Professional Documents
Culture Documents
Kamu Personeli Rejiminden İnsan Kaynaklari Yönetimine Geçiş: Bingöl Belediyesi Örneği
Kamu Personeli Rejiminden İnsan Kaynaklari Yönetimine Geçiş: Bingöl Belediyesi Örneği
UFUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
İNSAN KAYNAKLARI PROGRAMI
AHMET ÖZGAN
TEZ DANIŞMANI
ANKARA
2021
T.C.
UFUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
AHMET ÖZGAN
TEZ DANIŞMANI
ANKARA
2021
BİLDİRİM
07.06.2021
Ahmet ÖZGAN
i
TEŞEKKÜR
Her zaman yanımda olan aileme ve beni destekleyen sevgili eşim Ayşegül ÖZGAN’a
Teşekkürlerimi sunarım…
ii
ÖZET
iii
ABSTRACT
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa No:
BİLDİRİM ........................................................................................................................ i
TEŞEKKÜR .................................................................................................................... ii
ÖZET...............................................................................................................................iii
ABSTRACT .................................................................................................................... iv
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... v
GİRİŞ ............................................................................................................................... 1
1.BÖLÜM......................................................................................................................... 5
2. BÖLÜM...................................................................................................................... 27
v
2.3.3. Türkiye’deki Düzenlemeler ........................................................................... 38
3. BÖLÜM...................................................................................................................... 64
vi
3.4. Hipotezler ............................................................................................................. 65
4. BÖLÜM...................................................................................................................... 83
KAYNAKLAR .............................................................................................................. 89
EKLER ........................................................................................................................... 97
vii
KISALTMALAR DİZİNİ
İK : İnsan Kaynakları
İKY : İnsan Kaynakları Yönetimi
PY : Personel Yönetimi
GKY : Geleneksel Kamu Yönetimi
STK : Sivil Toplum Kuruluşları
DB : Dünya Bankası
BM : Birleşmiş Milletler
OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü
IMF : Uluslararası Para Fonu
viii
TABLOLAR DİZİNİ
Sayfa No:
Tablo 3. İnsan kaynakları yönetiminde personel işe alımına bakış ve yaş değişkeni
çaprazlaması ................................................................................................... 67
Tablo 4. İnsan kaynakları yönetiminde personel işe alıma bakış ve yaş değişkeni
arasındaki ki- kare anlamlılık değeri .............................................................. 67
Tablo 5. İnsan kaynakları yönetiminde personel işe alımına bakış ve toplam çalışma
süresi değişkeni ilişkisi ................................................................................... 68
Tablo 7. İnsan Kaynakları yönetiminde personel işe alımına bakış ve eğitim düzeyi
ilişkisi ............................................................................................................. 70
Tablo 8. İnsan kaynakları yönetiminde personel işe alımına bakış ve eğitim düzeyi
ilişkisinin ki-kare anlamlılık değeri ................................................................ 70
Tablo 15. İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitim yeterliliğine bakış ve yaş
değişkeni arasındaki çaprazlama .................................................................... 76
Tablo 16. İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitim yeterliliğine bakış ve yaş
değişkeni ilişkisinin ki- kare anlamlılık değeri............................................... 77
ix
Tablo 18. İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitiminin yeterliliğine bakış ve
toplam çalışma süresi değişkeniyle arasındaki ki-kare anlamlılık değeri ...... 79
x
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa No:
xi
GİRİŞ
Farklı bir deyişle yönetişim, kamu yönetimini siyasal ve devlet faaliyet alanı ile
sınırlandırmayarak sivil toplum ve özel sektör kuruluşları gibi devlet ve siyaset dışı
kurumları da yönetimin vazgeçilmeyecek etmenleri olarak kabul görmektedir. Çok
aktörlü yönetim anlayışı da böylelikle meydana çıkmaktadır. Toplumdaki tüm
aktörler, yönetişimin hakimiyetinde olduğu bir kamu yönetimi anlayışında iş birliği
yapılacak olan “ortaklar” olarak nitelendirilmektedir.
1
isteniyor olması, devletlerden daha çok hesap verebilirlik ve şeffaflık isteniyor olması
ve benzeri gerekçelerle gittikçe güç kazanmıştır.
Bu bağlamda yönetişim modelinin hâkim olduğu bir kamu yönetimi anlayışında gaye,
vatandaşların atanmış veya seçilmiş kamu yöneticilerinin uygulamalarını
denetleyebilmelerini, izleyebilmelerini ve gerektiği vakitte bu uygulamalara dahil
olabilmelerini sağlamaktır.
Bir tarafın öteki tarafı yönettiği ilişkiden, ön planda olan durumun karşılıklı etkileşim
olduğu ilişkilerin tamamına doğru olan dönüşüm ‘’Yönetişim’’ kavramını ifade
etmektedir. Yönetişim böylelikle; toplumların, uygulamalarını yönetmek gayesiyle
kullandıkları ekonomik, yönetsel ve politik iradeyi oluşturmaktadır. Vatandaşların,
toplulukların ve grupların; ortak karar alma ve faaliyete geçirmede, çıkarlarını açıkça
söylemede, çatışma noktalarının çözümünde ve sorumluluklarını karşılamada
kullandıkları süreç, kurum ve mekanizmaları kapsamaktadır. Yönetişim bu bağlamda,
toplumsal aktörlerin arasındaki ve toplumsal aktörler ile kamu yönetiminin arasındaki
karşılıklı iletişimin niteliğine işaret etmekte ve ‘‘birlikte yönetim’’ manasını
içermektedir.
1980’li yıllar dünyada olduğu kadar Türkiye’de de önemli dönüşümlerin olduğu yıllara
işaret etmektedir. Küreselleşme paradigması ve neo-liberal ideolojilerin baskın
2
ideolojiler olarak yaygınlaşmaya başlaması yaşanan dönüşümlerin en önemlisinin
yönetim yazınında ve dolayısıyla uygulamasında görülmesine sebebiyet vermiştir.
Geleneksel yönetim anlayışının katı, bürokratik, hiyerarşik ve dikey örgütlenme tarzı
yerini esnek, işletmeci, katılımcı ve yatay örgütlenme tarzına bırakmıştır. Alanyazında
ise dönüşümün kuramsal temeli Yönetişim kavramında görünür olmuştur. İlk defa bu
kavram Amerika’da hisseleri borsada işlem görmüş şirketlerde; paydaşların haklarını
korumak amacıyla şirketlerde saydamlık, hesap verebilirlik, açıklık anlamını taşıyan bir
terim olarak kullanıldı. Sonralarda ise 1989 senesindeki Dünya Bankası’nın Gelişme
Raporu bölümünde ‘‘iyi yönetişim’’ tanımı ile benzer şekilde ele alındı. Yönetişim
kuramı; bir tarafın diğerlerini yönetmesinden daha çok ön planda karşılıklı olan
etkileşimin olduğu bir ilişkiler bütününü temsil etmekte ve “birlikte yönetmek”
manasına gelmektedir.
Katılımcı, sorumlu, paylaşımcı, şeffaf, tutarlı, adil ve hesap verebilir bir yaklaşım ile
karşılıklı etkileşime dayalı bir yönetim uygulamasını vurgulamak amacıyla
kullanılmaktadır.
Bu gayenin doğrultusunda çalışma üç kısım olarak ele alınmıştır. Birinci kısım ‘‘İnsan
Kaynakları Yönetimi’’ başlığını taşımaktadır. Bu kısımda; İnsan Kaynakları
Yönetiminin açıklaması yapılarak, İnsan Kaynakları Yönetiminin meydana çıkış
sebepleri ve önemi belirtilmiş daha sonra İnsan Kaynakları Yönetiminin fonksiyonları
ve özellikleri anlatılmıştır. Sonrasında Personel Yönetimi ve İnsan Kaynakları Yönetimi
arasındaki farklılıklara yer verilmiştir.
3
Çalışmanın üçüncü kısmında ise “Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimine
Geçiş; Bingöl Belediyesi Örneği” başlığında olarak, Bingöl Belediyesi çalışanları
üzerinde bu hususla alakalı hazırlanmış olan anket uygulanmıştır. Anket sonuçları SPSS
İstatiksel Paket programında analiz edilerek sonuçlar grafikler ve tablolar şeklinde
sunulmuştur.
Söz konusu tez çalışmasın temel amacı Türkiye’de insan kaynakları yönetimini
yönetişim temelli bir yaklaşımla analiz etmektir. Bununla birlikte yönetimin özü olarak
kabul edilen (Fişek, 2011: 25) iş bölümü, otorite ve hiyerarşi kavramlarının
yönetişimdeki dönüşümü/değişimi de incelenecektir.
Bir tarafın öteki tarafı yönettiği ilişkiden, ön planda olan durumun karşılıklı etkileşim
olduğu ilişkilerin tamamına doğru olan dönüşüm ‘’Yönetişim’’ kavramını ifade
etmektedir. Yönetişim, toplumların uygulamalarını yönetmek sebebiyle kullandığı
ekonomik, yönetsel ve politik iradedir. Vatandaşların, toplulukların ve grupların; ortak
karar alma ve faaliyete geçirmede, çıkarlarını açıkça söylemede, çatışma noktalarının
çözümünde ve sorumluluklarını karşılamada kullandıkları süreç, kurum ve
mekanizmaları kapsamaktadır. Yönetişim bu bağlamda, toplumsal aktörlerin arasındaki
ve toplumsal aktörler ile kamu yönetiminin arasındaki karşılıklı iletişimin niteliğine
işaret etmektedir. İyi yönetişim; özel sektör seviyesinde, kamu seviyesinde, STK’lar
seviyesinde ve kişisel seviyede olmakla beraber toplumsal hayatta dört seviyede
gerçekleşebilmektedir. İyi yönetişim, özel sektör seviyesinde iç içe geçmiş olan iki
kanaldan gerçekleşebilir. Öte yandan kurumsal yönetişim uygular. Kendi yönetim
yapılarında hesap verebilirliği, etkinliği, katılımcı yönetim tarzını, şeffaflığı ve
verimliliği hayata geçirir. Öte yandan da toplumsal projelere kaynak ayırarak, çalışan ve
yöneticilerin vakitlerinin belirli bir kısmını bu projelere, sivil toplum kuruluşlarının
faaliyetlerine ayırmaya teşvik eder.
Söz konusu tez çalışması, işletme bilimi alanında önemli bir kavram çerçevesini
oluşturmaya çalışacaktır. Özellikle yönetişim kavramının çalışmanın odağında olması
ve bu kavramın yönetimde ve özelde insan kaynakları ile tanımlanmaya çalışılması ve
konumlandırılması literatür açısından katkı sağlaması planlanmaktadır. Ayrıca,
uygulama bölümünde Bingöl Belediyesi bünyesinde gerçekleştirilecek olan birebir
görüşmeler tez çalışmasının güvenilirliğini artıracağı gibi işletme bilimi alanyazınına da
katkı sağlayacaktır.
4
1.BÖLÜM
Personel yönetimiyle kıyaslandığında daha geniş bir bakış açısına sahip olan ve
insanı merkeze alan sistem yaklaşımının bir neticesi olarak kuruluştaki insan
kaynağından tam manasıyla fayda elde etmeyi belirten ‘‘insan kaynakları yönetimi’’
kullanılmaya başlamıştır (Akyüz, 2001, s.55).
7
başlamıştır (Demirkaya, 2006, s.6). 1980’lerde İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY)
kavramı ise insanların nasıl yönetilmesinin gerektiği hususunda bir felsefe olarak
görülmüştür (Armstrong, 2017). İKY, dünya genelinde birçok sayıda kuruluşta
özümsenmiş olmasına karşın İKY teriminin kabul görmüş bir tanımı yoktur. İKY ile
alakalı yapılan tanımlar şu şekildedir: İnsan kaynakları yönetimi, insanların nasıl
istihdam edildiği ve yönetildiği ile alakalıdır. Örgütlerin ve insanların tutumları ile
alakalı birçok teori tarafından desteklenen, kişilerin iş yerinde ele alınmasının
yöntemleri hususunda bir felsefe olarak kabul görmektedir. Örgütsel uygulamanın
insanlar tarafından ilerletilmesinde fayda sağlar. Benzer zamanda ahlaki değerler ile
ilişkili olarak kişilerin tutumunun nasıl olması gerektiği ile alakalı olmalıdır
(Artmstrong, 2017). İKY, örgütlerde çalışan insanların gelişme, istihdam ve refahıyla
ilgili planlı, fonksiyonel ve stratejik bir tutum olarak tanımlanabilir (Armstrong, 2017).
İnsan kaynakları, insanların beceri, bilgi, fiziksel ve duygusal sağlığı, ağ ve enerjilerini
entelektüel kabiliyetlerini, motivasyonlarını ve karakterlerini içerir (Boxall, 2007, s.13).
Firmanın istihdam ilişkilerinin yönetim ile alakalı olan tüm uygulamalarıdır (Boxall ve
Purcell, 2003, s.1). İKY, gelecekte de girişimlerin sürmesini sağlayacak biçimde iş
görevlerini yerine getirmek amacıyla bir istihdam değişimi kapsamında otoriter olarak
koordine edilmiş, bir kişinin girişimine fayda sağlayan bilgi, çaba, kararlı davranışlar ve
kabiliyetlerin yönetsel kullanımıdır (Watson, 2010, s.919). İKY, organizasyonun insan
kaynakları ve çalışanları arasında olan ilişkinin yönünü ve akışını etkileyen bütün
yönetsel kararları ve eylemleri içerir (Beer vd., 1984). İKY, örgütsel bütünlüğü, örgüt
kültürünü, çalışma esnekliğini, çalışan bağlılığını ve iş yaşam kalitesini en üst düzeye
çıkarmak amacıyla oluşturulmuş kuralları ve politikayı içermektedir (Guest, 1987).
8
1.2. İnsan Kaynakları Yönetiminin Ortaya Çıkış Nedenleri
Bunlar dışında İKY’nin meydana çıkmasında etkisi olan öteki unsur şunlardır
(Yıldırım, 1997):
- Sendikaların zayıflaması.
Tablo 1.
İnsan Kaynakları Yönetiminin Ortaya Çıkmasında Kilit Olaylar
10
Demiryolları Çalışmaları Yasası demiryolu endüstrisinde sendika-yönetim ilişkileri dair
1926
kuralları belirlenmesi.
1935 Kongrenin, Ulusal İş İlişkileri Yasası ve Sosyal Güvenlik Yasası’nın kabul etmesi.
Adil Çalışma Standartları Yasası’nın yürürlüğe girdi. Devlet kurumlarında personel
1938
birimlerinin kurulmasını zorunlu hale getirildi
1939 Hawthorne araştırmalarını açıklayan yönetim ve çalışma kitabı yayımlandı.
II. Dünya Savaşı ile insan kaynaklarında açıkları ortaya çıkmaya başladı ve aniden çok
1941
sayıda çalışanın eğitimine ihtiyaç duyuldu.
1947 Çalışanları korumak için Çalışma-Yönetim İlişkileri yasasının kabul edildi.
Amerikan Çalışma Federasyonu Endüstriyel Kuruluşlar Kongresi ile birleşerek AFL-
1955
CIO’yu oluşturdu.
Diğer iş kanunu değişikliklerine ilave olarak Çalışan-Yönetim Raporlama ve
1959 Bilgilendirme Yasası’nın sendika üyelerine sendika ile ilişkilerinde kullanacakları bir
“Haklar Bildirgesi” sunuldu.
Kadınlara benzer şekilde erkek çalışanlara aynı ücretin ödenmesini sağlayan Eşit Ücret
1963
Yasası’nın Kongre’de kabul edildi.
İstihdam ırk, renk, din, cinsiyet ya da ulusal kökene dayalı ayrımcılığı yasaklayan Sivil
1964
Haklar Yasası Kongre tarafından kabul edildi.
1967 İstihdamda Yaş Ayrımcılığı Yasası Kongre tarafından kabul edildi.
1970 Mesleki Güvenlik ve Sağlık Yasası Kongre tarafından kabul edildi.
1964 Medeni Hakları Yasasını iyileştirmek ve güçlendirmek için Eşit İstihdam Fırsatı
1972
Yasası kongrede kabul edildi.
1973 Özürlü çalışanlara yardım etmek için Rehabilitasyon Yasası kabul edildi.
Kongrede emeklilik planlarının yeniden düzenlemek için Çalışan Emeklilik Gelir
Güvenliği Yasası kabul edildi. Kongre, Vietnam dönemi gazileri için federal
1974
müteahitlerin olumlu eylemde bulunmalarını gerektiren Vietnam Era Gazileri Yeniden
Uyum Yasası’nı onayladı.
Amerikan Personel Yöneticileri Topluluğu’nun, personel uzmanları için bir akreditasyon
1976
programı başlattı.
Hamile ayrımcılığı yasası ile hamile kadınlara karşı ayrımcılık yasaklandı. Federal
düzeyde finanse edilen eğitim programlarının oluşturulmasını sağlayan Kapsamlı Eğitim
1978
ve Yetiştirme Yasası kabul edildi Çalışan- Yönetim İş birliği Yasası çalışan-yönetim
komitelerini devlet desteği yoluyla işbirliğini iyileştirmekle yetkilendirildi.
Mesleki Eğitim Ortaklık Yasası’nın Kapsamlı Eğitim ve Öğretim Yasası’nın yerini
1983 alarak endüstrinin artan eğitim ihtiyaçları ile ilgili olarak daha fazla danışmanlık
sağlandı.
1984 Emeklilik Eşitliği Yasası ile boşanmış eşlerin emeklilik ödemeleri güvence altına alındı.
11
1982 öncesinden beri ABD’de yaşayanlar için af düzenlemelerini getiren Göç Reform ve
Kontrol Yasası tüm işverenlere tüm çalışanların kimliklerini ve çalışma izinlerini kontrol
etmekle sorumlu tutuldu.. Kapsamlı Ombita Bütçe Uzlaştırma Yasası, istihdamda veya
1986 bağımlılık statüsünde belirtilen değişikliklerin ardından faydaların genişletilmesi zorunlu
kılındı. Vergi Reformu ile emeklilik reformlarında ertelenen emekli yıllıkları ve
emeklilik hakları koşulları değiştirildi. Yaş Ayrımcılığı Yasası’nda yapılan değişiklikle
70 yaşında zorunlu emeklilik kaldırıldı.
Engelli Amerikalılar Yasası (ADA) ile engellilerin istihdamına ilişkin ayrımcılık ortadan
kaldırıldı. Yaşlı işçilerin Yararına Koruma Yasası ile çalışanların hakları bakımından yaş
ayrımcılığı yasaklandı. Uyuşturucusuz İşyeri Yasası ile uyuşturucu içermeyen bir işyeri
1990 açma, açılan işyerine uygun politikaları geliştirmek ve yayınlamak için 25.000 ABD
doları veya daha fazla bedelde federal hükümetlerle sözleşme yapma şartı getirildi.
Temiz Hava Kanunu ile Çevresel Koruma Ajansının ağır hava kirliliği olan bölgelerdeki
işverenlerin çalışmak için götürülen işçi sayısının azaltılması sağlandı.
Aile ve Tıbbi İzin Yasası ile 50 ya da daha fazla çalışana sahip işyerlerindeki çalışanların
bir çocuğunun doğumu ve yeni doğmuş bir çocuğa doğumdan sonraki bir yıl içinde
bakım yapılması; çalışanın eşi, çocuğu veya ciddi sağlık durumunda olan ebeveyni
1993 bakımı; çalışanın işinin temel işlevlerini yerine getirememesi ve ciddi sağlık
durumlarından dolayı 12 ay içinde 12 hafta izin verilmesi kabul edildi. Omnibus Bütçe
Uzlaştırma Yasası ile kamuya açık şirketler, belirli koşullar altında, çalışanların telafi
edileceğini öne sürdükleri kesintileri yılda 7 milyon dolarla sınırlandırıldı.
12
İKY’nin, Günümüzde örgütün başarısında mühim bir rolü ve yeri olduğu herkes
tarafından bilinmekte olan bir doğrudur. Rekabet avantajının baş aktörü son senelerde
işletmelerde insan kaynağıdır. İKY’nin önemi bu bağlamda zaman geçtikçe artmaktadır.
İşletmenin, amaç ve hedeflerini gerçekleştirmesi, başarılı olması ve uzun zaman ayakta
kalması insan kaynağına bağlı ise, insan kaynağının iyi yönetilmesi de oldukça önem
taşımaktadır. İşletmelerin, çalışanlarını elde tutmak ve müşterilerine hizmet etmek ve
yüksek kar elde etmek amacıyla İKY’den aktif bir biçimde faydalanmaları şarttır. İKY
ve faaliyetleri, işletme verimliliğin ve performansının artmasını öte yandan da insan
kaynağının elde tutulmasını sağlayan kilit bir roldedir. İKY işletme için, çalışanların
aktif bir şekilde, desteklenmesi, elde tutulması, yönetilmesi ve motive edilmesi
yönünden stratejik bir önem taşımaktadır. Benzer zamanda İKY işletmenin hedeflerine
ve gayelerine ulaşmada, rakipleri ile rekabet etme hususunda firmaya yarar sağlar.
Bütün bunların yanında işletmedeki çalışanların gereksinimlerini karşılayarak onları
motive etmekte ve çalışanların bağlılığını artırmış olmaktadır (Bilgin vd., 2010).
13
kapsayan İK stratejilerinin, uygulamalarının ve politikalarının sürdürülmesini ve
gerçekleştirilmesi sağlar. İKY var olan işgücü kapasitelerinden işletmenin en iyi
seviyede faydalanması ve işletmenin başarısına yardımı olan işgücünün başarımlarını
gerçekleştirmelerini sağlayarak, çalışma hayat niteliğini yükselttikten sonra çalışanların
memnuniyetini sağlayan bir alan yaratmada mühim bir rol üstlenir. İKY’nin
işletmedeki görevi gittikçe artarak, işletmeye iş odaklı ve devamlı rekabet avantajı elde
edilmesine yönelik yardım sağlamaktadır (Armstrong, 2009, s.82).
İKY, insan ile ilişkin olan çeşitli faaliyetler ile ilgilenir. İKY’nin çalışma
sahası; İnsan kaynağının işe alınması, eğitimi, yerleştirilmesi, motivasyonu, kariyeri ve
performans değerlemesi gibi bütün faaliyetler
İKY, çalışanların hem grup hem de birey üyesi olarak hedeflerine ulaşmaları,
personellerin, duygusal, sosyal ve davranışsal yönleriyle alakalıdır. İşletmelerin ve
çalışanların gayelerine ulaşmalarını sağlama sürecidir.
14
İKY, organizasyondaki bütün seviyedeki ve kategorideki faaliyetleri kapsar.
Memurlar, İşçiler, yöneticiler, denetçiler ve öteki personeller olmakla beraber örgüt ve
örgüt dışı çalışanlar buna dâhildir.
İKY devamlı ve bitmeyen bir süreçtir. Her gün sadece bir saat ve her haftada
bir gün uygulanmaz. İKY, insan ilişkileri ve günlük operasyonları yönetme hususunda
devamlı farkındalık ve uyanıklılık gerektirir.
15
Kaliteli insan kaynağının ikamesi kolay değildir. Bu sebeple firmadaki
çalışanlar iyi eğitilmiş ve yüksek motivasyona sahip olduklarında, öğrenir, yeteneklerini
geliştirir ve müşterilere özen gösterirler. İKY’de çalışanları elde tutmak için onları
maksimum seviyede memnun ederek, elde tutmak zorundadır.
İKY’nin öteki amaçları ise şu şekildedir (Werther ve Davis, 1994, s.8; Kumar,
2010, s.5; Boxall, 2007, s.58-67):
16
İKY, örgütsel etkinliğe fayda sağlamak ve işletmeyi hedeflerine ulaştırmak
amacıyla yöneticilere yardım sağlamak için çalışır. Öteki bir söyleyişle, İKY işletmede
bir yönden destek ve danışma birimi olarak çalışmaktadır.
17
neticesinde bir işin kalitesi, gerekleri, kim tarafından ve nasıl, hangi vakitte yapılması
gerektiği belirlenmiş olur. İş analiziyle alakalı veri ve bilgilerin toplanmasında,
işletmelerin hedeflerine ve yapılacak işin yapısına göre farklı metotlar kullanılır.
Bunlar; çalışanları gözleme ve onlarla iş hususunda görüşme, iş ile alakalı belge ve veri
toplama gibi metotlardır. İş analizi için toplanan bu bilgiler düzenlenerek iş tanımları ve
gerekleri ismi altında farklı işletme uygulamalarında kullanılır.
18
ve ekonomik bir yıkıma uğrayabilir. Niteliklerinin üstünde ya da altında olan bir işten
ayrılmaları neticesinde, moralsizlik, işsizlik ve motivasyon düşüklüğü vb. hislerine
kapılabilirler. Bunlardan dolayı işgören seçim ve temini gereken önemi vermeyen
işletmeler hem işgören hem de işveren yönünden olumsuz hususlarla karşı karşıya
kalacaklardır. İşgören temininde çeşitli kaynaklar vardır bunlar; iç kaynaklar
(yükselme/terfi, iç transfer) ve dış kaynaklardır (duyuru, cv, doğrudan başvuru, iş
kurumu, aracılar, istihdam büroları, internet vb.). İşgören seçiminde ise hedef, adayların
görevlerini ne kadar başarıyla gerçekleştirebileceklerini öngörerek adayların
uygunluğunu değerlendirmektir. Seçimde, başvuru yapan kişilerin deneyimleri,
nitelikleri, yetenekleri, eğitimi ve bu özelliklerinin kişinin karakterine ne kadar uygun
olduğuna karar vermeyi içerir (Armstrong, 2010, s.192). İş için uygun görülen işgörene
çeşitli psikoteknik testler (kişilik testleri ve alan testi, zekâ testi, yaratıcılık testi)
uygulanır. Uygulanan testlerden başarı ile geçmiş olan aday işe kabul edilir.
19
geliştirme hususundaki amacı, çalışanın yaptığı iş ile şirketin örgütlenmesine ve
gelişimine daha çok fayda sağlayacağı fikriyle hareket ederek, işini daha özenli
yapmasıdır (Palmer ve Winters, 1993, s.120). İKY’de eğitim ve geliştirme çeşitli
evrelerden oluşmaktadır. Bunlar; ilk olarak işletme içi eğitim gereksinimlerinin
saptanması, saptanan gereksinimler kapsamında eğitim alacak bireylerin eğitimi hangi
gayeyle alacağının saptanması, bu hedefler doğrultusunda eğitim planının
oluşturulması, eğitimin gerçekleştirilmesi, eğitimin olumsuz veya olumlu fayda sağlama
halinin değerlendirilmesi ve eğitimin yönetimi evreleridir (Werther ve Davis, 1993;
Sabuncuoğlu, 2013, s.127; Kaufman, 2007, s.330). Eğitimin esas gayesi, bütün
çalışanların iş yerindeki görevlerini yerine getirmek için lüzumlu yeterliliklere sahip
olmalarını sağlamak için gerekli olan bütün imkânları ve programları sağlamaktır.
Organizasyonel seviyede eğitimin hedefi, örgütsel strateji ve alakalı temel yetkinlikler
çerçevesinde eğitim öncelikleri oluşturmaktadır. Bireysel seviyede eğitimin hedefi,
kişilerin gelişimlerini gözden geçirirken kariyer hedeflerini örgütsel gereksinimlerle
eşleştirmektir (Kaufman, 2007). Eğitimin ekonomik gayeleri; standardizasyon sağlama,
zamandan tasarruf iş kazaları, üretim ve kalite artışı, maliyetleri düşürme, ıskartaların
azaltılması, personel devir hızı ve devamsızlık oranının düşmesi. Eğitimin insancıl ve
sosyal gayeleri ise şunlardır; gerekli ve yerinde eğitim programlarının artışı ile çalışan
performansının, özgüven ve motivasyon duygusunun artması, üretimde verim artışı ve
buna bağlı olarak ücret ve primlerin artması, işletme içindeki iş birliği, takım çalışması
ve yaratıcılığın artması, bütün bunlara bağlı olarak da işletmenin piyasadaki değerinin
ve prestijinin artmasını sağlama (Sabuncuoğlu, 2013, s.128-129).
20
s.169). Organizasyonlar yönünden kariyer amacı çalışanlara kariyer planlarını
gerçekleştirmek için kariyer fırsatları sunmak ve zaten var olan kariyer fırsatlarını
geliştirmektir (Sabuncuoğlu, 2013, s.174). Kariyer yönetimi çalışanların ilerlemesine ve
gelişimine fırsat sağlamasının yanında onları elde tutmada mühim bir İK unsurudur. İş
görenler kısa zamanda uzun yol alabilecekleri, yeteneklerini geliştirip kendilerini farklı
biçimlerde tatmin edecek imkânlar isterler. Kariyer imkânlarının çeşitli ve fazla olduğu
işletmeler işgörenlerin isteklerini karşılar iken, işgörenleri de o işletmeye çekmede etkili
olacaktır. Bu sebeplerden dolayı günümüzdeki ve bunda sonraki işletmeler kariyer
yönetimine ne kadar çok yatırım yaparsa o kadar faydalı olacaktır. Kariyer yönetimine
yatırım yapan işletmelerde, rekabet ve performans verimliliği ve çalışan bağlılığı
avantajı artacaktır.
21
etmek için beraber nasıl çalışabileceklerini belirtir. Performans yönetimi geriye dönük
performans değerlendirmesinden daha çok, gelecekteki performans iyileştirmesine ve
planlamasına odaklanır.
22
yönetilmesidir (Sabuncuoğlu, 2013, s.244). Ücretlendirme, çalışanların mevcut çabasına
karşılık olarak yeterli ve lüzumlu düzeyde ücret ödenmesini amaçlamaktadır. Bunların
yanında ücret yönetiminin esas gayelerinden birisi de işletmedeki var olan çalışanları
elde tutmak ve nitelikli çalışanları işletmeye çekmektir (Eren, Erdil ve Zehir, 2000,
s.101; İliç ve Keçecioğlu, 2008). Çalışanlar yönünden ücretin önemi; ekonomik açıdan
bir gelir kaynağıdır, kişilerin özel ve esas bütün gereksinimlerini sağlaması için mühim
bir araçtır. Öte yandan ücret kişilerin hizmet ettiği kurumdaki ve yaşamındaki statüsünü
belirlemekte olan faktörlerden bir tanesidir (Benligiray, 2013, s.166). İşverenler
yönünden ücretin önemi ise; işletme için önemli bir maliyet faktörü olmasıdır. Bu
sebeple maaş ve ücret düzeyleri belirlenirken, çalışanların performans seviyelerine
bakılmalı ve maliyetleri iyi bir biçimde yöneterek, işletmeyi zarara uğratmayacak
biçimde ücret yönetimi sağlanmalıdır (Benligiray, 2013, s.107; Eren, Erdil ve Zehir,
2000, s.103).
23
olarak sendikaların devre dışı kaldığı ve işletme ile çalışanlar arasında direkt ilişkilerin
kurulabildiği, kişisel ilişkileri ön plana çıkarmaktadır (Kağnıcıoğlu, 2001, s.22-24).
24
Beceri oluşturma ve geliştirme İKY’nin temel niteliği olarak görülür. PY
düzenli, statükoya dayalı idari bir fonksiyonudur. İş değerlemeye başlı bir
ödüllendirme sistemi vardır.
Yönetsel Görev İzleme odaklıdır. Var olan sorumluluk Geliştirme odaklıdır. Çalışan bilgi ve
ve görevlere odaklanır. becerilerini yenileme odaklıdır.
Anahtar İlişkiler İşgücü yönetimi Takım Çalışması, Çalışan Katılımı
25
Kurallar Kuralların açık bir şekilde Kuralları tanımlamanın ötesinde
tanımlanması önemlidir. Kurallar katı çalışanı motive etme araçları kullanılır.
Yönetim Tarzı ve baskıcıdır.
Kuralcı ve yaptırımcı İşbirliğine dayalı ve çalışan katılımlı
Yönetsel Görev İzleme odaklıdır. Var olan sorumluluk Geliştirme odaklıdır. Çalışan bilgi ve
ve görevlere odaklanır. becerilerini yenileme odaklıdır.
26
2. BÖLÜM
27
alman kararlardaki söz hakkı yüzdesinin eşit olarak paydaşlarca yönetişim paylaşılması,
gücün eşit şekilde kullanılması olarak nitelendirilmektedir (Görün, 2006, s.159-184).
Yönetişim, devlet, piyasa ve STK’lar arasındaki ilişkileri yeniden formüle eden sihirli
bir kavramdır. Yönetişim kavramı DB raporlarında “Good Governance” yani “İyi
Yönetişim” olarak geçmektedir (Gündoğan, 2002, s.23).
28
konuşulduğu, demokratik bir ortamda tartışılıp paydaş çoğunluğuyla karar alınması,
yönetişim kavramının en önemli farklılığıdır (Ergun, 2004, s.334-335).
Burada altını çizmemiz gereken en önemli husus kamuda belli bir alanda
düzenleme yapılacağı ve politika oluşturulacağı zaman tek elden karar verilmeyecek,
vatandaşların, yerel aktörlerin, özel sektör ve STK’ların da katılımları sağlanarak
birlikte katılımcı yönetim anlayışıyla hareket edilecektir (Çukurçayır vd., 2010, s.42).
Böylece hatada veya başarısızlıkta herkesin payı olacaktır.
29
DB’nin yönetişimle alakalı siyasi uygulama projesi, yönetişimi diğer
kavramlardan farklı kılarak, sadece teorik bir kavram olmaktan çıkarmış; yönetişimin
hayata geçirilerek, pratikte de karşılık bulmasına neden olmuştur. Peki, DB bu kavrama
neden bu kadar ilgi göstermiştir? DB yapmış olduğu konferanslarda ve devletlerin
gelişmişlik düzeyleriyle ilgili tuttuğu raporlarda gelişmekte olan ülkelerin neden geri
kaldıklarını, kalkınma modellerindeki yanlışlarını ortaya koyarken, kalkınmayla
yönetişim kavramı arasındaki doğru orantıyı da gözler önüne sermiştir (Koçak, 2009, s.
727-733). Kurulan bu nedensellik bağına göre kalkınma ancak iyi yönetişimle
sağlanabilecektir. Kalkınma modelleri kurulurken paydaşları ve tüm aktörleri sürece
dâhil ederek demokratik bir model benimsenirse, sonucunda kalkınma da sağlanmış
olacaktır (Çarkçı, 2008, s.59). Üçüncü dünya ülkelerinin içinde bulunduğu buhran,
bürokratik düzen, kırtasiyecilik, adam kayırmacılık ve anti demokratik uygulamalar,
kalkınmanın önündeki en büyük etkenlerdir. Bu sayılanlar da yönetişim krizinin
aşılmasıyla nihayete kavuşacak, devletler de kalkınma konusunda ciddi bir mesafe kat
etmiş olacaklardır (Bayramoğlu, 2014, s.34).
20. yüzyılda etkisi altında kalan bürokrasinin egemen olduğu yönetim anlayışı,
21 yüzyılda yerini yönetişim anlayışına bırakmıştır. Yönetişim kavramı, ortaya çıktığı
döneme kadar olan yönetim anlayışlarını etkilemiş; yerelleşmeyi, tek elden yönetim
(üniter) yerine bölgelere ayrılıp yönetmeyi, gizlilik yerine şeffaflığı, yoğun bir şekilde
kararlara katılımı, katı bürokrasi yerine hukukun üstünlüğü anlayışını yerleştirip
(Göymen, 2010, s.132-133), temelinde şeffaflık ve hesap verebilirliği ön planda tutarak,
yönetim alanında ciddi yeniliklere yol açmıştır (Özer, 2005, s.63).
Yönetişim, aktörler arası karşılıklı ve yoğun ilişkiler ağını içeren karmaşık bir
yapıdır (Mülkiyeler Birliği Vakfı, 2001, s.849-862). Devleti, özel sektörü, hükümet dışı
örgütleri ve STK’ları içine alan bir yapı olarak düşünüldüğünde çok karışık ilişkiler ağı
olarak tanımlayabileceğimiz yönetişim kavramı, ortak bir konsensüsün sağlanmasını
30
gerektirir. Karar alma süreçlerine sadece devletin merkezi yönetimi ve yerel yönetimi
değil bunlara ek olarak, STK’lar, özel sektör temsilcileri, kâr amacı gütmeyen
kuruluşlar (demekler, vakıflar) da katılarak paydaş sayısının maksimum seviyeye
ulaşması sağlanır. Böylece tüm aktörlerin katılımıyla geniş bir yönetişim ağı meydana
gelerek tam anlamıyla demokratik katılımın sağlanması hedeflenir (Gaudin, 1998, s.47-
55). Bu da yönetişim kavramının ulaşmak istediği asıl hedeftir.
31
demokrasinin tüm Dünya’da kabul görmüş tek meşru yönetim sistemi olarak ifade
edilmesine imkân tanımıştır (Çin, 2014, s.37).
32
doğrudan demokrasiyi uygulamak için yeterli değildir. Bu halden insanlığın halen
doğrudan demokrasiyi gerçekleştirebilecek düzeyde olmadığı manası çıkarılmaktadır.
Mevzu bahis temsili demokrasinin eksikliklerine ilave olarak demokrasi olgusunun
gelişmesiyle temsili demokrasinin de pratik hayatta şahsından beklenen yararı
veremediği ve birden çok olumsuzluğu barındırdığı anlaşılmıştır. Temsili demokrasi
örneğinde kendilerine vekâlet verilen vekiller demokrasi doğrultusunda yurttaşların
taleplerine uygun karar vermemiş ve kamuoyunun yansıtıcısı olarak rol almamışlardır.
Temsil krizinin öteki sebebi, geleneksel olarak hükümeti denetleme ve yasama yetkisine
sahip olan parlamentonun, bu süreçte görevini yerine getirememesi ve giderek
fonksiyonsuzlaşması ya da yurttaşları yeterli seviyede temsil edemediği için bu işlevine
yurttaşların itibar edilmemesidir. Temsili krizine sebep olan diğer unsursa halk
tarafından seçilen temsilcilerin seçildikten sonra hiçbir mekanizma ile denetlenememesi
veya geri çağırma mekanizması tarafından görevden uzaklaştırılamamasıdır. Halk
tarafından seçilen temsilciler halktan tarafından aldıkları oyu yalnızca meşruiyetin aracı
olarak görmekte ve halka karşı bir mesuliyet hissi ile hareket edebilmektedirler. Bu hal
demokrasi faaliyetini bir ritüele dönüştürmüştür. Seçmenlere hiçbir biçimde politika
belirleme hakkı sunulmamakta, seçim sonuçları ise devletin sosyal ve ekonomik
politikalarını belirleme noktasında büyük oranda etkili olamamaktadır. Bu sebeplerden
ötürü; temsili demokrasi, her konuda karar almak için seçimlerin fiili olarak
yapılamaması problemini çözmüşse de kamuoyunun alınan kararlarda birebir etkili
olmasındaki vekillerin politikanın iç dinamikleri nedeniyle sebep oldukları sapmaların
önüne geçememiştir (Köprülü, 2019). Temsili demokrasinin bu açmazları sebebiyle
yönetişim kavramı, temsili sistemden doğrudan temsilciliğe geçişi basitleştirecek
mekanizmalardan birisi olacağı tahmin edilebilir. Yönetişim, bu bağlamda etkili bir araç
olarak karşımıza çıkmaktadır. Yönetişimin mühim olan prensiplerinden bir tanesi olan
katılım prensibi, temsili demokrasinin eksik olan tarafını tamamlayıcı bir etkiye
sahiptir. Halk katılımını temel alan yönetişim bu bağlamda yurttaşlara politika belirleme
hususunda geniş bir fırsat sağlar. Tüm bu gelişmelerden sonra giderek artmakta olan
nüfusa sahip şehirlerde pratikte ideal demokrasinin faaliyete geçme noktasında imkânı
olmayan bir izlenimin var olduğu kabul görülse de mevcut halde en iyi amaca ulaşmak
için yeni bir kavram olarak meydana çıkan katılımcı demokrasi, temsili demokrasinin
boşluklarını ortadan kaldırmak amacıyla çok tartışılmış ancak sonraki süreçte popüler
duruma gelmiştir. Katılımcı demokrasi yönetimde söz sahibi olma hususunda bazı
kolaylıklar sağlamaktadır. Temsili demokrasiye ilave olarak halk tarafından oluşturulan
33
örgütler, lobiler gibi aracı kurumlarla kişilerin düşüncelerini doğrudan açıklamasını
sağlamaktadır. Katılımcı demokrasi sayesinde yurttaşlar, her zaman projeler üretme,
düşüncelerini dile getirme, toplumsal problemlere çözüm üretme ve bu çözümleri
paylaşma olanağı bulmaktadırlar (Köprülü, 2019). Özetlemek gerekirse katılımcı
demokrasi ulus devletlerde doğrudan demokrasi ile temsili demokrasinin arasında, ideal
bir demokrasiye ulaşma fikriyle geliştirilmiş bir ara örnek olarak görülebilmektedir.
Katılımcı demokrasi ve akabinde getirdiği karar ve etkileşim süreçleri, yönetimde
şeffaflık hesap verebilirlik, katılımcılık ilkeleriyle birlikte kamu yönetimi yapısının
yeniden şekillenmesini büyük oranda etkilemektedir.
Yönetişim kavramı ilk ortaya çıktığında net bir tanımı olmamakla birlikte
kavrama ilişkin birçok uluslararası kurumlar tarafından farklı tanımlar yapılmıştır.
Yabancı anlamı governance olan ve Türkçeye “yönetişim” olarak çevrilen teriminin
kökeni ve ortaya çıkışıyla ilgili birçok farklı düşünceler mevcuttur. Kavramın ilk olarak
“government” kelimesiyle eşanlamlı olduğu; 18. yüzyıla kadar geriye gidebileceği,
kökenlerin sivil topluma dayalı aydınlanma yönetimi ruhunda bulunabileceği; Eski
Yunan kelimeleriyle de ilişkili olarak ele alınabileceği; yönetişim kavramının kökeni ile
ilgili düşüncelerden birkaçıdır. Yönetişim kavram olarak eskiye dayanmasına karşılık
günümüzde siyaset ve diğer alanlarda kullanılması son yıllarda artmıştır. (Güler, 2003,
s.93).
Dünya Bankası tarafından yönetişimin yeni bir terim olarak ilk kez, 1989
senesinde Afrika üzerine hazırlanan ‘Sub-Saharan Africa: From Crisis to Sustainable
Growth’ isimli raporda Afrika’da yaşanmakta olan kalkınma problemleri sebebiyle
“governance krizi” şeklinde belirlenmesinde kullanılmıştır (Yüksel, 2000, s.148). Yeni
kavram olan yönetişim, toplum ile devlet arasındaki ilişkinin tekrar ele alınıp
düşünülmesini, toplum-devlet arasındaki anlaşmazlığı ve uyumsuzluğu kaldırmayı ve
toplum ile devlet arasında güçlü bir birliğin olmasını savunmaktaydı. Tüm bunlara
bakıldığında aslında yönetişim, toplum ile devlet arasındaki ilişkilerin sağlam ve iyi
zemin üzerine kurulması amacıyla bir model önermiştir. Önerilmiş olan bu model,
yönetime katılım prensibinin de üstünde bir gaye olacak biçimde beraber yönetme
fikrini öngörüyordu. Devletin yalnız başına sahip olduğu iktidarını paylaşma amacında
olan yönetişim, devlet dışında var olan özel sektöre ve kurumlara kapı aralamaktadır.
34
Bunun neticesinde yönetişim kavramı, iktidar gücünün sınırlandırılması ve devletin
dışındaki kesimlerin rolüyle alakalı yeni ve farklı bir bakış açısını gündeme getiriyordu
(Göküş, 2010, s.208). Dünya Bankası tarafından 1989 senesinde yayınlamış olan rapor,
1994 senesinde genişletilerek tekrar ele alınmıştır. 1992 senesinde ‘‘Gelişme ve
Yönetişim’ adındaki rapora atfen hazırlanmış olan raporda ilk olarak kredi verilenler
olmakla beraber gelişmekte olan ülkelerde büyük oranda bir yönetsel reform
mecburiyetinden bahsedilmiştir. Dünya Bankası “Değişen Devlet Sektörünün Yeniden
Ele Alınması” isminde 1997 senesinde yönetişim kavramı hakkında yeni bir rapor ele
almıştır. 1994 raporunda yer alan düşünce ve savların tam tersi bir çıkışla devletin
olmadığı bir piyasa mekanizmasının çok fazla zarara uğrayacağı söylenmiş ve devlet-
vatandaş arasındaki işlevsel, yönlendirici bir kamu örgütlenmesinin oluşturulması
gerektiği vurgulanmıştır. Genel anlamıyla bu rapor incelendiğinde yönetişime geçiş için
somut bir basamağı oluşturmaktadır. Bu rapora ilave olarak 1996 senesinde yapılan
Habitat II zirvesinde sahiplenme, aktif katılımcılık, açıklık, şeffaflık, yapabilir kılma ve
yönetişim gibi yeni kavramların hayata geçmesi amacıyla devlet mekanizmasının
yanında var olacak çok aktörlü bir yönetişim öngörülmüştür. 1997 senesinde ise
Birleşmiş Milletler aracılığı ile yönetişim kavramı çerçevesinde 21. yüzyılın katılımcı
devlet modelini netleştirmişlerdir (Çukurçayır ve Sipahi, 2003, s.44). Yeni yönetim
anlayışı olarak meydana çıkan yönetişim terimi net bir biçimde devlet merkezli
yönetimin yerine toplum merkezli yönetimi esas almakta ve geleneksel yönetim
anlayışından uzak bir yönetimi öngörmektedir. Yönetişim, sivil toplum ve kamu-özel iş
birliğinde şekillenmekte olup ideolojik esasları aynıdır. Yönetişim katılımın mekânsal
niteliklerine göre yerel, küresel ve ulusal alan olmakla birlikte üç tanedir. Kısaca iyi
yönetişimin uygulanma noktasında mühim bir unsur vardır. Yerel birimlerde yaşayan
halka kendilerini ilgilendiren hususlarda karar alma süreçlerine katılabilecekleri ortamın
varlığı, merkezi yönetimden buna imkân sağlayıcı görev ve yetkilerinin yerele
aktarılması manasında yerinden yönetimin ademi merkeziyetin sağlanmasıdır
(Karaman, 2000, s.37-53). Yönetişimin bu bağlamda gayesi yönetsel ve siyasal bölgeler
arasında işlevsel ve yapısal olarak mühim farklılıkları lüzumsuzluğunu vurgulamak ve
daha katılımcı, çoğulcu bir demokrasinin uygulanabilmesi için lüzumlu olan bazı
yönetim düzenlemelerinin yapılması için hedefler koymaktır (Kalfa ve Atalay, 2008,
s.229-240). Bu gayeyle, kişileri sivil toplum kuruluşlarını, iş dünyasını yönetimle
birleştirmek, politika belirleme süreçlerinden uygulanmasına kadar toplumun mühim bir
aktör olarak bu süreçlere katılımını sağlamak, demokratik değerleri daha sağlam hale
35
getirmek, yönetime karşı duyulmakta olan ve gittikçe artan güvensizlik hissini azaltmak
yönetişimin esas hedeflerini oluşturmaktadır (Abdioğlu, 2007, s.93). Yönetişim üç
kapsamda değerlendirilebilir. Bu kapsamlar; Yönetimsel, sistemsel ve siyasaldır.
Yönetimsel kapsamda yönetişim, kamu hizmetlerinin şeffaflığı ve niteliği sağlaması
amacıyla olumlu yönde bir değişim potansiyeli ortaya çıkarmaktır (Göymen, 2000, s.6-
7). Sistemsel kapsamda yönetişim, siyasal iktidarın klâsik yapısını ve kurumsallığını
açıklayan hükümetten daha geniş bir kavram şeklinde tanımlanmaktadır. Siyasal
kapsamda yönetişim ise, siyasal iktidarın demokratik yönetimini ve meşrutiyetini ifade
eder benzer zamanda yurttaşların seçim dışında da yönetime katılımını ifade eder.
Yönetişim terimi ilk kez ortaya çıktığından bu zamana dek siyaset biliminden
uluslararası ilişkilere, ekonomiden sosyolojiye birden çok disiplinle etkileşim
durumunda bulunmuş ve bu disiplinleri etkilemiştir. Kavram bu şekilde çeşitli
disiplinlerden gelen tutumlar ile de zenginleşmiştir. Yönetişim kavramı, oldukça çeşitli
alanlarda kendisine yer bulmasına karşın yine de bu kavramın manası muğlaktır.
Kavramın yaygın bir biçimde kullanılmasının ve farklı alanlarda kabul edilmesinin
sebeplerinden birisi de manasının muğlak olmasıdır. Yönetişim kavramının neleri
içermediğini ya da neleri içerdiğini açık bir biçimde ortaya koymak çok zordur. Kavram
sosyal bilim disiplinleri gibi gündelik siyaset alanı içinde de yaygın bir şekilde
kullanılmıştır. İdare veya yönetim sözcükleri yerini yönetişime bırakmış gibi bir
haldedir (Koç, 2008, s.220).
36
halka açık olan işletmelerde finansal raporların, bağımsız denetçilerin ve muhasebe
hizmetlerinin şeffaflığının sağlanarak kalitesinin arttırılmasıdır.
Yankı uyandıran ilk olay ise hatırlanacağı gibi Enron adlı şirkette meydana
gelmiştir. Bunu Adelphia Communications, AOL Time Warner, Worldcom, Global
Crossing, Tyco, Rite Aid, Qwest, Imclone ve Xerox işletmelerinin hesaplarında
meydana çıkan muhasebe sorunları izlemiş (Cunnigham. 2002:7-9); yankı uyandıran bu
sorunların son halkasını ise France Telecom ve Vivendi Universal oluşturmuştur
(Aysan, 2002).
Enron adlı şirket enerji alanında çalışmakta olan ve 2000 senesinde dünyada
bulunan ilk 500 şirketin arasında 5’inci sıradaydı (Fortune, 2001). 2000 senesindeki
geliri 100 milyar doları aşmış olan Enron (Enron Corp. 2001), 2001 senesinin Ekim
ayında zararı açıklayarak yine 2001 senesinin Kasım ayında gelirlerini düzelterek Aralık
ayının başlarında iflasını istemiştir. 2001 senesinin 9 Ekim tarihinde Enron için,
Goldman Sachs’ın yayımlamış olduğu raporda ‘’Still the best of the best’’ başlığının
kullanılmış olması bu iflasın beklenmedik bir anda gerçekleştiğini bize anlatmaktadır.
Enron’un iflasındaki en önemli etken ise, bazı kanun dışı ya da kanuni olarak uygulanan
muhasebe işlemleri sonucunda, Enron dışında kurulmuş Özel Amaçlı Kuruluşlar (SPE)
yoluyla risklerin ve zararların gizlenmesi ve Şirket’in olduğundan daha karlı
gösterilmesi olmuştur. Ayrıyeten, muhasebe dokümanlarının bazılarının ortadan
kaldırılmış oluşu Şirket’te ahlaki bir problemin yaşanmakta olduğunun göstergesidir
(Ribstein. 2002:6-13). Şirket yöneticileri, büyük oranda prim, hisse senedi ya da maaş
seçenekleri aracılığıyla şahsi servetlerini artırmak amacıyla ahlak veya kanun dışı
tutumlara girmişlerdir (Cunnigham. 2002:7-17; Akyüz. 2002:7-13).
Dikkat çekmekte olan diğer hususlardan bir tanesi de halka açık işletmeleri
yatırımcıların adına izlemek ya da denetlemekle sorumlu olan bağımsız denetim
firmalarının vazifelerini üstlenmeyerek bu vaziyet karşısında kamu kurumlarının çare
bulamayışıdır. Danışmanlık ayrıyeten bağımsız denetim şirketleri açısından mühim bir
gelir kaynağı durumuna gelmiştir (Akyüz. 2002). Örnek olarak Enron şirketi,
Andersen’e 2000 tarihinde bağımsız denetim için 25 milyon ABD Doları ödeme
yaparken , yine aynı sene 27 milyon ABD Dolar danışmanlık için ödeme yapmıştır.
37
Bunların yanı sıra , Andersen 2000 senesinde, Enron'un Özel Amaçlı Kuruluşları’na
(SPE) verdiği danışmanlık hizmeti sebebiyle 5,7 milyon ABD Doları kazanmıştır
(Özyürek. 2002).
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzettin Önder,
Worldcom ve Enron skandallarının benzer tarafları olduğunu ifade etmektedir (2002).
Yaşanılan bu olaylara ender rastlanmadığını, bu olayların düzenin “laçkalığını”
gösterdiğini belirtmektedir: ‘‘Yaşanan bu iki skandal en varlıklı ülkede ve en iyi
denetimin yapıldığı düşünülen oldukça kapsamlı kurumlarda gerçekleşti. Kar diye
milyarlar dağıtılırken Andersen ve denetçileri uyanmamış. Gücü ele aldıktan sonra
şeffaflık şeklinde nitelendirebileceğimiz bir şey kalmıyor.”
Net bir şekilde anlaşıldığı üzere, bu olaylar ABD mali piyasalarında ciddi bir
biçimde güven krizi yaratmıştır. Bu durumda gereksinim duyulan reformlar 2002
Temmuz tarihinde yürürlüğe girmiş olan Oxley Kanunu aracılığıyla yapılmıştır. Halka
açık kuruluşlarda Denetim Komitesinin bulunma mecburiyeti bu kanun ile getirilmiştir.
Bu komite ile alakalı yapılan düzenlemeler aşağıda özetlenmiştir.
38
Mevzubahis tebliğ ile bağımsız denetim işletmeleri, bu kuruluşlarda çalışan
personeller ve istihdam edilen denetim elemanlarının, SPK mevzuatında bağımsız
denetim hizmeti vermiş oldukları şirketlere, bedelsiz ya da bedelli olarak; muhasebe,
işletmecilik, finansal bilgi sistemi kurma ve geliştirme, finans, defter tutma ve bunların
uygulamaları ile alakalı işlerde müşavirlik yapma, rapor hazırlama ve belge düzenleme,
aktüerya hizmetleri verme, tahkim ve bilirkişilik yapma, iç denetim destek hizmetleri
verme, başka danışmanlık hizmetlerini veremeyeceklerinin hükmü getirilmiştir.
Bağımsız denetim firmaları, aynı halka açık şirketi en fazla beş hesap dönemi için
denetleyebilme hakkına sahiptir. Bağımsız denetim şirketinin en az 2 hesap döneminin
geçmesi yeniden aynı müşteri ile devamlı ve özel denetim sözleşmesi imzalayabilmesi
için mecburidir.
39
Yönetişim kavramının temel özellikleri ile ilgili literatürde birçok yazar
tarafından yapılan çalışma ile karşılaşmaktayız.
ii. Yönetişim kavramı sadece yürürlükte olan yazılı mer’i mevzuat hükümlerine
göre değil toplumda yerleşmiş ananeler ve yazısız kuralları da kapsar.
Yönetişim, kanun, genelge, yönetmeliklerden yararlanılan alanların dışında
bir toplumda geçmişten beri süre gelen alışkanlıklar, deyimler, atasözleri gibi
yazılı olmayan kaynaklara da yoğun bir şekilde başvurur. Genelde yerelde
ortaya çıkan problemler büyüklerin devreye girmesi, tarafları bir araya getirip
uzlaşmayı sağlamalarıyla çözülebilir. İşte yönetişim kavramı da tüm aktörleri
bir araya getirerek informel şekilde konsensüsü sağlayabilir. Sadece yazılı
kuralları uygulayarak her işin üstesinden gelinemez. Taraflar ve paydaşlarla
bir araya gelinerek ortak konsensüsün belli şartlar çerçevesinde mutabakat
metnine dönüşebilmesi yönetişim kavramının en belirgin özelliğidir (Yüksel,
2000, s.145-159). Toplumlarda kangren olmuş, yasal yollarla çözüme
kavuşturulamayan birçok sorun yazılı olmayan kurallar, örf ve adetlerle
çözüme kavuşturulabilir. Bu yüzden yönetişim kavramı sorunun
çözülebilmesi noktasında işine geldiği gibi davranmaktan çekinmez. Sorunun
çözümü noktasında yazılı kurallara ihtiyaç varsa yazılı kurallar, örf ve adetler
kullanılmasına ihtiyaç varsa yazılı kurallara ihtiyaç duyulmadan, yazısız
kaynaklara başvurulur. Müzakerenin nasıl sağlandığının bir önemi olmayıp,
önemli olan sonuçta müzakere sağlanmasıdır. Sorunun içeriğine göre şekil
alan yönetişim biçimi yeri geldiğinde çok sert biçimde, yeri geldiğinde de çok
yumuşak şekilde uygulanır.
40
iii. Yönetişim kavramının özellikleri arasında duruma göre şekil alma da yer alır.
Tek bir doğru olmamakla birlikte şartlara göre değişen bir yapı vardır. Yeni
Kamu İşletmeciliğinin olmazsa olmazı işletme anlayışı, yönetişim anlayışında
her durumda doğru bir uygulama alanı olarak kabul edilmemektedir.
Yönetişim kavramının belki de en belirgin özelliği içinde bulunulan duruma
göre şekil alınmasıdır. Yönetim türleri arasında en iyi yönetim şudur
diyebileceğimiz “onebestway” en iyi tek yol bulunmayıp şartlara ve içinde
bulunulan duruma göre değişen yönetim şekilleri vardır. Yeri geldiğinde
klasik yönetim duruma göre en iyi yönetimken, yeri geldiğinde yeni kamu
işletmeciliği en iyi yönetim türüdür. Bu tamamen içinde bulunulan duruma
göre değişir. Belirli bir zaman diliminde bürokratik yönetim şartlara göre
işlevsel olabilirken, değişen şartlar nispetinde tamamen bürokratik yönetim
dışı bir yönetimin de işlevsel olma ihtimali bulunmaktadır. Hangi yönetim
biçiminin kullanılacağını belirleyen yegâne ölçüt, içinde bulunulan durum ve
şartlardır (HABITAT II, 1999).
41
Toplumsal bir sözleşme gibi, yönetişim uzlaşma kültürüne dayanır. Tüm aktörler ortak
bir payda altında uzlaşarak karar alırlar. Kamu, özel sektör, STK’lar, vatandaşlar ve
medya bu oluşumun en önemli aktörleridir (Fidan, 2011, s.7). Ancak devletin yönetişim
uygulamalarında bazı durumlarda kanun yapma yetkisinden dolayı avantaja sahip
olduğu söylenebilir. Bu da onu eşitler arasında birinci konuma getirmektedir.
Katılımcılık
Hesap
Saydamlık
Verebilirlik
Tarafsız ve Uzlaşıya
Kapsayıcı YÖNETİŞİM Dayalı
Hukukun
Duyarlı
Üstünlüğü
Etkin ve
Etkili
42
2.5.1. Katılımcılık
43
Yönetişimin asıl ögesi olan katılımcılıkta, merkezi idare ve yerel idare
kuruluşlarından ayrı sivil toplum teşkilatları, hususi girişimciler ve kar hedefi
düşünmeyen kuruluşları dahil eden geniş bir aktörler çeşitliliğinin varlığı ve bunların
idari sisteme dahil edilebilmesi söz konusu olmaktadır. Yönetişim kavramı, topluluğu
yönlendirmek ve yönetmek konusunda hissedar katılımlarımı arttırarak mesuliyet
dengesinin, devletten sivil topluma doğru yöneldiğini git gide göstermektedir.
Yönetişim, diğer türlü söyleyişle, devlet idaresini yasama ve yürütme etkinliklerini
birlik olmaktan çıkarmış, sadece yasama ve yürütme arasındaki faaliyetlerle devlet
üzerinde bir sınırlandırma yapmamakta, diğer hissedarların da eşit önemde katılımla,
idarede söz yetkisi olduklarını, bu aktörlerin, yönetimin en önemli parçaları olduklarını
kabul etmektedir. Burada aktörler ile bir yönetimin olduğu söz konusudur (Eryılmaz,
2013, s.60).
Temel hak ve hürriyetlerin toplumlarda kabul görmesi, bir ülkeyi hukuk devleti
olarak saymamızın yegâne ölçütüdür. Ülkelerin asıl görevi de temel hak ve özgürlükleri
somutlaştırarak sağlam bir yasal zemine kavuşturmaktır. Avrupa Birliği ve Avrupa
Konseyine üyeliğin ön şartı temel hak ve özgürlüklerin hukuk sisteminde kabul edilip,
hukukun üstünlüğünün ülke yönetim sisteminde yaygınlaşmış olmasıdır (Çağlar, 2001,
s.78).
44
Yönetişim, vatandaşlara sunulan hizmetlerin eşit bir zeminde, taraf tutmadan,
yapılan işlemlerin kişilere göre değişmemesini temel alan kanuni bir düzenlemeyi
zorunlu kılmaktadır. Temel hak ve özgürlüklerin kabul edilip, toplumun bütün
bireylerinin haklarının savunulması ve korunması kültürünün devletlerin sistemlerine
yerleşip keyfiliğin önlenmesi, yönetişimin hareket alanını genişletir. Bağımsız
mahkemeler ve hâkimler, temel hak ve özgürlükler konusunda kanuna uygun şekilde
işlem yapan emniyet ve jandarma gücü de bir ülkede hukukun üstünlüğünün ve
tarafsızlığının bir göstergesidir (Yıldırım, 2004, s.219-220).
2.5.3. Şeffaflık
Son dönemlerde e-devlet uygulamaları ile birlikte yönetişim için gerekli olan
şeffaflık ilkesi ciddi biçimde sağlanmıştır. Herkese açık, kolaylıkla ulaşılabilecek bir
sistem, daha demokratik, yolsuzluk ve rüşvetin daha az olduğu bir sistemdir.
45
2.5.4. Hesap Verebilirlik
Görüldüğü üzere yönetişimin tüm ilkeleri, birbirleriyle sıkı bir ilişki içerisinde
olup biri eksik olursa sistem yürüyemez hale gelmektedir.
Üçüncü sektör adıyla anılan sivil toplum örgütleri, kar amacı gütmeyen
kuruluşlar, gönüllü kuruluşlar ve diğer toplumsal örgütlenmeler sorumluluk açısından
oldukça önem kazanmaktadır. Sorumluluklar dahil olduğunda belirgin bir paylaşım
olmamasından ötürü sorumlulukların özel, kamu ya da sivil sektörler arasında
paylaşımının net olmaması nedeniyle yaşanan olumsuzluklardan yönetişimin sorumlu
tutulması ise önemli bir açmazdır (Yıldırım, 2004, s.233).
46
merkezileşmesi ve hükümet dışı örgütlenmelerin (STK) daha fazla kullanılması
yönündeki isteklerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Hukuk devleti olmak için
sahip olunması gereken önemli nitelik yönetilenler karşısında yöneticilerin sorumlu
olmasıdır (Aliefendioğlu, 2001, s.33).
47
2.6. Yönetişimin Küresel ve Ulusal Aktörleri
Farklı çalışma alanlarında söz sahibi olan, normal şartlarda birbirleriyle bir
araya gelemeyen veya birbirleriyle anlaşamayan, çatışan bir sürü yönetişim aktörü,
katılımcılık faaliyetleri kapsamında bir arada çalışıp ortak kararlar alabilmektedirler.
Toplumun tüm kesimini ilgilendiren konularda kararlar alınması, bu kararlar alınırken
çeşitli faaliyet alanlarında aktif rol alan sivil toplum kuruluşları, ekonomik ve politik
aktörler ve özel sektör, yönetişimin aktörleri olarak, tüm kararlara katılımı sağlarlar. Bu
aktörler katılımcılık, yerel demokrasi, paydaşların etkinliği, hukukun üstünlüğü,
şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri kapsamında tüm yetkileri ortaklaşa kullanmayı
taahhüt etmektedirler (Tekeli, 2012, s.52-53).
48
yönetişim kavramı, karşılıklı etkileşimlerin ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır
(Toksöz, 2008, s.19). Yönetişimin çok geniş katılımlı bir aktörler yelpazesi
bulunmaktadır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluştan, özel sektör temsilcileri,
kamu ve yerel yönetimler, ulusal ve uluslararası kuruluşların hepsi yüksek katılımcılık
anlayışıyla sürece katılmaktadırlar (Eryılmaz, 2013, s.28).
49
faaliyeti uygulanmaktadır. Yönetişimin asıl aktörlerini, uluslararası kuruluşları, sivil
toplum kuruluşları, devlet ve özel sektör olarak ele alabiliriz.
50
aldıktan kararlar yakından takip edilmekte özellikle uluslararası kuruluşlarla işi olan,
çıkarı olan ülkeler, uluslararası devletlerin ağzından çıkan her kelimeyi
gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu durumda yönetişim faaliyetleri içerisinde
uluslararası kuruluşlar güçlü ve sözü dinlenir bir aktördür.
DB, BM, OECD, Uluslararası Para Fonu, Dünya Ticaret Örgütü, Avrupa
Birliği, Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası Ticaret Odası (ICC) gibi kurumlar
uluslararası yönetişim aktörlerine örnek olarak verilebilir. Tüm bu kuruluşlar kendi
faaliyet alanında yön verici konumda olup yönetişim kavramında da kendi alanlarında
güçlü birer aktördür (Bayramoğlu, 2014, s.39).
2.6.2. Devlet
51
Kürek çeken değil, dümen tutan devlet anlayışı, yönetişimin en önemli
yaklaşımıdır. Devlet çoğu iş ve işlemlerde paydaşlarla beraber katılımcılığı artırmalıdır.
Devlet, piyasalar başta olmak üzere tüm alanlarda bizzat yapan ve müdahale eden değil;
yönlendiren ve koordine eden özellikte olmalıdır. Geleneksel devlet yapısından
tamamen farklı bir özellik taşıyan yönetişim sisteminde devlete bakış açısı ciddi manada
değişmektedir. Merkezi, her şeyi elinde bulunduran devlet yerine, diğer paydaşlarla
uyum içerisinde aynı haklara sahip, yönlendirici özelliği olan devlet anlayışına doğru
bir yöneliş olmuştur. Bu yaklaşım içerisinde aktörler arasında yeni bir ilişkiler ağı
kurulmakta, devlet, vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları, özel sektör arasında güç ve
karar alma yöntemleri eşit şekilde paylaştırılmaktadır (Bayramoğlu, 2002, s.88).
Küreselleşmeyle birlikte değişen devlet algısı ve dünyanın küçük bir köy haline
gelmesi, aktörler arasında etkileşime neden olmuş, gücü tek elden yürüten, her şeyi
elinde bulunduran ulus devletler, bu etkileşimden zararlı çıkmıştır. Çünkü yönetişim
kavramıyla birlikte sınırlar ortadan kalkmış, her problem veya sorun medyayla birlikte
ülke sınırlan dışına çıkabilir hale gelmiştir. Dünyanın küçük bir köy haline gelmesi,
dünya vatandaşlığı kavramının yerleşmesi, küreselleşmenin boyutunun engellenemez
seviyede sınırlan aşması ulus devletlerin gücünü zayıflatmış, yönetişim kavramıyla
birlikte yönetim alanına giriş yapan yeni paydaşları ortaya çıkarmıştır. Katılımcılık
ilkesi çerçevesinde tüm paydaşlar eşit derecede kararlara katılım göstermektedir
(Ayman, 2003, s.108).
52
üzerinde eşit görünseler de kanun yapma yetkisini ellerinde bulundurduklarından eşitler
arası birincil konumlan hala devam etmektedir (Hirst ve Thompson, 2007/1996, s.225).
Yönetim kavramı her şeyin devletin tek elinde bulunduğu, devlet dışında karar
alma mekanizmalarına önem verilmeyen sistemken; yönetişim kavramı politik olmayan,
halkın hayatına doğrudan etki eden alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını
da işin içine katarak, yönetimde söz sahibi etmiştir. Devlet, sivil toplum kuruluşlarım
aktif olarak kararlarına katmakta, onu bir aktör olarak muhatap alarak gerekli yönetsel
paylaşımlarda bulunmaktadır (Güzelsan, 2004, s.5).
53
Sivil toplum kuruluşları yönetişimin aktörü olarak çok önemli bir konumda
bulunmaktadır. Demokrasinin olmazsa olmazı konumunda olan sivil toplum kuruluşları
kendi içlerinde de faaliyet alanlarında da hep bağımsız olmalıdırlar. Yönetişim
kavramının ana ilkesi olan katılımcılık, sivil toplum kuruluşlarının alman kararlara aktif
katılımlarıyla daha anlamlı hale gelecektir.
54
Sivil toplum kuruluşları, yönetişim faaliyetleri kapsamında özellikle çevre
hukukunun korunması konusunda toplumun bilinçlenmesine yönelik ciddi faaliyetlerde
bulunmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının katıldığı yönetim faaliyetlerinde, kararların
demokratikliği konusunda inandırıcılık artmaktadır. Sivil toplum kuruluşları ara
nitelikte bir yapı özelliği gösterdiğinden (ne devlet ne özel sektör) özellikle devletler ile
uluslararası kuruluşlar arasında ortaya çıkan problemlerde arabulucu rol oynamaktadır.
55
Yerel yönetimlerin hareket alanları incelendiğinde alınan çoğu kararın özel
sektörle ilgili olduğu görülecektir. İmar alanlarının düzenlenmesi, şehrin imar edilmesi,
mal ve hizmet alınılan gibi konularda belediye meclislerini yönlendirecek özel sektör,
yerel yönetimlere görüş ve tavsiye niteliğinde kararlarla katılımcılığın sağlanarak kentin
geleceğine yön verebilmektedir.
Özel sektörün iktisadi yönden kentin gelişimine yön verecek düzeyde kararlara
katılımı, gönüllülük esasıyla sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi için kararlar
alması, aktörleri bu çıkarlar doğrultusunda yönlendirmesi, yerel demokrasinin
yerleşmesi açısından çok önemlidir. Kentin gelişimi açısından, katılımcı yönetiminin
çok aktörlü yapılarla etkileşime girmesini amaçlayan yönetişim sadece tek taraflı
düşünülebilecek ve tek taraflı fayda sağlayacak bir yapı değildir. Özel sektörün aktif bir
şekilde bulunduğu bu sistem içerisinde kendi şirket durumları ve ekonomik çıkarları
doğrultusunda meclislerde kendi şirketlerini kar ettirecek düzenlemeleri de ilk elden
sunarak, doğrudan temsili demokrasiyi de gerçekleştirmektedirler (Okçu, 2005, s.258-
298).
Özel sektör kuruluşları, yönetişim faaliyetlerinde birer aktör olarak yer alırken
aynı zamanda kendi şirketlerinde de yönetişim modeli uygulama imkânına sahip
olabilirler. Şirket içinde de şirket dışında da uygulanacak bu model, kararlara katılım,
müşterileri bilgilendirme, şeffaflık, hesap verebilme, müşterilerle bilgileri paylaşabilme
gibi şirket yönetişimi olarak da kullanılabilmektedir.
56
Gerek ulusal gerekse yerel nitelikte özel sektörün yönetişim modeliyle karar
alma mekanizmalarına bir aktör olarak katılması, yeni, güçlü, çok aktörlü ve yerel bir
güç olarak ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Özel sektör, iktisadi ve politik anlamda
kararlara etki ederek, kentin yönetiminde kamu ve diğer paydaşlarla birlikte söz sahibi
olmaktadır.
57
hesap verebilir, etkili ve tutarlı kullanılma biçimine etki edene kural, süreç ve
davranışlar biçiminde ifade edilmiştir (AB Komisyonu, 2001, s.8).
58
yönetişimde bulunması gereken faktörler bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, yasama,
yürütme ve yargı organlarının yürütülmesine ilişkin kurallar ve sınırlamalar
uygulanmasıdır. İkincisi, bütçe hazırlama doğrulama ve denetimine ilişkin kural ve
sınırlamalar, üçüncüsü ise, ombudsman, merkez bankası özerkliği, yargı bağımsızlığı,
muhasebe ve denetim standartlarıdır. Halkın sesi ve katılım mekanizmaları; Yurttaşların
kamusal hizmetlerle ilgili düşüncelerini belirlenmesi için sürekli aralıklarla anket
çalışmalarının yapılması ve sonucunun kamuyla paylaşılması, halkın siyasi karar alma
sürecinde etken olmasını sağlayacak mekanizmalar uygulanmaktadır. Rekabet; alternatif
görev sunumlarına ilişkin yöntemlere değinilmesi, devlet ile özel kesin arasındaki
belirsizliğin çözümünde sağlamlaştırma gibi yöntemlerin kullanılması, kamu hizmetleri
alanında özelleştirme ve deregülasyon çalışmalarının yapılması gibi uygulamalar iyi
yönetişimin kurulması açısından oldukça önem kazanmaktadır (Aktan, 2002).
59
gruplar ve seçmenlerin menfaatleri sıklıkla göz ardı edilebilmektedir (Palabıyık, 2004,
s.76).
60
etmektedir. Kar amaçlayan kurumlar ile yapılan anlaşmalar, uzman yöneticilerin
istihdamı, hizmet sağlayıcılar arasında rekabetçi alanın oluşturulması ve seçilmiş
yetkililerin görevlerinin tekrar tanımlanması modelin başlıca araçlarıdır (Palabıyık,
2004, s.74).
61
işletmelerin ve dolayısıyla özel sektörün görünmeyen ancak sürdürülebilirlik ve
şirketlerin geleceğinin tayin edilmesinde kilit roldedir. 21. yy. özelinde bakıldığında ise
insan faktörü, işletmelerin kalitesini ve pazar payını artırabileceği gibi aynı zamanda
müşteri taleplerini de belirleyebilmektedir. İnsan kaynakları yönetimine belki de en
önemli katkı sağlayan ülke Japonya’dır. Japon üretim felsefesi ve insan kaynakları
yönetimi, günümüz rekabetçi ve küresel piyasalarda belirleyici olmaktadır. Bu ifade
Made in Japan: Bir Japon Mucizesi Sony isimli kitapta şu şekilde somutlaşmıştır
(aktaran Coşkun ve Akcan, 2018: 68):
“En iyi Japon şirketlerinin başarılarının arkasında gizli bir unsur veya
formül bulunmamaktadır. Hiçbir devlet politikası, plan veya teori bir işi
başarıya götürmez; bunu yalnızca insanlar başarabilir. Bir Japon
yöneticinin en mühim rolü elemanlarıyla sağlıklı ilişkiler kurmak, şirkette
aile ilişkilerine eş ilişkiler kurmak, yönetici ile astlarının aynı kaderi
paylaştığını hissettirmektir. Japonya’da başarılı sağlayan şirketler,
Amerikalıların işçi, yönetim ve hisse sahipleri dedikleri tüm elemanlar
arasında bir kader birliği kurabilmiş olanlardır. Bu kolay yönetim
düzeninin dünyanın hiçbir yerinde uygulandığını görmedim, ancak
sistemin yürüdüğünü biz Japonlar olabildiğince kanıtladık. Geleneklere
çok bağlı veya ürkek oldukları için başkaları aynı düzeni uygulayamazlar.
İnsanlara verilen önem gerçek ve bazen de çok net olmalıdır ve bu da
oldukça riskli bir iştir. Ama uzun vadede (ve bu noktayı önemle
vurgulamak isterim) ne kadar başarılı, zeki, iyi veya usta olursanız olun,
işinizin geleceğin çalıştığınız kişilerin elindedir. Kulağa dramatik gelebilir
fakat işinizin kaderi işe aldığınız en genç elemana bağlıdır.”
63
3. BÖLÜM
64
Ki-kare testi, deneysel olarak elde edilen sonuçları, bazı hipotezlerde teorik
olarak beklenenlerle karşılaştırmanın yararlı bir yöntemini temsil eder. Dolayısıyla ki-
kare, gözlemlenen ve beklenen frekansların gerçek sapmalarının bir ölçüsüdür.
3.4. Hipotezler
65
Hipotez 8: Belediyenin insan kaynakları yönetimine geçtikten sonra, personel
eğitiminin yeterliliğiyle ilgili görüşlerin katılımcıların toplam çalışma süresi
değişkeniyle arasında ilişki vardır.
66
Tablo 3.
İnsan kaynakları yönetiminde personel işe alımına bakış ve yaş değişkeni
çaprazlaması
Soru 16 Toplam
Oldukça Kısmen Oldukça Kısmen Değişmedi Fikrim Yok
İyileşti İyileşti Kötüleşti Kötüleşti
Yaş 30'dan az Sayı 0 5 0 2 2 1 10
% 0,00% 5,30% 0,00% 2,10% 2,10% 1,10% 10,60%
31-40 Sayı 10 14 4 0 13 6 47
arası
% 10,60% 14,90% 4,30% 0,00% 13,80% 6,40% 50,00%
41-50 Sayı 6 13 0 0 6 2 27
arası
% 6,40% 13,80% 0,00% 0,00% 6,40% 2,10% 28,70%
50'den Sayı 3 5 0 0 2 0 10
fazla
% 3,20% 5,30% 0,00% 0,00% 2,10% 0,00% 10,60%
Toplam Sayı 19 37 4 2 23 9 94
% 20,20% 39,40% 4,30% 2,10% 24,50% 9,60% 100,00%
Tablo 4.
İnsan kaynakları yönetiminde personel işe alıma bakış ve yaş değişkeni arasındaki
ki- kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic Significance
(2-sided)
Pearson Chi-Square 27,581a 15 0,024
Likelihood Ratio 24,192 15 0,062
Linear-by-Linear 3,232 1 0,072
Association
McNemar-Bowker . . .b
Test
N of Valid Cases 94
Yapılan chi-square testinde hipotez 1’in anlamlılık değeri 0,024 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,005’ten küçük olduğu için belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, belediye personelinin işe alım süreciyle ilgili görüşlerle
katılımcıların yaş değişkeni arasında ilişki olduğu analiz edilmiştir.
67
3.5.2 İnsan Kaynakları Yönetiminde Personel Alımına Bakış ve Toplam
Çalışma Süresi İlişkisi
Tablo 5.
İnsan kaynakları yönetiminde personel işe alımına bakış ve toplam çalışma süresi
değişkeni ilişkisi
Soru 16 Toplam
Oldukça Kısmen Oldukça Kısmen Değişmedi Fikrim
İyileşti İyileşti Kötüleşti Kötüleşti Yok
Toplam 1 Sayı 1 3 0 1 0 0 5
Çalışma yıldan
Süresi az
% 1,10% 3,20% 0,00% 1,10% 0,00% 0,00% 5,30%
1-5 yıl Sayı 3 5 4 1 4 1 18
% 3,20% 5,30% 4,30% 1,10% 4,30% 1,10% 19,10%
6-10 Sayı 7 8 0 0 6 3 24
yıl
% 7,40% 8,50% 0,00% 0,00% 6,40% 3,20% 25,50%
11-15 Sayı 3 10 0 0 9 4 26
yıl
% 3,20% 10,60% 0,00% 0,00% 9,60% 4,30% 27,70%
16-20 Sayı 3 5 0 0 2 0 10
yıl
% 3,20% 5,30% 0,00% 0,00% 2,10% 0,00% 10,60%
21-25 Sayı 2 1 0 0 1 1 5
yıl
arası
% 2,10% 1,10% 0,00% 0,00% 1,10% 1,10% 5,30%
26-30 Sayı 0 4 0 0 1 0 5
yıl
arası
% 0,00% 4,30% 0,00% 0,00% 1,10% 0,00% 5,30%
30 Sayı 0 1 0 0 0 0 1
yıldan
fazla
% 0,00% 1,10% 0,00% 0,00% 0,00% 0,00% 1,10%
Toplam Sayı 19 37 4 2 23 9 94
% 20,20% 39,40% 4,30% 2,10% 24,50% 9,60% 100,00
%
68
yıl olan katılımcıların %5,30’u “kısmen iyileşti”, 6-10 yıl olan katılımcıların %8,50’si
“kısmen iyileşti”, 11-15 yıl olan katılımcıların %10,6’sı “kısmen iyileşti”, 16-20 yıl
olan katılımcıların %5,30’u “kısmen iyileşti”, 21-25 yıl olan katılımcıların %2,10’unun
“oldukça iyileşti”, 26-30 yıl olan katılımcıların %4,30 “kısmen iyileşti” ve 30 yıldan
fazla olan katılımcıların da %1,10’unun “kısmen iyileşti” cevabını verdiği tespit
edilmiştir.
Tablo 6.
İnsan kaynakları yönetiminde personel alımına bakış ve toplam çalışma süresi
arasındaki ki kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic
Significance (2-sided)
Pearson Chi-Square 43,543a 35 0,152
Likelihood Ratio 39,712 35 0,268
Linear-by-Linear 0,053 1 0,817
Association
McNemar-Bowker Test . . .b
N of Valid Cases 94
Yapılan chi-square testinde hipotez 2’nin anlamlılık değeri 0,152 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,05’ten küçük olduğundan, belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, belediye personelinin işe alım süreciyle ilgili görüşlerle
katılımcıların toplam çalışma süresi değişkeni arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir.
69
Tablo 7.
İnsan Kaynakları yönetiminde personel işe alımına bakış ve eğitim düzeyi ilişkisi
Soru 16 Toplam
Oldukça Kısmen Oldukça Kısmen Değişmedi Fikrim
İyileşti İyileşti Kötüleşti Kötüleşti Yok
Eğitim İlköğretim Sayı 2 7 0 0 2 1 12
Düzeyi
% 2,10% 7,40% 0,00% 0,00% 2,10% 1,10% 12,80%
Lise Sayı 8 9 0 0 1 1 19
% 8,50% 9,60% 0,00% 0,00% 1,10% 1,10% 20,20%
Yüksekoku Sayı 4 12 1 0 6 5 28
l/Ön Lisans
% 4,30% 12,80% 1,10% 0,00% 6,40% 5,30% 29,80%
Üniversite Sayı 3 7 0 2 10 1 23
% 3,20% 7,40% 0,00% 2,10% 10,60% 1,10% 24,50%
Lisansüstü Sayı 2 2 3 0 4 1 12
% 2,10% 2,10% 3,20% 0,00% 4,30% 1,10% 12,80%
Toplam Sayı 19 37 4 2 23 9 94
% 20,20% 39,40% 4,30% 2,10% 24,50% 9,60% 100,00%
Tablo 8.
İnsan kaynakları yönetiminde personel işe alımına bakış ve eğitim düzeyi
ilişkisinin ki-kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic
Significance (2-sided)
Pearson Chi-Square 40,014a 20 0,005
Likelihood Ratio 35,215 20 0,019
Linear-by-Linear 5,857 1 0,016
Association
McNemar-Bowker Test .b
N of Valid Cases 94
70
Yapılan chi-square testinde hipotez 3’ün anlamlılık değeri 0,005 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,05’in altında olduğundan, belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, belediye personelinin işe alım süreciyle ilgili görüşlerle
katılımcıların eğitim düzeyi değişkeni arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 9.
İnsan Kaynakları yönetiminde maaş yeterliliği ve zamanında ödemeye bakış ve yaş
değişkeni arasındaki ilişki
Soru 27 Toplam
Oldukça Kısmen Oldukça Kısmen Değişme
İyileşti İyileşti Kötüleşti Kötüleşt di
i
Yaş 30'dan Sayı 7 0 2 0 1 10
az
% 7,40% 0,00% 2,10% 0,00% 1,10% 10,60%
31-40 Sayı 8 10 15 8 6 47
arası
% 8,50% 10,60% 16,00% 8,50% 6,40% 50,00%
41-50 Sayı 9 7 3 3 5 27
arası
% 9,60% 7,40% 3,20% 3,20% 5,30% 28,70%
50'den Sayı 6 1 0 2 1 10
fazla
% 6,40% 1,10% 0,00% 2,10% 1,10% 10,60%
Toplam Sayı 30 18 20 13 13 94
% 31,90% 19,10% 21,30% 13,80% 13,80% 100,00%
Chi-square sonuçlarıyla hazırlanan şekil Tablo 9’a göre yaşı 30’dan az olan
katılımcıların %7,40’ı “Belediyenin insan kaynakları yönetimine geçtikten sonra,
personel maaşlarının yeterliliği ve zamanında ödenmesiyle ilgili nasıl bir gelişme
yaşandı?” sorusuna “oldukça iyileşti”, 31-40 arası olan katılımcılar %16 oranında
71
“oldukça kötüleşti”, 41-50 arası olan katılımcılar %9,6 “oldukça iyileşti”, 50’den fazla
olan katılımcıların %6,40 oranında “oldukça iyileşti” yanıtını verdiği tespit edilmiştir.
Tablo 10.
İnsan kaynakları yönetiminde maaş yeterliliği ve zamanında ödemeye bakış ve yaş
değişkeni ilişkisinin ki- kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic
Significance (2-sided)
Pearson Chi-Square 22,186a 12 0,035
Likelihood Ratio 26,511 12 0,009
Linear-by-Linear 0,056 1 0,813
Association
McNemar-Bowker Test .b
N of Valid Cases 94
Yapılan chi-square testinde hipotez 4’ün anlamlılık değeri 0,035 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,05’in altında olduğundan, belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, personel maaşlarının yeterliliği ve zamanında ödenmesiyle
ilgili görüşlerin katılımcıların yaş değişkeniyle arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir.
72
Tablo 11.
İnsan kaynakları yönetiminde maaş yeterliliği ve zamanında ödemeye bakışla
toplam çalışma süresi değişkeni ilişkisi
Soru 27 Toplam
Oldukça Kısmen Oldukça Kısmen Değişme
İyileşti İyileşti Kötüleşti Kötüleşt di
i
Toplam 1 yıldan Sayı 4 1 0 0 0 5
Çalışma az
Süresi
% 4,30% 1,10% 0,00% 0,00% 0,00% 5,30%
1-5 yıl Sayı 5 3 4 3 3 18
% 5,30% 3,20% 4,30% 3,20% 3,20% 19,10%
6-10 yıl Sayı 6 5 6 4 3 24
% 6,40% 5,30% 6,40% 4,30% 3,20% 25,50%
Kas.15 Sayı 6 5 6 6 3 26
% 6,40% 5,30% 6,40% 6,40% 3,20% 27,70%
16-20 yıl Sayı 3 1 4 0 2 10
% 3,20% 1,10% 4,30% 0,00% 2,10% 10,60%
21-25 yıl Sayı 2 2 0 0 1 5
arası
% 2,10% 2,10% 0,00% 0,00% 1,10% 5,30%
26-30 yıl Sayı 3 1 0 0 1 5
arası
% 3,20% 1,10% 0,00% 0,00% 1,10% 5,30%
30 yıldan Sayı 1 0 0 0 0 1
fazla
% 1,10% 0,00% 0,00% 0,00% 0,00% 1,10%
Toplam Count 30 18 20 13 13 94
% of 31,90% 19,10% 21,30% 13,80% 13,80% 100,00
Total %
73
kötüleşti”, 21-25 yıl olan katılımcıların %2,10 oranında “oldukça iyileşti” ve aynı
oranda “kısmen iyileşti, 26-30 yıl olan katılımcıların %3,20 oranında “oldukça iyileşti”
ve 30 yıldan fazla olan katılımcıların da %1,10 oranında “oldukça iyileşti” cevabını
verdiği tespit edilmiştir.
Tablo 12.
İnsan kaynakları yönetiminde maaş yeterliliği ve zamanında ödemeye bakış ve
toplam çalışma süresinin ki- kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic
Significance (2-sided)
Pearson Chi-Square 21,696a 28 0,795
Likelihood Ratio 27,061 28 0,515
Linear-by-Linear 0,11 1 0,74
Association
McNemar-Bowker Test b
N of Valid Cases 94
Yapılan chi-square testinde hipotez 5’in anlamlılık değeri 0,795 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,05’ten büyük olduğundan, belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, personel maaşlarının yeterliliği ve zamanında ödenmesiyle
ilgili görüşlerin katılımcıların toplam çalışma süresi değişkeniyle arasında ilişki
olmadığı tespit edilmiştir.
74
Tablo 13.
İnsan kaynakları yönetiminde maaş yeterliliği ve zamanında ödemeye bakış ve
eğitim düzeyi arasındaki ilişki
Soru 27 Toplam
Oldukça Kısmen Oldukça Kısmen Değişmedi
75
Tablo 14.
İnsan kaynakları yönetiminde maaş yeterliliği ve zamanında ödenmesine bakış ve
eğitim düzeyinin ki- kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic
Significance (2-sided)
Pearson Chi-Square 30,803a 16 0,014
Likelihood Ratio 29,469 16 0,021
Linear-by-Linear 1,694 1 0,193
Association
McNemar-Bowker Test 18,22 10 0,051
N of Valid Cases 94
Yapılan chi-square testinde hipotez 6’nın anlamlılık değeri 0,014 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,05’den küçük olduğundan, belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, personel maaşlarının yeterliliği ve zamanında ödenmesiyle
ilgili görüşlerin katılımcıların eğitim düzeyi değişkeniyle arasında ilişki olduğu tespit
edilmiştir.
Tablo 15.
İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitim yeterliliğine bakış ve yaş değişkeni
arasındaki çaprazlama
Soru 43 Toplam
Oldukça Kısme Oldukça Kısmen Değişmedi
İyileşti n Kötüleşti Kötüleşti
İyileşti
Yaş 30'dan az Sayı 7 0 2 0 1 10
% 7,40% 0,00% 2,10% 0,00% 1,10% 10,60%
31-40 arası Sayı 11 28 5 1 2 47
% 11,70% 29,80 5,30% 1,10% 2,10% 50,00%
%
76
41-50 arası Sayı 10 16 0 1 0 27
% 10,60% 17,00 0,00% 1,10% 0,00% 28,70%
%
50'den Sayı 1 9 0 0 0 10
fazla
% 1,10% 9,60% 0,00% 0,00% 0,00% 10,60%
Toplam Sayı 29 53 7 2 3 94
% 30,90% 56,40 7,40% 2,10% 3,20% 100,00
% %
Tablo 16.
İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitim yeterliliğine bakış ve yaş değişkeni
ilişkisinin ki- kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic
Significance (2-sided)
Pearson Chi-Square 24,379a 12 0,018
Likelihood Ratio 31,95 12 0,001
Linear-by-Linear 0,422 1 0,516
Association
McNemar-Bowker Test b
N of Valid Cases 94
Yapılan chi-square testinde hipotez 7’nin anlamlılık değeri 0,018 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,05’ten küçük olduğundan belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, personel eğitiminin yeterliliğiyle ilgili görüşlerin
katılımcıların yaş değişkeniyle arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir.
77
3.5.8. İnsan Kaynakları Yönetiminde Personel Eğitim Yeterliliğine Bakış
ve Toplam Çalışma Düzeyi Değişkeni İlişkisi
Tablo 17.
İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitiminin yeterliliğine bakış ve toplam
çalışma süresi değişkeniyle arasındaki çaprazlama
Soru 43 Toplam
Oldukç Kısmen Oldukça Kısmen Değişme
a İyileşti Kötüleşti Kötüleşti di
İyileşti
Toplam 1 yıldan Sayı 4 1 0 0 0 5
Çalışma az
Süresi
% 4,30% 1,10% 0,00% 0,00% 0,00% 5,30%
1-5 yıl Sayı 6 8 2 1 1 18
% 6,40% 8,50% 2,10% 1,10% 1,10% 19,10%
6-10 yıl Sayı 7 14 2 0 1 24
% 7,40% 14,90% 2,10% 0,00% 1,10% 25,50%
11-15 yıl Sayı 7 14 3 1 1 26
% 7,40% 14,90% 3,20% 1,10% 1,10% 27,70%
16-20 yıl Sayı 3 7 0 0 0 10
% 3,20% 7,40% 0,00% 0,00% 0,00% 10,60%
21-25 yıl Sayı 1 4 0 0 0 5
arası
% 1,10% 4,30% 0,00% 0,00% 0,00% 5,30%
26-30 yıl Sayı 1 4 0 0 0 5
arası
% 1,10% 4,30% 0,00% 0,00% 0,00% 5,30%
30 yıldan Sayı 0 1 0 0 0 1
fazla
% 0,00% 1,10% 0,00% 0,00% 0,00% 1,10%
Toplam Sayı 29 53 7 2 3 94
% 30,90% 56,40% 7,40% 2,10% 3,20% 100,00%
78
Tablo 17’ye göre “Belediyenin insan kaynakları yönetimine geçtikten sonra,
personel eğitiminin yeterliliğiyle ilgili nasıl bir gelişme oldu?” sorusuna çalışma süresi
1 yıldan az olan katılımcıların %4,30’u “oldukça iyileşti, 1-5 yıl olan katılımcıların %
8,50’si “kısmen iyileşti”, 6-10 olan katılımcıların %14,90’ı “kısmen iyileşti”, 11-15 yıl
olan katılımcıların yine %14,90’ı “kısmen iyileşti”, 16-20 yıl olan katılımcıların
%7,40’ı “kısmen iyileşti”, 21-25 yıl olan katılımcıların %4,30’u “kısmen iyileşti”, 26-
30 yıl arası olan katılımcıların %4,30’u “kısmen iyileşti”, 30 yıldan fazla olan
katılımcıların %1,10 “kısmen iyileşti” cevabını vermiştir.
Tablo 18.
İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitiminin yeterliliğine bakış ve toplam
çalışma süresi değişkeniyle arasındaki ki-kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic
Significance (2-sided)
Pearson Chi-Square 14,667a 28 0,982
Likelihood Ratio 17,31 28 0,942
Linear-by-Linear 0,002 1 0,966
Association
McNemar-Bowker Test .b
N of Valid Cases 94
Yapılan chi-square testinde hipotez 8’in anlamlılık değeri 0,982 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,05’ten büyük olduğundan belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, personel eğitiminin yeterliliğiyle ilgili görüşlerin
katılımcıların toplam çalışma süresi değişkeniyle arasında ilişki olmadığı tespit
edilmiştir.
79
Tablo 19.
İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitiminin yeterliliğine bakış ve eğitim
düzeyi çaprazlama ilişkisi
Soru 43 Toplam
Oldukça Kısmen Oldukça Kısmen Değişmedi
İyileşti İyileşti Kötüleşti Kötüleşti
Eğitim İlköğretim Sayı 5 6 0 1 0 12
Düzeyi
% 5,30% 6,40% 0,00% 1,10% 0,00% 12,80%
Lise Sayı 4 14 0 0 1 19
% 4,30% 14,90 0,00% 0,00% 1,10% 20,20%
%
Yüksekokul/ Sayı 7 17 2 0 2 28
Ön Lisans
% 7,40% 18,10 2,10% 0,00% 2,10% 29,80%
%
Üniversite Sayı 6 12 5 0 0 23
% 6,40% 12,80 5,30% 0,00% 0,00% 24,50%
%
Lisansüstü Sayı 7 4 0 1 0 12
% 7,40% 4,30% 0,00% 1,10% 0,00% 12,80%
Toplam Sayı 29 53 7 2 3 94
% 30,90% 56,40 7,40% 2,10% 3,20% 100,00
% %
80
Tablo 20.
İnsan kaynakları yönetiminde personel eğitiminin yeterliliğine bakış ve eğitim
düzeyi değişkeni arasındaki ilişkinin ki-kare anlamlılık değeri
Chi-Square Tests
Value df Asymptotic
Significance (2-sided)
Pearson Chi-Square 25,329a 16 0,064
Likelihood Ratio 26,641 16 0,046
Linear-by-Linear 0,126 1 0,723
Association
McNemar-Bowker Test 56,771 10 0
N of Valid Cases 94
Yapılan chi-square testinde hipotez 9’un anlamlılık değeri 0,064 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer 0,05’ten büyük olduğundan belediyenin insan kaynakları
yönetimine geçtikten sonra, personel eğitiminin yeterliliğiyle ilgili görüşlerin
katılımcıların eğitim düzeyi değişkeniyle arasında ilişki olmadığı tespit edilmiştir.
Yapılan geçerlilik testinde analizin geçerlilik değeri olan KMO and Bartlett’s
değeri 0,770 olarak tespit edilmiştir. Bu değer 0,700’den büyük olduğundan, yapılan
anket analizinin geçerli olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 21.
KMO and Bartlett’s Geçerlilik Değeri
81
Tablo 22.
Cronbach’s Alpha Güvenilirlik Değeri
82
4. BÖLÜM
SONUÇ VE ÖNERİLER
Mevcut çalışanın verimli bir şekilde işini yapması ve işe alım hususunda
doğrucu adımlar bu yönetim biçimiyle atıldığı için insan kaynakları yönetimi dünya
çapında çoğu kurum tarafınca benimsenmiştir. Yapılan anket ve analiz neticesinde
çalışanlarının büyük çoğunluğunun bu sistemden memnun olduğu anlaşılmaktadır.
Katılımcıların çoğunun eski yönetim biçimine oranla insan kaynakları yönetiminin
maaş, işe alım ve personel eğitimi gibi hususlarda tatmin edici bulmuştur.
83
olduğu gözlemlenmiştir. Yapılan bu gözlem neticesinde uzun zamandır iş hayatında
olan çalışanların eski ve yeni yönetim sistemini daha net bir biçimde kıyaslayabildiği
neticesine varılmıştır.
• Ankete katılmış olan bireylerin %16’lık kısmı 30’dan az, %40’ı 30 ve 40 yaş
aralığında, %30’u 41 ve 50 yaş, %14’ü ise 50 yaş ve üzerinde bulunmaktadır.
Özetle, 40 yaşın altındaki bireyler ankete katılım yapmış olan çoğunluğu
göstermektedir.
• Ankete katılmış olan bireylerin %41’i Mavi Yaka, %59’u ise Beyaz Yakalı
çalışandır.
• Ankete katılmış olan bireylerin %8’i 1 seneden az, %16’sı 1 ila 5 sene,
%25’i 6 ila 10 sene, %26’sı 11 ila 15 sene, %12’si 16 ila 20 sene, %6’sı 21
ila 25 sene, %7’si ise 26 ila 30 sene süre ile çalışmaktadır. Özetle,
çalışanların hemen hemen yarısı 10 sene altı deneyime, öteki yarısı 10 sene
ve üzeri deneyime sahiptir. Buna göre çalışanlar ne çok deneyimli ne de çok
deneyimsiz bireylerdir. Belediyenin bu durumda yeteri kadar deneyimli
ancak eskimemiş bir personel skalasına sahip olduğunu söyleyebilmekteyiz.
84
Katılımcıların insan kaynakları yönetimine geçiş ile beraber yaşanan
farklılıklarla alakalı değerlendirme neticeleri:
85
davranılmaktadır” görüşleri hakkında katılımcıların çoğunluğu tarafından
olumlu yanıt verdikleri, kısmen de olsa kabul görmemiş olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Bu hal işe almada iş ilanında olduğu gibi şeffaf bir tutum
sergilenmemesinden kaynaklanıyor olmalıdır.
86
sürecinde verilmiş olan olumlu yanıtların etkili olduğu, çalışanın işini
özümsemiş olması gibi olumlu bir hali belirtmektedir.
87
iyileşti” biçiminde olumlu yanıt verildiği görülmektedir. Geçişin kurum ve
çalışan üzerinde büyük ölçüde olumlu etki bırakıyor olduğu anlaşılmıştır.
Bunun sonucunda insan kaynakları yönetimine geçişin personelin büyük
çoğunluğunca olumlu karşılandığını söyleyebiliriz. Fakat bu olumlu görüşü
“değişmedi” yanıtı takip etmektedir. Olumsuz görüş bildiren çalışanlarında
zamanla olumlu görüşe sahip olması adına insan kaynakları yönetimi
uygulamalarının daha kesin bir biçimde yaşama geçirilmesi gerektiğini,
yönetişimin esas ilkeleri olan şeffaflık, katılımcılık, hukukun üstünlüğü ve
hesap verilebilirliğin daha fazla uygulama alanı bulması gerektiğini
söyleyebiliriz.
88
KAYNAKLAR
Kitaplar
Çağlar, B. (2001). Hukuk Devleti, Temel Hak Yeni Konsepti Kopenhag Kriterleri,
Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğinin Ortak Paydası Mı? İstanbul: İstanbul
Borsası İnsan Haklan Merkezi Yayını.
Çarkçı, A. (2008). Ulusal Kalkınma İçin Yerel Teklifler, Ulusal Kalkınma İçin Yerel
Uygulama Modelleri. İstanbul: Şehir Yayınları.
89
Çukurçayır, M. A., Ekşi Uğuz H. ve Eroğlu H.T. (Editörler). (2010). Yönetişim: Kuram,
Boyutlar, Uygulama. Konya: Çizgi Kitabevi.
Gordon, Jeffrey N. (2003) "Governance Failures of the Enron Board and the New
Infomation Order of Sarbanes-Oxley", Columbia Law School, The Center for Law and
Economic Studies, Working Paper No:216, March 2003, New York
Kumar, R. (2010). Human Resource Management: Strategic Analysis Text and Cases.
India: International Publishing House.
Mülkiyeler Birliği Vakfı. (2001). Cevat Geray'a Armağan. Ankara: Mülkiyeler Birliği
Yayım
Okçu, M. (2005). Avrupa Yönetsel Alanına Doğru Türk Kamu Yönetimi: Çok Düzlemli
Yönetişim. (Dü. A. Nohutçu ve A. Balcı). İstanbul: Beta Basım Yayın.
Özkul, L. (2003) Sermaye Pı̇ yasasi Kurulu Denetleme Daı̇ resı̇ “Abd Sermaye
Pı̇ yasalarinda Yaşanan Son Gelı̇ şmelerı̇ n Ve Abd’de Yürürlüğe Gı̇ ren 2002 Tarı̇ hlı̇
Sarbanes-oxley Kanunu’nun Türk Sermaye Pı̇ yasasi Açisindan Değerlendı̇ rı̇ lmesı̇ ”
Sözen, S. ve Algan, B. (2009). İyi Yönetişim. İyi Yönetişim Araştırma Raporu. Ankara:
İçişleri Bakanlığı Genel Yayın.
90
T.C. Maliye Bakanlığı. (2003). İyi Yönetişimin Temel Unsurları. Ankara: Maliye
Bakanlığı Yayını.
Süreli Yayınlar
Akyüz, Abdullah (2002) "Enron Skandalı", İktisat, İşletme ve Finans, Mart 2002, Sayı
192, S:7-13
Eren, E., O. Erdil. ve C. Zehir. (2000). Türkiye’de Büyük İşletmelerde Uygulanan Ücret
ve Maaş Yönetim Sistemi. Doğuş Üniversitesi Dergisi. 1.2, 100-123.
Görün, M. (2006). Yerel Demokrasi ve Katılım: İzmir, Konya ve Ağrı İl Genel Meclis
Üyeleri Üzerinde Bir Araştırma. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Yönetim Bilimleri Dergisi, 4(2), s. 159-184.
Güler, Birgül Ayman (2003). Yönetişim: Tüm İktidar Sermayeye, Ankara, Praksis
Yayını, ss.93-116.
92
Güzelsan, S. (2004). Kamu Yönetimi Disiplininde Yeni Kamu İşletmeciliği ve
Yönetişim Yaklaşımı. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi,
66, s.5.
Kesgin, B. (2007). Yeni Yerel Yönetim Anlayışı ve Yerel Yönetişim. Sivil Toplum
Dergisi, 4, s.209-212.
Koç, T. (2008), “Bir İktidar Sarmalı Olarak Yönetişim: Sivil Toplum KuruluĢları,
Katılım ve Yerel Demokrasi Üçgeni: Adana Örneği”, Adana Kent Sorunları
Sempozyumu/18, TMMOB Yayınları, s. 213-242.
KOÇ, Taylan (2009). Sivil Toplum Kuruluşları, Katılım ve Yerel Demokrasi Üçgeninde
Bir İktidar Sarmalı Olarak Yönetişim: Adana Örneği, Der. Necat Akyıldız vd.,
18. Yüzyıldan 21.Yüzyıla Kamu Yönetiminde Reform (KAYFOR 2008),
TODAĠE Yayınları, Ankara, ss.265-287.
93
Okçu, M. (2007). Yönetişim Tartışmalarına Katkı: Avrupa Birliği İçin Yönetişim Ne
Anlama Geliyor? Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, 12 (3), s.309-310.
Tamer, Meral 2002a "ABD için Enron, 11 Eylül'den daha önemli", Milliyet
Gazetesi, 07.02.2002
Ulusoy, A. (1999). Bağımsız İdari Kurumlar. Danıştay Dergisi, 100 (29), s.3-17.
Watson, T. J. (2010). Critical Social Science, Pragmatism and The Realities Of HRM.
The International Journal Of Human Resource Management. 21.6, 915-931.
Yüksel, M. (2000). Yönetişim Kavramı Üzerine. Ankara Barosu Dergisi, 58(3), s.145-
159.
Zabçı, F. (2002). Dünya Bankasının Küresel Pazar İçin Yeni Stratejisi: Yönetişim.
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, 57(3), s.151-179.
94
Diğer Yayınlar
Çin, Selim (2014), Değişen Yönetim Anlayışı ve Sivil Toplum Kuruluşları, Yüksek
Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara
Fortune 2001 Full List of Fortune 500 for 2000, www.fortune.com (Erişim Tarihi:
05.07.2021).
95
Worldbank (1993). World Development Report 1992: Development and the
environment.
http://documents.worldbank.org/curated/en/995041468323374213/World-
%20development-report-1992-development-and-the-environment (Erişim
Tarihi: 29.12.2019).
96
EKLER
Değerli Katılımcı,
Lütfen ankette yer alan her bir ifadeye belirtilen kriterler doğrultusunda içtenlikle
cevap veriniz. Ankette kişiler değil yaptıkları değerlendirmeler önemlidir. Bu nedenle
hiçbir şekilde isminizi ya da çalıştığınız bölümü belirtmenize gerek
bulunmamaktadır. Değerli vaktinizi ayırıp çalışmaya katkı sağladığınız için şimdiden
teşekkür ederim.
1) Cinsiyetiniz Nedir?
A) Kadın
B) Erkek
2) Yaşınız Nedir?
A) 30’dan az
B) 30-40 arası
C) 41-50 arası
D) 50 yaşın üzeri
97
B) Mavi Yakalı
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
98
4. İşleri zamanında bitirmek için prosedürlerin dışına çıkmamız gerekmez.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
99
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
C.
Aşağıda maddelerde, belediyenizin Personel Tedarik Faaliyetleri incelenmektedir.
Lütfen her bir soruyu belediyenizdeki mevcut uygulamaları göz önüne alarak
cevaplandırınız.
1. Emekli olan ya da farklı nedenlerle işten ayrılan kişilerin yerine, o işi en az ayrılan
kişi kadar iyi yapabilecek kişiler görevlendirilir.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
100
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
D.
Aşağıda maddelerde, belediyenizin Personel Seçim Süreci incelenmektedir. Lütfen
her bir soruyu belediyenizdeki mevcut uygulamaları göz önüne alarak
cevaplandırınız.
1. Belediyemizde işe alınacak adaylara bir dizi aşamadan oluşan sistematik bir seçim
süreci uygulanır.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
101
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
E.
Aşağıda maddelerde, belediyenizin Kariyer Yönetimi incelenmektedir. Lütfen her
bir soruyu belediyenizdeki mevcut uygulamaları göz önüne alarak cevaplandırınız .
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
102
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
F.
Aşağıda maddelerde, belediyenizin Eğitim Uygulamaları incelenmektedir. Lütfen
her bir soruyu belediyenizdeki mevcut uygulamaları göz önüne alarak
cevaplandırınız.
1. İşe yeni başlayan çalışanlar için yapacakları işi ve belediyeyi tanıtıcı eğitimler (oryantasyon
programları) düzenlenir.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
103
4. Belediyemizde verilen eğitimlerin içeriği tatmin edicidir.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
104
G.
Lütfen her bir soruyu belediyenizdeki mevcut durumu göz önüne alarak
cevaplandırınız.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
105
H.
Aşağıda maddelerde, belediyenizin Performans Değerlendirme Sistemi
incelenmektedir. Lütfen her bir soruyu belediyenizdeki mevcut uygulamaları göz
önüne alarak cevaplandırınız.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
106
I.
Aşağıda maddelerde, belediyenizin Çalışma İlişkileri incelenmektedir. Lütfen her
bir soruyu belediyenizdeki mevcut durumu göz önüne alarak cevaplandırınız.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
107
5. Yönetici ve çalışanlar arasında düzenli aralıklarla toplantılar yapılmaktadır.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
K.
Aşağıda maddelerde, belediyenizin Ücret Sistemi incelenmektedir. Lütfen her bir
soruyu belediyenizdeki mevcut durumu göz önüne alarak cevaplandırınız.
1. Ücretler, benzer kurumlardaki benzer görevlere verilen ücretlere yakın ya da daha fazladır.
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
Tümüyle Doğru Büyük Ölçüde Büyük Ölçüde Tümüyle Yanlış Fikrim Yok
Doğru Yanlış
108
Yukarıda sayılan faaliyetlerde belediyenin İnsan Kaynakları Yönetimine geçmesi ile birlikte
Personel Yönetiminin uygulandığı döneme göre nasıl bir gelişme yaşandı?
109
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Adı Soyadı : Ahmet ÖZGAN
Eğitim Durumu
Lisans Öğrenimi : Ankara Üniversitesi (2015)
Yüksek Lisans Öğrenimi : Ufuk Üniversitesi (2017-…)
Bildiği Yabancı Diller : İngilizce ve Flemenkçe
Bilimsel Faaliyetler : ANKÜSEM Ceza Muhakemesinde Uzlaştırmacı Eğitimi
(2017)
İş Deneyimi
Çalıştığı Kurumlar : TBMM Grup Büro Görevlisi (2016-2017)
Emlak Konut GYO A.Ş. Denetçi (2017-2018)
T.C. Adalet Bakanlığı Uzlaştırmacı (2018-…)
Tarih : 07.06.2021
110