terketme konusunda her zaman sıkıntı yaşamışlardır. Halbuki o benimsetilen şeyin yanlış olduğunu öğrenmişlerdir ancak kalpleri yine de doğruları işittiklerinde rahatsız olmaktadır.
Bu bağlamda Ebu Hanife ile alakalı bazı
meseleler konuştuğumuzda kendilerinin hanefi olmadıklarını iddia ederek itiraz eden bizi itibarsızlaştırmak için uğraşan ve konuyla alakalı bir takım şeyler uydurarak meseleyi sulandırmaya çalışan ve buna göre bizi cahillikle suçlayan troller showmenler peyda oluyor. Ve bunu biz Hanbeliyiz diye iddia ederek yapıyorlar. Bu sayede de etrafta olan ve bu konuda şüphe içinde olanları daha fazla şüphe içinde kalmalarına sebep oluyorlar. Halbuki hiçbir Hanbeli hanefilerin gerçek yüzünü bildikleri takdirde onları sevmez ve onları savunmaz. Savunan ya konunun cahilidir ya da hevasına uyan birisidir. İmam Ahmed b. Hanbel
Şöyle bir iddia ortaya atıldı:
“Öncelikle ben Hanbeli mezhebine
uyuyorum. Ve başka alim kalmasa ancak en son olarak Ebu Hanife'nin görüşleri ile hareket edeceğimi söyleyebilirim. Ancak Mutezile görüşleri ile İslam dininden çıkmıştır. Ebu Hanife'de ise selef alimleri bu konuda ihtilaf etmiştir. Ahmed bin Hanbel rh mesela onu çokça tenkit ettiği halde ve Ebu Hanife'nin adını bile anmadan ondan hadis rivayet ederdi.”
Cevaben ona şöyle dedik:
“Her şey bir yana ancak şu sözünüz çok
acayip İmam Ahmed adını anmadan ondan hadis naklederdi demişsin. Bunun hadis usulünde ne anlama geldiğini biliyor musun? Halbuki İmam Ahmed'in böyle bir usule sahip olduğu bilinen birşey değildir! Sen İmam Ahmed'in böyle yaptığına dair delil getirebilir misin?” İmam Ahmed b. Hanbel
İddia sahibi en son şunu dedi:
“İmama Ahmed rh Musned'inde Ebu
Hanife'ye Ebu Fulan diyerek ondan bir hadis zikrediyor. Oğlu Abdullah ise aynı Hadisi başkasından duyup oradaki Ebu Fulan'ın Ebu Hanife olduğunu açıklıyor. Yazıyı buldum elhamdulillah. Müsait olduğumda tercüme edip buraya eklerim in şaa Allahu teala.”
Bizde o yazıyı atmasını istedik ancak atmadı
sonrasında da 10 günden fazla bir zaman geçmesine rağmen iddiacı dan bir ses çıkmadı bizde bu meseleyi oturup kendimiz araştırdık bu konuya geçmeden önce Hadis Ehli’nin yanında hadisleri kabul edilenler ve reddedilenlerin sıfaları nelerdir buna dair bazı şeyler yazarak konuya başlamak istiyorum. Yardımcım Allah’tır. İmam Ahmed b. Hanbel
Hadis Ehli imamlarına göre nakledilen
hadislerin delil olabilmeleri için ravilerin adil, nakletikleri hadislerde zabıt olmalarının şart olduğu konsunda icma etmişlerdir.
Daha ayrıntılı anlatacak olursak bu kişilerin
Müslüman, akıl-balığ, fısk sebeplerinden ve mürüvveti yok edici sebeplerden salim olmaları, gafil olmayıp müteyyakız olmaları, eğer ezberlerinden naklediyorlarsa hafız, kitaplarından naklediyorlarsa zabıt olmaları gerekir.
Birincisi: Ravinin adil olması, bazen
kendisinin adaletine şahitlik eden iki kişinin kesin ikrarıyla sabit olur, bazen de yaygın bilinme yoluyla. Nakil ehli ve benzerleri ilim erbabı arasında adaleti meşhur olup güvenilirlik ve emanet açısından hakkında övgü yaygın olan kimse bununla kendisinin adaletine şahitlik yapacak olanların ikrarına ihtiyaç duyulmaz.
Bunlara örnek olarak şu isimleri sayabiliriz:
İmam Malik, Sufyan es Severi, Sufyan b. Uyeyne, Evzai, Leys, İbn Mubarek, Veki, İmam Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Main, Ali b. Medini, İmam Buhari, İmam Muslim vb. İmam Ahmed b. Hanbel
İkincisi: Ravinin zabıt oluşu, rivayetlerini
zabt ve itkan ile bilinen sika ravilerin rivayetleriyle itibar yapmamız neticesinde anlaşılır. Eğer rivayetlerini mana açısında bile olsa onların rivayetleriyle muvafık bulursak veya hepsi muvafık değilse bile genelinin muvafık olduğunu, muhalif olanların nadir olduğunu görürsek onun zabıt ve işinde ihtiyatlı, tedbirli olduğunu anlarız.
Ama eğer onlara çokça muhalefet eder
bulursak onun zabtının sağlam olmadığını anlarız ve hadisini delil olarak kabul etmeyiz.
Üçüncüsü: Meşhur olan sahih görüşe göre
Ta’dil (bir ravinin adil olduğuna şahitlik etme) sebebini zikretmeksizin kabul edilir.
Fakat cerh (bir ravi’de adaleti yaralayıcı
vasıf bulunduğuna şahitlik etme) ise sebebini beyan etmeksizin kabul edilmez.
Dördüncüsü: Alimler cerh ve ta’dilin bir
tek kişinin sözüyle mi sabit olduğu, yoksa bunun için iki kişinin sözünün mü gerektiği konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Allah en doğrusunu bilir. İmam Ahmed b. Hanbel
Beşincisi: Bir tek şahısta hem cerh hem de
ta’dil birleştiğinde cerh (yerilme), ta’dil (övünme)’nin önüne geçer. Çünkü ta’dil yapan, ta’dili yapılan kişinin zahiri halinden haber verir. Cerh yapan ise ta’dil yapan kişiye gizli kalmış olan batından haber verir. Yani ta’dil yapan kişi ravi’den sadır olan hayırlı işlere göre ta’dil yapar çünkü insanlar kötülüklerini gizleyebilirler. Ancak cerh eden kişi diğer insanların gözünden kaçan ve kendisinin bildiği bazı kötülüklerine vakıf olarak bunu yapar.
Altıncısı: Ta’dil edenin ismini
zikretmeksizin müphem olarak ta’dil yapmak yeterli değildir. “Bana sika birisi haber verdi” bu her ne kadar nakleden için yeterli gelsede başkaları için yeterli değildir. Ancak denilmiştir ki bunu alimlerden biri yaparsa kabuledilebilir.
Yedincisi: Bid’atine davet eden birisi
olmadığında rivayeti kabul edilir. Ama davet eden birisi ise kabul edilmez. Bu alimlerin çoğunluğunun görüşüdür. Hatta bu konuda İbn Hibban şöyle demiştir: İmamlarımızın tamamına göre bid’atine davet eden kişinin rivayetini delil İmam Ahmed b. Hanbel
kabul etmek caiz değildir. Bu konuda onlar
arasında ihtilaf olduğunu bilmiyorum.”
Sekizinci: Hadisler konusunda bilerek yalan
söylemekten tevbe eden kişinin rivayeti ebediyen kabul edilmez. İsterse bu kişi tevbesine gerçekten sadık olsun. Bunu İmam Ahmed ve Buhari’nin şeyhi Ebu Bekir el Humey’nin de içlerinde bulunduğu birden fazla ilim ehli söylemiştir.
Hadis Ehli Alimlerinin Yanında Ebu Hanife
ve hanefilerin rivayetlerinin alınmayacağının beyanı İmam Ahmed b. Hanbel
Yukarda sayılan şartlar göz önüne
aldındığında Ebu Hanife ve hanefilerden hadis alınmayacağı ortadadır ancak bu konu Ebu Hanife hakkında Hadis Alimlerinden bazı sözler paylaşmak yerinde olacaktır:
Abdullah b. Ebi Davud şöyle demiştir: “Ebu
Hanife’yi alimlerden bir cemaat eleştirmişlerdir. Basra’nın imamı Eyyub es-Sahtiyani onu eleştirdi. Kufe’nin imamı es-Sevri onu eleştirdi. Hicaz’ın imamı Malik onu eleştirdi. Mısır’ın imamı Leys b. Sa’d onu eleştirdi. Şam’ın imamı el-Evzai onu eleştirdi. Horasan’ın imamı Abdullah b. el- Mubarek onu eleştirdi. Her taraftan alimler Ebu Hanife’yi eleştirme hususunda icma etmişlerdir.” (İbn Adiy el Kamil)
Yine şöyle demiştir:
“Malik ve ashabı, Şafii ve ashabı, el-Evzai
ve ashabı, el-Hasen b. Salih ve ashabı, Sufyan es- Sevri ve ashabı, Ahmed b. Hanbel ve ashabının, üzerinde ittifak ettikleri mesele hakkında ne dersiniz?” Ona dediler ki: İmam Ahmed b. Hanbel
“Ey Ebu Bekr! Bundan daha sahih bir
mesele olmaz.” Dedi ki: “Onların hepsi de Ebu Hanife’yi sapık sayma hususunda ittifak ettiler.”
İmam Ahmed rahimehullah şöyle demiştir:
“Ebu Hanife, müslümanlar için Amr b. Ubeyd’den daha tehlikelidir. Zira Ebu Hanife’nin ashabı vardır.” (Hatib el Bağdadi Tarih)
İmam Malik şöyle demiştir: “Ebu Hanife
şifa bulmaz bir beladır. Ebu Hanife Sünnetleri eksiltiyordu.” (Abdullah b. Ahmed es Sunne)
Abdurrahman b. Mehdi rahimehullah şöyle
demiştir: “İslam’da Deccal fitnesinden sonra Ebu Hanife’nin görüşünden daha büyük bir fitne bilmiyorum.” (Hatib Tarih)
Ebu Abdirrahman Abdullah b. Yezid el-
Mukri rahimehullah dedi ki: “Ebu Hanife bize hadisler rivayet ettikten sonra dedi ki:
“Bütün bu işittikleriniz rüzgâr ve batıldır.”
(İbn Ebi Hatim cerh ve tadil) İmam Ahmed b. Hanbel
Muhammed b. Musenna şöyle demiştir:
“Abdurrahman b. Mehdi’nin Ebu Hanife’den bir şey rivayet ettiğini hiç işitmedim.” (Ukayli ed Duafa)
Yahya b. Main dedi ki: “Ebu Hanife murcii
idi, davetçilerdendi, hadiste de anılmaya değer biri değildi.” (Abdullah b. Ahmed es Sunne)
Abdullah b. Ahmed b. Hanbel şöyle
demiştir: Babama Ebu Yusuf’u sordum. Dedi ki: “Saduktur ama Ebu Hanife’nin ashabındandır. Ondan bir şeyin rivayet edilmesi doğru değildir.” (Cerh ve Tadil)
Görüldüğü üzere Ebu Yusuf’u saduk
görmesine karşın Ebu Hanife’nin ashabından olmasını cerh sebebi saymış ve ondan nakiller yapılmasını doğru bulmamıştır peki ya bizzat Ebu Hanife’den Musnedinde hadis nakletmesi düşünülebilir mi???
Bana Harun b. Sufyan tahdis etti, dedi ki:
Esved b. Salim rahimehullah’a Ebu Zaide hakkında sordum: “Hafız idi, lakin Ebu Hanife’den bahseder ve onun görüşünü söylerdi. O İmam Ahmed b. Hanbel
bana göre zayıftır.” Yani Ebu Hanife’den rivayet
etmesi ve onu zikretmesi sebebiyle zayıftır. (Abdullah es Sunne)
Ebu Hafs Amr b. Ali şöyle demiştir: Yahya
el Kattan’ı işittim. Bir komşusu ona “Bize Ebu Yusuf, Ebu Hanife’den, o da Cevvab et Teymi’den tahdis etti” demişti. Bunun üzerine o dedi ki: “Mürcii başka bir mürciiden, o da başka bir mürciiden rivayet etmiş” (Tarihu Bağdad)
Nuaym b. Hammad şöyle demiştir: İbnu’l
Mubarek’i işittim. Yanında Ebu Yusuf’u anmışlardı. Bunun üzerine o “Ebu Yusuf’u anarak meclisimi ifsad etmeyin.” dedi. (Tarihu Bağdad)
Yahya b. Adem dedi ki: “Şerik mürcie’nin
şehadetini geçerli saymıyordu. Bir seferinde onun yanında Muhammed b. el Hasen şehadette bulundu da onun şehadetini de geçerli saymadı. ‘Muhammed b. el Hasen de mi!?’ dediler. ‘Ben namaz imandan değildir diyen birinin şehadetini mi geçerli sayacağım?’ dedi.” (İbn Adiyy ed Duafa) İmam Ahmed b. Hanbel
Ahmed b. Ebi Yahya dedi ki: Ahmed b.
Hanbel’i işittim Şebabe’yi andı ve “İrcasından dolayı onu terk ettim ve ondan hadis yazmadım.” (Tehzibul Kemal)
“Ebu Hanife Nu’man b. Sabit, re’y sahibi, hafız
değildi, hadiste muzdariptir, çok zayıftır ve heva sahibi (bidatçi)dir.” (Hatib Tarih)
İmam Ahmed dedi ki: “Ebu Hanife yalan
söylerdi.” (Hatib Tarih; Ukayli Duafa)
Fadl b. Musa dedi ki: “Ebu Hanife, Ebu’l-
Atuf’tan rivayet ediyordu. Ondan bu yolla hadis rivayet edilmediğini görünce: “Hammad’dan” demeye başladı.” El-Fadl dedi ki:
“Onun çok yalan söylediğini
söylüyorlardı.”
“Ebu Hanife hadiste metruktur. Güvenilir
değildir.” (İbn Adiy el Kamil)
Sufyan es Sevri yanında Ebu Hanife’den
bahsedilince şöyle demiştir: “O ne sikadır, ne de İmam Ahmed b. Hanbel
güvenilirdir.”(Ebu Zur’a et Tarih; Ukayli ed
Duafa)
Abdullah b. Mubarek rahimehullah şöyle
dedi: “Ebu Hanife hadisini silin! Zira ben onun hadisini ve görüşlerini (kitaplardan) çıkardım.”
Bana Ebu’l-Hasen b. el-Attar Muhammed b.
Muhammed tahdis etti, dedi ki: Ahmed b. Şebbuye’yi şöyle derken işittim: bize Ebu Salih b. Hani haber verdi, dedi ki: “İbnu’l-Mubarek rahimehullah’a: “Ebu Hanife’den rivayet ettin mi?” denilince dedi ki: “Bu belaya uğradım.”
Hişam şöyle demiştir: Gençken, yüz yetmiş
dört senesinde Şihab ile karşılaştım: Bana “Kaderi isen ya da mürcii isen sana hadis nakletmem, değilsen sana hadis naklederim” dedi. Ben de “Bende bunların ikisi de yok” dedim.
İshak b. Mansur el Kevsec şöyle demiştir:
Bize Yaya b. Salih tahdis etti ki o habis ve davetçi bir mürcii idi. Kendisinde hadis rivayet edilmesini hak etmiyordu.” (Tehzibu’l Kemal) İmam Ahmed b. Hanbel
İmam Ahmed dedi ki: “Muhammed b. Eban
b. Salih b. Umeyr el Cufi el Kufi ircayı savunurdu. İnsanlar onun hadisini terk etmişlerdir.” (ed Duafau ve’l Metrukin)
İbn Hibban şöyle demiştir: Onunla ihticac
etmek caiz değildir (yani naklettikleri hadisleri delil getirmek caiz değildir). Çünkü o bir irca davetçisiydi. Bidate davet eden kimse ile ihticac etmek imamlarımızın tamamının nezdinde caiz değildir. Bu hususta onların arasında bir ihtilaf bilmiyorum. Buna ilave olarak bütün büyük şehirlerdeki ve beldelerdeki Müslümanların İmamları ve dinde vera sahibi kismeler onu cerh etmiş ve eleştirmiştir.” (el Mecruhin 3/63)
İbn Teymiyye şöyle demiştir: “Hadis ehlinin
çoğunluğu Ebu Hanife’ye ve ashabına ta’n etmiştir ki bu meşhurdur. Kitaplar bunun örnekleriyle doludur. İş öyle bir raddeye varmıştır ki Hadis Ehli kitaplarında onlardan hiçbir şey rivayet etmez hale gelmiştir. Bundan dolayı Sahihayn’da ve Sünenlerde onların zikri geçmez.” (er Reddu ale’s Subkiyyi 2/873) İmam Ahmed b. Hanbel
İmam Ahmed şöyle demiştir:
“Re’y ashabı sapık bidatçilerdir ve onlar
sünnet ve eser’in düşmanlarıdırlar. Hadisi iptal eder, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i reddederler, Ebu Hanife’yi ve ona yakın olanları imam edinerek onların dinlerini din edinirler! Hangi sapıklık bundan daha açık olabilir? Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ve ashabının sözlerini terk ederler, Ebu Hanife ve ashabının sözlerine uyarlar! Alçak bir sapkınlık ve tugyan olarak bu yeter!... Onlar bidatçi, cahil, sapık, yalan ve iftira ederek dünya peşinde koşan kimselerdir.” (Tabakatul Hanabile)
İmam Buhari rahimehullah şöyle demiştir:
“(Ebu Hanife) mürcie idi. (Hadis ashabı) onun hadislerini ve görüşlerini terk etmişlerdir.” (Tarihu’l Kebir)
Bana Muhammed b. Ebi Ömer ed-Durî el-
Mukri tahdis etti, dedi ki: “Ebu Nuaym (Fadl b. Dukeyn) rahimehullah’ı şöyle derken işittim: “en- Nu’man b. Sabit (Ebu Hanife)’yi Ebu Yusuf’a şöyle derken işittim: “Ey Ya’kub! Benden bir şey İmam Ahmed b. Hanbel
rivayet etme! Vallahi hata mı ediyorum, isabet
mi ediyorum bilmiyorum.” (Abdullah es Sunne)
Ebu Hanife ve hanefiler hakkında çok daha
fazla şeyler söylenmiştir. Hal böyle iken İmam Ahmed sarfettiği sözlerinin aksine nasıl hareket edebilir halbuki o Rabbani Alimlerdendir. Allah ona rahmet etsin.
İddia sahibinin dediği şeyin aslını
araştırmamızın sonucunda İmam Ahmed’in Müsned’inde bulunan 2 hadis dışında Ebu Hanife’nin Müsned’inde olan başka bir hadisin olmadığını gördüm. Birinci hadisi incelediğimde İmam Ahmed rahimehullah’ın senedinde ne Ebu Hanife ismi geçiyor ne de “Filan dedi ki” ya da “adamın biri dedi ki” diye bir lafız yok. İmam Ahmed’in naklettiği ikinci hadiste ise senette “Adamın biri dedi ki” diye geçmektedir bu hadisin aynısı Ebu Hanife’nin de Musned’inde geçmektedir. Biz de bu hadis üzerine duracağız inşaAllah. İmam Ahmed b. Hanbel
Ziyad b. İlaka – Adamın biri - Ebu Musa radiyallahu anh dedi ki:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
“Ümmetim yaralanma ve taun ile yok
olacaktır.” buyurunca: “Ey Allah’ın Rasulü! Yaralanmanın ne olduğunu bildik te, taun nedir?” denildi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cinlerden olan düşmanlarınızın çarpmasıdır. Ancak her ikisi de şehitliktir.” İmam Ahmed b. Hanbel
Görüldüğü üzere gerçektende bu hadiste
“adamın biri” diye isim belirtilmeden nakledilmiştir. Ancak hadisin senedine ilk baktığımızda dikkatimizi çeken şey şu oldu senette ismi belirtilmiş olan bir tabiin var o da Ziyad b. İlaka’dır ondan sonra ismi belirtlmemiş diğer bir tabiin var sonra sahabe geliyor. Burada “adamın biri” diye ismi belirtilmeyen kişinin Ebu Hanife olması imkansızdır.
Çünkü Ebu Hanife ne Ebu Musa el
Eşari’den ne de başka bir sahabeden hadis işitmemiştir.
Senette eğer “Sufyan” yerine “adamın biri”
diye geçseydi o zaman bir ihtimal bu kişinin Ebu Hanife olabileceğini düşünebilirdik.
Ziyad b. İlaka rahimehullah’ın tam ismi
Ziyad b. İlaka b. Malik es Salebi Ebu Malik el Kufi’dir. Amcası Kutbe’den, Usame b. Şerik’ten, Cerir b. Abdullah’tan, Cabir b. Semure’den, Muğire b. Şu’be’den rivayeti vardır. Yahya b. Main ve Nesai sikadır, dediler. Ziyad b. İlaka tabiin’dendir. 130 yıllarında 100 yaşında vefat etmiştir.” (Tehzib et Tehzib 3/381) İmam Ahmed b. Hanbel
Ayn hadisi İmam Ahmed şu senetle
nakletmiştir: İmam Ahmed – Muhammed b. Cafer – Şu’be – Ziyad b. İlaka – Kavmimden biri bildirdi – Şu’be dedi ki: Önceleri bu adamın adı aklımdaydı – Ozman’ın kapısındaydık ve yanına girmemiz için izin vermesini bekliyorduk. Bu sırada Ebu Musa el Eşari’nin şöyle dediğini işittim...
Yine aynı hadisi şu senetle nakletmiştir:
İmam Ahmed – Ebu Musa – Yahya b. Ebi
Bukeyr – Ebu Bekir en Neşhef – Ziyad b. İlaka – Usame b. Şerik dedi ki: Salebe oğullarından on küsur kişi ile birlikte çıktık ve Ebu Musa ile karşılaştık ve yukarda ki hadisi nakletti... Görüldüpü üzere “admın biri” diye geçen kişi “Usame b. Şerik”tir. Allah’u Alem. İmam Ahmed b. Hanbel
Ebu Hanife’nin Musned’inde bu hadis şöyle
geçmektedir:
أخربنا صالح بن أحمد القري اطي أخربنا شبيب بن أيوب
Yahya el Cummeni – Ebu Hanife – Ziyad (el İlaka) – Yezid b. el Haris – Ebu Musa (el Eşari) -
Ebu Musa radiyallahu anh dedi ki:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ümmetim yaralanma ve taun ile yok olacaktır.” buyurunca: “Ey Allah’ın Rasulü! Yaralanmanın ne olduğunu bildik te, taun nedir?” denildi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cinlerden olan düşmanlarınızın çarpmasıdır.” Başka bir nakilde “Ancak her ikisi de şehitliktir.” geçmektedir. İmam Ahmed b. Hanbel
Görüldüğü gibi “Adamın biri” diye geçen
kişi Ebu Hanife’ye göre Yezid b. el Haris’tir.
Ebu Hanife’nin Musned’i incelendiğinde
genelde Sahabeden önce eğer senette kesinti yoksa iki isim daha geçmektedir. Örneğin. Ebu Hanife – Alkame – İbrahim en Nehai – Abdullah b. Mesud radiyallahu anh. Dolayısıyla sahabenin önünde “Filan dedi ki” veya “Adamın biri dedi ki” diye nakledilen hadisler Ebu Hanife’ye ait olması imkansızdır.
Allah’a hamd olsun.
İmam Ahmed b. Hanbel İmam Ahmed b. Hanbel İmam Ahmed b. Hanbel