Ergonomik Risk Analiz Yöntemleri

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 9

T.C.

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ

LİSASNÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI

KADER GÜLER

ERGONOMİK RİSK ANALİZ YÖNTEMLERİ

AĞRI-2023

1
İÇİNDEKİLER

1. GİRİŞ
2.
2.1.
2.2.
2.3.
2.4.
2.5.
2.6.
2.7.
2.8.
2.9.
2.10.
3.
3.1.
3.2.
3.3.
4.
4.1.
4.2.
4.3.
4.4.
5.
5.1.
5.2.
6.
6.1.
6.2.
6.3.
KAYNAKÇA

2
1.GİRİŞ
Günümüz şartlarında sanayinin gelişmesi, teknolojinin çalışma hayatındaki önemi her ne kadar insan gücünün önüne
geçmiş olsada İnsanlar, çalıştıkları ortamın şartlarında fiziksel, kimyasal, biyolojik, çevresel ve psikosoyal bir çok risk
ve tehlikeye maruz kalabilmektedir. Bunun dışında kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları da gerek çalışma ortamının
planı ve düzenlenmesi gerek ekipmanlar gerekse çalışanın duruş bozukluklarından kaynaklanmaktadır. Ergonomi, iş
yerindeki risk ve tehlikeler dışında çalışanın çalışma ortamındaki duruşları ve hareketleriyle de ilgilenen bir bilim
dalıdır. Çalışma hayatında ergonominin önemi anlaşıldıkça Bu duruş ve davranışlarında, risk düzeyini belirlemek için
birçok ergonomik analiz yöntemi oluşturulmuştur.
Teknolojik gelişmeler ve üretim sistemleri çalışma ortamında çalışana çok fazla kolaylıklar sunmasına rağmen yük
kaldırılması, yükün bir yerden başka bir yere taşınması, üretim ve paketleme gibi birçok iş ve işlemler insan eliyle
yürütülmekte olup buda çalışanın kas iskelet sağlığı için önemli risk oluşturmaktadır. çalışanların çalışma esnasında
uygunsuz duruşları ilk olarak bel, sırt ve boyunda ardından vücudun diğer bölümlerinde de ağrıya, rahatsızlıklara ve
yorulmalara sebebiyet vermektedir. Bu sebeple uygun olmayan duruşlar, kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına maruz
kalmasına, çalışanların iş yerindeki performanslarının düşmesine aynı zamanda da üretimde de düşüş olmasına sebep
olmaktadır. bu duruş ve çalışma koşullarının analiz edilerek risklere karşı gerekli önleme politikalarının oluşturulması
hem işveren hem de işçi bakımından önemli bir etken haline gelmiştir.
Ülkemizde 30 Haziran 2012 tarihinde yayımlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte tüm
işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Çalışma ortamında çeşitli yöntemlerle yapılan
risk değerlendirmesi sonucunda hem diğer risklerin hem de ergonomik risklerin olduğu tespit edilen çalışmalar için
ayrıntılı analizlerin yapılması, bu analizlerin sonuçlarına göre önleyici ve düzeltici tedbirlerin alınması, bu tedbirlerin
etkinliğinin düzenli olarak takibinin yapılmasıyla çalışma ortamı ile İlgili Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıklarının da
önüne geçilmesi yada en aza indirilmesi mümkün olmuştur.
Literatürde Ergonomik Risk Değerlendirmesi yapılabilmesi amacıyla kullanılabilecek farklı işlevlere sahip birçok
yöntem mevcuttur.
2.Ergonominin Tanımı ve Amacı
Ergonomi kelimesinin kökeni Yunanca “Ergon (İş)” ve “Nomos (Hukuk)” kelimelerinden gelmektedir. Ergonomi
çeşitli bilimleri ve bilgi alanlarını kendi özel amacına ulaşmak için disiplinlerarası bir yolla kullanan bir tekniktir [4].
Ergonomi, genellikle teknik bilimler (mühendislik, mimarlık vb.), tıbbi bilimler (antropometri, anatomi, fizyoloji, iş
sağlığı vb.) ve psikososyal bilimler (psikoloji, sosyoloji, örgütsel bilgi vb.) gibi birçok temel bilime dayanan
uygulamalı bir bilim olarak değerlendirilmektedir
Ergonominin amacı yalnızca iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi değil, çalışanların çalışma ortamındaki
ruhsal ve fiziksel iyilik halinin korunması ve yükseltilmesi için, çalışma ortamındaki çalışma koşullarımım
iyileştirilmesi, çalışanla uyumlu hale getirilerek çalışanın sağlık, güvenlik ve refahının sağlanması ve bununla uyumlu
olarak verimliliğinin de arttırılmasıdır.
Ergonomi, insanın çalışma ortamında daha verimli olabilmesi için aşağıdaki işlevleri yerine getirmelidir:
 Çalışanın işyerinde sağlık ve güvenlik içerisinde çalışmasını sağlamalıdır,
 İşin; insanın antropometrik ölçülerine, beden gücüne ve kişisel özelliklerine uygun olarak tasarlanmasını
sağlamalıdır,
 Her türlü alet, makine, araç ve donanımın insan yetenekleriyle bağdaşık şekilde tasarlanmasını sağlamalıdır,
 Psiko-sosyal açıdan olumlu bir iş ortamının oluşturulması ve çalışma hayatının insancıllaştırılmasını sağlamalıdır.
değinilen bu işlevlerin yerine getirilebilmesi için ergonomi, insanın fizyolojik ve biyolojik özelliklerini, enerji
gereksinimini, enerjinin çalışma ortamı ile ilişkisini, beslenme ve bunun çalışma ile ilişkisini, yorulmayı, insan-
makine sistemlerini ve çalışma şartlarını inceler; gürültü, ışık ve renk analizi yapar; çalışma ve dinlenme sürelerinin
belirlenmesine fayda sağlar
2.1. Ergonomi ile İş Sağlığı ve Güvenliği Arasındaki İlişki
Ergonomi çalışma hayatında iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi ile risk faktörlerinin tamamen ortadan
kaldırılıp ya da en aza indirgenmesine odaklanan İş Sağlığı ve Güvenliği kavramının önemli bir bileşeni olarak
dikkate alınmaktadır. Ergonomi, çalışma hayatında İş Sağlığı ve Güvenliği politikalarının olmazsa olmaz bir parçası
olarak yerini almalı ve çalışma şartlarının iyileştirilip geliştirilmesi için bu politikaların işletmelerin stratejik hedefleri
ile de birleştirilmesi gerekmektedir Çalışanların işteki performansına ve iş verimliliğine olumlu yönde etki edecek
faktörler arasında çalışma hayatındaki ergonomik öğeler yer almaktadır. Günümüzde gelişen teknoloji beraberinde
özellikle insan-bilgisayar-makine etkileşiminde artış göstermekte ve bu kombinasyon ile üretim, verimlilik ve üretim
çıktısı da bununla beraber artmaktadır. çalışanların ergonomik bakımdan çalışma ortamı iyileştirilmiş işlerde çalışması
performanslarının artmasını, kas-iskelet sisteminde yaşanılan rahatsızlıkların azalmasını, verimliliğin artmasını ve
çalışma ortamındaki yaralanma, sakatlanma gibi sorunların en aza inmesini sağlamaktadır. Bununla beraber,
çalışanların yaşayabilecekleri bu rahatsızlık ve sakatlanmalardan dolayı ortaya çıkacak olan maliyetlerin azalmasını,
moral ve performansın artması yolu ile üretimin artmasını sağlamaktadır

3
2.2.Ergonominin AB Ve Türkiye Mevzuatındaki Yeri
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 3 Haziran 1981 tarihinde 155 sayılı İSG ve Çalışma Ortamına İlişkin
Sözleşme (C155) kabul edilmiştir. Bu sözleşme iş güvenliği, iş sağlığı ve çalışma ortamına ilişkin ulusal politikaların
geliştirilmesi, uygulanması ve periyodik kontrolünü genel olarak içerecek şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin
amacı çalışma sırasında ve yapılan işle bağlantılı meydana gelebilecek kazaların ve olumsuz sağlık koşullarının
önlenmesi, çalışma ortamlarının doğası gereği varolan tehlike ve risklerin mümkün olduğu kadar en aza indirilmesidir
Ulusal politikalar belirlenirken dikkate alınması gereken eylem alanları incelendiğinde ergonomiyle ilgili birkaç eylem
alanından bahsedildiği görülmektedir
1. İşin maddi unsurlarının (işyerleri, çalışma ortamı, araçlar, makine ve teçhizat, kimyasal, fiziksel ve biyolojik
maddeler ve etkenler, çalışma yöntemlerinin) tasarımı, test edilmesi, seçimi, ikamesi, montajı, düzenlenmesi,
kullanımı ve bakımı,
2. İşin maddi unsurları ile işi yapan veya nezaret eden kişiler arasındaki ilişkiler ve makine teçhizat, çalışma süresi,
işin düzenlenmesi ve iş usullerinin çalışanların fiziksel ve zihinsel kapasitelerine uyarlanması,
3. Yeterli sağlık ve güvenlik düzeyine ulaşılması amacıyla bütün çalışanların ileri düzeyde eğitimini, kalifiyesini ve
motivasyonunu kapsayan eğitimi,
4. Çalışma grubu ve işletme düzeylerinde ve ulusal düzeyi de kapsayan uygun diğer bütün düzeylerde iletişim ve
işbirliği,
5. Çalışanların ve temsilcilerinin disiplin cezalarına karşı korunması.
C155’e göre belirlenen politikaların uygulanmasında alınması gereken önlemleri belirten 164 sayılı İSG Tavsiye
Kararı (R164) 22 Haziran 1981 tarihinde kabul edilmiştir. Tehlikelerin öncelikle kaynağında önlenmesi gerektiği
ilkesi göz önünde bulundurularak C155’e göre belirlenen politikalara uygun önlemlerin özellikle alınması gerektiği
alanlar belirtilmiştir. Ergonomi açısından önemli olan alanlar şunlardır,
 Aydınlatma, havalandırma, düzen ve temizlik,
 İşyerinde sıcaklık, nem ve hava akımı,
 Tehlikeye neden olabilecek makine ve ekipmanların tasarım, yapım, kullanım, bakım, test ve kontrolleri;
uygun onay ve transferleri,
 Çalışma koşullarına bağlı fiziksel ve ruhsal stresin önlenmesi,
 Malzemelerin ve yüklerin elle ya da makineyle taşınması, istiflenmesi ve depolanması,
 Gürültü ve titreşime bağlı mesleki tehlikelere karşı korunulması, kontrol edilmesi ve önlenmesi.
Ülkemizde C155, 7 Haziran 2004 tarihli ve 5038 sayılı Kanunla; C161, 7 Haziran 2004 tarihli ve 5039 sayılı Kanunla
kabul edilmiştir. C155’te belirtilen ulusal politikaların belirlenmesi amacıyla 2005 yılında İSG alanında ilişkili kurum
ve kuruluşlardan oluşan Ulusal İSG Konseyi (UİSGK) oluşturulmuştur. 89/391/EEC’nin ülkemiz mevzuatına
uyumlaştırılması çalışmaları aşamalarında UİSGK ortak platform olarak kullanılmıştır. 30 Haziran 2012 tarihli 28339
sayılı Resmi Gazete’de 6331 sayılı Kanun’un yayımlanması ve ikincil mevzuat çalışmalarının tamamlanmasıyla
birlikte AB mevzuatına uyum çalışmaları tamamlanmıştır. Bireysel direktiflerde ele alınan ergonomiyle ilişkili
konular yönetmeliklerle düzenlenmiştir:
 16 Nisan 2013 tarihli 28620 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Ekranlı Araçlarda Çalışmalarda Sağlık ve
Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik”,
 24 Temmuz 2013 tarihli 28717 sayılı Resni Gazete’de yayımlanan “Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği”,
 25 Nisan 2013 tarihli 28628 sayılı Resni Gazete’de yayımlanan “İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve
Güvenlik Şartları Yönetmeliği”.
2.2. Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıkları
17.yüzyılda, iş sağlığının babası olarak tanınan Bernardino Ramazzini, çalışma ortamındaki etkilenmeye bağlı olarak
gelişen kas-iskelet sistemi rahatsızlığı konusuna değinen ilk bilim adamıdır ve ergonominin kurucusu olarak
adlandırılır. Uygun olmayan çalışma şartları ve uygunsuz vücut duruşu sebebiyle sekreterlerde görülen sırt ve bel
ağrıları Ramazzini’nin dikkatini çekmiştir. Çalışma ortamında süreklilik arz eden ve zorlayıcı hareketler, uygun
olmayan vücut duruşları, uygun olarak tasarlanmamış araç gereçler gibi faktörlere bağlı olarak çalışma ortamı ile İlgili
Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıkları ortaya çıkmaktadır. İşyerinde çalışanın gerçekleştirdiği faaliyetlere bağlı olarak
gelişen Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıkları yaygın bir sağlık sorunudur. İşle İlgili Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıkları,
işyerlerinde Kas İskelet Sistemi yüklenmelerinin en ciddi sonuçlarındandır ve vücudun bir bölümünde veya daha fazla
bölümünde ağrılarla ortaya çıkmaktadır.
Yapılan işe bağlı gelişen, kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları; Erken, Orta ve İleri Evre olmak üzere 3 evreye
ayrılmaktadır: Birinci evre olan, Erken Evrede; Çalışma yaparken, hasta olan bölgede ağrı ve yorulma olup, dinlenme
sonrasında geçmektedir. Çalışanın performansını etkilemez. İkinci evre olan Orta Evrede; İş başlangıcı, ağrı ve
yorulma hemen görülür ve gece boyunca sürer. Tekrarlayan çalışmalarda performans düşüklüğü görülür. Üçüncü evre
olan İleri Evrede; Dinlenme ile ağrı geçmez ve uykuya engel olma ihtimali olabilir. Performans azalması belirgindir.
Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıklarını önlemek için vücut duruşlarını değerlendirmede kullanılan, ergonomik risk

4
analizi yöntemleri önemli bir yere sahiptir. Çalışanların bozuk duruşlarının, uygun duruşa dönüştürülmesi ancak
ergonomik risk analiz yöntemleri ile mümkün olacaktır.
2.3. Çalışma Ortamında Ergonomik Risk Etkenleri
Kas iskelet sistemi rahatsızlıkları ile ilgisi olan ve rahatsızlığın ortaya çıkmasını hızlandıran, yapılan işten kaynaklı
etkenler ergonomik risk etkenleri olarak adlandırılmaktadır. Bu etkenler, dolaylı veya doğrudan Kas İskelet Sistemi
Rahatsızlıkları oluşumunu etkileyebilmektedir. İşyerinde ergonomik risk faktörlerini 3 başlık altında inceleyebiliriz:
Psikolojik faktörler:
• Zihinsel yüklenme
• Psikososyal
• Organizasyonel
Çevresel faktörler:
• Gürültü
• Sıcaklık ve nem
• Aydınlatma
• Titreşim (vibrasyon)
• Kimyasallar
Fiziksel faktörler:
• Tekrarlayan hareketler
• Uygun olmayan duruşlar
• Statik duruş
• Aşırı efor (güç)
• Sıkışma
Çalışma ortamlarında meslek hastalıklarını azaltılıp sağlık ve güvenliğin iyileştirilmesi, rahat bir ortamın sağlanması,
çalışanın moralinin ve doyumunun geliştirilmesi, az maliyet ile verimliliğin arttırılması için ergonomi uygulamalarının
uygulanması şarttır. Çalışanların çalışma ortamı daha rahat olduğunda daha üretken ve verimli olacaklardır .
2.4. İşyerinde Ergonomi Uygulamalarının Amaçları
İşyerlerinde gün geçtikçe rekabetin korunabilmesi için üretim oranının ve teknoloji ilerlemelerinin artması
gerekmektedir. Bunun sonucu olarak bugünün işlerinde;
 Çok sık tekrarlanan ağır yük kaldırma, taşıma, itme veya çekme işleri herhangi bir ekipmandan yardım almadan
yapılmaktadır,
 İşçinin aynı görevi uzun süre tekrarlaması gereken işler vardır,
 8 saatten fazla çalışılan günler vardır,
 Hızlı çalışma gerektiren işler yapılmaktadır (hızlı montaj hattı gibi).
Yukarıda belirtilenlerin yanında
- özellikle zayıf makine, alet ve uygun olmayan işyeri tasarımı gibi faktörlerin biraraya gelmesi
- çalışanda yaralanmalarla sonuçlanacak baskılara yol açacaktır.
İşyerlerinde işlerin ve ekipmanların ergonomi prensiplerine göre tasarlanmaması bu baskıların temel kaynağıdır.
Ergonomi uzmanları, endüstri mühendisleri, iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri ve diğer eğitimli uzmanlar,
işyerlerinde ergonomi prensipleri uygulandığında işyerlerindeki mevcut baskıların azalacağını ve ciddi yaralanmaların
engelleneceğini belirtmektedir.
Tüm bunların yanı sıra çalışanın zorlanmaya maruz kalmadan yapacağı bir iş ile zorlanmaya maruz kaldığı durumdaki
işin kalitesi arasında belirgin farklılıklar oluşmaktadır.
Bu önbilgilerden sonra işyerlerinde ergonomi uygulamaları sonucunda oluşacak iyileşmeler şu şekilde özetlenebilir:
 İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması,
 İşgücü kayıplarının önlenmesi,
 Yorulmanın ve iş stresinin azaltılması, motivasyonun artırılması,
 İş kazaları ve mesleki risklerin önlenmesi,
 Verimlilik ve kalitenin yükseltilmesi,
 İşçilerin işleri daha rahat yapmasını sağlayarak üretimin artırılması,
 Fiziksel güçten daha az güç gerektiren otomatikleşmiş süreçler ile daha az hata yaparak üretim kalitesinin
artırılması,
 İşçilerin sağlık problemlerinin azaltılması ve böylece işgücü kayıplarının önlenmesi,
 Çalışanlar için ödenen sağlık ve işgücü değişimi masraflarının azaltılması
3. Ergonomik Risk Analizi Yöntemleri
Çalışma duruşlarının analizi için birçok ergonomik risk yöntemi geliştirilmiştir. Gözleme dayanan yöntemler, direkt
ölçüm ekipmanlarının kullanıldığı yöntemler ve kişisel anket yöntemleri olmak üzere 3 alt başlık halinde yöntemler
mevcuttur. Yapılan bu çalışmada ergonomik risk analizi yöntemlerinden gözleme dayalı yöntemlerden basit gözleme
5
dayalı bir analiz olan, hızlı tüm vücut değerlendirmesi (REBA) yöntemi seçilmiş ve bu yöntem detaylı bir şekilde
incelenmiştir. Daha sonra gıda sektörü alanından beyaz peynir üretimi yapan çalışanlar üzerinde uygulama
yapılmıştır. İşyerlerinde KİSR risk etkenlerinin araştırılması ve incelenmesi genellikle gözlemsel yöntemler ile
yapılmaktadır. Çalışma yerlerindeki sorunların incelenmesi, uygunsuz duruşlar, çalışma esnasında tekrar eden
hareketler ve işin işçilere olan etkilerini en iyi ergonomik risk analizi yöntemleri ile belirlemek mümkündür
3.1. Kişisel anket yöntemleri (öznel değerlendirmeler)
Çalışma ortamındaki işe bağlı kas iskelet sistemi rahatsızlıklarının (İKİSR) oluşma riskinin değerlendirilmesi amacıyla
birden çok sübjektif yöntem mevcuttur. Kişisel anket yöntemleri olarak kontrol listeleri ve anketler kullanılır. Öznel
değerlendirmelerin etkin olmaları, kaynakların düşük kullanımı ve imkân olursa geniş örnek büyüklüğü sağlamaları bu
yöntemin avantajlarıdır. Bu yöntemlerin dezavantajı ise KİSR oluşma riskini bu yöntemlerle net ölçebilmek mümkün
olmamakla beraber şüpheli olmasıdır. Bu yöntemlerden literatürde çokça anlatılanlardan bazıları şunlardır
a. Standardize edilmiş İskandinav Kas İskelet Sistemi (KİS) anketi
b. Alman KİS rahatsızlık anketi
c. Cornell KİSR taraması
d. Vücut rahatsızlık haritası
e. Hissedilen çaba derecesi (RPE)
f. RPE’ye dayanan İsveç Mesleki Yorgunluk Envanteri (SOFI)’dir.
3.2. Direkt ölçüm yöntemleri
Çalışanların duruşlarını ve hareketlerini değerlendirebilmek için birçok direkt ölçüm yöntemleri mevcuttur. Bu
ölçümler için; sırasıyla kas faaliyetleri, açı sapmaları, güçler ve vücut hareketleri hakkında ayrıntılı gerçek sayısal
bilgiler veren elektromiyografi, açı ölçer, biyomekanik analiz ekipmanları ve optik araçlar kullanılmaktadır
3.3. Sistematik gözleme dayalı yöntemler
Bu analiz yöntemleri, KİSR oluşumu riskini sistematik olarak kaydedip aynı zamanda nicel değerlendirmeler yapmak
için yapılan gözlemsel yöntemlerdir. Basit ve gelişmiş gözleme dayalı yöntemler olarak 2’ye ayrılmaktadır
Basit gözlemsel yöntemler:
• Amerikan Endüstriyel Hijyenistler Konferansı Yük Kaldırma Eşiği,
• Amerika Ulusal İş Güvenliği ve Sağlığı Enstitüsü Yük Kaldırma Endeksi(NIOSH),
• Snook Tabloları,
• El ile Taşıma Değerlendirme Çizelgeleri (MAC),
• Mital ve ark. Tabloları,
• El Aktivitesi Düzeyi (ACGIH HAL),
• Hızlı Üst Uzuv Değerlendirmesi (RULA),
• Zorlanma İndeksi (CTD RAM)
• Üst Vücut Yüklenmesi Analizi (LUBA),
• Mesleki Tekrarlamalı Hareketler İndeksi (OCRA),
• Hızlı Maruziyet Değerlendirme Yöntemi (QEC),
• Hızlı Tüm Vücut Değerlendirmesi (REBA),
• El ile Yapılan Görevler için Risk Değerlendirme Aracı (Tool-manTRA),
• Ergonomik Tehlikelerin Tanımlanmasına Yönelik Kontrol Listesi (PLIBEL),
• Ovako Çalışma Duruşları Analiz Sistemi (OWAS),
• Anahtar Gösterge Yöntemi (KIM),
• Üst Ekstremite Tekrarlı Görevleri İçin Değerlendirme Aracı (ART),
• Risk Filtresi ve Risk Değerlendirme Çalışma Sayfası,
• Kayserling Kontrol Listesi,
• Psikofizik Tablolar,
• Mesleki Tekrarlamalı Hareketler Kontrol Listesi (OCRA Checklist),
• SOBANE Gözlem Rehberi-KİSR (SOBANE Observation Guide-MSDs)
Gelişmiş gözleme dayalı yöntemler:
• 3D Match,
• TRAC,
• Ergo-Man,
• Sammie Cad,
• 3DSSPP,
• Jack Model,
• Human Builder Model,
6
• RAMSİS Model,
• SANTOS,
• ANYBODY,
• The Visual Decision Platform (VDP),
• Boeing Human Modeling,
• OpenSIM,
• Pro/ENGINEER Manikin,
• HumanCAD,
• MakeHuman,
• MADYMO (Thematical Dynamic Models),
• LifeMod.
Uygulayıcılar tarafından en çok kullanılan yöntemler gözlemsel yöntemlerdir. Çalışma ortamındaki İSG yönetimi
kapsamında, uygulayıcılar tarafından sıklıkla geliştirilip işyerlerinin ihtiyaçlarına göre uyarlanır. Çalışma ortamından
veri toplamak söz konusu olursa gözlemsel yöntemlerin kullanımı hem kolay hem de az maliyetli ve esnek
yöntemlerdir
Öznel, gözlemsel ve direkt ölçüm teknikleri karşılaştırıldığında, geçerliliği daha yüksek ve güvenilir yöntemler
olduğundan, direkt ölçümler gözlemlerden, gözlemler de kişisel (öznel) yöntemlerden daha iyidir. Gözlemsel
teknikler temassızdır fakat, farklı vücut duruşlarını tanımlamada analizi yapan kişinin yargılarına dayanmaktadır(
Bu yöntemler arasında direkt ölçüm yöntemleri, risk seviyesini en doğru şekilde göstermekle birlikte diğer
yöntemlere göre maliyeti daha fazladır. Öznel (kişisel) anket yöntemleri ile daha düşük maliyet ile geniş bir nüfusa
ulaşabilmektedir ama bu yöntemler maruziyet düzeyi ve maruziyet değişimi ile ilgili olarak geçerliliği düşüktür.
Gözlemsel yöntemler, genellikle çalışma ortamında ve araştırmalarda öznel anket yöntemleri ile direkt ölçüm
yöntemleri arasında dengeleyici olarak kullanılır

7
8
ERGONOMİK RİSK DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİNİN ÇOK ÖLÇÜTLÜ KARAR VERME TEKNİKLERİ İLE
ÖNCELİKLENDİRİLMESİ VE BÜTÜNLEŞİK BİR MODEL ÖNERİSİ Muhammed Furkan KAHRAMAN YÜKSEK LİSANS TEZİ
ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Aralık 2012 ANKARA

T.C. KIRKLARELİ ÜNİVERİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI ERGONOMİK RİSK
ANALİZİ YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ: GIDA SEKTÖRÜNE YÖNELİK BİR UYGULAMA YÜKSEK LİSANS TEZİ Esra KILIÇ
TEMMUZ- 2021

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ERGONOMİK RİSK
DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI VE BİR ÇANTA İMALAT ATÖLYESİNDE UYGULANMASI Elif
ATASOY MERT (İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlık Tezi) ANKARA-2014

You might also like