Professional Documents
Culture Documents
36 - Hıfzı Topuz - 100 Soruda Türk Basın Tarihi
36 - Hıfzı Topuz - 100 Soruda Türk Basın Tarihi
HIFZI TOPUZ
GERÇEK 81 YAYINEVİ
100 SORUDA
BAŞLANGIÇTAN GÜNÜM ÜZE
T Ü R K B A S IN T A R İH İ
DAVALAR. HAPİSLER. SALD IRILAR. FAİLİ M EÇHUL CİNAYETLER
VE HOLDİNGLER
Hıfzı Topuz
B irin ci B a sk ı: 1973
Y en id e n Y a z ılm ış İk in ci B a sk ı: 1996
K ap ak : S ail M a d en
İç B a sk ı: Ö z a l M a tb a a sı
C ilt: E sra M ü c c llith a n c si
9 6 .3 4 .0 0 9 1 .5 8
ISBN 975-7551-23-6
HIFZI TOPUZ
100 SORUDA
B A Ş l.A N G IÇ T A N G Ü N Ü M 0 ZE
GERÇEK W YAYINEVİ
İs tik lâ l C a d d e s i, k o ç i u ğ H a n , N ıO H O , k u ı ,*S
T e le fo n : ( 0 2 1 2 ) 2 0 a 55 25
8 0 0 5 0 B c y o ğ lıı- ls ia n b u l
Ö N SÖ Z
"100 Soruda Türk B asın Tarihi"m ilk k ez 1970 başlarında yazm ıştım .
O zam andan bu yanu çok şeyler değişti. B oğaz K öprülerinin altından çok
su lar aktı.
O yıllarda ne iletişini sözcüğü vardı, ne de m edya. B ilgisayar daha ga
zetelere girm em işti, haberler faksla iletilm iyordu, videoyu daha keşfetm e-
m iştik. insanlar televizyon ekranlarının tutsağı olm am ıştı, basın g üvenliği
ni ve inandırıcılığını bu ölçüde yitirm em işti, gazetecilerin saygınlığı
vardı, o laylar bu ölçüde saptırılm ıyordu, işkence teknikleri bugünkü kadar
gelişm em işti.
En yüksek gazete tirajı 600 bindi, düşün gazetelerinin 100-150 bin
bastığı yıllardaydık. İkitelli'nin adı bile yoktu, belki de oralarda koyun ve
sığır sürüleri dolaşıyordu. M edya H oldingleri kurulm am ıştı, A ydın D oğan
henüz K oç grubunun otom otiv bölüm ünde b ayilik yapıyordu, D inç B ilgin
İzm ir'de yerel b ir gazetenin başındaydı, E n v er Ö ren'in basın dünyasında
daha adı bile duyulm am ıştı.
T ürkiye'de televizyon sayısı henüz 100 bin bile değildi. G azeteler rek
lam gelirlerini T V y e daha kaptırm am ışlardı.
Y a gazeteciler? D.P. dönem inde gazeteciler onurlu b ir savaş verm işler
ve hem en hem en hepsi cezaevlerine girip çıkm ıştı, am a kim se işkence
g örm em iş, öldürülm em işti.
H erşey 12 M art (1971) ile başladı, işkenceler, K ontrgerilla m erkezle
rinde eğitim gördüler. T üm baskı örgütünün b aşında tek isim y er alıyordu:
G eneral F aik Türün. Ö nce dört gazete kapatıldı, sonra devrim ci dergiler;
daha sonda profesörler, gazeteciler, sendika yöneticileri ve T lP üyeleri
gözaltına alındı. A rdından 61 A nayasası d eğiştirildi, birbirinden güçsüz
ve yeteneksiz başbakanlar ülkeyi yönetti o yıllarda.
(1831 - 1876)
Agcilı Efendi: T ürkiye'de özel serm aye ile çıkan ilk gazetenin kurucusu
A gâh E fendi'nin basın tarihim izde önem li bir yeri vardır. Ç ünkü Dev-
let'teıı em ir alm adan, kendi dar olanakları ile ilk özel gazeteyi çıkartan ve
bu gazetenin sayfa düzenini, başlıklarını yapan ve b aşyazılan yazan Agâh
E fendi'dir. Fakat A gâh Efendi öyle N am ık Kemal gibi, A hm et M ithat
Efendi gibi, A hm et Rasiııı gibi, A hm et İhsan veya H üseyin C ahit gibi
bütün yaşam ını gazeteye verm iş bir kişi değildir. A gâh E fendi'nin bütün
öm ründe basm a ayırdığı süre en çok 11 yıldır. Tercüm an dönem i topu
topu 7 yıl sürm üştür. (E kim 1860 - H aziran 1867). A m a bu yedi yıllık g a
zetecilik dönem inde A gâh Efendi D evlet'teki işinden de ayrılm am ış, gaze
tecilikle devlet m em urluğunu bir arada yürütm üştür.
1867'de A vrupa'ya kaçan A gâh E fendi'nin yaşam ında dö rt yıllık yeni
b ir dönem başlar. Bu dört yıl d a tüm ü ile gazeteciliğe ayrılm ış değildir.
A gâh Efendi önce P aris'e gitm iş, sonra B rüksel'e yerleşm iş, oradan L ond
ra'ya geçm iş ve orada yayınlanan H ürriyet'c yazılar yazm ıştır.
1870 Fransız-A lm an savaşı çıktığı zam an A gâh Efendi Paris'tedir.
Paris kuşatm asının sıkıntılı günlerini y aşar orada. Paris K om ünü kendisini
etkilem iş m idir? B elli olm az. K asım 1871'de de İstanbul'a döner.
B ütün gazeteciliği bu kadardır A gâh E fendi'nin. Tercüm an-ı Ahval']
28 yaşında çıkarm ış, 35 yaşında A vrupa'ya kaçm ış, 39 yaşında d a yurda
dönm üştür. Yani. Paris dönüşünde tam çalışabilecek b ir yaştadır. Am a,
gazetecilikten hevesini alm ıştır artık. Ç eşitli D evlet hizm etlerinde bulu
nur: İzm it m utasarrıflığı yapar, Şûrâ-yi D evlet'e üye olur, önce B ursa'ya
sonra A nkara'ya sürülür, R odos ve M idilli m utasarrıflıklarında bulunur,
sonra A tina'ya elçi o lu r ve 1885'te 53 y aşında o rada ölür.
A hm et R asim A gâh E fendi'nin biyografisini yayınlarken şöyle diyor:
«A caba A gâh Efendi'yi böyle b ir gazete sahibi olm aya götüren âmil
(etken) kim veyahut ne idi?» Belli değil. A m a her halde F ransa'da yabancı
gazeteleri gördükten sonra A gâh E fendi'nin b u nlara benzer bir düşünce
gazetesi çıkartm aya heveslenm iş olm ası akla gelebilir.
1832'de Sarıyer'de doğan A gâh Efendi o « im an lar B eyoğlu'nda bulu
nan M ekteb-i T ıbbiye-i Şahane'de okuduktan sonra B abıâli Ç eviri O d asın
da çalışm aya başlam ıştır. A gâh E fendi'nin yaşam ında en önem li o lay lar
dan biri o zam an olağanüstü yetkilerle Paris'e atanan R ıfat Paşa ile birlikte
elçi kâtibi olarak A vrupa'ya gitm esidir. A gâh E fendi 20 y aşındadır P aris’e
gittiği zam an. O rada Ü çüncü N apoleon'a ve K raliçe E ugenie'ye tanıtılır,
törenlere katılır. Paris yaşam ını görür, gazeteleri izler... B ütün b u n lar etk i
leyecektir kendisini. A m a çok sürm ez bu görev, dört ay sonra İstanbul'a
döner.
B asın o zam anlarda gazetecilere geçim sağlayacak ölçüde gelir getiren
b ir m eslek değildir, ilân geliri yoktur. U zun süre gazetecilerin birçoğunu
Saray beslem iştir. G enellikle gazetecilerin bir de devlet m em urluğu var
dır. G azetecinin bir göreve atanıp D evletten m aaş alm ası b ir gelenek o l
m uştur âdeta. Bu iş, tâ C um huriyet yıllarına kadar da sürm üştür,
A gâh Efendi de Terciiınan'ı çıkardığı yıllarda ne görevlerde b ulunm a
m ıştır ki. B ir ara Posta yönetim inin başına getirilm iştir, bir ara V apur iş
letm elerine bakm ıştır, bir ara Ereğli köm ürlerine, b ir süre de Şûrâ-yi Dev-
let'te bulunm uştur.
Tasvir-i E fkâr'ın kurucusu Ş inasi'dir. D aha önce A gâh Efendi ile b ir
likte Tercüm an-t A hval'i çıkarm ış olan Şinasi kısa b ir süre sonra bu g aze
teyi bırakarak tek başına yeni b ir düşünce gazetesi çıkarm aya karar ver
m işti. Tasvir-i E fkâr Şinasi'nin yarattığı b ir gazete oldu. 27 H aziran
1862'de çıkan ilk sayıda yayınlanan b ir giriş yazısında belirtildiğine göre
gazetenin am acı havadis verm ek, halka kendi yararlarını düşünm eyi ve
kendi sorunları üzerinde durm ayı öğretm ektir. Bu yazıda Şinasi her
hüküm etin halkın yararına çalışm akla kuvvetlenebileceğini belirtiyordu.
Tasvir-i E fkâr haftada iki kez çıkıyordu. G azete iç ve dış haberler için
özel sütunlar ayırm ış ve bunlara «H avadis-i D ahiliyye» ve «H avadis-i Ha-
riciyye» diye süslü b aşlıklar yaptırılm ıştı. Şinasi, halkoyu, düşünce özgür
lüğü gibi konularda uyandırıcı ve uyarıcı başyazılar yazıyordu. G azeteyi
üç yıla yakın bir süre Şinasi çıkardı. O sıralarda bir arkadaşının tutuklan
m asından kuşkulanan Şinasi. 1865 ilkbaharında P aris’e kaçtı. Fazıl M usta
fa Paşa'nın kendisini bu yolda desteklem iş olduğu da öne sürülür. Şina
si'nin ayrılışından sonra gazetenin başına N am ık K em al'in geçtiğini
görüyoruz. Şinasi'nin etkisi altında kalan N am ık K em al daha 25 yaşında
iken başyazılarını yazm aya başladı. O da yazılarında özgürlük konularına
d eğ in iyor ve aydın çevrelerde geniş yankılar uyandırıyordu. 18o7'de çıkan
«Şark m eselesi» ,5) başlıklı bir yazı dizisi üzerine N am ık K em al'in g azete
ciliği yasak edildi. B unun üzerine N am ık K em al de A vrupa'ya kaçtı ve g a
zetenin yönetim i R ecaizade E krem 'e kaldı.
Tasvir-i E fkâr 835 sayı yayınlanm ıştır.
M eşrutiyetten önceki yıllarda adı geçen İbret gazetesi 1870'te çıkm aya
başladı. G azetenin kurucusu ve sahibi A leksan Sarrafyan Efendi idi. 1870
yılının ağır havası içinde İbret b ir ay kapatıldı. Sarrafyan Efendi g azetesi
nin adını Ibretııam eyi  lem 'e çevirerek İb ret'i haftalık b ir m izah gazetesi
yaptı am a gazetenin durum u yine de düzelm edi. 1872'de A hm et M ithat
Efendi gazeteyi kiraladı. İbret yeniden g ünlük gazete oldu ve 13 H aziran
1872’de yeni kadrosuyla çıkm aya başladı. B aşyazıları N am ık K em al y azı
yordu. E büzziya T eviik, Reşat ve N uri B eyler de gazeteye girdiler. İbret
İstanbul basınına olgun ve kaliteli bir hava getirdi.
A m a aradan bir ay bile geçm eden 9 T em m uz 1872'de İbret 4 ay sürey
le kapatıldı.
N am ık K em al'in O cak ve Şubat 1873’te çıkan birkaç yazısından dolayı
İbret yeniden bir ay kapatıldı. O sıralarda N am ık Kem al «V atan yahut Si-
listre»yi yazm ıştı. İb re t'te bu oyun ile ilgili b ir yazı yayınlandı. Bunun
üzerine 5 N isan 1873'te İbret büsbütün kapatıldı. Y azarları tutuklandılar
ve birkaç gün sonra sürgüne gönderildiler. G azete ancak 132 sayı yayınla
nabildi.
İbret, N am ık K em al'in yaşam ında önem li yeri olan b ir gazetedir. Per
tev B oratav N am ık K em al'in gazeteciliği üzerinde yaptığı bir incelem ede
K em al'in her şeyden önce gazete yazarı olduğunu b e lirtiy o r(8).
N am ık K em al toplum un değişm esinde gazetelerin çok büyük bir rol
oynadığı kanısındadır. O na göre «Ü lkem izin Avrupa'dan" birkaç yüzyıl
geri kalm asının başlıca nedeni basının olm am asıdır». K em al'e göre basın,
hüküm etin gidişini kontrol eden b ir organdır. B asının parlam ento kadar
önem li bir rolü vardır. N am ık K em al kendi gazeteciliğinden söz ederken
de şöyle diyor: «K endim i vatan hizm etkârlığı için doğm uş bilenlerdenim .
Bu görevi yerine getirm ek için yazıdan başka b ir araç bulunm adığından
elim kalem tuttuğu günden beri gazeteciliği seçtim .»
N am ık K em al gazetecilik m esleği üzerinde de durm uş ve b ir g azete
nin A vrupa'da birkaç yüz kişiyi b eslem esine karşılık bizde genellikle
kendi m asraflarını bile karşılayam adığını, am a y ine de gazetecinin kendi
kalem ine dayanarak geçinm eyi göze alm ası gerektiğini belirtm iştir.
Kem al İbret'teki yazılarında hüküm etin gazeteleri kapatm akla basına ve
gazetecilere büyük zararlar verdiğini öne sürerek şöyle dem ektedir:
«H angi gazete kapansa, sahibi gelirlerini y itirm iş olm u y o r m u? G azetenin
sahibi ve yazarları aç da bırakılabilir. D ünyada açlığa cevaz (izin) var
m ıdır?»
N am ık K em al hüküm etin, gazetecileri susturm ak için kendilerine m e
m uriyetler tek lif etm elerine de karşı koym aktadır: «G azeteciler bir m eslek
seçm işlerdir ve o m eslekte geçim lerini sağlam aktadırlar. N için istem edik
leri bir m esleğe girm eğe zorlansınlar? V atan ım ızca büyük ilerlem eyi ede
biyatta ve edebiyatta en büyük ilerlem eyi de g azetelerde gördüğüm için o
yolda yaşam ayı bir çok şeye tercih etm iştim . F elek elverm edi. G azete
çık ar çıkm az devlet hizm etinde k u llanılm aya hak kazandığım ız yolunda
bin taraftan bin türlü sözler çıkm aya başladı. H üküm et gazeteleri kapatıp
gazetecileri oraya buraya gönderirken bunların devletin çıkarlarına aykırı
düşünceleri olduğunu öne sürüyor. B u zararlı k im seler nasıl olu r da D ev
let m em uru olarak kullanılabilir?»
Kemal bir başka yazısında da şöyle diyecektir: «M adem ki basın ülke
nin çıkarlarına hizm et etm ektedir, o halde basına azam î özgürlük sağlan
m alıdır.» N am ık K em al. H üküm etin b ir basın yönetm enliği yapm asını
önerir, «gazeteciler yasak olan şeyleri bilm eli, ona göre yazı yazm alıdır»
der. K em al m ahkem e kararı olm adan H üküm etin gazete kapatm asına
karşı koyarak şöyle dem iştir: «K aatilleri, canileri, G irit esirlerini, Y unan
haydutlarını m ahkem e önüne çektiler, hâlâ da çekiyorlar. D uruşm asız sü
rülm ek, susturulm ak, aç bırakılm ak yalnız biçare gazetecilere m ahsus bir
b elâ m ıdır?»
N am ık Kem al İbret'teki yazılarında kanunsuzluklara karşı koyarak her
gün g üm bür güm bür haykıracaktır. A m a sonunda H üküm et İbret'i kapatıp
N am ık K em al'i M agosa'ya sürecektir. B üyük vatan şairinin gazetecilik ya
şantısı da böylece sona erer. N am ık K em al T ürk basın tarihinde önem li
b ir kişiliği olm uş ve iz bırakm ış bir gazetecidir.
M uhip: 1867'de yayım lanm aya başladı. İki yıl kadar yayım landı. Aynı
tarihlerde rastlanan bir gazete de M uhibbi Vatan'dır. Bu gazete beş kez ad
değiştirm iştir: M aınaliki M ahrusa, Türkistan, H ulâsatülefkâr, Efkâr.
Utarit: 1867'de yayım lanm aya başladı, ancak beş sayı çıkabildi.
H akayik iil Vakayi: 1870'de y ay ınlanm aya başladı ve çok uzun süre çı
kabildi. R ecaizade Ekrem ve K em al Paşazade Sait B ey bu gazetede çalış
tılar.
A sır: 1870'de çıkm aya başladı, özel eğlence say ılan yayınladı.
Hadika: önce 1869'da bilim sel b ir gazete olarak çıktı ve çok yaşam adı.
İki yıl sonra yeniden yayınlandı. N am ık K em al, A hm et M ithat Efendi,
E büzziya T evfik ve Ş em settin Sami bu gazetede çalıştılar. G azetenin sahi
bi A şir Efendi idi.
H ulasat iil Efkâr: 1873'te kuruldu. Sabah ve akşam , günde iki baskı
yaptığı oldu.
H anly kardeşlerin ölüm ünden sonra gazete 1895'te C hester adında bi
rine satıldı. G azetenin yönetim i de F igaro'nun İstanbul m uhabiri, Fransız
edebiyatı öğretm eni R egis D elb eu fe verildi. 191 l'e kadar gazeteyi yöne
ten R egis D elb eu fü n dönem inde Sta m boul gazetesi en başarılı yıllarını
yaşam ıştır. Bu gazetecinin ölüm ünden sonra Stam boul'un yönetim iyle G a
latasaray Lisesi öğretm enlerinden Pierre Le G o ff görevlendirilm iş ve
1946'ya kadar gazeteyi bu kişi yönetm iştir. (G azete B irinci D ünya Savaşı
sırasında. 1914-1918, çıkm am ıştır). Le G o ffta n sonra gazetenin başına
R ené H ouille getirilm iş ve 1955'e kadar İstanbul gazetesi onun yönetim in
de kalm ıştır. Yeni teknik gelişm elere ve T ü rkiye'de basının ve toplum un
koşullarına ayak uyduram ayan İstanbul gazetesi b ir süre T ransız E lçiliği
nin yardım ıyla yaşam ış, bu yardım ın kesilm esi ile de 1964'te gazetenin
k ap atılm asına karar verilm iştir.
P resse O rient (günlük gazete, İstanbul 1849-1854), C ourrier d'O rient
(günlük gazete, 1854), G azette M édicale d 'O rien t (A ylık tıp gazetesi. İs
tanbul 1857), Le C om m erce de C onstantinople (T icaret gazetesi, İstan
bul), Le M oniteur O rient (İstanbul. 1882-1919), R evue d 'O rient (İzm ir,
1871), Indépendant (İzm ir, 1918), Le L evant (İzm ir, 1919), La Liberté
(İzm ir, 1919), Echo de la France (İzm ir, 1919-1922).
Ulûın: Ali Suavi L ondra’dan ayrıldıktan sonra Paris'e gitti ve aynı yıl,
1869'da, orada Ulûın adlı bir dergi çık arm aya başladı. Fransız-A lm an S a
vaşı sırasında Paris kuşatılınca da Ali Suavi L yon'a geçerek gazetesini
orada «M uvakkaten» başlığı ile y ayınlam aya devam etti.
İnkılâp: Bu gazeteyi de 1870'te yine C enevre'de H üseyin V asfı Paşa
ile M ehm et Bey çıkarttı.
B izde basınla ilgili ilk yasaklar, 1858 C eza K anunu ile başlar. Bu
kanun yayınlandığı zam an T ürkiye'de daha topu topu iki gazete çıkm ıştır:
d evletin resm î gazetesi Takvim -i Vakayi ve C eride-i H avadis. B ir tek de
dergi vardır: Vakayii Tıbbiye. A m a devletin yöneticileri ileriyi görm üşler
ve basından gelebilecek zararları önleyebilm ek için ted b ir alm aya başla
m ışlardır! G erçekte 1853 C eza K anunu F ransızcadan T ürkçeye çevrilir
ken basınla ilgili m addeler de dilim ize uydurulm uş ve ilk yasaklam a
böyle çıkm ıştır.
B u kanunun 138. m addesi şöyle der:
«D evleti  liyyenin em ir ve ruhsatıyla açılm ış olan m atbaalarda salta
natı seniyye ve erbabı hiikûm et ve tebaai saltanatı seniyeden olan b ir m il
let aleyhinde gazete veya kitap ve evraki m uzirre tab ve neşrine m ütecasir
olan kim selerin iptida bastırm ış olduğu şeylerin zaptiyle derecei cürm üne
göre m atbaası m uvakkaten veya bütün bütün kapatıldıktan sonra on m eci
diye altınından elli m ecidiye altınına kadar cezayı nakdî ahzolunur.»
K anunun 139'uncu m addesinde genel adaba aykırı m izah y azılan ile
m üstehcen resim basılm ası yasak edilm iştir.
K anunun 213'Uncü m addesi de «basm a kâğıt talik ve neşriyle» yani
afiş ve yayın yoluyla başkasına asılsız isnadda bulunm ayı yasaklam ıştır.
A ti kararnam e (1867)
D İP N O T L A R :
(1) H aşan R efik E rtuğ, W . C h u rch ill'in 1842'de E rm eni harfleriy le de T ü rk çe bir
gazele çıkard ığ ın ı ve bunun u zu n süre yay ın lan d ığ ın ı belirtm ektedir.
H aşan R efik E rtuğ. B asın ve Y ayın H areketleri T arihi, İstanbul, s. 163.
(2) E nver B ehnan Ş apolyo. T ü rk G aze te cilik T arihi ve H er Y önü ile B asın, A n
kara, 1969, s. 110.
(3) Hasan Refik Ertuğ, aynı eser s. 175.
(4) Enver Behnan Şapolyo, aynı eser, s. 118.'
(5) Tasvir-i Efkâr, sayı 465.
(6) Kaynaklar: Murat Uraz, Şinasi, İstanbul 1955; Server İskit, «Tasvir-i Efkâr»,
H ürriyet gazetesi eki. Aralık 1967; Mustafa Baydar, «ölümünün 100..yıldönü
münde Şinasi» C um huriyet, 14-15 Eylül 1971.
(7) Selim NUzhet Gerçek, Filip Efendi için bu deyimi kullanmıştır. Türk Gazete
ciliği, s. 42 İstanbul, 1931.
(8) Pertev Boratav, «Namık Kemal'in gazeteciliği», Namık Kemal, DTCF,
1941.
(9) Mufassal Osmanlı Tarihi, cilt 6, s'. 3332.
(10) Alexandre Blacque'in Türk basın tarihinde önemli bir yeri vardır. Fransız
Büyük Devriminde XVI'nci Louis'yi savunan avukatlardan birinin oğlu olâtı Ale
xandre Blacque Devrimden sonra ailesiyle birlikte İzmir'e gelip yerleşmiş, önce
Spectateur Orlental'i sonra L e C ou rrier de Srnyrne gazetesini çıkarmıştır.
(11) Hristos Sokratis Solomonides, I Dimitiographia Sti Smirni (İzmir'de gazete
cilik), Atina 1959.
(12) 1850'de çıkan Annuaires des deux Mondes'a göre bu gazete I825'te A.
Blacque tarafından kurulmuştur. Djiveleguian da «Le Régime de la presse en Tur-
t)uie»de başka bir kaynağa dayanarak aynı tarihi veriyor. Selim Nü'zhet Gerçek ve
Haşan Refik Ertuğ ise gazetenin bir süre sonra A. Blacque yönetimine geçtiğini be
lirtiyor.
( 13) Blak Bey'in gizli görevle Fransa'ya gönderildiği «Annuaires des deux Mon
des 1850»de belirtilmektedir. İkinci Mahmul, A. Blacque'm çocuklarının eğitimi
ile ilgilenmiş, bunlardan Edouard Blacque (1824 - 1895) daha sonraki yıllarda İs
tanbul'da çıkan Courrier de Constantinople gazetesinin başyazarlığına getirilmiş,
sonra da Blak Paşa adını alarak Basın Genel Müdürü olmuş. Bükreş elçiliği de
yapmıştır.
(14) Selim NUzhet Gerçek, 3 Nisan I94l'de Akşam gazetesinde çıkan bir yazı
sında şu sayıları veriyor: Türkçe 95 Jön.Türk gazetesi, Arapça 8, Fransızca 12, Ya-
hudice (İbranice) 1, toplam: 114.
(15) Cavit Orhan Tütengil, İngiltere'de Türk Gazeteciliği, İstanbul, 1966, s. 22-
23.
(16) Cavit Orhan Tütengil, aynı eser, s. 5.
(17) Cavit Orhan Tütengil, aynı eser, s. 37-38.
(18) Server İskit, Türkiye'de Matbuat Rejimleri, İstanbul, 1939, s. 58.
( 19) Cavit Orhan Tütengil, aynı eser, s. 88.
(20) Ahmet Bedevi Kuran, İnkılâp Tarihimiz ve İttihat ve Terakki, İstanbul,
1948, s. 120.
B İR İN C İ M E Ş R U T İY E T V E İS T İB D A T D Ö N EM İ
(1876-1908)
Basın sansürü:
A bdülham id'in hüküm darlığı dönem inde basın sansürü ilk olarak
1878'de, S ıkıyönetim N izam nam esinin uygulanm ası ile başladı. Ö nceleri
yalnız siyasal gazeteler sansürden geçiriliyordu, 1882'de her çeşit gazete
ve d ergiler de sansürün kapsam ına girdi.
Üç türlü sansür vardı bu dönem de:
a. Türkçe ve azınlıkların dilleriyle yayınlanan g a zetelerin sansürü:
Bu sansürün uygulanm ası am acıyla 1878'de b ir sansür heyeti ktırul-
m uş ve bu kurul İçişleri B akanlığı'ndaki İç B asın M üdürlüğü'ne bağlan
mıştı.
G azete yazı işleri m üdürleri gazeteye girecek bütün yazıların provala
rını her akşam Sansür K urulu'na sunuyorlar, sansür m em urları d a gerekli
gördükleri yazı, paragraf, cüm le ve kelim eleri çıkardıktan sonra gazeteye
g ö n d e riy o rla rd ı(l)
b. Türkiye'de ve dışarda y a b a n a d illerde basılan gazetelerin sansürü:
Bu çeşit yayınların sansürü ile D ışişleri B akanlığı'na bağlı «M atbuatı
H ariciye M üdürlüğü» görevlendirilm işti. B u m üdürlüğün M illî Eğitim B a
kanlığı ile de yakın ilişkileri vardı. Y abancı ülkelerden gönderilen y ayın
lar daha güm rükten geçm eden M illî E ğitim e bağlı m em urların k ontrolün
den geçiyordu.
c. Yerli ve yabancı kitap sansürü:
A bdülham id tahta çıkm adan çok önce, daha 1846-47 yıllarında kurul
m uş b ir Eğitim kurulu vardı. Bu kurula bazen «M eclisi M aarif» bazen de
«M eclisi Kebiri M aarif» dendiğini görüyoruz. Bu kurulun görevi, basıl
m adan önce k itaptan incelem ek ve gazete çıkarm ak isteyenlere «ruhsat»
verm ekti. D em ek ki bu kurul kitap sansürüyle görevlendirilm işti.
1 8 80de yine M illî Eğitim B akanlığı'na bağlı olarak bir «Encüm eni
T eftiş ve M uayene» kuruldu. Bu kurul da siyasal olm ayan sürekli yayınla-
n n ve kitapların sansürü ve kontrolü ile ilgileniyordu. K urulun 74 kişilik
b ir kadrosu vardı.
1897'de yine M illî E ğitim 'e bağlı olarak b ir «Tetkiki M üellefat» ve bir
de «K ütübü D iniye ve Şeriye T etkik H eyeti»nin kurulduğunu görüyoruz.
T etkiki M üellefat kom isyonu, E ncüm eni T eftiş ve M uayeneden ruhsat
alarak yayınlanan kitap ve türkçe oyunların yeniden incelenm esi ile g ö
revlendirilen ve haftada 2 defa M illî E ğitim B akanının başkanlığında to p
lanan bir kom isyondu.
Bazı kelim elerin kullanılm ası yasak edilm işti. S ansür m em urları elde
yazılı bir kural olm adığı halde bunları yazılardan çıkartıyorlardı.
O dönem den kalm a belgelerde şu kelim elerin çıkartıldığı belirtiliyor:
G rev, suikast, ihtilâl, anarşi, sosyalizm , dinam o, dinam it, infilâk, k argaşa
lık, hal, (hüküm darın tahttan indirilm esi), kıtal, (vuruşm a), K anunu Esasî,
hürriyet, vatan, m üsavat (eşitlik), B osna, H ersek, M akedonya, G irit, K ıb
rıs, Y ıldız, büyük burun (A bdülham id'in burnu büyük olduğu için bu keli
m e yasak edilm işti), M urad (Sultan M urad an lam ına gelebildiği için), is
tibdat, beynelm ilel (uluslararası), veliaht, cum huriyet, m ebuslar, A yan
azası, bom ba, M ithar Paşa, K em al B ey, inkılâp, tahtakurusu, (yanlışlıkla
«tahtı kurusun» diye okunabileceği için); k im ya ile ilgili yazılarda 0 = A H
gibi sim gelerin kullanılm ası yasaktı, çünkü b u n lar «A bdülham id=sıfır»
anlam ına gelebilirdi; hasta (hasta adam , yani O sm anlı İm paratorluğu),
kardeş (yani Sultan M urad), v.b.
S ervetifünun'un sahibi ve başyazarı A hm et İhsan sansürle ilgili anıla
rında şöyle d e m e k te d ir<3):
«S ansür son dereceyi bulm uştu. H am idiye su lan yeni akıtılm ış ve çeş
m eler açılm ıştı. Dr. B esim Ö m er Paşa sular hakkında b ir m akale yazdı;
çeşm e başında bir ihtiyar adam ın d u a ettiğini gösterir artistik b ir renkli
resim de basılacaktı. Sansür buna soru işareti koydu ve ben şaşırdım . Baş
sansürcü K ara Kemal Bey e bir tezkere yazdım . G elen cevap şudur:
'Azizim ,
Ç eşm e resm i hakikaten pek güzel ve dua herkesin nazarında şüphesiz
ki kutsaldır. Lâkin bu günlerde gazetelerden neyi çıkartacağım ı, neyi bıra
kacağım ı bilm iyorum . Ç ünkü kötü düşünceli k im seler bu güzel resm i
g örür görm ez 'Hah, işim iz duaya kaldı' dem ek istediğim izi sanırlar.
M adem ki klişesini yaptırm ışsınız, ileride, uygun b ir zam anda koym ak
üzere haber veririm . O lim piyad o y u nlarına gelince, onların y ayınlanm ası
n a uygun zam an henüz gelm edi. Y ayınlam ayınız. D iğerlerine ruhsat veril
m iştir. 24 M ayıs 1896.’»
A hm et R asim sansürle ilgili anılarında o çağın ünlü sansür m em uru
Hıfzı B ey'le arasında geçen bir konuşm ayı şöyle anlatm aktadır:
« - Biz, dedim , yazdığım ız yazılarda zatıâlinizin çizeceğinizi b ildiği
miz kelim eleri kullanm ıyoruz. B iliyoruz ki vatan, m illet, hürriyet, ihtilâl,
cinnet, m ecnun, yıldız, intihar, zehir v.s. gibi birçok kelim eler yazılm az.
Fakat sansürden gelen provalarda h er seferinde başka başka kelim eler,
cüm leler görüyoruz ki çizm işsiniz. B azen yarım sütunu, b ir sütunu kaldı
rıyorsunuz. B unların ne gibi şeyler ve ne türlü fikirler ve m analar old u ğ u
nu lütfedip söyleseniz de boş yere yazm asak ve sizi de yorm asak.»
« - O nu ben de bilm em . Y alnız size şu kadarını söyleyeyim ki siz anla
yınız. Siz hangi yazınızı en çok beğenerek yazarsanız, 'O h, ne güzel oldu'
derseniz, benim onu çizeceğim i biliniz...»
İstibdat D önem inde H üküm etin en büyük düşm anlarından biri kitaptı.
K itaba karşı savaş açılm ıştı sanki. Bu konuda dünyanın en ilginç belgele
rine bu dönem de rastlıyoruz. İşte bazı örnekler:
M abeyn B aşkâtipliği'ne, yani Saraya y ollanm ış 7 M ayıs 1902 tarihli
bir belgeden ö z e tle r<4):
B ir belge daha:
D izgi ya n lışla n :
İstibdat dönem inde bazı dizgi yan lışlan yüzünden gazetelerin kapatıl
dığı görülm üştür. Bu y an lışlan n en ünlüleri arasında şunlar vardır:
- «Şevketlü A bdülham id» A rap harfleriyle «şu kötü A bdülham id»
olarak okunabilecek şekilde çıktığı için Sabah gazetesi b ir süre kapatıl
mıştır.
- P adişahın tahta ç ık ’şının yıldönüm ünü bildiren bir yazıda b ir dizgi
yanlışı ile «leylei m es'ude» (m utlu gece) «leylei m esude» yani karanlık
gece olarak çıkm ış ve İkdam gazetesi hakkında kovuşturm a açılm ıştır.
- «H ollanda kraliçesine bir nişan itası» (verilmesi,) konulu bir haber
Takvim -i Vakayi gazetesinde b ir dizgi yanlışı ile «nişan hatası» o larak ç ık
tığı için gazete 1908'e kadar kapalı kalm ıştır. Ç ünkü ju rn alc ile r o zam an
12 yaşında olan bir çocuğa nişan verm ekle «hata» edildiğini padişaha d u
y u rm uşlar ve bunun b ir çeşit m uhalefet olduğunu belirtm ek istem işlerdir.
- M atbaai A m ire'de (D evlet basım evinde) dizilip yayınlanan Salna-
m e'de (D evlet yıllığı) K anunu E sasî'nin b ir yaprağı cilde ters girdiği için
bu, Padişahı baş aşağı görm e dileği olarak yorum lanm ış ve D evlet bası
m evi kapatılm ıştır.
E dgar V itaker, H üküm etten cevap alam ayınca 23 K asım 1890'da Sa
darete b ir ikinci m ektup yazarak yine eski yardım isteklerini öne sürm üş
ve V itaker'in dilekleri Sadarette geniş tepkilerle karşılanm ıştır. Bu şantaj
olayının nasıl sonuçlandığı belli değildir.
B ir zam anlar D ışişleri B akanı olan Sait Paşa ile D ışişleri m üsteşarı
A rtin D adyan'ın birlikte hazırladıkları b ir rap o r bu konuda çok ilginçtir.
R aporda İstanbul'da yabancı d illerde çıkan L eva n t H erald, P hare du
Bosphore, La Turquie, Istanbul, ve B yzantis gazetelerine yılda 340 bin
lira ödendiği, yabancı ülkelerdeki gazetelere ise yalnız 1300 lira verildiği
belirtildikten sonra şöyle denm ektedir:
«B asına ayrılan paranın toplam ı önem lidir. B unun iyi kullanılm ası o l
dukça fayda sağlayabilir. O nun için, yabancı dillerdeki gazetelerin ileride
yapacakları hizm etler karşılığı, yerli gazetelere verilm ekte olan paraların
hem en kesilm esi, yahut m iktarlarının azaltılm ası ile bu paranın yabancı
basına ayrılm ış ödeneklere eklenm esi yerinde olacaktır.
«Şim di dış basın ödeneğinden b ir m iktar para alm akta olan 'M em orial
diplom atique gazetesine ve A vrupa'da büyük ve tanınm ış b ir iki gazeteye,
m üm kün olduğu kadar hiçbir tarafa renk verilm eksizin, bazı devletlerin
yaptıkları gibi, para verilm esi ve bu gazetelerin tarafım ıza geçirilm esi. İs
tanbul'daki m uhabirlerinden bir ikisinin m ükâfatlandırılm ası ve bu suretle
hüküm et lehine yazılar yazdırılm ası uygun görülm ektedir.» (9)
Soru 19: Sabah nasıl bir gazeteydi, M ihran Efendi ve Ali Kemal
kimdi?
İstibdat dönem indeki basın olaylarının en önem lilerinden biri ilk gaze
teciler grevidir. Şöyle olm uştur bu grev:
Yıl 1901. O zam ana kadar gazetelere iki paralık pul yapıştırılm aktadır.
A bdülham id tahta çıkışının 25'inci yıldönüm ünü kutlar o yıl. B asının ho
şuna gitsin diye de o yıldönüm ünde pul vergisini kaldırır. G azete patron
ları önem li bir gelir sağlarlar bundan. P ulların kaldırılm ası her b ir g azete
nin gelirinde 80-90 lirâlık bir artış sağlay acak tır (24). G azetede çalışanlar
da bundan kendilerine bir pay isterler. P atro n lar «H ayır, olm az» derler.
K im lerdir o zam an gazete patronları: İkdam 'ın sahibi A hm et C ev d et’le
Sabah'm sahibi M ihran E fendi. G azetecilerin istediği şey, bu 90 liranın
hiç değilse üçte birinin kendilerine verilm esidir. P atronlar dayatırlar. İş
büyür ve sonunda gazeteciler greve karar verirler. O zam an lar da daha
grev g irm em iştir O sm anlı im paratorluğuna. G rev nasıl yapılacak? K im se
tjilm ez bunu. G azeteciler kendi aralarında top lan tılar düzenlerler. İş yalnız
işi bırakm akla kalm am alı, grevciler yeni b ir gazete de çıkartm alıdır.
N asıl çıkar bu gazete? Saadet diye yarı batak b ir gazete vardır o za
m anlarda. Onu kiralam aya karar verirler. «H er m uharrir 25 lira serm aye
verecek ve bununla kâğıt ve lüzum lu m alzem e satın alınacaktır.» P aralar
to p lan ır ve grevciler kendi öz gazeteleri Saadet'i yayınlam aya başlarlar.
A m a o zam ana kadar birbirlerinin en büyük düşm anı sayılan A hm et
C evdet'le M ihran Efendi aralarında anlaşarak İkdam 'la S a b a h ’ı hiçbir şey
olm am ış gibi çıkartm aya devam ederler. O kuy u cu lar bütün yazı kadrosu
nun ayrılıp grev yaptığını anlam ayarak her günkü alışkanlıkla gazetelerini
alm aya ¿ev a m ederler. H üseyin C ahit Y alçın şöyle anlatıyor bunu:
«H ep birden grev yapıp Saadet'i çık arm am ız ne İk d a m ı sarstı ne de
Sabah'ı. B asın piyasasının kalburüstü en işg ü zar yazarları S a a d et gazetesi
ni bir türlü yürütem iyorlardı. S ansür m üthiş bir silindir olm uştu. H içbir
yazarın benliğini gösterm esine, hiçbir gazetenin başka türlü olm asına
im kân yoktu. N asıl olup da bizlerin böyle b ir çeşit isyan şeklinde kendi
başım ıza bir gazete çıkarm am ıza m üsaade ettiklerine şim di şaşıyorum ...»
İlk grev böylece fiyasko ile sonuçlanır. G revciler borçlarını öd eyem e
dikleri için günün birinde Saadet g azetesinden de atılırlar.
A vram C alanti'nin "T ürkler ve Y a h u d ile r" (30) adlı kitab ın d a b elirttiği
ne göre Ispanya'dan T ürkiye'ye göç eden M usevi ler m atbaayı d a beraber
lerinde getirm işler. 1453'te İstanbul'da ilk m atbaa G erson adında bir
haham tarafından kurulm uştur. G erson 1530'a kadar bu m atbaada çalış
mış, sonra da o ğ u llan bu işi sürdürm üşlerdir.
G erson'un kurduğu m atbaada İbranice b ir tefsir ve T ev rat (1493) ve
İbranice bir dilbilgisi kitabı (1495) basılm ıştır. İkinci B eyazıt dönem inde
(1481-1512) İstanbul ve Selanik'te 19, B irinci Selim d ö nem inde de (1512-
1520) 33 kitap y a y ın la n m ıştır(31).
M usevi lerin kurduğu m atbaalarda Ib ranice'den başka İspanyolca, L a
tince ve R um ca kitaplar ve bir İb raniçe-T ürkçe sözlük basılm ıştır. M usevi
m atbaalarının sayısı sonraki yıllarda İstanbul'da 19'a, Selanik, H alep,
E dim e, Şam ve İzm ir'de de 30'a yükselm iştir.
Z iyad E büzziya'nın belirttiğine göre T ürkiye'de yaşayan M useviler İs
panyolca ve L adino (12) dilinde 102 gazete ç ık a rtm ışla rd ır(JÎ). B un lan n
86'sı O sm anlılar dönem inde, 16'sı ise 1923'ten sonra yayınlanm ıştır.
O sm anlılar dönem inde M usevilerin çıkardıkları dönem sel y ay ın lar
şunlardır: L a B uena E speransa (L adino, İzm ir 1842), C haaré M izzahpuer-
ta del O riente (İzm ir 1846), O r Israel-L a L uz de Israël (İspanyolca), El
M anedero-L a Fuente de Sensia P ara El P uevlo (Isp. 1855-1858, 1885-
1889), Journal Israelit (Isp. 1860-1866), Sefat E m ek-E l L uzero (Isp.
1867), El N ecinel (Isp. 1871), El T iem p o (İsp. 1871), El Progresso (Isp.
1871). El T elegrafo (Isp. 1872-1930), La Patria (Isp. 1908-1909), La Boz
(Isp. 1908-1910), El R elam pago (Isp. 1909), El K oreo (Isp. 1911 ), El Sol
(İsp. - Fr. 1879), El R ayo de Luz (Isp. -Fr. 1885), El A m igo de la Fam ia
(İsp. Fr. 1885), El Instruktor (Isp. Fr., 1888), E lcudio (Isp. Fr. 1909-
1922), Le E dison de C ugeues El T eleg rafo (Isp. - Fr. 1894), C oha C ohey-
ka (Isp. 1860, M izah), El B urlon (Isp. 1909, M izah), El Jugveton (İsp.
1909-1931, M izah), El C huflete (Isp. 1909, M izah), El G rasiozo (Isp.
1910 M izah, Şarkiyye (İzm ir, 1867, İbrani harfleriyle T ürkçe), Z am an
(İzm ir, 1872, İbrani harfleriyle T ürkçe), C eride-i T ercem e (İzm ir, 1876),
C eride-i L isan (İzm ir 1899), ittih at (İzm ir 1908), iktisad iy at M ecm uası
(1914-1918), M ir'at (1911), C eride-i Felsefe (1912), H a M evaser (İbrani-
ce, 1909-1911), L'A urore (Fr. 1908-1922), Le Jeune T urc (Fr. 1908-
1918), L a N ation (Fr. 1919-1922), Le Journal d 'O r ie n t (Fr. 1917-1971),
D jouha (N asrettin Hoca, M iz a h )(î4).
Soru 23: İstibdat döneminde dış haber kaynaklan nelerdi, İlk ya
bancı ajans büroları ne zaman kuruldu?
D İP N O T L A R :
(1) G azeteci S ü ley m an T ev fik B ey'in anılarından: «O zam anın İsm ail K em al,
Sait, A h m et M ithat gibi b ü y ü k y a z a rla n gazetey e girm ey eceğ in i bild ik leri halde,
saraya d u yurm ak istedikleri m ü h im şeyleri b aşm ak ale şe k lin d e y azar ve sansüre
g önderirlerdi. Ç ünkü bunun y ay ım ını yasak eden bir m em u r yazının bir kopyesini
bir notla S araya gönderir. A b d ü lh am id d e bunu oku tu p dinlerdi...»
(2) Bu yön erg e Paul F esch'in I9 0 7 'd c P aris'te çıkardığı «C onstantinople aux
derniers jours d'A b d ü lh am id » (A b d ülham id'in son gü n lerin d e İstanbul) adlı k ita
bında yay ın lan m ıştır. S erv er İskit « T ürkiye'de M atbuat İdareleri ve P olitikaları»
adlı kitab m a bunun fran sızcad an çev irisin i koym uştur. Y önergenin yayınlandığı
tarih belirtilm em iştir.
(3) A h m et İhsan. M atbuat H atıralarım , İstanbul, 1930, s. 150.
(4) S erv er Iskil, T ü rk iy e'd e M atbuat İdareleri ve P olitikaları, s. 135.
(5) N iyazi A hm et B anoğlu, « A b dülham id D ev rin d e B asın R e z a le tle ri» D ü n y a
gazetesi, A ralık 1955.
(6) A hm et İhsan, aynı eser, cilt I, s. 72.
(7) A h m et İhsan, ay n ı eser, s. 75.
(8) M ü n ir S üleym an Ç ap an o ğ lu , B asın T arih in e D air B ilgiler ve H atıralar, İstan
bul, 1962, s. 49.
(9) N. A. B anoğlu, ay n ı yazı d izisi. D ünya, 22 A ralık 1955.
(10) N. A. B anoğlu, A ynı yazı dizisi, D ünya, 3 O cak 1956.
(11) P aris B ü y ü k elçiliğ in d en çık arlar eld e ed erek F ransız basın ın d a A bdülha-
m id'i öv en yazıların çık m asın ı sağlayan b ir g azeteci de F igaro yazarların d an T h eo
dore C a h o t olm uştur.
(12) B asiret, 5 H aziran 1872.
(13) B asiret, 17 N isan 1872.
(! 4 ) D evir, 25 A ğustos 1872.
(15) H akkı T a n k U s, A hm et M ithat'ı anıyoruz. İstanbul, 1955. M ünir
Süleym an Ç apanoğlu, A hm et M ithat, İstan b u l, 1964.
(16) A lm anak 1936, İstanbul, B asın K urum u, s. 93.
(17) Selim N üzhet, T ürk G azeteciliği, İstanbul, 1931, s. 72.
(18) E nis T ahsin T il, «Eski G azeteciler, E ski G azeteler» V atan, 6 M ayıs
1959.
(19) E nis T ahsin T il, «Filip ve M ihran E fendiler», V atan 29 O cak 1960.
(20) E nis T ahsin T il, «G azetecilikte rekabet», V atan 19 Şubat 1962.
(21) Y alm an, G ördüklerim , G eçirdiklerim İstanbul 1971, c ilt 1, s. 294.
(22) A sım Us, 1930-1950 H atıra N o tla n . İstanbul, 1966, s. 46-54.
(23) T arık M üm taz G öztepe, V ahidettin, İstanbul, 1969, s. 434.
(24) E nis T ahsin T il, «M uharrirlerin G revi», V atan 11 Şubat 1959.
(25) D ünyada E rm enice ilk gazete 1784'te M adras'ta (H indistan) y ayın
lanm ış A zdarar adlı b ir gazetedir. (K arken M ooradian, «A rm anian Journa
lism since 1512» Journalism Q uarterly, W inter, 1970).
(26) Sorbonne'da öğretim üyesi V artan O zirtian'ın verdiği bilgiler, M art
1973, Paris.
(27) E rm eni harfleriyle T ürkçe yay ın lan an başlıca g azeteler şunlardır:
C eride-i H avadis (1840 veya 1842, b aşy a z an H açadur V osganyan), M ec-
m uai H avadis (1852-53), A habiri K onstantiniye (1855), Z ühal (1855-57),
M üradü Erciyas (1859-1864), T ercü m an -ı H akikat'in özel say ılan , M an-
zum ei E fkâr (1866-1896), Fırat (1867, H alep), E n v an Şarkiyye (1867, E r
zurum ), V arakayı H avadis (1868-69), T irçnik (1868), H üdavendigâr
(1869-72, B ursa), Sedayı H akikat (1870-73), T ercüm an-ı E fkâr (1878-
84), C eride-i Şarkiyye (1885-1913), M ecm ua-ı A h b ar (1885-1906, 1907-
1914, Erm enice), Felek (1885-1887), A v ed ap er (1906-09), R eh b er (1912-
13), R ahnüm a (1910-13) (V O zinian'dan alınm ıştır).
A hm et İhsan T okgöz de an ılan n d a E rm eni harfleriyle T ürkçe yayınla
nan M anzum ei E fkâr, C eride-i Şarkiyye ve Cihan gazetelerini okuduğunu
an latıy o r (cilt I, s. 35).
(28) Jam anak, 1908-1948, İstanbul (B u incelem eyi T oros A zadyan'ıtı
yaptığı anlaşılıyor).
(29) O dönem de yayınlanan b aşlıca gazeteler şunlardır: H ayrenaser
(1843, İzm ir), H ayastan (1846-52), M asis (1852- ), A rpı A raradyan
( 1853-56, İzm ir), T utak H aygasyan (1856, İzm ir), A vedaper (1855,
İzm ir), A stığ A ravelyan (1855), Y erevak (1857), K ınar A ravelyan (1857),
T ankaran H asaragats (1858), Jam anak (1863), M anzum ei E fk âr (1866-
1917), O rakır (1868), D ziadzan (1866-70), A rarat (1869-72), H ayrenik
(1870-1891), A sya (1841-74), P ü zantyan (1896-1918), M ecm uai A hber
(1885-1914), C eride-i Şarkiyye (1885-1913), S urhantag (1899-1908), Ar-
şalus (1907-1908), Jam anak (1908).
B irinci D ünya Savaşından sonraki yayınlar arasında da şunlar vardır:
A revelk (1931), N orlur (1926), H ayhosnak (1936), B ad g er (1938), A m su-
van K irkı (1938), Aztarar.
(30) A ram G alanti, T ürkler ve Y ahudiler, İstanbul 1947.
(31) K am il Ö zer, T ürkiye'de G ayrim üslüm A zınlık B asını, Y üksek L i
sans T ezi, İst. Ü niversitesi Sosyal B ilim ler E nstitüsü, G azetecilik B ölü
mü, 1995.
(32) L adino Ispanya'dan gelen M usevilerin kullan d ık tan Ispanyol kö
kenli b ir dildir. B u dil İspanyolca, T ürkçe, R um ca ve B ulgarca'nın kanşı-
mı ile ortaya çıkm ıştır.
(33) Z iyad Ebüzziya, O sm anlı İm paratorluğum un T ürkçe dili dışındaki
basını, T ürkiye'de yabancı dilde basın, İstanbul Ü niversitesi yayın lan
3342.
(34) N esim B enbanaste, Ö rneklerle T ürk-M usevi B asınının TUrkçesi, İs
tanbul, 1988.
Selim K aneti, T ürkiye'de Y abancı D ilde B asın, İst. Ü niversitesi Y ayın
lan 3342
(35) H. R. E rtuğ, aynı eser, s. 152.
(36) A. D ascalakis, La presse néo hellenique, Paris 1930, s. 68.
(37) D ascalakis, aynı eser.
(38) N. M aschopoulos, H istorique de la presse grèque; bibliographie de
la presse, Paris, s. 646.
(39) N iyazi A hm et B anoğlu, «A bdülham id D evrinde B asın R ezaletleri»
D ünya, 14 K asım 1955 - 17 O cak 1956.
(40) G raham Storey, R euter's C entury, L ondra, 1951.
ÎK ÎN C t M E Ş R U T İY E T V E M Ü T A R E K E D Ö N EM İ
(1908-1923)
Soru 24: İkinci M eşrutiyet basına nasıl bir özgürlük havası getirdi?
s
İkinci M eşrutiyet y ıllan basın tarihi bakım ından anarşik b ir dönem dir.
D ö rt gazeteci öldürülm üş, katiller yakalanm am ış ve b ir terör havası y ara
tılm ıştır ülkede. Bunu İttihat T erakki C em iyetinin ileri gelenleri örg ü tle
m iştir. D aha sonraki yıllarda ülkeyi büyük b ir çıkm aza sürükleyen bu kişi
ler terö r eylem lerine sokak ortasında gazeteci öldürm ekle başlam ışlardır.
H aşan F ehm i: M ülkiye'yi (Siyasal B ilgiler) bitirdikten sonra P aris’e
kaçan H aşan Fehm i b ir süre M ısır'da yaşam ış ve 1908'de İkinci M eşru ti
yetin ilânı üzerine İstan bul'a dönerek S erb esti gazetesine başyazar o lm u ş
tur. İttihatçılara karşı koyan bu gazetenin yazıları aydın çevrelerde geniş
y an k ılar uyandırıyordu, ittih atçıla r H aşan Fehm i'yi susturm ak için önce
kendisine gözdağı verdiler, fayda etm edi. B ir akşam H aşan Fehm i üç ar-
kadarıyla birlikte G alata K öprüsünden B eyoğlu'na geçerken kendisini
kurşunlayıp öldürdüler (5 N isan 1909).'K atiller yakalanm adı.
Ertesi gün S erb estin in birinci sayfasında yalnız şu yazı vardı:
«Serbestî-i m atbuatın (basın özgürlüğünün) ilk kurbanı, öm rünü m en
falarda (sürgünlerde) geçirm iş olan evlad-ı hürriyetten H aşan Fehm i
BSy'in ruhuna fatiha.»
H aşan Fehm i'nin öldürülm esi üniversite çevresinde heyecan yaratm ış
tı. Ö ğrenciler ertesi sabah büyük b ir gösteri d üzenleyerek B abıâli'nin
önünde toplandılar. Sadrazam H üseyin HiLmi Paşa öğrencileri kabul
etm ek zorunda kaldı. O zam an H ukuk F akültesinde öğrenci olan 19 yaşın
daki b ir genç, B urhan Felek, öğren ciler adına b ir konuşm a yaparak k atille
rin yakalanm asını istedi. Sadrazam da «K atili bulur, astırırım » diyerek öğ
rencileri yum uşattı. G ençler M ebusan M eclisine giderek M eclis başkanı
A hm et R ıza B ey’le görüştüler. O rada d a «A rtık bu gizli eller kırılsın. M il
let kan ağlıyor. K atilleri isteriz» diye bağırdılar. Polis ise bu işin üzerine
gitm ek istem iyordu. K im ler vardı kim b ilir cinayeti d ü zenleyenler arasın
da...
H aşan Fehm i Bey polisin desteklediği terör örgütünün kurşunladığı ilk
basın kurbanı olm uştu (5).
T ürkiye'de ilk yerli haber ajansı 1911 'de kurulan O sm anlı T elg ra f
A jansı'd ır (1911-1914). Salih G ürcü adlı b ir kişinin kurduğu bu ajans,
D evletten bazı yardım lar elde ediyordu. H avas ve R eu ter A janslarıyla im
zalanan anlaşm alar gereğince de O sm anlı T e lg ra f A jansı bu ajansların
T ü rkiye'de haberlerini yaym a tekelini alm ıştı. G erçekte bu ajans H avas ve
R euter'in örtülü bir örgütüydü.
A jans bir süre sonra hüküm etten daha ço k yardım istedi, tekelini ge
nişletm eye yöneldi. H üküm et bu istekleri destekleyecek b ir kanun tasarısı
hazırladı ve bunu M ebusan M eclisine getirdi. T asa n d a O sm anlı A jansının
yurt içinde 15 büro kurm ası öngörülüyor ve bürolardan çekilecek tellerin
günde 50 kelim esinin ücretsiz olm ası isteniyordu. M ecliste bazı m illetve
killeri bu tasan y a karşı koydular, «H üküm etin yetki verm ek istediği ajans
yabancı bir ortaklıktır. B unlar yalnız kendi çık arlan n ı korum aya çalışa
caklardır: Y abancı bir ortaklığa bu yetkileri verm edense ulusal bir ajansın
kurulm ası doğru olur» dendiyse de H üküm et öne sürdüğü tasan y ı geri al
m am ış ve tasan M eclisten geçm iştir.
İştirak: İstanbul'da ise yankı uyan d ıran ilk solcu gazete H üseyin
H ilm i'nin 26 Şubat 19 10'da yayınlam aya başladığı haftalık İştirak gazete
sidir tl4) Bu gazetenin iki dönem i vardır:
İleri'yi 1919'da C elâl N uri İleri ile kardeşi Suphi N uri İleri kurm uştur.
İleri'çiler Ittihatçılan ve İstanbul H üküm etini sert b ir dille eleştirerek
M illî M ücadeleyi desteklerler. A nadolu'daki cephe haberleri ilk olarak
H eri'de çıkar. M ustafa K em al duyulm asını istediği haberleri İleri’ye ulaş
tırır ve A tatürk'ün yolladığı yazılar bu gazetede başka adlarla yayınlanır.
Heri M illî M ücadelenin İstanbul sö zcüsüdür âdeta. Bu yüzden İn gilizler
C elâl N uri'yi 1920 M art'ında M alta'ya sürerler. C elâl N uri, dönüşünde
m illetvekili olacaktır. Suphi N uri'de b ir süre sonra Ü niversiteye geçecek
tir. İteri 1924'de kapanır.
(1919-1950)
1919 yılının son günlerinde A nkara'ya gelen A tatürk'ün ilk yaptığı iş
lerden biri «M üdafaai H ukuk C em iyeti»nin kararlarını duyuracak b ir g a
zetenin çıkartılm asını ele alm ak olm uştur. O zam an doğru dürüst bir b ası
m evi yoktu A nkara'da. K onya'dan b ir baskı m akinesi getirtilerek M eclisin
bahçesindeki b ir binaya yerleştirildi. B ütün hazırlıklar iki haftaya sığ d ırıl
dı. G azetenin adını da A tatürk koydu: H âkim iyeti M illiye, gazete, 10
O cakta çıkm aya başladı.
ilk sayıdaki başyazı A tatürk’ündür. Yazı işleri m üdürlüğüne. N izam et-
tin N azif T epedelenlioğlu getirildi. G azetenin so ru m lu 'm ü d ü rü de R ecep
Z ühtü idi. İlk yıl gazete haftada iki gün çıkıyordu, 6 Şubat 1921'de günlük
oldu. N izam ettin N aziften sonra yazı işleri m üdürlüğüne önce H üseyin
R agıp B aydur, sonra N afı A tu f K ansu atandı, daha sonra da Z iya G evher
Etili. O sıralarda A nkara'da bulunan birçok aydın ve gazeteci H âkim iyeti
M illiye'ye yazı verdiler. B öylece gazetenin çok zengin b ir yazı kadrosu
kuruİdu.
Yeni Gün:
Öğiit:
D ergiler.
D oğru Söz:
Yeni Adana:
Açıksöz:
15 H aziran 1919'da K astam onu'da y ay ınlanm aya başladı. M illî M üca
deleyi destekledi. 1932'ye kadar yaşam ıştır.
25 A ralık 19 10'da K onya'da çık m ay a başlayan B abalık, M illî M ücade
le yıllarında K uva-yı M illiye'nin K onya'da büyük dayanaklarından biri
idi. Server İskit, N am dar Rahm i, R eşat E krem K oçu, Şair Y ahya Saim ,
Sam izade Süreyya, Sadettin N üzhet ve E.B. Şapolyo çalışm ıştı B abalık'ta.
A ja nsın özerkliği:
Soru 35: Takrir-i Sükûn Kanunu (1925) denen baskı yasası nasıl
çıkarıldı?
1925 yılında D oğu illerinde Şeyh Sait isyanı çıkm ış ve K ürtler bağım
sızlık eylem ine girişm işlerdi. A nkara ve İstanbul'da da H üküm ete karşı bir
m uhalefet eylem i vardı. T erakkip erv er C em iyeti kurulm uş, eski İttihatçı
lar örgütlenm eye yönelm işlerdi. İstanbul basını ise daha tek parti d ü zen i
ne alışam am ıştı. B asında ileri geri her tiirlü eleştiri y azılan çık m ak ta ve
bu n lar A nkara'da geniş tepk iler yaratm aktaydı. H üküm etin görüşüne göre
D oğu'da bir ayaklanm a vardır. B asında falsolu sesler bu ay aklanm aya hiz
m et etm ekteydi. M uhalefetin, eleştirinin hiç sırası değildi. B ütün falsolu
sesleri susturm ak g e re k iy o rd u <n).
B u am açla «T akrir-i Sükûn K anunu» diye bir terö r kanunu tasarısı
M eclis'e getirildi. K anun M eclis'te tartışılırken H alk P artisi’nin ileri gelen
lerinden R ecep Peker şunlan söyleyecektir:
«İstanbul gazetelerinin m em lekette ne k adar m üessese ve m akam
varsa hepsini tahribe geçtiğini görüyoruz. Şeyh Sait isyanının en birinci
m üsebbibi bunlardır. En başta M illet M eclisi olm a üzere bütün m üessese-
lere saldırdılar. Bu kanunun tek lif edilm esine de İstanbul basını sebeptir.
Ç ünkü yayın ve telkinleriyle isyanın çıkm asına sebep olm uşlardır. İşte biz
bu yılan yuvalarını tahrib etm ek ve susturm ak azm indeyiz. B u yılanlar, bu
zehirli yuvalar, kanun kuvvetiyle dezenfekte edilm edikçe, m em leketin
rahat yüzü görm esi ihtim ali yoktur. İşte bu sebeple bu kanunu Y üksek
M eclisin kabul etm esi bir vatanî m ecburiyettir.»
M eclis 4 M art 1925'te T akrir-i Sükûn K anununu kabul etti. Bu kanun
d a şöyle deniyordu:
« irticaa ve isyana ve m em leketin sosyal nizam ını, huzur ve sükûnunu,
güvenlik ve asayişini bozm aya yönelen h er türlü teşkilâtı, tahrikleri, teş
vikleri, teşebbüsleri ve yayınları H üküm et C um hurbaşkanının onayı ile
y asaklam aya yetkilidir. S an ık lan H üküm et İstiklâl M ahkem elerine verebi
lir.»
Ö nce iki yıl için kabul edilen bu olağanüstü durum kanunu, sonra iki
yıl daha uzatılacak ve ancak 1929'da kaldınlacaktır.
T akrir-i Sükûn K anunu hüküm ete olağanüstü yetkiler verm iştir. B asın
ö zgürlüğünü H üküm et dilediği gibi kısıtlayabilir, gazeteleri kapatabilir.
İstiklâl M ahkem eleri hukuk kurallarına uym ayan kararlar alabilirler. B un
lar dikta yetkileridir.
İstanbul basını büyük bir kuşku içindedir. N eler yapılacak gazetecilere
karşı? B asın kendini savunm aya çalışır. V atan'da o günlerde şöyle b ir yazı
çıkar:
«Türk gazeteciliği m ütareke devrinde parlak b ir im tihan geçirm iştir.
D üşm an işgali altındaki b ir şehirde çıkan gazetelerin m illî d avaya feda
kârca hizm etleri G azi P aşa ve bütün dev let ad am lan m ız tarafından hara
retli kelim elerle takdir edildi. B undan sonra gazetelerim iz her dış m esele
de birleşik kaldı, inkılâplara, ilerlem elere ait m ünakaşaların büyük bir
kısm ı inkılâp fikrinin etrafında toplanm ıştır. M em lekette yapılan h er şeyi
d o ğ ru ,-h er yazılanı hata diye gösterm ek yanlış b ir hareket olur. İstanbul
g azetelerinin.iyilikleri her halde hatalarından üstündür. C ehalet ve taasuba
karşı tesirli bir faaliyet gösterm ek vazifesini taşıyan m illî b ir vasıtayı
«yılan» kelim esiyle vasıflandırm ak R ecep Bey gibi bir devlet adam ından
hiç beklem ediğim iz bir hareket tarzıdır.
M eclis 7 M art 1925'te iki İstiklâl M ahkem esinin kurulm asına karar
verm iştir. B unların birincisi A nkara'da kurulm aktadır, (B aşkan: Ali Çelin-
kaya, savcı: N ecip A li, üyeler: K ılıç Ali, Dr. R eşit G alip ve Ali (Rize):
İkincisi de D oğu'da (B aşkan: M azhar M üfit, savcı: Süreyya, üye: Avni
D oğan. Saip ve H alini).
K apatılan gazetelerin sorum luları tutuklanm am ıştır önceleri, tik olarak
H üseyin C ahit Y alçın tutuklanır. B unun nedeni o günlerde T erakkiperver
Parti nin m erkezinde yapılan araştırm aları Tanin'in « T erakkiperver Fırka
basıldı» diye gösterm esidir. Y alçın'la birlikte gazetenin yazı işleri m üdür
leri B aha ve Kadri B e y ierle, gazetenin sorum lu m üdürleri M uam m er ve
N uri B eyler de yakalanarak A nkara istiklâl M ahkem esine gönderilirler.
D uruşm a başlar. Y alçın bütün davranışlarının hesabını v erm ektedir bu d u
ruşm ada.
M ahkem e başkanı, Y alçın'a, «Siz, der, T akrir-i Sükûn K anunu çık tık
tan bir- gün sonra H üküm eti protesto şeklinde siyasî yazı yazm am aya
karar verdiğinizi yazm ıştınız. Bu yazınız d a ism et Paşa H üküm etini p ro
testo m ahiyetindedir ve ağırdır. M em lekette artık hürriyet ve özellikle söz
ve yazı hürriyeti kalm adığını, siyasî y azılara veda etm ek m ecburiyetinde
kaldığım ızı ilân ettiniz. B unları niçin yazdınız?... M em lekette irtica vardı,
isyan vardı, kan dökülüyordu. B öyle b ir zam anda niçin su s tu n u z ? » (12).
H üseyin C ahit Y alçın ın cevabı şu olacaktır:
«T akrir-i Sükûn K anunu çık ıy o r dediler. E lzem m iş. B en de bunu ka
bule m ecburdum , sustum . Şim di susuşum b ir suç oluyor. Susm ak hakkım
yok mu benim ? Y azm akta devam edecek olsaydım , insan hali bu, bazen
b ir şey yazarsınız, karşıdakiler ona başka b ir m ana verirler. B unu önlem ek
m üm kün değildir. B öyle nâzik b ir zam anda bari hiçbir şey yazm ayayım .
H üküm et rahat etsin, dedim , iyi niyetle gazetem i siyasî durum dan ayır
dım . B ununla hizm et ettiğim kanısındaydım . O ysa şim di bu yüzden sor
guya çekiliyorum . H ata ettiğim i görüyorum . Ç ünkü gazeteyi büsbütün ka
pam alı im işim ...
«E ngizisyon devrinden sonra, m edenî ve hür dünyada ve bilhassa eg e
m enliğin halka dayandığı bir dem okrasi ve cum huriyette kim se fikir ve
m esleğinden dolayı suçlanam az. M esleğe, fikre ceza yoktur. R eis B eye
fendi hazretleri, bu, adaletin öyle yüksek b ir kanunudur ki T eşkilâtı E sasi
ye ile yönetilen hür ve uygar m illetlerin hepsi onun önünde boyun eğm e
ye m ecburdurlar.
«C um huriyetçi değil m iyim ? Laik değil m iyim ? İlerilik âşığı değil
m iyim ? D em okrasinin savunucusu değil m iyim ? Siz benden nasıl şikâyet
edebilirsiniz? B ırakınız benim tutum um u m ürteciler ve p adişahçılar be
ğenm esinler...
«B asın özgürlüğünü zararlı görm ek, bunun m em lekette kötü sonuçlar
verdiğini söyleyerek gazetecileri m ahkûm etm eye kalkm ak adalete aykırı
dır. M adem ki bu m em leket halk egem enliği prensibi ile kendini yön ete
cektir, m utlaka basın özgürlüğü olacaktır. H em de sınırsız b ir basın ö zg ü r
lüğü. Ç ünkü bütün dünya kabul ed er ki, basın özgürlüğü olm adan
dem okrasi olm az. En saydığım ız ağızlar bize «B asın özgürlüğünün ilâcı
gene basın özgürlüğüdür» dem iy o rlar m ı? B u n lar dem iyorlar ki, basın öz
gürlüğünün ilâcı sonra da bir İstiklâl M ahkem esi kurarak ve bu K ununun
k apsam ına geçm işteki olayları d a alarak gazetecileri m ahkûm etm ek
olsun.»
İstiklâl M ahkem esi her şeye rağm en 7 M ayıs 1925'te kararını verm iş
tir: Y alçın hayat boyunca Ç orum 'da sürgün cezasına m ahkûm edilm iştir,
M uam m er ve Nuri B eyler de ikişer yıl hapis cezasına.
R esim li A y'cılar:
Bu sıralarda Z ekeriya S ertel'in çıkardığı R esim li 4 y dergisinde C evat
Şakir'in (H alikarnas B alıkçısı) «A sker kaçakları nasıl asılır» başlıklı bir
yazısı ç ık m ış tır (lî). Bu, C evat Şakir'in hapisane an ılan d ır. Y azıda asker
k açaklannın sehpaya gitm eden önce öteki m ahkûm lara karşı tutum ları
duygusal bir dille anlatılm aktadır. Bu yazı üzerine Z ekeriya Sertel ile
C evat Şakir tutuklanıp A nkara İstiklâl M ahkem esine gönderilirler.
H üküm et yazıda askerliğe hakaret ve askeri isyana teşvik suçu görm üştür.
K ısa bir yargılam adan sonra Z ekeriya Sertel üç yıl S inop'ta sürgün c e
zasına çarpılacak, C evat Şakir de üç yıl B odrum a sürgün e d ile c e k tir<l4).
B undan sonra sıra, öteki gazetecilere gelm iştir. Ö nce T evhid-i E fk â rın
b aşyazan V elit Ebüzziya, Son T elg ra fın yazarlan Sadri E rtem , Fevzi
Lütfı K araosm anoğlu ve İlham i Safa, S e b ilü rreşa fın başyazarı E şref Edip,
Toksöz gazetesinin yazarı A bdtilkadir K em alî ve kapatılan öteki gazetele
rin so rum lulan tutuklanıp D oğu İstiklâl M ahkem esine gönderilirler. (21
H aziran 1925).
84
M ahkem e bir süre sonra E lâzığ'a taşınır. D uruşm alar devam ederken
M ahkem e 12 A ğustos'ta Vatan'ın ve bazı başka yayınların da durdurulm a
sını ister, bu kez de A hm et Em in Y alm an, A hm et Şükrü Esm er, İsmail
M üştak M ayokan ve Suphi Nuri İleri tutuklanıp E lâzığ'a gönderilirler.
Şeyh Sait isyanı ile İstanbul basını arasında ilişki olup olm adığı araştırıl
m aktadır. D oğu m ahkem esinin savcısı Süreyya Bey şöyle dem iştir bir
süre önce:
«İsyanın türlü türlü sebepleri vardır. B unların arasına basın hürriyetini
şahsî m aksatlar veya şahsî siyasî gayeler u ğruna kötüye kullanan, kasitli
veya kasitsiz surette yazılan yazıların, isyan üzerinde tesirleri dokunan g a
zetelerin tutum u da girebilir. Bu sebeple gazeteler buraya getirilm eli, y a
zılarının isyana tesiri dokunduğuna kanaat gelen g azeteciler davaya katıl
m alıdır. (7 H aziran 1925)» (IS).
Y argılam a haftalarca sürer E lazığ'da. Sonunda hava yum uşam ış ve
m ahkem e bütün gazeteciler için beraat k a ran verm iştir. Bu karar gazeteci
lerin büyük bir başansı sayılır o zam an. A m a terör havası dağılm am ıştır
B abıâli'de.
D evrim lerin gerçekleştirilm esi için T akrir-i Sükûn K anunu ile b ir
terör havası yaratılm ası, gazetelerin kapatılm ası, gazetecilerin isyancılarla
birlikte İstiklâl M ahkem elerinde yargılanm ası ve basının susturulm ası g e
rekli m iydi acaba?
H alkı devrim lerden uzaklaştıran, yıllar sonra gericilik ak ım lannın ye
niden başkaldırm asını hazırlayan, çok partili o rtam a girildikten sonra
H alk P artisi'nin bir daha çoğunluğu k azan am am alan n a sebep olan faktör
lerden biri T akrir-i Sükûn K anunudur. B u kanun ile basında çok uzun
süren bir sessizlik dönem i başlam ıştır.
C u m huriyetin ilânından sonra uzun y ıllar yeni bir basın yasası çıkartıl
m am ış ve 1909 kanunu, M eşrutiyet d önem inde yapılan çeşitli değişiklik
lerle y ürürlükte kalm ıştı. B asınla ilgili en önem li karar sadece sıkıyöneti
m in ve sansürün kaldırılm asını öngören 7 E kim 1923 tarihli TB M M
B ak an lar K urulu K ararnam esi idi. B unda «2 E kim den itibaren İstanbul'un
işgaline son verilm iş olduğu için sıkıyönetim in ve sansürün varlığına artık
ihtiyaç kalm am ış olduğu ve bunların kaldırıldığı» ilân ediliyordu. Birinci
D ünya Savaşından beri süre gelen o lağanüstü durum a son verilm işti artık
İstanbul'da. A m a basın yasaları hep eski yasalardı. İstiklâl M ahkem eleri
nin kurulm ası havayı büsbütün ağırlaştırm ıştı ilk başlarda. Şeyh Sait isya
nı, İzm ir suikasti ve M enem en olayı da artırdı bu gerginliği.
F akat basında yine zam an zam an norm ale dönüş denem eleri oluyordu.
1920'de önce E skişehir'de sonra da A nkara'da Yeni D ü n y a 'yı ve Seyyare-i
Yeni D ü n y a y ı çıkartm ış olan A rif O ruç 1929'da da İstanbul'da Yarın g a
zetesini yayınlam aya başladı. Yazı işleri m üdürlüğünü M ekki Sait Esen
yapıyordu. N izam ettin N a z if T eped elen lio ğ lu ile Şemsi ve B urhanettin
adlı iki gazeteci de yazı kadrosunda idi. Yarın, m uhalefet yapıyordu H alk
Partisi'ne. Serbest Fırka kuruldu 1930'da. Yarın Serbest F ırk ay ı destekle
di. G azetenin baskısı o zam anlara kadar g örülm em iş b ir ölçüde artarak
80.000'i buldu. Yarm'ın yazılan H alk P artili çevrelerde büyük tepkilerle
karşılanıyordu.
B u sıralarda (1930'da), bir m uhalefet gazetesi daha kuruldu; Z ekeriya
Sertel, Selim R agıp Em eç, E krem U şaklıgil ve H alil L ütfı D ördüncü Son
Posta'yı çıkardılar. Bu dört gazeteci arasında b ir görüş ve düşünce birliği
yoktu. A m a, gazetenin politikasını yönetm e işi Z ekeriya Sertel'e bırakıldı
ve Son Posta hem en bir m uhalefet gazetesi oluverdi. Sertel bunu şöyle an
latıyor:
« O dönem de halk arasında geniş ölçüde hoşnutsuzluk vardı. T ek parti
sistem i halkı bıktırm ıştı. M em leketin kaderini b ir parti elinde tutuyor, bu
da keyfî yönetim e yol açıyordu. Y urttaş düşündüğünü söyleyem iyordu.
Seçim hakkını bile özgürce kullanam ıyordu. B en Son P osta'nın ilk say ı
sında 'B oğuluyoruz, biraz hava istiyoruz' başlıklı b ir yazıyla o günün bas
kısına karşı ilk isyan bayrağını açtım . B u yazı o vakit büyük b ir tepki ya
rattı. Ç ünkü halkın o günkü şikâyetlerine cevap veriyordu. B üyük M illet
M eclisi halkı değil, Halk Partisini tem sil eden gösterm elik b ir kurum o l
m uştu. H alk Partisinin dışında siyasî parti kurm ak yasaktı. B asın sıkı bir
baskı altında yaşıyordu. T elefonla gazete başyazarlarına verilen em irlerin
dışına çıkılm azdı. En ufak bir hata yüzünden gazete haftalarca kapatılır,
sorum lular m ahkem eye verilirdi. Yani tek kelim e ile halk nefes alam ıyor
du. H avasızlıktan ve hürriyetsizlikten boğuluyordu.
«O zam an esen bu hoşnutsuzluk havasını A tatürk de sezm işti. H atta
bundan dolayı rahatsızdı. H er taraftan gelen şikâyetleri işitiyor, b una bir
çare arıyordu. İşte aşağıdan gelen bu baskı üzerine A tatürk o sırada ikinci
b ir parti kurdurm ak yolunu seçti. Serbest Fırka'yı kurdurdu.
Partinin başkanı Fethi O kyar bize yakınlık gösteriyor, Son P osta'yı ka
zanm aya çalışıyordu. Fakat biz bağım sızlığım ızı koruyorduk. Serbest
F ırka liberalizm i savunuyordu, özel serm ayeye önem veriyordu, dev letçi
liğe karşıydı. Biz ise özel serm ayeye devletçe yapılan yardım a karşı şid
detli bir savaşa girişm iştik. F akat Serbest Fırka'nın kuruluşu m em lekette
biraz daha özgürlük havasının esm esine yol açtı. H erkes daha özgür konu
şabiliyordu. Biz de hürriyet ve dem okrasi savaşını daha açıktan yapabili
yorduk.» (l6\
Yarın’ın, Son P ostanın ve o zam anlar İzm ir'de Serbest Fırka'yı destek
leyen H izm et, H alkın Sesi ve Yeni A sır gazetelerinin y ay ın lan H alk P arti
sinde geniş bir hoşnutsuzluk yaratıyordu. Yeni b ir basın kanunu tasansı
hazırlandı. Bunun açıklanm asından önce bazı m illetvekillerinin M eclis'te
bir hava yaratm alan istendi. Fazıl A hm et A ykaç, A hm et İhsan ve eski İs
tiklâl M ahkem esi savcılanndan A hm et Süreyya, M eclis başkanlığına bir
soru önergesi vererek bazı gazetelerin izledikleri yayın politikası hakkın
da H üküm etçe ne tedbir alındığını sordular. Bu soruda şöyle denm ektey
di: 1
«Bazı gazetelerin izledikleri tehlikeli yön vatandaşların ve vatanın
üzerinde b ir fikir şakiliği yaparak m asum ruhları tam am en zehirleyecek
m ahiyetler alm aya başladı. G eleceğe zararlar hazırlayan bu felâketli akım
karşısında H üküm et ne düşünüyor? M illî varlığı istilâya başlayan şu ze
hirli havadan kam u vicdanı pek ızdıraplıdır, B asının, özgürlüğünü kötüye
kullanm ası karşısında şim diye kadar başvurulan tedbirlerin yetm ediği bel
lidir. H üküm etin bu konuda bilgi verm esini ve M eclisin b ir karar alm asını
zorunlu görüyoruz.»
B u önerge m uhalefet basınına karşı yaylım ateşi açılm ası için tutulan
yeşil ışıktı. 5 T em m uz 19 3 1'de H alk Partisinin o zam anki en ağ ır toplan
ateşe başladılar. Y irm iye yakın m illetvekili kürsüye çıkıp falsolu sesler ç ı
kartan gazetecilerin susturulm asını isteyeceklerdir. Ö nergeyi verenlerden
A hm et Süreyya çok ateşli bir konuşm a yaparak şöyle der:
«B ugün konuşacağım ız şey bütün b ir m illeti fesatlam aya uğraşan,
bütün m em leketin huzur ve güvenliğini sarsm aya çalışan kötü b ir d ü ş
m anlık, sefil, m enfur bir hainlik, gerçek devrim ve cum huriyet hainliği
m eselesidir. (B ravo sesleri). A slında çok m uhterem olan basın serbestisi
gibi çok yüksek bir hakkı, kutsal b ir m efhum u âdeta b ir paravan, b ir para
to n er gibi kullanm ak için birkaç gazetenin çevresinde beş on m ahlûk to p
lanm ıştır. B unlar m em leketi anarşiye sürüklem ek için her gün binbir çeşit
cür'et ve küstahlıkla çalışıyorlar. T enkit diye, serbest tartışm a diye, fikir
özgürlüğü diye ancak düşm an devletlerin bozucu ve yıkıcı casus teşkilât
larıyla, kiralanm ış vatan hainleriyle yapabilecekleri m el'unlukların daha
yüz bin kat fazlasını yapıyorlar. (B ravo sesleri). B asını kim liği ve kişiliği
belli olan birkaç serserinin eline hak ve hürriyet aleyhine kullanılan kes
kin bir silâh gibi kayıtsız ve kontrolsüz olarak bırakam ayız. H üküm etin,
düşm an, bozguncu, fesatçı basına karşı ted b ir alm asını istiyoruz.»
M azhar M üfit de aynı yönde uzun b ir konuşm a yaparak şunları söyle
yecektir:
«E fendiler, biz basın hürriyetini kaldırın, heriflerin boğazını tıkayın
dem iyoruz. A m a bunlar zehirli yayınlarına devam ederlerse cezalarını gö
rürler. Bu hainler m untazam an zehirlerini saçm aktadırlar. B unlar yılan
gibi b ir parça güneş görünce zehirlerini saçarlar. Şeyh Sait isyanı, Kubilay
m eselesi bu gibi yılanların saçtığı zehirlerin neticesidir...»
Eski A nadolu A jansı G enel M üdürü, o zam anki Ç anakkale m illetveki
li Z iya G evher Etili şöyle diyecektir:
«A rkadaşlarım , karşım ızda birtakım su çlu lar var. E llerinde birtakım
baltalar, kazm alar, kargılarla durm adan m illî vicdanı, gençliğin ruhunu,
m asum dim ağları kışkırtıyorlar. B ütün bu tah rip ler kutsal b ir form ül içeri
sinde devam ediyor: B asın hürriyeti! Bu haşereleri tem izlem ek için bir
form ül istiyoruz...»
Eski İstiklâl M ahkem esi üyelerinden Ali Saip de aynı yönde çok sert
ve coşkun bir konuşm a yaparak şöyle der:
«M esele basın kanunu m eselesi değildir. M esele gazeteci kılığına
giren beş altı serserinin her ne bahasına o lursa olsun gem i azıya alarak,
yalan ve iftiralar düzenleyerek A caba rejim i. C um huriyeti yıkabilir
m iyiz? ' zannına düşm üş olm alarıdır.»
Sonra falsolu ses çıkartan gazetecilerin adlarını sıralar. B unlar A rif
O ruç, Z ekeriya Sertel. A hm et K adri. İzm ir'de Z eynel B esim , İsm ail Hakkı
ve Sırrı dır.
A ynı sertlikle konuşm alar devam eder. S onunda B aşbakan ism et Paşa
kürsüye gelerek söyle der:
«B asın özgürlüğü bu çağın en yeni, en etkili m illî araçlarından biridir.
Ü lkede basın olm aksızın halk yönetim inin bulunduğunu varsaym ak ihti
mali yoktur. Basın özgürlüğü iyi kullanılm ayan yerde ülkeyi m utluluğa
götürm ez; ülkenin batırılm asını hızlandırır. Basın özgürlüğü devam etm e
li, am a bu özgürlük ülkeye zarar verm em elidir. B ir m illete her gün fikir
ilham etm ek iddiasında bulunan ad am lar birtakım kontrollara uym alıdır.
Şim di alm am ız gereken tedbir basına özgürlük sağlayan, kötü kullanışla
rın zararlarını önleyen iyi bir kanun çıkartm aktır.»
İnönü'nün bu ılım lı konuşm ası çok o lum lu karşılanır M eclis'te. A m a
m uhalif gazetecilere karşı sert tedbirlerin alınm asını isteyenler yeni bir
önerge verirler başkanlığa. O nda da şöyle denm ektedir:
«H alkı, ülkede kurulu idare tarzından, devrim ile sonuçlarından, kuru
cularından, A nayasanın sağladığı haklardan ve özgürlüklerden soğutacak,
ahlâksızlık saçacak yazılan yayınlayan g azeteler H üküm etçe geçici olarak
kapatılır.
«B unun tekrarı durum unda gazete kesinlikle kapatılır, sorum lular
başka gazetelerde ve yayınlarda 3 yıl çalışam azlar. B u n lan çalıştıran y a
yınlar da kapatılır.«
Ö nergenin altında şu im zalar görülür: Salih B ozok, Kılıç A li, N ecip
A li.C elâl Bayar, v.b...
Basın K anunu tasan sın ın M eclis'e sunulm ası için ortam hazırlanm ıştır
böylece.
Soru 38: 1931 Matbuat Kanunu ve Ceza Kanunu ile nasıl bir
baskı rejimi kuruldu?
U zun y ıllar T ürk basınının başında D em okles'in kılıcı gibi sallanan bir
baskı silahı da 1926'da kabul edilen C eza K anununun basınla ilgili m ad
deleri olm uştur. Bu m addelerin en ünlüsü F aşist İtalyan C eza Y asasından
alınarak 1936'da bizim C eza K anununa eklenen 142. m adde idi. Bu
m adde şöyleydi:
"Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakküm ünü tesis
etm ek veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırm ak y ahut m em leket içinde m ü
esses (kurulu) iktisadi veya sosyal tem el nizam lardan h er hangi birini de
virm ek veya D evlet siyasi ve hukuki nizam larını topyekûn yok etm ek için
her ne suretle olursa olsun propaganda yapan kim se 5 yıldan 15 yıla kadar
ağır hapis cezası ile cezalandırılır.
...M illi duygulan yok etm ek veya zayıflatm ak için her ne suretle olu r
sa olsun propaganda yapan kim se 3 yıla k adar hapis cezası ile cezalan d ın -
lır.
...Y ukarıdaki fıkralarda yazılı fiiler neşir vasıtasıyla işlendiği takdirde
verilecek ceza y a n nisbetinde a rttın lır.” (Bu m adde 1991'de T erörle M ü
cadele Y asası kabul edilirken k ald ın ld ı.)
Akşam : G azetenin başında N ecm ettin Sadak vardır. Yazı işleri m üdürü
Enis T ahsin T il'dir o yıllarda. V â-nû, H ikm et Feridun, C em al N adir, Ser-
m et M uhtar, Selâm i izzet, C em alettin B ildik, İskender Fahrettin, M ustafa
R agıp Esatlı yazı kadrosundadır. N azım H ikm et de « O rhan Selim » adıyla
küçük fıkralar yazm ıştır o dönem de.
Z a m a ıiı 1934'te V elit E büzziya çıkardı. U zun öm ürlü olm adı bu gaze
te. İki yıl sonra Z a m a n ’ın yerini Etem İzzet B enice'nin yayınladığı A çık
Söz gazetesi aldı. 1937’de de A çık Söz, Son T elg ra f oldu. V â-nû ile Niza-
m ettin N azif 1933'te H ergün'ü çıkardılar, o d a çok yaşam adı. D aha sonra
ları M ehm et Faruk G ürtunca bu adla başka b ir akşam gazetesi çıkartacak
tır. H aber'i 1931'de H akkı T arık U s'la R asim U s çıkardı. A kın A hm et
A ğaoğlu'nun 1933'te yayınladığı b ir gazeteydi. S am et A ğaoğlu «B abam ın
arkad aştan adlı kitabında A tatürk'ün /U u ı’da çıkan y azılara büyük bir
tepki gösterdiğini ve bu yüzden A hm et A ğ aoğlu'na bir akşam D olm abah-
çe S arayında çok sert davrandığını anlatm ak tad ır (l9). A kın, bu olaydan
birkaç hafta sonra kapanır.
4 A ralık olayı o zam anki H alk Partisi H üküm etinin solcu basını yok
etm ek için üniversite öğrencilerini kışkırtarak düzenlediği b ir gösteridir.
B u gösterilerde Tan basımievinin bütün dizgi m akineleri ve rotatifleri
parçalanm ış, gazete kâğıtları yokedilm iş. B eyoğlunda L a T urquie ve Yeni
D ünya gazetelerinin basıldığı b ir basım evi de harab edilm iş, A B C ve B er
rak kitabevlerinin vitrinleri ve kapılan k ın lm ış ve buralardaki kitaplar y ır
tılıp sokaklara dökülm üştür.
Bu olaylarla susturulan ve kapanan gazete ve d ergiler şunlardır: Tan
gazetesi (günlük), La Turquie (günlük), G örüşler (haftalık) ve yeni çık
m aya hazırlanan Yeni D ünya gazetesi.
T ürkiye o yıllarda çok partili rejim e geçiş dönem inin bocalam aları
içindedir. Celâl Bayar, A dnan M enderes, F uat K öprülü ve R efik K oraltan
dörtlü b ir bildiri yayınlayarak C H P 'den ay n lm ışlar ve yeni b ir parti kur
m anın hazırlıklanna girişm işlerdir. B ir yanda Yurt ve D ünya, Yeni Ses,
A d ım la r ve Tan gibi solcu gazete ve derg iler vardır, b ir yanda C H P'ye
karşı liberal bir m uhalefeti destekleyen A hm et Em in Y alm an'ın V atanı,
m illiyetçi akım lann tem silciliğini yapan Peyam i Safa, C ihat B aban ve
Z eyyat E büzziya'nın Tasvir-i E fk â rı, o zam an C H P saflarında olan Yal-
çın'ın sol akım lara sert çıkışlard a bulunan Tanin'i, orta sola doğru uzanan
N ecm ettin Sadak'ın yön verdiği A kşam , ve Son Posta, Vakit gibi bazı ufak
gazeteler.
Saraçoğlu başbakan o sıralarda. H üküm et daha basında m uhalefete alı
şam am ıştır. Şu çeşit yazılar bile iktidarı çileden çıkartm aktaydı:
«M uhalefet bir suç gibi, hüküm eti ve partiyi tenkid edenlere karşı ve
rilen sıfat «hain» dir. B ütün insan lan n kafalarını to taliter b ir silindirden
geçirip m akine gibi işleten, tenkid edenleri hapishanelere götüren, dem ok
ratları, sosyalistleri, yahudileri fırınlarda yakan rejim in adı faşizm dir. Bu
rejim de her türlü tenkid, her çeşit m uhalefet vatana ihanettir. B ugün dün
yanın h er tarafında partiler arasında yapılan seçim kavgaları, iktidarı ele
alm a m ücadelesidir. Bu suç değil, dem okratik rejim in eereğidir...» (11
E kim 1945, Tan).
Tan gazetesinin başında olan Sabiha ve Z ekeriya Sertel o zam an hafta
lık b ir düşünce dergisi çıkarm aya hazırlanm ışlardı. T asarıyı ilk ortaya
atan ve Sertel'lerin bu işi ele alm alarını isteyen T evfık Rüştü A ras'tır.
C elâl B ayar dergiye sık sık dem eçler verm eye hazır olduğunu söyler,
A dnan M enderes ve Fuat K öprülü de yazı kadrosuna katılm ayı kabul
ederler. D ergiye N iyazi B erkes, B ehice Boran, Pertev B oratav, H alide
Edip A dıvar ve Cam i B aykurt da yazı verecektir.
B u kadroyla kurulan G örüşler büyük b ir reklam kam panyası ile y ayın
lanm aya başlar. D erginin ilk sayısının kapağında B ayar'ın, M enderes'in
K öprülü'nün ve T evfık Rüştü A ras'ın resim leri vardır. Sabiha Sertel re
sim leri kapağa koym adan önce T evfık R üştü A ra sa danıştığını, onun da
kendisine derginin kapağında bunların ilân edilebileceği yolunda cevap
verdiğini belirtiyor <2'',
Y ine bu sırada C am i B aykurt, S abahattin Ali ve E sat Adil MUstecaplı-
oğlu da «Yeni D ünya» gazetesini yayınlam aya hazırlanm aktadırlar. A fiş
ler asılm ıştır...
Sağ kanatta ve C H P 'nin o zam anki yönetici çevrelerinde kıyam et
kopar.
H üseyin C ahit Y alçın Tanin'de «K alkın ey ehli vatan» diye b ir yazı
döşenm iştir. Şöyle dem ektedir:
«K alkın ey ehli vatan. M ücadele başlıyor. Ve başlam ak lâzım . Ç ünkü
en azgın ve insafsız bir propaganda zehiri dökm esine m üsaade edem e
yiz... B unları susturm ak için, cevap verm ek hüküm ete düşm ez. Söz, eli
kalem tutan gazetecilerin ve hür vatandaşlarındır...»
O zam anlar İstanbul'da C H P başkanı A laettin T iritoğlu'dur. 4 A ralık
gösterilerini C H P hazırlayacaktır. A P İstanbul m illetvekili T ekin E rer bu
olayı şöyle anlatm aktadır:
« C H P il teşkilâtı tarafından 3 A ralık P azartesi akşam ı talebe yurtlarına
gerekli talim at verilm iş ve ertesi sabah T an gazetesi aleyhine b ir nüm ayiş
y apılacağı bildirilm işti. O zam an ben T asvir-i E fkâr'du istihbarat şefliği
yapıyordum . 4 A ralık sabahı erkenden üniversite bahçesine gittim . E lle
rinde bayraklar olduğu halde talebeler yavaş yavaş toplanıyorlardı. K ısa
zam anda kalabalık 10 bin kişiyi buldu. Saat 9 .3 0 ’da kalabalık, b ir sel gibi
B eyazıt m eydanından Ç arşıkapı istikam etinde yürüyüşe geçti. T an gazete
sine giderken, C ağaloğlu yokuşu başında bulunan ve kom ünizm e ait k i
tap lar satan A B C kitabevi birkaç dak ik a içinde yok edildi. B undan sonra
T a n a gidildi. G azetenin birinci katında o zam an T ürkiye'nin hem en
hem en en büyük rotatifi vardı. O radaki d em ir parçalarıyla rotatife hücum
başladı. R otatifin kırılan bütün p arçalan tu z buz edildi. İkinci katta linotip
dizgi m akineleri vardı. B unların kırılm ası ve parçalanm ası çok daha kolay
oldu. D iğer bir grup, gazetenin ro tatif d airesinin yanındaki kâğıt d eposun
dan bobinleri sokağa çıkararak, Sirkeciye doğru y u v a rla d ı.» (24)
E rtesi gün gazetelerde şu bildiri yayınlanacaktır:
«D ün üniversite öğrencilerinin b ir kısm ı, iki basım eviyle birkaç kita-
bevine tecavüz etm işler ve bu hareketlerine m ani olm ak isteyen hüküm et
ve inzibat kuvvetlerini dinlem eyerek tasarladıkları suçu işlem işlerdir.
B unlar hakkında derhal takibat ve tahkikata başlanm ıştır. Bu çok m üessif
hadiseye katiyen m üsam aha edilm eyecektir.
Sıkıyönetim K om utanı
K orgeneral A sım T ınaztepe»
1946-50 yılları T ürkiye'de çok canlı b ir dönem dir. İkinci D ünya S ava
şından sonra C H P'nin aşırı tutucu kanadı büyük b ir yenilgiye uğram ış ve
çok partili düzene geçilm iştir. P artinin içinde sert tartışm alar ve çekişm e
ler olm aktadır. Y ıllardan beri birikm iş kızgınlıklar, kinler açığa vurulm ak
tadır artık. H er şey söylenm ekte ve yazılm aktadır. C H P önce sertlik yolu
nu dener, R ecep P eker başbakan olur, am a P eker’in tutum u büyük
g erginliklere yol açacak ve İnönü b aşbakanlığa H aşan Saka'yı g etirecek
tir. H ava yum uşar bir hayli. Saka'nın ardından da Şem seddin G ünaltay
B aşbakanlığa getirilir. C H P yeni yeni ödünlere y önelir bu yıllarda. Sağ
kanat yararlanır bunlardan. C a m i köşelerindeki gazete ve kitap sergileri
sağcı yayınlarla dolar. En çok etkisi olan dergi N ecip Fazıl K ısakürek'in
yayınladığı Büyük D oğu dur. M illiyetçi ve T urancı yayınlar da g elişir bu
dönem de.
Sol basın ise önceleri çekingendir. B ir ara «artık her türlü özgürlük
var» denir, sendikalar kurulur, d ergiler yayınlanır: Gerçek, G ün, Yığın...
D erken dergiler kapatılır, bir sessizlik dönem i başlar. Sonra M ehm et Ali
A yb ar Z incirli H ü rriyet'i çıkartır; Sabahattin Ali ile A ziz N esin M arko
P aşa'yı yayınlarlar; birbirine girer ortalık. M arko P aşa o günlere kadar
g örülm em iş b ir satış yaparak 60 bin basm aya başlar... G azeteler toplatılır,
A ybar, Sabahattin Ali ve A ziz N esin tutuklanır.
A nkara'da Yaprak yayınlanır. S abahattin E yüboğlu, O rhan V eli, M elih
C ev d et A nday, O ktay R ıfat vardır yazı kadrosunda. Yaprak da süreklilik
sağlayam az.
İstanbul'da Varlık, Yeditepe ve A nkara'da K aynak gibi sanat ve edebi
yat dergileri politikanın d ışında kalarak yayınlarını sürdürürler.
G elelim günlük gazetelere, b u dönem in en önem li gazeteleri C um huri
yet, Vatan, Tasvir, Akşam , Yeni Sabah, Tanin, Ulus, Zafer, H ürriyet ve
M illiy ettir.
C um huriyet D P’yi tutm aktadır. B aşyazıları yine N adir N adi yazar.
D oğan N adi'nin de «B ir dakika» sütununda keskin birkaç cüm lelik m izahî
eleştirileri çıkm aktadır. C evat Fehm i B aşkut yö n etir gazeteyi. D ış politika
sütununda Ö m er R ıza D oğrul vardır. B urhan Felek'le A bidin D aver'in her
gün fıkratan çıkar. G azetenin zengin b ir düşünce y azarlan kadrosu vardır.
A n k ara bürosunu M ekki S ait E sen yönetir.
Vatan aşağı yukarı D P'nin organı sayılır o yıllarda. D P yöneticilerinin
sık sık yazılan yayınlanır. Y alm an D P liderlerinin birçok konularda akı-l
hocasıdır. En atlatm a m uhalefet haberleri Vatan'da çıkar. C u m h u riyette
V atan'ın baskıları 40-50 bin kadardır.
Tasvir-i E fkâr I945'de kadrosunu düzenleyerek T asvir adıyla yeniden
doğar. G azete Z iyat E büzziya ile C ihat B aban'ın yönetim indedir. M ithat
Perin, B ahadır D ülger, A tıf Sakar, T ekin E rer, Kadri K ayabal, K âm uran
Çelebi Tasvir1de çalışır. T asvir de D P'yi d ^ te k le r.
A kşam 'ın başyazarı N ecm eddin Sadak 1948'de D ışişleri B akanı olunca
gazete 1950 seçim lerine kadar başyazısız çıkar. A kşam particilik yapm a
dan, ciddî ve ağırbaşlı olm aya çalışm aktadır. G azetenin başında Kâzım
Şinasi D ersan vardır, o da C H P Ş eh ir M eclisi üyesidir, am a A k şa m ı po li
tik tartışm alann dışında tutar. G azetede D P'ye karşı polem iklere yer veril
mez. Yazı işleri m üdürü Enis T ahsin Til, kuruluşundan beri A kşa m 'a
güven sağlam ış, görgülü ve bilgili b ir gazetecidir. G azeteyi m aceralara sü
rüklem ekten çekinir. A kşaııiın o zam anki sürekli yazı kadrosunda V âlâ
N urettin V â-N û, Şevket R ado, C em al R efik, C em alettin B ildik, M ustafa
R agıp Esatlı, Şahap B alcıoğlu ve H ıfzı T opuz vardır. R efik H alit Karay
da genellikle im zasız ufak fıkralar yazar. A nkara m uhabirliğini önce
M ekki Sait E sen yapm aktadır. D aha sonraki y ıllarda N izam Payzırî sonra
Ç etin A ltan, daha sonra da M ehm ed K em al K urşunluoğlu görür bu göre
vi. A kşam 'ın baskısı o dönem de 10 bini pek geçm ez.
Yeni Sabah'm o yıllardaki yazı kadrosunda Refi C evad U lunay. Kadir-
can Kaflı ve Sabri Esat Siyavuşgil vardır. Şükrü B aban da dış politika y a
zısı yazar gazeteye.
Tanin H üseyin Cahit Y alçın'ın y azılan sayesinde satış yapm aktadır.
Ulus bu dönem de yine zengin b ir yazı kadrosu ile çıkar, fakat aydınla
rın çoğu C H P'ye karşı olduğu için gazetenin H üküm eti savunm ası çok güç
olm aktadır. B u yüzden de Ulus'un satışı düşer.
Z afer 30 N isan 1949'da A nkara'da D P organı olarak çıkm aya başla
m ıştır. G azetenin başyazarı M üm taz Faik F enik'tir. A dviye Fenik, B ahadır
D ülger, A hm et M uhip D ranas, Fazıl A hm et A ykaç, H ikm et Y azıcıoğlu ve
O rhan Seyfi O rhon da yazı kadrosundadır. Y azı işlerinin başında Fatin
Fuat vardır. Z a fer 21 M ayıs 1960'da kapatılacaktır.
tki büyük gazetenin tem elleri atılır bu dönem de: H ürriyet ve M illiyet.
Yeni İstanbul da bu dönem in son y ılında yayınlanm aya başlar.
H ürriyet: 1 M ayıs 1948'de çıkm aya başlayan H ürriyet gazetesi B a b Iâ
li'de çığır açan bir gazete olacaktır. G azeteyi çıkartan Sedat Sim avi ( 1896-
1953) G alatasaray Lisesini bitirdikten sonra karikatürcülüğe başlam ış ve
bununla ilgili olarak da gazeteciliğe yönelm iştir. Sedat Sim avi ilk, yirm i
yaşında iken, H ande adlı haftalık b ir mizah dergisi yayınlar. İki yıl sonra,
1918'de D iken adlı başka bir m izah gazetesi çıkarır, zam anın ünlü m izah
çılarını toplar bu gazeteye. Sonra neler çıkarm am ıştır ki? İnci (1919, aylık
kadın dergisi), D ersaadet (1920-21, günlük gazete), P ayitaht (1921, g ü n
lük gazete), G üleryüz (1921-23, haftalık m izah gazetesi), H anım (1921,
aylık), H acıyatm az (1921, onbeş günlük çocuk gazetesi), Yeni in ci (1922,
aylık kadın). R esim li G azete (1923-29. haftalık). Yıldız (1924-26, aylık
m agazin), M eraklı G azete (1926, haftalık), Yeni Kitap (1927, aylık aile
dergisi), A rkadaş (1928, haftalık ), B ravo (1930, haftalık), Yedigün (1933-
50, haftalık m agazin), K aragöz (1935-50, haftalık m izah), K arikatür
(1936-48, haftalık). M odel (1937. haftalık m oda gazetesi) ve E v D oktoru
(1937-39, haftalık). B azısı çok tutm uştur bu yayınların, bazısı da fiyasko
ile sonuçlanm ıştır.
S edat Sim avi 1948’de bütün varını yoğunu H ürriyet'e yatırır. G eçirdi
ği bütün denem elerden aldığı derslerle büyük bir sabah gazetesi çıkarta
caktır. A nkara'dan Sam ih T iryakioğlu getirilir gazetenin başına. G eniş
okuyucu kitlesinin sevdiği ve kolaylıkla okuduğu röportaj, fıkra ve tefrika
yazarları alınır gazeteye. Fotoğrafla röportaj önem li bir yer tutacağı için
iyi b ir fotoğraf ekibi kurulur. T ürk bayrağı gazetenin am blem i olur. B ütün
d uvarlar H ürriyet'in afişleriyle kaplanır o günlerde. Ve 1 M ayıs 1948'de
H ürriyet yayınlanır. İlk sayının sağ sütunlarında İnönü'nün b ir yazısı ve
b ir resm i vardır; sol sütunlarında da C elâl B ayar'ın bir yazısı ve bir resmi.
Parti tartışm alarının en ateşli olduğu bu d önem de H ürriyet tarafsızlık ve
bağım sızlık ilkesiyle çıkm ıştır. B ütün B abıâli şüphe ile karşılar H ürriyet’i;
«G azetede hiçbir şey yok, Sedat B ey bunu da batıracak» derler. A m a,
H ü rriyet batm ayacak ve durm adan yükselecektir.
İlk yıl H ürriyet'in tirajı 30 bin kadardır. 1949'da tiraj 56 bine yükselir,
I950'de 83 bine, 1951 'de 100 bine sonra da yüzbinlere ve yarım m ilyona.
N edir bu H ürriyet’in başarısındaki etkenler?
H ü rriyet her şeyden önce çok m odem b ir baskı m akinesi ile işe başla
m ıştır. S.Sim avi H ürriyet'm ilk hazırlıklarını yaparken, daha 1946'da
A m erika'ya, saatte beş renk üzerinden 44 bin sayı basabilecek bir rotatif
ısm arlam ış ve bununla başlam ıştır işe.
S. Sim avi gazeteciliğe ressam lıktan, desinatörlükten, karikatürcülük
ten geldiği için gazeteye sayfa yapısı bakım ından güzellik verm esini bilen
b ir yönetici olm uştur. H ürriyet'in bütün y azılan ortanın altında bir kültür
düzeyinde olan o k u y u cu lan n kolayca anlayabileceği b ir dilde yazılm ış, bu
da geniş okuyucu kitleleri kazandırm ıştır gazeteye.
H ürriyet olaylardan yararlanm asını bilm iş bir gazetedir. G azete yayın
lanm aya başladıktan kısa bir süre sonra, A ğustos 1948'de L ondra O lim pi
yatları olm uş ve H ürriyet oraya b ir ekip gönderm iştir. O zam ana kadar
birkaç m uhabirin b ir arada böyle büyük g ezilere gönderilm esine Babıâli
alışık değildir. H ürriyet ise kesenin ağzını açm ıştır. H ele güreşçilerim iz
L ondra'da büyük b aşan lar kazanınca H ürriyet kapışılan b ir gazete olm uş
tur.
B unun ardından H ürriyet ilk olarak K ıbrıs sorununu o rtaya atm ıştır.
G azete halkın duygularına seslenm iş ve heyecan yaratm ıştır.
A rkasından K ore savaşı çıkm ış ve H ü rriyet bunu da başarı ile izleye
rek o nbinlerce okuyucu kazanm ıştır.
K azaları, cinayetleri, heyecanlı olayları en canlı resim lerle gösteren
H ürriyet olm uştur hep.
H ürriyet o zam ana k adar ülkedeki bayi örgütünü de bir yana bırakıp
kendi öz dağıtım örgütünü kurm uş ve eski bayilerin kölesi olm aktan k ur
tulm uştur. 1950'lere doğru H ürriyet'i T ü rkiye'nin en büyük gazetesi yapan
etk en ler bunlardır galiba.
M illiyet: 3 N isan 1950'de doğan M illiyet de B abıâli'ye yenilikler g eti
ren bir gazetedir. M illiyet’in kurucusu  li Naci K aracan (1896-1955)
Sedat Sim avi gibi zengin gazetecilik görgüsü olan b ir kişidir. A. N. K ara
can da G alatasaray'ı bitirdikten sonra gazeteciliğe başlam ış, önce T a svir-i
Efkâr' da, sonra İkdam 'da ve Vaki t'de çalışm ış, daha sonra Akşam! ın kuru
cularından biri olm uştur. K aracan 1935'te 7Vwı'ı kurm uş, fakat sonra g aze
teciliği bırakıp basın ataşeliği yapm ıştır. B ir süre sonra yeniden B abıâli'ye
dönen A. N. K aracan'ın en büyük başarısı M illiyet o lacaktır. Ç ok m odern
bir teknikle ve güzellik endişesiyle basılan M illiyet, H ürriyet'ten farklı
olarak, değişik konularda her gün bol yazı, h ab er ve zengin bir özle aydın
ve y an aydın kitleleri kazanm aya yönelm iş b ir gazetedir.
DİPNOTLAR:
(1950-1960)
Soru 46: DP ile basın arasında ilk gerginlikler nasıl çıktı, Nasıl
gelişti?
F akat bu balayı dönem i de çok uzun sürm eyecek ve Y alm an'ın «mavi
ufuklar»ını yavaş yavaş kara bulutlar kaplam aya başlayacaktır. N eden?
B unun sayısız nedeni vardır. H er şeyden önce, tem elde ekonom ik neden
ler yer alır. H alk um duğunu bulam am ıştır D P dönem inde. F iyatlar ucuz
lam am ış, gelirler artm am ış, hayat pahalılığı durm adan yükselm iştir. B irta
kım partililer görevlerini kötüye kullanarak yolsuzluklara yol açm ıştır.
K ara borsa ve vurgun işlerine adları k arışanlar vardır. Particilik endişesi
ile bunların korunduğu görünm ektedir. Y olsuzlukların o rtaya çıkartılm ası
alerji yaratm aktadır partide. DP'yi tutm ayan yöneticilere karşı d a türlü
baskılar başlam ıştır. Ç eşitli toplantılarda, parti kongrelerinde bunların
eleştirisi yapılm akta ve H üküm etin izlediği politika, saldırılara h ed ef o l
m aktadır. T oplantıları izleyen m uhabirler bu eleştirileri, saldırıları olduğu
gibi yazm aktadırlar, yazı işleri m üdürleri ve sekreterler de bu haberlere
geniş y er verm ektedirler... O ysa M enderes gazete sahipleriyle kurduğu
dostluk ilişkilerinden dolayı basında H üküm eti ve Partisini eleştiren yazı
ların çıkm am ası gerektiği kanısındadır. Ç alışan gazetecileri genellikle hor
görm üştür. M uhabirler, sekreterler, fıkracılar, gazete fotoğrafçıları ise
kendilerini hiç de B aşbakan-Patron ilişkileriyle bağlı saym am ışlardır. P at
ronların gücü bunu önlem eye yetm eyecektir. B azı gazete sahipleri hiç
onaylam adıkları halde gazetelerin havasına katlanm ak zorunda kalm ışlar
dır. « R ahat bırakalım H üküm eti, çalışsınlar, karışm ayalım » form ülü iflâs
etm iştir yavaş yavaş.
Bu hava çileden çıkarm ıştır B aşbakanı. B öylece, yavaş yavaş yeni bir
ortam a girilm iştir. Bu hava içinde H üküm et basınla ilgili b ir kanun tasarı
sı hazırlam aya başlar. D P'nin bu konudaki eğilim leri belli olm u ştu r artık.
G azetelerde buna karşı tepkiler belirir. İşte bu sıralarda N ad ir N adi şöyle
diyecektir:
«D aha üç buçuk yıl önce hürriyetçi basını göklere çıkaran, onun y ard ı
m ıyla kuvvetlendiğini açıkça ilân eden, işbaşına gelir gelm ez eski Basın
K anununun zincirlerini koparan b ir iktidar, şim di genel seçim lere şunun
şurasında dört-beş ay kala birdenbire zihniyet ve huy değiştirsin, bu kolay
kolay akla sığar bir şey değildir. H ür basının zararlarını önlem ek uğruna
göze alınan her tedbir, sonunda m utlaka o basından beklenen fay d alan da
silip süpürm üş, yani hürriyeti yok etm iştir.» (4).
1954 yılının ilk ay lan n d a D em o k rat Parti H üküm etinin M eclis'e getir
diği «N eşir yoluyla veya R adyo ile işlenecek bazı cü rü m ler hakkında
kanun tasan sı» büyük gürültülere yol açm ıştı. H üküm etin sözcülüğünü
yapanlar bu tasarının yalnız basını h ed ef tutm adığını, gerekirse R adyonun
da suç sayılabilecek yayınlardan ötürü cezalandırılacağını, böylece ad ale
tin ve eşitliğin sağlanacağını öne sürüyorlardı. D P'yi tutan g azeteler de bu
tasarıyı savunm aktan geri kalm adılar. T arafsız gazetelerde ise «basın h ür
riyeti nereye gidiyor?» diye y azılar çıktı. M eclis'te büyük çoğunluk D P’de
olduğu için m uhalefet engelleyem edi bu tasarıyı. V e K anun 9 M art
1954'te kabul edilerek sekİ 2; gün sonra d a yürürlüğe girdi.
N e idi bu K anunun getirdiği yeni hüküm ler?
K anunun am acı «nam us, şere f veya haysiyete tecavüz edilm esi veya
hakarette bulunulm ası veya itib ar kıracak veya şöhret veya servete zarar
verebilecek bir hususun isnad edilm esini» önlem ekti. B unlar genellikle
C eza K anununun kapsam ına giren çeşitli suçlardır. H üküm et bunları özel
b ir kanunda toplayarak verilecek cezalan ağırlaştırdı. B unlara 6 aydan 3
yıla kadar hapis ve 1000 liradan 10.000 liraya kadar para cezalan kondu.
K anunun getirdiği en önem li hüküm lerden biri, bu m addelere göre
suç sayılabilecek bir yazı çıktığı zam an sav cılan n doğrudan d oğruya k o
vuşturm a açabilm eleri idi. O ysa C eza K anununa göre bunlar şikâyete
bağlı suçlardır.
Bu m addenin K anuna girm esinin sebebi şuydu: G azetenin birinde
veya ufak bir taşra gazetesinde D P'nin ileri gelenlerinden birinin itibarını
kıracak bir yazı çıkar, itibarı kırılan kişi de bunu görm em iş olabilir. B unu
önlem ek için savcılara doğrudan k ovuşturm a yapm a yetkisi ve görevi v e
rilm iştir. Bunun üzerine bütün T ürkiye C. Savcıları ve yardım cıları sefer
b er olm uştur. B inlerce kovuşturm a yap ılm ıştır gazetelere karşı; g azeteci
lerin başına büyük dertler açılm ıştır.
H em ne dem ektir «itibar kıracak veya şöhret veya servete zarar vere
bilecek bir hususun isnad edilm esi?» B ir kişinin halka zarar verecek bir
dalaveresi olur, gazeteci de bunu o rtaya çık arırsa o kişinin itibarına, şöh
retine, servetine zarar verir elbette. A m a K anun işte bu hakkı gazeteciden
geri alm ıştır o zam anlar.
«İspat hakkı» da yoktur. Ç ok büyük tartışm alara yol açm ıştır bu hak o
yıllarda. G azeteciye, öne sürdüğü b ir şeyi ispat etm e hakkı tanınm am ıştır.
Yani, gazeteci bir görevin kötüye kullanılışı olayını bulur, o rtaya çıkartır,
bunu ispatlayacak durum dadır. A m a kendisine bu hakkı verm ezler.
1960 yılına kadar D em okles'in kılıcı gibi gazetecilerin başlarının üs
tünde sallanan ünlü 6334 sayılı K anun bu d u r işte.
B asın özgürlüğünün bu yeni K anunla önem li bir ölçüde kısıtlanm ası
yabancı ülkelerde de tepkiler yaratm ıştır o zam anlar. D ış basında D P’nin
basın politikasını eleştiren yazılar çıkıyordu. O yıllarda genellikle A hm et
E m in Y alm an tem sil ediyordu dışarıda T ü rk basınını. U luslararası Basın
E nstitüsü'nün yayınladığı derginin K asım 1954 sayısında Y alm an bu d eği
şiklikleri savunarak şöyle diyecektir:
«M uhalefet partilerinin isterik saldırıları ile onların arkasına gizlenen
kom ünistlerin yıkıcı çalışm aları arasında b ir ayırım çizgisi çekm eye
im kân yoktur. H ürriyet yalnız bir hoşgörü havası içinde yaşayabilir. C eza
yasalarındaki değişiklikler, belli başlı g azete başyazarlarına danışılarak
hazırlanm ıştır. B iz hürriyetim iz için bu d eğişikliği kabul ettiğim izi b ildir
dik. B ütün öm rünü T ürkiye'deki hürriyet ve dem okrasi hizm etlerine vak
fetm iş bir gazeteci sıfatıyla size söyleyebilirim ki bugünkü durum u birta
kım kıstaslarla ölçm ek yanlıştır.»
Y alm an'la birlikte daha birçok gazetecinin bu basın kanununu savun
duğu bu dönem de basında havayı g erginleştiren ilk olay H alkçı başyazarı
H üseyin C ahit Y alçın’ın 24 Eylül 1954'te 26 ay hapse m ahkûm olm asıdır.
O zam anlar bu, herkese şaka gibi geliy o r ve yaşı yetm işi aşkın, m esleğin
piri sayılan bir gazetecinin yakalanıp hapse atılabileceğine kim se inanm ı
yordu. H iç de öyle olm adı. G ünün birinde (1 A ralık 1954'te) Y alçın,
Şişli'deki evinden alınarak Ü sküdar cezaev in e gönderildi. E rtesi gün
bütün gazetelerde ak yeleli Y alçın'ın sivil polislerin arasında hapishaneye
gö türülürken çekilm iş resim leri yayınlandı. Y abancı gazeteler de T ü rk i
ye'de basının zincire vurulduğunu belirten y azılar yayınlam aya başladılar.
Y alçın ın affı için çeşitli b ildiriler yayınlandı. H üseyin C ahit'in cezaevinde
bulundurulm ası büyük b ir huzursuzluk kaynağı oluyordu H üküm ete. İçe
riden ve dışarıdan gelen tepkilerin zoruyla sonunda Y alçın cezaevinden
alınarak Şişli Ç ocuk H astanesine gönderildi. 1955 M art'ında d a cezası ta
m am lanm adan hastanenin k apılan açıldı Y alçın'a. A m a artık o lan olm uş.
H üküm etle basın arasındaki bağlar kopm uştu b ir kere.
1955 yılı basın d av alan n ın ço ğ alm ay a başladığı b ir yıldır. Basın
Y ayın B akanı M ükerrem S arol'a hakaret suçu ile B edii F aik hapse girer,
b ir süre sonra da affedilir, çıkar. Y ine M ükerrem Sarol'a bazı «asılsız is-
nadlarda bulunm ak» suçu ile A kis d ergisi sahibi M etin T o k er hapse
m ahkûm oldu o yıl. A kis yazı işleri m üdürü C üneyt A rcayürek de hapiste
dir. B ütün bunlar havayı gergin leştirm ek ted ir gitgide. D erken 6-7 Eylül
o lay lan patlak verir.
Soru 47: 6-7 Eylül 1955 olayları ile basın özgürlüğü nasıl yok
edildi?
Soru 48: DP basın özgürlüğünü yok etm ek için hangi yasaları çı
kardı?
D ışarıdaki tepkiler.
1954-60 yılları T ürk basın tarihinde sonu gelm eyen d avalarla dolu ka
ranlık bir dönem dir. Y alnız dört yıllık bir süre içinde (M art 1954 - M ayıs
1958) 1161 gazeteci hakkında kovuşturm a y apılm ış ve bunlardan 238'inin
m ahkûm iyetine karar v e rilm iştir<9). 1958-60 y ıllan ise yurdun her yerinde
sayısız basın d av alan n a bakıldığı b ir dönem dir. Şu başlıklara rastlanır g a
zetelerde:
«D ün 27 gazeteci yargılandı» (17 M art 1960),
«D ün 25 basın duruşm ası devam etti» (4 Şubat 1960),
«D ün 7 gazete m ahkûm oldu» (3 A ralık 1959),
«İstanbul ve İzm ir'de 29 basın davasına bakıldı» (24 A ralık
1959),
«35 gazeteci yargılandı» (17 Eylül 1959),
« B asın gazileri selâm size» (2 A ğustos 1959),
«Ü ç arkadaş daha gitti» (1 Şubat 1960).
Yayın yasakları:
B u n lan n yanı sıra «neşir yasak lan » salgını başlar basında. S avcılıklar
her gün akla gelm ez konularda gazetelere yayın yasaklan gönderirler.
H üküm etin hoşuna gitm eyecek bütün politik o lay lan n yazılm asını önlem e
endişesi vardır savcılarda:
İzm ir'de 2 M ayıs 1959'da bazı o laylar çıkm ış. D em okrat İzm ir g azete
si sald ın lara uğram ıştır; Savcılık bu haberin yayınlanm asını yasak eder.
4 M ayıs 1959'da İnönü'nün İstanbul'a gelişinde o laylar çıkm ış; savcı
lık b u n lan n yayınlanm asını yasaklam ıştır.
H er gün bunlar gibi sayısız yayın y asak lan g ö rülür gazetelerde. B ir
çeşit sansür konm uştur böylece basına.
B azı günler de son dakikada bildirilen yasak k ararlan y la bazı yazılar
gazetelerden çıkartılm akta ve birinci say falar beyaz boşluklarla yayınlan
m aktadır.
G azetecilerin çalışm a koşullan gittiçe güçleşm iştir. Sık sık gazeteciler
sald ın lara uğram aktadırlar. 1 M ayıs 1959'da g azeteciler U şak'ta birtakım
kim selerin saldırısına uğrarlar, polisin de katkısı vardır. 13 gazetecinin fo
to ğ raf m akineleri, yazıları ve kalem leri ellerinden alınıp parçalanır. G aze
teciler Federasyonu, C em iyet ve S endika protesto eder bu olayı; hiçbir
sonuç alınam az. M uhalefet liderlerinin gezilerini izleyenler her gün en o l
m adık saldırılarla karşılaşırlar.
DİPNOTLAR;
M lL L Î B İR L İK H Ü K Ü M E T L E R İ V E A P D Ö N E M İ
( 1960-1971)
İsp at hakkı:
M illî B irlik H üküm etleri dönem inde basın alanında yapılan en önem li
işlerden biri de ispat hakkının tanınm ası oldu. D P dönem inde bu hakkın
tanınm am ış olm ası büyük tartışm alara konu oluyordu. Y azdığı b ir yazıda
ki suçlam aları ispat edebilecek du ru m d a olan b ir gazeteciye bu hak tanın
m adığı için gazeteci hapse atılıyordu. Ö rneğin b ir genel m üdürün veya bir
m illetvekilinin dalavereli işini açıklıyordunuz, işadam ının yolsuzluk veya
sahtekârlık yaptığı anlaşılıyordu. A m a k im seye «sahtekâr» dem eye hakkı
nız olm adığı için hapse giriyordunuz. M ahkem e size bu sahtekârlığı ispat
hakkını tanım ıyordu çünkü.
1 A ralık 1960'ta ceza kanununun 481 'inci m addesinde yapılan bir de
ğişiklikle gazeteciye birçok durum larda iddiasını ispat hakkı da tanındı.
G azeteci h a k la r ı:
B asın ilân K urum u, M illî B irlik H üküm eti dönem inde, resm î ilân da
ğıtım ının düzene sokulm ası ve «B eslem e B asın»ın yok edilm esi için 1
H aziran 1961'de kabul edilen bir yasayla kurulm uş ö zerk bir kurum dur. O
tarihten bu yana yasa 1979, 1984,1988 ve 1990'da bazı değişikliklere u ğ
radı am a K urum un tem elleri değişm edi.
Y asada K urum un görevleri şöyle belirtiliyor: R esm î ilânların gazete
lerde ve sürekli yayınlarda basılm asına aracı olm ak; gazete ve sürekli y a
yınlara. basın dem ek ve sendikalarına en çok 5 yıllık kredi açm ak; g azete
cilere ve basın işçilerine en çok iki yıllık borç verm ek; basının makine,
kâğıt ve m ürekkep gibi ihtiyaçlarını sağlam ak; çalışam az durum da olan
basın m ensuplarına ve ölenlerin ailelerine y ardım etm ek; sosyal girişim
lerde bulunm ak.
Y asada bir yandan da A nadolu basınının gelişm esine katkıda bulun
mak am açlanm ıştır.
K urum un 36 üyeden oluşan b ir genel ku m lu vardır. Bu kurul şu tem
silcilerden oluşur: G azete sahiplerinden 6 üye, g azeteciler sendikasından
3 üye, İstanbul, A nkara ve İzm ir G azeteciler C em iyetlerinden 3 üye; çeşit
li bakanlıkların tem silcileri 11 üye, K âğıt Fabrikaları SEK A tem silcisi 1
üye, Ü niversite ve İletişim fakülteleri tem silcileri 7 üye; O dalar B irliği 1
üye; B arolar B irliği 1 üye; T R T 1 üye; A A 1 üye; ilân prodüktörleri 1
üye.
B asın İlân K unım u yasasına göre (m adde 4 9 ) «basın ahlâk esaslarına
uym ayan gazete ve d ergiler»in ilân ve reklam ları «2 ayı geçm eyecek» bir
süre ile kesilir.
Bu m addelerin nasıl uygulanacağı ancak 33 yıl sonra, 18 K asım
1994'te. G enel K um lun aldığı b ir k ararla saptanm ıştır. Bu karar
hüküm etlerin 12 E ylül 1980'den beri basm a karşı uyguladıkları politika
nın doğrultusunda alınm ıştır. K arardaki «B asın A hlâk E saslan » n ın en
önem lisi şudur:
«D evletin ülkesi ve m illetiyle b ölünm ez bütünlüğü ve C um huriyetin
insan haklarına dayalı, dem okratik, laik, hukuk devleti niteliği, A tatürk
ilke ve inkılapları ve A nayasa'nın 174. m addesinde yazılı İnkılap K anun
ları aleyhine yayın yapılam az.» (m adde 1/ a)
B ir de şu var: "H er'tü rlü örg ü t suçlarıyla m ücadeleyi etkisiz kılacak
yayın yapılam az." (m adde 1/ d)
B u m addeyle m eslek örgütlerinin saptadığı basın ahlâk kuralları d ışla
n arak bunlara politik bir yön verilm ek istendiği açıktır.
K arardaki öteki ilkeler genelde basın ahlâk yasalarında y e r alan ilke
lerdir; örneğin: Suça tahrik ve teşvik; şiddet ve terörü özendirecek yayın
lar; uyuştum cu m adde kullanm ayı özendirm ek; din söm ürüsü; hakaret, if
tira, haksız isnat; özel yaşam ın gizliliğine saygı; kişilerin ırkları, cinsiyeti,
sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanm am aları; kadın erkek eşit
liğine saygı, vb.
B asın ilân K unım u, G enel K um lun ahlâk ilkeleri konusundaki bu ka
rarıy la b ir tü r B asın A hlâk K onseyi olu ştu rm a yoluna girm iştir. Bunun
için de ilkelerin uygulanıp uygulanm adığını saptam ak am acıyla uzm an ya
d a uzm anların görüşlerinin alınabileceği belirtilm iştir, (m adde 5). Yani
K urum 1994 kararıyla kuruluşunda saptanan m esleksel adalet ve sosyal
yardım ilkelerini aşan politik b ir y öne sapm ıştır.
Soru 53: Dokuz gazete patronu neden üç gün gazete çıkartm adı
lar?
Fikir İşçileri K anunu ile B asın İlân K urum u çileden çıkarm ıştır gazete
sahiplerini. P atronlar bu kanunları protesto etm ek için 10 O cak 19 6 1'de
yayınladıkları ortak bir bildiri ile üç gün gazete çıkarm ayacaklarını ilân
ederler. B ildirilerinin altına 9 gazetenin adı v e rilir Akşam , C um huriyet,
D ünya, M illiyet, Tercüm an, Vatan, Yeni Sabah, H ü rriyet ve Yeni İstanbul.
G azetecilerin bu yasalara karşı gösterdiği tepki eşsizd ir ve basın tarihi
nin en önem li olaylarından biridir. G azeteciler kendi aralarında toplanıp
patronların protestolarını protesto etm ek için b ir gösteri yürüyüşü d üzen
lem eye karar verirler. 10 O cak Ç arşam ba günü yapılır bu yürüyüş. B ütün
çalışan gazeteciler katılır gösteriye. G azetecilerin ellerinde şu pankartlar
vardır:
M illî Birlik dönem inde tutuklanan ilk gazeteciler A ziz N esin ile
İhsan A da olm uştur.
124
D P devrileli aşağı yukarı bir yıl olm uştur. M illî B irlik H üküm eti bası
na özgürlük sağlayan kanun değişikliklerini yapm ış. T em silciler M eclisini
k urm uş ve yeni rejim i birtakım tem ellere oturtm aya başlam ıştır.
Bu sıralarda H alk P artisinin eski kodam anlarından K asım G ülek bir
gazete çıkarm aya kalkar. Bu yeni gazete Teınin'dir. G ülek Vataıı'tn eski
yazı işleri m üdürü ve eski C H P H atay m illetvekili İhsan Ada'yı getirir g a
zetenin başına. İhsan A da d a görüşlerini ve eğilim lerini beğendiği yazarla
rı toplayarak Tanin \n kadrosunu kurar. K im ler vardır kadroda: A ziz
N esin, M elih C evdet A nday, Y aşar K em al, S abahattin Eyüboğlu...
Temin I M art 1961 günü yayınlanm aya başlar. B ir olay olm u ştu r gaze
tenin çıkışı. İlerici olarak tanınan bunca yazarın Teininde toplanm ası çeşit
li ju rn allere konu olur. K asım G ülek'ten hesap sorulur bu yüzden. A ziz
N esin'in yazılarında yine solculuk araştırm aları başlam ıştır. S onunda, 18
M ayıs 1961 Perşem be akşam ı B irinci Şubenin iki m em uru gelir gazeteye.
İhsan A da ile A ziz N esin'in nezaret altına alındıklarını bildirirler. K asım
G ülek şaşırm ıştır ne yapacağını. Ertesi gün Tanin'de şu açıklam a yayınla
nır:
«D ün nezaret altına alınan m uharrir A ziz N esin'in b ir hafta önce g aze
tem izle ilişkisi kesilm iştir. E sasen bizden önce birçok gazete ve dergilerde
y azılan çıkan ve halen de çıkm ak ta olan bu y azan n son zam anlarda g aze
tem iz için yararlı olm adığına kanaat getirm iş ve kendisiyle ilgim izi kes
m iştik.
«İhsan A da'ya gelince; yıllarca Vatan gazetesinde yazı işleri m üdürlü
ğü yapan ve uzun süre U lus'un genel yayın m üdürlüğünde bulunan, son
dönem de ise C H P H atay m illetvekili olan arkadaşım ızın, yapılacak tahki
kat sonunda tem ize çıkacağını üm it ediyoruz.
«Tanin daim a B üyük A tatürk'ün izinde ve T ürk m illetinin hizm etinde
vazife görecektir.»
A radan iki ay bile geçm em iştir, 3 T em m u z 1961 günü İhsan A da ile
A ziz N esin, yazılarında hiçbir suç unsuru görülm ediği için, A sk erî Sorgu
Y argıçlığının karan ile «tahliye» edilirler. Bu olay g azetecilere karşı alı
nan ilk «tedbir» ve kötü bir başlangıçtır.
- G azete ve dergi çıkartm ak için ö nceden izin alınm az, m a lî tem inat
g erekm ez (m adde 23): K urucu M eclis eski basın kanunlarında yer alm ış
olan izin sistem ine veya bankaya para yatırm ayı gerektiren garanti siste
m ine yine bir gün dönülm esi ihtim alini ö n lem ek için A nayasaya bu
hükm ü koym uş ve çok da iyi etm iştir.
1971-1980’
- A nayasa değişikliği
DİPNOTLAR:
(1 9 8 0 - 1983)
K apkara b ir liste
D İP N O T L A R :
K asım 1983 genel seçim leri ile T ü rkiye'de yeni b ir dönem in başlam ası
bekleniyordu. M illi G üvenlik K onseyinin desteğini alan A N A P'ın genel
başkanı Turgut Ö zal yeni hüküm eti kurm akla görevlendirildi. B öylece
T ürkiye parlam enter rejim ine dönm üş oldu. A m a K enan Evren cum hur
başkanı olarak görevini sürdürdüğü için birçok alanda askeri güçlerin
ağırlığı kendini gösteriyordu. B askıların henüz sonu gelm iş değildi. A na
yasanın geçici 15. m addesine göre M illi (Güvenlik K onseyinin d o kunul
m azlığı vardı. K onsey üyelerinin. D anışm a M eclisinin k ararlan hakkında
cezai, mali ve hukuki hiçbir sorum luluk iddiası ileri sürülem ez ve hiçbir
yargı m erciine başvurulam azdı.
P arlam enter rejim e geçiş, dem okrasi ortam ının yaratılm asına y etm i
yordu. D ikta rejim lerinde çıkartılan yasaların hepsi yürürlükteydi. Polis
ve güvenlik güçleri yasal ve yasadışı geniş y etk iler elde etm işlerdi; b akan
lıklardan hiçbir talim at beklem eden h er türlü baskıya yönelebiliyorlardı.
H üküm et bunları önleyebilecek güçte değildi. İki başlı b ir rejim kurul
m uştu sanki. B ir de kaba kuvvet vardı ki, hüküm et ve adalet m ekanizm a
sının sorum lulan bunların karşısında güçsüz kalıy o r ve işlenen cin ay etle
rin gerçek katillerini bir türlü ele geçirem iyordu. B unları destekleyen
işbirlikçilere karşı da bir şey yapılam ıyordu.
Turgut Ö zal gerek başbakanlığı, gerek cum hurbaşkanlığı dö n em lerin
de gazetecilerle çok iyi ilişkiler içindeydi. O nları sık sık telefonla arıyor,
konuta ya da köşke çağırarak so h b etler ediyordu. A m a b unlar
« establishm ent».bölüm ünde yer alan kalburüstü gazetecilerdi, yoksa D ev
let G üvenlik M ahkem elerinde ya da Sıkıyönetim savcılıklarında sürünen
ler değil. Ö zal dönem inin korkunç b ir bilançosu vardır. İşte bunun örnek
leri:
- D em okratik bir düzene geçilm esi için A yd ın la r Dilekçesi'n'ı im zala
yan yüzlerce kişi hakkında soruşturm a açıldı (22 M ayıs 1984):
- Prof. M uam m er A ksoy evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu
öldürüldü (31 Ocak 1990):
- G azeteci Çetin E m eç otom obilinde uğradığı silahlı saldırı sonucu ö l
dürüldü. (7 M art 1990);
- G azeteci-Y azav Turan D ursun öldürüldü (4 Eylül 19 9 0 );
- Prof. Bahriye Üçok bom balı b ir paketin patlam asıyla öldürüldü (6
E kim 1990);
- Sabah gazetesi m uhabiri İzzet K eser C izre'de başından vurularak ö l
dürüldü (23 M art 1992);
- Ö zgür G ündem ve Yeni Ü lke g azetelerinin yazarı. T ürk-K ürt kar
deşliğinin m ilitanı M usa A n ter 74 yaşında D iyarbakır'da sokak ortasında
öldürüldü (20 Eylül 19 9 2 );
- G azeteci-Y azar U ğur M um cu otom obiline yerleştirilen b ir bom ba ile
öldürüldü (24 Ocak 1993);
- M uzır Yasası bir sansür yasasına d önüştürüldü (6 M art 1986).;
- T e r ö r le M ücadele K anunu çıkartıldı ( 1 1 N isan 1991);
- O lağanüstü Hal B ölgelerinde basın özgürlüğünü yok eden kararna
m eler yayınlandı (10 M ayıs 1 9 9 0 ; 15 A ralık 1 9 9 0 );
- Y üzlerce gazeteci hakkında dava açıldı, binlerce yıl hapis istendi,
sayısız gazete ve dergi yasaklandı, yüzlerce kitap toplatıldı. Türk B asın ta
rihinin hiçbir dönem inde böyle b ir gazeteci kıyım ı olm am ıştır. A bdülha-
m id d önem inin «Basın R ezaletleri» bunların yanında hiç kalır.
B asın K onseyi'nin yayın organı Ö zgür B asın 1990 yılım şöyle an latı
y or :
"Türk B asını 1990'da alışılm ış b ir kara yıl daha yaşadı. 1990 içinde,
birincisi silahlı sindirm e, cinayet ve başıbozuk grupların taşlı sopalı saldı
rısı; İkincisi güvenlik birim lerinin ve bazı işg ü zarla n n keyfi davranışı;
üçüncüsü yasal görünüm lü anayasa-dışı hukuksal baskı ve nihayet d ör
düncüsü dava açma, toplatm a, basım evi kapatm a, gazete m erkezlerinde
aram a, gözaltı ve tutuklam a, dövm e, yayın d urdurm a türünden ağır baskı
lar, 1990 yılında Türk basınının gündelik m eslek hastalıkları halinde
sürüp g itti." (4)
A nka A jansının bir haberine göre 1990 yılı içinde 49 gazete ve dergi
hakkında 586 dava açıldı 363 ceza davası, 223 hukuk davası.
Ceza d a v a la r ı: 302 gazeteci ve yazar hakkında toplam 2.814 yıl hapis
istendi. Sadece C um hurbaşkanına hakaretten 17 gazeteci hakkında dava
açıldı.
H ukuk davaları 4 9 gazete ve dergi için 64 m ilyar 117 m ilyon para
cezası öngörüldü. T azm inat davalarının hem en hem en tüm ü günlük gaze
telere karşı açıldı.
Sabah gazetesi toplam 85 dava ile başı çekiyordu. O nu Tan (75 dava),
H ürriyet (74), M illiyet (42), G üneş (32), C um huriyet (21), T ercüm an
(16), M illi G azete (14), Z am an (9), ve T ürkiye (5) iz liy o rd u (5).
Yayın durdurma:
424 ve 425 sayılı K anun hükm ündeki kararnam eler (6) çerçevesi için
de 2000'e D oğru ve H alk G erçeği dergilerinin yayını 26 H aziran'da d ur
duruldu. D ergileri basan Ilıcak m atbaası 10 gün süreyle kapatıldı. Bu ka
rarnam eler nedeniyle bazı sol dergiler, basım evi bulm akta güçlük
çektikleri için yayınlarına uzun süre ara verm ek zorunda kaldılar. 2000'e
D oğru 8 kez, N okta 2 kez. Yüzyıl b ir kez toplatıldı. Bu üç dergiye açılan
15 hukuk davasında toplam 536 m ilyon lira tazm inat istendi.
S o l d e r g ile r :
B asın davalarında sol siyasal d erg iler önem li y er tuttu. 17 sol dergiye
karşı 142 ceza davası açıldı. Bu dergilerde çalışan 101 gazeteci için 1894
yıl hapis cezası istendi. B u derg iler 69 kez toplatıldı, çalışan lar gözaltına
alındı.
tslam cı m ilitan A k D oğuş dergisine karşı 22 ceza davası açıldı. D ergi
de çalışan 30 kişi iç ia to p la m 249 yıl ceza istendi. Dergi 5 kez toplatıldı.
D övm e o la y la r ı:
G azetecilerin durum u:
O cak-M art dönem inde çeşitli g azetelerden 695 kişinin işine son veril
di. B unlardan 250'si G üneş, 385'i G ünaydın, 42'si M illiyet, I8'i H ürri-
yet'te çalışıyordu.
F otospor gazetesi M art 1991'de 142 kişinin işine son verdi. G azetenin
İzm ir ve A nkara bürolarında 100 kişi işten çıkartıldı.
T em m uz ayında C um huriyet 42, T ercüm an 100, E ylül ayında G üneş
gazetesi 59 kişiyi açıkta bıraktı. B öylece O cak-E kim dönem inde işsiz
kalan gazetecilerin ve görevlilerin sayısı 1841’e y ü k s e ld i<l0).
T alat Halınan: H ainler kol gezm eye başladı yine. Fikri hür, vicdanı
h ür yazar Turan D ursun kahpece öldürüldü. (M illiyet, 10.9.90)
DİPNOTLAR:
(1) Alpay Kabacalı, aynı kaynak.
(2) Ali Tevfik Berber, Cumhuriyet gazetesi, 24 Nisan 1990.
(3) Ali Tevfik Berber, aynı kaynak.
(4) Özgür Basın. Kasım-Aralık 1990.
(5) Bizim Gazete, Gazeteciler Cemiyeti. Şubat 1991.
(6) 424 sayılı ve 10 Mayıs 1990 tarihli Kararname ile 15 Aralık I990’da yürür
lükten kaldırıldı ve onun yerine 230 sayılı kararname yayınlandı.
(7) Özgür Basın Kasım - Aralık 1990.
(8) Alpay Kabacalı. aynı kitap, s. 231.
(9) Halil Çelenk, Laiklik ve Anii-teıör yasası, Uğur Mumcu'ya armağan, ÇGD
Yayınları 1994, s. 268-271.
(10) Cemil Özyıldırım. Bizim Gazete. Ocak 1992.
(11) Basın güncesi, ÇGD Yayınları. 1994, Ankara, s. 3-6.
( 12) Özgür Basın, Mart 1993.
(13) Özgür Basın. Nisan 1993.
(14) Sadun Tanju, Çetin Emeç, Bir Basın Şehidinin Anatomisi. İzmir Belediyesi
Kültür Yayınları, 1992.
(15) Özgür Basın, sayı 16-17-18, Ağustos-Eylül-Ekim 1990.
16) Uğur Mumcu'ya Armağan, Ç.G.D. Yayınları. Ankara, 1994.
G A Z E T E L E R İN Ö Y K Ü SÜ V E H O L D İN G L E Ş M E L E R
\)Y en i Sabah:
1948 yılında bu yeni dönem i başlatan kişi Safa K ılıçlıoğlu olm uştur.
Bu gazete, K ılıçlıoğlu Yeni Sabah'ı satın alm adan önce de vardı. Yeııi
S abah’ı, 1938'de P eyaıni Safa'nın kardeşi llh a m i Safa kurm uş ve gazeteye
ortak o larak da C em alettin Saraçoğlu nu alm iştı. G azetenin başyazılarını
H üseyin C ahit Yalçın y azıyor ve yazı b aşın a 10 lira alıyordu (l). llham i
Safa bir yıl sonra hisselerini C. Saraçoğlu'na devrederek çekildi; başyazı
ları C. Saraçoğlu yazm aya başladı. K adro genişletildi, Ulunay, K adircan
K afi t, Sabri E sat Siyavaş t;il, Şiikrü Baban kad ro y a girdi.
Aıııa bir süre sonra C em alettin Saraçoğlu gazeteden bıktı ve Eylül
1948'de Yeni Sabah'ı Safa K ılıçlıoğlu adında b ir işadam ına sattı. K ılıçlı-
oğlu önceleri A dalet M ensucat F abrikasında yöneticilik yapm ış, sonra
fabrikadan ayrılarak S ultanham am 'da b ir m ağaza açm ış ve B om onti'de bir
fabrika kurm uştu. O nları satarak elde ettiği parayla gazetenin yönetim ini
eline a l d ı (2). G azete ham le üzerine ham le yaparak b ir süre sonra o döne
min en yüksek tirajlı gazetesi H ürriyet'le yarışm aya yöneldi. Safa K ılıçlı-
oğlıı D em okrat Parti yöneticileriyle ve özellikle A dnan M enderes'le çok
yakın ilişkiler içindeydi, hüküm etten destek görüyordu.
Yeni Sabah 1955'te tiraj bakım ından H ü rriy ette n sonra T ürkiye'nin
ikinci gazetesi durum undaydı. G azeteyi uzun zam an O sm an K araca yö
netti, sonra O ğuz A kkan ve son o larak N ezih D em irkent. M ü şe rre f Heki-
ınoğlu, N ezihe A raz, H akkı D evrim , Ulunay, Siyavuşgil, R atıp Tahir,
A llan Erbulak, O ğuz Aral, E sin Talu, A li O raloğlu uzun süre kadroda yer
aldılar.
E sat M ahm ut Karcıkurt'un «M oskova ve K utuplar dahil bütün dünya
ülkeleri dizisi» K asım 1953'te Y eni S abah'la V atan, M illiyet ve D ünya
arasında büyük polem iklere yol açtı. D iziyi ilân eden afişlerdeki M oskova
sözcüğü tutucu ve m illiyetçi çevreleri kızdırdı. K a rk u rfn n «E rikler Ç içek
A çtı» adlı rom anı da gazeteye büyük tiraj kazandırdı.
Safa K ılıçlıoğlu 27 M ayıs devrim inden sonraki olaylardan çok etkilen
m işti. «Fikir İşçileri K anunu» diye ad landırılan «B asın m esleğinde Ç alı
şanlarla Ç alıştıranlar» K anununun 4 O cak 1961 'de 212 sayılı kanunla d e
ğiştirilm esine büyük tepki gösterdi. Bu kanun işverenlere yeni
y üküm lülükler getiriyordu. B asın İlân K urum unun kurulm asını öngören
ve 2 O cak 1961'de yayınlanan 195 sayılı kanunu da K ılıçlıoğlu çok kötü
karşılam ış ve «B u kanunlardan sonra artık T ü rkiye'de gazetecilik y apıla
maz» dem işti. 10 O cak 1961 'de gazete patronlarının üç gün gazete çıkart
m am alarında K ılıçlıoğlu baş rolü oynam ıştı.
Sonunda K ılıçlıoğlu bu işlerden bıktı ve 30 H aziran I964'te gazetesini
kapattı. K ılıçlıoğlu Yeni Sabah'ın kapanışını şöyle anlatır: «O tarihlerde
T ürkiye'nin hiçbir m üessesesinde -A P ve A A dahil- telex ve telefoto
yoktu. Yeni Sabah dünyanın en m odem aletleriyle çalışıyordu. G azete ka
pandığında T ürkiye'de alıcısı hiçbir gazetede bulunm adığından, telex ve
telefotoyu T ahran'a sattık. 30 H aziran 1964 günü, yani gazetenin tatil edil
diği gün, bütün arkadaşlarla kucaklaşarak gözyaşları arasında veda ettik.
O güne kadar T ürkiye'de kapanm ış da çalışan ların a m untazam kıdem taz
m inatı verm iş hiçbir gazete yokken biz kıdem tazm inatlarını kuruşuna
kadar ödedik»11’
G azete kapandıktan sonra Safa K ılıçlıoğlu haftalık M eydan dergisini
çıkardı, sonra da H akkı D evrim ve N ezihe A ra zla birlikte M eydan Larous-
re'u yayım ladı.
B abIâli'ye m eslek dışından gelen ikinci patron H abib E dip Törehaıı
oldu. Törehaıı M ülkiyeyi bitirdikten sonra b ir süre öğretim üyeliği yap
mış, sonra A lm anya'ya giderek orada büyük paralar kazanm ıştı. İkinci
D ünya Savaşı yıllarında da A lm anya'da işlerini çok iyi yürütm üştü. Töre-
han 1949'da İstanbul'da büyük bir g azete kurm a hazırlıklarına girişti. Ç ı
kartacağı gazete seçkinlere seslenen ciddi b ir gazete olacaktı. Törehan B a
bIâli'yi dışlayarak m atbaasını T ünel'de yaptırdığı b ir binaya yerleştirdi.
Öteki gazetelerden de değişik olarak Yeni İstanbul'u mavi b ir başlıkla ya
yım ladı. M. N erm i, F ikret Adil, M u za ffer Soysal, R eşat N u ri D arago ve
H üseyin A vni Şaııda'yı kadroya aldı. A nkara m uhabirliğine M eh m ed
K em al K urşunluoğlunu getirdi.
A b d i İpekçi B eyoğlu m uhabiri o larak çalışıyor, y abancılarla röportaj
lar yapıyordu. B edii F aik ve Falih R tfkı A ta y da b ir süre Y eni İstanbul'da
yazdılar. Ö m er Sam i C o şa r da A .A ., C um huriyet ve M illiyet'ten sonra
Y eni İstanbul'da görev aldı. G azete hiçbir zam an okuyuculardan ilgi gör
m edi ve renksiz bir gazete olarak yayınını sürdürdü.
50'li yılların sonlarında H abib E dip Törehan gazeteyi, o zam ana kadar
basında adı sadece m üteahhit olarak duyulm uş olan K em al Uzarin sattı.
M atbaa C ağaloğluna taşındı. G azetenin y ay ın lan üniversite çevrelerinde
tepki yaratıyordu, gençler birkaç kez gazetenin önünde gösteri yaptılar.
Yeni İstanbul bir süre sonra kapandı.
B asın dışından B abIâli'ye giren üçüncü işadam ı arm atör M a lik Yolaç
oldu. Yolaç İstanbul'da varlıklı bir aileden geliyordu. G alatasaray'ı b itir
dikten sonra önce tütün ticareti yapm ış, sonra H aliç'te yağ ve tahin fabri
kası açm ış, yapı işlerine girm iş, d ah a sonra d a arm atör olm uştu. M a lik «
D işli b ir yakınım ız olm adığından bizi koruyacak b ir güce ihtiyaç duydum
ve işte o zam an gazete sahibi olm ayı kafam a koydum . B unun yanlış bir
düşünce olduğunu anladım , am a artık çok geçti.» d e m iş tir<4).
1918'de kurulm uş olan A kşam 50'li yıllarda parasal nedenlerle yeni
teknolojilere ayak uyduram ıyor ve kadrosunu genişletem iyordu. N ecm et
tin Sadak 1953'te ölm üş, gazetenin hisselerinin çoğunu elinde bulunduran
ve 39 yıl A kşam 'ı yönetm iş olan K âzım Ş in a si D ersan'ın artık yeni yatı
rım lar yapacak gücü kalm am ıştı. M alik Yolaç, A kşam 'ın yazı işleri m üdü
rü H ıfzı T o p u zu n önerisi ve aracılığıyla K âzım Ş inasi ile ilişki kurdu ve
1957 M art'ında gazeteyi satın aldı.
H ıfzı Topuz yeni bir kadro hazırladı. A kşam 'ın em ek tar yazarlarından
Vâ-Nu, M ü şe rre f H ekim oğlu, F erruh D oğan, İzzet Sedes ve Turhan A ytu l
A kşam 'a geçti. K uruluşundan beri öğle saatlerinde çıkan A kşam sabah
gazetesi oldu ve değişik içeriğiyle H aziran 1957'de yeni yayın dönem ini
başlattı.
M alik Yolaç kısa b ir süre sonra gazeteyi doğrudan yönetm eye kalkınca
Hıfzı Topuz yayın m üdürlüğünden ayrıldı. Ş evket Rado, C em al Refik, Tur
han Aytul, İzzet Sedes, Ferruh D oğan ve Vâ-N û da yeni koşullara uyam a-
yarak gazeteden çekildiler. Yolaç yeni bir kadro oluşturdu. O sm an Kara-
ca'yı yazı işleri m üdürlüğüne getirdi. D aha sonraları bu görevi Ilhan
Turalı, O ğuz Akkan, D oğan Ö zgüden ve D oğan K oloğlu üstlendi. Celâ-
lettin Çetin istihbarat şefi oldu, N eh a r Tiiblek gazeteye alındı. A ziz Nesin
de 1959'da A kşam 'a geçti. G azete her ay yeni h am leler yapıyordu. Çetin
A ltan solculuğu tanım layan en parlak yazılarını A kşam 'da yazıyordu,
Fethi N aci'nin ve llham i Soysal'ın yazılan d a büyük yankılar uyandınyor-
du.
27 M ayıs 1960'da A kşam kapatılm ış durum daydı. M alik Yolaç o d ö
nem de A dalet P artisinin kurucusu R agıp G üm üşpala ile ilişki kurdu.
B unun sonucu olarak da Ekim 1961 seçim lerinde İstanbul'dan A P listesin
den bağım sız aday gösterildi ve seçildi. A ralık 19 6 3 'te ,İsm et /»¿»/¡«"nün
kurduğu Ü çüncü C H P -B ağım sızlar koalisyon hüküm etinde -M etin
Toker in desteğiyle- G ençlik ve S por bakanlığına getirildi.
Akşam- 1962'de A nkara'da basılan ilk İstanbul gazetesi oldu. Yolaç er
tesi yıl İzm ir'de de A kşam 'ı basm aya başladı am a. D inç Bilgin in bayileri
örgütleyerek direnm esi üzerine, İzm ir baskısı tutm adı (5). Y urt dışında
baskı işini de ilk A kşam başlattı.
A kşam o yıllarda Talât A yd e m ir ve P renses Sı/reyyo'nın anılarıyla
önem li tiraj aldı. «H er okuyucuya ikram iye» kam panyasıyla da lotaryacı
lığın ilk örneklerini verdi.
Tirajı 200 bine ulaşan A kşam 1965'te çöküşe geçti. G azetenin m asraf
ları artm ış ve yazarların sol eğilim leri yüzünden reklam gelirleri azalm ıştı.
Yolaç parasal güçlükler nedeniyle de teknolojik gelişm elere ayak uydura-
m ıyordu. Sonunda 1971 'de A kşam 'ı T ürk-İş'e satm ak zorunda kaldı.
Türk-İş ancak bir yıl dayanabildi ve gazeteyi başkasına devretti. A kşam
bir süre de bayilere dağıtılm adan resm î ilân alan b ir gazete olarak yayın
landı ve 9 O cak 1982'de son sayısını yayınlayarak kapandı.
1994'te A kşam adıyla yeni b ir gazete çıkartıldı. M ehm et A li Ilıcak'ın
yayınladığı bu gazetenin eski A kşam 'la adından başka hiçbir benzerliği
yoktu. A kşam 'ın «H er okuyucuya televizyon veriyoruz» diye başlattığı
kam panya, sonradan gazete fiyatının aşın ölçüde artırılm ası nedeniyle
büyük gürültüler yarattı.
Soru 79: Başarısız holding girişimleri hangileridir? (Tercüman,
Güneş, Asil Nadir grubu)
1) Tercüm an:
2) G üııeş G azetesi:
A ydın Doğan
- M illiyet G azetecilik
- M illiyet Y ayın
- G erçek Y ayıncılık
- A D yayıncılık
- K anal D
- H ürriyet H olding
T ürk basın tarihinde önem li yeri olan V atan ilk önce 1923'te A h m et
E m in Yalman, Enis Tahsin Til ve A h m et Şiikrii E sm er tarafından kuruldu
(Bkz. Soru 41). 1925'te T akriri Sükûn K anunu çıkartıldıktan sonra E la
zığ İstiklâl M ahkem esinin 12 A ğustos 1925'te verdiği b ir kararla V atan
süresiz olarak kapatıldı; A h m et Emin Yalm an da yargılanm ak üzere E la
zığ’a gönderildi. (Bkz. Soru 36 ve 37). O rtada Yalm an'ın tutuklanm asını
gerektiren belirli b ir neden yoktu. Sadece iki ayrıntı üzerinde duru lu y o r
du. B ünlardan biri R a u f O rbav'm A h m et E m in t yazdığı bir m ektuptu.
R a u f O rbay bu m ektubunda «m em lekette gerçek dem okrasiye ve h ür m ü
nakaşaya sırt çevrilm esinden, tek parti ve to taliter rejim istidadının geliş
m esinden duyduğu endişe ve üzüntüleri» anlatıyordu. M ahkem e bu m ek
tubun «rejim e karşı bir isyan hareketi» olduğu kanısındaydı. Polis
m ektubu Yalm an’ın dosyalarında bulm uştu, am a onun bunda ne sorum lu
luğu olabilirdi?
İkinci bahane de Yalınan'm b ir yazısında «B ir okuyucudan aldığım ız
m ektupta şöyle deniyor» dedikten sonra o m ektupta ileri sürülen görüşlere
yanıt verm esiydi. M ahkem e bu m ektubu Şeyh Saicfin oğlunun yolladığı
kanısındaydı. Bu olayda da Yalm an nasıl sorum lu görülebilirdi?
Yani, elle tutulur hiçbir iddia yoktu. Sonunda A tatürk'ün M ahkem eye
çektiği bir telgrafta bazı delillerin «insafa uygun» b ir biçim de değ erlen d i
rilm esini istem esi üzerine M ahkem e bütün sanıkların beraatına karar
verdi. K ararda gazeteci sanıkların y asalar dairesinde yayın görevlerini
yaptıkları ve D evlet otoritesini sarsarak isyana sebep olacak b ir suç işle
m edikleri belirtiliyordu <IS).
Ne var ki M ahkem enin kararında A h m et E m in ile A h m et Şükrü
(E sm er)nün «yeni deliller ortaya çıkarsa tek rar yargılanm ak üzere d uruş
m anın sona erdiği» vurgulanıyor am a gazetenin yeniden yayına başlam ası
üzerinde hiç durulm uyordu.
M ahkem enin kararını bazı çevreler Yalm an'm g azetecilik yapm asının
da yasaklandığı biçim inde yorum ladılar. Yalm an b ir süre sonra B aşbakan
İsm et P aşa'ya bir m ektup yazarak «Y abancı gazetelere yazı yazm am ı, ga
zetecilik etm em ek yolundaki taahhüdüm e aykırı b uluyor m usunuz?» diye
sordu, am a hiçbir yanıt alam adı. B undan anlaşıldığına göre Yalman d uruş
m ada b ir daha gazetecilik yapm am aya söz verm işti. Y oksa o rtada açık
seçik bir yasaklam a k aran yoktu. Yalman bu sözüne bağlı kaldı, 10 yıl ga
zetecilik yapm adı, ticaretle uğraştı. A ncak 1936'da A ta tü rk kendisini affe
dince m esleğe dönm e olanağına kavuştu.
A h m et Em in Yalm an'm eşi R ezzan Yalm an bu olayı şöyle anlatır:
«1936'da bir m ucize oldu. B ir akşam A nkara'da K arpiç'te yem ek yiy o r
duk. B irden ortalık k anştı, A ta tü rk d o stlan y la birlikte oraya geldi. Az
sonra K tlıç A li Bey beni dansa davet etti. Sonra d a A ta tü rk’ün yaverlerin
den biri gelip bizi A tatürk'ün m asasına çağırdı. G idip A tatürk'ün sağına ve
soluna yerleştirilen iskem lelere oturduk. S onra A tatürk A h m et Em in'e d ö
nerek «A sıl m esleğinizden uzak düştünüz, bu halinizden m em nun m usu
nuz?» diye sordu.
A hınet E m in daha ağzım açm adan «B en m em nun değilim . B ir g azete
ciyle evlendim , o bir süre sonra işadam ı oldu» dedim .
A tatürk gülerek yine A h m et E m in'e «Y eniden gazeteciliğe dönm ek is
tiyor m usunuz?» diye sordu. A h m et E m in «E lbette, dedi, m esleğim in dı
şında geçen yıllar bana ağır kürek m ahkûm luğu gibi geliyor.»
A tatürk «O halde, dedi, size dikte ed eceklerim i b ir açıklam a şeklinde
not alınız.» A h m et E m in kâğıt ve kalem e sarıldı ve A tatürk'ün sö yledikle
rini not etti.»
A tatürk şunlan dikte etm işti: «On y ıld ır m esleğim den uzak düştüm .
B u zam an bir m illetin hayatı için kısa b ir devirdir, fakat fertlerin hayatın
da çok yer tutar. On yıl önce 'T abiat kuvvetlerinin' gidişine ayak uy d u r
m akta zorluklar geçirdim . Bu benim kabahatim değildi, T a b ia t k u vvetleri
nin' de kabahati değildi. K usuru ortalığa hakim olan hal ve şartlarda
aram ak icab eder. T ecrübe sahalarında on yıl ders gördükten sonra, bir
T ürk şairinin 'Bu m em leketi haraplıktan kurtaracak bir adam yok mu?'
diye sorduğu suale 'E vet, var!' diye cevap veren adam la yeniden işbirliği
ne girişm eye kendim i istidatlı ve h azır görüyorum .»
A tatürk sonra Yalm an’a «Y azdıklarınızı yüksek sesle okuyunuz, her
kes duysun!» der, am a Yalm an çok heyecanlıdır, okuyam az. B unun ü zeri
ne Atatürk, R ezzan Yalm an'ı b ir iskem leye çık artır ve notu yüksek sesle
okutur, lokantada bulunanlar kendisini alkışlarlar.
A tatürk ondan sonra R ezzan Yalmaıı'a şöyle der:
«Y unan ordularına karşı girişm eye hazırlandığım um um i saldırışa tek
gazeteci olarak kocanızı seçtim . Ö zür d iledi ve «H enüz nişanlandım »
dedi. K endisini tenkit ettim ve b ir aşk bağı kuran b ir adam ın m em leket
hizm eti için kaybolduğu kanaatim i ileri sürdüm . Şim di bu sözüm ü geri al
m ağa ve kendisini m azur görm eye h azın m . T a başında ben de sizin gibi
akıllı bir kızla karşılaşarak b ir aile kursaydım , bütün hayatım başka b ir ce
reyan alm ış olabilecekti.»
Yalm an da anılarında bu olayı şöyle anlatır:
«A dapazan'nd an İzm it'e dönüşte G azi beni b ir tarafa çekip, dedi ki:
'Sen arkadaşlarınla birlikte İstanbul'a dönm e, benim le kal, berab er A nka
ra'ya gidelim . G azeteci sıfatıyla sonradan b una çok m em nun kalacaksın.'
Bu sözleri söylerken B üyük L iderin ne anlatm ak istediğini bilm iy o r
dum . N eden sonra öğrendim . B üyük taarru zd a beni tek gazeteci olarak ya
nm a alm ak istiyordu. B ana gazetecilik hayatım ın en büyük fırsatını v er
meği düşünm üştü.»
Bu olaydan sonra Yalm an İstanbul'a döner. Ö nce Z ekeriya S ertel ve
H alil L ütfü D ördüncü ile birlikte Tan'ı satın alırlar (B kz. Soru 42). Sonra
Yalman, T andan ayrılır ve 1940'ta Vatan ı çıkartır. Bu V a ta n ın ikinci ku-
1 ruluşudur.
1945-1950 dönem inde Vatan D em o k rat Partiyi destekler. L id erler sık
sık V atan'a giderek Yalm an'\a tartışırlar. 1950 seçim leri Yalm an için de
büyük bir zaferdir. A m a 1950-60 yılları Yalm an için büyük b ir düş kınklı-
ğı dönem idir. Vatan bu kez de D P 'ye karşı m uhalefetin sesini yansıtır.
Y a lm anın her zam an en büyük korkusu kom ünizm olm uştur. Solcu
ile kom ünist arasında hiç fark görm em iştir. Yalm an A m erika’ya olan hay
ranlığını da hiç gizlem em iştir. A m a, buna karşın, 1950'de büyük bir hoş
görü ile N azım H ikm et'm kurtarılm ası için de B ursa C ezaevine giderek şa
irle konuşm alar yapm ıştır.
D P'nin iktidar dönem i Yalm an'm yaşadığı en bunalım lı yılları içerir.
K endisine M alatya'da suikast girişim i olur. S ayısız kez hakkında kovuş
turm a açılır, tutuklanır, am a «M avi ufuklara doğru» verdiği savaşlardan
hiç vazgeçm ez.
K im ler yazm am ıştır o yıllarda V atan'da? Sam et A ğaoğlu, Tevfık
R üştü A ras, Şevket Süreyya, Ali F uat B aşgil, B urhan Belge, Ali Fuat Ce-
besoy, M üm taz Faik Fenik ve A dviye Fenik, Fevzi Lütfi K araosm anoğlu,
Refik K oraltan, Sıddık Sam i O nar, R au f O rbay, K em al T ahir, H am dullah
Suphi T an n ö v er, Ekrem H ayri Ü stiindağ, C ihat B aban, B ülent Ecevit,
T arık Z afer T unaya...
K im ler çalışm am ıştır gazetede? B urhan A rpad, Selam i A kpınar,
R ecep B ilginer, Sadun T anju, M ustafa E km ekçi, E cvet G üreşin, Ali G ev-
gilili, M ehm ed K em al, Sinan K orle, Ferruh D oğan, B edri K oram an, A ltan
E rbulak, M ustafa Erem ektar, A dnan Veli, M ithat Perin, H aşan Pulur,
Em il G alip Sandalcı, G ökşin Sipahioğlu, İhsan A da, M elih Y ener, K em al
A ydar, O ktay A kbal, Hıfzı T opuz, Faruk F enik, E sin T alu, Fasih İnal,
Zihni K anm az, Y ılm az Ç etiner, C oşkun K ırca, C avit Y am aç, A ltem ur
K ılıç, T unç Y alm an, R ezzan Y alm an...
Yalman iktidara karşı geldikçe ilânları kesilm iş, kâğıt gereksinim leri
karşılanm am ıştır. K âğıtsızlık yüzünden V atan'm tek yaprak çıktığı günler
olm uştur. E konom ik baskılar yüzünden Vatan d ar boğazlara sürüklenm iş
tir. B una çözüm bulm ak um uduyla V atan'm 600 bin lira olan serm ayesi 1
m ilyon liraya çıkartılm ış, gazeteye N aim Tlrali, Ö zcan Ergüder, N ihat
Karaveli, R eşat Umur, F azıl H üsnü D ağlarca, C elâlettin Çetin gibi yazar
lar ortak alınm ıştır.
B undan sonra yeni b ir dönem başlar. 80'den çok ortağı olan Vatan g it
tikçe daha güç yönetilir, gazetede gru p laşm alar o rtaya çıkar. 1960'ın ikin
ci yarısında da Yalman kendi gazetesinden ayrılm ak zorunda kalır, H ür
Vatan’ı çıkartır, am a tutturam az. G azete de b ir süre sonra N aim Tirali ile
C em al R eşit-E y iiboğlu nun eline geçer. N aim Tirali m illetvekili seçilince
V a ta n ı 1962'de A nkara'ya taşır, am a gazete orada da başarılı olam az,
Vatan yeniden İstanbul'a döner.
O dönem de gazetenin başyazarı N izam ettiıı N a z if Ut. H esapsız m asraf
lara girişen N izam ettiıı N a z if gazeteyi büsbütün çık m azlara sokar. O yılla
rın unutulm ayan bir olayı da N izam ettin N a z if in İzm ir Fuarı için çıkarta
cağı bir ilaveye ilân toplam asıdır. S ovyetler B irliğinden alınan ilân
Vatan'm ekinde çekiçli oraklı bir kapak o larak yayım lanınca kıyam etler
kopar. K onu M eclis'e getirilir ve Vatan yıpranır.
N aim Tirali yıllar sonra V a ta n ın çöküşü hakkında şöyle dem iştir:
«T ürkiye'nin büyük serm ayeye ve geniş iş deneyim ine dayanan b ir döne
m e girm esiyle Vatan'ın görevi sona erm iştir. A h m et Em in Yalm an’dan b a
şarılı bir işadam lığı beklenem ezdi. D aha sonra Vatan'ı yıllarca tek başım a
sürdürm ek zorunda kalışım da benim iş alanında ne denli beceriksiz o ld u
ğum u gösterir.»
Bu çöküntü dönem inde Yalm an artık V atan’da değildir, anılarını yazar
ve 19 A ralık I972'de yaşam a veda eder.
G azeteyi 1975 E ylül'ünde M illi B irlikçi N um an Esin, N aim T iıa li’den
satın alır. Bu artık gazetenin Ü çüncü Vatan dönem idir. Yeni b ir kadro
oluşturulur. Z a fer Mııtlıt, C engiz Çandar, İlhanıi Soysal, Enıil G alip S a n
dalcı, K em al Siilker, Tiirkkaya A taöv, A ziz N esin, Yaşar K em al gibi yazar
ların gazetede sık sık y azılan çıkar. Tiraj 5 0 bine yükselir. A m a bölünm e
ler başlar. G azete bu koşullara ancak üç yıl dayanabilir ve 19 M art
1978'de Vatan son nefesini verir. G azetenin im tiyazı da A yd ın lık gazetesi
ne satılır.
M ehm ed K em al'in dediği gibi «V atan o rada çalışan birçok arkadaş için
hoş bir anı, hoş bir seda olarak kalır.»
G ünaydın
! y İh la s H olding
- T ürkiye G azetesi
-T G R T
- thlas H aber A jansı
- T ürkiye Ç ocuk (H aftalık)
- A ylık dergiler: T ekstil T eknik, K onfeksiyon T eknik, M edikal
T eknik, T ekstil T erbiye, Y apı M alzem e, T urizm T eknik, Plastik
A m balaj
- Y ay-Sat (D ağıtım )
- th las G azetecilik
Soru 84: Dinç Bilgin kimdir, Sabah, ATV ve Medya Holding nasıl
oluşturuldu?
Sabah'ın kökü İzm ir'e dayanır. Ö nce Y eni A sır vardı. Bu gazete
1895’te Selanik'te kurulm uştu. K urucuların biri F azlı N ecip (1863-1932),
öteki de D inç B ilgin'in dedesi A bdurrahm an A r ifti (1865-1918). Yeni
A sır sonra İzm ir'e taşındı ve E ge'nin en büyük gazetesi oldu. G azeteyi
D inç B ilgin’in babası Ş evket B ilgin (1894-1978) yönetiyordu (22l Şevket
B ilgin'in ölüm ünden bir süre sonra Yeni A s/r'ın İstanbul'da çıkartılm ası
düşünüldü, İzm ir'deki m akinelerden biri sökülüp M ecidiyeköy'e taşındı.
Yeni İstanbul'un eski m akineleri kiralandı. A m a D inç B ilgin'in asıl hedefi
yeni bir gazete çıkarm aktı. B unun için de Z a fer M utlu ve R ahm i Turan la
uzun uzun tartıştıktan sonra Sabah'ı kurm aya karar verdi ve gazetenin ilk
sayısı 21 N isan 1985'te yayınlandı.
D inç B ilgin in amacı G ünaydın tipi b ir gazete ile 700 bin tiraj yap ab il
m ekti. ilk sayının ancak yarısı satılabildi. A m a tiraj yavaş yavaş yükseldi
ve gazete tutundu.
D inç Bilgin Sabah girişim inden bir Süre sonra, 10 Ekim 1985’te, Yeni
A sır'ı da İstanbul'da basm aya başladı, piyasaya 80 bin gazete sürüldü,
am a bu iş tam bir fiyasko ile sonuçlandı.
Sabah yıldan yıla tirajını yükselterek zam an zam an T ürkiye'nin en
fazla basan gazetesi durum una geldi. Bu başarıd a neler rol oynuyordu?
- R ahm i Turan ve Z a fer M utlu'nun izledikleri yayın politikasının
b unda büyük etkisi oldu. Yani, bol resim , büyük başlıklar, çarpıcı h aber
ler, canlı bir görüntü, o rta kültür düzeyindeki in san lan n ilgisini çek eb ile
cek yazılar, heyecan yaratabilecek duygusal olaylar, uzun yazı dizilerine
y er verm eden çabuk okunabilecek yazılara ağırlık verm ek...
- Bol ikram iye dağıtm ak, peşpeşe prom osyon kam panyaları dü zen le
mek.
Sabah bu canlılığını A TV yayınlarıyla d a sürdürm esini bildi, Sabah
A T V 'ye destek oldu, A T V 'de Sabah'a.
Sabah kadrosunda üst düzeyde şu g azeteciler yer aldı: Z a fer M utlu,
G ün g ö r M engi, M ehm et Barlas, G üneri Cıvaoğlu, H aşan Cemal, O kay
G önensin, Çetin Alton, Z ülfü Livatıeli, O sm an Ulagay, C engiz Çandar,
A h m et Vardar, A li Kırca...
D inç B ilgin 1987'de Sabah'ın yanı sıra b ir d e seçkinlere seslenecek g a
zete çıkarm aya yöneldi. E rol A kso y ve E rcan A rıklı ile birlikte Söz g azete
sini çıkardılar. 1987 K asım 'ında yay ın a başlayan Söz üç ay kadar yaşaya
bildi ve fiyaskoyla kapandı.
D inç B ilgin zam anla değişik işlere girişti ve şu ku ru m lan kurdu:
- M edya H olding
- A TV
- M edya B asın Servisleri
- B ir N um ara Y ayıncılık
- IP R U lusal T V
- D önem li Y ayıncılık (A ktüel...)
- G elişim Y ayınlan
- Y eni Yüzyıl
- B irleşik B asın D ağıtım B BD
- T akvim
- Bugün
- Fotom aç
A N K A 'da görev alm ış kişiler arasında şunlar var: Uluç Gürkan, U ğur
M um cu, Teom an Erel, F üsun Ö zbilgen, E rgin K onuksever, A h m et Tan,
Yazgülü A ldoğan, Varlık ö zm en e k , A h m et A bakay, G ül Önet, K uvvet B a
şarır, O ktay K urtböke, M ustafa Sönm ez, N u ri Çolakoğlu, D inç Tayanç,
F ikret Bila, D erya Sazak, Z a fe r M uttu, A y şeg ü l Dora, R agıp Duran,
M etin A ksoy... H er biri basında ya da T V 'de ad yapm ış ünlü gazeteciler.
A jansın günlük ana h aber bülteni yaklaşık 30 bin, dış yayınlar bülteni
1.200, günlük ekonom i bülteni de 7.500 sözcükten oluşuyor. B irçok gaze
te ajansın haberlerini kaynak gösterm eden yayınlar. A N K A A vrupa'da
bazı R adyo ve T V 'lere de günlük haber iletiyor.
A N K A kuruluşundan beri hiçbir holding'e bağlı olm adan ve abone ü c
retlerinin dışında hiçbir destek görm eden bağım sızlığını sürdürm üş bir
ajanstır.
D İP N O T L A R :
(1) E n v er B ehnan Ş apolyo, T ü rk G azetecilik T arih i. A n k ara 1989.
(2) S a fa K ılıçlıoğlu'nun D em irtaş C eyhun'a 5 M art 1985 tarihli m ektubu.
(3) S afa K ılıçlıoğlu'nun D em irtaş C ey h u n 'a 5 M art 1985 tarihli m ektubu.
(4) C e lâ le ttin Ç etin , İşte B abıali, C em Y a y ın lan , 1991.
(5) M etin M ünir. S ab ah O lay ı, A ltın K itaplar, 1993.
(6) C e lâ le ttin Ç etin. A ynı kitap.
(7) C e lâ le ttin Ç etin . A ynı kitap.
(8)H ıfzı T o p u z. B asında T ek elleşm eler, s. 89-90.
(9) T ü la y B ilginer, D ev let T erö rü ile 35 trilyonum u aldılar, N okta, 30 A ğustos
1992.
(10) M etin M ünir. "Bu fiy at G ü n eş'in g erçek fiyatının n eredeyse on katıydı"
diyor. S abah O lay ı, s. 174.
(11) G azele, N isan 1992.
(12) E m in K araca, M illiy et O lay ı, A ltın kitaplar, 1995.
(13) E m in K araca. M illiyet O lay ı, aynı kitap.
(14) M ustafa S önm ez. M edya: A m aç K âr m ı?, S ilah m ı? F orum . K asım 1995.
Em in K araca. M illiyet O lay ı, aynı kitap.
(15) A hm et Em in Y alm an, G ö rd ü klerim ve G eçird ik lerim , C ilt 3. R ey Y ay ın lan ,
İstanbul 1970.
(16) H ıfzı T opuz, K orkm az A lem dar. Raşit K aya, O k tay K u n b ö k e, N alan Ö rki,
B asında T ek elleşm eler. IL A D -T Ü S E S , 1989.
(17) N ecati Z incirkıran, H ü rriy et ve S im avi İm paratorluğu, S abah. 19 A ğustos
1994.
(18) M etin M ünir. S abah O lay ı. A lu n K itaplar. 1993. s.88.
(19) D em irtaş C eyhun. B abIali'nin şu son kırk yılı. M illiyet Y ay ın lan , 1984.
(20) M ustafa S ö nm ez, aynı y azı, F orum 1995.
(21) C u m h u riy et. R.P. M edya D osyası, 29 N isan 1996.
(22) M etin M ünir, S a b a h O la y ı. A ltın K itaplar. 1993.
(23) M ustafa S önm ez, aynı kaynak.
(24) E m in K araca, C u m h u riy et O layı, aynı kitap.
(25) Z ey n ep A tikkan. S ü ley m an S arılar, "K apalı k ap ılar ardında C um huriyet"
H ürriyet, 18 Kasım 1991.
(26) C elâletlin Ç etin. İşte B abıali.
(27) N uri Inuğur. T ü rk B asın T arihi, G aze te cile r C em iy eti, 1992.
SO N Y IL L A R
1994-1996
"Toplum olarak zekâm ız kıt. G eçen 300 yıl boyunca sadece özel der-
sane, dolm uş ve gecekonduyu bulm uşuz. B u ayıbı taşıyor, u tanıyorum ."
"T ürk halkının en büyük icadı yoğurta su katıp ayran yapm aktır."
"H ezarfen A hm et Ç eleb in in G alata kulesinde uçtuğu yalandır,
adam düşm üştür."
"Türkiye, dünyanın en kötü A nayasasını yapan ve ona kefil olan
adam a oy verdi.”
"U ygarlık haritası olsa orada yerim iz yok. U ygar ülkelerin tarihinde
yüzlerce bilim adam ı var, bizde bin yıllardan beri yok."
"B en T ürk insanını sevm iyorum , kendi halkım ı sevm iyorum , am a o
sevm ediğim halkın ayrılm az b ir p arçasıy ım .” (7f
"Biz herşeyi m aym un gibi dışarıya bakarak, bazen da zorlanarak
aldık.”
A ziz N esin 2 T em m uz 1993'te S ivas’ta M adım ak otelinde az daha yakı
lıyordu. Y angın dum anından boğulm ak üzereyken son anda pencereye
dayanan itfaiye m erdivenleriyle dördüncü kattan inerek ölüm den kurtul
du. A ziz bu konuda şöyle dem işti:
"10 bin ya d a 15 bin insan sekiz saat boyunca. Şeriat isteriz, diye ulu
yarak oteli kuşatırken D evlet neredeydi? İtfaiye m erdiveninden y an bay
gın indirilirken beni döven ya da itfaiye arabasının içinde elindeki çengel
li sın k la bana saldıran ve söven o sakallı belediye m eclisi üyesi ne oldu?
«O tel yakılıp yıkıldıktan ve 37 aydın yanarak öldükten sonra birkaç
bakanla yetkili kişiler helikopterle Sivas'a geldiler. B ütün bu faciadan en
çok sorum lu olm ası gereken İçişleri bakanı, olaydan sorum luyu buldu ve
dünyaya ilan etti, sorum lu bendim ...»<8)
Son yıllarda Salm an R ü şd in in Şeytan A yetleri'ni yayım layacağını
açıklam ıştı, bir yığın tehdit aldı, «K itabı M artta yayınlayacağım , katiller
ellerini çabuk tutsun» dedi.
Ben A ziz N esin i 27 M ayıs devrim inin ilk haftalarında A nkara'da M ü
ş e r re f H ekiınoğlu'nun evinde tanıdım . M illi B irlikçilerden M uzaffer
Ö zdağ da oradaydı. Uzun uzun tartışıldı. Aziz, M illi B irlikçilere yol g ö s
term eye çalışıyordu. B ir ara M uza ffer Ö zdağ «Siz bizden korkm uyor m u
sunuz?» diye soracak oldu, Aziz, «ben cezaevlerinde çok yattım , k o rk
m am » diye yanıt verdi.
A ziz N esin'le birçok kez birlikte olduk. H azırladığı glinlük gazete tasa
rısı için T ünel'de düzenlediği toplantılara katıldım . Paris'te kaç kez bir
araya geldik. En son, ölüm ünden birkaç ay önce beni T eşvikiye'deki evine
çağırdı. A partm an dairesine dem ir p arm aklıklı kapı yaptırm ışlardı, am a
A ziz kapıyı bile açık bırakm ıştı. B ana son tasarısını anlattı, şeriatçılığa
karşı İstanbul'da uluslararası bir konferans düzenlenm esini istiyordu. D ı
şarıdan basın çevrelerinin katılım ını sağlam ak için n eler yapabileceğim i
sordu. Son isteği galiba bu konferansın düzenlenm esi idi; olam adı.
V asiyetnam esinde göm ülüşü sırasında söylev verilm em esini, dinsel
tören yapılm am asını, çiçek konulm am asını istem işti; öyle oldu.
D İP N O T L A R :
( 1) Y ah y a K oçoğlu. C u m h u riy et, 7 A ralık 1994.
(2) E vin G ökınş. C u m h u riy et. 5 E kim 1995.
(3) E vin G ö k taş, aynı k aynak.
(4) T ü rk iy e G azeteciler C e m iy eti. 1994-1995 Ç a lışm a R aporu.
(5) T ü rk iy e G azeteciler C e m iy eti. 1994-1995 Ç a lışm a R aporu.
(6) M etin A ksoy, Ö lü m sü z A ziz N esin. Ç .G .D . Y a y ın la n , iki cilt, A n k ara 1996.
(7) B izim G azete, Eylül 1992.
(8) A ziz N esin. Suçlu A y ağ a K alk, U ğ u r M um cu’ya A rm ağan, Ç .G .D . 1994, A n
kara.
Ç E ŞİT L İ K O N U L A R V E T E M A T ÎK Y A K L A Ş IM L A R
P rom osyon dar anlam da bir kişinin ilerlem esi, derece alm ası ya da bir
ürünün satışının artm ası, kalitesinin yükseltilm esidir. G enelde ise b ir ürü
nün tanıtım ı için yapılan reklam k am panyalarına prom osyon denir. Ö rne
ğin yeni çıkan bir m alın tanıtım ı için ona b ir prom osyon fiyatı konur, rek
lam kam panyalan ile o mal tanıtılır. Bu olağanüstü b ir reklam ve tanıtm a
fiyatıdır.
B asında ise prom osyon, gazetelerin arm ağan verm esi, piyango ve lo
tarya düzenlem eleri anlam ında kullanılıyor.
G azetelerin arm ağan dağıtm alarına yabancı ülkelerde pek rastlanm az.
Fransa'da dergiler ve yayınevleri bu tür kam panyalar düzen lerler am a ga
zeteler böyle işlere girişm ezler.
T ürk basın tarihinde gazetelerin kuponla hediye dağıtm alarının birkaç
örneği görülm üştür, am a bunların hiçbiri 1988-96 yıllarındaki kam panya
ların çapında olm am ıştır.
P rom osyon kam panyasının ilk örneğini 1928 yılında C um huriyet ga
zetesinin verdiği anlaşılıyor. Yunus N adi anılarında A rap harflerinin yeri
ne L atin harflerinin kabulü yüzünden bazı gazetelerin tiraj yitirdiklerini
am a C um huriyet'in bundan fazla etkilenm eden yaklaşık 10-15 bin baskı
yaptığını belirttikten sonra «Bu durum da yeni yeni okuyucu kazanm a
yöntem leri bulm am ız gerekirdi» diyor. B unun için de C um huriyet o yıl
hediye kuponları yayınlam aya başlıyor. G azete 7 bin lira değerinde bin
den fazla kupon dağıtıyor. K uponları k esenler indirim li alış veriş y apıyor
lar.
1929'da C um huriyet başka tü r bir kam panyayı başlatıyor. G azetedeki
kuponları kesenler, belirli m ağazalardan b ir ürün alırken o kuponları veri
y or ve % 10 indirim li fiyat ö d ü y o rla r(l).
Vakit gazetesi 1929'da ilk yarışm alardan birini düzenliyor. Vakit o
günlerde R eşat N uri G iintekin'in Yaprak D öküm ü'nü yayınlam aya başlı
yor. Y azılarda bilinçli olarak bazı yanlışlar yapılıyor. Bu yanlışları bulan
lara Ç alıkuşu rom anı hediye ed iliy o r (2). D aha sonraki yıllarda da bazı
okurlara ücretsiz abone, takvim ve ufak arm ağanlar dağıtılıyor.
A kşam da 1930'da okuyucularına bu tü r ufak hediyeler veriyor.
25 T em m uz 1931'de kabul edilen M atbuat K anunu ise ikram iye d ağıtı
mını kesinlikle yasaklıyor. K anunun 36. m addesine göre «G azete v e m ec
m u alar kendi adlarına piyango, tom bala vs. gibi her hangi b ir suretle talih
ve kura oyunları tertip edem eyecekleri gibi böyle tertiplerin kupon ve yazı
ilânları gazete ve m ecm ualarda yayınlanam az. A ykırı hareket ed en le r 200
liradan 1.000 liraya kadar ağır para cezasıy la m ahkûm olurlar.»
B u yasadan sonra gazeteler kupon dağıtm aktan vazgeçiyorlar. Ne var
ki 1950'de çıkartılan B asın K anununda bu m addeye y er v erilm iyor ve ga
zeteler yavaş yavaş bu lotaryacılık işine sarılıyorlar. M üm taz F aik Fenik
1958'de Zafçr'de çıkan bir yazısında lotaryacılık tehlikesine değinerek
şöyle d iy o r <3):
«Y arışm alar, piyangolar gazetecilikte b ir gaye değil, b ir araç sayılm a
lıdır. B ir gazete eğer kendi görevlerinin dışın d a işi piyangoculuğa döküp
sürüm sağlam aya kalkışırsa o zam an değişir... Tiraj piyangodan yük selir
se bunun ne irfanla, ne kültürle, ne de o k u m a aşkıyla alakası yoktur. O
zam an küçücük bir piyango bileti çıkarıp satm ak, 8 sayfa g azete kâğıdı
için döviz israf etm ekten çok daha akla yakındır.»
L otaryacıltk dem ek ki 1950'li yılların sonlarında gelişm eye başladı.
A b d i İpekçi, M illiyet te 1960 lı yılların başlarında ufak b ir hediye kam pan
yası düzenledi. Sonra A kşam 1962'de «H er o k uyucuya ikram iye» kam pan
yası başlattı. M illiyet 1985'te büyük prom osyon kam panyalarına girişti.
Ö nce buz dolabı, çam aşır m akinesi, fırın g ib i ev eşyaları, sonra da oto m o
bil, ev, arsa dağıttı (B kz. Soru 83).
B unlardan sonra kuponlu arm ağan dağıtım ı işini H aldun Sim avi'nin
1966'da çıkarttığı Son gazetesi ele aldı. Son, m agazin türü bir gazeteydi,
büyük renkli resim ler, heyecan verici b aşlık lar ve kısa yazılardan o lu şu
yordu. T irajı 1967'de 350 bine yükseldi. K uponla otom obil ve ev d ağ ıtm a
ya kalktı am a tutunam adı. B aşka gazeteler de aynı yöntem i denediler,
bunun yanı sıra T V 'de reklam lara da ağırlık verdiler.
1980'li yılların başlarında T R T yönetim kurulu k ararıyla reklam lar bir
süre yasaklandı am a bu yasağa d a pek uyulm adı. H ele özel televizyonlar
h er tü r reklam alm aya başlayınca kuponla arm ağan dağıtım ı genişledi.
1988'de gazeteler 54 çeşit arm ağan dağıttılar. B asına yapılan % 50 in
dirim yüzünden TV reklam larında da gazetelerin büyük ağırlığı oldu. O
yıl g azeteler karton m odeller dağıtarak aralarında büyük rekabete g irişti
ler. B una «K arton Sa va şla rı» dendi. Bu işi önce M illiyet başlattı.
I9 89'da gazeteler ansiklopedi ve o tom obil d ağıtım ına yöneldiler. G ü
n aydın ve H ürriyet her hafta bir otom obil kam panyasıyla tirajlarını artır
dılar. Sonra H ürriyet dayalı, döşeli ve hizm etçili ev kam panyası yaptı.
Tercüm an uçak hediye etti. N e var ki uçağı kazanan okuyucunun güm rük
vergisini ve alan kirasını ödem esi gerekiyordu. A rm ağan kazananların ay
rıca veraset ve intikal vergilerini ödem ek zoru n d a olm aları kötü sürprizler
yaratıyordu.
G ünaydın, Sabah, G üneş, H ürriyet, M illiyet ve Tercüm an arasında
am ansız bir arm ağan yarışm ası oldu. Bu 6 g azete 1989 boyunca 52 çeşit
arm ağan dağıttılar l4). B ursa'da H a kim iyet gazetesi de peynir, süt ve tere
yağı dağıtım ı yaptı.
1989 yılının kuponla arm ağan dağıtım ında şu n lar ön planda y er alıyor
du:
T atil olanakları (290), otom obil (287). T V (247), bisiklet (1300), yas
tık (10.000), piyango (1998), bulaşık m akinesi (106), M üzik seti (175).
çanta (1111), poster (173). L ego (200), para (355 m ilyon), fırın (54), m ak
yaj seti (50), çam aşır m akinesi (91), bebek (200), ansiklopedi (70), video
(76), yatak örtüsü (50), soba (50).
O yıl içinde T ürkiye'de toplam 618 m ilyarlık reklam harcam ası y apıl
dığı saptandı, bunun 298 m ilyarını T V , radyo ve basın oluşturdu. Y alnız
gazetelerin (dergilerin dışında) T V 'ye yaptıkları harcam a 37 m ilyara yak
laşıyordu (5).
Prom osyon kam panyaları 1990 ve 199 l'd e de aynı saldırganlığı ile sü
regeldi. G azeteler dağıtılan hediyelere yeni çeşitler eklediler: Sihirli
K olye (Bugün), 5 V illa (B ugün), A k u p u n k tu r cihazı (Türkiye), K uran E lif
bası ve ilm ihal (Zam an), Y abancı dil kursları (H ürriyet), En güzel aşk fık
raları (M eydan), P ınar Süt (Yeni A sır), Ç in m alı yelpaze (G ünaydın),
B M W (H ürriyet), Süper karavan (Sabah), Z ay ıflam a aleti (Sabah), O yun
cak (H ürriyet), A nsiklopedi (Sabah, M illiyet), Sevgili Peygam berlerim iz
(Türkiye) vb...
1991 başlarında Prom osyon kam panyalarıyla tirajlar şu rakam lara
ulaştı: Sabah 900 bin, T ürkiye 845 bin. M illiyet 650 bin, H ürriyet 603 bin.
B ugün 323 bin, G ünaydın 170 bin.
Aynı dönem de C um huriyet'in tirajı da hiçbir prom osyon kam panyası
yapm adığı halde 132 bindi.
A ynı yıl içinde Sabah, H ürriyet, M illiyet, Tercüm an ve Türkiye g aze
telerinin sorum luları arasında k am p an y a lan n d urdurulm ası konusunda y a
zışm alar ve görüşm eler oldu; gazeteler 2 M art 1993'te aralarında b ir p ro
tokol im zalayarak 1 Eylül 1993'e kadar yeni b ir kam panya yapm am a
kararı aldılar, am a buna uyulm adı.
P iyango düzenleyen gazetelerin M illi P iyango İdaresinden öncedçn
izin alm aları gerekirken birçok gazetenin buna uym adığı görüldü.
1992 yılında Sabah, H ürriyet ve M illiyet arasındaki ansiklopedi sav a
şının bu üç gazeteye m aliyetinin 1,5 trilyon liraya yükseldiği s a p ta n d ı(6).
A nsiklopedi dağıtım ına başlam adan önce Sabah'm tirajı 592 bindi, pro
m osyonun desteğiyle bu tiraj birkaç gün içinde 1 m ilyon 486 bine yüksel
di. G azete bu yüzden yurt içinde ve A vusturya'da 2 m ilyon 100 bin cilt
ansiklopedi bastırm ak zorunda kaldı. B una karşılık H ü rriyet ve M illiyet'in
tirajı düştü. Bunıın üzerine H ürriyet de 21 K asım 1992'de A na B ritam ıica
ile yeni bir kam panya başlattı. O ndan b ir gün sonra da M illiyet B üyük La-
rousse dağıtım ına girişti; «Biz 19 6 8 ’in L arousse'unu değil 1992'nin Laro-
« ji e ’unu veriyoruz» diye kam panyayı sürdürdü.
1993'te H ürriyet diş m acunu, Sabah da deterjan dağıttı. Bu kam panya
lar yüzünden 1993 M ayıs'ında M illiyet'in tirajı 943 bine, H ürriyef'ınkı 713
bine yükseldi, C um /ıuriyet'inki 58 bine düştü.
-G azeteciler C em iyeti ise aşırı boyutlara ulaşan bu yarışm alara tepki
g österek bunun basının saygınlığını yitirdiğini belirtti.
Bu kam panyalar yüzünden günlük gazete tirajlarının toplam ı 1994
başlarında 5 m ilyona yükseldi, am a p rom osyonlar kesilince toplam tiraj
ö nce 4 buçuk m ilyona sonra da 2 buçuk m ilyona düştü. G azeteler pro
m osyona 4 trilyon lira harcadılar, bazı gazeteler bu yüzden maaş ikram iye
ve tazm inat ödeyem ez durum a d ü ş tü le r(7).
Prom osyon yarışı H ürriyet'ın de A ydın D o ğ a n a satılm asına neden
oldu. H ürriyet'ın ve G ü n a yd ın ın eski genel yayın m üdürü N ecati Zincirkı-
ran bunu şöyle anlatıyordu: «L üzum suz prom osyon yarışı yüzünden H ür
riyet çok para kaybetti. B ir gazete 100 araba veriyor, bizim kiler 101
diyor. Satışları izliyorum . H ürriyet tiraj alm ıyor, öteki gazete 2 0 0 bin
fazla satıyor. Bu böyle devam edebilir mi?»
H ü rriyet 1 A ğustos 1993 tarihli sayısının sürm anşetinde «G örülm em iş
fırsat, 5 değil, 10 değil, 25 değil, 100 değil, tam 150 otom obil» d ağıtaca
ğını duyurm uştu. Ertesi gün Sabah «150 değil 151 btom obil» vereceğini
ilan etti. H ürriyet otom obil sayısını I5 5 'e çıkardı. Sabah d a «M adem öyle,
işte böyle, Sabah 200 otom obil dağıtacak» d iye arttırm ayı erişilm ez ölçü
lere ulaştırdı.
1994-1995 dönem inde rekabet ticari ölçüleri de aştı. G azeteler b irbir
lerine karşı kişilik haklarını hiçe sayan hakaretlere yöneldiler; basının say
gınlığı yitirildi. G azeteler züccaciye (cam eşya), m utfak ve ev eşyası daL
larında uzm anlaştılar. G aziantep'te bir gazete alay olsun diye m ezar yeri
verm eye kalktı (O lay G azetesi). A ydın’ın Ç ine ilçesinde çıkan Yeni Ufuk
gazetesi de prezervatif dağıtacağını ilân etti. A kşam gazetesinin televiz
yon kam panyası da m edya dünyasında b ir şok etkisi yarattı.
G azeteciler C em iyeli'nin 1994-1995 Ç alışm a R aporunda da belirttiği
gibi «Prom osyon yarışı gazetelere fiyat artışını getirdi, fiyatlar 4 0 bin
oldu. T elevizyon kam panyalarıyla b ir m ilyona ulaşan am a kadem eli fiyat
artışları sonucu 400-350 bine düşen A k şa m 'ın fiyatı ise rekor bir düzeyde-
75 bin lirayı buldu.»
1994'te gazeteler, karşılığı nakit olm ayan piyango ve çek ilişler için
M illi P iyango dan yaklaşık 1 trilyon liralık izin aldılar. G azeteler izin al
dıkları çekiliş ve piyangolar için k atılım cılarına 936 m ilyar 831 m ilyon li
ralık nakit olm ayan ikram iye dağıtm ayı vaat e ttile r (8).
Ç ekilişe tabi olm ayan bu tür o rg an izasy o n lar böylece M illi Piyango
idaresinin denetim inden de çıkıyor. G azeteler çekiliş yerine kuponla hedi
ye verm e yoluna gittiler. O cak-E ylül 1995 dönem inde 171,9 m jlyar liralık
ikram iye tutarı için izin alındı.
G azeteler prom osyon kam panyaları yüzünden inanırlıklarını yitirdiler.
İn san lar haber okum ak için değil, kupon kesm ek için gazete alm a alışkan
lığını edindiler. G azetelerin tirajı, gazetelerin h ab er verm e alanındaki b a
şarılarına göre değil, verdikleri ikram iyelerin değerine göre ölçüldü. İn
sanlar gazetelerin içeriğine ve eğilim ine hiç bakm adan birkaç gazete b ir
den alm aya başladılar; Uasın bu ekonom ik düzenin yarattığı b ir lotaryacı
lık sistem ine dönüştü.
S o r u 9 1 : K im le r M e d y a 'y a T e ş v ik K r e d is i a lır ?
H üküm etler her yıl kalkınm a planlarına uygun olarak yatırım am acıy
la çeşitli sektörlerde kendilerine destek olan firm alara krediler sağlarlar.
Bu teşvikler vergi indirim i, güm rüksüz m akine ithali ve ucuz kredi elde
etm e biçim lerinde olur.
Basın ve yayın hizm etleri de «özel önem taşıyan sektörler» arasına
alındıktan sonra Turgut Ö zal dönem inde, Süleym an D em ire!'in başbakan
lığı ve Tansu Ç illerin bu çeşit işlerden sorum lu olduğu yıllarda, m edya
kuruluşlarına 2,6 trilyonluk teşvik kredisi dağıtıldığı b elirtiliyor <9). Bu
teşviklerin N isan 1993'teki döküm ü şöyle;
T ürkiye'de gazeteciler kendi aralan n d a bir dem ek kurm ak için ilk kez
I908'de, İkinci M eşrutiyet'in ilânının ertesi günü. Sirkeci de bir gazinoda
toplanarak ateşli konuşm alar yaptıktan sonra b ir kom isyon seçtiler. Bu ko
m isyon iki yıllık bir süre içinde zam an zam an toplanarak M atbuatı O sm a
niye C em iyeti diye adlandırdıkları b ir derneğin tüzüğünü hazırladı. A m a
gazeteciler bir türlü C em iyetin kongresini toplayam adılar. Bu yüzden de
dem ek doğm adan öldü.
3. Basın K ongresi ( ¡ 9 3 5 ) :
B asın Birliğini dağıtan yasa çık ar çıkm az B asın Birliği dağıldı ve B ir
liğin yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğu S ed a t Sim avi'nin b aşkanlığın
da, Sadun G alip Savcı, C ihat B aban, H ayri A lp a r ve S a it K eşler'in k atılı
m ıyla 10 H aziran 1946'da b ir araya gelerek G azeteciler C em iyetini
kurdular.
Sedat Sim avi başkan seçilir. H akkı Tarık Us ise C em iyet'ten ayrılarak
B asın B irliği D em eği adında başka b ir dem ek kurar.
Sedat Sim avi I948'de H ürriyet'i kurduğu için, başkanlık görevini sür
dürm ek istem ez ve ertesi yıl başkanlıktan ayrılır, K urul onun yerine B u r
h an Felek'i seçer. F elek'in bu ilk başkanlık dönem i üç yıl sü rer (1949-
1952). O yıllarda C H P devrilm iş, D P ik tidara gelm iştir, basın büyük bir
özgürlük savaşı içindedir. G azeteciler B urhan Felek'ten daha güçlü birini
b aşkanlığa getirm ek isterler, C evat F ehm i B aşkut başkan olur.
Bcışkut yedi yıl (1952-1959) başkanlıkta kalır, C em iyet'e büyük bir
saygınlık kazandırdıktan sonra yine iç çekişm eler yüzünden başkanlığı bı
rakır, B urhan F elek yeniden başkan seçilir. F elek'in bu başkanlık dönem i
ölüm üne dek 23 yıl sürer (1959-1982). O nun dönem i hem 12 M art'a rast
lar, hem de 12 E ylül'e. F elek askeri darbeler karşısında çok yum uşak
olm uş ve dem okratik bir direnişi desteklem eden uyum lu b ir yol izlem eyi
yeğlem iştir.
Burhan Felek'in zarif O sm anlı geleneğine dayanan yapısı böyle bir po
litikayı gerektirm iştir.
F elek'ten sonra N ezih D em irkent b aşkanlığa getirilir. N ezih Demirkeııt,
on yıl stiren başkanlığı dönem inde G azeteciler C efniyetine büyük o lanak
lar kazandırır. Y ılda beş gün bayram larda gazete yayın hakkı en çok üyesi
olan cem iyetlere verildiği için G azeteciler C em iyeti yayınladığı «B ayram
G azetesi»nden önem li bir gelir elde etm ekte ve bunu sosyal yardım işle
rinde kullanm aktadır. A yrıca em ekli gazetecilere ufak b ir em ekli aylığı,
ev lenm e, çocuk ve ölüm yardım ları ödenm ektedir. Basın D ispanseri iki
y ılda 70 bin hastaya bakacak durum a gelm iştir. Basın M üzesini ve D a n
ca'daki H uzurevini kurar. Ü yelere yılbaşı hediyeleri dağıtılır, günlük
B izim G azete yayım lanır ve gazetecilerin haklan her yerde, ödün verm e
den savunulur.
1992 K ongresinde N ezih D em irkent başkanlığı bırakır ve yerine
N ecini Tanyolaç seçilir. Tanyolaç’m talihsizliği, onun dönem inde Sabah
gazetesinin yasayı çiğneyerek Bayram G azetesi geleneğini bozm ası ve
öteki gazetelerin d e bir bayram sonra aynı yolu izlem eleri olm uştur. C e
m iyet böylece en büyük g elir kaynağını yitirm iştir.
Y ine Tanyolaç'ın dönem inde en önem li olaylardan biri g azeteciler Ce-
m iyeti'nin adının 12 H aziran 1993'te B ak an lar K urulu kararıyla Türkiye
G azeteciler C em iyeti olm asıdır. Bu karar 2 bini aşkın üyesi olan G azete
c iler C em iyetinin yıllarca A nkara G azeteciler C em iyeti’ne karşı sürdürdü
ğü b ir savaşın başarılı sonucudur...
M art 1994'te yapılan genel kurul toplantısı yönetim kurulunda bazı d e
ğ işikliklerle sonuçlanır ve başkanlığa N ail G üreli getirilir.
U zun süre basın kurum una başkanlık etm iş olan H akkı Tarık Us ise
G azeteciler C em iyeti'ne katılm am ış, üç beş arkadaşı ile birlikte aynı yıl
«B asın B irliği D erneği» ni kurm uştur. Sonu gelm eyen an laşm azlıklar çık
m ıştır bu D em ekle C em iyet arasında. Bu anlaşm azlıklar H akkı Tarık
U s'un ölüm üne kadar sürm üştür.
19 5 2 'd e ç ık a n « B a s ın M e s le ğ in d e Ç a lı ş a n l a r la Ç a lı ş t ı r a n la r A r a s ı n d a
ki İ liş k ile r i D ü z e n le y e n K a n u n » , g a z e te c ile r e s e n d ik a k u r m a h a k k ın ı ta n ır
t a n ım a z İ s ta n b u l G a z e te c ile r i k e n d i a r a l a r ın d a to p la n tı la r y a p a r a k b ir s e n
d ik a k u r m a iş in e g ir iş tile r . O z a m a n h e r g a z e te d e n iki te m s ilc i s e ç ile r e k
h a z ır lık to p la n tıla r ı y a p ıld ı v e b ir k a ç a y iç in d e ilk g a z e te c ile r s e n d ik a s ı
k u r u ld u . B ü y ü k b ir h ız la g e liş e n İs ta n b u l G a z e te c ile r S e n d ik a s ın a b ir yıl
iç in d e a ş a ğ ı y u k a r ı b ü tü n g a z e t e c ile r ü y e o ld u la r .
S e n d ik a , g a z e te c ile r in s o s y a l h a k la r ın ı k o r u m a k iç in ç a l ış m a la r a g i r iş
ti: A s g a r î ü c r e tle r in k a b u lü , t o p lu s ö z le ş m e , y ıllık iz in , ta z m in a t, iş a n l a ş
m a z lık la r ın ın ç ö z ü m ü , g r e v h a k k ı, m e s le k iç in d e e ğ itim , g a z e te c ile r in ö z
g ü r lü k v e s o s y a l g ü v e n iç in d e ç a lı ş m a la n g ib i k o n u la r e le a lın d ı. B u n la r ın
ü z e r in d e d u r u lm a s ı h e m g a z e te s a h ip le r i a r a s ın d a , h e m d e h ü k ü m e t ç e v r e
le r in d e ç o k g e n iş t e p k ile r le k a r ş ıla n d ı.
S e n d ik a , 1 8 -2 0 N is a n 1 9 5 5 'te d e T ü r k iy e G a z e te c ile r K o n f e r a n s ın ı d ü
z e n le d i. A n k a r a , İ z m ir v e B u r s a G a z e te c ile r S e n d ik a la r ı n ın k a tıld ığ ı b u
k o n f e r a n s ta y in e b a s ın ö z g ü r lü ğ ü v e g a z e te c ile r i n s o s y a l h a k la r ı g e n iş ta r
t ış m a la r a k o n u o lu n c a iş b a ş ın d a k i D e m o k r a t P a r ti H ü k ü m e ti b ü y iik b ir
te p k i g ö s te r d i v e B a ş b a k a n , İ s ta n b u l V a lis in d e n S e n d ik a n ın k a p a tılm a s ın ı
is te d i. B u n u n ü z e r in e V a li Fahrettin Kerim G ökay. S e n d ik a y ö n e tim k u r u
lu n u h e m e n V a lik o n a ğ ın a ç a ğ ır ta r a k B a ş b a k a n A dnan M enderes'i k a r a r ın
d a n v a z g e ç ir te c e k b ir b ild iri h a z ır la d ı v e b u n u y ö n e tim k u r u lu n a im z a l a t a
r a k s e n d ik a n ın k a p a tılm a s ın ı ö n le d i.
A m a b u n d a n k ıs a b i r s ü r e s o n r a , b a ş k a b ir n e d e n le H ü k ü m e t S e n d i k a
yı k a p a ttı v e G a z e te c i le r S e n d ik a s ı 9 a y k a p a lı k a ld ı.
İ s ta n b u l, İ z m ir, A n k a r a G a z e te c i le r S e n d ik a la r ı a r a la r ın d a b ir le ş e r e k
18 N is a n ,1 9 5 8 'd e b ir S e n d i k a l a r F e d e r a s y o n u k u r d u la r . F e d e r a s y o n u n ilk
k o n g r e s i 2 4 - 2 5 M a y ıs 1 9 5 8 'd e A n k a r a 'd a to p la n d ı.
1 9 6 3 'te y e n i b ir ö r g ü t le n m e y e g id ild i v e İ s t a n b u l G a z e te c ile r S e n d ik a
sı Türkiye G azeteciler Sendikası a d ın ı a ld ı.
G a z e te c ile r in s e n d i k a l a ş m a e ğ ilim i, ı 2 E y lü l 1 9 8 0 'd e n s o n r a h e r a l a n
d a ö r g ü t le n m e y e , d e r n e k v e s e n d ik a k u r m a y a k a r ş ı g ö s te r ile n b a s k ı s o
n u n d a a z a lm a y a b a ş la d ı. G a z e te p a tr o n la r ı a ç ık a ç ık s e n d ik a la r a c e p h e a l
d ıla r . Ö n c e b u n u 1991 s o n l a r ı n d a M illiyet g a z e te s i b a ş la ttı. S o n r a Sabah
d a s e n d i k a s ı z l a ş m a p o li t i k a s ı n a k a tıld ı. 19 9 4 'te H ürriyet g a z e te s i a y n ı
te p k ile r i g ö s te r d i. A ydın D oğan, H ürriyet g r u b u n u s a tın a ld ık ta n s o n r a
sendikası/, gazeteci çalıştırm a eğilim i tüm H ürriyet grubu yayınlarında
egem en oldu. T ürkiye G azeteciler S endikası böylece büyük bir darbe
yedi.
H ürriyet G azetesi genel yayın m üdürü E rtuğrul Ö zkök de 1994 T em -
ınuz'unda gazetesinin sendikaya karşı olduğunu belirterek şunları söyledi
"T ürkiye'nin bugünkü ekonom ik koşullarında sendikayla birlikte y ü rü
mek m üm kün değil. Biz eskiden beri liyakata' göre ücret verilm esini sav u
nuyoruz. Ö bür gazetelerde (Sabah ve M illiyet) sendika devam etseydi
böyle bir işe gidilir m iydi, onu bilm iyorum . Sendika bizi olum suz etkili
yor. B izim şu anda yaptığım ız sözleşm e, toplu sözleşm ede var olan bütün
haklan koruyor. Sendikanın çağın gereklerine göre çalışm ası gerekirdi..."
(15)
12. Türkiye G azete Sahipleri Sendikası (1 9 5 4 ):
S o r u 9 3 : .B a s ın Ş e r e f D iv a n ı n a s ıl k u r u ld u ( 1 9 6 0 ) , B a s ın K o n s e y i
n a s ıl o lu ş t u r u ld u ? (1 9 8 6 )
Basın A hlâk Yasası T ürk basınında ilk kez 27 M ayıs’tan sonra ele
alınm ış önem li bir konudur. G azeteciler, kendi sorunlarını aralarında çö
zerek D evletin ve A dliyenin basınla ilgili işlere çok sık karışm am asını
sağlam ak am acıyla, bir basın ahlâk yasasının hazırlanm ası için D evrim in
hem en ilk günlerinde İstanbul'da bir kom ite kurdular. Bu kom ite 10 m ad
delik bir tasan hazırladı. A nkara, İzm ir ve E skişehir'den gelen basın tem
silcileri de bu tasanyı inceleyip onayladılar. 26 T em m uz 1960'ta, G azete
ciler C em iyetinde G azeteciler B ayram ı dolayısıyla düzenlenen bir törenle
bu yasa basın tem silcilerince im zalandı ve hem en yürürlüğe girdi. Y asa
şöy leydi:
Basın Ş e r e f D ivanı (1 9 6 0 ):
Ö zgür Basın: K onsey, kuruluşundan beri Ö zgür B asın adında iki aylık
b ir dergi yayınlar. D ergide K onseyin çalışm alarına, yapılan başvurulara,
basın olaylarıyla ilgili haberlere yer verilir.
U luslararası Basın Konseyi: Çeşitli ülkelerdeki basın konseyleri ara
sında kurulm uş D ünya B asın K onseyleri B irliğ i W A P C 'a T ürk Basın
K onseyi de üyedir. B irliğin, B asın K onseyi ile birlikte M art I996'da İs
tanbul'da düzenlediği b ir toplantıda, U luslararası bir Basın K onseyi nin
kurulm ası yolunda öneriler getirildi.
1. Y ayınlarda hiç kim se; ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeni ve dini inançları
nedeniyle kınanam az, aşağılanam az.
2. D üşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlâk anla
yışını, din duygularını, aile kurum unun tem el dayanaklarını sarsıcı ya da
incitici yayın yapılam az.
3. K am usal bir görev olan gazetecilik, ah lak a aykırı özel am aç ve çı
k arlara alet edilem ez.
4. K işileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde kiiçük düşüren,
aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere y er verilem ez.
5. K işilerin özel yaşam ı, kam u çıkarlarının gerektirdiği du ru m lar d ı
şında, yayın konusu olam az.
6. Soruşturulm ası gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, so
ru ştu ru lm ak sam veya doğruluğuna em in olunm aksızın yayınlanam az.
7. Saklı kalm ası kaydıyla verilen bilgiler, kam u yararı ciddi bir b içim
de gerektirm edikçe yayınlanam az.
8. B ir basın organının dağıtım süreci tam am lanm adan o basın o rg an ı
nın özel çabalarla gerçekleştirdiği ürün, b ir başka basın organı tarafından
kendi ürünüym üş gibi kam uoyuna sunulam az. A janslardan alm an özel
ürünlerin kaynağının belirtilm esine özen gösterilir.
9. Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenm edikçe hiç kim se "suçlu" ilan
edilem ez.
10. Y asaların suç saydığı eylem ler, gerçek oldu ğ u n a inandırıcı m akul
nedenler bulunm adıkça kim seye atfedilem ez.
11. G azeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. K aynağın, kam uoyunu,
kişisel, siyasal, ekonom ik vb. nedenlerle yanıltm ayı am açladığı haller
bunun dışındadır.
12. G azeteci, görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşü reb ile
cek yöntem ve tutum larla yapm aktan sakınır.
13. Şiddet ve zorbalığı özendirici yayın yapm aktan kaçınır.
14. İlan ve reklam niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde
yer bırakm ayacak şekilde belirtilir.
15. Y ayın tarihi için konan zam an kaydına saygı gösterilir.
16. Basın organları, yanlış y ayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip
hakkına saygı duyarlar.
B izde, gazetecilik eğitim inin başlatılm ası için ilk girişim 1947'de
oldu. O zam anın G azeteciler C em iyeti B aşkanı S edat Sim avi, İstanbul
Ü niversitesi R ektörlüğüne bir yazı göndererek, Ü niversite çerçevesi için
de böyle bir eğitim program ını u ygulayacak b ir enstitünün kurulm asını is
tedi. R ektörlük, bu öneriyi olum lu karşıladı ve Ü niversite Senatosu 24
K asım 1949'da İktisat Fakültesine bağlı b ir G azetecilik E nstitüsünün ku
rulm asına karar verdi.
Enstitü, !950'de 479 öğrenciyle derslere başladı. Ö ğrenci sayısı çok
yüksekti, çünkü yüksek eğitim görm em iş g azeteciler bir üniversite dip lo
ması alm ak hevesindeydiler. P olis m em urları için de böyle bir durum
vardı, onlar da E nstitüye devam ederek bir yüksek okul diplom ası alm ayı
um uyorlardı. A m a öğrencilerin büyük b ir bölüm ü hem en döküldü, dersler
kendilerine pek ilginç gelm em işti.
Ö ğretim üyesi bulm ak da kolay değildi. O yıllarda T ürkiye'de yalnız
m eslekten yetişm iş gazeteciler vardı, am a yalnız iki kişi gazetecilik eğ iti
mi görm üştü: A h m et E m in Yalman Ve Z ekeriya Sertel. Yahnan'm ders ve
recek zam anı yoktu, Z ekeriya Sertel de yu rt dışındaydı.
Ö ğretim görevi G azeteciler C em iyeti B aşkanı C evat F ehm i B aşkut’a,
E nis Tahsin Til'e Hasaıı R efik E n u ğ 'a , B urhan Felek'e ve Şükrü B aban ta
düştü.
O n lar da kısa zam anda yıprandılar, genel k ültür dersleri ağırlık k azan
dı. B u bocalam a dönem i, E nstitü İstanbul B asın Y ayın O kulu oluncaya
kadar devam etti. Ne var ki, o dönem de Prof. O rhan Tuna ve M etin KutaI
E nstitüye bir kişilik kazandırm ak için büyük çab a gösterdiler.
A nkara'da bir G azetecilik Y üksek O k u lunun kurulm ası da ilk kez
1962 H aziran'ında ele alındı. G azeteciler böyle bir okulun kurulm ası için
B irleşm iş M illetler bürosuna başvurm uşlar, o n lar da bu girişim i U N ES-
C O 'y a duyurm uşlardı. U N E SC O beni 18 H aziran 1962'de bu tasarıyı ince
lem ek için A nkara'ya gönderdi. O rada görüştüğüm kişilerin hepsi böyle
b ir okulun kurulm asından yanaydılar. U N E S C O M illi K om isyonu d a bu
girişim i destekliyordu. Ö nce okulun O rta D oğu T eknik Ü niversitesinde
kurulm ası olanaklarını araştırdık, derslerin İngilizce olm ası yüzünden bu
g irişim olum lu sonuç verm edi. Sonra A nkara Ü niversitesi R ektörü Prof.
S u u d K em al Yetkiııle görüştük. R ek tö r önerim izi olum lu karşıladı ve o k u
lun Siyasal B ilgiler F akültesi içinde kurulm asını önerdi. Fakülte D ekanı
Prof. B edri G ürsoy da tasarıy a sıcak baktı ve öneriyi P rofesörler K urulu
na götürdü. K urulda üye Prof. N erm in A badan-U nat, Prof. B ahri Savcı
tasarıyı desteklediler ve K urul 26 H aziran 1962'de Fakülte içinde böyle
bir bölüm ün kurulm asına k arar verdi.
H em en bir bildiri tasarısı hazırladık. Bunu B asın Y ayın ve T urizm
B akanı C elal K arysapan, D ışişleri B akanı F eridun C em al Erkin, G azete
ciler C em iyeti başkanı M etin Toker, G azeteciler Sendikası başkam B ey
han Cenkçi, A nadolu A jansı genel m üdürü, N a il M utlugil ve Seyfettin
Turan'a im zalattık. U N E S C O genel m üdürü R en é M aheu de o günlerde
A nkara'daydı, bildiriyi kendisine sunduk, U N E S C O ’nun tasarıya eksper,
m alzem e ve burs yoluyla destek verm esi hem en kabul edildi. A nkara
Ü niversitesi Siyasal B ilgiler F akültesi B asın Y ayın Y üksek O kulunun te
m elleri böylece atılm ış oldu.
U N E S C O ilk olarak B rüksel Ü niversitesinde Sosyal iletişim B ölüm ü
yöneticisi Prof. R oger C lausse’u, okul program ının hazırlanm ası için A n
kara'ya gönderdi. Sonra T V G azetecisi G eorges P ito e ff okulda ders verdi,
4 genç U N E SC O bursuyla dışarıya gönderildi ( Yurdakul Fincancı, H aluk
Şahin, O ya Tokgöz ve A y se l A ziz). O kul böylece rayına oturtuldu ve 1965-
66 öğretim yılında eğitim başladı.
B unun yanı sıra, 1965 H aziran'ında Ö zel Ö ğretim K urum lan K anunu
kabul edilm esiyle 1966'da İstanbul'da ilk Ö zel G azetecilik O kulu açıldı.
Bunu 1967'de A nkara'da açılan başkent Ö zel G azetecilik Yüksek O kulu
izledi. B unun ardından da İzm ir'e K arataş Ö zel G azetecilik Yüsek O kulu
geldi.
N e var ki, her dalda açılan yüksek okullara karşı tep k iler geliy o r ve
M illi E ğitim B akanlığı başıboş b ir biçim de özel o k u llan n açılm asını hoş
karşılam ıyordu. Eylül 1971 'de yayınlanan b ir yasayla özel yüksek okul
ların devletleştirilm esi kararlaştırıldı.
Bu yasa çerçevesi içinde İstanbul ÖzeI G azetecilik Yiiksek O kulu İs
tanbul iktisadi ve Ticari İlim ler A kadem isine, B aşkent Ö zel G azetecilik
O kulu A nkara İktisadi ve T icari İlim ler A kadem isine, K arataş Ö zel G aze
tecilik Yüksel O kulu da İzm ir İktisadi ve T icari İlim ler A kadem isine bağ
landı.
B unların yanı sıra E skişehir İktisadi ve T icari İlim ler A kadem isinde
de T elevizyonla E ğitim E nstitüsü kuruldu. Bu enstitü, 1975'te Sinem a TV
Y üksek O kuluna dönüştü. Sonra İletişim Sanatları Sinem a T V ve Basın
Y ayın bölüm leri oluşturuldu.
1983'te yüksek okulların durum u yeniden ele alındı, bu kez de A nkara
Siyasal B ilgiler Fakültesi içinde kurulan B .Y .Y .O . doğrudan A nkara Ü ni
versitesi R ektörlüğüne bağlı bir yüksel okul oldu. A nkara A kadem isine
bağlanm ış olan okul G azi Ü niversitesin e, İzm ir A kadem isine bağlanm ış
olan okul E ge Ü niversitesine. İstanbul İktisat Fakültesi içinde kurulm uş
olan B .Y .Y .O . İstanbul Ü niversitesi R ektörlüğüne, İstanbul A kadem isi
içindeki B .Y .Y .O . da M arm ara Ü n iversitesin e bırakıldı. E skişehir A n a
d o lu Ü niversitesi içindeki iletişim le ilgili b ö lü m le rd e İletişim Fakültesini
oluşturdular.
1992'de yapılan son bir değişiklikle de bu yüksek okulların adı İleti
şim F a kü ltelerin e çevrildi. B unların yanı sıra K onya'da S elçuk Ü niversi
tesi iç in d e bir İletişim Fakültesi kuruldu.
1992'de kurulan G alatasaray Ü niversitesi içinde de b ir İletişim Fakül
tesi açıldı. B öylece İletişim Fakültelerinin sayısı 8'e yükselm iş oldu (3 İs
tanbul, 2 A nkara, 1 İzm ir, 1 E skişehir, 1 K onya).
1992-93 eğitim dönem inde İletişim Fakültelerine 1428 öğrenci alındı,
toplam öğrenci sayısı 5955’e ve aynı dönem de lisans diplom ası alanların
sayısı da 792'ye yükseldi.
Bu fakültelerde lisansüstü düzeydeki öğrenci sayısı da 738 e ç ı k t ı <l6).
İletişim Fakültelerinde eğitim program larının, günüm üzün gereksinm ele
rini ne ölçüde karşıladığı ve iletişim teknolojisindeki gelişm elerin ne ö l
çüde bu program lara uydurulduğu h er zam an tartışm a konusu olm uştur.
1) M usevi basını:
2) E rm eni Basını:
3) Rum Basını:
B izde dergiciliğin 110 yılı aşan b ir tarihi var. Z afer T oprak ilk T ürkçe
derginin Vakayı-i Tıbbiye (1849-1851) olduğunu ve bunun 28 sayı çık tığ ı
nı yazıyor (28). Bunu M ecm ua-i Fünun (1862-1867) izliyor. O ndan sonra
M ir'at (1862-1864), M ecm ua-i Îber-i İntibah (1864), C eride-i A skeriye
(1865-1866), M ecm ua-i /bretnüm a, Takvim -i T icaret (1866-1873), Ayitıe-
i Vatan (1867), Tulıfet-ül Tıb (1867), C üzdan (1873), dergisi geliyor.
A bdülaziz dönem inde tem elleri atılan d ergicilik yine aynı dönem de
D ağarcık, K ırk Anbar, K eşkül, M irat-ı Iber, M uharrir, D erıne-Çatına, Ya
d ig â r ve M ecm ua-i U lûm 'la gelişiyor.
A bdülham it dönem inde de bütün baskılara karşın edeb iy at ve bilim
dergilerinde gelişm enin sürdüğü görülüyor. M ecm ua-i Ebiizziya, Hafta,
R ehber-i Fünun, G ayret ve Serveti Fünun bu d önem de yayınlanıyor.
A hm et thsan T okgöz'ün 1891 'de çıkarttığı S erveti F ünun bir dönem e
dam gasını vuran bir dergi oluyor. T evfik F ikret'in yazı işleri m üdürlüğünü
yaptığı bu dergide H üseyin C ahit Y alçın, A hm et Ş uayip ve M ehm et Cavit
gibi yazarların yazılan çıkıyor.
İkinci M eşrutiyet D önem inde Sırat-ı M üstakim , C eride-i Sofiye, Sebil-
Ur Reşad, B eyan iil-Hak, Sada-yı Hak, İslam M ecm uası, C eride-i ilm iye
ve M a h fil gibi İslamcı derg iler yayım lanıyor, am a b u n lan n yanı sıra
B atı'ya açık ve pozitivist derg iler de çıkartılıyor.
U lûm -u İktisadiye ve İçtim aiye M ecm uası ve İçtih a t bunlardan örnek
olarak gösterilebilir. B unlardan b irincisini M ehm et C avit, R ıza T evfik ve
A hm et Şuaytp çıkarm ıştır, İkincisini de A bdullah C evdet. İçtihat, her
alanda Doğu ya cephe alm ış, Batı hayranı bir dergidir.
1908’d e'F aik Sabri D uran ile U beydullah E sat R esim li K itap adlı d e r
giyi yayınlarlar. Bu, ilk m agazin türü dergilerden biri sayılır.
M agazin türü yayınların öncülerinden biri de 1909'da çıkan Şehbal'du.
Y azarlar arasında Halit Z iya U şaklıgil, H ıfzı T evfik G öııensay, Faik Ali
ve H üseyin Sadettin bulunur.
Ö te yandan Türk Yurdu, G enç K alem ler ve F elsefe gibi T ürkçü ve
B atı'ya açık dergilerin yanında, S osyalist Partisi başkanı H ilm i'nin çıkar
dığı İştirak da sosyalizm in organı oluyor.
H alka D oğru dergisi 1913'te yeni bir akım ı başlatıyor. C elâl Sahir,
H alide Edip, Y usuf A kçura, A hm et A ğaoğlu, H am dullah Suphi, K âzım
Nam i D uru, Fuat K öprülü, Z iya G ökalp, M ehm et Em in gibi yazarlar bu
dergide yazıyorlar.
1918'de yayım a başlayan Yeni M ecm ua Z iy a G ökalp'in T ürkçü ve
korporatizm e yönelik düşüncelerini yansıtıyor.
M ütareke dönem inin ve C um hurjyet'in ilk y ıllarında yer alan dergiler
arasında şunlar var:
Kurtuluş: (1919-1920): Beş sayı yayınlanır. Sol eğilim li b ir dergidir.
Meslek: (1918-1925): M uhittin B irgen, K ör A li İhsan, M em duh Şev
ket Esendal. Bu dergi M arx'la D urkheim 'in b ir sentezini yapm aya y ö n el
miştir.
Aydınlık: (1921-1935): 31 sayı yayınlanır. T ürkiye İşçi Ç iftçi S osyalist
Fırkasının düşüncelerini yansıtır.
Dergâh: (1921-1937): D ergi yeni b ir sanat ve kültür m illiyetçiliğine
yönelm iştir. T oplum dan çok kişiye ve ruha ağırlık verilm iştir. Y azarlar:
M ustafa N ihat O zön, Y ahya K em al, Şekip T unç, A bdülhak H am it, A b
dullah Şinasi H isar, H alide Edip A dıvar, H aşan Ali Y ücel, İsm ayıl H akkı
B altacıoğlu, Fuat K öprülü, N urullah A taç ve Y akup Kadri K araosm anoğ-
lu.
Yeni M ecm ua: (1923): Falih R ıfkı A tay, Z iy a G ökalp, H am dullah
Suphi, Y akup K adri, A hm et R efik, H üseyin R ahm i, A ram G alanti, N ec
m ettin Sadak, A hm et A ğaoğlu.
M illi M ecm ua: (1923-1928): D ergide D evrim in ilkeleri ve ulusçuluk
k o nulan ele alınm ıştır. Y azarlar: Em in E rişirgil, H alil N im etullah Ö ztürk,
Şekip T unç, M ehm et M esih A kyiğit.
Resim li Ay: (1924-1931): T ü rkiye'de m arksist düşünce ve y o rum lann
tanınm asında önem li bir rol oynam ıştır. D ergide şu y azarlan n ad lan yer
alm ıştır: Sabiha Serte], N azım H ikm et, Suat D erviş, Sabahattin Ali. E rcü
m ent B ehzat Lav..
H ayat M ecm uası: (1926-1930): K em alizm e bağlı bu derginin düşünce
yönünü sosyolog M ehm et İzzet çizm iştir. D ergide şu kişilerin y azılan çık
mıştır: Em in E rişirgil, Faruk N afiz Ç am lıbel, Fuat K öprülü, Fazıl A hm et
A ykaç, Şekip T unç, Ali Canip, N ecm ettin Sadak.
Güneş: (1927-1928): O rhon Seyfi O rhon'un 15 günde çıkardığı bu d er
gide h er eğilim e yer verilm iş ve N azım H ikm et, S abahattin Ali, A bdülhak
H am it, C enap Şahabettin gibi yazarların yazı ve şiirleri yayınlanm ıştır.
Meyale: (1928): Y usuf Z iya O rtaç dergiyi 8 sayı çıkartabildi. Y azarlar
sürrealist (gerçeküstücü) akım dan yararlanarak Yedi M eşaleciler toplulu
ğunu oluşturdular.
Türk Kooperatifçisi: (1930-1932): İzm ir'de çıkan bu dergide, ortaklaşa
çalışm a ve kooperatifçilik savunulm uştur. Y azarlar: M uhittin B irgen, İs
m ail H üsrev T ekin, N azm i Topçuoğliı.
Kooperatif: (1932-1934): A hm et Ham di B aşar'ın yönettiği bu dergide
ticaretin T ürklerin eline geçm esi savunulur.
Yediğim: (1932-1950): Sedat Sim avi'nin çıkardığı bu dergi uzun yıl
lar hem m agazin niteliğinde, hem de b ir düşün dergisi olarak büyük satış
yaptı. D ergide şu im zalar görülüyordu: H üseyin C ahit Y alçın, N urullah
Ataç, M ahm ut Y esari, R am iz, Sadri E rtem , Selim N üzhet G erçek, N ecip
F azıl K ısakürek, Şiikûfe N ihal, İsm ail H abib Sevük, M urat Sertoğlu, H ik
met Feridun Es, T urhan T an, V edia N esin (A ziz N esin'in takm a adıyla ilk
şiirleri), D oğan A vcıoğlu'nun şiirleri.
Ülkii: (1933-1949): A dını A tatürk'ün verdiği bu dergi, A nkara H alke-
vi'nin organı olarak çıktı. D ergide şu im zalar y er aldı: R ecep Peker,
A hm et A ğaoğlu, M ustafa N ihat Ö zön, R eşit G alip, N ecip A li, Fuat K öp
rülü, A. Kutsi T ecer, C eyhun A tu f K ansu, Bedri Rahm i Eyüboğlu, Pertev
B oratav, B ehçet Kemal Ç ağlar, C ahit Sıtkı T arancı, Sam et A ğaoğlu,
H alil V edat Fırat, M alik A ksel..
Varlık: (1933): Y aşar N abi N ayır'm yayınladığı bu dergi, 60 yıldan
uzun b ir süre sayısız yazarın ve şairin im zalarını sayfalarında toplam ış ve
birçok genç için okul olm uştur. D ergide şu im zalar görülm üştür: Kem a-
lettin K am u, C evdet K udret, A bdülhak Şinasi Hisar, Z iya O sm an Saba,
Sabri E sat S iyavuşgil, B ehçet K em al Ç ağlar, Feridun Fazıl T ülbentçi,
N ahit S im Ö rik, A hm et M uhip D ranas, Sait Faik, O rhan V eli, O ktay
R ıfat, M elih C evdet A nday, M em et Fuat, S abahattin E yüboğlu, O rhan
K em al, T arık D ursun K., T ahsin Y ücel, Fazıl H üsnü D ağlarca...
Kadro: (1932-1935): D ergi kapitalizm e ve kom ünizm e karşı devletçi
ve laik K em alist devrim in ideolojisini sosyalist b ir açıdan oluşturm aya ça
lışm ıştır. Y azarları' şu kişilerdir: Şevket Süreyya A ydem ir, V edat N edim
T ör. B urhan B elge, Şevki Y azm an ve Y akup İCadri K araosm anoğlu.
Çığır: (1933-1948): H ıfzı O ğuz B ekata'nın yönetim inde A nkara'da ya
y ın la n d ı. Ö nceleri Faşizm in ve T ürkçülüğün etkisindeydi. 1943'ten sonra
değişti.
F ikir H areketleri: (1933-1940): D ergide çoğu zam an dem okrasinin
toplum ca benim t'O m esi ve orta sınıfın güçlenm esi k o nulan üzerinde d u
rulm uştur. Yazaı a t H iisevin C ahit Y alçın, A hm et C evat Em re, O sm an
Ergin, Sam et Ağiıoğlu, S erver İskit, C em il Birsel. Pertev N. Boratav.
A tsız M ecm ua: (1 9 3 1): N ihal A tsız’ın yayınladığı T ürkçü dergide ö zel
likle köylünün sorunlan ele alınm ıştır.
O rhun: (1933-1934 ; 1943-1944): Nihal A tsız'ın yönetim indeki bu
dergi ırkçılığa yflpelm iştir.
A ğaç: (14 M art 1936 - T em m uz 1936): N ecip Fazıl K ısakürek'in yö
netim inde 17 sayı çıktı.
Bozkurt: (1939-1942), G ökbörü (1939-1942), Ergenekon (1938-
1939): B unlar R eha Oğuz T ürkkan'ın yayınladığı T ürkçü dergilerdir.
Yeni Adam : (1934-1980): İsm ayıl H akkı B altacıoğlu'nun yayınladığı
bu dergide ırkçılığa karşı cephe alınm ış ve ırkçılık bilim sel açıdan e leşti
rilm iştir. D ergide şu yazarların yazıları çıkm ıştır: C evat M em duh A ltar,
N ıırullah A taç, Zeki Faik İzer, H üseyin A vni Şanda, Kerim Sadi. Fikret
M ualla da zam an zam an Y eni A dam 'da,çizm iştir.
A yda Bir: (1935-1936): O rhon Seyfi O rhon'la Y usuf Z iya O rtaç'ın bir
likte çıkardıkları bu dergide her türlü ideolojiye yer verilm iştir. D ergide
şu im zalara rastlanm ıştır: R eşat Nuri G ünlekin, N azım H ikm et, Sabahattin
A li, Peyam i Safa, N urullah A taç, A hm et Haşim.
Yücel: (1935-1956): A tatürkçü b ir dergidir. M uhtar E nata'nın ö ncülü
ğünde yayınlanm ıştır. D ergide şu kişilerin yazılan çıkm ıştır: M uhlis Ete,
V asfı R ıza Z obu, Y usuf M ardin, M ithat C em al K untay, Ali F uat B aşgil.
Y aşar N abi N ayır, B ehçet K em al Ç ağlar, Sabahattin Ali, Sam et A ğaoğlu,
Bedri R ahm i E yüboğlu, M unis Faik O zansoy, V edat Güııyol, N ecati Cu-
malı, C ahit K ülebi, C evdet K udret, H aldun T aner, C elal Sılay, B aşaran,
S abahattin K udret...
A dım lar: (1943-1944): Dergi A nkara'da B ehice B oran'ın yönetim inde
12 sayı çıktı. A dım lar'da şu im zalar okunuyordu: M uzaffer Ş erif B aşoğlu,
B urhan A rpad, H üsam ettin B ozok ve N erm in M enem encioğlu.
İnsan: (1938-1943): H üm anizm e ve T ürk R önesansına yönelik bir
dergiydi. N urullah Ataç, Sabahattin E yüboğlu, M uzaffer Şerif, H ilm i Z iya
Ü lken'in sorum luluğunda çıkm ıştır. D ergide Erol G üney, K âzım Köni,
O rhan V eli, A bidin D ino, B ehice B oran, A hm et H am di T an p ın ar ve Suud
K em al Y etkin'in im zalanna rastlanır.
Ses: (1939-1948): Y usuf A hıskalı'nın yönetim inde olan bu dergi sol
çizgide olm uş ve dergi sol görüşleri yansıtm ıştır. D ergide şu kişiler y az
mıştır: Sadri E rtem , Suphi Nuri İleri, A bidin D ino, Suat D erviş, Fahri
C elâl, A saf H alet Ç elebi, Bedri Rahm i Eyüboğlu, İlhan Berk, Nail V.,
A bidin N esim i, H üseyin A vni Şanda, Fikret M ualla, N azım H ikm et (N u
rettin E şfak takm a adıyla), A ziz N esin, Ş erif H ulusi, A ttila İlhan...
Yürüyüş: (1941-1943): Fazıl M ahm ut Ü lkü'nün yönettiği bu dergiye
önceleri A bdullah Cevdet, İbrahim H oyi, Salih Zeki A ktay yön verm iş,
15. sayıdan sonra dergi Ö m er Faruk T o prak'la R ıfat İlgaz’ın yönetim ine
girm iştir. D ergide H üsam ettin B ozok, A. K adir, C ahit Irgat, Salah B irsel,
S ait Faik A basıyanık, Sam im K ocagöz, O rhan K em al, Suat T aşer ve Fethi
G iray'ın adlarına rastlanır. N azım H ikm et'in de Y ürüyüş'te İbrahim Sabri
takm a adıyla şiirleri çıkm ıştır.
Sol eğilim li başka dergiler: Sokak (1940), K üllük (1940), İnsanlık
(1940), H ür G ençlik (1946).
Yurt ve D ünya (1941-1945): T ürk soluna yön veren bir dergidir. D er
ginin kurucuları B ehice B oran, P ertev N. B oratav ve A dnan C em gil'di.
Niyazi B erkes, M ediha Berkes, M uzaffer Şerif, H üseyin A vni, S abahattin
Ali. B urhan A rpad. C em il M eriç de dergiye sürekli yazdılar. Yurt ve
D ünya m arksist düşüncenin uygulanm asına katkıda bulundu.
Ç ınaraltı: (1941-1944): O rhon Seyfı O rhon'un yönetim inde çıkan bu
dergi İkinci D ünya Savaşında A lm anları ve ırkçılığı destekledi. Tüm T u
rancı ya da faşist eğilim li yazarlar bu dergide toplandılar: G eneral Erkilet,
N ihal A tsız, Zeki Velidi T ogan, Fethi T evetoğlu, R eha O ğuz Tiirkkan, Pe-
yam i Safa...
Yeni E d eb iya t: (1941-1943): B ilim sel sosyalist eğilim li olan bu dergi
26 sayı çıkabildi. Y azarlar arasında o dönem in ünlü solcuları yer alıyordu:
Naci Sadullah, Sabahattin Ali, Zeki B aştım ar. Suat D erviş, Reşat Fuat
B araner. (T akm a adı K arahafızlı ve Ali Rıza), O rhan Kemal (O rhan
R aşit), Suphi T aşhan, Suat T aşer, A bidin Dino, N erim an H ikm et, Emin
T ürk Eliçin, M ehm et Şeyda ve M azhar Lütfi adıyla N azım H ikm et.
A nt: (15 M art 1945-A ğustos 1945): 15 günlük b ir dergi olarak 10 sayı
yayınlandı. K adroda şu isim ler vardı: M uvaffak Şeref, Sabahattin Eyü-
boğlu, A dnan C em gil, A rif D am ar, (B arikat), E nver G ökçe, M ehm ed
K em al, İlhan B aşgöz, N iyazi B erkes, Pertev B oratav, Suat T aşer... (Ant
adıyla 1967-71 'de yeni bir dergi yayınlandı.
Giin: (1945): Sahibi E sat Adil M üstecaplı, yazı işleri m üdürü de
H aşan T anrıkut'tu. 22 sayı çıkabilen bu dergide de bilim sel sosyalist eğ i
limli yazarların yazıları yer alıyordu: M ehm et Ali A ybar, R asih Nuri İleri,
F ehm i Y azıcı, O rhan K em al, K em al S ülker (A sım Sarp), A ziz N esin,
C ahit Irgat, Ş erif H ulusi, A rif D am ar (B arikat), N azım H ikm et (N urettin
E şfak), Sabahattin A li, S. G öğceli (Y aşar K em al)...
Söz: (1946): Apjcara'da çıkan bu derginin sahibi A saf Ertekin'di. Yazı
kadrosu yine m arksist yazar ve şairlerden oluşuyordu: B ehice Boran, Zeki
B aştım ar, A dnan C em gil, H alil A ytekin, Pertev B oratav, İlhan Başgöz,
H ulusi D osdoğru, Cahit Irgat, M ehm ed K em al... D ergi ancak 7 sayı ç ık a
bildi.
G örüşler: (1945) Z ekeriya Sertel ve S abiha Sertel'in yayına hazırla
dıkları haftalık b ir dergiydi. T ek sayı çıkabildi. 4 A ralık ( 1945) olayları sı
rasında T an gazetesiyle birlikte yok oldu.
B üyük D oğu: (1943-1944) : N ecip Fazıl K ısakürek'in kurduğu bu d er
gide önceleri Fikret A dil, Sait Faik, Z iy a O sm an Saba, C ahit Sıtkı T aran-
cı. Fazıl H üsnü D ağlarca, Sabahattin K udret A ksal, O ktay A kbal, Ö zde-
m ir A saf gibi yazarlar ve şairlerin y azılan çıkıyordu. S onralan B üyük
D oğu şeriatçı çevrelerin organı oldu.
A ile: (1947-1952) V edat N edim T ör'ün yönettiği bu dergide şu kişi
ler yazdı: N urullah A taç, H alide E dip A dıvar, Y akup K adri, Refik Halit
K aray, Y ahya K em al, A hm et H am di T anpınar, O rhan Veli...
Yığın: (1946-1947) T ürkiye Sosyalist E m ekçi ve K öylü Partisinin
doğrultusundaydı. A .K adir, O rhan K em al, M üntekim Ö km en, Cahit
Irgat, A bidin D ino, H. B ozok, B urhan A rpad'ın y azılan n ı ve N azım H ik
m e tin şiirlerini yayınladı.
Z in cirli H ürriyet: (1947) M ehm et Ali A ybar, İstanbul'da Şubat
1947'de H ür gazetesini çıkardı, am a H ü r ancak altı ay çıkabildi ve sıkıyö-
iletim ce kapatıldı. Bunun üzerine A ybar, 5 N isan I947'de H ür'ü İzm ir’de
Z incirli H ürriyet adıyla çıkarm aya başladı. Bu kez. de C H P'li gençler g a
zeteye karşı gösteri düzenlediler. Z incirli H ürriyet ancak 3 sayı çıkabildi.
A vbar. bu gazetede. A m erikan etkisine ve T ruınan doktrinine karşı çık ı
yordu. Y azılarında cum hurbaşkanı İn ö n ü ’ye hakaret ettiği için dört yıl
hapse m ahkûm oldu; 1949’da tutuklandı ve 1950’de çıkan A f Y asasıyla
serbest bırakıldı.
Seçilm iş H ikâyeler: (1947-1957): Salim Şeııgil'in A nkara’da çıkardığı
bu dergide ilerici yazarlar ağırlıktaydı. S eçilm iş H ikâyeler'de sık sık şu
im zalar yer aidi: N ezihe M eriç, Ş ahap Sıtkı, O rhan K emal, Ö zdem ir A saf.
A hm et M uhip Dranas, C ahit Sıtkı, E dip C ansever, T urgut U yar, Faruk
T oprak, M em duh Şevket Esendal.
H afta: (1949): Tahsin D em iray'ın çıkardığı bu m agazin türü dergide
şu im zalar göründü: Sezai Solelli, C em il C ahit C em , Oğuz. Ö zdeş, Z ahir
G üvem li, Faruk Yener, A dalet C im coz, F eyyaz T o k ar ve Faruk Geç.
Yaprak: (1949-1950): A nkara'da D ış İşleri kadrosundaki M ahm ut D i
kerdendin yardım ve desteğiyle çıktı. M ahm ut D ikerdem de dergiye M.
Fırtınalı takm a adıyla yazılar yazdı. D ergide şu im zalar y er alıyordu:
O rhan Veli, M elih C evdet A nday, O ktay R ıfat, Sabahattin E yüboğlu, Abi-
din Dino, O rhan K em al, N ecati C um alı, C ahit K ülebi, C ahit Sıtkı T arancı,
B aşaran, Sabahattin Kudret...
Tiirk F olklor A raştırm aları: (1949-1980): T ürk H alkbilgisi D em e-
ği'nin organı olarak 31 yıl yayınlandı.
Yeditepe: (1950-1984): H üsam ettin B ozok'un çıkardığı bu 15 günlük
E debiyat ve Sanat dergisi sonra aylık oldu. 8 sayfalık-bu dergide şu im za
lar yer aldı: Sabahattin E yüboğlu, V edat G ünyol, A zra E rhat, Adnan
B enk, M em et Fuat, M elih C evdet A nday, Hıfzı Topuz.
P a za r Postası: (1950-1959; 1991'den bu yana): C em il Sait B arlas'ın
A nkara'da çıkardığı Pazar Postası'nda B ülent Ecevit, İlham i Sosyal, Fethi
N aci. M uzaffer E rdost gibi yazarların yazıları çıktı. D ergi I958'de İstan
bul'a taşındı, 1959’da kapandı. P azar P ostası 1991 'de A ydın D oğan grubu
na bağlı olarak C anan B arlas'la M ehm et B arlas'ın yönetim inde 15 günlük
b ir düşünce gazetesi olarak yeniden yayına başladı. G azetede şu im zalar
görünüyor: M urat Belge, Z ülfü D icleli, T ah a A kyol, Prof. D oğu Ergil,
Naki Ö zkan, M ehm et Ali K ışlalı, T ınaz T itiz.
Tiirk D ili: (1951): T ürk D il K urum unun organıydı. Ö nceleri A gâh
S im Levend in, sonra da Ö m er A sım A ksoy'un yönetim indeydi. T ü rk d ili
ni savunan tüm yazar ve şairlerin yazılarını yayınladı.
Yeryüzü: (1951-1952): 11 sayı çıktı. D ergide şu yazar ve şairlerin ya
zıları yer aldı: Fethi Naci (O ktay D eniz takm a adıyla), A. K adir, Rıfat
İlgaz, A rif D am ar, A hm ed A rif, M ehm ed K em al, M em et Fuat, T ahsin
Y ücel. İlhan Berk ve Şükran K urdakul.
B eraber: (1952-1953): 9 sayı çıktı. D aha önce Y e n ü zii dergisinde ya
zanlar, B eraber'in de kadrosunu oluşturuyordu.
Yeni Ufuklar: (1952-1976): D ergiyi önce U fuklar adıyla V edat G ün
yol ile O rhan B urian birlikte kurdular. 1953 E kim 'inde derginin adı Yeni
U fuklar oldu ve dergi V edat G ünyol'un yönetim inde 275 sayı çıktı. Yeni
serinin önsözünde derginin "İyiyi, D oğruyu, H aklıyı bulm aya" yöneldiği
belirtiliyordu. Y azarlar arasında şu kişiler vardı: Sabahattin Eyüboğlu,
M elih C evdet A nday. T arık D ursun K.. Sam im K ocagöz, C avit O rhan Tü-
tengil. O rhan K em al, M uzaffer Erdost, F akir Baykurt. Fethi N aci, D em ir
Ö zlü, A zra E rhat, Ferit Edgii, O rhan Ç ubukçu. Selim İleri...
M avi: (1952-1956): D ergide "Garip" akım ına karşı gelen şairlerin y a
zılarına ve şu im zalara yer verildi: A hm et O ktay, Ferit Edgü, D em irtaş
C eyhun, Hilm i Y avuz, E ce A yhan, O rhan Duru...
Yenilik: (1952-1957): N aim T irali yönetim inde yayınlandı. Dergi
sanat ve edebiyatta yenilikleri yansıtm aya çalıştı.
20. A sır: (1952-): O sm an N ebioğlu'nun yayınladığı bu dergiyi Adnan
T ah ir yönetiyordu. D ergide şu kişilerin yazıları çıktı: Reşat E krem K oçu,
H aşan Ali Ediz, E flatun C em G üney, B aki Süha E dipoğlu, Adli M oran,
H ıfzı T opuz, Şahap B alcıoğlu.
R esim li H ayat: (1952-): Şevket R ado'nun yönetim inde tiftruk baskıyla
çıktı. Yazı işleri m üdürü uzun yıllar H ikm et Feridun Es'ti. I956'da adı
H ayat'a dönüştü. R enkli resim ve röportajlarla H ayat m agazin alanında
b ir çığ ır açtı.
Türk D üşüncesi: (1953-1960): K urucusu Peyam i Safa olan derginin
am acı T ürk düşüncesini Batı düşünceleriyle uzlaştırm aktı. Y azarlar: P eya
mi Safa, Şekip T unç, H ilm i Z iya Ülken, Agâh Sırrı L event, N urettin
Sevin, A hm et A teş, R eşat E krem Koçu.
Ş a irler Yaprağı: (1954-1957): N ecdet G ürcan'ın çıkardığı bu dergide
şu im zalar vardı: T urgut U yar, M etin Eloğlu. İlhan Berk, E rcüm ent Beh-
zat Lav, A. K adir, C em al Süreya, A hm ed Arif...
A kis: (1954-1968): M etin T oker’in A nkara'da yayınladığı bu dergi,
T im e ve Nevvstveek örneği haber d ergilerinin bizde ilki oldu. A kis kısa
zam anda D P 'y e karşı m uhalefetin organı durum una geldi. T irajı yaklaşık
35 bindi. A kis'te çalışan ve A kis'e yazan lar arasında şu adların altı çizile
bilir: C üneyt A rcayürek, Y usuf Z iy a A dem han, K urtul A ltuğ, Süleym an
Ege, İlhan ve T urhan Selçuk, G üneri C ıvaoğlu, T eom an Erel, İlham i Soy
sal, D oğan A vcıoğlu, M üm taz Soysal, A tilla K araosm anoğlu...
D evir: (1954-1955): A ltem u r K ılıç'ın çıkardığı bu dergide şu yazarla
rın y azılan yayınlandı: Sem ih T uğrul, Refik E rduran, M ü şerref H ekim oğ-
lu, H ıfzı T opuz, K em al T ahir, Sadun T anju, O rhan A zizoğlu...
a dergisi: (1956-1960): A sım B ezirci, E dip C ansever, D em ir Özlü,
Ü lkü T am er, H ilm i Y avuz, A dnan Ö zyalçıner, K em al Özer, O nat K utlar,
E rdal Ö z, C em al Süreya. K onur E rtop, D oğan H ızlan...
M ü lkiyeliler B irliği D ergisi: (1956): A nkara'da M ülkiyeliler Birli-
ği'nin organı olan bu dergi, 30 yıldan beri kesintisiz yayınlanm aktadır.
Yazı kadrosu Siyasal B ilg iler Fakültesi eski öğrencilerinden ve öğretim
üyelerinden oluşm aktadır. A m a Siyasal çıkışlı olm ayan araştırm acıların
yazılarına d a dergide y er verilir.
Çağrı: (1957-1975): Fazıl H üsnü D ağlarca, Sami N. Ö zerdim , Ali
Püsküllüoğlu, E nver G ökçe. Sonraları tutucu bir kadro egem en oldu:
M ehm et K aplan. A bdülkadir K arahan, A rif N ihat A sya...
D ost: (1957-1973); N ezihe M eriç ve Salim Şengil'in yönetim inde ya
yınlandı. A tilla İlhan, Edip C ansever, T urgut U yar, Ece A yhan, A sım B e
zirci ve Fethi Naci...
Kim: (1958-1968); Şahap B alcıoğlu, Ali İhsan G öğüş, O rhan Birgit.
Ö zcan Ergüder'in yönetim inde olan Kim, D em okrat Parti'ye karşı güçlü
ve başarılı bir m uhalefet yaptı. D ergide sürekli yazan gazeteciler de şun
lardı: Em il G alip Sandalcı. İlham i Soysal, F ikret O tyam , R efik Erduran,
H alit R etiğ, T arık D ursun K„ Ferruh D oğan, M im U ykusuz.
Y öneticiler ve yazarlar 27 M ayıs öncesi tutuklandılar.
Türkçe: (1960-1964): Fazıl H üsnü D ağlarca'nın yönetim inde. K onur
E rtop'un yazı işleri m üdürlüğü yaptığı bu dergi 43 sayı yayınlandı. Y azar
lar: Ö m er A sım A ksoy, T uran O flazoğlu, Ö zd em ir A saf, H ilm i Yavuz...
İm ece: (1961-1970): Köy E nstitülerinden çıkanların dergisi olan
İm ece Sabahattin Eyüboğlu ve Ş eref T akben'in desteğiyle çıkartıldı.
Yön: (1961-1967): C em al R eşit E yüboğlu, D oğan A vcıoğlu, İlham i
Soysal ve İlhan Selçuk'tın girişim leriyle çıkarıldı. D erginin ilk sayısında
tanınm ış tüm ilerici aydın ve sanatçıların im zalarıyla b ir bildiri yer aldı.
27 M ayıs sonrası T ürkiye'sinde sol düşüncenin gelişm esinde Y ön'ün
büyük rolü oldu. Y ön de başlıca şu k işiler yazıyordu: U ğur M um cu, M us
tafa E km ekçi, M üm taz Soysal, Fethi N aci, Ç etin A ltan, T üfekçi (M ihri
B elli).
A taç: (1962-1964): Şükran K urdakul'un yönetim inde yayınlandı.
Yeni İnsan: (1963-1971): C elal Sılay'ın çıkardığı bu dergide ism et
Z eki E yüboğlu, T ezer Ö zlü, H aldun T aner, O ktay R ıfat, M ehm et Şeyda,
Edip C ansever ve C em al Süreya'nın y azılan yayınlandı.
Yeni D ergi: (1964-1975): M em et Fuat'ın yönetim inde aylık sanat d e r
gisi olarak çıktı, yazarlar arasında tartışm alar düzenledi, başka ülkelerde
ki sanat ve edebiyat olaylarını yansıttı, T ürk E debiyatının gelişm esinde
katkısı oldu. Yeni Dergi de sık sık şu ad lar okunuyordu: O ktay R ıfat,
D em ir Ö zlü, Fethi Naci, O nat K utlar, Ü lkü T am er, Edip C ansever...
Soyut: (1965-1977): G üner A ltıntaş, M uzaffer B uyrukçu, İsm et Z eki
E yüboğlu, A fşar T im uçin, Sait M aden, Fethi Naci.
Papirüs: (1965-1970): C em al S üreya'nın yönetim inde yayınlandı.
Cem: (1966-1968): A bidin Ö zgünay'ın yönetim inde T a n k Z afer Tuna-
ya gibi düşünürlerin katkısıyla A levi'lerin görüşlerini yansıtan Cem dergi
si, ilk kez 18 sayı yayınlandı. Sonra 80'li y ıllan n sonlarında yeniden çıktı.
A nt: (1967-1971): K uruculan: Y aşar K em al, Fethi N aci, Doğan Ö z
güden. B ilim sel-sosyalist, siyasal bir dergi olarak çıktı. Y azarlan arasında
M ehm et Ali A ybar ve Prof. Sadun A ren de vardı.
D evrim : (1969-1971): U luç G ürkan, H aşan C em al ve İlham i Soysal,
Yön kapandıktan sonra bu dergiyi yayınladılar.
H alkın D ostları: (1970-1971): İsm et Ö zel'in yönetim inde çıktı. D ergi
de A taol B ehram oğlu, M urat B elge ve B edrettin C öm ert'in y azılan çık ı
yordu. 16. sayısında kapatıldı.
Yankı: (1973-1978): M ehm et Ali K ışlalı ve İlhan Ç evik'in yönetim in
de ve Kem al Ilıcak'ın desteğiyle siyasal haber dergisi olarak A nkara'da
yayınlandı.
T ürkiye D efteri: (1971-1975): Y azarlar: Naci Ç elik, H ulki A ktunç.
T aylan A ltuğ. Selim İleri, L eyla Erbil, Hilm i Y avuz. D ergide N âzım H ik
met, Kem al T ahir, O rhan K em al ve Fahri Erdinç için özel sayılar düzen
lendi.
O rtam : (N isan 1971-29 K asım 1971): Sol eğilim li bir dergi olarak
K em al B isalm an tarafından çıkartıldı. D ergide şu im zalar yer alıyordu:
O sm an A rolat, A ydın E ngin, Hayati A sılyazıcı, Prof. M üm taz Soysal,
M uam m er A ksoy, Ilham i Soysal, Ali Sirm en. D aha sonraları dergi Yeni
O rta m a dönüştü.
M illiyet Sanat: (1972): A kal A tilla ile Z eynep O ral'ın yönetim inde
çıkan bu 15 günlük dergide güncel sanat konuları üzerinde tartışm alar d ü
zenlendi, özel sayılar çıkartıldı. D ergide hem en hem en bütün sanat yazar
larının ad lan yer aldı.
A ydınlık: (1971-1980): Dr. Şefik H üsnü'nün K om ünist geleneğini yeni
koşullar altında sürdürm ek isteyen derginin b aşlıca yazarları şunlardı:
M ihri B elli, D oğu Perinçek, Şahin A lpay, E rdoğan G üçbilm ez, C engiz
Ç andar, A tıl Ant, G ün Z ileli, M ahir Ç ayan, Seyhan E rdoğdu... D erginin
kadrosu daha sonralan ikiye bölündü.
Türk Solu: (1972-1980): B ilim sel-sosyalist k ad ro lan n k atılım ıyla y a
yınlandı. B aşlıca im zalar şunlardı: Ş e rif T ekben, M ihri B elli, A hm et Say,
V ahap E rdoğdu. M uzaffer E rdost.
Ö zgür İnsan: (1972-1978): B ülent E cevit'in yönetim inde çıkan bu d er
gide 70'li y ıllan n C H P'li genç kadrosunun siyasal eleştiri ve araştırm a ya
zılan yayınlandı. Sabahattin Selek, T uran G üneş, D eniz B aykal ve A lev
C oşkun un da sık sık yazıları çıktı.
7 G ün: (1973-1978): K urtul A ltuğ'un yönetim inde haftalık h aber d er
gisi o larak A nkara'da yayınlandı.
O luşum : (I9 7 4 -): Ö nceleri F ahrünisa K adıbeşegil'in so n ralan da
C em al Süreya ile Enis B atur'un yönetim inde çıktı.
T ürkiye Yazıları: (1977-1983): C em al S üreya ile A hm et Say ın yöneti
m inde yayınlandı. D erginin yazarlan arasında şu k işiler y er alıyordu: Ve-
cihi T im uroğlu, Ali PUsküllüoğlu, D em ir Ö zlü, A rif D am ar, H ilm i Y avuz,
H .l. D inam o, M etin A ltıok, M uzaffer Erdost...
Sa nat E m eği: (1978-E ylül 1980): B a n ş P irhasan'la T urgay F işekçi'nin
yönetim indeki bu dergide şu im zalar y er alıyordu: O rhan T aylan, Ali Tay-
gun. C an Y ücel, Fazıl H üsnü D ağlarca, T alip A paydın...
Eleştiri: (1979-): C evdet K udret, V edat G ünyol, M ustafa N ihat
Ö zön...
E d ebiyat Cephesi: (1979-): D em irtaş C eyhun'un yönettiği bu dergide
R auf M utluay. Ö zdem ir tnce, A fşar T im uçin, A rif D am ar, C engiz B ektaş
ve N urer U ğurlu'nun y azılan yer aldı.
G österi: (1980): H ürriyet yayını olarak D oğan H ızlan ın yönetim inde
yayınlanıyor.
S a nat O layı: ( O cak 1981- T em m uz 1992) (A ralık 1983-1987): B irin
ci dönem Ü lkü T am er ve A lpay K abacalı yönetim inde; ikinci dönem Atti-
la tlhan yönetim inde çıktı.
Bilim ve Sanat: (1981-1989): V arlık Ö zm enek'in yönettiği bu dergi.
12 E ylül'ün getirdiği baskı havasının hem en ardından ileri çevrelerin il
giyle izledikleri bir yayın organı oldu. D ergide şu im zalar yer aldı: Prof.
Bahri Savcı, S erver T anilli, U luç G iirkan, K em al Sülker, Prof. Doğu
Ergil, Prof. Sadun A ren, Ç etin Y etkin, Prof. E m re K ongar. M ehm ed
K em al, N evzat H elvacı, A taol B ehram oğlu, Rem zi tnanç, A fşar T im uçin,
N ezih D anyal, Ferruh D oğan, H aluk G erger, tlh an T ekeli, M ahm ut Diker-
dem...
Yeni D üşün: (I9 8 6 -): D evrim ci b ir y azarlar kadrosunun katkılarıyla
yayınlandı. K adroda şu im zalar y er alıyordu: Prof. Sadun A ren, Fethi
N aci, Ataol B ehram oğlu, Can Y ücel, K em al Sülker, A rif Dam ar, Ö zdem ir
tnce, Ferruh D oğan, A tilla B irkiye, Şükran K urdakul, T om ris U yar, O ya
B aydar, Ali T aygun, O ya K öym en (Y önetm en)...
Tiyatro... T iyatro...’. (1991): K urucusu: M ustafa D em irkanlı. Y azarla
rı: D ikm en G ürün U çarer, A hm et L evendoğlu. Ö zdem ir N utku, H ülya
Nutku. Sevda Şener, A yşegül Y üksel.
A dam -Sanat: (1985): A nadolu Y ayıncılık O rtaklığının yayınladığı bu
aylık derginin genel yayın yönetm eni M em et F uat ve yardım cısı da T u r
gay Fişekçi'dir. D ergide en çok görünen im zalar şunlardır: Fethi N aci,
M ehm et H. D oğan, D em ir Ö zlü, U ğur K ökden, O rhan B arlas, Salah B ir
sel, înci A sena, Sem ih G üm üş...
A dam Öykii: (1996): İki aylık öykü dergisi. G enel yayın yönetm eni
Sem ih G üm üş.
Nar. (1995): tki aylık edebiyat dergisi. Y ayın yönetm eni R aşit Çavaş.
Çeşitli D ergiler: A ktü el (D inç B ilgin grubu), Tem po (A ydın D oğan
grubu). K lips (A ydın D oğan), N okta (D inç B ilgin), A ksiyon (A ydın
D oğan), H afta Sonu (A ydın D oğan), B orsam atik, A utoshoıv (A ydın
D oğan), O tohaber (D inç B ilgin). A tla s (A ydın D oğan), C apital (A ydın
D oğan), E konom ik F orum (T O B B ), N efes (A levi dergisi), Argos, E vrensel
Kültür, G lobal, Ekonomi, Sızıntı, İletişim ...
Bizde kadınlar için ilk sürekli yayın, Terakki gazetesinin 1868'de ya
yınladığı «K adınlara M ahsus G a ze te » d ir(29). A li R aşit ve Filip E fendi'nin
çıkardığı Terakki'nin kadın sorunlarına önem verm esi o zam an için çok il
ginç bir konudur. Selim N üzhet G erçek'in «T ürk G a z e te c iliğ in d e bu ilk
kadın gazetesinden alınm ış iki yazı var. Biri b ir okuyucu m ektubu. Şöyle
deniyor bu m ektupta:
«Ey hem şireler, şim diye kadar herbirim iz b ir yol tutarak böyle bilgi
sizlik ve gaflet içinde yaşam aktan ne yarar g ördük? Şu gazete bize esaslı
nasihatler veriyor. E ğer yazdığı şeyler fena olsaydı D evletim iz şim diye
kadar çoktan yasak ederdi. K ocam ın anlattığına göre erkekler de bu gaze
teyi okuyorlarm ış, 'Sevgili eşlerim iz istediğim iz terbiyeye ulaşır, biz de
o n larla öğüniirüz' diyorlarnuş.»
İkinci yazı da şu: «B ir yandan yeni o kullar açılm akta ve şim dikiler d ü
zene girm ekte olduğundan bundan sonra kızlar okuldan çıkm ış ve okum uş
yazm ış olacaklar ve artık eski kadınlar gibi öyle hocaların şeytanlıklar.ııa
aldırm ayacaklardır...»
Terakkı'rim kadın sayısı bir yıl kadar yayınlandıktan sonra 1869'da
K evkebi Şarkî (D oğu Y ıldızı) adıyla çıkm aya başlam ıştır. Bu gazetenin
kaç sayı çıktığı belli değil.
Filip E fendi’nin çıkardığı Vakit ve T eo d o r K asab'ın çıkardığı İstikbal
gazeteleri 1875’te birer kadın sayısı y ayınlam aya başlam ışlardır.
G ünlük gazetelerin yayınladıkları özel kadın sayılarından sonra ilk
kadın gazetesi ŞU kû feza rd u (i0). 1885'te A rife hanım adında bir kadın çı
karm ıştır bu gazeteyi. B ütün yazarlar da kadındır. Arife hanım birinci sa
yıda çıkan bir başyazıda şöyle dem ektedir:
«B iz ki saçı uzun aklı kısa diye erkeklerin alaylı gülüşlerine h e d ef o l
m uşuz, bunun aksini isbat etm eye çalışacağız.»
B undan sonra kadın basınında önem li bir yeri olan gazete 1894'te y a
yınlanan «H anım lara M ahsus G azete»dir.
İkinci M eşrutiyet'ten sonra kadınlar için çıkartılan gazete ve d ergile
rin birdenbire çoğaldığını görüyoruz. Ş u n lar v ardır kadın y ay ın lan arasın
da:
D em et (1908, Celâl Sahir), M ııhasiıı (1908, M ehm et R auf), K adın
(1908, Süleym an Bahri), H anım la r  lem i (1908), K adın (1908, Selânik),
K ad ın lar D ünyası (1912, U lviye M evlan hanım ).
M ütareke yıllarında da İstanbul'da Sedat Sim avi, kadınlar için aylık
üç dergi çıkarm ıştır. İnci (1919), H anını (1921), Yeni İnci (1922). Bu der
gilerin üçü de sürekli olm am ıştır. Y ine aynı yıllarda M ehm et R a u fu n Süs
adlı haftalık kadın dergisi yayınladığı görülüyor.
B u dönem de kadın haklarını savunan b ir tek gazete çıkm ıştır: K adın
G azetesi (İffet H alim O ruz).
C um huriyet dönem inde çıkan kadın dergileri arasında şunlar sayılabi
lir: Yıldız (1924, Sedat Sim avi), E v-İş (1937, T ahsin D em iray), Ev-Kadııı
(1945, Faruk G ürtunca), H anım eli (1947, H alil Lütfü D ördüncü), Ev-
K adııı (1979, E rdoğan E geli), Etele (1976, E rol Sim avi), K adınca (1978,
E rcan A nklı), E v K adını (1984, E rcan A rıklı), K adın (1984, Ali Kara-
can).
H ayal'in s o n s a y ı s ı n d a k o v u ş t u r m a y a n e d e n o la n b ir f ık r a d a ş u d u r :
« A ld ığ ım ız ih ta r n a m e ü z e r i n e ş im d i f â n i d ü n y a y a v e d a e tm e m iz g e r e
k iy o r . A lla h r a h m e t e y le s in , iy i a d a m d ı d e y in iz . S a k ın a ğ l a m a y ı n ı z , g ü lü
nüz. Bu dünya kim seye kalm az. C anım b oğazım a gelm iş olduğu halde
herkese selâm da kusur etm ek istem em . İşte sesim kısılm aya başladı.
C a...nını...çı...kı...yor... Ç ık...tı!...»
B ir süre sonra T eodor K asab kefaletle hapisten çıkar. A m a gülm ece
gazetesi yayınlam aktan vazgeçer, bir fırsatını bulup Paris'e lyiçar.
1868'den 1873’e kadar beş yıllık bir denem e gülm ece dergilerinin tu t
tuğunu gösterm ektedir. N eden tutm uştur bu iş? Ç iinkü bizde bir gülm ece
geleneği vardır da ondan. B ektaşi fıkraları vardır, N asrettin H oca vardır,
K aragöz vardır, İncili Ç avuş vardır, O rta oyunu ve m eddah vardır...B ütün
b unlar halkı hazırlam ıştır gülm ece dergilerine. O dönem in dergileri önce
biraz bocalam ışlardır elbette. Ç ünkü gülm ece dergisi dış ülkelerden kopya
edilen bir dergi türüdür. K opyanın iyisi de otur, kötüsü de. A m a çok
kısa bir süre sonra gülm ece gazeteleri halkın dilini kullanm aya başlam ış
ve o havaya uym asını bilm işlerdir. T ürk gülm ece basınının tem elleri atıl
m ıştır böylece.
Yol açılm ıştır artık; saydığım ız bu ilk dergilerden sonra Lâtife çıkar
(1873), Şafak çıkar (1874), K ahkaha çık ar (1874); daha sonra G eveze
(1875), M eddah (1875), Ç aylak (1876)...
B öylece B irinci M eşrutiyete gelm iş oluruz, tik M ebusan M eclisinde
gülm ece gazetelerinin nasıl bir saldırıya uğradıkları unutulur şey değildir
(Bkz. Soru 13).
Bu koşullar altında gülm ece basınının gelişm esi söz konusu olm az el
bette, I908'i beklem ek gerekir. İkinci M eşrutiyet b ir süre sınırsız b ir öz
gürlük getirir gülm ece gazetelerine. Sayısız gülm ece gazetesi çıkar bu y ıl
larda: Davul, D alkavuk, Çekirge, Falaka, B oşboğaz, Eşref, ,Ziiğiirt,
C adaloz, A dam seti de, Eşşek, Kibar, M alum , El iifüriik. K aragöz, P üskül
lü belâ. Curcuna, C oşkun kalem ler. Yuha, Laklak... ve K alem .
K alem en çok etki uyandıran dergilerden b iridir o dönem de. C em il
C em çizer; Salâh C im coz. C elâl Eîsat A rseven, R efik H alit K aray yazar.
İki yıl sonra K alem, Cem olur. C um huriyet'in ilk yıllarına kadar geniş et
kileri olacaktır C em 'in.
B irinci D ünya Savaşı yıllarında Sedat Sim avi H aıule'yi yayınlar
(1916). A m a askere alınır o yıllarda, H a n d e y i yaşatam az. İki yıl sonra
D iken'i çıkartır (1918). D iken o yılların en büyük gülm ece gazetesi olur.
S. Sim avi sonra, 1921 ’de G iileryüz'ü yayınlar. O da kendi dönem inde çok
etkisi olm uş bir m izah gazetesidir.
R efik H alit de A ydede'yi çıkartır b ir yandan.
Sonra yeni gülm ece gazeteleri çıkm aya başlar. Y u su f Z iya Ortaç
1923'te A kbaba'yı kurar. P apağan y ayınlanır (1927), B urhan Cahit M or-
kaya K öroğlu'nu kurar (1928). Sedat Sim avi önce K a ra g ö zü çık artır
(1935); ertesi yıl da K arikatiir'ü.
İkinci dünya Savaşından önce, Savaş yıllarında ve hem en savaştan
sonra C um huriyet yıllarının iki büyük m izah gazetesi vardır: A kbaba ile
K arikatür. B irer okul olm uştur bunlar. Biri C em al N adir okuludur, öteki
R am iz okulu.
İkinci D ünya Savaşı sona erince gülm ece basınında yeni bir akım ın
başladığını görürüz. Sabahattin Ali ile A ziz N esin M arkopaşa’yı çıkartır
lar. Bu, o zam ana kadar hiç alışılm am ış sosyal ve politik bir gülm ece tü rü
dür. H alk tutar bunu. M arkopaşa o dönem e kadar eşi görülm em iş baskı
sayısına ulaşır. Sabotajlar başlar. Sabahattin Ali ve A ziz N esin tutuklanır.
Dergi kapatılır. A m a yeni bir yön verilm iştir artık gülm eceye. Nııhtın G e
m isi çıkar... A kım devam eder.
T ürk gülm ece basınında ondan sonraki dönem 1950’lerde başlar.
İlhan Selçuk'la T urhan Selçuk 41 Buçuk'u çıkartırlar. Sonra T e f yayınla
nır, D olm uş kurulur. Bu yeni bir gülm ece ve karikatür anlayışıdır. B unda
h em -m odern karikatür anlayışı vardır, hem de toplum sal eleştiri. Aziz
N esin. İlhan Selçuk, A dnan Veli toplum sal açıdan yapılan gülm ecenin sa
yısız örneklerini verirler bu dönem de.
O ndan sonra, 70'li yıllarda G ırgır (1972) dönem i başlar. H aldun Sim a-
vi grubu içinde O ğuz A ral'ın yönetim inde çıkan G ırgır dergisi tüm g ülm e
ce ve karikatür dünyasında bir olay olur. G ırgır'ın tirajı 300 bine ulaşır.
B öyle bir tiraj dünya karikatür basınında görülm üş şey değildir. O nu Fırt
(1975), Ç a rşa f (1976), M ikrop (1977), izler. Sonra Avni, Dıgıl, Pişm iş
Kelle, H ıb ır ve Leınan yayınlanır.
1996'da en yüksek tirajı sağlayan gülm ece dergisi L em an'dır: 93.000.
K arikatürcüler.
T u rgut Ç eviker bizde ilk karikatürleri E rm eni ve Rum sanatçıların
yaptığını belirtiyor. T anzim at dönem inde ilk karikatürcü olarak Ç ıngıraklı
T atar'da çizen K. O pçanadassis'i görüyoruz. A ynı dönem de öteki k arika
türcüler şunlar: N işan G. B erberyan, Santr, T ınghır. FN Z IP. N., D elem ak
E kserciyan. İçlerinde iki de T ürk var: Ali Fuat Bey ve Rıza.
İkinci M eşnıtiyet dönem inde, ilk üıılü karikatürcünün adı C em il Cem
(1882-1950). Ö nce D ışişleri B akanlığında çalışan C em il C em , Paris,
R om a ve V iyana B üyükelçiliklerinde görevde bulunduktan sonra 19IO'da
basıp istilayı kendisini karikatüre veriyor. K a le m r\ çıkartıyor önce, sonra
da Ce/ıt'i. 1929'a kadar, dem ek ki aşağı yukarı yirm i yıl, o dönem in en
ünlü karikatürcüsü oluyor C em .
K im ler vardır o yıllarda? R ıfkı diye, A ydede de çizen b ir karikatürcü
görüyoruz. M ütarekede biitün devrim ci aydınların K urtuluş Savaşını d es
teklediği günlerde R ıfkı İstanbul H üküm etine çalışm ış, D ivanı H arplerde
görev alm ış, sonra da kaçıp gitm iş ve M ısır'a yerleşm iş, orada da karikatü
rün ilk kurucularından biri olm uş.
S onra Sedat N uri İleri'nin adına rastlıyoruz (1888-1943). O da k arika
türlerini İleri'de çizm iş, Yedigün'de, K a rik a tü rd e , A kbaba ve C um huri-
yet'te. Ç ok m odem bir sanatı var Sedat N uri İleri'nin.
G azetelerde ise karikatür C em al N adir G üler'le başlıyor (1902-1949).
İlk karikatürünü 1920'lerde D iken'de yayınlayan C em al N adir'in sonra Ak-
baba'dn tek tük karikatürleri çıkıyor. 1928'de Akşam'ts geliyor ve orada
g ünlük karikatürlerini çizm eye başlıyor. Bu bizde b ir dönem in b aşlangıcı
dır. G ünlük gazetelere böylece karikatür girm iş olur. Sonra dergi ve g aze
telere R atip T ahir, A bidin D ino, O rhan U ral. N ecm i Rıza, R am iz, M ünif
Fehim , T ogo, Sururi girerler.
1948-50'lerde ise bir gelişm e olu r bu alanda; yeni kuşak karikatürcüler
gazete ve dergileri doldurm aya başlarlar: Sem ih B alcıoğlu, Ali Ulvi
E rsoy, A ltan E rbulak, T urhan Selçuk, F em ıh D oğan, M ustafa (M im ) U y
kusuz, M istik, Bedri K oram an, O ğuz A ral, Y alçın Ç etin, Suat Y alaz, G ün
g ö r K abakçıoğlu, E flâtun N uri, S elm a E m iroğlu, T onguç Y aşar, N ehar
T üblek, C afer Z orlu, Zeki B eyner, T an, N ezih D anyal...
1950 kuşağı T ürk karikatüründe yeni b ir akım yaratm ış, karikatüre
yeni bir öz, bir biçim ve bir eylem kazandırm ıştır. «G enel olarak bu kuşa
ğın çabaları, yazıya dayanm ayan bir çizgi m izahı yaratm ak, yeni bir kari
katür estetiğini uygulam ak biçim inde oluşm uştur.» iy2)
90'lı yıllarda gazetelerde ve dergilerde siyasal k arikatür çizen Turhan
Selçuk, A li Ulvi, Ferruh D oğan, Sem ih B alcıoğlu, B edri Koram an, gibi 50
kuşağı karikatürcülerden sonra yetişen ve kendilerini kabul ettiren genç
karikatürcülerin im zalan da çok sık görülüyor. O n la n n en başan lıları şun
lar: B ehiç Ak, Sem ih Poroy, K am il M asaracı, Salih M em ecan, H aslet
Soyöz, İsm ail Giilgeç, M usa Kart, E rcan A kyol...
D İP N O T L A R :
( 1) Em in K araca, C u m h u riy et O layı, A ltın K itaplar, 1994.
(2) B izim g azete, O cak 1993; A yhan Y etkiner, T ü rk B asınında ilk prom osyon.
B asın (B ay ram G azetesi), 6 M art 1993.
(3) O rhan E rinç. C um h u riy et. 24 E kim 1994.
(4) İsm et B erkan, C u m h u riy et, 31 O cak 1990.
(5) İsm et B erkan. A ynı kaynak.
(6) B izim G azete, A ralık 1992.
(7) B izim g azete, H aziran 1994.
(8) A nka H aberi, 14 A ralık 1994.
(9) M ahm ut T ali Ö ngören. B asın Ö zg ü r O lm ak İstiy o r m u? U ğur M u m c u y a A r
m ağan, Ç G D Y ayınları, 1994. s. 316-320: C u m h u riy et 20 M ayıs 1993.
(10) N ursun E rel, C um h u riy et, 7 E kim 1993, H âzineden M edyaya 3.2 trilyonluk
teşvik.
(11) C u m h u riy et, 29 N isan 1996. R .P. Ç iller'in basın kredilerini inceliyor.
(12) E nis T ah sin T il, «B asın T o p lantıları», V atan, N isan 1955.
(13) O yılın y ö netim k u rulunda şu ü y eler vardır: B aşkan: H akkı T arık Us: ikinci
başkan: A h m et Ş ükrü E sm er; G enel S ekreter: E tem İzzet B enice; M uhasip üye:
H alil Lütfi D ördüncü; yönetici: F uat D uyar; Ü yeler: M üm taz Faik F enik, Z eki
C em al B ak içelebioğlu, Sait K eşler. H aysiyet D ivanı: A sım Us, N ecm ettin Sadak,
R efik A hm et S evengil, Selim R agıp E m eç. N eşet Halil A tay.
(14) A b dülrezak A h u n , T ü rk iy e'd e G azetecilik ve G azeteler. Ç G D , A nkara,
1995.
(15) O rhan E rinç, T G S G enel B aşkanı. B izim G azete, T em m u z 1994: C u m h u ri
yet, 10 A ğustos 1994.
(16) Ö S Y M Y üksek Ö ğ retim İstatistikleri; A b d ü lrezak A llun, T ürk iy e'd e G aze
tecilik ve G azeteciler, Ç G D Y ayınları, A n kara, 1995.
(17) M u am m er Y aşar, A nad o lu 'd a iik T ürk gazetesi E nvar-ı Ş arkiyye. A nkara,
1971.
(18) K enan Ş anlıer, Y erel B asın. B izim G azete, O cak 1992.
(19) O y a T o k g ö z, T ü rk iy e'd e yerel g azetecilik olgusu, A nkara. B .Y .Y .O Y ıllık
1979-80.
(20) C elal B aşlan g ıç. Y eni A d a n a n ın İkinci K urtuluş Savaşı, C um h u riy et, 21
A ralık 1994.
(2 1 ) O y a T o k g ö z, aynı k aynak.
(22) C u m h u riy et. 31 M ayıs 1996.
(2 3 ) Selim K aneli, La P resse en ladino sous la R épublique en T urquie. İst. Ün.
y ayınları. N. 3342.
(24) K am il Ö zer. T ü rk iy e'd e g ay rim ü slim azınlık basını, Y üksek L isans tezi, İs
tanbul Ün. Sosyal B ilim ler E nstitüsü, 1995.
(25) Z iy ad E büzziya. A ynı k aynak.
(26) Z iy ad E büzziya. A ynı k aynak.
(2 7 ) L eyla T av şan o ğ lu , C u m h u riy et 5 N isan 1996.
(28) D ergicilik k o n u su n d a tem el k aynak Z a fe r T o p rak , Fikir derg iciliğ in in yüz
yılı; V ed at G ü n y ol, C u m h u riy et so n rası S an at ve E debiyat D ergileri, T ürkiye'de.
D ergiler, A n sik lo p ed iler, G elişim y a y ın la n 1984. (B u sorudaki bilgilerin çoğu bu
iki yazıd an ö zetlen m iştir.)
(29) S elim N ü zh et G erçek
(30) Ç ap an o ğ lu . B asın T arih in e d a ir bilgiler.
(3 1 )T u rg u t Ç ev ik er, G elişim S ü recin d e T ü rk K arikatürü, C ilt I, A dam Y ay ın lan ,
1985.
(3 2 ) T ü rk K arikatürü, C em y ay ın evi, 1971.
A ksoy, M etin Ö lüm süz A ziz N esin Ç .G .D ., 1996.
A ltun, A bdülrezak, Türkiye'de gazetecilik ve g a zeteciler, Ç .G .D ., 1995.
B anoğlu, Niyazi A hm et, Basın T arihim izin K ara ve A k G ünleri, G azeteci
ler Cem iyeti Y ayınlan, 1960.
B asın 80-84, Ç .G .D ., A nkara, 1984.
Basın K urultayı 92, Ç .G .D ., A nkara, 1994.
Basın G üncesi, Ç .G .D ., A nkara, 1994.
C eyhun, D em irtaş, Babıali'niıı Şu Son Kırk Yılı, M illiyet Y ayınları.
C oşar, Ö m er Sam i, M illi M ücadele B asını, G azeteciler C em iyeti Y ayınla
rı, 1967-1984.
Ç apanoğlu, M ünir Süleym an, Basın T arihim izde M izah D ergileri, 1970.
Ç etin, C elalettin, İşte Babıali, C em Y ayınevi 1991.
Ç eviker, T urgut. G elişm e Sürecinde Türk K arikatürü, 4 C ilt, A dam Y a
y ın lan , 1986-1992.
D evlet ve Basın, Ç.G .D ., 1993.
G erçek. Selim N üzhet, Türk G azeteciliği, 1931.
İfade Ö zgürlüğü H apiste, Ç .G .D ., 1994.
İnanç. R em zi, 4 0 Yıl önceleri dergilerim iz. B ilim ve Sanat, sayı 1-12,
1981.
tnuğur. Türk Basın Tarihi, G azeteciler C em iyeti yayını, 1992.
İskit. Server, Türkiye'de M atbuat R ejim leri, İstanbul. 1939.
K abacalı, A lpay, Türkiye'de Basın Sansürü, G azeteciler C em iyeti yayını,
İ 990.
K araca, Em in, C um huriyet Olayı, A ltın K itaplar. 1994.
K araca, Em in, M illiyet O layı, A ltın K itaplar, 1995.
M ünir, M etin, Sabah O layı, A ltın K itaplar, 1993.
Sertel, Z ekeriya, H atırladıklarım . İstanbul, 1968.
Serte!, Sabiha, Rom an G ibi. İstanbul. 1969.
Solok, C evdet K udret, A bdiilham it D evrinde Sansür, M illiy et yayın lan ,
1977.
T anju, Sadun, B ir Basın Şehidinin A natom isi, İzm ir B elediyesi, 1992.
T il, Enis T ahsin, Eski gazeteciler, eski gazeteler, V atan, M ayıs 1959.
T okgöz, A hm et İhsan, M atbuat H atıralarım , İstanbul 1930.
Tokgöz, Oya, Tem el G azetecilik, İm ge K itabevi 1994.
Tugay, A saf, ibret, A bdiilham id'e verilen ju r n a lle r ve ju n a lcıla r, O kat Y a
yınevi, İstanbul.
Türkiye'de D ergiler, A nsiklopediler, G elişim Y ayınları 1984.
T ü rkiye’de Yabancı Dilde Basın, Istanbul Ü niversitesi Y ayınlan N o.3342,
1985.'
U ğur M um cu'ya A rm ağan, Ç .G .D ., 1994.
Y alm an, A hm et Em in, G ördüklerim , G eçirdiklerim , 4 C ilt, R ey Y ayınlan.
1971.
I
T a n z im a t D ö n em i
1 8 3 1 -1 8 7 6
III
İ k i n c i M c ş n ı t i v c l v e M ü t a r e k e D ö ııc m i
‘1 9 0 8 -1 9 2 3
S o ru 24 İk in c i M e ş ru tiy e t b a s ın a n a s ıl b ir ö z g ü r lü k g e t i r d i ? ........................................... 5 9
S o ru 25 1 9 0 9 M a tb u a t K a n u n u k a ç k e z d e ğ i ş t i r i l d i ? ............................................................61
S o ru 26 B a s ın y a b a n c ı d e v le tle r d e n p a r a m ı a l ı y o r d u ? ....................................................... 6 3
S o ru 27 İ ttih a tç ıla r d ö r t g a z e te c iy i n a s ıl ö ld ü r t tü le r ?
(H a ş a n F e h m i, A h m e t S a ın iın , Z e k i B e y . H a ş a n T a h s i n ) ............................... 6 3
S o ru 28 A h m e t R a s iın k i m d i r ? ......................................................................................................... 6 6
S o ru 29 T ü r k iy e d e ilk h a b e r a ja n s la r ı n a s ıl v e ııc z a m a n k u r u ld u ? ..............................6 8
S o ru 30 M ü ta r e k e d ö n e m in d e so l b a s ın n a s ıl d o ğ d u ? ..........................................................6 9
S o ru 31 M ü ta r e k e y ılla r ın d a İs ta n b u l b a s ın ı ııc d u r u m d a y d ı? ..........................................71
K u r tu lu ş S a v a ş ı, A t a t ü r k v c İ n ö n ü D ö n e m le ri
1 9 1 9 -1 9 5 0
S o ru 32 B a s ın K u rtu lu ş S a v a ş ın a n a s ıl k a t ı l d ı ? ........................................................................... 75
S o ru 33 A n a d o lu A ja n s ı n a s ıl k u r u ld u ? ............................................................................................ 7 8
S o ru 34 : G a z e t e c i le r n e d e n İs tik lâ l M a h k e m e le r in e ( 1 9 2 3 ) v e r i l d i l e r ? ........................ 8 0
S o ru 35 T a k r ir - i S ü k û n K a n u n u ( 1 9 2 5 ) d e n e n b a s k ı y a s a s ı n a s ıl ç ı k a r ıl d ı? 81
S o ru 36 A n k a r a v e E la z ığ is tik lâ l M a h k e m e le r in d e h a n g i g a z e te c ile r
y a r g ıla n d ı ( 1 9 2 5 ) ? .................................................................................................................. 83
S o ru 3 7 M e c lis ’te b a s ın a n a s ıl s a ld ır ıld ı ( 1 9 3 0 - 1 9 3 1 ) ? ........................................................... 85
S o ru 3 8 1931 M a tb u a t K a n u n u v e C e z a K a n u n u ile n a s ıl b ir b a s k ı re jim i
k u r u l d u ? ....................................................................................................................................... 8 8
S o ru 3 9 1 9 3 1 -1 9 3 8 y ılla r ın d a h a n g i g a z e te l e r ç ı k ıy o r d u ? 92
S o ru 4 0 I 9 3 8 'd e b a s ın n a s ıl s u s t u r u ld u ? .......................................................................................... 9 4
S o ru 41 1 9 3 9 -1 9 4 5 y ılla r ın d a b a s ın n e d u r u m d a y d ı? ................................................................ 9 5
S o ru 4 2 : 4 A r a lık ( 1 9 4 5 ) o la y ı n e d i r ? ............................................................................................... 9 8
S o ru 4 3 : 1 9 4 6 H a z ira n 'ın d a k i y a s a d e ğ iş ik liğ i b a s m a n e k a z a n d ı r d ı ? ............................ 100
S o ru 4 4 1 9 4 6 -1 9 5 0 y ılla r ın d a b a s ın n e d u r u m d a y d ı? ................................................................. 101
V
D em o k rat P a rti D önem i
1 9 5 0 -1 9 6 0
VI
M illi B ir lik H ü k ü m e t le r i v c A P D ö n e m i
1 9 6 0 -1 9 7 1
VII
12 M a r t M u h tır a s ı v e S o n r a s ı
1 9 7 1 -1 9 8 0
S o ru 62 12 E y lü l'd e D e m o k r a s iy e ■ I b ir d a r b e v u r u l d u ? ................................................... 13 9
S o ru 63 : D ik ta y ö n e tim in d e h a n g i g a z e te l e r k a p a tıl d ı? ...........................................................141
S o ru 64 S ık ıy ö n e tim K a n u n u d e ğ iş ik lik le r i b a s ın a h a n g i y a s a k l a n g e t i r d i ? 141
S o ru 65 1 9 8 2 A n a y a s a s ın d a b a s ın ö z g ü r lü ğ ü n ü n y e ri n e d i r ? .............................. 142
S o ru 66 : O la ğ a n ü s tü H a l K a n u n u b a s ın a n e g ib i y a s a k l a r g e t i r d i ? .................144
IX
T u rg u t Ö zal D önem i
(B a ş b a k a n lığ ı: A r a lık 1 9 8 3 - K a s ım 1989)
( C u m h u r b a ş k a n lığ ı: K a s ım 1 9 8 9 - N is a n 1 9 9 3 )
X
G a z e te le r in ö y k ü s ü v e H o ld in g le ş m e le r
S o r u 7 7 iş a d a m la rı g a z e te p a tr o n lu ğ u n a n a s ıl y ö n e ld ile r
(Y e n i S a b a h v e Y e n i İs ta n b u l) ? ..................................................................................... 159
S o r u 7 8 : A k ş a m n e r e d e n n e r e y e g e l d i ? ........................................................................................... 161
S o r u 7 9 : B a ş a r ıs ız h o ld in g g ir iş im le r i h a n g i le r i d ir ( T e rc ü m a n , G ü n e ş ,
A s il N a d ir G r u b u ) ? ..................................................................................................................163
S o r u 8 0 : M illiy e t n e re d e n n e r e y e g e ld i v e n a s ıl h o ld in g le ş ti? ..........................................165
S o r u 81 V a ta n n a s ıl g e liş ti, s o n r a n a s ıl y o k o l d u ? ..............................................................168
S o r u 8 2 : H ü r r iy e t v e G ü n a y d ın n e r e d e n n e r e y e g e ld i v e
H U n iy e l H o ld in g n e o l d u ? ......................... 171
S o r u 8 3 : Ih la s H o ld in g , U z a n G r u b u , A k s o y G r u b u n e d i r ? ..................................................17 3
S o r u 8 4 : D in ç B ilg in k im d ir , S a b a h , A T V v e M e d y a H o ld in g n a s ıl o lu ş tu r u ld u ? .... 174
S o r u 8 5 : C u m h u r iy e t h a n g i b u n a lım la r ı a t l a t t ı ? ..........................................................................176
S o ıu 8 6 : Dünya n a s ıl k u r u ld u v e n e r e d e n n e r e y e g e l d i ? .......................................................181
S o r u 8 7 : T ü r k H a b e r le r A ja n s ı T H A v e A N K A n a s ıl k u r u l d u ? ..........................................182
XI
S o n Y ılla r
1 9 9 4 -1 9 9 6
S o ru 88 1 9 9 4 - 1 9 9 6 y ılla r ın d a c e z a e v le r in d e k a ç g a z e te c i v a r d ı ? ......................................185
S o ru 8 9 : A z iz N e s in k im d i? ..................................................................................................................187
Çeşitli K o n u la r ve T em n tik Y ak laşım la r
S o ru 90 : B a s ın d a p ro m o s y o n n e d i r ? ......................................................................... 190
S o ru 91 K im le r M e d y a 'y a T e ş v ik k re d is i a l ı r ? ...........................................................................194
S o ru 9 2 G a /.e le c i c e m iy e tle ri v e s e n d ik a la r ı n a s ıl k u r u ld u ? ..................................... 195
S o ru 9 3 B a s ın Ş e r e f D iv a n ı n a s ıl k u r u ld u ( 1 9 6 0 ) ,
B a s ın K o n se y i n a s ıl o lu ş ıu ru ld u ( 1 9 8 5 ) 7 ................................ 200
S o ru 94 : B a s ın M e s le k ilk e le ri n e l e r d i r ? . 203
S o ru 95 : G a z e te c ilik e ğ itim i n a s ıl g e l iş ti? .................. 204
S o ru 9 6 : Y e re l B a s ın n a s ıl d o ğ d u , n a s ıl g e l i ş t i ? ................. $&-...*■ .................................... 2 0 6
S o ru 97 : G a z e lc v e d e r g ile r n a s ıl d a ğ ı t ı l ı y o r ? ....... 208
S o ru 9 8 G U n iim ü z d e A z ın lık B a s ın ı n e d u r u m d a ? ..............................................2 1 0
S o ru 9 9 D e r g ic ilik n e z a ın a ıı b a ş la d ı, n a s ıl g e l iş ti? .......................................... 211
S o ru 100 : G ü lm e c e d e r g ile r i ve k a r ik a tü r n a s ıl g e l i ş t i ? ................. 2 2 2
K A Y N A K Ç A ............................................................................................. i . ..............................3 2 8
r
&
r
İ
'i
i
fi olarak çalıştı (1959-1983).
Uluslararası mesleksel gazeteci
örgütleri arasında işbirliği, basın
ahlâkı ve gazetecilerin korunm a
sı projelerini yönetti, Afrika ülke
lerinde, Hindistan’da, Filipin-
ler’de gazetecilik eğitimi sem i
nerleri düzenledi, Kara Afrika’da
kırsal basın projesini oluşturdu. /
Çeşitli konularda 20 kitap yayın
ladı. Başlıcaları şunlar: Kara Afri
ka (1970), Türk Basın Tarihi
(1973), Caricature et Société
(Paris, 1974), Uluslararası İleti
şim (1985), İletişimde Karikatür
ve Toplum (1985), Lumumba
(1987), Status, Rights and Res
1923’te İstanbul’da doğdu. Ga ponsabilises of Journalists
latasaray Llsesi’nl (1942), İ.Ü. (Prag, 1989), Basında Tekelleş
Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1947 meler (1989), Yarının R a d yo -T V
- 5 8 yılları arasında Akşam Ga- Düzeni (1990), Siyasal Reklam
zetesi’nde muhabir, İstihbarat cılık (1991), Parisli Yıllar (1994),
şefi, yazı işleri müdürü ve genel Hoşgörü (1995), Dünya Karika
yayın müdürü olarak çalıştı. İs tür Tarihi (1996). / Anadolu Üni
tanbul Gazeteciler Sendikası versitesi’nde ve İstanbul Üniver
başkanlığında bulundu. Stras- sitesi İletişim Fakültesi’nde Ba
bourg Üniversitesi’nde devletler sın, Radyo ve TV Tarihi, Uluslar
hukuku ve gazetecilik alanların arası iletişim ve Siyasal İletişim
da yüksek lisans (1 9 5 7 -5 9 ) ve dersleri verdi. 1993’te BRT İstan
yine Strasbourg Hukuk Fakülte- bul Radyo ve Televizyonu genel
si’nde gazetecilik doktorası yaptı yayın koordinatörlüğü yaptı. /
(1960). / Paris’te UNESCO Ge UNESCO Türkiye Milli Komisyo
nel Merkezi’nde, İletişim Sektö nunda İletişim Komitesi başkan
ründe Özgür Haber Dolaşımı şe lığında bulundu.