Professional Documents
Culture Documents
Dus Akademi̇ Soru Seri̇si̇ - Tüm Dus Sorulari 1.ci̇lt
Dus Akademi̇ Soru Seri̇si̇ - Tüm Dus Sorulari 1.ci̇lt
KAAN H. ÖKTEN
Varl›kveölümkonular›ndaçal›fl›yor.Varl›k ve Zaman’›nçevirmeni.Düflünce
tarihiveözellikleAristotelesileHeideggerüzerinetelifveçeviripekçokça-
l›flmas› var. Almanya Federal Cumhuriyeti D›fliflleri Bakanl›€› ile Türkiye
Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanl›€›’n›n ortaklafla verdi€i Almanca-
TürkçeÇeviriTeflvikÖdülü(2010),TürkiyeYazarlarBirli€i2008Y›l›Y›l›n
ÇeviriÖdülüveTürkiyeFelsefeKurumu2007Y›l›MacitGökberkFelsefe
Ödülü’nünsahibidir.BahçeflehirÜniversitesiö€retimüyesi.
Kaan H. Ökten
HEIDEGGER’E
G‹R‹fi
Felsefe/Düflünce 14
Heidegger’e Girifl
KaanH.Ökten
Kapaktasar›m-mizanpaj:SibelYurt
©2012,KaanH.Ökten
©2012bukitab›nTürkçeyay›nhaklar›
AgoraKitapl›€›’naaittir.
BirinciBas›m:Mart2012
ISBN:978-605-103-151-4
Bask›veCilt:CeylanMatbaas›
Güven‹flMerkezi,BBlok,No318
Topkap›/‹stanbul
Tel:(0212)6131079
AGORA K‹TAPLI⁄I
Sertifikano:12761
Kulo€luMah.Turnac›bafl›Cad.
No:54,Çukurcuma-Beyo€lu/‹STANBUL
Tel:(0212)2439626-(0212)2513704Fax:(0212)2439628
www.agorakitapligi.com
e-posta:agora@agorakitapligi.com
(Ksenophon,Anabasis)
‹Ç‹NDEK‹LER
Önsöz ...............................................ix
Girifl .................................................1
1. Heidegger’inK›saYaflamÖyküsü........................8
2. Heidegger’in‹lkYay›nlar› ............................17
3. Heidegger’inÖ€retimÜyesiOlarak
ÜniversitedeVerdi€iDersler ..........................42
3.1 FreiburgÜniversitesi’ndeki‹lkDersleri(1919-1923) ...43
3.2 MarburgÜniversitesi’ndekiDersleri(1923-1928) ......55
3.3 FreiburgÜniversitesi’ndekiProfesörlük
DönemiDersleri(1928-1944) .....................66
4. Heidegger’inYay›nlad›€›EserlerininAnaHatlar›...........88
5. Heidegger’inDerslerineveYay›nlad›€›
EserlerineGenelBak›fl ..............................154
6. Toplu Eserler’dekiCiltlerinYay›nY›llar›naGöreDüzeni ....163
7. ‹leriOkumalar‹çinÖneriler .........................172
ÖNSÖZ
gh
Buküçükçal›flma,MartinHeidegger’infelsefesinek›sabir
giriflniteli€initafl›yor.Metninönemlicebirk›sm›yeniçal›flma-
lar›ma dayan›yor, ama baz› bölümlerde eski çal›flmalar›mdan
dayararland›m.Onlar›nyerlerinidipnotlardabelirttim.
Bu kitab›, Heidegger çal›flmaya özellikle yeni bafllayanlar
içinyararl›olmas›maksad›ylahaz›rlad›m.Heidegger’iHeideg-
ger’inkendisindençal›flmakkuflkusuzkiendo€ruyoldur.Bu
k›saçal›flma,Heidegger’innedenliönemlivegeniflkapsaml›
birfilozofoldu€unuortayakoyabilirseodenliamac›naulafl-
m›flolacaktır.
ix
Kitapta Heidegger’in yaflam›n›, ilk eserlerini, Marburg ve
Freiburgüniversitelerindekiderslerinivebizzatyay›nlad›€›ki-
taplar›n›özetlemeyeçal›flt›m.Kitab›nsonikibölümündeHei-
degger’in yap›t›n› tablo fleklinde sunmaya gayret ettim. En
sondadaileriokumayapabilmekiçinküçükbirkaynaköne-
risine yerverdim.
– khö
x
HEIDEGGER’E
G‹R‹fi
G‹R‹fi
gh
Metafizik
Heidegger metafizik konusuna yaflam› boyunca hep büyük
bir yer ve önem vermifltir. ‹lk eserlerinden en son çal›flma not-
lar›na kadar bu konu hep ön planda kalm›flt›r. Bu konuyu dai-
ma tarihsel perspektif içinde ele alm›fl olan Heidegger, en er-
ken Eski Yunan düflünürlerinden Nietzsche’ye kadarki nere-
deyse bütün büyük filozoflar› metafizik ba¤lam›nda ele alm›fl,
2
bu itibarla sadece metafizik konusunun incelemesini sunmak-
la kalmam›fl, ayn› zamanda metafizik tarihini âdeta yeniden
yazm›flt›r. Onun Parmenides, Herakleitos, Anaksimandros,
Platon, Aristoteles, Paulus, Augustinus, Thomas Aquinas,
Duns Scotus, Descartes, Spinoza, Kant, Hegel, Fichte, Schel-
ling, Kierkegaard, Nietzsche, Husserl, Bergson ve Dilthey gibi
düflünürlerin felsefelerine bak›fl›, metafizik alan›ndaki ça¤dafl
çal›flmalar› derinden etkileyip yönlendirmifltir.
Mant›k
Bu küçük girifl kitab›n›n içeri¤inden de anlafl›labilece¤i
üzere, Heidegger mant›k konusuna çok genç yaflta ilgi duyma-
ya bafllam›fl ve yaflam› boyunca bu konularda eserler kaleme
alm›fl, dersler ve konferanslar vermifltir. Heidegger, mant›¤›
klasik mant›k kapsam› içerisinde de¤il de dil ve hakikat ba¤la-
m› içerisinde ele alm›flt›r. Bu itibarla Heidegger’in logos (nutk)
ile Logik (mant›k) aras›ndaki iliflkiye dikkat çekmesi, kendi-
sinden sonraki düflünürleri derinden etkilemifl, bu konuda
hem lehte hem de aleyhte çal›flmalar kaleme al›nm›flt›r.
Dil
Heidegger’in mant›kla ilgili çal›flmalar›, az önce görmüfl ol-
du¤umuz gibi, dille de çok yak›ndan ilgilidir. Daha afla¤›da da
ifade etti¤im gibi, Heidegger için dil, insan›n varl›¤›d›r. Varl›k
olarak deneyimlenebileni özleyimleyebilmek için dile ihtiyaç
duyulmaktad›r. Biz, bir dille konuflmakla kalmay›z; biz o dili
dillendirir, onun içinden dilleniriz. Bunun en berrak biçimde
ortaya konuluflu fliirledir. fiiire, dil dinletisi de demek müm-
kündür bu sebeple.
3
Heidegger, dil ile varl›k aras›ndaki bütünsel iliflkiyi flu fle-
kilde ortaya koymaktad›r: dilin özü, özün dilidir. Ama yine de
varl›¤›n özünü sözcüklerle ifade etmek mümkün de¤ildir. fiai-
rin fliiri, varl›¤›n özünü ketumiyette cemmeder. Dilin esrar›n›
korudu¤unu söyleyen Heidegger, insan›n insan olmas›n›n dil-
le mümkün oldu¤unu, insan›n varl›¤› bu flekilde dillendirdi¤i-
ni, dili dil olarak dillendirmeninse as›l mesele oldu¤unu sa-
vunmaktad›r.
Fenomenoloji
Heidegger’in bir felsefi yöntem olarak fenomenoloji alan›na
katk›s› büyük olmufltur. Varl›k ve Zaman’da izlenen fenome-
nolojik çözümleme, insani varoluflun herhangi bir boyutunu
ya da minvalini a盤a ç›karmak için gerçeklefltiriliyor de¤ildir.
Buradaki amaç, çözümlemeyi bizatihi Dasein üzerinde yapmak
ve böylece Dasein’›n kendini anlamas›n› sa¤lamakt›r. Dolay›-
s›yla, bu fenomenolojik çözümleme ayn› zamanda hermeneu-
tik bir incelemedir. “Varl›k ve Zaman” K›lavuzu’nda da belirt-
ti¤im gibi, Heidegger için fenomen ve fenomenoloji flu anlama
gelmektedir: Fenomen kendini-kendinde-gösterendir. Yani
kendi nas›lsa, kendini bize öylece gösterendir fenomen. Bunun
muallel (yani privatif) hali zevahirdir: Bu durumda bir fley
kendini kendi olmad›¤› gibi göstermektedir bize. Alelade feno-
men kavram›, kendini gösterenleri hep varolanlar olarak ele
almaktad›r. Oysa fenomenolojik anlamda fenomenler, alelade
fenomenlerin imkân koflullar›d›r asl›nda. Logos ya da söz, bir
fleyleri izhar ettirip görünür hale getirmek demektir. Yani,
hakk›nda söz edileni tezahür ettirmektir. Formel anlamda lo-
gos, bir fleyi bir fley olarak görünür k›lmad›r. Dolay›s›yla, bir
fleylerin do¤ru ya da yanl›fl olma imkân›, sebebini buradan al-
4
maktad›r. Bir fley do¤ruysa, söz konusu etti¤i fleyin üzerini aç›-
yordur. Öte yandan, bir fley yanl›flsa, söz konusu etti¤i fleyin
üzerini örtüyordur. Dolay›s›yla, fenomenolojinin formal kav-
ram›n› flöyle özetlemek mümkündür: kendini tebarüz ettireni,
kendinden hareketle ve tebarüz ettirdi¤i flekilde görünür k›l-
mak. Dolay›s›yla, fenomenoloji teoloji ya da biyoloji gibi bir
bilim ad› de¤il, bir yöntem ad›d›r. Fenomenoloji varolanlar›n
varl›¤›n› izhar etmeye çal›fl›r.
Tarih
Heidegger’in tarih alan›na katk›s›n› iki flekilde öne ç›kar-
mak mümkündür. O hem bir felsefe tarihçisidir, hem de ta-
rih felsefecisi. Felsefe tarihçisi olarak Heidegger’in önemi,
Sokrates Öncesi felsefecileri, Platon ve Aristoteles’i, Skolas-
tik felsefeyi, modern ve ça¤dafl felsefeyi hem derslerinde
hem de eserlerinde ayr›nt›l› olarak ele alm›fl olmas›ndan ile-
ri gelmektedir. Heidegger felsefe tarihini ele al›rken, varl›k
meselesinin geçirdi¤i merhaleleri özellikle ön planda tutmufl
oldu¤u için, kendisi ça¤dafl felsefenin önemli düflünürlerin-
den biri olma özelli¤ini tafl›r. Öte yandan Heidegger, tarih
felsefecisidir de, yani onun tarihle ilgili felsefi yorumlar› da
ça¤dafl felsefeye önemli katk›lar sa¤lam›flt›r. Heidegger’e gö-
re, insani varolufl ya da burada-olmakl›k demek olan Dasein
tarihseldir.
“Varl›k ve Zaman” K›lavuzu’nda da belirtti¤im gibi, kendi
varl›¤› içinde müstakbel olarak var olabilen bir varolan, yani
kendi ölümüne hür kalmak suretiyle tuz buz olup yine kendi
fiili fluradal›¤›na kendini geri f›rlatabilen bir varolan, yani sa-
dece müstakbel bir varolan olarak eflit derecede asli anlamda
oldum-olas› olabilen bir varolan, miras ald›¤› imkânlar› kendi-
5
ne nakletmek suretiyle kendi f›rlat›lm›fll›¤›n› devralabilmekte
ve ‘kendi zaman›’ bak›m›ndan içinde-bulunulan-ana-dair ola-
bilmektedir. Ayn› zamanda, sonlu olan bir sahih zamansall›k-
t›r, kader gibisinden yani sahih tarihsellik gibisinden bir fleyi
mümkün k›labilen. Sahih ölüme yönelik varl›k yani zamansal-
l›¤›n sonlulu¤u, Dasein’›n tarihselli¤inin gizli kalm›fl temelidir.
Öte yandan, gayrisahih tarihsel varolufl, ‘geçmifl’in yadigârla-
r›yla dolup taflm›fl ve tan›nmaz hale gelmifl oldu¤undan mo-
dernli¤i aray›p durmaktad›r. Sahih tarihsellik, tarihi, mümkün
olan›n ‘geri dönüflü’ olarak anlamaktad›r.
Sanat
Heidegger’in sanatla olan felsefi iliflkisi hem genel olarak
sanat kavram› üzerindendir, hem de Hölderlin ve Trakl gibi
spesifik flairler ve genel olarak fliir (nazmetme) iledir. Daha
afla¤›da da aç›klamaya çal›flt›¤›m gibi, Heidegger’e göre sanat
eseri, dünya yaratan ve yer tesis eden bir etkinliktir. Buna
göre sanat eseri, tarihsel yaflam›n ba¤lam›n› sa¤layan güzer-
gâhlar›n aç›lmas› demektir. Böylece, anlamaya direnen ve
geçilemez ya da afl›lamaz olan yollar kendilerini belli eder.
Dolay›s›yla sanat, dünya ile yer (mahal, konum) aras›ndaki
gerilimi sergileyerek aç›mlay›c› anlamsal ba¤lam ve bütünle-
rin, henüz belirlenmemifl olandan nas›l ç›karsand›¤›n› gös-
termektedir. Henüz belirlenmemifl olanla sanat›n bütünlü¤ü
bu noktada kendini belli etmektedir. Böylece hakikat sanat-
la yap›tland›r›l›r, çünkü hakikat, Heidegger’in anlay›fl›nda,
‘mahfuz-olmayan’d›r, gizli veya örtük olmay›flt›r (Eski Yu-
nanca’daki aletheia). Özetle, sanat eseri, hakikati aç›mlayan,
onu mahremden mahfuz olmayana tafl›yan tesis etme, orta-
ya koymad›r.
6
Teknoloji
Heidegger’in teknik ve teknolojinin, bunun dolay›m›yla da
modern bilimlerin ne anlama geldi¤ine iliflkin yorumlar›, ken-
disinin a¤›rl›kl› olarak geç dönem felsefesini yans›tmaktad›r.
Heidegger bu yorumlar›yla felsefe camias›nda hem çok ses ge-
tirmifl hem de konuyla ilgili ça¤dafl tart›flmalara önemli bir
mecra açm›flt›r. Daha afla¤›da da belirtmeye gayret etti¤im üze-
re, tekni¤in özünü Ge-stell (çerçeve) olarak nitelendiren Hei-
degger, varolanlar bütününü sevk ve idare etmek amac›yla
oluflturulmufl bir tesis etme, haz›rlama ve ortaya koyma çerçe-
vesinin kendini teknoloji olarak ifade etti¤inin alt›n› çizmek-
tedir. Böyle bir sistemin bar›nd›rd›¤› tehlike, kendini sorgula-
mamas› ve sorgulatmamas›d›r, kendini kaç›n›lmaz ve kendili-
¤inden anlafl›l›r olarak sunmas›d›r. Bu tehlikelerden kurtulup
tekni¤e iliflkin soruyu sorabilmek için, sorgulanmaya lay›k
olana b›rak›l›fl haline geçmek gerekecektir.
Buradan hareketle Heidegger, modern bilimin hiç de do¤al
ve kendili¤inden anlafl›l›r olmad›¤› sonucunu ç›karmaktad›r.
Bunun anlafl›lmas› ve sorgulanmas› için Besinnung gereklidir:
Bu kavram hem ‘tefekkür’ anlam›na gelmekte, hem de bilin-
cinde olman›n daha ileri bir noktas›n› ifade etmektedir. Bu an-
lamda Besinnung, sorgulanmaya lay›k olana b›rak›l›flt›r, teslim
olmad›r. E¤itime, akl›n gücüne, de¤iflmezli¤e, tarihsel bir ci-
hetten gelerek boyun e¤mekten vazgeçmedir.
7
1
HEIDEGGER’‹N KISA YAfiAM ÖYKÜSÜ*
gh
8
sonland›rarak Freiburg’ta liseye bafllad› ve lise e¤itimini bura-
da tamamlad›.
Heidegger Freiburg’taki lise yaflam› boyunca matemati¤in
yan› s›ra evrim biyolojisi ve katolik teolojiye ilgi duydu, teolo-
jik yorumlar›yla tart›flmalar yaratm›fl olan rahip Herman
Schell’in çal›flmalar›n› okudu. Heidegger’in felsefi gelece¤ini
derinden etkileyen kitap, Franz Brentano’nun Von der mannig-
fachen Bedeutung des Seienden nach Aristoteles (Aristoteles’e
Göre Varolan›n Çok Çeflitli Anlam›na Dair) bafll›kl› çal›flmas›
oldu. Heidegger bu kitap sayesinde ‘varl›k’ sorusunun önemi-
ni kavrama yolunda ilk ad›mlar›n› att› ve özellikle son s›n›fta
kendisini yo¤un bir Aristoteles okumas›na adad›. Ayr›ca, Hei-
degger lise ça¤›n›n son döneminde özellikle Alman edebiyat›-
na büyük ilgi gösterdi, bunun d›fl›nda Eski Yunan edebiyat›n›n
seçkin eserlerini okudu. Öte yandan, Heidegger’in Hölder-
lin’in fliirleriyle tan›flmas› da yine ayn› döneme rastlad›. Lise-
son s›n›fta Freiburg Üniversitesi’nde teoloji hocas› olan Carl
Braig’›n Vom Sein. Abriss der Ontologie (Varl›¤a Dair. Ontoloji-
nin Ana Hatlar›) isimli çal›flmas›n› okudu; bu eserde bulunan
Aristoteles, Thomas Aquinas ve Suarez al›nt›lar› onun için de-
¤erli bir kaynak görevini gördü ve özellikle ontolojiye dair
kavramlar›n etimolojilerini buradan ö¤rendi.
Heidegger’in lise yaflam› 13 Temmuz 1909 tarihinde verdi-
¤i Abitur s›nav›yla sona erdi ve böylelikle üniversitede okuma
hakk›n› elde etti.
Heidegger üniversite ö¤renimine bafllamadan önce 30 Eylül
1909 günü Societate Iesu’nun (Cizvit tarikat›n›n) en yak›ndaki
e¤itim merkezi olan Avusturya’n›n Tisis kasabas›ndaki manas-
t›r›na yaz›ld›. Amac› Cizvit olmakt›. Ancak bir kalp rahats›zl›-
¤› sebebiyle iki hafta sonra bu giriflimine son vermek durum-
9
da kald›. Freiburg’a geri dönerek burslu olarak teoloji okumak
üzere Freiburg Üniversitesi’ne 1909 güz döneminde kaydoldu.
Fakat Heidegger, bir süre sonra teoloji ö¤renimini de yar›da
b›rakt› ve fen bilimleri alan›na kayd›. 1911 y›l›nda Freiburg
Üniversitesi’ndeki Teoloji Fakültesi’nden kayd›n› sildirip, ayn›
üniversitenin Do¤abilimi-Matematik Fakültesi’ne geçifl yapt›.
1913 bahar döneminde üniversite ö¤renimini tamamlad› ve li-
sans diplomas›n› bu fakülteden ald›.
Heidegger lisans ö¤renimi boyunca doktora tez çal›flmas›na
da yöneldi ve Arthur Schneider yönetiminde Die Lehre vom
Urteil im Psychologismus (Psikolojizmde Yarg› Ö¤retisi) bafll›-
¤›yla haz›rlad›¤› doktora tezini lisanstan mezun oldu¤u 1913
y›l› içinde tamamlayarak savundu ve 26 Temmuz 1913’te dok-
tor unvan›n› ald›. Bu tez 1914’te bas›ld›.
Doktora tez dan›flman› Schneider, 1913 y›l›nda üniversite-
den ayr›l›nca ‘H›ristiyan Felsefesi’ kadrosu bofl kald›. Heideg-
ger bu kürsüye aday olmuflsa da atanmad›. Bunun üzerine Hei-
degger, araflt›rma ve incelemelerini dini konulardan kopararak
kendisini tümüyle felsefeye adad›.
Heidegger doktoras›n› tamamlad›ktan sonra üniversitede
ders verme yetkisini kazanabilmek için gerekli olan Habilitati-
on (doçentlik tezi) çal›flmas›na yöneldi. Bu maksatla ünlü fel-
sefeci Heinrich Rickert’le birlikte çal›flt›. Heidegger, Habilitati-
on’un haz›rlanmas›na katk› olsun diye Freiburg Baflpiskopos-
lu¤u’nun bursunu ald›. Bu bursun verilifl koflulu, Ortaça¤’›n
ünlü kilise düflünürü Thomas Aquinas felsefesi üzerine çal›fl-
mak ve ileride yine bu konuda araflt›rmalarda bulunmakt›. Bu
ba¤lamda Heidegger’in yazd›¤› Habilitation’un konusu, genel
hatlar›yla Thomasç› tart›flmalar do¤rultusunda biçim buldu.
Öte yandan, Heidegger’in özellikle kategoriler sorunu üzerine
10
yo¤unlaflmas›nda, filozof Emil Lask’›n çal›flmalar› etkili oldu.
Nihayet Heidegger, Heinrich Rickert dan›flmanl›¤›nda haz›rla-
d›¤› Die Kategorien- und Bedeutungslehre des Duns Scotus (Duns
Scotus’un Kategoriler ve ‹mlenim Ö¤retisi) bafll›kl› Habilitati-
on’unu 1915 y›l› Temmuz ay›nda tamamlayarak üniversitede
ders verme yetkisini ald› ve ö¤retim üyeli¤ine giden son ad›m›
da böylece atm›fl oldu.
Heidegger ilk hocal›k tecrübesini, 1915’ten sonra Frei-
burg Üniversitesi’nde ‘ders saati ücretli ö¤retim görevlisi’
(Privatdozent) olarak çal›flarak edindi. Heidegger’in Thomas-
ç› anlay›fltan Husserl’in fenomenolojisine kayd›¤› dönem de
bu dönemdir. Heidegger kendini Husserl’in çal›flmalar›na ya-
k›n hissetti ve kendisinin 1917’de Göttingen Üniversite-
si’nden ayr›l›p Freiburg’taki felsefe kürsüsüne atanmas›n›n
ard›ndan asistan› oldu (1919).
Öte yandan, Heidegger’in müstakbel efli Elfride Petri’yle
(1893-1992) tan›flmas› da 1915 y›l›na rastlad›. Freiburg’ta ik-
tisat okuyan Elfride’yle Heidegger, 20 Mart 1917 tarihinde
evlendiler.
Birinci Dünya Savafl›’n›n son y›l› olan 1918’de Heidegger,
Ocak-May›s aylar› aras›nda k›fllaya al›nd›, Temmuz-A¤ustos
aylar› aras›nda meteoroloji subay› olarak e¤itim gördü, A¤us-
tos sonu ila Kas›m bafl› aras›ndaysa Verdun’da cephe meteoro-
loji biriminde görev alarak savafl sonunda, yani Kas›m 1918’de
terhis edildi. Bu k›sa ama önemli askerlik döneminde Heideg-
ger’in ruhsal ve düflünsel dünyas›nda ciddi dönüflüm yafland›:
9 Ocak 1919’da arkadafl› Engelbert Krebs’e gönderdi¤i bir
mektupta, katolik düflünce sisteminin kendisi için art›k bir so-
run teflkil etti¤ini ve dolay›s›yla bu sistemden düflünsel olarak
‘koptu¤u’nu ifade etti.
11
Yine bu y›l›n bafl›nda (21 Ocak 1919) Heidegger’in ilk ço-
cu¤u Jörg dünyaya geldi. 20 A¤ustos 1920’deyse ikinci o¤lu
Hermann do¤du.1 Hermann Heidegger, babas›n›n ölümün-
den sonra onun yap›tlar› ve terekesinin yöneticisi görevini
üstlenecektir.
Heidegger ailesinin Todtnauberg’deki da¤ evi (‘Hütte’), El-
fride’nin emek ve çabalar› sayesinde tamamlanarak 1922 y›l›n-
da ikamete aç›ld›. Heidegger ‘Hütte’de rahat ve derinlikli bir
çal›flma ortam› buldu. Sein und Zeit’›n (Varl›k ve Zaman)
önemli bir k›sm›n› burada kaleme ald›.
1922 y›l› Heidegger için akademik aç›dan da önemli bir y›l
oldu: Göttingen ve Marburg Üniversitelerinde boflalan kadro-
lar için baflvuran Heidegger, dosyas›na, Aristoteles’le ilgili ha-
z›rlamay› düflündü¤ü bir kitab›n uzun bir özetini koydu. Bu
çal›flma sayesinde ve Paul Natorp ile Georg Misch’in de deste-
¤iyle Heidegger, Marburg Üniversitesi’ne doçent olarak atand›
(1 Ekim 1923).
Heidegger’in Marburg’taki ö¤rencileri aras›nda Hans-Georg
Gadamer, Simon Moser, Gerhard Krüger, Hans Jonas ile Han-
nah Arendt bulunuyordu. Arendt’le Heidegger aras›ndaki gö-
nül iliflkisi de yine Marburg’ta yafland›. Arendt’in 1925 y›l›nda
Marburg’tan ayr›lmas› ve Heidelberg Üniversitesi’ne geçmesiy-
le bu iliflki sona erdi.
Heidegger, baflyap›t› Sein und Zeit’la (Varl›k ve Zaman) ilgi-
li ilk çal›flmalar›na 1924 y›l›nda bafllad›. 1926 y›l›n›n sonbaha-
r›nda Heidegger, Sein und Zeit üzerindeki çal›flmalar›n› daha
12
da h›zland›rd›. Aral›k ay›n›n sonlar›na do¤ru kitab›n henüz tü-
mü bitmemiflken yazma iflini sonland›rd› ve kitab› natam hal-
de bas›ma yollad›. Sein und Zeit, 1927 y›l› Nisan ay›n›n sonla-
r›na do¤ru yay›nland›.2 Bu kitab› sayesinde 19 Ekim 1927’de
profesörlü¤e yükseltildi. Bu s›ralarda Heidegger, kitab›n geri
kalan k›s›mlar› üzerinde çal›flmalar›n› sürdürdüyse de bir süre
sonra bu giriflimden vazgeçti.
Husserl’in Freiburg Üniversitesi’ndeki kadrosunun 1928’de
münhal hale gelece¤i haberini alan Heidegger, hocas›n›n da
deste¤iyle bu kadroya baflvurdu ve 1 Ekim 1928 tarihi itibar›y-
la Freiburg’a naklini sa¤lad›.
Ertesi y›l Davos’ta düzenlenen Davoser Hochschultage’de
(Üniversite Günleri, 17-27 Mart 1929) Heidegger, Ernst Cas-
sirer’in kendisine yönelik elefltirileri karfl›s›nda felsefi durufl ve
yöntemini savunmak durumunda kald›. Cassirer-Heidegger
tart›flmas›, o y›la akademik anlamda damgas›n› vuran en bü-
yük olay oldu.
1933 y›l›na gelindi¤inde Almanya’da siyasal aç›dan son de-
rece ciddi olay, geliflme ve atamalar yafland›: Hitler ve partisi
iktidara gelir gelmez anayasal düzeni ask›ya ald›; ola¤anüstü
hal yasalar›yla devleti yönetmeye, merkezilefltirmeye ve üni-
versiteleri parti kontrolü alt›na alarak ‘tek tiplefltirme’ye baflla-
d›. Heidegger biyografisini de derinden etkileyecek olan bu ge-
liflmeleri ve Heidegger’in tav›r ve düflüncelerini baflka bir çal›fl-
mamda ayr›nt›l› biçimde ele ald›¤›m için burada bu olaylara
girmiyorum.3 Ancak Heidegger’in Nasyonal-Sosyalist hareket-
le olan iliflkisi ve 1933/1934 dönemindeki Freiburg Üniversi-
2) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Varl›k ve Zaman, çev. Kaan H. Ök-
ten, Agora Kitapl›¤›: 2008 (2. bas›m: 2011). Ayr›ca bkz. Martin Heidegger, Var-
l›k ve Zaman, çev. Aziz Yard›ml›, ‹dea Yay›nevi, ‹stanbul: 2004.
3) Kaan H. Ökten, Heidegger ve Üniversite, Everest Yay›nlar›, ‹stanbul: 2002.
13
tesi Rektörlü¤ü meselesi, onun hayat hikâyesinde derin iz ve
yaralar b›rakt›. 27 May›s 1933 tarihli Rektörlük Konuflmas›,
onun bu dönemdeki duruflu aç›s›ndan semptomatik say›lmal›-
d›r.4 Heidegger baz› geliflmeler sonucunda ‘Önder Rektör’ ko-
numunun sars›ld›¤›n› düflünerek 27 Nisan 1934’te rektörlük
görevinden istifa etti.
1935 y›l›ndaysa Heidegger, Nietzsche Arflivi’nin yay›nla-
makta oldu¤u “Tarihsel-Elefltirel Nietzsche Toplu Eserle-
ri”nin bilim komitesine dahil oldu ve Der Wille zur Macht’›n
(Güç ‹stenci) yeni bas›m›n› haz›rlayan ekipte yer ald›. Hei-
degger’in Nietzsche ve Hölderlin üzerine çal›flmaya bafllama-
s› ve dersler vermesi de ayn› döneme rastlayacakt›r. Baz› yo-
rumculara göre bu, onun Nasyonal-Sosyalizmle hesaplaflma-
s›n›n bir yolu olmufltur.
‹kinci Dünya Savafl›’n›n son y›l›nda Heidegger silah alt›na
al›nd› (8 Kas›m 1944) ve 23 Kas›m günü Volkssturm isimli mi-
lis grubuyla birlikte intikale bafllad›. 27 Kas›m 1944’te Frei-
burg flehri, yo¤un bir bombard›man sonucu büyük oranda ha-
sar gördü. Bunun üzerine Freiburg Üniversitesi, yak›nlardaki
Wildenstein Kalesi’ne 31 Ocak 1945’te nakledildi ve Heideg-
ger buraya geçti. 21 Nisan 1945 günü Frans›z ordusu Frei-
burg’u iflgal etti ve Heidegger ailesinin evi iflgal ordular›nca
müsadere edildi.
Almanya’n›n teslim olmas›ndan sonra üniversitede olufltu-
rulan bir Nazilerden Temizleme Komisyonu (Reinigungskom-
mission), Heidegger hakk›nda bir rapor haz›rlamas› için kendi-
sinin bir dönem arkadafl› olan ünlü felsefeci Karl Jaspers’i gö-
4) Konuflman›n çevirisi için bkz. Kaan H. Ökten, “Alman Üniversitesinin Ken-
dini Hakim K›lmas›”, Heidegger Kitab›, Agora Kitapl›¤›: 2006, 2. bas›m, s. 155-
163. Ayr›ca bkz. Ahmet Demirhan, “Alman Üniversitesinin Kendini Beyan›”,
Heidegger ve Nazizm, Vadi Yay›nlar›, Ankara: 2002, s. 40-50.
14
revlendirdi. Jaspers’in 22 Aral›k 1945 tarihli de¤erlendirme ra-
poru son derece olumsuz oldu¤undan, Frans›zlar›n kontro-
lündeki Üniversite Senatosu 19 Ocak 1946 tarihli karar›yla
Frans›z Askeri Hükümeti’nin 29 Aral›k 1945 tarihli karar›n›
onamak suretiyle Heidegger’i emeklili¤e sevk etti ve emekli
ö¤retim üyesi (Emeritus) statüsünü ona lay›k görmeyerek ken-
disinin ders vermesini yasaklad›. Bütün bu olaylar, Heideg-
ger’in ruh sa¤l›¤›n› derinden etkiledi. Heidegger, Badenweiler
Sanatoryumu’nda bir süre tedavi görmek zorunda kald›.
Savafl sonras› dönemde Heidegger’in yeniden sayg›nl›¤›n›
kazanmas› ad›na Frans›z düflünür Jean Beaufret’nin önemli bir
yeri ve ifllevi olmufltur. Ziyaretler ve mektuplaflmalarla Heideg-
ger düflüncesinin Fransa’da ilgi toplamas›na öncülük eden Be-
aufret dolay›m›yla Heidegger, 23 Kas›m 1946 tarihli Brief über
den ‘Humanismus’u (‘Hümanizm’ Üzerine Mektup) kaleme ald›.
Heidegger 1950 y›l›n›n fiubat ve Mart aylar›nda Arendt’le
birkaç kez yeniden görüfltü. Ayn› y›l Heidegger’in üniversite
yönetimiyle olan iliflkilerinde bir düzelme görüldü ve 26 Eylül
1951’de kendisine Emeritus hakk› teslim edildi. Böylece Hei-
degger’in emekli hoca olarak üniversitede yeniden ders verme
imkân› ortaya ç›kt›. Bu sayede 1951/1952 ö¤retim y›l›nda Hei-
degger, uzun bir aradan sonra ilk kez yeniden ders açt›: Was
heißt Denken? (Düflünmek Ne Demektir?).
1952’de ‹talya’ya, 1955’te Fransa’ya seyahat eden Heideg-
ger, Frans›z flair ve mücahit René Char’la dostluk kurdu ve
1956, 1957 ve 1958 y›llar›nda Char’la birlikte Provence’a seya-
hat etti. 1957’de Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’ne ve Heidel-
berg Bilimler Akademisi’ne üye seçildi. 10 May›s 1960’da Ba-
den-Württemberg Eyaleti Hebel Ödülü’ne lay›k görüldü. 1962
y›l›nda Sicilya’ya ve ilk kez Yunanistan’a seyahat etti. Yunanis-
15
tan’a 1964’te ikinci, 1966’da üçüncü, 1967’de de dördüncü kez
gitti. 1965 y›l›ndan itibaren düzenli olarak ‹sviçre’de tertip
edilen Zollikon Seminerleri’ne kat›ld›. 1966’da Char’›, Le
Thor’da ziyaret etti. Böylece 1968 ve 1969’da da tekrar edile-
cek olan Le Thor Seminerleri bafllam›fl oldu. 23 Eylül 1966’da
ünlü Alman haftal›k haber dergisi Der Spiegel’le bir söylefli
yapt›. ‹ste¤i do¤rultusunda bu söylefli, kendisinin ölümünden
sonra 1976’da yay›nland›.
1970’te hafif bir felç geçiren Heidegger bir süre hastanede
kald›. Bunun üzerine Nachlass’›n›n (yay›nlanmam›fl yaz›lar› ve
notlar›n›n) nas›l tertip edilece¤ine iliflkin hummal› bir faaliye-
te giriflti. Bu çal›flmalar 1974’e dek sürdü. Heidegger, toplu
eserlerinin tarihsel-elefltirel (edisyon kritik) olarak yay›nlan-
mas›n›n uzun sürece¤ini düflünerek eserlerinin mevcut son
halleriyle yay›mlanmas› talimat›n› verdi. Gesamtausgabe’sinin
(Toplu Eserler) yay›nc›s› olarak eski dostu Vittorio Kloster-
mann’›n ayn› ad› tafl›yan yay›nevini seçti. 1975 y›l›nda Toplu
Eserler aras›ndaki ilk kitap olan 24’üncü cilt ç›kt›.
Martin Heidegger, 26 May›s 1976 günü Freiburg’da vefat
etti ve do¤du¤u yer olan Messkirch’te topra¤a verildi.
16
2
HEIDEGGER’‹N ‹LK YAYINLARI
gh
17
lük – Kilisenin Kültür Sorunu Üzerine ‹ncelemeler)
isimli eserini tan›t›m yaz›s› (Der Akademiker, Cilt: 2, Sa-
y›: 7, May›s 1910, s. 109 vd.) ile,
• Ad. Jos. Cüppers’in “Versiegelte Lippen - Erzählung aus
dem irischen Volksleben des 19. Jahrhunderts” (Mühür-
lü Dudaklar – 19. Yüzy›l ‹rlanda Halk Yaflam›ndan Bir
Öykü) isimli eserini tan›t›m yaz›s› (Der Akademiker,
Cilt: 3, Say›: 2, Aral›k 1910, s. 29)
18
Heidegger’in Neuere Forschungen über Logik (Mant›k Üzeri-
ne Yeni Araflt›rmalar) bafll›¤› alt›nda ve üç k›s›m halinde 1912
y›l›n›n son aylar›nda yay›nlad›¤› makale, onun ‘mant›k’ konu-
sunu kendisine mesele ediniflinin ne kadar eskilere dayand›¤›-
n›n en önemli kan›tlar›ndan biridir.5 Heidegger’in ‘bilimsel’
olarak adland›r›labilecek ilk makalesi olan bu yaz› yay›nland›-
¤›nda kendisi henüz yirmi üç yafl›ndayd› –bir felsefeci için ol-
dukça genç bir yafl. Bu alandaki literatür hakimiyetini ve konu
anlay›fl›n› çarp›c› biçimde ve son derece geliflmifl bir teknik
terminoloji ve akademik dille ortaya koyan bu makale dizisi,
onun ilerideki y›llarda verece¤i ‘mant›k’ derslerinin ve Varl›k
ve Zaman’daki logos tart›flmalar›n›n habercisi gibidir.
Makalenin birinci k›sm›nda Heidegger, 20. yüzy›l›n baflla-
r›ndan itibaren mant›kbilimin ilkelerinin peyderpey a盤a ka-
vuflturulmufl oldu¤unu, bunun da klasik mant›k anlay›fl›n› de-
rinden sarst›¤›n› tespit etmektedir. Zira klasik anlay›fla göre
mant›k, düflünme kural ve biçimlerinin daha fazla ço¤alt›lama-
yan ve derinlefltirilemeyen bütününe verilen isimdi. Halbuki
yeni yüzy›l›n bafllar›ndan beri mant›¤›n meseleleri üzerine yo-
¤un ve kapsaml› bir ‘ilkeler savafl›’ (Prinzipienkampf, 465) yü-
rütülüyordu. ‹flte, Heidegger’in söz konusu makaleyi yazmas›n-
daki amaç da burada yatmaktad›r: Heidegger bu makalede, za-
man›n›n mant›kbilimsel meselelerini ortaya koymak ve bunlar
hakk›nda okuru bilgilendirmek niyetindedir (465). Bu ba¤lam-
da makale, iki yaklafl›m üzerine bina edilmifltir. Birincisi, ‘siste-
matik’ yaklafl›md›r: Buna göre Heidegger, dikkatini müstakil ve
münferit mant›kbilimsel çal›flmalara çevirmekte ve bu çal›flma-
5) Martin Heidegger, “Neuere Forschungen über Logik”, Literarische Rundscha-
u für das katholische Deutschland, Cilt: 38, Say›: 10, 1 Ekim 1912, Sütun: 465-
472. ‹kinci K›s›m: Cilt: 38, Say›: 11, 1 Kas›m 1912, Sütun: 517-524. Üçüncü ve
Son K›s›m: Cilt: 38, Say›: 12, 1 Aral›k 1912, Sütun: 565-570.
19
lar› sistematik biçimde de¤erlendirmektedir. ‹kincisiyse, “Man-
t›k nedir?” sorusunun soruldu¤u daha temel bir yaklafl›md›r:
Heidegger bu sorunun (yani mant›¤›n nas›l tan›mlanaca¤› soru-
nunun) ancak ilerideki y›llarda çözülebilece¤ini ve fakat söz
konusu tan›m yoksunlu¤unun konunun incelenmesi ve ilerle-
mesi bak›m›ndan bir engel tafl›mad›¤›n› savunmaktad›r.
Heidegger’e göre, özellikle Husserl’in 1900 ve 1901 y›llar›n-
da iki cilt olarak yay›mlad›¤› Logische Untersuchungen (Mant›k
Üzerine Araflt›rmalar) bafll›kl› çal›flmas›ndan bu yana, mant›-
¤›n ilkelerinin ne oldu¤una iliflkin çal›flmalar›n ‘psikolo-
jizm’den uzaklaflmas›na, bunu reddetmesine ve bu mecra-
› terk etmesine sebep olmufltur (467). Oysa bundan hemen
önceki as›r, tam bir ‘psikoloji ça¤›’ idi: hem psikolojik araflt›r-
malar yo¤unluk kazanm›fl, hem de etik, estetik, pedagoji, hu-
kuk, edebiyat ve sanatta psikolojik yaklafl›m, yöntem ve hassa-
siyetler a¤›rl›k kazanm›flt›. Bu vesileyle ayn› yaklafl›m ‘mant›k’a
da sirayet etmiflti. Heidegger’e göre:
20
onun geçerli-olmakl›¤›n›n (Geltung) mant›ksal de¤erini sorufl-
turmufllard›. Bu da transendental-mant›ksal yaklafl›m›n a¤›rl›k
kazanmas›na yol açm›flt› (467). Heidegger için Kant’›n bu fle-
kilde yani mant›ksal olarak yorumlanmas› önemlidir, çünkü
böylece mant›¤›n önemi vurgulanm›fl olmaktad›r. Ayr›ca Hei-
degger’e göre, psikolojizmin boyunduru¤unu tam manas›yla
k›r›p parçalayan Husserl olmufltur. Bolzano’nun 1837 tarihli
Wissenschaftslehre (Bilim Ö¤retisi/Teorisi) bafll›kl› çal›flmas›
da bu ba¤lamda önemlidir Heidegger için (467). Matematik
felsefesi bak›m›ndan henüz de¤eri ve önemi tam olarak anla-
fl›lmam›fl oldu¤unu vurgulad›¤› Frege de Heidegger’in önem-
sedi¤i bir düflünürdür (467-468).
Bunun üzerine Heidegger, psikolojizm konusunu daha ay-
r›nt›l› biçimde incelemeye bafllar. Küçük puntolarla dizilmifl
uzun bir paragrafta psikolojizmin ne oldu¤unu tarif ettikten
sonra, mant›¤›n psikolojik bir süreç olarak nas›l de¤erlendiril-
mifl oldu¤unu izah eder ve ‘düflünmenin psikolojisi’ni kurma-
ya çal›flan Heyman’dan bahseder (468). Husserl’in tam da bu
türden bir anlay›fla karfl› oldu¤unu belirten Heidegger, Gey-
ser’in bu konu hakk›ndaki tarihsel analizlerini de an›lmaya de-
¤er bulur. Dönemin tart›flmalar› içinde önemli bir yer tutan
Kant’›n psikolojik yaklafl›mla yorumlanmas› meselesinde Hei-
degger, kesin bir tav›rla bu anlay›fl› reddeder ve fakat afl›r› Ye-
ni Kantç›lar’›n taraf›n› da tutmamaya gayret gösterir (469).
Heidegger’e göre, psikolojizmde karfl›lafl›lan en büyük s›k›nt›,
psiflik edim (zaman içerisinde cereyan eden gerçek düflünme
süreci) ile mant›ksal içerik (ideal zaman-d›fl› özdefl anlam) ara-
s›nda bir ayr›ma gidilmifl olmas›nda yatmaktad›r. Heidegger’e
göre, ‘var olan’ ile ‘geçerli olan’ aras›na böylesine bir ayr›m
koymak son derece yanl›flt›r.
21
Onun bu makaleyi henüz yirmi üç yafl›ndayken yazm›fl
olmas›na ra¤men hayat› boyunca sürdürece¤i bir anlay›fl› bu
kadar çarp›c› biçimde dile getirmesi de son derece ilginçtir.
Zira Heidegger’e göre, hem psiflik olanlar›n, hem de uzay-za-
mansal gerçekli¤in ve dolay›s›yla mant›ksal olan›n heterojen
oluflu ‘geçerli-olan›n alemi’nin (Reich des Geltenden), duyu-
sal alemde varolanlar ile duyularüstü-metafizik alemde varo-
lanlarla irtibat›n›n nas›l tesis edildi¤inin izah›n› gerekli k›l-
maktad›r. Bu noktada Heidegger, Lask’›n Die Logik der Philo-
sophie und die Kategorienlehre (Felsefenin Mant›¤› ve Katego-
riler Ö¤retisi) bafll›kl› kitab›ndan övgüyle söz eder (469-
470). Bu noktada Heidegger, yine küçük puntolarla dizilmifl
olup makalenin bu k›sm›n›n sonunda yer alan uzunca bir
paragrafta varl›k kategorilerinin mant›¤›n› (Logik der Seins-
kategorien) ele almaktad›r. Kant’tan hareket eden Heidegger,
bu konuda Lask’›n ad› geçen kitab›ndaki analizlerini kap-
saml› biçimde özetler.
Bu paragrafla birlikte Heidegger’in üç k›s›ml›k makalesinin
birinci k›sm› tamamlanm›fl olur. Makalenin ikinci k›sm›, söz
konusu derginin bir sonraki say›s›nda yay›nlanm›flt›r.6 Bu
ikinci k›s›mda Heidegger, Avusturyal› felsefesi Alexius Mei-
nong’un Gegenstandstheorie’sini (nesne teorisini) reddetmek
suretiyle ifle bafllar (517). Var olan her fleyin (ister fiilen, ister
zihnen var olsun) bir nesne (Gegenstand: karfl›[m]da-duran)
oldu¤unu savunan Meinong, Heidegger’e göre felsefeye yeni
bir katk›da bulunamam›fl, eskiden beri malum meseleleri yeni
bir dille yeniden ortaya koymaktan öteye gidememifltir. Bu
22
ba¤lamda mevcut olan bütün nesnelerin tasnifine giriflen Ame-
seder’den yararlanan Heidegger, Gegenstandstheorie’nin nesne-
leri ‘temellendirici nesneler’ ile ‘temellendirici-olmayan nesne-
ler’ olarak ikiye ay›rd›¤›ndan bahseder (518). Ayr›ca, Amese-
der’in nesneleri ‘flekil nesneleri‘ ile ‘irtibat nesneleri’ olarak da
ay›rd›¤›n› belirtir (519). Heidegger, söz konusu nesnelerin
(özellikle de irtibat nesnelerinin) mant›¤›n bir parças› olup ol-
mad›¤›n› sorar. Meinong’a göre bu sorunun cevab› ‘hay›r’d›r.
Ancak Heidegger, ‘saf mant›k’tan hareket edildi¤inde Mei-
nong’un analizlerinin pekâlâ mant›kbilim içerisinde yer alma-
s› gerekti¤ini savunmaktad›r (519).
Böylece Heidegger, mant›kla ilgili genel ve sistematik ana-
lizlerini tamamlayarak özel tart›flmalara geçmektedir. Bu özel
tart›flma konular›ndan ilki ‘yarg›’d›r. Kant’tan bu yana düflün-
me-yetisinin bütün edimlerini yarg›ya rücu ettirmek mümkün
olabilmektedir. Ça¤dafl mant›kbilimi, yarg›n›n bizatihi kendi-
sini de inceleme konusu yapm›flt›r. Yarg› hakk›nda çok çeflitli
teorilerin bulunmas›, bu konunun ne kadar karmafl›k oldu¤u-
nun da bir göstergesidir (520). Bu ba¤lamda Heidegger, ‘yar-
g›’da bulunmay› ayr›nt›l› biçimde inceler (520-521). Ayr›ca
Heidegger, gramatik önerme ile mant›ksal yarg› aras›ndaki ay-
r›ma da dikkat çeker. Çünkü daha yak›ndan bak›ld›¤›nda pek
çok önermenin asl›nda birer yarg› olmad›¤› ortaya ç›kmakta-
d›r. Bu ba¤lamda Varl›k ve Zaman’da önemli bir yer tutacak
olan ‘soru’ meselesine de de¤inmektedir Heidegger: “Fakat ba-
z› durumlarda dilin betimleyici-psikolojik incelemelerinin ya-
rar› dikkatlerden kaçmamal›d›r. Burada özellikle soru mesele-
sini düflünüyorum –bu meseleyi ne sadece mant›ksal olarak ne
de sadece psikolojik olarak çözmek mümkündür” (521). Bu
cümleye düfltü¤ü dipnotta, “‘Soru’ henüz kapsaml› olarak ele
23
al›nm›fl de¤ildir; onun özüne dair nihai sonuçlara henüz ula-
fl›lmam›flt›r,” diyecektir (521, dn. 3).
Gramer ile mant›¤›n sahalar›n›n birbirlerine ne kadar ya-
banc› olduklar›n› Lask’›n çal›flmalar› üzerinden gösteren Hei-
degger, özne ile yüklem aras›ndaki iliflkinin ‘de¤ifltirilemez’
bir yönde kuruluyor olmas›n›n sebebini sorgular. Bu ba¤lam-
da Lask’›n copula’y›, yani yarg› ö¤elerinin (madde ve form)
iliflkisini ‘bizatihi irtibatland›r›lm›fll›k’ (Bezogenheit überha-
upt) olarak görmesini, sorunun çözümünde önemli bir ad›m
olarak görür (522).
Bundan sonra Heidegger, özellikle Geyser’in Aristotelesçi-
Skolastik gelenek içerisinde ilk kez geleneksel mant›k anlay›-
fl›n› sorgulay›p y›kmas›n› ve dikkatleri ‘meseleler’e yönlendir-
mesini önemli buldu¤unu belirtir. Bu maksatla Geyser’in 1909
tarihli kitab›n› çarp›c› biçimde özetler (522-524) ve makalesi-
nin ikinci k›sm›n› böylelikle tamamlar.
Neuere Forschungen über Logik bafll›kl› makalesinin son
k›sm›n› Heidegger, Literarische Rundschau dergisinin Aral›k
say›s›nda yay›nlam›flt›r.7 Yarg› konusundaki tart›flmas›na de-
vam eden Heidegger, nicelik, iliflki ve modalite ayr›mlar›n›
atlamakta ve hipotetik yarg› (hypothetisches Urteil) konusuna
gelmektedir (565). Hipotetik yarg›lar, iki ayr› önermenin tek
bir yarg› oluflturmas›d›r, yani yarg›n›n ne birinci ne de ikin-
ci önermeye dayanmas›d›r: “Hava bas›nc› artt›¤›nda suyun
kaynama noktas› yükselir.” Burada ne birinci ne de ikinci
önerme bir yarg› içerir. Meinong’a göre, bu türden yarg›lar,
‘varsay›mlar’a dayand›klar› için önermeler parça parça ince-
24
lenmelidir. Oysa Heidegger, bu görüfle kat›lmaz. Çünkü Hei-
degger hipotetik yarg›lar›n varsay›mlara dayal› yarg›lar oldu-
¤unu kabul etmez (566).
Heidegger’in tart›flt›¤› bir baflka konu, k›yas›n bilgisel de¤e-
ri (Erkenntniswert des Syllogismus) meselesidir. Pyrrhon’dan
bu yana k›yas meselesi, mant›¤›n önemli konular›ndan biri ol-
mufltur. Bu konuda Sigwart’›n k›yas› ‘kurtarma’ denemesinden
bahseden Heidegger, flemalara ve karmafl›k kavramsal kayd›r-
malara dayand›¤› ve olgusal bilimlerle canl› ba¤lant›lar kurma-
d›¤› müddetçe mant›kbilimde ilerleme olamayaca¤›n› savun-
maktad›r (567). Zira müspet bilimlerde k›yas, halen önemli
bir ifllev görmektedir, özellikle de tümevar›msal çal›flmalarda.
Ancak Heidegger, tümevar›m meselesinin üzerine burada da-
ha fazla gitmez.
Heidegger, mant›ktaki düflünme sürecinin yarg› ve önerme-
ler anlafl›ld›ktan sonra bilinmesinin ard›ndan mant›ktaki te-
mel ilkelerin anlam› üzerine bir fleylerin söylenebilece¤ini id-
dia etmektedir (567). Mant›ktaki temel ilkeler, do¤rudan ve
apaç›k kabul edilir. Zira mant›k bilimciler bu apaç›kl›k mese-
lesini pek ele almazlar. Zira ‘ben’in hakikat iddias›, hakikat id-
rakini peflinen gerekli k›lmaktad›r. Bunlar›n ikisinin hemhal
oluflu, yaflant›lanan (Erlebnis) bir fleydir Heidegger’e göre
(567). Bu tespit, Varl›k ve Zaman’›n do¤ru ve yerinde anlafl›la-
bilmesi için çok önemlidir. Bunun üzerine Heidegger, ‘yaflan-
t›lanma’ ve ‘apaç›kl›k’ kavram›n›n mant›k bilim alan›nda nas›l
ele al›nd›¤›n›n özetini sunar.
Heidegger, makalesinin sonunda özellikle sembolik mant›k
(Logistik) konusuna ve burada da Russell’›n Principia Mathema-
tica’s›na de¤inir (569-570). Matemati¤in ve saf do¤a bilimleri-
nin felsefi meselelerinin halen devam etti¤ini vurgulayan Hei-
25
degger, münferit bilimlerin mant›¤› ve sistemati¤iyle ilgili arafl-
t›rmalar›n devam etmesi gerekti¤ini ve kendisinin de ileride bu
konuda katk›da bulunaca¤›n› belirterek makalesini bitirir (570).
26
deri (Spiritus rector) haline gelmifltir (354). Heidegger, ça¤›n›n
bilgi kuramsal yaklafl›mlar›n› bilinççilik (imanentizm) (Kons-
zientialismus [Immanentismus]) ve fenomenalizm (Phänomena-
lismus) olarak özetler. Bu ba¤lamda do¤a bilimleri, gerçekli¤in
müstakil varl›¤›n› kabul ederken, felsefenin baz› ak›mlar› bu-
nu reddetmektedirler.
Heidegger makalesinde flu soruyu sormaktad›r: Transen-
dental yöntemi müstakil ve tastamam bir bilime uygulamak
nas›l mümkün olabilmektedir? Bu ancak ‘gerçeklik mesele-
si’nin ele al›nmas›yla mümkündür Heidegger’e göre. Bu nokta-
da Heidegger, o s›ralar Bonn Üniversitesi’nde felsefe hocal›¤›
yapan Külpe’nin çal›flmalar›ndan heyecanla bahseder (355).
Yani Heidegger, do¤a bilimlerinin gerçeklik anlay›fl›yla (bizim
d›fl›m›zdaki varl›klar gerçekten vard›r), çeflitli felsefi yaklafl›m-
lar›n gerçeklik anlay›fl›n›n (gerçeklik bize ba¤l›d›r) nas›l ya-
k›nlaflt›r›labilece¤ini sorgular.
fiöyle sorar Heidegger: “Wie ist ... die Setzung und Bestim-
mung von transsubjektiven Objekten möglich?” (Özne-aflan
nesneleri tayin ve tespit etmek nas›l mümkündür?, 356).
Heidegger bu soruyu, Külpe’nin 1910 y›l›nda yay›nlad›¤› Er-
kenntnistheorie und Naturwissenschaft (Bilgi Teorisi ve Do¤a
Bilimi) bafll›kl› kitab›ndan hareketle ele almakta ve bu ba¤-
lamda yine Külpe’ye dayanarak dört soru sormaktad›r: Ger-
çek bir fleyleri tayin etmek mümkün müdür? Bu nas›l müm-
kündür? Gerçek bir fleyleri tespit etmek mümkün müdür? Bu
nas›l mümkündür? (356) Bir baflka deyiflle, bilinç aflan ger-
çeklikleri tayin ve tespit etmek nas›l mümkün olacakt›r? Bu-
nun için Heidegger, söz konusu makalesinde bilinççilik
(Konszientialismus) ile fenomenalizm meselelerini elefltirel
biçimde ele alacakt›r.
27
Makalesinin ikinci bölümünde Heidegger, iflte bu tart›flma-
y› sunmaktad›r. Schubert-Soldern’in solipsizminden, Schup-
pe’nin imanent felsefesinden (varl›k = bilinç), Avenarius’un
empirio-kritisizminden ve Mach’›n duyu-monizminden (Emp-
findungsmonismus) bahseden Heidegger, bu suretle ça¤›n›n ha-
kim bilgi kuramsal gerçeklik yaklafl›mlar›n›n (yani gerçekli¤in
bilincimizden ba¤›ms›z olamayaca¤›n›n) ana temsilcilerini
özetlemifl olur (356-357). Buradan hareketle, bilinççili¤i elefl-
tiren yaklafl›mlara göz atmakta ve bu yaklafl›mlar›n da esasen
bilinççili¤e dayand›¤›n› savunmaktad›r. Klimke’den hareketle
elefltirilerin üç bafll›k alt›nda topland›¤›n› ortaya koymaktad›r:
apriorici elefltiri, empirik elefltiri ve metodolojik elefltiri (357-
359). Neticede Heidegger, bilinççili¤in sa¤lam temeller üzeri-
ne bina edilmemifl oldu¤u sonucuna var›r (359).
Bunun ard›ndan, fenomenalizmi ele al›r. Fenomenalizm,
bizden ba¤›ms›z bir gerçekli¤i tespit etse de onu tayin etme-
mektedir (bilinemez bir kendinde-fley: Kant). Bu ise dogmatik
bir kabulün (dogmatische Annahme) ötesine geçememektedir
Heidegger’e göre. Örne¤in bu hususta duyuculu¤un (Sensu-
alismus) getirdi¤i elefltiriyi de elefltiren Heidegger, Külpe’den
hareketle Kant’›n ‘Kopernikusgil devrim’inin asl›nda geçerli
olmad›¤›n› ima etmektedir: ‘‘Das reine Denken ist für die Ents-
cheidung über ideales oder reales Sein ein nichtzuständiger Ge-
richtshof’’ (Saf düflünce, ideal ya da real varl›k hakk›nda hü-
küm verebilecek yetkili bir mahkeme yeri de¤ildir, 361).
Böylelikle Heidegger, bilinççili¤i ve fenomenalizmi redde-
rek ‘gerçeklik meselesi’ni yeniden, tabir caizse s›f›rdan ele ala-
cak hale gelmifl olur. Gerçek cisimlerin var olup olmad›¤›n›
ancak tecrübe bize verebilir. Ama tecrübe de bu konuda bir ik-
tidar tekeline sahip de¤ildir. Zira duyular›n verileri bizatihi
28
gerçeklik demek de¤ildir. Bunun için Heidegger, empirik ve
rasyonel momentlerin birlikte ele al›nmas› gerekti¤ini savun-
maktad›r. Bu noktada, Schopenhauer’in ad›n› zikreder (362).
Ancak bizden ba¤›ms›z bir gerçekli¤in nas›l tayin edilebilece-
¤ine iliflkin soruda, henüz cevab›n verilemeyece¤ini, bu husus-
ta yeni araflt›rmalar›n yap›lmas› gerekti¤ini söyleyerek makale-
sini bitirir.
29
man’ konusunu öne ç›karmaktad›r. Bunun sebebi, ‘zaman kav-
ram›’n›n hem belirli bir münferit kategori olmas› hem de man-
t›ksal bak›mdan bir temel ö¤e (logisches Grundelement) teflkil
etmesidir (359). Tarih biliminde zaman kavram›n›n ne anlama
geldi¤ini gösterebilmek için Heidegger, tarih biliminin hedef
ve amac›n›n ne oldu¤unu ortaya koyarak zaman›n ifllev ve ya-
p›s›na ulaflmaya çal›flmaktad›r. Bunu flu flekilde ifade etmekte-
dir: “Bu bilimin hedefine uygun biçimde ifllev gören bir zaman
kavram› olabilmesi bak›m›ndan tarih bilimindeki zaman kav-
ram›n›n yap›s› ne olmal›d›r?” (359). Yani Heidegger’in bura-
daki amac›, belirli bir tarih felsefesinden hareket ederek zaman
konusuna yaklaflmak de¤il, tabir caizse tarihin ifllevinden ha-
reketle bu iflleve hizmet edecek zaman kavram›n›n ne oldu¤u-
nu ortaya koymakt›r. Karfl›laflt›rma olmas› bak›m›ndan Hei-
degger, fizikte zaman kavram›n›n ne oldu¤unu ele almaktad›r,
çünkü ona göre buradaki zaman kavram›n›n yap›s› farkl›d›r.
Fizik alan›ndaki zaman kavram›n› tart›flmaya bafllayan Hei-
degger, öncelikle ‘bilim’in nas›l bir yöntem ve anlay›fla sahip
oldu¤unu ele al›r. Heidegger’e göre, ça¤dafl fizi¤in veya bilimin
amac› ‘yasa’lar bulmaya ve belirlemeye çal›flmakt›r (361). Ga-
lileo’nun matematiksel yaklafl›mlar›ndan örnek veren Heideg-
ger, Planck’tan da bahsederek bu konudaki teknik bilgisinin
ne kadar kapsaml› oldu¤unu kan›tlar. Heidegger’e göre fizi¤in
konusu, hareketin yasalar›n› bulmakt›r. Hareketler ise zaman
içinde cereyan eder. Yani zaman, bir tür mekân gibi alg›lan›r
burada. Bu da koordinat sistemi içerisinde gösterilebilecek bir
fleydir ve hareketler zamana göre al›nan fonksiyonlar gibidir
(364). Bu noktada Heidegger, Einstein’›n 1905 tarihli 盤›r
açan Zur Elektrodynamik bewegter Körper (Hareket Eden Ci-
simlerin Elektrodinami¤i Üzerine) bafll›kl› makalesinden bir
30
al›nt› yaparak, hareketin zaman›n fonksiyonu olarak koordi-
nat sisteminde gösterilebilece¤ini ortaya koyar (365). Son ola-
rak da izafiyet teorisine de¤inen Heidegger, buradaki mesele-
nin ‘zaman’ de¤il, zaman›n ‘ölçümü’ oldu¤unu aç›klar.
Bunun üzerine Heidegger, tarih biliminde zaman kavram›-
n›n ne demek oldu¤unu ele al›r. Burada da bir zamansal koor-
dinat sisteminde yer tayin etme durumu mu söz konusudur
(fizikte oldu¤u gibi)? Heidegger flöyle demektedir: “... es steckt
ein Problem im Zeitbegriff der Geschichtswissenschaft” (... tarih
bilimindeki zaman kavram›nda bir mesele yatmaktad›r, 367).
Heidegger, tarih biliminde zaman kavram›yla ilgili tart›flmala-
r›n ‘tarihsel kronoloji’yle ilgili olamayaca¤›n› vurgulad›ktan
sonra, tarihçiler aras›nda tarih biliminin amaç ve hedefinin ne
oldu¤una iliflkin görüfl birli¤i bulunmamas›n›n bir sorun ya-
ratt›¤›n› vurgulamaktad›r. Heidegger’in tarih bilimi tan›m›
flöyledir: “Die Geschichtswissenschaft hat zum Gegenstand den
Menschen, nicht als biologisches Objekt, sondern insofern durch
seine geistig-körperlichen Leistungen die Idee der Kultur verwirk-
licht wird” (Tarih biliminin nesnesi insand›r; fakat biyolojik
bir obje olarak de¤il, düflünsel-bedensel faaliyetleriyle kültür
fikrini gerçeklefltirmesi bak›m›ndan insand›r, 368). Kültürel
faaliyet zaman içinde cereyan eder. Bu cereyan-edifl, insan›n ti-
ninin nesneleflmesi demektir, bir bak›ma. Tarih, bu tinsel nes-
neleflmenin toplam›d›r. Tarihçi de bunun cereyan›n›n izini sü-
rer: tarih bak›m›ndan etkili olan›n (das historisch Wirksame)
izini sürer. Eduard Meyer’den hareketle Heidegger, bu iz sürü-
flün asl›nda bir ilgiye, bunun da esasen bir de¤er iliflkisine da-
yand›¤›n› söyleyecektir (369). Buna göre Heidegger, tarih bili-
minin hedefini flöyle tayin eder: “Ziel der Geschichtswissens-
chaft ist demnach, den Wirkungs- und Entwicklungszusammen-
31
hang der Objektivationen des menschlichen Lebens in ihrer durch
Beziehung auf die Kulturwerte verstehbaren Einzigartigkeit und
Einmaligkeit darzustellen” (Demek ki tarih biliminin hedefi,
insan yaflam›n›n nesneleflmelerinin etki ve geliflim rab›tas›n›,
kültür de¤erleriyle olan iliflkileri ba¤lam›nda anlafl›labilecek
biriciklik ve teklikleri içerisinde serimlemektir, 369).
Tarih geçmiflle, yani art›k var olmayanla ilgili oldu¤undan,
tarih bilimi için zaman›n önemi niteliksel olarak da farkl›d›r.
Tarihsel geçmifl, bir baflkal›kt›r (Andersheit). Tarihçi ile tarih-
teki hadise aras›ndaki zamansal fark ya da uçurum, tarihçinin
aflmas› gereken bir fleydir. Tarihçi, geçmifl ile flu an aras›ndaki
uçurumu kald›rmak zorundad›r. Zaman›n-üzerinden-atlama
ya da zaman›-aflma (Zeitüberwindung), tarih biliminin hedefi
ve amac›d›r (369-370). Bu süreçte zaman, kendine has bir ifl-
lev görmektedir.
Bunun üzerine Heidegger, tarih biliminin metodolojisine
bakmaktad›r. Tarihte çeflitli yönemler vard›r. Bunlardan ilki, ha-
diseleri tam olarak tespit edebilmek için gerekli elefltirel ve bi-
limsel kaynak kullanma anlay›fl›d›r (371). Bu ba¤lamda Heideg-
ger, baz› tarihsel örneklere yer vermektedir . Tarihçi için baflka
bir mesele, ba¤lamlar› do¤ru kurup oturtabilmektir. Münferit
olaylar›n büyük resim içinde nas›l yer ald›¤›, tarih bilimi için öz-
seldir. Burada Heidegger, meflhur Alman tarihçi ve teolog Tro-
eltsch’ün Augustinus’la ilgili çal›flmalar›na at›fta bulunur (372).
Buna göre tarihte zaman, niteliksel olarak da farkl› bir fleydir.
Sonuç olarak Heidegger, tarih bilimindeki zaman kavram›-
n›n, fen bilimlerindekinden tümüyle farkl› oldu¤una hükme-
der. Tarihte zaman, homojen olmad›¤› gibi matematiksel bir
dizi de de¤ildir. fiöyle diyecektir Heidegger: “Tarihsel zaman
kavram›nda niteliksel olan, tarih içinde verilen yaflam nesnel-
32
leflmesinin yo¤unlaflmas›ndan -billurlaflmas›ndan- baflka bir
fley de¤ildir” (373). Baflka bir deyiflle, tarih bilimi, niceliklerle
de¤il niteliklerle u¤raflmaktad›r.
10) Martin Heidegger, Die Lehre vom Urteil im Psychologismus. Ein kritisch-posi-
tiver Beitrag zur Logik, Freiburg im Breisgau Üniversitesi’ne Sunulan Doktora
Tezi (Dissertation), 1914. Ayr› bas›m›: Johann Ambrosius Barth Verlag, Leipzig:
1914. Yeniden Bas›m›: Martin Heidegger, ‘‘Die Lehre vom Urteil im Psychologis-
mus. Ein kritisch-positiver Beitrag zur Logik”, Frühe Schriften, Vittorio Kloster-
mann, Frankfurt am Main: 1972, s. 1-129. Bu eserin geniflletilmifl bas›m›: haz.
Friedrich-Wilhelm von Herrmann, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main:
1978. Toplu Eserler’de: Band 1: Frühe Schriften, haz. Friedrich-Wilhelm von
Herrmann, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1978.
33
Dönemin tart›flmalar› aras›nda mant›kbiliminin psikolojik
olarak temellendirilifli bir yanda, di¤er yandaysa bu temellen-
dirme gayretlerinin kökten elefltirisi egemendi. Özellikle
Wundt, yarg›n›n bir ‘tamalg›sal tin eylemi’ (apperzeptive Geis-
testätigkeit) oldu¤unu savunmas› bu tart›flmay› h›zland›rm›fl,
tart›flman›n di¤er ucundaysa Husserl, Logische Untersuchun-
gen’in birinci cildinde her türlü psikolojizmin tümüyle karfl›-
s›nda yer alm›flt›. Orta ve yüksek ö¤renimi s›ras›nda (ve özel-
likle de Carl Braig’in eserleri ve derslerinde), öznel alg›lamala-
r›n karfl›s›nda varl›klar›n kategorik ve de¤iflmez düzenini gören
Heidegger, Husserl’in psikolojizm karfl›t› de¤erlendirmeleriyle
kendine destek bulunca, doktora tezinde mant›ktaki öznelli¤in
karfl›s›nda durmufltur. Heidegger’e göre mant›ksal olan, kendi-
ne özgü bir statüye sahiptir. O, insan psikolojisinin bir ç›kar›-
m› de¤il, varoluflsal bir olgudur. Dolay›s›yla mant›k, ne düflün-
sel süreçlerin bir ürünüdür, ne de metafizikseldir. Ancak man-
t›k ile metafizik aras›ndaki iliflki, Skolastik düflünürlerin de
keflfetti¤i üzere, aflk›n olan›n akli temsili olarak anlafl›lmal›d›r.
Ancak metafizi¤in tam olarak anlafl›labilmesi için, saf mant›¤›n
tamam›yla bilinmesi ve anlafl›lmas› gerekmektedir.
Heidegger, tezinin sonuç bölümü olan beflinci bölümün
ikinci bafll›¤›nda, yarg›n›n saf mant›ksal ö¤retisinin temelleri-
ni ararken, yukar›daki tart›flmalar›n ›fl›¤›nda hareket etmifltir.
Burada Heidegger, mant›¤›n nesnel içeri¤inin ne oldu¤unu or-
taya koymufl (“mant›¤›n nesnesi yarg›lard›r”), ancak yarg›n›n
(örne¤in kitap kapa¤›n›n sar› renkte olmas›yla varl›k olarak
sar›l›k iliflkisi), Lotze’den ald›¤› bir terminolojiyle bir ‘geçerli-
lik’ durumu oldu¤unu (das gilt), bunun içinse anlaml›l›k tar-
t›flmas›n›n önemli oldu¤unu göstermifltir. Anlama iliflkin soru-
nun çok anlaml› oldu¤unu belirten Heidegger, mant›kta anla-
34
m›n bir yarg› oldu¤unu ortaya koymakta, yarg›n›n ise bir bilgi
oldu¤unu (dolay›s›yla her bilginin de bir yarg› oldu¤unu) aç›-
¤a ç›kartmakta, buradan da bilginin ne oldu¤unu sorufltur-
maktad›r. Bilgi sorusunun eldeki tez çal›flmas› kapsam›nda çö-
zülemeyece¤ini belirten Heidegger, sadece baz› iflaretler ver-
mekle yetinmektedir: Buna göre her bilgi, bir nesneyi kendi
emrimiz alt›na almak demektir (Gegenstandsbemächtigung).
Burada Heidegger, ‘nesne’ kavram›n› sadece bir ‘fley’ olarak de-
¤il, ‘karfl›mda duran her fley’ anlam›nda ele almaktad›r (Gegen-
stand). Emir alt›na almay› bir iliflkisellik ya da irtibat olarak
gören Heidegger, bu ba¤lamda anlam›n da iliflki içeren bir yar-
g› oldu¤unu savunmaktad›r. Dolay›s›yla Heidegger’e göre, ge-
çerlilik ile bilgi aras›nda da do¤rudan bir iliflki vard›r.
37
bir katk›da bulunmak niyetindedir. Heidegger, kategoriler me-
selesini, o s›ralarda felsefenin en temel sorunu olarak görmek-
teydi. Bunu da Skolastik düflüncenin önde gelen filozoflar›n-
dan Duns Scotus (1266-1308) üzerinden ele almaktayd›.
Duns Scotus, yazd›¤› kitaplar ve ders notlar›nda Skolastik
felsefenin en incelikli ve mahir alimlerinden birisi oldu¤unu
ispat etmifl, din dilinin semanti¤i, tümeller sorunu, Tanr›sal
iflrak ve insan›n özgürlü¤ü gibi çok çeflitli konularda olduk-
ça ilginç ve baz› hatlar›yla son derece modern görüfller ileri
sürmüfltür. Özellikle metafizi¤in ‘reel kuramsal bilim’ oldu¤u
sav›, nesnelere yönelen, bizatihi kendi üzerine temellenen ve
bilimsel ç›kar›mlara yer veren durufluyla hem ça¤dafllar›n›,
hem de modern felsefe ve teolojiyi derinden etkilemifltir. Bu
noktada Duns Scotus’un düflüncesinde önemli bir yer iflgal
eden ve Heidegger’in de ayr›nt›l› biçimde ele alaca¤› haeccei-
tas kavram› önemli bir yer tutmaktad›r. ‘Bu’luk’, ‘iflte-burada-
ki-olmakl›k’ olarak da aktar›labilecek olan haecceitas kavra-
m›yla Duns Scotus, birlik içindeki tikelli¤i ifade etmeye ça-
l›flmaktad›r. Dolay›s›yla varolan›n anlam ve amac›, tikel ol-
gusall›k olarak görülebilir. Yine buradan ç›kan sonuç, tikel-
ler üzerinde çal›flman›n, tümeller üzerinde çal›flmaktan daha
önemli oldu¤udur. Buna göre Tanr›’y› anlamaya götüren yol,
tümeller de¤il, tikellerdir.
Heidegger, Habilitation tezinde, yukar›da da belirtildi¤i gi-
bi, ‘kategoriler’ sorunu üzerinden gitmektedir. Varl›¤a iliflkin
temel kavramlar› ve bunlar›n baz› aflk›n üst kavramlar alt›nda
toplanabilmesi sorunu olan kategoriler sorunu, Aristoteles fel-
sefesinin bir meselesi olmas› bak›m›ndan Skolasti¤in de bir
meselesi haline gelmiflti. Heidegger’in tezinde yapmaya çal›flt›-
¤› fley, bu sorunsal› ça¤dafl felsefe ve mant›k yöntemlerinden
38
hareketle incelemekti. Dolay›s›yla Yeni Kantç›l›k, Lask, Hus-
serl gibi ak›m ve düflünürlerden büyük ölçüde yararlanmak
durumunda kalm›flt›. Bu noktada Lask’›n felsefi mant›¤› Hei-
degger’e incelemeleri aç›s›ndan büyük bir kolayl›k sa¤lam›flt›r.
Çal›flman›n kitap olarak yay›mlanan hali için özel olarak
kaleme ald›¤› “Sonuç” bölümünde Heidegger, kategoriler so-
rununun çözümüne iliflkin önerilerde bulunmufltur. Çal›flma-
s›n› ‘tarihsel’ olarak niteleyen Heidegger, birtak›m tezler ya da
temel ödevler ortaya koymaktad›r:
Kategoriler ö¤retisinin birinci temel ödevi, çeflitli nesne
alanlar›n›, birbirine kategoriyal olarak indirgenemeyecek sa-
halarla s›n›rland›rmakt›r. Kategoriler ö¤retisinin ikinci temel
ödevi, bu sorunun yarg› ve özne sorunu içine yerlefltirilmesi-
dir. Heidegger’in Duns Scotus’un ‘gramatik’ analizlerini ele al-
d›¤› k›s›m buras› olmufltur. Kategoriler sorunu kapsam›nda
imlenim ö¤retisi, öznelli¤in fundamental (temel) mesele ala-
n›na geri gitmelidir. Bu ise, edim katmanlar›n›n iyice a盤a ç›-
kart›lmas› gereklili¤ini do¤urmaktad›r. Bilginin nesnesi ile
nesnenin bilgisi aras›nda özsel bir iliflki keflfeden Heidegger,
Duns Scotus’un verum (olgusal gerçeklik) kavram›n› bu tar-
t›flmalar aç›s›ndan temel kabul eder. Kategori en genel nesne
belirlenimidir. Nesnenin anlam›, özneye göre olmas›ndad›r.
Dolay›s›yla kategoriler, düflünme fonksiyonlar› de¤il, birer
gerçektir. Bu aç›dan düflünme ve bilme, yönelimseldir: bir fle-
yi düflünmek ve bilmektir.
Bilgi, bir bak›ma, geçerlilik yarg›s›d›r. Felsefenin sahih gör-
me arac› metafiziktir. Metafizikten uzun vadede feragat etmek
mümkün de¤ildir. ‘Canl› tin’ (lebendiger Geist) özsel olarak ta-
rihsel tindir. Dolay›s›yla tarih ve onun kültürel-felsefi ve erek-
sel yorumu, kategoriler sorunu için anlam belirleyici ö¤e ol-
39
mak durumundad›r. Yaflamdan tecrit edilmifl ve aklilefltirilmifl
bir felsefe iktidars›zd›r. Ak›ld›fl›laflt›r›lm›fl bir tecrübe olarak
mistisizm ise hedefsizdir. Canl› tinin, etkin sevginin, Tanr›’yla
bütünleflmenin hedefi olarak felsefe önemli bir ödevle karfl›
karfl›yad›r: Hegel. Bundan sonraki felsefenin görevi, onun de-
rinlik, deneyim, kavram ve tarihsel dünya görüflü aç›s›ndan
muazzam felsefi sistemiyle boy ölçüflmektir.
Buradan da anlafl›laca¤› üzere Heidegger, bu çal›flmas›yla
kendi felsefi kariyerinin pek çok izle¤ini burada tayin etmifl
durumdad›r. Bu yüzden bu kitap, Heidegger araflt›rmalar› ba-
k›m›ndan elzemdir.
41
3
HEIDEGGER’IN Ö⁄RET‹M ÜYES‹ OLARAK
ÜN‹VERS‹TEDE VERD‹⁄‹ DERSLER
gh
*) Bu bölümdeki genel sunufl, Heidegger’in Toplu Eserler’indeki her bir cilt tek
tek gözden geçirilerek ve ayr›ca bunlar› yay›nlamakta olan Vittorio Klostermann
Verlag’›n ilgili editoryal çal›flmalar›ndan yararlan›larak oluflturulmufltur.
43
Akademik Ö¤renimin Özü Üzerine” (Bahar Dönemi 1919,
Toplu Eserler, Cilt 56/57)
Editörlü¤ünü Bernd Heimbüchel’in yapt›¤› bu çift cilt,
1987 y›l›nda yay›nlanm›flt›r. Heidegger’in genç say›labilecek
bir yaflta, henüz yirmi dokuz yafl›ndayken Freiburg Üniversi-
tesi’nde Privatdozent (ders saati ücretli ö¤retim görevlisi) un-
van›yla ilk kez verdi¤i derslerin notlar›ndan oluflan bu
56/57’nci cilt, onun felsefesinin temelleri hakk›nda önemli
ipuçlar› ve veriler içermesi bak›m›ndan son derece ilgi çekici-
dir. Bu derslerde Heidegger, özellikle de¤er felsefesi, Yeni
Kantç›l›k ve elefltirel realizm konular› üzerinde durarak ça¤dafl
felsefe tart›flmalar›n› al›mlama, elefltirme ve gelifltirme çabas›
içine girmifltir. Söz konusu tart›flmalar içinde Heidegger’in
kendi özgün durufl ve felsefesinin ilk iflaretlerini gözlemlemek
de mümkündür. Heidegger’in varmak istedi¤i nokta, a¤›rl›kl›
olarak hocas› Edmund Husserl’in gelifltirdi¤i fenomenolojik
yöntemi elefltirel biçimde al›mlamak ve bilim, felsefe ve arafl-
t›rma konular›na dair fenomenolojik bir belirlenime ulaflabil-
mektir. Bu ba¤lamda Heidegger için bilim düflüncesi, dolay›m-
s›z yaflam bilincine nüfuz eden yeniden flekillendirici bir mü-
dahale anlam›na gelmektedir. Bilim düflüncesini bu flekilde ele
alan Heidegger, bilimin böylelikle yeni bir bilinç durumuna
yol açt›¤›n›, düflünsel dünyan›n hareketlili¤ine yeni bir flekil
kazand›rd›¤›n› savunmaktad›r.
Bu ciltte, üç farkl› dersin notlar› biraraya getirilmifltir. Bi-
rinci ders, Kriegsnotsemester olarak adland›r›lm›fl olan ve Bi-
rinci Dünya Savafl› sonunda terhis edilmifl olan ö¤rencilere yö-
nelik aç›lan ek bir akademik dönemde (Savafl Ola¤anüstü Dö-
nemi: fiubat-Nisan 1919) sunulan Die Idee der Philosophie und
das Weltanschauungsproblem (Felsefe Düflüncesi ve ‹deoloji
44
Meselesi) bafll›kl› derstir. Ayn› y›l›n bafllar›ndan beri Alman-
ya’da (daha do¤ru bir deyiflle, 9 Kas›m 1918’de ilan edilen
Weimar Cumhuriyeti’nde) yo¤un olarak tart›fl›lan üniversite
reformu hakk›nda Heidegger’in kendi görüflleriyle bafllayan bu
ders, bilimin özünün ne oldu¤u ve üniversiter/akademik duru-
flun bu özün gelifltirilip derinlefltirilmesinde nas›l bir rol oyna-
d›¤› üzerine derin bir düflünce örne¤idir.
Bu ciltte yer alan ikinci ders, 1919 bahar dönemi için aç›l-
m›fl olan ve Savafl Ola¤anüstü Dönemi’ni hemen takip eden
Phänomenologie und transzendentale Wertphilosophie (Fenome-
noloji ve Transendental De¤er Felsefesi) bafll›kl› derstir. Bura-
da Heidegger, ça¤dafl de¤er felsefesinin (özellikle de Yeni
Kantç› de¤er felsefesini) fenomenoloji yöntemini kullanarak
elefltirmektedir.
Öte yandan, bu ciltteki üçüncü ve son metin, Heidegger’in
ayn› dönem verdi¤i ikinci bir ders olan Über das Wesen der Uni-
versität und des akademischen Studiums (Üniversitenin ve Akade-
mik Ö¤renimin Özü Üzerine) bafll›kl› dersidir. Bu dersin notla-
r›, Heidegger’in evrak› aras›nda bulunamad›¤› için Oskar Becker
isimli bir ö¤rencisinin notlar›ndan yararlan›lm›flt›r. Bu yüzden
söz konusu ders, bu ciltte sonda ve bir ek olarak yer almaktad›r.
Notlardan anlafl›ld›¤› üzere Heidegger, bu derste, Savafl Ola¤a-
nüstü Dönemi’nde ele ald›¤› konulara geri dönmekte ve bilim ve
araflt›rma etkinli¤inin fenomenolojisini sunmaya gayret etmek-
tedir. Bu ba¤lamda konuyla ilgili her iki ders birlikte ele al›nd›-
¤›nda, ileride Heidegger felsefesinin ana kavramlar› olarak kar-
fl›m›za ç›kacak olan pek çok kavram ve yaklafl›mlar› (dünya
içinde var olmak, düflkünlük vs.) burada ilk kez ortaya koydu-
¤u görülmektedir. Bu sebepten dolay›, 56/57’inci cilt, Toplu
Eserler içinde son derece önemli bir yere sahiptir.
45
2. “Fenomenolojinin Temel Meseleleri” (Güz Dönemi
1919/1920, Toplu Eserler, Cilt 58)
Editörlü¤ünü Hans-Helmuth Gander’in yapt›¤› bu cilt,
1992 y›l›nda yay›nlanm›flt›r. Heidegger’in 1919/1920 güz dö-
neminde verdi¤i Grundprobleme der Phänomenologie (Feno-
menolojinin Temel Meseleleri) bafll›kl› bu dersi, onun feno-
menolojiyi temellendirme gayretini yans›tmaktad›r. Heideg-
ger’e göre fenomenoloji, yaflama iliflkin asli bir bilimdir. Bu
ba¤lamda fenomenoloji, yaflam›n yap›lar›n› ve tematik sahala-
r›n› tayin ve ihata etmektedir. Böylelikle Heidegger, sonunda
Varl›k ve Zaman’a varacak olan fundamental ontolojik ve fe-
nomenolojik bir analizin ilk büyük ad›mlar›n› bu dersle bir-
likte atm›fl olmaktad›r. Ancak bu dersin önemi, Heidegger’in
düflünce dünyas›ndaki çok önemli bir aflaman›n ilk ad›mlar›-
n› sunmakla s›n›rl› de¤ildir.
“Fenomenolojinin Temel Meseleleri” bafll›kl› bu derste
Heidegger, özellikle Yeni Kantç›l›k ve Yaflama Felsefesi gibi
ça¤dafl felsefe ak›mlar›na karfl› kendi konumunu belirlemekte
ve fenomenolojik yönteme özgün bir bak›flla ciddi bir katk›
sa¤lamaktad›r. Bu noktada Heidegger’in varmaya çal›flt›¤› yer,
bizatihi ve bafll› bafl›na ‘yaflam’›n (daha sonra Heidegger buna
‘Dasein’ diyecektir) asli bilimini sunabilecek bir pozisyondur.
Bu maksatla Heidegger, ileride ve özellikle Varl›k ve Zaman’da
çok önemli yer tutacak olan olgusal yaflam›n birbirine geçmifl
ve girift tezahür minvallerini (örne¤in kendi-olmakl›k, birlik-
te-dünya, çevreleyen-dünya gibi) çözümleme ve sistematik
olarak ortaya koyma gayreti içine girmektedir. Yaflam›n söz
konusu tezahür minvallerinin hergünkü yaflamda, bilimsel et-
kinlikte ve felsefi tutumda nas›l tematize edildi¤i veya edilebi-
lece¤i hususu da bu dersin ana konular›ndan birini teflkil et-
46
mektedir. Son derece canl› ve heyecanl› bir ders oldu¤u, yay›n-
lanan bu notlardan da gayet aç›k biçimde anlafl›lan bu derste
Heidegger, an›lan konulara tekrar tekrar dönmekte, farkl› ba-
k›fl aç›lar› gelifltirmekte ve bu surette konulara eriflme ve nü-
fuz etme gayretlerine ö¤rencisini ad›m ad›m dahil etmektedir.
Heidegger’in hermeneutik fenomenolojiyi tesis etme çabas›n›n
ilk kaynaklar›ndan biri olan bu dersin Toplu Eserler içindeki
önemi ne kadar vurgulansa azd›r.
13) Kaan H. Ökten, Heidegger Kitab›, Agora Kitapl›¤›, 2. bas›m, ‹stanbul: 2006, s.
113-128. Çevirisini sundu¤um bu bölümde Heidegger, Paulus’un “Selanikliler’e
Birinci Mektup”unu fenomenolojik olarak irdelemekte ve dikkatini yöntemsel
zorluklara, ‘durum’a, ‘yarat›lm›fll›k’a ve parousia beklentisine çevirmektedir.
48
ayr›nt›l› ve derinlemesine bir flekilde incelenmifltir. S›rf bu se-
beple bile söz konusu 1920/1921 güz dönemi dersi, Heidegger
etütleri bak›m›ndan önemli bir yere sahiptir.
Bu derste Heidegger, ça¤dafl din felsefesini elefltirmekte, bu
ba¤lamda elefltirilerinin oda¤›na Alman ilahiyatç›-felsefeci ve
siyasetçi Ernst Troeltsch’ü tafl›maktad›r. Troeltsch, liberal sa-
y›labilecek bir siyasetçiydi. Bunun yan› s›ra, ilahiyat alan›nda
Din Tarihsel Okul (Religionsgeschichtliche Schule) ak›m›n›n
önde gelen temsilcilerinden biriydi. Bu okulun temel yaklafl›-
m›, dini tarihsel perspektif içinden ve tarih içindeki yeri bak›-
m›ndan karfl›laflt›rmal› olarak ele almakt›. Bu ba¤lamda tarih,
din felsefesinin ana veçhesi haline gelmiflti. H›ristiyanl›¤›n or-
taya ç›kt›¤› dönemlerdeki di¤er din ve inan›fllar› da araflt›rma-
lar›na dahil ederek ilahiyat› tin ve kültür bilimi flemsiyesi al-
t›nda toplayan Din Tarihsel Okul, bu suretle tarihin ne olmak-
l›¤›n› da sorunsallaflt›rm›fl oluyordu.
‹flte Heidegger, 1920/1921 güz dönemindeki dersini bu
ba¤lam içerisine oturtmufltu. Heidegger’e göre as›l mesele, ol-
gusal yaflam tecrübesinin onun tarihselli¤i içindeki aç›mlan›fl›
üzerinden nas›l kurgulanaca¤›yd›. Bu amaçla Heidegger, ilk
H›ristiyanl›¤a ait en erken metinleri (özellikle de Paulus’un
mektuplar›n›) ayr›nt›l› bir fenomenolojik analize tabi tutmufl
ve bir tür din fenomenolojisi prati¤i gelifltirmiflti.
Toplu Eserler’in bu cildinde yer alan ikinci ders, Claudius
Strube’nin editörlü¤ünde yay›nlanm›flt›r. Heidegger, Augusti-
nus und der Neuplatonismus (Augustinus ve Yeni Platoncu-
luk) bafll›kl› bu dersi 1921 bahar döneminde vermifltir. Bura-
da Heidegger, özellikle Augustinus’un ‹tiraflar’›n›n onuncu
kitab›n› fenomenolojik yöntemle çok ayr›nt›l› biçimde yo-
rumlam›flt›r. Söz konusu kitapta Augustinus, selamete gidifl
49
yolunda haf›zan›n oynad›¤› rolü irdelemektedir. Bu ba¤lam-
da ruh, do¤um, idealar›n hat›rlanmas› gibi konular genifl bir
flekilde Augustinus taraf›ndan ele al›nm›flt›r. Heidegger’in
bundan önceki dönemde (yani 1920/1921 güz döneminde)
olgusal yaflam tecrübesinin tarihselli¤i konusunu iflledi¤i
dikkate al›n›rsa, ‹tiraflar’›n onuncu kitab›ndaki haf›za ve ha-
t›rlama konular›n›n do¤rudan yaflam›n tarihselli¤iyle ilgili
oldu¤u gözden kaçmayacakt›r.
60’›nc› cildin son bölümünde yer alan Die philosophischen
Grundlagen der mittelalterlichen Mystik (Ortaça¤ Mistisizminin
Felsefi Temelleri) bafll›kl› dersinin notlar› bir taslak olarak kal-
m›flt›r. Zira Heidegger, 1918/1919 güz dönemi için planlad›¤›
bu dersi, Dünya Savafl› sonundaki yeni siyasal geliflmeler dola-
y›s›yla derslerin yap›lamamas› yüzünden verememifltir. Burada
bas›lan metin, birtak›m taslak ve çal›flmalardan meydana gelen
tamamlanmam›fl ders notlar› niteli¤indedir.
50
Ard›ndan bu tan›mdan yola ç›karak ad›na ‘yaflam’ dedi¤i temel
fenomenin kategoriyal yap›lar›n› ortaya koymaya çal›flmakta ve
bu ba¤lamda yine ad›na ‘faktisite’ dedi¤i temel belirlenimi esas al-
maktad›r. Meydana ç›kard›¤› çeflitli yaflam kavramlar›n› tek tek
fenomenolojik analize tabi tutan Heidegger neticede, olgusal ya-
flam›n fundamental icra karakteri olarak ihtimam-göstermekli¤i
(Sorge) bulgulamaktad›r. Heidegger’e göre ihtimam-göstermekli-
¤in irtibat tesis edici anlam› yüzünden dünya, kendisini imle-
nimsellik karakterinde ortaya koymaktad›r. Söz konusu irtibat
karakteri yüzündendir ki dünyadaki fleylerle kendi-dünyasal,
birlikte-dünyasal ve çevreleyen-dünyasal fleyler olarak karfl›lafl›l-
maktad›r. Söz konusu karfl›laflma ise yine bu üç dünya minvali
do¤rultusunda belirli bir icra anlam›na kavuflmaktad›r.
Dersin bu girifl k›sm›ndan sonra Heidegger, burada ortaya ç›-
kard›¤› üç irtibat anlam› do¤rultusunda yaflam› üç temel katego-
ri üzerinden ihtimam-göstermeklik dairesi içinde tarif etmekte-
dir. Bu üç temel kategori ya da irtibat anlam› kategorisi e¤ilim,
mesafe-giderme ve içine-kapanmad›r (Neigung, Abstandstilgung,
Abriegelung). Söz konusu kategorilerin özgün hareketlilik ka-
rakterleri olgusal yaflamda öyle bir iç içe geçmiflli¤e sahiptir ki,
bu flekilde dünyan›n hem fleylik karakteri hem de varl›k anlam›
yine olgusal yaflam taraf›ndan kavranabilir hale gelmektedir.
Heidegger söz konusu hareket karakterlerini ‘kendini ayd›nlat-
ma’ ya da ‘kendini tefsir etme’ (Reluzenz), ‘öncesel yap›’ (Praes-
truktion) ve ‘düflmüfllük’ (Ruinanz) olarak isimlendirmektedir.
Söz konusu hareketlilik karakterleri sayesinde Heidegger, dün-
yan›n olgusal yaflam için do¤rudan verili oluflunu radikal biçim-
de sorgulayabilecek bir konuma gelmektedir. Dolay›s›yla bu
dersin, Varl›k ve Zaman’›n anlafl›lmas› bak›m›ndan ne kadar
önemli oldu¤unu vurgulamaya bile gerek kalmamaktad›r.
51
Heidegger bu dersin bafll›¤›nda, Aristoteles üzerine feno-
menolojik yorumlar yapaca¤›n› söylemifl olsa da, hareketlilik
meselesine, yani Aristoteles’teki kinesis (hareket, devinim) ko-
nusuna de¤inmekten öteye gidememifltir, çünkü dersinin çok
büyük bir bölümünde yukar›da özetlenen kategoriyal yap›lar›
ortaya ç›karma gayreti içinde olmufltur.
53
Uzunca bir süre kay›p zannedilen bu taslak metin, daha sonra
Göttingen Üniversitesi kütüphanesinde bulunmufl ve 1989’da
yay›nlanm›flt›r. 2003’te gözden geçirilmifl bir versiyonu yay›n-
lanan bu makalenin nihai edisyonu, söz konusu 62’nci ciltteki
versiyonla okurlarla buluflmufltur.14
54
özet oldu¤u kadar kapsay›c› bilgiler vermifl olup bu konuya et-
rafl› bir girifl yapm›flt›r. Bundan sonra Heidegger, ‘faktisite’ konu-
sunu öncelikle ‘insan’ kavram›ndan hareketle ele alm›fl, teolojik
anlay›fltaki ‘insan’ ile ‘ak›l sahibi canl›’ (animal rationale) anlay›fl›
aras›ndaki fark›n alt›n› çizmifltir. Bunda sonra Heidegger, ‘fakti-
site’nin esasen Dasein’›n bizatihi kendi flöyleli¤i ve böyleli¤i (Je-
weiligkeit) demek oldu¤unu vurgulam›flt›r. Bu ise ‘bugün’, ‘günü-
müz’ ve ‘buradal›k’ gibi konular›n incelenmesini gerektirmifltir.
Dolay›s›yla Heidegger, ‘bugün’ün hem kültür tarihsel hem de fel-
sefe tarihsel yorumunu ve tefsir manzumesini (Ausgelegtheit)
sunmaya gayret etmifltir. Yani Heidegger, Dasein’›n tefsirini tarih-
sel bilinç dairesi içinde göstermifl, burada felsefenin özerk ve
mutlak merak›n›n oynad›¤› rolü belirlemeye çal›flm›flt›r.
Dersin bir sonraki konu öbe¤ine geçen Heidegger, önce fe-
nomenolojinin k›sa tarihini sunmufl, sonra Dasein’›n bir dünya
içinde var olmak demek oldu¤unu savunmufl, bunu hergün-
külük üzerinden izah etmifl ve nihayet dünyan›n karfl›laflma
karakteri olan imlenimselli¤ini analiz etmifltir. Heidegger’in
Varl›k ve Zaman’da kullanaca¤› kavramlar›n ço¤una rastlama-
n›n mümkün oldu¤u bu bölümlerde ‘aç›mlanm›fll›k’, ‘mevcut-
olmakl›k’, ‘birlikte-dünya’, ‘ihtimam-göstermeklik’, ‘dünya-
içinde-varolmak’, ‘vasatilik’, ‘kamusall›k’ gibi imlenimsellik
minvalleri de meydana ç›kar›lm›flt›r.
55
oluflan Einführung in die phänomenologische Forschung (Feno-
menolojik Araflt›rmaya Girifl), fenomenolojik araflt›rma yönte-
mini izah etmeye yöneliktir. Fenomenolojinin düsturu olan zu
den Sachen selbst! (fleylerin kendisine!) ilkesi do¤rultusunda
Heidegger, bilincin fenomenolojisini elefltirel bir tarzda ger-
çeklefltirerek fenomenolojik araflt›rmalar› daha asli bir temele
oturtmaya çal›flmakta ve nihai hedef olarak da Dasein’›n feno-
menolojisine varmay› arzulamaktad›r.
Üç bölümden meydana gelen dersin birinci bölümünde
Heidegger, Aristoteles’in phainomenon ve logos kavramlar›n›
nas›l kulland›¤›n› yorumlamaktad›r. Heidegger’in yorumuna
göre, Aristoteles’in temel görüflü, felsefi araflt›rmalar›n dün-
yan›n varl›¤› ve bir dünyada varl›k olarak yaflama çevresin-
de odakland›¤› yönündedir. Bir baflka deyiflle Aristoteles,
Dasein’›n fenomenolojisine giriflmifl ilk filozoftur. Oysa Hei-
degger’e göre daha sonraki felsefe tarihi, özellikle de Descar-
tes’›n görüflleri istikametinde ilerleyen felsefe, kesinlik ve
apaç›kl›k düsturlar› çevresinde matematiksel bir düflünüfl
flekline bürünmüfltür. Heidegger’e göre bu, ciddi bir sorun
yaratmaktad›r: Zira fleylerin bizatihi kendisi sorgulanaca¤›
yerde sabitlenmifl bilgiye iliflkin bir kayg› söz konusu olmufl-
tur. Heidegger’e göre ayn› dertten Husserl’in fenomenolojik
anlay›fl› da mustariptir. Bunu gösterebilmek için Heidegger,
Husserl’in 1911 y›l›nda yay›nlad›¤› Philosophie als strenge
Wissenschaft (Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe) bafll›kl› maka-
lesini analiz etmektedir.
Dersin ikinci bölümü, Descartes ve res cogitans konusu
üzerine odaklanmaktad›r. Ayn› zamanda Heidegger, Skolastik
dönem ontolojisini ve Thomas Aquinas felsefesini de analizle-
rine dahil etmektedir.
56
Heidegger dersin üçüncü ve son bölümündeyse, Descartes
ve Husserl’deki kesinlik ve sabit bilgi kayg›s›n›n fenomenolo-
jik bulgular› nas›l bozdu¤unu ve res cogitans’›n sahici varl›¤›
olarak Dasein’› nas›l gözard› etti¤ini göstermektedir.
57
olarak, dünya içinde varolurken Dasein’›n kendisiyle ve di¤er-
leriyle diyalog yahut mükaleme içinde oluflu olarak yorumla-
makta ve bunu da her türlü felsefi bulgu ve kavramlar›n zemi-
ni olarak görmektedir. Bu noktada Aristoteles’in kinesis, yani
devinim kavram› özel bir önem arz etmifltir. Çünkü Heideg-
ger’e göre, Aristoteles’in kinesis kavram›, Dasein’›n tefsir edil-
mekli¤inin radikal özümsenifli olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r.
Bu da esas itibariyle Varl›k ve Zaman’daki fundamental-ontolo-
jik Dasein analizinden baflka bir fley de¤ildir.
62
8. “Fenomenolojinin Temel Meseleleri” (Bahar Dönemi
1927, Toplu Eserler, Cilt 24)
Editörlü¤ünü Friedrich-Wilhelm von Herrmann’›n yapt›¤›
bu cilt, 1975 y›l›nda yay›nlanm›flt›r. Bu cilt, Toplu Eserler için-
de ç›kan ilk kitap olmas› sebebiyle de özel bir yere sahiptir.
Heidegger 1926 y›l› bafl›nda Varl›k ve Zaman’›n Girifl’ini
ve Birinci K›s›m’›n birinci ve ikinci ayr›mlar›n› tamamlayarak
bask›ya haz›r hale getirmiflti. Kitab›n ikinci cildindeyse Bi-
rinci K›s›m’›n üçüncü ayr›m› olan “Zaman ve Varl›k” bahsi
de yer alacakt›. Ancak Heidegger, ayn› y›l›n sonunda bu ay-
r›m› yazmaktan vazgeçerek Die Grundprobleme der Phänome-
nologie (Fenomenolojinin Temel Meseleleri) bafll›kl› dersi
haz›rlamak suretiyle bu ayr›m›n menzilini farkl› bir güzergâ-
ha tafl›m›flt›.
Heidegger bu derste, fenomenolojinin temel meselesinin
varl›¤›n anlam›na iliflkin temel sorunun tart›fl›lmas› oldu¤u-
nun alt›n› çizmektedir. Bu, zaten Varl›k ve Zaman’›n da ana
meselesiydi. Ancak Heidegger bu derste, kitab›n Birinci K›-
s›m’›n›n üçüncü ayr›m›n› yeniden ele alarak ve de¤iflik bir yol
izleyerek varl›¤a iliflkin dört farkl› tezi fenomenolojik bak›m-
dan irdelemek suretiyle konuyu tamamlamak niyetindedir.
Söz konusu tezleri Heidegger flu flekilde özetlemektedir: 1. Tez
– Kant: Varl›k gerçek bir yüklem de¤ildir. Bu esasen ontolojik
ayr›ma iflaret eder. 2. Tez – Aristoteles ve Ortaça¤: Bir varola-
n›n varl›¤›na nelik (essentia) ile flu-belirli-fley-olmakl›k (exis-
tentia) aittir. Bu esasen varl›¤›n ne ve nas›l olmakl›¤›na iflaret
eder. 3. Tez – Descartes ve Yeniça¤ ontolojisi: Varl›¤›n temel
minvalleri zihnin varl›¤› (res cogitans) ile do¤an›n varl›¤›d›r
(res extensa). Bu esasen varl›¤›n olas› modifikasyonlar› ile var-
l›¤›n çoklu¤unun birli¤i meselesine iflaret eder. 4. Tez – Man-
63
t›k: Varl›k bir copula’d›r (özne ile yüklemi birbirine ba¤layan
“...’d›r”). Bu da varl›¤›n hakikat karakterine iflaret eder.
Bu tespitlerden sonra Heidegger, varl›k sorusunu fenome-
nolojik olarak irdelemeye koyulur. Heidegger’e göre zaman,
varl›¤›n anlafl›lmas›n›n ufkudur ki o buna varl›¤›n temporali-
tesi diyecektir. Bu ba¤lamda Heidegger, zaman›, Dasein’›n eks-
tatik zamansall›¤›ndan hareketle fenomenolojik aç›mlamaya
tabi tutar. Bir baflka deyiflle Heidegger, varl›¤›n temporalitesi-
ni ortaya koyabilmek için zaman› Dasein’›n zamansall›¤›ndan
hareketle irdelemektedir. Burada izledi¤i yol, Varl›k ve Za-
man’›n ilgili yerlerinde baflvurdu¤u yolla ayn›d›r.
Daha sonra Heidegger, birinci teze geri döner ve ontolojik
ayr›m meselesini yani varl›k ile varolan ayr›m›n› yeniden ele
al›r. Çünkü varl›k ile varolan›n birbirinden neden ve nas›l ay-
r›ld›¤› ortaya konmad›kça varl›¤›n temel eklemlenmesi olan
ne-olmakl›k ile flu-olmakl›k (flöyle-olmakl›k) tematize edile-
mezdir. Ancak bu flekilde ne-olmakl›¤›n modifikasyonlar› olan
varolufl, birlikte-Dasein, el-alt›nda-olmakl›k, mevcut-olmak-
l›k, yaflam ve mevcudiyet sistematik biçimde irdelenebilir. Ve
yine ancak bu flekilde varl›¤a özgü hakikat karakteri (varl›¤›n
hakikati = aç›mlanm›fll›k) incelenebilir.
Toplu Eserler’de cilt 24 olarak ç›kan bu ders, Varl›k ve Za-
man’›n anlafl›lmas› ve varl›k sorusunun çal›fl›lmas› bak›m›ndan
flart ve elzemdir.
66
müspetli¤i ve bilimin ortaya koydu¤u hakikatin müspetli¤i,
Dasein’›n özünün konstitüsyonu olan aflk›nl›k üzerine temel-
lenmektedir. Öyle ki, Dasein bu aflk›nl›k içerisinde varolanlar›
var-oldurarak aflikar k›lmakta veya aç›mlamaktad›r.
‹kinci bölümde Heidegger, felsefe ile ideoloji (dünya görü-
flü: Weltanschauung) iliflkisini ele almaktad›r. Bu amaçla üç te-
mel belirlenimi (dünya-içinde-varolma, aflk›nl›k ve varl›k an-
lay›fl›n›) temel alan Heidegger, Dasein’›n varolana teslim ol-
mufllu¤u dolay›s›yla meydana ç›kan muhafazas›zl›k (korunak-
s›zl›k: Ungeborgenheit) ile esass›zl›¤›n›n (Haltlosigkeit) iki
farkl› türde ideolojiye (dünya görüflüne) sebebiyet verdi¤ini
göstermektedir: muhafaza olarak ideoloji (mitos, din) ve esas-
l›l›k olarak ideoloji. Heidegger’e göre felsefe, esasl›l›k olarak
ideolojidir – ama müstesna bir anlamda. Çünkü felsefe, özgür-
lük olarak aflk›nl›¤›n cereyan ve tesis ettirilmesidir.
15) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Metafizik Theta 1-3. Gücün Neli-
¤i ve Gerçekli¤i, çev. Saffet Babür, BilgeSu Yay›nc›l›k, Ankara: 2010.
70
maya bafllar. Heidegger, Metafizik’in dokuzuncu kitab›n›n ilk üç
bölümünü cümle cümle analiz eder ve yorumlar. Bu noktada
Heidegger, güç/imkân kavram›n›n Antikça¤ Yunan düflüncesin-
de varl›k anlay›fl›n› nas›l etkiledi¤ini ve varl›¤›n haz›rda-bulunufl
(Anwesenheit) olarak nas›l anlafl›ld›¤›n› ortaya ç›kar›r.
72
dersi kapsamaktad›r. Bunlardan ilki, 1933 bahar döneminde ver-
di¤i Die Grundfrage der Philosophie (Felsefenin Temel Sorusu)
bafll›kl› ders; ikincisiyse 1933/1934 güz döneminde verdi¤i Vom
Wesen der Wahrheit (Hakikatin Özüne Dair) bafll›kl› derstir.
Martin Heidegger, 1933 y›l› Nisan ay›nda Freiburg Üniversi-
tesi Rektörü olmufl, ayn› y›l›n bafl›nda Almanya’daki Nasyonal
Sosyalist hareketin lideri Adolf Hitler baflbakan atanm›fl ve siya-
sal aç›dan karmafl›k, zor ve trajik bir döneme girilmiflti. Bu ba¤-
lamda Heidegger’in Rektörlük görevi, pek çok kimse taraf›ndan
siyasal anlamda da s›k›nt›l› olarak görülmüfltü. Heidegger’in
Rektörlük döneminde açt›¤› iki dersin notlar›n› biraraya getiren
bu çift cilt, bu bak›mdan dikkatle de¤erlendirilmesi gereken bir
çal›flmad›r. Özellikle Nasyonal Sosyalist retori¤in yer yer belir-
gin olmas›, ama Heidegger’in Almanya’daki mevcut ‘devrimci’
ruhun yanl›fl bir insan anlay›fl›na dayanmakta oldu¤u ikaz›, Top-
lu Eserler aras›nda ç›kan bu cildi önemli k›lmaktad›r.
1933 bahar dönemindeki “Felsefenin Temel Sorusu” bafl-
l›kl› derste Heidegger, temel soru olarak gördü¤ü varl›k soru-
sunu H›ristiyani belirlenimlerden ve matematiksel-mant›ksal
temellendirme düflüncelerinden ay›rmaktad›r. Heidegger’e gö-
re her iki ak›m› bünyesinde zirveye tafl›yan filozof Hegel ve
onun theo-logos olarak anlafl›lan metafizi¤idir. Heidegger bu
derste, özellikle Hegel’in Tanr›’n›n mutlak özbilinci olarak
mant›k anlay›fl›n› ayr›nt›l› biçimde ele almaktad›r.
Öte yandan 1933/1934 güz döneminde verdi¤i “Hakikatin
Özüne Dair” bafll›kl› derste Heidegger, 1931/1932 güz döne-
minde ayn› bafll›k alt›nda açt›¤› dersi tekrar etmifl, fakat dersin
ak›fl ve içeri¤ini yer yer de¤ifltirmifltir. Burada Heidegger, özellik-
le hakikat anlam›nda kullan›lan kapal›-olmamakl›¤›n ön aflama-
s› olan kapal›-olmakl›¤›n özünü ve anlam›n› soruflturmaktad›r.
73
10. “Dilin Özüne ‹liflkin Soruflturma Olarak Mant›k” (Ba-
har Dönemi 1934, Toplu Eserler, Cilt 38)
Editörlü¤ünü Günter Seubold’un yapt›¤› bu cilt, 1998 y›l›n-
da yay›nlanm›flt›r. Heidegger’in ders notlar› kay›p oldu¤undan
bu cilt, ö¤rencisi Wilhelm Hallwachs’›n neredeyse eksiksiz
olan notlar›ndan derlenmifltir. Heidegger, Logik als die Frage
nach dem Wesen der Sprache (Dilin Özüne ‹liflkin Soruflturma
Olarak Mant›k) bafll›kl› bu dersi, 1934 bahar›nda Rektörlük
görevinden istifa ettikten hemen sonra vermifltir. Bu nedenle
söz konusu ders, onun düflünce geliflimi bak›m›ndan önemli
bir yere sahiptir. Bu dersin bir baflka önemiyse, yine Heideg-
ger’in düflünce geliflimi bak›m›ndan bir dönüm noktas›n› tayin
etmesidir. Zira burada görülmektedir ki Heidegger, fundamen-
tal-ontolojik irdelemelerin yerine varl›k-tarihsel irdelemelere
tam anlam›yla geçmifl bulunmaktad›r.
Heidegger dersin bafl›nda, geleneksel mant›k anlay›fl›n›n k›-
sa bir tarihini sunmakta ve sonunda bu anlay›fl›n neden ve na-
s›l y›k›lmas› gerekti¤inin ana hatlar›n› vermektedir. Bu ba¤-
lamda Heidegger dilin, insan›n ve tarihin özünün ne oldu¤u-
nu yorumlamakta ve hedef olarak asli zaman anlay›fl›n›n kav-
ranmas›n› göstermektedir.
Heidegger, bu dersi, dil ile mant›k aras›ndaki asli rab›taya
vurgu yaparak bitirmekte ve insani-tarihsel Dasein’›n henüz
kavranmam›fl ödevi olarak mant›¤›n (nutkun) dilin icras› es-
nas›nda dünyan›n zuhuru meselesi oldu¤unun alt›n› çizmek-
tedir (logos = nutk).
81
Heidegger bu derste, 1936 y›l› bahar döneminde verdi¤i
Schelling dersine geri dönmekte ve bu konuyu baflka bir aç›-
dan ele almaktad›r. Buna göre dersin birinci bölümünde Hei-
degger; Kierkegaard ile Jaspers’in varolufl kavramlar›yla Varl›k
ve Zaman’daki varolufl anlay›fl›n› tart›flmakta, esas itibariyle
konuyu varolufl ve neden/temellendirme (Grund) ayr›m›na ge-
tirmekte ve bu ba¤lamda Schelling’in bu husustaki görüfllerini
yorumlamaktad›r.
Dersinin ikinci bölümünde Heidegger, Schelling’in ‹nsan›n
Özgürlü¤ü kitab›n› yeniden irdelemekte ve bir bütün olarak va-
rolan›n (Tanr›, insan, dünya) temsili olarak neden/temellendir-
me ile varolufl ayr›m›n› ele almaktad›r. Dersinin son bölümün-
deyse Heidegger, özgürlü¤ün özü ile insan›n özü aras›ndaki ay-
r›m› incelemektedir. Zaten bu ayr›mdan hareketle de ‘kötülük’
ile özgürlük konular› irtibatland›r›labilmektedir Schelling’e gö-
re. Tam da bu sebeple söz konusu dersin, ‹kinci Dünya Savafl›
s›ras›nda verilmifl oldu¤u dikkatlerden kaçmamal›d›r.
83
irdelemektedir. Bundan sonra Heidegger, Hölderlin’in fliirinde
‘bayram günleri’ (Feiertage) ve ‘yortu’ (Fest) kavramlar›n›n ne
anlama geldi¤ini aç›klamakta ve bunlar› yorumlamaktad›r:
Heidegger’e göre Hölderlin’de bayram günü ve yortu, alelade ifl
ve çal›flma hayat›na ara verip özsel olana geri dönüfl demektir.
Bu ba¤lamda yortu, tarihin nedeni/temeli ve özü olan yazg›ya
ara vermek gibidir, ki Heidegger’e göre, bu ara verifl asl›nda
ancak Yunan ve Alman felsefesi aras›ndaki iliflkiden do¤arak
düflünülebilecek bir fleydir.
Ertesi y›l (1943) Heidegger, bu fliirle ilgili daha genifl bir
irdeleme ve yorumu ayr› bas›m olarak yay›nlayacakt›r. Bura-
da Heidegger, öyle bir düflünmeden bahsetmektedir ki, bura-
da flimdiye kadarki düflünüfl al›flkanl›klar›na tümüyle yaban-
c› bir düflünüflün düflünümü (andenkendes Denken) söz ko-
nusu olmaktad›r.
87
4
HEIDEGGER’‹N YAYINLADI⁄I
ESERLER‹N‹N ANA HATLARI*
gh
88
mus – Ein kritisch-positiver Beitrag zur Logik (Psikolojizmde
Yarg› Ö¤retisi – Mant›¤a ‹liflkin Elefltirel-Pozitif Bir Katk›),
toplam befl bölümden meydana gelmektedir. Bu bölümler
s›ras›yla Wilhelm Wundt, Heinrich Maier, Franz Brentano
ile Anton Marty ve Theodor Lipps’in yarg› üzerine gelifltiri-
dikleri düflünce ve kuramlara ayr›lm›flt›r. Beflinci bölüm ise
tezin sonuç bölümüdür.
Dönemin tart›flmalar› aras›nda mant›k biliminin psikolo-
jik olarak temellendirilifli bir yanda, di¤er yandaysa bu te-
mellendirme gayretlerinin kökten elefltirisi egemendi. Özel-
likle Wundt’un yarg›n›n bir ‘tamalg›sal tin eylemi’ (apper-
zeptive Geistestätigkeit) oldu¤unu savunmas› bu tart›flmay›
h›zland›rm›fl, tart›flman›n di¤er ucundaysa Husserl, Logi-
sche Untersuchungen’in birinci cildinde her türlü psikolojiz-
min tümüyle karfl›s›nda yer alm›flt›r. Orta ve yüksek ö¤reni-
mi s›ras›nda (ve özellikle de Carl Braig’in eserleri ve dersle-
rinde), öznel alg›lamalar›n karfl›s›nda varl›klar›n kategorik
ve de¤iflmez düzenini gören Heidegger, Husserl’in psikolo-
jizm karfl›t› de¤erlendirmeleriyle kendine destek bulunca,
doktora tezinde mant›ktaki öznelli¤in karfl›s›nda durmufl-
tur. Heidegger’e göre mant›ksal olan, kendine özgü bir sta-
tüye sahiptir. O, insan psikolojisinin bir ç›kar›m› de¤il, va-
roluflsal bir olgudur. Dolay›s›yla mant›k, ne düflünsel süreç-
lerin bir ürünüdür, ne de metafizikseldir. Ancak mant›k ile
metafizik aras›ndaki iliflki, Skolastik düflünürlerin de kefl-
fetti¤i üzere, aflk›n olan›n akli temsili olarak anlafl›lmal›d›r.
Ancak metafizi¤in tam olarak anlafl›labilmesi için, saf man-
t›¤›n tamam›yla bilinmesi ve anlafl›lmas› gerekmektedir.
Heidegger, tezinin sonuç bölümü olan beflinci bölümün
ikinci bafll›¤›nda, yarg›n›n saf mant›ksal ö¤retisinin temelle-
89
rini ararken, yukar›daki tart›flmalar›n ›fl›¤›nda hareket et-
mifltir. Burada Heidegger, mant›¤›n nesnel içeri¤inin ne ol-
du¤unu ortaya koymufl (“mant›¤›n nesnesi yarg›lard›r”),
ancak yarg›n›n (örne¤in kitap kapa¤›n›n sar› renkte olma-
s›yla varl›k olarak sar›l›k iliflkisi), Lotze’den ald›¤› bir termi-
nolojiyle bir ‘geçerlilik’ durumu oldu¤unu (das gilt), bunun
içinse anlaml›l›k tart›flmas›n›n önemli oldu¤unu göstermifl-
tir. Anlama iliflkin sorunun çok anlaml› oldu¤unu belirten
Heidegger, mant›kta anlam›n bir yarg› oldu¤unu ortaya
koymakta, yarg›n›n ise bir bilgi oldu¤unu (dolay›s›yla her
bilginin de bir yarg› oldu¤unu) a盤a ç›kartmakta, buradan
da bilginin ne oldu¤unu soruflturmaktad›r. Bilgi sorusunun
eldeki tez çal›flmas› kapsam›nda çözülemeyece¤ini belirten
Heidegger, sadece baz› iflaretler vermekle yetinmektedir:
Buna göre her bilgi, bir nesneyi kendi emrimiz alt›na almak
demektir (Gegenstandsbemächtigung). Burada Heidegger,
‘nesne’ kavram›n› sadece bir ‘fley’ olarak de¤il, ‘karfl›mda du-
ran her fley’ anlam›nda ele almaktad›r (Gegen-stand). Emir
alt›na almay› bir iliflkisellik ya da irtibat olarak gören Hei-
degger, bu ba¤lamda anlam›n da iliflki içeren bir yarg› oldu-
¤unu savunmaktad›r. Dolay›s›yla Heidegger’e göre, geçerli-
lik ile bilgi aras›nda da do¤rudan bir iliflki vard›r.
2. Die Kategorien- und Bedeutungslehre des Duns Sco-
tus (Duns Scotus’un Kategoriler ve ‹mlenim Ö¤retisi, 1916)15
Özellikle Almanya’da ve di¤er baz› Avrupa ülkelerinin
yüksek ö¤retim sistemi içinde Habilitation’un ayr› bir yeri
15) Martin Heidegger, Die Kategorien- und Bedeutungslehre des Duns Scotus, J.C.B.
Mohr (Paul Siebeck), Tübingen: 1916. Daha sonraki geniflletilmifl yeniden bas›m›:
Martin Heidegger, “Die Kategorien- und Bedeutungslehre des Duns Scotus”, Frü-
he Schriften, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1972, s. 131-353.
90
vard›r. En yüksek akademik s›nav aflamas› olan Habilitati-
on’la, bilimsel araflt›rma ve üniversiter e¤itim alan›nda aday,
yetkinli¤ini kan›tlamaktad›r. Üniversite profesörü olabil-
mek için Habilitation sahibi olmak flartt›r. Genellikle bir Ha-
bilitation tezinin sunulmas› ya da eski çal›flmalardan derle-
nen bir Habilitation dosyas›n›n haz›rlanmas›, bunun jüri
önünde savunulmas›, bir deneme dersinin verilmesi ve ar-
d›ndan da bilimsel bir tart›flman›n yap›lmas› ve venia legen-
di’ye hak kazan›lmas› (‘okutma ehliyeti’, yani üniversitede
ders verme yetkisinin elde edilmesi) fleklinde ilerleyen Ha-
bilitation süreci, alandan bir profesörün dan›flmanl›¤›nda
yürütülmektedir. Baflar›l› geçen Habilitation’dan sonra uy-
gun bir kadronun bulunmas› ve ataman›n gerçekleflmesi ha-
linde aday profesörlü¤e yükseltilir.
Heidegger’in 1916’da yay›nlanan Kategoriler kitab› iflte
böyle bir Habilitation’dur. Freiburg Üniversitesi’ne 1915
y›l›nda sundu¤u bu tezin dan›flman› Heinrich Rickert’ti.
Heidegger’in venia legendi’yi almas› için gerekli olan dene-
me dersiyse, 27 Temmuz 1915’te verdi¤i Der Zeitbegriff in
der Geschichtswissenschaft (Tarih Biliminde Zaman Kavra-
m›) bafll›kl› dersti.16
Die Kategorien- und Bedeutungslehre des Duns Scotus
(Duns Scotus’un Kategoriler ve ‹mlenim Ö¤retisi) bafll›¤›n›
tafl›yan çal›flma, girifl yaz›s›n› izleyen iki bölümden meyda-
na gelmektedir: 1. Die Kategorienlehre (Kategoriler Ö¤reti-
si); 2. Die Bedeutungslehre (‹mlenim Ö¤retisi). Girifl k›sm›n-
91
daysa Heidegger, Skolasti¤in sorunsal-tarihsel bak›fl aç›s›yla
incelenmesi gerekti¤ini savunmufltur.
Heidegger, ö¤rencilik hayat› boyunca karfl›laflt›¤› ve
uzunca bir süredir üzerinde çal›flt›¤› kategoriler sorununa
uzmanca bir katk›da bulunmak niyetindedir. Heidegger
kategoriler meselesini, o s›ralarda felsefenin en temel so-
runu olarak görmekteydi. Bunu da Skolastik düflüncenin
önde gelen filozoflar›ndan Duns Scotus (1266-1308) üze-
rinden ele almaktayd›.
Duns Scotus, yazd›¤› kitaplar ve ders notlar›nda Skolas-
tik felsefenin en incelikli ve mahir alimlerinden birisi ol-
du¤unu ispat etmifl, din dilinin semanti¤i, tümeller soru-
nu, Tanr›sal iflrak ve insan›n özgürlü¤ü gibi çok çeflitli ko-
nularda oldukça ilginç ve baz› hatlar›yla son derece mo-
dern görüfller ileri sürmüfltür. Özellikle metafizi¤in ‘reel
kuramsal bilim’ oldu¤u sav›, nesnelere yönelen, bizatihi
kendi üzerine temellenen ve bilimsel ç›kar›mlara yer veren
durufluyla hem ça¤dafllar›n›, hem de modern felsefe ve te-
olojiyi derinden etkilemifltir. Bu noktada Duns Scotus’un
düflüncesinde önemli bir yer iflgal eden ve Heidegger’in de
ayr›nt›l› biçimde ele alaca¤› haecceitas kavram› önemli bir
yer tutmaktad›r. ‘Bu’luk’, ‘iflte-buradaki-olmakl›k’ olarak
da aktar›labilecek olan haecceitas kavram›yla Duns Scotus,
birlik içindeki tikelli¤i ifade etmeye çal›flmaktad›r. Dolay›-
s›yla varolan›n anlam ve amac›, tikel olgusall›k olarak gö-
rülebilir. Yine buradan ç›kan sonuç, tikeller üzerinde ça-
l›flman›n, tümeller üzerinde çal›flmaktan daha önemli ol-
du¤udur. Buna göre Tanr›’y› anlamaya götüren yol, tümel-
ler de¤il, tikellerdir.
92
Heidegger, Habilitation tezinde, yukar›da da belirtildi¤i
gibi, ‘kategoriler’ sorunu üzerinden gitmektedir. Varl›¤a
iliflkin temel kavramlar› ve bunlar›n baz› aflk›n üst kavram-
lar alt›nda toplanabilmesi sorunu olan kategoriler sorunu,
Aristoteles felsefesinin bir meselesi olmas› bak›m›ndan Sko-
lasti¤in de bir meselesi haline gelmiflti. Heidegger’in tezinde
yapmaya çal›flt›¤› fley, bu sorunsal› ça¤dafl felsefe ve mant›k
yöntemlerinden hareketle incelemekti. Dolay›s›yla Yeni
Kantç›l›k, Lask, Husserl gibi ak›m ve düflünürlerden büyük
ölçüde yararlanmak durumunda kalm›flt›. Bu noktada
Lask’›n felsefi mant›¤› Heidegger’e incelemeleri aç›s›ndan
büyük bir kolayl›k sa¤lam›flt›r.
Çal›flman›n kitap olarak yay›nlanan hali için özel olarak
kaleme ald›¤› “Sonuç” bölümünde Heidegger, kategoriler
sorununun çözümüne iliflkin önerilerde bulunmufltur. Ça-
l›flmas›n› ‘tarihsel’ olarak niteleyen Heidegger, birtak›m tez-
ler ya da temel ödevler ortaya koymaktad›r:
Kategoriler ö¤retisinin birinci temel ödevi, çeflitli nesne
alanlar›n›, birbirine kategoriyal olarak indirgenemeyecek
sahalarla s›n›rland›rmakt›r. Kategoriler ö¤retisinin ikinci te-
mel ödevi, bu sorunun yarg› ve özne sorunu içine yerleflti-
rilmesidir. Heidegger’in Duns Scotus’un ‘gramatik’ analizle-
rini ele ald›¤› k›s›m buras› olmufltur. Kategoriler sorunu
kapsam›nda imlenim ö¤retisi, öznelli¤in fundamental (te-
mel) mesele alan›na geri gitmelidir. Bu ise edim katmanla-
r›n›n iyice a盤a ç›kart›lmas› gereklili¤ini do¤urmaktad›r.
Bilginin nesnesi ile nesnenin bilgisi aras›nda özsel bir iliflki
keflfeden Heidegger, Duns Scotus’un verum (olgusal gerçek-
lik) kavram›n› bu tart›flmalar aç›s›ndan temel kabul eder.
Kategori en genel nesne belirlenimidir. Nesnenin anlam›,
93
özneye göre olmas›ndad›r. Dolay›s›yla kategoriler, düflün-
me fonksiyonlar› de¤il, birer gerçektir. Bu aç›dan düflünme
ve bilme, yönelimseldir: bir fleyi düflünmek ve bilmektir.
Bilgi, bir bak›ma, geçerlilik yarg›s›d›r. Felsefenin sahih
görme arac› metafiziktir. Metafizikten uzun vadede feragat
etmek mümkün de¤ildir. ‘Canl› tin’ (lebendiger Geist) özsel
olarak tarihsel tindir. Dolay›s›yla tarih ve onun kültürel-fel-
sefi ve ereksel yorumu, kategoriler sorunu için anlam belir-
leyici ö¤e olmak durumundad›r. Yaflamdan tecrit edilmifl ve
aklilefltirilmifl bir felsefe iktidars›zd›r. Ak›ld›fl›laflt›r›lm›fl bir
tecrübe olarak mistisizm ise hedefsizdir. Canl› tinin, etkin
sevginin, Tanr›’yla bütünleflmenin hedefi olarak felsefe
önemli bir ödevle karfl› karfl›yad›r: Hegel. Bundan sonraki
felsefenin görevi, onun derinlik, deneyim, kavram ve tarih-
sel dünya görüflü aç›s›ndan muazzam felsefi sistemiyle boy
ölçüflmektir.
Buradan da anlafl›laca¤› üzere Heidegger, bu çal›flmas›y-
la kendi felsefi kariyerinin pek çok izle¤ini burada tayin et-
mifl durumdad›r. Dolay›s›yla bu kitap, Heidegger araflt›rma-
lar› bak›m›ndan elzemdir.
3. Sein und Zeit (Varl›k ve Zaman, 1927)17
Husserl’in ç›karmakta oldu¤u Jahrbuch für Philosophie
und phänomenologische Forschung isimli y›ll›¤›n sekizinci
17) Bu eser ilk olarak Husserl’in ç›kard›¤› fenomenoloji y›ll›¤›nda, biri dergide
ve biri ayr› bas›m olarak iki flekilde ç›km›flt›r: Martin Heidegger, “Sein und Zeit,
Erste Hälfte”, Jahrbuch für Philosophie und phänomenologische Forschung, Band
VIII. Ayr› bas›m› ve bundan sonraki nüshalar›n yay›nland›¤› yer: Martin Heideg-
ger, Sein und Zeit, Erste Hälfte, Sonderdruck aus Jahrbuch für Philosophie und
phänomenologische Forschung, Band VIII, Max Niemeyer Verlag, Halle a.d. Saale,
1927. Toplu Eserler’de: Band 2: Sein und Zeit, Metin Aynen Korunmufl ve Yaza-
r›n ‘Da¤ Evi’ Nüshas›ndaki Notlar›yla Geniflletilmifltir, haz. Friedrich-Wilhelm
94
say›s›nda Erste Hälfte (Birinci Yar›m) alt bafll›¤›yla yay›mla-
nan Heidegger’in baflyap›t› Sein und Zeit (Varl›k ve Zaman),
Marburg Üniversitesi’nde verdi¤i derslerin neredeyse tama-
m›ndan beslenmifltir.
Heidegger’in, ikinci yar›s›n› tamamlayamad›¤› için mev-
cut haliyle ‘noksan’ olan Varl›k ve Zaman’da ele almaya ve
üstesinden gelmeye çal›flt›¤› mesele, felsefe veya ontolojinin
imkân temellerini yeniden atmak ve bu amaçla felsefi dü-
flüncenin asl›na geri dönmektir. Dolay›s›yla Heidegger’in
burada izledi¤i yol, kendi ifadesiyle bir fundamental onto-
lojidir. Ancak Heidegger, soyut bir ontoloji sistemi gelifltir-
mek yerine, varl›¤a iliflkin soruyu sorarken olgusal ve ‘aç›m-
lay›c›’ bir çözümleme yolu izlemektedir.
Heidegger’e göre, felsefenin asl› ile felsefenin tarihsel
bafllang›c› farkl› fleylerdir. Felsefenin bafllang›c›, insan›n va-
rolma minvallerinden hareket edilerek bulunabilir. ‹nsan›n
varolma minvallerinin tümüne birden Dasein (insan›n ken-
di ferdi varoluflu) diyen Heidegger, bu ifadeden varl›¤a-
aç›k-olufl’u kastetmektedir. Heidegger için Dasein, bir nesne
ya da idea olmay›p, olgusal olarak varolan ve bu varoluflu-
nu ‘anlayan’, baflka deyiflle bir varl›k anlay›fl›n› sergileyen,
her daim bir varl›k anlay›fl› içinde olan bir varoland›r. An-
cak söz konusu varl›k anlay›fl›, varl›¤› oldu¤u gibi (yani saf
haliyle) sunmay›p, çeflitli önyarg› ve öngörülerle bulan›k-
laflt›rm›flt›r. Heidegger’in yapmaya çal›flt›¤› fley, bunlar› bir
Dasein çözümlemesi yard›m›yla belirgin k›lmak ve asla in-
meye çal›flmakt›r. Dasein’›n teessüs edici yap›s›n› a盤a ç›-
von Herrmann, Frankfurt am Main: Vittorio Klostermann, 1977. Türkçe çeviri-
si için bkz. Martin Heidegger, Varl›k ve Zaman, çev. Kaan H. Ökten, Agora Ki-
tapl›¤›, ‹stanbul: 2008 (2. bas›m: 2011). Ayr›ca bkz. Martin Heidegger, Varl›k ve
Zaman, çev. Aziz Yard›ml›, ‹dea Yay›nevi, ‹stanbul: 2004.
95
kartmak demek olan bu çözümleme Heidegger’e göre tam
anlam›yla fenomenolojiktir. Varl›k ve Zaman’da izlenen fe-
nomenolojik çözümleme, insani varoluflun herhangi bir bo-
yut ya da minvalini a盤a ç›kartmak için gerçeklefltiriliyor
de¤ildir. Buradaki amaç, çözümlemeyi bizatihi Dasein üze-
rinden yapmak ve böylece Dasein’›n kendini anlamas›n› sa¤-
lamakt›r. Dolay›s›yla, bu fenomenolojik analiz ayn› zaman-
da hermeneutik bir incelemedir.
Varl›k ve Zaman’›n birinci ayr›m›, Dasein’›n fundamental
analiti¤ine odaklanm›flt›r. Burada Heidegger, Dasein kavram›-
na çeflitli flekillerde yaklaflmakta, onunla ilgili çeflitli belirle-
nimlerde bulunmaktad›r. Heidegger’in en büyük derdi, Da-
sein ile özne aras›nda bir özdefllik kurmamaya çal›flmakt›r.
Ona göre Descartes-vari bir özne-nesne ayr›m›, fundamental
ontoloji aç›s›ndan hem ifle yaramaz, hem de son derece bula-
n›klaflt›r›c›d›r. Dasein yal›t›lm›fl bir öznel tikellik de¤ildir Hei-
degger’e göre. Ayn› flekilde Dasein, d›flsal nesnelerle deneyim
ve bilme yoluyla tikel iliflkilere giren bir özne de de¤ildir.
Heidegger’e göre Dasein, yal›t›lm›fll›k de¤il aç›kl›k demektir:
O buna, dünya-içinde-varolma demektedir. Bir baflka deyiflle
Dasein, bir yaflant›lama imkânlar› sahas› içindedir. Bu alan
(‘dünya’) Dasein’›n tikel deneyimleri ve deneyim iliflkilerini
mümkün k›lmaktad›r. Bir baflka deyiflle, dünyas›z Dasein ola-
maz. Yine ayn› flekilde baflka Dasein’larla karfl›laflma, öznele-
raras›l›k olarak yorumlanmamal›d›r. Zira Dasein’›n konstitüs-
yonunun ö¤eleri aras›nda birlikte-olma vard›r. Dasein her da-
im birlikte-olma içindedir. Bu birlikte-olma imkân›n› gerçek-
lefltirmek veya gerçeklefltirmemek ise Dasein’a kalm›flt›r.
Buradan da anlafl›laca¤› üzere, Heidegger’in Dasein anali-
ti¤inde en çok öne ç›kard›¤› konu imkând›r. Özet olarak
96
ifade edilecek olursa Dasein, imkân-olarak-varolma’d›r. Da-
sein’›n en asli ve nihai belirlenimi imkând›r. Bu yüzden Hei-
degger, çözümlemesinde Dasein’›n imkân› kavram›n›n anla-
m›n› irdelemekte ve öne ç›karmaktad›r. Dasein’›n imkân-
olarak-varolma’s›n›n fenomenolojik biçimde incelenebilme-
sine en elveriflli minvallerinden biri, haletiruhiyenin halle-
ridir. Dasein’›n kendini her daim içinde buldu¤u söz konu-
su ruh halleri, imkân olarak dünyaya belirli bir görünüm
kazand›rmakta, bir baflka deyiflle dünyay› belirli bir ›fl›k al-
t›nda göstermektedir. Di¤er bir elveriflli minval, Heideg-
ger’in teknik bir terim olarak alg›lad›¤› ‘anlama’d›r. Ona gö-
re anlama, düflünsel-akli-mant›ksal bir süreç de¤il, Dase-
in’›n, gerçeklefltirebilece¤i imkânlar›n sahas›na aç›k olmak
demektir. Bir fleyi anlamak, onun imkân›n› kendi Dasein’›n-
da gerçeklefltirmek demektir Heidegger’e göre.
Ancak Dasein’›n konstitüsyon yap›s› içinde, yukar›daki
imkân anlamlar›n›, ‘gerçek’ dünyan›n sundu¤u ‘sözde’ ger-
çekliklerle bulan›klaflt›rma e¤ilimi egemendir (Heidegger
buna ‘gayrisahihlik’ demektedir). Bu ba¤lamda imkân, için-
de olunabilecek aç›k saha de¤ildir sadece; imkân ayn› za-
manda gerçeklik ve sabitlik aray›fl› e¤iliminin yaratt›¤› be-
lirsizlik de demektir. Bir baflka deyiflle imkân, sahih olarak
aç›k olabilmenin yan› s›ra, gayrisahih biçimde havf ve kor-
ku içinde olmakl›kt›r.
Dolay›s›yla Heidegger, Varl›k ve Zaman’›n ikinci ayr›m›n-
da, sözde gerçekli¤i cihet kabul eden gayrisahih varolma im-
kân›n› k›r›p, Dasein’›n sahih imkân-olarak-varolma niteli¤ini
geri kazanabilme minvallerini incelemektedir. Burada Hei-
degger, zaman ve zamansall›k kavramlar›na baflvurmaktad›r.
Çarp›t›l›p bozulmam›fl sahih Dasein’›n icra sahas›na Heideg-
97
ger ‘zamansall›k’ demektedir. Buna göre zaman, Dasein’›n
varl›k anlay›fl›n›n ufkudur. Heidegger’in ölümle ilgili çözüm-
lemeleri de ayn› kapsam içinde görülmelidir. Heidegger, Da-
sein’›n zamanl›l›¤›n›, bir baflka deyiflle fanili¤ini, ‘ölüme do¤-
ru gidifl’ diye ifade etmektedir. Zamansal olan Dasein için
ölüm her daim mümkün oland›r. Dolay›s›yla ölüme gidifl, ra-
dikal bir imkân deneyimi olup, burada gelecek, belirli plan ve
tasar›larla bulan›klaflmam›fl en saf haliyle zamanlanmakta,
yani Dasein zaman›na dahil edilmektedir. Ölüme do¤ru gidifl
ile bir haletiruhiye olan havf (Angst) aras›nda do¤rudan bir
iliflki bulunmaktad›r. Havf, her daim imkân alan›n›n aç›kl›¤›
içinde bulunuyor olmay› d›flavurmaktad›r. Varl›k bulufl, kor-
kutucu aç›kl›k içinde zaman› idrak edifl, Dasein’› zamanlan-
d›rmakt›r. Dolay›s›yla Heidegger’in bu zaman anlay›fl›, belirli
bir gerçeklikten hareketle kavranan nesnel geçmiflli¤in tü-
müyle üstesinden gelmek demektir. Varl›k bulmuflluk (geç-
mifl) ile varl›k bulacak olufl (gelecek) imkân karakterlerini
al›mlamak demek, Dasein’›n zaten-biliyor-olmakl›k anlam›n-
daki ‘vicdan’› a盤a ç›karmas› demektir. Sözde gerçek olan›
cihet kabul etmenin yaratt›¤› kapal›l›ktan Dasein’›n aç›k olufl
imkân karakterine var›fl›; havf, ölüme yönelik varl›k ve vic-
dan üzerindendir. Bu üçleme, kapal›l›ktan (yani Dasein’›n
varl›k imkânlar›n› gizleyen sözde gerçekli¤in kapat›c›l›¤›n-
dan) s›yr›lmay› ya da kurtulmay› ifade etti¤inden, Heidegger
buna ‘kapal›l›¤›-açmakl›k’ demektedir. Bu ba¤lamda Heideg-
ger, Dasein’›n anlam›n› ‘ihtimam-göstermeklik’ (Sorge) olarak
belirlemektedir. Buna göre Dasein’›n konstitüsyonunu sa¤la-
yan yap›lar›n›n en baflta geleni ihtimam-göstermekliktir.
Heidegger, sahihlik analizi sayesinde Dasein’›n zamansal
imkân-olarak-varolmas›n›n bizatihi Dasein’›n kendisinde te-
98
zahür etti¤ini göstermifltir. Ancak Varl›k ve Zaman isimli ta-
mamlanmam›fl kitab›n as›l amac› bununla s›n›rl› de¤ildir. Bu,
geçici bir durakt›r. Çünkü Heidegger’in bu yap›tla tasarlad›¤›
fley, felsefi varl›k anlay›fl›n›n temellerini yeniden atmak, on-
tolojiyi yeniden temellendirmektir. Bu ba¤lamda Platon’dan
beri Bat› felsefesinin ‘varolan’ ve ‘varl›k’ kavramlar›ndan ne
anlad›¤›n› iyice ortaya koymak ve ard›nda yatan eksiklikleri
serimlemek gerekmifltir. Heidegger, ontolojinin varl›k anlay›-
fl›n› çözümleyebilmek amac›yla, her türlü ontolojiden önce
olan Dasein’dan hareket etmifltir. Dolay›s›yla varl›k sorusu,
Dasein’›n varl›¤›na iliflkin soruyla mümkündür. Ancak bura-
da flöyle bir sorun vard›r: Dasein analiti¤i haz›rl›k mahiyetin-
dedir. Çünkü ontolojik soru formülasyonunu, ön-ontolojik
varl›k anlay›fl›ndan ç›karsamak ya da onda idrak edilebilir
k›lmak mümkün de¤ildir. Varl›k ve Zaman’›n bu sorunu ele
almas› öngörülen ikinci yar›s›ysa (bunun bafll›¤› Zaman ve
Varl›k’t›r) ne yaz›k ki hiçbir zaman yaz›lmam›flt›r.
4. Kant und das Problem der Metaphysik (Kant ve Me-
tafizik Meselesi, 1929)18
Varl›k ve Zaman’›n ikinci k›sm›n›n birinci bölümde Hei-
degger, “Kant’taki temporalite meselesinin ön basama¤› ola-
rak zaman ve flematizm ö¤retisi”ni incelemek niyetindeydi.
Ancak sözü edilen kitab› tamamlayamadan bas›ma gönde-
ren Heidegger, ad› geçen bölümü ayr› bir kitap olarak ya-
y›nlam›fl gibi görünüyorsa da asl›nda onu Varl›k ve Za-
man’daki ba¤lam›ndan ç›karmak zorunda kalm›flt›r.
18) Martin Heidegger, Kant und das Problem der Metaphysik, Birinci Bas›m: Fri-
edrich Cohen Verlag, Bonn: 1929. Toplu Eserler’de: Band 3: Kant und das Prob-
lem der Metaphysik, haz. Friedrich-Wilhelm von Herrmann, Vittorio Kloster-
mann, Frankfurt am Main: 1991.
99
Kant und das Problem der Metaphysik’in (Kant ve Metafi-
zik Meselesi) dördüncü bas›m›na yazd›¤› önsözde Heideg-
ger, Varl›k ve Zaman’›n birinci k›sm›n›n üçüncü bölümünde-
ki as›l soruyu irdeleyemedi¤i için Kant’a ‘kaçmak’ zorunda
kald›¤›n› belirtmektedir. Bu eserde yapt›¤›n›n, Kant ‘filoloji-
si’ne dair bir yolculuk oldu¤unu ve yeni kefliflerde bulunul-
mad›¤›n› söylemektedir. Oysa tam da bu yolun, kendi yolu-
nu t›kay›p kullan›lamaz hale getirdi¤inden yak›nmaktad›r.
Heidegger’in “Kant Kitab›”yla ortaya koymaya çal›flt›¤›
fley, Kant’›n, transendental tasavvur gücünü belirlemeye ça-
l›fl›rken zamansall›k sorununu keflfetti¤ini, ama bu sorunun
üzerine gitmekten kaç›nd›¤›d›r. Varl›k ve Zaman’›n özü de-
mek olan bu sorunun kökenini Kant’a tafl›mak isteyen Hei-
degger, böylece söz konusu eserin ana fikrini yeniden teyit
etme arzusundad›r. Bu aç›dan “Kant Kitab›” Heidegger için
hem bir destek, hem de meflruiyet kayna¤› niteli¤indedir.
Heidegger’in bir baflka kayg›s›, Varl›k ve Zaman’›n yay›n-
lan›fl›n›n ard›ndan, onunla ilgili yorum ve elefltirilerde dile
getirilen ve onun bir antropoloji çal›flmas› ya da varoluflsal
bir irdeleme oldu¤u yönündeki elefltiri ve yorumlara karfl›
ç›kmak ve Kant’›n da ayn› metafiziksel/ontolojik sorunla
u¤raflm›fl oldu¤unun alt›n› çizmektir. Bu nedenle Heideg-
ger, Kant’› tümüyle ontolojik bir okumaya tabi tutar. Hei-
degger’e göre Kant’›n Saf Akl›n Elefltirisi, ontolojinin özünü
a盤a ç›karan bir metafizik temellendirmesidir.
Varl›k ve Zaman’›n antropolojik olmad›¤›n› belirgin k›l-
mak için Heidegger, Dasein kavram›nda önemli bir de¤iflik-
li¤e gitmektedir: Varl›k ve Zaman’da Dasein, kendini bizati-
hi kendi varl›¤›yla iliflkilendiren varolan iken, “Kant Kita-
b›”nda Dasein, söz konusu varolan›n varl›¤›d›r. Bu ba¤lam-
100
da Heidegger, ‘insan›n içindeki Dasein’dan söz etmektedir.
Heidegger’in “Kant Kitab›”, toplam dört bölümden mey-
dana gelmektedir. Birinci bölümde Heidegger, Kant için
metafizi¤i temellendirmenin neden saf akl›n elefltirisi de-
mek oldu¤unu sormaktad›r. Platon ve Aristoteles’ten hare-
ketle metafizik, bizatihi varolan›n tikel ve tümel bilgisinin
temeli/nedeni olarak yorumland›¤›ndan, burada duyu ötesi
olan›n bilgisi aranmaktad›r. Oysa Heidegger’e göre Kant’›n
‘Kopernikus-vari Devrimi’, ontik bilginin nas›l mümkün ol-
du¤una iliflkin sorgulamay›, bizatihi ontolojinin nas›l müm-
kün olabildi¤i sorusuna tafl›maktad›r. Dolay›s›yla bizatihi
varolan›n bilgisinin, saf akl›n kendini aflarak varolana yö-
nelmesiyle nas›l mümkün olabildi¤i sorusu burada hayati
bir önem kazanmaktad›r. Akl›n söz konusu aflk›nl›¤›, varl›k
anlay›fl›n›n aflk›nl›¤› anlam›na gelmekte olup, transendental
felsefenin temel meselesidir.
‹kinci bölümde Heidegger, insano¤lunun sahip oldu¤u
bilginin sonlulu¤unu ele almakta, bu konuda Kant’›n ‘al›m-
lay›c› görü’ diye nitelendirdi¤i çözümlemesine yer vermek-
tedir. Kant’a göre sonlu görü, zihnimize ba¤l›d›r. Heidegger,
Kant’›n transendental tasavvur gücüyle ilgili bu çözümle-
mesini zamansall›k olarak yorumlamakta ve ona, görü ile
saf anlama yetisini birlefltirici bir rol atfetmektedir. Dolay›-
s›yla ‘ben’in iki kökü, yani bir tarafta duyusall›k, di¤er taraf-
taysa anlama yetisi, zamansall›kla biraraya getirilip birleflti-
rilmektedir. Bu aflamada meydana gelen ontolojik bilgi, var-
olanla karfl›lafl›l›p onun bilgisine sahip olabilece¤imiz saf
ufkun (zaman ufkunun) içinde gerçekleflmektedir.
“Kant Kitab›”n›n üçüncü bölümünde Heidegger, transen-
dental tasavvur gücü üzerinde daha ayr›nt›l› biçimde dur-
101
makta ve onun temellendirici ifllevini ortaya ç›karmaktad›r.
Buradan ç›kard›¤› sonuç, Kant’›n insan›n özsel konstitüsyo-
nuyla ilgili bu meçhul kökten kaç›n›p anlama yetisi çözümle-
melerine odakland›¤›d›r. Oysa Heidegger’e göre böylece
Kant, transendental tahayyül gücünün zaman niteli¤ini asli
biçimde, yani insan›n öznelli¤inin sonlulu¤unu kendi bütün-
lü¤ü içinde düflünme flans›ndan kendini mahrum etmifltir.
Dördüncü ve son bölümde Heidegger, Kant’›n u¤raflt›¤›
metafizi¤in temellendirilmesine iliflkin imkânlar› a盤a ç›-
karmak niyetindedir. Heidegger buradan üç sonuç elde et-
mektedir. Birinci sonuç, saf insan akl›n›n sadece sonlu de-
¤il, ayn› zamanda bu sonla ilgili bir ihtimam-göstermeklik
(Sorge) içinde oldu¤udur. Havf içinde bir ihtimam-göster-
meklik olan bu durum, insan›n sonlu olmakl›¤› hakk›nda-
d›r. ‹kinci sonuç, insano¤lunun sonlulu¤unun sadece insa-
ni bir nitelik olmad›¤›, aksine, ontolojik bir özellik olarak
metafizi¤in temellendirilmesi ödevinde esas oldu¤udur.
Heidegger’in ç›kard›¤› üçüncü sonuçsa, Dasein metafizi¤i-
nin, bir baflka deyiflle fundamental ontolojinin, metafizi¤in
temellendirilmesi s›ras›nda zorunlu biçimde sorulan insan
nedir sorusu üzerine dayand›r›ld›¤›d›r. Böylece Heidegger,
Dasein’› zamansall›k olarak yorumlarken, varl›¤›n zaman
olarak anlafl›lmas›n› sa¤lamaya ve varl›¤a iliflkin soruyu ye-
niden öne ç›karmaya çal›flmaktad›r.
Heidegger, bu kitab›n 1965’teki üçüncü bas›m›na yazd›-
¤› önsözde, konunun daha iyi anlafl›labilmesi için 1963’te
ç›kan Kants These über das Sein (Kant’›n Varl›¤a ‹liflkin Te-
zi) ile 1962’te ç›kan Die Frage nach dem Ding. Zu Kants Leh-
re von den transzendentalen Grundsätzen (fiey’e ‹liflkin Soru.
Kant’›n Transendental Temel ‹lkeler Ö¤retisi Üzerine) bafl-
102
l›kl› çal›flmalar›n›n da ayr›nt›l› olarak incelenmesi gerekti¤i-
nin alt›n› çizmektedir.
5. Erläuterungen zu Hölderlins Dichtung (Hölderlin’in
fiiiri Üzerine Aç›klamalar, 1944)19
1933/1934’teki Rektörlük görevinin ve Nasyonal Sosyalist
politikayla olan ‘angajman›’n›n ard›ndan Heidegger, egemen
siyasal yap›yla yollar›n› en az›ndan fiilen ay›rm›fl ve özellikle
Hölderlin ve Nietzsche üzerine dersler vermeye bafllam›flt›r.
‹lk kez 1934/1935 güz döneminde Hölderlin üzerine ders ve-
ren Heidegger, bundan sonra s›kça söz konusu flair üzerine
dersler, konuflmalar ve yaz›lar kaleme alm›flt›r.
Yay›n yapmas› Nasyonal Sosyalistlerce fiilen engellenen
Heidegger’in buradaki eseri, 1944’te birinci bas›m› yap›lan
ve daha sonra çeflitli geniflletme ve gözden geçirmelerle ye-
niden bas›lan Erläuterungen zu Hölderlins Dichtung’tur (Höl-
derlin’in fiiiri Üzerine Aç›klamalar). Heidegger’in baz› ko-
nuflma ve makalelerinin yer ald›¤› bu kitab›, edebiyat ince-
lemeleri olarak de¤il, daha ziyade tarih felsefesi metinleri
olarak öne ç›kmaktad›r.
Burada toplam alt› metin yer almaktad›r. Bunlardan
dördü (Heimkunft /An die Verwandten (Yurda Var›fl/H›s›m-
lara);20 Wie wenn am Feiertage ... (Bayram Günü Gibi ...);
Andenken (Hat›ra/Düflünmeye Bafllama); Hölderlins Erde
und Himmel (Hölderlin’de Yer ve Gök), Hölderlin’in ayn›
ad› tafl›yan fliirleri üzerine yorumlard›r. Hölderlins Erde
19) Martin Heidegger, Erläuterungen zu Hölderlins Dichtung, Vittorio Kloster-
mann, Frankfurt am Main: 1944. Toplu Eserler’de: Band 4: Erläuterungen zu Höl-
derlins Dichtung, haz. Friedrich-Wilhelm von Herrmann, Vittorio Klostermann,
Frankfurt am Main: 1981.
20) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Yurdavar›fl / H›s›mlara, çev. Oruç
Aruoba, Defter, 25 (Sonbahar 1995), s. 18-31.
103
und Himmel ise onun Griechenland (Yunanistan) isimli fli-
iri üzerinedir.
Das Gedicht (fiiir) bafll›¤›n› tafl›yan 1968 tarihli konufl-
mas›, Hölderlin fliiri üzerine derinlikli bir belirlemeye git-
meye çal›fl›rken, Hölderlin und das Wesen der Dichtung (Höl-
derlin ve fiiirin Özü)21 bafll›kl› ve 1936 tarihli konuflmas›
çok daha programatik ve sistematiktir. Heidegger, Hölder-
lin’i fliirin özünün flairi olarak ortaya koymakta ve fliir ile za-
man aras›ndaki iliflkiyi Hölderlin üzerinde örneklendirmek-
tedir. Heidegger’e göre Hölderlin, kendi tarihsel zaman›n›
öncelemifl, gelece¤in flimdisini tasvir eden bir flairdir.
Bu ba¤lamda Hölderlin, kaçk›n Tanr›lar›n ve avdet ede-
cek Tanr›’n›n flairidir. fiimdinin k›s›rl›¤›n› fliirlerinde tarih-
sellefltiren Hölderlin, zaman› kaçk›nl›¤a ve avdete açarak
bunu baflarabilmektedir. Oysa zaman› açma olarak fliir, flii-
rin özünden baflka bir fley de¤ildir. Geçmifli gelece¤e açmak
anlam›ndaki ‘hat›ra’ da ayn› rolü ifa etmektedir.
6. Aus der Erfahrung des Denkens (Düflünme Deneyi-
minden Yans›malar, 1947)22
‹kinci Dünya Savafl›’n›n ard›ndan Nasyonal Sosyalistler-
den Temizleme Komisyonu’nca hocal›k yetkileri elinden
al›nan ve Emeritus statüsüne lay›k görülmeyen Heidegger’in
bu dönemdeki içsel krizlerini yan›stan bir metin olan Aus
21) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Hölderlin ve fiiirin Özü, çev. A.
Turan Oflazo¤lu, Çeviri, 7 (Eylül 1979), s. 1-12.
22) Martin Heidegger, Aus der Erfahrung des Denkens, Verlag Günther Neske,
Pfullingen: 1947. Toplu Eserler’de: Band 13: Aus der Erfahrung des Denkens, haz.
Hermann Heidegger, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1983. Bu kitap-
taki “Die Kunst und der Raum” bölümünün Türkçe çevirisi için bkz. Martin
Heidegger, “Sanat ve Uzam”, çev. Metin Bal, Erdal Y›ld›z (Özgür Aktok, Metin
Bal [der.], Heidegger, Do¤u Bat› Yay›nlar›, Ankara: 2010, s. 108-113).
104
der Erfahrung des Denkens (Düflünme Deneyiminden Yans›-
malar), onun savafltan sonra yay›mlad›¤› ilk eseri olmas› ba-
k›m›ndan da ayr› bir öneme sahiptir.
Yanl›fllar› ve do¤rular›yla bir 盤›r üzerinde yürüdü¤ünü
fliirsel dille ifade etmeye çal›flan Heidegger, geride b›rak›lan
y›k›l›fl›n varl›k sorusunu aç›mlamakta ifllevsiz oldu¤unu,
ana amac›n ‘bir y›ld›za yürümek’ (Auf einen Stern zugehen)
oldu¤unu ifade etmektedir. Yeniden varl›k sorusunu sorma-
ya cesaret edilmesi gerekti¤ini savunan Heidegger, bunun
bir çabayla de¤il, adeta lütufla gerçekleflece¤inin de bilin-
cindedir. Düflünmenin üç tehlikeyle karfl› karfl›ya bulundu-
¤unu söyler: Birincisi, hay›rl› bir tehlikedir: Terennüm eden
fliirsel düflüncedir bu. ‹kincisi, flerle dolu bir tehlikedir: Bu
da düflünmenin kendine karfl› düflünmesidir. Üçüncüsüyse,
kötü ve kar›fl›k bir tehlikedir: felsefe yapmak. Düflünmeye
yeniden cesaret edenler, büyük hatalar da yapabilirler, ama
bu onlar› korkutmamal›d›r (“Wer groß denkt, muß groß
irren”/ Büyük düflünenler, büyük yan›lg›lara düflmek zorun-
dad›rlar). Düflünmenin yurduna geri dönüldü¤ünde, diye
aç›klar Heidegger, felsefeden ç›k›lacak ve varl›¤›n düflünül-
mesi bafllayacakt›r.
7. Holzwege (Var›fls›z Patikalar, 1950)23
Heidegger’in ‹kinci Dünya Savafl›’ndan sonra yay›nlad›¤›
ilk büyük eseri, alt› konuflma ve makalesini toplad›¤› Holz-
wege (Var›fls›z Patikalar) isimli derlemesidir. 1935 ila 1946
y›llar› aras›nda kaleme al›nan, kitaba tarih s›ras›yla konan
ve sanat, bilim, Hegel, Nietzsche, fliir ve Anaksimandros
23) Martin Heidegger, Holzwege, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main:
1950. Toplu Eserler’de: Band 5: Holzwege, haz. Friedrich-Wilhelm von Herr-
mann, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1977.
105
üzerine alt› metinden meydana gelen bu eser, Heidegger’in
en önemli çal›flmalar› aras›nda say›lmaktad›r.
Kitaptaki birinci eser olan Der Ursprung des Kunstwerkes
(Sanat Eserinin Kökeni),24 1935/1936’de yapt›¤› konuflmala-
ra dayanmaktad›r. Sanat Eserinin Kökeni, Heidegger’in Höl-
derlin’le bafllatt›¤› sanat yorumlar›n› daha soyut bir tart›flma
düzeyine çeken bir çal›flmas›d›r. Heidegger’e göre sanat ese-
ri, dünya yaratan ve yer tesis eden bir etkinliktir. Buna gö-
re sanat eseri, tarihsel yaflam›n ba¤lam›n› sa¤layan güzer-
gahlar›n aç›lmas› demektir. Böylece, anlamaya direnen ve
geçilemez ya da afl›lamaz olan yollar kendilerini belli eder.
Dolay›s›yla sanat, dünya ile yer (mahal, konum) aras›ndaki
gerilimi sergileyerek aç›mlay›c› anlamsal ba¤lam ve bütün-
lerin, henüz belirlenmemifl olandan nas›l ç›karsand›¤›n›
göstermektedir. Henüz belirlenmemifl olanla sanat›n bütün-
lü¤ü bu noktada kendini belli etmektedir. Böylece hakikat
sanatla yap›tland›r›l›r, çünkü hakikat, Heidegger’in anlay›-
fl›nda, ‘mahfuz-olmayan’d›r, gizli veya örtük olmay›flt›r: Un-
verborgenheit (Yunanca’daki aletheia’dan). Özetle sanat ese-
ri; hakikati aç›mlayan, onu mahremden mahfuz olmayana
tafl›yan tesis etme, ortaya koymad›r.
Holzwege isimli derlemedeki ikinci metin, 1938’de yapt›-
¤› bir konuflman›n gözden geçirilmifl hali olan Die Zeit des
Weltbildes’tir (Dünya Resmi Ça¤›).25 Bu metnin, “Sanat Ese-
rinin Kökeni”nden sonra gelmesi anlaml›d›r. Bu sayede
Heidegger, sanat yap›t›n›n hakikat aç›mlay›c› iflleviyle tek-
nik ve bilimin do¤ruluk kavram›n› cihet kabul etmesi ara-
24) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Sanat Eserinin Kökeni, çev. Fa-
tih Tepebafl›l›, Babil Yay›nlar›, Erzurum: 2003.
25) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Nietzsche’nin Tanr› Öldü Sözü ve
Dünya Resimleri Ça¤›, çev. Levent Özflar, Asa Kitabevi, Bursa: 2001.
106
s›ndaki ayr›m› aç›k biçimde ortaya koyabilmektedir. Tekno-
loji ve bilimin yapt›¤›, hakikat aç›mlamak de¤il, dünya re-
simleri yaratmakt›r. Dünya resimleri yarat›l›rken dünya, be-
lirli bir biçimde resmedilir. Dünyay› belirli bir biçimde tem-
sil etme anlam›na gelen resmetme, insanlar›n bu resme ya
da temsile göre kendilerini yönlendirebilmelerini, örgütle-
yebilmelerini ve egemenli¤i alt›na alabilmelerini sa¤lamak-
tad›r. Böylece dünya, bilim ve teknolojinin egemenli¤i alt›-
na girmektedir. Heidegger’e göre bu geliflme, tesadüfi olma-
y›p, Bat› düflünce dünyas›n›n nihai sonucudur.
Heidegger’in bilim ve teknolojiye iliflkin elefltirilerinin
en derli toplu hali olan bu metin, ça¤dafl elefltirel düflünce
içinde önemli bir yere sahiptir.
Bu metinden sonra, Heidegger’in ‘metafizik’ten ne anla-
d›¤›n› ortaya koymas› bak›m›ndan Hegel ve Nietzsche üze-
rine olan iki yaz› gelmektedir. Hegels Begriff der Erfahrung
(Hegel’in Deneyim Kavram›) bafll›kl› makale, Freiburg Üni-
versitesi’nde Hegel’in Tinin Görüngübilimi ile Aristoteles’in
Metafizik (Kitap 4 ve 9) adl› yap›tlar› üzerine verdi¤i ders-
lere dayanmaktad›r. Hegels Begriff der Erfahrung’da Heideg-
ger, deneyimlemenin, bilincin apaç›k biçimde gerçekleflme-
si olarak nas›l kendinin bilimsel kesinli¤i haline dönüfltü¤ü-
nü ve ard›ndan da mutla¤›n yeniden avdeti olarak nas›l kav-
rand›¤›n› sormaktad›r. Heidegger’e göre bu noktada Hegel,
dünyevi bir teoloji kurmakta, dolay›s›yla ötedünyasal bir
Tanr› kavram›n›n ortadan kalkmas›na neden olmaktad›r.
Bu noktada da Nietzsche’nin “Tanr› öldü” sözüne do¤rudan
geçifl sa¤lanmaktad›r.
Zaten Holzwege’deki bir sonraki makale de tam bu konu
üzerinedir: Nietzsches Wort “Gott ist tot” (Nietzsche’nin
107
“Tanr› Öldü” Sözü).26 Makalenin ana k›s›mlar›, 1936 ila
1940 y›llar› aras›nda Freiburg Üniversitesi’nde verdi¤i Ni-
etzsche derslerinin notlar›na dayanmaktad›r. Burada Hei-
degger, varl›¤›n tarihi aç›s›ndan Nietzsche’yi Bat› metafizi-
¤inin nihayete ermesi ve ikmal olmas› nazar› dikkatinden
hareketle ele almaktad›r.
Hölderlin ile Nietzsche, Heidegger’in 1930’lardaki dü-
flüncesinin ana eksenleri olmufltur. Tanr›lar›n terk etti¤i ça-
¤›n flairi olarak Hölderlin, Tanr›’n›n öldü¤ünün habercisi
olarak da Nietzsche, Heidegger’in Rektörlük sonras› döne-
minin en önemli dayanak noktalar›d›r. Heidegger’e göre Ni-
etzsche’nin “Tanr› öldü” sözü, onun “Güç ‹stenci” ö¤reti-
siyle bire bir örtüflmektedir. Zira güç istenci ö¤retisiyle bir-
likte, bildik haliyle metafizik sona ermektedir. Tüm gerçek-
li¤in temel ilkesi ya da dayana¤› olarak sonsuz bir istenç di-
nami¤inin öne ç›kart›lmas›yla metafizik, kendi öz yönelimi-
ni aflarak nihai bir temele uzan›r ve bu suretle kendi kendi-
ni ortadan kald›r›r.
Bu konuflmadan sonraki metin, yine bir sunufla dayan-
maktad›r. Rainer Maria Rilke’nin (1875-1926) yirminci
ölüm y›ldönümü dolay›s›yla Heidegger, 1946’n›n son gün-
lerinde Wozu Dichter? (fiairler Ne ‹fle Yarar?) bafll›kl› bir su-
num yapm›flt›r. Burada Heidegger yine ‘Tanr›lar›n terk etti-
¤i ça¤’ izle¤ini ele almakta, bu k›s›r ça¤da flairli¤in ve fliirci-
lik mesle¤inin yeniden fliirsel bir mesele haline getirilmesi
için çaba sarf etmektedir. Hölderlin gibi Rilke de fliirin özü
üzerine yorumlarda bulunmufl ve bunu fliirlerinde ifllemiflti.
Heidegger’e göre Rilke, Hölderlin’in açt›¤› 盤›r üzerinden
yürümekteyse de onun üstünlü¤üne eriflememektedir.
26) Türkçe çevirisi için yukar›daki dipnota bak›n›z.
108
Holzwege’nin son makalesi, Der Spruch des Anaximan-
der’dir (Anaksimandros’un Sözü). 1946’da kaleme al›p da
yay›nlamad›¤› bir yaz›n›n önemlice bir k›sm›n› bar›nd›ran
bu son makale, Bat› felsefesinin en eski önermesi olarak ka-
bul edilen Anaksimandros’un (MÖ. yedinci yüzy›l) “fleylerin
kökeni neyse sonlar› da o olacakt›r mecburen; çünkü onlar
borçlar›n› ödemek zorundalar ve adaletsizliklerinin hesab›n›
verecekler, zaman›n düzenine göre” sözü üzerinedir. Der
Spruch des Anaximander, bu sözün ayr›nt›l› bir çözümlemesi
üzerine kuruludur. Heidegger burada, Miletos’lu düflünürü
oldukça özgün biçimde yorumlamakta ve baz› yerlerde filo-
lojik hakl›l›k s›n›rlar›n› zorlamaktaysa da, varmaya çal›flt›¤›
nokta, düflüncenin bafl›na geri dönmek ve ‘di¤er bafllang›ç’›n
olas› deneyimleniflinin bir örne¤ini sunmakt›r. Heidegger’in
son dönem düflüncesinin 盤›r›, bu ‘di¤er bafllang›ç’›n güzer-
gâh›n› takip etmek oldu¤u için -bu konuda özellikle Toplu
Eserler’de 65’inci cilt olarak ç›kan Beiträge zur Philosophie
(Vom Ereignis) (Felsefeye Katk›lar [Ereignis’ten Hareketle])
bafll›¤› alt›nda toplanm›fl olan yay›mlanmam›fl notlar›na ba-
k›lmal›d›r-, Holzwege’nin söz konusu son makalesi bir tür
yol haritas› olarak da kabul edilebilir.
8. Einführung in die Metaphysik (Metafizi¤e Girifl,
1953)27
Heidegger’in bu kitab›, onun 1935 y›l›nda Freiburg Üni-
versitesi’nde ayn› adla verdi¤i dersin metnine dayanmakta-
27) Martin Heidegger, Einführung in die Metaphysik, Max Niemeyer Verlag, Tü-
bingen: 1953. Toplu Eserler’de: Band 40: Einführung in die Metaphysik, haz. Pet-
ra Jaeger, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1983. Bu kitaptaki “Sein
und Schein” bölümünün Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, “Varl›k ve
Görünüfl”, çev. Özgür Aktok (Özgür Aktok, Metin Bal [der.], Heidegger, Do¤u
Bat› Yay›nlar›, Ankara: 2010, s. 59-75).
109
d›r. Kitab›n oda¤›n› varl›k sorusu oluflturmaktad›r. “Die
Grundfrage der Metaphysik” (Metafizi¤in Temel Sorusu)
bafll›¤›n› tafl›yan birinci bölümün ilk cümlesi flöyledir: “Ne-
den varl›k var da niye daha ziyade hiçbir fley yok? ‹flte, so-
ru budur.” Heidegger’e göre sorulabilecek sorular›n en bafl-
ta geleni bu sorudur: Neden varl›k var, neden hiçbir fley
yok? Kitab›n ilk bölümü, bu sorunun kapsam, önem ve an-
lam›n› ele almaktad›r.
Daha sonra Heidegger, kitab›n ikinci bölümünde ‘sein’
(‘...d›r’) sözcü¤ünün gramati¤ini ve etimolojisini ele al-
maktad›r. Ard›ndan üçüncü bölümde varl›¤›n özüne ilifl-
kin sorunun ne demek oldu¤unu incelemektedir. Dört alt
bölümden meydana gelen dördüncü ve sonuncu bölüm-
deyse varl›k kavram›na benzeyen fakat farkl› olan oluflum,
görünüfl, düflünme ve ödev gibi kavramlar› varl›k kavra-
m›ndan ay›rt etmektedir.
Varl›k kavram›n›n herhangi bir kavram olmad›¤›n›,
hatta ‘bofl’ bir kavram hiç olmad›¤›n› ortaya koyan Heideg-
ger, tarihsel insan varl›¤›n›n en temel deneyimleyiflinin
varl›k oldu¤unun alt›n› çizmektedir. Bu kitapla birlikte
Heidegger, Platon ve Aristoteles odakl› düflünüflünü Par-
menides ve Herakleitos odakl› bir düflünüfle do¤ru de¤ifl-
tirmeye meyleder. Ona göre felsefenin bafllang›c›nda, bu
son iki düflünür yer almaktad›r. Varl›¤›n düflünürü olarak
kabul etti¤i Parmenides, özellikle yokluk olmayan varl›¤›
dair tespitleriyle ayr› bir yere sahiptir. Öte yandan Herak-
leitos, polemos kavram›yla ‘varl›k mücadelesi’ni, yani hiç-
lik, varl›k ve görünüm aras›ndaki ontolojik mücadeleyi
özetlemek suretiyle önemli bir iç görü sa¤lam›flt›r. Bu nok-
tada Heidegger’in Der Ursprung des Kunstwerkes’te dile ge-
110
tirdi¤i ‘dünya’ ile ‘yer’ aras›ndaki çat›flma da daha derinlik-
li bir anlam kazanmaktad›r.
Heidegger’in bu kitab›, içerdi¤i siyasal göndermelerle de
özel bir yere sahiptir. Siyasal olan›, Yunanca’daki polis’ten
ç›karsayan ve bunu da Dasein’›n tarihsel olarak tezahür et-
ti¤i mahal olarak yorumlayan Heidegger, Parmenides’le He-
rakleitos’un fliirsel düflünüflünü kendine rehber edinmekte
ve mevcut siyasal koflullardan s›yr›lman›n tek yolunun, var-
l›k sorusunun ifade edilifline müteakip fliirsel bir tarih te-
mellendirilmesi oldu¤unu savunmaktad›r. Avrupa’n›n var-
l›k mücadelesinde ma¤lup olmamas› için, kendi ‘zinde’ ta-
rihsel-tinsel güçlerinin yeniden inkiflaf etmesi gereklidir
Heidegger’e göre.
Heidegger’in bu kitab›, 1935 y›l›ndaki dersine dayand›-
¤›ndan, pek çok yorumcu, onun bu sözlerini, 1933/1934’te-
ki Nasyonal Sosyalist ‘angajman’dan uzaklaflmas›n›n ve bu
ideolojiyle hesaplaflmas›n›n bir kan›t› olarak yorumlam›flt›r.
9. Der Feldweg (K›ryolu, 1953)28
Heidegger’in 1949’da kaleme ald›¤› toplam yedi sayfal›k
bu k›sa metin, onun memleketi Messkirch için yazd›¤›, ge-
zinmeleri s›ras›nda s›k s›k kulland›¤› ünlü Feldweg (k›ryo-
lu) üzerine bir tefekkür yaz›s›d›r.
Heidegger’in memleketiyle olan derin ba¤›, onun tüm
eserlerinde belirgin biçimde görülebilmektedir. Bu küçük
kitap, bu ba¤› felsefi boyutlara tafl›yan son derece ilginç bir
belgedir (ayr›ca onun 1959’da yay›nlad›¤› Gelassenheit bafl-
l›kl› eserine de bak›labilir: afla¤›da 15). Messkirch fiato-
28) Martin Heidegger, Der Feldweg, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main:
1953. Toplu Eserler’de: Band 13: Aus der Erfahrung des Denkens, haz. Hermann
Heidegger, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1983, s. 87-90.
111
su’nun önünden geçip aç›k tarlalara ve ormana götüren Feld-
weg (k›ryolu), al›fl›ld›k ortamdan hakikatin aç›kl›¤›na gidi-
flin simgesidir. Heidegger’in bu metinde Ortaça¤ misti¤i
Meister Eckhardt’tan da söz etmesi bu anlamda önemlidir.
Konuflulamayanda, dile gelemeyende hakikatin kendini
aç›mlamas› ya da Meister Eckhardt’›n deyifliyle Tanr›’n›n
Tanr› oluflu (yahut: Tanr›’n›n ‘Tanr›lan›fl›’) Heidegger’in bu
düflünsel gezintileri s›ras›nda kendini d›fla vurmaktad›r. Der
Feldweg, bu deneyimlemenin son derece fliirsel bir ifadesidir.
Bilim ve teknolojinin yol açt›¤› varl›ksal kopufla karfl› Hei-
degger, insan›n topra¤a ba¤l› bir varl›k olarak dünyay› dene-
yimlemesinin gereklili¤ini dile getirmektedir. Köke dönme-
nin fliiri olarak da yorumlanabilecek olan Der Feldweg, sakin
ve huzurlu düflünmenin k›sa bir k›lavuzu say›labilir.
10. Vorträge und Aufsätze (Tebli¤ler ve Makaleler,
1954)29
Bu kitapta üç bölüm alt›nda toplanm›fl olan on bir metin,
Heidegger’in çeflitli tarihlerde verdi¤i tebli¤lere ve kaleme al-
d›¤› makalelere dayanmaktad›r. ‹kisi hariç, derlemedeki tüm
metinler, ‹kinci Dünya Savafl› sonras› dönemde haz›rlanm›fl
olup, Heidegger’in ‘geç dönem’ felsefesini yans›t›r nitelikte-
dir. 1930’lu y›llarda yo¤unlaflt›¤› teknoloji ve bilim konular›-
n› bir kez daha ele alan Heidegger, Holzwege’den farkl› olarak
bu sefer daha özgün bir yaz›/konuflma dili ya da üslûbu kul-
lanmakta, daha ezoterik ifadelere yer vermektedir. Ancak
Einführung in die Metaphysik’teki dünya-tarihsel dönüflüm
heyecan›n›n ya da teolojik say›labilecek ifadelerin yerini da-
ha dingin, fakat daha örtük bir lisan alm›fl görünmektedir.
29) Martin Heidegger, Vorträge und Aufsätze, Verlag Günther Neske, Pfullingen:
1954.
112
Kitaptaki birinci bölümün ilk metni, 1953’te yapt›¤› Die
Frage nach der Technik (Tekni¤e ‹liflkin Soru)30 bafll›kl› ko-
nuflmas›d›r. Die Frage nach der Technik genifl yank›lar
uyand›rm›flt›r. Tekni¤in özünü Ge-stell (çerçeve) olarak
nitelendiren Heidegger, varolanlar bütününü sevk ve ida-
re etmek amac›yla oluflturulmufl bir tesis etme, haz›rlama
ve ortaya koyma çerçevesinin kendini teknoloji olarak ifa-
de etti¤inin alt›n› çizmektedir. Böyle bir sistemin bar›nd›r-
d›¤› tehlike, kendini sorgulamamas› ve sorgulatmamas›-
d›r, kendini kaç›n›lmaz ve kendili¤inden anlafl›l›r olarak
sunmas›d›r. Bu tehlikelerden kurtulup tekni¤e iliflkin so-
ruyu sorabilmek için, sorgulanmaya lay›k olana b›rak›l›fl
haline geçmek gerekecektir.
Birinci bölümün ikinci metni olan Wissenschaft und Be-
sinnung (Bilim ve Tefekkür),31 Heidegger’in yine 1953’te
yapt›¤› bir konuflmaya dayanmakta olup, bu metin, Die Fra-
ge nach der Technik’in tamamlay›c›s› gibidir. Burada Heideg-
ger, “Tekni¤e ‹liflkin Soru”da kald›¤› yerden devam etmek-
te ve ilk önce bilimin ne oldu¤unu, bilginin ne anlama gel-
di¤ini tarihsel perspektif içinde inceledikten sonra, özellik-
le Aristoteles’in baz› ana kavramlar› üzerinde yorumlarda
bulunmaktad›r. Buradan hareketle Heidegger, modern bili-
min hiç de do¤al ve kendili¤inden anlafl›l›r olmad›¤› sonu-
cunu ç›karmaktad›r. Bunun anlafl›lmas› ve sorgulanmas›
için Besinnung gereklidir: Bu kavram hem ‘tefekkür’ anlam›-
na gelmekte, hem de bilincinde olman›n daha ileri bir nok-
30) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Tekni¤e ‹liflkin Soruflturma, çev.
Do¤an Özlem, Gözden Geçirilmifl ‹kinci Bas›m, Paradigma Yay›nlar›, ‹stanbul:
1998.
31) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Bilim Üzerine ‹ki Ders, çev. Hak-
k› Hünler, Paradigma Yay›nlar›, ‹stanbul: 1998.
113
tas›n› ifade etmektedir. Bu anlamda Besinnung, sorgulanma-
ya lay›k olana b›rak›l›flt›r, teslim olmad›r. E¤itime, akl›n gü-
cüne, de¤iflmezli¤e, tarihsel bir cihetten gelerek boyun e¤-
mekten vazgeçmedir.
Birinci bölümün üçüncü metni, Überwindung der Me-
taphysik (Metafizi¤in Afl›lmas›) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Bu
makale, metafizi¤in afl›lmas›yla ilgili olarak Heidegger’in
1936 ila 1946 y›llar› aras›nda kaleme ald›¤› notlardan hare-
ket etmektedir. Makalenin önemlice bir k›sm›, grafiker ve
tasar›mc› Emil Preetorius için haz›rlanan arma¤an kitapta
da yer alm›flt›r.32 Toplam yirmi sekiz k›sa paragraftan mey-
dana gelen bu makale, metazifi¤in afl›lmas› ve geçmiflte kal-
mas› tart›flmas›yla bafllamakta, varolan›n hakikatinin bat›fl›-
n›n ne anlama geldi¤ini irdelemekte, metafizi¤in ikmalinin
Hegel’le gerçekleflti¤inin alt›n› çizmekte, metafizi¤in afl›l-
mas›n›n varl›k tarihsel anlamda düflünülmesi gerekti¤ini
vurgulamaktad›r. Bu noktada sonra Heidegger, son metafi-
zik felsefeci olarak gördü¤ü Nietzsche üzerine incelemeler-
de bulunmakta, ‘güç istenci’ kavram› üzerinde durmakta,
onu Kant’la karfl›laflt›rmakta, iktidar kavgas›n›n her yerde
kendini gösterdi¤ini belirtmektedir.
Heidegger’e göre varl›k, ça¤›m›z› terk etmifltir. Bu terk
ediflin göstergeleri olarak ‘fikir’ ve ‘de¤er’leri ele almaktad›r.
Metafizi¤in afl›lmas›ysa bir varl›k çobanl›¤›n› gerektirir. Söz
konusu çobanlar, tarumar olmufl yeryüzünün ›ss›zl›¤›n›n
d›fl›nda ve görünmez biçimde ama flairane ve tefekkürane
tarzda yurt tutarlar dünyada.
32) Fritz Hollwich (der.), Im Umkreis der Kunst. Eine Festschrift für Emil Preeto-
rius, Insel Verlag,
114
Bu metinden sonra, kitab›n birinci bölümünün son yaz›-
s› olan Wer ist Nietzsches Zarathustra? (Nietzsche’nin Zer-
düflt’ü Kimdir?) gelmektedir. Yine 1953’te yapt›¤› bir ko-
nuflmaya dayanan bu metin, Nietzsche’nin Böyle Buyurdu
Zerdüflt bafll›kl› kitab› üzerine ayr›nt›l› bir incelemedir. Hei-
degger’in bu metindeki ana noktas›, ça¤a karfl› ç›k›fl ve za-
man-üstü olan›n mutlaklaflt›r›lmas› denemesinin irdelen-
mesidir. Nietzsche’de h›nç ya da intikam kavram›n› derin-
likli biçimde ele alan Heidegger, intikam›n, ça¤a karfl› ç›k›fl
oldu¤unu, direnifl anlam›na geldi¤ini belirtmektedir. Sonuç
olarak Heidegger, Nietzsche’nin Zerdüflt’ü kim, diye sordu-
¤unda, üst-insan ö¤retisi içinde ayn›n›n ebedi tekerrürünü
ö¤reten kiflidir, demektedir. Heidegger’e göre Bat› metafizi-
¤inin nihai düflüncesi olan ebedi tekerrür ö¤retisi, hala es-
rar›n› korumakta olup, bunu mistisizm ya da döngüsellik
olarak yorumlamak yanl›fl olacakt›r.
Bundan sonra, Vorträge und Aufsätze’nin ikinci bölümü
bafllamaktad›r. Bu bölümün ilk metni, Heidegger’in 1952’de
yapt›¤› bir konuflmaya dayanmaktad›r ve Merkur dergisinde
de ayn› y›l bas›lm›flt›r. Was heißt Denken? (Düflünmek Ne
Demektir?) bafll›¤›n› tafl›yan bu yaz›, Freiburg Üniversite-
si’nde 1951/1952 güz döneminde ayn› bafll›kla verdi¤i der-
sin çerçevesi içindedir. Bu kitaptaki metin ise daha k›sad›r
ve düflünmek kavram›n›n genel bir irdelemesini sunmakta-
d›r. Heidegger’e göre düflünülmeye lay›k olan› düflünmek,
düflünmek demektir ve bu ö¤renilmesi gereken bir fleydir.
Bu ba¤lamda Heidegger, Hölderlin ve Parmenides’ten al›n-
t›lar yapmakta ve bunlar üzerinde yo¤unlaflmaktad›r. Sonuç
olarak Heidegger, düflünmenin, varolan›n varl›¤›n›n iflitil-
115
mesi oldu¤unu ortaya koymakta ve düflünülmeye lay›k ola-
n›n bu oldu¤unu belirtmektedir.
‹kinci bölümün ikinci metni, Bauen Wohnen Denken (‹nfla
Etmek, ‹skan Etmek, Düflünmek) bafll›¤›n› tafl›maktad›r.33
Bu metinde, infla ve iskan etme üzerine düflüncelerini di-
le getiren Heidegger, böylece sadece felsefecilerin de¤il, mi-
marlar›n, kent planlamac›lar›n ve benzeri alanlarda çal›fl›p
düflünenlerin en çok okuduklar› kuramsal çal›flmalardan bi-
rini kaleme alm›flt›r. Heidegger’in amac›, infla etmeyle ilgili
kurallar gelifltirmek, yani konuya mimari ve teknik aç›dan
yaklaflmak de¤il, varl›k sorusu aç›s›ndan infla ve iskan etme-
nin ne demek oldu¤unu irdelemektir. Mekân, korunak, is-
kan, tesis gibi konular› ele alan Heidegger, ‘köprü’ konusu-
nu da incelemekte ve onun birlefltirici, yak›nlaflt›r›c› rolünü
ortaya koymaktad›r. Sonuç olarak Heidegger, iskan etmenin
ontolojisini ortaya koyarken, bunun ö¤renilmesi gerekti¤i-
ni, mesken s›k›nt›s›n›n asl›nda bir iskan ontolojisi s›k›nt›s›
oldu¤unun alt›n› çizmektedir.
Bundan sonraki metin Das Ding’dir (fiey). Heidegger’in
1950’de yapt›¤› bir konuflmaya dayanan Das Ding, onun geç
dönem dilini yans›tan yap›tlar›n›n bafl›nda gelmektedir. Bu-
rada Heidegger, bir ‘testi’ (Krug) üzerine oldukça derin çö-
zümlemelerde bulunmaktad›r. Yak›nl›k ve uzakl›k kavram-
lar›ndan hareket ettikten sonra Heidegger, bir ‘fley’ olarak
testinin, gö¤ü ve yeryüzünü, Tanr›sal olanlar› ve ölümlüleri
biraraya toplad›¤›n› ve bir ‘dörtleme’ (Geviert) olarak bunla-
r›n öne ç›kmas›na vesile oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Bu
anlamda testi, ne bir yap›t, ne de bir dikkat nesnesi olarak
33) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, ‹nfla Etmek, Oturmak, Düflünmek,
çev. Olcay Kunal, Cogito, 8 (1996), s. 67-70.
116
bir nesnedir. Testinin nesneli¤i, Dasein’›n özsel iliflkilerini
aç›mlamas›nda yatmaktad›r. Dasein’›n özsel iliflki bütününe
Heidegger, geç dönem felsefesinde Geviert ad›n› vermekte-
dir. Bu dörtleme fludur: Yeryüzü (Erde): koruyan, besleyen
dünya, do¤a, çevre. Gök (Himmel): Günefl, ay, y›ld›zlar, ›fl›k,
karanl›k, mevsimler, vakit, hava flartlar›. Tanr›sal olanlar
(die Göttlichen): Tanr›’n›n iflaret tafl›yan elçileridir, onlar›n
faaliyeti Tanr›’y› aç›mlamaktad›r. Ölümlüler (die Sterblic-
hen): ‹nsanlar; ölebildikleri için onlara ölümlüler denir. Hei-
degger’e göre sadece insanlar, ölümlü olduklar› için, iskan
etmek suretiyle dünyay› dünya olarak kazan›rlar.
‹kinci bölümün son metni, yine bir konuflmaya dayan-
makta olup, “... dichterisch wohnet der Mensch ...” (... flaira-
ne iskan eder insan ...) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Heidegger söz
konusu konuflmay› 1951’de yapm›flt›r.
Heidegger, metnin bafll›¤›n› Hölderlin’in bir fliirinden al-
m›flt›r. Bu, Hölderlin’in “In lieblicher Bläue blühet mit dem
metallenen Dache der Kirchturm...” (Madeni çat›s›yla kilise
kulesi sevimli bir mavilikle çiçek açar...) dizeleriyle baflla-
yan fliiridir. Heidegger, burada da ‘mesken s›k›nt›s›’ndan ha-
reket etmekte, bu durum karfl›s›nda flairane iskan etmekten
nas›l bahsedilebilece¤ini sormaktad›r. Bu noktada Heideg-
ger, fliir/Poesie ile Yunanca’daki poiesis (yap›t/yap›m) kav-
ramlar› üzerinde ayr›nt›l› bir çözümelemeye gitmekte ve in-
san›n dünyadaki varoluflunun yap›tsal/yap›msal (poietik)
oldu¤u sonucuna varmaktad›r.
Bu metinden sonra Heidegger, kitab›n üçüncü bölümüne
geçmektedir. Bu bölümdeki üç metin, erken Eski Yunan fel-
sefesi (Parmenides ile Herakleitos) üzerine kavramsal ince-
lemelerde bulunan yaz›lard›r. ‹lk metin Logos (Heraklit,
117
Fragment 50) (Logos [Herakleitos, Fragman 50]) bafll›¤›n› ta-
fl›makta ve Hans Jantzen için 1951’de yay›nlanan arma¤an
kitapta ilk kez yay›mlanm›flt›r. Bu metin, Heidegger’in 1944
yaz döneminde Freiburg Üniversitesi’nde verdi¤i Logik
(Mant›k) dersine dayanmaktad›r. Dilin (nutk = logos) ayr›n-
t›l› ve kendine özgü bir yorumunu sunan Heidegger, bu ba¤-
lamda Herakleitos’un 50 numaral› fragman›ndaki logos kav-
ram›nan hareket etmektedir: “Beni de¤il anlam›/sözü (logos)
iflittiyseniz, flunu söylemek bilgecedir: her fley Bir’dir.” He-
rakleitos’un bu fragmanda dile getirdi¤i tüm sözcükleri tar-
t›flmaya ve üzerinde durmaya lay›k bulan Heidegger, bu söz-
cük ve kavramlar›n o zamanki anlamlar› ile günümüzde ça¤-
r›flt›rd›klar› aras›nda çok önemli farklar›n bulundu¤unun al-
t›n› çizmektedir. Sözü, mevcut olan›n birarada vücut bulma-
s›n›n dile gelifli olarak yorumlayan Heidegger, bunun sonu-
cu olarak dinleme/iflitme üzerinde yorumlarda bulunmakta,
buradan da varl›k sorusunun ne kadar önemli oldu¤unun al-
t›n› çizmektedir. Ancak varl›k kavram›n›n halen esrar›n› ko-
rudu¤unu vurgulayan Heidegger, bu yüzden söz konusu
sözcü¤ün ‘geçici’ oldu¤unu savunmaktad›r.
Bundan sonraki metin, Moira (Parmenides VIII, 34-41)
bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Bu metinde Heidegger, Parmeni-
des’in düflünmekle varl›¤›n özdeflli¤i önermesini ele almak-
ta ve bunun Bat› düflünümünün as›l meselesi oldu¤unu sa-
vunmaktad›r. Sekizinci fragman›n 34 ila 41 numaral› dize-
lerinde Parmenides, düflünmek ile varl›¤›n özdefl (ayn›) ol-
du¤unu söylemekte, dillendirme olmad›¤›nda varl›¤›n da
olamayaca¤›n› , bunlar›n ise Moira (kader tanr›ças›) taraf›n-
dan birbirine ba¤land›¤›n› vurgulamaktad›r. Bu noktada
sonra Heidegger, ça¤dafl Bat› felsefesinde bu iliflkinin nas›l
118
ele al›nd›¤›n› incelemekte ve özellikle Hegel’e vurguda bu-
lunmaktad›r. Bu girifl tart›flmalar›ndan sonra Heidegger var-
l›k, ölüm, hakikat, kader (Moira), görünüm, logos, özdefllik
gibi kavramlar› yukar›daki fragmandan hareketle temellen-
dirmeye çal›flmaktad›r.
Vorträge und Aufsätze bafll›kl› derlemenin son metni, Alet-
heia (Heraklit, Fragment 16) (Aletheia [Herakleitos, Fragman
16]) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Konstanz Lisesi’nin 350’nci ku-
rulufl y›l› kutlamalar› için ç›kan arma¤an kitap için Heideg-
ger’in kaleme ald›¤› bu makale, 1943 yaz döneminde verdi¤i
Herakleitos dersinin notlar›na dayanmaktad›r.
Özellikle Herakleitos’un ‘karanl›k’ say›lan felsefesini ele
alan bu makale, asl›nda onun ne kadar ayd›nl›k ve parlak bir
düflünür oldu¤unu vurgulamaktad›r. Bu amaçla Heidegger,
onun on alt›nc› fragman› üzerinden gitmektedir: “Hiç-batma-
yan’dan nas›l sak›n›l›r ki?” Bu cümlenin k›sa bir al›mlan›fl ta-
rihini sunan Heidegger, daha sonra bunun, insan›n varl›k ha-
kikatinin kapal› olmama, aç›kta-olma (aletheia: Lichtung;
kayran, mahfuz-olmama) oldu¤una iflaret etti¤ini ve logos’un
da bu flekilde yorumlanmas› gerekti¤ini vurgulamaktad›r.
11. Was heißt Denken? (Düflünmek Ne Demektir?,
1954)34
Heidegger’in 1951/1952 güz ve 1952 bahar döneminde
Freiburg Üniversitesi’nde ayn› bafll›k alt›nda verdi¤i der-
sin notlar›ndan haz›rlay›p yay›nlad›¤› bu küçük kitap, dü-
34) Martin Heidegger, Was heißt Denken?, Max Niemeyer Verlag, Tübingen:
1954. Toplu Eserler’de: Band 8: Was heißt Denken?, haz. Paola-Ludovika Corian-
do, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 2002. Türkçe çevirisi için bkz.
Martin Heidegger, Düflünmek Ne Demektir?, çev. R›dvan fientürk, Paradigma Ya-
y›nlar›, ‹stanbul: 2009.
119
flünmenin ne demek oldu¤u üzerine varl›k-tarihsel bir te-
fekkürdür. Heidegger’in hareket noktas›, Nietzsche’nin is-
tenç metafizi¤i ve varl›k sorusunun Sokrates öncesi dü-
flünce menba›d›r.
‹ki bölümden meydana gelen Was heißt Denken? (Dü-
flünmek Ne Demektir?) kitab›n›n ilk bölümünde Heidegger,
ça¤›m›z›n bir çözümlemesini sunmakta ve bu ça¤da en va-
him fleyin, hâlâ (ya da henüz) düflünme aflamas›na geçeme-
mifl oldu¤umuzu savunmas›d›r. Bunun iki sebebi vard›r:
Hem düflünmeye yeltenmeyiflimiz, hem de düflünmenin
kendisini bizden sak›nmas›. Hölderlin’den de hareketle Hei-
degger, insano¤lunu, kendini-bizden-sak›nan’›n iflareti ola-
rak yorumlamakta ve dolay›s›yla yorumdan mahrum kald›-
¤›n› savunmaktad›r. Dolay›s›yla insano¤lu, henüz-menzile-
varmam›fll›k ile mukadderdir.
Bunun ard›ndan Heidegger, özellikle tarihin ve dünya-
n›n bir tasar›m olarak alg›lanmas›n›n ne anlama geldi¤ini
ele almaktad›r. Heidegger’e göre, günümüzde modern bilim
ve teknolojinin bu tasar›m›n içeri¤ini tan›mlad›¤›n› savun-
makta ve Nietzsche’den hareketle son kertede metafizi¤in
de afl›lmas› gerekti¤ini ileri sürmektedir.
Metnin ikinci bölümünde Heidegger, bu sefer do¤rudan
“Düflünmek ne demektir?” sorusuna yönelmektedir. Neyin
düflünüldü¤ü üzerine ayr›nt›l› ve incelikli çözümlemelere
giden Heidegger, özellikle fliir ve dil üzerinde durmakta,
bütün bu tart›flmalar›nsa bizi varl›¤a götürdü¤ünün alt›n›
çizmektedir. Dolay›s›yla, düflünce-varl›k-dil üçlüsünün as›l
sorun oldu¤unu ortaya koymakta ve özellikle Parmeni-
des’in bu ba¤lamda önemli bir yer iflgal etti¤ini bildirmekte-
dir. Bu ba¤lamda Heidegger, düflünmenin ö¤renilmesi ge-
120
rekti¤ini ve bunun da varl›k sorusuna aç›k olmay› flart kofl-
tu¤unu savunmaktad›r.
12. Identität und Differenz (Özdefllik ve Ayr›m, 1957)35
1957 y›l›nda yay›nlanm›fl olan bu küçük kitapta iki metin
yer almaktad›r: Der Satz der Identität (Özdefllik Önermesi) ile
Die onto-theologische Verfassung der Metaphysik (Metafizi¤in
Onto-Teolojik Konstitüsyonu).36 Birinci metin, Heidegger’in,
Freiburg Üniversitesi’nin 500’üncü kurulufl y›ldönümü töre-
ninde yapt›¤› 27 Temmiz 1957 tarihli konuflmad›r. ‹kinci ya-
z› ise Heidegger’in 1956/1957 güz döneminde Freiburg Üni-
versitesi’nde Hegel’in Wissenschaft der Logik (Mant›k Bilimi)
bafll›kl› eseri üzerine verdi¤i dersin notlar›ndan haz›rlad›¤› ve
1957’de yapt›¤› bir konuflman›n metnidir.
Heidegger’in bu kitab›, onun geç dönem düflüncesini
özetlemektedir. Burada Heidegger, özellikle Alman ‹dealiz-
mi’yle yo¤un bir tart›flma içine girmektedir. Birinci metin,
‘özdefllik’ kavram› üzerinedir. Yayg›n bir anlay›flla özdefllik
‘A=A’ ile ifade edilmektedir. Ancak Heidegger’e göre böyle
bir yaz›m, düflüncenin en üst yasas›n› temsil etti¤i halde öz-
deflli¤in özü hakk›nda yeterli aç›klamada bulunamamakta-
d›r. Platon’dan hareket eden Heidegger, özdeflli¤in ayn›l›k
de¤il ‘ayn›n›n kendi için ayn›l›¤›’ oldu¤unu ortaya koymak-
tad›r. Buna göre özdefllik önermesi, bir sentez olup, özellik-
35) Martin Heidegger, Identität und Differenz, Verlag Günther Neske, Pfullingen:
1957. Toplu Eserler’de: Band 11: Identität und Differenz, haz. Friedrich-Wilhelm
von Hermann, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 2006. Türkçe çevirisi
için bkz. Martin Heidegger, Özdefllik ve Ayr›m, çev. Necati Aça, Bilim ve Sanat
Yay›nlar›, Ankara: 1997.
36) Türkçe çevirisi için bkz. Ahmet Demirhan (der.), “Metafizi¤in Onto-Teo-Lo-
jik ‹nflas›”, Heidegger ve Teoloji, ‹nsan Yay›nlar›, ‹stanbul: 2002, s. 49-71.
121
le Alman ‹dealizmi’nde doruk noktas›na varm›flt›r. Özdeflli-
¤i, varl›¤›n kendisiyle özdeflli¤i olarak yorumlayan Heideg-
ger, bunu düflüncenin temel önermesi olarak de¤il, varl›¤›n
temel önermesi (A, A’d›r) olarak kabul etmektedir. Dolay›-
s›yla Parmenides’teki düflünmekle varl›k özdeflli¤ini bu ba¤-
lam içine yerlefltirmektedir: ‹nsan›n varl›¤›, varl›¤›n varl›¤›-
d›r. ‹nsanla varl›¤›n mevcut ‘özleyim’ine (Ereignis) Heideg-
ger, ‘çerçeve’ (Ge-Stell) demektedir. Bu ba¤lamda özleyim,
varl›kla düflünce beraberli¤inin menfleidir.
‹kinci metin de varl›k ve düflünce üzerinedir. Hegel’den
hareketle ilerleyen bu yaz›da Heidegger, varl›¤› düflüncenin
mutlak öz-düflünümü olarak yorumlamaktad›r. Hegel’in
düflünmeyi tarihsellik içinde yorumlamas›n› temel alan Hei-
degger, düflünceyi ‘ayr›m›n ayr›m›’ fleklinde tan›mlamakta-
d›r. Tarihsel düflünüm, düflünülende de¤il, düflünülmeyen-
dedir. Bu ba¤lamda Heidegger felsefe tarihini, bir tür afl›m
olarak de¤il ve fakat geriye do¤ru ad›m atma olarak gör-
mektedir. Hegel’de metafizi¤in onto-teoloji olarak afl›lmas›,
yani mutlak Tanr›’da durmas› bu sebepledir. Fakat bu anla-
y›fl, ayr›m› göz ard› eder. Metafizik özdefllik içinde afl›ld›¤›
san›lan ayr›m› yeniden sorulmaya lay›k hale getirerek Hei-
degger, bir ad›m daha geriye atarak varl›k sorusunu bu ki-
tab›nda temelli biçimde sormaktad›r.
13. Der Satz vom Grund (Neden/Temellilik Önermesi,
1957)37
Bu kitapta yer alan iki yaz› da ayn› bafll›¤› tafl›maktad›r:
Der Satz vom Grund (Neden/Temellilik Önermesi). Kitapta-
37) Martin Heidegger, Der Satz vom Grund, Verlag Günther Neske, Pfullingen:
1957. Toplu Eserler’de: Band 10: Der Satz vom Grund, haz. Petra Jaeger, Vittorio
Klostermann, Frankfurt am Main: 1997.
122
ki birinci metin, Heidegger’in 1955/1956 güz döneminde
Freiburg Üniversitesi’nde ayn› adla verdi¤i dersin notlar›-
d›r. ‹kinci metinse, Heidegger’in 1956’da yapt›¤› konuflma-
lara dayanmaktad›r.
Bu kitaba bafll›¤›n› veren ‘Neden/Temellilik Önerme-
si’ni ifade eden Leibniz olmufltur: “Nihil est sine ratione”
[Hiçbir fley nedensiz/temelsiz de¤ildir: Hiçlik nedensiz-
dir/temelsizdir]. Heidegger bu önermeden hareket ederek,
tefekküre dalan, yer yer meditatif bir söyleme varan, ince-
likli bir çözümleme sunmaktad›r. Heidegger’e göre bu
önermenin ilk alg›lan›fl biçimi olan yayg›n yorumu, hiçbir
fleyin nedensiz olmad›¤›d›r. Heidegger’e göre böyle bir yo-
rum, modern ça¤›n metafizi¤ini de özetler niteliktedir:
Heidegger’e göre modern bilim ve teknoloji nedenselli¤in
araflt›r›lmas›d›r. Buna göre her türlü bilimsel ve teknolojik
inceleme ve araflt›rman›n koflulu, nedenlerin araflt›r›lmas›
ve temellendirici yan›tlar›n aranmas›d›r. Ama bu önerme,
ikili anlama sahiptir ve tam da bu ikili anlam› onu son de-
rece semereli k›lmaktad›r: zira Heidegger bu önermeden
hareketle ‘hiçlik’ kavram›n› al›fl›lmad›k biçimde yorumla-
maktad›r. Bu durumda hiçlik nedensizdir/temelsizdir,
e¤er hiçli¤i ‘varolmayan’ ya da ‘bir fley olmayan’ olarak yo-
rumlamay› sürdürürsek. Oysa hiçli¤i varl›kla eflanlaml›
olarak yorumlarsak, nedenlilik önermesi, varl›¤›n neden-
sizli¤ini, temelsizli¤ini ya da dipsizli¤ini de ifade ediyor
olacakt›r. Böyle bir durumda, varl›¤›n deneyimlenmesi
için, neden ve nas›l› sorgulamayan biçimde varolanla an-
gaje olmak gerekecektir. Heidegger buna varl›¤›n ‘oyna-
mas›/hareketi’ ya da ‘sahas›’ (Spiel) demektedir.
123
14. Unterwegs zur Sprache (Dile Do¤ru Yol Alma, 1959)38
‹lk bas›m› 1959’da yap›lan Unterwegs zur Sprache (Dile
Do¤ru Yol Alma) bafll›kl› bu kitapta toplam alt› metin yer al-
maktad›r. Heidegger’in dil felsefesinin en temel metinlerinin
yer ald›¤› bu kitab›n özü, asl›nda çok eskilere dayanmakta-
d›r. Zira Heidegger, daha 1920’li y›llarda Aristoteles üzerine
verdi¤i derslerde (özellikle de Marburg Üniversitesi’ndeki-
lerde) logos kavram›ndan hareket ederek dilin anlam›n› irde-
leyen incelemelerde bulunmufltu. Öte yandan, daha yukar›-
da da gösterildi¤i üzere, Holzwege’deki Der Ursprung des
Kunstwerkes (1935/1936) bafll›kl› eserinde sanat›n flairane
yani dilsel (nutk = logos) oldu¤unun alt›n› çiziyordu. Unter-
wegs zur Sprache’de de dil konusunu ele alan Heidegger, bu-
rada daha farkl› bir yol izlemifltir. Heidegger’e göre, söz ko-
nusu metinler, daha önce hiç dile getirilmemifl olan› dile ge-
tirmektedir: Dil, insan›n varl›¤›d›r. Varl›k olarak deneyimle-
nebileni özleyimleyebilmek için dile ihtiyaç duyulmaktad›r.
Dolay›s›yla Heidegger’in bu kitab›, onun geç dönem felsefe-
si içinde çok ayr› ve önemli bir yere sahiptir.
Kitab›n birinci metni, Die Sprache (Dil) bafll›¤›n› tafl›r.
Heidegger’in 1950’deki bir konuflmas›na dayanan bu metin,
Unterwegs zur Sprache’de ilk kez yay›nlanm›flt›r. Die Sprac-
he, Heidegger’in en ünlü sözlerinden birisini içermektedir:
“Die Sprache ist: Sprache. Die Sprache spricht” (Dil, dildir.
Dil, dillenir/konuflur). Heidegger’in bu ifadeyle kastetti¤i,
dilin bizim arac›l›¤›m›zla konufltu¤u, yani dilin kendi bafl›-
na sadece hayaletimsi bir varl›¤› oldu¤u de¤ildir. Burada
38) Martin Heidegger, Unterwegs zur Sprache, Verlag Günther Neske, Pfullin-
gen: 1959. Toplu Eserler’de: Band 12: Unterwegs zur Sprache, haz. Friedrich-Wil-
helm von Herrmann, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1985.
124
Heidegger’in söylemeye ya da iflaret etmeye çal›flt›¤› fley, ko-
nuflman›n daima belirli bir dilsel ba¤lam içinde gerçekleflti-
¤i (belirli bir dil, belirli bir jargon, belirli bir durum, belirli
bir zaman ve mekân vs.) ve asl›nda herfleyin dille dile geti-
rilemedi¤idir: Dil, konuflman›n bütün imkânlar›n›n sadece
bir k›sm›n› dile getirir. Heidegger’e göre konuflmak demek,
dile tekabül etmek (entsprechen) demektir. Dolay›s›yla biz,
bir dille konuflmakla kalmay›z, biz o dili dillendirir, onun
içinden dilleniriz. Bunun en berrak biçimde ortaya konul-
mas›, fliirledir. fiiire, dil dinletisi de demek mümkündür bu
sebeple. Heidegger, Die Sprache’deki çözümlemelerini ge-
nellikle Georg Trakl’›n fliiri üzerine temellendirmektedir.
Zaten kitaptaki ikinci metin de Trakl’›n fliiri üzerine çok
ayr›nt›l› bir çözümleme sunmaktad›r. Die Sprache im Ge-
dicht (Eine Erörterung von Georg Trakls Gedicht) (fiiirde Dil
[Georg Trakl’›n fiiiri Üzerine Bir ‹rdelenme]) bafll›¤›n› tafl›-
yan bu metin, daha önce Merkur dergisinde yay›nlanm›flt›
(1953, Say›: 61, s. 226-258).39 Trakl’›n baz› seçme fliirlerini
bütün olarak ya da onlardan baz› bölümleri ele alarak irde-
leyen Heidegger, her flairin sadece tek bir fliiri dillendirdi¤i-
ni, ama tek tek fliirlerinin toplam›n›n bu biricik fliiri meyda-
na getirmedi¤ini, söz konusu fliirin hep mahfuz kald›¤›n›
belirtmektedir. Trakl’›n ‘ruh’ kavram›n› ele alan Heidegger,
bunun Platon’cu anlamda bir ruh tasar›m› anlam›na gelme-
di¤ini, insano¤lunun yeryüzündeki savrulmufllu¤unun ve
gö¤e, yani aflk›nl›¤a eriflme kayg›s›n›n bir yans›mas› oldu-
¤unu savunmaktad›r. Heidegger, Trakl’›n fliirinin flu gerçe-
39) Bu makalenin Türkçe çevirisi için bkz. Kaan H. Ökten, “fiiirde Dil - Georg
Trakl’›n fiiiri Üzerine Bir ‹rdeleme”, Heidegger Kitab›, Agora Kitapl›¤›, 2. bas›m,
‹stanbul: 2006, s. 193-232.
125
¤i yans›tt›¤›n› görmektedir: ‹nsanl›k tam olarak batmad›kça
yeni insanl›k do¤mayacakt›r. Oysa ki, insanl›k henüz tam
olarak batmam›flt›r. H›ristiyan terminoloji ve imgelere bafl-
vurarak fliirini dillendiren Trakl’›n gerçekten de H›ristiyani
olup olmad›¤›n› tart›flan Heidegger, onun öyle olmad›¤› so-
nucuna var›r. Heidegger’e göre Trakl, yeni bafllang›c›n
memleketi olup halen mahfuz olan Gurup Ülkesi’nin
(Abendland) flairidir.
Unterwegs zur Sprache’nin üçüncü metni, Aus einem
Gespräch von der Sprache (Zwischen einem Japaner und einem
Fragenden) (Dil Üzerine Bir Sohbetten [Bir Japon ile Bir So-
ran Aras›nda]) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. ‹lk kez bu kitapta ya-
y›nlanan metin, Heidegger ile ‘bir Japon’ aras›nda geçen
karfl›l›kl› sohbetin bir tür tutana¤› olarak kaleme al›nm›fl ol-
mas› bak›m›ndan Platon-vari bir diyalo¤u an›msatmakta, bu
aç›dan Heidegger’in yap›tlar› aras›ndaki eflsiz olma niteli¤i-
ni korumaktad›r (yaz›m tarihi 1954’tür). Heidegger’in bu
diyalo¤u, 1954 Mart ay›nda Tokyo Üniversitesi felsefe pro-
fesörlerinden Tezuka Tomio’nun onu Freiburg’ta ziyaret et-
mesi vesilesiyle kaleme al›nm›flt›r.
Heidegger bu diyalogta, hermeneutik üzerine yo¤unlafl-
makta, dil ve yorumla ilgili olarak Bat› ile Do¤u aras›ndaki
yaklafl›m ve anlay›fl fark›n› ortaya koymakta, Avrupa termi-
nolojisinin Do¤u’yu temsil edip edemedi¤i konusunda (ve
tersi) menfi bir yaklafl›m içinde bulunmakta, ancak dilin
özüyle ilgili olarak Do¤u’yla Bat›’n›n temelde birbirine yak›n
durdu¤unu savunmaktad›r. Varl›k ve Zaman’la ilgili aç›kla-
malarda bulunmakta ve hermeneutik olan›n, Dasein analiti-
¤inin de¤il bizatihi dilin kendisinin oldu¤unu vurgulamak-
tad›r. Bu, Varl›k ve Zaman’daki Dasein anlay›fl›n›n da nihai
126
olarak revize edilmesi anlam›na gelmektedir. Anlafl›l›rl›¤›,
anlamay› sa¤layan, onu ‘veren’ dildir, Heidegger’e göre.
Unterwegs zur Sprache’deki dördüncü metin, Das Wesen
der Sprache’dir (Dilin Özü).40 Heidegger’in 1957 ve 1958’de
yapt›¤› üç konuflmaya dayanan bu metin, bafll›¤›ndan da an-
lafl›laca¤› üzere dilin özüne dairdir. Bu kez Stefan Geor-
ge’nin geç dönem fliirlerinden biri olan Das Wort’tan (Keli-
me) hareketle yorumlarda bulunan Heidegger, dil ile varl›k
aras›ndaki bütünsel iliflkiyi flu flekilde ortaya koymaktad›r:
dilin özü, özün dilidir. Ama yine de varl›¤›n özünü sözcük-
lerle ifade etmek mümkün de¤ildir. fiairin fliiri, varl›¤›n
özünü ketumiyette cemmeder.
Unterwegs zur Sprache’deki son metin, Der Weg zur
Sprache’dir (Dile Giden Yol). Heidegger’in 1959 y›l› Ocak
ay›nda yapt›¤› bir konuflmaya dayanan Der Weg zur Spra-
che, ilk kez Gestalt und Gedanke dergisinin 1959 y›l› say›s›n-
da ç›km›fl ve bu kitap için gözden geçirilmifltir. Bu metnin
özelli¤i, Heidegger’in konuyla ilgili daha önceki yaz› ve ko-
nuflmalar›n› derli toplu biçimde özetlemesidir. Dilin esrar›-
n› korudu¤unu söyleyen Heidegger, insan›n insan olmas›-
n›n dille mümkün oldu¤unu, insan›n varl›¤› bu flekilde dil-
lendirdi¤ini, dili dil olarak dillendirmenin ise as›l mesele ol-
du¤unu ortaya koymaktad›r. Bu amaçla Heidegger, Aristo-
teles ve Stoac›l›kta konuyla ilgili yorumlara de¤inmekte, da-
ha sonra Wilhelm von Humboldt’un dil hakk›ndaki irdele-
melerini ele almaktad›r. Humboldt’un dil anlay›fl›yla Hei-
degger’in dil yorumu aras›ndaki benzerliklerin göze çarpt›-
40) Türkçe çevirisi için bkz. Hüsamettin Arslan (der.), “Dilin Do¤as›”, ‹nsan Bi-
limlerine Prolegomena – Dil, Gelenek ve Yorum, Paradigma Yay›nlar›, ‹stanbul:
2002, s. 29-63.
127
¤› bu metinde, Heidegger’in düflünsel olarak hangi kaynak-
lardan beslendi¤ini de görmek mümkündür. Metnin sonun-
da Heidegger, Ereignis (özleyim/temellük) üzerinde dur-
makta ve dille dillenen insan›n böylece varl›k taraf›ndan öz-
leyimlendi¤ini ortaya koymaktad›r.
Bu kitap, Heidegger’in Toplu Eserler’de 65’inci cilt olarak
yay›nlanan Beiträge zur Philosophie (Vom Ereignis) (Felsefe-
ye Katk›lar [Ereignis’ten Hareketle]) bafll›kl› notlar›n›n an-
lafl›lmas› bak›m›ndan son derece önemli bir çal›flmad›r.
15. Gelassenheit (Huzur/Sal›nm›fll›k/B›rak›lm›fll›k, 1959)41
Heidegger’in 30 Ekim 1955’te Messkirch’li besteci Con-
radin Kreutzer’in 175’inci do¤um y›l dönümü için düzenle-
nen törende yapt›¤› konuflma olan Gelassenheit (Huzur/Sa-
l›nm›fll›k/B›rak›lm›fll›k/Teslimiyet), daha sonra kitap olarak
yay›nlanm›flt›r (1959). Bu, Heidegger’in modern ça¤› elefl-
tirdi¤i ve yeni bir yer/yurt aray›fl›n› dile getirdi¤i en keskin
metinlerinden birisidir.
Heidegger’in kulland›¤› en ‘ezoterik’ kavramlar›ndan bi-
risi olan Gelassenheit’› Türkçe’ye çevirmek oldukça zordur.
Ünlü ortaça¤ misti¤i Meister Eckhardt’›n kulland›¤› bir söz-
cük olan Gelassenheit, Tanr›’n›n inayet ve lütfuna b›rak›l-
m›fll›k ya da sal›nm›fll›k yahut teslimiyet anlam›na gelmek-
te, olgusal-d›flsal dünyadan kopuflu, huzuru temsil etmekte-
dir. Meister Eckhardt’a göre, insan ruhunun en temelinde
[Seelengrund], yaratanla yarat›lan aras›ndaki mesafenin
kalkt›¤› bir yer vard›r ki, buraya ancak dünyadan koparak
insan›n kendisini b›rakmas› ve sal›vermesiyle, yani Gelas-
senheit içinde var›labilmektedir.
128
Kreutzer’le ilgili anma toplant›s›nda Heidegger, anman›n
düflünmeyle ilgisini kurmakta, ancak ça¤›m›z insan›n›n dü-
flünmekten giderek daha fazla kaçt›¤›n› ya da kaç›nd›¤›n›,
bunda tüketim al›flkanl›klar›n›n etkili oldu¤unu, çünkü he-
sap eden akl›n egemenli¤i alt›nda kald›¤›n› vurgulamakta-
d›r. Heidegger’e göre iki tür düflünme vard›r: hesap eden
düflünme ile anlam›n peflinden giden sakin ve tefekküre da-
ir düflünme (besinnliches Nachdenken). Ça¤›m›z insan›, dü-
flünmenin bu ikinci türünden uzak düflmüfltür. Ancak Hei-
degger’e göre herkes, düflünme yetisine sahiptir, çünkü in-
sano¤lu düflünen, anlam peflinde koflan varl›kt›r. bu ba¤-
lamda Heidegger, düflünmeyle ‘kök’ kavram› aras›ndaki ba-
¤›nt›y› kurmakta ve düflüncenin yükselebilmesi için kökle-
re inmenin flart oldu¤unu dile getiren flair Johann Peter He-
bel’den bir özdeyifli aktarmaktad›r. Bu çerçeve içinde Hei-
degger, Bodenständigkeit’›n (yerine yurduna ba¤l›l›k) öne-
mini vurgulamaktad›r. Oysa Heidegger’e göre ça¤›m›z, hiç
de bodenständig de¤ildir. Özellikle de ‘atom ça¤›’ olarak an›-
lan bu dönemde, bilim ve teknolojiye körü körüne bir ba¤-
l›l›¤›n oldu¤unun alt›n› çizen Heidegger, bilim ve teknolo-
jinin kimya ve biyoloji arac›l›¤›yla insan özüne ve yaflam›n
kendisine karfl› bir müdahale ya da sald›r› içinde oldu¤unu
görmektedir. ‹nsan›n tek tek ve bütün olarak buna haz›r ol-
mad›¤›n› söyleyen Heidegger, buna karfl› olarak tefekkür ve
anlaman›n flart oldu¤unu savunmaktad›r. ‹nsano¤luna yeni
bir yer ve yurt gerekli oldu¤unu gören Heidegger, söz ko-
nusu yeni yurdun uzaklarda de¤il, çok yak›nlarda oldu¤u-
nu söylemektedir: Yeni yerimiz yurdumuz düflünmektir, te-
fekkür etmektir. Bunun sonucunda, örne¤in teknolojinin
ürünlerini kullanan ama ona ba¤l› kalmayan bir teslimiyet
129
söz konusu olacakt›r. Nesnelerin egemenli¤inden kendini
serbest b›rakarak teslim olana Heidegger “die Gelassenheit
zu den Dingen” demektedir. Bilim ve teknolojinin mahfuz
anlam›na karfl›n Heidegger, tefekkür ça¤›nda s›rra aç›kl›¤›
(die Offenheit für das Geheimnis) savunmaktad›r. Hem nes-
neleri b›rakm›fll›k, hem de s›rra aç›kl›k birbirini tamamla-
yan ve ayr› durmayan fleylerdir. Bunlar›n ikisi, yeni Bo-
denständigkeit’› sa¤layacakt›r.
16. Nietzsche I-II (1961)42
Heidegger’in iki ciltlik Nietzsche kitab›, çeflitli ders ve
notlar›na dayanmakta olup, on adet metinden meydana gel-
mektedir. Toplam 1155 sayfa olan bu kitap, Heidegger’in en
hacimli eseridir. ‹kinci Dünya Savafl›’n›n hemen öncesinde
ve savafl s›ras›nda Nietzsche üzerine verdi¤i derslerden ve
ald›¤› notlardan meydana gelen söz konusu kitap, Nietz-
sche araflt›rmalar› için temel kaynaklar aras›nda say›lmakta-
d›r. Heidegger’in burada sundu¤u Nietzsche yorumunun
son derece özgün oldu¤u da gözden kaçmamal›d›r.
Birinci ciltte yer alan metinler flunlard›r: Der Wille zur
Macht als Kunst (Sanat Olarak Güç ‹stenci), 1936/1937
güz döneminde verdi¤i derstir; Die ewige Wiederkehr des
Gleichen (Ayn›n›n Ebedi Tekerrürü), 1937 bahar döne-
minde verdi¤i derstir; Der Wille zur Macht als Erkenntnis
(Bilgi Olarak Güç ‹stenci), 1939 bahar döneminde verdi-
¤i derstir.
42) Martin Heidegger, Nietzsche, ‹ki Cilt, Verlag Günther Neske, Pfullingen:
1961. Toplu Eserler’de: Band 6.1: Nietzsche I, haz. Brigitte Schillbach, Vittorio
Klostermann, Frankfurt am Main: 1996. Band 6.2: Nietzsche II, haz. Brigitte
Schillbach, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1997. Bu kitaptan al›nan
bir bölümün Türkçe çevirisi için bkz. Kaan H. Ökten, “Sanat Olarak Güç ‹sten-
ci”, Heidegger Kitab›, Agora Kitapl›¤›, 2. bas›m, ‹stanbul: 2006, s. 164-192.
130
‹kinci ciltte yer alan metinlerse flunlard›r: Die ewige Wie-
derkunft des Gleichen und der Wille zur Macht (Ayn›n›n Ebedi
Tekerrürü ve Güç ‹stenci), 1939 bahar döneminde tamamla-
yamad›¤› dersin notlar›ndan haz›rlanm›flt›r; Der europäische
Nihilismus (Avrupa Nihilizmi), 1940 bahar döneminde verdi-
¤i derstir; Nietzsches Metaphysik (Nietzsche’nin Metafizi¤i),
1940 y›l›na ait bu notlar, 1941/1942 güz dönemi için verece-
¤i bir ders için haz›rland›¤› halde söz konusu ders verilme-
mifltir; Die seinsgeschichtliche Bestimmung des Nihilismus (Ni-
hilizmin Varl›k-Tarihsel Yazg›s›), 1944-1946 dönemine ait
notlar›d›r; Die Metaphysik als Geschichte des Seins (Varl›¤›n
Tarihi Olarak Metafizik), 1941 y›l›na ait notlar›d›r; Entwürfe
zur Geschichte des Seins als Metaphysik (Metafizik Olarak
Varl›k Tarihine ‹liflkin Taslaklar), 1941 y›l›na ait notlar›d›r;
Die Erinnerung in die Metaphysik (Metafizi¤i Anma/Metafizi-
¤e Dühul Etme), 1941 y›l›na ait notlar›d›r.
Heidegger’in Nietzsche araflt›rmalar›, kendi metafizik an-
lay›fl›n› belirlemesi bak›m›ndan son derece kritik ve önem-
lidir. Nasyonal Sosyalist dikatörlü¤ün düflünsel bünyesini
Nietzsche’ye dayand›rmaya çal›flt›¤› dönemde Heidegger’in
ayn› filozofu ele al›p onu son metafizikçi olarak yorumla-
mas›, egemen güçlerle hesaplaflmas›n›n da iflareti say›labilir.
Heidegger’in bir dönem Nietzsche Arflivi’nde bilimsel editör
olarak görev almas› da bu filozofla olan yak›n iliflkisinin bir
göstergesidir.
Nietzsche kitab›ndaki birinci metin, Nietzsche’nin ölü-
münden sonra derlenen ve ‘baflyap›t›’ olarak nitelendirilen
Der Wille zur Macht (Güç ‹stenci) isimli kitap üzerine odak-
lanm›flt›r. Heidegger burada Nietzsche’yi son metafizikçi
131
olarak yorumlamaktad›r. Nietzsche’yi Schelling, Hegel ve
Schopenhauer’le beraber istenç metafizi¤i gelene¤inin de-
vamc›s› olarak de¤erlendiren Heidegger, varolan› güç isten-
ci olarak belirlemesinin bu gelene¤in nihai aflamas›n› teflkil
etti¤ini savunmaktad›r. Bu ba¤lamda kendisi sanata ayr› bir
yer ay›rmaktad›r. Schopenhauer sanat› teskin edici bir araç
olarak görürken Nietzsche, sanat› bir muharrik olarak tayin
etmektedir. Bu ba¤lamda Heidegger, estetik tarihine yer
vermekte, Nietzsche’nin Platon’u nas›l tersine çevirdi¤inin
de ana hatlar›n› sergilemektedir.
Kitab›n birinci cildinin ikinci metni olan Die ewige Wie-
derkehr des Gleichen, Nietzsche’nin temel metafizik ö¤retisi-
nin ‘ayn›n›n ebedi tekerrürü’ oldu¤u görüflünü temellendir-
mektedir. Burada ana izlekler Tanr›’n›n ölümü ile varolan›n
insanilefltirilmesidir. Devran›n dönüflünün ebedi tekerrürü-
nün odak noktas› art›k Tanr› de¤il bizatihi insand›r. Ebedi
biçimde dönen ve yinelenen Tanr› ya da idea de¤il, bizzat
güç istencinin kendisidir. Metafizik anlamda güç istenci,
daimi varolufl anlam›na gelmektedir.
Üçüncü metinin bafll›¤› Der Wille zur Macht als Erkennt-
nis’tir. Burada Heidegger, Nietzsche’yi metafizi¤in tamam-
lay›c›s› olarak yorumlamaktad›r. Heidegger’e göre metafi-
zik, Nietzsche’yle birlikte ikmal olmaktad›r. Bu ba¤lamda
Heidegger, Nietzsche’yi bir yaflama filozofu ya da biyolo-
jistik düflünür olarak gören yayg›n yorumlara karfl› ç›k-
maktad›r. Heidegger’e göre, Nietzsche’deki bilgi kavram›,
dünya kaosunun insan taraf›ndan flematize edilmesi ola-
rak görüldü¤ünü ortaya koymaktad›r. Dolay›s›yla yaflam›n
özünde ufuk oluflturma ya da ufuk tayin etme vard›r. Ni-
132
etzsche’ye göre bu ufkun betimlenifli flairane biçimde ol-
maktad›r. Bunun sonucu olarak Nietzsche, bir tür pers-
pektivizme varmaktad›r: Ufuk, bak›fl aç›s›n› tayin eder.
Metafizik hakikat anlay›fl› da bu flekilde en uç noktas›na
tafl›nm›fl olur: Hakikat, ufku tayin edene göredir. Esas
olan oluflumdur. Heidegger’e göre bu durum, Nietzsche’yi
Bat› metafizi¤inin son filozofu ve yeni bafllang›c›n efli¤i ha-
line getirmektedir.
Nietzsche kitab›n›n ikinci cildindeki metinler, baz› ders
notlar›na ve ‹kinci Dünya Savafl› s›ras›ndaki di¤er notlara
dayanmaktad›r. ‹lk metin, birinci ciltteki son derse iliflkin
metinde sunulamayan ‘sonuç’ notlar›na dayanmaktad›r.
Burada Heidegger, Nietzsche’yle ilgili görüfllerini özetle-
mektedir. ‹kinci metinde (Der europäische Nihilismus)
Heidegger, Nietzsche’den hareketle modern ça¤›n bir çö-
zümleme ve elefltirisini sunmaktad›r. Nietzsche nihilizmi
olumsuz yönden olumlu yöne çekmekte, eski de¤erlerin
yerini yenilerinin alaca¤›n›, bununsa güç istencine daya-
naca¤›n› savunmaktad›r. Heidegger için bu, bir tür nihi-
lizm tarihi demektir ve asl›nda Platon’dan Nietzsche’ye
kadarki metafizik tarihinin özetidir. Giriflti¤i karfl› hare-
katla Nietzsche, metafizi¤i ikmal etmekte, tamamlamakta
ve ça¤›m›za damgas›n› vurmaktad›r: varl›¤›n iki anlaml›l›-
¤›n›n zirveye ç›kmas›. Bu metinden sonrakiler ise (Nietzs-
ches Metaphysik, Die seinsgeschichtliche Bestimmung des Ni-
hilismus, Die Metaphysik als Geschichte des Seins, Entwürfe
zur Geschichte des Seins als Metaphysik ile Die Erinnerung
in die Metaphysik) bu düflünceleri geniflletmekte ve ayr›n-
t›land›rmaktad›r.
133
17. Die Frage nach dem Ding. Zu Kants Lehre von den
transzendentalen Grundsätzen (fiey’e ‹liflkin Soru. Kant’›n
Transendental Temel ‹lkeler Ö¤retisi Üzerine, 1962)43
Heidegger’in 1935/1936 güz döneminde Freiburg Üni-
versitesi’nde verdi¤i bir derse dayanan bu kitap, 1929 tarih-
li “Kant Kitab›”ndan sonra onun Kant üzerine yay›mlad›¤›
ikinci önemli çal›flmas›d›r. Burada Heidegger, “Kant Kita-
b›”ndaki baz› görüfl ve yorumlar›n› k›smen de olsa gözden
geçirmifl ve yer yer de¤ifltirmifltir. Die Frage nach dem Ding.
Zu Kant Lehre von den transzendentalen Grundsätzen (fiey’e
‹liflkin Soru. Kant’›n Transendental Temel ‹lkeler Ö¤retisi
Üzerine) bafll›¤›n› tafl›yan bu yap›t, Kant’›n Saf Akl›n Eleflti-
risi’nde gelifltirdi¤i ‘saf akl›n tüm ilkelerinin sistemi’ ö¤reti-
sini ele almaktad›r.
Kitab›n girifl niteli¤indeki temel sorusu, “fiey nedir?” so-
rusudur. Vorträge und Aufsätze (1954) kitab›nda Heidegger,
Das Ding bafll›kl› bölümde nesne nedir sorusunu sormufl ve
bunu ‘testi’ örne¤inde ayr›nt›l› biçimde ele alm›flt›. ‹kinci
Kant kitab›n›n bafl›nda da Heidegger, nesnenin gündelik
kullan›m›ndan hareket etmekte, felsefi soru sormayla bilim-
sel ya da teknik soruflturman›n farkl›l›¤› üzerinde durmak-
tad›r. Bu noktada Heidegger, Kant çözümlemelerine gir-
mektedir: Nesnelere bakt›¤›m›zda, onlar› elimize ald›¤›m›z-
da vs., onlar›n ilk önce zaman ve mekân içinde olduklar›n›
görürüz. Zaman ve mekân, adeta nesnenin belirlenimi gibi-
43) Martin Heidegger, Die Frage nach dem Dinge: Zu Kants Lehre von den trans-
zendentalen Grundsätzen, Max Niemeyer Verlag, Tübingen: 1962. Toplu Eser-
ler’de: Band 41: Die Frage nach dem Ding. Zu Kants Lehre von den transzendenta-
len Grundsätzen, haz. Petra Jaeger, Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main:
1984. Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Bilim Üzerine ‹ki Ders, çev.
Hakk› Hünler, Paradigma Yay›nlar›, ‹stanbul: 1998.
134
dir. Dolay›s›yla nesne, özellikle de Aristoteles’te, metafizik
bir kategori, yani nitelik tafl›y›c›s› olarak karfl›m›za ç›kar. Bu
ba¤lamda hakikati ‘tekabüliyet’ olarak gören klasik ö¤reti-
nin neden böyle bir belirlenime gitti¤i de aç›kl›k kazanmak-
tad›r: Nesnelere tekabül eden bir hakikat görüflü gerçek ola-
rak kabul edilir çünkü. Bu da bir gerçeklik ifadesi ya da
önermesi, bir baflka deyiflle bir yarg› olarak karfl›m›za ç›k-
maktad›r. Oysa Heidegger’e göre tüm bu ç›karsamalar, an-
cak Dasein’in tarihselli¤iyle mümkündür. Bu noktada Hei-
degger, koflul ile koflulluluk kavramlar›n›n öne ç›kart›lmas›
gerekti¤ini, buradan hareketle Kant’›n yorumlanmas› gerek-
ti¤ini savunmaktad›r. Buradan itibaren Heidegger, do¤ru-
dan Kant’› yorumlamaya bafllar.
Kant incelemesinin ilk ad›m› olarak, Saf Akl›n Elefltiri-
si’nin dayand›¤› tarihsel zemin ele al›nmaktad›r. Heideg-
ger’e göre bu zemin kategoriler ö¤retisi, ak›lc›l›k ve ça¤dafl
fen bilimleridir. Felsefi silsile olarak Descartes-Wolff-Ba-
umgarten-Kant zincirini aç›klayan Heidegger, daha sonra
Saf Akl›n Elefltirisi’ne geçer. Heidegger buraya odak nokta-
s› olarak Kant’›n nesne ö¤retisini koydu¤undan, Elefltiri’nin
do¤rudan bu konuyla ilgili k›s›mlar›n› ele al›r. Heidegger’e
göre Saf Akl›n Elefltirisi’nin çekirde¤i, saf akl›n ilkelerinin
sistemidir. Kant’a göre deneyim nesnemiz do¤a oldu¤un-
dan, nesneyi bir do¤a nesnesi olarak görürüz (‘kendinde
nesne’den farkl› olarak ‘görünürdeki nesne’). Heidegger’e
göre Kant’›n en önemli kefliflerinden biri, insan elinden
ç›kmayan nesnelerle karfl› karfl›ya kalma durumumuzdur.
Ancak bu karfl› karfl›ya kalmakl›¤›n, insan›n Dasein’›yla
mümkün oldu¤u gerçe¤i buradaki esas kefliftir. Heideg-
ger’in Kant’a katk›s›, nesne ile insan aras›ndaki ‘aral›¤a’
135
dikkat çekmesi olmufltur. Bu aral›k ya da mesafe üzerine
incelemeler yaparken Heidegger, “‹nsan nedir?” sorusunu
sormaktad›r. Burada Heidegger, insan›n söz konusu aral›¤›
ya da mesafeyi aflabilen, aflk›nlaflabilen varl›k oldu¤unu or-
taya koymaktad›r.
18. Die Technik und die Kehre (Teknik ve Dönüfl, 1962)44
Bu küçük kitap, Heidegger’in 1949 ve 1950 y›llar›nda
yapt›¤› iki konuflmaya dayanmaktad›r. Bu kitap da, Heideg-
ger’in ça¤dafl bilim ve teknolojiyle ilgili çözümleme ve elefl-
tirilerini yans›tmaktad›r.
Die Frage nach der Technik, tekni¤in (teknolojinin) özü-
ne iliflkin bir irdelemedir. Teknik, insan›n araç kullanarak
bir fleyler yapmas›d›r. Oysa tekni¤in bu flekilde (araçsal) be-
lirlenmesi, kökü Aristoteles’e dayanan bir nedensellik tasar›-
m›na dayanmaktad›r. Buna göre teknik, vücuda getirme an-
lam›nda meydana ç›karmad›r. Ama Heidegger, Yunanca’da-
ki tekhne kavram›yla poiesis (yap›m/yarat›m) kavram› aras›n-
da do¤rudan bir iliflki kurmaktad›r: Buna göre tekhne (Aris-
toteles’ten hareketle) bir yap›m ya da yarat›m oldu¤undan,
meydana ç›kart›c›, gizlili¤i kald›r›c› bir edimdir. Dolay›s›yla
teknik, hakikati (aletheia) aç›mlay›c› bir görevi icra etmekte-
dir. Öte yandan ça¤dafl teknoloji, bir meydan okumadan iba-
ret oldu¤u için, aç›mlananlar, kat› bir çerçeve içine s›k›flt›r›l-
m›fl envanter haline gelmektedir. Dolay›s›yla ça¤dafl tekno-
lojinin özü, ‘çerçeve-içine-s›k›flt›r›lma’d›r (Ge-Stell).
Tekni¤in bu araçsal irdelemesinin yan› s›ra onu tarihsel
(ya da Heidegger’in deyimiyle yazg›sal) yorumunu da yap-
44) Martin Heidegger, Die Technik und die Kehre, Verlag Günther Neske, Pful-
lingen: 1962.
136
mak mümkündür. Heidegger bunu Hölderlin’den hareketle
icra etmektedir. Heidegger teknolojiyi reddetmedi¤i için,
Hölderlin’in deyimiyle ‘kurtar›c› olan’›n burada da oldu¤u-
nu savunur.
Teknolojinin çerçevelemesinden kurtulufl, onun yegane
hakikat aç›mlama arac› olmad›¤›n› görmekten geçmektedir,
Heidegger’e göre. Dolay›s›yla yap›lmas› gereken fley, tekni¤i
yeniden yap›m/yarat›m kavram›n›n yak›n›na tafl›mak, ama
ikisi aras›ndaki ayr›m› da göz ard› etmemektir.
Heidegger’in Die Kehre bafll›kl› ikinci metni, insan›n tek-
nolojiye yönelik tavr›n›n döndürülmesinin tatbik yollar›n›
incelemektedir. Heidegger burada, Die Frage nach der Tech-
nik’te çizdi¤i çerçeve içinde hareket ederek yorumlar›n› ge-
lifltirmektedir.
137
Kitaptaki birinci metin, Anmerkungen zu Karl Jaspers
“Psychologie der Weltanschauungen” (Karl Jaspers’in “Dünya
Görüflleri/‹deolojileri Psikolojisi”ne ‹liflkin De¤iniler) bafll›-
¤›n› tafl›makta olup, Heidegger’in 1919-1921 y›llar› aras›nda
kaleme ald›¤› ve Karl Jaspers’in bu ad› tafl›yan kitab›n›n bir
yorumu/elefltirisi niteli¤ini tafl›yan bir çal›flmas›d›r. Heideg-
ger bu yaz›y› yay›nlamam›fl, ama 1921 y›l›nda Jaspers’e gön-
dermifltir. Heidegger’in Jaspers’e yöneltti¤i elefltirilerin ba-
fl›nda, felsefe yapman›n tarihsel anlamda koflulland›r›lm›fl
oldu¤u, varl›¤›n anlam›n› tart›flman›n esas kabul edilmesi
gerekti¤idir. Bu anlamda Heidegger, daha gençlik y›llar›nda,
Varl›k ve Zaman’›n temel izle¤i olan Dasein çözümlemesinin
ana hatlar›n› burada serimlemifl olmaktad›r. Jaspers’in izini
sürdü¤ü varolufl sorunsal›n›n Husserl aç›s›ndan gözden ge-
çirilmesi, tarih sorununun sahih biçimde al›mlanmas› ve
özümsenmesi gerekti¤ini, bunun içinse fenomenolojik temel
duruflun ortaya konulmas›n› talep eden Heidegger, söz ko-
nusu De¤iniler’le belki de ilk kez felsefi program›n› aç›k bi-
çimde dile getirmifl olmaktad›r. Bu metin, Heidegger’in tüm
düflünsel yolunun tek ve ayn› güzergah› (varl›k meselesinin
çizdi¤i güzergâh›) izledi¤inin de bir kan›t›d›r.
Wegmarken’deki ikinci metin, Phänomenologie und The-
ologie (Fenomenoloji ve Teoloji)46 bafll›¤›n› tafl›maktad›r.
Heidegger’in 1927 ve 1928’deki konuflmalar›n›n metnine
dayanan bu esere, 1964’te ABD’de düzenlenen teoloji konu-
lu bir konferans için gönderdi¤i 11 Mart 1964 tarihli mek-
tup da eklenmifltir. Hem konuflma metni, hem de ekindeki
mektup, ilk kez Frans›zca çevirisiyle birlikte Archives de
46) Türkçe çevirisi için bkz. Ahmet Demirhan (der.), “Fenomenoloji ve Teolo-
ji”, Heidegger ve Teoloji, ‹nsan Yay›nlar›, ‹stanbul: 2002, s. 33-48.
138
Philosophie dergisinde 1969 y›l›nda bas›lm›flt›r. Ayr›ca Vit-
torio Klostermann yay›nevinden ayn› bafll›k alt›nda ayr› bir
kitap olarak da yay›nlanm›flt›r (1970).
Heidegger’in bu metni, onun ilk dönem felsefesinde çok
önemli ve ayr› bir yeri olan teolojiye ilgisini ve Marburg’ta-
ki teolog dostu Rudolf Bultmann’la giriflti¤i verimli diyalo-
¤u kan›tlayan kaynaklardan biridir. Phänomenologie und
Theologie’de Heidegger’in amac›, H›ristiyanl›¤›n H›ristiyani-
li¤ini ve teolojisini sorgulamak, bunun felsefedeki as›l me-
seleyle olan iliflkisini ele almak olmufltur. Teolojiyi bir po-
zitif bilim olarak belirleyen Heidegger, onun bu nedenle fel-
sefeden mutlak anlamda farkl› oldu¤unun alt›n› çizmekte-
dir. H›ristiyan teolojisinde pozitif olan›n H›ristiyanilik ol-
du¤unu, yani çarm›ha gerilen ‹sa inanc› oldu¤unu vurgula-
yan Heidegger, bu anlamda son derece Paulusçu ve Luther-
ci bir anlay›fl içindedir. Bu meyanda felsefe, teolojik temel
kavramlar›n H›ristiyanl›k öncesi içeri¤ini gözden geçirip
düzenleyen ve düzelten ontolojik bir araç görevini görmek-
tedir. Ancak bu görev, sadece teoloji aç›s›ndan böyledir.
Heidegger’e göre felsefe, düzeltici rolünü oynamadan da
kendi bafl›na vard›r ve mümkündür. Bu aç›dan felsefe ile te-
oloji, birbiriyle ba¤daflmaz. Burada Heidegger (özellikle de
metne ekli mektupta) esas ödevin, düflünmeyi ö¤renmek ol-
du¤unu vurgulayarak, teolojiyle aras›ndaki fark› belirgin
k›lmaktad›r (Heidegger buna ‘nesnellefltirmeyen düflünce
ve ifade’ demekte ve örnek olarak fliiri vermektedir).
Wegmarken’deki üçüncü metin, Aus der letzten Marbur-
ger Vorlesung (Marburg’taki Son Dersten Al›nt›lar) bafll›¤›n›
tafl›maktad›r. Heidegger, 1928 bahar döneminde Marburg
Üniversitesi’nde son dersini vermifl ve ayn› y›l Freiburg
139
Üniversitesi’nde Husserl’den boflalan felsefe kürsüsüne pro-
fesör olarak atanm›flt›. Buradaki metin, Heidegger’in Mar-
burg’taki son dersiyle (Logik/Mant›k) ilgili notlar›ndan ya-
rarlan›larak haz›rlanm›flt›r. Metin ilk kez Rudolf Bult-
mann’›n sekseninci do¤um y›l› vesilesiyle ç›kan arma¤an ki-
tab›nda yay›nlanm›flt›r (Zeit und Geschichte, J.C.B. Mohr
(Paul Siebeck), Tübingen: 1964, s. 491-507). Marburg’taki
son dersle ilgili bu metinde Heidegger, özellikle Leibniz
üzerinde durmaktad›r. Burada Heidegger, Varl›k ve Za-
man’›n çizdi¤i çerçeve içinde, insan›n dünya-içinde-varol-
makl›¤›n›n ekstatik yönünü varl›k sorusu aç›s›ndan irdele-
meye çal›flm›flt›r. Heidegger’e göre Leibniz’in önemi, onun
tözün tözlülü¤ü üzerinde düflünmüfl olmas›ndan kaynak-
lanmaktad›r. Bu ba¤lamda Leibniz’in kulland›¤› ‘monad’
(monas) kavram›n›n önemini vurgulayan Heidegger, bu
kavramla ilgili ayr›nt›l› bir incelemeye gitmektedir. Mona-
d›n en içteki metafizik motifini yönelifl veya ifltah (Drang)
olarak yorumlayan Heidegger, monad›n temelde temsil edi-
ci, öne ç›kart›c› oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Monad›n
kendi içinde de görme minvaline göre farkl›laflt›¤›n›, evre-
nin bu farkl›laflmalarla temsil edildi¤ini, varl›¤›n›n ifltah ol-
du¤unu ve evrenin odaklaflmas› ve yaflam›n görüntüsü ol-
du¤unu belirtmektedir.
Bu metinden sonra, Was ist Metaphysik? (Metafizik Ne-
dir?) bafll›kl› çal›flma gelmektedir.47 Was ist Metaphysik?’te
Heidegger, Varl›k ve Zaman’daki baz› konular› yeniden ele
al›p gelifltirmekte, tart›flma özellikle ‘havf’ (Angst) kavram›
47) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, Metafizik Nedir?, çev. Mazhar
fievket ‹pfliro¤lu, Suut Kemal Yetkin, Vakit Gazete-Matbaa-Kütüphane, ‹stanbul:
1935. Ayr›ca bkz. Martin Heidegger, Metafizik Nedir?, çev. Yusuf Örnek, Türki-
ye Felsefe Kurumu, Ankara: 1991.
140
üzerine odaklanmaktad›r. Oldukça genifl bir metafizik tan›-
m›ndan hareket eden Heidegger, Dasein’›n temel hadisesi-
nin hiçlik oldu¤unu, bununsa belirsiz ve aç›k olan olarak
kavranmas› gerekti¤inin alt›n› çizmektedir: “Das Nichts ent-
hüllt sich in der Angst” (Hiçlik kendini havfta a盤a ç›kar›r).
Dasein’›n söz konusu belirsizli¤e ve aç›kl›¤a uzanmas›, hiç-
li¤in içine tutulmas› olarak aflk›nl›¤›n yaflanmas›, belirli va-
rolanlardan hareketle mümkün olmaktad›r. Heidegger, söz
konusu metni, metafizi¤in temel sorusunu Parmenides’ten
ilham alarak sorarak bitirmektedir: “Niçin varl›k vard›r da
her fley hiç de¤ildir?”
Wegmarken’deki beflinci metin, Vom Wesen des Grundes
(Nedenin/Temelin Özüne Dair) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Hei-
degger bu metni, hocas› Husserl’in yetmiflinci do¤um y›l›
arma¤an kitab› için yazm›fl olup kitap, 1929’da yay›nlan-
m›flt›r.48 Bu eser, Was ist Metaphysik?’teki Dasein’›n aflk›nl›-
¤› izle¤ine devam etmekte, oradaki hiçlik konusunu ta-
mamlamas› bak›m›ndan ontolojik ayr›m konusunu ele al-
maktad›r. Heidegger’e göre ontolojik ayr›m, varl›k ile varo-
lan aras›ndaki ‘de¤il’dir. Bu de¤illemenin, zihinsel bir kur-
gulama de¤il, varl›ksal bir hakikat oldu¤unun alt›n› çizen
Heidegger, varl›¤›n varolandan hareketle deneyimlenen de-
¤il ile ontolojik ayr›m›n de¤ilinin eflit olmad›¤›n›, ama varo-
lan›n varl›¤›n›n özü aç›s›ndan ayn› oldu¤unu vurgulamak-
tad›r. Metinde, ‘Grund’ (neden, sebep, temel) kavram›n›
Aristoteles’in arkhe (ilke) kavram›ndan hareketle ve Leib-
48) Martin Heidegger, “Vom Wesen des Grundes”, Festschrift für Edmund Hus-
serl zum 70. Geburtstag: Ergänzungsband zum Jahrbuch für Philosophie und phäno-
menologische Forschung, Max Niemeyer Verlag, Halle an der Saale: 1929, s. 71-
110. Ayn› yay›n›n ayr› bas›m›: Martin Heidegger, Vom Wesen des Grundes, Max
Niemeyer Verlag, Halle an der Saale: 1929.
141
niz-Crusius-Kant-Schelling güzergâh›n› izleyerek inceleyen
Heidegger, günümüz biliminde nedensellik kavram›na gön-
dermede bulunmaktad›r. Sonuç olarak Heidegger, nedenli-
li¤in özünü ontolojik ayr›mdan hareketle kavrarken, onun
özünün Dasein’›n özgürlü¤ünün sonlulu¤u üzerine temel-
lendi¤ini vurgulamaktad›r. Nedenlilik temellendirmesini
mümkün k›lan, insan›n aflk›nl›¤› oldu¤una göre, söz konu-
su aflk›nl›¤› nedenlilik/temellendirme özgürlü¤ü olarak gör-
mek olas›d›r. Bunu ise Heidegger, varl›¤›n ça¤r›s›n› iflitebil-
me olarak yorumlamakta, yani bunun diyalojik bir dene-
yimleme oldu¤unu ortaya koymaktad›r.
Wegmarken’deki bir sonraki metin, Vom Wesen der
Wahrheit (Hakikatin Özüne Dair) bafll›¤›n› tafl›maktad›r.
1930-1932 y›llar› aras›nda yapt›¤› çeflitli konuflmalara daya-
nan bu metin, 1943’te Vittorio Klostermann yay›nevinden
ayr› bir kitap olarak ç›km›flt›r.49 Vom Wesen der Wahrheit’ta
Heidegger, yine özgürlük konusunu ele almakta ve onu, va-
rolanla karfl›lafl›labilirli¤e aç›k olufl olarak tan›mlamaktad›r.
Heidegger’e göre hakikatin özü, do¤ruluk ya da tekabüliyet
de¤il, tam da söz konusu aç›k olufl, örtüksüzlük, mahrem
ya da mahfuz olmamad›r. Bu anlamda Heidegger, özellikle
Platon’un ‘ma¤ara alegorisi’nden hareketle aletheia kavra-
m›n›n nas›l ‘hakikat’ anlam›na dönüfltü¤ünü göstermekte ve
bu anlam›n, felsefenin tarihi içinde yarg›sal bir do¤ruluk
ifadesine kayd›¤›n›n alt›n› çizmektedir. Dasein’›n temel ni-
teli¤i aç›k olufl oldu¤undan varolanla karfl›laflabilir, onu
keflfedebilir, varolanla kendini iliflkilendirebilir. Bu ba¤lam-
da Heidegger, ‘do¤rulu¤u’ bir do¤ru üzerinde yol alma, do¤-
49) Martin Heidegger, Vom Wesen der Wahrheit, Vittorio Klostermann, Frank-
furt am Main: 1943.
142
ru yönde olma anlam›nda kavramakta ve dolay›s›yla bunun
hakikat üzerinde temellendi¤ini vurgulamakatad›r.
Wegmarken’deki yedinci metin, Platons Lehre von der
Wahrheit (Platon’un Hakikat Ö¤retisi)50 bafll›¤›n› tafl›mak-
tad›r. Bu metin, Heidegger’in 1931/1932 güz döneminde
Freiburg Üniversitesi’nde verdi¤i Vom Wesen der Wahrheit
(Hakikatin Özüne Dair) bafll›kl› derse dayanmaktad›r. Bu
metin, Brief über den Humanismus’la (Hümanizm Üzerine
Mektup) birlikte ayr› bir kitap olarak da yay›nlanm›flt›r
(1947).51 Vom Wesen der Wahrheit’ta oldu¤u gibi burada da
Heidegger, hakikatin sahih anlam›n›n felsefe tarihi içinde
bozuldu¤unu, buna örnek olarak Platon felsefesinin za-
manla çok baflka biçimde yorumlanmaya ve alg›lanmaya
baflland›¤›n› göstermenin mümkün oldu¤unu vurgulamak-
tad›r. Heidegger, metnine, Platon’un Devlet diyalo¤undaki
‘ma¤ara alegorisi’yle (Devlet VII, 514a2 ila 517a7) baflla-
maktad›r. Metnin sol sayfas›nda orijinal Yunanca metin,
sa¤›ndaysa Heidegger’in özgün çevirisi yer almaktad›r. Ar-
d›ndan alegorinin yorumunu sunan Heidegger, Platon’a
göre insan›n hakikati görebilmesi için paideia’ya (Bildung,
kültür/terbiye) gerek oldu¤unun, bu alegorininse paidei-
a’n›n özünü dile getirdi¤inin alt›n› çizmektedir. ‹nsano¤lu
aç›k olan›n hakikatine do¤ru terbiye edilmelidir, bu yoru-
ma göre. Bu noktadan itibaren Heidegger, hakikat (alethei-
a) ile onun özü ve Bat› felsefesinin tarihi içindeki sapmala-
r› ayr›nt›l› biçimde ele almaktad›r. Heidegger’e göre Pla-
50) Türkçe çevirisi için bkz., Ahmet Aydo¤an (der.), “Platon’un Hakikat Doktri-
ni”, Metafizik Nedir? Bergson, Heidegger, Marcel, Guénon, ‹z Yay›nc›l›k, ‹stanbul:
2001, s. 85-116.
51) Martin Heidegger, Platons Lehre von der Wahrheit. Mit einem Brief über den
“Humanismus”, A. Francke Verlag, Bern: 1947.
143
ton’un ‘ma¤ara alegorisi’, onun hakikat ö¤retisinin ana kay-
na¤› say›lmal›d›r.
Bu metinden sonra gelen sekizinci yaz›, Vom Wesen und
Begriff der Phusis. Aristoteles, Physik B, 1 (Phusis Kavram› ve
Özüne ‹liflkin; Aristoteles, Fizik B, 1) bafll›¤›n› tafl›maktad›r.
Heidegger bu metni 1939’da kaleme alm›fl ve ilk kez Il Pen-
siero dergisinde yay›nlatm›flt›r (1958). Ayr›ca Testi Filosofici
1960 (Biblioteca “Il Pensiero”) dizisinden ayr› bas›m olarak
ç›km›flt›r. Burada Heidegger, Aristoteles’in varl›kla ilgili dü-
flüncesinin daha sonraki felsefe tarihi içinde nas›l bir sapma-
ya u¤rad›¤›n› göstermektedir. Heidegger’e göre Aristoteles’in
Fizik kitab›, Bat› felsefesinin temel kitab›d›r. Yunanca’daki
phusis kavram›n›n genellikle do¤a ya da fizik olarak çevirildi-
¤ini belirten Heidegger, asl›nda Aristoteles’te bu kavram›n
çok daha kapsaml› ve özlü oldu¤unu vurgulamaktad›r. Yük-
selifl, zuhur etme, ‘bitme’ anlam›nda ele ald›¤› phusis’i Hei-
degger, varl›¤›n kendi içinden yükselip tezahür etmesi olarak
anlamakta, Aristoteles’in bu kavram› töz (ousia) bafll›¤› alt›n-
da ele almas›n›nsa anlaml› oldu¤unu vurgulamaktad›r. Ayn›
vurguyu, Aristoteles’in arkhe (esas, ilke) kavram›na da yapan
Heidegger, kinesis (hareket) kavram›n› da incelemesine dahil
eder. Bu ba¤lamda Heidegger, varl›¤› zamansall›k ve özleyim-
sellik içinde kavrad›¤›n› belli etmektedir. Heidegger’e göre,
Fizik kitab›nda phusis, ousia’n›n bir cinsi oldu¤undan ve ou-
sia’n›n özü phusis’ten tezahür etti¤inden, varl›¤a zorunlu ola-
rak aletheia aittir ve bu yüzden de hakikat, varl›¤›n kendini
mevcudiyete açmas›/aç›mlamas› olarak anlafl›labilir.
Wegmarken’deki dokuzuncu metin, dördüncü metnin
ekidir ve Nachwort zu “Was ist Metaphysik?” (“Metafizik
Nedir?”e Sonsöz) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Bu, Metafizik Ne-
144
dir? bafll›kl› çal›flmas›n›n 1943’teki dördüncü bas›m›na ek-
tir. Baz› yanl›fl anlamalar› düzeltmeye ve bak›fl aç›s›n› daha
da geniflletmeye çal›flan Heidegger, kitapta hiçlik felsefesi
yapmad›¤›n›, tek temel duygunun havf oldu¤unu ileri sür-
medi¤ini, mant›k düflmanl›¤› da yapmad›¤›n›n alt›n› çiz-
mektedir. fiairlere önemli görevler düfltü¤ünü belirten Hei-
degger, onlar varl›¤› ifade ederler, kutsal olan› dile getirir-
ler, diyerek ne kadar önemli bir yükü tafl›mak zorunda ol-
duklar›n› vurgulamaktad›r.
Bundan sonraki metin, Brief über den ‘Humanismus’ (‘Hü-
manizm’ Üzerine Mektup)52 bafll›¤›n› tafl›maktad›r ve kitap-
ta onuncu s›radad›r. ‹kinci Dünya Savafl›’ndan sonra Nasyo-
nal Sosyalistlerden Temizleme Komisyonu taraf›ndan tüm
hocal›k yetkileri elinden al›nan Heidegger, büyük bir yal-
n›zl›¤a itilmiflti. Bu dönemde ona en çok destek olan ve yar-
d›m eden, baz› Frans›z düflünürler olmufltu. Onlar aras›nda
Heidegger’e en yak›n duran› Jean Beaufret olmufltur. Hei-
degger’e mektupla birtak›m sorular yönelten (örne¤in “Hü-
manizm sözcü¤ünün anlam›n› yeniden geri kazanmak
mümkün müdür?”) Beaufret’ye Heidegger’in 1946 y›l› son-
bahar›nda yazd›¤› cevabi mektup olan ‘Hümanizm’ Üzerine
Mektup, yukar›da da belirtildi¤i üzere Platons Lehre von der
Wahrheit’la birlikte 1947 y›l›nda ilk kez yay›nlanm›flt›r.
1949’daysa ayr› bir kitap olarak yay›nlanm›flt›r (Vittorio
Klostermann, Frankfurt am Main).
Bu ünlü metinde Heidegger, ‘insan’›n hümanistik yoru-
muna karfl› ç›kmakta, insan› varl›ktan hareketle yorumla-
52) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, J.P. Sartre, T. S. Eliot, Irwing
Babbitt, “Hümanizm Üzerine Mektup”, Hümanizmin Özü, çev. Ahmet Aydo¤an,
‹z Yay›nc›l›k, ‹stanbul: 2002, s. 37-95.
145
man›n flart oldu¤unu vurgulamaktad›r. ‹nsan varl›¤›n çoba-
n›d›r, ifadesine bu metinde yer veren Heidegger, Varl›k ve
Zaman’daki baz› konular› burada gelifltirme f›rsat› bulmak-
tad›r. Varl›¤a f›rlat›lm›fl olan insan, Sartre’›n ele ald›¤› an-
lamda eksistensiyal bir hal de¤ildir. Çünkü Sartre, varolu-
flun varl›ktan önce geldi¤ini savunmaktad›r. Oysa Varl›k ve
Zaman’da da ortaya koymufl oldu¤u gibi, böyle bir ayr›ma
gitmek Dasein’›n ontolojisine uygun de¤ildir. Bu ba¤lamda
Heidgger, kendisine yöneltilen ‘eksistensiyalizm’ elefltirile-
rine karfl› ç›kmakta ve kendisinin varoluflçu olmad›¤›n›n al-
t›n› çizmektedir. Varl›¤›, kendini varlayan olarak yorumla-
yan Heidegger, bu sebeple ‘varl›k’›n Tanr› ya da dünyan›n
as›l nedeni/temeli olmad›¤›n› vurgulamaktad›r. Varl›k bize
en yak›n oland›r, diyen Heidegger, buna ra¤men varl›¤› dü-
flünmenin en zor ve uzak fley oldu¤unu ortaya koymaktad›r.
Dasein’› dünya-içinde-varolmakl›k’tan hareketle kavramaya
ve bu sayede Varl›k ve Zaman’la olan ba¤lant›s›n› sürdürme-
ye çal›flan Heidegger, nihayet ethos konusuna gelmektedir.
Yunanca’daki ethos kavram›n› Herakleitos’tan hareketle yo-
rumlayan Heidegger, bunu bir bak›ma ‘yurt’ ya da ‘mes-
ken/ikametgah’ olarak yorumlamakta, insan›n varl›¤›n ço-
ban› olarak dilin yurdunda iskan etti¤ini, dilin ise varl›¤›n
ikametgah› oldu¤unu belirterek ontoloji ile ethos aras›nda
temele inen bir örtüflmeyi ortaya ç›karmaktad›r. Dolay›s›yla
Heidegger, neden etik konusunda yazm›yorsunuz, elefltiri-
lerine, zaten etikle ontolojinin özü ayn›d›r, diyerek yan›t
vermektedir.
Wegmarken’in on birinci metni, Einleitung zu “Was ist
Metaphysik?” (“Metafizik Nedir?”e Girifl) bafll›¤›n› tafl›mak-
ta olup, dördüncü metnin ön ekidir. Metafizik Nedir?’in Vit-
146
torio Klostermann’dan ç›kan beflinci bas›m› (1949) için ha-
z›rlanm›fl girifl yaz›s›d›r. Bu girifl yaz›s›nda Heidegger, meta-
fizi¤in esasen temeli ya da özü nedir, diye sormaktad›r. Ver-
di¤i yan›t çok aç›kt›r: Metafizik, varolan› varolan olarak dü-
flünmektedir. Varolan nedir, diye soruldu¤unda tam da
böyle bir düflünce dile getirilmifl olmaktad›r. Dolay›s›yla
Heidegger, metafizik kavram›n› mümkün olan en genifl an-
lam›nda ele almaktad›r. Bu anlamda Heidegger, Descar-
tes’tan hareketle, felsefe a¤ac›n›n kökünün metafizik oldu-
¤unun alt›n› çizmektedir. Girifl yaz›s›n›n sonlar›nda Hei-
degger, yine eksistensiyalizm yak›flt›rmalar›na karfl› ç›k-
makta ve Varl›k ve Zaman’daki “Dasein’›n ‘özü’ varoluflun-
dad›r” cümlesindeki ‘varolufl’ (Existenz) kavram› üzerinde
durmaktad›r. Heidegger burada varolufl kavram›n›, eski kök
anlam›ndan hareketle aç›k olufl, mahfuzluktan d›flar›ya ç›-
k›fl olarak tan›mlamaktad›r. Bu anlamda sadece insan›n va-
roldu¤unu belirten Heidegger, bununsa zamansall›kla do¤-
rudan iliflkili oldu¤unu vurgulamaktad›r.
Kitaptaki on ikinci metin, Zur Seinsfrage (Varl›k Sorusu-
na Dair) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Edebiyatç› Ernst Jünger’e
yaz›lm›fl uzunca bir mektuptur. Jünger’in altm›fl›nc› do¤um
y›l› vesilesiyle haz›rlanan arma¤an kitapta yay›nlanm›flt›r
(Vittorio Klostermann, Frankfurt am Main: 1955, s. 9-45).
Ayn› yay›nevince ayr› bas›m olarak da kitaplaflt›r›lm›flt›r
(1956).
Ernst Jünger’le nihilizm üzerine yapt›¤› derin bir tart›fl-
man›n yans›mas› olan bu mektupta Heidegger, Jünger’in
metafizik duruflunu ortaya koymaya çal›flmakta, onun nihi-
lizmin afl›labilmesine yönelik düflüncelerinin yine ayn› me-
tafizik s›n›rlar içinde kald›¤›n› vurgulamaktad›r. Bu ba¤-
147
lamda Heidegger, metafizi¤in as›l sorusu olan varolan›n va-
rolan olarak sorgulanmas› düflüncesi içinde nihilizm tart›fl-
mas›n›n varl›¤› varl›k olarak irdeleme gelene¤inden kay-
nakland›¤›n› belirtmektedir. Burada Heidegger ilk kez var-
l›¤›n ‘de¤il’i olarak varl›k yaz›m›n› kullanmaktad›r.
Wegmarken’in on üçüncü metni, Hegel und die Griechen
(Hegel ve Yunanl›lar) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Heidegger’in
1958’de yapt›¤› bir konuflmaya dayanan bu metin, ilk kez
Hans-Georg Gadamer’in altm›fl›nc› do¤um y›l› dolay›s›yla ha-
z›rlanan arma¤an kitapta yay›nlanm›flt›r (J.C.B. Mohr [Paul
Siebeck], Tübingen: 1960, s . 43-57). Bu metinde Heidegger,
felsefenin bafllang›c› olan Yunanl›larla felsefenin sonu olan
Hegel aras›ndaki iliflkiyi ele almaktad›r. Amac›, düflünmenin
davas›na geri dönebilmek olan Heidegger, bu amaçla burada
Hegel’den hareket etmekte ve ondan hareketle bafllang›ca
do¤ru geri dönmektedir. Burada Kant ya da Leibniz’in de¤il
de Hegel’in seçilmifl olmas› tesadüf de¤ildir. Çünkü Heideg-
ger’e göre Hegel, Yunan felsefesini ilk kez bütünlü¤ü içinde
düflünüp kavram›fl olan filozoftur. Hegel’e göre felsefe tarihi,
herhangi bir tarih de¤il, tinin kendine do¤ru ilerleme süreci-
nin tarihidir. Bu ba¤lamda söz konusu metin, bir felsefe tari-
hi felsefesidir. Heidegger, Hegel’in Parmenides ve Heraklei-
tos’la ilgili yorumlar›ndan bafllayarak bu iki filozofa geri dön-
mekte ve düflünmenin ödevini söz konusu bafllang›ca geri
dönme olarak yorumlamaktad›r. Heidegger’e göre düflünme-
nin davas›, aletheia kavram›yla ortaya at›lan s›rd›r.
On dördüncü ve son metin, Kants These über das Sein
(Kant’›n Varl›¤a Dair Tezi) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Heideg-
ger’in 1961’de yapt›¤› konuflmaya dayanan bu metin, ilk kez
hukukçu Erik Wolf’un altm›fl›nc› do¤um y›l› vesilesiyle ha-
z›rlanan arma¤an kitapta yer alm›fl (Vittorio Klostermann,
148
Frankfurt am Main: 1962, s. 217-245), daha sonra ayr› bir ki-
tap olarak da ayn› yay›nevinden ç›km›flt›r (1963).53 Heidegger
bu metinde bir kez daha varl›k sorusunu irdelemekte ve bu
amaçla Kant’›n felsefesinden hareket etmektedir. Heideg-
ger’in bu irdeleme s›ras›nda Kant’› seçmesinin iki nedeni var-
d›r: Birincisi Kant’›n, önemli bir felsefi hamle gerçeklefltirmifl
olmas›d›r. ‹kincisiyse, Kant’›n felsefi gelenekle sürdürdü¤ü
iliflkidir. Kant’›n Saf Akl›n Elefltirisi’ndeki varl›¤a iliflkin tezi
fludur: “Öyle anlafl›l›yor ki varl›k, reel bir yüklem [Prädikat]
de¤ildir ... O sadece bir fleyin pozisyonudur ya da belirli ken-
dine yönelik belirlenimlerdir” (A598, B626). Bu al›nt›dan
sonra Heidegger, söz konusu ifadenin ne anlama geldi¤ine
iliflkin ayr›nt›l› bir çözümlemeye gitmektedir. Sonuç olarak
Heidegger, Kant’›n ‘varl›k’, ‘birlik’, ‘copula’ [...’d›r ba¤lac›], ‘al-
g›’ gibi kavramlardan hareketle olanakl›l›k, gerçeklik ve zo-
runluluk durumlar›n› ele ald›¤›n›, söz konusu modalitelerin
yüklemleri meydana getirdi¤ini, pozisyon kavram›n›n bu fle-
kilde anlafl›lmas› gerekti¤ini, bu ba¤lamda tart›flman›n Aris-
toteles’e dek geri götürülebilece¤ini ve dolay›s›yla mutlak
olarak varl›k kavram›n›n spekülatif-diyalektik yorumun zir-
vesi anlam›na geldi¤ini vurgulamaktad›r.
20. Zur Sache des Denkens (Düflünmenin Davas›na
Dair, 1969)54
Heidegger’in Zur Sache des Denkens (Düflünmenin Dava-
s›na Dair) bafll›¤›n› tafl›yan bu eseri, toplam üç metin ve bir
53) Türkçe çevirisi için bkz. Martin Heidegger, “Kant’›n Varl›k Tezi”, çev. Öz-
gür Aktok (Özgür Aktok, Metin Bal [der.], Heidegger, Do¤u Bat› Yay›nlar›, An-
kara: 2010, s. 76-107).
54) Martin Heidegger, Zur Sache des Denkens, Max Niemeyer Verlag, Tübingen:
1969. Türkçe çevirisi için bkz. Zaman ve Varl›k Üzerine, çev. Deniz Kan›t, A Ya-
y›nevi, Ankara: 2001.
149
‘protokol’den meydana gelmektedir. ‹lk metin olan Zeit und
Sein (Zaman ve Varl›k), Varl›k ve Zaman’›n birinci yar›s›n›n
eksik kalan son k›sm›ndaki baz› konular› ele almas› bak›-
m›ndan pek çok yorumcu taraf›ndan bu kitab› tamamlay›c›
bir eser olarak görülmüfltür. Zur Sache des Denkens’teki son
metin olan Mein Weg in die Phänomenologie (Benim Feno-
menolojiye Giden Yolum) bafll›kl› yaz›ysa, yafll› Heideg-
ger’in genç Heidegger’e dönüp bakarak kaleme ald›¤› bir fel-
sefi-düflünsel özgeçmifltir.
Varl›k ve Zaman’›n birinci yar›s›n›n sonunda Heidegger,
zaman ile varl›k iliflkisini ele alacakt›. Ancak yay›nlanm›fl
kitapta bu k›s›m ve ondan sonraki di¤er bölümler yer alma-
m›flt›r. Burada Heidegger, daha önce yapt›¤› Dasein çözüm-
lemesiyle ortaya koydu¤u zamansall›¤›n ontolojinin ufku
oldu¤unu gösterecekti. 1927 tarihli Die Grundprobleme der
Phänomenologie (Fenomenolojinin Temel Meseleleri) isimli
dersinde bu konuyu ele alan Heidegger, istedi¤i sonucu el-
de edememifltir. Uzun y›llar sonra Heidegger, bu konuya
ayn› bafll›k alt›na bir kez daha dönmüfltür. 1962’de Freiburg
Üniversitesi’nde yapt›¤› Zeit und Sein (Zaman ve Varl›k)
bafll›kl› sunufl, söz konusu sorunsal› yeniden ele almakta-
d›r. Bu metinde Heidegger, zaman›, düflünmenin as›l dava-
s› olarak belirlemekte ama onun zamansal olmad›¤›n›n alt›-
n› çizmektedir (nas›l ki varl›k bir varolan de¤ilse). Heideg-
ger ilk önce varl›k kavram›yla ilgili baz› haz›rlay›c› belirle-
nimlerde bulunmaktad›r. Varl›k kavram›n› ‘hediye’, ‘arma-
¤an’, ‘tevdi edilen’ (Gabe) olarak yorumlayan Heidegger, bu
arma¤anla varl›¤›n mevcudiyete kavufltu¤unu vurgulamak-
tad›r. Ard›ndan zaman kavram›na geçen Heidegger, flimdi,
geçmifl ve gelecek kavramlar›n›n üzerinde durmakta, Aris-
150
toteles ve Kant’tan örnekler sunmakta ve nihayet flu soruyu
sormaktad›r: “Wer sind wir?” (Biz kimiz?). Heidegger, buna
flu ‘geçici’ yan›t› verir: Mevcudiyet kazand›r›c› arma¤an› ka-
bul etmifl olanlar. Zaman›n insans›z mevcut olmad›¤›n› vur-
gulayan Heidegger, arma¤an›n bir tür zaman-mekân aç›m-
layan takdim ya da imtidat oldu¤unu ortaya koymaktad›r.
Dolay›s›yla Varl›k ve Zaman’da (madde 70) Dasein’›n me-
kânsall›¤›n› zamansall›¤a ba¤lama denemesinin de baflar›-
s›zl›¤a mahkûm oldu¤unu ifade eden Heidegger, hem zama-
n›n hem de varl›¤›n, özleyimin/temellükün arma¤an› olarak
düflünülmesi, dolay›s›yla mekânla iliflkinin de bu özleyim
çerçevesi içinde anlafl›lmas› gerekti¤ini vurgulamaktad›r.
Sonuç olarak Heidegger, özleyimin özleyimledi¤ini (das
Ereignis ereignet) ifade etmek suretiyle hakikatin aç›mlay›-
c›l›¤›n›n alt›n› çizmifl olur.
Bu metnin ard›ndan gelen ‘protokol’, Heidegger’in 11-13
Eylül 1962’de Todtnauberg’teki da¤ evinde verdi¤i Zaman
ve Varl›k konulu alt› oturumluk seminerin, Alfredo Guzzo-
ni’nin kaleme ald›¤› ve Heidegger taraf›ndan gözden geçiri-
len tutana¤›d›r. Bu metin, Zaman ve Varl›k’›n konular›n› bir
daha sunmakta ve baz› noktalar›n daha belirgin k›l›nmas›
amac›na hizmet etmektedir.
Zur Sache des Denkens’teki ikinci metin, Das Ende der
Philosophie und die Aufgabe des Denkens (Felsefenin Sonu ve
Düflünmenin Görevi/Terki) bafll›¤›n› tafl›maktad›r. 1964’te
yapt›¤› bir konuflmaya dayanan bu metin, yine Varl›k ve Za-
man’la ilgili olup, buradaki meselenin daha ‘bafllang›çsal’
olarak ele al›nmas›na yöneliktir. Metinde Heidegger iki so-
ru sormaktad›r. Birinci soru, ça¤›m›zda felsefenin sonuna
gelinip gelinmedi¤i sorusudur. ‹kinci soru, felsefenin so-
151
nundayken düflünmeye hangi ödevin verilece¤idir? Birinci
soruya iliflkin olarak Heidegger, felsefenin metafizik demek
oldu¤unu, bununsa varolan› bir bütün olarak düflünmeye
çal›flt›¤›n› vurgulamaktad›r. Sorudaki ‘son’ sözcü¤ünü
olumsuz anlamda de¤il, tamamlama, ikmal etme, metafizi-
¤in tamam›na erdirilmesi anlam›nda ele al›nmas› gerekti¤i-
nin alt›n› çizen Heidegger, bunun mükemmele varma de-
mek olmad›¤› konusuna dikkat çekmektedir. Heidegger
‘son’ (Ende) sözcü¤ünü, mahalli ya da uç olarak anlamakta-
d›r. Bu ba¤lamda Heidegger, bütün felsefe tarihine Platon
düflüncesinin flu ya da bu flekliyle egemen oldu¤unu belirt-
mektedir. Nietzsche’nin Platon’u ve Karl Marx’›n da metafi-
zi¤i tersine çevirmesiyle Bat› felsefesinin sonuna gelindi¤ini
vurgulayan Heidegger, bunun düflüncenin bitmesi demek
olmad›¤›n› özellikle vurgulamaktad›r. Bilimlerin felsefeden
kopup kendi bafllar›na birer gerçeklik olarak ortaya ç›kma-
lar› da bu geliflmenin birer ürünüdür. Dolay›s›yla Heidegger
için, felsefenin sonu bilimsel-teknik dünyan›n zaferi olarak
görünmektedir: Felsefenin sonu, Bat›-Avrupa düflüncesine
dayal› dünya uygarl›¤›n›n bafllamas›d›r. Peki, diye sorar
Heidegger, felsefe ilk bafllang›c›ndan itibaren sahih bir yolu
m› izlemifltir, yoksa felsefe olarak görülen bir sapma m›d›r,
as›l sorunun unutulmas› m›d›r?
Bu noktada ikinci sorunun yan›tlanmas›na geçilmekte-
dir: Felsefenin sonunda düflünceye hangi ödev biçilecektir?
Ne metafizik, ne de bilim olan bir düflüncedir bu ödev. Bu
anlamda al›fl›ld›k düflüncenin terk edilmesidir. Bu düflün-
me, Platon’un ‘eflyan›n kendisi’ dedi¤idir: düflünme davas›n-
da hakk›nda hüküm verilememifl olanlard›r. Hegel ve Hus-
serl’e de de¤inen Heidegger, as›l hareket gücünün felsefeler-
152
den de¤il eflya ve meselelerden gelmesi gerekti¤inin alt›n›
çizmektedir. Heidegger’e göre as›l düflünme ödevi, ‘aç›kl›k-
t›r/kayrand›r’ (Lichtung). Bu noktada Heidegger, Parmeni-
des’in aletheia (örtüsüzlük, aç›kl›k, hakikat) ö¤retisini te-
mel almaktad›r: kayran›n aç›mlanmas›d›r hakikat. Sonuç
olarak Heidegger, düflünmenin ödevinin ve terk ediliflinin
‘Varl›k ve Zaman’ de¤il ‘Kayran ve Mevcudiyet’ (Lichtung
und Anwesenheit) olup olmad›¤›n› sorarak metni bitirmekte-
dir. Heidegger bu soruyu olumlar ve düflünmenin ödevinin,
sab›k düflüncenin terk edilmesi ve düflünmenin davas›n›n
belirlenmesi oldu¤unu vurgular.
Zur Sache des Denkens’in son metni, Mein Weg in die
Phänomenologie’dir. Bu otobiyografik metin, ayn› adl› yay›-
nevinin sahibi Max Niemeyer’in vefat›ndan sonra yay›nevi-
nin yönetimini devralan o¤lu Hermann Niemeyer’e sekse-
ninci do¤um y›l› arma¤an kitab›na Heidegger’in yazd›¤› kat-
k›d›r (1963). Yafll› Heidegger’in, genç Heidegger’i nas›l de-
¤erlendirdi¤i, düflünsel köklerinin nerelere uzand›¤›na ilifl-
kin son derece de¤erli bir belge niteli¤ini tafl›yan bu metin,
uzun y›llar bu konuyla ilgili tek kaynak ifllevini görmüfltü.
153