Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 3

HUZUREVİNDE YAŞAYAN YAŞLILARDA YAŞAM KALİTESİ

Yaşlılık tüm canlılarda yaşam konusunda kayıpların ve çöküşlerin görüldüğü, vücut işlevlerinde
azalmaya neden olan, normal bir fizyolojik süreç olarak tanımlanmaktadır. Yaşlılık bireyin kalıtımla
beraber getirdiği özelliklere, beslenmesine, çevre koşullarına ve kültürel çabalara göre erken ya da
geç, sorunlu ya da az sorunlu olur.

Günümüzde doğurganlığın düşmesi, ölüm oranlarının azalması ile birlikte beklenen yaşam süresi
artmakta, bunun sonucunda da toplumlar yaşlanmaktadır. Yaşlılık denilince akla kronolojik yaş
gelmekle birlikte, kronolojik yaş bireyin bedensel durumunu ve işlevsel kapasitesini tam olarak
göstermemektedir. Yaşlılığın en önemli göstergesi fonksiyonel kapasite ve işlev kaybıdır.
Yaşlanmayla birlikte kronik hastalıklar, fiziksel yetersizlikler, ağrı ve sosyal izolasyon görülmekte,
yaşam doyumu azalmakta, bunun sonucunda da yaşam kalitesi etkilenebilmektedir. Bireylerin
günlük yaşam aktivitelerindeki sınırlılıklar ve aktivitelerindeki azalmalar da yaşam kalitesini
olumsuz bir şekilde etkilemektedir.Dünya Sağlık Örgütü'nün ''Herkes İçin Sağlık'' hedeflerinden
beşinci hedef yaşlı sağlığı ile ilgilidir. Bu hedefe ulaşabilmek için öncelikle yaşlıların yaşam
kalitelerinin arttırılması gereklidir.

Yaşlılarda yaşam kalitesinin iyi olması; toplumlardan izole olmadan toplum ile iç içe yaşamını
sürdürebilmesi, uygun yaşam koşulları içinde yaşayabilmesi, kaliteli sağlık hizmetlerine zamanında
ve kolay ulaşabilmesi, arkadaş ve komşularıyla olan sosyal ilişkileri hem iyi olması hem de
devamlılığının sürdürülebilmesi, zamanını kendisi ve toplum için anlamlı uğraşlara ayırabilmesi ile
ilişkilidir.

Yaşlanmakla beraber yaşlı bireyin fonksiyon kayıpları, sınırlılıkları ve kronik hastalanma riski
sonucunda yaşam kalitesi düşer. Yaşam kalitesini arttırmak istediğimiz yaşlı bireyin huzurevinde
kalması onu hem fizyolojik hem de psikolojik yönden olumlu etkileyebileceğinden yaşam kalitesinin
arttırılmasını sağlar.

Yaşlılık döneminde sağlıkla ilgili yaşam kalitesi çok önemli bir kavramdır. Ağrı azaltılması,
bitkinliğin giderilmesi, kişinin mental ve işlevsel yeterliliğinin arttırılması toplumsal ve duygusal
iyilik halinin bulunması yaşlılarda yaşam kalitesini pozitif yönde etkiler. Sağlıkla ilgili yaşam
kalitesinin iyi olması, bireylerin yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirmekteki yeteneklerini
mümkün olduğunca koruması, devam ettirmesi ve yaşamlarında algıladıkları fiziksel, sosyal ve
mental olarak sağlığının iyi olması ile ilişkilidir.

Fiziksel olarak kişinin birine bağımlı olmadan enerji harcayarak günlük iş ve uğraşlarını yerine
getirebilmesi, sosyal olarak kişinin aile bireyleriyle ve komşularıyla, diğer topluluklardaki bireylerle
ilişki kurabilme yeteneği ve kaynaşabilmesi, mental olarak da depresyon, anksiyete, korku,
kızgınlık, mutluluk gibi duygusal ve ruhsal durumların sağlıklı olması gerekir. Yaşam kalitesinin
azaldığı durumların başında yaşlılık gelir ve bu dönemde kronik hastalıklar toplumun geri kalan
kısmından ileri derecede daha fazladır. Kronik hastalıklar yüzünden yaşlının toplum içindeki
aktifliği kısıtlanır ve yaşam kalitesi düşer. Bundan dolayı düzenli olarak tıbbi kontroller
yapılmalıdır.
Günlük yaşamlarını bağımsız olarak sürdürmede zorlanan, sağlık sorunu bulunan (yaşam
kaliteleri düşen) yaşlılar için kurumda yaşama uygun olabilir. Ancak Türkiye’de huzurevleri genellikle
paylaşımlı odalar ve büyük ortak kullanım alanlarından oluştukları için özel yaşam hakkı ve yalnız
kalabilme olanakları sınırlı hale gelir.

Bu olumsuzluklara rağmen özellikle ileri yaşlarda kendine yetemeyen yaşlılara huzurevinin


sunduğu sıcak ortam, beslenme ve bakım hizmetleri onları memnun etmekte ve yaşam kalitesini
arttırmaktadır ayrıca huzurevinde yaşama, yaşlılıkta daha ekonomiktir ve daha fazla sosyal
etkileşime olanak sağladığı için yaşam kalitelerine ekstra bir avantaj katar. O yüzden şartları sınırlı
olan yaşlı bireylerin huzurevlerinde yaşamaları yaşam kaliteleri için iyi bir olanaktır. Çünkü
huzurevlerinde kalan yaşlıların yeme, içme, barınma ve temizlik gibi günlük ihtiyaçlarının
karşılanmasının yanı sıra, tıbbi bakım ve tedavilerinin yapılması, psikolojik ve sosyal kaynaklı
sorunlarının çözümünde yardımcı olunması, sosyal ilişkilerinin geliştirilmesi, zamanlarının
değerlendirilmesi, aktivitelerinin devamının sağlanması yaşam kalitesinin yükselmesinde önemlidir.

Yaşlı bireyin gelir durumu yoksa, maddi yardım desteği yapılabilmesi sağlamalıyız.

Kronik bir hastalığının olup olmadığı düzenli olarak kontrolünün yapılmasını sağlamalıyız. Eğer
kronik bir rahatsızlığı varsa en erken dönemde farkına varılmasını ve tedaviye bir an önce
başlanmasını sağlamalıyız.

İlaç kullanıyorsa ilaçlarını düzenli içip içmediğini kontrol etmek gerekir. Mümkün olduğunca az ve
gerekli ilaçları kullanmasını sağlamalıyız. Ne kadar çok ilaç o kadar düşük yaşam kalitesi demektir.

Yaşlıların genelinde yalnızlık, depresyonu, endişeyi ve çeşitli psikolojik problemleri doğurabileceği


için mutlaka yaşıyorsa ailesiyle, arkadaşlarıyla, onlar bile yoksa gönüllü kişilerce ziyaret edilmesi
sağlayarak toplumla iç içe olmasını sağlamalıyız. Her zaman ve sık sık ziyaretçisi gelen
yaşlıların,yakınları tarafından ziyaret edilmeleri, unutulmadıklarını, önemsendiklerini, onlara değer
verildiğini gösterdiğinden, yaşam kaliteleri de olumlu yönde etkilenmektedir.

Sağlıklı yaşlanma süreci ve yaşla artan sağlık risklerini azaltmak için temel etkenler beslenme ve
fiziksel aktivitedir.
Bir çalışmada meyve ve sebze tüketiminin yaşam kalitesini arttırdığı gözlemlenmiş, günde en az beş
porsiyon meyve/sebze tüketen yaşlıların bedensel sağlık, ruhsal sağlık ve sosyal ilişkileri tüketmeyenlere
göre daha yüksek bulunmuş.

Literatürde beslenme bozukluklarının yaşam kalitesini olumsuz etkilediği belirtilmiştir. Düzenli ve dengeli
beslenmenin sağlanması gereklidir. Huzurevinde beslenme konusunda yaşlılar desteklenmeli özellikle
meyve ve sebze tüketimi konusunda teşvik edilip, bu konuda eğitimler yapılmalıdır.

Haftada en az üç kez 30 dakikalık bir fiziksel aktivite (egzersiz) yapan yaşlıların bedensel sağlık ve sosyal
ilişkileri egzersiz yapmayan yaşlılara göre daha sağlıklıdır. O yüzden fiziksel aktiviteleri yapmalarını
sağlamalıyız.

Yaşlıların arkadaş ilişkileri iyileştikçe yaşam kaliteleri artmaktadır. Yapılan çalışmalarda araştırma
sonuçlarıyla benzer şekilde huzurevi sakinleri ile ilişkileri iyi olanların yaşam kalitelerinin daha iyi olduğu
saptanmıştır. Huzurevinde yaşlıların birbirleriyle olan iletişimlerini arttırmak için tanışma toplantıları gibi
sosyal aktivitelerin düzenlenmesi sağlanmalı ve yaşlıların birbirleriyle sağlıklı iletişim kurmaları
desteklenmelidir.

Yaşam kalitelerini arttırabilmek için;

Sosyal aktiviteler düzenleyerek yaşlıların yalnız kalmasını önlemek ve onlara yalnız


olmadıklarının hissettirilmesi önemlidir.

Ağrısı olan bireyler tıbbi tedavi ya da psikolojik tedavi ile desteklenmelidir.

Huzurevi için,umutsuzluk açısından riskli grup olarak belirlenen yaşlı bireylerin


özellikleri göz önünde bulundurularak yaşlıların umudunu arttırmaya yönelik psikolojik
destek girişimlerinin planlanmalıdır.

Fiziksel, psikolojik ve sosyal özellikleri doğrultusunda çeşitli girişimlerin (düzenli sağlık


kontrollerinin yapılması, sosyal güvencesi olmayanların tedavi masraflarının
karşılanması gibi) yapılması gerekir.

Yaşlı bireylerle umutları, istekleri ve gelecek hakkındaki düşünceleri hakkında


konuşulması önerilebilir.

Huzurevinde kalan yaşlı bireylerin öz bakım gücünü etkileyen faktörler dikkate alınarak
yaşlı bakımının planlanması, bakıma yaşlı bireylerin var olan güçleri doğrultusunda
katılımının sağlanması, bakımın kalitesini arttırmak amacıyla kurumlarda kalan yaşlı
bireylerin öz bakım gücünün belli aralıklarla değerlendirilmesi ve değerlendirilmeye
bağlı olarak uygun yeni bir tedavi modalitesinin seçilmesi gibi uygulamalar önerilebilir.

Yaşlılar için uygun yaşam koşulları oluşturmalıyız. Günlük yaşam aktivitelerini yaparken
öncelikle bağımsız bir şekilde yapabilmesi için elimizden geleni yapmalı ama ne
yaparsak yapalım bağımsız hale gelemiyorsa, o zaman da her türlü aktivitesini birlikte
gerçekleştirmeliyiz.

Kaliteli sağlık hizmetlerine zamanında ve kolay bir şekilde ulaşmalarını sağlamalıyız.


Egzersizlerle destekleyerek sağlıklarını arttırmalıyız. Fiziksel aktivite devamlılığı önemli,
çünkü devamlı olarak bir fiziksel aktivite gerçekleştirilmesi, kas kuvvetini,
dayanıklılığını, esnekliğini korur. Kilo verilmesi korunmasına yardımcıdır, psikolojik
durumu ve uyku kalitesini düzeltir. Kronik ağrıyı azaltmada etkisi vardır, kan yağ ve
glikoz düzeyinin düşürülmesini sağlar, kardiyovasküler ve tromboz riskini azaltır. Bu
faydalar yaşlıların hem hastalanmalarını hem de birine bağımlı hale gelmesini geciktirir,
yaşam kalitelerini arttırır.

Huzurevinde sürekli etkinlikler düzenlenmelidir. (Yapılan araştırmalarda yaşlılar


etkinliklerin hem düzenli olarak yapılmasını hem de çok sayıda ve çeşitte etkinliklerin
gerçekleştirilmesini istediklerini belirtmişlerdir.) Özellikle fiziksel ve sosyal aktiviteleri
bir arada gerçekleştirmenin yaşam kalitesini arttırmasında çok önemli bir etkisi olacağı
vurgulanabilir. Örneğin bir sabah sporunu sohbet eşliğinde birlikte yapmalarının; sabah
kalktığında yalnız bir şekilde odalarında oturmalarının arasında çok fark vardır.

You might also like