Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 1

YÖNETMEN GÖRÜŞÜ

Cesaret kavramı bireye içkindir ancak birey de topluma… ‘’Cesaret’’ Filminin kilit noktası
işte burada saklı. ‘’Cesaretli’’ olan ana karakterimiz Umut, içinde bulunduğu distopyanın
biriken öfkesini, kendi eylemliliği ile açığa çıkartıyor. Kurulan olay örgüsü, tabiri caizse,
tarihin tozlu sayfalarından, uzun yıllardır rafa kalkmış, ‘’Birey-Toplum, Tarihte Bireyin Rolü
‘’, tartışmalarını tekrar gündeme getirmeyi amaçlıyor.
Hikayenin geçtiği dünyanın esin kaynağı, Fransız Yazar ve Filozof ‘’Gilles Deleuze’’ın
‘’Kontrol Toplumu’’ teorisidir. Ek olarak; vahşi kapitalizmin kar hırsı ve bu hırsın bir sonucu
olarak doğaya verdiği geri döndürülemez zararların, toplum üzerinde ne gibi sonuçlarının
olacağını düşlememdir.

Filmin dili ‘’Ana Akım?’’ sinemaya daha yatkındır. Haklı olarak, içerik ve dil arasında
uzlaşmazlık olduğu söylenebilir. Ama ben; izleyicinin tüketiciden, üreticiye dönüşme
sürecinin, filmin biçimsel zemininin, Ana Akım sinemaya tezat oluşturmasıyla bağlantılı
olduğunu düşünmüyorum. Hem bu şekilde düşünenler – günümüzde ve geçmişte – sadece
belirli zümrelere sanatlarını icra etmek zorunda kalmışlardır. Kitlelere ulaşabilmek için
onların alışkanlıklarına sızılmalı. Üreticiye dönüştürmek istenilen kitlelerin, hayatlarının
büyük bir bölümünü zaten ‘’ÜRETİCİ’’ olarak geçirip diğer bölümünde de eğlenmek
istediklerini unutmamalı. Maharet, sınırlama ile açığa çıkar…

FURKAN DOĞAN

You might also like