Professional Documents
Culture Documents
Ulusal Deprem Konseyi Raporu-2002
Ulusal Deprem Konseyi Raporu-2002
Ulusal Deprem Konseyi, 21 Mart 2000 gün ve 2000/9 sayılı Ba bakanlık Genelgesi uyarınca
olu turulmu ve ilk toplantısını 18 Mayıs 2000 günü yaparak çalı malarına ba lamı tır. Deprem
konusuyla ilgili çe itli alanlardan seçilen yirmi uzmandan olu an ve ba ımsız bir yapıya sahip olan
Ulusal Deprem Konseyi’nin ba lıca görevleri, Ba bakanlık Genelgesinde, depremle ilgili konularda (i)
kamuoyuna güvenilir bilgi vermek, (ii) öncelikli ara tırma alanları belirlemek, (iii) kamu yetkililerine
danı manlık yapmak ve (iv) etik konularıyla ilgili ba vuruları de erlendirmek olarak tanımlanmı tır.
Konsey bu görevleri do rultusunda çe itli etkinliklerde bulunmakla birlikte, yerine getirilmesi gereken
önemli bir görevin deprem zararlarının azaltılmasına yönelik önlemlerin ve çe itli alanlarda yapılması
gereken çalı maların derlenip sistematik bir düzen içinde sunulması oldu u dü üncesiyle, bunu
gerçekle tirmeyi kendisine dü en önemli bir ödev saymı tır.
‘Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi’, Konseyin bir yılı a an süredir yürütmekte oldu u
çalı maların ürünüdür. Bilindi i gibi, depreme hazırlıklı olma stratejileri, (i) ‘Risk Yönetimi’ (deprem
öncesi hazırlık çalı maları) ve (ii) ‘Afet Yönetimi’ (deprem sonrası çalı maları) olarak iki genel ba lık
altında toplanmaktadır. Deprem sonrasına ili kin hazırlık çalı maları günümüzde ilgili kurulu larca
yürütülmektedir. Bu rapor, a ırlıklı olarak, birinci grupta yer alan ve deprem öncesinde yapılması
gereken geni kapsamlı, orta ve uzun dönemli deprem zararı azaltma çalı maları üzerinde
yo unla maktadır. ‘Deprem’ özelinde düzenlenmi olmasına kar ın, raporun di er ‘afet’ türleri için de
önemli ölçüde geçerli oldu u dü ünülmektedir.
Deprem öncesinde yapılması gereken ve Türkiye’de sahipsiz kalmı görünen zarar azaltma
çalı maları, geni kapsamlı olup çok sayıda alanı ilgilendirmekte ve yo un etkile imli birçok i lemin
gerçekle tirilmesini gerektirmektedir. Raporda, bunlar ele alınıp irdelenmekle birlikte, ilgili tüm
konuların derinlemesine incelendi i söylenemez. Konsey üyesi uzmanların yakından bildikleri
konulara raporda, do al olarak, daha fazla a ırlık verilmekte, çok yakından bilinmeyen konularda ise,
yanıltıcı olabilecek görü ler belirtilmesinden kaçınmaya özen gösterilmektedir.
Ülkenin deprem sorunuyla ilgili bir konu ele alındı ında, önce bir durum saptaması ile bugün
görülen aksaklık ve eksiklikler özetlenmekte, bunların nedenleri kısaca irdelenmektedir. Daha sonra, o
konuda ba arı sa layabilmek için yapılması gerekti i dü ünülen uygulamalarla ilgili öneriler
gerekçeleriyle birlikte sunulmaktadır. Bu önerilerin gerçekle tirilmesinde hangi kurulu ların katkılar
verebilece ine ili kin dü üncelere de yer verilmektedir. Bu çalı manın bir eylem ya da uygulama planı
de il, bir strateji raporu oldu u gözden kaçırılmamalıdır. Rapor bu anlayı içinde düzenlenirken,
önerilerin ilke düzeyinde tanımlanmasıyla yetinilmi , uygulama ayrıntılarına girilmemi , daha do rusu,
Konsey’in uygulama ayrıntılarını düzenleme konusunda yetkili ve bilgili olmadı ı göz önünde
tutulmu tur.
Ulusal savunma gibi, siyaset üstü bir konumda olması gereken ‘Ulusal Deprem Stratejisi’ ile ilgili
olan bu raporda ilke düzeyinde sunulan önerilerin hayata geçirilebilmesine yönelik bir ‘Uygulama
Planı’ çalı ması yapılmasının gerekli oldu u dü ünülmektedir. lgili kurum ve kurulu ların katılımıyla
gerçekle tirilebilecek geni kapsamlı bir çalı mada, konunun çe itli boyutları birer panel tarafından ele
alınarak tartı ılmalı ve ayrıntılı uygulama yöntemleri içeren somut öneriler geli tirilmelidir. Panel
çalı maları arasında etkile im ve e güdüm sa lanmalı, panel raporları biribiriyle uyumlu duruma
getirilerek tutarlı bir ‘Uygulama Planı’ olu turulmalıdır.
Deprem zararlarının azaltılması do rultusunda, çe itli kamu kurulu larına, yerel yönetimlere, sivil
toplum örgütlerine, üniversitelere ve di er e itim kurulu larına önemli görevler dü mekte, yurtta lar da
bireyler olarak çe itli sorumluluklar ta ımaktadırlar. Bu görev ve sorumlulukların aydınlatılması ve
netle tirilmesine yardımcı olabilece i umuduyla, Ulusal Deprem Konseyi’nin bir kollektif çalı ması
ürünü olan ‘Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi’ raporunu saygılarımla bilgilerinize
sunuyorum.
1.1. Amaç
1.2. Kapsam
2.1. Genel
Her iki kurum bünyesinde ulusal ve kurumsal olarak, ara tırma nitelikli
gözlem ve çalı malar bir arada yürütülmektedir. ‘Ulusal Sismik A ’ i leten bu
iki kuruma ek olarak, stanbul Teknik Üniversitesi, Orta Do u Teknik
Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, TÜB TAK Marmara Ara tırma
Merkezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Devlet Su leri gibi kurumların da
bünyesinde izleme ve ara tırma için çalı tırdıkları küçük çaplı ve bölgesel
yerel sismik a lar ve istasyonlar bulunmaktadır. Bu kurumlarda ‘Ulusal Sismik
A ’ i letimi ile u ra an personelin verim ve ba arısı tamamen kendi insiyatif,
özveri ve gayretleri ile orantılıdır. ‘Ulusal Sismik A ’ i letimi ile u ra mak
gerek mesleki ve gerekse akademik bir kazanç sa lamamaktadır. Bu nedenlerle
617 sayılı yasa dı ında bir kurumla maya gereksinme vardır.
Yerbilim Verileri
Depremlere ait her türlü sismolojik veriler (depremlerin da ılımı,
büyüklük, derinlik, faylanma mekanizması, kaynak parametreleri,
tarihsel dönem katologları ve aletsel dönem kayıtları/sismogramlar,
kuvvetli yer hareketi kayıtları, makrosismik veriler, vb.)
Mühendislik Bilgileri
Yapı hasarı istatistikleri (binalar, köprüler, haberle me ve sanayi
tesisleri, ula ım yolları, altyapı, vb.)
Sa lık hizmetleri
Referanslar
2.4.3. GPS (Uzaydan Yer Belirleme) Veri Bankası
1988 yılından beri deprem konularıyla ilgili olarak yapılan uzaydan yer
belirleme-GPS ölçümleri ile ilgili veriler Harita Genel Komutanlı ı’nda belirli
bir statü çerçevesinde toplanmaktadır. Ayrıca, bazı üniversitelerde de uzaydan
yer belirleme gözlemleri ve ara tırmaları yapılmaktadır. Günümüzde GPS
aletleri yazılım ve ölçümlerinin yaygınla ması ve bu verilerin, tektonik hızları
1-2mm/yıl hata ile verebilmesi, bu verilerin deprem tehlikesi olan alanların
belirlenmesi açısından önemini artırmı tır. Bu nedenle, yerbilimlerinin temel
bir konusu haline gelen bu verilerin en azından bilimsel ara tırmalara ve bilim
adamlarına, bazı sınırlamaların kaldırılarak açık tutulması, bu konunun daha iyi
anla ılması açısından son derece önem ta ımaktadır. Deprem Bilgi Bankası’nın
bir alt elemanı sayılabilecek olan, Uzaydan Yer Belirleme-GPS Veri Bankası,
yeterli altyapı ve yeti mi elemana sahip olan TÜB TAK’ta olu turulabilir.
1. Kaynak Destekleri: zemin ve risk ara tırmaları, bir kez de yapılsa, uzman
i gücü ve harcamalar gerektirir. Bunlar, e de er nitelikte ve ortak bilimsel
standartta olmalıdırlar. Belediye, çevre iyile tirme ve yapı güçlendirme
uygulamalarında da kredi ve desteklere gereksinme duyacaktır. Bu
kaynakların uzun dönemli borçlandırmalar ve projeler bazında sa lanması
en uygun yakla ımdır. Bunun için Zorunlu Deprem Sigortası kaynaklarına
özellikle ba vurulabilmelidir. Yurtta ların do rudan katkıları ile
Türkiye’nin en büyük parasal rezervi olmaya do ru giden sigorta
kaynaklarının yıllık gelirlerinin bir bölümünün zarar azaltacak çevre
iyile tirme ve yapı sa lamla tırma i lerinde kullanılması, bunun yerel
yönetimler aracılı ıyla ve projeler dayana ıyla yürütülmesi, uzun dönemde
bütün taraflar için büyük yararlar sa layabilir.
Bir yapının yeterli deprem güvenli ine sahip olup olmadı ı, o yapının
geçerli olan deprem yönetmeli i ile di er yapı yönetmelikleri gereklerine ve
teknik kurallara uygun olup olmadı ına bakılarak de erlendirilir. Bir ba ka
deyi le, o sırada yürürlükte olan deprem yönetmeli inin deprem güvenli i
ölçütleri, yapılarda aranan deprem güvenli i düzeyini de belirler. Deprem
yönetmeliklerinde çe itli performans düzeyleri temel alınabilirse de, bugün
konut ve i yeri gibi özel olmayan binalar için yaygın olarak benimsenen
“deprem güvenli i” anlayı ı öyle tanımlanabilir: Bir yapı, (i) hafif bir
depremde hasar görmemelidir; (ii) orta iddette bir depremde hasar görebilir,
ancak bu hasar kolayca onarılabilir nitelikte olmalıdır; (iii) iddetli bir
depremde ise onarılamayacak kadar a ır hasar bile kabul edilebilir, ancak bina
göçmeden ayakta kalabilmeli ve can kaybına neden olmamalıdır. Bu raporda
sıkça kullanılan “yeterli deprem güvenli i” deyimi bu tanımla algılanmalı,
yeterli deprem güvenli ine sahip oldu u belirlenen bir binanın en iddetli
depremden bile hasarsız çıkması beklenmemelidir.
Sayıca yeterli ve yetkin bir e itim kadrosu olu turulmadan teknik eleman
yeti tirecek yeni üniversiteler açılmamalıdır. Açılmı olanların e itim
kadrolarının güçlendirilmesi sa lanmalıdır. Bunun sa lanamadı ı
durumlarda, yetersiz bölümler kapatılmalı, yetersiz teknik elemanlar
üretilerek teknik eleman enflasyonu yaratılması önlenmelidir.
Meslek içi e itim geli tirilmeli, gerekirse zorunlu kılınmalıdır. Bir görevin
yerine getirilmesi anlayı ı içinde düzenlenen yüzeysel kursların fazla
yararlı olmadı ı bilinmektedir. Bu kursların düzenli biçimde ve belirli
içeriklerle uygulanması ve bir sınav yapılarak ba arının de erlendirilmesi
sa lanmalıdır.
Varolan yapı stokunun deprem güvenli ine kavu turulması ile ilgili
olarak yukarıda özetlenen i lemlerin gerçekle tirilebilmesi, pek çok ko ula
ba lıdır. Bunların ba ında, parasal, yasal ve yönetsel konular gelmektedir. Bu
i lemler için gerekli olan kayna ın yaratılması, verimli biçimde kullanılması ve
geri dönü ünün sa lanması gerekmektedir. Hem kaynak sa lama
mekanizmasının, hem teknik i lemlerin verimli biçimde yürütülebilmesi, iyi
düzenlenmi yönetim örgütlenmeleri gerektirir. Bu düzenlemelerin de ancak
de i tirilecek ya da yeni çıkarılacak yasa, yönetmelik gibi yasal belgelerle
sa lanabilece i açıktır.
Yukarıda sözü edilen çalı malar sonucunda geli tirilen yöntemler ile
yabancı kaynaklardan alınarak Türkiye ko ullarına uyarlanan de erlendirme ve
güçlendirme yöntemlerinin uygulanmasında hizmetlerinden yararlanılacak
teknik personelin e itimi konusu önemle ele alınmalıdır. Bu amaçla, meslek
odalarının üniversiteler ve Bayındırlık ve skan Bakanlı ı ile i birli i içinde,
de i ik düzeylerde ve çok sayıda kurslar düzenlemeleri, sınavlar uygulamaları
ve sınav sonuçlarına dayalı belgeler vermeleri sa lanmalıdır. Özellikle
güçlendirme tasarımı ve yapımı alanındaki e itim uygulamalarının, yukarıda
de inilen ‘Yetkin mühendis’, ‘Yetkin mimar’ sistemi ile ili kilendirilmesinin
uygun ve elveri li olabilece i dü ünülmektedir.
sıralanabilir.
Günün belirli saatlerinde çok sayıda insan barındıran okul ve hastane gibi
binalar,
Kısa sürelerle de olsa pek çok ki inin birarada bulundu u sinema, tiyatro,
konser salonu, konferans salonu, stadyum gibi yapılar ile,
Göçmesi sonucunda çok sayıda yerle im bölgesini, sel gibi yeni bir afete
maruz bırakabilecek barajlar ve di er su yapıları.
4.6. Onarım/Güçlendirme Yönetmeli i
Zarar azaltma giri imlerinde, özellikle ‘Yerel Toplum Kurulu ları’ çok
yönlü katkılarda bulunabilirler. Mahallelerde olu turulacak gönüllü kurullar,
olası depremlerde mahallelerin ne gibi riskler altında oldu unu inceleyerek,
yapıla ma ve çevre kullanımına ili kin pek çok uyumsuz davranı örne inin
ortaya çıkarılmasında, yerel toplumun dikkatine getirilmesinde ve bunların
giderilmesinde, hiçbir resmi müdahaleye gerek kalmaksızın birincil rol
oynayabilirler. Ayrıca, deprem sonrasında ilk yardım ve kurtarma konularında
planlar yapıp bu konuda bilgi ve belirli düzeylerde beceriler kazandırmaya
yönelik e itim programları düzenleyebilirler; bunlara katılabilirler. Bu tür
olu umların cesaretlendirilerek, örnekler gösterilerek ve kimi maddi destekler
sa lanarak yaygınla tırılması, hazırlıklı bir kentsel toplum kültürü
geli mesinde en önemli adımdır. Bu nedenle ‘Mahalle Afet Yönetimi’
türündeki giri imlerin geli tirdikleri projelere yerel yönetimlerce öncelikler
verilmesi, bu olu umların mahalle muhtarlıklarınca tanınarak yerel
yönetimlerin çe itli etkinliklerinde temsil hakları kullanmaları ve yerel yatırım
kararlarına katılmaları sa lanmalıdır. Bu yakla ımın, giderek mekansal
temsiliyete dayalı demokratik i leyi ler getirmesi beklenmelidir.
Deprem sonrası acil durum yönetimi konuları ile zarar azaltma (ya da risk
yönetimi) amaçlı çalı maların farklı kurulu lar tarafından yürütülmesine ve
ayrı alt sistemler olu turmalarına özen gösterilmelidir.
a. Kapsam
c. Do al Afetler
d. Araçlar
e. Denetim
f. Katılım
g. Di er Düzenlemeler
Ne var ki, henüz bilimsel açıdan yeterli bir risk de erlendirmesine dayalı
olmayan ve vergi gibi prim ödeme programları gerektiren bu sigorta, yeterli bir
prim farklıla ması yaratmamakla sigortanın önemli bir üstünlü ünden
yararlanmamakta, yurtta ları güvenli yapılarda ve kentsel çevrelerde oturmaya
yönlendirecek yeterli bir güç olu turmamaktadır. Öte yandan, yakında çok büyük
ölçeklere eri mesi umulan sigorta kaynakları, yalnızca deprem sonrası zararları
tazmin etme ödevini üstlenmi tir. Sigorta, bu durumu ile can kayıplarını ve bu
kayıplara yol açan güvenliksiz ve niteliksiz çevre ve yapıla manın iyile tirilmesi
gereklerini göz ardı etmektedir. Sigorta kaynakları, bu edilgen tutumla, pasif bir
birikim ve yalnızca tazminat parasını güvenceye alan bir sistem olu turmaktadır.
Oysa, yasa tasla ının 18. maddesine bir hüküm eklemekle, yıllık sigorta
gelirlerinin belirli bir oranının (%15-20), deprem zararlarını azaltmak üzere yapı
ve çevre güvenli i proje ve yatırımlarına ayrılması sa lanabilir. Gerekiyorsa,
kaynakların yeterli bir büyüklük kazanması açısından, bu uygulama için bir hedef
yıl (örne in 2005) tanımlanabilir. Önemli olan, bu konunun yasada ba layıcı bir
biçimde düzenlenmesi ve bu i leyi in kurumla tırılmasıdır.
7.8. Di er Düzenlemeler
8.1. Genel
Karada bulunan bölümü oldukça iyi çalı ılmı olan Kuzey Anadolu Fay
Zonu’nun Marmara Denizi içinde de sürdü ü bilinmekle birlikte, bu bölümü
1999 depremlerine kadar incelenebilmi de ildi. Bu depremler üzerine, son
birkaç yılda TÜB TAK Deniz Ara tırmaları Koordinatörlü ü e güdümünde ve
neredeyse tümü uluslararası kaynaklardan kar ılanan birçok özel ara tırma
gemisi, Marmara Denizi’nde ölçüm ve incelemeler gerçekle tirdi. Bu
çalı malardan alınan veriler de erlendirildikçe, bu bölgenin deprem yaratma
potansiyeli daha gerçekçi biçimde anla ılmaktadır. Marmara Denizi’nde
yapılan bu türdeki çalı maların, aktif fayların yo un olarak bulundu u Ege
Denizi ve Akdeniz’de de gerçekle tirilmesi gereklidir.
BÜ Bo aziçi Üniversitesi
DS Devlet Su leri
RG Resmi Gazete