Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 10

www.pratikbilgievi.

com

Yıllardır terörle anılan Güneydoğu Anadolu bölgemiz Türkiye için önemli bir turizm bölgesidir aslında. Tarihte
birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kentlerde tarihin izleri hala görülebilmektedir. İşte Güneydoğu
Anadolu'nun turizm incileri:

Zeugma: Belkıs/Zeugma bu günkü konumuyla, Gaziantep İli, Nizip ilçesinin 10 km. doğusunda, Birecik Baraj
gölünün kıyısında, yeni Belkıs köyünün yakınında yedi tepe üzerine kurulmuş antik bir kenttir. Yaklaşık olarak 21
bir dekarlık bir arazi üzerinde yer almaktadır. Zeugma’dan Strabon, Plinius ve birçok antik yazar bahsetmiştir.
Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator I, M.Ö. 300’de, İskender’in Fırat’ı geçtiği bu yerde, kendi
adıyla Fırat’ın adını birleştirerek Selevkeia ad Euphrates( Fırat Seleukeia’sı) ismiyle antik kenti kurmuştur...

Bu kentin karşısına da eşi Apameia’nın adıyla ikinci bir kent kurarak, bu ikiz kenti bir köprüyle birbirine
bağlamıştır. Kommagane kralı Mitridates I. Kallinikos’un, Selevkos kralının kızı Leodike ile evlenmesiyle kent,
çeyiz olarak Kommagane krallığına verilmiş. Leodike’nin oğlu Antiokhos I, bu kentin geliriyle Nemrut dağındaki
heykelleri yaptırmıştır. Yaklaşık 40 yıl Kommagene’nin dört büyük şehrinden biri olan kent, M.Ö. 64 de Roma
İmparatorluğu’nun topraklarına katılarak, ismi geçit ve köprü anlamına gelen “Zeugma” olarak değiştirilmiştir.
www.pratikbilgievi.com

Tarihi Antep Evleri: Antep Evleri; yüksek duvarlar arkasında, dış mekanlardan mümkün olduğunca soyutlanmış
Hayat (Avlu)’a dönük yapılardır. Evlerin ikinci katında sokağa yapılan konsol çıkıntılarına köşk denir. Dışı metalle
kaplanan bu tür yapılar köşklü ev diye de adlandırılır. Evin ana girişi sokaktan hayata girişle sağlanır. Hayat
etrafında ocaklık (mutfak), hazna (kiler), hela gibi mekanlar yer alır. Evler tek, iki ve üç katlı olarak inşa edilmiştir.
Genelde iki katlı evler hakimdir.

Dülük Antik Kenti: Gaziantep ilinin 10 km kuzeyinde, Antik dönemde ise güney, kuzey, doğu ve batıdan uzanan
ticaret yollarının kesiştiği kavşak noktasında yer almaktadır. Asurlular döneminde Mezopotamya’dan Kilikya’ya
uzanan yolun; Helenistik ve Roma döneminde ise, Antakya ve Kilikya’dan Zeugma’ya uzanan ipek yolunun
güzergahında bulunmaktaydı...

Dülük’te Keber tepesinde yapılan bilimsel kazılarda Alt Paleotik döneme ait çakmaktaşı aletler ve bu aletlerin
yapıldığı atölyeler bulunmuştur. Bu taş aletler özgün bir karakter kazandığından literatürde “Dülükien” olarak
adlandırılmıştır. Bu dönemde barınma için kullanılan bir mağara (Şarklı Keper Mağarası) da ele geçmiştir. Bu
kalıntılara dayanılarak Dülük M.Ö. 600.000yıllarına tarihlenmekte olup, dünyanın en eski yerleşimlerinden biri
olarak gösterilmektedir.
www.pratikbilgievi.com

Gaziantep Kalesi

Gaziantep Kalesi, Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisi olup, gerek ihtişamı ve
heybetiyle, gerekse bir sır gibi gizlediği tarihiyle şehir merkezinde, Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık
25-30 m. yükseklikte hemen herkesin dikkatini çeken bir tepe üzerindedir.

Kasteller: Gaziantep’te yer alan sosyal amaçlı su yapılarından birisi olan Kasteller, Antep mimarisinin önemli
simgelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Dilimize Arapça’dan geçtiği tahmin edilen “Kastel”, suyun yer
altında bölümlere ayrıldığı yer anlamına gelmektedir. Bu kastellerden 5-6 tanesi çeşitli sebeplerle yok olmuş,
günümüze kadar gelenler ise;

 Şeyh Fethullah Kasteli


 İhsan Bey(Esen Beg) Mescidi ve Kasteli
 Pişirici(beşinci) Mescidi ve Kasteli
 İmam-ı Gazali Kasteli
 Ahmet Çelebi Kasteli
 Kozluca Kasteli
www.pratikbilgievi.com

Tarihi Kiliseleri

Osmanlı döneminde Antep kentinde yaşayan gayrimüslim vatandaşlara hizmet veren dini yapılar da gerek
fonksiyonlarına bağlı olarak gerçekleştirdikleri toplayıcı etki, gerekse kent içindeki konumları nedeniyle kentin
karakterini belirlemede önemli bir görev üstlenmişlerdir. Kendirli Kilisesi: Kent merkezinde Atatürk Bulvarı
üzerinde, Öğretmenevi bitişiğinde bulunmaktadır. Günümüzde Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi toplantı salonu
ve Öğretmenevinin lokali olarak kullanılmaktadır. Nizip Fevkani Kilisesi: Nizip ilçesi şehir merkezinde, Şıhlar
Mahallesi’nde bulunmaktadır. Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmeyen kilisenin
Bizanslılar döneminde yapıldığı zannedilmektedir. Geçmişte depo ve bir müddet han olarak kullanılan kilise
günümüzde herhangi bir fonksiyonu olmadan boş olarak durmaktadır.

Gaziantep'deki müzeler

•Gaziantep Arkeoloji Müzesi


•Hasan Süzer Etnoğrafya Müzesi
•Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi
•Belkıs/Zeugma Antik Kenti
•Dülük Antik Kenti
•Zincirli (Sam'al) Örenyeri
•Tilmen Höyük
•Sakcagözü (Coba Höyük)
•Cıncıklı Örenyeri
•Gaziantep Dolmen Mezarları
•Medusa Cam Eserler Müzesi

Anıt Mezarlar: Gaziantep’in Araban İlçesi sınırları içerisindeki Elif, Hisar ve Hasanoğlu köylerinde üç adet Roma
mezar anıtı yer almaktadır. Bu üç anıt askeri ve ticari anlamda Fırat’a paralel olarak kuzey-güney yönünde ve
batıdan doğuya Fırat’a doğru gelen çok önemli iki yolun kavşağında yer almaktadır. Roma döneminde bölgedeki
zengin,asil,üst düzey yönetici veya yüksek rütbeli asker kişiler için yapılmış olduğu düşünülmektedir. Her üç
mezar anıtının da, birbirlerine oldukça yakın yerlerde yapılmış olmaları bu yol kavşağı ile bağlantılıdır. Genelde
bu mimari biçimindeki anıt mezarlar çoğu kez altta bir mezar odası içeren kaide bölümü, bunun üzerinde araları
açık sütun, paye veya kemerli bir üst bölüm ile çoğunlukla da piramidal biçimde bir çatı örtüsünden oluşa üç
bölümden meydana gelmektedir.
www.pratikbilgievi.com

Nemrut: Kommagene Kralı I. Antiochos için yapılan anıt mezar üzerinde kırma ve çakıl taşları yığılarak bir
tümülüs oluşturulmuş ve tümülüsün etrafındaki teraslar üzerine ateş sunağı ve Greko-Pers üslubunda dev
heykel ve kabartma steller yapılmıştır.

Arsameia Ören Yeri (Nymphaios Arsameia'sı): Kral I. Antiochos kitabelerinde söz edildiğine göre, Arsameia
İ.Ö. 2. Yüzyılın başlarında Kommagene'lerin atası Arsemez tarafından Kahta çayının doğusunda Eski Kahta
kalesinin karşısında kurulmuş Krallığın yazlık başkenti ve idare merkezidir.

Karakuş Tümülüsü (Kadınlar Anıt Mezarı): Milli Parkın güneybatısında Adıyaman-Kahta girişinde bulunan,
Kommagene Kralı II. Mithridates tarafından annesi İsas adına yaptırılan anıt mezar, sütun üzerindeki kartaldan
dolayı Karakuş Tümülüsü olarak anılmaktadır.

Beştepeler: Adıyaman'a 25 km. mesafedeki Ilıcak Köyü sınırları içindedir. Yığma taşlardan yapılmış 6 adet
tümülüs mezar bulunmaktadır. Mezarların, Kommagene Kraliyet ailesine ait soylu kişiler için yapıldığı tahmin
edilmektedir.

Kaya Mezarı ve Mağaralar 

Haydaran Kaya Mezarları - Turuş Kaya Mezarları - Dolmenler - Zey - Göksu Mağaraları - Palanlı Mağarası -
Kitap Mağarası - Gümüşkaya (Palaş) Mağaraları
www.pratikbilgievi.com

Balıklıgöl camii: Balıklıgöl, (Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri ) Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında
yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve
çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın en çok ziyaretçi çeken yerlerindendir.

Harran Üniversitesi: Tarihi geçmişi islam öncesine dayanan dünyaca ünlü “Harran okulu üniversite” Abbasi
halifesi Harun Reşid zamanında daha da gelişerek ününü yaymaya devam etmiştir.

Eyüp Peygamber Mağarası: Sabır Peygamberi Hz. Eyyüb'un hastalık çektiği mağara ve kutsal suyunda
yıkanarak şifa bulduğu kuyu, Urfa şehir merkezinin Eyyüb Peygamber semtinde yer almaktadır. Eyyüb
Peygamber bu mağarada 7 yıl şiddetli bir hastalık çekmiştir. M.S. 460 yılında Piskopos Nona tarafından Eyyüb
Peygamber kuyusunun cüzzamlı hastaları iyileştirdiğinin keşfedilmesinin üzerine hastalar bu kuyunun suyu ile
yıkatılarak sağlıklarına kavuşmuşlardır.
www.pratikbilgievi.com

MARDİN
Mardin evleri: Tarihsel geleneğin günümüze dek sürdürülmesinin bir sonucu olarak özgün mimari karaktere
sahip bir yapılaşmayla birlikte anılan Mardin’in, kentle özdeşleşen kagir evleri, gerek plansal özellikleri gerekse
malzeme ve bezemeleriyle Anadolu konut mimarisinde ayrıcalıklı bir konuma sahip.

Midyat : Mardin gibi bir müze kent olan Midyat, Mardin'den yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta yer alıyor. Mardin'e
benzer evlerin, taş konakların, kemerli geçitlerin, minare gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani kiliselerinin
bulunduğu Midyat, bir ortaçağ kentini andırıyor. Bölgeyi Süryaniler’in yavaş yavaş terk etmesi ve göç almasıyla
şehir merkezi 2 km ötedeki Estel'e kaymış. Telkari diye bilinen taş işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat'taydı. Bir
kaç telkari ustası Midyat çarşısında mesleklerini sürdürmekte direniyorlar. Mutlaka izlemelisiniz...

Dara Harabeleri: Mardin'in güneydoğusunda 30 km. uzaklıkta Oğuz Köyü'nde yer alıyor. Burası eski
Mezopotamya bölgesinin en ünlü kenti. Dara kent kalıntıları kayalar içine oyulmuş, çevresi 8-10 kilometreyi
bulan geniş bir alana yayılmış. Buralarda mağara evler var kent kalıntıları içinde kilise, saray, çarşı ve depoları
zindan, tophane ve su bendini halen görmek mümkün. Ayrıca köyün etrafında kayalara oyulmuş 6-7 tane kadar
mağara eve rastlanıyor. Bunların tarihi Geç Roma (Erken Bizans) dönemine kadar gidiyor.

Mardin Kalesi: Diğer adı “Kartal Yuvası” olan Mardin Kalesi, Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma,
Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar
dönemlerini, kimi zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını yaşamış çok önemli bir kale.

Deyr-ul Zaferan Manastırı: Mardin'in 5 km. doğusunda, 4. yüzyılda yapılan bir manastır. Deyr-ul Zaferan,
Yukarı Mezopotamya'nın tarihi yapıtlarından en tanınmış olanlarından biri ve Süryani Kadim Cemaatinin dini
merkezi. Bugünkü Süryaniler’in ataları olan ve güneşe tapan Aramiler, M.Ö. 2. binden başlayarak 4 bin yıl
boyunca burada her güneş doğuşunda bir ayin düzenleyerek güneşe kurbanlar sunuyorlarmış. İsa Mesih'ten
sonra Hristiyanlığı benimseyip kiliseler kurmuşlar. Manastır kurulduğu dönemden kalma mozaikler bugün de
duruyor. Canlı bir tarih görünümünde olan manastırın en büyük özelliklerinden biri de içinde 52 Süryani patriğinin
mezarlarının bulunması. Manastırın 1 km kuzeyinde kayalara oyulmuş Meryem Ana Kilisesi (Theodoros
Tapınağı) ve Mar Yakup Manastırı ile Deyr-ul Zaferan bir üçlü oluşturmakta. Manastırın içinde tarihi bir İncil ve
kutsal taş mevcut ve ilk tıp fakültesinin burada kurulduğu söyleniyor.

Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhane:


1860 yılında Patrik Antuan Semheri tarafından yaptırılan kilisede; kemer, yuvarlak taş sütunlar ve avluda
korkuluklar yer alıyor. Patriğin oturma yeri ile İncil vaiz yeri, üzüm salkımlı motiflerinin ahşap el işçiliğiyle
bambaşka bir görünüm sergilemekte. 1895 yılında Antakya Patriği İğnatuos Benham Banni tarafından inşa
edilen Patrikhane ise bugün müze olarak hizmet veriyor.
www.pratikbilgievi.com

DİYARBAKIR
Diyarbakır Surları: Çin Seddi'nden sonra en uzun sur olması ile ünlenen Diyarbakır Surları 5.5 km
uzunluğunda ve 7-8m yüksekliğindedir.16 kalesi ve 5 çıkış kapısı olan siyah bazalt surlar, kentin en ilgi çekici
yeridir. Ortaçağ askeri mimarisinin muhteşem örneğini oluşturan bu surlar yazıtlar ve kabartmalarla dekore
edilmiştir. M.Ö. 349 yılında Bizans İmparatoru Costantinus tarafından yenilenen surların yapılış tarihi tam olarak
bilinmemektedir.

Malabadi Köprüsü: Silvan ilçesi yakınlarında Batman çayı üzerindedir. Dünyadaki taş köprüler içinde kemeri en
geniş olanıdır.

Çayönü antik kenti: Diyarbakır'ın 65km kuzeybatısında Elazığ karayolu üzerinde Ergani ilçesinde bulunan
Çayönü antik kenti cilalı taş devrine yani günümüzden yaklaşık 9000 yıl öncesine dayanmaktadır. Bu yerleşim
yerinin ilk yerleşik hayata geçilen yerlerden biri olduğu saptanmıştır. Çayönü İlkel yerleşmesinde çıkartılan
öğütme taşları, çakmak taşı, kemikten ve bakırdan yapılan çeşitli aletler Diyarbakır Arkeolojik Müzesi'nde
sergilenmektedir.

Ulu Cami (Merkez): İslam dünyasında beşinci Harem-i Şerif olarak bilinmektedir. Diyarbakır İslam ordularınca
fethedildikten sonra, ildeki en büyük Hıristiyan tapınağı Mar-Tama kilisesi, M.S. 639 yılında camiye çevrilmiştir.
1091'de Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah zamanında tamir ettirilmiştir. 1115 tarihinde meydana gelen deprem ve
yangında büyük hasar gören cami, 1240 yılında halkın yardımıyla onarılmıştır. Avlusundaki şadırvanları, çeşitli
devirlere ait kitabeleri yönünden büyük değer taşıyan bu ilk İslam yapısı, kara taşlarla inşa edilmiştir.

Dicle Köprüsü: On Gözlü Köprü, Diyarbakır'ın 3 kilometre güneyinde eski Silvan yolu üzerinde bulunuyor.
Mervanoğlu devrinde M. S. 1065 tarihinde Nizmüddevle Nasr tarafından yaptırılmış.
www.pratikbilgievi.com

BATMAN
Hasankeyf: Hasankeyf'in ne zaman kurulduğu tam olarak bilinememektedir. Şehrin jeopolitik yapısı çok eski bir
yerleşim merkezi olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Bugün bile zaman zaman bazıları mesken olarak
kullanılan çok sayıdaki mağaralar, insanların çok eski çağlarda burada yerleştiklerini göstermektedir. Mevcut
bilgilere göre, Hasankeyf kalesinin kurulması, MS. 4'üncü yüzyıla rastlamaktadır. Bu yüzyıl ortalarında,
Diyarbakır çevresini ele geçiren Bizans İmparatoru Konstantinos, bölgeyi korumak amacıyla iki sınır kalesi inşa
ettirmiştir.

Bu iki kaleden birisi Hasankeyf Kalesidir. Kale, Sasanilere karşı siyasi bir önem kazanınca, daha sağlam bir
şekilde yeniden tahkim edilmiştir. Hasankeyf, MS. 639 yılında Emeviler tarafından fethedilmiştir. Bu tarihten
sonra; Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler ye Osmanlılar hakimiyet kurmuşlardır. Hasankeyf
en parlak dönemini Artuklular döneminde yaşamıştır. Merkezde bu dönemden kalan pek çok tarihi eser
mevcuttur.

Memikan Köprüsü:İnşa tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber, yörede bulunan Hasankeyf, Malabadi
ve Cizre’deki taş köprülerle kıyaslandığı zaman, bu köprü inşaatında kullanılan taşçı malzemeler nedeniyle,
köprünün yukarıdaki köprülerle büyük bir benzerlik gösterdiği anlaşılmaktadır. Ancak 6.yüzyılda Müslümanların
bölgeye hakimiyetinden sonrada yapıldığı ihtimal dahilindedir. Veya antik dönemden kalan bir köprünün enkazı
üzerinde de inşa edilmiş olabileceği muhtemeldir.

Hasankeyf’teki Yol Geçen Hanı: Bilindiği üzere kültürümüzde meşhur bir darbi mesel vardır, “ YOLGEÇEN
HANI.” Yaşantımızın birçok anında birbirimize karşı söylediğimiz bu nükteli deyim, aslında bir gerçeği de ifade
etmektedir. Çünkü gireni çıkanı, geleni gideni belli olmayan mekanlar için kullanılan bu deyimin aslını teşkil eden
“Burası Yol Geçen Hanımı?” olayındaki han, Batman ilinin antik kenti Hasankeyf ilçesinde bulunmaktadır.
Yüzyıllardan beri halk arasında YOLGEÇEN HANI olarak bilinen ve yaklaşık bin kişi kapasiteli olan bu doğal
mağara, yekpare taştan yapılmış Hasankeyf kalesinin altında bulunmakta olup ağzı Dicle Nehrine doğru
açılmaktadır. Bu doğal mağaranın içinde su stok etmek için bir mahzen ve kaleye çıkmak için de bir gizli yol
vardır.

Hz. Nuh türbesi ve Camii: Tufan olayından bu yana insanlığın ikinci babası olan Nuh Peygamber (A.S) kendi
adıyla anılan camide yatmaktadır.Dağkapı mahallesinin tepe noktasında,Dicle Nehrinin coşup ulaşamayacağı bir
noktada yapılmıştır. Nuh Peygamberin mezarı alt bodrum katındadır.Eski kullanılan mihrab hala durmaktadır.
Caminin ikinci kat kısımları zamanla yıkıldığından halkça onarımlar yapılmış,düz beton atılmış, aslından
saptırılmıştır. Şırnak İli Ve İlçelerini Geliştirmi Vakfı (ŞIRGEV) nın maddi desteği ile Nuh Nebig Cami Yaptırma
ve Yaşatma Derneğince türbe ve cami restore edilmiştir.
www.pratikbilgievi.com

Hısta Kaplıcası: Güçlükonak İlçesi Düğünyurdu köyü yakınında, Dicle ırmağı kıyısındadır. Bölgenin en yüksek
ısılı sıcak su kaynağı olup, sıcaklığı 67 C dir. Kaplıca suyu kalsiyum ve sülfit ihtiva etmektedir. Debisi 7 lt/sn, PH:
7.15 olarak belirlenmiştir. Mevcut debinin arttırılabileceğini gösteren hidrojeolojik şartlar mevcuttur. Kaplıca
banyosu romatizmal hastalıklar ile kadın hastalıklarında yararlı olmaktadır. Bunun yanında Zümrüt Dağı
Kaplıcası, Besta Kaplıcası Nasfaran kaplıcası da Şırnak Turizminin hizmetinde yeralan kaplıcalardandır.

Mem-u Zin Türbeleri: Abdaliye Medresesi, Cizre Dağkapı Mahallesini mezarlığa bağlayan Cizre Surunun
üzerinde kuruludur.Mem-u Zin türbeleri ise bu medresenin idare odalarının altında güneydoğu bölümündeki
bodrumdadır.İçerde üç adet mezar bulunmaktadır. Zin,Bekir ve Mem e aittir. Mem-u Zin aşk olayı içinde ilahi bir
aşk olan bir öyküdür. Bu aşk olayı Cizre Beyi Emir Zeynuddin döneminde Hicri:854 (1450-1451) yılında
meydana gelmiştir.

Tarihi Surlar 

Cizre Surları - Babil Suru - Finik Suru - Said Bey Kalesi Suru

Tarihi Kiliseler 

Meryem Ana Kilisesi : İdil Merkez İlçede bulunmaktadır.Suryani Kilisesi olup, Suryani ailelerinin çoğu ilçeyi terk
ettiklerinden kilise faal değildir. Öğündük (Maryohanna) Kilisesi: İdil İlçesine bağlı Öğündük köyündedir. Diğer bir
adına Sabriyel kilisesidir. Köyün tamamı süryani olduklarından kilise tam faal durumdadır, Çağlayan Kilisesi:
Cizre İlçesine bağlı Çağlayan Köyünde olup, köy tamamen boşalmış olduğundan faal değildir. Dera Kilisesi:
Şırnak Meşeiçi köyüne bağlı Dara mezrasında olup,mezranın tamamen boşalması nedeniyle faal değildir.
Maraday Kilisesi: İdil ilçesi Başak köyünde bulunmaktadır

You might also like