştir. Ben bu haberi I . Kol-
zanneylemişlerdir. ordudan ancak ertesi günü aldım. Maatteessüf vaziyet hakkında
Beklediğim veçhile, saat 2 sonrada bir telefon emri aldım. Bu Miralay Vernardosun fikrine tesir edemeyecek kadar geç gelmişti.
emir Kolordunun solcenaha nakli için evvelce verilmiş olan emri ilga En nihayet saat 7 sonrada bütün Kale Grotto silsilesini zapteyle-
ediyor ve Şimale çekilmekte olan düşmanın bütün Kolordular ile umumî meğe muvaffak olduğumuz zaman birçok günler kesiksiz muharebe-
takibine geçilmesini bildiriyordu. Takip hareketine derhal başlanacağı lerin ve gayrikâfi gıdanın neticesi olarak kıtaatın yorgunluğu o dere-
ve ertesi sabah yeni emir alınmaksızın devam edileceği de emirde cede idi ki, geceleyin düşmanı takip maksadı ile her hangi bir kıt'ayı

RU
ilâve ediliyordu. Miralay Vernardosun kolaycacık uyanan ve htikmede- [Hücuma sokulmamış hiç bir kıt'a da kalmamıştı] hareket ettirmek için
mediği galeyan ve heyecanının aşikâr bir neticesi olan bu emir, II. Kol- herhangi bir düşünce gayrimiimkün idi. Son piyade ihtiyatlarım
ordu tarafından icra edilmemiştir. Sebebi de sadece bizim karşımızdaki meş'um kayanın zaptı için muharebeye sokulmuştu. Bu kaya üzerinde
düşmanın halâ inatçı bir müdafaaya ve her adım arazi için mücadeleye patlayan dost ve düşman her iki tarafın topçu mermilerinden dolayı
devam eylemekte olması olmuştur. Ancak akşama doğru II. Kolordu bir volkan gibi alev ve duman kusuyordu. Hayvanlarının acinacak
pek ağır zayiata uğradıktan sonra bütün kayalıklı grup zaptedilmiştir. halde olmasından dolayı süvari livasını kullanmak ta gayrimiimkün

KU
Yukardaki emrin diğer Kolordularca — eğer icra edilmiş ise — ne suretle idi. Eğer bu şerait altında takip yapmağa teşebbüs etse idim Orduyu
icra edilmiş olduğunu bilmiyorum. Benim bildiğim, yalnız bu emrin dağılmak tehlikesine koymuş olacaktım. Çiinkü eğer düşmanın azıcık
II. Kolordu tarafından icra edilmediğidir; çünkü gayrimiimkün idi . bile taze birlikleri olsa, bir felâkete sebep olurdu. Eğer yorgun kıt'a-
Pek kısa bir zaman evvel kendi irtibat zabitleri benim karargâhımda larırnla derhal bir takip icra edilmesini emretmiş olsa idim takip
bulunsun ve bu zabit tayyarecinin verdiği rapora rağmen muharebenin edenler derhal yeni tahkim edilmiş mevzilere çatarak sendeleyecek-
halâ devam eylemekte olduğunu kendi gözlerde görsün, buna rağmen lerdi. Çünkü daha Kale Grotto üzerine ilerlemezden evvel Türklerin
Ordu kumandanlığı karargâhından böyle bir emir çıkabilsin ... Doğrusu 8 kilometre Şimalde yeni bir müstahkem hat vücude getirmek için

H
buna insanın hayretlerle dolmaması mümkün olmıyor. çalışmakta olduklarına dair malûmat almış idik .
Vaziyet hakkında doğru bir fikir hâsıl eden benmiyim, yoksa Ben, bizim kıt'alarımızı bir kere daha zafer ile örten büyük bir
Miralay Vernardos mu dur ? İkimizden hangisidir, söylemek bana muvaffakiyetten sonra hissedilecek sevinci Ağustosun 30. günii akşamı

Ri
düşmez. Benim yalnız söyleyebileceğim şey, benim noktai nazarımın hisseylememiş olduğumu itiraf ederim . Çünkii hakikat müthiş, tıpkı
kendi gözlerimin gördüklerine istinat etmekte olması idi ki, tekmil Milâdı İsadan 280 yıl evvel Romalılara karşı yaptığı Heraclea meydan
II. Kolordu Erkânıharbiyesi de benimle birlikte ayni noktai nazarları muharebesinden sonra Kıral Pyrrhusa göründüğü kadar müthiş idi.
kabul ediyordu ; halbuki Miralay Vernardosun noktai nazarı yalnız Zayiatımız, Kolordunun kuvvetine nisbetle pek fazla olmuştu ; üç fırka-
TA
tayyarecinin verdiği rapora istinat ediyordu. Bizim hava hizmetimizin
tanınmış olan iktidarsızlığına rağmen Ordu kumandanlığının bunların
hatalı keşiflerine ve haberlerine bel bağlamakta devam eylemesi ve
nın tahmin edilebilen kuvveti 8000 ilâ 9000 süngüden pek fazla değildi.
Pek az cepane kalmıştı, bu cepanenin ikmal edilebilmesi de şüpheli
idi, iaşe mevaddı dahi azalmıştı. Düşman çekilmişti, bu doğrudur,
cephede fırkalar ve Kolordular tarafından tedarik edilen ve tıpkı fakat esir ve malzeme itibarile hiçbir zayiat vermeden ve 8 kilometre
Miralay Vernardosun birkaç defa elde etmiş olduğu fırsat misillıı Şimalde tekrar tutunmak üzere çekilmiş olup, orada yeni mesai ve
Ordu karargâhı Erkânıharbiyesine mensup zevat tarafından mahallinde daha korkunç zayiat bizi beklemekte idi. Böyle şartlar altında, eğel-
en sonunda Ankaraya gidebilseydik halimiz ve vaziyetimiz ne olurdu ?
RK

tahkik edilmesi mümkün olan malûmatı ve haberleri bir köşeye


Sakin bir geceden sonra ertesi 31 —- Ağustos sabahı aşağıdaki emir
atması acip ve garip bir keyfiyet idi.
alındı:
Şimdi söylemiş olduğum sözün doğruluğu, maatteessüf ayni günde
I . , I I . , III. Kolordulara
yani* 30 — Ağustosta biraz sonra başka bir tayyareci tarafından yapı-
lan diğer bir keşif ile tamamile sabit olmuştur. Ayni mıntakada Düşman, pek muhtemel olarak, dün gece esnasında çekilmeğe baş-

yapılan bu keşif üzerine işbu tayyareci takriben 26 bin kişilik düşman ladı . O, Sarka çekilmekte olan sağcenahınm geçmesini temin eylemek
16
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
78 ^ Felâkete doğru
ayni lıizayı muhafaza edemiyordu. Bu yüzden kendi solcenahı

MU
için (Ardıztepesi — Kara Hoca tepeleri — Çuluktepeleri) hattında kuv-
vetli artçılar bırakmıştır . ile I. Kolordunun sağcenahı arasında ehemmiyetli bir boşluk
III. Kolordu 7 . fırka ile birleşmeğe muvaffak oldu, bugün Sivriye [ 8 : 9 kilometre] hâsıl olmuştu . Bu boşluğu doldurmak için yalnız
ilerledi. Yarın, 31 — Ağustos saat 5 evvelde bütün Kolordular bugün solcenahı ileri sürmek kâfi gelmezdi, bütün Kolorduyu kaydırmak lâ-
için vermiş olduğum emre tevfikan düşmana taarruz edecekler ve zım idi. Bu ise o zaman Kale Grottonun zaptı için haklı olarak
aşağıda verilen hatta ilerliyecekler, orada tekrar kendilerine çeki düzen ısrar etmekte olan Ordu Başkumandanlığı için kabule lâyık olmıyan
vermek ve toplanmak için müdafaa mevzileri alacaklardır. bir hareket idi. Yukardaki keyfiyete tâbi olmaksızın benim solcenahı-

RU
mııı ilerlemesi, bizi I. Kolordu ile birleştirebilmek ve fakat daha ziyade
7. fırkası kendisine avdet etmiş olan III. Kolordu (Yağmurlutepe-
bilhassa benim Kolordumun vaziyetini ıslah eylemek itibarile ne suretle
leri — Polatlı Şimalişarkîsi tepeleri — Kayabaşı tepeleri) hattını (Ka-
olursa olsun lâzım idi. Bu keyfiyeti tafsilâtile izah eylemek maattees-
mıçık — Babalıüyük) yoluna kadar [Dahil] tutacak ve solcenahı ve
süf gayrimümkündür ; zira harita, arazinin şimdiki teşekkülâtım hiçbir
Kara Hüyiikköy Şimalişarkîsi tepelerindeki ileri mevzii himaye ede-
cektir . suretle göstermemektedir.
I. Kolordu : Osmaniye tepeleri [ Çal Şimalinde ], Temköy Şimali- İşgal edilecek sırt, yaklaşılamaz bir halde idi; çünkü bu sırt, daha

KU
garbîsindeki tepelere dakar [ Dahil ] . Şimalde Kara Hoca ile Büyükçahş arasında bulunan ve haritada işaret
II. Kolordu: Temköy Cenubugarbisindeki tepeler [Dahil] ve Gü- edilmemiş olan eğri bir tepenin yan ateşlerine mahkûm bulunuyordu.
zelcekaleköy tepeleri. Bu son tepeler silsilesi siperler hatlarile [Kale Grotto üzerine ilerlen-
30 — 8 — 921 Saat 10 dakika 54 sonrada mezden evvel hazırlanmış tahkimata ait] takviye edilmiş ve kuvvetli
Ordu B a ş k u m a n d a n l ı ğ ı karargâhı kıt'alar tarafından tutulmuş idi.
A . Papulas
Ağustosun 24 ünden 29 uııa kadar muhtelif tayyareciler tarafından

H
Yukardaki emir, şüphesiz, tayyareden alman en son malûmatın yapılan tayyare keşiflerine göre bu tepeler üzerinde 10 000 den 15000 e
tesiri altında hazırlanmış idi. Kolordular henüz nevmidane bir muha- kadar düşman kuvveti mevcut olduğu kabul edilmiştir.
rebe icra etmekteler iken şiddetli bir takip icra edilmesi hakkında Buna gerek benim ve gerekse Erkânıharbiyeme mensup zabitlerin

Ri
telefonla verilen talimat ise ilk malûmatın neticeleri idi. Kolorduların düşmanın müteakip hatlarda mütemadiyen kendini takviye eylemekte
Erkânılıarbiyelerinden alman malûmata Ordu kumandanlığının nekadar olduğunu kendi gözlerimizle görmüş olduğumuzu da ilâve etmeğe
az ehemmiyet vermekte olduğunu göstermek için ben bu nokta üzerine mecburum.
ehemmiyet veriyorum . Lüzumlu olduğu kadar müşkül olan bu hareket için, en az yorulmuş
TA
Ben, okuyucunun nazarı dikkatini bilhassa yukardaki vesikanın ilk
fıkrasına celbetmek istiyorum. Zira düşmanın harekâtının ve muhare-
belerinin tasvir edilmesi tarzı, bilâhare zuhur eden hadiseler için pek
olan 9. fırkayı Doruğu zapteylemeğe ve en çok zayiat vermiş olan
13. fırkanın cenahını uzatmağa memur eyledim. 13. fırkaya da 9. fırka
yerine sağcenahı ve geriyi örtmek emrini verdim.
9. fırka taarruza geçti ve şiddetli topçu ateşi altında ve pek ağır
ziyade ehemmiyeti haizdirler ve bu fıkra, askerî vaziyet hakkında Ordu zayiatla 2 kilometre derinliğine ilerleyerek gösterilen Doruğu zaptey-
Başkumandanlığının fikirlerinin sılıatli bir tasvirini verir. lediği intibaını hâsıl eyledi. Kendi muharebe idare yerimizden lıükme-
Haritada görüneceği üzere, bizim cephemiz Kale Grottoda; II. debildiğimize göre gerek ben ve gerekse Erkânıharbiyem, bilâkis hali
RK

Kolordu bunun etrafındaki bir mihverle yavaş yavaş Şarka dönmekte hazırdaki hedefin cephesinde yalnız ilk tepeler hattının işgal edilmiş
idi. Buna sebep III. Kolordunun ilerlemesi olmuştu. Bu Kolordu 7. olduğu fikrinde idik. Bu keyfiyet bilâhare 5. fırkanın muharebe idare
fırka ile irtibatta bulunmak şartıle, Sakarya civarındaki araziyi yerinden dahi teyit edildi.
temizlemiş idi. III. Kolordunun cephesinde vaziyet büsbütün farklı Yeni büyük taarruzlar pahasına solcenahımı daha ileriye sürmeğe
idi, zira Kale Grotto için yaptığı şiddetli muharebeye olduğu karar vermezden evvel, karargâhımdan Yüzbaşı Skylakakisi gerek
gibi dalmış ve bağlanmış olduğundan I . Kolordunun ilerlemesile

vaziyeti anlatmak ve gerekse arazinin hakikî teşekkiilâtı ile haritada


79
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra

MU
gösterilen arasındaki farkı izah etmek için Ordu Başkumandanlığı ka- memur eyledim, zira, işbu seferin hayreti mucip bir haleti rulıiyesi
rargâhına gönderdim. Solcenalım ileri sürülmesi müthiş fedakârlıklara olmak üzere Kolordu kumandanları Ordunun niyet ve tasavvurlarından
lüzum gösteriyordu. Sağdan 5. fırka tarafından topçu yardımı ise haberdar edilmemekte idiler.
arazinin teşekkülâtmdan dolayı gayrimümkiin idi. Bu fırkanın ilerle- Eylülün 1. günü için verilen emir plânda hiçbir değişiklik olmak-
mesi, sağcenahı ileriye sürmek mes'elesiııin mevzuubahis olmamasın- sızın harekâtın devamını ihtiva etmekte idi.
dan maada, gösterilen Doruğu zaptetmek için tekmil Kolordunun mu- Eylülün 1. günü sabahının geç bir zamanında Ordudan yeni bir
harebeye karışmasını istilzam ediyordu. Halbuki bu tepe kuvvetli bir

RU
emir aldım [Bu emir bende yoktur]. Bu emir Ordu kumandanlığının
surette tahkim edilmiş ve zayıflamış olan II. Kolordunun kuvvetlerine ııoktai nazarlarını değiştirmekte olduğuna taze bir misal teşkil ediyordu.
üstün düşman kuvvetleri tarafından işgal edilmiş bulunuyordu. Kezalik Emirde, şimdiye kadar arzu edilen tarzda ilerleyemeyen III. Kolorduyu
derhatır edilmelidir ki, bu Kolordu, diğerleri gibi topçu hususunda ve takviye etmek üzere Sapancaya bir fırka göndermekliğim bildiriliyordu .
küçük silâhlarının cepanesi hususunda noksanlık içinde idi. Buna Bu emir, kumandanların kararsızlıklarının bana ilka etmiş oldukları
ilâve olarak, düşmanın tahkim edilmiş cephesi kendi soluna doğru lıâd endişeden sarfınazar, benim üç fırkamın zorzoruna mıntakayı tut-
ıızayor ve Kolordunun sağcenalımı ihata eder bir vaziyette bulunu-

KU
mağa kâfi gelebildiği keyfiyetinden dolayı midemi bulandırdı. Maama-
yordu. Bu vaziyette, 5. fırkanın müşterek muharebeye ve hedefe fih, tekrar 13. fırka tarafından değiştirilmiş olan 9. fırkayı gönderdim.
doğru ufak bir hareketi kendisini tamamile kuşatılmış bir vaziyete Bu suretle cenahın ve gerinin himayesinden dahi mes'ul olması
sokacaktı. Kolordunun daha ziyade ilerlemesi ancak Ankara üzerine lâzımgelen 13. fırkanın bu cenah ve geri setri vazifesini ise süvari
urnumî bir ileri hareket icra edilmesi halinde mümkün olurdu ; çünkü livasının yaya kısmı ile, kalan fırkaların beherinden ayrılmış takımlara
bu takdirde benim cephem karşısındaki düşman tahkimat hatları I. tevdi eyledim.
Kolordunun ilerlemesi ile çevrilmiş olurdu. O Kolordunun solcenalıı
müntehasmda ve kendisi ile irtibatta bulunmakta olduğum I. fırkanın Yüzbaşı Skylakakis ayni gün [1 — Eylül] öğleden sonra Ordu

H
fikri de böyle idi. Solcenalım ilerlemesi mes'elesini pazarı itibara al- karargâhından geri döndü ve bana şunları söyledi :
maksızın diğer cihetlerden, vaziyeti alâkadar edecek amiller var idi: «Ordu kumandanlığı, Kolordular arasındaki geniş boşlukların tehli-
kesini nihayet anlamış ve bizim I. Kolorduya daha yanaşık olarak

Ri
1 — Düşmanın şimdiye kadar olan müdafaasının pek azinıkâraııe
olması ve daima tam bir intizam ile ve bütün malzemesile ricat hareket etmekliğimizi [ Bu Kolordudan 8 kilometre ayrılmıştık ] ve hattâ
etmekte olması. lüzum hâsıl ederse Kale Grottoyu terkeylemekliğimizi arzu eylemiştir.
2 — Cephesini kullanmakta serbest bulunması. Cepane ve iaşe noksanı bütün harekâtın iki gün için tevkif edilmesine
ve bu suretle efrada dahi istirahat verilmesine Orda karargâhının
birinin saf harici kalmaları.
TA
3 —- Zayiatımızın pek büyük olması ve muharip kuvvetlerimizin üçte

4 — Altı gün devam eden kesiksiz muharebelerden sonra mahru-


karar vermesine sebep oldu . Düşman kuvvetleri hakkında alman iti-
mada şayan malûmat beheri 2,000 : 3,000 süngü kuvvetinde ondokuz
fırkadan ibaret olduğu » tarzında idi. Ordu karargâhmdaki muhtelif
miyetlerin ve umumî yorgunluğun efradın maneviyatına tesir eylemeğe
başlaması. Efrat hernekadar hâlâ ilerlemekte idiseler de ilk günlerde zevatın birbirlerile aşikâr bir surette ihtilâf halinde bulunmaları hase-
olduğunun ayni şevk ve heyecanı ile değil. bile Yüzbaşı Skylakakis beni daha fazla tenvir edemedi. Hattâ Ordu
5 — Bilhassa yekdiğerini nakzeden müteakip emirler vermesi yü- İkinci Erkânıharbiye reisi Miralay Sarıyanis endişesini saklamamış
RK

zünden Ordu kumandanlığının nüfuzunun zabitanm nazarlarında düşmesi ve Yüzbaşı Skylakakise açık olarak: «Oyunu kaybettik» demiştir.
ve nihayet esas malzemenin mühim derecede noksanlığı. Bu Miralayın, Ankara akınının birinci müşevvikı olduğu hatıra getiril-
Ordu kumandanlığının solcenahtan yeni bir ilerleme yapılmasında sin!. Ordu Erkânıharbiye reisi Miralay Pallis her vakit olduğu gibi
ısrar edip etmemekte olduğunu — bu ilerleme benim fikrime göre sakin olup Liva Jeneralı Stratigosun fikrine muhalif hiçbir fikir ifade
lüzumlu değildi — ve alelûmuuı Ordu kumandanlığının niyet ve teşeb- etmek istememişti. Jeneral Stratigos ise ağır zayiata ve büyük müşkü-
lâta rağmen, Ankara üzerine bir ileri hareketin devamını kat'î lüzumlu

büslerinden malûmat almak üzere Yüzbaşı Skylakakisi öğrenmeğe


126 U m u m î Harekât, İ 2?

Emir şudur:

MU
olarak telâkki ediyormuş ve şayet bir harabiye doğru yürümekte olduğu-
muz vaktile görülürse ancak o zaman bu ileri hareketten sarfınazar oluna-
I . , II., III. Kolordulara
bilecektir fikrinde bulunuyormuş. Başkumandanın da, hangi noktai naza-
rın kabul edileceğini bilmeyen müşavirleri arasında mevcut ihtilâftan Ordu Başkumandanlığı
Karargâhı 1 — Eylül — 1921 Saat 9 evvel
büyük teessür içinde bulunduğunu da yukardakilere ekleyecek olursak
Ordu Başkumandanlığı karargâhmdaki vaziyetin hakikî bir tasvirini « I . Kolordu, parlak bir taarruzdan sonra Çaldağmın Şark kısmını

RU
elde etmiş oluruz. Bütün bu işlere tüy dikecek bir hadise de, teşkil eden Ardızdağım ve Temköy Cenubugarbisindeki tepeleri işgal
Ordu Başkumandanı Jeneral Papulasm Yüzbaşı Skylakakis vasıtasıle eyledi ve tekmil bir düşman taburunu esir etti.
benim Erkânıharbiye reisim Miralay Gavalliastan Ordu karargâhına III. Kolordu ilerlemediğinden mevzilerinde kaldı.
gelerek vaziyeti tetkik ve münakaşa eylemesini ve eğer bu mümkün II. Kolordudan henüz rapor alınmadı. Yarın 2 — Eylül, Kolordu-
lar ilerlemeğe devam edecekler ve ilerledikçe, evvelki emrimde bildi-
değilse fikrini kendisine serbestçe yazması arzusunu bildirmesidir, ilk
rilen hatlara taarruz edeceklerdir. II. Kolordu, 1. fırkanın sağcena-

KU
nazarda pek ziyade hayrete şayan görülen bu son keyfiyet, Ferik hına yardım etmek ü z e r e solunu ilerletecek ve bu maksatla bu fırka
Jeneralı Papulas ile Miralay Gavallias a r a s ı n d a k i münasebetin yalnız ile doğrudan doğruya bir anlaşma yapacaktır. Bu Kolordu, Güzelce-
tamamile askerî mahiyette olmayıp; fakat 1912 — 1913 harbindenberi kaleyi muhtelit müfreze ile işgal eylemekte devam edecektir.
benim Erkânıharbiye reisimin o zaman Miralay Papulas tarafından Ordu Başkumandanı
kumanda edilmiş olan 10. piyade alayının yaveri olmasından dolayı A . Papulas
büyük bir dostluk ile birleşmiş ve bu sıkı münasebetlerin o zamandan-
Vaziyetin, Ordu kumandanlığının 30 — Ağustos emrini verirken
beri devam eylemekte bulunmuş olması ile izah edilir. Bütün bunlar

H
zan ve tasavvur eylediği gibi müsait olmadığı yukardaki emirden
nazarı dikkate alınmasa dahi, bir Başkumandanın —liyakati bir görülebilir; fakat buna rağmen, zannıma göre, onlar hâlâ karşılarında
tarafa bırakılsın — kendi karargâhına yabancı olan bir zabitin fıkır düşman artçıları varmış gibi kendi noktai nazarlarında ısrar etmiş-

Ri
ve nasihatini talep edecek kadar bir şaşkınlık derecesine varması lerdir . Emri getiren Yüzbaşı Papathanasiu, Ordu karargâhında « İşler
hayret ve taaccübe sezadır. pek iyi gidiyor. > diye sevinç heyecanı içinde bulunulduğunu bana
Yüzbaşı Skylakakisin getirmiş olduğu muhtelif malûmattan yalnız haber verdi. Kezalik, kendi işleri için malûmat alınmak maksadı ile
ikisi yani iki gün istirahat edileceği ve I. Kolorduya daha ziyade Ordu karargâhına çağrılmış olan Kolordu Başhekimi Doktor Papa-
TA
yanaşmak suretile hareket edileceği ve bunun için icap ederse Kale
Grottonun terkedileceği keyfiyetleri II. Kolorduya ait bulunuyordu .
vasiliu dahi dönmezden evvel Başkumandan tarafından «Vaziyetin
salâh bulduğu ve işlerin iyi gitmekte olduğu» nu bana bildirmeğe
memur edilmişti. Bu anî sevinç heyecanını ancak bir sebeple izah
Birincisi, şüphesiz pek lüzumlu ve müstacel idi, fakat düşmana taze edebilirim. O da, bir gün evvel I. Kolordunun bir fırkasının
cepane ikmali almak, kendisini tahkim eylemek ve serbestçe ve taciz «Tekmil» bir düşman taburunu [ Emirde yazılan kelime böyle idi . ]
edilmeksizin hareket eylemek serbestliklerini bırakmak mahzurunu esir eylemesi idi, yani 200 nefer, [Noksanlaşmış kuvvet] ve bu
RK

havi idi. İkinci kısma gelince, kalan iki fırkanın kumandanlarını, gelip keyfiyet, farzıma göre, Miralay Sarıyanise « Oyun » hakkındaki fikrini
değiştirmiş idi.
I . Kolorduya doğru bir yanaşma hareketinin tafsilâtım tetkik ve
Yukarda zikredilen emri getiren zat, 9. fırkaya nerede rastgelirse
tanzim eylemek için davet eyledim . yolda durdurmak [ Bu fırka akşamleyin III. Kolorduyu takviye etmek
Yüzbaşı Skylakakisin malûmatının mütebaki kısımlarını sükût ile için gönderilmişti] ve bu fırkanın kumandanına derhal Ordu karargâ-
geçiştirmeği tercih ediyorum. Fakat Yüzbaşı Skylakakise söylenilen hından telsiz ile emir talep etmesi hususunda emir vermek için tali-

şey, 2 — Eylül için verilen emrin esasını teşkil etmemiş idi. mat aldığını söyledi. Bu son malûmat, 9. fırkanın belki bana iade
İ 28 f e l â k e t e doğru Umumî Harekât

edileceği ümidini verdi. Bu halde, ben bu fırkayı benim Kolordum verebilmiş oluyordum . Müteakip hadiseler, boşluğun müdafaası içiıı

MU
ile I . Kolordu arasına boşluğu doldurmak için kullanırdım, bu da Kale alınmış tedbirlerin kâfi olduğunu ispat eylemiştir.
Grottonun terkedilmeşine artık lüzum bırakmazdı. Bu fırka Kolordu- Müdafaa tertibatı vücude getirmek, istirahat etmek ve taze ikmal
dan ayrılmazdan evvel bu işin — yani boşluğun 9. fırka ile doldurul- mevaddı almak için Kolordulara faaliyetsiz kalmak hususunda verilen
marnası işinin — yapılmamış olması belki hayreti mucip olur. Bu proje emir diğer Kolordular için pek uzun sürmedi; II. Kolorduya gelince
birçok defalar nazarı mütaleaya alınmış idi, fakat birincisi Kolordunun böyle bir emir verilmemesi daha iyi olurdu, çünkü küçük müsademe-
bütün kuvvetlerinin Kale Grottonun zaptı için yapılan muharebeye ler asla kesilmediğinden ve yirmi dört saatin büyük bir kısmında tek-

RU
angaje edilmiş olmasından; ikincisi de uzaktan muhakeme etmek yü- mil cephede ateş eksik olmadığından istirahat etmek mümkün olmadı.
zünden kuvvetli ihtiyatlar tutulmasına karar veren ordunun mükerrer 9. fırkanın hareket eylemesi yüzünden kuvvetimizin azalması dolayısile
emirler vermesinden dolayı filiyata çıkarılamamıştı. Kale Grottoyu geri kalan kıt'alarm büyük bir kısmını ilk hatta sokmak icap eyledi.
terketmeksizin bu kuvvetleri, boşluğu tutmak için kullanmaklığın müm- Süvari livası, yalnız kısa devriye hizmetleri için atlı olarak kullanıla-
kün olduğuna karar verdiğim tam zamanında Ordu karargâhı beni biliyordu, fakat süvari neferleri ileri karakol hizmeti için piyade gibi
kendileri ile boşluğun kapanması mümkün olan biricik kuvvetlerden kullanılmakta idiler. İkmal mevaddma gelince, son dört gün zarfında

KU
mahrum eyledi. ekmek istihkakının yalnız dörtte biri ve pek az ceparıe alınmış idi.
İstihkak yalnız etten ve kaynamış buğdaydan ibaret kalıyor, bu da
Ben acele ve ehemmiyetle bu fikirleri Ordu kumandanlığına arzey- ateş odunu tedarik edilemediğinden güçlükle ihzar edilebiliyordu.
ledim ; fakat nafile yere! Çünkü 9. fırkanın bana geriye verilemiye-
Bu mahrumiyetler yüzünden vaziyet günden güne fenalığını arttır-
ceği cevabını aldım.
makta ve müthiş zayiat vaki olduğu ve erzak ve cepanenin ve saire-
Eylülün 2. günü saat 8 dakika 30 evvelde neşredilen bir emirle nin tamamile tükendiği hakkında efrat arasında yayılan şayialar yü-
bütün Kolordular için iki günlük bir istirahat emreyledi, fakat yine, zünden pek ziyade endişeyi mucip bir vaziyet vücude gelmekte idi.

H
tehlike halinde, I. Kolordunun sağcenahmı himaye ve takviye eylemek Bu şayialar ve hikâyeler efradın mecburî olan hareketsizlikleri yüzün-
niyet ve maksadı ile benim solcenalıımm ileriye sürülmesi fikrine av- den artıyor ve düşüncesizce yapılan caniyane propagandalarla alevle-
det ediyordu . Fakat bu defa yalnız şu fark vardı ki, emirde «eğer

Ri
niyordu. Fakat, benim fikrime göre, bütün bunlar Başkumandanlığın
mümkünse» sözleri göze çarpıyordu. Beni daha ziyade rahatsız eden niyet ve tasavvurları hakkında hiçbir malûmat alınmamak; umumî ce-
keyfiyet iki Kolordu arasındaki boşluk düşüncesi idi, halbuki Ordu halet içinde bulunmaktan daha az endişe verici idiler.
kumandanlığı başlıca I. Kolordunun sağcenalımın takviye edilmesi
Hakikat şudur ki, biz artık umumî bir çıkmaza saplanmıştık. Ordu
plânı ile meşgul oluyordu . Bu kolordunun sağcenahı ise benimki gibi
tamamile açık ve daha fazla tehlikede değil idi. TA
Böylece mıntakayı tutmakta devam eyledim. İki Kolordu arasın-
Başkumandanlığı, düşmanın kuvvet ve kudretini tamamile istihfaf
ederek harekâta başlamış ve Orduyu içine sürdükleri memleketin ve
arazinin tabiatini veyahut kıtaatı ikmal etmek için lüzumu olan vası-
daki açıklığın himayesini temin eylemek için de 5. fırdan iki alayın taları kâfi derecede hesaba sokmamıştı. Onlar şimdi kendilerini bir-
13. fırkanın arkasına ve soluna — yani benim en solcenalıım — nakle- denbire vekayiin muazzam hakikati ile karşılaşmış buldular. Daha
dilmesi kâfi bulunmuştu . Bu alaylar orada düşman tarafından buraya şimdiden zayiat, Ordunun esas kuvveti ile gayri mütenasip değilse de
bir girme teşebbüsü vukuu halinde müdafaaya hazır bulunacaklardı.
RK

pek ciddî idi. Kıt'alarm hareket kabiliyeti nakliyat güçlüklerinden ötürü


Kezalik boşluk mıntakasmda devriye vazifesi yapmak üzere bir süvari ciddî derecede azalmıştı. Efradının maneviyatı dahi, tamamile fena
bölüğü tahsis eyledim ve bu devriyeler ve telefon vasıtaları ile 1. değildi ise de, harekâtın birinci devresi esnasmdakinden pek farklı
fırka ile [ I . Kolordunun en sağcenahı] sıkı bir temas tesis eyledim. görünen bir derece değişmişti. Düşman aksine olarak, karar, cesaret
Bu sayede, 9. fırkanın yardımı olmaksızın ileriye süreceğim mücerret ve hareket kabiliyeti vasıflarına malik olduğunu göstermiş ve keyfiyet
bir kıt'adan dolayı ağır zayiata duçar olmaktan sakınmış oldum . Ke- Türk Ordusunun büyük kısmının karşısında bulunmakta olduğumuza

zalik Kolorduya, emredilen iki günlük istirahati [ Güya istirahat! ] beni ikna eylemişti , Bu Türk Ordusu7 tamamile kendisi tarafından
17
Umumi Harekât İİ4115
Felâkete doğru
söylemekle başlıyor. Erkânıharbiye reisi devam ediyor: < îki halden

MU
seçilmiş olan bir zaman ve mevkide nihayet meydan muharebesini hangisinin nazarı itibare alınacağını dikkatle tetkik etmek mecburiyeti
vermeği istemiş ve azamî kudret ve kabiliyeti ile hükümet merkezini vardır. Birincisi : Düşmanın, ilk tahkim edilmiş mevzilerinden çekil-
müdafaa eylemeğe karar vermişti. mesi umumî bir ricat teşkil ediyor mu ? eğer bu sübut bulmuş ise bizim
Yukarda saydan şartlar altında hrekâtm devamı mümkün mü idi? için istirahat etmek ve ihtiyaçlarımızı ikmal eylemek lüzumuna bakıl-
ve bizim menfaatimize mi idi ? Eğer daha pek müthiş zayiat vermeğe maksızın umumî bir taarruz emretmek lâzımdır. Zira bu ihtiyaçları
ve Ankaraya beheri 800 : 1000 mevcudundaki fırkalarla girmeğe razı tatmin eylemek çok zaman yer ve bu zaman zarfında düşman kendini

RU
olursak mümkün olurdu sanırım; fakat böyle bir devam kat'iyyen derleyip toplamağa zaman bulur. Maamafilı bu taarruz, ancak tama-
bizim menfaatimize ve lehimize değildi. Çünkü zâfımız o derecede idi mile emin malûmat elde edilirse yapılmalıdır, yoksa şimdiye kadar
ki, Ankaraya girsek bile kışın yaklaşmasından evvel, düşman tarafın- Ordu karargâhmca yapıldığı gibi tayyarelerden ve Türk firarilerinden
dan ciddî bir surette hırpalanmak ve yıpratılmaktan kurtulmak imkan- alınan malûmat gibi, Ordu Başkumandanlığının mevki ve nüfuzunu
sızlığının şüphesizliği ile bu şehri terkederek Eskişehre dönmeğe mec- aşağılatan yekdiğerini nakzedici emirlerin verilmesini mucip olan ma-
bur olurduk; zira düşmanın faaliyeti karşısında müessir bir surette lûmata istinat etmemelidir. İkinci hal: eğer, bilâkis, düşmanın müteakip,

KU
kendimizi uzun müddet müdafaa edecek halde kalmazdık. Ferik hatlarda müdafaa edeceği hakkında sıhhattli malûmat mevcut ise
Jeneralı Papulas orijantal bir surette ret ve imtina eylemesine rağmen — bunu da tahkimatından görebiliyoruz — bu halde Ankaranm zaptı
bu teşebbüsü kabul eylemeğe sevkedildikten sonra, şimdi kendisini için harekâtın devamına karar verilmezden evvel Ordu kumandanlığı-
tasviri güç bir ıstırap ve nefret hali içinde buldu. Bidayette seferin nın derin derin düşünmesi lâzımdır. Daha düşmanın birinci müdafaa
lüzumu ve muvaffakiyeti hakkında pek emin olan ve o zamanda hattının zaptedilmesinden evvel, Yunan Ordusu mevcut kuvvetinin
personel ve malzemenin kifayetsizliği hakkında ileri sürdüğü müdebbi- üçte birini zayi etti. Eğer ikinci ve hattâ üçüncü bir düşman müdafaa
rane fikrini değiştirmeğe onu zorlayan müsteşarları şimdi onun önünde hattının zaptedilmesine teşebbüs edilirse Ordunun mütebaki kısmı da

H
dikildiler ve harekâtın müteakip sevk ve idaresini bizzat deruhte eyle- zayi edilecek ve işin sonunda Başkumandan yalnız başına Ankaraya
mesini ondan talep eylediler. Başkumandan, dargın bir Aşil [Achilles] girebilecektir. Birinci mes'ele şu idi: Ankarayı zaptetmek mutlaka
gibi çadırının içine çekilmiş ve birkaç gün y a v e r l e r i n d e n maada hiçbir lâzım mı idi ? Bidayette bildiğimiz veçhile, biz Sakaryaya kadar gidece-

Ri
kimsenin yüzünü görmemek istemiştir . Bu da çok haklı idi; çünkü ğimizi ve orada ahvale ve vaziyete göre yeni plânlar yapılacağını
şimdi ihtiyaç saatinde, müsteşarları, kumandan olmak itibarile harekât farzediyorduk. Neden, sonradan bu ilerleme yapıldı ? Eğer bu ilerleme,
emirlerini onun imza etmesini ondan talep eylemişlerdir. Halbuki işlerin Ankaradaki ikmal depolarını tahrip etmek niyeti ile yapıldı ise, düş-
iyi gittiği zamanlarda, bu müsteşarlar, yazılan emirleri ona arzetmeğe manın artık Ankarayı boşaltmış olduğu biliniyordu. Ankarada demir-
bile kat'iyyen müsaade etmiyorlardı. TA
Bütün bunlar tefehhümü kabil ve insanlara mahsus işlerdir. Fakat
bilhassa 1921 — yılı Eylülünün bu ciddî günleri esnasında Yunan
yolu arabalarının ve müteharrik malzemesinin kalmış olduğu ve bunları
tahrik eylemeğe düşmanın muktedir olmadığı doğrudur; fakat bir miktar
vagon için bu kadar insanı kurban eylemek değer mi idi? Ankaranm
Ordusunun bulunduğu güç vaziyette bir Ordu kumandanına uymayan zaptı, manevî tesir noktai nazarından büyük bir manayı haiz olaca-
ve yakışmayan hallerdir. ğında şüphe yoktur; fakat düşmanın eli altında ondokuz fırkası bulun-
Eylülün üçüncü günü, Jeneral Papulasm, Eylülün birinci günü makta olduğu ve onun kendi kuvvetile gayrimütenasip zayiat vermediği
RK

Yüzbaşı Skylakakis vasıtası ile benim Erkânıharbiye reisime göndermiş hakkında Ordu kumandanlığmca alman malûmattan sonra kazanmak
olduğu mektuptan istifade ederek, Miralay Gavalliasa, Ordu kumanda- mümkün olup olmadığını pek iyi olarak tetkik eylemek lâzımdır.
nına bir mektup yazmasını ve vaziyet hakkındaki noktai nazarlarımızı Şayet Ankaranm işgal edilmesine evvelceden esaslı bir surette karar
kendisinin önüne dökmekliğini emreyledim. Aşağıda söyleyeceklerim, verilmemiş ise, şimdi yalnızca efkârı umumiye bu işgal işini beklemekte
bu mektubun ihtiva ettiklerinin bir hulâsasıdır. Erkânıharbiye reisi, olduğundan dolayı bunu takip eylemek doğru değildir. Ordu kuman-
kendisinin söyleyeceği sözlerin fena anlaşılmaması, fakat eski doslu- danlığı efkârı umumiyeye tâbi olmaksızın doğru zanneylediği tarzda

ğuna güvenerek şimdi kendi noktai pazarlarını serbestçe zikredeceğini


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

hareket eylemelidir . Orduyu feda eylememek mes'elesi birinci olarak zabitan ve efrat, muvaffakiyet için her şeyi göze almağa hazır olduğu-

MU
düşünülmeli, vücude gelecek tesir ve intiham idaresi ise hükümete ve muz ve maneviyatın da mükemmel olduğu ilâve ediliyordu.
matbuata ait kalır>. Miralay Gavallias sonra şunları ilâve ediyordu: Gözlerde gören bir şahit, Jeneral Papulasm bu mektubu okuyunca
«Gerek böyle ve gerek şöyle, sizin için itimada lâyik malûmat tedarik pek derin teessür duyduğu ve mektubu Erkânıharbiyesme göstererek:
eylemek gayrimümkiin olacağına tamamile emin olduğumdan diğer «Gavallias beni her zaman sevmiş ve bana hakikati söylemiştir» dedi-
bir sureti hareketi sizin muhakemenize arzeylemekliğime müsaade ğini söylemiştir. Ordu Erkânıharbiyesi, pek tabiî olan hoşnutsuzluklarını
edilirmiyim ? » . O, Ordunun sağcenahı ile bir ihata hareketinin terke- güçlükle saklamışlardır. Mektubun muhteviyatında zikredilen bütün me-

RU
dilmesi ve bu hareketin solcenah ile icrası lâzmıgeleceği fikrini teklife vat için de bu zabitler yalnız Ankara üzerine ilerlemenin güçlükleri bahsini
kadar gitti. Bu maksat için, T. Kolordu, tabiaten kuvvetli olan mev- nazarı dikkate almışlar ve bunun neticesinde Sakarya gerisine derhal
zilerinde tahkimat içinde tevekkuf ederek kalabilir ve eğer Ordu Başku- bir ricat fikrine meyleylemişlerdir. Orada hazır bulunan Veliaht [Sonra
mandanlığı esaslı olarak kararını verirse, en solcenalıtaki III. Kolor- Kıral II. Corç olmuştur] pek doğru olarak şu suali sormuştur: «Ne
duyu II. Kolordu ile takviye ederek ve bu maksatla da I I . Kolorduyu için delilinizi mektubun yalnız bir kısmı üzerine istinat ettiriyorsu-
III. Kolorduya yanaştırıp raptederek düşmanın sağcenalıma karşı bir nuz da, onun solcenahtan bir kuşatma hareketi yapmak ve maneviyatın

KU
taarruz teşebbüsü icra edilir. Muvaffakiyete iktiran edecek olan işbu mükemmel bulunduğunu bildiren kısımlarını ihmal ediyorsunuz ? >
ihata hareketinin icrasından sonra — muvaffak olmasının sebebi de Ayin beşinci günü Erkânıharbiye reisim, Ferik Jeneralı Papulastan
düşmanın, kendi sağcenahında bazı yerlerde cüz'! bir tahkimata malik cevap olarak bir mektup almış ve aşağıdaki veçhile bana okumuştur:
olması ve diğer yerlerde ise hiç tahkimat bulunmamasıdır — Ordu Aziz Aleko !
kumandanlığı, vaziyete göre, isterse Ankaraya ilerlemek, isterse Sakar- « . . . Ankara mes'elesine gelince Gonarisin benden sorması üzerine
yaya dönmek şıklarından birisine karar verebilecek mevkide bulunabilir. kendisine bildirmiş olduğum noktai nazarlarımın bir aynını, bu mes'e-
İşbu çevirme hareketile kazanılacak olan istifadeler şunlar olabilirler: lede dahi almış olduğum vaziyetin hatasız olduğunu görebilmekliğimiz

H
1 — Orduyu demiryoluna daha yakın getirmek, için size tahriren gönderiyorum [1]. Yarın, vaziyeti tafsilâtile tesbit
2 — Ordunun Sakaryaya doğru tehlikede olan irtibat hatlarının etmiş olduğum diğer bir raporu size göndereceğim. Düşman çekilecek
mi, yoksa çekilirken kendisini müdafaa mı edecek, bunun hakkında

Ri
emniyetini vücude getirmek,
3 — Düşmanın mevziî bir muvaffakiyet araması halinde II. Ko- malûmatımız yoktur. Firarilerden ve tayyarelerden alman malûmatın
lorduya bir taarruz icra eylemesi muhtemel olduğundan, zayıflamış kabul edilemiyeceğini takdir ediyorum; fakat emirlerimizi neye istinat
olan II. Kolorduyu işbu muhtemel taarruz neticesinde mağlûbiyete ettirmekliğimizi arzu ediyorsunuz? Bunlardan ve bir de doğrudan
doğruya düşmanla temasta bulunan Kolordulardan gelen malûmattan
duçar olmak tehlikesinden kurtarmak .
TA
Bu halde, düşman II. Kolorduya taarruz eder de muvaffak olursa
Sakaryaya çekilmeğe mecbur olacağız ve bu hareket te bütün Yunan
başka istihbarat vasıtalarımız yoktur. Birkaç gün evvel, III. Kolordu,
vaziyetin pek müsait olduğunu bildirdi, bu keyfiyet, benim işbu
raporuma müstenit olarak verdiğim emirden görünür.
Ordusunun bir mağlûbiyeti gibi telâkki edilecektir. Eğer bu kuşatma
hareketini yapmak kararı verilecek olursa, düşman her hangi bir taar- « Nihayet, aziz Aleko, yapılması kudretim altında olanı büyük bir
ruz alâmeti göstermezden evvel II. Kolordunun nakledilebilmesi için ihtiyat ile yapacağım; çünkü taşımakta olduğum mes'uliyeti hissedi-
yorum .
mümkün olduğu kadar çabuk yapılması lâzımgeldiği de mektupta
RK

«Bana yazdığınız plân mütalea edilmiş olup biz bu plânı beş günde
zikrediliyordu. Mektubun sonunda, düşmanın çekilmekte olduğu hak- tatbik edeceğiz, zira evvelemirde efradın istirahat etmesi, sonra da
kında kat'î delillere malik olmaklığımız lâzımgeldiği ve ancak bu takdirde Kolorduların fazla miktarda cepane ile ikmal edilmesi lâzımdır.
derakap ilerleyerek Ankaraya süratle varmaklığımız icap edeceğini ve « I . Kolordu mükemmel tahkim edilmiş olan mevziinde kalacak,
bu keyfiyeti hepimizin arzu eylemekte olduğumuz, ondan sonra yağ- II. ve III. Kolordularla da düşmanın açık sağcenalıma bir kuşatma
mur mevsiminin başlangıcından evvel dönebilmekliğimiz lâzımgeldiği de [11 Karargâhı umuminin Ankara üzerine seferin devamı lıakmdaki bir muhtırasına

mektubun nihayetinde zikrediliyordu. Haşiye olarak ta, bizim bütün müteallik . j


78 ^ FelâketedoğruKüçükAsyadaOrd unun harekâtı hakkında muhtıra 79

hareketi yapacağız: Birincisi zayiattan çekinmek, ikincisi de işi bitir- hareket olduğu cevabını verebilir . Ondan sonra hükümet ısrar ederse,

MU
mek üzere süratle Ankaraya varmak için. Zira bizim için işi çabuk Başkumandan icra mes'uliyetini deruhte edecek diğer birisine emir ve
bitirmek kadar Ankara üzerine yürüyerek tamam bir zafer kazanmak kumandayı vermek üzere istifa eyler. Liyakat ve ehliyet sahibi bir
dahi lâzımdır» . Ordu Başkumandanı bir mes'uliyeti taşımakta kendisine yardım edecek
Fakat bu plâna gelince, onu dikkatle tetkik edeceğiz ve eğer harp müşavirleri ve büsbütün yabancı kimselerden nasihat istemez,
az bir zayiat ile tatbik edebileceğimizi anlarsak ilerleyeceğiz; aksi mes'uliyet yalnız kendisinindir ve başka hiçbir kimsenin üstüne atıla-
takdirde hükümetin kararını bekliyeceğiz ki, size yazdığım gibi yarın maz . Hareketin gerek lehimize ve gerekse başka türlü bir neticeye

RU
hükümete de bir rapor gönderiyorum... ve saire» . Sizi kucaklarım. iktiran ettirilememiş olduğu böyle müstesna bir halde verilecek karar
A . Papulas bizzat Ordu Başkumandanının muhakeme ve karihasından çıkmak
lâzımdır .
Bir Başkumandanın kendi noklai nazarlarını veyahut kafasındaki Ben bu mes'eleye belki biraz lüzumundan fazla girdim, fakat Ferik
maksat ve niyetleri daha vazıh olarak beyan edebileceğini farz ve Jeneralı Papulas hakikatte nasıl bir şahsiyet ise öylece tanıtmak için
tahmin etmiyorum. bu girişi yerinde zannediyorum. Bu suretle, eğer mümkünse, okuyu-

KU
Mektubun ilk fıkrası Ferik Jeneralı Papulasm karekteristiğidir. cularıma, ne için bir yıl sonra onun fırtınaya yakalanmış olduğunu
Çünkü hal için büyük bir endişe ve istikbal hakkında dahi şüphe ve bir sonbahar yaprağı gibi rüzgâr içinde parçalanıp atıldığını anlat-
içinde bulunmamış olsa idi Jeneralın Ankara mes'elesine ve Başvekile mak isterim.
takdim eylediği rapora temas eylemesine sebep ve lüzum yoktu. Bu mektubu teselli ile ve hoşnutlukla okumuş olduğumu itiraf ede-
Ordu Başkumandanı Ankara üzerine yapılan ilerlemenin mes'uli- rim, çünkü Ordu Başkumandanlığının faaliyetsizlik hal ve vaziyetinden
yetinden artık kendisini kurtarmağa çalışıyor ve bu maksatla kendi nihayet sıyrılıp çıktığım ve benim hükmüme göre, Orduyu girmiş ol-
arzusu hilâfına bu sefere teşebbüs etmek için hükümet tarafından

H
duğu müşkül vaziyetten kurtarıp çıkaracak olan biricik hal suretini
icbar edilmiş olduğunu söylemek isteyordu. Kezalik sefere devam nazarı dikkate almakta olduğunu gördüm . Mes'ele, henüz hiçbir va-
eylemek veyahut eylememek emrinin verilmesi mes'uliyetini de hükü- sıta ile halledilmemişti. Fakat bu mektup bana Ordu Başkumandanlığı-
mete bırakmayı istihdaf eylediği de sarihtir. Ferik Jenaralı Papulas

Ri
nın düşüncelerinde bir istikamet husule gelmiş olduğuna alâmet verdi.
tarafından yapılan bu tarzı hareket şüphesiz kendisi için şeref verici Bu ise çok mühimdi, zira kendi Kolordumun harekâtını onun noktai
değildir, fakat esaslı olarak izhar eylediği fikrine rağmen bu harekete
nazarlarına göre tanzim etmeğe beni muktedir kılıyordu. Benim bu
sürüklenmiş olduğundan vekayiin tekâmülü ve aldığı netice onu iyice
mes'eledeki noktai nazarıma belki muhalif çıkan bulunur. Nitekim
şaşırtmış idi. Bu neticeyi kendisi evvelce hissetmişti. Şimdi harekâtını
TA
haklı çıkartmak için mes'uliyeti hükümete yükletmeğe çalıştığı nazarı
dikkate alınmalıdır. Kendisini haklı çıkarmak yolunda her hangi bir
teşebbüs fazla idi, zira Ordu Başkumandanının vaziyeti dürüst
beni mahkûm eden Askerî mahkemenin liyakat sahibi olan reisi dü-
şüncesine ve hususî bir surette yazılmış bir mektuba lüzumundan fazla
ehemmiyet vermiş olduğum ve A. Papulas tarafından Alekoya yazılan
değildi. Onun vaziyeti, ancak kendisinin fikir ve arzusu hilâfına mektubun Ordu Başkumandanlığının ve Ordu karargâhının resmî fik-
olarak Ankara üzerine sefere karar verilince Ordu kumandanlığından rini temsil eylememekte olduğu mülâhazasında bulunmuştur. Mahkeme
istifa eylemesi ve kanaati hilâfına böyle bir mes'uliyeti kabul Reisi benim icra eylemeğe mecbur olduğum işbu yegâne vesika olan
RK

edemiyeceğini beyan ve ilân eylemesi halinde dürüst sayılabi- mektubun resmî bir Ordu emri mahiyetinde bulunmadığı mülâhazasını
lirdi . Gayrimiimkün telâkki eylediği veyahut bir felâketle nihayet ileri sürdü . Bu itiraz, nazarî olarak, şüphesiz ilk nazarda reddedile-
bulacak kadar tehlikeli addeylediği bir sefere teşebbüs eylemeğe bir miyecek bir itirazdır; fakat bu mektubun ne gibi şartlar altında kale-
Ordu kumandanını hiçbir hükümet icbar edemezdi. Hükümet, böyle me alınmış olduğu ve mektupta Başkumandanın mevsimden ve hava-
bir seferin siyasî sebeplerden dolayı lüzumlu olduğunu teklif ve «telkin dan bahseylemek değil fakat kendisine teklif edilen fikirleri kabul
ederek bunlara cevap vermekte olduğu nazarı dikkate alınırsa, kezalik

eder, Ordu Başkumandanı da kendi fikrine göre hareketin yapılamaz bir


Umumî Harekât
136 Felâkete doğru _ _ _ _ _
6 — Eylül için verilen emir kısadır ve şu noktalardan ibarettir.

MU
Ordu Başkumandanının bir Kolordu kumandanına veyahut onun Er-
kânıharbiye Reisine [ Böyle bir halde umumî olarak ikisi de birdir ] II. Kolorduya
hitap etmekte olduğu nazarı dikkate alınacak olursa, o halde bu mek-
tubun, Başkumandanın tatbik ve icra eylemek istediği bir plânı gös- No. 19233/6133/3 5—9—921 saat 8 dakika 20 sonra
terir olarak kabul edileceğinde ısrar eylerim . Bundan maada, harp
Yarın, G — Eylül, Kolordular [111. Kolordu dahil] tekrar teşkil
tarihinde, bir Başkumandanın kendi emri altında bulunan kimselere
umumî vaziyet hakkında mektup yazdığı vaki değil midir ? — Büyük edilerek ve çekidüzen vererek müdafaa için tahkim edilmiş olan mev-

RU
Napoleonun muharebatı külliyatına celbi dikkat eylemeği kâfi grfirfim zilerinde kalacaklardır.
A. Papulas
ki, — malûm olduğu üzere, bir Ordu kumandanının kendi maiyetindeki
kumandanlardan mürekkep bir konferans akdeylemesi, fikirlerini ve
Erkânıharbiye reisimin ilk mektubunda işaret edilen kuşatma hare-
niyet ve teşebbüslerini onlara ağızdan izah eylemesi ve bunların son-
ketinin — Ankara üzerine ilerleme kararı dahil olsun olmasın — ne
radan verilecek emirlerle teyit edilecek talimat olarak kabul edilmesi
için lâzım olduğunu demincek izah eylemiştim. Kezalik, zannediyorum
muhtemel hallerden değil midir? Mektuplar ve ağızdan verilen veçhe-

KU
ki, iki fırka ile II. Kolordu ııımtakasmın nasıl bir güçlükle tutulabil-
ler şüphesiz resmî vesikalar mahiyetini taşımazlar; resmî emir ondan
mekte olduğunu da meydana koymuştum. Şimdi de mıntakanın yalnız
sonra takip eder ve ancak böylece yazılmış veya söylenmiş sözleri
teyit eyler . Bu işlerin hepsi o kadar iptidaî ve herkesçe bilinen şey- zayıflamış olan tek bir fırkanın kuvvetlerde ve yalnız ismi ile mevcut
ler olup onları zikreylemeğe tereddüt ettim; fakat işbu tarzda olan süvari livasile tutulması fikri kurulmuştu . Bu, Ordu karargâhının,
beyanatta bulunmakla harp ilminin en iptidaî malûmatından olan Miralay Vernardos tarafından bana evvelce teklif edilmiş olan plâna
behresizliğiııi ispat eden İhtilâl Mahkemesi Reisinin yaptığı itirazdan avdet eylediği demektir. Meydan muharebesinin bu buhranlı zamanında
II. Kolordu kıtaatının bütün cepheye tamamile dağıtılmış olduğu key-

H
dolayı keyfiyeti böyle tafsil etmek zaruretinde kaldım .
Erkânıharbiye reisim, benim emrimle ayni günde Ordu Başkuman- fiyetini bir tarafa bırakıyorum. Ordu kumandanlığı Erkânıharbiye
danına cevap verdi ve kendi mektubunda kullanılan lisanı siiitefehhü- reisine bir mektup yazmasını ve yukardaki delilleri arzeylemesini
Miralay Gavallise emreyledim. Fakat cevabı alınmadı.

Ri
nıe uğratmadığından dolayı teşekkür ederek beş günlük tevakkuf
müddetini kısaltmağı rica eyledi. Çünkü bu beş gün içinde istirahat Bazılarının benim hareketimi ve yüksek kumandanlığın vazifelerine
etmek mümkün olamıyacağı gibi iaşe mevaddı dahi almamıyacaktı [ yedi müdahale tarzını tenkit edeceklerine şüphe etmiyorum. Bu tenkitleri
gün içinde ekmek istihkakının yalnız dörtte biri alınmıştı]; bundan kabul eylemekte tereddüt etmiyorum . Hattâ daha ileriye gideceğim
TA
maada bizim faaliyetsizliğimizi müşahede ederek düşman taarruz ede-
bilirdi. II. Kolordu aleyhine yapılacak bir düşman taarruzu yalnız
mevziî bir mağlûbiyeti mucip olurdu ; fakatlll. Kolorduya yapılacak bir
ve deyeceğim ki, her hangi diğer liyakatli bir Ordu kumandanı ya
beni derhal sustururdu ; yahut ta dakikasında beni Kolordu kumandan-
lığından azlederdi; fakat madamki her hangi başka bir Ordu kuman-
danının bu suretle hareket edeceğini düşünüyorum, bu düşüncemde
düşman taarruzu Orduyu Sakaryadan ve bunun neticesi olarak geri
irtibatlarından kesebilirdi. Bu ildnci mektup, Yüzbaşı Skylakakis ta- daha ileriye giderek diyorum ki, böyle bir halde ben de asla şimdi
rafından Ordu karargâhına götürüldü. Yüzbaşı, belki bu gece hareket yaptığım gibi hareket edemezdim; çünkü her hangi diğer bir Ordu
için emir alacağımızı telefonla bildirdi. Yüzbaşı Skylakakis ertesi günü kumandanının emri altında Erkânıharbiye heyeti ancak müstahak
RK

[Eylülün altıncı günü] döndü ve Erkânıharbiye reisi Miralay Pallisiıı olduğu mevkide tutulur ve Ordu Başkumandanlığı karargâhı da
kendisine kuşatma hareketinin evvelâ: Ankara üzerine ileri harekete başkumandanın elinde sadece bir kumanda aleti olarak kullanılırdı.
karar verilmesi halinde, ikincisi de yalnız bir fırkanın III. Kolorduyu Bir hadiseden sonra tenkit etmek daima kolaydır ve salim bir
kafa ve sulh zihniyeti ve tetkikatı ile vücude getirilen bir hüküm
takviye için alınması ve diğerlerinin I I . Kolordunun mmtakasım mü-
meydan muharebesinde vücude getirilen bir hükümden esaslı olarak
dafaa için oldukları yerde kalmaları halinde yapılabileceğini beyan

eylediğini söyledi .
138 Felâkete doğru
Umumî Ü a r e k â t İ39
farklıdır; bahusus ki, Ordunun selâmeti veyahut haraplığı mevzuu bahso-

MU
lan vak'alar karşısında olursa. Yaptığım gibi hareket eylemeğe başla- bunu kendi Erkâmharbiyesiııin ihtilâfı efkârından ileriye gelen bu kar*
gaşalık içinde yürütecek bir halde bulunmuyordu, bu ahval içinde ben
dığım Eylül ayı günlerinde Yunan Ordusu, Kale Grottodaıı Polatlıya
nasıl hareket edebilirim ? Nizamnamelerin emrettiği gibi sükûtu muha*
kadar bir cephe işgal etmekte ve hiçbir ihtiyat kalmamış olarak [Za-
faza ederek gelmekte olduğunu gördüğüm felâketin vukubulmasına
yıf 9 . fırka müstesna] bütün kuvvetlerini birlikler arasında geniş
müsaade mi etmeli idim?
boşluklarla muharebeye sokmuş bir halde, zayiatı hertürlii nisbet
fevkinde, on günden fazla devam eden muharebelerin verdiği fevkalâde Ben, Ordunun üçte birinin kumandanı idim, hakikî vaziyet hakkında
Başkumandanlığı tenvir eylemek benim yalnız hakkım değil, hattâ

RU
yorgunluğun içinde, pek az cepane ve pek nadiren gelen gayrikâfi
iaşe ile, kendisini fevkalâde kritik bir vaziyette bulmuştu . vazifem olduğu zehabında idim, çünkü eğer böyle yapmasa idim ve
felâket te baş göstermiş olsa idi asılma ipine müstehak olurdum. Baş-
Karşımızda, azim ve teşebbüs ile dolu ve hükümet merkezinin
kumandanlık, şüphesiz ya beni dinlemek veyahut susturmak hakkına
müdafaası için kudreti altındaki bütün vasıtaları kullanmağa karar
malik idi, o zaman da negibi bir karar verilirse verilsin itaat etmek
vermiş bir düşman vardı. Bu ahval içinde düşman tarafından Ordu-
benim borcum idi. Ne olursa olsun, benim hareketim disiplin hudut-
nun solcenahma yapılacak nagehanî bir kuvvetli taarruzun neticesi larını aşmamıştır, çünkü Başkumandana, fikir ve nasihati ihtiva eden

KU
bizim ikmal hatlarımızm kesilmesi neticesini verebilir; sağımıza karşı hiçbir resmî vesika kendiliğimden göndermedim ve gerek onun ve ge-
yapılacak taarruz ise II. Kolordunun ricatini ve neticesinde de bütün rekse Ordu karargâhının nüfuz ve mevkiini aşağılatacak hiçbir teşeb-
Ordunun çöle atılmasını mucip olurdu. Düşmanın yekdiğeri gerisinde büste bulunmadım. Bilâkis, benim noktai nazarlarımı ihtiva eden mek-
hazırladığı müstahkem hatlardan dolayı cepheden daha ziyade bir tup bizzat Ordu Başkumandanının talebi üzerine yazılmıştı .
ilerlemenin, mümkünsüz değilse de, pek güç olduğu görülünce bu Ayni günün sabahı [6—Eylül] Miralay Botsaris I. Kolordu karar-
çıkmazdan kurtulmak için yalnız bir yol kalıyordu ki, o da şu idi: gâhından avdet etti . Ben onu oraya irtibat zabiti olarak göndermiş-
a ) Ordunun solcenalıını fazlaca takviye etmek, tim . Miralay, o Kolordunun zayiatının müthiş olduğunu bildirdi; 1.

H
b ) İrtibat hatlarının emniyetini vücude getirmek, fırka 3000 süngü saf harici vermiş, 2 . fırkanın ise işe yarar ancak
c) Oradan, düşmanın ehemmiyetli tahkimatının bulunmadığı sağ- 3000 süngüsü kalmış, yani Kolordu mevcut kuvvetinin üçte birine in-
cenahına taarruz etmek . O istikametten yapılacak bir taarruz Ankara miş idi. Miralay Botsaris, I . Kolordu Erkânıharbiye Reisi ile olan

Ri
üzerine yapılacak yürüyüşün terkedilmesine sebep olmaz; bilâkis bu mükâlemelerinden, ancak tarafımdan teklif edilmiş olan ihata hareke-
hareket onu temin edebilir ve belki de düşmanın kat'î hezimetini mu- tinin kabul edilmesi halinde harekâtın devamına imkân olabileceğine
cip olur. Her hangi diğer bir hareket, içtinap edilmez bir surette kani olmuş ve «acaba Ankara üzerine yapılacak ileri hareketin terke-
iflâsa mahkûmdur. Meğer ki, seferin tamamile terkedilmesine karar dilmiş olduğu hakkında Liva Jeneralı Kondilisin malûmatı var mı-
TA
verilsin . Ondan sonra bizim kıt'alarımızın muvaffakiyetle geri çekil-
meleri icra ve temin edilse, bu hareket kendi memleketimizde mecburî
bir ricat yapıldığı tesirini verecektir. Vaziyeti bu suretle gören zabitin
dır?» diye tarafımdan vaki olan suale dahi «bu işten haberi olmadığı
ve fakat eğer buna karar verilmiş ise bu kararı bir mağlûbiyete mu-
adil telâkki edeceği» cevabını almıştır.
yalnız ben olduğum hatıra gelmesin . Benim bütün Erkânıharbiyem Yüzbaşı Skylakakis, demincek söylediğim üzere, Ordu karargâ-
ile fırka kumandanları ve süvari livası kumandanı dahi benim gibi hından gelmiş ve Ferik Jeneralı Papulasm mektubunda zikreylediği
düşünüyorlardı. I . Kolordunun dahi vaziyeti tıpkı benim gibi görmekte muhtıranın Bursadaki Harbiye Nazırına gönderilmiş olduğunu ve ancak
RK

olduğuna inanmaklığım için sebeplerim vardır. Yalnız uzakta geride harekâtın devamına karar verildiği takdirde soldan yapılması düşünü-
olan Ordu karargâhı bazı defa vaziyeti bir türlü, bazı defa da başka len kuşatma hareketinin icra edileceğini, aksi takdirde Sakarya geri-
türlü gördü. Ordu karargâhının irtibat zabitleri vaziyeti kendilerine sine ricatin emredileceğini haber olarak bildirilmiştir.
uygun olarak gördüler ve bizzat mahallinde muharebe edenlerin fikir- Kuşatma manevrasına gelince, Ordu karargâhı bunu 5. ve 9 .
lerini nazarı itibara almadılar . Ordu Başkumandanı ise ya bir fikir fırkalarla ve bunlara ilâve edilecek I. Kolordudan bir fırka ile yap-
edinmeye gayrimuktedir görünüyor, yahut bir fikir edinmiş ise bile mağa karar vermiş ve 13. fırka ile süvari livası Kale Grottoda

kalacakmış.
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
78 ^ Felâkete doğru

MU
7 _ Eylül için emirde müdafaa mevziinin azim ile tahkim edil- 4 — Kolordular, yukarda zikredilen esas dahilinde ve mahallerinde
keşfiyat icra eyledikten sonra kendi emirlerini verecekler ve tahkimat
mesi bildirildi:
plânları ile bir müdafaa krokisi hazırlayarak mümkün olduğu kadar
«İlk hatta mümkün olduğu kadar fazla tüfek, mümkün olduğu çabuk bir zamanda bana vereceklerdir. Plânların hazırlanmasını ve
kadar az piyade konarak ihtiyatlar tekrar teşkil edilecektir, ileri tasdik edilmesini beklemeksizin tahkimat işine derhal başlanacaktır.
mevzileri işgal eden ve tesadüf olarak tecrit edilmiş bir hale gelecek Eylülün 14 ünden itibaren, her üç günde bir defa Kolordular,
olan kısımlar, faidesiz zayiata sebep olmamak için geriye alınacak- geçmiş üç gün zarfında vücude getirilmiş olan „tahkimat mesaisini

RU
lardır» . tafsilâtı ile gösterici plânları orduya göndereceklerdir.
fi — 8 — 921 Saat 9 sonra
A. Papulas Küçük Asyadaki Ordu
Gündüz esnasında aşağıdaki emir alınmıştı: Başkumandanı
A. Papulas
I . , I I . , III. Kolordulara

KU
Bıı emir belki de, biz, hükümetin, Ordu Başkumandanının yazdığı
rapora vereceği cevabı bekleyeceğiz demek isteyor, fakat Eylülün
14 ünden başlanılarak üç günde bir defa rapor gönderileceği hakkın-
1 _ Kolordular, işgal etmekte oldukları mevzileri derhal tahkim daki fıkrası muhariplerin gerginleşmiş olan sinirlerini yatıştırmak için
etmeğe başlayacaklardır. Bu, Ordunun taarruzdan ve ileri hareket- düşünülmemiştir. Bütün Ordu, Ağustosun 23 iindenberi cephe hattında
ten vaz geçmiş olduğuna delâlet etmez. Bilâkis cephemizin kuvvetli bulunuyordu. Düşman ilk müdafaa hattından geriye sürüldükten sonra
tertip edilmiş bir müdafaa tahkimatı sayesinde taarruz esnasında dahi mevziî müsademelerin arkası kesilmemişti. Eylülün üçündenberi

H
kuşatma hareketi için lüzumu olacak olan kuvvetleri tasarruf edebile- düşman taarruzlar yapmağa başlamış olup bu taarruzlar bazı defa
ceğiz. Tamamile siperlenmiş bir mevzi, insan ve malzemece takviye ciddî bir mahiyette idiler. Binaenaleyh, ya bir ileri hareket lehine
edilmiş olmağa muadildir. Bugibi mühim amilleri müsamaha etmek veyahut ta bir ricat lehine bir karar verilmesini beklemek, bunu yap-

Ri
caniyane bir harekettir. Ayrıca, düşman tarafından bir taarruz halinde mak için henüz zaman mevcut olduğu müddetçe tabiî idi. Emrin
bu tahkimatın büyük faideleri dokunur. yukarda zikredilen fıkrası, Avrupa harbinde olduğu gibi ayni mahiyette
Düşman azimkârane ve lüzumu kadar müdafaa tahkimatı vücude siper muharebelerine başlanmakta olduğu şüphesinin uyanmasına sebep
getirmek sayesinde, bizimkilerden daha az kuvvet kullanmakta olma- oluyordu. Buna ilâve olarak, Ordu karargâhı ertesi günü siper harbi
TA
sına rağmen, cephesini bizim cephemizden daha fazla uzatmış olduğu
gibi bizimkilerden daha fazla ihtiyat kuvvetleri de bulundurmaktadır .
2 — Kolordu mıntakaları aşağıdaki veçhile tesbit edilmişlerdir:
hakkında bilgi sahibi olan zabitlerin isimlerinin bildirilmesini Kolordu-
lara emreyledi [Bu emir bende yuktur]. Benim tasvibim ile, Erkânı-
harbiye reisim Ferik Jeneralı Papulasa diğer bir mektup yazarak ona
II. Kolordu, Kale Grotto [ Dahil ] , Temköy Cenubugarbisindeki evvelce yazdığı mektuba verilecek cevabı hatırlattı ve I I . Kolordunun
tepeler [ Hariç ] . gayrimümkiin olmazdan evvel nakledilmesi lüzumuna işaret eyledi.
I. Kolordu, Temköy Cenubugarbisi [ D a h i l ] , Çaldağı [ D a h i l ] .
Eylülün 8 . günü sabahı süvari livasının Erkânıharbiye reisi Mira-
RK

III. Kolordu, Çaldağı [ Hariç ] , Sakçılar, Yaylâ tepeleri [ Sakarya


lay Papagos benim karargâhıma geldi ve mmtakada 10 kilometre
Garbinde, dahil].
nısıf kııtrundaki bir saha içinde artık ot kalmamış olduğunu ve hay-
Kolordular, mıntakaları arasında bir birlerde irtibatı idame edecek- vanların hergün açlıktan ölmekte olduklarını ve şimdiye kadar hiç
lerdir . nal alınmadığını bildirdi. Bundan başka, Kolorduda her cinsten ikmal
3 _ j. ve III. Kolorduların beheri, kendi gerilerinde uygun bir mevaddı gittikçe azalmakta idi. Hemen hiç cepane alınmamış, son

mevkide birer tam fırkayı ihtiyata alacaklardır. II. Kolorduca dahi dokuz gün zarfında ekmek istihkakının ancak dörtte biri elde edilmiş,
münasip ihtiyatlar teşkil edilecektir.
Umumi Harekât 115
İİ4
Felâkete doğru
bıı iş ancak mahallinde yani meydan muharebesinin yapıldığı mınta-

MU
ateş yakacak odun tamamile noksan bulunmakta olduğundan son üç kada karar verilecek bir iş idi. Benim şahsî fikrime göre vaziyet pek
günde yemek pişirmek için hiçbir şey bulunamamıştır. O yükseklikte, ciddî idi; fakat ümitsiz değildi. Biz « oyunu kaybetmemiştik », kaybet-
geceleyin soğuk ehemmiyetli oluyordu. Efradın elbiseleri ve ayakkapları mekten uzak idik. Ankara üzerine ileri hareket henüz mümkün idi.
ise yıpranmış bir halde idiler. Büyük bir iraklıktan ciiz'î miktarda ikmal
Kıtaatın maneviyatı iyi ve Ankaraya girmek azim ve kararı yetişecek
mevaddı getiren nakliye kolları hergün kendilerine yapılan taarruzlardan
derecede kuvvetli idi. Tereddüt etmeksizin söyleyebilirim ki, eğer
pek zahmet çekmekte olduklarından biz bunları muhtelif birliklerden
Ordu kumandanlığı efradı bu kadar çok günler içinde atalet içinde
teşkil eylediğimiz müfrezelerle himaye etmek mecburiyetinde kalıyor-

RU
tutacağı yerde ve ayni zamanda atideki kararlar için mes'uliyeti harp
duk. Diğer iki Kolordunun da bizim gibi ayni ciddî mahrumiyetleri
sahnesinden uzakta bulunan ve harp ilminin cahili olan Harbiye Na-
çekip çekmediklerini bilemiyorum; zira onlar irtibat hattına daha
yakın bir vaziyette bulunuyorlardı. zırının omuzları üzerine yükletmeğe çalışacağı yerde eğer efradın
hüsnü niyetlerine ve isteklerine müracaat eylemiş olsaydı henüz bile
Ayni giin Kolordu istihkâm kumandanı Miralay Botsaıis
plânlarını muvaffakiyetli bir neticeye isal edebilirdi. Ordunun solcenahmı
tetkiki emredilmiş olan tahkimat mesaisi hakkındaki noktai nazarını
II. Kolordu ile takviye eylemek ve zayıf bir surette himaye edilmekte

KU
ve bizim mıntakamızda geceleyin tahkimata başlanmış olduğunu bana
olan düşman sağcenahına o taraftan taarruz etmek suretile bizim
söyledi. Kolordu mıntakasmm tahkimi — ki, Ordu emrine göre bu
Ankaraya girmekliğimiz temin edilmiş olur [Harpte yapılabilen kehanet
mıntaka yalnız bir fırka ile tutulacak, fırkanın diğeri ihtiyat ahkonacaktı—
derecesinde] ve düşmanın ricati dahi ciddî bir hezimet şekline sokula-
birçok güçlükler arzetmekte ve tahkim vasıtalarının yoksulluğundan
dolayı icrası büyük bir zaman sarf ettirecekti. Sığmaklar, zeminlikler bilirdi .
ve saire için kereste yok idi. Toprak işlerinin ikmalinden sonra cephe İşte benim haklı olarak koımakta olduğum ve zaman zaman Ordu
[20 kilometre] zayıf bir fırka ile tutulmak halinde pek uzun geliyordu. kumandanlığına anlatmağa gayret eylediğim hâdise ansızın ve habersiz

H
Hattâ sağcenah ve gerisi himaye edilmekte olmasına rağmen kuşatıl- çıkageldiği zaman vaziyet böyle idi. Eylülün dokuzuncu günü sabahının
mak tehlikesinde bulunuyordu . saat beşinde, Ordu karargâhından 19531/6289/3 numaralı ve ancak
Ordu Başkumandanlrğı vaziyetin bu yüzünü nazarı dikkate almadı maharetsiz bir surette ketmedileıı bir paniği tasvir eden şu emri aldım :

Ri
ve gerek bu ve gerekse buna benzer birçok diğer vak'alar onun,
Kolorduların mahallî vaziyetlerinden tamamile cahil bulunduğunun I . , I I . , III. Kolordulara
ispatıdır. Bundan sarfınazar, onlar benim raporlarımı da nazarı dikkate No. 19531/6239/3 '
almıyorlardı. Her ne olursa olsun son defa olmak üzere vaziyet hak-
TA
kındaki noktai nazarlarımı ve bütün Kolordunun derhal nakledilmesi
suretile Ordunun solcenahmı takviye eylemekteki ehemmiyet ve müs-
taceliyetin esbabını onlara bir kere daha izah eylemeğe kat'î karar
Emniyetli telâkki edilebilecek habere göre, düşman III. Kolorduya
karşı külliyetli kuvvetler toplamıştır. Belki bu Kolorduya karşı asıl
taarruzunu yapmak ve cephenin diğer kısımlarına da bir gösteriş
verdim ve bu maksatla Ordu karargâhına gitmesini Miralay Botsarise yapmak ve böylece III. Kolorduyu geriye sürerek Ordunun irtibatlarım
emreyledim. kesmek isteyor.
Ordu, bu zamanda, askerî bir noktai nazardan pek müstesna ve Böyle ciddi bir vaziyet karşısında aşağıdaki tarzda hareket etmeğe
RK

şüpheli bir vaziyette bulunuyordu. Ordu kumandanı ve Erkânıharbiyesi yüksek bir lüzum vardır. Düşmana III. Kolordu tarafından azimkârane
evvelden görüp tahmin edemedikleri askerî bir vaziyet ile karşılaşmış bir müdafaa ve I. v e l i . Kolordular tarafından da müştereken . . . Şi-
olduklarından ya Ankara üzerine seferi devam ettirmek veyahut ta mal istikametinde derhal şiddetli bir taarruz.
Sakaryanm Garbine çekilerek seferi devam ettirmemek ş ı k l a r ı n d a n birisi- Sağımızdan solumuza kuvvet nakletmek mümkünsüz . Çünkü bu . . .
ne karar vermeğe cesaretleri yok idi. Bu iki ş e y d e n birisini yapacakları düşman eline düşmesine sebep olacağı gibi neticesi ne olursa olsun
yerde, ileri hareketi durdurdular ve askerî bir mes'ele için hükümetin bu kuvvetler pek geç vâsıl olacaklardır.

karar vermesi mes'uliyetini deruhte eylemesine işi bıraktılar. Halbuki


144 Felâkele doğru
Umumî Harekât 145
III. Kolorduya karşı düşman taarruzu kendisini gösterince 1. Ko-

MU
lordu derhal, hedefi Osmaniye, Sarıgöl tepeleri olmak ve ikinci hedef te Kolordunun iki fırkasını sola [Yahut merkeze] nakletmekten ibaret idi.
Kütük köprüsü olmak üzere, Bu kuvvetler, III. Kolordu ile müştereken düşmanı geriye sürebilirler
II. Kolordu Şimale, Polatlıçayır [Boyalı?] istikametinde olarak ve ancak bazı kısımları tahkim edilmiş olaıı sağcenahıııa bir taarruz
taarruz edeceklerdir. I I . Kolordu I . Kolorduyu muhtelit müfreze ile edebilirler.
himaye edecektir. Kolordular şiddetle ve nevmidane taarruz edecekler. İşbu zikreylenıiş olduğum tarzda bir hareket Ferik Jeneralı Papulas
III. Kolordu son nefese kadar azimkârane müdafaa edecek ve 12. fırka tarafından nazarı itibara alınmıştır, fakat o uzun müddet tereddüt

RU
ile Şimal ve Şimalişarki istikametinde taarruz etmeğe gayret edecektir. gösterdi ve vekayi de bunun önüne geçti. Ordu kumandanı, emrinde,
Umumî bir taarruz karşısında bulunduğuna III. Kolordu müspet yapmak için vakit kalmadığından solcenaha kıtaat nakliyatı yapılmasını
bir kanaat getirir getirmez bana malûmat verecek ve I . ve I I . Ko- emreylememiş olduğunu zikretmektedir; fakat benim fikrime göre
lorduları dahi haberdar edecektir. Bunlar benden yeni bir emir bek- henüz daha zaman vardı. Eğer Kolordu, gündüzün bütün teferruatı
lemeksizin taaruza geçeceklerdir. Bütün Kolordular, işbu emri alınca ile yürüyüş hazırlıklarını tamamladıktan sonra gecenin hululü ile
kendileri de emirlerini yazacaklar ve fırka kumandanları ile kıt'a birlikte hareket ettirilse ertesi günü öğle zamanı III. Kolordunun

KU
kumandanlarını vaziyetten haberdar edeceklerdir. bulunduğu Sivri mevkiine zorlu bir gece yürüyüşü ile varır,
Saat 9 dakik 45 sonra
sonra, düşman henüz taarruza başlamamış bulunursa II. Kolordu
Papulas ya hücuma maruz kaldığı takdirde I I I . Kolorduyu takviye edecek
veyahut ta düşman sağcenahma karşı bir taarruza iştirak eyliyecek
Bu emir dikkatli bir surette okununca Ordu karargâhının heyecanı bir vaziyette bulunacaktır; eğer düşman taarruza başlamış bulunursa
aşikâr oluyor. Şüphesiz, vaziyet, Ordunun işaret eylediği veçhile, pek II. Kolordunun müdahalesi ile geriye püskürtülür; yahut, eğer III.
ciddî idi, çünkü nehre doğru olan irtibat hatları kesilecek olursa Ordu Kolordu ricat ederek düşmanın ilerlemesine yol verecek olursa II.

H
iaşe ve cepanece hertürlü ikmal mevaddmdan mahrum olarak büyük Kolordu ilerleyen düşmanın solcenalıma taarruz edebilir.
bir tehlike içine girerdi. Fakat vaziyet pek ciddî olmakla beraber, Kendisi ile telefonla bağlı olduğum I. Kolordudan derhal, III.
Ordu emrile telkin edilen tarzı hal icrası biricik bir hal tarzı değil- Kolordu cephesine karşı her hangi bir taarruz alâmeti mevcut olup

Ri
dir . I. ve II. Kolordular tarafından Şimale doğru bir taarruz, ne kadar olmadığını sordum ve tam bir sükûnetin hükiimferma olduğunu
şiddetli ve nevmidane yapılsa dahi III. Kolorduyu tehdit eden taar- öğrendim.
ruzdan kurtaramazdı. I. ve II. Kolordular karşısında kuvvetli tahkimat I . Kolordu Erkanıharbiye seisi Miralay Stylianos Gonatas — Bir
içine girmiş olan düşman iki gün içinde bu Kolorduları 3 yahut yıl sonra ihtilâl hükümeti reisi sıfatı ile beni itaatsizlik ve düşman
TA
4 kilometreden fazla ilerlemekten menedecek kadar az ve herhalde
kâfi gelecek miktarda kuvvet bırakarak sağcenahmda toplayacağı
adetçe üstün kuvvetlerle bu müddet zarfında III. Kolorduyu geriye
karşısında mevkiimi terkeylemek cürümlerde askerî mahkemeye müc-
rim olarak sevkeden ayni kimse — benim Erkânıharbiye reisimle
telefonla konuşurken I . ve II. Kolordular tarafından yapılacak bir
sürebilir ve Ordunun irtibatlarını kesmeğe muvaffak olurdu. Bundan taarruz, nekadar şiddetli ve ümitsiz bir surette yapılsa dahi III. Ko-
maada, bu son günlerin muharebe tecrübeleri bize gösterdiler ki, lorduyu tehlikeden kurtarmağa muvaffak olamayacağını beyan eyledi.
Ağustosun 24 ünden 29 una kadar Kolordular gündüz ve gece muha- Kolordunun nakledilmesi plânına gelince, hernekadar kendi fikrince
RK

rebe ederek, hemen hemen bütün cepanelerini sarfeyledikteıı ve harekâtın başlangıcıııdanberi kendi sağında bulunan I I . Kolordunun
ellerinde mevcut kıt'alarm büyük kısımlarını işe soktuktan sonra ancak hareketinden sonra 1. Kolordu kendi sağını bizzat himaye etmek
15 kilometre kadar ilerleyebilmişlerdir. Şimdi, gayri kâfi cepane ile mecburiyetinde kalmak dolayısı ile işbu tarzı hareket I . Kolordu için
ve ağır zayiatla zayıflamış olan birliklerde, III. Kolorduya karşı düş- uygunsuz olmakla beraber biricik bir sureti hal olduğunu mütalea
manın yapacağı tazyiki refetmeğe kâfi gelecek derecede onlar şimdi eyledi.
nasıl ilerleyebilirler? Diğer sureti hal, kıt'aları solcenaha yani II. III. Kolordu üzerine taarruzun henüz başlamamış olduğu haberini

aldıktan sonra ve..


19
Umumi Harekât 115
İİ4 Felâkete doğru
ile Erkânıharbiye Reislerine tebliğ edilmişti; binaenaleyh benim kara-

MU
1 — II. Kolordunun, Ordunun solcenahmda müdahalesini kabul rımın kıtaatın maneviyatı üzerinde tahripkâr bir tesir vücude getirmiş
eylediğini yazmış olduğu mektubu ; olduğu hakkındaki ittiham yanlıştır, zira Erkânıharbiyelerden maada
2 — Ordu emrinde, işbu hareketi zamanın yoksulluğundan dolayı hiçbir kimsenin bu emirden malûmatı yok idi.
emretmemiş olduğunu zikreden fıkrasını; Kezalik Ordu kumandanlığının maneviyatının düşmesinin de benim
3 — Alelûmum vaziyetin fevkalâde derecede kritik olduğunu; hatamdan ileri geldiği zikredilmişti, çünkü Ordu kumandanlığı benim
nazarı dikkate alarak, Kolordunun muhtemel olan nakli keyfiyeti için maksat ve fikrimi yanlış anlıyarak II. Kolorduya artık muharip bir

RU
hazırlıklar görmeğe karar verdim. Nakil keyfiyeti, icra edilecek kuvvet olarak bakılamıyacağı zehabını hâsıl eylemiş imiş !.
olursa — birincisi Ordu kumandanlığına akşam gelmezden evvel Kendilerini bu suretle haldi çıkarmak yolu da sonradan icat edil-
Kolordunun yapmak istediği bu hareketi tasvip eylemek veyahut ta miş ve o zaman ileri hareketi tatil eylemeyi ve Ordunun derhal Sa-
reddeylemek için lüzumu olan zamanı vermek; ikincisi de gündüz karya nehrinden Garbe geçirilmesini emreylemeğe karar verenler ta-
esnasında düşman tarafından görülmeksizin Kolorduyu nakletmek rafından mes'uliyeti örtmek için bir vasıta olarak kullanılmıştı. Benim
miimkünsüz olduğundan — geceleyin yapılabilecekti. hareketim Ordu kumandanlığınca yanlış anlaşılmadığı gibi yanlış an-

KU
Bu kararı verdikten sonra derhal iki fırka kumandanını celbettim laşılmasına imkân da yoktu . Eğer bu madde hakkındaki tahriratım
ve onlara plânımı bildirdikten sonra nakil keyfiyetinin icrası için okunacak olursa maksadımın III. Kolorduyu takviye eylemek olduğu
lüzumu olan hazırlık emirlerini verdim. Hareket muharip kıt'alarla, ve fakat nehri geçerek muharebe hattından geriye çekilmek olmadığı
o mevsimde karanlığın bastığı saat 7 sonrada başlayacaktı. Kolordu keyfiyetinin tamamile sarih olduğu görülebilir. Son olarak, benim ver-
1. Kolordunun sağma geçinciye kadar, bu Kolorduyu yeni emir veri- miş olduğum kararın birçok konferansların ve istişarelerin mahsulü
linceye kadar himaye etmek vazifesi ile, muharip kıt'alardan bir topçu olduğu yollu aleyhimde yapılan üçüncü ittihamı dahi reddeylemeğe
mcburum.

H
bataryası ile birlikte bir piyade alayı yerinde kalacaktı. Hareket,
Kolordu ikmal kuvvetlerinin derhal tahrik edilmesi ile başlayacaktı, Ben Kolordu kumandanlığında bulunduğum müddetçe ne konferans
zira bu kollar, hergiin gün ışığında hareket icra eylemekte oldukla- ve ne de istişareler asla vaki olmamıştır; benim o sabah fırka ku-
mandanlarını toplam aklığım, maksatlarım ve niyet ve teşebbüslerim

Ri
rından bunların hareketi ile düşmanın bir şüphesi uyandırılmış
olmazdı. Ben onları, muharip kısımlardan evvel uzaklaştıracak idim. hakkında en hafif bir şüpheye mahal kalmamak üzere keyfiyeti onlara
Zira bunlar ağır hareket eden yüzlerce arabalardan, kasaplık mevaşi şahsen izah etmeğe matuf idi. Vaziyeti izah eyledikten sonra da onlara
sürülerinden ibaret olduklarından eğer lüzumu kadar erken hareket emirlerimi verdim.
TA
ettirilmezlerse muharip birlikleri pek ziyade geciktirecekleri gibi düş-
man eline geçmek tehlikesine de maruz kalacaklardı. Ordu kuman-
danlığının işbu nakil keyfiyetini tasvip eylemek istememesi halinde,
Bundan sonra Ordu Başkumandanlığına aşağıdaki raporu gönderdim:

Küçük Asyada Ordu Başkumandanlığına


pek uzaklara kadar gidemiyeceği tabiî olan işbu ikmal kolları ya
I I . Kolordu karargâhı
kâmilen veyahut ta kısmen geriye dönebilirlerdi; çünkü köprücü bölüğü, 9 - 9 - 921 No. 1491 Saat 8 sonra
sıhhiye müfrezeleri ve mevaşi gibi olanlar için, II. Kolordunun bulun-
makta olduğu vaziyet hasebile en emniyetli mahal I. Kolordunun
RK

19351 numaralı emrinizi aldım. Düşmanın solcenahı daha Şarka


gerisi idi. Bundan maada gerek benim emirlerimle ve gerekse Ordu uzanmakta olduğundan II. Kolordu tarafından iş'ar edilen istikamette
kumandanlığının emirlerde, ikmal birliklerinin I . Kolordu gerisine taarruz mümktinsüzdür. Eğer düşman III. Kolorduya taarruz etmek
nakillerinde takip edilecek en emniyetli yol daha üç gün evvel alâmetleri gösterecek olursa arazinin tabiati ve kuvvetli tahkimat ha-
keşfettirilmişti. sebile bizim cephe taarruzumuz faidesiz olacak, belki ancak ehemmi-
Buna şunu da ilâve edeyim ki, nakil işinin hazırlanması hakkında yetsiz ve ağır bir terakkiden ibaret kalacaktır. Bilâkis Kolordunun

vermiş olduğum emir yalnız iki fırkanın ve süvari livasının kumandanları


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

Sivriye nakledilmesi muharebeye azimkârane ve kat'î bir müdahaleye bir taarruz yapılmasını talep ve rica etmesine lüzum gösterecek

MU
müsaade edecektir. Bizim ilk kısımlarımız yarın öğle zamanı Sivriyi ahvalin zuhur etmemesindendir.
tutabilirler. Nakil keyfiyetinin emredilmemesi ancak bu işin vakit ve İkmal kollarının nakline başlandığı doğrudur, fakat bu hareket
zamanında icra edilmesinin mümkün olmayacağı mülâhaza edilmesin- Kolordunun nakline başlanmış olması demek olamaz . İkmal kollarının
den ileri geldiği hakkında sizin emrinizde mevcut in'ikâs ruh, sol- hareketinin başlaması sadece bir hazırlık hareketi idi. İkmal kollarının
cenahm takviyesi hususundaki arzunuz hakkında malûmat sahibi ol- nakledilmesine karar verilmesinin sebebi, yalnız muharip birliklerin
maklığım keyfiyeti ile birlikte, beni Kolorduyu bu gece Zambaklıya yolu üzerinde engel teşkil etmemeleri için, erkenden kâfi derecede
nakleylemeğe ve yarın da Sivri üzerine yürüyüş yapmağa sevk ve geriye gönderilmeleri için değil, belki de ayni zamanda daha iyi bir

RU
tahrik eyledi. III. Kolorduya şimdiye kadar taarruz vaki olmayışına ikmal hizmeti temin eyleme kiçin idi. Bu son sebep için Kolordu, onları
göre bu nakil keyfiyetini vakit ve zamanile yapmak mümkün olduğu iki gün evvel tahrik eylemeğe karar vermiş, hatta Ordu'kumandanlı-
mütaleasındayım . Buna müteallik ön emirlerim saat 7 sonrada veril- ğının ceyabı Kolordunun naklini menetmiş olsa dahi bu tahrik keyfiyeti
miş ve ikmal birliklerinin bu istikamette hareketleri başlamıştır . vukubulacak ve o yolu takip eyleyecektir.
I I . Kolordu kumandanı
Tabiî muharip birlikleri tasvip edilmeksizin tahrik eylemek mevzuu

KU
Andre bahis değildi ; bu asla benim niyetimden geçmemiştir. Eğer böyle ol-
saydı, benim doğrudan doğruya emirlere tecavüz ve itaatsizlikle ittiham
Şüphesiz, yukardaki tahrirat usul ve kaideye uygun değildi. Fakat edilmekliğim şüphesizdir. Böyle bir fikrin benim kafamdan hiçbir da-
bu uygunsuzluktan daha aşırı olarak emirlere bir tecavüz teşkil kika geçmemiş olduğunun ispatı da ayni günün sabahı Ordu kuman-
eylemediği gibi muharebe fikir ve ruhunun da noksanlığını göstere- danlığına göndermiş olduğum telgrafnamedir. Ben bu telgrafnameye,
ceğini zannetmiyorum. Hernekadar bir formaliteye riayetsizlik karanlık basmazdan evvel ya telsizle veyahut ta otomobille gönderile-
mevcut olduğunu kabul ediyorm; bu riayetsizlik te «Ordu kuman- cek bir cevap almağa bağlı idim. Eğer Ordu kumandanlığının muhtemel

H
danı tarafından tasvip edilmek şartıle» fırkasının tahriratta mev- tasvibini beklemeksizin saat 7 sonrada hareket eylemeğe niyet etmiş
cut olmamasından dır . Fakat bu fıkranın zikredilmemesi bir «itaat- olsaydım sabahleyin saat 8 evvelde fikir ve niyetlerimi bildirmeğe
sizlik ve mevki ve mevzii terkeylemek» ittihamma esas teşkil ede- lüzum görmezdim. Tarafımdan telgrafnamenin gönderildiği dakikadan

Ri
mez . Bir kere emirlere tecavüz yoktur, çünkü Ordu kumandan- itibaren gerek Kolordunun gerekse fırkaların telsiz memurlarına Ordu
lığının emrinde, ancak III. Kolordudan taarruz edildiklerine dair haber karargâhından bir emir beklemeleri için dikkat etmeleri söylenmişti.
alınır alınmaz I . ve II. Kolordular tarafından taarruza geçileceği tesbit Geceleyin tasarlanmış olan nakil keyfiyeti hakkında sabahleyin fırka
edilmişti; böyle bir haber ise alınmamıştı. II. Kolordunun nakli keyfi- kumandanlarına şahsan emirlerimi verdiğim zaman, nakil için hazır-
TA
yeti için yapılan plânlar ve hazırlıklar emre tecavüz teşkil etmezler.
Eğer Ordu kumandanlığının tasvibi olmaksızın Kolordunun nakli icra
edilmiş olsaydı o zaman bir tecavüz olabilirdi; hattâ tek bir bölük
lıkların yalnızca benim teşebbüsüm ile yapılmakta olduğunu, binaen-
aleyh işbu hareketin Ordu Başkumandanlığı tarafından tasvip edilme-
sinden evvel harekete geçilmemesi ve emrin kıtaata tebliğ edilmemesi
bile muharebe hattından çekilmiş olsaydı verilen emirlere tecavüz ve lâzımgeldiğini kendilerine bilhassa söyledim . Fırka kumandanları, 13.
cinayet teşkil edebilirdi. Eğer III. Kolordudan haber alınır da akibinde, fırkanın kumandanı Miralay Digenis, 5. fırkanın kumandanı Miralay
Şimale doğru şiddetli ve ümitsiz bir taarruz emredilmemiş olsaydı Trilivas [1], süvari livası kumandanı Miralay Nikolaides; muharebe
RK

emirlere bir tecavüz sayılabilirdi. Bu hâdiselerin hiçbirisi vaki olma- tecrübelerini Avrupa ve Asya muharebe meydanlarında kazanmış olan
mıştır . Ordu kumandanlığının tasvip etmesini beklediğim için Kolordu- eski ve tecrübeli askerler, Kolordu Erkânıharbiye reisi Miralay
nun nakli keyfiyeti de yapılamamıştır. Bu tasvip sonunda gelmemiş, Gavallias, topçu kumandanı Miralay Papatoannu ve fırkaların Erkânı-
Kolordu da mevziinde kalmıştır. Gerek I. ve gerekse II. Kolorduların harbiye reisleri Binbaşı Kaliangakis ve Binbaşı Demestichas ile birlikte
Eylülün 9. günü taarruz icra etmemelerinin sebebi Kolordu kumandan-
II] Ferik Jeneralı Trilivas «Nea Epoehi» mecmuasının 14—3 — 926 tarihli nüshasında
larının teşebbüs noksanlarından değil, fakat basitçe, III. Kolordunun, bu vakayii ayni ruh ile tasvir eylemektedir.

İSO Felâkete doğru
151
benim ile tam bir muvafakat halinde idiler. Eğer Ordu Başkumandan-

MU
lığının emirlerine bir tecavüz anlaşılmış olsaydı tabiî keyfiyet böyle okuyacak olan her hangi bitaraf bir tenkitçi baştan nihayete kadar
olmazdı. Bundan başka Kolordunun istihkâm kumandanı, Miralay onun taarruz ruhu yaşatmakta olduğunu görecektir. Kendi plânlarının
Sarıyanisin dostu ve onun siyasî fikirlerine iştirak eylemekte olan akametini haklı göstermek kastile Miralay Sarıyanis tarafından yapı-
bir şahsiyet olan Miralay Botsaris — yukardaki emirlerimi verdiğim lan bu teşebbüs lıakayıkı ahvale tetabuk etmez ; çünkü eğer II. Kol-
zaman bulunmamıştı — benim aldığım tedbirlerden dolayı sonradan beni ordu hakikaten muharip ruhunu kaybetmiş olsaydi, Ordu kumandan-
tebrik eyledi ve bu tedbirleri ittihaz edilecek en doğru tedbirler ve lığının, bilâhare 10 —Eylııl [numara 6349/3] emrinde bir taarruzu
Ordu karargâhını ve bilhassa Miralay Sarıyanisi [1] kaplamış olan düşünmekte olduklarını ve bu taarruzda II. Kolorduyu I. Kolordu ile

RU
panik karşısında selâmet yolu olmak üzere tavsif eylemişti. Miralay III. Kolordu arasına koyarak kullanacaklarını, söylememesi icap
Gonatasm I. Kolordunun nikatı nazarlarının benimkilere uygun gel- ederdi. Bundan başka, Kolordunun bundan sonraki istihdamı da Ordu
mekte olduğunu Erkânıharbiye reisime beyan eylemiş bulunduğunu da kumandanlığının, onun taarruz kabiliyetine olan itimadını kaybetmemiş
biraz yukarda söylemiştim . olduğunu sarahatle ispat eder.
Gerek o zaman ve gerekse daha sonra, o zamanda benim hareke- Tahriratımı gönderdikten sonra, Ordu Başkumandanlığının benim

KU
tim yüzünden ve benim «Taarruz ruhumun > noksanlığından dolayı kararımı tasvip eylemesi keyfiyeti vaki oluncaya değin [ bunun hak-
Ankara üzerine ileri hareket plânının akamete duçar olduğu bana kında hiç bir an şüphem olmadı ] ve ayni zamanda III. Kolordudan
karşı iddia edilmiştir. Bu ittiham, işbu ankara üzerine ileri harekete bir talep alır almaz Şimale karşı şiddetli ve ııevmidaııe taarruzu icra
kolayca kani olmuş olan Miralay Sarıyanis ile onıin Ordu karargâ- eylemeğe hazır bir halde vaziyetin inkişafına intizar eyledim. Fakat
hındaki dostlarının behane ve özürleridir. Bu ittiham, esasında, o za- Ordu Başkumandanlığının beklediği veçhile düşman 9 — Eylülde
manda yaratılmış olan efsanelerden birisidir. Çünkü Ordu karargâ- III. Kolorduya taarruz etmedi. Bilâkis bu Kolordu bazı noktalar
hının çekilme kararını daha Eylülün ikisinde vermiş olduğuna delil zaptederek birazıcık ilerledi. Bu hadise, mutat üzere Ordu Başkuman-

H
v a r d ı r . Halbuki II. Kolorduyu nakletmek teklifi Eylülün dokuzuna danlığının panikten nikbinliğe dönmesine kâfi gelir gibi oldu. İhtimalki,
kadar daha yapılmamıştı. 23 — Ağustosta olduğu gibi, III. Kolordu karşısında düşmanın toplan-
Ferik Jeneralı Papulasm mektubunda Ankara üzerine gitmek ması hakkındaki malûmatın doğru olmadığını zannettiler. Bütün bu

Ri
plânının halâ takip edileceğinin yazılmış olduğu doğrudur; fakat bu sebeplerin ve giinlerdenberi hakikî vaziyet hakkında kendilerini tenvir
muhtemelen, Ordu Başkumandanının çekilmek kararının henüz ilân eylemek için musırrane bir surette yapmakta olduğum gayretlerden
edilmesini arzu etmediğinden, yahut ta kendi Erkânıharbiyesinin plân- Ordu Başkumandanlığının hisseylemiş olduğu nefret ve hiddetin benim
larından ve kararlarından haberdar edilmemiş olmasından ileri gelmiş raporuma, öğleden sonra aşağıdaki şekilde bir cevabın gönderilmesini

gosun vazih şehadetine ve gerekse Liva Jeneralı Pallisin, Gonarisin


ve diğerlerinin muhakemesi esnasında Yüzbaşı Skylakakise olan kat'î
TA
olmalıdır. Hangi türlü olursa olsun, biz gerek Liva Jeneralı Strati- mucip olduğunu zan ve tahmin ediyorum :

II. Kolordu kumandanlığına


beyanatına malik bulunuyoruz. Bunlara nazaran Sakaryadan çekilmek No: 19556/6265 Telgraf 9 - 9 — 921 3,35 sonra
kararı benim 9 — Eylüldeki hareketimden evvel vuku bulmuş, binaen-
Mevzilerinizi terkeylemek plânı hayreti mucip oldu. Kolordunun
aleyh bundan tamamile ayrı ve müstakildir.
RK

mevziinde kalmasını emrediyorum. Muhakeme ve karar verecek salâ-


Miralay Sarıyanisin «II. Kolorduya tesiri dokunan bendeki taarruz
hiyettar şahıs, Ordu Başkumandanı sıfatı ile yalnız ben im. Harekâtı
ruhu yoksulluğunun Ankara üzerine yapılacak ileri hareketin terke-
nakleylemek hnsusundaki bütün emirlerinizin hükmünü iptal ediniz.
dilmesine sebep olduğu > hakkındaki ittihammm iyi bir esasa istinat
ettiğini zannetmeyorum. Çünkü benim 1491 numaralı tahriratımı Papulas
[1] Miralay Botsaris beyhude yere benim muhakememde şahit olarak bulunmağa
gayret eylemiş, fakat askerî mahkeme tarafından menedilmişti . Bu emirde kullanılan ifade ve tarzı kelâmın, mevzuu bahis vak'a

için pek kuvvetli olduğunda şüphe olmadığını zannederim. Benim


160 Felâkete doğru ^ Umumî Harekât 161

azledilmesinden ve yeni bir Erkânıharbiye reisinin tayin edilmesinden

MU
hareketimin Ordu Başkumandanının noktai nazarlarına uygun olduğuna
göre, kezalik işbu hareketin henüz başlamamış olmasına ve lüzum sonra [Her noktai nazardan mükemmel bir zabit olan Miralay
hâsıl olunca bunu iptal etmek için kâfi derecede zaman bulunmasına P. Nikolaidesiıı şalisi mevzuu bahis değildir. Her hangi bir başkası da
göre, zannediyorum ki, mevziimi terkeylediğim hakkındaki ifade pek olsa müsavidir.] benim kumandanlıkta ipka edilmekliğim bundan son-
kuvvetli ve haksız idi. Bu tarzı hareket, bir Kolordu kumandanı ve raki hareketimin teftiş ve mürakabesi demek ve Ordu Başkumandanının
erkândan bir zabit sıfatı ile benim şeref ve haysiyetimi tamamile benim hakkımda hisseylemekte olduğu şüphenin ve itimat yoksulluğu-
aşağılatacak mahiyette idi. Tekrar fırka kumandanlarını celbettim, nun aleni ve bahir ifadesi demek idi. Ben böyle bir vaziyeti hiç bir

RU
nakil emrini iptal eyledim ve her dakika Şimale şiddetli ve nevmidane veçhile kabul edemezdim, derhal aşağıdaki gibi cevap verdim :
bir taarruz yapmağa hazır bulunmalarını onlara emreyledim. Gece,
kat'î bir sükûnet içinde geçti ve düşman, mevzilerinde faaliyetziz kaldı. Küçük Asyada Ordu Başkumandanlığına
Eylülün onuncu guııü sabahı bana yeni bir sürpriz getirdi: Ordu Tel iü - 9 - 921 6,B0 evvel
Başkumandanlığı karargâhından saat 5 evvelde alman bir emir, Erkâ-

KU
nıharbiye reisim Miralay Gavalliasi vazifesinden kaldırıyor, Ordu em- 19556/6265 Numaralı emrinizin, hareketim hakkında ihtiva eylediği
rine veriyor ve onun yerine de o ane kadar süvari livası kumandanı telâkkilerden sonra ve alelûmum Kolordunun işbu mes'ele hakkındaki
bulunan Miralay P. Nikolaidesi geçiriyordu. Şimdiye kadar Ordu noktai nazarlarının fırka kumandanları ile diğer salâhiyettar zabitler
Başkumandanlığının işlerine hâkim olan paniğin üzerine bir de alçaklık tarafından tasvip ve takviye edilmiş olması da asla nazarı dikkate
katılıyordu. Ordu Başkumandanlığı bana dokunmağı istemediğinden alınmaması dolayısı ile Kolordunun emir ve kumandasına devam
veyahut buna cesaret edemediğinden Miralay Gavallias aleyhine eylemek benim için kat'iyyen miimkünsüz bir hale girmiştir. Benim
döndü, mes'uliyeti bana ait ve yalnız bana ait olan bir iş için onu derhal değiştirilmekliğimiıı emir buyurulmasmı rica ederim.

H
cezalandırdı. Onlar bana dokunmak istemediler, zira — Ferik Jeneralı I I . Kolordu kumandanı
Papulas ile Miralay Sarıyanisin benim mahkememde ifade verdikleri Andre
veçhile — Kıral Kostantinin biraderi sıfatı ile kıtaat üzerinde benim

Ri
nüfuz ve tesir icra eylemek ve azlimin tehlikeli bir manevî tesir vücude Erkânıharbiye Reisimin azli malûm olur olmaz topçu kumandanı
getirebilmesi ihtimalinden korkmuşlarmış. Ordu Başkmandanlığı karar- Miralay Papaoanım bana bir mektup vererek, kendisini Erkânıharbiye
gâhının maneviyatının ne kadar çok düşmüş olduğu bu vak'adan aşikâr Reisi ile müsavi derecede mes'ul telâkki eylediğinden dolayı vazife-
olmaktadır, çünkü Miralay Gavalliasm azledilmesi Ordu Başkumanda- sinden kaldırılmasını talep eyledi. Bilâhare, ayni talep istihkâm ku-
TA
nının, II. Kolordu kumandanına karşı olan memnuniyetsizliğini göster-
mez mi ? Miralav Gavallias, Kolordunun kumandanı değildi, ben
idim. Maiyetine karşı itimadını kaybeylemiş olduğu halde, işbu maiyeti
mandanı tarafından da ağızdan teklif edilmişti. Tabiî ben bu talep-
leri muameleye koymadım, fakat, I I . Kolordu Erkânıharbiyesinde
ayrılık ve ihtilâf mevcut olmadığı bu taleplerden aşikâr olur.
derhal mevki ve vazifesinden kaldırmayan bir Başkumandan hakkında Saat 11 evvele doğru, aşağıdaki şahsî ve mahrem telgrafnaıneyi
nasıl bir fikir dermeyan edeceğimi bilmeyorum. Kumandanını yerinde aldım:
tutarak, onun, kabiliyeti tanınmış bir zabit olan Erkânıharbiye reisini «Mühim sebepler değiştirilmekliğiııize müsaade etmedikleri gibi
RK

sadece kendi kumandanı tarfından verilmiş olan emirleri icra eyledi- benim de böyle bir niyetim yoktur».
ğinden dolayı azletmek manevî cesaretin acınacak derecede yoksullu- Papulas
ğunu gösterir. Orduda manevî cesaretten mahrum yüksek kumandan
Yukardaki telgrafnamenin zate mahsus ve mahrem olduğu, halbuki
bulunmasını düşünmek akla sığmayor. Mevzilerimi terkeylemek ittiha- ilkinin böyle olmadığını burada işaret etmeğe mecburum .
mmdan maada bütün Ordunun gözleri önünde askerlik kudret ve
İstifa eylemekte — belki haksız ise de — ısrar eylemekte olduğum
kabiliyetinden mahrum bir insan görünmekte olduğumdan vaziyet benim

için tahammül edilemez bir hale geldi. Eski Erkânıharbiye reisinin cevabını verdim, hiddet ve nefretim son dereceyi bulmuştu. Nihayet
20
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
değiştirilmekliğim mes'elesi Ordu Başkumandanlığının aşağıdaki telsizi derhal taarruza geçti. Ben bu hareketi tasvip eyledim ve 1497

MU
ile halledildi: numaralı emrimi verdim. Düşman iki fırkadan [ 5 . ve 7. fırkalar]
mürekkep idi. Bizim taarruzumuz ise 33. piyade alayı [ Miralay Rokas ]
II. Kolordu kumandanlığına
ve 43. alayın bir taburu, fırkanın tekmil dağ topçusu, 2. sahra topçu
No . 58 10 — 9 — 921 Saat 6 sonra alayı ve Binbaşı N. Papadimas kumandası altındaki İskoda topçu
taburu tarafından, iki Kolordu arasındaki boşluktan, Kızılkoyunlu
Ne sizin ve ne de fırka kumandanlarının fikirleri Ordu karargâ- istikametinde mail olarak icra edildi. Birinci fırkadan bir müfreze

RU
hına arzedilmemiştir. Sizin mevkiinizde kalmaklığınızı ben arzu edi- tarafından, ayni zamanda cephesinden de taarruz edilen düşman
yorum ve vaziyet te talep ediyor . kolayca geriye atıldı.
Papulas
Tekmil Kolordunun işe sokulmasını mucip olan işbu yukarda
zikredilen hareketten sonra Ordu karargâhından aşağıdaki emir alındı:
Benim Erkânıharbiye Reisimin değiştirildiğini bildiren Ordu Başku-
mandanlığının emrinin alınmasından kısa bir zaman sonra — yani II. Kolordu kumandanlığına

KU
saat 8 e doğru — düşman I . Kolordunun sağcenahma karşı ve II.
B.
Kolordunun solu ile I . Kolordunun sağı arasındaki pek çok münaka- Ordu kumandanlığı 10 - 9 - 921 Saat 9 dakika 45 evvel
şaya sebep olmuş olan boşluktan bir taarruza başladı. Biraz zaman N o . 19547/6304/3
sonra, süvari keşif kolu üç çeyrek saattenberi geçmekte olan bir düş-
man yürüyüş kolunun Kolordunun gerisine doğru Kerpiç istikametinde Öğleden evvel saat 5 te bugün I. Kolorduya karşı taarruz baş-
ilerlemeğe başladığını haber verdi. Düşmanın bu hareketleri, baııa ladı ; onun cephesinin karşısında umumileşti. Merkezi sıklet sağma
III. Kolorduya karşı yapılması beklenen düşman taarruzunun kat'î karşı tevcih edilmiştir. I. Kolordu ile irtibatta bulunarak sağına

H
olduğu ve düşmanın bizim cenahımızı tesbit eylemeğe teşebbüs etmekte lüzumu olan yardımı yapınız.
Papulas
olduğu intibaını verdi.
II. Kolordunun solundaki boşluk içinden düşmanın yaptığı taarruz Aşikârdır ki, Ordu Başkumandanlığı tarafından emredilen hareket

Ri
ve arkamızda bir kolun görünmesinden maada düşman sağımıza karşı yukardaki emrin alınmasından evvel yapılmış bulunuyordu.
ağır bir topçu ateşine başladı, biraz sonra da bütün cephemizin bo- Sabahın askerî vaziyetinden hâsıl eylediğim intiba, III. Kolordu
yunca ciddî bir bombardıman başladı. aleyhinde bir taarruzun bedihî ve doğru olduğu tarzında idi. Zira
Halen düşman tarafından bizi kuşatmak için bir temayül mevcut
TA
idi, bu sebepten de vaziyet II. Kolordu için fevkalâde kritik görünü-
yordu . Cepheye ve sağcenalıa gelince; oradaki muharebe, mevcut kü-
çük birliklere bırakılmıştı. Süvari livası [Miralay N. Varthis] bir pi-
saat 1 dakika 30 sonraya doğru bu Kolordu I. ve II. Kolordulara
beklenilen taarruzun başlamış olduğunu, kendilerinin şimdilik düşmanı
püskürtmüş olduğunu ve bu kolorduların hareket eylemek için — yani
Şimale doğru şiddetli ve nevmidane taarruz için — hazır bulunmaları
yade taburu ve bir miktar topçu ile tamam bir keşif yapmak ve arka- icap eylediğini söyledi. Vaziyet her noktai nazardan kritik bir halde
da görünen düşman koluna iptidaî mukavemeti göstermek üzere gön- idi, fakat benim hayretimi mucip olan mes'ele III. Kolordu aleyhine
derildi . Daha mühim olan harekete karşı ise — yani I. Kolordunun tevcih edilmiş olan taarruzla beraber ayni zamanda II. Kolordunun
RK

sağcenahma tevcih edilen düşman tarruzuna — 5. fırkadan geriye dahi kendi yerinde tesbit edilmiş olması ve I. Kolordunun da sağce-
alınmış iki piyade alayından ve Eylülün 8. günü, zaten düşmanın böyle nahmdan ve sonradan haber aldığımıza göre merkezinde dahi taarruza
bir muhtemel taarruzu için bırakılmış olan 13, fırkadan mürekkep bir maruz kalması olmuştur.
kuvvete malik bulunuyorduk. Ayni zamanda, 5 . fırkanın karekâtı pek mükemmel icra edilmiş,
Bu ciddî taarruzun ilk alâmeti belirince 5. fırka, kendi kuman- merkeze taarruz eden düşman kolaylıkla geriye püskürtülmüş ve bu
danı olan Miralay Trilivasın temeyyüz eylediği teşebbüs ruhu sayesinde

suretle I. Kolordunun sağına karşı düşmanın yapmış olduğu tazyik


156 İJmumî Harekât 157

küllî derecede hafiflettirilmiştir. Cephenin mütebaki kısmında düşman tebeddiilât icrası ile, emrin gelecek gece icra edileceği hakkında yalnız

MU
ağır bir bombardıman yapmakla iktifa eylemiştir. talimat vermek lâzımgeliyordu. Halâ bir ümit kalmakta idi ki, o da
Saat 4 sonrada Ordu karargâhından asla beklemediğim aşağıdaki düşmanın, her vakitki adeti veçhile, taarruzunu keserek geceleyin
emri aldım: ateşi durduracağı idi; fakat bu ümit gevşek idi, zira bütün alâmetler,
I. ve II. Kolordulara Türk Ordusunun birçok aylar devam eden bir seferden sonra nihayet
giriştiği kat'î bir meydan muharebesine işaret etmekte idiler.
c.
Ordu kumandanlığı 10 — 9 — 921 Öğleden sonraki zaman zarfında 5. fırkanın iki alaydan mürekkep

RU
No . 19580/6315/3 olan kuvveti, boşluğun içine girerek düşmanı püskürttü ve onu bir
huruç hareketi yapmış olduğu müstahkem mevziine kadar takip eyledi.
7. Fırkanın solcenahı [ III. Kolordunun solu müntehası ] düşman
tarafından geriye sürülmüştür. Bu sebepten II. Kolordu bu emri Bu zaman zarfında bütün Kolordu topçum muharebeye girişmiş idi. I.
alır almaz harekete geçerek ve zorlu yürüyüşlerle (Kara Hamza — Kolordunun gösterdiği faaliyet ile müşterek bir surette 5. fırkanın bu
Çanakçı) ya ilerleyecektir . hareketi o derece muvaffakiyetli oldu ki, düşman intizamsız bir surette
I . Kolordu, sağcenalımm emniyeti için tedabir ittihaz edecektir. çekildi ve harekâtın başlangıcından beri ilk defa olarak zabitlerin bile

KU
12. fırka derhal harekete geçerek Çanakçıya gidecektir. Kolordunun bütün kuvvetlerde kaçmakta olduklarını gördük . Ben işbu paniği ya
fazla ikmal birlikleri Kavuncu köprüsüne gönderilecektir. düşmanın kendi müstahkem hattından çok uzaklara ayrılmak cesaretini
göstermesine ve mağlûp edilince, yalnız kendini müstahkem hatlar
Papulas
içinde müdafaa eylediği müddetçe yerinde ve âlâ bulunan maneviyatını
II. Kolorduya, meydan muharebesi hattının soluna, III. Kolordu- kaybeylemesine yahut tarafımızdadan mukabil taarruz yapılmasına
nun gerisine hareket etmek emri veriliyordu . Yani Ordu Başkuman- atfediyorum.
danlığı bir gün evvelisi menettiği bir şeyi emrediyordu . Hem de III. Çok şükür ki, akşama doğru cephe boyunca ateş kesildi. Kezalik

H
Kolordunun solcenahı atıldıktan ve diğer iki Kolordu da hareket zannettiğime göre, 5. fırkanın muvaffakiyetli hareketinin neticesi olarak
edemiyecek bir halde düşman tarafından tesbit edildiği bir zamanda sağcenahm sıkıntısı da ortadan kalktı. Kolordunun gerisinde görünen
bu emri veriyordu. Bir gün evvelisi, düşman tarafından henüz bir taar- düşman kolu — süvari livasından alman malûmata göre — süvariden

Ri
ruz alâmeti belirmemiş iken Ordu Başkumandanlığı Kolordunun nakli mürekkep idi. Bu kol İnler Katrancı istikametinde garbe döndü. Bu se-
için kâfi zaman mevcut olmadığını söylemişti, şimdi ise meydan mu- bepten, oradaki seyyar hastanelerin himayesi için lâzımgelen tedbirleri
harebesinin ortasında taarruz kendini gösterdiği bir zamanda onlar almaları maksadile keyfiyeti Ordu Başkumandanlığına bildirdim.
ayni nakil keyfiyetini emreylediler!. Fazla söze lüzum yoktur sanırım?. Sonradan öğrendiğime göre, bu süvari müfrezesi, Fethioğlu köprü-
TA
Ordu Başkumandanlığının arzu eylediği hareket, emirde tayin ve
tesbit edildiği veçhile derhal icra edilemezdi; zira Kolordunun kendisi
ciddî bir muharebeye girişmiş bulunuyordu; çekilmesi kolay değildi.
sünde Sakaryayı geçerek Sivrihisarı işgal eden kıt'a idi.
Daha fazla takibe devam eylemekten içtinap eylemesi 5. fırkaya
emredildi. Kolordunun hareketine müteallik bütün teferruat tanzim
Geceyi beklemeğe mecbur idim, Çünkü eğer Kolordunun mevziini edildi, nihayet, büyük bir güçlükle tekmil Kolorduyu toplamağa ve
terkeylemekte olduğunu düşman anlarsa, bu mevzi terki gerek bir saat 11 sonraya doğru Suzuncaaliye yürüyüşe başladım. Bu pek güç
nakil suretile ve gerekse ricat maksadile olsun, bütün kuvvetile tekrar hareket, düşmana tek bir koyun bile bırakmaksızın ve olup biten hak-
RK

tesire başlar. Düşmanın yapacağı bu aksiilâmel de kuvvetli bir taarruz kında düşmana en küçük bir şey çaktırmaksızm mıikemmelen icra
şeklini alır, bu da ya muharebeyi kesmek teşebbüsünde bulunan bir- edildi. Ancak ertesi sabah saat 8 evvele doğru aşağı Evliyafakih
likleri kat'î bir tevakkufa mecbur eder, yahut ta onların arasında köyünün yanında iken bir düşman tayyaresi yürüyüşümüzü keşfetti.
bozgunluk husule getirir. Çok şükür ki, nakil hususundaki emrimi bir Maattessiif yürüyüş pek fena şartlar altında vukubuldu, zira Ordu
gün evvel vermiş olduğum için bunun hakkındaki tafsilât malûm bulu- Başkumandanlığının karışık emirleri yüzünden muharip kıt'alar kendi-
nuyordu. Şimdi artık, muharebeye sokulmuş olan birlikler için bazı lerini her çeşit ikmal vasıtaları içinde karmakarışık olmuş buldular ,

78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekât

Çünkü ben bu ikmal kıt'alarmı, Ordu başkumandanlığının 9 — Eylül

MU
emri üzerine tekrar geriye çevirmeğe mecbur olmuştum.
Ayın 11. günü saat 10 evvelde Kolordu Suzuncaali mevkiine erişti,
orada bir istirahat molası yapıldı. Bu köyde, oradan şu emri aldım:

1., II., III. Kolordulara

RU
D
Ordu Başkumandanlığı <oj
No. 6349/3 10—9—921 saat 10 dakika 15 sonra ©
p-
CS

Düşman bugün III. ve I . Kolordulara karşı şiddetli taarruz yaptı Cj


13
<=
ve geriye püskürtüldü. O, yalnız Basrıköy Garbindeki İkiztepeyi
zaptetmeğe muvaffak oldu. II. Kolorduya, gece yürüyüşleri ile

KU
<3
(Sarı Halil — Kara Hamzalı) mıntakasma hareket etmek emri verildi. K
Yarın öğleyin Kolordunun buraya varacağı tahmin edilir. Yarın
III. Kolordu mevzilerini tutmak ve İkiztepeyi tekrar kazanmak için
e
kendisini son nefesine kadar azimkârane müdafaa edecektir. Kendisine 0)
süvari livası raptedilmiş olan I. Kolordu hiç olmazsa Çaldağını tuta- >>
K
rak Ordunun sağını azimkârane bir surette müdafaa edecek ve sağ-

H
cenahmı Cenuba doğru uzatmayacaktır. Yarından sonraki günde
II. Kolorduyu I . ve III. Kolorduların arasına sokmak suretile bir 3e
e
mukabil taarruza teşebbüs eylemek mümkün olacağını Ordu Başku- s

Ri
mandanlığı düşünmektedir. Kolorduların fazla nakil vasıtaları Sakarya o
Garbine gönderilecek ve aşağıdaki gibi toplanacaktırlar : W

III. Kolordu Beğlikteki iki köprü ve Kavuncudaki iki köprü üzer-


lerinden Mülk mıntakasma,
II. Kolordu Kavuncu üzerinden Kaves mıntakasma,
I. Kolordu Kavuncu üzerinden Mercan mıntakasma.
TA
Küçük Asya Ordusu
Başkumandanı
Papulas
Eylülün onuncu günü saat 9 dakika 45 evvele kadar — yani B
RK

Temmuzun onuncu günü akşamın geç vaktinde verilmiş olan bu 19 547/6 301/3 numaralı verilmesinden sonraki zamana ait — A .
emir gösteriyor ki, işbu saat 10,15 sonraya kadar Ordu Başkumandan- 19 531/6 239/3 numaralı ve 9 — Eylül tarihli ilk emrin yapılmasını
lığı zahiren yalnızca harekete devam eylemeği ve 12 — Eylülde yapı- lüzumlu gösteren ahval henüz baş göstermemiş, yani düşman henüz
lacak taarruz için II. Kolorduyu kullanmağı düşünmekte idi. III. Kolorduya karşı kat'î bir taarruz yapmamıştır . A.
Aym onuncu günü Ordu kumandanlığı tarafından verilmiş olan üç 19 531/6 239/3 numaralı emrin icra edilmesini lüzumlu gösteren ahval
ve vakayi hakikaten Eylülün onuncu günü saat 1 dakika 30 sonraya

muhtelif emrin tetkik ve mütaleası aşağıdaki neticeleri verir:


160 Felâkete doğru
^ Umumî Harekât 161
kadar baş göstermemiştir . Yani III. Kolordunun II. ve I . Kolordu- Ordu Başkumandanlığı II. Kolordunun nakliyatına başlamasını em-

MU
lara, kendisine karşı taarruzun başlamış olduğunu haber verdiği za- reyledi.
manda bu Kolordular yalnızca hareket için lıazır bulunmalarını rica Eylülün onuncu günü eğer yalnız 5. fırkası taarruz etmeyip te
eylemekle iktifa eylemişti. II. Kolordu kâmileıı taarruza geçmiş olsaydı III. Kolordu üzerine
Eylülün onuncu günü Ordu Başkumandanlığı tarafından verilmiş tevcih edilen taarruzun neticesine tesir icra etmiş olurdu denildi,
olan iki emirden aşikâr oluyor ki, Ordu karargâhı, birincisi, i) — Eylül- fakat bu doğru değildir, çünkü bu fikri güdenler unutuyorlar ki, Kolor-
de tasvip edilmemiş olan nakil teklifinden sonra dahi II. Kolordunun

RU
dunun hepsi kendiliğinden — yani zayıf mevcutlu iki fırka — o giin
kendi mevzilerinde bulunmakta olduğuna, ikincisi de Kolordu, I . Kolor-
hakikî olarak muharebeye girmiş bulunuyorlardı. 5. fırka düşmana
duya uygun bir himaye ve yardım verecek kadar lüzumu olan muha-
rebe kudretine malik bulunduğuna kanaat eylemekte idi. I I . Kolordu taarruz etti ve II. ve I. Kolordular arasındaki boşluğa girdi, bu esna-
B. No. 19574/6301/3 damgalı emri almazdan evvel 5. fırkayı gönder- da cephede ve sağcenahtaki mütebaki kıt'alar [13. fırka] düşmanın
mek suretile bu yardımı derhal icra etmiş ve hareketin muvaffakiyetli hareketinden dolayı mevzilerine saplanıp kalmağa macbur olmuşlardı.
neticesi Ordu Başkumandanlığına bildirilmişti. Binaenaleyh onlar Kol- 5. fırkanın böyle bir muvaffakiyetle tetevviiç etmiş olan hareketinin

KU
ordunun mahallî vaziyeti hakkında tam malûmat sahibi bulunuyorlardı. düşmanın tahkim edilmiş Şimal cephesine bir taarruz olmadığı, fakat
Şimdi, Ordu karargâhına, II. Kolorduyu solcenaha nakleylemeğe mec- kendi cenahında boşluğun içine girmekte olan kuvvetlere karşı yapıl-
bur eden hadiseyi tetkik eylemek kalıyor [ C. No. 19 580/6315/3 mar- mış bir taarruz olduğu, binaenaleyh açık sahrada bir muharebeden
kalı emre bakınız ] . Şüphesiz, bu nakil keyfiyeti, öyle Miralay Sarı- ibaret bulunduğu da nazarı dikkate alınmalıdır.
y anisin, beyan eylediği gibi II. Kolordunun taarruz kudretine güven-
Mevzu dışındaki bu sözlerden sonra hadisatııı münasebetini hulâsa
me noksanlığından değildi. Böyle bir itimat noksanlığının mevcut ol- edecdğim :

H
madığı keyfiyeti işbu Ordı^ emrinde aşikâr görünüyor : «7. Fırkanın
D. No. 6349/3 damgalı emir, Ordu Başkumandanlığının II. Kolor-
solcenahı düşman tarafından geriye püskürtülmüştür II- Kolordu
du ile III. ve 1. Kolordular arasından (Kursaklı — Bayburt) muhtemel
bu emri alınca hareket edecek ve saire». Ordu karargâhının
istikametinde Eylülün on ikisinde bir mukabil taarruza teşebbüs ede-

Ri
yaptığı hesapların temelinden hatalı olduğu aşikârdır, zira onlar 1. ve
ceğini açık olarak gösteriyordu, ben de onbirinci günü akşamında (Sarı
II. Kolordular tarafından Şimale yapılacak bir taarruzun düşmanın
Halil — Kaı'a Hamzalı) mmtakasma erişmeğe ve ertesi günkü taarruz
ili. Kolorduya yapacağı tazyik ve tesiri hafifletmeğe mecbur edece-
için hazır bulunmağa mecbur idim . Efrat bir gün evvelki [ 10 — Eylül ]
ğini zannetmişlerdi; fakat bu, vaki olmadı.
muharebe yüzünden ve bütün gece yürümekten fevkalâde yorulmuş-
TA
Eylülün onunda [D. No. 6349 damgalı emre bakınız] düşman III.
ve I. Kolordulara taarruz etti. III. Kolordu, I. ve II. Kolorduların
müdahale etmeleri zamanının gelmiş olduğu zannında bulunmadı ve
lardı, fakat çaresizdi, çünkü bütün Ordunun iş ve akıbetine taallûku
olan bir meydan muharebesine doğru yürüyorduk. Binaenaleyh Suzun-
caalide birkaç saatlik bir tevakkuftan sonra Sarı Halil üzerine yürüyüşe
onlardan sadece hazır bulunmalarını rica eylemekle iktifa eyledi. I .
devam etmeyi emreylemeğe mecbur olmuştum .
Kolordu düşmanın taarruzu ile mevzilerinde tutulmuş kalmıştı. II.
Kolordu ise kendi istek ve azmi ile [B. No. 19574/6301/3 damgalı Pek devamlı olan bu yürüyüş, efradın ve hayvanların yorgunluğu
yüzünden pek ağır icra edilmişti. Fırkanın son kıt'aları gece yarısına
RK

emrin alınmasından akdem] oldukça mühim mahallî bir muvaffakiyet


elde etti; fakat bu iki Kolordunun mesaisi III. Kolordunun cephesin- kadar ordugâhlarına gelememişlerdi. Kolordu, şüphesiz ertesi gün
deki muharebenin neticesine asla tesir icra eylemedi ve bu Kolordu- sabahleyin ciddî bir taarruza teşebbüs edecek kadar iyi bir vaziyette
nun solcenahı saat 4 sonradan çok evvel düşman tarafından geriye bulunmuyordu, fakat her şeye rağmen Kolordunun muharebe ruhu
sürüldü. Bundan sonra sağcenahtan bir gösteriş hareketi değil, fakat azalmamıştı. Saat 8 sonraya doğru karargâhımı Sarı Halil ile Kara
yalnızca solcenahm ciddî surette bir takviyesi sayesinde fevkalâde Hamzalı arasında tesis ederek ertesi günün harekâtı için emir bekle-

emniyetsiz ve istikrarsız olan vaziyetin kurtarılabileceğini anlayan dim . Saat 10 sonrada alman bu emir aşağıdaki gibidir:
21
Felâkete doğru Umumî Harekât 163

ve heyecandan çabucak derin bir bedbinliğe değişmekten ibaret olan

MU
I . , I I . , III. Kolordulara mutat tabiatlarını gütmüş oldukları neticesini istihraç eylemek mecbu-
Ordu kumandanlığı
riyetindeyim. Düşman tarafından gösterilen teşebbüs ve III. Kolordu
karargâhı 11 _ 9 _ 921 aleyhindeki kuvvetli darbe esas plânda daha ziyade ısrarın bizi hara-
No . 19709/6386/3 bıye maruz bırakacağına Ordu Başkumandanını ve etrafındaki zevatı
ikna etmiş olduğu aşikârdır. Liva Jeneralı Stratigosun sefer hakkında
Düşman bugün, III. Kolorduya karşı mükerrer şiddetli taarruzlar neşreylemiş olduğu hatırata göre ileri hareketin tatili ve Sakaryamn
icra etti ve büyük zayiat ile püskürtüldü. Bu zayiat meyanında yüz- (iarbıne geçilmesi keyfiyetine daha evvel ve Eylülün 2 sinde karar

RU
lerce esirler. I. Kolordu, mevziini terkedecek ve — Eylül gecesi verilmiş imiş; fakat herkes benim ile beraber kabul eder ki, meydan
esnasında (Sarı Halil — Ilıca tepeleri) umumî hattını işgal etmek muharebesini kesmek için seçilen zaman bedbaht bir zamandır,
üzere hareket edecektir. Bu hat, bütün düşman taarruzlarına karşı zira ricat, düşmanın kvvetli tazyikinin başladığı bir zamanda
kat'iyetle müdafaa edilecektir, inler Katrancıdaki muhtelit müfreze emredilmiş ve böylelikle bu ricati kendi taarruzunun neticesinde
ve Göksu ve Sakarya dereleri üzerindeki köprü başları sahra topçusu vaki olduğu, tesir ve intibaını düşmana vermiştir. Askerî vaziyet
ile beraber I. Kolordunun emrine gireceklerdir. III. Kolordu, işgal şüphesiz ciddî idi; fakat ümitsiz değildi. Böyle olunca nehri

KU
eylemekte olduğu mevzileri kat'iyetle tutacak ve müdafaa edecektir. geçmek için verilen emir faidesiz olmuştur . III. Kolordu pek
Bugünün gecesi olan fi — Eylül esnasında sağcenahıııı biraz San sebatkârane bir surette muharebe etmekte idi ve kaybetmiş olduğu
Halil tepelerine doğru çekecektir . II. Kolordu yarın gündüz esnasında mevzilerin bazılarını istirdat eylemişti, eğer 7. fırka biraz çekilmiş
î! gecesi, Kavuncu ile Porsuk arasındaki Sakarya Garp kıyısındaki idi ise bile onun arkasında IT. Kolordunun 5. ve 13. fırkaları bulunu-
tepeler üzerinde müdafaa mevzileri işgal etmek için keşif ve tetkikat yordu ki, bunlar muvazeneyi tekrar tesis eylemeğe tamamile mukte-
yapacaktır . Mevcut köprüler ve muhtemel geçitler sureti mahsusada dirdirler. I . Kolordu dahi düşmanın taarruzlarını durdurarak muvaf-
tetkik edilmelidir. fakiyetle muharebe etmekte idi. Vaki olduğu gibi, çekilmek kararının

H
Yarın için ikmal I . ve II. Kolordular motörlü nakliyat ile Kavuncu vaktinden evvel verilmiş olduğunda şüphe yoktur.
köprüsünde. III. Kolordu Sakçılar demiryolu istasiyonunda. Yukardaki emri aldıktan sonra lüzumsuz nakliye vasıtalarını
Kolordular yarın gündüzleyin işbu zikredilen mevkilere lüzumu uzaklaştırdım ve sabahleyin Kavuncu ile Porsuk arasındaki Sakarya

Ri
olan nakliye vasıtalarını göndereceklerdir. kısmı Garbindeki araziyi keşfetmek için gidecek olan zabitleri tayin
Ordu Başkumandanı eyledim. Biraz sonra, saat 9 dakika 15 sonrada yazılmış ikinci bir
Papulas emir alındı . Bu emir Sakarya üzerinde Kolordunun geçeceği
muhtelif köprülerin isimlerini tayin ediyordu. II. Kolorduya ait bir
TA
Bu emir tamamile beklenmiyordu, Çünkü eli altında böyle kuvvet-
ler mevcut iken Ordu Başkumandanlığının Sakaryayı geçeceğini ve
böylece meydan muharebesini keseceğini bir dakika için bile hayalim-
fıkrada şunlar okunuyordu : «II. Kolordu Kavuncu ve Tekkeköy köp-
rüleri üzerinden, evvelce keşfedilerek işgal için tayin edilen mevzilere ».
Ertesi sabah, 12 — Eylül, Erkânıharbiye reisi Miralay Nikolaidesi,
den geçirmemiştim. Bu kararı ittihaz eylemeğe — yani Ankara üze-
rine olan ileri hareketi tatil eylemeğe — Ordu Başkumandanlığına Ordu Başkumandanının nihaî fikir ve niyetleri hakkında şahsan ve
ne gibi bir keyfiyetin müessir olduğunu doğru olarak bilmiyorum. tafsilâtlı malûmat almak için Ordu karargâhına gönderdim.
Maamafi şüphesiz olarak bildiğim birşey varsa o da bu işi hükü- Birgün evvel sırtı sırtına yirmi dört saat yol yürümüş olan efrat
RK

metten aldıkları bir emir neticesinde yapmış olmamalarıdır, zira için, bu beklenilmeyen istirahat günü pek makbule geçmişti. Saat 2
seferden sonra Harbiye Nazırı N. Theotoky ile vukubulan bir mükâ- dakika 30 sonraya doğru Ordudan bir emir aldım. Bu emre göre
lememde, Nazır böyle bir emir verilmediğini vazıh ve kat'î bir surette o gece bütün Ordu Sakaryayı geçecek ve karşıki kıyıda yerleşecekti.
bana beyan eylemiş ve Ordu Başkumandanının bu teşebbüsü aleyhinde Bir kere püskürtülmüş olan düşmanın solcenaha karşı taarruzunu tek-
rarlamamış olduğuna nazaran bu kadar acele bir surette nehrin geçil-
büyük bir ciddiyetle ifadei hal eylemiştir. Binaenaleyh Ordu Başku-
mesine neden dolayı karar verilmiş olduğunu anlamayorum. Bu karar

mandanlığına mensup zevatın bu vak'a ve hal karşısında dahi şevk


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
için sebebin ne olduğunu bilmeyorum, fakat her ne olursa olsun işaret edilmiş olan yolu bulmak için nehir boyunca atlı olarak yürü-

MU
yapılması ciddî bir işti, çünkü böyle acele bir hareket bilhassa, o za- düm, fakat birdenbire kendimi büyük, birçok kümeler halinde intizamsız
man düşmanla doğrudan doğruya temasta bulunan III. Kolordu için, bir surette yürüyen ve Kolorduların her kısımlarından mürekkep bir
icrası pek güç bir hareket olan geçiş esnasında büyük karışıklıklar kütlenin içinde buldum. Hertarafı kesif bir toz bulutu bürümüş idi
doğurabilirdi. Her ne olursa olsun lüzumu olan emirler verilmişti. Nakliye kollarının burada bulunmasının ve intizamsızlığının sebebi
Tayin edilen saatte de fırkalar Sakaryaya doğru harekete geçiril- kendilerinin içine karışmış olan muharip kıtaatın önünde geçidi »eçe-
mişlerdir . memelerinden ileri gelmişti. Daha Şimalde Kara İl yas geçidinden
maada III. Kolordu kıt'alarının dahi geçtikleri ayni geçitten geçmek

RU
Ben Erkânıharbiyemle beraber başta yürüdüm, karargâhımı köp-
rünün yakınındaki Tekkeköyde yerleştirdim. Bu köyde, Ordu karargâ- mecburiyetinde bulunan III. Kolordunun nakliye kolları dahi umumî
hından dönmekte olan Erkânıharbiye reisime rastladım. O, Ordu karışıklığa katılmışlardı.
kumandanının niyet ve maksadı Orduyu Sakaryanm Garbindeki Çok şükür ki, Sakaryadan geçişimizi düşman bilmiyordu, eğer bunu
mevzilerde müdafaaya yerleştirmekten ibaret olduğunu bildirdi. Geçit anlamış olsaydi ve nehrin kendi tarafındaki kıyısına topçu değil,
hareketinde istical edilmekliğin sebebi de, taze düşman tecemmüleri fakat birkaç makinahtüfek olsun indirmiş olsaydi, hareketimiz panik

KU
hakkında malûmat alınması ve eğer III. Kolorduya yeniden taarruz değilse bile kaçışa dönmüş ve mağlûbiyet kat'î ve tamam olmuş olurdu.
etmek için düşmana fırsat verilecek olursa bu Kolordunun düşman Yunan askerinin mizaç ve tabiati pek hassastır. İlerlediği müddetçe,
tarafından tesbit edilmesi ve hareket edemeyerek duraklamasının taarruz ettiği müddetçe yorgunluk ve açlık gibi hoşa gitmeyen şartlara
muhtemel bulunması ve bu keyfiyetin de Ordunun selâmetle geçmesini rağmen kendisini muzaffer addeder ; maneviyatı da mükemmeldir.
şüpheli kılabilmesi düşüncesi imiş. Fakat ricat ettiği zaman, muzaffer bir mevkide bulunsa dahi, meselâ
Miralay Nikolaides, başkaca, Ordu Başkumandanının telgrafname- II. Kolordunun 10 —Eylüldeki vaziyeti misillu, maneviyatı sukut
sinde hareketimin «Mevziimi terkeylediğim » tarzında tasvir edilmesi eder ve en küçük bir vak'a onu yıkar. O sebepten, eğer düşman

H
hususundan dolayı bu işi sııi tefsir eylememek ricasını söylemeğe ve o gece bizi birkaç avcı ile takip etmiş olsaydı ricatimiz kolayca bir
kendisinin hanedana olan kat'î sadakat ve merbutiyeti hakkında kaçış haline dönerdi. Bütün Ordunun akibeti üç veyahut dört sefil
teminat vermeğe dahi Ferik Jeneralı Papulas tarafından memur edil- köprüye tâbi bulunduğu bu hal ve vaziyette geçitte yol göstermek

Ri
miş olduğunu dahi söyledi. Onun hanedana olan sadakat ve muhab- veyahut kontrol etmek için Ordu karargâhından tek bir zabit bile
betinin basit bir disiplin mes'elesine karıştırılması münasip olmadığı bulunmıyordu. O gece, bir felâkete müncer olmamış ise bunu her
zannmdayım. rütbeden saf zabitlerinin bütün gece fırkaların içinde, tamamile meçhul
II. Kolordunun Tekkeköyde köprücii bölüğü tarafından kurulan olan bir arazide sağa ve sola koşmak suretile gösterdikleri iktidar
TA
köprülerden geçmesi pek muntazam bir surette icra edildi. 13. Fırka
geçtikten sonra Kavuncudan Beğlikköprüye kadar olan mm takayı,
5. fırka da Beğlikköpriiden Porsuğa kadar işgal eyledi. Fakat o gece
ve fedakârlığa affeylemek lâzımgeldiğini- şüphesiz telâkki ederim.
Bütün bunlara ilâve olarak, III. Kolorduya, II. Kolordunun hatları
arasından geçmek emredilmiş idi ki, bu hareket karanlıkta ve düşman
geçit hareketinden sonra yapılan şey « İşgal edilmiş» kelimesi ile hareketinin bilinmemesi hasebile pek tehlikeli bir teşebbüs idi.
kat'iyyen doğru olarak tasvir edilemez. Hemen bütün gece intizamı tesis etmek için öteye beriye dolaş-
Zira tahsis edilen hattı keşif ve tetkik etmek için kâfi zaman makta iken nihayet 13 — Eylül saat 6 evvele doğru kendimi, II. Kol-
RK

olmamasından ve kezalik karanlık ve Kolordunun ikmal kolları arasın- orduya karargâh olmak üzere ve 9. fırkaya da Ordugâh mahalli
daki intizamsızlık yüzünden kıtaat derhal yollarını kaybettiler. olarak tahsis edilen Demirciköyde buldum; fakat umumî karışıklığın
Fırkalar nehri geçince kendilerini kâbus ve karanlık içinde buldular. neticesi olarak köyü 12. fırkanın birlikleri tarafından işgal edilmiş
Yol ve araba izleri dahi yoktu. Binaenaleyh tepeleri ve vadileri gelişi buldum. Birçok teşebbüslerden sonra bu kıt'alar toplatıldı ve kendi
güzel işgal eylediler. Benim müdafaa hattımm ortası gerisinde bulunan fırkalarının bulunacağı tahmin edilen Sakçılar istasiyonuna vola
Bııgaliçe köyünün istikametini bulmağa çalıştım ve harita üzerinde çıkarıldılar.

166 Felâkete doğru

Bizim, Sakaryayı geçmekte olduğumuzu düşmanın anlamamış olma- 1. _ , .. Umumî Harekât 1(57
sının bir hüsnü tali eseri olduğu keyfiyetine tekrar ısrar etmeğe bilhassa mevzilerimizi tahkik ve tesbit eylemeğe uğraşıyordu. Müs-

MU
mecburum, Çünkü nehir geçildikten sonra, arazinin çöl halinde olması, tesna olarak Gordıyom tabyasında daha ciddî bir teşebbüste bulundu
yolların noksanı ve gecenin de zifiri karanlık bulunması yüzünden ise de bu da püskürtüldükten sonra gün sükûnetle geçti. Maamafi
fırkaların kendilerine tahsis edilmiş olan mmtakaları bulup işgal vazıyet gül gibi güzel değil idi. Zira diğer iki Kolordunun ne olduğu
eylemeleri mümkünsiiz idi . hakkında, kezalık Ordu karargâhı hakkında kat'î bir bilgisizlik içinde
I I . Kolordu, Kavuncu mevkiinden Porsuğa kadar Sakaryanm bulunuyorduk. Çünkü telsizimizin bütün gayretine rağmen cevap
Garbindeki tepeleri işgal eylemekle ve ayni zamanda da eğer III. Kol- alamıyorduk.

RU
ordu nehri geçerken düşman tarafından sıkıştırılacak olursa bu Kol- Eylülün 14. günü 9. fırka kumandanı Miralay Kalinoskyye mülaki
orduyu himaye etmek gibi pek mühim bir vazife ile tavzif edilmişti. oldum. Fırkanın vaziyetinin iyi olmadığını, ricat zamanından itibaren
Fakat karanlıkta ve cepheye doğru yürümekte olan nakliye kollarının kıt alarm maneviyatının düşmeğe başladığını ve muhtelif ikmal meva-
sebep olduğu korkunç intizamsızlık içinde [ Çünkü bu kolların istifade ddının noksanlığının inzibat üzerinde fena bir tesir yapmakta olduğunu
etmesi için nehir boyunca muvazi olarak Şimale giden tek bir yoldan söyledi . 9. fırka tarafından Sakaryadan geçit hareketinin ne tarzda
başka yol yoktu ] , düşman için, bizim tarafımızdan asla farkına varıl- icra edilmiş olduğunu da hikâye etti. Ordu karargâhından alman emir

KU
maksızm Garp sahile nehri geçmek kolay olurdu. Fakat, nehrin beri mucibince fırka saat 7 dakika 30 sonrada hareket edecekmiş, fakat
tarafında düşmanın mevcudiyeti bize malûm olsa dahi yukarda bu emir Miralay Kalinoskynin eline ancak saat 8 dakika 30 da ve
zikredilen sebeplerden dolayı bizim faaliyetimiz kötürüm edilmiş bulu- 011 da bir tali eseri olarak gelebilmiş.
nacaktı. Kendisi için bu kadar müsait olan vaziyetlerden düşmanın Bilhassa fırkanın o zamanda düşmanla temasta bulunduğu nazarı
ne için istifade etmemiş olduğunu bilmiyorum . dikkate alınırsa bu gecikmenin negibi bir karışıklık doğurabileceği
tasavvur edilebilir.
Bunun sebebi belki de, bizim teşebbüs eylemiş olduğumuz hareket

H
hakkındaki bilgisizliği, yahut ta bir gün evvelki muharebenin kendi- Şimdi de, umumî vaziyet hakkında tam bir bilgisizlik içinde idim.
sini yıpratmış ve atıl kalmağa mecbur eylemiş olması olacaktır. Yegâne bildiğim şey Ordu kumandanının fikir ve maksadının Sakar-
Benim şahsî fikrime göre daha ziyade birinci ihtimaldir, çünkü bizim yalım hemen Garbindeki tepeler üzerinde bir müdafaa hattı tutmak

Ri
bulunduğumuz vaziyet ve şartlar altında Sakaryayı geçmeğe cesaret olduğu ıdı. Cephemizin önünden akan nehrin mühim bir tabiye mâni i
edeceğimizi düşman tasavvur edememiştir; aksi halde, nekadar yorgun olmadığı anlaşılmak lâzımdır; çünkü Sakarya hernekadar derin ise de
olursa olsun Yunan Ordusunun tam manası ile izmihlalini mucip genişliğinin az olması bize ait olan bütün kısmından geçilmeği kolay-
olabilecek olan bu vaziyetten istifade etmeğe gayret etmemesi düşman laştırmaktadır. Böylece, Eylülün 14. günü sabahın erken saatlerinde
TA
için mümkünsüzdür. Ne olursa olsun bütün gece esnasında vaziyet
bana pek kritik göründü, zira düşmanın vaziyeti halikında bir şey
bilmediğim gibi taarruz neticesinde olup olmadığını da bilmiyordum .
düşman Tekkeköyde nehrin iki sahilini iki halat ile bağlamağa mu-
vaffak oldu. Halatların üzerine işbu köyün evlerinden söküp getirdiği
kapıları koyarak bu vasıtalarla bazı küçük kuvvetleri geçirebildi.
Şüphesiz, Ordunun vaziyeti ve tertibatı Sakaryanm Sark sahilinde
Diğer Kolorduların geçit hareketlerinin negibi şartlar altında yapıl-
dığını münakaşa etmiyeceğim. bulunduğu zamankinden daha müsait idi, çünkü her ne olursa olsun,
Eylülün on üçünde gün aydınlanınca şüphesiz vaziyet ıslah ve ikmal yolları temin edilmiş ve demiryolunun yakınlığı hasebile ikmal
mevaddı daha kolay alınmakta idi; fakat buna rağmen sağcenah,
RK

tadil edildi. Fırkalar süratle ve intizamla mıntakalarını işgal edebil-


geniş Dır kuşat ma hareketine açık bulunuyordu, buna karşı, nehrin
diler. Fakat ayni zamanda, düşman nihayet Ordunun hareket eyle-
Cenup kolu himaye vermiyordu . ( Çifteler — Seyitgazi) istikametinin
diğinin farkına vararak küçük kıt'alar halinde nehri geçmek için
Eskışehıre doğru tam amile Sakaryanm dışında kalmakta ve binaen-
nevmidane teşebbüsler yapmak için ilerlediler, fakat teşebbüsleri
aleyh lurk Ordusu gibi teşebbüs ve cesaret sahibi bir düşmana karşı
kolayca semeresiz bırakıldı, o da toplarını nehrin Şark sahiline getir-
açık bulunmakta olduğunu anlamak için haritaya bir göz atmak
mekle iktifa eyledi, oradan hareketlerimizi taciz ediyordu. Düşmanımız,

kâfidir. Nehrin ciddî bir mâni olmadığı keyfiyeti derhal meydana


^ Umumî Harekât 161
160 Felâkete doğru
Eylülün 15. günü sabahı, 12. fırkaya mensup bir Erkânıharp za-
çıkmış idi. Çünkü ayni sabah esnasında f 14 — Eylül J, birçok Ordu

MU
biti olan Yüzbaşı Presetakos karargâhıma geldi ve Bozdağdan [Ka-
merbutu teşekküllerin bırakılmış olduğu Sivrihisar mevkiine düşman
vak Garbinde] Polathisara [Sivrihisar Cenubunda] kadar ve daha
süvarisinin girmiş olduğu ve bir tabur piyade ile 9. fırkanın
ötelere uzanan fırkanın vaziyeti hakkında bana malûmat verdi. Bu
topçusu Mülk mevkiine vâsıl olmazdan evvel bir felâketin zuhur
fırka, Sakaryanm bütün Cenup kolunun müdafaası ile ve Fethoğlu
eylemiş bulunduğu ve düşmanın taciz edilmeksizin ve beraberinde bir
köprüsünü dahi tahrip etmek işi ile tavzif edilmişti. Bu son hareket,
miktar esir de alarak hareket eylemiş olduğu hakkında bir rapor al- bilhassa 12. fırka ayarındaki bir fırka ile bana lüzumsuz göründü,
dım . Ordunun Sakaryanm Garbinde kat'î olarak yerleşmesi keyfiyeti

RU
zira nehir ciddî bir mâni teşkil eylememekte olmakla beraber bu işi
[Buna niyet edilmiş olduğu görülüyordu], yollar inşası ve saire gibi yapacak kıt'alar üstün bir düşman kuvvetine kolayca çatabilecek idi-
birçok tedbirlerin alınmasına ihtimal verdirmekte idi . Çünkü Küçük ler. Yüzbaşı Presetakos ayni zamanda umumiyetle 12. fırkanın va-
Asya yüksek yaylasının ciddî kışından sonra memlekette mevcut yol- ziyetinin disiplin ve maneviyat noktai nazarından iyi olmadığını da
lardan ağır tekerlekli arabaların istifade etmesi mümkün değildir. Ke- bildirdi.
zalik uygun tahkimat vücude getirmek, insanlar için binalar, hayvan-
lar için ahırlar 'yapmak lâzımdı. Bütün bunlar fazla zaman ve gayret Ordu disiplin keyfiyetinin bulunduğu fena hali iyi anlamak için, o

KU
sarfını talep ediyordu . Hepsinden üstelik te yağmur mevsiminin baş- sabah benim Demircideki karargâhımda geçen karakteristik bir vak'ayı
zikreylemek zemin haricinde olmıyacaktır sanırım . Yüksek rütbeli bir
lamasından evvel işe başlanabilmek için derhal bir karar verilmek
zabit [ İsmini kaldıracağım ] bana geldi. Son hadiselerden bahsetmeğe
icap ediyordu .
başlayarak umumiyetle Ordu Başkumandanlığı karargâhı aleyhinde ve
Nihayet öğleye doğru Ordudan bir emir aldım . Maamafi bu emir- bilhassa Ordu kumandanı aleyhinde ciddî tabirler kullandı ve bizim
de vaziyete esaslı bir değişiklik getirmedi. Benim Ordu Başkuman- bütün çektiğimiz musibet ve muvaffakıyetsizlikleriıı onun harp san'atine
danlığının niyet ve tasavvurları hakkındaki bilgisizliğim de ayni ile olan vukufsuzluğundan ileri geldiğini söyliyerek onun aleyhinde bu-

H
kaldı. lundu . Nihayet, benim süsmaklığımdan cesaret alarak [ Çiinkii maat-
Benim için şiddetli bir endişeyi mucip olan bir hâdise de öğleden teessüf ben kendisini susturmamıştım ] nihayet, bir plân açtı. Bu plâna
sonra geç zamanda Ordu karargâhından aldığını bir telefon oldu . Bu- göre Jeneral Papulasm zorla yakalanarak azledilmesini, sonra Ordu

Ri
nunla III. Kolordu hakkında bir malûmatım varsa kendilerine bildir- zabitlerinin Ferik Jeneralı Prens Nikolayı, eğer arzu etmiyecek olursa
mekliğim rica ediliyordu. Ordu, Sakaryayı geçeli iki gün olmuştu, bizzat beni Başkumandan tayin edeceklerini teklif eyledi. Böyle bir teklif-
Ordu Başkmaııdanlığı kendi Kolordularından birisinin — yani kuvvet- ten hayrete düşerek ve harbin orta yerinde ileri sürülen böyle bir plânda
lerinden üçte birinin — ahvalinden bilgisizlik içinde bulunuyordu . Bu görünen hicapsızlığm ve cür'etin azametinden dilim tutularak kendisini
TA
hâdise, {§ — Eylül gecesi harekâtının benim tasavvur eylediğimden daha
kötü şartlar altında icra edilmiş olduğunu bana ispat eyledi. Ordunun,
Kolordularla teması kaybeylediği anlaşılıyor ve aradan iki gün geçtiği
siikûte mecbur eylemeğe istical gösterdim ve hiçbir hata ihtimali olmak-
sızın eğer bir daha böyle bir teklifi tekrar edecek olursa kendisini derhal
tevkif ederek Ordu karargâhına göndereceğimi kendisine söyledim.
halde bu teması tekrar tesis edememesi bunu gösteriyordu . Benim Bir yıl sonra bu zabitin ihtilâlci safları arasında göründüğünü ilâve
endişem III. Kolordu hakkında değildi; çünkü ben bu Kolordunun edecek olursam belki alâka celbedecek bir şey olur.
Sakçdarda 5. fırkanın Şimalinde bulunduğunu biliyordum, fakat ben Ordu Başkumandanlığı karargâhının hakikî maksadını anlayamadı-
RK

Ordunun emir ve kumandası keyfiyetinde endişe içinde bulunuyordum. ğımdan ve bu sırrı harekâtın müteakip plânlarına muzır telâkki eyle-
Eğer işler iyi giderse Kolorduların harekâtı Ordu tarafından takip diğimden Ordu Başkumandanını görmek üzere bizzat Sarıköye gitmeğe
ediliyor ve irtibat zabitleri vasıtası ile emirler ve haberler gönderili- karar verdim. Saat 1 sonrada otomobil ile hareket ettim. Fakat burada
yordu, fakat güç zamanlarda hertürlü temas kaybediliyor, Ordu Er- şunu da hikâye eylemekten vaz geçemiyeceğim: Biraz zaman evvel
kânıharbiyesi de sadece cephede muharebe edenlerin tarz ve hareke- bütün Ordu Başkumandanlığı karargâhının yeni karargâh mahalline
müteveccihen Demirciköy içinden geçmiş olduğunu, hareketimden az

tini tenkit etmekle kalıyordu.


22
170 Felâkete doğru
„,.,..... Umumî Harekât J7j
evvel bana haber verdiler. Bir gün evvel III. Kolordunun nerede

MU
olabileceği hakkında malûmatları bile olmıyan Başkumandan ve Erkâ- haleti fikriye içinde bulunuyordu . Bu işe kendi erkânıharbiyesi tarafın-
nıharbiyesi nehri geçişin tafsilâtı, kıtaatın vaziyetleri ve alelûmum dan, yanı Ankara üzerine yapılacak seferin mümkün olduğu hakkında
umumî vaziyet hakkında malûmat vermek için bir parçacık durmak hükümeti dahi kandırmış olan Liva Jeneralı Stratigos ile Miralay
münasip olacağını nazarı dikkate almamışlardır. Bu işten büyük bir Sarıyanis tarafından sürüklenmiş olduğunu bana söyledi.
hayrete düşmüş olduğumu itiraf etmeğe mecburum. Sefer hitam bul- Ben, şimdi bu vesikayı göstermek ve Ordu Erkânıharbiyesi aleyhinde
duktan sonra, vak'ayı kendisine hikâye eylemiş olduğum Harbiye şikayette bulunmakla bir şey kazanılamıyacağmı Ordu kumandanına
nazırı N. Theotoky, bana Ferik Jenzralı Papulasın 9 — Eylül vak'ası cevap olarak söyledim. Ankaraya varmak teşebbüsü bizim bildiğimiz

RU
hakkında tarafımdan kendisine sitemler edileceğinden ve infial ve ga- sebep ve neticelerle yapılmıştı; şimdi bu göz yaşlarının ve tazallümü
leyan gösterileceğinden korkarak maksadı mahsusla benim karargâ- hallerin faıdesı ne olurdu? Hükümetin işi hadisatı en iyi bir
hımda durmaktan çekindiğini söyledi. Hanedan hakkındaki bütün surette takdim ve tasavvur eylemek, bizim işimiz ise seferi mümkün
sadakat hislerine rağmen bir Ordu Başkumandanının bir Kolordu olan münasip bir neticeye bağlamak idi. Ordunun şimdiki tertibatının
kumandanı hakkında, teveccülısüzlüğüııü bundan daha açık olarak bu fikre yaraşacak gibi olmadığını ilâve eyledim. Beni sonra Liva
başka türlü izhar edemiyeceğini zannediyorum.

KU
Jeneralı Polımenakosa ve Miralay Pallise gönderdiler. Onlardan
Saat 3 dakika 30 sonrada, nihayet Ordu Başkumandanlığının (»grendim ki, hızım buradaki tevakkufumuz istirahat maksadı ile ken-
kafilesine Biçerde I I I . Kolordu karargâhında mülâki oldum. Derhal dimize çeki düzen vermek ve beslenmek için yedi sekiz gün devam
kendimi Ordu Başkumandanına takdim ettim . Beni hararetli dostluk edecek, böylece bizim ricat etmekte olduğumuz hakkında düşmana
ve saygı gösterişlerde kabul eyledi. Ferik Jeneralı Papulasın ilk intiba verılmıyecek, ondan sonra yürüyüş, Eskişehir Şarkındaki eski
lâkırdısı, meşhur telgrafı bana göndermeğe mecbur oluşunun sebebi mevzılerımıze kadar devam edecekmiş. Eğer düşman her hangi bir nok-
benim tarzı hareketim yüzünden tecavüze maruz kalmış olan kendi tadan Sakaryayı geçmeğe muvaffak olursa harekete hazır olarak beş

H
âmirlik nüfuz ve mevkiini muhafaza mecburiyetinden ileri geldiği ve fırkayı - Birisi cephede değil - karşısında bulacağını Miralay Pallis
Miralay Sarıyanis tarafından kendisine getirilmiş olan vesikayı evvel- ızalı eyledi. Ordu kumandanlığı karargâhının niyet ve maksadı hak-
emirde muhteviyatını okumazdan evvel kat'iyyeıı imza etmediği hak- kında malûmat aldıktan sonra saat 6 sonraya doğru karargâhıma dön-

Ri
kında bana teminat vermek oldu. Bir başkumandanın kendi yapmış dum ve gelir gelmez bin kadar neferlik bir düşman kuvvetinin 13.
olduğu bir işin haklı ve musip olduğunu ispat etmeğe lüzum olmadığı fırka mıntakasında nehri geçmeğe muvaffak olduğunu ve şiddetli bir
cevabını vermek benim için kâfi idi; fakat madamla bir kere bu muharebeden sonra bu kuvvetin Sakarya ötesine geriye atılmış bulun-
mes'eleye dokunulmuş bulundu, benim tarzı hareketimin lüzumundan duğu haberini aldım . Bu hâdise mevziî bir mana ile kalmıyordu, bel-
TA
daha şiddetli tabirlerle tavsif edilmiş olduğunu ve kendisinin bana
karşı olan dostluk, saygı ve sadakati teminatlarına rağmen bu vaziyetin
el'an devanı eylemekte bulunduğunu zanneylediğimi; fakat ben kendisini
ki de hasmımızın azminin ve onun taarruz ruhunun ve bu azim ve
ruhun istihfaf edilemiyeceğinin manalı bir delili idi. O akşam Ordu
Başkumandanlığının maksat ve niyetleri hakkında fırkalara telefonla
Biçere kadar bu vak'ayı münakaşa etmek için takip eylemediğimi; malûmat verdim.
gelişimin sebebi kendisinin fikir ve niyetlerinin ne olduğunu ve sefere
ne suretle devam eylemeği düşünmekte olduğunu öğrenmek benim Ertesi gün, 16 — Eylül öğleden sonra, ağır topçu tarafından himaye
edilen hasım kuvvetleri Gordiyomdaki 5 . fırka mıntakasma taarruz
RK

için lâzım olduğu için olduğunu söyledim. Pek meyus ve düşkün gö-
rünen Ferik Jeneralı Papulas, bunun üzerine, evvelce Kütahya içti- ettiler ve nehri geçmeğe teşebbüs eylediler. Muharebe ciddî oldu ve
mamda Ordu kumandanlığı tarafından vücude getirilmiş olan meşhur düşman muvakkat bir zaman için Garp sahile yerleşmeğe muvaffak
muhtırayı cebinden çıkardı ve ricatı kendi serbest arzusile ve muh- oldu, fakat saat 4 sonrada düşmanın nehirden geriye atılmış olduğunu
tıraya uygun olarak icra etmiş olduğuna beni ikna etmek arzusile 5. fırka bildirdi. Günler geçiyordu, geçtikçe de düşmanın faaliyeti
bütün harekâtını haklı çıkarmağa çalıştı. Başkumandan acınacak bif azım hususunda artıyordu, çünkü bizim ricatimizden sonra kazanmış

olduğu üstünlük kudretini muhafaza etmeyi aşikâr olarak arzu ediyordu


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

Gece yarışma doğru, Ordu Başkumandanlığından, ertesi gece emreylemek suretile kıt'alar üzerine büyük yorgunluk tahmil eyledi-

MU
(Cevizli — Malya başı tepesi — Diiztepe — Orta tepe — Yürekpmar te- ğini söylediler. Jeneral, kendisini Kolordusunun merkezinde bulundu-
pesi — Dağcılar sırtları) hattına çekilmeğe başlanacağı hakkında emir ğunu farzeylemesine rağmen fırkaları pek uzakta bulunduğundan
alındı. Ricat, müteakip müdafaa mevzileri işgal etmek suretile yapı- onları ziyaret edemediğini dahi şikâyet kılıklı söyledi. Jeneral, bütün
lacaktı . vaziyeti gayet ciddî telâkki eylemekte idi, zira Ankara üzerine olan
Bu suretle ilk günün kararı altüst olmuştu. Ricatte istical edildi- seferin akamete uğraması kıt'alarm şevk ve maneviyatını düşkünleş-
ğinden dolayi memnun olmadığımı söyleyemem, zira bir kere ricate tirmiş ve disiplin de yüksek bir seviyede değil idi. Bu halde bulunan

RU
karar verildikten sonra bizim için Eskişehir Şarkında kat'î olarak se- Ordu ile ve kış dahi yaklaşmakta iken Eskişelıirden Afyon Karahisara
çilmiş olan mevzilere mümkün olduğu kadar bir an evvel yerleşmek kadar — henüz inşa edilmemiş olan — bir cepheyi işgal edecektik ki,
lâzım idi . Muhtelif ara hatlarında tevakkuf eylemek halinde, daima asıl muharebe hattının Şimal ve Cenubuna doğu uzayan kısımlar da
kuşatma manevraları ve taarruzlar yapmak için düşmana fırsat verilmiş buna dahil değildi. Kıtaat terhis edilecekleri yerde harbin uzadığını
ve bu ricatin bize kendisi tarafından yaptırılmış olduğu ve bizim ve işin yavaş yavaş siper harbine çevrilmekte olduğunu gördüler,
hertürlü teşebbüsü zatî kudretini zorla kaybeylemiş olduğumuz hakkın- fakat her şeyin fenası — Jeneralın fikrine göre — Ordu Başkumandan-

KU
da düşman nezdinde hâsıl olan tesir ve intiba kuvvetlendirilmiş ola- lığının nüfuz ve tesirinin ciddî bir surette sarsılmış olması ve onun
caktı . Çabuk ricat ederek muayyen bir hat üzerinde yerleşilmek ha- muhakeme ve kararına olan itimadın kaybedilmiş olması idi. Liva
linde ise düşmana kat'î bir müdafaa ve onu tevkif eylemek istifadesi Jeneralı Kondilis son vak'aların bütün mes uliyetini Miralay Sarıyanis
ve cephemizden geriye atmak ihtimali mevcut idi. İşbu mülâhazalara üzerine atmakta idi, bunda da haklı idi. Zira Ankara üzerine yapılan
rağmen Ordu Başkumandanlığı karargâhının daima fikir ve tarz ve seferin kabulü, hazırlanması ve icrası tamamile onun işi idi. P»u iş
hareket değiştiren bu yeni misali hakkında teessüften başka yapacak mantıka ve tedbir ve ihtiyata muhalif olduğundan tabiatı ile gayri
mes'ut bir sona ermişti.
bir şeyim yoktu. Ordu Başkumandanlığının emirlerinin değişmesi yü-

H
zünden sıkıntı çeken kıt'alar idi. Daha bir gün evvel Sakarya üzerinde Saat 9 sonraya doğru takriben 9. fırka ile birlikte Kargına vardım
ve o saatten saat 3 evvele kadar fırkadaki disiplinin halini ve bu
yedi sekiz gün daha kalmak hususunda bana bildirilen kararı fırka
fırkanın bazı yüksek rütbeli zabitlerinin işbu ahval karşısındaki tam
kumandanlarına bildirmiş bulunuyordum .

Ri
lâkaydiliklerini görüp anlamak için mükemmel bir fırsat elde etmiş
Fırkalara lüzumu olan emirleri verdikten sonra Erkânıharbiyemle oldum.
birlikte saat 1 sonrada Demirciköyden hareket eyledim. Duınrek üze- Eskişehir Şarkmdaki tahkim edilecek cephenin keşif ve tetkiki
rinden Kargına gittim. Bu köyde, saat 5 sonraya doğru Liva Jeneralı için, Eylülün 18. günü topçu kumandanı Miralay Papaioannu, istih-
Kondilise rastladım. Bu zat Ordu karargâhının bitmek tükenmek
TA
bilmeyen bu tavır ve hareket değiştirmesinden artık zıvanadan çıkmış
idi. Bizim derakap hareketimizin sebebi Porsuk Şimalinde Mihalıç civa-
rında düşman kuvvetlerinin görünmesi ve kezalik tayyareden alınan
kâm kumandanı Miralay Botsaris ve 9. fırka piyade liva kumandanı
Miralay Tsiroyannisten mürekkep bir heyet teşkil eyledim. Öğleden
sonra Liva Jeneralı Kondilis yeni karargâhına gitmek iizere yolundan
geçiyordu. Kendisinden öğerendim ki, sabahleyin yapılan tayyare
malûmata göre Sakaryamn Cenubunda ve Sakaryaya muvazi olarak Gar- keşfi neticesinde, Milıalıçta düşman olmadığı ve Sakaryamn Cenubuna
be doğru yürümekte olan bir düşman kolunun keşfedilmesi ve nihayet yürüyen kolun ise öküzlerden ibaret olduğu, yalnız Çiftelerde bulun-
te Çifteler mevkiinin Şarkında 3000 : 4000 kadar düşman kuvvetinin duğu bildirilen 3 000 : 4 000 kişilik kolun doğru olduğu anlaşılmıştır.
RK

5 »
bulunduğunun bildirilmesi olduğunu kendisinden öğrendim. I. Kolordu Eğer yalnız hava hizmeti tarafından getirilecek olan malûmata tâbi
kumandanı ile onun Erkânıharbiye reisi Miralay Gonatas Ordunun, kalınacak olursa vaziyet hakkında bir fikir elde etmek güç idi.
Ordu Başkmandanlığı karargâhı tarafından emir ve kumanda edilmesi Geceleyin, üç fırkadan mürekkep bir kuvvet I. Kolordunun emrinde
tarzı hakkında büyük bir istihza ile bahseylediler. Ordu karargâhı, olarak Çifteler civarındaki düşman kuvvetine taarruz etmek emrini
cenahlarımızda ehemmiyetsiz düşman kuvvetleri ve fazla miktarda aldı. Bu düşman kuvvetinin ilkinde tasavvur edildiğinden daha fazla
elıemmivetli olduğu anlaşılmıştı.

süvari görür görmez sinirlenerek bütün fırkaların harekete geçmesini


78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79

Eylülün 19. günü saat 4 evvelde, işbu düşmanın 10 000 : 20 000 Bursadan avdet etmekte idi. Seferin devamı esnasında Karvounis

MU
kişiden ibaret bir kuvvet olduğu zikredilen diğer bir emir alındı. bidayette 12. fırkayı ve sonra II. Kolorduyu takip eylemişti. Bursada
Emirde bu düşman kuvvetinin Çiftelerden geçerek Şimaligarbiye olup biten bütün şeyleri bana hikâye etti. Cephedeki hakikî vaziyet
hareket eylediği bildiriliyordu. Muhtelit kuvvete, düşmana taarruz bilinmediğinden bunun neticesinde orada bazı mertebe asabiyetler
etmek ve ricatini kesmek vazifesi verildi . hissedilmişti. 1021 seferinin taaccübü mucip olan noktalarından
Düşmanın niyeti açık idi, hedefi bizim Eskişehirdeki hareket birisi de Ordu Başkumandanlığının ne Kiralı, 11e Harbiye Nazırını
üssümüz olup buna karşı bir akın hazırlayordu, düşman bu hareket ve 11e de Büyük Erkânıhaıbiye Reisini vaziyetten haberdar eylemeğe

RU
üssümüzü tahrip edemese bile kıtanın tertibatını karmakarışık bir mecbur olduğunu nazarı dikkate almamasıdır. Zirai, Nazır ve Büyük
hale koyacağını tasavvur etmek mümkündür. Bizim Ankara üzerine Erkânıhaıbiye Reisi, Ordu Başkumandanlığı tarafından verilmekte olan
olan hareketimizden sonra dahi düşmanın daha ne kadar hayatiyet ve emirlerin birer nüshasını ve harekât hulâsalarını almakla kalıyorlardı.
hareket teşebbüsüne malik olmakta bulunduğunu bu hareket göster- Fakat bu vesikaların kendilerine vakit ve zamanı ile gönderilmeleri
mektedir. keyfiyetine dikkat edilmiyordu. İş olmamasından dolayı Kiralın
Bir harbin sevk ve idaresinde lüzumu olan maddî vasıtalar, Eskışehirden kalkarak Bursaya gitmesinden sonra cepheden gelen

KU
sanayiin inkişafı ve kimyanın terakkisi neticesinde, esaslı tahavviillere Haberleri ıkı üç gün teahhurla alması pek çok defalar vaki olmuştur.
tâbi olmuş ise de, harbin felsefesi ve tecrübe ile kazanılmış olan Bunun böyle olması, kendi teşebbüs plânlarının her hangi bir suretle
dersler değişmemiş bir halde kalmışlardır. Kıral tarafından veyahut büyük Erkânıharbiye tarafından menedildiği
Ankara üzerine bir sefer yapmak teşebbüsüne karar verenler veya bunlara tesir icra edildiği sözünün söylenmesinin önüne geçmek
büyük harp filosofu Klavzeviçin akılâne sözlerini nazarı dikkate alma- hakkında Ferik Jeneralı Papulasın ve Erkânıharbiyesine mensup muh-
mışlardır : «Büyük bir devletin fethini hitama erdirmek mümkiinsüz- telif zevatın gösterdikleri endişeden ileri gelmekte idi. Şimdi de bu
diir. Meydan muharebelerinin ve birçok arazinin kaybedilmiş olmasına ayni adamlar bir yıl sonra mahkeme huzurunda sual karşısında kal-

H
rağmen müdafi taraf için nihaî bir zafer istihsali ümidi mahvolmaz. dıkları zaman Ordunun hakikî sevk ve idarecisinin Kıral olduğunu
Esarete duçar edilmiş olan memleketinin tam göbeğinde daha ziyade ifade etmekte tereddüt eylemediler. Kiralın Bursaya lıaretinden son-
kuvvetlenen müdafiin kendi hasmının fevkalâde açılıp dağılmış bulun- raki vaziyeti nasıl izah edebileceği Miralay Sarıyanise sorulduğu

Ri
duğu ve gayret ve kuvvetinin tükenmiş bulunduğu zamanda kuvvetli zaman harp zamanında mevkiinden savuşmak telâkki edeceği cevabını
bir taarruza teşebbüs eylemeğe muktedir bulunduğu çok defa vaki vermek küstahlığını göstermiştir. Ankara üzerine ilerleme hareketinin
olmuştur». Maatteessüf, yukardaki söz, baştan nihayetine kadar bütün tatü edilmesinin ve Sakaryanuı beri tarafına birdenbire ricat edilme-
Küçük Asya seferi için pek doğru ve uygun gelmektedir. sinin sebepleri hakkında Bursada herkes bilgisizlik içinde idi. Onlar
TA
Düşmanın Seyitgaziye yaptığı sefer, kendisinin oraya girmesi,
orada malzemeyi ve bilhassa ekmek pişirmek için yapılan fırınları
tahrip eylemek suretile II. Kolordunun geri menzil noktasına büyük
bütün bunları Atinaya gitmekte olan Miralay Gavalliastan ve kezalik
Karvounisten öğrenmişlerdi .
Karvounis Eskişelıirden demiryolu ile Sarıköye dönmüş ve orada
zararlar yapmış ve Kolordunun evrak ve dosyalarına tamiri mümkün
Ordu Başkumandanı ve Ordu karargâhını fevkalâde bir sinir gergin-
olmıyacak zararlara sebep olmuştur. Liva Jeneralı Kondilisin düş-
liği ve endişe hali içinde bulmuştur. Zira onlar tamam kendi karar-
mana karşı yaptığı hareket her noktai nazardan doğru yapılmış ve
gâhlarını Beylikalııra nakletmek için hazırlanmakta iken Alpıköy
düşman ancak büyük hareket kabiliyeti sayesinde Cenuba doğru
RK

üzerine yapılan akından haber almış ve acele Sarıköye dönmüşlerdir.


vakit ve zamanile çekilmeğe muvaffak olmuş ve Jeneral Kondilise
Karvounis Ordu karargâhının kendi etraf ve civarında geçen vak'a-
«düşmanı ezmek ve ricatini kesmek» tarzında emrin tumturaklı
lardan şayanı hayret derecede müteessir olmakta bulunduğu intibaını
fıkrasını başa çıkarmak kısmet olmamıştır.
almıştır.
Kargından, öğleden evvel saat 11 olmak üzere tespit edilen hare-
ketimden evvel Politiya gazetesinin harp muhabiri ve gazeteci olan Karvounis Miralay Sarıyanis ile bir mükâleme yapmış ve orada
Ankara üzerine yapılan ileri hareketin benim tereddüt ve kararsızlığım

Karvounisin bir ziyaretini kabul eyledim. Bu zat, hemen bu sabah


Felâkete doğru
Umumî Harekât 177
yüzünden akamete uğradığı hakkında aleyhimde atılan ittilıamı ilk Ankara seferinin bir felâketle bitmemesi keyfiyetini, yalnız Yunan

MU
defa orada işitmiştir.
askerinin cesaret ve fedakârlığına borçluyuz. Yüksek kumandanlık
19 — Eylül hareketi, verilen emre göre cereyan etmiş ve düşman mevcut vaziyete ve fırsata asla teadül etmedi. Yani fırsattan istifade
tarafından hiç taciz edilmeğe maruz kalmadan geçmiştir. Akşamlayın
edecek kudrette olmadı. İlk günlerde, Ordu ilerledikçe ve çölün içine
da ben karargâhımı Halilbağ köyünün yanında yerleştirdim.
daldıkça ve. düşmanın ileri kıt'aları da muharebe vermeksizin geriye
2ü — Eylül, kat'î bir sükûnet günü oldu. Saat 4 dakika 30 dan
çekildikçe Ordu kumandanlığı karargâhı vaziyete nikbinlik ve itimatla
sonrada Ordudan gelen bir emirde her üç Kolordu tarafından esas

RU
baktı. Düşman kendi tarafından seçilmiş bir mevzide kat'î meydan
müdafaa mevzilerinde işgal edilecek olan mmtakalar tafsil edilmekte
ve bulunulan mevkilerden işbu mmtakalara gidilecek yollar tahsis ve muharebesini vermek üzere tevakkuf eder etmez Ordu kumandanlığı
tayin edilmekte idi. makamı sallanmağa başladı, soğukkanlılık onlardan uzaklaştı. Düşmanın
Bu emirden Ordu karargâhının şimdilik düşman tarafından uzun evvelâ sağcenahımıza ve sonra solceııahımıza taarruz eylediğini gördük-
zaman için bir müdahale vaki olacağını zaııneylemediği görülüyordu. leri zaman onların ruh ve maneviyatı derinlere battı ve ancak fırkalar-
Bu telâkki doğrudur, çünkü Eskişehir üzerine yaptığı akının akamete dan birisinin mahallî bir muvaffakiyet kazandığını işidince bu rıılı ve

KU
uğramasından sonra teşebbüsünü derhal tazeleyeceği muhtemel değildi. maneviyat tekrar yukarı çıktı. Şiddetli düşman mukavemeti karşısında
Bu tevakkuf bizim için büyük bir istifade idi, çünkü bize tahsis bu acmaklı manzarayı gören, cepaııe noksanlığını bilen ve nihayet
edilen hatlara taciz edilmeksizin yerleşmekliğimize müsaade ediyordu. tasavvur edilemiyecek mahrumiyetlere katlanan bu kıtaat eğer Başku-
II. Kolordunun 21 — Eylül için tesbit edilen yürüyüşü mükemmel mandanlığa karşı olan itimatlarını kaybettilerse ve ilk günlerin şevk
bir surette yapıldı. Akşamlayın da fırkalar (Kısmettepe — Çaltepe) ve heyecanı yerine bir cesaretsizlik kaim oldu ise bundan dolayı
hattını işgal eylediler. Benim karargâhım da Şerifiye köyünde yer- onları ayıplamağa kimin hakkı vardır?
leştirildi. 13. fırka karargâhının dahi bulunduğu bu köyde Miralay

H
Sarıyaııisin sözleri hakkındaki şayia tekrar kulağıma erişti. Akşam- Esaslı olarak ifade ve izhar eylediği fikrine rağmen böyle adamlarn
layın, bu fırkanın topçu kumandanı Miralay D. Vultzos pek müteessir nasihat ve tesirlerine boyun eğerek Orduyu çölün içine süren ve
bir halde bana geldi ve birkaç gün evvel I. Kolordu Erkânıharbiye - kıtaatın hayret verici şevk ve heyecanı ceııgâveranesiııi ve büyük bir

Ri
siııden Binbaşı Filippuye mülâki olduğunu ve Binbaşının Miralay mefkûre olan imanlarını orada gömiip öldüren bir Başkumandanı dü-
Sarıyanis ile yapmış olduğu mükâlemeyi kendisinden işittiğini beyan şününce, hepimizi acı bir his kaplıyordu.
eyledi. Bu mükâleme esnasında Binbaşı Filippu Ordu kargâhııım Ayni akşam Miralay Botsaris hattın tahkimi içiıı emir almak üzere
TA
Sakaryayı bu kadar acele Garbe geçmek için emreylemesiniıı sebebi
ne olduğunu Miralay Sarıyanisten sorması üzerine Erkânıharbiye ikinci
reisi bunun sebebi II. Kolordunun tarruz etmeği arzu. eylememesinden
ileri geldiği cevabını vermiş.
benim karargâhıma geldi ve diğer şeyler meyanında, II. Kolordunun
muharebe etmek istemediği hakkındaki efsanenin uzaklara ve geniş
bir mikyasta işaa ve neşredilmiş olduğu ve beyanatın membaınm da
Miralay Sarıyanis olduğunu bana söyledi. Miralay Botsaris hiddetinden
22 — Eylülde II. Kolordu yürüyüşüne devam etti ve akşamlayın kudurmuştu. Kendisi Miralay Sarıyaııisin dostu olmakla beraber Kolor -
5. fırka ile Yanakkapan ve Kalpanlı mıııtakasmda, 9. fırka ile Arap- dunun şerefine dokunan bu şayiaları ret ve iptal etmek için elimden
öerende, 13. fırka ile de Aksaklı ve Saktanda, Kolordu karargâhı gelen her şeyi yapmaklığımı bana tavsiye eyledi. Her taraftan bana
RK

Aksaklıda olmak üzere toplandı. Böylece, bundan hemen iki ay evvel erişmekte olan bu şayiaları müsamaha etmek artık benim için müm-
21 — Temmuz meydan muharebesinden sonra ilk defa olarak yerleş- kün değildi. Ertesi günü Ordu Başkumandanına bir mektup yazmağa
miş bulunduğumuz hatları bir kere daha işgal etmiş bulunuyorduk. Fakat ve kendi ikinci Erkânıharbiye reisi tarafından aleyhime açılmış olan
hissiyatımızda nasıl bir fark ile! İlkinde bir zaferden sonra, şimdi ise ihanet seferini kendisine açıp dökmeğe ve eğer lüzumu olan tatminatı
kahramancasma yaptığımız fakat faidesiz ve zararlı Ankara seferinden elde edemezsem onu açığa vurmağa karar verdim. Benim Ordu
sonra!.

Başkumandanına yazdığım mektup şöyle idi:

23
178 Felâkele doğru
_ _ Umumî Harekât 179
Dişveren
eyledim. Ankara üzerine yapılan taarruzun terkedilmesi ve Eskişehir

MU
23 - Eylül - 192
Efendim, önünde mevzilere avdet her hangi bir hareket ve muharebenin
Sizi malûmattar etmeği mecburî telâkki eylediğim aşağıdaki hususat veyahut her hangi bir yanlışlığın en hafif bir derecede olsun neticesi
hakkında nazarı dikkatinizi eclbeylerııekliğime müsaadelerinizi temenni değildir. Fakat bu hareket, Ordu Başkumandanlığının harekâta başlan-
eyleyorum . İsmini vermeğe muktedir bulunduğum membalardaıı ahiren mazdan evvel görüp keşfeylediği bir hareket olup, bunun icrası da en
işittiğime göre alelûmum II. Kolordunun tarzı hareketi hakkında birçok uygun ve münasip olarak kabul edilmiştir.
sözler söylenmekte imiş. Böyle bir mes'eleniıı münakaşa edilmesinin şüp- II. Kolordunun kendine şeref verecek o kadar kahramanca yapıl-

RU
hesiz hususî bir mana ve ehemmiyeti olamaz . Fakat ciddî ehemmiyeti haiz mış büyiik harp vekayii vardır ki, onun zabitleri Kolordunun harekâ-
olan bir keyfiyet var ki, o da sizin ikinci Erkânıharbiye reisiniz Miralay tının manasız bir surette tenkit edilmesinden müteessir olmamalıdırlar.
Sarıyanisin bazı eşhasa, Ankara üzerine yapılan seferin terkedil- Sizin sadık
mesinin ve Sakarya nehrini alelâcele geçilmekliğin sebebi ancak A . Papulas
II. Kolordu ve bu Kolordunun taarruz etmek isteksizliği olduğu hak-
kında fikrini söylemesidir. Ben bu Kolorduya kumanda etmek şerefine Ferik Jeneralı Papulasm teminatına rağmen şayianın tekzibi cihe-

KU
malik olduğumdan yukardaki keyfiyeti sizin ıttılaınıza arzeylemeği tine gidilmedi. Benim bildiğim yalnız bir şey varsa o da Eylülün
ve II. Kolorduya karşı yapılan bu itabm pek ciddî olduğunu ilâve otuzunda Ordu Başkumandanını gördüğüm ve ona bir mes'ele hakkında
eylemeği vazifem telâkki ediyorum. Çünkü Kolordu her zaman ve her bahseylediğim zaman kendisi, Miralay Sarıyanisi bu madde hakkında
yerde vazifesini sadakatle ifa eylemiş olup vermiş olduğu ağır zayiat isticvap eylediği zaman Miralayın kendisine ne benim hakkımda ve
buna şahitlik etmektedir. Bizzat kendime gelince, doğrudan doğruya ne de II. Kolordu hakkında böyle tabirlerle asla ifadatta bulunmadı-
olan kendi mafevklerim tarafından talep edildiği takdirde kumandan- ğını namusu üzerine söz vererek temin eylediğini bana cevap olarak
lığımın hesabını vermeğe hazırım . söyledi. Ben o zaman, Jeneral Papulasm sadakatine emniyetim vardı

H
Bu mektubun mevzuu ve münderecatmın hoşa gitmeyeceğini bili- ve onun mektubu da vak'ayı neşir ve ilân etmek için yapmakta
yorum, fakat yukardaki hususatı size bildirmeği vazifem addederim . olduğum hazırlığı durdurmağa sebep oldu.
23 — Eylülde, benim emirlerimle 9. fırka Malyabaşı tepesi — Diizte-

Ri
Size sadık
Andrya peden Seyitsuyuna kadar olan mmtakamn emniyetini viicude getirmek
üzere birinci hatta bırakıldı. Karargâhı Arapörende. 5. Fırkaya
Bu mektuba aşağıdaki cevabı aldım ; Cevizli Garp sırtlarından Malyabaşı tepesine [ Hariç 1 kadar olan
mmtakada 2. fırkayı değiştirmek emri verildi. Karargâhı Seyitgazide.

Efendim,
TA
2i -
Eskişehir
Eylül - 1921 Nihayet 13. fırkayı da Saktan, Yeniköy ve Dişveren mıntakasında ve
karargâhı Yeniköyde olmak üzere ikinci hatta koydum. Kendi karar-
gâhımı öğle zamanı Dişveren köyünde yerleştirdim.
Sizin 23 — Eylül tarihli mektubunuzu aldım. Benim ikinci Erkâ-
nıharbiye reisimin kendisini unutacağını ve sizin Kolordunuz hakkında Cephemizin müdafaası için tahkimat mes'elesini halletmek lâzımdı
bir fikir dermeyan edeceğini tasavvur bile etmeyorum. — pek ciddî bir mes'ele. Ordu Başkumandanlığının talimatı bize
Fakat bunu tahkik eylemezden evvel, mes'ul bir fikir ifade ve azim bir iş yükletiyordu — . Sığınaklar, efrat için binalar, hayvanlar
RK

dermeyan etmek hakkına malik yegâne birisi sıfatı ile, emir ve kuman- için kapalı yerler. Miralay Botsarisin hesaplarına göre yalnız 35 kilo-
dam altındaki muhtelif Kolorduların tarzı hareketleri hakkında şimdiye metrelik telörgiisü lâzım idi — Bütün Yunanistanda mevcut olmıyan
kadar hiçbir fark gözetmediğimi size temin eylemeği vazifem telâkki bir yekûn — . Bu iş için binlerce ameleye lüzum vardı. Bizim asker-
ederim. Bütün Kolordular misal teşkil edecek bir kahramanlıkla vazi- lerimiz muhtemelen bu işe kâfi gelmiyeceğinden bulunduğumuz mınta-
felerini ifa ettiler. Bütün Kolordular için ayni olan tebliğatımda Kolor- kadaki Türk köylülerinden istifade etmeğe mecbur idik . Bunun pek

duların temeyyüz eyledikleri başlıca meydan muharebelerini tadat çok mahzurları vardı, bilhassa onların düşman tarafına kaçmak ihtimali
78 ^ Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
ve bunun neticesinde de düşmanın bizim faaliyetlerimiz hakkında nazarından daha uyğun bir cephenin alınması lehinde bir karar itti-

MU
sıhhatli malûmat elde etmesi. hazı lâzımgeleceğine bütün bu hususlar beni ikna ettiler. Kezalik biz
Bundan sonra, bizim bu hatlardaki ikametimizin uzun müddet burada nekadar uzun müddet kalacak olursak düşmanın gittikçe daha
devam eylemesi muhtemel olacağını görerek, Ordunun erzak, kundura ziyade kuvvetleneceğini ve o kadar teşkilâtını tamamlayacağını düşün-
ve elbise velhasıl efradın terfihi halini temin edecek lıertürlii ihti-
düm, halbuki, aksine olarak biz daha fazla hiçbir sınıfı silâh altına
yaçlarından ibaret ikmal mevaddının tedarikine ciddi düşünceler atfet-
çağıramıyorduk. En son olarak ta, vaktaki, düşman bizden daha kuv-
mek lâzımgelmekte idi. Eğer efradı memnun ve inzibat altında tutmak
vetli olunca (Bizim kudretimizin tamamile ııisbeti haricinde bulunan )

RU
isteyorsak bu keyfiyet fevkalâde mühim idi. Çünkü artık onların
terhis edilmeleri mes'elesi yoktu. Bilâkis gayrimuayyen bir zaman uzun cephemize taarruz edeceği ve muayyen bir noktadan cephemizi
için silâh altında tutulacaklardı. Bundan maada mevsim pek ilerlemiş delip kıracağı meş'um zaman erişir, cephenin bu yarılması, hesapsız
olup bir aydan daha az bir zamanda kış basacak idi. Binaenaleyh neticeleri ile birlikte bütün cephenin birden çöküp yıkılmasını mucip
yukarda zikredilen bütün bu hazırlıklar pek büyiık ehemmiyet ve olurdu.
müstaceliyet arzediyordu . Bütün hesaplarımın yanlış olduğu çabucak ispat edildi, çünkü ayni

KU
O zamanda, bu seçilen cephede Ordunun ikametinin — bazı ma- zamanda Ordu Başkumandanlığı 30,000 süngüden ibaret olan Orduyu
hallî değişiklikler hariç olmak üzere — tam bir yıl devam edebilece- ( Eskişehir — Afyon Karahisar) hattına yerleştirmeğe karar verdi.
ğini asla tasavvur etmiyordum. Belki kış yüzünden ve Sakaryadaki
Asıl muharebe hattına, Şimale ve Cenuba doğru olan kırıntı ve dolaş-
muvaffakıyetsizliğimizden sonra daha fazla bir ricate icbar edilmiş
olmaklığımız tesir ve intibaını da vermemek için ikametimizin uzun maları da ilâve ettiğimiz takdirde müdafaa edilecek cephe takriben 300
olabileceğini düşünmüştüm. Kezalik orada emniyetle ve selâmetle kilometre idi. Ordu Başkumandanlığı karargâhının cepheyi doğrudan
kalacağımızı zannediyordum. Çünkü en yakın olarak ilkbahardan evvel doğruya Cenuba uzatmamış olması keyfiyeti hayret verici bir budalalık

H
düşmanın her hangi ciddî bir teşebbüs yapmağa muktedir olacağını halinde göze çarpmaktadır. I. Kolordu hareket ederek evvelâ Eski-
hükmetmiyordum . şehirde toplandı. Ondan sonra fırkalarını Afyon Karahisarma gönderdi.

Ri
Harita üzerinde seçilen cephenin bir tetkik ve mütaleası ile benim Böylelikle kıtaata fazla yürüyüşler yaptırılmış oldu. Kezalik II. Kol-
noktai nazarlarım kuvvetlenmişti, çünkü Ordu tarafından alman ter- ordunun yerleşme işi başladıktan ve pek çok iş vücude getirildikten
tibat yalnız muvakkat bir işgale delâlet ediyordu: Üç Kolordu sonra bu Kolorduya, Ordunun iki grupu arasında irtibatı temin için
Eskişehirde, iki fırka da [Cenup grupu ] Afyon Karahisarda. İki Ordu
Cenuba hareket eylemek emri verildi. Bu hareketler, son taarruz
TA
grupu arasında da tamamile işgal edilmemiş geniş bir saha. Orduyu
deniz üzerindeki hareket üssünden o kadar uzak bir mevzide tutmak-
lığın başlıca sebeplerinden birisi Bağdat demiryolunu işgal ve muha-
esnasında, Eylülün sonuna doğru düşman tarafından Kütahya umumî
istikametinde kendi teşebbüsü zatî kudreti gösterildikten sonra karar
faza etmek idi. Halbuki, iki demiryolu iltisak noktasında iki parçaya verilmiş ve emredilmişti.
ayrılmış, aralarında dahi düşman tarafından herbir taarruza açık ve Ordunun o cephede yerleştirilmesi siyasî noktai nazarların telkinatı
maruz geniş bir sahası olan bir Ordu ile bunu muhafaza etmek nasıl neticesinde olduğuna şüphe yoktur. Fakat bu yerleşme, siyasî noktai
RK

mümkün olurdu? Kıtaatın bu tertibatı şüphesiz ancak muvakkati idi, nazarlara boyun eğen kumandanın zarar ve felâketindedir. Ferik
bunun için bu tertibata Eskişehirden Afyon Kar ahi sara kadar devamlı Jeneralı Papulas bu tehlikeleri bizzat anladı ve şahsen bu kararın
bir hat halinde uzatmak lâzım idi. Böyle bir hattın genişliği ise, fik- kuvvetle aleyhinde olduğunu bana itiraf eyledi. Fakat onun muhalefeti
rime göre, Ordunun kudreti ile gayrimütenasip idi. Şayet düşman, faidesizdi, çünkü sonunda, Ankara üzerine yapılan sefer esnasında
sulh şartlarını kabul etmeyecek olursa [Kabul eylemesi de pek az olduğu misillu boyun eğdi. Ankara üzerine yapılan seferden dolayı
muhtemel idi] ilkbahar girmezden evvel Ordu için askerlik noktai nasıl ki, kendisi mes'ul ise, Ordunun (Eskişehir — Afyon) hattı üzernde

78 ^ Felâkete doğru
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
kat'î surette yerleşmesi keyfiyetinden dahi mes'uldür. Binaenaleyh dairesinde ve tafsilâtı ile tam ve dikkatli bir tetkik suretile icra

MU
Eylül — 1922 felâketinin bütün mes'uliyetlerini taşımağa mecburdur. edileceğini kabul eylesem dahi, Ordu Başkumandanlığı karargâhının
Artık harekât bitmiş olduğundan Ordudaki kendi vaziyetimi düşün- işbu tahkikat neticesini iptidaî adaletin tevziine bir esas olarak kabul
meğe ve keyfiyeti sıhhatli olarak tetkik eylemeğe zamanım vardı. edebileceğine ihtimal veremezdim.
Ordu Başkumandanlığı karargâhının muhtelif erkânı tarafından aley- Diğer taraftan Orduyu sevk ve idare eden kimselerin kudret ve
hime tevcih edilmiş olan adicesine bir mücadelenin aksi sadaları muh- kabiliyetleri hakkındaki emniyet ve itimadımı tamamile kaybetmiştim .

RU
telif şekillerle bana erişiyordu . Onların feryadı, Ankara üzerine ileri Bundan maada bu kumandanın yapacağı diğer her hangi bir hareket ve
hareketin akamete uğramasının sebebi ben olduğumdan ibaretti. Ordu harbin Orduyu felâkete sevkedeceği hakkında bende derin kök salmış
Başkumandanlığı karargâhının bu mücadelesi siyasî bir manzara bir kanaat hâsıl olmuştu. Binaenaleyh bu keyfiyet, mühim ve fakat bu
almağa başladı ve iktidar mevkiindeki fırkaya ilk darbeler bu mes'ele Orduya tâbi bir birliğin emir ve kumandasında devam eylemeği bana
üzerinde vuruldu. Bu işlerin gerek ağızdan ve gerekse yazı ile Ordu mümkiinsüz kılıyordu. Sakaryanm öte tarafında vaki olan hadiselerden

KU
Başkumandanına bildirilmiş olduğunu ve fakat onun teminatına rağmen sonra benim tarafımdan her hangi bir şekilde arz ve teklif edilecek
bu şayiaları ve bana karşı açılan seferi durdurmak için hiç birşey her hangi bir fikir içtinapsız olarak sui telâkki edilecek ve şüphesiz
yapılmamış olduğunu da hemen yukarda söylemiştim . Ordu Başkman- benim ile Ordu karargâhı arasında bir kat'ı münasebet ile nihayetle-
danı, 14 — Teşrinisani — 1920 intihabatmda geçimsiz ve mücadele ııecekti.
mevkiinde kaldığı fırka ile — kendi şahsî menfaati için — zemin
kazanmağa çalışmakla meşgul oluyordu. Bu fırkanın, Ordu Başku-. Benim kumandanlığım, Ordu Başkumandanlığı ile mütemadiyen
kendimi ihtilâf halinde bulunmağa tahammül edemeyecek kadar mühim

H
mandanlığı karargâhındaki tesiri o kadar büyük idi ki, bu fırkaya
yabancı olan bir Jeneral rütbesinde zabitin şerefine atılan iftirayı temiz- bir vazife idi. Bu ihtilâf açığa vurulmasa dahi Ordu hakkındaki em-
lemek için Jeneral Papulasm, kendisinin malik olduğu umumî mu- niyet ve itimat noksanlığım bundan sonra harekâtın iyi bir surette

Ri
habbeti tehlikeye sokacağını ümit eylemek benim için çek zorlukla sevk ve idaresine müsait olmazdı. Bundan maada aleyhimde söylenen
mümkün idi. Şüphesiz, en iyi sureti hal, daha zamanında bu şayianın bütün şeylerden sonra Ordu Başkumandanlığının bana açıkça yüzüme
Miralay Sarıyanis ile dostları tarafından neşir ve işaa edilmiş oldu- karşı hitap eylemek cesaretini göstermemiş olması da bende kendilerine

TA
ğunu alenen beyan ve teşhir eylemek idi . Fakat ben iki sebepten
ötürü bunu yapmadım. Birincisi, asker arkadaşlar arasında aleni bir
ihtilâfın misalini veren ilk kimse olmak, yahut Orduda içinden bir
karşı olan itimadın kaybolmasına sebep olmuştur.
Böyle bir vaziyet karşısında benim için, yapılacak tek bir şey
kalmıştı ki, o da, seferin kat'î surette hal ve hitama erdirilmesinden
ihtilâf ve zıddiyet manzarası teşhir eylemek istemedim. İkincisi, eğer evvel Orduyu terkeylemekten hissedeceğim teessürlere rağmen Ordudan
böyle yapmış olsaydım adaleti temin edemeyeceğimden emin idim. kaldırılmaklığımı kendi rizam ile talep eylemekti. Bu halde de, işlerin
Çünkü işin içine bizzat Ferik Jeneralı Papulasm tarzı hareketi de hakikatine vâkıf olmayan ve bu sebepten beni mevkiimden kaçmak
RK

sokulmuş olacaktı. Bu sebepten birçok mühim noktaları o zaman sureti ile ittiham edecek ve edebilecek olan birçok kimselerin buluna-
sükût ile geçiştirmek lâzımgeleceği ve tahkikatın yalnız şeklî bir cağı keyfiyetini de müsamaha edemezdim ; çünkü sonradan işittim ki,
muamele halinde icra edilmesi için Başkumandanın lâzımgelen tesiri Kıral hanedanına mensup kimselerin, harp etmekte iken Ordudan
yapacağı ve bundan herkesin şerefi bozulmamış olarak çıkacağı bence uzakta tutulmaları münasip olmadığını söyleyen pek çok kimseler
açık ve sarih idi. Hattâ bir zaman için tahkikatın vicdan ve hak

bulunmuş. Ben bu sözü işitmeği Küçük Asyanın boğucu havasına ve


160 Felâkete doğru^UmumîHarekât161

muhitine tercih eyledim. Orduda daha fazla vicdan rahatı ile kalama-

MU
yacaktım, çünkü büyük emir ve kumandaya memur zabitlerle Ordu
kumandanlığı arasında karşılıklı emniyet ve sadakat mevcut olmadıkça
bir mevki ve memuriyeti işgal eylemek mümkünsüz idi.
NETİCE
Cepheden uzak ve cephe haricinde bir hizmete tayin edilmekli-
ğinıi de talep edemeyeceğimden dolayı yalnız üç aylık bir izin istedim, İki aylık bir gaybubetten sonra İzmire döndüm . Azalığma tayin
bu izni de Ferik Jenerah Papulas arzu ile bana verdi, ben de 30 — Ey- edildiğim Ferik Jeneralları Şûrası orada in'ikat edecekti. Âli Ordu

RU
lülde Eskişehirden hareket ettim . Şûrası tesmiye edilen ve Reisi Ferik Jenerah Papulas olan bu Şûra
aşağıdaki Liva Jenerallarmdan teşekkül ediyordu : Epirdeki 5. Kolordu
kumandanı Bairas; Trakyadaki Ordu Başkumandanı Montferrato, I.
Kolordu kumandanı Kondilis, III. Kolordu kumandam Polymenakos
ve II. Kolordu kumandanı ben. Bu içtimada yapılan münakaşalar ve
alınan kararlar üzerinde konuşmayı teklif etmiyorum . Ne olursa olsun,

KU
1920 de tekrar vazifelerine giren zabitlere karşı fevkalâde sertlik gös-
terilmiş olmasına ve diğerlerine karşı ise pek hilmiyetle ve hafif hü-
kümler verilmiş olmasına rağmen bu muhakemeler esnasında bitaraflık
hissinin hüküm sürdüğünü işaret eylemekle iktifa edeceğim .
İstanbula firar eden zabitler hakkında da bir münakaşa olmuştu .
Bu münakaşada, Ferik Jenerah Papulas, takip etmekte olduğu siyaset
icabı olarak, bu zabitlerin meslekî kudret ve kabiliyetleri nazarı dikkate

H
alınarak kendileri hakkında lıilmile muamele edilmesi hükmünde ısrar
eyledi. Fakat bu noktada Şûra azalarının bazıları tarafından büyük
bir muhalefete maruz kaldı. Bu yüzden bu mes'elenin şurada müna-

Ri
kaşasını refederek hükmedilmek üzere Harbiye nezaretine göndertmeğe
mecbur oldu . « Amyna = müdafaa » cemiyetine mensup bazı zabitler
hakkında dahi bir münakaşa çıktı. Bu zabitler Makedonya, Halkidikya
ve Adalarda gidip dolaşarak ve zor ile efrat temin etmek için hertürlü
TA vasıtaları kullanarak, bilhassa Selânik ihtilâl Ordusu için asker topla-
mağa çalışmışlardı. Bu noktada dahi Ferik Jenerah Papulas bu işlerin
caiz olan derecenin hududunu aştığını anlayarak boyun eğdi.
Benim İzmirdeki dört aylık ikametim vaziyeti anlamak ve işlerin halini
yakından takdir etmek için bana fırsat verdi. Ordu (Eskişehir— Afyon
Karahisar) hattında kat'î olarak yerleştikten sonra kurulup yerleşmiş
RK

olan intizamı altından lâğımlamak işine açıktan açığa başlandı. Bu


propaganda açıktan açığa yapılıyordu . Miralay Plastiras sıra ile biitüı^
Kolorduları ziyaret ederek talimat veriyor ve taraftar kazanıyordu .
Hattâ «Amyna» nın İstanbuldaki mümessilleri ile bir anlaşma yapmak
maksadı ile İzmire kadar da geldi. Notalar dolaştırılıyor ve müşterek
olarak imzalanıyordu . Maruf olan İstanbuldaki firarilerle açıktan açığa

24
78 ^ Felâkete doğru
Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra 79
ve en küçük bir hicap hissedilmeksizin müzakereler cereyan eyledi. alayına pek âlâ kumananda etmiştir. Neferlerine olan dikkat ve ihti-

MU
Bu firarilerin hareketi, maruf Ivondilis tarafından idare ediliyordu. mamı hasebile neferlerine yiyecek, ayakkabı ve elbise tedarik etmek
Hepsinden fazla hayreti mucip olan şey de Ordu Başkumandanı için büyük mesai sarfetmiştir. Bu keyfiyet onun şerefine ve lehinedir.
bizzat bütün bu harekâttan tamamile haberdar olduğu halde sükût ile Fakat bundan, diğer alay kumaııkanlarının bu hususta noksan bulun-
bakıyordu. Ferik Jeneralı Papulasın bu tarzı hareketi ve Amyna dukları manasını mı çıkarmalıdır? Şüphesiz hayır. Bu sebepten dolayı
azaları ile olan münasebetleri — Miralay Saııyanis vasıtası ile onlarla onu alaydan azleylemek gayrimümkün olduğu hakkındaki fikir çocuk-
doğrudan doğruya temasa gelmek suretile — ve onun itiraf edilmeyen çasına bir şeydir. Hakikat şudur ki, onun şöhreti öyle bir san'at ile,

RU
ve gizli maksatları günün birinde tarih tarafından muhakeme edile- gayret ve devam ile yaratılıp meydana getirilmiştir ki, Harbiye Neza-
cektir . Ben cephede bulunan bir Kolordunun kumandanı sıfatı ile, be- reti hakikaten onsuz bütün cephenin bozulup yıkılacağına inanmış,
nim malûmatıma gelen bu vakayii kayit ve tesbit eylemekle iktifa Ordu Başkumandanı da bizzat kendi maksat ve menfaati için bu zan
eyledim . Ali Ordu Şûrasındaki işim kış esnasında beni İzmirde alı- ve itikadı cesaretlendirmiş ve kuvvetlendirmiştir. Yalnız Miralay Plas-
koydu, Kolordudaki vekilim Liva Jeneralı Digenis idi. Cephede yapılan trasm azli intizamı tesis etmek için kâfi gelmezdi. Diğer bazılarının
tahrikât hakkında bana muntazaman malûmat geliyordu . Ahval öyle dahi azledilerek uzaklaştırılması lâzımdı; fakat bir kere işin başı

KU
bir reviş ve cereyan almakta idi ki, Ferik Jeneralı Papulasın nazarı kesilip atılınca disiplin ve intizam kolayca ve çabucak tesis edilebilirdi.
dikkatini bu keyfiyete celbeyledim ve [Fikrime göre] icap eden ted-
birleri almak üzere müdahalesinin kat'iyyen lâzım olduğunu tavsiye Ben, Miralay Plastirasm faaliyetlerini Ordu Başkumandanına raporla
eyledim. Bugibi tedbirleri henüz o zaman almak kolaydı. Çünkü Mira- bildirdim, zira onun hattı hareketinden dolayı bir dereceye kadar
lay Plastrası tevkif etmek ve dahile göndermek kâfi idi. Bu Miralay, nıes'ul idim . Çünkü o II. Kolordunun 13. fırkasının 5 . Efzon alayına
ismi etrafında örülen sahte şöhrete rağmen kıtaat tarafından yüksek [ Yüksek dağ alayı ] kumanda ediyordu. Miralayın faaliyetlerini daha
bir şeref sahibi telâkki edilmiyordu. Binaenaleyh onun tevkifi ve uzak- yakından tetkik ve tahkik etmek için cepheye şahsî bir ziyaret yap-

H
laştırılması zabitaıı heyeti içinde tehlikeli ihtilâfa sebep olmazdı. maklığı [Çünkü Liva Jeneralı Digenis ona dokunmağa cesaret edeme-
Güya «Siyah binici» adı verilen bu şöhret salmış kahraman mişti] ve iddia ve ittihamları doğru bulduğum takdirde onu kumandan-
hakkında söylemek fırsatını şimdi elde etmekliğim hasebile lıktan azleylemeği teklif eyledim. Teklifim kabul edilmedi, çünkü

Ri
itiraf etmeğe mecburum ki, bu zabitin seferin devamı esnasındaki Ferik Jeneralı Papulas buna yalnız inanmamakla kalmamış, fakat
hattı hareketinin, şahsî tarassutlarım ve fikirlerimle hükmedebildiğime cephede kendisine pek ziyade ihtiyaç mevcut olan bir zabit için bu
göre, meselâ Miralay Rokkas, Miralay Ziras, yahut Miralay Panayo- teklifin zararlı ve mağduriyete sebep olacağını ve onun böyle işler
takos gibi diğer alay kumandanlarının hattı hareketlerinden her hangi yaptığı keyfiyeti hatalı olarak bildirilmiş olduğunu kabul ve telâkki
TA
bir suretle farklı olduğunu vicdanlı ve haklı olarak söyleyemem. Onun
ateş altında şahsî cesareti iyi idi, fakat - fevkalâde hiçbir şey yok .
O tıpkı diğerleri gibi ayni evsafta idi ve hattâ düşman karşısında
eylemiştir. Bunun üzerine ben disiplinin baltalanmasına ve zabitanm
isyana teşvik ve cesaretlendirilmesine müsaade eden şartlar altında
Kolorduya kumanda etmek mes'uliyetini deruhde etmek benim için
gayrimümkün olduğunu kat'î bir surette beyan eyledim. Ferik Jene-
tehlikeye karşı tam bir hassasiyetsizliğe lıakkı ile sahip olan Miralay
Zirastan şüphesiz daha az evsafta idi. Miralay Plastrasm şöhreti sun'î ralı Bairas o esnada Ordudan ayrılmakta idi, ben de talebim iizarine
idi ve yapmış olduğu entrikalar sayesinde etrafa yaydırılmıştı. Orduyu Yaııyadaki [Epir] V. Kolordu kumandanlığını kabul eyledim.
Bu vaziyetin tamamile askerî mahiyette bir aksülâmelin vuku bul-
RK

ihtilâfa sevketmek işi ile onu tavzif eden kimseler ne Ordu Başkuman-
danının ve ne de hükümetin böyle bir kahramana dokunmağa cesaret masına sebep olması şüphesiz hayreti mucip olmamalıdır. 1921 Yılı
edemiyeceğini zannetmişlerdi; bu ümidin doğruluğu da ispat edilmiştir. Kânunuevvelinde Atinada bir dosta yazılmış mektubumdan bazı kısım-
Kezalik onun kendi efradı üzerindeki tesiri ve efradın da ona tapın- larını buraya ilâve edeceğini:
ması o mertebededir ki, onun alaydan kaldırılıp atılması bir isyanın « Ordu Başkumandanlığı, cephenin emniyetini Kânunusaniye
çıkmasına sebep olacağı dahi söylenmekte idi. Şüphe yoktur ki, o kadar tekeffül ediyor. Ciddî tarafı şudur ki, Ordu Başkumandanlığı

derhal değilse bile, Şubat veya Marta doğru mutlaka muhtemel bir
188 Felâkete duğru Netice 189
Türk taarruzundan korkuyor. Pek ziyade geniş olması ve bizim de sonra hükümetin bütün bu işlerden haberdar olduğuna ve Orduyu

MU
adet itibarile gayrikâfi olmaklığımız itibarile şimdiki cephenin sistematik Küçük Asyadan geri çekmek için verilecek emirlere isyan etmek için
bir müdafaası, mümkünsiiz değilse bile, güçtür. Bunun neticesi olarak hükümetin Orduyu fitillediğine kani oldular. Bu iş bu mertebe doğru-
bizim, ya kendi arzumuzla veyahut düşmanın tazyiki altında çekilmeğe dur, hattâ ben bile İzmirde iki ay kaldıktan sonra bu iş hakkında
mecbur olmaklığımız pek muhtemeldir. Bugibi şartlar altında, Ordu hakikatte böyle değil midir diye kendi kendime sormağa başladım ve
kumandanlığının daha dar ve ellerindeki vasıtalarla tutulması daha ancak birkaç gün için Atinaya gidip te bu mes'ele hakkında Kirala sor-
kolay ikinci bir müdafaa hattının keşif ve tetkik ve hazırlanmasına duğum zaman işin düşündüğümün aksi olduğuna kani oldum. Kıral

RU
derhal başlamaları düşünülmelidir. Kıtaatın hali bana emniyet telkin bu sual üzerine büyük bir nefret içinde idi ve şüphelerimden müte-
etmeyor; onların şevk ve heyecanı tükenmiştir; şimdi hatlarında essir olarak, bu suretle karanlıkta çalışmak ve gayrisamimî hareket
rahat ve sükûnetle kalmaları da çabuk bir zamanda sulh olacağını eylemek adetinde olmadığını bana söyledi.
düşünmelerinden ileri gelmektedir. Fakat müzakerat uzun müddet Üç yıllık fasıla esnasında Orduda kalan işbu Zabitlerin büyük
sürüklenecek olursa ve eğer Gonaris ecnebi memleketlerdeki işinden kısmı, kanuna sadık ve meşruiyetperver kimseler olmakla beraber
muvaffakıyetsiz bir surette geri dönecek olursa ve bu yüzden harbin Ordudan çıkarılmış zabitlerin avdetleri keyfiyetinden ve bunun neticesi

KU
devam eylemesi keyfiyeti ile karşılaşacak olursak sonra ne olacak ? olarak ayni zamanda kazanmış oldukları hukuk ve imtiyazı kaybeyle-
Ordunun, düşmana her hangi bir ciddî mukavemet gösterebileceğini miş olduklarından gayrimemnun kalmış olduklarım unutmayalım. Bu
zannetmeyorum. Cephenin bir noktasında vukubulacak bir muvaffakı- sonunkiler ise kendilerine karşı yapılan soğuk muameleden dolayı
yetsizlik te kendisi ile birlikte bütün cepheyi beraber sürüp çekecektir, nihayet teessürle hevesleri kırılarak yavaş yavaş lâkayitliğe atıldılar
sonra biz nerede dururuz ? Kalemin bir darbesi ile bütün oyunu ve içlerinden çokları da pek büyük zahmet mukabilinde tekrar kaza-
kaybediyoruz. nabilmiş oldukları mevki ve memuriyetlerini muhafaza ve devanı
«Mümkün olduğu kadar çabuk bir zamanda bir şeyler yapılmalıdır. ettirmek kaygusundan başka bir şey düşünmediler. Amynistlerdeıı

H
Ne yapılması icabettiğiııi bilmeyorum, fakat blöf yapmaktan vazgeçe- bahsetmiyorum. Onların yıkıcı plânları malûm idi. Bir taraftan Ordu
rek vaziyeti hakikatte olduğu gibi karşılamalıyız. Çünkü her şeyden Başkumandanına muzaheret ediyorlar, diğer taraftan da hükümeti
sonra hangisi daha iyi olacak; denize dökülmek mi, yoksa bu vaki tamamı ile atalete teşvik eyleyorlardı. Son zamanda hükümetin aklı

Ri
olmazdan evvel kendi gönlümüzün rizası ile defolup gitmek mi ? » başına geldiği ve Ferik Jeneralı Papulası azlederek Liva Jeneralı
Bütün bunlar kulaklarda hayret verici bir surette çınlamakta olmakla Haci Anestiyi onun yerine tayin eylediği zaman vaziyet işte böyle ve
beraber maatteessüf yalnız pek doğru idiler. Liva Jeneralı Haci hattâ benim burada birkaç kelime ile tasvir edebildiğimden belki daha
Anesti, son felâketten sonra, bana hikâye eyledi ki, Jeneral Papulasm fena bulunuyordu. Pek geç kalınmıştı, yeni Ordu Başkumandanı da,
TA
azlinden sonra Ordunun kumandanlığını ele alınca ikinci bir hattın
derhal keşif ve tetkik edilmesine ve halefinin temerküz metodunu
daha iyi bir surette tahkim edilmiş bir cepheye tahvil eylemeğe ilk
bilâhare bana söylediği üzere, daha felâketin vukuundan evvel Ordu-
nun daha uzun müddet müttehit ve mukavemetli kalacağını mümkün
görmiyordu, çünkü Orduda inhilâl iliklere kadar işlemişti ve düşman
dikkatini vermiş ise de maatteessüf pek geç kalmıştı. Ferik Jeneralı bir taarruza teşebbüs edecek olursa Ordu kendisini tutmağa muktedir
Papulas kendi siyasî fikirleri ile daima o kadar çok meşgul olmuştur ki, olamazdı.
emir ve kumandası altındaki kıt'alarm emniyet ve selâmeti için en Son defa olarak vaziyeti aşağıda olduğu gibi hulâsa edeceğim :
RK

iptidaî tedbirleri bile terkeylemiştir. 1921 Yılının yaz mevsimi esnasında yapılan askerî hareket Ordu-
Ordunun kalbini kemirmekte olan ve bunun yüzünden isyancıların nun vaziyetini ıslah etmemiş ve siyasî hırslardan ve temayüllerden
işi nihayet muvaffakiyetle tetevvüç etmiş olan çibana dönelim*: zulüm görmüş olan zabitlere sükûn ve istirahat getirmemiştir. Bilâkis
Orduda hürmete, emniyete ve itimada lâyik birçok zabitler vardı, bu harekât, fırkalar arasındaki iftirak ve ihtilâfın daha ziyade açılma-
fakat bu zabitler, işbu tezahürlere karşı Ordu Başkumandanının hare- sına sebep olmuştur. Hükümeti haziranın hasımları tarafından yapılan
ketsizliğini ve hattâ teveccüh ve muhabbet gösterdiğini görünce biraz teşebbüsler ve devamlı faaliyetler, pek kolaycasma düşünülen ve

78 ^
Felâkete doğru Küçük Asyada Ordunun harekâtı hakkında muhtıra79

girişilen Ankara seferinin akamete uğramasından sonra, pek ziyade askeri kendi unsurunun pek eski olan cidaline — Asyanm vahşiliğine

MU
kuvvet bulmuşlardı. Şüphesiz, ilk görüşte, bu seferin mes'uliyeti o karşı medeniyet cidaline — kendisini attı. Yunan süngülerinin parıltısı
zamanda iktidar mevkiinde bulunan fırkaya ve bu fırka tarafından bir kere daha Kütahya ve Eskişehir sahralarında, İkiztepeler üzerinde,
nasıp ve tayin edilen Ordu Başkumandanına düşer. Halbuki, Küçük Sakarya kıyılarında ve Tuzlu çölde görüldü . Gordium ve Justiyanopolis,
Asyadaki Ordu Başkumandanlığı karargâlımdaki eşhasın az müstesna- bir kere daha Yunan zaferinin sevinç seslerini işittiler ve aksi seda-
larla, Ferik Jeneralı Papulasın emir ve kumandayı tesellüm etmek ları daha uzakları; Ankaraya kadar tuttu. Bu muvaffakiyetler Yunan
üzere oraya geldiği vakit bulduklarının ayni eşhas olduğunu hatıra askeri tarafından kahramancasma bir fedayi nefisle akıtılan pek çok

RU
getirmek lâzımdır. Kezalik Ordu Başkumandanının karakterini ve temiz ve hürmete lâyık kanın bahasına kazanılmıştı. Çünkü Yunan
Askerî terbiye ve iktidarını da hatıra getirmelidir. Bu seferin yapılma- neferi, kendi fedakârlığının iki misli büyütmüş olduğu Yunanlılığın
sında, sevk ve idare edilmesinin tarzındaki bütün mes'uliyeti Ordu azameti için yapıldığını ve Yunanlılık fikrinin timsali olan Kıral Kos-
Başkumandanlığı karargâhında bulunan ve menfaatleri rüesanın hatâ- tantin tarafından bu fedakârlığının kendisinden talep edilmiş olduğunu
larından istifade eylemekten ibaret olan kimselere atıf ve isnat biliyordu .
eylemekte tereddüt eylemiyorum. Bu zevatın maksadı mahsusla fena Eyvah! On yıldanberi Makedonyada ve Epirde, Trakyada ve Rus-

KU
nasihat vermiş ve fena yollara sevkeylemiş olduklarını düşünecek yada kemiklerini saçmış olan Yunan askeri bütün bu fedakârlıkların
kadar ileri gitmeyeceğim, fakat müteakip hadiselerle sabit olan boşuna yapıldığını bilmedi. Kendi arasında, kendi Ordusunun safları
kanaatimde sadık kalıyorum ki, mes'uliyeti kumandanların üzerine arasında bir hain bulunduğunu ve bu hainin Termopilde kendi halefi-
— Yani Orduya tekrar alınmış zabitler üzerine ve bunun tabii nin kazanmış olduğu şöhrete haset ederek ve gayret ve mesaisinde
neticesi olarak o zaman iktidar mevkiinde bulunan fırka üzerine — onu tecavüz ederek Yunan Ordusunu 1922 felâketine götürmüş oldu-
yükletmek için bu zevat bu vekayiden istifade eylemişlerdir . Maat- ğunu bilmedi.
teessüf, cephede hizmet etmekte olanların büyük bir harp tecrü- Küçük Asyadaki bu son fedakârlık boşuna mıdır? Hayır! Çünkü

H
besine malik bulundukları ve onların askerî malûmatlarının kıymetli Yunan askeri tarafından ekilmiş olan tohum günün birinde büyük ve
bulunduğu hakkındaki fikir o kadar derin bir surette kök salmıştı ki, çiçekli bir ağaç halinde açılacaktır.

Ri
böyleleriııin fikir ve nasihatleri en iptidaî mantık ve harp dersleri Bizim muzaffer ölümüz, kendi ecdatları olan Büyük Aleksandrm,
kaidelerine rağmen, ekseriya ciddi surette nazarı dikkate alınmıştı. Herakliyosun ve Tiseforos Fokasm bir yanında yattıkça, Adalardeni-
Kezalik düşmüş olan fırkanın taraftarlar ve mensuplarının eski fikir zinin dalgalarının gürültüsü onların konuşmalarının akseden şu seslerini
ve zihniyetlerini atarak yeni tarz ve idareyi hakikî olarak ve ııamus- Yunan kıyılarına taşısın : «Ey ecnebi, git ve Lesedemonyana söyle ki,

idi.
TA
kâı-ane bir surette kucaklamış olduklarına ciddî bir surette inanılmış

Sade askerî bir noktai nazardan, Ordunun, böyle çabucak yıkılma-


biz burada onun emirlerine sadık olarak yatıyoruz ! » .

sına sağlam bir sebep olmadığı halde 1922 yılının Eylülünde lıadisat
ıneş'um bir surette felâket ile sonlanmıştır. Maksadı mahsus ile terke-
dilmiş bir mmtakayı bulup girmesi ve 4. fırkanın arkasından bir darbe
indirmesi için düşmanın bir lıain tedarik etmiş olması lâzımdı .
RK

Tarih en iyi hâkim olacaktır.


Fakat işbu cinayetin dehşet ve kerahati üzerinde daha fazla ısrar
etmeksizin ben bu elîm hatırat kitabını bitiremiyeceğim . Bizans mü-
dürleri zamanından beri birçok asırlardan sonra ilk defa olarak bir
Yunan Kiralı ve bir Yunan Ordusu Küçük Asyanm geniş ovalarında

yürüdü . Şevk ve hararet, sadakat ve fedakârlık ile dolu olan Yunan



RK
TA
Ri
H
KU
RU
MU

RK
TA
Ri
H
KU
RU
MU

RK
TA
Ri
H
KU
RU
MU

You might also like