Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

- Platonun olgunluk dönemi eserlerinden.

- Eserdeki kişiler: Hermogenes, Kratylos, Sokrates


- Eserin ana konusu dil varlık ilişkisi yani nesnelere verdiğimiz isimler
gerçekte nesneyi yansıtıyor mu yoksa yansıtmıyor mu buna cevap bulunmaya
çalışılıyor.
- Diyalog Hermogenes’in isminin anlamını taşıyıp taşımadığı çerçevesinde
şekilleniyor. Kratylos her adın doğal bir doğruluk değeri olduğunu ifade
ediyor ve Hermogenes’in bu doğruluk değerini taşımadığını iddia ediyor.
Hermogenes de bu konuda Sokrates’in fikirlerini duymak istiyor ve diyalog
adların doğruluğunu temellendirme çabasından adların kökenine kadar
uzuyor.
- Kratylos’a göre her varlığın doğası gereği bir ismi vardır. Varlığın doğası
değişmediği için bu isim her yerde ve kültürde aynı olmalıdır. Bu doğalcı
bakış açısı Herakleitos’un görüşlerini yansıtmaktadır. Hermogenes ise doğalcı
bakış açısının yerine uzlaşmacı görüşün taraftarıdır. İsimlerin uzlaşıya dayalı
oluştuğu ve doğruluk değerinin bu şekilde belirlendiği
görüşündedir.(HEMFİKİR OLDUKLARI İSİMLER) Sokrates ise tartışmayı
nesnelerin bir özü olup olmadığı yönünde devam ettiriyor. Sokrates’e göre
şeylerin sabit özleri vardır ve bu görüş çerçevesinde Hermegones’in
düşüncelerini çürütmeye çalışıyor. Sokrates şeylerin özleri olduğunu ve doğru
sonuca ulaşmak için o şeyin doğasına uygun şeyi kullanmamız gerektiğini
söylüyor. Örnek olarak ta bir şeyi kesmek istediğimiz zaman doğasına uygun
bir alet kullanırsak doğru sonuca ulaşacağımızı söylüyor. Hermogeneste bu
görüşün doğru olduğunu belirtiyor. Sokrates isminde bilgi verici bir alet ve
özün ayırıcısı olduğunu, tıpkı dokunmuş kumaş için mekik nasılsa analojisi
yaparak ismin bilgi veren ve başkalarına öğretmemize yardımcı olan bir alet
olduğunu belirtiyor. Daha sonra Sokrates iyi bir mekik yapmanın sağlam bir
marangoz sayesinde olacağını, nesnelere isim verme işinin de aynı şekilde
usta bir kişi tarafından yapılması gerektiğini ve bu işi yapacak olanlarında
yasa koyucular olması gerektiğini söylüyor. Daha sonra Sokrates yasa
koyucunun koyduğu ismin doğruluğunu nasıl değerlendireceği problemine
değiniyor. Yine analoji yaparak mekiğin işe uygunluğunun yapan kişi
tarafından değil kullanan kişi tarafından aynı şekilde bir geminin iyi olup
olmadığını gemiyi yapanın değil kaptanın bileceğini söylüyor. Aynı şekilde
bir ismin uygunluğuna ismi koyan yasa koyucu değil soru sormasını ve cevap
vermesini iyi bilen birisi karar verebilir. Bu işi yapabilecek olanda
diyalektikçidir.
- Sokrates Hermogenes’in uzlaşmaya dayalı görüşü karşısında doğalcı bir
görüşü kabul etmekle beraber Kratylos’un ismin ses yapısı ile nesnenin
doğası arasında doğal bir yapı olduğu görüşünden farklıdır. Onun doğalcılığı
ismin anlam içeriği ile nesnenin doğal yapısı arasında doğal bir ilişki olduğu
yönündedir.
- Daha sonra Sokrates Homeros’un eserinde geçen isimlerin tanrılar
tarafından farklı insanlar tarafından farklı olduğuna değinir. Tanrıların ve
insanların farklı isimler kullandıklarını söyler. Sokrates’e göre tanrıların
verdikleri isimleri doğrulama şansımız yoktur ancak insanların verdikleri
isimler hakkında düşünebiliriz. Sokrates erkeklerin kadınlardan daha doğru
isimler verdiklerini söyler. Nesnelerin isimlerini hece ve harflerle taklit
edebilen yasa koyucular vermektedir. Bunlar bazen iyi isim verirken bazen de
kötü isimler verebilirler. Yasa koyucu iyi isim koymak istiyorsa hem harfleri
hem heceleri bir bütünlük içinde onların doğasını gözeterek yapmalıdır. İsmin
karşılık geldiği olgunun özünü iyi ve güçlü bir şekilde gösterebilmelidir.
Buna örnek olarak ta harflerin ve hecelerin nasıl bir araya getirildiğini
örneklerle açıklar. Yine Sokrates doğasına göre uygun doğanlara aynı isimler
verilmesi gerektiğini belirtir. Ancak doğasına uygun doğmayanlara ise
örneğin atın inek doğurması gibi doğan ineğin ata göre isim verilmemesini
ineklerin doğasına göre isimlendirilmesinin gerektiğini söyler.
- Daha sonra Sokrates isimlerin nesnelere kendiliğinden konulup
konulmadığı, doğruluğa sahip olup olmadığı problemlerini isimler üzerinden
incelemeye başlar. Sokrates ilk insanların güneş ay yıldız gök gibi şeye
inandıklarını söyler ve onlardaki hareket etme gözleminden dolayı insanların
seyirtme manasındaki thein kelimesinden theoi yani tanrılar manasına gelen
ismi verdiklerini söyler. Sokrates Tanrı ismiyle doğa arasındaki bağlantıyı
kurar.
- Hermogenes bu yöntemin tanrı isimleri üzerinde de kullanılıp
kullanılamayacağını sorar. Sokrateste insanların tanrılar hakkında doğru bilgi
sahibi olmasalar bile doğru isimlerle çağırdıklarını söyler. Daha sonra
Sokrates tanrı isimlerini incelemeye başlar ve Hestia, Kronos, Posedion vb.
tanrıların ismini inceleler. Sokrates’e göre yasa koyucu ağzı iyi laf yapan ve
gök olaylarından haberdar olan kişidir. Daha sonra Sokrates güneş ay yıldızlar
gibi öğeleri de inceler. Sokrates isimlere yönelik incelemeler yaparken isim
koyucuların bazen harf eklediklerini bazende harf çıkardıklarını söyler. Bu
duruma izin verildiğinde isim koyucu her ismi her şeye uydurabilir. Yine
Sokrates bazı isimlerin yabancı kökenli olduklarından dolayı
incelenemeyeceğini söyler. Yine bazı isimlerin barbarlara ait olduğundan
incelenemeyeceğini ve kökenlerinin anlamının kaybolduğunu söyler.
- Sokrates’e göre kabul edilen isimlerin hepsinde ilk hali de olsa son hali de
olsa doğruluk değerleri vardır. Bundan dolayı var olan isimler ilk halleri de
olsa son halleri de olsa var olandan hareketle açığa çıkarabiliriz. Sonraki
isimlerin doğruluk değerleri ilk isimlere dayanır. Daha sonra Sokrates ilk
adları nasıl bilebileceğimiz sorusunu sorar. Sesimizin ve dilimizin olmadığını
varsaydığımız zaman bedenimiz aracılığıyla taklit yoluyla iletişim kurarız
diyor. Bu durumda isimde sesle taklit edilmiş bir şeydir diyor. Sokrates’e
göre isim koyucu şeylerin özünü harflerle ve hecelerle taklit eder. Özden
hareketle isimlendirme yaptığı için isim neşene hakkında bilgi vermektedir.
Daha sonra Sokrates ile Kratylos arasında isimlerin doğruluğu meselesi
tartışılır.
-Sokrates ismin doğruluğunun nesneye gönderme yapabilmesini söyler
Kratylos’ta bunu onaylar. Daha sonra Sokrates ismin öğretim alanında bir
hüner olduğunu zanaat olduğunu ve bu işi yapanlarında yasa koyucular
olduğunu onaylatır. Yasa koyucuda bazen iyi isim koyarken bazen kötü isim
koyabilir. Kratylos buna karşı çıkar ve nesneye verilen ismin doğru olduğunu
söyler. Fakat verilen isim o şeyin doğasını karşılamıyorsa başka şeyin
doğasına aittir bu yüzden Kratylos Hermegones’in adının ona ait olmadığını
söylemiştir. Böyle bir durumda biz boş yere gürültü çıkarmış oluyoruz.
Sokrates ise ismin ait olduğu şeyin taklidi olduğunu onaylatır. İsimlerinde
resimler gibi gruplara ayrılıp taklidi olduğu şeylere uygulanabileceğini söyler.
Ressam gerektiğinde kadının suretini kadına erkeğin suretini erkeğe
atfedebilir ve bunun tersi durumlarda mümkündür. Kratylos ise buna
katılmaz. Tersi durumun olamayacağını söyler. Sokrates doğru
gruplandırılmayan isimler için yanlış oldukları ifadesini kullanır. Kratylos
buna da karşı çıkar ve böyle yanlış gruplamanın resimler için mümkün
olduğunu isimler için olmayacağını söyler. İsimler zorunlu olarak doğru
olmalıdırlar. Daha sonra Sokrates isimlerin bazen doğru olabileceği bazen de
yanlış olabileceği konusunda ikna eder. Aynı doğru ve yanlış olmanın fiiller
sözler ve cümleler içinde olabileceğini de söyler. Bu durum bazı şeylerin
ihmal edilmesi sonucu yasa koyucu tarafından oluşturulur ve güzel olmayan
isimler ortaya çıkar.
- İsimler kimi zaman iyi kimi zaman kötü adlandırılırlar. İsimlerin ait olduğu
şeye tam olarak uyması için harflerin yerli yerinde olması zorunlu değildir.
Bazen harfler ait olmasalar bile eklenebilirler. İyi bir isimlendirme için uygun
düşen harfler seçilmelidir.
- Sokrates bazı isimlerin ilk isimler olduğunu bazılarının da önceden
birleştirildiğini söyler fakat bu uzlaşı yoluyla olmamıştır. Sokrates isim eğer
nesneye benzeyecekse ilk isimlerin oluşturulduğu zaman doğuştan o nesneye
benzer olacağı görüşünü dile getirir. İsmin nesneye benzeme nedeni de budur.
Daha sonra Sokrates isimlerin gizli güçleri olup olmadığı konusuna değinir.
Kratylos’a göre ismin gizli gücü bir şeyleri öğretmektir. İsimleri bilen kişi o
nesneleri de bilir. Sokrates bu görüşü doğru bulmaz. İsimleri ilk koyan kişi
doğru bir isim koymamış olabilir. Bu durumda biz yanlış sonuca ulaşabiliriz.
Kratylos ise isim koyan kişinin zorunlu olarak doğruyu bilip koyduğunu
bilmeden koyduysa da bunun isim olmadığını söyler. Sokrates ise kendi
görüşünü sürdürür ve nasıl geometride ilk basamakta yapılan hata diğerlerini
etkiliyorsa bu durumda da aynı şey olabileceğini ve isim koyan kişinin ilk
basamakta hata yapabileceğini ardından sıradaki durumları da buna
uydurabileceğini ifade eder. Bu durumda Sokrates ilk ilkelerden hareket
ederek ismin sınamaya tutulabileceğini söyler. Bir takım isimleri sınamaya
tuttuktan sonra bazılarının iyi anlam ifade ederken bazılarının kötü anlam
ifade ettiği sonuçlarına ulaşırlar ancak Kratylos bu durumun isimlerin çok azı
için geçerli olabilecek bir durum olarak görür. Daha sonra Sokrates şeyleri
isimler sayesinde öğrenip keşfediyorsak isimler oluşmadan önce hangi
isimleri referans aldık sorusuna cevap arar. Yasa koyucu neye dayanarak
göstererek ilk isimleri koymuştur. Kratylos ilk isimlerin insan üstü bir güç
tarafından konulduğunu varsayar. Sadece bu durumda isimler zorunlu olarak
doğru olur. Sokrates’e göre ise isimler dışında var olanları ortaya çıkaracak
bir şeye ihtiyaç vardır. Var olan şeyleri kendileri aracılığıyla bilmenin daha
güzel olduğunu ifade eder. Hakikatten yani var olanların kendisinden hareket
ederek onları öğrenebiliriz. Burada da dikkat edilmesi gereken bazı durumlar
vardır. İsim koyanlar var olan şeyleri hareket eden sürekli değişen şeyler
olarak görüp buna göre isim vermiş olabilirler. Bu durumda asla aynı
kalmayıp sürekli değişen şeyi bilmemiz mümkün değildir. Daha sonra
Sokrates değişen akan yapılarının ötesinde var olanların bir gerçekliğinin
olabileceğine vurgu yapar. Kratylos ise Herakleitos’un görüşlerini kabul eder.
Bundan sonra diyalogun konusu isimlerin doğruluğu probleminden ziyade
varlığın neliği ve bilgi problemine doğru kayar… ve biter. PLATON
İSİMLERİ BELİRLİ BİR YERE ULAŞTIRAN BİRER ALET OLARAK
SAYAR

You might also like