Olume Goturen Yazilar

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 3

ÖLÜME GÖTÜREN YAZILAR

Av. Işıl Aral

Özgür Mumcu bir yazısında “Türkiye’nin nesi meşhurdur diye soran bir
yabancıya gönül rahatlığıyla ‘Özellikle ocak ayında işlenen siyasi cinayetleri’
cevabını verebilirsiniz” demişti. Sadece ocak ayında öldürülen Metin Göktepe,
Hrant Dink, Uğur Mumcu, Gaffar Okan, Muammer Aksoy’un yanı sıra, son 90
yıllık tarihinde birçok yazarın düşünceleri nedeniyle öldürülmesine, öldürülen
gazeteci ve yazarların faillerinin bulunabilmesi için gerekli çabanın da
gösterilmediğine şahit olduk. Bugünün hala en büyük sorunlarından biri,
insanların düşünceleri, inançları, siyasi görüşleri ve duruşları nedeniyle hedef
gösterildikleri, ılımlı bir duruş sergilemeyenlerin bazen bunun karşılığını
hayatlarıyla ödedikleri bir tahammülsüzlük ortamının devam ediyor olmasıdır.

Nuri Kayış’ın derlemesini yaptığı Ölüme Götüren Yazılar, Tanyeri Kitap


tarafından yayımlandı. Aralık 2012’de ilk baskısını yapan kitap, Cumhuriyet
döneminde öldürülen gazeteci ve yazarların son yazılarına yer vererek, onları
böyle bir sona götüren düşüncelerini aktarıyor. Sabahattin Ali, Abdi İpekçi,
İlhan Darendelioğlu, Sami Başaran, Kamil Başaran, Çetin Emeç, Turan
Dursun, Musa Anter, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve Hrant Dink kitapta
öldürülmeden önceki son yazılarına yer verilen yazarlar. Düşünceleriyle bazı
çevreleri kızdıran bu yazarların yaşamlarını kaybettikleri suikastlerin birçoğu
maalesef hala faili meçhul.

Ölüme Götüren Yazılar’ın amacı “neden hedef seçildiler?” sorusuna


yanıt bulabilmek. Nuri Kayış, kitapta yazarların sadece en son yazılarına yer
vermiyor, aynı zamanda onları ölüme götüren süreçteki siyasi atmosferi,
taraflar arası çekişmeleri de açıklayarak, söz konusu yazarların nasıl bir
ortamda hedef alındıklarını da ayrıntılarıyla aktarıyor. Kitabın en önemli
özelliklerinden biri, birçok farklı siyasi görüşten yazara yer vermiş olması. Sol
görüşleriyle öne çıkan ve o günün iktidarını rahatsız eden yazılar kaleme alan
Sabahattin Ali, Uğur Mumcu, Kürt sorunu üzerine eğilen Musa Anter’in yanı
sıra, milliyetçi siyasi tavrıyla yazılar yazan İlhan Darendelioğlu, ateist görüşleri
nedeniyle hedef seçilen Turan Dursun’un da yazıları kitapta yer alıyor.

Çok farklı siyasi görüş, dini inanç ve düşüncelere sahip bu yazarların


kitapta yer alan yazılarının ortak noktası, belli bir düşünceyi inançla ve
kararlılıkla sonuna kadar savunmuş olmalarıdır. Onları ölüme götüren ve
düşünceden korkan bu tahammülsüzlük bazen beğenmediği kişiyi sindirmeye,
yok etmeye çalışan bir zihniyetten kaynaklanabileceği gibi, günümüzde de
olduğu gibi kendisine benzemeyeni tutuklamalarla, tecritle, sansürle
yıldırmaya çalışan bir muktedir olarak karşımıza çıkabilir.

Bugün insanlar altı senedir her 19 Ocak’ta Hrant Dink’i anmak için “biz
bitti diyene kadar bu dava bitmez” diyerek Agos’a yürüyorsa, Orhan Pamuk
tehdit ediliyor ve korumayla gezmek zorunda kalıyorsa, Fazıl Say hakkında
“halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve dini değerlere hakaret” iddiasıyla
soruşturma başlatılıyorsa, gazeteciler, yazarlar, öğrenciler ve avukatlar
düşünceleri nedeniyle tutuklanıyorsa, bu durum Türkiye’de hala çok büyük bir
düşünce ve ifade özgürlüğü sorunu olduğunun göstergesidir.

Cumhuriyet döneminin ilk faili meçhul cinayetinde hayatını kaybeden


Sabahattin Ali, 1948 yılında öldürülmeden tam bir yıl önce Markopaşa’da
yayımlanan bir yazısında, düşünceleri nedeniyle yaşam hakkı elinden alınan
diğer tüm yazarlar için de geçerli olabilecek şu satırları yazmıştı:

“Biz istiyoruz ki, bu topraklar üzerindeki insanlar, kafalarında taşıdıkları


fikirlerden değil, bu yurdun ve bu halkın yararına yahut zararına yaptıkları
işlerden hesap versinler. Bu iş incelenirken, koltuğuna ısınmış beş on hazır
yiyicinin menfaati, keyfi değil, milletin hayrı düşünülsün. Ve insanları sahiden
insan eden o en büyük nimet hürriyet, riyakar ağızlarda ‘adam avlama yemi’
olarak kullanılmasın. İşte biz sadece bunları istiyor ve böyle düşünüyoruz.
Eğer böyle düşünmek ve bunları istemek bir suçsa, hemen haber versinler, bu
suçu işlemekten, yazmaktan, söylemekten vazgeçelim. Yok, bunlar suç
değilse, o zaman bize açık veya sinsi yollardan kahpece vurmaktan
vazgeçsinler.”

You might also like