Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 35

DEMOKRASİ VE MEŞRUİYET

“Zaman zaman denenmiş diğer bütün


yönetim biçimleri hariç olmak üzere,
demokrasi en kötü yönetim biçimidir”
WINSTON CHURCHILL
DEMOKRASİ VE MEŞRUİYET
• Modern siyasette, meşruiyetle
ilgili tartışmalar demokrasi
kavramı tarafından
şekillendirilmektedir.

• Ondokuzuncu yüzyıla kadar,


"demokrasi" terimi, bir tür
"ayak takımı yönetimi" olduğu MEŞRUİYET İNSANLARIN
KALPLERİNDE VE
iddiasıyla aşağılayıcı AKILLARINDAKİ

çağrışımlar yapmıştır. HAKLILIKTIR.


MEŞRUİYET VE SİYASİ İSTİKRAR
• Meşruiyet konusu, yani bir rejimin veya yönetim
sisteminin haklılığı, en eski ve en temel siyasi
tartışmalardan biriyle bağlantılıdır. Vatandaşların
devlete saygı duyma ve yasalarına uyma görevi var
mıdır ?

• İktidarı meşrulaştırma: Meşruiyetin sosyolojik bir


fenomen olarak anlaşılmasına ilk katkı Max Weber
tarafından yapılmıştır.
MEŞRUİYET VE SİYASİ İSTİKRAR
Üç çeşit otorite
mevcuttur:
1. Geleneksel
Otorite
2. Karizmatik
Otorite
3. Yasal-Ussal
(Rasyonel)
Otorite
Geleneksel Otorite
Geleneksel otorite, "her zaman var olduğu için" meşru
kabul edilir; önceki nesiller bunu kabul ettiği için tarih
tarafından kutsallaştırılmıştır.

En açık örneği, ataerkillik (aile içinde erkeğin veya


köleleri üzerinde “efendi’nin hâkimiyeti) ve
gerontokrasi (yaşlıların yönetimi, genellikle bir köydeki
yaşlıların otoritesi şeklinde görülür) biçiminde kabileler
veya küçük gruplar arasında mevcuttur.
Karizmatik Otorite
Karizmatik otorite, bireyin
kişiliğinin gücüne dayanır.

Karizmatik otorite tümüyle bir


liderin bir tür kahraman ya da
aziz olarak takipçileri üzerinde
doğrudan ve kişisel bir cazibe
yaratma yeteneği aracılığıyla
işler.
Yasal-Ussal (Rasyonel) Otorite
• Yasal-ussal (rasyonel) otorite, otoriteyi açık ve yasal olarak
tanımlanmış bir dizi kural ile ilişkilendirir.
• Bir devlet başkanın iktidarı son tahlilde, bir makam sahibinin
yapabileceklerini kısıtlayan veya sınırlayan anayasal kurallar
tarafından belirlenir.
• Ancak Weber, bu tür bir siyasi meşruiyetin daha karanlık bir
yönünü de fark etmiştir. Weber, artan verimliliğin bedelinin,
bürokratik örgütlenme biçimlerinin durmaksızın
yaygınlaşmasıyla simgelenen çok daha kişiliksizleştirilmiş ve
zalim bir toplumsal ortam/düzen yaratacağından endişe
duymuştur.
MEŞRUİYET VE SİYASİ İSTİKRAR
Meşruiyet krizleri
devrimlere neden olabilir.

Devrim: Köklü bir


değişikliğe (siyasi sistemin
kendisinde bir değişiklik)
yol açan, yasa dışı kitle
eylemini içeren bir halk
ayaklanmasıdır.
DEMOKRATİK MEŞRUİYET
Demokrasinin meşruiyeti en az üç şekilde
geliştirdiği görülebilir:

-Birincisi demokrasi, siyasi katılım fırsatlarını


genişleterek, en önemlisi oy kullanma yoluyla,
ama aynı zamanda bir siyasi partiye veya çıkar
grubuna katılma veya protesto veya gösterilere
katılma gibi faaliyetler yoluyla meşruiyetin
temelini oluşturur.
DEMOKRATİK MEŞRUİYET
• İkincisi, demokratik yönetişimin özü kaba güç
kullanmak yerine uzlaşma, oydaşma ve müzakere
sürecidir.

• Üçüncüsü, demokrasi , uzun vadeli siyasi istikrara


yönelen bir geri bildirim sistemi gibi çalışır.
Hükümetin yaptığı “icraatlar”/“çıktılar”ın, “girdiler”
veya hükümet üzerine uygulanan baskılarla bir araya
getirilmesi sebebiyle siyasi sistemin uzun dönemli bir
istikrar eğiliminde olması mümkün olur.
DEMOKRATİK OLMAYAN
MEŞRUİYET

• Demokratik olmayan rejimler,


doğaları gereği gayri meşrudur.

• Bununla birlikte, bazı otoriter


rejimler, kitlesel siyasi
hoşnutsuzluk görülmeksizin
onlarca yıl hayatta kalmıştır.
DEMOKRATİK OLMAYAN
MEŞRUİYET
Üç temel demokratik olmayan meşruiyet biçimi bulunmaktadır:

• Birincisi, seçimler rejime demokratik bir görünüş vermek için


kullanılabilir
• İkincisi, demokratik olmayan rejimler, yüksek yaşam
standartları sağlama kabiliyetlerine dayalı olarak performans
meşruluğu arayışında olabilir
• Üçüncüsü, liderin, ordunun veya partinin yönetme hakkını
sürdürmek amacıyla ideolojik meşruiyet kullanılabilir
DEMOKRATİK OLMAYAN
MEŞRUİYET
Bununla birlikte, bu tür stratejiler
başarısızlığa uğradığında, tüm
meşrulaştırma biçimleri yok olur
ve demokratik olmayan rejimler ya
giderek daha gaddar biçimde
hayatta kalma yollarına
başvurmak zorunda kalır ya da
halk ayaklanmaları karşısında
çöker.
DEMOKRASİYİ ANLAMAK
• Demokrasi teriminin kökeni eski çağlara kadar geriye
götürülebilir. Demokrasi iktidar veya yönetim
anlamına gelen Yunanca kratos kelimesinden gelir.
Bu bağlamda demokrasi “demos tarafından yönetim”
anlamına gelir (buradaki demos “halk” anlamına
gelir).
• Herhangi bir kimseye herhangi bir şey ifade edebilen
bir terim büsbütün anlamsız olma tehlikesiyle karşı
karşıyadır.
DEMOKRASİYİ ANLAMAK
• Demokrasi kavramına yüklenen
anlamlardan bazıları şöyle
sıralanabilir:
• yoksulların ve dezavantajlıların
egemen olduğu bir yönetme
sistemi
• halkın kendisini doğrudan
yönettiği bir yönetim biçimi
• çoğunluk yönetimi ilkesine dayalı
bir karar-verme sistemi
vb.
HALK KİMDİR?
• Demokrasinin temel özelliklerinden biri siyasi eşitlik
ilkesidir.

• Ancak 'halkı ' kim oluşturur?

• Cevap basittir: ‘demos' veya ‘halk' kesinlikle tüm


insanları ifade eder; yani ülkenin tüm nüfusunu.
HALK KİMDİR?
• Yunan şehir devletlerinde
siyasi katılım, nüfusun çok
küçük bir bölümüyle, yani 20
yaşın üzerindeki erkek
vatandaşlarla sınırlandırıldı
ve böylece tüm kadınlar,
köleler ve yabancılar dışlandı.

• Çoğu Batı ülkelerinde bile


yirminci yüzyıla kadar oy
kullanmayla ilgili katı
kısıtlamalar vardı . Platon
HALK KİMDİR?
• Bununla beraber bütün demokratik sistmelerde
çocukların, akıl hastası olduğu belgelenmiş olanların
ve hapisteki mahkumların dışlanması şeklinde çeşitli
kısıtlamalar uygulanmaya devam etmektedir .

• Birbirinden farklı topluluklardaki farklı ayrışmaların


mevcudiyetinden dolayı “halk”, pratikte “çoğunluk”
anlamında ele alınmaktadır.
HALK NASIL YÖNETMELİ?
• Doğrudan demokrasilerde halk katılımı,
referandum gibi araçlar aracılığıyla karar
alma süreçlerine doğrudan ve sürekli
katılımı gerektirir.

• Demokratik katılımın daha yaygın


alternatifi, temel özelliğini oy vermenin
teşkil ettiği "temsili demokrasi"dir.

• https://www.youtube.com/watch?v=u6jgW
xkbR7A
HALK YÖNETİMİNİN SINIRLARI
NELERDİR?
• Liberal demokrasi genellikle demokrasinin siyasi
hayatla sınırlandırılmasını önerir.

• Sosyalistler ise salt siyasi demokrasiyi desteklemek


yerine 'sosyal demokrasi' çağrısında bulunurlar.
DEMOKRASİ MODELLERİ
Gerçekte, her biri kendi halk yönetimi versiyonunu sunan bir dizi
rakip demokrasi modeli vardır.

Dört karşıt demokrasi modeli:

• Klasik demokrasi
• Koruyucu demokrasi
• Gelişmeci demokrasi
• Halk demokrasisi
KLASİK DEMOKRASİ
M.Ö. 5. ve 4.
yüzyıllarda Atina'da
işleyen doğrudan
demokrasi biçimi,
genellikle halkın
yönetime katılmasının
tek saf ve ideal sistemi
olarak tasvir edilir.
KLASİK DEMOKRASİ
• Atina demokrasisini bu kadar dikkate değer kılan şey,
vatandaşlarının siyasi katılım düzeyidir:
• Bu demokrasi biçiminin en etkili eleştirmeni filozof
Platon'du. Platon, halk kitlelerinin ne yeterli bilgiye ne
de gerekli tecrübeye sahip oldukları fikrinden hareketle
siyasi eşitlik fikrine karşı çıkmıştır.
• Onun çözümü, iktidarın filozof krallar, yani
Koruyucular sınıfının elinde olmasıydı.
KLASİK DEMOKRASİ
Klasik demokrasi modeli
ABD'deki New England
kasaba toplantılarında , küçük
İsviçre kantonlarında faaliyet
gösteren komünal meclislerde
ve daha geniş referandum
kullanımında canlılığını
korumuştur.
https://www.youtube.com/wat
ch?v=fLJBzhcSWTk

İSVİÇRE OYLAMASI
KORUYUCU DEMOKRASİ
• 17. ve 18. yüzyıllarda demokrasi, vatandaşların
kendilerini hükümetin müdahalelerinden
koruyabilecekleri bir araç olarak görülüyordu.

• Bu yaklaşım, özellikle, temel kaygıları her şeyden


önce bireysel özgürlüğe mümkün olan en geniş alanı
yaratmak olan erken dönem liberal düşünürlerce
savunuldu.
KORUYUCU DEMOKRASİ
Denetlenmeyen
iktidarlara ilişkin bu
endişe on yedinci
yüzyılda John Locke
tarafından ele alındı.
KORUYUCU DEMOKRASİ
• Locke’dan farklı olarak daha radikal bir genel oy
kavramı, on sekizinci yüzyılın sonlarından
itibaren Jeremy Bentham ve James Mill (1773-
1836) gibi faydacı kuramcılar tarafından
geliştirildi.
• Bentham, bütün bireyler mutluluk aradığından ve
acıdan kaçındığından dolayı, evrensel oy
hakkının, "en büyük sayıdaki insan topluluğu için
en büyük mutluluğu” sağlamanın tek yolu
olduğuna inanıyordu.
KORUYUCU DEMOKRASİ
Özgürlük, ayrı bir yürütme,
yasama ve yargı erki
oluşturularak ve ifade özgürlüğü,
hareket özgürlüğü ve keyfi
tutuklanmama hakkı gibi temel
hak ve özgürlüklerin
sürdürülmesi yoluyla güvence
altına alınmalıdır.
GELİŞMECİ DEMOKRASİ
• Alternatif bir görüş,
bireyin ve toplumun
gelişimi konusuna
odaklanmıştır ( Jean-
Jacques Rousseau )
• Bu fikirler önce Marksist
ve anarşist gelenek
üzerinde daha sonra Yeni
Sol üzerinde etkili oldu.
GELİŞMECİ DEMOKRASİ
Rousseau'nun görüşüne göre, gelişmeci demokrasi
yalnızca siyasi eşitlik değil, aynı zamanda nispeten
yüksek düzeyde bir ekonomik eşitlik gerektiriyordu.

Bir ortak mülkiyet savunucusu olmamasına rağmen


Rousseau, "hiçbir yurttaşın bir başka vatandaşı satın
almaya yetecek kadar zengin ve hiçbir yurttaşın kendini
satmaya zorlanacak kadar fakir olmaması gerektiğini"
savunuyordu.
GELİŞMECİ DEMOKRASİ
Mill'e göre demokrasinin temel
erdemi, bireysel kapasitelerin 'en
yüksek ve en uyumlu' gelişimini
desteklemesiydi.

Yurttaşlar siyasi hayata katılarak


anlayışlarını geliştirmekte,
duyarlılıklarını güçlendirmekte ve
daha yüksek bir kişisel gelişim
düzeyine ulaşmaktadırlar.
GELİŞMECİ DEMOKRASİ
• Sonuç olarak Mill, oy verme hakkının herkesi kapsayacak
şekilde genişletilmesi gerektiğini savunarak siyasi katılımın
genişletilmesi gerektiğini öne sürdü. (Kadınlar ve okuma
yazma bilmeyenler dahil olmak üzere)
• Platon’a paralel bir biçimde Mill, tüm siyasi görüşlerin eşit
değerde olduğuna inanmıyordu. Bunun sonucu olarak, çoklu
bir oylama sistemi önerdi: vasıfsız işçilerin bir oyu, vasıflı
işçilerin iki oyu, donanımlı meslek mensuplarının beş veya altı
oyu olacaktı…
• Mill, Alexis de Tocqueville tarafından 'çoğunluğun tiranlığı'
olarak ifade edilen, liberallerin sahip olduğu tipik bir endişeye
sahipti.
HALK DEMOKRASİSİ
Halk demokrasisi kavramı,
eşitliği sadece görünüşte
sağlayan “siyasi” demokrasinin
aksine, zenginliğe ortaklaşa
sahip olma yoluyla sosyal eşitlik
hedefine ulaşmayı ifade
etmektedir.
HALK DEMOKRASİSİ
• Marx’a göre “burjuva” demokrasisi sisteminin yerini, ondan
çok farklı olan “proleter demokrasi” sistemi alacaktı.
• Marx’ın arzuladığı şeklin kabaca ne olduğunu, onun kısa süre
yaşayan ve doğrudan demokrasiye yakın bir tecrübe olan 1871
Paris Komününe duyduğu hayranlıktan çıkarabiliriz.
• 20. Yüzyılda komünist devletlerde geliştirilen bu demokrasi
biçimi, sahip olduğu anlamı Marx’dan daha çok Lenin'in
fikirlerine borçludur.
• Bu modelin zayıflığı, Lenin’in Komünist Parti iktidarını (ve
özellikle de onun liderlerini) denetleyecek herhangi bir
mekanizma oluşturmakta başarısız olmasıydı.

You might also like