Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 5

TOKUÇOĞLU AVUKATLIK BÜROSU

Sağ lık Caddesi Ö ge Sokak No:2 K:4 Kuşadası / Aydın - Tel:0 256 614 66 03
Av. Dr. M. Bülent Tokuçoğlu & Av. Ş. Sezin Atmaca
-Aydın Barosu 790- -Aydın Barosu 1089-
0(532) 242 78 83 0(533) 365 43 82

CUMHURBAŞKANI KARARI İLE ANTAKYA İLÇESİNDEKİ 307 HEKTARLIK


BÖLGE "RİSKLİ ALAN" İLAN EDİLDİ.

Karar Sayısı: 7033. Antakya Riskli Alan - 4 Nisan 2023


İlan Tarihi : 5 Nisan 2023 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 32154

I./ Riskli Alan Kararı Hakkında Hukuki Değerlendirme

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un


amacı; afet (can ve mal kaybı) riski altında olsun olmasın riskli yapıların bulunduğu
arsa ve arazilerde, sağlıklı ve güvenli yaşam koşullarını oluşturmak için
dönüştürmeler (iyileştirmeler, tasfiyeler-yıkımlar ve yenilemeler) yapılmasının,
yeni yerleşim (rezerv) alanları belirlenmesinin sağlanmasıdır. Kanunun
uygulamasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, büyük şehir
belediye başkanlığı ile Bakanlığın yetki verdiği belediyeler veya TOKİ yetkilidir.

6306 sayılı Kanunu Uygulama Yönetmeliği ile bu yönetmelikte yapılan (27.10.2016


tarihli ve 29870 sayılı Resmi Gazete ile yapılan) değişikliklerde belirtilen usullere
de uygun bir riskli alan tespiti ve Planlama süreci yoktur.

1./ "Kararla yapılaşmaya dair tüm düzenlemeler askıya alınmıştır. . Mevcut hukuki
rejim de geçerli değildir. Üstelik bu kararın asıl önemli noktası,
Cumhurbaşkanı’nın arzu ettiği her yeri imara açma, işaret ettiği her mülkün
statüsünü ve malikini değiştirme yetkisidir.

Karar Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na olağanüstü yetkiler


veriyor. Bakanlığa gerekli görmesi halinde buraları "acele kamulaştırma kapsamına
alam", "Hazine’ye geçirme" ve "malikleri kamulaştırılma veya trampa yoluyla
uzaklaştırma" yetkisi veriyor.

7033 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'yla Antakya'nın tarihi merkezi Kentsel


Dönüşüm Kanunu olarak bilinen 6306 sayılı Kanun kapsamında 'riskli alan' ilan

1
edildi. Böylece Antakya'yı mülksüzleştirerek ve insansızlaştırarak yeniden
inşaata uygun boş arsaya çevirmenin ilk adımı atıldı.

6306 sayılı yasa uygulamayı tamamen bakanlığın insiyatifine bırakıyor. Orası


muhtemelen TOKİ aracılığıyla taşeronlara verilecek, taşeronlar kendilerince veya
bakanlıktan aldıkları izinler doğrultusunda yeni yapılar dikecek. Ama korkumuz şu
kültürel ve tarihi yapıyı koruyamayacaklar. Çünkü böyle bir deneyimleri yok.
Kültür Bakanlığı’nın insiyatifinde ilerlenmiş olsaydı bambaşka bir senaryo
konuşacaktık.

“Afetle ilgili başka yasalar var. 7269 sayılı afet dolayısıyla alınacak tedbirler
kanunu var. O kapsamda da değerlendirilebilir. Yine 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu var, Kültür Bakanlığı’nın inisiyatif alacağı şekilde…
Burada korkumuz şu; yerel yönetimlerle istişare edilmeden tamamen bir inşaat ve
rant mantığıyla buraların ele alınması.”

2./ 'Coğrafyanın bir bölümünde, özel bir hâkimiyet alanı kuruluyor. Ve mekânsal
olarak hepsini birbirine benzetmeye çalışıyorlar. '‘Riskli alan’ ilan edilen kısmın,
Antakya’yı Antakya yapan tarihsel dokunun yoğun olduğu bir bölge olması akıllara
İstanbul’da Sulukule’yi, Diyarbakır’da Sur’u getiriyor. Dolayısıyla Antakyalılar
belki zorla sürülmeyecekler ama öyle bir Antakya inşa edilebilir ki, Antakyalı’nın
benimseyeceği, kabullenebileceği bir Antakya olmayabilir orası artık. Çünkü kent
dokusu kalmayacak.

Düzenlemelere dayanarak her özel mülkiyet kamulaştırılabilecek, her kamu mülkü


de özelleştirilebilecek.

3./ Barınma ve sağlıklı çevrede yaşama hakkının, tarihi ve kültürel mirasın


korunması çerçevesinde, binlerce yurttaşı ve birçok kültür varlığını etkileyen
hukuka aykırı Riskli alan sınırı uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenir. Riskli
alan kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren en geç 30 gün
içinde dava açılabilir.

II. / Bu kararnameden önce " 126 numaralı 24 Şubat 2023'de Resmi


Gazetede yayınlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya
İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile mevcut İmar Kanunu ve
yönetmeliklere bağlı kalmadan bölgede hızlı bir yapılanmayı sağlayacak
düzenlemeler getirildi.

2
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yoluyla "Projeler hazırlanırken kadastral planı
olmayan, imara açılmamış, orman, mera, tarım alanları imara açılmıştır.
Şimdi de kent merkezi, tarihi doku için yasal kılıfla harekete geçiliyor.
126 sayılı CBK madde 2 (4) de “plan ve imar uygulamaları beklenmeksizin Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanacak vaziyet planlarıyla uygulama
yapılacak.” Bu uygulama gelecekte deprem bölgesi için birçok altyapı sorunu
doğuracaktır. Plansız, bilim ve teknikten uzakta, planlamaya katılım olmadan
yapılacak uygulamalar aidiyetsiz bir yerleşimin önünü açacak.

Deprem sonrası yaşanan yıkımın ve on binlerce can kaybının ardından yine bir
geceyarısı kararnamesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na inanılmaz
yetkiler verildi: 

1./ Ormana ve meraya inşaat yapılabilecek


2./ Planlar askıya çıkartılmayarak halktan saklanacak
3./ Planlara itiraz edilemeyecek
4./ Taşınmaz mülkiyeti veya imar hakları kısmen veya tamamen başka bir alana
aktarılabilecek
5./ Vasıf değişikliği taşınmazlar üzerinde yapılabilecek, taşınmazların Hazine
adına tescili de yapılacak

OHAL KHK'sına dava açılamıyor. Ancak TBMM’ye sunulduktan sonra ana


muhalefet Anayasa Mahkemesi’ne götürebiliyor. Bu kararnamelerle hukuk
tamamen devre dışı bırakılıyor. Keyfiliğin önü açılıyor. Anayasa ve kanun
tanımazlık ilan ediliyor, bunca acının üstüne…

III./ Bu kanunda yani 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların


Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'da yapılan değişikliklerin Anayasa’nın 56. -
57. ve 63. maddelerine aykırılığı ileri sürülebilir.

Anayasa Madde 56 – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına


sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini
önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.

Anayasa Madde 57 – Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten


bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca
toplu konut teşebbüslerini destekler.

3
Anayasa Madde 63 – Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin
korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.

IV. / Sit Alanları - Riskli Alan

6306 Sayılı Kanun uygulaması sırasında; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma


Kanunu ve Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması
ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun kapsamındaki alanlarda uygulamada
bulunulması hâlinde alanın sit statüsü de gözetilerek Kültür ve Turizm
Bakanlığının görüşü alınarak uygulama yapılır (Md.9)

a) Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye


uğratacak şekilde bozulduğu yerlerde; planlama ya da altyapı hizmetleri yetersiz
olan veya imar mevzuatına aykırı yapılaşma bulunan yahut yapı ya da altyapısı
hasarlı olan alanlar,

b) Üzerindeki toplam yapı sayısının en az %65’i imar mevzuatına aykırı olan veya
yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân
ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun,
sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi
kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla,
Cumhurbaşkanınca riskli alan olarak kararlaştırılabilir. Riskli alan sınırı uygulama
bütünlüğü gözetilerek belirlenir.

Riskli alan kararına karşı Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava
açılabilir. Uygulama işlemleri üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamaz.
Belirlenen riskli alanlarda kamu kaynağı kullanılarak gerçekleştirilen her türlü mal
ve hizmet alımları ile yapım işleri, İhale Kanunu Md. 21/1-b hâllere dayanan
işlerden (‘acil ve kolay ihale’) sayılır.

V./ Kentsel Dönüşüm - Rantsal Dönüşüm

Kentsel dönüşüm mevzuatı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında


ki kanun; herhangi bir il için yapılmamıştır, bütün Türkiye için yapılmıştır.
Türkiye'de “olması gereken” veya “olması istenenler” için mekanizma nasıl işliyor,
işletiliyor?

4
Türkiye’nin yaşadığı otoriter dönüşüm Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen
"demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" ilkesiyle çelişmektedir. Türkiye’de
yaşanan anti-demokratik dönüşümlerin derindeki anlamı rantsal dönüşümü
sağlarken demokratik hakların kullanılmasının da önüne geçmektir. Kentsel rant
meseleleri artık saklanmayacak kadar aşikar hale gelen anormallikler, keyfilikler
yaşanmaktadır.

Bugüne kadar kentsel dönüşüm alanlarında yaşanan, bölgeyi soylulaştırmayı


amaçlayan zor kullanarak gerçekleştirilen tasfiyelerin benzerlerinin
yaygınlaşmasına karşı böylesi girişimlere karşı örneklerini gördüğümüz barınma
hakkı direnişlerinin zor kullanarak, cezalandırma tehditleriyle engellenmesi
anlamına gelmektedir.

İmar planlarının kamu yararına kararları üretmesinin temel koşullarını oluşturan


yasal kurallara uyulmayacak olması, Kanun ve hatta CBK'si kapsamında yapılacak
uygulamalarla yaşanabilir çevrelerin üretilmesi engellemektedir.“İmar darbesi”
denebilecek uygulamayı “afete karşı önlem” gerekçesi altında düzenleyen kanun,
ülkenin ve kentlerin tamamını “riskli alan” ilan etme olanağını sağlayarak, bu
tanımla belirlenmiş alanlarda Toki'yi ve dolayısıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı
“tek imar otoritesi” yapmayı hedeflemektedir.

İmar affı kanunu deneyiminden yola çıkarsak, kentsel dönüşümün ne olduğu,


yarattığı sorunlar, hukuksuzluklar konusunda mahkemeler ilk etapta (içtihatlar
oluşmadığı için) direk tepki vermediler. Bu arada kentsel dönüşüm yasasında
mahkemelerden "yürütmenin durdurulması kararı" alınamıyor. Ancak inatla,
ısrarla dava açmak gerekir.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi nasıl iptal edilir?

Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.


Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde
kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun
çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.

Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri (CBK) üzerinde, (OHAL CBK


dışında) tam denetim yetkisine sahiptir. (Any., md.150 vd.)

Dava bittikten sonra, hak sahipleri başka davalar da (tazminat, iptal, itiraz vs)
açabilir.
5

You might also like