Türk Edebiyatına Dair

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 6

Şiirler genellikle “cönk” adı verilen uzunlamasına defterlerde

HALK EDEBİYATI toplanır. Bunlara halk arasında sığır dili, dana dili de denil-
mektedir.
HALK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ

Türk edebiyatı adına çalışmaların Türkiye’deki öncü-


leri Ziya Gökalp, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Fuat Köprülü olmuş-
tur. Elbette Pertev Naili Boratav, Şükrü Elçin de bu konuda
yeni dönem öncüleri olmuştur.

Halk edebiyatı, kaynağını halktan alır. Bu nedenle ge-


ÂŞIK TARZI TÜRK HALK EDEBİYATI
lenekseldir.
Kaynağını halktan aldığı için; Bu dönem edebiyatı, 15. yy.dan itibaren gelişmeye başla-
mıştır ve 16. yy.dan itibaren şiirler yazıya geçirilmeye başlanmıştır.
• Dili, düşünce yapısı, şekli daha doğaldır. Saz şairleri, köy eğlencelerinin vazgeçilmezleridir. Bu saz sayesinde
• Millî nazım birimi dörtlük ve millî ölçü olan hece öl- edebiyat saz şiiri adını da almıştır.
çüsü kullanılmıştır. (Aruza yönelenler de vardır.)
Bunlarla beraber millî uyak olan yarım kafiye de kul- GENEL ÖZELLİKLERİ

lanılmıştır. (Öteki uyak/ayaklara da yer verilmiştir.) Halk şairleri, genel olarak gezicidirler. Karacaoğlan’ın her
• Doğaçlama söylemler önemlidir. şehirde, köyde bir sevgilisinin olduğu söylentisi düşünülürse bu ni-
• Ürünler, halkın ortak değerleri olmuştur. telik önemlidir.

• Ürünler, halkın ortak değerleri olduğu için genel- Eğer halk şâirleri gezici kişilerse;
likle anonimdir.
• Anonimleşmiş olması, eserlerin kulaktan kulağa ak- • Şairler, sazlarını omuzlarına alarak köy köy, kasaba ka-
tarılmasına neden olmuştur ve varyantlar (farklı saba, şehir şehir dolaşmışlardır
versiyonlar) ortaya çıkmıştır. • Halk dili, ustalıkla kullanılmıştır.
• Halk dili kullanıldığı için duru ve açıktır.
• Dili oldukça sade ve anlaşılırdır.
• Halk işin içerisinde olduğu için millî ölçü ve millî nazım bi-
Divan edebiyatına göre daha somut yapısı vardır. rimi kullanılmıştır.
• Gezici olunduğu için de yöresel nitelikler bulunabilir.
Somut bir yapısı varsa;
Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi?
• Şairler, genellikle gördükleri bir şey üzerine şiirlerini
Eğer cevabınız çok gezen ise tam da âşıkları tanımlarsınız. Âşıklar,
söylemişlerdir. gezen kişiler olduğu için şiirlerini anlık olarak irticali/doğaçlama
• Mesela aşk şiiri varsa şair çeşme başında bir güzel şeklinde söylerler.
görmüştür ya da uçan bir kuş görmüşse buna dair
bir doğa şiiri söylemiştir. O halde gördükleri şeylere ve onların niteliklerine şiirler yaz-
mışlardır;
• Aşk, kahramanlık, sevgi, tabiat, ölüm, gurbet, edep
gibi halkın başından geçen şeyler ele alınmıştır. • Genel olarak somut bir edebiyattır.
• Aşk, güzellik, doğa, özlem gibi konular işlenmiştir.
Ezgiler ön plandadır.
Şiirler ezgilidir. Çünkü işin içinde saz vardır.
Ezgiler varsa;
• Ezginin var olması, kulak için kâfiye anlayışını doğurur.
• Musikinin önemli bir yeri vardır. • Söyleyen kişinin nefes alışverişi için şiirde hece, durak ile
• Sazın önemi büyüktür. bölünür. (6+5/4+4+3 vb.)
• Kulak için kâfiye ön plandadır.

Yıllar geçtikçe başka alanlara ilgi duyulmaya başlanmıştır.

O halde;

• Halk şairleri, divan şairlerinin etkisinde kalıp aruzlu şiirler


yazıp söylemeye çalışmışlardır.
• “Divan, selîs, kalenderî, satranç, vezn-i aher” türleri oluş-
muştur.
Melih ÖZDAMAR – TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
Bu dönemde saz şairlerinin yanı sıra kalem şairleri de ortaya b) Taşlama:
çıkmıştır. Bunlar, saz çalamayan yazı şairleridir.
Toplumsal sorunları dile getirir. Kazak Abdal ve Seyrani,
O zaman, yazan kişi kendini anımsatmak ister. Şair adını kulla- Dertli, Bayburtlu Zihni bu türde öne çıkar.
nır ve buna tapşırma denir.
Kazak Abdal söyle bu türlü sözü (a) 11’li hece / Dörtlük
KOŞMA Yoğurt ayran ile hallolmuş özü (a)
Köyden şehre inse bir köylü kızı (a)
İslâmiyet öncesi Türk şiirindeki koşuğun devamıdır.
İnci yakut ister mercan beğenmez (b)
(Kazak Abdal)
O halde;

c) Koçaklama:
• Dörtlüklerden oluşur.
• Hece ölçüsü kullanılır. Kahramanlık ve savaş ön plandadır. Coşkuludur. Kö-
• Bu hece ölçüsü genellikle 11’lidir. roğlu ve Dadaloğlu bu türde önem arz eder.

Son dörtlükte söyleyenin adı geçer. (Tapşırma) Düşman geldi / tabur tabur / dizildi (a) 11’li / Dörtlük
Alnımıza kara yazı yazıldı (a)
Hece ölçüleri içerisinde 11’li daha büyük olduğundan koşu
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu (a)
11 km/h ile yapılmıştır. ☺ (Çok mu absürt? ☺)
Eğri kılıç kınında paslanmalıdır (b)
(Köroğlu)
KOŞ – MA
d) Ağıt

Sevilen birinin ölümüne karşı duyulan acıyı, bu kişi-


nin iyiliklerini anlatan koşmalardır.
3 + 2=5
Kara yerde mor menekşe biter mi (a) 11’li / Dörtlük
O halde çoğu koşma en az 3 en fazla 5 dörtlükten oluşur. Bu du- Yaz baharda ishak kuşu öter mi (a)
rumun istisnaları da vardır elbette.
Bahçede alışan çölde yatar mı (a)
Genel olarak aşk, konu bakımından ön plandadır. Ancak ta- Uyan garip bülbül güllerin hani (b)
biat, memleket, savaş, kahramanlık konuları da yer almaktadır. (Hıfzî)

Kafiye şeması genellikle abab, cccb, dddb şeklinde ilerler. SEMAİ


Bazen ilk dörtlük aaab veya xaxa olabilir.
Koşma ile benzer özellikler taşır. İşitilerek öğrenilen
Koşma çeşitleri bulunur: Ayaklı, cinaslı, musammat, zincir- anlamına gelir.
leme. O halde;

Koşma nazım biçiminin, türleri de bulunur ve bunlar ezgileriyle de • Genellikle sevgi, doğa, güzellik gibi konular işlenir.
farklıdır: • Genellikle 3-5 dörtlükten meydana gelir.
• Söyleyenleri bellidir.
Türler konular olarak karşımıza çıkar.
• Uyak düzenleri aynıdır.
a) Güzelleme: • Hece ölçüsü kullanılır. (Aruzla yazılanı da vardır.)

Her diyarda bir sevgilisi olan Karacaoğlan bu türde öne çı- Koşma ile farkları:
kar. Güzellik varsa lirizm de vardır. Doğa sevgisi, at sevgisi an-
latılır. 8’li hece ölçüsü ile yazılır.

Çukurova bayramlığın giyerken (a) 11’li Hece / Dörtlük


Çıplaklığın üzerinden soyarken (a) SEMA + İ
Şubat ayı kış yelini koğarken (a)
7 +1
Cennet demek sana yakışır dağlar (b)
(Karacaoğlan) Semâ: Gökyüzü – Gökyüzü Kur’an’a göre 7 kattan olu-
şur. O halde sonda kalan i harfini de “1” olarak sayar-
sak 7+1= 8’dir.

Melih ÖZDAMAR – TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ


Kısa hece ölçüsüne sahip olduğu için koşmaya göre
daha kıvrak, canlı bir ezgiye sahiptir.
HALK EDEBİYATINDA ARUZLA YAZILAN BİÇİMLER
Güzel ne güzel olmuşsun (x) 8’li / Dörtlük
Görülmeyi görülmeyi (a) DİVAN
Siyah zülfün halkalanmış (x)
Görülmeyi görülmeyi (a) Halk edebiyatı içerisinde aruz bilgisi olan şairler tarafından
(Karacaoğlan) üretilmiş olan divan, aruzun fâilâtün, fâilâtün, fâilâtün, fâi-
lün kalıbıyla yazılır.
VARSAĞI
Eğer aruz bilginiz bu kalıbı hatırlayacak kadar değilse ve
Semaiye benzer. Uyakları aynıdır. Dörtlük sayısı genellikle 3- açıklık, kapalılık hesabını biliyorsanız _ . _ _ / _ . _ _ /_ . _ _
5’tir. Semaiden ezgi yönüyle ayrılır. Hey, behey, bre ünlem- /_ . _ şeklinde de aklınızda tutabilirsiniz.
leri ile yiğitlik sağlanır. Varsak boyunda kullanılır.
SEMAİ
Varsak boyundan olduğu söylenilen Karacaoğlan’ın bu tü- Halk edebiyatında aruzlu ve heceli olarak yazılabilen bir tür-
rün kurucusu olduğu söylenilegelmektedir. dür. Aruzlu versiyonunda mefâ’îlün, mefâ’îlün, mefâ’îlün,
mefâ’îlün kalıbı kullanılır. Kalıbın noktalama ile yazımı ise
Bre ağalar bre beyler (x) (8’li Hece Ölçüsü) şudur: . _ _ _/. _ _ _/. _ _ _/. _ _ _/
Ölmeden bir dem sürelim (a)
Gözümüze kara toprak (x) KALENDERÎ
Dolmadan bir dem sürelim (a)
Aruzun; mef’ûlü, mefâ’îlü, mefâ’îlü, fa’ûlün kalıbıyla yazılır.
DESTAN _ . _ ./._ _ ./._ _./._ _ ile de akılda tutabilirsiniz.
Halk edebiyatı içerisinde en uzun nazım biçimlerinden biri-
dir. SELİS
Aruzun; fe’ilâtün, fe’ilâtün, fe’ilâtün, fe’ilün kalıbıyla yazılır.
• Dörtlük sayısı 120’ye kadar çıkabilir.
Kalıbın noktalamayla uyumu şöyledir:
• Toplumu derinden etkilemiş tarihî, siyasî, kültürel
. . _ _/. . _ _/. . _ _/. . _
olayları konu edinir.
• Alındığı toplumun her yapısını birebir anlatır. SATRANÇ
• Genel olarak 11’li hece ölçüsü kullanılır.
Aruzun; müfte’ilün, müfte’ilün, müfte’ilün, müfte’ilün kalıbı
• Son dörtlükte şairin mahlası geçer.
ile yazılır. Kalıbın noktalamaya yansıması şöyledir:
Kayıkçı Kul Mustafa’nın Genç Osman Destanı buna örnek
_ . . _ /_ . . _ /_ . . _ /_ . . _
olarak gösterilebilir.
Satranç, şatranç olarak da bilinir.
İptida Bağdat’a sefer olanda (a) 11’li
VEZN-İ ÂHAR
Atladı hendeği geçti Genç Osman (b)
Vuruldu sancaktar kaptı sancağı (a) Aruzun; müstef’ilâtün, müstef’ilâtün, müstef’ilâtün, müs-
İletti bedene dikti Genç Osman (b) tef’ilâtün kalıbıyla yazılır. Noktalamaya yansıması şöyledir:

_ _ . _ _/_ _ . _ _/_ _ . _ _/_ _ . _ _


Eğerleyin kıratımın ikisin (c)
Fethedeyim düşmanların hepisin (c)
YÜZYILLARA GÖRE ÂŞIK TARZI HALK EDEBİYATI
Sabah namazında Bağdat kapısın (c)
SANATÇILARI
Allah Allah deyip açtı Genç Osman (b)
16. YÜZYIL

KÖROĞLU
• 16. yüzyıl şairidir.

Melih ÖZDAMAR – TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ


• Kendisi Halk edebiyatının öne çıkmış isimlerinden- ✓ Her diyarda bir sevgilisi olduğu bilinmek-
dir. tedir.
• Halk şiiri ile öne çıktığı için şunları söylemek daha ✓ Aşk, sevgi, özlem, doğa, ölüm vb. temaları
doğrudur: bolca işlemiştir.
✓ Dörtlüklerle şiir yazmıştır. ✓ Divan şiiri ve aruzla ilgilenmemiştir. Tasav-
✓ Sadece hece ölçüsünü kullanmıştır. vufa yer vermemiştir.
✓ Sade bir dil onun için önemlidir. ✓ Sade bir dili vardır ve hece ölçüsü ile dört-
✓ Doğal bir yaşam şiirlerine konu olmuştur. lük kullanmıştır.
Aşk da ön plandadır. ✓ Koşma, semai ve varsağı türünde eserler
vermiştir.
Âşıkların piri olarak kabul edildiği için âşık meclislerinde
şiirleri okunmadan diğer şiirlere geçilmezmiş.
Karacaoğlan’ın Varsak Türklerinden olduğuna
• Kendisinin Celâlî eşkıyası mı yoksa sadece bir âşık dair bilgiler bulunmaktadır. Bu nedenle varsağı
olup olmadığı kesinlik kazanmamıştır. türünün kurucusu kabul etmek pek de yanlış sa-
✓ Şiirlerinde yiğitçe bir hava hâkimdir. yılmaz ancak varsağı türünde ilk eser veren sa-
natçıdır demek daha doğrudur.
Divan edebiyatı ve tasavvufla ilgilenmemiştir.
• Kendisi asla hayalî sevgililerin peşinde koşmamıştır.
✓ “Tüfek icâd oldu, mertlik bozuldu.” Sö-
Elif, şiirlerinde en çok geçen sevgili adıdır.
züyle de tanınır.

KAYIKÇI KUL MUSTAFA


Benden Selam Olsun Bolu Beyi'ne
Çıkıp Su Dağlara Yaslanmalıdır • 17. yüzyılda yaşamış “yeniçeri” şairlerden biridir.
At Kişnemesinden Gargı Sesinden Cezayir’de Murat Reis’in levendi olarak görev aldı-
Dağlar Seda Verip Seslenmelidir ğından “kayıkçı” unvanını almıştır.
• Asker bir şair olduğunu ele alacak olursak
Düşman Geldi Tabur Tabur Dizildi ✓ Koçaklama türünde eserler vermiştir.
Alnımıza Kara Yazı Yazıldı ✓ Eserlerini sade ve samimi bir dilde yazmış-
Tüfek İcat Oldu Mertlik Bozuldu tır.
Eğri Kılıç Kında Paslanmalıdır ✓ Genç Osman Destanı ile tanınır.

Köroğlu Döner Mi Kendi Şanından


Kul Mustafa karakolda gezerken
Çoğunu Çoğunu Er Meydanından
Gülle kurşun yağmur gibi yağarken
Kırat Köpüğünden Düşman Kanından
Yıkılası Bağdat seni döğerken
Çevre Dolup Şalvar Islanmalıdır
Şehitlere4serdar oldu Genç Osman

ÂŞIK ÖMER
• 17. Yüzyılda Konya’nın Hadim ilçesinde yaşamış
olan ve “medrese” eğitimi almış “asker” bir şairimiz-
17. YÜZYIL
dir.
• Medrese eğitimi aldığını düşünecek olursak;
KARACAOĞLAN ✓ Eserlerinde Arapça ve Farsça kelimelere
yer verir.
• 2016 LYS sorusunda Karacaoğlan ile ilgili verilen bil-
✓ Dili diğer halk şairlerine göre daha ağırdır.
giler arasında kendisinin 16. ve 17. yüzyılda yaşadı-
✓ Aruz bilgisi vardır.
ğıdır. Bu kesin bir durum olmadığından net bir şe-
✓ Aruz ve heceyi beraber kullanmıştır.
kilde 17. yüzyıl demek yanlıştır ancak çoğu kaynak
✓ Koşma, semai, varsağı, destan türünde
17. yüzyıl olarak vermiştir.
yazdığı eserlerinin yanı sıra gazel, kaside,
• Kendisi tam anlamıyla bir halk şairidir.
murabba ve naatlarında Adlî mahlasını kul-
✓ Elinde sazıyla pek çok şehri gezmiştir.
lanmıştır.
✓ Musikiye ilgisi vardır.
Melih ÖZDAMAR – TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
✓ Divanı vardır. ✓ Divan, gazel, kalenderi de yazmıştır.
✓ Şairnâme isminde bir eser vardır. ✓ Divanı vardır.

Tüm bu nitelikleri baz alacak olursak dönemin şair-


ERZURUMLU EMRAH
leri tarafından “Üstad” olarak adlandırılmasına şaşırmamız
gereklidir. • Erzurum’un Tanbura köyünde doğan 19. yüzyıl
şairidir.
GEVHERİ • Divan şiiri geleneğini iyi bilir, o halde;
✓ Hecenin yanında aruzu sıkça kullan-
• Doğum yılı bilinmemekle beraber bazı kaynaklarca mıştır.
17 ve 18. yüzyıl şairi olarak görülmektedir. ✓ Aruzla gazel, murabba, muhammes
• Kırımlı şair, medrese eğitimi almıştır, o halde; gibi ürünler vermiştir.
✓ Heceyle yazdığı türkü ve koşmaların ya- • Asıl ününü koşma ve semaileriyle sağlamıştır.
nında aruz ölçüsünü de kullanmıştır.
• Halk edebiyatında Emrah kolu denilen geleneği
✓ Mûsikîyle de ilgilenmiştir. Gevheri ma-
oluşturmuştur.
kamı ile anılan bir makama sahiptir.
• Usta çırak ilişkisi ön plandadır.
✓ Arapça ve Farsça bilgisi vardır. Ancak Âşık
• Dedim-dedi tarzı koşmalarıyla ünlüdür ve Em-
Ömer’e göre daha sade bir dil kullanmış-
rah koşması olarak anılan koşmaları edebiyatı-
tır.
mıza kazandırmıştır.

ERCİŞLİ EMRAH
SEYRANİ
• 17. yüzyılda Erciş ilçesinde yaşamıştır.
• 19. yüzyıl sanatçısıdır.
• Emrah ile Selvihan isimli halk hikâyesiyle tanınır.
• Kayseri’nin Everek ilçesinde doğduğu için Eve-
• Aruzu kullanmamıştır.
rekli Seyrani olarak da bilinir.
• Taşlamalarıyla tanınır. Hatta yöneticilere karşı
18. YÜZYIL
yaptığı sert hicivleri yüzünden İstanbul’dan
kaçmak zorunda kalmıştır.
LEVNÎ • Medrese eğitimi almıştır, o halde;
• 18. yüzyıl şairi olan Levnî’nin asıl adı Abdulcelil Çe- ✓ Tasavvufla da ilgilenmiştir.
lebi’dir. ✓ Aruz ve heceyi beraber kullanmıştır.
• Lale Devri sanatçısı olarak öne çıkar.
• Dönemin ressam şairlerindendir. DADALOĞLU
• Atasözlerini şiirle anlatma (nazma çekme) ile anılır. • Asıl adı Veli’dir. 19. yüzyıl şairimizdir.
• Hece ve aruzu beraber kullanmıştır. • Kendisi, devletin Türkleştirme çabaları sonucu
obanın iskan politikasında kullanılmasına karşı
19. YÜZYIL çıkmış ve “Ferman padişahınsa dağlar bizim-
dir.” Sözüyle tanınmıştır.
DERTLİ • Aruzu hiç kullanmamış, sadece heceyle yaz-
mıştır.
• Bolu, Geredeli olan şairimiz 18 ve 19. yüzyıl içeri-
• Savaşçı bir kişilik olmasına karşın aşk, sevgi vb.
sinde geçer.
gibi konuları da işlemiştir.
• Yaşamış olduğu çeşitli zorluklardan dolayı “Dertli”
mahlasını aldığı söylenir. Belimizde kılıcımız kirmani
• Onun en önemli özelliği İstanbul kahvehanelerin- Taşı deler mızrağımızın temreni
den birinde çözülemeyen bir muammayı çözmesi- Hakkımızda devlet etmiş fermanı
dir. Ferman padişahın dağlar bizimdir
• Aşk, doğa, tasavvuf ve talihten yakınma gibi konu-
larda şiirler söylemiş, yobazları eleştirmiştir.
• Arapça ve Farsça bilgisi vardır ve bunu şiirlerinde
kullanmasına rağmen samimi ve akıcı bir dili vardır.
• Aruz ve heceyi beraber kullanmıştır.
Melih ÖZDAMAR – TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
BAYBURTLU ZİHNİ
• 19. yüzyıl şairlerinden olan ve asıl adı Mehmet
Emin olan Zihni; Erzurum, Trabzon’da medrese
eğitimi görmüştür. Sadece Hece ile Yazanlar: Aruz ve Heceyle Yazanlar:
• Bayburt’un Rus işgali altına girmesinden duy- Köroğlu Gevherî
duğu üzüntüyü anlattığı koşma tarzındaki ağı- Levnî
Karacaoğlan Dertlî
tıyla ünlüdür.
Kayıkçı Kul Seyranî
• Divan edebiyatı sanatçısı olma kaygısı sonu-
cunda bir Divan’a ve bir de Sergüzeştname adlı
Mustafa Bayburtlu Zihnî
Ruhsatî
esere sahiptir. Ercişli Emrah Sümmanî
• Hiciv yönü gelişmiştir. Dadaloğlu +
• Aruz ve heceyi birlikte kullanmıştır. Âşık Veysel Âşık Ömer
Erzurumlu Emrah
• Kitab-ı Hikâye-i Garibe romana geçiş niteliği ta-
şıyan bir eserdir.
Âşık Ömer ve Erzurumlu Emrah dışında -İ harfi ile bitenler
RUHSATİ hem hece hem de aruzla yazmıştır.
• 19. yüzyılda Sivas’ın Kangal ilçesinde doğmuş-
tur.
• İlk mahlasları Cehdi ve İcâdi’dir. NOT: SÜREKLİ GÜNCELLENECEKTİR.
• Saz çalmadan şiir söyleme geleneğini başlat-
mıştır. MELİH ÖZDAMAR
• Usta – çırak ilişkisi sayesinde Ruhsati koluna
mensup olmuştur. Telli sazdır bunun adı
• Aruzla şiirler yazmış, heceyi kullanmış, taşla- Ne ayet dinler , ne kadı
malarıyla tanınmıştır. Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde?

SÜMMANİ Abdest alsan aldın demez


Namaz kılsan kıldın demez
• Asıl adı Hüseyin’dir.
Kadı gibi haram yemez
• Erzurum’un Narman ilçesinde doğmuştur.
Şeytan bunun neresinde?
• Tasavvufi konularda şiirleri vardır.
• Hem aruz hem heceyi kullanmıştır. Venedik'ten gelir teli
• Rüyasında gördüğü hayali sevgilisi Gülperi’nin Ardıç ağacından kolu
peşinde koşmuştur. Be Allahın şaşkın kulu
Şeytan bunun neresinde?
• Aruzla münacaat, methiye, müstezat yazmış;
heceyle koşma, destan, şiirler söylemiştir. İçinde mi, dışında mı
Burgusunun başında mı
Göğsünün nakışında mı
Şeytan bunun neresinde?
Kısa Bilgiler: Dut ağacından teknesi
Girişten bağlı perdesi
OĞLANLARIN HEPSİ SADECE HECEYLE YAZMIŞ, Behey insanın teres'i
HİÇBİRİ ARUZ KULLANMAMIŞTIR: Şeytan bunun neresinde?

KörOĞLU Dertli gibi sarıksızdır


Ayağı da çarıksızdır
KaracaOĞLAN
Boynuzu yok, kuyruksuzdur
DadalOĞLU Şeytan bunun neresinde?
(Dertli)
Melih ÖZDAMAR – TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

You might also like