Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 26

İMAM AHMED

MUSNED’İNDE
EBU HANİFE’DEN
HADİS
NAKLETMİŞ MİDİR?

10 Ramazan 1444 – 01.04.2023


t.me/akidetulmuslim
İmam Ahmed b. Hanbel

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

İnsanlar kendilerine benimsetilen şeyleri


terketme konusunda her zaman sıkıntı
yaşamışlardır. Halbuki o benimsetilen şeyin yanlış
olduğunu öğrenmişlerdir ancak kalpleri yine de
doğruları işittiklerinde rahatsız olmaktadır.

Bu bağlamda Ebu Hanife ile alakalı bazı


meseleler konuştuğumuzda kendilerinin hanefi
olmadıklarını iddia ederek itiraz eden bizi
itibarsızlaştırmak için uğraşan ve konuyla alakalı
bir takım şeyler uydurarak meseleyi sulandırmaya
çalışan ve buna göre bizi cahillikle suçlayan troller
showmenler peyda oluyor. Ve bunu biz Hanbeliyiz
diye iddia ederek yapıyorlar. Bu sayede de etrafta
olan ve bu konuda şüphe içinde olanları daha fazla
şüphe içinde kalmalarına sebep oluyorlar. Halbuki
hiçbir Hanbeli hanefilerin gerçek yüzünü bildikleri
takdirde onları sevmez ve onları savunmaz.
Savunan ya konunun cahilidir ya da hevasına uyan
birisidir.
İmam Ahmed b. Hanbel

Şöyle bir iddia ortaya atıldı:

“Öncelikle ben Hanbeli mezhebine


uyuyorum. Ve başka alim kalmasa ancak en son
olarak Ebu Hanife'nin görüşleri ile hareket
edeceğimi söyleyebilirim. Ancak Mutezile
görüşleri ile İslam dininden çıkmıştır. Ebu
Hanife'de ise selef alimleri bu konuda ihtilaf
etmiştir. Ahmed bin Hanbel rh mesela onu
çokça tenkit ettiği halde ve Ebu Hanife'nin
adını bile anmadan ondan hadis rivayet
ederdi.”

Cevaben ona şöyle dedik:

“Her şey bir yana ancak şu sözünüz çok


acayip İmam Ahmed adını anmadan ondan hadis
naklederdi demişsin. Bunun hadis usulünde ne
anlama geldiğini biliyor musun? Halbuki İmam
Ahmed'in böyle bir usule sahip olduğu bilinen
birşey değildir! Sen İmam Ahmed'in böyle
yaptığına dair delil getirebilir misin?”
İmam Ahmed b. Hanbel

İddia sahibi en son şunu dedi:

“İmama Ahmed rh Musned'inde Ebu


Hanife'ye Ebu Fulan diyerek ondan bir hadis
zikrediyor. Oğlu Abdullah ise aynı Hadisi
başkasından duyup oradaki Ebu Fulan'ın Ebu
Hanife olduğunu açıklıyor. Yazıyı buldum
elhamdulillah. Müsait olduğumda tercüme edip
buraya eklerim in şaa Allahu teala.”

Bizde o yazıyı atmasını istedik ancak atmadı


sonrasında da 10 günden fazla bir zaman
geçmesine rağmen iddiacı dan bir ses çıkmadı
bizde bu meseleyi oturup kendimiz araştırdık bu
konuya geçmeden önce Hadis Ehli’nin yanında
hadisleri kabul edilenler ve reddedilenlerin sıfaları
nelerdir buna dair bazı şeyler yazarak konuya
başlamak istiyorum. Yardımcım Allah’tır.
İmam Ahmed b. Hanbel

Hadis Ehli imamlarına göre nakledilen


hadislerin delil olabilmeleri için ravilerin adil,
nakletikleri hadislerde zabıt olmalarının şart
olduğu konsunda icma etmişlerdir.

Daha ayrıntılı anlatacak olursak bu kişilerin


Müslüman, akıl-balığ, fısk sebeplerinden ve
mürüvveti yok edici sebeplerden salim olmaları,
gafil olmayıp müteyyakız olmaları, eğer
ezberlerinden naklediyorlarsa hafız, kitaplarından
naklediyorlarsa zabıt olmaları gerekir.

Birincisi: Ravinin adil olması, bazen


kendisinin adaletine şahitlik eden iki kişinin kesin
ikrarıyla sabit olur, bazen de yaygın bilinme
yoluyla. Nakil ehli ve benzerleri ilim erbabı
arasında adaleti meşhur olup güvenilirlik ve
emanet açısından hakkında övgü yaygın olan
kimse bununla kendisinin adaletine şahitlik
yapacak olanların ikrarına ihtiyaç duyulmaz.

Bunlara örnek olarak şu isimleri sayabiliriz:


İmam Malik, Sufyan es Severi, Sufyan b. Uyeyne,
Evzai, Leys, İbn Mubarek, Veki, İmam Ahmed b.
Hanbel, Yahya b. Main, Ali b. Medini, İmam
Buhari, İmam Muslim vb.
İmam Ahmed b. Hanbel

İkincisi: Ravinin zabıt oluşu, rivayetlerini


zabt ve itkan ile bilinen sika ravilerin
rivayetleriyle itibar yapmamız neticesinde
anlaşılır. Eğer rivayetlerini mana açısında bile olsa
onların rivayetleriyle muvafık bulursak veya hepsi
muvafık değilse bile genelinin muvafık olduğunu,
muhalif olanların nadir olduğunu görürsek onun
zabıt ve işinde ihtiyatlı, tedbirli olduğunu anlarız.

Ama eğer onlara çokça muhalefet eder


bulursak onun zabtının sağlam olmadığını anlarız
ve hadisini delil olarak kabul etmeyiz.

Üçüncüsü: Meşhur olan sahih görüşe göre


Ta’dil (bir ravinin adil olduğuna şahitlik etme)
sebebini zikretmeksizin kabul edilir.

Fakat cerh (bir ravi’de adaleti yaralayıcı


vasıf bulunduğuna şahitlik etme) ise sebebini
beyan etmeksizin kabul edilmez.

Dördüncüsü: Alimler cerh ve ta’dilin bir


tek kişinin sözüyle mi sabit olduğu, yoksa bunun
için iki kişinin sözünün mü gerektiği konusunda
ihtilafa düşmüşlerdir. Allah en doğrusunu bilir.
İmam Ahmed b. Hanbel

Beşincisi: Bir tek şahısta hem cerh hem de


ta’dil birleştiğinde cerh (yerilme), ta’dil
(övünme)’nin önüne geçer. Çünkü ta’dil yapan,
ta’dili yapılan kişinin zahiri halinden haber verir.
Cerh yapan ise ta’dil yapan kişiye gizli kalmış
olan batından haber verir. Yani ta’dil yapan kişi
ravi’den sadır olan hayırlı işlere göre ta’dil yapar
çünkü insanlar kötülüklerini gizleyebilirler. Ancak
cerh eden kişi diğer insanların gözünden kaçan ve
kendisinin bildiği bazı kötülüklerine vakıf olarak
bunu yapar.

Altıncısı: Ta’dil edenin ismini


zikretmeksizin müphem olarak ta’dil yapmak
yeterli değildir. “Bana sika birisi haber verdi” bu
her ne kadar nakleden için yeterli gelsede
başkaları için yeterli değildir. Ancak denilmiştir ki
bunu alimlerden biri yaparsa kabuledilebilir.

Yedincisi: Bid’atine davet eden birisi


olmadığında rivayeti kabul edilir. Ama davet eden
birisi ise kabul edilmez. Bu alimlerin
çoğunluğunun görüşüdür. Hatta bu konuda İbn
Hibban şöyle demiştir: İmamlarımızın tamamına
göre bid’atine davet eden kişinin rivayetini delil
İmam Ahmed b. Hanbel

kabul etmek caiz değildir. Bu konuda onlar


arasında ihtilaf olduğunu bilmiyorum.”

Sekizinci: Hadisler konusunda bilerek yalan


söylemekten tevbe eden kişinin rivayeti ebediyen
kabul edilmez. İsterse bu kişi tevbesine gerçekten
sadık olsun. Bunu İmam Ahmed ve Buhari’nin
şeyhi Ebu Bekir el Humey’nin de içlerinde
bulunduğu birden fazla ilim ehli söylemiştir.

Hadis Ehli Alimlerinin Yanında Ebu Hanife


ve hanefilerin rivayetlerinin alınmayacağının
beyanı
İmam Ahmed b. Hanbel

Yukarda sayılan şartlar göz önüne


aldındığında Ebu Hanife ve hanefilerden hadis
alınmayacağı ortadadır ancak bu konu Ebu Hanife
hakkında Hadis Alimlerinden bazı sözler
paylaşmak yerinde olacaktır:

Abdullah b. Ebi Davud şöyle demiştir: “Ebu


Hanife’yi alimlerden bir cemaat eleştirmişlerdir.
Basra’nın imamı Eyyub es-Sahtiyani onu eleştirdi.
Kufe’nin imamı es-Sevri onu eleştirdi. Hicaz’ın
imamı Malik onu eleştirdi. Mısır’ın imamı Leys b.
Sa’d onu eleştirdi. Şam’ın imamı el-Evzai onu
eleştirdi. Horasan’ın imamı Abdullah b. el-
Mubarek onu eleştirdi. Her taraftan alimler Ebu
Hanife’yi eleştirme hususunda icma etmişlerdir.”
(İbn Adiy el Kamil)

Yine şöyle demiştir:

“Malik ve ashabı, Şafii ve ashabı, el-Evzai


ve ashabı, el-Hasen b. Salih ve ashabı, Sufyan es-
Sevri ve ashabı, Ahmed b. Hanbel ve ashabının,
üzerinde ittifak ettikleri mesele hakkında ne
dersiniz?” Ona dediler ki:
İmam Ahmed b. Hanbel

“Ey Ebu Bekr! Bundan daha sahih bir


mesele olmaz.” Dedi ki: “Onların hepsi de Ebu
Hanife’yi sapık sayma hususunda ittifak ettiler.”

İmam Ahmed rahimehullah şöyle demiştir:


“Ebu Hanife, müslümanlar için Amr b. Ubeyd’den
daha tehlikelidir. Zira Ebu Hanife’nin ashabı
vardır.” (Hatib el Bağdadi Tarih)

İmam Malik şöyle demiştir: “Ebu Hanife


şifa bulmaz bir beladır. Ebu Hanife Sünnetleri
eksiltiyordu.” (Abdullah b. Ahmed es Sunne)

Abdurrahman b. Mehdi rahimehullah şöyle


demiştir: “İslam’da Deccal fitnesinden sonra Ebu
Hanife’nin görüşünden daha büyük bir fitne
bilmiyorum.” (Hatib Tarih)

Ebu Abdirrahman Abdullah b. Yezid el-


Mukri rahimehullah dedi ki: “Ebu Hanife bize
hadisler rivayet ettikten sonra dedi ki:

“Bütün bu işittikleriniz rüzgâr ve batıldır.”


(İbn Ebi Hatim cerh ve tadil)
İmam Ahmed b. Hanbel

Muhammed b. Musenna şöyle demiştir:


“Abdurrahman b. Mehdi’nin Ebu Hanife’den bir
şey rivayet ettiğini hiç işitmedim.” (Ukayli ed
Duafa)

Yahya b. Main dedi ki: “Ebu Hanife murcii


idi, davetçilerdendi, hadiste de anılmaya değer biri
değildi.” (Abdullah b. Ahmed es Sunne)

Abdullah b. Ahmed b. Hanbel şöyle


demiştir: Babama Ebu Yusuf’u sordum. Dedi ki:
“Saduktur ama Ebu Hanife’nin ashabındandır.
Ondan bir şeyin rivayet edilmesi doğru
değildir.” (Cerh ve Tadil)

Görüldüğü üzere Ebu Yusuf’u saduk


görmesine karşın Ebu Hanife’nin ashabından
olmasını cerh sebebi saymış ve ondan nakiller
yapılmasını doğru bulmamıştır peki ya bizzat Ebu
Hanife’den Musnedinde hadis nakletmesi
düşünülebilir mi???

Bana Harun b. Sufyan tahdis etti, dedi ki:


Esved b. Salim rahimehullah’a Ebu Zaide
hakkında sordum: “Hafız idi, lakin Ebu
Hanife’den bahseder ve onun görüşünü söylerdi. O
İmam Ahmed b. Hanbel

bana göre zayıftır.” Yani Ebu Hanife’den rivayet


etmesi ve onu zikretmesi sebebiyle zayıftır.
(Abdullah es Sunne)

Ebu Hafs Amr b. Ali şöyle demiştir: Yahya


el Kattan’ı işittim. Bir komşusu ona “Bize Ebu
Yusuf, Ebu Hanife’den, o da Cevvab et Teymi’den
tahdis etti” demişti. Bunun üzerine o dedi ki:
“Mürcii başka bir mürciiden, o da başka bir
mürciiden rivayet etmiş” (Tarihu Bağdad)

Nuaym b. Hammad şöyle demiştir: İbnu’l


Mubarek’i işittim. Yanında Ebu Yusuf’u
anmışlardı. Bunun üzerine o “Ebu Yusuf’u anarak
meclisimi ifsad etmeyin.” dedi. (Tarihu Bağdad)

Yahya b. Adem dedi ki: “Şerik mürcie’nin


şehadetini geçerli saymıyordu. Bir seferinde onun
yanında Muhammed b. el Hasen şehadette
bulundu da onun şehadetini de geçerli saymadı.
‘Muhammed b. el Hasen de mi!?’ dediler. ‘Ben
namaz imandan değildir diyen birinin şehadetini
mi geçerli sayacağım?’ dedi.” (İbn Adiyy ed
Duafa)
İmam Ahmed b. Hanbel

Ahmed b. Ebi Yahya dedi ki: Ahmed b.


Hanbel’i işittim Şebabe’yi andı ve “İrcasından
dolayı onu terk ettim ve ondan hadis
yazmadım.” (Tehzibul Kemal)

“Ebu Hanife Nu’man b. Sabit, re’y sahibi, hafız


değildi, hadiste muzdariptir, çok zayıftır ve heva
sahibi (bidatçi)dir.” (Hatib Tarih)

İmam Ahmed dedi ki: “Ebu Hanife yalan


söylerdi.” (Hatib Tarih; Ukayli Duafa)

Fadl b. Musa dedi ki: “Ebu Hanife, Ebu’l-


Atuf’tan rivayet ediyordu. Ondan bu yolla hadis
rivayet edilmediğini görünce: “Hammad’dan”
demeye başladı.” El-Fadl dedi ki:

“Onun çok yalan söylediğini


söylüyorlardı.”

“Ebu Hanife hadiste metruktur. Güvenilir


değildir.” (İbn Adiy el Kamil)

Sufyan es Sevri yanında Ebu Hanife’den


bahsedilince şöyle demiştir: “O ne sikadır, ne de
İmam Ahmed b. Hanbel

güvenilirdir.”(Ebu Zur’a et Tarih; Ukayli ed


Duafa)

Abdullah b. Mubarek rahimehullah şöyle


dedi: “Ebu Hanife hadisini silin! Zira ben onun
hadisini ve görüşlerini (kitaplardan) çıkardım.”

Bana Ebu’l-Hasen b. el-Attar Muhammed b.


Muhammed tahdis etti, dedi ki: Ahmed b.
Şebbuye’yi şöyle derken işittim: bize Ebu Salih b.
Hani haber verdi, dedi ki: “İbnu’l-Mubarek
rahimehullah’a: “Ebu Hanife’den rivayet ettin
mi?” denilince dedi ki: “Bu belaya uğradım.”

Hişam şöyle demiştir: Gençken, yüz yetmiş


dört senesinde Şihab ile karşılaştım: Bana “Kaderi
isen ya da mürcii isen sana hadis nakletmem,
değilsen sana hadis naklederim” dedi. Ben de
“Bende bunların ikisi de yok” dedim.

İshak b. Mansur el Kevsec şöyle demiştir:


Bize Yaya b. Salih tahdis etti ki o habis ve davetçi
bir mürcii idi. Kendisinde hadis rivayet edilmesini
hak etmiyordu.” (Tehzibu’l Kemal)
İmam Ahmed b. Hanbel

İmam Ahmed dedi ki: “Muhammed b. Eban


b. Salih b. Umeyr el Cufi el Kufi ircayı savunurdu.
İnsanlar onun hadisini terk etmişlerdir.” (ed
Duafau ve’l Metrukin)

İbn Hibban şöyle demiştir: Onunla ihticac


etmek caiz değildir (yani naklettikleri hadisleri
delil getirmek caiz değildir). Çünkü o bir irca
davetçisiydi. Bidate davet eden kimse ile ihticac
etmek imamlarımızın tamamının nezdinde caiz
değildir. Bu hususta onların arasında bir ihtilaf
bilmiyorum. Buna ilave olarak bütün büyük
şehirlerdeki ve beldelerdeki Müslümanların
İmamları ve dinde vera sahibi kismeler onu cerh
etmiş ve eleştirmiştir.” (el Mecruhin 3/63)

İbn Teymiyye şöyle demiştir: “Hadis ehlinin


çoğunluğu Ebu Hanife’ye ve ashabına ta’n etmiştir
ki bu meşhurdur. Kitaplar bunun örnekleriyle
doludur. İş öyle bir raddeye varmıştır ki Hadis
Ehli kitaplarında onlardan hiçbir şey rivayet etmez
hale gelmiştir. Bundan dolayı Sahihayn’da ve
Sünenlerde onların zikri geçmez.” (er Reddu ale’s
Subkiyyi 2/873)
İmam Ahmed b. Hanbel

İmam Ahmed şöyle demiştir:

“Re’y ashabı sapık bidatçilerdir ve onlar


sünnet ve eser’in düşmanlarıdırlar. Hadisi iptal
eder, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i
reddederler, Ebu Hanife’yi ve ona yakın olanları
imam edinerek onların dinlerini din edinirler!
Hangi sapıklık bundan daha açık olabilir?
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ve
ashabının sözlerini terk ederler, Ebu Hanife ve
ashabının sözlerine uyarlar! Alçak bir sapkınlık ve
tugyan olarak bu yeter!... Onlar bidatçi, cahil,
sapık, yalan ve iftira ederek dünya peşinde koşan
kimselerdir.” (Tabakatul Hanabile)

İmam Buhari rahimehullah şöyle demiştir:


“(Ebu Hanife) mürcie idi. (Hadis ashabı) onun
hadislerini ve görüşlerini terk etmişlerdir.”
(Tarihu’l Kebir)

Bana Muhammed b. Ebi Ömer ed-Durî el-


Mukri tahdis etti, dedi ki: “Ebu Nuaym (Fadl b.
Dukeyn) rahimehullah’ı şöyle derken işittim: “en-
Nu’man b. Sabit (Ebu Hanife)’yi Ebu Yusuf’a
şöyle derken işittim: “Ey Ya’kub! Benden bir şey
İmam Ahmed b. Hanbel

rivayet etme! Vallahi hata mı ediyorum, isabet


mi ediyorum bilmiyorum.” (Abdullah es Sunne)

Ebu Hanife ve hanefiler hakkında çok daha


fazla şeyler söylenmiştir. Hal böyle iken İmam
Ahmed sarfettiği sözlerinin aksine nasıl hareket
edebilir halbuki o Rabbani Alimlerdendir. Allah
ona rahmet etsin.

İddia sahibinin dediği şeyin aslını


araştırmamızın sonucunda İmam Ahmed’in
Müsned’inde bulunan 2 hadis dışında Ebu
Hanife’nin Müsned’inde olan başka bir hadisin
olmadığını gördüm. Birinci hadisi incelediğimde
İmam Ahmed rahimehullah’ın senedinde ne Ebu
Hanife ismi geçiyor ne de “Filan dedi ki” ya da
“adamın biri dedi ki” diye bir lafız yok. İmam
Ahmed’in naklettiği ikinci hadiste ise senette
“Adamın biri dedi ki” diye geçmektedir bu
hadisin aynısı Ebu Hanife’nin de Musned’inde
geçmektedir. Biz de bu hadis üzerine duracağız
inşaAllah.
İmam Ahmed b. Hanbel

İMAM AHMEDİN MUSNED’İNDE GEÇEN


HADİS

‫فيان َع ْن زِيا ِد بن ِعال َ َقةَ َع ْن‬


ُ ‫ح َّدثنا ُس‬ َ ِ‫الرحمن‬ ْ ‫ح َّدثنا عب ُد‬ َ
‫صلَّ ى اللَّ ُه َعلَ ْي ِه‬َ
ِ
‫الله‬ ‫ول‬ ‫س‬ ‫ر‬
ُ ُ َ َ َ ‫ل‬ ‫قا‬ : ‫قال‬ ‫وىس‬ ‫م‬ ُ ‫ِي‬ ‫ب‬ ‫َأ‬ ‫عن‬ ٍ
‫ل‬ ‫ج‬ُ َ‫ر‬
َ
, ‫سول اللَّ ِه‬ ‫يا ر‬: ‫ ِقيل‬، ِ‫اعون‬ َّ ‫ِالط ْعنِ َو‬
ُ ‫الط‬ َّ ‫اء ُأ َّميِت ب‬ ُ َ ‫" َفن‬:‫َو َسلَّ َم‬
َ ُ َ َ َ
‫َأع َداِئ ُك ْم ِم َن‬ ْ ُ ‫خز‬
ْ ‫ َو‬: َ‫ون؟ َقال‬
ُ ‫اع‬
ُ ‫الط‬َّ ‫ َف َما‬, ‫اه‬ ُ َ ‫الط ْع ُن ق ْد َعر َ ْفن‬َّ ‫َهذَا‬
‫ال ِْج ِّن َو ِفي ُك ّ ٍل َش ِه َداء‬

İmam Ahmed – Abdurrahman – Sufyan –


Ziyad b. İlaka – Adamın biri - Ebu Musa
radiyallahu anh dedi ki:

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle


buyurdu:

“Ümmetim yaralanma ve taun ile yok


olacaktır.” buyurunca: “Ey Allah’ın Rasulü!
Yaralanmanın ne olduğunu bildik te, taun nedir?”
denildi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cinlerden olan
düşmanlarınızın çarpmasıdır. Ancak her ikisi de
şehitliktir.”
İmam Ahmed b. Hanbel

Görüldüğü üzere gerçektende bu hadiste


“adamın biri” diye isim belirtilmeden
nakledilmiştir. Ancak hadisin senedine ilk
baktığımızda dikkatimizi çeken şey şu oldu senette
ismi belirtilmiş olan bir tabiin var o da Ziyad b.
İlaka’dır ondan sonra ismi belirtlmemiş diğer bir
tabiin var sonra sahabe geliyor. Burada “adamın
biri” diye ismi belirtilmeyen kişinin Ebu Hanife
olması imkansızdır.

Çünkü Ebu Hanife ne Ebu Musa el


Eşari’den ne de başka bir sahabeden hadis
işitmemiştir.

Senette eğer “Sufyan” yerine “adamın biri”


diye geçseydi o zaman bir ihtimal bu kişinin Ebu
Hanife olabileceğini düşünebilirdik.

Ziyad b. İlaka rahimehullah’ın tam ismi


Ziyad b. İlaka b. Malik es Salebi Ebu Malik el
Kufi’dir. Amcası Kutbe’den, Usame b. Şerik’ten,
Cerir b. Abdullah’tan, Cabir b. Semure’den,
Muğire b. Şu’be’den rivayeti vardır. Yahya b.
Main ve Nesai sikadır, dediler. Ziyad b. İlaka
tabiin’dendir. 130 yıllarında 100 yaşında vefat
etmiştir.” (Tehzib et Tehzib 3/381)
İmam Ahmed b. Hanbel

Ayn hadisi İmam Ahmed şu senetle


nakletmiştir: İmam Ahmed – Muhammed b. Cafer
– Şu’be – Ziyad b. İlaka – Kavmimden biri
bildirdi – Şu’be dedi ki: Önceleri bu adamın adı
aklımdaydı – Ozman’ın kapısındaydık ve yanına
girmemiz için izin vermesini bekliyorduk. Bu
sırada Ebu Musa el Eşari’nin şöyle dediğini
işittim...

Yine aynı hadisi şu senetle nakletmiştir:

İmam Ahmed – Ebu Musa – Yahya b. Ebi


Bukeyr – Ebu Bekir en Neşhef – Ziyad b. İlaka –
Usame b. Şerik dedi ki: Salebe oğullarından on
küsur kişi ile birlikte çıktık ve Ebu Musa ile
karşılaştık ve yukarda ki hadisi nakletti...
Görüldüpü üzere “admın biri” diye geçen kişi
“Usame b. Şerik”tir. Allah’u Alem.
İmam Ahmed b. Hanbel

Ebu Hanife’nin Musned’inde bu hadis şöyle


geçmektedir:

‫أخربنا صالح بن أحمد القري اطي أخربنا شبيب بن أيوب‬


‫يد‬
َ ِ‫ َع ْن َيز‬،‫اد‬ ٍ ‫أخربنا يحي الجماني أخربنا أبو حنيفة َع ْن زِ َي‬
ُ ‫سول‬ ُ َ‫ َقالَ ر‬:َ‫ َقال‬،‫ َع ْن َأبِي ُموىَس رَيِض َ اللَّ ُه َع ْن ُه‬،‫ْحا ِر ِث‬ َ ‫ْبنِ ال‬
َّ ‫اء ُأ َّميِت ب‬
ِ‫ِالط ْعن‬ ِ ِ
ُ َ ‫" َفن‬:‫صلَّ ى اللَّ ُه َعلَ ْيه َو َسلَّ َم‬ َ ‫اللَّ ه‬
‫ َف َما‬،‫اه‬ َّ ،‫سولَ اللَّ ِه‬
ُ َ ‫الط ْع ُن َق ْد َعر َ ْفن‬ ُ َ‫ َيا ر‬:َ ‫ ِقيل‬، ِ‫اعون‬ ُ ‫الط‬ َّ ‫َو‬
‫ َو ِفي‬:‫اي ٍة‬َ ‫و ِفي ِر َو‬، َ " ‫َأع َداِئ ُك ْم ِم َن ال ِْج ِّن‬
ْ ُ ‫خز‬ ْ ‫ َو‬: َ‫ون؟ َقال‬ َ ‫اع‬ ُ ‫الط‬ َّ
‫ش َه َداء‬ ُ ‫ُك ٍّل‬

Salih b. Ahmed el Kırati – Şebib b. Eyyub –


Yahya el Cummeni – Ebu Hanife – Ziyad (el
İlaka) – Yezid b. el Haris – Ebu Musa (el Eşari) -

Ebu Musa radiyallahu anh dedi ki:


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Ümmetim yaralanma ve taun ile yok
olacaktır.” buyurunca: “Ey Allah’ın Rasulü!
Yaralanmanın ne olduğunu bildik te, taun nedir?”
denildi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cinlerden olan
düşmanlarınızın çarpmasıdır.” Başka bir nakilde
“Ancak her ikisi de şehitliktir.” geçmektedir.
İmam Ahmed b. Hanbel

Görüldüğü gibi “Adamın biri” diye geçen


kişi Ebu Hanife’ye göre Yezid b. el Haris’tir.

Ebu Hanife’nin Musned’i incelendiğinde


genelde Sahabeden önce eğer senette kesinti yoksa
iki isim daha geçmektedir. Örneğin. Ebu Hanife –
Alkame – İbrahim en Nehai – Abdullah b. Mesud
radiyallahu anh. Dolayısıyla sahabenin önünde
“Filan dedi ki” veya “Adamın biri dedi ki” diye
nakledilen hadisler Ebu Hanife’ye ait olması
imkansızdır.

Allah’a hamd olsun.


İmam Ahmed b. Hanbel
İmam Ahmed b. Hanbel
İmam Ahmed b. Hanbel

You might also like