Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/343475814

EVRENSEL B R HAD S DENEMES : "BEN VE ÖTEK "

Article · August 2020

CITATIONS READS

0 37

1 author:

Mustafa Işık
Nevşehir Hacı Bektaş Veli University
21 PUBLICATIONS   3 CITATIONS   

SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Mustafa Işık on 06 August 2020.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


EVRENSEL BøR HADøS DENEMESø: “BEN VE ÖTEKø”

Dr. MUSTAFA IùIK


Kayseri Anadolu ømam-Hatip Lisesi Ö÷retmeni
mustafaisik38@hotmail.com.

Öz
øslam evrensel bir din, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.) ise bütün insanlÕ÷a
gönderilmiú bir elçidir. Evrensel bir ahlak oluúturmak gerekti÷inde, bütün din ve ö÷retilerde
tekrarlanan “Kendin için istedi÷ini kardeúin için de istemedikçe gerçek Müslüman olamaz-
sÕn” prensibi O’nun bir sözüdür. “Sosyal bir varlÕk” olan insanÕn “öteki” ile insanca yaúa-
yabilmesi için esas alaca÷Õ sosyal, psikolojik ve ahlakî bir ölçüdür.
Anahtar Kelimeler: Evrensel, hadis, kendi, istemek, Müslüman, öteki.

AN ARTICLE ABOUT A UNIVERSAL HADITH: "EGO AND OTHER"


Abstract
øslam is a universal religion, Muhammad (s.a.s.) who is the last prophet sent a
messenger to all humanity. He said "You won’t be a good Muslim if you want something
for yourself but not your brother". This principle is the basis of all religions, teachings and
universal morality. To create a universal morality you need this principle. To live with
other people from other religions and beliefs, you need this principle. This principle is a
measure of social, psychological and moral values.
Key words: Universal, hadith, own, want, Muslim, other.

GøRøù
øslam, bütün insanlÕ÷a gönderildi÷i için, evrensel bir dindir. Allah Elçisi
Muhammed (s.a.s.) de bütün insanlara elçi olarak gönderilmiútir.1 Hadisler O’nun
sözü olunca, hadislerin de evrensel özellikler taúÕmasÕ do÷aldÕr. ønsan, yaúadÕ÷Õ
tarih ve co÷rafya ile ilgili oldu÷undan; O’nun söz ve davranÕúlarÕnÕn yaúadÕ÷Õ çevre
ile sÕnÕrlÕ olmasÕ normaldir. Bu yüzden “Hadislerde Yerellik ve Evrensellik” hadis
metodolojisinin konularÕ arasÕndadÕr. “Hadiste evrensellikten kastedilen úey, hadis
ve sünnetin bütün insanlara yönelik bir mesaj içermesi ve uyuldu÷unda Hz. Pey-
gamberin gözetti÷i amacÕn gerçekleúmiú olmasÕdÕr.”2

1
Enbiya, 21 / 107; A'raf, 7/158; Nisa, 4/ 79, Sebe 34 /28; Buhari, Teyemmüm 1, Salât 56; Müslim,
Mesacid 3; Darimi, Salât 111
2
Ünal, øsmail, HakkÕ, Hadis, M.E.B. 2003; s. 95
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

Herkese elçi olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.s.)in hadisleri yerel ve


evrensel özellikler taúÕr. “Sünnet ve hadisin ba÷layÕcÕlÕ÷Õ ile bunlarÕ yerel ve evren-
sel açÕdan de÷erlendirme arasÕnda sÕkÕ bir iliúki vardÕr. Hadislerin varit oldu÷u tarih
ve co÷rafyanÕn, muhatap aldÕ÷Õ birey ve toplumun, dikkate aldÕ÷Õ örf, adet ve kültü-
rün rivayetlere kattÕ÷Õ yerel unsurlar, günümüze oldu÷u gibi taúÕnamayaca÷Õna gö-
re, ba÷layÕcÕlÕk açÕsÕndan bunlarÕn taúÕdÕ÷Õ evrensel mesajlar ön plana çÕkarÕlmalÕ-
dÕr.”3 Onun bazÕ sözleri, evrenseldir. Mesela, “ønsanlarÕn baútan beri duydu÷u nebi-
lik sözlerinden biri úudur: UtanmadÕktan sonra diledi÷ini yap.”4 Ya da “Sizden bir
kendisi için istedi÷i úeyi kardeúi için de istemedikçe, (gerçek) mümin olamaz.”5
hadisi.
Evrensel bir hadis olarak gördü÷ümüz “Sizden bir kendisi için istedi÷i úeyi
kardeúi için de istemedikçe, (mükemmel) mümin olamaz.” sözünü anlama/anlatma
ve genelde insanlÕk tarihi, özelde Hadis EdebiyatÕ Tarihi içinde izledi÷i süreci ele
alma denemesi yapaca÷Õz. Hadis âlimlerince “sahih ve merfu” kabul edilen bu ha-
disin, klasik hadis literatüründeki/ hadis edebiyatÕndaki bütün rivayetlerini, lafÕz
farklarÕnÕ, úerh edebiyatÕnda bu konuda yapÕlan tartÕúmalarÕ gündeme taúÕmak gibi
bir amacÕmÕz yoktur. Bu hadisi, “Hadislerde Yerellik ve Evrensellik” ba÷lamÕnda,
evrensellik açÕsÕndan anlamaya ve anlatmaya çalÕúaca÷Õz.

1- BEN VE ÖTEKø
“Evrensel” kelimesi eskiden Türkçede cihanúümul, âlemúümul kelimeleriy-
le karúÕlanmaktaydÕ. Bu kelime, evrenle ilgili, bütün insanlÕ÷Õ ilgilendiren, dünya
ölçüsünde, dünya çapÕnda anlamlarÕna gelmektedir.6 øngilizcede “universal”7 keli-
mesiyle karúÕlanmakta ve “global”8 ile ilintilenmektedir. “Evrensellik” eski bir
kavram olsa da “küresellik” kelimesi sözlüklere son yÕllarda girmiútir. YaúadÕ÷ÕmÕz
dünya küçülürken evrensel nitelik taúÕyan hadisleri ön-plana çÕkarÕlmalÕdÕr.
ønsan, sosyal bir varlÕktÕr. Evren içinde yalnÕz yaúamayaca÷Õ için, kendisiy-
le birlikte mutlaka “öteki” vardÕr. Ötekiyle birlikte yaúamasÕ gerekirken de mutlaka
uymasÕ ve uygulamasÕ gereken kaideler bulunmaktadÕr. Mesela, “Hiçbir kimse,

3
Ünal, s. 95
4
Buhari, Enbiya 54; Müslim, Edeb 78; Ebu Davud, Edeb 6; øbn Mace, Zühd 17; Muvatta, Sefer
46; Ahmed b. Hanbel, 4/131, 132; 5/ 273;
øbnu Hibban, Muhammed, Sahihu øbn-i Hibban bi-Tertibi øbni Belban, (thk ve tahric: ùuayb
Arnavut, ) I-XVI (+XVII, XVIII= Fihrist), Müessetu’r Risale, Beyrut, 1993; I/470, 471
5
Buhari, øman 7; Müslim, øman 71, 72; Tirmizi, KÕyame 59; Nesai, øman 19, 33; øbn Mace, Mu-
kaddime 9; Cenaiz 1; Darimi, østi’zan 5, Rikak 29; Ahmed b. Hanbel, I/ 89, III/ 176, 206, 251,
272, 278, 289
6
Büyük Türkçe Sözlük, TDK, (http://tdkterim.gov.tr/bts/)
7
Redhouse Sözlük, Redhouse YayÕnevi, øst. 1990; s. 1078
8
Redhouse, s. 413
144
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

kendisine yapÕlmasÕnÕ istemedi÷i úeyi baúkasÕna yapmamalÕdÕr.” Bütün din ve gele-


neklerde olan bu kaideye “AltÕn kural” denilmektedir.9
Bu sözün, insanlÕk tarihinin bilinen safhalarÕndaki tarih sÕrasÕ úöyledir:
1- Konfüçyüs (YaklaúÕk 551–489, M.Ö.) “kendine yapÕlmasÕnÕ istemedi÷in
úeyi sen de baúkalarÕna yapma” (Konuúmalar, 15, 23)
2- Rabbi Hilel, (60–10, M.S.) “baúkalarÕnÕn sana yapmasÕnÕ istemedi÷in
úeyi sen de baúkalarÕna yapma!” (Sabbat, 31a)
3- NasÕralÕ øsa: “Di÷er insanlarÕn size yapmalarÕnÕ istedi÷iniz úeyi siz de
aynÕyla onlara yapÕn.” (Matta, 7, 12; Luka, 6, 31)
4- øslam: “Sizden biriniz kendisi için istedi÷ini kardeúi için de istemedikçe
gerçek mümin olamaz.” (Nevevi, KÕrk Hadis, No: 13)10
5- Caynizm: “ønsan dünyevi iúlere meyilli olmamalÕ ve kendisine nasÕl dav-
ranÕlmasÕnÕ istiyorsa, bütün yaratÕklara öyle davranmalÕdÕr.” (Sutrakritanga, 1–11–
33)
6- Budizm: “Benim için rahat ve sevindirici olmayan bir durum onun için
de olmamalÕ ve benim için rahat ve sevindirici olmayan bir duruma bir baúkasÕnÕ
nasÕl zorlarÕm?” (Samyutta Nikaya, V, 353, 354, 2)
7- Hinduizm: “Bir kiúi, kendisi için rahatsÕzlÕk verici bir úeyi bir baúkasÕ
için yapmamalÕdÕr; iúte ahlak budur.” (Mahabbarata XIII, 114. 8)11
“ønsanlarÕn baútan beri duydu÷u nebilik sözlerinden biri” oldu÷u için “Al-
tÕn kural” olarak ele alÕnan bu söz, yukarda görüldü÷ü gibi bütün semavi/kitabi
olan-olmayan bütün dinlerde, benzer úekilde dile getirilmektedir.

2- HADøSøN, KLASøK HADøS LøTERATÜRÜNDEKø


KAYNAKLARI
Bu sözü, çeúitli yönlerden ve Hadis Edebiyat’Õnda ele alÕnÕú úekli bakÕmÕn-
dan úöyle bir inceleyelim:
Hadis imamlarÕnÕn, úeyhleri kanalÕyla, sahabi Enes’den (r.a.) rivayet ettik-
leri hadisin metni “Sizden biri kendisi için istedi÷i úeyi kardeúi için de istemedik-
çe, (mükemmel) mümin olamaz.” úeklindedir. Bu hadis, birçok hadisin aksine,
bütün rivayetlerde -lafÕz olarak- benzer cümleyle aktarÕlan bir metindir. Bu yüzden
hadisin lafzÕnda problem yoktur. Ancak biz yine de lafÕz farklarÕnÕ belirterek mev-
cut rivayetleri inceleyece÷iz. Mümkün mertebe “kronolojik” sÕrayÕ izleyece÷iz.

9
Hans Küng Karl- Josef Kuschel, Evrensel Bir As.hlaka Do÷ru, Tercüme: C. Tosun, Gün yayÕnlarÕ,
Ankara, 1995; s. 19, 47, 63.
10
Bu kaynaklar, iktibas yapÕlan metnin kaynaklarÕdÕr. Konumuz olan bu hadisin kaynaklarÕ makale
içinde, bütün ayrÕntÕlarÕyla verilmektedir.
11
Hans Küng Karl- Josef Kuschel, s. 63.
145
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

Ahmed bin Hanbel’in (ö: 241/855) Müsned’inde yer alan rivayetlerden bi-
rinde (ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ ϪϴΧϷ ΐΤϳ ϲΘΣ ϢϛΪΣ΃ ϦϣΆϳ ϻ) metni vardÕr.12
Darimî’nin (ö: 255/868), Buhari’nin (ö: 256/870), Müslim’in (ö: 261/874)
bir rivayeti ve Tirmizi’nin (ö: 279/892), Nesaî’nin (ö: 303/915) ve øbnu Hibban’Õn
(ö: 354/965) rivayetleri bu metinle örtüúmektedir.13
Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde yer alan rivayetlerden birinde
(ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ έΎΠϟ΍ ϭ΃ ϪϴΧϷ ΐΤϳ ϲΘΣ ϢϛΪΣ΃ ϦϣΆϳ ϻ) metni vardÕr.14 Sahih’inde ha-
dislerin farklÕ lafÕzlarÕnÕ önemseyen Müslim’in, úeyhleri kanalÕyla yine sahabi
Enes’ten rivayetinde ravinin tereddüdü mevcuttur. ( ϩέΎΠϟ ϝΎϗ ϭ΃ ϪϴΧϷ) “Kardeúi için
veya komúusu için” buyurdu úeklinde geçmektedir. økinci varyantÕnda hadis ye-
minle baúlamakta ve “Komúusu için veya kardeúi için” (ϪϴΧϷ ϝΎϗ ϭ΃ ϩέΎΠϟ) úeklinde
rivayet edilmektedir.15 Buradaki sÕralama, Müslim’in de “kardeúi” lafzÕnÕ güçlü
gördü÷ünü göstermektedir.
øbnu Mace (ö: 273/ 887) rivayeti de bu metinle örtüúmektedir.16
øslam kültüründe “Kardeú ve komúu” sözleri birbirine çok yakÕndÕr. Allah
Elçisi’nin “Cebrail bana komúu konusunda o kadar çok tavsiyede bulundu ki Al-
lah’Õn komúuyu komúuya mirasçÕ kÕlaca÷ÕnÕ sandÕm.”17 sözü “din kardeúi” kelime-
sinin anlamlarÕ içinde bulunan en yakÕn dairesini ortaya koyar. Çünkü evimizin
kapÕsÕna çÕktÕ÷ÕmÕzda, ilk gördü÷ümüz kapÕ komúumuzun kapÕsÕdÕr. Bu yüzden
ravinin hadisten anladÕ÷ÕnÕ anlatÕrken kelimede gösterdi÷i tereddüd, anlam yakÕnlÕ-
÷Õndan kaynaklanan anlama/anlatma problemidir. Ancak hadisin anlaúÕlmasÕna
yardÕmcÕ olmaktadÕr.
Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde yer alan rivayetlerden bir kaçÕnda
(ήϴΨϟ΍ Ϧϣ ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ έΎΠϟ΍ ϭ΃ ϪϴΧϷ ΐΤϳ ϲΘΣ ΪΒϋ ϦϣΆϳ ϻ) metni vardÕr.18
Nesaî ve øbnu Hibban’Õn rivayetleri de bu metinle örtüúmektedir. Bu riva-
yetlerde “istenmesi gereken úeyin hayÕr cinsinden oldu÷u”19 belirtilmektedir.
Yukarda, “AltÕn kural” olarak ele alÕnan bu metnin dünya dinlerindeki
kaynaklarÕ verilirken genelleme yapÕlmÕútÕ. Metinleri inceledi÷imizde Konfüçyüs,
Rabbi Hilel, NasÕralÕ øsa, øslam ve Caynizm (1–2–3–4–5 numaralÕ) metinlerinde

12
Ahmed bin Hanbel, Müsned, (I-VI), Müessesetü Kurtuba, MÜsÜr, ts; III/278
13
Darimî, Rikak 29; Buhari, øman 7; Müslim, øman 71; Tirmizi, KÕyame 59; Nesaî, øman, 19; øbnu
Hibban, Sahih I/470
14
Ahmed bin Hanbel, III/176, 272
15
Müslim, Kitabu’l øman, 71, 72
16
øbn Mace, Mukaddime 9
17
Buharî, Edeb 28; Müslim, Birr 140–141; Tirmizî, Birr 28; øbni Mace, Edeb 4; Ebu Davud, Edeb,
123; Ahmed b. Hanbel, 2/85, 160, 259, 305, 440, 458, 514, 5/ 32, 365, 6/ 52, 91, 125, 187, 238
18
Ahmed bin Hanbel, III/ 289, 206, 251
19
Nesaî, øman 19; øbnu Hibban, Sahih, I/471
146
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

cümle “olumsuz/yasak koyma” úeklinde kurulmuútur. Bu cümle, iki tarafÕ da kes-


kin bir bÕçak gibi olup iyi ve kötü yönde düúünülebilmektedir. “øyilik-kötülük”
kaydÕ olmadÕ÷Õndan; tarafsÕz bir durum sezilebilir. Bu yüzden, kötü ruhlu birinin
canÕnÕn kötülük istemesi ve onu yapmasÕ mümkündür. Mesela, içki içen, uyuúturu-
cu kullanan, kumar oynayan biri bunu baúkasÕnÕn da yapmasÕnÕ isteyebilir.
Budizm, Hinduizm (6–7 numaralÕ) ve øslam metinlerinin farklÕ varyantla-
rÕnda de ise “iyilik” (ήϴΨϟ΍) kaydÕ vardÕr. Yani kötülü÷ü düúünme ve yapma úansÕ
yoktur. øslam ö÷retisinin kaynaklarÕnÕn ayrÕntÕsÕna indi÷imizde “iyilik” kaydÕnÕn
kondu÷unu gördük. Böylece bu hadisin, bütün dinlerin söyledi÷i ortak metinle aynÕ
oldu÷u ortaya çÕkmÕú oldu.
Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde yer alan rivayetlerden birinde ( ϦϣΆϳ ϻ
ήϴΨϟ΍ Ϧϣ ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ ϢϠδϤϟ΍ ϪϴΧϷ ΐΤϳ ϲΘΣ ΪΒϋ) metni vardÕr.20 Burada (ϢϠδϤϟ΍ ϪϴΧϷ) tam-
lamasÕyla kardeúin “Müslüman kardeú” oldu÷u ayrÕca vurgulanmÕú olmaktadÕr.
Esasen hadis metninde geçen “kardeú” kelimesinden anlaúÕlmasÕ gereken “din kar-
deúli÷i” olmak zorundadÕr. Kur’ân ve hadis metinleri buna úahittir.21 Bu hadisi,
evrensellik ba÷lamÕnda, øslam ümmeti dÕúÕna çekme imkân ve ihtimali yoktur. Ni-
tekim bazÕ kaynaklarda -mesela Müsned’de- yer alan rivayetlerden birinde,
“MüslümanÕn Müslüman kardeúi üstünde bulunan 6 hakkÕndan biri olarak “Kendi
için istedi÷ini kardeúi için de isteme” hakkÕ bulunmaktadÕr.22 buyurulmaktadÕr.
AynÕ rivayet, Darimî ve øbnu Mace’de de yer almaktadÕr.23
AyrÕca Tirmizî rivayetlerinden birinde geçen, “Bilinmesi Gereken 5 øslam
Prensibi” içerisinde (˱ΎϤϠδϣ ϦϜΗ ϚδϔϨϟ ΐΤΗ Ύϣ αΎϨϟ΍ ΐΣ΃ ϭ ) maddesi vardÕr.24 øbnu
Hibban rivayeti de (ήϴΨϟ΍ Ϧϣ ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ αΎϨϠϟ ΐΤϳ ϲΘΣ ϥΎϤϳϹ΍ ΔϘϴϘΣ ΪΒϋ ώϠΒϳ ϻ)25 “insanlar
için” úeklinde, umumî bir ifade olup mevcut metinler içinde “en geniú daire’yi
teúkil etmektedir.
Görüldü÷ü gibi bu rivayetlerde “kardeú” kelimesi yerine “insanlar” kelime-
si kullanÕlmaktadÕr. Böylece “Kendi için istedi÷ini kardeúi için de istemek” Müs-
lüman ve kâmil Müslüman olmanÕn úartÕ olarak dile getirilmektedir.

20
Ahmed bin Hanbel, III/ 251
21
Hucurat 49/ 10; Buhari, Mezalim 3; Müslim, Birr, 58
22
Ahmed bin Hanbel, I /89;
23
Darimî, østi’zan, 5; øbn Mace, Cenaiz 1
24
Tirmizi, Zühd 2
25
øbnu Hibban, Sahih, I/471
147
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

3- HADøS øMAMLARININ, HADøSE “FIKHU’L HADøS”


AÇISINDAN BAKIùLARI
Hadisleri muhaddislerin nasÕl algÕladÕ÷ÕnÕ anlamak için bu tip “hadisleri
hangi konu ve baúlÕk altÕnda” ele aldÕklarÕna bakmak gerekir. Konu baúlÕklarÕnÕ çok
iyi koydu÷u düúünülen ve “FÕkhÕ, kitabÕnÕn bablarÕ arasÕnda saklÕdÕr”( ϲϓ ϱέΎΨΒϟ΍ ϪϘϓ
ϪϤΟ΍ήΗ)26 denilen Buharî, bu hadisi “Kitabu’l øman’da ele almÕú ve bulundu÷u bâbÕn
baúlÕ÷ÕnÕ “Kiúinin kendi nefsi için arzu etti÷ini kardeúi için de arzu etmesi, iman-
dandÕr.” (ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ ϪϴΧϷ ΐΤϳ ϥ΃ ϥΎϤϳϹ΍ Ϧϣ ΏΎΑ)27 úeklinde atmÕútÕr.
“ømam Müslim de “Kitabu’l øman’da ele almÕú; kitabÕnÕ bâblara ayÕrmÕú
ancak bâb baúlÕklarÕnÕ yazmamÕútÕr. Bunu en son Nevevî (ö:1277) yaptÕ÷Õndan;
ilgili baúlÕk orada, kronolojik tarih sÕrasÕnda gelecektir.
Nesaî, Kitabu’l øman’da, (ϥΎϤϳϹ΍ Δϣϼϋ ΏΎΑ) bâb baúlÕ÷Õ altÕnda ele almÕútÕr.28
øbn Mâce, Mukaddime’de ele almakla birlikte (ϥΎϤϳϹ΍ ϲϓ ΏΎΑ) bâb baúlÕ÷Õ29
altÕnda de÷erlendirmekle aynÕ úekilde anladÕ÷ÕnÕ göstermiútir.
Yukarda belirtti÷imiz gibi, Müslim Sahih’ini bablara ayÕrmÕú ancak
“Teracim” denilen alt-baúlÕklarÕ koymamÕútÕr. Sahih’e úerh yazan ømam Nevevî (ö:
676/1277) bab baúlÕklarÕnÕ koymuútur.30 Nevevî, bu hadisin “bab” baúlÕ÷ÕnÕ ise
“Kendisi için arzuladÕ÷Õ iyi/ güzel úeyleri din kardeúi için de istemenin imanÕn özel-
liklerinden oldu÷una delil”
31
(ήϴΨϟ΍΍ Ϧϣ ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ ϦϣΆϤϟ΍ ϪϴΧϷ ΐΤϳ ϥ΃ ϥΎϤϳϹ΍ ϝΎμΧ Ϧϣ ϥ΃ ϲϠϋ ϞϴϟΪϟ΍ ΏΎΑ) úek-
linde atmÕútÕr. Yani istenecek úeyin hayÕr cinsinden olmasÕ gerekti÷ini vurgulamÕú-
tÕr. Buradaki baúlÕk, Ahmed in Hanbel’in Müsned’i, Nesaî ve øbnu Hibban’da ge-
çen rivayetlerden iktibas edilmiú gözükmektedir.32 Bu durum, “hadisin, hadisle
açÕklanmasÕ” olmaktadÕr ki en do÷ru davranÕúlardan biridir.
øbnu Hibban (ö: 354/965) hadisleri öteki muhaddislerden farklÕ bir úekilde
ele almÕútÕr. “1- Emirler, 2- Yasaklar, 3- Haberler, 4- Mübah yani serbest olan úey-
ler ve 5- Nebi’nin DavranÕúlarÕ“ úeklinde beú ana kategori ve 400 nev’iye ayÕrmÕú-
tÕr.33 øbn Hibban bu hadisi, “1-Emirler” Bölümünün 2. nev’i olan “Söyleniúindeki

26
Sezgin, M. Fuat, Buhari’nin KaynaklarÕ, østanbul, 1956; s. 53
27
Buhari, Sahih, øman, 7; (I-IX), Daru’l kalem, Beyrut, 1986
28
Nesaî, øman, 19
29
øbn Mâce, Mukaddime 9
30
Nevevi, Ebu Zekeriya, Sahihu Müslim bi-úerhi Nevevi, YayÕna HazÕrlayan: Mahmud Tevfik,
Kahire, 1349; I/ 21 (Mukaddime) s. 21; Çakan, ø. Lutfi, Hadis EdebiyatÕ, østanbul, 1985; s. 56;
U÷ur, Mücteba, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlü÷ü, TDV Yay, Ankara, 1992; s. 350
31
Nevevi, I/21
32
Ahmed bin Hanbel, Müsned, III/ 176, 206, 251, 272, 289; Nesai, øman 19; øbn Hibban, Sahih
I/471
33
Bkz. IúÕk, Mustafa, øbnu Huzeyme, Sahih'i ve øbnu Hibban'Õn Sahih'iyle Mukayesesi (BasÕlmamÕú
Doktora Tezi) ERÜ. S, B. E. Kayseri, 1997; s. 218
148
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

AmacÕn Korkutma Oldu÷u; Bu Tip ùeyleri YapmanÕn Emir Buyruldu÷u Sözleri”


(˯ΎϴηϷ΍ ϚϠΗ ϝΎϤόΘγΎΑ ήϣ΍ϭϷ΍ ΎϫΩ΍ήϣ ϲΘϟ΍ ΪϋϮϟ΍ υΎϔϟ΍) 34 alt-baúlÕ÷Õyla ele alÕr.
øbnu Hibban rivayetinin lafzÕ, öteki rivayetlerdeki cümlelerden farklÕ ola-
rak, “mânâ ile rivayet” kavramÕna daha yakÕn bir ifadedir:
(ήϴΨϟ΍ Ϧϣ ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ αΎϨϠϟ ΐΤϳ ϲΘΣ ϥΎϤϳϹ΍ ΔϘϴϘΣ ΪΒϋ ώϠΒϳ ϻ)35
Kulun, gerçek imana ulaúmasÕ için hayÕr cinsinden úeyleri di÷er insanlar
için de dilemelidir. Hadise koydu÷u özel baúlÕkta ise, “Kendisi için istedi÷ini kar-
deúi için istememenin imanÕ de÷il mükemmelli÷ini yok edece÷i; ayrÕca da kötülük
de÷il, iyilik istemek gerekti÷i” úeklinde açÕklamÕútÕr.
ϻ ϥΎϤϳϹ΍ ΔϘϴϘΣ ϲϔϧ Ϯϫ ΎϤϧ· ˭ϪδϔϨϟ ΐ
˷ Τϳ Ύϣ ϪϴΧϷ ΐ ˷ Τϳ ϻ Ϧ˷Ϥϋ ϥΎϤϳϹ΍ ϲϔϧ ϥ΄Α ϥΎϴΒϟ΍ήϛΫ)
(ή˷ θϟ΍ ϥϭΩ ήϴΨϟ΍ ϪΑ Ω΍έ΍ ˬϪϴΧϷ ΐ
˷ Τϳ Ύϣ ϥ΄Α ϥΎϴΒϟ΍ ϊϣ ˬϪδϔϧ ϥΎϤϳϹ΍
Görüldü÷ü gibi, hadis imamlarÕ bu hadisi “imanla do÷rudan ilgili” olarak
ele almÕúlardÕr.

4- PRATøK HAYATTA BU HADøSø ANLAMA VE ANLATMA


ÇABALARI
Allah Elçisi’nin (s.a.s.) (˵Ϧϣ˶ Ά˸ ϳ˵ ϻ) “Mü’min de÷ildir”36 diye baúlayan hadisle-
rini anlama/ anlatma ve baúka dile tam olarak aktarma konusunda sorun yaúanmak-
tadÕr. Metinde olmayan “Kamil/ hakiki/ mükemmel” gibi kelimeler eklenmek zo-
runda kalÕnmaktadÕr. “Tam bir imanla inanmÕú olmaz” denilmektedir. Çünkü hadis
úerhi yapÕlan eserlerde hadis bu úekilde açÕklanmaktadÕr.37
ølk Türkçe tercümelerden sayÕlan ‘Sahih-i Buhari MuhtasarÕ’nda, parantez
açmadan “Hiç biriniz, kendiniz için arzu etti÷inizi kardeúiniz içinde arzu etmedikçe
iman etmiú olmaz.” cümlesiyle tercüme edilmiú ancak “Maksûd olan úüphesiz
kemâl-i imandÕr” notu düúülmüútür.38
øbnu Hibban’Õn yukarda geçen ( ϪδϔϨϟ ΐΤϳ Ύϣ αΎϨϠϟ ΐΤϳ ϲΘΣ ϥΎϤϳϹ΍ ΔϘϴϘΣ ΪΒϋ ώϠΒϳ ϻ
ήϴΨϟ΍ Ϧϣ) rivayeti, mevcut hadis metinleri içinde, konuya en iyi bir úekilde açÕklÕk
getiren bir metindir. Müellifin hadise koydu÷u özel baúlÕk ise konuyu iyice açÕklÕ÷a
kavuúturmaktadÕr. Yani “imanÕn hakikatine ulaúmak “ ve “hayÕr dilemek” hadiste
açÕkça dile getirilmektedir.
Atasözleri, adÕ üzerinde, atalardan bize söylene söylene gelen hikmetli ve
edebi sözlerdir. Bu hadisin Türk atasözlerine yansÕmasÕna baktÕ÷ÕmÕzda benzer bir

34
øbnu Hibban, 1/103, 105
35
øbnu Hibban, I/471
36
Suyuti, Celaleddin, el-Camiu’s Sagir, Daru’l Kutubi’l ølmiyye, Beyrut, (I-II), 2004
37
Bkz. Nevevî, 1/ 15, 16
38
Naim, Ahmed, Sahih-i Buharî MuhtasarÕ ve Tecrid-i Sarîh Tercemesi, (I-XII), Ankara, 1976, 1/31
149
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

ifade buluruz. “ø÷neyi kendine, çuvaldÕzÕ baúkasÕna batÕr”39 atasözünde, ufak çap-
taki acÕyÕ kendine ver; sonuca razÕ olursan, büyük çaptaki rahatsÕzlÕ÷Õ baúkasÕna
düúünebilirsin” demektir.40
“Siz olsaydÕnÕz ne yapardÕnÕz?” sorusu da kendimizi baúkasÕnÕn yerine
koymaktÕr. Kendini baúkasÕnÕn yerine koymak, ötekini anlamaya çalÕúmaktÕr. Buna
úimdilerde “empati”41 denmektedir. Empati yapÕlmasÕ söylenmesi kadar kolay bir iú
de÷ildir. Bu hadiste bizden, bir bakÕma, empati/ duygudaúlÕk yapmamÕz istenmiútir.
Nitekim Allah Rasulu, bir istek karúÕlÕ÷Õ Müslüman olaca÷ÕnÕ beyan eden
gence empati yaptÕrarak, do÷ruya ulaúmasÕnÕ sa÷lamÕútÕr. "Bir delikanlÕ Rasul
(s.a.s.) e gelerek: "Ey Allah'Õn elçisi! Bana zina konusunda izin ver" deyince, Rasu-
lün çevresindekiler gencin üzerine atÕlmak isterler. Allah Rasulü (s.a.s.) onlarÕ en-
geller. Adamlar delikanlÕya, "Yeter! Kafi!" derler. Rasul (s.a.s.): "Onu bana
yaklaútÕrÕn." buyurunca genç yaklaúÕr ve önüne oturur.
Rasul (s.a.s.) sorar: Ananla zina edilmesini ister misin?
Genç cevap verir: CanÕm sana kurban olsun, hayÕr, Vallahi istemem.
- ønsanlar da analarÕyla zina edilmesini istemezler. KÕzÕnla zina edilmesini
ister misin?
- HayÕr! Vallahi istemem ey AllahÕn elçisi, canÕm sana feda olsun.
- BaúkalarÕ da kÕzlarÕyla zina edilmesini istemezler. Teyzenle zina edilme-
sini ister misin?
- HayÕr, vallahi, canÕm sana kurban olsun.
-BacÕnla zina edilmesini ister misin?
- HayÕr! Vallahi istemem ey AllahÕn elçisi, canÕm sana feda olsun.
- ønsanlar da bacÕlarÕyla zina edilmesini istemezler.
- Halanla zina edilmesini ister misin?
- HayÕr! Vallahi istemem ey AllahÕn elçisi, canÕm sana feda olsun.

39
Türk Atasözleri ve Deyimleri, 1000 Temel Eser, (I-II),østanbul, 1971;II/229
40
Bu sözün Türkçe’de, sosyal hayatÕn prati÷ine yansÕmasÕna baktÕ÷ÕmÕzda benzer úeyler görebiliriz.
Umumi yerlerde -mesela tuvaletlerde- yazan “NasÕl bulmak istiyorsanÕz öyle bÕrakÕnÕz” sözünde
genel ba÷lam, temizliktir. Pisli÷e alÕúmÕú biri, temiz bÕrakmamayÕ normal bulabilir.
Birilerinin “Benim için ne düúünüyorsan Allah sana iki katÕnÕ versin” dile÷i, iki ucu keskin bir bÕ-
çak gibi, iyilik ve kötülük kavramlarÕnÕ içermektedir. Düúünülen úeyin olumsuz olmasÕ devreye
girmekte; kiúi, ötekine “Ne diliyorsan” diyerek, aslÕnda “iyilik dilemesi gerekti÷ini” hissettirmek-
tedir.
41
Üstün Dökmen, Rogers'ten naklen empatinin tanÕmÕnÕ úöyle verir:"Bir insanÕn, kendisini karúÕsÕn-
daki insanÕn yerine koyarak olaylara onun bakÕú açÕsÕyla bakmasÕ, o kiúinin duygularÕnÕ ve düúün-
celerini do÷ru olarak anlamasÕ, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine empati adÕ verilir.
(Dökmen, Üstün, øletiúim ÇatÕúmalarÕ ve Empati, Sistem YayÕncÕlÕk, østanbul, 1995; s.136)
150
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

- ønsanlar da halalarÕyla zina edilmesini istemezler. Teyzenle zina edilme-


sini ister misin?
- HayÕr, Vallahi, canÕm sana kurban olsun.
- BaúkalarÕ da teyzeleriyle zina edilmesini istemezler.

Ravi yani hadiseyi anlatan der ki: Rasul (s.a.s.) elini gencin üstüne koydu.
"AllahÕm, bu gencin günahÕnÕ ba÷Õúla, kalbini temizle, namusunu koru" diye dua
etti. DelikanlÕ da bundan sonra hiçbir úekilde zinaya yönelmedi."42
Hiçbir kimse, kendisine yapÕlmasÕnÕ istemedi÷i úeyi baúkasÕna yapmamalÕ-
dÕr. ”Bu kural hayatÕn bütün alanlarÕ için, aileler ve toplumlar için, Õrklar, milletler
ve dinler için de÷iútirilemeyecek mutlak ölçü olmalÕdÕr.”43 Nitekim Nurullah Ataç
(ö: 1957) der ki:44 “Bence ahlakÕn ilk ilkesi, bir kökü vardÕr: “Sana yapÕlmasÕnÕ
istemedi÷ini sen de baúkasÕna yapma” Bu buyru÷un do÷ru oldu÷unu içinize sindi-
riniz, siz de düúünerek, daha iyisi düúünmeksizin ona uyuyor musunuz, artÕk,
korkmayÕn, ahlaklÕ bir insansÕnÕz, kimsenin size ahlaksÕz demeye hakkÕ yoktur.
Adam öldürmezsiniz, kimsenin malÕnÕ çalmazsÕnÕz, kimseye yalan söyleyemezsi-
niz, kimseyi rahatsÕz etmezsiniz.
Sana yapÕlmasÕnÕ istemedi÷ini sen de baúkasÕna yapma… Kolay gibi gözü-
kür, ama kolay de÷ildir bu. Birçok kimselerin “ahlak… ahlak…” diye yasalar, ku-
rallar uydurmalarÕ da zaten bunun kolay olmamasÕ yüzündendir. Size yapÕlmasÕnÕ
istemedi÷iniz iúi siz de baúkasÕna yapmayacaksÕnÕz, yani kendinizi onun yerine
koyacaksÕnÕz, bencilli÷inizden silkineceksiniz, sizin bir etiniz, kemi÷inizin oldu÷u
gibi onun da bir eti, kemi÷i oldu÷unu, onun da acÕlar duyabilece÷ini düúüneceksi-
niz. O kadar da de÷il; size yapÕlmasÕnÕ istemedi÷iniz birtakÕm úeyler var, siz de
onlarÕ kimseye yapmÕyorsunuz, yetmez ki bu. Belki o adam kendisine baúka úeyle-
rin de yapÕlmasÕnÕ istemiyor, sizin aldÕrmayaca÷ÕnÕz bazÕ úeylerden de sinirleniyor,
kendisini onun yerine koyacaksÕnÕz, o sinirlenmeyi anlayacaksÕnÕz, acÕsÕnÕ hayal
edeceksiniz, artÕk o adama o iúleri de yapmayacaksÕnÕz.
Siz yapmayacaksÕnÕz, ama sizin yapmamanÕz da yetmez. O adama baúka-
larÕn eziyet etmesine katlanÕyorsanÕz, “Bana dokunmuyorlar ya, bana ne?” derse-
niz, kendinizi gerçekten onun yerine koymuyorsunuz demektir, size yapÕlmasÕnÕ
istedi÷inizi siz baúkasÕna yapmÕyorsunuz demektir. Çünkü siz bir haksÕzlÕ÷a u÷rar-
sanÕz, baúÕnÕza bir sÕkÕntÕ, bir felaket gelirse, size istemedi÷iniz bir úey yapÕlmasÕna
çevrenizdekilerin kayÕtsÕz kalmasÕ gücünüze gider, toplum içinde, bütün dünyada
yalnÕz kalmÕú olursunuz. Öyle ise size yapÕlmasÕnÕ istemedi÷inizi siz baúkasÕna
yapmamakla yetinmeyeceksiniz, baúkasÕnÕn u÷radÕ÷Õ, çekti÷i sÕkÕntÕyÕ, sizin yüzü-

42
Ahmed b. Hanbel, V / 256/257
43
Hans Küng Karl- Josef Kuschel, s. 19
44
“Bir makale için uzun sayÕlacak bir iktibas” olmaktadÕr ancak yazarÕn dili sade ve anlatÕmÕ çok
baúarÕlÕ oldu÷undan; araya girmek ya da konuyu kesmek istemedik.
151
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

nüzden olmasa dahi, gidermeye, hafifletmeye çalÕúacaksÕnÕz, hiç olmazsa onun


acÕlarÕnÕ siz de duyup ona yapayalnÕz olmadÕ÷ÕnÕ bildireceksiniz. Ahlak sadece
kötülük etmekten çekinmek de÷ildir, baúkalarÕnÕn edecekleri kötülükleri de önle-
meye çalÕúmayÕ buyurur.
ønsanlar vardÕr, dünyanÕn neresinde, her kimin baúÕna gelmiú olursa olsun,
her kötülü÷e, kendilerine edilmiú gibi üzülürler, yalnÕz kötülü÷e u÷rayana mÕ acÕr-
lar? HayÕr, kötülü÷ü edene de acÕrlar. Size yapÕlmasÕnÕ istemedi÷inizi siz de baúka-
sÕna yapmayÕn. Siz kötü olmak ister misiniz? Öyle ise baúkasÕnÕn da kötü olmasÕna
katlanamazsÕnÕz, onun etti÷i kötülü÷ü siz etmiúsiniz gibi, sizin yüzünüzden edilmiú
gibi, içinize yediremezsiniz.”45
Bunu için temel úart sevgidir. Sevgi olmadan bu özveride bulunmak zor
gözükmektedir. Nitekim hadisleri psikolojik açÕdan ele alan ça÷daú yazar M. Os-
man Necati (ö: 2000), bu hadisi “Sevgi-ønsan Sevgisi” alt-baúlÕ÷Õ altÕnda ele alÕr:
“Rasul (s.a.s.) de MüslümanlarÕn insanlara sevgisinin açgözlülük ve bencillik etki-
lerinden uzak, dürüst ve samimi olmalÕdÕr buyurmuútur. Bu ise, müminin, kendisi
için arzu etti÷ini kardeúi için de istedi÷inde gerçekleúir.”46 der.
Konuyla ilgili, øbnu Salâh’Õn (ö: 377/1181) yaptÕ÷Õ yorum, psikolojik açÕ-
dan önem arz etmektedir. “Kendin için istedi÷ini kardeúin için de istemek” olgusu-
nu açÕklarken “Bu durum, “imkânsÕz” gibi gözükse de öyle de÷ildir. østenen, ken-
dindeki nimet de÷il; kendinde olanÕn benzeridir. Bunu kardeúi için dilemekle mak-
sat gerçekleúir. Kendinde olan nimetten bir úey eksilmeyece÷i için, bunu gerçekleú-
tirmek kolaydÕr. Hele hele iyi kalpli biri için. Ama kalbi bozuk kimseye zor ge-
lir.”47
Görüldü÷ü gibi, bu zorlu÷u aúmak sevgi ve empati ile gerçekleúmektedir.
Bunu “inanarak yapmak” ise konuya manevi bir derinlik kazandÕrmaktadÕr. Hadis
imamlarÕnÕn bu hadisi “øman” baúlÕ÷Õ altÕnda ele almalarÕ sadece hadiste geçen
“(kâmil) mümin olmaz” sözü de÷ildir. Empatiyle akla yatÕrÕlan bu hususun imanla
perçinlenmesi gerekir. Böylece “kâmil insandan mükemmel topluma do÷ru” yü-
rünmüú olur.

45
Ataç, Nurullah, Karalama Defteri-Sözden Öze, østanbul, 1991; s. 182–183
46
Necati, M. Osman, Hadis ve Psikoloji, Çeviren: M. IúÕk; Fecr Yay. Ankara, 2000; s. 70
47
Nevevi, I/ 17
152
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

SONUÇ
Bilim ve teknolojideki geliúmeler dünyayÕ küçültmekte; çok farklÕ Õrk, ülke
ve kültürlerden gelen insanlar bir yerde bir araya gelmektedir. Bu durumda “insan-
larÕ bazÕ de÷erler çerçevesinde bir arada, barÕú ve huzur içinde yaúatmak” gere÷i
ortaya çÕkmaktadÕr. “Evrensel Bir Ahlaka Do÷ru” diyerek yola çÕkan ça÷daú yazar
“Bir Dünya AhlakÕ Olmadan Yeni Bir Dünya Düzeni Olamaz!” demekte ve bu
ahlakÕn temeline “AltÕn Kural” dedi÷i bu sözü oturtmaktadÕr.48
“Ben ve Öteki” ya da “Biz ve BaúkalarÕ” diyebilmek, baúkasÕyla yaúamayÕ
kabullenmek; kendini baúkasÕnÕn yerine koyabilmektir. Sözlü/ yazÕlÕ kurallarÕ olan
bütün dinler ve bu anlayÕúlardan do÷an felsefelerde ortak olan “Kendine yapÕlmasÕ-
nÕ istemedi÷in úeyi baúkasÕna yapma” altÕn kuralÕ, Yüce Allah’Õn gönderdi÷i evren-
sel dinin “ahlâkî güzelliklerini tamamlamak için gönderdi÷i”49 evrensel elçisinin
evrensel sözünde son úeklini almaktadÕr: “Sizden biri, kendisine yapÕlmasÕnÕ istedi-
÷i iyi/güzel bir úeyi kardeúi için de istemedikçe (mükemmel) Müslüman olamaz.”

48
Hans Küng Karl- Josef Kuschel, s. 14, 47, 63
49
Malik, Muvatta, Husnu’l Huluk, 8
153
ølahiyat Fakültesi Dergisi SayÕ: 12 YÕl: 2011/1 (143-154 s.)

KAYNAKLAR

Abdulbâkî, Fuat, el-Mu’cemu’l Müfehrest Li ElfazÕ’l Kur’an, Daru øhyai’t Turasi’l


Arabi, Beyrut, ts.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, (I-VI), Müessesetü Kurtuba, MÕsÕr, ts
Ataç, Nurullah, Karalama Defteri-Sözden Öze, østanbul, 1991
Buhari, Sahih, (I-IX), Daru’lkalem, Beyrut, 1986
Büyük Türkçe Sözlük, TDK, (http://tdkterim.gov.tr/bts/)
Çakan, ø. Lutfi, Hadis EdebiyatÕ, østanbul, 1985
Dökmen, Üstün, øletiúim ÇatÕúmalarÕ ve Empati, Sistem YayÕncÕlÕk, østanbul, 1995
Hans Küng Karl- Josef Kuschel, Evrensel Bir Ahlaka Do÷ru, Tercüme: C. Tosun,
Gün YayÕnlarÕ, Ankara, 1995
IúÕk, Mustafa, øbnu Huzeyme, Sahih'i ve øbnu Hibban'Õn Sahih'iyle Mukayesesi
(BasÕlmamÕú Doktora Tezi) ERÜ. S. B. E. Kayseri, 1997
øbnu Hibban, Muhammed, Sahihu øbn-i Hibban bi-Tertibi øbni Belban, (thk ve
tahric: ùuayb Arnavut, ) I-XVI (+XVII, XVIII= Fihrist), Müessetu’r Risa-
le, Beyrut, 1993
Naim, Ahmed, Sahih-i Buharî MuhtasarÕ ve Tecrid-i Sarîh Tercemesi, (I-XII), An-
kara, 1976
Necati, M. Osman, Hadis ve Psikoloji, Çeviren: M. IúÕk; Fecr Yay. Ankara, 2000
Nevevi, Ebu Zekeriya, Sahihu Müslim bi-úerhi Nevevi, YayÕna HazÕrlayan:
Mahmud Tevfik, Kahire, 1349
Redhouse Sözlük, Redhouse YayÕnevi, øst. 1990
Sezgin, M. Fuat, Buhari’nin KaynaklarÕ, østanbul, 1956
Suyuti, Celaleddin, el-Camiu’s Sagir, Daru’l Kutubi’l ølmiyye, Beyrut, (I-II), 2004
Türk Atasözleri ve Deyimleri, 1000 Temel Eser, (I-II),østanbul, 1971
U÷ur, Mücteba, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlü÷ü, TDV, Ankara, 1992
Ünal, øsmail, HakkÕ, Hadis, M.E. B. 2003
WensÕnck, El-Mucemü’l Müfehres Li ElfâzÕ’l Hadisi’n Nebevî, (Concordance) I-
VI, BrÕll, 1943; VII, 1969; VIII,1988.

154

View publication stats

You might also like