Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 14

TÜRK DÜNYASI MASALLARINDA SU KÜLTÜ

Water Cult in the Folktales of Turkish World

Yrd. Doç. Dr. Kadriye TÜRKAN*


ÖZ
Yer-su’nun bir parçası olan su ve onun çevresinde şekillenen ‘su kültü’ Türklerin tabiat
kültleri içerisinde ‘yer’ ile birlikte ilk sırada değerlendirilir. Suyun kutsal olarak algılanmasının
arka planında makro ve mikro-kozmosun su ile başlayıp, yine su ile sona ermesi yatmaktadır.
Bu doğrultuda su iyesi denilen su ruhları, suların hem sahibi hem de hâkimidirler. Su iyesi,
Türk halklarının anlatılarında “Su Issı, Su Eezi, Su Anası, Uhun Ecen, Subaba, U İçite, Ukulaan
Toyon vb.” çeşitli adlarla bilinir. Su iyeleri, mitolojik tasavvurda genellikle insan ya da balık şek-
linde düşünülen varlıklardır. Su kültü, Şamanizme de hemen bütün yönleri ile dâhil olmuştur.
Şamanistler doğadaki her şey gibi suyun (çay, ırmak, deniz) da bir ruhu olduğuna inanırlar. Bu
da beraberinde suyu kirletmek, pislik atmak, tükürmek gibi eylemlerin halk arasında yasak-
lanmasını ve yasağı ihlal edenlerin su iyeleri tarafında cezalandırılacağı inancını doğurur. Bu
makalede, Türk tabiat kültlerinden olan ‘su kültü’nün, Türk dünyası masallarında ne şekilde
yer aldığı üzerinde durularak; Anadolu, Altay, Azerbeycan, Ardanuç, Adakale, Başkurt, Gagauz,
Hakas, Kazak, Kerkük, Kıbrıs, Kırgız, Kumuk, Özbek, Uygur, Yakut masallarından seçilen ör-
nekler üzerinden değerlendirilecektir.
Anah­tar Kelimeler
Türk Masalları, Şamanizm, Motif Indeks, motif, su kültü, su iyesi.
ABST­RACT
Water cult, a part of the earth-water and shaped around it, is evaluated at the first place
with “earth” among the nature cults of Turks. What lies behind the perception of water as a
holy matter is that micro-cosmos and macro-cosmos start and end with water. Accordingly, soul
spirits, also mentioned as water owner, are both owners and rulers of water. Water owner is
also known as “Su Issı, Su Eezi, Su Anası, Uhun Ecen, Subaba, U İçite, Ukulaan Toyon etc.” in
the narratives of Turk folks. Water owner is considered generally as a human being or fish in
mythological thought. Water cult reflected to Shamanism almost with its each respect as well.
Shamanists believe that water has a spirit like every matter in nature has. That results in prohi-
bit of polluting water, throwing rubbish and spiting into water among folk and also in the belief
that the ones violating this prohibit would be punished. In this article, water cult, one of the
Turkish nature cults, will be evaluated with the examples that are chosen from the Anatolian,
Altai, Azerbaijan, Ardanuç, Adakale, Bashkir, Gagauz, Khakas, Kazakh, Kerkuk, Cyprus, Kirg-
hiz, Kumuk, Uzbek, Uigur, Yakutia folk tales  by emphasizing in what way water cult reflected
to the folktales of Turkish world.
Key Words
Turkish Folktales, Shamanism, Motif Index, motif, water cult, water owner.

Giriş mesinden oluşmuştur. Sümer, Çin,


Evren, “anâsır-ı erbaa” diye de Hint, Mısır gibi pek çok kültürün
adlandırılan ‘toprak, hava, ateş, su’ mitolojik birikiminde Tanrı’nın önce
(terra, aer, ignis, aqau) olmak üzere suyu yarattığı1 bu nedenle de suyun
dört temel unsurun bir araya gel- “Su nefsi simgeler. Başka bir ba-
* Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü,
ktturkan@gmail.com

http://www.millifolklor.com 135
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

kış açısından-ama benzetme yoluy- gücü, bu ikili tabiatı en iyi şekilde


la- bakıldığında, su bütün evrenin gözler önüne serer.
materia prima’sını simgeler. Çünkü Yer-su’nun bir parçası olan ‘su’
nasıl su kendi içinde saf olasılıklar ve onun etrafında oluşan “su kültü”
olarak akışı ve köpürüşüyle alabile- pek çok kültürde olduğu gibi, Türk-
ceği bütün biçimleri barındırıyorsa, lerin tabiat kütleri içerisinde de ‘yer’
materia prima da belirsiz halleriyle ile birlikte ilk sırada yer alır:
dünyanın bütün biçimlerini barındı- “Türk yaratılış mitinde kozmos,
rır” (Burckhard 1997: 141) şeklinde sudan türemiştir, başka bir deyişle
ifade edildiği gibi, evrenin özü oldu- yaratılışın başlangıç nüvesi sudur.
ğu kabul edilir. Bütün canlılar da sudan yaratılmış-
Su, başta Kur’an-ı Kerim2 ve tır. O halde su yaratılışın temel nok-
İncil3 olmak üzere pek çok kutsal tası olduğundan mitolojik şuurda
kitapta kâinatın özü, cevheri ola- önemli bir konum üstlenmiş durum-
rak yer alır. M. Eliade’ye göre doğal dadır. Su, başlangıç madde olduğu
olan her su, “…kökeninde şereflen- gibi eskatolojik mitte de dünyanın
dirildiği eski ayrıcalığı sayesinde, sonunu getiren unsur olarak görü-
bu amaçla Tanrıya yakarılması ha- lür. Kozmik bilgide tufan olarak ni-
linde kutsama özelliğine sahip kılın- telenen dünyanın su ile kaplanması
mıştır” (1992: 184). Su, hangi inanç ezoterik bilgilere göre yaşlanmış
sistemi içerisinde karşımıza çıkarsa dünyanın sonu, yeni oluşumun ilk
çıksın, hem saflaştırma hem de yeni- unsurudur” (Bayat 2007: 248).
den hayat verme özelliği ile günahla- Türk halklarının geleneksel ve
rı temizler; biçimleri çözer, biçimleri aynı zamanda demonolojik dünya
çözüp yok etme gücü sayesinde de en görüşlerinin6 ayrılmaz parçası olan;
mükemmel öldürücüdür4. “eezi, iye, sahip” gibi adlarla ve belli
Su ve dolayısıyla çevresinde doğa parçaları ile özdeşleştirilerek
oluşan kozmolojide o, ana rahmidir anılan, gözle görülmeyen koruyucu
yani dişi5 ve doğurgandır, gizli güç- ruhların varlığı, tabiat kültlerinin
lerin toplamıdır. Aynı zamanda bü- de temelini oluşturmaktadır. Arka-
yüsel işleve sahiptir, her derdin de- ik düşünceye göre; gözle görülen her
vası “suyun ilk örneği ‘hayat suyu” şeyin bir perisi, ruhu ya da ‘iye’si
(Eliade 2003: 200) sonsuz yaşam vardır. Ateş, av, ağaç, dağ, su, taş,
kaynağıdır. Ayrıca su, ilk çiftin, ikiz- vb. her biri sahibi ve hâkimi olduğu
lerin simgesidir. I. Illich suyun bu yerde yaşar. Su iyesi denilen su ruh-
ikili tabiatı için “su, derin ya da sığ- ları, suların sahibi ve aynı zamanda
dır, hayat veren ya da katledendir. hâkimidirler. Su iyesi, farklı Türk
Su, ikiz çiftler olarak kaosun içinden halklarının anlatılarında “Su Issı,
çıkıverir. Sular ancak çift olabilir” Sug Eezi, Su Anası, Uhun Ecen, Su-
(2007: 48) der. Suyun bünyesinde baba, U İçite, Ukulaan Toyon vb.”
barındırdığı arındırma ve temizleme değişik adlarla anılır. “Mitolojik ta-

136 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

savvurlarda Su ıssı (su sahibi) ge- donatılmış- hemen her yerde görül-
nelde insan bazen de balık şeklinde mektedir; bu açıdan bakıldığında,
görüntülenir ve nehir, ırmak ve pı- toprak sınırsızdır, hava kavrana-
nar gibi çeşitli gruplara ayrılır” (Ba- maz bir şeydir, ateş doğası gereği
yat 2007: 248). Bu çerçevede bazen dokunulamazdır ve yalnızca su kir-
kadınlar çocuk istemek için -zira su letmeye açık, dolayısıyla özel olarak
iyesine ondan çocuk istemek adına korunması tavsiye edilen bir şeydir”
verilen hediye ve kurbanlar, ruhlar (Burckhard 1997: 138). Bu doğrul-
hiyerarşisinde onun yüksek statü- tuda kutsal sayılan suyu kirletmek;
sünün açık göstergesidir7- bazen de pislik atmak, tükürmek gibi olum-
avcılar avın bereketi için, suyu ve suz hareketler, halk arasında yasak
dolayısıyla suyun sahibi olan ruhla- olup, yasağı ihlal edenlerin bizzat
rı memnun etmeye çalışır, kanlı ve su iyesi tarafından cezalandırılacağı
kansız kurban sunarlar. inancı yaygındır.
Su kültü, Şamanizme8 de he- Su, bazı topluluklarda başta
men bütün yönleri ile yansımıştır. Şamanlar olmak üzere avcı ve ba-
Şamanistler doğadaki her şey gibi lıkçıların koruyucu ruhudur. Aday
suyun (çay, göl, ırmak, deniz) da Şaman, eğitimini tamamladıktan
bir ruhu olduğuna inanırlar ve bu sonra düzenlenen törenle ant içer
nedenledir ki; Şamanist Türkler, ve su ile yıkanarak, arınma işlemi-
Şaman ayinlerinde ırmak adlarını ni gerçekleştirir. Şamanların yılda
anmadan geçmezler. A. İnan; “Al- ya da ayda bir kez su ile yıkanarak
tay- Yenisey Şamanist Türklerin arınma işlemini tekrarlamaları şart-
ayinlerinde söyledikleri ilahilerde tır10. Sadece Yakutlarda görülen,
Yenisey, Abakan, Kem, Tam, ır- diğer Türk boylarında tesadüf edil-
maklarının adları geçer” (1976: 41) meyen bir diğer uygulama da kamlık
demekte ve “eski Türklerde büyük merasimi sonunda Şamanın “mistik
olan ırmakları geçmiş olan kimsede yıkanması”11 dır. Kendisi de bir
sihri bir kuvvetin bulunduğuna ina- Kam olan Nadya Yuguşeva, Altay’da
nıldığını” (1998: 493) belirtmektedir. su ile ilgili inanma ve pratikler için
Yine Arap kaynaklarının naklettiği şunları söyler: “Kam dilek duaların-
Oğuzların, Moğolların suya girmedi- da önce Ülgen’in yardımcılarına ses-
ği, yıkanmadığı ile ilgili bilgiler9 de lenir. Onların gücü yetmezse Ülgen’e
suya, su ruhlarına duyulan saygı ve dua okur. Altaylılar her vadiyi, dağı,
çekinme ifadeleri olsa gerektir. Çün- nehri, ruhlu olarak görüyorlar.
kü su, evreni oluşturan dört unsur Hatta yerli halk nehir (su) ruhun-
içerisinde kirletilmeye en açık olan- dan çok korkarlar. Güneş battıktan
dır. “Her türlü maddenin duyuları- sonra nehirden su alınmaz. Eğer su
mızca algılanmasının en temel dışa alınacaksa çok sessiz ve suyun aktı-
vurum biçimleri olan dört öğe –hava, ğı yöne doğru alınır. Bir de bir çeşit
ateş, su ve toprak- kutsal halesiyle dua okurlar” (2001: 209).

http://www.millifolklor.com 137
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

Yer-su, Türklerde din ile birlik- lur. Türk masallarında su, su kültü
te devlet anlayışının da önemli bir doğrultusunda hayat kaynağı, baş-
parçası olup, vatan anlamını taşır. ka dünyalara açılan kapı, ruhların
Türkler, suya hayat kaynağı olma- yaşadığı yer; güzelleştiren, gençleş-
sı; arındırıcılığı, bolluk ve bereke- tiren, iyileştiren, güçlendiren, diril-
ti temsil etmesi ve özellikle ‘analık ten, çirkinleştiren, kör eden-tedavi
vasfı’nı12 dikkate alarak saygı gös- eden, kahramana şekil değiştirten
terir, ibadet ederler. Kutsallığı göz bir tabiat parçasıdır. Türk masalla-
önüne alınarak akarsuya ant içilir, rına yansıyan su kültü, Motif Indeks
kirletilmez. İyi ruhlar olarak bilin- ile “Mitolojik Motifler, Ölü, Şans ve
seler de su ruhlarının öfkelenmesine Talih” gibi farklı ana ve alt başlık-
sebebiyet vermekten kaçınılır. Şa- larla da paralellik içerisindedir.
manistler bazı ırmakların kaynağı- Tabiattaki her şey gibi
nın cennette olduğuna hükmettikleri Animizm16(canlıcılık) doğrultusun-
için suyu kutsallaştırırlar13. Yine su da, suyun da bir ruhu vardır. Bu
ile bağlantılı olarak, sıcak ve soğuk noktadan hareketle Altay masalları
suların geldikleri kaynakların farklı arasında yer alan Ergekti - Uul’da
olduğu; sıcak suların cehennemden, deriden çıkan su iyesi Şulbıs, kah-
iyi ve tatlı suların ise cennetten gel- ramanı kendisini rahatsız ettiği için
diği inanışı da mevcuttur14. diri diri yemekle tehdit eder:
Su kültü, Türklerin Müslüman “İhtiyar Sogondoy her gün Küze-
olmasından sonra İslami örtü altına dey kağanın yılkısını güdermiş. Bir
girerek, eren kültüyle birleşmek su- defasında Sogondoy hayvanları Esti,
retiyle varlığını devam ettirmiştir. Bayat’a sulamaya getirmiş. Atlar
Su iyesi ise, İslam dininin etkisiyle suya girmeyip; aksırıp, üşkürüp geri
su erenine dönüştürülmüştür. çekilmişler. –Bunlar neden korkup,
Makalede, Türk tabiat kültleri suya girmiyorlar? Gidip bakayım,
arasında son derece önemli bir yere diye Sogondoy yaklaştığında, suyun
sahip olan ‘su kültü’nün, Türk dün- kıyısında kokmuş bir deri yatıyor-
yası masallarına ne şekilde yansı- muş. İhtiyar onu sudan çıkarıp at-
dığı; Altaydan-Anadoluya, Gagauz mış. O zaman deriden su iyesi Şulbıs
eline kadar geniş bir coğrafyadan çıkarak, Sogondoy’un boğazını sıkıp,
seçilen masal örnekleri üzerinden “Sen niçin benim dinlenmeme engel
değerlendirilecektir. oluyorsun? Bu yüzden ben seni diri
Masallarda Su Kültü diri yiyeceğim!” (Dilek 2003: 417) de-
Türk halk edebiyatı ve folk- miş.
lorunda su, evrenin özü, mikro ve Hakaslardan derlenen 165.
makro kozmosun başlangıcı olarak; Masal’da ise, “kuzeyde Ös ülkesin-
Dede Korkut hikâyeleri15, halk de büyük göl varmış. O gölün de
hikâyeleri, efsane ve masallara ka- iyesi varmış. Ülkede onu yakalaya-
dar sayısız türde kendine yer bu- cak kimse yokmuş” (Katanov 2000:

138 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

278) cümleleriyle yakalanamayacak Su iyeleri hemen her şekle rahatça


kadar güçlü bir göl iyesinden bahse- girebilirler ve Türk halklarının an-
dilir. Masal: 30’da su iyesi, kaçırdığı latılarında genelde uzun saçlı bir kız
çocuğu, isteğini yerine getirmezse olarak tasavvur edilirler17. Suyun
öldüreceğini söyleyerek tehdit eder hayat kaynağı olarak olumlu özellik-
(Katanov 2000: 303). Bir başka Ha- leri yanında, hayatı sonlandıracak
kas masalı olan Kuş Büyüklüğünde güce sahip olduğunu da unutmamak
Oğlan’da han, atına kendisi ile gö- gerekir. Bu masallarda olduğu gibi
mülmek istediğini söyleyince at ona su iyeleri; kızdırıldıklarında, kendi-
“biliyorsun, ben bir gün sudan geçer- lerine saygısızlık yapıldığında, su ile
ken su iyesini yuttum, dağ aşarken, ilgili yasaklar ihlal edildiğinde, daha
dağ iyesini otla birlikte yedim. Ben çok insanlara zarar verme eğilimin-
seninle gidersem, o şeytanlar sana de karşımıza çıkarlar.
huzur vermezler” (Arıkoğlu 2003: Ösküs Ool’da, masal kahramanı
173) der. Çünkü “Sibirya ve Volga suyun dibinde karşılaştığı su iyesi
boyu Türklerinin geleneksel inancı- ile karısının girdikleri iddiayı usta-
na göre su iyesi, aşağı dünya ile iliş- lıkla idare ederek, onlardan kıymetli
kilidir. Mesela Kazan Tatarları ve hediyeler kazanır. Masalda su iyele-
Başkurtların mitolojik inançlarında rinin su altında, insanlar gibi bir ha-
‘Sulukun’ adlı kötü ruh yer altı dün- yat biçimine sahip olduklarına, aile
yası sularını koruyan bir varlıktır” kurduklarına işaret edilmesi, dikkat
(Bayat 2007: 250). Herhangi bir şe- çekicidir. İnsanoğlu, su iyelerine bu
kilde rahatsız edildiğinde suyu ve masalda olduğu gibi insani özellikler
dolayısıyla sahip olduğu gizil güçleri atfederek kendisine yaklaştırıp, ola-
harekete geçirir, adı geçen masallar- ğanüstü varlıklarla ortak bir yaşam
da da ifade edildiği gibi karşısında- sürdürmeyi kendisi için bir ölçüde
kini kolayca yok edecek kadar kuv- kolaylaştırmayı amaçlamıştır:
vetlidir. “Suyun dibine indiğinde Ösküs
Mezarda Helva Pişiren Keloğlan Ool bakmış ki, bir masanın üstüne
masalında, denizin ortasında kalan demir direk koyulmuş, masanın ya-
geminin neden hareket etmediğini nında da bir ihtiyar oturuyormuş.
öğrenmek için Keloğlan’ı suya indi- Oradan sokağa çıktığında şaşırıp bir
rirler: “Keloğlan’ı atarlar, kement şehirde olduğunu fark etmiş. Ösküs
bağlayıp suya indirirler. İner ki ne Ool’un suyun dibine indiğinden su
görsün. Bir peri kızı oturmuş, omzu- iyesinin haberi olmuş. Su iyesi karı-
nu vermiş gemiye, salmıyor” (Saka- sıyla yeryüzünde kâğıt para mı, yok-
oğlu 2002: 494). Suyun altında ge- sa demir para mı daha kıymetli diye
miyi omzuyla tutup hareketine izin tartışıyorlarmış. Doğrusunu Ösküs
vermeyen peri kızı, su iyesi olup; Ool’dan öğrenmek için onu çekmiş-
geminin ilerlemesine izin vermeye- ler. Onların iddiasına göre kağanın-
rek, insanları zor duruma düşürür. ki doğru olsa, kağan karısını, karı-

http://www.millifolklor.com 139
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

sınınki doğru olsa o da kağanı (su leşmediği ve yaşlanmadığı19 inancı-


iyesini) öldürecekmiş. Soruya Ösküs nın masala yansımış şeklidir.
Ool şu cevabı vermiş: “Kâğıt para Kurbağa ile Padişahın Oğlu
kıymetli, demir para daha kıymetli. (Şimşek 2001: 77-79) adını taşıyan
Yolculukta kâğıt para iyi, alışveriş masalda gölden gelen göl iyesinin
için demir para daha iyi, insanlara sesi ve padişahın oğluna kısmetinin
alıp vermesi kolay. Hesaba gelince kurbağa olduğunu işaret etmesi, göl
kâğıtla demir paranın değeri bir” iyesinin kahramanla konuşmasın-
demiş. Buna sevinen kadın Ösküs dan başka bir şey değildir. Kahra-
Ool’a dikişsiz bir gömlek, dikişsiz bir manın evlendiği ve sonrasında güzel
ayakkabı hediye etmiş. Kocasıysa bir kıza dönüşen kurbağa, hayvan
bir taş vermiş. Ösküs Ool yolculuğu ya da insan her kılığa girebilen su
için “Eh, iyi geçti.” Diye düşünmüş. iyelerinin tipik temsilcisidir. Yine
Su iyesi ona parasız yemek yiyeceği- aynı masalda kahramanın, baba-
ne dair bir kâğıt yazıp vermiş. Su al- sının yapılması zor her isteğinden
tında üç yıl geçirdikten sonra Ösküs sonra karısının tavsiyesi ile gölün
Ool önceki yerine gelmiş ki, ihtiyar yanına gidip; “kaynana” gibi akraba-
hâlâ orada oturuyor” (Dilek 2003: lığı belirten seslenişlerle, eşinin göl-
586). de yaşayan ailesini selamlaması ve
Tedbirli Padişah’ta, su iyeleri- isteğini ifade etmesi de su ruhları ile
nin su altında bir sarayda yaşadığı iletişim kurduğunun ve Altay masalı
inancı işlenmiştir: “Kara ata binen Ösküs Ool’ da olduğu üzere iyelerin,
vezir göle girerek gözden kaybol- tıpkı insanlar gibi aile sahibi oldu-
muş. Gördüklerine inanamayan ğunun net delilidir. Su evrenin özü,
diğer vezir, hiç düşünmeden kendi- bütün potansiyelini ve tohumlarını
ni söz konusu göle atmış. Bir vakit taşıyan bir rahimdir20. Su kaynaklı
sonra gözünü açtığında, kendisini kozmogoniye göre insanlık sulardan
acayip büyük bir şehirde görmüş… doğmuştur21. Türkler için ırmak,
Burası “Su Altı Padişahlığı” diye ad- çay ve de göller, yaşayan canlı tabi-
landırılıyormuş. Bu şehrin kızları, at parçalarıdır. Bunlar, Tanrı gibi
veziri görünce hayran olup hemen insanların çok çok üzerinde kutsal
padişahın sarayına götürmüşler. varlıklar değillerdir; masallarda ol-
Padişah da kız olduğundan adı ‘Kız duğu gibi insanlar, onlarla rahatça
Padişah’mış” (Bedir 2000: 279). ilişki kurabilirler22.
Pek çok kültürün mitolojisinde, Ecel Acayip adlı masalda, baba-
suyun altında muhteşem saraylara oğul yola çıkarlar; bir çeşme başında
sahip tanrılar ve iyelerden bahsedi- ihtiyar iç çekerek, “off anam of” der
lir18. Ayrıca bu motif, su iyelerinin demez hemen çeşmenin lülesinden
sahip oldukları su altı sarayında bir adam çıkıp; “buyur baba, ne di-
ihtişamlı bir hayat sürdüğünün, bu yorsun?...Oğlum, ben seni çağırma-
sarayda yaşayan canlıların çirkin- dım…Çağırdın, diyor musluktan

140 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

çıkan genç, benim adım “Of” dur. adını taşıyan masalda, devin sahibi
Sen beni çağırdın, ne yapacaksın olduğu sihirli pınar, içenin cinsiyet
beni?” (Sakaoğlu 2002: 382). Masa- değiştirmesine neden olacak kadar
lın kahramanlarından biri olan Of, etkilidir ve pınarın sahibi olan dev
olağanüstü özelliklere sahip bir si- de başlangıçta dev ya da ejderha
hirbazdır ve sonrasında adamı kan- olarak tasavvur edilen su iyelerin-
dırıp, oğlunu alarak çeşmenin lüle- den biridir. Ejderha, masallarda
sine girip yeraltına iner. Anlatıda çoğunlukla su ile bağlantılı olarak
adı geçen bu tip, pek çok varyantı anılan bir varlıktır. O, M. Eliade’nin
olan ‘of’ ve benzeri nidalarla farkın- de “ritmik yaşamın simgesidir; çün-
da olmadan çağrılan, geldiği yer ve kü ejderha, yaşamla uyum içindeki
olağanüstü özellikleri dikkate alın- dalgalanmalarıyla yaşamı besleyen
dığında kılıktan kılığa girebilen, su ve uygarlıkları doğuran suyun ruhu-
iyelerinden biridir. “Suyun hayatın nun simgesidir” (2003: 213) cümlele-
kaynağı olması ve şifa verici özellik riyle ifade ettiği gibi bizzat su ruhu-
taşıması nedeniyle eski Sümerlerde nu temsil eder.
ve Anadolu kavimlerinde hekimli- Ne İdim Ne Oldum Ne
ğin tanrısı su tanrısı olarak kabul Olacağım’da (Özçelik 2004: 352) der-
edilirdi. Hatta Sümercede hekime mansız bir hastalığa yakalanıp dağ
a-zu yani suyu bilen kişi denilirdi. başına atılan masalın kadın kahra-
Kalıntı şeklinde olsa da Azerbaycan manı, ortaya çıkan sarı yılanın içtiği
masallarında suyun altında yaşayan sudan içince yaraları yavaş yavaş
Okkay adlı varlığın sihir ilmini bil- iyileşir. Bu masalda yılan, kıza yar-
mesi, suyun bir bilim kaynağı oldu- dım etmek isteyen kılık değiştirmiş
ğunu tasdik eder durumdadır” (Ba- bir su iyesidir. Çünkü su iyesi ya da
yat 2007: 257). Motif bize, Orta Asya hamisi mitolojik kaynaklarda ço-
ve Anadolu’da su kültü ile bağlantılı ğunlukla yılan veya ejderha olarak
olarak karşımıza çıkan, su gözeleri- geçer. Su iyesi yılanın, içtiği su ise
ni hatırlatır. Bu gözeler, ferdî ya da sonsuz hayat kaynağı olup, ölmek
toplu dilekler için ziyaret edilen ve üzere olan masalın kadın kahrama-
su sahibinden çeşitli isteklerde bulu- nına tekrar hayat bahşeder.
nulan yerlerdir. Padişahın Kırk Oğlu adlı ma-
Zümrüdü Anka ile Şehzade salda, çeşmenin ve de çevresinin
(Kúnos 1975: 57), Altın Tavug Yu- sahibi, tılsımlı bir cüceden bahsedi-
mırtası Matalı (Ketene 1990: 68) ve lir. Gerek fiziksel görünüşü, gerek
Başkurtlara ait Kurt Oğlu Sıntemir olağanüstü özellikleri ve ölümsüz
Pehlivan (Makas 2000: 165) masal- oluşu, onun cüce şekline girmiş bir
larında suyun başını tutan, kurban su hâkimi yani ‘iye’ olduğunun açık
olarak bir kız veya gelin almadan göstergeleridir:
su vermeyen ejderha motifi ile Sırlı “Oğlan gardaşlarını galdırıyor
Pınarın Hikâyesi (Yılmaz 1994: 175) ve yola revan oluyorlar. Bir müddet

http://www.millifolklor.com 141
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

gediyorlar, bir çeşmenin başına va- Dev, ona ‘deniz güzeli’ne müracaat
rıyorlar. Çeşmenin iki tarafı guruy- etmesini söyler: “Aaa..biz bunun için
muş, çok çayırlıklı bir yermiş. Ak- Deniz Güzeli’ne müracaat ederiz, va-
şam oluyor burada yatmaya garar rırsın bir gaya var, gayanın üsdüne
veriyorlar. Fakat en gücük gene di- çıkarsın, yatıverirsin, uzanıverirsin,
yor ki: “Abilerim, gelin burda yatma- o seni görür, bunun üzerine denizden
yalımın. Bire oğlum burdan daa eyi bir güzel çıkar, denizin beri tarafın-
yer mi bulacaksın?” Burda bir müd- dan bahçesinden, çıkdıkdan keyri üç
det galıyorlar, gayrı akşam oluyor dört goyunu yayılır orda, yayılırka
yatıyorlar. Oranın bir saybisi varmış gayanın dibinden tüben dedin miydi
cüce. Cücenin yedi garış sakalı var- o seni görür ve goyunnar arkasına
mış, beş garış boyu varmış. Sakalı düşüverir gider. Bir annesi var onun
yerde sürünürmüş bunun. Sürünü- der. İnsanoğlu, in misin, cin misin
yor böyle amma o adamın ölümü der, hem inim hem cinim dersin der.
yoğmuş. Bu adam tılsımlıymış” (Alp- Seslenmemelik yapma der” (Alpte-
tekin 2002: 402). kin 2002: 268). Kahraman, bu kızın
İnanışa göre sularda yaşayan yardımıyla aradığı aynayı bulur.
varlıklar; “sürünüyor böyle amma Masalda denizin ortasında yaşadı-
o adamın ölümü yoğmuş” şeklinde ğı söylenen kız, şüphesiz bir su iye-
vurgulandığı gibi, yeryüzünde ya- si olup; kahramana, babasının sırlı
şayanlardan farklı olarak hastalan- aynasını bulma konusunda yardım
maz, yaşlanmaz, çirkinleşmez ve eder. Örneklerden de anlaşılaca-
suda yaşadıkları için ölüm onlardan ğı gibi su iyeleri, çoğunlukla masal
uzaktır, ölmezler23. Nitekim, Kor- kahramanlarına yardım etmek üze-
kut Ata da “suya ecel gelmez”24 der. re masalın kadrosuna dâhil olurlar.
Taşeli masalları arasında bulu- Su serpme, damlatma ya da
nan Allah’ı Arayan Adam’da (Alpte- akan suda yıkanma, suyun sahip
kin 2002: 329) yedi denizin ortasın- olduğu içsel güç sayesinde beden ile
da oturan adam, Şamanistik açıdan birlikte ruhu da arındırır; insanı gü-
yedi deniz ortasında oturan su iyele- nahlarından temizler, bedensel ola-
rinin yöneticisi, denizler hanına bir rak yıkanan kişi, ruhsal olarak da
göndermedir. Motif aynı zamanda; temizlenmiş olur.
Kazan, Karaçay ve Kumuklarda gö- Yakutlardan derlenen Katır-
rülen “Su Anası, Subaba, Suceddin” kuyruğu Otundan Kız ile Ahtapot
denilen bazen de erkek olarak düşü- Abaas’ın Kızı adlı masalda baba,
nülen su sahibi25 ile doğrudan ala- oğluna şeytanla bilmeden teması
kalıdır. sonucu oluşan pislikten kurtulmak;
Gülmez Padişahı’nda padişa- arınmak, ruhunu temizlemek için
hın, cin padişahı tarafından çalınan otuz gün hızlı akan suda kalması
sırlı aynasının peşine düşen oğlu, gerektiğini söyler: “Oğlum, at bana
yolda rastladığı devden yardım ister. her şeyi anlattı. Bu şeytanın kızıdır.

142 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

Senin nişanlını soyup, onun kılığına verdi ki, uşağın başını kesenden son-
girmiş. Bu, senin ruhunu kirletmiş. ra bu leleynen o sudan uşağın boğa-
Bundan kurtulmak için otuz gün zına çekersen, o da dirilir” (Seyidov
hızlı akan suyun içinde kalacaksın. 2005: 65) denir. Aynı motif, Kısmetli
Sonra da otuz gün çam ağacından Çocuk masalında da karşımıza çı-
oturacaksın ki, ruhun temizlensin. kar: “Yatırmış kızçaaz, sansın şindi
Bundan sonra gidip asıl nişanlını hemen uyuklamış. Çocuk serpidi-
getirmelisin. Bu kızı ise, vahşi atın vermiş onun üzüna bir yudum suca-
kuyruğuna bağlayıp, çöllere bırak- az da kız birdan uyanmış-dirilmiş”
mak gerek” (Makas 2000: 252). (Uçkun 2003: 567). Her iki masalda
Padişahın Oğluyla suyun ölüyü diriltmesi, onun hayat
Hizmetkârı’nda, padişahın oğlunun kaynağı olduğuna ‘âb-ı hayât’a gön-
yanında bulunun hizmetkârı Musa, dermedir. Dirilik suyu ya da ‘âb-ı
mağarada gecelediklerinde uyuma- hayât’26 olarak bilinen efsanevi su,
dığı için iki güvercinin konuşma- içeni ebedî hayata kavuşturur; ölüyü
larını duyar: “…Eğer uyumayıp da diriltir, hastayı iyileştirir, ihtiyarı
dinleyen varsa bunlar ne yapacak? gençleştirir. Su, ölüm kadar yeniden
Şimdi bunlar galkacak denizin ke- doğumu da simgeler. Suyla temas,
narına varacak, denizde bir eğer hemen her zaman bünyesinde bir ye-
var, eğeri galdırıp, denize vuracak- niden doğum barındırır: “çünkü bir
lar. Bunun üzerine denizden üç tane yandan çözülmenin arkasından bir
aygır çıkacak, birercik binecekler, “yeni doğum” gelmekte, öte yandan
gözlerini yumacaklar, öte yakaya at- da suya dalma üretken kılmakta ve
layacaklar. Öte yakada eğeri denize hayat potansiyelini arttırmaktadır”
vuracaklar, aygırlar denize girecek, (Eliade 1992: 182).
şehir öte yakada” (Alptekin 2002: Keloğlan’ın Masalı’nda, Keloğ-
395). Bu masal motifiyle de ortaya lan “Hemen soyunup yakındaki pı-
konduğu gibi sudan çıkan ve kahra- narda güzelce yıkanmış, giysilerini
manlara yardım eden su menşeli at- giyerken eli kafasına dokunmuş. Ke-
lar, şekil değiştirmiş su iyeleri veya loğlan şaşırmış örnek için bir tane
iyeler tarafından insanların yardı- bile saç bulunmayan kafasında gür
mına gönderilmiş yardımcılardır. kıvırcık saçlar bitmişmiş. Hemen
Suyun sahip olduğu özellikler ve suda yansıyan hayaline bakmış ve
kutsiyeti insanları iyileştirmeye, gü- gözlerine inanamamış. Nohut keli
zelleştirmeye, güç-kuvvet kazandır- Keloğlan güzel bir delikanlı oluver-
maya hatta diriltmeye de muktedir- mişmiş, kelliğinden iz bile kalma-
dir. Türeyiş mitlerinde insanın bir mışmış” (Sabih 1982: 191) cümle-
damla sudan türemesi, suyun hayat leriyle suyun tedavi edici özelliği
verme gücünden başka bir şey de- üzerinde durulmaktadır. Masalda
ğildir. Qızıl Qoç’ta, “Derviş elave bir olduğu gibi suyun gücü, kelin başını
şüşe sehirli su, bir de bir quş leleyi saçla donatır. M. Eliade suyun teda-

http://www.millifolklor.com 143
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

vi etme gücü ile ilgili; “kullanılma- görüldüğü üzere Türk masallarında


mış suyla” tedavide, hastalığın ezeli belli yerlerden alınan su kahrama-
suyla teması sağlanarak mucizevi nı gençleştirir, güzelleştirir, tedavi
bir yenilenmeyi gerçekleştirmenin eder. Yaratılışın merkezinde duran,
yolu aranır: su, tüm biçimleri parça- hayatla ölümü birleştiren su, bu güç-
lama ve özümseme gücüyle kötülüğü le dokunduğu her şeyi değiştirir. Bu
emer” (2003: 201) demektedir. Qara- “Gençlik Pınarı” kompleksinin ma-
gaşın Nağılı adını taşıyan masalda, sala yansımasıdır. Çünkü su içinde
Derviş, Qaraqaşa “-Ey oğul, seni men serinlik ve gençlik tözünü taşır28.
dünyaya getirmişem. İndi sene ele Masal coğrafyasında başta be-
bir su verim ki, dünyada heç bir peh- yaz ve kara su olmak üzere, sıkça de-
levanın gücü sana çatmasın. Amma ğişik renkteki sulardan bahsedilir.
gerek menim dediklerimi yerine İki Gız Gardaş (Yorgancıoğlu 1998:
yetiresen” (Tehmasib 2005: 8) der. 77) ve Ardanuç masalı; Nine’de ihti-
Dervişin içirdiği su ile kahraman, yar kadına yardım eden kız çocukla-
yer-su kültü ve su iyesinin yardımı rı, kadın tarafından gösterilen kay-
sayesinde eşsiz bir pehlivana dönü- naktan vücutlarının tamamını ya da
şür. Zira su, her zaman yenilenmeyi, bir bölümünü beyaz su ile yıkamala-
yeniden doğumu temsil eder. Su, ce- rı öğütlenerek güzelleştirilir:
naze törenlerinde ölümden sonra do- “Kızın, bit sirke dolu kafasını
ğumu, büyüsel ritüellerde iyileşmeyi temizleyip, üstelik ne güzel başın
garanti ederken; sahip olduğu hayat var demesine memnun olan nine bu
potansiyeli ile toprağı, hayvanları ve sözlere çok sevinmiş, kıza demiş ki:
kadınları döller27. “Yavrum bugün bana çok iyiliklerin
Suyun, değdiği şeyi gençleş- oldu, ben de sana bir iyilik yapmak
tirme ve güzelleştirme özelliği Tek istiyorum. Bu ormanın içinde iki çeş-
Oğul Canadıl’da, “at Canadıl’a Mü- me var. Birinden kara su akar, birin-
rök Kakbaş’ın suyundan verip: Bunu den beyaz su. Sakın ola kara sudan
damlat” dedi. Damlatınca yüzü yüzünü yıkama, beyaz olandan yıka”
gençleşerek, Canadıl on beş yaşın- demiş. Kız nineyle vedalaşıp ineğini
daki çocuk gibi oldu. Atına yudum- alıp oradan ayrılmış. Kız tarif ettiği
lattığında, o da tay oldu” (Karayanık yerdeki suları bulmuş. Hemen gidip
2001: 378) ve Eveyana masalında beyaz akan sudan yüzünü yıkamış,
“yarın sabah da bu ormanın kena- öyle bir güzelleşmiş ki, gülünce yü-
rındaki dereye gidersiniz da bir gü- zünde güller açıyor, ağlayınca gözle-
zel ikanasınız... İki gardaş yabancı- rinden inciler dökülüyormuş. Akşam
nın dediklerini yapalar. Biri ayın on olup eve gelince üvey annesi de bunu
dördü gibi güzel bir gız, o biri da nur görünce çok şaşırmış” (Önal 2004:
parçası gibi yakışıklı bir oğlan olur” 49).
(Yorgancıoğlu 1998: 67) şeklinde or- Kadının isteklerini yerine getir-
taya çıkar. Her iki örnekte açıkça meyen kız, Öksüz Kız’da, “Gadın ne

144 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

derse garşılık veriyor, o garı da bunu, ların ‘yılan, kurbağa, siyah ve beyaz
gara köpüklü suda yıkıyor, gız iyice koyun’ olarak birden çok hayvana
çirkinleşiyor” (Şimşek 2001: 38) ifa- dönüşmesini sağlayacak kadar bü-
de edildiği üzere, kara su ile yıkan- yüsel işleve sahip ve kuvvetlidir.
ması öğütlenerek daha da çirkinleş- İlimhan masalında, “Gülçınarayim
tirilmektedir. Adı geçen masallarda az gitmiş uz gitmiş, büyük ırmağın
‘Çay Ninesi, Su Anası’ gibi adlarla kıyısına gelmiş. Büyük ırmağın su-
bilinen su ruhlarının kendilerine yundan içmiş. Çocuğuna da içirir
yapılan iyilik ve kötülük doğrultu- içirmez, yılan kılığından güzel bir
sunda, masal kahramanlarını su ile oğlana dönüşmüş” (Baydemir 2004:
ödüllendirmesi ya da cezalandırması 975) olduğu gibi suya yüklenen güç
konu edilmiştir. Bu yaklaşım iyi su- ve anlam, masallarda kahramanın
kötü su düalizmini de açığa çıkarır. şekil değiştirmesinde bir kez daha
G. Bachelard kötü su ile ilgili olarak; kendini gösterir. Kahraman, özel bir
“öyleyse, en ufak bir kirlilik bir arı yerden içtiği su ile don değiştirir.
suyun bütünüyle değerini düşürür. Bütün bu örneklerin dışında su
Arı su bir kara büyü için fırsat yara- kültünün, masallarda sıkça kullanı-
tır; doğal olarak bir kötülük düşün- lan ‘çeşme motifi’ ile de yansıdığını
cesini kabul eder. Görüldüğü gibi, söylemek yanlış olmaz. Nitekim Kı-
kötü bir düşünceyle geri dönüşü rım-Tatar mitolojisinde “su anası”
olanaksız biçimde bozulan mutlak diye adlandırılan çeşme, pınar ko-
arılık ahlak beliti, berraklığını ve ruyucusu bulunmaktadır30. Çeşme,
serinliğini biraz kaybetmiş bir suy- ilk bakışta doğrudan su kültü ile
la kusursuz bir biçimde simgelenir” bağlantılı görünmese de pek çok ma-
(2006: 152) şeklinde saptamalarda salda benzer şekilde geçerek, özel-
bulunur. Arı su, kolayca herhangi likle vurgulanması bu bağlantıyı te-
bir şeyin kirletemeyeceği iyinin tözü reddütsüz gözler önüne serer. Hatem
iken, kirli ya da kara su ise kötünün adını taşıyan masalda, çeşme başın-
tözüne dönüşür. Ahlaki açıdan da da dinlenen Hatem, çınara konan
denge için arılığın kötülükten ağır güvercinlerin konuşmalarına kulak
basması ve öne çıkması son derece misafiri olur: “Güvercinler karşılıklı
doğaldır. Bu da masal dünyasında konuşuyorlarmış. Biri: “İşte şu da-
iyiliğin mükâfatı olarak değdiği şeyi ğın arkasındaki bir evde, aylardan
güzelleştiren ‘beyaz su’, kötülüğün beri baygın halde yatıyor. O, periler
cezası olarak dokunduğu şeyi çir- padişahının kızına âşık olmuş. Bun-
kinleştiren ‘kara su’ şeklinde ortaya dan dolayı onu cinli yapmışlar” de-
serilir. Dede Korkut’ta ise “kara su” miş. İkincisi konuşmuş; “Ee, bunun
ile kaynak suyu29 kastedilmektedir. çaresi çok kolay. İşte şu çınardan
Bibilican ve Oğlan Kardeşi’nde yüz adım ötede bir çeşme var. Çeş-
(Zengin 2002: 103) içilen su, insan- menin yanında iki tane çınar var.

http://www.millifolklor.com 145
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

Çınarın yaprağı kaynatılıp içilirse Sonuç


şehzade kendine gelir” (Baydemir Suyun hayat kaynağı oluşunun
2004: 661). Bu sohbetten sonra kuş- yadsınamaz etkisiyle, Türk tabiat
lar uçup gider. Hatem, birer su iye- kültleri içerisinde son derece önemli
si olan güvercinlerin söylediklerini bir yere sahip olan ‘su kültü’, baş-
uygulayarak, kızı iyileştirir. Güzel ta dinler ve inanç sistemleri olmak
Ahmed masalında şehzade, çeşme üzere, her kültürde ve kültüre ait
başında su doldurmakta olan bir sayısız yaratmada çeşitli şekillerde
koca karıya rastlar ve kadının elin- karşımıza çıkan büyük bir olgudur.
deki testiye okla nişan alıp, kırar. Türk halk edebiyatı ve folkloru
Kadın ona; “ilahi olum Güzel Ahmed içerisindeki hemen bütün türlerde
inkisar etmeye dilim varmaz. Mu- ve özellikle sözlü nesir anlatılardan
han çölündeki hırızmalı güzelin hış- masallarda bir çok tabiat kültüyle
birlikte ‘su kültü’ ile karşılaşmak
mından gidesin” (Kúnos 1998: 263)
kaçınılmazdır. Masal dünyasının
demek suretiyle Güzel Ahmed’in adı
genelde gerçeklikten daha çok ola-
geçen güzele, görmeden âşık olması-
ğanüstülükte hayal gücünün sınırla-
na neden olur. Masalda yer alan çeş-
rını zorlayan yapısı, motif zenginliği
me motifi, halk hikâyelerinde ‘rüya
suyu, ‘su kültü’ çerçevesinde masala
motifi’nin teşekkülünde karşımıza
dâhil eder. Türk dünyası diye adlan-
çıkan çeşmeyi anımsatmasının yanı
dırılan geniş coğrafyadan derlenen
sıra, yine su kültünü destekler nite-
masal örnekleri de ‘su kültü’nün,
liktedir. masallarda bütün canlılığı ile yaşa-
Türk masallarında suyun ha- dığına dair sayısız motif içermekte-
yat kaynağı oluşunun en güçlü gös- dir
tergelerinden biri de çeşme başında Su kültü, günümüzde de Türk
karşılaşılan dervişin, verdiği elma kültüründe önemini yitirmeksizin,
ile çocuk sahibi olmadır. Dervişin değişik şekillerde varlığını hissettir-
suyun başında ortaya çıkması ve mekte, pek çok unsuru ile halk anla-
çocuksuzluğu gidermesi, su kültü tılarının en sevilenlerinden olan ma-
ile doğrudan ilintilidir. Motif, halk sallarda etkili bir biçimde yaşamını
anlatılarının değişmez motiflerin- sürdürmektedir. Kuşkusuz değer-
den olup, suyun başlangıçta sahip lendirmeye alınan masal sayısı art-
olduğu çocuk verme işlevini korudu- tıkça, ‘su kültü’ ile ilgili motiflerin
ğunun da net delilidir. Zira suyun, sayısı da artacak ve çeşitlenecektir.
mitolojik düşüncede ‘ana rahmi’nin
sembolü olması hasebiyle, çeşmenin NOTLAR
1 Mircea Eliade. Ebedi Dönüş Mitosu. An-
yanında ortaya çıkan ve elmayı ve-
kara 1994. s. 71.
rip kaybolan derviş ancak şekil de- 2 Hûd Sûresi /7. Enbiyâ Sûresi/30.
ğiştirip, insan kılığına girmiş bir su 3 Titus Burckhard. Aklın Aynası. İstanbul
iyesi olarak değerlendirilebilir. 1997. s. 141.

146 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

4 Mircea Eliade. İmgeler ve Simgeler. An- 27 Eliade. Dinler Tarihine Giriş. s. 197.
kara 1992. s. 181-189. 28 Bachelard. Su ve Düşler. s. 164-165.
5 Ivan Illıch. H2O ve Unutmanın Suları. 29 Ögel, Türk Mitolojisi II/ (Kaynakları ve
İstanbul 2007. s. 24. Açıklamaları ile Destanlar). s. 354.
6 Celal Beydili. Türk Mitolojisi Ansiklope- 30 Bayat. Türk Mitolojik Sistemi. s. 251.
dik Sözlük. Ankara 2005. s. 273.
7 Fuzuli Bayat. Türk Mitolojik Sistemi. C. KAYNAKLAR
2. İstanbul 2007. s. 250. Alptekin, Ali Berat (2003). Kazak Masalların-
8 Özkul Çobanoğlu. “Türk Kültür Tarihin- dan Seçmeler. Ankara: Akçağ Yayınları.
de Su Kültü”. Türk Kültürü. 361 (1993). Arıkoğlu, Ekrem (2003). “Masallar”. Başlan-
s. 32-42. gıçtan Günümüze Kadar Türkiye Dışın-
9 Abdülkadir İnan. “Türklerde Su Kültü daki Türk Edebiyatı Antolojisi (Nazım-
ile İlgili Gelenekler”. Makaleler İncele- Nesir). Hakas Edebiyatı. C. 25. Ankara:
meler. I. C. Ankara 1998. s. 491-495. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
10 Mircea Eliade. Şamanizm. Ankara 1999. 147- 175.
s. 146. Bachelard, Gaston (2006). Su ve Düşler. Çev:
11 Fuzuli Bayat. Ana Hatlarıyla Türk Şa- Olcay Kunal. İstanbul: Yapı Kredi Ya-
manlığı. İstanbul 2006. s. 218. yınları.
12 Gaston Bachelard. Su ve Düşler. İstan- Bayat, Fuzuli (2006). Ana Hatlarıyla Türk
bul 2006. s. 153-154. Şamanlığı. İstanbul: Ötüken Yayınları.
13 Bahaeddin Ögel. Türk Mitolojisi II/ Bayat, Fuzuli (2007). Türk Mitolojik Sistemi.
(Kaynakları ve Açıklamaları ile Destan- C. 2. İstanbul: Ötüken Yayınları.
lar). Ankara 2002. s. 315- 355. Baydemir, Hüseyin (2004). Özbek Halk Ma-
14 Murat Uraz. Türk Mitolojisi. İstanbul salları İnceleme-Metin. Erzurum: Ata-
1994. s. 181. türk Üniversitesi. Sosyal Bilimler Ensti-
15 Ramazan Korkmaz. “Dede Korkut tüsü (Yayımlanmamış doktora tezi).
Hikâyelerindeki Su Kültünün Mitik Yo- Bedir, Selma (2000). Uygur Çöçekleri. Anka-
rumu”. Türk Kültürü. 418 (1998). s. 91- ra: Gazi Üniversitesi. Sosyal Bilimler
98 Enstitüsü (Yayımlanmamış yüksek li-
16 Bronislaw Malinowski. Büyü Bilim ve sans tezi).
Din. İstanbul 2000. s. 7-16. Beydili, Celal (2003). Türk Mitolojisi Ansik-
17 Bayat. Türk Mitolojik Sistemi. s. 252- lopedik Sözlük. Ankara: Yurt Kitap Ya-
253 yınları.
18 Mircea Eliade. Dinler Tarihine Giriş. İs- Burckhard, Titus (1997). Aklın Aynası. Çev:
tanbul 2003. s. 212. Volkan Ersoy. İstanbul: İnsan Yayınları.
19 Bayat. Türk Mitolojik Sistemi. s. 254. Çobanoğlu, Özkul (1993). “Türk Kültür Tari-
20 Eliade. Dinler Tarihine Giriş. s. 199. hinde Su Kültü”. Türk Kültürü. S. 361.
21 Eliade., İmgeler ve Simgeler. s. 182. 32-42.
22 Ögel. Türk Mitolojisi II/ (Kaynakları ve Dilek, İbrahim (2003). Altay Masalları. An-
Açıklamaları ile Destanlar). s. 322. kara: Gazi Üniversitesi. Sosyal Bilimler
23 Beydili. Türk Mitolojisi Ansiklopedik Enstitüsü.
Sözlük. s. 503. Eliade, Mircea (1992). İmgeler ve Simgeler.
24 Orhan Şaik Gökyay, Dedem Korkudun Çev: M. Ali Kılıçbay. Ankara: Gece Ya-
Kitabı. İstanbul 1973. s. CXXII. yınları.
25 Beydili. Türk Mitolojisi Ansiklopedik Eliade, Mircea (1994). Ebedi Dönüş Mitosu.
Sözlük.. s. 136. Çev: Ümit Altuğ. Ankara: İmge Kitabe-
26 Ahmet Yaşar Ocak, “Âb-ı Hayât”. Türki- vi.
ye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. C. Eliade, Mircea (1999). Şamanizm. Çev: İsmet
I. İstanbul 1998. s. 1-3. Birkan. Ankara: İmge Kitabevi.

http://www.millifolklor.com 147
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 93

Eliade, Mircea (2003). Dinler Tarihine Giriş. Sabih, Sabir (1982). Azerbaycan Masalları.
Çev: Lale Arslan. İstanbul: Kabalcı Ya- Bakü: Yazıcı Yayınevi.
yınevi. Sakaoğlu, Saim (2002). Gümüşhane ve Bay-
Gökyay, Orhan Şaik (1973). Dedem Korkudun burt Masalları. Ankara: Akçağ Yayın-
Kitabı. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi. ları.
Illıch, Ivan (2007). H2O ve Unutmanın Sula- Seyidov, Nüreddin (2005). Azerbaycan Nağıl-
rı. Çev: Lizi Behmoaras. İstanbul: Yeni ları. V. C. Bakü: Şark-Garb.
İnsan Yayınevi. Şimşek, Esma (2001). Yukarıçukurova Masal-
İnan, Abdülkadir (1976). Eski Türk Dini. An- larında Motif ve Tip Araştırması. I-II. C.
kara: Milli Eğitim Basımevi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
İnan, Abdülkadir (1998). Makaleler ve İncele- Tehmasib, Memmedhüseyn (2005). Azerbay-
meler. I. C. Ankara: TTK Basımevi. can Nağılları. II. C. Bakü: Şark-Garb.
Karayanık, Sadullah (2001). Kırgız El Co- Thompson, Stith (1966). Motif Index of Folk-
moktoru (Kırgız Halk Masalları) Metni Literature. Bloomıngton-London: Indıa-
Esasında Kırgızcada Fiil. Ankara: Gazi na Unıversıty Press.
Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü Uçkun, Rabia (2003). Gagauz Masallarının
(Yayımlanmamış yüksek lisan tezi). Tip ve Motif Yapısı Bakımından İnce-
Katanov, N. F. (2000). Hakas Folkloru ve Et- lenmesi. İzmir: Ege Üniversitesi. Sosyal
nografyası Metinleri. Ankara: Türksoy Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış
Yayınları. doktora tezi).
Ketene, Cengiz (1990). Kerkük Halk Edebi- Uraz, Murat (1994). Türk Mitolojisi. İstanbul:
yatından Seçmeler. Ankara: Kültür Ba- Düşünen Adam Yayınları.
kanlığı Yayınları. Yılmaz, Mehmet (1994). Kırgız Halk Masal-
Korkmaz, Ramazan (1998). “Dede Korkut ları (Motif Index ve Tercüme). Erzurum:
Hikâyelerindeki Su Kültünün Mitik Yo- Atatürk Üniversitesi. Sosyal Bilimler
rumu”. Türk Kültürü. S. 418. 91-98. Enstitüsü (Yayımlanmamış yüksek li-
Kứnos, Ignács (1975). Adakale Türk Masal- sans tezi).
ları. Çev: Necmi Seren. İstanbul: Baha Yorgancıoğlu, Oğuz M (1998). Kıbrıs Türk
Matbaası. Folklorundan Derlemeler/ Masallar.
Kứnos, Ignács- Wilhem Radloff (1998). Proben. Mağusa.
VIII. C. Akt: Saim Sakaoğlu- Metin Er- Yuguşeva, Nadya (2001). “Altaylarda Kam-
gun. Ankara: TDK Yayınları. lık (Şamanizm) İnancı ve Anadolu’daki
Makas, Zeynelabidin (2000). Türk Dünyasın- Yansımaları”. Akt: Sadık Tural. Türk
dan Masallar. İstanbul: Kitabevi. Dili Dil ve Edebiyat Dergisi. S. 590. 201-
Malinowski, Bronislaw (2000). Büyü, Bilim 210.
ve Din. Çev: Saadet Özkal. İstanbul: Ka- Zengin, Serpil (2002). Kumuk Halk Yomakla-
balcı Yayınevi. rı/ Transkripsiyon-Aktarım-Metin Gra-
Ocak, Ahmet Yaşar (1998). “Âb-ı Hayât”. meri- Sözlük- Dizin. Sakarya: Sakarya
Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü
C. I. İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Ya- (Yayımlamamış yüksek lisans tezi).
yınları. 1-3.
Ögel, Bahaeddin (2002). Türk Mitolojisi II/
(Kaynakları ve Açıklamaları ile Destan-
lar). Ankara: TTK Yayınları.
Önal, Ülkü (2004). Ardanuç-Ahıska Masalla-
rı ve Halk Hikâyeleri. Ankara: Kalkan
Matbaası.
Özçelik, Mehmet (2004). Afyonkarahisar Ma-
salları. Isparta: Fakülte Kitabevi.

148 http://www.millifolklor.com

You might also like