Büyük ku eli se i di a , ugü daha saki , daha gölgeliydi. Pe e ele i de süzüle
mavi, mor, sincap rengi aha aydı lığı, çi ile i i yeşil de i likle i de i ikiyo , koyulaşıyo du. Yüksek ipek şiltele e diz çök üş yo gu ezi le , ö le i deki halı ı e kli akışla ı a akıyo la , uzu eyaz sakalı ı zayıf eliyle tuta yaşlı sad aza ı sö ük gözle i, çok uzak, çok ka a lık şeyle düşü üyo gi i, a ol aya oktala a dalıyo du. - Yü ekli i ada ge ekli, paşala ... Dedi. Biz o u sı ala a, altı la a, el asla a oğa ak gö de diği elçisi e padişahı ızı eli i öptü edik, a ak dizi i öp esi e izi verdik. Kuşkusuz o da ka şılıkta ulu aya kalka ak. - Kuşkusuz. - Hiç kuşkusuz. - Mutlaka. Ku ealtı ezi le i i ta a ıyla ke di gö üşü ü paylaştıkla ı ı a laya sad aza düşü düğü ü daha açık söyledi: - O halde izde elçi gide ek ada ı çok yü ekli ol ası ge ek! Öyle i ada ki, ölü de ko k ası . De leti i şa ı a doku a ak ha eketle e ka şı koysu . Ölü ko kusuyla, uğ aya ağı haka etle e oyu eğ esi ... - Evet! - Hay hay. - Çok doğ u... “ad aza sakalı da çektiği eli i dizi e dayadı. Doğ uldu. Başı ı kaldı dı. Pa lak tuğla ı ü pe e ezi le e ay ı ay ı aktı: - Haydi öyleyse... Yü ekli i ada ulu ! Dedi... Ho a takı ı da , E de u da , di a da e i aklı a öyle gözü pek i ada gel iyo . “iz düşü ü akalı ... - ... - ... - ... “ofu, a ışse e , sessiz padişahı ko a de leti e, sessiz, küçük i eyi ola di a düşü eye aşladı. Bu elçi, yedi yıl so a takdi i "Ya uz!" a ı daki ya a sillesiyle he gu u u u , he i ayeti i ezası ı i a da gö e İs ail “afa i'ye gö de ile ekti. Şehzadeliği i ata i ekte , i it oy a akta , silah kulla akta çok, kitapla geçi e ilge Bayezid'i ya adılışı so de e e uysaldı. Yal ız şii i, ilgeliği, tasa ufu se e ; sa aşta , ü adelede ef et ede di. Vezi le , se gili padişahla ı ı ahatı ı oz a ayı e üyük gö e le i sa ı la dı... Bu u la i likte sı ı la da yi e ka ga ı ö ü alı a ıyo du. Bos a, Eflak, Ka a a , Belg at, T a sil a ya, Hı atista , Ve edik sefe le i i i i i izliyo ; Modo , Ko o , )o kiyo, “a ta a o ele geçi iliyo du. “a ki İsta ul fatihi i ka a lılığıyla dehası -tahta geçe geç ez, a ası ı heykeli i, "Gölgesi ye e düşüyo " diye kı dı ıp sa aşa gi eye kalka - halefi i za a ı da da sö üyo ; sö ez i ale , i uh gi i yaşıyo du. ‘ahat iste dikçe de t çıkıyo du. Hele Doğu... Ka içi de, ateş, kıyı içi de kı a ıyo du. Yıkıla , sö e Akkoyu lu ha eda ı ı yıkı tıla ı üstü de Şah İs ail se se isi salta at ku uştu. Geçtiği ye le de dikili ağaç ı ak aya , a asıyla üyük a ası Cü eyd'i ö ü ü aldığı içi deli e i gu u a kapıla u kudu uş şah, akla gel edik a a a lıkla la sağı a solu a saldı ıyo du. Ke di e sığı a la ı ile, çağı dığı şöle de, ye ek iş gi i kay attı dığı üyük kaza la a atıp söğüş yapa , ye diği Öz ek padişahı ı kafatasıyla şa ap içe i a ı asız şah, dü yada ge çekte eşi gö ül e iş i kıyı ıydı. Bayezit di a ı ı çele i, sessiz, te iz huylu, di i e ağlı ezi le i o u işke ele i i hatı la aya daya a azla dı. Bu kıyı ı, i gü utlaka izi sı ı ı ıza da saldı a ak, Doğu ille i i ele geçi eye kalka aktı. Bunu he kes iliyo du. Geçe yıl )ülkad iye ege e i Alaüdde le'de ikâhla kızı ı iste işti. Alaüdde le kızı ı e edi, İs ail uğ adığı u aşağıla aya öfkele di; öç içi padişahı top ağı da geçti. “a u asız )ülkad iye top akla ı a gi di. Diya eki , Harput kalele i i aldı. “a p i dağa kaça Alaüdde le' i oğlu ile iki to u u eli e tutsak düştü. Şah İs ail, u za allıla ı ateşte kıza tıp ke ap etti di. Etle i i kuzu gi i yedi. Böyle ko ku ç i şey Doğu'da ye i duyuluyo du. “a aş iste eye padişah, A ka a'ya, Yahya Paşa ku a dası da i o du gö de ekte aşka i şey yap adı. Bu şah, kıyı ı olduğu kada da ku azdı... Os a lı top ağı a geçtiği içi özü diliyo , i i i a kası a elçile gö de iyo du. O za a la T a zo Valisi ola Şehzade Ya uz, a ası gi i daya a a ış, Te iz sı ı ı ı geç iş, Bay u t'a, E zi a 'a kada he ye i yağ ala ış, hatta şahı ka deşi İ ahi 'i tutsak et işti. İs ail'i elçisi şi di u saldı ıda da yakı ıyo , Os a lı top ağı a so akı la ı ı , padişahı de leti e ka şı değil, sı f Alaüdde le'ye ka şı olduğu u tek a lıyo du. İşte di a da u ku az, u kıyı ı, a ı asız tü ediye gö de ile ek uygu i elçi ulu a ıyo du; çü kü ke di i Os a lı Haka ı'yla i tuta , hatta ütü Doğu'da ege e lik ku a u se se i, ka şısı da de leti te sil ede ek ada a kuşkusuz i çok de sizlik yapa ak; de sizlikle i e ka şılıkta ulu a ı ola ki kazığa u a ak, de isi i yüze ek, akla gel edik ko ku ç i işke eyle öldü e ekti. “ad aza ı sağı daki, de i de e i i eza taşı gi i kı ıltısız du a kı ızı tuğlu ka uk, ye i de oy adı. Ya aş ya aş sola dö dü: - Be , ta u elçiliğe uygu i ada iliyo u , dedi, a ası e i yoldaşı dı. A a de let e u luğu u ka ul et ez. - Kim? - Muhsi Çele i. “ad aza u ada ı ta ı ıyo du. “o du: - Bu ada ı otu uyo ? - Evet. - Ne iş yapıyo ? - Bi az ze gi di . Vakti i oku akla geçi i . Ta ı azsı ız efe di . Hiç üyükle le ah aplık et ez. Büyük e kile iste ez. - Niye? - Bilmem ama elki "düşüşü a " diye. - Tuhaf... - A a çok yü eklidi . Doğ uda ay ıl az. Ölü de çeki ez. Bi çok kez sa aş ıştı . Yüzü de kılıç ya ala ı a dı . - Bize elçi ol az ı? - Bilmem. - Bi ke e ke disi i gö sek... - Bil e , çağı ı a ayağı ıza geli i? - Gelmez. - Nasıl gel ez? - Gel ez işte... Dü yaya i eti yoktu . Şahla dile i, gözü de i dir. - Devletini sevmez mi? - “e e sa ı ı . - O halde iz de ke di iz içi değil, de leti e hiz et içi çağı ı ız. - Deneyiniz efendim... “ad aza , o akşa kâhyası ı Muhsi Çele i i Üsküda 'daki e i e gö de di. De let, ulus hakkı da i iş içi ke disiyle ko uşa ağı ı, ya ı utlaka gel esi ge ektiği i yaz ıştı. “a ah a azı da so a sa ayı ı sela lığı da, Hi t ku aşı da ağı pe deli küçük loş i odada kâti i i ı aktığı kâğıtla ı oku ke , sad aza a, Muhsi Çele i i geldiği i ildi dile . Getirin buraya, dedi. İki dakika geç ede oda ı sedef kak alı, e iz kapısı da pala ıyıklı, i i, le e t, şe i ada gi di. İ e siyah kaşla ı ı altı da i i gözle i pa lıyo du. Beli deki silahlık oştu. Bütü kulla ı ı etek öp esi e, se desi e alışa sad aza , i a eteği e kapa ıl ası ı ekledi. Otu duğu o çuha kaplı sedi i hep öpüle ağı sı a saçağı daki yu ağı, altı da , içi oş küçük i kafa gi i şaşkı du uyo du. “ad aza söyleye ek i şey ula adı. Böyle göğsü ile ide, ka a ık, aşı yuka ı kalkık i ada ı ö ü de ilk defa gö üyo du. Ku e ezi le i ile huzu u da iki üklü du u la dı. Muhsi Çele i çok doğal i sesle so du: - Be i iste işsi iz, e söyleye eksi iz efe di ? - Şey... - Buyurunuz efendim. - Buyu oğlu , şöyle otu da... Muhsi çele i, çeki ede , sıkıl ada , ezilip üzül ede çok ahat i ha eketle ke di e göste ile şilteye otu du. “ad aza hâlâ elle i de tuttuğu kı ık kâğıtla a aka ak içi de , "Ne içi ada ? A a a deli i?" diyo du. A a hayı ... Bu çele i, çok akıllı i i sa dı! Yiğide, alçağa ge ek duy aya ak kada i se eti a dı. Ça lı a o a ı ı a kası daki üyük a dı ayla üyük çiftliği i işleti , a usuyla yaşa , ki seye ey allah de ezdi. Yoksula, zayıfla a, ga iple e aka , sof ası da ko uk eksik ol azdı. Di i e ağlıydı. A a tutu u değildi. Di , ulus, padişah aşkı ı ta yü eği de duya la da dı. De leti üyüklüğü ü, kutsallığı ı a la dı. Tek ülküsü, "Ta ı'da aşka ki seye se de et e ek, kula kul ol a ak"tı... Bilgisi, olgu luğu, he kesçe ili iyo du. İ i Ke al o da söz ede ke , "Be i okutu !" de di. Şai di. A a ö ü de daha i tek kaside yaz a ıştı. Hatta öyle ö güle i oku azdı ile... Yaşı kı kı geçiyo du. Ö ü de açıla yüksel e yolla ı da daha hiç i i e sap a ıştı. Bu altı kaldı ı lı, i e çiçekli, cenneti a dı a u lu yolla ı so u da, hep "ki li i etek ih a ı" ulu duğu u ili di. İ sa lık o u gözü de çok yüksek, çok üyüktü. İ sa ye yüzü ü üze i de, Ta ı' ı i çeşit te sil isiydi. Ta ı i sa a ke di ahlakı ı e ek iste işti. İ sa , he a lığı üstü deydi. Kuy uğu u sallaya sallaya efe disi i pa uçla ı ı yalaya köpeğe yaltaklanma pek yakışı dı a a, i sa ... Muhsi Çele i he tü lü aşağıla ayı si direrek yüksek e ki tepele i e iki üklü tı a a aska a, tutkulu i sa la da , ke di e saygı duy aya kölele de , güçsüzle gi i ye le de sü ü e pis kölele de tiksi i di. Hatta u la ı gö e ek içi i sa la da kaça ol uştu. Yal ız sa aş za a la ı Gu a a Bölükle i e ku a da lık içi o taya çıka dı. Huzu da se est, içi de geldiği gi i otu uşu sad aza ı çok şaşı ttı. A a kızdı adı: - Te iz'e i elçi gö de ek istiyo uz. Ta afı ızda se gide isi oğlu ? - Ben mi? - Evet - Ne ilgisi var? - A adığı ız gi i i ada ula ıyo uz da... - Be şi diye kada de let e u luğu a gi edi . - Niçi gi edin? Muhsi Çele i i az du du. Yutku du, Gülü sedi. - Çü kü e oyu eğ e , el etek öp e , dedi. Oysa za a ı de letlile i e kile i e hep oyu eğip, el etek, hatta ayak öpüp, i tü lü yaltakla ayla, ikiyüzlülükle, dalka uklukla çıktıkla ı da , çe ele i e hep u aşağılayı ı geç işle i çi ki ha eketle i i tek a laya la ı topla la . Gözdele i, edi ele i, Ko udukla ı, hep alçak ikiyüzlüle , ahlaksız dalka ukla , a ussuz aska ala dı . Yiğit, doğ u, ke disi e saygılı, özgü i da ı ı sesi e kulak e e i ada gö düle i, he e ki ağla la , yık aya çalışı la . Gedik Ah et Paşa içi ha çe le di, Paşa ? “ad aza ya aşça dişle i i sıktı. Gözle i i süzdü. Tuttuğu kâğıdı u uştu du. Öfkele iyo du. A a öfkele diği za a la da olduğu gi i, ya akla ı a bir titreme geldi. Vezi ke değil, hatta daha eyle eyiyke ile ka şısı da ak a la ı da ki se o a öyle açıkça söz söyleye e işti. Yi e "A a a deli i?" diye düşü dü. Deli değilse... u e küstahlıktı? Bu de e e küstahlık, dü ya düze i e ka şı çık ak değil iydi? Gözle i i daha ete süzdü. İçi de : "Şu u aşı ı u du sa ..." dedi. Kapı ıla a ağı ak içi ağzı ı aça aktı. A sızı i da ı ı - e esi olduğu ili eye bir yerinden gelen- de i sesi i işitti: "İşte se de yaltakla a, ikiyüzlülük, dalka ukluk yolla ı da yüksele le gi i, dü üstçe i sözü çeke iyo su ! “e de ka şı da yiğit i i sa değil, ayakla ı ı yalaya i köpek, ho gö ül e i altı da iki kat ol uş i aska a, i ezil istiyo su !" “üzük gözle i i açtı. A u u da sıktığı kâğıdı ya ı a koydu. Yi e Muhsi Çele i'ye aktı. O tası da ge iş i kılıç ya ası ı izi pa laya yüksek al ı... Al ya akla ı... Yeni tı aşlı eyaz, kalı oy u... Biraz üyü ek, eğ i u u... İ e sa ığı... Tıpkı Şeh a e sayfala ı da gö üle eski kah a a la ı esimlerine benziyordu. Evet, u al ı da ya ası gö üle kılı ı ye e düşü e ediği a lı i kah a a dı. İ saflı sad aza , i da ı ı uhu da ya kıla a sesi i, gu u u u ka a lığıyla oğ adı. "Ta izi a adığı ız ada işte..." dedi. Bu kada ko kusuz i adam, devletine, ulusuna yapıla ak haka eti de çeke ez, ölü de ko ka ak, gö e eği haka etle e ey allah diye ezdi. Ka uğu hafifçe salladı: - “e i Te iz'e elçi gö de e eğiz. Muhsi Çele i so du: - Katı ızda u kada işa ıla , kâtiple , ho ala a . Niçi onlardan birini seç iyo su uz? - “e Şah İs ail de e kötü uhlu ada ı ki olduğu u iliyo usu ? - Biliyorum. - Devletini seviyor musun? - Seviyorum. Yü e sad aza doğ uldu. A kası a daya dı: - Pekâlâ öyleyse... Dedi, u kötü uhlu ada "elçiye ze al yok" ku alı ı ka ul et ez. Bizi le oy ölçüş e da ası dadı . E eyda ı da ize yapa adıkla ı ı, izi gö de e eği iz elçiye yap ak iste . Ola ki işke eyle ida ede . Çü kü Ta ı'da ko kusu yoktu . Oysa elçi ize yapıla ak haka et de leti ize de ekti . Bize öyle i ada ge ekli ki, haka et gö ü e aşı da ko k ası ... Bu haka eti ay e o kötü uhlu ada a iade etsi ... De leti i se e se , se u fedakâ lığı ka ul ede eksi ! Muhsi Çele i hiç düşü edi: - Etti efe di , a a i koşulu a ... Dedi. - Ne gibi. - Mademki u i fedakâ lıktı , ü etle ol az. Ka şılıksız olu . De lete ka şı ü ette yapıla ak i fedakâ lık, e olu sa olsu , ge çekte kişisel i kaza çta aşka i şey değildi . Be aaş, aka , ü et fila iste e ... Ka şılık ekle ede u hiz eti gö ü ü . Koşulu udu ! - A a oğlu , u asıl olu ? O u elçisi çok ağı giyi işti. Atla ı, hiz etkâ la ı kusu suzdu. Bizi elçi izi atla ı, hiz etkâ la ı, giysile i daha göste işli, daha ağı ol alı... Bu la içi utlaka hazi ede sa a i kaç i altı e e eğiz. . Muhsi Çele i dö dü. Ö ü e aktı. “o a aşı ı kaldı dı: - Hayı , dedi, hazi ede i pul al a . Ge ekli göz alı ı uhteşe takı lı atla ı, süslü hiz etkâ la ı e ke di pa a la düze eği . Hatta... “ad aza gözle i i açtı. -... Hatta sı tı a Şah İs ail'i ö ü de gö ediği ağı i şey giye eği . - Ne giyeceksin? - “ı akeş To oğlu' daki, ku aşı Hi t'te , ha ı Ve edik'te gel e, "Pe e İ ili Kafta "ı ala ağı . - Ne... O kada pa ayı e ede ula aksı , oğlu ? “ad aza ı şaş aya hakkı a dı. Bi ay ö e ta a la a , üze i e de ulu u pe e i ele le işle eli u kafta ı ü ü ü İsta ul'da duy aya yoktu. Vezi le , elçile , padişaha a ağa et ek içi To oğlu' a aş u dukça, o fiyatı ı a tı ıyo du. Muhsi Çele i u ü lü kafta ı asıl ala ağı ı a lattı: - Çiftliği le a dı a ı e e i i ehi e e e eği : Tü a la da o i altı oç toplaya ağı , iki i altı ı atla la hiz etkâ la a ha aya ağı . Ge iye kala sekiz i altı la da u kafta ı ala ağı . “ad aza u da a ışı uygu ul adı: - Geldikte so a u kafta se i işi e ya a az. Yal ız i göste iş a a ıdı . Malla ı ı eli de çıka a aksı . Yoksul düşe eksi . - Hayı , sekiz i altı a ala ağı kafta ı altı ay so a To oğlu e de yedi i altı a ge i alı . Yedi i altı la e çiftliği i ehi de ku ta ı ı . Ge i kala o çla ı ı ödeye ezse , a sı a a ı yadigâ ı aktığı a dı a de lete feda olsu ... De lette hep alı az ya... Bi az da e ili ! Muhsi Çele i'yle ko uştukça sad aza ı şaşkı lığı a tıyo du. Yü eği ahatladı. Îşte küstah, tü edi i hükü da a haddi i ildi ek içi gö de ile ek uygu i ada ulu uştu. Gülüyo , ağı ağı ka uğu u sallıyo du. Di a ı azik, ko kak, hesapçı çele ile i a la ıyla alla ı ı çok se e le di. Bu la da i i elçi gö de ilse, de leti i onurunda çok ala ağı ağışı düşü e ek, ke disi e yapıla he haka eti ka ul ede ekti. “ad aza , Muhsi Çele i'yi ye eğe alıkoy ak istedi. Başa a adı, gide ek o u ta sofaya kada uğu ladı... Altı ay içi de Muhsi Çele i üyük çiftliği i, a dı ası ı, e i i, dükkâ la ı ı, ahçesi i, osta ı ı ehi e koydu. Tü a la da pa a topladı. Atla ı ı düzdü. Bu la ı hepsi ge çekte eşi gö ül edik de e ede göz alı ıydı. Dö üşte yedi i altı a iade et ek koşuluyla To oğlu' da ü lü Pe e İ ili Kafta ı da aldı. Ge ç ka ısıyla iki küçük ço uğu u ak a ası da i i i e i e ı aktı. Altı aylık afakala ı ı elle i e e di. “o a padişahı ektu u u koy u a koya ak yola düzüldü. Ko ak ko ak ile ledikçe u ye i elçi i göste işi, ze gi liği, hele i ili kafta ı ı ü ü ütü Anadolu'da geçe ek Şah İs ail'i ülkesi e ulaşıyo du. Muhsi Çele i i gü Te iz Kalesi' e üyük i göste işle gi di. Bu küçük aşke ti , süse, ze gi liğe, e ge, süs eşyası a tutku halkı, İsta ul elçisi i kafta ı ı gö ü e şaşı dı. Ke t, sa ay, ütü e ü e le kafta ı hikâyesiyle doldu. $ah İs ail, "Pe e İ i"yi yal ız asalla da işit iş, daha asıl şey olduğu u gö e işti. Ke disi i daha gö ediği şeye sahip ola u ze gi elçiye ka şı içi de de i i ki duydu. O u haka eti altı da ez eye ka a verdi. Huzuruna kabul etmezden ö e tahtı ı a kası a ellatla ı hazı lattı. Tahtı ı ö ü deki ipekli ku aşta şiltele i, ipek se adele i kaldı ttı. “ağı da ezi le i, solu da sa aşçıla ı du uyo la dı. Muhsi Çele i, ge iş so aki ke e li açık kapıda ahat adı la la gi di. Yü üdü. Başı he za a ki gi i yuka da, göğsü he za a ki gi i ile ideydi. Koy u da çıka dığı padişah ektu u u öptü. Başı a koydu. “o a altı tahtı üstü e -allı, yeşilli, a ili, o lu ipek yığı la ı a sa ıl ış, sa ala la, tuğla la, san akla la çe ele iş- ga ip i yı tı ı kuş sessizliğiyle tü e iş şaha uzattı. Ayağı öpül eye şah kızgı lığı da sapsa ı kesildi. Gözle i i eyazla ı kay oldu. Mektu u aldı. Muhsi Çele i, tahtı ö ü de çekili e şöyle i çe esi e aktı. Otu a ak i şey yoktu. Gülü sedi. İçi de , "Be i zo la ayakta, saygı du uşu da tut ak istiyo la gali a..." dedi. Bi a düşü dü. Bu ha ekete asıl ka şılık e eliydi? He e sı tı da Pe e İ ili kafta ı ı çıka dı. Tahtı ö ü e ye e se di. Şah İs ail, ezi le i kuma da la ı aptallaş ışla , şaşkı lık içi de akıyo la dı. “o a u değe li kafta ı üze i e ağdaş ku du. De , ejde ha esi le i işle iş si i ku eyi, yaldızlı ke e le i çı lata gü sesiyle: - Mektu u u e diği üyük padişahı . Oğuz Ka a Ha soyu da dı ! Diye haykı dı. Dü ya ya atıldığı da e i o u atala ı da ki se kul ol a ıştı . Hepsi padişah, hepsi haka dı . Atala ı doğuşta e i hükü da ola i padişahı elçisi, hiç i ya a ı padişah ka şısı da di a du az. Çü kü dü yada ke di padişahı kada soylu bir padişah yoktu ... Çü kü... Muhsi Çele i Tü kçe ola ak ağı dıkça; Tü kçe il eye şah kızıyo , sa a ıyo , o a ıyo , eli de heye a da aça adığı ektup ti ti tit iyo du... Tahtı ı a kası daki ellatla kılıçla ı ı çek işle di. Muhsi Çele i ağı dı, çağı dı. Da ış a la , ezi le , ellatla , sa aşçıla hükü da la ı ı sa ı a, u a daya ası a şaşıyo la dı. Hatta içle i de i kaçı ı ılda aya aşladı. Muhsi Çele i sözü ü iti i e izi fila iste edi, kalktı. Kapıya doğ u yü üdü. Şah İs ail taş kesil işti. Çaldı a 'da kı ıla ak ola gu u u, ugü u tek Tü k'ü ateş akışla ı altı da e i işti. Muhsi Çele i dışa ı çıka ke , ke di gi i şaşkı lıkta do a edi ele i e: - Şu u kafta ı ı e i iz! Dedi. “a aşçıla da i i koştu. Tahtı ö ü de se ili kafta ı topladı. Tü k elçisi e yetişti: - Buyu u , kafta ı ızı u uttu uz. Muhsi Çele i du du. Güldü. Çıktığı kapıya doğ u dö e ek şahı işite eği yüksek i sesle: - Hayı , u ut uyo u . O u size ı akıyo u . “a ayı ızda üyük i padişah elçisi i oturta ak se ade iz, şilte iz yok... He i Tü k, ye e se diği şeyi i daha a kası a koymaz... Bunu bilmiyor musunuz? Dedi. Geçtiği yolla da ge e gü düz dö t ala dö dü. Üsküda 'a gi diği za a , Muhsi Çele i' i e i de tek i akçe kal a ıştı. “üslü hiz etkâ la ı a dedi ki: -E latla ı ! Bi diği iz atla ı, haşala ı, takı la ı, üstü üzdeki giysile i, eli izdeki değe li taşla la süslü ha çe le i izi size ağışlıyo u . Ba a hakkı ızı helal ediyo usu uz? - Ediyoruz... Ediyoruz... - A a ızı ak sütü gi i. Ka şılığı ı alı a o la ı aşı da sa dı. De i i soluk aldı. E i e uğ a ada , de iz kıyısı a koştu. Bi kayığa atladı. “ad aza ı ko ağı a gitti. Mektu u şaha e diği i, hiç i haka ete uğ a adığı ı, şahı iz i i ile al aksızı ha e siz e kalkıp İsta ul'a dö düğü ü söyledi. )ate sad aza , o u gö e i i hakkıyla ye i e geti e eği e so de e e gü e iyo du. Yolla , de e eyle i; aşi etle le ilgili azı şeyle so du. Çele i kalkıp çekile eği za a : - Be satı al ak istiyo u oğlu , kafta ı u ada ı? dedi. - Hayı , geti edi . - A e ista 'da ı sattı ? - Hayı , sat adı . - Çaldı dı ı? - Hayı . - Ya e yaptı ? “ad aza üsteledi, tek a tek a so du. Kafta ı e olduğu u i tü lü a laya adı. Muhsi Çele i yaptığıyla ö ü e ek kada küçük uhlu değildi. O akşa Üsküda 'a dö dü. E tesi gü yedi i altı ı ge i al ak içi ke disi i ula sı akeş To oğlu' a da, kafta ı e yaptığı ı söyle edi. Me aklı İsta ul'da hiç ki se, ü lü "Pe e İ ili Kafta "ı "Nasıl, e ede, içi " ı akıldığı ı öğ e e edi. Te iz “a ayı' daki se ü e , ta ihi ka a lığı a ka ıştı, sı oldu. A a eski ze gi Muhsi Çele i; u kafta içi gi diği o çla ı e ip, çiftliği i, a dı ası ı, i atla ı ı ehi de ku ta a adı. Elçilikte yadigâ kala atıyla değe li taşla la süslü takı ı ı satıp, Kuzgu uk'ta i i i i i ahçe aldı. O u ekip içti. Çoluğu u ço uğu u ek eği i çıka dı. Ölü eye kada Üsküda Paza ı' da se ze sattı. Pek yoksul, pek a ı, pek yoksu i hayat geçi di. A a yi e de e ki seye oyu eğdi, e de ütü se eti i i a da ye e at akla göste diği fedakâ lık üze i e ge ezelikle yapa ak, oşu oşu a ö ü dü.