Emç11

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

Yıldırım ve Yıldırımın Elektromanyetik Etkisi

Atmosferde elektriğin gözle görülebilir boşalmasında ortaya çıkan parlak ışığa şimşek;
şimşek ve gök gürültüsü ile kendini gösteren bulutlar arası veya bulutla yerdeki bir cisim
arasındaki elektrik boşalımına da yıldırım denir. Yıldırım, atmosfer ile yeryüzü arasında artan
elektrik potansiyelini eşitleyen bir elektrik boşalımıdır. Yüklü bulutlarla yer arasında olan
elektriksel boşalmalar, bazı durumlarda ciddi elektriksel girişimlere yol açabilir. Yıldırım
düşmesi sonucu binalarda oluşan fizikî zararlar için geliştirilmiş olan paratoner hattı,
elektromanyetik problemleri nadiren engellemektedir.
Yıldırım yüksek akımlı geçici bir etkidir. Doğal EMI kaynaklarının en önemlisidir.
Yıldırımın uçak üzerindeki etkileri doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki şekildedir.
1) Doğrudan yıldırım etkileri, yıldırımın oluşturduğu akım kanalına doğrudan maruz kalma
sonucu uçak sistemlerinin yapısında veya elektrik ve elektronik teçhizatında meydana gelen
fiziki zararlar olarak ortaya çıkar.

Şekil 6 Yıldırım etkisinin akım-zaman gösterimi[12]

Doğrudan etkiler genelde yıldırımın akım yolunda bulunan unsurların elektriksel


davranışları ile ilgilidir. Akımı taşıyabilecek bir iletken herhangi bir fiziksel zarara uğramazken
yüksek dirençli iletken malzemeler veya yalıtkan malzemelerin yıldırımın izlediği yola bağlı
olarak fiziksel zarara uğramaları muhtemeldir. Doğrudan etkilerin testinde iki unsur
değerlendirilir:
• Yalıtkan unsurlar üzerindeki iletkenlerin yıldırımın akımını iletimi (Doğrulama : yüksek
gerilim testleri)
• İletken yapıların yıldırım akımını kaldırabilme kapasiteleri (Doğrulama : yüksek akım
testleri)

Şekil 7 Uçakta yıldırım testleri

2) Dolaylı yıldırım etkileri ise yıldırım akımının uçak gövdesi üzerinden akarken, güçlü
manyetik alanlar oluşturması ve ortaya çıkan manyetik akının uçak gövdesindeki kablolar
üzerinde gerilim indüklemesi sonucu geçici etkiler olarak ortaya çıkar.

Şekil 8 Akımın uçak gövdesi üzerinden akması

Dolaylı etkilerin testinde manyetik kuplaj esas olduğundan akımın zamana bağlı hızlı
yükselme kaydettiği komponentler önem taşır. Dolaylı etki testi uçağın tümü üzerinde
gerçekleştirilir. Uçağın gövdesinden akım geçişi sağlanır ve bu sırada uçak elektrik-elektronik
teçhizatında performans bozulmaları izlenir. Uçak gövdesinden geçen akımın dönüş yolu için
ise uçağı bir kafes gibi saran çoklu iletkenlerdir.
Şekil 9 Dolaylı etki testi

Yıldırımların doğurduğu elektromanyetik bozulmalar genel olarak üç çeşittir;


A. Havai bir besleme hattında olduğu gibi, iletkenlere düşen bir yıldırım, bütün sistemlerde ani
bir yüklenmeye yol açar. Yıldırımın düştüğü noktaya yakın olan sistemin parçaları, toprağa
bağlı olduklarından ve toprağın efektif empedansına bağlı olarak 100-200 kV sınırını aşan
gerilimlere maruz kalır.
B. Yüklü fırtına bulutlarından dolayı, yer seviyesinde daima 1-10 kV\m mertebesinde bir
elektrik alanı vardır. Yıldırım düştüğünde, bulutların boşalan bölgelerine göre, bu alan çöker
ve çevredeki iletkenleri geçici olarak indükler.
C. Boşalma kanalları boyunca ani oluşan akım değişiklikleri; oldukça geniş banda sahip (50-
100 MHz RF) sinyalleri yayar.
Yıldırımlar bu nedenle, potansiyel anlamda tehlikeli ve geniş bandlı kaynak olarak
kabul edilmektedir. Telefon, güç sistemlerinde, uçaklarda, geniş yerleşim yerlerine dağılmış
bilgisayar sistemlerinde problemlere neden olmaktadır.
Yapılan araştırmalar, yıldırım çarpmalarının genellikle yüksek irtifa, çok düşük
sıcaklıklar, ve bulut tavanları gibi bölgelerde meydana geldiğini ortaya koymuştur. Uçakların
büyük çoğunluğu bu tip bölgelerde uçmaktan kaçınırlar. Meydana gelen çarpmaların çoğu orta
irtifalarda sıcaklıkların freezing level’ın (donma noktası) 10 derece içerisindeki sıcaklıklar,
tırmanıştan düz uçuşa geçiş safhasında görülmüştür. Hemen tüm çarpmalar bulut içerisinde
yağışın var olduğu herhangi bir irtifa ve sıcaklık derecesinde meydana gelebileceği
anlaşılmaktadır .
Yıldırım çarptığında geçici elektromanyetik etkinin ortadan kalkana kadar yalnızca bir
kaç saniye geçer. 200 000 amperin de üzerinde bir akım gövde üzerindeki elektromanyetik
alanların da yardımıyla, iletken olmayan boşluklardan; örneğin pencerelerden uçağın iç
kısımlarına doğru yayılır ve elektronik aviyonik sistemlerinde ani voltaj değişimlerine sebep
olur. Yıldırımın uçak içine sızabileceği boşluklar, başlıca açık iniş takımları, kapı ve panellerin
ek yerleri, pencereler ve yalıtkan malzemeyle kaplanmış materyallerdir. Antenler, de-ice
ısıtıcıları, air data probe’ları, yıldırım akımlarının güç dağıtım “bus”larına ve bu “bus” lardan
güç alan elektronik ekipmanlara ulaşmalarına yardımcı olurlar. Kısaca, uçağın dış gövdesinde
bulunan bu cihazlar yıldırımın izleyeceği ideal yolları teşkil eder.
Airbus firması yetkilileri kendilerine yöneltilen ve yıldırımların uçaklara olan etkileri
ile ilgili sorulara şu şekilde yanıt veriyorlar:
Yıldırım çarpmalarının uçaklara doğrudan ve dolaylı etkileri vardır. Doğrudan etkiler; uçak
gövdesi üzerinde oluşabilecek fiziksel hasarlardır. Bu da yıldırım topunun üzerinde uçak
gövdesine çok kısa bir zamanda aktarılan yüksek miktardaki enerjiden kaynaklanmaktadır.
Günümüzde uçak gövdeleri Faraday kafesi biçiminde tasarlanır ve bir çok parçası Karbon Fiber
Takviyeli Plastik (CFRP-Carbon Fibre Reinforced Plastic)’ten imal edilmiştir ve bu materyal
uygulanan çeşitli tekniklerle elektriği ileten bir malzemeye dönüştürülmüştür.
Airbuslar’daki yıldırım çarpmasına karşı alınan önlemler; başlıca CFRP materyalinin
yüksek miktarlarda elektrik akımı taşıma kapasitesi üzerine oturtulmuştur. Bu özellikte
gövdenin alınan darbelere karşı dayanıklı olmasını sağlamıştır. Bu konuda Airbus firması
yıldırım çarpmalarının uçaklara ciddi hasar vermesini önlemek için büyük bir yol
katetmişlerdir. Yıldırım darbelerinin bir noktada toplanarak hasara yol açması yerine, uçağın
tüm gövdesi üzerinde elektrik akımının yayılarak bu büyük miktardaki elektrik akımının
etkisini ortadan kaldırmak felsefesi üzerine kurulan çalışmalar başarılı sonuçlar vermiştir ve bu
tip tasarımlar sayesinde uçak gövdeleri herhangi bir ciddi riskle karşılaşmadan yüksek miktarda
elektrik akımı taşır duruma gelmiştir.
Uçaklara yıldırım çarpmasının dolaylı etkileri ise; uçağın elektronik ve avionik
donanımlarında meydana gelebilecek arızalardır. Bu da gövde üzerinde dolaşan yüksek
miktarlarda akımdan dolayı meydana gelebilir. Airbus firması ve avionik donanım sağlayan
firmaların yürüttüğü çalışmalar, bu cihazların yıldırım çarpmalarına ve elektromanyetik
enterferansa (etkileşimlere) karşı büyük ölçüde dayanımlı olmasını sağlamıştır. Hafif veya orta
dereceli türbülanslı ortamlar, genellikle yıldırım çarpmasına daha müsaittir.
Uçakların yıldırıma karşı ana korunma yöntemi; dış yüzeylerinin, alüminyum ağırlıklı
çok iyi iletken bir metal alaşımından yapılmış olmasıdır. Bir uçak bu haliyle, dış dünyaya,
iletken bir cisim olarak görünür. İletkenlerin üzerinde oluşan yükler ise, sadece dış yüzeyinde
kalır. Bu durum uçakların yıldırımla çarpılamayacağı anlamına gelmez. Her yolcu uçağı
ortalama olarak, yılda en az bir kez yıldırım isabeti alır. Ancak, bir ‘Faraday kafesi’ gibi
davranan uçak, yıldırımın üzerine akıttığı yükü, etrafındaki havaya verir. Hatta uçak fırtınalı
bir havada seyahat ederken bazen, elektrik yüklü olmakla beraber yıldırım üretmeyen bir
bulutun içine girdiğinde, aksi halde oluşmayacak olan bir yıldırımı tetikleyebilir. Bu durumda
pilotlar, kabinin hemen önünde, parlak beyaz bir deşarjın uçağa doğru geldiğini görebilir. Böyle
bir olay, pilotlarda, birkaç saniye süreli görme körlüğüne yol açabilir. Bu nedenle pilotlar
genelde, fırtınalı havalarda dahi güneş gözlüğü takarlar. Deşarj uçağın dış yüzeyini yalayarak,
ağırlıklı olarak kuyruktan geriye doğru olmak üzere, tekrar havaya karışır. Yıldırımın yol açtığı
akım, uçağın dış yüzeyini yalayıp geçerken; iletilen yükün küçük bir kısmı, uçağın metal dış
yüzeyindeki, örneğin pencere gibi açıklıklardan içeri girebilir ve eğer yolu üzerinde duyarlı
elektronik aletler varsa, bunlarda arızalara yol açabilir. Ayrıca dış yüzeyden iletilen akımların,
içerdeki metal eşyada indüklediği, küçük miktarlarda da olsa, gerilim ya da akımlar, hatta bazen
kıvılcımlar vardır. Önlem alınmadığı takdirde, bunlarında duyarlı elektronik aletlerde arızalara
yol açması mümkündür. Hatta eğer söz konusu olan ‘iç metal aksam,’ yakıt deposunun veya
yakıt nakil borularının metal yüzeyleri ise, içeride oluşacak bir kıvılcım, buharlaşmış yakıtın
alev alıp patlamasıyla dahi sonuçlanabilir. Bu aletlerin, yakıt deposunun ve borularının,
yıldırımın bu olası etkilerine karşı korunması gerekir. Korunma yöntemi; metal aksamın, uçağın
dış metal yüzeyine bağlı metal, dolayısıyla iletken bir ağla kafeslenmesi şeklinde yapılır. Bu
önlemler, 40 yıl öncesine kadar alınmamaktaydı. 1962 yılında, ABD havayollarından birine ait
bir uçağa yıldırım isabet etmiş ve oluşan bir kıvılcımın yakıt tankındaki yakıt buharlarını
ateşlemesi sonucunda bir patlama gerçekleşmiş, uçak 81 yolcusuyla birlikte düşmüştür. Yine
1976 yılında bir yolcu uçağı aynı nedenle düşmüştür. Bu olaylardan sonra geniş çaplı
araştırmalar yapılarak uçaklarda, yakıt tankı ve yakıt nakil borularını, yıldırım kaynaklı
kıvılcımlara karşı koruyacak güvenlik sistemlerinin bulunması şartı kabul edilmiştir.

You might also like