Enough(Yeterince) – Too (Aşırı)

Enough – Kadar

Too – Kadar

Bu kutu kaldırabileceğim kadar hafif. ( Kaldırmak için yeterince hafif)

- This box is soft enough to lift.

Bu kutu kaldıramayacağım kadar ağır.

- This box is too heavy to lift

Basketbol oynayabilecek kadar uzun boylu değilsin.

- You aren’t tall enough to play basketball.

Basketbol oynayamacak kadar kısasın.

- You are too short to play basketball.

Even if ( -sa bie)

- Even if I can speak English , I can’t go abroad.

- Even if This course finishes maybe I can’t feel enough to talk English.

 Even if they invite me I won’t (will not) go there.

 Even if you are over 18 You may not / can’t enter here.

 Yemek yeseydim bile sana eşlik ederdim. – Even if I ate I would accompany you.

 Bu belgeyi şu an imzalamam gerekse bile imzalamak istemiyorum.

As if ( -mış gibi)

 Çok sinirliymişsin gibi bakıyorsun. – You are looking as if you are furious.
 Şu adam düşecekmiş gibi yürüyor. - That man is walking as if he will fall.
 Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadık. - We lived as if we will never die.
 Açıkmış gibi yemedik.- We didn’t eat as if we are hungry.