Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 23

ISSN 1302-4787

•• •• •• ••
TURK
. KULTURU.
iNCELEMELERi
D e r g i s i

18
The Journal of Turkish Cultural Studies

AYRI BASIM

İstanbul 2008
Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi 18, İstanbul 2008, 87-108.

AVDETiLİKTEN İHTİDA EDEN SELANİKLİ BiR KIZIN EVLİLİGİ

Hayrullah CENGİZ

ÖZET
Makalede, 19. Yiizyılın son çeyreğinde Selanik'teki Avdeti cemaatine
nıensııp Rabia Hanıııı ile iişığı Miisliiman bir genç olan Feyzııllalı Efendi
arasında geçen ııe neticede evlilikle sonııçlanan bir kaç aylık olayın ilginç
hikiiyesi anlaıılnıııkktadır. Osmanlı Devleti resmi makaıııları 11e iist diizey
biirokrasini11 de müdahil oldıığıı bıı hadise, iki kişi arasında geçen basit bir
göniil ilişkisinden çok, Aııdetilerin Osıııaıılı lıııkıık ve toplıı111sal sistemin­
deki yerlerinin tesbiti ııe de1 1leıiıı bıı cemaate resıni yaklaşımını göstermekte­
dir.
A ıı aht a r K e 1 i ın e I c r
Sclanik, A11deıiler (Dönıııeleı), Rabia Hanmı, Ali Rıza Efendi, Hacı
Feyzııllalı Ef(endi, Deıviş Paşa, il. Abdiillıamid, Şeylıiilisliiın/ık.

İlk Müslüman-Avdeti (Dönme, Sabetayist) evliliğinin Zekeriya Sertel


ile Sabiha Zekeriya Sertel arasında olduğu bilinir (1915); hatta bu evlilik
olayı, zamanında "Dönmelik kast'ına ölüm yumruğu indirmek" şeklinde
yorumlanır. Halbuki bu olaydan yaklaşık yirmibeş yıl önce gerçekleşmiş
bir evlilik hadisesi daha vardır. Bu hadiseyle ilgili Başbakanlık Osmanlı
Arşivi'nde rastladığımız bazı belgeler, haliyle dikkatimizi çekti.'
Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, makalede Avdetilik tarihine veya
inançlarına mümkün mertebe yer verilmeyecektir. Çünkü konumuz bu
cemaati değerlendirmek veya sorgulamak değildir. Fakat yeterince açıkla­
yıcı olabilmek için, Sabetaycılık hakkında birkaç satırla da olsa bilgi ver­
mek faydalı olacaktır.

İstanbul Şehri Kültür Tarihi Araştırmaları M�rkezi/Otağtepe-İstanbul


lıayrnllalı. cengiz@kulturturizm.gov. ır
Bu evlilik olayına ait bir belge daha önce yayınlanmıştır. (Ahmet Hikmet Eroğlu,
Osmanlı Devleıi'nde Yahudiler, Ankara 1997, s. 93-94; Ahmet Uçar, "Bir Sabetaycının
Problemli Düğünü", Tarih ve Düşünce, Sayı 9, Temmuz 2000, s. 52-53).
88 Hayrullah CENGİZ

Sabetayizm, 17. asırd Sabetay Sevi'nin liderğn ilk olarak İz­


mir'de ortaya çıkmş, daha sonra tüm Yahudi toplukarın sıçramş,
Sevi'yi mesih (kurtaıc son peygamber) kabul eden, Yahudi Mistizmine
(Kabbala) dayanan gizli bir inanç olup, mensupları resmen Müslmanığ
kabul etmiş, fakat kalben Yahudi kalarak özel bir Yahudi cemaati oluş­
turmşladı.2 Geçmişt "Avdetiler" bugün ise "Dönmeler", "Sabeta-
yistler" veya "Selanikliler" olarak da tanımkdrl. Sabetayist ailelerin
yoğun olarak yaşdığ şehirln en başınd Selanik gelmektedir. Selanik
şehrind Osmanlı Devleti'nin fethinden önce az sayıd Yahudi yaşrdı.
1S. asırd Avrupa' da Yahudi aleyh tar lığ ve saldırgnğ yagınlşms
üzerine bir kısm Yahudiler Osmanlı Devleti'nin izniyle buraya yerlş­
mişlerd. Ayrıca Mohaç Meydan Muharebesi'nden (1526) sonra da Budin
ve çevresindeki Yahudileri Osmanlı Devleti burada ikamet etirmş. 17.
asırdki Sabetay Sevi hareketinden Selanikli Yahudiler de etkilnmş ve
burada yaşn bir kısm aileler onun takipçisi olmuşardı.
İşte bu ailelerden Şeşbzadlr mensup olan Rabia Hanım, kendi
cemaatinden olmayan Hacı Feyzullah Efendi'ye aş ı k olur. Rabia Hanım'
kendi rızasyl evinden kaçırn Feyzullah Efendi'nin karşısn, evden
kaçırlmsn ve evlenmesine şidetl karşı olan kızn bası Ali Rıza
Efendi çıkar. Babsın şidetl muhalefetine rağmen, kızn kaçtığ kişyle
evlenmek istemesi büyük bir mesele haline gelir. Ama aslınd en büyük
mesele; kızn avdeti bir aileden olmasın karşın Feyzullah Efendi'nin bu
cemaate mensup olmasıdr. Olay büyür ve durumun nezaketinden do-
layı Selanik Valisi'ne yansır. Ancak vali de bir çözüm yolu bulamyınc
hadiseyi başkent İstanbul' bildirir.
Selanik valisinin sadarete gönderiğ yazı Osmanlı Arşiv belgele-
rinde rastlayamamakla beraber, Sadrazam Ahmed Cevad Paş tarfınd,
konunun Meclis-i Vükela'ya taşınms ve meselinin burada görüşlmesi

2
Gershom G. Scholem "Gizli Yahudi Cemaati: Türkiye Dönemleri [Dönmeleri]", çev.
Abdurrahman Küçük, Ankara Üniversitesi İlahiyt Fakültesi D ergisi, (Ankara 1988),
XXX, 217-244; Gershom G. Scholem, S abbatai S evi. Tize Mystical M e s ialı , Princeton
1973; Ilgaz Zorlu, "Selanikliler", Dünden Bugüne İstanbul A nsiklopedisi, İstanbul 1994,
VI, 495 -496; aynı mlf., Evet, Ben SELANİK Y İM -Tü rkiye Sab e ta yc ılğ-, İstanbul
1998; Abdurrahman Küçük, Dönmeler Tarihi, Ankara (Tarih yok); a y nı mlf. ,
"Dönme" TDV İsl a m Ansiklopedisi (Dİ A ) , İ s tanbul 1994, IX, 51 8-520; Abraham
Galente, Sabetay S evi ve S a b e taycılrn Gelenekleri, Zvi-Geyik Ya y ınlar, İ s t a nbul 2000.
Türk Kültürü İ nc e l emlri Dergisi 89

dolayıs haberdar olmaktyız. Belgede verilen bilgiye göre; uzun süre-


den beri Selanik'te yaşn ve burayı kendilerine "vatan" edinmş olan
Avdetilerden Şeşbzad Osman Efendi'nin torunu ve Ali Rıza Efendi'nin
on sekiz- yirmi yaşlrındki kız Rabia Hanım, ilgi duyğ Manstırl
Hacı Feyzullah adlı kişn yardıml Selanik eski naibinin evine gizlice
giderek "ilan-ı ihtida" etmiş,' yani İslam dinini kabul etiğn ve
"Avdetilikten" vazgeçtiğn beyan etmiş ve hükümet güçlerine sığnmşt.
Rabia, evden kaçmsın sebebini ise Hacı Feyzullah ile evlenmek olarak
açıklmştr. Ayrıca, Rabia Hanım, ebeveyninin yanı na dönmeyi kesin-
likle redtmiş ve bu yolda verilen nasihatleri geri çevirmşt. Bu geliş­
menin neticesinde valilik harekete geçmiş ve adı geçen kızn Belediye
Meclisi Reisi İbrahim Bey'in evinde misafir olarak kalmsı sağlnmıştr.
Bununla birlikte Vali, "Avdetiler İslamiyet nam-ı celili altınd bulun-
dukları cihetle" iki tarfın dini inaçlrı ilk bakışt birbirine uygun-
muş gibi görünmesine rağmen, Avdetilerin şimdye kadar Müslümanlara
kız alıp vermediklerine işaret etmiş.' Yahudilerde nesebin kadın tarfın­
dan devam etirldğ malum olduğna göre o dönem için Avdetilerin Ya-
hudi geleneklerine bağlıkrn sürdürdüklerini söylemek mümkündür.
Avdetilerin, valinin de ifade etiğ gibi "İslamiyet nam-ı celili" al-
tında bulnması rağmen, Rabia Hanım' "ihtida" etiğn belirtil-
mesi, Avdetilerin gerçekten de Müslüman olmadıkrn Osmanlı Dev-
leti yönetimince bilndğ açık bir ifadesidir. Rabia Hanım' hükümet
güçlerine sığnma gerekçesi, Müslüman olan Avdetilerin gizlice öldürül-
düğne dair olan inaışdr.' Rabia Hanım, böyle bir cezadan veya evlili-
ğine izin verilmycğnd korkarak hükümet güçlerine sığnmş olma-
lıdr.

1
İhtida: Kelime-i şehadt getirerek Alah'ın birlğn ve Hz. Muhammed'in peygam-
berliğn kabul etmektir (Ali Köse, "İhtida, DİA, İstanbul 2001, XXI, 554-558).
26 Rebiülahir 1309 (29 Kasım 1891), Başbknlı Osmanlı Arşiv
4
(BOA), Meclis-i
Vükela CMV), 68İ4.
Rabia Hanım' bu inaış ifade eden belgeyi ileriki satırlmzd yer vercğiz.
Ayrıca Selanik'te 1862 tarihinde meydana gelen başk bir hadiseden dolayı, devrin
Selanik Valisi Hüseyin Hüsnü Paş'nı, dönemin hükümetine arz etiğ yazısnd,
Rabia Hanım' inaış destekler mahiyettedir (BOA Sadaret Mektubi Kalemi
Umum Vilayet, 572/1). Bu mevzuyu konu alan makale için ayrıc bkz. Hayrullah
Cengiz, "Selanik'te Bir Avdeti Evinin Aranmsı Hadisesi", Tarih ve Düşnce, (Mart
2004), Sayı 3, s.10-16.
90 Hayrullah CENGİZ

Konu Meclis-i Vükela'da müzakere edilmş ve şu kararlar alınmştr:


Rabia Hanım, yetişkn bir kızdr ve dolayıs istedğn yapmakta hür-
dür. Her hangi bir hastlığ (daha çok zihinsel özrü) ve dini bir engeli
yoksa Hacı Feyzullah Efendi'yle evlendirilmesi ve şayet düğn Sela-
nik'te yapılmsnd sakınc varsa güvenilir bir refakatçi eşliğnd ilk va-
purla İstanbul' gönderilmesi karlştıd. Ayrıca zabtiye nezaretinin
durumdan haberdar edilerek kızn güvenliğ sağlnmı
6
istendi.
Hükümetin karı aynı gün telgrafla Selanik'e bildirilir. Ertesi gün
Selanik Valisi Mustafa Vehbi Paş'nı cevabı gelir. Vali, çiftin evlilik tö-
reninin İstanbul'd y apılmsn daha uygun olacğın belirtir. Zira, Sela-
nik'te oluşabieck tepkilerden çekinmektedir. Neticede Rabia Hanım,
yanıd bulunan güvenilir bir kadınl beraber polis memuru Hamid
Efendi'ye teslim edilerek 18 Teşrinsa 1307 (30 Kasım 189l)'de posta
vapuruyla İstanbul' gönderilir; Hacı Feyzullah Efendi'ye ise, başk bir
vapurla İstanbul' gitmesi tenbih edilir.'

Rabia Hanım' Babsın Sadarete' Müractı

Kızn bası Ali Rıza Efendi, bu gelişmr karşısnd, kızn evden


kaçmsıyl başlyn hadiseleri ayrıntl olarak hikaye eden uzunca bir
dilekçeyi sadarete takdim eder. Ali Rıza Efendi'nin belirtğn göre kızn
kaçırn Feyzullah Efendi kendi konalrıd hizmetçi olarak çalışmkt
olup kızn kandır bir gece gizlice evden kaçırmşt. Kızn Selanik
Alaybeyi'nin evinde olduğ haberini aldığn, evine gidip kızn sorarsa da
Alaybeyi, kızn evinde bulnmadığ cevabın verdiğn, ancak ertesi
günkü gelişmrdn kızn evde misafir edilğn, bu duruma çok içerle-
yen Ali Rıza Efendi'nin, hükümetin kızn koruma altın almsın karşı
olmadığn, ancak ailesi İstanbul'd bulunan ve dolayıs bekar yaşn
bir devlet görevlisinin evinde tulmasın Selanik halkı tarfınd çirkin
bir yaklşım olarak değrlnic ve kızn iadesi için valiye bir
dilekçe verdiğn, ancak olumlu bir netice almdığn ifade eder. Bunun
nedenini ise, yeni atanan valinin Selanik halkın tanıms bağlmk­
tadır.

26 Rebiülahir 1309 (29 Kasım


6
1891), BOA, MV, 68/44.
7
28 Rebiülahir 1309 (1 Aralık 1891), BOA, Yıldz Perakende Meşihat (Y.PRKMŞ .)
3/54, lef 14 (Selanik Vilayeti'nden Sadarete)
Türk Kültürü İncelmri Dergisi 91

Annesiyle bazı aile büyükleri Rabia ile görüştlek konakta bü-


yümş biri için hizmetçilik eden bir adamla evlenmenin kendisi için zor
olacğı yönünden nasihat verilmek istenmş, ancak kız onlarla görüşmek
istemş. Bu durum Rabi'nı ailesini oldukça derinden etkilmşr.
Ali Rıza Efendi, Selanik valiğne bu durumun dikkate alınms gerktiğ
üzerine bir dilekçe daha sunmş ve bunun neticesi olarak kız, Selanik
Belediye Reisi İbrahim Bey'in evine nakledimştr.
Ali Rıza Efendi, kızn aile büyükleriyle görüşmesi ve evine
dönmemesinde Feyzullah Efendi ve arkdşlın telkinlerinin etkili
olduğn; hatta bu şahıslrn kendisinin, kızn öldürecğin dahi söyle-
diklerini ileri sürer; atlrın Osmanlı Devleti'ne çok önemli hizmet-
lerde bulndğ/ kendisinin ve sülalesinin Selanik'in önde gelenleri
arsınd olduğn ifade ederek, kızn bir uşak ile evlenmesine asla izin
vermycğin belirtmektedir. Bununla beraber, kızn, İslam huku-
ku.na uygun ve "levazım- namuskrey" muvafık olmak şartlıy di-
lediğ birisiyle evlenmekte hür olduğn, kendisinin de her türlü maddi
ve manevi yardım bulnacğı vaadetmektedir.
Ali Rıza Efendi, dilekçesinin son kısmnda ise kızyla görüşp kendi-
sine nasihatte bulunmak için müsaade istemekte, kızn münasip biri-
siyle evlenmesi için kendisine teslim edilmesini talep etmekte, kızn kan-
dırak kaçırn ve namusuna halel getiren Feyzullah Efendi'nin başkl­
rına da ibret olması için cezalndırms talep etmektedir." Ali Rıza

Ali Rıza
8
Efendi dilekçisinin imza yerinde "Selanikli Sürreeminizadelerden" ibaresini
kulanmtdır. Bunu dilekçesinin bir yerinde bahsetiğ Hasan Ağa isimli şahsın
"ahfdın geldiğn bağlmktdır. Bu şahsı tanırke, il. Mahmud Han dev-
rinde (1808-1839) "Tersane ve Darbhane Nezaretleriyle Rusümat ve Sürre Eminlğ
gibi" mühim görevlerde bulndğ belirtmektedir. Sicill-i Osmanf'ye göre, Sela-
nikli Mehmed Ağa'nı oğlu olan Hasan Ağa, şu görevleri icra etmişr: Gümrük
Eminlğ, Bina Eminlğ, Matbah Eminlğ, Kasbşılk ve Tersane Eminlğ. Ay-
rıca Eyüp'te gömülü olduğ da yazılmktdr (Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmani, Se-
bil Yay., İstanbul 1996, II, 178-179.) Bir başk kaynakta Hasan Ağa hakınd kıy­
metli bilgilere rastlıyouz. Ancak burada dikkati çeken husus; Hasan Ağa'nı "bila-
veled" yani evlada sahip olmadığr (Kemal Beydilli, Osmanlı Döneminde İmalr ve
Bir İmaın Günlğ, İstanbul 2001, s. 124). Bununla beraber Sicill-i Osmanf'de de
evlada sahip olduğna dair bir ifade yoktur. Dolayıs Ali Rıza Efendi'nin Hasan
Ağa'nı "ahfdın olmadığ ortaya çıkmatdr. Bu itibarla Ali Rıza Efendi'nin,
bu şahsın itbarınd istifade etmek istedğ görüşndeyiz.
4 Cemaziyelevvel 1309 (6 Aralık 1891), BOA, Y.PRK. MŞ., 3/54, lef, 2, Ali Rıza
9

Efendi'den Sadarete.
92 Hayrullah CENGİZ

Efendi tam bir şakınl içerisindedir. Kızn evden kaçmsı, hele Avdeti
olmayan birisiyle evlenmeyi tercih etmesi ve belki de Avdetilikten çıkar
Müslüman olduğn duymş olması, kendisini hayrete düşrm ve kız­
nı eve dönmesinin yoların aramaya itmşr. Ancak şuna da işaret et-
meliyiz ki, Ali Rıza Efendi'nin iddia etiğ gibi Feyzullah Efendi'nin ko-
naklrıd hizmetçi olduğ kanaatinde değilz. Yaşdıklr kaplı hayat
sebebiyle kendilerine yakın olacak birisini Müslüman bir unsurdan seç-
meleri mantıkl gözükmemektedir. Zaten bu iddia sadece Ali Riza Efendi
tarfınd ileri sürlmş olup Osmanlı devlet görevlilerinin yazışml­
rında bu idayı destekleyen herhangi bir kayda rastlnmkdı.'°
Ali Rıza Efendi'nin Sadarete müractı üzerine, Sadrazam Ahmed
Cevad Paş, bu durumda ne yapılms gerktiğn Şeyhülisamıktn sor-
muştr. Yazıd, Rabia Hanım'd bahsedilirken bilhassa ailenin "Avdeti­
lerden" olduğna işaret edilmş ve onları "İslamiyet nam-ı celili altınd
bulndkarı cihetle bu babda bir şey diyememeleri lazım gelir ise de
şimdye kadar İslam'dn kız alıp vermedikleri"nin altı çizlmştr. Ayrıca
Rabia Hanım' Selanik'te "naib-i sabıkn hanesine firar ederek Avdetilik-
ten iba [razı olmama] ve i'lan-ı ihtida eyldiğn" ve "ebeveynine itaat
etmesi hakınd mükerreren icra edilen nesayihe adem-i i'tibar ile ebe-
veyni nezdine gitmekten kat'iyyen imtina etmekte" olduğ hususuna da
vurgu yapılmştr.
Yazıdn
anlşıdğ göre, bu arada Rabia Hanım rtıka İstanbul'
gelmiş ve Duagu" Edhem Efendi'nin evinde misafir edilmşt. Sadrazam,
Ali Rıza Efendi'nin dilekçesi ile beraber daha önce alın karar ve diğer
bilgileri Şeyhülisam bildrmş ve "Şer' -i Şerif" uygun olan muamelenin

Ayrıca, Selanik'te askeriye başktiplğ görevinde bulunan Ahmed Safi'nin hatır­


10

ların bir kısmn yer aldığ Dönmeler Adeti isimli eserde; Feyzullah Efendi'nin,
1877-78 Osmanlı-Ru Savşı neticesinde Tuna boyundan Selanik'e gelen göçmen
zengin bir İsla~ ailesine mensup olduğn ve bu ailenin Dönmelerin hanelerine
yakın bir evi kiralayarak yerlştiknd bahsedilmektedir (Ahmed Safi, Dön-
melerin Adeti, Yay. M. Ertuğl Düzdağ, 2. Baskı, Zvi-Geyik Yay., İstanbul 2002, s. 32
ve 77).
""Dua eden, duacı" anlmıdki bu terim Osmanlır'd saray, merkez ve esnaf teşki­
latrınd dua ile ilgili görevleri yerine getirenler için kulanı resmi bir unvadır.
Duagularda aranan şartl arsınd dürüstlük ve iyi ahlak başt geliyordu. Osmanlı­
nı son dönemlerinde bir çok kurumda yaşn ahlaki bozulma bu kurumda da
kendini göstermiş zaman içinde çıkarln fermanlarla çözüm aranmaya çalış ı lmıştr.
(Mehmet İpşirl, "Duag,İA İstanbul 1994, IX, 541 -542).
Türk Kültürü İncelmri De r gis i 93

ne olacğın bildirilmesini istemş.


12
Şeyhülisam, osyaıd hemen ilgili
birim olan Meclis-i Tedkiat-ı Şer'iy havale etmiş ve neticede davlı
ve davcılrn İstanbul'd bulnmarıd dolayı, osyanıd İstanbul
Kadılğ'n havale edilmesine karar verilmşt.
1
Anlaşı o ki, Osmanlı
Devleti resmiyette, Avdetileri İslam dinine mensup kabul etiğnd, me-
selenin İslam hukuku dairesinde çözülmesi gerktiğn namktydı.i

Ali Rıza Efendi'nin Şeyhülisamığ Müractı

Kurumlar arsı yazışmlr devam ederken, Ali Rıza Efendi, Şeyhü­


İslamığ hitaben yeni bir dilekçe kaleme alır . Bu dilekçede Feyzullah
Efendi aleyhindeki idalrın daha da sertlşip , kızn adı geçen şa­
hısla niçin evlnmycği şu şekild izah eder: Kızn evlenmek vaa-
diyle kandırl kaçırldğn, Feyzulah'ın bu eyleminden dolayı ceza
almamak için kız Selanik Alaybeyi'nin evine götürdğn, Alaybeyi'nin
evinde Selanik Deftrdaı ve diğer bazı bekar arkdşlın zaman zaman
toplandıkr, bu uygnszlğa karşı yapmış olduğ şikayet rağmen
kızn İstanbul' götürldğn," İstanbul' geldikten sonra kızn
kendisine teslim edilmğn, hatta kendisiyle görüştlmediğn, ko-
naklrıd hizmetçi olan Feyzullah ile kız afsınd evlenmek için küfüv
(denklik) olmadığn, zira kendilerinin asil bir soydan geldiğn, Feyzul-
lah'ın "aslı ve nesli gayr-ı malu ve serseri" takımnd an olduğn, Rabia
henüz reşid olmadığ için arzusunun dikkate alınms gerktiğn,
kızn servet ve asaletiyle uyşan "insalıkt habir ve medeniyet-i
İslamiye' müntesib" birisiyle evlendirmek istedğn, konağıd hiz-
metçi olan ve ekmğin yiyen ama buna karşıl nankörlük edip k ız nı
kandır kaçırn birisine vermek istemdğn, devlete pek çok hizmette
bulnmş merhum Hasan Ağa'nı ahfdın bulnmas ı cihetiyle soylu
bir aileye mensubiyetinden dolayı kızn da soylu birisiyle evlendirmek
istedğn ve kızn iadesi için gerğin yapılmsn talep etmiş.
15

12
5 Cemaziyelevvel 1309 (7 Aralık 1891), BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef 3, Sadaret'ten
Şeyhülisamığ.
18 Cemaziyelevvel 1309 (20 Aralık 1891), BOA, Y. PRK. MŞ.,
13
3/54, lef 5.
14
Hemen ifade edelim ki, kızn İstanbul' gönderilmesi Ali Rıza Efendi'nin vilayete
arz etmiş olduğ dilekçe sebebiyle değil, Ahmet Cevat Paş hükümetinin almış ol-
duğ karar gerğid.
15
7 Kanunievvel 1307 (19 Aralık 1891), BOA, Y.PRK . MŞ. 3/54, lef 4, Ali Rıza
Efendi'den Şeyhülisamığ dilekçe.
94 Hayrul lah CENGİZ

Burada dikkati çeken iki hususun altın tekrar çizmekte fayda görü-
yoruz. Birincisi, Ali Rıza Efendi ve ailesinin Avdetiler'den olmasın rağ­
men İslam hukukundan istifade etmek istemesidir. İkincs ise, bazı yöne-
ticilerin Ali Rıza Efendi ve ailesinin Avdetiler'den olduğn bilmesine
rağmen, onları şekln tanıdklr Müslüman kimlğn kabul ederek,
meselenin çözümünü de yine İslam hukuku çerçevesinde ele almış olma-
sıdr. Ali Rıza Efendi'nin Şeyhülisamık makın arz etiğ bu dilekçe-
den sonra işlemrn hızlandrğ gözlemlemekteyiz. Öncelikle daha
evvel Sadaret'ten gelen tezkire ve ekinin durumu İstanbul Kadılğ'n
sorulmşt. Kadılktn gelen cevaba göre, tarflın İstanbul' da ikamet
ettiklerine dair bir belgeyle, evlenmelerinde herhangi bir şer'i engel olma-
dığna dair oturdklaı mahallenin imaı ile muhtarınd alınmş
"ilmuhaber" ve nüfus cüzdanlrı istenmesine karar verilmşt.
1
"
İstanbul Kadılğ ' nı karınd sonra, Ali Rıza Efendi'nin Şeyhü­
İslamığ sundğ yeni dilekçe 22 Cemaziyelevvel 1309 (24 Aralık 1891)
tarihinde İstanbul Kadılğn havale edilmş ve "acele" cevap verilmesi
istenmş. Kadılk dilekçeyi değrlnik bir gün sonra cevabın gön-
dermişt. Kararda Ali Rıza Efendi'nin talebi, "Rabia Hanım' Hacı Fey-
zulah'ın küfüv olmaycğı cihetle akd ve izdvaclrın muvafakat edeme-
yecği beyanıd ibaret bulnmş ve iktza-yı Şer'iys beyan
buyurulmak üzere" evrak önce Fetvahaneye ve oradan da, tarflın
11
ika-
metgahlrı Selanik Vilayeti'nde bulnmasıd dolayı Rumeli
kadıserliğn havale edilmşt (3 Cemaziyelahir 1309/4 Ocak 1892). An-
cak bilemdğz bir sebepten dolayı, 4 Cemaziyelahir 1309 tarihinde
dava dosyaın İstanbul Kadılğ 'nda bekltimsn karar verilmşt.
1
"
Davnı bu ölçüde bürokrasinin çarklın sokulmaı, Ali Rıza
Efendi'nin oyalanarak zaman kaznılm istenldğ ve devlet erkanı
bu evlilik olayın olumlu bir şekild neticelendirmek niyetinde oldukla-
rın akla getirmektedir.

16
BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef 5.
17
Aynı vesika.
" Aynı vesika. Gerek Kadılğn aldığ
karar gerekse Fetvahanenin aldığ karar netic -
!eri belgeler halinde zuhur etmişr. Bu kararlar İstanbul Kadılğ tarfınd a n
onaylanan, makaleye konu olan evrak dosyaın içinde bulunan bir zarfın ön v
arka yüzünde yer almktdır.
Türk K ültürü İncel e m e leri Dergisi 95

Ali Rıza Efendi'ye Destek Veren Derviş Paş

Dava dosyaı İ st anb ul kadılğn bekletirken sürpriz bir destek, iş­


leri daha da karış hale getirmş . Söz konusu gelişm çeşitl üst düzey
görevlerde bulnmş ve Padişh'ın takdirini kazınmş bir devlet admı
olan Derviş Paş'nı," Ali Rıza Efendi'ye destek vermesiydi. Padişh'
sundğ S Cemaziyelahir 1309 (6 Ocak 1892) tarihli arzdan, bu işle özel
olarak görevlndiğ, bununla beraber olayla daha önceden ilgilenmeye
başldığ ve Selanik eşrafınd Gazi Evrenoszadelerden Şehr-manti
azlığnd bulunan Selim Paş tarfınd elde edilen bilgilerin kendisine
takdim edilğ anlşımktdr. Ayrıca 25 Cemaziyelevvel 1309 (27 Aralık
1891) tarihinde Padişh' sundğ diğer bir arzda, Rabia Hanım' kaçı­
rılmas meselesinin Selanik'te hasıl etmiş olduğ kötü tesirden bahsede-
rek, konu hakınd bazı "ifadat ve ihbarat"ta bulnmştr.
2 1

Derviş Paş, Ali Rıza Efendi'nin yazmış


olduğ bir "varaka"dan bah-
setmektedir. Belgeler arsınd çıkmayn bu vesika, muhtemelen Derviş
Paş arcılğy Padişh' sunlmşt. Paş'y göre, "Sürreeminizadeler-
den Şeşbzad damı" Ali Rıza Efendi haklı olup görülmekte olan
davnı da lehinde sonuçlamı gerekmekteydi. Hatta Padişh' olan
yakınlğ da kullanarak İstanbul Kadılğ'n sürmekte olan dava için
"ahkm-ı şer' i yedn muvafık surette bu işe bir hüsn-i netice verilmesi
hususunda mak-ı Meş i ha te emr u ferman buyrlması münasib müta-
laa" olacğı görüşn
21
beyan etmekteydi.
19
Ali Karaca, "Saray'da/Mabeyn-i Hümayun'd Yaverlik Kurumu (1839-1920), Türkler,
Ankara 2002, XIII, 616.
211
25 Kanunievvel 1307 (6 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef 6, Yaver-i Ekrem
Derviş Paş'dn Padişh' arz.
Aynı vesika. Padişh il. Abdülhamid Han kendisine tak dim ed ilm ş jurnallerden
21

uygun gördükleri hak k ında tahkik rapolı h az ırlatmş. Daha sonra temas ede-
ceğimz gibi üç kişl bir ulema grubunu görevlndimşt . Bu gruptan K ırm ı - zade
Mehmed Neş't Efendi'nin tahkikat rapolı yakın zamanda gün ış ığna çıka rılak
basılmştr. Bu tahkik rapolın arsınd Osmanlı Devleti ar ş iv i nd e rastl d ığmz
kendisine ait vesikalrın tekralı olmakla beraber tam burada kulancğ ımz vesi-
kalarda yer almayan ilginç bir belge vardı. Kırm-zade, Ali R ız a Efendi'yi mahke-
mede savunan Ata Efendi'yi bizzat Derviş Paş'nı buldğn, ücretini verdiğn ve
hatta davyı kaznmsı halinde daha başk "mükafatlar da" vadetiğn öğrenmiş ve
bunu tahkikat raporunda Padişh' arz etmişr (K ırm-zade Mehmed Neş't
Efendi, Sultan İkinc Abdülhamfd Han'a Takdim Edilen Jurnallerin Talıkf Raporlarš
(1891-1893), Yay. Reşit Gündoğu, Kemal Erkan, Ahmet Temiz, Çamlıc Basım Ya-
yın, İstanbul 2006, s. 88-89). Konu ile alkı diğer tahkik rapolı s. 70, 71, 85, 86.
96 Ha y rull ah C E NGİ Z

Tesadüf müdür bilinmez ama, aynı gün Ali Rıza Efendi Şeyhülis­
lamık makın hitaben yeni bir dilekçe yazdı. Ali Rıza Efendi, daha
önceki dilekçelerine cevap alamamaktan ve kızn kendisine iade edil-
memesinden şikayetçd. Öğrendi kadrıyl kızn "Feyzullah"'
Efendi ile nikah işlemrn sürmekte olduğn, ancak kızna denk ol-
mayan birisine kızn vermeyeceklerini Padişh' arz etiğn, Padişh'ın
emrinin beklenmesi gerkcğin ve bundan dolayı nikah akdinin yerine
22
getirilmemesini istedi. Anlaşı o ki, Şeyhülisamık, Ali Rıza Efen-
di'nin dilekçesini dava dosyaın bulndğ İstanbul Kadılğn gönder-
mekte pek acele etmedi. Nitekim Ali Rıza Efendi'nin dilekçesinin arka
yüzüne yapıln işlem göre ancak 26 Cemaziyelahir 1309 (27 Ocak
1892)'de İstanbul kadılğn gelmişt.
21

Bu arada bazı ve Şeyhülisam


yazışmlrn yapıldğ
Müsteşarı tara-
fında Padişh'ın görülmektedir. Ayrıca
bilgendrğ Zabtiye Nazır
Nazım Paş, Sadrazam Cevad Paş'y Rabia Hanım' İstanbul' geldikten
sonraki günleri hakınd bilgi verme gerği duymştr. Yazıd oldukça
ilginç hususlar vardı. Şöyle ki, Rabia Hanım' "Babali Duacıs Efendi-
nin" evine teslim edildikten sonra Sad r azmın emriyle basıyl görüşt­
rüldğ ve nikah i ş le mler i için "izinname'" alındğ halde, Duacı Efendi-
nin n i k ahı sav s akld ı ğ ı a nl aş ı lmaktd ı r.

Nazım Paş'nı bilgilere göre, Feyzullah Efendi, 8 Cemazi-


verdiğ
yelevvel 1309 (10 189l)'da, akrbl Ara
rı nda Reşid ile yanı
lı k bir
k adın alıp Duacı Efendi'nin evde olmadığ bir zamanda Rabia Hanım
evden alarak çık mış ; daha sonra Eski Ali Paş civarınd Akseki Mahallesi
İ ma ı Ahmet Efendi'nin hanesine giderek Rabia Ha nı m'la evlenmek
ist e di ğ in bi l di rmiş ; ancak nüfüs c ü zdanlrıy l a ilmühaberleri yanlrıd
bu l unmadığ d an nikahlrı k ı yı l a m a m ış tı . ' Bu suretle evlenme girş
2
i m-

Ali Rıza Efendi, Feyzullah Efendi'den bahs e t i ğin de "Efendi" s ıfa tın kullanmamaya
özen göstermi ş tir.
22
25 Kanunievvel 1307 (6 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef 7, Ali R ız a
Efendi'den Şeyhülisamığ .
23
Elimizdeki belge dilekçenin bir sureti olup bu konudaki bir çok belgede olduğ gibi
İstanbul Kadılğ tarfınd çoğaltıp onaylmıştr.
Bir nikah akdinin yerine getirilmesi için Kadı tarfınd verilen izin kağıd.
24
28 Kanunievvel 1307 (9 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef, 9, Zabtiye Na-
z ı rı'nda Sadarete arz.
Türk Kültürü İncelmri Dergisi 97

leri başrıszlk sonuçlamış ve Rabia Hanım'd, Duacı Efendi'nin evine


geri dönmek istemş. Zaptiye Nezareti, bunun üzerine Rabia Hanım'
bir gece Polis Ahmet Efendi'nin evinde misafir etmiş; ertesi gün ise, Sela-
nik'ten geldiğn bir gece kaldığ Yerebatan Mahallesi İmaı'n evine
yerlştim.

Nazım Paş, Duacı Efendi'nin tarflı şimdye kadar evlendirmeme-


sinin sebebini, Feyzullah Efendi' nin uygun bir ev bulamsıy Ali Rıza
Efendi'nin denklik konusundaki ısrayl açıklmt ve bundan sonra
nasıl davrnılms gerktiğn sadaretten sormaktydı. " Sadrazam Cevad
Paş bunun üzerine, D uacı Efendinin hemen Babıli'ye çağrılk gerği­
nin yapılms talimı verdiğn acele kaydıl Zabtiye Nazır'n bildir-
mişt. 21 Sadaretle Zabtiye Nezareti arsınd yazışmlr devam ederken,
şeyhülisam müsteşarı da Padişh ' ı konu hakınd bilgendrmşt. Bil-
gilendirmenin, Padişh'ın talebi doğrultsna gerçklştiğ anlşıyor .
Aşağıd aktrıln mütalrın, devletin en üst resmi dini kurumunun
müsteşarı tarfınd kaleme alınmsd dolayı, Avdetilere bakış açıs­
nı tespiti bakımnd da ayrıc önemlidir.
Müsteşar, Rabia Hanım' ailesinin Selanikli Avdetilerden olduğn
ve "Avdetiler İslamiyet nam-ı celili altınd bulndkarı cihetle bu babda
bir şey diyememeleri lazım gelir ise de şimdye kadar İslam'dn kız alıp
vermedikleri"nin altın çizerek başldığ yazısnd, işn başınd beri
gelişn olayrı özetler ve kızn basın evliğ karşı çıkmasn temel
sebebi olarak öne sürülen Feyzullah Efendi'nin kızna denk olmadığ id-
diasın, "Şer'an kable'l-akd [akidden önce] mesmu' [iştlm, duylmş]
olmadığn" mahkeme edilmeye gerek görülmediğn ifade etmektedir.
Ayrıca Rabia Hanım' evlenmesinde her hangi bir "mani'-i şer'i" olma-
dığna dair Fevziye Mahallesi İmaı'n "ilmuhaber" vermesi üzerine
İstanbul Kadısn da nikahı yapılbimes için "izin-name" verdiğn
belirtmektedir.'"

25
aynı vesika.
aynı
26
vesika.
27
28 Kanunievvel 1307 (9 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef 9, Sadrazam Cevad
Paş'dn Zabtiye Nazırn.
10 Cemaziyelahir 1309 (11 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef 8, Şeyhülisam
28

Müsteşarı'nd Padişh'.
98 Hayrullah CENGİZ

Müsteşar ayrıc, Ali Rıza Efendi'nin, "Duagu Efendi[yi] görmüş ve


hatırn eline almış kendi tarfın celb etmiş onun için izin-name aldıktn
sonra akdin icrasın leyte ve le'alla elğin koymuş" olduğn iddia et-
mişt. Yani, Ali Rıza Efendi, Duag Efendi'ye rüşvet vererek istedğn
yaptırmş." Müsteşar, Ali Rıza Efendi'nin isteklerini tekrarlayarak o
doğrulta bir karar alınms Padişh' arzeden Derviş Paş'nı yazıs­
nı da "iltimastan" ibaret olduğn belirtmş ' " ve dol a ylı da olsa Derviş
Paş'yı suçlamışt. Yukarıd da değinl gibi sadece Derviş Paş'nı Ali
Rıza Efendi'nin yanıd yer almsı belki onun Selanik Valiğ esnaıd
bu aile ile tanışm olma veya oradaki eşrafın ricalınd kaynaklanabile-
ceği gibi, başk ihtimalleri de gözardı etmği gerektirir. Müsteşar, ay-
rıca Ali Rıza Efendi'nin "zihin karıştm için düzmece bazı telgrafı"
Padişh' göndertcği dair haberler aldığn ve bu konuda dikkatli
olunması tavsiye etmiş."
İdialrın sürdüren Müsteşar, Rabia Hanım' "bakire" olmadığn
iştğnde bahsetmekte ve bu itibarla Ali Rıza Efendi'nin artık evlilik
konusunda itrazın "mansız kaldığn ileri sürmektedir. Yukarıd da
ifade edilğ üzere, Sadrazam, Duag Efendiyi makın çağırmş ve
kendisine bazı tenbihatta bulnmşt. Bunun üzerine Duag Efendi,
Rabia Hanım' kaldığ eve gitmş ve kendisine söylenenleri lisan-ı müna-
siple anltmış ve evden ayrılmşt. Buna müteakiben ev sahibi olan Ma-
halle İmaı, Zabtiye Nezareti'ne gelerek Rabia Hanım' kendisine yapı­
lan "tebliga-ı vakı'y" kabul eyldiğn ve bundan dolayı bir memur
gönderilerek vercği ifadenin zabtın istemşr. Kendisine bir memur
gönderilen Rabia Hanım, Feyzullah Efendi ile evlenmek isteğyl evden
kaçtığn, ancak gelcğin temini konusu gözetildğn evlenmesi uy-
gun görülmediğn kendisine yapıln "tebligat ve nesayih-i
mezkuryi"32 kabul etiğn, kendisinin "sebep-i ihtdası peder ve ailesi
halkın İslamiyet yakışmc bazı mezhep ve i'tikad noksalrı olub
ba'dema kendilerinden emin olmadığ cihetle onları yanı gitmeyece-

ı •ı
aynı vesika.
30
aynı vesika.
31
aynı vesika.
32
Yapıln "Tebligat ve nesayih-i mezkure"nin ne olduğ belgelerde açık ifade
edilmemekle beraber yukarıd zikretğm husların önemli olduğ anlşıyor.
Türk Kültürü İncelmri Dergisi 99

ğin" belirtmekte; ayrıc basın dengi olmadığ için Feyzullah Efendi


ile evlenmesine izin vermeyip başk münasip birisiyle evlenmesi görü-
şünde olduğn ve kendisinin de Selanik'e dönme fikrinde olmadığn
göre, basın, İstanbul'd ikamet edbilcğ iki üç odalı bir ev satın
alcğın söylemiş olmasınd dolayı, bu vaadinin yerine getirilmesini
rica ve "sadaretçe her kimle" evlenmesi uygun görülürse razı olacğın
11
ifade etmektedir.
Zaptiye Nazır, Rabia Hanım ' ın bu ifadelerini hemen Sadarete iletti.
Sadrazam Cevad P a şa, bu yeni gelişm karşısnd durumun farklı bir hal
aldığn gördü ve bunun kanunlara uygnlğ Şeyhülisamığ sorma
ihtyacı duydu. Rabia Hanım ' ın ifadelerindeki "ihtida" etme sebebi olarak
basın ve ailesinin "İ slamiyet yakışmc nekais-i mezhebiyye ve
itikadiyyesi olduğn ve ba'd-ezin kendilerinden emin olamdığ cihetle
yanlrı gitmeycğ" cümlesinin ise altın çizdi."
Bu arada Ali Rıza Efendi de boş durmamakta, kızn eve götürebil-
mek için elinden gelen gayreti göstermekteydi. Kızn vermiş olduğ
ifadenin bası tarfınd bir şekild öğrenild anlşımktdr. Bu
durum Ali Rıza Efendi'ye yeni bir dilekçe kaleme aldır. Hitap kısm
olmadığn hangi makama yazıldğ başlngıçt belli olmayan bu dilek-
çenin, kulanı dil ve üsluba bakılr Meşihat yazılmş olması muh-
temeldir. Ali Rıza Efendi, küfüvün şer'an şart ve lüzumlu olduğ üzerinde
durma ve kendi evinde uşak olarak çalıştğn söylediğ bir kişyeızn
nikahlamama yönündeki idalrın tekraldı. Öte yandan kızyla yaptığ
konuşmalr sonucunda onu ikna etmiş olduğ anlşımktdr. Zira, Ra-
bia Hanım, zikredlğ gibi, Feyzullah Efendi ile evlenmekten vazgeç-
mişt. Ali Rıza Efendi buna dayanarak, kızn kendisine iade edilerek
"nesebine layık" birisiyle evlendirmek arzusunda olduğn, "hükumet
kerimemi kendi marifetiyle dileğ kimseye tezvic eylesin" anlmıd bir
ifadesinin olmadığn, kendisinin varlık bir insan olduğn, ailesini de
dört yüz seneden beri Selanik'te tanı soylu bir sülale olmasınd do-
layı, kızn, "şan-ı ailemize muvafık ve hem de şeri'at-ı gar-yı Ahme-

ı l Kanunisani 1307 (13 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. Ş.,M 3/54, lef 9, Zabtiye Na-
zır'nda Sadrazama.
34
7 Kanunisani 1307 (19 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef 10, Sadrazam Cevad
Paş'dn Şeyhü lisamığ.
100 Hayrullah CENGİZ

diyyenin naslrı"
yarşı surette dengine layık birisiyle evlendirmek
istedğn belirtmekte ve dilekçesini, "Cenab-ı Alah'ın emri ve hazret-i
fahr-ı kainat efendimiz hazretlerinin kavi ve şeriatl mucebince küfüv ve
emsaline tezvic edilmek üzere kerimemin kuların teslim buyrlmasın
din-i mübin ve şeri'at-ı gar-yı Muhammediyye namıyl niyaz ve istir-
ham ederim" diyerek tamlkdır.
35

Osmanlı devlet maklrı arsındki yazışmlrd Ali Rıza Efendi


ve ailesinin Avdetilerden olduğn üzerinde ısral durlması; diğer
taraftan Rabia Hanım', ailesinin İslam dinine aykır itkadı düşn c e ve
yaşm tarzın benimsediklerini ifade etmesi, Ali Rıza Efendi'nin, kızn
iadesi için dini gerekçeleri ön plana çıkarmy ve İslami söyleme ağırlk
vermesine engel teşkil etmişr.

Mutlu Sona Doğru

II. Abdülhamid, bu evlilik olayın müdahale etme gerği duymş ol-


malı ki, İstanbul Kadılğn bulunan dosyanı bir suretinin çıkartl
kendisine gönderilmesini istedi. Bu iş için de Kırm-zade es-Seyyid Mu-
36
hammed Neş't Efendi görevlendirdi.
Daha önce II. Abdülhamid'in, Derviş Paş'yı görevlndiğ ifade
edilmşt. Padişh, ayrıc Kırmizade Muhammed Neş' et, İbrahim Hakı
ve Ebülhüda Efendilerden bu evliğ İslam hukuku açısnd incelemele-
rini istedi. Yapıln incelemer sonucunda nikahlrı kıylabiecğn
karı verildi. Aynı zamanda heyet; Ali Rıza Efendi'nin, tarflın evlen-
mesine engel olarak gördüğ denklik konusunun nikah akdinden sonra
değrlnimy alınms gereken bir husus olduğn ve o vakit geldi-
ğinde de durumun Fetvahane'ye sorulmaın uygun olacğı yönünde
37
görüş beyan etti.
İstanbul Kadıs Refet Efendi-zade Edhem Efendi, Padişh'ın
Kırm-zade Ne'şt Efendi vasıtyl istedğ evraklın birer suretini

35
13 Kanunisani 1307 (25 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. Ş.,M 3/54, lef i l , Ali Rıza
Efendi'den Şeyhülisamığ.
36
18 Kanunisani 1307 (30 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. MŞ ,. 3/54, lef 13, Kırm-zade
Muhammed Neşt'n Padişh' arz.
37
BOA, Y. PRK. MŞ . , 3/54, lef 1, Padişh' arz.
Türk K ü lt ürü İnce l eml r i Dergis i 101

hazı r ladı.'" II. Abdülhamid şüphesiz ki kendisine daha önce arz ,edilen
evraklar ile son olarak isteğ İstanbul Kadıs'n elinde bulunan dosyaı
incelmş ve bir karara varmışt. Meydana gelen gelişmr bakıldğn
bu karın tarflın evlenmesi üzerine olduğ anlşımktdr.

Son olarak İstanbul Kadıs'n iş sonuçladır yazıs, Şeyhülis­


lam'ın bir üst yazıs ile Padişh' sunuldu. S Receb 1309 (4 Şubat 1892)
tarihinde evlenen Rabia Hanım ile Feyzullah Efendi'yi ayırmk için baş­
vuran Ali Rıza Efendi'yi Kadılk haklı görmedi. Ali Rıza Efendi'nin dava
vekilleri Ata ve Sadık Efendiler ile Feyzullah Efendi'nin Dava Vekili Ah-
met Efendi'nin hazır bulndğ durşma kadıl, Ali Rıza Efendi'nin
denklik idasın "Şer'an mesu ve iltifata şayn olmadığ" gerekçesiyle
19
reddetti. Öte yandan Kadılk, evlenme akdinde karlştın 10 lira
mihr-i muaccelenin" Rabia Hanım' verilmesi için Feyzullah Efendi'nin
vekili Ahmet Efendi'ye tenbihte bulundu; ayrıc, yine 10 lira olarak be-
lirlenen mihr-i rnüeccelenin de Fetvahane karı gerği 100 liraya çıkarl-

1
" 29 Cemaziyelahir 1309 (30 Ocak 1892), BOA, Y. PRK. MŞ., 3/54, lef 15, İstanbul
Kadıs'n Padişh' arz.
19
Belki bu hususa küfüv (denklik) şartın ilk değinmz yerde temas etmemiz
gerktiğ düşnlebirs de, artık evlilik olayın neticldğ ve ancak bu aşm­
dan sonra adı geçen şartın işlem konduğ noktada şu açıklmr yapabiliriz: Ön-
celikle ifade etmeliyiz ki, küfüv konusu İslam hukçları arsınd tarışml bir
mevzudur. Osmanlı Devleti'nde genelde cari olan Hanefi Mezhebi yorumuna göre,
evlilikte taraflar arsınd ş u altı maddede küfüv (denklik) arnı: 1. Soy, 2. Müslü-
man oluş, 3. Dindar oluş, 4. Hürriyet, 5. Servet, 6. Sanat. Sayıln bu maddelerde ka-
dına eşit olmayan erkek ona küfüv sayılmz. İslam hukçları küfüvü ya evliğn
lüzum şartı veya sıhat şartı olarak kabul etmişlrd. Bu itibarla küfüvün şartlın
eksik olduğna inanan aile büyüklerinin (velilerin) başvurmsı halinde nikah akdini
feshettirme hakı vardı. Nitekim bu fesih örnekleri ve konu hakınd tefrualı
bilgi için bkz. Mehmet Karagöz, "Osmanlı Aile Hukukunda Küfüvün (Denklik)
Tatbikı ile İlgi Bir Değrlndim", Türk Külın'i İıcelmri Dergisi, İstanbul
1999, I, 127-142.
'Mihir', evlenirken erkek tarfınd kadın verilen nikah bedeli, anlmı gelir.
Bunun; Mihr-i Muaccel, Mihr-i Müeccel olmak üzere iki kısm vardı. Mihr-i Muac-
cel, nikah öncesinde kız tarfın ödenmesi gereken para veya mal cinsinden şeylr;
Mihr-i Müeccel ise, erkğin karısn boşamsı hali nde karısn o günün şartlınd
kadın haytın garanti edecek şekild nikahta vermeyi taahhüt etiğ para veya
zinet eşyasıd ır. Yani kısa c ası kadın güvencesi ve s i go rt asıdr.
102 Hayrullah CENGİ Z

<lığn bildirdi.'" Şeyhülisam Mehmed Cemaleddin Efendi de alın ka-


raı onayldığ bildirerek durumu Padişh' a arz etti.4
1

Bu evlenme olayı ile ilgili olarak en son belgeye Yıld z Maruzat D ef-
teri'nde rastlmkyız. " Bu defterlerde yer alan konulara, il. Abdülhamid
bizzat kendi el yazısl değrlnim yapmıştr Evlilik olayın
. kı­
saca anltıdğ ilgili sayfın gerekli kısmnda "Cim" harfiyle karşıl­
maktyız. Bunun anlmı il. Abdülhamid'in "bir mütalsı , bir cevabı
1
olacğı demek"' olduğn bilmekle beraber Osmanlı arşivnde bir bel-
geye rastlymdığzn, cevabi emrin sözlü olarak verildğn düşn­
mekteyiz.

Netice
Bu evlilik olayı
meşaktli yaklşı 2,5 aylık bir süreç sonunda Rabia
Hanım ve Feyzullah Efendi'nin mutlğ ile sonuçlamıştr. Ali Rıza
Efendi ve ailesinin bu olaydan nasıl etkilndğ ise bilemiyoruz. il.
Abdülhamid ve hükümet yetkililerine gelince muhtemelen bir ilki ger-
çeklştirmn sevincini yaşmılrd.
Netice olarak Selanik valisinin, Rabia Hanım ve Feyzullah Efendi'yi
Selanik'te evlendirmeye cesaret edmiğn göre, Avdetilerin gücünden
çekindğ aşikrdı. Rabia Hanım' Selanik eski naibinin evine gelerek
ilan-ı ihtida etiğn ve bu durum resmi ağızlrdn ifade edilğn göre
"Avdetilerin" gerçekte Müslüman olmadıkr, Osmanlı bürokrasisi tara-
fında zımne kabul edilmştr. Başt Selanik Valisi'nin yazışmlrnd
olmak üzere "Avdetilerden" bahsedilirken "İslamiyet nam-ı celili altınd
bulndkarı cihetle" denilerek görünşte Müslüman oldukarı halde o
ana kadar Müslümanlarla kız alıp vermedikleri konusuna işaret edilmesi,
Osmanlı bürokrasisi tarfınd bu cemaatin hususiyetlerinin bilndğ
ve takip edilğn göstermektedir.

7 Receb 1309 (6 Şubat 1892), BOA, Yıldz Mütenevvi (Y.MTV.), 59/13, lef 2.
41
7 Receb 1309, (6 Şubat 1892), BOA, Y. MTV., 59/13, lef ı, Şeyhülisam'dn Padişh'
arz.
42
7 Receb 1309, (6 Şubat 1892), BOA, Yıldz Maruzat D efteri, nr. 3552, s. 31; nr. 4333.
43
Tahsin Paş, Sultan Abdülhamid Tahsin Paş'nı Yıldz Hatırl , Boğaziç Yayınlr,
İstanbul 1990, s. 7.
Türk Kültürü İncelmri Dergisi 103

Ali Rıza Efendi'nin, kızn Feyzullah Efendi ile evlendirmemek için


büyük bir gayretle İslam hukukunun esalrın kulanmsı ve dilekçele-
rinde bu esaslara sık yer vermesi, bu cemaatin günün cari hukuk ve
görüşleind çok iyi istifade etiğn göstermektedir. Öte yandan döne-
min devlet admlrı da Avdetileri göründükleri şekliy kabul etmiş ve söz
konusu davyı İslam hukuku çerçevesinde çözmüştr. Bu da göstermekte-
dir ki, kişn beyanı esas alınmş ve ona göre hareket edilmştr. Rabia
Hanım, Selanik'e dönmeme fikrine gerekçe olarak bası ve ailesinin İs­
lam dinine yakışmc i'tikadi noksalrıd kaynldığ ve bu
cihetten kendilerinden emin olmadığ yönünü göstermiş. Bundan da
anlşımktdr ki, ilan-ı ihtida etmesinden dolayı ailesinin kendisine
kötülük yapmsınd kormatdı. Şeyhülisam müsteşarın Padişh'
vermiş olduğ arzda da belirtdğ gibi, Ali Rıza Efendi kızn Selanik'e
geri götürmek için rüşvet dahil her yolu denmiştr. Daha da önemlisi Ali
Rıza Efendi'nin rüşvet verdiğ iddia edilen Duagı1 Efendi'nin bir din
admı olması ve bilhassa bulndğ mevkiin en güvenilir makamlardan
sayılm dikkat çekicidir. Derviş Paş'nı her halükarda Ali Rıza
Efendi'nin yanıd yer almsı kayda değr ve arştılms gereken diğer
bir husustur. Netice olarak "Avdetiler" arsınd da Rabia Hanım örne-
ğinde olduğ gibi samimi olarak İslam dinini seçenlerin var olduğ söyle-
nebilir.
104 Hayrullah CENGİZ

EK: I
Pişgah-ı mekari-tnhı hazret-i sadr-ı azamiye
Maruz-i çaker-i kemineleridir ki,
Mukaddema Selanik'te kain konağımzd hizmetçilikte bulndğ sı­
rada nasıl kerimemin nazr-ı muhabbetini celbtmiş olan Feyzullah nam
şahıs bu kere kız ile hafiyen icra eyldiğ muhabere neticesinde muma-
ileyhaı kaçırmğ tasaddi etmiş ve bu tasaddisi üzerine kız !eylen nasıl
haneden çıkarmş olduğna tarf-ı bendeganemden işe ıtla' hasıl olup da
takibine ibtidar olundğ zaman kızn Selanik Alaybeyinin hanesinde bulun-
duğ haber alınmğ hemen !eylen Alaybeyine müracaatla kızn iadesi talep
olunmş ise de Alaybeyi o gece kızn orada bulndğa tecahül gösterip
ancak ertesi günü mua-ileyhnı nezdinde bulndğ ikrar ve itiraf
etmişr. Halbuki hükümetce kızn muhafzsın lüzum görünmş olsa dahi
emr-i muhafznı familysı Dersaadet'te bulunmak mülabesesiyle hanesinde
bekar bulunan bir memura tevdii muvafık olamycğı ve bu keyfiyetin na-
zar-ı ammede calib-i şüphe bir çirkin muamele olacğı beyanıl beraber kızn
iadesi istrhamın dair mak-ı vilayete takdim eyldiğm arzuhal üzerine
devletlü paş hazretlerinin Selanik'i yeni teşrif e tmi ş olup binaenaleyh ahvl-ı
mahlıye tamıyl vakıf bulnmarıd mı yoksa bazı garzknı
te lkinatı itimad göstermiş olmarınd mı her neden ise kızn iadesine
muvafakat gösterilmdğn başk kız görmek ve hizmetçilik eden bir
admın iğfaltıy hane-i pederde mazhar olagediğ naz ve naimi terk ve feda
etmemesi zemininde nesayih- münasibe icra etmek üzere Alaybeyinin hane-
sine gitmek arzusunu izhar eden kızn valide ve akrbsın dahi müma-
ileyhanı ihtilattan memnu' olduğ beyanıl cevab-ı redd i'ta kılnmştr.
Bunun üzerine kızn hükümetçe bir emniyetli yerde bulndrması matlup
ise ona bir şey diyemezsem de zaten bekar olan mir-i müma-ileyh ile
mücerred bulunan deftrı- vilayet ve sair rüfekasın arsı birleştk
bir hanede bulnması halka karşı namüs-i acizanemi alenen ihlal demek ola-
cağınd buna hiçbir vechile razı olamycğıdn ve kızn mukteziya-ı
şer'iyn muhafzsın daha muvafık olan bir haneye nakli lazım gelece-
ğinde bahisle ikinci def'a olmak üzere mak-ı vilayete vuku'bulan müra
cat-ı acizanem üzerine kız Selanik Belediye Reisi İbrahim Beyin hanesi
nakledimş ve fakat Arnavud Feyzullah nam-ı diğer Abdullah ile ona taraf-
tarlık edenlerin semere-i telkinaı olmak üzere kız güya hane-i pederde
tesmim edilcğ beyanıl vuku'bulan nesayihi isga etmişr. Bir pederin
ciğerpas olan evladın velevki vadi-i peyan-ı dalal ve iğfal olsa dahi tesmim
eylemek gibi cinayt-ı müdhişey cür'et edmycği evlad sahibi bulunanla-
rın mahkeme-i vicdanı bedaheten teslim edecekleri bir keyfiyet olduğn­
dan orasın uzun uzadıy muhakemesine lüzum görmeyerek yalnız kızm
iğfal ile kaçırdtn başk maazallah eşna'-i cinaytı irtikab edcğim zemi-
Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi 105

ninde bi-çarenin zihnine nasıl müthiş fikirler yerleştirilmiş ve halkın lisanına


düşen bu gibi tefevvühat-ı garazkarane şimdiye kadar her türlü lekeden ma­
sun kalan namus ve haysiyet-i iicizanemin ne yolda leke-dar edilmiş olduğunu
enzar-ı insaf ve merhamete arz etmek ve bu isnadat-ı şen'iyyenin intikamını
cenab-ı zü'l-intikam hazretlerine havale eylemek ile iktifa ederim. Kızımın
uşaklık eden bir adama gitmesini tecviz edememek babındaki mecburiyet-i
acizanemi arz-ı huzur-i fahimaneleri eyleyecek olursam mağduriyetimin nezd­
i samilerinde rehin-i rütbe-i teslimiyyet olacağından eminim. Acizleri eben­
an-ceddin bu devlet-i sermediyyü'd-devama hüsn-i hidmet etmiş ve cedd-i
emced-i hazret-i cihanbiini cennet-mekan Sultan Mahmud Han-ı Gazi haz­
retleri zaman-ı saltanatında tersane ve darbhane nezaretleriyle rüsumat ve
sürre eminliği gibi mu'tena ve mühim memuriyetlerde bulunarak asar-ı
muvaffakiyatı tarihe bile geçmiş olan merhum Hasan Ağa'nın ahfadından
bulunarak memleketimde oldukça sahib-i haysiyyet ve namus bulunduğum
halde gençlik sevkiyle nasılsa iğfalata kapılmış olan kızımın redaet-i zatiyyesi
ve rezalet-i cibilliyyesi nan ü ni'amıyla perverde olduğu efendilerinin kızla­
rına taarruzda bulunmasıyla müsbet olan bir adama vermekliğim Selanik'çe
olanca haysiyet ve itibar-ı iicizanemi kesr ve imha edecek bir muamele oldu­
ğunu amme-i erbab-ı insaf ve vicdanı teslim eder fikrindeyim. Kerimem genç
olmak hasebiyle birisiyle teehhül etmek arzusunda bulunur ve bu arzusunu
mukteziyat-ı şer'iyyeye ve levazım-ı namüskariye muvafık bir surette husule
getirmek ister ise kendisini dilediği ere tezvicde muhtar bırakmak ve hatta
haysiyet ve namus-i ubeydanemin istilzam edildiği surette kendisinin refah-ı
hal ve mes'udiyet-i müstakbelesini dahi te'min eylemek gibi hukuk-i
ebeve[y]ne şayan olan muamelatı bendeniz her zaman icraya hazır ve amade
bulunduğumdan evvel emirde kızımı görüp kendisine nesayih-i lazımeyi icra
eylemek üzere müsaade buyrulmasını ve saniyen kendisinin münasib bir ere
verilmesi için acizlerine tevdi' olunmasını ve salisen dahi kızımın iğfaline ve
namus-i acizanemin berbiidına biiis olan merkum Feyzullah hakkında saire
misal-ı ibret olmak üzere muamelat-ı lazıme-i kanuniyyenin icrasını adalet-i
müselleme-i cenab-ı hidiv-afhamilerinden istirham ve rica eylerim. Her halde
emr ü ferman hazret-i menlehü'l-emrindir.
Fi 4 Cemaziyelevvel 309 ve fi 23 Teşrinsani 307
Bende
Selanikli Sürreeminizadelerden
Şeşbeşzade damadı
Ali Rıza
Aslına mutabıktır
[mühür] Kadı-ı Darü'l-hilafeti'l-aliyye

Kaynak: BOA, Y.PRK.MŞ, 3/54, lef 2.


106 Hayrullah CENGİZ

EKii
Babıli
Daire-i Sadaret-uzma Mektubı Kalemi
Aded 177
Tarf-ı val-yı fetva-penahiye,
Ma'ruz-i bende-i dırneli ki,
Selanik'te mutavın avdetilerden Şeşb-zad Osman Efendi'nin hafi-
desi ve Ali Efendi'nin kerimesi Rabi'nı münasebet peyda etmiş olduğ Ma-
nastırl Hacı Feyzulah'ın delaletiyle naib-i sabıkn hanesine firar ederek
avdetilikten iba ve ilan-ı ihtida eyldiğn ve ebeveynine itaat etmesi hak-
kında mükerreren icra edilen nesayihe adem-i itibar ile ebeveyni nezdine git-
mekten kat'iyyen imtina etmekte olduğna ve mezburenin bu firardan
maksdı merkum Hacı Feyzullah ile tezevvücden ibaret olup avdetiler İslami­
yet nam-ı celili altınd bulndkarı cihetle bu babda bir şey diyememeleri
lazım gelir ise de şimdye kadar İslam'dn kız alıp vermediklerinden bahs ile
ne muamele· olunmak lazım gelcği Selanik vilayet-i celilesinden ha-tahrirat
istifsar edilmesine ve sı1ret-i iş'ar göre merkumenin on sekiz-yirmi yaşınd
bir reşid ve faile-i muhtar olduğ anl ş ılmasn binanen Meclis-i Mahsı1-
Vükela'ca verilen karar vechile bir guna mahzur-ı mahalli ve mani-i şe r 'ı ol-
madığ halde merkumenin talibe o lduğ Manstırl Feyzullah ile akdi icra
ettirildikten sonra ve orada akdinde mahzur olduğ takdirde akdi burada icra
ettirilmek üzere vasıt-i mü'temine ile Dersaadet'e gönderilmesi ba-telgraf-
name vilayet-i mü şar ünileyh ay ve kızn vürudunda ale'-usı1 me'mende mi-
safir edilerek keyfiyetin iş'arı zabtiye nezaret-i behiyyesine tavsiye edilmş idi.
Vilayet-i müşarn-ileyhd cevaben gelen tahriratta akdin buraca icrası
şıme-i maslahata daha muvafık olacğı cihetle bir kadınl bir polise terfıkan
zabtiye nezaretine gönderilğ ve talibi olan Hacı Feyzullah'da diğer vapurla
Dersaadet'e azimet etmesi ihtar et irld ği izbar ve mı1a-ileyhn vürud et-
tiğ beyanıl icabı nezaret-i müşarnileyhd cevaben istş'ar olunma s ı üze-
rine mı1a-ileyhn usulü vechile duag efendinin hanesine i'zamı nezaret-i
müşarn-ileyh bildrmş ve tahri-ı cevabıy mebhusn-a kızn
pederi Ali Rıza Efendi tarfınd bazı isıd'ay havi bu kere verilen arzuhal ile
beraber savb-ı alı-i fetva-penahilerine gönderilmş olmağ mukteza-yı şer'- i
şerif tevfikan muamele-i lazımeni icrasın himem-i aliyye-i meşihat-pn­
hileri derkar buyurulmak baınd emr ü irade hazret-i menlehü'l-emrindir.
Fi 5 Cemaziyelevvel sene 1309 ve fi 25 Teşrinsa sene 1307
Sadrızm Cevad
Aslına mutabıkr
(mühür) Kad ı- ı Darü'l-hilafeti'l-aliyye
Kaynak: BOA, Y . PRK.MŞ, 3/54, lef 3.
Türk Kültürü İncelmri Dergisi 107

EKIII
Daim budur Hak'dan niyazım
Afiyetle serir-i saltnıd daim ola padişhım
Şevktlü efendim hazretleri,
Selanik'te avdetilerden Şeşbzad Osman Efendi hafidesi ve Ali Efendi
kerimesi Rabia baliğ olduğ halde naib-i sabıkn hanesine firar ederek bu
firardan maksdı Manstırl Hacı Feyzullah ile tezevvücden ibaret olup avde-
tiler İslamiyet nam-ı celili altınd bulndkarı cihetle bu babda bir şey di-
yememeleri lazım gelir ise de şimdye kadar İslam'dn kız alıp vermedikle-
rinden bahisle ne muamele olmak lazım gelcği Selanik valisinden ha-tahri-
rat istifsar olundukta tarf-ı sadaretten suret-i iş'ar göre merkumenin on
sekiz-yirmi yaşınd bir reşid- faile-i muhtare olduğ fehm olunmş binae-
naleyh Meclis-i Mahsus-i Vükela'ca verilen karar vechile bir güna mahzur-i
mahalli ve mani-i şer'i olmadığ halde merkumeyi talibi Feyzullah'a akdini
icradan sonra ve orada akdinde mahzur olduğ takdirde burada icra ettirmek
üzere vasıt-i mu'temine ile Dersaadet'e gönderilmesi ha-telgraf valiye iş'ar
[ve] vali dahi cevaben Deraliyye'de akdin icrası şime- maslahata daha muva-
fık olacğı cihetle bir kadın bir de bir polise terfikan zabtiye nezaretine götü-
rüldğ ve Feyzullah dahi vapur-i aher ile Dersaadet'e azimet etirldğ ve
mumaileyh vürudunda usulü vechile duag efendi hanesine i'zamı zabtiye
nezaretine bildirilmesi üzerine vürüdunda hane-i duagüya misafir verilmşt.
Badehu pederi tarfınd verilen istida ile bu kere verilen arzuhal Bab-ı
Fetva'da İ s tanbu l kadısn havale kılnmştr. Halbuki istdalrın hülasa-i
meali kızna Feyzullah küfüv değil demeden ibarettir. Küfüv d e ğil davsı
şer'an kable'l-akd mesmu' olmadığn muhakemelerine bed' olunmaıştr.
Velakin kızn sakine olduğ Fevziye Mahallesi imaı mani' -i şer ' is olmadı­
ğına dair ilmuhaber vermesi üzerine İstanbul kadıs da akdolunmsı izin-
name vermişt. Mesmu'-i aciziye göre kızn bası duagü efendi[yi] görmüş
ve h a tırn eline almış kendi tarfın celb etmiş onun için izin-name ald ı ktan
sonra akdin icrasın leyte ve le'alla elğin koymuş. Fakirin zanı göre bu
maddenin siyasete müteallik ciheti yoktur ve Dervi ş Paş 'nı varksı ilti-
mastan ibarettir. Mesmuuma göre kızn bası tahdiş - i zihn için etraftan
masnu' telgraf[ı] atabe-i ulyaya verdirecek imş. Hakit-ı hal bu minval
üzere olduğ ma'ruzdur.
10 Cemaziyelahir 1309 E'd-dai
Müsteşar-ı Meşihat
(Mühür)
[DERKENAR]
Mezbure Rabia bakire olmayıp seyyibe olduğ mesu olmağ a pede-
rinin bu babda itrazı mansız gibi z an o lundğ ma'ruzdur. Bu hususa dair
dailerine tahkiki havale buyurulan evrak leffen takdim kılnd.
Kaynak: BOA, Y .PR K. MŞ , 3/54, lef 8.
108 Hay rull ah CENGİZ

EKIV

Selanikli Şeşbzad Osman Efendi damı Ali R ı za Efendi kerimesi


Rabia Hanım' zevc-i meşru' el-hac Feyzullah Efendi küfüvvü olmadığ
cihetle akdin feshiyle beynlerinin tefriki mumaileyh Ali Rıza Efendi dava ve
ale'-us zabt ettirerek tarafeynin canib-i celil-i Fetvahn'y irsal ile zabt
mucebince tasaddi eyldiğ kifaet davsı şer'an mesu'a ve iltifata şayi' olma-
dığ mumaileyh Ali Rıza Efendi'ye izafetle vekil-i müseccelleri Ata ve Sadık
Efendilere tefhim ve mucebince bi-vech-i şer'i muarazadan ba'de'l-men' hin-i
akidde tesmiye olunan on lira mihr-i muacceli zevcesi mezbure Rabia Ha-
nım'a edaya mezbur el-Hac Feyzullah Efendi'nin vekili Ahmet Efendi'ye
tenbih ve mihr-i mü'ecceli olan on liranı dahi yüz liraya iblağı Fetvahane
karı iktzasınd bulndğ cihetle yüz liraya iblağ olunmş ve ceryan-ı
muamele de vech-i ma'ruzdan ibaret bulnmş olmağ ol-babda emr ü fer-
man hazret-i men-lehü'l-emrindir.
Fi 7 Receb sene 1309
(Mühür)
Kadı- Darü'l-hilafeti'l-aliyye
Kaynak: BOA, Y.MTV. 59/13.

"MARIGE ıl GIRL OF THESSALONIKI, CONVERTED TO lSLı\M


FROM AVDETİ"

Abstract
An interesting story whic ended with marriage emerged in a short time between
Feyzullah Efendi, a young muslim man and his beloved Rabia Hanım, a
member of Avdetf Community in Tlıesaonik in the lası quarter of 19th century
is evaluated in this article. Tlıis case in which Otoman Legal Ofıces and high
bıreacy inclıde indicates the official approach of Ottoman State to the Avdetf
Comınity and the s itıaon of it in Ottoman legacy and social system ratlıe
tlıan a simple love ajfair between two indvıals.
Keywords
Tlı e salonik, Donmeh, Lady Rabia, Ali Riza Efendi, Dervis Pasha, Slutan
Abdulhami il, Shaikh al-lslam

You might also like