Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 2

11. Ceza Dairesi 2017/10165 E. , 2021/5780 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ: Sahte fatura düzenleme, Defter ve belge gizleme
HÜKÜM: Mahkumiyet

Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 08.11.2018 tarihli 2018/427 Esas ve
2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme/kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213

I
sayılı VUK‘nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk

Ğ
bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bu hususa yönelik bozma isteyen düşünceye iştirak
edilmemiştir.

LI
1- Sanıklar ... ve ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından
verilen hükümlerin incelenmesinde;

AN
Sanıklar hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan kamu
davalarında; sanık ...’ın savunmasında, şirketin ortağı olduğu dönemde diğer sanık ...’ın şirket müdürü
olduğu ve şirketin bütün işleriyle ilgilendiğini, düzenlenen faturaların içeriklerinin sahte olup olmadığını
ŞK
bilmediğini ifade etmesi, diğer sanık ...’ın beyanlarında; diğer sanık ... ile birlikte şirketi kurduklarını,
daha sonra şirket hisselerini sanık ...’e bıraktığını şirkete ortak olduğu sürede düzenlenen bütün
faturaların gerçek bir ticari faaliyet sonucu düzenlendiğini savunması karşısında, maddi gerçeğin
BA

kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi açısından;


a- Suç konusu faturaları kullanan mükellef veya şirketler hakkında sahte fatura kullanma suçundan
karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, ilgili şirket yetkilileri veya mükellefler
Y

hakkında dava açılıp açılmadığı sorulup, açıldığının tespiti halinde getirtilip incelenerek bu davayı
A

ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi,


b- Faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını
IT

gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari
teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka
RG

hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları kullanan mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da
stoku olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması;
c- Sanık ...’ın savunmasının doğru olup olmadığının anlaşılması bakımından faturaları kullanan şirket
YA

yetkililerinin CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi;
kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp
tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının
sorulması, şirketin muhasebecisi oldukları vergi teknik raporunda belirtilen ...ve ... isimli kişilerin
CMK'nin 46. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi, kendilerinden
şirketi fiilen kimin idare ettiğinin sorulması, gerekirse faturalarda yer alan imza ve yazıların aidiyeti
hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre toplanan tüm deliller değerlendirilip
sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile
hükümler kurulması,
2- Sanık ... hakkında verilen hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun

06/01/2022 04:18 Yargıtay Bilgi İşlem Merkezi Müdürlüğü Tarafından Oluşturulmuştur. Sayfa 1
şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair
temyiz taleplerinin reddine, ancak;
a- Defter ve belgelerin ibrazına ilişkin istem yazısının 29.02.2012 tarihinde tebliğ edilmesinden itibaren
15 günlük sürenin bitimi olan 16.03.2012 tarihinin, yüklenen suçun işlendiği tarih olduğu gözetilmeden,
gerekçeli kararda suç tarihinin "2012" olarak yanlış gösterilmesi,
b- Defter belge gizleme suçunda, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 gün ve
2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271
sayılı CMK’nin 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir
araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil
YA

edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur
olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan
söz edilemeyeceği dikkate alındığında; suç tarihi itibarıyla engel mahkûmiyeti bulunmayan, yargılama
RG

sürecindeki davranışları ile geçmişi lehine takdiri indirim nedenleri sayılan, hakkındaki mahkûmiyet
hükmü ertelenen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanık
hakkında, “zarar giderilmediğinden” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri
IT

bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,


3- Kabule göre de;
AY

Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren
Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı
TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması
BA

açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,


Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafileri, sanıklar ... ve ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde
görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı
ŞK

CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 22.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar
verildi.
AN
LI
Ğ
I

06/01/2022 04:18 Yargıtay Bilgi İşlem Merkezi Müdürlüğü Tarafından Oluşturulmuştur. Sayfa 2

You might also like