Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

6 ŞUBAT DEPREMİ ve MADENCİLİK

6 Şubat 2023’te arka arkaya meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6
şiddetindeki iki depremin hali hazırda 50.000’in üzerinde can kaybına yol açtı. Bu
rakamın enkaz kaldırma çalışmaları tamamlandığında 50 binin çok üzerine çıkma
ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu söylenebilir. Kaybedilen canların geri getirilmesi
mümkün değil. Yıkımın ve can kaybının bu kadar yüksek olmasının en önemli nedeni
nüfusun %70’inin birinci derecede deprem bölgesinde yaşadığı ülkemizde depreme
dayanıklı yapılar inşa etmek konusunda devlet ve toplum olarak yetersiz kaldığımızı
hepimiz biliyoruz.

Can kaybının yanı sıra oluşan maddi kayıplar ve depremin ekonomik maliyeti de ne
yazık ki son derece yüksek. Maddi hasarın boyutları, yeniden inşanın ekonomik
maliyetinin yüksekliği halen tam tespit edilebilmiş değil. Deprem sonrası ilk verilerle
yapılan ön çalışma, bölgenin yeniden kalkınma planının maliyetinin 5 yıllık bir
dönemde yaklaşık 150 milyar dolara ulaşacağını ve bu maliyetin Türkiye’nin kamu
maliyesi ve finansal risk göstergelerini olumsuz yönde etkileyeceğini göstermektedir.
2023 yılında ekonomik büyümenin, deprem öncesi öngörülen baz senaryoya göre 1,2
puan daha düşük gerçekleşmesi beklenmektedir. Büyüme üzerindeki riskler, deprem
bölgesinin yeniden inşa sürecinin hızının yanı sıra uygulanacak ekonomi politikalarına
ve finansal koşullara bağlı olarak geniş bir bantta değişiklik gösterebilecektir. Deprem
sonrası iyileştirme faaliyetlerinin en etkin şekilde yapılmasını ve başta Marmara
Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin afetler karşısında daha korunaklı olmasını
amaçlanmalıdır. Deprem sonrası kalkınma programının en verimli ve etkili şekilde
yürütülmesi için uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapılması tavsiye edilmektedir.

DEPREM BÖLGESİNDE MADENCİLER ve MADENCİLİK

Bilindiği gibi maden ocaklarında uygulanan özel tahkimat sistemleri galeri


boşluklarındaki çökmeleri önlemektedir. Depremlerin yer altında, yer üstü yapılarına
göre daha az yıkıma neden olduğu bilinmektedir. Sarsıntılarda yer altındaki yapılar
daha iyi olduğundan yıkım da az olmakta. Dünyada yaşanmış depremlerde bunun
örnekleri bulunuyor. Hindistan'daki Koyna yeraltı hidroelektrik santrali, büyük ölçekle
bir depremde hafif hasar görmüştür.
Depremlerin yer altı açıklıklarında yüzey
yapılarına göre daha az hasar verdiği bir
örnek de, 1976'da Çin'in Tangshan kentinde,
7.8 büyüklüğünde meydana gelen
depremdir. Yaklaşık 242 bin kişinin öldüğü
deprem, en yıkıcı afetlerden biridir.
Depremin yakınındaki maden ocaklarında
yerin 800 metre altında üretim
yapılmaktaydı. Sarsıntı sırasında madende
çalışan 10 bin işçinin çok büyük bölümü yer
altından sağlıklı şekilde çıkmıştır. Bu durum,
derin yeraltı açıklıklarının yer üstü yapılarına
göre daha güvenli olduğuna ilişkin örnektir.
Deprem bölgesi madencilik faaliyetleri
açısından kritik üretim ölçeğine sahip bir bölge olmamakla birlikte deprem bölgesinde
732 maden işletme izinli ruhsat bulunmakta olup bunun 68 tanesi yeraltı maden
işletme yöntemi ile çalışmaktadır.

Yer üstündeki yapıların belirli bölümleri zeminde olurken büyük kısmı dışarıda
bulunuyor. Madenlerin ise tamamı yerin altında olduğundan yer ile birlikte
sallanmaktadır. Bundan dolayı da depremde daha az etkiye maruz kalınmakta.
Depremde sırasında meydana gelen sismik dalgalar en yüksek etkiyi yeryüzünde
gösteriyor. Araştırmalara göre yeraltında özellikle kayalık alanlarda deprem dalgası
hafif hissedilir. Tahkimatlı tüneller için sarsıntının neden olduğu hasar, küçük parça
kopmaları, kaplamada çatlakların dışında görülmez.

Madencilik adına deprem


bölgesinde yapılan
çalışmaların ilki TMMOB
Maden Mühendisleri Odası
ve İl Koordinasyon
Kurulları aracılığı ile
yapılan çalışmalardır.
Bölgeye yapılan maddi ve
kurumsal desteğin yanısıra
TMMOB Maden
Mühendisleri Odası olarak
9 Şubat 2023 Perşembe günü Oda Yönetim Kurulu’ndan oluşan beş kişilik bir heyetle
madencilik kurum ve kuruluşları tarafından oluşturulan ve maden mühendisleri ile
maden işçilerinden oluşan kurtarma ekiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak, onlara moral
destek sağlamak ve kurtarma faaliyetlerin yerinde incelmek amacıyla deprem
bölgesine gidilerek çalışmalar yürütülmüştür.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından Adana, İskenderun, Antakya, Kırıkhan,


Nurdağı ve Gaziantep il ve ilçelerinde yapılan inceleme, gözlem ve görüşmelerde
edinilen ilk bulgulara göre en temel sorun depremin büyüklüğüne karşı Hükümetin
dolayısıyla AFAD’ın geç harekete geçmesi olduğudur. Bu nedenle arama kurtarma
çalışmalarında son derece önemli olan ilk 1,5 gün kaybedilmiş, deprem bölgelerine,
özellikle ilçelerde ikinci gün öğleden itibaren kurtarma çalışmaları başlatılmıştır. Bu
tespitlere göre kurtarma çalışmalarında kullanılacak makine ve ekipman eksikliği,
kurtarma çalışmalarının son derece yavaş yürütülmesine neden olmuştur. Depremin
ilk günlerinde koordinasyon sorunu net olarak çözülememiş, barınma ve iaşe
sorunları da büyük ölçüde devam ettiği gözlenmiştir.

Arama kurtarma faaliyetleri yürüten madencilerin günde 20 saate varan, zaman


zaman 50 saat aralıksız çalışarak büyük bir özveri gösterdikleri, ancak barınma ve
ulaşım sorunları yaşadığı, kendi araçları bulunmayan ekiplerin ne yazık ki otostop
yapmak zorunda oldukları, bu sorunların arama kurtarma çalışmalarına oldukça
olumsuz yansıdığı belirtilmiştir. Tüm özverili çalışmaya rağmen makine ve ekipman
yetersizliği nedeniyle çalışmalarda istenen sonucun elde edilemediği de raporda yer
almıştır.
AFAD ve halk nezdinde madencilerin çok başarılı kurtarma çalışmaları yürüttükleri,
bulundukları yerlerde diğer arama-kurtarma ekiplerinin geri plana çektirilerek
kurtarma faaliyetlerinin madenciler devredildiği, ancak kurtarma çalışmasında canlı
çıkartıldığı sırada AFAD ekiplerinin devreye girerek görüntü alıp sosyal medyada
paylaştıkları ifade edilmektedir. Maden kurtarma ekipleri çalışmalarını
tamamladıklarında ihtiyaç olan başka il ve ilçelere gitmek istediklerinde “talimat
gelmeden olmaz” gerekçesiyle bekletilmekte olup bu durum kurtarma çalışmalarını
geciktirdiği ve engellediği de belirtilmiştir.

6 Şubat 2023 günü yaşanan depremlerde en az 164 binden fazla yapı yıkılmış, 147
bin üzerinde yapı için ağır hasarlı nitelemesiyle yıkım kararı alınmıştır. İktidar
tarafından, arama-kurtarma çalışmaları henüz tamamlanmadan, yeni deprem
konutlarının inşaatları için hızlıca enkaz kaldırma çalışmalarına girişilerek, enkazlardan
geriye kalan atık malzemelerin nerede ve nasıl depolanacağına ilişkin kapsamlı bir
analiz yapılmadan enkazlar taşınmaya ve depolanmaya başlanmıştır. Bu nedenlerle;
deprem enkazı atıklarının başta terk edilmiş taş ocakları ve maden sahalarına olmak
üzere uygun alanlara taşınarak depolanması, depolama öncesi sızıntıları önlemek
amacıyla zeminin uygun yöntemlerle geçirimsiz hale getirilmesi, asit-maden drenajını
engelleyecek önlemlerin alınması, atıkların daha sonra ayrıştırılabilmesi işlemlerinin de
dikkate alınarak depolama çalışmalarının planlanması gerekmektedir. Gelecekte yeni
sorunların yaşanmaması için yapılacak işlerin en baştan doğru planlanarak
yürütülmesi gerekmektedir.

Maden kazalarında yüzlerce işçinin kurtarılmasını sağlayan madenciler,


Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki 2 büyük
depremde de ön planda yer aldı. Enkaz altında madencilik tekniklerini uygulayan
işçiler, tavan göçüğünü engellemek amacıyla kurulan 'domuz damı' tahkimatı ile kısa
sürede enkaz altındakilere ulaştı. Madenciler, bu yöntemle hem kendi hem de
kurtarılan yaralıların canını güvence altına almış oldu.
Türkiye’de bugüne kadar yaşanan tüm doğal afetlerde yaraları sarmak için insan gücü
ve makine ekipmanıyla ilk refleks gösteren madencilik sektörü, Kahramanmaraş
depreminde de çok hızlı ve organize bir şekilde harekete geçmiştir. İlk etapta Türkiye
Madenciler Derneği organizasyonunda Türkiye genelindeki madencilik firmalarından
arama kurtarma konusunda yetkin 5.892 kişilik bir ekip deprem bölgelerinde enkaz
altında kalan vatandaşlarımızı kurtarmak için sahada yerini aldı. Depremin üstünden
geçen süre içinde deprem bölgesinde arama kurtarma faaliyetlerine katılan
madencilerin sayısı sürekli arttı.

Kahramanmaraş merkezli 7, 7 ve 7, 6’lık depremler Türkiye‘de büyük bir yıkıma yol


açarken, madencilik sektörü deprem bölgesinde en çok ihtiyaç duyulanlar listesinin
başında yer alan iş makinalarının deprem bölgesine gönderimi için İstanbul Maden
İhracatçıları Birliği, Ege Maden İhracatçıları Birliği, Türkiye Madenciler Derneği,
TÜMMER’in öncülüğünde, Madencilik sektöründeki 18 STK’nın yer aldığı Madencilik
Platformu 24 saat kesintisiz mesai yürütmüştür.

Depremin yaşandığı ilk günlerde açıklama yapan Ege Maden İhracatçıları Birliği
Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Bu ortamda bizlerin maden sahalarında çalışmalarını
sürdürmesi düşünülemez. İş makinalarını deprem bölgesine göndermek isteyen çok
fazla üyemiz var. Deprem bölgesi de çok büyük. Bu ekipmanları kullanabilecek
operatörlere de ihtiyaç var. Lojistik olarak da atılması gereken adımlar var. Doğru
eşleşmeleri yapabilmek için İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nden bir ekibi
görevlendirdik. Şu anda İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Muğla, Denizli, Afyonkarahisar
başta olmak üzere 81 ilimizden ekskavatör, loder, kamyon, treyler çekici, iş
makinaları ve bu makinaları kullanacak operatörler deprem bölgesinde kullanılmak
üzere yola çıktı. Deprem bölgesine ulaşan iş makinalarının bir kısmı enkaz kaldırırken,
bir kısmı bozulan yolların, havaalanlarının tamirinde görev yapıyor” şeklinde konuştu.

Deprem olduğunda İngiltere’de “Doğal Taş Sektörel Ticaret Heyeti”nde olduklarını


dile getiren EMİB Başkanı Alimoğlu, depremzede insanlarımızın ihtiyaçlarını
karşılamak için Ticaret Bakanlığı’yla hızlı bir şekilde iletişime geçtiklerini vurguladı.
Başkan Alimoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ticaret Bakanlığımızdan, depremzede
vatandaşlarımızın ihtiyacı için ayni yardım iznini hızlı bir şekilde aldık. İzmir
Valiliğimizin izniyle, Ege İhracatçı Birlikleri’mizin içinde yer aldığı iş dünyasından 36
STK’nın dahil olduğu ‘İzmir Yardıma Koşuyor’ isimli kampanya kapsamında diğer
birliklerimizin yaptığı gibi ayni yardım alarak ihtiyaç sahipleriyle buluşması için AFAD’a
teslim ettik. Türkiye’de faaliyet gösteren Çinli madencilerde deprem bölgelerine
yardım için insanüstü gayret gösteriyor. Hemen 1 TIR dolusu insani yardımı
toplayarak deprem bölgesine sevk ettiler. 1 milyon TL’lik nakdi yardımda bulundular.
Çinli dostlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.”

Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak, madenlerin insan hayatındaki önemi hakkında
kamuoyunu bilgilendirmek için 2023 yılında Hayatımız Maden Çalıştaylarının 5.‘sini
yapmayı planladıklarını hatırlatan EMİB Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Türkiye büyük bir
depremle sarsıldı. O nedenle enerjimizi depremin yaralarını sarmaya kanalize
ediyoruz. Hayatımız Maden Çalıştayı”nı 2024 yılına öteleme kararı aldık. Depremin yol
açtığı son enkaz kaldırılana kadar deprem bölgelerindeki çalışmalarımız kesintisiz
devam edecek” ifadelerini kullandı.1

MADEN İŞLETMESİ ÜRETİME HAZIR HALDE

Yaşanan deprem felaketinin ardından basına yansıyan açıklamalardan bölgedeki


maden ve petrol işletmelerindeki hasarlarla ilgili çeşitli bilgiler edinilmiştir. Bu
açıklamalara göre; bölge genelinde madencilik faaliyetlerinde geçici duraklamalar söz
konusudur. Bölgedeki madencilik faaliyetlerine ilişkin kalıcı bir üretim kaybı olması
beklenmemektedir. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ait Adıyaman’da
bulunan petrol üretim tesisindeki yapılarda 2,7 milyon TL (0,14 milyon doları) hasar
meydana gelmiştir.

Konuyla ilgili bir başka açıklamada ETK Bakanı Fatih Dönmez’den gelmiştir. Bakan
Dönmez, deprem bölgesinde bulunan ve kömür tedarik eden ocaklardaki durumu da
yerinde değerlendirdiklerini dile getirerek, “Maden işletmesinde bir sorun yok,
aksaklık yok. Üretime hazır haldeler. Termik santraller hizmet dışı kaldığı için orada
üretimde bir durma söz konusu. Öte yandan, burada çalışan iş makinalarımız özellikle
Afşin santralini çalıştıran şirket, oradaki iş makinalarını Kahramanmaraş başta olmak
üzere diğer deprem bölgelerine operatörleriyle birlikte arama kurtarma ve enkaz
kaldırma çalışmalarına yardımcı olmak için gönderdi. Çalışmalarını bitirdikten sonra
işletme sahasına geri dönecekler.” ifadelerini kullanmıştır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Afşin Elbistan'da 2 termik santralımız
vardı. Bu santraller ilk depremden fazla olumsuz etkilenmemişti fakat aynı gün
Elbistan merkezli deprem tam bu bölgede olduğu için oradaki termik santrallerimizde
sorun oluştu ve şu anda hizmet dışı. Hasar tespit çalışmaları tamamlandı. Bakım
onarım çalışmalarına başladık” dedi. Bakanlık olarak depremi ilk andan itibaren takip
ettiklerini vurgulayan Dönmez, EÜAŞ Genel Müdürünün bölgede görevlendirildiğini,
tesis ve çalışan durumuyla ilgili koordinasyonun sağlandığını söyledi.

Deprem bölgesinde yer alan yedi termik santral şöyle:


 1355 megawatt gücünde Afşin-Elbistan A Termik Santrali (Kahramanmaraş)
 1440 megawatt gücünde Afşin Elbistan B Termik Santrali
 (Kahramanmaraş)
 450 megawatt gücünde Tufanbeyli Termik Santrali (Adana)
 1308 megawatt gücünde İskenderun Termik Santrali (Adana-Yumurtalık)
 660 megawatt gücünde Hunutlu Termik Santrali (Adana-Yumurtalık)
 1260 megawatt gücünde Atlas Termik Santrali (Hatay–İskenderun)
 15 megawatt gücünde Kojen Termik Santrali (Kahramanmaraş- Dulkadiroğlu)

Kahramanmaraş'ta bulunan Afşin-Elbistan Termik Santrali de depremle birlikte hasar


görmüştür. Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdürü İzzet Alagöz çalışanların da
depremzede olduğunu belirterek çalışanları konteyner ve lojmanlara yerleştirdikten
sonra üretime devam edileceğini açıklamıştır. Onarım çalışmalarına ilişkin Alagöz,

https://www.eib.org.tr/tr/Sayfa.Asp?SI_Id=5A02DF31AF&HID=69D4269532D04154B539D3B8BD6FB734,
1

Er.Tar. 01.03.2023
“Ünite ünite, parça parça onarmaya başladık. Arkadaşlarımızın tamamını buraya
getirmeyi kilometre taşı olarak görüyoruz. Bunu sağladığımız taktirde çok kısa süre
içerisinde santralimiz devreye alacağız. 3 hafta içerisinde (12.02.2023) tüm geçici
konutlarımızı tamamlayıp personelimizi buraya getirmeyi hedefliyoruz.

ETK Bakanı Fatih Dönmez, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki çalışmalara ilişkin,
“Şirket ilk incelemeleri yaptı, herhangi bir sorun olmadığını açıkladı. Akkuyu'nun iş
makinası ve personel imkanlarını da biz kurtarma çalışmalarına ihtiyaç olduğu için
oradan çekmiştik. Şimdi arama kurtarma çalışmaları bölge genelinde tamamlandığı
için iş makinaları tekrar Akkuyu'ya gitmeye başladı. Çalışmalar da yeniden eski hızına
ulaştı. Akkuyu'yu bu yıl sonuna kadar bitirmeyi planlıyorduk. Ben de önümüzdeki
hafta santrale gidip değerlendirme toplantısı yapacağım. Arkadaşlarla hem depremle
ilgili konuları, hem de kalan iş ve takvim çerçevesinde diğer hususları birlikte gözden
geçireceğiz” diye konuştu.

Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu,
12 Şubat’ta yaptığı yazılı açıklamada 6 Şubat depremlerinden etkilenen 10 kentin bazı
bölümlerinde enerji altyapısının hasar gördüğünü söyledi. Öte yandan Afşin-Elbistan
kömür madeni işletmesi sahasında çökme meydana gelmişti. Edinilen bilgilere göre
deprem anında bu maden ocaklarında işçi ölümü yada kazası yaşanmamıştır. .

Bu duruma karşılık Kahramanmaraş depreminden yaklaşık 3 hafta sonra merkez üssü


Adana ili Saimbeyli ilçesi olarak belirlenen ve 3.7 büyüklüğündeki depremin ardından
Adana Feke ilçesinde çalışan bir çinko madeninde göçük meydana gelmiştir. Göçüğün
altında kalan Arif Karayavuz hayatını kaybetmiştir. Arif Karayavuz, depremin ardından
Maraş'taki arama-kurtarma çalışmalarına katılan madencilerden birisi idi.

DEPREM SONRASI ENKAZ NAKLİYESİ

Deprem sonucu yıkılan binalardan ortaya çıkan enkazlarda; insan sağlığı ve ekosistem
için zararlı olan izolasyon maddelerindeki kimyasallar, zararlı plastik türevleri ve
asbest gibi pek çok madde bulunmaktadır. Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı
Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde belirlenen kıstaslar doğrultusunda her
ilde yıkıntı atıklarının depolanacağı alanlar belirlenmiştir. Bu depolama alanları
özellikle geçirimsiz zeminlerde ve eski maden sahalarında tercih edilmiştir. İnşaat
atıklarında dezenfeksiyon ve kireçleme çalışmaları da uygulanmıştır. Enkaz kaldırma
esnasında ortaya çıkan toz ve dumanın havaya karışmaması ve tozlanmanın
engellenmesi için spreyleme yapılmış, tehlikeli ve kimyasal atık bulunan tesislerde
hasar tespit çalışmaları da süreç içinde sürdürülmüştür. İlerleyen süreçte enkazlardan
toplanan metallerin geri kazanımı için çalışmalar yürütülmesi planlanmaktadır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı


bürokratları, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüyle bir araya gelerek deprem
bölgesindeki atıl durumda olan açık maden sahalarını incelemiştir. İncelemede
bölgedeki 20 bin maden sahasının kapasitesi tespit edildi ve uygun bulunan sahaların
listesi çıkarılmıştır. Erciyes Dağı büyüklüğünde enkaz yığını ortaya çıktığını söyleyerek
bunun ortadan kaldırılması için çalışmalarının yürütülmüş ve enkazın bölgedeki açık
maden sahalarına dökülmesinin “devletin elini rahatlatacağını” ifade edilmiştir.
Yıkıntı atıkları yönetimi için alanlar belirlenirken, sahanın topoğrafyası ve jeolojisi
dikkate alınmakta, bu alanların, tarım amaçlı kullanılan arazilerde, içme ve kullanma
suları havzalarında, sulak alanlarda, taşkın riskinin yüksek olduğu yerlerde, yağmur
sularının akışını engelleyecek vadilerde, dere yataklarında, heyelan, çığ ve erozyon
bölgelerinde olmamasına dikkat edilmektedir.

Afet bölgesinde bulunan ham petrol üretim tesislerinde hasar ve performans


değerlendirmesi yapılarak kullanıma/üretime uygunluk durumları incelenmiştir.
Bölgedeki ham petrol üretim sahalarının da depremden olumsuz etkilendiği tespit
edilmiştir. TPAO Adıyaman Bölge Müdürlüğü yerleşkesi, üretim kampları ve depo ile
ambarlarında ön hasar/durum tespiti kapsamında gerekli incelemeler başlatılmış ve
hasar tespitlerinin detaylandırılmasına ilişkin çalışmalar devam etmektedir.

DEPREMDEN ETKİLENEN MADENCİLERİN TALEPLERİ

Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilin etkilendiği deprem felaketinin


ardından Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu; yaşanan
süreçten maden sektörünün de etkilendiğini ifade ederek, söz konusu deprem
bölgesinde faaliyet gösteren maden işletmeleri için Tarım ve Orman Bakanlığı Orman
Genel Müdürlüğü ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) bazı
taleplerde bulunmuştur. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’ne TİM
Maden Sektör Kurulu’ndan gönderilen yazıda, “Depremden etkilenen
illerimizde madencilik faaliyeti gösteren veya ikametgahı bulunan sektör
firmalarımızın Orman Kanunu’nun 16, 17/3 ve 18’inci maddelerine dayalı olarak
ödemeleri gereken orman bedellerinin yaşanan bu elim felaket sebebiyle OHAL süresi
sonuna kadar ertelenmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini arz ederiz.” ifadeleri
kullanılmıştır.

TİM Maden Sektör Kurulu’nun MAPEG’e gönderdiği yazıda ise özetle şu konulara
dikkat çekildi: “Deprem ile beraber etkilenen 11 il dışında yaklaşık 500 kilometrelik
alanda birçok ilin etkilendiği, haritalama çalışmalarının yapılamadığı, birçok ocakta
sıkıntıların olduğu lojistik ve makine teçhizat olarak zor durumda oldukları tespit
edilmiştir. Bu çerçevede, üretim, lojistik, makine teçhizat, eleman bulunabilirliği vb.
konulardaki eksikliklerin göz önünde bulundurulması ve TİM Maden Sektör
Kurulu olarak aşağıda listelediğimiz görüş ve önerilerimizin değerlendirilmesi
hususunu arz ederiz.”

TİM Maden Sektör


Kurulu’nun MAPEG’den
ilettiği talep listesinde şunlar
yer aldı:

-İFR veriliş sürelerinin makul


bir süre ile ertelenmesi.
-Devlet hakkı ödemelerinin
makul bir süre ile
ertelenmesi.
-Genel müdürlüğünüz tarafından yapılacak olan saha denetimlerinin 11 il çevresinde
makul bir süre ile ertelenmesi.
-İhaleden alınmış olan sahaların arama ve işletme projelerinin sunulma süresinin
makul bir süre ile ertelenmesi (en kötü şartta proje sunularak halihazır harita
hazırlanmasının kesinlikle makul bir süre ile ertelenmesi)
-İşletme ruhsatlarının temditlerinde süresi şubat, mart ve nisan aylarında dolanlar için
proje verilme süresinin makul bir süre ile ertelenmesi (en kötü şartta proje sunularak
halihazır harita hazırlanmasının süresinin makul bir süre ile ertelenmesi).
-Aramadan işletme geçecek sahaların şubat, mart ve nisan aylarında dolanlar için
proje verilme süresinin makul bir süre ile ertelenmesi (en kötü şartta proje sunularak
sondaj çalışmalarının ve halihazır harita hazırlanmasının kesinlikle süresinin makul bir
süre ile ertelenmesi)
-Arama faaliyet raporlarının (ön, genel, detay, fizibilite) süresi şubat, mart ve nisan
aylarında dolanlar için proje verilme süresinin makul bir süre ile ertelenmesi (en kötü
şartta proje sunularak sondaj çalışmalarının ve halihazır harita hazırlanmasının
kesinlikle makul bir süre ile ertelenmesi)
-Genel Müdürlük tarafından yapılacak olan mali ve teknik eksiklik tebligatlarının
süresinin makul bir süre ile ertelenmesi.
-Halihazır harita istenilen tüm taleplerde harita sunum süresinin makul bir süre ile
ertelenmesi.

yer almıştır.

DEPREM BÖLGESİNDE ENERJİ SEKTÖRÜ

Depremden etkilenen 11 ilin 2022 yılı sonu itibarıyla toplam elektrik enerjisi kurulu
gücü 24.476 MW olup ülkemiz toplam kurulu gücünün %e 23,6’sını oluşturmaktadır.
Kurulu gücün % 50’sini HES, % 16’sını ithal kömür santralleri, % 14’ünü yerli kömür
santralleri, % 13’ünü güneş ve rüzgâr enerji santralleri, % 6’sını doğal gaz santralleri
ve kalan % 1’ini diğer santraller teşkil etmektedir.

Deprem öncesinde bölge, sanayi üretiminde bir odak merkezi olduğundan büyük
tesisler önemli bir enerji talebine sahiptir. Bölgede aynı zamanda önemli bir elektrik
üretim kapasitesi de mevcuttur. Kahramanmaraş’ta özelleştirilen Afşin-Elbistan A
Termik Santrali ile
EÜAŞ bünyesinde
olan Afşin-Elbistan B
Termik Santrali
bulunmaktadır. Bu
santraller yerli linyit
ile çalışmakta olup A
santrali 1.355 MW, B
santrali ise 1.440 MW
kurulu güce sahiptir.
2022 yılında A
santralinde yaklaşık
3,7 milyar kWh, B
santralinde ise 2,8 milyar kWh elektrik üretilmiştir. Bu iki santralin toplam elektrik
üretimi ulusal elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 2’sini oluşturmaktadır.

Deprem bölgesindeki illerde özel sektör tarafından işletilen 3 ithal kömür santrali ve 1
doğal gaz santrali yer almaktadır. 2022 yılında 1.260 MW kurulu güce sahip
İskenderun Atlas Termik Santrali yaklaşık 8,7 milyar kWh, 239 MW kurulu güce sahip
İskenderun Demir Çelik Termik Santrali yaklaşık 0,9 milyar kWh, 1.308 MW kurulu
güce sahip Sugözu İsken Termik Santrali ise yaklaşık 8,3 milyar kWh elektrik
üretmiştir. Söz konusu termik santrallerin toplam elektrik üretimi ülke üretiminin
yaklaşık % 6,4’ünü oluşturmaktadır.

SONUÇ YERİNE

Kahramanmaraş depremleri sadece konut, işyeri ve altyapı üzerinde yıkıcı bir etki
yapmakla kalmadı aynı zamanda GSYH’yı diğer ifadeyle gelirleri azaltıcı etkiler de
ortaya çıkardı. Deprem sonucunda deprem bölgesinde üretimin en az 1,5 ay, en çok
da 2,5 ay duracağını düşünülmektedir. Deprem bölgesinin milli gelirden aldığı payın
% 5,7 olduğunu ve bölgenin görece az hasar almış diğer illerin hasar gören ilçeleri
için milli gelir oranını % 1 varsayarsak ve 2022 GSYH’sinin de 905 milyar dolar
olduğunu da dikkate alırsak bölgede üretim tesislerinin hasar görmesi nedeniyle
karşılaşılacak ulusal gelir kaybının en az 7,6 en çok da 12,6 milyar dolar tahmin
edilmektedir.

Gelinen bu durumda, bölgeden ülkenin farklı bölgelerine doğru yaşanan önemli bir
göç yaşandığı önemli bir olgudur. 17 Şubat’ta medyada bölgeye kayıtlı 2,5 milyon
mobil telefonun bölge dışından sinyaller verdiğine dair haberler yayınlanmıştır. Bu
verilerden yola çıkarak 4 ya da 5 milyon kişinin bölgeyi terk ettiği sonucuna
varılmakta.2 Bu göçün kalıcı olması halinde bölgedeki üretimin yavaşlaması kaçınılmaz
olacaktır. Bu durumda, üretimin yalnızca 1,5 ila 2,5 ay durabileceği şeklindeki
varsayımlar çok iyimser kalacak, bölgedeki gelir kaybı, elde ettiğimiz 12,6 milyar
dolarlık üst sınırın üzerinde gerçekleşebilecektir.

Madencilik sektörü açısından başta inşaat sektörü olmak üzere bölgenin yeniden
yapım çalışmalarında gereken hammadde ihtiyaçlarının karşılanması için tedbir
alınmasında fayda vardır.

Kısa Vadede
İşletmelerin faaliyet raporu bildirim, devlet hakkı ve vergi gibi hukuki
yükümlülüklerinin ertelenmesi,
Afetzedelerin oluşturulacak afet yerleşim alanlarındaki ısınma ihtiyacını karşılamak
amacıyla yeterli yerli kömür desteği sağlamak üzere üretim kapasitesinin artırılması,
Yıkıntılardan çıkarılacak demir, moloz ve atıkların ayrıştırılarak yeniden kullanımına
yönelik belirli alanlarda toplanmasının ve kullanılmasının sağlanması,
Bölgede ihtiyaç duyulacak inşaat malzemelerinden çimento ve agreganın teminine
yönelik bölgedeki mevcut ve yeni açılacak taş ocaklarının üretim artışı yatırımlarının
desteklenmesi,

2
Birgün Gazetesi 21.02.2023.
edilmesi ve ihtiyaç duyulan bakım-onarımların yapılması.

Orta Vadede
ndırılmasında önemli bir potansiyele sahip olduğu
düşünülen ve Afşin-Elbistan B Termik Santraline kömür temin etmesi planlanan
Türkiye Kömür İşletmesi uhdesinde bulunan Çöllolar Linyit Sahasının işletmeye
alınması.

Uzun Vadede
işletilmesi zorunluluğu nedeniyle kırsal kalkınma
açısından kritik öneme sahip yapılacak yeni madencilik yatırımları için depremden
doğrudan etkilenen ilçe ve
merkezler baz alınarak nitelikli ve özel devlet yardım mekanizmaları geliştirilmesi,
olmalıdır.

Dünyanın deprem üreten ikinci büyük coğrafyasındayız. Bu felaketler bize ulusal bir
maden kurtarma ekibi kurmamız gerekliliğini gösteriyor. Deprem yaşandığı
durumlarda ilk verilerin doğru alınması ve nokta atışıyla insanları kurtarmaya
yönelmek doğru olacaktır. Bu nedenle madenciler bu konuda görevlendirilmeli, plan
ve projeler geliştirilmeli eğitim, iletişim, bilgi birikimi aktarımı yapılmalıdır.

Madenciler için yapılacak çeşitli eğitimlerde bir çok afet durumu ya da kaza için
modüller geliştirilmelidir. Felaket ve kaza senaryoları üzerine çalışılmalı, ihtiyaç
durumlarına göre eğitimler çeşitlendirilmeli ve periyodik olarak yinelenmelidir.
Ülkemizde yaşanan ve yaşanacak olan bu türden felaketlerde madencilerimizi fiziksel
ve psikolojik olarak hazırlamak ve bu alanı daha da geliştirerek madencilerimizi
felaketlere hazırlamalıyız.

Nadir AVŞAROĞLU
Maden Mühendisi
Mart - 2023

You might also like