Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 89

- 1

..

..

1001 TEMEL ESER


1

Teretiman
1001 TEMEL ESER


yZコョ@
SEY o@ ALi TU: s@

b。ウォケ@ ャZコNイ。ケョ@
セec@ DET AKY ILDJZ

miR'AT·Dl
AliH
<ÜLKELERiN AYNASI>
1

1001 Temel Eser'i


iftiharta sunuyoruz
Tarihimize mina, milli 「・ョャゥュコ@ güç ka-'
tan kütüphaneler dolusu birbirinden seçme eser-
Iere sahip bulunuyoruz. Edebiyat, tarih, sosyo-
loji, felsefe, folklor gibi milli ruhu ァ・ャゥエイョ L ッョ。@
yön veren konularda "Gerçek eserler" .elimizin
altmdadJI'. Ne var ki, elimizin 。ャエョ、ォゥ@ bu
eserlerden ￧ッオョャォ。@ istifade edemeyiz. Çünkü
devirler 、・ゥュャイ@ yol 。￧ュL@ dil 、・ゥュL@
ケ。コ@ 、・ゥュエイN@
Tercüman gazetesinde ィ。コイャョ@
bu eser Kervan kゥエ。ー￧ャォ@ A. N@
ofset tesislerinde 「。ウャュエイ@
Gözden ve gönülden uzak ォ。ャュ@ unutul-
maya yüz エオュ@ -Ama 、・イゥョ@ hiçbir ・ケ@ önüne sennek, ッョャ。イ@ ャ。ケォ@ ッャ、オォ。イ@ yere oturt-
ォ。ケ「・エュゥL@ ￧ッオョャ@ daha da önem kazan- ュ。ォエイN@
ュM binlerce cilt eser, bir süre daha el 。エャュコウL@
エ。イゥィN@ derinliklerinde kaybolup gideceklerdir. Bu bakundan 1001 Temel Eser'den maddi
Çünkü ッョャ。イ@ derleyip toparlayacak ve hiç bir kar beklemiyoruz. k。イュコ@ sadece gu-
günümüzün türkçesi ile 「。ウォケ@ ィ。コイャケ」ォ@ rur, iftihar, hizmet zevki ッャ。」ォエイN@
ャ・イ、ォゥ@ kalemler, gün geçtikçe 。コャュォエ、イN@
KEMAL ILICAK
Bin ケャォ@ tarihimizin içinden süzülüp gelen
ve bizi biz yapan, kültürtimüzde Bk￶・エ。@
vazifesi gören bu eserleri, tozlu raflardan kurta-
c e e e s e
イーL@ nesillere オャ。エョケ@ ーャ。ョ、ォN@
Tercüman Gazetesi Sahibi
Sevinçle ォ。イャケーL@ ümitle 。ャォ、ュコ@
"1 000 Temel Eser" serisi, Milli eゥエュ@ b。ォョャᆳ
ョ」。@ durdurulunca, bugüne kadar ケ。ョャ@
66 esere yüzlerce ek ケ。ーュ@ 、ョォ@ ve
"Tercüman 1001 Temel Eser" dizisini ケ。ョャᆳ
maya karar verdik. "1000 Temel Eser" serisini
ィ。コイャケョ@ çok 、・イャゥ@ bilginler heyetini, yeni
üyelerle ァ・ョゥャエォN@ aケイ」。@ 200 ilim 。、ュコᆳ
dan yardun vaadi 。ャ、ォN@ t・イ」ュ。ョG@ ケ。ョ@
ィ。ケエョ、ォゥ@ ァ・ョゥ@ ゥュォ。ョャイ@ 1001 Temel Eser
için daha da güçlendirdik. aイエォ@ ォ。イョコ@ gu-
rurla, cesaretle ￧ォュ。コL@ eserlerimizi gözlere
ve gönüllere sergilememiz コ。ュョ@ ァ・ャュゥ@ bulu-
nuyor. Milli 、・イ@ ve manada her kitap ve her
yazar bu serimizde yerini bulacak, hiç bir art
、ョ」・@ ile 、・イャゥ@ 、・イウゥコL@ 、・イウゥコ@ de 、・イャゥ@
gibi ortaya ォッョュ。ケ」エイN@ Çünkü esas gaye bin
ケャォ@ tarihimizin temelini, ュ。ケウョ@ gözler
ÖNSÖZ

Saglam temelc dayanan kültür; 。ィウゥケセエャ@ gençli-


ゥョ@ ケ・エゥュウョ、@ en büyük amildir.
Ecdad ile 「。@ ォッーュオ[@ dili diline; töresi töresine
NZケュ。ョ@ nesiller; kökleri ve 、。ャイ@ 「オ、。ョュ[@ yine
de meyve vermesi beklenen bir 。￧@ gibidir.
Dal; gövdeye ケ。ォョ@ ッャュ。ウ@ ve daha iyi beslenebilme-
si için 「オ、。ョイN@ Fakat kökün 「オ、。ョ@ sonucunda yine
de meyve ummak; çok zordur ve uzun bir 「・ォャケゥ@ ge-
rektirir.

Kütüphaneler dolusu mebhir ォ。ケョセ[@ ecdad ya-


、ゥァ。イ@ eser; kendilerini tozlu raflardan kurtaracak se-
lahiyetli eller beklemektedir. Ne ケ。コォ@ ki ッョャ。イ@ anla-
yacak; biz yeni neslin istifadesine sunacak anahtarlar
bir bir 。イュコ、ョ@ 。ケョャュォエ、イN@

Bugünkü neslin コ、イ。「ョ@ 、ッォオョ。ケ@ hiç hacet


yoktur kanaatindeyim. Çünkü ・」、。ョ@ halk ャゥウ。ョケ[@
ィ。ャォョ@ 。ョャケ「ゥ・」@ bir tarzda kaleme 。ャ、セ@ eserleri
。ョャケュォエ、イN@

Bugünkü ォッョオャ。@ cTürkçe»yc aktarmaya ￧。ャᆳ


ュ@ mrGatMャゥ@ mealk@ (ÜLKELERIN AYNA-
SI) bunlardan birisidir. MücWt önsözünde· «Eseri her-
kesin anlayabilmesi; dört senelik ウォョエ@ ve コ、イ。ー@
dolu günlerimizi ￶イ・ョゥー@ bize 。」ュャイ@ için ィ。ャォョ@ ko-
ョオエ@ lisanda ケ。コ、ュᄏ@ diyor.
10

Nesiller 。イウョ、ォ A@ 「ッャオォ@ kendisini 。￧ォ@ gös-


termektedir.
Eserin daha iyi 。ョャ「ゥュ・ウ@ 。ョ」カャ@ 「。@ taraf-
ta Seydi Ali Reis'in 。ィウゥケ・エL@ eserlerini ve impara- SEYDt AU REIS
torluk devrimizdeki Hint seferlerini ォウ。」@ belirttim.
Eseri çevirirken bilhassa metne ウ。、ォ@ kalmaya Aslcn Sinop'ludur, sonradan Galata'ya yerle:;;mis.
gayret ettim. Birbirlerine « . . . gelüp ... gidüp• diye 「。ᆳ @ ir. r。ィ」ZN[@ Dar'u-> sョ ZG 。 M @ Amire ォ」エィ、。ウ@ Hüseyin
lanan cümleleri müstakil birer cümle haline getirdim. a。、イN@ Büyük 「。ウ@ da Fatih コ。ュョ、@ Galata ter-
ᅦ。エケ」@ ゥイャ・@ numaralayarak ォゥエ。「ョ@ sonunda sanesi ォ・エィ、。ャ@ ケ。ーュエイN@ Scydi Ali bu aile ュ・ウャゥᆳ
。￧ォャ、ュN@ ni devam ettirerek küçük ケ。エ@ tersane hizmetine gir-
ゥイャ・ョL@ bilhassa ッォオョ、ャ。イ@ gibi ケ。コャョウュ@ ュゥL@ Rodos'un コ。ーエョ、@ (1522) 「。ャケイォ@ donanma-
dikkat ettim. aョャ。ュケ」ォ@ kelimeleri ォゥエ。「ョ@ so- ョ@ Akdeniz'deki biitün hareketlerine. Barharos'un mai-
nunda bir lügatçe halinde takdim ettim. yetinde ウ。カャイ@ ォ。エャュL@ Prcvezc muh:lrebesinde Os-
Çeviriele hatarn ッャュ。ウ@ ュオィ。ォエイN@ d・イャゥ@ oku- ュ。ョャ@ 、ッョ。ュウ@ sol cenah ォオュ。ョ、@ olarak te-
ケオ」エ。イュョ@ bu cür'etimi samirniyetle 「。ウャュイ@ mqüz エュゥ@ ve daha sonra k。ー、ョM@ Derya Sinan P
en büyük 、ゥャ・ュイN@ 。@ ile birlikte tイ。「ャオウァGョ@ fethinde (1551) 「オャョュᆳ
Müellifin arzusuna uyarak ruhunun 。、@ ッャュ。ウョ@ lur.
·diliyor ve eseri; gönlü bu vatan için çarpan gen<; kar-
」Z・ャイゥュ@ ithaf ediyorum. Bu seteriere muvazi olarak bahriye- エ・ォゥ。@ için-
deki mevkilerde ケォウ・ャュゥL@ önce aコ。ーャセイ@ k。エゥーャセGョ・@
NECDET AKYILDIZ sonra G3lata tersanesi ォ・エィ、Gャセョ。@ tayin ・、ゥャュL@ ni-
hayet Hassa reis! yani, devlete ait harp gemisi kuman-
Z ィョ@ ッャュオエイN@

Seydi Ali Reis, Trablusgarb seferinde iken Cidde'.


ye ウ。ャ、イョ@ hatta Süveys tersanesini tehdid ed<'n Por-
tekiz'lileri bZN「オGャ@ Mendep ve Basra körfezinden ￧ᆳ
karmak için otuz ォ。、イァセャ@ bir donanma ilc Umman
、セョゥコ・@ 。￧ャョ@ mウイ@ kapdam Piri Reis'in m。ウォエG@
zapt ve Hiirmüz'ü muhasara etmesine イ。セュ・ョ@ donan-
ュ。ョ@ büyük ォウュョ@ Basra'da 「イ。ォ@ üç ォ。、イァ@ ゥ・@
geri dönmek zorunda ォ。ャュ@ ve gemilerden birisi de
13
12
d・イァ。ィM@ Ali ュエ・ヲ」イゥォ。ャ@ 」カゥィ@ edildi ve 「ゥイォュ@
yolda ー。イ￧ャョ、@ ancak iki ォ。、イァ@ ile mウイG。@ olan dört ケャゥォ@ オャNヲ・ウゥ@ de ödcndi. Bukadar maceradan
avdct ・、「ゥュ@ idi (1552). sonra 。イエォ@ kendisi de donanma hizmetinden 。ケイャュ@
Piri Reis bu 「。イウコャョ@ 」・コ。ウョ@ ィ。ケエ@ ile öde- olacak ki çok geçmeden Diyarbekir エイョ。@ deftt イ、。ャᆳ
ュゥ[@ sカ・ケ@ ォ。ーエョャセ@ Katif ウ。ョ」セ、@ mazul Mu· ョ。@ tayin olundu (Recep ウッョャ。イ@ H. 964 1 m。ケウ@ son-
ut Reis'c t.!vcih ・、ゥャュ@ ve kendisine Basra'daki do- ャ。イ@ 1557) ve bu vazifede iken ll. 970 Cema7iyel e\'ve-
nanmadan 8 gemiyi orada 「イ。ォ@ 、ゥ・イャョ@ 。ャー@ ャョ、・@ (27 I. k。ョオ@ 1562, 25 Il. Kanun 1563) vefat etti
sカ」セᄋHZ@ getirmesi 」ュイッィョオ@ !di. Onun ュ。」・イャ@ seyahati ォウ。@ Lamanda her. tarafa ya-
Bu ウイ。、@ Kanuni, Nahcivan seferine hareket et- ケャ、@ \'C ᆱb。ョ@ Seydi Ali j。ャエZイゥ@ ge1di• ウ￶N@ Türkçe-
エゥョ、・@ H@ 8 Ra zaman 960 1 28 aオウエッ@ 1553) Seydi de bir mesel olarak ケ・イャエゥN@
Ali'de sefer-i hümayun hizmeti için ordu ile birlikte
yola ￧ォエN@ ESERLERi:
Halep ォゥ。ョ@ カ。ョャ、ォエ@ bir müddet sonra lS
ォ。、イ@
セ@
\'L 2 barça ile Basra'dan ￧ォ。ョ@ Murat Reis'in Bir denizci olarak kendisine ィ。ォャ@ bir ￶ィイ・エ@ te-
Hürmü7 。￧@ ォャ。イョ、@ bir Portekiz 、ッョ。ウ@ ile ァゥイM min ・エュゥ@ olan Seydi Ali Rcis, telif ・Mエゥ@ gemi sevk
@ ゥ@ muharebeyi ォ。ケ「・エゥ[@ barçalardan birisinin 、ゥᆳ ve idaresine; deniz 」ッイ。ヲケウョ@ ve hey'ete dair esereri
man eline ァ・￧エゥ@ ve hayli hasara オイ。ケョ@ oウュ。ョャ@ ge- ile de bir ilim 。、ュ@ hüviyetini haiz 「オャョ、@ gös-
milerinin tekrar Basra'ya ウョ、@ haberi 。ャョ、N@ エ・イュゥN@ O kadar ki; Katip Çelebi'ye göre Seydi Ali
Bunun üzerine Kanuni; 960 Zilhicce ウッョャ。イ、@ Rcis'ten sonra tersane ッ」。ョ@ onunla mukayese edi-
(1. Kanun 「。ャイ@ 1553) Seydi Ali Reis'i 150 akçe yevmi- lecek bir 「。ォウ@ ァ・ャュゥエイ@ IBkz. Tuhfct'ul Kibar
w ile s|G」ケ@ ォ。ーエョャ@ tayin ve Basra'daki donan- s. 62, ウエN@ 1147)
ョ。ケ@ 。ャー@ mウイG。@ getirmeye memur etti.
1 Muharrem 961 (7 l.Kanun 1553) de Seydi Ali
MiR'AT-1 セ\N|ゥnatZ@
Reis yl·ni görevini devralmak üzere Halep'ten har:=k<!t
、エN@
. @
.
uウエオイャ。「ョ@ imal v:: istimalincit.>n; ァゥNョ・@ ゥイエヲ。ョN@
D0rt ケャ@ k.,d.1r sürer. uzun ve ュS」・イ。ャ@ bir カッャ」ᆳ
<.uluktan c;onra Edirne'de Huzur'u 。ィョ・カ@ ォN「オャ@
dan; ケャ、コ。イョ@ オコ。ォャョ、[@ ォエャ・ョゥ@ ve ￶セャ・@ vaktinin
edildi. s・イァコエゥョ@ nakl ve ァ￶イエ@ muhtelif müs. tayininden nehirlcrin \j」ョゥャ@ tespitinden \e rub'u
lüman hükümdar ve beylerinden ァ・エゥイ、@ 18 mektubu müceyyibden bahsedt•n bu eser 「・@ mak:lle halindt>
takdim edince ー。、ゥィョ@ ve sadrazam Rüstem pR。ョ@ エ・イゥーョュ@ 120 babdan ュエ・ォゥャ、イ@ Scydi N|ャゥ@ セ・ゥAG@
iltilat ve ゥィ」[。ョャイ@ nail oidu. Ancak ￶ャ、@ rivayetle- !!sas itibariyle bahriycye ait olan bu eserine ilm-i mi·
ri コ・ᄋゥョ@ mウイ@ ォ。ーエョャ@ kオイ、ッャ@ H17.lr Reise カ・イゥᆳ cumdan 「。コ@ bahisler de iHh'e ・エュゥイN@
ュゥ@ ッャ、エセオ@ için s・セᄋ、ゥ@ Ali Reis'e 80 akçe yevmiye ile
15
@ Yazma ョゥウィN@ iウN@ Pni\·ersitl!si Kütüph. Nu: TY. gar-üstü ウ。ィゥャ・イ@ ile Hint 」エ・ョゥセ、ォ@ adalar: rüzgar-
1824) lar; tayfunlar ve seyr ü sefer ケッAャ。イ@ ィ。ォョ、@ mühim
イョ。ャヲNエ@ ihtiva ermek セ」[@ 。ケイ」@ dördüncü 「。ョ@ Y. ·
2 - HlJLASo\T'EL-HAY'A ni Dünva (Amer!ka) )'a 。エ@ bir ヲョウャ@ da ilave ・、ゥャュ@
「オャョュ。ォエ、イN@ Katip Çelebi cゥィ。ョュGウ、@ Seylan;
Halcp'tl! bulunurken hcy'et \'C riyazi\\at dersleri Cava; sオュ\エイ。Z@ w 、・イ@ adalar ィ。ォョNャ@ カ・イ、ゥ@ b:!-
,,lan Sevdi Ali Rcis; ィッ」イL@ Hamdullah b. ・カィ@ Ccma-
kddin'in bu ilim sa: 。ャイョ、@
...
Türkçede de bir eserin
giyi aynen mィAエG・ョ@ ョ。ォャ・エュゥ@ 、ゥエイ@ イ。ョィ@ escr!n
Hint Okyanusu'n3; 、・ョゥ@ astrono'llisine vt· fiziki 」ッᆳ
「オャョュ。ウ@ ャコオョ@ 「」ゥイエュ・ウ@ üzerine Ali kオ￧Gᆳ : afyaya ait ォウュャ。イ@ g<"çen 。ウイjョ@ ゥエ「。イ^@ n bir çc•k
nun hev'ctc dair fZエィゥケ」@ isimli eserini tercüme ・エュゥ@ Avrupa dillerine エ・イ、Nュ@ ・、ゥャュエイ@ .
Nョ」。ォ@ 「オョNャ。@ iktila etmeyerek Mahmud b. Omar a!-
ャLNG。ュゥョ、・@ ve k。、コエォMゥ@ rャュゥ@ Musa p。Gョ@ escr- 4 - mrGat@ Al Gmealk@
lerinden de layebianarak tercümesine birçok ilaveler
ケ。ーュエイN@ Seyd! Ali Reis'in Hindistan'dan b。、G@ dönü-
Hy\ャNュ。イZ@ aケ。ウッヲセᄋ@ Kütph, Nu·: 2591 / nオイッ[ᆳ ョ、・@ yol 。イォ、ャョ[@ görülen ・ィゥイA」@ seyrolumm
manive, Nu: 2911) ac-aip ve garaibi; ziyaret olunan türbeleri ve çekilen
ュ・。ォャ」エゥ@ anlatan bir kitap ケ。コュウョ@ istemeleri üze-
3 -· tar@k AI.·MUHiT f@ lmGTᄋefak@ rine kaleme almaya 「。ャ、@ bu eseri 965 Saferi orta-
VA'L ABHUR ャ。イョ、@ (1. Kanun 「。ャイ@ 1517) ウエ。ョ「オャG、@ tamamla-
ュエイN@ sカ・ケ@ ォZエー。ョャ@ セ。ケゥョ、・@ itibaren ser-
St:ycli <\li R"i<: ォウZャ」。@ Muhit 。、@ ile エ。ョュ@ olan
Sᅵコ・エゥョ@ bir ィゥォ。ケセウ@ olan bu eserde Scydi Ali Rei<>,
bu ュエ^ィオイ@ eserini 1554'tc B \I@ darabad'da bulunurkl·n
ァ・￧エゥ@ mcmlckctler; エ。ョZ@ hükümdarlar ve 。ィゥ、@
kaleme 。Aュッ[エイN@ Geçirdiili tecrübelerden .;onra kap-
エ。ョャ@ a ·.·c セ・ョイ」ゥォ@ ォZ。|@ uz olmadan Hint denizlc- セ[ャ、オ@ vak'alar ィ。ォョ、@ malümat vermektedir. aケョ@

r:nc!c Zセッャ[Nケォ@ sevr :i ウcGヲセ@ ゥュA|Nヲョ@ verecek bir ki- zamanda bir sey3hatnamc カ。ウヲョ@ haiz olan mrGat@
エZー@ ィ。コイャュォ@ ゥウエ」セャGョ@ mHC'!l!f eserini telif e-:krkcn alGmekゥョ@ Türkçe metni Nccip aウュGョ@ t-ir mu-
bu huo;usta cv\ ele<' ケZャWュセ@ olan birçok kitaplardan kaddimesi ilc birlikte Ahmet Ce\'det エ。イヲョ、@ ョ・ᆳ
hゥヲ[、ャG@ セエ@ ig.t [: ih: htllllara 。ィウゥ@ ョウ。ィ・、ャイゥ@ de
rcdilmist!r. Bizim; bugünkü dile aktarmaya ￧。ャイォ・ョ@
ォ。エュイN@ On bah ve elli fnsla 。ケZMャョ@ olan eser NZゥィᄋエ@ •
\NケョZ@ zanun ィ・ウ。「[@ エZォカゥュャ・イ[@ ーウオャ。@ エ。ォMN[ゥュZ@ ·; göz öniindc• 「オィョ、イュコ@ kitap da .hu 「。ウォ@ ol-
NZゥ・ョコ」ャォエセ@ ehemmiyetli bnz• ケャ、コゥ。ョ@ tulu' ve grup- ュオエイN@ (Dersaadct-lkdam m。エ「ウN@ 1313)
セNイ[@ ュ」セィエイ@ limanlar: hZョ、ゥ\エ。Gイ@ イコァ。MZャエ@ ve i i_i7-

Hayrullah ö,..s ve Mustafa Nihat Özön エ。イヲョ、@


da 「。コ@ seçmeler カ。ーョオAイN@ (Hindistan'dan ウエ。ョ「オj ᄋ 。@
193.5 Ank.'.
Bunlardan baska eser H. Fricdrich Die7. エ。イヲNᆳ
dan Almancaya (Denkwürdiegkeiten von Asien. Berlin
1815. Il. 133-267), HlNT VE UMMAN sefrl@
M. Morris エ。イヲョ、@ ォウュ・ョ@ fイ。ョウコセケ@ (Journal
Vasb dö g。ュGョ@ 1498'de Ümit Burnu ケッAャ@
Asiatigue 1R26. 9-10),
Hindistan yolunu ォ・セヲュウゥ@ Portekiziileri Hint deni-
A. Vambcry エ。イヲョ、@ ョァゥャコ」・ケ@ (The Travcls
セョ・@ 。￧ャュケ@ sevk ・エュゥN@ Basra körfezi ァゥイョ、・ォ@
and Adven Tures of the Turkish Admiral Sidi Ali Reis. Hür'rm.iz bッ。コGョ@ zaptelrnek suretiyle ュゥNウャ。ョセ@
London 1899), イョ@ elinde bulunan ticaret yolunu ォ。ーュャイ、@ (1515).
N@ Zumminab エ。イヲョ、@ da Rusçaya (Mt!mlekct- oウュ。ョャイ@ mウイ@ ve Suriye'yi ゥァ。ャ・イョ、@ önce
ler Küzgüsi. t。ォ・ョエ@ 1963) tercüme ・、ゥャュエイN@ ^ッイエ・ォゥコャョ@ Hintiiiere オケァャ。、ォイ@ Uゥ、・エイ@ dola-
Eserin müellif ィ。エケャ@ olan ョウィ。@ tッーォ。@ sa- ケ@ Gücerat Hükümdan 1. Mahmud Han (1458-1511)
イ。ケ@ Kütph. Revan k￶ォ@ ォウュL@ Nu. 1470'de ォ。ケエャᆳ Kaosu Gavri'den ケ。イ、ュ@ ゥウエ・ュ@ ve o da 1508 ウ・ョセゥᆳ
、イN@ dc Hüseyin Bey ォオュ。ョ、ウ@ bir filo ァ￶ョ、・イュゥ@ fakat
St!ydi Ali Reis ayni zamanda 。ゥイ@ olup ゥイャ・ョ、@ bu filo pek 「ゥイ・ケ@ ケ。ーュM[エN@
'<Katibi» ュ。ィャウョ@ ォオャ。ョュ@ ve «KatibH Rumi» diye Portekiztilerin kコャ、・ョゥ@ ve Aden'de ケ。ーエォャイ@
de エ。ョュイ@ Mürcttep 、ゥカ。ョ@ ッャュ。ケー@ eserlerinde; tahribat üzerine bunlara ォ。イ@ elli ー。イ￧ャォ@ bir donan-
bilhassa Mir'at al-Memalik'te ゥイャ・ョ、@ örnekler ma gönderildi ise de bu donanma da bir ゥ@ göremcdi.

mevcuttur.
Seyahati ・ウョ。、@ hükümdarlara takdim ・エゥ@ OSMANULAR'LA PORTEKIZLlLERIN
gazelleri sayesinde iltifat ve ihsanlara nail ッャュオ@ hat-
ta m・ィ、@ ve Kazvin'de ッャ、オセ@ gibi yine gazelleri sa- karャlmsi@
yesinde hapisten ォオイエャ。「ゥュN@
Hindistan'da ᅦ。エケ」@ ￶イ・ョ@ Seydi Ali Reis bu Memlüklerin tarihe ォ。イュウョ、@ sonra Porte-
dilde de ゥイャ・@ ケ。コュエイN@ ᅦ。エケ￧@ ゥイャ・ョ@ 「・ョ@ l<izlilerin buralarda 、ッャ。ュウ@ Osmanltiara ォ。イ@ da
Hümayun 。ィ[@ 、ッオ@ Türkçesini kullanmada ァ￶ウエ・イ、ゥ@ siyasi ve iki isadi bir darbe idi. gゥN」イ。@ hükümdan
muvaffakiyeHen 、ッャ。ケ@ onu Ali ゥイ@ Nevai ile mukayese b。ィ、イ@ 。ィ@ 153S'te oウュ。ョャ@ sオャエ。ョG@ elçi ve name
ederek kendisine eMir Ali ゥイ@ Sanh ョカ。@ カ・ョゥᆳ göndert>rek karadan mッャ@ ィォュ、。イ[@ denizden Por-
tir. tekizliler'e ォ。イ@ kendine ケ。イ、ュ@ edilmesini ゥウエ・ュN@

F: 2
ウ@ 19

Kendisine gönderilecek asker ve gemile!'in ュ。ウイヲャᆳ jZイ@


Deni/ ォ@ ァZ、N@ ャZMョ。@ <Jidugu için ha; 「ゥᄋ@ netice
na ォ。イャ@ olmak üzere emanet olarak Mekke'ye gön- ddt" edcmc;den ョオィ。@ ,ara\1 ォ。ャ、イ[@ geriye dönciü \'e
ゥN「・|、 G ゥ@ isgal ・エAN@
、・イゥ@ 50 セ。ョ、ォ@ ile bir milyon 270 bin 600 miskal al-
エョ、。@ sarfedilmesini ケ。コュエN@
dッョ。ュ@ hareketi uzun bir ィ。コイャ@ gerektiri- ャjiセt@ diB N nziGセde@ portekゥzl@
yordu. Bu ゥ@ için evvelce mウイ@ Beylerbeyi olup o an·
￧ᄋarpiml@
da Anadolu Beylcrbcyi olan h。、ュ@ Süle) man Pa-:-a
;?<>rev ャNZ@ nd iri Id i.
Piri Reis'ln Hint セオャ。イ、@ fallyett n ölümü.
b。ィ、イ@ 。ィL@ kendilerine üs vcnl:- Diu 。、ウョ@
ァ@ Portekizliler エ。イヲョ、@ 13 オ「。エ@ 1537 (Ramazan h。、ュ@ sャゥ」ケュ。ッ@ p。 Gョ@ mウイG。@ dönü<;;ünden
943) d<: katiedildL Bunun üzerine s。ィ、イGョ@ Mckke'. )>unra Ponekizliler kコャ、・ョゥGZ@ girerek Cidde'vi ゥァ。ャ@
:.ll emanet bulunan 300 ウ。ョ、ォ@ 。ャエョ@ ve ァュ@ verilen Llmek istediler; fabt muvaffak ッャ。ュ、イN@
l m ir ÜLcrine h。、ュ@ Süleyman p。@ エ。イヲョ、@ ウエ。イ ᆳ
bul'a nakledild!. Bu '>'?fer Süvey, A」イセ。ョウゥ@ ケ。ォョカ@ tesebbüs
dtiler. Bunda da muvaffak ッャ。ュ、イ[N@ fakat Tur-i
SüWV!> tersanesinde muhtelif büyül:lükte 76 pa .. Sina 「ウエ。ョ@ NGᄋョャエ。イ@ H. 950/1543. Bir müddt•t
ça ァ・ュ@ ゥョ。@ edlldi. Bütün ャ・カ。コュエ@ ikmal edilip ィ\ᆳ Aden'i ele ァ・￧ゥイ、ャセ@ de Piri Rcis bizzat 、ッョ。ウ@
n•kete geçirildi. h。、ュ@ Süleyman p。@ ォオュ。ョ、Zウjᆳ ilc 「オイ。ケ@ onlardan ォオイエ。ュN@
ki donanma ille ッャ。イZNォ@ 1538 h。コゥイョ、@ Aden'i zap·
tt: tti.
Piri Reis H. 958/lSSl'de otuz kadar gemiden mü-
・A^」ォゥャ@ Sü\'en 、ッョ。ュウケA@ Hint denizine ￧ォエ@
Beni Tahir kabilesinden olan Aden hakimi Amir b. m。ウォエG@ zaptctti. Yetmh ー。イ￧ャォ@ 、ュ。ョ@ donanma-
Davud'u hile ile gemisine getirterek idam etti. Yedne ウョ@ bozarak Hürmüz 。、ウョォゥ@ Hiirmüz kalesine ウᄋ@
kendi ュ・イ。ウョ、@ Behram Bev'i sancak beyi エ。yョ@ セョ。ケ@ mecbur eti. dュ。ョ@ ュオィ。ウZイ@ ettiyo;c de ka-
\.tl i. セカ@ 。ャュ」セN@ Piri Reis buradan Basra'ya geçti. Basra
h。セィュ@ Sülevman p。@ 、ッョ。ウケィ@ Diu önlerine ュ。ョセ、N@ ォ・セ@ :ortekizlilcrin Basra körfezini kapa-
セ・ャ、ゥN@ b。ィ、イ@ ZエィGョ@ yerine Miran m・ィュセ@ 。ィMfイオᆳ
mak ウエ・、ォャイョ@ duyunca içeride mahsur kalmak is.
:,i hükümdar ッャZョオエN@ s。ィ、イGョ@
3. Mahmuc; ケ・ョゥ@
temeyl!rek alelacele kendine ait üç ォ。、イァ@ ile denize
。￧ャ、N@ dゥ・イ@ gemi ve askerler orada ォ。ャ、N@ Bu suretle
pッイ・ォゥコZャ」@ 。ョャイォ@ idareyi ele 。ャ、[@ h。、ュ@ Sü-
・カュ。イ@ p。Gケ@ ォ。イ@ da POL tekizlilerle ittifak ) 。ーエN@ yola. ￧ォ。ョ@ Piri Reis gemilerinden birini de yolda kn-
sゥャ・セᄋュ。ョ@ Pa!:-a \irmi gün kadar kaleyi ョィ。ウイ@ etti. 「・エN@ H. 960 senesinde sカ・ケG@ oradan da mウイG。@
G。イ、N@
Bu arada pッイエォゥ@ 、ッョ。ュウ@ gelmekte oldUfll ィZM
20

Bu hareketi 1stanbul'a bildirildi. Hürmüz muha-


ウ。イョ@ ォ。ャ、イュウ@ ve 、ゥ・イ@ gemilerle askeri b。ウイG、セ@
「イ。ォ@ gelmesi se"l)ebiyle suçlu görülerek mウイ@
、ゥカ。ョ@ 「。@ kes il、@ ve ュ。ャイ@ müsadere edildi. (1)
Piri Reisten sonra sカ・ケ@ ォ。ーエョィ@ Katif San- HiNT sefrl@ HAKKINDA
cukbeyi Murad Reis'e verildi. Portekiz 、ッョ。ュウ@
Hint ve Aden denizindeki faaliyetinden 、ッャ。カ@ Basra'-
., '
KISA br@ gr@
da ォ。ャュウ@ emrolundu.
Murad Rcis セゥイ@ ara ヲイウ。エ@ bulup 、ッョ。ュウケャ@ o ウ ュ。ョ ィ ャ 。イ 。@Hin t ülkeleri 。イウョ、ォゥ@ ilk tarihi
Basra'dan 。ケイャ、N@ Hürmüz bッセGョ。@ ァ・ャ、ゥ@ ウイ。、@ münasebetler, bü)'ük Türk tarihçisi Selman Reis'in
büyük bir Portekiz 、ッョ。ウ@ ile ォ。イ A ャ。UエQN@ Burada (Ö. 1527) Hindis:an seferinden sonra 「。ャイ N@
bütün gün devam eden ゥ、・エャ@ bir muharebe oldu. Mu- Ümit Burnu'nu ォ・ ヲ・ エゥォ ・ ョ@ sonra 、ッセオ@ ticaretini
rad Reis çok コ。ケゥZエ@ カ・イ、ゥョ@ Basra'ya geri dönme- ellerine geçirt.!rt.!k Hind denizinin hakimi ッャ、オォ。イョ@

ye mecbur ォ。ャ、 N@ Bu ウ。カエ@ ュ・ィオイ@ kaptanlardan Sü- iddia eden Portekizliler; 1515 ケャョ、。@ Cidde emiri Hü-
leyman ve Receb reisler ・ィゥ、@ oldu. Murad Reis; Piri seyin Bey ile birlikte Hindistan içlerine kadar gelen
Reis gibi idam edilmedi fakat azledildi. H. 959/1552. Selman Reis ォッュオエ。ウョ、ゥ@ Memlük 、ッョ。ュウ@ da
Donanma Basn'da mahsur ォ。ャ、[@ bir gemi de Porte· yenilgiye オイ。エョ」L@ bütün Hint ケ。イュ、ウョ@ ve kコャ ᆳ

k.izlilerin eline geçti. deniz'e ィォュ・エョケ@ ォ。Qュャイ@ ve o diyariarda bu-


lunan hゥョエMウャ。ュ@ memleketleri üzerindt> 。イ@ 「ウォャᆳ
エ・@ bu olaydan sonra sカ・ケ@ ォ。ーエョャセ@ Seydi ra ァゥイュャ・、N@ Hatta bir ara otuz yedi ー。イ￧ャォ@ bir
-'li Re is tayin edildi. donanma ile kコャ、・ョゥG@ Cidde ャゥュ。ョ@ kadar gel-
ュゥQ・イL@ fakat bir ・ケ@ elde ederneden geri dönüp git-
ュゥャ・イ、N@
ャエ・@ tam bu ウイ。ャ、@ mウイL@ oウュ。ョャイ@ eline
ァ・￧ュゥ@ ve Hint seferinden henüz 、￶ョュ@ olan Selman
Reis de oウュ。ョャ@ 、ッョ。ュウ@ hizmetine ァゥイュエ N@
' (15 17)
Selman Reis oウュ。ョャ@ 、ッョ。ュウ 。@ girdikten he-
'
m en sonra Yavuz Sultan Selim エ。イヲョ、@ bin kadar
(/) Hürmüz オィ。ウイョ、@ュ Piri Reis·in イカ・エ@ alarak mu· Türk denizeisiyle sカ」ケ@ Aゥュ。ョ@ gönderildi. Burada
Q。ウイ@ 。ャ、イd@ォ rivayetini Peçevi (Tarih·i Peçevt yeni bir tersane kurdu. Cidde emiri Hüseyin Bey ile
s.
352) ve Ali kabul etmeyerek garaza hamlediyorlar. 「ゥイャ・ォ@ 22 ー。イ￧ャォ@ bir dom•nma ile Portekiziiierin
22
23
・ャオ」@ bulunan k 。 ュ・ ᄋ 。ョ@ 。、ウョ@ Sl'fer ケ。ーエ N@ Orada
göndererek Kanuni Sultan SüiC) man 'dan ケ。イ、ュ@ ta-
bulunan ォヲ@ irieri 、。 エーL@ adaya bir miktar asker 「ᆳ
lep ・エュゥL@ 、ュ。ョゥイ@ ォ。イ@ kendisinin ve ülkesinin
イ。ォエ N@ Henüz Mcmliik 'leri n elinde bulunan Yemen'i de
ィ ゥ ョュA@ edilmesini ゥウエ・ュ@ @ i. ( 1536)
oウュ。ョャイ@ idaresine ォ。エョ@ sonra geri dönüp tek-
ゥエ・@ b。ィ、イ@ 。ィGョ@ Kanuni 'den istec.lil?i bu |G。イ、ュ@
rar sカ・ セᄋ ・@ geldi,
teklifi, uzun コ。ュョ、イ@ コィゥョャ」イ@
-
「エャ。ョ、イ\N@ Hint mese-
.
Selman Reis, bu ウイ。、@ mウイG。@ gelen sadrazam lesini bir an önce ha!letmek isteyen oウュ。ョャイ@ için
「イ。ィゥュ@ p。Zカ[@ hゥョ、ウエ。G@ コ・ョァゥャL@ Portekizlile- b イ@ ve!o-ile ッャュオエイN@
rin elinde bulunan ャゥュ。ョイ@ durumu ve Hint dcni7 Nt: varki, gene! olarak ifade etmek gc.>rekirsc, Hin.
volunun oウュ。ョャ@ t icaretine ウ。ャケ」@ ケ。イャ@ belir- distan n· 」ゥカ_Nイョ、Z|@ ケ。ョ@ ュウャゥNョ。オ@ ケ。イ、ュ@ et-
ten ァ・ョゥ@ bir ャ。ケィ@ sundu. (1525) Selman Reis'in bu mek pPZエ・ォゥコャ」イョ@ Hmt ャゥュ。ョイ@ ゥ・イョ、ォ@ egemen·
Q|ケィ。ウ[@ oウュ。ョャイ@ Hint denizi コ・イッ、ォゥ@ merak- liklerine son vermek ュ。ォウ、ケャ@ ァゥイャ・ョ@ bu sefer-
ャセイョ@ 。イエュ@ ve bilahare ァ・ャ」ゥ@ gibi ュ・ィオイ@ Hint ler maalesef istenile'1 neticeyi vermedi. 1538 ケャョ、。@
ウ、」イャゥ@ ゥ」[ョ@ bir zemin ィ。コイャュエN@ Hィュ。ャ@ 、ッョ。ュウ@ 「。セョ、@ denize 。￧ャョ@ h。、ュ@
Süleyman p。Gョ@ hョエ@ seferini bir larafa 「イ。ォウ、L@
Bu ウイ。、@ hゥョエMャ。イ@ ülkeleri 。イウョ、@ da bir ta-
・ャゥイ@ üç scfcrin !)zellikle hu sefcrlcre ォ。エ ャ。ョ@ kaptan-
セ@ ュ@ ォZイャ。@
ortaya· ￧ォュエN@ Babür 。ィGョ@ ッセィNエ@
ャ。イョ@ 。k「・エゥ@ 。￧ッ[ョ、M 「セᄋォ@ hir talihsizlik eseri ol-
Hlimayun 。ィL@ Hindistan'da bir hayli yerleri zapt ve
、オョ@ söylemek, kanaatimizce ケ。ョャ@ bir ケ。イァ@ ol-
memleketine ilhak ettikten sonra Gücerat hükümdan
masa gerektir.
b。ィ、イ@ 。ィ G ョ@ üzerine カイュ@ ve ülkesini ゥァ。ャ@ ct-
Ocaktan ケ・エゥュ@ büyük bir denizci olan Piri Re-
mcve 「。ウャョエ N@
is'in 1551'de otuz ー。イ￧ャォ@ bir donanma ilc ￧ォエ@ ikin-
Zate n t•skiden beri Hindistan'a hakim olmak için 」@ Hint seferinde オ。イ、@ 「。イウコャォエョ@ 、ッャ。ケ@ idam
￧。ャョ@ pッイエ・ォゥャ@ de bu iki islam hükümdar ara- l'dilmesi. hemen bir sene SO!lra (1552) Murad Reis'in
ッ[ョ、。@ ￧ ォ。ョ@ kavgadan istifade ederek g」・イ。エGョ@ ュ・ᆳ on 「・@ parça ォ。、イァ@ ile Hürmüz'de Portekiztileric
hur b ir ゥ」Z ャG Z エ@ ャゥュZエョ@ olan Diyu ャゥュ。ョ@ コ。ーエ・ュゥᆳ ケ。ーエ@ ウュᄋ。エ@ bir 「。イ@ kazanamayarak bZウイ。G、@
lcrdi . Porte kiz ォッイウ。ョャ@ Hint denizinde ticaret ;.,zledilmesi!. Ve nihayet 1553'de dördüncü Hint sefe-
'apan ウャ。ュ@ 」。イャョ@ ウ。ャ、イーL@ ュ。ャイョ@ ケ。ュ@ ve rine ￧ォ。ョ@ \·e iyi bir denizci ッャ、オセ@ kadar büyük bir
'.!Cm ilcrini talan ettikleri de zaman 1:..aman lstanbul'a nlim de olan Mir'at-ül Memalik (Memlcketlerin Ayna-
ャ。ョ@ セゥォヲキ・ャイ@ Z オ。ウョ、@ idi. ウI@ 。、ャ@ ュ・ィオイ@ eserin mücilifi Seyyid-i Ali Reis'in ve
。イォ、ャョ@ 「。ョ、@ geçen korkunc felaketler, bu
b。ィ、イ@ 。ィ L@
bir tarafta eskiden beri 、ゥセュ。ョャイ@ 。ャゥィウコョ@ bariz birer örneklerdir. ·
ッャ。@ Portekizlilcr, 、ゥ・イ@ taraftan Hümayun 。ィ@ ile ba-
Bu ケ。コュョ@ 。ウャ@ ュ。ォウ、ョ@ エ・ォゥャ@ eden ve o . . -
<;>a ￧ ォLョ。ケ」 N 。ォャ[ョ@ 。ョャセZ」L@ ウエ。ョ「オャG@ bir eic;i
ョ。ャ@ denizcilik tnrihinde mi.istcsna bir yeri olan Sev-
25
24
セゥイャ・@ カ。コイュエN@ Nitekim Hindistan'da iken Delhi hü-
vid-! Ali Reis; ・ウゥコ@ bir kaptan, büyük bir 。ゥイ@ ve ger- ォョ、。イ@ Humayun 。ィ G 。@ takdim ・エゥ@ gazelleri çok
çek bir ilim 。、ュイN@ b。ォ@ hir tabirle; kalemi ile ォ ᆳ 「セ・ョ@ ィセュ、。イ[@ kendisine • Mir Ali ゥイ@ Sani• diye
ャ」ョ@ 。ケョ@ maharcttc kullanabilen hakiki bir san'at- ィエ。「@ ederek takdirlerini 「・ャゥイエュN@ Sevdi Ali Rcis
ォ。イ、N@ gerek Anadolu lehçesi gerekse ᅦ。エケ@ lt>hÇesi}le ケ。コ、Z@
gャ|。エG@ tersane ォ・エィ、。ウ@ Hüseyin a。Gョ@ oJllu @ bu ゥイャ・ョ@ de yine •Mir'at-ül Memalik• isimli kita-
|Iャ。@ Ali Rcis'e, s」ケ、Mゥ@ ァ・ュゥ」ャョ@ ataianndan miras 「ョ、。@ エッーャ。ュイN@

olarak ォ。ャュ@ ッャ、オョ@ bizzat kendisi söylüyor. Bu ᅦ・ゥエャ@ tarihlerde, ォウュ・ョ@ veya tamamen ョァゥャコ」・L@
nizden oG。@ 。ョ、[@ 、ッュ。@ bir denizci• demek, her Almanca, fイ。ョウコ」L@ Rusça gib ケ。「ョ」@ dillere terceme
jZャ、エ@ ntUh1WigU Olmasa gerektir. edilen bu kitap, bizde ilk defa 1313 tarihinde Ahmet
Küçük ス。エ@ tersane hizmetinde bulunan ve dc.•- Cevdet エ。イヲョ、@ ォ、。ュ@ m。エ「ウョ、@ eski Türkçe
nizciliklc ilgili bütün ォゥエ。ーャイ@ okuyup, tüm bilgileri Hoウュ。ョャ」I@ olarak 「。ウャュ@ ve Türk ッォオイャ。ョ@ isti-
ögn.ncn Sc,)'Yid-i Ali Reis'in ァ・ョ￧ャゥL@ Hayreddin p。セ@ fadesine ウオョャュエイN@ Ne · var ki harf ゥョォャ。「、@
Sinan pョ。@ gibi büyük deniz ォオイエャ。@ 。イウョ、@ geç- sonra adeta bir オュ。」@ gibi gösterilmek istenen Os-
ュゥセエイN@ Deniz muharebelerinin hile ve inceliklerini biz- manhca; genç nesiller エ。イヲョ、@ okunamaz bir hale
zat bu muharcbelerde ￶イ・ョュゥエN@ gelince, 、ゥ・イ@ bütün N セᄋ。ィM・ウイャゥュコ@ gibi bu kitap da
Seyyid·i Ali Reis, 961 H. (1553 M.) tarihinde mer- bir kenara 。エャイォ@ unutulup ァゥエュN@
hum Piri Rcis'in Basra'da 「イ。ォエ@ 、ッョ。ケ@ getir- Tercüman Gazetesi 1001 Temel Eser serisi içeri-
mek üzere mウイ@ ォ。ーエョャ\@ tayin edildi. Dördüncü sinde yeniden ケ。ョャイ@ ve ゥュ、ォ@ Tiirkçemize ak-
Hint seferi diye bilinen ve gerçekten korkunç serü- セ。イャォ@ genç nesillerin istifadesine sunubn Mir'at-ül
カ・ョャ セ イ N@ ィ・ケ」。ョャ@ vak'alar ve acaip olaylarla dolu olan Memalik (Ülkelerin aケョ。ウI@ ォゥエ。「ョ@ büyük bir 「ッャオᆳ
bu mc:;.akkatli yolculuk tam dört ケャ@ ウイュエN@ オ@ 、ッャオイ。」ョ@ yürekten ゥョᄋュケッイオN@ eュ・セゥ@ geçen-
Sey ·id- i Ai, hu uzun ve mihnetli seyahatinde ba- leri bu 」。ャョイ、@ 、ッャ。ケ@ tebrik ・、イ[セ N@
セョ、。@ geçen ッャ。ケイ@ mrGatMol@ MEMALlK CMt-m-
A エ^ォ」ャNイョ@ a\ ョウI@ ismini カ・イ、ゥ@ bir kitapta エッーャ。ュセ@ ÖMER KARA YU MAK
G N@ Kanuni sオャエセョ@ Süleyman'a takdim ederek ー。、ゥウィョ@
。ヲョ@ mazhar ッャュオエイN@
ゥイャ・ョ、@ ᆱk。エゥ「ッ@ ュ。ィャウョ@ kullanan ve •Kati-
bi-i Rumi,. uiye de ￶ィイ」エ@ bulan Seyyid-i Ali Re is, st--
vahati セNZウョ。、@ 、ッャ。ュォ@ .mecburiyetinde ォ。ャ、@
Hint, Sind, 1\fganistan, Pakistan, Mnveraünnehir. h」ᆳ
r<lsan, Azerbaycan v s. gibi yerlerde 、ッャ。イォ・ョ@ ᅦ。ᆳ
エ。セᄋ」@ Türkçesini de ￶イ・ョュゥ@ ve bu lehçe ile de güzel
Bismlllahlrrahmanlrrahlm
'
Sonsuz hamd ve MN。ケセオ[@ sena, butun ュ・カ」オ、。エ@
yoktan var edip, lütuf denizine 、。ャイョL@ vacib-ul-Vü-
cud, yegane ィ。ケイ@ vc cömertlik sahibine ki O ne güzel
hakiki kudret sahibi, 。ョ@ yüce ve 「。@ ィ・イケゥ@ kap-
layan yegane ィォュ、。イN@

y。イ、ー@ ftlemi Hak verdi ・イヲ@


Cümleden ademi ォャ、@ ・イヲ@
h。ォL@ ey dil arayub seyyah ol
Ma'rifet bahrine var mcllah ol (1)

SeHimlar, dualar, tazarru ve niyazlar, yegane yara-


エ」@ olan aャ。ィGョL@ sevgisinin ・イヲゥョ@ bütün alemleri ya-
イ。エー@ günahlara ・ヲ。エ￧ゥN@ alemiere rahmet olarak gön-
、・イゥ@ ォ。ゥョエ@ efendisi, ケ。イエャョ@ gururu Pey-
Z[。ュ「・イ@ Efendimize, aile ・ヲイM。、ョ@ be bütün 。ウィ「ョ@
ol'>un.
Eyledi nefs bizi ァ。イォM@ günah
kャ@ ・ヲ。エ@ ide rahmet Allah
Himmet it イコM@ ィ。イ、・@ ケ。イョ@
Yüzümüz 。@ ola, olmaya siyah (2)

DiNtN KORUYUCUSU padhi@ MEDH HAKKINDA

mウャュ。ョイ@ ー。、ゥィョ@ dua etmek dahi her
müslümana ャ。コュL@ ehemmhetli, belki de fan \'(' en

,
28

Jüzumlu bir ・ケ、ゥイN@ Bilhassa sultanlar ウオャエ。ョL@ zaman nimerin ォケュ・エゥョ@ bilen bir miktar gt!mici ile, karadan,
ve zeminin 「。ォョL@ heybetli, cihangir, ィ。ュ・エャゥL@ ada- oウュ。ョャ@ ャォ・ウゥョLセ@ 、ッイオ@ yola ￧ォエN@
letli, gayet cömert, 。エャァョL@ kara ve denizterin büyük
b。エョ@ Gücerat ülkesi, Hint, Sind, Buhter 「。@
セオャエ。ョL@ güçli\, ・イヲャゥL@ コセュ。ョャ@ 。セイョL@ en zengin. Sul-
@ emin yani Zahulistan, b・、ィ。ョ@ ülkesi, Hotlan, Tu-
tan Selim ッセャオ@ Sultan Süleyman Han için -Allah öm-
ran, イ。ョ@ yani Mavera'ünnehr. Horasan, h。イ・コセ@ ャォセ\ゥ@
rünü uzun, devletini, ィォュ、。イャセョ@ ölünceye ve ォᆳ
ョセ@ kー￧。ォ@ çöliinü geçtik. Bu taraflardan yol bulama.
yamete kadar devam ettirsin. Amin.
、ォN@ nゥィ。セᄋHBエ@ Horasan m・ィ、ゥGョ@ lrakeyn yolu ile
ケエョゥ@ Kazvin ve Hemedan'dan b。セ、G@ カZイ」ィォN@
Duam セャ、オイ@ ・ィMゥ@
rumun ilahi
Saadet ber le geçsun sal-u ュ。ィ@ Yolun 、ッイオャA[Lエョ。@
emin olarak b。セ、Gョ@
aュョ@ ォイョ。M「」ゥL@ hakant Çinin ￧ォエュコ@ zaman, tertemiz ve sözünün eri yol arkada$·
mオエゥセ@ Hintl-u Sind·in p。、ゥィ@ (3) A。イュ@ bana gderek:.

ktabin@ yazil@ SEBEBI - Kim, bu ュ・。ォエャイ、ョ@ kurtulduktan ウッョセN@


bu 、。@ ve çöl ァ・コゥャエNセイュ@ uzun uzachya 。ョャエーL@ bu
ウ・ヲゥョL@ Mekke ve Cidde seferlerinden daha yorucu ol-
Bu ォゥエ。「ョ@ ケ。コャュウョ@ sebep オ、イZ@
、オョ@ söylerse, ュ「。ャ@ ・エュゥ@ olur.
Saadetlf.t p。、ゥィM@ alem penab Efendimiz (Allah
O'na olan ケ。イ、ュョ@ 。イエウョI@ 。イォ@ seferi ウイ。ョ、@ Tehlikelerle dolu bu seferde meydana gelen zor-
Halep'tc ォャ。、イ@ yerde, bu acize mウイ@ ォ。ーエョャᆳ luk ve ウォュエャ。イ@ anlatmaya. 」ッォオョ@ Hint denizi mü-
ョ@ lutfeuiler. rekkep ve Sind ッイュ。ョャ@ kalem olup bin defa ￧ッセ。ャᆳ
ön"e mウイG、。ョ@ Basra エゥュ。ョ@ gönderilen donan- エャウ。L@ hakiki ・ォゥャイョ@ 「ゥョ、セ@ birini ve vüz muha!'ip
ma gemilerinin, mウイG。@ gt>ri getirilmesi ferman buv- bir araya gelse, tehlikelerin ォッイオョ￧ャセ@ onda bi-
ruldu. rini ケ。コー@ anlatamaz.
Bu vüksek ・ュゥᄋ@ mucibince Basra ・ィイゥョ@ カ。イ、ォN@
Hiç olmazsa görülen ・ィゥイャL@ ァ・コゥャ ᄋ@ çok @ uhaf 'e
Mevcut セャ。ョ@ ッョ「・@ parça ォ。、イァ@ ile Hürmüz denizin- 。ャ」ォ@ yerler, コゥケ。@ et otunan ュ・コ。イャセ@ ve sonra da
den mウイG。@ 、ッセイオ@ yola ￧ォエN@ çekilen elem ve ウォョエャ。イ@ 。ョゥエャー@ bir kitap ュ・ケ、セᆳ
Ama (Kul tedbir 。ャイL@ Hak takdir eder) sözü gibi ョZ@ ァ・Zイゥャュウョ@ arzu ediyoru7.. Ki ゥエ・ョャイL@ keder do-
tedbir. takdire uygun 、ュ・ゥN@ mウイG。@ varmak mü- lu ュ。」・イコ@ 。ョゥケー@ halimize 。」ウョャイᄏ@ diye devarn-
カセウ・イ@ ッャュ。、N@ lster istemez Hint ülkesine ￧ォエN@ dセᆳ ャ@ surette ウイ。@ edince H、」|G。ュャ@ 「ゥイ・ケ@ arzu etmek, o
Zゥコ@ yoluyla gitmek mümkün ッャュ。、N@ mウイGャ@ gemiciler- セ・ケゥョ@ meydana gclme!iine seb.:p olur) 、ョ」・ウゥケャ@ k:-
den ー。、ゥィ@ hazretlerinin hclftl エォュ・ゥョ@ vevip ケ・、ゥセ@ iaba ィ。ャ、ュN@ y。ーュ」ォ@ \'(" sec''li sözlerden ォ。￧ョM
rak, ィ・イォセウゥョ@ unlayabilmesi :':in, günlük lbanla yaz-
、ュ N@ ゥ|Aウエヲュコ@ \c ッエオイ、ュコ@ saltanat c\'i olan fs-
イNョィオャG。@ カ。イョ」L@ ウォョエ@ \C elemli günkrle keder dolu
ィォヲキュゥコ@ sona 」イ、 N@
mrGatMᅵl@ mealk@ HエL[lkerBG@ .\YNASI)
Her ne kadar çekilen czhetlerl! göre ォゥエ。「ュコ@
セmhneQMaᄋ@ :knilmcsi ャ。コュ@ gelirse de, her \'i. DEST ANlNA gr@
1.1yctin, gelilen her mc-mleketin 、オイュャ。@ bu 'kitapta
Zョャ。エ、@ için isminin mrGatMcl@ mealk@ (Ülkele- Yine d\!ryayi ュゥィョ」@ eyledi 、@
rin aカョ。ウI@ ッャュ。ウ@ daha uvgun görüldü. Mcvc· i ァ。ョ@ 「。セ、ョ@ 。@ u b eldi ィオイセ@
Dehr idüp 。ゥォイ」@ kinesini
ュゥ」ャエL@u tfostlarla yüzyüz':' ァ・ャ、ゥュコ@ zaman. bu Garka k.asd etti ten セ、ゥョ・ウ@ (Sl
l:icrau vadisinde ッN[。ォョ@ カセ@ 、ゥケ。イM@ gurbette ah edip iP-
k ver<' k 。ャ\ケGョ@ ヲ」ゥエN@ ィ。カイ@ 、。@ ile 。ョー L@ kederli gönlii· Padi!jah ᄋ@ Alem-pcnah h。ᄋセイ・エャゥ@ H. 960/1553 sene-
Zオ@ ュャGョ@ 」ャュG・イゥ、M N@ si r。ュコョ@ ッイエ。ャョ、@ 「セォ@ n: ュオセ@ uam bir ordu
ャ・@ dッオ@ Seft-ri'ne ￧ォエャ。イ@ kャ。ュォ@ ￧ゥョ@ Halep ゥウエォZᆳ
Hn ki)i ゥMN」イ@ kova altmdc ad metine yöneldiler. Bu acizc de sエGヲ・Mゥ@ Hümayun'da
, hセ|@ r il,· Zゥ@ ki:n ォャZ。イ@ 。ョ@ yad hizmet görevi カ・イゥャュエN@ Zafer müjdelcyen ordu ile yo-
s」イァjNM[エョ@ hen 、。j[@ コゥォイ・セーュ@ la koyulduk. Saadetlü p。、ゥィュコャ@ mübarek Ramazan
bイ@ dua ik• 。Qャョォ、イ@ murad (.tl 「。ケイュョ@ y・ョゥィイG、@ (1) id rak ettik. Oradan Seydi
Gazi'ye geçip türbeyi ziyaret etti.
Konya'ya カ。イョ」[@ Molla Rüm (2); Sultan'ul Ulema
(3); ・ュウMゥ@ Tebrizi ve ・ケィ@ Sadru'd-Din Konevi Haz-
retleri'ni ziyaret ettik. Kayseri've hョ」。@ ・ケィ@ Evhaud
-din Kirmani; NAケィ@ Burhanud-din Muhakkik; ・ケィ@
Bahau'd-din ッャオ@ ・ケィ@ 「イ。ィゥュ@ Aksarayi ve Davud-u
Kayseri'yi コゥカ。イ」@ ettik. Buradan Halcp'e カ。イ、ォN@

(I) Bursa y・ョゥセィイG@


(2) Mevlana Celô.leddin-i Rumi'nin 「オコ@ kaynaklardaki ismi
(31 m・カャ。ョG@ babaM
33
leri bozulur. Bu durum ウエ。ョ「オャG、@ duyulunca kap-
4
Hz. Da\ ud; Zt:kcriyya ve b・ャォケ。@ pcygamberler エ。ョャォL@ Basra ・ィイゥョ、@ Katiyf ウ。ョ」セ、@ aziedilen
ile ashabdan Sa'd Ensari; Sa'id Ensari ve 、ゥ・イ@ salihte- Murad Bey'e verilir. Mevcut olan gemilerden iki barça,
rin kabirl.erini ziyaret ettik. 「・@ ォ。、イァ@ ve bir kalitenin Basra ャゥュ。ョ、@ ォ。ャュZM@
Mübarek Kurban 「。ケイュョ@ s。、」ャ@ p。、ゥィ@ ile emredilir. Bir ォ。、イァ@ da Bas>:a ャゥュ。ョ、@ ケ。ョー@ mah-
orada geçirdik. volur. Geriye kalan ッョ「・@ ォ。、イァ@ ve iki barça ile
Önceden mウイ@ k。ーエョ@ Piri Be) (4), sカ・ケ@ iske. Murad Bey, mウイG。@ gitmek ümidiyle Basra'dan 。ケョャエGN@
lesinden otuz kadar 「。エイ、[@ ォ。、イァ[@ kalite ve kalyon Hürmüz önlerine geldikleri zaman 、ュ。ョ@ donanma-
ile kコャ、・ョゥ@ yoluyla Cidde'ye オイ。 N@ Oradan Ye- Si ile ォ。イャN@ Büyük bir ウ。カ@ ölur. Kaptan Rei"i
men'e カ。イ@ ve Bab'ul Mendep 「ッ。コョ、@ ￧ォ。イN@ olan Süleyman Reis, Recep Reis ve askerlerden bir
Aden önünde ィイ@ ve Zafar yoluyla Rc's-ul Hud'u çok ォゥ@ ・ィゥエ@ olur. Barçaya da 、ュ。ョ@ el koyar. Tek-
geçer. Yolda fazla sis ve bulut ッャ、オョ。@ gemiler bir- rar Basra'ya kalan gemilerin ケ。ョ@ gidip, memleke-
birinden 。ケイ@ 、・イャN@ ィイ@ ケ。ォョ、@ bir ォウュ@ par- !e dönmeye ゥュォセョ@ ッャュ。、セョ@ ー。、ゥィ@ arz edince
￧。ャョイN@ Bir ォウュ@ kurtulur. Umman'rr güneyindeki ォ。ーエョャ@ görevi bu aciz kula verildi.
Maskat kalesini fcthedcr. h。ャォョ@ esir edip, Hürmüz
p。、ゥィョ@ aciz kulu ve 、オ。」ウ@ KATtBi ROMl ya-
ve Braht 。、エ|ャイョ@ ケ。ュャイN@ Basra Aゥュ。ョ@ gelince
ni fakir hᅵseyn@ ッャオ@ seydMQ@ al@ eskiden beri de-
、ュ。ョ@ « kafir dona n ュ。ウ@ geliyor» Jiye habt'r 。ャイᆳ
ョゥコ」ャセ・@ ュ・イ。ォャ@ olup, denizcilik tahsilini ケ。ー@ ta-
lar.
mamlamaya can-u gönülden イ。コ@ idi. Saadetli ー。、ゥ\ィ@
Maskat kalesinden esir 。ャョ@ 、ュ。ョ@ ォ。ーエョ@
efendimizlt> Rodos fethinde beraber bulundum. O コZᆳ
da:
mandan bugüne ka,dar Akdeniz'de ケ。ーャョ@ bütün sa-
• - dッョ。ュ@ gelmesi ュオィ。ォエイ N@ Burada
カ。ャイ、@ ve fetbedilen bütün kalelerde merhum ve
、オイュ。ケョN@ yoksa ￧ォ。ュコウョAᄏ@ dcyinc..! 、ッョ。ュ@
ュ。セヲオイ@ Hayreddin Reis, Sinan p。@ ''C 、ゥセ・イ@ kaptan-
hepsini ￧ォ。イュケ@ muktcdir ッャ。ュケーN@ kendisine ait
larla pek çok hizmetkrlc bulundum. Akdeniz'in hPr
üç parça ォ。、イァ@ ilc 、ュ。ョ@ gelmeden ev\'el limandan
ォ￶・@ ve 「オ」。セョ@ 、ッャ。エュN@ d・ョゥコ」ャセ@ ait bilgimi pe-
ウ￧イ。ケー@ ￧ォ。イN@ Bir ォ。、イァ@ da Bahreyn ケ。ォョ、@ ー。イ セ@
ォゥエイーL@ bu konudaki ilimierin hepsini ケ。コー@ ￶セイ・ョᆳ
￧。ャョイN@ ォゥ@ ォ。、イァ@ ilc mウイG。@ \·anr. dゥセ・イ@ gemiler
Basra'da ォ。ャイ N@
dim. Heyet ilminde H。ウエイッョゥI@ ヲ・ョMゥ@ hikmette ve
、・ョゥコ」ャセ@ ait 、ゥ・イ@ konularda ve カャ、コ。ョ@ durumu
Ku bad Pa<,;a hazret leri mウイ@ ウ。ョZ@ イ@ k 「」ャ・イゥョ、@
askere kumandan olan Ali bセカᄋ」@ ォ。ーエョャ@ teklif edt:r. ィ。ォョ、@ kitaplar ケ。コ、ュN@ Ana ve baba atalanm. b:!.
fakat o イ。コ@ ッャュ。カョ」@ karadan mウイG。@ geçer. g・ュM hassa ウエ。ョ「オャG@ fethinden beri Galata'da tersane
ャ\・エィ、。@ ケ。ーァ・ャュゥイ、N@ Her biri deniz ilminde
mahir ォゥャ・イ@ olup, maharetleri 。￧ォ@ ァ￶イャュエN@ Bu
(4) kゥエ。「M@ Bahriye'nln ケ。コイ@ Piri Reis (Ö.K.) F: 3
35
yüzden denizcilik ウ。ョエ@ bana 。エャイュ、ョ@ miras oh-
rak ォ。ャュエN@ セ・ケィ@ Davut Tai ziyaret edildikten sonra kal'at-üt-tavr
ャエ・@ bütün bunlar göz önüne 。ャョイォL@ deniz ilmi. H ォオ@ ォ。ャGウ I@ önünden geçilip, ォ。ャ G 。Mケ@ bir'e カ。イャ、N@ Mü-
r.i ィ。ォ@ ile bilen bir adam ihtimali ile 960 H. = (l552 seyyeb ォ。ウ「@ öniinden fイ。エ@ nehri ile gazveye yani
M.) Zilhicce'sinin sonlannda mウイ@ ォ。ーエョャ@ hizme- Karbela'ya geçildi. Hazret-i ュ。@ Hüseyin ve diler
ti bu fakire hediye edilip, Basra ャゥュ。ョ、@ bulunan ・ィゥ、ャイョ@ ュ。ォャイ@ ziyaret edildikten sonra, ・ヲ。エ@
gemilerin tekrar mウイ@ エ。イヲョ@ getirilmesi emredildi. エ。イヲョ、@ çöl yolu ile m・ィ、 G ・@ yönelindi.
Bu yüce ferman üzerinde 961 H.=(l553 M.) Mu- ォ ゥ ョ」ゥ@ gün Haire'ye, yani Necef'e カ。イャ、 N@ Hz. Adem,
harrem'inin birinci günü Halep'den Basra'ya 、\Dャ@ yo- Hz. Nuh ve ・ュ G オョ@ peygamberlerin, Hazreti Murtaza
la ￧ォーL@ Bireci.k önünden fイ。エ@ köpriisü ile geçilip Ru- Ali - Allah ondan rau olsun- ziyar .:t edilerek kゥヲ・ G ケ・@
ha (6)'ya カ。イャ、N@ 「イ。ィゥュ@ aャ・ケィゥウ。ュGョ@ ュ。ォ@ ziya- カ。イャ、 N@ Kufe mescidi camiler ve H:c:. Murtaza Ali'nin
ret edilip, Nusaybin'den Musut'a geçildi. Burada da evi, Kanberin ve düldül'ün ュ。ォ@ göriildükten sonra
Hazreti Ytlnus ve Cercis paygamberlerin, ・ケィ@ Muham- Hüseyiniye kalesine gelindi. Yolda Harun Peygamber
med Gurabili, Musullu Fetih ve yine Musul'lu Gadibül- ile ッャオ@ ZUlküf Maャ。ィGョ@ ウ・ャaュ@ üzerlerine olsun- zi-
「。Gョ@ makamlan ziyaret edildikten sonra Baldat'a yaret olunup, oradan Hille'ye geçildi. Burada da evliva-
yönelindi. Tikrit kalesinden Samire'ye オᅦ。ケー@ ャュ。M@ dan sahib-üz-zaman yani ャュ。 M @ Muhammed Mehdi'-
Aliyy-ül-Hadi, lmam h。ウョM@ askeri de ziyaret olunup nin ュ。ォ L@ Hz. Ali'nin ォ。イ、・ゥ@ ゥュ。M@ Ukeyl ve ・ュウ@
セィイMゥ@ aォ@ (7) ve m。Gオォ、ョ@ Harbi ォ。ウ「@ ve Semike mescidi ziyaret edilip, fイ。エ@ nehri yine köprü ile geçil·
ォ。ウイ@ yolu ile b。セ、エG@ カ。イャ、N@ Köprüden Baldat nehri dikten sonra tekrar b。、エG@ gelindi. Ve burada gemi-
ケ。ョ@ Dicle geçilip, yオG。@ Nebi (A.S.), エュ。M@ Azam. lere girilerek Basra'ya doÇ\! yola ￧ォャ、 N@
Qュ。M@ Ahmed ibn-i Hambel, ャュ。M@ Yusuf, ャュ。M@ Yolda Medayin ・ィイゥ@ seyredilip, kゥウイ。Gョ@ エ。ォ@ ve
Muhammed, ャュ。M@ Muhammed Gazalt, Ays ibn-i ウᆳ ウ 。ィM@ z・ョ。G@ kasn エ・ュ。@ olunduktan sonra s・ャュ。ョM@
hak (A.S.), imam Musa NkaコュL@ ゥュ。M@ Muhammed Ta- f。イゥ@ de ziyaret edildi. Ammare 「ッpコ@ geçilip, v。ウエ@
ki, Kanber Ali, ・ケ「@ Abdulkadir Geylani, Cüneyd-i Bal- セッャオ@ ile Zekiye'ye カ。イャ、N@ k。イウョ、@ bulunan tlzeyir
dadi, Ma'ruf Kerhi, ・ケィ@ ゥ「ャL@ ウュMオ@ Sakati, h。ャ」M@ H aNs N IGョ@ kabri ziyaret edilip, Içd kalesi ile m・イ。@ ka-
Mansur. b・ゥイ@ Hafi, Cömerd Kasab, Behl-ül Divane, lesi önünde s。、イM@ Süveybe kalesine カ。イャ、 N@ Daha son-
Fudayl ibn-i ケ。コL@ ・ケィ@ 。ィ「・、Mゥョ@ Sühreverdi ve ra Basra nehrine gelinip Safer 。ケョ@ sonunda ・ィイ@
girildi.
,
Mセ@
BASRA VtLAYETtNDEJd DURUIIU BEYAN EDEJt
(6) エュャォゥ@ URFA G・、ゥセ@ mU: te/U iw akf .,_ • •
(1) soュャイ・G、@ セ@ セLN@ エ・イセ@ urop bir セ ᄋ@
hir エ。ュN、イ@ (0. Jr.) Ertesi gün Mustafa p。@ .Hazretleriyle müllkat
|G Zャーエォ N@ Elimi1.de olan f・イュ。ョM@ ・イゥヲGャ@ görünce, mev-
37
36
fイォ。エ@ ile inceden ineeye 。イエョ@ ケ。ーュウ@ için Hür-
cud olan ッョ「・@ parça ォ。、イァケ@ teslim etti. Tamire müz エ。イヲョ@ gönderdi. Bir ay kadar o taraflarda 、ッャ。ᆳ
muhtaç yerler, mümkün mertebe gözden geçirilip kala- エN@ Dört parça 、ュ。ョ@ gemisinden 「。ォ@ gemi ッャュ。、 ᆳ
ヲ。エャョ、N@ Reisierde Hünnüz ganimetierinden ォオュ「。@ ァョL@ ッゥャ。ョ@ da mevsim itibariyle ィセイN。ュョォゥ@ gemiler
bulunup, onunla, her gemiye su ゥィエケ。」ョ@ gidennek ())dugunu bildirince asker gemilere binip mウイG。@ 、ッイオ@
￧ゥョL@ yeter derecede ォョエ。ウ@ ゥャ・エォN@ Mevsim uzak ッャ、オセ@ yola ￧ォエN@ (1 。「ョ@ 961/2 Temmuz 1554)
için, 「・@ ay kadar orada ォ。ャー@ Mescid-i Ali, Hasan el·
HtlRMtlZ denzゥ@ MEYDANA GELEN
Basri, t。ャィセN@ Zübeyr, Enes b. Malik, Abdurrahman b.
Avf, Ashab ・ィゥ、ャイ@ (Allah onlardan イ。コ@ olsun) ni zi- OLAYLARI ANLATlR
yaret ettik. Bir gece ru'yamda ォィ」ュョ@ ィ・イャョュゥ@ ol- Bu senenin 。ィョ@ birinci günü, Basra ャゥュ。ョᄋ@
、オョ@ gördüm. ・ケィ@ mオィケ、ゥョM@ A'rabi'nin (K.S.),: dan yola ￧ォエN@ p。@ Hazretleri ケオォ。イ、@ ismi geçen
Bir vak'ada Hz. Peygamberin ォャ」@ berelenip aウャ。「M@ ・イゥヲG@ y ;,1 。イォZャセ@ oi ョ@ ャ@ içi ZL@ fイォ。エウ@ ile Hürmüz'e
Kirama ma'lubiyet geldi, diye ョ。ォャ・エゥ@ de bu !cizit nmnca bize セ￶ョ、」イゥN@ 。エオャMaイ「G、ョ@ Mahze·ri yolu
ィ。エョ、@ idi. Çok ォッイュオエN@ Peygamber efendimiz ile a「セ、。ョ@ ve hコイ@ aャ・ケィゥウ。ュGョ@ ュ。ォョ@ ziyaret
Hazretleri dua ettiler. ウャ。ュ@ ordusunun muzaffer oldu- ettikten sonra Hünnüz denizine 。￧ャ、ォ@ Dospot ve
gu kalbime dogdu. Duaya 「。ャュォ・ョ@ オケ。ョ、ュN@ Bu オウエ・イ@ ォケャ。ョ、@ Cezire-i Muhtereme yani Harek'e
カ。ォGケ@ kimseye söylemedim. Çok zaman zihnimi ュ・ᆳ geldik. Hz. Ali'nin ッセャオ@ ュ。@ Muhammed Hanefi カセ@
gul etti. Mustafa p。セ@ Hazretleriyle 。ョャー@ o ォ。ャGケ@ Ashab ・ィゥイャョ@ (Allah onlardan イ。コ@ olsun) ziyaret
Hüveyz fethine ァ￶ウエ・イゥャ@ tayfalarta gitti. Bu acizi de セ@ セエゥォN@ ゥイ。コGョ@ ャゥュ。ョイ、@ olan rィ・イG@ カ。イ、ォN@ Fars
ォ。、イァ@ ile Al:fclncoglu エ。イヲョ、@ ・ィイ@ bir zarar gel- topraklanna, yani, ゥイ。コGョ@ ・エイ。ヲョ@ gezdik. Denizde bir
mesin diye Cezayir ・ィイゥョ@ gönderdi. Gemilerde olan Çin'liye イ。ウエャ、ォN@ dュ。ョ@ nerede ッャ、オョ@ sorduk
mウイ@ askeri Mustafa p。@ ile beraber gitti. aャ。ィGョ@ Haberleri ッャュ。、ョ@ ögrenince, aイ。「ゥウエョG@ güneyin-
• hikmeti, ォ。ャGョ@ fethi müyesser ッャュ。、 N@ Yüzden faz- de, h」イL@ yani, Lahsa ケ。ォョ、ゥ@ Katif sehrine カ。イ、ォ@
la tüfekçi askerim orada ・ィゥ、@ oldu. Orada da bir ォャ。カオコ@ bulup haher sorduk dュ。ョ」|イ@
Hemekadar bu hadiseye iizüldümse de, ケオォ。イ、@ bir haber 。ャョ、ォN@
Zョャ。エュ@ イケ。ョ@ tabiri olarak ケッイオセャ。、ュN@
Fakat, takdirin tedbir ile 、・ゥエャイュ@ günden Buradan Behreyn'e geçtik. oイ。ョ@ Hakimi olan re-
caha 。ゥォイ、N@ is Murad ile ァ￶イエォN@ Ondan da 、ュ。ョ@ haber
セ ッイ、オォ N@ O da denizde アュ。ョ@ yoktur dedi.
Olacak nesne olur çar-u naç!r
Gerek sen gönlünü gen tut gerek dar (6) Bahreyn'de, ne garip bir hikmettir ki, H、。ャァ￧イI@
denizciler, tahminen sekiz veya daha fazla kulaç derin ·
Mevsim sonu ケ。ォャョエ@ p。@ Hazretleri denizci- !ikten, ellerine birer tulum 。ャー L@ denize dalarak dip-
liktc mahir ・イゥヲ@ isminde bir 。ィウL@ bir ー・イォ」ョ、@ yani
38 39

men velkenleri fora edip demir 。ャ、ォN@ sゥャィ。ョュコ @ ha-


ten, ellerindeki tulumu エ。ャ@ su dolduruyor ve her za.
コイャ。、ォN@ Hazreti ajャ。ィGョ@ ケ。イ、ュョL@ peygamberler \e
man reis Murad'a ァ・エゥイケッャ。、N N@ O su, yaz günlerinde,
velilerin himmederine ウエョ。イォ@ flandralan dikip san-
bütün 、ゥセ」イ@ sulardan daha ウッオォ@ ve ィッ@ ッャ、オセ@ ￧ゥョL@
caldan 。￧エォN@ h。コイャォ@ エ。ュャョ」L@ gャ「。ョォM@ Mu.·
reis her zaman ondan içiyordu.
hammedi ile hemen ウ。カセ@ 「。セャ、ォN@
Bu acize de, ウ。ケァ@ göstererek, o sudan gönderdi.
Öyle hi ᄋ@ tor ve liii t:K ウ。カ@ oldu ki, dille 。ョャエᆳ
Hakikaten gayet iyi bir su idi. Hazret-i aャ。ィGョ@ kudre·
lamaz. Sonunda aャGィョ@ ケ。イ、ュ@ iJP P?rtekizJilerin bh'
tine 。ョ@ ve 「ケォャョ・@ nihayet yoktur. Allah her ・ᆳ
lalyonu topla <-uru!up kendisini FekkulerUad 。、ウョ@
ye hakkiyle ィセォゥュ、イN@
「。エョォイ@ etti, fakat, ォオイエャ。ュ、L@ içindekilerle bera-
Onlarca (sulan 。」@ ve エ。ャ@ olan) iki denizi ウ。ャカ・イᆳ
ber banp gitti.
ュゥ@ (birbirine ォ。カオケッイャI@ (*) ayeti bunun ィ。ォョ、ᆳ
Galiba görmedi ￧・ュMゥ@ encUm
、イ@ ve $ehre bu ismi vermenin sebebinin bu su ッャ、オセ@
• Bu kadar hadise-i オコュ。ケ@
ゥョ。」、イャN@ v・ャィ。ウ@ oralardan da geçip Cezire-i
Bilmezem kim nice tl bir ideyim
kウL@ ケZオゥL@ Eski hエゥョコG・L@ セ・コゥョZh@ bイ・ィエ@ ve y・ゥャ@ De.
.Sana bu カ。ォGMケ@ ォ「イ。ケ@ (7)
niz'in yani, Hürmüz Denizi'nin birçok 。、ャイョ@ オセ ᆳ
Mesiht
イ。、ォN@ Hiç uirinde bir haber alamadtk.
y。エウ@ コ。ュョ@ kadar ゥ、・エャ@ ￧。イーエォN@ En so-
Hürmüz'ü geçince-, Basra'rlan yol 。イォ、@ olan
nunda 、ュ。ョ@ ォ。ーエョ@ ümidi ォョィー@ korklu ve ge-
・イゥヲMG L@ Mustafa p。@ Hazretlerini, Hürmüz selametle
milerine emir topu 。エー@ ウ。カ N@ kes ゥ。イ・エ@ verdi. Bar-
geçildi diye bir mektupla geriye gönderdik.
• çalar tremola edip, Hürmüz エ。イヲョ@ 、セ@ セ。ャエー@
Cilgar ve c。、@ sahillerinden Kimzar ve Lime de·
yüz çevirdiler.
mekle bilinen ォ。ウ「ケ@ geçtik.
Saadettti ー。、ゥィ@ efendimizin emrineteki kullar ola-
Horfekan ・ィイゥ@ ケ。ォョゥ@ ァ・ャ、ゥュコ@ zaman, yol- rak, aャ。ィGョ@ ケ。イ、ュゥャ・L@ 、ュ。ョ@ yendik ve din 、ᆳ
culugumuzun ォイョ」L@ mubarek r。ュコョG@ da onun-
ュ。ョ@ hezimete オセエォN@ Derken ォ。イョャ@ 「。ウエN@ De-
cu günü, ikinci コ。ュョケ、N@ (10 Rctmazan 1 9 aオウエッI@
niz süt ャゥュ。ョ、 N@ Aniden ゥ、・エャ@ bir ヲイエョ。@ ￧ォエN@ kケ@
aョウコL@ ケゥイュ「・@ Portekiz gemisiyle ォ。イャエN@ Bu
ケ。ォョ@ oldulu için sabaha kadar hafiften yol 。ャ、ォN@ Dal-
gemilerin dördü karaka biçiminde büvük barça, üç ta-
galar ォケャ。ョ@ döt\ip gittikçe karlezi temizledi ve ヲセャ。ᆳ
nesi bi.:yiik k.. l.}c,r,, 。ゥエ@ tanesi kalyondan biraz küçük
ca ケセュオイ@ ケ。サ、N@ Biraz denize 。￧ャイォ@ yine ウ・セョゥ@
<Jian karavelC', ッョォゥウ@ 。イォウ@ yüksek, ィ。@ エ。イ\ヲ@ uzun
çevirip yolumuza devam ettik. Ertesi gün Horfegan'a
ve keskin, iki direkli çt.:Ctirmeden büyük olan grab bi-
カ。イ、ォN@ Askerler su ikmalierini ケ。ーエォョ@ sonra, Um-
çimi gel'niler idi. Üzerimize 、ッイオ@ geldiler. Biz de he- man'dan, Arnman ォ。ウ「ョL@ ·yani, ・ィイMゥ@ Suhar'a gel-
dik. Böylece onyedi gün tekrar denizde yolculuk yap-
エォ N@
(*) RahmA S1lre.; aセ@ : zg
41

Mubarek r。ュコョG@ ケゥイュ。ャエョ」@ günü -ki Kadir 、イァ。ャョ@ reisierinden aャ・ュ。ィ@ reis, Kara Mustafa,
Gecesiydi- Maskat kalesi ve Kalahan önlerine geldik. Kalafat Memi, gönüllü kurnandan dイゥ@ Mustafa Bey
{25 aァウエッI@ ve 、ゥ・イ@ mウイGャ@ asker liletçilerden ikiyüz kadar insan
エッーャ。ョ、N@
Sabahleyin, aniden, limandan oniki büyük Barça
ve yirmiiki grab ile エ。ュ@ otuzdört ウ。ケコ@ askerle Kürekçi エ。ケヲウ@ 。イーャ、ョN@ Bunlar, karaya ￧N@
dolu gemi bize 、ッイオ@ yelken 。￧エN@ Barçalar, katyonlar, ォョ」。L@ ウ。ケコ@ Necid'li Arap ウャ。ュ@ ordusunun ケ。イ、ョᆳ
ィ・イケゥ@ göze 。ャーL@ maysterlerini エ。ォャイ@ ve yedek yel- na ォッエオ@ 1ve karada yol gösterdi.
kenlerini de ektediler. Karaveteler çenber yelkenlerini
Katir olan araplar da barçalarda ォ。ャュ@ ッ。ョ@ kefe-
。￧エャイN@ g・ュャイゥョ@ ヲャ。ョ、イ@ süsleyip üzerimi1..e üze-
re-i fecere'yi 。ャ、イN@ Onlar da bir arap kabilesi olup,
r imize hücum ettiler.
karaya ￧ォ。イ@ arap vilayetlerine çekilip gittiler. Allah
Biz yine Yaradan'a ウセョー@ ォケ、。@ ッョャ。イ@ gelmesi- f8hldlmdlr ki, merhum Hayrettin p。@ lle beraber
ni bekledik. Barçalar gelip ォ。、イァャ@ カ。ョエ@ ゥ、・エ ᆳ bulundum. Andrea Dorla ve Cend Da11a ケ。ーャョ@ sav8f-
li bir top, tüfek, ok ve ォャ￧@ mücadelesi ケ。ーャ@ öyle bir larda böyle bir gemi sav••• ッャュ。BエイN@ Gece olunca,
ウ。カ@ oldu ki 。ョャエュコN@ Hürrnüz körfezinde yine ヲイエョ。@ ￧ォエN@ Barçalar, ゥォ・イ@
büytik demir çapa 。エL@ ve ャ・カゥエイ@ 「。セャ、ᄋイN@ Grab-
Birbirine ￧。エョ@ gemilerden pencere 「ケォャセョᆳ
lar demir エ。イケー@ karaya oturdular. k。、イァャ@ da ça-
de delikler 。￧ャケッイL@ yelkeniere ve gemilere 。エャョ@ ok-
pa エオイ。ュ、N@ Halk aciz duruma geldi. ウエ・イ@ istemez
lar, ッョャ。イ@ kirpiye döndürüyordu.
sahilden オコ。ォャー@ yelken 。￧エォN@
t。ャイ@ ketekieri kim ケ。、ョイ@
U gece, Arap topraklanndan 。ケイャーL@ uçsuz bucak-
Herbiri deryada döküntü olur (8)
セコ@ denize 、エゥャN」@ Sonra, Kirman vilayetinden. Cay
Bir ォ。、イァュコ@ ケ。ォエャイ N@ h。ォ G ョ@ hikmetine bak ki, (Jask) topraklanna カ。イ、ォN@ bオイ。ョ@ ォケャ。イョ、@ bir li·
ォ。、イァ@ ile 「。イ￧ャ@ ケ。ョ、N@ b・@ barça ile 「・@ ォ。、イァ@ man ッャュ。ケーL@ 。￧ォL@ yani ケ。ャ@ idi. kケ@ seçilince, dernit
「。エョ@ bra edip hepsi ィ。エL@ mahvoldu. Bir 「。イ￧ャ@ 。エー@ bir iki gün öylece yürüdük. Sonra, Mekran vila·
yelken kuvvetiyle ッュオイァ。ウ@ üzerine karaya oturduysa yetinden Kiçi Mekran'a カ。イ、ォN@ aォ。ュ@ ッャュオエN@ Bu-
da o da heln oldu. nun için ォケ。@ ケ。ョュ、ォN@ Sabaha kadar ッャ、オᆳ
muz yerde, bir 。L@ bir ケオォ。イ@ ettik. Kuru ウ。ャョエ@
Böylece iki エ。イヲョ@ askeri de kuvvetten kesildi.
エ。ケヲ@ berbad ・エュゥN@ Nihayet bin türlü eza ve cefa
Kürekçi エ。ケヲウョL@ ki.lrek çekmek, siya etmek ve top
ile, ertesi sabah ォケ。@ カ。イ、ォN@
。エ・ャイョォ@ tlikatleri ォ・ウゥャュエN@ Zarur'i olarak demir
。 エャ、N@ Demirler gernilerin ォ￧ョ。@ 。ャョ、N@ Bu halde yine Bender bオイ。ウL@ ・ィ「。@ ismiyle bilinen bir yerdi.
ウ。カ@ devam etti. Denize sandallar indirilip batan ka- Orada, bir bölük 「。Mッコオォ@ deniz askeri gördük, bir
\
42
s。ャ、ュ@engine gönül コ・カイ。ォョ@ 。ィ@ onara
de 。ォエイュャ@ カ 。イ、 N@
Gözcüleri bizi gorunce, hepsi
bir araya エッーャ。ョ@ bize bir adam gönderdiler. Biz Beh diye n'olsa gerek idelirn Allah onara (9)
ュウャ。ョコ@ deyince, reisieri gemiye geldi. Gemileri- (Necatt)
mizde içecek bir yudum su dahi yoktu. Reis bize deyip birkaç gün denizde ォ。ャ、 N@
içecek suyun yerini gösterince, kendinden ァ・￧ュゥ@ olan Tahminen Re's-ul h。エ G @ ・￧ュゥァ L@ Zefar ve ゥィイ@ ォᆳ
askere yeni bir hayat geldi. O gün orada su bulunca ケャ。ョ@ ケ。ォョャイ@ ァ・ャュゥエォ@ ki, gün 「。エウョ、L@ fiJ tu-
kendi kendimize bayram ケ。ーエォ N@ O gün, bizim bayra- ヲ。ョ@ adiyle ュ・ィオイ@ bir ヲイエョ。@ koptu. Detil yelken aç-
ュコ、 N@ mak, bir tente bile göstermeye Imkan yoktu.
Ayni reis bize ォャ。カオコ@ etti ve Guadar isimli
iskeleye カ。イ、ォN@ Bir bahre 、エ@ ォ・エゥM、ャ@ yok kenare hiç
Ora ィ。ャォ@ bオャ」ゥウエ。ョ G ャ@ idi. p。、ゥィャイL@ Me!lk Di- Bir bad-bani rast 、・セA@ rüzgare hiç (10)
nar セャオ@ Melik Celalü'd-Din idi. Gvadar hakimi gemi- Yetimt
ye gelerek Saadethi ー。、ゥィ@ efendimize セィャォ。ョ@ RüzgAr hiç göz 。￧エイュケッ、オ N@ Akdeniz'de olan ヲイ ᆳ
bildirdi. Daha evvel donanma Hürmüz'e ァ・ャュゥォョL@ ge- エョ。ャイ@ bunun ケ。ョ、@ hiç 「ゥイ・ケ@ 、・セゥャN@ sイ。@ datlar
milerle yiyecek ve adam ァ￶ョ、・イュゥL@ fakat donanmaya gibi olan dalgalar, Akdeniz'dekilerden kat kat yüksek-
ケ・エゥュャイ、N@ Her ne zaman Hürmüz'e donanma ti. Geceyi gündüzden 。ケイエ@ edemiyorduk. Gemilerde
gelse elli 。ャエュ@ gemi ile erzak ァ￶ョ、・イゥャュ N@ Her olan 。セイャォエョ@ heps ini denize döktük. h。ヲコ G ョ@
yönüyle, ケ。イ、ュ@ etmeye linAde ッャ、オォ。ョ@ ￧・ゥエャ@ vc-
silelerle bildirdiler. ・「 M ゥ@
tarik u bin- i mevc u girdlbi çonin hail
Melik Celilü'd-Din'e: tnp-Allah, si7in-bu durumu- Küca danend hal-u ma sebk-i baran sahilha (11)
nuz ィ。コイ@ ッャ、オセョコ。@ ゥ。イ ・ エゥイ N@ Siz yine ィ。コイ@ olun, beytini yad ettik.
diye mektup gönderip, kara ve deniz ォャ。カオコ@ istedik .
・@ yarar iki adam göndererek, Saadet)(k ー。、ゥィ@ efen. rコァaイョ@ 。イ、@ 。イォウ@ kesilmeden devam etti. AJ-
dimize itaat ve 「。ヲィォャョ@ ispat ettiler. ャ。ィGョ@ takdirine boyun ・セォエョ@ 「。ォ@ ￧ォ。イ@ yol yok·
tu 。イエォ N@

Ht NT OKYANtJSUNDA MEYDANA GELEN Hazret-i aャ。ィ G ョ@ ケ。イ、ュョ L@ Peygamber ve velile-


rin himmetlerine ウ セョ、ォ N@
OlAYlAlti bエNdィ。@
Bazen, kederli zihinleri teselli için, Yetimi'nin:
Rüzgardan biraz aman 。ャョ」 L@ aャ。ィ G ョ@ ケ。イ、ュョ@
dュ・@ engin gama ヲイエョ。@ çoktur savulur
ウョ。イォL@ Hint Okyanusuna 。￧ャ、ォ@ ve Yemen エ。イヲᆳ
s。ォョ@ felek イコ。@ ol , görününce karalar (12)
na 、セイオャォ N@
4S
Sonunda; h。ォGョ@ ケ。イ、ュャ@ cezir コ。ュョ@ geldi.
Rüzgar da ters esmeye 「。ャ、N@ Yani hafiften çapaz•
• lama hatta pupa-pruva esmeye 「。ャ、N@
beytini söyler bazen de dertli gönülleri teskin için:
Vücudun コ・カイ。ォョ@ sal 「。ィイM@ 。ォ@ イコァ。ョ、@
Ey gönül. gel 、ュ・@ gam ァゥイ、。「ョ@ derya-dil
h\エ。Gョ、イ@ onannak sanma ey dil;
Bir iki gün essun savursun, böyle kalmaz
イコァaョ、@ (13)
rüzgar
Ertesi sabah erkenden yelkenleri indirdik. a￧ォァ￶コ@
derdim. Bu ヲイエョ。@ en gün セ。、イ@ böylece devam etti.
gemicileden birini contaya 「。セャケー@ yelkensiz sereni
Bir gün bile durgunluk yüzü göstennedi. yッャ、。イZ@
diktik. aャエョ。@ bir manivela sokup sereni bir direk boyu
セョゥコ@ si_virya bulunun. Allah'.Jn izniyle iyi olur diye
ォ。ャ、イ@ k.
ァ」ョオャ・ヲ@ 。ャケッイL@ nasihat ediyordum.
Etrafa 「。ォャ、エ@ deniz ォケウョ、。@ Camher viUiye·
Denizde; iki ォ。、ァ@ オコョャセ、。[@ hatta daha bü-
yetindeki kilise göründü. Tekrar 。セ@ indirdik. Yel-
yük 「。ャォイ@ gördük. kャ。カオコイZ@ Dokunmaz; korkma-
kenleri エ。ォー@ Formiyan ve Mangalur'un önünden geç-
ケョ@ dediler. ·
tik.
Nihayet med-cezir ッャ。ケ@ meydana geldi. · Bulun- Bir ara Sumenat kilisesi evler 。イウョ、@ kayboldu
、セオコ@ セ・イ、@ med ッャ。ケ@ daha fazla ッセ、オョ。@ セ・ᆳ ise de sonradan sオュ・ョ。エGQ@ önünden de geçtik. Niha-
ォ、@ ォセイヲ・コ@ ケ。ォョャイ@ 、エォ@ . . Karaya ケ。ォョ@ ッャ、オセM . yet Diu'ya カ。イ、ォN@ Diu 、ュ。ョ@ elindeydi. Bunun için セ@
muza 。イ・エ@ olmak üzere deniz 。エャイ[@ kocaman ケャ。ョᄋ@ . oraya gitmekten ·çekindik. O gün yelken 。￧ュ、ォ@ Ser-
lar; harman 「ケォャョ、・@ ォ。ーャオュ「イ@ ve イゥエ・M@ dürneo ile yol 。ャ、ォN@ Gittikçe イゥコァセ@ ィコョ@ 。イエ、N@
. bahr gördük. Gemilerin dümenleri zaptedilemeyecek hale geldi.

Denizin rengi 「・ケ。コゥュ@ 「。ャ、@ Bu hali gören ォゥ・イ@ yular ile dörder ォゥ@ bin bela ile zaptedebiliyordu.
ォャ。カオコイ[@ 「。セイュケ@ 「。ャ、イ@ (feryad ettiler) ve bu· Kardiya üzerinde ゥョウ。@ 、オイュ。ウ@ ゥュォ。ョウコ、N@ b。@
bir ァゥイ、。「ョ@ meydana ァ・ャ」ゥョ@ ゥ。イ・エN@ Bu denizd; tarafa hiç kimse gidemiyordu. Gemicilerle çok zor an-
bu durum iki yerde meydana gelir ki birisi h。「・ゥウエョ@ ャ。「ゥケッイ、オォN@ Reisler ve yelkenciler karnaralarmda
sahillerinde Guardaful ve 、ゥ・イ@ de Sind ケ。ォョャ、@ bir an bile 、オイ。ュケッャN@

Çckid körfczidir. Bunlara tutulan gemilerin kurtulma Nihayet ー。イャ@ askerlerin ￧ッオ@ anbara doldu. (De-
ゥュォ。ョ@ ッャュ。、セ@ deniz kitaplannda ケ。コャ、イ@ dediler. niz) gemilerin üstündeki uzun 。セ￧ャイ@ 。ャー@ gitti.
Hemen; 「オャョ、ュコ@ yerin 、・イゥョャ@ ölçtük. b・@
v・ャィ。ウ@ o gün bir ォケ。ュ・エ@ günü idi. Sonunda Hin-
kulaç derinlik カ。イ、N@ Hemen orta yelkenleri 「。セャケー@
、ゥウエ。ョG@ Gücerat eyaletine カ。イ、ォN@ Fakat 「オャョ、セᆳ
sereni yisa ettik ve devriye koyduk.
muz セᄋイゥョ@ イ・ウゥ@ ッャ、オョ@ bilmiyorduk.
Gemiyi orsazir edip muhkem alat 、イォN@ Bir ta.
raf dik ッャ、オョ。@ o gün ve gece kürek ォオャ。ョ、N@
47
aョウコ@ ォャ。カオコ 。 イ Z@ Dikkat edin; önümüzde girdap-
YAri çatlak var diye 「。セョ」@ demirleri funda ettik. gemiler ッイ。、ケ N@ b。コ@ ォ。、イァャ@ kenara ケ。ォョ@ olduk-
Fakat gemiyi ィ。イーオエ・@ muhkem N￧ゥョ・ケー@ 「。エイョャ@ ey- ャ。イョ、@ 、。ャァイョ@ ゥ、・エャ@ dötmeleri sebebiyle aciz
ledik. duruma geli'IÜf, kürek, sandal ve variHcri denize dö-
Kürekçi エ。ケヲ ウ @ karlindierini bozup, herkes soyun- ォャュL@ kendileri de karaya ッエオイュ N@ v・ャィ。ウL@ 「・@
du. gün, 「・@ gece, bu ォ。ウイァ@ ve ゥ、・エャ@ ケ。エュオョ@ demir
üzerinde geçirdik. Çünkü, bu mevsim, hゥョ、ウエ。 G ョ@
b。コャョ@ varil, 「。コャョ@ tulum ィ。コイャケー@ birbirleriy- ケ セュオイ@ mevsimi idi. Elimizden ne gelirdi ki (Gökten
le ィ・jaゥ。エャイ N@ Ben de soyunup kölelerimi azad et-
ne yapr da yer onu kabul etmez ki) sözüne boyun et-
tim ve Mekke fakirlerine -Allah onlan ・イヲャョ、ゥウセ@
dik. Bu 「・@ günde hiç kimse gündüz ァョ・ L@ gece de
yüz filan 。 、。ュ N@ Sonunda demirlerin biri küpe, bi-
ケャ、コ。イョ@ bir eser gönnedi. Gece gündüz elimi1.den
ri de paçoz dibinden ォョャ、N@ Tekrar iki demiri ウ。セャュᆳ
pusula ve saat \ャュ・、ゥN@
ca 、￶・ケゥー@ 「。セャ、ォN@ Böylece bir müddet daha ヲイエᆳ
Sözün ォウ。L@ herkes 。ォョャ@ içinde. ウォョエケ。@ bat-
nadan kurtulduk.
ュ@ olarak, dünyadan ümidini kesti.
Fakat ォャ。カオコイL@ 「オイ。ウ@ Diu ile Darnan 。イウ、L@
burada gemi batsa, hiç kimsenin kurtuhaa ümidi yok- Afitabi 、ッ。@ devlet ァョ・ゥ@ birgiin ola
tur. Hemen yelkenleri 。￧ーL@ 、ュ。ョ@ ケ。ォョ、@ bir Hak teala kulunu kahr ile daim ォャュ。コ@ (14)
yere varmak gerekir deyince, ben aciz hemen bulun-
、オセュコ@ yerin git-gelini, yani 。ォョエウ@ hesap et- diye 。イォ、ャ@ teselli veriyorum.
tim. aャ。ィGョ@ hikmeti olacak ki, orada dahi, 、・ュゥイャ@
olan üç gemi yan ケ。エ@ ve içierideki tayfa,
Haritadan pusulaya bakarak yerimizi buldum. Ve
ォケ。@ ケ。ォョ@ olup ッャュ 。 、ュコ@ ィ・ウ。ーャ、セュ N@ kオイG。ョ M @
k・エゥ@ ゥォ・ウエ@ kanim ey 「。、 M @ オイエ・@ berhiz
Kerim'den bir fal 「。ォエュ N@ ケゥ@ ッャュ。ウョ@ aiamet gör-
b。・、@ ki bawinem an ケaイ M @ 。ゥョイ@ (15)
düm.

Gemilerin s ulanna 「。ォエュN@ Hemen hemen 、￶・ュ ᆳ deyip Allah'a ウ。 ケ ウ コ@ ケ。ャカイ @ ve ケ。ォイ エ。@ hulundular
ler tamamen sularta ￶イエャュ N@ g・ュエイ@ iyice sulan- aャ。ィGョ@ izniyle, hepsi ウ。セ@ salim olarak karaya ￧ォエ ᆳ
ュエ N@ Hemen ウ オャ。イ@ 「ッ。ャエュケ@ 「。ャ、ォ N@ b。コ@ yerler- lar ve kurtuldular.
den geminin lumbozlan bulunup 。￧ャ、@ ve biraz su bo-
。ャエ、 N@ ォゥョ、@ コ。ュョ@ hava da biraz 。￧ャ、 N@ Hindis- GÜCERAT'TAKi DURUMU BEYAN EDER
エ。ョG@ Gücerat eyaJetinin Darnan ゥウョャ@ vilayeti önün-
deydil$:. kケ、。ョ@ オコ。ォャセュ@ iki mil ォ。、イN@ Bütiin Hazret'i aャ。ィ G ョ@ inaveti ile, 「・@ gün sonra riizgAr
biraz ィコョ@ kesti, ッイエ。ャォ@ siit liman oldu.
49
Parçalanan gemilerin top ve 、ゥセ・イ@ ォウュャ。イョ@ Gü- Bu acize uyan bir miktar gemici ile ・ャ「ゥイセ@ edip
cerat ー。、ゥィ@ Sultar Ahmed'in amirlerinden d。ョ@ ￧。ィイォL@ her gemiye birer ォャ。カオコ@ 。ャ、ォL@ Surat isimli
hakimi melik Esed'c yani ォ。ャGケ@ Daman•da emanet 「ᆳ limana 、ッイオ@ yola ￧ォエN@
イ。ォエN@ Orada, Kalküta'dan ァ・ャュゥ@ olan birkaç pal"Ça
cönk, yani mevsim gemisi カ。イ、N@ Hareket etmek üzere Bin türlü bela ile denize 。￧ャー@ yelken - kürek gi-
、ゥャ・イN@ Kotuvallan gemiye gelerek, KalkUta ー。、ゥィ@ derken Sultan Ahmed'in vezir-i 。コュ@ lmad-ül-Melik'•
Samirinin, saadetiCt ー。、ゥィ@ hazrederine 「。セャォ@ vr den bir gurab ile, Surat kotuval'i (beyi) AAa Hamza
hürmetlerini bildirdi. geldiler. Mektup getirip, 、ュ。ョ@ エッーャ。ョウ@ ッャ、オᆳ
nu d。ョG@ 。￧ォ@ bir yer ッャ、オセョL@ tedbirli ッャュ。コ@
Gece gündüz, Porteki1. k:afiri ile harp ィ。ャゥョ、セ@ ol- ァ・イォエゥョ@ bildirdiler.
」[オォャ。イョ@ bildirince, · ォ。、イァャ@ ォャ。カオコ@ yapan, o
vilayetten ォャ。カオコ@ Al· ile Samira'ya: Allah dilerse, Do- k。ャGケ@ Surat'a ァ・ャ、ゥセュコL@ ッイ。ョ@ tehlikede ol·
ョ。ュMケ@ Hümayun, mウイG、。ョ@ ge!ip o taraflan 、ᆳ 、オセョ@ haber verdiler. Biz de ayni ァ￶イゥエ・@ idik.
mandan ォオイエ。」L@ ケャュ。ョコN@ diye bir mektup y?. · b・@ gün Horkari'de ウオャ。イョ@ ￧・ォゥャ、@ zaman yol al-
コー@ o gernitere g()nderdik.
、ォL@ ウオャ。イョ@ ォ。「イ、セ@ zaman demir 。エォN@
O ・ィイゥョ@ valisi olan Melik Esed bu Acize haber .
Bin türlü ュ・。ォエ@ ve .çile çekerek, sonunda Allah'-
!!i.indererek, ュ。ョ@、 、ッョ。ュウ@ gelmek Uzere bu-
ョ@ ケ。イ、ュ@ ilc, Basra jゥュ。ョ、L@ Gücerat'a, k。ャGケ@ Su-
ャオョ、L@ tedbirli ッャュ。コL@ k。ャGケ@ Surat'a varmava rat'a üç ayda カ。イ、ォN@ Oradaki müslüman halk, bizim
￧。ィュコ@ bildirdi.
ァ・ャゥュコ、ョ@ sevindiler. hコイ@ ケ・エゥョコL@ g」・イ。エGョ@ ih-
Bu haberin, gemilerdeki tayfa 。イウョ、@ ケ。ャュウ@ tilali コ。ュョ、@ gelip ケ。イ、ュ」@ oldunuz
üzerine, 「。コャイ@ ッイ。セ@ ォ。ャーL@ Melik Esed'e tAbi oldu.
b。コャイ@ da: • Gerçi, Hz. Nuh コ。ュョ、@ beri denizde ゥュ、ォ@
ヲイエョ。@ gibi bir ヲイエョ。@ ￧ォュ。エN@ Amma, Hz. Adem
Suyu bardakta 、・ュゥャイL@ gemiyi セaエ。@ devrinden bu yana da dゥケ。イM@ Rum'dan hゥョ、ウエ。G@
Bizden evvel bu cihan seyrin eden ehli vukuf bu エ。イヲャョ@ bir korsan, yani denizcilikte mahir bir
Alem-i beni koyup 「セィイ@ ィ。カウョ、@ ydar kaptan ァ・ャュゥエN@ Umudumuz -Allah dilerse- ya-
Bu Ali (*) ise, 。ョ@ 。ォャョ@ idrakine yuf (16) ォョ@ zamanda Gücerat vilayeti oウュ。ョャ@ ülkesine ォ。エャウョ@
ve Hint ャゥュ。ョイ@ toprak ッャ。ウ@ 、ゥャュ。ョ@ elinden 。ャョᆳ
diyerek sandallara 。エャ、イ@ ve karadan Yetim Surat'a maya ￧。ャウョL@ dediler.
gitmeye karar verdiler.
m・イL@ az önce, Gürecat ー。、ゥィ@ merhum Sultan
b。ィ、イL@ 。ォイィウョ、@ 12 ケ。ョ、@ Sultan Ahmed
(*) Bü Ali·Ebu Ali : /bni Sin4
F: 4
ウ@
50
kalesini fethedip Hüdavent Han ve Cihangir h。ョ G @ bir
isimli bir 、・ャゥォ。ョケ@ ー。、ゥィ@ ケ。ーュエN@ Yeni ー。、ゥィ@ miktar fil ve askerle Surat'a gönderdi. Kendisi de Ah·
tahta oturup cülus 「。ィゥ@ 、。エョ」L@ n。ウョャMm・ゥォ@ ュ・、。「 G Z@ 、ッイオ@ yürüdü. Ahmedabad'da da Sultan Ba-
isimli büyük bir han, nnun ー。、ゥィョ@ kabul etmedi, ィ。、イ G ョ@ 。ォイ「ウョ、@ Sultan Ahmed isimli bir genç,
Çetr ォ。ャ、イーL@ ー。、ゥィャォ@ iddia eder. Bir çok adam çetr ォ。ャ、ョーL@ ー。、ゥィ@ ッャュオ@ ve tahta ァ・￧ュゥ エ ゥN@
エッーャ。ケ@ Buruç ォ。ャGウョ@ 。ャイL@ içine asker koyar. Ken- Sultan Ahmed oraya vanuca, ana ォ。イウ@ 」ォ N@ r··
disi de hir yerde oturup 、・カ。ュャ@ エッーャ。ョ@ halinde olur yük bir ウ。カ@ ケ 。ーャ、 N@ Kendisi ケ。イャョ、 N@ Hanlanndan
Kcrre'deki arneli kara katirierinin 「。@ olan ku· Hasan Han da 、ョ」・ L@ ウ。カ@ bitti ve oradan ォ。￧エN@
mandana mektup ve adam göndererek, ᆱケ。イ、ュ」@ olun Önceden ー。、ゥ 。ィ@ olan Sultan Ahmed tahta geçti.
da, Gücerat Aゥュ。ョャイL@ yani Damao; Surat; Buruc; Ke· n。ウNイᄋャ@ Melik de kederinden ölünce, Gücerat'da hava
tabiye; Suminant; Mt>ngalur ve Farmeyl!n sizin olsun; düzeldi.
Karasi benim olsun• der. Kafir bu durumu ￶イ・ョゥ」L@ Hüdavend Han'a elçi
Sultan ,\hmtd de, ッイ、オケャ。@ Buruc üzerine vürür ' gönderip: «Bizim sizinle bir ゥュコ@ yoktur. Bizim ゥᆳ
Harp· 「。ャョ@ ak ・イ@ 'ken, h izim geldilimizi ゥエイャ・ᄋN@ miz mウイ@ ォ。ーエョ@ ゥャ・、イッ@ diye bu acizi onlardan iste·
Hemen adam gönderip tüfe-kçi ve 、ゥセ・イ@ askerlerden iki di. Onlar da bu teklifi kabul etmediler ve: •Biz onu
カ・イュケゥコAッ@ diye de cevap verdiler. y。ョュ、ォゥ@ askert
yüz kadar 。イォ、ュコ@ alarak Buruc üzerine yürüdü.
lt!r. Buraya ァ・ャ、ゥセpュコョ@ üçüncü günü, hakikaten, kA· ler elçiyi öldürmek istediler. Fakat ben mani oldum
fi ::in Ku\'Ve; Diu; ゥケオャ@ ve Besaya ォ。ーエョャイ@ ve derya ve onlara: «Kendimize gelelim, 「オイ。ウ@ hir ー。、ゥィ@
ォ。ーエョ N@ ォウ。」L@ kafirio 「・@ ォ。ーエョL@ yedi büyük kah memleketidir. Sonunu bekleyelim.»
vo ve セ ・ォウョ@ grt!b ile geldi. Bizim burada bulundut"u·
muzdan haberdar olunca, bizimle ウ。カ@ 「。ャ、N@ bゥ@ Hele derd-ü belaya sabr edelim
de sahile ￧NZー@ ￧。、イャュコ@ kurduk. Siperler ケ。ーエォ@ Görelim akibet Allah neyler (17)
Iki ay kadar, gece gündüz harbe ィ。コイ@ olduk. (Necati)

Bu 。」ゥコョ@ ortadan ォ。ャ、ュゥウ@ için n。ウイMャ@ Melik dedim.


denilen オエャゥョL@ kafirler!e ittifak edip, 「。コ@ fedailere m・セ イ@・
bu acizin gemisinden bir ォセヲ ゥ イ@ aletç i ォ。￧ー@
(birlik akçe) vadederek, gece ￧。、イゥョコ@ gönderdi· elçinin gemisine ァゥイュ@ ve bizim için: • Ben onlann
ler. Nöbetçiler オケ。ョォ@ 「オャョ、。N@ selAmeti kaç· 、 オョ。、@ haberdanm. Bayram ・イエセゥ@ gitmeleri la-
makta buldular. ォゥョ」@ defa yemekte zehiriemek yo- ュN@ Bunlan teslim almak 「・ョゥ⦅@ va'dim olsun • 、・ュゥ N@
luna gittiler. Bu sefer de Surat kalesinde Kutuval bu- Bunu haber alan askerler, kafirio gemisini 「。ウー@ bu
lunan Hüseyin aセ。N@ bu acizi tertipten haberdar etti 。 、。ュ@ ケ。ォャ、イN@ Kale önüne getirerek idam ettiler.
Biz de dikkatli bulunduk. aャ。ィGョ@ izniyle ーャセョ。 ᆳ E lçi bu vaziyeti görünce korktu.
nnda muvaffak ッャ。ュ、イN@ Sultan Ahmed de Buruc
52
33
Bu ・ィゥイ、@ Tan 。セ」@ demekle bilinen hurma ne-
i;inden bir 。セ￧@ カ。イ、N@ Bunun her 「オ、。セョ@ bir su tinin ュ。ョウ@ tecelli etti. Herkesin 。ォャ@ 「。ョ@ veldi.
testisi asarlar. bオ、。ョ@ ucunu kesip testinin içine so- Kftfir beyleri bu ィ。、ウ・ケゥ@ ゥエー@ birçok ibretler a!-
、ャ。イN@ Elçi hemen o anda araba tutup, Sultan Ahmed'in
karlar. Buradan kan renginde bir su akar. Bu su, gü-
ァゥエ@ yöne 、ッイオ@ gitti.
ョ・ゥ@ hararetiyle az zamanda bir nevi 。イ「@ döner.
Her 。セ」ョ@ 。ャエョ、@ bir meyhane カ。イ、N@ Halk 、・カ。ュャ@ Hüdavend Han, askere ・ャゥイ@ 。ャエュイ@ akçe ulGfe
oraua yiyip içerler. • 、。エN@ Adil Han da Buruc'da olan halka 。ケョ@ ・ォゥャ、@
Askerlerden 「。コ@ エケョ・ゥ@ bozuk olanlar orada içip ulufe 、。エ N@
birbirleriyle ウ・イ、。ャョ@ öldürmeye ウ￶コャ・ゥイN@ y。エウ@
vakti gelirler. y。セオイ@ isimli bir serseri, hançerini çe- Halk iki v|\「ョ@ beri ulOfc ケ@ ァ￶イュ・ゥ@ ve bir·
birini yoldan ᅦA G Gm ュエN@
kip, Çerakese Serdan Hüseyin aセ。Gョ@ üzerine hücum
eder. b。コ@ 。イォ、ャョ@ ォ。イ@ koyup menetmek isteyin- Yiyec-ek hiç bir ・ケゥュコ@ ォ。ャュエN@ G>!milerde de
cc, iki ケゥセ、@ yaralar ve h。」@ Memi isimli ゥ・@ yarar bir 。ャセエ@ ve ャ・コ。カュエ@ diye hiç bir ・ケ@ yoktu. Gemiler eski.
yig-idi de öldürür. ュゥエN@
Askerler bana 、ッイオ@ gelerek: «Bu haramzadenin
「。ォョ、@ gel!• dediler. Bu gemilerle bundan sonra mウイG。@ gitmek imkan-
Ben de: «Bu yer 、ゥ・イ@ ー。、ゥィョエイN@ burada bizim ウコ、。イ@ diye, bir ￧ッオ L@

bükmümüz geçmez. ョ。ャィL@ sabah sahiplerine haber


verilir» deyince. ᆱp。、ゥィュコョ@ hükmü her yerde ge- Bederya der menafi 「ゥュ。イ・ウエ@
çerlidir. s・イ、。ョュコウN@ ・イGゥ@ hükmü ne ise sen haber e・イ@ hahi selamet der kenarest (18)
ver, biz ィ。ォョ、@ geliriz• dediler. Ben de ォ・エ。イョ@ (Sadi)
Mecid'de (l),
cCana can, göze göz, buruna burun, 、ゥ・@ 、ゥ@ ve beytini söylediler, bir ォウュ@ da:
va ra lar birbirine ォウ。エイN@
diye 「オケイャュ。ォエ、N@ Buna göre onu da öldürülmt>si Ger fülk-i felek akil midir ol
gerekir deyince, hemen onu da öldürdüler. ィエゥケ。イ@ eyle derya seferin (19)
Bu hadiseyi gören 、ゥ・イ@ 。コァョャイ@ da teskin oldu. (Yetimt)
Hakikaten ᆱkウ。エ@ sizin için hayat カ。イ、@ (2) ayt>·
Yani hepsi de bu hususta bir ・カ@ . dediler. Nihavet
.
Gücerat vila)'etinde gemicilerin ￧ッセ@ ォ。￧エ N@ Gemileri
Surat kalesinde olan Hüdanvent Han'a bayraklar ve
(!) Maide Süresi : Ayet: 45 bütün her ・ケゥャL@ deniz yoluyla memlekete gönderil-
(11) Bakara Stlresi, Ayet : 179
mek üzere, kefaleten 「イ。ォエュN@ Hüdavent Han ve Adil

_ \_ _ _ _ _ _ _ _ _ セ ⦅Ai lN⦅@ _ _
55
セ。ョG、@ borç ウセ・エャイゥョ@ alarak, bu acize tabi olan, pa-
、セィ@ ィ。コイ・エャョ@ tuz ve ・ォュゥケャ@ helalinden yiyip hikayesinde ッャ、オ@ gibi, ウ イエャ。ョ、@ bükmedecek kim-
geçmen kullanndan mウイ@ yeniçerileri k・エィオ、。ウ@ Mus- se ッャュ。、ョ@ 。ョャエイ、N@ aォ。ュ@ olunca yine yerlerine
tafa aセ。L@ Tüfekçiler Serdan Ali a。L@ b￶ャォ「。イ@ Vt' giderlerdi.
、ゥセ・イ@ ゥ・@ yarar adamlardan elli ォゥ M ゥケャ・@ Allah'a tevek- Sözün ォウ。L@ bin türlü eza ve cefa ile, Mahmuda-
kül edip, bad'a geldik. oョ「・@ gün nihayetinde de g」・イ。エGョ@ 「。ᆳ
・ィイゥ@ Ahmedabad'a カ。イ、ォ N@ p。、ゥィ@ lmad'ul Melik ve
Muhakkak her コッイャオョ@ bir ォッャ。ケ@ カ。イ、N@ 、ゥ・イ@ hantarla ァ￶イュ・ャ@ ケ 。ーエォ N@ Sultan Ahmed'e fa-
Gönlünü ィッ@ tut ki bu Allah ォ・ャュ、イ N@ kirhane hediye111izi sunduk. ᅦ・ゥエャ@ ihsanlanna mazhar
olduk. Alemin ウョ。@ ー。、ゥ 。ィ@ efe ndimiz hazretleri-
beytinin manasma uyduk. ne hürmetler edip 「。ャォイョ@ bildirdiler. Bu acize
962 senesi Muharreminin evvelinde Ahmedabad'a de bir at, bir ォセエ。イ@ deve ve ィ。イ￧ャォ@ ihsan ettiler.
、ッイオ@ yola ￧ォエ N@ Birkaç günde Buruc'a ve bir okadar Ahmedabad ケ。ォョ、ゥ@ c・イォ@ denilen yerde ・カィ@
günde de Blodra'ya | G 。イ、 N@ Sonra Campanur yolu ile Ahmed Ma'ribi'yi ziyaret ettik.
yola devam ettik. ·
Birgün, Sultan Ahmed'in veziri 。コュ L@ lmad-ül
YoUarda tuhaf 。セ￧ャイ@ gördÜk. Mesela herbirinin セ mャォ G ョ@ ォッョ。、@ 、ュ。ョ@ elçici ile bir araya geldik.
tepes i semaya varan ve üzerlerinde bir kanadmdan di-
・イ@ ォ。ョ、@ 14 ォ。イ@ 「ケォャョ、・@ her 。￧エ@ ウ。ケコ@ lmad-ül Mülk, elçiye: «Biz, oウュ。ョャ@ p。、ゥィョ@
yarasa カ。イ、 N@ ュオィエ。」コN@ Bizim gemilerimiz ッョャ。イ@ limanianna git-
. . セオ@ 。セ￧ャョ@ kökleri yüksekten エッーイ。@ ゥョケッ ᄋ@ n mese, bizim halimiz eskisi gibi olur. Hem o bir ウャQュ@
ョ、@ yerden tekrar bir 。￧@ büyüyordu. Bu tarzda ー。、ゥィイ N@ Onun ォ。ーエョ@ bizden istemeniz dolru
bir agaçtan on, yirmi, hatta daha fazla ulu 。￧ャイ@ 「ゥイ・ケ@ midir?• deyince, bu acize de bir gayret gelerek;
meydana ァ・ャュゥエN@ cbre mel'un, beni bozgun donanma ile buldunuz. ヲョ。ャᆳ
Bu 。」ョ@ ismi o yerde Tub idi. Bu 。￧ャイ、ョ@ her tah'u r。ィヲオエNL⦅ケォュ N@ ,zamanda alem'in ウュ。@ padi-
「ゥイョ@ gölgesinde binlerce adam gölgetenebiiirdi Yot- 。ィ@ ィ。コイ・エャゥョヲ@ ウ 。ケ・ウu、 L@ hイョuコ N@ 、・ゥャ L@ Diu, belki
!annda zakkumdan 「。ォ@ b ir ・ケ@ yoktu · d e Kuvve dahi s ize ォ。ャュケ」エイL@
o

Gücerat 、ゥ ケ 。イョ、@ ー。ョャイ@ haddi ィ・ ウ 。「@ vok-


tu. Bu yerle r, ュ。ケオョャイ@ da ケ・エゥー@ 「。ョ、 Q 6ッZ MZ@ ケ・セャイ M Deniz üstünde yürürüz,
di. . dュ。ョ@ arar buluruz,
Her gün, nerde konaklasak, binlerce maymun, et- Öcümüz komaz ahnz
[。ヲュコ@ çevirirdi. ᅦッオョ@ elinde ケ。カイオャ@ da bulu- Bize Hayreddinli derler
nurdu. He r biri tuhaf hareketler yaparak Cihan 。ィ@
dedim.
56 51

K!\fir de ゥュ、・ョ@ sonra Hint limanlanndan ォオ@ dokunmaz, oradan tnarruza オイセュ。、ョ@ ウィ。エ@ ve se-
uçmaz• diye cevap verdi. lAmetle ァゥ、ャイュN@ e、イL@ hakikaten ufak bir zarar
Aciz de •deniz yoluyla gitmek gerekli defildir. tn- yapsalar kendilerini ￶ャ、ゥイ・ュN@ 。ケ・エ@ böyle yap-
。ャィL@ Allah nasip ederse, karadan gitmek, bana da- ュ。ウャイ、@ bu kaide muteber ッャュ。コ、N@
ha ォッャ。ケ、イ@ deyince, kafir ォッョオュ。、L@ meclisi ter. Kervana bir zarar gelip Batlar kendini öldüriince,
ketti. 「aエA@ olan ayinlerinde Rajput çok büyük ゥ、・エ@ gös-
Birkaç gün sonra, Sultan Ahmed, Buruc vilayetini terir ve yapaniann ölümüne sebep ッャオイュN@ O カゥャセᆳ
bu acize teklif etti. Bir çok da dirlik tayin etti. f。ォ@ yetteki R.ejput beyleri, topluca, orada olan Rajputlan,
kabul etmedim. cGiicerat eyaJetini tamamen verseniz ッセャ。ョL@ ォコャ。イ@ ve kendine tAbi olantan tamamen öl-
durmam mümkün 、・ゥャイ@ dedim.
、イャ・ョゥN@
Bir gece ゥケ。ュ、@ Hz. Ali (K.V.)'yi gördüm. Önüm- Ahmedabad'daki müslümanlar da buna güvenerek
de ケ。コャ@ bir ォャセエ@ ー。イ￧ウ@ カ。イ、N@
bize iki Bat gönderdiler. Ücreti tayin ettik ve o sene-
- Bu Hazreti Allah ・ヲォ。エゥ、イL@ seninle beraberdir, nin safer 。ケョ@ ッイエ。ャョ、L@ kara yolu ile, oウュ。ョャ@
korkma! e・イ@ Hz aャ。ィGョ@ ・ヲォ。エゥ@ bizimle olmasa, yad lllkesine 、ッイオ@ yola ￧ォエN@ Arabalar ile 「・@ günde
vilAyetterin sulan bile bizden ォ。￧イ、L@ dedi. Puten ・ィイゥョ@ geldik. Puten'in Piri ・ケィ@ nゥコ。ュG@ ziya-
rd ・エォN@ Orada, Sir Han ve ォ。イ、・ゥ@ Musa Han, aske-
Ertesi sabah bu カ。ォGケ@ arkada5Iara 。ョャエュN@ Hep- rini エッーャ。ュ@ r。、ョーオイ@ h。ョ G @ Bülluç Han ile harp
si de Allah'a ォイ・エゥャ@ ve hemen ー。、ゥャオョ@ huzuruna ィ。コイャセョ、ケN@ Bizim gitmemize mani olmak istedi.
￧ォー@ sehayat için izin istediler. Saadetlt\ p。、ゥ N 。ィ@ haz- Oraya giderseniz, onlara ケ。イ、ュ@ edersiniz, birkaç gün
retlerine hünneten izin verdiler. durun, vaziyet düzelince, ウィ。エ@ ve selAmetle gidersiniz
Bu ・ィゥイ、@ olan Danyan keferesinin hanilerinden deyince, c Yüce olan Altah'a yemin olsun ki, biz kim ·
yani, gayet bilginlerinden Bat ismiyle bilinen bir toplu- scye ケ。イ、ュ@ etmek için gelmedik. Kendi yolumuza gi-
Juk カ。イュN@ Tüccar ve 、ゥ・イ@ yolcutan bir ・ィゥイ、ョ@ deriz ve elimizde ー。、ゥィュコョ@ fennam var,• diye bin
￴「ゥョ・@ götünnekle mesul ゥュャ・イN@ k。イィセョ、@ da türlü ケ。ャカイー@ ケ。ォイョ、@ sonra, itimat edip ァ・￧ゥ@ iz-
az bir ücret 。ャイュN@ ni verdiler.
￶ケャ・@ ki: YoUarda Ra,jput kafiri, yani Hintlinin at-
ャウL@ gelip ォ・イカ。ョ@ soyup talan etmek istese, bu Battar eケャ・ァ。ョM@ Hind bilen Piten · seferin
hançerlerini çekip ァ￶セウj・イゥョ@ dayartar ve 」「ゥ@ b\m- ィエゥケ。イ@ ・ケャ」セウョ@ mihen seferin
lara kefiliz. Kervana zarar verirseniz, kendimizi öl- yャ。ュォ、ョ@ akik boldi göztim
dürürüz• deyince, Rajput onlara bürmeten kimseye Dir görem ・ケャュゥ@ Yemen <:eferin
dイセゥ@ ・ォゥュャ@
damenim pürdür Hemen develeri ・エイ。ヲュ コ。@ çöktürttük ve her taraf-
"
Güyya ・ケ ャセ、オュ@ Aden seferin tan tüfekleri ￧ ォ。イ、 N@ Kafirler tüfekleri görünce, ariarn
Yuragum boldi ョ。ヲ・Mカ@ pUJ'hun 6Önderip; «biz ￧。エ ュ。ォ@ için gelmedik, vergi istiyoruz•
Niklay min itub Hoten seferin deyince; • bizim yükümüz ilaç ve boncuktur. Onun da
Ya ilahi yine müyyesser ォャ@ 'ergisini gönderdik, ・セイ@ yine ゥウエケッイ。ョコ@ göndere-
KAtibi bendene vatan seferin (20\ Jim» dedik. Cevap olarak dönüp bir tarafa çekildiler.
Biz de yolumuza devam ettik.
Nihayet, oradan da kurtulup, yola koyulduk. Be-
ゥョ」@ gün Radinpur'a geldik. Mahmud Han ile ァ￶イᆳ oョ「・@ gün Riksan ve çölde gittik. Bir gün Sind ウ ᆳ
tük. O da türlü güçlükler ￧ォ。イ、N@ Sonunda Uç arkada. ョ、。L@ Vanke isimli ・ィイ@ カ。、ォ N@ Orada tekrar deve
ュコ@ 。ャォッ ケ 。イャエ@ 、ゥセ・イャョ@ izin verdi. Yolda Rajput tutup 「・@ günde Guna ve b。@ Feth カ。イ、ォ@・ィゥョ
Ufirleri カ。イ、L@ fakat beyleri ケ。イ、ュ@ için . oraya ァ・ャュゥ ᆳ
m・イ@ Sind ー。、ゥィ@
Hasan Mirza ォイ@ ケャ@ kadar
lerdi. Ondan, orada bir ケ。コ@ 。ャ、ォN@
Sind ー。、ゥィャ@ ケ。ーュ@ olup 「・ @ ケャ、。ョ@ beri bir göm-
Sind'e カ。イョ」L@ develer ォゥイ。ャ、@ ve Ahmedabad'- lekle, ata 「ゥョ・ュ、@ için, gemilerle Seyhun イュ。セョ@
dan bizi getiren Batiani ücretlerini vererek geri çevir- 。￧ャュエN@ Her nereye 」 。ョ@ isterse oraya gidiyordu.
dik.
Sind eyaJetinin ー。ケゥエィ@ olan Tutte'de sultan olan
ウ。@ Turhan 。ィ L@ Hasan mゥイコ。 G ョ@ ゥ・@ yarar 。、ュャョ@
StND Vti..AYETINDEKt maceゥャエuzi@ ANLATlR
öldürdü ve Nusredabad kalesinde olan hazinesini aske-
re 、。セエ N@ hオュ。ケゥョ@ ー。、ゥ 。ィ@ 。、ョ@ hutbe ッォオィー@ nak-
Mübarek Rebiülevvel 。ケョ@ birinde yola ￧ォーL@ lcare ￧。ャ、イ N@
onuncu セョL@ Rajput ・ィゥイャョ、@ Parkin isimli ・ィセ@ ,
|B。イ、ォ N@ J afir üzerimize hücum edince, beylerinin mek- 。ィ@
Hasan Mirza da Bekr'den Suhan Mahmud
tubunu g..isterdik ve biraz hediye verdik . Yol verdile! isimli ウゥエ@ ォ。イ 、 ・ ゥ ョゥ@ karadaki askere serdar tayin ederek
ve •Yolda bin kadar Rajput leifiri カ。イ、L@ dikkatli olun» kendisi dört yüz parça gemi ile 、・ョゥL@ Mir ャウ。Gョ@
diye tembih ettiler. üzerine gelir.

Ertesi gün sabahleyin yola ￧ォエ N@ Birgün, sabah Orada, bizim geldilimizi haber 。ャョ」@ adam ァ￶ョ セ@
vakti 。ョウコ L@ ォ。イ、ョ@ Rajput geliyor, diye bir gürül- derdi. Bizi hürmetle ォ。イャ、 N@ Rebiülahir 。ケョ@ ィ。セ ᄋ@
tü koptu. lannda ァ￶イュ・@ ケ。ーエォN@

Görüldügü gibi, R•jput 。ャケ@ Fakirane biraz hediye arzedince, bu acize hürmel
Deveciler götürdii redd-ü ャ。ケ@ (21> ve ilcram ettiler. ᅦ・ゥエャ@ hil'atler hediye edip 。、ュコ@
gayb ordusu koydular.
60
61
Bu acize ticaret merkezi Lahor'u vermeyi teklil' Bekr'e 、ッイオ@ yola ￧ォエN@ Hatunu gelip ォ。|Gオョ」@ onun-
ettiler. Kabu! etmeyip gitmek için izin istedik. ャョ。ᄋ@
w günü Mirza vefat etti.
tah オ@ kale fethedildikten sonra ウィ。エ@ ve selametle コゥᄋ@
dersiniz deyip. ー。、ゥィ@ efendimiz hazretlerine bit h。ャォョ@ ウ￶ケャ・、ゥセョ@ göre ォ。イウ@ エ。イヲョ、@ zehir·
mektup ケ。コ、ャイN@ lendi.
h。ウャ@ bizi de Mir lsa ile ウ。カ@ sevketti. Müslü·
manlar ケ。ャカイー@ ケ。ォイ、ャN@ cTUfeklerinize mermi koy- Er isen avrada inanma ahi
ュ。ケョN@ Biz hepimiz bir ォ。カゥュコN@ k。イ、・ャゥュW@ ve ço· Avrat el 。エ@ enbiyaya dahi
」オォャ。イュコ@ ・ォウイゥケャAエ、ッ@ dediler. Hakikaten de öyle
idi. Sultan Mahmud, ュ・ィオ@ mゥイコ。Gョ@ ュ。ャョ@ hemen
Sind ・ケィャイゥョ、@ ・ケィ@ Ab'dul Vehhab ile ァ￶ゥᆳ üç ォウュ。@ 。ケイ、N@ Bir ォウュョ@ ィ。ョュL@ bir ォウュョ@
ィッ」。ウ@ ile Mir ウ。Gケ@ gönderdi. Cenazeyi de Tutte'ye
ー@ ィ。ケイ@ 、オ。ウョ@ 。ャ、ォN@ ・ケィ@ Mirin ve ・ケィ@ Cemali'yi
ziyHet ettik. Mir ウ。@ ile bir.ay kadar ウ。カエォN@ Serkuplar gönderdi. Bizi kendi gemisine koydu. aエョN@ devesini ve
」ャゥセ・イ@ ゥ・@ yarar ・ケ。ウョ@ kendisi 。ャー@ karadan Bekr'e 、ッᄋ@
ケウ@ edilip toplar ォオャ。ョ、N@ Her iki tartatan da bir çok
insan telef oldu. Tütte bir 。、イN@ k。イ、ョ@ oraya top ru yola ￧ォエN@
Ur etmedi#i için fethetmek mümkün ッャュ。、N@ nゥィ。カ・@ Elli kadar gemi ile mゥイコ。Gョ@ cenazesi ve ィ。ョュ@ Tut-
。イャョ@ girip sulh aktettik. · te エ。イヲョ@ yönelince askerler \Nャゥセ・イ@ gemileri Zカ。セュAケー@
Mir ウ。N@ Hümayun p。、ゥィ@ 。、ョ@ hutbe akutmak ォ。￧エャイN@ t。ケヲウコ@ yerin! a!- ォ。ャ、N@ aイォ。、ャ@ エ。ケヲャイョ@
ve nakkare çalmakt.an vazgeçti. 、ャ。イN@ y。ュ@ etmek için her taraftan ᅦ。セエZカャイ@ hücum
Yine 。ィ@ Hasan Mirza'ya tabi oldu. oセャオ@ Mir s。セ@ ettiler. Tüfekle ォ。イ@ koyup bin zorlukla oradan uzak-
lihi hediyelerle ⦅ 。ィG@ gönderdi. 。ィ@ Hasan Mirza da, ャ。エォN@ aォョエケ。@ ォ。イ@ on gün kadar gittik.
ッセャオョ。@ Mir ウ。Gョ@ askere 、。エ@ hazineden geriye n。ウイーオ@ denilen ・ィイ@ カ。イ、ォN@ Bu ・ィイゥ@ racalar, yani
kalan ne varsa hediye verdi. Rajput 「・ケャイゥ。ュj、N@ oイ。ケ@ ケ。セャ、ォョ@
O vilayeti Mir lsa'ya 「。ォ・ョエ@ ケ。ーエN@ Veziri Monla orada haber 。ャ、ォN@
Yari ile ferman, ahidname ve エオ@ ile yeniden nakkare
gönderdi. Mir lsa'ya tabi olup hapiste olan Argun ve Mir ウ。L@ on bin kadar ゥ・@ yarar adamla Sultan Mah.
Turhan'dan on kadar mゥイコ。Gョ@ her birine hil'at giydi- mud'un 。イ、ョ@ gitti. oャオ@ Mir Salih, seksen parça ge-
rip azad etti. Mir lsa da orada olan mゥイコ。Gョ@ hatunu mi ile 。イ、ュョ@ geliyoruz deyince, 、uョォ@ ve dönme_
h。」@ Begümü hemen gönderdi. yi uygun bulduk. Bir araya toplanarak, 「。ュコ、ォゥ@ be-
ャ。ョ@ 、・ヲゥャョウ@ için onbir bin ihlas okuduk. Yine
Cemaziyel evvel'in ilk günlerinde asker ile Sultan
THtte エ。イヲョ@ dör.dük ve üçüncü gün denizde Mir Sa-
Mahmud karadan Mir 。ィ@ Hasan Mirza gemilerle
lih'le 「オャエォN@ Bir miktar hediye ile gemisine gittik.
63
62
Sultan'a bir miktar hediye sunduk ve sohbette
Nereye gidiyorsunuz diye sordu. Biz de. 「。ョコ@ Mir bulunduk.
エセ。@ gidiyor, biz de gidiyoruz,,. deyince; clsa geçti ait- Sultan Mahmud da, Hümayun p。、ゥィ@ 。、ョ@ hut-
tl, siz geriye dönün• dedi. Oe ッォオエ。」セイ@ bildirdi. Mir lsa ile de aralan bulunup
. N g」ュAゥョコ@ ッャュ。、ァョL@ bu yüzden gidemeyecetimi· sulh ケ。ーャ、N@ Merhum mゥイコ。Gョ@ ölümüne:
ra.. ウッケャ」ョ・L@ ッョ「・@ gemici verdi. Zaruri olarak geriye
dondü.k. Tekrar on gün kadar yol 。ャ、ォエョ@ sonra, bir. 。ィ@ Hasen-i Sind ki Zャィ@ irdi veli
gün, Sind ォ。ウ「ョ@ カ。イ、ォN@ Mir lsa ile ァ￶イセュ・@ ᅦォエ@ ecel 」。ュョ@ tapu fena
ケ。ーエォ N@ Merhum mゥイコ。Gョ@ ケ。ョ、@ 「オャエョ。@ beyler de h。エヲM@ gayb etti tarihini
orada idiler. Sulh taraftan ッャ、オォ。ョ@ ウ。カ@ イコ。ャョ@ Cennet-i firdevs ュ・ォ。N @ ola (22)
ッセ N ュ。、セa@ bildirdikleri zaman, Mir lsa, bize ウ。ケァ@
ァッウエ・イー@ ォイ。ュャ、@ bulundu. Bizi serbest 「イ。ォエ@ ve diye tarih 、オイュN@ Bu tarih 、イュ・ケゥ@ Sultan Mah-
•Birkaç gün daha burada bizimle ォ。ャョL@ ゥョ。ャィL@ Mir mud çok 「・Zョ、ゥL@ hemen orada iki de gazel söyledim,
Salih'i Hümayun p。、ゥィG@ ァ￶ョ、・イ」ゥコL@ beraber gi- birincisi:
、・イウゥコN@ çünkü Sultan Mahmud, sizi Bekr'den 「イ。ォᆳ
セ。コL@ o, Ferah mゥイコ。Gョ@ oAludur. Dirnalmda hAll pa- Firkatin elini tur olur bilmez idim
、。ィャォ@ ウ・カ、。@ カ。イ、@ dedi. Fakat. acizane bu tek- Asla, ben セョ@ hayalini ォャュ。コ@ idim.
!ifini kabul etmedim. •Bize ruhsat verin, 。ャョ@ ge- Ahir beni uçar etti senin 。ォョ@ anla
mileri bizimle gönderin ve bir elçi ォッオョN@ ャョ。ィL@ 0
Öz halime kalsa senden 。ケイャュコ@ idim
da (HUmayun) ー。、ゥィ@ 。、ョ@ hutbe okur ve 。イョコ、@ Derdimi sana ケセャ。ウ@ ey meh-i çe'mlm
sulh olur. Bir dt'm gilziimün ケ。Gゥョ@ ben silmcz idim
..d・カ。ュャ@ ウイ。@
edince, elinde olan yedi parça ge- Bilsem beni イ・、オエゥセョA@ ahir senin
ュケ@ bana teslim etti. Bir elçiyi beraber ォッオー@ gemi- Her giz 」ゥセョ・@ ey Peri gelmez idim
ci verdi . Saadetli ー。、ゥィ@ efendimiz hazrederine 「。ᆳ Hicr 。エ・ゥョ@ Kfttibi ol エ。ョウュ@
aォ@ ケッャ、。@ munca zaman ケャュ。W@ idim (23)
na gelen musibeti ケ。コ、@ ve biz de yola ￧ォエN@
Yolda, koca koca timsahlar seyrettik. kケャ。イ、N@
hiçbir zaman birbirimizden ayn gezemedik. ikincisi de ￶ケャ・@ idi :
y。イウコ@ her ォ。ケ、^@ bulsam beyt-ul 。ィコョ、@ mena
Simçr ve Maci'lilerle hergün ￧。イーォL@ binbir Alem ol Yusuf likadan ayru コゥョ、。イ@ mena
セゥMN[ャエォ・@ birkaç günde Siyam'a geldik.
dュ。ョ@ ゥエイュ@ beni çün yoluna olmaz senin
Oradan, Patn ve Duble volu ile Bekr kalesine ·Dostum, ol söz bAri vall.:th 「ィエ。ョ、イ@ mena
カ。イ、ォN@ Sultan Mahmud ve セイィオュ@ mゥイコ。Gョ N@ veziri ・イィエMゥ@ latin ォャ ウ 。ョ@ da can bir sam ne tenk
\1olla Yari lle ァ￶イュ・@ ケ。ーエォN@
65
Ey tabibirn sana ュォャゥイウ・@ 。ウョ、イ@ mena Ertesi gün kuyulara 「。ォエL@ su 「オャ。ュ、ォN@ b。コ@
Ilgaç ・エイ。ヲュL@ melamet sengi gönlUm ャ、@ olur. adamlar, エ。ュ@ イコァセ@ ve susuzluktan ölüm hall dere-
Gam çerigin def' içün ol ケ。ィゥ@ ォオイ￶ァ。ョ、@ me!la cesine geldi. Her birine tゥイケ。ォM@ Faruk verdik de, hu
Atlanngla Katibi bendeni ォャ、ョァ@ hem-sigal halden bin bela kurtuldular.
Nimeting ィ。ォ@ begum ol オィ@ ゥョウ。、イ@ mena Bu hali görünce, çöl yolundan vaz geçtik. (Garip
(24) ャイゥ@ kör gibidir) derler. Bunun gibi, 「ゥ@ de geriye Mav
Bu gazelleri Sultan'a arz edip gitmek için izin kalesine döndük. ャゥォイ・エュコ@ çölde, serçe bilyüklü-
ta1ep ettim. Sultan bu 、ゥャ・セュコ@ kabul etti ve Saa- セョ、・@ kanncalar seyrettik. Beraber olan Sind'liler
、・エャヲN@ ー。、ゥィ@ セヲ・ョ、ゥュコ@ hazretlerine bir mektup orman yolundan gitmeye korktular. Sonunda arka-
ケ。コ、@ ve: 、。ャイ@ teselli edip nasihat ederek,
«Fakat, Kandehar yolunda, Özbek sultanlanndan
Haydar Sultan ッャオ@ b。「、イ@ Sultan, binlerce adam Kadir olan ince ゥイ@ efgine
エッーャ。ケ@ kazak ッャュオエイL@ hiç kimseyi geçirmemek- Sunsa tedarikle sunur 、ュ。ョ@
dir. Re'yi kavi カZィゥ、@ u elf olsa er
Hem b。、M@ Semum コ。ュョ、イL@ ゥュ、ォ@ vakitte o Re'yi kavi ウ。ュエ、イ@ ehl-i zafer
tarafa gidilmez. Birkaç gün durun, size bir miktar Biz, olavuz vahid u 、ュ。ョ@ maye
adam ォ。エー@ Lahor yoluna gönderelim Gerçi orada Bize yeter ayet-i cKem minfie• (25)
da Ced taifesi カ。イ、L@ dikkatli bulununa dedi.
Orada :la bir aydan fazla ォ。ャ、N@ dedim. On tüfek önde, on tüfek arkada ve direrleritti
Bir gece rüyamda valimedi gördüm. «Hazreti Fa- de ortaya ケ」イャ・エゥ、ュN@ Hak t・。ャエ@ Hazretlerinin niha-
エュ。@ HrNaIGケ@ 、uュ・@ gördüm. Senin ウィ。エ・@ gelme· yetsiz inayetine ウセョ。イォ@ yola . revan olunca, bu vazi-
ni bana müjde ォャ、ᄏ@ dedi. Sabahleyin カッャ、。イ@ mü.i - yeti gören Sind'liler de bizimle can alan ormana gir·
de haberini verdim ve Sultan Mahmud'a カ。イー@ vak'a- diler. Bin bela \·e mihnet ile on günde Oçi'ye カ。イ、ォN@
カ@ 。ョャエュN@ Murlaka gideriz deyince ruhsat verdi- ・ケィ@ 「イ。ゥュ ile ァ￶イー@ 、オ。ウョ@ 。ャ、ォN@ ・ケィ@ Cema1i
ler. Bir ケ。ィゥ@ at, bir katar deve, bir hayme, bir 。ュᆳ ve ・ケィ@ Celali Hazretleri (K.S.) ni ziyaret edip, mü-
yane. yani, sayeban ve yol ィ。イ￧エ@ ihsan buvurdu. t-arek r。ュコョG@ ・イゥヲGョ@ evvelinde yola ￧ォエN@
iki yüz elli ィコ@ sョ、@ silvarisi ォッエオ@ ve HUmayun Pa- Kare nq'hrini keJek 「。エオケー@ geçince Sindlileri
、ゥ。ィG@ bizi dinlemesi için bir mektup ケ。コ、N@ serbest 「イ。ォエN@ Oradan, a「M@ Maçvare'ye geldik.
Mübarek s。「ョ G ョ@ ッイエ。ャョ、@ yola revan olduk. oイ。ケ@ da gemiyle geçtik. Orada 「・ケuコ@ kadar Ced
Sultan Pur yolu ile 「・@ günde Mar ォセャ・ウゥョ@ var- カ。イ、N@ Fakat tüfeklerden korkup hiçbir ・ケ@ ケ。ーュ、ᆳ
、ォN@ Orman yolunda Ced taifesi カ。イ、@ deyu çöl yolu- lar. Oradan da yola revan olup ッョ「・ゥ」@ gün, Ra-
nu tercih ettik. ュ。コョG@ ッイエ。ャョ、@ ・ィイゥ@ Multan'a geldik.
p: 5
67
Bu arada, bir ay kadar bir zaman geçti. Bunun so-
66 nunda hepimizi ー。、ゥィG@ gönderip ケ。ョュコ、@ da
adam ォッエオャ。イN@ Zaruri olarak yola revan olduk. Derya-
hャndsta@ dyarinkエ@ sergvztャ@ ケ@ Sultan-Pur'u gemilerle geçip hゥウ。イM@ Firuz 。ィ@ yo-
luyla yirmi gün kadar yürüyerek Zilkade'nin sonlann-
BEYAN EDER da Hind p。ケM@ エ。ィョL@ yani, Delhi ・ィイゥョ@ vannca, Hü-
l':ayuri ー。、ゥィ@ haberdar oldu. Han, hanan, 、ゥセ・イ@ han-
ャォ@
olarak, ・ィイMゥ@ Multan'da Hz. ・ケィ@ Babaad- !ar ve sultaniann 400 fil ve binlerce adam ile Saadetili
Din Zekeriyya, ・ケィ@ Rükned-Din ve ・ケィ@ Sadrud-Din p。、ゥィ@ Hazretlerinin izzet ve hürmetine ォ。イャュ@
(Allah onlara rahmet etsin)i ziyaret ettik. ・ケィ@ Mu- için gönderdi. Bu acize de bir at, iki hil'at ve ィ。イ￧ャォ@
hammed Racu ile ァ￶イュ・@ Mケ。ー@ 、オ。ウョ@ 。ャ、ォN@ Mir gönderip o gün orada Han-Hanan büyük bir ziyafet
Miran ve Mirza Hasan Sultan ile ァ￶イュ・@ ケ。ー@ mü- ; カ。ーャ、@ ve dゥケ。イM@ Hind'de Divan Hエッーャ。ョI@ gece ol-
saadelerl 。ャョ、ォエ@ sonra Lahor'a 、ッイオ@ yola ￧ォエN@ 、オ@ Için 。ォュゥ・ケョ@ エ。Gコュ@ ve tekrtm ile p。、ゥィGュ@ di.
Sadgire'ye' カ。イョ」@ orada da ・ケィ@ Hamid ile ァ￶イュ・@ カ。ョM@ Rumayununa götürüldük.
カ。ー@ 、ュョ@ 。ャ、ォ@ ve oradan ・カ。ャGゥョ@ evvelinde (Hediyye, hediyye edenin kuvvetine göredir.) sözü

Lahor'a カ。イ、ォN@ _・イゥョ」L@ 。、ョ・@ bir mikdar hediye arz ettik. p。、ゥィ@
ile mülakat ケ。ーエュコ、L@ Hindistan fethi için
mセ・イL@ önceden Hindistan ー。、ゥィ@ olan ゥイ@
h。ョG@ ッセャオ@ Selim 。ィ@ vefat edip fskendPr Han pa-
。ィM@ cem rutbet hümayun baht
」Aゥ。ィ@ ofunca, Hümayun p。、ゥィ@ bunu ゥエー@ Kabil'den
Yedi iklim Hint ki çün 。エ・@
Hint'c ケイュL@ evvela Lahor'u 。ャー@ zaptederek içine
kイ、@ eヲァ。ョ@ Delhi ni 。ャ、@
セ、・ュ@ ォッカュオL@ kendisi ・ィイMゥ@ sィョ、@ (Sehrend) önün-
Boldu fermanberi bari ウ・カォ@
de ウォ・ョ、イ@ Han ile ォ。イエー@ onu basarak dört yÜz
Ol fetibe ettiler tarih
til ve darbzenleriyle dört yüz 。イ「ウョ@ 。ャュL@ ウGャエ・ョᆳ
Talii devlet hオュ。ケョ・@ (26)
den Han kaçarak Mankul isimli kaleye girip bir mik-
tar adam ile k・ュゥイ@ mゥイコ。ャョ、@ 。ィ@ Ebu'l mA。ャゥGᆳ diye tarih 、ゥ[イュ@ ve iki gazel arz ettim,
yi serdar ederek 。イ、ョ@ ウ。ャュN@ Kendisi Delhi'ye va- •
イー@ ィ。ョャイ、@ Özbek ウォ・ョ、イ@ h。ョG@ Agra'ya gön- e・イ@ ki halime rahm itmesey habib benim
、・イュゥL@ Nice · han ve sultaniann kimisini hゥウ。イM@ Fi· ャ。」@ kayda tapar derdime tabip benim
ruz 。ィGZ@ kimini de Sibnel, Beyane ve Kenv.iç'e gön- Visal-i yari bana ォャュ。コ@ idi hak ruzi
、・イュゥL@ ht'r tarafta beyler ve askerler ウ。カ@ üzere Ezelden, ey dil eger bolmasa nasib benim
iken biz de Lahor'a カ。イュ@ bulunduk. ・ィゥイ@ hakimi 。イ「MGャiゥョ@ için mest olundu ey saki
olan Mirza 。ィ@ yol \'enneyip; p。、ゥィG@ gitmeYince m・イ@ ki girmegey ilgimge hiç rakib menin
yol yok dedi. Sonunda ー。、ゥィ@ halimizi arzettik. Or-
du:vu .Htimayun'a gönderin diye emir geldi
Revamidur dimegeysin min içün hergiz 」p。、ゥィ@ Hazretlerine elçi gönderip senin ￶イョ@
Niçun durur ァ。ュM@ hlcrimden ol garib menin arzedelim.» diye buyurduklarmda:
Yüzini Katibi görgeç hezar ゥカ・@ bilen Fahr·i Klinat Efendimiz: «Suç olan yerden sa-
Kul etti ァ￶ョゥu@ ol オィMゥ@ dilferib menin (27) ォョコN@ buyuruyorken ben bunu ihtiyar edemem. Zi-
ra kasdi olarak bu villyete セ・ャュゥ@ ve buradan Röm'a
ォゥョ」@ gazel: elçi ァ￶ョ、・ゥ@ olurum • diye turlü ケ。ャカイー@ yakarma
ile izin lütfeyleyip eFakat ゥュ、@ üç ay yatmur mevsi-
Vast ümidim yok benim ュオャ。ォゥョケM@ yarimin midir, yollar jオエイ N@ Gitmek mümkün 、・セャゥイ N@ O zama-
Arzu Julmam 「・ィゥエ@ aォM@ 、ゥャ。ョ@ na kadar durum Husuf ve küsuf'u Zeyç ve bütün tak-
Ey tabibirn ・ゥャョ@ 、。イオ@ ゥヲ。ウ、ョ@ bana •
virolere müracaat edip usturlap ケ。イ、ュャ@ yolunu gös-
・イィエMゥ@ la'lini bir derdin bilen bimanmm ter. Laire-i Muaddil risalesini oku. eセ・イ@ üç aydan evvel
Akl u fikr ü sabr u ィオュ@ ォャ、@ yatma 。ォM@ yar · olursa, buyurun gidin, izin size.• diye ahd u eman etti.
Vadi-i hicranda ォ。ャ、ュ@ ne ォャセョ@ ョ。￧ュ@ Zaruri olarak orada durduk. Gitmekten me'yus ッャ。イセ@
Meclis-i hassa rakib ruyi siyehni çalma 」r。ィエョ@ birincisi ye'stir• sözüne uyduk amma. ne ge-
Sakiya! ・ォャGゥ@ kabibinden 。ョ@ 「ゥコ。ョ@ cemiz gece ne ァョ、コュセ@ gündüz. Hiç rahat yüzü
Kitibi, Husrev boluptur nazm ara ゥイョ@ kelam görmedik. Sonunda, ケオォ。イ、@ ー。、ゥィ@ da 。、@ geçen ri·
Vasf-u la'H yar birle men ォイゥ@ saleyi, 「。ョ、@ sonuna kadar okuyup usturlab ile
goftarumin (28) Husuf ve küsuf ッャ。ケョ@ gösterdik.
Okre tamamen fethedildi. Onun fethine dair de he-
Bu gazellerden p。、ゥィ@ çok zevklendi. コゥョ@ talep men bir tarih 、イー Z@
ettitimizde riza göstermeyip bu hakire Yüzlük vazife
ャ・@ p・イォョ M @ haraca caykir verdi ve her ケッャ、。@ yüzbin Felek-rif'at Humayun 。ィ@ Gazi
akçe dirlik tayin etti. Acizane bu teklifi kabul etme" Salar pertev ャゥカ。ウョ@ mihr u maha
yip gitmek için izin talebinde bulunduAumda cBir ケャ@ y・エゥ@ Hint'ine ォャ、@ Delhi'ni fet h
bari bizimle burada ォ。ャョ@ diye ウイ。@ etti. Nüzul etti ィゥ」。イM@ din penaha
Bu ウイ。ョ@ da cevap verip cSaadetlö p。、ゥィ@ Haz- y。ーイ、@ nice ィ。ョ@ ögre ウ。イ@
retlerinin emr-i ・イゥヲャ ゥ ケャ・@ deryaya ￧ォー@ 、ュ。ョM@ hak- Verip köp istimaletler sipaha
sar ile cenk ettim. Tufan ile 、ゥケ。イM@ Hint'e 、エuュ N@ Be- d・カ。ュ M @ devletinde fethi 。ョ@

nim 、|Aカャ・ N@ ォ。ーウョ@ varmam ャaコュ、イ@ ki böylece kUf- Müyesser boldu, minnet ol ilaha
fan haksar ョ@ ahvali devletl6 ー。、ゥィ@ hazretlerine ma- Etti ona bir eksikli tarih
lUm ola. Umulur ki böylece vilayet-i Gücerat kafirio Mübarek bolsun ögre ー。、ゥィ@ (29)
elinden kurtulur• 、・ゥセュZ@ dedim.
,

70

Bu tarih çok 「・ョゥャ、N@ Bir gün mevzuu getirip, 71


/

Sultan Mahmud Bekri'nin durumunu arzettik. Bit


ュコ、。@ dünyada kim nasib boluptur ahirette hem yüzU-
ahid-name ァ￶ョ、・ュウゥ@ için taleb ve ricada bulunduk,
mUnce bolgay.• .
kabul ettiler ve bir ahidname gönderdiler. Tutra yeri·
diye enva-i muhabbetler arz etti.
ne コ。ヲ・イョィ@ elini vurdu. Sultan Mahmud'a gidince,
Monla Yari'nin mektubu da ￶ケャ・@ idi,
sオャエ。ョ@ veziri Monla Vari bu acize bir ュ・ォエー@ gön-
derdi.
MONLA yariGn@ MEKTUBUNUN sオエetャ@
Sultan Mahmud'un Mektubunun Sureti
'
yオォ。イ@ エ。「オ、@ 。イコM@
dua ve senadan song ma-
エゥケ。ォ@ ve arzumendliklardin söng söz ol kim ta. ruz-i re'yi mihr-i aray ve zami,r-i ferah efzay ol kim ta
bik-i muhibbi devlet millakat ve saadet makalatdan bu zerre kalil'ul ウエゥ。Mオ@ devlet mtilazemet vesaadete
mahrum 「ッャ」N@ Gice ve gündüz bu fikir ve zikirde idi
muvasalattan mahrumdur.
kim «Ya Rabb; kaçan bolgay kim ol saadet. penah Haz- Lahza belki lemha yadlanndan gafil imas.
イ・セゥ@ p。、ゥィ@ zafer 、・ウエァ。ィョ@ 、・イァ。ィョ@ her· sözüne bu
fakir-i dinin 。イウョ、@ devletbalik bayed otub tavr-i Çu gurbet içre mena カ。ウィョァコ@ nasib imas
·&.rze yeti görtib her kil u kaH kim ol meclis-i ftUde o Men garibni ger ウッイ。ョァコ@ garib imas (31)
bilkay harçani ュ・イオィ@ bitib; boyatip D。イケ@ bargeyler.
Bu esnada adam gelUp tae u hasse ve meftuh ve Dahi ol Hazretten ahidname bida mektub-i ・イゥヲ@ kil-
ton geturup ferman ve ahidnameni birdilar. Çün Haz. エオイュ。、ャN@ Hazret-i nüvab-i sultan ve bevasir-i vadii
ret-i p。、ゥィM@ Dm ー・ョ。ィ@ mübarek pençelerini ol fer.
ィゥ」イ。ョァケウ@ külfet boldu. Ve her zaman sultan eyturlar
man yüzünde bu fakir gördü bildi kim bu niyabet ol kim olardan köp menfa'l biz hizmet 。ケ・ウエ@ ォャュ。、ゥ@
seadet penahindir. ve taksir köp boldi.
z。Gヲ・イョャゥ@ pençesi ァヲョ@ pençesini kildi pest Ey dost bilaf-i 、ッウ 。 イゥ@ ォャュ。@
Bu mesel ュ・ィオイ、@ kim dest der balayi Gurbette koyup köp, mena hari ォャュ。@
dest (30) Gafletini unut munca mening halimden
yarGョゥ@ unutma terk-i YARI kd ma. (32)
Ve ol ヲ・イュ。ョ@ 「。ゥケ・ウョ、@ Hazret-i p。、ゥィM@ din-
penah özleri gelin gevher nisarlan bilan merkum ォャー@ Çün ゥエョ。「M@
mucib-i metal ィ。エイ@ irdi; bu イオ「。ァ@
イ、ャ。@ kim Vahid'Ud Dehr; Ferid'Ul Asr Emir Seydi All ihtisar ォャー@ dua bitildi. diye sonsuz niyazlar arz etti.
bari sözüngni arzga yeti gördü ve derece-i kabul tapti sオャエ。ョG@ mektubunu ー。、ゥィ@ arz ettim.
deyu 「オケイャゥN@ ョ。ャィ@ bu イ。「エ@ ki sizing bizimg ara- «Ei elden üstündür» misalinden çok ィッャ。ョ、N@ Ve bu
hakire ruhaiye ォ。イャ@ vermemi teklif buyurdular.
7J
rオィャ。イL@ keyfiyet-i meyden kaçan kim aldur
72 • Sakiya エ。ョイ@ ュウョ@ ol gülçehre ne ィッ@ haldur
n。ォ、M@ ömr nikini ュ・エ。M@ vaslgaharç エァ。ョ@
Tam コ。ュョ、イ@ イャョ」・ウゥケ@ •Memur özürlü, özür de Dil bilen ォ・ョァゥ@ koy aleme ol dellaldur
ゥョウ。ャイ@ en cömerti ケ。ョ、@ makbuldür• diyerek Mürdeler ゥャケ。sョ、@ ャ。Q@ ュ・ウゥィ。、イ@ veli
arz-t cevap ettim. Zülf-ü cadu, ￧・ュMゥ@ fettan, gamzesi kattaldur
Leb1eri yarin çiçektir, dil niçin meyl etmesin
Dest-i hun aludin etti pençe-i ュ・イ」。ョ@ pest Her nim-rese kim çiçek bolgay gönül
Bu meseldir il arakim dest ber balayi dest meyyaldur
Ol leb-i meygtln ・セイ@ mecliste bir dem bolga' Tilbe bolup ケセャ。ュ@ ォオャ。@ ben dib katibi
Saki kan ケセャ。「@ sürahi cam-i mey bolsun ゥォ・ウエ@ Sim ・ォ@ birla derun-i sine mal'a maldur. (34)
Mest-i 。ォ@ ehli takva ta'ni koysun ittiniz
lleineisi de:
Daima ィッケ。イ@ 。イウョ、@ bulur mazur mest
Zahirin görme ォゥョ@ batinga ォャ@ nazar
Zahida ma'naga bak adam imas suret perest Çin 、オョイコ@ ャ。ヲョァ@ 」。、オィセ@ ケャァ。ョ@ imas
Küfr ゥウョ。、@ ィ。エョ@ ey sanem bühtan imas
Ba'is-i keyfiyyetigni kayda zevk itgey senin
・イ「エGゥ@ la'lini birmen hasta ki deruni koy
￧ュ・ァ。ョ@ vahdet 。イ「ョ@ Katibi ruz-i elest. (33)
Ey tabibirn el benim derdime hiç derman ゥュ。@
s￶ケャ・、ゥセュ@
bu gazeli p。、ゥィ@ gördü, ve ￧・ゥエャ@ ih- Ayb ュ・ウ@ mu ャ。ヲM@ 。ォ@ urak kilup オ。ォ@ ara
aォ@ ュ・ケ、。ョ@ anmg kim 「。@ caltan imaz
sanlarda bulundu. Bu aciz kula 」ォゥョ@ Mir Ali ゥイ@ di-
ye hitap buyurdu. Aciz de ォゥョ」@ Mir Ali ゥイ@ demek Yara itin ォャュ。ウオョ@ 。セイ@ birla goft u guy
Hem nefs bolmak ュ・ ャ ・セゥ@ ・ケエ。ョ@ bilen çesban
•reva 、・セゥャイN@ hオ・Mᅦゥョ@ olmaya muktedir olsak イ。コ@
imas
oturduk.• dedim.
Iyd カ。ウャ@ birgey il ol ォ。@ ケ。ョァ@ (katibi)
p。、ゥィ@
tekrar cAllah hakkiyle bilir ki bir sene bu k「ャ・@ den yansun yüzi her kim ona kurban
セ。イコ、@ ᅦ。エケ@ エ。ケヲウョ@ haydi haydi Mir Ali ゥイG@ unut- imas (35)
turursun• deyip ￧・ゥエャ@ lütuflar gösterdi.
Bir gün yine sohbet ウョ。、L@・ p。、ゥィョ@ ケ。ォョ@ Bu gazeller vilayet-i Hint'de ュ・ィオイ@ oldu. Herke-
sin dilinden 、ュ・コ@ oldu. Bi.rgiln, Mirzalardan Padi·
ュゥイコ。ャョ、@ hッMィ。ャ@ Bey isminde, p。、ゥィョ@ ok-
。ィョ@ afitabecisi Abdurrahman bey isimli bi.r genç -ki:
vay kurucusu olup onunla mubahesede bulunan 、・セイᆳ yeni ケ・エゥュ@ olup o da ー。、ゥィョ@ makbulü ve ィ。ケャ@
li bir genç, bir münasebetle bu acize iki gazel teklif ョ。コャウ@ idi.- Ekseri hususi sohbetlerde ィ。コイ@ bulunur,
buyurdular. sohbete ォ。イL@ dedi-kodu ederdi. ャ・@ de ゥイ@ mubahe-
Kafiye ve redifini tayin ettiler. aイォ。ウョ、@ mec-
ャAM^ M ゥ@ Humayunda okudum.
74

sesinde bulunup, bu münasebetle iki gazel söyledim. 75


Birincisi:
•- p。、ゥィュL@ Rum'dan ュ。ォウ、ョコ@ Rum'un mer-
Ol periçebre kaçan naz eylegey kezi ise. o Sivas vilAyetidir. O zaman Hindistan çoktur.
Nalege オ。ォ@ 。コ@ eyiegey Fakat p。、ゥィM@ Rum'a tabi olan memleketler ise Hin-
Yeridir ol ァッョ」。@ dil-i bülbülü distan onun onda biri kadar yoktur.» diye cevap ver-
gャ・ョ@ köyünde pervaz eylegey dim. p。、ゥィ@ ta ᆱm。ォウ、ュ@ エュャゥ、イッ@ deyince, •Padi-
aォ@ oldur be7m·i gamda sakiya 。ィュL@ bu hakinn ィ。エョ@ gelen オ、イ@ ki, lskenderin
Nalc sin ョ・ケ「イャ。@ demsaz eylegey dünyaya hükmedip yedi iklime malik ッャュ。ウL@ galiba Pa-
エャ・イ@ ile hem sifal eylab beni 、ゥ。ィM@ Rum ッャュ。ウョ、イN@ Zira. rub'u ュ・ウォヲョGオ@ bo-
Ömrünü alemde ョZュエ。コ@ eylegey yu, HオコョャI@ ウッ ᄋ@ ve ィ。エ@ istiva (ekvator) dan eni
Dilher oldur 。ォ@ ey Katibi 66• dir. Astronomi kitaplannda onun ァ・ョゥャ@ dört bin
Lutfunu köp, cudini az eylegey (36) kere bin ve 668670 ヲ・イウ。ィエN@
Buna göre. bunlann hepsini gezip, buralara hük-
ォゥョ」ウ@ de: • metmesi kolay 、・ゥャイN@ Galiba her iklimden p。、ゥィMセ@
t・「ゥィ@ edip lehine özün bade ォャ、@ nef Rum gibi hissedar oldu da, onun için yedi iklime hük-
Nergis gözünge ッィ。イ@ itenni human def' metti deniyor.» deyince 」p。、ゥィM@ Rum'un yedi iklim-
Davet müyesser olsa dua 「イャ。@ ol peri de yeri var ュ、イ_ᄏ@ diye sual etti.
aケ。ョ@ bir dua bilen asan irurdi def' Cevaben «Evvela Yemen. I. iklimden. Mekke·i ・ᆳ
Ol ay, hicab iter yüzini zengin 。「、ヲ@ rife II. iklimden. mウイN@ III. iklimden, Halep IV. iklim-
Kil ey sabah ケ・エゥ@ aradan ォャ@ ィゥ」。「@ ref' den payitaht Konstantiniyye V. iklimden, Kefe VI. ik-
Gördükçe kametinge sucud ・エゥュ@ bu kim limden, Bu din ve Beç 7. iklimdendir.
Dirler nemaz caiz imas 「ッャュ。ケョ」@ ・ヲG@ Bunlann herbirinde p。、ゥィᄋ@ Rum'un Beylerbey-
y。ョー@ ケォャウ。@ dil ョッGャ。、イ@ demin Katibi leri ve ォ。、ャイ@ olup. hüküm ve idare ederler. Bundan
n。イM@ ヲイ。ォ@ barçe-i カ」ヲ、オュ@ ォャ、@ sef' (37) 「。ォ@ -Hakikatini Allah Bilir- vilayet-i Gücerat'ta
Surat isimli liman da. Hoca b。ィエ@ ve Kara h。ウセョ@ isim-
v・ャィ。ウL@ onlarla mübaheseden gece-gün, bir an bi- li 。ォャイ、ョ@ ゥエャ、ョ・@ göre Çin vilayetinde bayram
le geri ォ。ャュ、@ ve hiçbir vakit ー。、ゥィエョ@ ayn dur- olur. aォャ。イ@ bayram ョ。ュコ@ ォャュ。@ isterler. Her tai-
ュ。、N@ fe, kendi ー。、ゥィャョ@ 。、ョ@ hutbe okumak arzu eder. Di.
Bir gün, ー。、ゥィ@ bu hakjre: ケ。イM@ Rum 。ォャョ@ da Çin h。ォョ@ カ。イー@ «Bizim padi-
• - Vilayet-i Rum mu y?ksa Hindistan ュ@ büyük· 。ィュコ@ Mekke カセ@ Medine ve ォ「ャ・@ ー。、ゥィイᄏ@ diye
tür. diye sual ウッイオZMセ」@ arz edince Ufir iken insafa gelip Nm・ォ@ ve Medine
ー。、ゥィ@ 。、ョ@ hutbe ッォオケョ@ diye hükmeder. Rumi
。ォャイ@ hatibe hil'atlar giydirip fil üzerinde ・ィイゥ@ rte7-
76 77

dirirler. Sonra bayram ョ。ュコ@ ォャー@ Çinde Rum Padi- cAllah'a yemin olsun ki bu daha güzel» diye be-
。ィ@ 。、ョ@ hutbe okunur. Böyle bir durum 「。ォ@ ki- セ・ョ、ゥA@ izhar etti. Bunu burada anlatmaktan maksa-
min ィ。ォョ、@ ッャュオエイ_ᄏ@ deyince, insafa geldi. Han- 、ュコL@ ュ。エャA@ zikretmek 、・セゥャL@ Humayun p。、ゥィョ@
Ianna ve sultanianna hitaben «Hakikaten yeryüzünde iki matla! 。イウョ、@ tereddüt edip bu daha güzeldir de-
ケゥョ@ belirtmek içindir.
ー。、ゥィャォ@ ョ。ュ@ Devletlü h、。カ・ョゥァイG@ ィ。ォ、イL@
「。ォャイョ@ de!ildir.» diye itiraf eyled( Bir gün de, Yine birgtin, Mirzalardan Mühürdar 。ィゥョ@ Bev
kョュ@ Hamndan sual edip c Ona da ウ。ャエョ@ saadetlü Pa- isimli ー。、ゥィョ@ makbul ve ウイ、。@ olan gence gittim.
、ェ。ィ@ verir» diye cevap カ・イ、ゥュZ@ «Onun hutbede ken- p。、ゥィエョ@ izin talep edip, sebepsiz izin isteme ol-
di ismi okunur diye ゥエャ、N@ dedi. Buna da: 」p。、ゥᆳ ュ。ウョ@ diye de iki gazel ケ。コー@ beraberinde gönderdim
ィュ[@ ー。、ゥィュコ@ 、ゥセ・イ@ ー。、ゥィャイョ@ umumi bir imti- Gazellerden birincisi:
yaz olarak hutbe ve sikke sahibi ー。、ゥィォ@ ihsan eder•
deyince, sözlerimi kabul edip, ー。、ゥィ@ hazretlerine Her seher ey yüzü gül ァャ・ョ@ köyünge yanp
dualar ettiler. yャ。イ@ ahvaline dil, ・「ョュ@ ・ォゥュョ@ tarih
Birgün, ー。、ゥィ@ ャ・@ Delhi ・ケィャイゥョ@ ziyaret kas- Görgeç ey gonce dehen gül yüzüngi ァuャ・ョ、@
diyle ata bindik. ・ケィ@ Kutb-u'd Din Pir Delhi ・ケィ@ Ni- Gül bilen gonce ィ。」ャ@ buldu hayadan ォコ。イー@
zam Veli, ・ケィ@ Ferid ォイ・ョ」L@ Mir Husrev Dehlevi Ey tabibirn dil-i mecruh ゥヲ。@ tapsa ne ylr
ve Mir Hüseyn Dehlevi'yi ziyaret ettik. Mir Rusrev'in Sen ・ォイ@ lebini kara 「。イァ@ bir ャ。ィ@ sanb
ウ。ョ、オォ@ 「。ョ、@ merhumun ゥイャ・ョ、@ okuyup din- yイ・ゥュ@ hicr elemi 「イャ。@ mçün pUrhundur.
ledik. Gör gez ey dil, 。ョ@ ol hunige 「。ョァ@ ケ。イ「@
Katibi sen reh-i 。ォ@ içre seramed boldun
d・イケ。M@ ・「イ。Gョ@ ュ。エャAM@ ve buna nazire olan
t。ャ@ Ferhad ile Mecnunu, alar ォ。ャ、@ harib (38'
ュ。エャイ@ 。ョャ、N@ Orada bu barikin kalbine bir ュ。エャセ@
ォゥョ」@ gazel de:
、ッセオカ・イゥN@
kゥーイセ@ okuna ォ。@ ケ。イョ@ keman yasar
p。、ゥィZ@
«Gerçi ォウエ。ィャ@ olacak ama, Mir Hus- Dil'i sirnin üzre penbe-i 、。ョ@ ョゥ。@ yasar
rev'in ruhaniyyetinin kuvveti sayesinde, içimde bir m。イオ@ bolma hüsnünge ey ォ。ャョ@ keman
ュ。エャ@ 、ッオ@ deyince, ー。、ゥィZ@ «Oku!• diye israr etti. Rüstem lering ォ・ュ。ョ@ ah\r zernan yasar
Bitab bolsa dil エ。「ᄋ@ hicringden ey per\
Bir parça ekme!e kanaat eden ォゥ ゥ@ en büyük aィュ@ terahhum eylab ona sayeban yasar
ォゥ、イL@ Kasr visal-i yare gönül ォャョ。@ uruc
Onun ゥL@ bütün alem ー。、ゥィャイョォ・@ aォL@ kemend-i 。ィM@ ona nerdiiban yasar
daha iyidir. Dil イゥエ・ョァ@ ￧ォ。イエ@ ・ォゥュョ@ KAtibt
diye söyleyince, ー。、ゥィ@ bir hal olup: oィ。イ@ ki yare 「。イュ@ içün 。イュョ@ yasar (39)
79
1

74 tekrar at, 「。エョ@ 。ケ@ giyecek ve yol ferman verdiler.


Bu gazeller arada bir bahane idi. ᄋs。ケウコ@ tazarru ve Gitmek üzere iken Maャ。ィGョ@ hikmeti- (Hümayun
nivazda bulunduk. O da ￧・ゥエャ@ vaadlarda bulundu. Ni- 。ィI@ cuma günü 。ォュ@ ョ。ュコ@ vaktinde halka görün-
hayet bir gün sevinçli haberi getirdi. cRuhsat verildi; düler. Kasr'dan ￧ォ。イャ・ョ@ ezan okunuyordu. Adet-i
halini nazmen ー。、ゥィ@ bildir• deyince hemen bir ar- ・イゥヲャョ@ üzere daima ezan okunurken hürmeten diz
zuhal ケ。コーZ@ aケ。ュコョ@ 「。ャョ、@ ケ・エゥL@ Bundan böy. çöküp ッエオイャ。、N@ Yine öyle ケ。ーエォ@ ve orada (Tedbir
le gitme コ。ュョ、イ@ diye halimizi arzettim. Bu müna- takdiri bozamaz) sözünde ッャ、オセ@ gibi merdivenden
セ・「エャ@ de iki gazel söyledim. Birincisi: 、エャ・イN@ Mübarek 「。ャイ@ ケ。イャョ、@ ve kollan ォイャ、N@
Halk birbirine girdi. Bir - iki gün 、Zィ。@ orada ォ。ャ、N@
Devleti senin bilen ・イ@ ey dil bulursa yar Etrafa nameler gönderHip cElhamdü Lillah Parli-
kャァ。ケ@ vefalar ol sanem-i オィ@ u ゥカ・ォ。イ@ 。ィ@ iyi ィ。ャ、・ゥイッ@ diye haber ウ。ャョ、N@ Fakiriere ウ。、|ォᆳ
Bir bir ォ。ャウ@ hak-i rehin ey peri lar 、。ャー@ askere in'am ve ihsanlar verildi.
Tevfir akçe 「ッャュ。ケ、@ 。ョ@ olupta ipar Merdivenden 、ャ・イゥョ@ üçüncü günü; pazartesi
・ヲエ。ャオ@ sürsem ol leb-i unnablannge ger günü dar-i zahmetten 、。イM@ rabmete intikal ettiler.
Her ォ。ケウ@ bolsa ィオュゥ、ー@ itürge ョ。イM@ yar Hーィ・ウゥコ@ biz aャ。ィGョコ@ ve yine O'na 、￶ョ・」ゥコI@
Girye ォャオー@ ・ゥォァ@ yüz ウイエュ@ bu kim (1) oャオ@ Celalu'd-Din Ekber Mirza; Han Hanan ile 。ィ@
Göz ケ。ョ@ bolursa ウオケイァ。ャ@ ォャ。ケ@ nisar Ebu'l - Meali'yi görmek .için daha önceden ァゥエュャ・イ、L@
yオォ。イ@ エ。「オセ、@ ・ィ。@ korka imni Onlara; ciddiyeti hemen bildirildi. p。、ゥィョ@ huzurun-
Derdini Katibi sanga arz eylese nibar (40) da olan hanlar son derece müteessir olup: ゥュ、@ hali-
miz nice olur, diye üzüntülerini belirttiler. Acizane
ォゥョ」@ gazel Rum エ。イコョ、@ idi:
onlan teselli ederek: Merhum ve ュ。ヲオイ@ Sultan Selim
Gafil ohna 、エョ@ yer mülk-i hゥョ、Mエ。イ@ Han Haャ。ィGョ@ セ@
nlhmet ve ma'fireti üzerine olsun) Haz-
Meyl edip orda kalanlar cümle ウ・イァ、。ョ@ retleri 。⦅AゥZセエ・@ irtihal ettikleri zaman Saadetlu p。、ゥィ@
Alemi ァ・エ@ eyliyenler dediler bilittifak tahta セ」・ケ@ kadar merhum pゥ@ p。@ ￧・ゥエャ@ tedbir-
Hak budur dünyada cennet, memleket-i ler 。ャ、Z@ AliHalk haberdar ッャュ。、N@ Siz de öyle tedbir 。ャョ@
PUュ。ョ、イ@ ki, ッャオョ。@ haber gidince, kimse haberdar ッャュ。ウョN@ dt>-
v。イー@ anda bir nazar görmek ・ィゥ「。ョ@ yüzün yince, onlar da güzel tedbirler 。ャ、イN@ Eskiden ッャ、オ@
bゥャュ@ ol ev hasta dil her derdine 、・イュ。ョ@ gibi, divan ￶ャ・ョゥ@ çekildi ve ー。、ゥィ@ itaatlerinden do-
d@ 。ケセョ@ Hümayun p。、ゥィGョ@ ruhsat al ャ。ケL@ umeraya, adet üzere 「。ィゥ@ 、。セエャN@ ᆱp。、ゥィ@
Daima 、ュャ・イ@ 。ョ@ ゥ@ ゥィウ。ョ、イN@ ᅦ。イ「G@ gidiyor» diye at ィ。コイャョ、N@ Hava iyi 、・ゥャ@ di-
Meyl ederse kalmaya dil-i エヲャ@ hゥョ、セエ。@
Katibt オケュ。ウョ@ ona ol dahi ッャ。ョ、イN@ (41) (1) kオイG。ョᄋ@ Kerim Bakare Silresi, Ayet: (156)
Bu arzuhal ve gazelleri görüp merhamet ve ・ヲᆳ
kate gt>lerck ruhsat inayet buyurdular. Bu 「・ョ、ケセ@ 、ッ@
81
「オャョ、セ@ tarafa yöneldik. Kelinur'e カ。イ、ォ N@ Oradan
ye vaz geçildi. Ertesi gün halka ᆱg￶イゥョ@ var.» diye ilAn Kale-i Manküt ォ。イウョ@ カ。イー@ Celalu'd-Din Ekber
edildi. Fakat müneccimler bu saat iyi 、・セゥャイ@ diye men ー。、ゥィ@ ve Han Hasan ile ァ￶イゥエォ N@
edince, askerler çok ウォャ、。イ N@ Mirza, Bayram h。ョ G ョ@ ィッ」。ウ@ Molla Pir Muham-
Sonunda ー。、ゥィョ@ musahiblerinden olup boyu med'i gönderip ᆱ ゥュ、@ fetret コ。ュョ、イ N@ Birkaç gün
ォウ。@ olmakla beraber, yüz cihetinden ー。、ゥィG@ benze- burada bizimle kalabilirlerse viiAyet-i Hint ve Sind' in
yen Monla Bikesi denilen 。ィウL@ üç gün, denize bakar ne エ。イヲョ@ isterlerse onlara gösterilir» diye buyurduk-
bir eyvan üzerinde tahta geçirdiler. p。、ゥィ@ elbiseleri- lannda bu fakir, derhal merhum ー。、ゥィョ@ ferman-
ni giydirip yüzünü gözünü ウ。イ、ャN@ ャ。イョ@ 。ャーL@ ölüm 、ッャ。ケウ@ bir tarih ve mersiye gibi
bir gazel söyledim. Bunu hell'en huzura arzettim.
hッMィ。ャ@ Bey 「。オ」ョ、L@ (Mir m・ョゥI@ ケ。ョ、@ du-
rup bütUn sultanlar, Mirzalar, reaya ve avam, gelip de- Hind içinde bir Humay irdi, Humayun p。、ゥィ@
niz kenanndan ー。、ゥィG@ göriip dualar ettiler. 。、ゥケョ・@ Bir dem içre boldi オ@ nakkar eyledi azm ale
￧。ャョー@ doktora hil'at giydirildL Böylece, ー。、ゥィョ@ ィᆳウ Ol musibetni ゥエァ・￧@ ォ。￧ァイー@ zari bilen
hatta ッャ、オセ@ 「ゥャ、イュ@ oldu. lttiniz tarihi fevt boldu Humavnn p。、ゥィ@ (42)
ァ@
' .
..:e e .•

Hemen ertesi gün, umera'ya gidip veda ettim. Pa- .


、ゥ。ィョ@ ウィャ。エ@ haberleriyle RebiUl-evvel'in ッイエ。ウョ、L@ Bu münasebetle オ@ gazeli de arze'\tim:
p・イュ「@ gUnü Lahor'a 、ッイオ@ yola ￧ォエN@ ・ィイMゥ@ Su-
aイコM@ cevr u cefa ュ。ウ@ 。ィ@ 「ッャュ。、ョ@
nipet'e oradan Panipet'e, oradan kョ。ャG@ geldik. Sonra
s。ォョ@ オ。ォョ@ ey meh-i hodnin 。ィ@ 「ッャュ。ォ、ョ@
t。ョウイG@ oradan da ・ィイMゥ@ Semaniye'ye カ。イ、ォ N@
セ M ・ィイMゥ@ Rum'un ・ゥョ、。@ 「。イー@ daim geda bolmak
Orada, hakim-i hükUmet olan Kara b。「、イ@ Sul- Menkaberan durur kop Hind u Sind'nin 。ィ@
tan'a ᆱp。、ゥィ@ halka göriindü» diye haber verip her 「ッャュ。ォ、ョ@
yerde ᆱp。、ゥィ@ ウ。a、イᄏ@ diye, soranlara cevap vererek Habibin köyünda mena rakib olmak エャ。イ@ hemrab
Sihrind yolu ile Maçvare'ye oradan da Baçvare'ye var- Hodaya meni sen sakla onun ィ ・ ュイ。ィ@ 「ッャュ。」、ョ@ •
、ォ N@ Meni öltürse ol, ィャョゥ@ koyun, mengi ォャョァ@ ter'ip
Meram oldur ォゥョ@ ォゥ@ 、・カャエィ。@ 「ッャュ。ォ、ョ@
Sultan-Pur nehrini gemilerle geçtik. Epey bir yol
Vefa ォャュ。@ müyesser bolsa sanga ol 」・ヲ。Mーゥ@
。ャ、ォ@ ve Rebiül-ahir'in evvelinde tekrar Lahor'a gel-
Rakibin Katibi gam エ。イュセョ@ agahi
dik. Celalu'd-Din Ekber Mirza p。、ゥィ@ oldu. Orduya
「ッャュ。ォ、ョ@ (4)
cülus 「。ィゥ@ 、。セエ N@ Lahor ve 、ゥ・イ@ yerlerde 。、ョ@
Mirza, 「。ウョ@ ヲ・イュ。ョャ@ göriince bir ィッ @
hutbe okundu. Lahor hakimi Mirza 。ィ@ bize yine yol
oldu. Ruhsat verip dört bin kadar adamla beraber,
vermedi. ᆱp。、ゥィエョ@ emir geldi, Kabil ve Kandehar
F: 6
エ 。イヲャョ@ kimse gidemez,. deyince, tekrar ー。、ゥィョ@


82

tekrar Lahor'a geldik. 。ィ@ Ebu'l Meali'yi tutup 「。セᆳ


83
layarak Lahor kalesine gönderip hapsettiler. dイᆳ Çölde çok ウ。ケ、@ 」。ュ@ bulunur. bオョャ。イ@ da fil-
、セュ@ tarihe ücret olarak bir pervane hediye ettiler. lerle avlarlar. Mesela fillerin üzerinde ォ。ーャ@ duracak
Her birine birlik ィ。イ￧ャォ@ lütfedildi. Beylerle Lahor'da yerler yaparlar. bオョャ。イ@ içerisine adamlar girer ve
エッーャ。ョ@ yol ィ。コイャョ@ 「。ャ、ォN@ sahalarda 、ッャ。オイN@ Fil 」。ュ@ ・イゥョ」L@ iki 、ゥケャ・@
Hint'in acaip ve garaibini seyrctfik. Garaibinden onu yere 「。ウエョイL@ 。|G」ャイ@ da üzerinden inerek keser-
biri オ、イZ@ • ler. c。ュGョ@ çölde ケ。ョ@ da bu suretle yakalar-
bオイ。ョ@ keferesine g」・イ。エQャ@ «Banyan• Hin- lat. Fakat bunun kuvveti, 、ゥ・イ@ ィ。ケカョャイ@ kuvveti-
、ゥウエ。ョャイ@ cHindu• derler. ne benzemez. Bunun dilinde öyle bir kuvvet カ。イ、@
Bunlar kitabi ッャュ。ケー@ alemin kctdim ッャ、オセョ。@ ki, 。エャ@ bir kimseye vursa, 。エョ、@ 、イN@

kaildirler. Hatta merhum Hi.imayun p。、ゥ\NィGエョL@ bir zaman,


k。カM@ ォ。エウGョ@ biri, 。、ュョ@ birini ォッカ。ャ、L@ çaresiz
Birisi ölünce, ölüyü sahibine yükleyip su ォ・ョ。イ@
getirerek 。エ・@ yakarlar. Erkek ölüp ォ。、ョ@ geride kalan adam, yüzü koyun yere オコ。ョ、N@ Havvan 。、ュョ@
エッーオョ、。@ 「。ョ@ kadar her エ。イヲョ@ ケ。ャ、@ diye ye-
ォ。ャイウ L@ ・セイ@ ihtiyar ise, onu yakmazlar. e・イ@ kocaya
min ・エゥョ@ ゥエュN@
varmaya muktedir ise ister ウエ・ュコ@ yakarlar. k。、ョ@
Hc。ュI@ k。エウGョ@ iyisi vilayet-i Bahra.yic'de olur.
kendi ゥウエ」セケャ・@ yansa, kavmi セ。コャイ@ ・ャョ」イ@ yapar-
lar. eセ・イ@ ehl-i ウャ。ュG、ョ@ bir エ。ォュ@ kimseler エッーャ。ョ@ Galiba, Bahri Kattas demek, Bahrayic'den ォウ。ャエᆳ
ュエイN@ Çünkü Kattas kara ィ。ケカョ、イL@ deniz ィ。ケカョ@
yanmak isterken ellerinden zorla ahalar 。ャョ@ mül-
、・ゥャイN@
kü olur, イォ@ 、。カウョ@ bulunamaz1ar. Onun için pa-
e・イ@
Hint 、ゥケ。イョ@ 。ャ」ォ@ ・ケャイゥョ@ anlatacak
、ゥ。ィ@ エ。イヲョ、@ yanarken halk mani ッャュ。ウョ@ diye
adamlar ィ。コイ@ bulunur. olursak, mevzu 、ョ。@ ￧ォュ@ ッャオョコN@
Neyse ki, Rebiiil Ahir'in ッイエ。ャョ、L@ Lahor'dan
bオイ。ョ@ tuhaf adetlerinden birisi de オ、イZ@ Kabil'e 、ッョ@ yola ￧ォエN@ Lahor nehrini gemile!"le geç-
Burada talimli ceylanlar カ。イ、N@ bオョャ。イ@ boy- tik. Bundan sonra., ォ。イュコ@ büyük bir neh!r ￧ォエN@
nuzlannda kemend olur. v。ィゥ@ 」・ケャ。ョイ@ ケ。ョ@ sa- k。イケ@ geçmek için gemi 「オ。ュ、ォ N@ Ket'ler ケ。ョ@ se-
larlar, カ。ィゥ@ ceylanlar bunlan görünce, «cins cinsi rir ve göze (desti)lerle kclekler 「。セャケー@ nehri geçtik.
çeker• kabilinden, ッョャ。イ@ ケ。ョ@ gdip 「。@ 「。@ ve- Oradan da Behere'yc geçtik. Beherc nehrini de gemi-
rirler. O zaman talimli hayvanlar boynuzlanndaki leric geçtik. mゥイコ。Gョ@ pervanesini Bchcre Seyyid'ine
kemendi ッョャ。イ@ boynuzianna geçirip kendilerini gösterip cAllah'a yemin olsun ki. p。、ゥセィ@ vefat edin-
yere atarlar. Ceylan hareket ettikçe !cemend ウォャイ@ ce, halktan mal 。ャョュ、L@ henüz üzer1erindedir. Adam
ve kaçamaz. O zaman gidip onu yakalarlar. Bi.itün vazife1endirip üç-dört günde エッーャ。ョ@ kusursuz tes-
Hint 、ゥケ。イョ@ 」・ケャ。ョ@ bu usulle avlarlar. lim edilsin» 、・ゥュコ@ zaman, yol 。イォ、@ olan Mir
Babus ve 、ゥ・イ@ beyler ile ュ。カ・イ」@ ettik. 。ィ@ Ebu'l
Meali, Lahor kalesinden ォ。￧ー@ belirsi:r. hir tarafa git-

..... @ -
85

ti. b。コャイL@ kセ「ゥャ@ エ。イヲョ@ ォ。￧エ@ dediler. Orada karde- Humayun p。、ゥ「Gョ@ oluilan Muhammed Hakim
ゥ@ Kehmerd beyi カ。イ、N@ Bunun için beyler korkup du- Mirza ve Ferabfal mゥイコ。Gケ@ görüp mオョGュ@ Han ile
イ。ュ、ャN@ Siz birkaç gün durun, ィ。イ￧ャォ@ 。ャー@ öyle ge- mülakat ケ。ーエォN@ Hümayun p。、ゥィ@ merbumun fer-
lin? Fakat yollarda korku ve tehlike カ。イ、@ deyince, ュ。ョャイ@ görüp hürmet gösterdiler.
。イォ、ャ@ ュ。セ・イ@ ettik. eKim kanaat ederse do- Kabil güzel bir ・ィゥイ、N@ eエイ。ヲ@ ォ。イャ@ 、。セャイL@
yar, kim de エ。ュィォイャ@ ederse 。ケセ@ 、・イ@ sözünü dört bir ケ。ョ@ da akar sulu 「。ャイ@ ￧・カイAョュゥエ@
ィ。エイゥケォ@ ィ。イ￧ャォエョ@ feragat edelim. Yol 。イォ、ᆳ Her エ。イヲ@ zevk, safa, sohbet meclisleriyle doludur.
ャ。イュコ、ョ@ 。ケイャュォ@ uygun 、・ゥャイL@ deyince, hepsi Halk, ucdan uca, latif ve mUzeyyen güzellikler ゥ￧ョ、セ@
イ。コ@ oldu ve beraberce yola koyulduk. hッ。「@ suyunu zevk ve safa ederler. Saz ve sözleriyle ィ。ャォ@ daima ・ョ@
gemilerle geçip Neylab'a カ。イ、ォL@ ッイ。ケ@ da gemilerle içkili, halinden memnun ve lOplu baldedir.
geçip Zabulistan エッーイ。ォャョ@ ayak 「。ウエォN@
Olur mu biçbir zaman insan hurlye mail,
BUHTER zemnL@ yan@ zabulstnGd@ Var iken ャオゥケ。ョM@ ・ィイゥ@ KAbil (44)

vak@ OLAN sergᅵzt@ BEYAN EDER Fakat 「ゥョ。ャイ@ biç birisi gözümüze gelip vatan
urzusu gönlümüzden bir an olsun gitmedi. Gitmek is-
Mübarek Cemaziyel Evvel'in birinci gunu, Nil te)'lince, mオョGュ@ Han eYallarda kar var, hゥョ、ォオ@
Abad'dan Kabil'E: 、ッセイオ@ yöneldik. Fakat, Adem Han 、。セャョ@ bu vaziyette geçilmez. Birkaç gün burada ka·
demekle bilinen, aヲァ。ョャG、@ çekinerek, 。ォュ、ョ@ ャョᄏ@ dedi.
sür'atle ilerleyerek sabahleyin 、。ゥョ@ ・エゥョ@ カ。イ、ォN@ Bu faki:- de «Erlerin azm.i, 、。セャイ@ yerinden oy-
Afganhlar hahcrdar olmadan, 。ヲォャ@ beraber, 、。@ ョ。エイ@ derler, gayret gerekir» deyince çöpcülük ve ォャ。N@
@ tE·klerindcn hareket ederek 、。ャイ@ エョ。、ォN@ d。ᆳ vuzluk yapan tayfa üzerine hakim ohm Mir Nezri'yJ
larda binlerce Afganh ile ォ。イャエN@ Tüfek 。エー@ kav- gönderip bu tayfalardan, 。エャイ@ ve ・ケ。カ@ 、。セョ@ 。イᄋ@
ga ederek aャ。ィGョ@ ケ。イ、ュャ@ kurtulup p・。カイG@ gel- mak için üç yüz adam vazifeiendirdi. Mübarek Cema·
dik. Hayher geçidini 。イォL@ cオ。ケゥG・@ geldik. aエセᆳ ziyel Ahir'in 「。ャイョ、@ yola ￧ォー@ k。イ「セG@ oradan
ュコ@ bu 、。セャイ@ iki gergerlan gördük ki, herbirisi bi- da Çarikiran'a, sonra da Pervan, yani ・ィイMゥ@ Mervan'-
rer küçük fil kadar olup, ゥォ・イ@ ォ。イ@ オコョャ、。@ a カ。イ、ォN@
「ッケョオコャ。イ@ カ。イ、N@ Fakat, vilayet-i h。「・Gエ@ ッャ。ョイᆳ Mir Nezri vazifelendirilen bu üç yüz ォゥケ@ bir
ki, daha uzun olur diye ュ・ィオイ、N@ araya エッーャ。、N@
Lcmegan'a カ。イー@ Hezara i'Yinden bin bela ile Buh- Hakikaten 。エャイ@ ve ・ケ。ャイ@ arkalanyla bir bir
ter Zemin, yani vilayet-i Zabulistan'a gelip pay-i エ。ィ@ ￧ォ。イ、ャL@ カセャ「。ウL@ bin belA ile 、。セ@ 。エォN@ O gün 、。セ@
olan Kabil ・ィイゥョ@ オャ。エォN@ dibinde bir kentte karar ォャ、N@
87

86 Ey gönül 。ォョᄋN@ tarikin sana t:!fhim eyledim


Gam yeme ゥュ、・ョァ@ kim rehnüma boldum sana
VILAYETM@ bedhan@ VE HOTLAND'DA VAKl
kヲケM@ yare azm idermin tabi'ol セケ、ゥャ@ tana
AHVal@ BEYAN EDER
h。エイョ@ cem'olsun andan ーゥカ。@ boldum sana
Mübarek Recebin evvelinde ・ィイMゥ@ Endirnb'a Kenc-i gamda Katibi halim gönip, dilher dedi
カ。イ、ォN@ Oradan, b・、ィ。ョ@ vilayetinden olan Tahkan'a
。、@ ol ey birnar gam geldim ゥヲ。@ boldum
カ。イ、ャ」 N@ Ornda Süleyman 。ィ@ ve ッャオ@ 「イ。ィゥュ@ MirLa
ile mülAkat eyledik. エォ@ olarak ァゥエュコ@ gün, 「イ。ィゥュ@ sana (46)
Mirza ォ。イ@ gelip bir ￧。イ「、@ bir miktar hediye ve
Onlar 、[@ sonsuz lütuf gösterdiler. Belh ham Mu-
bir gazel ile mゥイコ。Gョ@ huzuruna ￧ォエN@
。ュ・、@ Han ile Burak Han 。イウョ、@ 、ゥュ。ョィォ@ ol-
Qオョ@ anlatarak: uO yollar tehlikelidir. Pir Muh\Ull-
Eger 「。セ ᄋ ウゥョ@ ol 。ケォゥァ@ cisming hUM eyle
med h。ョG@ kiiçUk ォ。イ、・ャゥ@ çapulculuk ケ。ーエョ、L@
yャゥョ@ ァ￶イョ・@ tiler bolsang gözüng ケ。ョァゥ@ al
Kunduz, Kavadyan ve Termid taraflannda hükumet
eyle
kuvveti コ。ケヲエイN@ Fakat Bedeh,an ve llotlan yolu emni-
Rakiba ol sanemning küfür zülfün ォャュ。@ ・ョ、ゥ@
y<:tlidir. O taraftan gidin• dedi ve bu hakire p。、ゥィ@
Yuri ォ。ケエョ、ュ@ öz küfür nikda bol özge hayal eyle
ve Mirza at ve hil'at ihsan ettiler. Hotland'da Cihangir
Gedayi güya bolgay biz gönül ol hace-i hüsning
Ali Han, p。、ゥィョ@ ィ。ョュ@ küçük ォコ。イ、・ゥョセ@ bir
z・ォ。エ M @ カ。ウャョ、@ bizge niçun 「ゥイョ・ウ@ sual eyle
mektup verdiler. Oradan da yola k\lyulduk. p。ケゥエィ@
Elifler dal alar kes sinmi eda itmeng istersen
b・、ィ。ョGL@ yani k・ュG@ geldik.
Rakibing ey elif- karnet banb kadini dal eyle
Eger ekber 。ォ@ talib irseng カ。ウャ@ olmakga p。、ゥィGョ@ ᅦ。イ「@
ve Hümayun p。、ゥィGョ@ Dev-
Özingni Katibi ョ。イM@ muhabbet birle kal eyle (45) vabe isimli bahçesini gezdik. bオョ、N@ sonra k。ャGケ@
Zafer yolu ile Rustah ・ィイゥョL@ oradan Bender Sumtr.
Bu gazeli Mirza okuyup çok 「・ョ、ゥ N@ k。イャォ@ ye geldik. Amu suyu, yani cセケィオョ@ イョ。@ tulumlar-
ゥイ@ okuduk. Hemen p。、ゥィG@ da acizane bir hediye la geçtik. kaァ。イ@ エ。イヲョ、@ vilayet-i Hotland'da Dd-
sunduk . hオコイャ。ョ@ ￧ォョ」。@ セゥイ@ gazel de onlara söyle- li'ye カZイ、ォN@ Mir Seyyid Ali Hemedan' hazretlerini zi-
dim. yaret edip oradan Külabe ・ィイゥョ@ カ。イ、ォN@ Cihangit
N|ャゥ@ Han ile rnülakat edip mektubu verdik. oョ「・@ adam
Alem-i ervahda kim 。ゥョ@ boldum sana . ォャ。カオコ@ 。ャー@ Çarsu ・ィイゥョ@ カ。イ、ォN@ Oradan Polsenkin'e
Hak bilur ta ol zamandan müptela boldum sana オセケー@ köprüden geçtik. kャ。カオコイ@ serbest 「イ。ォエN@
Kuht 」 、ョオイウ。@ ni bar ger demni ・イ「。M@ nazar
Hamdülillah p。、ゥィュ@ hak-i pa boldum sana

S8

TURAN - ZEMIN vlayetndL@ YANt 89

MAVERAtl'N nehrGd@ VAK.t OLAN Han ve Buhara'da Burhan Seyyid Han kendi adlanna
hutbe ッォオエュャ。イ、N@ Burak Han bu sebepten onlara
AHVALt BEYAN EDER bir ・ケ@ ケ。ーュL@ sadece ッョャ。イ@ ュ・ァオャ@ ・エュゥN@

eカ・。@ s・ュイォ。ョ、G@ 。ャー@ コ。ーエ・ュゥL@ oradan da


Köprüden geçip, Turan-Zemin, yani Mavera'iin Sebz üzerine ケイュ@ ve burada büyük bir ウ。カ@ ya.
Nehir'e ァゥイ、セュコ@ gün, orada istirahat ettik. ーャュエN@ Rumilerin ォ・エィオ、。ャイ@ 、ョ」・L@ ッイ。ウ@ da zap-
Ertesi gün yola ￧ォー@ Hazarnüve, oradan da Çar- エ・、ゥャュ@ ve oradan Buhara'ya ァ・￧ゥャュエN@ bオイ。ウ@ uzun
。ョ「@ ォ。ウ「ョ@ カ。イ、ォN@ Hoca Yak!.lb Çarhi'yi ziyaret müddet muhasara edilince, Buhara h。ョG@ Seyyid Bur-
セ、ゥー@ oradan ᅦセョケ。エGL@ yani hゥウ。イM@ 。、オュョG@ var- han, Karakul'u Pir Muhammed Han'a verdi. O da ョゥᆳ
、ォ N@
ierini, yani, küçük ォ。イ、・ャゥョ@ gönderip Karakul'u
Bundan sonra Singerd 、。ョ@ 。エォN@ d。セ、@ de, コ。ーエ・ュゥN@ Sonunda mecburen Burak Han'a tabi
vamh surette ケ。セオイ@ ケ。セ、N@ y。セュオイ@ sulan büyük olup 。イャ@ düzeldi, sulh oldu ve o vilayet, yine Sey-
bir イュ。ォ@ gibi 。ォエN@ yid Burhan'a tefviz edildi. Burak Han, Karakul üze-
aャ。ィGョ@ (C.C.) kudretini エ・ュ。@ etHk rine yürüdü. pBイ@ Muhammed'in ォ。イ、・ャゥ@ aman di-
Buradan, セイM ᄋ ゥ@ Sebz'e, yani, k・@ demekle bili- leyip ・ィイゥ@ verdiler. oイ。ケ@ da Seyyid Burhan'a verdi.
nen ・ィイ@ geldik. Sultan h。ゥュGャ・@ ァ￶イエォN@ O da ge- Kendisi Semerkand'a ァ・ャ、ゥセ@ zaman, 「ゥイエ。ォュ@ kimse-
￧ゥ@ izni verdi. Semerkand ile ・ィイMゥ@ Sebz 。イウョ、ォゥ@ !crle Rumilere a。@ olan kimse t。ォ・ョエ@ ve Türkistan
、。セ@ binbir güçlükle geçip Kasaba-i mウイG。@ オセイ。、ォN@ Bu, yolu ile Rum'a 、ッイオ@ yola ￧ォエN@
radan yola devam ederek 。ィョM@ mオ。コュGョ@ 「。ャᄋ@
イョ、。@ cennet misali Semerkant'a geldik. Nevruz Ah- Beraberinde olan Ahmed ᅦ。カ@ da, Buhara ve
med Han ile mülakat edip «Herkesin hediyesi kendi Harzem yolu ile Rum'a 、ッイオ@ yola ￧ォエN@
derecesindedir• kabilinden bir miktar hediye sunduk
Bir ォウュ@ yeniçeri de Seyyid Burhan'a vanp bir
Han, bu hakire, bir at ve 「。エョ@ 。ケセN@ yani mu·
ォウュ@ hanm ッオャ。ョ@ yanmda kalch. Kendi ケ。ョ、@
teaddid hil'atler inayet ettiler.
:--üz elli kadar adam ォ。ャ、N@
m・セイ@ Burak Han'a saadetili ー。、ゥィL@ alem-penah
hazretleri, ・ケィ@ Abdül-I.atif ve d。、@ elçi ile bir Yukanda 。ョャエ@ olayian bu fakire 。ョャエー[@
miktar tüfckli asker ve top ァ￶ョ、・ゥエN@ •Saadetlu p。、ゥィ@ ケ。ョ、@ ケ。ャョ」@ olduk. Sözünü ka-
Mülakat ケ。ーエセュコ@ zaman Semerkand ー。、ゥィ@ le 。ャュ、ォN@ Bize ケ。イ、ュ」@ ッャウ。ョコ@ 「ゥイ・ケャ@ yapabilir-
Abdul-Utif Han ッャュオL@ yerine Burak Han Semer- dik» deyip, bu acize bir vihlyet vermeyi teklif etti.
kand h。ョG@ ッャュオエN@ Fakat, Belh'de 'Pir Muhammed Ben de. eBu kadar adamla bir ゥ@ ケ。ーャュコ@ ve Padi-
。ィGョ@ emri olmadan biz böyle ・ケ@ ケ。ーュコ@ deyin-
ce: ゥュ、N@ size adam ォ。エー@ vaziyyeti devlet ォ。ーウョ@
90 cSeyyid Burhan yine bize ュオィ。ャゥヲN@ oセャオュ@
Harzem 。ィG@ Sultan Bey'le 、ュ。ョャォ@ eder diye ゥエᆳ
「ゥャ、イ・ケョ@ deyip, Hoca Ahmed Yesevi (K.S.) ev- lir. Cenk ihtimali varsa Acduvan'a geçip elçiyi bekle-
ャ。、ョ@ s。イ、M@ Alem ・ケィGゥ@ tayin ・エN@ Bir mektup ya- yin. Vaziyeti 。イエー@ ￶イ・ョゥL@ ・イ@ muhalefet yoksa
zarak: «Bundan sonra p。、ゥィ@ Hazretlerinin her ne セ@ yol j)e gidin, varsa, orada ォ。ャョ@ dedi. Biz de öyle
emri varsa onunla amiliz,,. deyip gitmeye ruhsat ver. ケ。ー@ mübarek r。ュコョG@ 「・ゥョ」@ günü yola girip
ui. b。ォ・ョエ@ Semerkand'da, Danyal (A.S.), hコイ@ (A.S.) Kale demekle maruf ・ィイ@ カ。イ、ォN@ Oradan Keremene
ョ@ ュ。ォョL@ Resuluilah (S.A.V.)'in ィイォ。ャョ@ ve na- ・ィイゥョ@ geçip orad3n da Devva'ya badehu Semerkand
ャョ。@ ve Hz Ali (K.V.) hattiyle ケ。コャュ@ kオイG。ョM@ Ke- nehrini geçip Acduvan'a カ。イ、ォN@
rim'i ziyaret ettik: Hoca Abdul-Halik Acduvani'yi ziyaret ettik. セゥイᆳ
Ulema ve ュ・。ケゥィエョ@ hidayet sahibi ・ケィ@ Ebu コ 。G ケ@ orada 「オャ。ュ、ォ@ ve ウィ。エャゥ@ bir haber de ala·
Mansur Maturidi, 。ィ@ Zende, Hoca Uheydullah ・ケィ@ mayarak oradan da yola devam ettik.
-ul Ahrar, Hoca Abdi Birven, Hoca Abdi Derven Ço- Pul r「。エG@ ァ・ャ、ゥュコ@ Harzem 。ィ@ sオャエ。ョ@
pan, k。、コ・ M ゥ@ Rumi, fetva sahibi Maveraü'n Nehirli ordusu tamamen k。ケュ@ ve k。」ュ@ giyerek ウ。カ@ ha-
ulema mezarlan yani 4440 mezar ziyaret ettik. コイャョ、。@ idi.
Bir gün sohbet ・ウョ。、Zャ@ Burak Han bu hakire: aョセコ@ Han Ali Bey -ki ッャオョ。@ 。エャォ@ edip gön...
」g￶イ、セョコ@ ・ィゥイャ、ョ@ hangisi ィエjオョコ。@ gitti?• di- オ・イュゥエM onu orada görlip bu fakire: cNereye pidi-
ye sordular. Aciz de: ケッイウオョコ_@ diye sordu. 」Bbオィ。イGケLッ@ deyince.
.. オ@ anda Buhara h。ョG@ Seyyid Burhan Harzern-
Dil ser-i kuyun koyup etmez 「・ィゥエM@ arzu 。ィ@ Sultan ile harbetmek için gelmek üzeredir. Lüt-
Her ォゥケ・@ kendi ・ィイゥ@ ケ・@ gelir b。セ、Gョ@ (47)
fedip bize ケ。イ、ュ」@ olun• diye ricada bulundu.
(Necati) Bu fakir de; cbiz kimseye ケ。イ、ュ@ etmek için gel-
medik. h。ョ@ bize ケ。イャ@ yani emri bu 、・セゥャイN@ 。ケエZ@
deyip cevap verdim. Han bu cevaptan ィッャ。ョ、@ ve; ウ。カ@ ihtimali olursa Acduvan'a gelip orada elçiyi
cHakikate· @ 、ッイオ@ söylüyorsun. Amma bur(lda kalsay-
bekleyin diye 「オケイュャ。、ᄏ@ deyince, Acduvan ta-
、ョコᄏ@ ᄋ 、ゥケNセ@ buyurdular. h。ョ@ elçisi s。、イM@ Alem ・ケャ@ イ。ヲョ@ yöneldik. Minare önüne ケ。ォャエセュコ、@ yüz
Türkistan yolu ile gitmek istedi. «0 yollarda m。ョァエ@
BM セ ᄋ、。イ@ Alaçapan H￧・ゥエャ@ renkli Tatar) 。イ、ュコョ@ at
yani Nugaylann halka zulüm ve 、ュ。ョャォ@ ケ。ーエ@
ォ ッ エセイオー@ «Mirza ケ。イャォ@ ォャ、L@ 、。カイョ@ diye bir yol-
ゥエャケッイN@ Kazak ve ォ。コ￧ウ@ çok olup ehl-i ャウセュᄋ。@
、。ュコ@ ォャ￧@ ￧。ャ、N@ Biz de kenara 。エャー@ hemen カオイᆳ
asla yol vermezler. y。ォャ、イョ@ soyup ellerinden
mava ィ。コNイャョュォ・@ 「ゥᄋ@ ulu Seyyid ォッ。イ@ geldi.
gelen ォ￶エャセ@ yapmakta insanlar 。イウョ、@ ュ・ィオイᆳ
özbeklere: cSabredin. .\cele ・エュケゥt@ deyip 、。エN@
、オイャ。Nッ@
tki ケ。ョ、@ 。、ュャイケ@ Mirza gelip dualar etti.
O yol uygun 「オャョュ。ケー@ Buhara エ。イヲョ@ yönelin-
cc, Burak Han bu acize:
92 93
cLutfedip gitmeyiniz, bir kenara çekilip seyredi-
niz. deyince, naçar geriye döndük. gözler kör olur) bu fakiri Ribat'tan ok ile bir zalim
On kadar adamla mゥイコ。Gョ@ huzuruna ￧ォエュ N@ Mil- vurup ケ。イャ、 N@ Her taraftan ォャ￧。@ üzerime ウ。ャ、イᆳ
IAkattan sonra Mirza yine ricada bulunup; cbize yar- lar. Ölümün ・ゥセョ@ ァ・ャュゥォョ L@ onlarla beraber olan
、ュ@ edin• deyince, buna イ。コ@ ッャュ。、N@ «Bari tüfekle- Rumiler, bu hali görüp fakiri エ。ョ、ャイ N@ Özbeklere ォᆳ
ri bize verin• dedi ve on kadar エヲセ@ bizden alarak ャ￧@ çekerek:
Özbeklere 、。セエ N@ Bize de csiz bir tarafa çeklip sey- eBu, kendisi Han'a ァ・ャュゥエイ N@ Buna niçin böylr
redin• diye gururlu bir ・ォゥャ、@ söylendi. Seyyid Bur- muamele ediyorsunuz?• diye hamle edince. ÖZbekler
ャ 。ョ G @ gözünde asla büyütmüyordu. benden el çektiler. Han'a haber verdiler, Han gel-
di. eウゥコ@ bir ケゥエN@ Beni ォオ」。ャ ケ ー@ özür diledi. cÇa-
Yemiyen ォゥ@ yadelden tabanca エュ。@ 。ョ、@ ァ・ャュゥ@ bulundunuz. Kuru ケ。ョ、@ ケ。@
Demirdendir ウ。ョイ@ kolundaki pençe (48) da yanar misali gibi oldu• deyip çok özür diledi. ォゥ@
sultan tayin edip ケッャ、。イュコ@ köprüden geçirirken,
O Zョ 、。@ ォ 。 イ、。ョ@ Seyyid Burhan göründü. Mirza iki ケッャ、。ュコ@ yine ォャ￧。@ ケ。イャ、 N@

köprüden geçerek r「。エGョ@ ケ。ョ@ カ。イ、N@ Ben de ar- y。ィゥ@ bir ケ・、セゥュL@ bütün ケゥ・」セN@ bir seyisha-
ォ。、ャイョ@ 「オャョ、セ@ tarafa yöneldim. Halk 。イウョᆳ ョ・ゥ@ ve on kadar 。エュコ@ ケ。ュャ、イ N@ Bin belA ile
da bulunan 。ャエ@ ケッャ、。ュ@ Mirza ile köprüden geçti. köprüyü geçip bir tarafta durduk. Nihayet han, bu
Bu aciz dört ケッャ、。@ ile カ。イー@ ィ。ャォ@ bir çardak avlusu- fakire lütfedip: ᆱr「。エ@ içinde olan Rumilere tenbih
na koyduk. Seyyid Burhan hemen göz ォ。イエー@ önün- tt, r「。エG@ \'ersinler. Onlar ァョ。ィウコ、イ N@ Onlara sözü-
de bin kadar kコャ@ ayak, yani bオィ。イGョ@ yetimleri, müz yok» deyince Ribat'a gittik. Her birini ￧。セイォ@
ォイ@ kadar Rumi okçu olup yaman askeri カ。イ、 N@ Bir 」ウ。カエョ@ vazgeçin. Benim burada bulunmamdan 、ッセ@
anda m ゥ イコ。Gケ@ 「。ウー@ tüfekle ケ。イャ、N@ ャ。ケL@ Han sizi affetti,• deyince, onlar da rゥ「。エG@ verdi-
Mirza, エオセョ L@ nakkaresini ve ィ・イケゥョ@ 「イ。ォー@ Kaybolan atlardan 「ゥイォ。￧@ bulundu Ama birçok tü-
i\ç ケッャ、。ュコ@ ォ。￧エ N@ Birini süngü ile vurdular. Biri fet kayboldu. Evvelce yolda tutulan iki カッャ、。ュコ@
de 、ゥセ・イ@ bir yerde ・ィゥ、@ oldu. Üç nefer bir ュゥォエ。@ da serbest 「イ。ォャ、 N@ Bundan sonra エMィイゥョ@ ケッャオョ@

Özbek'le r「。エ G 。@ girdi. tuttuk.


aォ。ュ@ コ。ュョ@ Buhara'ya カ。イ、ォ N@ Seyyid Burhan.
Seyyid Burhan onlarla ￧。エュ@ üzereyken. iki
bu hakire: «Dünya ve ahirette atam ol. Bu viiAyet
カッ ャ、。 ウ ュャ。@ attan inerek , askere ォ。イ@ gidip: cMirza
Saadetlu p。、ゥィョイ N@ Sen bオィ \N M ᄋ 。G、@ otur, ben Ka-
nerededir ?• d iye sordum.
rakulda ッャ。ケュ @ diye müteaddit rica ve isteklerde
eRibat ile ￧。エュォ@ üzeredir• dediler. «Beni bulununca ᆱ 。ケ・エ@ bütün Maveraii'n Nehir'i bana
Han'a iletin• 、・ゥセュL@ birkaç ォゥ@ önüme 、ー@ verseler bu vilayetlerde kalamam. Ama, siz h。ョGュ@
köprüden geçtik. Ribat önüne vannca (kaza gelince olan 」・ヲ。ケ@ Mゥョ。ャィ devlet ォ。ー ウ ョ。@ arzederim
94

p。、ゥィ@ Hazretleri エ。イヲョ、@ ￧・ゥエャ@


inayetler gelip 95
ümidederim ki h。ョャォ@ size müyesser olur• dedim Çe-
ゥエャ@ ォッョオュ。ャイ、@ sonra, gayet memnun ve mesrur Buhara'da: Hz. Hoca Bahaeddin n。ォゥ「・ョ、L@ Ka-
olarak bu fakiri ziyaret ettiler. s。ケウコ@ lutuflar fC)s- 、@ Han, Çar Bekir, Hoca Ebu h。ヲウM@ Kebir, s。、イオセ@
terdiler. Sena, t。N[Gオ@ ・イゥ。L@ ・ケ「Mオャ@ セャ・ュL@ Seyyid \tir k・NャュL@
oョ「・@ gün Buhara'da ・ャョ、ゥォN@ Hergün, bulundu- Pir Hoca Bahaud-Din n。ォゥ「・ョ、L@ Sultan ウュ。ゥャ@ Sa- -
オュコ@ ￧。イ「@ gelip sohbet eder, temaslarda bulu- mani, Hz. Eyyub (A.S.) Ka'b'ul aャ「。イ@ ve ・ュA^Mオゥ@
nurduk. Bu arada, kendi ャゥウ。ョイ@ エ。イコョ、@ gazel söy- Eimmet'ul Serahsi'yi ziyaret edip Harzem'e 、セ@ yo-
lememi de teklif ettiler. la ￧ォエN@ Karakul ・ィイゥョ@ カ。イー@ oradan Farib önün-
den Amudezya, yani, Ceyhun'u gemilerle geçtik. Mü-
h。」ャ@ boldi görüp イオィウ。M@ yari 「。セ、@ güllar barek 」カ。ャ@ 。ケョ@ 「。ャョェ@ vilayet-i イ。ョMz・ュゥL@
fゥァ。ョュ@ ァオ@ edi.p ァャ・ョ、@ ötti barçe bülbüllar yani, Horasan 、ゥケ。イョ@ ayak 「。エォN@
Yüzü gül, kameti gar gar, gözü nergis. lebi gonce Evvela Çarcoy isimli ・ィイ@ カ。イ、ォN@ Burada Hace-i
Ni bolgay 「。ァ@ ol Jale-ruh sançgav karanfillar m・セィ、@ ャュ。@ Ali mオウ。Gョ@ ォ。イ、・ゥョ@ ziyaret ettik.
Cihan gülzannda manendi yok ol ォ。、M@ ゥュ。、ョ@ Sonra, yola devam ederek çölden, yani, Bt>riyya-i Hc--
Boluptur baih hüsni içre zülfi taze sümbüllar r&san'dan aュオ、・イケ。Gョ@ kenanyla Hnrzcm'e 、ッセオ@
y[Zョァ@ gör-geç kara zülfing ー・イゥ。ョ@ ォャ、@ 。ォィュョ@ ケッャ。ョ、ォN@
Gönglini ウ。A、@ ウ・カ、。@ ョゥォャ。ケ@ ゥ「オュ@ güllar
Demidur aç gözüngnü, ァ。ヲャ・エ@ koy, 」。ュM@ mey ョjU@ 」@ Gece gündüz arslanlarla mücadele ettlk. y。ャョコ@
Uyutmaz (Katibi) bezm ehlini 。カコM@ kalaklar (49) 「。ョ@ kimse su alamaz oldu.
Nihayet bin türlü belA ile on günde Hezaros'a
Bu gazelöen çok ィッャ。ョ、N@ bゥイォZ￧@ gün ゥイ@ üzerin- geldik. Oradan da 「・@ günde Hive'ye カ。イ、ォN@ Orada
de ォッョオエN@ Sonunda gitmek için izin ゥウA・、セュZ@ da Mahmud Pir Yarvuli'yi ziyaret ettik.
cBari demir tüfekleri bize verin, biz size ne kadar is-
terseniz 「。ォイ@ tüfek verelim• dedi. Zarl!ri ohrak ka- vuyetMエ@ RAR2EM VE detMエ@ KJPÇAK'T\
lan tüfekleri onlara teslim ・ャエォN@ O da ォイ@ 「。ォイ@ tü-
fek カ・イ、N@ Kaybolan yedek yerine bir abhk at ve iki VAKt olセn@ AHVALt BEYA!'Il EDER
、・セイャゥ@ kitap himmet edip ruhsat verd:ler Bu nrada
Burak Han'dan elçi gelip ッャオョ@ Nヲョ@ diledi. So- Miibarek ・カ。ャGゥョ@ ウ・ョャ。イ、@ Hive ・ィイゥョ、@ ge-
nunda yine yer verip Acduvan G @ Abdal Sultan'a tayin ￧ー@ 「・@ günde h。イコ・ョG@ geldik. Dost Muhammed Han
etti. Yine Nイ。ャョ、@ sulh olup alem emniyet ve sü- ve ォ。イ、・ゥ@ ャ@ Sultan ile müllkat ケ。ーエォN@
kun 「オィョ」。@ biz de yol ィ。コイャォゥョ@ 「。ウャ、ォN@ •
・ケィ@
Necmü'd-Din KübrA, ・ケィ@ Ali r。ュエョL@ ・ケィ@
Helvetiyan, ュ。@ Muhammed Bargi, Sahib-i Ku1uri
'17
96 halk görünce, Rus ッャ、オョコ@ zannederler,• diye ten.
bih olundu. Elden ne gelir, biz de onlar gibi giyindik.
Caru'llah Allame, yani Sahib-i k・。ヲ@ tefsir 」[Nィゥ「@
'
Monla Hüseyin Harzemi, s・ケ、@ Ata ve Hekim aエ。 G ケ@ aャ・ョ@ ュ・ョヲ。エゥ@ öz bekini
1iyarct ettik. ・ィイMゥ@ Vezir'de merhum ve ュ。セヲオイ@ セケィ@ Hak 。ャイョ@ ケッ@ eylegey pakini
Abdüllatif'in vefat ・エゥョ@ ゥエョ」・L@ ウ。「イコャュー@ bir- a@ talkan bilen korut 「。イョ@
kaç ケッャ、。@ ャ・@ acele ・ィイMゥ@ Vezir'e カ。イ、ォN@ kゥセ@ bir barça tapman ・ォュセゥョ@
Mahdum·u Azam ve ・ケィ@ Abdüllatif'i ziyaret et- kュコ@ içip alar 。イ@ dt etin
Lik. Merhum ・ケィ@ a「、ゥNャ。エヲG・ョ@ gayri, 「ケォャAイゥョ@ d。ゥ@ görmey biz özge ケゥュ・ョ@
エNウ。カオヲ@ yolunda pirimiz ッャュ。イ@ 、ッャ。カウケ L@ ruha- k。コ@ ォ。コ」ウ@ köptür
riyellerine ウョ、ォN@ Ruh-u :,;erifleri, c・ョ。「M@ h。ォGョ@
ォ。エョ、@ daima 。、L@ merzuk ve Cennet-i Naim'de hoc;- k。イカョ@ talab ォャァ。イ@ bilakcc
nudluk içinde ッャュ。イ@ için, Kur'。ョ@ Kerim hatmettik. oャウョ@ 、ゥウョ@ ・イォゥョ@

rオィャ。イ@ için yemek 、。エォN@ Bu fani 、ョケZ。@ Hak budur ol ァ。コケ@ ekber iter
sonsuzluk bahçesine gittiklerine: Çapgay 。ョ@ ォャ￧@ bilen 6egini
u￧イ。ケー@ tahtagan エ。ョイ@ sözümün
・ケィ@ AbdülJatif Pir-i Harzem (Katibi) ケ。ャァョ@ ァ・イ」ゥョ@ (51)
d。イM@ dünyadan eyledi rihlet
Ruh-1 Kuddus etti tarihin v・ャィ。ウ@ ケッャ、。イョ@
gönlünü 。ャーL@ ᆱ aォャ@ 「。ョ、@

Eyle ya Rabbi ュ。ォョ@ Cennet (50) olan kimseden zarar görmemek için ャ。コュ@ gelen vazi-
yeti 。ャュ、イN@
diye tarih 、イュN@
m。ョァエ@ 5ebebivle a。エケ@
mゥイコ。ャ@Han ッャュ。イ@ Böyle ュ@ bu yerde çünkü töre
ッァオャ。イ@ h。」@ Muhammed Sultan, Timur Sultan v<.· Giyem kürküni göynüne göre (52)
Muhammed Sultan'dan mektuplar 。ャー@ Harzem'e gel- C.ive nasihat ettim.
、ォ@ •
Hoca Ahmed Yesevi ・カャ。、ョ@ Burak h。ョG@ el- Hepsi o ォャ。@ girdiler. Mübarek Zilkade'nin ilk
;isi s。イ、M@ Alem ・ケィ@ de geldi, orada ィ。コイ@ oldu. ・ケィ@ gününde yola ￧ォエN@
Hüseyin Harzemi'nin zaifeleri, ケ。ョセN@ ュ。ャ、オイョ・Mゥ@ a'- Bir aydnn fazla bir zaman kー￧。ォ@ çölünde avare
コ。ュGョ@ kerimelen ・ケィ@ Hüseyin h。イコ・NゥGョ@ ッセAオ@ ve yürürlük, güz ヲ。A^ャ@ ッャ、オセョ。L@ çölde ォオ@ uçmaz, ker-
birçok miislüman yol 。イォ、@ oldular. Elbiselerimizi van geçmez ッャュオエN@ Çünkü burada bitki cinsinden
イNャ、ォ@ dゥセ・イ@ halk koyun derisinden kih·kler edindiler. hir habbe, su 。ウャョ、@ bir katre bir ・ケ@ bulmak
F: 7
«Herkesin bu tarzda ァゥケョュ・ウ@ ャ。コュ、イ N@ Çünkü, Man-
ァエ@ エ。ケヲウ@ Özbeklerden ヲ・ョ。、イN@ Ba5ka türlü ァゥケョュ@
91 99
:nümkUn delildi. Uçsuz 「オ」。ォウZ@ bitkiden yoksun bir
çöl olup, Bari elemini (Katibi) def'eylemen bolur
aケ。イ@ irür (erer) hernin elemi gayri mündefi' (55}
Yッ、@ anda カオィ@ tay ra gtda
Su 「オャ。ュコ、@ ォオイ「。@ buçga (53) Elden ne gelir? Çarnaçar yine Harzem'e geldik..
! Burak h。ョG@ elçisi, yine Semerkand'a gitti. Dijer halk
Nihayet bin bell ve ウォュエ@ ile ァャ・イ、ョ@ bir gün orada ォ。ャ、N@ Harzem h。ョ@ dost Muhammed Han bu
Sam ismiyle ュ・ィオイ@ mabaUi ・￧ゥー@ s。イケ」ォ@ ォ。ウ「ᆳ acize:
na カ。イ、ォN@ Burada birçok ィ。」@ ve evvek:e izinli olarak
gelen Rumilerden elbisesiz iç ォゥケャ・@ ォ。イQエャ」Z@ Bi- «Ne taraftan gitmek istiyorsunuz?• diye sordu-
オョ、。Z@
ze:
- •Nereye gidiyorsunuz? h・エ、イ@ h。ョG@ Rus al. •Arzumuz, Horasan ・ィ、ゥGョL@m iイ。ォセa」・ョ A@ yo-
、N@ Ahmed ᅦ。カオL@ Rus ile çetin ウ。カ@ ケ。セエN@ aエ。ュコN@ Ju b。、G@ カ。イュォエ@ deyince; «burada ォ。ャョN@ Mun.
mッョァエ@ Minalanndan Arslan Mirza'nm エ・「。ウ@ olup ァエ@ babarda ケ。ゥ@ gider, yollar 「ッ@ ォ。ャイN@ ャョセ。ィ@
yol kesen oldu, dönün!• deyince, Ruslar da hertaraf edilir. Batdad buradan hayli uzak-
エイB@ deyince:
Tecridleri:r. neylicekdir bize efllk
Dokuz cebel(i ウッケュNa@ bir ケャセ・￧ゥ@ (S4) Senden olursa yare eter 「オセ、@ ュオイゥォョ@
Sa'yet gönül ki aォ。@ Baldad イ。ォ@ delil (56)
dedim. Yol 。イォ、ャョ@ l"ICtl ッャュ。、N@
Birkaç ョ@ Har-
7em'dc k:\ltn'-tn (acelecilik ・ケエ。ョ、N@ yav-.hk Rah- dedim. Nihayet Han izin ve bir ケ。ィゥ@ yahu, yani bir
ュ。ョ、イIN@ セイ・エゥュ@ sonu nereye varacak, deyip Bu- güzel at verdi. Arabalan yol 。イォ、ゥョ@ 「。エjャ、N@
rak h。ョG@ eleisi s。、イM@ Alem ・ケエ@ ve d!fer müslü- Kalzem nehrinden ゥイカ。ョ@ yolu ile IPtmek istedik.
manlar dönünce, mecburen b!z de döndük Fakat halk ona イ。コ@ ッャュ。、N@ ゥイカ。ョG@ Kufe tarahndan
Rum askeri gelip Abdullah Han ile çetin ウ。カャイ@ yap-
trmen ゥセャM@カ yara, gönül boldu mümtenib ュL@ hala o taraflardan Rum ィ。ャォョ@ bu taraflarda
Öldüm gamivl! 「ッャュ。、@ halimga muttali' yol yoktur. h。ウャ@ Çerkez エ。イヲョ、オ@ ￧ォ。ョ@ 、・ュゥイォ。ー@
v。GコM@ hadis ャ。Qョァ@ tefstr eyledi yolu iyice 。イエョャ、N@ ゥュ、ォ@ halde Çerkezler isyan
R)'hmet ana ki barc-e ulus boldu müntefi' etmek üzeredir dediklerir.de Horasan ve Irak volunu
sorduk.
K<'otür cihanda ッョ」・@ Jeb'ü ll1e hadduli
Sen serv-kad ヲ「ゥ@ hani lrir ォ。、イN@ murtefi' 。ィGョ@ オ@
anda p。、ゥィM@ alem penah'a itaatlan
Bülhül-tik ila nale vu ahi seberge çe カ。イ、@ diye haber 。ャ、ォN@ Fakat yollarda olan kコャ「。@
b。・、@ ki rahmet idip ota ol )!onca mUstemi' beyleri sizi ウ。@ ve salim 。ィ@ 。イ、ュコjL@カ dedik le-
101
100
HORASAN カエャayetndkj@ sergエャzt@
rinde 」aャ。ィGョ@ ￶ャ、イュ・ゥセ@ kimse öldünnez. Ölüm-
den korkan kimse de yola girmez: BEYAN EDER

Yime hicran ァ。ュョ@ ey dil ecelden ￶、・ョ@ aャ。ィGョ@ ケ。イ、ュ@ ile aュオ、・イケ。G@ geçip ォ。イ@ ォケウᆳ
￶ャュ@ yok na konduk. dゥ・イ@ 。イォ、ャョ@ bekledik.
Yetecek Gオウ。ョ@ ィ。エョ@ ケ。コャュ@ ta ケオャュ@ Mahtume-i 。Gコュョ@ kerimeleri, yani ・ケィ@ Hüseyin
yok (57) Harzemi'nin ォコャ。ョ@ |、ュ gönderip: •Rüyamda Atam
Mahtume-i 。Gコュ@ gördüm. Büyük 「イ@ toplulukla ・ィイMゥ@
deyip, ゥウエ。イ・@ ケ。ーエュN@ O yoldan 「。ォ@ 、ゥ・イ@ yollar- Vezir'den Harzem'e セ・ャ、ゥN@ Halk kendileri'ni ォ。イャケー@
dan gitmeye imkan yoktu. h。ウャM@ · kelam, Hazret-i ァ・ャゥ@ sebebini sorduklannda. «Mir 5-eydi Ali ・ィイMゥ@ Ve-
h。ォGョ@ sonsuz ケ。イ、ュᄋョ@ tevekkül ve ォ。ィエョ@ guru- zire gelip üzerimize kオイG。ョM@ Kerim tilavet ettirdi. Biz-
ョ@ (S.A.S.)'nun bereketi bol mucizt>lerine tevessül ev- den ケ」エイ、ュ@ talep etti. Bunun için ona ケ。イ、ュL@ onu
ledik. ウィ。エ・@ Horasan'a geçirmeye ァ・ャ、ゥォエ@ diye buyurdular.
deyip, bu fakiri müjdelediler. O ・カォ@ ile ertesi sabah
Dahi yol 「オャュ。、@ olup naçar erkenden yola ￧ォエN@
uセイ。、ュ@ bizzaruri ahir kar
Devreven'e geldik. Muhammed sオャエュ@ ァ・￧ゥ@ için izin
Çünkü , «zaruretler, mahzurlu ・ケャイゥ@ mübah ォᆳ verdi. Oradan b。セGケ@ カ。イ、ォN@ Polat Sultan da geç-
lar• kaidesi ォ・ョ、ゥャ@ meydana ￧ォュエイN@ Öyle memize mani ッャュ。、N@ Nisa'ya セ・ャ、ゥォN@ Daha önce, Merv'-
de Han olan Tin Muhammed'in ォ。イ、セゥ@ Ali Sultan'la
ise hemen develer ォゥイ。ャケー@ ona göre ィ。イセォ・エ@ etmek
müllkat ケ。ーL@ h。ョG@ ve エ@ Sultarun ュ・ォエオーャ。ョ@
ャ「ュ、イN@
verdile. O da serbestçe gitmenize izin verdiler. h。ウャL@
Harzem p。、ゥィ@ Dost Muhammed Han'dan, git- hepsi de Saadeth1 p。、ゥィGョ@ emirlerine itaat edip ram
met için izin istedik. '>lan kimselerdi.
eBu vaziyette 、ュ。ョ@ içine gitmek münasip de- Oradan da yola koyulduk. Baverd ・ィイゥ@ yolu ile
セャ、ゥイ@ deyince, mevcut olan tüfeklerin ケ。ョウ@ Han'a fus ・セョ@ geldik. Orada da ュ。@ Muhammed Hani-
ケ。イウョ@ da Sultan'a verip izin 。ャ、ォN@ Tin Muhammed'- n Hazretleri ve Pirdevsi-i Tusi'yi ziyaret ettik. H. 964
senesi Muharrem 。ケョ@ ilk ff\inü Horasan ・ィイゥョ@
in ォ。イ、・ゥ@ Ali Sultan'a vermek üzere bir mektup al-
geldik
、ォN@ Yol için 。コォ@ ve su için nihenkler ィ。コイャ、ォN@ Ya-
radan'a ウョー@ Zilhicce 。ケョ@ 「。ョ、@ Horasan diya. Horasan 。ィ@ yani lmam Ali Musa rコ。@ hazretle-
rini ziyaret ettik. Denizde tufana エオャ、セュコ@ vakit,
イョ。@ 、ッョ@ yola ￧ォエN@
102
lOS
ュ。@ Hazretlerinin türbelerine bir toman 。、ュエォ@ (Katibl) sörw ョコ。ュ@ ゥョエコ。ュ@ ョ。コュ@
n・コイエュゥ@ oldulumuz bir エッュ。ョ@ mゥイM@ Mütevelliye ve Derdi ャケォ、オイ@ ャオイウGA@ォ セョ。@ Süleyman birla
difer büyüklerio kabirierine de sadakalar 、。ャエュN@ bahs (51)
Behram mゥイコ。Gョ@ otlu 「イ。ィゥュ@ Mirza da orada
Sultan idi. 。ィGョ@ otlu Süleyman Mirza da orada idi. Gazel bitince -Nasreddin Hoca'ya me-scitte pul
Onlarla ve vekili, yani veziri Gökçe Halifeyle 「オャー@ oku 、・ュゥャイL@ yeri delil 、・ュゥM bunun gibi, biz, bu-
Mirza1ardan 。ィG@ gitmek için adam iste-dik. Kabul <aya, sizinle bu hususu ォッョオュ。@ için ,elmedik. Bu-
t>ttiler ve bize bir ziyafet tertip ettiler. kッョオュ。@ es- rada sadece tesadüfi olarak bulunuyoruz. Yoksa bir
ョ。ウ、@ bu acize Hz. Ali ile Ebubekr, ömer ve Osman suale cevap vermeye muktedir detfliz. Çünkü Pev-
Hazretleri (Allah onlardan イ。コ@ olsun) nin halifelikleri pmber Efendimiz «Hakikat Q|c、エイ@ 「オケイュャ。、N@
カセ@ büyüklükleri ィ。ォョ、@ S<!ninle ォッョオ。ャュ@ deyip, Fakat sizin kasdiniz, bi7.im Hz. Ali evlitlanna olan
「。コ@ sualler sordular. Bu aciz de: ョオィ。「・エゥュコ@ imtihan ise:

«Ahmak'a cevap ウォヲエオイ^@ sözüne uyarak ォオエ@ aウゥエ。ョM@ Murtauya IDdsntwm bar menin
ettim. Suali エ・ォイ。ャケョ」Z@ Daim.ud·debr ol ・ゥォ、ョ@ fetih 「。ュ@
bar
men in
Ayb irur saki mey itmek lal-i canan birla bahs Kanberimin, ゥイᄋ@ ケ・コ、。ョG@ sürmiyen elin
Hiç 。」エ@ su eylegeymi 。「M@ hayvan birla bahs
Derd-u 。ォョァ@ buna hikmet diizdü isen セャ・イ。@ ne sual u ne cevabtm bar menin (59)
エ。ーュ・ケ@
deyince, sual sormaktan vazgeçtiler ve ellerinden kur-
Eyleganlar ilm-i hikmet içre tokman birla
bahs tulduk. Sonra Gazi Bey isiml! bir adam celdi ve eBu
Bil kaza birla kaderden akl ile ォャウ。@ cedel kadar 。、ュ@ 。ィG@ göndermek uygun defildir. Bun.
Men salinunnin ォャオイ@ anka Sülevman birla lar, kendilerine ォ。エュコ@ adamlan yolda öldürebilir
bahs ve ォ。￧ー@ gidebilirler. Burak Han'a telen Rumi1erin
Lütf-u kahnflldan ne bolsa イ。コュョ@ bal u ve bal bunlar ッャュ。ウ@ ュオィセャ、ゥイN@ Veyahut, bunlarda gizli
Haddi イュ。ウ@ bendening kim !ola sultan birla
mektuplar olabilir. Onlan 。イエョー@ JÖI'meden, bunlan
bahs
Ders-i 。ォ@ itme zahid birla ・ケ、ャ@ gaft u gu 「イ。ォュZ@ dofru detildir.• diye söyleyince, Mirza da:
Cehl irur dini olanlar ォャウ。@ nAdln birla bab• (Kim bil"fCY ifitirse ona ォ。ア@ tediHr alar.) sözüne da-
Can u dil birla n'ola laling lçün ォャウ。ュ@ niza' yanarak ertesi sabah erkenden ikiyii% コイィャ@ ュオィ。ヲコ@
Ayb imas siki 。イ「@ ャゥウエョ、。@ yarin birla bahs r önderip k・イカ。ョウケG@ ォオ。エイ、N@
104 105

」dッセイオ@ エオャュ。ケョ」@ ・イゥ@ bulunmaz• kabilinden, Karlrini her giz bilir mi ademin
hepimizi tutup, herkese bir ュオィ。ヲコ@ tayin ettiler. Be- Kerm u serdin çekmiyenler alemin (60)
ni de iki hizmetçimlo:: Gökçe halifenin vekilinin ッ、。ウN@
na koydular ve 。エャイュコ@ da birer ォゥケ・@ teslim ettiler. oiye dertli gönlüme teselli verirdim. Üzüntü bazan gi-
dゥセ・イ@ ・ケ。ャイュコ@ da emanet 「イ。ォエN@ Hali ィ。コイ、@ der, bazan de beni m4hvedecek duruma セ・ャゥイ、N@
burada ォ@ mevsimiydi. eケ。ャイ、ョ@ 。ケイャョ」@ titremeye
「。ャ、ォN@ Ertesi gün Mirza, ケ。ョュコ、@ bulunan emirna- Meydir ey saki ゥャ。」@ ォゥ@ bolgay "amnak
meleri ve ー。、ゥィャイョ@ 。ャョ@ ュ・ォエオーャ。イ@ 。ャ、イN@ Bir Zehr-i gam der'ine hiç mist!ke bolmaz tiryak?
keseye koyarak mühürlediler. aイォ。、ャ@ bu durumu
Kenç-i hüsnünde iki ャヲ@ holuptur iki mar
görünce, ィ。ケエャイョ、@ ümidi kestiler.
Ben de: ッbオ@ duruma kendimiz kendi istegimizle Kati çün gamzesi tatibieri エセM@ 、ィ。ォ@

、エォN@ Kendi 、・ョ@ 。ャュコ@ derler. dッオュ、。ョ@ kurtu- Ol ォッケ。@ エ。ャG@ görkan ,ni ォャオイ@ ィオイョ@ yAd
ャ。ュ、ォ@ ki ölümden ォオイエャ。ュN@ Bundan böyle bunun S9fi bir zerre kine seni de ケッセ@ ゥョ@ idrak
çaresi sabretmektir. Çünkü büyükler cSabr ile koruk Ol sanem, gayra vefaloir ォエ。@ ャ。ケォ@ ュ@ menin
helva olur,• 、・ュゥセャイ@ ki, <;abr ォオイエャセョ@ 。ョィエイN@
tセM@ ュェァ。ョ@ bilen sanma mundak ォエ。@ çak
、イ@ ve bütün ウォョエャ。イ@ ona yül<selir.
Yar rahm etti görüp 「。aゥ、エュ@ 。イ@ bilen
Sabriyle yetdi devlet-i cavid (Katibi) boldu ゥョァ・￧@ 。 aAyar helak (60
Sabriyle bitdi meyve-i ümid
b。セ、・ィ@ sabriyle biter ィオ・@ Bu gazeli ィ。エョ、@ geçirirken uyudum. Uyku ile
hオ・@ hem sabrile olur エオ・@ オケ。ョォャ@ 。イウョ、@ gönlüme bir ュウイ。@ 、エN@ Uyku-
Harndi dan オケ。ョ」L@ •Bu bana ilahi bir ゥャィ。ュ、イZッ@ deyip,.ha-
Hemen c・ョ。「@ Hakk'a te,·ekkül edip sonunu göz- エョュ、。ォゥ@ hemen ケ。コ、ュN@ Bununla bir murabba dü-
roeye koyulduk. züp ュ。@ Ali Musa rコ。Gケ@ ithafen gönderdim.
Yare yol iki kademdir, birisini cane bas
Çünkü bu meydane girdik, 。ケョ@ merdane bas Aleme ァ・ャュゥ@ 、・セゥャ@ senin gibi bir delir
(Necati) Haddi yoktur kim seninle pençe vura ョ・イNゥ@
kャ@ terahhum vadi-i mihnette ォ。ャ、ュ@ hen fir
Sonunda bütün 。イォ、ャョ@ 「。ャ、イN@ Gerçi beni Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gir
「。ャュ、イ@ ama, 「。ュ@ 「・@ muhaflz diktiler. Mir-
コ。Gョ@ bu hareketine çok ォイャ、ュN@ •••

106 107

Çehre-i zerdim ・ゥエョ、@ vanp hile eyledim uュ。イ@ bana inayet ォエ。@ oniki imam
zャヲゥォイM@ mührün ile sinemi çlk eyledim Melceimdir ahir u 「。エョ、@ anlar ey humarn
Lafeta illl Ali ウイョ@ idrak eyledim Cümlesinin ・ゥセョ@ yüz sürüp oldum gulam
Ya Ali senden medeel 、エュ@ bana ol dest-gtr Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gir
• •
••
••

Alem-i rü'yada 。、@ edip 「・。イエ@ evledin Milinet-i gurbet benim 「。セョュ@ ーイMィヲョ@eyledi
r。ィM@ emni gösterip bana 。イ・エ@ゥ セI・、ゥョ@ Derd-i firkat gözlerim ケaョゥ@ ceyhun eyledi
Gönlümü viran iten ケ。ーエョ@ imare-t evledin n。イM@ hasret halimi gayet 、ゥセ・イMァHオ@ eyledi
Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol -dest-gtr Ya Ali senden meded, 、エュ@ bana ol dest-gir
• •
••
••
(K!tibi) ola muhibb-i ィ。ョ、M@ Mustafa
Fal idub ismin senin girdim yola ey nik-nlm
Hint u Sind'i, Maveraun Nehr-i ァ・エ@ ittim Nur-u ・カォゥョャ@ derCini daim ola pür safa
Sana mensub iken ol ャaケォ@ ュ、イ@ çekmek cefa
tema m
Cin u dilden tengri 。ィゥ、イ@ ウ。ョ、イ@ ilticam Ya Ali senden meded, 、エュ@ bana ol dest-gir
Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gtr
•••
••• Bu murabba. ileri gelen ォゥャ・イ@ 。イウョ、@ ュ・ィオイ@
uldu. Bir gün ュ。@ Ali'nin türbe hizmetçilerinden bi-
Hint'den azmeyledim 。ィM@ Horasan 。、ョ@ ri bana gelerek (Hakikat veya gayri hakikat) •Rüyam-
eゥエョ・@ yüz sürüp kul ッャュ。@ ・」、。ョ@ da bir sabah Hazrt"ti Ali e!-Murtaza bana gelerek:
Bir nazar ォャ@ ben garibin nale u feryadma eMir Seydi Ali'yi ziyaret eyle! • deyip beni sana gön-
Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gir derdi• dedi ve ￧・ゥエャ@ ケ。ャカイゥ、@ bulundu,
••• Bu olay ・ィゥイ、@ ケ。ャ、N@ h。ャォョ@ bi7e ォ。イ@ meyli-
Eyledi kin seni alemde コ。エョ@ ol Celil nin 。イエュウョ@ sebep oldu.
ャイエゥヲ。G@ kadtin içtin (Hel et§) イオ・ョ@ delil ュ。@ Ali'nin türbe mütevellisi ve 、ゥ・イ@ seyyid-
Himmet eyle halime, rahm ide 。ィM@ Erdebil ler mゥイコ。Gョ@ ョ。コ@ 「。@ vurarak:
Ya Ali senden meded 、エュ@ bana ol dest-gtr
«Bir ォゥ@ ャュ。ョ@ ziyarete gelip adak verse 。ィG@
••• gitmek isteyip, hali ィ。コイ、@ 。ィョ@ ー。、ゥィ@ Rum'a bü-
セ@
108
Ne bolur halim menin ol gamzesi rnekkar ile
yük ウ。ケァ@ olsa, aオイ。@ günü gibi mübarek günlerde b。M@ dehring zevkini ォャュ。@ dô!er sen
böyle kimselere eziyet edilmesi 、ッセイオ@ olamaz. Bunlar- (Kltibi)
da bir hile ve tuzak ッャウ。ケ、L@ meydana ￧ォ。イ、N@ Çünkü, Ömrünü otkar yörü bir serv N @ ィッ@ reftar ile (62)
Allah teala ォ・エ。ュM@ kadim ve fイォ。ョM@ azim'inde
(Mücrimler yüzlerinden 。ョャイI@ 「オケョ。ォエ、イN@ Bun- ォゥョ」@ gazel:
larda kat'iyen öyle bir ihtimal yoktur ki böyle bir hal
meydana gelsin• derler. Alim ve Seyyidlerin bu vol- .Ol ケ。イM@ ォゥL@ bana mihrihan botmaz ゥュ@
daki sözleri Mirza'ya çok tesir eder. Aciz de: · aォ@ olan ora 。、オュョ@ bolmaz ゥュ@
Dil-i bülbüle ァャ・ョL@ ォオケM@ den yek
Kendini tarif ・、イュゥ@ misk-u ter gャコ。イM@ cihanda 。ゥケョ@ bolmaz ゥュ@
Öksüz ッャ。ョ ᄋ@ ァ￶「・セゥョ@ kendi keser aォュ@ duyurdu eylega ・「イョMゥ@ ulvi
(Necati) Hiç オGャ・ウゥ@ 。エ・ゥョ@ nihan bolmaz ゥュ@
mェァ。ョャイ@ sinernden 。エー@ yetti dile
、・ゥセ@ gibi, ゥイ、・ョ@ 「。コ@ laflar ettim. Mirza'ya haber Amma ni ォャ。ケ@ コ。ィョ@ iyan bolmaz ゥュ@
f!Önderip «Bu haberin 、ッイオャョ。@ ve yalana da ihtima- Ey (Katibi) daim ゥエイ@ biz eyledin
; カ。イ、N@ Bize ィ。ォウコャ@ etme.• Öldürse ォゥ@ rakibi, kan bolmas ゥュ@ (63)

•••
Dime kim idesin kala yanuna
Sana kalursa kalmaz ッャ。ョオ@
,
Üçüncü gazel:
aeyip hale ュョ。ウー@ üç gazel ケ。コ、ュ@ ve gönderdim. Bana cevr edüp cefa ォャ。ョ@ ウ。ョイャ@ ケ。イ、@
Bunlardan çok ィッャ。ョュN@ Beni エ。ョイ@ ュウョ@ ey gönül, bais-bar 。セケイ、@
Gözlerim ケ。ョ@ rahm eyleyip ケ。オイュ@
Birincisi: hüsnünil
Derler ey ュ・ィM@ deva, ォ。イ@ 。ォ@ 、ゥ。イN@
Sendin ey dil, オイュ@ cehdet カ。イ@ ol var'ile rオィャ。イョ@ 「。M@ cinan bolgay, lebin 。「M@ havat
aエゥ@ 「ッャュ。ォエイ@ amma ォャ@
hazer 。ケイ@ ile Ey tabibirn ne sebebden gözlerin 「ゥイョ。、@
h。エョュ@ cemet ャ・「M@ 」。ョM「ゥ@ ile ey peri Tapsa bir dernde içerdi ォ。ョ@ 。ォャイョ@
aォャュ@ ォャュ。@ ー・イゥ。ョ@ zülf-ü amber-Mr ile Garnzesi ol ィゥカ・ヲ。ョ@ görinücek ィエュ。イ、@
c。ュM@ 。ォ@ ョヲゥ@ idip meyin koymeyin öz halime (Katibi) bendeni reddetmen ケ。ュョ、イ@ dostum
m・ウエM@ menin エ。「ァュ@ 。ャュコ@ zahida ィッケ。イ@ ile Ol ・ゥセョ@ ョャエ。イ@ カ。ィゥ@ ィゥコュ・エuイ、N@ (64)
Zülfü sahir, ￧・ュゥ@ pür-fitne. öziinun ゥ@ at
ll{)
lll

Sonunda Mirza, 。ィG、ョ@ korktu ve ケ。ーエゥョセ@ ーゥ ᆳ l'.an Bestam'a geldik. ュ。@ Muhammed Eftah, ・ケィ@
man oldu. aオイ。@ günii hepimizi serbest 「イ。ォエ N@ Tek- Bayezid-i Bistami ve ・ケィ@ Abu'l Hasan el- hイォ。ョゥケ@
• ar bu acize bir ziyafet verdi. aエャ。ョュコ@ ve ・ケ。ャᆳ ziyaret ettik. Ertesi IÜft. yola ￧ゥォー@ Dampn'a geldik. O
イュコ@ geriye verdi. Fakat çok ・ケ。@ kaybolmustu. gece 。イォ、ャョ@ Ranuuan b￶ャォ「。@ ismiyle 「ゥャョ・@
セイエ@ セ@ ォゥエ。「セョ@ 。ャ、ZN@ Emirname ve mektuplan salih ve dindar bir kifiye イGカ。ウョ、@ Bayezid-i Bistamf
「イ@ keseye koyup mühürledi. Kopça セ @ 「。@ Ali Bey -40 、・イカゥ@ ile gelip:
isimli bir yasa vul il ve onun 「。ォョャ、L@ o sene-
nin Muharrem 。ケョ@ ortalannda 。ィG@ gönderdi. eDta edelim ki Mir Seydi Ali 。イォ、ゥケャ・@ sat-
。ィ@ ve b・ィイ。ュGョ@ birer ィ。ョュj@ ャュ。@ ziyare- salim vatanlanna varsmlar.• diye dua ederler. O adam
re ァ・ャョZGゥイ、N@ Yola beraber ￧ォエN@ Yolda sohbeti epey ('a okuyup sonra bir yol ヲ・イュ。ョ@ ケ。コ、@ ve mühürledi.
ャ・イエォ N@ 。ィG@ カ。イョ」L@ herbiri de ￧・ゥエャ@ lütuflarda • Yollarda kimse size mani ッャュ。ウョN@ diye bu acizi ha-
セ オャョ、。イ N@ oョャ。イ@ maiyyeti ile yollarda dostluk ku- berdar etti ve c・ョ。「@ Hakkm Kemal-i Keremine ᅵᄋ@
run, yüzlerine gülün diye 。イォ、ャ@ öt{it verip na- kürler ettik. Bu can veren haber, ölü gönüllere taze bir
sihat eyledim. hayat verdi. Damgan'da metfun lmam-zade Cafer'i zi-
' yaret etdk. Sonra Sumnan'a gelip ・ケィ@ Alaud'devle-i
aウ。ケゥ@döktü tefsirini bu ィ。ヲ・ウエ@ Sumnani Hazretlerini ziyaret セエャォN@ Orada da bize bir-
Ba dustan telattuf b.t 、ョ。@ mudara (65) ￧ッォャ。イ@ hücum edip mezhep üzerinde ォッョオュ。@ iste·
Hr。ヲコI@ diklerinde 。イォ、ャZ@ HaャエョL@ ゥエォ。、ュ@ ve mezhebini
gizli tut.) hadisiyle hareket edin. Zira:
deyip, günlerden birgün nゥ。「オイG@ geldik
ュ。@ zade Muhammed Mahruk ve ・カィ@ aエ。イ G@ Akil olanlar eylemez bir an
ziyaret ettik. · Zehebi, mezhebi. zehabi iyan.
Horasan vekili a。@ Kemal ile mülqkat ケ。ーエォ N@ O
da geçmek için izin verdi. Oradan Sebzvar'a geldik. dedim.
b。コ@ edepsiz kimseler, bize hücum E"dip, ォ。ョエャイᆳ Onlar da nasihatimi dinlediler. Ertesi gün sabahle·
ria: ᆱエ@ ürür, kervan yürlir• diyerek, bin belli ile el- yin yola ￧ォエN@ Yollarda dahi herbirine birçok nasihat
lerinden kurtulduk. edip. ィオケャ。イョ@ göre onlara teselli verirdim

-\CEM IRAK'lNDA VAKt OLAN Sofi ne :.eved safi tader ョ・ァエ@ cami
AHVALt BF.YAN EDER Sisyar sefer bayed ta 「ッ、・カ@ hami
Günlerden bir gün Irak topraklanna ayak 「。ウエォN@ Molla Rumi
Demavend 、。@ t:teklerindcn yani Mazenderan エ。イヲョ M >eytinin ュ。ョウ@ 。ョャエーZ@
112 113
yin. b。ォャュ@ sonu ne olacak " diye ウォ@ ウォ@ tenbih et-
«Hiçbir kimse sizden ヲ。コャ@ ァ・コュゥ@ 、・ゥャイN@ オ@ ィ。ャセ@ ti. 。ィ@ da, m・ィ、G@ vekil olan Gökçe Halife ile, vezir
de biraz ーゥォョ@ olmak ャ。コュ、イN@ aォャ@ 「。ョ、@ olan bir olan Mir m・ョゥGケ@ azledip, eBuolan niçin daha önce
kimse, adi ve rezil kimselerin sözlerine 。ャ、イ@ etmez.» hana haber vermeden gönderdiniz?,. diye çok ォコ、N@
ャ・、ゥュN@ Onlar da sözk.rimi kabul edip nasihatimi dinle-
」ゥャ・イN@
Bunun üzerine bizimle beraber gelen kッー￧。」@ Ali
Bey. bana Yesavul Pir Ali'yi gönderip: cBunlarm sizi 。ャᆳ
Hep birlikte bir gün Rey ・ィイゥョ@ geldik. lma.n koymalanndan ィ。ケイ@ umulmaz. e・イ@ Ü7erinizde para
Abd'ul-Azim ve ュ。@ Hüseyin (R.A.) ョ@ zevcesi Bibi varsa, bize emanet 「イ。ォョN@ e・イ@ Hak TealA ォオイエャ@
・ィイゥ「。ョG@ ziyaret ettik. Orada 。ィョ@ ッセャオ@ Muhammed müyesser ederse yine sizin olur ve ・イ@ bir hal olursa
Hudabcnde Mirza ve Korucu 「。@ Sondan aita ile mü- 、ュ。ョ@ gitmektense bizde ャエ。ウョN@ dedi. eBunca za-
lakat ettik. m・イ@ evvelce, 。ィL@ ウュ。ゥャ@ mゥイコ。Gケ@ Kazvin'- ュ。ョ、イ@ gezen kimsede para bulunmaz. Ölmekten kor-
den Horasan'a gönderip, onu Kazvin'e davet ・エュゥL@ ls- kan buralara gelmez. Allah-u Teala k・ャ。ュM@ Kadim ve
mail mゥイコ。Gョ@ Horasan'da baz. 、オイュャ。@ göze 「。エュL@ kオイG。Qᄋ@ Azim'in de (Ecelleri ァ・ャ、ゥセ@ zaman onu ne エゥイ@
o yüzden Kazvin'de 。ィGョ@ emriyle emirlerden biri öh saat tehir edebilirler, ne de bir saat önce alabilirler)
、イャュエN@ Muhammed Han da Herat'da ウュ。ゥャ@ Mir- diye 「オケイュ。ォエ、N@ Bunu kabul ve tasdik ettik. Buna
コ。Gョ@ birçok 。、ュョ@ ォ。エャ・ュゥN@ yゥョセ@ Muhammed göre Allah Tebareke ve TealA ￶ャ、イュ・ゥョ@ öldUnnex.•
Huda-Bende'yi ゥウエ・、セ@ zaman 。ィL@ yukl\nda bahsetti- diye: cevap gönderdim ve sonra Allah'a yöneldim. 。ィ@
ゥュコ@ Korucu 「。@ ile, yine ッョL@ Muhammed han'a gön- kese içerisinde olan emir-name ve ー。、ゥィャイョ@ 。ャョ@
derip ウュ。ゥャ@ mゥイコ。Gケ@ davet etti. mektuplara 「。ォエN@ Bizimle beraber gelen ィ。ョュャイL@ ケ。セ@
ni, 。ィGョ@ ve Behram mゥイコ。ョ@ hatunlan da bizim için:
Muhammed Huda-bende ile müllkat ・エゥセュ@ za-
man, 。ィGョ@ saadetlu ー。、ゥィ@ hazretlerir.e olan samimi «Mazlum kimselerdir!er, yolda hallerine カ。ォヲ@ ol-
ャ^。ィォイョ@ 。ョャエN@ Biz de ィ。エイ@ ォ￶・ュゥコ、@ ー・イゥ。ョᆳ duk.• diye ・ィ。、エ@ ettiler. Bi!' murabba ケ。コー@ 。ィG@
ィォャ。イュコ@ yadettikten sonra ertesi gUn yola ￧ォエN@ Bir- gönderdim.
t-uçuk 。ケャォ@ bir zamanda, yani sefer 。ケョ@ sonlannda
iイ。ォGョ@ ー。ケエィ@ olan Kazvin'e geldik 。ィG@ m・イ、。ョM@ dャ、G・@
ruz ne bord olsa süvar
。ィGL@ geldiitirniz haberi arzolununca hiçbirimizi Zülfikare 、オイュ。コ@ Rüstem u istendiyar
・ィイ@ ウッォュ。ケー@ Sebze-giran ismiyle bilinen bir kente No'la 。ョ￧@ dese lütfeyleyip perverdigir
gönderdiler. b。ュコL@ 。ィGョ@ vekili, yani, veziri 。コュ@ LAfeta illa Aliyyun laseyfe i11a Zülfikaru
olan Masum Bey'in Divan bekçisi Mahmud Beyi koydu.

eゥォ@ a。ウ@ gelip 。、ャョュコ@ ve kaç 。エュコ@ ッャ、オセョ@ yaz- ••
、N@ Kendi ィ。ャォョ@ bi7.den gizli olarak: «Her gece 「・ォャセ@ F: 8
。@
115

Her zaman a'daya ol 。ィM@ vilayet salsa at 。ィ@bu ュ。イ「@ görünce vekili Masum Bey'e em-
d。イ「M@ ・ョゥイッ@ gören fenint'ler olurdu mAt rederek: cYann sen davet edip bir ziyafet ver. Öbür gün
Vasf edüp 。ョ@ 。エョ@ ederdi f。ィイM@ ォ。ゥイエ@ de biz veririz ve müjde haberini verin. Hangi yoldan git-
U feta ゥャセ@ Ali, li seyte illa z\JtfiUr mek isterlerse o yoldan gönderelim.• 、・ュゥN@ Hakikaten
• ertesi gün Masum Bey bizi 、Zカ・エ@ ederek büyük bir zi-
••
yafet verdi ve izin mtijdesini 1)ildirip: 」eイォエョG@ saadet'e
ッャ@
gazada kifiri ャオイNョ。@ etmi5ti yemin elçimiz gitmek üzeredir. eセ・ Q @ Azerbeycan yani Tebriz
Öyle ￧。ャ、@ オセ@ oldem kana gark !)ldu zemin ve Van yolu ile gitmeniz münasipse ケ。ォョ、@ gidilmesi
Dedi ィ。ォョ、@ ・ィ。、エ@ eyleyup Ruh-ul Emin ォ。イゥュ@ 、オイュ。N@ deyince, bu fakir de k@
Lafeta illa Ali la seyfe illa Zülfikar vaktidir. O yola gücümüz yetmez b。セ、@ yolunu ih ..

•• san edin.• diye rica edince: 。ィG@ 。イコ・、ャゥュッ@ 」・カ。「ョ@

verdi.
Eyledi ana 」。エ@・ ィゥャG。エョ@ Hakk ata ....
kャ」ョ、。@ kan damlarsa tekmidir ruz-i gad Ertesi gün de 。ィ@ davet ettiler. M:Hakat ・ウョ。ᄋ@
Dediler cümle Melaike eyleyip ;\na dua da fakirane hediyelerimizi arzettik. Ziyafet ・ウョ。、@
Lafeta illa AH, La sevfe illa zulfiUr birçok ォッョオュ。ャイ@ ケ。ーャ、L@ ゥイャ・@ söylendi. Bizim ha·
••• !imizi tamamen 。ョャケ」L@ beylerine hitaben: oョャ。イ@
yüzlerinde sccde izleri カ。イ、ッ@ ayetini ィ。エイャN@ Yani:
ゥイ@ yezdandan ォ。￧イ、@ havf ed\ip birbeyan
Kahramanlar エM@ hünt!r yüzünden isterdi eman "Bunlann yüzlerinde hile ve burdaJan eser yoktur.
Bunlar, ィ。」@ ve ァ。コゥ、イャ・Nッ@ dedi. Evvelce arzedilen 「ᆳ
Merd olup herkim ォャ￧@ ォオ。ョウ@ eder bi gürnan
Lafeta illa Ali, la seyfe illa zulfikar rahim mゥイコ。Gョ@ vekili Gökçe Halife ve Mir Mevsinin
ュ・オイゥケャ@ iade olundu .

••
Bu acize bir at, iki hil'at, bir yük ipek ve yol için
Nara urup eylese 。ィM@ necef 。コュM@ ウ。|G@
「。コ@ malzeme verdi. ォゥ@ serdar'a ゥォエ^イ@ hil'at ve 「・@ ar-
SaJsa seyfi katnn 、ッケュ。コ@ ana 、。@ u エ。@ ォ。、@ birer hil'at verdi. Saadetlu ー。、ゥィ@ hazretlerine
Halk olup ferman-beri derlerdi koyup yen• 「。@
sonsuz hürmet ve muhabbetlerini arzettiler
Lafeta illa :\li, la seyfe illa zulfikar
• Son derece 「。ャォ@ gösten!iler. 。ィ@ bir gün bu aci .
••
zi Mehterhanesine davet edip ziyafet verdiler. Kendine
Hayher'in ォッー。イ、@ ォ。ーウョ@ kodu alemde nam ・ヲゥカョ、@ beyleri oraya gönderdi.
aイ。@ Asdi エセョ@ 。、@ oldu cümle has u am
Murtezaya Kanber olup (Katibi) eder mudam •Devletin 「ケォャセョ@ göstermek 」ョ@ 「・イ@ yü1
Lafeta illa Aliyyun la seyfe illa zülfikaru ve biner toman'a ケ。ーャュエイL@ niye birçok büyük kadife
・@ 11'1

ve ゥ「イュ、・ョ@ resimli, ゥャ・ョュ@ küçük ィ。ャイL@ birçok 。ヲゥョ@


göre küçük ァ￶イョ・@ ァョ。ィャG|イ、@ sö-
paha biçilmez tahtlar, ustaca ve resimli olarak ケ。ーャュ@ zünü reddedip eBundan 「。ォ@ Hz. aゥ・@ (R.A.) ィ。ォョᆳ
haymeler, ッエ。セャイ@ ve ￧。、イ@ bölmeleri gösterdi. Umera- da 「。コ@ terbiye ve edebe 。ケォイ@ ・ケャイ@ ウ￶ケャ・ョゥイュ@ diye
ウョ、。@ Musahib olan ケコ「。@ Hasan Bey, bu gördütü- ゥセエャケッイN@
müz ・ケャイ@ için: eBunlar büy:.ik bir ha7inedir.• diye
söyledi. Ben de: Np。、Aィャョ@ hazinesi, 。ャエョL@ ァュ@ ve Buna göre de Hazreti Risalet- penah'a 「。コ@ yüz ォN@
harb aletleridir. Bunlar hazine 、セゥャイN@ deyince, afal- QN。イエ」@ ・ケャイ@ isnad ・、ゥャュ@ olur ki O'na küfürdür Bu
ャ。ケー@ ォ。ャ、L@ cevap veremedi. durumda o kavim mürted (dinden 、￶ョュI@ olur ki, on-
ャ。イョ@ öldürülrnd.!ri dinen hel51 ve bu zamanda kazan-
Elçileri olan Sabit a。L@ bizden önce Tebriz yolu ile 、ォャ。イ@ mallar gan!ere mubah olur. k。、ョ@ ve çocuklan
gitti. Bizi bir ay kadar 「イ。ォュ、ャN@ Birkaç defa davet esir edilir. e ・イ@ bu ￶ケャ・、ゥォイョ@ 、￶ョュ・ャイウ@ hap-
edilip sohbetlerde bulunduk. Bir !'Ohbet ・ウョ。、Z@ scdilirler. 。ケ・エ@ ''önerlerse, ィ。ョュゥ@ tekrar nikah
.. ッゥケ。イG@ Rum'dan Burak Han'a ケ。イ、ュ@ için üç yüz ye- ォケュ。@ suretiyle veya tekrar ォケュ。、ョ@ ケ。ョ「ゥャイ・N@
niçeri ァ￶ョ、・イゥャュN@ diye söyle-yince, ben de: cOnlar 、・ゥュL@ inkar edi!):
Burak Han'a ケ。イ、ュ@ için ァ・ャュゥイ、 N@ h・エ、ゥイ@ Han
yolunda Hoca Ahmet Yesevi (K.S.) c.wlAtlanndan Baba "Her kim Hz. aゥ・Gケ@ ヲオィ@ isnad ederse, o bizce de
5cyh'i Çerkezler ・ィゥ、@ edip ケッャ。イョ@ ォ・ウュゥャイ、N@ Mer- 1 afirdir. Bu suretle hem ォヲイ・エュゥL@ !\em de kオイG。ョ@ in-
hum ve ョ。ァヲオイ@ ・ケィ@ Abd'ul-LAtif Hazretlerini geçir- kar ・エュゥ@ olur. Çünkü, O'nun, (Hz. aゥ・I@ ィ。ォョ、@ Al-
mek için ァ￶ョ、・イゥャュN@ 。ケ・エ@ ケ。イ、ュ@ için ァ・ャュゥ@ ol- A。ャGオ@ Teala kオイG。ョ@ Kerim'in birçok yerinde, iffet ve
ウZャ。イ、L@ binlerce asker gönderilirdi.• dedim. Sözüme iti- 「・ョセ。エゥ@ 。ィゥ、ャォ@ ・、セイN@ Fakat, Hz. Ali'ye muhalefet et-
mat ettiler. エゥセ@ için. Hz. aゥ・Gケ@ muhabbetlmiz yoktur.• diye bunu
itiraf etti.
Bir gün, mecJ:ste, オャ・ュ。ウョ、@ ve ayni zamanda
。ォイ「ウョ、@ olan Mir 「イ。ィゥュ@ Safevi bana bir suat Tekrar: b。ォャュ@ buna ョ。ウャ@ cevap vereceksiniz.
c;ordu: .. ッウュ。ョャ@ alimlerinin bizi tekfir etmelerinin se- h。セゥウG@ ・イゥヲGエ@ (Ümmetimin alimleri Beni ウイ。ゥャGョ@ Ne-
bebi nedir?• Ben de: cAshaba küfredilir diye ゥエャケッイN@ bileri gibidir.) ィオケイャュ@ iken, din büyüklerine dil
。ケ・エ@ böyle bir ・ケ@ varsa, ヲォィ@ ォゥエ。ーャイョ、Z@ H・ケィ。ョG@ エ N WN。エャケッイュオ@ 、・ゥュ@ •Bu ウ￶ケャ・、ゥョコ@ alimler ara.
küfretmek küfürdür) diye ケ。コャ@ ve ォ。ケエャ、イNᄏ@ dedi- ウョ、。@ bizimkiler dahil 、・セゥャ@ midir? diye sordu. Ben de
セゥュ、・N@ cLatife yüzünden ümmetten olan オャ・ュ。ョ@ hepsi da-
· ャュ。M@・ A'zam'a göre öyledir, ama, ャュ。M@ 。ヲゥGᆳ hildir.• dedim ve tekrar: 」m。ャcュオコ@ 、・セゥャ@ midir ki,
alimler ィ。ォョ、@ cAlimierin eti zehirlidir. Kim onlann
nin ァ￶イョ・@ göre, bu küçük ァョ。ィャイ、Nᄏ@ diye ce-
etini koklarsa hasta otur ve }:im de yerse ölür.• diye
vap verdi. Ben de: WNゥォイッャオョュエ@ Buna göre onlara dil uzatanlara dün-
..

1
118 エ@

ya ve ahirette mutlaka bir 「セャ@ gelecektir.• deyince . Rum Hoウュ。ョャ@ Ülkesi) da ordu ー。、ゥィュNョイ@ Bun-
daha cevap veremedi. Sözü kesip cBütün bunlar uy. dan 、ッャ。ケ@ Beylerbeyi ve uュ・イ。ウL@ diter kullanndan
[Aオイュ。、N@ deyince, ben de cÇevirelim birer sayfa• di- 。ケョ、イN@ Bunlann, ー。、ゥィュコョ@ emri ・イゥヲャョ、@ bir
)erek sohbetimize geçtik. nebzecik 。ケョゥュャイ@ ihtimali yoktur.• dedim. Orada
。ィGョ@ 「。コ@ Emirleri: ᆱ「イ。ィゥュ@ Mirza m・ィ、G@ 。ャ、ᆳ
Bir gün 。ィ@
bu acize: 」オ@ kadar yer gezip 、ッャ。ᆳ
@ kitaplan 。ィG@ getirsin, tam yeridir. 。ィ@ onu mu·
エョ N@ g￶イ、セョ@ memlekelterde hangi ・ィゥイ@ ィッオョ。@ git.
hakkak getirtir• dediklerinde ben : • Fitne オケォ、。イ@
ti?• diye sorunca, 。￧ォZ@
aャ。ィョ@ ャセ・エゥ@ onu uykusundan オケ。ョ、イ@ olur• sö-
zünü ィ。エイャケォL@ cGeçenden geçelim, giden ァゥエュイ@
Gezip seyreytedim her ・ィイゥョ@ gerçi bu
。イエォN@ diye cevap verdim. Sonunda izin talep etmek için
、ョケ。@
。ィG@ bir gazel söyledim:
Nhirini .görmedim hergiz Stanbul u g。ャエGョ@
aォ@ isen ィoョM@ gam yemekten ey dil tezzet al
dedim. セィ@ da bu sözümü tasdik etti ve devamla: cOs- Arif isen, 」。ュᄋ@ mey ョオ@ eyleyip bir halet al
イョ。ャ@ Beylerbeyi ve emirlerinin dirlikleri kaç tümen Bi 「・ォ。、イ@ mal, dünyaya gönül meyl clyemc
ッャオイ@ diye sordu. Ben de cevap olarak: 」dゥケ。イᄋ@ Rum'da kウ。M@ Karun'u var ァオ@ eyle andan ibrel al
p。、ゥィュコョ@ Beylerbeyilerinin ve oュ・イ。ウョ@ dirlik- Almaya can nakdini minnel mi eylemezsin
leri kendilerine mahsustur. Askerlerinin her birinin pa• bana
、ゥ。ャエョ@ 「。ォ@ dirlikleri カ。イ」AN@ dゥ・イ@ ー。、ゥィャョ@
kャ@ tekellüm bir nefes , benden 。ョ@ bi minnet al
オイッ・。ウョ@ 、ゥイャ@ kendilerine hükmettikleri askere gö-
redir. eセ・イ@ p。、ゥィュコョ@ Beylerbey1eri ve オイッ・。ウョ@ Rahm edip ben natüvane girdi gamzen zahmine
bu ・ォゥャ、@ ・ュゥイャョ、@ olan askerlerin dirlikleri エッーャ。ョ@ Ey tabibirn bari gel ョ。ォ、M@ ィZケ。エ@ iicret al
kendi dirlikleri ile toplansa 、・ゥャ@ toman, birçok beylik, Gezme Mecnun gibi ャG。イ、@ ahes ey kühkün
belki de birçok yüz geliri olurdu. m・ウャセ@ Rumeli, Anado- aォ@ vadisinde 。ォゥイ、@ ol bana, bir sanat al
lu, mウイL@ Budin, Diyarbekir, b。セ、エL@ Yemen ve Cezayir'in Yari görc;em ölmeden, kar etti hasret 」。ョュ@
「。エ@ ォウュ@ Beylerbeyleri'nin her birinin emrindeki asker- Cehdedip ey hasta-dil, dest-i ecelden mühlet al
lerin dirlikleri, 、ゥセ・イ@ ー。、ゥィャョ@ bütün askerlerinin
ーィ・@ yok Hubb'ul vatan, ゥュ。ョ、イ@ (Katibi)
dirliklerinden ヲ。コャ、イN@
Halini arz eyleyip 。ィセ@ Ke· emden ruhsat
dゥAセイ@ Beylerbeyi ve オュ・イ。ョ@ dirlikleri de ayni al (66)
・ォゥャ、イN@ sオャエ。ョォ@ Emirle'rine ゥャケォ@ olan da budur.
Diter villyetlerin ー。、ゥィャョL@ ィ。ョャイ@ ve sultanlan ile Bu gazeli 。ィ@ çok 「・セョ、ゥ@ ve ondan ィッャ。ョイォ@ git·
kendi エ・「。セ@ olmalan 「。ォュョ、@ iyi geçinir. vゥャセケ・エMェ@ rnek için izin verdi.

L
120 121

s。、・エャ@ ー。、ゥィ@
hazretlerinin yüko;ek 。ィウゥケ・エャイᆳ Humav berhemc miirgan ezan ・イヲ@ dared
ne mektup ケ。コ、ャイ@ ve 。イコッャオョュウ@ canu gönülden di- Ki ustuhvan hard u canavar ョ・ケ。コイ、@
•eycrek sonsuz muhabbetler gösterdiler.
«Huma ォオ@ kemik ケ・、ゥ@ ve 」。ョャ@ mahluku incit-
yA「。@
Hasan Bey'in ォ。イ、・ゥ@ Nazar Bey'i bir mik- ュ・、ゥ@ için bütün ォオャ。イ、ョ@ ・イャヲゥ、N@
tar adam ile bize ォ。エャイ@ ve t.!krar hil'at verdiler.
Bundan 。ョャ」N、@ gör, bu ォオL@ kemikten 「。ォ@
Kazvin'de medfun ュ。@ ・ィコ。、@ Hüseyin'i ziyaret
bir ・ケ@ yemez, ケ。ャョコ@ kemik yer ve onunla ケ。イ@ derler.
ettik. Mübarek Rebi'ul Ahir'in 「。セョ、@ b。、エ@ ・ィイゥョ@
セ@ ogru yola ￧ォエN@ Sultaniye ケ。ォョ、ゥ@ Ebhur isimit b。コャョ@ da ￶ケャ・@
hikaye ederler. Bu ォオ@ 。」ォエァ@ za-
セ・イゥィョ@ önünden geçerken orada medfun Pir Hasan b. man ォ・ュゥ@ 。ャー@ ィ。カャョイL@ yükselditen sonra ォ・ュゥ@ ye-
.11 hi'nin ha rab ッャュオ@ türbesini ziyaret ettik. kオイォ。ッG@ re 「イ。ォN@ Kemik yere カ。イョ」@ parça parça olur. O par-
セᄋNエォ@ Orada da ・ケィ@ Muhammed Dem-tiz b. Hoca Ah- ￧。ャイョ@ hepsini ayni ölçüde yapar ve ッ、。ョ@ sonra ケ・イュゥN@
met Yesevi'yi ziyaret ettik. Oradan Dergüzün ・ィイゥョL@
イ。ョG、@ büyük ゥャ・イ、ョ@ォ herkes bir yerde 、ュ。ョ@
" radan da Hemedan'a カ。イ、ォN@ Ayn'ul Kudat Hk。、Mャイョ@
ォ。イウョ@ ￧ォ。ュコ@ (duramaz) oldu mu, Huma ォオ@ gibi
NZ￶コI@ Hemedani Hazretleri ve Peygamberimiz (S.A.S.) in
ケゥ・」ョ@ evvelce ölçüp biçer ondan sonra yerdi. Böyle
ッ。ケイォエ@ Mekke'li muhacirlerden Pir Ebu-I aャ。Gケ@ zi-
ケ。ー@ yiyerek ィ。ウョ@ ォ。イウNョ@ ￧ォュ。ウ@ gerekirdi» sözü
yaret ettik. Oradan Sadabad ォ。ウ「ョ@ カョイー@ serhad
bir hikaye halinde カ。イュN@
beylerinden olan Bey ッャオ@ Hasan bey'e ケ・エゥォN@
O gün Nazar Be:v'e geriye dönmesi için izin verdik
O da ￧・ゥエャ@ ihtimam gösterip hürmet etti ve ziyafet
ve o geriye döndü.
verdiler. Oradan da Elvend ve Nihavend 、。セ@ エ。イヲョᆳ
dan, y.·mi Luristan etelinden Bistan 、。ョ@ geldik. Ertesi gün sat-ahieyin k。ャGケ@ Zencir'den yola ￧ォョᆳ
C.l dokuz ölüm dedikleri büyük nehirden geçip ・ィイゥᆳ
ュセ@ k。ウュG@
ziyaret ederek oradan Veysel Kara-
tan'a J!eldik. Bu ・ィョ@ sonunda b。、@ ・ィイゥョ@ オャ。エォ N@
ni (R.A) ケ@ ziyaret ettik. Kasr-i ゥイョ@ yolu ile Kürdistan
￧ゥョ、・@ ォ。ャGケ@ Zencir'e geldik. O gün gökyüzünde an- hコイ@ p。@
hazretleriyle mülakat edip ￧・ゥエャ@ iltifat-
ウコョ@ bir Huma (cennet) ォオ@ eöründü. ゥZイョ。@ mazhar olduk.
Halk bunu cHayra alamettir.» diye sevinç ve mutlu- Oradan da dゥケ。イM@ Rum'a 、ッイオ@ yola ￧ォエN@
lukla seyrettiler. b。コャイ@ onun オイャョ@ 「。コャᆳ SON DURUMU beyNセn@ EDER.
イ@ da 、ゥセ・イ@ hallerini 。ョャエー@ durdular. HbセkyeMエ@ ahvlM@ BEYAN EDER)
Nitekim, ・ケィ@ Sadi Haャ。ィョ@ rahmeti onun üstüne Mübarek Cemazivel evvel'in ilk günlerinde Dicle ya-
olsun) de ￶ケャ・@ buyuruyor: ni s。エ@ b。、M@ gernileric geçtik. Önceden ziyan•t etti-

J
123
122
h。イ・、ゥャセュコ@ zaman, c・ョ。「@
Hakk ilk evvela Vi-
ゥュコ@ ziyaret yerlerini tekrar ziyaret edip yola ltoyul- layet-i Rum'u a'bad ー。、ゥィュコョ@ ömrü devletini ziyad u
du.k. k。ウイ@ Sum.ke ve Harbi yolu ile Tikrit'e ・ャ、ゥNォ@ Ora- berziyad, muzaffer ordusuna daima ゥウエ・ョ@ nail, 、ᆳ
dan Musul'a カ。ウャ@ olduk. eッォゥ@ Musul ve Cizre yolu ゥセ@ ュ。ョ@ her zaman yerlerde inietir ゥョ。ャィ N@ Amin!
Nusaybin' e geldik. dゥケ。イ「ォG、ョ@ Mardin yolu ile Amcl'c
geldik. Orada p。@ ウォ・ョ、イ@ Hazretl'!ri ile mülakat edip Bi hürmeti Seyyid'il Murselin, deyince onlar da tas-
￧・ゥエャ@ lütuflanna mazhar olduk. Birçok defa sohbette dik ettiler ve kッュオ@ hükumetleri ben de bilirim. Ha-
bulunduk. b。、コョ@ geçenleri ゥエォャ・イョ、@ hayrette kikaten 。ョゥエコ、@ bin ヲ。コャ、イ N LN@ dedi. Sohbet esna-
ォ。ャーZ@ «Sizin 「。ョコ、@ geçenler, daイ。ョ@ 「。ョ、@ geç- ウョ、。@ benim ￶ャ、ュ@ haberinin memlekette ゥエャ、L@
ュ・ゥエイN@ Sizin ァ￶イ、ャヲオコ@ garip ve tuhaf ・ケャイゥ@ Belki- mウイ@ ォ。ーエョャュ@ Rodos Sancak Beyi kオイ、ッャ G ョ。@ ve-
ya ve cゥィ。ョM@ イケ。ウョ、@ ァ￶イュ・ゥエN@ deyip, pditi- イゥャ、ョ@ zikrettiler.
miz yerlerin ー。、ゥィ@ ve askerlerini sordu. Ben de: Kur'-
。ョM@ Kerim'de. O zaman ben de: « p。、ゥィュコ@ NZャ@
olsun. Memuri-
yet ゥ ゥ@ ォッャ。ケ、イ N@ dedim ama, Mァョ@ gönlümü teselli için:
•@ - E lif; Lim; Mim .
2 - Rumlar (l>otu rッュ。ャイI@ ュ。ゥq「@ oldu; r。「・エ@ .edermi adem olanlar bir haneye
3 - Arap ülkesine ・ョケ。ォ@ yerde.. Halbuki onlar Sayd olma dame, ey gönül aldanma daneye
bu yenilgilerinden sonra muhakkak galib gelecekler. Sehm-i kaza bilirsin ・イゥオ@ ョゥ。・ケ@
4 - Birkaç ケャ@ içinde. .. Önünde ve sonunda emir Çekmek gürnan イエゥィョ・@ alemde yaneye
aャ。ィGョ、イN@ O gün Hrッュ。ィャイ G ョ@ üstün geldili gün) mü'- Gördün zamane オケュ。、L@ sen uy zernaneye
minler ferahlanacak.
S - aャ。ィGョ@ Hb・、イGI@ コ。ヲセイ@ vermesiylc. O diledili- •
••
ne zafer verir. O Azizdir. Rahimdir.• (*) 「オケイャュエN@
Bunun gibi yer yüzünde ne oウュ。ョャ@ ülkesine denk bir Ney gibi iniesen no'la her dem idüp figan
ülke, a • de p。、ゥセィM@ Aiempenah'a benzer bir ー。、ゥィ@ Kanun edindi ォ。、ョ@ cenk etmeyi cihan
カ。イ、N@
Çünküm senin turana raks eylemez zaman
Güç eyleme usule, gözet dairen hernan
p。、ゥィM@ Rum'a nisbet 。ィ@ olanlar hak budur Gördün zemane オケュ。、 L@ sen uy zernaneye
Bir ォゥ@ benli hacibde ー。、ゥィ@ olmak durur
Ne de oウュ。ョャ@ askerine benzer bir asker カ。イ、N@ •
••
Ma'rib u m。ョォエ@ Rum'un ャ・」イゥ@ セィオイ、N@
b。@ etme dehre, hürmet için olma mübtezel
Kande azmeylese anlar daima mansurdur.
Her ォゥケ・@ nasib セ・ャゥイN@ budurur mesel
(' j Rum Suresi. Aret= 1·5
124 125

El vermese zemane, ウ。ォョ@ eyleme cedel Ergani'de Zülkif Peygamberi ziyaret ettik. Oradan
Pendim kabul eyle, benim sözüm asla gel Harput yolu ile Malatya'ya geldik. mオエ。ャゥォM@ Seyyid
Gördün z;.mane オケュ。、 L@ セョ@ uy zernaneye Gazi sオャエ。ョ G @ ziyaret ettik.


Oradan, Vilayet-i Rum, yani Sivas'a geldik. Orada
•• da Ali p。@ Hazretleri ile mülakat ettik. Onlar da son-
suz lütuflar gösterdiler. Orada Abdülvahhab Gaziyi ziya.
Dünya senin ola, tutahm, neylesin görek
ret edip Ali Baba ile mülakat ederek 、オ。ウョ@ 。ャ、ォエョ@
Akil odur ki, yok yere harc etmeye emek
Nッョイ。@ ウエ。ョ「オャG@ 、ッイオ@ yola ￧ォエN@
Sanma ュ・イ。ョ@ üzre döner daima (elek
Kan ッカ。ウョ、@ Karahisar 。ィG@ ve Bozok içinden
gオ@ et nasihatim, hele benden sana demek
h。」「・ォエG@ geldik. Sultan h。」@ b・ォエ。@ Hazretleri ve
Gördün オケュ。、@ zema"le sen uy zernaneye
Bahm sオャエ。ョ@ ziyaret ettik. Oradan kイ・ィゥG@ c geçip ora-
da da Ahi Evran ve aォ@ p。@ hazretlerini ziyaret edip -
••
• aケ。@ yolu ile v。イウォ@ içinden geçtik. kイャュ。セ@ ᅦ・ョゥᆳ
セゥイ@ köprüsünden geçerek Ankara'ya カ。イ、ォ@ h。」@ b。ケ セ@
y。コュ@ nekim mukadder ise levh'e çün kalem
ram Sultan Hazretleri, ・カャ。エAG@ ve hコイ@ Aleyhisselam'-
Elbette 「。@ gelse gerek ケ。コャョ@ rakam
ョ@ ュ。ォョ@ ziyaret ettik. cセョ。「ゥ@ p。@ hazretleriyle
。、@ olma hürmet eyle fena gelse çekme gam
mülakat ettik. Onlar da büyük iltifat gösterdiler. Bu-
Ey (Katibi) cihanda nedir ￧・ォエゥセョ@ elem
radan Beypazar yolu ile Bolu'ya oradan da Mudurnu'-
Gördün オケュ。、@ zemane sen uy zernaneye
::a オイ。ケー L@ Göynük'e geldik. 5eyh aォ・ュウ、ゥョ@ Haz-
retlerini ziyaret edip t。イォャ@ Yenicesinden Geyve'ye
deyip Hazreti h。ォョ@ sonsuz lütfuna tevekkül ettim. Fa- カ。イ、ォN@ s。ォイケG@ köprüden geçtik. a。￧、・ョゥコ@ geçip
kat, Hürmüz ゥュ。ョ@ャ ve Gücerat ülkesinin oウュ。ョャ@ tll- Sapanca yolu ile lzmit'e gidip Ncbi Hoca hazretlerini
kesi'ne ォ。エャュ@ 。イコオャ@ ィ。エイュ、ョ@ ￧ォュ。、N@ Kendi ken-
ziyaret ederek Gebze yolu ile tlsküdar 「ッセ。コョ、@ Da-
dime: イオウ。ャエョG@ en büyük ve en güzel ・ィイゥ@ ウエ。ョ「オャG@
ウィ。エ@ ve selametle カ。イ、ォ N@
Senin gitmez 「。ョ、@ bu havalar
DimatJn cümle toprak 、。ャュケョ」@ Bizi tehlikelerden çekip ￧ォ。イョ@ ve ャォ・@ in, en
Bu ウ・イァ、。ョャセ@ ー。ケョ@ yoktur ィ。ケイャウョ@ ウ。@ salim オャ。エイョ@ Allah'a ho.md ol!\un.
Vücudun serteser hak ッャュ。ケョ」@ Böylece, üzüntü, ウォョエL@ 「。ュコ@ gelen olay ve zah-
!I'etlerle dolu dört ケャ@ tamam oldu. 964 senesi Receb'-
diye nasihat ettim. Asitane-i Saadete yüz sürmek ümi- inin ilk günlerinde akraba, dost, kabile ve セ。イ、・ウャゥM
diyle Vilfty<.·t-i Rum'a 、ッイオ@ yola ￧ォエN@ mize ォ。カオエN@ ·
128 127

Bu ihsan ve nimetiere bizi ォ。カオエイョ@ Allah-u Tea. ュ。ャョ@ 。イエャ、N@ Birisi mウイ@ ￧。カオ@ oldu. dゥセ・イャ@
la'ya hamd olsun. Hamd olsun, hamd olsun! diledikleri yere gitmekte serbest 「イ。ォャ、N@ Dört se-
s。、・エャ@ p。、ゥィ@ efendimiz, devletle Edirne'de bu- i elik ulufeteri verildi.
オョュ。ャ@ 、ッャ。ケウゥ・@ ァ・ャゥュコョ@ ikinci gürü yola ￧ォᆳ Mübarek Recep Gャケョ@ ウッョャ。イ、@ s。、・エャ@ Padi-
@ ォN@ Edirne ・ィイゥョ、@ ー。ケM@ エ。ィ@ saadetlerine yüz sür- 。ィ@ Hazretleri kuvvet u ikbal, Saadt-t u ichil ile lstan.
mek, aャ。ィョ@ ケ。イ、ュャ@ yine müyesser oldu. bul'a 、ッイオ@ yola ￧ォエN@
Çatalca ォッョ。@ ァ・ャゥョ、セ@ elin hu aci7 ォオャ。イョ@
Ol sanem in derd ü 。ォ@ sana ey dil yar ュ@ Diyarbekir Hdゥケ。イ「ォI@ エュ。イ@ 、・ヲエイ。ャョ@ ゥィセ。ョ@ et.
Ben senin hal!ne イ・ォ@ ettim ne zevk ョ@ var ゥュ@ tiler.
Hak i ー。ケョL@ 「。ョ@ tae ettin ol 。ィョ@ yine Allah t・。ャョ@ ケ。イ、ュ@ ve ァ￶・エュウゥケャ@ p。、ゥィ@
h。ョ、オ@ Iiilah kim senin 「。ョ、@ devlet bar ゥュ@ Hazretlerinin ウ。セャォョ、@ ィ・ーゥュN@ Zイコオュ。@ ォ。カウᆳ
Ol tabib-i can benim AG。ャゥュ@ sorsa itiniz tuk.
Kcnc-i gamda mihnet derdin bilen birnar ゥュ@
Allah Teala h。コイ・セャゥ@ ウ。、・エャ@ ー。、ゥィュコョ@ ￶ョᆳ
aォャュ@ ケ。セュ@ edip dil mülkümü aret ォャ。ョ@
. ünü, ôev;etini ・イヲ@ ve 。ヲ・イゥョ@ kat kat eylesin. duᆳ
Dostlar 。ャ、ュ@ haberi bir gamzesi tatar ゥュ@
ュ。ョ@ daima 。ケォャョ@ Zャエョ、。@ ve ウ。ケャイョ@ az cly('-
Zülf-i yari vas•fedip ォャ、ョ@ muattar alem!
: ョN@ Amin!
Görsc ゥエ ᄋ 、ゥ@ ョ・カ。ケ@ Katibi a-tar ゥュN@ (67)

Ey カ。イ、ュ@ セエャ・ョイゥ@ en ィ。カAイャ\[@ olan aャ。ィュ@


•••
. -Bi hürmeti seyyid'el t!nelin vel ahirio
Ya ャ。ィゥ@ cümlemizi .:!yledin dünyada 5ad
Nihayet ウ。、・エャ@ p。、ゥィM@ alem-penah hazretlerinin
Ahirette dahi eyle イ。ィュ」エゥョャセ@ ber murad.
inayet \C ゥィウ。ョャイ@ mazhar olduk. vコ・イ。Mケ@ 'Izam
dahi ￧・ゥエャ@ lütuflar gösterdiler. Bilhassa rウエセュ@ p。@
Bu hikayeden, örnek 。A」Zャ\イ@ \'P i-:- ィ。ォョAャ@
fAllah ゥョ@ ォッャ。ケエイウョI@ haz!·etleri sonsuz ャエオヲォ。イNZ@ mükemmel bilgi ve tecnibesi olanlara ￧ォ。ョ@ セエ@ オ、イZ@
;!ÖSterdi. ᅦ・ゥエャ@ ihsan ve ケ。イ、ュャ@ bulundu.
Hiç ォゥュセ・@ olur olmaz heva ve hevesiere 。ーャュMォ
Hョウ。@ ゥィウ。ョG@ kölesidir.) kabilinden ゥィウ。ョャ@ A^ョN@
mahcub olarak can'u gönülden kabul ettim.
Bu acize günlük 80 akçe ile ᆱd・イァ。ィM@ Mualla mü- Hk。ョL@
tiikenmek ゥャョ・カ@「 bir ィjゥョ・、イ N I@
エ」ヲイゥォ。ャᄏ@ sadaka olundu. sözü, daima kulaklar ョ、セ@ olup ona röre 、。カイSョセ@ ..
Beraber olan ォ・エィオ、。ャイョN@ ュ。ャNイ@ 8'er akçe 。イエᆳ aャ。ィGョ@ takdiri ve 、・セゥュャ@ ilahi ォ。ュ@ ゥ」。「@ !.!'ll-
イィー@ yine mウイG、。@ ュエ・ヲイゥォ。ャ@ verildi. Bir bölükba- h-'te 、ー@ vatan ・カゥBZ、ョ@ uzak, tiirlii zaluklar içinde
AGエZョ@ 8 akçe, ve 、ゥ・イ@ yol 。イォ、ャョ@ VG。イ@ ZNォ ￧ 」@ ah edip ゥセャ・ケイエGMォ@ bela ァ[イ、。 Q
Zョ、。@ セカウゥW@ - ィ。イォ」[コL@ ZM
128

ゥ\Nョエャ。イ@ içindi!. bu gurbet ケ・イゥZ、@ 。ャケー@ inierken (va-


tan sevgisi ゥュ。ョ、イI@ hadis'i ・イゥヲGョ@ göre カ。エョ@
arzedip memleketine yönelen ォュウ・@ ウャ。ュ@ p。、ゥィᆳ
ョ@ ・ォュセゥョ@ ィ。ォョ@ bilip ・ゥォャイョ@ yüz sürmeye ni-
vet etse. muhakkak o 。ィウョ@ j)Ck çok 、ゥ」[@ Hak Teala
ᄋ エ。イヲョ、@ kabul edilip diinya ve ahiret sanetini temin jNtabi@ HAZIRLARKF.N f|yゥ^ N |landicm@ ESERLER
eder. ョウ。ャイ@ 。イウョ、@ makbul, medh<!di!meye Aセケォ@
\'e 、ゥャ・セ@ ゥャ・イ@ muhakkak olur. Sözlerimi aャ。ィGョ@ son-
. uz lütuf ve ケ。イ、ュャ@ 。「ョ@ 。ケZョ@ 「。ャョ、@ H. @ - a、カ。イ@
Adnan· oウュ。ョャ@ Tü•·klerinde llim s.
セVT@ senesinde g。ャセエ@ 'da bitirdim.
68-73. Ist. 194b
965 Senesi Sefer 。ケ@ ッイエ。ャョ、@ da ォゥエ。「ョ@ ケ。ャュᆳ
: @ tamam oldu. 2- Ahmet Rcf'et: Tarih ve [ッュ ヲケZャ@ Lügati c. 4, s. 96
3 - Buhari Seyyid Süleyman: ᅦ。セエケ@ Lügati .
.4 - bオイウ。ャ@
M Tahir· o ウ ュ。ョャ@ Miiel!ifleri. c. 3,
s. 270-272
S- Daver Abidin. ョゥイセ@ d・エゥW MZ ゥャセ@ s. 31-46
6 - d・カャゥッオ@ Ferit: Osma'lhca-Türkçe Ansiklope-
dik lァ。@ . セ@
Ank QYV@
7 - h。」@ Hüsey.n: ャ。カ・ゥ@ Münteh!\b!t-i Lügat-i Oi-
mani ウエ@ 1297
8 - Hammcr: Hammer Tarihi. C. S, 29. kitap
s. 204-208, C. b , 33. kitap s. 116-121
9 - ..................... : ls lam Ansiklopedisi. (C. 10, S. A.
Reis maddesi)
10 - M. Süreyya: Sicill-i Osmani. C. 3, s. 498
JJ - Mehmed ォイZ@ Esfar-i Bahriye-i Osman)·c.
s. 443-454

P: 9
130

12 セ@ mョ・」ゥュ「。@ Ahmet: Sahaif'ul Ahbar. C. セ N@


s. 506
13 - Mehmet Salihi: k。ュoウM@ Osmani. ウエ N@ 1313.

14 - Mehmed Murad: Tarih-i Ebu'l Faruk. C. J,

IS -
s. 219- 225
Orhunlu, Cengiz: Seydi Ali Reis. Tarih Ensti-
.. AÇIKLAMALAR

tüsü Dergisi, C. 1, s. 29-56, ウエ N@ 1970 (1)


16 - p。ォャョ@
M. Zeki: oウュ。ョャ@ Tarih Deyimleri ve Allah 。ャ・ョ@ ケ。イエー@
onu ュ。ィャヲォエ@ ・イヲャョ、ゥN@
Sözlügü, ウエ N@ 1946 ケ。イィォャZョ@ en イ・Mヲャゥウ@セ olarak da ゥョウ。@ ケ。イエ N@
17 - Peçevi: Tarih-i Peçevi. C. 1, s. 363-384 Ey göniil; h。ォG@ arama hususunda seyahatlere çtk.
llim 、・イケ。ウョ@ bir denizci oJ.
18 - ..... ... .. ........... : Solak-Zade Tarihi s. 534-539
19 - ・ ュウ・、ゥョ@ Sami: Kamus'ül A'lam. ウエN@ 1306-1316
-------
(2)
20 - ・ュ ウ ・、ゥオ@ Sami: Kamüs-i Türki. lst. 1317
Netsirniz bizi günaha 「。エイ、N@
21 - Ttetze A. : 16. aウイ@ Türk ゥイョ、・@ Gemici dili. (Ya Resulallah) bise ・ヲ。エ@ et. (Ümitvanz ki) .\I-
Türkiyat Mec. C. 9, ウエ N@ 1951 lah da rahmetiyle muamele eder.
22 - uコオョ￧。イィ@ 1. h。ォ Z@ oウュ。ョャ@ Tarihi. C. 2, kケ。ュ・エ@
günü bize lütfunla muamele buyur k i o
s. 379-3lSY, T.T.K. Ank. 1949 gün yüzümüz ak olsun; siyah ッャュ。ウョN@

23 - uコオョ￧。イィ@ N@ h。ォ Z@ oウュ。ョャ@ Devletinin Mer-


kez ve Bahriye t・ォゥャ。エ N@ Ank. 1948
(3)
24 - yオイ、。ケョ@ Hüseyin G. : ウャ。ュ@
Tarihi Dersleri
Ey ャ。ィa Gュ [@ Sen'den duam オ、イ@ ki. p。、ゥUSィオョᆳ
s. 290 a N ᅵ N Nf N@ ケ。ョャ@ Ank. 1971
zm ケャ@ ve 。ケ@ saadet içinde geçsin. Hsォョエ@ ve iizüntii
görmesin.)

Onun elçisi Çin 'in ィ。ォョ@ demektir. Ona itaat セ、・ョ@


de Hint ve Sind'in ー。、ィイN@
133
132
(9)
(4)
Gönül ウセョ、。A@ aャ。ィGョ@ önünde (huzurunda) cngi-
Herkes dünyada bir nam 「イ。ォュ@ ister セA@ Iten - ne 「イ。ォエュN@
ャウュゥ@ o ウゥュャ・@ yld etsinler.
Benim de ュ。」・イコ@ anlatmaktan ュ。ォウ、@ 「イ@
ィ。ケイ@ du" ャ・@ 。ョュ@ ￧ゥョ、イN@ (10)

g￶ャ@ エ・ォョウ@ öyle bir denize 、オエ@ ki hiç sahil yol( .


(5) Durmadan esen rüzgara da ォ。イ@ koyacak bir yel-
Yine ウォョエ@ denizi 」ッエオ[@ keder dalgalan 「。ュオᆳ ken yok.
dan 。￧ー@ ￧Fャ、。N@ Zaman bütün 、ュ。ョャエ@ ortaya
セッケオー@ bedenimizi yok etmeye azmetti. (ll)

,. Gece ォ。イャZ@ dalga ve girdap korkusu gibi en-


(6) geller içinde iken; sahildt! rahat içinde olanlar bizim
halimizden ne anlar.
Sen gönlünü gerek ferah tut gerekse ウォョエャZ@
Kaderde ne ケ。コャュウ@ ister istemez o olur
(12)

(7) fイエョ。@ 」LNッャ、オョ。@ 、ッャ。ケ@


keder denizine dal-
ma; elbette ヲイエョ。@ kesilir. Ey felek; karalar görü'1ün-
Galibcl göz(ler) bu kadar büyük bir hadiseye セィゥ、@ c.e ウ。ォョ@ ol; bu ォ。、イケャ@ yetin.
ッャュ。エイ N@ Bilemiyorum ki bu büyük カ。ォGケ@ sana na-
ウャ@ 。ョャエケュ N@

(13)

(8) Vücudun ケ。ーイョ@ 。ォ@ denizine 「イ。ォ[@ rüzgar ke-


silir.
Bu エ。ョ[@ ヲ。ケ、ウコ[@ 「ッ@ ・ケャイゥ@ durmadan kim rコァ。イ@
estirip döndüren aャ。ィG、イN@ Birgün olur
gönderiyor rüzgar kesilir ey gönül.
Hepsi de denize dökülüyor.
------- •

l
134 136
(14) (19)
cAfitabi• bir gün 「。ィエュコ@ bize güler; buradan Ey Felek; ウ。ィャ・@ ￧ォュ。@ felek 。ォャ@ ュ、イN@
kurtuluruz. Yine de deniz seferini tercih edin.
Çünkü Allah kulunu daima
rakmaz.
ュ・。ォエ@ içinde 「ᆳ --------
(20)

Hint insanlariyle birlikte pゥ・ョ@ seferine ォエャュ。ケ@


(lS) azmeden güçlüklerle dolu bir sefere ォ。エャ、セ@ 「ゥャ\^セN@
aャ。ュォエョ@ gözlerim ォコ。ョー@ akik エ。ョ@ döndü.
Felakete オイ。ュ@ bir gemi içindeyiz.
Der ki Yemen seteri ケ。ーョ@ göreyim.
Ey müsait rüzgAr es ki sahildeki sev.giliye カ。イャュN@
g￶コケ。@ rncilerimle ・エゥュ@ dopdoludur. Güya Aden
seferi ケ。ーエュN@
yイ・ゥュ@ kan dolu misk kesesine döndü. Hoten se-
(16)
fen ケ。ー@ ta ben ne ケ。ーュN@
Bizden evvel bu alemi gezip gören 。ォャ@ ォゥャ・イ@ su Ey aャ。ィGュ@ Katibi kuluna カ。エョ@ gitmeyi yine
bardakta gemi ォ。エ@ sakin durur. k。イケ@ 「イ。ォー@ de- nasib et.
niz ィ。カウョ、@ ケャ。イウ@ 「ョゥ@ Sina bile olsa onun 。ォャョ@
yuf.
(21)

g￶イャ、@ gibi gelenler hakilcaten r。ェーオエャイ、N@


(17) Deveciler; onlann isteklerine red 」・カ。「@ verdiler.
b。ュコ@ gelen bu belalara sabredelim.
b。ォャュ@ sonunu Allah nereye カ。イ、N@ •
(22)

- ------- Sind 。ィG@ olan 。ィ@ Hasan bir veli idi. •


(ll) Eceli geldi ve ruhu ölümsüzlük ・イ「エゥョ@ içti.
... Onun da カ。イャ@ gaibden gelen bir ses oldu. Yani san·
Her nekadar denizde birçok faydalar varsa da;
ki öyle bir kimse dünyada mevcut deliidi zaten.
selamet istiyorsan o ォケ、。イN@ Cennet-i Firdevs ュ・ォaョ@ ola: 962
---·---.,....-
13'1
136
defetmek ·için senin 。ォョ@ iyi bir hüzün gidericidir
(23) bana.
aケイャァョ@ bu kadar uzun ウイ・」ゥョ@ bilmezdim. Hat- Hediye ・エゥョコ@ atlarla Katibi kulunuzu 、ョゥᆳ
ta bunu ィ。エョ、@ dahi geçirmezdim. セョコ@ ispat ettiniz. Beyim; bu nimetiniz ulu bir ih-
ウ。ョ、イ@ benim için.
Senin 。ォョ@ en sonunda beni divane etti.
Bana kalsa ben senden 。ケイャュコ、N@
Ey ァ￶ュョ@ nuru; benim derdimi sana 。セウ@
ben o gözümün ケ。ョ@ silmezdim. (25)

En so;1unda beni イ・、」ゥョ@ bilseydim; ser.in Nice arslam yere カオイュ。セ@ kudreti olan kimse;
・ゥョ@ hiç gclmezdim. 、ュ。ョ@ 「ゥイ・ケ@ verirken tedbirli olur.
Katibi; 。ケイャォ@ 。エ・ゥョ@ neden ァ・ャ、ゥセョ@ bir bilsem
g￶イ@
keskin ve kuvveti bine ォ。イ@ bir olsa da
onun 。ォ@ オイョ。@ hiç 「ゥイ・カ、ョ@ ケャュ。コ、N@
yine de ァ￶イ@ kuvvetli ve sükut etmesi sonunda zafer
------ オュ、@ içindir.
(24) Biz tek olsak; 、ュ。ョ@ çift olsa da 「ゥイ・ケ@ 、・セゥᆳ
mez. Bize «Kem min fie•: (cemaatten kaç ォゥ@ gelir-se
Yar olmadan nerede olursam ッャ。ケュ@ ッイ。ウ@ bir
gelsin) ayeti kafidir.
hüzün evidir benim için.
Dünya; o '\ usuf gibi güzel sevgiliden ayn; zindan-
、イ@ bana .
(26)
Madem ki 、NゥMZ[ュ。ョ@ beni onun yolunda ォ。ケ「・エュゥᆳ
Senin rütbcn; tran ィォュ、。イャョ@ rütbt-sidir ey
tir; o senin olamaz.
「。ィエ@ mubarek ォゥN@
Böyle bir söz benim 。ォュ@ hiçe saymak ッャ、オョᆳ
dan bana ゥヲエイ。、N@ Yedi ゥォャュ@ hüküm ウイ、セ@ Hindistan; 。NF・セᄋ ᄋ Mᄋ@
dオ、。ァョ@ ・イ「」エョ、@ bana versen de 」。ョュ@ al- içindedir. Çünkü aヲァ。ョゥウエG@ ケ。ォー@ ケォエ[@ Oelhi'nl
san; ne olurdu. 。ャ、N@ Hiç olmazsa verilen emri yerine getirecek olan
yani yine kendi tebaan 「。@ ォ。ャ、イ N@
Ey ァ￶ョャエゥュN@ tabibi; H、オ。ョ@ ・イ「エゥョ@ bana
vermek) sana güç geliyorsa da senin için can vennek Bu fetihe bir tarih 、イャ・@ ki o da:
bana ォッャ。ケ、イN@ Talii devlet hュ。ケオョ・Z@ H. 962'dir.
eエイ。ヲョ@
çapulcularla dolu ッャ、オ@ ve senin 。ォ[ョ@
içimde kabaran bir エ。@ ッャ、オ@ halde gam ordusunu
138 139

(27) Kitibi;. ー。、ゥィ@ ゥイ@ güzel gelmektedir; yarin du-


G 、。ョ@ aniatmakla ben エ・ォイ@ etmekteyim.
。ケ・エ@ sevgilim benim halime 。」ュコウ[@ derdime
、・イョ。@ olacak ャ。￧@ nerede bulunur.
Ey gönül; benim nasibim ッャュ。ウケ、@ ezelden Allah (29)
benim ona ォ。カオュョ@ ケ。コュ、N@
Ey N・カァャ[@ 、オ。セョ@ ォイュウ@ için kendimden Talii yüksek Gazi Hümayun 。ィ@
geçtim ki benden 「。ォ@ kimse ona カオイ N エュセウ N@ セ@ Parlak ウ。ョ」ォャイュ@ göklere yütseltiyor.
· Reva ュ、イ@ ki sen hiçbir zaman 「・ョュ@ ￧ョ Z@ オ@ ga- v。イー@ Hindi:>tan'a Delhi'yi fethettiler ve dinin
Aー@ benden 。ケイ@ ッャュ。ョ@ kederiylç_. niye ォ。カイオャケッ@ merkezine indiler. Askerinin gönlünü alarak onlar sa-
yesinde birçok ham önünde diz çöktürdü. Allah'a
demiyesin. .. .. .. ....
Katibi bin türlü ゥカ・@ bilen yuzunu gorunce; o ョ。コャ@ ォイャ・@ olsun ki fetih; onun 、・カ。ュM@ devletinde mü-
セッョャ@ c#lendiren beni kendine kul etti. yesser oldu. Bu ヲセエゥィ・@ de bir tarih 、エゥイュZ@
•Mübarek olsun Otre ー。、ゥィZ@ H. 962

(28) (30)

Sevgilinin yüzüne hasretim; yoksa . ッセ。@ ォセカオュ。ᆳ z。ヲ・イョ@ eli; elinin rengini alt etti.
va ィゥセ@ ümidim yok benim. Ben 」・ョエ@ ウエ・ュALッ⦅セMオ N@ Bu misAl ュ・ィオイ、@ ki el elden üstilndür.
Yani sevgilinin kendisini istemiyorum. Sadece yuzunun
。エケュ@ ben. ------·- -
(31)
Ey hasta gönlümün tabibi; 、オ。ョ@ エ。ィセョ[@
derdine ゥヲ。@ yeri olarak bilen ィ。ウエQュョ@ ゥヲ。@ ・ゥセNᆳ Gurbette oldulunuz için bana カ。イュコウNョ@ Fakat
dir taJ.imi ウッイ。ョコ@ tuhaf bir hareket ケ。ーュ@ ッャュ。コウᆳ
s・カァャゥョ@ 。ォ[@ 。ォャュ[@ fikrimi ; ウ。「ョュ@ ve オイM ョコN@

イオ@ ケ。セュ@ etti. .


Hicran vadisinde ォ。ャ、ュ[@ ne yapsan ￧。イ・ウコ@ ウ・カセN 1
ᄋ@
(32)
lin im.
Ey dost セョゥ@ hn:Atp 「。ォャョ@ dost edinme.
Devlet ュ・」ャゥNイョ@ rakip olarak yüzünün .;irkin-
Uzun müddet 'beni gurbete 。ャォッケオー@ウ itibardan dü-
hゥョ@ ortaya atma. Ey saki; ben onun çirkinlitlnden
uイュ・ N@
オウ。ョュN@
141
140
Ey Katibi; 。ォョ、@ deli olup beni köle ederek 。ᄋ@
Benim yüzümden gelen bütün gafleti unut. bュ@ lama.
yarGケゥ@ unutup terketme. gュ@ göz ケ。@ taneleriyle ァ￶ウュ@ dopdoludur.

-----·--
(33) (35)

Kan 「オャ。ュ@ elin mercan gibi elini 。ャセ@ etti.


Sözlerine ォコケッイオュ@ fakat 「ケ」ャセョ@ 。ォ@ ケャᆳ
Zaten bu bir meseldir ki el elden üstündür. 、イ。ュコN@
O ォイュコ@ dudakh sevgili mecliste bir an bulunsa; Ey ウ・カァャゥ[@ ス。ーエォャイョ[@ küfürdür demek iftira ol-
saki kan 。ャイ[@ içki sürahisi k:nhr. maz.
aォ@ ウ。イィッャオョ@ takva sahipleri fena söz söyle-
sinler; 「イ。ォョN@ aォャ@ 「。ョ、@ olanlar ケ。ョ、@ bu sar- Ey gönlümün tabibi; 、オ。ョ@ ・イィエゥョ、@ hastn-
ィッャオォ@ mazur görülür. na vermeyip gizlersen benim derdime kimse derman
kゥョ@ 、@ ァ￶イョ・@ 、・ゥャ@ ruhuna bak. Ey zahid; olamaz.
sen manaya bak; ァ￶イョ・@ bakanlar adam 、・セゥャイN@ aォ@ ャ。ヲイN@ ::>rak edip 。ォャイ@ カオセュ。ォ@ 。ケー@ 、・セゥャ@ mi-
Katibi; ケ。イ、ャ@ günü vahdet 。イ「ョ@ içmeseydi dir.
senin カ。イャセョ、@ 、ッャ。ケ@ ョ。ウャ@ zevklenirdi. Onun 。ォ@ オイョ、。@ kimin 。ォャ@ 「。ョ、@ gitme1. ki.
Sevgiliye söyleyin elalem ile dedikodu edip dur.
ュ。ウョN@

m・ャゥ@ ・ケエ。ョ@ ile bir カ。イャォ@ olarak görmek 、ッvエ@


(34) 、・ゥャイN@

Katibi onunla ォ。カオュ@ 「。ケイュョ、@ ォ。@ カ。ケョ@
y。ョォャイ@ ゥ￧ォ@
tesiriyle ォコ。イ、セ@ zaman; bilir mi- ona versin.
sin o ァャケゥN@ ne güzel olur. Her kim onun 。ォ@ yolunda kurban olmazsa ォ「j・ᆳ
Ömür ァコ・ャゥョ@ sana オャ。ュォ@ için yollareta har· den yüzü ケ。ョー@ ォコ。イウョ[@ オエ。ョウN@
」。ケョ@ diliyle öteye beriye söyleyip yayan エ・ャ。、イ@
Ölü gönülleri dirittmekte 、オ。[@ can tazeleyen bir
veli gibidir. Zülüfleri büyüleyici; gözleri gönül 。ィ」[@ (36)
gamzesi 。ォャイ@ öldürücüdür.
Sc\'gilinin 、オ。ォャイ@ bir çiçek gibidir. Gönül niye O peri yUzlü güzel ne zaman naz etse; 。ォャイ@ セョᆳ
ona エオャュ。ウョN@ Her yeni açmaya 「。ャケョ@ ￧ゥ・セ@ gö- lemeye 「。ャイN@ O gonce dudakh sevgilinin bülbül gibi
nül ォ。ーャュカ@ mcvyaldir.
lG 143

。ォケョ@ dili beni ァャゥウエ。ョ@ ・エイセヲョ。@ bir çit halinde Ey günlümün doktoru; sen ・ォイ@ 、オ。ョ@ bir an
sarsa yeridir. kara 「。ョュ@ sarsan da ケ。イャ@ gönlüm ゥヲ。@ bulsa ne
Ey saki; 。ォ@ gam meclisinde iniltisini neyle be- olur.
raber ￧ォ。イョ[@ ney gibi inleyendir. Onu görünce, 「。ゥョュ@ delerek ォ。ョュ@ 、￶ォエゥョ@
Beni alemle köpekler kadar deAersiz görüp ·kendi 「ゥャ、セュ@ halde ondan 。ケョゥ、ャ@ için 。ケイャォ@ elemiyle yU-
、Aセ・イゥョ@ yükseltsin. Ey Katibi; 。ォ@ sevgili ゥィウ。ョ@ bol; イ・セュ@ neden kan ile doludur. Katibi sen 。ォ@ yolunda
」￶ュ・イエャゥセ@ az eylesin. 「。エ@ gidiyorsun. Ferhad ile Mecnun'u ォョ。ケ「ゥャイウ N@
Çünkü onlar 。ォ@ ケセャオョ、。@ ォ。￧エャイN@

(37)
--------
(39)
dオ、。セョ@ rengine benzedili için içki bana fayda
verdi. Yarin ォ。[@ ォゥイーケャ・@ bir keman エ・ォゥャ@ ediyor.
gュ@ kalbinin üzerinde penbe yanaktan bir ni-
Nergis ￧ゥ・@ senin gözüne benzer; o da büyUleyi-
。ョ@ meydana getiriyor.
dir. lçkinin verdili sersemiili giderebillr mi?
guコ・ャゥョ@ gururlanma ey ォ。ャョ@ keman.
Ey peri yüzlü;--6ua ile birisini ￧。ャイュォ@ mümkün
Rüstemlerin ォ・ュ。ョ@ ecel yapar. Güzellik ve kud-
ッャウ。ケ、[@ bir dua ile senin ケ。ョ、@ olanlan defederdim.
retinle セオイャ。ョォ@ bu kadar cefa etme; çünkü 「イ@
O ay yüzlü; yüzünü iyice ォ。ーエケッイN@ y・エゥ@ ey saba
gün sen de öleceksin ..
イコァ。@ perdeyi ォ。ャ、イ@ aradan.
Ey güzel; gönlüm; 。ケョャォ@ 。エ・ゥョ、@ 、・イュ。ョウコ@ ha-
Boyunu görünce secdeye ォ。ーョ、ゥャュ@ kimdir aca-
le gelse yine kendi 。ィュ@ merhamete gelerek onu ko-
ba. Derler ki çift (secde; rek'at) olmadan namaz caiz
rur.
· olmaz.
Katibi; gönül ケ。ョー@ ケ。ォャウョ@ ne olur deme. Sevgiliye gönlünü takdim etmeye gitmek için 。ォ[@
aケイャォ@ 。エ・ゥ@ bütün vücudumu 「。ャ、N@ ah kemendlerinden merdiven yapar.
Katibi; gönül ipine ￧ォ。イエャ@ ァ￶コケ。@ tanelerini•
sevgiliye takdim edilecek bir 。イュセョ@ yapar.
(38) •
Ey gül yüzlü; her seher vakti gönill, çiA tanesi gibi
(40) '
göz ケ。ャイョ@ dökerek, ァャ・ョ@ köyüne gidip haline 。セN@
Ey gonca 、オ。ォャL@ gül yüzünü ァャ・ョ、@ gören gül Ey gönül; 。ケ・エ@ sevgili saadeti seninle bulursa; o
ve goncalar オエ。ョ￧ャイ、@ ォコ。イ、ャN@ ゥカ・ャ[@ oynak sevgili sözünde dursun.
145
144 Olanlar bir anda oldu ve o ölüme yöneldi.
Bu 。」ォャ@ haberi duyunca 。セャケイォZ@
Ey peri yüzlü ; yolunun エッーイ。セ@ bir bir ￧ゥセョ・ウ N@
- d・ケゥョ コ@ tarihi (Fevt boldu hュ。ケヲョ@ p。、ゥエ Z@
Anber gibi kokulu ッャウ。ケ、@ da 「・ケ。コャセ@ ッャュ 。 ウ。ケ、@
962) •
Her nerede sevgilinin 。エ ・ ゥ@ 。ォャュ@ 「。ュ、ョ@ ala-
cak olsa orada onun o ォイュコ@ 、オ。ォャイョ@ busemi
kondururdum.
aャ。ケイォ@ ・ ゥ セ ゥョ・@ yüz ウ イ、ュ@ kimdir ki gözya- (43)
ュ@ görünce ihsanlar saçacak. ゥウエ・@ zorluk ve eziyet 、・ゥャ@ 」ゥィ。ョ@ ー。、ゥィョ@ bui-
Ey ケオォ。イ、@ kendisine 「。セィャエュ@ 。イコ・エゥュ@ 。ィ[@
ュ。ォエイ N@
Katibi korkmadan derdini sana anlatsa ne olur.
Ey ay yüzlü; kendi 。ォャョ@ 。ャョ@ 。ャュォエッョ@
ウ。ォョN@
dゥャ ・ セュ[@ oウュ。ョャ@ p。、ゥィ G ョュ@ ・ゥセョ@ カ。イー@ daima
(41)
bir dilenci ッャュ。ォエイN@
Dikkat et; 「オャョ、@ yer; Hindistan memleketi- Hint ve sゥョ、G@ ー。、ゥィ@ ッャュ。ウ@ 「。ォュョ、@ hiki-
dir. yeciler birçok ・ケ@ 。ョャエケッイN@
Burada ォ。ャョ ケ。@ niyetlenenlerin hepsi avare ォゥイM Sevgilinin köyünde yol 。イォ、ュ@ bana rakip ol·
sclerdir. mak istiyor.
Ey aャ。ィュ@ Sen beni onun ケッャ、。@ olmaktan koru.
dョケ。 ケ @ gezip 、ッャ。ョ@ herkes; cHakikaten Cennet O beni öldüri.irse kan dökmeyi 「イ。ォョ@ ve beni is-
oウュ。ョャ@ Memleketi'dir• 、・ュゥエイN@ · teyin. Çünkü ォゥョ@ arzusu ゥウエ・、@ saadeti bulmak-
Ey gönlü hasta ォゥ [@ craya カ。イー@ bir an dostlann エイ N@
カコゥNョ@ görmek h er derde 、・ョ。イN@ Ey cefa veren; Katibi'nin; rakibin verdili kedere
hョ。ケオ@ ー。、ゥィョ@ ayatma kapanarak ondan izin オケ。ョォ@ bulunmaktan sana verdili sözde 、オイュ。ウ@
al. Çünkü omm ゥ@ daima 、ュャ・イ@ ゥィウ。ョ、イ N@
ョケ・ウイ@ olsa.
b。コ@ çocuk エ。「ゥャイ@ Hindistan'da kalmaya mey-
lcdcrlerse Katibi sen onlara ォ。エャュ [@ çünkü sen de
erkcksin . (....)
Kabil ・ ィイゥョ@ güzetleri varken insan huriye göni.\1
(42) verir mi?
hョ、ゥウャ。@ içinde bir hüma ォオ オ@ カ。イ、Z@ Hümayun
p。、ゥィ@
F: 10
146 147

(45) Keder hazinesinde Katibi'nin halini o dilber gö·


rüp: - Sevin eY. hasta; keder geldim ゥヲ。@ oldum sa-
eセ・イ@
o ay ォ。ィケ@ カ。イウョ@ 」ゥウュョ@ ona hilAl eyle·. na, dedi.
Yüzünü görmek istersen gözlerinden ォ。ョャ@ ケ。ャイ@
。ャ@ t. -------
Ey イ。ォ「ゥョ[@ o sevgilinin ゥョウ。@ günaha sokan zi.ilfii. (47)
nü 、ョ G ョ・N@
• Yürü; geriye dön ve o günaha sokan zülüfleri kendi Gönül sevgilinin köyünü 「イ。ォー@ ta cenneti arzu et-
ォ・ョ、@ bol bol hayal eyle. mez.
Ey sevgilinin 、ゥャ・」ウ[@ biz onun güzellik エ。」ョ@ h・イォセ@ kendi memleketi b。、エGョ@ iyi gelir.
buldukta o bize ona ォ。カオエョ、@ 、ッャ。ケ@ コ・ォaエョ、。@
niye vermiyor; sor 「。ォャュN@
Elitler da! olunca naz yapman için onl.an kes- (48)
sin ョゥ_@
Ey elif boy!u, rakibinin boyunu git dal eyle. . El 。ュョ@ yemiyen kendini kuvvetli sanar.
Ey Kalibi; セ・イ@ büyük bir 。ォ@ オャ。ョケ@ kararhy-
san; ォ。ャ「ョ@ muhabbet 。エ・ゥケャ@ yak; erit.
(49)

b。セ、[@ yarin yüzünü gören güller utançlanndan


(46) . ォコ。イ、ャN@
Seni ta ruhbr aleminde iken ァ￶イュエN@ Benim ゥョャ・ケュ@ duyan güt bahçesindeki biitiin
Allah bilir ta o zamanda sana カオイエュ N@ bülbüller öttü.
。ケ・エ@ ォ。イ、ョ@ bakanlar ォ。ョ@ gözlerine siinne Yüzü gül; boyu servi; gözü nergis ￧ゥ・セ@ ve duda.
edinirietse ne ケ。ーャュN@ Allah'a hamdolsun ki ー。、ゥィャ@ ァN@ gonca çiçek gibidir. O JAle yüzlünün 「。ョ@ karan-
ョケ。セ@ toz oldum. ヲャ・イ@ ウ。￧ャ@ ne olur. · ·
Ey gönül; 。ォ@ yolunu sana ￶セイ・エゥュN@ aイエォ@ hundan Dünya ァャゥウエ。ョ、[@ onun ゥュイ@ gibi olan boyu.
böyle kederleome Çünkü sana yol gösterici oldttm nun benzeri yoktur. Onun güzellik 「。ャョ、@ zülfü taze
Ey gönül; sevgilinin köyüne gitmeye ォ。イャケウョ@ sümbüller olur.
beni takibet. Yiizünü görünce siyah zülüflerin 。ォャュ@ 「。ュ、ョ@
。ャ、N@ Gönlümü sevdaya ウ。ャ、N@ Buna güller ne yapsm.
aォャョ@ 「。ョ@ topla. Bundan böyle bu yolda sana Tam コ。ュョ、イ[@ gözünü dört aç; 、。ャァョィ@ 「イ。ォ[@
reis oldum.
141 149
。ォ@ 。イ「ョ@yudumla. iウエイ。ー@ iniltileri 。 ォ@ meclisine de. (52)
vam edenleri uyutmaz ey Katibi.
.Madem ki bu yerde aJet böyledir
------- Ben de elbisemi ona göre giyerim.

(50)
(53)
h。イ・ュ Gゥョ@ ョゥNオ@
Abdüllatif 、@ ・ケィ@
Dünya c\·indcn ahiret yurduna göçtü. •
Orada カ。 ィ ゥ@ hayvanlar ve オャ。イ@ォ için hiçbir yiyecek
aコイ。 ャ@ ( >\S.) larihini エ 。 ュ。ャ、@ yoktu. kオイ「 。@ dahi ケォ。ョュ@ için su 「オャ。ュコ、 N@
E yle «Ya Ra ob ュ。ォョ@ cennet•: H . 962

N@

(54)
(51)
bコ@ ィ・イケ、H[ el-ayak A ャ@ ￧・ォュゥ@ ォゥュウ・ャイコ[@ bi:tc
Alemin ュ。ャョ@ N・ョ、ゥ@ menfaati için ァ。 ウ 「・、ョャセ イ ゥ@ fclekler ne ケ。^」ォャイ N@ Bir ケャ、イ@ yolda olan k;m scyi
Allah yok etsin. dokuz 、。ャ@ soyamaz.
y・ュ ・ @ ォ。 オ ャ ュオ @ unb kaymak ッャ。ョ@
Kimse b ir parça ・ ォュ・ゥョ@ bulamaz.
Onlar kmuz ￧ ゥー@ at eti yerler.
(55)
Bizim ケ」ュ・セゥコ@ görmesinler.
aウォ ・ イャ・@ ve.. | G 。セュ」ャイ@ çoktur. Yare ォ。カオュケ@ gitme; gönül イ。コ@ ッャュ。、 N@
Ölü; 、ゥ[@ erkek bütün ォ・イカ。ョ@ hiçbir hileye 「。@ Onun ァ。ュLケャ・@ öldüm fakat o halimden bilmedL
vurmadan talan ederler. Yeni vaiz ァコ・ャゥョ@ 。ョャエN@
Haki;catte güya onlar biiyük savas yapariar. Rahmet olsun ona ki herkes ondan ヲ。ケ、ャョN@
Onlann ォャ￧@ tutabilenlerini öldiirün. Cihanda gonca dudak ve hile ケ。ョォャイ@ çoktur
kヲエ^ゥ [@ 、ッイオ ケ オ@ ケ 。ョャ エ。ョ@ 。ケイ 。 「 ャ・」ォ@ kim<-e!<!r Fakat sen ser\'i ァ「ゥ@ boyuola ォケョ・エ@ 「。ォュョ、@
エ」セ。、ヲ@ ederlerse sözünun yalan ュ@ gerçek mi ッャ、ZNセオᆳ yükseKsin.
nu anlarlar.
Bulbul ウ ・ ウ@ gibi ゥョャエ@ ve 。ィュ@ seherde ケォ ウセ ャゥイ@ Id
-------- o gonca gibi ウセ カァゥャ@ ウ・ゥュ@ ゥエー@ merhamete gelsin .
- 1&1

Bilenlerin; haddini bilmezlerle ォッョオュ。ウ@ cahH-


Katibi; elemini giderme. Çünkü 。セケイ@ bunu haber
Iiktir.
。ャョ」@ seni ァ・￧ュゥ@ eleminden 「。ォ@ bir eleme sü-
￧エ・ョ@ ve gönülden senin la'lin için gürültü yapsam
rükler.
ne olur. ·
Ey saki; 。イ「@ hususunda yar-an ile ォッョオュ。@
(56) 。ケー@ 、・ゥャイN@

dッセZN、。@ bul'.lnmak hasebiyle sevgitinin seneten uzak Katibi ョコ。ュ[@ ゥョエコ。ュ[@ ョ。コュ@ görse derdi ki:
ッャュ。ウ@ 、ョャゥイウ・@ de; sen ￧。ャ[@ çünkü 。ォ@ uzak- - Hz. Süleyman'la ォッョオュ。@ sana ャ。ケォエイN@
Jan ケ。ォョ@ eder; b。セ、エ@ yakma gelir.
(57)
(59)
Hz. Ali'nin türbesinin ・ゥセョ@ 「。ィャセュ@ var benim.
Ey gönül; 。ケ、ォエョ@ 、ッャ。ケ@ gam yeme. Çünk'ti ece- Bana her zaman bu ・ゥォエョ@ 。￧ャョ@ yeni bir ォ。ー@
linden önce kimse ￶ャュ・ゥエイN@ aャョ。@ ￧・ォ」セ@ ・ケ@ カ。イ、N@
ケ。コャュ@ olup ta ウゥャョュ@ kimse de yoktur. Ben senin Kanberinim.
aャ。ィGョ@ aイウャ。ョG@ türbesine el sürmeye ne bir-
・ケ@ sormak ve ne de ona bir cevap vermek isterim.
(58)
Ey saki; sevgilinin イャオ、。ケ・@ içki içmek 。ケーエイN@
(60)
Hiç 。」@ su 。「M@ hayat ile mukayese edilebilir mi?
aォョ@ derdi buna hikmet düzdü ise Alemde iyilik ve kötülük görmeyenler ゥョウ。@ ォケᆳ
ョウ。ャイ@ ュ。ョエォゥ@ olarak Lokman hekimle bu husu- met·ini bilemez. Hf・ャゥョ@ çemberinden geçmeyen in-
su ォッョオュ。ウャイN@ Çünkü çaresi yoktur. san ォケュ・エゥ@ bilemez.)
Gönül ケ。ョャォ@ 。ャョ@ ケ。コウョ@ ォ。イ@ ォッケュ。セ@
kalksa; ben Anka ォオョ@ Hz. Süleyman'la ォッョオュセM
(61)
ウュ@ ィ。エイャュN@
ョウ。@ ォ・、イャョゥ@ zaman onun ゥエ。」@ içkidir.
Lütuf ve ォ。ャイョ、@ boyu-bosu ne olsa イ。コZカョ N@
Gam コ・ャイゥョ@ gidermeye エゥイケ。ォH@ faruk) hiç mi ça-
Benim ne haddime ki o sultan ile ォッョオ。ケュN@
re olmaz.
Ey gönül; 。ォ@ derdini zahidle dedikodu etme.

___ lG@ Mセ al M セM
152

Güzellik ィ。ゥョ・ウ@ olan 「。ョ、ォゥ@ iki zülüf; iki ケM ' (63)


lan gibi olup 「。ォョ@ hayran olanlan öldürmek için
ィ。コイ@ bekleyen ォャ」。@ benziyor. O din ウ・カァZゥ@ bana ュエ^イィ\・@ ・エュコゥN@
O ァ￶ウエ・イゥャ@ güzel yüzü 「イ。ォ@ huriyi 、ョー@ Ona 。ォ@ okm hiç ウ・カゥョュコN@
de ne olacak. Ey sofi ; görüyorum ki senin 。ォャョ@ da Cihan ァャコ。イョ」@ bülbülün kalbine ァャ・ョ@ olarak
「ゥイ。コ」ォ@ olsun bu セ コ・ャ@ ￧・ャュゥN@ |N・ョ\Aゥ@ küyünaen 「。ォ@ bir yer mesken ッャュ。コN@
O gii7.elin benden ィZォ。ウョ@ vefa etmesi ャ。ケォ@ ュ ᆳ Büyük bir titizlikle insanlar 。ォュ@ duyurdu.
、イN@
Atec:;in ak\'i ャN￧@ gizli ォ。ャュQN@
kゥイーセョ@ ォャ￧。イゥケ・@ sanma ki böylece vurup Gilnlüme saplanan kirpik ッォャ。イョ@ söküp 。エュ@
Nォ。ャ「ゥョ@ yaracak. Yar halimi görüp bana 。」、N@ GBョュZ@ n<' yaps:\m カ・イ、ゥ@ 。」@ gü<>terilemez.
Ey Katibi; bunu duyan 。ケイ@ leederinden helale ol- Ey Katibi; da;ma «bir ォゥ@ rakibini öldürse kan
du. ケNーュ@ olmaz,. 、セャゥョ@ ゥエォN@

(62)
(64)
Ey gönül; hastatanan sen idin; 、ゥョ@ ウォ@ ve o sev-
gili ile mücadele et. bZNョ。@ ィ。ォ\^_N@
edip ezivet eden セ 。ョイャ@ sevgilidir.
Sulh yapmak iyidir. amma ケ\A「。ョ」ャイ、@ çekin. B:mi エ。ョイ@ ュウョ@ ey göniil; sebep olan 「。ォウ、イN@
Ey peri yüzlü; hayat veren 、オ。ォャイョ@ 。ォャュ@ Gözlerimin ケ。ョ@ 。」ケー@ güzel yüzünü ウャ。エュN@
topla. Ev dertli gönüllerin 、・カ。ウ@ olan ay yüzlü, derler
Arnher kokulu zü!Hflermle 。ォャュ@ ー・イゥ。ョ@ etme. ici ォ。イU@ 。ォ@ sevgi!idir.
aォ@ Usesinin 。イN「ョ@ içip beni kendi halime 「ᆳ Yanakl;mn Cf'nnet bahçl!si \ 'C 、オ。ォャイョ@ ölümsüz-
イ。ォュケョ@ i:il.. ￧・ュウゥ@ olsa da.
Ey zahid; ben 。ォ@ 。イ「ケャ・@ mt>st olduktan sonra
ィッセカ。イ@ ile エ。「ゥュ@ オケュ。コN@ E) tabibim; neden ァ￶ャ・イゥョ@ ィ。ウエ、イ N@
Ziilüfleri büylileyici; gözleri 「。エョ@ ￧ォ。ョ」Z@ kal- aォャ。イョ@ bir vniunu bulsa ォ。ョ@ bir solukla içer-
bi hiled. Benim halim bu 「。ォ@ hileli ile ne olacak. di.
Ey Katibi; zaman 「。セョエ@ zevkini tadma.k istersen O カ・ヲ。ウコョ@ ケLュ。@ görülürse; kan 。ャ」@ ッャ、オ@
Ömrünii; ケゥNイエ@ güzel bir servi boylu ile ッケョZᆳ 。ョャイ N@
tarak geçir. k_エAィゥ@ kulunu reddet'tle dostum . O iyidir ve ・ゥᆳ
ゥョ@ 。ャエョ@ güzel; カ。ォUイ@ bir ィゥコュ・エォ。イ、 N@
154 155

(65) O ー。、ゥィョ@ 。ケョ@ エッーイ。ョ@ yine 「。ョ@ tae


eWn
Umumi emniyet ve huzur kendisini iki kelimeyle Allah'a hamd olsun ki ウ ・ョゥ@ 「。ュ、@ devlet var-
gösterdi. ョオ N@

nostlara ォ。イ @ zarafetle muamele: O 」。ョュ@ doktoru benim halimi sorarsa ona de-
dュ。ョゥイ@ ォ。イ@
- yüzlerine gülerek onlan idare. yiniz ki IstJrap hazinesinde ウォョエ@

ケ。セュ」エ@
Ey dostlar; haber 。ャ、ュ@
eden güzelin bir エ。ZMヲ@
ki 。ォAュ@
derdiyle hasta ゥュN@

tatar ゥュ
、セエー@
N@
gönlümü

(66) Yarin rolliflerini anlatarak alemi kokuya 「。エイ、ョ N@


Bari o sevgili; servet u ウ 。ュイョ@ kaybeden KA-
Ey gönül: 。|ォ@ isen ウエイ。ー@ ォ。ョ@ içmekten lezzet al.
tibi'nin güzel koku ウ 。 エセョ@ görse.
Arif isen 。ォ@ セ。イ「@ içip ッョ、ZN@ bir huy al.
Mal yok olup gidicidlr; dünyaya· bel. 「セャ。ュN@
Karun'un hikayesini dinle ondan ￶エ@ al.
Can ücretini almak için bana minnet mi etmezsin.
Bir kelime ォッョオ@ onu benden ücretsiz al.
Ben コ。カャケ@ 。」ケイォ@ yanak çukuruna ウ。ーャョ、N@
Ey gönlümün tabibi bari gel hayat nakdini ücret al.
Mecnun gibi avare avare 、。セャイ@ gezme ey dait gezen
aォ@ vadisinde bana talebe ol; bir sanat elde et.
Aynhk 」。ョュ@ yetti: ölmeden yari bir daha göre-
bilsem
Ey hasta gönül; biraz daha dayan; ölümün elin-
den mühlet al.
Ey l(itibi; ーィ・ウゥコ@ vatan sevgisi ゥュ。ョ、イ@
dオョュ@ 。イコ Z 、ゥー@ kerem sahibi ー。、ゥィエョ@ izin al.

(67)

By gönül; o güzelin 。ォ@ -derdi sana yar ゥュN@ @


Ne zevkin カ。イ、@ l<i senin için göz ケ。@ döktüm.
..
SULTAN MAHMUD'UN MEKTliBU

Selam ve muhabbetlerimden sonra.. Sevinç カ・イセN@


Jevlet ァ￶イュ・ャゥ@ ve saadet getiren ォッョオー@ ケ。コュᆳ
lar sona erdi.
Gece ve gündüz オ@ 、ョ」・@ idim ki:
«Ya Rabbi, o zafer sahibi ve saadet gölgeeisi olan
p。、ゥィャ@ 。イュコ、@ dostluk olsa ..
Her ・ケゥ@ mecliste ォッョオー@ en ince エ・ヲイオ。ョ@ ka-
dar inceleyip ona göre hareket edelim.
Bu arada bir adam gelip tae, hil'at, bayrak ve elbi-
se getirdi. Ferman ve ahidnamenizi verdi.
Bu fakir, p。、ゥィ@ hazretlerinin mübarek ellerini o
ferman üzerinde ァ￶イ、@ zaman 。ョャ、@ ki, bu elçilik
o sadaret ー・ョ。ィ、イN@
Ve o ferman ィ。ゥケ・ウョ、@ p。、ゥィM@ din ー・ョ。ィ@ biz-
zat imzalayarak verdikleri ケ。コャ、イN@ Ahidnameyi arza
。ウイョ@ tek 。、ュ@ ve コ。ュョ@ biricik ゥョウ。@ Seydi
Ali'yi ァ￶イ・カャョ、ゥ@ ve kabul ッャオョ、セ@ ケ。コャ、イN@ ln-
。ャィ@ bu イ。「エ@ sizinle bizim 。イュコ、@ dünyada ョ。ウャ@
vaki oldu ise, ahirette de öyle olur.
LOGAT
Abes. bッ[@ saçma ・ケN@ Akik: Çok kere ォイュコ@
a「M@ hayvan: Hayat suyu; renkte olan bir cins
hayat veren su. 、・イャゥ@ エ。N@
Ablik (Ablak): aォ@ ak; ka- Al: Koyu penbe renk; hu-
イ。ウ@ kara olan ・ケN@ zur; nezd; yer; ça-
a「ャゥZ@ siyah ve beyaz ni- mur; toprak; hile.
。ョャ@ Alar: Onlar.
Afitabeci: ・ュウゥケ」N@ Pa- Alud: bオャ。ュ[@ 「オャ。jォN@
、ゥ。ィ@ ァョ・@ セョᆳ Anber-bar: Anber ケ。、M
dan koruyan. ran; güzel koku ョ・ᆳ
Agah: Bilgili; baberli u- reden.
ケ。ョQ」N@ Aret: y。ュ[@ çapu.
MOLLA yarGn@ MEKTUBU AgAhi: Bilgililik; Nオケ。ョォM Arzumendlik: lstek.
ャォN@ Asan: Kolay
yオォ。イ、ゥ@ 。イコM@ dua ve senadan sonra. aZ@ Ak Asitan; eゥォ@
Agaz: b。ャュォ@ a。イZ@ (Yemek) yer
gョ・@ gibi parlak fikirleri, gönlü açan kalbi güçlü, Akçe: oウュ。ョャ@ devrinde aゥケ。ョZ@ kオ@ ケオカ。ウ[@ mes-
kuvvetli, devlete 「。ャ@ ve bahtiyar bir ォゥ@ ile 「オャᆳ eski bir para birimi. ken; ev.
maktan mahrum olduk. b・ケ。コ@ ュウN@ aエZ@ Sulh; 「。イォャ@
(B)
Belki bir 。ョャォ@ 「。ォエョ@ bile gafil olmaz.
Bad-han: Yelken; gemi kalb; yürek; .gönül;
Dahi, o hazretten ahidname ve mektubu ・イゥヲ@ ge- sere ni. ha エイN@
tirmediler. Bad-bani: Y etkenci Barça: Daha çok yük ta-
Bad .. @ s・ョュオZ@ Sam ye- ョュ。ウ、@ ォオャ。ョN@
Hz. Sultan naibi ve hicran vadisinin ァ￶コ」ゥャ@ (nü
li; ウ」。ォ@ rüzgAr. lan; 2-3 direkli; 。ャエ@
ケ。ーエュI@ uzun sürdü. Sultan hazretleri her zaman der-
b。、@ ッイエ・Z@ Geminin yol düz; kalyon ウョヲᆳ
ler ki:
。ャュウョ@ müsait rilz. dan büyük bir gemi.
• - Onlardan çok fayda gördük. Biz ャ。ケォ@ olan hiz- セイ N@ Barçe: Cümle; hep.
meti ケ。ーュ、ォN@ Kusurumuz çoktur. uヲ@ uzatmak 「ォᆳ Bais: Sebeb; iJlet; gönde- b。イァケウョZ@ v。イウョ[@ ula·
ォョャ@ ァ・エゥイ」@ ￧ゥョ@ burada sözlerimi bu rubaiyle ren. イウ。ョN@

bitiriyor ve dua ediyorum. BAl: Kanat; boy; bos; Bari: Hiç olmazsa.
オッ@ 1Gl
Caygir: Yer tutan; yerle- fa; eziyet; zulüm; si-
b。エイ、Z@ k。、イァ@ nevin. Bih (Beh): ケゥ@
・ョ[@ ケ・イャュゥN@ tem
dt!n; orta ve yanm Bile: ャ・@
diye iki ウョヲ@ olarak Cebelu: Cebeli; asker. Ceyhun: cッォオョ[@ エ。ォョ@
Bilakac: Hile ile.
gösterilen; 26-36 o Cedel: Sert ュョ。ォ[@ Cihan 。ィZ@ Muzafferu'a
Birn: Korku, tehlike.
エオイ。ォャ@ ve çift kürek- Bimar: Hasta エ。イュ[@ kavga. ·Din (1405 - 1467)
li bir harp ァ・ュウN@ c・ヲ。ᄋーゥZ@ Cefa veren . Karakoyuolu padi-
Birdila: (Birmek: Ver·
Her ォイ・ゥ@ 5-7 ォゥ@ 。ィャョ、AtGN@
mek) Verdiler. Caide: yゥエ[@ 「。ィ、イN@
çekerdi. p。@ 「。エイN@
Cud: Cömertlik
Birgey: Versin Cevr: h。ォウコャ[@ eza; ce- cオZ@ cッュ。[@ kaynama
、。ウョ@ her ォイ・ゥ@ 7 Birla: ャ・@
ォゥ@ @ ￧・ォイ、N@ SOO kü- (Ç)
Bitildi: (Bitmek: y。コ@ Çak: Yank; ケイエォ[@ ケイエᆳ
rekçi; 216 cenkçi ve yazmak) y。コャ、N@ \[。イ「セZ@ çenber s。イァ[@
、ゥセ・イ@ gcmicisiyle be- maç.
Bitik: Mektup Çerik (Çeril): Asker
raber 800 müretteba. Çapan: Don; elbise; cüb-
Bocalatmak: Gemiyi geri be. Çesban: l。ケォ[@ münasip;
エ@ bulunurdu. Kürek-
döndürmek. ケ。ォイ[@ uygun.
çiler arasmda 3'er Alaçapan: kイュコ@ elbise-
Boldi: (Bolmak: Olmak; Ii c・ョZ@ Göz
cenkçi bulunurdu.
b・ィゥエZ@ Cennet mevcut; peyda) oldu. Çapmak: (At ォッエオイᆳ Çetr: ᅦ。、イ[@ gölgelik
Berhiz: Kalkan; ウ￧イ。ᆳ Bolgay: Olsun; olacak. mak; talan etmek; ォᆳ Çin: Hiddet
yan; 。エャョN@ bッャュ。ァケ、Z@ Bulmaya. ャ￧。@ vurmak) Çonin: Böyle; böylece
」。ォエN@ Çapgay: s。カウョ@
Beytü-I ahzan: Dünya. Çün: Çünkü; ョ。ウャN@
(Yusuf'unu kaybedt!n Bu Ali: Bbu Ali Hüseyin
b. Abdullah. kウ。」L@ (D)
Hz. Yakub'un evi} gi· d。ゥᄋ@ Dahi
gi üzüntüyle dolu bir 「ョMゥ@ Sina veya ・ケィ@ Dehr· Dünya; コ。ュセョ[@ de-
Reis diye de エ。ョイN@ Dam: Tuzak; 。@ vir.
ev. Damen: Etek
Bezm-i gam: Gam mecli- bオ￧。Z@ yォ。ョウN@ Deli al· Teltil
Dana· Bilen; bilici; bil- Demsaz: aイォ。、@
si. Bühtan: Yalan; iftira. giç d・イァ。エMゥ@ mualla: BUyük
(C) dヲオゥZ@ ャ。￧[@ deva ォ。ー[@ saray.
Cadü: c。、[@ büyücü; bü- na can katan; sevgi· Danende: Bilen; malü-
yiileyici Derun ·i sine: Kalb; yü-
li. ュ。エャ@ rek; gönül
c。」エャォZ@ Acuzellk Def': Öteye itme; verme; Dest-gir: Elinden tutan;
c。ョM「ィZ@ Can veren; Cavid: Daima kalacak o- Qt'tadan ォ。ャ、イュN@ ケ。イ、ュ」@
hayat 「。ャエカョ[@ ca- Tan; ebedi; sonsuz.
F : 11
182 163

d・カャ ・ エィ。ョャ ォZ@ Hüküm - Dilir : Yürekli ; cesur; yi- (G)


、。イャォ@ ゥ ウエセゥN@ ゥエ N@ Gamze: Süzgün 「。ォN [@ Görkan : Görgülü; güzel·
Dib: (Edib); söyleyip Dimegeysin: Demiyecek- Çene veya yana k çu · ァ￶ ウ エ・イゥャ N@
d、。イ Z@ Yüz: çehre sin. kuru Göze· Dcsti
d ゥ セ・イMァHョ Z@ Bozuk; 、・セ N@ g セ イ ァ Nイ Z@ aイ、￧[@ 、。@ ser- Grab: Uzun: 「。 @ sivri カZ@
Dirlik: oウュ。ョャ@ ュー。 。イ ᆳ
visi keskin bir 。イ@ do ·
ュゥ [@ 「。ォャュ@
エッイャオ G ョ、。@ belirli
Di hak: Gülme Gar: Suya batma; 「ッオャ M ョZ ョ。@ gemisi. Gü ·
bir toprak ー。イ￧ ウ @
Dilferib. Gönlü aldatan· ma. vertesi 。ャエョ、@ kürek
・セエョ、ゥイャ|@ Dürr-i ・ ォ Z@ g￶コケ。 @ in- Geda: Dilenci; yoksul. çek.ilirdi. s。カ@ grab.
dャMゥ@ ・「ョュZ@ ᅦゥセョ@ dili. cisi. Ger: e・イ@ kelimesinin ォM ャ。イ N ョ@ ォー・エャイA@
ウ。ャエュ@ ・ォャゥ N@ Na- gayet yüksek olurdu.
(E)
コイョ、。@ ォオャ。ョゥイN@ Gularn: Tüyü ￧ォュ。@
Efgen: dイ・ョ [@ ケォ。ョ[@ Ehibba: Dostlar; sevgili- g・エ@ etme: Gezmek; do- genç; köle; esir.
yere atan; 。エ」[@ ケ ᆳ ler; エ。ョ、ォャイ [@ bil- ャ。セュォ[@ seyretmek. Guy etmek: Söylernek
ォ」[@ 、イ」 N@ dikler Git: Gel Güftar: Söz
El HャIZ@ Darbe Girye: aャ。ュ[@ 。ゥケセ[@ gャョ。ォ M @ Muhammedi
Eflak: Sernalar; gökler;
Eylega: ョウ。@ göz ケ。@ (Gülbank) : Bir 。コM
zamanlar; bahtlar; ·Eylegan: Insanlar Ginnegey: Geçsin; daha dan ve ahenkle oku-
talihler Eyturlar: Diyorlar önce 、。カイョウ N@ nan dua.
Eh: k。イ、・@ Eytur ki: Söyler ki Girdabi: Tehlikeli bir yer. gャ・ョ Z@ Gül bahçesi
Girdap; bela. Gülzar : Gül bahçesi; gül
(P)
Goft u gu: Dedikodu エ。イャウN@
Ferrnan-ber: Verilen em- Filori: aャエョ@ sikke; lira Görgeç: Görünce Gün: Renk; boya
ri 。ャー@ icra eden Fir: ゥ、・エ[@ belecan; a - (H)
f・イN。ョZ@ Alim; hekim; cele Habbe: Ufak tane h。」ャ Z@ uエ。ョュ[@ オエ。ョ」M
yegane, mümtaz. Firkat: aケョャォ@ Habib: Sevgili; seven; dan yüzü ォコ。イュ@
Petret: ォゥ@ vak'a 。イウョN@ fゥャ。ョ、イZ@ fゥャ。ュョ@ u- dost. Hacil bolrnak: Utanmak.
daki zaman; オケォᄋ@ runu, eskiden harp Hace: Sahip Hadd: Yanak
luk; zaaf gemilerinin büyük Hace-i hüsn: Güzellik sa- Hail: ォゥ@ ・ケ@ arasmda
Fettan: Fitne ve fesada ldireklerine (grandi) hibi veya bir ・ケ@ önünde
エ・カゥォ@ eden; cuibeli; çekilen ens.iz ve uzun Hacib: Perde; ォ。ー[@ per- perde olan; engel.
gönül 。ャ」@ sancak. deci; ォ。ー」@ HAk: Toprak
lM - 165

Hal-u ma: Halimiz· du- hッZ@ ケゥ[@ garip; tuhaf ウエゥィ。イ・Z@ Bir ゥョ@ ィ。ケイャ@ htiyak: ・カォャョュ[@ gö-
rumumuz hオZ@ Akti; オイ@ olup ッャュ。ケ」ョ@ an- イ・」セゥ@ gelme; özleme.
Handan: Gülen; gülücü; hオ・Z@ b。ォ@ lamak üzere abdest エゥョZ@ Hエュ・ォ[@ etmek; yap-
sevinçli hオケ。イZ@ aォャ@ kendine ケセイ@ 。ャー@ dua ederek uv- mak; ォャュ。I@ y。ーョN@
Hari: Hor; hakir; 「。ケエ[@ olan ォオケセ@ yatma. h。ケイャ@
ltmegev: y。ッウョ[@ etsin.
ゥエ「。イウコ@ Humam: Himmetli; a- ッャュ。ケ@ arzu etme.
lstimalet: Gönül çekme; lvan: Gözle görünen; za-
Harib: kセ。イゥ[@ firar eden zimli; bir ゥ・@ ウュォ@
ウ。ョエー@ o ゥ@ 「。イュN@ teselli etme: avutma. hir; 。ゥuイ[@ meydan-
h。イーオエ・Z@ b。ャォ@ ウイエ@ bi-
çiminde. Humar: tçkiden sonra . -
tsit!!ec: .
ウゥエョ」・N@ . da.
h。・ュZ@ Maiyyet ィ。ャォ@ gelen 「。ウセイ[@ ser- (K)
h。エヲZ@ b。セイョ[@ seslenen semlik. beraber denecek ka-
Kac: Hile: tezvir
Hatif u Gayb: Gaibden Hiimayun: Kuvvetli: mü- Kaçan kim: Ne zaman ki dar alçak ve hare-
seslenen; gaibden ge- barek ketleri pek seri idi.
Kad: m。ャコオョ@ olma; ィイウ@
len ses. Hun: Kan; öldürme; öc.
Kadd: Boy k。、ュAZ@ mevcudu 330
セ@

Hayme: ᅦ。、イ@ Hunhar: Kan dçen; kan Ka dem: Ayak; 。、ュ@ ォ。、イN@ 15. 。ウイ@ son.
Hel eta: ョウ。@ suresi dökücü; zalim k。、イァZ@ Buna ecnebiler ャ。イョ、@ bir ォ。、イァᆳ
Hemrah: yッャ、。[@ yol ar- Huni: k。ョャZ@ kan dökme- Gali ve Galer de de- ·rla bir büyük top ile
ォ。、N@ ye meyilli. mektedirler. Bunlar dört 、セエイ「。コ・ョ@ ve 」・ᆳ
Her giz: Asla; kat'iyyen; Huri: Gözleri iri; ウゥカ。ィ@ 25 ッエオイ。ォャ@ olup ウ。@ kiz adet de pranki
hiçbir vakit; hiçbir pek sivah; 「・ケ。コ@ pek ve sol kürekleri ade. topu bulunurdu.
suretle beyaz ォコャ。イN@ Cennet di .50 olmak icahedi· Kalafatlamak: Gemi ve
hュZ@ Hiddet; ga1.ab. teki ォコャ。イ N@
vorsa da Tuhfet'ul ォ。カセ@ kalafatlamak.
Hod: Kendi hオイZ@ cッュ。[@ ￧。セャエNG@ Kibar'da kaydedifdi- t。ィエャイョ@ 。イウョ@
Hoda: Allah hオ・Z@ b。ォ[@ ウ。ャォュN@ ゥョ・@ göre bir otura· エォ。ケー@ u\エョ・@ zift

Hodaya: Ev aャ。ィGュ@ Huc;e.ç1n: bN。ォ@ toplayan ョ@ .veri ocak vani sürmek.
.... .
(I - t)
セ@

mutfak ッャ、オセョ。@ Kalak: ￧@ ウォョエ[@ 、ᄋᆳ


49 kürekli idi. Her rap.
Ilgaç: aォョ」[@ çapulcu ttm-i hikmet: m。ョエォ@ ォゥイ・ョ@ 4-S'er kü- Kalte (Kalite): Buna ec-
llgamak: dュ。ョ@ mem- lmas: ュ・コ[@ 、・セゥャ@ rekçi çekerdi. k。、イᆳ nebiler Kalvota: G,.
• •
leketine 。ォョ@ etmek; lpar: Misk; ud; anber gi- galar gayet uzun ve li ta; Galyot derlerdi.
talan etmek. bi ・ケャイ@ ensiz; hemen su ile Çektiri cinsinden o
166 • 167
lan kalite 19-24 otu_ riyesinde gayet bü- Keyfi\'et: Bir セ・ケゥョ@ mey- vo!du. n。ュ@
serveti-
rakh bir gemi idi. yük gemilere verilen dana gelmesi; husus; nin 「ケォャ@ dola-
Takip için ォオャ。ョᆳ isim. is·. vak'a; mecara.
' ケウャ。@ «Karun kadar
lan .k?litelerde h<lrp iH。イ・Z@ Damla kャ。ケ@ nisar· s。￧」ォエイN@ zengin• diye ォオャ。ョᆳ
zamanJf\da 220 kadar Kattal: Çok öldürücü. ャイN@
Kilu kal: Dedikodu
ウ。カ￧@ bulunurdu. Kavda tapar: Nerede bu- kゥィオイュ。、ャ (Kiltur- Z@
kョエ。ウZ@ Hk。ョ・@ (?) Su-
dュ。ョ@ takip ・エゥセ@ lunur. mak: Getirmek) Ge-
lu maddeler koyma-
￧ョ@ 「。@ エ。イヲョ、@ k。ケエョZ@ Dönün; geriye tirmediler
ya mahsus bir kap ki
topu bulunurdu. dönün. Kine: bオコ[@ 、ュ。ョャォ@
ölçü olarak da ku!·
Kalyon: Üç direkli yel- Kek: g・ョゥ[@ bol; ィッN@ Kb,: Din. mezhep
A。ョャイN@ g・ョゥ@ 。コャ@
kッケ。Z@ gョ・@
kenleri büyük harp Kelek· Nehirlerde ve ö- su destisi.)
gemilerindendi. 2-3 zellikle Dicle'de ゥᆳ Kotuval: ・ィゥイ@ 。ウ[@ ka-
kウ。M@ Karun: Karun'un
。ュ「イャ@ ッャ。ョイ@ var. leyen bir nevi sal ki Ic ォオュ。ョ、@
hikayesi. Karun; Be. Köp: Çok
、N@ ォゥ@ 。ュ「イャ@ 60 ゥイャュ@ tulumlar
n.i tsraifden ve Hz. kオャ。Z@ Köle; ケッャ、。@
- 80, üç 。ュ「イャ@ üzerinde durur.
Musa HaNsIGョ@ mütc· Kurugan: Kurutan; kö-
80-110 toplu ッオᆳ Kem mim fie: Cemaat-
。hゥォエョ、@ bir コ。エョ@
du. Bizde ilk aera ll. tan; bölükten kaç ki- künü ォ。コケョN@
f ゥウョ、イN@ Hz. mオウセ|@ Kuy: Köy
Bayezid コ。ュョ、@ ゥN@
(A.S.):n 、オ。ウカャ@ fak. r Kuca: Yer; nereye; nasJl
ォオャ。ョュエイN@ Göke, Kenc: Define; hazine iken zengin ッャュオエN@ Kiihl· Sürmeli: c;ürme
barça; burton; kara- Kenc-i gam: Keder hazi- Sonradan günahkar
nesi ￧・ォゥャュN@
ka; karavele; firka- ッャュ。ウ@ sebebiyle ser- Kühkun: d。セィN@ 、。@ renk.
teyn ve kapak hep k・ョァュォZ@ Dedikodu
\'et カセ@ sZャュ。ョ@ mah-
yapmak. li.
kalyon ￧・ゥ、イN@ (L)
k・ョァゥZ@ Dedikodu
Kamet: Boy. ョウ。@ a- La feta illa Ali: Hz. Ali'- cak olan bütün her
k・エゥZ@ Gemi
yakta N、オイ@ hal- den 「。ォ@ ケゥエ@ yok- ・ケゥ@ bilip melekleri-
Kethüda: Bir daire veya
deki オコョャエ@ tur. ne ケ。コ、イ@ yer.
ォッョ。@ • idaresine
Kanber: Hz. Ali'nin sa- La'I: Dudak: ォュコ[@ al Lulivan: Güzeller
memur olan mute- Leb: Dudak
、ォ[@ カ・ヲ。ォセイ@ kölesi. Lika: Yüz; çehre
med adam; emin ve- l・ォイZ@ Askerlik
Kande: Nerede; ne taraf- kil-i umur. Liva: Sancak

ta. Lc\'h: Levh-i mahfu1. Lumboz: Vapur karnara-
Kevn: Olma; var olma;
Karavele: oウュ。ョャ@ bah- Allnh'tn (C.C.) ilmi. larma 。ケ、ョャォ@ veren
カ。イャォ[@ vücud.
• c・ョ。「M@ h。ォGョ@ ola- rencc-re.
168 ・@

(M) yen; ァ￶イ・」ゥ@ gelen: Müstemi: Dinleven; din-


Mah {meh): Ay lan teessürü anlat- can atan. leyici.
m。ィM@ ￧・ュゥZ@ Gözümün mak için ケ。コャョ@ Muttalib: Haberdar, ma- Müteferrika : p。、ゥィ[@

nuru m<mzume. ャオュ。エN@ sadrazam ve vezirle-


Marifet: Herkesin yapa- Mesiha: Hz. lsa gibi nef- Müi.>tc:zel: Pek bol ve u- rin emirlerini götü-
ュ。、a@ ustahk; bil- sinde ölülere can ve- cuz ・ケ[@ orta ュ。ャ[@ ren.
me; 「ゥャ[@ ィッ。@ git- recek kuvvet bulu- 、・イウゥコ[@ hor kulla-
Mürtefi': yゥNォウ・ャュ[@ yüce
mョ、・ヲZ@ g・￧ュゥ[@ savul·
me. nan. Nefesi tesirli. ョャ。N@
ュオN@
Maye: aウャ@ ve lüzumlu Mevc: Dalga Mümteni: r。コ@ olmayan Müntefi': Kazanan; fay-
madde; 。ウャ[@ esas; Meygün: 。イー@ renginde Mürde: Ölü; ￶ャュ@ olan dalanan.
güç; iktidar. olan; ォイュコケ。@ çalan
(N)
Mayesterc: Hkオコ・ケM「。エᆳ mィ・ョZ@ Eziyetler; ュ・。ォᆳ
katler; ウォョエャ。イN@ Naçar: Çaresiz; zaruri o- Nerre ゥイZ@ Erkek arslan
dan esen hafif ve se-
lan Netenk: sォョエ@ ve kede-
rin rüzg{lr) Geminin Mihr: gョ・N@
Nadan : CS·hil; bilme- re mahal yoktur. Kü.
grandi direAinin en Mihriban: ・ヲォ。エャゥ[@ mer·
yen; kaba çUk 、・セゥャ[@ nice.
alttaki sereni ve bu• hametli; muhabetli;
n。ヲ・MカZ@ Misk kesesi gi. Neva: Ses; ョ。ュ・[@ kuv-
na 「。セャ@ yelken. güler yüzlü.
bi. (Mecazi: Sevgili- vet; servet u saman,
mセォゥイZ@ Çok hileUr; du- Misk-ter: Mis kokulu ter
nin ウ。￧@ gibi) niyet; meram.
「。イ」N@ Mu'tar: Pek fakir olup
Nakd: Servet Nibar: Ne var.
Melamet: ᅦォュ。[@ azar- dilenmeyerek uウ。ョM@ nィ。ョZ@ Gizli; ウ。ォャ[@ ウイZ@
lama. hal ile hacetini ifade Nakd-i Ömür. Ömür ser-
veti. görünmeyen.
Melce: sァョ。」ォ@ yer. eden kimse. セゥィ・ョォZ@ Su ォ。「@
Mellah: Gemici; gemi ile Müjgan: Kirpikler Nakkare: Davul; küçük
Niklav: Ne ケ。ーュ@
seyahat eden; gemi- Mundak: ￶ケャ・」[@ böyle- davut
Nik nam: ケゥ@ nam kazan.
cilik ilmini bilen. ce; bunun gibi Nale: ョャセュ・[@ inilti; figan ュ[@ ivi 。、ャ[@ iyi ünlü
mエGョォ。「セイZ@ m・ョォ。「セ@ Musahib: Birisiyle sohbet Nari yar: aエ・ャゥ@ sevgili. Nim res. y。イ@ ケ・エゥュZ@
anlatan. eden; ォッョオ。[@ ar- Natuvan: z。ケヲ[@ kuvvet- ケ。イ@ ham olan
Merdane: Cesurane; er- ォ。、[@ ー。、ゥィャョ@ siz; zebun. Nisar: Saçma; serpme;
. kekçe, insaniyetli. hususi ゥャ・イョ、@ bu- nNZコゥイ@ Bakan; idare eden 、。セエュN@ Bir 、セョᆳ
:.fersiye: a|セエ[@ birinin Ö· lunanlardan herbiri. Nef': Fayda; menfaat de ウ。￧ャョ@ akçe: sa-
lümü üzerine duyu· mエ。ォZ@ エゥケ。ォィ[@ özle- n・イ、「。ョZ@ Merdiven çan
170 171

(O - Ö) Pruva: Geminin 「。@ tara· Pür fitne: Fitne dolu


Olavuz: Oluruz, ッャ。」コL@ ヲN@ Geminin önünden Pürhun: Kan dolu
ョA[@ ケォN・@ etekli ve
ッャ。ュN@ il.!ri 、ッイオ@ istikameti Pürsafa: s。ヲウ@ çok; safa
ウャゥN@ ￧。、イN@
Piir: Dolu dolu.
Opkemek: Bitirmek Otkar: s￧イ。[@ geçer
R
Orsa etmek: y・ャォョイ@ Ögden: Evvelden: önce-
den Ref': k。ャ、イュ[@ yükselt- rオィM@ Kudsi: Cebrail a-
mümkün ッャ、オ@ k.a· me; ケオォ。イ@ ￧ォ。イュN@ teyhisselAm
dar イコァ。ョ@ ・ウエゥ@ Ögürmek: Döndürmek.
Reftar: [gゥ、@ ケイ[@ Ruh-ul Emin: Cebrail A-
tarafa ケ。ォャエイョ|N@ çevirmek.
Ögrc: Önüne hareket. leyhisselam.
gitmek. Rehnüma: Yol gösteren; Ruhsar: Yanak; yüz; çeh-
Özbik: Kendisinin gibi.
oエ。セZ@ Hükümdar ve bü- ォャ。カオコ[@ delil re.
Özge: b。ォ[@ 、ゥ・イ[@ 。セN@
yiiklere mahsus ァセM yar. r・ォZ@ kウォ。ョュ[@ ァー@ ta rヲ・ョZ@ aケ、ョ[@ parlak;
kウォ。ョュケ@ gerek. belli; meydanda
(P)
tiren.
Paçoz: Hᅦゥーッ@ - Alera: Perkene-i harac: dュ。ョ@ rヲコゥZ@ rコォ[@ ·kuvvet; 。コォN@
Rihlet; Göç; Ruz-i elest: Allah (C.C.)
ᅦ。ーョ@ z;ncire bag- dan 。ャョ@ harp ge. göç&me;
ャ。ョ、@ yer) misi. ölme. ョ@ bütün ruhlan ya-
Rif'at: Yükseklik; yüce-
Pak: Temiz; lekesiz; ha- Pertev: Ziya; nur; オ。[@ イ。エォョ@ sonra on-
lis; mübarek; mu- parlakhk. lik; büvük ve büyük lara: cElestü bi Rab·
riitbe. 「ゥォョZ@ Ben sizin
kaddcs; aziz. Pert'ane: Ferman.
rゥエ・Z@ ーャゥォ[@ ilgi; 「。@ Rabbiniz 、・セゥャ@
Payan: Son; nihayet; ga- Pervaz: bゥイ・ケョ@ ・エイ。ヲョZ@ mi-
Rub'u meskiin: dョケ。@ yim, 、・ゥセ@ gün. tn-
ye, uc. t:1hta \'eva ォオュ。エョ@
3/4 ü sudur. g・イゥケセ@
B.ipaynn · Sonsuz geçirilen ・カ[@ kcnar- san 「。ᄋ@ ケイ、ャョ
Pcnd: ᅱエ[@ nasihat ャォ@ kalan; oturulan ォウᆳ ャ。ョァ」N@
ma denir. rcZQNMゥ@ h。イZ@ kケ。ュ・エ@
セ・イ|G、ゥァ。Z@ gü-
Peri-çehrt•: Pcri yüzlü;
güzel.
Perkende: Yelken ve ォセ@
ャォ。エ@
ケ・エゥイョZ@
Bütün mah.
besleyen ve
c・ョ。「@
Ruh: Yanak; yüz; çehrc

s。セョオイZ@ Hs。ョュォZ@ Bir


., nü.

Sahir: Büvucü; büyüle-


reklf' hareket eden Hakk.
ィ。Aᄋイ@ harp gemisi. Pest: aセ。@ ölünün faziletlerini ケゥ」N@
ウ。ケー@ 。ャュォ[@ yad Sal: yャ@
Çcktiri GIエョヲュ、。@ o- pカ。Z@ b。ォョ[@ rei-.
etmek: tasavvur edip SaJik: Dinin ・ュイエゥセ@
lup 18- ·19 çift kü. pZー。N@ Geminin 。イォウ[@
bir bir saymak) aセᆳ ・ケャイ@ uygun hart!-
イ・セゥ@ ve エッーャ。イ@ var· ォ￧[@ gemiye arkadan
lar; yad eder.
、N@ gefen イゥコァ|ッN@ kette bulunan: ya-
172 173

rar ; ・ャカイゥ ャゥ [@ iyi uy. nasetli söz söyleme. veya gemiyi ge- ケォ@ tice; hitam.
yun. Serdirme: Hafiften ( ?) riye yürütme. Suyrgal: Daima ihsan ve
Sancgay: Saçmak Serencam: b。エョ@ geçen; Sof.i: Tasavvuf ehli in'am. b。ィゥ@ ve ih-
Sari. Cihet ; yan; taraf macera. Song: Son ; nihayet ; ne- san
ウ ・ョエN@ HI@
Sergerdan: Avare
Sayd: Av; avlama ; avlan- 。、 ゥ ケ。ョ・ Z@«Sevinç hava- mak; vermek; np-
Serir: Taht; yatacak yer.
ma. ウLN@ gibi bir ・ケ@ ol- rnek.
Serkop: b。@ vurmak i-
s。 ケ ・「。イ Z@ Gölgeci; h ima- ュ。ウ@ ャ。 セ@ @ ・ィ。 Z@ Ey 。ィ [@ ey padi-
çin harpte kullam-
yeci. 。、オュョ Z@ s・ NZ NGゥ ャゥ[@ mes- 。ィ N@
lan bir alet.
Sebk -i b aran: y。 ュオ Nᆳ rur; m ah-:tc. ・ィ M ゥ@ Rum : Osmanh pa.
ケ。ュ N@
Sangçay: (Sançmak : Saç
。ォゥイ、 Z@
Talt!be: ￧ イ 。ォ@ di 。ィ@ @
maç) Saçarsa; saça-
Sef': Eliyle ケ 。ォャケj@ 。ュケョ・ Z@ Hayrne; ￧ 。、イ [@ ゥ ォ ・ウ エ・Z@ kョォ [@ ォイャュ[@
cak olursa.
çekmek; 。 エ・ @ alaz!a. kara perde ケ・ョゥャュN@
Seng: t。@
mak; zehir bir kim- 」「 Z@ Gece ゥュ。、Z@ ゥュイ@ 。エ」@
senin yiizünü karart- s・イォZ@ b。@ ォ。ャ、イョ[@ i- ・ヲG Z@ Çift (tekin ォ。イ エI@ ゥイZ@ Arslan
ュ Z ォ [@ ョゥ。@ koymak; taatsiz; muhalif. Buna göre ュ ウ イ。ョ@ ゥイM・ヲァョ Z@ Arslanzadeden
i5aretlemek. Serteser: b。エョ「[@ ュ。ョウZ@ eDerler ki ゥ カ・uイZ@ n。コャ[@ ゥカ・j[@
Sefinc: Gemi: vapur. hep; bütün . iki rek'attan az na- cilveli; ・、。ャN@
Sehm: Ok; yay; korku ; Sevar olmak: Binmek; maz caiz 、・ゥャイ@ ヲィ Z@ n。コl[@ oynak; ser-
hisse; ー。 ケセ@ 、・ィ ・エ N@ (Süvari) olur. best
Seramcd : b。@ gelen; en- Seyishane: Seyisin ォ。ャ、 ᆳ ・ヲエ。ャオ Z@ Mec. Buse al- オャ・ Z@ Alev; 。エ・@ alevi
「。エ 。@ bulunan ; mümta?.: @ yer (T)
re i' Sifal: Alçaklar Tabanca: Tokat; 。ュイ@ Tapmagey· (Tapmak, bul·
Seren: Gemi direkleri ü- Sigal: Fikir; ・ョ、ゥ [@ dü- Tab': Tabiat; huy; yara- mak; ー・イウエゥ@ et-
zerinde; yelken aç. ョュ・ォN@ 、ィ[@ mühür damga mek; gaibi mevcu.
mak için yatay ola- Sim ・ォ Z@ gュ@ (e ben- vs. vurmak detmek) bオャュ。ウョ@
rak 「。セャ 。 ョュ @ ァ￶ ᆳ zeyen) ァ￶コケ。 N@ Tabu'. Biat; 「。セャォ@ Tar: Dar; ウォ@
dertere (ince ; düz· Sine: g￶ ウ@ Tal'at: Yüz; surat; çeh- Tarih: (Tarimak. Serp-
ve uzun 。￧@ çubuk) Sivirya bulunmak: h。コイ@ re; güzellik mek; saçmak) bッ。ャᆳ
denir. olmak. Talkan: YaAla kavrul- エー[@ etrafa ウ。￧ーN@
Serd: sッオォ [@ sert; kaba: Siya etmek: kイ・セ@ ter- ュオ@ un. Tarik· k。イョャォ@
ィ。 ゥ ョ [@ 、ァョ@ ve mü - sine kullanarak ka- Tapman: bオャュ。ケョ@ Tatar: Tatar; ーッウエ。」@
174 175
Tcb (l'ab): sエュ。@ Tevfir: ᅦッ。ャエョ@ (V)
Tecrid: Soyma; soyulma: tヲャZ@ Küçük çocuk Vahdet: Birlik; ケ。ャョコォ N@ Vebal: Günah; azab; ゥ、ᆳ
ィ・イケ、ョ@ el ayak Tig: kャ￧@ Vahid u elf: Binbir det; 。イャォN@
çekip Allah'a yönel- Tike: Parça: yama; !ime. (Y)
me. tゥ「・Z@ Deli y。ィゥZ@ ケゥ[@ güzel muru; yasak memu-
Tefhim: Anlatma; anla- Tiryak M@ Faruk: Zehir ve Yarmak: Varmak ru.
エャュ。[@ bildirme; bil- 「。コ@ ィ。ウエャォイ@ kar Yarib: aケ、ョャ。エー@ Yitercek: Kafi derecede-
_siirilme. @ eskilerin kullan- de; yeterince çek.
y。イZ@ dッセエ@ ol; 「。ョ@
Tefviz: sゥー。イ@ etme; da. 、@ bir ilaç; panze- Yeti görüp: Kafi görüp
エュ[@ bir gayrimen-. hir. Yasar: Düzer; エ・ォゥャ@ e- Yezdan: Allah
kulü bilinen fiatiyle Toman: イ。ョG、@ on bil! der. mウイ。、N@ Kirpi- Yibargeyler: Yapacaklar
birinin üstünde 「ᆳ akçe yani elli ォオイ@ ゥ@ okuna yarin ォ。@ yャ。ウZ@ aゥ。ウ@
rakma. ォケュ・エゥョ、@ 。ャエョ@ sik·· keman yasar• yani yャ。ォ・」ゥZ@ Bir ケャ@ geç-
Telattlllf: Nazikane mua- k e. eYalin ォゥイーセ@ ka- meden.
melede bulunma. t'Tremola: Gemiyi çevir- ケャ。@ keman エ・ォゥャ@ yッセ@ eylegey: Yok etsin
Terahhiim: Merhamet; rnek. eder•. Y uyu1ュオZ@ (ÖI'')
u ケォ。ョM
etme; 。」ュN@ Tilr: 'Büyük Yesavul: Muhafaza me- ュZ@ エ・ュゥコャョN@
Ter'ib: Arzu ettirme tオ・A@ aコォ[@ nnk. (Z)
ro-O) Za'feran: Safran otu de-
ケ。ーャュ@ cetvel
nilen sanya boyamaya
u￧イ。ケーZ@ (Uçramak: Te- Usturlab: Eskiden ケャᆳ Zülf: Sevgili ウ。￧[@ özellik
yaran bir ot.
sadüf etmek; rast 、コゥ。ョ@ arza naza- Zahm: sォエョ。@ le yüzün iki エ。イヲョZ@
gelmek) Tesadüf e- ran yükseklik derece- Zahme: Vurma; yare dan sarkan saç bö-
dip sini ölçmeye yarayan Zerd: San lükleri.
Uh1fe: Sip3hilere; Yeni- alet. Zevrak: Sandal: ォ。ケ@ ZülfikAr: Hz. Peygamber
çenlere üç ayda bir
Zeyç. yャ、コゥ。ョ@ hareket (S.A.)'in Hz. Ali'ye
verilen ュ。@ . u。ォZ@ aォ[@ 。ォャイN@ ve yerlerini göste- hediye ettikleri ucu
Ultan: Yuvarlanan; te- Beytte cNalege オᆳ ren astronomlarca çatal ォャ￧N@
kerlenen 。ォ@ agaz ey legey•
· Unnab. (Renk olarak)
Yani: aォャ。イ@ figan
kイュコ@
'Ussa: Tasa; keder; kay- eylemeye 「。ャウュA@
gu; gam; hiizün deniyor.

tehcᅵG|iaセ@ 1001 teセipNl@ F.SER


seiᅵGjdセ@ ÇIKAK KiTAPLAR

1 YUNUS lMRE 33-TüRKLERiN SOY KUTuGu


2 HUZUR
34 AHMET HARAMI OE:STANI
3-18. YUZYIL TURK ORF VE 3!>-A'MAK-1 HAY AL
ADE TL ERI 36-KABUSNAM E 1
TMeih@ f'OGLU DI V ANI KAHUSNAME ll
!> ORUC BEG TARIHI 37-MUNECCiM bai@ TARIHI 1
6-HOZGUN MüNECCiM bai@ TARiHI ll
7-f..1EVLANA 38-ASiRETTEN DEVLETE
8-E_MI R SULTAN (Türkoye エ、イゥィ@ 1)
9 BUH RANLARlMlZ J 9-iMPARATORLUK YOLU
IG-luRKL[ RIN MAN!;Vi GUCU (Turkiye エ。イQ@ @ ll)
ll BiR LAMANLAR iSTANBUL 4G-CiHAN HAKiMiYETi Htuイォケ・@
12 TüRKiYEMEKTUI->LARI tarihi lll)
13-NECAII llEY DiVAN! 4 I-OLGUNLUK ÇAGI (Turktyc
14-BARBAROS HAVRElli N PA· tarih i IV)
SAl 42-SONUN balngャci@
1!> ijarbイセos@ iayrセ@ r ri N PA· (TurkiYe tarihi V)
SA ll 43-SONA OOGRU (Turkly., ャ。イ@
16-SOSY ALi S 1 ULKELF"ROE VI)
f'IKI R SANATlN KADERI TMderkn@ Htオイォケ」@ tarilll
QWMtlrゥヲa@ VI tekゥlaiᄋ@ V ll)
MIZ 45 BüYüK SANCAGIN
18-TURKIYI.:.'NIN OöR T YILI GöLGESiNDE
19-Ki1Ail 1 BAHRiYE 1 46-BiZANS tarゥMャ@ 1
f<.ITAB--1 bahrゥyセ@ ll 47 BiZANS TARiHi ll
2G-GlCE HiKAYELE:Ri Hmオ^。ュエᄋ@ 48-ENVARU'L aャkn@ 1
r エ。ョ」@ TセenvaruGl@ aャkn@ ll
21 FATIH'iN TARiHI 5G-ENVARU'L ASIKIN lll
22 RAMAZANNAME 51 - 1001 HADiS 1
23-GAZI MUSTAFA KEMAL 52-1001 HADiS ll
24 ZAGRA MUI TuSUNUN HA· 53-MEVLANA CELALEDDIN
TIRALARI RUMi
RUMevrai\@ PCRiSAN 54-iSTANBUL TURK KALEL.ERI
26-KAR ACAOCLAN 55-MUHAMMEOiYE 1
21-cAN CEKlSt N TuRKiVE 56-MUHAMMEDiYE ll
28-HUDiN KANUNNAMFSI 57-MUHAMMEOiVE lll
29 iSLAM MEDENiYEri 58-MUHAMMEDiYE IV
JG-AHLAK 59-TüRKiVE'DE santNr@
Jl TURKIVE'Yi AOYLE VE ZENEATLAR
GöRDuM
6G-OELHi TüRK iM PARA r OR·
32-LEHÇETu'L HAKAYlK LUCU

ra

You might also like