Bir Felsefi Makale Nedir Ve Nasıl Yazılır

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 13

Felsefi Metin Nedir ve Nasıl

Yazılır? – Jim Pryor


YAZAR MUSA YANIK

 
25 HAZİRAN 2022
 
 ANALİTİK FELSEFE:TÜMÜ /META-FELSEFE/TÜRKÇEDE!
 
289 OKUNMA
 
OKUNMA SÜRESİ: 55 DAKİKA

Çevirenin Önsözü
Çevirisini yaptığınız bu metin, her ne kadar başlıkta da ifade
edildiği gibi felsefe çalışmaları söz konusu olduğunda geçerli
olsa bile, sosyal bilimler alanındaki diğer disiplinler içinde
kullanılabilir niteliktedir. Dahası bu metin sadece bir felsefe
makalesi yazmak için değil, tez, bitirme tezi, seminer ve hatta
kitap yazımları içinde kullanılabilir. Son olarak metin
içerisindeki tavsiye ve önerilerin, eleştirel düşünme sürecine
de katkıda bulunacağını ve lisans, yüksek lisans ve doktora
öğrencilerine de faydalı olacağını düşünüyor ve okuyucu için
yararlı olmasını umut ediyoruz.

Musa Yanık

Felsefi yazım süreci, diğer derslerde sizden istenilecek olan şeylerden genellikle farklıdır.
Aşağıda açıklanan stratejilerin çoğu, diğer dersler için yazı yazarken de size yardımcı olabilir
ancak bu husus, bütün derslerde bunun doğru olacağı anlamına gelmez. Bir felsefe ödevi
yazarken, diğer öğretmenler tarafından size verilen her yazım kılavuzunun önemli olduğunu
da varsaymamanız gerekir. Nitekim bu kılavuzlar içerisinde bulunana bazı hususlar, iyi bir
felsefi düzyazıda, rutin olarak ihlal edilebilecek şeyleri de içerisinde barındırabilir.
Bir Felsefe Makalesinde Neler
Yapılabilir?

1. Bir felsefe makalesi, bazı iddiaların gerekçeli


bir şekilde savunmasından oluşur.
Makaleniz bir argüman sunmalıdır. O, sadece sizin fikirlerinizin veya tartıştığınız filozofların
görüşlerinin salt bir yorumundan oluşmaz. Öne sürdüğünüz iddiaları savunmak ve onlara
inanmak için makul gerekçeler sunmalısınız.

Yani sadece şunları söyleyememeniz gerekir:

 Benim görüşüm P’dir.

Şuna benzer bir şey söylemeniz gerekir:

 Bana öyle geliyor ki P. Buna inanıyorum, çünkü…

Ya da:

 Aşağıdaki düşüncelerin…P için ikna edici bir argüman sunduğunu düşünüyorum.

Benzer şekilde sadece şunu da söylememelisiniz:

 Descartes’a göre Q.

Bunun yerine şöyle bir şey söyleyebilirsiniz:

 Descartes, Q olduğunu söyler; ancak aşağıdaki düşünce deneyi, Q’nun doğru olmadığını
gösterecektir…

Ya da:

 Descartes’ın savunduğu Q’yu, aşağıdaki gerekçelerden dolayı makul buluyorum…

Bir felsefe makalesinin başarmayı hedefleyebileceği çeşitli şeyler vardır. Genellikle,


değerlendirilmek üzere masaya bir tez veya argüman koyularak başlanır ve ardından
aşağıdakilerden birini veya ikisini yaparak devam edilir:

 Bu argümanı eleştirin veya tez için belirli argümanların iyi olmadığını gösterin
 Argümanı veya tezi başka birinin eleştirisine karşı savunun
 Teze inanmak için gerekçeler sunun
 Teze karşı örnekler sunun
 Tezle ilgili iki karşıt görüşün güçlü ve zayıf yanlarını karşılaştırın
 Tezi açıklamaya yardımcı olan veya tezi daha makul hale getirmeye yardımcı olan örnekler
verin.
 Bazı filozofların görüşleri, tezinize açıkça dayanak olmasa bile, onların diğer görüşleriyle
tezin bağlantılı olup olmadığını gösterin.
 Doğru olsaydı, tezin ne gibi sonuçları olacağını tartışın
 Bazı itirazlar ışığında tezi yeniden gözden geçirin

Bu amaçlardan hangisini kendinize hedef olarak koyarsanız koyun, öne sürdüğünüz


iddiaların gerekçelerini açıkça ortaya koymanız gerekir. Öğrenciler, sıklıkla bazı
iddiaların doğru ve açık olduğunu düşündüklerinden, bunları fazlaca tartışmaya ihtiyaç
duymadıklarını düşünürler. Ancak kendi konumunuzun gücünü abartmak çok kolaydır.
Nitekim sonuçta bu, zaten sizin kabul ettiğiniz bir şeydir. Hedef kitlenizin konumunuzu kabul
etmediğini varsaymalı ve makalenizi böyle bir kitleyi ikna etme girişimi olarak görmelisiniz.
Bu nedenle karşı tarafın kesinlikle reddedeceği varsayımlarla başlamamalı ve insanları ikna
etme şansınız varsa, hepinizin kabul ettiği ortak varsayımlardan başlamalısınız.

2. İyi bir felsefe makalesi mütevazıdır ve küçük


bir noktaya değinir (araştırmayı sınırlamak).
Ancak bu noktayı açık ve net bir şekilde ortaya
koyar ve bunu desteklemek için iyi gerekçeler
sunar.
İnsanlar sıklıkla bir felsefe makalesinde çok fazla şey başarmaya çalışırlar. Bunun doğal
sonucu ise okunması zor, yeterince savunulmamış ve yetersiz açıklanmış iddialarla dolu bir
makaledir. Bu sebeple aşırı hırslı olmayın ve 5-6 sayfalık makalenizle dünyayı sarsan
sonuçlar çıkarmaya çalışmayın. Düzgün yapıldığında felsefe, yavaş bir hızda hareket eder.

3. Özgünlük
Bir makalelerin amacı, konuyu anladığınızı ve onun hakkında eleştirel düşünebildiğinizi
göstermenizden ileri gelir. Bunu yapabilmek için makalenizin biraz özgün olması gerekir.

Bu husus, kendi teorinizi oluşturmanız veya insan düşüncesine tamamen özgün bir katkı
yapmanız gerektiği anlamına gelmez. Daha sonrasında bunun için bolca vaktiniz olacaktır.
İdeal bir makalenin açık ve anlaşılır olması (aşağıya bkz.), görüşler diğer filozoflara
atfedildiğinde (aşağıya bkz.) doğru ve okuduğumuz metinlere eleştirel yanıtlar içermesi
gerekir. Onların her zaman yeni bir çığır açması gerekmez.

Öte yandan kendi argümanlarınızı veya sınıfta incelediğimiz bir argümanı detaylandırma,
eleştirme veya savunma yönteminizi bulmaya çalışmalı ve sadece başkalarının söylediklerini
özetlememeniz de gerekir.
Yazma Sürecinin Üç Aşaması

1. Erken Aşamalar
Bir felsefe makalesi yazmanın ilk aşamaları, ilk taslağınızı yazmadan önce yaptığınız her şeyi
içerir. Bu ilk aşamalar içerisinde yazma süreci de bulunur; ancak henüz tam anlamıyla bir
makale yazmaya çalışmamalı ve bunun yerine okumalarınız dahilinde notlar almalı,
fikirlerinizi taslak haline getirmeli, ilerletmek istediğiniz ana argümanı açıklamaya çalışmalı
ve bir taslak oluşturmalısınız.

Problemi Başkalarıyla Tartışın

Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, makalenizin, sınıfta tartıştığınız konuyu anladığınızı ve eleştirel
düşünebildiğinizi göstermesi önemlidir. Bu konuyu ne kadar iyi anladığınızı kontrol etmenin
en iyi yollarından biri, onu henüz aşina olmayan birine açıklamaya çalışmaktır. Felsefe
öğretirken anladığımı sandığımız bazı makaleleri veya argümanları, doğru dürüst
açıklayamadığımızı defalarca keşfederiz. Bunun nedeni, problemlerin fark ettiğimizden daha
sorunlu veya karmaşık olmasından ileri gelir. Aynı deneyimi yaşayabilmeniz muhtemel
olacağından, sınıfta gündeme getirdiğimiz konuları birbirinizle ve dersi almayan
arkadaşlarınızla tartışmak önemli bir husustur. Bu husus, sorunları daha iyi anlamanıza
yardımcı olacak ve hala tam olarak anlamadığınız şeyleri fark etmenizi sağlayacaktır.

Makalenizde tartışmak istediğiniz şey hakkında birbirinizle konuşmak da gerçekten


önemlidir. Fikirlerinizi bir başkasına sözlü olarak açıklayabilecek kadar iyi çalıştığınızda,
oturup bir taslak oluşturmaya hazırsınız demektir.

Bir Taslak Hazırlamak

Herhangi bir taslak yazmaya başlamadan önce şu sorular üzerinde düşünmeniz gerekir:
Tartışacağınız çeşitli terimleri ve konumları hangi sırayla açıklamanız gerekir? Rakip iddianın
pozisyonunu veya argümanını hangi noktada sunmalısınız? Rakibinizle ilgili eleştirilerinizi
hangi sırayla sunmalısınız?

Makalenizin genel olarak netliği, yapısına büyük ölçüde bağlı olacaktır. Bu nedenle yazmaya
başlamadan önce bu soruları düşünmek önemlidir.

Yazmaya başlamadan önce, makalenizin ve sunacağınız argümanların bir taslağını çıkarmanız


oldukça önemlidir. Bu husus, makalenizde belirtmek istediğiniz noktaları düzenlemenize ve
bunların nasıl bir araya geleceğine dair fikir edinmenize yardımcı olacağı gibi ayrıca
makalenizin tam bir taslağını yazmaya başlamadan önce, ana argümanınızın veya eleştirinizin
ne olduğunu söyleyebilecek bir konumda olduğunuzdan emin olmanıza da yardımcı olacaktır.
Öğrenciler yazım aşamasında takıldıklarında, bunun nedeni, genellikle ne söylemeye
çalıştıklarını henüz anlamamış olmalarından ileri gelir.
Tüm dikkatinizi taslağınıza verin ve oldukça ayrıntılı olmasını sağlayın (5 sayfalık bir makale
için uygun bir taslak, tam bir sayfa veya daha fazlası olabilir.)

İyi bir felsefe makalesi yazma işinin en az %80’ini taslak oluşturma aşaması oluşturur. İyi bir
taslağınız varsa, yazma sürecinin geri kalanı çok daha sorunsuz geçecektir.

Çalışmaya Erkenden Başlayın

Felsefi problemler ve felsefi yazı, dikkatli ve kapsamlı düşünmeyi gerektirir. Makalenin


başlaması için iki veya üç gece beklemeyin. İyi bir felsefe makalesi yazmak çok fazla hazırlık
gerektirir.

Konu hakkında düşünmek ve ayrıntılı bir taslak yazmak için kendinize yeterli zaman
ayırmanız gerekir. Ancak o zaman tam bir taslak yazmak için hazır olursunuz. Tam bir
taslağınız olduğunda, bunu, bir veya iki günlüğüne bir kenara ayırmalı daha sonra ona geri
dönmeli ve yeniden yazmaya başlamalısınız. En az 3 veya 4 defa bunu yaptıktan sonra,
yapabiliyorsanız arkadaşlarınıza göstermeli ve gelen tepkilere göz atmalısınız. Ana iddianız
anlaşılır mı? Taslağınızın bazı kısımları onlar için net veya kafa karıştırıcı mı?

Bütün bunlar zaman alacağından, makale konunuzu veya ödevinizi bulur bulmaz, üzerinde
çalışmaya başlamanız gerekir.

2. Taslağınızı Yazmaya Başlayın


Argümanınız hakkında düşündükten ve makaleniz için bir taslak yazdıktan sonra, artık tam bir
taslak oluşturmaya hazırsınız demektir.

Makalenize Başlarken

“Çağlar boyunca” veya “insanlık tarihi boyunca bu problem düşünülmüştür…” gibi bir
cümleyle başlamayın. “Webster’in sözlüğü bu ruhu şöyle tanımlar…” gibi bir cümleyle de
başlamayın. Sözlükler iyi felsefi otoriteler değildir. Günlük söylemde kelimelerin nasıl
kullanıldığını gösterseler bile, kelimelerin birçoğunun felsefede farklı ve özel anlamları
bulunur.

Basit Bir Düzyazı Kullanın

Edebi olarak şaşalı bir dil kullanmak yerine; basit ve anlaşılabilir bir düzyazı kullanın ve
cümlelerinizi ve paragraflarınızı kısa tutmaya çalışın. Bilindik ve basit kelimeler yerine,
büyük kelimeler kullanırsanız, gayri-ciddi eleştirilere muhatap olabilirsiniz. Bazı konular,
cümleleri iddialı veya ayrıntılı bir dille bulandırmanıza gerek kalmadan da yeterince derin ve
zordur.

Makaleniz üçüncü sınıf bir okuyucu için yazılmış gibi görünüyorsa, muhtemelen doğru netliği
elde etmişsinizdir.
Felsefe derslerinde bazen yazıları belirsiz ve karmaşık olan filozoflarla karşılaşırız. Bu durum,
yazıyı okuyan herkes için zor ve sinir bozucudur. Ancak söz konusu yazarlar, bu gerekçeye
rağmen felsefi olarak önemli olabilir. Siz yazı yazarken, onların yazı stillerini taklit etmeye
çalışmayın.

Makalenizin Yapısını Belirgin Bir Hale Getirin

Makalenizin yapısını okuyucu için anlaşılır bir hale getirmeniz önemlidir.

Okuyucular, makaleyi anlayabilmek için herhangi bir çaba sarf etmek zorunda kalmamalıdır.

Peki bunu nasıl yapabilirsiniz?

Her şeyden önce, aşağıdaki gibi bağlaçlar veya birleştirici kelimeler kullanmaya çalışın:

 çünkü, oysa, -den bu yana,


 bu nedenle, bundan dolayı, böylelikle, bundan şu sonuç çıkar ki, sonuç olarak
 yine de, ancak, fakat, ama
 ilk olarak, öte yandan

Bunlar, okuyucunun, tartışmanızın nereye gittiğini takip etmesine yardımcı olan şeylerdir. Bu
kelimeleri doğru kullanmaya dikkat edin. Örneğin, “P ise o halde Q’dur” dediğinizde, Q’yu
kabul etmek için P’nin iyi bir gerekçe sağladığını iddia ediyorsunuz demektir. Buna yönelik
olarak, gerekçenizin sağlam olmasına dikkat edin.

Makalenizin yapısını açıklığa kavuşturmanın bir başka yolu ise okuyucuya şu ana kadar ne
yaptığınızı ve bundan sonra ne yapacağınızı söylemekten ileri gelir. Şu gibi şeyler
söyleyebilirsiniz:

 …ile başlayacağız
 Bu argümanda neyin yanlış olduğunu göstermeden önce, şunlara değinmeye çalışacağız…
 Bu pasajlar şunu gösterir…
 Şimdi, bu iddiayı savunmaya çalışacağız…
 Bu iddiayı destekleyebilmek daha fazla gerekçe göstermeye çalışalım …
 Bir örnek…örneğin…

Bu noktalar, gerçekten büyük farklar yaratacak niteliktedir. Aşağıdaki iki makale örneğindeki
pasajları göz önünde bulundurmaya çalışın:

…X’in P hakkında neler söyleyebileceğine değindik. Şimdi, P’yi


yanlışlayan iki argümandan bahsetmeye çalışacağım. İlk argümanım…
P’yi yanlışlayan ikinci argümanım…
Burada X, argümanlarıma birkaç şekilde yanıt verebilir. Mesela şunu
savunabilir…
Ancak bu yanıt başarısız olur, çünkü…
X’in argümanlarıma yanıt vermesinin bir başka yolu da şunu iddia
etmekten ileri gelir…
Bu yanıt da başarısız olur, çünkü…
Böylelikle hiçbir X’in P’yi yanlışlayan argümanlarımı çürütemeyeceğini
gördük. Dolayısıyla, X’in P hakkındaki iddiasını reddetmemiz gerekir.
Q’nun bu görüşüne itiraz edeceğim.
Q’ya inanmak için üç neden bulunur. Birincisi…
İkincisi…
Üçüncüsü…
Q’ya yapılan en güçlü itiraz şunu öne sürer…
Ancak bu itiraz şu nedenle başarılı değildir…
Bu makalelerin yapısının ne olduğunu anlamak kolay görünür. Kendi makalelerinizde de bu
kolaylığı sağlamanız önem taşır.

Öte yandan kendi görüşünüzü bildirirken ve tartışmakta olduğunuz bir filozofun görüşlerini
aktarırken bunu açıkça belirtmeniz de önemlidir. Okuyucunun, belirli bir paragrafta kimin
iddialarını sunduğunuz konusunda asla şüphe duymaması gerekir.

Makalenizin yapısının ne olduğunu bilmezseniz, onun yapısını belirginleştirmeniz de zorlaşır.


Dolayısıyla bir taslak oluşturmak, oldukça önemli bir husustur.

Kısa ve Öz Bir Şekilde Kendinizi Tam Olarak İfade Etmeye Çalışın.

Buradaki noktalar birbiriyle çelişkili gibi görünebilir. (Nitekim birincisi “Az konuş” derken,
ikincisi ise “Çok Konuş” der gibi görünür.) Ancak bu noktaları doğru anladığınızda, ikisini
birden ortaya koymanın nasıl mümkün olduğunu görebilirsiniz.

 Sizden kısa ve öz olmanız istenildiğinde, belirli bir konu hakkında bildiğiniz her şey hakkında
ne kadar bilgili ve zeki olduğunuzu göstermeye çalışmamanız istenir. Sizden istenilen her bir
ödevde, belirli bir problemi veya sorunu tanımlamanız ve bu problemle ilgilendiğinizden
emin olmanız istenir. Bu probleme doğrudan değinmeyen hiçbir şey makalenizde yer
edinmemelidir. Yani konuyu mümkün olduğunca sınırlandırmanız gerekir. Bir veya iki
noktaya konsantre olmak ve onları derinlemesine işlemek, çok fazla problemi konu
edinmekten her zaman daha iyidir. Rotası belli olan bir veya iki yol, belirsiz bir ormandan her
zaman daha iyidir.
 Ele almak istediğiniz temel problemi veya sorunu, makalenizin başında formüle edin ve her
zaman aklınızın bir köşesinde bulundurun. Problemin ne olduğunu ve onun neden bir sorun
olduğunu açıkça belirtin. Yazdığınız her şeyin o ana problemle ilgili olduğundan emin olun.
Ek olarak makalenin bununla ne kadar alakalı olduğunu belirttiğinizden emin olun ve
okuyucunuzu bu konuda tahmin etmeye zorlamayın.
 “Kendinizi tam olarak ifade edin” derken, kastedilen şey, iyi bir noktaya sahip olmanız
gerektiğinden ileri gelir. Açıklayın, örnek verin ve bu noktanın argümanınıza nasıl yardımcı
olduğunu açıkça belirtin.
 “Kendinizi tam olarak ifade etme” hususu, ayrıca yazarken de olabildiğince açık olmanız
gerektiği anlamına da gelir. Makalenize gelen eleştirileri, “Bunu söylediğimi biliyorum, ama
demek istediğim şuydu…” diye yanıtlamak, pek iyi değildir.
 Okuyucunuzun tartıştığınız konuyla ilgili daha önce okumalar yapmadığını varsaymanız
gerekir. Her ne kadar bu doğru olmasa bile, sanki doğruymuş gibi makalenizi yazmanız,
oldukça önemlidir. Aslında bunu, bir adım daha ileri götürebilir ve okuyucunuzun ortalama
bir eğitim seviyesinden daha aşağıda olduğunu varsayabilirsiniz.

Pek çok Örnek ve Tanıma Yer Verin

Bir felsefe makalesinde örnekler vermek oldukça önemlidir. Nitekim filozofların öne sürdüğü
iddiaların çoğu çok soyut ve anlaşılması güç şeylerdir. Bu sebeple örnekler, bu iddiaları daha
açık hale getirmenin en iyi yoludur.

Örnekler, argümanınızda merkezi bir rol oynayan kavramları açıklamak için de faydalıdır. Bu
kavramları nasıl anladığınızı (gündelik konuşmalardan aşina olsanız bile), her zaman açıklığa
kavuşturmanız gerekir. Gündelik dilde kullanıldıkları için bu kavramların yeterince açık veya
kesin bir anlamı olmayabilir. Örneğin, kürtaj hakkında bir makale yazdığınızı ve “Bir fetüs
bir kişidir” iddiasını öne sürmek istediğinizi varsayalım. “Bir kişi” ile neyi kast etmek
istiyorsunuz? Bu husus, kitlenizin, bu önermeyi kabul edilebilir bulup bulmaması konusunda
ve argümanınızın geri kalanının ne kadar ikna edici olduğu konusunda büyük bir fark
yaratabilir. Kendi başına düşünüldüğünde, aşağıdaki argüman oldukça zayıftır:

 Fetüs bir kişidir.


 Bir kişiyi öldürmek yanlıştır.
 Bu sebeple bir fetüsü öldürmek yanlıştır.

Burada yazarın, bir fetüsü “bir kişi” olarak adlandırmakla neyi kast ettiği açık değildir.
“Kişi”nin bazı açıklamalarında, bir fetüsün bir kişi olduğu oldukça açık olabilir; ancak
buradaki “kişi” anlamında, insanları öldürmenin her zaman yanlış olup olmadığı oldukça
tartışmalıdır. Başka açıklamalarda ise insanları öldürmenin her zaman yanlış olduğu, ancak
bir fetüsün bir “kişi” olarak sayılıp sayılamayacağı tamamen belirsiz olabilir. Yani burada her
şey yazarın “kişi” ile neyi kastettiğine bağlıdır. Yazarın, bu kavramı nasıl kullandığı
konusunda açık olması gerekir.

Bir felsefe makalesinde, sözcükleri normalde kullanıldıklarından biraz farklı şekillerde


kullanmakta bir problem yoktur. Ancak bunu yaptığınızı açıkça belirtmeniz gerekir. Örneğin,
bazı filozoflar “kişi” sözcüğünü, düşünebilen ve kendinin farkında olabilen herhangi bir varlık
için kullanır. Bu şekilde anlaşıldığında balinalar ve şempanzeler gibi hayvanlar da pekala
“kişi” olarak sayılabilir. Normalde ise “kişi” bu şekilde kullanılmaz ve sadece bir insan kişi
olarak nitelendirilir. Fakat ne demek istediğinizi açıkça belirtirseniz, “kişi”yi ve benzer
şekilde farklı sözcükleri, bu şekilde kullanmanızda bir problem olmayacaktır.

Sadece çeşitlilik uğruna, kelime dağarcığınızı değiştirmemeniz önemlidir:


 Makalenizin başında bir şeye “X” diyorsanız, makalenizin sonuna kadar onu “X” olarak
adlandırmaya devam edin. Bu nedenle örneğin, “Platon’un benlik hakkındaki görüşü”
hakkında konuşmaya başladıktan sonra, ona “Platon’un ruh hakkındaki görüşü” veya
“Platon’un zihin hakkındaki görüşü” demeyin veya konudan konuya ani geçişler yapmayın.
Her üç durumda da aynı şeyden bahsetmek istiyorsanız, o halde bunları aynı isimlerle
adlandırın. Felsefede kelime dağarcığındaki küçük bir değişiklik, genellikle yeni bir şey
hakkında konuşmaya niyetli olduğunuzu gösterir.

Felsefi olarak anlamları olan kelimeleri kullanın:

 Filozoflar, kulağa sıradan gelen birçok kelimeye teknik anlamlar verirler. Bu kelimeleri doğru
kullandığınızdan emin olmak için Felsefi Terimler ve Yöntemler hakkındaki kılavuzlara bakın.
Tam olarak anlamadığınız kelimeleri kullanmayın.

 Teknik felsefi terimleri yalnızca ihtiyaç duyduğunuz yerde kullanın. “Geçerli argüman” veya
“zorunlu olarak doğru” gibi genel felsefi terimleri açıklamanıza gerek olmasa bile, tartışmakta
olduğunuz konu ile ilgili kullandığınız teknik terimleri açıklamanız önemlidir. Örneğin,
“düalizm”, “natüralizm” veya “davranışçılık” gibi özel terimler kullanırsanız, bunların ne
anlama geldiğini açıklamanız gerekir. Benzer şekilde, “bağlı-olma” ve benzerleri gibi teknik
terimler kullanan filozofların kullanmış olduğunu bu özel teknik kelimeleri de
açıklamagerekir. Farklı insanlar bazen bu özel kelimeleri farklı şekillerde kullanırlar, bu
nedenle sizin ve okuyucularınızın bu kelimelere aynı anlamı verdiğinizden emin olmanız
gereklidir. Okurlarınızın daha önce onları hiç duymadığınızı aklınızın bir köşesinde tutun.

Makalenizde Yer Verdiğiniz İsimlerin Görüşlerini Sunma ve Değerlendirme

Diyelim ki X filozofunun görüşlerini tartışmayı planlıyorsanız, öncelikle onun argümanlarının


veya temel varsayımlarının ne olduğunu anlayarak işe başlamanız gerekir.

Sonrasında ise kendinize: X’in argümanları sağlam mı? Varsayımları açıkça belirtilmiş mi?
Bu argümanlar inandırıcı mı? X’in argümanı için makul başlangıç noktaları var mı gibi
soruları yöneltin.

Eleştirdiğiniz pozisyonun tam olarak neyi ifade ettiğini anladığınızdan emin olun. Öğrenciler,
değerlendirmeleri gereken görüşler yerine, onlardan gerçekten farklı olan görüşlere karşı
tartışmalar yürüterek çok zaman kaybederler. Unutmayın, felsefe, yüksek düzeyde kesinlik
ister. Sadece bir başkasının konumu veya argümanı hakkında genel bir fikir edinmeniz, sizin
için yeterince iyi değildir. Felsefedeki tartışmaların çoğu, rakibinizin pozisyonunu doğru
anladığınızda ortaya çıkar.

Okur kitlenizin eğitim seviyesinin düşük olduğunu varsayabilirsiniz (yukarıya bakın). Ancak
filozoflara veya tartıştığınız görüşlere karşı bu tür muamelede bulunmamanız gerekir.

Filozoflar bazen çok çirkin şeyler söyleyebilir. Fakat bir filozofa atfettiğiniz görüş, çılgınca
görünüyorsa, o zaman onun söylediğini düşündüğünüz şeyi gerçekten söyleyip söylemediğini
iyice düşünmeniz gerekir. Filozofun aklındaki makul konumu bulmaya çalışın ve
argümanlarınızı buna karşı yönlendirin.
Makalenizde bir pozisyonu eleştirmeden önce, bu pozisyonun neyi savunduğunu açıklamanız
gerekir. X felsefecinin görüşünü ne olarak kabul ettiğinizi açıklamazsanız, okuyucunuz X’e
yaptığınız eleştirinin iyi bir eleştiri olup olmadığına karar veremediği gibi bu husus, X’in
görüşlerinin yanlış anlaşılmasına veya yorumlanmasına neden olabilir.

Ancak okuyucuya, X’in görüşleri hakkında bildiğiniz her şeyi anlatmaya çalışmayın. Kendi
felsefi katkınızı da sunmayı, ihmal etmeyin. X’in görüşlerinin, yalnızca yapacağınız şeyle
doğrudan ilgili olan kısımlarını özetleyin.

Bazen, yorumunuzu destekleyen pasajlardan alıntı yaparak X’in görüşünü yorumlamanız ve


tartışmanız gerekir. Metinde bu görüşe doğrudan bir kanıt bulamasanız bile, bir filozofun bu
görüşe katılabileceğini belirtebilirsiniz. Elbette bunu yaparken, açıkça ifade etmeniz de önem
taşır. Şöyle bir örnek verilebilir:

X filozofu, açıkça P’yi iddia etmese bile, bana öyle geliyor ki yine de bunu
varsayabilir, çünkü…
Alıntılar

Bazı filozofların görüşlerini, yorumlamanızı desteklemek için kullandığınızda, pasajı


doğrudan alıntılamak faydalı olabilir. (Referansın nerede bulunabileceğini belirttiğinizden
emin olun.) Ancak, doğrudan alıntılar dikkatli kullanılmalıdır. Birkaç cümleden fazla alıntı
yapmak nadiren gereklidir. X’ten doğrudan alıntı yapmaktansa, X’in söylediklerini başka
sözcüklerle ifade etmek çoğu zaman daha uygun olacaktır. Başka birinin söylediklerini başka
sözcüklerle ifade ederken, bunu belirttiğinizden de emin olun.

Alıntılarınızı, asla kendi çıkarımlarınızmış gibi göstermemeniz gerekir. Alıntılanan pasaj bir
argümanı içeriyorsa, argümanı daha açık ve basit terimlerle yeniden oluşturabilirsiniz. Ayrıca
yazarın amacını açıklamak için bazı örnekler vermek ve gerekirse yazarın iddiasını
karıştırılabilecek diğer iddialardan ayırt etmek de oldukça önemlidir.

Yorumlama

Bazen öğrenciler bir filozofun görüşünü açıklamaya çalışırken, kendi sözlerine yakın gelen
açıklamaları ön plana çıkartarak bunu yaparlar Bazı cümleler değiştirebilir ve bazıları
atlanabilir ancak genellikle orijinal metne oldukça sadık kalmak oldukça önemlidir. Örneğin
Hume, İnsan Doğası Bir Üzerine İnceleme isimli eserine şöyle başlar:

İnsan zihninin tüm algıları, izlenimler ve fikirler olarak adlandıracağım iki


farklı türe ayrılır. (…) Fikirler derken, bunların düşünme ve akıl
yürütmedeki imgelerini kastediyorum.
Bu pasajı, başka sözcüklerle anlatmak istemediğinize dair bir örnek:

Hume, zihnin tüm algılarının izlenimler ve fikirler olmak üzere iki türe
ayrıldığını söyler. (..) Fikirler, düşünme ve akıl yürütmemizin imgeleridir.
Bu tür açıklamaların iki ana problemi vardır. Her şeyden önce oldukça otomatik bir şekilde
yapılır ve bu nedenle yazarın metni anladığını göstermez. İkinci olarak, yazar metnin ne
anlama geldiğini kendi sözleriyle ifade edecek kadar iyi çözemediğinden, metnin anlamının
değişme tehlikesi vardır.

Gelebilecek İtirazları Önceden Tahmin Etmek

Yorumlarınıza gelebilecek muhtemel itirazları önceden tahmin etmeye ve bunlara yanıt


vermeye çalışın. Bir filozofun görüşüne itiraz ederseniz, bu itirazı hemen kabul edeceğini
düşünmeyin. Onun bu itiraza yönelik cevabınıza geri dönüşünün ne olabileceğini tahmin edin.

Kendi kendinize mevcut tezinize itiraz etmekten korkmayın. Okuyucunuzun birtakım


itirazları aklına getirmeyeceğini ummaktansa, bir itirazda bulunmak daha iyidir. Bu itirazların
nasıl karşılanabileceğini veya üstesinden gelinebileceğini düşündüğünüzü açıklayın. Elbette
birinin ortaya koyabileceği tüm itirazları ele almanın çoğu zaman bir yolu yoktur; bu yüzden
en güçlü veya en acil görünenlere odaklanın.

Çıkmaza Girerseniz Ne Olur?

Makalenizin her zaman bir probleme kesin bir çözüm veya bir soruya doğrudan evet veya
hayır yanıtı vermesi gerekmez. Pek çok mükemmel felsefe makalesi, doğrudan evet veya
hayır yanıtlarını sunmaz. Bazen sorunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini veya belirli
başka soruların ortaya çıkarılması gerektiğini tartışırlar ve sorunun belirli varsayımlarına
meydan okunması gerektiğini iddia ederler. Ayrıca bazı durumlarda ise soruya verilen bazı
cevapların çok kolay olduğunu, yani işe yaramayacaklarını iddia ederler. Dolayısıyla bu
makaleler doğruysa, soruyu yanıtlamak daha önce düşündüğümüzden daha zor olacaktır.
Bunların hepsi önemli ve felsefi olarak değerli sonuçlardır.

Bu nedenle soruların hepsine tatmin edici cevaplar veremeseniz bile, makalenizde sorular
sormak ve problemleri dile getirmek sorun değildir. Makalenin sonunda bazı soruları cevapsız
bırakabilirsiniz. Ancak okuyucuya, bu tür soruları bilerek cevapsız bıraktığınızı açıkça
belirtmeniz gerekir. Ayrıca sorunun nasıl yanıtlanabileceği ve soruyu neyin ilginç ve eldeki
konuyla alakalı kıldığı hakkında bir şeyler söylemeniz de oldukça önemlidir.

Görünürde incelediğiniz bir şey sizin için net değilse, onu abartmayın. Belirsizliğe dikkat
çekin. Görünümü anlamak için birkaç farklı yol önerin. Bu yorumlardan hangisinin doğru
olduğunun neden net olmadığını açıklayın.

İki farklı yaklaşımı değerlendiriyorsanız ve dikkatli bir incelemeden sonra aralarında karar
veremediğinizi fark ederseniz, bu bir problem değildir. Onların güçlü ve zayıf yönlerinin, eşit
derecede dengeli göründüğünü söylemeniz bir sorun teşkil etmez. Ancak bunun da diğerleri
gibi açıklama ve gerekçeli savunma gerektiren bir iddia olduğunu unutmayın. Nitekim iki
görüşün eşit derecede dengeli olduğunu düşünmeyen birine, bu iddianın nedenlerini sunmaya
çalışmanız da gerekebilir.

Bazen makale yazarken, argümanlarınızın ilk başta düşündüğünüz kadar iyi olmadığını
görürüz. İyi bir cevabınız olmadığı görüşünüze, bazı itirazlarda bulunabilirsiniz.
Argümanınızda çözemeyeceğiniz bir sorun varsa, bunun neden düzeltemeyeceğinizi anlamaya
çalışın. Tezinizi, savunabileceğiniz bir tezle değiştirmeniz bir problem yoktur. Örneğin, P
görüşünün tamamen sağlam bir savunmasını sağlayan bir makale yazmak yerine, taktikleri
değiştirebilir ve şuna benzer bir makale yazabilirsiniz:

Bir felsefi görüş şunu öne sürer: P. Aşağıdaki nedenlerden dolayı bu makul
bir görüştür…
Ancak bu görüşün P olup olmadığından şüphelenmemiz için elimizde bazı
nedenler vardır ve bu nedenlerden birisi X’tir. X, P görüşü için bir sorun
teşkil eder, çünkü…
P’nin savunucularının bu itirazı nasıl aşabilecekleri belirsizdir.
Ya da şöyle bir makale yazabilirsiniz:

P için bir argüman, aşağıdaki gibi devam eden “Birleştirici bir


Argüman”dan ileri gelebilir…
İlk bakışta bu, oldukça ilgi çekici bir argümandır. Ancak, bu argüman
aşağıdaki nedenlerden dolayı sorunludur …
Biri bu argümanı revize etmeye çalışabilir, şu şekilde…
Ama bu revizyon, pek bir işe yaramayacaktır, çünkü…
Birleştirici Argümanın aslında P’yi temellendirmede başarılı olmadığı
sonucuna varıyorum.
Bu tür bir makale yazmak, eleştirileri karşı “dirençsiz” olduğunuz anlamına gelmez. Ne de
olsa bu makalelerin hiçbiri, sizin P-olmayan görüşüne yakın olduğunuz anlamını taşımaz. P
için kesin bir argüman bulmanın ne kadar zor olduğunun dürüst hesapları, tüm bunlara
rağmen hala doğru olabilir.

3. Düzenleyerek Yazma ve Değişikliklere Gitme


Artık makalenizin tam bir taslağını hazırlamış oldunuz. Şimdi, taslağınızı bir veya iki
günlüğüne bir kenara koyun.

Sonra taslağınıza tekrar geri dönün ve tekrar okuyun. Her cümleyi okurken kendinize şunları
söyleyin:

“Bu gerçekten mantıklı mı?”, “Bu çok belirsiz!”, “Bu iddialı gibi
görünüyor” “Bu ne anlama geliyor?”, “Bu iki cümle arasındaki bağlantı
nedir?” “Burada kendimi tekrar mı ediyorum?” vb.
Taslağınızdaki her cümlenin işe yaradığından emin olun. Olmayanlardan kurtulun. Bir
cümlenin merkezi tartışmanıza ne kadar katkıda bulunduğunu çözemiyorsanız, kulağa hoş
gelse bile ondan kurtulun. Ana argümanınız için önemli olmadıkça ve bunları gerçekten
açıklama yeriniz olmadıkça, makalenizde hiçbir noktayı atlamayın.

Taslağınızdaki bir cümleden memnun değilseniz, bunun sizi neden rahatsız ettiğini kendi
kendinize sorun. Bu durum, ne söylemeye çalıştığınızı gerçekten anlamıyorsunuz ya da
gerçekten inanmıyorsunuz geçerli olabilir.

Cümlelerinizin tam olarak neyi anlatmaya çalıştığını gösterdiğinden emin olun. Örneğin,
“Kürtaj cinayetle aynı şeydir” yazdığınızı varsayalım. Gerçekten demek istediğin bu mu?
Yani, Oswald, Kennedy’yi öldürdüğünde, bu Kennedy’yi kürtaj etmekle aynı şey midir?
Belki de kürtajın bir cinayet biçimi olduğunu söylüyorsunuzdur. Sohbet sırasında insanların
ne demek istediğinizi anlamasını bekleyebilirsiniz. Ama bu şekilde yazmamalısın. Felsefi
düzyazıda, tam olarak ne demek istediğinizi söylediğinizden emin olmalısınız.

Ayrıca taslağınızın yapısına da dikkat edin. Bir taslağı gözden geçirirken, taslağın yapısı ve
genel netliği üzerinde çalışmak, burada veya orada bir kelimeyi veya tümceyi düzenlemekten
çok daha önemlidir. Okuyucunuzun ana iddianızın ne olduğunu ve bu iddia için
argümanlarınızın neler olduğunu bildiğinden emin olun. Okuyucunuza her paragrafta
amacınızın ne olduğunu söyleyebildiğinizden de emin olun.

Mümkünse taslağınızı arkadaşlarınıza veya sınıftaki diğer öğrencilere gösterin ve onların


yorumlarını ve tavsiyelerini alın. Arkadaşlarınız ana hedefinizi anlayabiliyor mu?
Taslağınızın bazı kısımları onlar için net değil veya kafa karıştırıcı mı? Arkadaşlarınız
yazdığınız bir şeyi anlayamazsa, not vereniniz de anlayamaz. Paragraflarınız ve argümanınız
sizin için tamamen açık olsa bile, başka biri için hiçbir anlam ifade etmeyebilir.

Taslağınızı kontrol etmenin bir başka iyi yolu da onu yüksek sesle okumaktır. Bu, her şeyin
anlamlı olup olmadığını anlamanıza yardımcı olacaktır. Ne söylemek istediğinizi biliyor
olabilirsiniz ama gerçekten yazdığın şey bu olmayabilir. Makaleyi yüksek sesle okumak,
muhakemenizdeki boşlukları, konu dışı konuşmaları ve net olmayan cümleleri fark etmenize
yardımcı olabilir.

Anonim – Kaynak, (Erişim: 21.06.2022)

Çevirmen: Musa Yanık

You might also like