Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 6

TC.

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ
DEDE KORKUT EĞİTİM FAKÜLTESİ
İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ
ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ MAKALE İNCELEME ÖDEVİ

ÖDEV KONUSU
MAKALE İNCELEME

KÜBRA AKKAYA
209902002

ARŞ. GÖR. SERKAN COŞTU

Mayıs,2022
Türkiye’de Özel Öğrenme Güçlüğü Alanında Yapılan Çalışmaların

İncelenmesi

1. GİRİŞ

ÖÖG, birtakım günlük aktiviteleri yapamama veya eksik yapma gibi durumlarda gözüken bir
sıkıntıdır. ÖÖG, disleksi, diskalkuli ve yazılı anlatım güçlüğü olmak üzere 3 başlık altında ele
alınmaktadır. ÖÖG, özel eğitim ihtiyacı duyan insanların yaklaşık yüzde 40’ında görülerek
ABD’de en büyük paya sahiptir. Bu oran ülkemizde özel eğitim ihtiyacı duyan kişilerin hemen
hemen yüzde 3’ünü oluşturmaktadır.

Joseph Gall, yaptığı bir çalışmada kafa zedelenmesi yaşayan askerlerde aynı zamanda konuşma
bozukluğuna rastlamış olup kafa zedelenmesi ile oluşan ruhsal sağlık ve konuşma bozukluğu
arasındaki bağı ele almış olup kaydettiği verilerde ÖÖG hakkında birtakım çıkarımlara ulaşmıştır.

Dönemin araştırmacılarından farklı olarak insan beyninin 27 parçadan meydana geldiğini


düşünmekteydi. Daha sonraları yapılan çalışmaların verileri ÖÖG konusunda önemli bulgular
sunmuştur.

Kelimi körlüğü tanımını ilk kez Adolf Kussamaul açıklamıştır. Bu terimi duyusal ve zihinsel
becerilerde herhangi bir rahatsızlık olmamasına karşın bu noktadaki yeteneklerde güçlük yaşama
olarak tanımlamıştır.

Disleksi tanımı Rudolf Berlin tarafından açıklanmış olup birtakım işaretleri açıklamada güçlük
yaşama şeklinde tanımlanmıştır. Amerikalı W. E. Bruner adlı tıp doktorunun ÖÖG üzerine bir
raporu vardır. Bu raporu baz alan Samuel T. Orton kafa zedelenmesi dışında başka sebeplerin de
okumada ve yazmada zorlukların oluşabileceğini söylemiştir.

ÖÖG tanımı zaman içinde farklılaşmıştır. 60’lı yılların sonlarına doğru resmi olarak onaylanmış
olan ÖÖG terimi hemen hemen 90’ların başında oldukça yararlı yeni ilerlemeler kat etmiştir. Yeni
teknikler ile beyin fonksiyonları gözlemlenerek ÖÖG’nin sebepleri beyinde meydana gelen
yaralanmalardan ötürü olduğu kanısına varılmıştır. Ülkemizde özel eğitim ihtiyacı duyan bireylere
verilecek hizmetin esasları 60’lı yılların başında yayınlanmış olup ancak 60’lı yılların sonlarına
doğru özel eğitim ihtiyacı duyan bireylerin kategorileri yayınlanabilmiştir. ÖÖG kategorisi ise çok
daha sonralarda 70’li yılların ortasına doğru yönetmeliğe girmiştir. ÖÖG yönetmeliğe 2 kategori
halinde girmiş olup bunlardan ilki kültürel açıdan yoksunluk yaşayanlardır. Yani yetiştiği ortamda
alması gereken değerleri kritik dönem içerisinde alamamış olan bireylerdir. 2.si ise öğrenme
güçlüğü olanlardır. Yani, genel bilgi becerilerinde zorluk yaşayan bireyler olmak üzere
tanımlanmıştır. Yaklaşık 10 yıl sonra ÖÖG tanımı yönetmelikte tekrar tek çatı altında bir araya
gelmiş olup öğrenme güçlüğü olanlar ve kültürel yoksunluk yaşayan bireyler olarak ayrım
yapılmaksızın ele alınmıştır. Bundan 15 yıl sonra tekrar yayınlanan yönetmelikte ÖÖG ifadesi
yazma, anlamlandırma, algılama, aritmetiksel işlem yapma becerilerinde eksiklik ile kişinin
akademik başarısı ve çevreye uyum sağlamasında güçlük çekme olarak tanımlanmıştır.

Son kez 2012 senesinde yapılan düzenleme ile ÖÖG tanımı konusunda netlik kazanmıştır
diyebiliriz. Zira, son düzenleme incelendiğinde bir önceki yönerge ile ciddi benzerlikler olduğu
görülür.

Türkiye’de Özel Öğrenme Güçlüğüne Yönelik Araştırmalar

Ülkemizde değişik alanlardan yardım alarak ÖÖG tanımlanmaya çalışılmış olup katılımcılarda
ÖÖG olduğu görülmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalara nazaran okuma yeteneği hakkındaki
çalışmaların daha fazla olduğu söylenebilir.

Problem

Ülkemizde ÖÖG kapsamında olan araştırmaların etkilerini görmek amacı ile içerik analizi
yöntemiyle yapılmış 2 araştırma vardır. Bunların birinde daha önceleri yapılmış 71 araştırmayı
hemen hemen bütün özellikleri ile ele alınıp değerlendirilmesidir. Diğer araştırmada ÖÖG tanılı ya
da ÖÖG riski bulunan kişilerin yazma yetisinin iyileştirilebilmesi için yazılan 23 araştırma
incelenmiştir. Bütün bu araştırmalar daha geniş yeni kalifiyeli veri elde etme amacıyla hangi
noktalarda araştırmaya gereksinim olduğu göz önüne sermesi amaçlanmıştır.

Amaç

Yapılan araştırmaların hedefi ülkemizde ilan edilmiş ÖÖG kapsamındaki araştırmaların hemen
hemen her yönden ele alınmasıdır.

2. Yöntem

Ülkemizde yapılan bu araştırmaların ÖÖG kapsamında ki çalışmaların araştırılmasına karşın


içeriğini analiz etmedir. Bu yöntemde benzerlik taşıyan noktalar halk diline göre açıklanıp kişinin
anlamlandırabileceği şekilde ele alınmıştır. Bunlar meta-analiz, meta-sentez, betimsel içerik
analizi olmak üzere 3 alt kategoride incelenmiştir. Betimsel içerik analizi, daha spesifik bir başlık
ile ele alınan çalışmanın verilerini değerlendirme açısından sistematik birikimli bir araştırmadır.
Veri Toplama Süreci

ÖÖG kapsamında yazılan araştırmalara ulaşmak için birden çok anahtar sözcükler kullanılmış
olup çok sayıda çalışma tespit edilip bunlar arasından ir kısmının benzerlik gösterdiği
görülmüştür. İçerik analizi, yapılan ilk çalışma (1972) ile son çalışma (2016) arasında birikimli ve
sistemli veriler sunmuştur.

Veri Toplama Aracı

Ulaşılan sonuçların analiz edilmesi için bir veri analizi formu yapılmış olup, bu kapsamda
araştırmanın ele alınan on üç başlığı gerekli kişiler tarafından araştırılmış ve çelişkili noktalar
üzerinde durularak ortak bir kanıya varılmıştır.

Verilerin Analizi

Bu konu hakkında çalışmalar yapan kişiler ele alınan çalışmaların hemen hemen her kapsamdaki
verilerini birtakım grafik, şekil ve tablolar ile gösterip çalışmaların hedefini gözler önüne
sermiştir.

3. BULGULAR

Ülkemizde kamuoyuna sunulan araştırmaların sentezlerinin verdiği veriler;

1- Araştırmaların türleri
2- Araştırmaların yazar sayılarına göre dağılımları
3- Araştırmaların yayınlanma yılları
4- Makalelerin veri tabanları
5- Araştırmaların yayın dilleri
6- Araştırmaların alanları
7- Araştırma yöntemleri
8- Araştırmaların konuları
9- Araştırmaların hedef grubu
10- Katılımcıların tanı durumu
11- Katılımcı grupların büyüklükleri
12- Araştırmalarda kullanılan ölçekler
13- Araştırmalarda kullanılan test ve listeler
14- Araştırmalarda kullanılan zeka testleri olmak üzere 14 başlıkta ele alınmıştır.
4. SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER
ÖÖG kapsamında ki araştırmaların az olduğu düşünülse de son yıllarda bu noktada artış
olduğu gözlenmekle birlikte ÖÖG tanılı bireylerin de artışıyla ülkemizde bu bireylerle birebir
daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir.
Çoğunlukla tarama yöntemi kullanılarak yapılan çalışmalar herhangi bir zaman dilimindeki bir
olguyu ele alıp betimleme yaptığı için ele alınan konularda ki farklı noktaları ve bu noktaların
birbiri ile alakasını gözler önüne serme konusunda eksiktir. Bundan ötürü ÖÖG konusunda
yapılan çalışmaların arttırılması deneysel veriler ortaya koymak ve ÖÖG tanılı bireylerin
yaşamında kolaylık sağlayacak noktalar bulabilmek adına çok önemlidir.
ÖÖG kapsamında ki çalışmalara bakıldığında birçok farklı daldan faydalanıldığı görülmüş
olup daha sonraki çalışmalarda da farklı daldaki uzman kişilerin ortaya sunacağı çalışmalar
daha kapsamlı veriler ve değişik pencereler sunacağı aşikardır.
ÖÖG çalışmaları genel olarak küçük yaşta ki bireyler üzerinden yapıldığı için daha sonraki
yaş dönemlerini kapsamadığı yanılgısına varılabilir. Ancak yetişkinlik ve ergenlik
dönemlerinde de rastlanabilen bu rahatsızlıkta erken teşhis konması bireylerin yaşam kalitesini
arttırabilme noktasında çok büyük bir etkiye sahiptir.
Görüldüğü üzere ülkemizde, ÖÖG noktasında ki çalışmalar son yıllarda yaygınlaşmış olup bu
noktadaki çalışmaların sayısı ve içeriği arttırılarak daha kapsamlı ele alınması ÖÖG teşhisi
konmuş bireylerin tedavisinde izlenecek yollar hususunda önemli verilere ulaşmamızı
sağlayacak ve bu bireylerin hayat standardını yükseltecektir.
KAYNAKÇA: Gorgun, B., & Melekoglu, M. A. (2019). Turkiye’de ozel ogrenme guclugu
alaninda yapilan calismalarin incelenmesi. Sakarya University Journal of Education, 9(1), 83-106.

You might also like