Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 4

4 Çok Hazineli Dönem

1. Geçiş Dönemi: Darphanenin Yedek Hazine Vazifesi Görmesi


XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Darphanenin hüviyetinde bazı değişiklikler
meydana gelmiş ve 1773-74'den itibaren de Hazine-i Amire'nin yedeği vazifesini
görmeğe başlamıştır. Dârüssaade ağalarına ait olan Haremeyn mukataaları
idaresinin bozulması dolayısıyla bunlar, ömür boyu tasarruf demek olan malikâne
sistemi içine alınmışlar ve 1757-58'den itibaren satış, iltizam gibi işlerin defterdara
verilmesinden sonra 1766'da Darphanece idare olunmağa başlanmışlardı. Ancak
bunların bütün gelirleri değil sadece muaccele denilen satış bedelleri Darphane
hazinesine giriyor, her yıl mal adıyla ödenecek meblâğlar ise, vakıfların gerekli
masrafları için, Haremeyn hazinesine bırakılıyordu.
Haremeyn mukataaları dışında Simkeşhane mukataası ile bazı mîrî
mukataalar, Darphane tarafından zabt ve idare edilen çiftlik ve timarların gelirleri;
müsaderelerde, tereke varislere terk edilirken, alınan muhallefat bedeli
Darphaneye terk edilmişti. Ayrıca, para darbı; işlemlerinden elde edilen hâsılat da
bu müessesenin gelirleri, arasındaydı.
2. İrâd-ı Cedid Hazinesi
III. Selim devrinde malî politikada bir değişiklik yapıldı. Yeni kurulan Nizâm-ı
Cedid ordusunun masrafları yanında harp masraflarını da karşılayacak özel bir
hazinenin kurulması yoluna gidildi, başlangıçta bu işi Darphanenin yürütmesi
düşünülmüşken sonra İrâd-i Cedid adıyla yeni bir hazine kurulması daha uygun
bulundu. 2 Mart l793'de kurulan yeni hazinenin gelir kaynakları şöyleydi:
1. Hazine-i Amirece idare olunan bazı mîrî mukataalarla, Darphanece idare
olunan Haremeyn mukataaları ve tımarların idare ve iltizam işleri İrâd-ı Cedid
tarafından yürütülecek;
2. Yıllık faizi on keseyi geçen malikâne mukataaları mahlûl oldukça İrâd-ı
Cedid Hazinesi'ne devr edilecekti. Ancak, diğer hazinelerin gelirlerinden tamamen
mahrum olarak zayıf düşmesini önlemek üzere sadece faizleri yeni hazineye
bırakılacak; muaccele, mal ve kalemiyeleri eskiden bağlı oldukları hazinelere
aktarılacaktı.
3. Mahlûl olacak eshamın da faizleri İrâd-ı Cedid gelirleri arasına giriyordu.
4. Humbaracı timarları buraya bağlanıyordu.
5. Hazine-i Âmire ve Darphaneden devredilen mukataalar muaccelelerinin bu
hazinelere zamanında ödenebilmesini temin maksadıyla, zecriye başta olmak üzere
bazı resimlerin toplanması da yeni hazineye bırakılıyordu.
İrâd-ı Cedid Hazinesi uzun ömürlü olmadı. Ayaklanma neticesinde III.
Selim'in tahttan indirilerek öldürülmesi ile kurduğu yeni müesseseler ve bu arada
İrâd-ı Cedid Hazinesi de kaldırıldı.

3. Zahire Hazinesi
Zahire Hazinesi'nin kuruluşu da III. Selim saltanatına rastlar. Önce,
İstanbul'un iaşesinde mühim yeri olan zahire temininin daha düzenli bir hale
getirilmesini sağlamak maksadıyla 1793 sonbaharında Zahire Nezâreti'nin
kurulmasıyla işe başlanmıştır. Bu safhada, hesaplarının görülmesi ve paranın
işletilmesi Hazine-i Amire’ye âit olmak üzere, zahire alımları için, Darphaneden
zahire sermayesi adıyla bir fon ayrılmış, yani bir nevi döner sermaye vücuda
getirilmiştir. Bundan iki yıl sonra 19 Eylül 1795 / 5 Rebi'ülevvel 1210 tarihli
nizâmnâme ile zahire sermayesinin hazine haline getirilmesi ile Zahire Hazinesi
kurulmuştur. Bu hazine, belli gelir kaynaklarının tahsis edilmeyip fon meydana
getirilmesi yönünden, diğer hazinelerden farklı bir mâhiyet arz eder; işleyiş tarzı
itibariyle ise diğerleriyle aynıdır. Topkapı Sarayı'nda Kapıarasında özel bir yer
verilen hazinenin günlük hesapları sergi halifesi ve veznedar taraflarından görülüp,
sergi pusulaları her akşam zahire nazırı ve başdefterdara teslim edilirdi. Ödeme
yapılabilmesi için, sadrazam ve başdefterdarın işaretlerine ilâve olarak nazırın da
tezkirenin arkasına sahh çekmesine ihtiyaç vardı.
III. Selim'in öldürülmesinden sonra Nizâm-ı Cedid ile birlikte yeni zahire
nizamına son verilmek istenmiş ve dolayısıyla Zahire Hazinesi’nin lağvı yoluna
gidilmesi düşünülmüşse de bu hazinenin fiilen ortadan kalkışı tanzimatı müteâkıb,
Maliye Hazinesi'nin kurulmasından sonradır.

4. Tersane-i Âmire Hazinesi


1793'den önce Tersane masrafları Hazine-i Âmire'den karşılanırken İrâd-ı
Cedid'in kurulmasından sonra bu hazineye devr edildi. Fakat zamanla masrafların
artması, tersane hesaplarına bakacak özel bir müesseseye ihtiyaç gösterdiğinden
1804 sonlarından itibaren İrâd-ı Cedid Hazinesine bağlı bazı mukataalarla deniz
zeamet ve timarlarının gelirleri, mahlûl esham faizleri ve kalyoncu bedeliyyeleri
buraya aktarıldı. Şubat 1805'de ise Tersane Hazinesinin resmen kurulmasından
sonra bazı vakıf mukataaların mallarına yapılan zamlar ile arttırılan ipek mizan
resmi de yeni hazineye verildi. Tersane, personelin maaş ve tayinatıyla gemi
yapım, tamir ve donanım masraflarını artık bu gelirlerden karşılayacaktı.
Tersane Hazinesi bütçelerine âit rakamlar, otuz yıllık bir sürede bu hazinenin
5–6 misli büyüme kaydettiğini göstermektedir. Fakat bu büyüme, hesapların hep
lehte kapandığı mânâsına gelmemelidir. 1821–22 / 1237'ye kadar istikrarlı bir
dönem yaşanmış; Tersane Hazinesi, Hazine-i Âmire'ye bile borç vermişti.
1822'den sonra darphane’den yardım alır duruma düşmüş; Mansûre Hazinesi’nin
kuruluşundan sonra ise buna bağlı hale gelmişti.

5. Mukataat / Mansûre Hazinesi


II. Mahmud devrinde Yeniçeriliğin lağvından sonra Asâkir-i Mansûre-i
Muhammediyye'nin kurulmasıyla askerin masraflarının eskisinin birkaç katına
çıkması, yeni kaynaklar aranmasını gerektirdi. İlk olarak cizyeye %30 oranında bir
zam yapıldı. Daha sonra Darphaneden idare olunan bazı mukataaların hâsılatı ve
Ceyb-i Hümâyûn Hazinesi'nce zabt olunan emlâk-i hümâyûn ile kapu harcı ve
boğça baha hâsılatı bu işe tahsis olundu. Başlangıçta bu gelirlerin idaresi,
muhtemelen mukataalarla ilgilendiği için bu ad verilen, Hazine-i Âmire'ye bağlı
Mukataat Hazinesine verilmişti. Şubat 1827 / Receb 1242'de Mukataat Hazinesi,
hesapları Hazine-i Âmire’den ayrılarak müstakil hale getirildi. Diğer gelirlere ek
olarak önce penbe (pamuk) resmi ile ağnam tertibi ve yeni bir düzen verilen
ihtisab resmi, resm-i mîrî, damga, tahmis, kantariye, reftiye gibi resimlerle
o tarihe kadar ihracı yasak bazı malların ihraç edilebilmesi karşılığında konan
ruhsatiyye Mukataat Hazinesine aktarıldı. Afyon başta olmak üzere bazı mallar
üzerine yed-i vâhid denilen devlet tekeli kondu ve bu malların alım-satım fiyatları
arasındaki kâr ile afyon mümeyyizliği hâsılatı bu hazineye terk edildi.
Başlangıçta gelir ve masraflar aynı elden yürütülürken 1829'da gelirlerin
idaresi Mukataat Nezâretine bırakıldı, harcamalar için ise Masarifat Nezâreti
kuruldu. 1834'de Mukataat Hazinesi'nin ismi Mansûre Hazinesi olarak
değiştirildi; yine aynı tarihte Asâkir-i Mansûrenin yedeği olarak kurulan redif
askerinin hesaplarına bakmak üzere Mansûre Hazinesi'ne bağlı olarak bir Redif
Hazinesi teşkil edildi ve giderlerini karşılamak üzere iâne-i cihâdiye adıyla bir
vergi konuldu. Ancak bunun masrafları karşılayamaması dolayısıyla daha sonra
gümrük tarife fazlaları, zam yapılan ipek resminin bir kısmı ile bazı sancaklardaki
iltizamların "gayr-ez bedelât ve semerât-ı mukayyede" gelirlerinden mahallindeki
masraflar çıktıktan sonraki kısmı da Redif Hazinesine tahsis olundu.

6. Hazine-i Amire ile Darphane'nin Birleştirilmesi


Mansûre Hazinesi'nin kurulmasından ve askerî masraflar için belli gelirlerin
buraya aktarılmasından sonra Hazine-i Âmire ve Darphane eski önemlerini
kaybettiler. Hazine-i Âmirenin Darphaneden yardım almadıkça mevcudiyetini
devam ettirebilmesi imkânsız hale geldi. Nisan-Mayıs 1835'de "mîrî' sıfatının
kaldırılmasıyla devletin esas hazinesi olma vasfını da kaybettikten sonra Eylül-
Ekim 1835 Darphane ile birleştirildi. Ancak bu yeni müessese pek uzun ömürlü
olmadı, 1838'de yeniden ikiye bölündü.
7. Hazine-i Âmire ile Mansûre Hazinesi’nin Birleştirilmesi
1838 Şubatında Maliye Nezâreti kurulurken Hazine-i Âmire Darphaneden
ayırılıp Mansûre Hazinesi ile birleştirildi ise de gelir-gider hesapları muhasebesi
ayrı ayrı tutulmakta devam edildi. Tanzimat’ın arifesinde Hazine-i Âmire ve
Mukataat Hazinesi adlarıyla yeniden ayrıldı.

Tek Hazineli Döneme Geçiş: Maliye Hazinesi


Tanzimat’ın malî bakımdan getirdiği yeniliklerin her yerde birden tatbikine
başlanmaması dolayısıyla iki ayrı statüye tabî birimler ortaya çıktı. Eski sistemle
idare olunan yerler Hazâin-i Ârnire'ce, yeni sisteme tabî olanlar ise Maliye Nazırına
bağlı Maliye Hazinesi tarafından idare edilmeye başlandı. Yeni kurulan
muhassıllıklar gelirleri, İstanbul Emtia ve Duhan Gümrüğü ile kereste gümrüğü,
ihtisab, zecriyye resimleri, maden, karantina, tahmishane hâsılatı, vs. Maliye
Hazinesi gelirleri arasındaydı.
Bu yeni düzenleme sırasında padişahın özel gelirlerinin, masraflarını
karşılamadığı görüldüğünden, birkaç istisnası ile padişah ve ailesinin emlâkleri
gelirlerinin de Maliye Hazinesi'nden idaresi ve buna karşılık Mart 1840'dan itibaren
bunlara maaş ödenmesine karar verildi. 1840 Mayısında ise diğer bütün hazinelerin
Maliye Hazinesine katılması, tek bir hazine ve tek bir bütçe prensibi benimsendi.

You might also like