Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 14

11.

SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ŞİİR  “Güzel olan her şey”in şiire konu
ÜNİTESİ DERS NOTU olabileceği kabul edilmiş, şiirin konusu
genişletilmiştir.
ŞİİR ÜNİTESİ KONULARI  Bireysel duygulanmalar ağırlık
kazanmıştır.
Tanzimat Dönemi Şiiri  Divan şiiri nazım biçimleri terk edilmeye
 Servetifünun Şiiri başlanmış, eski biçimlerin yanı sıra karma
 Fecriati Şiiri nazım biçimleri kullanılmış ve Batılı nazım
 Millî Edebiyat Dönemi Şiiri biçimleri denenmiştir.
 Sade Dil ve Heceyle Yazılan Şiir  Aruz ölçüsü kullanımı devam etmiş, bazı
 Saf Şiir (Öz Şiir) eserlerde heceye de başvurulmuştur.
 Manzum Hikâye  Bu dönemin şiiri Servetifünun’a örnek
 Cumhuriyet Dönemi'nin İlk Yıllarında olmuştur.
Şiir  Muallim Naci, bu dönemde yaşadığı hâlde
 Türkiye Dışındaki Çağdaş Türk Şiiri divan edebiyatını savunmuştur.
 Abdülhak Hamit Tarhan, Recaizade Mahmut
Ekrem romantik anlayışla şiir yazmışlardır.
TANZİMAT I. DÖNEM ŞİİRİ (1860-1876)  Bu dönemin önemli şairleri şunlardır:
 Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak
 Bu dönem sanatçılarına göre Hamit Tarhan, Muallim Naci...
edebiyat, halkı eğitmede bir araçtır.
 “Sanat toplum içindir.” anlayışı
benimsenmiştir. TANZİMAT DÖNEMİ ŞAİRLERİ ( I. ve II.
 Edebiyatta hak, adalet, millet, halk, Dönem)
vatan, özgürlük, eşitlik gibi kavramlar ilk kez
kullanılmıştır.  Her iki dönem şairleri biçim yönünden
 Dilde sadeleşme fikri savunulmuş fakat Divan şiiri geleneğine bağlı kalmışlardır.
bunda tam başarılı olunamamıştır.  Her iki dönem şairleri romantizmin
 Divan şiiri nazım şekilleri kullanılmış (gazel, etkisinde kalmışlardır. Bu dönem şiirinin Batı
kaside, murabba, terkib-i bend) ama düşüncesiyle klasisizm ve romantizm edebi
şiirin içeriği (özü) değişmiştir. akımlarıyla ilişkisi vardır.
 Genelde aruz ölçüsü kullanılmış, hece  1.dönem şairleri toplum için sanat
ölçüsü de denenmiştir. anlayışını; 2.dönem şairleri ise sanat için sanat
 Şinasi, klasisizmden; Namık Kemal, anlayışını benimsemişlerdir.
romantizmden etkilenmiştir.  1.dönem şairleri vatan, millet, adalet gibi
 Bu dönemin önemli şairleri konuları ele alırken; 2. dönem şairleri aşk,
şunlardır: İbrahim Şinasi, Namık Kemal, Ziya doğa, ölüm gibi konuları ele almışlardır.
Paşa...  Dolayısıyla konu ve temada yenilik yapmayı
TANZİMAT II. DÖNEM ŞİİRİ (1876-1896)  başarmışlardır.
 “Sanat sanat içindir.” anlayışı  1.dönem şairleri dilde sadeleşmeyi
benimsenmiştir. amaçlamış ancak bunda başarılı
 Eserlerde dil ağırlaşmış, sanatlı söyleyişe olamamışlardır. 2. dönem şairleri ise ağır olan
önem verilmiştir. bu dili daha da ağırlaştırmışlardır. Şiirde sanatlı
 Şiirde felsefi düşünceler, ölüm, tabiat, söyleyiş her iki dönem şairleri için de amaç
karamsarlık, aşk, özlem gibi konular olmaktan çıkmıştır.
işlenmiştir.
1 / 14
 İki dönemin şairleri de şiirde parça  Şiirin konusunu genişletmiştir. Akıl, medeniyet,
güzelliğini bırakıp bütün güzelliğine ve konu hak, adalet, kanun gibi kavramları şiirde
kullanan ilk şairdir. 
birliğine önem vermiştir.
 Akılcı ve mantıkçıdır.
 Aruz ölçüsü kullanılmaya devam ederken az  Gazete ve edebiyatı halkı eğitmede bir araç
da olsa hece ölçüsü kullanılmıştır. olarak görmüştür. 
 Gazel, kaside, terkib-i bent gibi eski nazım  Agâh Efendi ile birlikte 1860′ta ilk özel gazete
şekilleri kullanılmaya devam etmiştir. olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. Türk
 Özellikle ikinci dönem sanatçıları yeni nazım
basınının ilk başyazarı sayılır. 
 Türk edebiyatında ilk makale örneği
şekilleriyle şiir yazmada başarılı olmuşlardır olan Mukaddime-i Tercüman-ı Ahval’i bu
(Abdülhak Hamit Tahran, Recaizade Mahmut gazetenin ön sözü olarak yayımlamıştır. Bu
Ekrem başarılıdır). makalede gazete çıkarmanın gerekliliğini
 Tanzimat şairleri bireysel duygu düşünce ve anlatmıştır
anlatıma önem vermiş, böylece Türk
edebiyatına Batı'daki bireyci anlayışı NOT: Şinasi, roman ve öykü alanında eser
getirmişlerdir. yazmamıştır.

ESERLERİ:
 Tercüme-i Manzume (Çeviri Şiirler)
 Şair Evlenmesi (Bir perdelik komedi, 1860.
Türk edebiyatında yazılan ilk tiyatro eseridir,
fakat oynanmamıştır.) 
 Müntehebat-ı Eş’ar (Şiirler) 
 Durub-ı Emsal-i Osmaniye (Atasözleri) 
 Müntehebat-ı Tasvir-i Efkar (Seçme
makaleler, 2 cilt) 
 Tercümân-ı Ahvâl Mukaddimesi (Tanzimat
TANZİMAT DÖNEMİ ŞAİRLERİ:
edebiyatındaki ilk makale)
ŞİNASİ

 Tanzimat edebiyatı İbrahim Şinasi ile başlar. 


 Batı etkisindeki Türk edebiyatının kurucusu, NAMIK KEMAL (1840-1888)
ilk bilinçli temsilcisi ve yeniliklerin öncüsüdür. 21 Aralık 1840'da Tekirdağ'da doğmuş, 2 Aralık
 Bir kısım fikirleri edebiyatımıza ilk kez getiren,
çıkardığı gazetelerde bu fikirleri yayarak yeni 1888'de vefat etmiştir. 
edebiyatın temellerini atan ŞİNASİ'dir.  Tanzimat döneminin "en gür sesli vatan şairi"
 Batı edebiyatı yolunda ilk nazım ve nesir olarak tanımıştır. 
türlerinde eserler veren odur.  Hürriyet kavramını şiirde ilk kez kullanan
 Klasisizm akımından etkilenmiştir.  şairdir. 
 Türk şiirini söz oyunlarından kurtararak şiire
Divan edebiyatı nazım biçimlerini kullanmıştır.
konuşma dilini getirmiştir. 
 Şiirde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullansa Gazel, kaside, murabba gibi eski nazım
da nazım biçimlerinde bazı değişiklikler biçimleriyle yeni kavram ve konuları işlemiştir. 
yapmıştır.  “Kanun, vatan, hürriyet, adalet, hak, hukuk”
 Genellikle “didaktik” şiirler yazmıştır.  gibi konuları işlemiştir. 
 Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.  Şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. 
 Şiirde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem
vermiştir.  Tiyatrolarında geçen bazı şiirlerinde hece
ölçüsünü kullanmıştır. 

2 / 14
 Şiiri, düşüncelerini aktarmak için bir araç  “Lisan-ı Osmani’nin Edebiyatı Hakkında Bazı
olarak kullanmıştır.  Mülahazat-ı Şamildir” makalesinde dil ile ilgili
 Şiirde sosyal konulara ağırlık vermiştir.  görüşlerini ortaya koymuştur. 
 Toplum için sanat ilkesine bağlı kalmıştır.   "Renan Müdafaanamesi"ni Fransız tarihçi
 Şinasi’yle tanışıncaya kadar tümüyle divan şiiri Ernest Renan’ın “İslamiyet, ilerlemeye
çizgisinde yazmıştır. Şinasi’yle tanıştıktan sonra engeldir.” düşüncesini çürütmek için yazmıştır. 
divan şiirinden uzaklaşarak Batı şiiri çizgisine
yaklaşmıştır.  ESERLERİ 
 Şiirinde üç farklı dönem vardır:  Roman
 a. İlk dönem şiirleri, biçim bakımından eski,  İntibah
konu (öz) bakımından yenidir. (Gazelleri)   Cezmi
 b. Daha sonraki şiirleri, biçim bakımından eski,
konu (öz) bakımından yenidir. (Hürriyet Tiyatro
Kasidesi)   Vatan Yahut Silistre
 c. Son dönem şiirleri biçim ve konu (öz)  Celalettin Harzemşah
bakımından da yenidir. (Vaveyla)   Zavallı Çocuk
 Divan şiirini, abartılı bir biçimde eleştirmiştir,  Akif Bey
kocakarı masallarına benzetmiştir.   Gülnihal
 Romantizm akımının etkisinde kalmıştır.   Karabela
 Romanları teknik açıdan kusurludur. Araya
girip bilgi vermiştir.  Eleştiri
 Düz yazılarında (nesirlerinde) sanatkârane  Tahrib-i Harabat
(edebi) bir üslup kullanmıştır.   Takip
 Yazıda konuşma dilinin kullanılmasından yana  İrfan Paşa'ya Mektup
olmuş ve özellikle tiyatrolarını sade bir dille  Renan Müdafaanamesi
yazmıştır. 
 Tiyatroyu halk eğitiminde bir araç olarak Anı
görmüştür.   Magosa Hatıraları
 Tiyatro yapıtlarının konularını günlük hayattan  Biyografi
veya tarihten almıştır.   Fatih Sultan Mehmet
 Ona göre “Tiyatro bir eğlencedir ve  Selahaddin-i Eyyubi
eğlencelerin en faydalısıdır.”   Yavuz Sultan Selim
 Tiyatrolarının tümü dramdır. 
 "Vatan yahut Silistre" isimli oyunu Çıkardığı Gazeteler
sahnelendikten sonra Mağusa’ya sürülmüştür.   Tasvir-i Efkâr
 Türk edebiyatındaki yerini, düz yazı alanında;  Hürriyet
özellikle roman, tiyatro, makale, biyografi,  İbret
eleştiri, tarih türünde yazdığı yapıtlar
belirlemiştir.  Tarih
 Gazetecilik yönü de vardır, Ziya Paşa ile birlikte  İslam Tarihi
Hürriyet gazetesini çıkarmıştır.   Osmanlı Tarihi
 Sosyal ve siyasi konularda hicivler de  Evrak-ı Perişan
yazmıştır.   Devr-i İstila
 Encümen-i Şuara topluluğunda yer almıştır.  Barika-i Zafer
Osmanlıcılık düşüncesini benimsemiştir.   Kanije Muhasarası

3 / 14
En ünlü şiiri Terkib-i Bent DÖNEMİNİN SOSYAL
BİR ELEŞTİRİSİDİR.(Ziya Paşa bu şiirini Bağdatlı
Ruhi'ye nazire yazmıştır) 

ESERLERİ VE TÜRLERİ
Hiciv: Zafername 
Düzyazı: Rüya 
ZİYA PAŞA (1825-1880)  Mektup: Veraset Mektupları 
 Şinasi ve Namık Kemal'le birlikte Tanzimat'la
Şiir: Eş’ar-ı Ziya 
başlayan yeni Türk edebiyatının ilk aşamasını
Makale: Şiir ve İnşa 
oluşturan üç sanatçıdan biridir. 
Anı: Defter-i Amal 
 Ziya Paşa meşrutiyetçi ve toplumcu bir
Tercümeleri: Viardot’tan Endülüs Tarihî‘ni,
şairdir. 
Cheruel ile Lavallee’den Engizisyon Tarihî‘ni, J.J.
 Çeşitli devlet kademelerinde çalışmış,
Rousseau’dan Emil‘i, Moliere’den Tartuffe‘ü
politika ve sanatla uğraşmıştır. 
tercüme etmiştir.
 Düşünceleriyle yenilikçi, yapıtları ve
yaşantısıyla eskiye bağlı bir sanatçı olan Ziya
Paşa’daki tezat ve ikilik hem yaşantısına hem
de yapıtlarına yansımıştır.
 Hürriyet gazetesinde çıkan "Şiir ve İnşa"
makalesinde Halk edebiyatını ve dilini savunur,
gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu
ABDÜLHAK HAMİT TARHAN (1852-1937)
belirtmiştir. Bir süre sonra hazırladığı
Edebiyatımızın en bireysel şairlerindendir.
"Harabat" adlı antolojide Divan şiirini
Batılılaşma hareketinin asıl öncüsü olarak
yücelterek Halk şiirini kötülemiş ve halk
kabul gördüğü için kendisine "ŞAİR-İ
ozanlarının şiirlerini "eşek anırması" olarak
AZAM"(büyük şair) lakabı verilmiştir.
nitelemiştir. 
İkinci dönem Tanzimat edebiyatının en verimli,
 Ziya Paşanın yaşadığı bu çelişkiye Namık
üretken, kudretli yazarlarından olan Abdülhak
Kemal tepki göstermiş ve onu eleştirmek için
Hamit, modern edebiyatımızın
Tahrib-i Harabad adlı eleştirileri yazmıştır. 
kurucularındandır. Doğu ile Batı arasında bir
 Hem biçim hem de hayalleri ve duyuş tarzı
köprü olabilecek kadar kuvvetli bir kültüre
bakımından divan şiirine bağlıdır. 
sahiptir.
 Divan şiiri nazım biçimlerini kullanan
Şiirdeki Batılılaşma hareketinin asıl büyük
sanatçının lirik sayılabilecek gazelleri vardır. 
öncüsüdür.  Şiir biçiminde ve içeriğinde
 Sade bir dili savunmuş, beğenmiş; ancak
önemli değişiklikler yapmıştır. Onda ölçü, uyak,
Arapça, Farsça tamlamalarla yüklü bir dil
dil kaygısı görülmez; bundan dolayı eserleri dil
kullanmıştır. 
bakımından kusurludur. Dili çok ağır üslubu
 Hece ölçüsüyle yazdığı birkaç türküsü dışında
dağınıktır.
bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. 
Abdülhak hamit Tarhan, şiirde tezatlara,
 Tanzimat Edebiyatının bütün özelliklerini taşır.
şaşırtmacalara çok yer vermiş; lirik-felsefi bir
Tanzimat Edebiyatını oluşturan dört önemli
anlayışla yazmıştır. Günlük hayat, ölüm,
etki (divan şiiri, mahallileşme etkisi, Batı etkisi,
metafizik düşünceler, tabiat, aşk, vatan
âşık tarzı) onun şiirlerinde ve düz yazılarında
sevgisi gibi konuları işlemiştir.
görülür. 
Tanzimat şiirine geniş ufuklar açan, divan şiiri
 Türk edebiyatında terci-i bent ve terkib-i bent
geleneğini tamamıyla yıkan Abdülhak Hamit;
türlerinin en önemli şairlerindendir. 
4 / 14
Tanzimat şiirine yüksek bir anlatım yeteneği İbn Musa (1919, 1928)
kazandırmıştır. Yadigar-ı Harb (1919)
 Veremden ölen eşi Fatma Hanım onun Hakan (1935)
edebiyatını büyük ölçüde etkilemiştir.
Böylelikle ölüm teması onun şiirlerinin en RECÂİZÂDE MAHMUT EKREM (1847-1914)
temel teması olmuştur. Ünlü Makber şiirini Tanzimat ikinci dönem sanatçılarından
eşinin ölümü üzerine yazmıştır. Recaizade Mahmut Ekrem; şiir, roman, tiyatro,
 Tiyatrolarında ağır bir dil kullanmıştır. Ayrıca hikaye ve eleştiri türünde eserler vermiş,
tiyatroları sahne tekniğine de uygun değildir. dönemin genç kuşaklarına örnek olmuş bir
Abdülhak Hamit tiyatrolarını sahnelenmek için sanatçıdır.
değil okunmak için yazmıştır. nazım-nesir Döneminde "üstad" olarak tanınır.
karışık tiyatrolarında tarihi olaylar ve Bu dönemde eski edebiyat taraftarlarıyla,
hayallerini anlatmıştır. özellikle Muallim Naci ile, kalem mücadelesi
 Sanat için sanat anlayışını benimseyen yapan öncü sanatçılardandır. Yeni edebiyatı
sanatçı, romantizm akımın etkisindedir. savunanların hocası olmuştur.
 Abdülhak hamit Tarhan, edebiyatımızın ilk Servetifünun dergisinin başına Tevfik Fikret'i
pastoral şiir örnekleri olan getirerek Edebiyatıcedide hareketinin
şiirlerini Sahra adlı eserde toplamıştır. hazırlayıcısı olmuştur.
Tevfik Fikret'in akıl hocasıdır.
ESERLERİ: Şiirleri sanat bakımından pek güçlü olmayan
sanatçı, sanat için sanat ilkesiyle yazmış, kulak
ŞİİR: için kafiye görüşünü ilk kez ortaya atarak bu
Sahra (1879) konuda büyük bir tartışma başlatmış; göz için
Ölü (1886) kafiye anlayışında olan Muallim Naci ile büyük
Hacle (1886) bir tartışmaya girmiştir.
Bir Sefilenin Hasbihali (1886) Hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri de olmakla
Bâlâ'dan Bir Ses (1911) birlikte, aruza bağlı kalmıştır.
Validem (1913) Güzel olan her şeyin şiir olabileceği fikrinin
İlham-ı Vatan (1918) savunucusudur.
Tayflar Geçidi (1919) Batı edebiyatı nazım şekillerini başarıyla
Ruhlar (1922) kullanmıştır.
Garâm (1923) Şiirlerinde hüzün ve acı vardır. Piraye, Emced,
Nijad adlı çocuklarının ölümünü görmüş
olması ona içli ve acı dolu şiirler yazdırmıştır.
OYUN: Hüzünlü duygular, ölümü hatırlatan tabiat
İçli Kız (1874) manzaraları, solgun güller, romantik güzellikler
Sabr ü Sebat (1875) şiirlerinde işlediği konulardandır.
Duhter-i Hindu (1875) Bütün yapıtlarında sanat için sanat anlayışını
Nazife yahut Feda-yı Hamiyet (1876, 1919) benimsemiştir.
Tarık yahut Endülüs Fethi (1879, 1970)  Düzyazı alanındaki en önemli eseri,
Eşber (1880, 1945) edebiyatımızın Batılı anlamdaki ilk realist
Zeynep (1908) romanı sayılan Araba Sevdası'dır. Bu eserde,
Macera-yı Aşk (1910) yanlış ve bilinçsizce Batıyı takip etmeye çalışan
İlhan (1913) Bihruz Beyin ne hallere düştüğü anlatılır.
Tarhan (1916) Realist çizgilerle ve ince bir mizahla bilinçsiz
Finten (1918, 1964)
5 / 14
şekilde Batılı olmaya çalışan insanlar bu eserde  Serveti fünun şiiri melankoliktir,
göz önüne serilir. duygusaldır, karamsardır. (Dönemin siyası
 Şiirlerinde romantizmin, tiyatrolarında baskısı etkisi)
klasisizmin etkileri,roman ve öykülerinde
realizmin etkisi görülür.
 SERVETİFÜNUN ŞAİRLERİ:
 Eserleri
 Şiir: Nağme-i Seher, Yadigâr-ı Şebâb, TEVFİK FİKRET (1867-1915)
Zemzeme I-II-III, Tefekkür, Pejmürde, Nijad
Ekrem, Nefrin.  Asıl ismi Mehmed Tevfik olan şair ve
 Roman: Araba Sevdası. öğretmen Tevfik Fikret, 24 Aralık 1867'de
 Öykü: Saime, Muhsin Bey Yahut Şairliğin İstanbul'un Kadırga semtinde doğdu.
Hazin Bir Neticesi, Şemsa.  Servetifünun edebiyatının en önemli şairidir.
 Oyun: Afife Anjelik (İlk romantik dram), Önceleri sanat için sanat, sonraları toplum için sanat
Atala Yahut Amerikan Vahşileri, Vuslat Yahut anlayışını savunmuş ve buna uygun eserler vermiştir.
Servetifünun topluluğunun dağılmasından sonra
Süreksiz Sevinç, Çok Bilen Çok Yanılır.
yazdığı şiirlerde toplumsal konulara yönelir. Bu
 Ders Kitabı: Talim-i Edebiyat, şiirlerinin ana teması "hürriyet" ve
 Eleştiri: Takdir-i Elhan, Zemzeme III "medeniyet"tir.1901'den sonraysa yöneldiği
Mukaddimesi. toplumsalcı nitelikteki şiirlerini topladı.
 Biyografi: Kudemadan Birkaç Şair Takrizat. Toplumsal ve siyasal ortamı Han-ı Yağma, 95’e
Doğru, Balıkçılar, Haluk’un Bayramı, Tarih-i Kadim,
Promete, Sis gibi şiirleriyle eleştirmiştir. 
SİS  şiirinde İstanbul'a nefretini dile getirmiştir.
SERVETİFÜNUN ŞİİRİ GENEL ÖZELLİKLERİ Ferda (Yarın) şiirinde gençlerin vatana karşı
 Türk edebiyatını kesin olarak sorunluluk ve görev temasını işlemiştir. 
modernleştiren Servetifünun büyük bir hızla Karamsarlığı ve iç dünyasındaki
sonuç aldığı ilk edebi tür şiirdir. çalkantıları şiirlerinde öne çıkmıştır. 
Serbest müstezatı şiirlerinde başarıyla kullanmıştır. 
 Topluluğun genelinin şair olması ve Tevfik
Aruzla Türkçeyi, şiirle düz yazıyı başarıyla
Fikret’in güçlü bir şair olması şiir konusunda kaynaştırmayı bilmiştir 
hızlı bir netice almayı sağlamıştır. Beyit ve mısra bütünlüğünü kırmış, anlamı birkaç
 Konular bireyseldir. dizeye yaymıştır. (anjambman özelliği)
 Oldukça ağır, süslü, sanatlı ve sanatkârâne Nazmı nesre başarıyla yaklaştırmış, manzum
hikayeler yazmıştır. 
bir dil ve üslup kullanılmıştır.
Şiirlerinde noktalama işaretlerine, biçimsel
 Parnasizm ve sembolizm etkileri görülür.
mükemmelliğe, tasvire önem vermiştir. 
 Aruz ölçüsü kullanılmıştır. “Yağmur” şiirinde olduğu gibi şiirin içeriğine uygun
 "Kafiye göz için değil kulak aruz kalıplarını seçmiş ve kullanmıştır. 
içindir." görüşünü benimsemişlerdir.  Şiirlerinde parnasizmden etkilenmiştir.
 Fransız şiiri örnek alınmıştır.
ESERLERİ
 'Sanat için sanat'' anlayışını
Rübab-ı Şikeste (1900-1984) 
benimsemişlerdir.
Haluk'un Defteri (1911-1984) 
 Serbest müstezat, terza-rima, triyole, sone
Rübabın Cevabı (1911-1945) 
gibi nazım şekillerini kullanmışlardır.
Şermin (1914-1983) 
 Beyitlerle bentler bir arada kullanılmıştır.
Tarih-i Kadim (1905) 
 Parça güzelliği yerine bütün güzelliği ön
Son Şiirler (1952. Yay. Haz. Cevdet Kudret)
plana çıkmıştır.
 Anlatılan bir düşünce, bir ifade sonraki
birimlere taşınabilmiştir (anjambman)
6 / 14
CENAP ŞAHABETTİN (1870-1935)  Gerçekten uzak tabiat betimlemeleri
 Gerçek mesleği doktorluk olan sanatçı, yaptılar.
Servetifünun edebiyatının Tevfik Fikret’ten  Fransız sembolistlerinden etkilendiler.
sonra gelen en önemli şairidir.   Dil ve üslup yönünden Servetifünuncularla
 Tıp eğitimi için gönderildiği Paris’te, tıptan çok aynı doğrultudadırlar. Dilleri ağır, sanatlı ve
şiire alaka duymuş ve Fransız sembolistlerini süslüdür. Arapça, Farsça sözcük ve
tanımıştır.  tamlamalarla doludur.
 “Sanat için sanat” anlayışına uygun eserler Fecriati  topluluğu Servet-i Fünun
vermiştir.  topluluğunun devamı olmuştur. Köklü bir
 Eserlerinde sosyal konulara hiç yenilik, orijinallik sağlayamadıkları için ve sanat
değinmemiştir. Bireysel temalara yönelmiş, anlayışlarında birlik ve bütünlük olmadığından
şiirlerinde genellikle aşk ve doğa konularını 1912'de dağılmışlardır. Dağılan sanatçıların bir
işlemiştir.  kısmı Milli Edebiyat akımına dahil olurken bir
 Cenap Şahabettin, farklı ve ince hayallerini kısmı da bağımsız olarak sanat yaşamına
dile getirmek için Arapça ve Farsça'dan yeni devam etmiştir.
sözcükler kullanmış bu da onun şiir dilini iyice
ağırlaştırmıştır. Şiirlerinde çok zengin bir lirizm
ve geniş hayal gücü göze çarpar.  AHMET HAŞİM (1884-1933)
 Elhan-ı Şita (Kış Ezgileri) şiirinde karın *Fecr-i Âti topluluğunun en güçlü şairidir. 
yağışını okuyucuya hissetirmiştir.  *Şiirlerinde musiki  vardır. 
*Empresyonizm ve sembolizmin etkisiyle şiirler
 Halk arasında birçok dizesi atasözü gibi
yazar. 
kullanılmaktadır. *Ona göre şiir, anlamın ve ahengin uyumundan
 Hem şiir hem de düzyazı türlerinde eserleri doğar. 
vardır. *Ahenk kavramına büyük önem verir. 
Eserleri: Tâmat, Hac Yolunda, Avrupa *Sanatçıya göre gerçek şiir, nesre çevrilmesi mümkün
Mektupları, Suriye Mektupları, Tiryaki Sözleri, olmayan bir şiirdir. 
*Tüm şiirlerini aruz ölçüsüyle yazan şair, Arapça ve
Yalan, Körebe, Nesr-i Harp, Evrak-ı Eyyam, Farsça sözcüklere de bolca yer verir. 
Nesr-i Sulh *Haşim, anlamca kapalı olan şiirleri sever. 
*Serbest müstezata ilgi duyar. Haşim’e göre
şiirlerde “açıklık” ve “fikir” gereksizdir. Şiir,
FECRİATİ ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ anlamını okuyucudan almalıdır. Okuyucu kendi gücü
oranında yorum yapmalıdır. 
*”Piyâle” Haşim’in olgunluk dönemi şiirlerini
 “Sanat, şahsi ve muhteremdir
kapsamaktadır. 
(saygıdeğerdir).” diyerek gayelerinin sanata ve *Bu dönemde hayat ve kadın karşısında kendisini
edebiyata hizmet etmek olduğu”nu açıkladılar, yalnızlık içinde bulan sanatçının ruh yansımaları
Servet-i Fünuncuları yeteri kadar Batı edebiyatı vardır. 
yanlısı olmamakla suçladılar. Batı’daki edebiyat *Ahmet Haşim, hece ölçüsünü musiki açısından
topluluklarından faydalanmak, en büyük yeterli görmez, serbest müstezatı Servet-i
Fünûnculardan daha rahat kullanır. 
gayeleri arasındadır. Ahmet Haşim hece ölçüsünü hiç
 Özellikle Fransız edebiyatını örnek aldılar. kullanmamıştır. Hatta bu ölçüyü “Köylü
Yurdun sanata ve bilime ihtiyacı olduğunu Vezni” olarak nitelemiştir. 
düşünerek, edebiyatın önemini ve ciddiyetini *Şiirlerinde tasvire yer veren sanatçı sıfatları da çok
halka anlatmak gerektiği fikrini savundular. kullanır. 
*Sembolizmin ahenk ve anlam kapalılığı ilkesinden;
 Yapıtlarında aşk ve tabiat konusunu
empresyonizmin izlenimlerinden yararlanır. 
işlediler. *Sanatçı, toplumsal sorunlara ilgisizdir. Şiirlerinin
 Duygulu ve romantik bir aşkı dile getirdiler. konusunu hüzün, yalnızlık, ölüm, aşk gibi bireysel
7 / 14
konular oluşturur.  şey dizedir. Şairlerin kendine özgü imge
*Haşim’e göre şiir, musiki ile söz arasında; fakat düzenleri vardır. 
sözden çok musikiye yakın bir dildir. Şiirlerin, açık
  Sembolizmden etkilenmişlerdir.
ve anlaşılır olmasına karşıdır. Haşim; sarı, kırmızı,
siyah renkleri kullanır.   İşlenen temalar sıradan okurun
*Şiirlerinde duygusallığa anlam kargaşalığına önem anlayamayacağı niteliktedir.
veren sanatçı nesirlerinde açık, yalın, anlaşılır bir  Güzel şiirin ancak çalışarak elde edileceği ve
üslupla karşımıza çıkar. Sanatçının fıkraları, edebi şiirin emek işi olduğu görüşü hakimdir. 
tenkitleri, gezi yazıları vardır. Ayrıca nesirlerinde Türk edebiyatında saf şiirin ilk ve en önemli
sosyal konulara da ağırlık verir. 
temsilcileri Ahmet Haşim ve Yahya Kemal
ESERLERİ  Beyatlı’dır. Cumhuriyet Dönemi’nde ise
ŞİİRLER:  Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Sıtkı Tarancı,
Göl Saatleri (1921) Ahmet Muhip Dıranas gibi şairler bu şiir
Piyale (1926) geleneğiyle ürün vermişlerdir.
                                                  
FIKRA VE SOHBET: 
Bize Göre (1926)
Gurabahane-i Laklakan (1928) Millî Edebiyat Dönemi'nde Saf Şiir

GEZİ:   Millî Edebiyat Dönemi’nde Yahya Kemal


Frankfurt Seyahatnamesi (1933) Beyatlı ve Ahmet Haşim bu anlayışla şiirler
yazmıştır.
 Bu anlayışla yazan sanatçılar sözcüklerin
SAF(ÖZ) ŞİİR NEDİR? ses, ahenk özelliklerine önem vererek şiirde
müzikalite sağlamaya çalışmışlardır.
“Saf (öz)”sözcüğü; var olan bir şeyin katıksız,  Ahmet Haşim’in “Şiir söz ile musiki arasında
arı, halis, has olma haline denir. Saf şiir ise sözden ziyade musikiye yakındır”ile Yahya
“şiirin şiirsel olmayan unsurlardan ayıklanarak Kemal’in “Şiir bir nağmedir, şiirde nefes ve ses
saflaştırılmış bir duruma getirilmesi” demektir. iki unsurdur.” sözleri saf şiirin müzikle ilgisini
ve belirgin özelliklerinden birini ortaya
Fecriati Dönemi’nde başlayıp Millî Edebiyat koymuştur.
ve Cumhuriyet  Döneminde etkili olan “saf  Her iki sanatçı da zengin ve sağlam bir şiir
şiir geleneği”nin genel özellikleri şunlardır: diliyle eserlerini kaleme almıştır.
 Sanatlı söyleyişe önem vererek
toplumsallıktan uzak, sanatsal değeri ön
Saf Şiirin Özellikleri planda olan bireysel temalı şiirler yazmışlardır.
  Bu görüşü savunanlarda estetik tavır ön  Yahya Kemal; Türk tarihinin şanlı geçmişinin
plandadır. yanı sıra “aşk,ölüm, İstanbul sevgisi” gibi
 "Sanat için sanat"anlayışı hakimdir. Öz şiir temaları işlerken Ahmet Haşim,“karamsarlık ve
anlayışı savunan şairler, siyasi olaylardan uzak hüzün duygusu oluşturan akşam, karanlık,
durmuş, sadece saf şiiri amaçlamışlardır.  gece, gurbet ve tabiat manzaralarını”
 Dili ustaca ve sanatlı kullanmak esastır.  işlemiştir.
 Şairler iç ahengi yakalayabilmek için söz  Her iki sanatçı da hece ölçüsü yerine aruz
sanatlarında, ses benzerliklerinden redif ve ölçüsünü kullanmıştır.
kafiyeden yararlanmışlardır.   Ahmet Haşim sembolizm, Yahya Kemal
 Dilde saflaşma, sadeleşme görülür. Şiir Beyatlı ise parnasizm akımının etkisinde şiir
soylu bir sanat olarak kabul edilir. En değerli yazmıştır.

8 / 14
 Farklı nazım birimleri ve nazım şekilleri  Türkçe ile aruz veznini en iyi bağdaştıran
kullanmışlar; Ahmet Haşim serbest müstezat, kişilerden olan Yahya Kemal, aruz ölçüsünü
sone gibi biçimler kullanırken Yahya Kemal Türk aruzu haline getiren şahıslar içerisinde
Beyatlı divan edebiyatı nazım şekillerinden yer alır.
yararlanmıştır.  Nazım-nesir yakınlaşmasına karşı çıktı.
 O tam bir İstanbul aşığıdır. Tevfik Fikret’in
“Sis” adlı, İstanbul'u tahkir ettiği şiirine karşı
SAF ŞİİR ÖRNEĞİ: “Siste Söyleniş” adlı şiiriyle cevap vermiştir.
MERDİVEN  Osmanlı tarihi, aşk, ölüm, sonsuzluk, musıki
ve İstanbul sevgisi en fazla işlediği temalardır.
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden  Nedim’den sonra İstanbul’u en fazla işleyen
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak şairdir.
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak  Eski nazım biçimleriyle konuşulan Tükçenin
en güzel örneklerini vermiştir.
….  Yahya Kemal Beyatlı için "Türkçe" her şeydir.
"Türkçe ağzımda annemin sütüdür." diyerek
şiirlerinde konuşulan Türkçeyi başarıyla
YAHYA KEMAL BEYATLI'NIN EDEBİ kullanır.
KİŞİLİĞİ-ESERLERİ
Doğumu: 2 Aralık 1884 NOT: Yahya Kemal hayatı boyunca hiç eser
Ölümü: 1 Kasım 1958 yayımlamamış, günümüzdeki eserleri Yahya
Kemal Enstitüsü tarafından yayımlanmıştır.
 Milli edebiyat döneminin bağımsız Sanatçı en çok eleştiriyi bu konuda almıştır ve
isimlerindendir. görüşlerine muhalif olan kesim
 Yazar, şair, siyasetçi ve diplomat
tarafından "esersiz şair" olarak
kimlikleriyle ön plana çıkan ve doğum adı nitelendirilmiştir.
Ahmed Agâh olan Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık
1884'te Üsküp Yenimahalle'de dünyaya geldi. ESERLERİ
 Birçok resmi görevde bulunan sanatçı şiire Şiir
Servetifünun etkisiyle başladı.
 Fransa’ya gitti Fransız şiirinden etkilendi.  Kendi Gök Kubbemiz (1961)
 Rubailer ve Hayyam Rubailerini, Türkçe Söyleyiş
 Sanatçı kişiliğini, Paris'te iken ünlü tarihçi
 Eski Şiirin Rüzgârıyla
Albert Sorel'in derslerinden aldığı tarih zevkiyle 
bazı Fransız şairlerinin (Baudelaire, Verlaine) Düzyazı (deneme-makale-söyleşi)
ölçü ve biçim güzelliklerinde bulur.  Aziz İstanbul
 Neo-klasizm anlayışıyla eser verdi. Çağdaş  Edebiyata Dair
 Eğil Dağlar
Batı şiiriyle Divan şiirini kaynaştırmaya çalıştı.
 Tarih Muhasebeleri
 Sembolizmin etkisiyle şiirde ahenk ve
musıkiye büyük önem verdi. Biyografi
 Parnasizmin etkisiyle şiirde biçim  Siyasi ve Edebi Portreler
mükemmelliğini yakalamaya çalıştı, sözcük
seçiminde çok titiz davrandı. (Bu akımın en
önemli temsilcisi görülür) MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ ŞİİRİNİN
 Eserlerinde Divan şiirini temel kaynak olarak
ÖZELLİKLERİ:
seçti. Divan şiiri nazım şekillerini ve “Ok” hariç
bütün şiirlerinde aruz ölçüsünü kullandı.
9 / 14
 1911’de yayın hayatına başlayan Genç  Türkçe şiirler adlı kitabıyla edebiyat
Kalemler dergisinde toplanan şairler; çevrelerinde sesini duyurmuştur. Onun bu
kullandıkları dil, biçim, eseri ile Türkçülük edebiyat alanına girmiştir.
 ölçü ve işledikleri temalarla Millî Edebiyat’ın  Sade dil ve hece ölçüsü ile şiirler yazan ilk
oluşumunu sağlamıştır. Türkçülük akımının şairdir.
savunucusu Mehmet Emin Yurdakul, Millî  Milli duyguları ve sosyal konuları işlemiştir.
Edebiyat akımının öncü ismidir. Servetifünun  Dil ve şekil özellikleri bakımından halk
şiirinin zirvede olduğu dönemde onun toplum şiirinden etkilenmiştir.
için, yalın bir dille ve hece ölçüsüyle yazıp
yayımladığı Türkçe Şiirler, Millî Edebiyat şiirinin ESERLERİ:
habercisi niteliğindedir.
 Bu dönem şiirlerinde yalın ve anlaşılır bir dil ŞİİR:
kullanılmış
 Hece ölçüsü benimsenmiştir  Türkçe Şiirler (1899-1918)
 Dönem şairleri halk şiiri nazım şekillerinden  Türk Sazı (1914)
faydalanmıştır  Ey Türk Uyan (1914)
 Şiirde doğa ve yurt güzelliklerinin yanında  Tan Sesleri (1915, 1956)
kahramanlık ve vatan sevgisi gibi temalarda  Ordunun Destanı (1915)
işlenmiştir  Dicle Önünde (1916)
 Bu dönemin en önemli şiir topluluğu olan  Hastabakıcı Hanımlar (1917)
Beş Hececiler şiirde önemli bir çıkış yapmıştır  Turana Doğru (1918)
 Milli edebiyat döneminde halka doğru ilkesi  Zafer Yolunda (1918)
gereğince ulusal kaynaklara dönülmüştür...  İsyan ve Dua (1918)
 Konu seçiminde yerlilik esas alınmıştır.  Aydın Kızları (1919)
 Mustafa Kemal (1928, şiir ve düzyazı)
MEHMET EMİN YURDAKUL(1869-1944)  Ankara (1939)
 Milli edebiat akımı ve Türkçülüğün önde
gelen temsilcileri arasında yer aldı. DÜZYAZI:
 “Türk Şairi”, “Milli Şair” ünvanı ile tanınır..  Fazilet ve Asalet (1890)
 Tanzimat Dönemi'nde ortaya çıkan “halk için  Türkün Hukuku (1919)
halk diliyle yazma” anlayışını Servet-i Fünûn  Kral Corc’a (1923)
Döneminde yeniden canlandıran sanatçı  Dante’ye (1928)
Mehmet Emin Yurdakul’dur.
 Şiirlerinde Türk milletinin yüceliğini haykırır.
 1897’de Türk-Yunan Savaşı sırasında “Cenge
Giderken” adlı şiiri yazmıştır. Bu şiiri yazmıştır.
Bu şiirin ilk dizesi olan “Ben bir Türküm; dinim, ZİYA GÖKALP (D: 23 Mart 1876-Ö: 25 Ekim
cinsim uludur.” sözüyle edebiyatımızda yeni bir 1924) 
çığır açmıştır.  Diyarbakır'da doğdu, İstanbul'da yaşamını
 Şiirlerinde kahramanlık ve milli bilinci öne yitirdi. Asıl ismi Mehmet Ziya’ dır. 
çıkararak savaşa giden halkı  Ziya Gökalp, sanatı, düşüncelerini yaymak
cesaretlendirmiştir. için araç olarak kullanan şairlerdendir. 
 Konuşma diliyle ve hece ölçüsüyle şiirler  Şiirleri de düz yazıları da fikir ağırlıklıdır. O,
yazmak gerektiği üzerinde durmuştur. bunlarda sanatsal bir ağırlığa yönelmediği gibi
dilsel bir yetkinliğe ulaşamamıştır. 

10 / 14
 Onun en büyük özelliği Türkçülük
sisteminin bir düzene bağlamasıdır.  Düz yazı:
 O'nun fikir hayatında önemli bir dönüm * Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak
noktası ve sanat hayatının ikinci merhalesinin * Türkçülüğün Esasları
başlangıcı olan "TURAN" şiiri çok ünlüdür ve * Türk Töresi
bu şiir aruzla yazılmıştır.  *Türk Ahlakı
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan *Malta Mektupları
Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan * Doğru Yol
* Türk Medeniyet Tarihi
 Ziya Gökalp'ın sanatının en önemli
özelliklerinden biri de Türk şiirine o zamana
kadar ihmal edilen Türk mitolojisini MANZUM HİKAYE
sokmasıdır. Şair, destan yönünden çok zengin  Bu dönemde toplumun siyasî ve ekonomik
olan Türk mitolojisini şiirlerinde yansıtmıştır.  problemlerinin gerçekçi biçimde yansıtıldığı
 Milli Edebiyat Akımı'na düşünsel yönden manzumeler yazılmıştır. Konusunu halkın
büyük katkılar sunmuştur.  yaşama biçimi ve değerlerinden alan
 Edebiyatımızın gelişmesi için halka, ulusal manzumelerle ön plana çıkan isim ise Mehmet
kaynaklara gidilmesi, yalın bir dil kullanılması, Akif Ersoy’dur.
aruz yerine hece ölçüsünün tercih edilmesi  Nazmın nesre yaklaştığı ve didaktik bir
konuşma dili ile yazı dilinin birleştirilmesi, Halk üslubun göze çarptığı manzum hikâyelerde
edebiyat ile Batı edebiyatının örnek alınması sanatçı, ele aldığı konuyu bir olay örgüsü
gerektiğini savunur.  içinde vermiştir
 Şiirlerinde çoğunlukla ikili (mesnevi), koşma,  Sanatını toplumun hizmetine adayan
sone vb. nazım şekillerini kullanan Gökalp, şiir Mehmet Akif; manzumelerinde Ziya Gökalp
sanatının teknik yönüyle pek ilgilenmemiştir. gibi Türkçülüğü değil, İslamcılığı öne
O, şiirin ne söylediği kısmıyla ilgilenmiştir. Bu çıkarmıştır. Onu Ziya Gökalp ve çevresindeki
yönüyle onun şiirlerinde kuru bir didaktizm şairlerden ayıran diğer bir özellik ise hece
göze çarpar.  yerine aruz ölçüsünü kullanmasıdır.
 Eserinde sade, konuşma diline yakın, doğal,  Sanatçı, manzumelerinde Arapça, Farsça
kolay anlaşılır bir dil kullanmıştır.  sözcüklerin yanı sıra, günlük deyişlere ve sokak
 Türk mitolojisinden, Türk folklorundan, diline de yer verilmiştir.
Dede Korkut Hikâyelerinden, masalardan
yararlanılır. 
 Hece ölçüsünün benimsenip MEHMET ÂKİF ERSOY (1873-1936)
yaygınlaşmasında büyük rolü olmuştur. 
 İnceleme, makale, didaktik şiir, manzum  İSTİKLÂL ŞAİRİMİZDİR.
destan, masal türlerinde eserler vermiştir..  Küçük yaşta iyi bir din eğitimi görmüş,
Arapça, Farsça; gençlik yıllarında ise Fransızca
öğrenmiş olan Mehmet Âkif, dini -milli - lirik -
                           epik özellik taşıyan şiirleriyle edebiyatımızdaki
ESERLERİ: yerini almıştır.
Şiir:  1908'den sonra Sırat-ı Müstakim ve Sebil'ür-
* Kızıl Elma Reşat adlı din dergilerinde şiirler, din ve
* Yeni Hayat edebiyatla ilgili makaleler yayımlayarak yazı
* Altın Işık hayatına başlamıştır.

11 / 14
 Şiirlerinin çoğunda İslâm'ı anlatmaya çalış-
mış, İslâm dininin doğru anlaşılması duru- Cumhuriyet Dönemi’nin İlk Yıllarında Şiir
munda toplumun ilerleyebileceğini söylemiştir. Millî Edebiyat Dönemi’nde başlayan edebî
 Mehmet Âkif realist bir şairdir."Hayır, hayâl eserlerde millî değerlerin işlenmesine
ile yoktur benim alışverişim/İnan ki her ne Cumhuriyet’in ilk
demişsem görüp de söylemişim..." dizeleri yıllarında devam edilmiştir. Şiirde millî
onun bu özelliğini yansıtır. duyarlılığa önem verilmiş, ağırlıklı olarak halk
 Öğretici yanı ağır basan, din, ahlâk, vatan şiirinden gelen ögeler (yalın dil, hece ölçüsü,
konularının işlendiği şiirlerinde konuşma dilini dörtlük nazım birimi vb.) kullanılmıştır. Bu
başarıyla kullanmıştır. dönemde Millî Edebiyat zevk ve anlayışını
 Tüm şiirlerini aruzla yazmıştır. sürdüren bir şiir çizgisi görülür.
 Aruzu konuşma diline büyük bir başarıyla
uygulayan şair, nazmı nesre yaklaştırmıştır (Bu Kurtuluş Savaşı kazanılmış, sıra vatanın ve
özellikleriyle Tevfik Fikret'e benzer). milletin maddi ve manevi yönden kalkınmasına
 Şiirlerinin çoğu manzum öykü şeklindedir. gelmiştir. Bu düşüncede millî bir heyecanla
 Âkif, birçok şiirinde sosyal sorunlara da yer hareket eden şairler, şiirlerinde genellikle
vermiştir. Sözgelimi "Küfe"şiirinde yetim kalan Anadolu’yu ve Anadolu insanını konu edinmiş;
bir çocuğun dramını, "Mahalle Kahvesinde böylece Memleket Edebiyatı adı verilen bir
zamanını kahvelerde öldüren tembel kişileri, akım oluşmuştur. İlk örneklerini II.
"Köse İmam"da İslâmı yanlış anlayarak karısını Meşrutiyet’ten sonra vermeye başlayan
boşamak isteyen acımasız, cahil bir adamı... memleketçi şiir, bu akım içinde varlığını güçlü
anlatır. biçimde sürdürmüştür. Anadolu’ya yöneliş,
 Sanatçı, milli marşımız olan İstiklâl Marşı'nın memleket manzaraları, vatan ve millet sevgisi
da şairidir. bu akımın işlediği başlıca temalardır. Bu
 Mehmet Âkif, özlediği gençliği "Asım"da akımda Batı edebiyatının zevk ve anlayışıyla
simgeleştirmiştir. Ona göre gençlik İslâm yerli anlayış, memleket edebiyatı düşüncesi
inancı ile Batı'nın bilimini sentezleyebilirse etrafında birleşmiş; millî kimlik, edebî eserlerin
görevini yapmış olacaktır. merkezine yerleşmiştir.
 Mehmet Âkif, Fransız sanatçı Emile Zola'nın
gerçekçiliğine hayrandır. Bu bakımdan da Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet Kutsi Tecer,
naturalisttir. Gerçeği olduğu gibi, bütün çir- Kemalettin Kamu, Orhan Şaik Gökyay,
kinliği ve kusurlu yanlarıyla anlatması onu Ömer BedrettinUşaklı gibi şairler; Memleket
naturalistlere yaklaştırır. Edebiyatı akımı doğrultusunda eser vermiştir.
Cumhuriyet Dönemi şiiri, farklı anlayış ve
ESERLERİ: Mehmet Âkif bütün akımlarla gelişimini sürdürmektedir.
şiirlerini Safahat adı altında yedi ciltte
toplamıştır. Faruk Nafiz Çamlıbel, "Sanat" adlı şiirinde
Safahat'ın ciltleri şu başlıkları taşır: sanat hakkındaki görüşlerini ifade etmiştir. Bu
şiir, memleketçi şiirin bir bildirisi gibidir. Şair,
 Safahat yalın bir dil ve lirik bir eda ile yazdığı şiirde
 Süleymaniye Kürsüsünde anlatma ve betimleme anlatım tekniklerinden
 Hakkın Sesleri yararlanmıştır. Anadolu’ya, millî kültüre yöneliş
 Fatih Kürsüsünde şiirde açıkça görülmektedir:
 Hatıralar
 Âsım Başka sanat bilmeyiz, karşımızda dururken
 Gölgeler Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz.
12 / 14
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken  Tatlı Sert (Mizah Şiirleri, 1938)
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!  Akıncı Türküleri (1938)
 Heyecan ve Sükûn (1959)
 Zindan Duvarları (1967)
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL (1898 – 1974)  Han Duvarları (Seçme Şiirler, 1969)
 Beş Hececilerin en önemli ismidir.
 Aruz ölçüsüyle yazdığı ilk şiirlerden sonra OYUN: (çoğu manzumdur)
daha çok heceyi kullanmaya başlamıştır.  Canavar (1925)
 Aruzu tamamıyla terk etmeyen şair her iki  Özyurt (1932)
vezni de ustaca kullanmıştır. "Şarkın Sultanları"  Akın (1932)
ve "Gönülden Gönüle" şiirlerini aruzla  Kahraman (1933)
yazmıştır.  Yayla Kartalı (1945)
 “Sanat” adlı şiiriyle “memleketçi edebiyat”
anlayışının öncülüğünü yapmıştır. Bu şiir, ROMAN: Yıldız Yağmuru (1936), Ayşenin
memleketçi şiirin ilk bilinçli bildirisi kabul edilir. Doktoru
 "Folklor" ve "Halk Edebiyatı" Faruk Nafiz
Çamlıbel'in sanatını süsleyen önemli
unsurlardır. TÜRKİYE DIŞINDAKİ ÇAĞDAŞ TÜRK ŞİİRİ
 Hem bireysel duygularını hem de memleket Türk dünyası edebiyatı, ortak duygu ve
konularını şiirlerinde işlemiştir. düşünce dünyasının yanı sıra zengin bir kültür
 Şiirlerindeki başlıca temalar aşk, hasret, birikimine sahiptir.
tabiat, ölüm, kahramanlık ve ihtirastır. Türkiye dışındaki coğrafyalarda yaşayan
 Düş ile gerçeği kaynaştırdığı epik ve lirik Türkler, ana dili bilinci ile Türkçe eserler
özellikteki şiirler yazmıştır. vermiştir.
 Realist-romantik özellikler taşır. Türk dilinin konuşulduğu ülkelerde, bölgelerde
 “Han Duvarları” şiiri çok ünlüdür. yaşayan Türk şairler; halkın sorunlarını,
 Behçet Kemal Çağlar ile birlikte Onuncu Yıl beklentilerini şiirleri aracılığıyla dile getirmiştir.
Marşı'nın sözlerini yazmıştır. Bu marşla, Türk Bu bölgelerde Türkçenin çeşitli lehçe ve
milletinin bağımsızlık mücadelesini ve şivelerinde eserler verilmiştir. Türkiye dışındaki
hedeflerini anlatmıştır. çağdaş Türk şiirinde genellikle özgürlük ve
 Faruk Nafiz Çamlıbel, şiirlerinde "Çam ulusal bilinç temaları işlenmiştir.
Deviren", "Akıllı Ozan", "Kalender" ve "Deli
Ozan" gibi takma adlar kullanmıştır. Türkiye dışındaki çağdaş Türk şiirinin
 Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda da başlıca temsilcileri:
etkili bir isimdir.
 Bahtiyar Vahapzade (Azerbaycan)
ESERLERİ  Şehriyar (İran)
ŞİİR:  Recep Küpçü (Bulgaristan)
 Şarkın Sultanları (1919)  Mağcan Cumabayulı (Kazakistan)
 Gönülden Gönüle (1919)  Osman Türkay, Özker Yaşın (Kuzey Kıbrıs
 Dinle Neyden (1919) Türk Cumhuriyeti)
 Çoban Çeşmesi (1926)  Abdülhamit Süleyman Çolpan, Aybek
 Suda Halkalar (1928) (Özbekistan)
 Bir Ömür Böyle Geçti (1933)  Ata Atacanoğlu (Türkmenistan)
 Elimle Seçtiklerim (1934)  Nimetullah Hafız (Eski Yugoslavya)
 Akarsu (1937)
13 / 14
Men yalanam,
BAHTİYAR VAHAPZADE(1925-2009) Kitap-kitap sözlerimin
Çağdaş Azerbaycan edebiyatının en büyük Müellifi: menim anam!..
şairlerinden biri sayılan Bahtiyar Vahapzade,
Azeri Türkmenlerinden olup ülkesinde halk Bahtiyar Vahabzade, Şiirler
şairi olarak bilinir. Dil bilinci, özgürlük, din ve
vatan sevgisi eserlerinde önemle üzerinde ŞEHRİYAR (1906-1988)
durduğu temalardır. Sovyet rejiminin Azeri edebiyatının 20. yüzyılda yetişmiş en
baskılarına rağmen sürekli bir özgürlük büyük şairlerinden birisidir. İran Türklerinden
savaşçısı olmuş, Azeri halkının felaketlerini olan Muhammed Hüseyin Şehriyar,
kendine dert edinmiş ve eserlerinde işlemiştir. Azerbaycan'da yaşamış İran Azerisi şairidir.
Şiirlerini genellikle hece ölçüsü ile yazmıştır.
Eserlerinde duru ve akıcı bir Azerbaycan Eserleri 
Türkçesi kullanmaya özen göstermiştir.  Heyder Baba'ya Selam, Türkçe Şiirlerinden
Azeri halkının sıkıntılarını konu ettiği pek çok Seçmeler
eserini yurt dışına kaçırarak yayınlanmasını  Divan (Farsça Şiirleri)
sağladı.
1995 yılında Azeri özgürlük mücadelesindeki
hizmetlerinden dolayı İstiklal nişanı ile
ödüllendirilmiştir.
Vahabzade 1980-2000 yılları arasında da 5
defa milletvekili seçildi.

ESERLERİ:
Şiirleri: Menim Dostlarım, Çınar, Kökler ve
Budaklar, İnsan ve Zaman, Gün Var Bin Aya
Değer

MENİM ANAM
Savadsızdır,
Adını da yaza bilmir
Menim anam...
Ancag mene,
Say öğredip,
Ay öğredip,
İl öğredip;
En vacibi:
Dil öğredip
Menim anam...
Bu dil ile tanımışam
Hem sevinci,
Hem de gami...
Bu dil ile yaratmışam
Her şi’rimi,
Her nağmemi.
Yoh men heçem,
14 / 14

You might also like