Ticaret Hukuku

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 99

TİCARET

HUKUKUNA GİRİŞ
ÖZEL HUKUK

 MEDENİ HUKUK
 BORÇLAR HUKUKU
 TİCARET HUKUKU1
HUKUKUN
DALLARI
KAMU HUKUKU

KARMA HUKUK
ÖZEL HUKUK ÜÇLEMESİ
TÜRK
MEDENİ
KANUNU
(m.5)
6102 sayılı TÜRK TİCARET
KANUNU’NUN SİSTEMATİĞİ (1)
Başlangıç Hükümleri2: Ticari hükümler, ticari iş, ticari dava,
ticari işlerde zamanaşımı, teselsül karineleri, faiz.

1. Kitap: Ticari İşletme Kitabı: Ticari işletme, tacir, ticaret


sicili, ticaret unvanı, haksız rekabet, cari hesap, acentelik
sözleşmesi.

2. Kitap: Ticaret Şirketleri Kitabı : Kollektif Şti., Komandit


Şti., Anonim Şti., Ltd. Şti.

3. Kitap: Kıymetli Evrak Kitabı: Nama, emre, hamiline yazılı


kıymetli evraklar ile poliçe, bono ve çek (kambiyo senetleri)
hukukunu konu edinir3.
6102 sayılı TÜRK TİCARET
KANUNU’NUN SİSTEMATİĞİ (2)
4. Kitap: Taşıma İşleri Kitabı: Eşya taşıma, yolcu taşıma
sözleşmeleri ile taşıma komisyonculuğu sözleşmeleri incelenir.

5. Kitap: Deniz Ticareti Kitabı: Gemi, gemi üzerindeki ayni


haklar (geminin devri, gemi ipoteği vs.), kaptan, kaptanın
sorumluluğu, navlun (deniz taşıma) sözleşmesi, çatma.

6. Kitap: Sigorta Hukuku Kitabı: Sigorta genel şartları4 ile


zarar sigortaları (Mal, sorumluluk) ve can sigortalarına
(hayat, kaza) ilişkin özel şartlar konu edinilir.
SÜBJEKTİF OBJEKTİF MODERN
SİSTEM SİSTEM SİSTEM

Ortaçağ- Fransız Sanayi


Burjuvazi İhtilali Devrimi

Ticari iş(lem) Ticari işletme


Tacir Odaklı
odaklı odaklı

TİCARET KANUNLARININ
HAZIRLANMASINDA DİKKATE ALINAN SİSTEMLER5
TİCARİ İŞLETME
&
MERKEZ- ŞUBE
TİCARİ İŞLETMENİN
TANIMI
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)
m. 11
(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için
öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir
sağlamayı hedef tutan, faaliyetlerin
devamlı ve bağımsız şekilde
yürütüldüğü işletmedir.
(2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi
arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı
kararıyla belirlenir.
TİCARİ İŞLETME
OLMANIN ŞARTLARI

 Gelir Sağlama Hedefi1


 Bağımsızlık2
 Devamlılık3
 Ayırt Edici Unsur: Esnaf
faaliyeti sınırlarını aşma
2007 tarihli Bakanlar Basit Usulde
Kurulu Kararnamesi Vergilendirilenler
kapsamında: (GVK m. 47-48) = ESNAF

Esnaf
Vergiden muaf olanlar
İşletme Hesabına göre
defter tutanlar Faaliyetleri
(GVK m. 9) = ESNAF
(VUK m. 177’deki parasal
sınırları geçerse TACİR;
geçmezse ESNAF5)
Sınırını
Aşma?4
Bilanço Esasına Göre Defter
Tutanlar = TACİR
TİCARİ İŞLETMENİN
MADDİ UNSURLARI

Duran Malvarlığı: Dönen malvarlığı:


Taşınır, taşınmaz, Hammadde,
alet, makine, üretilen ve satışa
teçhizat. sunulan mal stoğu.
TİCARİ İŞLETMENİN
GAYRİMADDİ UNSURLARI

Ticaret unvanı Fikri ve sınai


Kiracılık hakkı
/ işletme adı haklar

Müşteri
Teknik bilgi
Ticari itibar çevresi
(Know-how)
(Goodwill)6
TİCARİ İŞLETMENİN ŞAHIS
VARLIĞI UNSURLARI

Tacir İşçiler
Tacirler yardımcıları
TİCARİ İŞLETMENİN ÖRGÜTLENMESİ
(MERKEZ / ŞUBE)

MERKEZ • İşletmenin idari, teknik ve ticari


faaliyetlerinin toplandığı yer7.

• İç ilişkide ve örgütlenmede merkeze bağımlı

ŞUBE • Dış ilişkide bağımsız


• Yer- yönetim ayrılığı
• Merkez ve şube aynı kişiye ait olmalı
ŞUBE OLMANIN SONUÇLARI / TİCARET
UNVANININ KULLANILMASI
Her şube kendi merkezinin ticaret unvanını, şube
olduğunu belirtir şekilde kullanmak zorundadır (TTK
48/I).

Merkezi yabancı ülkede bulunan bir işletmenin Türkiye’deki


şubesinin ticaret unvanında, merkezin ve şubenin bulunduğu
yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesi zorunludur (TTK 48/III).

DİKKAT! Şubenin kendine özgü ayrı bir ticaret unvanı


YOKTUR! Merkezin unvanını kullanır ve bu unvana
şube olduğu vurgusunu iliştirir.
ŞUBE OLMANIN SONUÇLARI / TİCARET
SİCİLİNE TESCİL

Merkezi Türkiye’de bulunan ticari işletmelerin


şubeleri, bulundukları yerin ticaret siciline tescil
ve ilan olunur (TTK 40/III).

Merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari


işletmelerin Türkiye’deki şubeleri, kendi ülke
kanunlarının ticaret unvanı hakkındaki
hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yerli ticari
işletmeler gibi tescil olunur (TTK 40/IV).
ŞUBE OLMANIN SONUÇLARI/ TEMSİL
YETKİSİNİN SINIRLANDIRILMASI

KURAL: İSTİSNA:
TBK 547 vd.’da ticari temsilci 3. kişi, ticari temsil yetkisinin
düzenlenmiştir. TBK 549 uyarınca diğer türlü sınırlandırıldığını
ticari temsilcinin temsil yetkisi biliyorsa, temsil olunan
sadece şube işleri ve birlikte imza bunu ispatlayarak
yetkisi ile sınırlanabilir. Bunun
dışındaki sınırlamalar iyiniyetli sorumluluktan kurtulabilir!
üçüncü kişileri bağlamaz8.
ŞUBE OLMANIN SONUÇLARI / YETKİLİ MAHKEME

KURAL:
Şubenin işlemlerinden doğan davalar İSTİSNA:
merkezin bulunduğu yer mahkemesinde İflas davaları, yalnızca merkezin
açılabileceği gibi, şubenin bulunduğu bulunduğu yer mahkemesinde açılır (İİK
yer mahkemesinde de açılabilir (HMK m. 154).
14)9.

MÜSTESNA:
Merkezi yurt dışında bulunan bir ticari
işletme söz konusuysa, iflas davası artık
şubenin bulunduğu yerde, birden fazla
şube söz konusuysa merkez şubenin
bulunduğu yerde açılır.
ŞUBE OLMANIN SONUÇLARI/
MUHASEBE VE SERMAYE
Merkezden Ayrı Muhasebe: Şubeler, dış ilişkide bağımsız oldukları için hesap ve
defterleri merkezden ayrı tutmaları daha doğru olur. Ancak Ticaret Sicil
Yönetmeliği’nde (TSY) bu durum, şube olmanın şartlarından biri olarak
belirtilmemiştir.

Ayrı Sermaye Tahsisi? Kural olarak şubelere ayrı bir sermaye tahsisi zorunlu
değildir. Ancak Yargıtay 1982 tarihli bir kararda bunu zorunlu tutmuştur.
Yönetmelik ise bu eleştirilen kararın aksine, ayrı bir sermaye tahsisini gerekli
görmemektedir.
TİCARİ
İŞLETMENİN
DEVRİ
• Bir ticari işletmenin devredilmesi, işletmenin hak ve
İŞLETME borçlarıyla (aktif ve pasifiyle) birlikte bir başkasına
geçmesidir.

DEVRİNİN Gündelik hayatta sıklıkla karşılaşılan “Devren Satılık


Market / Restoran” şeklindeki ilanlarla kastedilmek

ANLAMI
istenen, işletmenin halihazırdaki tüm malvarlığıyla ve
varsa borçlarıyla birlikte bir başkasına devredilmek
istenmesidir.

İŞLETME • Devreden Açısından: Sektörel darboğaz, sektör


değiştirme isteği, emeklilik vb.
DEVRİNİN • Devralan Açısından: Yeni bir işe girişme isteği,
mevcut sektörde var olan kapasitesini
AMACI geliştirme vb.
Ticari işletme devrinde, işletme bir bütün
olarak devredene geçer ve bu devir
nedeniyle işleten şahsın veya tacirin (gerçek) TİCARİ
kişiliği bundan etkilenmez. Devirden
etkilenen yalnızca İŞLETMEDİR! İŞLETME
DEVRİ –
ŞİRKET
Şirket birleşmelerinde ise işletmelerle birlikte şirketlerin
(tüzel) kişiliği de etkilenir. Birleşme, yeni bir şirket BİRLEŞMESİ
kuruluşu şeklinde gerçekleşebileceği gibi, bir şirketin diğer
bir şirketin bünyesine katılması suretiyle de FARKI
gerçekleşebilir. Ancak her durumda şirketlerden birinin
tüzel kişiliği son bulur, yani kişilik unsuru etkilenir.
TİCARİ İŞLETMENİN
DEVRİ İLE İLGİLİ
HÜKÜMLER10
TBK m. 202:
Bu kuralda, işletme devrinin
sonuçları (özellikle sorumluluk
bahsi) düzenlenmiştir. Kural
yalnızca ticari işletmeleri değil,
esnaf işletmelerini de
ilgilendirmektedir.

TTK m. 11:
Bu kuralda ise yalnızca
«ticari işletmelerin»
devrinin şartları ve devrin
kapsamı düzenlenmiştir.
TİCARİ İŞLETME DEVRİNİN ŞEKLİ
ŞARTLARI
TTK 11/III: Ticari işletme, içerdiği
malvarlığı unsurlarının devri için
zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı FORMÜL:
yapılmasına gerek olmaksızın bir
bütün halinde devredilebilir ve diğer YAZILI SÖZLEŞME +
hukuki işlemlere konu olabilir… Bu
devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi TİCARET SİCİLİNE TESCİL
bir bütün halinde konu alan diğer + TTSG İLAN
sözleşmeler yazılı olarak yapılır,
ticaret siciline tescil ve ilan edilir.
TİCARİ İŞLETME DEVRİNİN
KAPSAMI
KURAL: Ticari işletme devrinin kapsamına, aksi kararlaştırılmamışsa11
işletmenin malvarlığına dâhil tüm unsurlar girer. Daha açık bir ifadeyle,
taşınır- taşınmaz gibi maddi unsurlar dışında, müşteri çevresi, ticari itibar,
ticaret unvanı gibi gayri maddi unsurlar da girer (TTK 11/III).
Sözleşme ile işletmenin asli unsurlarının devredilmiş olması yeterlidir12.

İSTİSNA: -KİRACILIK HAKKI- Kiracı, kiraya verenin yazılı rızasını


almadıkça, kira ilişkisini başkasına devredemez. (TBK 323/I)13.

DİKKAT! Ticaret unvanı kural olarak devrin kapsamına girer; ancak


unvan işletmeden ayrı tek başına devredilemez (TTK 49).
DEVRİN HÜKÜM VE SONUÇLARI-1
DEVRALANIN SORUMLULUĞU

Ticari işletmeyi aktif ve DİKKAT! Devralanın eski


pasifiyle devralan, devir borçlardan sorumluluğu,
olgusunun TTSG’de ilan devrin TTSG’de ilan
edilmesiyle birlikte işletmenin edilmesiyle birlikte başlar.
eski borçlarından sorumlu Yoksa sözleşmenin
olmaya başlar. Bu sorumluluk imzalanmasıyla veya ticaret
her bir borcun zamanaşımı siciline tescil edilmesiyle
süresince devam eder. birlikte değil!
DEVRİN HÜKÜM VE SONUÇLARI-2
DEVREDENİN SORUMLULUĞU
İşletmeyi devreden, devrettiği
ana kadar olan borçlardan
dolayı işletmeyi devralanla
birlikte 2 yıl müteselsilen Devir anında vadesi gelmiş
sorumludur. (muaccel) borçlardan ötürü,
devrin alacaklılara
bildirimiyle birlikte işlemeye
başlarken;
Devredenin 2 yıllık müteselsil
sorumluluğu:
Devir anında vadesi
gelmemiş (müeccel) olan
borçlardan ötürü, vade
tarihiyle birlikte işlemeye
başlar.

DİKKAT! İşletmeyi devreden, yalnızca devirden önceki, yani kendi dönemindeki


borçlardan sorumlu tutulur; devirden sonraki borçlardan sorumlu tutulmaz!
DEVRİN HÜKÜM
VE SONUÇLARI-3
REKABET YASAĞI

Ticari işletmeyi
devreden,
devralanla aynı
konuda aynı yerde
bir işletme açıp
onunla rekabet
edemez!
DEVRİN HÜKÜM VE SONUÇLARI-4
TİCARETİ TERK OLGUSU
Ticari işletmeyi devreden, devirle birlikte
ticareti terk etmesi durumunda, ticareti terk
ettiği günden itibaren 15 gün içinde durumu
ticaret siciline tescil ve ilan etmelidir.

Ticari işletmesini devreden ve bu devirle


birlikte aynı zamanda ticareti terk eden kimse,
terk olgusunun ilanından itibaren 1 yıl daha
iflasen takip edilebilir (İİK 44).
TİCARİ İŞLETME REHNİ
HUKUKTA TEMİNAT TÜRLERİ
Ticari işletme işleten tacirler, faaliyetlerini
sürdürebilmek için sıklıkla krediye ihtiyaç
duyarlar. Kredi, ticari hayatın temelidir.
Krediyi veren taraf çoğu zaman bankalardır ve
bankalar teminat karşılığında kredi veririler.
Teminatlar, aynî ve şahsi olmak üzere ikiye
ayrılırlar.
 Aynî teminatlar, eşyaya bağlı teminatlardır
(Rehin). Burada bir kişi veya kuruluş, çekmiş
olduğu krediye karşılık olarak elinde bulunan
taşınır veya taşınmaz bir malı ya da sahip
olduğu bir hakkı (örneğin alacak hakkını)
teminat olarak gösterir. Kredi borcunun geri
ödemesi aksar veya ödenmezse, banka bu
teminatı paraya çevirir.
 Şahsi teminatlar ise, kefalet ve garanti
sözleşmelerinden ibarettir1.
TİCARİ İŞLETME REHNİNİN
ÖNEMİ
Ticari işletme rehinine ilişkin kurallar,
6750 sayılı “Ticari İşlemlerde Taşınır
Rehni Kanunu”nda (TİTRK)
düzenlenmiştir2.
Ticari işletme rehininin en önemli
özelliği, teslim şartı aranmayan bir rehin
türü olmasıdır3.
Tacir, ticari işletmesini, rehinli taşınır
siciline tescil etmek kaydıyla bankaya
rehin olarak gösterebilir. İşletmesindeki
makineleri veya sair araçları teslim
etmesine gerek kalmaz. Böylelikle
işletme, faaliyetlerine ara vermeksizin
ihtiyacı olan krediyi temin etmiş olur.
REHİN SÖZLEŞMESİNİN TARAFLARI
 Kanunda rehin sözleşmesinin tarafları iki kategoride ve sınırlı sayım
ilkesine göre sayılmıştır.
 Birinci kategori: Rehin alan kredi kuruluşları4 / Rehin veren tacir,
esnaf, çiftçi, üretici örgütü veya serbest meslek erbabı gerçek veya
tüzel kişiler.
 İkinci kategori Tacir ve /veya esnaf. Tacir- tacir; esnaf- esnaf veya
tacir- esnaf arasında bir borcun güvencesi için 6750 sayılı Kanun
uyarınca rehin tesis edilebilir.
DİKKAT! Bir tacir, çiftçiyle veya üretici örgütüyle işletme rehni
sözleşmesi yapamaz!
 Rehni kurmaya yetkili kişiler:
Tacir veya esnafın kendisi,
AŞ’lerde ve Kooperatiflerde yönetim kurulu,
Limited şirketlerde müdürler,
Adi, Kollektif ve Komandit şirketlerde yetkili temsilciler5.
REHİN SÖZLEŞMESİNİN KAPSAMI-1
 6750 sayılı TİTRK kapsamına giren unsurlar (m. 5):
Alacaklar,
Çok yıllık ürün veren ağaçlar,
Fikri ve sınai mülkiyete konu haklar,
Makine, teçhizat, araç, ekipman, alet, iş
makineleri, elektronik haberleşme cihazları,
Ticaret unvanı, işletme adı,
Ticari işletme veya esnaf işletmesi,
Tarımsal ürün,
Ticari plaka ve ticari hat…
Benzeri her türlü taşınır varlık ve hak (2018
değişiklik).
REHİN SÖZLEŞMESİNİN KAPSAMI-2
Rehin hakkı, yukarıda sayılan varlıklardan biri veya
birden fazlası üzerinde kurulabilir (TRK m. 5/VI).
Dolayısıyla, ticaret unvanı işletmeden ayrı tek başına
devre konu olamazken, rehne konu olabilir!
Ticari işletmenin tamamı üzerine rehin kurulması
durumunda, rehnin kuruluşu anında işletmenin
faaliyetlerine tahsis edilmiş her türlü varlık rehnedilmiş
sayılır.
 Ancak kanunda yer alan ve yukarıda sayılan taşınır
varlıkların bir kısmının borcu karşılaması
durumunda, işletmenin tamamı üzerine rehin
kurulamaz! Böylece küçük bir kredi için işletmenin
tamamının rehnedilmesi yerine, borcu karşılayacak
bir veya birkaç unsurun (örneğin bir makinenin
veya bir fikri mülkiyet hakkının) rehnedilmesi
amaçlanmıştır.
REHİN SÖZLEŞMESİNİN KAPSAMI-3
 6750 sayılı TİTRK kapsamına girmeyen unsurlar
(m. 1):
Sermaye piyasası araçları, türev araçları ve
mevduat.
Taşınmazlar.
Bazı taşınırlar:
 Tapu kütüğüne herhangi bir nedenle
kaydedilen taşınırlar (Özellikle taşınmazın
eklentisi veya ayrılmaz parçası niteliğinde
olan taşınırlar6).
 Rehnin kurulması, başka özel sicillere tescili
zorunlu olan taşınır varlıklar (Araba, uçak,
gemi, maden veya cevher vs.)
 Finansal kiralama yoluyla edinilen
taşınırlar7.
Ticari işletme rehninin
geçerli olabilmesi için;
rehin sözleşmesi
yapılmalı ve sözleşme
rehinli taşınır siciline
tescil edilmelidir8.
REHİN • Buna göre sözleşmenin yazılı olarak veya
elektronik ortamda yapılması gerekir.
SÖZLEŞMESİ Rehin sözleşmesi,
Sözleşme elektronik ortamda yapılmışsa,
sicile tescil edilebilmesi için güvenli
elektronik imzayla onaylanması gerekir. Yazılı
- şekle bağlı bir olarak yapılmışsa, imzaların noterden
onaylanması veya sözleşmenin ticaret sicil
sözleşmedir.
KURULMASI memuru huzurunda imzalanması gerekir.
• FORMÜL : Şekle bağlı rehin sözleşmesi +

VE ŞEKLİ Noterde tutulan Rehinli Taşınır Siciline


tescil
DİKKAT! Rehinli taşınır siciline yapılan
tescil, iyiniyetli üçüncü kişilerin iyiniyetini
ortadan kaldırmaz. Yani taşınırın rehinli
olduğunu bilmeyen veya bilmesi
gerekmeyen iyiniyetli üçüncü kişinin
iyiniyeti korunur (TİTRK m. 7/III).
REHİNDE ÖNCELİK HAKKI VE
DERECE SİSTEMİ
 6750 sayılı TİTRK’de, aynı unsura birden fazla rehin konması
durumunda, sıralamanın nasıl olması gerektiği konusunda iki
farklı sistem belirlenmiştir.
 İlerleme Sistemi: Tarih olarak kim önce rehin koymuşsa
öncelik hakkı onundur. İlk sıradaki alacaklının alacağı son
bulursa ikinci sıradaki alacaklı onun yerine geçer9.
 Sabit Derece Sistemi: Derece itibariyle önde olan hak
itibariyle de öndedir. Burada varsayımsal olarak 1., 2. ve
3. derece gibi derecelendirmeler bulunur. Tarih itibariyle
sonra rehin koysa bile 1. dereceye rehin koyan
önceliklidir. İlk derecedeki alacaklının alacağını sona
ererse, ikinci derecedeki alacaklı otomatik olarak ilk
dereceye geçmez10.

DİKKAT! Sözleşmede aksine kayıt yoksa, ticari işletme rehni


ilerleme sistemine göre kurulmuş sayılır!
TEMERRÜT SONRASI REHİNLİ
ALACAKLININ HAKLARI
Temerrüt, vadesi gelmiş bir borcun zamanında
ödenmemesidir. Borçlu borcunu ödemediği takdirde
alacaklı şu yöntemleri kullanarak rehini çözebilir:
 Birinci derecedeki alacaklı, rehinli taşınırın
mülkiyetinin devrini talep edebilir11. Rehinin
değeri, birinci derecedeki alacaklının alacağından
fazlaysa, aradaki farktan ötürü borçlu (rehin veren)
ve birinci derecedeki alacaklı, diğer derecedeki
alacaklılara karşı müteselsilen sorumlu tutulur.
 Rehinli alacağı, Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyet
gösteren Varlık Yönetim Şirketleri’ne
devredebilir12.
 Zilyetliğin devrine konu olmayan varlıklarda
kiralama ve lisans hakkını kullanabilir.
 Genel hükümler çerçevesinde icra takibi yapabilir.
Rehin fer’i bir hak olduğundan13, asıl hak
olan alacak hakkının son bulmasıyla
REHNİN birlikte sona erer. Bu durumda rehin
alacaklısı, 15 iş günü içinde rehin kaydının
SON sicilden terkini için başvuruda bulunur.
BULMASI
Alacaklı bu süreye uymazsa, borcunu
ödeyen ve bunu belgelendiren borçlu,
rehinin sicilden terkinini kendisi
isteyebilir.
TİTRK’DE BOŞLUK BULUNMASI DURUMUNDA
UYGULANACAK KURALLAR

TİTRK’de hüküm Normalde ticari işletme rehni,


uygulama bakımından taşınır
bulunmaması rehninin bir türü olmasına rağmen,
durumunda, Türk Medeni sicilli bir rehin olduğundan, kanun
Kanunu’ndaki taşınmaz koyucu TMK’deki taşınır rehinine
ilişkin kurallara değil, taşınmaz
rehnine ilişkin hükümler rehnine ilişkin kurallara atıf
uygulanır. yapmıştır.
TİCARİ İŞ VE BİR İŞİN TİCARİ
İŞ OLMASININ SONUÇLARI
TİCARİ İŞ KAVRAMI
 Ticari işin ne olduğu konusunda TTK’da herhangi bir tanım
bulunmamaktadır. Buna karşılık TTK m. 3 ve TTK m. 19’da bir işin
ticari iş olmasının kriterleri belirlenmiştir.
 Buna göre, TTK m. 3 ve m. 19’daki şartları sağlayan işler “ticari
iş”, bunun dışında kalan işler “adi iş” niteliğindedir.
 ADİ İŞ - TİCARİ İŞ AYRIMI NEDEN ÖNEMLİ? Adi işlere prensip
olarak TMK’da ve TBK’da yer alan kurallar uygulanırken, ticari
işlere TTK’daki kurallar uygulanır.
 Ancak adi veya ticari işin bir tarafı tüketici ise ve taraflar
arasındaki uyuşmazlıkla ilgili Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanun’da (TKHK) özel bir kural varsa, özel düzenleme olan TKHK
uygulanır.
TTK m. 3’E GÖRE TİCARİ İŞ (1)
 Bir işin ticari iş niteliğinde olup olmadığı değerlendirilirken, öncelikle TTK
m. 3 hükmüne göre inceleme yapılır.
TTK m. 3: «Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi
ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.»

1. İhtimal: TTK’da Düzenlenen Hususlar


TTK, ticari uyuşmazlıkları düzenleyen temel normdur. Bu nedenle, ticari
uyuşmazlıkları düzenleyen kuralların temelinin “ticari işe” dayandırılmış
olması gayet doğaldır.
Bu kuralın sonucu olarak, TTK’da düzenlenen her husus, tarafları tacir
olsun olmasın, ticari işletmeyi ilgilendirsin ilgilendirmesin ticari iş sayılır.
Bu nedenle TTK m. 3’teki birinci ihtimal, «mutlak ticari iş» olarak anılır.
TTK m. 3’E GÖRE TİCARİ İŞ (2)
 Şu hâlde, TTK’da düzenlenen herhangi bir konu, mutlak ticari işe
vücut vermektedir. Cari hesap sözleşmesi, acente sözleşmesi, kara
ve deniz taşıma sözleşmeleri, kambiyo senetleri (bono, poliçe, çek),
anonim, limited, kollektif ve komandit şirketlerle ilgili olan işler vs.
 Dikkat edilirse yukarıda örnekleyici olarak sayılanlar, özünde
sözleşme temeline dayanmaktadır. Bunlar dışında, yine TTK’da
düzenlenen ve haksız fiil karakteristiğinde olan işler de ticari iş sayılır.
Örneğin haksız rekabet ve çatma (gemi kazaları) da mutlak ticari iş
niteliğindedir.

DİKKAT! Eğer mutlak ticari iş söz konusuysa artık başka bir ölçüt aramaya
gerek yok. Tarafların tacir olup olmaması veya işin işletmeyi ilgilendirip
ilgilendirmemesi de önemli değildir. O iş, her iki taraf için de ticari iştir.
TTK m. 3’E GÖRE TİCARİ İŞ (3)
2. İhtimal: Bir Ticari işletmeyi İlgilendiren Bütün İşlem ve Eylemler
 Eğer konu TTK’da düzenlenmemişse, TTK m. 3’ün ikinci
alternatifine göre inceleme yapılır. Buna göre, ticari işletmeyi
ilgilendiren bütün işlem ve eylemler, bunları yapan taraf için ticari
iş niteliğindedir1.
 Mutlak ticari işi düzenleyen birinci ihtimalden farklı olarak burada
işlem tarafları bakımından durumu ayrı ayrı değerlendirmek
gerekir.
 Bunun dışında kuraldan anlaşıldığı üzere, ticari işletmeyi
ilgilendiren işlemlerle birlikte eylemler de onu yapan açısından
ticari iş sayılmaktadır.
TTK m. 3’E GÖRE TİCARİ İŞ (4)
Soru 1: Migros sanal market aracının, sipariş teslimatına giderken
yaya geçidinden karşıya geçen bir kişiye çarpması, Migros
bakımından adi iş midir yoksa ticari iş midir?

Soru 2: Bijuteri dükkânı olan esnaf (A)’nın, öğrenci (B)’ye gümüş


kolye satması, taraflar açısından adi iş midir yoksa ticari iş midir?

TTK m. 3: «Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi


ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.»
TTK m.19’ A GÖRE TİCARİ İŞ (1)
Tacirlerin Borçlarının Ticari Olması Kuralı (Ticari İş Karinesi)
TTK m. 19/I: «Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak gerçek kişi olan bir
tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça
bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi
sayılır.»
 TTK m. 19’da ilk olarak tacirlerin üstlendikleri her borcun ticari iş niteliğinde olduğu
vurgulanmıştır. Ancak bu kural tüzel kişi tacirler bakımından mutlak olarak geçerliyken, gerçek kişi
tacirler bakımından her zaman geçerli değildir. Zira tüzel kişi tacirlerin adi iş sahası ve özel hayatı
yoktur. Buna karşılık, gerçek kişi tacirlerin iş hayatından başka özel hayatları da bulunur.
 Bu nedenle kanun koyucu gerçek kişi tacirler bakımından bir istisna getirmiştir. Buna göre, gerçek
kişi tacir işlemi yaptığı anda karşı tarafa bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını belirtirse artık o iş
kendisi bakımından ticari iş sayılmaz, adi iş sayılır.
 Örneğin beyaz eşya ticareti ile uğraşan tacir (A)’nın evine salon oturma grubu alırken durumu
karşı tarafa bildirirse, bu iş kendisi bakımından adi iş sayılır2.
TTK m. 19’ A GÖRE TİCARİ İŞ (2)
Bir Taraf için Ticari İş Sayılan “Sözleşmeler”
TTK m. 19/II: Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler,
Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğer taraf için de ticari iş sayılır.”
 Bu son kuralla birlikte işin, ticari iş mi yoksa adi iş mi olduğu sorgulaması tamamlanır.
Buraya kadar yapılan incelemelerde -mutlak ticari iş hariç- işin, bir taraf için ticari iş
niteliğinde olup olmadığı araştırılmıştı. Bu aşamada, karşı taraf bakımından da aynı
araştırma yapılır ve nihai olarak bir sonuca varılır.
 Her iki taraf açısından durum tespit yapıldıktan sonra, işin taraflardan biri için ticari iş
niteliğinde olması, nihai olarak sözleşme temeline dayanan o işin ticari iş niteliğinde olduğu
anlamına gelir.
DİKKAT! TTK m. 19/II kapsamında, taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan
SÖZLEŞMELER diğer taraf için de ticari iş sayılmıştır. Diğer bir ifadeyle HAKSIZ FİİLLER
bu genellemenin dışındadır3.
BİR İŞİN TİCARİ İŞ OLMASININ SONUÇLARI

TESELSÜL KARİNESİ Faiz Ticari İşlerde Ticari işlere


(TTK m. 7) Zamanaşımının Ticari Hükümlerin
- Müteselsil Borçluluk Değiştirilememesi Uygulanması
- Müteselsil Kefalet
TESELSÜL KARİNESİ / MÜTESELSİL BORÇLULUK (1)
 Müteselsil borçlulukta alacaklı, borçluların her birinden borcun
tamamını talep ve dava edebilir. Bu ihtimalde her bir borçlu, borç
tamamen ifa edilinceye kadar borcun tamamından şahsen sorumlu olur.
 Müteselsil borçluluk ya kanundan ya da sözleşmeden doğar (TBK m.
162).
 Kanundan doğan bir müteselsil sorumluluk hali de TTK’da
düzenlenmiştir4:
TTK m. 7/I: «İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi
için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte
borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse
müteselsilen sorumlu olurlar...»
DİKKAT! Bu kural emredici değildir; taraflarca sözleşmede aksi
kararlaştırılabilir.
TESELSÜL KARİNESİ / MÜTESELSİL BORÇLULUK (2)
OLAY: A, B, C, D ve E adındaki Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi
öğrencileri, Memur (M)’den İhsaniye Mahallesinde bir taşınmaz
kiralamış ve taraflar aylık kira bedelini 5.000 TL olarak
belirlemişlerdir.

Soru-1: Olaya göre kiracıların sorumluluğunu değerlendiriniz.

Soru-2: Kiraya veren taraf “Balcı Taşınmaz Alım Satım Tic. AŞ”
olsaydı, vereceğiniz yanıtta bir değişiklik olacak mıydı? Evet ise
neden? Hayır ise neden?
TESELSÜL KARİNESİ / MÜTESELSİL KEFALET
TTK m.7/II: Ticari borçlara kefalet halinde, hem asıl borçlu ile kefil hem
de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.
 Görüldüğü gibi kanun koyucu ticari borçlara kefalet halinde, kefil ile asıl
borçlunun ve varsa diğer kefillerin müteselsilen sorumlu olacağına
hükmetmiş.
 Adi kefalette alacaklı önce borçluya başvurmak zorundadır. Alacaklı
doğrudan kefile yönelirse, kefil tartışma defini öne sürebilir. Müteselsil
kefalette ise alacaklı ister önce kefile ister önce borçluya başvurabilir.
DİKKAT! Bu konuda, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da,
tüketici işlemleri ile ilgili bir istisna bulunur. Buna göre tüketici kredilerine
verilen kefaletler her ne nam altında olursa olsun ADİ KEFALET sayılır.
FAİZ
FAİZ KAVRAMI VE TÜRLERİ
 Niteliği bakımında faizin iki görünümü vardır:
1. Kapital Faiz (Anapara Faizi): Para borçlarında
ödünç verenin, ödünç olarak verdiği paradan bir süre
mahrum kalması nedeniyle ana paraya eklenen miktarı
ifade eder. Bankadan 100.000 TL 24 ay vadeli kredi
çekildiğinde, bankaya 150.000 TL ödenmesi durumunda,
50.000 TL’lik fark ana para faizidir.
2. Temerrüt Faizi: Borçlunun, borcunu vadesinde
ödememesi durumunda işlemeye başlayan faizi ifade eder.
FAİZ İLE İLGİLİ MEVZUATA GENEL BİR BAKIŞ
 Faiz ile ilgili düzenlemeler mevzuatta dağınık biçimde yer
almaktadır. Konuyla ilgili TBK’da, TTK’da ve özel kanun niteliğinde
olan 3095 sayılı Faiz Kanunu’nda kurallar bulunur.
 TTK m. 8/I uyarınca taraflar, ticari işlerde faiz oranını
sözleşmede dilediği gibi kararlaştırabilir5. Ancak bu konuda
suskun kalmışlarsa yasal faiz oranları devreye girer.
 Buna karşılık TBK’da adi işler bakımından oran sınırlaması
getirilmiştir. Buna göre adi işlerde anapara faiz oranı, yasal faiz
oranının %50’sini aşamaz. Temerrüt faizinde ise bu oran
%100’e çıkmaktadır (TBK m. 88, 120)6.
 Peki yasal faiz oranları nedir?
“3095 SAYILI FAİZ KANUNU”NDAKi GÜNCEL ORANLAR*

Anapara Faizi Temerrüt Faizi

Adi İşlerde Ticari İşlerde Adi İşlerde Ticari işlerde


Yıllık %9 Yıllık %9 Yıllık % 9 Yıllık %9

veya

TCMB Avans Faiz Oranı

(31.12.2022 %10,75)
YABANCI PARA BORÇLARINDA FAİZ ORANI
 3095 sayılı Faiz Kanunu m. 4/a uyarınca;
Sözleşmede daha yüksek ana para veya temerrüt
faiz oranı kararlaştırılmamışsa, yabancı para
borcunun faizinde, Devlet bankalarının o yabancı
para için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına
ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.
 T.C. Merkez Bankasının internet sitesinde, her yıl
yabancı paralara ödenen en yüksek faiz oranları ilan
edilmektedir.
TİCARİ İŞLERDE FAİZİN ÖZELLİKLERİ (1)
 Kararlaştırılmamış Olsa Bile Anapara Faizinin İstenebilmesi
 Ticari nitelikteki ödünç sözleşmelerinde taraflar ana para faizi
kararlaştırmamış olsa bile ana para faizi talep edilebilir (TBK m. 387/II).
Bunun temel mantığı, ticari işlerin karşılıksız olmaması, kazanç odaklı
olmasıdır.
 Buna karşılık adi nitelikteki ödünç sözleşmelerinde ana para faizinin
talep edilebilmesi için mutlaka sözleşmede bu konu kararlaştırılmış
olmalı (TBK m. 387/I).
 Daha Yüksek Oranda Temerrüt Faizi Talep Edilebilmesi
 Ticari işlerde temerrüt faizi bakımından alacaklının açıkça talep etmesi
ve yasal faiz oranından daha fazla olması durumunda Merkez Bankasının
ilan ettiği avans faiz oranı uygulanabilir.
TİCARİ İŞLERDE FAİZİN ÖZELLİKLERİ (2)
 Bazı hallerde bileşik faizin talep edilebilmesi
Ana para faizine ana para faizi işletmek suretiyle gerçekleşebileceği
gibi, temerrüt faizine temerrüt faizi işletmek suretiyle de
gerçekleşebilir. Hukukumuzda kural olarak bileşik faiz yasaktır.
Ancak ticari işlerde buna birtakım istisnalar getirilmiştir.
Her iki tarafın tacir olduğu cari hesap sözleşmeleri ile yine her iki
tarafın tacir olduğu ve her iki taraf için de ticari iş niteliğinde
olan ödünç sözleşmeleri bakımından bileşik faize cevaz
verilmiştir. Ancak her iki istisna bakımından faizin anaparaya
eklenip tekrar faiz işletileceği dönemler üç aydan az
olamayacaktır*. Burada bileşik faizin konusunu anapara faizi
oluşturur.
Yine kambiyo senetlerinde (bono-poliçe-çek), senedi
düzenleyenin borcu ödememesi üzerine, senetten ikinci
derecede sorumlu olanlara müracaat edildiğinde, bileşik faiz
gündeme gelebilir. Hatta bu ihtimalde temerrüt faizine temerrüt
faiz de işletilebilir.
TİCARİ İŞLERDE ZAMANAŞIMI SÜRELERİNİN
DEĞİŞTİRİLEMEMESİ
TTK m. 6: «Ticari hükümler koyan kanunlarda
öngörülen zamanaşımı süreleri, Kanunda aksine
düzenleme yoksa, sözleşme ile değiştirilemez.»
 Bu kural prensip olarak süreyi hem uzatmama hem
kısaltmama şeklinde anlaşılmalıdır.
 Zamanaşımı süresi borcun muaccel olduğu tarihten
itibaren başladığından, tarafların sözleşme ile
muacceliyet (vade) tarihini serbestçe belirlemeleri
veya tarihi daha sonra belirlemek üzere ikinci bir
anlaşma yapmaları mümkün olduğundan (TBK m.
95), vadeyi ileri tarihe atarak dolaylı olarak
zamanaşımı süresini de uzatabilirler.
EN YÜKSEK SINIRI AŞAN TİCARİ İŞLEMLERİN HUKUKSAL DURUMU
 TTK m. 1530, genellikle ekonomik kriz, savaş, doğal afet gibi normal
yaşamın dışına çıkıldığı durumlarda devlete piyasayı regüle etme
imkânı tanınmış ve ticari hayattaki bazı mal ve hizmetlere tavan fiyat
uygulaması getirilebileceği kararlaştırılmıştır.
 Buna göre piyasaya mal sunan tedarikçiler (tacirler) devletin belirlediği
tavan fiyatın üzerinde mal satışında bulunurlarsa, artık bunların tavan
tutardan satış yaptıkları kabul edilir ve ortada sebepsiz bir
zenginleşme olmasa dahi alıcılar ödemiş oldukları fazla tutarın
kendilerine iade edilmesini talep edebilir.
 Bu durumda tedarikçiler, TBK m. 27/II’den hareketle, tavan fiyat
uygulamasını bilselerdi sözleşmeyi yapmayacak olduklarını ileri
sürerek yapmış oldukları sözleşmeleri bütünüyle geçersiz kılamazlar!
Tek seçenekleri tavan fiyatı aşan kısmı alıcılara geri ödemektir.
TİCARİ
HÜKÜMLER
 Ticaret hukukunun bir diğer önemli
kavramı ticari hükümlerdir. Ticari
hüküm, TTK’da tanımlanmıştır:
 TTK m. 1/I: Bu kanundaki
hükümlerle, bir ticari işletmeyi
ilgilendiren işlem ve fiillere
ilişkin diğer kanunlarda yer
GENEL alan özel hükümler ticari
OLARAK hükümlerdir.
Buna göre;
 TTK’da düzenlenen 1535
madde ticari hükümdür.
 TTK dışında diğer kanunlarda
ticari işletmeyle ilgili getirilen
hükümler de ticari hükümdür1.
Ticari uyuşmazlıklarda uygulanacak
TİCARİ kurallar bir sıraya bağlanmıştır:
HÜKÜMLERİN
UYGULANMA
SIRASI
TTK m. 1/II: Mahkeme, hakkında ticari
bir hüküm bulunmayan ticari işlerde,
ticari örf ve adete, bu da yoksa genel
hükümlere göre karar verir.

Emredici Tamamlayıcı
hükümlere / Ticari Örf
Genel
Emredici aykırı Yorumlayıcı ve Adet
Hükümler
hükümler olmayan Hükümler (ve Ticari
sözleşme (Yedek (TMK 1)
Teamül)
hükümleri Hükümler)
EMREDİCİ KANUN HÜKÜMLERİ
Bir ticari uyuşmazlığa ilk olarak
uygulanacak olan hükümler,
emredici hükümlerdir.
Hukukta emredici hükümler,
tarafların sözleşmeyle aksini
kararlaştıramadıkları ve kamu
düzenini yakından ilgilendiren
hükümlerdir2.
EMREDİCİ • Özel hukukta geçerli olan
HÜKÜMLERE sözleşme özgürlüğü ilkesi
AYKIRI gereğince, taraflar belli
OLMAYAN sınırları aşmamak kaydıyla
SöZLEŞME
HÜKÜMLERİ dilediği alanda, dilediği
şekilde sözleşme yapabilir ve
ikinci sırada bu kurallar
uygulanır3.
TAMAMLAYICI /
YORUMLAYICI
HÜKÜMLER (YEDEK
HÜKÜMLER)
 Üçüncü sırada tamamlayıcı /
yorumlayıcı hükümler uygulanır.
 Bunlar, tarafların sözleşmeyle aksini
kararlaştırmadıkları takdirde
devreye giren ve boşluğu dolduran
yedek kurallardır.
 Bu kuralların en tipik örneği, 3095
sayılı Faiz kanununda belirlenen
faiz oranlarına ilişkin hükümlerdir.
Eğer taraflar sözleşmeyle bir oran
belirlemişlerse kural olarak
belirledikleri oran; bir oran
belirlememişlerse 3095 sayılı Faiz
Kanunundaki oranlar uygulanır.
TİCARİ ÖRF VE ADET- 1

 Örf ve adet, toplumda uzun süreden beri aynı şekilde


uygulana gelen, ilgili kişiler nezdinde uyma zorunluluğu
inancı yerleşmiş olan ve devlet tarafından yaptırıma
bağlanan yazılı olmayan kurallar bütünüdür. Örf ve adetler
medenî örf ve adetler ile ticari örf ve adetler olmak üzere
ikiye ayrılır.
 Önüne gelen bir uyuşmazlıkta ticari hüküm tespit
edemeyen hâkimin ikinci aşamada konuyla ilgili ticari örf
adet kuralının bulunup bulunmadığını araştırması lazımdır.
Hâkimlerin her ticari örf ve adeti bilmesi mümkün
olamayacağından, ilgili kamu kuruluşu niteliğinde olan
meslek odalarından görüş alması gerekir. Zira meslek
odalarına kendi bölgeleriyle ilgili ticari örf ve adet
kurallarına belirleme görevi verilmiştir4.
TİCARİ ÖRF VE ADET- 2

 Bir ticari uyuşmazlıkla ilgili sözleşmede hüküm


bulunuyorsa veya o konuda ticari bir hüküm varsa, o
uyuşmazlığa ticari örf ve adet kuralı uygulanmaz.
 Ticari örf ve adet kuralları, kural olarak yalnızca tacirler
arasında uygulanır. Tacir olmayan kimselere, onlar
tarafından bilindiği veya bilinmesi gerektiği takdirde
uygulanır.
 Ticari örf ve adetler genel nitelikte olabileceği gibi, bir
bölgeye veya bir ticaret dalına özgü de olabilirler5. Bir
bölgeye veya bir ticaret dalına özgü olan örf ve adetler
genel olanlara tercih olunur.
 İlgililer aynı bölgede olmadıkları takdirde, sözleşmede
veya kanunda aksi belirtilmemişse ifa yerindeki ticari
örf ve adet kuralı uygulanır.
Ticari örf ve adetlerle yakından bağlantılı, ancak ondan
farklı bir diğer konu ticari teamüllerdir. Belirli bir
davranışın sürekli tekrarlanmasıyla önce teamüller
oluşur. Şu halde teamüller, henüz ticari örf ve adet
kuralı haline gelmemiş davranış biçimleridir.

TİCARİ Teamüller, örf ve adet kuralları gibi hukukun kaynağı


değildirler. TTK’ya göre teamüller, örf ve adet olarak
tespit edilmediği sürece hükme esas alınmazlar. Esas

TEAMÜL itibariyle irade beyanlarının yorumunda dikkate


alınırlar. (TTK m. 2/I).

Ancak kanunda açıkça atıf yapılan hallerde teamüller


bir hukuk kuralı olarak dikkate alınır6.
GENEL HÜKÜMLER
Ortaya çıkan uyuşmazlığın
çözümü için ticari örf ve adet
TMK ve TBK’daki kurallar
kuralı da olmaması
(TMK m. 5)
durumunda en son sırada
genel hükümlere gidilir7.

Medenî örf adet kuralları.


Burada TMK m. 1’de
belirtilen sıra izlenir:

Son çare: Hâkimin hukuk


yaratması.
TİCARİ
YARGI
UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ

BARIŞÇIL ÇATIŞMACI ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ


ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ

Müzakere (Sulh) Tahkim9 Mahkeme


Arabuluculuk8 (Hakem) (Hâkim)
Av. K. m. 35/A

Kazan-Kazan Kazan-Kaybet
ADLİ YARGI KOLUNDAKİ HUKUK
MAHKEMELERİ

Genel Görevli Mahkemeler Özel Görevli Mahkemeler


Yargılama yetkisi özel konu Özel ihtisas gerektiren
konularda yargılama yapan
ve kişilerle özel ihtisas mahkemelerdir.
gerektiren konularda Örnek:
sınırlandırılmamış olan
Asliye Ticaret Mahkemesi10,
mahkemelerdir.
Fikri ve Sınai Haklar Hukuk /
Örnek: Ceza Mahkemesi
Asliye Hukuk Mahkemesi; İş Mahkemesi,
Sulh Hukuk Mahkemesi. Aile Mahkemesi,
Kadastro Mahkemesi.
TİCARİ DAVALARIN
GÖRÜLMESİ
 Ticari davalar, Asliye Ticaret
Mahkemesinde görülür. Asliye ticaret
mahkemesi yoksa, eskiden ticari davalar
asliye hukuk mahkemesinde görülürdü.
Ancak HSK 2021 yılında almış olduğu bir
kararla uyuşmazlığın bulunduğu yer mülki
olarak bir büyükşehire bağlıysa davanın
büyükşehirdeki asliye ticaret
mahkemesinde görüleceğine karar verdi.
 Ticaret şirketlerinde ortakların birbirlerine
veya şirkete karşı açacakları davalar ile
şirketin yönetim kurulu üyelerine,
yöneticilere, tasfiye memurlarına ve
denetçilere karşı açacakları davalarda basit
yargılama usulü uygulanır (TTK m. 1521).
 Yine değeri beş yüz bin (500.000) TL’yi
geçmeyen ticari uyuşmazlıklarda basit
yargılama usulü uygulanır. (TTK m. 4/II)
TACİR
ÖN AÇIKLAMALAR
 TTK’da ticari işletme temel alınmış olmakla birlikte
tacir ve ticari iş kavramları da tamamen
dışlanmamıştır.
 Tacir kavramı hem ticari işletme hem de ticari iş
kavramıyla doğrudan bağlantılıdır. Dolayısıyla bu üç
kavramın çok iyi bilinmesi ve bağlantıların iyi kurulması
gerekir.
 TTK’da tacirler, gerçek kişi tacirler ve tüzel kişi tacirler
olmak üzere temelde ikiye ayrılmaktadır. Bununla
birlikte kanun koyucu tüzel kişiliği bulunmayan
“donatma iştiraki”nin kendisine ve “şirketler
topluluğundaki hâkim teşebbüse” de tacirler
hakkındaki hükümlerin uygulanmasını öngörmüştür.
GERÇEK KİŞİ TACİRLER (1)
TTK m. 12/I: Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi
adına işleten kişiye tacir denir.
 Kuraldan anlaşıldığı üzere, «gerçek kişi» tacir sıfatının
kazanılabilmesi için ortada ticari bir işletme olmalı ve bu
işletme hali hazırda faal, yani işletiliyor olmalıdır.
 KURAL-1: TİCARİ İŞLETMENİN BULUNMASI: Bir işletmenin
ticari işletme olabilmesi için gereken şartlara daha önce
değinilmişti. Burada tacir sıfatının kazanılması için mutlaka
ortada bir işletmenin bulunması gerekliliğine atıf yapmakla
yetiniyoruz.
 KURAL-2: İŞLETMENİN KISMEN DE OLSA KENDİ ADINA
İŞLETİLMESİ: Gerçek kişinin tacir sıfatını kazanabilmesi için
aranan ikinci koşul, ticari işletmenin fiilen işletilmesidir. Yani
ticari işletmeyi işleten, müşteri çevresiyle ilişkiye girmeli ve
işletmeyi doğrudan ilgilendiren işlemlere imza atmalıdır.
GERÇEK KİŞİ TACİRLER (2)
 Hükümdeki işletmenin “kısmen dahi olsa kendi adına”
işletilmesi vurgusu adi şirket ortaklarına dikkat
çekmek için yapılmıştır. Çünkü bu tür şirketlerin tüzel
kişilikleri bulunmadıklarından, ortaklar etkin
konumdadır (özden yönetici ve temsilci). Bu nedenle
kanun koyucu adi ortaklığın ticari işletme işletmesi
durumunda1 her bir ortağın tacir sıfatını haiz olacağını
vurgulamak istemiştir.
DİKKAT! Gerçek kişinin tacir sıfatını kazanması için
işletmenin işletiliyor olması gerekli ve yeterlidir. Buna
karşılık işletmenin ticaret siciline tescil edilmesi de
gerekir. Ancak bu tescil, tacir sıfatının kazanılması
bakımından kurucu nitelikte değildir.
GERÇEK KİŞİ TACİR SIFATININ KAZANILMASINDA
ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR (1)
 TİCARİ İŞLETME İŞLETMEMESİNE RAĞMEN TACİR GİBİ
SORUMLU TUTULANLAR: «Bir ticari işletme açmış gibi ister
kendi adına ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa
olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına (ortak
sıfatıyla) işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere
karşı tacir gibi sorumlu olur (TTK m. 12/III)2».
 İŞLETMEYİ FİİLEN İŞLETMESELER DE TACİR SAYILANLAR:
«Bir ticari işletme kurup açtığını bir şekilde halka duyuran
(sirküler, gazete, radyo vd.) veya işletmesini ticaret siciline
kaydettirerek durumu ilân etmiş olan kimse, işletmeyi fiilen
işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır (TTK m. 12/II)3».
DİKKAT! TTK 12/II’de, “tacir sayılır” dendiği için artık bu
ihtimalde ilgili kimse, tıpkı tacirler gibi hem tacir olmanın
nimetlerinden faydalanacak hem de külfetlerine katlanacaktır.
GERÇEK KİŞİ TACİR SIFATININ KAZANILMASINDA
ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR (2)
 TİCARET YAPMASI YASAKLANANLAR VE İZNE TABİ TUTULUP
İZİN ALMAYANLAR: Yapmış oldukları meslek gereği
ticaretten men edilenler ile ticaret yapmaları resmi bir
makamın iznine bağlı olup da bu izni almayan kişiler TACİR
SAYILIR (TTK m. 14). Ancak bu durumda kendilerine
hukuki, cezai ve idari yaptırımlar uygulanabilir.
 Örnek-1: 657 sayılı Kanun uyarınca memurların esnaf veya
tacir olarak ticari faaliyette bulunmaları yasaktır. Buna
rağmen bir memur ticari işletme işletirse, örneğin büyük bir
kırtasiye işletmesi açarsa tacir sayılır.
 Örnek-2: Sigorta brokerliği yapmanın şartları, ticari işletme
işletmek ve Hazine ve Maliye Bakanlığından faaliyet izni
almaktır. Bir kimse Bakanlıktan izin almadan bu tür
faaliyetlere başlarsa tacir sayılır4.
GERÇEK KİŞİ TACİR SIFATININ KAZANILMASINDA
ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR (3)

 KÜÇÜK VE KISITLILAR: Bir kimsenin tacir sıfatını


kazanabilmesi için fiil ehliyetine sahip olması şart
değildir. Küçükler veya kısıtlılar da tacir sıfatına
sahip olabilir.
 TTK m. 13 uyarınca küçük veya kısıtlı adına
işlemler yapan yasal temsilci ceza hükümlerinin
uygulanması bakımından tacir gibi sorumlu olur
(TTK m. 13)5.
TÜZEL KİŞİ TACİRLER (TTK m. 16)

Ticaret Şirketleri Amacına ulaşmak Kamu tüzel kişileri


için ticari işletme tarafından kurulan
işleten dernek ve ticari işletmeler
vakıflar
TİCARET ŞİRKETLERİ
TTK m. 124: Ticaret şirketleri; kollektif, komandit,
anonim, limited ve kooperatif şirketlerdir.
 Bu tür şirketler, usulüne göre hazırlanmış şirket
sözleşmesinin ticaret siciline tescili ile tüzel kişilik
kazanırlar. Bu anlamda tescil kurucu niteliktedir.
Tüzel kişilikle birlikte tacir sıfatı da kazanılır.
 Ticaret şirketleri başta olmak üzere tüm tüzel kişi
tacirler, bir ticari işletme işletse dahi, tacir sıfatı
tüzel kişiliğin kendisindedir. Şu halde şirket
ortakları, yöneticileri, diğer temsilcileri tacir sıfatına
sahip değildir. Tacir sıfatı daima ticari şirketin
kendisine aittir.
AMACINA ULAŞMAK İÇİN TİCARİ İŞLETME İŞLETEN
DERNEKLER VE VAKIFLAR

 Dernekler ile vakıflar esas itibariyle manevi


amaçlar için kurulurlar ve kazanç elde etme amacı
gütmezler. Bununla birlikte bunların amaçlarını
gerçekleştirebilmeleri maliyetli olacağından, aidat
ve bağış gibi birtakım gelirleri dışında ticari işletme
işletmelerine de cevaz verilmiştir (TTK m. 16)6.
 İstisna-1: Kamuya yararlı dernekler7 kendileri tacir
sayılmazlar. Örn: Kızılay, Türk Eğitim Derneği
 İstisna-2: Gelirlerinin yarısından fazlasını kamu
görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar tacir
sayılmazlar. Örn. Mehmetçik Vakfı.
KAMU TÜZEL KİŞİLERİ TARAFINDAN KURULAN
İŞLETMELER
TTK m. 16: …Kendi kuruluş kanunları gereğince
özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya
ticari işletme işletmek üzere; devlet, il özel idaresi,
belediye, köy ile diğer kamu kurum ve kuruluşları
tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler de
tacir sayılır.

DİKKAT! Devletin ve kamu tüzel kişiliğinin kendisi


tacir sayılmaz; işlettiği işletme, teşekkül ve
müessese tacir sayılır!
KİT (233 s. KHK) Özel Hukuk Hükümlerine Göre
Yönetilen veya Ticari Şekilde
İDT KİK İşletilen Diğer Kuruluşlar
SGK, TÜBİTAK, OYAK, TRT
Türkiye İş Kurumu, İSKİ, TSE,
TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU.
Not: Bunların kuruluş yasalarında
özel hukuk hükümlerine tabi ol-
dukları yazılıdır.
TACİRLER HAKKINDAKİ HÜKÜMLERE TABİ
OLANLAR
 Donatma İştiraki: Birden çok kişinin paylı mülkiyet esaslarına
göre sahip olduğu bir gemiyi, menfaat elde etmek amacıyla
hepsi adına ve hesabına suda kullanmaları ile ortaya çıkan
birliğe denir (TTK m. 1064).
 TTK, donatma iştirakine de tacirler hakkındaki hükümlerin
uygulanacağını belirtmiştir. Buna karşılık ne iştirakin kendisinin ne
de ortakların tacir sıfatı bulunur. Ancak donatma iştirakine tacirler
hakkındaki hükümler uygulanabildiğinden iflasen takip edilebilir.
İflas masasına iştirake ait gemi ve teferruatları dahil edilir;
ortakların mallarına el konulamaz.
 Şirketler Topluluğunda Hâkim Teşebbüs: Şirketler topluluğunun
tepesinde olup da arka planında konuşlanan sermaye şirketi
olmayan bir şirket, işletme veya bir gerçek kişi bulunabilir.
Kanun uyarınca bu kişiler de fiilen bir ticari işletme işletmese
bile tacir sayılır ve tacir olmaya bağlanan sonuçlar uygulanır.
.

TACİR OLMANIN KÜLFETLERİ


TEK BİR TARAFIN TACİR OLMASININ YETTİĞİ OLASILIKLAR
İFLASA TÂBİ OLMA
TTK m. 18/I: Tacir, her türlü borcu için
iflasa tabidir.
 Tacirin borcunun özel hayatını ilgilendirmesi
önemli değildir. Bu tür borçlar için de iflası
istenebilir.
 İİK m. 43/I’de iflasa tabi olan kişi ve
kuruluşları üç gruba ayrılmıştır:
İFLASA TABİ OLMAK BAKIMINDAN TACİLER
TTK’YA GÖRE TACİR TACİR GİBİ MESUL TACİR OLMADIKLARI
OLAN VE OLANLAR VE TACİRLER HALDE ÖZEL KANUN
SAYILANLAR HAKKINDAKİ HÜKÜMLERİ GEREĞİ
HÜKÜMLERE TABİ İFLASA TABİ OLANLAR
OLANLAR
1.Gerçek kişi tacirler 1. Ticari işletme açmış 1. Ticareti terk eden
-Ticari işletme işleten- gibi işlemde bulunanlar gerçek kişiler (İİK m.
ler. 44)
-Ticari işletme işlettiği- 2. Donatma İştiraki
ni halka duyuranlar. - Kendisi tacir değil, 2. Kollektif ve Kmdt. Şti
- Ticaretten men ama tacirlerle ilgili ortakları
edilenler / izne tabi hükümlere tabi.
tutulanlar 3. Hâkim teşebbüs 3. Banka yöneticileri ve
denetçileri (Bank. K m.
2. Tüzel kişi tacirler 110/I)
İstisna: SGK, Türkiye
TİCARET UNVANI SEÇME
VE KULLANMA

 Ticaret unvanı, tacirleri birbirinden ayırt


etmeye yarar. Tacir, ticari işletmesiyle ilgili
işlemlerde bu unvanı kullanmak zorundadır.
 Her tacir ticaret unvanı seçmek, ticaret
siciline tescil ettirmek ve onu işletmenin
giriş cephesinde görünür bir yerde
bulundurmakla mecburdur.
TİCARET SİCİLİNE TESCİL VE ODALARA
KAYIT
 Her tacir, ticari işletmesini açtığı günden
itibaren on beş gün içinde işletmesini ve
seçtiği ticaret unvanını işletmesinin
merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline
tescil ve ilan ettirmek zorundadır.
 Tacirler ayrıca kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları olan ticaret odalarına
kaydolup aidat ödemekle yükümlüdür. Tacir,
sanayici ise sanayi odalarına da kaydolur.
TİCARİ DEFTERLERİ TUTMA
 Ticaret hukukunun kendine özgü bir delil
sistemi vardır. Bu sistemde ticari defterler
büyük önem taşır. Zira kanun koyucu bazı
hallerde tacirleri, kendi tuttukları defterleri
delil olarak sunabilmelerine imkân
tanımıştır.
 Tacirler, ticari işletmeyi işletmeye
başladıkları andan itibaren kanunda
zorunlu olarak sayılan ve işletmesinin
niteliğinin gerektirdiği tüm defterleri
tutmakla yükümlüdür.
TİCARİ ÖRF VE ADETE TABİ OLMA
 Bir ticari uyuşmazlıkla ilgili olarak (emredici veya
yedek nitelikte) ticari hüküm bulunmaması
durumunda, hâkim ikinci sırada varsa ticari örf
ve adet kuralını uygular.
 Ticari örf ve adet kuralları tacirlere istisnasız
surette uygulanır ve tacirler bu kuralları
bilmediklerini öne süremezler.
 Ancak taraflardan biri tacir değilse, bu tür
kurallar ilgili kişi biliyor veya bilmesi gerekiyorsa
onun hakkında uygulanabilir (TTK m. 2/III).
BASİRETLİ İŞADAMI GİBİ DAVRANMA
 Her tacir ticari faaliyetleri esnasında basiretli bir
işadamı gibi davranmak zorundadır (TTK m. 18).
 Bu hüküm tacire objektif bir özen yükümlülüğü
getirmekte ve ticari faaliyetlerinde, herhangi bir kişiye
nazaran daha öngörülü olmasını ve maceraya
atılmadan iş yapmasını salık vermektedir. Aksi
durumda tacir ya tamamen ya da kusuru oranında
ortaya çıkan zarara katlanmak durumunda kalır8.
 Bu yükümlülüğün önemli bir diğer sonucu da gabin
durumunda, tacirin sadece zorda kalma (muzayaka)
şartına dayanabilmesidir. Bilgisizlik veya tecrübesizlik
şartlarına dayanamaz. Ancak şüphesiz bu sınırlama
sadece kendi ticari faaliyet alanıyla sınırlıdır.
FAHİŞ ÜCRET VE CEZAİ ŞARTIN İNDİRİLMESİNİ İSTEYEMEME
 Tacirlerin basiretli bir işadamı gibi davranma yükümlülüğünün
somut örneklerinden birisidir. Buna göre, tacir sıfatına sahip olan
bir borçlu, kural olarak fahiş ücretin veya cezai şartın indirilmesini
mahkemeden talep edemez (TTK m 22).
 Cezai Şartın İndirilmesini İsteyememe: Adi borç ilişkilerinde
hâkim fahiş nitelikteki cezai şartı kendiliğinden indirirken, ticari
ilişkilerde borçlunun tacir olması durumunda indirim yapmaz.
 Aşırı Ücretin İndirilmesini İsteyememe: Örneğin simsarlık
ücretinin borçlusu tacirse, bunun fahiş olduğunu iddia edip
indirim isteyemez. Simsar aracılık faaliyetinde bulunur. Sadece
tarafları bir araya getirip sözleşme yapma ortamını hazırlarlar.
Sözleşmenin kurulması durumunda ücrete hak kazanır.
İSTİSNA! Her ne kadar tacir kural olarak fahiş ücret veya cezai
şartın indirilmesini talep edemese de, Yargıtay’ın istikrarlı kararları
uyarınca, fahiş miktar kendisinin ticari hayatının mahvına sebep
olacaksa hâkim indirime gidebileceği gibi tamamen bu şartı
kaldırabilir.
FATURA VERME
 Ticari işletmesi gereği bir mal satmış, imal etmiş, iş
görmüş veya bir menfaat temin etmiş olan tacir,
diğer tarafın talebi üzerine bir fatura düzenler ve
bedeli ödenmişse bu hususu da faturada belirtir
(TTK m. 21/I).
 TTK uyarınca faturanın talep üzerine düzenlenmesi
asılken, vergi mevzuatı gereği gerek tacirlerin
gerekse esnafların yaptıkları işin karşılığı olarak
fatura düzenlemesi zorunludur! (VUK m. 299).
 Fatura da ticaret hukukunun önemli delil
araçlarından biridir ve sözleşmenin kurulması değil,
ifası aşamasıyla ilgilidir.

You might also like