Professional Documents
Culture Documents
Ticaret Hukuku
Ticaret Hukuku
Ticaret Hukuku
HUKUKUNA GİRİŞ
ÖZEL HUKUK
MEDENİ HUKUK
BORÇLAR HUKUKU
TİCARET HUKUKU1
HUKUKUN
DALLARI
KAMU HUKUKU
KARMA HUKUK
ÖZEL HUKUK ÜÇLEMESİ
TÜRK
MEDENİ
KANUNU
(m.5)
6102 sayılı TÜRK TİCARET
KANUNU’NUN SİSTEMATİĞİ (1)
Başlangıç Hükümleri2: Ticari hükümler, ticari iş, ticari dava,
ticari işlerde zamanaşımı, teselsül karineleri, faiz.
TİCARET KANUNLARININ
HAZIRLANMASINDA DİKKATE ALINAN SİSTEMLER5
TİCARİ İŞLETME
&
MERKEZ- ŞUBE
TİCARİ İŞLETMENİN
TANIMI
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)
m. 11
(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için
öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir
sağlamayı hedef tutan, faaliyetlerin
devamlı ve bağımsız şekilde
yürütüldüğü işletmedir.
(2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi
arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı
kararıyla belirlenir.
TİCARİ İŞLETME
OLMANIN ŞARTLARI
Esnaf
Vergiden muaf olanlar
İşletme Hesabına göre
defter tutanlar Faaliyetleri
(GVK m. 9) = ESNAF
(VUK m. 177’deki parasal
sınırları geçerse TACİR;
geçmezse ESNAF5)
Sınırını
Aşma?4
Bilanço Esasına Göre Defter
Tutanlar = TACİR
TİCARİ İŞLETMENİN
MADDİ UNSURLARI
Müşteri
Teknik bilgi
Ticari itibar çevresi
(Know-how)
(Goodwill)6
TİCARİ İŞLETMENİN ŞAHIS
VARLIĞI UNSURLARI
Tacir İşçiler
Tacirler yardımcıları
TİCARİ İŞLETMENİN ÖRGÜTLENMESİ
(MERKEZ / ŞUBE)
KURAL: İSTİSNA:
TBK 547 vd.’da ticari temsilci 3. kişi, ticari temsil yetkisinin
düzenlenmiştir. TBK 549 uyarınca diğer türlü sınırlandırıldığını
ticari temsilcinin temsil yetkisi biliyorsa, temsil olunan
sadece şube işleri ve birlikte imza bunu ispatlayarak
yetkisi ile sınırlanabilir. Bunun
dışındaki sınırlamalar iyiniyetli sorumluluktan kurtulabilir!
üçüncü kişileri bağlamaz8.
ŞUBE OLMANIN SONUÇLARI / YETKİLİ MAHKEME
KURAL:
Şubenin işlemlerinden doğan davalar İSTİSNA:
merkezin bulunduğu yer mahkemesinde İflas davaları, yalnızca merkezin
açılabileceği gibi, şubenin bulunduğu bulunduğu yer mahkemesinde açılır (İİK
yer mahkemesinde de açılabilir (HMK m. 154).
14)9.
MÜSTESNA:
Merkezi yurt dışında bulunan bir ticari
işletme söz konusuysa, iflas davası artık
şubenin bulunduğu yerde, birden fazla
şube söz konusuysa merkez şubenin
bulunduğu yerde açılır.
ŞUBE OLMANIN SONUÇLARI/
MUHASEBE VE SERMAYE
Merkezden Ayrı Muhasebe: Şubeler, dış ilişkide bağımsız oldukları için hesap ve
defterleri merkezden ayrı tutmaları daha doğru olur. Ancak Ticaret Sicil
Yönetmeliği’nde (TSY) bu durum, şube olmanın şartlarından biri olarak
belirtilmemiştir.
Ayrı Sermaye Tahsisi? Kural olarak şubelere ayrı bir sermaye tahsisi zorunlu
değildir. Ancak Yargıtay 1982 tarihli bir kararda bunu zorunlu tutmuştur.
Yönetmelik ise bu eleştirilen kararın aksine, ayrı bir sermaye tahsisini gerekli
görmemektedir.
TİCARİ
İŞLETMENİN
DEVRİ
• Bir ticari işletmenin devredilmesi, işletmenin hak ve
İŞLETME borçlarıyla (aktif ve pasifiyle) birlikte bir başkasına
geçmesidir.
ANLAMI
istenen, işletmenin halihazırdaki tüm malvarlığıyla ve
varsa borçlarıyla birlikte bir başkasına devredilmek
istenmesidir.
TTK m. 11:
Bu kuralda ise yalnızca
«ticari işletmelerin»
devrinin şartları ve devrin
kapsamı düzenlenmiştir.
TİCARİ İŞLETME DEVRİNİN ŞEKLİ
ŞARTLARI
TTK 11/III: Ticari işletme, içerdiği
malvarlığı unsurlarının devri için
zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı FORMÜL:
yapılmasına gerek olmaksızın bir
bütün halinde devredilebilir ve diğer YAZILI SÖZLEŞME +
hukuki işlemlere konu olabilir… Bu
devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi TİCARET SİCİLİNE TESCİL
bir bütün halinde konu alan diğer + TTSG İLAN
sözleşmeler yazılı olarak yapılır,
ticaret siciline tescil ve ilan edilir.
TİCARİ İŞLETME DEVRİNİN
KAPSAMI
KURAL: Ticari işletme devrinin kapsamına, aksi kararlaştırılmamışsa11
işletmenin malvarlığına dâhil tüm unsurlar girer. Daha açık bir ifadeyle,
taşınır- taşınmaz gibi maddi unsurlar dışında, müşteri çevresi, ticari itibar,
ticaret unvanı gibi gayri maddi unsurlar da girer (TTK 11/III).
Sözleşme ile işletmenin asli unsurlarının devredilmiş olması yeterlidir12.
Ticari işletmeyi
devreden,
devralanla aynı
konuda aynı yerde
bir işletme açıp
onunla rekabet
edemez!
DEVRİN HÜKÜM VE SONUÇLARI-4
TİCARETİ TERK OLGUSU
Ticari işletmeyi devreden, devirle birlikte
ticareti terk etmesi durumunda, ticareti terk
ettiği günden itibaren 15 gün içinde durumu
ticaret siciline tescil ve ilan etmelidir.
DİKKAT! Eğer mutlak ticari iş söz konusuysa artık başka bir ölçüt aramaya
gerek yok. Tarafların tacir olup olmaması veya işin işletmeyi ilgilendirip
ilgilendirmemesi de önemli değildir. O iş, her iki taraf için de ticari iştir.
TTK m. 3’E GÖRE TİCARİ İŞ (3)
2. İhtimal: Bir Ticari işletmeyi İlgilendiren Bütün İşlem ve Eylemler
Eğer konu TTK’da düzenlenmemişse, TTK m. 3’ün ikinci
alternatifine göre inceleme yapılır. Buna göre, ticari işletmeyi
ilgilendiren bütün işlem ve eylemler, bunları yapan taraf için ticari
iş niteliğindedir1.
Mutlak ticari işi düzenleyen birinci ihtimalden farklı olarak burada
işlem tarafları bakımından durumu ayrı ayrı değerlendirmek
gerekir.
Bunun dışında kuraldan anlaşıldığı üzere, ticari işletmeyi
ilgilendiren işlemlerle birlikte eylemler de onu yapan açısından
ticari iş sayılmaktadır.
TTK m. 3’E GÖRE TİCARİ İŞ (4)
Soru 1: Migros sanal market aracının, sipariş teslimatına giderken
yaya geçidinden karşıya geçen bir kişiye çarpması, Migros
bakımından adi iş midir yoksa ticari iş midir?
Soru-2: Kiraya veren taraf “Balcı Taşınmaz Alım Satım Tic. AŞ”
olsaydı, vereceğiniz yanıtta bir değişiklik olacak mıydı? Evet ise
neden? Hayır ise neden?
TESELSÜL KARİNESİ / MÜTESELSİL KEFALET
TTK m.7/II: Ticari borçlara kefalet halinde, hem asıl borçlu ile kefil hem
de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.
Görüldüğü gibi kanun koyucu ticari borçlara kefalet halinde, kefil ile asıl
borçlunun ve varsa diğer kefillerin müteselsilen sorumlu olacağına
hükmetmiş.
Adi kefalette alacaklı önce borçluya başvurmak zorundadır. Alacaklı
doğrudan kefile yönelirse, kefil tartışma defini öne sürebilir. Müteselsil
kefalette ise alacaklı ister önce kefile ister önce borçluya başvurabilir.
DİKKAT! Bu konuda, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da,
tüketici işlemleri ile ilgili bir istisna bulunur. Buna göre tüketici kredilerine
verilen kefaletler her ne nam altında olursa olsun ADİ KEFALET sayılır.
FAİZ
FAİZ KAVRAMI VE TÜRLERİ
Niteliği bakımında faizin iki görünümü vardır:
1. Kapital Faiz (Anapara Faizi): Para borçlarında
ödünç verenin, ödünç olarak verdiği paradan bir süre
mahrum kalması nedeniyle ana paraya eklenen miktarı
ifade eder. Bankadan 100.000 TL 24 ay vadeli kredi
çekildiğinde, bankaya 150.000 TL ödenmesi durumunda,
50.000 TL’lik fark ana para faizidir.
2. Temerrüt Faizi: Borçlunun, borcunu vadesinde
ödememesi durumunda işlemeye başlayan faizi ifade eder.
FAİZ İLE İLGİLİ MEVZUATA GENEL BİR BAKIŞ
Faiz ile ilgili düzenlemeler mevzuatta dağınık biçimde yer
almaktadır. Konuyla ilgili TBK’da, TTK’da ve özel kanun niteliğinde
olan 3095 sayılı Faiz Kanunu’nda kurallar bulunur.
TTK m. 8/I uyarınca taraflar, ticari işlerde faiz oranını
sözleşmede dilediği gibi kararlaştırabilir5. Ancak bu konuda
suskun kalmışlarsa yasal faiz oranları devreye girer.
Buna karşılık TBK’da adi işler bakımından oran sınırlaması
getirilmiştir. Buna göre adi işlerde anapara faiz oranı, yasal faiz
oranının %50’sini aşamaz. Temerrüt faizinde ise bu oran
%100’e çıkmaktadır (TBK m. 88, 120)6.
Peki yasal faiz oranları nedir?
“3095 SAYILI FAİZ KANUNU”NDAKi GÜNCEL ORANLAR*
veya
(31.12.2022 %10,75)
YABANCI PARA BORÇLARINDA FAİZ ORANI
3095 sayılı Faiz Kanunu m. 4/a uyarınca;
Sözleşmede daha yüksek ana para veya temerrüt
faiz oranı kararlaştırılmamışsa, yabancı para
borcunun faizinde, Devlet bankalarının o yabancı
para için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına
ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.
T.C. Merkez Bankasının internet sitesinde, her yıl
yabancı paralara ödenen en yüksek faiz oranları ilan
edilmektedir.
TİCARİ İŞLERDE FAİZİN ÖZELLİKLERİ (1)
Kararlaştırılmamış Olsa Bile Anapara Faizinin İstenebilmesi
Ticari nitelikteki ödünç sözleşmelerinde taraflar ana para faizi
kararlaştırmamış olsa bile ana para faizi talep edilebilir (TBK m. 387/II).
Bunun temel mantığı, ticari işlerin karşılıksız olmaması, kazanç odaklı
olmasıdır.
Buna karşılık adi nitelikteki ödünç sözleşmelerinde ana para faizinin
talep edilebilmesi için mutlaka sözleşmede bu konu kararlaştırılmış
olmalı (TBK m. 387/I).
Daha Yüksek Oranda Temerrüt Faizi Talep Edilebilmesi
Ticari işlerde temerrüt faizi bakımından alacaklının açıkça talep etmesi
ve yasal faiz oranından daha fazla olması durumunda Merkez Bankasının
ilan ettiği avans faiz oranı uygulanabilir.
TİCARİ İŞLERDE FAİZİN ÖZELLİKLERİ (2)
Bazı hallerde bileşik faizin talep edilebilmesi
Ana para faizine ana para faizi işletmek suretiyle gerçekleşebileceği
gibi, temerrüt faizine temerrüt faizi işletmek suretiyle de
gerçekleşebilir. Hukukumuzda kural olarak bileşik faiz yasaktır.
Ancak ticari işlerde buna birtakım istisnalar getirilmiştir.
Her iki tarafın tacir olduğu cari hesap sözleşmeleri ile yine her iki
tarafın tacir olduğu ve her iki taraf için de ticari iş niteliğinde
olan ödünç sözleşmeleri bakımından bileşik faize cevaz
verilmiştir. Ancak her iki istisna bakımından faizin anaparaya
eklenip tekrar faiz işletileceği dönemler üç aydan az
olamayacaktır*. Burada bileşik faizin konusunu anapara faizi
oluşturur.
Yine kambiyo senetlerinde (bono-poliçe-çek), senedi
düzenleyenin borcu ödememesi üzerine, senetten ikinci
derecede sorumlu olanlara müracaat edildiğinde, bileşik faiz
gündeme gelebilir. Hatta bu ihtimalde temerrüt faizine temerrüt
faiz de işletilebilir.
TİCARİ İŞLERDE ZAMANAŞIMI SÜRELERİNİN
DEĞİŞTİRİLEMEMESİ
TTK m. 6: «Ticari hükümler koyan kanunlarda
öngörülen zamanaşımı süreleri, Kanunda aksine
düzenleme yoksa, sözleşme ile değiştirilemez.»
Bu kural prensip olarak süreyi hem uzatmama hem
kısaltmama şeklinde anlaşılmalıdır.
Zamanaşımı süresi borcun muaccel olduğu tarihten
itibaren başladığından, tarafların sözleşme ile
muacceliyet (vade) tarihini serbestçe belirlemeleri
veya tarihi daha sonra belirlemek üzere ikinci bir
anlaşma yapmaları mümkün olduğundan (TBK m.
95), vadeyi ileri tarihe atarak dolaylı olarak
zamanaşımı süresini de uzatabilirler.
EN YÜKSEK SINIRI AŞAN TİCARİ İŞLEMLERİN HUKUKSAL DURUMU
TTK m. 1530, genellikle ekonomik kriz, savaş, doğal afet gibi normal
yaşamın dışına çıkıldığı durumlarda devlete piyasayı regüle etme
imkânı tanınmış ve ticari hayattaki bazı mal ve hizmetlere tavan fiyat
uygulaması getirilebileceği kararlaştırılmıştır.
Buna göre piyasaya mal sunan tedarikçiler (tacirler) devletin belirlediği
tavan fiyatın üzerinde mal satışında bulunurlarsa, artık bunların tavan
tutardan satış yaptıkları kabul edilir ve ortada sebepsiz bir
zenginleşme olmasa dahi alıcılar ödemiş oldukları fazla tutarın
kendilerine iade edilmesini talep edebilir.
Bu durumda tedarikçiler, TBK m. 27/II’den hareketle, tavan fiyat
uygulamasını bilselerdi sözleşmeyi yapmayacak olduklarını ileri
sürerek yapmış oldukları sözleşmeleri bütünüyle geçersiz kılamazlar!
Tek seçenekleri tavan fiyatı aşan kısmı alıcılara geri ödemektir.
TİCARİ
HÜKÜMLER
Ticaret hukukunun bir diğer önemli
kavramı ticari hükümlerdir. Ticari
hüküm, TTK’da tanımlanmıştır:
TTK m. 1/I: Bu kanundaki
hükümlerle, bir ticari işletmeyi
ilgilendiren işlem ve fiillere
ilişkin diğer kanunlarda yer
GENEL alan özel hükümler ticari
OLARAK hükümlerdir.
Buna göre;
TTK’da düzenlenen 1535
madde ticari hükümdür.
TTK dışında diğer kanunlarda
ticari işletmeyle ilgili getirilen
hükümler de ticari hükümdür1.
Ticari uyuşmazlıklarda uygulanacak
TİCARİ kurallar bir sıraya bağlanmıştır:
HÜKÜMLERİN
UYGULANMA
SIRASI
TTK m. 1/II: Mahkeme, hakkında ticari
bir hüküm bulunmayan ticari işlerde,
ticari örf ve adete, bu da yoksa genel
hükümlere göre karar verir.
Emredici Tamamlayıcı
hükümlere / Ticari Örf
Genel
Emredici aykırı Yorumlayıcı ve Adet
Hükümler
hükümler olmayan Hükümler (ve Ticari
sözleşme (Yedek (TMK 1)
Teamül)
hükümleri Hükümler)
EMREDİCİ KANUN HÜKÜMLERİ
Bir ticari uyuşmazlığa ilk olarak
uygulanacak olan hükümler,
emredici hükümlerdir.
Hukukta emredici hükümler,
tarafların sözleşmeyle aksini
kararlaştıramadıkları ve kamu
düzenini yakından ilgilendiren
hükümlerdir2.
EMREDİCİ • Özel hukukta geçerli olan
HÜKÜMLERE sözleşme özgürlüğü ilkesi
AYKIRI gereğince, taraflar belli
OLMAYAN sınırları aşmamak kaydıyla
SöZLEŞME
HÜKÜMLERİ dilediği alanda, dilediği
şekilde sözleşme yapabilir ve
ikinci sırada bu kurallar
uygulanır3.
TAMAMLAYICI /
YORUMLAYICI
HÜKÜMLER (YEDEK
HÜKÜMLER)
Üçüncü sırada tamamlayıcı /
yorumlayıcı hükümler uygulanır.
Bunlar, tarafların sözleşmeyle aksini
kararlaştırmadıkları takdirde
devreye giren ve boşluğu dolduran
yedek kurallardır.
Bu kuralların en tipik örneği, 3095
sayılı Faiz kanununda belirlenen
faiz oranlarına ilişkin hükümlerdir.
Eğer taraflar sözleşmeyle bir oran
belirlemişlerse kural olarak
belirledikleri oran; bir oran
belirlememişlerse 3095 sayılı Faiz
Kanunundaki oranlar uygulanır.
TİCARİ ÖRF VE ADET- 1
Kazan-Kazan Kazan-Kaybet
ADLİ YARGI KOLUNDAKİ HUKUK
MAHKEMELERİ