Professional Documents
Culture Documents
Puberte Ve Patolojileri: Prof - Dr. Bülent Berker
Puberte Ve Patolojileri: Prof - Dr. Bülent Berker
n Adrenarj
n Gonadostat duyarlılığın azalması
n Gonadarj
n Hızlı boy uzaması, meme gelişimi, adrenarj, menarj
gibi olayları içeren puberte dönemi ortalama olarak
4.5 yıl gibi bir süreyi alır.
n Genel olarak pubertenin ilk işareti 9-10 yaşlarındaki
hızlanmış boy uzamasıdır ve bunu telarj takip eder.
n Adrenarj genellikle telarjdan sonra görülebilirse de
kızların 1/5'inde adrenarj pubertenin ilk işareti
olabilir. Menarj ise, 12-13 yaşlarında görülüp
pubertenin son olayıdır.
I- ADRENARJ (PUBARJ)
n Adrenarj pubertede pubik ve aksiller kılların
gelişmesi diye nitelendirilir.
n Olayı yönlendiren faktörün sürrenal androjenleri
olması nedeni ile bu isim verilmiştir.
n Genellikle diğer sekonder seks karakterleri ile
gelişmekle birlikte nadiren tek başına ve erkenden
gelişirse buna PREMATÜR ADRENARJ denir.
n Yine bazen nadir olmakla birlikte meme gelişimi de
diğer puberte işaretlerinden izole ve erkenden
görülürse buna da PREMATÜR TELARJ denir.
ADRENARJ (PUBARJ)
n Normal bir çocukta adrenal kaynaklı androjenler dehidroepiandrosteron
(DHEA), dehidroepiandrosteron sülfat (DHEA-S) ve androstenedion, 6-8
yaşlarda başlayıp 13-15 yaşlara kadar bir yükselme gösterir.
Puberte prekoks kızlarda, erkek çocuklara göre 5 kat daha sık görülür
ve vakaların ¾’ünde olayı izah edecek bir sebep bulunamaz. Yani
büyük çoğunluk idiopatik puberte prekokstur.
Tablo-I: Puberta prekoksun sınıflaması ve görülme sıklığı
Sıklık (%)
Gerçek puberte prekoks
İdiopatik 74
SSS lezyonu 7
Yalancı puberte prekoks
Overyan (kist, tümör) 11
Mc-Cune Albright send 5
Feminizan adrenal 1
Maskülinizan adrenal 1
Ektopik gonadotropin 0.5
GERÇEK PUBERTE PREKOKS:
n Hipotalamus-hipofiz-gonad aksının erkenden aktive
olması ile ortaya çıkar.
n Bu aktivasyona sebep olabilecek herhangi bir organik
patoloji vakaların çoğunda tespit edilemediğinden
bunlara idiopatik puberte prekoks da denir.
n Ancak küçük bir grupta santral sinir sistemi (SSS)’ne
ait lezyonlar tespit edilebilir.
n Bunlar genellikle hpotalamusa yakın lokalizasyonlu
hamartom, kraniofaringioma, astrositoma, gliom,
nörofibrom, epandimom, teratom gibi tümöral veya
ensefalit, menenjit, hidrosefali ve Von
Recklinghousen hastalığı gibi tümör dışı sebepler
olabilir. Mekanizması bilinmemekle birlikte kafa
travmaları da erken puberte sebebi olabilir.
GERÇEK PUBERTE PREKOKS:
n Bir puberta prekoks olgusunda idiopatik tanısı koymadan önce
SSS ile ilgili lezyonların mutlaka bilgisayarlı tomografi (BT)
veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi tekniklerle
taranıp ekarte edilmesi gerekir.
n Gerçek puberte prekoks hipotiroid çocuklarda da bazen ortaya
çıkabilir.
n Gerçek puberte prekoksda, prekoks belirtileri daima izoseksüel
yöndedir. Olguların ileri yaşlardaki reprodüktif fonksiyonları
tamamen normal olup, menopoza girme yaşları normal
kişilerden farklı değildir.
n Ancak östrojenlerin kemik epifizleri üzerine olan etkisi ile,
erkenden görülen hızlı boy atma kısa sürede durur. Bu nedenle
erken puberte olguları önceleri emsallerine göre hızlı boy
uzaması göstermekle birlikte, yetişkin çağda daima kısa boylu
kalırlar.
YALANCI PUBERTE PREKOKS:
n Hastalarda menoraji tarzında anovulatuar kanamalar görülür, %80 olguda
abdominal kitle palpe edilebilir.
n Çocukların ebeveynlerinden gizli olarak oral kontraseptif, anabolizan
steroid gibi ilaçları almış olabilecekleri de unutulmamalıdır.
n Granüloza hücreli veya teka hücreli tümör, gonadoblastoma, teratoma,
disgerminoma, koryokarsinoma, lipid hücreli tümör, kistadenoma gibi
hormon salgılayan over ya da adrenal tümörler sebep olabilir.
n Yalancı puberte prekoks sebebi olabilen önemli bir hastalık da McCune
Albright sendromu (poliostotik fibröz displazi)’dur. Hasta çocuklarda
kolaylıkla kırılabilen yaygın kistik kemik lezyonlar, ciltte pigmente
lezyonlar (cafe au lait spot) ve seksüel prekoksite vardır. Bu sendromda
ayrıca over kistleri, growth hormon veya prolaktin salgılayan adenomlar,
hipertiroidi, adrenal hiperkortizolizm ve osteomalazi görülebilir. Prematür
menarş, sendromun ilk belirtisi olabilir. Seksüel prekoksitenin sebebinin
overlerde otonom olarak erkenden östrojen sekresyonu olduğu
gösterilmiştir.
n Yalancı puberte prekoksda salgılanan hormon cinsi ile alakalı olarak
çocukta izo veya heteroseksüel yönde bir prekoksite ortaya çıkar.
McCune-Albright syndrome
n Sexual precocity in McCune-Albright syndrome is the result of
autonomous early production of estrogen by the ovaries. FSH
and LH levels are low and respond poorly to GnRH
stimulation, and there is an absence of nocturnal gonadotropin
pulsations (all unlike central precocity)
n The pathophysiology results from a basic defect in cellular
regulation at the level of the G protein-cAMP-kinase function
in affected tissues.
n A mutation in the gene encoding the alpha subunit (GSα) of
the G protein that stimulates cAMP formation has been
identified in all affected tissues in patients with McCune-
Albright syndrome. This mutation attenuates GTPase activity
that is necessary to terminate adenylate cyclase activation;
thus, affected tissues have autonomous activity.
Tanı:
n Puberte prekoksa sebep olabilecek SSS, over ve sürrenal
tümörleri gibi hayatı tehdit edebilecek durumlar öncelikle
düşünülüp ekarte edildikten sonra spesifik tanıya adım adım
yaklaşmak gerekir. Bunun için fizik muayene ve laboratuvar
metodlarından yararlanılır.
n Normal bir kız çocuğunda kemik yaşına göre meme gelişimi 11, menarş da
13 yaşlarında olmalıdır. Eğer meme gelişimi, genital organların
matürasyonları, pubik kıllanma ve vajinal kanama, kemik yaşı geri ve boyu
kısa kalmış bir çocukta görülüyorsa en muhtemel tanı primer
hipotiroidizmdir. Laboratuvar olarak düşük T4, yüksek TSH bulguları
tanıyı destekler. Bazen prolaktin de yükselmiş ve beraberinde galaktore
görülebilir. Serum FSH ve LH değerleri pubertal düzeydedir. Uygun tiroid
tedavisi ile bu hormonal değerlerin tümü normal düzeylere çekilebilir.
Tablo-II: Puberte prekoksta laboratuvar bulguları
n Yalancı erken pubertelerde, prognoz altta yatan sebep ile ilişkilidir.
n Mesela hipotiroidide tedavi başarısı çok yüksektir.
n Adrenal hiperplazide de benzer şey söylenebilir, fakat hastanın boyu
emsallerinden kısa kalacaktır.
n Overyan ya da adrenal benign tümörlerde prognoz çok iyi iken, malign
tümörlerde prognoz malignitenin davranışı ile belirlenecektir. Mesela
granüloza hücreli tümörlerin %20’si, sertoli leydig hücreli tümörlerin %25’i
maligndir ve cerrahi tedaviden sonra en geç 25 yaşına kadar rekürrens
kaçınılmazdır.
GECİKMİŞ PUBERTE (PUBERTA
TARDA):
n Bir kız çocuğunda 17 yaşına kadar puberte
belirtilerinin görülmemesi gecikmiş puberte olarak
isimlendirilir.
n Genellikle genetik bir problem ya da hipotalamus-
hipofiz sistemindeki bir hastalıktan kaynaklanır.
n Normal pubertal gelişimi göstermekle birlikte
amenoreik olan hastalarda ise daha çok hedef organ
(uterus, endometrium) ya da menstrüel kanın akışını
sağlayacak serviks, vajen gibi organların patensi ile
ilgili anomaliler akla gelmelidir.
Tablo-III: Gecikmiş puberte sebepleri ve görülme sıklığı %
Hipergonadotropik hipogonadizm 43
Overyan yetmezlik (anormal karyotip) 26
Overyan yetmezlik (normal karyotip) 17
46XX 15
46XY 2
Hipogonadotropik hipogonadizm 31
Reversible 18
Fizyolojik gecikme 10
Kilo kaybı – anoreksi 3
Primer hipotiroidizm 1
Konj Adr Hiperplazi 1
Cushing sendromu 1
Prolaktinomalar 1.5
İrreversible 13
GnRH defekti 7
Hipopituitarizm 2
Konj SSS defekti 0.5
Diğer hipofiz adenomları 0.5
Kraniofarinjioma 1
Malign hipofiz tümörü 0.5
Eugonadizm 26
Müllerian agenezi 14
Vajinal septum 3
İmperfore hymen 0.5
Androjen insensitivite sendromu 1
Pozitif feed-back yetersizliği 7
Tanı:
n Anamnez ve fizik muayene büyük önem taşır.
n Anamnezde geçmişteki genel sağlık durumu,
boy ve ağırlık değişimleri, aşırı egzersiz, iştah
ve yemek yeme alışkanlıkları mutlaka
sorgulanmalıdır.
n Anne, büyükanne ve diğer kızkardeşlerdeki
puberte ve menarş ile ilgili bilgiler alınmalıdır.
Çünkü fizyolojik geç puberte familyal özellik
gösterir.
Tanı:
n Fizik muayenede boy, kilo ölçümleri yanında sekonder seks
karakterlerinin gelişimi dikkatle kaydedilmelidir.
n Hipotiroidizm, gonadal disgenezi, hipopituitarizm veya kronik
bir hastalığa ait olabilecek stigmalar değerlendirilmelidir.
n Normal bir uterus ve vajen mevcudiyetine karşılık pubik
kıllanma olmaması hipopituitarizmi düşündürmelidir.
n Pubik kıllanmanın yokluğu, uterus yokluğu ve vajenin kör bir
poş şeklinde sonlanması ile birlikte olması androjen
insentivitesi sendromunu (testiküler feminizasyon) akla
getirmelidir.
n Vücut gelişiminin yetersizliği, growth hormon (GH) defekti ile
alakalı olabilir.
n Kısa boy, seksuel infantilizim ve somatik stigmalar 45XO
gonadal disgeneziyi düşündürmelidir.
n Dikkatli bir nörolojik muayene intrakranial lezyonlar ile ilgili
bilgi verebilir. Görme alanı tayini (Hipofiz tümörleri) ve koku
duyusunun değerlendirilmesi (Kallmann sendromu) mutlaka
yapılmalıdır.
Tanı:
n Normal pubertal gelişmenin yanında amenorenin
mevcudiyeti Müller kanallarının gelişme
anomalilerini akla getirmeli, bu yönde araştırma
yapılmalıdır.
n Laboratuar olarak
n el bilek grafisi (Kemik yaşı tayini),
n direkt kafa grafilerini (Hipogonadotropik olgularda),
n gonadotropinler (FSH, LH), prolaktin, DHEA-S, estradiol,
progesteron,17-OH progesteron, testosteron, TSH, T3 ve
T4 ölçümleri,
n karyotip tayini (hipergonadotropik olgularda)
yapılamalıdır.
Hipergonadotropik hipogonadizim:
n Gonadotropinler postmenopozal düzeylerde yüksek
ise çeşitli gonadal defektler akla gelmelidir.
n Bu tip gonadal disgeneziler içinde en sık görüleni
45XO’dır. Turner sendromunun tipik stigmaları
gözlenebilir. Ancak mozaik formlarda bu stigmalar
her zaman görülmeyebilir. Diğer gonadal disgeneziler
(46XX ve 46XY) daha nadir karşılaşılan olgulardır.
n Sickle cell anemide olguların %20‘sinde
hipergonadotropizm ve gecikmiş puberte görülebilir.
n Adrenal ve overdeki steroid sentezini etkileyen 17
alfa–hidroksilaz defekti hipergonadotropik gecikmiş
puberte sebebi olabilir. Bu olgularda çok önemli bir
yandaş bulgu hipertansiyondur.
Hipogonadotropik hipogonadizm:
n Bu grup içinde hipotalamik amenore, Kallmann sendromu (amenore ve
anosmi), hipofizer tümörler, hiperprolaktinemi ve fizyolojik (nonpatolajik,
konstitüsyonel) gecikmiş puberte sayılabilir.
n Fizyolojik gecikmiş puberte, normal fizyolojik gelişmenin bir varyantı
olarak kabul edilebilir. Genellikle gecikmiş kemik gelişimi ile birlikte olup,
familiyal özellik gösterir.
n Kötü beslenme (anoreksiya nevroza, malabsorbsiyon, rejional ileitis,
böbrek hastalıkları ve kronik yıpratıcı hastalıklar) hipogonadotropik
gecikmiş puberteye sebep olabilir. Aşırı egzersiz ve stres de puberteyi
geciktirebilir. Marihuana başta olmak üzere uyuşturucu ilaç kullanımı da
gecikmiş puberte sebebidir. Normal prolaktin düzeyleri ve koku alma
duyusunun normal olması halinde hipofizer, parahipofizer veya
hipotalamik bir tümör olasılığının ekarte etmek üzere nöroradyolojik
diagnostik prosedürlere başvurmak gerekir. Eğer tümör veya vasküler
malformasyon bulunmazsa tanı büyük olasılıkla fizyolojik gecikmiş
pubertedir.
n Kraniyofarinjioma sıklıkla gecikmiş puberte sebebi olabilen bir tümördür.
En sık gürüldüğü yaşlar 6-14 arasıdır. Direkt kafa grafilerinde anormal
sella ve %70 vakada da kalsifikasyon görülmesi tipiktir. Tedavisi cerrahi
eksizyon ve irradyasyondur.
Eugonadizm:
n Normal pubertal gelişmeler gösteren bir kızda, menarşın
gecikmesi halinde Müller kanalı agenezileri veya füzyon
defektleri ile androjen insensitivite sendromu (testiküler
feminizasyon) akla gelmelidir. Müllerien agenezi (Rokitansky-
Küstner-Mayer-Hauser sendromu) primer amenore olgularının
yaklaşık 1/7’sini oluşturur.
n Gecikmiş menarşda sebep vajende enine septum, hymen
imperforatus gibi obstrüktif sebep de olabilir.
n Yine gecikmiş menarşda anovulasyon, polikistik over
sendromu, androjen üreten sürrenal hastalıkları akla
gelmelidir. Virilizasyon mevcudiyeti adrenal hiperplazi ve
interseks problemlerini düşündürmelidir.
Tedavi:
n Prensip, tesbit edilen primer etiolojiye yönelik tedavi
yaklaşımıdır. Örneğin hipotiroidizm de, tiroid replasman
tedavisi, growth hormon izole yetmezliğinde growth hormon
tedavisi, ya da rejyonal ileitisin tedavisi gibi.