Professional Documents
Culture Documents
Sınıf Felsefe Felsefe
Sınıf Felsefe Felsefe
Sınıf Felsefe Felsefe
Sınıf
Felsefe
18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 6
1. Montesquieu’ya göre insanlar toplum hâlinde yaşamaya 3. La Mettrie’ye göre insan öylesine karmaşık bir makinadır
başlar başlamaz zayıflık duygularını yitirirler; aralarındaki ki, onun hakkında önceden açık seçik bir fikir oluşturmak
eşitlik yok olur, savaş hâli başlar. Her özel toplum kendi ve dolayısıyla da, onu tanımlamak imkânsızdır. Bundan
kuvvetinin farkına varır, bu da milletler arasında savaş dolayı, büyük filozofların apriori olarak, yani tinin kanatları-
durumunu meydana getirir. Bu savaş durumu, insanlar nı bir şekilde kullanmaya teşebbüs ederek gerçekleştirmiş
arasında kanunların yerleşmesine sebep olur. Bu kadar oldukları bütün araştırmalar verimsiz olmuştur. Şu hâlde,
büyük bir gezegende oturduklarına göre, yeryüzünde çe- söz konusu doğanın ne olduğu tam bir kesinlikle keşfe-
şitli toplumların bulunması gerektiğini düşünen insanlar, dilemese bile, insanın kendi doğasıyla ilgili en muhtemel
bu toplumların aralarındaki bağları düzenlemek için ka- bilgiye, sadece aposteriori olarak, deyim yerindeyse, ruhu
nunlar ortaya attı; böylece devletler hukuku meydana gel- bedenin organları yoluyla keşfetmeye çalışarak erişebiliriz.
di. Devam ettirilmesi gereken bir toplumda yaşadıklarını Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula-
göz önünde bulunduran insanlar, yönetenler ve yöneti- şılabilir?
lenler arasındaki bağları düzenleyecek kanunlar yaptılar; A) Varlık düşünsel niteliktedir.
böylece siyasi hukuk meydana geldi. Bütün vatandaşlar
B) Varlık ile ilgili bilgiler deneyimden bağımsızdır.
arasındaki bağları düzenlemek için kanunlar meydana
getirildi; adına da medeni hukuk denildi. C) Varlık ruh ve madde gibi iki ayrı tözden oluşur.
Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü
oluşmasında etkin faktörlerdir. Bundan dolayı bir ulus için E) Tek başına deneyim bilginin oluşması için yeterli değildir.
MEB
6. “Gerçek olan akla uygundur; akla uygun olan gerçektir.” He- 9. La Mettrie’ye göre insanlar ve hayvanlar yaylar kümesin-
gel’in bununla demek istediği şudur: Bu dünya anlamlı bir den oluşan birer makineydi. Ancak insan, hayvana göre
dünyadır. Çünkü bu dünyanın temeli akıldır. Anlamı olan bir daha karmaşık bir makineydi ve aralarında eğer bir fark
planı yürüten ise tin’dir. İçinde yaşadığımız varlık, “evrensel varsa bu fark yayların yerleriyle ilgili olabilirdi. Dolayısıyla
logos”un kendisini açmasıdır, kendisini gerçekleştirmesidir. La Mettrie için ruh da tüm makinenin ana yayı gibi ele
Dolayısıyla varlık bütünüyle anlamı olan, anlamla yüklü olan alabileceğimiz bir hareket ilkesi veya bedenin duyarlı bir
bir bağlantıdır. Böyle bir anlayıştan hareket eden Hegel’in maddi kısmından ibaretti. Bu sistemin diğer tüm kısımları
yapmak istediği de, varlığın ve insan hayatının taşıdığı anla- da sadece beynin bir çeşit işleviydi.
mı büyük bir sistem içinde felsefe bakımından yorumlamaktır. La Mettrie’nin bu görüşlerinden aşağıdaki yargıların
Bu parçadan hareketle Hegel felsefesinin aşağıdaki hangisine ulaşılabilir?
görüşlerden hangisiyle ilgili olduğu söylenebilir?
A) Beden ile ruh insan varoluşunun farklı görünümleridir.
A) Varlığın maddeden ibaret olduğunu söyleyen materyalizm B) Ruh, tek gerçeklik olan maddeye indirgenerek açıkla-
B) Varlığın değişim hâlinde olduğunu söyleyen oluş felsefesi nabilir.
C) Varlığın düşünceden ibaret olduğunu söyleyen idealizm C) Hayvanlardan farklı olarak insanın özü, ölümsüz ruhudur.
D) Varlığın hem madde hem düşünceden ibaret olduğu- D) İnsan, farklı niteliklere sahip iki tözden; madde ve ruh-
Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü
nu söyleyen düalizm tan oluşur.
E) Varlığın görünen özelliklerinden hareketle özüne ula- E) Bedeni harekete geçiren ruh, tinsel yaşam ilkesidir.
şılması gerektiğini söyleyen fenomenoloji (2019 TYT)
D) Bilgilerimiz apriori nitelikte olmalıdır. laması ve ardı sıra gitmesi demek olmadığı gibi, gücün,
E) Teolojiyi safsata olarak yorumlar. istencin dürtüsü olması demek de değil. Gücün iradesi
özünde yaratıcı ve donandırıcıdır: Bir şeye iç geçirmez,
8. Rousseau “İnsanın toplum hâlinde elde ettiklerine, insa- aramaz, arzulamaz ve özellikle de gücü arzulamaz. Verir:
nın kendi kendisinin efendisi yapan manevi özgürlüğünü Güç, istençte ‘verici erdem’ olarak vardır; istenç, güç va-
ekleyebiliriz: Çünkü salt isteklerin itkisine uymak kölelik, sıtasıyla bizzat anlam ve değer donatıcıdır.”
kendimiz için koyduğumuz yasalara boyun eğmek ise öz- Buna göre, “güç istenci” için aşağıdakilerden hangisi
gürlüktür.” demiştir. söylenebilir?
Rousseau bu düşüncesiyle aşağıdakilerden hangisi-
nin önemini belirtmek istemiş olabilir? A) İnsanın ihtiyaçları tarafından belirlenir.
B) İnsanın yeni değerler oluşturabilmesini sağlar.
A) Bireysel özgürlüklerin
C) İnsanların birbirleriyle mücadelesinin ürünüdür.
B) Toplumsal sözleşmenin
D) Zaman içerisinde egemenlik kurar.
C) Egemenliğin kullanışının
E) İnsanların mutluluğunu amaçlar.
D) Doğal düzenin devamının
(2020 AYT)
E) Kuralların gerekliliğinin