Sınıf Felsefe Felsefe

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 2

26 11.

Sınıf
Felsefe
18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 6

1. Montesquieu’ya göre insanlar toplum hâlinde yaşamaya 3. La Mettrie’ye göre insan öylesine karmaşık bir makinadır
başlar başlamaz zayıflık duygularını yitirirler; aralarındaki ki, onun hakkında önceden açık seçik bir fikir oluşturmak
eşitlik yok olur, savaş hâli başlar. Her özel toplum kendi ve dolayısıyla da, onu tanımlamak imkânsızdır. Bundan
kuvvetinin farkına varır, bu da milletler arasında savaş dolayı, büyük filozofların apriori olarak, yani tinin kanatları-
durumunu meydana getirir. Bu savaş durumu, insanlar nı bir şekilde kullanmaya teşebbüs ederek gerçekleştirmiş
arasında kanunların yerleşmesine sebep olur. Bu kadar oldukları bütün araştırmalar verimsiz olmuştur. Şu hâlde,
büyük bir gezegende oturduklarına göre, yeryüzünde çe- söz konusu doğanın ne olduğu tam bir kesinlikle keşfe-
şitli toplumların bulunması gerektiğini düşünen insanlar, dilemese bile, insanın kendi doğasıyla ilgili en muhtemel
bu toplumların aralarındaki bağları düzenlemek için ka- bilgiye, sadece aposteriori olarak, deyim yerindeyse, ruhu
nunlar ortaya attı; böylece devletler hukuku meydana gel- bedenin organları yoluyla keşfetmeye çalışarak erişebiliriz.
di. Devam ettirilmesi gereken bir toplumda yaşadıklarını Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula-
göz önünde bulunduran insanlar, yönetenler ve yöneti- şılabilir?
lenler arasındaki bağları düzenleyecek kanunlar yaptılar; A) Varlık düşünsel niteliktedir.
böylece siyasi hukuk meydana geldi. Bütün vatandaşlar
B) Varlık ile ilgili bilgiler deneyimden bağımsızdır.
arasındaki bağları düzenlemek için kanunlar meydana
getirildi; adına da medeni hukuk denildi. C) Varlık ruh ve madde gibi iki ayrı tözden oluşur.
Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

D) Varlık maddesel niteliktedir.


Buna göre, Montesquieu’nun felsefesine en uygun
ifade aşağıdakilerden hangisidir? E) Ruh, bedeni kontrol altında tutmaktadır.
4. Kant’a göre deneyim bize bir şeyin nasıl olduğunu öğretir
A) Kanunlar güçlü insanların haklarını korumak içindir.
fakat onun olduğundan başka türlü olmayacağını öğretmez.
B) Kanunlar tüm bireylerin mutluluğu için gereklidir. O hâlde, her şeyden önce, düşünüldüğünde zorunlu diye
C) Kanunlar güçsüz insanların haklarını korumak içindir. düşünülen bir önermeye sahipsek eğer, o apriori bir yargıdır.
D) Monarşik yönetimlerde halkın eşitliği ilkesi geçerlidir. Öyleyse bir yargı hiçbir istisnanın mümkün olmasına izin ve-
rilmeyecek bir tarzda düşünüldüğü taktirde, o deneyimden
E) Cumhuriyet ile yönetilen toplumlarda kanunlar toplu-
türetilmemiş fakat mutlak apriori olarak geçerli bir yargıdır.
mun düzenleyicisidir.
Zorunluluk ve sıkı evrensellik şu hâlde, apriori bilginin gü-
venli ölçütleri olup birbirinden ayrılamazlar.
2. Charles Montesquieu eserlerinde rastlantılı olan zaferle- Bu parçadan hareketle Kant’ın bilgi felsefesi ile ilgili
rin ve yenilgilerin değil de karakter gücünün, özgürlük, ça- aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
lışma ve yurt sevgisinin ulusların kaderini belirlediğini or-
A) Her insan için geçerli doğru bir bilgiye ulaşılabilir.
taya koyar. Siyasi özgürlük için yasa en önemli unsurdur.
Ona göre hukuk insanın doğasında yerleşiktir. Yasalar B) Bilginin kaynağı hem akıl hem de deneyimlerimizdir.
insanların gereksinmelerine göre yapılmaktadır ve iklim, C) Bilgilerimiz deneyimden bağımsız olarak elde edilir.
töreler, yaşam biçimi, din ve bir ulusun karakteri yasaların D) Apriori yargılar güvenilir yargılardır.

oluşmasında etkin faktörlerdir. Bundan dolayı bir ulus için E) Tek başına deneyim bilginin oluşması için yeterli değildir.
MEB

yapılan yasalar ona öyle uygun olmalı ki, bunların başka


bir ulusa da uyması sırf rastlantısal olsun. Böylece Mon- 5. Voltaire ve Rousseau gibi düşünürlerin etkisiyle Aydınlan-
tesguieu, her ulusun kendine özgü bir yapısı olduğunu ma Çağı Fransız yazını, usu kılavuz edinerek filozof yazar-
söylemiş oluyordu. ların öncülüğünde toplumu aydınlatmayı, dogmatik düşün-
ceyle mücadele etmeyi, hoşgörüyü yaymayı, insanı mut-
Bu parçada anlatılmak istenen temel düşünce aşağı-
lu kılmayı, özgürlük olgusunu sağlamlaştırmayı kendine
dakilerden hangisidir?
amaç ve ilke edinmiştir. Bununla da yetinmemiş, Rousse-
A) Büyük imparatorluklar tesadüfe dayalı bir biçimde ge- au gibi öncülerin etkisiyle, 19. yüzyıl başlarında bireyselliği
lişim göstermişlerdir. öne çıkaran oluşum ve hareketlerin de temellerini atmıştır.
B) Medeniyeti oluşturan her unsur o medeniyeti oluştu- Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi Ay-
ran ulusun kendi özüne aykırı olmalıdır. dınlanma Çağı’nın özellikleri arasında sayılamaz?
A) Akla önem verilmesi
C) Yasalar insan doğasına aykırı olmayan ve aynı za-
manda ihtiyaçlara göre şekillenen faktörlerden oluşur. B) Felsefede uzmanlaşmaların olması
D) Yasalar yöneticilerin halk üzerindeki baskısını azalt- C) Düşünce özgürlüğünün ön planda olması
mak için kurulmuştur. D) Edebiyat ve felsefenin iç içe olması
E) Yasalar önünde herkes eşittir. E) İnsanı merkeze alması
26 11. Sınıf
Felsefe
18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 6

6. “Gerçek olan akla uygundur; akla uygun olan gerçektir.” He- 9. La Mettrie’ye göre insanlar ve hayvanlar yaylar kümesin-
gel’in bununla demek istediği şudur: Bu dünya anlamlı bir den oluşan birer makineydi. Ancak insan, hayvana göre
dünyadır. Çünkü bu dünyanın temeli akıldır. Anlamı olan bir daha karmaşık bir makineydi ve aralarında eğer bir fark
planı yürüten ise tin’dir. İçinde yaşadığımız varlık, “evrensel varsa bu fark yayların yerleriyle ilgili olabilirdi. Dolayısıyla
logos”un kendisini açmasıdır, kendisini gerçekleştirmesidir. La Mettrie için ruh da tüm makinenin ana yayı gibi ele
Dolayısıyla varlık bütünüyle anlamı olan, anlamla yüklü olan alabileceğimiz bir hareket ilkesi veya bedenin duyarlı bir
bir bağlantıdır. Böyle bir anlayıştan hareket eden Hegel’in maddi kısmından ibaretti. Bu sistemin diğer tüm kısımları
yapmak istediği de, varlığın ve insan hayatının taşıdığı anla- da sadece beynin bir çeşit işleviydi.
mı büyük bir sistem içinde felsefe bakımından yorumlamaktır. La Mettrie’nin bu görüşlerinden aşağıdaki yargıların
Bu parçadan hareketle Hegel felsefesinin aşağıdaki hangisine ulaşılabilir?
görüşlerden hangisiyle ilgili olduğu söylenebilir?
A) Beden ile ruh insan varoluşunun farklı görünümleridir.
A) Varlığın maddeden ibaret olduğunu söyleyen materyalizm B) Ruh, tek gerçeklik olan maddeye indirgenerek açıkla-
B) Varlığın değişim hâlinde olduğunu söyleyen oluş felsefesi nabilir.
C) Varlığın düşünceden ibaret olduğunu söyleyen idealizm C) Hayvanlardan farklı olarak insanın özü, ölümsüz ruhudur.
D) Varlığın hem madde hem düşünceden ibaret olduğu- D) İnsan, farklı niteliklere sahip iki tözden; madde ve ruh-
Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü
nu söyleyen düalizm tan oluşur.
E) Varlığın görünen özelliklerinden hareketle özüne ula- E) Bedeni harekete geçiren ruh, tinsel yaşam ilkesidir.
şılması gerektiğini söyleyen fenomenoloji (2019 TYT)

7. Hume “İnsan Anlığı Üzerine Bir Araştırma” adlı eserinin


son cümlesinde şöyle der: Kütüphanelerimizi gözden ge-
çirdiğimizde, neleri feda etmemiz gerekmez! Elimize, me-
sela, Skolastik metafiziğe ait bir eser alırsak, kendimize
şunu soralım: “Bu eserde acaba nicelik veya sayıya dair
soyut usavurmalar var mı?” Hayır. “Olguya ve varlığa ait
şeyler üzerinde deneysel usavurmalar var mı?” Hayır. O
hâlde, eseri ateşe atınız. Zira içinde safsata, kuruntu ve
boş hayalden başka bir şey bulunmaz.
10. Nietzsche’nin “güç istenci” anlayışı oldukça farklı şekiller-
Bu parçadan hareketle Hume’un felsefesi için aşağı- de yorumlanmış hatta bu yorumların bazıları onu suçla-
dakilerden hangisi söylenemez? yacak bir noktaya dahi ulaşmıştır. “Güç istenci”nin, insa-
A) Metafiziği reddeder. nın diğer insanlar üzerinde egemenlik kurma isteği olarak
B) Zihnin tümünü deney ve duyuma bağlar. yorumlanışına karşı Nietzsche’nin çağdaş yorumcuların-
dan Deleuze, kavrama açıklık getirmek amacıyla şunları

C) Bilgilerimiz aposteriori nitelikte olmalıdır.


söyler: “İstencin gücü istemesi, gücü bir erek olarak arzu-
MEB

D) Bilgilerimiz apriori nitelikte olmalıdır. laması ve ardı sıra gitmesi demek olmadığı gibi, gücün,
E) Teolojiyi safsata olarak yorumlar. istencin dürtüsü olması demek de değil. Gücün iradesi
özünde yaratıcı ve donandırıcıdır: Bir şeye iç geçirmez,
8. Rousseau “İnsanın toplum hâlinde elde ettiklerine, insa- aramaz, arzulamaz ve özellikle de gücü arzulamaz. Verir:
nın kendi kendisinin efendisi yapan manevi özgürlüğünü Güç, istençte ‘verici erdem’ olarak vardır; istenç, güç va-
ekleyebiliriz: Çünkü salt isteklerin itkisine uymak kölelik, sıtasıyla bizzat anlam ve değer donatıcıdır.”
kendimiz için koyduğumuz yasalara boyun eğmek ise öz- Buna göre, “güç istenci” için aşağıdakilerden hangisi
gürlüktür.” demiştir. söylenebilir?
Rousseau bu düşüncesiyle aşağıdakilerden hangisi-
nin önemini belirtmek istemiş olabilir? A) İnsanın ihtiyaçları tarafından belirlenir.
B) İnsanın yeni değerler oluşturabilmesini sağlar.
A) Bireysel özgürlüklerin
C) İnsanların birbirleriyle mücadelesinin ürünüdür.
B) Toplumsal sözleşmenin
D) Zaman içerisinde egemenlik kurar.
C) Egemenliğin kullanışının
E) İnsanların mutluluğunu amaçlar.
D) Doğal düzenin devamının
(2020 AYT)
E) Kuralların gerekliliğinin

You might also like