Professional Documents
Culture Documents
Yalnızlık Politik Bir Sorundur
Yalnızlık Politik Bir Sorundur
Kiradan biraya her şey daha da pahalılaşırken, pek çok insan daha az
sosyalleşiyor. Flörtleşmekten elini ayağını çeken de çok. Kimse McKinsey’nin
Kasasından Yönetim Danışmanlığı Sırları (Management Consultancy Secrets
from the Vaults of McKinsey) gibi kitaplar okuyan biriyle girişilen iç karartıcı
sohbetlerle sonuçlanabilecek bir akşam için 40 pound verecek durumda değil
ya da vermek istemiyor. Finansal güvencesizlik hayati ihtiyaçlarımızı
giderebilme becerimizi sınırlamakla kalmıyor, hayatı eğlenceli hâle getiren
arkadaşlıklardan ve ilişkilerden keyif alma becerimizi de sınırlıyor.
Tabii daha ciddi sonuçlara da yol açabiliyor. Gitgide daha izole ve güvencesiz
bir yaşam süren insanlar daha çok endişeleniyor, depresyona giriyor. Bu da
önemli bir mesele, çünkü yalnızlık akıl hastalığının hem sebebi hem de
sonucu. Yalnızlığa eşlik eden stres beden sağlığımızı da mahvediyor,
bağışıklık sistemimizin tepkilerini, kan basıncımızı, bilişsel fonksiyonlarımızı
etkiliyor. Sıklıkla atıfta bulunulan bir çalışmaya göre yalnızlık, günde on beş
sigara içmek kadar kötü.
Yine de yalnızlığı münferit bir sorunmuş, doğal felaket ya da hayatın talihsiz bir
gerçeğiymiş gibi göstermeyi hedefleyenlere şüpheyle yaklaşmalıyız. Birleşik
Krallık devleti bunu çoktan yaptı bile. Theresa May’in 2017’de açıkladığı
“yalnızlık stratejisi” topluluklara ve grup aktivitelerine finansman sağlamaya
odaklanıyor, bizi “iyi niyet gösterileriyle” sorunu bizzat çözmeye teşvik
ediyordu.
Bu süre boyunca kamusal alanın yok olmaya yüz tuttuğunu gördük. Yüzlerce
kütüphane ve gençlik kulübü kapatıldı, halka mahsus parkların bütçeleri kesildi,
milyonlarca kilometrelik otobüs rotaları kaldırıldı, kırsalda yaşayan insanlar
ortada kaldı. Para harcamamızın gerekmediği toplumsal alanlar eksilirken, kol
gezen emlak spekülasyonu ve buna alkış tutan yerel meclisler sağ olsun, özel
sektör de pek iyi durumda değildi. 2010’lar sona erdiğinde onyılın başına
kıyasla çok daha az bar, gece kulübü ve eğlence mekânı vardı, tabuta son
çiviyi pandemi çakmıştı. Ucuza sosyalleşmek her geçen gün daha da
ulaşılmaz hâle geldi.
Bazılarının sorunu ise tam tersi, bir tür sıkışmışlık hissi, onların yalnızlığının
temel nedeni bu. Newcastle Üniversitesi’nde yalnızlık coğrafyaları üzerine
araştırma yürüten akademisyen Jessie Kelly’nin, “kemer sıkma politikaları,
merkezi hükümetin yatırımlarını çekmesi ve endüstriyel faaliyetlerin
kaldırılması sonucu yalnızlığın artması için verimli bir araziye” dönüşen gelen
Durham bölgesindeki bulguları tam da buna işaret ediyor. Bu his kimi zaman
uygun sağlık hizmetine erişmek için aylarca beklemekten, kimi zaman da
insanların işlerinin sallantıda olmasından veya kötü konutlarda yaşamalarından
kaynaklanıyor. İnsanların sosyalleşecek parası yok, üstüne üstlük bitkin ve
stres içindeler.
Bunların hiçbiri başlı başına politik eylemler değil. Bununla birlikte yapısal
değişimler isterken –ve çaresizlik hissine karşı– beslenebileceğimiz, güç
alabileceğimiz bir gerçek varsa, o da bağlanma dürtüsünün en korkunç
engelleri bile aşabileceğini hatırlamak.
script öneriyor
vesaire.
abonelik iptali
: