Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 44

İyiliğe ulaşamayacaksınız ‫لَ ْن تَنَالُوا الْر َِّب‬

Sevdiklerinizden infak edinceye kadar ‫َح ََّّت تُْن رف ُقوا رِمَّا ُرُتبُّو َن‬
Bir şeyden ne infaq ederseniz ‫َوَما تُْن رف ُقوا رم ْن َش ْي ٍء‬
)29( ‫يم‬ ‫فَرإ َّن اللَّه برره علر‬
Allah onu bilir
ٌ َ َ
Tüm yemek(ler) ‫ُك ُّل الطَّ َع رام‬
‫يل‬ ‫َكا َن رح اًّل لرب رِن إرسرائر‬
Ben-i İsrail’e helaldi
َ َْ َ
İsrail’in kendi nefsine haram kıldıkları
müstesna ‫يل َعلَى نَ ْف رس ره‬ ‫إرََّّل ما حَّرم إرسرائر‬
ُ َْ َ َ َ
Tevrat inmezden önce ُ‫رم ْن قَ ْب رل أَ ْن تُنَ َّزَل الت َّْوَراة‬
‫ر‬
Getirin Tevrat’ı ve okuyun ‫وها‬َ ُ‫قُ ْل فَأْتُوا برالت َّْوَراة فَاتْ ل‬
)29( ‫ني‬ ‫إر ْن ُكْنتم ر ر‬
Eğer sadıklardan iseniz
َ ‫صادق‬ َ ُْ
‫ب‬ ‫ذ‬‫فَم رن افْ ت رى علَى اللَّ ره الْ َك ر‬
Kim Allah’a iftira atarsa
َ َ ََ َ
‫ر ر‬
Bundan sonra ‫ك‬َ ‫رم ْن بَ ْعد َذل‬
İşte onlar zalimlerdir )29( ‫ك ُه ُم الظَّالر ُمو َن‬ َ ‫فَأُولَئر‬
Deki
ُ‫ص َد َق اللَّه‬ َ ‫قُ ْل‬
‫يم َحنري ًفا‬ ‫فَاتَّبرعوا رملَّةَ إرب ر ر‬
‫اه‬
Millet-i İbrahim’e tabi olun
َ َْ ُ
‫ر‬ ‫ر‬
O müşriklerden olmadı )29( ‫ني‬ َ ‫َوَما َكا َن م َن الْ ُم ْشرك‬
İnsanlar için konulan yapılan ilk beyt ‫ت ُو رض َع لرلن ر‬
‫َّاس‬ ٍ ‫إر َّن أ ََّوَل ب ي‬
َْ
Şüphesiz Mekkede (yapılandır) َ‫لَلَّ رذي بربَ َّكة‬
1
)29( ‫ني‬ ‫ر ر‬
Mübarek ve âlemlere hidayettir
َ ‫ُمبَ َارًكا َوُه ًدى ل ْل َعالَم‬
‫ات‬ ‫رر‬
Onda apaçık ayetler var
ٌ َ‫ات بَيِّ ن‬ ٌ َ‫فيه آَي‬
‫يم‬ ‫م َقام إرب ر ر‬
‫اه‬
Ve Maqam-ı İbrahim (var)
َ َْ ُ َ
Kim ona girerse emin olur ‫َوَم ْن َد َخلَهُ َكا َن آَرمنًا‬
Allah için insanlara (farzdır) beyti hacc
‫ت‬ ‫َّاس رح ُّج الْب ي ر‬ ‫ر‬ ‫ن‬‫ال‬ ‫ى‬ ‫ل‬
َ ‫ع‬ ‫ولرلَّ ر‬
‫ه‬
etmek َْ َ َ
Ona yol(bulmaya) güç yetiren ‫اع إرلَْي ره َسبر ًيًّل‬
َ َ‫استَط‬ ْ ‫َم رن‬
‫ر‬
Kim küfrederse Allah âlemlerden َ ‫ِن َع رن الْ َعالَم‬
‫ني‬ ٌّ ‫َوَم ْن َك َفَر فَرإ َّن اللَّهَ َغ ر‬
müstağnidir
)29(
‫اب‬‫قُل يا أ َْهل الْ ركتَ ر‬
Deki ‘’ Ey Ehl-i Kitab
َ َْ
Niçin Allah’ın ayetlerine
‫ات اللَّ ره‬ ‫رِل تَ ْك ُفرو َن برَآي ر‬
küfrediyorsunuz َ ُ َ
(halbuki) Allah yaptklarınıza şahiddir )29( ‫َواللَّهُ َش رهي ٌد َعلَى َما تَ ْع َملُو َن‬
‫اب‬‫قُل يا أ َْهل الْ ركتَ ر‬
Deki ‘’ Ey Ehl-i Kitab
َ َْ
‫صدُّو َن َع ْن َسبر ريل اللَّ ره َم ْن آَ َم َن‬ ‫ت‬ ‫ر‬
‫ِل‬
َ
Neden iman edenleri Allah yolundan
engelliyorsunuz ُ َ
Eğriliği istiyorsunuz(isteyerek) ‫تَ ْب غُونَ َها رع َو ًجا‬
Sizler şahidler olduğunuz halde
ُ‫َوأَنْتُ ْم ُش َه َداء‬
Allah yaptıklarınızdan ğafil değildir )22( ‫َوَما اللَّهُ برغَافر ٍل َع َّما تَ ْع َملُو َن‬
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫يا أَيُّها الَّ ر‬
‫ذ‬
Ey iman edenler
َ َ َ
Eğer itaat ederseniz ‫إر ْن تُ رط ُيعوا‬

2
‫اب‬ ‫ر‬ ‫فَري ًقا رمن الَّ ر‬
Kitap verilenlerden bir gruba
َ َ‫ين أُوتُوا الْكت‬ َ َ ‫ذ‬
)011( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫ي رُّدوُكم ب عد إرميانر ُكم َكافر‬
Sizi imanınızdan sonra küfre döndürürler
َ ْ َ َ ْ َ ْ َُ
Nasıl küfrediyorsunuz ‫ف تَ ْك ُفُرو َن‬ َ ‫َوَكْي‬
Ve sizlerin üzerine Allah’ın ayetleri
okunuyor ‫ات اللَّ ره‬
ُ َ‫َوأَنْتُ ْم تُْت لَى َعلَْي ُك ْم آَي‬
Ve onun rasulu içinizde ‫َوفري ُك ْم َر ُسولُ ُه‬
Kim Allah’a sımsıkı bağlanırsa ‫ص ْم براللَّ ره‬ ‫ومن ي عتَ ر‬
َْ ْ ََ
Sırat-ı Mustaqıym’e hidayet olunur )010( ‫اط ُم ْستَ رقي ٍم‬ ٍ ‫فَ َق ْد ه ردي إر ََل رصر‬
َ َ ُ
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫يا أَيُّها الَّ ر‬
‫ذ‬
Ey iman edenler
َ َ َ
Allahtan sakınılması gerektiği şekilde
sakının ‫اتَّ ُقوا اللَّهَ َح َّق تُ َقاترره‬
Müslümanlardan başkası olarak ölmeyin )019( ‫َوََّل ََتُوتُ َّن إرََّّل َوأَنْتُ ْم ُم ْسلر ُمو َن‬
‫َج ًيعا‬‫صموا رِبب رل اللَّ ره َر‬ ‫ر‬
Allah’ın ipine toplu olarak sarılın
َْ ُ َ‫َو ْاعت‬
Ayrılığa düşmeyin ‫َوََّل تَ َفَّرقُوا‬
Allah’ın sizin üzerinize olan ni’metini
hatırlayın ‫َواذْ ُكُروا نر ْع َمةَ اللَّ ره َعلَْي ُك ْم‬
O zaman, siz düşmanlar idiniz de ‫إر ْذ ُكْنتُ ْم أ َْع َد ًاء‬
Allah qalplerinizi birleştirdi ‫ني قُلُوبر ُك ْم‬ َْ َ‫ف ب‬ َ َّ‫فَأَل‬
Onun nimeti ile kardeşler oldunuz ‫َصبَ ْحتُ ْم برنر ْع َمتر ره إر ْخ َوانًا‬ ْ ‫فَأ‬
‫وُكْنتُ ْم َعلَى َش َفا ُح ْفرٍة رمن النَّا ر‬
Sizler ateş çukurunun kenarında idiniz
َ َ َ
Ve sizi kurtardı ‫فَأَنْ َق َذ ُك ْم رمْن َها‬

3
‫ك‬ ‫ر‬
İşte bu şekilde
َ ‫َك َذل‬
Allah size ayetlerini açıklar ‫ني اللَّهُ لَ ُك ْم آَيَاترره‬ ُ ِّ َ‫يُب‬
Umulur ki hidayete erersiniz )019( ‫لَ َعلَّ ُك ْم تَ ْهتَ ُدو َن‬
Sizin içinizden bir ümmet bulunsun ٌ‫َولْتَ ُك ْن رمْن ُك ْم أ َُّمة‬
Khayr’a çağırıyor ْ ‫يَ ْد ُعو َن إر ََل‬
‫اْلَْرْي‬
‫ويأْمرو َن برالْمعر ر‬
‫وف‬
Ma’ruf-u emrediyor
ُْ َ ُُ َ َ
Münkerden sakındırıyor ‫َويَْن َه ْو َن َع رن الْ ُمْن َك ر‬
İşte onlar kurtuluşa erenlerdir )019( ‫ك ُه ُم الْ ُم ْفلر ُحو َن‬ َ ‫َوأُولَئر‬
Siz olmayın ‫َوََّل تَ ُكونُوا‬
‫اختَ لَ ُفوا‬ ‫َكالَّ ر‬
Parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın
ْ ‫ين تَ َفَّرقُوا َو‬ َ ‫ذ‬
‫ات‬ ‫ن‬ ‫ي‬
ِّ ‫ب‬‫ل‬
ْ ‫ا‬ ‫م‬ ‫ه‬ ‫اء‬ ‫ج‬ ‫ا‬ ‫م‬ ‫رمن ب ع ر‬
‫د‬
Onlara beyineler geldikten sonra َ
ُ َ ُ َُ َ َ َْ ْ
)019( ‫يم‬ ‫ظ‬‫ك ََلم ع َذاب ع ر‬ َ ‫وأُولَئر‬
İşte onlar için büyük bir azab vardır
ٌ َ ٌ َ ْ ُ َ
O gün yüzler beyazlaşır
ٌ‫ض ُو ُجوه‬ ُّ َ‫يَ ْوَم تَ ْب ي‬
Yüzler siyahlaşır
ٌ‫َوتَ ْس َوُّد ُو ُجوه‬
‫وه ُه ْم‬ ‫ج‬ ‫و‬ ‫ت‬ ‫د‬
َّ ‫و‬ ‫اس‬ ‫ين‬ ‫فَأ ََّما الَّ ر‬
‫ذ‬
Yüzleri siyahlaşanlara gelince
ُ ُ ُ َْ َ ْ
İmanınızdan sonra inkâr mı ettiniz ‫أَ َك َف ْرُُْت بَ ْع َد إرميَانر ُك ْم‬
‫اب رِبَا ُكْنتُ ْم تَ ْك ُفُرو َن‬ َ ‫فَ ُذوقُوا الْ َع َذ‬
Tadın azabı küfrünüzden dolayı
)019(

4
‫وه ُه ْم‬ ‫وأ ََّما الَّ ر‬
Yüzleri beyazlaşanlara gelince
ُ ‫ت ُو ُج‬ ْ‫ض‬ َّ َ‫ين ابْي‬ َ ‫ذ‬ َ
Allah’ın rahmetinin içindedirler ‫فَرفي َر ْْحَرة اللَّ ره‬
Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır )019( ‫ُه ْم فر َيها َخالر ُدو َن‬
Bunlar Allah’ın ayetleridir ‫ات اللَّ ره‬ ُ َ ‫ي‬ ‫آ‬
َ ‫ك‬َ ‫ل‬
ْ‫تر‬
Onu senin üzerine haqq olarak okuyoruz ْ ‫ك بر‬
‫اْلَ ِّق‬ َ ‫وها َعلَْي‬ َ ُ‫نَْت ل‬
)019( ‫ني‬ ‫ر ر‬ ُ ‫َوَما اللَّهُ يُر‬
َ ‫يد ظُْل ًما ل ْل َعالَم‬
Allah alemlere zulmetmek istemez
(zulmetmez)
Göklerde ve yerde bulunanlar
‫ض‬‫ات َوَما رِف ْاْل َْر ر‬‫السماو ر‬ َّ ‫ِف‬‫ر‬ ‫ا‬ ‫م‬ ‫ولرلَّ ر‬
‫ه‬
Allah’ındır. ََ َ َ
)012( ‫ور‬ ‫ُم‬‫اْل‬ْ ‫ع‬ ‫ج‬ ‫ر‬ ‫ت‬
ُ ‫وإر ََل اللَّ ر‬
‫ه‬
İşlerin dönüşü Allah’adır
ُ ُ َُْ َ
Sizler ümmetin en hayırlısı oldunuz ‫ُكْنتُ ْم َخْي َر أ َُّم ٍة‬
İnsanlar için çıkarılmış ‫ت لرلن ر‬
‫َّاس‬ ْ ‫ُخ ر َج‬ ْ‫أ‬
‫وف‬‫تَأْمرو َن برالْمعر ر‬
İyiliği emredersiniz
ُْ َ ُُ
Kötülükten sakındırırsınız ‫َوتَ ْن َه ْو َن َع رن الْ ُمْن َك ر‬
Allah’a iman edersiniz ‫َوتُ ْؤرمنُو َن براللَّ ره‬
‫ولَو آَمن أ َْهل الْ ركتَ ر‬
‫اب‬
Şayet Ehl-i Kitab iman etselerdi
ُ ََ َْ
Onlar için (daha) hayırlı olurdu ‫لَ َكا َن َخْي ًرا ََلُ ْم‬
Onlardan bazıları Mü’minlerdir ‫رمْن ُه ُم الْ ُم ْؤرمنُو َن‬
)001( ‫اس ُقو َن‬ ‫وأَ ْكثَرهم الْ َف ر‬
Çoğunluğu ise fasıklardır
ُ ُُ َ
(onlar) size zarar veremeyecekler eza
hariç ‫ضُّروُك ْم إرََّّل أَ ًذى‬ ُ َ‫لَ ْن ي‬
5
Eğer sizinle savaşırlarsa arkalarını dönüp
kaçarlar ‫َوإر ْن يُ َقاترلُوُك ْم يُ َولُّوُك ُم ْاْل َْدبَ َار‬
Sonra yardım olunmazlar )000( ‫صُرو َن‬ َ ‫ُُثَّ ََّل يُْن‬
ِّ ‫ت َعلَْي رهم‬
ُ‫الذلَّة‬ ْ َ‫ضرب‬
ُ
Onların üzerine zillet vuruldu
ُ
Nerede bulunurlarsa (bulunsunlar) ‫أَيْ َن َما ثُرق ُفوا‬
Allah’tan bir ip müstesna ‫إرََّّل رِبَْب ٍل رم َن اللَّ ره‬
‫َو َحْب ٍل رم َن الن ر‬
‫َّاس‬
‫ب رم َن اللَّ ره‬ ٍ‫ض‬ َ َ‫َوبَاءُوا برغ‬
ُ‫ت َعلَْي ره ُم الْ َم ْس َكنَة‬ ْ َ‫ض رب‬
ُ ‫َو‬
‫ك برأَنَّ ُه ْم‬ ‫َذلر‬
Bu onların …..
َ
….Allah’ın ayetlerini inkar ediyor
‫ات اللَّ ره‬ ‫َكانُوا ي ْك ُفرو َن برآَي ر‬
olmalarından َ ُ َ
Nebilerini haqq haricinde öldürüyor
(olmalarından) ‫َويَ ْقتُلُو َن ْاْلَنْبريَاءَ برغَ ْرْي َح ٍّق‬
‫ص ْوا‬ ‫ع‬ ‫ا‬ ‫ِب‬‫كر‬ ‫َذلر‬
Bu isyan etmelerinden
َ َ َ َ
Ve haddi aşmalarından (dolayıdır) )009( ‫َوَكانُوا يَ ْعتَ ُدو َن‬
Onlar bir değildir
ً‫لَْي ُسوا َس َواء‬
ٌ‫أ َُّمةٌ قَائر َمة‬- ‫اب‬ ‫رمن أ َْه رل الْ ركتَ ر‬
Ehl-i kitab içinde-doğru bir ümmette
(vadır) ْ
Gecenin koynunda Allah’ın ayetlerini ‫ي ْت لُو َن آَي ر‬
‫ات اللَّ ره آَنَاءَ اللَّْي رل‬
okurlar َ َ
Onlar secde eder halde )009( ‫َوُه ْم يَ ْس ُج ُدو َن‬
Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorlar ‫يُ ْؤرمنُو َن براللَّ ره َوالْيَ ْورم ْاْلَ رخ ر‬

6
‫وف‬ ‫ويأْمرو َن برالْمعر ر‬
İyiliği emrediyorlar
ُْ َ ُُ َ َ
Kötülükten sakındırıyorlar ‫َويَْن َه ْو َن َع رن الْ ُمْن َك ر‬
‫ات‬‫اْلي ر ر‬ ‫ر‬
Hayırda yarışıyorlar
َ َْْ ‫َويُ َسار ُعو َن ِف‬
)009( ‫ني‬ ‫الص ر‬
‫اْلر‬ َّ ‫ن‬ ‫كر‬
‫م‬ ‫وأُولَئر‬
İşte onlar Salihlerdir
َ َ َ َ
Onlar hayırdan ne yaparlarsa ‫َوَما يَ ْف َعلُوا رم ْن َخ ٍْْي‬
Karşılıksız bırakılmayacaklardır
ُ‫فَلَ ْن يُ ْك َفُروه‬
)009( ‫ني‬ ‫واللَّه علريم برالْمت ر‬
‫َّق‬
Allah muttaqıyleri bilendir
َ ُ ٌ َُ َ
‫ين َك َفُروا‬ ‫إر َّن الَّ ر‬
‫ذ‬
O kâfirler ki
َ
‫ِن َعْن ُه ْم أ َْم َوا َُلُ ْم‬ ‫ر‬
َ ‫لَ ْن تُ ْغ‬
Malları onları müstağni kılmayacak

Ve evlatları ‫َوََّل أ َْوََّل ُد ُه ْم‬


Allah’ın (azabından) hiç bir şeyi ‫رم َن اللَّ ره َشْيئًا‬
‫اب النَّا ر‬ ‫ح‬ ‫َص‬ ‫أ‬ ‫ك‬َ ‫وأُولَئر‬
İşte onlar ateş ashabıdır
ُ َ ْ َ
Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır )009( ‫ُه ْم فر َيها َخالر ُدو َن‬
Bu dünya hayatında infaq edenlerin
misali ْ ‫َمثَ ُل َما يُْن رف ُقو َن رِف َه رذ ره‬
‫اْلَيَاةر الدُّنْيَا‬
İçinde şiddetli soğuk olan rüzgarın misali
gibidir ‫يح فر َيها رصٌّر‬ ٍ ‫َك َمثَ رل ر‬
Nefislerine zulmeden qavmin ekinlerine
isabet etti ‫ث قَ ْوٍم ظَلَ ُموا أَنْ ُف َس ُه ْم‬ َ ‫ت َح ْر‬ ْ َ‫َصاب‬ َ‫أ‬
Ve onu yok etti
ُ‫فَأ َْهلَ َكْته‬
Allah onlara zulmetmedi
ُ‫َوَما ظَلَ َم ُه ُم اللَّه‬
7
Fakat onlar nefislerine zulmediyorlar )009( ‫َولَ رك ْن أَنْ ُف َس ُه ْم يَظْلر ُمو َن‬
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫يا أَيُّها الَّ ر‬
‫ذ‬
Ey iman edenler
َ َ َ
Sizin haricinizdekini özel dost
edinmeyiniz ‫َّخ ُذوا برطَانَةً رم ْن ُدونر ُك ْم‬ ‫ََّل تَت ر‬
Size kötülük yapmaktan asla geri
durmazlar ‫ََّل يَأْلُونَ ُك ْم َخبَ ًاَّل‬
‫ُّم‬‫ت‬‫وُّدوا ما عنر‬
Sıkıntıya (düşmenizi) isterler
ْ َ َ َ
Muhakkak buğz ağızlarından çıkmıştı ‫ضاءُ رم ْن أَفْ َو راه ره ْم‬ ‫ر‬
َ ‫قَ ْد بَ َدت الْبَ ْغ‬
‫ورُه ْم أَ ْكبَ ُر‬ ‫ر‬
ُ ُ ُ ْ‫َوَما ُُت‬
‫د‬ ‫ص‬ ‫ي‬ ‫ف‬
Göğüslerinde gizledikleri ise daha
büyüktür
Muhakkak biz sizin için ayetleri
‫ات‬‫قَ ْد ب يَّ نَّا لَ ُكم ْاْلَي ر‬
açıkladık َ ُ َ
Eğer aqledenlerden iseniz )009( ‫إر ْن ُكْنتُ ْم تَ ْع رقلُو َن‬
Sizler o kimselersiniz ki onları seversiniz ‫َها أَنْتُ ْم أُوََّل رء ُرُتبُّونَ ُه ْم‬
(hâlbuki) onlar sizi sevmezler ‫َوََّل ُرُيبُّونَ ُك ْم‬
Siz Kitab’ın tamamına iman edersiniz ‫اب ُكلِّ ره‬ ‫وتُ ْؤرمنُو َن برالْ ركتَ ر‬
َ
Sizinle karşılaştıkları zaman iman ettik
derler ‫َوإر َذا لَ ُقوُك ْم قَالُوا آَ َمنَّا‬
Yalnız kaldıkları zaman ‫َوإر َذا َخلَ ْوا‬
Öfkelerinden parmaklarını ısırırlar ‫ضوا َعلَْي ُك ُم ْاْلَنَ رام َل رم َن الْغَْي رظ‬ ُّ ‫َع‬
Deki ‘’ öfkenizle ölün’’ ‫قُ ْل ُموتُوا برغَْي رظ ُك ْم‬
)002( ‫الص ُدور‬ ُّ ‫ات‬ ‫إر َّن اللَّه علريم بر َذ ر‬
Allah göğüslerdekini bilendir
ٌ ََ
Size bir iyilik dokunursa ٌ‫إر ْن َتَْ َس ْس ُك ْم َح َسنَة‬
8
Kötü olurlar (üzülürler) ‫تَ ُس ْؤُه ْم‬
Eğer size bir kötülük dokunursa ٌ‫َوإر ْن تُ رصْب ُك ْم َسيِّئَة‬
Onunla ferahlarlar (sevinirler) ‫يَ ْفَر ُحوا رِبَا‬
Eğer sabreder ve sakınırsanız ‫صرِبُوا َوتَتَّ ُقوا‬ ْ َ‫َوإر ْن ت‬
Size onların tuzakları zarar veremez ‫ضُّرُك ْم َكْي ُد ُه ْم َشْيئًا‬ ُ َ‫ََّل ي‬
Allah onların yaptıklarını kuşatmıştır )091( ‫ط‬ ٌ ‫إر َّن اللَّهَ رِبَا يَ ْع َملُو َن ُرُمي‬
O zaman sabah erkenden ehlinden
‫ك‬ ‫وإر ْذ َغ َدوت رمن أَهلر‬
çıkmıştın َ ْ ْ َ ْ َ
‫ني‬ ‫تُب ِّو ُ ر ر‬
Mü’minleri yerleştiriyordun
َ ‫ئ الْ ُم ْؤمن‬ َ
Savaş yerlerine ‫اع َد لرْل رقتَ رال‬ ‫م َق ر‬
َ
)090( ‫يم‬ ‫واللَّه َرَسيع علر‬
Allah semi’ ve âlimdir
ٌ َ ٌ ُ َ
Sizden bir iki taife…….kastedmişti ‫ان رمْن ُك ْم‬ ‫ت طَائرَفتَ ر‬
ْ َّ‫إر ْذ ََه‬
Bozulmaya ‫أَ ْن تَ ْف َش ًَّل‬
Allah onların velisi idi ‫َواللَّهُ َولريُّ ُه َما‬
Mü’minler Allah’a tevekkül etsinler )099( ‫َو َعلَى اللَّ ره فَ ْليَتَ َوَّك رل الْ ُم ْؤرمنُو َن‬
Muhakkak Allah size bedirde yardım etti ‫صَرُك ُم اللَّهُ بربَ ْد ٍر‬ َ َ‫َولََق ْد ن‬
Sizler zillet içerisinde idiniz ٌ‫َوأَنْتُ ْم أ رَذلَّة‬
Allahtan sakının umulur ki şükredersiniz )099( ‫فَاتَّ ُقوا اللَّهَ لَ َعلَّ ُك ْم تَ ْش ُكُرو َن‬
‫ني‬ ‫إر ْذ تَ ُق ُ ر ر ر‬
َ ‫ول ل ْل ُم ْؤمن‬
O zaman hatırla sen mü’minlere
diyordun

9
Sizin için yeterli değil midir? ‫أَلَ ْن يَ ْك رفيَ ُك ْم‬
Rabbinizin desteklemesi ‫أَ ْن ُمير َّد ُك ْم َربُّ ُك ْم‬
‫ني‬‫ف رمن الْم ًَّلئر َك رة من زلر‬ ٍ ‫برث ًَّلثَرة آَََّل‬
İndirilmiş üç bin melek ile
َ َ ُْ َ َ َ
)099(
Bilakis eğer sabrederseniz ve
sakınırsanız ‫صرِبُوا َوتَتَّ ُقوا‬ ْ َ‫بَلَى إر ْن ت‬
(Müşrikler) size geldiklerinde
(saldırdıklarında) ‫َويَأْتُوُك ْم رم ْن فَ ْورره ْم َه َذا‬
Rabbiniz sizi beş bin…… ile
‫ف‬ٍ ‫ميُْ رد ْد ُكم ربُّ ُكم رِبمس رة آَََّل‬
destekleyecektir َ َْ ْ َ ْ
)099( ‫ني‬ ‫ر ر ر‬ ‫ر‬
……Nişanlanmış melek ile….
َ ‫م َن الْ َم ًَّلئ َكة ُم َس ِّوم‬
Allah onu kılmadı
ُ‫َوَما َج َعلَهُ اللَّه‬
Sadece size bir müjde (kıldı) ‫إرََّّل بُ ْشَرى لَ ُك ْم‬
Sizin kalbiniz onunla mütmain olsun
diye ‫َولرتَطْ َمئر َّن قُلُوبُ ُك ْم برره‬
Zafer Allah katından başka bir yerde
değildir ‫َّصُر إرََّّل رم ْن رعْن رد اللَّ ره‬ ْ ‫َوَما الن‬
Aziz ve Hâkim )099( ‫اْلَ ركي رم‬ ْ ‫الْ َع رزي رز‬
‫ين َك َفُروا‬ ‫لري ْقطَع طَرفًا رمن الَّ ر‬
‫ذ‬
Kâfirlerin bir grubunu kesmek için
َ َ َ َ َ
Yada onları rezil etmek için ‫أ َْو يَ ْكبرتَ ُه ْم‬
Ki böylece umutsuz olarak dönüp
)099( ‫ني‬ ‫ر‬
‫ب‬ ‫فَي ْن َقلربوا خائر‬
gitsinler َ َ ُ َ
Sana emirden başka bir şey yoktur ‫ك رم َن ْاْل َْم ر َش ْي ٌء‬ َ َ‫س ل‬ َ ‫لَْي‬
Ya onların tevbesini kabul eder ‫وب َعلَْي ره ْم‬ َ ُ‫أ َْو يَت‬
10
Vaya onlara azab eder ‫أ َْو يُ َع ِّذبَ ُه ْم‬
Onlar zalim olduklarından dolayı )099( ‫فَرإنَّ ُه ْم ظَالر ُمو َن‬
‫ات َوَما رِف ْاْل َْر ر‬
‫ض‬ ‫السماو ر‬ ‫ِف‬ ‫ر‬ ‫ا‬ ‫م‬ ‫ر‬ َّ‫ر‬
Gökler ve yerler Allah’ındır
َ َ َّ َ ‫َول‬‫ه‬ ‫ل‬
‫اء‬ ‫ش‬ ‫ي‬ ‫ن‬ ‫م‬ ‫ي ْغ رفر لر‬
Dilediğini affeder
َ
ُ َ َْ ُ َ
Dilediğine azab eder
ُ‫ب َم ْن يَ َشاء‬ ُ ‫َويُ َع ِّذ‬
)092( ‫يم‬ ‫واللَّه َغ ُفور رر‬
‫ح‬
Allah ğafur ve rahimdir
ٌ ٌَ ُ َ
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫ذ‬‫يا أَيُّها الَّ ر‬
Ey iman edenler
َ َ َ
Faizi yemeyin ِّ ‫ََّل تَأْ ُكلُوا‬
‫الربَا‬
Kat be kat ً‫اع َفة‬
َ‫ض‬ َ ‫َض َعافًا ُم‬ ْ‫أ‬
Allahtan sakının umulur ki kurtuluşa
erersiniz )091( ‫َواتَّ ُقوا اللَّهَ لَ َعلَّ ُك ْم تُ ْفلر ُحو َن‬
Ateşten sakının
َ ‫َواتَّ ُقوا الن‬
‫َّار‬
)090( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫الَّرِت أ رُعدَّت لرْل َكافر‬
O ki kâfirler için hazırlanmıştır
َ ْ
‫ول لَ َعلَّ ُك ْم تُ ْر َْحُو َن‬َ ‫الر ُس‬ َّ ‫َط ُيعوا اللَّهَ َو‬ ‫وأ ر‬
Allah’a ve rasulune itaat edin
َ
)099(
Rabbinizin bağışlamasına koşun ‫َو َسا ر ُعوا إر ََل َم ْغ رفَرةٍ رم ْن َربِّ ُك ْم‬
‫ض‬ ٍ
ُ ‫ات َو ْاْلَْر‬ ُ ‫الس َم َو‬
َّ ‫ض َها‬ ُ ‫َو َجنَّة َع ْر‬
Genişliği gökler ve yer arası kadar olan
cennete(koşun)

)099( ‫ني‬ ‫أ رُعد ر ر‬


Muttaqiler için hazırlanmış
َ ‫َّت ل ْل ُمتَّق‬ ْ
O kimseler ki bollukta ve darlıkta infak
ederler ‫الضَّر راء‬
َّ ‫السَّر راء َو‬ َّ ‫ين يُْن رف ُقو َن رِف‬ َ ‫ذ‬‫الَّ ر‬

11
‫ني الْغَْي َظ‬ ‫رر‬
Öfkelerini yutarlar
َ ‫َوالْ َكاظم‬
‫ني َع رن الن ر‬
‫َّاس‬ ‫والْعافر‬
İnsanları affederler
َ َ َ
)099( ‫ني‬ ‫رر‬ ُّ ‫َواللَّهُ ُرُي‬
Allah iyileri sever
َ ‫ب الْ ُم ْحسن‬
O kimseler ki büyük bir kötülük
ً‫اح َشة‬ ‫والَّ رذين إر َذا فَعلُوا فَ ر‬
işlerlerse َ َ َ
Yada nefislerine zulmederlerse ‫أ َْو ظَلَ ُموا أَنْ ُف َس ُه ْم‬
Allah’ı zikrederler
َ‫ذَ َكُروا اللَّه‬
Günahları için istiğfarda bulunurlar ‫استَ ْغ َفُروا لر ُذنُوِبرر ْم‬ ْ َ‫ف‬
Allahtan başka günahları kim
‫وب إرََّّل اللَّ ُه‬ ُ ‫ن‬ ُّ
‫الذ‬ ‫ر‬ ‫ومن ي ْغ ر‬
‫ف‬
bağışlayabilir َ ُ َ ْ ََ
‫صُّروا َعلَى َما فَ َعلُوا‬ ‫وَِل ي ر‬
Yaptıklarında ısrar etmeyenler
َُْ
Onlar bildikleri halde )099( ‫َوُه ْم يَ ْعلَ ُمو َن‬
Onların cezası ‫ك َجَز ُاؤُه ْم‬ ‫ر‬
َ ‫أُولَئ‬
Rablerinden bir mağfiret ‫َم ْغ رفَرةٌ رم ْن َرِِّبر ْم‬
Altlarından ırmaklar akan bahçeler ‫َّات ََْت ري رم ْن َُْتتر َها ْاْلَنْ َه ُار‬ ٌ ‫َو َجن‬
Orada ebedi olarak kalacaklardır ‫ين فر َيها‬ َ َ
‫خالر ر‬
‫د‬
)099( ‫ني‬ ‫ونرعم أَجر الْع راملر‬
Amel edenlerin ecri ne güzeldir
َ َ ُْ َ ْ َ
Sizden önce birçok olaylar gelip
geçmiştir ‫ت رم ْن قَ ْبلر ُك ْم ُسنَ ٌن‬ ْ َ‫قَ ْد َخل‬
Yeryüzünde yürüyün ‫ض‬‫فَ رسْيُوا رِف ْاْل َْر ر‬
‫ر‬
Bakın yalanların sonu nasıl oldu
َ ‫ف َكا َن َعاقبَةُ الْ ُم َك ِّذبر‬
‫ني‬ َ ‫فَانْظُروا َكْي‬
12
)099(
Bu insanlar için bir beyandır ‫َه َذا بَيَا ٌن لرلن ر‬
‫َّاس‬
Ve hidayet ‫َوُه ًدى‬
)099( ‫ني‬ ‫ومو رعظَةٌ لرْلمت ر‬
‫َّق‬
Muttaqıyler içinde bir öğüttür
َ ُ ََْ
Gevşemeyin üzülmeyin ‫َوََّل ََترنُوا َوََّل َُْتَزنُوا‬
‫رر‬
Eğer inanmışsanız sizler en üstünlersiniz
َ ‫َعلَ ْو َن إر ْن ُكْنتُ ْم ُم ْؤمن‬
‫ني‬ ْ ‫َوأَنْتُ ُم ْاْل‬
)092(
Eğer size bir yara isabet etti ise ‫إر ْن ميَْ َس ْس ُك ْم قَ ْر ٌح‬
O kavme de benzeri bir yara isabet
etmiştir ‫س الْ َق ْوَم قَ ْر ٌح رمثْ لُ ُه‬ َّ ‫فَ َق ْد َم‬
İşte bunlar günlerdir ‫ك ْاْلَيَّ ُام‬َ ‫َوترْل‬
İnsanlar arasında döndürürüz ‫ني الن ر‬
‫َّاس‬ َْ َ‫نُ َدا روَُلَا ب‬
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫ولري علَم اللَّه الَّ ر‬
‫ذ‬
Allah’ın iman edenleri bilmesi için
َ ُ َ َْ َ
Ve sizlerden şahitler edinmesi için ‫َّخ َذ رمْن ُك ْم ُش َه َد َاء‬ ‫وي ت ر‬
ََ
‫واللَّه ََّل ُرُي ُّ ر ر‬
Allah zalimleri sevmez )091( ‫ني‬ َ ‫ب الظَّالم‬ ُ َ
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫ذ‬‫ولريم ِّحص اللَّه الَّ ر‬
Bu Allah’ın iman edenleri seçmesi
َ ُ َ َُ َ
)090( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫وميَْحق الْ َكافر‬
Ve kâfirleri yok etmesi (içindir)
َ ََ َ
Sizler cennete girebileceğinizi mi
zannettiniz ْ ‫أ َْم َح رسْبتُ ْم أَ ْن تَ ْد ُخلُوا‬
َ‫اْلَنَّة‬
Allah’ın içinizden cihat edenleri
‫اه ُدوا رمْن ُك ْم‬ ‫ج‬ ‫ين‬ ‫ولَ َّما ي علَ رم اللَّه الَّ ر‬
‫ذ‬
bilmeden (belirlemeden) َ َ َ ُ َْ َ
13
)099( ‫ين‬ ‫الصابر‬
َ َّ ‫َويَ ْعلَ َم‬
‫ر‬
Ve sabredenleri bilmeden (
belirlemeden)

Sizler ölümü temenni ediyordunuz ‫ت‬


َ ‫َولََق ْد ُكْنتُ ْم ََتَن َّْو َن الْ َم ْو‬
Önceden ‫رم ْن قَ ْب رل‬
Onunla karşılaşılmasından
ُ‫أَ ْن تَ ْل َق ْوه‬
Ve onu gördünüz
ُ‫فَ َق ْد َرأَيْتُ ُموه‬
Ve sizle bakıp duruyordunuz )099( ‫َوأَنْتُ ْم تَ ْنظُُرو َن‬
Muhammed bir elçiden başka bir şey
değildir ٌ ‫َوَما ُُمَ َّم ٌد إرََّّل َر ُس‬
‫ول‬
‫الر ُس ُل‬ ُّ ‫ت رم ْن قَ ْبلر ره‬ ْ َ‫قَ ْد َخل‬
Öncesinden peygamberler gelip
geçmişlerdir
Eğer ölür veya öldürülürse….(yapacak)
mı(sınız) ‫ات أ َْو قُتر َل‬ َ ‫أَفَرإ ْن َم‬
Topuklarınızın üzerine döndünüz ‫انْ َقلَْبتُ ْم َعلَى أ َْع َقابر ُك ْم‬
Kim topukları üzerine dönerse ‫ب َعلَى َع رقبَ ْي ره‬ ‫ومن ي ْن َقلر‬
ْ َ ْ ََ
Allah’a zarar veremeyecektir ‫ضَّر اللَّهَ َشْيئًا‬ ُ َ‫فَلَ ْن ي‬
)099( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫وسيج رزي اللَّه الشَّاكر‬
Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır
َ ُ ْ ََ َ
Bir nefis ölmesi olmadı
َ ُ‫س أَ ْن ََت‬
‫وت‬ ٍ ‫َوَما َكا َن لرنَ ْف‬
Allah’ın izni hariç ‫إرََّّل بررإ ْذ رن اللَّ ره‬
Yazılmış bir zaman ‫كرتَابًا ُم َؤ َّج ًًّل‬
Kim dünya sevabını isterse ‫اب الدُّنْيَا‬ َ ‫َوَم ْن يُرْد ثَ َو‬
Ondan veririz ‫نُ ْؤترره رمْن َها‬

14
Kimde ahiret sevabını isterse ‫اب ْاْلَ رخَررة‬
َ ‫َوَم ْن يُرْد ثَ َو‬
Ondan veririz ‫نُ ْؤترره رمْن َها‬
)099( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫وسنَج رزي الشَّاكر‬
Şükredenleri mükâfatlandıracağız
َ ْ ََ
‫ِب‬ ‫ر‬‫ن‬
َ ‫ن‬ ‫م‬‫وَكأَيِّن ر‬
Nice peygamberler (ki geldi geçti)
ٍّ ْ ْ َ
Onunla birlikte savaştı
ُ‫قَاتَ َل َم َعه‬
Pek çok ribbiyunlar ‫ربِّيُّو َن َكثر ٌْي‬
Gevşemediler ‫فَ َما َوَهنُوا‬
Allah yolunda kendilerine isabet eden
‫َصابَ ُه ْم رِف َسبر ريل اللَّ ره‬ ‫أ‬ ‫ا‬ ‫م‬ ‫لر‬
şeylerden dolayı َ َ
Zafiyet göstermediler ‫ض ُع ُفوا‬َ ‫َوَما‬
Boyun eğmediler ‫استَ َكانُوا‬ ْ ‫َوَما‬
)099( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫الصابر‬
َّ ‫ب‬ُّ ‫واللَّه ُر‬
‫ُي‬
Allah sabredenleri sever
َ ُ َ
Onların sözü değildi ‫َوَما َكا َن قَ ْوََلُ ْم‬
Ancak demeleriydi ‫إرََّّل أَ ْن قَالُوا‬
Rabbimiz günahlarımızı bağışla ‫َربَّنَا ا ْغ رف ْر لَنَا ذُنُوبَنَا‬
Ve nefsimizde haddi aşmamızı (bağışla) ‫َوإر ْسَرافَنَا رِف أ َْم رنَا‬
Ayaklarımızı sabit kıl ‫ت أَقْ َد َامنَا‬ْ ِّ‫َوثَب‬
)099( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫وانْصرنَا علَى الْ َقورم الْ َكافر‬
Kâfirler qavmine karşı bize yardım et
َ ْ َ ُْ َ
‫اب الدُّنْيَا‬ َ ‫اه ُم اللَّهُ ثَ َو‬ ُ َ‫فََآت‬
Ve böylece Allah onlara dünya
mükâfatını verdi

15
Ahiret sevabının en güzelini (verdi) ‫اب ْاْلَ رخَررة‬ ‫وحسن ثَو ر‬
َ َْ َُ
)099( ‫ني‬ ‫ب الْمح رسنر‬ ُّ ‫واللَّه ُر‬
‫ُي‬
Allah Muhsinleri sever
َ ُْ ُ َ
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫ذ‬‫يا أَيُّها الَّ ر‬
Ey iman edenler
َ َ َ
‫ين َك َفُروا‬ ‫إر ْن تُ رطيعوا الَّ ر‬
‫ذ‬
Kafirlere itaat etmeyin
َ ُ
Sizleri topuklarınızın üzerine geri
döndürürler ‫يَُرُّدوُك ْم َعلَى أ َْع َقابر ُك ْم‬
(eğer dönerseniz) hüsrana uğrayarak
)092( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫اس‬ ‫فَتَ ْن َقلربوا خ ر‬
dönersiniz َ َ ُ
Bilakis Allah sizin mevlanızdır ‫بَ رل اللَّهُ َم ْوََّل ُك ْم‬
)091( ‫ين‬ ‫ر‬ ‫وهو خي ر الن ر‬
‫َّاص‬
O yardım edenlerin en hayırlısıdır
َ َُْ َُ َ
atacağız ‫َسنُ ْل رقي‬
‫ب‬ ‫ع‬ ‫الر‬
ُّ ‫ا‬
‫و‬ ‫ر‬ ‫ف‬َ ‫ك‬
َ ‫ين‬ ‫وب الَّ ر‬
‫ذ‬ ‫رِف قُلُ ر‬
Kâfirlerin kalbine korku
َ ْ ُ َ
Allah’a şirk koşmalarından dolayı ‫رِبَا أَ ْشَرُكوا براللَّ ره‬
Onların varış yeri cehennemdir ‫َما َِلْ يُنَ ِّزْل برره ُس ْلطَانًا‬
Onların yurtları cehennemdir
ُ ‫َوَمأَْو ُاه ُم الن‬
‫َّار‬
‫رر‬
)090( ‫ني‬ َ ‫س َمثْ َوى الظَّالم‬ ‫ر‬
َ ‫َوبْئ‬
Zalimlerin dönüp varacağı yer ne
kötüdür

Allah va’dine sadık kaldı


ُ‫ص َدقَ ُك ُم اللَّهُ َو ْع َده‬ َ ‫َولََق ْد‬
O zaman (hatırlayın) allah’ın izni ile
onları kılıçtan geçiriyordunuz ‫إر ْذ َُتُ ُّسونَ ُه ْم بررإ ْذنرره‬
Taki dağıldığınız ve işinizde çekiştiğiniz
zaman kadar
‫َح ََّّت إر َذا فَ رش ْلتُ ْم َوتَنَ َاز ْعتُ ْم رِف ْاْل َْم ر‬
Hoşlandığınız şeyler gördükten sonra
isyan ettiniz ‫صْيتُ ْم رم ْن بَ ْع رد َما أ ََرا ُك ْم َما ُرُتبُّو َن‬ َ ‫َو َع‬
16
Sizden bazıları dünya hayatını istiyordu ‫يد الدُّنْيَا‬ ُ ‫رمْن ُك ْم َم ْن يُر‬
Sizlerden bazıları ahireti istiyordu ‫يد ْاْلَ رخَرَة‬ ُ ‫َورمْن ُك ْم َم ْن يُر‬
Sonra sizi onlardan geri çevirdi ‫صَرفَ ُك ْم َعْن ُه ْم‬َ َّ‫ُُث‬
Sizi imtihan etmek için ‫لريَْبتَلريَ ُك ْم‬
Sizi affetti ‫َولََق ْد َع َفا َعْن ُك ْم‬
‫رر‬ ْ َ‫َواللَّهُ ذُو ف‬
Allah mü’minlere fazilet sahibidir
َ ‫ض ٍل َعلَى الْ ُم ْؤمن‬
)099( ‫ني‬
O zaman siz yükseğe çıkıyordunuz ‫صعر ُدو َن‬ْ ُ‫إر ْذ ت‬
Kimseye (aldırış etmiyordunuz)
dönmüyordunuz ‫َح ٍد‬
َ ‫َوََّل تَ ْل ُوو َن َعلَى أ‬
Peygamber arkanızdan çağırıyordu
ْ ‫ول يَ ْد ُعوُك ْم رِف أ‬
‫ُخَرا ُك ْم‬ ُ ‫الر ُس‬َّ ‫َو‬
Size keder üzerine keder ile cezalandırdı ‫فَأَثَابَ ُك ْم َغ اما برغَ ٍّم‬
Kaçırdıklarınıza üzülmeyesiniz diye ‫لر َكْي ًَّل َُْتَزنُوا َعلَى َما فَاتَ ُك ْم‬
Ve size isabet eden şeye ‫َصابَ ُك ْم‬
َ ‫َوََّل َما أ‬
Allah yaptıklarınızdan haberdardır )099( ‫َواللَّهُ َخبرْيٌ رِبَا تَ ْع َملُو َن‬
Sonra sizin üzerinize indirdi ‫ُُثَّ أَنْ َزَل َعلَْي ُك ْم‬
Kederden sonra ‫رم ْن بَ ْع رد الْغَ ِّم‬
Emniyyet ve uyku ‫اسا‬
ً ‫أ ََمنَةً نُ َع‬
Sizden bir taifeyi bürüyordu ‫يَ ْغ َشى طَائرَفةً رمْن ُك ْم‬
Ve bir taifede ٌ‫َوطَائرَفة‬
17
Nefislerinin derdine düşmüş ‫قَ ْد أ َََهَّْت ُه ْم أَنْ ُف ُس ُه ْم‬
Allah’a haqq olmayan zanda
bulunuyorlardı ْ ‫يَظُنُّو َن براللَّ ره َغْي َر‬
‫اْلَ ِّق‬
Cahiliye zannı ile ‫اهلريَّ رة‬‫اْل ر‬
َْ ‫ظَ َّن‬
Diyorlar(dı) ‫يَ ُقولُو َن‬
Bizim için bu işte bir şey var mıdır ‫َه ْل لَنَا رم َن ْاْل َْمر رم ْن َش ْي ٍء‬
Deki emrin hepsi Allah’ındır ‫قُ ْل إر َّن ْاْل َْمَر ُكلَّهُ لرلَّ ره‬
Nefislerindekini gizliyolar ‫ُُيْ ُفو َن رِف أَنْ ُف رس ره ْم‬
Sana açıklamıyorlar ‫ك‬َ َ‫َما ََّل يُْب ُدو َن ل‬
Diyorlar ‫يَ ُقولُو َن‬
Eğer bu işten bizim için bir şey olsaydı ‫لَ ْو َكا َن لَنَا رم َن ْاْل َْم ر َش ْي ٌء‬
‫اهنَا‬ ‫ه‬ ‫ا‬ ‫ن‬
َ ‫ل‬
ْ ‫ما قُتر‬
Burada öldürülmezdik
َُ َ
Deki ‘’ Eğer evlerinizde olsaydınız ‫قُ ْل لَ ْو ُكْنتُ ْم رِف بُيُوتر ُك ْم‬
‫ب َعلَْي ره ُم الْ َقْت ُل إر ََل‬ ‫لَب رز الَّ رذين ُكتر‬
Kendisine ölüm yazılmış olanları َ َ ََ َ
yağında dahi yakalar
‫اجعر ره ْم‬ ‫مض ر‬
َ َ
Allah’ın göğüslerinizde olanı imtihan
‫ص ُدورُك ْم‬ ‫ِف‬‫ر‬ ‫ا‬ ‫م‬ ‫ه‬ َّ
‫ل‬ ‫ال‬ ‫ي‬ ‫ولريبتلر‬
etmesi için ُ َ ُ َ َ َْ َ
‫ص َما رِف قُلُوبر ُك ْم‬ ‫ح‬ِّ ‫م‬ ‫ي‬‫ولر‬
Kalplerinizdekini temizlemesi için
َ َُ َ
)099( ‫الص ُدور‬ ُّ ‫ات‬ ‫واللَّه علريم بر َذ ر‬
Allah kalblerde olanı bilendir
ٌ َُ َ
‫ين تَ َولَّْوا رمْن ُك ْم‬ ‫ذ‬‫إر َّن الَّ ر‬
Sizden dönenenler
َ
18
‫اْلمع ر‬
‫ان‬
İki grubun karşılaştığı günde
َ ْ َْ ‫يَ ْوَم الْتَ َقى‬
‫استَ َزََّلُ ُم الشَّْيطَا ُن‬ ْ ‫إرََّّنَا‬
Muhakkak şeytan onların ayağını
kaydırdı

Bazı kazandıklarından dolayı ‫ض َما َك َسبُوا‬ ‫بربَ ْع ر‬


Allah onlardan affetti ‫َولََق ْد َع َفا اللَّهُ َعْن ُه ْم‬
)099( ‫يم‬ ‫إر َّن اللَّه َغ ُفور حلر‬
Allah ğafur ve halimdir
ٌ َ ٌ َ
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫يا أَيُّها الَّ ر‬
‫ذ‬
Ey iman edenler
َ َ َ
‫ين َك َفُروا‬ ‫ََّل تَ ُكونُوا َكالَّ ر‬
‫ذ‬
Kafirler gibi olmayın
َ
Onlar kardeşlerine dediler ‫َوقَالُوا ررِل ْخ َواِنرر ْم‬
Sefere çıktıkları ‫ض‬‫ضَربُوا رِف ْاْل َْر ر‬ َ ‫إر َذا‬
Yada gazaya gittikleri ‫أ َْو َكانُوا ُغازى‬
Eğer bizim yanımızda olsalardı ‫لَ ْو َكانُوا رعْن َدنَا‬
Onlar ölmezlerdi ‫َما َماتُوا‬
Öldürülmezlerdi ‫َوَما قُترلُوا‬
‫ك َح ْسَرةً رِف قُلُوِبرر ْم‬ ‫ر‬ ‫ر‬
َ ‫ليَ ْج َع َل اللَّهُ َذل‬
Allah’ın bunu kalplerinde bir hasret
kılması için

‫يت‬ ‫واللَّه ُُييري وُمير‬


Allah diriltir ve öldürür
ُ َ ْ ُ َ
Allah yaptıklarınızı bilir )099( ٌ‫َواللَّهُ رِبَا تَ ْع َملُو َن بَ رصْي‬
Eğer Allah yolunda öldürülürseniz ‫َولَئر ْن قُترْلتُ ْم رِف َسبر ريل اللَّ ره‬
Yada ölürseniz ‫ُّم‬
ْ ‫أ َْو ُمت‬
19
Allahtan bir mağfiret ve rahmet ٌ‫لَ َم ْغ رفَرةٌ رم َن اللَّ ره َوَر ْْحَة‬
Onların (kafirlerin üzerinde)
toplandıkları şeyden daha hayırlıdır )099( ‫َخْي ٌر رِمَّا ََْي َم ُعو َن‬
‫ُّم‬ ‫ت‬ ‫م‬ ‫ن‬ ‫ولَئر‬
Eğer ölürseniz
ْ ُ ْ َ
Yada öldürülürseniz ‫أ َْو قُترْلتُ ْم‬
Allah’ın huzurunda toplanacaksınız )099( ‫َرِل ََل اللَّ ره ُُْت َشُرو َن‬
Allahtan bir rahmet ile ‫فَبر َما َر ْْحٍَة رم َن اللَّ ره‬
‫ت ََلُ ْم‬ ‫ن‬
ْ‫لر‬
Sen onlara yumuşak oldun
َ
Eğer sen huysuz ve katı kalpli olsaydın ‫ب‬ ‫ت فَظاا َغلري َظ الْ َق ْل ر‬ َ ‫َولَ ْو ُكْن‬
‫ك‬ ‫ضوا رمن حولر‬
Çevrenden ayrılırlardı dağılırlardı
َ ْ َ ْ ُّ ‫ََّلنْ َف‬
(kusurlarını) affet ‫ف َعْن ُه ْم‬ ُ ‫اع‬ ْ َ‫ف‬
Günahlarının bağışlanmasını dile ‫استَ ْغ رف ْر ََلُ ْم‬ ْ ‫َو‬
Önemli iş(ler)de onlarla istişare et ‫َو َشا روْرُه ْم رِف ْاْل َْم ر‬
(bir işe) azmettiğin zaman Allah’a
tevekkül et ‫ت فَتَ َوَّك ْل َعلَى اللَّ ره‬ َ ‫فَرإ َذا َعَزْم‬
‫ر‬ ُّ ‫إر َّن اللَّهَ ُرُي‬
Allah tevekkül edenleri sever )092( ‫ني‬ َ ‫ب الْ ُمتَ َوِّكل‬
Eğer Allah size yardım ederse
ُ‫ص ْرُك ُم اللَّه‬ ُ ‫إر ْن يَْن‬
‫ب لَ ُك ْم‬ ‫فَ ًَّل َغالر‬
Size galip gelecek yoktur
َ
Eğer sizi bırakırsa ‫َوإر ْن َُيْ ُذلْ ُك ْم‬
Ondan sonra kim size yardım edebilir ‫صُرُك ْم رم ْن بَ ْع رد ره‬ ‫ر‬
ُ ‫فَ َم ْن َذا الَّذي يَْن‬
20
Mü’minler Allah’a dayansın/güvensinler )091( ‫َو َعلَى اللَّ ره فَ ْليَتَ َوَّك رل الْ ُم ْؤرمنُو َن‬
‫ِب‬ ‫ر‬‫ن‬‫وما َكا َن لر‬
(Hiçbir) peygambere yakışmaz
ٍّ َ ََ
Ganimetten aşırması ‫أَ ْن يَغُ َّل‬
Kim ganimetten aşırırsa ‫َوَم ْن يَ ْغلُ ْل‬
Aşırdığı ile qıyamet günü gelir ‫ت رِبَا َغ َّل يَ ْوَم الْ رقيَ َام رة‬ ‫يأْ ر‬
َ
Sonra her nefse kazandığı verilir ‫ت‬ ْ َ‫س َما َك َسب‬ ٍ ‫ُُثَّ تُ َو ََّّف ُك ُّل نَ ْف‬
Onlara zulmolunmaz )090( ‫َوُه ْم ََّل يُظْلَ ُمو َن‬
Allah’ın rızasına kimse …midir… ‫ض َوا َن اللَّ ره‬ْ ‫أَفَ َم رن اتَّبَ َع ر‬
Allahın gazabın da dönem kişi gibi ‫َك َم ْن بَاءَ بر َس َخ ٍط رم َن اللَّ ره‬
Onun varış yeri cehennemdir
ُ ‫َوَمأَْواهُ َج َهن‬
‫َّم‬
)099( ُ‫صْي‬ ‫وبرْئس الْم ر‬
Ne kötü varış yeridir
َ َ َ
Onların Allah katında dereceleri vardır ‫ات رعْن َد اللَّره‬ ٌ ‫ُه ْم َد َر َج‬
Allah yaptıklarınızı görür )099( ‫صْيٌ رِبَا يَ ْع َملُو َن‬ ‫واللَّه ب ر‬
َُ َ
‫رر‬
Alah mü’minlere minet (lütfetti) etti
َ ‫لََق ْد َم َّن اللَّهُ َعلَى الْ ُم ْؤمن‬
‫ني‬
O zaman kendilerinden peygamber
göndererek ‫ث فري ره ْم َر ُسوًَّل رم ْن أَنْ ُف رس ره ْم‬ َ ‫إر ْذ بَ َع‬
Ayetlerini onların üzerine okuyor ‫يَْت لُو َعلَْي ره ْم آَيَاترره‬
Onları temizliyor ‫َويَُزِّكي ره ْم‬
Onlara kitabı ve hikmeti öğretiyor َ‫اْلر ْك َمة‬ ْ ‫اب َو‬ ‫ر‬
َ َ‫َويُ َعلِّ ُم ُه ُم الْكت‬
21
ٍ ‫ض ًَّل ٍل ُمبر‬ ‫ر‬ ‫ر‬
Onlar daha öncesinden açık bir dalalet
‫ني‬ َ ‫َوإر ْن َكانُوا م ْن قَ ْب ُل لَفي‬
içindelerdi
)099(
‫أَولَ َّما أَصاب ْت ُكم م ر‬
ٌ‫صيبَة‬
Sizlere bir musibet isabet ettiği zaman
ُْ ََ َ
Sizde (onlara) iki misli şeklinde isabet
ettirmiştiniz ‫َصْبتُ ْم رمثْ لَْي َها‬ َ ‫قَ ْد أ‬
Dediniz bu nereden ‫ََّن َه َذا‬ َّ ‫قُ ْلتُ ْم أ‬
Deki o sizin nefislerinizden ‫قُ ْل ُه َو رم ْن رعْن رد أَنْ ُف رس ُك ْم‬
Muhakkak ki Allah her şeye qadiirdir )099( ‫إر َّن اللَّهَ َعلَى ُك ِّل َش ْي ٍء قَ رد ٌير‬
‫اْلمع ر‬
‫ان‬ َ ْ َْ ‫َصابَ ُك ْم يَ ْوَم الْتَ َقى‬ َ ‫َوَما أ‬
İki gurubun toplandığı günde size isabet
eden şey

Allah’ın izni iledir ‫فَبررإ ْذ رن اللَّ ره‬


)099( ‫ني‬ ‫رر‬ ‫ر‬
Mü’minleri bilmesi (göstermesi) için
َ ‫َوليَ ْعلَ َم الْ ُم ْؤمن‬
‫ين نَافَ ُقوا‬ ‫ولري علَم الَّ ر‬
‫ذ‬
Nifaqa düşenleri bilmesi (göstermesi) için
َ َ َْ َ
‫يل ََلُ ْم تَ َعالَ ْوا‬ ‫وقر‬
Onlara gelin denildiğinde
َ َ
Allah yolunda savaşın ‫قَاترلُوا رِف َسبر ريل اللَّ ره‬
Yada savunun ‫أَ رو ْادفَ ُعوا‬
Eğer biz savaş (olacağını) bilseydik ‫قَالُوا لَ ْو نَ ْعلَ ُم قرتَ ًاَّل‬
Muhakkak size tabi olurduk ‫ََّلتَّبَ ْعنَا ُك ْم‬
O gün onlar küfre…. ‫ُه ْم لرْل ُك ْف ر يَ ْوَمئر ٍذ‬
‫أَقْ رب رمْن هم لر ْرْلميَ ر‬
‫ان‬
Daha yakındır imandan
ُْ ُ َ
22
Ağızları ile diyorlar ‫يَ ُقولُو َن برأَفْو راه ره ْم‬
Qalblerinde olmayanı ‫س رِف قُلُوِبرر ْم‬ َ ‫َما لَْي‬
Allah gizlediklerini en iyi bilendir )099( ‫َواللَّهُ أ َْعلَ ُم رِبَا يَ ْكتُ ُمو َن‬
O kimseler ki dediler kardeşlerine ‫ين قَالُوا ررِل ْخ َواِنرر ْم‬ َ
‫الَّ ر‬
‫ذ‬
Oturun ‫َوقَ َع ُدوا‬
Onlar bize itaat etselerdi
ُ َ‫لَ ْو أَط‬
‫اعونَا‬
Öldürülmezlerdi ‫َما قُترلُوا‬
‫ت‬ ‫ر‬
َ ‫قُ ْل فَ ْاد َرءُوا َع ْن أَنْ ُفس ُك ُم الْ َم ْو‬
Deki ‘’ uzaklaştırın ölümü
nefislerinizden’’

)099( ‫ني‬ ‫إر ْن ُكْنتم ص رادقر‬


Eğer sadıklardan iseniz
َ َ ُْ
Zannetme kesinlikle َّ‫بن‬َ ‫َوََّل َُْت َس‬
‫ين قُترلُوا رِف َسبر ريل اللَّ ره أ َْم َواتًا‬ ‫الَّ ر‬
‫ذ‬
Allah yolunda öldürülenleri ölüler
َ
Bilakis rableri katında diridirler ‫َحيَاءٌ رعْن َد َرِِّبر ْم‬ْ ‫بَ ْل أ‬
Rızıqlandırılıyorlar )092( ‫يُْرَزقُو َن‬
Allah’ın fadlından verdiklerinden dolayı
çok mutludurlar ‫ضلر ره‬ْ َ‫اه ُم اللَّهُ رم ْن ف‬ ‫فَ ر رح ر‬
ُ َ‫ني ِبَا آَت‬ َ
Müjdelemek istiyorlar ‫َويَ ْستَْب رشُرو َن‬
Arkalarından (gelipte) kendilerine
katılmayanları ‫ين َِلْ يَ ْل َح ُقوا ِبرر ْم رم ْن َخ ْل رف ره ْم‬
َ ‫ذ‬‫برالَّ ر‬

Onlara bir korku ve hüzün olmadığına


‫ف َعلَْي ره ْم َوََّل ُه ْم َُْيَزنُو َن‬ ٌ ‫أَََّّل َخ ْو‬
dair
)091(

23
Allah’ın nimetini müjdeliyorlar ‫يَ ْستَْب رشُرو َن برنر ْع َم ٍة رم َن اللَّ ره‬
Ve fadl ‫ض ٍل‬ْ َ‫َوف‬
‫رر‬ ‫َن اللَّه ََّل ي ر‬
Muhakkak Allah mü’minlerin ecrini
‫ني‬
َ ‫َجَر الْ ُم ْؤمن‬ ْ ‫يع أ‬ ُ ُ َ َّ ‫َوأ‬
‫ض‬
zayi’ etmeyecektir
)090(
Allah’a ve rasulune icabet edenlere ‫الرس ر‬
‫ول‬ َّ ‫و‬ ‫الَّ رذين استَجابوا لرلَّ ر‬
‫ه‬
gelince ُ َ َُ ْ َ
‫َصابَ ُه ُم الْ َق ْر ُح‬ ‫أ‬ ‫ا‬ ‫م‬ ‫رمن ب ع ر‬
‫د‬
Onlara bir yara isabet ettikten sonra
َ َ َْ ْ
Onlardan iyi olanlar ve sakınanlar
‫َح َسنُوا رمْن ُه ْم َواتَّ َق ْوا‬ ‫أ‬ ‫ين‬ ‫لرلَّ ر‬
‫ذ‬
için…vardır ْ َ
)099( ‫يم‬ ‫أَجر ع ر‬
‫ظ‬
Büyük bir ecir
ٌ َ ٌْ
‫َّاس‬ ‫ن‬ ‫ال‬ ‫م‬ ‫َل‬
َ ‫ال‬َ ‫ق‬
َ ‫ين‬ ‫الَّ ر‬
‫ذ‬
O kimseler ki insanlar onlara dedi
ُ ُُ َ
‫َّاس قَ ْد ََجَ ُعوا لَ ُك ْم‬ ‫ن‬ ‫ال‬ َّ
‫ن‬ ‫إر‬
Muhakkak insanlar sizin için toplandı
َ
Onlardan korkun ‫اخ َش ْوُه ْم‬ْ َ‫ف‬
(bu) onların imanını arttırdı ‫فَ َز َاد ُه ْم إرميَانًا‬
Dediler ‘’Allah bize yeter
ُ‫َوقَالُوا َح ْسبُنَا اللَّه‬
)099( ‫يل‬ ‫ونرعم الْوكر‬
(o) ne güzel vekildir
ُ َ َْ َ
Allah’ın ni’meti ve faldı ile döndüler ْ َ‫فَانْ َقلَبُوا برنر ْع َم ٍة رم َن اللَّ ره َوف‬
‫ض ٍل‬
Onlara bir kötülük dokunmadı
ٌ‫َِلْ ميَْ َس ْس ُه ْم ُسوء‬
Allah’ın rızasına tabi oldular ‫ض َوا َن اللَّ ره‬ْ ‫َواتَّبَ ُعوا ر‬
Allah büyük fadl sahibidir )099( ‫ض ٍل َع رظي ٍم‬ ْ َ‫َواللَّهُ ذُو ف‬
24
İşte şu şeytan varya şu şeytan ‫إرََّّنَا َذلر ُك ُم الشَّْيطَا ُن‬
Kendi dostlarını korkutuyor ‫ف أ َْولريَاءَ ُه‬
ُ ‫ُُيَِّو‬
Ondan korkmayın ‫وه ْم‬
ُ ُ‫فَ ًَّل َُتَاف‬
‫وخافُ ر‬
‫ون‬
Benden korkun
ََ
‫رر‬
Eğer mü’minlerden olduysanız )099( ‫ني‬ َ ‫إر ْن ُكْنتُ ْم ُم ْؤمن‬
Seni hüzünlendirmesin ‫ك‬ َ ْ‫َوََّل َُْيُزن‬
‫ين يُسا ر ُعو َن رِف الْ ُك ْف ر‬ ‫الَّ ر‬
‫ذ‬
Küfürde yarışanlar
َ َ
‫ضُّروا اللَّهَ َشْيئًا‬ ُ َ‫إرنَّ ُه ْم لَ ْن ي‬
Onlar Allah’a bir zarar
veremeyeceklerdir

Allah ister
ُ‫يد اللَّه‬ ُ ‫يُر‬
Onlara ahirtte bir pay kılmasın ‫أَََّّل ََْي َع َل ََلُ ْم َحظاا رِف ْاْلَ رخَررة‬
)099( ‫يم‬ ‫ظ‬‫وََلم ع َذاب ع ر‬
Onlar için büyük bir azab vardır
ٌ َ ٌ َ ُْ َ
‫اِلميَ ر‬
‫ان‬ ‫ين ا ْشتَ رُوا الْ ُك ْفر بر ْر‬ ‫إر َّن الَّ ر‬
‫ذ‬
İman ile küfrü değiştirenlere gelince
َ َ َ
Allah’a bir zarar veremeyecekler ‫ضُّروا اللَّهَ َشْيئًا‬ ُ َ‫لَ ْن ي‬
)099( ‫يم‬ ‫وََلم ع َذاب أَلر‬
Onlar için acı bir azab vardır
ٌ ٌ َ ُْ َ
‫ين َك َفُروا‬ ‫َب الَّ ر‬
Kafirler zannetmesin
َ َّ َ ‫َوََّل َُْي َس‬
‫ذ‬
Muhakkak bizim onlara mühlet
vermemiz ‫أَََّّنَا َّنُْلري ََلُ ْم‬
Kendi nefisleri için hayırlıdır ‫َخْي ٌر رْلَنْ ُف رس ره ْم‬
Bizonlara mühlet veriyoruz ‫إرََّّنَا َّنُْلري ََلُ ْم‬

25
Günahlarını arttırtsınlar diye ‫لريَ ْزَد ُادوا إرْْثًا‬
Onlar için alçaltıcı bir azab vardır )099( ‫ني‬ ٌ ‫اب ُم ره‬ ٌ ‫َوََلُ ْم َع َذ‬
Allah’a yakışmaz-uygun olmaz
ُ‫َما َكا َن اللَّه‬
‫ني‬ ‫لري َذر الْم ْؤرمنر‬
Mü’minleri bırakması
َ ُ َ َ
Sizin üzerinde bulunduğunuz hal üzere ‫َعلَى َما أَنْتُ ْم َعلَْي ره‬
Habisi temizden ayırıncaya
‫ب‬‫يث رمن الطَّيِّ ر‬ َ ‫اْلَبر‬
ْ ‫يز‬
َ َ
‫ح ََّّت َمير‬
kadar/ayırmadan َ
‫وَما َكا َن اللَّهُ لريُطْلر َع ُكم َعلَى الْغَْي ر‬
‫ب‬
Allah size ğayba muttali kılacak değildir
ْ َ
Fakat Allah peygamberlerini
‫اء‬ ‫ش‬
َ ‫ي‬ ‫ن‬ ‫م‬ ‫ولَ رك َّن اللَّه ََيتَرِب رمن رسلر ر‬
‫ه‬
dilediğinden seçer ُ َ َْ ُُ ْ ْ َ َ
Allah’a ve Rasulüne iman edin ‫فََآ رمنُوا براللَّ ره َوُر ُسلر ره‬
Eğer iman eder ve sakınırsanız ‫َوإر ْن تُ ْؤرمنُوا َوتَتَّ ُقوا‬
)092( ‫يم‬ ‫ظ‬‫فَلَ ُكم أَجر ع ر‬
Sizin için büyük bir ecir vardır
ٌ َ ٌْ ْ
‫ين يَْب َخلُو َن‬ ‫َب الَّ ر‬
Cimrilik yapanlar zannetmesin
َ َّ َ ‫َوََّل َُْي َس‬
‫ذ‬
Allah’ın fadlından verdiklerinden ‫ضلر ره‬ْ َ‫اه ُم اللَّهُ رم ْن ف‬ ُ َ‫ت‬‫آ‬
َ ‫ا‬َ ‫ر‬
‫ِب‬
O onlar için hayırlıdır ‫ُه َو َخْي ًرا ََلُ ْم‬
Bilakis o onlar için şerrdir ‫بَ ْل ُه َو َشٌّر ََلُ ْم‬
Cimrilik yaptıkları şey (boyunlarına)
dolanacaktır ‫َسيُطََّوقُو َن َما َرِبلُوا برره‬
Kıyamet günü ‫يَ ْوَم الْ رقيَ َام رة‬
‫ض‬ ‫ات َو ْاْل َْر ر‬ ‫السماو ر‬ ‫ر‬ ‫ر‬ َّ‫ر‬
Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır
َ َ َّ ُ َ ‫َول‬ ‫اث‬ ‫ْي‬ ‫م‬ ‫ه‬ ‫ل‬

26
Allah yaptıklarınızı bilir )091( ٌ‫َواللَّهُ رِبَا تَ ْع َملُو َن َخبرْي‬
Muhakkak Allah işitti ‫لََق ْد َرَس َع اللَّ ُه‬
‫ين قَالُوا‬ ‫ذ‬‫قَوَل الَّ ر‬
…..diyenlerin sözünü
َ ْ
Muhakkak Allah faqirdir ‫إر َّن اللَّهَ فَرق ٌْي‬
‫اء‬ ‫ي‬‫وََْنن أَ ْغنر‬
Bizler zenginleriz
ُ َ ُ َ
Onların dediklerini yazacağız ‫ب َما قَالُوا‬ ُ ُ‫َسنَ ْكت‬
Ve peygamberlerini haksız yere
qatletmelerini ‫َوقَ ْت لَ ُه ُم ْاْلَنْبريَاءَ برغَ ْرْي َح ٍّق‬
Yakıcı azabı tadın diyeceğiz )090( ‫اْلَ ر ريق‬ْ ‫اب‬ َ ‫ول ذُوقُوا َع َذ‬ ُ ‫َونَ ُق‬
Bu sizin elleriniz ile takdim
ettiklerinizden dolayıdır ‫ت أَيْ ردي ُك ْم‬ ْ َ ‫َّم‬‫د‬ ‫ق‬
َ ‫ا‬‫ك َر‬
‫ِب‬ َ
‫َذلر‬
Muhakkak Allah
َ‫َن اللَّه‬َّ ‫َوأ‬
)099( ‫يد‬ ‫لَيس برظَ ًَّّلٍم لرْلعبر ر‬
َ َ ْ
Kullarına zulmedecek değildir

‫ين قَالُوا‬ ‫الَّ ر‬


‫ذ‬
O kimseler ki dediler
َ
Allah bizden ahid aldı ‫إر َّن اللَّهَ َع ره َد إرلَْي نَا‬
‫ول‬ٍ ‫أَََّّل نُ ْؤرمن لررس‬
Rasule iman etmeyceğimize dair
َُ َ
ٍ ‫ح ََّّت يأْتري نَا بر ُقرب‬
‫ان‬
Taki bize bir qurban ile gelinceye kadar
َْ َ َ َ
Onu ateş yer
ُ ‫تَأْ ُكلُهُ الن‬
‫َّار‬
Benden öncen peygamberler gelmişti ‫قُ ْل قَ ْد َجاءَ ُك ْم ُر ُس ٌل رم ْن قَ ْبلري‬
Deliller ile ve dediğiniz şey ile ‫ات َوبرالَّ رذي قُ ْلتُ ْم‬ ‫برالْب يِّ نَ ر‬
َ
27
‫وه ْم‬ ‫ر‬
Niçin onları öldürdünüz
ُ ‫فَل َم قَتَ ْلتُ ُم‬
)099( ‫ني‬ ‫إر ْن ُكْنتم ص رادقر‬
Eğer doğrulardan iseniz
َ َ ُْ
Eğer seni yalanlarlarsa ‫وك‬ َ ُ‫فَرإ ْن َك َّذب‬
‫ر‬
‫ك‬َ ‫ب ُر ُس ٌل رم ْن قَ ْبل‬ َ ‫فَ َق ْد ُك ِّذ‬
Senden önceki peygamberlerde
yalanlanmışlardı

‫اب الْ ُمنر رْي‬‫الزبر والْ ركتَ ر‬ ُّ ‫و‬ ‫ات‬‫جاءوا برالْب يِّ نَ ر‬
Geldiler beyineler zuburlar aydınlatıcı َ َ ُ َ َُ
kitab ile gelmişlerdi
)099(
‫ت‬‫س َذائرَقةُ الْمو ر‬ ٍ ‫ُك ُّل نَ ْف‬
Her nefis ölümü tadacaktır
َْ
Muhakkak ücretleri qıyamet gününde
ödenecektir ‫ُج َورُك ْم يَ ْوَم الْ رقيَ َام رة‬ُ ‫َوإََّّنَا تُ َوفَّ ْو َن أ‬
‫ر‬
‫رح َع رن النَّا ر‬
Ateşten uzaklaştırılan kimse
َ ‫فَ َم ْن ُز ْحز‬
Cennete girdirilen ْ ‫َوأ ُْد رخ َل‬
َ‫اْلَنَّة‬
Muhakkak kazanmıştır ‫فَ َق ْد فَ َاز‬
Dünya hayatı aldatıcı bir meta’dan başka
‫اْلَيَاةُ الدُّنْيَا إرََّّل َمتَاعُ الْغُُرور‬ ْ ‫َوَما‬
bir şey değildir
)099(
Mallarınız ve nefislerinizle imtihan
olunacaksınız ‫لَتُْب لَ ُو َّن رِف أ َْم َوالر ُك ْم َوأَنْ ُف رس ُك ْم‬
‫اب‬ ‫ت‬
َ ‫ولَتَسمع َّن رمن الَّ رذين أُوتُوا الْ ر‬
‫ك‬
Kitab verilenlerden işiteceksiniz
َ َ َ َُْ َ
Sizden öncekilerden ‫رم ْن قَ ْبلر ُك ْم‬
‫ين أَ ْشَرُكوا‬ ‫ورمن الَّ ر‬
‫ذ‬
Ve müşriklerden
َ َ َ
Çok eziyetler ‫أَ ًذى َكثر ًْيا‬

28
Eğer sabreder ve sakınırsanız ‫صرِبُوا َوتَتَّ ُقوا‬ ْ َ‫َوإر ْن ت‬
Muhakkak kii bu büyük işlerdendir )099( ‫ك رم ْن َع ْزرم ْاْل ُُمور‬ ‫ر‬
َ ‫فَرإ َّن َذل‬
Ozman Allah misaq aldı َ َ‫َخ َذ اللَّهُ رميث‬
‫اق‬ َ ‫َوإر ْذ أ‬
‫اب‬ ‫ت‬
َ‫ك‬‫الَّ رذين أُوتُوا الْ ر‬
Kitab verilenlerden
َ َ
Onu insanlara açıklayacaksınız ‫لَتُبَ يِّ نُنَّهُ لرلن ر‬
‫َّاس‬
Onu gizlemeyeeksiniz
ُ‫َوََّل تَ ْكتُ ُمونَه‬
Onu sırtlarının arkasına attılar ‫فَنَبَ ُذوهُ َوَراءَ ظُ ُهورره ْم‬
Onu az bir pahaya değiştirdiler ‫َوا ْشتَ َرْوا برره َْثَنًا قَلر ًيًّل‬
Sattıkları şey ne kötüdür )099( ‫س َما يَ ْشتَ ُرو َن‬ ‫ئ‬
ْ ‫فَبر‬
َ
Zannetme ‫َب‬
َّ َ ‫ََّل َُْت َس‬
‫ين يَ ْفَر ُحو َن رِبَا أَتَ ْوا‬ ‫ذ‬‫الَّ ر‬
Yaptıklarıyla sevinenleri (böbürlenenler)
َ
Övülmeyi seviyorlar ‫َوُرُيبُّو َن أَ ْن ُُْي َم ُدوا‬
Yapmadıkları şey ile ‫رِبَا َِلْ يَ ْف َعلُوا‬
Sen onların ateşten kurtulacaklarını ‫فَ ًَّل َُْتسب نَّهم رِبََف َازةٍ رمن الْع َذ ر‬
‫اب‬
zannetme َ َ ْ ُ ََ
)099( ‫يم‬ ‫وََلم ع َذاب أَلر‬
Onlar için elim bir azab vardır
ٌ ٌ َ ُْ َ
‫ض‬‫ات َو ْاْل َْر ر‬‫السماو ر‬ َّ ‫ك‬ ُ ‫ل‬
ْ ‫م‬ ‫ولرلَّ ر‬
‫ه‬
Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır
ََ ُ َ
Allah her şeye qadiirdir )092( ‫َواللَّهُ َعلَى ُك ِّل َش ْي ٍء قَ رد ٌير‬
Muhakkak göklerin ve yerin
‫ض‬ ‫السماو ر‬
‫ات َو ْاْل َْر ر‬ َّ ‫ق‬‫إر َّن رِف َخ ْل ر‬
yaratılmasında ََ
29
‫و ر ر‬
Gece ve gündüzün değişmesinde ‫َّهار‬ َ ‫اخت ًَّلف اللَّْي رل َوالن‬ ْ َ
)021( ‫اب‬ ‫ُوِل ْاْلَلْب ر‬ ‫ر‬ ‫ْل‬‫ات ر‬ ٍ ‫َْلَي‬
Aqıl sahipleri için ayetler vardır
َ َ
‫ر‬ ‫الَّ ر‬
Ayakta ve oturarak Allah’ı zikredenler
ً ‫ين يَ ْذ ُكُرو َن اللَّهَ قيَ ًاما َوقُ ُع‬
‫ودا‬ َ ‫ذ‬
Ve yanları üzerine (yatarken) ‫َو َعلَى ُجنُوِبرر ْم‬
Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür
‫ض‬ ‫السماو ر‬
‫ات َو ْاْل َْر ر‬ َّ ‫ق‬‫ويَتَ َف َّكرو َن رِف َخ ْل ر‬
edenler ََ ُ َ
Rabbimiz bunu boşa yaratmadın ‫ربَّنَا ما خلَ ْقت ه َذا ب ر‬
‫اط ًًّل‬
(diyenler) َ َ َ َ َ َ
Seni tenzih ediyoruz bizi ateşin
)020( ‫اب النَّا ر‬ ‫ذ‬
َ ‫ع‬ ‫ا‬ ‫ن‬ ‫سبحانَك فَر‬
‫ق‬
azabından koru َ َ َ َ َ ُْ
‫ر‬ ‫ك من تُ ْد ر‬ ‫ر‬
‫َّار‬‫ن‬ ‫ال‬ ‫ل‬ ‫خ‬ ْ َ َ َّ‫َربَّنَا إن‬
Rabbimiz muhakkak sen kimi ateşe
sokarsan َ
Onu rezil etmişsindir
ُ‫َخَزيْتَه‬
ْ ‫فَ َق ْد أ‬
)029( ‫صا ٍر‬ ‫ن‬
ْ َ
‫أ‬ ‫ن‬ ‫وما لرلظَّالر رمني ر‬
‫م‬
Zalimler için yardımcı yoktur
َ ْ َ ََ
Rabbimiz biz işittik ‫َربَّنَا إرنَّنَا َرَس ْعنَا‬
‫منَ راديا ي نَ رادي لر ْرْلميَ ر‬
‫ان‬
İmana çağıran bir münadi
ُ ً ُ
Rabbinize iman edin (diye) ‫أَ ْن آَرمنُوا برَربِّ ُك ْم‬
Rabbimize iman ettik ‫فَآَ َمنَّا َربَّنَا‬
Günahlarımızı bağışla ‫فَا ْغ رف ْر لَنَا ذُنُوبَنَا‬
Günahlarımızı ört ‫َوَكف ِّْر َعنَّا َسيِّئَاترنَا‬
Bizi iyilerle beraber öldür )029( ‫َوتَ َوفَّنَا َم َع ْاْلَبْ َرا ر‬
Rabbimiz bize ver ‫َربَّنَا َوآَترنَا‬

30
‫ك‬ ‫ر‬
Rasulune va’d ettiğin şeyi
َ ‫َما َو َع ْدتَنَا َعلَى ُر ُسل‬
Bizi kıyamet gününde rezil etme ‫َوََّل ُُتْ رزنَا يَ ْوَم الْ رقيَ َام رة‬
)029( ‫ف الْ رم َيع َاد‬ ‫ر‬
Sen va’dine muhalefet etmezsin
ُ ‫ك ََّل ُُتْل‬ َ َّ‫إرن‬
Onların rabbi onlara icabet etti ‫اب ََلُ ْم َربُّ ُه ْم‬ َ ‫استَ َج‬ ْ َ‫ف‬
Ben sizden amel edenlerin amelini zayi’
etmeyeceğim ‫يع َع َم َل َع رام ٍل رمْن ُك ْم‬ ‫ر‬
ُ ‫َِّن ََّل أُض‬ ِّ ‫أ‬
Erkeklerin kadınların ‫رم ْن ذَ َك ٍر أ َْو أُنْثَى‬
Bazısı bazısındandır ‫ض‬ٍ ‫ض ُك ْم رم ْن بَ ْع‬ ُ ‫بَ ْع‬
‫اجُروا‬ ‫ه‬ ‫ين‬ ‫فَالَّ ر‬
‫ذ‬
Hicret edenlere gelince
َ َ َ
Ve ülkelerinden çıkarılanlara ‫ُخ ر ُجوا رم ْن رديَا رره ْم‬ ْ ‫َوأ‬
Benim yolumda eziyet görenlere ‫َوأُوذُوا رِف َسبريلري‬
Öldüren ve öldürülenlere ‫َوقَاتَلُوا َوقُترلُوا‬
Elbette ben onların günahlarını
örteceğim ‫َْلُ َكفَِّر َّن َعْن ُه ْم َسيِّئَاَترر ْم‬
‫َّه ْم‬ ‫ن‬‫ل‬
َ ‫وَْل ُْد ر‬
‫خ‬
Onları girdireceğim
ُ َ
‫َّات ََْت ري رم ْن َُْتتر َها ْاْلَنْ َه ُار‬ ٍ ‫جن‬
Altlarlından ırmaklar akan cennetlere
َ
Allahtan bir mükafat olarak ‫ثَ َوابًا رم ْن رعْن رد اللَّ ره‬
)029( ‫اب‬ ‫واللَّهُ رعْن َدهُ حسن الثَّو ر‬
En güzel sevap Allah katındadır
َ ُُْ َ
Seni aldatmasın ‫ك‬َ َّ‫ََّل يَغَُّرن‬
)029( ‫ين َك َفُروا رِف الْبر ًَّل رد‬ ‫ذ‬‫تَ َقلُّب الَّ ر‬
Kafirlerin ülkelerde dolaşması
َ ُ
31
‫يل‬ ‫متاع قَلر‬
Basit meta’
ٌ ٌ ََ
Sonra onların yeri cehennem olacaktır
ُ ‫ُُثَّ َمأَْو ُاه ْم َج َهن‬
‫َّم‬
)029( ‫اد‬ ‫وبرْئ ر‬
Ne kötü döşektir
ُ ‫س الْم َه‬ َ َ
‫ين اتَّ َق ْوا َربَّ ُه ْم‬ ‫لَ رك رن الَّ ر‬
‫ذ‬
Fakat rablerinden sakınanlar
َ
Onlar için altlarından ırmaklar akan
cennetler vardır ‫َّات ََْتري رم ْن َُْتتر َها ْاْلَنْ َه ُار‬ ٌ ‫ََلُ ْم َجن‬
Orada ebedi olarak kalacaklardır ‫ين فر َيها‬ َ َ
‫خالر ر‬
‫د‬
Rablerinin yanına inerek (misafir olarak) ‫نُُزًَّل رم ْن رعْن رد اللَّ ره‬
İyiler için Allah katındakiler daha
hayırlıdır )029( ‫َوَما رعْن َد اللَّ ره َخْي ٌر لر ْْلَبْ َرا ر‬
‫اب‬ ‫وإر َّن رمن أ َْه رل الْ ركتَ ر‬
Muhakkak ehli kitaptan bazıları vardır ki
ْ َ
O kimse ki Allah’a iman eder ‫لَ َم ْن يُ ْؤرم ُن براللَّ ره‬
Size indirilene ‫َوَما أُنْ رزَل إرلَْي ُك ْم‬
Onlara indirilene ‫َوَما أُنْ رزَل إرلَْي ره ْم‬
Allah’a boyun eğerek ‫ني لرلَّ ره‬
َ َ
‫اشعر‬
‫خر‬
Allah’ın ayetlerini az bir pahaya
değişmezler ‫ات اللَّ ره َْثَنًا قَلر ًيًّل‬‫ََّل ي ْشتَ رو َن برآَي ر‬
َ ُ َ
İşte onlar
َ ‫أُولَئر‬
‫ك‬
Onların mükafatları rableri katındadır ‫َجُرُه ْم رعْن َد َرِِّبر ْم‬ْ ‫ََلُ ْم أ‬
‫اْلرس ر‬ ‫ر‬
Allah hesabı süratli olandır )022( ‫اب‬ َ ْ ‫يع‬ ُ ‫إ َّن اللَّهَ َس ر‬
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫ذ‬‫يا أَيُّها الَّ ر‬
Ey iman edenler
َ َ َ
32
‫صابرُروا َوَرابرطُوا‬ ‫ْر‬
Sabredin, sabırda yarışın, ribatta bulunun
َ ‫اصِبُوا َو‬
Allahtan sakının umulur ki kurtulursunuz )911( ‫َواتَّ ُقوا اللَّهَ لَ َعلَّ ُك ْم تُ ْفلر ُحو َن‬

Nisa suresi ‫سورة النساء‬


Rahman ve rahim olan Allah’ın adı ile ‫الررحي رم‬ َّ ‫بر ْس رم اللَّ ره‬
َّ ‫الر ْْحَ رن‬
Ey insanlar ‫َّاس‬
ُ ‫يَا أَيُّ َها الن‬
Rabbinizden sakının ‫اتَّ ُقوا َربَّ ُك ُم‬
‫اح َد ٍة‬
‫سور‬ ٍ ‫ف‬
ْ ‫ن‬
َ ‫ن‬ ‫الَّ رذي خلَ َق ُكم ر‬
‫م‬
O ki sizi tek bir nefisten yarattı
َ ْ ْ َ
Ondan eşini yarattı ‫َو َخلَ َق رمْن َها َزْو َج َها‬
‫اء‬ ‫س‬ ‫ث رمْن هما رج ًاَّل َكثرْيا ونر‬
َ َ ُ َّ َ‫َوب‬
O ikisinden nice erkeler ve kadınlar
üretti ًَ ًَ
Onun adı ile istekte bulunduğunuz
Allahtan sakının ‫َواتَّ ُقوا اللَّهَ الَّ رذي تَ َساءَلُو َن برره‬
Ve sıla-i rahm den ‫َو ْاْل َْر َح َام‬
Allah sizi gözeticidir )0( ‫إر َّن اللَّهَ َكا َن َعلَْي ُك ْم َرقريبًا‬
Yetimlere mallarını verin ‫َوآَتُوا الْيَتَ َامى أ َْم َوا ََلُ ْم‬
İyi ile kötüyü değiştirmeyin ‫ب‬‫يث برالطَّيِّ ر‬ َ ‫اْلَبر‬ ْ ‫َوََّل تَتَبَ َّدلُوا‬
Mallarını mallarınıza (katarak) yemeyin ‫َوََّل تَأْ ُكلُوا أ َْم َوا ََلُ ْم إر ََل أ َْم َوالر ُك ْم‬
Muhakkak ki o büyükbir günahtır )9( ‫إرنَّهُ َكا َن ُحوبًا َكبر ًْيا‬
Eğer yetimlere adaletli
davranamamaktan korkarsanız ‫َوإر ْن رخ ْفتُ ْم أَََّّل تُ ْق رسطُوا رِف الْيَتَ َامى‬
33
Nikahlayın ‫فَانْ رك ُحوا‬
Kadınlardan hoşunuza giden ‫ِّس راء‬
‫ن‬ ‫ال‬ ‫ن‬‫م‬‫ما طَاب لَ ُكم ر‬
َ َ ْ َ َ
İkişer üçer dörder ‫اع‬
َ َ‫ث َوُرب‬ َ ‫َمثْ ََن َوثًَُّل‬
Eğer adaletli olamamaktan korkarsanız ‫فَرإ ْن رخ ْفتُ ْم أَََّّل تَ ْع ردلُوا‬
‫فَو ر‬
‫اح َد ًة‬
Bir (yeterlidir)
َ
Yada cariyelerinizle (yetinin) ‫ت أ َْميَانُ ُك ْم‬ ْ ‫أ َْو َما َملَ َك‬
)9( ‫ك أ َْد ََّن أَََّّل تَ ُعولُوا‬ ‫َذلر‬
Haksızlık yapmamanıza bu daha yakındır
َ
Kadınlara mehirlerini verin ‫ص ُدقَاَترر َّن‬ َ َ‫ِّساء‬ َ ‫َوآَتُوا الن‬
‫ر‬
Gönül hoşluğu ile ً‫َْنلَة‬
Eğer size bir şey bağışlarlarsa kendi
nefislerinden ‫َب لَ ُك ْم َع ْن َش ْي ٍء رمْنهُ نَ ْف ًسا‬ ‫ر‬
َْ ‫فَرإ ْن ط‬
Onu rahatça sıkıntı olmadan yiyin )9( ‫فَ ُكلُوهُ َهنريئًا َم ريئًا‬
Mallarınızı sefihlere vermeyin ‫الس َف َهاءَ أ َْم َوالَ ُك ُم‬ُّ ‫َوََّل تُ ْؤتُوا‬
Allah’ın sizi üzerlerine koruyucu kıldığı ‫الَّرِت َج َع َل اللَّهُ لَ ُك ْم قريَ ًاما‬
Onları (sefihleri) ondan (maldan)
rızıqlandırın ‫وه ْم فر َيها‬ ُ ُ‫َو ْارُزق‬
Onları giydirin ‫وه ْم‬
ُ ‫َوا ْك ُس‬
Onlara güzel sözler söyleyin )9( ‫َوقُولُوا ََلُ ْم قَ ْوًَّل َم ْعُروفًا‬
Yetimleri imtihan edin ‫َوابْتَ لُوا الْيَتَ َامى‬
‫اح‬ ‫ك‬
َ ‫ن‬
ِّ‫ال‬ ‫ا‬
‫و‬ ُ‫غ‬َ‫ل‬ ‫ب‬ ‫ا‬ ‫ذ‬
َ ‫ح ََّّت إر‬
Nikah çağına ulaşıncaya kadar
َ َ َ
34
Eğer onlarda bir rüşd(olgunluk)
hissederseniz ‫فَرإ ْن آَنَ ْستُ ْم رمْن ُه ْم ُر ْش ًدا‬
Mallarını onlara verin ‫فَ ْادفَ ُعوا إرلَْي ره ْم أ َْم َوا ََلُ ْم‬
Onu israf ve aceleyle ‫وها إر ْسَرافًا َوبر َد ًارا‬ َ ُ‫َوََّل تَأْ ُكل‬
Büyüyecekler (diye) ‫أَ ْن يَ ْكبَ ُروا‬
Kim zengin olursa ‫َوَم ْن َكا َن َغنرياا‬
‫ف‬ ‫ر‬
Çekinsin
ْ ‫فَ ْليَ ْستَ ْعف‬
Kim de faqir olursa ‫َوَم ْن َكا َن فَرق ًْيا‬
‫فَ ْليأْ ُكل برالْمعر ر‬
‫وف‬
Örf ölçüsünde yesin
ُْ َ ْ َ
Onlara mallarını verdiğiniz zaman ‫فَرإ َذا َدفَ ْعتُ ْم إرلَْي ره ْم أ َْم َوا ََلُ ْم‬
Şahid tutun onların üzerine ‫فَأَ ْش ره ُدوا َعلَْي ره ْم‬
Allah hesab görücü olarak yeter )9( ‫َوَك َفى براللَّ ره َح رسيبًا‬
‫يب‬ ‫لر ِّلرج رال نَ ر‬
‫ص‬
Erkekler için bir nasib vardır
ٌ َ
Anne babanın terk ettiklerinden ‫رِمَّا تَ َرَك الْ َوالر َد ران‬
Ve aqrabalara ‫َو ْاْلَقْ َربُو َن‬
‫يب‬ ‫ص‬‫ولرلنِّس راء نَ ر‬
Ve kadınlar içinde bir nasib vardır
ٌ َ َ
Anne baba ve aqrabaların terk
ettiklerinden ‫رِمَّا تَ َرَك الْ َوالر َد ران َو ْاْلَقْ َربُو َن‬
Az olsun çok olsun ‫رِمَّا قَ َّل رمْنهُ أ َْو َكثَُر‬
)9( ‫وضا‬ ‫نَ ر‬
Farz kılınmış bir nasib
ً ‫صيبًا َم ْفُر‬
35
َ‫ضَر الْ رق ْس َمة‬ َ ‫َوإر َذا َح‬
( Mal) bölüşümünde hazır olduğu zaman
(bir haqq vardır)

‫ني‬ ‫أُولُو الْ ُقرَب والْيتَامى والْمساكر‬


Aqrabalara, yetimlere, ve miskinlere
ُ َ َ َ َ َ َ َْ
‫فَارزقُ ر‬
Onları ondan rızıqlandırın
ُ‫وه ْم مْنه‬ ُ ُْ
Onlara güzel söz söyleyin )9( ‫َوقُولُوا ََلُ ْم قَ ْوًَّل َم ْعُروفًا‬
Korksun ‫ش‬
َ ‫َولْيَ ْخ‬
O kimseler ki eğer kendileri arkalarından
bıraksalar ‫ين لَ ْو تََرُكوا رم ْن َخ ْل رف ره ْم‬ َ
‫الَّ ر‬
‫ذ‬
Zayıf çocuklar ‫ذُِّريَّةً رض َعافًا‬
Onlar üzerine korkarlar ‫َخافُوا َعلَْي ره ْم‬
Allahtan sakınsınlar
َ‫فَ ْليَتَّ ُقوا اللَّه‬
Ve doğru söz söylesinler )2( ‫يدا‬ ً ‫َولْيَ ُقولُوا قَ ْوًَّل َس رد‬
‫ين يَأْ ُكلُو َن أ َْم َو َال الْيَتَ َامى ظُْل ًما‬ ‫إر َّن الَّ ر‬
‫ذ‬
Yetimlerin mallarını zulmen yiyenler
َ
Karınlarında ancak ateşi yerler ‫إرََّّنَا يَأْ ُكلُو َن رِف بُطُوِنرر ْم نَ ًارا‬
Onlar ateşe yaslanacaktırlar )01( ‫صلَ ْو َن َسعر ًْيا‬ ْ َ‫َو َسي‬
Allah size evlatlarınız hakkında vasiyette
bulunur ‫وصي ُك ُم اللَّهُ رِف أ َْوََّل رد ُك ْم‬ ‫ي ر‬
ُ
‫ظ ْاْلُنْثَيَ ْ ر‬
‫ني‬ ِّ ‫لذ َك ر رمثْل َح‬ َّ ‫لر‬
Bir erkek için iki kadının payı vardır
ُ
‫اء‬ ‫س‬ ‫فَرإ ْن ُك َّن نر‬
Eğer kadınlar olursa
ًَ
‫فَو َق اثْنَتَ ْ ر‬
‫ني‬
İkiden fazla
ْ
Onlara terekenin üçte ikisi vardır ‫فَلَ ُه َّن ثُلُثَا َما تَ َرَك‬

36
‫اح َد ًة‬‫وإر ْن َكانَت و ر‬
Eğer bir tan olursa
َ ْ َ
Ona yarısı vardır ‫ف‬ُ ‫ِّص‬ ْ ‫فَلَ َها الن‬
Anne ve babası için ‫َورْلَبَ َويْره‬
Onlardan her birine ‫اح ٍد رمْن ُه َما‬ ‫لر ُك ِّل و ر‬
َ
Altıda bir vardır ‫س‬ُ ‫الس ُد‬ ُّ
Terekeden ‫رِمَّا تَ َرَك‬
Eğer onun için çocuk varsa ‫إر ْن َكا َن لَهُ َولَ ٌد‬
Eğer onun için çocuk yoksa ‫فَرإ ْن َِلْ يَ ُك ْن لَهُ َولَ ٌد‬
Ona anne ve babası varis olur
ُ‫َوَورثَهُ أَبَ َواه‬
Annesi için üçte bir vardır ‫ث‬ُ ُ‫فَرْل ُِّم ره الثُّل‬
Eğer onun kız kardeşi varsa ٌ‫فَرإ ْن َكا َن لَهُ إر ْخ َوة‬
‫س‬ ‫د‬
ُ ‫الس‬
ُّ ‫فَرْل ُِّم ر‬
‫ه‬
Anneye altıda bir
ُ
Vasiyetten sonra ‫رم ْن بَ ْع رد َو رصيَّ ٍة‬
Vasiyet olunmuş veya borç ‫وصي رِبَا أ َْو َديْ ٍن‬ ‫ي ر‬
ُ
Babalarınız ve oğullarınız ‫آَبَا ُؤُك ْم َوأَبْنَا ُؤُك ْم‬
Siz bilemezsiniz ‫ََّل تَ ْد ُرو َن‬
Onların hangisi size fayda olarak daha
yakındır ‫ب لَ ُك ْم نَ ْف ًعا‬ ُ ‫أَيُّ ُه ْم أَقْ َر‬
Allahtan bir fariza olarak ‫يضةً رم َن اللَّ ره‬
َ ‫فَر‬
37
)00( ‫يما‬ ‫إر َّن اللَّه َكا َن علريما ح ر‬
‫ك‬
Muhakkak Allah alim ve hakimdir
ً َ ً َ َ
‫ف‬ ‫ص‬ ‫ولَ ُكم نر‬
Sizin için yarısı
ُ ْ ْ َ
Eşlerinizin tereksinin ‫اج ُك ْم‬
ُ ‫َما تَ َرَك أ َْزَو‬
Eğer onlar için çocuk yoksa ‫إر ْن َِلْ يَ ُك ْن ََلُ َّن َولَ ٌد‬
Eğer onların çocukları varsa ‫فَرإ ْن َكا َن ََلُ َّن َولَ ٌد‬
Dörtte bir vardır ‫الربُ ُع‬
ُّ ‫فَلَ ُك ُم‬
Onların terk ettiklerinden ‫رِمَّا تََرْك َن‬
‫ني رِبَا‬ ‫ر ر رٍ ر‬
َ ‫م ْن بَ ْعد َوصيَّة يُوص‬
Vasiyet olunmuş vasiyetler
(tamamlandıktan) sonra

Veya borçlar ‫أ َْو َديْ ٍن‬


Onlar için dörtte bir vardır ‫الربُ ُع‬
ُّ ‫َوََلُ َّن‬
Sizin terk etiklerinizden ‫رِمَّا تََرْكتُ ْم‬
Eğer sizin çocuğunuz yoksa ‫إر ْن َِلْ يَ ُك ْن لَ ُك ْم َولَ ٌد‬
Eğer sizin çocuğunuz varsa ‫فَرإ ْن َكا َن لَ ُك ْم َولَ ٌد‬
Onlar için sekizde bir vardır ‫فَلَ ُه َّن الث ُُّم ُن‬
Sizin terekenizden ‫رِمَّا تََرْكتُ ْم‬
Vasiyetten sonra ‫رم ْن بَ ْع رد َو رصيَّ ٍة‬
Sizin vasiyet ettiğiniz ‫وصو َن رِبَا‬ ُ ُ‫ت‬
Veya borçlardan (sonra) ‫أ َْو َديْ ٍن‬

38
Eğer adama olduysa ‫َوإر ْن َكا َن َر ُج ٌل‬
Kelale varis ً‫ث َك ًَّللَة‬ ُ ‫يُ َور‬
Veya kadın ٌ‫أَ رو ْامَرأَة‬
Onun erkek kardeşi var ‫َخ‬
ٌ ‫َولَهُ أ‬
Veya kız kardeşi var ‫ت‬ٌ ‫ُخ‬ ْ ‫أ َْو أ‬
‫س‬ ‫د‬
ُ ‫الس‬
ُّ ‫ا‬ ‫م‬ ‫ه‬ ‫ن‬
ْ ‫م‬‫اح ٍد ر‬ ‫فَلر ُك ِّل و ر‬
Onlardan her birine altıda bir vardır
ُ َُ َ
‫ك‬ ‫فَرإ ْن َكانُوا أَ ْكث ر رمن َذلر‬
Eğer bundan daha fazla ise
َ ْ ََ
‫ث‬‫فَهم ُشرَكاء رِف الثُّلُ ر‬
Onlar üçte birine ortaktır
ُ َ ُْ
Vasiyet olunana vasiyetten ve borçtan
‫وصى رِبَا أ َْو َديْ ٍن‬ ‫ي‬ ‫ة‬ ٍ َّ‫رمن ب ع رد و رصي‬
sonra َ ُ َ َْ ْ
Zarar vermeden ‫ض ٍّار‬َ ‫َغْي َر ُم‬
Allah’tan bir vasiyet ‫َو رصيَّةً رم َن اللَّ ره‬
)09( ‫يم‬ ‫واللَّه علريم حلر‬
Allah alim ve halimdir
ٌ َ ٌ َُ َ
Bunlar Allah’ın hududlarıdır ‫ود اللَّ ره‬ ُ ُ ‫د‬ُ ‫ح‬ ‫ك‬َ ‫ل‬
ْ‫تر‬
‫ر‬
Kim Allah’a ve rasulune itaat ederse
ُ‫َوَم ْن يُط رع اللَّهَ َوَر ُسولَه‬
Onu altlarından ırmaklar akan
‫َّات ََْت ري رم ْن َُْتتر َها ْاْلَنْ َه ُار‬ ٍ ‫ي ْد رخ ْله جن‬
cennetlerine koyar َ ُ ُ
Orada ebedi kalackalardır ‫ين فر َيها‬ َ َ
‫خالر ر‬
‫د‬
)09( ‫يم‬ ‫ك الْ َفوز الْع ر‬
‫ظ‬ ‫و َذلر‬
Bu büyük kazançtır
ُ َ ْ ُ َ َ
Kim Allah’a ve rasulune isyan ederse
ُ‫ص اللَّهَ َوَر ُسولَه‬ ‫َوَم ْن يَ ْع ر‬

39
Ve onu hudutlarına tecavüz ederse
َ ‫َويَتَ َع َّد ُح ُد‬
ُ‫وده‬
Onu cehenneme girdirir orada ebedi
olarak kalacaklardır ‫يُ ْد رخ ْلهُ نَ ًارا َخالر ًدا فر َيها‬
Onun için alçaltıcı bir azab vardır )09( ‫ني‬ ٌ ‫اب ُم ره‬ ٌ ‫َولَهُ َع َذ‬
Kadınlarınızdan zina edenlere ‫اح َشةَ رم ْن نر َسائر ُك ْم‬ ‫الًّلرِت يأْترني الْ َف ر‬
َ َ َّ ‫َو‬
Onarın aleyhine sizden dört kişi şahitlik
etsin ‫استَ ْش ره ُدوا َعلَْي ره َّن أ َْربَ َعةً رمْن ُك ْم‬ ْ َ‫ف‬
Eğer şahitlik ederlerse ‫فَرإ ْن َش ره ُدوا‬
‫فَأَم رس ُكوه َّن رِف الْب ي ر‬
‫وت‬
Onları evlerinde tutun
ُُ ُ ْ
Taki ölüm onları öldürünceye kad ‫ت‬ُ ‫اه َّن الْ َم ْو‬ ُ َّ‫َح ََّّت يَتَ َوف‬
Yada Allah onlara bir yol açıncaya kadar )09( ‫أ َْو ََْي َع َل اللَّهُ ََلُ َّن َسبر ًيًّل‬
Siz (zina) yapanlara kadın ve erkeklere
gelince ‫َواللَّ َذ ران يَأْتريَ راِنَا رمْن ُك ْم‬
İkisine de eziyet edin ‫وَهَا‬
ُ ُ‫فَآَذ‬
Eğer tevbe eder ve ıslah olurlarsa
ْ ‫فَرإ ْن تَابَا َوأ‬
‫َصلَ َحا‬
O ikisinden yüz çevirin ‫ضوا َعْن ُه َما‬ ُ ‫َع ر‬
ْ ‫فَأ‬
Muhakak Allah tevbeleri çok kabul eden
)09( ‫يما‬ ‫ح‬‫إر َّن اللَّه َكا َن تَ َّوابا رر‬
ve rahmeti geniş olandır ً َ ً َ
Ancak Allah üzerine tevbe (gerekir)
Allah’ın kabul edeceği tevbe ‫إرََّّنَا الت َّْوبَةُ َعلَى اللَّ ره‬
‫السوءَ رِبَ َهالٍَة‬ ُّ ‫ين يَ ْع َملُو َن‬ ‫ذ‬ ‫لرلَّ ر‬
Cahillikle kötülüğü işleyenler
َ
Sonra hemen tevbe edenler ‫يب‬ٍ ‫ُُثَّ يَتُوبُو َن رم ْن قَ ر‬
‫وب اللَّهُ َعلَْي ره ْم‬ ُ ُ‫ك يَت‬ َ ‫فَأُولَئر‬
İşte onlar Allah’ın tevbelerini kabul
ettikleridir

40
)09( ‫يما‬ ‫وَكا َن اللَّه علريما ح ر‬
‫ك‬
Allah ali ve hakimdir
ً َ ً َُ َ
ُ‫ت الت َّْوبَة‬ ‫ولَيس ر‬
Tevbe değildir
ََْ
‫السيِّئ ر‬
‫ات‬ ‫لرلَّ ر‬
Kötülükleri işleyenler
َ َّ ‫ين يَ ْع َملُو َن‬ َ ‫ذ‬
Onlardan birine ölüm geldiği zaman ‫ت‬ُ ‫َح َد ُه ُم الْ َم ْو‬ َ ‫ضَر أ‬ َ ‫َح ََّّت إر َذا َح‬
Ben şimdi tevbe ettim ‫ت ْاْلَ َن‬ ُ ‫قَ َال إر ِِّّن تُْب‬
‫ين َميُوتُو َن‬ ‫وََّل الَّ ر‬
‫ذ‬
…ölenlerin (tevbeside) kabul edilmez
َ َ
Onlar kafir oldukları halde ‫َوُه ْم ُك َّف ٌار‬
)09( ‫يما‬ ‫أُولَئرك أَعت ْدنَا ََلم ع َذابا أَلر‬
Onlar için elim bir azab hazırladık
ً ً َ ْ ُ َْ َ
‫ين آَ َمنُوا‬ ‫يا أَيُّها الَّ ر‬
‫ذ‬
Ey iman edenler
َ َ َ
Sizin için helal olmaz ‫ََّل َرُي ُّل لَ ُك ْم‬
‫ِّساءَ َك ْرًها‬ ‫ن‬ ‫ال‬ ‫ا‬‫و‬ ُ‫ث‬‫أَ ْن تَ ر‬
Kadınlara zorla varis olmanız
َ
Onları engellemeniz ‫وه َّن‬ ُ ُ‫ضل‬ ُ ‫َوََّل تَ ْع‬
Onlara verdiklerinizin bir kısmını geri
‫وه َّن‬ ‫م‬ ‫ت‬ ‫ي‬ ‫ت‬
َ ‫آ‬
َ ‫ا‬ ‫م‬ ‫ض‬ ‫ر‬ ‫ع‬ ‫ب‬ ‫ر‬
‫ب‬ ‫ا‬‫و‬ ‫ب‬‫ه‬ ‫ذ‬ْ ‫ت‬ ‫لر‬
vermesi için ُ
ُ ُ ْ َ ْ َ َُ َ
‫ر‬
Getirmeleri hariç ‫ني‬َ ‫إرََّّل أَ ْن يَأْت‬
Açık bir fuhuş işlemeleri müstesna ‫اح َش ٍة ُمبَ يِّ نَ ٍة‬ ‫برَف ر‬
‫وف‬‫اشروه َّن برالْمعر ر‬ ‫ر‬
Onlarla örfe göre/iyi birşekilde geçinin
ُْ َ ُ ُ ‫َو َع‬
Eğer onlardan hoşlanmazsanız ‫وه َّن‬ ُ ‫فَرإ ْن َك ر ْهتُ ُم‬
Umulur ki hoşlanmadığınız şeyde ‫فَ َع َسى أَ ْن تَ ْكَرُهوا َشْيئًا‬

41
Allah onda çok hayr kılar )02( ‫َوََْي َع َل اللَّهُ فر ريه َخْي ًرا َكثر ًْيا‬
Eğer değiştirmeyi isterseniz ‫استرْب َد َال‬
ْ ُ‫َوإر ْن أ ََرْد ُُت‬
Bir zevce yerine başka bir zevceyi ‫َزْو ٍج َم َكا َن َزْو ٍج‬
Onlardan birine kantarla verdiğiniz halde ‫َوآَتَ ْيتُ ْم إر ْح َد ُاه َّن قرْنطَ ًارا‬
Ondan bir şey almayın ‫فَ ًَّل تَأْ ُخ ُذوا رمْنهُ َشْيئًا‬
O malı iftirayla alır mısınız ‫أَتَأْ ُخ ُذونَهُ بُ ْهتَانًا‬
Yada açık bir günah ile )91( ‫َوإرْْثًا ُمبرينًا‬
Nasıl alıyorsunuz
ُ‫ف تَأْ ُخ ُذونَه‬ َ ‫َوَكْي‬
Karıştınız ‫ضى‬ َ ْ‫َوقَ ْد أَف‬
Bazınız bazınıza ‫ض‬ٍ ‫ض ُك ْم إر ََل بَ ْع‬ ُ ‫بَ ْع‬
Sizden ağır bir söz aldılar )90( ‫َخ ْذ َن رمْن ُك ْم رميثَاقًا َغلريظًا‬ َ ‫َوأ‬
Nikahlamayın ‫َوََّل تَ ْن رك ُحوا‬
Kadınlardan babalarınızın
nikahladıklarını ‫ِّس راء‬
‫ن‬ ‫ال‬ ‫ن‬
َ َ ْ َ َ َ ‫م‬‫ما نَ َكح آَبا ُؤُكم ر‬
Geçmişte olanlar hariç ‫ف‬ َ َ‫إرََّّل َما قَ ْد َسل‬
‫اح َشةً َوَم ْقتًا َو َساءَ َسبر ًيًّل‬ ‫إرنَّه َكا َن فَ ر‬
Muhakkak o bir çirkinlik idi iğrenç idi o ُ
ne kötü yoldu
)99(
Anneleriniz size haram kılındı ‫ت َعلَْي ُك ْم أ َُّم َهاتُ ُك ْم‬ ْ ‫ُحِّرَم‬
Ve kızlarınız ‫َوبَنَاتُ ُك ْم‬

42
Ve kız kardeşleriniz ‫َخ َواتُ ُك ْم‬
َ ‫َوأ‬
Halalarınız ‫َو َع َّماتُ ُك ْم‬
Teyzeleriniz ‫َو َخ َاَّلتُ ُك ْم‬
Erkek kardeşlerinizin kızları ‫َخ‬
‫ات ْاْل ر‬ ُ َ‫َوبَن‬
‫ت‬‫وب نَات ْاْلُخ ر‬
Kız kardeşlerinizin kızları
ْ ُ ََ
Sizi emziren anneleriniz ‫ض ْعنَ ُك ْم‬َ ‫الًّلرِت أ َْر‬ َّ ‫َوأ َُّم َهاتُ ُكم‬
ُ
Süt kız kardeşleriniz ‫اع رة‬
َ‫ض‬ َ ‫الر‬ َّ ‫َخ َواتُ ُك ْم رم َن‬ َ ‫َوأ‬
Kadınlarınızın anneleri ‫ات نر َسائر ُك ْم‬ ُ ‫َوأ َُّم َه‬
Üvey kızlarınız ‫َوَربَائربُ ُك ُم‬
Evlerinizde bulunan kadınlarınızdan ‫الًّلرِت رِف ُح ُجورُك ْم رم ْن نر َسائر ُك ُم‬ َّ
Onlarla (zifafa) girdiğiniz ‫الًّلرِت َد َخ ْلتُ ْم ِبرر َّن‬ َّ
Eğer zifafa girmediyseniz ‫فَرإ ْن َِلْ تَ ُكونُوا َد َخ ْلتُ ْم ِبرر َّن‬
Sizin üzerinize günah yoktur ‫اح َعلَْي ُك ْم‬ َ َ‫فَ ًَّل ُجن‬
Ve oğullarınızın helalleri(eşleri) ‫َو َح ًَّلئر ُل أَبْنَائر ُك ُم‬
‫َص ًَّلبر ُك ْم‬ ‫أ‬ ‫ن‬ ‫الَّ رذين ر‬
‫م‬
Sizin sulbünüzden gelen
ْ ْ َ
İki kız kardeşi (bir nikâhta)
birleştirmeniz
‫ُختَ ْ ر‬
‫ني‬ ْ ‫ني ْاْل‬ َْ َ‫َوأَ ْن ََْت َم ُعوا ب‬
Geçenler hariç ‫ف‬َ َ‫إرََّّل َما قَ ْد َسل‬
)99( ‫يما‬ ‫إر َّن اللَّه َكا َن َغ ُفورا رر‬
‫ح‬
Allah ğafur ve rahimdir
ً َ ً َ
43
44

You might also like