Professional Documents
Culture Documents
61 Seydi Ali Reis Mirat Ul Memalik
61 Seydi Ali Reis Mirat Ul Memalik
..
..
Teretiman
1001 TEMEL ESER
•
yZコョ@
SEY o@ ALi TU: s@
b。ウォケ@ ャZコNイ。ケョ@
セec@ DET AKY ILDJZ
miR'AT·Dl
AliH
<ÜLKELERiN AYNASI>
1
r:nc!c Zセッャ[Nケォ@ sevr :i ウcGヲセ@ ゥュA|Nヲョ@ verecek bir ki- zamanda bir sey3hatnamc カ。ウヲョ@ haiz olan mrGat@
エZー@ ィ。コイャュォ@ ゥウエ」セャGョ@ mHC'!l!f eserini telif e-:krkcn alGmekゥョ@ Türkçe metni Nccip aウュGョ@ t-ir mu-
bu huo;usta cv\ ele<' ケZャWュセ@ olan birçok kitaplardan kaddimesi ilc birlikte Ahmet Ce\'det エ。イヲョ、@ ョ・ᆳ
hゥヲ[、ャG@ セエ@ ig.t [: ih: htllllara 。ィウゥ@ ョウ。ィ・、ャイゥ@ de
rcdilmist!r. Bizim; bugünkü dile aktarmaya 。ャイォ・ョ@
ォ。エュイN@ On bah ve elli fnsla 。ケZMャョ@ olan eser NZゥィᄋエ@ •
\NケョZ@ zanun ィ・ウ。「[@ エZォカゥュャ・イ[@ ーウオャ。@ エ。ォMN[ゥュZ@ ·; göz öniindc• 「オィョ、イュコ@ kitap da .hu 「。ウォ@ ol-
NZゥ・ョコ」ャォエセ@ ehemmiyetli bnz• ケャ、コゥ。ョ@ tulu' ve grup- ュオエイN@ (Dersaadct-lkdam m。エ「ウN@ 1313)
セNイ[@ ュ」セィエイ@ limanlar: hZョ、ゥ\エ。Gイ@ イコァ。MZャエ@ ve i i_i7-
lö
F: 2
ウ@ 19
olarak ォ。ャュ@ ッャ、オョ@ bizzat kendisi söylüyor. Bu ᅦ・ゥエャ@ tarihlerde, ォウュ・ョ@ veya tamamen ョァゥャコ」・L@
nizden oG。@ 。ョ、[@ 、ッュ。@ bir denizci• demek, her Almanca, fイ。ョウコ」L@ Rusça gib ケ。「ョ」@ dillere terceme
jZャ、エ@ ntUh1WigU Olmasa gerektir. edilen bu kitap, bizde ilk defa 1313 tarihinde Ahmet
Küçük ス。エ@ tersane hizmetinde bulunan ve dc.•- Cevdet エ。イヲョ、@ ォ、。ュ@ m。エ「ウョ、@ eski Türkçe
nizciliklc ilgili bütün ォゥエ。ーャイ@ okuyup, tüm bilgileri Hoウュ。ョャ」I@ olarak 「。ウャュ@ ve Türk ッォオイャ。ョ@ isti-
ögn.ncn Sc,)'Yid-i Ali Reis'in ァ・ョャゥL@ Hayreddin p。セ@ fadesine ウオョャュエイN@ Ne · var ki harf ゥョォャ。「、@
Sinan pョ。@ gibi büyük deniz ォオイエャ。@ 。イウョ、@ geç- sonra adeta bir オュ。」@ gibi gösterilmek istenen Os-
ュゥセエイN@ Deniz muharebelerinin hile ve inceliklerini biz- manhca; genç nesiller エ。イヲョ、@ okunamaz bir hale
zat bu muharcbelerde イ・ョュゥエN@ gelince, 、ゥ・イ@ bütün N セᄋ。ィM・ウイャゥュコ@ gibi bu kitap da
Seyyid·i Ali Reis, 961 H. (1553 M.) tarihinde mer- bir kenara 。エャイォ@ unutulup ァゥエュN@
hum Piri Rcis'in Basra'da 「イ。ォエ@ 、ッョ。ケ@ getir- Tercüman Gazetesi 1001 Temel Eser serisi içeri-
mek üzere mウイ@ ォ。ーエョャ\@ tayin edildi. Dördüncü sinde yeniden ケ。ョャイ@ ve ゥュ、ォ@ Tiirkçemize ak-
Hint seferi diye bilinen ve gerçekten korkunç serü- セ。イャォ@ genç nesillerin istifadesine sunubn Mir'at-ül
カ・ョャ セ イ N@ ィ・ケ」。ョャ@ vak'alar ve acaip olaylarla dolu olan Memalik (Ülkelerin aケョ。ウI@ ォゥエ。「ョ@ büyük bir 「ッャオᆳ
bu mc:;.akkatli yolculuk tam dört ケャ@ ウイュエN@ オ@ 、ッャオイ。」ョ@ yürekten ゥョᄋュケッイオN@ eュ・セゥ@ geçen-
Sey ·id- i Ai, hu uzun ve mihnetli seyahatinde ba- leri bu 」。ャョイ、@ 、ッャ。ケ@ tebrik ・、イ[セ N@
セョ、。@ geçen ッャ。ケイ@ mrGatMol@ MEMALlK CMt-m-
A エ^ォ」ャNイョ@ a\ ョウI@ ismini カ・イ、ゥ@ bir kitapta エッーャ。ュセ@ ÖMER KARA YU MAK
G N@ Kanuni sオャエセョ@ Süleyman'a takdim ederek ー。、ゥウィョ@
。ヲョ@ mazhar ッャュオエイN@
ゥイャ・ョ、@ ᆱk。エゥ「ッ@ ュ。ィャウョ@ kullanan ve •Kati-
bi-i Rumi,. uiye de ィイ」エ@ bulan Seyyid-i Ali Re is, st--
vahati セNZウョ。、@ 、ッャ。ュォ@ .mecburiyetinde ォ。ャ、@
Hint, Sind, 1\fganistan, Pakistan, Mnveraünnehir. h」ᆳ
r<lsan, Azerbaycan v s. gibi yerlerde 、ッャ。イォ・ョ@ ᅦ。ᆳ
エ。セᄋ」@ Türkçesini de イ・ョュゥ@ ve bu lehçe ile de güzel
Bismlllahlrrahmanlrrahlm
'
Sonsuz hamd ve MN。ケセオ[@ sena, butun ュ・カ」オ、。エ@
yoktan var edip, lütuf denizine 、。ャイョL@ vacib-ul-Vü-
cud, yegane ィ。ケイ@ vc cömertlik sahibine ki O ne güzel
hakiki kudret sahibi, 。ョ@ yüce ve 「。@ ィ・イケゥ@ kap-
layan yegane ィォュ、。イN@
,
28
Jüzumlu bir ・ケ、ゥイN@ Bilhassa sultanlar ウオャエ。ョL@ zaman nimerin ォケュ・エゥョ@ bilen bir miktar gt!mici ile, karadan,
ve zeminin 「。ォョL@ heybetli, cihangir, ィ。ュ・エャゥL@ ada- oウュ。ョャ@ ャォ・ウゥョLセ@ 、ッイオ@ yola ォエN@
letli, gayet cömert, 。エャァョL@ kara ve denizterin büyük
b。エョ@ Gücerat ülkesi, Hint, Sind, Buhter 「。@
セオャエ。ョL@ güçli\, ・イヲャゥL@ コセュ。ョャ@ 。セイョL@ en zengin. Sul-
@ emin yani Zahulistan, b・、ィ。ョ@ ülkesi, Hotlan, Tu-
tan Selim ッセャオ@ Sultan Süleyman Han için -Allah öm-
ran, イ。ョ@ yani Mavera'ünnehr. Horasan, h。イ・コセ@ ャォセ\ゥ@
rünü uzun, devletini, ィォュ、。イャセョ@ ölünceye ve ォᆳ
ョセ@ kー。ォ@ çöliinü geçtik. Bu taraflardan yol bulama.
yamete kadar devam ettirsin. Amin.
、ォN@ nゥィ。セᄋHBエ@ Horasan m・ィ、ゥGョ@ lrakeyn yolu ile
ケエョゥ@ Kazvin ve Hemedan'dan b。セ、G@ カZイ」ィォN@
Duam セャ、オイ@ ・ィMゥ@
rumun ilahi
Saadet ber le geçsun sal-u ュ。ィ@ Yolun 、ッイオャA[Lエョ。@
emin olarak b。セ、Gョ@
aュョ@ ォイョ。M「」ゥL@ hakant Çinin ォエュコ@ zaman, tertemiz ve sözünün eri yol arkada$·
mオエゥセ@ Hintl-u Sind·in p。、ゥィ@ (3) A。イュ@ bana gderek:.
Mubarek r。ュコョG@ ケゥイュ。ャエョ」@ günü -ki Kadir 、イァ。ャョ@ reisierinden aャ・ュ。ィ@ reis, Kara Mustafa,
Gecesiydi- Maskat kalesi ve Kalahan önlerine geldik. Kalafat Memi, gönüllü kurnandan dイゥ@ Mustafa Bey
{25 aァウエッI@ ve 、ゥ・イ@ mウイGャ@ asker liletçilerden ikiyüz kadar insan
エッーャ。ョ、N@
Sabahleyin, aniden, limandan oniki büyük Barça
ve yirmiiki grab ile エ。ュ@ otuzdört ウ。ケコ@ askerle Kürekçi エ。ケヲウ@ 。イーャ、ョN@ Bunlar, karaya N@
dolu gemi bize 、ッイオ@ yelken 。エN@ Barçalar, katyonlar, ォョ」。L@ ウ。ケコ@ Necid'li Arap ウャ。ュ@ ordusunun ケ。イ、ョᆳ
ィ・イケゥ@ göze 。ャーL@ maysterlerini エ。ォャイ@ ve yedek yel- na ォッエオ@ 1ve karada yol gösterdi.
kenlerini de ektediler. Karaveteler çenber yelkenlerini
Katir olan araplar da barçalarda ォ。ャュ@ ッ。ョ@ kefe-
。エャイN@ g・ュャイゥョ@ ヲャ。ョ、イ@ süsleyip üzerimi1..e üze-
re-i fecere'yi 。ャ、イN@ Onlar da bir arap kabilesi olup,
r imize hücum ettiler.
karaya ォ。イ@ arap vilayetlerine çekilip gittiler. Allah
Biz yine Yaradan'a ウセョー@ ォケ、。@ ッョャ。イ@ gelmesi- f8hldlmdlr ki, merhum Hayrettin p。@ lle beraber
ni bekledik. Barçalar gelip ォ。、イァャ@ カ。ョエ@ ゥ、・エ ᆳ bulundum. Andrea Dorla ve Cend Da11a ケ。ーャョ@ sav8f-
li bir top, tüfek, ok ve ォャ@ mücadelesi ケ。ーャ@ öyle bir larda böyle bir gemi sav••• ッャュ。BエイN@ Gece olunca,
ウ。カ@ oldu ki 。ョャエュコN@ Hürrnüz körfezinde yine ヲイエョ。@ ォエN@ Barçalar, ゥォ・イ@
büytik demir çapa 。エL@ ve ャ・カゥエイ@ 「。セャ、ᄋイN@ Grab-
Birbirine 。エョ@ gemilerden pencere 「ケォャセョᆳ
lar demir エ。イケー@ karaya oturdular. k。、イァャ@ da ça-
de delikler 。ャケッイL@ yelkeniere ve gemilere 。エャョ@ ok-
pa エオイ。ュ、N@ Halk aciz duruma geldi. ウエ・イ@ istemez
lar, ッョャ。イ@ kirpiye döndürüyordu.
sahilden オコ。ォャー@ yelken 。エォN@
t。ャイ@ ketekieri kim ケ。、ョイ@
U gece, Arap topraklanndan 。ケイャーL@ uçsuz bucak-
Herbiri deryada döküntü olur (8)
セコ@ denize 、エゥャN」@ Sonra, Kirman vilayetinden. Cay
Bir ォ。、イァュコ@ ケ。ォエャイ N@ h。ォ G ョ@ hikmetine bak ki, (Jask) topraklanna カ。イ、ォN@ bオイ。ョ@ ォケャ。イョ、@ bir li·
ォ。、イァ@ ile 「。イャ@ ケ。ョ、N@ b・@ barça ile 「・@ ォ。、イァ@ man ッャュ。ケーL@ 。ォL@ yani ケ。ャ@ idi. kケ@ seçilince, dernit
「。エョ@ bra edip hepsi ィ。エL@ mahvoldu. Bir 「。イャ@ 。エー@ bir iki gün öylece yürüdük. Sonra, Mekran vila·
yelken kuvvetiyle ッュオイァ。ウ@ üzerine karaya oturduysa yetinden Kiçi Mekran'a カ。イ、ォN@ aォ。ュ@ ッャュオエN@ Bu-
da o da heln oldu. nun için ォケ。@ ケ。ョュ、ォN@ Sabaha kadar ッャ、オᆳ
muz yerde, bir 。L@ bir ケオォ。イ@ ettik. Kuru ウ。ャョエ@
Böylece iki エ。イヲョ@ askeri de kuvvetten kesildi.
エ。ケヲ@ berbad ・エュゥN@ Nihayet bin türlü eza ve cefa
Kürekçi エ。ケヲウョL@ ki.lrek çekmek, siya etmek ve top
ile, ertesi sabah ォケ。@ カ。イ、ォN@
。エ・ャイョォ@ tlikatleri ォ・ウゥャュエN@ Zarur'i olarak demir
。 エャ、N@ Demirler gernilerin ォョ。@ 。ャョ、N@ Bu halde yine Bender bオイ。ウL@ ・ィ「。@ ismiyle bilinen bir yerdi.
ウ。カ@ devam etti. Denize sandallar indirilip batan ka- Orada, bir bölük 「。Mッコオォ@ deniz askeri gördük, bir
\
42
s。ャ、ュ@engine gönül コ・カイ。ォョ@ 。ィ@ onara
de 。ォエイュャ@ カ 。イ、 N@
Gözcüleri bizi gorunce, hepsi
bir araya エッーャ。ョ@ bize bir adam gönderdiler. Biz Beh diye n'olsa gerek idelirn Allah onara (9)
ュウャ。ョコ@ deyince, reisieri gemiye geldi. Gemileri- (Necatt)
mizde içecek bir yudum su dahi yoktu. Reis bize deyip birkaç gün denizde ォ。ャ、 N@
içecek suyun yerini gösterince, kendinden ァ・ュゥ@ olan Tahminen Re's-ul h。エ G @ ・ュゥァ L@ Zefar ve ゥィイ@ ォᆳ
askere yeni bir hayat geldi. O gün orada su bulunca ケャ。ョ@ ケ。ォョャイ@ ァ・ャュゥエォ@ ki, gün 「。エウョ、L@ fiJ tu-
kendi kendimize bayram ケ。ーエォ N@ O gün, bizim bayra- ヲ。ョ@ adiyle ュ・ィオイ@ bir ヲイエョ。@ koptu. Detil yelken aç-
ュコ、 N@ mak, bir tente bile göstermeye Imkan yoktu.
Ayni reis bize ォャ。カオコ@ etti ve Guadar isimli
iskeleye カ。イ、ォN@ Bir bahre 、エ@ ォ・エゥM、ャ@ yok kenare hiç
Ora ィ。ャォ@ bオャ」ゥウエ。ョ G ャ@ idi. p。、ゥィャイL@ Me!lk Di- Bir bad-bani rast 、・セA@ rüzgare hiç (10)
nar セャオ@ Melik Celalü'd-Din idi. Gvadar hakimi gemi- Yetimt
ye gelerek Saadethi ー。、ゥィ@ efendimize セィャォ。ョ@ RüzgAr hiç göz 。エイュケッ、オ N@ Akdeniz'de olan ヲイ ᆳ
bildirdi. Daha evvel donanma Hürmüz'e ァ・ャュゥォョL@ ge- エョ。ャイ@ bunun ケ。ョ、@ hiç 「ゥイ・ケ@ 、・セゥャN@ sイ。@ datlar
milerle yiyecek ve adam ァョ、・イュゥL@ fakat donanmaya gibi olan dalgalar, Akdeniz'dekilerden kat kat yüksek-
ケ・エゥュャイ、N@ Her ne zaman Hürmüz'e donanma ti. Geceyi gündüzden 。ケイエ@ edemiyorduk. Gemilerde
gelse elli 。ャエュ@ gemi ile erzak ァョ、・イゥャュ N@ Her olan 。セイャォエョ@ heps ini denize döktük. h。ヲコ G ョ@
yönüyle, ケ。イ、ュ@ etmeye linAde ッャ、オォ。ョ@ ・ゥエャ@ vc-
silelerle bildirdiler. ・「 M ゥ@
tarik u bin- i mevc u girdlbi çonin hail
Melik Celilü'd-Din'e: tnp-Allah, si7in-bu durumu- Küca danend hal-u ma sebk-i baran sahilha (11)
nuz ィ。コイ@ ッャ、オセョコ。@ ゥ。イ ・ エゥイ N@ Siz yine ィ。コイ@ olun, beytini yad ettik.
diye mektup gönderip, kara ve deniz ォャ。カオコ@ istedik .
・@ yarar iki adam göndererek, Saadet)(k ー。、ゥィ@ efen. rコァaイョ@ 。イ、@ 。イォウ@ kesilmeden devam etti. AJ-
dimize itaat ve 「。ヲィォャョ@ ispat ettiler. ャ。ィGョ@ takdirine boyun ・セォエョ@ 「。ォ@ ォ。イ@ yol yok·
tu 。イエォ N@
Gemilerin s ulanna 「。ォエュN@ Hemen hemen 、・ュ ᆳ deyip Allah'a ウ。 ケ ウ コ@ ケ。ャカイ @ ve ケ。ォイ エ。@ hulundular
ler tamamen sularta イエャュ N@ g・ュエイ@ iyice sulan- aャ。ィGョ@ izniyle, hepsi ウ。セ@ salim olarak karaya ォエ ᆳ
ュエ N@ Hemen ウ オャ。イ@ 「ッ。ャエュケ@ 「。ャ、ォ N@ b。コ@ yerler- lar ve kurtuldular.
den geminin lumbozlan bulunup 。ャ、@ ve biraz su bo-
。ャエ、 N@ ォゥョ、@ コ。ュョ@ hava da biraz 。ャ、 N@ Hindis- GÜCERAT'TAKi DURUMU BEYAN EDER
エ。ョG@ Gücerat eyaJetinin Darnan ゥウョャ@ vilayeti önün-
deydil$:. kケ、。ョ@ オコ。ォャセュ@ iki mil ォ。、イN@ Bütiin Hazret'i aャ。ィ G ョ@ inaveti ile, 「・@ gün sonra riizgAr
biraz ィコョ@ kesti, ッイエ。ャォ@ siit liman oldu.
49
Parçalanan gemilerin top ve 、ゥセ・イ@ ォウュャ。イョ@ Gü- Bu acize uyan bir miktar gemici ile ・ャ「ゥイセ@ edip
cerat ー。、ゥィ@ Sultar Ahmed'in amirlerinden d。ョ@ 。ィイォL@ her gemiye birer ォャ。カオコ@ 。ャ、ォL@ Surat isimli
hakimi melik Esed'c yani ォ。ャGケ@ Daman•da emanet 「ᆳ limana 、ッイオ@ yola ォエN@
イ。ォエN@ Orada, Kalküta'dan ァ・ャュゥ@ olan birkaç pal"Ça
cönk, yani mevsim gemisi カ。イ、N@ Hareket etmek üzere Bin türlü bela ile denize 。ャー@ yelken - kürek gi-
、ゥャ・イN@ Kotuvallan gemiye gelerek, KalkUta ー。、ゥィ@ derken Sultan Ahmed'in vezir-i 。コュ@ lmad-ül-Melik'•
Samirinin, saadetiCt ー。、ゥィ@ hazrederine 「。セャォ@ vr den bir gurab ile, Surat kotuval'i (beyi) AAa Hamza
hürmetlerini bildirdi. geldiler. Mektup getirip, 、ュ。ョ@ エッーャ。ョウ@ ッャ、オᆳ
nu d。ョG@ 。ォ@ bir yer ッャ、オセョL@ tedbirli ッャュ。コ@
Gece gündüz, Porteki1. k:afiri ile harp ィ。ャゥョ、セ@ ol- ァ・イォエゥョ@ bildirdiler.
」[オォャ。イョ@ bildirince, · ォ。、イァャ@ ォャ。カオコ@ yapan, o
vilayetten ォャ。カオコ@ Al· ile Samira'ya: Allah dilerse, Do- k。ャGケ@ Surat'a ァ・ャ、ゥセュコL@ ッイ。ョ@ tehlikede ol·
ョ。ュMケ@ Hümayun, mウイG、。ョ@ ge!ip o taraflan 、ᆳ 、オセョ@ haber verdiler. Biz de ayni ァイゥエ・@ idik.
mandan ォオイエ。」L@ ケャュ。ョコN@ diye bir mektup y?. · b・@ gün Horkari'de ウオャ。イョ@ ・ォゥャ、@ zaman yol al-
コー@ o gernitere g()nderdik.
、ォL@ ウオャ。イョ@ ォ。「イ、セ@ zaman demir 。エォN@
O ・ィイゥョ@ valisi olan Melik Esed bu Acize haber .
Bin türlü ュ・。ォエ@ ve .çile çekerek, sonunda Allah'-
!!i.indererek, ュ。ョ@、 、ッョ。ュウ@ gelmek Uzere bu-
ョ@ ケ。イ、ュ@ ilc, Basra jゥュ。ョ、L@ Gücerat'a, k。ャGケ@ Su-
ャオョ、L@ tedbirli ッャュ。コL@ k。ャGケ@ Surat'a varmava rat'a üç ayda カ。イ、ォN@ Oradaki müslüman halk, bizim
。ィュコ@ bildirdi.
ァ・ャゥュコ、ョ@ sevindiler. hコイ@ ケ・エゥョコL@ g」・イ。エGョ@ ih-
Bu haberin, gemilerdeki tayfa 。イウョ、@ ケ。ャュウ@ tilali コ。ュョ、@ gelip ケ。イ、ュ」@ oldunuz
üzerine, 「。コャイ@ ッイ。セ@ ォ。ャーL@ Melik Esed'e tAbi oldu.
b。コャイ@ da: • Gerçi, Hz. Nuh コ。ュョ、@ beri denizde ゥュ、ォ@
ヲイエョ。@ gibi bir ヲイエョ。@ ォュ。エN@ Amma, Hz. Adem
Suyu bardakta 、・ュゥャイL@ gemiyi セaエ。@ devrinden bu yana da dゥケ。イM@ Rum'dan hゥョ、ウエ。G@
Bizden evvel bu cihan seyrin eden ehli vukuf bu エ。イヲャョ@ bir korsan, yani denizcilikte mahir bir
Alem-i beni koyup 「セィイ@ ィ。カウョ、@ ydar kaptan ァ・ャュゥエN@ Umudumuz -Allah dilerse- ya-
Bu Ali (*) ise, 。ョ@ 。ォャョ@ idrakine yuf (16) ォョ@ zamanda Gücerat vilayeti oウュ。ョャ@ ülkesine ォ。エャウョ@
ve Hint ャゥュ。ョイ@ toprak ッャ。ウ@ 、ゥャュ。ョ@ elinden 。ャョᆳ
diyerek sandallara 。エャ、イ@ ve karadan Yetim Surat'a maya 。ャウョL@ dediler.
gitmeye karar verdiler.
m・イL@ az önce, Gürecat ー。、ゥィ@ merhum Sultan
b。ィ、イL@ 。ォイィウョ、@ 12 ケ。ョ、@ Sultan Ahmed
(*) Bü Ali·Ebu Ali : /bni Sin4
F: 4
ウ@
50
kalesini fethedip Hüdavent Han ve Cihangir h。ョ G @ bir
isimli bir 、・ャゥォ。ョケ@ ー。、ゥィ@ ケ。ーュエN@ Yeni ー。、ゥィ@ miktar fil ve askerle Surat'a gönderdi. Kendisi de Ah·
tahta oturup cülus 「。ィゥ@ 、。エョ」L@ n。ウョャMm・ゥォ@ ュ・、。「 G Z@ 、ッイオ@ yürüdü. Ahmedabad'da da Sultan Ba-
isimli büyük bir han, nnun ー。、ゥィョ@ kabul etmedi, ィ。、イ G ョ@ 。ォイ「ウョ、@ Sultan Ahmed isimli bir genç,
Çetr ォ。ャ、イーL@ ー。、ゥィャォ@ iddia eder. Bir çok adam çetr ォ。ャ、ョーL@ ー。、ゥィ@ ッャュオ@ ve tahta ァ・ュゥ エ ゥN@
エッーャ。ケ@ Buruç ォ。ャGウョ@ 。ャイL@ içine asker koyar. Ken- Sultan Ahmed oraya vanuca, ana ォ。イウ@ 」ォ N@ r··
disi de hir yerde oturup 、・カ。ュャ@ エッーャ。ョ@ halinde olur yük bir ウ。カ@ ケ 。ーャ、 N@ Kendisi ケ。イャョ、 N@ Hanlanndan
Kcrre'deki arneli kara katirierinin 「。@ olan ku· Hasan Han da 、ョ」・ L@ ウ。カ@ bitti ve oradan ォ。エN@
mandana mektup ve adam göndererek, ᆱケ。イ、ュ」@ olun Önceden ー。、ゥ 。ィ@ olan Sultan Ahmed tahta geçti.
da, Gücerat Aゥュ。ョャイL@ yani Damao; Surat; Buruc; Ke· n。ウNイᄋャ@ Melik de kederinden ölünce, Gücerat'da hava
tabiye; Suminant; Mt>ngalur ve Farmeyl!n sizin olsun; düzeldi.
Karasi benim olsun• der. Kafir bu durumu イ・ョゥ」L@ Hüdavend Han'a elçi
Sultan ,\hmtd de, ッイ、オケャ。@ Buruc üzerine vürür ' gönderip: «Bizim sizinle bir ゥュコ@ yoktur. Bizim ゥᆳ
Harp· 「。ャョ@ ak ・イ@ 'ken, h izim geldilimizi ゥエイャ・ᄋN@ miz mウイ@ ォ。ーエョ@ ゥャ・、イッ@ diye bu acizi onlardan iste·
Hemen adam gönderip tüfe-kçi ve 、ゥセ・イ@ askerlerden iki di. Onlar da bu teklifi kabul etmediler ve: •Biz onu
カ・イュケゥコAッ@ diye de cevap verdiler. y。ョュ、ォゥ@ askert
yüz kadar 。イォ、ュコ@ alarak Buruc üzerine yürüdü.
lt!r. Buraya ァ・ャ、ゥセpュコョ@ üçüncü günü, hakikaten, kA· ler elçiyi öldürmek istediler. Fakat ben mani oldum
fi ::in Ku\'Ve; Diu; ゥケオャ@ ve Besaya ォ。ーエョャイ@ ve derya ve onlara: «Kendimize gelelim, 「オイ。ウ@ hir ー。、ゥィ@
ォ。ーエョ N@ ォウ。」L@ kafirio 「・@ ォ。ーエョL@ yedi büyük kah memleketidir. Sonunu bekleyelim.»
vo ve セ ・ォウョ@ grt!b ile geldi. Bizim burada bulundut"u·
muzdan haberdar olunca, bizimle ウ。カ@ 「。ャ、N@ bゥ@ Hele derd-ü belaya sabr edelim
de sahile NZー@ 。、イャュコ@ kurduk. Siperler ケ。ーエォ@ Görelim akibet Allah neyler (17)
Iki ay kadar, gece gündüz harbe ィ。コイ@ olduk. (Necati)
_ \_ _ _ _ _ _ _ _ _ セ ⦅Ai lN⦅@ _ _
55
セ。ョG、@ borç ウセ・エャイゥョ@ alarak, bu acize tabi olan, pa-
、セィ@ ィ。コイ・エャョ@ tuz ve ・ォュゥケャ@ helalinden yiyip hikayesinde ッャ、オ@ gibi, ウ イエャ。ョ、@ bükmedecek kim-
geçmen kullanndan mウイ@ yeniçerileri k・エィオ、。ウ@ Mus- se ッャュ。、ョ@ 。ョャエイ、N@ aォ。ュ@ olunca yine yerlerine
tafa aセ。L@ Tüfekçiler Serdan Ali a。L@ bャォ「。イ@ Vt' giderlerdi.
、ゥセ・イ@ ゥ・@ yarar adamlardan elli ォゥ M ゥケャ・@ Allah'a tevek- Sözün ォウ。L@ bin türlü eza ve cefa ile, Mahmuda-
kül edip, bad'a geldik. oョ「・@ gün nihayetinde de g」・イ。エGョ@ 「。ᆳ
・ィイゥ@ Ahmedabad'a カ。イ、ォ N@ p。、ゥィ@ lmad'ul Melik ve
Muhakkak her コッイャオョ@ bir ォッャ。ケ@ カ。イ、N@ 、ゥ・イ@ hantarla ァイュ・ャ@ ケ 。ーエォ N@ Sultan Ahmed'e fa-
Gönlünü ィッ@ tut ki bu Allah ォ・ャュ、イ N@ kirhane hediye111izi sunduk. ᅦ・ゥエャ@ ihsanlanna mazhar
olduk. Alemin ウョ。@ ー。、ゥ 。ィ@ efe ndimiz hazretleri-
beytinin manasma uyduk. ne hürmetler edip 「。ャォイョ@ bildirdiler. Bu acize
962 senesi Muharreminin evvelinde Ahmedabad'a de bir at, bir ォセエ。イ@ deve ve ィ。イャォ@ ihsan ettiler.
、ッイオ@ yola ォエ N@ Birkaç günde Buruc'a ve bir okadar Ahmedabad ケ。ォョ、ゥ@ c・イォ@ denilen yerde ・カィ@
günde de Blodra'ya | G 。イ、 N@ Sonra Campanur yolu ile Ahmed Ma'ribi'yi ziyaret ettik.
yola devam ettik. ·
Birgün, Sultan Ahmed'in veziri 。コュ L@ lmad-ül
YoUarda tuhaf 。セャイ@ gördÜk. Mesela herbirinin セ mャォ G ョ@ ォッョ。、@ 、ュ。ョ@ elçici ile bir araya geldik.
tepes i semaya varan ve üzerlerinde bir kanadmdan di-
・イ@ ォ。ョ、@ 14 ォ。イ@ 「ケォャョ、・@ her 。エ@ ウ。ケコ@ lmad-ül Mülk, elçiye: «Biz, oウュ。ョャ@ p。、ゥィョ@
yarasa カ。イ、 N@ ュオィエ。」コN@ Bizim gemilerimiz ッョャ。イ@ limanianna git-
. . セオ@ 。セャョ@ kökleri yüksekten エッーイ。@ ゥョケッ ᄋ@ n mese, bizim halimiz eskisi gibi olur. Hem o bir ウャQュ@
ョ、@ yerden tekrar bir 。@ büyüyordu. Bu tarzda ー。、ゥィイ N@ Onun ォ。ーエョ@ bizden istemeniz dolru
bir agaçtan on, yirmi, hatta daha fazla ulu 。ャイ@ 「ゥイ・ケ@ midir?• deyince, bu acize de bir gayret gelerek;
meydana ァ・ャュゥエN@ cbre mel'un, beni bozgun donanma ile buldunuz. ヲョ。ャᆳ
Bu 。」ョ@ ismi o yerde Tub idi. Bu 。ャイ、ョ@ her tah'u r。ィヲオエNL⦅ケォュ N@ ,zamanda alem'in ウュ。@ padi-
「ゥイョ@ gölgesinde binlerce adam gölgetenebiiirdi Yot- 。ィ@ ィ。コイ・エャゥョヲ@ ウ 。ケ・ウu、 L@ hイョuコ N@ 、・ゥャ L@ Diu, belki
!annda zakkumdan 「。ォ@ b ir ・ケ@ yoktu · d e Kuvve dahi s ize ォ。ャュケ」エイL@
o
K!\fir de ゥュ、・ョ@ sonra Hint limanlanndan ォオ@ dokunmaz, oradan tnarruza オイセュ。、ョ@ ウィ。エ@ ve se-
uçmaz• diye cevap verdi. lAmetle ァゥ、ャイュN@ e、イL@ hakikaten ufak bir zarar
Aciz de •deniz yoluyla gitmek gerekli defildir. tn- yapsalar kendilerini ャ、ゥイ・ュN@ 。ケ・エ@ böyle yap-
。ャィL@ Allah nasip ederse, karadan gitmek, bana da- ュ。ウャイ、@ bu kaide muteber ッャュ。コ、N@
ha ォッャ。ケ、イ@ deyince, kafir ォッョオュ。、L@ meclisi ter. Kervana bir zarar gelip Batlar kendini öldüriince,
ketti. 「aエA@ olan ayinlerinde Rajput çok büyük ゥ、・エ@ gös-
Birkaç gün sonra, Sultan Ahmed, Buruc vilayetini terir ve yapaniann ölümüne sebep ッャオイュN@ O カゥャセᆳ
bu acize teklif etti. Bir çok da dirlik tayin etti. f。ォ@ yetteki R.ejput beyleri, topluca, orada olan Rajputlan,
kabul etmedim. cGiicerat eyaJetini tamamen verseniz ッセャ。ョL@ ォコャ。イ@ ve kendine tAbi olantan tamamen öl-
durmam mümkün 、・ゥャイ@ dedim.
、イャ・ョゥN@
Bir gece ゥケ。ュ、@ Hz. Ali (K.V.)'yi gördüm. Önüm- Ahmedabad'daki müslümanlar da buna güvenerek
de ケ。コャ@ bir ォャセエ@ ー。イウ@ カ。イ、N@
bize iki Bat gönderdiler. Ücreti tayin ettik ve o sene-
- Bu Hazreti Allah ・ヲォ。エゥ、イL@ seninle beraberdir, nin safer 。ケョ@ ッイエ。ャョ、L@ kara yolu ile, oウュ。ョャ@
korkma! e・イ@ Hz aャ。ィGョ@ ・ヲォ。エゥ@ bizimle olmasa, yad lllkesine 、ッイオ@ yola ォエN@ Arabalar ile 「・@ günde
vilAyetterin sulan bile bizden ォ。イ、L@ dedi. Puten ・ィイゥョ@ geldik. Puten'in Piri ・ケィ@ nゥコ。ュG@ ziya-
rd ・エォN@ Orada, Sir Han ve ォ。イ、・ゥ@ Musa Han, aske-
Ertesi sabah bu カ。ォGケ@ arkada5Iara 。ョャエュN@ Hep- rini エッーャ。ュ@ r。、ョーオイ@ h。ョ G @ Bülluç Han ile harp
si de Allah'a ォイ・エゥャ@ ve hemen ー。、ゥャオョ@ huzuruna ィ。コイャセョ、ケN@ Bizim gitmemize mani olmak istedi.
ォー@ sehayat için izin istediler. Saadetlt\ p。、ゥ N 。ィ@ haz- Oraya giderseniz, onlara ケ。イ、ュ@ edersiniz, birkaç gün
retlerine hünneten izin verdiler. durun, vaziyet düzelince, ウィ。エ@ ve selAmetle gidersiniz
Bu ・ィゥイ、@ olan Danyan keferesinin hanilerinden deyince, c Yüce olan Altah'a yemin olsun ki, biz kim ·
yani, gayet bilginlerinden Bat ismiyle bilinen bir toplu- scye ケ。イ、ュ@ etmek için gelmedik. Kendi yolumuza gi-
Juk カ。イュN@ Tüccar ve 、ゥ・イ@ yolcutan bir ・ィゥイ、ョ@ deriz ve elimizde ー。、ゥィュコョ@ fennam var,• diye bin
「ゥョ・@ götünnekle mesul ゥュャ・イN@ k。イィセョ、@ da türlü ケ。ャカイー@ ケ。ォイョ、@ sonra, itimat edip ァ・ゥ@ iz-
az bir ücret 。ャイュN@ ni verdiler.
ケャ・@ ki: YoUarda Ra,jput kafiri, yani Hintlinin at-
ャウL@ gelip ォ・イカ。ョ@ soyup talan etmek istese, bu Battar eケャ・ァ。ョM@ Hind bilen Piten · seferin
hançerlerini çekip ァセウj・イゥョ@ dayartar ve 」「ゥ@ b\m- ィエゥケ。イ@ ・ケャ」セウョ@ mihen seferin
lara kefiliz. Kervana zarar verirseniz, kendimizi öl- yャ。ュォ、ョ@ akik boldi göztim
dürürüz• deyince, Rajput onlara bürmeten kimseye Dir görem ・ケャュゥ@ Yemen <:eferin
dイセゥ@ ・ォゥュャ@
damenim pürdür Hemen develeri ・エイ。ヲュ コ。@ çöktürttük ve her taraf-
"
Güyya ・ケ ャセ、オュ@ Aden seferin tan tüfekleri ォ。イ、 N@ Kafirler tüfekleri görünce, ariarn
Yuragum boldi ョ。ヲ・Mカ@ pUJ'hun 6Önderip; «biz 。エ ュ。ォ@ için gelmedik, vergi istiyoruz•
Niklay min itub Hoten seferin deyince; • bizim yükümüz ilaç ve boncuktur. Onun da
Ya ilahi yine müyyesser ォャ@ 'ergisini gönderdik, ・セイ@ yine ゥウエケッイ。ョコ@ göndere-
KAtibi bendene vatan seferin (20\ Jim» dedik. Cevap olarak dönüp bir tarafa çekildiler.
Biz de yolumuza devam ettik.
Nihayet, oradan da kurtulup, yola koyulduk. Be-
ゥョ」@ gün Radinpur'a geldik. Mahmud Han ile ァイᆳ oョ「・@ gün Riksan ve çölde gittik. Bir gün Sind ウ ᆳ
tük. O da türlü güçlükler ォ。イ、N@ Sonunda Uç arkada. ョ、。L@ Vanke isimli ・ィイ@ カ。、ォ N@ Orada tekrar deve
ュコ@ 。ャォッ ケ 。イャエ@ 、ゥセ・イャョ@ izin verdi. Yolda Rajput tutup 「・@ günde Guna ve b。@ Feth カ。イ、ォ@・ィゥョ
Ufirleri カ。イ、L@ fakat beyleri ケ。イ、ュ@ için . oraya ァ・ャュゥ ᆳ
m・イ@ Sind ー。、ゥィ@
Hasan Mirza ォイ@ ケャ@ kadar
lerdi. Ondan, orada bir ケ。コ@ 。ャ、ォN@
Sind ー。、ゥィャ@ ケ。ーュ@ olup 「・ @ ケャ、。ョ@ beri bir göm-
Sind'e カ。イョ」L@ develer ォゥイ。ャ、@ ve Ahmedabad'- lekle, ata 「ゥョ・ュ、@ için, gemilerle Seyhun イュ。セョ@
dan bizi getiren Batiani ücretlerini vererek geri çevir- 。ャュエN@ Her nereye 」 。ョ@ isterse oraya gidiyordu.
dik.
Sind eyaJetinin ー。ケゥエィ@ olan Tutte'de sultan olan
ウ。@ Turhan 。ィ L@ Hasan mゥイコ。 G ョ@ ゥ・@ yarar 。、ュャョ@
StND Vti..AYETINDEKt maceゥャエuzi@ ANLATlR
öldürdü ve Nusredabad kalesinde olan hazinesini aske-
re 、。セエ N@ hオュ。ケゥョ@ ー。、ゥ 。ィ@ 。、ョ@ hutbe ッォオィー@ nak-
Mübarek Rebiülevvel 。ケョ@ birinde yola ォーL@ lcare 。ャ、イ N@
onuncu セョL@ Rajput ・ィゥイャョ、@ Parkin isimli ・ィセ@ ,
|B。イ、ォ N@ J afir üzerimize hücum edince, beylerinin mek- 。ィ@
Hasan Mirza da Bekr'den Suhan Mahmud
tubunu g..isterdik ve biraz hediye verdik . Yol verdile! isimli ウゥエ@ ォ。イ 、 ・ ゥ ョゥ@ karadaki askere serdar tayin ederek
ve •Yolda bin kadar Rajput leifiri カ。イ、L@ dikkatli olun» kendisi dört yüz parça gemi ile 、・ョゥL@ Mir ャウ。Gョ@
diye tembih ettiler. üzerine gelir.
Ertesi gün sabahleyin yola ォエ N@ Birgün, sabah Orada, bizim geldilimizi haber 。ャョ」@ adam ァョ セ@
vakti 。ョウコ L@ ォ。イ、ョ@ Rajput geliyor, diye bir gürül- derdi. Bizi hürmetle ォ。イャ、 N@ Rebiülahir 。ケョ@ ィ。セ ᄋ@
tü koptu. lannda ァイュ・@ ケ。ーエォN@
Görüldügü gibi, R•jput 。ャケ@ Fakirane biraz hediye arzedince, bu acize hürmel
Deveciler götürdii redd-ü ャ。ケ@ (21> ve ilcram ettiler. ᅦ・ゥエャ@ hil'atler hediye edip 。、ュコ@
gayb ordusu koydular.
60
61
Bu acize ticaret merkezi Lahor'u vermeyi teklil' Bekr'e 、ッイオ@ yola ォエN@ Hatunu gelip ォ。|Gオョ」@ onun-
ettiler. Kabu! etmeyip gitmek için izin istedik. ャョ。ᄋ@
w günü Mirza vefat etti.
tah オ@ kale fethedildikten sonra ウィ。エ@ ve selametle コゥᄋ@
dersiniz deyip. ー。、ゥィ@ efendimiz hazretlerine bit h。ャォョ@ ウケャ・、ゥセョ@ göre ォ。イウ@ エ。イヲョ、@ zehir·
mektup ケ。コ、ャイN@ lendi.
h。ウャ@ bizi de Mir lsa ile ウ。カ@ sevketti. Müslü·
manlar ケ。ャカイー@ ケ。ォイ、ャN@ cTUfeklerinize mermi koy- Er isen avrada inanma ahi
ュ。ケョN@ Biz hepimiz bir ォ。カゥュコN@ k。イ、・ャゥュW@ ve ço· Avrat el 。エ@ enbiyaya dahi
」オォャ。イュコ@ ・ォウイゥケャAエ、ッ@ dediler. Hakikaten de öyle
idi. Sultan Mahmud, ュ・ィオ@ mゥイコ。Gョ@ ュ。ャョ@ hemen
Sind ・ケィャイゥョ、@ ・ケィ@ Ab'dul Vehhab ile ァゥᆳ üç ォウュ。@ 。ケイ、N@ Bir ォウュョ@ ィ。ョュL@ bir ォウュョ@
ィッ」。ウ@ ile Mir ウ。Gケ@ gönderdi. Cenazeyi de Tutte'ye
ー@ ィ。ケイ@ 、オ。ウョ@ 。ャ、ォN@ ・ケィ@ Mirin ve ・ケィ@ Cemali'yi
ziyHet ettik. Mir ウ。@ ile bir.ay kadar ウ。カエォN@ Serkuplar gönderdi. Bizi kendi gemisine koydu. aエョN@ devesini ve
」ャゥセ・イ@ ゥ・@ yarar ・ケ。ウョ@ kendisi 。ャー@ karadan Bekr'e 、ッᄋ@
ケウ@ edilip toplar ォオャ。ョ、N@ Her iki tartatan da bir çok
insan telef oldu. Tütte bir 。、イN@ k。イ、ョ@ oraya top ru yola ォエN@
Ur etmedi#i için fethetmek mümkün ッャュ。、N@ nゥィ。カ・@ Elli kadar gemi ile mゥイコ。Gョ@ cenazesi ve ィ。ョュ@ Tut-
。イャョ@ girip sulh aktettik. · te エ。イヲョ@ yönelince askerler \Nャゥセ・イ@ gemileri Zカ。セュAケー@
Mir ウ。N@ Hümayun p。、ゥィ@ 。、ョ@ hutbe akutmak ォ。エャイN@ t。ケヲウコ@ yerin! a!- ォ。ャ、N@ aイォ。、ャ@ エ。ケヲャイョ@
ve nakkare çalmakt.an vazgeçti. 、ャ。イN@ y。ュ@ etmek için her taraftan ᅦ。セエZカャイ@ hücum
Yine 。ィ@ Hasan Mirza'ya tabi oldu. oセャオ@ Mir s。セ@ ettiler. Tüfekle ォ。イ@ koyup bin zorlukla oradan uzak-
lihi hediyelerle ⦅ 。ィG@ gönderdi. 。ィ@ Hasan Mirza da, ャ。エォN@ aォョエケ。@ ォ。イ@ on gün kadar gittik.
ッセャオョ。@ Mir ウ。Gョ@ askere 、。エ@ hazineden geriye n。ウイーオ@ denilen ・ィイ@ カ。イ、ォN@ Bu ・ィイゥ@ racalar, yani
kalan ne varsa hediye verdi. Rajput 「・ケャイゥ。ュj、N@ oイ。ケ@ ケ。セャ、ォョ@
O vilayeti Mir lsa'ya 「。ォ・ョエ@ ケ。ーエN@ Veziri Monla orada haber 。ャ、ォN@
Yari ile ferman, ahidname ve エオ@ ile yeniden nakkare
gönderdi. Mir lsa'ya tabi olup hapiste olan Argun ve Mir ウ。L@ on bin kadar ゥ・@ yarar adamla Sultan Mah.
Turhan'dan on kadar mゥイコ。Gョ@ her birine hil'at giydi- mud'un 。イ、ョ@ gitti. oャオ@ Mir Salih, seksen parça ge-
rip azad etti. Mir lsa da orada olan mゥイコ。Gョ@ hatunu mi ile 。イ、ュョ@ geliyoruz deyince, 、uョォ@ ve dönme_
h。」@ Begümü hemen gönderdi. yi uygun bulduk. Bir araya toplanarak, 「。ュコ、ォゥ@ be-
ャ。ョ@ 、・ヲゥャョウ@ için onbir bin ihlas okuduk. Yine
Cemaziyel evvel'in ilk günlerinde asker ile Sultan
THtte エ。イヲョ@ dör.dük ve üçüncü gün denizde Mir Sa-
Mahmud karadan Mir 。ィ@ Hasan Mirza gemilerle
lih'le 「オャエォN@ Bir miktar hediye ile gemisine gittik.
63
62
Sultan'a bir miktar hediye sunduk ve sohbette
Nereye gidiyorsunuz diye sordu. Biz de. 「。ョコ@ Mir bulunduk.
エセ。@ gidiyor, biz de gidiyoruz,,. deyince; clsa geçti ait- Sultan Mahmud da, Hümayun p。、ゥィ@ 。、ョ@ hut-
tl, siz geriye dönün• dedi. Oe ッォオエ。」セイ@ bildirdi. Mir lsa ile de aralan bulunup
. N g」ュAゥョコ@ ッャュ。、ァョL@ bu yüzden gidemeyecetimi· sulh ケ。ーャ、N@ Merhum mゥイコ。Gョ@ ölümüne:
ra.. ウッケャ」ョ・L@ ッョ「・@ gemici verdi. Zaruri olarak geriye
dondü.k. Tekrar on gün kadar yol 。ャ、ォエョ@ sonra, bir. 。ィ@ Hasen-i Sind ki Zャィ@ irdi veli
gün, Sind ォ。ウ「ョ@ カ。イ、ォN@ Mir lsa ile ァイセュ・@ ᅦォエ@ ecel 」。ュョ@ tapu fena
ケ。ーエォ N@ Merhum mゥイコ。Gョ@ ケ。ョ、@ 「オャエョ。@ beyler de h。エヲM@ gayb etti tarihini
orada idiler. Sulh taraftan ッャ、オォ。ョ@ ウ。カ@ イコ。ャョ@ Cennet-i firdevs ュ・ォ。N @ ola (22)
ッセ N ュ。、セa@ bildirdikleri zaman, Mir lsa, bize ウ。ケァ@
ァッウエ・イー@ ォイ。ュャ、@ bulundu. Bizi serbest 「イ。ォエ@ ve diye tarih 、オイュN@ Bu tarih 、イュ・ケゥ@ Sultan Mah-
•Birkaç gün daha burada bizimle ォ。ャョL@ ゥョ。ャィL@ Mir mud çok 「・Zョ、ゥL@ hemen orada iki de gazel söyledim,
Salih'i Hümayun p。、ゥィG@ ァョ、・イ」ゥコL@ beraber gi- birincisi:
、・イウゥコN@ çünkü Sultan Mahmud, sizi Bekr'den 「イ。ォᆳ
セ。コL@ o, Ferah mゥイコ。Gョ@ oAludur. Dirnalmda hAll pa- Firkatin elini tur olur bilmez idim
、。ィャォ@ ウ・カ、。@ カ。イ、@ dedi. Fakat. acizane bu tek- Asla, ben セョ@ hayalini ォャュ。コ@ idim.
!ifini kabul etmedim. •Bize ruhsat verin, 。ャョ@ ge- Ahir beni uçar etti senin 。ォョ@ anla
mileri bizimle gönderin ve bir elçi ォッオョN@ ャョ。ィL@ 0
Öz halime kalsa senden 。ケイャュコ@ idim
da (HUmayun) ー。、ゥィ@ 。、ョ@ hutbe okur ve 。イョコ、@ Derdimi sana ケセャ。ウ@ ey meh-i çe'mlm
sulh olur. Bir dt'm gilziimün ケ。Gゥョ@ ben silmcz idim
..d・カ。ュャ@ ウイ。@
edince, elinde olan yedi parça ge- Bilsem beni イ・、オエゥセョA@ ahir senin
ュケ@ bana teslim etti. Bir elçiyi beraber ォッオー@ gemi- Her giz 」ゥセョ・@ ey Peri gelmez idim
ci verdi . Saadetli ー。、ゥィ@ efendimiz hazrederine 「。ᆳ Hicr 。エ・ゥョ@ Kfttibi ol エ。ョウュ@
aォ@ ケッャ、。@ munca zaman ケャュ。W@ idim (23)
na gelen musibeti ケ。コ、@ ve biz de yola ォエN@
Yolda, koca koca timsahlar seyrettik. kケャ。イ、N@
hiçbir zaman birbirimizden ayn gezemedik. ikincisi de ケャ・@ idi :
y。イウコ@ her ォ。ケ、^@ bulsam beyt-ul 。ィコョ、@ mena
Simçr ve Maci'lilerle hergün 。イーォL@ binbir Alem ol Yusuf likadan ayru コゥョ、。イ@ mena
セゥMN[ャエォ・@ birkaç günde Siyam'a geldik.
dュ。ョ@ ゥエイュ@ beni çün yoluna olmaz senin
Oradan, Patn ve Duble volu ile Bekr kalesine ·Dostum, ol söz bAri vall.:th 「ィエ。ョ、イ@ mena
カ。イ、ォN@ Sultan Mahmud ve セイィオュ@ mゥイコ。Gョ N@ veziri ・イィエMゥ@ latin ォャ ウ 。ョ@ da can bir sam ne tenk
\1olla Yari lle ァイュ・@ ケ。ーエォN@
65
Ey tabibirn sana ュォャゥイウ・@ 。ウョ、イ@ mena Ertesi gün kuyulara 「。ォエL@ su 「オャ。ュ、ォN@ b。コ@
Ilgaç ・エイ。ヲュL@ melamet sengi gönlUm ャ、@ olur. adamlar, エ。ュ@ イコァセ@ ve susuzluktan ölüm hall dere-
Gam çerigin def' içün ol ケ。ィゥ@ ォオイァ。ョ、@ me!la cesine geldi. Her birine tゥイケ。ォM@ Faruk verdik de, hu
Atlanngla Katibi bendeni ォャ、ョァ@ hem-sigal halden bin bela kurtuldular.
Nimeting ィ。ォ@ begum ol オィ@ ゥョウ。、イ@ mena Bu hali görünce, çöl yolundan vaz geçtik. (Garip
(24) ャイゥ@ kör gibidir) derler. Bunun gibi, 「ゥ@ de geriye Mav
Bu gazelleri Sultan'a arz edip gitmek için izin kalesine döndük. ャゥォイ・エュコ@ çölde, serçe bilyüklü-
ta1ep ettim. Sultan bu 、ゥャ・セュコ@ kabul etti ve Saa- セョ、・@ kanncalar seyrettik. Beraber olan Sind'liler
、・エャヲN@ ー。、ゥィ@ セヲ・ョ、ゥュコ@ hazretlerine bir mektup orman yolundan gitmeye korktular. Sonunda arka-
ケ。コ、@ ve: 、。ャイ@ teselli edip nasihat ederek,
«Fakat, Kandehar yolunda, Özbek sultanlanndan
Haydar Sultan ッャオ@ b。「、イ@ Sultan, binlerce adam Kadir olan ince ゥイ@ efgine
エッーャ。ケ@ kazak ッャュオエイL@ hiç kimseyi geçirmemek- Sunsa tedarikle sunur 、ュ。ョ@
dir. Re'yi kavi カZィゥ、@ u elf olsa er
Hem b。、M@ Semum コ。ュョ、イL@ ゥュ、ォ@ vakitte o Re'yi kavi ウ。ュエ、イ@ ehl-i zafer
tarafa gidilmez. Birkaç gün durun, size bir miktar Biz, olavuz vahid u 、ュ。ョ@ maye
adam ォ。エー@ Lahor yoluna gönderelim Gerçi orada Bize yeter ayet-i cKem minfie• (25)
da Ced taifesi カ。イ、L@ dikkatli bulununa dedi.
Orada :la bir aydan fazla ォ。ャ、N@ dedim. On tüfek önde, on tüfek arkada ve direrleritti
Bir gece rüyamda valimedi gördüm. «Hazreti Fa- de ortaya ケ」イャ・エゥ、ュN@ Hak t・。ャエ@ Hazretlerinin niha-
エュ。@ HrNaIGケ@ 、uュ・@ gördüm. Senin ウィ。エ・@ gelme· yetsiz inayetine ウセョ。イォ@ yola . revan olunca, bu vazi-
ni bana müjde ォャ、ᄏ@ dedi. Sabahleyin カッャ、。イ@ mü.i - yeti gören Sind'liler de bizimle can alan ormana gir·
de haberini verdim ve Sultan Mahmud'a カ。イー@ vak'a- diler. Bin bela \·e mihnet ile on günde Oçi'ye カ。イ、ォN@
カ@ 。ョャエュN@ Murlaka gideriz deyince ruhsat verdi- ・ケィ@ 「イ。ゥュ ile ァイー@ 、オ。ウョ@ 。ャ、ォN@ ・ケィ@ Cema1i
ler. Bir ケ。ィゥ@ at, bir katar deve, bir hayme, bir 。ュᆳ ve ・ケィ@ Celali Hazretleri (K.S.) ni ziyaret edip, mü-
yane. yani, sayeban ve yol ィ。イエ@ ihsan buvurdu. t-arek r。ュコョG@ ・イゥヲGョ@ evvelinde yola ォエN@
iki yüz elli ィコ@ sョ、@ silvarisi ォッエオ@ ve HUmayun Pa- Kare nq'hrini keJek 「。エオケー@ geçince Sindlileri
、ゥ。ィG@ bizi dinlemesi için bir mektup ケ。コ、N@ serbest 「イ。ォエN@ Oradan, a「M@ Maçvare'ye geldik.
Mübarek s。「ョ G ョ@ ッイエ。ャョ、@ yola revan olduk. oイ。ケ@ da gemiyle geçtik. Orada 「・ケuコ@ kadar Ced
Sultan Pur yolu ile 「・@ günde Mar ォセャ・ウゥョ@ var- カ。イ、N@ Fakat tüfeklerden korkup hiçbir ・ケ@ ケ。ーュ、ᆳ
、ォN@ Orman yolunda Ced taifesi カ。イ、@ deyu çöl yolu- lar. Oradan da yola revan olup ッョ「・ゥ」@ gün, Ra-
nu tercih ettik. ュ。コョG@ ッイエ。ャョ、@ ・ィイゥ@ Multan'a geldik.
p: 5
67
Bu arada, bir ay kadar bir zaman geçti. Bunun so-
66 nunda hepimizi ー。、ゥィG@ gönderip ケ。ョュコ、@ da
adam ォッエオャ。イN@ Zaruri olarak yola revan olduk. Derya-
hャndsta@ dyarinkエ@ sergvztャ@ ケ@ Sultan-Pur'u gemilerle geçip hゥウ。イM@ Firuz 。ィ@ yo-
luyla yirmi gün kadar yürüyerek Zilkade'nin sonlann-
BEYAN EDER da Hind p。ケM@ エ。ィョL@ yani, Delhi ・ィイゥョ@ vannca, Hü-
l':ayuri ー。、ゥィ@ haberdar oldu. Han, hanan, 、ゥセ・イ@ han-
ャォ@
olarak, ・ィイMゥ@ Multan'da Hz. ・ケィ@ Babaad- !ar ve sultaniann 400 fil ve binlerce adam ile Saadetili
Din Zekeriyya, ・ケィ@ Rükned-Din ve ・ケィ@ Sadrud-Din p。、ゥィ@ Hazretlerinin izzet ve hürmetine ォ。イャュ@
(Allah onlara rahmet etsin)i ziyaret ettik. ・ケィ@ Mu- için gönderdi. Bu acize de bir at, iki hil'at ve ィ。イャォ@
hammed Racu ile ァイュ・@ Mケ。ー@ 、オ。ウョ@ 。ャ、ォN@ Mir gönderip o gün orada Han-Hanan büyük bir ziyafet
Miran ve Mirza Hasan Sultan ile ァイュ・@ ケ。ー@ mü- ; カ。ーャ、@ ve dゥケ。イM@ Hind'de Divan Hエッーャ。ョI@ gece ol-
saadelerl 。ャョ、ォエ@ sonra Lahor'a 、ッイオ@ yola ォエN@ 、オ@ Için 。ォュゥ・ケョ@ エ。Gコュ@ ve tekrtm ile p。、ゥィGュ@ di.
Sadgire'ye' カ。イョ」@ orada da ・ケィ@ Hamid ile ァイュ・@ カ。ョM@ Rumayununa götürüldük.
カ。ー@ 、ュョ@ 。ャ、ォ@ ve oradan ・カ。ャGゥョ@ evvelinde (Hediyye, hediyye edenin kuvvetine göredir.) sözü
•
Lahor'a カ。イ、ォN@ _・イゥョ」L@ 。、ョ・@ bir mikdar hediye arz ettik. p。、ゥィ@
ile mülakat ケ。ーエュコ、L@ Hindistan fethi için
mセ・イL@ önceden Hindistan ー。、ゥィ@ olan ゥイ@
h。ョG@ ッセャオ@ Selim 。ィ@ vefat edip fskendPr Han pa-
。ィM@ cem rutbet hümayun baht
」Aゥ。ィ@ ofunca, Hümayun p。、ゥィ@ bunu ゥエー@ Kabil'den
Yedi iklim Hint ki çün 。エ・@
Hint'c ケイュL@ evvela Lahor'u 。ャー@ zaptederek içine
kイ、@ eヲァ。ョ@ Delhi ni 。ャ、@
セ、・ュ@ ォッカュオL@ kendisi ・ィイMゥ@ sィョ、@ (Sehrend) önün-
Boldu fermanberi bari ウ・カォ@
de ウォ・ョ、イ@ Han ile ォ。イエー@ onu basarak dört yÜz
Ol fetibe ettiler tarih
til ve darbzenleriyle dört yüz 。イ「ウョ@ 。ャュL@ ウGャエ・ョᆳ
Talii devlet hオュ。ケョ・@ (26)
den Han kaçarak Mankul isimli kaleye girip bir mik-
tar adam ile k・ュゥイ@ mゥイコ。ャョ、@ 。ィ@ Ebu'l mA。ャゥGᆳ diye tarih 、ゥ[イュ@ ve iki gazel arz ettim,
yi serdar ederek 。イ、ョ@ ウ。ャュN@ Kendisi Delhi'ye va- •
イー@ ィ。ョャイ、@ Özbek ウォ・ョ、イ@ h。ョG@ Agra'ya gön- e・イ@ ki halime rahm itmesey habib benim
、・イュゥL@ Nice · han ve sultaniann kimisini hゥウ。イM@ Fi· ャ。」@ kayda tapar derdime tabip benim
ruz 。ィGZ@ kimini de Sibnel, Beyane ve Kenv.iç'e gön- Visal-i yari bana ォャュ。コ@ idi hak ruzi
、・イュゥL@ ht'r tarafta beyler ve askerler ウ。カ@ üzere Ezelden, ey dil eger bolmasa nasib benim
iken biz de Lahor'a カ。イュ@ bulunduk. ・ィゥイ@ hakimi 。イ「MGャiゥョ@ için mest olundu ey saki
olan Mirza 。ィ@ yol \'enneyip; p。、ゥィG@ gitmeYince m・イ@ ki girmegey ilgimge hiç rakib menin
yol yok dedi. Sonunda ー。、ゥィ@ halimizi arzettik. Or-
du:vu .Htimayun'a gönderin diye emir geldi
Revamidur dimegeysin min içün hergiz 」p。、ゥィ@ Hazretlerine elçi gönderip senin イョ@
Niçun durur ァ。ュM@ hlcrimden ol garib menin arzedelim.» diye buyurduklarmda:
Yüzini Katibi görgeç hezar ゥカ・@ bilen Fahr·i Klinat Efendimiz: «Suç olan yerden sa-
Kul etti ァョゥu@ ol オィMゥ@ dilferib menin (27) ォョコN@ buyuruyorken ben bunu ihtiyar edemem. Zi-
ra kasdi olarak bu villyete セ・ャュゥ@ ve buradan Röm'a
ォゥョ」@ gazel: elçi ァョ、・ゥ@ olurum • diye turlü ケ。ャカイー@ yakarma
ile izin lütfeyleyip eFakat ゥュ、@ üç ay yatmur mevsi-
Vast ümidim yok benim ュオャ。ォゥョケM@ yarimin midir, yollar jオエイ N@ Gitmek mümkün 、・セャゥイ N@ O zama-
Arzu Julmam 「・ィゥエ@ aォM@ 、ゥャ。ョ@ na kadar durum Husuf ve küsuf'u Zeyç ve bütün tak-
Ey tabibirn ・ゥャョ@ 、。イオ@ ゥヲ。ウ、ョ@ bana •
virolere müracaat edip usturlap ケ。イ、ュャ@ yolunu gös-
・イィエMゥ@ la'lini bir derdin bilen bimanmm ter. Laire-i Muaddil risalesini oku. eセ・イ@ üç aydan evvel
Akl u fikr ü sabr u ィオュ@ ォャ、@ yatma 。ォM@ yar · olursa, buyurun gidin, izin size.• diye ahd u eman etti.
Vadi-i hicranda ォ。ャ、ュ@ ne ォャセョ@ ョ。ュ@ Zaruri olarak orada durduk. Gitmekten me'yus ッャ。イセ@
Meclis-i hassa rakib ruyi siyehni çalma 」r。ィエョ@ birincisi ye'stir• sözüne uyduk amma. ne ge-
Sakiya! ・ォャGゥ@ kabibinden 。ョ@ 「ゥコ。ョ@ cemiz gece ne ァョ、コュセ@ gündüz. Hiç rahat yüzü
Kitibi, Husrev boluptur nazm ara ゥイョ@ kelam görmedik. Sonunda, ケオォ。イ、@ ー。、ゥィ@ da 。、@ geçen ri·
Vasf-u la'H yar birle men ォイゥ@ saleyi, 「。ョ、@ sonuna kadar okuyup usturlab ile
goftarumin (28) Husuf ve küsuf ッャ。ケョ@ gösterdik.
Okre tamamen fethedildi. Onun fethine dair de he-
Bu gazellerden p。、ゥィ@ çok zevklendi. コゥョ@ talep men bir tarih 、イー Z@
ettitimizde riza göstermeyip bu hakire Yüzlük vazife
ャ・@ p・イォョ M @ haraca caykir verdi ve her ケッャ、。@ yüzbin Felek-rif'at Humayun 。ィ@ Gazi
akçe dirlik tayin etti. Acizane bu teklifi kabul etme" Salar pertev ャゥカ。ウョ@ mihr u maha
yip gitmek için izin talebinde bulunduAumda cBir ケャ@ y・エゥ@ Hint'ine ォャ、@ Delhi'ni fet h
bari bizimle burada ォ。ャョ@ diye ウイ。@ etti. Nüzul etti ィゥ」。イM@ din penaha
Bu ウイ。ョ@ da cevap verip cSaadetlö p。、ゥィ@ Haz- y。ーイ、@ nice ィ。ョ@ ögre ウ。イ@
retlerinin emr-i ・イゥヲャ ゥ ケャ・@ deryaya ォー@ 、ュ。ョM@ hak- Verip köp istimaletler sipaha
sar ile cenk ettim. Tufan ile 、ゥケ。イM@ Hint'e 、エuュ N@ Be- d・カ。ュ M @ devletinde fethi 。ョ@
nim 、|Aカャ・ N@ ォ。ーウョ@ varmam ャaコュ、イ@ ki böylece kUf- Müyesser boldu, minnet ol ilaha
fan haksar ョ@ ahvali devletl6 ー。、ゥィ@ hazretlerine ma- Etti ona bir eksikli tarih
lUm ola. Umulur ki böylece vilayet-i Gücerat kafirio Mübarek bolsun ögre ー。、ゥィ@ (29)
elinden kurtulur• 、・ゥセュZ@ dedim.
,
70
dirirler. Sonra bayram ョ。ュコ@ ォャー@ Çinde Rum Padi- cAllah'a yemin olsun ki bu daha güzel» diye be-
。ィ@ 。、ョ@ hutbe okunur. Böyle bir durum 「。ォ@ ki- セ・ョ、ゥA@ izhar etti. Bunu burada anlatmaktan maksa-
min ィ。ォョ、@ ッャュオエイ_ᄏ@ deyince, insafa geldi. Han- 、ュコL@ ュ。エャA@ zikretmek 、・セゥャL@ Humayun p。、ゥィョ@
Ianna ve sultanianna hitaben «Hakikaten yeryüzünde iki matla! 。イウョ、@ tereddüt edip bu daha güzeldir de-
ケゥョ@ belirtmek içindir.
ー。、ゥィャォ@ ョ。ュ@ Devletlü h、。カ・ョゥァイG@ ィ。ォ、イL@
「。ォャイョ@ de!ildir.» diye itiraf eyled( Bir gün de, Yine birgtin, Mirzalardan Mühürdar 。ィゥョ@ Bev
kョュ@ Hamndan sual edip c Ona da ウ。ャエョ@ saadetlü Pa- isimli ー。、ゥィョ@ makbul ve ウイ、。@ olan gence gittim.
、ェ。ィ@ verir» diye cevap カ・イ、ゥュZ@ «Onun hutbede ken- p。、ゥィエョ@ izin talep edip, sebepsiz izin isteme ol-
di ismi okunur diye ゥエャ、N@ dedi. Buna da: 」p。、ゥᆳ ュ。ウョ@ diye de iki gazel ケ。コー@ beraberinde gönderdim
ィュ[@ ー。、ゥィュコ@ 、ゥセ・イ@ ー。、ゥィャイョ@ umumi bir imti- Gazellerden birincisi:
yaz olarak hutbe ve sikke sahibi ー。、ゥィォ@ ihsan eder•
deyince, sözlerimi kabul edip, ー。、ゥィ@ hazretlerine Her seher ey yüzü gül ァャ・ョ@ köyünge yanp
dualar ettiler. yャ。イ@ ahvaline dil, ・「ョュ@ ・ォゥュョ@ tarih
Birgün, ー。、ゥィ@ ャ・@ Delhi ・ケィャイゥョ@ ziyaret kas- Görgeç ey gonce dehen gül yüzüngi ァuャ・ョ、@
diyle ata bindik. ・ケィ@ Kutb-u'd Din Pir Delhi ・ケィ@ Ni- Gül bilen gonce ィ。」ャ@ buldu hayadan ォコ。イー@
zam Veli, ・ケィ@ Ferid ォイ・ョ」L@ Mir Husrev Dehlevi Ey tabibirn dil-i mecruh ゥヲ。@ tapsa ne ylr
ve Mir Hüseyn Dehlevi'yi ziyaret ettik. Mir Rusrev'in Sen ・ォイ@ lebini kara 「。イァ@ bir ャ。ィ@ sanb
ウ。ョ、オォ@ 「。ョ、@ merhumun ゥイャ・ョ、@ okuyup din- yイ・ゥュ@ hicr elemi 「イャ。@ mçün pUrhundur.
ledik. Gör gez ey dil, 。ョ@ ol hunige 「。ョァ@ ケ。イ「@
Katibi sen reh-i 。ォ@ içre seramed boldun
d・イケ。M@ ・「イ。Gョ@ ュ。エャAM@ ve buna nazire olan
t。ャ@ Ferhad ile Mecnunu, alar ォ。ャ、@ harib (38'
ュ。エャイ@ 。ョャ、N@ Orada bu barikin kalbine bir ュ。エャセ@
ォゥョ」@ gazel de:
、ッセオカ・イゥN@
kゥーイセ@ okuna ォ。@ ケ。イョ@ keman yasar
p。、ゥィZ@
«Gerçi ォウエ。ィャ@ olacak ama, Mir Hus- Dil'i sirnin üzre penbe-i 、。ョ@ ョゥ。@ yasar
rev'in ruhaniyyetinin kuvveti sayesinde, içimde bir m。イオ@ bolma hüsnünge ey ォ。ャョ@ keman
ュ。エャ@ 、ッオ@ deyince, ー。、ゥィZ@ «Oku!• diye israr etti. Rüstem lering ォ・ュ。ョ@ ah\r zernan yasar
Bitab bolsa dil エ。「ᄋ@ hicringden ey per\
Bir parça ekme!e kanaat eden ォゥ ゥ@ en büyük aィュ@ terahhum eylab ona sayeban yasar
ォゥ、イL@ Kasr visal-i yare gönül ォャョ。@ uruc
Onun ゥL@ bütün alem ー。、ゥィャイョォ・@ aォL@ kemend-i 。ィM@ ona nerdiiban yasar
daha iyidir. Dil イゥエ・ョァ@ ォ。イエ@ ・ォゥュョ@ KAtibt
diye söyleyince, ー。、ゥィ@ bir hal olup: oィ。イ@ ki yare 「。イュ@ içün 。イュョ@ yasar (39)
79
1
@
82
..... @ -
85
ti. b。コャイL@ kセ「ゥャ@ エ。イヲョ@ ォ。エ@ dediler. Orada karde- Humayun p。、ゥ「Gョ@ oluilan Muhammed Hakim
ゥ@ Kehmerd beyi カ。イ、N@ Bunun için beyler korkup du- Mirza ve Ferabfal mゥイコ。Gケ@ görüp mオョGュ@ Han ile
イ。ュ、ャN@ Siz birkaç gün durun, ィ。イャォ@ 。ャー@ öyle ge- mülakat ケ。ーエォN@ Hümayun p。、ゥィ@ merbumun fer-
lin? Fakat yollarda korku ve tehlike カ。イ、@ deyince, ュ。ョャイ@ görüp hürmet gösterdiler.
。イォ、ャ@ ュ。セ・イ@ ettik. eKim kanaat ederse do- Kabil güzel bir ・ィゥイ、N@ eエイ。ヲ@ ォ。イャ@ 、。セャイL@
yar, kim de エ。ュィォイャ@ ederse 。ケセ@ 、・イ@ sözünü dört bir ケ。ョ@ da akar sulu 「。ャイ@ ・カイAョュゥエ@
ィ。エイゥケォ@ ィ。イャォエョ@ feragat edelim. Yol 。イォ、ᆳ Her エ。イヲ@ zevk, safa, sohbet meclisleriyle doludur.
ャ。イュコ、ョ@ 。ケイャュォ@ uygun 、・ゥャイL@ deyince, hepsi Halk, ucdan uca, latif ve mUzeyyen güzellikler ゥョ、セ@
イ。コ@ oldu ve beraberce yola koyulduk. hッ。「@ suyunu zevk ve safa ederler. Saz ve sözleriyle ィ。ャォ@ daima ・ョ@
gemilerle geçip Neylab'a カ。イ、ォL@ ッイ。ケ@ da gemilerle içkili, halinden memnun ve lOplu baldedir.
geçip Zabulistan エッーイ。ォャョ@ ayak 「。ウエォN@
Olur mu biçbir zaman insan hurlye mail,
BUHTER zemnL@ yan@ zabulstnGd@ Var iken ャオゥケ。ョM@ ・ィイゥ@ KAbil (44)
vak@ OLAN sergᅵzt@ BEYAN EDER Fakat 「ゥョ。ャイ@ biç birisi gözümüze gelip vatan
urzusu gönlümüzden bir an olsun gitmedi. Gitmek is-
Mübarek Cemaziyel Evvel'in birinci gunu, Nil te)'lince, mオョGュ@ Han eYallarda kar var, hゥョ、ォオ@
Abad'dan Kabil'E: 、ッセイオ@ yöneldik. Fakat, Adem Han 、。セャョ@ bu vaziyette geçilmez. Birkaç gün burada ka·
demekle bilinen, aヲァ。ョャG、@ çekinerek, 。ォュ、ョ@ ャョᄏ@ dedi.
sür'atle ilerleyerek sabahleyin 、。ゥョ@ ・エゥョ@ カ。イ、ォN@ Bu faki:- de «Erlerin azm.i, 、。セャイ@ yerinden oy-
Afganhlar hahcrdar olmadan, 。ヲォャ@ beraber, 、。@ ョ。エイ@ derler, gayret gerekir» deyince çöpcülük ve ォャ。N@
@ tE·klerindcn hareket ederek 、。ャイ@ エョ。、ォN@ d。ᆳ vuzluk yapan tayfa üzerine hakim ohm Mir Nezri'yJ
larda binlerce Afganh ile ォ。イャエN@ Tüfek 。エー@ kav- gönderip bu tayfalardan, 。エャイ@ ve ・ケ。カ@ 、。セョ@ 。イᄋ@
ga ederek aャ。ィGョ@ ケ。イ、ュャ@ kurtulup p・。カイG@ gel- mak için üç yüz adam vazifeiendirdi. Mübarek Cema·
dik. Hayher geçidini 。イォL@ cオ。ケゥG・@ geldik. aエセᆳ ziyel Ahir'in 「。ャイョ、@ yola ォー@ k。イ「セG@ oradan
ュコ@ bu 、。セャイ@ iki gergerlan gördük ki, herbirisi bi- da Çarikiran'a, sonra da Pervan, yani ・ィイMゥ@ Mervan'-
rer küçük fil kadar olup, ゥォ・イ@ ォ。イ@ オコョャ、。@ a カ。イ、ォN@
「ッケョオコャ。イ@ カ。イ、N@ Fakat, vilayet-i h。「・Gエ@ ッャ。ョイᆳ Mir Nezri vazifelendirilen bu üç yüz ォゥケ@ bir
ki, daha uzun olur diye ュ・ィオイ、N@ araya エッーャ。、N@
Lcmegan'a カ。イー@ Hezara i'Yinden bin bela ile Buh- Hakikaten 。エャイ@ ve ・ケ。ャイ@ arkalanyla bir bir
ter Zemin, yani vilayet-i Zabulistan'a gelip pay-i エ。ィ@ ォ。イ、ャL@ カセャ「。ウL@ bin belA ile 、。セ@ 。エォN@ O gün 、。セ@
olan Kabil ・ィイゥョ@ オャ。エォN@ dibinde bir kentte karar ォャ、N@
87
S8
MAVERAtl'N nehrGd@ VAK.t OLAN Han ve Buhara'da Burhan Seyyid Han kendi adlanna
hutbe ッォオエュャ。イ、N@ Burak Han bu sebepten onlara
AHVALt BEYAN EDER bir ・ケ@ ケ。ーュL@ sadece ッョャ。イ@ ュ・ァオャ@ ・エュゥN@
köprüden geçerek r「。エGョ@ ケ。ョ@ カ。イ、N@ Ben de ar- y。ィゥ@ bir ケ・、セゥュL@ bütün ケゥ・」セN@ bir seyisha-
ォ。、ャイョ@ 「オャョ、セ@ tarafa yöneldim. Halk 。イウョᆳ ョ・ゥ@ ve on kadar 。エュコ@ ケ。ュャ、イ N@ Bin belA ile
da bulunan 。ャエ@ ケッャ、。ュ@ Mirza ile köprüden geçti. köprüyü geçip bir tarafta durduk. Nihayet han, bu
Bu aciz dört ケッャ、。@ ile カ。イー@ ィ。ャォ@ bir çardak avlusu- fakire lütfedip: ᆱr「。エ@ içinde olan Rumilere tenbih
na koyduk. Seyyid Burhan hemen göz ォ。イエー@ önün- tt, r「。エG@ \'ersinler. Onlar ァョ。ィウコ、イ N@ Onlara sözü-
de bin kadar kコャ@ ayak, yani bオィ。イGョ@ yetimleri, müz yok» deyince Ribat'a gittik. Her birini 。セイォ@
ォイ@ kadar Rumi okçu olup yaman askeri カ。イ、 N@ Bir 」ウ。カエョ@ vazgeçin. Benim burada bulunmamdan 、ッセ@
anda m ゥ イコ。Gケ@ 「。ウー@ tüfekle ケ。イャ、N@ ャ。ケL@ Han sizi affetti,• deyince, onlar da rゥ「。エG@ verdi-
Mirza, エオセョ L@ nakkaresini ve ィ・イケゥョ@ 「イ。ォー@ Kaybolan atlardan 「ゥイォ。@ bulundu Ama birçok tü-
i\ç ケッャ、。ュコ@ ォ。エ N@ Birini süngü ile vurdular. Biri fet kayboldu. Evvelce yolda tutulan iki カッャ、。ュコ@
de 、ゥセ・イ@ bir yerde ・ィゥ、@ oldu. Üç nefer bir ュゥォエ。@ da serbest 「イ。ォャ、 N@ Bundan sonra エMィイゥョ@ ケッャオョ@
rオィャ。イ@ için yemek 、。エォN@ Bu fani 、ョケZ。@ Hak budur ol ァ。コケ@ ekber iter
sonsuzluk bahçesine gittiklerine: Çapgay 。ョ@ ォャ@ bilen 6egini
uイ。ケー@ tahtagan エ。ョイ@ sözümün
・ケィ@ AbdülJatif Pir-i Harzem (Katibi) ケ。ャァョ@ ァ・イ」ゥョ@ (51)
d。イM@ dünyadan eyledi rihlet
Ruh-1 Kuddus etti tarihin v・ャィ。ウ@ ケッャ、。イョ@
gönlünü 。ャーL@ ᆱ aォャ@ 「。ョ、@
Eyle ya Rabbi ュ。ォョ@ Cennet (50) olan kimseden zarar görmemek için ャ。コュ@ gelen vazi-
yeti 。ャュ、イN@
diye tarih 、イュN@
m。ョァエ@ 5ebebivle a。エケ@
mゥイコ。ャ@Han ッャュ。イ@ Böyle ュ@ bu yerde çünkü töre
ッァオャ。イ@ h。」@ Muhammed Sultan, Timur Sultan v<.· Giyem kürküni göynüne göre (52)
Muhammed Sultan'dan mektuplar 。ャー@ Harzem'e gel- C.ive nasihat ettim.
、ォ@ •
Hoca Ahmed Yesevi ・カャ。、ョ@ Burak h。ョG@ el- Hepsi o ォャ。@ girdiler. Mübarek Zilkade'nin ilk
;isi s。イ、M@ Alem ・ケィ@ de geldi, orada ィ。コイ@ oldu. ・ケィ@ gününde yola ォエN@
Hüseyin Harzemi'nin zaifeleri, ケ。ョセN@ ュ。ャ、オイョ・Mゥ@ a'- Bir aydnn fazla bir zaman kー。ォ@ çölünde avare
コ。ュGョ@ kerimelen ・ケィ@ Hüseyin h。イコ・NゥGョ@ ッセAオ@ ve yürürlük, güz ヲ。A^ャ@ ッャ、オセョ。L@ çölde ォオ@ uçmaz, ker-
birçok miislüman yol 。イォ、@ oldular. Elbiselerimizi van geçmez ッャュオエN@ Çünkü burada bitki cinsinden
イNャ、ォ@ dゥセ・イ@ halk koyun derisinden kih·kler edindiler. hir habbe, su 。ウャョ、@ bir katre bir ・ケ@ bulmak
F: 7
«Herkesin bu tarzda ァゥケョュ・ウ@ ャ。コュ、イ N@ Çünkü, Man-
ァエ@ エ。ケヲウ@ Özbeklerden ヲ・ョ。、イN@ Ba5ka türlü ァゥケョュ@
91 99
:nümkUn delildi. Uçsuz 「オ」。ォウZ@ bitkiden yoksun bir
çöl olup, Bari elemini (Katibi) def'eylemen bolur
aケ。イ@ irür (erer) hernin elemi gayri mündefi' (55}
Yッ、@ anda カオィ@ tay ra gtda
Su 「オャ。ュコ、@ ォオイ「。@ buçga (53) Elden ne gelir? Çarnaçar yine Harzem'e geldik..
! Burak h。ョG@ elçisi, yine Semerkand'a gitti. Dijer halk
Nihayet bin bell ve ウォュエ@ ile ァャ・イ、ョ@ bir gün orada ォ。ャ、N@ Harzem h。ョ@ dost Muhammed Han bu
Sam ismiyle ュ・ィオイ@ mabaUi ・ゥー@ s。イケ」ォ@ ォ。ウ「ᆳ acize:
na カ。イ、ォN@ Burada birçok ィ。」@ ve evvek:e izinli olarak
gelen Rumilerden elbisesiz iç ォゥケャ・@ ォ。イQエャ」Z@ Bi- «Ne taraftan gitmek istiyorsunuz?• diye sordu-
オョ、。Z@
ze:
- •Nereye gidiyorsunuz? h・エ、イ@ h。ョG@ Rus al. •Arzumuz, Horasan ・ィ、ゥGョL@m iイ。ォセa」・ョ A@ yo-
、N@ Ahmed ᅦ。カオL@ Rus ile çetin ウ。カ@ ケ。セエN@ aエ。ュコN@ Ju b。、G@ カ。イュォエ@ deyince; «burada ォ。ャョN@ Mun.
mッョァエ@ Minalanndan Arslan Mirza'nm エ・「。ウ@ olup ァエ@ babarda ケ。ゥ@ gider, yollar 「ッ@ ォ。ャイN@ ャョセ。ィ@
yol kesen oldu, dönün!• deyince, Ruslar da hertaraf edilir. Batdad buradan hayli uzak-
エイB@ deyince:
Tecridleri:r. neylicekdir bize efllk
Dokuz cebel(i ウッケュNa@ bir ケャセ・ゥ@ (S4) Senden olursa yare eter 「オセ、@ ュオイゥォョ@
Sa'yet gönül ki aォ。@ Baldad イ。ォ@ delil (56)
dedim. Yol 。イォ、ャョ@ l"ICtl ッャュ。、N@
Birkaç ョ@ Har-
7em'dc k:\ltn'-tn (acelecilik ・ケエ。ョ、N@ yav-.hk Rah- dedim. Nihayet Han izin ve bir ケ。ィゥ@ yahu, yani bir
ュ。ョ、イIN@ セイ・エゥュ@ sonu nereye varacak, deyip Bu- güzel at verdi. Arabalan yol 。イォ、ゥョ@ 「。エjャ、N@
rak h。ョG@ eleisi s。、イM@ Alem ・ケエ@ ve d!fer müslü- Kalzem nehrinden ゥイカ。ョ@ yolu ile IPtmek istedik.
manlar dönünce, mecburen b!z de döndük Fakat halk ona イ。コ@ ッャュ。、N@ ゥイカ。ョG@ Kufe tarahndan
Rum askeri gelip Abdullah Han ile çetin ウ。カャイ@ yap-
trmen ゥセャM@カ yara, gönül boldu mümtenib ュL@ hala o taraflardan Rum ィ。ャォョ@ bu taraflarda
Öldüm gamivl! 「ッャュ。、@ halimga muttali' yol yoktur. h。ウャ@ Çerkez エ。イヲョ、オ@ ォ。ョ@ 、・ュゥイォ。ー@
v。GコM@ hadis ャ。Qョァ@ tefstr eyledi yolu iyice 。イエョャ、N@ ゥュ、ォ@ halde Çerkezler isyan
R)'hmet ana ki barc-e ulus boldu müntefi' etmek üzeredir dediklerir.de Horasan ve Irak volunu
sorduk.
K<'otür cihanda ッョ」・@ Jeb'ü ll1e hadduli
Sen serv-kad ヲ「ゥ@ hani lrir ォ。、イN@ murtefi' 。ィGョ@ オ@
anda p。、ゥィM@ alem penah'a itaatlan
Bülhül-tik ila nale vu ahi seberge çe カ。イ、@ diye haber 。ャ、ォN@ Fakat yollarda olan kコャ「。@
b。・、@ ki rahmet idip ota ol )!onca mUstemi' beyleri sizi ウ。@ ve salim 。ィ@ 。イ、ュコjL@カ dedik le-
101
100
HORASAN カエャayetndkj@ sergエャzt@
rinde 」aャ。ィGョ@ ャ、イュ・ゥセ@ kimse öldünnez. Ölüm-
den korkan kimse de yola girmez: BEYAN EDER
Yime hicran ァ。ュョ@ ey dil ecelden 、・ョ@ aャ。ィGョ@ ケ。イ、ュ@ ile aュオ、・イケ。G@ geçip ォ。イ@ ォケウᆳ
ャュ@ yok na konduk. dゥ・イ@ 。イォ、ャョ@ bekledik.
Yetecek Gオウ。ョ@ ィ。エョ@ ケ。コャュ@ ta ケオャュ@ Mahtume-i 。Gコュョ@ kerimeleri, yani ・ケィ@ Hüseyin
yok (57) Harzemi'nin ォコャ。ョ@ |、ュ gönderip: •Rüyamda Atam
Mahtume-i 。Gコュ@ gördüm. Büyük 「イ@ toplulukla ・ィイMゥ@
deyip, ゥウエ。イ・@ ケ。ーエュN@ O yoldan 「。ォ@ 、ゥ・イ@ yollar- Vezir'den Harzem'e セ・ャ、ゥN@ Halk kendileri'ni ォ。イャケー@
dan gitmeye imkan yoktu. h。ウャM@ · kelam, Hazret-i ァ・ャゥ@ sebebini sorduklannda. «Mir 5-eydi Ali ・ィイMゥ@ Ve-
h。ォGョ@ sonsuz ケ。イ、ュᄋョ@ tevekkül ve ォ。ィエョ@ guru- zire gelip üzerimize kオイG。ョM@ Kerim tilavet ettirdi. Biz-
ョ@ (S.A.S.)'nun bereketi bol mucizt>lerine tevessül ev- den ケ」エイ、ュ@ talep etti. Bunun için ona ケ。イ、ュL@ onu
ledik. ウィ。エ・@ Horasan'a geçirmeye ァ・ャ、ゥォエ@ diye buyurdular.
deyip, bu fakiri müjdelediler. O ・カォ@ ile ertesi sabah
Dahi yol 「オャュ。、@ olup naçar erkenden yola ォエN@
uセイ。、ュ@ bizzaruri ahir kar
Devreven'e geldik. Muhammed sオャエュ@ ァ・ゥ@ için izin
Çünkü , «zaruretler, mahzurlu ・ケャイゥ@ mübah ォᆳ verdi. Oradan b。セGケ@ カ。イ、ォN@ Polat Sultan da geç-
lar• kaidesi ォ・ョ、ゥャ@ meydana ォュエイN@ Öyle memize mani ッャュ。、N@ Nisa'ya セ・ャ、ゥォN@ Daha önce, Merv'-
de Han olan Tin Muhammed'in ォ。イ、セゥ@ Ali Sultan'la
ise hemen develer ォゥイ。ャケー@ ona göre ィ。イセォ・エ@ etmek
müllkat ケ。ーL@ h。ョG@ ve エ@ Sultarun ュ・ォエオーャ。ョ@
ャ「ュ、イN@
verdile. O da serbestçe gitmenize izin verdiler. h。ウャL@
Harzem p。、ゥィ@ Dost Muhammed Han'dan, git- hepsi de Saadeth1 p。、ゥィGョ@ emirlerine itaat edip ram
met için izin istedik. '>lan kimselerdi.
eBu vaziyette 、ュ。ョ@ içine gitmek münasip de- Oradan da yola koyulduk. Baverd ・ィイゥ@ yolu ile
セャ、ゥイ@ deyince, mevcut olan tüfeklerin ケ。ョウ@ Han'a fus ・セョ@ geldik. Orada da ュ。@ Muhammed Hani-
ケ。イウョ@ da Sultan'a verip izin 。ャ、ォN@ Tin Muhammed'- n Hazretleri ve Pirdevsi-i Tusi'yi ziyaret ettik. H. 964
senesi Muharrem 。ケョ@ ilk ff\inü Horasan ・ィイゥョ@
in ォ。イ、・ゥ@ Ali Sultan'a vermek üzere bir mektup al-
geldik
、ォN@ Yol için 。コォ@ ve su için nihenkler ィ。コイャ、ォN@ Ya-
radan'a ウョー@ Zilhicce 。ケョ@ 「。ョ、@ Horasan diya. Horasan 。ィ@ yani lmam Ali Musa rコ。@ hazretle-
rini ziyaret ettik. Denizde tufana エオャ、セュコ@ vakit,
イョ。@ 、ッョ@ yola ォエN@
102
lOS
ュ。@ Hazretlerinin türbelerine bir toman 。、ュエォ@ (Katibl) sörw ョコ。ュ@ ゥョエコ。ュ@ ョ。コュ@
n・コイエュゥ@ oldulumuz bir エッュ。ョ@ mゥイM@ Mütevelliye ve Derdi ャケォ、オイ@ ャオイウGA@ォ セョ。@ Süleyman birla
difer büyüklerio kabirierine de sadakalar 、。ャエュN@ bahs (51)
Behram mゥイコ。Gョ@ otlu 「イ。ィゥュ@ Mirza da orada
Sultan idi. 。ィGョ@ otlu Süleyman Mirza da orada idi. Gazel bitince -Nasreddin Hoca'ya me-scitte pul
Onlarla ve vekili, yani veziri Gökçe Halifeyle 「オャー@ oku 、・ュゥャイL@ yeri delil 、・ュゥM bunun gibi, biz, bu-
Mirza1ardan 。ィG@ gitmek için adam iste-dik. Kabul <aya, sizinle bu hususu ォッョオュ。@ için ,elmedik. Bu-
t>ttiler ve bize bir ziyafet tertip ettiler. kッョオュ。@ es- rada sadece tesadüfi olarak bulunuyoruz. Yoksa bir
ョ。ウ、@ bu acize Hz. Ali ile Ebubekr, ömer ve Osman suale cevap vermeye muktedir detfliz. Çünkü Pev-
Hazretleri (Allah onlardan イ。コ@ olsun) nin halifelikleri pmber Efendimiz «Hakikat Q|c、エイ@ 「オケイュャ。、N@
カセ@ büyüklükleri ィ。ォョ、@ S<!ninle ォッョオ。ャュ@ deyip, Fakat sizin kasdiniz, bi7.im Hz. Ali evlitlanna olan
「。コ@ sualler sordular. Bu aciz de: ョオィ。「・エゥュコ@ imtihan ise:
«Ahmak'a cevap ウォヲエオイ^@ sözüne uyarak ォオエ@ aウゥエ。ョM@ Murtauya IDdsntwm bar menin
ettim. Suali エ・ォイ。ャケョ」Z@ Daim.ud·debr ol ・ゥォ、ョ@ fetih 「。ュ@
bar
men in
Ayb irur saki mey itmek lal-i canan birla bahs Kanberimin, ゥイᄋ@ ケ・コ、。ョG@ sürmiyen elin
Hiç 。」エ@ su eylegeymi 。「M@ hayvan birla bahs
Derd-u 。ォョァ@ buna hikmet diizdü isen セャ・イ。@ ne sual u ne cevabtm bar menin (59)
エ。ーュ・ケ@
deyince, sual sormaktan vazgeçtiler ve ellerinden kur-
Eyleganlar ilm-i hikmet içre tokman birla
bahs tulduk. Sonra Gazi Bey isiml! bir adam celdi ve eBu
Bil kaza birla kaderden akl ile ォャウ。@ cedel kadar 。、ュ@ 。ィG@ göndermek uygun defildir. Bun.
Men salinunnin ォャオイ@ anka Sülevman birla lar, kendilerine ォ。エュコ@ adamlan yolda öldürebilir
bahs ve ォ。ー@ gidebilirler. Burak Han'a telen Rumi1erin
Lütf-u kahnflldan ne bolsa イ。コュョ@ bal u ve bal bunlar ッャュ。ウ@ ュオィセャ、ゥイN@ Veyahut, bunlarda gizli
Haddi イュ。ウ@ bendening kim !ola sultan birla
mektuplar olabilir. Onlan 。イエョー@ JÖI'meden, bunlan
bahs
Ders-i 。ォ@ itme zahid birla ・ケ、ャ@ gaft u gu 「イ。ォュZ@ dofru detildir.• diye söyleyince, Mirza da:
Cehl irur dini olanlar ォャウ。@ nAdln birla bab• (Kim bil"fCY ifitirse ona ォ。ア@ tediHr alar.) sözüne da-
Can u dil birla n'ola laling lçün ォャウ。ュ@ niza' yanarak ertesi sabah erkenden ikiyii% コイィャ@ ュオィ。ヲコ@
Ayb imas siki 。イ「@ ャゥウエョ、。@ yarin birla bahs r önderip k・イカ。ョウケG@ ォオ。エイ、N@
104 105
」dッセイオ@ エオャュ。ケョ」@ ・イゥ@ bulunmaz• kabilinden, Karlrini her giz bilir mi ademin
hepimizi tutup, herkese bir ュオィ。ヲコ@ tayin ettiler. Be- Kerm u serdin çekmiyenler alemin (60)
ni de iki hizmetçimlo:: Gökçe halifenin vekilinin ッ、。ウN@
na koydular ve 。エャイュコ@ da birer ォゥケ・@ teslim ettiler. oiye dertli gönlüme teselli verirdim. Üzüntü bazan gi-
dゥセ・イ@ ・ケ。ャイュコ@ da emanet 「イ。ォエN@ Hali ィ。コイ、@ der, bazan de beni m4hvedecek duruma セ・ャゥイ、N@
burada ォ@ mevsimiydi. eケ。ャイ、ョ@ 。ケイャョ」@ titremeye
「。ャ、ォN@ Ertesi gün Mirza, ケ。ョュコ、@ bulunan emirna- Meydir ey saki ゥャ。」@ ォゥ@ bolgay "amnak
meleri ve ー。、ゥィャイョ@ 。ャョ@ ュ・ォエオーャ。イ@ 。ャ、イN@ Bir Zehr-i gam der'ine hiç mist!ke bolmaz tiryak?
keseye koyarak mühürlediler. aイォ。、ャ@ bu durumu
Kenç-i hüsnünde iki ャヲ@ holuptur iki mar
görünce, ィ。ケエャイョ、@ ümidi kestiler.
Ben de: ッbオ@ duruma kendimiz kendi istegimizle Kati çün gamzesi tatibieri エセM@ 、ィ。ォ@
、エォN@ Kendi 、・ョ@ 。ャュコ@ derler. dッオュ、。ョ@ kurtu- Ol ォッケ。@ エ。ャG@ görkan ,ni ォャオイ@ ィオイョ@ yAd
ャ。ュ、ォ@ ki ölümden ォオイエャ。ュN@ Bundan böyle bunun S9fi bir zerre kine seni de ケッセ@ ゥョ@ idrak
çaresi sabretmektir. Çünkü büyükler cSabr ile koruk Ol sanem, gayra vefaloir ォエ。@ ャ。ケォ@ ュ@ menin
helva olur,• 、・ュゥセャイ@ ki, <;abr ォオイエャセョ@ 。ョィエイN@
tセM@ ュェァ。ョ@ bilen sanma mundak ォエ。@ çak
、イ@ ve bütün ウォョエャ。イ@ ona yül<selir.
Yar rahm etti görüp 「。aゥ、エュ@ 。イ@ bilen
Sabriyle yetdi devlet-i cavid (Katibi) boldu ゥョァ・@ 。 aAyar helak (60
Sabriyle bitdi meyve-i ümid
b。セ、・ィ@ sabriyle biter ィオ・@ Bu gazeli ィ。エョ、@ geçirirken uyudum. Uyku ile
hオ・@ hem sabrile olur エオ・@ オケ。ョォャ@ 。イウョ、@ gönlüme bir ュウイ。@ 、エN@ Uyku-
Harndi dan オケ。ョ」L@ •Bu bana ilahi bir ゥャィ。ュ、イZッ@ deyip,.ha-
Hemen c・ョ。「@ Hakk'a te,·ekkül edip sonunu göz- エョュ、。ォゥ@ hemen ケ。コ、ュN@ Bununla bir murabba dü-
roeye koyulduk. züp ュ。@ Ali Musa rコ。Gケ@ ithafen gönderdim.
Yare yol iki kademdir, birisini cane bas
Çünkü bu meydane girdik, 。ケョ@ merdane bas Aleme ァ・ャュゥ@ 、・セゥャ@ senin gibi bir delir
(Necati) Haddi yoktur kim seninle pençe vura ョ・イNゥ@
kャ@ terahhum vadi-i mihnette ォ。ャ、ュ@ hen fir
Sonunda bütün 。イォ、ャョ@ 「。ャ、イN@ Gerçi beni Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gir
「。ャュ、イ@ ama, 「。ュ@ 「・@ muhaflz diktiler. Mir-
コ。Gョ@ bu hareketine çok ォイャ、ュN@ •••
•
106 107
Çehre-i zerdim ・ゥエョ、@ vanp hile eyledim uュ。イ@ bana inayet ォエ。@ oniki imam
zャヲゥォイM@ mührün ile sinemi çlk eyledim Melceimdir ahir u 「。エョ、@ anlar ey humarn
Lafeta illl Ali ウイョ@ idrak eyledim Cümlesinin ・ゥセョ@ yüz sürüp oldum gulam
Ya Ali senden medeel 、エュ@ bana ol dest-gtr Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gir
• •
••
••
Alem-i rü'yada 。、@ edip 「・。イエ@ evledin Milinet-i gurbet benim 「。セョュ@ ーイMィヲョ@eyledi
r。ィM@ emni gösterip bana 。イ・エ@ゥ セI・、ゥョ@ Derd-i firkat gözlerim ケaョゥ@ ceyhun eyledi
Gönlümü viran iten ケ。ーエョ@ imare-t evledin n。イM@ hasret halimi gayet 、ゥセ・イMァHオ@ eyledi
Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol -dest-gtr Ya Ali senden meded, 、エュ@ bana ol dest-gir
• •
••
••
(K!tibi) ola muhibb-i ィ。ョ、M@ Mustafa
Fal idub ismin senin girdim yola ey nik-nlm
Hint u Sind'i, Maveraun Nehr-i ァ・エ@ ittim Nur-u ・カォゥョャ@ derCini daim ola pür safa
Sana mensub iken ol ャaケォ@ ュ、イ@ çekmek cefa
tema m
Cin u dilden tengri 。ィゥ、イ@ ウ。ョ、イ@ ilticam Ya Ali senden meded, 、エュ@ bana ol dest-gir
Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gtr
•••
••• Bu murabba. ileri gelen ォゥャ・イ@ 。イウョ、@ ュ・ィオイ@
uldu. Bir gün ュ。@ Ali'nin türbe hizmetçilerinden bi-
Hint'den azmeyledim 。ィM@ Horasan 。、ョ@ ri bana gelerek (Hakikat veya gayri hakikat) •Rüyam-
eゥエョ・@ yüz sürüp kul ッャュ。@ ・」、。ョ@ da bir sabah Hazrt"ti Ali e!-Murtaza bana gelerek:
Bir nazar ォャ@ ben garibin nale u feryadma eMir Seydi Ali'yi ziyaret eyle! • deyip beni sana gön-
Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gir derdi• dedi ve ・ゥエャ@ ケ。ャカイゥ、@ bulundu,
••• Bu olay ・ィゥイ、@ ケ。ャ、N@ h。ャォョ@ bi7e ォ。イ@ meyli-
Eyledi kin seni alemde コ。エョ@ ol Celil nin 。イエュウョ@ sebep oldu.
ャイエゥヲ。G@ kadtin içtin (Hel et§) イオ・ョ@ delil ュ。@ Ali'nin türbe mütevellisi ve 、ゥ・イ@ seyyid-
Himmet eyle halime, rahm ide 。ィM@ Erdebil ler mゥイコ。Gョ@ ョ。コ@ 「。@ vurarak:
Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gtr
«Bir ォゥ@ ャュ。ョ@ ziyarete gelip adak verse 。ィG@
••• gitmek isteyip, hali ィ。コイ、@ 。ィョ@ ー。、ゥィ@ Rum'a bü-
セ@
108
Ne bolur halim menin ol gamzesi rnekkar ile
yük ウ。ケァ@ olsa, aオイ。@ günü gibi mübarek günlerde b。M@ dehring zevkini ォャュ。@ dô!er sen
böyle kimselere eziyet edilmesi 、ッセイオ@ olamaz. Bunlar- (Kltibi)
da bir hile ve tuzak ッャウ。ケ、L@ meydana ォ。イ、N@ Çünkü, Ömrünü otkar yörü bir serv N @ ィッ@ reftar ile (62)
Allah teala ォ・エ。ュM@ kadim ve fイォ。ョM@ azim'inde
(Mücrimler yüzlerinden 。ョャイI@ 「オケョ。ォエ、イN@ Bun- ォゥョ」@ gazel:
larda kat'iyen öyle bir ihtimal yoktur ki böyle bir hal
meydana gelsin• derler. Alim ve Seyyidlerin bu vol- .Ol ケ。イM@ ォゥL@ bana mihrihan botmaz ゥュ@
daki sözleri Mirza'ya çok tesir eder. Aciz de: · aォ@ olan ora 。、オュョ@ bolmaz ゥュ@
Dil-i bülbüle ァャ・ョL@ ォオケM@ den yek
Kendini tarif ・、イュゥ@ misk-u ter gャコ。イM@ cihanda 。ゥケョ@ bolmaz ゥュ@
Öksüz ッャ。ョ ᄋ@ ァ「・セゥョ@ kendi keser aォュ@ duyurdu eylega ・「イョMゥ@ ulvi
(Necati) Hiç オGャ・ウゥ@ 。エ・ゥョ@ nihan bolmaz ゥュ@
mェァ。ョャイ@ sinernden 。エー@ yetti dile
、・ゥセ@ gibi, ゥイ、・ョ@ 「。コ@ laflar ettim. Mirza'ya haber Amma ni ォャ。ケ@ コ。ィョ@ iyan bolmaz ゥュ@
f!Önderip «Bu haberin 、ッイオャョ。@ ve yalana da ihtima- Ey (Katibi) daim ゥエイ@ biz eyledin
; カ。イ、N@ Bize ィ。ォウコャ@ etme.• Öldürse ォゥ@ rakibi, kan bolmas ゥュ@ (63)
•••
Dime kim idesin kala yanuna
Sana kalursa kalmaz ッャ。ョオ@
,
Üçüncü gazel:
aeyip hale ュョ。ウー@ üç gazel ケ。コ、ュ@ ve gönderdim. Bana cevr edüp cefa ォャ。ョ@ ウ。ョイャ@ ケ。イ、@
Bunlardan çok ィッャ。ョュN@ Beni エ。ョイ@ ュウョ@ ey gönül, bais-bar 。セケイ、@
Gözlerim ケ。ョ@ rahm eyleyip ケ。オイュ@
Birincisi: hüsnünil
Derler ey ュ・ィM@ deva, ォ。イ@ 。ォ@ 、ゥ。イN@
Sendin ey dil, オイュ@ cehdet カ。イ@ ol var'ile rオィャ。イョ@ 「。M@ cinan bolgay, lebin 。「M@ havat
aエゥ@ 「ッャュ。ォエイ@ amma ォャ@
hazer 。ケイ@ ile Ey tabibirn ne sebebden gözlerin 「ゥイョ。、@
h。エョュ@ cemet ャ・「M@ 」。ョM「ゥ@ ile ey peri Tapsa bir dernde içerdi ォ。ョ@ 。ォャイョ@
aォャュ@ ォャュ。@ ー・イゥ。ョ@ zülf-ü amber-Mr ile Garnzesi ol ィゥカ・ヲ。ョ@ görinücek ィエュ。イ、@
c。ュM@ 。ォ@ ョヲゥ@ idip meyin koymeyin öz halime (Katibi) bendeni reddetmen ケ。ュョ、イ@ dostum
m・ウエM@ menin エ。「ァュ@ 。ャュコ@ zahida ィッケ。イ@ ile Ol ・ゥセョ@ ョャエ。イ@ カ。ィゥ@ ィゥコュ・エuイ、N@ (64)
Zülfü sahir, ・ュゥ@ pür-fitne. öziinun ゥ@ at
ll{)
lll
Sonunda Mirza, 。ィG、ョ@ korktu ve ケ。ーエゥョセ@ ーゥ ᆳ l'.an Bestam'a geldik. ュ。@ Muhammed Eftah, ・ケィ@
man oldu. aオイ。@ günii hepimizi serbest 「イ。ォエ N@ Tek- Bayezid-i Bistami ve ・ケィ@ Abu'l Hasan el- hイォ。ョゥケ@
• ar bu acize bir ziyafet verdi. aエャ。ョュコ@ ve ・ケ。ャᆳ ziyaret ettik. Ertesi IÜft. yola ゥォー@ Dampn'a geldik. O
イュコ@ geriye verdi. Fakat çok ・ケ。@ kaybolmustu. gece 。イォ、ャョ@ Ranuuan bャォ「。@ ismiyle 「ゥャョ・@
セイエ@ セ@ ォゥエ。「セョ@ 。ャ、ZN@ Emirname ve mektuplan salih ve dindar bir kifiye イGカ。ウョ、@ Bayezid-i Bistamf
「イ@ keseye koyup mühürledi. Kopça セ @ 「。@ Ali Bey -40 、・イカゥ@ ile gelip:
isimli bir yasa vul il ve onun 「。ォョャ、L@ o sene-
nin Muharrem 。ケョ@ ortalannda 。ィG@ gönderdi. eDta edelim ki Mir Seydi Ali 。イォ、ゥケャ・@ sat-
。ィ@ ve b・ィイ。ュGョ@ birer ィ。ョュj@ ャュ。@ ziyare- salim vatanlanna varsmlar.• diye dua ederler. O adam
re ァ・ャョZGゥイ、N@ Yola beraber ォエN@ Yolda sohbeti epey ('a okuyup sonra bir yol ヲ・イュ。ョ@ ケ。コ、@ ve mühürledi.
ャ・イエォ N@ 。ィG@ カ。イョ」L@ herbiri de ・ゥエャ@ lütuflarda • Yollarda kimse size mani ッャュ。ウョN@ diye bu acizi ha-
セ オャョ、。イ N@ oョャ。イ@ maiyyeti ile yollarda dostluk ku- berdar etti ve c・ョ。「@ Hakkm Kemal-i Keremine ᅵᄋ@
run, yüzlerine gülün diye 。イォ、ャ@ öt{it verip na- kürler ettik. Bu can veren haber, ölü gönüllere taze bir
sihat eyledim. hayat verdi. Damgan'da metfun lmam-zade Cafer'i zi-
' yaret etdk. Sonra Sumnan'a gelip ・ケィ@ Alaud'devle-i
aウ。ケゥ@döktü tefsirini bu ィ。ヲ・ウエ@ Sumnani Hazretlerini ziyaret セエャォN@ Orada da bize bir-
Ba dustan telattuf b.t 、ョ。@ mudara (65) ッォャ。イ@ hücum edip mezhep üzerinde ォッョオュ。@ iste·
Hr。ヲコI@ diklerinde 。イォ、ャZ@ HaャエョL@ ゥエォ。、ュ@ ve mezhebini
gizli tut.) hadisiyle hareket edin. Zira:
deyip, günlerden birgün nゥ。「オイG@ geldik
ュ。@ zade Muhammed Mahruk ve ・カィ@ aエ。イ G@ Akil olanlar eylemez bir an
ziyaret ettik. · Zehebi, mezhebi. zehabi iyan.
Horasan vekili a。@ Kemal ile mülqkat ケ。ーエォ N@ O
da geçmek için izin verdi. Oradan Sebzvar'a geldik. dedim.
b。コ@ edepsiz kimseler, bize hücum E"dip, ォ。ョエャイᆳ Onlar da nasihatimi dinlediler. Ertesi gün sabahle·
ria: ᆱエ@ ürür, kervan yürlir• diyerek, bin belli ile el- yin yola ォエN@ Yollarda dahi herbirine birçok nasihat
lerinden kurtulduk. edip. ィオケャ。イョ@ göre onlara teselli verirdim
-\CEM IRAK'lNDA VAKt OLAN Sofi ne :.eved safi tader ョ・ァエ@ cami
AHVALt BF.YAN EDER Sisyar sefer bayed ta 「ッ、・カ@ hami
Günlerden bir gün Irak topraklanna ayak 「。ウエォN@ Molla Rumi
Demavend 、。@ t:teklerindcn yani Mazenderan エ。イヲョ M >eytinin ュ。ョウ@ 。ョャエーZ@
112 113
yin. b。ォャュ@ sonu ne olacak " diye ウォ@ ウォ@ tenbih et-
«Hiçbir kimse sizden ヲ。コャ@ ァ・コュゥ@ 、・ゥャイN@ オ@ ィ。ャセ@ ti. 。ィ@ da, m・ィ、G@ vekil olan Gökçe Halife ile, vezir
de biraz ーゥォョ@ olmak ャ。コュ、イN@ aォャ@ 「。ョ、@ olan bir olan Mir m・ョゥGケ@ azledip, eBuolan niçin daha önce
kimse, adi ve rezil kimselerin sözlerine 。ャ、イ@ etmez.» hana haber vermeden gönderdiniz?,. diye çok ォコ、N@
ャ・、ゥュN@ Onlar da sözk.rimi kabul edip nasihatimi dinle-
」ゥャ・イN@
Bunun üzerine bizimle beraber gelen kッー。」@ Ali
Bey. bana Yesavul Pir Ali'yi gönderip: cBunlarm sizi 。ャᆳ
Hep birlikte bir gün Rey ・ィイゥョ@ geldik. lma.n koymalanndan ィ。ケイ@ umulmaz. e・イ@ Ü7erinizde para
Abd'ul-Azim ve ュ。@ Hüseyin (R.A.) ョ@ zevcesi Bibi varsa, bize emanet 「イ。ォョN@ e・イ@ Hak TealA ォオイエャ@
・ィイゥ「。ョG@ ziyaret ettik. Orada 。ィョ@ ッセャオ@ Muhammed müyesser ederse yine sizin olur ve ・イ@ bir hal olursa
Hudabcnde Mirza ve Korucu 「。@ Sondan aita ile mü- 、ュ。ョ@ gitmektense bizde ャエ。ウョN@ dedi. eBunca za-
lakat ettik. m・イ@ evvelce, 。ィL@ ウュ。ゥャ@ mゥイコ。Gケ@ Kazvin'- ュ。ョ、イ@ gezen kimsede para bulunmaz. Ölmekten kor-
den Horasan'a gönderip, onu Kazvin'e davet ・エュゥL@ ls- kan buralara gelmez. Allah-u Teala k・ャ。ュM@ Kadim ve
mail mゥイコ。Gョ@ Horasan'da baz. 、オイュャ。@ göze 「。エュL@ kオイG。Qᄋ@ Azim'in de (Ecelleri ァ・ャ、ゥセ@ zaman onu ne エゥイ@
o yüzden Kazvin'de 。ィGョ@ emriyle emirlerden biri öh saat tehir edebilirler, ne de bir saat önce alabilirler)
、イャュエN@ Muhammed Han da Herat'da ウュ。ゥャ@ Mir- diye 「オケイュ。ォエ、N@ Bunu kabul ve tasdik ettik. Buna
コ。Gョ@ birçok 。、ュョ@ ォ。エャ・ュゥN@ yゥョセ@ Muhammed göre Allah Tebareke ve TealA ャ、イュ・ゥョ@ öldUnnex.•
Huda-Bende'yi ゥウエ・、セ@ zaman 。ィL@ yukl\nda bahsetti- diye: cevap gönderdim ve sonra Allah'a yöneldim. 。ィ@
ゥュコ@ Korucu 「。@ ile, yine ッョL@ Muhammed han'a gön- kese içerisinde olan emir-name ve ー。、ゥィャイョ@ 。ャョ@
derip ウュ。ゥャ@ mゥイコ。Gケ@ davet etti. mektuplara 「。ォエN@ Bizimle beraber gelen ィ。ョュャイL@ ケ。セ@
ni, 。ィGョ@ ve Behram mゥイコ。ョ@ hatunlan da bizim için:
Muhammed Huda-bende ile müllkat ・エゥセュ@ za-
man, 。ィGョ@ saadetlu ー。、ゥィ@ hazretlerir.e olan samimi «Mazlum kimselerdir!er, yolda hallerine カ。ォヲ@ ol-
ャ^。ィォイョ@ 。ョャエN@ Biz de ィ。エイ@ ォ・ュゥコ、@ ー・イゥ。ョᆳ duk.• diye ・ィ。、エ@ ettiler. Bi!' murabba ケ。コー@ 。ィG@
ィォャ。イュコ@ yadettikten sonra ertesi gUn yola ォエN@ Bir- gönderdim.
t-uçuk 。ケャォ@ bir zamanda, yani sefer 。ケョ@ sonlannda
iイ。ォGョ@ ー。ケエィ@ olan Kazvin'e geldik 。ィG@ m・イ、。ョM@ dャ、G・@
ruz ne bord olsa süvar
。ィGL@ geldiitirniz haberi arzolununca hiçbirimizi Zülfikare 、オイュ。コ@ Rüstem u istendiyar
・ィイ@ ウッォュ。ケー@ Sebze-giran ismiyle bilinen bir kente No'la 。ョ@ dese lütfeyleyip perverdigir
gönderdiler. b。ュコL@ 。ィGョ@ vekili, yani, veziri 。コュ@ LAfeta illa Aliyyun laseyfe i11a Zülfikaru
olan Masum Bey'in Divan bekçisi Mahmud Beyi koydu.
•
eゥォ@ a。ウ@ gelip 。、ャョュコ@ ve kaç 。エュコ@ ッャ、オセョ@ yaz- ••
、N@ Kendi ィ。ャォョ@ bi7.den gizli olarak: «Her gece 「・ォャセ@ F: 8
。@
115
Her zaman a'daya ol 。ィM@ vilayet salsa at 。ィ@bu ュ。イ「@ görünce vekili Masum Bey'e em-
d。イ「M@ ・ョゥイッ@ gören fenint'ler olurdu mAt rederek: cYann sen davet edip bir ziyafet ver. Öbür gün
Vasf edüp 。ョ@ 。エョ@ ederdi f。ィイM@ ォ。ゥイエ@ de biz veririz ve müjde haberini verin. Hangi yoldan git-
U feta ゥャセ@ Ali, li seyte illa z\JtfiUr mek isterlerse o yoldan gönderelim.• 、・ュゥN@ Hakikaten
• ertesi gün Masum Bey bizi 、Zカ・エ@ ederek büyük bir zi-
••
yafet verdi ve izin mtijdesini 1)ildirip: 」eイォエョG@ saadet'e
ッャ@
gazada kifiri ャオイNョ。@ etmi5ti yemin elçimiz gitmek üzeredir. eセ・ Q @ Azerbeycan yani Tebriz
Öyle 。ャ、@ オセ@ oldem kana gark !)ldu zemin ve Van yolu ile gitmeniz münasipse ケ。ォョ、@ gidilmesi
Dedi ィ。ォョ、@ ・ィ。、エ@ eyleyup Ruh-ul Emin ォ。イゥュ@ 、オイュ。N@ deyince, bu fakir de k@
Lafeta illa Ali la seyfe illa Zülfikar vaktidir. O yola gücümüz yetmez b。セ、@ yolunu ih ..
•
•• san edin.• diye rica edince: 。ィG@ 。イコ・、ャゥュッ@ 」・カ。「ョ@
•
verdi.
Eyledi ana 」。エ@・ ィゥャG。エョ@ Hakk ata ....
kャ」ョ、。@ kan damlarsa tekmidir ruz-i gad Ertesi gün de 。ィ@ davet ettiler. M:Hakat ・ウョ。ᄋ@
Dediler cümle Melaike eyleyip ;\na dua da fakirane hediyelerimizi arzettik. Ziyafet ・ウョ。、@
Lafeta illa AH, La sevfe illa zulfiUr birçok ォッョオュ。ャイ@ ケ。ーャ、L@ ゥイャ・@ söylendi. Bizim ha·
••• !imizi tamamen 。ョャケ」L@ beylerine hitaben: oョャ。イ@
yüzlerinde sccde izleri カ。イ、ッ@ ayetini ィ。エイャN@ Yani:
ゥイ@ yezdandan ォ。イ、@ havf ed\ip birbeyan
Kahramanlar エM@ hünt!r yüzünden isterdi eman "Bunlann yüzlerinde hile ve burdaJan eser yoktur.
Bunlar, ィ。」@ ve ァ。コゥ、イャ・Nッ@ dedi. Evvelce arzedilen 「ᆳ
Merd olup herkim ォャ@ ォオ。ョウ@ eder bi gürnan
Lafeta illa Ali, la seyfe illa zulfikar rahim mゥイコ。Gョ@ vekili Gökçe Halife ve Mir Mevsinin
ュ・オイゥケャ@ iade olundu .
•
••
Bu acize bir at, iki hil'at, bir yük ipek ve yol için
Nara urup eylese 。ィM@ necef 。コュM@ ウ。|G@
「。コ@ malzeme verdi. ォゥ@ serdar'a ゥォエ^イ@ hil'at ve 「・@ ar-
SaJsa seyfi katnn 、ッケュ。コ@ ana 、。@ u エ。@ ォ。、@ birer hil'at verdi. Saadetlu ー。、ゥィ@ hazretlerine
Halk olup ferman-beri derlerdi koyup yen• 「。@
sonsuz hürmet ve muhabbetlerini arzettiler
Lafeta illa :\li, la seyfe illa zulfikar
• Son derece 「。ャォ@ gösten!iler. 。ィ@ bir gün bu aci .
••
zi Mehterhanesine davet edip ziyafet verdiler. Kendine
Hayher'in ォッー。イ、@ ォ。ーウョ@ kodu alemde nam ・ヲゥカョ、@ beyleri oraya gönderdi.
aイ。@ Asdi エセョ@ 。、@ oldu cümle has u am
Murtezaya Kanber olup (Katibi) eder mudam •Devletin 「ケォャセョ@ göstermek 」ョ@ 「・イ@ yü1
Lafeta illa Aliyyun la seyfe illa zülfikaru ve biner toman'a ケ。ーャュエイL@ niye birçok büyük kadife
・@ 11'1
1
118 エ@
ya ve ahirette mutlaka bir 「セャ@ gelecektir.• deyince . Rum Hoウュ。ョャ@ Ülkesi) da ordu ー。、ゥィュNョイ@ Bun-
daha cevap veremedi. Sözü kesip cBütün bunlar uy. dan 、ッャ。ケ@ Beylerbeyi ve uュ・イ。ウL@ diter kullanndan
[Aオイュ。、N@ deyince, ben de cÇevirelim birer sayfa• di- 。ケョ、イN@ Bunlann, ー。、ゥィュコョ@ emri ・イゥヲャョ、@ bir
)erek sohbetimize geçtik. nebzecik 。ケョゥュャイ@ ihtimali yoktur.• dedim. Orada
。ィGョ@ 「。コ@ Emirleri: ᆱ「イ。ィゥュ@ Mirza m・ィ、G@ 。ャ、ᆳ
Bir gün 。ィ@
bu acize: 」オ@ kadar yer gezip 、ッャ。ᆳ
@ kitaplan 。ィG@ getirsin, tam yeridir. 。ィ@ onu mu·
エョ N@ gイ、セョ@ memlekelterde hangi ・ィゥイ@ ィッオョ。@ git.
hakkak getirtir• dediklerinde ben : • Fitne オケォ、。イ@
ti?• diye sorunca, 。ォZ@
aャ。ィョ@ ャセ・エゥ@ onu uykusundan オケ。ョ、イ@ olur• sö-
zünü ィ。エイャケォL@ cGeçenden geçelim, giden ァゥエュイ@
Gezip seyreytedim her ・ィイゥョ@ gerçi bu
。イエォN@ diye cevap verdim. Sonunda izin talep etmek için
、ョケ。@
。ィG@ bir gazel söyledim:
Nhirini .görmedim hergiz Stanbul u g。ャエGョ@
aォ@ isen ィoョM@ gam yemekten ey dil tezzet al
dedim. セィ@ da bu sözümü tasdik etti ve devamla: cOs- Arif isen, 」。ュᄋ@ mey ョオ@ eyleyip bir halet al
イョ。ャ@ Beylerbeyi ve emirlerinin dirlikleri kaç tümen Bi 「・ォ。、イ@ mal, dünyaya gönül meyl clyemc
ッャオイ@ diye sordu. Ben de cevap olarak: 」dゥケ。イᄋ@ Rum'da kウ。M@ Karun'u var ァオ@ eyle andan ibrel al
p。、ゥィュコョ@ Beylerbeyilerinin ve oュ・イ。ウョ@ dirlik- Almaya can nakdini minnel mi eylemezsin
leri kendilerine mahsustur. Askerlerinin her birinin pa• bana
、ゥ。ャエョ@ 「。ォ@ dirlikleri カ。イ」AN@ dゥ・イ@ ー。、ゥィャョ@
kャ@ tekellüm bir nefes , benden 。ョ@ bi minnet al
オイッ・。ウョ@ 、ゥイャ@ kendilerine hükmettikleri askere gö-
redir. eセ・イ@ p。、ゥィュコョ@ Beylerbey1eri ve オイッ・。ウョ@ Rahm edip ben natüvane girdi gamzen zahmine
bu ・ォゥャ、@ ・ュゥイャョ、@ olan askerlerin dirlikleri エッーャ。ョ@ Ey tabibirn bari gel ョ。ォ、M@ ィZケ。エ@ iicret al
kendi dirlikleri ile toplansa 、・ゥャ@ toman, birçok beylik, Gezme Mecnun gibi ャG。イ、@ ahes ey kühkün
belki de birçok yüz geliri olurdu. m・ウャセ@ Rumeli, Anado- aォ@ vadisinde 。ォゥイ、@ ol bana, bir sanat al
lu, mウイL@ Budin, Diyarbekir, b。セ、エL@ Yemen ve Cezayir'in Yari görc;em ölmeden, kar etti hasret 」。ョュ@
「。エ@ ォウュ@ Beylerbeyleri'nin her birinin emrindeki asker- Cehdedip ey hasta-dil, dest-i ecelden mühlet al
lerin dirlikleri, 、ゥセ・イ@ ー。、ゥィャョ@ bütün askerlerinin
ーィ・@ yok Hubb'ul vatan, ゥュ。ョ、イ@ (Katibi)
dirliklerinden ヲ。コャ、イN@
Halini arz eyleyip 。ィセ@ Ke· emden ruhsat
dゥAセイ@ Beylerbeyi ve オュ・イ。ョ@ dirlikleri de ayni al (66)
・ォゥャ、イN@ sオャエ。ョォ@ Emirle'rine ゥャケォ@ olan da budur.
Diter villyetlerin ー。、ゥィャョL@ ィ。ョャイ@ ve sultanlan ile Bu gazeli 。ィ@ çok 「・セョ、ゥ@ ve ondan ィッャ。ョイォ@ git·
kendi エ・「。セ@ olmalan 「。ォュョ、@ iyi geçinir. vゥャセケ・エMェ@ rnek için izin verdi.
L
120 121
s。、・エャ@ ー。、ゥィ@
hazretlerinin yüko;ek 。ィウゥケ・エャイᆳ Humav berhemc miirgan ezan ・イヲ@ dared
ne mektup ケ。コ、ャイ@ ve 。イコッャオョュウ@ canu gönülden di- Ki ustuhvan hard u canavar ョ・ケ。コイ、@
•eycrek sonsuz muhabbetler gösterdiler.
«Huma ォオ@ kemik ケ・、ゥ@ ve 」。ョャ@ mahluku incit-
yA「。@
Hasan Bey'in ォ。イ、・ゥ@ Nazar Bey'i bir mik- ュ・、ゥ@ için bütün ォオャ。イ、ョ@ ・イャヲゥ、N@
tar adam ile bize ォ。エャイ@ ve t.!krar hil'at verdiler.
Bundan 。ョャ」N、@ gör, bu ォオL@ kemikten 「。ォ@
Kazvin'de medfun ュ。@ ・ィコ。、@ Hüseyin'i ziyaret
bir ・ケ@ yemez, ケ。ャョコ@ kemik yer ve onunla ケ。イ@ derler.
ettik. Mübarek Rebi'ul Ahir'in 「。セョ、@ b。、エ@ ・ィイゥョ@
セ@ ogru yola ォエN@ Sultaniye ケ。ォョ、ゥ@ Ebhur isimit b。コャョ@ da ケャ・@
hikaye ederler. Bu ォオ@ 。」ォエァ@ za-
セ・イゥィョ@ önünden geçerken orada medfun Pir Hasan b. man ォ・ュゥ@ 。ャー@ ィ。カャョイL@ yükselditen sonra ォ・ュゥ@ ye-
.11 hi'nin ha rab ッャュオ@ türbesini ziyaret ettik. kオイォ。ッG@ re 「イ。ォN@ Kemik yere カ。イョ」@ parça parça olur. O par-
セᄋNエォ@ Orada da ・ケィ@ Muhammed Dem-tiz b. Hoca Ah- 。ャイョ@ hepsini ayni ölçüde yapar ve ッ、。ョ@ sonra ケ・イュゥN@
met Yesevi'yi ziyaret ettik. Oradan Dergüzün ・ィイゥョL@
イ。ョG、@ büyük ゥャ・イ、ョ@ォ herkes bir yerde 、ュ。ョ@
" radan da Hemedan'a カ。イ、ォN@ Ayn'ul Kudat Hk。、Mャイョ@
ォ。イウョ@ ォ。ュコ@ (duramaz) oldu mu, Huma ォオ@ gibi
NZコI@ Hemedani Hazretleri ve Peygamberimiz (S.A.S.) in
ケゥ・」ョ@ evvelce ölçüp biçer ondan sonra yerdi. Böyle
ッ。ケイォエ@ Mekke'li muhacirlerden Pir Ebu-I aャ。Gケ@ zi-
ケ。ー@ yiyerek ィ。ウョ@ ォ。イウNョ@ ォュ。ウ@ gerekirdi» sözü
yaret ettik. Oradan Sadabad ォ。ウ「ョ@ カョイー@ serhad
bir hikaye halinde カ。イュN@
beylerinden olan Bey ッャオ@ Hasan bey'e ケ・エゥォN@
O gün Nazar Be:v'e geriye dönmesi için izin verdik
O da ・ゥエャ@ ihtimam gösterip hürmet etti ve ziyafet
ve o geriye döndü.
verdiler. Oradan da Elvend ve Nihavend 、。セ@ エ。イヲョᆳ
dan, y.·mi Luristan etelinden Bistan 、。ョ@ geldik. Ertesi gün sat-ahieyin k。ャGケ@ Zencir'den yola ォョᆳ
C.l dokuz ölüm dedikleri büyük nehirden geçip ・ィイゥᆳ
ュセ@ k。ウュG@
ziyaret ederek oradan Veysel Kara-
tan'a J!eldik. Bu ・ィョ@ sonunda b。、@ ・ィイゥョ@ オャ。エォ N@
ni (R.A) ケ@ ziyaret ettik. Kasr-i ゥイョ@ yolu ile Kürdistan
ゥョ、・@ ォ。ャGケ@ Zencir'e geldik. O gün gökyüzünde an- hコイ@ p。@
hazretleriyle mülakat edip ・ゥエャ@ iltifat-
ウコョ@ bir Huma (cennet) ォオ@ eöründü. ゥZイョ。@ mazhar olduk.
Halk bunu cHayra alamettir.» diye sevinç ve mutlu- Oradan da dゥケ。イM@ Rum'a 、ッイオ@ yola ォエN@
lukla seyrettiler. b。コャイ@ onun オイャョ@ 「。コャᆳ SON DURUMU beyNセn@ EDER.
イ@ da 、ゥセ・イ@ hallerini 。ョャエー@ durdular. HbセkyeMエ@ ahvlM@ BEYAN EDER)
Nitekim, ・ケィ@ Sadi Haャ。ィョ@ rahmeti onun üstüne Mübarek Cemazivel evvel'in ilk günlerinde Dicle ya-
olsun) de ケャ・@ buyuruyor: ni s。エ@ b。、M@ gernileric geçtik. Önceden ziyan•t etti-
J
123
122
h。イ・、ゥャセュコ@ zaman, c・ョ。「@
Hakk ilk evvela Vi-
ゥュコ@ ziyaret yerlerini tekrar ziyaret edip yola ltoyul- layet-i Rum'u a'bad ー。、ゥィュコョ@ ömrü devletini ziyad u
du.k. k。ウイ@ Sum.ke ve Harbi yolu ile Tikrit'e ・ャ、ゥNォ@ Ora- berziyad, muzaffer ordusuna daima ゥウエ・ョ@ nail, 、ᆳ
dan Musul'a カ。ウャ@ olduk. eッォゥ@ Musul ve Cizre yolu ゥセ@ ュ。ョ@ her zaman yerlerde inietir ゥョ。ャィ N@ Amin!
Nusaybin' e geldik. dゥケ。イ「ォG、ョ@ Mardin yolu ile Amcl'c
geldik. Orada p。@ ウォ・ョ、イ@ Hazretl'!ri ile mülakat edip Bi hürmeti Seyyid'il Murselin, deyince onlar da tas-
・ゥエャ@ lütuflanna mazhar olduk. Birçok defa sohbette dik ettiler ve kッュオ@ hükumetleri ben de bilirim. Ha-
bulunduk. b。、コョ@ geçenleri ゥエォャ・イョ、@ hayrette kikaten 。ョゥエコ、@ bin ヲ。コャ、イ N LN@ dedi. Sohbet esna-
ォ。ャーZ@ «Sizin 「。ョコ、@ geçenler, daイ。ョ@ 「。ョ、@ geç- ウョ、。@ benim ャ、ュ@ haberinin memlekette ゥエャ、L@
ュ・ゥエイN@ Sizin ァイ、ャヲオコ@ garip ve tuhaf ・ケャイゥ@ Belki- mウイ@ ォ。ーエョャュ@ Rodos Sancak Beyi kオイ、ッャ G ョ。@ ve-
ya ve cゥィ。ョM@ イケ。ウョ、@ ァイュ・ゥエN@ deyip, pditi- イゥャ、ョ@ zikrettiler.
miz yerlerin ー。、ゥィ@ ve askerlerini sordu. Ben de: Kur'-
。ョM@ Kerim'de. O zaman ben de: « p。、ゥィュコ@ NZャ@
olsun. Memuri-
yet ゥ ゥ@ ォッャ。ケ、イ N@ dedim ama, Mァョ@ gönlümü teselli için:
•@ - E lif; Lim; Mim .
2 - Rumlar (l>otu rッュ。ャイI@ ュ。ゥq「@ oldu; r。「・エ@ .edermi adem olanlar bir haneye
3 - Arap ülkesine ・ョケ。ォ@ yerde.. Halbuki onlar Sayd olma dame, ey gönül aldanma daneye
bu yenilgilerinden sonra muhakkak galib gelecekler. Sehm-i kaza bilirsin ・イゥオ@ ョゥ。・ケ@
4 - Birkaç ケャ@ içinde. .. Önünde ve sonunda emir Çekmek gürnan イエゥィョ・@ alemde yaneye
aャ。ィGョ、イN@ O gün Hrッュ。ィャイ G ョ@ üstün geldili gün) mü'- Gördün zamane オケュ。、L@ sen uy zernaneye
minler ferahlanacak.
S - aャ。ィGョ@ Hb・、イGI@ コ。ヲセイ@ vermesiylc. O diledili- •
••
ne zafer verir. O Azizdir. Rahimdir.• (*) 「オケイャュエN@
Bunun gibi yer yüzünde ne oウュ。ョャ@ ülkesine denk bir Ney gibi iniesen no'la her dem idüp figan
ülke, a • de p。、ゥセィM@ Aiempenah'a benzer bir ー。、ゥィ@ Kanun edindi ォ。、ョ@ cenk etmeyi cihan
カ。イ、N@
Çünküm senin turana raks eylemez zaman
Güç eyleme usule, gözet dairen hernan
p。、ゥィM@ Rum'a nisbet 。ィ@ olanlar hak budur Gördün zemane オケュ。、 L@ sen uy zernaneye
Bir ォゥ@ benli hacibde ー。、ゥィ@ olmak durur
Ne de oウュ。ョャ@ askerine benzer bir asker カ。イ、N@ •
••
Ma'rib u m。ョォエ@ Rum'un ャ・」イゥ@ セィオイ、N@
b。@ etme dehre, hürmet için olma mübtezel
Kande azmeylese anlar daima mansurdur.
Her ォゥケ・@ nasib セ・ャゥイN@ budurur mesel
(' j Rum Suresi. Aret= 1·5
124 125
El vermese zemane, ウ。ォョ@ eyleme cedel Ergani'de Zülkif Peygamberi ziyaret ettik. Oradan
Pendim kabul eyle, benim sözüm asla gel Harput yolu ile Malatya'ya geldik. mオエ。ャゥォM@ Seyyid
Gördün z;.mane オケュ。、 L@ セョ@ uy zernaneye Gazi sオャエ。ョ G @ ziyaret ettik.
•
Oradan, Vilayet-i Rum, yani Sivas'a geldik. Orada
•• da Ali p。@ Hazretleri ile mülakat ettik. Onlar da son-
suz lütuflar gösterdiler. Orada Abdülvahhab Gaziyi ziya.
Dünya senin ola, tutahm, neylesin görek
ret edip Ali Baba ile mülakat ederek 、オ。ウョ@ 。ャ、ォエョ@
Akil odur ki, yok yere harc etmeye emek
Nッョイ。@ ウエ。ョ「オャG@ 、ッイオ@ yola ォエN@
Sanma ュ・イ。ョ@ üzre döner daima (elek
Kan ッカ。ウョ、@ Karahisar 。ィG@ ve Bozok içinden
gオ@ et nasihatim, hele benden sana demek
h。」「・ォエG@ geldik. Sultan h。」@ b・ォエ。@ Hazretleri ve
Gördün オケュ。、@ zema"le sen uy zernaneye
Bahm sオャエ。ョ@ ziyaret ettik. Oradan kイ・ィゥG@ c geçip ora-
da da Ahi Evran ve aォ@ p。@ hazretlerini ziyaret edip -
••
• aケ。@ yolu ile v。イウォ@ içinden geçtik. kイャュ。セ@ ᅦ・ョゥᆳ
セゥイ@ köprüsünden geçerek Ankara'ya カ。イ、ォ@ h。」@ b。ケ セ@
y。コュ@ nekim mukadder ise levh'e çün kalem
ram Sultan Hazretleri, ・カャ。エAG@ ve hコイ@ Aleyhisselam'-
Elbette 「。@ gelse gerek ケ。コャョ@ rakam
ョ@ ュ。ォョ@ ziyaret ettik. cセョ。「ゥ@ p。@ hazretleriyle
。、@ olma hürmet eyle fena gelse çekme gam
mülakat ettik. Onlar da büyük iltifat gösterdiler. Bu-
Ey (Katibi) cihanda nedir ・ォエゥセョ@ elem
radan Beypazar yolu ile Bolu'ya oradan da Mudurnu'-
Gördün オケュ。、@ zemane sen uy zernaneye
::a オイ。ケー L@ Göynük'e geldik. 5eyh aォ・ュウ、ゥョ@ Haz-
retlerini ziyaret edip t。イォャ@ Yenicesinden Geyve'ye
deyip Hazreti h。ォョ@ sonsuz lütfuna tevekkül ettim. Fa- カ。イ、ォN@ s。ォイケG@ köprüden geçtik. a。、・ョゥコ@ geçip
kat, Hürmüz ゥュ。ョ@ャ ve Gücerat ülkesinin oウュ。ョャ@ tll- Sapanca yolu ile lzmit'e gidip Ncbi Hoca hazretlerini
kesi'ne ォ。エャュ@ 。イコオャ@ ィ。エイュ、ョ@ ォュ。、N@ Kendi ken-
ziyaret ederek Gebze yolu ile tlsküdar 「ッセ。コョ、@ Da-
dime: イオウ。ャエョG@ en büyük ve en güzel ・ィイゥ@ ウエ。ョ「オャG@
ウィ。エ@ ve selametle カ。イ、ォ N@
Senin gitmez 「。ョ、@ bu havalar
DimatJn cümle toprak 、。ャュケョ」@ Bizi tehlikelerden çekip ォ。イョ@ ve ャォ・@ in, en
Bu ウ・イァ、。ョャセ@ ー。ケョ@ yoktur ィ。ケイャウョ@ ウ。@ salim オャ。エイョ@ Allah'a ho.md ol!\un.
Vücudun serteser hak ッャュ。ケョ」@ Böylece, üzüntü, ウォョエL@ 「。ュコ@ gelen olay ve zah-
!I'etlerle dolu dört ケャ@ tamam oldu. 964 senesi Receb'-
diye nasihat ettim. Asitane-i Saadete yüz sürmek ümi- inin ilk günlerinde akraba, dost, kabile ve セ。イ、・ウャゥM
diyle Vilfty<.·t-i Rum'a 、ッイオ@ yola ォエN@ mize ォ。カオエN@ ·
128 127
Bu ihsan ve nimetiere bizi ォ。カオエイョ@ Allah-u Tea. ュ。ャョ@ 。イエャ、N@ Birisi mウイ@ 。カオ@ oldu. dゥセ・イャ@
la'ya hamd olsun. Hamd olsun, hamd olsun! diledikleri yere gitmekte serbest 「イ。ォャ、N@ Dört se-
s。、・エャ@ p。、ゥィ@ efendimiz, devletle Edirne'de bu- i elik ulufeteri verildi.
オョュ。ャ@ 、ッャ。ケウゥ・@ ァ・ャゥュコョ@ ikinci gürü yola ォᆳ Mübarek Recep Gャケョ@ ウッョャ。イ、@ s。、・エャ@ Padi-
@ ォN@ Edirne ・ィイゥョ、@ ー。ケM@ エ。ィ@ saadetlerine yüz sür- 。ィ@ Hazretleri kuvvet u ikbal, Saadt-t u ichil ile lstan.
mek, aャ。ィョ@ ケ。イ、ュャ@ yine müyesser oldu. bul'a 、ッイオ@ yola ォエN@
Çatalca ォッョ。@ ァ・ャゥョ、セ@ elin hu aci7 ォオャ。イョ@
Ol sanem in derd ü 。ォ@ sana ey dil yar ュ@ Diyarbekir Hdゥケ。イ「ォI@ エュ。イ@ 、・ヲエイ。ャョ@ ゥィセ。ョ@ et.
Ben senin hal!ne イ・ォ@ ettim ne zevk ョ@ var ゥュ@ tiler.
Hak i ー。ケョL@ 「。ョ@ tae ettin ol 。ィョ@ yine Allah t・。ャョ@ ケ。イ、ュ@ ve ァ・エュウゥケャ@ p。、ゥィ@
h。ョ、オ@ Iiilah kim senin 「。ョ、@ devlet bar ゥュ@ Hazretlerinin ウ。セャォョ、@ ィ・ーゥュN@ Zイコオュ。@ ォ。カウᆳ
Ol tabib-i can benim AG。ャゥュ@ sorsa itiniz tuk.
Kcnc-i gamda mihnet derdin bilen birnar ゥュ@
Allah Teala h。コイ・セャゥ@ ウ。、・エャ@ ー。、ゥィュコョ@ ョᆳ
aォャュ@ ケ。セュ@ edip dil mülkümü aret ォャ。ョ@
. ünü, ôev;etini ・イヲ@ ve 。ヲ・イゥョ@ kat kat eylesin. duᆳ
Dostlar 。ャ、ュ@ haberi bir gamzesi tatar ゥュ@
ュ。ョ@ daima 。ケォャョ@ Zャエョ、。@ ve ウ。ケャイョ@ az cly('-
Zülf-i yari vas•fedip ォャ、ョ@ muattar alem!
: ョN@ Amin!
Görsc ゥエ ᄋ 、ゥ@ ョ・カ。ケ@ Katibi a-tar ゥュN@ (67)
P: 9
130
IS -
s. 219- 225
Orhunlu, Cengiz: Seydi Ali Reis. Tarih Ensti-
.. AÇIKLAMALAR
(13)
l
134 136
(14) (19)
cAfitabi• bir gün 「。ィエュコ@ bize güler; buradan Ey Felek; ウ。ィャ・@ ォュ。@ felek 。ォャ@ ュ、イN@
kurtuluruz. Yine de deniz seferini tercih edin.
Çünkü Allah kulunu daima
rakmaz.
ュ・。ォエ@ içinde 「ᆳ --------
(20)
En so;1unda beni イ・、」ゥョ@ bilseydim; ser.in Nice arslam yere カオイュ。セ@ kudreti olan kimse;
・ゥョ@ hiç gclmezdim. 、ュ。ョ@ 「ゥイ・ケ@ verirken tedbirli olur.
Katibi; 。ケイャォ@ 。エ・ゥョ@ neden ァ・ャ、ゥセョ@ bir bilsem
gイ@
keskin ve kuvveti bine ォ。イ@ bir olsa da
onun 。ォ@ オイョ。@ hiç 「ゥイ・カ、ョ@ ケャュ。コ、N@
yine de ァイ@ kuvvetli ve sükut etmesi sonunda zafer
------ オュ、@ içindir.
(24) Biz tek olsak; 、ュ。ョ@ çift olsa da 「ゥイ・ケ@ 、・セゥᆳ
mez. Bize «Kem min fie•: (cemaatten kaç ォゥ@ gelir-se
Yar olmadan nerede olursam ッャ。ケュ@ ッイ。ウ@ bir
gelsin) ayeti kafidir.
hüzün evidir benim için.
Dünya; o '\ usuf gibi güzel sevgiliden ayn; zindan-
、イ@ bana .
(26)
Madem ki 、NゥMZ[ュ。ョ@ beni onun yolunda ォ。ケ「・エュゥᆳ
Senin rütbcn; tran ィォュ、。イャョ@ rütbt-sidir ey
tir; o senin olamaz.
「。ィエ@ mubarek ォゥN@
Böyle bir söz benim 。ォュ@ hiçe saymak ッャ、オョᆳ
dan bana ゥヲエイ。、N@ Yedi ゥォャュ@ hüküm ウイ、セ@ Hindistan; 。NF・セᄋ ᄋ Mᄋ@
dオ、。ァョ@ ・イ「」エョ、@ bana versen de 」。ョュ@ al- içindedir. Çünkü aヲァ。ョゥウエG@ ケ。ォー@ ケォエ[@ Oelhi'nl
san; ne olurdu. 。ャ、N@ Hiç olmazsa verilen emri yerine getirecek olan
yani yine kendi tebaan 「。@ ォ。ャ、イ N@
Ey ァョャエゥュN@ tabibi; H、オ。ョ@ ・イ「エゥョ@ bana
vermek) sana güç geliyorsa da senin için can vennek Bu fetihe bir tarih 、イャ・@ ki o da:
bana ォッャ。ケ、イN@ Talii devlet hュ。ケオョ・Z@ H. 962'dir.
eエイ。ヲョ@
çapulcularla dolu ッャ、オ@ ve senin 。ォ[ョ@
içimde kabaran bir エ。@ ッャ、オ@ halde gam ordusunu
138 139
(28) (30)
Sevgilinin yüzüne hasretim; yoksa . ッセ。@ ォセカオュ。ᆳ z。ヲ・イョ@ eli; elinin rengini alt etti.
va ィゥセ@ ümidim yok benim. Ben 」・ョエ@ ウエ・ュALッ⦅セMオ N@ Bu misAl ュ・ィオイ、@ ki el elden üstilndür.
Yani sevgilinin kendisini istemiyorum. Sadece yuzunun
。エケュ@ ben. ------·- -
(31)
Ey hasta gönlümün tabibi; 、オ。ョ@ エ。ィセョ[@
derdine ゥヲ。@ yeri olarak bilen ィ。ウエQュョ@ ゥヲ。@ ・ゥセNᆳ Gurbette oldulunuz için bana カ。イュコウNョ@ Fakat
dir taJ.imi ウッイ。ョコ@ tuhaf bir hareket ケ。ーュ@ ッャュ。コウᆳ
s・カァャゥョ@ 。ォ[@ 。ォャュ[@ fikrimi ; ウ。「ョュ@ ve オイM ョコN@
-----·--
(33) (35)
。ォケョ@ dili beni ァャゥウエ。ョ@ ・エイセヲョ。@ bir çit halinde Ey günlümün doktoru; sen ・ォイ@ 、オ。ョ@ bir an
sarsa yeridir. kara 「。ョュ@ sarsan da ケ。イャ@ gönlüm ゥヲ。@ bulsa ne
Ey saki; 。ォ@ gam meclisinde iniltisini neyle be- olur.
raber ォ。イョ[@ ney gibi inleyendir. Onu görünce, 「。ゥョュ@ delerek ォ。ョュ@ 、ォエゥョ@
Beni alemle köpekler kadar deAersiz görüp ·kendi 「ゥャ、セュ@ halde ondan 。ケョゥ、ャ@ için 。ケイャォ@ elemiyle yU-
、Aセ・イゥョ@ yükseltsin. Ey Katibi; 。ォ@ sevgili ゥィウ。ョ@ bol; イ・セュ@ neden kan ile doludur. Katibi sen 。ォ@ yolunda
」ュ・イエャゥセ@ az eylesin. 「。エ@ gidiyorsun. Ferhad ile Mecnun'u ォョ。ケ「ゥャイウ N@
Çünkü onlar 。ォ@ ケセャオョ、。@ ォ。エャイN@
(37)
--------
(39)
dオ、。セョ@ rengine benzedili için içki bana fayda
verdi. Yarin ォ。[@ ォゥイーケャ・@ bir keman エ・ォゥャ@ ediyor.
gュ@ kalbinin üzerinde penbe yanaktan bir ni-
Nergis ゥ・@ senin gözüne benzer; o da büyUleyi-
。ョ@ meydana getiriyor.
dir. lçkinin verdili sersemiili giderebillr mi?
guコ・ャゥョ@ gururlanma ey ォ。ャョ@ keman.
Ey peri yüzlü;--6ua ile birisini 。ャイュォ@ mümkün
Rüstemlerin ォ・ュ。ョ@ ecel yapar. Güzellik ve kud-
ッャウ。ケ、[@ bir dua ile senin ケ。ョ、@ olanlan defederdim.
retinle セオイャ。ョォ@ bu kadar cefa etme; çünkü 「イ@
O ay yüzlü; yüzünü iyice ォ。ーエケッイN@ y・エゥ@ ey saba
gün sen de öleceksin ..
イコァ。@ perdeyi ォ。ャ、イ@ aradan.
Ey güzel; gönlüm; 。ケョャォ@ 。エ・ゥョ、@ 、・イュ。ョウコ@ ha-
Boyunu görünce secdeye ォ。ーョ、ゥャュ@ kimdir aca-
le gelse yine kendi 。ィュ@ merhamete gelerek onu ko-
ba. Derler ki çift (secde; rek'at) olmadan namaz caiz
rur.
· olmaz.
Katibi; gönül ケ。ョー@ ケ。ォャウョ@ ne olur deme. Sevgiliye gönlünü takdim etmeye gitmek için 。ォ[@
aケイャォ@ 。エ・ゥ@ bütün vücudumu 「。ャ、N@ ah kemendlerinden merdiven yapar.
Katibi; gönül ipine ォ。イエャ@ ァコケ。@ tanelerini•
sevgiliye takdim edilecek bir 。イュセョ@ yapar.
(38) •
Ey gül yüzlü; her seher vakti gönill, çiA tanesi gibi
(40) '
göz ケ。ャイョ@ dökerek, ァャ・ョ@ köyüne gidip haline 。セN@
Ey gonca 、オ。ォャL@ gül yüzünü ァャ・ョ、@ gören gül Ey gönül; 。ケ・エ@ sevgili saadeti seninle bulursa; o
ve goncalar オエ。ョャイ、@ ォコ。イ、ャN@ ゥカ・ャ[@ oynak sevgili sözünde dursun.
145
144 Olanlar bir anda oldu ve o ölüme yöneldi.
Bu 。」ォャ@ haberi duyunca 。セャケイォZ@
Ey peri yüzlü ; yolunun エッーイ。セ@ bir bir ゥセョ・ウ N@
- d・ケゥョ コ@ tarihi (Fevt boldu hュ。ケヲョ@ p。、ゥエ Z@
Anber gibi kokulu ッャウ。ケ、@ da 「・ケ。コャセ@ ッャュ 。 ウ。ケ、@
962) •
Her nerede sevgilinin 。エ ・ ゥ@ 。ォャュ@ 「。ュ、ョ@ ala-
cak olsa orada onun o ォイュコ@ 、オ。ォャイョ@ busemi
kondururdum.
aャ。ケイォ@ ・ ゥ セ ゥョ・@ yüz ウ イ、ュ@ kimdir ki gözya- (43)
ュ@ görünce ihsanlar saçacak. ゥウエ・@ zorluk ve eziyet 、・ゥャ@ 」ゥィ。ョ@ ー。、ゥィョ@ bui-
Ey ケオォ。イ、@ kendisine 「。セィャエュ@ 。イコ・エゥュ@ 。ィ[@
ュ。ォエイ N@
Katibi korkmadan derdini sana anlatsa ne olur.
Ey ay yüzlü; kendi 。ォャョ@ 。ャョ@ 。ャュォエッョ@
ウ。ォョN@
dゥャ ・ セュ[@ oウュ。ョャ@ p。、ゥィ G ョュ@ ・ゥセョ@ カ。イー@ daima
(41)
bir dilenci ッャュ。ォエイN@
Dikkat et; 「オャョ、@ yer; Hindistan memleketi- Hint ve sゥョ、G@ ー。、ゥィ@ ッャュ。ウ@ 「。ォュョ、@ hiki-
dir. yeciler birçok ・ケ@ 。ョャエケッイN@
Burada ォ。ャョ ケ。@ niyetlenenlerin hepsi avare ォゥイM Sevgilinin köyünde yol 。イォ、ュ@ bana rakip ol·
sclerdir. mak istiyor.
Ey aャ。ィュ@ Sen beni onun ケッャ、。@ olmaktan koru.
dョケ。 ケ @ gezip 、ッャ。ョ@ herkes; cHakikaten Cennet O beni öldüri.irse kan dökmeyi 「イ。ォョ@ ve beni is-
oウュ。ョャ@ Memleketi'dir• 、・ュゥエイN@ · teyin. Çünkü ォゥョ@ arzusu ゥウエ・、@ saadeti bulmak-
Ey gönlü hasta ォゥ [@ craya カ。イー@ bir an dostlann エイ N@
カコゥNョ@ görmek h er derde 、・ョ。イN@ Ey cefa veren; Katibi'nin; rakibin verdili kedere
hョ。ケオ@ ー。、ゥィョ@ ayatma kapanarak ondan izin オケ。ョォ@ bulunmaktan sana verdili sözde 、オイュ。ウ@
al. Çünkü omm ゥ@ daima 、ュャ・イ@ ゥィウ。ョ、イ N@
ョケ・ウイ@ olsa.
b。コ@ çocuk エ。「ゥャイ@ Hindistan'da kalmaya mey-
lcdcrlerse Katibi sen onlara ォ。エャュ [@ çünkü sen de
erkcksin . (....)
Kabil ・ ィイゥョ@ güzetleri varken insan huriye göni.\1
(42) verir mi?
hョ、ゥウャ。@ içinde bir hüma ォオ オ@ カ。イ、Z@ Hümayun
p。、ゥィ@
F: 10
146 147
(50)
(53)
h。イ・ュ Gゥョ@ ョゥNオ@
Abdüllatif 、@ ・ケィ@
Dünya c\·indcn ahiret yurduna göçtü. •
Orada カ。 ィ ゥ@ hayvanlar ve オャ。イ@ォ için hiçbir yiyecek
aコイ。 ャ@ ( >\S.) larihini エ 。 ュ。ャ、@ yoktu. kオイ「 。@ dahi ケォ。ョュ@ için su 「オャ。ュコ、 N@
E yle «Ya Ra ob ュ。ォョ@ cennet•: H . 962
N@
(54)
(51)
bコ@ ィ・イケ、H[ el-ayak A ャ@ ・ォュゥ@ ォゥュウ・ャイコ[@ bi:tc
Alemin ュ。ャョ@ N・ョ、ゥ@ menfaati için ァ。 ウ 「・、ョャセ イ ゥ@ fclekler ne ケ。^」ォャイ N@ Bir ケャ、イ@ yolda olan k;m scyi
Allah yok etsin. dokuz 、。ャ@ soyamaz.
y・ュ ・ @ ォ。 オ ャ ュオ @ unb kaymak ッャ。ョ@
Kimse b ir parça ・ ォュ・ゥョ@ bulamaz.
Onlar kmuz ゥー@ at eti yerler.
(55)
Bizim ケ」ュ・セゥコ@ görmesinler.
aウォ ・ イャ・@ ve.. | G 。セュ」ャイ@ çoktur. Yare ォ。カオュケ@ gitme; gönül イ。コ@ ッャュ。、 N@
Ölü; 、ゥ[@ erkek bütün ォ・イカ。ョ@ hiçbir hileye 「。@ Onun ァ。ュLケャ・@ öldüm fakat o halimden bilmedL
vurmadan talan ederler. Yeni vaiz ァコ・ャゥョ@ 。ョャエN@
Haki;catte güya onlar biiyük savas yapariar. Rahmet olsun ona ki herkes ondan ヲ。ケ、ャョN@
Onlann ォャ@ tutabilenlerini öldiirün. Cihanda gonca dudak ve hile ケ。ョォャイ@ çoktur
kヲエ^ゥ [@ 、ッイオ ケ オ@ ケ 。ョャ エ。ョ@ 。ケイ 。 「 ャ・」ォ@ kim<-e!<!r Fakat sen ser\'i ァ「ゥ@ boyuola ォケョ・エ@ 「。ォュョ、@
エ」セ。、ヲ@ ederlerse sözünun yalan ュ@ gerçek mi ッャ、ZNセオᆳ yükseKsin.
nu anlarlar.
Bulbul ウ ・ ウ@ gibi ゥョャエ@ ve 。ィュ@ seherde ケォ ウセ ャゥイ@ Id
-------- o gonca gibi ウセ カァゥャ@ ウ・ゥュ@ ゥエー@ merhamete gelsin .
- 1&1
dッセZN、。@ bul'.lnmak hasebiyle sevgitinin seneten uzak Katibi ョコ。ュ[@ ゥョエコ。ュ[@ ョ。コュ@ görse derdi ki:
ッャュ。ウ@ 、ョャゥイウ・@ de; sen 。ャ[@ çünkü 。ォ@ uzak- - Hz. Süleyman'la ォッョオュ。@ sana ャ。ケォエイN@
Jan ケ。ォョ@ eder; b。セ、エ@ yakma gelir.
(57)
(59)
Hz. Ali'nin türbesinin ・ゥセョ@ 「。ィャセュ@ var benim.
Ey gönül; 。ケ、ォエョ@ 、ッャ。ケ@ gam yeme. Çünk'ti ece- Bana her zaman bu ・ゥォエョ@ 。ャョ@ yeni bir ォ。ー@
linden önce kimse ャュ・ゥエイN@ aャョ。@ ・ォ」セ@ ・ケ@ カ。イ、N@
ケ。コャュ@ olup ta ウゥャョュ@ kimse de yoktur. Ben senin Kanberinim.
aャ。ィGョ@ aイウャ。ョG@ türbesine el sürmeye ne bir-
・ケ@ sormak ve ne de ona bir cevap vermek isterim.
(58)
Ey saki; sevgilinin イャオ、。ケ・@ içki içmek 。ケーエイN@
(60)
Hiç 。」@ su 。「M@ hayat ile mukayese edilebilir mi?
aォョ@ derdi buna hikmet düzdü ise Alemde iyilik ve kötülük görmeyenler ゥョウ。@ ォケᆳ
ョウ。ャイ@ ュ。ョエォゥ@ olarak Lokman hekimle bu husu- met·ini bilemez. Hf・ャゥョ@ çemberinden geçmeyen in-
su ォッョオュ。ウャイN@ Çünkü çaresi yoktur. san ォケュ・エゥ@ bilemez.)
Gönül ケ。ョャォ@ 。ャョ@ ケ。コウョ@ ォ。イ@ ォッケュ。セ@
kalksa; ben Anka ォオョ@ Hz. Süleyman'la ォッョオュセM
(61)
ウュ@ ィ。エイャュN@
ョウ。@ ォ・、イャョゥ@ zaman onun ゥエ。」@ içkidir.
Lütuf ve ォ。ャイョ、@ boyu-bosu ne olsa イ。コZカョ N@
Gam コ・ャイゥョ@ gidermeye エゥイケ。ォH@ faruk) hiç mi ça-
Benim ne haddime ki o sultan ile ォッョオ。ケュN@
re olmaz.
Ey gönül; 。ォ@ derdini zahidle dedikodu etme.
___ lG@ Mセ al M セM
152
(62)
(64)
Ey gönül; hastatanan sen idin; 、ゥョ@ ウォ@ ve o sev-
gili ile mücadele et. bZNョ。@ ィ。ォ\^_N@
edip ezivet eden セ 。ョイャ@ sevgilidir.
Sulh yapmak iyidir. amma ケ\A「。ョ」ャイ、@ çekin. B:mi エ。ョイ@ ュウョ@ ey göniil; sebep olan 「。ォウ、イN@
Ey peri yüzlü; hayat veren 、オ。ォャイョ@ 。ォャュ@ Gözlerimin ケ。ョ@ 。」ケー@ güzel yüzünü ウャ。エュN@
topla. Ev dertli gönüllerin 、・カ。ウ@ olan ay yüzlü, derler
Arnher kokulu zü!Hflermle 。ォャュ@ ー・イゥ。ョ@ etme. ici ォ。イU@ 。ォ@ sevgi!idir.
aォ@ Usesinin 。イN「ョ@ içip beni kendi halime 「ᆳ Yanakl;mn Cf'nnet bahçl!si \ 'C 、オ。ォャイョ@ ölümsüz-
イ。ォュケョ@ i:il.. ・ュウゥ@ olsa da.
Ey zahid; ben 。ォ@ 。イ「ケャ・@ mt>st olduktan sonra
ィッセカ。イ@ ile エ。「ゥュ@ オケュ。コN@ E) tabibim; neden ァャ・イゥョ@ ィ。ウエ、イ N@
Ziilüfleri büylileyici; gözleri 「。エョ@ ォ。ョ」Z@ kal- aォャ。イョ@ bir vniunu bulsa ォ。ョ@ bir solukla içer-
bi hiled. Benim halim bu 「。ォ@ hileli ile ne olacak. di.
Ey Katibi; zaman 「。セョエ@ zevkini tadma.k istersen O カ・ヲ。ウコョ@ ケLュ。@ görülürse; kan 。ャ」@ ッャ、オ@
Ömrünii; ケゥNイエ@ güzel bir servi boylu ile ッケョZᆳ 。ョャイ N@
tarak geçir. k_エAィゥ@ kulunu reddet'tle dostum . O iyidir ve ・ゥᆳ
ゥョ@ 。ャエョ@ güzel; カ。ォUイ@ bir ィゥコュ・エォ。イ、 N@
154 155
nostlara ォ。イ @ zarafetle muamele: O 」。ョュ@ doktoru benim halimi sorarsa ona de-
dュ。ョゥイ@ ォ。イ@
- yüzlerine gülerek onlan idare. yiniz ki IstJrap hazinesinde ウォョエ@
ケ。セュ」エ@
Ey dostlar; haber 。ャ、ュ@
eden güzelin bir エ。ZMヲ@
ki 。ォAュ@
derdiyle hasta ゥュN@
tatar ゥュ
、セエー@
N@
gönlümü
(67)
bitiriyor ve dua ediyorum. BAl: Kanat; boy; bos; Bari: Hiç olmazsa.
オッ@ 1Gl
Caygir: Yer tutan; yerle- fa; eziyet; zulüm; si-
b。エイ、Z@ k。、イァ@ nevin. Bih (Beh): ケゥ@
・ョ[@ ケ・イャュゥN@ tem
dt!n; orta ve yanm Bile: ャ・@
diye iki ウョヲ@ olarak Cebelu: Cebeli; asker. Ceyhun: cッォオョ[@ エ。ォョ@
Bilakac: Hile ile.
gösterilen; 26-36 o Cedel: Sert ュョ。ォ[@ Cihan 。ィZ@ Muzafferu'a
Birn: Korku, tehlike.
エオイ。ォャ@ ve çift kürek- Bimar: Hasta エ。イュ[@ kavga. ·Din (1405 - 1467)
li bir harp ァ・ュウN@ c・ヲ。ᄋーゥZ@ Cefa veren . Karakoyuolu padi-
Birdila: (Birmek: Ver·
Her ォイ・ゥ@ 5-7 ォゥ@ 。ィャョ、AtGN@
mek) Verdiler. Caide: yゥエ[@ 「。ィ、イN@
çekerdi. p。@ 「。エイN@
Cud: Cömertlik
Birgey: Versin Cevr: h。ォウコャ[@ eza; ce- cオZ@ cッュ。[@ kaynama
、。ウョ@ her ォイ・ゥ@ 7 Birla: ャ・@
ォゥ@ @ ・ォイ、N@ SOO kü- (Ç)
Bitildi: (Bitmek: y。コ@ Çak: Yank; ケイエォ[@ ケイエᆳ
rekçi; 216 cenkçi ve yazmak) y。コャ、N@ \[。イ「セZ@ çenber s。イァ[@
、ゥセ・イ@ gcmicisiyle be- maç.
Bitik: Mektup Çerik (Çeril): Asker
raber 800 müretteba. Çapan: Don; elbise; cüb-
Bocalatmak: Gemiyi geri be. Çesban: l。ケォ[@ münasip;
エ@ bulunurdu. Kürek-
döndürmek. ケ。ォイ[@ uygun.
çiler arasmda 3'er Alaçapan: kイュコ@ elbise-
Boldi: (Bolmak: Olmak; Ii c・ョZ@ Göz
cenkçi bulunurdu.
b・ィゥエZ@ Cennet mevcut; peyda) oldu. Çapmak: (At ォッエオイᆳ Çetr: ᅦ。、イ[@ gölgelik
Berhiz: Kalkan; ウイ。ᆳ Bolgay: Olsun; olacak. mak; talan etmek; ォᆳ Çin: Hiddet
yan; 。エャョN@ bッャュ。ァケ、Z@ Bulmaya. ャ。@ vurmak) Çonin: Böyle; böylece
」。ォエN@ Çapgay: s。カウョ@
Beytü-I ahzan: Dünya. Çün: Çünkü; ョ。ウャN@
(Yusuf'unu kaybedt!n Bu Ali: Bbu Ali Hüseyin
b. Abdullah. kウ。」L@ (D)
Hz. Yakub'un evi} gi· d。ゥᄋ@ Dahi
gi üzüntüyle dolu bir 「ョMゥ@ Sina veya ・ケィ@ Dehr· Dünya; コ。ュセョ[@ de-
Reis diye de エ。ョイN@ Dam: Tuzak; 。@ vir.
ev. Damen: Etek
Bezm-i gam: Gam mecli- bオ。Z@ yォ。ョウN@ Deli al· Teltil
Dana· Bilen; bilici; bil- Demsaz: aイォ。、@
si. Bühtan: Yalan; iftira. giç d・イァ。エMゥ@ mualla: BUyük
(C) dヲオゥZ@ ャ。[@ deva ォ。ー[@ saray.
Cadü: c。、[@ büyücü; bü- na can katan; sevgi· Danende: Bilen; malü-
yiileyici Derun ·i sine: Kalb; yü-
li. ュ。エャ@ rek; gönül
c。」エャォZ@ Acuzellk Def': Öteye itme; verme; Dest-gir: Elinden tutan;
c。ョM「ィZ@ Can veren; Cavid: Daima kalacak o- Qt'tadan ォ。ャ、イュN@ ケ。イ、ュ」@
hayat 「。ャエカョ[@ ca- Tan; ebedi; sonsuz.
F : 11
182 163
Hal-u ma: Halimiz· du- hッZ@ ケゥ[@ garip; tuhaf ウエゥィ。イ・Z@ Bir ゥョ@ ィ。ケイャ@ htiyak: ・カォャョュ[@ gö-
rumumuz hオZ@ Akti; オイ@ olup ッャュ。ケ」ョ@ an- イ・」セゥ@ gelme; özleme.
Handan: Gülen; gülücü; hオ・Z@ b。ォ@ lamak üzere abdest エゥョZ@ Hエュ・ォ[@ etmek; yap-
sevinçli hオケ。イZ@ aォャ@ kendine ケセイ@ 。ャー@ dua ederek uv- mak; ォャュ。I@ y。ーョN@
Hari: Hor; hakir; 「。ケエ[@ olan ォオケセ@ yatma. h。ケイャ@
ltmegev: y。ッウョ[@ etsin.
ゥエ「。イウコ@ Humam: Himmetli; a- ッャュ。ケ@ arzu etme.
lstimalet: Gönül çekme; lvan: Gözle görünen; za-
Harib: kセ。イゥ[@ firar eden zimli; bir ゥ・@ ウュォ@
ウ。ョエー@ o ゥ@ 「。イュN@ teselli etme: avutma. hir; 。ゥuイ[@ meydan-
h。イーオエ・Z@ b。ャォ@ ウイエ@ bi-
çiminde. Humar: tçkiden sonra . -
tsit!!ec: .
ウゥエョ」・N@ . da.
h。・ュZ@ Maiyyet ィ。ャォ@ gelen 「。ウセイ[@ ser- (K)
h。エヲZ@ b。セイョ[@ seslenen semlik. beraber denecek ka-
Kac: Hile: tezvir
Hatif u Gayb: Gaibden Hiimayun: Kuvvetli: mü- Kaçan kim: Ne zaman ki dar alçak ve hare-
seslenen; gaibden ge- barek ketleri pek seri idi.
Kad: m。ャコオョ@ olma; ィイウ@
len ses. Hun: Kan; öldürme; öc.
Kadd: Boy k。、ュAZ@ mevcudu 330
セ@
Hayme: ᅦ。、イ@ Hunhar: Kan dçen; kan Ka dem: Ayak; 。、ュ@ ォ。、イN@ 15. 。ウイ@ son.
Hel eta: ョウ。@ suresi dökücü; zalim k。、イァZ@ Buna ecnebiler ャ。イョ、@ bir ォ。、イァᆳ
Hemrah: yッャ、。[@ yol ar- Huni: k。ョャZ@ kan dökme- Gali ve Galer de de- ·rla bir büyük top ile
ォ。、N@ ye meyilli. mektedirler. Bunlar dört 、セエイ「。コ・ョ@ ve 」・ᆳ
Her giz: Asla; kat'iyyen; Huri: Gözleri iri; ウゥカ。ィ@ 25 ッエオイ。ォャ@ olup ウ。@ kiz adet de pranki
hiçbir vakit; hiçbir pek sivah; 「・ケ。コ@ pek ve sol kürekleri ade. topu bulunurdu.
suretle beyaz ォコャ。イN@ Cennet di .50 olmak icahedi· Kalafatlamak: Gemi ve
hュZ@ Hiddet; ga1.ab. teki ォコャ。イ N@
vorsa da Tuhfet'ul ォ。カセ@ kalafatlamak.
Hod: Kendi hオイZ@ cッュ。[@ 。セャエNG@ Kibar'da kaydedifdi- t。ィエャイョ@ 。イウョ@
Hoda: Allah hオ・Z@ b。ォ[@ ウ。ャォュN@ ゥョ・@ göre bir otura· エォ。ケー@ u\エョ・@ zift
•
Hodaya: Ev aャ。ィGュ@ Huc;e.ç1n: bN。ォ@ toplayan ョ@ .veri ocak vani sürmek.
.... .
(I - t)
セ@
rar ; ・ャカイゥ ャゥ [@ iyi uy. nasetli söz söyleme. veya gemiyi ge- ケォ@ tice; hitam.
yun. Serdirme: Hafiften ( ?) riye yürütme. Suyrgal: Daima ihsan ve
Sancgay: Saçmak Serencam: b。エョ@ geçen; Sof.i: Tasavvuf ehli in'am. b。ィゥ@ ve ih-
Sari. Cihet ; yan; taraf macera. Song: Son ; nihayet ; ne- san
ウ ・ョエN@ HI@
Sergerdan: Avare
Sayd: Av; avlama ; avlan- 。、 ゥ ケ。ョ・ Z@«Sevinç hava- mak; vermek; np-
Serir: Taht; yatacak yer.
ma. ウLN@ gibi bir ・ケ@ ol- rnek.
Serkop: b。@ vurmak i-
s。 ケ ・「。イ Z@ Gölgeci; h ima- ュ。ウ@ ャ。 セ@ @ ・ィ。 Z@ Ey 。ィ [@ ey padi-
çin harpte kullam-
yeci. 。、オュョ Z@ s・ NZ NGゥ ャゥ[@ mes- 。ィ N@
lan bir alet.
Sebk -i b aran: y。 ュオ Nᆳ rur; m ah-:tc. ・ィ M ゥ@ Rum : Osmanh pa.
ケ。ュ N@
Sangçay: (Sançmak : Saç
。ォゥイ、 Z@
Talt!be: イ 。ォ@ di 。ィ@ @
maç) Saçarsa; saça-
Sef': Eliyle ケ 。ォャケj@ 。ュケョ・ Z@ Hayrne; 。、イ [@ ゥ ォ ・ウ エ・Z@ kョォ [@ ォイャュ[@
cak olursa.
çekmek; 。 エ・ @ alaz!a. kara perde ケ・ョゥャュN@
Seng: t。@
mak; zehir bir kim- 」「 Z@ Gece ゥュ。、Z@ ゥュイ@ 。エ」@
senin yiizünü karart- s・イォZ@ b。@ ォ。ャ、イョ[@ i- ・ヲG Z@ Çift (tekin ォ。イ エI@ ゥイZ@ Arslan
ュ Z ォ [@ ョゥ。@ koymak; taatsiz; muhalif. Buna göre ュ ウ イ。ョ@ ゥイM・ヲァョ Z@ Arslanzadeden
i5aretlemek. Serteser: b。エョ「[@ ュ。ョウZ@ eDerler ki ゥ カ・uイZ@ n。コャ[@ ゥカ・j[@
Sefinc: Gemi: vapur. hep; bütün . iki rek'attan az na- cilveli; ・、。ャN@
Sehm: Ok; yay; korku ; Sevar olmak: Binmek; maz caiz 、・ゥャイ@ ヲィ Z@ n。コl[@ oynak; ser-
hisse; ー。 ケセ@ 、・ィ ・エ N@ (Süvari) olur. best
Seramcd : b。@ gelen; en- Seyishane: Seyisin ォ。ャ、 ᆳ ・ヲエ。ャオ Z@ Mec. Buse al- オャ・ Z@ Alev; 。エ・@ alevi
「。エ 。@ bulunan ; mümta?.: @ yer (T)
re i' Sifal: Alçaklar Tabanca: Tokat; 。ュイ@ Tapmagey· (Tapmak, bul·
Seren: Gemi direkleri ü- Sigal: Fikir; ・ョ、ゥ [@ dü- Tab': Tabiat; huy; yara- mak; ー・イウエゥ@ et-
zerinde; yelken aç. ョュ・ォN@ 、ィ[@ mühür damga mek; gaibi mevcu.
mak için yatay ola- Sim ・ォ Z@ gュ@ (e ben- vs. vurmak detmek) bオャュ。ウョ@
rak 「。セャ 。 ョュ @ ァ ᆳ zeyen) ァコケ。 N@ Tabu'. Biat; 「。セャォ@ Tar: Dar; ウォ@
dertere (ince ; düz· Sine: g ウ@ Tal'at: Yüz; surat; çeh- Tarih: (Tarimak. Serp-
ve uzun 。@ çubuk) Sivirya bulunmak: h。コイ@ re; güzellik mek; saçmak) bッ。ャᆳ
denir. olmak. Talkan: YaAla kavrul- エー[@ etrafa ウ。ーN@
Serd: sッオォ [@ sert; kaba: Siya etmek: kイ・セ@ ter- ュオ@ un. Tarik· k。イョャォ@
ィ。 ゥ ョ [@ 、ァョ@ ve mü - sine kullanarak ka- Tapman: bオャュ。ケョ@ Tatar: Tatar; ーッウエ。」@
174 175
Tcb (l'ab): sエュ。@ Tevfir: ᅦッ。ャエョ@ (V)
Tecrid: Soyma; soyulma: tヲャZ@ Küçük çocuk Vahdet: Birlik; ケ。ャョコォ N@ Vebal: Günah; azab; ゥ、ᆳ
ィ・イケ、ョ@ el ayak Tig: kャ@ Vahid u elf: Binbir det; 。イャォN@
çekip Allah'a yönel- Tike: Parça: yama; !ime. (Y)
me. tゥ「・Z@ Deli y。ィゥZ@ ケゥ[@ güzel muru; yasak memu-
Tefhim: Anlatma; anla- Tiryak M@ Faruk: Zehir ve Yarmak: Varmak ru.
エャュ。[@ bildirme; bil- 「。コ@ ィ。ウエャォイ@ kar Yarib: aケ、ョャ。エー@ Yitercek: Kafi derecede-
_siirilme. @ eskilerin kullan- de; yeterince çek.
y。イZ@ dッセエ@ ol; 「。ョ@
Tefviz: sゥー。イ@ etme; da. 、@ bir ilaç; panze- Yeti görüp: Kafi görüp
エュ[@ bir gayrimen-. hir. Yasar: Düzer; エ・ォゥャ@ e- Yezdan: Allah
kulü bilinen fiatiyle Toman: イ。ョG、@ on bil! der. mウイ。、N@ Kirpi- Yibargeyler: Yapacaklar
birinin üstünde 「ᆳ akçe yani elli ォオイ@ ゥ@ okuna yarin ォ。@ yャ。ウZ@ aゥ。ウ@
rakma. ォケュ・エゥョ、@ 。ャエョ@ sik·· keman yasar• yani yャ。ォ・」ゥZ@ Bir ケャ@ geç-
Telattlllf: Nazikane mua- k e. eYalin ォゥイーセ@ ka- meden.
melede bulunma. t'Tremola: Gemiyi çevir- ケャ。@ keman エ・ォゥャ@ yッセ@ eylegey: Yok etsin
Terahhiim: Merhamet; rnek. eder•. Y uyu1ュオZ@ (ÖI'')
u ケォ。ョM
etme; 。」ュN@ Tilr: 'Büyük Yesavul: Muhafaza me- ュZ@ エ・ュゥコャョN@
Ter'ib: Arzu ettirme tオ・A@ aコォ[@ nnk. (Z)
ro-O) Za'feran: Safran otu de-
ケ。ーャュ@ cetvel
nilen sanya boyamaya
uイ。ケーZ@ (Uçramak: Te- Usturlab: Eskiden ケャᆳ Zülf: Sevgili ウ。[@ özellik
yaran bir ot.
sadüf etmek; rast 、コゥ。ョ@ arza naza- Zahm: sォエョ。@ le yüzün iki エ。イヲョZ@
gelmek) Tesadüf e- ran yükseklik derece- Zahme: Vurma; yare dan sarkan saç bö-
dip sini ölçmeye yarayan Zerd: San lükleri.
Uh1fe: Sip3hilere; Yeni- alet. Zevrak: Sandal: ォ。ケ@ ZülfikAr: Hz. Peygamber
çenlere üç ayda bir
Zeyç. yャ、コゥ。ョ@ hareket (S.A.)'in Hz. Ali'ye
verilen ュ。@ . u。ォZ@ aォ[@ 。ォャイN@ ve yerlerini göste- hediye ettikleri ucu
Ultan: Yuvarlanan; te- Beytte cNalege オᆳ ren astronomlarca çatal ォャN@
kerlenen 。ォ@ agaz ey legey•
· Unnab. (Renk olarak)
Yani: aォャ。イ@ figan
kイュコ@
'Ussa: Tasa; keder; kay- eylemeye 「。ャウュA@
gu; gam; hiizün deniyor.
•
ra