Professional Documents
Culture Documents
Franz Kafka - Ceza Kolonisinde Ve Diğer Öyküler - CS
Franz Kafka - Ceza Kolonisinde Ve Diğer Öyküler - CS
Franz Kafka - Ceza Kolonisinde Ve Diğer Öyküler - CS
FRAN Z KAFKA
CEZA KOLONISINDE VE DIGER ÖYKÜLER
ÖZGÜNADI
ERzAHLUNGEN
ÇEVIREN
GÜLPERI SEAT
EDITÖR
GAMZEVARIM
GÖRSEL YÖNETMEN
BIRO L BAYRAM
DÜZELTI
MEHMET CELEP
BASKI
BAŞAK MAT. TAN . HIZM. ITH. IHR. TIC . LTD . ŞTI.
Anadolu Bulvan Meka Plaza 5/15 Girnal-Yenimahalle-Ankara
(0312) 397 16 17
Sertifıka No: 12689
Franz
Kafka
Ceza Kolonisinde
1 1
ve Diğer Oyküler
Almanca aslından
çeviren: Gülperi Sert
TORKIYE �BANKASI
KOitQr Yayınları
İçindekiler
Gözlem
Şosedeki Çocuklar ·--·-------··---·-·--··--··---·..·--..·-----19
Bir Sahtekarın Gerçek Y üzü 23
___________________
İş adamı...·-·-·---·----····-·---- - ·-····--------····----··-----··-·-····-········29
- -
�:f��-- � ��
Evin Yol u--· ------·------------------····------···--·····-----·- ·······--···-·---··-·· 32
�� :�:=-===:=�
-
i nl =--�=-��� :-·---•-••- • ��
- -- --•
_
Ağaçlar . .
.____.. _______..___ . .. 40
______________________...... _______ .
Yargı
Yargı. ________________ _
---- --- ··- .. _ .. ____ ... 49
Bir Taşra Hekimi
Yeni Avukat.--------·- .. ·--·····-·-···-··-·---···-·--····--·--· ·---······· _ . __ .. .. . ... .. . _ . ... ...
63
Bir Taşra Hekimi ... ........ ..... .... ....- ................ ............ ....... . . _ __ _.. ·- · · .
. ... _........ .. ... ___ _ . ...
65
Galeri de . .. ... .. . ... ·--·---··-·---·--·------ ...... . _______.._. . . _..__ .. .______ . 72
.
Eski B ir Y ap rak . . ...... . ... .. ....... . .......... .-------·---·-· ..... ....... ..... ... -............ ·--· ___ __ .... ---- ·-·· ... 74
Yasa Önünde .. _ _ _ ... .......... . _ ..______......_ .... _ ..__.. _______ .. _______ --·-·- _ ...
77
Çakallar ve Araplar . . .. .._ ... .___. ._ ....... . ____. ... . . -..---·----... -......... _... .... . 79
Bir M aden Gezisi -·-·-·--·-·-·- .. -- .. --·--·--·--·---- ................. -.. . --- -..... .. _ 84
Yakındaki Köy . .. ... . . . . . .... .... .. _ ... . .. .. _____ .._ .. ________ .. .......... . .. .... ..... ._ ...- ...... _ ..____ .. 87
i mparatorun Bir Haberi------·-------·_ .._____. . _ _____.... _________ ... .
88
Evin Babas ının Kaygı sı----------·--- .
. ... . ___ . _______.. ........ .___
89
On Bir Oğul .... .. -...............________ ..________. .... _ .. ___________.. ____ ._____... . ... .. ......... ... . 91
Bir Kardeş Katli-- ..
--..- ... . ----------------·-- ..-----·-·
96
Bir Düş .. .. ........... .. _____....... ............. ____ .... __________....___............... ___ .. ____.. . . __ ..
..._ .. ... ... .. ........... .. 99
Akademi İçin Bir Ra por _ . . ____________..____ ...... .. . .... __ 1O1
Ceza Kolonisinde
Ceza Kolonisinde ·-· --- .... ------------·-· .. ·-·-·-·-.. --..--..--.......11 S
K üçük Bir Kadın ....... . ... . --· ___ .._____ .. -...... ______ .....·--- .. . .. -..........................-........._1S O
Bir Açlık Sana tçısı.. __________ .._____ ___ .... _ .. ________...... ____ ,_ ..... ....... ----------1S 8
Şarkıcı Josefine ya da Fare Ulusu 16 9
.. . . ....... ...... . .. ... .......... ......-... -....-.
"BİR SAVAŞIN TASVİRİ"
ÖYKÜSÜNDEN İKİ KONUŞMA
Dua Edenlerle Konuşma
3
Fratıı. Kafka
4
Dua Edenlerle Konuşma
5
Fram; Kafka
6
Dua Edenlerle Konuşma
7
Franz Kafka
8
Dua Edenlerle Komışma
lO
Sarhoşla Konuşma
ll
Fram: Kafka
12
Sarhoşla Konuşma
13
Franz Kafka
14
Sarhoşla Konuşma
ıs
GÖZLEM
M.B. için
Şosedeki Çocuklar
19
Franz Kafka
20
Gözlem
21
Franz Kafka
22
Gözlem
23
Franz Kafka
24
Gözlem
Ani Gezinti
25
Franz Kafka
Kararlar
26
Gözlem
Dağlara Gezi
27
Franz Kafka
Anlaşılan bekar kalmak çok kötü bir şey; bir akşamı in
sanlar arasında geçirmek istediğinizde yaşlı bir adam olarak
zar zor onurunuzu koruyarak kabul edilmeyi rica etmek,
hastalandığıruzda yatağıruzın bir köşesinden haftalarca boş
odaya bakmak, insanlarla hep dış kapının önünde vedalaş
mak, hiçbir zaman yanınızda bir eşle merdivenleri çıkama
mak, odanızdaki yan kapıların yabancıların evine açılan
kapılar olması, akşam yemeğini dışandan alıp getirmek,
başkalarının çocuklarına bakmak ve her defasında "Benim
yok!" diyememek, dış görünüş ve davranışlar konusunda
gençlik hanralarınızda yer eden bir ya da birkaç bekar erke
ği örnek almak.
İşte böyle olacak, şöyle bir farkla; gerçekte bugün ya da
daha sonra bir bedeni, gerçek bir başı ve bir de elleriyle vura
cağı alnı olan birisi olarak, orada öylece kalacaksınız.
28
Gözlem
İşadamı
29
Franz Kafka
30
Gözlem
31
Franz Kafka
Evin Yolu
eleştirmeden edemiyorum.
Ancak odama girdiğimde biraz düşünceliyim, öte yandan
merdivenleri çıkarken üzerinde düşünmeye değer bulduğum
bir şey olduğu için değil. Pencereyi sonuna kadar açınamın
ve bahçelerden birinde hala müziğin çalmasının da bana pek
yararı olmuyor.
32
Gözlem
Geçip Gidenler
33
Franz Kafka
Yolcu
34
Gözlem
Elbiseler
35
Franz Kafka
Reddetme
36
Gözlem
37
Franz Kafka
38
Gözlem
39
Franz Kafka
Ağaçlar
40
Gözlem
Mutsuz O lmak
41
Franz Kafka
42
Gözlem
43
Franz Kafka
nr. "
44
Gözlem
45
YA R GI
Bir Öykü
F. için
Yargı
49
Franz Kafka
50
Yargı
51
Franz K.afka
52
Yargı
53
Franz Kafka
54
Yargı
55
Frarız Kafka
56
Yargı
57
Franz Kafka
58
Yargı
59
Fram; Kafka
60
BİR TAŞRA HEKİMİ
Küçük Öyküler
Babama
Yeni A vukat
•
Bukephalos: Pegasus ve Truva gibi mitolojik özelliklere sahip olan ve Türk
çesi Öküzbaş olan Bukephalos, Büyük İskender'in sahibi olduğu ve an
rikçağın en bilinen efsanevi savaş atının adı. Makedonya'dan Hindistan'a
dek uzanan sefer hareketlerinde Büyük İskender'in yanında olmuş, Kuzey
Hindistan'da yapılan Hydaspes Savaşı sonrasında ölmüş ve Bukephalia 'ya
gömülmüştür. Bukephalia, Büyük İskender'in Bukephalos'un anısına
kurduğu bir şehir olup günümüzde Pakistan sınırları içerisinde yer almakta
ve Cihlam Uhelum) olarak adlandınlmaktadır. (ç.n. )
63
Franz Kafka
64
Bir Taşra Hekimi
65
Franz Kafka
66
Bir Taşra Hekimi
67
Franz Kafka
68
Bir Taşra Hekimi
69
Fram:. Kafka
70
Bir Taşra Hekimi
71
Franz Kafka
Caleride
•
(İt.) Ölüm atlayışı, ölüm saltosu, havada dönen bir atlet tarafından yapılan,
son derece cesaret isteyen bir atlayışın adı. (ç.n.)
72
Bir Taşra Hekimi
73
Franz; Kafka
74
Bir Taşra Hekimi
75
Franı Kafka
76
Bir Taşra Hekimi
Yasa Önünde
77
Franı. Kafka
78
Bir Taşra Hekimi
Çakallar ve A raplar
79
Franz Kafka
80
Bir Taşra Hekimi
81
Frarız Kafk.a
82
Bir Taşra Hekimi
83
Fram; Kafka
84
Bir Taşra Hekimi
85
Franz Kafka
86
Bir Taşra Hekimi
Yakındaki Köy
87
Franz Kafka
88
Bir Taşra Hekimi
89
Franz Kafka
bakayım? " diye sorarsınız. " Odradek," diye yanıtlar. " Peki,
nerede oturuyorsun?" " Belli bir yerde oturmuyorum," der
ve güler. Fakat daha çok akciğerleri yokmuş da göğüs boş
luğundan geliyor gibidir bu gülüş. Düşen yaprakların hışır
tısını andırır. Çoğu zaman sohbet biter burada. Üstelik bu
yanıtları da her defasında duymazsınız; çoğu zaman tahta
görünüşüne uygun şekilde susar.
Sonu ne olacak diye beyhude yere sorarım kendime. Öte
bilir mi acaba? Yaşamı son bulan her şeyin öncesinde bir
amacı vardır, bir tür işi olmuştur ve bunu yapa yapa aşınıp
gider; fakat Odradek'te bu söz konusu değildir. Yani günün
birinde çocuklarımın ve torunlarınun ayakları altında iplik
lerini sürükleye sürükleye merdivenlerden aşağıya nu yuvar
lanacak? Anlaşılan o ki kimseye zararı yok; fakat ben öldük
ten sonra da yaşayacağı düşüncesi bana acı veriyor.
90
Bir Taşra Hekimi
O n Bir O ğul
91
Franz Kafka
92
Bir Taşra Hekimi
93
Franz Kafka
94
Bir Taşra Hekimi
95
Franz Kafka
•
Kafka bu hikayesiyle Kutsal Kitap'taki kardeş cinayetine gönderme yapı
yor. Bkz. Yaranlış 4, Habil ile Kabil Hikayesi. Kafka'nın öyküsü cinayet
sahnesiyle başlar. Katil Schmar Kutsal Kitap'taki Kabil'dir. Adı Yunan tan
rıçasını ( Atina'nın baş tanrıçası Athena ) anunsatan Pallas ise her şeyi gören
ve müdahale etmeyen Tanrı'ya göndcrmedir. (ç.n.)
96
Bir Taşra Hekimi
97
Franz Kafka
98
Bir Taşra Hekimi
Bir Düş
•
Erlösung karşılığıiçin kullandım . Türkçeye kurtuluş olarak çevrilse
de, bu kelime Hıristiyan inancına göre İsa çarmıha gerildiğinde kendi
canını feda etmesiyle tüm insanlarm günahlarının Tanrı tarafından
bağışlandığmı ve onların sonsuz kurtuluşunu sağladığını ifade etmek
için kullanılır. (ç.n. )
1 00
Bir Taşra Hekimi
101
Franz Kafka
Akhilleus ölümlü bir baba Peleus ile su tanrıçası Thetis'in oğlu olan bir yarı
tanndır. Dünyarun en büyük savaşçısı kabul edilir. Yunan mitolojisinin en
önemli kahramanlarından biridir. Truva Savaşı'nın Yunan kahramanlan
nın başında gelir. Homeros'un llyada adlı mitolojik eserinin büyük savaş
çısı, başkarakteridir. Tanrılar soyundan olan annesi onu ölümsüz kılmak
istemiş ve onu tılsımlı ateşe tutmuş, fakat Peleus'un ansızın gelmesiyle işi
yarım kalmıştır. Bir başka rivayete göre, annesi oğlunu ölümsüzlük nehri
Styks'te yıkarken elini suya değdirmemesi öğütlendiği için onu sol topu
ğundan tutup suya batımuştır. Yalnızca oradan vurulursa öleceğine inanı
lır. (ç.n.)
"' ,.
Kelime anlamı Kırmızı Peter. (ç. n . )
1 02
Bir Taşra Hekimi
1 03
Fram; Kafka
1 04
Bir Taşra Hekimi
1 05
Franz Kafka
106
Bir Taşra Hekimi
107
Franz Kafka
1 08
Bir Taşra Hekimi
1 09
Franz Kafka
•
Alınaneası sich ;, die Büsche schlagen olan ve bugün de kullamlan bu
deyim, kendini görünmez yapmak, kaybolmak, izlerini kaybettirmek,
silmek anlamına gelmektedir. Deyim tek rarlandığı için olduğu gibi çe
virmeyi tercih ettim. (ç. n . )
1 10
Bir Taşra Hekimi
l ll
CEZA KO LO NİSİNDE
Ceza Kolonisinde
1 15
Franz Kafka
1 16
Ceza Kolonisinde
•
Egge karşılığı olarak kullandım. Tam ka rşılığı olmasa da uygun bir ke l im e
bulmak imkansız. Eserdeki işkence aletinin en önemli parçası. (ç.n.)
1 17
Franz Kafka
1 18
Ceza Kolorıisinde
"Evet, " dedi subay ve şapkasını biraz geri itip elini sıcak
yüzüne götürdü, "dinleyin! Yatağın da nakkaşın da birer
elektrikli bataryası vardır; yatağınki kendi için, nakkaşınki
tırmık için gereklidir. Mahkum sımsıkı bağtanır bağlanmaz
yatak hareket etmeye başlar. Çok küçük fakat hızlı titreşim
lerle hem sağa sola hem de aşağı yukarı doğru hareket eder.
Buna benzer aletleri hastanelerde de görebilirsiniz fakat bi
zim yarağımızın titreşimleri çok ince hesaplanmıştır; yatağın
titreşimleri tırınığın titreşimleriyle tam tanuna aynı olmak
zorundadır. Asıl yargının uygulanması bu tırınığa bırakıl
mıştır. "
"Yargı nasıl uygulanıyor? " diye sordu gözlemci. "Bunu
da mı bilmiyorsunuz? " dedi subay şaşırmış halde ve dudak
larını ısırdı. "Açıklamalarım biraz anlaşılmaz geldiyse ku
sura bakmayın; sizden özür dilerim. Açıklamaları eskiden
kumandan yapardı genellikle, yeni kınnandan ise bu şerefli
görevi yapmak istemedi; oysa sizin gibi değerli bir konuk
geldiğinde," -gözlemci bu iltifan kabul etmediğini eliyle gös
termek istediyse de subay ifadesinde ısrarcıydı- "sizin gibi
değerli bir konuğa yargı usulümüz konusunda bilgi verilme
mesi, buradaki yeni bir şey olmamakla birlikte," - ağzından
kötü bir söz çıkacakken dudaklarını ısırdı, kendini tuttu ve
sadece şunları söyledi: "Bu konuda bana bir şey söylenmedi,
kabahat bende değil. Ayrıca yargı usullerimizi açıklama ko
nusunda en yetkili kişi benim çünkü burada" -bunu söyler
ken eliyle ceketinin iç cebine dokundu- "eski kumandanın
eliyle yaptığı çizimler burada. "
"Kwnandanın kendi eliyle yaptığı çizimler mi ?" diye
sordu gözlemci: "Bu kadar kişiliği kendisinde toplamış biri
miydi ? Asker, yargıç, mühendis, kimyacı, teknik ressam?"
" Evet," diyerek başıyla onayladı subay ve bakışları bir
noktaya takıldı. Sonra ellerine baktı; çizimiere dakunacak
kadar temiz görünmüyorlardı; kovanın yanına gitti, ellerini
bir kez daha yıkadı. Sonra küçük deri cüzdanını çıkardı ve
1 19
Franz. Kafka
1 20
Ceza Kolonisinde
121
Franz Kafka
içindir, şurası ise hacaklar için. Baş için ise sadece şu küçük
iğne var. Anladınız mı ? " En ayrıntılı açıklamaları yapmak
üzere gözlemciye doğru eğildi.
Gözlemci kaşlarını çatmış tırmığa bakıyordu. Yargılama
ile ilgili açıklamalardan tatmin olmamışn. Kendi kendine bu
ranın bir ceza kolonisi olduğunu, burada olağandışı kuralla
rın gerekli olduğunu ve askeri ilkelerin sonuna kadar geçerli
olduğunu tekrar edip durdu. Öte yandan yeni kumandanın,
şu at gözlüklü subayın aklının almayacağı yeni bir yargı
lama usulünü yavaş yavaş uygulamaya başiayacağını ümit
ediyordu. Aklından bunları geçiren gözlemci sordu: "Ku
mandan infaz sırasında burada olacak mı ? " " Kesin değil , "
diye yanıtladı b u beklenmedik soru karşısında irkilen subay,
yüzündeki sevimli ifade kaybolmuştu: "İşte bu nedenle acele
etmemiz gerekir. Hatta hiç istemediğim halde açıklamaları
mı kısa kesrnek zorundayım. Fakat yarın alet yeniden temiz
lendiğinde -çok kirlenmesi yegane kusuru-, daha ayrıntılı
açıklama yapabilirim. Yani şimdi sadece en gerekli olanları
açıklayayım. - Mahkfım yatağa yanrıldığında ve yatak titre
meye başladığında tırmık bedenine doğru iner. Tırmık sivri
uçları mahkfunun bedenine değecek şekilde otomatik olarak
kendini ayarlar; ayarlandıktan sonra şu çelik ip bir çubuğa
dönüşür. Ve oyun başlar. Dışarıdan bakan biri cezalar ara
sında bir fark görmez. Tırmık hep aynı tempoda çalışıyor
gibi görünür. Titreyen uçları mahkfımun bedenine dokunur,
mahkfımun bedeni de titreyen yatak nedeniyle titrer. infazın
nasıl gerçekleştiğini herkesin görebilmesi için nrmık camdan
yapılmışnr. iğneleri camdan tırınığın içine yerleştirmek güç
olsa da, uzun uğraşlar sonucunda başarılnuştır. Anlayacağı
nız hiçbir çaba esirgenmemiştir. Ve böylece yazının bedene
nasıl kazındığını herkes camdan görebilir. Biraz yakına gelip
iğnelere bakmak istemez misiniz? "
Gözlemci yavaş yavaş doğruldu, aletin yanına yaklaştı
ve tırınığın üzerine eğildi. " Gördüğünüz gibi," dedi subay,
1 22
Ceza Kolonisinde
"çeşitli biçimde sıralanmış iki sıra iğne. Biri uzun biri kısa.
Uzun iğne yazıyor, kısa iğne kanı temizlemek için su fışkır
tıyor ve yazı hep net görülebiliyor. Kanlı su şu küçük oluğa
akar, sonra ana oluğa gelir ve oradan da çukura boşalır. "
Subay parmağıyla kanlı suyun gittiği yolu gösterdi. Bunu da
olabildiğince canlandırabilmek için gider borusunun çukura
açıldığı ağzı iki eliyle tuttuğunda gözlemci başıru kaldırdı,
eliyle arkasını yokladı, sandalyesine dönmek istedi. Tam o
sırada subayın kendisini çağırmasıyla mahkfunun da nrmığı
yakından görmek için arkasından geldiğini görünce irkildi.
Mahkfun uyuklayan askerin elindeki zinciri kendisine doğru
çekip camın üzerine eğilmişti. Mahkfunun şaşkın bakışlada
subayla gözlemcinin biraz önce izlediği şeyi aradığı, ancak
kimse bir açıklama yapmadığı için hiçbir şey anlamadığı gö
rülüyordu. Mahkfun bir oraya bir buraya eğiliyor, bakışları
nı camın üzerinde gezdiriyordu. Gözlemci onu geri çekmek
istedi, çünkü mahkfımun bu davranışı herhalde cezalandı
rılırdı. Fakat subay bir eliyle gözlemciyi tutarak bunu yap
masına mani oldu, diğer eliyle biraz toprak alıp yuvarladı ve
askere attı. Asker gözlerini kaldırdı ve o anda mahkfımun
ne yapmaya çalışnğını gördü, tüfeğini bıraktı topuklarıyla
yerden güç alarak mahkfunun zincirine asıldı; mahkfım yere
yıkıldı, zincirleri şakırdadı. " Mahkfımu kal dır," diye bağırdı
subay, çünkü gözlemcinin dikkatinin mahkfuna yöneldiğini
fark etmişti. Gözlemci ise dikkatini mahkfıma vermesinin
ötesinde bir de kırılabileceğine aldırmadan tırınığın üzerine
eğilmişti; mahkfıma ne olacağım görmek istiyordu. " Dik
katli ol," diye bağırdı subay; yine aletin etrafından dolaştı,
sürekli ayakları kayan mahkfunun koltukaltlarından tuttu,
askerin yardımıyla ayağa kaldırdı.
"Artık her şeyi anladım," dedi gözlemci, subay tekrar
yanına geldiğinde. " En önemli şeyi henüz değil," dedi subay
ve gözlemcinin kolundan nıtup ona aletin üst tarafıru gös
terdi. " Orada nakkaşta tırınığın hareket etmesini sağlayan
1 23
Franz Kafka
bir çark vardır ve bu çark yargıya göre çalışır. Ben hala eski
kumandanın çizimlerini kullanıyorum. İşte bunlar," -deri
cüzdandan birkaç kağıt çıkardı- " fakat bunları elinize vere
mem, çünkü bunlar sahip olduğum en değerli şeyler. Oturun,
size uzaktan göstereceğim, o zaman hepsini gayet iyi görür
sünüz. " İlk kağıdı gösterdi. Gözlemci, kağıttakilerin kayda
değer şeyler olduğuna dair övgüler söylemek isterdi, ancak
gördüğü yalnızca tüm kağıdı kaplayan, aradaki boşlukların
güçlükle seçildiği, labirent gibi birbiri içine girmiş çizgilerdi.
" Okuyun," dedi subay. " Okuyamıyorum, " dedi gözlemci.
" Oysa gayet net," dedi subay. "Tam bir sanat eseri," dedi
gözlemci kaçamak bakışlarla, "fakat ben okuyamadım. "
"Evet, " dedi subay, güldü ve cüzdanı ce bine geri koydu,
"okul çocukları için yazılmış güzel bir yazı değil tabü. Uzun
süre incelemek gerekir. Uğraşsanız siz de sonunda okursu
nuz. Doğal olarak basit bir yazı olmaması gerekir; idam he
men değil, takriben on iki saatte gerçekleşmeli; ancak alttn
cı saat çok önemlidir. Anlayacağınız asıl yazının etrafı çok
ama çok süslüdür; asıl yazı bedenin üzerinde ince bir kemer
gibi durur; vücudun geri kalanı süsler içindir. Şimdi tırınığın
ve tüm aletin nasıl çalıştığını anlayabildiniz mi? - Bakın! "
Subay merdivene çıktı, çarklardan birini çevirdi ve aşağı
seslendi. "Dikkat yana çekilin! " Ve alet çalışmaya başladı.
Çark gürültü çıkarmasa harika olacaktı. Çarkın gürültüsüne
şaşıran subay onu yumruklarını göstererek tehdit etti, sonra
özür dileyerek kolunu gözlemciye uzattı, aletin çalışmasını
aşağıdan görmek için aceleyle merdivenden indi. Alette sa
dece kendinin gördüğü bir arızayı fark etti, yine yukarı çı
kıp iki eliyle nakkaşın iç kısnunı inceledi, sonra daha hızlı
inmek için merdiveni kullanınayıp direkten aşağıya kaydı,
gürültü nedeniyle söylediklerinin anlaşılabilmesi için büyük
bir heyecanla gözlemcinin kulağına doğru bağırdı: "Nasıl
çalıştığını anladınız mı? Tırmık yazmaya başlar; mahkfımun
sırtındaki yazının yeri belli olunca, pamuk tabaka yuvarlanır
1 24
Ceza Ko/mıisinde
1 25
Franz Kafka
1 26
Ceza Kolonisi,de
1 27
Franz Kafka
128
Ceza Kolonisi11de
1 29
Franz Kafka
1 30
Ceza Kolonisinde
131
Franz Kafka
1 32
Ceza Ko/orıisinde
1 33
Frarız Kafka
1 34
Ceıtı Kolonisinde
1 35
Franz Kafka
1 36
Ceza Kolonisinde
137
Franz Kafka
138
Ceza Kolonisinde
139
Franz Kafka
1 40
Ceza Kolonisifide
141
Franz Kafka
1 43
BİR A ÇLI K SANATÇISI
İlk A cı
1 47
Frarız Kafka
148
Bir Açlık Sanatçısı
149
Franı. Kafka
1 50
Bir Açlık Sanatçısı
151
Franz Kafka
1 52
Bir Açlık Sa11atçısı
1 53
Franz Kafka
1 54
Bir Açlık Sa11atçısı
1 55
Fram; Kafka
1 56
Bir Açlık Sanatçısı
1 57
Franı. Kafka
1 58
Bir Açlık Sanatçısı
hiçbir şekilde, hatta mecbur edilse bile ağzına bir lokma bile
koymadığını bilirlerdi; sanatının onuru onun böyle bir şeyi
yapmasına izin vermezdi. Şüphesiz bütün nöbetçiler bunu
anlayamazdı, bazen gece nöbetini tutanlar arasında nöbeti
savsaklayanlar olurdu, bunlar bilerek uzak bir köşeye çeki
lir ve orada kağıt oyununa dalarlardı; bunu da kendilerince
açlık sanatçısının soluklanmasına ve sakladığıru sandıkları
yiyeceklerden gizlice anşnrmasına fırsat vermek için yapar
lardı. Açlık sanatçısına en çok acı veren böylesi nöbetçilerdi;
bu nöbetçiler onu kederlendirirdi; bu nöbetçiler onun için
açlığı korkunç bir şey haline getirirlerdi; açlık sanatçısı ba
zen güçsüzlüğünün üstesinden gelir ve kendisinden kuşku
duyulup başına nöbetçi dikilmesinin ne kadar haksız bir şey
olduğunu izleyeniere göstermek için nöbet boyunca şarkı
söylerdi, tabü ki gücü yettiği sürece. Fakat bunun pek yararı
olmazdı; onun şarkı söylerken aynı zamanda yemek yediği
ni sanan nöbetçiler bu becerisine hayran olurlardı yalnızca.
Açlık sanatçısı kafesin dibinde oturan, salonun zayıf ışığıy
la yetinmeyip menajerin onlara verdiği cep fenerini tutarak
onu aydınlatan nöbetçilerden daha memnundu. Fenerin ışığı
onu hiç rahatsız etmezdi, çünkü zaten uyuyamazdı, şöyle bir
hafif dalmak ise her zaman yapabildiği bir şeydi, her tür
lü ışıkta her zaman, salon dolu ve gürültülü olduğunda da
dalabiliyordu. Açlık sanatçısı böyle nöbetçilerle hiç gözünü
kırpmadan geceyi geçirmekten hoşlanırdı; onlarla şakalaş
maya, onlara gezgin hayatından hikayeler anlatmaya, onla
rın anlatacağı hikayeleri dinlemeye ve tüm bunları da onları
uyanık tutmak ve onlara kafesinde yiyecek bir şey olmadı
ğını, kendisinin onların her birinden daha iyi açlığa katlana
bileceğini göstermek için yapmaya hazırdı. Ama en çok da
sabahları nöbetçitere onun hesabına getirilen kahvaltıya sağ
lıklı birer insan olan nöbetçilerin iştahla oturduklarını gör
düğünde memnun olurdu. Gerçi bu kahvaltının, nöbetçileri
erkilernek için verilen bir rüşvet olduğunu söyleyen izleyici-
1 59
Fratzz. Kafka
1 60
Bir Açlık Sanatçısı
ancak yine de genelde kırk gün üst sınırdı. Kırkıncı gün her
yanı çiçeklerle donanlmış kafesin kapısı açılıyor, heyecanlı
bir izleyici kitlesi amfiteatrı dolduruyor, askeri bando çal
maya başlıyor, iki doktor açlık sanatçısını muayene etmek
üzere kafesten içeri giriyor, bir megafonla çıkan sonuçlar
salondakilere açıklanıyor ve sonunda iki genç kadın bu işle
görevlendirildikleri için mutlu, koşa koşa gelip açlık sanat
çısını kafesten çıkarıp birkaç basamak inmesine yardım edi
yorlardı. itinayla hazırlanmış hasta yemeğinin olduğu küçük
bir masaya kadar eşlik ediyorlardı. İşte tam böyle anlarda
açlık sanatçısı masaya oturmamak için direniyordu. Gerçi
bir deri bir kemik kalmış kolunu, kendisine yardım etmek
için eğilen kadının uzatnğı ellerine kendi isteğiyle bırakıyor,
fakat ayağa kalkmaya yanaşmıyordu. Neden tam da şimdi,
kırk gün sonra bırakması gerekiyordu? Oysa o daha uzun,
sonsuzca uzun bir süre dayanabilecek durumdaydı; neden
şimdi, açlığa tam alışmışken, hatta hiç acıkmamışken son
vermesi gerekiyordu? Neden onun en büyük açlık sanatçısı
unvanı almasını, açlığa devam etmesini, tüm zamanların en
büyük açlık sanatçısı olmasını, ki zaten öyleydi, fakat kendi
rekorunu da kırmasını ve inanılmaza ulaşmasını istemiyor
lardı, çünkü onun açlığa dayanma yeteneği sınırsızdı. Ona
bu kadar hayran olan seyirci kitlesinin sabrı neden bu kadar
azdı; o aç kalmaya dayanabiliyorsa, seyirci neden izlemeye
dayanamıyordu? O da yorgundu, samanların içinde oturur
ken ayağa kalkıp yemeğe mi gidecekti, yemeği düşününce
bile midesi bulanıyor, oradaki kadınlara saygısından bulan
tısını güçlükle bastırıyordu. Ve bakışlarını dostça görünen,
gerçekte ise son derece zalim olan kadınların gözlerinin içine
dikiyor ve cılız boynunun güçlükle taşıdığı ağır başını sal
lıyordu. Fakat sonra her zaman olan şey tekrarlanıyordu.
Menajer geliyor, ağzını açmadan -müzik konuşulanların an
laşılmasını engelliyordu zaten- Tanrı'yı, samanlar içindeki
eserini, inancı uğruna acı çeken zavallı bir ralilisiz olan açlık
161
Franz Kafka
1 62
Bir Açlık Sanatçısı
1 63
Franz Kafka
1 64
Bir Açlık Sanatçısı
1 65
Franz Kafka
166
Bir Açlık Sanatçısı
1 67
Fran.z Kafka
1 68
Bir Açlık Sanatçısı
1 69
Fram:. Kafka
1 70
Bir Açlık Sanatçısı
1 71
Franz Kafka
1 72
Bir Açlık Sanatçısı
bir düşünün. Çok huzursuz bir yaşamımız var; her yeni gün
sürprizler, endişeler, umutlar ve korkular getiriyor, öyle ki
insanın gece gündüz her saat danışabileceği arkadaşları ol
masa tüm bunlara katlanabilmesi imkansız; fakat arkadaş
ları da olsa bunlar çoğunlukla zor; bazen tek bir omzun ta
şıyacağı yükün altında binlerce omuz bile titrer. İşte tam da
böylesi anlarda Josefine kendi zamanının geldiğini bilir. O
narİn varlık geçer orada durur, tüm gücünü şarkıda toplamış
gibi özellikle göğsünün aln endişeyle titremeye başlar; sanki
şarkıya doğrudan hizmet etmeyen kendisindeki her şey, hani
neredeyse her bir yaşam imkanı elinden alınmış da çırılçıp
lak, kimsesiz kalmış gibidir; sadece iyi ruhların korunması
altındayken kendini tümüyle şarkıya bıraknğı bir anda, so
ğuk bir esinci önünden geçerken onu öldürecekmiş gibi tıpkı.
Fakat tam da böyle anlarda biz sözde düşmanlar kendimize
şunu söylüyoruz: "lslık bile çalamıyor; şarkı söylemek şöyle
dursun, herkesin çaldığı ıslığı çalahilrnek için bile kendisini
bir hayli zorlaması gerekiyor. " Bize böyle görünüyor, ancak
yine de daha önce söylendiği gibi, kaçınılmaz olsa da geçici
ve çabuk unutulacak bir izienim bu. Çok geçmeden bizler de
sıcacık, dip dibe oturan, nefes alırken bile çekinen kalabalı
ğın duygu seline bırakıyoruz kendimizi.
Neredeyse sürekli hareket halinde olan, ne istediklerini
bilmedikleri için sık sık oradan oraya koşturan halkımızın
oluşturduğu kalabalığı etrafına toplayabilmek için Josefi
ne'nin o küçük başını geriye atıp dudaklarını hafif aralaya
rak, gözlerini yukarıya çevirerek şarkı söylemeye hazırlan
dığını göstermesi çoğu zaman yeter. Josefine nerede isterse
bunu yapabilir, illa uzaktan görülür bir yerde olması gerek
mez, kenarda köşede bir yer, öylesine, tesadüfen seçilmiş
herhangi bir yer olabilir. Josefine'nin şarkı söylemek istediği
haberi çok çabuk duyulur ve çok geçmeden insanlar koşup
gelirler. Fakat bazen engeller de ortaya çıkar tabii, çünkü
josefine tam da hareketli zamanlarda şarkı söylemeyi sever,
1 73
Franz Kafka
1 74
Bir Açlık Sanatçısı
1 75
Franz Kafka
1 76
Bir Açlık Sanatçısı
1 77
Franz Kafka
1 78
Bir Açlık Sanatçısı
1 79
Franz Kafka
1 80
Bir Açlık Sanatçısı
181
Frarız Kafka
1 82
Bir Açlık Sanatçısı
1 83
Franz Kafka
1 84
Bir Açlık Sanatçısı
1 85
Franz Kafka
1 86
Bir Açlık Sanatçısı
1 87