Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 30

YUNAN 

MİTOLOJİSİ
I

Dr. Öğr. Üyesi Akın TEMÜR
Sunumda yer alan tüm fotoğraflar telif hakkına sahiptir. Yalnızca eğitim amaçlı olarak 
kullanılmıştır. Başka bir amaç için kullanılamaz. Metin kısmı Ş. Can’ın «Klasik Yunan 
Mitolojisi» kitabından uyarlanmıştır.
7. ATHENA (Minerva)

Bir adı Pallas olan Athena baş tanrı Zeus’un


kızıdır. Zeka tanrıçası olan Athena garip bir şekilde
dünyaya gelmiştir. Annesi Metis (hikmet tanrıçası,
Okeanos ile Tethys’in kızı) yani hikmet’dir Zeus her
bakımdan bütün tanrıların en kudretlisi en
mükemmeli olduğundan şairler onda hem maddi
kuvvet ve kudretin hem de akıl ve hikmetin birleşmiş
olduğunu anlatabilmek için derler ki, o hikmeti yani
Metis’i yutmuş, kendi içine atmış ve onu kendine
katmıştı.
(Metis baş tanrıdan gebe kaldığı sırada ona biz kız
doğuracağını ondan sonra doğuracağı erkek
çocuğunun ise kainatın efendisi olacağını söyler.
Bunun üzerine Zeus Metis’i yutar). İşte bu suretle
Zeus kafasıyla zeka tanrıçasına gebe kalmıştı.

Akıllı ve zeki Zeus, Metis’i uzun zaman


kafasında taşıdı ondan kurtulma zamanı gelip
çatınca demir ve ateş tanrısı Hephaistos’u çağırdı.
Hephaistos: “başım çatlayacak gibi ağrıyor, artık
dayanamıyorum. Anlıma hızla keskin baltanı vur
orayı yar, korkma sen buyruğumu yerine getir ben
başıma ne geleceğini biliyorum dedi. Hephaistos
baltasını Zeus’un alnına indirdi. O anda yarılan
yerden zafer çığlığı kopararak güzel bir kız çıktı. O
tepeden tırnağa kadar silahlıydı. Onun başında
altın bir miğfer, elinde bir mızrak ve bütün
vücudunu kaplayan parlak bir zırh bulunuyordu
Athena zeka, aydınlık tanrıçası fırtınaların
gürültüleri arasında bakire olarak doğan bir harp
tanrıçası olarak da sayılırdı. O Yunanlılar içinde
yenilmez bir savaşçıydı. Cesareti hiçbir Tanrıyla
kıyaslanamazdı. İlyada’ya göre, Athena’nın sakin
ve düşünceli cesareti, kör kuvvetin ve harbin
tanrısı olan Ares‘inkinden üstün sayılırdı. Çünkü o
Zeus’un kafasından doğmuş ondan cesaret ve
yiğitlik, anası Metis’den fazilet ve kurnazlık
almıştır.
Bu yüzden onun cesareti kurnazca, yiğitliği
sessizceydi. O gösteriş ve yaygarayı sevmezdi.
Kabalıktan ve her türlü zulümden iğrenirdi. Temiz
kalpliydi, adaletten hoşlanırdı.

Zeka tanrıçası Athena bazen yeryüzüne iner


savaşlara karışırdı. O en çok kahramanların ve
yiğitlerin safında savaşırdı. Bu yüzden ona
Promakhos hak uğrunda ilk safta vuruşan,
Alalkomene düşmanı süren, kovalayan adları
verilmiştir.
Aynı zamanda o şehirlerin koruyucusu ve
bekçisiydi. Sevdiği şehirlerin kalelerinde
burçlarında, saldırganlara karşı savaşırdı. Athena
yalnız savaşları sevmezdi, barışları da severdi.
Barışın nimetlerini medeni hayatın güzelliklerini
zafer kazanan kralların kalplerine ilham ederdi. Bu
yüzden medeniyetle ilgili her şeyin koruyucusu
sayılırdı. En mükemmel bir işçi kız Hergane idi.
Terzilerin çömlekçilerin tanrıçası sayılırdı.
Marangozlar, gemiciler, çiftçiler, arabacılar,
heykeltıraşlar onun yardımıyla işlerini başarırlardı.
Yani, insan zekasının ortaya koyduğu her şey
Athena’nın eseriydi.
Athena’nın Flütü İcad Etmesi
Athena bir gün rüzgârların ormanlar arasından
geçerken çıkardıkları fısıltıları taklit etmek istedi. Bir
geyik kemiği parçası aldı. Deldi bir flüt yaptı. Sonra
Olympos’a çıktı. Bütün tanrıların bulunduğu bir
anda icat ettiği flütü çaldı. Fakat flütü üflerken
aortları şiştiğinden güzel yüzü çirkin bir hal aldı bu
yüzden Aphrodit ve Hera onunla alay ettiler.
Gücenen Athena berrak bir kaynağın başına gitti.
Suya bakarak flütü tekrar çaldı. Sonunda kendisiyle
alay edenlere hak verdi. Kızıp flütü attı. O günden
beri hiç kimse yüzünün şeklini bozmadan
yanaklarının şişirmeden flüt çalamaz.
Atina kentiyle aynı adı taşıyan Athena şehrin
koruyucusu ve en önemli tanrıçasıdır. Atinalılar
baş tanrıça olarak inanmışlar, Akropolis de adına
önemli tapınaklar inşa etmişlerdir. Genel olarak
resimlerinde savaşçı kimliği ön planda tutularak
başında miğferi göğsünde aigisi ellerinde kalkanı
ve mızrağıyla betimlenmiştir. Silahlı olması
tanrıçanın doğuşundan beri var olan bir
özelliğidir.
Tanrıçanın Hermes ve Hephaistos ile yakın
ilişkileri vardır. El işlerinde Athena ve Hephaistos
zanaatkâr olarak ortaklaşa tapınım görürlerdi.
Athena’nın silahlarını da Hephaistos yapmıştır.
Haber tanrısı Hermes’le olan yakınlığı ise onun
da kahramanlara rehberlik etmesinden dolayıdır.
Pallas sıfatıyla tanımlanması da doğuştan beri
silahlarlını taşımasından gelmektedir.
İlk olarak M.Ö. 560 gerçekleştirilen ve 4 yılda bir
tekrarlanan Panathenaia Şenlikleri’nde
yarışmacılara verilen ödül amforalarının bir
yüzünde de tanrıçanın silahlı resimleri
görülmektedir. Pallas Athena olarak resmedilen
tanrıçanın başında miğferi sol elinde kalkanı sağ
elinde mızrağıyla hedefe doğru atarken
resmedilmiştir. Bu amforalar genellikle 60‐70 cm.
yüksekliğinde kazanan sporculara halis zeytinyağı
konularak ödül için üretilmişlerdir.
Erikhthonios

Athena yeni silahlar yapması için Hephaistos’a


başvurur. Demirci tanrı bu iş için ödeme kabul
etmez bunları ancak aşkı karşılığın da yapacağı
söyler. Bu sözleri ciddiye almayan tanrıça
Hephaistos’un kızgın demire şekil vermesini
izlemek için atölyesine gider. Arkası dönük olan
Hephaistos tanrıçanın kendini izlediğini görünce
birden dönerek tanrıçaya şehvetle sarılmaya
çalışır, Athena elinden kurtulmak ister aralarında
bir mücadele başlar.
Şehveti kabaran tanrının tohumları tanrıçanın
bacağına akar. Bu pislikten tiksinen Athena bir yün
parçasıyla silerek yere atar. Toprak döllenir ve bir
çocuk dünyaya gelir. Yer tanrıçası çocukla bir
ilgisinin olmadığını ve onu büyütemeyeceğini
söyleyerek tanrıça Athena’ya teslim eder. Çocuğu
alan Athena ona yün ve toprak kelimelerini
çağrıştıran Erikhthonios adını verir.
Tanrıların çocuğu görmesini istemediği için bir sepetin
içine yatırır ve Atika’nın kurucu kraIı Kekrops’un büyük kızı
Aglauros‘a teslim eder. Meraklarını gidermeyen Aglauros
ve kız kardeşleri sepeti açtıklarında iki yılan tarafından
korunan bebeği ve yılan biçimindeki bebeğin bacaklarını
görünce şaşırıp kalırlar. Korktukları ve tanrıçanın
emanetine ihanet ederek sırrını öğrendikleri için çıldırırlar
ve Akropolis’in kayalıklarından atlayarak intihar ederler.
Tanrıça Erikhthonios’u Akropolis’teki tapınağında büyütür.
Sonra da Kekrops onu iktidara getirerek Atinanın ilk kralı
yapar.
Tanrıça bakiredir ancak bu konuda Artemis’ten ayrılır. O
erkeklerden kaçmaz. Özellikle kahramanları sever ve
korur. Onların akıl danışmanları ve yol göstericileri olur.
Darda kaldıklarında yardımlarına koşar. Bu
kahramanlardan ilki Herakles’tir. Herakles 12 zor işi
başarırken arkasında her zaman Athena’nın desteğini
görür. Aynı şekilde Medusa’nın başını keserken Perseus’a
ve Troia savaşında ise Akhileus’a yardım eder
Lidyalı Güzel Arakne’nin Örümcek Oluşu

Athena insanların yaptığı bütün sanatların ve


işlerin bilhassa kadın parmaklarının yaptığı ince
nakışların işlemelerin örmelerin koruyucusudur. Hera’nın
gelinliğini nazik elleriyle o hazırlamıştır. Bu gibi işlerde
çok ileri giden Yunan kadınları sanatlarını Athena’dan
öğrendiklerini söyleyerek övünürlerdi. Fakat iyi kalpli ve
barışçı Athena’nın kızarak kalp kırdığı ve intikam aldığı da
oluyordu. Efsaneye göre Lidyalı güzel Arakne gergef
işlemekte o kadar çok ileri gitmiştir ki arada sırada
Nympheler bile ormanlardan ayrılarak onun sanatını
izlemeye gelirlerdi.
Bir gün periler bu kadar güzel sanatı sana zeka tanrıçası mı öğretti
dediler: Arakne o kim ki benimle boy ölçüşebilir, ben bu işte
herkesi Hatta Athena’yı bile geride bırakırım diye karşılık verir.
Athena bütün bunları işitir. İhtiyar bir kadın şekline girerek
Arakne’nin yanına gelir. Yorgun ve bitkin vücudunu göstererek
kızım der: ihtiyarlık insana yalnız keder ve üzüntü getirmez
tecrübe de getirir. Öğütlerimi yabana atma sanatında çok ileri
gitmiş olabilirsin, fani kadınları, kızları geçebilirsin fakat bir
tanrıçanın kudreti sanatı her şeyin üstündedir.
Kendini o kadar büyük görme. Arakne ben kendimi büyük
görmüyorum hakikati söylüyorum isterse Athena gelsin ben
onunla da yarışa girerim der. İşte o geldi diyerek zeka tanrıçası asli
şekline döner. Bunun üzerine ikisi de yan yana oturarak gergef
işlemeye başlarlar. İşleme bitince Athena Arakne’nin işinde hiçbir
kusur bulamaz. Onun el işi çok güzel ve mükemmeldir. Athena
buna büsbütün kızar. Kızın işlediği gergefi parçalayıp atar. Bu
hakaretten çok müteessir olan Arakne kendini asmak ister. Fakat
Athena ona acır ve talihini değiştirir. Sen ölmeyeceksin
yaşayacaksın fakat benimle boy ölçüştüğün için hayatın her
zaman ağ üstünde geçecektir der ve onu örümcek yapar.

You might also like