Professional Documents
Culture Documents
Ekpss Türkçe Konu Anlatımlı
Ekpss Türkçe Konu Anlatımlı
ISBN | 978-975-11-5896-3
Her hakkı saklıdır. Bu yayının tümü ya da bir bölümü T.C. Millî Eğitim Bakanlığından izin almaksızın
hiçbir biçimde çoğaltılamaz, basılıp yayınlanamaz.
Ankara - 2022
İSTİKLÂL MARŞI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
O benimdir, o benim milletimindir ancak. Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl! Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl? Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl, Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl. Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli
Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar; O zaman vecd ile bin secde eder –varsa- taşım;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar, Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım;
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar? O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım.
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!
TÜRKÇE
1. ÜNİTE
SÖZCÜKTE ANLAM
Sözcükte Anlam
Yan Anlam
Terim Anlam
Örnek
11
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, sözcüklerin tamamı gerçek anlamıyla
kullanılmıştır?
A) Yürekli biridir, zorluklarla boğuşmayı sever.
B) On altı yaşımdan beri bu dergiye şiir gönderiyorum
C) Son günlerde daha soğuk davranmasına çok şaşırmıştım.
D) Bu bulanık düşüncelerden kurtulman gerek.
E) Büyük hayaller kurmadan büyük işler başarılmaz.
Çözüm
A seçeneğinde “yürek” ve “boğuşmak”, E seçeneğinde “büyük”, C seçeneğinde
“soğuk” ve D seçeneğinde “bulanık” sözcükleri gerçek anlamının tamamen dışın-
da yeni bir anlam kazanmıştır. Bu nedenle doğru cevap tüm sözcüklerin de gerçek
anlamında kullanıldığı ‘‘B’’ seçeneğidir.
2. YAN ANLAM
Bir sözcüğün temel anlamıyla bağlantılı olarak zamanla ortaya çıkan değişik
anlamlarına yan anlam denir. Yan anlam gerçek anlamın dışında, ancak gerçek
anlamla az çok yakınlık taşıyan , gerçek anlamdan büsbütün uzaklaşmamış yeni
bir anlamdır.
Bir sözcüğün yan anlam kazanmasında genellikle yakıştırma ve benzerlik ilgisi
etkili olmaktadır.
Örnek
l “Köprünün gözleri karış karış kazılmıştı.”
l “Dilinden Trabzonlu olduğunu anlayabiliyordum.”
12
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Bir kelimenin temel anlamlarıyla yan anlamları arasında bir anlam bağı bulunmalıdır.
Örnek
l “Uçağın kanatlarından birinde hasar oluştu.” cümlesinde kanat kelimesi hayvan
kanadından esinlenilerek oluşturulduğu için yan anlamda kullanılmış olur.
Çözümlü Soru
İnsan organı ve giysi bölümü adlarının doğadaki varlıklara yakıştırılarak kulla-
nılması sözcüğün “yan anlam” kazanması yollarındandır.
Aşağıdakilerden hangisinde böyle yan anlam kazanmış bir sözcük yoktur?
A) Ağzını her açışında kötü bir şey söyleyecek sanırdık.
B) Dağların eteklerinde, sürüler yayılıyor.
C) Akarsuyun bir kolu, bizim köyden geçiyor.
D) Boğaz’ın her iki yakasında erguvanlar açmış.
E) Teknemizle tüm koy ve burunları dolaştık.
Çözüm
B seçeneğinde yer alan etek kelimesi, C seçeneğinde yer alan kol kelimesi, D
seçeneğinde yer alan boğaz kelimesi ve E seçeneğinde yer alan burun kelimesi
içinde bulundukları cümlelerde yan anlama gelecek şekilde kullanılmıştır. A se-
çeneğinde ise yan anlama gelen bir kelime kullanılmadığından sorumuzun doğru
cevabı ‘‘A’’ seçeneği olur.
Örnek
13
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
“Yanmak” sözcüğü aşağıdakilerden hangisinde mecaz anlamda kullanılmıştır?
A) Ormanların yanması ekosistem için çok büyük bir tehlikedir.
B) Ocakta yanan odunlara bakarken aklından türlü şeyler geçirdi.
C) Ben bu yaz da arkadaşımla tatile gidemediğime çok yanıyorum.
D) Sabah kahvaltısında yediği acı biber onu çok yakmıştı.
E) Bahçedeki kuruyan otları kontrollü bir şekilde yaktı.
Çözüm
C seçeneğinde “yanmak” fiili gerçek anlamından tamamen uzaklaşıp mecaz
anlam kazanmıştır. Burada “yanmak”, ”çok üzülmek, hayıflanmak” anlamlarında
kullanılmıştır. Bu nedenle doğru cevap ‘‘C’’ seçeneğidir.
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin hangi anlamda kullanıl-
dıklarını (X) işareti ile belirtiniz.
14
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
4. TERİM ANLAM
TÜRKÇE
Bir bilim, sanat dalı veya meslekle ilgili özel bir anlamı karşılayan sözcüklere
terim denir. Terimler, kesin anlamlı sözcüklerdir. Bu nedenle anlamları herkese
göre aynıdır.
Örnek
Uyarı
Bazen bir kelimenin gerçek anlamı terim değilken terim olarak kullanılır, bazen de
gerçek anlamı terim olan bir kelime terim anlamı dışında kullanılır, yani terimlik-
ten çıkar.
Örnek
l Geçen gece bütün hücrelere eş zamanlı baskın yapıldı. (terimlikten çıkma)
l Sinop Burnu, Türkiye’nin en kuzey noktasıdır. (terimleşme)
Çözümlü Soru
“Sade” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kulla-
nılmıştır?
A) Çocukların hâlleri o kadar sade ve sevimliydi ki imrenmemek mümkün değil.
B) Sade bir dil kullanan şair, şiirlerinde genellikle yalnızlık konusunu işliyor.
C) Sade, derenin etrafına sıralanan kavak ağaçlarını izlemek insanı dinlendiriyor.
D) Sade ve gösterişsiz ortamlardan hoşlanır, alçak gönüllü olmaya çalışırdı.
E) Sadelikten hiçbir zaman taviz vermediğini hepimiz biliyorduk.
Çözüm
B seçeneğinde “sade bir dil” söyleyişinde “sade” sözcüğü edebiyat sanatının bir
terimi olarak kullanılmıştır. Bu nedenle doğru cevap ‘‘B’’ seçeneğidir.
15
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Temel anlamıyla terim olan bir sözcük, cümle içinde terim anlamıyla kulla-
nılmayabilir. Aşağıdakilerin hangisinde buna uygun bir örnek yoktur?
A) Babam aile, iş ve geçim üçgenine sıkışmış; bir çıkış yolu arıyordu.
B) Ali, hayatın her notasına ayak uyduran bir yapıdaydı.
C) Kardeşim eve geç gelmiş ama babamın radarından kaçamamıştı.
D) Fransa’nın attığı golün ofsayt olup olmadığı hâlâ tartışılıyor.
E) Başkan, o günkü toplantıda konunun röntgenini çok iyi çekmişti.
Çözüm
A seçeneğinde “üçgen”, B seçeneğinde “nota”, C seçeneğinde “radar”, E se-
çeneğinde “röntgen” sözcükleri temel anlamıyla kullanıldığında terim iken içinde
kullanıldıkları cümlelerde terim anlamlı olmaktan çıkmışlardır. Ancak D seçeneğin-
de yer alan “ofsayt” kelimesi cümlede terim anlama gelecek şekilde kullanılmıştır.
Sorunun doğru cevabı “D” seçeneğidir.
Uygulama
Aşağıda verilen cümlelerdeki altı çizili kelimeleri gerçek ve mecaz ilişkisi
bakımından tamamlayınız.
“Onun kalbinin kırılmasına neden oldum, çok üzgünüm.” cümlesindeki altı çizili
kelime.....................anlamda kullanılmıştır.
“Temiz çamaşırları katlayıp dolaba yerleştirdi.” cümlesindeki altı çizili keli-
me.................anlamda kullanılmıştır.
“Keskin zekâsıyla bu işi de kolayca hallediverdi.” cümlesindeki altı çizili kelime
..............anlamda kullanılmıştır.
“Son günlerde çocukların hepsi ona sarıyordu.” cümlesindeki altı çizili keli-
me................anlamda kullanılmıştır.
“Beline sıkı bir kemer dolamış, odunları çekiyordu.” cümlesindeki altı çizili keli-
me ...............anlamda kullanılmıştır.
16
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde Senin kalbin (I) yorgun düşecek bir gün
mecaz anlamlı bir sözcük yoktur? Uçar (II) avucunda dua kuşların (III)
A) İbn-i Haldun’un “Coğrafya kaderdir.” Bu kaçıncı talan, kaçıncı sürgün
sözü hayatın özetidir aslında.
Sesi (IV) çıkmaz kalbimdeki taşların (V)
B) Bilginin efendisi olmak için çalışma-
4. Bu dörtlükte numaralanmış söz-
nın kölesi olmak gerekir.
cüklerin hangisi mecaz anlama sahip
C) Her kışın yüreğinde, titreyen bir ba- değildir?
har vardır.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
D) Hayat pedalını çevirmeye devam et-
tiğin sürece düşmezsin.
E) Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen 5. Aşağıdaki cümlelerden hangisi
bir yöntem, istemeyen mazeret bulur. hem gerçek hem de mecaz anlama
sahiptir?
A) Eline diken batmadan gül toplaya-
Onu ne zaman ziyarete gitsem yanın- mazsın.
dan ayrıldıktan sonra içimde büyük bir
B) Hayat ağacına dikkatli tırmanmaz-
sevinç (I) yumağının (II) koştuğunu hisse-
san çabuk düşersin.
diyorum.
C) Söz okunu dostuna değil, düşmanı-
2. Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin
na atmalısın.
anlam özellikleri aşağıdakilerin hangi-
sinde verilmiştir? D) Kara haber uçarak, güzel haber yü-
rüyerek gelir.
I II
E) Bir sözü akıl tartısında tartmadan
A) Yan anlam Mecaz anlam
satışa çıkarma.
B) Mecaz anlam Temel anlam
C) Temel anlam Mecaz anlam
D) Temel anlam Temel anlam I. Bize sıkı sıkı sarıldı ve öylece kaldı.
E) Yan anlam Gerçek anlam II. Biz gidince parkta yalnızca üç çocuk
kaldı.
III. Seminer için güzel bir otelde kaldık.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
“bilmek’’ sözcüğü “hatırlamak”,‘‘tanı- IV. Bu şehirde tam beş yıl kaldım.
mak” anlamında kullanılmıştır? V. O aileden bir tek bu çocuk kaldı.
A) Bir şehirde deniz yoksa orada ya-
6. Numaralanmış cümlelerde “kal-
şanmaz, iyi bilirim.
mak” sözcüğü kaç farklı anlamda kul-
B) Bu işin altından bir çapanoğlu çıkar-
lanılmıştır?
sa senden bilirim, ona göre!
C) Bildim, sen eski muhtarın oğlusun. A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
D) Yaptığı faydalı çalışmalar nedeniyle
ona teşekkürü bir borç bilirim.
Cevap Anahtarı:
E) Soruyu bilenlere sürpriz hediyeler
verileceğini söylediler. 1)E 2)C 3)C 4)A 5)A 6)E
17
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
SÖZCÜKLER ARASI
ANLAM İLİŞKİLERİ
Eş Anlamlı Sözcükler
Zıt Anlamlı Sözcükler
Eş Sesli Sözcükler
Uyarı
Bir kelimenin eş anlamlısı kelimenin cümledeki kullanımına göre değişir.
Örnek
Uygulama
Aşağıdaki sözcüklerin eş anlamlılarını yazınız.
konuk - ...................... yemin - ......................
vazife - ...................... yel - ......................
zaman - ...................... hâkim - ......................
şahit - ...................... hediye - ......................
18
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
“İnternetteki duyuruyu okuyanlar hemen harekete geçti.”
Aşağıdakilerden hangisinde bu cümledeki altı çizili sözcüğün eş anlamlısı
vardır?
A) İş ilanını görünce sevinçten havalara uçtu.
B) Projeksiyon cihazını kapatıp açar mısınız?
C) Dört bir yanımız bayraklarla donatılacak.
D) Bu şiiri de okul panosuna asalım.
E) Yaptığın çalışma herkesin dilinde dolaşıyor.
Çözüm
Tırnak içinde verilen cümlede ‘‘duyuru’’ kelimesi ‘‘ilan’’ anlamında kullanılmıştır.
A seçeneğinde yer alan ilan kelimesi, duyuru kelimesinin eş anlamlısı olduğu için
cevap ‘‘A’’ seçeneğidir.
Uyarı
Bir kelimenin olumsuzu, o kelimenin zıt anlamlısı değildir.
Örnek
l “Gelmek” kelimesinin zıt anlamlısı “gitmek”, olumsuzu “gelmemek”tir.
l “Ağlamak” kelimesinin zıt anlamlısı “gülmek”, olumsuzu “ağlamamak”tır.
Uyarı
Bir kelimenin zıt anlamlısı kelimenin cümledeki kullanımına göre değişir.
Örnek
l “Kuru fasulyeyi severim.” cümlesinde “kuru” kelimesinin zıt anlamlısı “ıslak” değil
“taze”dir.
19
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Aşağıdaki sözcüklerin zıt anlamlılarını yazınız.
Çözümlü Soru
Varlığı bir şey kazandırmayanın, yokluğu bir şey kaybettirmez.
Bu cümledeki “varlık-yokluk, kazandırmak-kaybettirmek” sözcükleri
arasındaki anlam ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Gün doğmadan neler doğar, derdi babaannem.
B) Hayat gülümsedikçe ve umut ettikçe yaşamaya değer.
C) Karanlığa kızacağınıza küçük bir ışık da siz yakın, daha iyi edersiniz.
D) Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır.
E) Kötü davranışlar hem yapana hem de topluma zarar verir.
Çözüm
Varlık-yokluk, kazandırmak- kaybettirmek sözcükleri metinde zıt anlamlı olacak
şekilde kullanılmıştır. D seçeneğinde yer alan efendi ve uşak kelimeleri de zıt an-
lamda kullanıldığı için doğru cevap ‘‘D’’ seçeneğidir.
20
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Eş anlamlı görünmelerine rağmen aralarında az çok anlam farkı bulunan söz-
cüklere ‘‘yakın anlamlı sözcükler’’ denir.
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?
A) Kurtuluş Savaşı olduğu sıralarda ufak tefek bir çocukmuş babam.
B) Her konuda yerli yersiz konuşmak doğru bir davranış değil.
C) Keloğlan, uğraşmış, didinmiş, sonunda kavak ağacının en tepesine tırmanmış.
D) Dışarıda güneşli ve ılık bir hava olunca dışarı çıktık.
E) Dünyada sıra dışı olayların yaşandığını inkâr edemeyiz.
Çözüm
Uyarı
Bir kelimenin mecaz ya da yan anlamıyla sesteş anlamlılık karıştırılmamalıdır.
Örnek
8 ‘‘Yüz’’ kelimesinin aşağıdaki kullanımları arasında sesteşlik ilişkisi yoktur.
l Yüzündeki ifadeyi beğenmedim.(temel anlam)
21
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
CÜMLELER
• Elinde birkaç parça kağıt ile yanımıza geldi.
• Bir gün ayakkabının bağına basıp düşeceksin.
• Benim valizim dolu, kitapları başka bir çantaya koyalım.
• Bahçedeki yemeklerin üzerinde arılar uçuşuyor.
Bu cümlelerdeki altı çizili sözcüklerin eş seslilerinin sözlük anlamı aşağıda ve-
rilmiştir.
SÖZLÜK ANLAMI
• Buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü.
• Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası.
• Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis.
• Yakınların dışında kalan kimse, yabancı.
• Teklik birinci kişiyi gösteren söz
Çözüm
‘‘Ben’’ sözcüğü yukarıdaki cümlede teklik birinci kişiyi gösteren söz olarak kulla-
nılmıştır. Bu kelimenin eş seslisi ise vücudumuzda çoğu doğuştan tende bulunan
ufak, koyu renkli kabartıdır. Ancak bu kelimenin sözlük anlamı açıklamalarda veril-
memiştir. Bu nedenle sorunun cevabı ‘‘E’’ seçeneğidir.
Örnek
l kanarya l papatya l hamsi
22
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Bir varlığın genel ya da özel anlamlı olması, birlikte kullanıldığı sözcüğe göre
değişir.
Örnek
Varlık Bitki Ağaç Karaçam
Çam sözcüğü varlık sözcüğüne göre özel anlamlıdır ama karaçam sözcüğüne
göre genel anlamlıdır.
Uygulama
Karışık verilen sözcükleri genelden özele doğru sıralayınız.
Hayvan-Varlık-Kanarya-Canlı-Kuş .................................................................
Papatya-Varlık-Çiçek-Canlı -Bitki .................................................................
Türkiye-Ülke- İstanbul- Pendik .................................................................
Uyarı
Bir sözcüğün somut mu soyut mu olduğu, kullanıldığı cümleye göre değişiklik
gösterebilir.
Örnek
Çok ince düşüncelisiniz. (soyut anlamlı)
Parmağı çok ince olduğu için yüzüğü düşmüş. (somut anlamlı)
23
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Çözümlü Soru
Gece konaklamalı bir kamp, dinginliği ve huzuru bulmak adına mükemmel bir
etkinliktir. Anadolu toprakları, bu etkinlik için son derece elverişlidir. Dört mevsim
kamp yapmaya müsait dağlarımız, yaylalarımız, göl kenarlarımız ve sahillerimiz
var. Her türlü deneyim seviyesine uygun kamp rotalarımız sizleri bekliyor.
Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisi soyut anlama gelecek şekilde
kullanılmıştır?
A) gece B) huzur C) toprak D) göl E) sahil
Çözüm
Metinde yer alan altı çizili sözcüklerden “huzur” kelimesini duyu organlarımızla
algılayamayız. Bu yüzden ‘‘C’’ seçeneğindeki sözcük soyut anlamlı olur.
Örnek
24
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Nitel anlamlı sözcükler ise varlıkların sayılması, ölçülmesi gibi özelliklerini de-
ğil,o varlığın nasıl olduğunu gösteren, niteliğini belirten sözcüklerdir.
Örnek
l “Tatlı portakalların suyunu içmeyi çok seviyor.” cümlesinde “tatlı” sözcüğü
portakalların ölçülemeyen özelliğini anlattığı için nitel anlamlıdır.
Uyarı
Sözcükler cümle içindeki kullanımına göre anlamlarında değişiklik gösterebilir.
Bazen nicel bazen de nitel anlamda kullanılabilir.
Örnek
l Okulda onunla yakın bir dosttuk.
l Şehirdeki park evimize yakındı.
İlk örnekte “ yakın” sözcüğü “içten, sıkı” anlamında kullanılırken, ikinci örnekte
“yakın” sözcüğü “uzak olmayan mesafe” anlamında kullanılan sözcüktür. Buna
göre ilk örnekte yakın sözcüğü bir alet, cihaz yardımıyla ölçülemediği için nitel,
ikinci örnekteki yakınlık ise mesafe anlamında ölçülebilen bir nicel sözcüktür.
Çözümlü Soru
Sayılabilen, ölçülebilen, artıp-azabilen sözcüklere nicel anlamlı sözcük
denir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nicel anlamda bir sözcük kullanılma-
mıştır?
A) Yazın ılık suda duş almayı çok seviyorum.
B) Sıcak bir yaz gününde yaylaya çıkıp piknik yaparlardı.
C) Arkadaşlarıyla tatlı konuşlarından büyük keyif alıyor.
D) Küçük tabakla aldığı yemeği bitirmek için odasına gitti.
E) Uzun boylu olmasına rağmen mutfaktaki raftan bardağı alamadı.
Çözüm
Yukarıdaki soruda ılık, sıcak, küçük, uzun sözcükleri sayılabilen ölçülebilen ni-
cel anlamlı sözcüklerdir. Ama ‘‘C’’ seçeneğinde tatlı sözcüğü nitel anlamlı ölçüle-
meyen bir sözcüktür.
25
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
26
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
SÖZ ÖBEKLERİ
Söz Öbekleri
Deyimler
Atasözleri
Vecizeler ( Özdeyişler)
İkilemeler
Yansıma Sözcükler
1. DEYİMLER
Genellikle gerçek anlamından ayrı bir anlamı olan, ilgi çekici bir anlatımı bu-
lunan, ifadeyi daha zengin kılan iki veya daha fazla kelimeden meydana gelen,
kalıplaşmış söz topluluklarına deyim (tabir) denir. Deyimler anlatıma güzellik, çe-
kicilik, canlılık katar. Türkçe, deyimler bakımından zengin bir dildir.
Örnek
27
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Bugün tiyatroculuğumuzun üzerine ölü toprağı serpilmiş adeta; geçmiş dönem-
leri, büyük ustaları, büyük eserleri görmek ne mümkün!
Bu cümledeki altı çizili sözle tiyatromuzla ilgili aşağıdakilerden hangisi
vurgulanmaktadır?
A) Verimsiz bir dönem yaşadığı
B) Halkın değerlerini anlatmadığı
C) Doğru metinlerin seçilmediği
D) Az sayıda eser sahnelendiği
E) İyi oyuncular çıkaramadığı
Çözüm
Ölü toprağı serpilmek deyimi isteksizlik, tepkisizlik, hareketsizlik anlamına gel-
mektedir. Deyimin anlamından hareketle doğru cevap ‘‘A’’ seçeneğidir.
Uygulama
1........ Bir durumu açığa vurmak a. Her işe yarar, her türlü işi görebilir.
2........ Çam devirmek b. Korkudan veya utançtan yüzünün
rengi değişmek, sıkılmak.
3........ Saçına ak (kır ) düşmek c. Farkında olmadan karşısındakini kıra-
cakya da kötü bir sonuca yol açacak
söz söylemek, davranışta bulunmak.
4........ Eyere de gelir semere de d. Gizli, saklı bir şeyi herkese duyur-
mak,ortaya çıkarmak.
5........ Renkten renge girmek e. Saçı ağarmaya başlamak,
yaşlanmak.
2. ATASÖZLERİ
Çok önceleri söylenen, dilden dile aktarılarak günümüze kadar ulaşan; ataları-
mızın hayat tecrübelerini yansıtan, milletin ortak malı haline gelen cümlelere ata-
sözü denir.
Örnek
Çok gezen çok bilir. (Çok gezen kişi, yeni yerler görür yeni bilgiler öğrenir.)
28
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Atasözlerinin Özellikleri
8 Söyleyeni belli değildir.
8 Ulusların ortak malıdır.
8 Bir olaydan elde edilen deneyim sonucu oluşmuştur.
8 Öğüt verir.
8 Kalıplaşmış sözlerdir.
Uyarı
8 Atasözleri kalıplaşmış oldukları için atasözündeki sözcükler benzer ya da eş
anlamlı sözcüklerle değiştirilemez.
Örnek
l “Ak akçe kara gün içindir.” atasözü “Beyaz akçe siyah gün içindir.” şeklin-
de söylenemez.
8 Bazı atasözleri anlamca birbirinin karşıtı olabilir.
Örnek
l “Fazla mal göz çıkarmaz.” atasözü ile “Azıcık aşım kaygısız başım.” ata-
sözleri karşıt anlamlıdır.
8 Atasözlerinin hepsi tamamlanmış bir yargı bildirir. Bu nedenle atasözleri cümle
şeklindedir.
Örnek
l Akıl akıldan üstündür.
l Bal bal demekle ağız tatlanmaz.
8 Bazı atasözleri sadece mecaz anlam taşır. Bu atasözlerinden gerçek anlam
çıkarılamaz.
Örnek
l Körle yatan, şaşı kalkar.
l Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.
8 Bazı atasözleri sadece gerçek anlamıyla karşımıza çıkar.
Örnek
l Dost ile ye, iç; alışveriş etme. l Bugünün işini yarına bırakma.
8 Bazı atasözlerinde ise hem gerçek hem mecaz anlam birlikte yer alır.
Örnek
l Damlaya damlaya göl olur. l Mum dibine ışık vermez.
29
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
1........ Öfkeyle kalkan zararla a. Her işe yarar, her türlü işi görebilir
oturur.
2........ İnce eleyip sık dokumak b. Korkudan veya utançtan yüzünün
rengi değişmek, sıkılmak.
3........ Saati saatine uymamak c. Farkında olmadan karşısındakini
kıracak ya da kötü bir sonuca yol
açacak söz söylemek, davranışta
bulunmak.
4........ Ne ekersen onu biçersin d. Gizli saklı bir şeyi duyurmak, orta-
ya çıkarmak
5........ Ayak diremek e. Saçı ağarmaya başlamak
yaşlanmak
Çözümlü Soru
Bir marangoz, yanında çalıştırdığı çırağa “Tembel tembel oturan kimse
hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir; çalışan kimse gittikçe açılır, daha ya-
rarlı işler yapar.” anlamına gelecek bir atasözü söylemek için aşağıdaki ata-
sözlerinden hangilerini kullanır?
I. İşleyen demir ışıldar.
II. Alet işler, el övünür.
III. Nasihat istersen tembele iş buyur.
IV. Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
V. Adamın iyisi, işbaşında belli olur.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve IV D) I, II ve IV E) I, III ve V
Çözüm
İşleyen demir ışıldar atasözü çalışan kimse açılır, kendini gösterir anlamına gel-
mektedir. Atasözünün anlamından hareketle doğru cevap ‘‘A’’ seçeneğidir.
3. VECİZELER (ÖZDEYİŞLER)
Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir ilkeyi kısa ve kesin bir biçimde anlatan, kim tara-
fından söylendiği bilinen özlü sözlere özdeyiş (vecize) denir.
30
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Vecizelerin Özellikleri
8 Kalıplaşmış olanları bulunmakla birlikte, atasözleri kadar kalıplaşmazlar.
8 Yoğun düşünce içerirler.
8 Zengin bir gözleme ve deneyime dayanırlar.
Örnek
4. İKİLEMELER
Cümlede anlamı pekiştirmek amacıyla kullanılan söz öbekleridir.
İkilemeler şu şekilde oluşur;
8 Eş anlamlı sözcüklerin tekrarlanmasıyla oluşur.
l şan şöhret, akıllı uslu, hısım akraba, güçlü kuvvetli, sağlık sıhhat
8 Biri anlamlı biri anlamsız iki sözcüğün arka arkaya kullanılmasıyla oluşur.
l eğri büğrü, boy pos, eski püskü
31
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uyarı
İkilemeyi oluşturan sözcükler arasına hiçbir noktalama işareti konulmaz.
Uygulama
Çözümlü Soru
Aşağıdaki sözcüklerin hangisinin yazımında bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Allak bullak B) Alış veriş C) Kapış kapış D) Konu komşu E) Çat pat
Çözüm
Alışveriş kelimesi bitişik yazıldığı için doğru cevap ‘‘B’’ seçeneğidir.
32
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
5. YANSIMA SÖZCÜKLER
TÜRKÇE
Doğadaki seslerin taklit edilmesi yoluyla oluşan sözcüklere yansıma sözcükler
denir.
Örnek
Uyarı
Yansıma sözcükler bazen bir varlığın kalıcı ismi olur.
Örnek
l çıtçıt, zıpzıp vb.
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerden içinde bir varlığın kalıcı adı olmuş yansıma sözcük
bulunanları işaretleyiniz.
1 Otobüsün ağır ağır yol alması gözümün önünden gitmiyor.
1 Üst kattan gelen tıkırtıya kulak kabarttı.
1 Elbisenin çıtçıtı kopmuş, görmedin mi?
1 Piknik yaptığımız yerde şırıl şırıl akan bir dere vardı.
1 Bütün gün zıpzıpıyla oynar, hiç bıkmazdı.
1 Evin önünde çatpat patlatarak bütün kızları korkuttu.
1 Evin düzenini sağlamak için bütün bir hafta çalıştı.
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerde bulunan ikilemeler oluşum bakımından ikişerli
gruplandırıldığında hangisi dışta kalır?
A) İşler bu aralar ağır aksak ilerliyor.
B) Çamura bata çıka ilerlemeye çalışıyoruz.
C) Mırın kırın etmeden derslerine devam etmelisin.
D) Sessiz sakin bir ilçeye yerleşip emekliliğimin tadını çıkarmak istiyorum.
E) Arkadaşımla iyi kötü tam beş yılımız birlikte geçti.
Çözüm
A seçeneği ile D seçeneğinde yer alan ikilemeler yakın anlamlı, B seçeneği ile E
seçeneğinde yer alan ikilemeler zıt anlamlı, C seçeneğinde yer alan ikileme ise ikisi
de anlamsız sözcüklerden oluşmuştur. Sorunun doğru cevabı “C” seçeneği olur.
33
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Bir sanatçı yerli kodlarımızdan besle- Neme lazım, yanına varmadan, hâli-
nen bir edebî anlayış oluşturmadıkça ni demeden hakkında sürüp savurmak
tarihe adını yazdıramaz. doğru değil; tefe koyarlar adamı.
1. Bu cümledeki “yerli kodlarımız” 3. Bu cümledeki altı çizili sözün an-
sözüyle anlatılmak istenen aşağıda- lamı aşağıdakilerin hangisinde var-
kilerden hangisidir? dır?
A) Özgün bir edebî kişilik A) Hep benim istediğim olsun, dersen
B) Sanatın toplumsal bir temele otur- çevrende dost bulamaz olursun.
tulması B) Akşama kadar kardeşim hakkında
C) Gelenekten ilham alan sanat an- alaycı bir dille dedikodu yaptılar.
layışı C) İnsanların nasıl bu kadar vurdum-
D) Tüm okurlara hitap eden bir üslup duymaz olabildiklerine şaşmamak elde
E) Hiçbir edebî ekole bağlı olmayan değil doğrusu.
bir edebî duruş D) Çevremdekilerin yanlış yönlendir-
meleriyle üniversitede hiç istemediğim
bir bölümü okumak zorunda kaldım.
E) Kafamızı karıştıran her türlü şüp-
heden uzak dursaydık bunca yıpran-
mazdık.
Çoğu zaman edebî metinlerin içine,
tamamlamamız için bırakılan boşluklar-
dan sızarız.
2. Bu cümledeki altı çizili sözle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir? Bir çocuğu öykü ya da romanda ko-
A) Yorumlanabilen eserlerden daha nuşturmak, yazarı bıçak sırtına sürer.
çok keyif alındığı Orada eğreti kalan bir söz, yazılanları
aşağı düşürür.
B) Metnin, sanatçının yaşamından iz-
ler taşıdığı 4. Bu parçadaki altı çizili sözle ço-
cukları öykü ya da romanda konuş-
C) Sanatçının edebî metni dış müda-
turmanın hangi yönü vurgulanmış-
halelere kapalı tuttuğu
tır?
D) Okurun, metni kendi yorumuyla
A) Riskli olduğu
zenginleştirdiği
B) Gereksiz görüldüğü
E) Eserin sosyal yaşama dair mesaj-
lar içerdiği C) Okurun ilgisini çekemeyeceği
D) Dikkat çekici olabileceği
E) Yazarı geliştireceği
34
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Eserler, sanatçıların sır kâtipleridir; 6. Aşağıdaki cümlelerde bulunan
bu sebeple bir sanatçıyı yakından ta- ikilemeler oluşum bakımından iki-
nımak istiyorsanız eserlerini okumakla şerli gruplandırıldığında hangisi dış-
işe başlayabilirsiniz. ta kalır?
5. Bu cümledeki altı çizili sözle eser- A) İşler bu aralar ağır aksak ilerliyor.
lerin hangi yönü vurgulanmıştır? B) Çamura bata çıka ilerlemeye çalı-
A) Sanatçıların yaşamından izler ta- şıyoruz.
şıdığı C) Mırın kırın etmeden derslerine de-
B) Okurla iletişim kurma vasıtası ola- vam etmelisin.
rak görüldüğü D) Sessiz sakin bir ilçeye yerleşip
C) Sanatçının bilinmeyen yönlerini ve emekliliğimin tadını çıkarmak istiyorum.
düşüncelerini bünyesinde barındırdığı E) Arkadaşımla iyi kötü tam beş yılı-
D) Bir sanatçının edebî kişiliğinin yan- mız birlikte geçti.
sıması olduğu
E) Sanatçıdan bağımsız olarak ortaya
konduğu
35
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
En yüksek rakımlı yaylası, iki bin met- I. Türkçe, kök ve eklerden oluşan bir
re ile Dereli Bektaş yaylası olan Gire- dildir.
sun’da kırka yakın yayla bulunuyor. Bu II. Şarkının notalarını unutunca du-
yaylalar nefesinizi ve zihninizi tazeliyor. raksadı.
Muhteşem bir gün batımı izlemek için III. Babam bugün yurt dışı gezisine
şehrin simgelerinden olan Giresun Ka- çıktı.
lesi kaçırılmaz bir fırsat.
IV. Farklı etkinlikler yaparak da dinle-
1. Bu parçada altı çizili sözcüklerin nebiliriz.
anlam özelliği aşağıdakilerin hangi-
3. Numaralanmış cümlelerin han-
sinde doğru verilmiştir?
gilerinde terim anlamlı sözcük kul-
A) Gerçek - Yan - Mecaz lanılmıitır?
B) Terim - Mecaz - Gerçek A) I ve II B) I ve III
C) Terim - Gerçek - Mecaz C) II ve IV D) III ve IV
D) Mecaz - Terim - Gerçek E) II ve III
E) Mecaz - Mecaz - Gerçek
Sözcüklerin gerçek anlamlarından
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde uzaklaşarak kazandıkları yeni anlam-
altı çizili sözcük, ayraç içindeki anla- lara sözcüğün mecaz anlamı denir. Ör-
mıyla kullanılmamıştır? neğin “Bana karşı soğuk davranışların
A) Saat, her zamanki yerindeydi ama beni üzdü.” cümlesinde “soğuk” söz-
şimdi bulamıyorum. (genel anlam) cüğü gerçek anlamından uzaklaşarak
B) İnsanlara laf salatası yaparak on- mecaz anlamda kullanılmıştır.
ları ikna edemezsiniz. (mecaz anlam) Buna göre,
C) Vakit neredeyse gece oldu ama I. Sorumluluklarını yerine getirince
dükkân açıktı. (yan anlam) kuş gibi hafifledi.
D) O küçük kasabada son yıllarda II. Oyuncaklarını toplarken oyuncak
büyük bir değişim yaşanıyor. (temel an- bebeğini buldu.
lam) III. Boş fikirleriyle insanlara öğüt ver-
E) Şiirde kafiyeden uzak duran sanat- meye çalışırdı.
çıya göre ahenk ancak anlamla sağla- IV. Kalemini yere düşürünce yüzü kı-
nır. (terim anlam) zardı.
4. Cümlelerinin hangilerinde altı çi-
zili sözcük mecaz anlamdadır?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve IV
D) III ve IV
E) I ve IV
36
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5. Aşağıdaki cümlelerden hangisi I. Bu kış çok çetin geçince odunluktaki
hem gerçek hem de mecaz anlama kömürleri eritti. II. Bu hızla gidersek ar-
sahiptir? kamızdaki araç bizi geçecek. III. Gözü
A) Eline diken batmadan gül toplaya- dışarıda olmayan, ailesine ve işine bağ-
mazsın. lı bir insandı. IV. Her şeyi sorun yapan
B) Hayat ağacına dikkatli tırmanmaz- çok sinirli, çekilmez bir yapısı vardı.
san çabuk düşersin. 8. Numaralanmış cümlelerin hangi-
C) Söz okunu dostuna değil, düşma- lerinde altı çizili ifadeler mecaz anla-
nına atmalısın. mıyla kullanılmıştır?
D) Kara haber uçarak, güzel haber A) I ve II
yürüyerek gelir.
B) I ve III
E) Bir sözü akıl tartısında tartmadan
satışa çıkar. C) II ve III
D) II ve IV
Onu ne zaman ziyarete gitsem yanın- E) III ve IV
dan ayrıldıktan sonra içimde büyük bir
sevinç yumağının koşturduğunu hisse-
diyorum. 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
6. Bu cümledeki altı çizili sözcük- mecazlı bir ifade kullanılmamıştır?
lerin anlam özellikleri aşağıdakilerin
A) Antep’e vardığımızda hava iyice
hangisinde verilmiştir?
kararmış, kalın ve katı bir duvara dö-
A) Yan - Mecaz - Temel nüşmüştü.
B) Mecaz -Temel - Temel
B) Şehre geleli henüz birkaç saat ol-
C) Temel - Mecaz - Yan muştu, dışarıda birazdan kara çevire-
D) Temel - Mecaz - Mecaz cek ince bir yağmur, odadaysa salkım
E) Mecaz - Yan - Temel saçak bir sessizlik yağıyordu üzerimize.
C) Yükseklerde, meşe ağaçlarının
7. Temel anlamıyla terim olan bir dallarında esen rüzgâr zaman zaman
sözcük, cümle içinde terim anlamıy- masanın kareli örtüsüne ışık zerrecikle-
la kullanılmayabilir. Aşağıdakilerin ri serperek uzaklaşıyordu.
hangisinde buna uygun bir örnek
D) Bir süre, bu ilginç olayı ve kahra-
yoktur?
manını düşünerek koridorun ortasında
A) Babam aile, iş ve geçim üçgenine hareketsiz bekledim.
sıkışmış; bir çıkış yolu arıyordu.
E) Oysa kenarları oynak bir makasın
B) Ali, hayatın her notasına ayak uy-
kesiminden çıkmışa benzeyen deniz,
duran bir yapıdaydı.
hâlâ gümüş bir ışıkla yıkanıyordu.
C) Kardeşim eve geç gelmiş ama ba-
bamın radarından kaçamamıştı.
D) Fransa’nın attığı golün ofsayt olup Cevap Anahtarı:
olmadığı hâlâ tartışılıyor. 1)C 2)C 3)A 4)B 5)A
E) Başkan, o gün ki toplantıda konu- 6)A 7)A 8)D 9)B
nun röntgenini çok iyi çekmişti.
37
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
38
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
2. ÜNİTE
CÜMLEDE ANLAM
1. ÖZNEL VE NESNEL CÜMLELER
A. ÖZNEL CÜMLELER
Söyleyenin kişisel duygu ve düşüncelerini yansıtan, dolayısıyla kanıtlanamayan
(ispatı yapılamayan) cümlelere öznel yargılı cümleler denir. Cümle üzerinde yo-
rum yapılabilir. Bu tür yargılar “bence, bana göre ”anlamı taşır.
Örnek
l Ben şiir yazmayı çok severim.(Öznel)
l Arkadaşımın resmini çok beğendim.(Öznel)
l Gürültülü ortamlardan hoşlanmam.(Öznel)
l Gece tatlı tatlı yağan kar, insana huzur veriyordu.( Öznel)
l Kulakları tırmalayan sesi ile okuduğu şiirde hiç duygu yoktu. (Öznel)
l Romanın insanı karamsarlığa iten bir konusu vardı. (Öznel)
l İzmir, doğal ve tarihi güzellikleriyle eşsiz bir şehirdir. (Öznel)
B. NESNEL CÜMLELER
Kanıtlanabilen yani ispatı yapılabilen, deney ve gözleme dayanan tarafsız yar-
gılara nesnel yargılı cümleler denir. Kişisel duygu ve düşünceler bu tür cümlelere
katılmaz. Doğruluğu herkesçe aynıdır ve cümle üzerinde yorum yapılamaz.
Örnek
l Öykünün kahramanı küçük bir kız çocuğuydu. (Nesnel)
l Konserde dört müzisyen yer aldı. (Nesnel)
l Dün gece hava -18 dereceye kadar düştü. (Nesnel)
l Kitapta Sivas’ın tarihi olayları anlatılıyor. (Nesnel)
l Sokağın tek girişi polis tarafından kontrol ediliyor. (Nesnel)
l İzmir, Ege Bölgesi’nde bulunan tarihi bir şehirdir. (Nesnel)
Uyarı
Nesnel yargılı cümleler doğru ya da yanlış olabilir. Önemli olan o bilginin kanıt-
lanabilir olmasıdır.
“Türkiye’nin başkenti Giresun’dur.” cümlesi nesnel bir cümledir. Burada ifadenin
yanlış olması onun yanlışlığının ispatlanamayacağı anlamına gelmez. Giresun’un
başkent olmadığını ispatlayabiliriz. O Yüzden cümlemiz nesnel olur.
39
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Çözümlü Soru
(1) Dayımın evi ile bizimki arasında bir cadde vardı. (2) Bu caddede birçok
seyyar satıcı pazar sabahları satış yapardı. (3) Farklı türden meyveler, ev eşyaları
vardı pazarda. (4) Cadde, üstü açık bir alışveriş merkezine dönüşürdü bu sayede.
(5) Pazar, akşam 7.00’de kapanırken, insanlar evlerine giderdi.
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde öznel bir yargı vardır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
Çözüm
Kişisel düşünceleri içeren, kişiden kişiye değişen ifadelere “öznel yargı” denir.
Dördüncü cümlede cadde; üstü açık bir alışveriş merkezine benzetilmiştir, ancak
herkes aynı benzetmeyi yapmayabilir. Cümlede yazarın bir benzetmesine yer ve-
rildiği için bu cümle öznel yargı taşımaktadır. Sorunun doğru cevabı ‘‘D’’ seçeneği
olur.
40
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden
farklıdır?
A) Aziz Sancar birkaç yıl önce Nobel Kimya Ödülü’nü almıştır.
B) Kimya biliminde uluslararası alanda ödül alan ilk Türk’tür.
C) DNA konusunda dünyanın en güvenilir insanı olmuştur.
D) DNA onarım mekanizmaları ile ilgili çalışmalar yapmıştır.
E) Aziz SANCAR Mardin’de dünyaya gelmiştir.
Çözüm
Bu soruda C seçeneğinde Aziz SANCAR’ın dünyanın en güvenilir insan olduğu
söylenmiştir. Bu ifade kişisel bir yargı içermektedir. Diğer şıklar ise nesnel ifadeler
taşımaktadır. Bu yüzden doğru cevabımız ‘‘C’’ seçeneğidir.
3. AMAÇ-SONUÇ CÜMLELERİ
Eylemin hangi amaçla yapıldığını anlatan cümlelerdir. Bu tür cümlelerde iki yar-
gı bulunur. Yargılardan biri gerçekleşen eylemi bildirirken diğer eylem ise gerçek-
leşen eylemin amacını ortaya koyar. Amaç-sonuç cümlelerinde “için, üzere, ama-
cıyla, diye…” gibi ifadeler kullanılır.
Cümlelerdeki amaç-sonuç ilişkisini bulmak için yükleme “hangi amaçla” sorusu
sorulabilir.
Örnek
l Ev almak için para biriktiriyorlar. (amaç-sonuç)
l Sınavı kazanmak amacıyla çok çalıştı. (amaç-sonuç)
l Babasını görmek üzere İzmir’e gitti. (amaç-sonuç)
41
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Uyarı
Koşul cümleleri genellikle “-se,- sa” ekleri ile ya da “mı/mi” edatları ile yapılır.
Farklı eklerle de koşul cümlesi yapılabilir.
Örnek
l Dikkatli olursan daha başarılı olabilirsin.
l Kendine güvenirsen bu işi başarırsın.
l Yarın geri getirmek üzere sana yağmurluğumu verebilirim.
l Düzenli çalıştığın sürece istediğin üniversiteye gidebilirsin.
Uygulama
Aşağıdaki cümleleri uygun şekilde sınıflandırınız.
Cümleler Neden Amaç Koşul
Sonuç Sonuç Şart
Beni çok sevdiği için bir sözümü iki etmiyordu.
Buraya kar yağmadıkça yollar kapanmaz.
Toplantıya yetişeyim diye evden iki saat önce çık-
mıştım.
Beni görmek için kar kış demeden yollara düşmüştü.
İstediğin kitap gelmişse sana sormadan alacağım.
42
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Aşağıdaki dizelerin hangisinde amaç-sonuç ilişkisi söz konusudur?
A) Bir abide istersen eğer Ağrı’ya git!
Yükseklerden gelen büyük çağrıya git
B) Hiç olmazsa unutmamak isterdim.
Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar...
C) Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
D) Lacivert bir yalnızlığı üstüme örttüm
Kara bir leke gibi kalmasın diye bu gece
E) Yorgunsun, uzaklardan gelmişsin;
Yitirmişsin neyin varsa birer birer.
Çözüm
Yukarıdaki soruda “Kara bir leke gibi kalmasın diye (amacıyla) lacivert bir yal-
nızlığı üstüme örttüm.” diyor yazar. Bu yüzden sorunun cevabı ‘‘D’’ seçeneğidir.
Çözümlü Soru
Aşağıdakilerin hangisinde “üzere” sözcüğü cümleye diğerlerinden farklı
bir anlam katmıştır?
A) Biraz kafa dinlemek üzere tatile çıkmak istiyorum.
B) Geri vermek üzere kardeşimden bir miktar borç aldım.
C) Arkadaşımla, çalışmak üzere kütüphaneye gideceğiz.
D) Avlanmak üzere ilçemizin ormanlık alanına gittik.
E) Pudingi soğumak üzere dışarı bıraktım.
Çözüm
Üzere kelimesi “Geri vermek üzere kardeşimden bir miktar borç aldım.” cümle-
sinde koşul-sonuç ilişkisi kurarken diğer cümlelerde amaç-sonuç ilişkisi kurmuştur.
Sorumuzun doğru cevabı ‘‘B’’ seçeneğidir.
43
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
l Kardeşim her geçen gün daha da iyiye gidiyor.
l Her ay çalışmalarına bir yenisini daha ekliyor.
l Portakal ağaçları yıldan yıla daha verimli hâle gelmeye başladı.
6. DOĞRUDAN ANLATIM
Başkalarına ait sözlerin değiştirilmeden olduğu gibi aktarıldığı cümlelerdir.
Örnek
l Annem: “Bu işi sen yapabilirsin.” dedi. (doğrudan anlatım)
l Atatürk: “Yurtta sulh, cihanda sulh.” demiştir. (doğrudan anlatım)
7. DOLAYLI ANLATIM
Başkalarına ait sözlerin değiştirilerek aktarıldığı cümlelere denir.
Örnek
l “Bugün dışarı çıkmayacağım.” dedi. (doğrudan anlatım)
l Bugün dışarı çıkamayacağını söyledi. (dolaylı anlatım)
l “Yemek yapmayı yeni öğrendim.” dedi. (doğrudan anlatım)
l Yemek yapmayı yeni öğrendiğini ifade etti. (dolaylı anlatım)
Çözümlü Soru
Bir sözün söylendiği biçimde değil de bazı değişiklikler yapılarak anlatıldığı
cümlelere dolaylı anlatım cümleleri denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisi dolaylı anlatım cümlesidir?
A) Akşamki davete katılamayacağına çok üzüldüm.
B) İkinci dönem kurs açılıp açılamayacağını sordu.
C) Atalarımız “Kalem kılıçtan keskindir.” demiş.
D) Neden böyle davrandığını bir türlü anlayamadık.
E)Annesi “Neden bugün eve geç geldin?”dedi.
Çözüm
Bu soruda kişinin sözünü değiştirerek vermiştir. Aslında doğrudan anlatımlı bir
cümle olsaydı, “İkinci dönem kurs açılacak mı?” demesi gerekirdi, bu yüzden soru-
nun cevabı ‘‘B’’ seçeneğidir.
44
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Bir yazıda ya da sanat eserinde duygu ve düşüncelerin anlatım biçimine üslup
denir. Üslup bir yazıda sözcüklerin seçimi ve kullanımıyla ilgili inceliklerin bütünü-
dür. Üslupla ilgili cümleler “Yazar bu yazıda duygu düşüncesini nasıl anlatmış?
sorusunun cevabıdır.
Örnek
9. İÇERİK CÜMLELERİ
Bir eserin içinde bulunan olay durum ya da düşüncelerden söz edilen cümle-
lerdir. Bu tür cümlelerde “ne anlatılmış, neden söz edilmiş” sorularının cevabını
buluruz.
Örnek
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisi hem üslup hem içerikle ilgili bir yargı bildir-
mektedir?
A) Sait Faik’in öykülerini okursanız İstanbul’un kıyıda kalmış yaşamlarını canlı
sözcüklerle yansıttığını görürsünüz.
B) Bu eserde dillere pelesenk olmuş sözcüklerin cümlelere ustaca yedirilip kar-
şımıza getirildiğini görmek ayrı bir keyifti doğrusu.
C) Hayat karşısında ani ve keskin karar vermek isteyen insanların ekseninde
yazılan kısa öyküler hepinizin gönül telini titretecek.
D) Halit Ziya’nın, ömrünün son döneminde romanlarının dilinde yaptığı sadeleş-
tirmeler kimi eleştirmenlerce yadırganmıştır.
E) “Vefa, semt adından ibaret artık.” ön yargısını yıkmak istiyorsanız bu eseri
dikkatli bir şekilde okumanızı tavsiye ederim.
Çözüm
A seçeneğinde “Yazar ne anlatmıştır?” sorusu bize eserin içeriğini, İstanbul’un
kıyıda kalmış yaşamlarını, verir. “Yazar bunu nasıl anlatmıştır?” diye sorarsak bize
eserin üslubunu, canlı sözcüklerle yansıttığını, buluruz. Soruda bize hem üslup hem
de içerikle ilgili bir yargı bildirir dediği için sorumuzun duğru cevabı ‘‘A’’ seçeneği
olur.
45
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
46
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
(I) Türkçeyi en güzel kullanan sanat-
çılardan olan Refik Halit Karay’ın bu
eseri, yakın tarihimizin, Mütareke Dö-
(I) İlkokuldan bu yana her yıl değişik
nemi’nin ve Cumhuriyet öncesinin ol-
vesilelerle İstanbul’a geliyorum. (II) Çok dukça kritik günlerini bütün ayrıntılarıyla
sayıda akrabamız var orada nihayetin- veren anılarla doludur. (II) Akıcı ve sade
de. (III) İstanbul’un güzellikleri saymak- bir dilin sahibi olan Karay, bu kitabında
la bitmez. (IV) En çok da İstanbul’un hayli ağır bir dil kullanarak okuyucu-
sahilleri cezbederdi bizi. (V) Sahilde yu şaşırtmıştır. (III) İstanbul’da İngiliz,
fayton gezilerinin tadına doyamazdık. Anadolu’da Yunan işgaliyle başlayan
(VI) Amcamların evinin önünden mutla- günlerde; yaptığı görevler ile mesleği
ka denize girerdik. olan gazetecilik arasında vuku bulan
5. Bu parçada numaralanmış cüm- olaylara çok yakından tanık olmuş, bir
yandan devletin ileri gelenleriyle birlikte
lelerden hangisi kendisinden önceki
çalışmış, diğer yandan da gazeteciliğini
yargının gerekçesini bildirmektedir?
köşe yazılarıyla sürdürmüştür. (IV) Kişi-
A) II B) III C) IV D) V E) VI sel gözlemleri ve düşünceleriyle İstan-
bul’daki havayı yansıtmış, çeşitli şahsi-
yetler hakkında yorumlarını aktarmıştır.
(V) Görüş ve düşünceleriyle dolu olan
(I) Bugünlerde sokaklarımızın ve cad- kitap, edebiyat ve edebiyatçılarımızın
delerimizin yabancı kelimelerle kirlendi- tarihi bakımından da hayli önemlidir.
ği doğrudur. (II) Kafelerin, arenaların,
7. Bu parçada numaralanmış cüm-
ikonların dedelerimizin ruhunu incittiği, lelerin hangisinde üslupla (biçem)
bizim ruhumuzda yaralar açtığı da doğ- ilgili bir yargı vardır?
rudur ama bence Türkçenin asıl derdi, A) I B) II C) III D) IV E) V
bir ur gibi sokaklarımızı ve caddelerimi-
zi saran yabancı kelimeler değil, bizim
Türkçe yaşamayışımızdır. (III) O kafe- Bahçesini akıllı bir sulama sistemi ile
sulamak isteyenlerin hayli ---- olan ci-
lerde içtiklerimiz, o arenalarda attığımız
haz; bilgisayara, tablete veya akıllı te-
naralardır asıl Türkçeyi yaralayan. (IV)
lefona yüklenen uygulaması üzerinden
Yabancı kelimelere meylediyoruz çün- ---- bir akıllı sulama sistemidir.
kü hayatımızı Türkçe yaşamadığımız
8. Bu cümlede boş bırakılan yerlere
için Türkçenin kelimelerinin de bize
aşağıdakilerden hangisi sırasıyla ge-
yetmeyeceğini düşünüyoruz. (V) Sade- tirilmelidir?
ce tabelaları indirdiğimizde Türkçenin
A) yüzünü güldürecek - puan verilebi-
dertleri son bulmayacak bence, Türk-
len
çenin derdine derman olmak istiyorsak
B) ilgisini çekecek - takip edilebilen
önce başkalarının hayatını yaşamaktan
vazgeçmeliyiz. C) cebini yakacak - görüş bildirilebilen
D) verimini artıracak - kurulabilen
6. Bu parçada numaralanmış cüm-
lelerin hangisinde yargı, gerekçesi E) işini kolaylaştıracak – yorumlanabilen
ile birlikte verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V Cevap Anahtarı:
1)A 2)D 3)B 4)A 5)A 6)B 7)B 8)E
47
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1. SİTEM CÜMLELERİ
Bir davranışın ya da sözün kırgınlık, üzüntü, alınganlık gibi duygular uyandırdı-
ğında kişinin bu duyguları öfkelenmeden dile getirdiği cümlelerdir. Sitem cümleleri
söyleyenin hayal kırıklığını ve kırgınlığını ifade eder.
Örnek
l Demek beni çağırmadan pikniğe gittiniz.
l Akşam gelemeyeceğini keşke önceden haber verseydin.
l Dost dediğin, kendisine bunca emeği geçen arkadaşını bir kere de olsa ziyarete gelir.
Uyarı
Sitem cümleleri ile yakınma cümleleri birbirine karıştırılmamalıdır. Sitem cümle-
lerinde bir kişiden duyulan rahatsızlık o kişinin yüzüne söylenirken, yakınma cüm-
lelerinde ise bir kişiden duyulan rahatsızlık başkasına anlatılır.
Örnek
l O kadar iş duruyor sen hiç rahatsız olmuyorsun. (sitem cümlesi çünkü kişinin
yüzüne söyleniyor.)
l O kadar iş duruyor ama o hiç rahatsız olmuyor. (yakınma cümlesi çünkü bir
başkasına anlatıyor.
3. KÜÇÜMSEME CÜMLELERİ
Bir kişiye, durum veya olaya değer vermeme, aşağı görme anlamı taşıyan cüm-
lelerdir. Küçümseme cümlelerinde alaycı bir tavır, beğenmeme ve önemsememe
duygusu belirgindir.
Örnek
l Güya benle oynayacağı maçı kazanacakmış.
l Sen kim ehliyet almak kim.
48
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
4. AZIMSAMA CÜMLELERİ
TÜRKÇE
Bir şeyin miktarını yetersiz görmeyi, onu az bulmayı anlatan cümlelerdir. Azım-
sama cümleleri miktar olarak az bulmayı ifade eden cümlelerdir.
Örnek
l Böyle ayrıntılı bir iş için sadece bir sayfalık bir rapor mu hazırladın?
l Bu iş bir avuç işçiyle bu zamanda bitmez.
l Aldığım harçlık ancak kahvaltıma yeter.
5. PİŞMANLIK CÜMLELERİ
Yapılan bir iş veya davranışın olumsuz sonucunu görmekten üzüntü duymayı
ifade eden cümlelerdir. Bu cümlelerde genellikle “keşke yapmasaydım, demesey-
dim…” gibi ifadeler kullanılır.
Örnek
l Keşke annemin sözünü dinleyip şemsiyemi yanıma alsaydım.
l Dün onun kalbini kırmasaydım.
l Keşke toplantıya zamanında katılsaydım.
6. HAYIFLANMA CÜMLELERİ
Bir kişinin yapamadığı bir işten ya da elinde olmayan bir durumdan duyduğu
üzüntüyü belirten cümlelerdir. Hayıflanma cümleleri fırsat varken yapılmamış olan
bir şeyden duyulan üzüntüyü anlatmaktadır.
Örnek
l Keşke denizi olan bir şehirde yaşasaydım.
l Onun gitmemesi için uğraşsaydım her şey farklı olabilirdi.
Uyarı
Pişmanlık cümlelerinde yapılan bir işten duyulan üzüntü vardır. Hayıflanma
cümlelerinde ise yapılmayan bir işten duyulan üzüntü vardır.
7. Varsayım Cümleleri
Gerçekte olmayan bir durumu bir an için olmuş gibi kabul eden cümlelerdir. Bu tür
cümlelerde genellikle “diyelim ki, farz et ki, tut ki, düşün ki, varsayalım ki…” gibi söz-
cükler kullanılır.
Örnek
l Farzet ki sen de onunla birlikte balığa gittin.
l Varsayalım ki bu yaz tatile uçakla gideceksin.
l Tut ki İç Anadolu’da öğretmen oldun.
49
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Sonucu bilinmeyen bir durumla ilgili kesin yargı bildirmeden kurulan cümlelerdir.
Bu tür cümlelerde “-ebilmek, sanırım, herhâlde…” gibi sözcükler ve ekler kullanılır.
Örnek
l Sanırım sınavdan düşük not aldı.
l Akşama yağmur yağabilir.
l Herhalde büyük ikramiye muhtar emmiye çıktı.
50
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Sorunları çözmek veya eksiklikleri gidermek için öne sürülen görüş, düşünce ve
davranışların anlatıldığı cümlelerdir.
Örnek
l Hakan Hoca’yı da bu çalışmaya dâhil edebiliriz.
l Fen lisesi kazanmak için diğer çocuklardan fazla çalışman lazım.
Uygulama
51
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
(I) Bir gün ülkemiz adına gezegenleri dolaşan bir uzay aracımız olduğunu ve
bilinmeyen güçler tarafından kaçırıldığını düşünelim. (II) İşte şu an incelediğim
kitap, bir bilim kurgu romanı olmasının yanında aslında ilk gençlik dönemindeki
gençlere macera tadında sunulan bir bilim kitabı. (III) 10 yaşın üstündeki çocukları
ve gençleri meraklandırmak, ilgilerini bilime, bilgiye çekmek için yazılan kitap;
üslubu, bakış açısı ve türü ile bu alandaki eksikliği kapatacak türden. (IV) Kitap,
okurlarına heyecanlı bir maceranın yanı sıra uzay ve gezegenler hakkında hem
doyurucu hem de ufuk açıcı bir kurgu sunuyor. (V) Salt bir maceradan oluşmayan
kitapta, gençler bahsedilen gezegenler hakkında temel bilgileri de öğrenebiliyorlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “varsayım” anlamı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V.
Çözüm
Çözüm
Varsayım cümleleri olmayan bir durumu olmuş gibi kabul etmektir. 1 numaralı
cümlede, ülkemizde bir uzay aracının olmadığını ancak var olduğunu düşünme-
mizi istediğinden bu cümle bir varsayım cümlesidir. Sorumuzun doğru cevabı ‘‘A’’
seçeneğidir.
Çözümlü Soru
Öyle ki hasretin şaire acı mı yoksa mutluluk mu verdiği anlaşılmıyor. Belki
de yetenekli şairimiz bu konuda ikilemde kalmış, kafa karışıklığını şiirine ol-
duğu gibi yansıtmak istemiştir.
Bu parçadaki altı çizili cümlenin ifade ettiği anlam aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öneri B) Varsayım C) Eleştiri D) Tahmin E) Öneri
Çözüm
Yukarıdaki cümlede altı çizili kısımda şair hakkında tahminde bulunulmuştur.
Sorunun doğru cevabı “D” seçeneği olur
52
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
(I) İçine doğduğumuz şu zamanın bizi I. Ne yapalım bu parasızlığa alıştık
sadece doğadan, çevremizden değil artık.
aynı zamanda kendimizden de uzak-
II. Roman, yol üzerinde gezdirilen bir
laştırdığını göremeyecek kadar meş-
aynadır, diyor ünlü yazar Stendhal.
gulüz artık. (II) Bu meşguliyet kalbimizi
rahatlatan, duygularımızı incelten, ha- III. Ne yazık ki bu sınava da yeteri ka-
yatımızı anlamlı kılan, ruhumuzu din- dar çalışamadım.
lendiren bir meşguliyet de değil üstelik. IV. Bu sözlerin bizi iyi bir yere götür-
(III) Bu meşguliyet bizi yoran, tüketen meyeceğini hissediyorum.
ve belki de insandan ve insani olandan V. Kararlarımızda duygular kadar aklı
uzaklaştıran bir meşguliyet yazık ki. da devreye sokmalıyız.
(IV) Eskilerin meşguliyeti çok başkaydı,
3. Numaralanmış cümlelerle ilgili
ruhlarını terbiye ederdi onların meşgu-
aşağıdakilerden hangisi söylene-
liyeti. (V) Müzelere, camilere, koruma
altına alınan çeşitli yapılara girip büyük mez?
bir hayranlıkla seyrettiğimiz sanat eser- A) I. cümlede kanıksama anlamı vardır.
lerini yapanların birçoğunun, kendilerini B) II. cümlede tanımlama yapılmıştır.
meşgul etmek için bir sanatla uğraşan C) III. cümlede yakınma söz konusudur.
o insanlara ait olduğunun bile farkında
D) IV. cümlede sezgi anlamı vardır.
değiliz bu çağın insanı olarak.
1. Bu parçada numaralanmış cüm- E) V. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
lelerin hangisinde “yakınma” söz
konusu değildir?
A) I B) II C) III 4. Aşağıdaki dizelerin hangiside
D) IV E) V “sitem” anlamı vardır?
A) Ben sana mecburum bilemezsin
(I) Hayatta beceremeyeceğim şeyler- Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
den biri kadın diyaloglarıdır. (II) Bu, er-
B) Ay ışığındadır sevgiliye duyulan
kek senaristlerin çoğu için de geçerlidir.
(III) Kadın dünyasını çok fazla bilmedik- hasret
leri için kadınlar arasında geçen konuş- Ve sevgiline hasret kaldığın kadar
malar, hikâyeler üzerine yazdıkları çok ona yakınsın
başarılı olmayabilir. (IV) Tabii bunun C) Ben sende yaşıyorum
tersi de kadın yazar ve senaristler için Sen bende hüküm sürmektesin
geçerli olmayabilir. (V) İstisnaları ayrı
D) Her zamanda, her yerde sen ben-
tutuyorum elbette.
de yaşadıkça
2. Bu parçada numaralanmış cüm-
lelerin hangisinde “ön yargı” söz ko- Sen evreninde sana seni aratacağım
nusudur? E) Ayrılıklar içinde taş mı kesildi kalbin
A) I B) II C) III Hiç unutmam dediğin günleri unut-
D) IV E) V tun mu?
53
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
54
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
CÜMLEDE ANLAM
TÜRKÇE
1. Cümlenin Konusu
Cümlede üzerine görüş bildiren olay ya da durum cümlenin konusudur.
“Bu cümle neden söz etmektedir?” sorusunun cevabı bize o cümlenin konusu-
nu verir.
Örnek
l “Günümüz ne kadar yoğun geçerse geçsin yemek yemeyi ya da su içmeyi
nasıl unutmuyorsak kitap okumayı da asla unutmamalıyız.”
Bu cümle; şartlar ne olursa olsun kitap okumamız gerektiğini, kitap okumanın
hayatımız için önemini konu almıştır.
l “Bugün çevreyi korumazsak yarınki nesillere güzel bir dünya bırakamayız.”
Bu cümlede “çevre”, cümlenin ana konusu olarak belirlenmiş ve insanların çev-
reyi korumasının önemine vurgu yapmıştır.
55
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
l Pınar her yıl memleketi Rize’ye ziyarete giderdi ama bu yıl gidemedi.
Pınar Rize’ye daha önceki yıllarda gitmiş.
Pınar Rize’ye ziyaret için gidermiş.
Pınar Rize’ye bu sene gitmemiş.
Çıkarılamayacak yargı: Pınar Rize dışında başka bir yere gitmemektedir.
4. Cümle Tamamlama
Cümle tamamlama; bir ya da birkaç kelimesi boş bırakılan bir cümleyi, cümlenin
bağlamından hareketle tamamlamaktadır.
Uyarı
Çözümlü Soru
Yazar kurguladığı dünyayı anlatırken ............ değiştirerek hayal kurmak zo-
rundadır.
Cümlenin anlamına ve yapısına göre yukarıda boş bırakılan yere getirile-
bilecek sözcük hangisidir?
A) Dilini B) Gerçeği C) Memleketini D) Evini E) Yerini
Çözüm
Anlamsal olarak yazarın hayal kurabilmesi için gerçeklerden uzaklaşması gere-
kir. Bu durum da ancak ‘‘B’’ şeklinde verildiği gibi gerçeği değiştirerek olur.
5. Cümle Oluşturma
Sözcük veya sözcük gruplarının anlamlı ve kurallı bir şekilde sıralanmasına
cümle oluşturma denir. Cümle oluşturmada anlamsal ve yapısal dizilim oldukça
önemlidir.
1) Kurallı cümlelerde yüklem daima sonda olmalıdır.
2) İlk ve son kelimelerin doğru belirlenmesi çok önemlidir.
3) Bir kalıp veya tamlama bölünmüşse bunlara dikkat edilmelidir.
56
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Çözümlü Soru
Ahmet Bey, oğlu Toprak’ın telefon şifresini her gün değiştirmektedir. Bir cümleyi
kelime kelime parçalayarak bu parçalardan tekrar cümle kurmasını ister ve her
kelimeye de bir numara verir. Toprak’ın telefon şifresini doğru bulması için yapma-
sı gereken babasının karışık olarak verdiği kelimeleri anlamlı ve kurallı bir cümle
haline getirmektir. Ahmet Bey’in bugün parçaladığı cümle şu şekildedir:
1. olmayan 2. gemiye 3. yardım etmez 4. rüzgâr 5. hedefi 6. hiçbir
Buna göre Toprak’ın bulduğu şifre hangisidir?
A) 5-6-3-4-1-2 B) 5-4-6-2-1-3 C) 5-1-4-6-2-3
D)5-1-2-6-4-3 E) 5-2-1-6-4-3
Çözüm
Kelimeler anlamlı olarak sıralarken öncelikle cümlenin ana yargısı tespit edilir.
Daha sonra da özne belirlenir. Anlamına bakarak da diğer ögeler yerleştirilir. Buna
göre Toprak’ın bulduğu şifre,” Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez.”
Şeklinde olmalıdır. Yani doğru cevap ‘‘C’’ seçeneğidir.
57
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
58
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Bir dümencinin sakin bir denizde rota- (I) Ünlü Rus yazar Tolstoy’un Korkunç
dan kaçınılmaz sapmalarla uğraşarak İvan yapıtı Sovyet edebiyatının en il-
gemisini hedefe yönlendirmesini düşü- ginç örneklerinden biridir. (II) 16. yy.
nün. Rusya’sından bir panorama sunmuş
1. Bu cümlede geçen “rotadan ka- bu yapıtında yazar. (III) Bu panoramayı
çınılmaz sapmalarla uğraşarak” sö- verirken de ilginç bir yol izleyerek ba-
zünün anlamı aşağıdaki cümlelerin şarısını daha da artırmıştır. (IV) Kitap
hangisinde vardır? daha sonra sinemaya da uyarlanmıştır.
A) Şiirde beklediği ilhamı, tüm çaba- (V) Zevkle ve heyecanla okuyacağınız
sına rağmen yakalayamadı. bu kitap mutlaka kitaplığınızda bulun-
B) Zaman içerisinde karşısına birçok malı.
fırsat çıktı ama fırsatları bir türlü değer- 4. Yukarıdaki numaralanmış cüm-
lendiremedi. lelerle ilgili olarak aşağıdakilerden
C) İnsan; her istediğini, istediği za- hangisi söylenemez?
manda ve şartlarda elde edemiyor. A) I. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
D) Hikâyelerinde yarattığı kahraman- B) II. cümlede saptamada bulunulmuştur.
lar, alıp başını gitmek istiyor. C) III. cümlede beğeniye yer verilmiştir.
E) Gazetedeki çabam ve yazdıklarım D) IV. cümlede öznel bir değerlendir-
sıradanlığın zorunluluklarıdır.
me yapılmıştır.
E) V. cümlede öneri söz konusudur.
(I) Gençliğimde İstanbul’da sadece iki
köprü biliyordum: (II) Üniversiteye veya
Süleymaniye Kütüphanesine gitmek Bahçesini akıllı bir sulama sistemi ile
için yürüyerek geçtiğim Galata Köprüsü sulamak isteyenlerin hayli ---- olan ci-
ile Atatürk Köprüsü. (III) Anadolu Yaka- haz; bilgisayara, tablete veya akıllı te-
sı’na veya şoförlerin dediğingibi “öbür lefona yüklenen uygulaması üzerinden
tarafa” geçmek için Karaköy’den ve- ---- bir akıllı sulama sistemidir.
yanKabataş’tan bazen de Beşiktaş’tan 5. Bu cümlede boş bırakılan yerlere
vapura biniyordum. (IV) Vapurların li- aşağıdakilerden hangisi sırasıyla ge-
mon, tahta ve katran karışımı kokusunu tirilmelidir?
seviyordum. (V) Bazen de satıcı kadın- A) yüzünü güldürecek - puan verilebilen
lar binince yasemin ve lavanta kokusu
sarardı ortalığı. (VI) Vapurlardan inince B) ilgisini çekecek - takip edilebilen
Üsküdar İskelesi yakınında bir pasta- C) cebini yakacak - görüş bildirilebilen
nede çay içmeye otururdum. D) verimini artıracak - kurulabilen
2. Bu parçadaki numaralanmış cüm- E) işini kolaylaştıracak – yorumlanabilen
lelerden hangisi kendinden önceki
cümlenin açıklaması durumundadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
59
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
I. Akşam bize gelin, dedi. (I) Kimse dil kurallarının doğuştan gel-
II. Atatürk büyük bir liderdi. diğini söylemiyor, durum bu değil ancak
III. Vatan borcunu ödemeye gitti. dil yetisinin çok önemli bir genetik bileşe-
IV. Tatlı bir nağme işittik. ni bulunuyor. (II) Eğer böyle olmasaydı,
çocukların dil öğrenmesi mucize olurdu.
V. Serin bir rüzgâr esiyor şimdi burada.
(III) Çocuk, sesli ortamdan gerekli bilgi-
6. Yukarıdaki numaralı cümlelerle leri dil bilimsel olarak seçmeye doğum
ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlış- anında başlar; zaten dil yetisi denilen
tır? şey, kendini bu andan itibaren belli eder.
A) I. cümle, doğrudan anlatımlı bir (IV) Daha sonra da tahmin edilebilir bir
cümledir. dil edinim sürecine girilir. (V) Söz konu-
B) II. cümlede büyük sözcüğü nicelik su süreç, elimizde bulunan kanıtların
bildirmektedir. ötesine geçen bir süreçtir ve basit keli-
C) III. cümlede dolaylama yapılmıştır. melerden başlayarak karmaşık yapılara
ve bu yapıların yorumlamalarına doğru
D) IV. cümlede duyular arası aktarma
giden bir rotada ilerler.
yapılmıştır.
8. Bu parçada numaralanmış cüm-
E) V. cümlede serin sözcüğü somut
lelerle ilgili olarak aşağıdakilerden
anlamlıdır.
hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede dil yetisinin tamamen
genetik olduğu belirtilmiştir.
B) II. cümle I. cümlede açıklanan du-
rumun nedenidir.
Ne kadar bilirsen bil; bildiklerin, kar- C) III. cümlede dil yetisinin işlev ka-
şındakinin anlayabildiği kadardır. zandığı sürece değinilmiştir.
7. Aşağıdaki cümlelerden hangisi D) IV. cümle III. cümledeki yargının
anlamca bu cümleye en yakındır? gerekçesidir.
A) Bildiklerini yalın ve açık bir şekilde E) V. cümlede dil gelişimi örneklerle
anlattığın kadar anlaşılırsın. açıklanmıştır.
B) Söylediklerimin anlam kazanması
karşıdakiyle olan ilişkime bağlıdır.
C) Karşıdakinin bizi anlaması söyle- Cevap Anahtarı
diklerimizin inandırıcılığıyla doğru oran-
1)A 2) A 3) D 4) B
tılıdır.
5) B 6) D 7) C
D) Çok bilmek, karşıdakinin söyledik-
lerimizi anlamasıyla bir değer taşır.
E) İnsanların anlama ve algılama dü-
zeyi iletişimi kolaylaştırır veya zorlaştırır.
60
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
61
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
62
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
3. ÜNİTE
PARAGRAF
Paragraf sözcüğü “para” yani bölüm ve yazı anlamına gelen “graf” sözcüklerinin
birleşmesiyle oluşmuştur. Bir yazıda ele alınan düşünceyi, duyguyu ve olayı tam
anlatabilmek için bir araya gelmiş cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragraf-
lar herhangi bir yazının küçük ölçekli bir örneği şeklinde olurlar. Çünkü paragraflar
bir araya gelerek yazının tamamını oluştururlar.
Türkçede sözcükler kavramları karşılar, cümleler yargıları ifade eder; parag-
raflar ise düşünce birimidir. Bunu basit bir örnekle açıklamaya çalışırsak “doğa”
kelimesi bir kavramdır, “Doğayı korumak insanın asli görevlerinden biridir.”
cümlesi ise bir yargıyı ifade eder.
“Doğayı korumak insanın asli görevlerinden biridir fakat insanlarımız bu
konuda oldukça duyarsız davranmaktadır. Oysaki insanlar sadece kendile-
rini düşünmek yerine kendilerinden sonra gelecek nesilleri de düşünerek
hareket etmelidir. Çünkü doğa bizlere geçmişten gelen bir miras değil gele-
cekteki insanların emanetidir.” ifadesi ise bir düşünce birimi olur ve biz de buna
paragraf deriz.
Paragrafın Özellikleri
63
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Paragraf kendi içinde bir bütünlük taşır ve her paragraf tek bir düşünce etra-
fında şekillenir.
Paragraflar, kendinden önceki ve sonraki paragraflarla bir bağlılık göstermez.
A) GİRİŞ BÖLÜMÜ
Paragrafın en önemli cümlesi olan giriş cümlesi genellikle tek cümleden olu-
şur. Kendinden sonraki cümleye biçimce ve anlamca bağlı olsalar bile bağımsız
cümlelerdir. Çünkü giriş cümlesinden önce herhangi bir cümle gelmez. Paragrafın
konusu genellikle giriş cümlesinin içinde yer alır.
Örnek
l “Su, milletlerin hayatında derin izler bırakan sözlü ve yazılı anlatılarda
kendine hep yer bulmuştur.” cümlesi bir paragrafın giriş cümlesi olabilir.
“Daha sonra, Portekizce konuşulan bir ülkede, Brezilya’da, sürgünde yaşa-
mış.” cümlesi bir paragrafın giriş cümlesi olamaz. Çünkü cümlede yer alan “daha
sonra” ifadesi bize bu cümleden önce başka bir cümlenin var olduğunu ifade et-
mektedir.
Uyarı
B) GELİŞME BÖLÜMÜ
Giriş bölümünde ifade edilen düşünceyi açıklayan ve okuyucunun zihninde
daha anlaşılır hâle gelmesini sağlayan bölümdür. Kendinden önceki ve sonraki
cümlelere anlamca ve biçimce bağlıdırlar ve cümleler arasında bir mantık bütünlü-
ğü taşır. Giriş bölümünde verilen düşünceyi inanılır kılmak ve doğruluğunu ortaya
koymak için düşünceyi geliştirme yollarından faydalanılır.
64
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
l Eğitim ve öğretim kökle toprak, etle tırnak gibidir. Eğitimle öğrenir, öğrenerek
eğitilir insan. Eğitim ve öğretim olgularından herhangi birini diğerinden ayrı
tutarak sürdürülecek bir faaliyet, her ikisini de sakat bırakacaktır. Eğitim ve
öğretim kavramlarının tanımları arasındaki farklar, kulvarlarının da ayrı ol-
duğunu ispatlamak için yeterli değildir. Kan ile damar arasındaki ilişki ne ise
eğitim ve öğretim arasındaki ilişki de odur.
Yukarıdaki paragrafta koyu yazılan bölüm paragrafın gelişme bölümünü oluş-
turmaktadır. Giriş bölümünde yer alan ifadeyi açıklayarak sonuç bölümüne bağla-
mıştır.
C) SONUÇ BÖLÜMÜ
Giriş bölümünde ifade edilen düşünceyi derleyip toparlayıp bir sonuca bağlayan
cümledir. Genellikle tek cümleden oluşur ve paragrafın özeti şeklindedir. Ana dü-
şünce genellikle bu bölümde yer alır. Sonuç bölümü kendınden önceki cümlelere
biçimce ve anlamca bağlıdır.
Örnek
l Hayat o kadar kısa ki bırakın saçlarınız dağınık kalsın, yağmurda şemsiyesiz
yürüyün. Üstünüz başınız tozlansın. Aslında hepimizin içindeki özgür olma hissi bu
küçük şeylerde gizli değil midir? Hayata açılan penceremizi o kadar az aralıyoruz
ki hayatın içerisindeki güzellikleri fark edemiyoruz. Kuralcı ve sabit fikirlerden
arınırsak mutluluğu bulabiliriz.
Yukarıdaki paragrafta koyu yazılan bölüm paragrafın sonuç bölümüdür. Burada
paragrafın özeti yapılarak ana düşünce okuyucuya aktarılmaya çalışılmıştır.
Uygulama
(1) Halil İnalcık’a göre, tarih bir milletin şuuru demektir. Tarihin engin havza-
sında teşekkül eden bilgi, birikim ve irfanın gelecek nesillere aktarılması, kaza-
nımların daima hayatla ilişki içinde tutulması noktasında tarih bilinci milletler için
hayati önem kazanır. (2) Tarih bilinci; bugünü anlamak, geleceği doğru tasarlamak
hususunda geçmişten layıkıyla nasiplenmeyle ilgilidir. Geçmişten nasiplenmek, bir
yandan da ona saplanıp kalmamayı, onu bir yöntem güncellemesi hâlinde cevhere
dönüştürecek bir değer olarak görmeyi gerektirir. (3) Tarih bilincinden söz etmeden
kültürden, medeniyetten söz etmek imkânsızdır.
Yukarıdaki paragrafta yer alan numaralı cümleleri uygun bölümler ile eş-
letiriniz.
Giriş bölümü Gelişme bölümü Sonuç bölümü
65
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya en uygun ifadedir?
A) Günlüklerimdekiler ise çocukça bir keşif ve anlama serüvenine dahil ettiğim,
anlamaya ve öğrenmeye çalıştığım yazar ve yapıtlardır.
B) Anılarımdaki okuduğum kitaplarla ilgili notlarımda, birbirinden çok farklı yazar
ve kitaplar var.
C) Onlarda, akademik bir yaklaşım ya da bir inceleme, tanıtma çalışmasını ön-
celemek istememdendir bu tutum.
D) Hâliyle dağınık bir okuma anlayışına sahip olduğum, okurun da gözünden
kaçmıyor.
E) Bu durum, hayata ve hayatın içindeki hiçbir olgu ya da duruma “bir proje”
gözüyle bakmamış olmamdan da kaynaklanıyor.
Çözüm
A, C, D ve E seçeneklerindeki cümlelerden önce başka bir cümlenin var oldu-
ğunu bildiren ifadeler olduğundan bu cümleler bir paragrafın giriş cümlesi olacak
özellikte değillerdir. “B” seçeneğinde yer alan cümle ise bir paragrafın giriş cüm-
lesi olabilir.
2. PARAGRAF OLUŞTURMA
Karışık hâlde verilen cümlelerden bir paragraf oluşturmak için olay yazılarında
olayın gerçekleşma sırasına, düşünce yazılarında ise düşüncenin mantık sıralama-
sına dikkat edilmelidir. Bu tür sorularda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
l Verilen cümlelerin tamamı okunarak paragrafta ne anlatıldığı belirlenir.
l Olay yazılarında olayların sırası, fikir yazılarında ise düşüncenin mantık sı-
rası belirlenir.
l Giriş cümlesi olabilecek cümle belirlenir.
l Daha sonra ise mantıksal sıralama ile diğer cümleler sıralanır.
3. PARAGRAF TAMAMLAMA
Paragrafın anlam bütünlüğünü bozmayacak şekilde paragrafın konusu ve ana
düşüncesiyle çelişmeyen bir cümle getirilmesi istenir. Burada paragrafın anlam ve
yapı bütünlüğü dikkate alınarak mantıksal sıralamaya uygun cümle getirilmelidir.
Paragraf tamamlama sorularında öncelikle paragrafın konusu ve ana fikri belir-
lenir. Ardından paragraftaki cümleleri birbirine bağlayan ve cümlelerin akışını sağ-
layan geçiş ve bağlantı ögelerinden hareketle boş bırakılan yere en uygun cümle
getirilir.
66
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
I. Çünkü boyanın duvara yedirilmesi için oyuk yüzeylerin içinin kalın bir boya
tabakasıyla doldurulması gerekiyordu.
II. Eski Mısır’da duvar resimleri kayaların yüzeyleri üzerine yapılıyordu.
III. Bu yöntemde ressamlar girintili çıkıntılı olan yüzeyi hafifçe düzledikten son-
ra kalın bir kil tabakasıyla sıvıyorlar ve üzerine ince bir alçı tabakası sürdükten
sonra resim yapmaya elverişli yeni bir yüzey elde ediyorlardı.
IV. Ressamların kaya üzerinde oyuk bir yüzey meydana getirmeleri başlangıçta
güçtü.
V. Ama sonraları kaya yüzeyi üzerinde böyle bir işlemi gerektirmeyecek bir yön-
tem bulundu.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda üçüncü
cümle aşağıdakilerden hangisi olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözüm
Bu paragraf bir olay yazısı olduğu için olay örgüsünü belirlemek gerekmektedir.
Paragrafta yer alan cümleleri okuduğumuzda eski mısırda duvar resimlerinin nasıl
yapıldığını anlatmaktadır. Olayların oluş sıralaması ise II-IV-V-III-I şeklindedir. Bu
sıralamaya göre baştan üçüncü cümle “V” numaralı cümle olur, dolayısıyla soru-
nun doğru cevabı “E” seçeneği olur.
67
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Kardeşlik ilişkisi, yaşadığımız pek çok ilişkiden farklı ve özeldir. Kardeşinizi seç-
mezsiniz ama kendiniz seçmiş gibi seversiniz. Karakterleriniz farklı olsa da hayata
farklı pencerelerden bakıyor olsanız da ara sıra tartışsanız, anlaşmazlıklar yaşa-
sanız da kardeşiniz sizin için ömür boyu sürecek bir arkadaşlığın ve dostluğun ga-
rantisidir âdeta. - - - - Aralarında değer verilen ortak bir bağ bulunan kişilerden her
birine de “kardeş” demişiz: “Yol kardeşi”, “din kardeşi” gibi… Böylesine önemlidir
kardeşliğin hayatımızdaki yeri ve kardeş olmak bizatihi olumlu bir içeriğe sahiptir.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden
hangisi getirilmelidir?
A) Kardeşlik üzerine pek çok film yapıldığını sinema tarihini biraz ayrıntılı ince-
lediğinizde göreceksiniz.
B) Kardeşlik ilişkisinin başka ilişkiler arasındaki yeri öyle özeldir ki insanların
birbirlerine paylaşımlarını ifade etmek için bu güzel kelimeyi ödünç almış; “kardeş
olmak”, “kardeşçe yaşamak” demişiz.
C) Anne babamızla fikirlerimizin uyuşmadığı durumlarda çoğu zaman kardeşi-
mizi bir sığınak olarak görüp onunla dertleşmek ihtiyacı hissederiz.
D) Kimi zaman da insanlar kardeşiyle ne yazık ki bağlarını koparır, kardeşler
birbirlerine düşmanca tutum takınırlar.
E) Kardeşliğin ne kadar güzel bir duygu olduğunu anlamak istiyorsanız kardeşi
olmayan kişilerle konuşmanız doğru olacaktır.
Çözüm
Paragrafta genel olarak kardeşlikten bahsetmiştir. Boş bırakılan yerden sonra
ise kardeş kelimesinin nerelerde kullanıldığı okuyucuya verilmiştir. Parçanın anlam
akışına göre boşluğa getirilecek en uygun cümle “B” seçeneğinde yer almaktadır.
Çözümlü Soru
(I) Büyük siyasal dönüşümler, rejim değişmeleri; bir toplumun köklü değişimle-
rini, farklılaşmalarını hazırlayan olaylardır. (II) Buna karşılık en köklü kopuşlarda
bile değişmeleri ölçebileceğimiz, ilişkilendirebileceğimiz bir arka plan da her zaman
vardır. (III) Değişen ile değişmeyen arasındaki arka plan, dönemlerin karakterini
oluşturur. (IV) Bu, yaşamın ve doğanın içinde zaten mevcut bir durumdur. (V) Tanzi-
mat’tan beri oluşagelen bütün yeni edebiyat hareketleri gibi Cumhuriyet’ten sonraki
Türk şiirinin ilk özelliği de eskiyi reddederek yerine yeninin konulması çabaları ol-
muştur. (VI) Batı şiirinin geçtiği yolun daha yakından izlenmesi, modern anlayışların
çeşitlenerek yerleşmesi, halk edebiyatının, folklorik ögelerin bu yeni zevk ve estetik
içerisinde yeniden yorumlanması, bu sürecin belirleyenleri olmuştur.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
68
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözüm
Paragrafın giriş bölümünde değişimlerden bahsederken sonuç bölümünde ise
şiirle ilgili değişimlerden bahsetmektedir. V numaralı cümlede düşünce değiştiği
için burada farklı bir paragraf oluşturmak gerekmektedir. Sorumuzun doğru cevabı
“D” seçeneğidir.
Çözümlü Soru
(I) Üç yıl önce aramızdan ayrılan Oktay Akbal ile 1990’lı yılların sonlarında ta-
nıştım. (II) Yumuşak huylu, genç yazar adaylarına yollarını aydınlatabileceğini dü-
şündüğü öğütler vermeyi seven bir kişi olmasının ötesinde yazar egosu dediğimiz,
çoğu okurda düş kırıklığı yaratan kibirden olabildiğine uzak bir insandı diyebilirim.
(III) Günümüzün özellikle genç yazarları âdeta burnundan kıl aldırmıyor, şöhretin
ışıltısına kapılarak kibirleniyorlar. (IV) Zor koşullarda birkaç sayı çıkabilen bir ede-
biyat dergisi için kendisiyle röportaj da yapmıştım. (V) Sorulara oldukça kısa hatta
sorulan soruyla pek de ilgisi olmayan cevaplar vermişti. (VI) İyi bir denemeciydi
ama röportajda beklediğiniz uzun ve doyurucu yanıtları alabileceğiniz bir yazar
değildi; kim bilir hangi bilinmez nedenlerle ketumluğu tercih ediyordu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını boz-
maktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI.
Çözüm
Yazar bu metinde Oktay Akbak hakkında konuşurken (III) numaralı cümlede
günümüzdeki genç yazarlarla ilgili bir cümle kullanıyor ve ardından Oktay Akbal ile
yaptığı ropörtajdan bahsediyor. (III) numaralı cümle düşüncenin akışını bozmakta-
dır. Bu cümle çıkarıldığında paragrafta anlam bütünlüğü saplanmış olur. Sorunun
doğru cevabı “B” seçeneği olur.
69
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
(I) Her edebiyat eleştirisi, biraz subjektif ve şahsidir; bu anlayıştan hareket edi-
lerek yola çıkılırsa varılacak nokta daha iyi tayin edilmiş olur. (II) Yorumların ve de-
ğerlendirmelerin, kesin ve mutlak bir üslupla sonuçlandırılması, yapılan eleştiriye
de zarar vereceğinden bu tutumdan kaçınmak gerekir. (III) Çünkü bu genelleme,
eseri değerlendirip hüküm verirken yaşanılan devrin bakış açısına göndermede
bulunur ve onu temsil eder. (IV) Bir sosyal bilim olarak edebiyat ve daha da özelde
eleştiri, kesinlemeden çok genellemedir. (V) Bu bakış açısına, eleştiri kuramında
“çağdaş bakış açısı” denmektedir. (VI) Eleştirinin şahsi ve subjektif oluşu bu bakış
açısından kaynaklanmaktadır.
Bu paragrafın anlam bütünlüğünün sağlanması için numaralanmış cümle-
lerden hangileri yer değiştirmelidir?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV E) IV ve V.
Çözüm
Paragraflar bütünlük içinde bir araya gelmiş cümlelerdir. Yukarıdaki paragrafta
IV ve V numaralı cümleler yer değiştirdiğinde paragrafın anlam bütünlüğü sağlan-
mış olur. Sorunun doğru cevabı “E” seçeneği olur.
70
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
(I) Ülkemizde kuşkusuz iyi denemecilerimiz yetişti. (II) Türkçenin bütün tatlarını
veren doyumsuz denemeler yazıldı. (III) Buna karşılık öyle zamanlar oldu ki her-
hangi bir türe dâhil edilemeyen melez yazılar, deneme diye okurun önüne sürüldü.
(IV) Kimileri denemenin, içi boş yani fikirsiz ve süslü yazılar olduğunu zannetti. (V)
Bu yüzden deneme kitapları, çoğu zaman edebiyat eseri sayılmadı.
Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden itibaren düşüncenin
yönü değişmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
I ve II numaralı cümlelerle ülkemizde yetişen iyi deneme yazarlarından bah-
sederken III numaralı cümlede düşüncenin yönü değişmiş ve melez yazarlardan
bahsetmeye başlanmıştır ve düşüncenin yönü değişmiştir. Sorunun doğru cevabı
“C” seçeneği olur.
Çözümlü Soru
Kelimelerin evreleri, insan hayatının basamaklarına benzer. Her kelime doğar,
büyür, gelişir, olgunlaşır. İnsana bağlıdır kelimelerin hayat seyri; ondan ayrılmaz,
onunla birlikte yaşar çocukluğunu. Yeni yetmelik, ilk gençlik, tahsil hayatı, askerlik,
evlilik hep birlikte yaşanır. İnsanlar gibi çoluk çocuğa bile karışır kelimeler günü
gelince. Hükümranlığı devralabilir evlat sözcükler; yıldızları parlayabilir, insanda
olduğu gibi. Ömrünü tamamlayıp ölebilir de sözcükler, insan gibi. Terk edilmek,
unutulmak, yara bere almak, katledilmek de vardır kaderinde kelimelerin. Değişi-
me uğramak, kılık değiştirmek, tanınmaz hâle gelmek de… Yeniden doğmak da
vardır kelimelerin yazgısında, insan gibi. Biri diğerinden ayrı düşünülemez.
Bu paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sihirli Kelimeler B) Kelimelerin Yaşamı
C) Medeniyet İçinde Dilin Yeri D) Kelimenin Gücü
E) Dil ve İnsan
71
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözüm
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Peyami Safa, bir yazısında şöyle diyordu: “Cihan Harbi’nde Alman ordularının
Fransa’yı işgale başladığı devrenin talihsiz başvekili Reynaud, şu beyanatta bu-
lunmuş: ‘Düşman ilerliyor, Paris ve vatan tehlikededir. Yalnız, size verilebilecek bir
müjdem var: Pascal’ın, Moliere’in, Racine’in ve bütün Fransız büyüklerinin eserleri
muhafaza altındadır.’ Fransız başvekilin sözü, onu anlamayanlara bir ümitsizlik
hezeyanı gibi görünebilir. Fakat Fransa’yı kurtaran bu müjdedir.”
Bu parçada vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Savaşlar, insanlık tarihinde her zaman kapanmaz yaralar açmıştır.
B) Tarihî eserlerin, aslına uygun olarak korunması ulusların en önemli ödevle-
rindendir.
C) Sanat, insanların arasında barışı sağlayan, onları birbirine yaklaştıran en
önemli ögedir.
D) Bir savaşta tarihî eserleri korumak, ülkeyi korumak kadar önemlidir.
E) Milletler, hangi medeniyete ait olursa olsun tarihî eserlere saygı göstermek
zorundadır.
72
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözüm
TÜRKÇE
Paragrafta İkinci Dünya Savaşı sırasında edebi eserlerin koruma altına alın-
dığını ve bunun savaşı kaybetmekten daha önemli olduğunu belirtmek istemiştir.
Buradan hareketle sorunun doğru cevabı “D” seçeneği olur.
Uyarı
Çözümlü Soru
Türk mutfağının bir alt kümesi olmaktan ziyade farklı bir yorumu, görece mu-
adili olan Konya mutfağı hem coğrafi konum hem de kültürel ve tarihî özellikleri
nedeniyle Anadolu’nun mizanı; doğu/batı, kuzey/güney rotalarının kavşak nokta-
sıdır. Mevlevi adap ve erkânını mutfak kültürüne taşıyan Konya mutfağı, yemeğin
sadece yemekten ibaret olmadığını; bir yaşam biçimi ve hayat felsefesi olduğunu
bize çağlar ötesinden duyurur. İhtiva ettiği mutfak mimarisi, araç gereçleri, yemek
çeşitleri, pişirme yöntemleri, sofra düzenleri, servis usulleri, kış için hazırlanan özel
erzak çeşitliliği ile nevi şahsına münhasır bu kültür; temaşa edenin dimağında be-
reketi ve lezzeti harmanlayarak çok özel bir tat bırakır.
Bu parçadan Konya mutfağı ile ilgili,
I. Yapılmasından sunumuna kadar kendine özgü olduğu
II. Bünyesini oluşturan en önemli ögenin Mevlevilik olduğu
III. Anadolu’nun en eski mutfak kültürü olarak anıldığı
Yargılarından hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I ve III
Çözüm
Yukarıdaki paragrafta Konya mutfağının Anadolu’nun en eski mutfağı olduğun-
dan bahsetmemiştir. “Nev-i şahsına münhasır” sözcüğü ile kendine özgü olduğu-
nu, Mevlevi adap ve erkânı şeklinde başlayan cümlede ise bünyesini oluşturan
ögeyi belirtmiştir. Sorunun doğru cevabı “D” seçeneğidir.
73
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Uygulama
Bir paragrafın giriş cümlesi olabilecek cümleleri işaretleyiniz.
1 Geçtiğimiz yıllarda Ankara, ağırlıklı olarak devlet binalarının ve lojmanların
yan yana sıralandığı resmî bir memur şehri olarak düşünülürdü ama şimdi bu algı
tümüyle değişti.
1 Şiir yalnızca söylemez, dile getirmez; aynı zamanda resmeder, heykel yapar
ve şarkı söyler; o hem mimaridir, hem resim hem de musikidir.
1 Ortak değerlerin belirlenmesi ile birlikte, daha iyi bir dünya ortaya koymak ve
yaşamak istiyorsak diğer insanlarla bağlantı içinde olmamız gerektiğini vurguluyor.
1 Yazarın ifade ettiği gibi toplumların ortak hedef kaybı, bir değişim gücü olarak
insanların da inançlarını yitirmelerine sebep olmuştur.
1 Derin bir nefes alıp dış seslerden arınarak etrafıma dikkatlice baktığımda
çevremde gördüğüm canlıların çeşitliliğine hayranlık duyuyorum.
74
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
Gerçek sanatçının emeği yok sayılıp Bazen insan nelerden huzur duydu-
eseri yıllarca tozlu raflarda bekleyebilir. ğunu bilemiyor. Güneşli bir günde kır
çiçeklerinin kokusu, çok kişinin dikkatini
Ama günümüzde en çok okunan kitap- bile çekmemiştir. Mutluluğu hep büyük
lar en çok ödül almış eserlerden çıkar. şeylerde aramak, bizi farkında olmadan
“En çok ödül almış” dediğime bakmayın, karamsarlığa itiyor. Bir kuşun ötüşü, bir
ödüllü eserin içeriğinden ziyade reklamı kedinin miyavlayışı bile hayatın güzelliği-
önemlidir günümüzde. ni gösterir. Mutlu olmak için var olanları
değerlendirmek, olumsuzlukları lehimize
1. Bu parçada aşağıdakilerden han- çevirmek gerekir.
gisi vurgulanmıştır? 3. Bu parçada asıl vurgulanmak iste-
A) Ödül kazanan kitapların okunmasın- nen aşağıdakilerden hangisidir?
da reklamın önemi büyüktür. A) İnsanın davranışları ruhsal durumu
ile ilgilidir.
B) Kitap okuma alışkanlığı, gün geçtik-
çe artmaktadır. B) Basit, sıradan şeylerdeki güzellikleri
de görebilirsek mutlu olabiliriz.
C) Çok satan kitaplar, iyi yazarların
C) Sıradan insan, sıradan şeylerden
elinden çıkar. mutlu olunabileceğini bilmelidir.
D) Kitap okuma alışkanlığı olanlar, ba- D) Bireyin mutluluk sebebi, toplumun
şarılı kitapları tercih ederler. da mutluluk sebebidir.
E) En çok okunan kitaplar, en çok ödül E) Mutluluk büyük şeylerde aranmamalı.
alan kitaplardır.
İstiyorum ki yazdıklarım insanlarımızın
sorunlarını, özlemlerini anlatsın. Onla-
Bugünlerde aynanın önünden geçer- rın acılarını, çektiklerini başkalarına du-
ken durup aynaya bakıyorum: “Bu yaşlı yurabilsin. Açıkçası yaşamı değiştirsin,
adam ben miyim? Hayır, ben olamam. güzelleştirsin. Bu amaçla insanımızdan,
Daha çocuğum ben.” demek ne kadar da ülkemizden kopmamaya çalışıyorum.
zor artık. Ancak yine de dergilerde yer verilmiyor
şiirlerime. Yayımlananlara bakıyorum,
2. Bu parçada altı çizili bölümle an- çoğu, toplum gerçeklerine kapalı; belli bir
latılmak istenen aşağıdakilerden han- düşünceyi savunmuyor, bir sorunu dile
gisidir? getirmiyor.
A) Yaşlılık herkesi farklı şekilde etkiler. 4. Bu parçada şair, aşağıdakilerin
hangisinden yakınmaktadır?
B) Bazen kendimize başka bir hayat A) Şiire özgü ilkelerin belirgin olmama-
yakıştırırız. sından
C) Genç göründüğümüz fotoğraflar bizi B) Şiirde içerikten çok anlatımın öne
mutlu eder. çıkmasından
D) Çocukluk yıllarımızı özlemle anarız C) Şairlerin ortak bir tutum izlememe-
gün geçtikçe. sinden
D) Yaşananları yansıtmayan şiirlerin ilgi
E) Duygular dış görünüşten farklı bir görmesinden
hâl alabilir.
E) Ozanların toplumu gereği gibi tanı-
yamamasından
75
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Her şeyi yapabiliriz, uçabiliriz, denizlerin (I) Yazarın doğasındaki mizah, her olguya
altında yürüyebiliriz, yıldızlara gidebiliriz, ato- mizah gözüyle bakmasını sağlar. (II) Ayrıca
mu parçalayabiliriz, topraktan siyah bir sıvı mizahi bakışının dışında konu bakımından
çıkartıp onu enerjiye dönüştürebiliriz, aramız- da sınırlamasının olmadığını söylememiz
da hiçbir hat olmadan sesimizi binlerce kilo- gerekir ki onun anlattığı tek bir konu yoktur.
metre öteye ulaştırabiliriz, binlerce kilometre (III) Yazarlık konusunda anlattığımı en este-
tik şekilde anlatayım kaygısı da yoktur. (IV)
ötedeki olayları anında izleyebiliriz, bütün bu
Kaleminin ucuna ne, nasıl gelmişse karşılıklı
mucizeleri gerçekleştirebiliriz ama en basit
oturmuş, sizinle bir söyleşideymiş havasın-
şeyi yapamaz, kendi varlığımızın gizine eri- da anlatır. (V) Mesleğinden, çocukluğundan
şemeyiz. Bildiğimizi bile bilmediğimiz bilgiler hastane ve üniversiteden, yetişkinlik evre-
saklıdır içimizde. sinden kırıntıları okuyucusuna konu olarak
5. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıda- sunar.
kilerden hangisidir? 7. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle
anlamlı bir bütün oluşturabilmek için aşa-
A) İnsanoğlunun yapabilecekleri madde
ğıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalı-
dünyasıyla sınırlıdır.
dır?
B) Bilimin ilerleyişi asla durmayacak ve in- A) I. ve Il. cümle yer değiştirmelidir.
sanın önüne yeni ufuklar açacaktır.
B) III. cümle Il. cümleden önce getirilmelidir.
C) İçimizdeki gizemi dışımızdaki gelişmele-
re bağlı olarak çözmek olanaksızdır. C) III. ve IV. cümleler yer değiştirmelidir.
D) Il. ve IV. cümle yer değiştirmelidir.
D) Kâinattaki ve içimizdeki gizem birgün
anlaşılır olmaya mahkûmdur. E) V. cümle III. cümleden önce gelmelidir.
E) İç dünyamızı dış dünyamız kadar tanı-
yamamaktayız. -.... Aynı zamanda deneme, hikâye, şiir ve
röportaj da okur. Bütün milletlerin okurları ara-
sında bir benzerlik vardır. “Okuyucu, her şeyi
Yazarlar okurlarından dikkatli olmalarını is- okur.” Bütün türlerin takipçisi, okuyucusu, ge-
ter. Ben hayal gücü istiyorum. Böylece benim leceğe aktarıcısıdır o. Özel olarak bir roman
yazdığım bir roman, okuyucunun hayal gü- okuru yetiştirilmemiştir edebiyatımızda.
cünde oluşur. ---- 8. Düşüncenin akışına göre bu parçanın
6. Düşüncenin akışına göre bu parça başına aşağıdakilerden hangisi getirilme-
aşağıdakilerden hangisi ile sürdürüle- lidir?
mez? A) Roman okuru, yerli ve yabancı ayrımı
A) Böylece okuyucu benim istediğim gibi yapmaz.
yönlenir. B) Roman okuru benim romanlarıma ya-
bancı değildir.
B) Roman son hâlini okuyucunun zihninde
bulur. C) Bizim okurumuz yalnızca düzyazı me-
raklısı değildir.
C) Ben okuyucunun düş gücüne yaslanı-
rım. D) Bizim okurumuz sadece roman okuyan
bir okur değildir.
D) Yani romanı okur tamamlamalıdır.
E) Her romancı kendi okurunu yetiştirir.
E) Bundan dolayı bir bakıma romanlarım
yarım kalmış sayılabilir. Cevap Anahtarı: 1)E 2)E 3)B 4)D
5)E 6)E 7)D 8)C
76
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ
77
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
a. Açıklayıcı Betimleme
Bir varlık ya da durumla ilgili bilgi vermek amacıyla kullanılan betimlemelerdir.
Açıklayıcı betimlemelerde kişi ya da nesneleri kişisel izlenimler katılmadan anlatılır.
Örnek
l Ladin, çamgiller familyasının Picea cinsinden Kuzey yarıkürenin ılıman ve
soğuk bölgelerinde yayılış gösteren ağaç türlerinin ortak adı. Uzaktan bakıldığında
göknara benzese de piramide benzer tepesi ve sarkık dalları ile ondan ayırt edile-
bilir. Boyu 40–50 metreye kadar ulaşabilir.
b. Sanatsal Betimleme
Sanatsal betimlemede; yazar herhangi bir varlık, kişi ya da bir olayı duygularına
ve fikirlerine bağlı olarak anlatır.
Örnek
l Saatler süren uzunca bir yürüyüşten sonra soluk soluğa kalmış, son patikayı
da nihayet dönmüştü. Kafasını kaldırıp baktığında gördüğü manzaraya inanama-
dı. Kayalık yamaçlar üzerine kurulmuş inci gibi parlayan bir fener ve uçsuz bucak-
sız denizin kucak açtığı irili ufaklı adalar. Batmak üzere olan güneş de adeta tüm
kâinata gülümsüyordu.
78
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Bir metinde durum, gözümüzün önünde sadece canlandırılmışsa betimleme
olay; kişi, zaman, mekân unsurlarına bağlı olarak anlatılıyorsa metnin içinde be-
timleme bulunsa bile öyküleme anlatım türü ağır basar.
Çözümlü Soru
Anadolu topraklarında dolaşan gezginler karşılaştıkları sayısız doğal, kültürel
ve tarihî zenginlikten paylarını alırlar. Türkiye’yi, Türk-İslam kültürünü tanımak iste-
yenlerin yolu mutlaka Selçuklu eserlerine de varır. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası,
Konya’daki Karatay Medresesi, Ahlat’taki Selçuklu Mezarlığı, Alanya’daki tersane,
Aksaray’daki Sultanhanı gibi birçok yapı Anadolu topraklarında yapılmış mimari şa-
heserler olarak hayranlık uyandırır. Selçuklular matematikle statiği, mimarlıkla este-
tiği buluşturan bu eserlerin ayrıntılarında taş ustalığının ve çinilerdeki mavinin güzel-
liğinin sırrına ermişlerdi. Konya’daki Karatay Medresesi ve İnce Minareli Medrese,
Erzurum’daki Çifte Minareli Medrese ve Sivas’taki Gök Medrese gibi yapıların taç
kapıları içeriye girdiğinizde karşılaşacağınız görkemli bir güzelliğin habercisi gibidir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Örneklemeye B) Açıklamaya C) Karşılaştırmaya
D) Betimlemeye E) Deyimlere
Çözüm
Yukarıdaki parçada yazar Selçuklu eserlerini örneklendirmiştir. Paragraf bilgi-
lendirici bir metin olduğu için açıklayıcı anlatımdır. Metinde sıfatlar olduğundan
betimleyici bir metindir. Ayrıca “payını almak” deyimi kullanılmıştır. Metinde karşı-
laştırma yoktur. Sorunun doğru cevabı “C” seçeneği olur.
1. TANIMLAMA
Bir kavram veya varlığın ne olduğunun temel nitelikleriyle açıklanmasıdır. ‘’Bu
nedir, kimdir?’’ sorularına cevap verir. Parçanın içinde sadece bir tane cümlede
tanım yapılması tanımlama için yeterlidir. Açıklama paragraflarında çokça kullanı-
lır. Yazılar da ise çoğunlukla soyut konuların tanımı yapılır.
79
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
2) KARŞILAŞTIRMA
Birden fazla varlık ya da kavram arasındaki benzerlik veya farklılıkları ortaya
koymaktır. ‘’En, daha, çok, kadar, gibi, göre, ise…’’ ifadeleri karşılaştırmalarda
kullanılan ifadelerdir.
Örnek
l Cömert insan ay gibidir, parlar. Etrafındaki insanları da aydınlatır. Derin mer-
hamet gücüyle kalabalık içinde bile derhal fark edilir. Yüzü de ruhu gibi aydınlıktır
çünkü. Cimri insan kapkara taşa benzer. Çevresini aydınlatmak şöyle dursun, et-
rafındaki ufacık ışık belirtilerini de kendi koyu karanlığında yok eder. Yardım etme-
nin, paylaşmanın yüceliğinden bir şey anlamaz.
Yukarıdaki örnekte “cömert” ve “cimri” insanın özellikleri karşılaştırılmıştır.
Örnek
l Konuşma ile yazma farklıdır. Konuşma geçici, yazma kalıcı. Konuşma anlık,
yazma sonsuzdur. Yazıya geçirilen her şey olduğu gibi korunur. Konuşma ise sa-
man alevi gibi söylendiği anda yiter.
Bu parçada “konuşma” ve “yazma” karşılaştırılmış, yazmanın konuşmadan
üstün olduğu vurgulanmıştır.
3. ÖRNEKLENDİRME
Bir düşüncenin somut hâle getirilerek daha anlaşılır kılınması için anlatılan ko-
nuyla ilgili örnekler verilmesidir. Örnekler verilerek anlatılanların zihinde daha ko-
lay yerleşmesi sağlanır. Örneklemede amaç düşüncenin daha kolay anlaşılmasını
sağlamaktır.
Örnek
l Her şey değişir, durmadan yol alır. Su, buhar olur, yağmura dönüşür; tohum
baş verir, çiçeğe durur; civciv, pek cılız doğar, kocaman bir horoz olur. Dünyada
hiçbir şey durmaz. Bu doğanın bir parçası olan insan neden dursun?
Bu parçada yazar, insanın yerinde durmaması gerektiğini, doğadan hareketle
örneklendirmiştir.
80
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
4. TANIK GÖSTERME
Okuyucuyu ikna etmek, kendi görüşünü desteklemek için konuyla ilgili o alanda
yetkin bir kişinin sözüne yer verilmesidir. Alıntı yapılan kişinin adı belirtilir ve sözü
tırnak içinde verilir. Atasözlerini kullanmak tanık gösterme sayılmaz çünkü söyle-
yeni belli değildir.
Örnek
l Sinemadan çıkan bir dostumuza: “Film güzel miydi?” deriz. Resim sergi-
sinden çıkana, bir kitabı okuyana, bir tiyatro izleyene, bir konser izleyicisine hep
aynı soruyu sorarız: “Güzel miydi?” İşte sanatın ne olduğu, sanatın temel ilkesini
belirleyen sihirli sözcük: “Güzellik”.
Dostoyevski: “Sanat güzelliktir.” diyor.
Yukarıdaki parçada yazar kendi düşüncesini desteklemek için Dostoyevski’nin
sözünü tanık göstermiştir.
6. BENZETME
Bir kavramı ya da varlığı başka bir kavram ya da varlığın özellikleriyle anlat-
maya benzetme denir. Aralarında ilişki bulunan varlıklardan nitelikçe güçsüz olanı
güçlü olana benzetmektir.
Örnek
l Kardeşi oyun oynarken keçi gibi inatçılık yapıyordu.
l İpek gibi saçları rüzgârda dalganırken bir yandan da hafifçe tebessüm
ediyordu.
l Onların arkadaşlığı bir dosttan çok kardeş gibiydi.
81
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
82
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Bilimin gelişmesi 1800’lü yıllarda keşiflerin yönünü değiştirdi. Birçok gezgin bi-
limsel araştırmalar yapmak amacıyla yolculuklara çıktı. Ünlü kaptan James Cook
(Ceymis Kuk) Büyük Okyanus’ta pek çok yolculuk gerçekleştirdi ve deniz haritaları
hazırladı. Doğa bilimcisi Alexsander Von Humbolt (Aleksandıe Von Humbolt) Güney
Amerika’nın kuzeybatısında kelebekler, bitkiler ve yer bilim üzerine keşifler yaptı.
……………………………………………………………………………………….....
Dünya her geçen gün yeni teknolojik araç gereçlerle donatılmaktadır. Bu geliş-
meler hayatımıza sayısız fayda sağlamaktadır. Bununla birlikte teknoloji kullanımı
üzerindeki kontrolümüzü kaybetmememiz gerekmektedir. Teknolojik ürünleri kulla-
nırken ölçüsüz ve sınırsız kullanırsak sağlığımızı kaybederiz, ailemizin üyeleriyle
ve diğer insanlarla ilişkilerimizde ciddi sorunlar yaşarız. İşte bu duruma “teknoloji
bağımlılığı” denir.
……………………………………………………………………………………….....
Günümüzde TÜİK kayıtlarına göre kimya sektörü girişimcilerinin %38,6’sı İstan-
bul, %6,6’sı İzmir, %6,5’i Ankara, %5,4’ü Bursa’da yer almaktadır. Bu iller kimya
sektörü ihracatının yaklaşık %57’sini oluşturmaktadır. Kimya sektöründe faaliyet
gösteren tesislerin yaklaşık %96’sı küçük ölçekli, %2,5’i orta ölçekli ve %1,5’i bü-
yük ölçekli işletmelerdir.
………………………………………………………………………………………
Çözümlü Soru
Çocukluk dönemi hafızada hep taze kalır. Buradaki anılarımız tamamen kaybet-
mediğimiz, her fırsatta dönüp baktığımız bir fotoğraf albümü gibidir. Yeri geldiğinde
hemen kapağı açılır, anılar yeniden canlanır.
Bu metinde aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisi kullanılmıştır?
A) Benzetme B) Örnekleme
C) Tanık gösterme D) Karşılaştırma
E) Tanımlama
Çözüm
Yukarıdaki parçada yazar anıları bir fotoğraf albümüne benzetmiştir. Benzetme de
genelde “gibi” edatı kullanılır. Cevap “A” seçeneği olur.
83
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
84
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Deniz kıyısına yakın, düz bir yerde Bir kurmay subay, kıtayı karşılamaya
yapılmıştır. Bir kubbelidir. Mihrap tara- geldi. Sedye üzerinde taşınmakta olan
fında yarım kubbesi daha vardır. Lakin kimsenin kim olduğunu sorunca genç
o kadar yüksek değildir. Caminin içinde kız, kıpırdadı; iri mavi kaputtan iki kü-
sütun yoktur. Orta kubbe etrafında sağ- çük el dışarıya uzandı; kaybolmuş, yıl-
lam kemerler vardır. Mihrabı ve minbe- dızlar kadar parlak olan gözler ile pem-
ri sanatlı değildir. Hünkâr mahfili sağ be bir yüz meydana çıktı ve doğmakta
taraftadır. İki kapılıdır. Biri sağ tarafta olan bir gün gibi pırıl pırıl bir hâl almış
yan kapısı, diğeri kıble kapısıdır. Sağ olan bu minyon yüz, tatlı bir gülümse-
ve solda iki minaresi vardır. Avlusunun me ile cevap verdi:
üç tarafı odalarla süslüdür. Ortasında — Benim, efendim.
cemaat maksuresi vardır. Bu maksure 7. Bu parçanın anlatımında aşağıda-
ile Ebâ Eyüp mezarı arasında göklere kilerin hangisinden yararlanılmıştır?
baş uzatmış iki çınar vardır ki cemaat
gölgesinde ibadet eder. A) Açıklama-Tartışma
85
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
ANLATIMIN ÖZELLİKLERİ
Yazar tarafından parçanın anlatımında kullanılabilen veya yazının taşıdığı ya
da taşıması gereken özellikleri ifade etmeye yarayan bazı kavramlar vardır. Bu
kavramlara anlatımın özellikleri adı verilir.
1. ÖZGÜNLÜK
Anlatımda başkasına benzememe, kendine has olmaktır. Yazıda taklitçilikten
kaçınma; farklı, yeni, alışılmışın dışında olmaktır. Özgün olan metinler başka bir
anlatıma ya da düşünceye benzemez.
Örnek
l Uzat saçlarını Frigya,
Yârimsen,
Yurdumsan;
Söz ver Anadolu.
Cemal Süreya
İkinci Yeni şairlerinden olan Cemal Süreya’nın yukarıdaki şiiri kendine has özel-
likler ve söyleyiş tarzı taşıması bakımından özgündür.
2. DOĞALLIK
Anlatımın yapmacıksız, günlük yaşantıda olduğu gibi, doğal dilin imkânlarından
faydalanır durumda olması demektir. Bu tür anlatımlar söz sanatlarından, süsten
ve özentiden uzaktır ve anlatım zorlanmalardan uzaktır.
Doğal olan anlatımlar inandırıcı olma özelliğine de sahiptir.
Örnek
l “Benim boyum da saçlarım gibi kısaydı. İlk bakıldığında insanların yüzünde
bir gülümsemeye yol açan tazecik yüzümdeki kıvrımlar yukarı doğru derinleşiyordu.”
Yukarıdaki metin yapmacık söyleyişlerle anlatımı boğmayan “doğal anlatımlı”
bir metindir.
3. DURULUK
Anlatımda gereksiz ek ve sözcüklerin kullanılmaması duruluk ilkesinin en önemli
özelliğidir. Bu tür anlatımlarda anlaşılması zor ifadelerden kaçınmak gerekir. Söyle-
necek söz sembollere sığınmadan söylenir. Gereksiz sözcüğün cümleden atılması
hem anlatım bozukluğunu giderir hem de anlatımın duru olmasını sağlar.
86
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
4. SÜRÜKLEYİCİLİK
Okuyucunun ilgisini canlı tutmak, okuyucuyu esere bağlamaktır. Anlatımda me-
rak duygusunun sürekli canlı tutulması sürükleyici metinlerin en önemli özelliğidir.
Örnek
l “Olanları geriye doğru dönüp düşünmeye başladığında neyin nasıl olduğunu
zihninde sıralamaya çalışıyordu. Silahlı adam odaya girdiğinde Fatma pencerenin
önünde durmuş ve gözlerini dışardaki yeşilliğe dikmişti…”
Yukarıdaki metinde okuyucunun ilgisini canlı tutulmaktadır ve bu sayede metnin
sürükleyici olması sağlanmaktadır.
5. AKICILIK
Bir metinde ses akışını bozan, söylenmesi güç seslerin ve sözcüklerin olma-
ması demektir. Düşünceler kolay anlaşılabilir bir biçimde sıralanabilmelidir. Söy-
lenmesi zor sözcük ve sözcük gruplarının olması, yabancı sözcüklere fazlasıyla
yer verilmesi akıcılık ilkesini engeller. Ses akışının kullanılması, aliterasyon(ünsüz
tekrarı), asonans (ünlü tekrarı) gibi ahenk unsurlarına yer verilmesi bu anlatımların
en önemli özelliğidir.
6. YALINLIK
Metnin dil ve ifadesinin sade, süslemesiz, kısa, kesin ve gösterişsiz olması de-
mektir. Edebi sanatlara yoğun olarak yer vermek yalınlığı engeller.
Uyarı
Yalınlık ilkesiyle duruluk birbirine karıştırılabilir. Yalınlık sadelik demektir. Herke-
sin anlayabileceği bir dille yazmaktır. Duruluk ise gereksiz sözcük kullanılmaması
demektir.
7. TUTARLILIK
Anlatımda birbiriyle çelişen düşünceler ileri sürmemek anlatımın tutarlı olduğu-
nu gösterir.
87
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
8. AÇIKLIK
TÜRKÇE
9. EVRENSELLİK
Bir sanat yapıtının dünyadaki tüm insanlara hitap eden bir özellik taşımasıdır.
Klasik eserlerde evrensellik ilkesinden söz etmek mümkündür.
10. İÇTENLİK
Anlatımın yürekten, candan, samimi olmasıdır.
11. ÖZLÜLÜK
Anlatımın kısa ve yoğun anlamlarla yüklü olması anlamına gelir. Az sözle çok
şey anlatmak özülüğün en önemli özelliğidir.
12. ETKİLEYİCİLİK
Anlatımın okuyucuları etkisi altına alması, sarıp sarmalaması anlamına gelmek-
tedir. Estetik zevk vermek amacıyla yazılan metinler genelikle etkileyicidir.
13. ULUSALLIK
Anlatımda yerli ve millî unsurlara yer vermektir.
14. YOĞUNLUK
Metinlerde anlam derinliği olması anlamına gelmektedir.
88
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
15. KALICILIK
TÜRKÇE
Bir metnin çağını aşarak her zamanda ve devirde kıymetli olmasıdır. Klasik
eserler kalıcılık özelliğine sahiptir.
Uygulama
Çözümlü Soru
---- Ama böylelerinin bütün bir memleket basınının zevkine el koymalarına az
rastlanır. Son yıllar içinde edebiyatımızın başına gelen budur. Sürümlü gazete ve
dergilere sözünü geçirebilenler ya eski ünlüler ya çağdaşlarına içerleyip eskilere
katılan gençlerdir. Bunların söyledikleri, söylettikleri aşağı yukarı aynıdır.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi geti-
rilmelidir?
A) Yenilikleri küçümseyen, kendi değer ölçülerini aşamayan yaşlılar her yerde
her zaman bulunur.
B) Gelelim işin gerçek yanına.
C) Üstat, dahî, büyük yazar gibi sivrilmeler dünyada gittikçe azalacak.
D) Yayıncılık gün geçtikçe boyut değiştiriyor.
E) Bazılarının her konuda bir söyleyeceği var.
Çözüm
Paragrafta yer alan “çağdaşlarına içerleyip eskilere katılan gençlerdir.” ifadesi
parçada söz edilen kişilerin yeniliklere karşı olduğunu vermektedir. Bu nedenle
doğru cevap “A” seçeneğidir.
89
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Halit Ziya’nın meşhur romanlarında, Yetişkin bir insanın beyni 1,3 – 1,4 ki-
başka meşhur romanların izleri var. logramdır. Yeni doğmuş bir bebeğinkiy-
Edebiyatımızda ilk defa teknik yön- se yaklaşık 350 – 400 gramdır. Öyleyse
den olgun romanları yazan romancı- şöyle bir tahminde bulunabilirsiniz: Bü-
nın başka romanlardan esinlenmesi yük hayvanların beyinleri de büyük olur.
çoğumuzu hayal kırıklığına uğratsa da İşte size bazı hayvanların beyin büyük-
lükleri: Fil 6 kg, Hint şebeği 97 gram, kö-
gerçek budur. Mai ve Siyah’ta Kırmızı
pek 72 gram, kedi 30 gram… Yalnız bu
ve Siyah’tan, Aşk-ı Memnu’da Madam
durum, büyük beyinli hayvanların küçük
Bovary’den, Kırık Hayatlar’daysa Tan- beyinli hayvanlardan daha akıllı olduğu
zimat romanlarından izler vardır. Aşk-ı anlamına gelmez. Çünkü büyük beyinli
Memnu’daki Bihter, Madam Bovary ka- hayvanların beyinleri, daha büyük kas-
rakteriyle bire bir uyuşur. Bu esinlen- ları kontrol etmek zorundadır. Kısaca,
melerin çok fazla üzerinde durulmama- beynin büyük olmasının zekâyla bir ilgisi
sı da başlı başına bir problemdir. yoktur.
1. Bu parçanın yazarı düşüncelerini 3. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki-
kanıtlamak için aşağıdakilerin hangi- lerin hangisinden yararlanılmamıştır?
sinden özellikle yararlanmıştır? A) Sayısal verilerden
B) Örneklemeden
A) Tartışma B) Örnekleme
C) Karşılaştırmadan
C) Açıklama D) Alıntı yapma
D) Benzetmeden
E) Karşılaştırma E) Açıklamadan
90
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
2016 itibarıyla Avrupa Birliği ülkele- Gökyüzünün ışıl ışıl olduğu, yıldızların
rinde 6.300 kişiye, Türkiye’de ise 7.000 mışıl mışıl uyuduğu bir geceydi. Yaz ak-
kişiye bir halk kütüphanesi düşüyor. şamlarının o tatlı esintisi ıhlamur ağacı-
TÜİK verilerine göre Türkiye’de 1 millî nın mis kokusunu sürünmüş, koklayan-
kütüphane, 1.137 halk kütüphanesi, ların başını döndürüyordu. Sessizliğin
552 üniversite kütüphanesi ve 27.280 hâkim olduğu bu güzel gecede yıldız-
örgün ve yaygın eğitim kurumu kü- lardan biri, göğün yüzünde yavaşça
tüphanesi olmak üzere toplam 28.970 kaydı. Yıldız o kadar yavaş kaymıştı ki
kütüphane bulunuyor. Bizim 1.137 yeryüzünde kimse onun göğe düştüğü-
halk kütüphanemize karşın Fransa’da nü fark edememişti. İşin tuhafı, kendisi
16.100, Almanya’da 5.021, Polonya’da de başına ne geldiğini anlayamamıştı.
8.050, Çekya’da 6.245 halk kütüpha- İçinde rengârenk balıkların yüzdüğü bir
nesi bulunuyor. Bu kütüphanelerin üye ırmağa kocaman, parlak bir şey düştü-
sayıları karşılaştırıldığında da durum ğünde balıkların hepsi çok korkmuştu.
hiç iç açıcı değil. Türkiye’de kütüpha- Bu da neydi böyle! Daha önce ırmağın
nelere kayıtlı sadece 1 milyon 700 bin içinde hiç bu kadar parlak bir şey gör-
üye varken bu sayı Almanya’da 6 mil- memişlerdi. Önce korkudan geriye çe-
yonu, Polonya’da 8 milyonu, Fransa’da kilen balıklar, yavaş yavaş parlak şeyin
30 milyonu buluyor. Halk kütüphanele- etrafında toplanmaya başladı. Bir anda
rinin sayısının yetersizliği, kütüphane ırmağın bütün balıkları bu parlak şeyin
ve kütüphanecilerin başka sorunlarıyla başucuna gelmişti. Çok geçmeden et-
birleştiğinde sorunun ciddiyeti ortaya rafında toplandıkları şeyin bir yıldız ol-
çıkıyor. Kütüphanecilerimizin bu duru- duğunu anlamışlar, yıldıza sorgu dolu
ma rağmen gösterdikleri özverili çalış- gözlerle bakmaya başlamışlardı.
maya, küçümsenmeyecek başarılarına
6. Bu parçanın anlatımı için aşağı-
karşın halk kütüphanelerinin sayısının
dakilerden hangisi söylenemez?
artırılması, kütüphane ve kütüphaneci-
lerimizin sorunlarının ivedilikle çözüm- A) Görme, işitme ve tat alma duyula-
lenmesi gerekmekte. rıyla algılanacak ayrıntılar vardır.
Bu parçanın anlatımında B) Sözcüklerin çağrışım gücünden
yararlanılmıştır.
I. Örnekleme
C) Öyküleyici anlatım ağır basmaktadır.
II. Karşılaştırma
D) Kişileştirme yapılmıştır.
III. Sayısal verilerden yararlanma
E) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
5. Düşünceyi geliştirme yollarının
hangileri kullanılmıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II Cevap Anahtarı:
C) Yalnız III D) I ve II 1) B 2) B 3) D
E) I, II ve III 4) C 5) E 6) B
91
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
92
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
4. ÜNİTE
SÖZCÜKTE YAPI
1. KÖK
Kelimenin parçalanamayan anlamlı en küçük yapı birimine kök denir.
Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için kökler kelimenin başında yer alır.
Kökler herhangi bir ek alsa bile değişikliğe uğramaz. Gelecek olan ek köke uyum
sağlamaya çalışır. Kökler yeni oluşan kelime ile anlamsal olarak bağlantılıdır.
Örnek
l Kalem: Yazı yazmaya yarayan araç.
Kalemlik: Kalem koymak için kullandığımız araç.
l Kapı: binalarda kapanma düzeni olan duvar ya da bölme boşluğu.
Kapıcı: Resmi daire, otel, apartman gibi büyük yapılarda bekçilik, temizlik,
alışveriş gibi işlerle görevli kimse.
KÖK
İsim Kökü
Fiil Kökü
Sesteş Kökler
Ortak Kökler
A. İSİM KÖKÜ
Evrende var olan varlıkların, kavramların, duyguların ismi olan kelimelere yani
insanların bu varlık, kavram ya da duyguları karşılamak için kullandıkları kelime-
lere denir.
Örnek
l at l araba l anahtar l telefon
l çiçek l anne l kalem l gemi
93
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
İsim kökleri mastar eki olan “–mak” ve “–mek” ekini almazlar. Yansıma kökler
de isim kökü olarak kabul edilir.
B. FİİL KÖKÜ
Varlıkların yaptığı eylemleri karşılamak için kullanılan kelimelerin köküdür. İş,
oluş ve durum bildirirler.
Örnek
l aç– l at– l çiz– l del–
l koş– l kız– l eğlen– l tut–
Uyarı
Bir sözcüğün kökünün isim kökü mü fiil kökü mü olduğunu bulmanın en kolay
yolu sözcüğün köküne “-mak / – mek” mastar eki getirip denemektir.
C. SESTEŞ KÖKLER
Yazılışları aynı olmasına rağmen anlamları ve türleri farklı olan köklere sesteş
kök denir.
Örnek
l Öğretmene kırmızı gül verdi. l Kırlarda özgürce koşmayı severim.
Ben düşünce herkes bana güldü. Arkadaşım beni bugün çok kırdı.
Bu örneklerde “gül” ve “kır” sözcükleri yazılışları aynı ama farklı anlamlarda
kullanıldığı için sesteş köktür.
D. ORTAK KÖKLER
Hem isim hem de fiil olarak kullanılabilen köklere ortak kök denir. Ortak kökler
arasında anlam ilişkisi vardır.
Örnek
boya-boyamak
l Evinin duvarlarını boyadı. (fiil) l Kırmızı boya aldı. (isim)
94
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Sesteş kökler arasında anlam ilişkisi bulunmazken ortak kökler arasında belirgin
bir anlam ilişkisi vardır.
2. GÖVDE
En az bir tane yapım eki almış olan sözcüklere gövde denir. Bir sözcüğün göv-
de olması için sadece yapım eki yeterlidir. Sadece çekim eki alan sözcükler gövde
olmazlar.
Uyarı
Gövdeler isim gövdeleri ve fiil gövdeleri olmak üzere ikiye ayrılır.
(Fiil Kökü) + (Yapım Eki) = (İsim Gövdesi)
yaz- + -gı yazgı
(İsim Kökü) + (Yapım Eki) = (İsim Gövdesi)
evli + -lik evlilik
(İsim Kökü) + (Yapım Eki) = (İsim Gövdesi)
kapı + -cı kapıcı
(İsim Kökü) + (Yapım Eki) = (İsim Gövdesi)
garip- + -se garipse-
(Fiil Kökü) + (Yapım Eki) = (Fiil Gövdesi)
otur- + -t oturt-
(Fiil Kökü) + (Yapım Eki) = (Fiil Gövdesi)
koş- + -tur koştur-
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde yer alan altı çizili sözcüklerden isim kökü olanların
başına “İ”, fiil kökü olanların başına “F” yazınız.
1 Bütün görgü kurallarına titizlikle uyan bir beyefendiydi.
1 Binanın alevler içinde yandığını gören kadın, itfaiyeyi aradı.
1 Bulutlarla konuşan küçük bir çocuktum önceleri.
1 Yeni aldığı gözlüğü kırıldığı için çok üzgündü.
1 Sanki yıllar, giderek onu yıpratıp suskunlaştırmıştı.
1 Yanan ahşap binadan sadece külleri kalmıştı.
1 Bu dar geçitten hepimizin geçmesi imkânsız.
95
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Adını Funda Oteli koy
Sevdamızın (I) da adını
Ayakları dibinde gün batımının (II).
Ve ağzında binlerce güneşin tadı (III)
Dilinin (IV) ucunda yalnızca (V) kendi adın.
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerin hangisi kök türü bakımından
diğerlerinden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
Yukarıda altı çizili sözcüklerden “sev-“, “bat-“, “tat-“, “dil-“ fiil köküdür. Yalnız
E seçeneğinde yer alan “yalnızca” sözcüğünün kökü “yalın” kelimesidir ve isim
köküdür. Dolayısıyla cevap “E” seçeneğidir.
Çözümlü Soru
Türkçede anlamları değişmeden hem isim hem de fiil olarak kullanılabilen kök-
ler vardır ki bunlara ortak kök (ikili kök) denir.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerde bulunan altı çizili sözcüklerden
hangisi ortak köklü değildir?
A) Evimizi boyatmak için fazlaca para harcamak durumunda kaldık.
B) Kuru çamaşırları güzelce katlayıp çekmecelere kaldırmalısınız.
C) Çocukluğumda eskiciler dolaşırdı sokaklarda, hiçbir şey ziyan edilmezdi.
D) Divan şiirinde sevgili için en çok kullanılan mazmunlardan biridir gül.
E) Birinin güvenini kaybetmek, kazanmaktan çok daha basittir.
Çözüm
Yukarıdaki soruda “kuru, eski, gül, güven” sözcükleri ortak köktür. Ama A seçe-
neğinde kelimenin gövdesi “boyat”tır. Bu sözcüğün ortak kök olması için kökünün
boya olması gerekir. Doğru cevap “A” seçeneğidir.
96
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
Türkçede kökler, isim kökleri ve fiil Ayvalar ve güneş sarardı (I)
kökleri olmak üzere ikiye ayrılır. Varlık- Yıldızlar (II) daha parlak
ların, kavramların, duyguların ismi olan Ve ay daha soğuk (III) şimdiden
köklere isim kökü; iş, oluş, durum bildi-
Güz denizi yutkunuyor (IV)
ren köklere ise fiil kökü denir.
Ardı sıra yitik (V) bir aşkın
1. Bu açıklamaya göre aşağıdaki
3. Bu dizelerde numaralanmış söz-
altı çizili sözcük köklerinden hangisi
cüklerden hangileri isim kökünden
fiildir?
türemiştir?
A) Kapıya çarpan eli birdenbire morardı. A) I ve II B) I ve III
B) Sıkı bir diyetle sağlığına çabucak C) II ve IV D) III ve V
kavuştu. E) IV ve V
C) Güçlü görünmek için elinden gele-
ni yapıyor. 4.Aşağıdaki sözcüklerden hangisi-
D) Ayakkabısını bağlamak için hızlıca nin kökü türü bakımından diğerlerin-
eğildi. den farklıdır?
E) Çiçekçiye gideceğini söyledi. A) suçlu B) evli C) gözlük
D) görgü E) sucu
97
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
3. EK
Sözcüklerin kök ya da gövdelerine getirilerek onların cümledeki görevlerini be-
lirleyen, onlara değişik anlamlar katan ya da onlardan yeni sözcükler türeten ses
veya ses bileşimlerine “ek” denir.
Uyarı
8 Dilimizde tüm ekler sözcüğün sonuna gelir; yani Türkçe sondan eklemeli
bir dildir.
8 Türkçede ekler yapım eki ve çekim eki olarak ikiye ayrılır.
8 Ekler sıralanırken önce yapım eki ardından çekim eki gelir yani çekim
eklerinden sonra yapım eki gelmez.
8 Türkçede ekler, ünlü uyumu kurallarına uyarlar. Bu yüzden eklendikleri
hece ya da sözcükteki ünlülere göre ses değişimine uğrarlar.
8 Ekler kendilerinden önceki sözcüklere bitişik yazılır. Sadece “mi” soru eki
her zaman ayrı yazılır.
A. YAPIM EKLERİ
Bir köke getirilerek yeni anlamda sözcükler oluşturan eklere “yapım ekleri” de-
nir. Kök ile anlam ilişkisi devam etse de artık başka bir kavram varlık ya da eylemi
karşılayan kelime ortaya çıkar.
Uyarı
98
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
-lik kömürlük çöplük ormanlık
-li evli sevgili onurlu
-siz sevgisiz düşüncesiz arsız
-çil evcil otçul bencil
-cık kitapçık beyincik maymuncuk
-da yurttaş arkadaş sesteş
-mı sarımsı ekşimsi morumsu
-sal kurumsal bilimsel duygusal
-ıt yaşıt taşıt geçit
-tı vızırtı şırıltı tıkırtı
Uyarı
Kelimelerin sonuna koyulan kısa çizgi (-) o kelimenin fiil olduğunu gösterir ve
–mak/-mek ekinin yerine kullanılır.
99
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
-t okut-
-(ı)l sayıl- -ı sürü-
-(a)r çıkar-
-(ı)n sevin- -msa azımsa-
-dır güldür-
Uygulama
Aşağıdaki sözcüklerin aldıkları yapım eklerini uygun kutucuklara
l meyvelik l boşla l düzel l yazar l akışkan
l bakışma l duygulu l yedinci l oturak l taşıt
2. ÇEKİM EKLERİ
A. İSİM ÇEKİM EKLERİ
İsim ve isim soylu sözcüklere (isim, zamir, sıfat, zarf) gelerek onlara cümlede
çeşitli anlam ve görev yükleyen eklere isim çekim eki adı verilir.
100
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Benzerlik anlamı: Bu topraklardan nice Hacı Bayramlar çıkar.
8 Soy anlamı: Türkler tarih boyunca her zaman adından bahsettirmişlerdir.
8 Yaklaşıklık anlamı: On yaşlarında bir çocuk dün seni sordu.
Çözümlü Soru
l Yazınımız nice Yahya Kemaller, Ahmet Haşimler yetiştirecektir.
l Dağlar kadar derdim var, hangi birini anlatayım size?
l Bayramda amcamlara gitsek çok makbule geçecek.
l Mustafa Beyler henüz daireye gelmediler.
Verilen örneklerde “-ler/lar” çokluk eki sözcüğe aşağıdaki anlamlardan
hangisini katmamıştır?
A) Abartma B) Benzerleri C) Aile D) Saygı E) Yaklaşıklık
Çözüm
1. cümlede çoğul eki benzerlik, 2. cümlede abartma, 3. cümlede aile, 4. cümle-
de ise saygı anlamı katmıştır. Sorunun doğru cevabı ” E” seçeneği olur.
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde –lar/-ler çoğul ekinin cümleye hangi anlamı kattığını
yanındaki boşluğa yazınız.
101
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
102
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Bitcoin ile başlayan dijital para çılgınlığı (I), insanları (II) hızla etkisi altına aldı.
Blok zincir temelli onlarca para birimi (III) dünya genelinde kullanılsa da devletle-
rin buna resmen destek vermiyor olması (IV) küresel finans kuruluşlarının dijital
para birimlerinden uzak durmasına neden oluyor. Fiyatlardaki aşırı dalgalanma ve
alışverişte kullanma imkânının (V) sınırlı olması da bu para birimlerinin yaygınlaş-
masına engel oluyor.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, ‘‘belirtme durumu eki’’ al-
mıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
Belirtme durum ekini alan sözcüğü bulabilmek için yükleme neyi ve kimi soruları
sorarız. Belirtme durum eki alan sözcükler cümlede nesne görevinde kullanılırlar.
Numaralandırılmış sözcüklerden II numaralı olanı cümlede nesne görevindedir.
Sorumuzun doğru cevabı “B” seçeneği olur.
3. İYELİK EKLERİ
Diğer adı aitlik eki olan bu ek, eklendiği varlığın neye veya kime ait olduğunu
gösterir.
1. Tekil şahış iyelik eki (ben) -ım, -im, -um, -üm kalemim, okulum...
2. Tekil şahıs iyelik eki (sen) -ın, -in, -un, -ün kalemin, okulun...
3. Tekil şahıs iyelik eki (o) -ı, -i, -u,-ü, kalemi, okulu...
1. Çoğul şahış iyelik eki (biz) -mız, -miz, -muz, -müz okulumuz...
2. Çoğul şahıs iyelik eki (siz) -nız, -niz, -nuz, -nüz okulunuz...
3. Çoğul şahıs iyelik eki (onlar): -ları, -leri okulları...
Uyarı
Üçüncü kişi iyelik eki ile belirtme hâl eki birbirine karıştırılmamalıdır. ‘‘Kimin’’ so-
rusunu sorduğumuzda cevap alabiliyorsak iyelik, alamıyorsak belirtme hâl eki olur.
Örnek
l Çiçeği masaya bırak. (Kimin çiçeği - cevap yok - belirtme hâl eki)
l Çiçeği çok hoş kokuyor. (Kimin çiçeği - onun çiçeği - iyelik eki)
103
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
4. İLGİ EKİ
İlgi ekleri“-ın, -in, -un, -ün” İsimleri birbirine bağlayarak tamlama oluşturan ekler-
dir. İlgi ekleri şunlardır: “-ın, -in, -un, -ün”
Örnek
l Kalemin ucu ilk soruda kırıldı.
l Kitabın kapağını açmadan bana geri getirmiş.
5. EŞİTLİK EKİ
-ca/-ce şeklinde olan bu ek, eklendiği sözcüğe eşitlik, benzerlik ve birliktelik
anlamı katar.
Örnek
l bence l bizce l güzelce l ahmakça
6. VASITA EKİ
“ile” bağlacı eklendiği bazı kelimelere vasıta anlamı katar.
Örnek
l Elini bıçakla kesti
l Okula her sabah arabayla geliyor.
l Ona mesajla nereye gideceğimizi söyledim.
7. KÜÇÜLTME EKİ
Kelimelerin anlamına azlık, küçüklük, sevgi ve acıma katan ekler küçültme eki
olarak adlandırılır.
Örnek
l Kargacığın kanadı kırılmış.
l Minicik elleriyle parmağımı tutmaya çalışıyordu.
104
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
İnsanlık (I) tarihi, teknolojinin yadsı-
bir sözcük hem yapım hem de çekim
namaz gelişimi ile değişmekte (II). Son
eki almıştır?
yıllarda dijital dönüşümle (III) birlikte
yapay zekâ ve büyük yeni (IV) gibi tek- A) Bazı insanların altıncı hisleri ger-
nolojik unsurlar, yangılaşarak gündelik çekten çok kuvvetli olur.
hayatlarımızı farklılaştırdı (V). B) Çocuklar yavru kediyi balkonun
1. Bu parçada altı çizili sözcükler- kenarında yakalamış.
le ilgili aşağıdakilerden hangisi yan- C) Bu basit hata, hepimizin gözünden
lıştır? nasıl kaçmıştı?
A) I. sözcük, tamlayan görevli türemiş D) Durmadan saatine bakıp evin için-
bir sözcüktür. de bir sağa bir sola gidiyordu.
B) II. sözcük, fiilden türemiş ve şim- E) Çorbayı içince yaşlı adamın yüzü-
diki zaman görevinde kullanılan bir ek ne bir canlılık gelmişti.
almıştır
C) III. sözcük, farklı türde yapım ek-
leri almış ve üstüne edat eklenmiş bir Türkçede yapım ekleri çekim eklerin-
sözcüktür. den önce gelir.
105
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
106
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Basit Sözcükler Birleşik Sözcükler
Türemiş Sözcükler
1. BASİT SÖZCÜKLER
Hiç bir yapım eki almamış sözcüktür. Yalın sözcük olarak da adlandırılır.
Örnek
l Sende kalsın iğdenin kokusu.
Bu dizedeki “sende, kalsın ve iğdenin” sözcükleri sadece çekim eki almıştır.
Bu nedenle basit sözcüklerdir.
Uyarı
Basit sözcükler, kök halinde bulunabilecekleri gibi çekim eki de alabilirler.
Örnek
Çözümlü Soru
Kitapçılarda ve gazete(I) köşelerinde gördüğümüz “En Çok Satanlar” tablola-
rı(II), en çok hangi kitapların(III) okunduğuna dair fikir(IV) edinmemize yardımcı(V)
olan en sağlıklı listelerdir.
Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi yalın sözcük değildir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözüm
1, 2, 3 ve 4 numaralı sözcükler ya kök hâlindedir ya da sadece çekim eki almış-
tır. Sorunun doğru cevabı “E” seçeneğidir.
107
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
2. TÜREMİŞ SÖZCÜKLER
Kök durumundaki sözcüklerin yapım eki alarak oluşturduğu sözcüklere türemiş
sözcük denir. Türemiş sözcükler birden fazla yapım eki alabilir. Yapım ekinden
sonra çekim eki de alabilir.
Örnek
l Dünyada doğa sevgisiyle dolu ne kadar az insan var.
Bu cümledeki “sevgisiyle ve dolu” sözcükleri yapım eki aldıkları için türemiş
yapılıdır.
Çözümlü Soru
(I) İstanbul’a ilk kez giden, önce Kapalıçarşı’ya uğrar.
(II) Bu çarşı Osmanlı İstanbul’unun özeti gibidir ama yarına da bakar.
(III) Eskiyi de günün modasını da içinde barındırır.
(IV) Düğün hazırlığı burada başlar, güngörmüş çiftler buradan deri ceket alıp
gençleşir.
(V) 557 yıldır Kapalıçarşı, İstanbul’da ticaretin hayat ağacıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde türemiş sözcük yoktur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözüm
(I) İstanbul’a ilk kez giden, önce Kapalıçarşı’ya uğrar.
(II) Bu çarşı Osmanlı İstanbul’unun özeti gibidir ama yarına da bakar.
(III) Eskiyi de günün modasını da içinde barındırır.
(IV) Düğün hazırlığı burada başlar, güngörmüş çiftler buradan deri ceket alıp
gençleşir.
(V) 557 yıldır Kapalıçarşı, İstanbul’da ticaretin hayat ağacıdır.
1, 2, 3 ve 4. cümlelerde altını çizdiğimiz sözcükler yapım eki aldığı için türemiş
sözcüktür. Bu nedenle “E” seçeneği doğru cevaptır.
3. BİRLEŞİK SÖZCÜKLER
En az iki sözcüğün bir araya gelerek yeni bir kavramı ya da durumu karşıladığı
sözcüklere birleşik sözcük denir.
108
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Birleşik sözcükler oluşurken her iki sözcük de anlamını yitirebilir, yalnızca
biri anlamını kaybedebilir ya da her iki sözcük de anlamını korur. (vezirpar-
mağı, suçiçeği, danaburnu; huzurevi, akşamüstü, gökkuşağı; pek çok, ana
dil, dil bilgisi…)
Örnek
Hanımeli iki sözcük de anlamını yitirmiş.
Ateş böceği ikinci sözcük anlamını yitirmemiş.
Ana yol iki sözcük de anlamını korumuş.
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sözcük vardır?
A) İnsanların bazıları, ne yaparsa yapsın, samimiliği başaramıyor.
B) İnsanları yargılarsan onları sevmeye zaman kalmaz.
C) Otuz iki dişten çıkan otuz iki mahalleye yayılır.
D) Çok dinlemek ve az konuşmak için iki kulak ve bir ağzımız vardır.
E) Her kişiye kulağını ver ancak pek azına sesini.
Çözüm
“Otuz iki dişten çıkan otuz iki mahalleye yayılır.” Cümlesindeki otuz iki sözcü-
ğünde iki sözcüğün tek bir kavramı karşılamıştır. Bu nedenle birleşik sözcüktür.
Aynı zamanda iki sözcük de anlamını koruduğu için ayrı yazılmıştır. Sorunun doğ-
ru cevabı “C” seçeneğidir.
Uygulama
Aşağıdaki sözcükleri yapılarına göre uygun olacak şekilde yerleştiriniz.
SÖZCÜK BASİT TÜREMİŞ BİRLEŞİK
Oyuncakçı
Başladı
Bilgisayar
Aslanlar
Kırıkkale
Silgiler
Bakıcımız
109
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
“Kelimelerden her ikisi veya ikincisi, Birden fazla sözcüğün, yeni bir kav-
birleşme sırasında anlam değişmesine ramı, nesneyi, durumu karşılamak için
uğradığında bu tür birleşik kelimeler bi- bir araya gelip kaynaşmasıyla oluşan
tişik yazılır. sözcüklere birleşik sözcük denir.
2. Aşağıdaki birleşik kelimelerden 5. Buna göre aşağıdaki cümleler-
hangisi bu kurala örnek olamaz? den hangisinde birleşik sözcük yok-
A) katırtırnağı tur?
110
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
I) Birkaç yıl önce Bozburun’dan Sö-
Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar
ğüt’e giderken güzel bir telaşa denk
Bir derebeyi (I) gibi kurulmuş eski gelmiştim. (II) Yeni tamamlanmış bir
hanlar tekne küçük tersanelerin birinden deni-
Biz bu sonsuz yollarda (II) varıyoruz ze indiriliyordu. (III) Kızağından yavaş
gitgide yavaş kaydırılarak sularla buluştuğun-
da yelken açmaya hazır olacaktı. (IV)
İki dağ ortasında boğulan bir geçide (III) Aylar süren emekle birleşen denizcilik
1. Bu dizelerde numaralanmı söz- bilgisi ve ahşap ustalığı semeresini ver-
cüklerin yapısı aşağıdakilerin hangi- miş, dalgalara yeni bir yoldaş armağan
sinde doğru verilmiştir? ediyordu. (V) Tanıklardan biri de ben
olacaktım.
I II III
3. Bu parçada numaralanmış cüm-
A) Basit Birleşik Türemiş
lelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi
B) Türemiş Basit Birleşik söylenemez?
C) Birleşik Basit Türemiş A) I. cümlede birden çok türemiş söz-
cük vardır.
D) Birleşik Türemiş Basit
B) II. cümlede birleşik sözcük kullanıl-
E) Türemiş Birleşik Basit mıştır.
C) III. cümlede yönelme ve ayrılma
durum eklerine yer verilmiştir.
D) IV. cümlede isimden isim, isimden
“-cık” eki, sözcüklerin sonuna gelerek
fiil ve fiilden isim yapım eki almış söz-
küçültme, “acıma, azlık, sevgi, şefkat”
cükler bulunmaktadır.
bildiren adlar türetir.
E) V. cümlede “-den” eki tamlayan eki
2. Buna göre “-cık” eki aşağıdaki göreviyle kullanılmıştır.
altı çizili sözcüklerin hangisine “kü-
çültme” anlamı katmamıştır?
Ilık(I) bir su gibidir içimde yalnızlığım,
A) Bademcikler, boğaza gelen mik-
Yalnızlığım, ruhumda (II) uzak bir ses
ropları filtreler.
gibidir.
B) Kitapçığını kontrol etmeden teslim Her sabah ufuklardan (III) mavi şar-
etme sakın! kılar gelir,
C) Bu müzik aletinde kamıştan yapı- Ve her sabah ürperir içimde (IV) yal-
lan borucuklar vardır. nızlığım (V)
D) Bu büyük adanın etrafında birçok 6. Bu dizelerdeki altı çizili sözcük-
adacık vardır. lerden hangisi hem yapım hem çe-
kim eki almıştır?
E) Küçücük bir kızdı o gördüğüm.
A) I B) II C) III D) IV E) V
111
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Bir adama bir kitap sattığın zaman (I) Bir insanın hayal dünyası, duygu
ona yalnız yarım kilo kâğıt, mürekkep ve düşünce dünyası, bildiği kelimeler
ve tutkal satmış olmazsın. Ona tama- ve kavramlar kadardır. (II) Bir insan ne
mıyla yeni bir yaşam satmış olursun. kadar kelime ve kavram bilirse hayal
Sevgi, dostluk, mizah ve geceleyin de- dünyası, duygu ve düşünce dünyası o
nizdeki gemiler… Eğer o kitap gerçek- kadar geniş olur. (III) Beş yüz kelimeyle
ten benim anladığım anlamda bir kitap- düşünen bir insan ile beş bin kelimey-
sa onun içinde bütün gökler ve yerler le düşünen bir insan asla aynı değildir.
vardır. (IV) Kavram dünyasının kaynağı ise
5. Bu parçada aşağıdakilerden han- birbirinden değerli kitaplarla dolu bir
gisi yoktur? kütüphanedir. (V) Kütüphane, bir oku-
lun kalbidir; kalp atmazsa ruh da beden
A) İsimden isim yapım eki almış bir-
de ölür.
den çok sözcük
8. Bu parçada numaralanmış cüm-
B) İki fiilin kaynaşmasıyla oluşmuş
lelerin hangisinde basit, türemiş ve
birleşik isim
birleşik yapılı kelimeler bir arada kul-
C) Hem yapım eki hem çekim eki al- lanılmıştır?
mış sözcükler
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
D) Fiilden fiil yapım eki almış sözcük
E) Hem iyelik hem hâl eki almış sözcük
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
birleşik sözcük sıfat tamlaması biçi-
minde oluşmuştur?
112
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
113
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
114
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5. ÜNİTE
SES BİLGİSİ
SES BİLGİSİ
ÜNLÜ
UYUMLARI
Yumuşak
Ünlü Daralması Uluma
İnce Ünlüler Ünsüzler
Kaynaşma Vurgu
1. SESLER
Kulağımızın algılayabildiği hava titreşimine ses denir. Dil bilim açısından ise
ağızdan bir çırpıda çıkan, heceleri ve sözcükleri oluşturan birimdir.
Türkçe 8 ünlü 21 ünsüz olmak üzere 29 sesten oluşur. Seslerin yazıda gösteril-
miş haline “harf” denir.
115
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
A. ÜNLÜ SESLER
TÜRKÇE
B. ÜNSÜZ SESLER
Dilimizde bir ünlü yardımı (e) ile söylenebilen seslere ünsüz (sessiz) sesler de-
nir. Yirmi bir adettir. “Sertlik – yumuşaklık, sürekli – süreksiz” olarak sınıflandırılır.
Sürekli Süreksiz
Sert f, s, ş, h t, k, ç, p
Yumuşak ğ,j, l, m, n, r, v, y, z b, c, d, g,
2. ÜNLÜ UYUMLARI
A. KALINLIK İNCELİK UYUMU (BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU)
Türkçede sözcüklerin ilk ünlüsü kalın ünlü ise devamındaki hecelerin tamamın-
da kalın ünlü olmalıdır. İnce ünlü ise devamındaki hecelerin de ince ünlü olmalıdır.
Kalın Ünlüler İnce Ünlüler
a ı o u e i ö ü
Örnek
l kalın (tüm ünlüler kalın) büyük ünlü uyumuna uyar.
l ince (tüm ünlüler ince) büyük ünlü uyumuna uyar.
l sevdamız (ince – kalın – kalın) büyük ünlü uyumuna uymaz.
116
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Dilimizde ekler genellikle kalınlık ve incelik özellikli olarak kullanılırlar ve
sözcüğün son hecesine göre eklenirler.
l Çenebazlar, acelecilik…
8 Kimi eklerimiz tek biçime sahiptirler ve sesçe uygun sözcüğe denk gelme-
diklerinde bu kuralı bozar.
Çözümlü Soru
Türkçe olduğu hâlde kimi ekler bazen büyük ünlü uyumuna aykırı bir özellik
gösterebilir.
Aşağıdakilerin hangisinde bu duruma uygun bir örnek yoktur?
A) Dün akşamki maç, oldukça keyifli ve heyecanlıydı.
B) Kedigiller familyasından olan vaşak, ürkek ama tehlikeli bir hayvandır.
C) Kardeşim Orhan, çalışmaktan ne zaman sıkılsak hemen bir türkü söylüyordu.
D) Öğretmenimiz derse başlarken hazırlayıcı bir soru sormayı ihmal etmezdi.
E) Bu yıl için okulumuz öğrencileri yeşilimtırak renklerde bir forma giyecekmiş.
Çözüm
A) Dün akşamki maç, oldukça keyifli ve heyecanlıydı.
B) Kedigiller familyasından olan vaşak, ürkek ama tehlikeli bir hayvandır.
C) Kardeşim Orhan, çalışmaktan ne zaman sıkılsak hemen bir türkü söylüyordu.
D) Öğretmenimiz derse başlarken hazırlayıcı bir soru sormayı ihmal etmezdi.
E) Bu yıl için okulumuz öğrencileri yeşilimtırak renklerde bir forma giyecekmiş.
Seçeneklerde altı çizili olarak gösterilen sözcüklerde sırasıyla “-ki, -yor, -ken,
-mtrak” ekleri kurala aykırılık yaratmaktadır. Cevap “B” seçeneğidir.
117
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Sevgisizlik ilk hecede düz ünlü (e), sonraki hecelerde yine düz ünlü var.
Oyuncak ilk hecede yuvarlak ünlü (o), ortadaki hecede dar yuvarlak (u)
son hecede düz geniş (a) var.
Yukarıdaki her iki sözcük de küçük ünlü uyumuna uygundur.
Çözümlü Soru
Aşağıdaki sözcüklerden hangisi küçük ünlü uyumuna uymamaktadır?
A)Yalnızlığımızın
B) Eskitilmiş
C Koyulaşan
D) Sığdıramadılar
E) Çamurluk
Çözüm
“Çamurluk” sözcüğünün ilk hecesinde düz ünlü olmasına rağmen sonraki hece-
lerinde dar yuvarlak ünlü olduğu için küçük ünlü uyumuna uymamaktadır. Doğru
yanıtımız “E” seçeneğidir.
Uyarı
Tek heceli sözcüklerde, birleşik sözcüklerde ünlü uyumları aranmaz.
Uygulama
Şair Cahit ZARİFOĞLU “O sabah ezan sesi gelmedi camimizden./ Korktuk bütün
insanlar, bütün insanlık adına” demişti. Gece boyu sela sesleri yürseldi camilerden.
Cümlede geçen sözcükleri uygun yerlere yazınız.
Büyük ünlü uyumuna uyan sözcükler Büyük ünlü uyumuna umayan sözcükler
118
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
3. SES OLAYLARI
A. ÜNLÜ (HECE) DÜŞMESİ
Dilimizde iki heceli bazı sözcükler, ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci
hecedeki dar ünlüler düşer, buna ünlü düşmesi denir.
l gönül gönlü l omuz omzu
Uyarı
B. ÜNLÜ DARALMASI
Dilimizde bir eylemin (fiilin) son sesi “a, e” ise o fiile , “-yor” eki getirildiğinde
sözcük sonundaki “a, e” geniş ünlüleri daralarak “ı, i, u, ü” seslerine dönüşür. Bu
olaya ünlü daralması denir.
Örnek
l gülümse+yor gülümsüyor l bekle+yor bekliyor
l anlama+yor anlamıyor l kalta+yor katlıyor
119
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
“de-” ve “ye-” fiillerinde kaynaştırma harfi (yardımcı ünsüz) olan “y” sesi
ile daralma oluşur.
Örnek
l de+y+ecek diyecek l ye+y+ecek yiyecek
l ye+y+elim yiyelim l de+ye+lim diyelim
Kaynaştırma harfi (yardımcı ünsüz) olan “y” sesi yukarıdaki örnekler dı-
şında ünlü daralması yapmaz.
C. ÜNSÜZ YUMUŞAMASI
Türkçemizde son harfi “p, ç, t, k” olan bir sözcük, ünlü (a,e,ı,i,o,ö,u,ü) ile başla-
yan bir ek aldığında sözcüğün sonunda olan “p, ç, t, k” sesleri sırasıyla “b, c, d, ğ”
ye dönüşür. Bu olaya ünsüz yumuşaması denir.
Örnek
l çoçukluk+um çocukluğum l çorap+ın çorabın
l bakraç+ın bakracın l yurt+um yurdum
Uyarı
120
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Tek heceli sözcüklerde iki farklı durum söz konusudur. Bazı tek heceli
sözcüklerde yumuşama olmazken bazılarında ise yumuşama görülebilir.
Örnek
yumuşama olmayan sözcükler yumuşama olan sözcükler
saç + ı = saçı dert + i = derdi
kek + i = keki kalp + i = kalbi
yat + ı = yatı çok + un=çoğun
Uyarı
D. SES TÜREMESİ
1. Ünsüz Türemesi
Türkçeye bazı sözcükler Arapça’dan girmiştir. Bu ses olayı genellikle dilimize
Arapçadan giren sözcüklerde görülür. Bu sözcükler ünlüyle başlayan ek aldıkların-
da ya da yardımcı fiille kullanıldıklarında ünsüz türemesi görülür ve bir ses ortaya
çıkar.
Örnek
l hak+ımı hakkımı l zan+ımca zannımca
l his+imi hissimi l red+etmek reddetmek
121
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
2. Ünlü Türemesi
“-cık, -cik” eki alan bazı sözcüklerde ek ile sözcüğün arasında “a, e, ı, i” ünlüle-
rinin türediği görülür.
Örnek
l bir+cik biricik l dar+cık daracık
E. ÜNSÜZ DÜŞMESİ
Dilimizde ünlü düşmesi olduğu gibi ünsüz düşmesi de vardır. Bu ikisi karıştırıl-
mamalıdır. Türkçede “ –k” ünsüzüyle biten bazı kelimelere “ –cık/cik “ekleri geldi-
ğinde sözcüğün sonundaki “–k” sesi düşer ve ünsüz düşmesi olur.
Örnek
l ufak+cık ufacık l alçak+cık alçacık
F. ULAMA
Türkçede bir cümlede ünsüzle biten bir kelimeden sonra ünlü ile başlayan bir
kelime geldiğinde iki kelime birbirine bağlanarak birleşikmiş gibi okunur bu duruma
ulama denir. Ulama sadece konuşmada olur, yazı da kelimeler birleştirilmez.
Örnek
l Toplantıda bütün arkadaşlar isimlerinin anlamlarını söyledi.
Uyarı
G. KAYNAŞTIRMA (KAYNAŞMA)
Dilimizde bir kelimede iki ünlü harf yan yana gelemez. Ünlü ile biten kelimenin
sonuna ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde kelime ve eki birleştirmek için araya
bazı harfler gelir. Bunlar “-y, -s,-ş,-n” harfleridir. Bu harflere kaynaştırma harfleri bu
olaya da kaynaştırma ya da kaynaşma denir.
Örnek
l Ayşe+n+in l elma+y+ı l şu+n+u
l uyku+y+u l iki+ş+er l araba+s+ı
122
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
H. SES DEĞİŞİMİ (GÖÇÜŞME/METATEZ)
Türkçede bazı kelimelerde sessiz harflerin yeri değişir. Bu değişmeye ses de-
ğişimi (ses göçmesi) denir. Genelde bunun nedeni Türkçede konuşma dilinde
kelimeyi kolay söylemek içindir.
Çözümlü Soru
Aşağıdaki sözcüklerden hangisine ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde
sözcüğün sonundaki sert ünsüz yumuşamaz?
A) Çok B) Tat C) İp D) Renk E) Kurt
Çözüm
C seçeneğinde yer alan “ip” sözcüğüne ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde
yumuşama olayı gerçekleşmez. Sorunun yanıtı “C” seçeneğidir.
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü daralmasına örnek yoktur?
A) Benim size diyeceklerim bu kadar çocuklar, dedi ve sınıftan çıktı.
B) Mezuniyet balosunda birbirinden leziz yiyecekler vardı.
C) Geziye katılmak istemeyenler bir dilekçeyle idareye başvuruyormuş.
D) Ahmet Bey’e ulaşılmıyorsa Mete Bey’i arayıp durumu söyleyiniz.
E) Yarın erken gelirim diye bize haber salmış arkadaşım.
Çözüm
A seçeneğinde yer alan diyeceklerim, B seçeneğinde yer alan yiyecek, D seçe-
neğinde yer alan ulaşılmıyorsa ve E seçeneğinde yer alan diye sözcüklerinde ünlü
daralması olmuştur. Sorunun yanıtı “C” seçeneğidir.
Uygulama
Aşağıdaki sözcüklerle bu sözcüklerde meydana gelen ses olaylarını eşletiriniz.
123
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
124
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Onu tablo gibi seyrederken (I) ço- Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
cukluğumda Antalya dolaylarında gör- Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
düğüm Romalı genç heykelleri hatır- Sessiz sedasız mı olacaktım böyle?
lıyorum (II). Derin Sular gibi daldıkça Çok sevdiğim salatayı bile aramaz mı
güzelleşen (III), zamanın ruhunun kapı- olacaktım? Ben böyle mi olacaktım?
larını sevdiği insanlara ardına (IV) ka-
9. Bu dizelerde aşağıdakilerden
dar açan fakat bütün bunlarla beraber
hangisinin örneği yoktur?
şairlik gururunu ve sevincini (V) taptaze
sunan sanatçıdır o. A) Ünsüz benzeşmesi
6. Bu parçadaki altı çizili sözcükle- B) Ünlü düşmesi
rin hangisinde herhangi bir ses olayı C) Ünsüz yumuşaması
gerçekleşmemiştir?
D) Ulama
A) I B) II C) III D) IV E) V
E) Ünsüz türemesi
125
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
126
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
6. ÜNİTE
İSİMLER (ADLAR)
Varlıkları, duygu ve düşünceleri aktarmak için kullanılan sözcüklere ‘‘isim (ad)”
denir.
Örnek
l kalem l sevgi l Mahmut l telefon
l okul l rüzgâr l ekmek l Alparslan
Uyarı
Bir sözcüğün isim olup olmadığını anlamak için sözcüğün sonuna “-mak,
-mek “ mastar eki getirilir. Sözcük anlamsız oluyorsa isimdir.
İSİMLER
Varlıkların Sayılarına
Varlıklara Verilişlerine Göre İsimler
Göre İsimler
1. Tekil İsim
1. Özel İsim
2. Çoğul İsim
2. Cins İsim
3. Topluluk İsmi
Varlıkların Oluşlarına
Göre İsimler
1. Somut İsim
2. Soyut İsim
127
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
A. ÖZEL İSİM
Evrende eşi benzeri olmayan tek ve özel olan varlıkları karşılayan isimlerdir.
Özel isimler şu başlıklar altında toplanır:
8 İnsan ve hayvanlara verilen isimler: Kemal, Ayşegül, Karabaş, Sarıkız
8 Kurum ve kuruluş isimleri: Türk Dil Kurumu, Yeşilay, Millî Eğitim Bakanlığı
8 Dergi, gazete ve kitap isimleri: Meraklı Minik, Sisin Sakladıkları, Resmi Gazete
8 Din, dil ve mezhep isimleri: İslamiyet, Türkçe, Hanefilik
8 Millet, devlet isimleri: İngiliz, Türkiye Cumhuriyeti
8 İl, ilçe, semt, mahalle, cadde, sokak ve bulvar isimleri ile ülke ve bölge isim-
leri kıta isimleri, deniz, okyanus, göl, ırmak, geçit, dağ tepe, ova, yayla gibi yeryü-
zünde tek olan coğrafik şekillerin isimleri, gezegen ve yıldız isimleri: Ordu, Fatsa,
Şahincili Mahallesi, Atatürk Bulvarı, Türkiye, Karadeniz, Asya, Akdeniz, Çukurova,
Ağrı Dağı, Merkür, Büyükayı,
Uyarı
B. ÇOĞUL İSİM
Aynı cinsten varlıkların birden çok olduğunu belirten sözcüklerdir. Bir ismi çoğul
yapmak için isme ‘‘–ler ,-lar’’ eki getirilir.
Örnek
l sandalyeler l televizyonlar l bilgisayarlar l bayraklar
128
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
C. TOPLULUK İSMİ
Çoğul eki almadığı hâlde içinde birden çok varlığı barındıran isimlere denir.
Örnek
l orman l sürü l millet l düzine
l grup l sınıf l deste l takım
B. SOYUT İSİM
Beş duyu organımızın herhangi biriyle algılayamadığımız varlık ve kavramları
karşılayan isimlere denir. Duygularımız soyut isme girer.
Örnek
l sevinç l rüya l keder l melek l vicdan
Uyarı
8 Soyut anlamda kullanılan bir sözcüğün kişileştirme yoluyla insana ait bir
özellik olarak verilmesine ya da herhangi bir somut varlığa benzetilmesine somut-
laştırma denir.
Örnek
l “Uslan artık deli gönül” cümlesinde soyut bir kavram olan “gönül” kelimesi
insana benzetilerek somutlaştırılmıştır.
8 Somut anlamlı bir sözcüğün soyut anlamda yani duyu organlarından her-
hangi biriyle algınamayacak şekilde kullanılmasına soyutlama denir.
Örnek
l “Taş kalpli bir insan gibi davranıyor.” cümlesinde “taş” kavramı “duygusuz”
anlamında kullanıldığı için soyuttur.
129
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Aşağıdaki kelimeleri varlıkların sayılarına göre (tekil, çoğul, topluluk,
somut, soyut) değerlendirip karşılarına yazınız.
lkoltuk laile lçocuklar ltoka lsaksı
lbıçaklar ldeste linsanlar lparfüm llamba
lyalnızlık lkorku lmelek lçanta laşk
Çözümlü Soru
Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
Her lahza bir alev gibi hasretti duyduğum.
Kalbimde vardı Byron’u bedbaht eden melâl
Gezdim o yaşta dağları, hülyam içinde lâl...
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Cins isim B) Soyut ad C) Özel ad
D) Çoğul ad E) Topluluk adı
Çözüm
Şehir sözcüğü cins isim, hasret sözcüğü soyut isim, Byron sözcüğü özel isim,
dağlar sözcüğü çoğul isimdir. Fakat bu şiirde topluluk ismi yoktur. Bu nedenle yanıt
“E” seçeneğidir.
130
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
131
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Cümlelerde boş bırakılan tamlama eklerinden uygun olanları yazınız.
1. Belirtili Ad Tamlaması
2. Belirtisiz Ad Tamlaması
3. Zincirleme Ad Tamlaması
4. Takısız Ad Tamlaması
132
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
A. BELİRTİLİ İSİM TAMLAMASI
Tamlayan sözcük ile tamlanan sözcüğün aynı anda tamlama eki aldığı isim tam-
lamalarıdır.
Örnek
l Evin kapısı açık kalınca sokak kedisi içeri girmiş.
l Yağmurun sesini dinlemek insanın ruhuna huzur veriyor.
l Türkler, tarih boyunca dünya düzenine şekil vermiş bir millettir.
l Daha yolculuğun başında ağlamaya başladı annesinin kucağındaki bebek.
Uyarı
Belirtili isim tamlamalarında belirgin bir parça bütün ilişkisi vardır. Tamlananın
tamlayana ait olduğunu belirtir.
Örnek
l “Sınıfın başkanına, çalışmalarından dolayı ödül verildi.”
Bu cümlede “sınıf” ve “başkan” sözcükleri arasında, tamlayan ve tamlanan ek-
leri kullanılarak (sınıf-ın başkan-ı) aitlik ilgisi kurulmuştur. Bu şekilde oluşturulan
tamlamalara belirtili isim tamlaması denir.
Uyarı
133
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde yer alan isim tamlamalarının türünü belirleyiniz.
Belirtili İsim Tamlaması Belirtisiz İsim Tamlaması
134
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
Uyarı
135
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
8 Kişi adılları tamlayan olursa, tamlanan (iyelik) ekleri her kişiye göre değişik-
lik gösterir.
Örnek
ben - im araba - m o - nun araba - sı siz - in araba - nız
sen - in araba - n biz - im araba - mız onlar - ın araba - ları
136
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
8 Ad tamlamalarında bazı durumlarda tamlayan ya da tamlanan düşebilir.
Örnek
l Çizimlerini gördüm ve hayran kadım.
senin çizimlerini - tamlayan
l Sokağın köşesindeki bina bizimdi.
bizim binamızdı - tamlanan
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlaması ya da sıfat tamlaması yoktur?
A) Rumeli’ne gidip Edirne’de hamamlar inşa etmişler.
B) Uçsuz bucaksız tarlalarda çalışıp para kazanıyordu.
C) Başı karlı dağlar aşıp buralara yerleşmişler.
D) Pınar başlarına, ırmak kenarlarına obalar kurmuşlar.
E) Keçi kılından yapılmış çadırlarıyla Anadolu’yu yurt edinmişler.
Çözüm
B seçeneğinde “uçsuz bucaksız” sözü “düzlük” adını, C seçeneğinde “başı kar-
lı” sözü “dağlar” adını niteleyerek sıfat görevinde kullanılmış ve sıfat tamlaması
oluşturmuştur. D seçeneğinde “pınar başları” ve “ırmak kenarlarına”; E seçeneğin-
de “keçi kılı” sözleri ad tamlaması durumundadır. “A” seçeneğinde ad tamlaması
ya da sıfat tamlaması yoktur.
137
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
138
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
I. Ufkunda doğacağım, ufkunda bata- 4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde
cağım; tamlayanı düşmüş isim tamlaması
II. Asırlarca yazsam hep seni anlata- yoktur?
cağım.
A) Yarın gece gideceğim bu kentten /
III. Ben de giyersem eğer bir gün Bir ırmağa yolcuyum sular çekiyor beni
deha tacını
B) İstanbul’u dinliyorum, gözlerim ka-
IV. “İstersen çiğne.” diye önüne ata-
palı / Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;
cağım...
V. Söndüğünü görsem de bin “meşale C) Kalbim yine üzgün, seni andım da
emel”in derinden / Geçtim yine dün eski hazan
bahçelerinden
1. Numaralanmış dizelerin hangisin-
de isim türünde bir sözcük yoktur? D) O coşkun gençliğimi bütün yoluma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. verdim / Git, kanlı gözlerimde ateşlen-
mesin derdim
139
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Kimi isim tamlamalarında tamlanan (I) Örümcek ağları temel olarak ipek
eki düşürülebilir. ipliklerden oluşur. (II) Oldukça ince ya-
6. Aşağıdakilerin hangisinde buna pıdaki bu iplikler, yüksek kaliteli çelikten
örnek olabilecek bir tamlama söz ko- daha güçlü bir yapıya sahiptir. (III) Bu
nusudur? nedenle araştırmacılar, örümcek iplikle-
A) Ankara’nın havası benim hastalı- rinin yapılarını daha iyi anlamaya çalı-
ğa çok iyi geliyor. şıyorlar. (IV) Cerrahi ipliklerden askerî
kıyafetlere kadar oldukça geniş yelpa-
B) Suyun sesi ve kuşların ötüşü bizi
zede kullanım potansiyeli taşıyan bu
dinlendiriyordu.
üstün özellikli malzemelerin endüstriyel
C) Konuşmaların özeti az sonra veri- boyutta kullanımını sağlamak için onla-
lecekmiş. rı yapay yollarla üretme çalışmalarına
D) Mevsimlerin en güzelidir bana göre devam ediyorlar. (V) Bu ipliğin yapısı ve
sonbahar. mekanik özellikleri ile ilgili bilinmeyen
E) Ne mümkün çocukluk arkadaşları- daha çok şey olduğu kesin.
nı unutmak! 8. Bu parçada numaralanmış cüm-
lelerin hangisinde isim tamlaması
(I) Eğer yürüyüş yapmayı, deniz kı- yoktur?
yısında bulunmayı ve denizi seven biri A)I B)II C)III D)IV E)V
iseniz çok hoş bir rotası var Sarıyer’in.
(II) İstinye’den yavaş yavaş yürümeye (I) Amerika kıtasının hem güney hem
başladığınızı varsayalım. (III) Karşınıza de kuzeyinde, çok geniş bir alanda
önce Yeniköy’e geçen caddedeki İstin- yayılım gösteren vahşi bir kedi yaşar:
ye İskelesi çıkacaktır, iskelenin yanın- Puma. (II) Dağ aslanı olarak da bilinen
da göze hoş gelen işlemeli bir çeşme pumalar Kanada’nın kuzeyinden Pa-
bulunmakta. (IV) 1908 yılında yapılan tagonya’nın en güneyine kadar olan
bu çeşmeye İnsan suresinin 21. ayeti bölgede, ormanlar, çayırlıklar, çöller ve
yazılmış. (V) Buradan Avusturya Kon- bataklıklar gibi çok farklı habitatlarda
solosluğu önüne kadar gideceğiniz yol, yaşar. (III) 4500 metre gibi çok yüksek
deniz kıyısından uzaklaşmış olacak. rakımlı yerlerde de bulunabilirler. (IV)
7. Bu parçada numaralanmış cüm- Erkekler 180-240 cm, dişiler yaklaşık
lelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi 150-210 cm uzunluğunda olur. (V) Pu-
söylenemez? maların sarımsı kahverengi, gümüş gri
A) I. cümlede tamlayanı ve tamlananı ve kırmızımsı kahverengi arasında de-
yer değiştirmiş isim tamlaması kullanıl- ğişen renkte kürkleri vardır.
mıştır. 9. Numaralanmış cümlelerdeki altı
B) II. cümlede isim tamlaması yoktur. çizili sözcükler türleri bakımından iki-
C) III. cümlede hem belirtili hem belir- şerli eşleştirilirse hangisi dışta kalır?
tisiz isim tamlaması vardır. A) I B) II C) III D) IV E) V
D) IV. cümlede zincirleme isim tamla-
masına yer verilmiştir. Cevap Anahtarı 1)B 2)B 3)C
E) V. cümlede belirtili isim tamlaması 4)B 5)C 6)E 7)E 8)B 9)C
yer almaktadır.
140
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
141
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
142
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
7. ÜNİTE
Sıfat Sıfatların
Anlam
Çeşitleri Özellikleri
Sıfatlarda
Derecelendirme
İşaret Sayı
Sıfatları Sıfatları
Belgisiz Soru
Sıfatlar Sıfatları
İsimlerden önce gelerek onları( renk, sayı, durum vb.) niteleyen ve belirten söz-
cüklere “sıfat” denir.
Sıfatların Özellikleri
8 Sıfattan sonra mutlaka ad gelir; sıfat adı niteler veya belirtir.
8 Sıfat daima tekildir; çoğul eki almaz; alırsa adlaşır.
8 Sıfat, durum eklerini, iyelik eklerini almaz; alırsa adlaşır.
8 Sıfat niteliği veya belirttiği ad ile sıfat tamlaması kurar.
8 Sıfatlar soyut anlamlı sözcüklerdir.
143
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
1. NİTELEME SIFATI
8 İsimlerin renk, durum, şekil vb. özelliklerini gösteren sıfatlardır.
8 Niteleme sıfatları isme sorulan “Nasıl?” sorusuna cevap veren sıfatlardır.
Örnek
mavi koltuk nasıl koltuk? mavi koltuk nasıl koltuk?
hızlı araba nasıl araba? zayıf kız nasıl kız?
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde niteleme sıfatlarını altını çiziniz.
l Yeni ceketini yarın giyecek.
l Eski kitaplarda yaşanmışlıklar saklıdır.
l Kahvaltıda taze ekmek yemeyi çok severdi.
l Bana kırmızı kitabı getirir misin?
2. BELİRTME SIFATI
Varlıkları sayı, soru, işaret ve belirsizlik yönünden belirten sıfatlardır.
A) İŞARET SIFATI
8 İsimleri işaret ederek belirten ve yerlerini bildiren sıfatlardır.
8 “Bu, şu, o, öteki, beriki, böyle, şöyle...” gibi sözcükler ismi belirttiğinde işaret
sıfatı olur.
8 İşaret sıfatları isme sorulan ‘’Hangi?’’ sorusu ile bulunur.
Örnek
bu sokak hangi sokak? şu dolap hangi dolap?
o kitap hangi kitap? öteki elbise hangi elbise?
Uyarı
İşaret sıfatları isim çekim eklerini almazlar. Alırlarsa sıfat olmaktan çıkarlar.
Örnek
l Bu arabayı almak için çok çalıştı.(işaret sıfatı)
l Bunları almak için çok uğraştı.( zamir)
144
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
B. BELGİSİZ SIFAT
8 İsimleri, sayı ve miktar bakımından kesinlik katmadan belirten sıfatlardır.
8 “Bir, birkaç, birçok, az, çok, biraz, birtakım, bütün, bazı, tüm, her, hiçbir, her-
hangi bir, kimi vb.” sözcükler isimlerden önce kullanıldıklarında belgisiz sıfat olur.
Örnek
l Derse birkaç kişi katılmadı. ( kaç kişi olduğu belli değil)
l Bazı insanları hiç anlamıyorum. (kim olduğu belli değil)
l Onunla bir gün karşılaşacağız. (hangi gün olduğu belli değil)
C. SAYI SIFATI
8 Varlıkların sayılarını bildiren sıfatlardır.
8 Sayı sıfatları dörde ayrılır:
l Asıl sayı sıfatı l Sıra sayı sıfatı
l Üleştirme (paylaştırma) sayı sıfatı l Kesir sayı sıfatı
145
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
D) SORU SIFATI
Soru sıfatları, isimlerin nitelik ve niceliklerini soru yoluyla öğrenmeyi amaçlayan,
cevapları da herhangi bir sıfat olan kelimelerdir.
Örnek
l Kaçıncı katta oturuyorsunuz?
l Alışverişi hangi marketten yaptın?
Uyarı
Özel isimlerin yanında kullanılan unvan, meslek, akrabalık, saygı ve lakap bildi-
ren sıfatlara “unvan sıfatı” denir.
Örnek
l Fatma Öğretmen l Gazi Mustafa Kemal Paşa
l Dayı Kemal l Kamile Hanım
146
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Cümlelerde bulunan sıfatları, türlerine uygun olarak işaretleyiniz (Birden
fazla kutucuğa işaretleyebilirsiniz).
Çözümlü Soru
Aşağıdaki dizelerin hangisinde hem niteleme hem belirtme sıfatı almış bir
isim kullanılmıştır?
A) Geceler kurşun gibi iner üstüme birden
B) Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma
C) Sonra yüreğimi bir kara sevda tutar
D) Ama sen duymazsın duyduğumu
E) Ne bir türkü söylersin gizlice ağlayarak
Çözüm
C seçeneğinde yer alan “bir kara sevda” ifadesinde “kara sevda” niteleme sıfatı,
“bir” ifadesi de belirtme sıfatıdır. Sorumuzun doğru cevabı ‘‘C’’ seçeneği olur.
147
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
148
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüğü sayı sıfatı olarak kullanıl-
ikileme, sıfat görevinde kullanılmıştır? mıştır?
A) Şair “Yağmur iğri iğri düşer topra- A) Annem, bir kilo buğdayı kazanın
ğa” derken ne düşünüyordu acaba? içine boşalttı.
B) Eyvah eyvah, çocuğumu kaybet- B) Bir an kalbim heyecandan duracak
tim, diye ağlıyordu kadın. sandım.
C) Onun kılık kıyafeti her zaman düz- C) Kim bilir, belki bir gün tekrar gelirim
gün ve temiz olurdu. buralara.
D) İrili ufaklı taşları cebimize doldurur, D) Samimi bir dille yazan sanatçıları
dereye atardık çocukluğumuzda. takdir ediyorum.
E) Zaman zaman sahafları dolaşır, ne E) Çocuklar hep bir ağızdan şarkı
var ne yok bakarım. söylemeye başladılar.
149
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1. SIFATLARDA KÜÇÜLTME
Sıfatlarda küçültme ‘‘–cık , -ce, -(i)msi ve –(i)mtrak’’ ekleriyle yapılır.
Örnek
l Evinin küçücük camları vardı.
l Elinde büyükçe bir kutuyla geliyordu.
l Ekşimsi erikleri yiyemedim.
2. SIFATLARDA PEKİŞTİRME
Niteleme sıfatlarının anlam bakımından güçlendirilmesine denir.
Sıfatlarda pekiştirme, yani anlamın kuvvetlendirilmesi iki şekilde yapılır:
8 Pekiştirilecek sıfatın ilk hecesi (ilk ünlüye kadar olan kısmı) alınır, “p, r,s,
m” (PıRaSaM şeklinde kodlayabiliriz.) harflerinden uygun olanı getirilir ve sözcü-
ğün tamamı yazılır.
Örnek
l Masmavi gökyüzü insanları rahatlatıyordu.
l Ormanda tertemiz bir hava vardı.
Uygulama
Aşağıdaki sıfatların çeşitlerini yazınız.
Hepimize ikişer kalem verdi.
Bu çocuk sabahtan beri beni dinliyor.
Etten yarım porsiyon yedi.
Birkaç öğrenci ödevini yapmamış.
Ufacık sorunlarla beni meşgul etmeyin.
150
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Sıfatın olduğu her yerde sıfat tamlaması vardır.
Örnek
l Aldığı notları arkadaşlarıyla paylaştı.
3. ADLAŞMIŞ SIFAT
Bazı sıfat tamlamalarında sıfatın nitelediği ya da belirttiği isim düşer. İsimlerde
bulunan çekim ekleri sıfatlara eklenir. Bu duruma adlaşmış sıfat denir.
Örnek
Yaramaz çocuk sınıfın huzurunu bozdu. Yaramaz (çocuk) sınıfın huzurunu bozu.
Yaşlı insanlara saygı göstermeliyiz. Yaşlılara (insan) saygı göstermeliyiz.
Yaşanan olaylar herkesi üzdü Yaşananlara (olaylar) herkes üzüldü
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerden içinde adlaşmış sıfat olanları işaretleyiniz.
Her sabah yeni bir güne uyanıyoruz.
Gençlerin yolunu açmak gerekir.
Başkan konuşanları tahtaya yazdı.
Sevenleri kavuşturalım.
Düğünde sarı saçlarıyla dikkat çekti.
B) TÜREMİŞ SIFAT
İsim ya da fiil köklerine veya gövdelerine yapım ekleri getirilerek yapılır.
Örnek
l Düşünmekten dermansız dertlere düştü.
151
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
C) BİRLEŞİK SIFAT
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçültme sıfatı yoktur?
A) Sıcacık bir çorbanın yerini ne tutabilir şu soğuk havada?
B) Kardeşim şu dakikalarda bademcik ameliyatı oluyor.
C) İçeriye uzunca boylu bir adam girince tüm başlar ona çevrildi.
D) Mezuniyet balosu için mavimtırak bir elbise tercih etmiştim.
E) Kadının üzerinde sarımsı renklerde bir kazak vardı.
Çözüm
A seçeneğinde sıcacık çorba, C seçeneğinde uzunca boy, D seçeneğinde ma-
vimtırak bir elbise, E seçeneğinde sarımsı renkler küçültme sıfatıdır. Ancak B se-
çeneğindeki bademcik ameliyatı sıfat değil isim tamlamasıdır. Dolayısıyla cevap
“B” seçeneğidir.
152
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
153
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
154
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Kalın gözlükleri altında iri, mavi göz-
leri süzüyordu. Altmışlık şişman bir
ihtiyar sanılacaktı. Hâlbuki bu zaval- 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
lı kadıncağız, henüz kırk beşinde bile de pekiştirme sıfatı yoktur?
değildi. Yirmi beş sene mütemadi, ağır,
A) Çocuklar bahçede zevkli mi zevkli
nihayetsiz bir iktisat sabrıyla dişten,
bir oyuna dalmışlardı.
tırnaktan artırarak biriktirdiği servetin
dünyada en ziyade sevilmesi icap eden B) Masmavi ufuklara yelken açalım
bir vücut tarafından aşırılması, onu bir- hep beraber.
denbire çökertmiş, birkaç ay içinde saç- C) Sahil boyunca iri iri taşlar döşe-
larını ağartmıştı. mişler kıyıya.
1. Bu parçada aşağıdakilerden D) Adam, her hâliyle perperişan gö-
hangisi yoktur? rünüyordu.
A) Sayı sıfatı E) Kızılcahamam, soğuk soğuk sula-
B) Küçültme sıfatı rıyla ünlüdür.
C) Belgisiz sıfat
D) İşaret sıfatı
E) Adlaşmış sıfat İki şehri var gecenin,
Biri gözümde tütüyor,
Birinin dumanı üstünde yağmur gibi
çöken siste,
2. Aşağıdaki soruların hangisine
verilen cevap sıfat değildir? Bana bu uykusuz şehri niye bıraktın,
A) Sınıfınız kaç kişi? Göze alamadığım bir şehrin yerine
bütün şehirlerdesin.
‒ Yirmi
4. Bu dizelerde aşağıdakilerden
B) Ne renk bir araba alacaksın?
hangisi yoktur?
‒ Mavi
A) İşaret sıfatı
C) Nasıl bir tatil planlıyorsunuz?
B) Sayı sıfatı
‒ Uzun ve dinlendirici
C) Niteleme sıfatı
D) Tiyatroya ne zaman gideriz?
D) Belgisiz sıfat
‒ Üç gün sonra
E) Soru sıfatı
E) Hangi binada oturuyorsun?
‒ Şuradaki
155
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
156
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
157
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
158
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8. ÜNİTE
ZAMİRLER
ZAMİRLER
Kelime
Durumundaki
Zamirler
Ek
Görünümündeki
zamirler
Kişi İşaret
Zamirler Zamirleri
Bazı durumlarda isimlerin yerini geçici olarak tutan, isim gibi kullanılan sözcük
ya da eklere zamir denir.
Zamirlerin Özellikleri
8 Zamirler ek alıp çekimlenebilirler.
8 Sadece bir ismin yerine kulladığı gibi birden çok ismin yerine de kullanılabilirler.
8 Cümlede tek başına özne, nesne gibi ögelerde bulunabilirler.
8 İsim tamlamalarında tamlayan ya da tamlanan görevinde kullanılabilirler.
159
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
Uyarı
8 “Ben” zamiri, -e ekini aldığında kökünde değişme olur. Aynı kural “sen” za-
miri için de geçerlidir.
Örnek
l ben+e bana l sen+e sana
8 Bazen “saygı, incelik, kırılma, öfke” nedeniyle “sen” zamiri yerine “siz” zamiri
kullanılır.
Örnek
l Siz kim oluyorsunuz? l Sizden bir ricam olacak.
160
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
B. İŞARET ZAMİRLERİ
8 İsimlerin yerini işaret yoluyla tutan zamirlere “işaret zamiri” adı verilir.
8 İşaret zamirleri; “bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, bura, orası, öteki...” ve
bu kelimelerin diğer çekim eklerini almışhâlleridir.
Örnek
l Makarna gerçekten çok güzel olmuş.
O, gerçekten çok güzel olmuş.
l Ankara’ya gitmeyeli uzun zaman olmuştu.
Oraya gitmeyeli uzun zaman olmuştu.
Uyarı
8 Hem işaret zamiri hem de kişi zamiri olabilen “o” kelimesi karıştırılmamalıdır.
Kişi zamirleri insan isimlerini karşılarken, işaret zamirleri insanlar dışındaki varlık-
ların yerine kullanılır.
Örnek
l O, kitap okumayı her şeyden çok severdi. (Aslı)
l O, en sevdiği kitaptı. (Kitap)
Uyarı
8 “Bu, şu” kelimeleri ise insan isimlerinin yerine kullanılsa bile kişi zamiri değil,
işaret zamiridir.
Örnek
l Yemeği bu yaptı. (Atilla)
l Şu, Zeynep’in en yakın arkadaşı. (Berrin)
C. BELGİSİZ ZAMİRLER
8 Hangi ismin, hangi varlığın yerini tuttuğu tam olarak belli olmayan zamirle-
re, belgisiz zamir adı verilir. Belgisiz zamirler yerini tuttuğu ismin sayısı, miktarı,
ölçüsü gibi unsurlarda net bir bilgi vermeyen zamirlerdir. Sıkça kullanılan belgisiz
zamirler şunlardır:
“Kimi, kimse, hiçkimse, kimisi, herkes, hiçbiri, her biri, herhangi biri, birkaçı, ba-
zısı, başkası, başkaları, birçoğu, şey, falan ...vb.”
Örnek
l Biri gelse de hasta adamcağıza çorba pişirse.
161
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
D. SORU ZAMİRLERİ
8 İsimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlere, soru zamirleri adı verilir.
8 “Kim, kime, hangileri, nereden, kaçı...” gibi sözcükler soru zamirleridir.
Örnek
l Tarihî yerlere yapılacak geziye kimler katılacak?
l Bu insanlar nereden gelip nereye gidiyorlar?
Ek Durumundaki Zamirler
A. İYELİK (AİTLİK) ZAMİRLERİ
8 Eklendiği ismin kime ya da neye ait olduğunu gösteren eklerdir.
8 Bu ekler aynı zamanda iyelik ekleridir.
1. Tekil şahıs iyelik eki - (i) m 1. Çoğul şahıs iyelik eki - (i) miz
2. Tekil şahıs iyelik eki - (i) n 2. Çoğul şahıs iyelik eki - (i) niz
3. Tekil şahıs iyelik eki -i 3. Çoğul şahıs iyelik eki - leri
Örnek
l Düşünceleri beni her zaman etkilemiştir.
l Onu ne zaman görsem gözlerim yaşlarla dolar.
l Saçların oldukça havalı duruyor.
Uyarı
8 İlgi zamiri her zaman insanlar için kullanılmaz. Cansız varlıklar için de kul-
lanılır.
Örnek
l Kamyonun lastiği Kamyonunki
l Erzurum’un havası çok soğuk; Malatya’nınki o kadar soğuk değil.
162
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uyarı
8 İlgi zamiri olan “-ki”, bağlaç olan “ki” ve sıfat yapan “-ki” eki ile karıştırılma-
malıdır. Bağlaç olan “ki” cümleleri birbirine bağlar ve kendisinden önce gelen söz-
cükten ayrı yazılır.
Örnek
l O kadar çok konuştu ki başımın ağrıdığını hissettim. (bağlaç)
l Dünkü film, beklentilerin çok altındaydı. (sıfat)
l Benim kalemim kayboldu, onunkini aldım. (zamir)
Uygulama
Çözümlü Soru
(I) Gün doğmadan kalkılır, seher vaktinin serinliğinde yüzler ayazda kalmış su
ile yıkanır. (II) Günün bereketi, çekilmeye çalışılır. (III) Köyde herkes olabildiğince
işinin peşine düşer. (IV) Bütün aile beşikte bebeğinden, eşik- teki ihtiyara ayaktadır
çünkü imece günü gelmiş çatmış- tır. (V) Sanırsın ki olağanüstü hâl vardır; nasıl
olmasın mevsim hasat mevsimidir, yazdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde zamir kullanılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E)V
Çözüm
III numaralı cümlede yer alan herkes kelimesi ismin yerini tutar ancak hangi
ismin yerini tuttuğu tam olarak belli olmadığı için belgisiz zamirdir. Sorunun doğru
cevabı “C” seçeneğidir.
163
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Bazıları
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
kişi zamiri olmadığı hâlde bir kişiyi Yani herkes değil.
karşılayan zamir kullanılmıştır? Herkesin çoğunluğu bile değil ama
A) İnekleri sağmış, sonra onları otla- azınlığı
maları için meraya götürmüştü. Oraları hiç sayma, orada zorunlu
B) Şu iki çocuktan zayıf olanı gönder, Ve şairlerin kendileri
diğerini buraya çağır. Olsa olsa her bin kişiden biri
C) Şu, dün yukarı taşıdığımız kırık 5. Bu dizelerde zamir türünde kaç
masa olmasın sakın! farklı sözcük vardır?
D) Bunu yirmi yıl kullandım ama artık A)4 B)5 C)6 D)7 E)8
satıp yenisini alacağım.
E) Proje sunumunu sen ve arkadaşın 6. Aşağıdakilerin hangisinde “-ki”
birlikte yapmalısınız. eki, ilgi zamiri olarak kullanılmıştır?
A) Yukarı katın camı kapalıydı ama
Dağlara denize (I), yüz sürmez oldum odamızınki açık kalmıştı.
Yönümü (II) semaya, çevirmez oldum B) Konuşmanızdaki samimiyeti dinle-
yenlerin tavırlarından anlarsınız.
Artık kimselere (III), sır vermez oldum (IV)
C) Yandakiler yarın taşınacaklarını
Aşkına karşılık diyetim gibi (V)
söyleyip bizimle helalleştiler.
3. Bu dizelerde numaralanmış söz-
D) Elimizdekileri iyi değerlendirip kârlı
cüklerden hangisi bir ismin yerini
bir yatırım yapmıştık.
tutmaktadır?
E) On gün önceki mevzuyu şimdi ko-
A)I B)II C)III D)IV E) V
nuşmanın bir anlamı yok.
164
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
(I) Kâğıthane’de oturuyorduk ve bize Yapım eki alan zamirler, zamir olmak-
en yakın semt kütüphanesi Çeliktepe tan çıkıp isim, sıfat, fiil gibi türlerde kul-
Halk Kütüphanesi idi. (II) Bir türlü ısı- lanılabilir.
namamıştım buraların rahatsız edici, 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
asap bozan sessizliğine. (III) Sahaf dük- de buna örnek olabilecek bir kulla-
kânlarına, yerlerde açılan kitap sergile- nım yoktur?
rine daha bir yakındık. (IV) Kitabın çok
amaçlı bir şey olabileceğini aklımız kes- A) Çocuklarım yeni taşındığımız bu
miyordu henüz. (V) Bir kitabı bir kişi alır semti hemen benimsediler.
ve elden ele dolaşarak on kişi okurdu. B) Günümüzde insanların bazıları bir
7. Bu parçada numaralanmış cüm- benlik karmaşası yaşıyor.
lelerin hangisinde tamlayanı zamir C) Bugün eski kimliğimi değiştirmek
olan bir isim tamlaması vardır? için Nüfus Müdürlüğüne gittim.
A)I B)II C)III D)IV E)V
D) Olaylar bizim irademiz dışında,
kendiliğinden gelişti.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
E) Bize orada yardımcı olacak kimse-
dönüşlülük zamiri isim tamlaması-
ler var mıdır acaba?
nın tamlananı durumundadır?
A) Buraya kendi isteğiyle geldiğine
emin misiniz?
B) Yazarın bizzat kendisi romanın Oranın sıcaklığı havasındadır
ana kahramanıymış.
Ben gidince bir şey değişmedi, biliyorum
C) Günümüzde insanlar kendilerini
toplumdan soyutluyorlar. Şad olsunlar hepsi suları, alabalıkları ile
D) Annem, kendi dünyasında yaşayıp O köy yine kendi rüyasındadır
giden bir kadındı. 11. Bu dizelerde aşağıdakilerden
E) İnsan ne ederse kendine eder bu hangisi yoktur?
hayatta.
A) Belgisiz zamir
B) Dönüşlülük zamiri
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
soru anlamı zamirle sağlanmıştır? C) Şahıs zamiri
A) Ne gün gelir beklediğimiz güzel D) İşaret zamiri
haberler sence?
E) Soru zamiri
B) Yalnızlık mıdır insan ruhunu olgun-
laştıran?
C) Bu kuşlar ne dönüp duruyor hava- Cevap Anahtarı:
da böyle? 1)D 2)B 3)C 4)C 5)C 6)A
D) Bir insana sevgiden daha değerli
7)B 8)B 9)E 10)E 11)E
ne verebilirsiniz?
E) Bizi buraya kimin çağırdığını nasıl
öğrenebiliriz?
165
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
166
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
9. ÜNİTE
ZARFLAR (BELİRTEÇLER)
ZARFLAR
Durum (Nitelik)
ZAMAN ZARFLARI
Zarfları
SORU ZARFLARI
Zarfların Özellikleri
8 Tek başlarına iken sıfatlar gibi isimden başka bir şey değildir. Zarf oldukları
ancak cümle içerisinde belli olur.
8 Cümle içerisinde genellikle “zarf tümleci” görevinde kullanılırlar.
8 Çekimsiz kelimelerdir. İsim çekim eki (hal, iyelik, çoğul ekleri vb.) almazlar.
Yalnızca isim olarak kullanılabilenler bu ekleri alabilirler.
8 Zarflar ile sıfatları karıştırmamak için sözcüğün hangi sözcükleri belirttiğine
dikkat etmek gerekir. Sıfatlar isimden önce kullanılarak isimleri niteler ya da belirtir.
Zarflar ise tanımında da belirttiğimiz gibi fiilleri, fiilimsileri, sıfatları ya da zarfları
belirtirler.
167
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
1. DURUM ZARFLARI
Fiilin ve fiilimsinin yapılış şeklini ve nasıl yapıldığını gösteren zarflardır. Fiile ve
fiilimsilere sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabı durum zarflarını belirlemektedir.
Örnek
l Yağmurdan kaçarken koşarak eve girdi. (Nasıl girdi? )
l Doğum gününde gelen hediye paketini sevinçle açtı. (Nasıl açtı?)
l Kuşlar geçiyor çığlık çığlığa. (Nasıl geçiyor?)
l Hızlı hızlı konuşurken söyleyeceklerini unuttu. ( Nasıl konuşurken?)
Uyarı
8 Zarflar her zaman cümlenin yükleminden önce gelmeyebilir. Devrik cümle-
lerde zarf yüklemden bir önceki kelime olmasa da yüklemi belirtir.
Örnek
l Çıkacaksın merdivenlerden ağır ağır. (Nasıl çıkacaksın?)
168
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Kış uykusunu düşürüyor yapraklara
Dili ağır bir kâhin gibi geçiyor zaman
Aramızda güller aramızda küllerle
Her tarafı kızıl büyüsüne bırakıyor
Bu dörtlükte aşağıdaki belirteçlerden hangisi vardır?
A) Zaman B) Miktar C) Yer-yön D) Soru E) Durum
Çözüm
‘’Dili ağır bir kâhin gibi geçiyor zaman” dizesinde “ yüklem “nasıl geçiyor” so-
rusuna cevap vermektedir. Bu nedenle bu dizede durum zarfı vardır ve sorunun
doğru cevabı “E” seçeneği olur.
2. ZAMAN ZARFLARI
Fiillerin, fiilimsilerin anlamlarını zaman bakımından belirten ve “Ne zaman?”
sorusuna cevap veren zarflardır.
Örnek
l Haftaya bu seminere mutlaka katılmalısın. (Ne zaman katılmalısın?)
l Tüm yaşanmışlıklar aklıma akşamları gelir. ( Ne zaman gelir?)
l Yazın çalıştığın yerde gördüklerini unutma. (Ne zaman çalıştığın?)
l Sen dostumdun benim, gülünce güneşler açardı.( Ne zaman açardı?)
Uyarı
8 Zaman zarfları sözcük grubu (öbeği) şeklinde de karşımıza çıkabilirler.
Örnek
l Günün sonunda söylediklerimi anlayacaksın.
l Sabah sabah kardeşine sımsıkı sarılmıştı.
8 Zaman anlamı taşıdığı hâlde zaman zarfı olmayan cümlede isim görevinde
kullanılan kelimeler de vardır.
Örnek
l Sabahın şerri akşamın hayrından iyidir. (İsim)
l Akşam benim en sevdiğim zamandır. (İsim)
169
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Çözüm
“Babam, akşamın belli bir saatinde mutlaka kitap okumamızı isterdi.” cüm-
lesinde ne zaman sorusuna akşamın belli bir saatinde sözcük grubu cevap ver-
mektedir “. Bu sözcük grubu da belirtili isim tamlamasından oluşmaktadır. akşamın
(tamlayan) belli bir saati (tamlaman)]. Bu nedenle doğru cevap ‘‘C’’seçeneğidir.
3. YER-YÖN ZARFLARI
Fiilleri ve fiilimsileri yer-yön açısından belirten zarflara yer-yön zarfı adı verilir.
Fiillere ve fiilimsilere sorduğumuz “Nere?” ya da “Nereye?” sorusunun cevabı
bize yer-yön zarflarını vermektedir.
Örnek
l Tüm komşular birlikte aşağı indiler.( Nereye indiler?)
l Sanatçı içeri girerken tüm salon ayağa kalktı.(Nereye girerken?)
l Ağlayarak yukarı çıktı. (Nereye çıktı?)
Uyarı
8 Yer-yön zarfları çekim eki almamış hâlde bulunur. Çekim eki alırlarsa isim,
ismi niteleyecek şekilde kullanırlarsa da sıfat olurlar. “Aşağı, yukarı, içeri, dışarı,
ileri, geri, öte, beri” kelimeleri, fiile yönelik kullanıldıklarında yer-yön zarfı olur.
Örnek
l Bir hışımla sınıftan dışarı çıktı. (Yer-yön zarfı)
l Şu an dışarısı çok sıcak, evde kalsak iyi olur. (İsim)
l Yukarı çıkarken su bardağını da getirir misin? (Yer-yön zarfı)
l Yukarıya bakınca başım döndü. (Yönelme hâli eki aldığı için zarf değildir.)
l Aşağı kat çok serin oluyor. (Sıfat)
170
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük, ayraç içinde verilen türde kul-
lanılmamıştır?
A) Kardeşimin gurbetten gönderdiği mektubu soluksuz okuyup bitirdim. (durum zarfı)
B) Havanın sertliğinden anlaşılıyor ki bu sene kış erken gelecek. (zaman zarfı)
C) Seni epey beklettiğimin farkındayım ama trafik çok yoğundu. (azlık-çokluk zarfı)
D) Buradan geriye dönüp ilk sağa dönerseniz istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. (yer-yön zarfı)
E) Bizimle nasıl konuştuğunu görseydiniz bu konuda bize hak verirdiniz. (soru zarfı)
Çözüm
Çözüm
A, B, C ve E seçeneklerindeki cümlelerde yer alan altı çizili sözcükler zarftır ve
parantez içinde verilen ifadeyle uyuşmaktadır. Yalnız D seçeneğinde yer –yön zar-
fı bulunmamaktadır. Buradaki “geriye” sözcüğü isim görevindedir. Sorunun doğru
cevabı “D” seçeneğidir.
Uyarı
Miktar zarfları (belirteçleri) cümleye farklı anlamlar katar.
8 Üstünlük Zarfları
Fiilleri, fiilimsileri, sıfatları ve zarfları niteleyen “daha” kelimesi, üstünlük zarfıdır.
Örnek
l Ahmet benden daha hızlı yürüyor, yetişemiyorum.
171
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Eşitlik Zarfı
Fiilleri, fiilimsileri, sıfatları ve zarfları niteleyen “kadar, gibi” kelimeleri eşitlik zarfıdır.
Örnek
l Sen de onun kadar dürüst bir insansın.
l Kaplumbağa gibi yavaş yürüyor.
8 En Üstünlük Zarfı
Fiilleri, fiilimsileri, sıfatları ve zarfları niteleyen “en” kelimesi, en üstünlük zarfıdır.
Örnek
l Yaptığın işte en iyisi olduğun sürece ne iş yaptığının önemi yoktur.
8 Aşırılık Zarfları
Fiilleri, fiilimsileri, sıfatları ve zarfları niteleyen “epey, oldukça, alabildiğine, ga-
yet...” sözcükleri aşırılık zarflarıdır.
Örnek
l Onunla epey zamandır arkadaşız.
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiili miktar yönünden etkileyen bir zarf
kullanılmamıştır?
A) Sinemada izlediğimiz son filmi çok beğendik.
B) Bugün karşılaştığım ilkokul arkadaşımı özlemişim.
C) Biraz iyileşirsem hemen işe başlayacağım.
D) Barajlardaki su miktarı her geçen gün azalıyor.
E) Çocuklar uslu uslu oturuyorlardı.
Çözüm
‘‘Sinemada izlediğimiz son filmi çok beğendik. Cümlesindeki “çok” sözcüğü “ne
kadar” sorusunu cevapladığı için miktar(azlık-çokluk) zarfıdır. Sorunun doğru ce-
vabı “B” seçeneğidir.
172
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5. SORU ZARFLARI (BELİRTECİ)
Eylemin nasıl gerçekleştiğini, nedenini, zamanını, miktarını soru olarak soran
sözcükler soru zarflarıdır. “ne, nasıl, ne zaman, ne kadar, neden, niçin” gibi keli-
meler soru zarfı olarak kullanılır.
Örnek
l Satranç derslerimiz ne zaman başlayacak?
l Yarın kahvaltıya nereye gidelim?
l Otobüs geçeli ne kadar oldu?
l Konulara nasıl çalışıyorsun?
l Sana soruyorum, niçin cevap vermiyorsun?
Uyarı
“Ne?” ve “nasıl?” soru sözcükleri eğer isme yöneltilmişse sıfat görevi görürler.
Zarf olabilmeleri için fiile veya fiilimsiye yöneltilmeleri gerekir. Ayrıca “ne” sözcüğü
“niçin “ anlamında kullanılırsa soru zarfı ;”hangi “anlamında kullanılır ve isimden
önce gelirse soru sıfatı; ismin yerini tutarsa soru zamiri olarak kullanılır.
Örnek
l Matematiğin çok kötüdür, bu dersi nasıl geçtin? (Fiile sorulduğu için zarftır.)
l Nasıl bir kahve içmek istersin? (İsme sorulduğu için sıfattır.)
l Bu resimde ne renk kullanayım? (İsme sorulduğu için sıfattır.)
l Oradan ne aldın. (İsmin yerinde kullanıldığı için zamirdir.)
2. TÜREMİŞ ZARFLAR
En az bir yapım eki alan zarflardır: gece-leyin, hız-lı, oku-madan, kork-arak...
Örnek
l Soruya düşünmeden cevap verdin.
173
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
3. BİRLEŞİK ZARFLAR
İki sözcüğün birleşmesiyle oluşmuş zarflardır: Biraz , pek çok, niçin...
Örnek
l Birdenbire kapıdan girdi.
4. ÖBEKLEŞMİŞ ZARFLAR
Birden fazla sözcüğün sözcük grubu kurmasıyla oluşurlar.
Örnek
l Sabaha kadar onu düşündüm.
l Dersleri bittikten sonra dinlensin.
Uygulama
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı zarfla sağlanmıştır?
A) Ne tür kitaplar okumayı seversiniz?
B) Hangi hakla dilekçemizi almıyorsunuz?
C) Burayı niye işaretlemişler acaba?
D) Nereyi tercih etmeyi düşünüyorsunuz?
E) Onun ne zaman geleceğini biliyor musunuz?
Çözüm
Sorunun doğru cevabı “C” seçeneği olur.
174
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde
Büyük nine düşündü. Sol eliyle siyah, altı çizili sözcükler, tür bakımından
parlak saçlarını düzelten torununun to- aynıdır?
rununa şimdi pek elemli bakıyordu. Bu
A) Her şey yerli yerinde; havuz başın-
kız tıpkı büyük matemler geçirmiş, fe-
da servi Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda
laketler görmüş bir zavallı gibiydi. Hiç
durmadan
gülmüyor, hep mahzun duruyordu. Ah,
işte hep bu kitaplar onu zehirliyor, onu B) Güzel çocuk senin olsun hayatım
solduruyordu! Onu bahara, saadete istersen Niçin gözüm sana baktıkça
yabancı bırakıyordu. Ansızın kalbinde böyle
bir acı duydu. Bu genç, bu güzel kıza C) Yaşım ilerledikçe daha çok anlı-
acıyordu. Titreyen ellerini koltuğunun yorum Ne büyük nimet olduğunu ah ey
yanlarına dayadı. Hiddetlenmiş gibi bi- güzel gün
raz yükseldi. Torununu nasıl tekrar ka- D) Neden sonra farkına varıyorsun
zanabilirdi? Etrafındaki korkunç ıssızlığın.
1. Bu parçada aşağıdakilerden E) Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
hangisi yoktur? Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
A) Zaman zarfı
B) Soru zarfı I. Ne anlattı öğretmen bugün derste?
C) Hâl (durum) zarfı II. Ne bağırıp duruyorsunuz çocuklar?
D) Miktar zarfı III. Bizden ne istiyor bu adam?
E) Yer-yön zarfı IV. Ne dönüp duruyor kuşlar havada?
V. Ne gün döneceksin oradan?
175
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Duvarları ve tavanı uzun bir kışın is- B) Biraz yalnız dolaşıp kafa toplama-
leriyle kararan, burada mahpus gibi du- ya ihtiyacım var.
ran bodur ve çirkin ocak, içindeki odun- C) Ömer iyi top oynar yalnız fazla
ları sanki hiddetle yakıyor, bir an evvel koşmak işine gelmez.
yutmaya çalışıyordu.
D) Yalnız ve harap bu köşkün bende
7. Bu cümledeki altı çizili sözcükle- tükenmez hatıralarıvar.
rin türleri aşağıdakilerin hangisinde
E) Ne kadar çok arkadaşım olursa ol-
sırasıyla verilmiştir?
sun yine de yalnızım.
A) zarf – zamir – zarf – sıfat
B) isim – zamir – sıfat – zarf
Cevap Anahtarı:
C) isim – sıfat – sıfat – zarf
1)E 2)D 3)C 4)B 5)B
D) zarf – sıfat – isim – sıfat
6)D 7)B 8)A 9)C
E) sıfat – zamir – sıfat – zarf
176
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
177
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
178
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
10. ÜNİTE
8 Diye Edatı
İçinde kullanıldığı cümleye amaç ve neden anlamı katar.
Örnek
l Sen varsın diye ben de bu seminere katıldım. (neden)
l Eve vaktinde varalım diye sokakta koşar adım yürümeye başladılar. (amaç)
l Okula geç kaldım diye sınava giremedim. (sebep)
8 İçin Edatı
Cümleye amaç, neden, aitlik gibi anlamlar katar.
Örnek
l Borcunu ödemek için bütün gün beni aramış. (amaç)
l Kitabı bitiremediği için kitabı vaktinde teslim edememiş. (neden)
l Bu hediyeyi senin için aldım. (aitlik)
l Bu kitap için herkes bir şeyler söylüyor. (hakkında)
179
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 İle Edatı
Cümleye araç, birliktelik, sebep gibi anlamlar katar.
Örnek
l Anahtarı kaybedince kapıyı kart ile açmaya çalışmış. (araç)
l Balık tutmaya arkadaşlarıyla gelmiş. (birliktelik)
l Aşırı yağmur yağması ile yollar çöktü. (sebep)
Uyarı
8 Gibi Edatı
Cümleye benzerlik, tahmin ve tezlik gibi anlamlar katar.
Örnek
l Senin gözlerin de benimki gibi maviymiş. (benzerlik)
l Konuyu bitirmiş gibi görünüyor. (tahmin)
l Evden çıktığı gibi taksiye binip gitti. (tezlik)
8 Kadar Edatı
Cümleye eşitlik, benzerlik ve yaklaşıklık gibi anlamlar katar.
Örnek
l Günde yüz kadar soru çözmeye başlamış. (yaklaşıklık)
l Saksıdaki çiçek, bahçedeki kadar uzamış. (eşitlik)
180
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Örnek
l Bu konuda sana ancak Muhittin yardımcı olabilir. (sadece-edat)
“Ancak”, “yalnız” gibi sözcükler cümlede hem bağlaç hem de edat görevin-
de kullanılabilirler. “Ancak” ve “yalnız” sözcükleri “sadece” anlamındaysa edat,
“ama” anlamındaysa bağlaçtır.
Uyarı
Çözümlü Soru
I. Barajlarımızdaki su ancak bir sene yetecekmiş. (en fazla)
II. Onunla bu durumu konuşmak üzere okula gidiyorum. (sebep)
II. Küçük kızın kalbi bir serçe gibi pır pır atıyordu. (benzetme)
IV. Bahçede toplanan on kadar öğrenci mendil kapmaca oynuyordu. (yaklaşıklık)
V. Kars’a uçakla gidersek fazladan bir gün gezme imkânı buluruz. (vasıta)
Numaralanmış örneklerin hangisinde edatın cümleye kattığı anlam ayraç
içinde yanlış verilmiştir?
A)I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
II numaralı cümlede üzere edatı cümleye sebep değil amaç anlamı katmıştır.
Sebep - sonuç cümlelerinde olayların ikisi de gerçekleşmiş ve sonuçları bellidir.
Oysaki bu cümlede söz edilen durumun konuşulup konuşulmadığı belli değildir.
Sorunun doğru cevabı “B” seçeneğidir.
181
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uygulama
TÜRKÇE
2. BAĞLAÇ
Cümleleri veya aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlayarak aralarında anlam
ilişkileri kuran sözcüklere bağlaç denir.
Uyarı
l Bağlaçlar tek başına anlamı olmayan fakat cümlede bir görevi olan sözcüklerdir.
l Cümleden çıkarıldıklarında cümlenin anlamında bozulma olmaz, daralma olur.
l Bağlaçlar kendilerinden önceki ve sonraki sözcüklerden ayrı yazılırlar.
l Bağlaçların yerine uygun bir noktalama işareti koyulabilir.
l Bağlaçlardan önce ve sonra herhangi bir noktalama işareti kullanılmaz.
182
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Ve Bağlacı
Cümleler ve aynı görevde kullanılan sözcükleri birbirine bağlar.
Örnek
l Eve geldi ve hemen odasına çekildi. (cümleleri bağlamış)
l Yarın gelirken kitap, defter ve sözlük getirmeyi unutmayın. (eş görevli söz-
cükleri bağlamış)
8 İle Bağlacı
Aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlarlar.
Örnek
l Ev ile spor salonu arasında geçiyor bütün hayatı.
l Kitap ile kahve vazgeçilmez arkadaşlarıdır onun.
Uyarı
Biri bağlaç biri edat olmak üzere iki çeşit “ile” vardır. Bir cümlede ile yerine “ve”
getirilebiliyorsa bağlaç, getirilemiyorsa edattır.
Örnek
l Yiyecekler ile içecekleri ben getirdim. (bağlaç)
l Alanya’ya otobüsle gideceğiz. (edat)
8 De Bağlacı
Cümleye örtülü anlam katar.
Örnek
l Ben de senin gibi düşünüyorum.
l Konuyu biliyor musun da konuşuyorsun.
Uyarı
Türkçede bağlaç ve hal eki olan iki çeşit “de” vardır. “de” yi cümleden çıkar-
dığımızda cümlenin yapısı bozuluyorsa hal ekidir ve bitişik yazılır; bozulmuyorsa
bağlaçtır ve ayrı yazılır.
l Evde doğum günü hazırlıkları yapılıyor. (hal eki)
l Doğum gününe arkadaşlarını da davet etmiş. (bağlaç)
183
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uyarı
“ki” yi alan sözcüğe “-ler” eki getiririz. Sözcük anlamlı oluyorsa ektir ve bitişik
yazılır, anlamsız oluyorsa bağlaçtır ve ayrı yazılır.
Örnek
l Cebindeki bütün parayı bana verdi. ‘‘Cebindekiler’’ olduğu için ektir ve bitişik
yazılmalı.
l Düşündüm ki sen bu konuda sonuna kadar haklısın. “Düşündümkiler” olma-
dığı için bağlaçtır ve ayrı yazılmalıdır.
8 Ki Bağlacı
Cümleleri birbirine bağlar.
Örnek
l Çok çalışmış olmalı ki erkenden uyuyakaldı.
l Anladım ki sen de diğerleri gibisin.
184
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 “Ne … Ne” Bağlacı
Cümleye olumsuzluk anlamı katar ve yapıca olumlu anlamca olumsuz cümleler
oluşturur.
Örnek
l Ne ararım ne de sorarım.
l Ne dinledi ne de bize söz hakkı verdi.
Çözümlü Soru
I. Ali’yle ben birbirimizi çok iyi tamamlayan iki arkadaştık.
II. Beypazarı’ndan tarhana ile Beypazarı kurusu almayı unutmayın.
III. Öfkeyle, hırsla hareket eden insanın mahcupluk yaşayacağı muhakkaktır.
IV. Edebî yaşamına şiir ile başlayan sanatçı öyküleriyle tanınmıştır.
V. Bir işe gönlünüzle bağlanırsanız başarı kaçınılmazdır.
Numaralanmış cümlelerin hangilerinde “ile” sözcüğü bağlaç olarak kulla-
nılmıştır?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve V E) IV ve V
Çözüm
I ve II numaralı cümlelerde “ile” sözcüğü bağlaç olarak kullanılmıştır. III numaralı
cümle de “ile” birliktelik, IV ve V numaralı cümlelerde ise vasıta anlamı katmıştır.
Sorunun doğru cevabı “A” seçeneğidir.
185
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
3. ÜNLEM
Türkçemizde “korku, sevinç, acıma, şaşkınlık, öfke” gibi her türlü duygu ve
heyecanımızı etkili ve kısa biçimde anlatmaya, seslenmeye, çağırmaya yarayan
sözcüklere “ünlem” denir.
Örnek
Ünlemlerin Özellikleri
8 Doğal ünlemler: ah, vah, vay, of, öf, püf…
8 Seslenme ünlemleri: ey, hey, ya, yahu, be, bre…
8 Cevap ünlemleri: evet, hayır, he, yok, peki…
8 Gösterme ünlemleri: işte, aha, te, ta, deyha…
8 Soru ünlemleri: hani, acaba…
Uyarı
8 Ünlemlerin bulunduğu cümlelere “ünlem cümlesi” denir. İçinde ünlem bulunan
cümlenin sonuna ünlem işareti koyarız.
Örnek
l Eyvah, yemeği ocakta unuttum!
l “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” (Seslenme, emir)
l Dikkat! Ağır vasıta çıkabilir. (Uyarı)
186
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
8 Ünlemler cümle ögesi olarak görev almaz, cümle dışı unsur olarak kabul
edilir.
Örnek
l Vay, yeni araban çok güzelmiş.
8 Bazı isim soylu kelimeler vurgu ve tonlama yoluyla ünlem değeri kazanırlar.
Bu tür kelimelere sözde özne denir.
Örnek
l “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” (Seslenme, emir)
Çözümlü Soru
1) Aa! Bu kadar ısrar etmeyin, canım!
2) Yuh sana, gerçekten o parayı kabul etmedin mi!
3) Hey, kendinize gelin artık beyler!
4) Öff, şu canım ormanı nasıl da kirletmişler!
Verilen cümlelerde kullanılan ünlemlerin cümleye kattığı anlamlar arasında
aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Uyarı B) Sitem C) Yakınma D) Şaşkınlık E) Bıkkınlık
Çözüm
1 numaralı cümlede ünlem bıkkınlık, 2 numaralı cümlede şaşkınlık, 3 numaralı
cümlede uyarı, 4 numaralı cümlede ise sitem anlamı katmıştır. Sorunun doğru
cevabı “D” seçeneği olur.
187
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
188
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
asıl ünlem kullanılmıştır?
I. Pamuk gibi bir kalbi vardır. (Benzet-
A) Çabuk olun, hırsız şu tarafa doğru
me)
kaçıyor!
II. Saatlerce aramasına karşın bir tür-
B) Sersem, sen kendini ne sanıyor-
lü bulamıyordu. (Koşul)
sun?
III. Amcam ile yarın köye gideceğiz.
C) Aman, çocuğu sıkı tutun da düş-
(Birliktelik)
mesin!
IV. Çiçek demetini annesi için almıştı.
D) Allah’ım, bütün aksilikler beni bu-
(Özgülük)
luyor!
V. Hiçbiri bu işi senin kadar öğrene-
E) Dur, şimdi merdivenlerden yuvar-
medi. (Karşılaştırma)
lanacaksın!
9. Numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde edatın cümleye kattığı anlam
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yanlış verilmiştir?
sonuna ünlem işareti getirilemez?
A)I B)II C)III
A) Ne güzel bir kitap bu böyle
D)IV E)V
B) Sözlerine dikkat et benimle konu-
şurken
● Aman efendim, öyle şeyler işittim ki
C) Haddini aşmaya başladın
kalakaldım!
D) Bizi diğer durakta indirirsiniz
● Aman, kimse duymasın!
E) Artık aklını başına al
● Aman, ne akıllı şey!
● Aman, bıktık bu tavırlardan!
Bu treni ilk kim nasıl gördü, duydu - -
10. Bu cümlelerde aşağıdaki an-
- - okudu kimse öğrenemedi - - - - her-
lamlardan hangisi yoktur?
kesin emin olduğu tek bir şey vardı: Bu-
nun çocuklarını uyutmak için çok güzel A) Rica B) Şaşkınlık
bir masal olması. Gerçek olup olmama- C) Beğeni D) Pişmanlık
sı - - - - yetişkinlerin umrunda - - - - de-
ğildi, onlar zaten hayal kurmayı çoktan E) Usanç
unutmuşlardı.
8. Aşağıdaki bağlaçlardan hangisi Cevap Anahtarı:
bu parçadaki boşluklardan herhangi
1)A 2)E 3)D 4)D 5)D
birine getirilemez?
6)C 7)D 8)D 9)D 10)D
A) ancak B) veya C) bile
D) da E) eğer
189
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
190
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
11. ÜNİTE
FİİLLER
Varlıkların yaptıkları işi, hareketi, oluşları ya da durumları anlatan sözcüklerdir.
Eylemlerin ana görevi cümlede yüklem olmak yani cümle kurmaktır. Fiiller adlarla
birlikte dilin temel sözcükleridir. Bu sözcükler bir işi, hareketi zamana ve kişiye göre
belirten ekler aldıkları zaman yüklem olurlar ve bu tür fillere çekimli fiiller denir.
1. FİİLLERDE ANLAM
Fiiller, taşıdıkları temel anlamlara göre türlere ayrılır. Fiilin temel anlamı hare-
kettir. Hareketin anlam bakımından üç yönü vardır.
A. İŞ (KILIŞ) FİİLLERİ
8 Öznenin iradesiyle gerçekleşen, öznenin nesneyi etkilediği fiillerdir.
8 “Kimi, neyi” sorularına yanıt verebilir. Hareket mutlaka bir nesneye yönelmiş
olmalıdır.
8 İş-kılış filleri çatısına göre geçişli fillerdir.
Örnek
l düşünmek l çözmek l araştırmak l taşımak
B. DURUM FİİLLERİ
Öznenin kendi iradesiyle, bilerek yaptığı fiillerdir. Durum fiilleri öznenin bir du-
rumdan başka bir duruma geçtiğini ifade eder. Yapılan eylemden nesneler etki-
lenmez. Durum fiillerinde süreklilik vardır.“Kimi, neyi” sorularına yanıt veremez.
Hareket var, ancak nesneyle ilgili değildir.
l uyumak l susmak l durmak l beklemek
C. OLUŞ FİİLLERİ
8 Bir durumdan başka bir duruma geçildiğini veya geçilmekte olduğunu bildi-
rirler. Gerçekleşmelerinde öznenin doğrudan etkisi yoktur çünkü öznenin iradesi
dışında gerçekleşmiştir. Daha çok kendiliğinden olma anlamı vardır.
8 Durum fiilleri çatısına göre geçişsiz fiillerdir.
Örnek
l yeşermek l solmak l bayatlamak
191
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Çözümlü Soru
I. Uzun uzun çalan telefona en sonunda cevap verdiler.
II. Sabah, pırıl pırıl olan hava öğlene doğru karardı birden.
III. Sandalyeleri ikişer ikişer taşıyorlardı içeriye.
Numaralanmış cümlelerdeki fiillerin anlamsal özellikleri, aşağıdakilerin
hangisinde doğru verilmiştir?
I II III
A) Kılış Oluş Durum
B) Durum Oluş Kılış
C) Durum Kılış Oluş
D) Oluş Durum Kılış
E) Kılış Durum Oluş
Çözüm
I numaralı cümledeki fiil “cevap vermek” durum fiilidir çünkü nesne almaz ve
özne yaptığı işten kendisi etkilenmiştir. 2 numaralı cümle oluş fiilidir. Doğa olayları
oluş fiili olarak kabul edilir. 3 numaralı cümle ise yine iş-kılış fiilidir çünkü nesne
almıştır. Sorumuzun doğru yanıtı “B” seçeneği olur.
192
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
Pamuğunun kıymeti dört bir yanda
bilinir (I)
Fiiller anlamlarına göre iş, oluş ve du- Bağların hep zümrüt gibi yeşerir (II)
rum fiilleri olmak üzere üç gruba ayrılır. Her parçanı sevdim (III) senin Türkiye’m
İş bildiren fiiller, öznenin kendi isteği
Yüreğimi yaktın geçtin Türkiye’m
ile gerçekleşen ve bir nesneyi etkile- 3. Numaralanmış fiillerin anlam
diği fiillerdir. özelliği aşağıdakilerden hangisinde
1. Bu açıklamaya göre aşağıdaki verilmiştir?
cümlelerden hangisinde iş bildiren I II III
bir fiil vardır?
A) İş Oluş Durum
A) Akşamdan beri, çürük dişim sızlıyor. B) İş Durum Oluş
B) Balkondaki sarı kanaryalar ötüyor. C) Oluş Durum İş
C) Ocaktaki tencerede patates yeme- D) Durum Oluş İş
ği pişiyor. E) Oluş İş Durum
D) Koridorda oynayan çocukları yanı-
na çağırdı. Bir gün bulutlarla geldi (I) habersiz
E) Arkadaşlarıyla buluşmak için hızlı- Sonra incecikten yağdı (II) üstüme
ca hazırlandı. büyüdü (III) içimde zamanla yeri
İki mısra gibi aldı (IV) gönlümü
Oluş fiilleri, öznenin kendi iradesi dı- Bir gül yaprağından güzel (V) elleri
şında geçirdiği değişim bildiren fiillerdir. 4. Numaralanmış sözcüklerden
2. Buna göre aşağıdaki altı çizili hangisi iş (kılış) bildiren bir fiildir?
sözcüklerden hangisi oluş fiilidir? A)I B)II C)III D)IV E)V
A) Çocuklar okuldan çıkmadan hava
karardı. 5. Aşağıdakilerin hangisinde “iş (kı-
B) Sanatçının geçen hafta gösterime lış), durum ve oluş” fiilleri sırasıyla ve-
giren filmini izledi. rilmiştir?
C) Yaz sonunda evin bütün halılarını A) Yırtmak, yatmak, kovmak
yıkadı. B) Görmek, bilmek, büyümek
D) Dün akşam yorgun olduğu için er- C) Uyanmak, ağlamak, kızarmak
kenden uyudu. D) Bulmak, küflenmek, oturmak
E) Sınav sorularını dün gece hazırladı. E) Kırmak, gülmek, yaşlanmak
Yaz gelince ağaçların meyveleri eğilir
Cevap Anahtarı:
1)D 2)A 3)D 4)D 5)E
193
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Fiillerin cümlede kip (zaman) ve kişi (şahıs) ekleri alarak kullanılan şekline “çekimli
fiil” denir. O hâlde fiillerde kişi ve kip eklerinin incelenmesi gerekir.
A.KİP EKLERİ
a) Haber Kipi Ekleri
Bir fiilin çekiminde kesin olarak zaman bildiren fiil kiplerine haber kipi denilir.
Haber kipleri bir işin, oluşun ya da durumun hangi zamanda yapıldığını anlatan fiil
kipleridir. Haber kipleri 5 grupta incelenir.
194
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Gelecek Zaman Kipi Eki
“-ecek” ekiyle kurulur. İşin söylenme anından sonra yapılacağını bildirir.
Örnek
l Akşama misairler gelecek
l Onunla alışverişe gideceğiz.
Uygulama
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öğrenilen geçmiş zaman kipi, “farkına
varma” anlamında kullanılmıştır?
A) Kaç saat uyuduysam artık gözlerim şişmiş.
B) Kemal, okulu bir dönem uzatmış.
C) Düğünleri temmuz ayında olmuş.
D) Son romanını iki gün önce tamamlamış.
E) Kulüp başkanı futbolcuları toplantıya çağırmış.
195
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözüm
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde şimdiki zamanla çekimlenmiş olumsuz
soru fiili vardır?
A) Sabahları yürüyüşe çıkıyor musunuz?
B) Bu hafta yüzme kursuna neden gitmiyorsun?
C) Roman ve hikâye okumayı seviyor musun?
D) Arkadaşların seni ziyarete gelmiyor mu?
E) Ne zaman benim sözümü dinleyeceksin?
Çözüm
Sorumuzun doğru yanıt “D” seçeneğidir. “Gelmiyor mu?” kelimesi şimdiki za-
manın olumsuz soru şeklinde çekimlenmiştir. B seçeneğinde soru anlamı “neden”
kelimesi ile sağlandığından buradaki kelime “gitmiyorsun” şeklinde olduğundan
şimdiki zamanın olumsuzu şeklinde çekimlenmiştir. Soruda bizden olumsuz soru
şeklinde çekimleneni bulmamızı istiyor.
196
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 İstek Kipi Eki
“-a, -e” ekiyle kurulur. Cümleye istek anlamı katar.
Örnek
l Ben de sizinle Amasra’ya geleyim.
l Bu yaz tatile Karadeniz’e gidelim.
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde yer alan fiillerin hangi kip ekiyle çekimlendiğini bu-
larak kip eklerini uygun boşluklara yazınız.
Çözümlü Soru
Kip ve şahıs eki almış fiillere çekimli fiil denir. Buna göre “yürü-” fiili aşa-
ğıdaki cümlelerin hangisinde çekimli fiil olarak kullanılmıştır?
A) Hemen dizleri ağrımaya başlıyor hızlı yürüyünce.
B) Eskiden ilçeden köye kadar yürüyerek gelirdik.
C) Parkta hep birlikte yürümeliyiz uzun yaz akşamlarında.
D) Okula kadar yürümek istemezsen otobüse bin.
E) Yanımdan yürüyüp geçti bana bir selam vermeden.
197
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözüm
TÜRKÇE
C seçeneğinde yürü- fiili gereklilik kipi ile çekimlendiği için çekimli fiil olur.
A, B, E seçeneklerinde zarf fiil olarak, D seçeneğinde ise isim fiil olarak kullanılmıştır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.
2. KİŞİ EKLERİ
Fiillere gelerek eylemin kim tarafından yapıldığını bildiren eklere ‘’şahıs ekleri’’
denir. Şahıs ekleri kip eklerinden sonra gelir.
1. Tekil Şahıs ve Eki Ben -m, -ım, -im, -um, -üm
2. Tekil Şahıs ve Eki Sen -n, -(s)ın, -(s)in, -(s)un, -(s)ün
3. Tekil Şahıs ve Eki O eki yoktur
1. Çoğul Şahıs ve Eki Biz -ız, -iz, -uz, -üz, -k
2. Çoğul Şahıs ve Eki Siz -(s)ınız, -(s)iniz, -(s)unuz, -(s)ünüz
3. Çoğul Şahıs ve Eki Onlar -lar, -ler
Örnek
Uygulama
198
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Aşağıdaki dizelerin hangisinde eylem diğerlerinden farklı bir kişi eki ile
çekimlenmiştir?
A) Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden
B) Hey göklere duman durmuş dağlar hey
Değirmenin üstü her gün yel olmaz
C) Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir
Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım
D) Söyle sevda içinde türkümüzü
Aç bembeyaz bir yelken
E) Kaçmış uykum yabancı ormanlardan
Dağlar mağaralarla ovalardan kaçmış
Çözüm
D seçeneğinde “Söyle-“ kelimesi 2. Tekil kişi emir kipi ile çekimlenmiştir. Soru-
muzun doğru yanıtı “B” seçeneği olur.
4. EK FİİL
İsim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını sağlayan ya da
basit zamanlı fiillerin sonuna gelerek, birleşik zamanlı fiile dönüştüren, ek hâlindeki
fiildir. Ek fiil “imek” fiilinin ek olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır. Tanımdan
da anlaşılacağı gibi ek fiilin iki işlevi vardır.
199
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Birleşik zamanlı fiiller, rivayet, hikâye ve şart olmak üzere üçe ayrılır:
8 Rivayet Birleşik Zamanlı Fiiller (-imiş)
Basit çekimli bir fiile, ek eylemin öğrenilen geçmiş zaman eki getirilerek yapılır.
Rivayet birleşik çekimli fiillerde kesinlik anlamı bulunmaz. Başkasına ait düşünce-
ler, başkasından duyulan olaylıkla rivayet birleşik çekimle kullanılır.
Örnek
l bekli – yor – muş – sun (şimdiki zamanın rivayeti)
l Biz olmadan alışverişe gidemezmiş. (geniş zamanın rivayeti)
l Keşke toplantıya katılsaydın. (şart kipinin rivayeti)
l Seminer haftaya başlayacakmış. (gelecek zamanın rivayeti)
200
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Şart Birleşik Zaman (sa/se)
Basit çekimli bir fiile ek eyleme şart kip eki getirilerek yapılır. Şart birleşik çekimli
fiiller genellikle cümleye koşul anlamı katar.
Örnek
l Gel-ecek-se-n (gelecek zamanın şartı)
l Saat geç olmadıysa arkadaşlara uğrayalım (görülen geçmiş zamanın şartı)
Uygulama
5. FİİLLERDE OLUMSUZLUK
Fiildeki eylemin işin ya da oluşun gerçekleşmediğini veya gerçekleşmeyeceğini
bildiren eklere olumsuzluk eki denir. Fiillerin olumsuzu, fiil kök ya da gövdesine
“-me, -ma” olumsuzluk eki getirilerek yapılır.
Örnek
l bekledi beklemedi l isteyecek istemeyecek
Uyarı
Geniş zamanın olumsuz çekimi fiile getirilen “-maz/-mez” eki ile yapılır.
l beklersin (olumlu) beklemezsin (olumsuz)
l anlarsın (olumlu) anlamazsın (olumsuz)
201
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
6. FİİLLERDE SORU
Fiil çekimlerinde soru şekli, kip eklerinden veya şahıs eklerinden sonra “mı, mi,
mu, mü” soru eki getirilerek yapılır.
Örnek
l Daha önce buraya uğradınız mı?
l Yarın bizimle gelecek misiniz?
l Ona kitabı vereli çok oldu mu?
Uygulama
202
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
Ek eylem, fiilleri birleşik zamanlı hâle
getirir veya isim soylu sözcükleri yük- 3. Aşağıdakilerin hangisinde ek fiil,
lem yapar. cümleye kesinlik anlamı katmıştır?
1. Buna göre aşağıdaki dizelerin A) Acaba oğlum, dersine yetişmiş midir?
hangisinde ek eylem diğerlerinden B) Ders bitmiştir, çıkabilirsiniz gençler.
farklı bir görevde kullanılmıştır?
C) Babam çoktan uyumuştur bu saatte.
A) Desem ki vakitlerden bir nisan ak-
şamıdır D) Dediğin yapılar bugün ayakta dur-
muyordur.
Rüzgârların en ferahlatıcısı sen-
den esiyor E) Yemek pişmiştir, git iki ekmek al da gel.
B) Yorgunsun, uzaklardan gelmişsin Serin rüzgârlara pencereni aç
Yitirmişsin neyin varsa birer birer Karşında fecirle değişen ağaç.
C) Nereye gidersen git günlük tasa Bak, seyret ağaran rengini ufkun
Bırak biraz da şad olsun gönüller
Mahmur gözlerinde süzülsün uykun.
D) İlk sevgilimin gülüşüne benzer
Bırak saçlarınla oynasın rüzgâr
Bir nisan havası değil mi esen
E) Ben bu dünyaya yanlış gelmiş ola- Gümüş çıplaklığı bir başka bahar
cağım ben 4. Bu dizelerde kaç çekimli eylem
Ben öyle her insandan, o kadar vardır?
uzağım ben A) 4 B) 5 C) 6 D) 7 E) 8
203
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
204
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8. YAPILARI BAKIMINDAN FİİLLER
Fiiller yapılarına göre üç grupta incelenir.
A. BASİT FİİL
Yapım eki almamış, başka bir kelime ile de birleşmemiş fiillere basit fiil denir.
Basit fiiller çekim eki alabilirler.
Örnek
l Her gün düzenli ders çalışırdım. çalış-ır-dı-m fiil kök hâlinde olduğu için
basittir.
l Dışarı çıkarken beni de beklemeliydin. bekle-meli-y-di-n fiil kök hâlinde ol-
duğundan basittir.
B.TÜREMİŞ FİİL
Yapım eki almış fiillere türemiş fiil denir. Burada dikkat etmemiz gereken nokta
fiilin son hâlidir. Bildiğimiz gibi dilimizde isimden fiil ve fiilden fiil türeten ekler vardır.
Kelimenin son hâli türemiş ise kelimemiz türemiş fiildir.
l “Bütün gün senin yolunu gözledim.” Göz-le-di-m “-le” isimden fiil yapım eki
olduğundan kelimemiz türemiş fiildir.
l “O, bütün arkadaşları tarafından çok sevilirdi.” Sev-il-ir-di “-il” fiilden fiil yapım
eki olduğundan türemiş fiildir.
C. BİRLEŞİK FİİL
Birden fazla sözcüğün bir hareketi karşılayacak şekilde bir araya gelerek oluş-
turduğu söz grubuna bileşik fiil denir. Bileşik fiiller üç grupta incelenir.
205
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Yeterlilik Fiili
Fiillere “-e bilmek” getirilerek yapılır. Fiile gücü yetme, yapabilme, tahmin veya
ihtimal anlamı katar. Yeterlilik fiilinde “bilmek” fiili kendi öz anlamından uzaklaşır.
Örnek
l Yemeğini kendin yiyebilirsin. ye-y-ebil-ir-sin (yapabilme)
l Sınavı kazanmak için düzenli çalışabilirsin. çalış-abil-ir-sin (yapabilme)
l Dün seni arayan sınıf öğretmeni olabilir. ol-abil-ir (ihtimal)
Uyarı
Yeterlilik fiilinin olumsuzu yapılırken “bilmek” atılır ve onun yerine “-ma” olum-
suzluk eki getirilir. Yeterlilik fiilinin olumsuzu da birleşik fiildir.
Örnek
l Yürüyebilmek yürüyememek Kazadan sonra uzun süre yürüyemedi.
l Bulabilmek bulamamak Aradığım eşyaları yerinde bulamıyorum.
Tezlilik Fiili
Fiillere “-ivermek” getirilerek yapılır. Tezlik fiili cümleye çabukluk, tezlik anlamı
katar.
Örnek
l Bunu da sen yapıver. l Sınıfa koşuver.
Uyarı
206
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Sürerlik (Süreklilik) Fiili
Fiillere “- e durmak, -e gelmek, -e kalmak” getirilerek yapılır. Bu fiiller cümleye
devamlılık, süreklilik anlamı katar. Bu şeklin olumsuzu yoktur.
Örnek
l Arkasından bakakaldık.
l Siz gidedurun ben size yetişirim.
l Süregelen olaylardan sıkıldık.
Yaklaşma Fiili
Fiillere “-e yazmak” getirilerek yapılır. Cümleye az kalsın, neredeyse anlamı
katar. Bu fiilin kullanımı günümüzde oldukça azalmış, daha çok yerel söyleyişte
kullanılır olmuştur. Yaklaşma fiilinin olumsuzu yoktur.
Örnek
l Yürürken düşeyazdım.
l Korkudan öleyazdım.
l Heyecandan kalbim durayazdı.
Örnek
l Annem odanın dağınıklığını görünce küplere bindi.
l Kursa başlaması için çok fazla dil döktüm.
l Şarkıyı bütün gün dilinden düşürmedi.
207
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
(I) İyi bir öykü yazmak için ne gere- 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
kir? (II) Kenarı köşesi belli şablonlar- de “olmak” fiili yardımcı eylem olarak
dan veya geçerliliği ispatlı formüllerden kullanılmamıştır?
söz etmemiz mümkün olabilir mi? (III) A) Ona güvenip onunla çalışmamız
Sınırlarını bizim belirleyeceğimiz; içe- bizim için hata olmuştur.
riğindeki aksiyonlara, kişilere, zamana
ve mekâna gönlümüzce karar verebile- B) İnsanları sözlerinizle kırabileceği-
ceğimiz bir dünya oluşturacaksak tüm nizin farkında olmalısınız.
kuralları boş vermeli miyiz? (IV) Öykü C) Hastalandığınızı duyduk, çok geç-
yazmak tamamıyla kişisel anlatıma miş olsun beyefendi.
dayalı bireysel bir faaliyet sayılamaz D) Akıllı olun, bu işin yürümeyeceğini
mı?(V) Öykü yazmak yolculuğa çıkmak anlayın artık.
olabilir.
E) Dün Adana’da orta şiddette bir
1. Bu parçada numaralanmış cüm- deprem oldu.
lelerden hangisinin yüklemi, yapıca
diğerlerinden farklıdır?
A) I B) II C) III Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
208
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5. Aşağıdaki cümlelerden hangisi- 8. Aşağıdaki cümlelerden hangisi-
nin yüklemi türemiş eylem değildir? nin yüklemi birleşik yapılı ve birleşik
A) Uçsuz bucaksız bir deniz manza- çekimli bir fiildir?
rasıyla biraz açıldım. A) Sanki bize tarihten bir şeyler hatır-
B) Bu şehirde mevsimler birbirini hız- latıyordu.
la kovalıyor.
B) Sütunlar, zamana direnmenin gu-
C) Hasan, arkadaşlarına yaptıklarını
rurunu yansıtıyor.
bir bir anlattı.
D) Ağacın dalları kayısıları taşıyama- C) Uzun olsun diye planladığımız gezi
dığından iyice eğilmişti. bitivermişti.
E) Ağaçların arasından koyu bir ışık D) Herkes izlenimlerini bu ajandaya
huzmesi sızıyordu. yazabilir.
E) Gün boyu süren neşemiz bizi ansı-
(I) İyi bir öykü yazmak için ne gerek- zın terk etti.
mektedir? (II) Kenarı köşesi belli şablon-
lardan veya geçerliliği ispatlı formüller-
den söz etmemiz mümkün olabilir mi? Osmanlı İmparatorluğu’nda cam işleri
(III) Sınırlarını bizim belirleyeceğimiz; bir sanat hâline - - - -. Camcılar ocağı
içeriğindeki aksiyonlara, kişilere, zama- kurulmuş, cam işiyle uğraşan ustalara
na ve mekâna gönlümüzce karar verebi- “câmger” adı - - - -. Cam ürünlerinin
leceğimiz bir dünya oluşturacaksak tüm üretimi Beykoz ve Paşabahçe’de kuru-
kuralları boş vermeli miyiz? (IV) Öykü lan cam atölyelerinde - - - -.
yazmak tamamıyla kişisel anlatıma da-
9. Bu parçadaki boşluklara sırasıy-
yalı bireysel bir faaliyet sayılamaz mı?
la aşağıdaki fiillerden hangileri geti-
6. Bu parçada numaralanmış cüm- rilmelidir?
lelerden hangisinin yüklemi, yapıca
diğerlerinden farklıdır? A) dönüşmüştür – konmuştur – üre-
A) I B) II C) III D) IV E) V tilmiştir
B) gelmiştir – verilmiştir – yapılmıştır
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde C) bürünmüştür – tasarlanmıştır –
ek eylem diğerlerinden farklı bir gö- uygulanmıştır
revde kullanılmıştır?
D) almıştır – uygulanmıştır – düşü-
A) Hayatta en önemli şey onurlu bir
nülmüştür
şekilde yaşamaktır.
B) Ak akçe kara gün içindir. E) kavuşmuştur – düşünülmüştür –
gerçekleştirilmiştir.
C) Sözün bittiği yer tam da burasıdır.
D) Bakarsan bağ olur, bakmazsan
dağ. Cevap Anahtarı:
E) Ne gelen vardı ne giden. 1) A 2) E 3) E 4) C 5) E
6) A 7) D 8) C 9) B
209
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
210
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
yüklem, yapı yönüyle diğerlerinden
eylemde kip kayması vardır?
farklıdır?
A) Her sabah, soluğu aynanın karşı-
A) Atölye dışında resim yapmak XIX.
sında alıyorum.
yüzyılda özellikle empresyonistlerle ge-
lişmiştir. B) Onu en son geçen bayram durakta
gördüm.
B) İşe, dikdörtgen şeklindeki büyük
bir kurşun kalem ucunu andıran sıkıştı- C) Onlar Balkan Savaşı’nın bütün acı-
rılmış mürekkep çubuğu ezmekle baş- larını yaşamışlar.
lıyorsunuz. D) Bu gidişle ablasından daha başa-
C) Mimaride Sinan, şiirde Fuzuli hat- rılı olacak.
ta Karahisari ve musikide Itri mutlaka E) O filmi ne zaman izlesem canım
bilinmeli. turşu ister.
D) Türk-İslam medeniyetinin zirve-
sine yerleşmiş Osmanlı Devleti, cenk
meydanında dahi estetikten taviz ver- Büyükada’ya bu mevsimde ilk kez
memiş. geliyordum (I). Adanın kış renkleriyle
donanmış sakin, bir tür terk edilmişlik
E) İnsanlık, tarihin ilk dönemlerinden hüznüne bürünmüş sokaklarında ge-
beri iç dinamiklerini sanatla dış dünya- zinmeye başlamıştım (II). Dar ve ya-
ya yansıtmıştır. payalnız bir sokağın kıvrımına uyarak
meydana doğru ilerleyiverdim (III). Bu-
rada nehirlerin; dağlar, tepeler aşarak
6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde
düzlükte sükûnet arayan başka başka
anlamca kaynaşmış birleşik fiil var-
nehirlerle birleşmesine benzer bir he-
dır?
yecan vardı (IV). Meydandaki boşluk-
A) Burda, Hindistan’da, Afrika’da, gizli bir deniz gibiydi (V).
Her şey birbirine benzemektedir. 8. Bu parçadaki altı çizili sözcükle-
B) Ben ki kıtalar keşfetmişim, nesillerden, rin hangisinde ek fiil yoktur?
1b 2d 3c 4b 5d 6e 7a 8
211
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
212
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
12. ÜNİTE
FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER)
Eylem kök ya da gövdesinden türeyerek cümle içinde isim, sıfat ya da zarf gö-
revinde kullanılan sözcüklere eylemsi (fiilimsi ) denir.
Örnek
Aşağıdaki örneklerde “konuş-“ eylemi aldığı ekler sayesinde cümledeki
görevine göre isim, sıfat ya da zarf olmuştur.
l Konuşmak istiyorum. Ne istiyorum? Ne sorusuna yanıt verdiği için
ad (isim) görevindedir.
l Konuşan öğrenciler Nasıl öğrenci? Adın durumunu bildirdiği için ön
ad(sıfat) görevindedir.
l Konuşunca anlaşırız Ne zaman anlaşırız? Eylemin zamanını bildir-
diği için belirteç (zarf) görevindedir.
Uyarı
8 Fiilimsiler, fiil kip ve kişi eklerini alarak çekimlenemezler.
Gülen çocuklar gülenyor
213
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Uyarı
8 İsim fiiller de adlar gibi ad tamlamaları oluştururlar.
Örnek
l Gülüşün güzelliği l şiirin okunması
tamlayan tamlanan
8 İsim fiil eki alan bazı sözcükler hareket özelliğinden uzaklaşarak kalıcı ad
olmuşlardır.
Örnek
l Dondurmayı herkes sever. Yanıma çakmak almayı unutmuşum.
214
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 “-me , -ma” olumsuzluk eki ile isim fiil eki karıştırılmamalıdır. Bunun için
anlamına dikkat edilmelidir.
Örnek
l Benim yanıma gelme.
“gelme” sözcüğü gel sözcüğünün olumsuzudur.
8 Bir sözcük hem olumsuzluk eki hem de isim fiil eki almışsa birincisi olum-
suzluk, ikincisi isim fiil ekidir.
Bunları söylememeyi isterdim söyle- me – me – yi
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil kullanılmamıştır?
A) Babamın konuşması hepimizin içini fazlasıyla rahatlatmıştı.
B) Gelişmişliğin göstergelerinden biri de dildir.
C) Misafirlerin hepsi pasta ikram edilmesini bekliyordu.
D) Bugün öğrencilerle fidan dikmeye Beynam Ormanı’na gittik.
E) Şiir yazmanın büyüsü sardı mı bir kişiyi, kolay kolay bırakmaz.
Çözüm
A) Babamın konuşması hepimizin içini fazlasıyla rahatlatmıştı.
B) Gelişmişliğin göstergelerinden biri de dildir.
C) Misafirlerin hepsi pasta ikram edilmesini bekliyordu.
D) Bugün öğrencilerle fidan dikmeye Beynam Ormanı’na gittik.
E) Şiir yazmanın büyüsü sardı mı bir kişiyi, kolay kolay bırakmaz.
A, C, D, E seçeneklerinde isim fiil kullanılmışken B seçeneğinde kullanılmamış-
tır. Sorumuzun doğru cevabı “B” seçeneği olur.
215
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uyarı
8 Sıfat fiilin bazı ekleri çekimli eylem yapmak için de kullanılır. Bu ekleri
karıştırmamak için zaman anlamı olup olmadığını ve kendisinden sonra bir
adı niteleyip nitelemediğine bakılmalıdır.
Örnek
l Bunları görmüş insanlardan ne beklersiniz ki?
kendisinden sonraki ismi nitelemiş ve zaman anlamı yoktur.
Bu nedenle sıfat fiildir.
l Annem de sokakta yaşananları istemeden görmüş.
Kendisinden sonra tamamladığı bir isim yoktur ve zaman anlamı vardır.
Bu nedenle çekimli eylemdir.
216
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Bazı sıfat fiiller zamanla kalıplaşarak kalıcı ad olmuşlardır.
Örnek
l Dolmuş beliyorum.
l Döner yedik bu öğlen.
Çözümlü Soru
Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfat-fiil adlaşmamıştır?
A) Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
B) Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
C) Akacak kan damarda durmaz.
D) Az veren candan, çok veren maldan.
E) Sel ile gelen yel ile gider.
Çözüm
A, B, D, E seçeneklerinde sıfat fiilden sonra gelen ad cümleden düşmüşken C
seçeneğindeki “akacak” sıfat fiilinden sonra tamamladığı “kan” adı cümlede dur-
maktadır. Sorumuzun cevabı “C” seçeneği olur.
217
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
8 İsim fiilin ayrılma durum eki almış hali il zarf fiiller karıştırılmamalıdır.
Okumadan çok zevk aldım. isim fiil
Buraları okumadan geçme. zarf fiil
Çözüm
A B C D seçeneklerinde “nasıl” sorusuna yanıt alırken E seçeneğinde “ne
zaman sorusuna” yanıt almaktayız yani bize cümlede yapılan eylemin zamanını
vermektedir. Bundan dolayı sorumuzun doğru cevabı ‘‘E’’ seçeneği olur.
218
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde (I)Fransa’nın Grenoble şehrinde, ka-
altı çizili sözcük, fiilimsi olmaktan çıkıp musal alanlarda insanların hikâye oku-
kalıplaşmıştır? yarak vakit geçirebilmesi için şehrin
A) En çok üzüldüğümüz şeylerden bi- farklı noktalarına kısa hikâye dağıtma
riydi öğretmenimizin zamansız gidişi. makineleri yerleştirildi. (II) Teknoloji,
hayatlarımızı gerçekten istila etmiş. (III)
B) Safranbolu’nun tarihî evlerini gör- Tabletlerden akıllı telefonlara, neredey-
meye gidecektik sınıfça. se ekransız olarak geçirdiğimiz bir za-
C) Duvar malzemesi o kadar dayanık- mandan söz edebilmek mümkün değil.
lıydı ki çivi bile çakmak imkânsızdı. (IV) Seyahat ederken, yemek yerken
ve halka açık yerlerde beklerken akıllı
D) Büyükannemin gözlemesini yiyip
telefonlar bakışlarımızı asla rahat bı-
de doymamak ne mümkündü.
rakmıyor. (V) Ancak Fransa’daki şehir,
E) O yıllarda heceyle yazanlara karşı bu durumu değiştirmek istiyor.
bir küçümseme söz konusuydu.
4. Bu parçadaki numaralanmış
cümleler için aşağıda yapılan sapta-
Sanatçı için yaşayan(I) Çehov ifade- malardan hangisi yanlıştır?
sini kullanmak(II) istiyorum(III), bu son A) I. cümlede, durum anlamı veren
kitabıyla anlardan öykü çıkararak(IV) fiilimsiye yer verilmiştir.
bu yakıştırmayı(V) hak ettiğini düşünü-
B) II. cümlede, fiilimsi türünde sözcük
yorum.
yoktur.
2. Bu cümlede numaralanmış söz-
C) III. cümlede, bir adın niteliğini bildi-
cüklerin hangisi fiilimsi değildir?
ren fiilimsi kullanılmıştır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
D) IV. cümlede, zaman anlamı veren
birden fazla fiilimsi kullanılmıştır.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisin- E) V. cümlede, farklı türlerde fiilimsiler
de fiilimsi öbeği yoktur? kullanılmıştır
A) Önümüze çıkan engelleri bir bir
aşa aşa bugünlere geldik.
“I. Geceleri üşütme çocuğum
B) Samimi ağlayışları, sahte gülüm-
II. Yağmur damlar belki yanağına
semelere yeğlerim.
III. İçin ürkmesin çocuğum titreme
C) Okumak bireyi bütün her şeyden
daha çok geliştiriyor. IV. Bir volkan olur korkun yüreğinde
D) Yılan gibi kıvrılan yollardan geçe- V. Aydınlanır lavlarla burkulan duyguların”
rek vardık Alanya’ya. 5. Numaralanmış dizelerin hangi-
E) Her işte iyi niyetli davranmaya gay- sinde fiilimsi kullanılmıştır?
ret edin. A) I B)II C) III D) IV E) V
219
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
220
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
221
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
222
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
13. ÜNİTE
FİİLDE ÇATI
FİİLDE ÇATI
Öznesine Nesnesine
Göre Göre
Yüklemin özne ve nesne ile olan ilişkisine çatı denir. “Öznesine ve nesnesine”
göre olmak üzere fill çatısı ikiye ayrılır.
Uyarı
223
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
lAnnem dün en sevdiğim yemeği yapmış. (Kim yapmış? annem-gerçek
özne) (Etken Çatılı)
l Çiçekler karların erimesiyle uykudan uyandı. (Ne uyandı? Çiçekler-gerçek
özne) (Etken Çatılı)
l Hemen babanı aramalısın. (Kim aramalı? Sen-gizli özne) (Etken Çatılı)
Uyarı
Örnek
l Kazada çocuğun kolu kırılmış. (kıran kim? Belli değil) (Edilgen Çatılı)
sözde özne
l EKPSS uygulaması için güncelleme yapıldı. (yapan kim? Belli değil)
(Edilgen Çatılı) sözde özne
l Telefonumdaki bütün numaralar silinmiş. (silen kim? Belli değil) (Edilgen Çatılı
sözde özne
224
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
“-l, -n” ekini alan her fiil edilgen çatılı değildir. Eğer cümledeki işi yapan
belliyse (gerçek ya da gizli özne varsa) “Dönüşlü Çatı” olur, cümledeki işi
yapan belli değilse (sözde özne )varsa “Edilgen Çatılı” olur.
Örnek
Örnek
l “Kardeşim düğüne hazırlanmak için saatlerce süslendi.”
gerçek özne yüklem
cümlesinde eylemi gerçekleştiren kişi “kardeşim” dir. Ancak gerçekleşen süs-
lenme işinden etkilenen kişi yine kardeşim olduğu için fiilimiz dönüşlü çatılı bir fiil
olur.
“Kadın kardeşinden gelen acı haberi alınca sanki bir anda yaşlandı.”
cümlesinde yaşlanma işini yapan kişi kadın olmakla birlikte yapılan işten yine
kendisi etkilendiği için fiilimiz dönüşlü çatılı bir fiil olur.
Örnek
l “İki arkadaş bütün gece mesajlaştı.” cümlesindeki mesajlaşma eylemi karşı-
lıklı olarak yapılmıştır.
225
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
226
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisin- 4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi-
de özne, işi yapan değil işten etkile- nin yüklemi edilgen çatılı bir fiildir?
nendir?
A) Suat Bey, Keçiören’deki bir okula
A) Karla beraber şehir, beyaza bo- müdür olarak atandı.
yandı.
B) Serhat Hoca, semt pazarından
B) Trafik kuralları bizi yaşama bağlar. evin tüm ihtiyaçlarını karşıladı.
C) Çiçekçi, elinde kalan son çiçekle- C) İnsanlar zaman içinde işlerini ko-
ri de sattı. laylaştıran aletler icat etti.
D) Güneşli bir günde bahçede pik- D) Birkaç müşteri, marketi soymaya
nik yaptık. çalışan hırsızın üzerine atıldı.
E) Bizimle beraber gezmeye geldi. E) Sevdiği mesleği yapabilmek için
çok çalıştı.
227
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
228
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
2. NESNESİNE GÖRE FİİLLER
Yüklemin nesne ile olan ilişkisine denir. Cümlede nesne olup olmamasına
göre veya cümlenin nesne alıp alamamasına göre “geçişli”,” geçişsiz”, “dö-
nüşlü” ve “işteş” olmak üzere dört gruba ayrılır.
Uyarı
Cümlede nesne olmasa da fiil geçişli olabilir. Bunu anlamak için yüklemin
önüne “Onu” sözcüğü getirilir. Bu sözcük yükleme uyumlu olursa geçişli çatılı,
uyumsuz olursa geçişsiz çatılı olur.
Örnek
l Arkadaşıyla birlikte almışlar. (neyi almışlar? – cevap yok)
ancak (onu almışlar / uyumlu olduğu için geçişli)
l Gelirken manavdan aldı. (neyi aldı?-cevap yok) ancak
(onu aldı/uyumlu olduğu için geçişli)
229
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Örnek
l Kafede topalan arkadaşlar iki saat oturdular. (onu oturdular/ uyumsuz oldu-
ğu için geçişsizdir.)
l Otobüste camdan dışarıyı izlerken uyumuş. (onu uyumuş / uyumsuz oldu-
ğu için geçişsizdir.)
Örnek
l“Kardeşim dün gece erkenden uyudu.” cümlesinde uyumak fiili nesne al-
maz. O yüzden geçişsizdir.
l “Annem kardeşimi erkenden uyuttu.” cümlesinde iseuyumak fiili “t” ekini
alarak geçişli yani nesne alabilir hale gelmiştir. Bu tür fiillere oldurgan çatılı fiiller
denir.
l “Yemek iki satte zor pişti.” cümlesinde pişmek fiili nesne almazken “Annem
yemeği iki satte pişirdi.” cümlesinde pişmek fiili “ir” ekini alarak geçişli hale gel-
miştir.
Örnek
230
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uygulama
TÜRKÇE
Aşağıdaki cümleleri özne-yüklem (etken-edilgen) ilişkisi, nesne yüklem
(geçişli-geçişsiz) ilişkisi ve çatı özelliği aranıp aranmaması yönünden ince-
leyip uygun bölümleri işaretleyiniz.
CÜMLELER ETKEN EDİLGEN GEÇİŞLİ GEÇİŞSİZ ARANMAZ
Şair tabiatlı olanlar akşam
saatlerini severler.
Güneşin batışı insanı bazen
hüzünlendirir.
Herkes yorgun ve üzgündü.
Peri bacaları ormanına
düştük.
Milletlerin eşref saatlerini
büyük dâhiler keşfeder.
Tek isteği biraz daha kitap
okumaktı.
Çözümlü Soru
I. Garsonlar, bu büyük bardaklara birazdan su dolduracaklar.
II. Kasaba halkına ilk kez bir tiyatro oyunu izletecektik.
III. Babası başka bir şehirde iş bulunca onu yatılı okula yazdırmıştı.
IV. Rüzgâr, çınar ağacının yapraklarını titretiyordu.
V. Ayağı takılıp yere düşen çocuğu dikkatli bir şekilde kaldırdı.
Numaralanmış cümlelerden hangilerinin yüklemleri ettirgen çatılıdır?
A) I ve II. B) II ve III. C) II ve IV. D) III ve V. E) IV ve V.
Çözüm
I. cümlede “ dolduracaklar” sözcüğünde geçişşiz bir fiil” –dur” eki ile geçişli
hale gelmiştir. Yani oldurgan olmuştur. II. cümlede “izletecektik” fiilinin kökü
olan “izle-“ fiili geçişlidir ve “-t” eki ile geçişlilik derecesi artırılmıştır. Yani ettirgen
olmuştur. III. cümlede “yazdırmıştı” sözcüğünün kökü “yaz-“ fiili geçişlidir “-dır”
ekiyle ettirgen olmuştur. IV. cümlede “titretiyordu fiilinin kökü olan “titre-“ fiili ge-
çişsizdir ve ekle geçişli olmuştur. Yani oldurgan olmuştur. V. cümlede “kaldırdı”
fiilinin kökü olan “kalk-“ fiili geçişsizdir “-dır” eki ile geçişli olmuştur. Yani oldurgan
olmuştur. Buna göre doğru cevap “B” seçeneğidir.
231
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
232
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Hayatım boyunca ninemin gözleri “Güzel bir haber almışçasına aniden
beni takip etti. O gözlerin her zaman neşelendi.”
özlemini duyuyorum. Küçükken onların 3. Bu cümledeki fiilin çatı özelliği
anlamını kavrayamıyordum. Bir şekil- aşağıdakilerin hangisinde doğru ve-
de, geleceğe dair işaretler taşıdıklarını rilmiştir?
büyüdüğümde anlayacaktım. Kimi
yakınlarımızın “Adiviye Hanım” diye A) Etken - geçişsiz
seslendikleri ninem; az konuşan, ses- B) Dönüşlü - geçişsiz
siz ve etrafa gökyüzü kadar canlı mavi
C) Edilgen – geçişsiz
gözleriyle bakan bir kadındı.
D) İşteş – geçişli
1. Bu parçada aşağıdakilerden
hangisinin örneği yoktur? E) Etken – geçişli
A) Anlamca kaynaşmış birleşik fiil
B) Geçişli fiil
C) Edilgen fiil
D) Fiilimsi 4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi
nesne-yüklem ilişkisine göre diğer-
E) Birleşik zamanlı fiil
lerinden farklıdır?
A) Eve girince menekşe kokusunu
iyice içime çektim.
(I) Yusuf’un imdadına yine o dağlar B) Bahar gelince uzak ufukları izleriz.
yetişir. (II) Uçurumlar, dümdüz bir yol
C) Bir ip gerdi badem ağacıyla sö-
olur. (III) Sonra kartallar gelir. (IV) Ku-
ğüt ağacının dallarına.
laklarında hissettiği, çocukluk denizinin
dinmeyen uğultusudur. (V) Aradan D) Kafamı kaldırınca saat kulesinin
çağlar, masallar, efsaneler, nesiller ge- yanına geldiğimi farkettim.
çer. E) Kitaplığın solunda duran masa-
2. Bu parçadaki cümlelerin hangi- daki kâğıtlara baktım.
sinde çatı özelliği aranmaz?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
233
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
234
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
I. Buğra, askere giderken herkesle
parlayarak bölüştüler.
tek tek vedalaşmıştı.
II. En sevdiğim arkadaşımla yıllar
II. Su bakımından zengin bir bölge- önce bir düğünde tanıştık.
de oturuyoruz.
III. Hüzünden uzak gökyüzünde,
III. Yağmurdan kaçan vatandaşlar kuşlar özgürce uçuşuyor.
durakta bekleşiyordu.
IV. Uzunca bir aradan sonra eski
IV. Toplantıdaki sözlerden dolayı bir dostumla Ankara’da buluştuk.
anda gerildim. V. Yönetim kurulu üyeleri, bu konu-
V. Bu zamana kadarki çalışmaları- yu sabaha kadar tartıştılar.
nız için şükranlarımızı sunarız. 10. Numaralanmış cümlelerin
8. Numaralanmış cümleler öz- hangilerinde yüklem, öznesine göre
ne-yüklem ilişkisi bakımından eşleş- işteş, nesnesine göre geçişli fiildir?
tirildiğinde aşağıdakilerden hangisi A) I ve II.
dışta kalır? B) I ve V.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V C) II ve III.
D) III ve IV.
(I) Benim pırasa düşkünlüğüm yeni E) IV ve V.
değil. (II) Annemin biraz da nadiren
ama sanki şifa niyetine yaptığı bu ye-
mekte nostaljiden öte bir ölümsüz kış 11. Aşağıdaki dizelerin hangisin-
duygusu da bulurum. (III) Sanki çetin de eylem nesne-yüklem ilişkisi bakı-
geçen kışın ortasında bir bahar patla- mından diğerlerinden farklıdır?
ması bulmuşumdur. (IV) Aile içindeki A) Bütün sevgileri atıp içimden Var-
lezzet mırıltıları ömür boyu ona saygı lığımı yalnız ona verdim ben
duymamı kökleştirmiş de olabilir. (V) B) Askerler dönüyor ihtiyar askerler
Pirinç ve pırasa dengesi bulunmuş ve Sulhun mavi dağlarından
pişirildikten sonra üzerine maharetle
C) Bu afyon ruhu gibi baygın ma-
limon sıkılmış bir pırasa yemeğinin
halleden Hayalimde tek çizgi bir sen
saltanatını onca cazip menüye değiş- kalmışsın sen
mem.
D) Yıllardan beridir ağaran teller Bu
9. Bu parçada numaralanmış akşam parıldar şakaklarımda
cümlelerin hangisinde çatı özelliği
aranmaz? E) Her şey yerli yerinde; havuz ba-
şında servi Bir dolap gıcırdıyor uzak-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. larda durmadan
235
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
236
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
14. ÜNİTE
TÜRKÇE
CÜMLENİN ÖĞELERİ
ÖGELER
Temel Yardımcı
Ögeler Ögeler
Gerçek Özne
Sade Özne
a) Açık Özne
Belirtili Belirtisiz
b) Gizli Özne
Nesne Nesne
CÜMLENİN ÖGELERİ
Cümle; bir düşünceyi, bir dileği, bir duyguyu anlatan bir veya birden fazla söz-
cükten oluşan anlatım birimidir. Cümle içinde sözcüklerin veya sözcük gruplarının
üstlendikleri görevlere öge denir.
Cümleyi ögelerine ayırırken dikkat edilmesi gereken hususlar vardır:
8 Önce yüklem sonra özne ve daha sonra diğer ögeler bulunur.
8 Diğer ögeler bulunurken yükleme sorular sorulur.
8 Tamlamalar (isim tamlamaları ve sıfat tamlamaları), deyimler ve söz öbekleri
bölünmez.
8 Fiilimsilerin oluşturduğu yan cümleler bölünemez.
Hal ekleri ile cümlenin ögeleri doğrudan ilişkilidir.
237
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
238
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
8 Cümlenin yüklemi fiil soylu ise cümleye fiil cümlesi denir; cümlenin yük-
lemi isim soylu ise cümleye isim cümlesi denir.
Örnek
Örnek
Örnek
239
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Bir cümlede birden fazla özne, zarf tümleci, dolaylı tümleç, nesne bulu-
nabilir ama yüklem tektir. Bir söz dizisi içindeki yüklem sayısı cümle sayısını
gösterir.
Örnek
Uygulama
Tabloda verilen cümlelerdeki yüklemlerin altını çiziniz.
1 Bu dönem derslerde gösterdiği gayret ile tüm öğretmenlerin gözüne girdi.
1 Haftalardır beklediğim tenis maçını bu sefer izleyebildim.
1 En büyük hayalim Anadolu insanını anlatan bir roman yazmaktı.
1 Sınav notunu öğrendikten sonra gözleri ışıl ışıldı.
1 Babam çalıştığı kurumun en sevilen ve sayılan çalışanıydı.
2. ÖZNE
Yüklemin bildirdiği işi veya durumu gerçekleştiren varlık ya da kavramı göste-
ren ögedir. Yüklemden sonra en önemli öge öznedir. Yükleme sorulan “Kim?/Ne?”
sorularına cevap verir.
Örnek
240
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
A. GERÇEK ÖZNE
Yüklemin bildirdiği yargıyı gerçekleştiren ögedir. Yükleme sorulan “Kim?/Ne?”
sorularının cevabı cümle içinde açıkça vardır.
Örnek
B. GİZLİ ÖZNE
Yükleme sorulan “Kim?/Ne?” sorularının cevabı cümle içinde yazılmamışsa ve
yüklemdeki kişi eklerine göre bulunabiliyorsa; bu tür öznelere denir.
l Çok koşuyor, koştukça da terliyordu.”
Bu cümle iki yüklemli, sıralı bir cümledir. ”Koşan kim?” ve “Terleyen kim?” soru-
larına “o“ kişi zamiri cevap verir fakat bu kelime cümlede yer almaz.
l Korkularımla yüzleşmeyi hiçbir zaman öğrenemedim.
Cümlenin yüklemi olan “öğrenemedim “ sözcüğüne “Öğrenemeyen kim?” soru-
suna “ben” kişi zamiri cevap verir fakat bu kelime cümlede yer almaz. Bu durumda
cümlede “gizli özne” vardır.
Uyarı
Öge sıralaması sorulduğunda gizli özne sıralamaya dâhil edilmez.
Örnek
241
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Özne bulunurken insanlar için “Kim?”, insan dışındaki tüm varlıklar ve kav-
ramlar içinse “Ne?” sorusu sorulur.
Örnek
C. SÖZDE ÖZNE
Yüklemin bildirdiği yargıyı gerçekleştiren belli değilse buna sözde özne denir.
Yüklemde “-l,-n” eklerinden biri bulunur. Bu durumdaki cümlelerde gerçek özne
bulunmadığı için işten etkilenen öge özne görevini üstlenir.
Örnek
Uyarı
Sözcükler yalın hâlde kullanıldıklarında özne veya belirtisiz nesne olur; an-
cak hâl (durum) eklerini aldıklarında yardımcı ögelerden biri olur.
Örnek
l “Kitap çok çabuk bitti.” “kitap”sözcüğü yalın hâldedir ve bu cümlede
özne görevindedir.
l “Annem raftan kitap aldı.” ”kitap” sözcüğü yalın hâldedir ve bu cümlede
“belirtisiz nesne” görevindedir.
242
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Bu durumlarda özne ve nesneyi karıştırmamak için cümlede yüklemden
sonra özneyi bulmalıyız.
Örnek
l Tüm bunları kitaplardan öğrendi.”
Ç. ÖRTÜLÜ ÖZNE
Edilgen çatılı fiillerin yüklem olduğu cümlelerde işi yapanın yani gerçek öznenin
“tarafından, etkisiyle, nedeniyle...” gibi sözcüklere ya da “-ca,-ce” ekiyle gizlendiği
özneye “örtülü özne” denir.
Örnek
Bu karar Sağlık Bakanlığı tarafından alındı.
Örtülü özne
Milletçe tüm zorlukları aşarız.
Örtülü özne
Kar yağışı nedeniyle yollar kapandı.
Örtülü özne
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne de yüklem de isim tamlamasından
oluşmaktadır?
A) Mücadele etmeyen, baştan kaybeder.
B) Dünyanın en büyük sorunu çevre kirliliğidir.
C) İnanan insanın huzurunu hep inancında aradım.
D) En büyük mirasımız, sahip olduğumuz terbiyemizdir.
E) Merhameti olmayanın kuvveti, zorbalığa ve kötülüğe işler.
Çözüm
Çözüm
“Dünyanın en büyük sorunu / çevre kirliliğidir.”
ÖZNE YÜKLEM
(belirtili isim tamlaması) (belirtisiz isim tamlaması)
Doğru cevap ‘‘B’’ seçeneğidir.
243
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
Uyarı
Yüklemden sonra özne bulunursa özne ve belirtisiz nesne karıştırılmamış
olur.
Örnek
244
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Yükleme sorulan ilk “Kim? / Ne?” sorusu özneyi, ikinci kez sorulan “Kim? /
Ne?” sorusu ise belirtisiz nesneyi verir.
Örnek
Örnek
245
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
-e,-de,-den’’ ekini alan her sözcük yer tamlayıcısı değildir; bu ekleri alan
sözcükler ‘’zaman, durum, neden’’ gibi anlamlar taşıdığında zarf tümleci olur-
lar.
Örnek
Örnek
246
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
8 “Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri” kelimeleri yalın hâlde
kullanıldığında ve yön bildirdiklerinde zarf tümleci olurlar; “-e,-de,-den” ekleri-
ni aldıklarında yer tamlayıcısı olurlar, “-i” hâl eklerini aldıklarında belirtili nesne
olurlar.
Örnek
“Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri” kelimeleri yalın hâlde
kullanıldığında ve yön bildirdiklerinde zarf tümleci olurlar; “-e,-de,-den” ekleri-
ni aldıklarında yer tamlayıcısı olurlar, “-i” hâl eklerini aldıklarında belirtili nesne
olurlar.
Örnek
247
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
4. EDAT TÜMLECİ
TÜRKÇE
Örnek
Çözümlü Soru
Dünyaca ünlü yaylalarıyla tanınan Rize’de Ayder Yaylası’nın ahşap evleri konuklarını bekliyor.
Çözüm
Dünyaca ünlü yaylalarıyla tanınan Rize’de Ayder Yaylası’nın ahşap evleri konuklarını bekliyor.
dolaylı tümleç özne nesne yüklem
Bu cümlede zarf tümleci olmadığından doğru yanıt “E” seçeneğidir.
248
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
CÜMLE DIŞI UNSUR
Bağlaçlar, ünlemler, seslenme ve hitap sözcükleri ve ara sözler ile ara cümleler
cümle içerisinde herhangi bir ögeye dâhil olmadıkları için cümle dışı unsur olarak
kabul edilirler.
Örnek
Uyarı
Ara söz ve ara cümleler bir ögenin açıklayıcısı durumunda ise cümlenin
ögesi olurlar; ancak hiçbir ögenin açıklayıcısı olmayan ara sözler ve ara cüm-
leler cümle dışı unsur olurlar.
Örnek
249
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
CÜMLEDE VURGU
Cümlede vurgu cümle içindeki bir sözcüğün cümlenin içindeki diğer sözcüklere
göre daha baskılı söylenmesidir. Cümlede vurgu genellikle yüklemden önceki söz-
cüğün üzerindedir.
Örnek
Uyarı
Örnek
Örnek
250
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
3. Koşul cümlelerinde vurgu, koşul kipinin içinde bulunduğu kelimededir.
Örnek
Örnek
Uygulama
251
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
(I) Bir başkasının duygu ve düşüncelerini anlayabilmek ve hissedebilmek, olay-
lara ve durumlara başka birinin penceresinden bakabilmek doğuştan sahip oldu-
ğumuz empati becerisiyle mümkün. (II) Empati; bilişsel empati, duygusal empati
ve empatik ilgi olmak üzere üç şekilde sınıflandırılıyor. (III) Bilişsel empati, bir kişi-
nin nasıl düşündüğünü anlayabilme olarak tanımlanabilir. (IV) Örneğin bir arkada-
şınızın, kardeşinin kendisine sormadan gardırobundan tişörtünü almasına neden
kızdığını anlayabilirsiniz. (V) Duygusal empati ise arkadaşınızın bu durum karşı-
sında nasıl hissettiğini anlamanızı sağlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde nesne vurgulanmıştır?
A) I ve II. B) I ve III. C) II ve IV. D) III ve V. E) IV ve V.
Çözüm
I’de cümle isim cümlesi olduğundan vurgu yüklemdedir. II’de cümle fiil cümle-
si olduğunda vurgu yüklemden önceki kelimedir. Dolayısıyla vurgu zarf tümlecin-
dedir. III’te cümle fiil cümlesi olduğundan vurgu zarf tümlecindedir. IV’te cümle fiil
cümlesi olduğundan vurgu nesnededir. V’te fiil cümlesi olduğundan vurgu nesnedir.
Bu nedenle sorunun yanıtı “E” seçeneğidir.
Balkanlardan gelip Türkiye’ye yerleşmiş bir ailenin çocuğu olan Necati Cumalı,
252
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Ege Bölgesi insanlarının çeşitli prob- 3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin
lemleri çevresinde kurulan romanların- öge dizilişi “özne, belirtisiz nesne,
dan sonra Makedonya 1900 ve Viran yüklem” şeklindedir?
Dağlar’da Makedonya’yı ele alır.
A) Hatırladığımız sürece hiç kimse
1. Bu cümlenin ögelerinin doğru bu dünyadan asla gitmiş sayılmaz.
sıralanışı aşağıdakilerden hangisi-
dir? B) Ezber, hafızamıza emanet edilen
bir şeyi saklamaktır.
A) Nesne - özne - zarf tümleci - do-
laylı tümleç - yüklem C) Büyük hedefleri olanlar, büyük sı-
B) Özne - zarf tümleci - dolaylı tüm- kıntılardan geçerek başarıyı yakalarlar.
leç - nesne - yüklem D) İnsanoğlu doğanın içinde yaşadı-
C) Dolaylı tümleç - özne - zarf tümle- ğını unutmuş gibi davranıyor.
ci - nesne - yüklem E) Mevlâna: “Ya olduğunuz gibi gö-
D) Özne - nesne - dolaylı tümleç - rünün ya da göründüğünüz gibi olun!”
zarf tümleci - yüklem der.
E) Nesne - zarf tümleci - özne - do-
laylı tümleç - yüklem
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
de belirtili nesne vurgulanmıştır?
Elindeki kitabı kenara bırakınca, ço- A) Hamlet, çağımızda en çok sahne-
cuk eve gideceğini sanmıştı. lenen oyunlardan biridir.
2. Bu cümlenin öge sayısı aşağı- B) Doğada ve toplumda belirli ne-
dakilerden hangisiyle özdeştir? denler belirli sonuçları doğurur.
A) Karanfillerinden birini kulak ar-
C) Karaçamlarla kaplı bu dağın zir-
dından çekip resimli tahtanın üst başı-
vesi dev bir kaya kütlesinden oluşur.
na kondurdu adam.
B) Her şey onun kendini yalnız his- D) Doğal kaynaklara sahip ülkelerin
setmemesi içindi. stratejik önemi her geçen gün artıyor.
C) Göklerde yalnız kuşlar, bulutlar, E) Gazel, şairlerin şiirdeki sanat ka-
rüzgârlar uçar. biliyetini ortaya koyan bir nazım biçimi-
dir.
D) Makine yağıyla kararmış yüzü,
içlerinden aydınlanan harikulade yeşil
gözleri vardı.
E) Fırtına kopunca ceviz kabuğu
gibi küçücük sandalını mağaraların içi-
ne çekermiş.
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi-
nin öge dizilişi “özne, belirtisiz nes3.
253
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
254
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8. Bu parçada numaralanmış öge- (I) Anadolu’nun güzelliklerinin peşi-
ler, aşağıdakilerin hangisinde sıra- ne genellikle yaz aylarında düşülür.
sıyla verilmiştir? (II) Dağları, ormanları, gölleri ve sa-
A) Zarf tümleci, belirtili nesne, özne hilleriyle Anadolu, kış mevsiminin de
B) Belirtili nesne, zarf tümleci, özne çok yakıştığı bir coğrafyadır.
C) Özne, zarf tümleci, belirtisiz nesne (III) Kar, beyaz bir örtü hâlinde kent-
lerin üzerine iner.
D) Özne, belirtili nesne, zarf tümleci
(IV) Köyler, kasabalar bambaşka bir
E) Belirtisiz nesne, özne, zarf tümleci güzelliğe bürünür.
(V) Beyaz kubbeli camilerden baş-
layıp cumbalı evlerin yorgun çatılarına
tüy tüy yağar.
10. Bu parçadaki numaralanmış
(I) Yaşadığımız dünyayı doğru de-
cümlelerin hangisinin öge dizilişi
ğerlendirmenin başta gelen koşulu,
“özne, zarf tümleci, dolaylı tümleç,
kuşkusuz bilimi yeterince anlamaktır.
yüklem” şeklindedir?
(II) Kitaplarla öğretilenler, çoğu kez bir
yığın ezber bilgi olduğundan araştırma A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
etkinliğini algılamaya elvermiyor. (III)
Deneyimsel bir süreç olan bilim, be-
yinlere doldurulacak hazır bilgi değildir.
(IV) Bilim doğruyu bulma, olup bitenleri Cevap Anahtarı: 1)B 2)A 3)E 4)B
açıklama arayışı sürecinde ussal oldu- 5)B 6)A 7)A 8)D 9)C 10)C
ğu kadar imgesel ve duygusal tüm yeti-
lerimizi içeren bir etkinliktir. (V) Kişi, bu
etkinliğe katılabildiği ölçüde bilimi anla-
ma imkânı bulur.
9. Bu parçada numaralanmış cüm-
lelerin hangisinde özne, sıfat tamla-
masından oluşmuştur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
255
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
256
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
15. ÜNİTE
CÜMLE TÜRLERİ
CÜMLE TÜRLERİ
CÜMLE TÜRLERİ
1. Anlamlarına 2. Yüklemin
Göre Türüne Göre
a) Olumlu Cümle a) İsim Cümlesi
b) Olumsuz Cümle b) Fiil Cümlesi
c) Soru Cümlesi
e) Ünlem Cümlesi
4. Yapılarına Göre
A.Olumlu Cümle
Yüklemin bildirdiği işin, oluşun, durumun gerçekleştiğini ya da gerçekleşece-
ğini veya yüklem durumundaki varlık ya da kavramın var olduğunu, bulunduğunu
bildiren cümlelerdir.
257
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
Uyarı
“Uçak feci bir kazada düştüğü için yolcuların hepsi öldü. “ ölmek fiili bizim için
olumsuzmuş gibi bir izlenim verse de tanımdan da anlaşılacağı gibi cümledeki
eylem gerçekleşmiştir. Bu yüzden cümlemiz olumlu cümle olur.
B. Olumsuz cümle
Yüklemdeki işin, oluşun, durumun gerçekleşmediğini ya da gerçekleşmeye-
ceğini veya yüklem durumundaki varlık ya da kavramın var olmadığını, bulunma-
dığını bildiren cümlelerdir.
Eylem cümlesinde olumsuzluk ‘‘-ma / -me’’ (geniş zamanda – ‘‘maz, -mez’’)
ekiyle sağlanır.
Ad cümlesinde olumsuzluk “değil / yok” sözcükleriyle ya da “-sız, -siz” ekiyle
sağlanır.
Örnek
258
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
Örnek
C.SORU CÜMLESİ
Soru yoluyla bilgi almayı amaçlayan yani karşılığında bir cevap beklenen cüm-
lelerdir. Bu cümlelerde soru anlamı soru zamirleri, soru zarfları, soru sıfatları ve
soru edatları (mı, mi, mu, mü) ile kazandırılır.
Örnek
259
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Çözüm
“Ne…… ne” bağlacı cümleleri yapıca olumlu fakat anlamca olumsuz yaparlar.
Cümlemize baktığımızda da öğretmenini de beni de dinlemiyor anlamı vardır
ancak cümlede olumsuzluk bildiren bir ifade yoktur. Sorunun doğru cevabı ‘‘B’’
seçeneğidir.
Uygulama
260
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
YÜKLEMİN YERİNE GÖRE CÜMLELER
1. Kurallı Cümle
Yüklemi sonda bulunan cümlelerdir.
Örnek
2. Devrik cümle
Yüklemi sonda olmayan cümlelerdir.
Örnek
3. Eksiltili cümle
Yüklemi bulunmayan cümlelere eksiltili cümle denir. Eksiltili cümlenin sonuna üç
nokta konur.
Örnek
261
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Çözümlü Soru
Genetiğiyle oynanmış tohumların kullanımı hızla yaygınlaşıyor.
Aşağıdaki cümlelerin hangisi yüklemin yerine göre bu cümleyle özdeştir?
A) Doğu kültüründe önemli bir yeri vardır masalların.
B) Usta bir ressamın elinden çıkmış resim gibidir İstanbul.
C) Türk edebiyatının önde gelen mutasavvıflarından biridir Mevlana.
D) Kitap satışları ve dergi abonelikleri günden güne düşüyor.
E) Her zaman tam hâkim olamaz yazarlar ve şairler konularına.
Cevap
Verilen cümlede yüklem sonda olduğu için kurallı cümledir. A,B,C,E seçenek-
lerinde yüklem ortada olduğu için devrik cümledir. Fakat D seçeneğinde yüklem
sondadır. Bu nedenle doğru cevap “D” seçeneğidir.
262
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi I. Bağ bayırda, tarla çayırda
biçimce olumlu anlamca olumsuz- II. Borç vermekle, düşman kırmakla
dur?
III. Her şeyin yenisi, dostun eskisi
A) Onunla artık ortak bir çalışma
yapmama kararı aldık. IV. Kazma elin kuyusunu, kazarlar
kuyunu
B) Okul konusunda ne beni ne de
öğretmenini dinliyor. V. Gülme komşuna, gelir başına
263
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
264
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
1. Fiil cümlesi
Yüklemi fiil olan ve haber ya da fiil cümleleriyle çekimlenmiş cümlelerdir.
Örnek
2. İsim cümlesi
Yüklemi isim ve isim soylu kelimelerden oluşan cümlelerdir.
Örnek
Uygulama
265
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Örnek
Çözümlü Soru
(I) Kars’a gittiğim zaman Cemal Süreya’nın Göçebe’si ve Behçet Necatigil’in
Evler’i çantamdaydı. (II) Sarıkamış’ta, istasyonda treni beklerken okuyordum
Necatigil’i. (III) Evden kopuşun dönencesine girmiş, göçebe iklimi tanımıştım.
(IV) O sıralar lisede okuyor, aynı zamanda da çalışıyordum.(V) Bir boşluk bulup
gidip Kars’ı görmeye karar vermiştim.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi yükleminin türü bakımından
diğerlerinden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Çözüm
B seçeneğinde yüklem okuyordum kelimesidir ve fiil cümlesidir. C seçene-
ğinde yüklem tanımıştım kelimesidir ve fiil cümlesidir. D seçeneğinde sıralı
cümle olduğundan yüklemler okuyor ve çalışıyordum kelimeleridir ve bu seçe-
neklerdeki cümleler fiil cümlesidir. E seçeneğinde yüklem vermiştim kelimesidir
ve fiil cümlesidir. Fakat A seçeneğinde yüklem çantamdaydı ismi olduğu için isim
cümlesidir. Bu nedenle cevap “A” seçeneğidir.
266
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
1. Aşağıdakilerden hangisi kurallı Kuşların bahar göçü en geç mart
bir fiil cümlesidir? ayının başında başlar.
A) Yalımızın arkasındaki korulukta bir 4. Aşağıdakilerden hangisi yük-
taş havuz vardı. leminin türüne göre bu cümle ile
B) Kuru bir öksürüğe tutulmuştu, za- özdeştir?
vallı ihtiyar! A) Tam da kuşların göç ettiği mev-
C) O akşam eve, demet yaban gülle- simdeyiz.
riyle döndüler.
B) Yolculuk yapmak için en uygun
D) Babası, gözünü budaktan sakın- vakit sabahtır.
mayan bir adamdı.
C) Leylekler ülkemizde baharın ha-
E) Pazar en sevdiği gündü. bercisidir.
D) Göç sırasında kuşlar çok alçak-
1. Ankara’dan gelen haberlerin hepsi tan uçar.
birbirinden iyi.
E) En güvendiği kişi annesidir.
2. Daracık ve bozuk kaldırımlardan
çamurlu sular akıyordu.
3. Köy yaşamından çeşitli sahneleri Yüklemi fiil olan cümlelere fiil cümle-
canlandıran bir oyundu. si, yüklemi ek fiil almış isim ya da isim
soylu sözcük olan cümlelere isim cüm-
4. Boş boş baktığımı görünce öfkele-
nip elindekileri bir köşeye attı.
lesi denir.
267
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
1. BASİT CÜMLE
Bir tane yüklemi bulunan, içinde yan cümleciği olmayan cümlelerdir.
Örnek
Yürüyorum.
l Hepimiz sizi bekliyorduk.
l Karşımızdaki adalar, denizin ortasında kule gibi duruyordu.
l Kadıncağıza yardım ettim.
2. BİRLEŞİK CÜMLE
Bir yükleme bağlı yardımcı yagıların yani yan cümlelerin bulunduğu cümleler-
dir. Bu cümleler yan cümleciğin niteliğine göre dörde ayrılır:
Örnek
268
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Bir cümlede birden fazla yan cümlecik bulunabilir.
Örnek
Örnek
Örnek
Örnek
269
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
3. SIRALI CÜMLE
Birden çok cümlenin virgül ya da noktalı virgülle art arda sıralandığı cümlelerdir.
Örnek
lBugüne kadar birçok kitap okudum, okuduğum her kitaptan ayrı bir zevk
aldım.
l At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
İnsanlar, zaman zaman aceleci davranırlar; bundan dolayı da pişmanlık
l
duyarlar.
Uyarı
Sıralı cümlelerde öge ortaklığı bulunursa bu cümleler, bağımlı sıralı cümle;
öge ortaklığı bulunmazsa bağımsız sıralı cümle olurlar.
l Bu şarkıyı ilk kez dinledim, çok beğendim.
B’li N. yüklem yüklem
(öznesi ve nesnesi ortak- bağımlı sıralı cümle)
4. BAĞLI CÜMLE
Birden fazla cümlenin bağlaçla birbirine bağlanması ile oluşan cümlelerdir.
Örnek
270
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
271
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
272
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5. Aşağıdaki cümlelerin hangi- 6. Aşağıdaki cümlelerden hangisi,
sinde bağlaç, iki cümleyi birbirine yükleminin yerine göre diğerlerin-
bağlamıştır? den farklıdır?
A) Küresel ısınma konusunda ne A) O günden sonra hayata güzel
yazık ki hedeflenen başarı sağlanama- bakmayı öğrendim.
dı. B) Ahmet başını eğmeseydi kırlan-
B) İstanbul’da otobüse ve tramvaya gıç ona çarpacaktı.
binmek için kart almalısın. C) Heyecanla annesini aradı oto-
C) Yangın bir anda büyüdü ama itfa- büsten iner inmez.
iyenin müdahalesi sonucu kısa sürede D) Oyun oynamak için hepimiz sa-
söndürüldü. bırsızlanıyorduk.
D) İlker, doktor olduktan sonra Ak- E) Gün doğmadan neler doğar de-
saray veya Ankara’da çalışmayı isti- yip çocuğu teskin etti.
yordu.
E) Dışarı her çıktığında künefe ve
dondurma yerdi. Cevap anahtarı: 1)C 2)D 3)D 4)B
5)C 6)C
273
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1. Aşağıdakilerden hangisi yapı- “En uzun yola bir adım atarak baş-
sına göre basit, söz dizimine göre lanır.” denmiş. Adımladıkça tükenir
devrik bir isim cümlesidir? yollar. En önemli yarışların final çizgisi
A) Heyetler arası görüşmelerde iş bir adımla geçilir. Bir adım kala tanışı-
birliğini artırma kararı alınmıştır. lır acıların en büyüğüyle. Mutluluk bir
adımla…
B) Bu şehirde rüyada gibiydim tam
elli beş yıldır. 3. Bu parçada aşağıdakilerden
hangisi yoktur?
C) Hayat hiç de kolay değil herkesin
zannettiği gibi. A) Devrik cümle
274
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Türkiye’de edebiyat tarihçiliğin- (I) Bütün kardeşlerine sahip çıktı.
de artık klişeleşmiş tavırlar ve yakla- (II) Hayvanları ve doğayı çok severdi.
şımlar mevcuttur. Söz konusu Türk (III) Bütün okulları başarıyla okudu.
romanı olduğunda sözü bunun Avru-
pa menşeli bir tür olduğundan tutup (IV) Çok güçlü bir yapısı vardı.
Tanzimat, Servetifünun ve uzun bir (V) Kardeşleri için çok emek verdi.
Cumhuriyet Dönemi’ne kadar getirmek
7. Bu parçada numaralanmış
bir âdet olmuştur. Bu tarihsel yaklaşıma
cümlelerden hangisi, fiil cümlesi de-
ek olarak tek tek romanlar üzerinden
ğildir?
ilerleyen, bu romanları belli bağlamlara
oturtan okumalar yapan edebiyat eleş- A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
tirmenlerimiz de yok değildi şüphesiz.
5. Bu parçada aşağıdakilerden Tam bir yargı bildirmeyen temel
hangisine örnek yoktur? cümlenin ögesi olarak görev yapan
A) Birleşik cümle söz ya da söz öbeklerine yan cüm-
le denir. Yan cümle temel cümledeki
B) Biçimce olumsuz, anlamca
yargıyı güçlendiren, açıklayan, bütün-
olumlu cümle
leyen ve türlü yollarla temel cümleye
C) İsim cümlesi bağlanan cümledir.
D) Devrik cümle 8. Aşağıdakilerden hangisinde altı
E) Sıralı cümle çizili söz öbeği yan cümledir?
A) Bir milletin sanatı, yansıttığı top-
lumun yaşam biçimine uygun olmalıdır.
6. Aşağıdaki atasözleri yapıca
ikişerli eşleştirilirse hangisi dışta B) Çoğumuz Malkoçoğlu filmlerini
kalır? küçüklüğümüzde izlemiş, Malkoçoğlu
gibi olmaya özenmişizdir.
A) Bir deli kuyuya bir taş atar, kırk
akıllı çıkaramazmış. C) Bir yere zulmün eli uzandığında
oralarda dudakların gülüp açıldığını
B) Korkulu rüya görmektense uya- göremezsiniz.
nık yatmak evladır.
D) Anadolu, pek çok medeniyete ev
C) Bugünkü tavuk yarınki kazdan sahipliği yapmış en eski medeniyetler-
iyidir. den biridir.
D) Malın iyisi suya yakın, daha iyisi E) İnsanın, bilimsel araştırmaları
eve yakın. ana dilinde daha rahat yapacağına
E) Arpacıya borç eden ahırını tez inanıyorum.
satar.
275
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
276
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
277
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
278
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
16. ÜNİTE
TÜRKÇE
ANLATIM BOZUKLUĞU
ANLATIM BOZUKLUĞU
Yapı
Anlama Bakımından
Dayalı Bozukluklar
Bozukluklar
Dolaylı Zarf
Yüklem Eylem Nesne Özne ile Tamlama Noktalama
Tümleç Tümleci
Eksikliği Eksikliği Eksikliği İlgili Yanlışlığı Yanlışlıkları
Eksikliği Eksikliği
Özne
Ekeylem Eksikliği
Özne
Fiilimsi
Yüklem
Uyumu
Çatılar
Örnek
279
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Örnek
Örnek
Örnek
280
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
“neden olmak, sebep olmak, yol açmak, yüzünden vb.’’ gibi kelimeler olum-
suz; “sağlamak, sayesinde, borçlanmak vb.” gibi kelimeler olumlu yargılar için
kullanılır.
Örnek
Örnek
Örnek
5. Mantık Yanlışları
Cümledeki olayların önem sırasına konulması gerekir. Olayların bu sıralamaya göre
verilmediği ve mantıksal tutarlılığın sağlanmadığı cümlelerde anlatım bozukluğu vardır.
281
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
Örnek
Örnek
282
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
l “Müdürün bu konuya yeterince ilgi ve önem verdiğini söyledi.”
Bu cümlede “ilgi” ve “önem” sözcükleri “vermek” eylemine bağlanmıştır.
“Önem vermek” doğru bir kullanım olsa bile “ilgi vermek” doğru değildir. “İlgi” söz-
cüğü “göstermek” eylemiyle kullanılır. Doğru cümle “Müdürün bu konuya yeterin-
ce ilgi gösterdiğini ve önem verdiğini söyledi.” şeklinde ifade edilmelidir.
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde yer alan anlatım bozukluklarını bulup sebebini kar-
şısına yazınız.
283
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Çözüm
D seçeneğinde yer alan cümlede “kesinlikle” ve “gibi geliyor” ifadeleri birbirle-
riyle çelişmektedir. Bu neden cümle anlatım açısından düzgün bir cümle değildir.
Sorumuzun doğru cevabı “D” seçeneğidir.
284
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
Türkçede en çok yapılan anlatım I. Zincirsiz yola çıkan araçlara ekip-
bozukluklarından biri Arapça ve Farsça ler tarafından uyarı yapılıyor.
sözcükleri Türkçe karşılıklarıyla birlikte II. Raporunuza ayrıntılı şekilde göz
aynı cümlede kullanmaktır. atacak fırsatı henüz bulamadım.
1. Aşağıdakilerin hangisinde bu III. Ahmet Bey tüm şubelerimizi kap-
cümlede anlatılan türde bir kullanım layan bir teftişe çıkacakmış.
söz konusudur?
IV. Konuyu anlamanızı güçlendiren
A) Bizim gerçeklerimizin durduğu etkenlerden uzak durmalısınız.
yere onların düşleri bile ulaşamaz, di-
yordu Fatih Sultan Mehmet. V. Oyuncunun son kaleye gönderdi-
ği şut az farkla dışarı çıktı.
B) Kütahya’nın soğuğunun ve nemi-
nin çok meşhur olduğunu söylüyordu 3. Numaralanmış cümlelerde bu-
her seferinde. lunan anlatım bozuklukları sebep-
lerine göre eşleştirildiğinde hangisi
C) Engelleri, barikatları tek tek aşa- dışta kalır?
rak başarı merdivenlerini tırmanmıştı.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
D) Çocuklarınıza alaka göstererek
onların dünyasına girmeye çalışmalı-
sınız. Duru bir cümlede gereksiz sözcük-
E) Karaların denizlere göre daha lere yer verilmez. Yani bir sözcüğü attı-
erken ısınıp soğuduğunu biliyorsunuz. ğımızda cümlenin anlamında değişme
olmuyorsa o sözcük gereksiz, oluyorsa
gereklidir.
“Çocuk, âdeta okyanuslar kadar 4. Buna göre aşağıdakilerden
mavi olan gözleriyle etrafı süzüyordu.” hangisi duru bir cümle değildir?
2. Bu cümledeki anlatım bozuk- A) Bugüne kadar gök cisimleri üze-
luğunun nedeni aşağıdakilerden rine sayısız araştırma yapıldı.
hangisidir?
B) Kamp çadırımızı gölün kıyısında-
A) Sözcüğün yanlış anlamda kullanımı ki yaşlı çınar ağaçlarının altına kurduk.
B) Sözcüğün yanlış yerde kullanımı C) Yazarın yayımladığı tüm kitapları
C) Çelişen sözlerin bir arada kullanımı aldım, dikkatlice okudum.
D) Atasözü ve deyimin, anlamına D) Bu maçın sonucunun belki de
uygun kullanılmaması böyle olacağını tahmin etmiyor olmalı-
E) Gereksiz sözcük kullanımı lar.
E) Özel kuruluşlar ile kamu kuruluş-
larında çalışanlar öğleden sonra idari
izinlidir.
285
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
286
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Niteliği değişmeyen bir sözcüğün 10. Aşağıdaki cümlelerden han-
başına o niteliğin sıfat olarak eklenme- gisi, sonunda ayraç içinde verilen
si gereksiz sözcük kullanımından do- anlatım bozukluğuna örnek olarak
ğan bir anlatım bozukluğuna yol açar. gösterilemez?
9. Aşağıdaki cümlelerin hangi- A) Babamlarla yeni eve gelmiştik
sinde bu durumu örnekleyen bir an- ki elektrikler kesildi. (sözcüğün yanlış
latım bozukluğu vardır? yerde kullanımı)
A) Yaklaşık bin civarında davetli sa- B) Arkadaşım, sürekli yaşamın
lonu tıklım tıklım doldurmuştu. monotonluğundan ve tekdüzeliğinden
B) Oyuncular hakemin tüm uyarı şikâyet ediyor. (gereksiz sözcük kulla-
ve ikazlarına rağmen sertliğe devam nımı)
ettiler. C) Eşim ve çocuklarımla elde ku-
C) Soğuk bir aralık sabahında baş- cakta ne varsa satarak köyümüze yer-
lamıştı uzun yolculuğum. leştik. (deyim ve atasözü yanlışlığı)
D) Beyaz kar taneleri usul usul sü- D) Bu kazada tüm olanakları de-
zülürken ben kahve keyfi yapıyordum. ğerlendirip suçun kimde olduğunu bul-
malısınız. (çelişen sözlerin bir arada
E) Hava aniden kararıp kapandı ve kullanımı)
yağmur taneleri iri iri düşmeye başladı
toprağa. E) Sanatçı, içinden çıktığı topluma
yazılarıyla sevgi tohumları dikiyordu.
(sözcüğün yanlış anlamda kullanımı)
287
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Özne Eksikliği
Ortak kullanılan özne, cümlelerden birine uymazsa anlatımı bozar.
Örnek
2. Yüklem Eksikliği
Ortak yüklemin cümlelerden birine uymaması anlatım bozukluğu sebebidir.
Örnek
3. Nesne Eksikliği
Sıralı ve bağlı cümlelerde gerekli olan nesnenin kullanılmaması anlatım bo-
zukluğu sebebidir.
Örnek
288
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
4. Yer Tamlayıcısı Eksikliği
Sıralı, bağlı ve birleşik cümlelerde gerekli olan yer tamlayıcısının kullanılma-
ması anlatım bozukluğu sebebidir.
Örnek
Örnek
Uyarı
289
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
6. Tamlama Yanlışları
a. Tamlayan (ilgi) ekinin (-ın, -in, -un, -ün) eksik kullanılması anlatımı bozar.
İlgi Eki (Tamlayan): Eklendiği isimleri kendinden sonraki sözcüklere bağlayan
‘‘–ın-in-un-ün’’ ekidir. İsim tamlamalarının tamlayan kısmında bulunur.
Örnek
l “Öğrenci başarılı olması için çalışması gerekir.” şeklindeki bir ifadede an-
latım bozukluğu vardır. ‘’öğrenci” kelimesine ‘’ın,-in’’ ilgi eki eklenerek bozukluk
düzeltilebilir. (Öğrenci-nin)
b. Tamlanan (iyelik) ekinin (-ı, -i, -u, -ü) eksik kullanılması anlatımı bozar.
İyelik Eki (Tamlanan): Eklendiği ismin bir kişi ya da nesneye ait olduğunu
gösteren eklerdir. Bu ekler aitlik ilgisini kendinden önceki bir sözcüğe ya da söz
öbeğine bağlayarak bildirir. Kısaca şu şekilde ifade edebiliriz: Bir kelime önüne
“benim, senin, onun, bizim, sizin, onların” zamirlerinden herhangi birini alıyorsa
kelimenin aldığı ek iyelik ekidir.
Örnek
290
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
c. Sıfat tamlamalarında ‘’–ler, -lar’’ ekinin gereksiz kullanılması anlatımı
bozar.
Örnek
Örnek
Uyarı
Örnek
291
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Örnek
e. Ek Eylem Eksikliği
Dilimizde “idi, imiş, ise” sözcüklerine ek eylem denir. Ek eylemin gerektiği yer-
de kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek
f. Çatı Uyumsuzluğu
Bileşik cümlelerde fiilimsi ile yüklemin kişi bakımından uyuşmaması, birinin et-
ken diğerinin edilgen olması anlatımı bozar.
Örnek
l Sabah erkenden yola çıkılıp güneş tepeye ulaştığında köye vardık. (çıkıp)
Uyarı
292
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Tabloda verilen cümlelerdeki anlatım bozukluğunun nedenini işaretleyi-
niz
Öge Tamlama Ek Fiil Çatı
Eksikliği Yanlışlığı Eksikliği Uyuşmazlığı
1 Birçok aileler çocuklarının
spor yapmasını teşvik
ediyor
2 Gece dişlerini fırçalayıp
erkenden yatıldı
3 Herkes baharın tadını çı-
karıyor, parktan ayrılmak
istemiyordu.
4 Arkadaşım salıncakların
yanına, ben kaydırağa
doğru koştum.
5 Deniz çok soğuk fakat
temiz değildi.
6 Ne kadar çok çalışılırsa o
kadar çok kazanırsın.
Çözümlü Soru
“İnsanlık tarihi boyunca Ay’a altı kez gidilmiş hatta golf bile oynanmıştır.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dolaylı tümleç eksikliği
B) Özne eksikliği
C) Özne-yüklem uyumsuzluğu
D) Yüklem eksikliği
E) Ek eylem eksikliği
Çözüm
Yukarıdaki cümlede golfün nerede oynandığı belirtilmiyor. Dolaylı tümleç ek-
sikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu bulunmaktadır. Anlatım bozuklu-
ğunun giderilmesi için cümle “İnsanlık tarihi boyunca Ay’a altı kez gidilmiş hatta
Ay’da golf bile oynanmıştır.” şeklinde olmalıdır. Doğru yanıt “A” seçeneğidir.
293
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Bir cümlede fiilimsi uygun eki alma- (I) Diz kapağının ne denli önemli
dığında o cümlede anlatım bozukluğu olduğunu, o bölgede bir sorun yaşadı-
ortaya çıkar. ğımızda fark ediyoruz. (II) Oysa baca-
1.Aşağıdaki cümlelerin hangisin- ğın hareketini sağlayan bu kemik ve
de bu durumu örnekleyen bir anla- etrafındaki diğer yapılar günlük haya-
tım bozukluğu vardır? tımızı sürdürmede bize büyük kolaylık
sağlıyorlar. (III) O bölgede oluşan diz
A) Erkenden kalkıp yola çıkmamız önü ağrısı ise ortopedik rahatsızlıklar
gerektiğini size bir kere daha hatırlat- arasında sıkça görülüyor. (IV) Polik-
mak isterim. liniğe başvuran hastaların yaklaşık
B) Dün sınıfta size gelişini, sizde %40’ında bu soruna rastlanıyor. (V)
kaldığını anlattı durdu. Buna rağmen diz önü ağrısı başka
birtakım hastalıklarla karıştırıldığı için
C) Evin bir an önce boyanarak sahi-
tedavisinde sıkıntı yaşanıyor.
bine teslim edilmesi gerekiyor.
3. Bu parçadaki numaralanmış
D) Karşı kaldırımda yürüyen çocuk-
cümlelerin hangisinde bir anlatım
ların keyfine diyecek yoktu.
bozukluğu vardır?
E) Kışın sert geçtiği Erzurum’da ku-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
rak bir yaz yaşandığı da söylenemez.
294
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisi, 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
ayraç içinde verilen anlatım bozuk- de ek eylem eksikliğinden kaynakla-
luğuna örnek olamaz? nan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Ben diyeyim yirmi beş, siz deyin A) İyi biri olduğundan dün de bugün
bir ay sonra terhis oluyorum. (tamla- de kuşkuya düşmüyorum.
nan eksikliği) B) Burada insanı şaşkına çeviren
B) Çocukların futbol sahaları yoktu, birçok güzellikler mevcut.
bu nedenle sokak aralarında oynuyor- C) Aldığımız malların birçoğu çok
lardı. (özne eksikliği) ucuz ama kaliteli değildi.
C) Hastayla konuşup bilgi vermeniz D) Ahmet Bey oğlunu seviyor gelge-
gerekmektedir. (dolaylı tümleç eksikliği) lelim ki bir dediğini iki etmiyordu.
D) Çok çalışılıp iyi hazırlanırsan ba- E) Herkes maçın bitmesini bekliyor,
şarılı olmaman için hiçbir sebep yok. gözünü saatten ayırmıyordu.
(çatı uyumsuzluğu)
E) Ben ve kardeşim seneler önce
de buraya gelmiştim. (yüklem eksikliği) 8. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
de anlatım bozukluğu yoktur?
A) Kitabın yazılması bitince satışa
I. Ellerim bu soğuk havalarda kuru- çıkacak.
yup çatlıyorlar.
B) Beni en çok üzen şey senin za-
II. Bir milletin dili ve edebiyatı hür manında işini yapmadığındır.
olmadıkça yükselemez.
C) Bazıları her ödevi iyice hazırla-
III. Onun tezi yakında bitecek ve narak yapıyorlar.
akademisyen olarak göreve başlaya-
cak. D) Kayıt döneminde öğrencilerimizin
sıkıntı yaşamaması için tedbirlerimizi
IV. Motosiklet sürmesini bilmeyenle- aldık.
rin alana girmeleri yasaktır.
E) Her insan ihtiyacı olan malzeme-
V. Bu kritik süreçte talihsizlikler de leri burada rahatlıkla bulabilirsiniz.
hiç yakamı bırakmadılar.
6. Numaralanmış cümlelerde bu-
lunan anlatım bozuklukları sebep-
lerine göre ikişerli eşleştirildiğinde
aşağıdakilerden hangisi dışta kalır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
295
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
296
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
(I) Yabancılarla konuşmasını bil- 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
mem. (II) Birkaç kez tanıştıktan sonra de nesne eksikliğinden kaynaklanan
ancak alışıveririm. (III) Sonra pek çok anlatım bozukluğu vardır?
şeylerden bahsetmeye başlarım. (IV) A) İletişimin temel amacı “anlamak”,
Onlara şiir okur, eğlendirmek isterim. “anlatmak” ve “anlaşmak” olmalıdır.
(V) Kendimi karşımdakine beğendir-
meye çalışırım. B) Osmanlı, gittiği yerlere önem ver-
miş ve pek çok yapıyla donatmıştır.
1. Bu parçada numaralanmış
cümlelerin hangisi anlam ve yapı C) Hayallerin hedeflere, hedeflerin
bakımından doğrudur? gerçeğe dönüştüğü bir yolculuktur ya-
şam.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
D) Millet olarak tarihin en sancılı
döneminde dünyaya insanlık dersi ve-
(I) Örümcekler 400 milyon yıldır riyoruz.
ipek üretiyorlar. (II) Günümüzde birçok E) Hücreler; düşünme, kaydetme ve
mühendis ve biyolog, bu mucizenin hatırlama özelliklerine sahiptir.
gizemini çözmeye çalışıyor. (III) Doğal
bir biyopolimer olan örümcek ipeği,
saç telinden ince, pamuktan hafif. (IV) 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
Aynı zamanda plastikten esnek ancak de tamlama yanlışlığından kaynak-
çelikten beş kat sağlam. (V) Tüm bu lanan anlatım bozukluğu vardır?
özelliklere sahip örümcek ipeğini ya-
A) Yerli ve yabancı sanatçılara bu
pay olarak üretebilirsek bu, endüstri ve
yıl şehrimiz ev sahipliği yapacak.
tıp alanında büyük bir devrim olacak.
B) Dergide kentsel ve toplumsal ya-
2. Bu parçada numaralanmış
şamla ilgili pek çok resme yer verilmiş.
cümlelerin hangisinde bir anlatım
bozukluğu vardır? C) Klasik ve caz müziğinin ünlü
sanatçısı, çok yakında konserlerine
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
başlıyor.
D) Romanda, yalnızlığı seçmiş bir
kişinin umutsuz ve gülünç serüveni an-
latılıyor.
E) Sanatçılarımızın yurt dışında aç-
tığı kişisel ve karma sergiler büyük ilgi
gördü.
297
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
298
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
I) Mizaç, uyaranlara doğuştan, yapı-
sal olarak belli bir şekilde tepki verme
eğilimidir. (II) Karakter özelliklerimizin
oluşmasında ilk basamağı oluşturur.
(III) Aile ortamında bebeklik dönemin-
den itibaren gelişmesine başlar. (IV)
Önce genetik faktörler devreye girer.
(V) Büyüme sürecinde de anne ve
baba model alınır.
9. Bu parçada numaralanmış
cümlelerin hangisinde ek yanlışlı-
ğından kaynaklanan anlatım bozuk-
luğu vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
299
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
300
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
17. ÜNİTE
YAZIM KURALLARI
YAZIM KURALLARI
A. Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler:
1. Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle kurulan
birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi veya türemesine uğ-
ramazsa ayrı yazılır
l alt etmek, arz etmek, azat etmek, dans etmek, el etmek, göç etmek, ilan et-
mek, kabul etmek, kul etmek, kul olmak, not etmek, oyun etmek…
l ada balığı, ardıç kuşu, ağustos böceği, at sineği, deniz yılanı vb.
b. Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar:
l ayrık otu, ateş çiçeği, dağ elması, çalı dikeni, köpek üzümü vb.
Uyarı
301
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l Arnavut kaldırımı; çevre yolu, deniz yolu, hava yolu, kara yolu, keçi yolu; köprü
yol vb.
d. Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler:
l anlam bilimi, dil bilimi, edebiyat bilimi, gök bilimi; dil bilgisi, halk bilgisi, ses
bilgisi vb.
f. Yuvar ve küre sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:
l göz yuvarı, hava yuvarı, ısı yuvarı, ışık yuvarı, renk yuvarı, yer yuvarı; hava
küre, ışık küre vb.
g. Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:
l bohça böreği, ; badem yağı, ; arpa suyu, maden suyu; tulum peyniri,; ezogelin
çorbası, burgu makarna vb.
ğ. Gök cisimleri:
h. Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulan birleşik keli-
meler:
patlak göz, süzgün göz; aşık kemiği, elmacık kemiği; serçe parmak, şehadet
l
parmağı vb.
ı. Benzetme yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki, hayvan ve
nesne adlarıyla kurulan birleşik kelimeler:
302
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l çetin ceviz, çöpsüz üzüm; eski kurt, sarı çıyan, sağmal inek; eski toprak vb.
i. Zamanla ilgili birleşik kelimeler:
l bağ bozumu, gece yarısı, gün ortası, hafta başı, hafta sonu vb.
8 -r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tam-
laması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır:
l bakar kör, çalar saat, çıkar yol, döner sermaye, güler yüz, koşar adım, yazar
kasa, yeter sayı vb.
8 Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamlaması ya-
pısındaki renk adları ayrı yazılır:
l bal rengi, duman rengi, gümüş rengi, portakal rengi, saman rengi; ateş kır-
mızısı, vb.
8 Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı ya-
zılır:
l açık mavi, açık yeşil, kara sarı, kirli sarı, koyu mavi, koyu yeşil vb.
l Batı Trakya, Doğu Anadolu, Güney Kutbu, Kuzey Amerika, Güneydoğu Ana-
dolu, Aşağı Ayrancı vb.
8 Kişi adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb. yer
ve kuruluş adlarında, sondaki unvanlar hariç şahıs adları ayrı yazılır:
l Yunus Emre Mahallesi; Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Ziya Gökalp Bulvarı;
Nene Hatun Caddesi; Fevzi Çakmak Sokağı, Cemal Nadir Sokağı; Koca Mustafa-
paşa; Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Sütçü İmam Üniversitesi vb.
8 Dış, iç, sıra sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:
l ahlak dışı, çağ dışı, din dışı, kanun dışı, olağan dışı, yasa dışı; ceviz içi, hafta
içi, yurt içi; aklı sıra, ardı sıra vb.
303
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l deri altı, su altı, toprak altı, yer altı (yüzey); böbrek üstü bezi, tepe üstü (en
yüksek nokta) vb.
8 Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ,
sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan bir-
leşik kelime ve terimler ayrı yazılır:
l alt
kurul, alt yazı; üst kat, üst küme; ana bilim dalı, ana dili; ön söz, ön yargı;
art damak vb.
Uyarı
l francala, gram, gramer, gramofon, grup, Hristiyan, kral, kredi, kritik, plan,
pratik, problem vb.
8 İçinde yan yana iki veya daha fazla ünsüz bulunan Batı kökenli alıntılar,
ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:
304
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
raf, telgraf vb.
8 İki ünsüzle biten Batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan
yazılır:
Uyarı
“fotoğraf” ve “topoğraf” kelimelerinde g - ğ’ ye döner.
l birbiri (< biri biri), kaynana (< kayın ana), kaynata (< kayın ata), nasıl (< ne
asıl), niçin (< ne için),
305
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
b. Hayvan adları:
l danaburnu (böcek), akbaş (kuş), alabacak (at), bağrıkara (kuş),
beşparmak (deniz hayvanı)
c. Hastalık adları:
l itdirseği (arpacık), delibaş, karabaş, karabacak vb.
e. Yiyecek adları:
l hanımgöbeği (tatlı), kadınbudu (köfte), kedidili (bisküvi), dilberdudağı (tatlı)
f. Oyun adları:
l beştaş, dokuztaş, üçtaş vb.
306
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l Altıkardeş (yıldız kümesi), Arıkovanı (yıldız kümesi), Büyükayı (yıldız kümesi)
ğ. Renk adları:
l baklaçiçeği, balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, gülkurusu, kavuniçi,
narçiçeği, ördekbaşı,
h. Oğlu, kızı sözleri:
l çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin, elkızı vb.
8 -a, -e, -ı, -i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek, vermek, kalmak, durmak, gel-
mek ve yazmak fiilleriyle yapılan tasvirî fiiller bitişik yazılır:
l düşünebilmek,sevebilmek; alıvermek, gülüvermek; uyuyakalmak; gidedur-
mak, yazadurmak vb.
8 Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler
bitişik yazılır:
l albeni, ateşkes, çalçene, çalyaka, dönbaba, gelberi, incitmebeni, sallabaş,
sallasırt vb.
8 İkinci kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış belirli geç-
miş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
l albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım, dalbastı, fırdöndü, gecekondu, gündöndü,
hünkârbeğendi, imambayıldı,
8 Her iki kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş za-
man veya -r /-ar /-er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birle-
şik kelimeler bitişik yazılır:
l dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu; biçerbağlar, biçerdöver, göçerkonar,
kazaratar, konargöçer vb.
307
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
8 İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi adları, soyad-
ları ve lakaplar bitişik yazılır:
l Alper, Birol, Gülnihal, Gülseren vb.
8 İki veya daha çok kelimeden oluşmuş il, ilçe, semt vb. yer adları bitişik
yazılır:
lÇanakkale, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar; Beşiktaş,
Kabataş vb.
8 Dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını koruduğu hâlde yaygın bir bi-
çimde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler de vardır:
a. Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları:
l başağırlık, başbakan, başbayan, başçavuş, başeser vb.
b. Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan belirti-
siz isim tamlamaları:
l aşçıbaşı vb.
c. Ağa, baba, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan birleşik kelimeler:
l ağababa, ağabey vb.
308
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Hane, name, zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
l çayhane, dershane, kahvehane, yazıhane; beyanname, kanunname, seya-
hatname, siyasetname vb.
Uyarı
Bir sıfatla oluşturulan usul adlarında sıfat ayrı yazılır: ağır aksak, yürük
aksak, yürük semai vb.
8 Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş olan kuruluş
adları bitişik yazılır:
l İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi
8Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik yazılır:
l akağaç, alacamenekşe, karadut, sarıçiçek; alabalık, beyazsinek, bozayı;
aksu, akbasma vb.
309
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Örnek
l Bir zamanlar -bu zamanlar çok da uzak değildir, bundan on, on iki yıl önce-
Türk saltanatının maddi sınırları uçsuz bucaksız denilecek kadar genişti. (Yakup
Kadri Karaosmanoğlu)
a. İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:
l Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni küçültür, ayağının altı-
na alırsan yükseltir. (Cenap Şahabettin)
Örnek
Örnek
310
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Takma adlar da büyük harfle başlar:
l Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman), Demirtaş (Ziya Gökalp) vb.
b. Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları
ve lakaplar büyük harfle başlar:
l Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Erol Bey, Dr. Alâaddin
Yavaşça vb.
Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük
harfle başlar:
lBaba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan, Nene Hatun; Gül Baba, Susuz
Dede, Telli Baba vb.
Uyarı
Örnek
c. Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri bü-
yük harfle başlar:
l Uzak Doğu’dan gelen heyeti Vali dün kabul etti.
311
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
h. Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük
harfle başlar:
lMüslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan; Musevilik, Musevi; Budizm,
Budist; Hanefilik vb.
Uyarı
Uyarı
312
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
k. Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle başlar:
TÜRKÇE
l Afrika,Asya; Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu; İstanbul, Taşkent; Turgutlu,
Ürgüp; Akçaköy, Çayırbağı; Bahçelievler, Kızılay, Sarıyer vb.
l. Yer adlarında ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb.
tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar:
l Ağrı Dağı, Aral Gölü, Asya Yakası, Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Ege
Denizi, Erciyes Dağı, Fırat Nehri, Süveyş Kanalı, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana
Geçidi vb.
Uyarı
Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, belde, köy vb. söz-
ler küçük harfle başlar: Konya ili, Etimesgut ilçesi, Uzungöl beldesi, Taflan
köyü vb.
n. Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının bütün kelime-
leri büyük harfle başlar:
l Dolmabahçe Sarayı, İshakpaşa Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Anka-
ra Kalesi, Alanya Kalesi vb.
313
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
s. Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her
kelimesi büyük harfle başlar:
l Nutuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz, Anadolu Notları, Sinekli Bakkal; Türk
Dili, Türk Kültürü, Varlık; Resmî Gazete, Hürriyet, Milliyet, Türkiye, Yeni Asır; Kap-
lumbağa Terbiyecisi; Yorgun Herkül; Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı vb.
Uyarı
Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz:
t. Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında
her kelimenin ilk harfi büyük yazılır:
lVI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Kitle İletişim Araçlarında Türkçenin Kulla-
nımı Bilgi Şöleni, Karamanlı Türkçesi Araştırmaları Çalıştayı vb.
314
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Avrupalı, Avrupalılaşmak,
Asyalılık, Darvinci, Konyalı, Bursalı vb.
Uyarı
Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle
başlamaz:
v. Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel ad-
lar büyük harfle başlar:
l Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anah-
tarı, Japon gülü, Maraş dondurması, Van kedisi vb.
Uyarı
315
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
harfle başlar :
lGiriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı, Dolmuş Durağı,
Şehirler Arası Telefon, 3. Kat, 4. Sınıf, 1. Blok vb.
8 Kitap, bildiri, makale vb.nde ana başlıktaki kelimelerin tamamı, alt baş-
lıktaki kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.
8 Kitap, dergi vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan
açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar. Açıklayıcı yazı, cümle niteliğinde değil-
se sonuna nokta konmaz.
E. Kısaltmaların Yazımı
Kısaltma; bir kelimenin, terimin veya özel adın, içerdiği harflerden biri veya bir-
kaçı ile daha kısa olarak ifade edilmesi ve simgeleştirilmesidir. Kısaltmalarla ilgili
kurallar şunlardır:
Ancak bazen kelimelerin, özellikle son kelimenin birkaç harfinin kısaltmaya alın-
dığı da görülür. Bazen de aradaki kelimelerden hiç harf alınmadığı olur. Bu tür
kısaltmalarda, kısaltmanın akılda kalabilmesi için yeni bir kelime oluşturma amacı
güdülür: BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi), İLESAM (İlim ve
Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi) vb.
316
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
veya kelime gruplarının kısaltılmasında, ilk harfle birlikte kelimeyi oluşturan
temel harfler dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu; özel ad, un-
van veya rütbe ise ilk harf büyük; cins isim ise ilk harf küçük olur:
l Alm. (Almanca), İng. (İngilizce), Kocatepe Mah. (Kocatepe Mahallesi), Güniz
Sok. (Güniz Sokağı), Prof. (Profesör), Dr. (Doktor), Av. (Avukat), Alb. (Albay), Gen.
(General); sf. (sıfat), haz. (hazırlayan), çev. (çeviren), ed. (edebiyat), fiz. (fizik), kim.
(kimya) vb.
Uyarı
F. Sayıların Yazılışı
8 Sayılar harflerle de yazılabilir:
l bin yıldan beri, on dört gün, haftanın beşinci günü, üç ayda bir, yüz soru, iki
hafta sonra, üçüncü sınıf vb.
Buna karşılık saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda ra-
kam kullanılır:
l 17.30’da, 11.00’de, 1.500.000 lira, 25 kilogram, 150 kilometre, 15 metre ku-
maş, 1.250.000 kişi vb.
Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde
geçen bin, milyon, milyar ve trilyon sözleri harfle yazılabilir:
l 1 milyar 500 milyon kişi, 3 bin 255 kalem, 8 trilyon 412 milyar vb.
317
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Para ile ilgili işlemlerle senet, çek vb. ticari belgelerde geçen sayılar
bitişik yazılır:
l 650,35 (altıyüzelliTL,otuzbeşkr.)
8 Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara
ayrılarak yazılır ve aralarına nokta konur:
l 4.567, 326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500 vb.
318
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uyarı
Örnek
l 8.’inci değil 8’inci, 2.’nci değil 2’nci vb.
H. ile’nin Yazılışı
ile, ayrı olarak yazılabildiği gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir.ile, ünsüzle
biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında i ünlüsü düşer ve büyük ünlü uyu-
muna uyar: bulut-la (bulut ile), çiçek-le (çiçek ile), kuş-la (kuş ile) vb.
ile, ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında araya y ünsüzü girer
ve başındaki i ünlüsü düşer: arkadaşı-y-la (arkadaşı ile), çevre-y-le (çevre ile),
sürü-y-le (sürü ile), yapı-y-la (yapı ile) vb.
319
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde yazım yanlışlarını bularak doğru şekillerini yandaki
boşluğa yazınız.
İçim yeni keşiflerin sevinçiyle dolardı.
Yapılan çalışmaları mutlaka kayıt edin.
Yüz yıllar önce var olan oyun ve oyuncak, varlığını günü-
müze kadar sürdürmüştür.
Mehmet, Çanakkale savaşı sırasında çok önemli bir görev
üstlendi.
Bu orjinal fikirler, ondan başkasına ait olamazdı.
Yorucu bir günden sonra böyle şevkat dolu bir yuva tüm
çekilenleri unutturuyordu.
İleride kendisi de şöför olmayı planlıyordu.
İzlediği dizideki komser gibi olmak istiyordu.
Çözümlü Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımıyla ilgili yanlışlık
yapılmıştır?
A) Fırat Nehri, döküldüğü topraklara eşsiz bir bereket katmaktadır.
B) En sevdiğim kuzenim, Ayşe teyzemin kızıdır.
C) Kışın sıcak sobanın yanından ayrılmayan Tombik, yine uyku keyfinde.
D) Arkadaşlarla mahallemizin sevilen ismi Baba İsmail’i ziyaret ettik.
E) Yayımlanan son Resmî gazete ile yeni kaymakamlar atanmış.
Çözüm
E seçeneğinde yer alan Resmi gazete ifadesi yanlış yazılmıştır. Doğru yazımı
“Resmi Gazete” şeklinde olmalıdır. Sorunun doğru cevabı “E” seçeneğidir.
320
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
(I) Troya için “Tüm Zamanların En “Etmek, edilmek, eylemek, olmak,
Ünlü Kenti” yakıştırmasını yapmak hiç olunmak” yardımcı fiilleriyle kurulan
de haksızlık olmaz. (II) Troya; efsane- birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi
lerden çıkıp romanlara, duvar resimle- bir ses düşmesi veya türemesine uğra-
rine, satranç taşlarına hatta bilgisayar mazsa ayrı yazılır.
virüsü adlarına kadar kendine yer bu- 2. Aşağıdakilerin hangisinde bu
larak bunu haketti. (III) Bu kent, Home- kurala uyulmamasından kaynakla-
ros’un İlyada destanına göre, trajik bir nan bir yazım yanlışı vardır?
savaşa sahne olmuştu. (IV) Çanakka-
le Boğazı’nın girişinde yer alan Troya, A) Tez savunmamın kabul edilme-
Doğu ile Batı’nın birleştiği yerdedir. (V) mesi üzerine yeni bir savunma hazırla-
Ege Denizi ile Karadeniz’in, Marma- maya başladım.
ra Denizi’ni aralarına alıp karıştığı bir B) Muhsin Bey, toplantıda bazı arka-
yerde destanı ve buluntularıyla dünya daşlarımız için övücü sözler sarfetti.
kültür mirasını yüzyıllardır etkilemeye
C) Yaptığım değişiklikleri kaydetme-
devam etmektedir.
yi unuttuğum için yazdıklarım silindi.
1. Bu parçada numaralanmış cüm-
D) Kötü düşünerek hayatı kendinize
lelerin hangilerinde yazım yanlışı ya-
ve çevrenizdekilere zehretmeyi bırak-
pılmıştır?
malısınız.
A) I ve II.
E) Çevrenizdeki güzellikleri fark etti-
B) I ve IV. ğinizde bakış açınızın değiştiğini hisse-
C) II ve III. deceksiniz.
D) III ve V.
E) IV ve V. 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
de tarihlerin yazımıyla ilgili yanlışlık
yapılmıştır?
A) Ocağın 15’inde kardeşimin nişa-
nını yapacağız.
B) Beldemizde bağ bozumu eylül
ayında olur.
C) Her sene 1 ekimde Meclis, çalış-
malarına başlar.
D) Haftaya cumartesi alışverişe gi-
delim beraber.
E) 27 Aralık, Ankara için özel bir an-
lam taşır.
321
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
-I. TÜİK’in, verileri açıklaması bekle- Kelimelerden her ikisi veya ikincisi,
niyor. birleşme sırasında anlam değişmesine
II. TDK’nin Yazım Kılavuzu’nu dikka- uğradığında bu tür birleşik kelimeler bi-
te alınız. tişik yazılır.
322
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisin- (I) İstanbul tarih boyunca pekçok
de kısaltmaların yazımı ile ilgili yan- uygarlığa ev sahipliği yapmış bir kent.
lışlık vardır? (II) Nitekim günümüze odaklandığımız
A) Bölgede birçok geniş yapraklı da bile farklı kültürlerden birçok insana
ağaç türü vardır. (Ör. kayın ve kestane) ev sahipliği yaptığı görülüyor. (III) An-
cak İstanbul’un yanlızca insanları değil
B) Yirmi cm’lik bir boşluk daha bırak- başka canlı türlerini de barındırdığını
tık. hatırlamak gerekiyor. (IV) İşte Yunuslar,
C) Buluntular tahminen MÖ 5. yüz- İstanbul’la özdeşleşmiş bu canlıların
yıldan kalma. başında gelir. (V) Yunusları, özellikle
eylül-ekim ve haziran-temmuz ayların-
D) Hakkında daha geniş bir bilgi için
da küçük gruplar hâlinde Boğaz’da yü-
bkz. Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü.
zerken görebilirsiniz.
E) TV’de harika bir belgesel izledim.
10. Numaralanmış cümlelerin han-
gisinde yazım yanlışı yoktur?
(I) Karbon atomlarından oluşan el- A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
masın atom yapısı farklıdır. (II) Kayda
değer bir özelliği, sıcağı en iyi ileten
madenlerden biri olması iken diğer bir Cevap Anahtarı: 1)C 2)B 3)C 4)E
özelliği dünyadaki en sert cisim olma- 5)B 6)B 7)A 8)E 9)C 10)A
sıdır. (III) Renksiz elmasların yanısıra
yeşil, pembe, mavi, kanarya sarısı ya
da siyah elmaslar da vardır. (IV) Bir el-
masın tüm güzelliğinin ortaya çıkması
için kesilip cilalanması gerekir. (V) El-
masın adı Yunanca “yenilmez ve yola
getirilmez” anlamına gelen “adamas”
sözcüğünden türemiştir.
9. Numaralanmış cümlelerin han-
gisinde yazım yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
323
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
324
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
17. ÜNİTE
NOKTALAMA İŞARETLERİ
NOKTALAMA İŞARETLERİ
Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve durak-
lama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu
ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır.
Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta,
soru, ünlem, tırnak, ayraç ve kesme işaretleri ait oldukları kelimelere bitişik olarak
yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu ara verilir.
A. Nokta ( . )
8 Cümlenin sonuna konur:
l Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur.
l Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık çöküyordu.
325
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adlarından önce
ve sonra nokta kullanılmaz:
l 29 Mayıs 1453 l 29 Ekim 1923
8 Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü grup-
lara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur:
l 1.000 l 326.197 l 49.750.812
326
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l Umduk, bekledik, düşündük.
8 Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur:
l Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz,
hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış ve ona ka-
pıyı kendi eliyle açmaya gelmişti.
8 Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin
veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur:
l Zemin bu kadar koyu bir kırmızıya dönüşünce, bir an için de olsa, belirgin-
liğini yitiriverdi sivilceleri.
l Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım. (Atatürk)
327
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
8 Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra konur:
l Ancak yemekte bir karara varıp, arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu.
Uyarı
328
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uyarı
Örnek
Örnek
Örnek
Örnek
Örnek
l Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa he-
men susuyorlardı.
l Gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete.
329
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Uygulama
Aşağıdaki cümlelerde yer alan virgüllerin işlevlerini buluş eşleştiriniz.
CÜMLELER
1 Prof. Dr. Doğan Kantarcı, Salda Gölü’ndeki canlıları yerinde inceleyerek
göldeki ekosistemi mercek altına aldı.
2 Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor.
3 Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz!
4 Eve geldi, üzerini değiştirip tekrar çıktı.
5 Emine Hanım, kızının ayak seslerini duyar duymaz oturduğu yerden fırla-
mış ve onu karşılamak için kapıya kadar gelmişti.
6 Zemin bu kadar koyu bir kırmızıya dönüşünce, bir an için de olsa, belirgin-
liğini yitiriverdi güneşim kızıllığını.
7 Akşam, yine akşam, yine akşam...
8 Adana’ya yarın gideceğim, dedi.
9 Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak,
aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum.
VİRGÜLÜN İŞLEVLERİ
Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına
konur.
Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur.
Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için ko-
nur.
Kendinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren keli-
melerden sonra konur.
Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur.
Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerden sonra kullanılır.
330
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
C. Noktalı Virgül ( ; )
TÜRKÇE
8 Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak
için konur:
l Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek,
Gönül, Yonca adları verilir.
l Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; Ankara, Londra, Bakü.
Ç. İki Nokta (: )
331
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
D. Üç Nokta ( … )
8 Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:
lNe çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da bu
yanı… (Tarık Buğra)
332
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak isten-
meyen kelime ve bölümlerin yerine konur:
l Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz.
8 Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dün-
yasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:
l Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Uyarı
Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir:
— Yabancı yok!
— Kimsin?
— Ali…
— Hangi Ali?
—…
— Sen misin, Ali usta?
— Benim!..
333
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
E. Soru İşareti ( ? )
8 Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur:
l Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? (Faruk Nafiz Çamlıbel)
8 Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna
konur:
l Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?
8 Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. du-
rumlar için kullanılır:
l Yunus Emre (1240 ?-1320), (Doğum yeri: ?)
l 1496 (?) yılında doğan Fuzuli…
l Ankara’dan Antalya’ya arabayla üç saatte (?) gitmiş.
Uyarı
F. Ünlem İşareti ( ! )
8 Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya
ibarelerin sonuna konur:
l Hava ne kadar da sıcak! Aşk olsun! Ne kadar akıllı adamlar var! Vah vah!
l Ne mutlu Türk’üm diyene! (Atatürk)
334
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! (Atatürk)
l Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal Beyatlı)
Uyarı
G. Kısa Çizgi ( – )
8 Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:
l Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi olduğunu bir
türlü anlayamadım.
8 Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin
veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur, bitişik yazılır:
l Küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında
durmuştu.
335
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
Uyarı
336
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
G. Eğik Çizgi ( / )
TÜRKÇE
8 Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur:
l Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; / Sönmeden yurdumun
üstünde tüten en son ocak.
Bilişim uygulamalarında art arda gelen dizinleri birbirinden ayırt etmek için kul-
lanılır:
l C:\Belgelerim\Türk İşaret Dili\Kitapçık.indd
337
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
J. Tırnak İşareti ( “ ” )
1. Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak
içine alınır:
l Türk Dil Kurumu binasının yan cephesinde Atatürk’ün “Türk dili, Türk milleti-
nin kalbidir, zihnidir.” sözü yazılıdır.
l Bakınız, şair vatanı ne güzel tarif ediyor: “Bayrakları bayrak yapan üstünde-
ki kandır. / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Uyarı
Uyarı
1 Cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitap ve
dergi adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın eğik yazıyla dizile-
rek de gösterilebilir:
338
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l Leyla KARAHAN, Terimlerde Kapsam Sorunu, “Zarf” Örneği, Bildiri Kitabı,
Bursa, 2014.
Bir yazıdaki maddelerin sıralanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen
aynı sözlerin, söz gruplarının ve sayıların tekrar yazılmasını önlemek için
kullanılır:
l a. Etken fiil
l b. Edilgen “
l c. Dönüşlü “
l ç. İşteş “
M. Yay Ayraç ( )
339
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kulla-
nılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır:
l Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
N. Köşeli Ayraç ( [ ] )
340
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
ği sözler için kullanılır:
l “Eldem, Osmanlıda en önemli fark[ın], mezar taşının şeklinde ortaya çık[tı-
ğını] söyledikten sonra…”
O. Kesme İşareti ( ’ )
8 Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır:
l Kurtuluş Savaşı’nı, l Atatürk’üm,
l Türkiye’mizin, l Fatih Sultan Mehmet’e,
Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman
ekten önce kesme işareti kullanılır:
l Hisar’dan l Boğaz’dan
Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti
yay ayraçtan önce kullanılır:
l Yunus Emre’nin (1240?-1320) l Yakup Kadri’nin (Karaosmanoğlu) vb.
Uyarı
1 Sonunda 3. teklik kişi iyelik eki olan özel ada, bu ek dışında başka
bir iyelik eki getirildiğinde kesme işareti konmaz:
l Boğaz Köprümüzün güzelliği,
l Amik Ovamızın bitki örtüsü,
l Kuşadamızdaki liman vb.
1 Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ek-
ler kesmeyle ayrılmaz:
l Türkiye Büyük Millet Meclisine, l Millî Eğitim Bakanlığına,
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, l Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
l
Başkanlığının
1 Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek geldiğin-
de Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.
341
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen
diğer ekler kesmeyle ayrılmaz:
l Türklük l Türkleşmek l Türkçü l Müslümanlık,
l Hristiyanlık l Avrupalı l Aydınlı l Ahmetler
8 Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak için konur:
l Başvurular 17 Aralık’a kadar sürecektir.
342
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
8 Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur:
l a’dan z’ye kadar l Türkçede -lık’la yapılmış sözler
Uygulama
343
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
344
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisin- 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisin-
de bir noktalama yanlışı yoktur? de bir noktalama hatası vardır?
A) Dünya, yüzeyinde sıvı hâlde su A) Korkma! Sönmez bu şafaklarda
bulunmasıyla öteki gezegenlerden ay- yüzen al sancak/Sönmeden yurdumun
rılıyor. Yaşamın temel gereksinimi olan üstünde tüten en son ocak
su, gezegenimizin %71’ini kaplıyor. B) Halikarnas Balıkçısı [Cevat Şa-
Güneş sistemindeki öteki gezegenler- kir Kabaağaçlı (1886-1973)] en güzel
de sıvı hâlde suya rastlanmadı. Ancak eserlerini Bodrum’da yazmıştır.
araştırmalar devam ediyor.
C) Peki, bu bazlamayı da mı Sarı
B) Dünya yüzeyinde sıvı hâlde su Begonvil Bakkaliyesinden aldın?
bulunmasıyla öteki gezegenlerden ay-
rılıyor. Yaşamın temel gereksinimi olan D) Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor
su, gezegenimizin %71’ini kaplıyor. yolumuz!
Güneş sistemindeki öteki gezegenler- E) Yazar, 6. ve 7. sınıfları Şebinka-
de sıvı hâlde suya rastlanmadı; ancak rahisar’da okumuş
araştırmalar devam ediyor.
C) Dünya, yüzeyinde sıvı hâlde su
bulunmasıyla öteki gezegenlerden ay-
rılıyor. Yaşamın temel gereksinimi olan 7. Aşağıda ayraçla gösterilen
su, gezegenimizin %71’ini kaplıyor. yerlerden hangisine kesme işareti
Güneş sistemindeki öteki gezegenler- getirilemez?
de sıvı hâlde suya rastlanmadı. Ancak, A) Diğer maddelerin bir kısmının, c ( )
araştırmalar devam ediyor. nin ise tamamının altını çizdim.
D) Dünya yüzeyinde sıvı hâlde su B) Türkiye Türkçe ( ) sindeki bir di-
bulunmasıyla öteki gezegenlerden ay- ğer kural, iki ünlünün yan yana gelme-
rılıyor. Yaşamın temel gereksinimi olan mesidir.
su, gezegenimizin %71’ini kaplıyor.
Güneş sistemi’ndeki öteki gezegenler- C) BM ( ) ye oy birliği ile yeni bir ge-
de sıvı hâlde suya rastlanmadı. Ancak nel sekreter seçildi.
araştırmalar devam ediyor. D) Halit Ziya Uşaklıgil’in Mai ve Si-
E) Dünya, yüzeyinde sıvı hâlde su yah’ı 1897 ( ) de tefrika edilmiştir.
bulunmasıyla öteki gezegenlerden ay- E) Bahçeden 2 ( ) nci kata doğru
rılıyor. Yaşamın temel gereksinimi olan seslenmiş.
su, gezegenimizin %71’ini kaplıyor.
Güneş sistemi’ndeki öteki gezegenler-
de sıvı hâlde suya rastlanmadı. Ancak
araştırmalar devam ediyor.
345
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
346
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
347
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
348
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
17. ÜNİTE
Örnek
l “Uyukluyor sobada bir yığın kor.” à İmgesel söyleyiş vardır. (Korun uyukla-
ması etkileyici, sanatlı ve özgündür. Burada alışılmamış bir bağdaştırma kullanıl-
mıştır.)
l “Fırtına var dışarıda.” à İmgesel söyleyiş yoktur.(Dışarıda fırtınanın olması
alışılmış bir bağdaştırmadır ve burada doğal dil kullanılmıştır.)
349
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
1. TEŞBİH (BENZETME)
Sözün gücünü artırmak amacıyla aralarında anlam ve biçim ilgisi olan iki şey-
den bir özelliği bakımında zayıf olanı güçlü olana benzetme sanatıdır. Benzetme-
nin dört ögesi vardır:
Örnek
350
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Uyarı
TÜRKÇE
Benzetme yapılması için dört ögenin de kullanılması şart değildir. Bazen ben-
zetme yönü, benzetme edatı ya da her ikisi de kullanılmayabilir. Buna kısaltılmış
teşbih denir.
Örnek
1 Benzetmenin yalnızca iki ana ögesiyle yapılmış olan türüne ise” teşbihi
beliğ” denir.
Örnek
351
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
2. İSTİARE (EĞRETİLEME):
TÜRKÇE
Bir sözün benzetme amacı taşıyarak başka bir sözün yerine kullanılmasıdır.
Bu sanat benzetmenin iki ana unsurundan benzeyen ya da kendisine benzetilen-
den yalnızca biriyle yapılır.
İstiare kendi içinde ikiye ayrılır:
1. Açık İstiare:
Yalnızca kendisine benzetilen ile yapılan istiare çeşididir.
Örnek
Örnek
Örnek
352
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Çözümlü Soru
Aşağıdakilerden hangisinde istiare yoktur?
A) Hüzün bana küskün gurbetse dargın
B) Her insan bir gün yuvadan uçup gider.
C) Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.
D) Yüce dağ başında siyah tül vardır.
E) Çocuklar pencerelere tünedi.
Çözüm
“Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.”cümlesinde benzetme ögelerinin hep-
si verilmiş. Bu nedenle burada istiare değil teşbih (benzetme) sanatı vardır. Birin-
ci cümlede “hüzün” insana benzetilmiş fakat insan verilmemiştir.(kapalı istiare)
ikinci cümlede insan kuşa benzetilmiş ve kuş verilmemiştir. (kapalı istiare)Dör-
düncü cümlede bulutlar siyah tüle benzetilmiş bulutlar verilmemiştir(açık istiare).
Beşinci cümlede çocuklar kuşa benzetilmiş ama kuş verilmemiştir (kapalı istiare).
Doğru cevap ‘‘C” seçeneğidir.
3. TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME):
İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklara insana özgü nitelikler kazandırma
sanatıdır. Kişileştirme sanatında insan dışındaki varlıklar; insan gibi düşünen,
duyan, tepki veren bir kişiliğe sahip olur.
Örnek
Çözüm
Birinci dizedeki “çay” sözcüğüne “yorgun olmak, hasta ve solgun olmak “ gibi in-
sana özgü özellikler verilmiştir. ”Çay” kişileştirilmiştir. Doğru cevap ‘‘D’’ seçeneğidir
353
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
İNTAK (KONUŞTURMA):
TÜRKÇE
Çözüm
Yukarıdaki dizelerde “dal” konuşturulmuştur. Bu nedenle “intak” sanatı vardır.
Ayrıca intak sanatının olduğu her yerde ” teşbih” sanatı da vardır. Doğru cevap
“B” seçeneğidir.
Örnek
354
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Aşağıdaki mecazı mürsel örneklerinden hangisinde anlam ilişkisi yanlış
verilmiştir yoktur?
A) Bu kalp seni unutmaz, buna inan. (parça-bütün)
B) Sait Faik’i okumayı severim. (yazar-eser)
C) Köy erkenden uyanıp çalışmaya gitti. (sebep-sonuç)
D) Tabağını bitirmeyi unutma. (iç-dış)
E) Sobayı yakacağı zaman misafirler geldi. (iç-dış)
Çözüm
“Köy erkenden uyanıp çalışmaya gitti” yer-insan ilişkisi vardır. Köy derken ora-
da yaşayan insanlar kastedilmiştir. Doğru cevap “C” seçeneğidir.
5. MÜBALAĞA (ABARTMA):
Bir varlığı, olayı ya da durumu gerçekte olduğundan daha fazla ya da az gös-
termektir.
Örnek
355
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
6. TEZAT:
Zıt (karşıt) anlamlı sözcüklerden hareketle iki karşıt düşüncenin belirtilmesidir.
Dikkat edilmesi gereken nokta sadece karşıt anlamlı sözcüklerle değil karşıt du-
rumlarla da bu sanata yer verilebileceğidir.
Örnek
Uyarı
Bazen de zıt anlamlı gibi görünen kelimeler aslında karşıt anlamlı değildir ve
bu durumda tezat sanatı olmaz.
Örnek
Çözümlü Soru
356
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Bir kere görse gözüm köyün aydınlığını
Kül bağlar içimde bu kızıl kar yığını
Senin de yolun biter, diner gözünde yaşlar
Benim uğursuz yolum bittiği yerde başlar.
Yukarıdaki şiirin son dizesinde kullanılan edebi sanat aşağıdakilerden
hangisidir?
A)Benzetme B)Kişileştirme C) Telmih D) Tevriye E)Tezat
Çözüm
7. KİNAYE:
Hem gerçek hem mecaz anlamı olan bir sözü mecaz anlamını kastedecek
şekilde kullanmaktır. Atasözleri ve deyimlerde genellikle kinayeli söyleyişe yer
verilir.
Örnek
l “Gül dikensiz olmaz.”
Gerçek anlamıyla hiçbir gül dikensiz olmaz, fakat burada asıl anlatılmak iste-
nen hiçbir şeyin kusursuz olmadığıdır.
l “Dadaloğlum der ki belim büküldü / Gözümün cevheri yere döküldü.”
Yukarıdaki dizelerde geçen “beli bükülmek” deyimi gerçek anlamında değil de
“yaşlanmak” anlamına gelen mecaz anlamında kullanılmıştır.
Çözümlü Soru
“Bulamadım dünyada gönle mekân
Nerede bir gül bitse etrafı diken”
Bu dizelerde görülen söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Teşbih(benzetme) B) Kinaye C) Tezat D) İntak(konuşturma) E) Tariz
Çözüm
” Nerede bir gül bitse etrafı diken” dizesinde şair kinaye sanatını kullanmıştır.
Gerçek anlamıyla bakıldığında gül olan her yerde onun dikeni de vardır. Fakat
asıl anlatılmak istenen bu sözlerin mecaz anlamı olan her güzel şeyin bir kusuru-
nun da olduğudur. Cevap “B” seçeneğidir.
357
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Birden çok anlamı olan bir sözün yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kas-
tetme sanatıdır.
Örnek
lAvazeyi bu âleme davut gibi sal / Baki kalan bu kubbede bir hoş sada
imiş.”
Çözüm
Bu dizelerde geçen “ben” sözcüğü hem kişi zamiri anlamında, hem de tendeki
koyu renk nokta anlamında kullanılmıştır. Doğru cevap “A” seçeneğidir.
9. TARİZ (DOKUNDURMA):
Alay etmek amacıyla söylenen sözün tam tersini kastetmektir.
Örnek
358
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Her nere gidersen eyle talanı
Öyle yap ki ağlatasın güleni
Bir saatte söyle yüz bin yalanı
El bir doğru söz söylerse inanma”
Bu dizelerde iğneleme sözün tersini söyleyerek yapılmıştır.
l “Bu ne kudret ki elifbayı okur ezberden.”
Bu dizede kişinin cahilliği “elifbayı” ezbere okumakla anlatılmıştır.
l “Çözdüğün sorularla kitap yazarsın.”
Bu dizede iğnelemek amacıyla çok soru çözdüğünü söylüyor ama tersi anlatı-
lıyor.
Örnek
Çözüm
Yukarıdaki şiirde “Mecnun” sözcüğünde “Leyla ile Mecnun” hikâyesi hatırlatıl-
mıştır. Bu nedenle sorunun cevabı ‘‘E’’ şıkkıdır.
359
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Örnek
Çözümlü Soru
Aşağıdakilerden hangisinde hüsnü talil sanatı vardır?
A) Öldük ölümden bir şeyler umarak
B) Bir büyük boşlukta bozuldu büyü
C) Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
D) Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
E) Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Çözüm
“Öldük ölümden bir şeyler umarak” dizesinde doğal bir durum olan ölme nede-
nimizi ölümden bir şeyler beklememize bağlamıştır. Doğru cevap ‘‘A’’ şıkkıdır.
Örnek
360
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
l
ğunu. / Su insanı boğar, ateş yakarmış! / Her doğan günün bir dert olduğu-
nu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış.”
Şair burada suyun boğduğunu, ateşin yaktığını biliyor ama bilmezden
geliyor.
Uyarı
Tecahülü arif sanatı genellikle soru sorma sanatı (istifham) ile birlikte
kullanılır.
Örnek
Çözümlü Soru
“Arzu dolu yaşamak dolu Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan” dizelerinde
hangi edebi sanat vardır?
A) Tecahülü arif B) Hüsnü talil C) Tevriye D) Tenasüp E) Teşbih
Çözüm
Şair resimleri tutarken uyuyanın kendisi olduğunu biliyor fakat bilmezden geli-
yor. Doğru cevap “A” seçeneği yani tecahülü arif, bilmezlikten gelme sanatıdır.
13.TENASÜP (UYGUNLUK):
Anlam bakımından birbiriyle uyumlu sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır.
Örnek
l “Ne nergis ne leylak ne lale ne gül / Hepsiyle dolu bir selesin güzel”
Şair bu dizelerde “nergis, leylak, lale ve gül” sözcüklerini bir arada kul-
lanarak uygunluk sanatı yapmıştır.
l “Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi
kalkar bu limandan” ( Y. Kemal Beyatlı)
Bu dizelerde şair “demir almak, gemi ve liman” sözcükleriyle uygunluk
sanatı yapmıştır.
361
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Çözüm
“Arım, balım, peteğim /Gülüm, dalım, çiçeğim” dizelerinde kullanılan kelimeler
birbiriyle anlamca uyumlu olduğu için uygunluk sanatı vardır. Doğru cevap “D”
seçeneğidir.
14.TEKRİR (YİNELEME):
Sözün etkisini artırmak için söz ya da söz gruplarının tekrarlanmasıdır.
Örnek
l “Beni bende demen bende değilim / Bir ben vardır bende benden içeri”
Şair “beni bende, bende, ben, bende, benden” sözcükleriyle tekrir sa-
natı yapmıştır.
Örnek
362
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Bu şiirde tüm mısralarda şair anlatımı etkili kılmak için soru sormuştur.
TÜRKÇE
l “Her gün bu kadar güzel mi deniz? / Böyle mi görünür gökyüzü her
zaman?”
Denizin ve gökyüzünün güzelliği karşısında hissedilen duyguyu güç-
lendirmek için yapılmıştır.
Çözümlü Soru
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda / Şüheda fışkıracak toprağı sık-
san şüheda”
Yukarıdaki şiirin ilk dizesinde kullanılan sanatlar aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Teşbih (Benzetme) - İstifham
B) İstiare - Mübalağa (abartma)
C) Tenasüp (uygunluk) - istifham
D) Telmih (hatırlatma) - Teşhis(kişileştirme)
E) Teşbih (Benzetme) - Teşhis(kişileştirme)
Çözüm
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda” dizesinde şair vatanı cennete
benzeterek teşbih; soru sorarak da istifham sanatını yapmıştır. Yani doğru cevap
“A” seçeneğidir.
Örnek
363
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
17. CİNAS:
TÜRKÇE
Yazılışları aynı anlamları farklı sözcüklerin bir arada kullanılmasıyla yapılan bir
sanattır.
Örnek
Örnek
l “Bir denizde kaptan, ovada çiftçi, şehirde esnaf olan / Biz gemi yürü-
ten, tarla süren, alışveriş yapan”
Birinci dizedeki “kaptan, çiftçi ve esnaf “sözcükleri ikinci dizede sıra-
sıyla “gemi, tarla sürmek ve alışveriş” sözcükleriyle uyumludur.
l “Gönlümde ateştin gözümde yaştın / Ne diye tutuştun ne diye taştın”
“ateş-tutuşmak”, “yaştın-taştın” kelimeleri arasında lef ü neşir sanatı
vardır.
364
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Söylenecek sözleri büyüyen ya da küçülen, çoğalan ya da azalan şeklinde de-
recelendirmektir.
Örnek
l “Geçsin günler, haftalar, aylar, mevsimler, yıllar / Zaman sanki bir rüz-
gâr ve bir su gibi aksın.”
Altı çizili sözler özelden genele doğru sıralanmış ve derecelendirilmiştir.
Örnek
“Erbab-ı teaşür çoğalıp şair az kaldı / Yok, öyle değil, şairin ancak adı
kaldı.”
Şairlerin azaldığını söyleyip daha sonra bundan vazgeçmiştir.
Uygulama
365
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
366
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Anadolu’nun sirke gibi keskin sözleri Bu emel gurbetinin yoktur ucu.
vardır. Bu sözleri ilk kimin söylediği
Daima yollar uzar, kalp üzülür.
bilinmez. Atalarımız söylemiştir, denip
geçilir. Bu sebeple, dillerden düşme- 8. Bu dizelerde görülen edebî sa-
yen bu özlü sözlere atasözü denir. nat aşağıdakilerden hangisidir?
5. Bu parçada “atasözü” aşağıda- A) Teşhis
kilerden hangisine benzetilmiştir?
B) Tevriye
A) “Anadolu”ya
C) Telmih
B) “Sirke”ye
D) Mecazı Mürsel
C) “Dil”e
E) İrsalimesel
D) “Dünya”ya
E) ”Atalarımız”a
9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde
ayraç içinde verilen sanat yoktur?
6. Aşağıdaki cümlelerin hangi-
sinde yay ayraç içinde verilen söz A) Bizden evvel buraya inen üç dört
sanatı yoktur? arkadaş / Kurmuştu tutuşan ocağa kar-
şı bağdaş ( Mecazı mürsel)
A) Soğuktan titreyen serçe “Çok
açım.” diyordu. (Konuşturma) B) Karlar etrafı beyaz bir karanlığa
gömdü / Kar değil gökyüzünden yağan
B) Zeytin gözlü küçük çocuk bizimle
birlikte gelmek istedi. (Benzetme) beyaz ölümdü ( Tezat)
C) Kozasını yırtan kelebek neşeyle C) Sardı katil gece dünyayı siyah bir
kanat çırpıyordu. (Kişileştirme) kefene / Bir emel yıldızı göz kırpıyor
ancak aradan (Teşhis)
D) Ege bizi bağrına bastı( Ad aktar-
ması) D) Öyle bir boşandın ki çöle benzer
ömrüme / Bir Nuh tufanı oldu, sel de-
E) Yıllar öyle hızlı geçti ki hiçbir şey
anlamadım. (Karşıtlık) ğil, sağanak değil ( Telmih)
E) Çiziyorum havaya dünyamı bir
çiçekle / Ve hayran bakıyorum bu rüya
7. Aşağıdaki atasözlerinin han-
gibi şekle ( İstifham)
gisinde karşıt anlamlı sözcükler bir
arada kullanılmıştır?
A) Dost ile ye, iç; alışveriş etme. Cevap Anahtarı: 1)A 2)A 3)B 4)B
B) Az veren candan, çok veren maldan. 5)B 6)E 7)B 8)D 9)E
367
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
368
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
17. ÜNİTE
SÖZEL MANTIK
SÖZEL MANTIK
Mantık, doğru düşünme sanatı ve bilimi şeklinde tanımlanır. Sözel mantık so-
ruları; okuduğunu anlama, analiz yapma, akıl yürütme, çıkarımda bulunma bece-
rilerini ölçmeye yöneliktir.
Sözel bilgiler arasında bir bağ kurma, verilen bilgilerden yararlanarak problem
çözme, yöntem geliştirme veya doğru düşünerek bilgileri sınıflandırma gibi yete-
nekleri ortaya çıkarmak için sözel mantıktan yararlanılabilir.
Sözel mantık sorularının çözümü için belirli bir çözüm tekniği yoktur. Fakat
aşağıdaki aşamaları takip etmek soruların çözümüne ulaşmaya yardımcı olacaktır:
8 Soru kökünde verilen bilgiler bir tablo yaparak yerleştirilir.
8 Verilen bilgilerden istifade ederek tablo üzerinde gerekli sınıflandırmalar ve
işaretleme yapılır.
8 İşaretleme yaparken kesin olan bilgileri tabloya yerleştirip kesin olmayan
fakat alakalı bilgileri tablo dışında bir kısma yazılır.
8 Tabloda her yeri doldurma çabasına girilmeyip, verilen bilgileri yerleştirerek
bu bilgiler ışığında şıklar üzerinde çalışmaya geçilir.
8 Öncüllerdeki “da/de bağlaçları, sadece yalnız, aynı zamanda” gibi anlamı
tamamen değiştiren ifadelere dikkat edilmelidir.
Uyarı
369
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Çözüm
Soruda verilenleri tablo haline getirdiğimizde aşağıdaki tablo karşımıza çık-
maktadır.
Türkiye - İtalya
Almanya ile Türkiye ikinci turda değil, birinci turda karşılaşmışlardır. Sorunun
doğru cevabı “B” seçeneğidir.
370
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Çözümlü Soru
TÜRKÇE
Alttan üste doğru numaralandırılmış ve her katında bir dairenin bulunduğu
yedi katlı bir apartmanda oturan “Asuman, Bilge, Can, Durmuş, Engin, Fatih ve
Gizem” adlı kişilerin hangi katta oturdukları ile ilgili bilinenler şunlardır:
8 Can, Fatih’in bir üst katında oturmaktadır.
8 İkinci katta Gizem, son katta Asuman oturmaktadır.
8 Durmuş’un bir üst ve bir alt katında bayanlar oturmaktadır.
8 Engin ve Fatih’in arasında bir daire vardır.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesin yanlıştır?
A) Engin’in üst katında bir bayan oturmaktadır.
B) Fatih’in üst komşusu Can, alt komşusu Gizem’dir.
C) Durmuş beşinci katta oturmaktadır.
D) Bilge, Can’ın bir üst katındadır.
E) Bilge ile Gizem arasında iki kişi vardır.
Çözüm
Verilen bilgileri tabloya yerleştirdiğimizde
7 Asuman
6 Durmuş
5 Bilge
4 Can
3 Fatih
2 Gizem
1 Engin
Şeklinde olmaktadır. Buna göre Durmuş 5. Katta değil 6. Katta oturmaktadır.
Sorunun doğru yanıtı “C” seçeneğidir.
371
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Bir sebze toptancısı Tokat ilinin Er- 1’den 6’ya kadar numaraları olan
baa ve Niksar ilçeleri ile Samsun ilinin “Aslı, Berat, Ceren, Demet, Erkan ve
Bafra ve Çarşamba ilçelerinden “do- Furkan” adlı öğrenciler el ele tutuşarak
mates, biber, salatalık, patlıcan, soğan bir halka oluşturmuşlardır.
ve patates” almaktadır. Kurulan halkada kimin nerede oldu-
Bu tüccarın sebzeleri aldıkları yer- ğuyla ilgili bilinenler şunlardır:
lerle ilgili şunlar bilinmektedir: • İki numarada Furkan, altı numara-
• Domatesi farklı illerdeki iki ilçeden da Ceren vardır.
almaktadır. Diğer sebzeleri tek yerden • Aslı ile Ceren’in ortasında Berat
almaktadır. vardır.
• Tokat’tan dört değişik ürün almak- • Erkan’ın yanındakilerden biri As-
tadır. lı’dır.
• Soğanı Erbaa’dan, patatesi Çar- 2. Bu bilgilere göre aşağıdakiler-
şamba’dan almıştır. den hangisi kesin yanlıştır?
• Bafra’dan aldığı sebzelerden biri A) Erkan beş numaradadır.
patlıcandır.
B) Ceren ile Furkan’ın ortasında
• İki çeşit sebze aldığı Niksar’dan Demet vardır.
domates almamıştır.
C) Erkan’ın yanındakilerden diğeri
1.Bu bilgilere göre aşağıdakiler- Furkan’dır.
den hangisi kesin yanlıştır?
D) Ceren, Berat’la Demet’in arasın-
A) Domatesi Erbaa ve Bafra’dan dadır.
almıştır.
E) Erkan altı numaradadır.
B) Niksar’dan biber ve salatalık al-
mıştır.
C) Bafra’dan patlıcan ve biber al-
mıştır.
D) Çarşamba’dan sadece bir çeşit
sebze almıştır.
E) Çarşamba’dan iki çeşit sebze
almıştır.
372
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
Bir sinema salonunun son sırasında Yusuf, Özgür, Meral, Nurcan, Os-
1’den 7’ye kadar numaralandırılmış man, Pakize ve Rıfkı adlı sporcular bir
koltuklarda oturan “Ayla, Buket, Cey- yüzme yarışmasına katılmıştır. Yarış-
da, Defne, Esra, Funda ve Gonca” adlı ma sonuçlarıyla ilgili şunlar bilinmekte-
kişilerin oturdukları yerlerle ilgili bili- dir:
nenler şunlardır: • Meral dördüncü olmuştur.
• 6 numarada Buket, 4 numarada • Osman birinci olmamıştır.
Esra oturmaktadır.
• Özgür’ün derecesi Meral’den daha
• Ceyda ve Ayla, Funda’dan önceki yüksek, Nurcan’dan daha düşüktür.
koltuklardan ikisinde yan yana otur-
maktadır. • Yusuf yalnızca Rıfkı’yı geçebilmiş-
tir.
• Yanında bir kişi oturan Gonca,
Defne’den önceki koltukların birindedir. 4. Pakize üçüncü olmuşsa aşağı-
dakilerden hangisi kesinlikle yanlış-
• Funda’nın yanındakilerden biri Es- tır?
ra’dır.
A) Osman’ın derecesi Meral’den
3. Bu bilgilere göre aşağıdakiler- daha düşüktür.
den hangisi kesin yanlıştır?
B) Özgür’ün derecesi Pakize’den
A) Esra ve Buket’in arasında Funda daha yüksektir.
oturmaktadır.
C) Son üç dereceyi alanlar erkek
B) Defne yedi numaralı koltuktadır. yarışmacılardır.
C) Bir numaralı koltukta Gonca var- D) Osman’ın derecesi, Özgür’den
dır. daha yüksektir.
D) Ceyda iki numaradaysa Ayla bir E) Nurcan’ın derecesi, Pakize’den
numaradadır. daha yüksektir.
E) Funda üç numaralı koltukta otur-
maktadır.
373
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
374
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
NOTLAR
TÜRKÇE
375
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TÜRKÇE
KAYNAKÇA
376