Professional Documents
Culture Documents
Beydavi Tefsiri Eş Şirazi El Beydavi 5.cild
Beydavi Tefsiri Eş Şirazi El Beydavi 5.cild
BEYDAVI
TEFSİRİ
5. CİLT
Ofset Hazırlık
llb
•
Baskı
Ofis Matbaa Ltd. Şti.
Davutpaşa Kışla Cd. 75/386 Topkapı - İst.
•
İstanbul
2011
•
ISBN 978-975-7624-97-4
•
Copyright©
Kahraman Yayınları
Sertifika No: 16133
KAHRAMAN YAYINLARI
Davutpaşa Cd. TIM-2 No: 322 Topkapı/lstanbul
Tel: 0212 613 83 05 Fax: 0212 565 25 84
info@kahramanyayinlari.com.tr
www.kahramanyayinlari.com.tr
KADI NASIRÜDDIN EBU SAiD ABDULLAH BİN ÖMER BİN MUHAMMED
EŞ - ŞIRAZİ EL - BEYDAVİ
Envaru't-Tenzil ve Esraru't-Te'vil
"'
BEYDAVI
• •
TEFSiRi
5. CİLT
TERCÜME:
DOÇ. DR ABDÜLVEHHAB ÖZTÜRK
KAHRAMAN YAYINLARI
BU CİLTTE YER ALAN SURELER
45- Casiye Suresi (18. Ayetten itiba- 81- Tekvir Suresi. ........................... 449
ren) ...................................................... 6 82- İnfitar Suresi ............................ .455
46- Ahkaf Suresi............................... 15 83- Muttaffifuı Suresi.................... .459
47- Muhammed Suresi .................... 35 84- lnşi.kak Suresi ...........................467
48- Fetih Suresi... .............................. 53 85- Buruc Suresi ............................ 473
49- Hucurat Suresi ........................... 73 86- Tarık Suresi... ......................... ..479
50- Kaf Suresi.................................... 87 87- A'.la Suresi... ............................. .483
51- Zariyat Suresi ........................... 103 88- Caşiye Suresi... ......................... 489
52- Tur Suresi................................. 117 89- Fecr Suresi... ............................. 495
53- Necm Suresi............................. 129 90- Beled Suresi .............................. 503
54- Kamer Suresi... ......................... 145 91- Şems Suresi. ............................. 509
55- Rahman Suresi......................... 159 92- Leyi Suresi... ............................ .515
56- Vakıa Suresi... ........................... 175 93- Duha Suresi... .......................... .519
57- Hadid Suresi............................. 193 94- İnşirah Suresi... ........................ 523
58- Mücadele Suresi... .................... 211 95- Tin Suresi... .............................. 527
59- Haşr Suresi... ............................ 225 96- Alak Suresi... ............................ 531
60- Mümtehine Suresi... ................ 241 97- Kadr Suresi... ............................ 537
61- Saff Suresi... .............................. 253 98- Beyyine Suresi... ...................... 541
62- Cum'a Suresi... .......................... 261 99- Zilzal Suresi... ........................... 545
63- Münafikun Suresi... ................. 267 100- Adiyat Suresi... ...................... .549
64- Teğabün Suresi... ...................... 273 101- Karla Suresi... ........................ .553
65- Talak Suresi ............................. 281 102- Tekisür Suresi... ..................... 557
66- Tahrim Suresi... ........................ 291 103- Asr Suresi... ........................... .561
67- Mülk Suresi... ........................... 301 104- Hümeze Suresi... .................... 563
68- Kalem Suresi.. .......................... 313 105- Fil Suresi ................................ 567
69- Hakka Suresi... ......................... 327 106- Kureyş Suresi... ..................... .571
70- Mearic Suresi ........................... 339 107- Maun Suresi... ........................ 575
71- Nuh Suresi... ............................. 349 108- Kevser Suresi... ....................... 579
72- Cin Suresi... .............................. 357 109- Kafirun Suresi... .................... .581
73- Müzzemmil Suresi.................. 369 110- Nasr Suresi... .......................... 585
74- Müddessir Suresi... .................. 377 111- Tebbet Suresi... ...................... .589
75- Kıyamet Suresi... ...................... 391 112- İhlas Suresi... ......................... .593
76- İnsan Suresi .............................. 399 113- Felak Suresi... ........................ .597
77 - Mürselat Suresi... .................... .41 1 114- Nas Suresi... ............................ 601
78- Nebe' Suresi... ...........................421 Ayet Konularına Göre Alfabetik
79- Naziat Suresi ............................ 431 İndeks .............................................. 605
80- Abese Suresi ............................. 441 Genel Fihrist. .................................. 635
Casiye Suresi 1 ila 17.ayetlerin tefsiri
4.ciltte yer almaktadır.
6 45 / CASİYE SURESİ
. . :=;,. .. , 1 , ~ • , ,-:: • , • , , • , , ~ ~
vr;ı ~I , 4111J ~
' t.)J - ~l:JJI
, . \~' a~ ~llaJI
,, ıJlj
,
, , , • .... -1.,, • ,, , , ,, :; , --:. , ~ '
.... ., ,,
,ı ,,,., , ,,,,,,,.,, 'ı ,,,•
,
,,, ,,, D , ,.-, . . ,
~
, L.J ~J ~_,. .; \JJ.11 L:.;Ç>. 'JI, ~, L. l}iJ ~ lJJµ
'•' , , , /,
ı,
, • • , •
~.
ıı.:. •
, '• • ,
, E ...
,,,, ' • •
~
23- "Keyfini tanrısı edineni gördün mü?" hidayete tabi olmayı bı
rakıp da taparcasına nefsani arzularına tabi olanı gördün mü? Çoğul
olarak aliheten hevahu şeklinde de okunmuştur, çünkü bazıları bir
taşı beğenir ona ibadet ederdi. Ondan daha güzelini bulunca onu bı
rakır başkasına tapardı. "Allah onu şaşırtb" perişan etti "bilerek" şaş
kınlığını ve ruh cevherinin bozukluğunu bilerek. "Kulağının ve kalbi-
nin üzerine mühür vurdu" artık vaazlara aldırmaz ve ayetler üzerinde
düşünmez. "Gözünün üzerine de perde çekti" artık basiret ve ibret
gözüyle bakmaz. Hamze ile Kisai ğaşveten okumuşlardır. "Artık ona
5. CİLT 45 / CASlYE SURESİ 9
Allah'tan sonra kim hidayet eder?" onu saptırdıktan sonra. "Öğüt al-
mıyor musunuz?" tetezekkerun şeklinde de okunmuştur.
24- "Dediler: O değildir" hayat yahut hfil değildir "ancak dünya
hayatımızdan ibarettir" içinde bulunduğumuz hayattan. "Ölürüz, di-
riliriz" ölüler oluruz, ondan önce de meniler oluruz, bunun ardından
da yaşarız yahut bizler ölürüz, evlatlarımızın kalmasıyla da yaşarız ya-
hut bazılarımız ölür, bazılarımız yaşar yahut burada bize ölüm ve ha-
yat gelir, arkasında hayat yoktur. Bundan onların ruh göçünü kastet-
meleri de muhtemeldir, çünkü birçok puta tapanların itikadı böyledir.
"Bizi ancak zaman helik eder" ancak zamanın geçmesi helak eder.
Dehr lafzı aslında alemin devam süresidir, deherehu deyiminden gelir
ki mağlup edip ezmektir. "Onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur"
yani olayların feleklerin hareketlerine nispet edilmesinde ve bunlara
doğrudan bağlı olmasında ya da yeniden dirilmeyi ya da her ikisini
inkfir etmede bilgileri yoktur. "Onlar sadece zannediyorlar'' çünkü
buna karşı delilleri yoktur, bunu ancak taklide ve hissetmedikleri şeyi
inkara binaen dediler.
25- "Onlara ayetlerimiz apaçık okunduğu zaman" inançlarına ters
şeyleri gösteren ayetlerimiz yahut bunu açıklayan ayetlerimiz okun-
duğu zaman "onlann delilleri olmadı" karşı koyacak bir tutamakları
olmadı "ancak: Eğer doğru söylüyorsanız, bize atalarımızı getirin,
demeleri oldu" buna delil demesi onların zanlarına, bu manaya al-
malarına göredir ya da: "Aralarında selamlaşma can yakıcı darbedir"
kavli kabilindendir (gerekenin yerine zıddını koymaktır, ikram yerine
darbe vurmaktır). Çünkü bir şeyin o anda olmamasından her zaman
olmayacağı anlaşılmaz (ataları şimdi gelmezse kıyamette gelecektir).
26- "De ki: Sizi Allah diriltir, sonra da öldürür" delillerin gösterdi-
ği gibi "sonra da sizi onda şüphe olmayan kıyamet gününde toplar".
Çünkü baştan yaratanın tekrar etmeye de gücü yeter. Hikmet bu top-
lanmayı gerekli kılmıştır, nitekim defalarca geçmiştir. Ayetlerle tasdik
edilen vaat bunun olacağını göstermektedir. Böyle olunca onların
atalarını getirmek de mümkün olur. Ancak hikmet bunun ceza için
toplanma gününde olmasını gerekli kılmıştır. "Ancak onların çoğu
bilmezler" çünkü düşünceleri kıttır ve görüşleri madde ile sınırlıdır.
10 45 / CASİYE SURESİ 5. CİLT
1 "
.Jı
.,.- .J
e 0;ı::~i'~~;~L..l'r~r;J~~~_,~~~~ ıı~i:
,,, .,..•,,. .ı. , , 1 -1 e J ;:; J /, J Ui
t', "' ;:; J ;:; J
8 1 ,,
~~!~~~~~~~'h 8 ~)::;r~<~0~;..;
~b.JL.alı ~~ ıf:\ ~.ıiı ~u ® ~.l.:.; r~~<
, .... .... l
,. .... J J
ce: ::·;
....
.v-. ~.Jı
'
~I~ G ~'
'
j~ı;. ctı~, ~.~
,
'1, r~~ ~
" . \T': --==-
-· , • , . I .... o , . , • .... • ,,,. o J ,,,. o '"'"' ....ÜJ "'"'
L. -
'.11
~
ı.J r~ r~ ~
k -- ~- ı:.
• J • " ....
::.. Clc.
1. ,
-t,ı
J,-
, l
-.ı...r~-: .-_ili 1 . :.<
1 l.J.r-
~~~~~l~~.tuı~~~l~l~I~@ ~;;..
l • , .... ' .... '
'/ "
..... ,,.., '•,,. ,,,., ~,;:; ~ı ..... J,;:; , .......... ,.,
e LQ.*-!
, /
,
e, • , 1" '
~ ı_,;ts L. ("'f1
,
o "' ' " , ""
'3>.J ,~ L. ~l::-ffl ı..u..J
" '
1
..... • I' ""'"'
~J~J~~I~ (~ ~'!~,~~~Jtf G ~
0 ~;;; ~~ ~fi~G~~.;
- ~ ~7.'=~~
, ,
ı, 1 " 1
'' ' "' ı"' • I ı ' I ı ' ' ı 11',' ı /
~;'11 ıJ: l.,.ti>l.>L. ~J;I ~I ~J.> ıJ: 4J~ L. f!l;I Ji
• , ,' • , .ı:::-, •"' • , , J. , ' ~ ~ • • , , •,
;_,: !;l:I JI l.i. f. ;_,:';:"'~~fa.\ ~l~I J !.\.Jfo ~ r'
~' ~J~~ ı~ ~~ı:;~ 0 ~~G,r~< ~!~
, , , , - ; , , , , , , ,, ...... ,;:, ............ ,
G ~~ ~~.) '-"' r-J rJ!
~·-~11 J! ~ ·. -~- ! 'l ~
~,
,
ı ,,
,
l"tl'••I
---,,, , , 1 l~"I"'
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1-Ha.Mlm.
2 - Kitabın indirilişi mutlak galip, hikmet sahibi Allah'tandır.
3 - Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile belli bir süre
için yarattık. Kaflrler ise uyanldıklan şeyden yüz çeviriyorlar.
4 - De ki: Gördünüz mil, Allah'tan başka taptığınız şeyler yerden
ne yarattı? Yoksa onların göklerde ortaklığı mı vart Bundan önce
bir kitap yahut ilimden bir kalıntı getirin, eğer doğru söylüyorsanız.
5 -Allah'tan başka kendisine kıyamet gününe kadar cevap vere-
meyecek kimseye ibadet edenden daha sapık kim vardırf Onlarsa
ibadetlerinden gafiller.
6 - insanlar toplatıldıklan zaman onlara düşman olurlar ve iba-
detlerini inkir ederler.
-
" , , , ,
' "", ,, . __,, .... _,.,, . .,. ,,,. .
ı.)s- ~1.r~ ~ ~ ~w. ~J ~ ~}SJ ~' ~
. .
...............
t., .,. . .
(:) ~llall rJA.11 ~~ \1 Jıl IJ~ ~~IJ ~ ~
"', '• ,
1
, , . .'
,
"', ,. .ı.
,•, , , ,
ı,
!
~+ı ı ıJ! (.~) ıJ..;, ".J 45AJ ı_,:..u; ::r.;U ı ;~ ~.r
~ , ,, ,,
,,
r
© ~;~ ;:.. ~_, ~:ı~ ~;. ~ ı;.ıi: ·.ı ~ iuı ~) 1_,Jli
1 1 - Kiflrler iman edenlere: Eğer iman bir hayır olsa idi, bizi ge-
çemezdiniz, dediler. Mademki onu rehber edinmediler, "bu, eski bir
yalandır" diyecekler.
12 - Ondan önce de Musa'nın kitabı bir önder ve bir rahmet ola-
rak vardı. Bu da apaçık Arapça bir dille (onu) tasdik edici bir kitap-
tır. Zalimleri uyarmak ve iyilik edenlere müjde olmak için gönderil-
miştir.
13 - Şüphesiz: Rabbimiz Allah'tır, deyip de sonra da dosdoğru
olanlara korku yoktur. Onlar üzülmeyecekler de.
14- işte onlar cennet yaranlandır. Yaptıklarına bir mükifat ola-
rak orada ebedi kalırlar.
4 ~! J.'!)~
...
J. ~IJ ~j ~l._, Jwl ıJIJ ~IJ
~ r.~~ j~i-\:tJı ~;ı_ 0 ~ı ~ JG ;.(ıı \ 'rA' ,... ,, ,... ,,
~ ... ........ J.:; .... • , , .... _.., ,,,,,,,,,,,,,, ı,,,,
~~IJ~l~J ~I ~b...PIJ,~~~ j~.J ~ L.
... ...
0 ~;;s,; ı;~
15 - insana ana babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik. Anası
onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun taşınması ve süt-
ten kesilmesi otuz aydır. Nihayet olgunluğuna yetişip de kırk yaşına
erişince: "Rabbim, bana ve ebeveynime ihsan ettiğin nimetine şük
retmemi ve razı olacağın iyi amel yapmamı bana ilham et ve benim
için soyumu düzelt. Şüphesiz ben sana döndüm ve şüphesiz ben
Müslümanlardanım,'' dedi.
16 - işte onlar o ldmselerdlr ki yaptıklarının en güzelini kabul
ederiz ve kötülüklerinden geçeriz, cennet yaranları içinde. Kendile-
rine edilen doğruluk vaadi olarak.
(Wl
--....-../
~J\11
' J.kL..1
-, \11, lh L. J# J> 41>1
,
J.s.J l.>I, ~I
,
o", o' ,ı ,.,_,,.,,'• J •'"' :::;, , :::; ... -;-'"',
~ JJ ~I
~
~ J~I ~
...
J>- ~f 1 ~J!
~
, , Jı, o •
~... , , .,,_ o , ,, , • • ,. . .
~ ~~6:-lylS ~! ~~IJ ~I ~ ~ ~
1 ... ..
~J ~ :.. <E(_., ~l
,. , r-- , l.:i, r---
:..·.ı.:G. J..tlJ
,ı , - I ,
,,
o,.
•
,
•
,,
, r ..
t.,, •''"' ı
, , • "" . . ,, ,
l:S..LAI J..ilJ \~} ~J~ ~ lylS L. ~ Jl>.J ~I
:;; .... 1 J , ,,
,, , •' • , ,, ,, ..... :li ... , ' • , • • .... ,.
--:.
' , ,, ,
(.
.
-,, , '•'. - . - . •, .
, , , , ,
,
,
, , _,
, ,,, ,
1_,Jli OJ_rA> Wi IJl)J 1lJ~ ~ 1ıJ: ı;; 4J ~ f"' ~J ,
l;.j
sun, dediler!" birbirlerine, sükut edin de, dinleyelim, dediler. "İş biti-
rilince" tamam olup da okumaya son verilince demektir. Malum kalı
bı ile kada da okunmuştur ki tamamlayan ve bitiren Resul aleyhissalat
vesselam olur "uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler" dinledikleri
şeylerle onları uyarmak üzere. Rivayete göre onlar Resulullah sallal-
lahu aleyhi ve sellem ile Taif dönüşünde Vadinnahle'de buluştular, o
sırada teheccüt namazında Kur'an okuyordu.
30-"Ey kavmimiz, gerçekten biz, Musa'dan sonra indirilen bir kitap
dinledik, dediler''. Bunun Yahudi olduk.lan yahut İsa aleyhisselam'ın
durumunu işitmedikleri için dedikleri de söylenmiştir. "Önündeki-
ni tasdik edici hakka ve doğru yola ileten bir kitap" hak itikatlara ve
doğru şeriat hükümlerine ileten demektir.
31- "Ey kavmimiz, Allah'ın davetçisine icabet edin ve ona iman
edin ki günahlarınızı bağışlasın" bazı günahlarınızı demektir ki o da
sırf Allah hakkı olanlardır, çünkü kul hakları iman etmekle bağışlan
maz. "Ve sizi acıklı bir azaptan korusun" o da kafirler için hazırlan
rnışnr. Ebu Hanife radıyallahu anh onların (cinlerin) sadece bağış
lanıp azaptan korunacaklarını, onlara sevap olmadığını söylemiştir.
Doğrusu onlar da mükellefiyet bakımından ademoğullan gibidir.
32- "Kim Allah'ın davetçisine icabet etmezse, yeryüzünde (Allah'ı)
aciz bırakamaz". Çünkü kaçmak ondan kurtarmaz. "Onun için on-
dan başka dostlar yoktur'' onu kendisinden engelleyecek dostlar.
"İşte onlar apaçık sapıklıktalar'' böylesi birine icabetten yüz çevir-
dikleri için.
33- "Görmedin mi, gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmakla
yorulmayan Allah" bunları yaratmakta zorlanmayan ve aciz kalma-
yan Allah, mana şöyle demektir: Onun kudreti zorunludur, büyük ci-
simleri yaratmakla sonsuzlara kadar eksilmez de kesilmez de "ölüleri
diriltmeye kadir değil mi?" yani kadirdir demektir. Yakub'un yak.diril
şeklinde okuması da bunu gösterir. Bikadirin'deki be edatı olumsuz-
luğu tekit etmek için fazladan getirilmiştir. Çünkü cümle enne ve ma-
mullerini içermektedir, bunun içindir ki cevabında. "Bela (evet, şüp
hesiz o, her şeye kadirdir)" demiştir. Bu da kudreti genel bir tarzda
tespit etmektedir, sanki maksada karşı getirilmiş sağlam kanıt gibidir.
Sanki Allah Teala sureyi dünyayı yaratmakla başlatmış, ahireti ispat
etmekle de sona erdirmiştir.
32 46 I AHKAF SURESi 5. Cll.T
r
e 'e I , , , ,
,
, e
34- "Yevme (kafirler ateşe arz olundukları gün)" yevme zarfı gizli
bir kavi maddesi ile mansuptur, o denen söz de "eleyse (bu gerçek
değil midir?)" kavlidir. Haza lafzı da azaba işaret etmektedir. "Onlar
da: Evet, Rabbiınize ant içeriz, dediler. O da: İnkar ettiğiniz şeyle aza-
bı tadın, dedi" dünyada inkar etmekle. Tadın emrinin manası onları
horlamak ve azarlamak içindir.
35- ·~sahibi peygamberler sabrettiği gibi sen de sabret" sebat
sahibi ve ciddi peygamberler; çünkü sen de onlardansın. Min edatı
beyaniyedir, bazı manasına olduğu da söylenmiştir. Azim sahibi pey-
gamberler; şeriat getirenlerdir ki onu tesis etmek için çok çalıştılar;
zorluklarına ve dil uzatanların düşmanlıklarına tahammül ettiler.
Meşhurları: Nuh, İbrahim, Musa ve isa'dır, Allah onlara salat ve selam
etsin. Allah'ın verdiği belaya sabredenler de denilmiştir, mesela Nuh
gibi ki kavminin eziyetine sabretti. Onu döverlerdi, öyle ki baygın dü-
şerdi. İbrahim gibi ki ateşe, çocuğunu boğazlamaya sabretti; boğazla
nan da boğazlanmaya sabretti. Yakup da evladını ve gözünü kaybet-
meye sabretti; Yusuf da kuyuya ve zindana atılmaya sabretti. Eyyub
da sıkıntılara sabretti. Musa'ya da kavmi: Fir'avn'in ordusu bize yeti-
şecek, dedikleri zaman: Hayır, Rabbim benirnledir; bana doğru yolu
5. CİLT 46 / AHKAF SURESİ 33
-----------------
•
.
,
I~ ~.ilG
'
::Gı:µ ~I~:;.
8 {"T'"- ,,, , , '
t,L; ı;js ;ı
'
,,,;:; . . ~-,. ,,,.,, .. ~ ... , •. . ,,,,-,, ı,ı,,:;; ı,,
)6~J'-1:~1J"J~~J!~ ~J~'~J
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
l - Kifir olup (başkalarını) Allah'ın yolundan çevirenler var ya,
Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır.
2 - iman edip iyi şeyler yapanlar ve Muhammed'e Rabblnden ln-
dlrllen hakka iman edenler var ya, Allah onların da kötülüklerini
örttü ve durumlarını dii7.eltti.
3 - Bu, şu sebepledir ki kiflrler batıla uydular; gerçekten iman
edenler de Rablerlnden gelen hakka uydular. işte Allah insanlar için
böyle misaller getirir.
~
,
~~i J IJ~ ;Jil 8 ~~Ik:.::~ ::Uı J)IC ı;.)
,
,
.... j
.... •
....
o ,,.
J
'
,
""'"',,. o
.ı.....
o o ,
::;, ... .... ,
, .... •
,. J
, .......
~~J ~ .Jıl ~ r# ~ ~~I ~~ «JlS' UŞ IJ.)4
©~}~~ZıJ,ıS:iıiıf:l~ıj;~~~~
'
8~
.... o ... • o .... ;;; , :;i , , , J .... ' ... :;i , o J ... , :;i
~.f\).l~}~öj~~~}~~J@ r:.ıı..>;.Jl~
~::tj~~~~~>~~~I © ~~~~~~
.. ,... ,,,,,. , r
0 --
.,,, .......
~,ı_,-ıı~ı_,~,~
,,,.:,, ,,. ...
~
-
,,
8- Kifirler ise, beter olsunlar! Allah onların amellerini boşa çı
kardı.
9 - Bunun sebebi şudur; çünkü onlar Allah'ın indirdiğinden hoş
lanmadılar; o da onların amellerini boşa çıkardı.
1O - Yeryüzünde dolaşmadılar mı ki baksınlar; kendilerinden
öncekilerin sonu nasıl olmuş? Allah onları imha etti. Kifirler için
de benzerleri vardır.
11- Bunun sebebi şudur; çünkü Allah iman edenlerin mevli'sıdır.
Gerçekten kifirlerin Mevli'sı yoktur.
12 - Şüphesiz Allah iman edip iyi şeyler yapanları altlarından ır
maklar akan cennetlere girdirir. Kifirler ise zevklenirler ve hayvan-
ların yediği gibi yerler. Onların yeri de ateştir.
13 - Seni çıkaran kentinden daha kuvvetli nice kentleri helak et-
tik. Artık onlar için yardımcı yoktur.
14 - Rabbinden bir delil üzerinde olan kimse, kötü ameli kendi-
sine süslü gösterilen ve keyiflerine uyan kimseler gibi midir?
I
.J
IJ..L-.A;
•
, • I• ~ , , •
ıJI ~ .; ıJI
• Jo
, -- ,
, • ,
, /~
L.;. i"'; ~J
~,
o J ifJ • '
->
,
"""
ıJl.SJ
c..
(.]'r ~._._-' \T" 1J--
-
, \ - ..1 , \
r
, :; , , ,, , 1 , ' ,
• J '
~~J
I I , - I
ıJy.~ ö'.:l.J~
e ' I'
1
' e / 1 e:; ,
~,_; 1~~. i
, , '
:(j ' "
•, , , • , 'ı , • , • , •, fi , " • il
1~J
,
.. .
-..........
--- 1~y
·, ·-
, ' .,, ', . WI-
,
L;JJI ö-
ıJI
, J .wJ
.ı.
~
-_-.ı
,
, ~
~
. ,
,
,
-
,
~'I
r--'
,
,
(TVl ~~I
0
.~J
•. ,, I~· r-:--=-
:_'G~~
--, I
~~~ ~l lA
1 e I • , -;"
, ,,- . ...... . , . . .,
,,
W~ ~ lfJ ~ lf ~ ~I ~ ~ IJi~·-! ~~
,~,, .....
rM
, , ,r.
...., , , ,
, ,
,
~ ).f>'lı
,,, , , ..... ,,. .
lp.; lf
., , .
~... ., . .,
ı.Sj:Ü ~~~l:..}J\J ~}JI ~
,, ,, ,,,, , ,
~ ,
BISMILIAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Gerçekten sana apaçık bir fetih açtık I verdik.
2 - Ki Allah senin geçmiş ve geri kalan (gelecek) günahlannı ba-
ğışlasın, sana nimetini tamamlasın ve seni doğru bir yola iletsin.
3 - Ve Allah sana çok güçlü bir yardımla yardım etsin.
4 - O Allah ki lmanlanyla beraber imanları artsın diye müminle-
rin kalplerine huzur indirdi. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır.
Allah hakkıyla bilen, hllanet sahibidir.
5 - Mümin erkekleri ve mümin kadınlan altlarından ırmaklar
akan içinde ebedi kalacakları cennetlere glrdlrsln ve onların kötü-
lüklerini örtsün, diye. Bu, Allah kabnda büyük bir haşan oldu.
t. "' ,
G ~ (;:.ı ~j:,;
1 "' 1
, • ,,, • , .,, J ~, , • , , J , , ,
w
,
~1=·-u ~):al~ w(,.:I -....
, , ,
\··1;...:.
-·, 1 , • J , , • , • , , • J : ,, , , , • , .....
~ ~I ~ (.SJ ~ ~ Ji ~)i
, J ~ L. ~~
,
, , '"•",,,. '· , , • ,•,.. ..... •' ,,, ... •""' s"' •' ,,".
~_,L..,ü ~ iııl ıJlS J. l-.&i ~ ~l;I 1 1 l.,,..P ~ ~I) ıJ~
...........-....,
,_
''!
_,,J· , , - v
. ,
e ~', 4lk , ,
~~ J;i ~, r-
r-;...
;; ,,
:~ı; c..s
;;
(,(,:; ~,~,
l 5 - Geri bırakılanlar, ganimetleri almaya gittiğiniz zaman: "Bizi
bırakın, size tabi olalım" derler. Allah'ın sözünü değiştirmelerini
isterler. De ki: "Bize asla tabi olmayacaksınız. Allalı önceden böyle
söyledi". Sana: "Hayır, bizi çekemiyorsunuz'' diyecekler. Hayır, onlar
pek az anlayan ldmselerdlr.
16- Geri bırakılan bedevllere de ki: "Çetin kuvvet sahibi bir top 4
daha çok faydalı cümlede kullanılır. Hamze ile Kisai keliınullah oku-
muşlardır ki o da kelimenin çoğuludur. "De ki: Bize asla tabi olma-
yacaksınız" bu da yasak manasından olumsuzluktur. "Allah önceden
böyle dedi" Hayber' e çıkma hazırlıklarından önce "bizi çekemiyor-
sunuz, diyecekler'' ganimetlerde size kaulmamızı, kesr ile tahsidune-
na da okunmuştur. "Hayır, onlar pek az anlayan kimselerdir'' çünkü
kafaları hep dünya işinde çalışrr. Birinci bel edatı onların müminlere
tabi olmamalarının Allah'ın hükmü olduğunu ret ve hasedi ispat et-
meleridir, ikinci bel de bunu Allah'ın ret ve din işlerini bilmediklerini
ispat etmesidir.
16- "Geri bırakılan bedevilere de ki" onları bu isimle tekrar etmesi,
daha çok kınamak ve savaştan geri kalmanın feci olduğunu bildirmek
içindir. "Çetin kuvvet sahibi bir topluluğa davet edileceksiniz" Hanife
oğullan ya da Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra dinden
dönen başkalarıdır ya da müşriklerdir, çünkü "onlarla savaşırsınız ya
da Müslüman olurlar" demiştir. Yani iki durumdan biri ya savaşmak
ya da Müslüman olmakur. Başkası yoktur, nitekim ev yüslimu kıraati
de bunu gösterir. Müşriklerin dışındakilerle Müslüman oluncaya ya
da cizye verinceye kadar savaşılır. Bu da Ebu Bekir radıyallahu anh'in
hilafetini gösterir; çünkü bu davet ondan başkasına denk gelmemiş
tir; meğerki onların Sakif yahut Hevazin kabileleri olduğu doğrulana;
çünkü o Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zamanında olmuş
tur. İranlılar, Rumlar da denilmiştir. Müslüman olmalarının manası,
cizyeyi kabul etmelerini de içine alması için itaat ederler, demektir.
"Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükifat verir'' o da dün-
yada ganimet, Ahirette cennettir. "Eğer daha önce yüz çevirdiğiniz
gibi yüz çevirirseniz" Hudeybiye'de olduğu gibi "size acıklı bir azapla
azap eder" çünkü suçunuz katlanmıştır.
62 48 / FETİH SURESi s. cıı:r
\S;..; p~ ~~ ~ ;_~:, ~\ e. ~~
~ ..... , o ,
~c.;')ı ~ ~ 1 ,
• , ,, t. , ..
~}Jı ;, iuı ~~ ~
'.... ,
3 ~\ 4lli- ~~ ~fa- ~~
1 ...
-, ..
ö~ ~lA.. -ııı
~,
, .. ,
,
ı, , , , , , ,.
r-5.JsJ
.... , ,
e~
,
-
'.i!f' -ııı ıJlSJ
, .
,
,
-
,
1
,
,
ı, , , ,
ı:>-y-w
J
,r.r... - , - , , • , • , , ... , ~
i_~1 ~I 4~ ~ lj}S ~I
' r v... '
21 - Ve henüz güç yetiremediğiniz, Allah'ın ise onu kuşattığı baş
ka (ganimetler). Allah her şeye kadirdir.
22 - Eğer kiftrler sizinle savaşsalardı, mutlaka arkalarını döner-
ler, sonra da ne bir dost ne de bir yardımcı bulamazlardı.
23 -Allah'ın önceden geçmiş idetl olarak. Sen Allah'ın idetl için
asla bir değişildik bulamazsın.
24 - O ki Mekke'nln kamında I göbeğinde sizi onlara muzaffer
kıldıktan sonra onların ellerlnl sizden, sizin ellerinizi de onlardan
çekti. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilendir.
25 - Onlar o kimselerdir ki, kifir oldular ve sizi Mescld-i
Haram'dan, kurbanlığı da yerine varmaktan çevirdiler. Eğer kend.J-
lerlnl tanımadığınız mümin erkekler ve müınln kadınlan bilmeden
çiğneyip de onların yüzünden başınıza bir vebal (musibet) gelecek
olmasaydı (size fetih için izin verird.J, izin vermemesi) Allah'ın, d.J-
5. CİLT 48 / FETİH SURESİ 65
teda ism-i işarettir onlar için alamet sayılan şeyi içine almaktır, haber
de ism-i mevsuldur, sılası da kemalin zirvesine ulaştıl<lannı göster-
mektedir. Bu da seslerini kısmaya azami derecede önem verdiklerini
göstermektedir. Aynca yüksek sesle konuşanların kötü durumuna ve
bu hareketi yapanın ters durumda olacağına ima etmektedir.
4- "Şüphesiz
sana odaların arkasında seslenenler" dışından ar-
kasından yahut önünden demektir. Min edatı iptidaiyedir, çünkü ses-
lenme arka taraftan başlamıştır. Faydası da seslenilen kimsenin içe-
ride olduğunu göstermesidir. Zira başlangıçla bitişin mutlaka cihet
bakımından farklı olması lazımdır. Cimin fethi (hücerat), sükunu ile
(hucrat) okunmuştur, üçü de hücre'nin çoğuludur, o da duvarla çevriJi
yer parçasıdır. Bunun içindir ki deve ağılına hücre denilir. O, fi.ı'le vez-
nindedir, meful manasınadır, ğurfe ve kubda gibi. Maksat Peygamber
aleyhissalat vesselam'ın kadırılannın odalarıdır. Bunda kadırılanyla
halvette olduğuna ve onların odalann arkasından seslendiklerine ima
vardır. Şöyle ki ya hücrelere teker teker gelmişler ve Efendimize hüc-
relerin arkasından seslenmişlerclir ya da onlar onu aramak için hüc-
relere dağılmışlardır. Birinin yaptığı hepsine isnat edilmiştir. Şöyle de
denilmiştir: Ona seslenenler Uyeyne bin Hısn ile Alcra' bin Habis'tir.
Temim oğullarından yetmiş kişilik bir heyetle öğle vaktinde Resulul-
lah sallallahu aleyhi ve sellem'e geldiler. O ise öğle uykusuna yatmış-
5. CİLT 49 /HUCURAT SURESİ n
---·---
..ıJ~lk ıJ~J
, .... ~ ,, I ı ı
' ı 1
ı " I ' I ı ,, ' ıJ
Js- 4.-1>1, ~ ıJli, ~ l~li
' " J
ipi ~j:..11 ~
"' "' '
-:: . ,
, ,.... ....
I
, ı
, _,, _,
....
ı ,
,, ~
ı ı 1 , , J,, 91"
,
"" J ıı I ı
nin içinde de olsa rezil eder. "Kiminiz kiminizi gıybet etmesin" ar-
kasından kötü şeyle anmasın. Aleyhissalat vesselam Efendimize gıy
beti sordular, o da: Din kardeşini hoşlanmayacağı şey ile anmandır,
dedi. Eğer dediğin onda olursa gıybet etmiş olursun, eğer olmazsa
bühtan etmiş olursun, dedi. "Biriniz kardeşinin ölü iken etini yemek
ister mil" bu da gıybet edenin gıybet edilenin namusunda açtığı ya-
rayı mübalağalarla birlikte en kötü şekilde temsil etmektedir. Şöyle ki:
Eyuhibbu'daki istifham taktiridir (reddi mümkün değildir), fiil ahad
lafzına genelleme için isnat edilmiştir, sevmek ifadesi gayet iğrenç
olan şeye bağlanmıştır, gıybet insan etini yemeye benzetilmiştir, eti
yenen kimse hem kardeştir hem de ölüdür. Arkasından da "işte ondan
tiksindiniz!" demiştir. Bu da onları onamakta ve gerçekleştirmekte
dir. Mana da şöyledir: Eğer böyle bir şey olursa yahut böyle bir şeyle
karşılaşırsanız, bakın, ondan tiksindiniz, tiksindiğinizi inkar enneniz
de mümkün değildir. Meyten lahm'dan yahut ah (kardeş) lafzından
hal olarak mansuptur. Nafi şedde ile meyyiten okumuştur. '~ah'tan
korkun. Şüphesiz Allah tövbeleri çok kabul eden, çok esirgeyendir''
yasağından sakınanı ve kusurundan tövbe edeni. Tevvab'taki mübala-
ğa tövbeyi çok kabul etmesindendir, çünkü sahibini günah işlememiş
gibi yapar ya da tövbesi kabul edilenlerin çok olmasından veyahut
günahlarının çok olmasındandır. Rivayete göre ashaptan iki kimse
Selman'ı Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e katık istemek için
gönderdiler. Osame de Efendimizin yiyecek işlerine bakıyordu, o da:
Yanımda bir şey yok, dedi. Selman o iki kimseye bunu haber verdi, on-
lar da: Eğer onu suyu bol Sümeyha kuyusuna göndersek kuyuyu kuru-
turdu, dediler. O ikisi Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e gelince,
onlara: "Neden ağızlarınızda kokan etin yeşilliğini görüyorum?" dedi.
Onlar da: Biz et yemedik, dediler. Kendisi de: Siz gıybet ettiniz, dedi.
13- "Ey o iman edenler, gerçekten biz sizi bir erkek ve bir dişiden
yarattık" Adem ile Havva'dan, o ikisine selam olsun ya da sizden her
birinizi bir baba ve bir anadan yarattık demektir. Hepsi bu hususta
eşittir, soya bakarak öğünınenin gerekçesi yoktur. Bunun gıybete mani
olan kardeşliği pekiştirme olması da caizdir. "Ve caalnaküm şuuben
ve kabaile (sizi milletler ve kabilelere ayırdık)" şa'b bir asla (köke) da-
yanan büyük topluluktur, o da kabileleri içine alır, kabile de amair'i,
imare de batınlan (göbekleri) ,batın da aşiretin kolunu içine alır, bun-
dan da yakın dallar meydana gelir. Bu durumda Huzeyme şa'b'tir, Ki-
nane kabiledir, Kureyş imaredir, Kusay batındır, Haşim fahz'dir, Abbas
fasiledir. Şöyle de denilmiştir: Şuub yabancı batınlardır, kabileler de
arap batınlandır (kannlandır). "Lltearefu (tanışmanız için)" birbiri-
84 49 / HUCURAT SURESİ 5. CİLT
nizi tanımanız için, atalarla kabilelerle övünmek için değil. İdgarn ile
littearefu da okunmuştur. Lltetearefu ve literifu da okunmuştur. "Şüp
hesiz Allah kabnda en değerliniz ondan en çok korkanınızdır (takva
sahibi olanınızdır)". Çünkü nefisler takva ile kemale erer ve şahıslar
onunla birbirinden üstün olurlar. Binaenaleyh kim şeref ararsa onda
arasın. Nitekim aleyhisselam Efendimiz: Kim insanların en değerlisi
olmak isterse Allah'tan korksun, demiştir. Aleyhissalat vesselam şöy
le de demiştir: Ey insanlar, insanlar takva sahibi ve Allah nazarında
kıymetli olan milinin ile bedbaht ve Allah kaunda değeri olmayan
günah.kardan ibarettir. "Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir'' sizi "ha-
berdardır'' içlerinizden.
-I I • ,, I •I ı, • I .ı.~ .... , I '•, ı , ,
4111J
,
, ,
ı I
~~ 4111 ~~I
', ,, I ., , 1"' ı I
Ji G
"' I
~;~~I ~ ~J;I
~ I I "' -' I
, , ,'
~ 4111 ~ ~~~
, ~,
,, , ,, .
. . :_)s. I_,:..;,, '1 .Ji, .l_,:.L.I
,.. .
, , , , , ,, ,
ıJI ~ ıJf4!
/,
,,
, ,, • , , ~ , ı, , .ı.. •, • , , t ~ , ....
artık içinizdeki şeyler ona nasıl gizli kalabilir? İbn Kesir ye ile (yame-
lun) okumuştur, çünkü ayette gaib manası vardır. Peygamber sallahu
aleyhi ve sellem'den: Kim Hucurat suresini okursa, ona Allah' a itaat ve
isyan ederılerin sayısınca sevap verilir.
~~~~--'.~ ~'Q;- ~~~~~~
50 I KAF SURESİ
Mekke'de inmiştir.
45 ayettir.
~ ' ~ . . •
r~·)'~)'~,,.__~~~~~~;
- -
~;J~'Jir•~:~~~,~~J. Q~ı~}iGJ
~
...M
. ,,,. , ' ,,
/""""""" ,·~,,
için seçmesine işarettir. Önce zamir olarak geçip sonra kafirler diye
açıklaması, bu dediklerinde inatlarını göstermek, sonra da bununla
küfürlerini tescil etmek içindir ya da elçi göndermekten şaşmalarını
yeniden dirilmekten şaşmalarına atıftır. Bundaki mübalağa da zamir-
lerinin yerine zahir ismin konulması ve şaşmalarını kapalı olarak hi-
kaye etmek iledir - eğer işaret kapalıya olur da arkasındaki onu tefsir
ederse (o da eiza mitna sorusudur) -ya da şaşmalannı özetle hidayet
etmekledir - eğer işaret münzir lafzının gösterdiği mahzufa olursa -
sonra da onu tefsir etmek ve açıklamakladır, çünkü bu, redde daha
etkilidir. Zira birincisi (bel acibu en caehüm) emsallerinin kendile-
rinden üstün olmasını uzak görmeleridir, ikincisi de (kafirler dedi ki)
Allah'ın kudretini müşahede ettikleri şeylerden (göklerden ve yerler-
den) daha basit görmeleridir.
3; 4- "Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı" yani ölüp de
toprak olduğumuz zaman mı yeni hayata döneceğiz? Bu hazf edilene:
"Bu, çok uzak bir dönüştür" kavli delfilet etmektedir. Yani akıldan ya-
hut adetten veyahut imkandan uzaktır, demektir. Rec' lafzının mercu
yani cevap manasına olduğu da söylenmiştir. "Yerin onlardan ne ek-
silttiğini gerçekten bildik" ölülerinin cesetlerinden ne yediğini bilmiş
durumdayız. Bu da bu hususta asıl olanı (Allah'ın ilmini) yok saymakla
uzak görmelerini rettir. Bunun kasemin cevabı olduğu da söylenmiş
tir, lam da söz uzadığı için atılmıştır. "Yanımızda tespit eden bir kitap
vardır'' bütün eşyanın tafsilatını muhafaza eden ya da bozulmaktan
korunmuş bir kitap vardır. Maksat ya eşyanın ayrıntılarını bilmesini
yanında korunmuş ve mutalaa ettiği kitap olana benzetmektir ya da
bunları bilmesini yanında korunma altına alınmış Levh -i Mahfuz'da
sabit kılmakla tekittir.
5- "Bilakis hakkı yalanladılar" yani mucizelerle sabit olan pey-
gamberliği yahut Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in kendisini
veyahut Kur'an'ı yalanladılar "lemma caehüm (kendilerine geldiği
zaman)" kesr ile lima caehüm de okunmuştur. ·~onlar karışık bir
durumdalar" çalkantılı demektir, bu da mericel hatemü fi ısbaihi de-
yiminden gelir ki yüzük bol geldiği için parmağında oynamaktır. Bu
da ona bazen şair bazen sihirbaz bazen de kahin demeleridir.
6- "Bakmadılar mı" yeniden dirilmeyi inkar ederken "üstlerindeki
göğe" Allah'ın kainatı yaratmadaki kudret eserlerine "onu nasıl bina
ettik?" direksiz yükselttik "ve süsledik" yıldızlarla. "Onun çatlakları
yoktur" yarıkları yoktur, yani onu düz ve pürüzsüz üst üste yaratmak-
la demektir.
90 50 I KAF SURESİ 5. CİI.T
---- --- ------
- -----
0~.-:·-H-~ı.S)~Ji~Q ~~j~~~~IJ
:, , ... ::;, ......... ,,,,,, ..., ;-; -:-.-
~J p~ ~. l·-_;Li lS)y ..L.. ... ~ı .. L:J_;;J
,•:, ... , - :r
"J ... • "· /"""'' 1 , ~ .... , .. , , , . .. . . "J , •
.)l:-!J
. . ,, lij;. . ı \•) J.:...iı.i -.\~
~ 'c:- lfJ ~~ l:.:.:l\J (.:'; ı_ a~\
- , ~ '-._. _/ . . '
>:; r; r•ı:ı .:.;ıs 0 [,ı';Jı ~JS-·c;:ıi; ~/~;.ı.ı
'İ I I , ı " I o, ı , ~,,,.""' . . ._ ~I I,"" _, ::i I , • ',
7- Yeri de uzattık ve ona sabit dağlaı: attık. Onda her göz alıcı çift-
ten bitirdik.
8 -Allah'a dönen her kulun gözünü açmak ve ibret için.
9 - Gökten mübarek bir su indirdik de onunla bahçeler ve hasat
edilen hububat bitirdik.
1O - Dlzllmiş tomurcuklan olan yüksek hurma ağaçlan (bitir-
dik).
11 - Kullara nzık için. Ve onunla ölü yeri dirllttlk. Kabirden çıkış
da böyledir.
12- Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semud kavmi yalan-
ladı.
13 -Ad kavmi, Fir'avn ve Lut'un kardeşleri.
14 - Eyke halkı ve Tübba' kavmi. Hepsi peygamberleri yalanladı;
tehdidim de hak oldu.
15 - Biz ilk yaratmadan acizlik mi göstenllkT Hayır, onlar yeni
yaratmadan şüphe içindeler.
7- "Yeri de uzattık" döşedik "ve ona sabit dağlar attık'' yüce dağ
lar koyduk. "Onda her çiftten bitirdik" yani her türden demektir "göz
5. CİLT 50 / KAF SURESİ 9ı
16- "Ant olsun, gerçekten biz insanı yaratbk ve nefsinin ona verdi-
ği vesveseyi biliriz" nefsinin ona söylediğini ve aklına geleni. Vesvese
gizli sestir, vesvasül huliy (takının çıkardığı ses) de ondarıdır. Bibi za-
miri ma'ya racidir, eğer ma mevsul sayılırsa, be de sawete bikeza de-
yimindeki gibidir, ona mütealliktir ya da zamir insarıa racidir, eğer ma
mastariye sayılırsa, be de geçişlilik içindir. "Biz ona şahdamanndan
daha yakınız" yani onun halini ona şahdamanndarı daha yakından
daha iyi biliriz. Zatın yaldaşması bilginin yaldaşması için mecazdır
(yaldaşarı bilir). Şah daman da yakınlık için misaldir, şair Zürrimme
şöyle demiştir:
Ölüm bana şahdamarımdan yakındır.
Ayette geçen habl damar demektir, izafeti de beyaniyedir. Veridan
boynu ön tarafından sararı iki damardır, vetin yani aort daman ile bi-
tişirler, bu iki damar ona baş tarafındarı gelirler. Ona verid denilmesi
ruhun ona vürudu (gelmesi, carı damarı) dolayısıyladır.
17- "lz yetelakka (hatırla o zamanı ki iki alıcı alır)" burada üzkiır
emri mukadderdir ya da iz zarfı akrabu lafzına mütealliktir yani iki
melek onun ağzından çıkanı alırken o (Allah) onun halini ona bütün
yakınlardan daha iyi bilir. Bunda şu da bildirilmektedir ki onun iki
meleğin kaydına ihtiyacı yoktur. Çünkü onlardan daha iyi bilir, on-
lara gizli kalarıı da bilir. Ancak o bir hikmet gereği böyle yapmıştır: O
S. CİLT 50 I KAF SURESİ
------ 93
-- ' .
:-::s~ ® \•':~~-c..~~Js~ e ~)ı
__,
1 , - , 1
@ ~J\ASjS~J~I @~~L.l.i.e.~yiJliJ
- ~...
e ~f-~'·?~G
.... 1 " • ,,,.
~~u)~~~ı~~~ı
@ ~ı~CWııJ ... 1 , ,
20- "Sura üfürüldü" yani yeniden dirilme borusu çalındı. "işte bu,
tehdit günüdür" yani üfürme günü tehdidin gerçekleşme ve tahakkuk
eune günüdür, demektir. Zalike işareti nüfiha fiilinin mastan nefha
yöneliktir.
21- "Her nefis yanında bir sürücü ve bir şahitle geldi" iki melek ki
biri onu sürer, ötekisi de ameline şahittir ya da bir melekte iki niteh.k
vardır. Şöyle de denilmiştir: Sürücü kötülükleri yazandır, şahit de iyi-
likleri yazandır. Şöyle de denilmiştir: Sürücü adamın kendisidir yahut
yanından ayrılmayan görevlidir, şahit de organlan ya da amelleridir.
Maaha lafzı küllü'den hal olarak mahallen mansuptur, çünkü küllün
marife hükmünde olan şeye muzaftır.
22- "Ant olsun, gerçekten sen bundan gaflet içinde idin" burada
gizli kavi maddesi vardır (ona böyle denilir). hitap da her nefsedir,
çünkü nerede bir kimse varsa mutlaka onu Ahiretten meşgul eden bir
5. CiLT 501 KAF SURESİ 95
ıJlS ~J
,
~I L. l:.ı.J ~.J Jli .
~,.~:.~~~~~:J ı;. :-~~Jli@ ~J~j
, , - 1 - 1
"•"
rY- e ~r~~ll.J~
-
t. ,• ~
JJ.illJ~L.@ ~}~
, ,"--;, ~ ," lo"• I :,,ı, ,•
~ı~ji:;
,. ,. 0 ~; ~,ı.r-
'0- ·l:. 1
J.ii-' ,~~, ı.r-
,
l:. r~~~, J;;
~ , :, ,. - , , I,,,, , , ,. 1 , ,..,. ,. ~ı·
6 ~~l_,l~ıJJ.Js-jl.1.l..@ ~~~
1 , 1
27- "Kale karinuhu (yoldaşı dedi)" yani ona bağlı olan şeytan dedi.
Bunun diyaloğu hikaye eden cümleler gibi (atıfsız) başlaması şundan
dır, çünkü bu, mahzufun cevabıdır, ona da "Rabbena ma atğaytuhu
(Rabbimiz, onu ben azdırmadım)" kavlinin delalet ettiği mahzufun
cevabıdır. Sanki kafir: Hüve atğani (o beni azdırdı) demiş, yoldaşı da:
Rabbena ma atğaytuhu (Rabbimiz, onu ben azdırmadım) demiştir.
Birincisi (vekale karinuhu (ayet: 23)) ise öyle değildir. Çünkü omın
makabline atfı vaciptir, zira mefhumlarının birlikte meydana geldiğini
göstermektedir yani her nefsin iki melekle gelmesi ile yoldaşının "an-
cak o uzak bir sapıklık içinde idi" kavli ben ona bu hususta yardım
ettim, demektir. Çünkü şeytanın saptırması ancak aklı karışık olana
ve kötülüğe meyyal olana etki eder. Tıpkı şu ayette olduğu gibi: "Vema
kane li (benim sizin üzerinizde bir otoritem yoktu, ancak sizi davet
ettim, siz de bana icabet ettiniz" (İbrahim: 22). (Yani diyalog halindeki
konuşmalar atıf istemez, diğeri ister, burada da böyle olmuştur).
5.CİLT 50 I KAF SURESİ 97
---------- - -- - - ------------ - - -
- . ,, . ..
e ~;~:ıl~~~~c~@ :,b=J'r;.~~,.~
1 .ı.. ~
, ,
r•':e Gs.lıı. .r-s~
, .... ,, •",
l-J~;\l\J~;:...ıı\:.46:.J.AJJ@ ~ _,-J~lu411JI
. ~ . ~
33; 34; 35- "Rahman'dan gıyaben korkan ve ona yönelen bir kalp
ile gelen kimse için" bu da ikinci bedeldir ya da ewab'm mevsufun-
dan bedeldir. Men haşiye kavlinin ewab hükmünde (sıfat) olması cc:iz
değildir, çünkü men sıfat olmaz ya da müptedadır, haberi de "udhu-
luha (oraya girin)" kavlidir, yukalu lehüm udhuluha (onlara: Oraya
girin, denilir) tevilindedir. Çünkü men çoğul manasınadır. Bilğa;bi
de failden yahut mefuldan haldir yahut mastarın sıfatıdır yani haş
yeten mültebiseten bilğaybi demektir ki Rahman görünmediği halde
ondan korkan manasınadır ya da azap bu dünyada görülmediği halde
korkan demektir ya da gözlerden kaybolan, hiç kimsenin görmediği
azaptan korkan demektir. Rahman isminin seçilmesi, onların rahmeti
5. CİLT 50 I KAF SURESi
-- - - - ------ - 99
--- - - -----
dübür'ün çoğuludur. Hicazlı ilci kurra ile Halef kesr ile idbar okumuş
lardır ki edberetis salat deyiminden gelir ki namaz bitmektir. Tesbih-
ten namaz murat edilmiştir de denilmiştir. Güneş doğmadan önceki
namaz sabah namazıdır, batmadan önceki de öğle ile ikindidir, gece
namazı da akşamla yatsı ve teheccüd namazıdır, secdelerin arkasın
dalci namaz da farzlardan sonraki nafilelerdir. Yatsıdan sonralci vitir de
denilmiştir.
3 - Kolayca akanlara,
4 - işi taksim edenlere,
5 - Ki, gerçekten size vaat olunan şey elbette doğrudur..
6 - Şüphesiz ceza elbette gerçekleşecektir.
7 - Çlzglll yollara sahip göğe ant olsun ki,
8- Gerçekten siz, elbette farklı söz (göriiş)teslnlz.
9 - Döndürülen ondan döndürülür.
10- O yalancılar kahrolsun.
j;.~~~0~;F~~~_;0~~cJ1 ~
.pı~J©~_;.!!~ı~;~JJ
.ı., . ,,
' .
, ,, --,, ,.
1
0 r-'_,;-ı'-'~
~,, • ~ ,, l
,,
... •
, ,, • ,,
,,
"
-;""
, J . , ,, ,,,
(0 cJJ~~I
l l - O kimseler ki onlar, sapıklık içinde gaftllerdir.
12 - "Ceza günü ne zaman?" diye sorarlar.
13 - O günde onlar ateş üzerinde yakılırlar.
14 - (Onlara): "Yakılmanızı tadın. Bu, acele istediğiniz şeydir''
denir.
15- Şüphesiz müttakller cennetlerde ve pmarlardadır.
l 6 - Rablerlnln kendilerine verdlğln.l alıcılar olarak. Şüphesiz
onlar bundan önce iylllk edenlerdir.
l 7 - Gece pek az uyurlardı.
18 - Seherlerde onlar istiğfar ederlerdi.
19 - Onların mallannda dilenci ve yoksul için bir hak vardır.
20 - Yeryüzünde kesin inananlar için ibretler vardır.
21 - Neftslerinlzde de; görmüyor musunuz?
~I~@ ~~~IL.~~...;~~J':ı'IJ~WI
J;. ,, , I , , •", J, ,,, • r,. , e I ı , ' • ı, I ,
L.~1_,J\d~I~~@ ~_pi~;.~~~~
- -
a ~~:~~J~~} e ~;for}r~Ji
~
1 I ı - - , ı,,, , .-..- . ~. J: , , ,. , , ı
J ~, ~ 1, , ,
, ,.,,
~u
- - , . .
, . , ,,",.
® ~ j p 2.JliJ lf.p.-J , .. s. ai ~r" ~ ~iri
,, , , ,, , ::; , , ~ ,
6 ~f.-'.-r~J~~J~ ~ ~}:.:;.iı~i~WJi e
@ ~J· '·i!~~~~~@ ~~t~r:ı~~i!
'.... tJI ,
~~~~~w
,
~"ı·:,r--
..~'-'ı~~~ts:;~~
,
e E • , ,,
.-
'
,,,, , , •
., . '
@ ~~lı:>_,i~~~l~~JJ@~I~
, ~, , e , I , ,, , _, tJI, ·-- , , e ,, , , e I ı ,
29- "Kansı yöneldi" Sara odasına döndü, bir köşede onlara ba-
kıyordu "fi sarratin" çığlık içinde ki sarir kökünden gelir, hal olarak
mahallen mansuptur ya da mefuldur, eğer ak.belet ehazet ile tevil edi-
lirse "yüzünü tokatladı" parmaklarının ucuyla alnına vurdu, şaşırmış
gibi bu hareketi yaptı. Şöyle de denilmiştir: Hayız kanının hararetini
5. CİLT 51 I ZARİYAT SURESİ 111
-~-------
Q
., Jja -,,,
1
,
,, _j.,
~ı J ;:.ı;.r:i ;;;;;, ;Gl;:~ @ ~;;;_. ~I ~ JLi~
@ ~-~JI ~)1 ~.:l~ \.j' -~l ;~ i~ ~~ (0
1 ,
~-!'• ;.~
, • , , ,,,, , J., ::;, ,,, ı •', , , ~ •"", • ,' • , • , .... , , ,
~ ~ ~,.: ~J ® r;-)lS ~ \'~ ~ ~' :ıf' ~ )Jjl,.
;:..,...
t!!_)
, ,,,
ıJ JA-': _;.J l;
::;, .
,,,
~J ~~ LA~
.... , '•'"
39 - Flr'avn'e erkim ile. Yüz çevirdi ve: Bu, bir slhlrbudır yahut
delidir, dedi.
40 - Biz de onu ve ordularını yakalayıp onları denize attık. O ise
kendini kınıyordu.
41 -Ad kavminde de bir işaret bıraktık. Hani, onların üzerine de
o kısır rüzgirı göndermiştik.
42 - Üzerinden geçtiği her şeyi mutlaka çürümüş gibi bırakıyor
du.
43 - Semud'da da bir işaret bıraktık. Hani, onlara: Bir süreye ka-
dar istHade edin, denilmişti.
44 - Onlar Rablerinin emrine karşı baş kaldırdılar da onları ba-
karlarken yıldırun yakaladı.
45 - Kalkmaya güç yetiremediler ve öç alanlar da olmadılar.
46 - Nuh kavmini de önceden helik ettik. Çünkü onlar bir
fisıklar kavmi idiler.
4 7 - Göğü kuvvetle bina ettik ve gerçekten biz, elbette genişle
tenleriz.
39- "Fir'avn erkim ile yüz çevirdi" onlarla imandan yüz çevirdi,
bu da ve nea bicanbihi (yan döndü) sözü gibidir. Ya da ordularından
5.CILT 5ı I ZARlYAT SURESi 113
51 -Allah ile başka bir hah kılmayın. Şüphesiz ben sizin için on-
dan apaçık bir uyancıyım.
52- işte böyle. Kendilerinden öncekilere de bir peygamber gel-
se, mutlaka: "Bir sihirbaz yahut bir deli" dediler.
53 - Bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler? Hayır, onlar azgın bir
topluluktur.
54 - Onlardan yüz çevir. Sen kınanmış degllsln.
55 - Öğüt ver; zira öğüt müminlere fayda verir.
56 - Cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler, diye yarat-
tını.
, , ~ • • • , • , ı--:
JJ~I L.J ~~ ~ JJ-!I \.. rt-:
8 ~ı ,ö~I ; jıj)ı ; ~ı ~! 8 ~;~ ~I
, • , ,,. , , • , • , ,, , • - ,, , ,, , • :;:'i :;:'i ,
:ı:i •
:;;
~)1~)1~1
' o 1
.
,
G)
,,,.
ı:,y.~ ~
, -, , ,
r.,., ~I,,;l.:.ll!:U
:; .' ~
~
,.,,". , ---
,. ,,
"••
,
,,. , ,, ,, , ...,,,,.
···~·--·
,,
ı_,~'JJllJ~t.µ 8 ı:,J~'J~lrll.a~I
, , , .ı., , -
~I ~! G ~p r~s ~ ~~;,;; W! ~ :ı;_
• , ' ,, ,
-1 L..ı .- ~ <ü
-
ı:o , 1,, • , ' ' -, , , @
w
" ı ,,
-b
~
j
,,,
•
~JJ ~) ~ ; ~ r.J ~ . u-;
• ,_, , _-:: , , • , ,, r.:... , • , "';., • , 1, ...
r ~ ~ ly.~IJ l_,lS ~ ~I ~üs. r-f".J
c, ,
r~4-~j~ ~~ ;';-
, >~0 1
,
,, ':I
~p
,
14; 15- "İşte yalanladığınız ateş budur'' yani onlara böyle denilir.
"Bu sihir midir?" yani siz vahiy için, bu sihirdir derdiniz; bu da mı
sihirdir? Haberin takdimi şunun içindir, çünkü ret ve azarlamadan
maksat odur. "Yoksa siz görmüyor musunuz?" dünyada görmediği-
S. CiLT 52 / TIJR SURESi ı2ı
\ -, l ' ,,,.
22; 23- "Onlara canlarının çektiği meyve ve etten bol bol verdik"
. Yani ara ara gönüllerinin istediği nimet çeşitlerinden fazlasıyla ver-
dik. "Orada kapışırlar'' kendileri ve arkadaşları birbirlerine verirler
"bir bardak" yani şarap demektir, şaraba mahallinin ismi verilmiştir,
bunun içindir ki "La lağvını ftha vela te'simün (onda ne boş laf ne de
günaha sokma yoktur)" kavlindeki fıha zamiri müennes kılınmıştır.
Yani içerken boş laf etmezler de sahibini günaha sokacak bir şey yap-
mazlar da demektir, nitekim dünyada içenler böyle yaparlar. "La fiha
ğavlün" (Saffat: 47) ayeti de öyledir. İbn Kesir ile Basralı ilci kurra ilcisi-
ni de feth ile (la lağve vela te'sime) okumuşlardır.
24- "Etraflarında dolaşır" bardakla "uşakları" yani kendilerine
has hizmetçileri demektir. Onların kendilerinden önce giden evlatları
oldukları da söylenmiştir. "Saklı inci gibi" sedefinde saklı, beyaz ve
berrak demektir. Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir: Ruhumu
elinde tutan Allah'a yemin ederim ki hizmet edilenin hizmet edenden
üstünlüğü on dördündeki ayın diğer yıldızlardan üstünlüğü gibidir.
25; 26; 27- "Kimileri kimilerine döndü, soruşturuyorlar'' birbirle-
rine hallerinden ve amellerinden soruyorlar. "Dediler: Gerçekten biz
bundan önce ailemizin içinde korkardık" taatına itina ederek Allah'a
isyan etmekten korkardık ya da akıbetten korkardık. "Allah bize lüt-
fetti" rahmet ve tevfik ile "ve bizi insanın içine işleyen o uaptan ko-
rudu" sam yeli gibi mesamata işleyen ateş azabından esirgedi. Şedde
ile vakkana da okunmuştur.
28- "Şüphesiz biz bundan önce idik" bundan önce dünyada iken
"ona ibadet ederdik" ya da ondan koruma isterdik. "Şüphesiz o, ih-
sanı bol" iyilik edendir. Nafi ile Kisai feth ile (ennehu) okumuşlardır.
"Çok esirgeyendir" rahmeti boldur.
29- "Sen öğüt ver" öğüt vermeye devam et, onların dediklerine
aldırma. "Sen Rabbinin nimeti sayesinde değilsin" elhamdülillah,
Allah'ın ihsanı sayesinde değilsin "ne bir kihinsln ne de bir deli" ni-
tekim onlar öyle diyorlar.
124 52 / TUR SURESİ 5.(
r-- il
, I Ti• ol o •il• •lllf." •
,, , J. J • , , J , J.
~rı e ~;!b:Jl~rı~t-~~rıe~~
J I •'"" , _., J -:::"',, oJ , • •""' j,, J J ,, o "' ~ o' •, , ı~
("-' r' ~;J!.;> ~ r'@ ~f!J! ~ J. ~;'JıJ ~,.:..ıı
.ı. •
e ~;J::":Jı
30 - Yoksa: "Şairdir; ona zamanın hadiselerini ml bekllyoru.:
diyorlar.
31 - De ki: "Bekleyin; şüphesiz ben de slzlnle beraber bekleyt
lerdenlm!"
32 - Yoksa onlara bunu akılları mı emrediyor yoksa onlar bir ı
gınlar toplumu mudurlar?
33- Yoksa: "Onu kendi uydurdu'' mu, diyorlar? Hayır, onlar in11
mıyorlar.
34 - öyleyse onun gibi bir söz getirsinler, eğer doğru söyleyen
iseler.
35 - Yoksa bir şeysiz mi yaratıldılar? Yoksa yaratanlar onlar m
36- Yoksa gökleri ve yeri kendlleri mi yarattılar? Hayır, onlar 1
sin şekilde inanmıyorlar.
37 - Yoksa Rableri onların yanında mı? Yoksa onlar zorbalar n
, ,
.ı.
1
@ ~J~, 4 ·~ ~ ~J ı~:; ~~ .~, ~ 'J r
38 - Yoksa onların çıkıp dinleyecekleri merdiveni mi var? Öyley-
se dinleyicileri açık bir kanıt getirsin.
39 - Yoksa kızlar onun da oğullar sizin mit
40 - Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da ağır borç yükü
albnda mı kalmışlar?
41 - Yoksa gayb onların yanında da onlar mı (ona bakarak mı)
yazıyorlar?
42 - Yoksa tuzak kurmak mı istiyorlar? Asıl kiflrler tuzağa dü-
şenlerdir.
43 - Yoksa onların Allah'tan başka bir ilahı mı var? Allah onların
şirk koştuk.lan şeyden müneuehtir.
44- Eğer gökten bir parça düştüğünü görseler: "Üst üste yığılmış
bir bulut" derler.
45- Bırak onları, ta çarpılacaklan günlerine kavuşuncaya kadar.
46- O günde tuzaldan onlardan bir şey savmaz ne de onlara yar-
dım edlllr.
•
~~l~~\~I .
,
~c
© ~~iJ;:\;~~ 0 4S;cJ,'~ G ~l;C~ı
.ı.. •
~~ ~ 0 ~I ~ ~~ @J ~:::ıı h~ ~
0i~4SG~@ ~4,~';Jıl6C @~Ci;ı~ı
©4S)~~ıih, @~;JG~~ı~9\ G~;.S:iı~~
11 - Gönill gönlüAünü yalanlamadı.
12- Gördüğü şey üzerinde onunla mücadele mi edlyonunuz?
13 -Ant olsun, gerçekten onu diğer bir defa daha gördü.
14 - Sidretü'l - Münteha'nın yanındL
15 - Onun yanında Me'va cenned vardır.
16 - O 7.811lan Sidre'yi bürüyen bürüyordu.
17 - Göz kaymadı da aşmadı dL
18 - Ant olsun, gerçekten Rabblnln en büyük dellllerlnden gör-
dü.
19 - Lat ve U:r.za'yı gönlünüz mü?
20 - Diğer üçüncü Menat'ı.
,. ,,,,,,,,.'-: - .ı,-::-.,
iııl J_;;I L.. r-5_141J ~I La_,.-_ ... ~L.-1 \'! ~ ~!
.,."'-;' ,,.;;;, -~·, ~ •
• , ,,
, , • ,,,. • , ,,,,, .. ,- "- ' , J _,,,,.
~
, J.
,, • .ı. . . . , • ,,,,
21; 22- "Erkek sizin de dişi onun mu?" bu da, melekler Allah'ın laz-
larıdır, demelerine rettir. Bu putların içine cinniler yerleşmişti, onlar
da Allah'ın kızlarıdır ya da meleklerin heykelleridir, bu da eferaeytüm
kavlinin ikinci mefuludur. "O zaman bu, insafsız bir taksimdir'' adil
5. CİLT 53 I NECM SURESi 135
--·------ ---- ---- - - - - - - - - - ----- -
olmayan bir taksimdir. Çünkü kendi kabul etmediğiniz şeyi ona ya-
mıyorsunuz. Dıyza fu'la veznindedir, o da haksızlık etmektir, ancak
ye'nin hann için faul fiili meksur kılınmıştır, npkı biyda fiiline yapıl
dığı gibi. Çünkü fi'la kalıbı sıfat olarak gelmemiştir. İbn Kesir hemze
ile daezehu babından getinniştir ki haksızlık etmektir, mastardır, sıfat
olarak kullanılmıştır.
23- "İn hiye (onlar ancak isimlerdir)" zamir putlara racidir, yarıi
bunlar İlah olma bakımından boş isimlerden ibarettir. Çünkü onlar
bunların tanrılar olduğunu söylemişlerdir. Bunlarda hiçbir ilahlık ma-
nası yoktur. Ya da zamir sıfata aittir ki bunların tanrılar olup kızlar ve
şefaatçiler kabul edilmesidir. Ya da zikredilen isimlere aittir, çünkü
orılara lat demeleri üzerine üşüşüp ibadeti hak etmesindendir, Uzza
da izzet ve şerefinden dolayıdır. Menat da ona kurban kesmeyi hak
etmesindendir. "Siz ve atalannızın takuğı isimlerdir" nefsani duygu-
larla taktığınız isimlerdir. "Allah onlara bir kanıt indirmemiştir" tu-
tunacağınız bir delil demektir. "İn yettebiune (tabi olmuyorlar)" te
ile (tettebiune) de okunmuştur "ancak zanna tabi oluyorlar" ancak
üzerinde bulundukları şeyi hak sanma vehmine kapılıyorlar. Bunu da
atalarını taklit için ya da batıl bir vehimden dolayı yapıyorlar. "Ve ne-
fislerin heves ettiği isimlerdir" nefislerinizin çektiği. ·~t olsun, ger-
çekten onlara Rablerinden rehber geldi" elçi yahut kitaptır, onu da
terk ettiler.
24; 25- "Em lillnsani (yoksa insan için arzuladığı şey mi var?)" em
munk.atıadır, ondaki hemzenin manası da inkar (olumsuzluk) içindir,
mana da her temenni ettiğinin eline geçmeyeceğidir. Maksat tarınla
rın şefaat umudunu kırmaktır ve şu sözlerini rettir: "Ant olsun ki eğer
Rabbime döndürülürsem onun yarımda daha iyisini bulurum" (Fus-
silet: 50). Ve "bu Kur' arı iki kentten büyük bir adama indirilmeli değil
miydi?" (Zuhruf: 31) ve daha buna benzer temennilerini rettir. "Sonda
ilk de Allah'ındır" bu ikisinde dilediği kimseye murat ettiğini verir, bu
ikisinde hiç kimsenin ona baskı yapma imkanı yoktur.
26- "Göklerde ve yerde nice melek vardır ki şefaatleri hiçbir şey
sağlamaz" birçok melek vardır ki şefaatleri hiçbir fayda vermez. ·~
cak Allah'ın, dilediğine ve razı olduğuna izin vermesinden sonra".
Meleklerden şefaat etmesine, insanlardan da şefaat edilmesine izin
vermesinden sonra fayda verir. Buna layık olduğunu görmesinden
sonra, artık putlar tapanlanna nasıl şefaat eder?
53 / NECM SURESİ 5.CtLT
136 ---------
lo
• , , ' , , • , , ,. , "" :; :; .ı. • • .. • ' , , ..... , ' , .,, , ', •
~ ~I ~ 1.!.L.) L)! ~I ~ ~ ~:, @ ltjjl ö.r.ı-JI
,,:; ... .:, ............. , ..... , , ...,,,,, ... •' :;,
@LSJS~~~~
fr:)
~
."..:..~~ _j~ ~ :J İ•\ 8
'--7 J , "-" .... \
J;;ii ~I :k
r: :~\
, ,.
~ ! .. :; .. 1 o ....
8 dJ ı.S~I ~.r.!J
32 - İyilik edenler o kimselerdir ki, küçük günahlar müstesr
büyük günahlardan ve çirkin (fahiş) şeylerden kaçınırlar. Şüphe~
Rabbinln bağışlaması geniştir. O; sizi yerden meydana getirdiği 2
manda analannı.zın kannlannda döller iken de sizi çok iyi bllend
Öyle ise kendin.izi temize çıkarmayın. O sakınanı pekiyi bilendir.
33 - Yüz çeviren kimseyi gördün müf
34 - Az verip elini sıkı tutanı.
35 - Gaybln llınl onun yanında mıf
36 - Yoksa Musa'nın sahHelerindekinden haberdar edilmedim
37 - Görevini tastamam yapan lbrahim'ln (sahHelerlnklndeı
de.
........... "'·-
~ ı;~I ~J J"6 ~IJ
~""' ,,,, ,-:,',
öyledir: Kim kötü bir Adet ihdas ederse, kendinin günahı da ona bakıp
yapanların günahları da kıyamete kadar onun boynunadır. Çünkü bu,
delaletten ve günaha sebep olmaktan kaynaklanmıştır.
39; 40; 41- "İnsan için çalışbğından başkası yoktur diye" ancak
kendi çalışması vardır, yani nasıl başkasının günahından sorumlu ol-
mazsa, başkasının yaptığından sevap da kazanamaz. Haberlerde geç-
tiği üzere sadaka ile hac ölüye menfaat verir denilmesi, niyet ile amel
edenin onun vekili gibi olmasındandır. "Şüphesiz onun çalışması
sonra görülür, sonra da onunla en mükemmel şekilde ödüllendiri-
lir" yani yüczel abdü sa'yehu bilcezail evferi (kul çalışması ile en geniş
şekilde mükafatlandırılır) demektir. Ceza'run mastar olup he'nin de
yücza'nın gösterdiği cezaya raci ve cezanın da bedel olması da caizdir.
42; 43; 44- "Gerçekten son gidiş Rabbinedir" mahlukatın son varış
ve dönüşleri demektir. Kesr ile inne de okunmuştur ki suhuflardakin-
den ayrı olmuş olur. Arkadakiler de öyledir. "Gerçekten o, güldürdü ve
ağlatb. Gerçekten o, öldürdü ve diriltti". Diriltme ve öldürmeye on-
dan başkasının gücü yetmez. Çünkü katil sadece vücut binasını yıkar,
ölüm ise adet oldugu gibi Allah'ın fiiliyle hasıl olur.
45; 46- "Gerçekten iki çifti, erkek ile dişiyi o yaratb. Meniden,
(rahme) döküldüğü 7Jll1lan". Kuwetle dölyatağına atıldığı yahut ya-
ratıldığı veyahut takdir edilmiş ise ondan çocuk yaratıldığı zaman.
47; 48- "Gerçekten öteki diriltme onun üzerinedir" ölümden son-
ra diriltmedir ki bu da vaadinin gereğidir. İbn Kesir ile Ebu Amr med
ile enneşaete okumuşlardır, bu da neşee'nin mastarıdır. "Gerçekten
o, zengin ve fakir etti" akna kınye verdi demektir ki o da devam eden
maldır. Onu ayrı olarak zikretmesi en göz doldurucu mal olmasından
dır ya da akna razı etti demektir ki bunun da aslı rızayı onun için sü-
rekli kıldı demektir.
49- "Gerçekten o, odur Şi'ra yıldızının Rabbi" yani Abur yıldızı de-
mektir ki o, Cumeysa yıldızından daha parlakbr. Peygamber sallalla-
hu aleyhi ve sellem'in dedelerinden biri olan Ebu Kebşe ona taptı ve
putlara tapma konusunda Kureyş'e muhalefet etti. Bunun içindir ki
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem' e İbn Ehi Kebşe derlerdi. Bel.ki
de özellikle bu yıldızın seçilmesi şunun içindir; Efendimiz aleyhisse-
lam her ne kadar Kureyş'e muhalefetinde Ebu Kebşe'ye katılmışsa da
ona ibadetinde de ona muhalefet etmiştir.
142 53 / NECM SURESi 5.CILT
~1 ~ ......
8
' • - ... , ,,,. • ,,,.
~ r , , ~'' ,
81' µ;J~~Lüıt.~r;.~J";; 0 ~.l;J, ~w
BISMILLAHİRRAHMANİRRAHİM
1 - Kıyamet yaklaştı ve ay lldye aynldı.
2 - Eğer bir mucize görürlene, yüz çevirirler ve: "Sürekli bir bü-
yüdür'' derler.
3 - Yalanladılar ve keyi.fterlne uydular. Her iş sonuca varır.
4 - Ant olsun, gerçekten onlara haberlerden öyle şey geldi ki
onda vazgeçirme vardır.
5 - O tam bir hikmettir. Uyarmalar fayda vermiyor.
6- Öyleyse onlardan yüz çevir, o günde ld davetçi hoşa gitmeyen
bir şeye çalınr.
~ . ,,, , . ,
0 ~:'-'.;ı;..~lS ~1~'11 ~~;;fa..~)~-~ı ı:\~
.... ~ . . .,,._.,,,,,,.,,,J..,. ", .,
~~ G) .r,S' rY- L.iA ıJJ~I J~ ~J.ll J~ ~
, ,, :,, , ... ,, ,,,,,.
0 ~~lS~:ı;..~~r. ©{-~ç;ı~ı~
7 - Gözleri yere bakarak. Kabirlerden sanki yayılan çekirgeler
gibi çıkarlar.
8 - Davetçiye koşarak. Kiflrler: "Bu, zor bir gün" derler.
9 - Onlardan önce Nuh kavmi kulu.muzu yalanladılar: "Deli" de-
diler ve men edildi.
10 - O da Rabbine dua etti: "Şüphesiz ben mağlubum; bana yar-
dıın et" diye.
11 - Biz de göğün kapılannı şarıl şarıl dökülen su ile açtık.
12- Yeri de pınarlar halinde fışkırttık da su gerçekten takdir edl ·
len emir üzerine birleşti.
13 - Onu tahtaların ve mıhların sahibine (gemiye) yükledik.
14- lnkir edilen kimse için gözlerlmlzin önünde akıyordu.
@ J"'-J
,, J~
,, ~ '~~ l.i~ 4Af
15 -Ant olsun, gerçekten onu bir ibret olarak bıraktık; ibret alan
var mı?
16 -Azabım ve uyanlanın nasıl oldu?
17 -Ant olsun, gerçekten Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık;
öğüt alan var mı?
18 - Ad kavmi de yalanladı; azabım ve uyanlanm nasıl oldu?
19- Şüphesiz üurlerlne uğursuz sürekli bir günde gürültülü bir
riizgir gönderdik.
20 - lnsanlan sanki kökünden kopanlmış hurma kütükleri gibi
çekip alıyordu.
21 -Azabım ve uyanlanın nasıl oldu?
22 - Ant olsun Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık; öğüt alan
var mı?
23 - Semud kavmi de uyarıcıları yalanladı.
24 - içimizden tek bir adama mı, ona mı tabi olacağlz? Gerçek-
ten biz bu durumda elbette sapıklık içinde ve delllikteylz!" dediler.
15- ·~t olsun, gerçekten onu bıraktık" yani gemiyi yahut olayı Ki
Nuh'un ve yanındakilerin kurtarılmasıdır "bir ibret olarak" ibret alı
nacak bir ayet olarak, çünkü onun haberi her tarafa yayıldı ve meşhur
oldu. "İbret alan var mı?" aslı üzere müztekir, ta'yı zal'a kalp ederek
5. CİLT 54 / KAMER SURESİ 151
® A~~~l~I~~~
. G ~:µ;.J,t:.;,~,
J
Q . , ..... • ,. , ...... , . . - ..... ""'::;; , .,
\.-fJ ~ ~81 '*.r L;!
::i
35- "Katımızdan bir nimet olarak" bizden bir lütuf olarak demek·
5. CİLT 54 I KAMER SURESi 155
---~-- --
®A:~,:.;JSt! ® ;.:.~~;~;.;>:W'J
~' ~~ 8 :':oJ~ ~ ;~,~ ;~ r;ı ~~
0 ;jıı ı) ;)~ ~ JS~
,
G -f~ ~ Jfi ~I
© ıJ4~
,
~~ ~~I W , ,
@ ~~}1~·-'·o:iıJ~
©ı ~~ 0 ~~tS -J' oi' :r,, ~w'iı
, ,
~ p
G ~~ ~~ ~i ~ ,
e ~li- ~ r.-1~ ~ )-',
0 ıJ~
,,
~~ ~ ~~
,,
®~;Jı
, ,
~_; :;J·. :iı ~~
- Ü 0 ~c..:; \r "·CJf.
-:·- ı:;:-;-· (;\ ~( cı: •;Jı , ,,
'5
,, ; \..:/ '"'
, -, .• ~ -, - J- . r;.r ,, ,
,, ,, , ....... ,
© !i.~ ~~ ~'Yı
l O- Yeri mahlukat için alçalttı.
l l - Onda meyveler ve tomurcuklara sahip hurma aAaçlan var-
dır.
12 - Ekin yapratma sahip taneler ve kokulu bitkiler.
13 - O halde Rabblnlzln hangi nim.ederini yalanlanınızt
14 - insanı saksı gibi kuru balçıktan yarattı.
15 - Cinleri yalından, ate,ten yarattı.
16 - O halde Rabblnlzln hangi nim.ederini yalanlanınızt
17 - iki dotunun ve Ud batının Rabbldlr.
18 - O halde Rabblnlzln hangi nim.ederini yalanlarsınız?
l 9 - Birleşen Ud denizi salıverdi;
20 -Aralannda bir engel vardır; tecavüz etmezler.
21 - O halde Rabblnlzln hangi nim.ederini yalanlanınız1
10; il- "Yeri alçalttı" onu döşeyerek alçalttı "lllenaml (halk için)"
enaın'ın bütün canlılar olduğu da söylenmiştir. "Onda meyve" eğlence
için yenecek çeşitli şeyler vardır "ve tomurcuklara sahip hurma ağaç
lan vanlır". Ekmaın kimmi'in çoğuludur ki hurmanın kapçığıdır ya da
kapatarı her şeydir mesela lif, dal ve tomurcuğun kapçığı gibi; çünkü on-
dan da meyve gibi istifade edilir örneğin ağacı, özü ve kuru meyvesi gibi.
5. CİLT 55 I RAHMAN SURESi 163
- ~------------------
-
© ~4~ ~~ ,.'Jı:S~
, , , ,
, ,,
, ,
22 - ikisinden inci ve mercan çıkar.
23 - O halde Rabblnlzln hangi nlmederlnl yalanlanınızt
24 - Denizde dağlar gibi inşa edilmiş akan (geml)ler onundur.
25 - O halde Rabblnlzln hangi nlmederlnl yalanlarsınızt
26 - Onun (yerin) üzerindeki her şey fanidir.
27 -Ancak celal ve ikram sahibi Rabblnln yüzü baki kalacaktır.
28 - O halde Rabblnlzln hangi nimetini yalanlarsınız.
29 - Göklerde ve yerde olan kimse ondan ister. O her gün (başka)
bir durumdadır.
30 - O halde Rabblnlzln hangi nlmederlnl yalanlarsınız.
:Stt@
,
~~I ~I ~ t_:,&~:.
,
, '1 •' ' .).. 11 • ' •' •, , , :;; ' •' • I 1.,.. • ""
~JJA:.; ~ !,.i.t;li ı.i'
,
J~IJ ~1,..:_J
,
1Jlkil
,
~, !,.lA:.; ~I
I , • I ,• , I , I ,,,, -: \ fi , , t, , • ı :;,
J-.r..@ ~4~ ~J ~~I ~@ ~~ ~~
, -
~
,
e tı~ ,o=~; ~ ~~~ J;- ~ !;ı~ ~
,
31; 32- "Ey iki ağırlık, sizin için boş kalacağız" yani hesap ve ce··
zanız için soyunacağız, o da kıyamet günüdür. Çünkü o günde ondan
başkasını yapmaz. Bunun tehdit olduğu ve tehdit ettiğin kimseye: Se··
nin için vakit ayıracağım, sözünden istiare edildiği de söylenmiştir.
Çünkü soyunan / elini kolunu sıvazlayan kimse daha kuvvetli ve o şey
için daha ciddi olur. Hamze ile Kisai ye ile seyefruğu okumuştur. Se·
nefruğu ileyküm de okunmuştur ki sizi kast edeceğiz, size döneceğiz.
demektir. Sekalan I iki ağulık da insanlarla cinlerdir. Onlara böyle de·
nilmesi yere ağırlık vermelerindendir ya da görüşlerinin ve değerleri·
5. CiLT 55 / RAHMAN SURESi 167
- -------------------------
. , ......•
J.!,.
- .. >::'
_,,, I ,..,.,,, ,,, ~ _,,, ___, ,,
© ~~~)~~~@ tG:-'ıj:,J~~::;.~'J
-,, ı • ,,,, ~ ,,e, •, ,,~ J." eJ" el 1 ,, I • / • I ""•I
,
0 ,r'.lt""J\J~A l>}.t ~~·-.; c:,_,..p:Jı Wft
~'J\~ ,
@r~_;.~,~~~J.ır~,~~ 0 ~~~~
e ~4~ ~~ ~' ~ç ® tı ~ ~:, \.-:~ ~.,i~ , - ~ 1
® ~4~~.)~l:Sy , ® ~~~~~~~~
@ 94~ ~.J ~I ~y @ ~wl \;!~
39 - işte o gün ne bir insan ne de bir ehi günahından sorulmaz. -
40 - O halde Rabblnlzln hangi nlfuetlerini yalanlarsınızt
I
41 - Suçlular simalanndan tanınır; perçemlerden ve ayaklardan
tutulur.
42 - O halde Rabblnlzln hangi nimetlerini yalanlarsınızf
43 - işte bu, suçlulann yalanladığı cehennemdir.
44 - Onunla kaynar su arasında dolaşırlar.
45 - O halde Rabblnlzln hangi nimetlerini yalanlarsınız?
46 - Rabblnin makamından korkan için ilci cennet vardır.
47 - O halde Rabblnlzln hangi nimetlerini yalanlarsınız?
48- Dallann sahibi (dallı budaklı lld cennet).
49 - O halde Rabblnlzln hangi nimetlerini yalanlarsınız?
39; 40- "işte o gün" gök yarıldığı gün "ne bir insan ne de bir cin
günahından sorulmaz" çünkü onlar simalanndarı tarıınır. Bu da ka-
birlerinden çıkıp amellerine göre mahşere katar katar sürüldükleri
zamarı olacaktır. "Rabbine arıt olsun onlara mutlaka soracağız" (Hicr:
92) ve benzeri ayetlere gelince o da toplantı yerinde hesap verirken
olacaktır. Zenbihi'deki he zamiri ins'e racidir, o da lafız itibarı ile; çün-
kü o her ne kadar geride ise de rütbe bakımından ilerdedir (naib-·i
5. CİLT 55 I RAHMAN SURESİ 169
--------
~JS~~ G04~~~~i~y G ~~
>
, , , , ""
, J . . .
_..,
, ., .
. . 1
, ""
,
~.J ~\lı ı;y @ 0ıl ~ı ~J J_r.....~ ;.,: ~~
1';
\:...
,,
, , "',
,
,,
,, ,
,'
.ı.
,
,
, -:" ,
, - , -
~ .Jı :;;.~
r-fi·i ....,, , \,~ı ~}alı~(..~~
, ~-..tJ ~.c,,
,
(;) 04~
J ,,.
--
~,~",,,.
,_,,,,,,,,_
.,, ,
.--......_ ~
, .l , , , \ ;~..."
""""""
''
ı.:.ıJ\}I
T
·...Li\S
UV-
ı"ovı .J4~
'...o../,,
~~ ,.\JI ı;\.:i ~~) .J~ \l,J
,
~,
e ~~~ e
, .,,,,. , , J"' -:;:-, .. , "" , ...... ,
~1 ~\lı ~Y .J~~ıJ
_.. ,, ~ , _..
,ı_., ....... ,,. ·- "• .,,, •"
~) ~--Yı ~ G .JL>~ı \I~ ı:,L>~ı .. ı?. ~
-, J "' ,
, ,
'J "'"' ,
(!) ~4~
50 - O lldslnde akan ilci pınar vardır.
5 l - O halde Rabblnizln hangi nlmetlerlnl yalanlarsınız?
52 - O lldslnde her meyveden iki çift vardır.
53 - O halde Rabblnlzln hangi nlmetlerlnl yalanlarsınız?
54 - Astarları kalın atlastan döşeklere yaslanmış olarak. iki cen ·
netin devşirilmiş meyveleri yakındır.
55 - O halde Rabblnizln hangi nlmetlerlnl yalanlarsınız?
56 - Onlarda gözlerini (kocalarına) diken, kendilerinden önce
onlara ne insanların ne de cinlerin dokunmadığı kadınlar vardır.
57 - O halde Rabblnlzln hangi nimetlerini yalanlarsınız?
58 - Sanki onlar yakut ve mercanlar.
59 - O halde Rabblnizin hangi nimetlerini yalanlarsınız?
60 - iyiliğin mükMau yine lyllllcten başka mıdır?
6 l - O halde Rabblnlzin hangi nimetlerini yalanlarsınız?
5. CİLT 55 / RAHMAN SURESİ 171
---------- ----------------- -
50; 51- "O ikisinde akan ilci pınar vardır" yukarıya ve aşağıya doğ
ru istedilcleri yere akan demektir. Bunlardan birinin Tesnim, diğerirıin
de Selsebil olduğu da söylenmiştir. "O halde Rabbinizin hangi nimet-
lerini yalanlarsınız?".
52; 53- "O ikisinde her meyveden iki çift vardır'' garip ve bilinen
yahut yaş ve kuru olmak üzere iki tür vardır demektir. "O halde Rab-
binizin hangi nimetlerini yalanlarsınız?".
54; 55- ·~tarlan kalın atlastan döşeklere yaslanırlar'' astarları
kalın ipek brokardan demektir ki astan böyle olursa artık yüzü nasıl
olur? Müttekiine Allah'tarı korkarılar içirı medihtir (emdehu) ya da
arılardan haldir. Çünkü korkarı (men hafe) cemi (çoğul} manasınadır.
"İki cennetin devşirilmiş meyveleri yakındır" ona oturan da yasla-
narı da ulaşabilir. Cena mecniy (devşirilmiş) manasınadır, cimin kesri
ile (cina} da okunmuştur. "O halde Rabbinizin hangi nimetlerini ya-
lanlarsınız?".
56; 57- "Fihinne (onlarda vardır)'' cennetlerde vardır; çünkü iki
cennet korkarılar için çok cennetler olduğunu gösterir ya da arılarda
ki mekanlarda ve köşklerde vardır demektir ya da iki cennet, iki pınar,
meyve ve döşekler diye sayılan nimetlerde vardır "gözlerini kocaları
na diken" kadınlar vardır. "Kendilerinden önce onlara ne insanlann
ne de cinlerin dokunmadığı" insan kadınlara insanlann, cin kadınla
ra da cinlerin dokumadığı demektir. Bunda cinlerin de cinsel temasta
bulunduklarına delil vardır. Kisai mim'in zammı ile (lem yatmüshün-
ne) okumuştur. "O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlarsı
nız?".
58; 59- "Sanki onlar yakut ve mercanlar'' yani yarıaklarının kırmı
zılığı, terılerinin beyazlığı ve berraklığı bakımından. "O halde Rabbi-
nizin hangi nimetlerini yalanlarsınız?".
60; 61- "iyiliğin mükafatı" iyi amelin mükafatı "yine iyilikten baş
ka mıdır?" sevabı başka mıdır, o da cennettir. "O halde Rabbinizin
hangi nimetlerini yalanlarsınız?".
62; 63- "O ildden başka iki cennet daha vardır" Allah'tan korkarılar
ve ona yakın olanlara vaat edilmiş başka iki cennet daha vardır, bu da
arılardan geri olan sağcılar içindir. "O halde Rabbinizin hangi nimet-
lerini yalanlarsınız?".
172 551 RAHMAN SURESi 5.ClLT
--------- - - - - - - - -
@
~,-',, ,_ -::- ,,,
ı:,4K; ~) ..')fı ~~
.. ~ ,,,,.;;;,
B ı:,b:.LA,; ~l.+.i
, ..... ,
,, ,,
, , , ,
, 1
G ~4~ ~~ ~I ~y
c , , -;
e c~L.'~ ~~ ~ ı:~-~
,, c
~~ e ı:,4~ c.s::.J ..'11 ~~ e ::L. ::.,ı~ ~
, , , , , , , ,ı
, - - " ., "
Q ı:,t:~
'.J , •,
64 - Koyu yeşildlrler.
65 - O halde Rabblnizln hangi nimetlerini yalanlarsınız?
66 - O ikisinde fışkıran Ud pınar vardır.
67 - O halde Rabblnlzln hangi nimetlerini yalanlarsınız?
68 - İldslnde meyve, hurma ve nar vardır.
69 - O halde Rabblnizln hangi nlınetlerlnl yalanlarsınız?
70 - Onlarda hayırlı güzel (kadınlar) vardır.
71 - O halde Rabblnlzln hangi nlınetlerlnl yalanlarsınız?
72 - Çadırlarda hapsolunmuş huriler.
73 - O halde Rabblnizln hangi nimetlerini yalanlarsınız?
74- Onlara kendilerinden önce ne insanlar ne cinler dokunma-
mışhr.
64; 65- "Koyu yeşildirler'' yeşilin tonu agır olduğundan siyaha çal·
5. CİLT 55 / RAHMAN SURESİ 173
--------
. .
, .
, ,.
, ,
e rı.P>'ıJ ~~ı~~~.Jr-ı!lJ~ , ""' , , , ,,
0 "~z~ 8 "~~ı,-~j
.
, , G)
"~~~~~l~I
, ,
.ı. ,- • , .ı. 1 , ,
0 ~:~.iı~~cr..::ıı~~ 0 8J~~jır!:s~
" , , • .ı.
..- • • ,
8 0;t-ıı 0~üG 8 ~'·;~ :ıı~ ~ ~:~ ·:ıı~~_;
vrwı r-.-
..)ı~~J
, 0 ~;):iı~ 1 ';..a.l
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
1 - O olacak olduğu zaman,
2 - Ki onun olması için bir yalanlayıcı yoktur.
3 - Alçalbcı ve yülcselticidlr.
4 - Yer sarsılmakla sarsıldığı zaman,
5 - Dağlar parçalanmakla parçalandığı zaman,
6 - Dağılmış toz olduğu zaman,
7 - Siz üç çift olduğunuz zaman,
8 - Sağın sahipleri, nedir sağın sahipleri?
9 - Solun sahipleri, nedir solun sahipleri?
1O- Öne geçenler öne geçenlerdir.
11 - İşte onlar yaldaşbnlanlardır.
12- Naim cennetlerinde.
Zira ilci grubun sayılarının çok olması birinin diğerinden daha fazla
olmasına mani değildir. Merfu hadiste bu ilci grubun da bu ümmetten
olduğu bildirilmiştir. Sülle sül kökünden gelir ki kesmektir.
15- ·~a silrürin (altın ve cevahirle süslü tahtların üzerinde)" bu
da mahzuf zamirin başka bir haberidir. Mevdune altınla dokuma, inci
ve yakutla süslü demektir ya da bitişik demektir ki vadan'dan gelir, o
da zırh dokumadır.
16; 17; 18- "Karşılıklı, üzerine yaslanmışlar" müttekiin ile
mütekabilin ala sururin'deki zamirden hfildirler. "Ettaflannda ölümsüz
gençler dolaşır" hizmet etmek için, bunlar ebedi yaşarlar, hep genç ve
tazedirler. "Testilerle ve ibrilderle" içerlerken ve diğer hfillerinde. Küp
kulpu ve emziği olmayan kaptır, ibrik ise bu ilcisi de olan kapnr. "Ve kay-
naktan doldurulmuş hardalda'' içki kaynağından doldurulmuş.
19; 20; 21- "Ondan baş ağrısına tutulmazlar" mahmurlukla "sar-
hoş da olmazlar" akıllan da gitmez ya da içkileri bitmez. Kııfeli kur-
ralar ze'nin kesri ile yünzifun okumuşlardır. l..Ayassaddaun da okun-
muştur ki la yetesaddaun yani dağılmazlar demektir. "Seçtikleri mey-
velerle" tercih ettikleri yemişlerle "canlannın çektiği kuş eti ile" te-
menni ettikleri kuş eti ile.
22- "Ve burun iyniln (ve iri gözlü huriler)" bu da vildanün'e ma-
tuftur ya da müptedadır, haberi mahzuftur yani fiha yahut lehüm hu-
run demektir. Hamze ile Kisai cennatin' e atfen muzaf takdir ederek cer
ile okumuşlardır yani hüm fi cennatin ve musahabeti hurin demektir
ya da ekvabin' e matuftur çünkü mana ölümsüz gençler bardaklarla
etraflarında döner ve kendileri de bardaklarla sefa sürerler demektir.
Nasb ile huren iynen de okunmuştur ki yü'tevne huren (onlara huriler
verilir) demek olur.
23; 24- "Saklı inci timsali gibi" zarar verecek şeyden korunmuşlar,
o kadar saf ve berraktırlar demektir. "Yapnldanna milklfat olarak''
yani bu onlara amellerinin karşılığı olarak yapılır demektir.
180 561 VAKIA SURESi 5. CİLT
----- - - - ------- -----
e ~,~r~,~.; e ,~,i-~~ e ~~
, 1 ,
~ 0 ~J~-ls (~ ~;
- v- '{:'" \::J
":: ~·
,ji,~ @~;;;;;.. ;j_j
-~'
~ I•, ~ , , ~ I
JXe ~~~_;~~'l@ir.7~@~~
- ~ ~ ~- .ı.
e ,~~c;@ ~)~~ e ~~~,~~@ ~;; -
25; 26- "Orada ne boş laf" anlamsız söz "ne de günaha sokma duy-
mazlar" günaha nispet etme ki, günah işlediniz, denilmez. ''Ancak bir
söz'' kelam "selamen selamen (selam selam sözü duyarlar)" bu da
kıylen'den bedeldir, mesela "orada selam hariç boş laf duymazlar"
(Meryem: 62) ayeti gibidir. Ya da selamen, kıylen'in sıfatı yahµt me-
fuludur, şu manaya ki illa enyekulu selaman (selam demeleri hariç)
5. CİLT 56 /VAKIA SURESİ 181
-------- - ------ -
t.:ı
~
ıf..,r:-\llJ
,...
~J\11
'
~I, Ji @ ~_,.IJ\11 l;j~I
,.ı
JI
'•'•'"'
1
, ,,., ,
~
G
~r 1 • • r.H. ~~ ~' IJ,_s-J •"!"' · '
- ... 1 "'
, I :J 7
' ' "' /," • ::i ::; 1 t11 ' 1 1 "" • I I
r-;:- ~ı
\~
'- ~
\.'""' '-': ,- -
41; 42; 43- "Solun sahipleri, nedir solun sahipleri? Sam yelinde"
derinin gözeneklerine işleyen bir ateşin sıcağında "kaynar suda" sı
caklığı son dereceye çıkmış suda, "kapkara dumandan gölgede" si-
yah dumandan oluşmuş, yahmfun humeme (kömür parçasın)dan
yeffıl veznindedir.
44- "Serin değil" diğer gölgeler gibi "hoş değil" yararlı değil. Böy-
lece gölgeden akla gelebilecek rahatlık bertaraf edilmiştir.
45; 46- "Çünkü onlar bundan önce nimetle şıınaranlar idiler"
zevklere dalmışlardı. "Bilyllk günah üzerinde ısrar ederlerdi" hins
lafzı büyük günah yani şirk demektir. Belağal ğulamül binse deyimi de
bundan gelir ki çocuk Akıl ve baliğ olmak, yapttğından sorumlu tutul-
makttr. Hanese fi yeminihi de yeminini yerine getirmemek, tehannese
de günah işlemektir.
47; 48- "Öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuz zaman mı,
gerçekten biz mi elbette dirilenler?" derlerdi". Hemze genel olarak
yeniden dirilmeyi, özellikle de o vakitte dirilmeyi inkAr etmek için
tekrar edilmiştir. Nitekim: "Eve ibaunel evvelune" (önceki atalanıruz
mı?)" kavlinde auf edattnın gelmesi de onların bunu şiddetle red-
dettiklerini göstermek içindir. Çünkü aradan uzun zaman geçmiştir.
Araya hemze ile fasıla girdiği için de lemebusune'deki gizli zamire atfı
güzel olmuştur. Nafi ile İbn Amir vav'ın sükiinu ile (ev) şeklinde oku-
muşlardır. (İza) zarfının amili de mebusune lafzının delalet ettiği şey
dir, o değildir, çünkü araya hemze ve inna ile fasıla girmiştir.
49; 50- "De ki: Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler "lemecmuu-
ne (elbette toplanlnuşlardır)" lemücemmeune şeklinde şeddeli de
okunmuştur "belli günün belli vaktinde" dünyaya biçilen ömrün hi-
tamında ve Allah kaunda ona belli olan günde.
51; ... 54- "Sonra sizler, ey sapıklar, yalanlayanlar" yeniden diril-
meyi yalanlayanlar demektir. Hitap da Mekke halkına ve onlar gibi-
leredir. "Min şecerin min zakkumin (zakkwndan bir ağaçtan mut-
laka yiyeceksiniz)" birinci min iptidaiye, ikincisi de beyaniyedir "on-
dan kannlannw dolduracaksınız" şiddetli açlıktan "üstüne kaynar
sudan içeceksiniz" aşın susuzluktan. Minha'daki zamirin müennes,
aleyhi'dekinin ise müzekker olması şecer'in manasından ve lafzından
dolayıdır. Min şeceretin de okunmuştur ki müzekkerliği zakkum laf-
zından dolayıdır, çünkü onun tefsiridir.
e~'r;rı;u;. e Mi1 ~~~;fa
e J.~;:~ ~ ~ı;ı e ~;:,~ ~~ ~:;.;
ti'
~ ~~}
""I ,,,,.•,' -
I' ' e' .~
'v
' I ele / e , e' ele
ıJ}jJI ~ rl ~j.JI 4J: o_;.=ljil
, / / ,•,.""
@ ~-~~ r'
~;.\:; ~ al j~~@ r~I ~I~
e t;~t:.iı~:·,.;~ e ~~~j, e ~/~)l ~!
~.... , • , • ,.' , •
••, ,. ; ı..Jı
~ 1 ,, 8 ~wı
, ,,. -~;, .~ .Jı,.;;
- .,
r.:-ı .:,,~ ,..:;ı
v :.r:--, ' ı~ı , ,. . ' , , '
Q, ',ı"~~ ~·' '• , ı,. ,,
v ıJ~ ·ı~~ı:,~_,
75 - Hayır, yıldızlann düttülderl yerlere yemin ederim,
76 - Gerçekten bu, eğer bWrseniz, elbette bU)1ik bir yemindir.
77 - Şüphesiz o elbette Kıır'an-ı Kerlm'dlr.
78 - Saldı bir kitapta.
79 - Ona ancak iyice temizlenenler el sürer.
80 -Alemlerin Rabbinden lndlrllme.
81 - Bu sözü mü siz küçUmsüyorsunuzt
82 - lbzkım1:1 muhakkak onu yalanlamak mı lalıyorsunuzt
~ '~ ~,\...._/),'""
f\t~ ~ ~ı ~;.; ©~ ~ J'~ v
~·,
.~"~,
'
Qı
~:
~-L?:iı~~~~c.:,iE;~ı~
' ... \,,.. , , , 1
83; 84; 85- "Can boğaza dayandığı zaman" yani ruh demektir "ve
entüm tanzurun (o zaman siz bakarsınız)" halinize, hitap can çeki-
5. CİLT 56 /VAKIA SURESi 191
--------- ---
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Göklerde ve yerde kim varsa, hepsi Allah'ı tespih etti. O mut-
lak galip, hikmet sahibidir.
2 - Göklerin ve yerin mülkü onundur. Diriltir ve öldürür. O, her
şeye kadirdir.
3 - O; ilktir, sondur, görünendir, görünmeyendir. O, her şeyi hak-
kıyla bilendir.
4 - O ki gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş'in üzerine ku-
ruldu. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. O,
nerede olursanız sizinledlr. Allah yaptıklannızı hakkıyla görendir.
5- Göklerin ve yerin mülkü onundur. işler yalnız Allah'a döndü-
rülür.
6 - Geceyi gündüze sokar, gündüzü geceye sokar. O, göğüslerin
sahibini (içlndeldnl) bilir.
,
~,, "" ,, • , 7' , , , , , "" , , , - " "" - •
G) ~_r-S ~I wJ 4..1 ~ı a_ i L;...._,. W}
1
1
"'ı''
1
I''"O'
1
·u, ..Lı..LI
1
•
•''1""111
ı.::.ı\:....~·-11 · · .•·_ q , ~ •
~ -;J r--v--, - ,:;. ~)J' ıJ'f-!., ;r IJ ~yw ~f rY-
\1' '11 ""' 11
, ,
J. ,, ... , ı I
~~
, ~, ~.ılb..
,. . ~~\il ~
, ~, <.>~
, ~G; ,.~~I :r <:.~
~~ı:'.iı~ ~~ı:'.iı J~ r~ @ ~-~JI j~I 'j,.
1 I ,~, I 1 , 1 I J 1 ı , ı, , J1 1 J, t , • ~
\"5'~1.u 1.~) ~ \"5;1' ~ ~ LiJ~I l~I ~
, .ı. : ,.ı. •'
~~. ~' ı -' ~:ili
4...>) 1~ ~4 ~4 .., J)"4 ~ ~_,..;ai l;y ~
"" • ;j; , ., , , • , ""'•"" , , - '
.ı. -• ,
© ~lhll ~ :r, :~~
11 - Kim Allah'a gii7.el bir ödünç verir ki, Allah ona katlayıversin.
Onun için çok değerli bir mükifat vardır.
12 - O günde mümin erkekleri ve mümin kadınlan görünün ki,
nW'lan önlerinde ve sağlarında koşmaktadır. Bugün müjdeniz. alt-
larından ırmaklar akan cennetlerdir, içlerinde ebedi kalıcılar ola-
rak. işte büyük kurtuluş budur.
13 - O günde erkek münafıklar ve kadın münafıklar, intan eden-
lere: "Bizi bekleyin de nurunuzdan alalım" derler. (Onlara): ·~karu
za dönün de nur arayın" denir. Aralarına kapısı olan bir sur vurulur
(duvar çekilir). içinde rahmet, dış tarafında da azap vardır.
11- "Kim Allah'a güzel bir ödünç verir ki" yani kin;) karşılık umu-
du ile malını onun yolunda harcar ki demektir. Çünkü bu kimse ona
ödünç veren gibidir. Güzel ödünç vermek de ihlasla malın ve verile-
cek yerin en iyisini araşurınakla olur. "Allah da ona katlayıversin" ona
5. CİLT 57 I HADİD SURESi 199
mükafatını kat kat versin. "Onun için çok değerli bir mükifat vardır"
yani katlanan o mükafat bizzat değerli olduğu için katlanmasa da he-
deflenmelidir, artık katlanırsa nasıl olur! Asım mana itibarı ile istifha-
mın cevabı olarak nasb ile feyudaifehu okumuştur. Sanki şöyle demiş
tir: Eyukridallaha ahadün feyudaifehu demiş gibidir. İbn Kesir merfu
olarak feyudaifuhu okumuştur; İbn Amir ile Yakup da mansup olarak
feyudifehu okumuşlardır.
12- "Yevıne terel mü'minine (o günde müınin erkekleri ve müınin
kadınlan görürsün)". Bu da velehu kavlinin yahut feyudaifehu'nun
zarfıdır ya da üzkür gizlidir "nurlan koşmaktadır''. Yani kurtuluşlarını
ve cennete yol bulmalarını gerektiren şey koşar "önlerinde ve sağla
nnda" çünkü mutlulara amel defterleri bu iki taraftan verilir. "Bugün
müjdeniz, cennetlerdir" yani onları karşılayan melekler: Müjdeniz,
yani müjdesi verilen şey cennetlerdir ya da müjdeniz cennetlere gir-
mektir, derler. '~tlanndan ırmaklar akan cennetlerdir. içlerinde
ebedi kalıcılar olarak. lşte büyük kurtuluş budur" bu da geçen nura
ve ebedi cennetlerle müjdeye işarettir.
13- "Yevıne yekulu (o günde erkek münafıklar ve kadın münafık
lar der)" bu da yevme tera'dan bedeldir, "iman edenlere: Bizi bekleyin"
çünkü onlar cennete yıldınm hızıyla giderler ya da bize bakın demek-
tir. Çünkü onlara bakınca karşılaşmış olurlar ve önlerindeki nurdan
aydırılarıırlar. Hamze enzıruna okumuştur ki onlann yetişmesi içirı
ağırlaşmaları onlara süre vermektir. "Nurunuzdan alalım" ondan isti-
fade edelim. "(Onlara): Arkanıza dönün denir'' dünyaya dönün "nur
arayın" ilahi marifetleri ve üstün ahlakı elde ennekle; çünkü bunlar
orada doğar. Ya da mahşer yerirıe dönün demektir, nur oradan alınır.
Ya da istediğiniz yere dönün; başka bir nur arayın; çünkü buna yol
yoktur, derler. Bu da onlarla alaydır ve müminlerden yahut melekler-
den ümit kestirmedir. "Aralanna vunıldu" müminlerle münafıkların
aralarına "bir sur" bir duvar çekildi "onun kapısı vardır" müminlerin
gireceği bir kapısı vardır. "Onun içinde" surun yahut kapının içinde
"rahmet vardır'' çünkü o cennetten taraftadır. "Dış tarafında da o ci-
hetten azap vardır" o istikametten demektir, çünkü ateşten taraftadır.
, ,, , ... ,,,
' ... , ................
.ı.,
... 1 •
, ,
. , ...
~:;...
@ ~;µ ~
14- Onlara: "Biz de sizinle beraber değil mlydllct" diye seslenir-
ler. "Evet, ancak siz kendlnlzl yaktınız, bekledlnlz, şüphe ettiniz ve
kuruntular sizi aldatb. Nihayet Allah'ın emri geldi ve sizi çok alda-
tan (şeytan) aldattı" derler.
15-"Bugün ne sizden ne de kiflrlerden fidye alınmaz. Barınağı
nız ateştir. Size yaraşan odur. Ne kötü vanş yeridir!"
16 - iman eden kimseler için, kalplerinin Allah'ın zlkrlne ve
Hak'tan inene saygı duyacağı ve önceden kendilerine kitap verlllp
de üz.erlerinden uzun zaman geçtiği için kalpleri katılaşanlar gibi
olmayacaldan vakit gelmedi mit Onlardan çoğu fasıklard.ır.
l 7 - Bilin ki Allah yeri ölümünden sonra diriltir. Size ayetleri
gerçekten açıkladık. Umulur ld aklınm çahştınrsuuz.
dik olur, çiftçilerin yahut Allah'ı inkar eden kafirlerin hoşuna gider.
Çünkü onlar dünya süsünden çok hoşlanırlar. Bir de milinin hoşuna
giden bir şey gördüğü zaman hemen oradan hareket eder, onu yara-
tanın kudretine geçer ve ona hayranlığını ifade eder. Kafirin filcri ise
gözünün gördüğü ile sınırlı kalır; hep onu beğenir. Sonra o bitki ku-
rur; sararır, sonunda da çerçöp olur. Sonra da Allah Teala sonsuz ahi-
ret işlerini büyüterek: "Ahirette büyük bir azap vardır'' dedi. Bunu da
dünyaya dalmaktan nefret ettirmek ve ebediyet yurdunun ikramını
kazandıracak şeye teşvik etmek için yaptı. Sonra da bunu pekiştirerelc
"Allah'tan bir bağış ve hoşnutluk vardır" dedi. Yani ona yönelip onun
dışında bir şey talep etmeyen için demektir. "Dünya hayatı ancak al-
danma metaıdır'' yani hep ona yönelen ve onu Ahireti kazanmada
kullanmayan içirı demektir.
~,,........._ ,
•
o
....
J
J
' ,,.
.J.__.,
J ,, , • , • J , I •
,
~~ ~I ~I J~ JılJ ~~ ~ ~Y- ~I ~
;:;ıi I I' __,, "'• ,_,,,
... ,, , .... ,, , ,
~
@ .:,µ
... , ,
,
.,. - .. ,. ,, ..... ....
, .... ,,
~ ~J r--?-' ~ ı~ı ~~' ~u
~ ... ' ~ ,
@ ~) J# 4»1J
27 - Sonra da arkalarından peygamberlerlmJzl gönderdik. Arka-
sından da Meryem oğlu lsa'yı gönderdik ve ona lncll'I verdik. Ona
tabi olanların kalplerine bir şefkat ve bir merhamet koyduk. Ruh-
banlığa ise onu kendileri icat ettiler. Onu il7.erlerlne biz yazmadık,
ancak Allah'ın nzasını aramak için. Ona da hakkı ile riayet etmedi-
ler. Onlardan iman edenlere mükMadannı verdik. Onlardan çoğu
da fasıldardır.
28 - Ey o iman edenler, Allah'tan korkun ve Peygamberine iman
edin ki, size rahmetinden lld pay versin, size onunla yüriiyeceğlnlz
bir nur versin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyi-
cidir.
tur ki fealeten vezninde olur ''ve bir rahmet. Ruhbanlığı ise kendile-
ri icat ettiler'' yani ibtedeu rahbaniyyeten ibtedeuha demektir ya da
rahbaniyyeten mübtedeaten (uydurulmuş ruhbanlık} demektir bu
takdirde ceale fiilinin mefulu olur. Ruhbanlık da ibadet ve riyazette
aşırıya kaçmak ve insanlardan kopmaktır. Rahbana mensup demektir,
bu da çok korkmaktır, rehabe kökünden gelir ki haşiye'den haşyan gi-
bidir. Zam ile ruhbaniyyeten de okunmuştur, sanki ruhbana mensup
demektir. O da rahib'in çoğuludur, tıpkı rakib ve rükban gibi. "Onu
üzerlerine biz yazmadık" onlara biz farz kılmadık "ancak Allah'ın
rızasını aramak için" bu da istisna-i munkatıdır yani fak.at Allah'ın
nzasıru aramak için onlar uydurdular demektir. İstisnanın muttasıl
olduğu da söylenmiştir, çünkü mak.etebnaha aleyhim onu biz ibadet
kılmadık demektir. Bu, vacip olanı bertaraf ettiği gibi - ki ondan kast
edilen azabın defidir - mendup olanı da bertaraf eder - ki ondan kast
edilen de Allah'ın rızasını kazanmaktır - bu da kendileri icat ettiler
sözüne muhalif düşer. Meğerki onu kendileri icat ettiler, sorıra ona
çağırdılar demek istensin ya da kendileri icat ettiler demenin mana-
sı kendileri ortaya koydular ve onu yapnlar, yoksa kendi kafalarından
uydurdular demek değildir. "Ona da riayet etmediler" hepsine riayet
etmediler demektir "hakkı ile riayet etmediler'' ona yani ruhbanlığa
üçlemeyi, isa'nın tek İlah olduğunu, gösterişi, Muhammed aleyhis-
salat vesselam'ı ink!r etmeyi ve benzerlerini ilave etmekle yaptılar.
"İman edenlere verdik" doğru şekilde iman edenlere ki Muhammed
sallallahu aleyhi ve sellem' e iman da buna dahildir ve ruhbanlığın hu-
kukunu gözetenlere "onlardan" ona yani İsa'ya tabi olduklarını söy-
leyenlerden, bunlara "miiktfatlarını verdik. Onlardan çoğu da fasık
lardır" tabi olma durumundan çıkanlardır.
28- "Ey o iman edenler'' geçmiş peygamberlere "Allah'tan korkun"
sizi yasakladığı şeylerde "ve Peygamberine iman edin" Muhammed
aleyhissalat vesselam'a "size ilci pay versin" iki hisse versin "rahme-
tinden" Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e iman ettiğiniz ve
ondan öncekine de iman ettiğiniz için. Geçen dinlerinden dolayı se-
vap almaları akla uzak değildir, o din mensuh olsa da islam'ın bere-
keti ile alabilirler. Şöyle de denilmiştir: Hitap Efendimizin asrındaki
Hıristiyanlaradır. "Size onunla yürüyeceğiniz bir nur versin" bundan
"nurları önlerinde koşar" (Hadid: 12) kavlinde zikredilen nuru murat
etmiştir ya da Cenab-ı Allah'ın kutsal huzuruna götüren hidayeti mu-
rat etmiştir. "Ve sizi bağışlasın" küfür ve isyanlannızı ''Allah çok ba-
ğışlayıcı, çok esirgeyicidir".
,
• , • I 1, , J; --: , • ,
4 4llJl'1ılJ ... ~~
•
r-7°)1 ~)1 ~I - ' • - 1
;
~~~~ıJ.i~~f' 8 ~~~~\.S~~
,,, J. ... . . Jı, , ,
, 1 ...
' , . ... .
, , "' ..., :; , ,,,,. ,,
"' , ~ , . .
~~~ ~::,fo.C~~~J\..)~~IJ,\..~4111 J J ~ı
~~~'~'~::r-~,J~;~ı 0r-~~~~~,~~
~- :, a::~ ~\~:ı;j\~ ~'fa ~;..~J ~ ı; l..! ~;;..
, ,
r~"\ ~I ...!..i
,
~
, . .
...
... ,,,.
, ... "'
ı.s
'
\~/ - 1 IJ;
7 - Görmedin mi, Allah göklerde ve yerde ne varsa, blllr. Oç ki'i-
nln fısıltısı olsa, mutlaka o, dördüncilleridlr. Beş kişinin olsa, mut-
laka o, albncılandır. Bundan daha az ve daha çok da olsa, mutlaka o,
nerede olsalar, onlarla beraberdir. Sonra da onlara yaptıklarını kı
yamet gününde haber verir. Şüphesiz Allah her şeyi pekiyi bilendir.
8 - Fısıltı ebnekten yasaklanıp da sonra yasaklandıktan şeye
geri dönenleri ve günahla düşmanlıkla ve Peygambere isyanla fı
sıldaşanlan görmedin mit Sana geldllderl zaman seni Allah'ın se-
lamlamadığı şeyle selamlarlar ve içlerinden: "Dediğimiz şeyle Allah
bize azap ebnell değil miydlT" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya
girecekler. Orası ne kötü dönüt yerldlrl
.............., , , .......
~~~
12 - Ey o iman edenler, Peygamberle gizli konu,tuğunuz zaman,
gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha ha-
yırlı ve daha temlz.dlr. Eğer bulam87.Sanız, şüphesiz Allah çok b*'-
layıcı, çok eslrgeytcldlr.
13 - Glzll konuşmanızdan önce sadakalar takdim etmekten
korktunuz mut Mademki yapmadınız, Allah da size tövbe nasip etd,
öyleyse namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a ve Resul'üne
itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
l 4-Allah'ın gaz.ap ettiği bir kavmi dost edinenleri görmedin mit
Onlar; ne sizden ne de onlardandır. Onlar bilerek yalan üzerine ye-
min ederler.
15; 16- 'Mah onlar için bir azap hazırladı" çok şiddetli bir azap
çeşidi demektir. "Gerçekten onların yapnklan ne kötüdür!" kötü
amel üzerinde idman yaptılar ve onun üzerinde ısrar ettiler. "Yemin-
lerini edindiler'' yaptıkları yeminlerini, kesre ile iman da okunmuştur
ki dıştan gösterdikleri imanlarını demektir "kalkan edindiler" malla-
rını ve canlarını korumak için engel yaptılar. 'Mah'ın yolundan çe-
virdiler'' o emniyet içinde insanları kışkırtma ve soğutma ile Allah'ın
dininden çevirdiler. ''Artık onlar için alçaltıcı bir azap varılır" bu da
azaplarını başka şekilde niteleyen ikinci tehdittir. Şöyle de denilmiş
tir: Birincisi kabir azabıdır, ikincisi de ahiret azabıdır.
17- "Ne mallan ne de evladan onlardan Allah'tan hiçbir şey sav-
mayacaktır. İşte onlar ateşin arkadaşlandır. Onlar orada ebedi kala-
caklardır'' benzeri ve açıklaması yukarılarda geçmiştir.
18- "Hatırla o günü ki Allah onlan toptan dirlltecek; ona yemin
edecekler'' yani Müslüman olduklarına dair Allah'a yemin edecekler
"size yemin ettikleri gibi" dünyada ve sizden olduklarını söyledikle-
ri gibi. "Kendilerinin bir şey oldulclannı sanıyorlar'' yalan yemin et-
mekle, çünkü münafıklık içlerine öyle yerleşmiştir ki yalan yeminleri
dünyada size karşı geçerli olduğu gibi ahirette de Allah'a karşı geçerli
olacağını hayal etmişlerdir. "Bilin ki gerçekten onlar yalancıların ta
kendileridir" yalanın son sınırına ulaşmışlardır, öyle ki gizliyi de açığı
da bilen Allah'a karşı yalan söylüyor ve ona yemin ediyorlar.
19- "İstahveze aleyhimüş şeytanu (şeytan onlara baldın oldu)"
onları istila etti, bu da hüztül ibile ve ahveztüha deyiminden gelir ki
devenin üzerine binmektir. İstahveze fiili aslı üzere kalmış ve i'lal ol-
mamıştır (istehaze denilmemiştir). "Onlara Allah'ın zikrini unuttur-
du" onu ne kalpleri ne de dilleri ile zikretmezler. "İşte onlar şeytanın
partisidir" askerleri ve uyruklarıdır. "Bilin ki şeytanın partisi ziyan
edenlerin ta kendisidir" çünkü ebedi nimeti kaçırdılar ve kendilerini
sonsuz azaba maruz bıraktılar.
20; 21- "Şüphesiz Allah'a ve Peygamberine muhalefet edenler,
işte onlar alçakların arasındalar'' Allah'ın mahlukatının en hor alan-
lan arasındalar. 'Mah yazdı" Levh-i Mahfuz'da "elbette ben ve pey-
gamberlerlm galip olacağız" yani delille, Nafi ile İbn A..nir ye'nin fethi
ile ve rüsüliye okumuşlardır. "Şüphesiz Allah çok güçlüdür" peygam-
berlerine yardıma gücü yeter "mutlak galiptir'' hiçbir şey onu mura-
dında mağlup edemez.
58 / MÜCADELE SURESİ 5.CILT
224
J, ,,,., • ,, , , , --;-- ,
:ii • ı 1 • I I• I e I '*'"" " ' ' ~
~~~~J~ÇJJ; ~~\JcJlf~l~Jiı.i.~ J :~
J , , • I e..- 1, , .1., , , ı , e' • ,,,. o , o o ,
22- ''Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kavmi, Allah'a ve Pey-
gamberine muhalefet eden kimselere sevgi besler bulamazsın" yani
onları Allah'ın düşmanlarını sever bulamazsın, maksat onları sevme-
leri yaraşmaz demektir. "İster ki babalan yahut oğullan yahut kar-
deşleri veyahut akrabaları olsunlar'' ister ki muhalefet edenler onla-
rın en yakınları olsunlar. "İşte onların" yani anlan sevmeyenlerin ''Al-
lah kalplerine imanı yazdı" onu oraya tespit etti. Bu da amelin iman
methumuna dahil olmadığının delilidir. Çünkü kalpte sabit olan şeyin
parçası da onda sabit olur. Organların amelleri ise onda sabit değil
dir. "Onları kendinden bir ruh ile destekledi" yani Allah katından ki
o da kalbin yahut Kur'an'ın veyahut düşmana karşı zaferin nurudur.
Minhu zamirinin imana gittiği de söylenmiştir, çünkü o (iman) kalbin
hayatına sebeptir. "Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere so-
kacak, orada ebedi kalacaklar. Allah onlardan razı oldu" itaat etme-
leri nedeniyle "onlar da ondan razı oldular'' kaza ve kaderine yahut
kendilerine vaat ettiği sevaba. "İşte onlar Allah'ın partisidir'' ordusu
ve dininin yardımcılarıdır. "Bilin ki şüphesiz Allah'ın partisi, onlar
muratlarına erenlerdir" iki dünyanın hayrını kazananlardır. Peygam-
ber sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim Mücadele suresini okursa, kı
yamet gününde Allah'ın partisinden yazılır.
- - - - ( flı'ıfj. ) : - - - - - -
59 / HAŞR SURESİ
Medine'de inmiştir.
24 ayettir.
59 / HAŞR SURESİ 5.CILT
226
--~---~
•
~~,~~'~'
, ' .... ,
.
,
JA G) ~liiJIJAJ~J'İlı..l,L.J~r:_..Jlı..1,L.~~
1
,, , ,• •"• ı'"', :i,,.,--':;
J~'İ,
,
~.h~
, ::r: '::"'~' Jal
,
'-7: ı_,;s ~f 1 ~ ~~'
~~ r•:~c. ~, 'fo~
, ,, , ,, , , , ,. , • , , ..... • ı, , , '....... 1 ,
2- "O ki, kitap ehlinden kifirleri, ilk sürgün için yurtlarından çı
kardı" yani ilk sürgünde Arabistan yarımadasından çıkardı demektir.
Çünkü daha önce başlarına böyle bir şey gelmemişti. Ya da savaş için
ilk toplanmalarında veyahut Şam'a sürgünleri için demektir. Son sür-
günleri de Hazreti Ömer radıyallahu anh'in anlan Hayber'den Şam'a
sürmesidir ya da insanların Şam'a ilk toplanmasında demektir ki son
toplanmaları da kıyamet kopacağı zaman orada toplanmalarıdır, sür-
gün orada gerçekleşecektir ya da doğudan bir ateş çıkacak onları ba-
uya sürecektir. Haşr bir topluluğu bir yerden başka yere çıkarmak.ur.
"Çıkacaklarını 7.alllletmediniz" çetin savaşçı ve direnişçi olmaların
dan dolayı. "Onlar da kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını
7.allllettller'' yani kaleleri anlan Allah'ın azabından korur zannettiler.
Nazmın değişmesi, haberin başa alınması ve cümlenin zamire isna-
dı; kalelerine çok güvenmelerinden, o nedenle de kendilerinin güçlü
ve yaklaşılmaz olduklarına inanmalarındandır. Husunuhum kavlinin
maniatuhum kavlinin faili olması da caizpir. 'Mah onlara geldi" yani
onun azabı geldi demektir ki o da korku ve sürgüne zorlanmalarıdır.
Şöyle de denilmiştir: Zamir müminlere racidir yani onlaraAllah'ın yar-
dımı geldi demektir. featahümüllahu da okunmuştur ki Allah onlara
azabı yahut zaferi verdi demektir. "Hesap etmedikleri yerden" çünkü
kendilerine çok güveniyorlardı "ve kalplerine korku saldı" kalplerini
korku ile doldurdu. "Evlerini kendi elleriyle harap ediyorlar'' Müslü-
manlara bırakmamak ve beğendikleri malzemelerini almak için ''ve
müminlerin elleriyle" onlar da Yahudileri kızdırmak ve savaş alanını
genişletmek için dış bölümlerini tahrip ediyorlardı. Bunun eydihi.m' e
atfı şundandır; çünkü Müslümanların tahribi de onların antlaşmayı
bozmalarının sonucuydu. Sanki Müslümanları bu işte kullanmış gibi
oldular. (Yuhribune) cümlesi ha.Idir ya da ru'b'un (korkunun) tefsiri-
dir. Ebu Amr şedde ile yuharribune okumuştur ki bu teksir binasından
olduğu için daha mübalağalıdır. Şöyle de denilmiştir: ihrab bir şeyi
muattal (işlevsiz) yahut harap bırakmaktır, tahrip ise yıkılmaktır. "Ey
basiret sahipleri ibret alın" onların hallerinden öğüt alın da haksız
lık etmeyin ve Allah'tan başkasına güvenmeyin. Bu, kıyasa delil olarak
gösterilmiştir; çünkü o, bir halden diğer hale geçilmesini ve ona aynı
hükmün verilmesini emretmiştir. Çünkü aralarında bunu gerektiren
ortak nokta vardır. Nitekim bunu usul kitaplarında anlatmış bulunu-
yoruz.
3- Eğer Allah onların üzerine sürgünü yazmasa idi, mutlaka on-
lara dünyada azap ederdi. Onlar için Ahirette ateş azabı vardır.
4- Sebebi tudur; çünkü onlar Allah'a ve Peygamberine karşı gel-
diler. Kim Allah'a karşı gelirse, tüpheslz Allah azabı çetin olandır.
5 - Hurma ağacından ne kestiniz yahut kökleri üzerinde dlldll
bıraktuuzsa, (hepsi) Allah'm lzn1 iledir. (Bir de bu), fasıldarı perişan
ebnesl içindir.
6 - Allah'ın, onlardan peygamberine ganimet verdiği feylere ne
at ne de deve sünnedlnlz. Ancak Allah, peygamberini dilediğine
musallat eder. Allah her tefe kadirdir.
, ~ ,, \,.
, ,
~h ~ :_} J_.~
, '
il J.ı~ ~I~ J~I~ ~~I ~:i)~
, ,
1 __,, .. I __,, ı , • _,
ıJy.-.! ~1_,.-IJ
,
~J~
,
~ l~f-1
,
~;ili ~ç.~I ~1.;.tl!
, , , ..... , - ,, • ,, 1 ,, " • ,,
hissalat vesselam Efendimiz beşte biri böyle taksim eder, kalan dört
beşte biri de istediği gibi harcardı. Şimdi bu durum zikredilen ihtilaf
üzeredir. "Olmasın diye" yani fakirlerin hakkı olan ganimet olmasın,
Hişam bir rivayette te ile (tekune) okumuştur. "içinizden zenginler
arasında dolaşan bir şey olmasın" duvle zenginlerin dolaşnrdığı ve
onların arasında dolaşan şeydir, nitekim cahiliye halkı öyle yaparlar-
dı. Devleten de okunmuştur ki ganimet onların arasında tedavül eden
bir şey olmasın demektir ya da duvlet aranızda zorla alınan (gücü ye-
tenin aldığı) bir şey olmasın demektir. Hişam ref ile duvletü okumuş
tur ki kAne tfunme olur yani ortaya cahiliye devleti çıkmasın demek-
tir. "Peygamber size ne verdi ise" ganimetten ne verdiyse yahut ne
emrettiyse demektir "onu alın" çünkü size helaldir ya da ona sanlın,
çünkü ona itaat etmek vaciptir. "Sizi neden men etti ise" almasını ya
da yapmasını, "ona son verin" onu almaya ya da yapmaya. ''Allah'tan
korkun" Resul'üne muhalefet etmekten. "Şüphesiz Allah'ın azabı çe-
tindir" muhalefet edene.
8- "Bunlar fakir muhacirler içindir de" bu da lizilkurba'dan ve
üzerine atfedilenlerden bedeldir; çünkü Resul'e fakir denilmez. Kim
de akrabaların zenginlerine verirse bedeli ondan sonraki ve ganime-
ti de Nadiyr oğullarının ganimeti ile tahsis etmiş olur. "Bunlar yurt-
larından ve mallarından çıkarıldılar'' çünkü Meleke kMirleri anlan
çıkardılar ve mallarını aldılar. ''Yebteğune (onlar Allah'tan bir lütuf
ve rıza istiyorlar)" bu da çıkarılmalarını kayıt altına alan bir haldir,
şanlarını yüceltmek içindir. "Allah'a ve Peygamberine yardım ediyor-
lar!" Carılarıyla ve mallarıyla yardım ediyorlar. "işte onlar sadıkların
ta kendileridir" imarılarında samimi olanların.
232 59/HAŞRSURESI - - - - - _______s_.c_ıT
.........., , ,
, , ,
• , "' , , • ,, J 1 ,,
, , " t_ I • • , , • , e :;i ,, ,
.. ' uı ~~
. iuı ~~I. Jı ~, .. ~;
.........._,,. ' Jı
,, JJ ~.,
- - ,
,
_, 1 J, , , , _,., , ,
'l.J 0:9
1 "', ,
16- "Şeytanın
durumu gibi" yani münafıklann Yahudileri savaşa
kışkırtmalan şeytanın durumu gibidir, "hani, insana: "Kafir ol" de-
mişti. Onu küfre teşvik etti, tıpkı amirin memuru teşviki gibi. "O da
kAflr olunca: "Şüphesiz ben, senden uzağım. Şüphesiz ben Alemlerin
Rabbi Allah'tan korkanın" demişti" azapta ona ortak olur korkusu ile
ondan uzaklaştı, bunun da ona faydası olmadı, nitekim şöyle demiş
tir:
S. CİLT 59 / HAŞR SURESİ 237
,
ı
,,,, •
.. . . J!,;.\11 ~,
~ .J""4' ,
,,, I .... "". , •
.J , ,- , ,
,,
..111 ~ ;r ~~
21- "Eğer
biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, elbette
onu Allah'ın korkusundan baş eğmiş, parçalanmış olarak görür-
dün". Bu da "gerçekten biz emaneti göklere ve yere sunduk" (Ahuıb:
72) ayeti gibi temsili ve hayalidir. Bunun içindir ki arkasından: "İşte
bu misalleri insanlara veriyoruz, belki düşünürler" demiştir. Çüıiıc.ü
işaret buna ve bunun gibileredir. Maksat insanoğlunu Kur'an okun-
duğu zaman kalbinin kaulığından ve onu az düşünmesinden dolayı
S. CİLT 59 / HAŞR SURESi 239
e I , I J , e I I , e, e ,,.....,. :i ,~, - , e , , e I e I e, 1 ,
vardır; onu kendisinden alın; eğer diretirse boynunu vurun, dedi. Ona
orada yetiştiler, kadın inkar etti; onlar da geri dönmek istediler. Haz-
reti Ali radıyallahu anlı kılıcını sıyırdı, o da mektubu saç örgülerinin
arasından çıkardı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Haub'ı ça-
ğırtn; o da: Ya Resulallah, Müslüman olduğumdan itibaren inkar et-
medim, tasdik ettikten sonra da seni aldatmadım. Ancak ben Kureyş'e
sonradan kanlan birisiyim; onların arasında ailemi himaye edecek biri
yoktur. Ben de onlara bir iyilik yapmak istedim. Çok iyi biliyorum ki
mektubumun onlara bir faydası olmayacak.ur, dedi. Resulullah sallal-
lahu aleyhi ve sellem onu doğruladı ve mazeretini kabul etti. "Onlara
sevgi ulaşbnyorsunuz I gösteriyorsunuz" yazışma ile onlara sevgi be-
lirtiyorsunuz. Bilmeveddeti'deki be edau zaittir ya da sevgi nedeniyle
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in haberlerini ulaşunyorsunuz.
Tülkune cümlesi la tettehizu'nun failinden haldir ya da evliyae lafzının
dolaylı sıfatıdır. Onda zamire ihtiyaç yoktur, çünkü zamir isimde şart
tır, fiilde değil (bu da fiildir, tülkune). "Ve kad keferu (oysa onlar size
gelen hakkı inkAr ettiler)" bu da iki fiilden (latettehizu, tülkune) bi-
rinin failinden haldir. "Tuhricune (Peygamberi ve sizi yurtlarınızdan
çıkarıyorlar)" yani Mekke'den demektir, bu da keferu'dan haldir ya da
onu açıklamak için yeni söz başıdır. "En tü'minu (iman ettiğiniz için)"
bien tü'minu bihi (demektir, be sebebiyet içindir). Bunda muhatap
gaipten çok kabul edilmiştir, mütekellimden (adüvvi) gaibe (billahi)
geçilmesi, imana kemalini kazandıran şeyi (Allah ismi celalini) göster-
mek içindir. "Eğer çıktınızsa" yurtlarınızdan "benim uğrumda cihat
etmek ve rızamı kazanmak için" bu da yurttan çıkmanın illeti ve şartın
da dayanağıdır. Şartın cevabı ise mahzuftur, ona da latettehizu delalet
etmektedir. "Tüsirrune lleyhim bllmeveddeti (içinizde onlara sevgi
saklıyorsunuz)" bu da tülkune'den bedeldir ya da yeni söz başıdır, ma-
nası da: Onlara sevgi beslemede yahut haber vermede ne çıkarınız var,
demektir? "Ben sizin gizlediğin.izi de açıkladığınızı da pekiyi bilirim"
yani sizden daha iyi bilirim, demektir. Şöyle de denilmiştir: A'lemü
fiil-i muzaridir, be de zaittir, ma edatı da mevsule yahut mastariyedir.
"Sizden kim bunu yaparsa" yani düşmanı dost edinme işini yaparsa
demektir "gerçekten doğru yoldan sapmıştır" yolunu şaşırmıştır.
2- "Eğer sizi ele geçirirlerse" size karşı zafer elde ederlerse "size
düşman olurlar" onlara sevgi beslemeniz size fayda sağlamaz "ve size
ellerini ve dillerini kötülükle uzatırlar'' sizi üzecek şey yaparlar, me-
sela öldürmek ve kötü söylemek gibi. "Ve kifir olmanızı isterler" din-
den dönmenizi temenni ederler. Yalnız veddu fiilinin mazi sıygası ile
gelmesi, bunu her şeyden çok istediklerini ve sizi ele geçirmeseler de
sevgilerinin mevcut olduğunu göstermek içindir.
60 / MOMTEHİNE SURF.Sl 5. ClLT
244
- - - - - - - - -- --··----
, ~ -Q.... . .
, " , , , :; , ,
(D. •-'-
, .t\
, •' , , •"' , •' ,
. .ili,
--"!
v·, ,
~ • 'J ~,) ~
~IJ • ~IJ
- , \::;\ -,
I , e I , • , e, " ~ ~, ~" , ' • ı , I , ,
3- ''Akrabalarınız
size fayda vermez" yakınlarınız "ne de evlatla-
nnız'' onlar için müşriklerle dostluk kurduğunuz evlatlarınız ''Allah
kıyamet gününde aranızda hüküm verir'' karşılaştığınız korku nede-
niyle sizi ayınr; bazınız bazınızdan kaçar. Öyleyse size ne oluyor da
yarın sizden kaçacak olan kimseler için bugün Allah'ın hakkını red-
dediyorsunuz? Hamze ile Kisai sad'ın kesri ve şeddesi, fe'nin de fethi
5.CILT 60 I MüMTEHfNE SURESi
-------
245
r
.. ., J ' ""' ... ,,,,
rsY:f~~~IJrsA~~~ı~::uı~~
---- , •ı ı /, I , ' ;;;i : ı"" ';-' ıJ, ı J ·- ı , ıJ , 1
t,~) ıJ~l~~~~fe~J~)jJ~;>-\.~~~\l;J
6 - Ant olsun, gerçekten sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü
umanlar için onlarda güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevtrlne, şüp
hesiz Allah, o zengindir, övgüye layıktır.
7 - Umulur ki Allah sizinle onlardan düşmanlık ettiğiniz kimse-
ler arasında bir dostluk kılar. Allah hakkıyla kadirdir. Allah çok ba-
ğışlayıcı. çok esirgeyicidir.
8 -Allah sizi sizinle dinde savaşmayanlara ve sizi yurtlarınızdan
çıkarmayanlara lyillk etmenizden ve onlara adil davranmanızdan
men etmez. Şüphesiz Allah adil davrananları sever.
9 -Allah sizi ancak dinde sizinle savaşanlara, sizi yurtlarınızdan
çıkaranlara ve çıkanlmanız için arka çıkanlara, onlara dostluk et-
menizi men eder. Kim onlarla dostluk ederse, işte onlar, evet onlar,
zallmlerdlr.
6- "Ant olsun, gerçekten sizin için, onlarda güzel bir örnek var-
dır'' bu da İbrahim'i örnek almayı daha çok özendirmek için tekrar
edilmiştir. Bunun içindir ki başına kasem geçirilmiş ve '~ah'ı ve ahi-
ret gününü umanlar için" kavli (yukarıdaki) "lekürn (sizin için)" kav-
li ile yer değiştirmiştir. Çünkü şunu göstermektedir ki bir müminin
anlan örnek almayı bırakması yaraşmaz. Çünkü onu terk etmek aki-
de (inanç) bozukluğunu alda getirir, bundan dolayıdır ki arkasından:
"Kim yüz çevirirse, şüphesiz Allah, o zengindir, övgüye layıktır" de-
5. CİLT 60 I MÜMTEHİNE SURESİ 247
.............., .... J •J oıo"' -::; ', I ;:;, J., ........ -;",,, • eJJ ""•""
10- "Ey o iman edenler, ~er mümin kadınlar hicret ederek sw.e
gelirlerse, onlan sınayın" imanda kalplerinin dillerine uygun olduğu
na inanacağınız şekilde onları imtihan edin. ·~nah onların imanları
nı pekiyi bilir" çünkü o kalplerindekinden haberdardır. "Eğer onların
müminler olduklarını bilirseniz" elde etmeniz mümkün olan bilmek
de yemin ve işaretlerin görünmesiyle zann-ı galiptir. Buna ilim de-
mesi onunla amelin vacip olmasında ilim gibi olmasındandır. "Eğer
onların müminler olduklarını bilirseniz, onlan kAfirlere geri dön-
dürmeyin" yani kafir kocalarına demektir. Zira "ne onlar (kadınlar)
5. CİLT 60 I MÜMTEHİNE SURESİ 249
•
~~,~~'~'-~~~~~~~---:;
,,,. , • ,,,. ~ ' o,,,. ., .... , • ' :;; ... ,,,. ', ,,,. , , , ,
J\.i ~IJ <ti~~~ ~~ ,....;lS l&..P ~ j ~_,L~
.• , •, ' , , ,,,. - , , , , .... o , ,,,. , ,., , • ,,,. , • ,,,.
,,,. '-..,.,_,/ ' - v 1, ' \
1
,,,,.
BISMİLLAHİRRAHMANİRRAHIM
l - Göklerde ve yerde olan her şey Allah'ı tespih etti. O mutlak
galip, hikmet sahibidir.
2 - Ey o iman edenler, neden yapmadığınız şeyleri söylüyorsu-
nuz?
3 - Yapmadığınız şeyleri söylemek, Allah kabnda buğuzca bü-
yüktür (büyük günahbr).
4 - Şüphesiz Allah, kendi yolunda saflar halinde kenetlenmiş bir
yapı gibi savaşanları sever.
5 - Hani, Musa kavmine: "Ey kavmim, niçin bana eziyet ediyor-
sunuz, oysa benim size gönderilen Allah'ın elçisi olduğumu blllyor-
sunuz?" demişti. Onlar eğril.ince, Allah da onların kalplerlnl eğri.itti.
Allah fasıldar topluluğuna hidayet etmez.
ğunlukla harf-i cer ile kullanıldığı zaman elifi atılır, çünkü birlikte çok
kullanılır, bir de harf dahil olduğu şeyle beraber aynı şeye delalet eder
(elif atılsa da aynı görevi yapar).
3- "Kebure matken (yapmadığınız şeyleri söylemek, Allah katın
da buğzca daha büyüktür)" makt şiddetli buğuzdur, nasbı da temyiz
olaraktır, şunu göstermek içindir ki bu sözleri, yanında her büyüğün
küçük kaldığı Allah yanında büyüktür, bu da yasağı abartmak içindir.
4- "Şüphesiz Allah kendi yolunda saflar halinde savaşanları se-
ver" saffen mustaffine demektir ki mastardır, sıfat (hal) olarak kulla-
nılmıştır. "Kenetlenmiş bir yapı gibi" arada açıklık olmadan yanaşık
düzenli binalar gibi. Keennühüm birinci haldeki gizli zamirden haldir.
Rass (marsus) binanın birbirine bağlı ve müstahkem olmasıdır.
5- "Ve iz kale musa (hani, Musa kavmine demişti)" burada üzkür
yahut kane keza (şöyle şöyle olurdu) kavli gizlidir. "Ey kavmim, niçin
bana eziyet ediyorsunuz?" isyarıla ve yumurta (husye) şişkirıliği ile (fı
tıkla). "Oysa benim size gönderilen Allah'ın elçisi olduğumu biliyor-
sunuz" Allah'ın Resul'ü olduğumu mucizelerle biliyorsunuz. Cümle
inkarı tespit eden haldir; çünkü onun peygamberliğini bilmek, ona
tazim etmeyi ve eziyet etmenin yasak olmasını gerektirir. Kad edatı da
bilgiyi sağlamlaştırmak içindir. "Onlar eğilince" haktan ''Allah da on-
ların kalplerini eğriltti" onları hakkı kabul etmekten ve doğruya yö-
nelmekten çevirdi. '~ah fasıklar topluluğuna hidayet ebnez" hakkı
tanımaya ya da cennete hidayet etmez.
61 /SAF SURESi 5.ClLT
256
_,,,. _.,,, , .
(J~~ ~' '1ıı J;;, Jı ~(~ı;. 4~~ :;.ı ~J\; ~J
, , ,, 1'"' ' , ' ,.. l
1
• , ,, _,,,.
~
,,J.
,, • ,,. ,-""
•'• "'J', ("""',,. .. ,_._:t, :; ,,,,. •. . , ,
r--~Wi~~~~ ~ı.l~ -~~ 'J'f-:'J~Jy ~C>J!;.]!!
, , .... • ~ ' ""• ,,,. • ", - , - • ... 1 ' , , ,.
, , ,
• , ,,, • , ,, 1 , ~ , /, : - : ~ , • , • , , • , , - , ,,
(:) ~'
~-,
r.'~ (f, ~~-~ j.J.:ı:.;,
,~-
Js-
6 - Bir zamanlar Meryem ollu lsa: "Ey İsrail oğulları, şüphesiz
ben size, önümdeki Tevrat'ı tasdik edici ve benden sonra gelecek
Ahmed adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderilen Allah'ın el-
çisiyim" demişti. (Ahmed) onlara gelince: "Bu, açık bir sihirdir" de-
diler.
7 - lslam'a davet edlllrken Allah'a yalan uydurandan daha zalim
kimdirt Allah zalimler topluluğuna hidayet etmez.
8 - Onlar Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar; oysa
Allah, kiflrler istemese de nurunu tamamlayacaktır.
9 - O ki, Peygamberini hak ile gönderdi ki, onu bütün dinlere üs-
tün kılsın, müşrikler istemese de.
l O- Ey o iman edenler, sizi acıklı bir azaptan kurtaracak bir tica-
ret göstereyim mit
6- "Bir zaman Meryem oğlu isa: "Ey israil oğullan, demişti" bel.ki
de, Musa aleyhissalat vesselam gibi, ey kavmim, dememesi, soy bakı
mından onlara mensup olmamasındandır. "Şüphesiz ben size, önüm-
deki Tevrat'ı tasdik edici ve müjdeleyici olarak gönderilen Allah el-
çisiyim" benden önce geçen Tevrat'ı tasdik ederek ve benden sonra
gelecek elçiyi müjdeleyerek demektir. İki halde de (musaddikan ve
S.dLT 6 ı / SAF SURF.St 257
~JJ ~ ıJ~ji
1 I 1 '.-e' • I ' :ı I •'' eI ""'e' ı , , / , I"
~~~;~~ı_,~ı_,.~~l~~~~J
, ,, ~ ,
~~~~~b:-~.J~~:(JA
, , , - , r~ ,- , 0 ~_;.ı:;
~ . ..
, ... , , , ' . ... ...,
@ ~I j)All ~~ ~J.s, :=-'~ d, ~ ~~JJlf;\11
.
,,. , , ,, , , '• ~... ~, .
.
. , , . . ,
© ~}JI fj~~~~I ~~ Q~ ~';.ı~
11 - Allah'a ve Peygamberine iman edersiniz ve Allah yolunda
mallarınızla canlannızla cihat edersiniz. işte bu, eğer blllrsenlz, si-
zin için daha hayırlıdır.
12 - {Böyle yapın ki) günahlannızı bağışlasın ve sizi altlarından
umaldar akan cennetlere ve Adn cennetlerinde pek hoş meskenlere
glrdlrsin. işte büyük başarı budur.
13 -Ve size seveceğiniz başka bir {nimet daha versin): Allah'tan
yardım ve yakın bir fetih. Miimlnleri müjdele.
•
;
,
LA~
' . .(J ~, ~_'.ıfJI
, , :; . l_F
,, -' ~,
~~I J:.. (l) ~I
. :; ,,, ,
BISMILI.AHIRRAHM.ANtRRAHIM
1 - Göklerde ve yerde olan şeyler; mülk sahibi, kutsal, mutlak ga-
lip ve hllanet sahibi Allah'ı tespih eder.
2 - O ki, ümmilerin içinde kendilerinden, onlara ayetlerini oku-
yacak, onları temlzleyecek ve onlara kitabı ve hllanetl öğretecek bir
Peygamber gönderdi. Gerçi onlar önceden elbette apaçık bir sapık
lık içinde idiler.
3 - Onlardan başka henüz kepdllerine yetlşmeyenlere de. O (Al-
lah) mutlak galip, hllanet sahibidir.
4- Bu, Allah'ın lütfüdür; dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahi-
bidir.
5 - Tevrat'ı yüklenip de sonra onu taşımayanların misali, koca
kitaplar taşıyan eşeğin mlsallne bemerler. Allah'ın ayetlerini yalan-
layan o kavmin misali ne kötüdür! Allah zallmler topluluğuna hida-
yet etmez.
lip ve hikmet sahibi Allah'ı tespih eder". Bu dört sıfat medh üzere ref
ile okunmuşlardır: Hüvel melikü ... gibi).
2- "O ki, ümmilerin içinde gönderdi" yani Arapların içinde de-
mektir; çünkü onların çoğu okuyup yazmıyorlardı. "İçlerinden bir
Peygamber" kendileri gibi bir ümmi "onlara ayetlerini okuyacak"
kendileri gibi ümmi olduğu, okuma ve eğitim almadığı halde "onla-
rı temizleyecek" itikat ve amel kirlerinden ''ve onlara kitabı ve hik-
meti öğretecek" Kur'an'ı ve şeriatı yahut nakli ve akli din bilgilerini
demektir. Eğer bundan başka bir mucizesi olmasaydı yine de yeterdi.
"Gerçi onlar önceden elbette apaçık bir sapıklık içinde idiler" şirkten
ve cahiliye pisliklerinden. Bu da kendilerini irşat edecek bir peygam-
bere şiddetle muhtaç olduklannı açıklamakta ve Peygamberin bir öğ
retmenden öğrendiği vehmini izale etmektedir. "İn" edan (inne'den)
tahfif edilmiştir, lefi'deki lam da bunu göstermektedir.
3- "Ve üıarine minhüm (onlardan başka)" bu da ümmiyyine'ye
matuftur ya da yalemühüm'deki mansuba matuftur, onlar da ashap-
tan sonra günümüze kadar gelecek olanlardır. Çünkü onun daveti ve
öğretisi hepsini içine alır "henüz kendilerine yetişmediler" henüz
onlara katılmadılar, ileride katılacaklardır. "O (Allah) mutlak galiptir"
ona bu harikulftde imkaru verdiği için "hikmet sahibidir" onu seçi-
minde ve ona öğretiminde.
4- "Bu, Allah'ın lütfüdür" onu akranlarından ayıran bu lütuf
Allah'ın ihsanıdır "onu dilediğine verir" lütuf ve ikram olarak '~ah
büyük lütuf sahibidir" öyle ki onun yanında dünya nimetleri yahut
Ahiret nimetleri veyahut ikisi de küçük kalır.
5- "Tevrat'ı yüklenenlerin misali" öğrenip de onunla amel etme
mükellefiyetinde olanların misali "sonra onu taşımayanlann misa-
li" onunla amel etmeyenlerin veyahut ondan istifade etmeyenlerin
misali "koca kitaplar taşıyan eşeğin misaline benzer" ilim kitapları
taşıyıp da onu kaldırmaktan yorulan ve ondan yararlanmayan eşeğin
misali gibidir. Yahmilü lafzı haldir, amili de mesel'ın manasıdır ya da
yahmilü sıfatur, çünkü belli bir merkep kast edilmemiştir. '~ah'ın
ayetlerini yalanlayan o kavmin misali ne kötüdür!" yani yalanla-
yarılann misali demektir ki orılar da Allah'ın Muhammed aleyhissalat
vesselam'ın peygamberliğini gösteren ayetlerine inanmayan Yahudi-
lerdir. Ellezine ism-i mevsulunun kavmin sıfatı, mahsus bizzemmin
de mahzuf (mislehüm) olması da caizdir. ·~ah zallmler topluluğuna
hidayet etmez".
62 / CUM'A SURESi 5. C!LT
264
-I ,, ""
J! l~~lry.~;p(s~y
• , • , ,, , , • • .... • 1 :iii , ,
ü!
- , .... '
l_,:..I ~l~I~
, • ,- ,,,, , -
, , , , , , 1 .ı. ,. •
,~~ 8 ~~ r~~( ~~~ ~~~~''J~~ ~'.f~
' • , • , ""'• , • .... • , , • ,, , \ :iii , ,
,
Jı\ J.Ai
,
~ l~IJ ~J~I ~ IJJ :·;li ö_,ı..:aJI ~- _ f';
,
8 ~~ ~ I~ '4'ıl IJ~~I~
6- De ki: Ey o Yahudi olanlar, eğer siz, insanlardan başka Allah'ın
dostlan olduğunuzu iddia ediyorsanız, eğer doğru söylüyorsanız,
ölümü temenni edin.
7 - Ellerinin öne sürdütü şeyler sebebiyle onu asla temenni et-
mezler. Allah zalimleri hakkıyla bilendir.
8 - De ki: Şüphesiz, ondan kaçtığınız ölüm şüphesiz size ulaşa
caktır. Sonra da görünmeyeni ve görüneni bilene döndürülürsil-
nüz; o da size yaptıklannızı haber verecektir.
9 - Ey o iman edenler, Cuma günü namaza çağn.ldığl 7.811lan
Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Bu, eğer billrsenlz, sizin
için daha hayırlıdır.
10 - Namaz eda edlllnce, yeryüzüne dağılın, Allah'ın lütfünden
arayın ve Allah'ı çokça zlkredln. Umulur ki felaha ererslnlz.
ı ı-
"Onlar bir ticaret yahut bir eğlence gördükleri zaman ona
dağılırlar'' rivayete göre aleyhisselat vesselam Efendimiz Cuma için
hutbe okuyordu; oradan gıda maddesi taşıyan bir kervan geçti. in-
sanlar ona çıktılar, ancak on iki kişi kaldı, ayet bunun üzerine indi.
ileyha zamirinin yalnız ticarete gönderilmesi, esas maksadın o olına
sındandır. Çünkü eğlenceden murat kervanı karşıladıkları davuldur.
Tereddüt manasını taşıyan "ev" edatı onlardan kimilerinin sırf davul
dinlemek ve onu görmek için dağıldıklarını gösterir ya da şunu gös-
termek içindir ki ihtiyaç duyulduğu ve yararlı olduğu halde ticaret
için dağılmak kınanacak bir şey olursa, eğlence için dağılmak daha
çok kınanacak bir şey olur. Cümlenin takdiri şöyledir de denilmiştir:
Bir ticaret gördükleri zaman ona dağılırlar ve bir eğlence gördükleri
zaman ona dağılular. "Ve seni ayakta bırakırlar'' minber de bırakır
lar. "De ki: Allah'ın katındaki şey" sevap "eğlenceden de ticaretten
de daha hayırlıdır''. Çünkü o sevap ebedidir, o ikisinden vehm edilen
yarar ise öyle değildir. '~ah nzık verenlerin en hayırlısıdır'' öyleyse
ona tevekkül edin ve nzkı ondan isteyin. Peygamber sallallahu aleyhi
ve sellem'den: Kim Cuma suresini okursa, ona Müslüman şehirlerinde
Cuma'ya gelen ve gelmeyenlerin sayısı kadar onar mükafat verilir.
-----(~®'!i;-)::-----
63 I MÜNAFİKUN SURESİ
Medine'de inmiştir.
l l ayettir.
268 63 / MÜNAFİKUN SURESi 5.ClLT
•
.
,
J ,
.\ııJ ~I
r I I , , , ~
1. , , , , '1 , .ı.,, , , , , :; , , • ,
, ,, • :; J , • ,
·ts
J.
~-.:ı
, , ,, ..
r,..A , - - ı.r ~ . ......,
rv ,,_,-,
. ,
.
J,
, " , ' ' ... ,
, ,,. . . u JJ.......J 1
J.,
J..l..>
1. •
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Münafıklar sana geldllderl zaman: Şahitlik ederiz ki, sen şüp
hesiz elbette Allah'ın Peygamberisin, derler. Allah da şahitlik eder .ld
şüphesiz sen onun peygamberisin. Allah şahitlik eder ki, şüphesiz
münafıklar, elbette yalancılardır.
2 - Onlar, yeminlerini bir kalkan edindiler de (insanları) Allah'ın
yolundan çevirdiler. Şüphesiz onlar ne kötü şey yapıyorlar!
3 - Sebebi şu; çünkü onlar iman ettiler, sonra da kiflr oldular. Bu
yüzden kalpleri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar.
4 - Onları gördüğün zaman kalıplan hoşuna gider. Eğer konu-
şurlarsa, sözlerini dinlersin. Sanki onlar giydirilmiş kütüklerdlr.
Her sesi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın, Al-
lah onları kahretsin; nasıl da (haktan) çevriliyorlar?
ı:,• ı, , • :, ,
1 •
, :, , , • , • ı' , , • ,
ö~I
,
Jı
,,
J Jj'JI ~,
_r-'ll ,
;,r:-A ~J...JI
, '
JI,
~
t, , , •" , ,. , ,, • "', 1
, , ., •
, ,, ,
03 ~~ 'l ~wı
'....
~J
,
~}.JJJ
'.... ,.
.J_,-)J
'... ,,.
• I I , , ""':"' • J J ,,,, o, o I •J , I"' ı , ~ , ,,, - :
~~ ;;J~~;.ıı~~~~~~rs\i~ ~ ı~G
, --
' ,,
0 ~.~' ~ ::,sı.; J~li ~.; ~ J~ ~r
, ,_ ,_ , , "i , , ,, 1 .... ~ ,,
,,
, ı,., ,,
- ' -
-- ,, ı, ,, .ı.,,,,, :-: , - .... '· ,,, ,,, .... ,
8 .:,µ ~ .r.f-411\J l+b:-1~~~W;4111 ~j! JJ
ı O- Birinize ölüm gelip de: Rabblnı, keşke beni yalan bir süreye
kadar geri bıraksan da sadaka versem ve iyilerden olsam'' demesin-
den önce sl7.e nzık ettiğimiz şeylerden (Allah yolunda) harcayın.
11 - Allah, bir nefsi, eceli geldiği zaman asla geri bırakmaz. Allah
yaptıklanımdan haberdardu.
, ,
~ ~I IJ)S ~l~j
-ı"', .
,,,,,,
~:,J ~ ~ ~~ ~ ~ 4.J.(J ~ Ji I~
J. -:: ,.... ,
....,.,....
""
,
l
,
,::; ,, , I,"" ""
1
::; ,
t. • .ı.
8 ~I ~~le.~
7 - Kiflrler asla dlrlldlmeyecelderlnl iddia ettiler. De ki: "Hayır,
Rabblnı hakkı için, elbette muhakkak dlrlltllecekslnlz, sonra da el-
bette yaptıldannızdan haberdar edileceksiniz. Bu daAllah'a çok ko-
laydu.
8 -Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz nura lnıan edin. Allah
yaptıldann.mlan haberdardır.
9 - O günde ki sizi toplanb günü için toplar. işte bu, aldanma gü-
nüdür. Kim Allah'a iman eder ve iyi şey yaparsa, onun kötülüklerini
örter ve onu altlarından ırmaklar akan cennetlere orada ebedi kalı
cılar olarak sokar. işte bu büyük kurtuluştur.
10- O kimseler ki lnkir ettiler ve ayetlerlmlzl yalanladılar, işte
onlar, orada ebedi kalıcılar olarak ateşin arkadaşlandır. Orası ne
kötü varış yeridir.
.~ ~
-~
"l(::
~
Jıı~ J.:Ji ~
,
~4 ~~
,
:;.~ J.~I
,
~,, ;I,
, ,,
"' "'
13- ·~ah odur ki ondan başka ilah yoktur. Müminler yalnız ona
tevekkül etsinler''. Çünkü her şeyin ondan geldiğine imanları bunu
gerektirir.
14· "Ey o iman eden kimseler, şüphesiz eşlerinizden ve evlatla-
rınızdan size düşman vanlır". Sizi Allah'a itaatten alıkoyar yahut din
veya dünya işlerinde sizinle tartışır. "Onlardan salanın" sizi sıkıntıya
düşürmelerinden emin olmayın. "Eğer affederseniz" ceza vermeye-
rek günahlarını bağışlarsanız "kusurlarını görmezseniz" onlardan
yüz çevirmeyi ve kınamayı terk etmekle ''ve bağışlarsanız" kusurlarını
gizlemek ve mazeretlerini kabul ennekle "şüphesiz Allah çok bağış
layan, çok esirgeyendir" size onlara yaptığınız gibi muamele eder ve
fazlasını verir.
15- "Mallannız ve evlatlarınız ancak bir imtihandır" sizin için bir
denemedir. "Büyük mükifat Allah'ın yanındadır" Allah'ın sevgi ve
itaatini malların ve evlatların sevgisine ve onlar için koşturmaya ter-
cih eden için.
16- "Öyleyse gücünüz yettiği kadar Allah'tan korkun" ondan
korkmak için elinizden gelen gayret ve çabayı gösterin. "Dinleyin"
onun öğütlerini "itaat edin" onun emirlerine. "Harcayın" mallarınızı
onun rızası için hayır yollarına harcayın "sizin için hayırlı olur" yani
sizin için hayırlı olanı yapın. Bu da o emirlere uymayı teşvik etmek
için tekittir. Hayran'ın mahzuf mastann sıfatı olması da caizdir, takdi-
ri, infakan hayran demek olur ya da emirlere cevap olmak üzere gizli
kane fiilinin haberidir (yekün zalike hayran}. "Kim nefsinin aşın cim-
riliğinden korunursa, işte onlar muratlarına erenlerdir".
280 64 / TEciABON SURESİ 5. Cll.T
, ,ı,,, I' e , ,,
J
.... ~ı" ~·
-~
J
•.. ~ .... ~·
~J
~~ ~
. -
t:;•j
.r
.lıı
~
r::ı
~\.
',_Wı ~)ı
'
ö~ı/·ıı~
....
...... :~iı :_,~
\,
0 ~
~
17 - Eğer Allah'a güzel bir ödünç verirseniz, onu sizin için kadar
ve sizi bağışlar. Allah şillaii kabul edendir, çok yumuşaktır.
18 - Görünmeyeni ve görüneni bilendir, mutlak galiptir, hikmet
sahibidir.
BISMILLAHİRRAHMANIRRAHIM
ı - Ey o Peygamber, kadınlan boşadığınız
7.8Dlan onları lddet-
leri için boşayın ve lddetl sayın. Rabblnlz Allah'tan korkun. Onlan
evlerinden çıkarmayın. Onlar da, apaçık çirkin bir hareket yapma-
dıkça, çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlandır. Kim Allah'ın sınırla
nnı aşarsa, gerçekten kendine haksızlık etmlşdr. Bilemezsin, bel.ki
Allah bundan sonra bir şey meydana getlrlr.
I • ,, I • , :;i I
I "
e
,
• J • ,
,
-. : . -
J
~ u
""
•..
l_,J.+.!.IJ ~J~ 4.1"'}JU JI :-'J~ ı..r J-""':'*""
,
" , , • ' 1 .ı. 1 ........... :; , ", • , • • , • "',
kiştiren ara cümledir, bunu da açık veya kapalı şekilde men edilen
boşama ve hayız, iddet bekleyen kadına zarar verip onu evden çı
karma, Allah'ın hududunu aşma, şahitliği gizleme ve onu yapma için
ödül bekleme gibi yasaklardan sakınana yaptığı vaat ile yapmaktadır.
Allah Teala eşleri darlık ve sıkıntılardan kurtarmayı, kimsenin aklına
gelmeyecek yerden aydınlık ve ivaz vereceğini vaat etmektedir ya da
bütün Allah'tan korkanları iki dünyanın darlıklarından kurtarmak ve
ummadıkları yerden hayır kapılarını açmakla vaatte bulunan bir ara
cümledir ya da müminler zikredilmişken bir münasebetle getirilen
bir cümledir. Nitekim sallallahu aleyhi ve sellem: Ben bir ayet biliyo-
rum ki eğer insanlar onu tutsa, muhakkak onlara yeterdi, o da: "Kim
Allah'tan korkarsa" ayetidir, demiş onu okuyarak defalarca tekrar et-
miştir. Rivayete göre Salim bin Avf. bin Malik el - Eşcai'yi düşman esir
etmişti. Babası, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem' e şikayet etti,
o da: Allah'tan kork ve: Lahavle vela kuwete illa billah zikrini çok et,
dedi. O da öyle yaptı. Bir gün evindeyken oğlu kapısını çaldı, yanında
da yüz deve vardı. Düşmanlar develeri salıvermişti, o da onları sürerek
getirmişti. Bir rivayette de: Yanında küçük bir koyun sürüsü ve biraz da
eşya ile döndü, denilmiştir. "Kim Allah'a tevekkül ederse, ona yeter"
onun bütün ihtiyacını kapatır. "Şüphesiz Allah emrini yerine getirir''
istediğini sonuna kadar yapar, hiçbir şey de muradı dışında kalmaz.
Hafs izafetle baliğu emrihi okumuştur. Baliğun emruhu da okunmuş
tur ki emri geçerlidir, demektir. Baliğan de okunmuştur ki hfil olur,
inne'nin haberi de "kad caalallahu (gerçekten Allah her şey için bir
süre kılmıştır)" kavlidir, o süreyi değiştirmek mümkün değildir ya da
her şeye bir takdir ve bir miktar kılmıştır demektir. Bu da tevekkülün
vacip olduğunu açıklamakta, yukarıda geçen boşamayı iddet vaktine
bağlama ve onu zapt altına alma emrini tespit etmekte ve aşağıda ge-
lecek miktarlarına hazırlık yapmaktadır.
286 65 /TALAK SURESi 5. CİLT
"'
(~1~1 J ~J ~~ ~ ~.lıl ~
• , -
, , • • , , , ,,,, , • , • fi , , .... ;; , •
;rJ
, ,
0~~~J>~l*li~~~l.}0~J~
I'; , • ~ , , ,, , , ,
• , tı;... I ı, ı , , I "t."' , J ,,,, I "" J I ı , ı ' .. ı
CD JJ>-ı~ ~j'.;;J;w
4- Kadınlannızdan hayız.dan kesilen ve hayız görmeyenlerin id-
detl üç aydır. Yüklü kadınların iddetleri de yüklerini bll'Bkmalandır.
Kim Allah'tan korkarsa, ona işinden bir kolaylık kılar I sağlar.
5 - işte bu, Allah'ın size indirdiği emridir. Kim Allah'tan korkar-
sa, onun kötülüklerini örter ve mükifatını büyütür.
6 - Onlan bulahlldlginizden sizin oturduğunuz yerde oturtun.
Onlara baskı yapmak için zarar vermeyin. Eğer yük sahipleri (gebe)
olurlarsa, yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer si-
zin için emzirirlerse, onlara ücretlerini verin. Aranızda istişare edin.
Eğer anlaşmakta zorluk çekerseniz, onu bir başkası emzirir.
4- "Kadınlannızdan hayızdan
kesilenler'' yaşlandıkları için "eğer
şüphe ederseniz" iddetlerinde kuşkuya düşerseniz, yani bilemezse-
niz "onların iddeti üç aydır". Rivayete göre: "Boşanan kadınlar ken-
di başlarına üç temizlik dönemi beklerler" (Bakara: 228) ayeti inince,
hayız görmeyenlerin iddeti ne kadardır, denildi? Ayet bunun üzerine
indi. "Ve hayız görmeyenlerin iddeti" henüz hayız görmeyenlerin-
ki de böyledir. "Yüklü kadınların iddetleri de" iddetlerinin sonu da
"yüklerini bırakmalarıdır''. Bu; boşanan kadınlan da kocalan ölen
kadınlan da kapsayan bir hükümdür. Bunun genelliğini muhafaza
5. CİLT 651 TALAK SURESİ 287
.ı.
, J .... , , , • , , , ... :.~',
)~~J~4.f:~J~~
~"t'='
.~ ~'ı ~ ~'IJ , ( ~; ~I ~
, ..
~ ı, ~'.. [. j;~ii ~~ ~
, , .. '.JJ
, '..
, , , t. J , ,,
ı;,
, ,
;ı:;. L: ~ ~:~:,(:~~~
, ,
8 I~~ ~ .1ıı ~-
-·' - ,, , .... :,........ - , ", , ..... , , , J ,,
~}.::;,
, ~.tıı
... Jı...,~ı ~~wı
... , ,
ı~~
, ~~.ılı \
- .ı.
~I ~l ı;.t::J, ~ '_;~i J_R ~:."' d'~~j
,
~~pi;:_
,
, , "" , , , , " , I ı
~-· •'- , • ,,,,,ı •'"' "'
~ ~v~.kl>I
,
J.i ..111~\J~~:~JS~
,
12 -Allah o zattır ki, yedi gökler ve yerden de o kadannı yarattı.
Emir onların aralarında iner ki, şüphesiz Allah'ın her şeye kadir ol-
duğunu ve gerçekten Allah'm her şeyi ilmi ile kuşattığını bilesinl7.
, 1 , \,
,, ~ , , , I e , e ,, ,
, , ~ , , ,-: , ,,, , ., , .,
i-'Y '?~L.... '?~~ '?~\; i-'~li i-'~;. '?~
ıJ; ~I~ ;s, ;:1 ı} ı;I ~ı [tj~ 8 ı~I~
.,, , .,,
~ 1...ı....:.
,
,
J;. ')U:.
,
- t+.Js.
,,,
ö:.!L
,
ı, , ....... ı,,
ö;l~~
,
• , , ~
IJ ~W 1 L.~_,jJ
, , ,,,,
,. ,__,,, ,
0) ~/~}. ~ ~µ~ ~;ı ~ ~I ~~'1
4- Eğer
lldniz Allah'a tövbe ederseniz (ne ili), zaten kalpleriniz
kaymışın. Eğer ona karşı yardunlaşırsanız, şüphesiz onun yardım
cısı Allah'br, Cebrall'dir ve müminlerin iyileridir. Bundan sonra me-
lekler de yardımcıdır.
5 - Eğer sizi boşarsa, Rab binin ona sizden bedel dullar ve bakire-
ler olarak Müslüman kadınlar, mümin kadınlar, divan duran kadın
lar, tövbe eden kadınlar, ibadet eden kadınlar ve oruç tutan kadınlar
vermesi umulur.
6 - Ey o iman edenler, kendinizi ve ailenizi öyle bir ateşten ko-
ruyun ki onun yakıb insanlar ve taşlardır. Onun ii7.erinde sert, kah
melekler vardır ki, onlara emrettiği şeylerde Allah'a isyan etmezler
ve kendilerine emrolunanı yaparlar.
~,4
, -
t , .ı. • , ,, :1
, ,.
1
""• - . , - ,,.. .~
'J, , ,• ,
,
,, , , , ,,,,. ,
~' ~~' r~' ı:r, ~.J ~J ıJ.r.i, ı:r,
t!.1'9.J ',':;
. ,
'.
~..1..PJ bJJ
....
:::; ....
~oy wa
,
,- ·
,
, ,
, ,,,
,
~)
'""""• , ~ ""'•
4
>1 ~I ıJ.;J-
, , , 1 1 ,
GT; ~wı
\._._.; 1 ,
'._. ~l.S~ ~~ ~~~~
v-, 1 , ... , ... ,
1O- "Allah kafirler için Nuh' un kansı ile Lut'un kansını misal ver-
di". Allah onların küfürleri nedeniyle azap görüp Peygamber ve mü-
minlerle aralarında münasebet olmakla kayırılmayacaklan konusun-
daki hallerini bu iki kadının haline benzetti: "Bu ikisi, kullanınızdan
iki iyi kimsenin (nikihlan) altında idiler'' böyle demekle Nuh ile
Lut'u büyütmek istiyor, o ikisine selam olsun. "Onlara hiyanet etti-
ler'' münafıklık etmekle "o iki peygamber onlardan Allah'tan hiçbir
şeyi savmadılar" bu iki peygamber evlilik hakkı ile onlardan hiçbir
şeyi savmadılar. "Onlara denildi:" o iki kadına ölecekleri zaman ya-
5. CiLT 66 /TAHRİM SURESi 299
~ •
r-=:--) 1 ~) 1 ~I
.. ' • 1
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
ı - Mülk elinde olan (Allah) ne yücedir! O her şeye kadJrdlr.
2 - O ki, hanginiz amelce daha güzeldir, diye denemek için ölü-
mü ve hayab yaratb. O mutlak galip, çok bağışlayandır.
3- O ki, yedi göğü birbiri üstüne yaratb. Rahman'ın yaratmasın
da bir düzenslzllk göremezsin. Gözünü çevir bak, bir çatlak görecek
misin?
4 - Sonra gözünü i.k:l kere daha çevir; göz sana hor ve bitkin ola-
rak dönecek.
~~!J)S~~J 8 ~l~~~!J~~~J
.
~JJ 1,,,, , - , ,' I ,
.
, 1 •1
-
, 1 ,•'
~
• ',~,, I ','
8 J-'*ı..f.J~lfl~~ı;Jll~~ 8~ı~J~~~
1
,, _, ,, ""' ., __.::;, J. ..... , , , ,
:_~{.. r-
r: :_ıı ~J. ~ r-r-
:'..JL. ~~
~
~. J}I
, Ws ,~I ~;.;
, ~~
;~~:a,, J) ehli; ~ki ~f ~~~).ı)ti 0 ~~
r ,. 1
,
@ ~ı ;..ı~ (,.c_;.: ~:ı .. ·.J4,rv·
,
~~ ~~ ::r..ilı ~I
"" , . :;;
ı "" \""""", ,
I '• ' ' ' r'\ J • " <I ' J'tl J. I, e , e I 'e" ' '
~ '11 ~ ,JJ~I ~~ ~ ~! ~ !J~ JI
,
~ j IJ.r,-IJ
, ,,,, , t , .ı.,
,,, • • J , ,,,, "' 'I I ,,, • I "' 'I, , ,,, • ,
~
......................... ~ ,,,,, , , , , •'" .... ' ~ ,, •' -
~\llJ ~\il) ~I ~ ~J r5ı..:.;I ~~I ~ Ji
~
J , ...
ol!
ı;
r~s ,
eder yahut bize merhamet ederse, kiflrlerl acıklı azaptan kim kur-
tanrf
23- "De ki: Odur ki sizi meydana getirdi ve size kulaklar verdi"
öğütleri dinlemeniz için "gözler verdi" sanat eserlerini görmeniz için
"ve gönüller verdi" düşünüp ibret almanız için. "Ne de az şükrediyor
sunuz!" bunları yaratılış gayesinin dışında kullanmakla.
24- "De ki: Odur ki sizi yeryüzüne yaydı ve yalnız ona toplanacak-
sınız" amellerinizin karşılığını görmek için.
25- "Diyorlar ki: Bu vaat ne zamandır?" yani mahşerde toplanma
yahut vaat edilen yere batma ve taş yağmuru "eğer doğru söylüyorsa-
nız?" bundan da aleyhissalat vesselam ile müminleri kast ediyorlar.
26- "De ki: O bilgi" yarıi bunun vaktinin bilgisi "ancak Allah'ın ya-
nındadır" ondan başkası onu bilmez. "Ben ancak apaçık bir uyancı
yım" uyarmak için bilmek hatta uyanları şeyin olacağını zannetmek
bile yeter. (biliyorum ama vaktini bilmiyorum).
27- "Onu gördükleri zaman" vaadi, çünkü o, vaat edilen şey ma-
nasınadır "zülfeten (yakın)" za zülfetin demektir ki kendilerine ya-
kın bir yerde gördükleri zaman demektir "kifirlerin yüzü kötüleşir''
yüzlerinin üzerinde üzüntü görülür ve azabı görmek orıları üzer. "Ve:
işte iddia ettiğiniz şey budur, denir'' aradığınız, acele ettiğiniz azap.
Teddeun dua kökünden tefteilun veznindedir ya da da'va kökünden
yeniden dirilme yok diye iddia ettiğiniz şeydir, denir.
28- "De ki: Gördünüz mü, eğer Allah beni helale ederse" beni öldü-
rürse ''ve yanımdakileri" yanımdaki mümirıleri ''yahut bize merha-
met ederse" ecellerimizi geciktirmekle "kifirleri acıklı azaptan kim
kurtarır?" biz ölsek de kalsak da onları azaptan kimse kurtaramaz. Bu
da orıların: "Ona kaderin bir oyun oynamasını bekliyoruz" (Tur: 30)
sözlerinin cevabıdır.
312 67 I MÜLK SURESİ 5. CİLT
~)ı~)l~I--~~~~~---·;
, ' "" ,
(.'\ ,. , o,..
vı'..ı~
BISMIU.AHIRRAHMANIRRAHİM
1 - Nun. Ant olsun, kaleme ve yazdıkları şeye.
2 - Ki sen, Rabblnin nimeti sayesinde deli değilsin.
3 - Şüphesiz senin için elbette kesilmeyen bir mükifat vardır.
4- Şüphesiz sen, elbette büyük bir ahlak üzerindesin (ahlaka sa-
hipsin).
5 - Sen de göreceksin, onlar da görecekler,
6 - Dellllk hanglnlzde imiş?
7 - Şüphesiz Rabbln o, yolundan sapanı pekala bilendir ve o,
doğru yolda olanı da pekiyi bilendir.
8 - öyleyse yalanlayanlara itaat etme.
9 - isterler ki sen yağ yaksan da onlar da yağ yaksalar.
10; 11; 12- "itaat etme her çok yemin edene" hak ve batılda çok
ant içene "aşağılık kimseye" görüşü değersiz olana ki bu da mehanet
kökünden gelir, hakaret (değersizlik)tir. "Hemınazin" daima ayıpla
yana "hep gammazlılda gezene" ara bozmak için laf getirip götüre-
ne. "Hayra hep mani olana" insanları iman, yakin ve amel-i salih gibi
hayırlardan men edene. "Mu'tedin" zulümde ileri gidene "F.sim" çok
günah işleyene.
13- "Utullin (kaba)" kadir bilmeyen patavatsıza, bu da atelehu de-
yiminden gelir ki birini şiddetle ve kabaca itmektir "bütün bunlardan
sonra" bu sayılan kusurlardan sonra "zenim (kulağı kesiğe)" soysu-
za, bu (zeneme) da koyunun kulağından ve boğazından sarkan meme
gibi şeyden alınmıştır. Bunun Velid bin Muğire olduğu söylenmiştir ki
babası onu on sekiz yaşından sonra kabul etti. Ahnes bin Şerik olduğu
da söylenmiştir aslı Sakif kabilesindendir, sonra Zühre oğullarına ka-
5. CİLT 68 I KALEM SURESİ 3ı7
tıldı (haramzade).
14; 15- "Mal ve oğullar sahibi oldu diye. Ona ayetlerimiz okundu-
ğu zaman: Öncekilerin masallandır, der" bunu o zaman söyler, çün-
kü zengin idi ve oğullarından aşırı gurur duyardı. (İza şart edatının)
amili kale lafzından anlaşılan şeydir, kale'nin kendisi değildir. Çünkü
şartın mabadi makablinde amel edemez. Bunun latuti' (itaat etme)
kavlinin illeti olması da caizdir yani bu minval üzere olana mal sahibi
olması nedeniyle itaat etme demektir. İbn Amir, Hamze ve Yakup is-
titlıam olarak een kine okumuşlardır, ancak İbn Amir hemzeyi belli
belirsiz okumuştur, yani yalandan mal sahibi oldu diye böyle yapıyor
demektir? Ya da mal sahibi olduğu için ona itaat ediyorsun demektir.
Kesr ile in kilııe de okunmuştur ki zenginliğin itaat etmemeye şart ol-
ması, fakirliğin evlat öldürmeyi men etmeye şart olması gibidir. Ya da
muhataba şart kıldı diye yani zenginliğini şart koşarak ona itaat etme
demektir, çünkü zenginlik için itaat ederse, onu itaate şart etmiş gibi
olur.
16- "Damga vuracağız" dağlayarak "hortumunun üzerine" bur-
nuna, gerçekten Bedir savaşında burnundan bir isabet aldı, izi de
ömür boyu kaldı. Bunun gayet zelil (hor) olmaktan kinaye olduğu da
söylenmiştir ki cüdia enfuhu ve rağime enfuhu da böyledir (bumu
kesilsin, bumu sürtülsün). Çünkü damga, özellikle burun üzerindeki
damga açık bir ayıptır. Ya da yüzünü kıyamet gününde karartacağız
demektir.
17- "Gerçekten onları denedik" Meleke halkını - Allah onu şe
reflendirsin - kıtlıkla denedik "bahçe sahiplerini denediğimiz gibi"
San'a'ya iki fersah yakın bahçeyi kast ediyor. İyi bir kimsenin idi, mey-
ve keseceği zaman (bağ bozumunda) fakirleri çağırır; orak artığını,
rüzgarın savurduğunu veyahut ağacın altına serdiği yaygının uzağın
da kalanları onlara bırakırdı. Böylece onlar için de çok miktarda mal
birikirdi. Kendisi ölünce oğulları: Eğer babamızın yaptığını yaparsak,
işimiz zorlaşır, dediler. Onu sabahleyin yoksullara duyurmadan dev-
şirmeye karar verdiler, nitekim: "Onu sabahleyin elbette kesecekle-
rine (devşireceklerine) yemin etmişlerdi" demiştir. Sabah erkenden
devşireceklerine karar verdiler.
3ı8 681 KALEM SURESi 5. CiLT
. -
.,,, ,_ ., , ,:, , ,, , ,.,,,,,/""...........
~J~J~~~wu. ~ ~~'JJ
'J , ,, _,,
...
I 1 ,
c..;~L.ü0,} ~~;.;~e~~r~'~
" -- --;, , ,
@ ~;;p~'J.@ ~µ~~~
18- istisna da etmiyorlardı Clnfallah demiyorlardı).
19 - Onlar uyurlarken üzerine Rab binden bir dolaşıcı dolaşb.
20 - Koyu karanlık gece gibi oldu.
21 - Sabahleyin seslendiler:
22 - Eldııinlz.e çıkın, eğer kesecekseniz, diye.
23 - Fısıldaşarak gittiler.
24 "Bugün üzerlnlze bir yoksul sakın girmesin" diye.
25 - Engellemeye güçleri yetennlş gibi erkenden gittiler.
26 - Onu görünce: "Muhakkak biz elbette şaşırdık Cyanlıt gel-
dik)" dediler.
27 - "Hayır, biz mahrumlanz''.
26; 27- "Onu görünce" onu ilk gördükleri anda: "Muhakkak biz
elbette şaşırdık, dediler" bahçemizin yolunu şaşırdık, o bizim bahçe-
miz değildir, dediler. "Hayır, biz" yani iyice düşündükten ve o olduğu
nu anladıktan sonra: Biz dediler "mahrurnlanz" bahçemizin hayrın
dan mahrum kaldık, çünkü nefislerimize karşı cinayet işledik.
320 681 KALEM SURESi 5. CİLT
~:fa~'~~' Ji
J~'i ~J.i~ @ ~~~!~~~ @ ~~'ı~
ı
-
, , I - ,
1
, -:,1 -:,
,
,. , ı , I , -""' , I , , ,,,,.,
-
ı,
.ı. --
:..,,~~
. ~,:w,
. ~
,
{n'ı ~~c
, ~~
,
Jı... ~'... ~... ~ ı.i...ı:~ '-._,.../
t r
~~ ri~ ~ ~ ~~ @ ~;.ı:~ ı;~ ~ ~' ,öi~i
e ~;.:.iSAı~ G ~\I
...Ü
~ (~)~~~:4~cic
\ ,- ı,
. .,,
1, , 1
~
....
,-..~ ,:;, , , , , , ,"' ~
"... , ,. , " ,
:T'ı:~
~
cJJ~ w ~ ::._{} ı:.ıı
, 1 ,- ...
·,T'V; cJ_,-_,Jj ~~ ~
....._ ... 1 ... ,-
zi tespih ederiz, gerçekten biz zalimler idik'' sözü delalet eder. Yani
keşke inşallah deseydiniz, dedi. Buna tespih demesi tazimde ortak ol-
dukları içindir ya da Allah'ın mülkünde istemediği bir şeyin cereyan
edemeyeceğinden dolayıdır.
30; 31; 32- "Kimileri kimilerine dönüp birbirlerini kınamaya baş
ladılar" bazısı basını kınamaya koyuldu; çünkü onlardan kimisi bunu
işaret etmiş, kimisi bunu doğru bulmuş, kimisi razı olarak susmuş ve
kimisi de bunu beğenmemişti. "Dediler: Eyvah bize, gerçekten biz
azgınlar idik'' Allah Teala'nın hududunu çiğneyenlerden idik. "Rab-
biınizden bunun yerine bize daha hayırlısını vermesi umulur" töv-
benin ve suçu itiraf etmeni bereketiyle. Rivayete göre onlara bundan
daha hayırlısı verilmiştir. Şeddesiz olarak yübdilena da okunmuştur.
"Şüphesiz biz Rabbimize yönelenleriz" affını umanlar, hayrını iste-
yenleriz. İla rabbina'daki ila edatı rağbetin sonuna işaret etmektedir
(gaye mugayyaya dahildir) ya da (rağbet) rucu manasını içerdiği için-
dir.
33- "İşte azap böyledir" Mekke halkını ve bahçe sahiplerini dene-
diğimiz azap gibi dünyada azap böyledir. "Elbette ahiret azabı daha
büyüktür" ondan daha büyüktür "keşke bilselerdi!" eğer bilselerdi
onları azaba götürecek şeyden sakınırlardı.
34- "Şüphesiz müttakiler için Rablerinin katında vardır" yani
ahirette yahut Allah'ın kutsal çevresinde "Naim cennetleri vardır''
öyle cennetlerdir ki onlarda sırf zevkten başkası yoktur.
35- "Biz Müslümanları suçlular gibi kılar mıyız?" bu da kafirlerin
dediklerini rettir, çünkü onlar: Eğer yeniden dirilmemiz Muhammed'in
ve yanındakilerin dedikleri gibi doğru ise bizden üstün olamazlar, ak-
sine biz dünyada olduğu gibi onlardan daha iyi oluruz, derlerdi.
36- "Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?" bu üslup deği
şikliğinde onların hükümlerinden şaşma ve onu uzak görme vardır ve
şunu da bildirmektedir ki bu, fikir karışıklığının ve eğri bir görüşün
sonucudur.
37; 38- "Yoksa sizin kitabınız mı var?" gökten inme "onda ders mi
görüyorsunuz?" ders mi okuyorsunuz. "İnne leküm (gerçekten sizin
için onda seçeceğiniz şeyler vardır?)" sizin için seçtiğiniz ve hoşunu
za giden şeyler vardır. Aslı feth ile enne leküm'dür, çünkü ders medrus
(ders okunan) demektir. Lema'daki lam gelince hemze meksur kılın
mıştır. Bunun medrus'un hik.Ayesi olması da caizdir. Tahayyereş şey'e
vehtarehu denir ki bir şeyin iyisini seçmektir.
322 68 / KALEM SURESi 5. CILT
-- --- - - - - - ------------
~/,:·::~~"~~)~::nu:~Ji@~~c~~
, .ı. 'i
.....-, ~ ' •' ~ • J , •', ~ ' I 'e, ' I e' •
~) ~~.:.ı~~~ı., t~ .:.ı~'l~r:.r:
39 -Yoksa slzln bizim üzerlmi7.de kıyamet gününe ulaşan, ger-
çekten hükmettlğlnizln slzln olduğuna dair yeminler mi varf
40 - Sor onlara: "Buna hangileri keffidlrl"
41 - Yoksa onlann ortaktan mı varf Öyleyse, eğer doğru iseler,
ortaklannı getirsinler.
42- O günde bacaktan açılır ve secdeye davet edilirler de güç ye-
tiremezler.
43 - Gözleri yerde, onlan zillet bürür. Onlar sağlamken secdeye
davet edlllyorlardı.
44 - Bırak beni, bu sözü yalanlayanla baş başa. Biz onlan bilme-
dikleri yerden derece derece azaba yaklaştıracağız.
45 - Ben onlara süre veriyorum. Şüphesiz benim tuzağım sağ
lamdır.
~;.iı~L.S~~J~~~~~@ ~~~
" " , ,
-, "
.ı." ' • , ,,,, , 1 , •
l;J
,,,
~~ ~ ~ ~)i ~I '19;
1... ... ,
@ r~ J"J lS.>l; ::.~
G ~(.Jı ~ :ı:; ~~~~@ r;.t ;.~ ;;i~
1 " .. " e " •" " ""' I • ı" I " "' " .. I " "" • "
46; 47- "Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun da" irşat hiz-
metinden dolayı "onlar ağır borç" para cezası "altında mı kalmışlar?"
onu taşıyamadıkları için mi senden yüz çeviriyorlar. "Yoksa gayb on-
ların yanında mı?" Levh-i Mahfuz yahut gaip şeyler "ondan mı yazı
yorlar?" hüküm verdikleri şeyi ondan yazıyorlar da senin ilmine ihti-
yaç duymuyorlar mı?
48- "Öyleyse Rabbinin hülcınüne sabret" o da onlara verdiği sü-
redir ve onlara karşı sarıa yapacağı yardımı tehir etmesidir. ''Ve balık
sahibi gibi olma'' Yunus aleyhisselam gibi. "Hani, seslenmişti" balığın
karnında "gamla dolu olarak" sıkmusındarı içi öfke ile dolarak; yoksa
sen de aynı sı.kınuya müptela olursun.
49- "Levla en tedarekehu (eğer ona Rabbinden bir nimet yetişme-
5.CILT 68 I KALEM SURESi
----- - - - - - ----- - - - - ------ -- 325
se idi)". Yani tövbeye muvaffak kılıp da onu kabul etmese idi. Tedareke
fiilinin müzekker düşmesi araya mefulun girmesi nedeniyledir. Teda-
re~ethü ve teddareke~u da okunmuştur, o zaman geçmiş hikAye edil-
~~ş .?lur, şu manaya ki: Ona bu cümle söylenecek pozisyonda olmasa
ıdı. Elbette boş alana atılırdı" ağacı bulunmayan bir yere demektir.
"yerilmiş olarak'' kınanacak hareket yapmış, rahmet ve ikramdan
kovulmuş olarak. "Vehüve mezmum" cümlesi haldir, levla'nın cevabı
ona dayanmaktadır. Çünkü olumsuz olan odur, alana atılmak değildir
(kınanmış olarak atılmaktır).
50- "Böylece Rabbi onu seçti" vahyi ona iade etmekle ya da onu
peygamber yapn, eğer bu olaydan önce peygamber olmadığı doğru
ise. "Onu iyilerden kıldı" iyilikte kemale erenlerden, bunu da ter-
ki evla olanı yapmaktan esirgemekle yapu. Bunda kulların fiillerinin
Allah tarafından yaranldığına delil vardır. Ayet Resulullah sallallahu
aleyhi ve sellem'in Sakif kabilesine beddua etmek istemesi üzerine
indi. Uhut'ta başına gelenler geldiği zaman yenilenlere beddua etmek
istediği zaman indi de denilmiştir.
51 - "Ve in yekidü (kMirler bu zikri işittikleri zaman neredeyse
seni gözleriyle elbette kaydıraca.klardı) ". İn, inne'den tahfif edilmiştir,
lam da onun delilidir, mana da şöyledir: Orılar aşın düşmanlıkların
dan dolayı sana öyle kötü bakarlar ki neredeyse ayağını kaydıracaklar
ya da seni helak edecekler. Bu da: Bana öyle bir baktı ki neredeyse
beni devirecekti, deyiminden gelir. Yani eğer bakışı ile beni devire-
bilseydi devirecekti demektir. Ya da neredeyse sana göz edeceklerdi
demektir. Çünkü rivayete göre Esed oğullarında meşhur gözü değen
ler vardı; biri Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem' e göz etmek istedi;
ayet bunun üzerine indi. Hadiste şöyle denilmiştir: Göz adamı kahire,
deveyi de kazana koyar. Belki de bu, bazı nefislerdeki özelliklerdendir.
Nafi leyezlikuneke okumuştur ki zeliktuhu fezeleka deyiminden gelir,
hazintuhu fehazine gibi. Leyüzhikuneke de okunmuştur ki seni he-
lak edecekler, canını çıkaracaklardı demektir. "Zikri işittikleri zaman"
yani Kur'anı, daha açıkcası onu duydukları zaman kin ve hasetleri
depreşir. "Gerçekten o, elbette delidir diyorlar" durumuna şaşukla
rından ve insanları ondan nefret ettirmek için.
52- "Oysa o, ilemler için ancak bir öğüttür" ona Kur'an'dan do-
layı delilik nispet ettikleri zaman onun genel bir zikir olduğunu, onu
ancak insanların aklen en mükemmelleri ve görüş bakımından en ay-
rıcalıkları idrak edebileceğini açıkladı. Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem'den: Kim Kalem suresini okursa, Allah ona güzel ahlak sahiple-
rinin sevabını verir.
- - - - - ( ~~ıu;. ) - - - -
69 I HAKKA SURESİ
Mekke'de inmiştir.
52 ayettir.
69 / HAKKA SURESİ 5. CİLT
328
BISMİLLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - O hak olan,
2 - Nedir o hak olanf
3 - Sana hak olanın ne olduğunu ne blldlrdlf
4 - Semud ve Ad (kavimleri) kıyameti yalanladılar.
5 - Semud'a gelince, o azgın sesle helak edildiler.
6 -Ad'e gelince, onlar da gürültülü, azgın bir rüzgftrla helak edil-
diler.
7 -Onu yedi gece sekiz gün üzerlerlne kahırla saldı. O kavmi onda
çarpılmış görürsün, sanki onlar içi boş hurma kütükleri gibidir.
8 -Onlar için bir kalıntı görüyor musun?
9 - Flr'avn, ondan öncekiler ve Mü'teflkeler yanlışlarla geldiler.
1- "O hak olan" yani gerçekleşmesi hak olan o saat ve o hal de-
mektir ya da işlerin gerçekleştiği yani hakikatleri anlaşılan yahut he-
sap, ceza gibi hak işlerin içinde gerçekleştiği o saat ve o hal demektir,
son ikisinde isnat mecazidir (mana şöyledir: İşlerin gerçeğini ortaya
çıkaran saat, aslında işlerin gerçeğini ortaya çıkaran Allah'tır). Elhakka
müptedadır, haberi de.
2- "Melhakka'dır'' aslıma hiye, o nedir demektir, bu da onu büyüt-
mek ve ondan korkutmak içindir. Zamirin yerine zahir ismin konul-
ması onu daha korkunç göstermek içindir.
3- "Sana hak olanın ne olduğunu ne bildirdi?" yani onun ne oldu-
ğunu sana ne bildirdi, daha açıkçası sen onun gerçeğini bilemezsin,
çürıkü o, herhangi bir kimsenin idrak edemeyeceği kadar büyüktür.
Ma müptedadır, edrake de onun haberidir.
5. CİLT 69 / HAKKA SURESl
- ---- ------ 329
'~
'i , ,
-·.·, 'i ,,,. , ,
~,. -....- ,, ... c.... , . . , "'. . ~,............._
,_ ~ ~ , ,• , - , , J., , , •, , • :; , ~ ~,, • ,
~~ b ·~~,;~ıJ~~Jj~~~ ~ ·~
J. • ,, 1, ,, J , , " , • ' , ., , , ,
/~'\
~
(,_~) ~..}
,
,, . ,.
J_,......; Jjil
,, ,
~~
28 - "Malım
-
bana fayda vermedi".
~ -,
28- "Ma ağna anni maliyeh (malım bana fayda vermedi)" malım
ve bana tabi olanlar demektir, maağna'da)<l ma edau nefiy (olumsuz-
luk) içindir, meful da mahzuftur (şey' en) ya da ret manasında istifham
içindir, ağna'nın mefuludur (eyye şey'in ağna anni?).
29- "Gücüm benden yok oldu" mülküm ve insanlar üzerindeki
otoritem ya da dünyada getirdiğim delilim. Hamze vasi halinde iki
he'yi de atarak anni mali ve anni sültani okumuştur. Diğer kurralar ise
iki halde de he ile okumuşlardır.
5. CiLT 69 I HAKKA SURESİ 335
30; 31; 32- "Onu tutun" bunu Allah Teala cehennem hazinlerine
d~r "bağlayın. Sonra onu cehenneme atın" sonra onu başka yere de-
~ ~~he~eı:n~ atın, o da ~üyük ate~tir. Çünkü o da insanlara karşı
buyüklenırdı. Sonra yetmiş arşın hır zincire" yani uzun bir zincire
"onu sokun / vurun" onu içine girdirin, cesedinin etrafına sarmakla,
böylece yorgun düşer, hareket edemez. Önce zincirden bahsetmesi,
cehennemden de önce bahsetmesi gibidir ki özelliği göstermek ve
azap malzemelerine (işkence aletlerine) dikkat çekmek içindir. Silin-
me edatı ise aralarındaki şiddet farkını göstermek içindir.
33- "Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi" bu da mübalağa için se-
bep göstermek üzere yeni söz başıdır. Azim demesi büyüklüğü hak et-
tiği içindir; binaenaleyh ona karşı kim büyüklük gösterirse bunu hak
eder.
34- "Yoksulu yedirmeye teşvik etmezdi" başkasının yemeğini ona
vermeye ya da yedirmeye teşvik etmezdi, hele kendi malından hiç
vermezdi. Teşvik.in zikredilmesi şöyle de olabilir; teşvik etmeyen böy-
le olursa, onu fiilen terk eden nasıl olur! Bunda kafirlerin de fer'i hü-
kümlerle mükellef olduklarına delil vardır (kafir de bunları yapmalı
dır, ama iman ettikten sonra. Kafirken bunu yapması istenmez). Belki
de bu iki durumun (iman etmemek ve yemek yedirmemek) özellikle
belirtilmesi şunun içindir; çünkü itikatların en çirkini Allah Teala'yı
inkar etmektir, rezaletlerin en iğrenci de cimrilik ile kalp katılığıdır.
35; 36- "Artık onun için yoktur ne sıcak bir dost" onu himayesine
alacak bir yakın "ne de bir yiyecek, ancak irinden vardır" ğıslin ce-
hennemliklerin vücutlarındarı sızan cerahat ve irindir, gusl kökünden
gelir (atık madde), fiilin veznindedir.
37- "Onu ancak günahkarlar yer'' hata sahipleri yer, bu da hatıer
recülü deyiminden gelir ki kasten günah işlemektir, doğrunun zıddı
olarıa hata'dan değil. Hemzenin ye'ye kalbi ile hatıyun ve hemzenin
atılmasıyla hatun da okunmuştur.
38; 39- "Yemin etmem" çünkü durum açıktır ve yeminle pekiştir
meye ihtiyacı yoktur ya da yemin ederim demektir, la da zaittir, ya da
la yeniden dirilmeyi inkarlarını reddetmekte, uksimü (yemin ederim)
de yeni söz başıdır, "gördüklerinize ve görmediklerinize" müşahede
ettiklerinize ve gözden gaip olanlara. Bu da Yaratıcıyı da bütün yaratı
lanları da içine alır.
40- "Gerçekten o" Kur'an "bir elçinin sözüdür" onu Allah Teala'dan
tebliğ etmektedir; çünkü elçi kendiliğinden demez, "saygı değer" Al-
lah katında, o da Muhammed yahut Cebrail'dir, o ikisine selam olsun.
/"": 'I, . , .,
, ,
~ ıJ~jiL. ~ .r,L:. ~~,. \..J
, - ,.ı. , , ,,
i}"fl ~G
,,, ,
:wı ~G..~~ ~ :~w@ ~}ı
...:...:...,; ~
~
1 ,,,· - ,,, , - . . . . ,
ı:._~~ı.J
fJ"
~ ~~:G~~j~t;@
, ~ .... r-: , ~
. ,
@ ~-?JI~~ ~~ö'i (~ ~\~~~ 8 &~1
41 - O bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!
42 - Bir kihJn sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
43 -Alemlerin Rabbinden indirllmedir.
44 - Eğer bize karşı bazı sözler söylese idi,
45 - Mutlaka ondan sağını (sağ elini) alırdık.
46 - Sonra elbette kalp damarını keserdik.
4 7 - içinizden ondan men edenler de yoktur.
48 - Gerçekten o, müttakller için elbette bir öğüttür.
49 - Gerçekten biz şüphesiz sizden yalanlayanlar olduğunu bili-
yoruz.
50 - Gerçekten o, elbette kifirler için bir hasrettir.
51 - Kuşkusuz o, elbette kesin bilginin gerçeğidir.
52 - Öyleyse, ulu Rabblnln adını tespih et. ·
41- "O bir şair sözü değildir'' bazen iddia ettiğiniz gibi. "Ne de az
iman ediyorsunuz" doğruluğu meydana çıktığı halde aşın inadınız
dan dolayı ne de az iman ediyorsunuz!
42- "Bir küıin sözü de değildir" bazen iddia ettiğiniz gibi. "Ne de
az düşünüyorsunuz!" az tefekkür ediyorsunuz, bunun için de bazen
karıştırıyorsunuz. Şairliği reddederken imanı, kahinliği reddeder-
ken de düşürımeyi zikretmesi şundandır; çünkü Kur'an'ın şüre ben-
zememesi açık bir durumdur, onu ancak inatçı bir kimse inkar eder.
5.CILT 69 I HAKKA SURESi 337
~ ~,, , . . . , . , , , , , ., ,;'
,ı,.
.ı. ':I , - , ,
0 ~}~; 0 ~-~~~;~~ 8 ~~~
1
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
ı - Bir soran inecek azabı sonlu.
2 - Klftrler için onu önleyici yoktur.
3 - Merdivenlerin sahibi Allah'tan,
4 - Melekler ve Ruh ona süresi em bin sene olan bir günde çıkar-
lar.
5 - Öyleyse güzel bir sabırla sabret.
6 - Gerçekten onlar onu w:ak görüyorlar.
7-Blz.seonuyakuıgörüyoruz.
1- "Seele sailün (bir soran inecek azabı sordu)". Yani dea dain bihi
demektir ki onu istedi manasınadır. Bundan dolayıdır ki fiil be harf-i
ceri ile müteaddi kılınrnışnr. Soran da Nadr bin Haris'tir, çünkü o:
Eğer bu (Kur'an) senin kanndan bir hak ise üzerimize gökten taş yağ
dır (En/al: 32) demişti. Ya da Ebu Cehil idi ki o da: Ü zerimize gökten
bir parça düşür (Şuara: 187) demişti. Bunu da alay etmek için istemiş
ti. Ya da isteyen Resul aleyhissalat vesselam'dır ki onlann azabını acele
istemişti. Nafi ile İbn Amir sale okumuşlardır ki o da ya Kureyş lehçesi
ile sual kökündendir, nitekim şair şöyle demiştir:
Hüzeyl kabilesi Resulullah'tan çirkin bir şey istedi;
Hüzeyl istedigi bu şeyle saptı ve isabet edemedi.
Ya da seyelan kökündendir ki sale seyitin okunuşu da bunu destek-
ler, o zaman seyl lafzı mastar olur, sail manasınadır, mesela gavr gibi
(o da ğair manasınadır). Mana da: Vadi azapla aktı {vadiden azap aktı)
demektir. Fiilin mazi oluşu gerçekten olacağı içindir. O da ya dünyada
olacaktır ki o da Bedir savaşında öldürülmesidir ya da ahirette olacak-
tır ki o da cehennem azabıdır.
5. CİLT 70 / MEARİC SURESİ 341
--- ·---- ------ ---- --- --
r~~J~ı);rJ (9~p~ı~:ı.:-J~~~~J
~ J:
e j;J;.;,~~ c3 ~~~; e Jal lfi~;as 0 ~
1
ı,',,,,,
8 JJ'Jc:>:J
8 - O günde ki gök erimiş maden gibi olur.
9 - Dağlar boyalı yün gibi olur.
1O-Dost dostu sormaz.
11 - Onlar gösterlllrler. Suçlu o günün azabından (kurtulmak
için) oğullarını feda ebnek ister.
12 - Yastık arkadaşını ve kardeşini.
13 - Kendini barındıran aşiretini.
14- Yeryüzündeki herkesi. Sonra da kendisini kurtarsın (ister).
15 - Hayır, şüphesiz o, halis alevdir.
16 - Baş derisini soyan.
17 -Arkasını dönüp yüz çevireni çağırır.
18 - Toplayıp kap içinde ıaldayanı.
19; 20; 21- "Şüphesiz insan hırslı yaratıldı" çok tamah ve sabırsız,
"kendisine şer dokunduğu zaman" zarar dokunduğu zaman "feryat
eden" çok sızlanan, "kendisine hayır dokunduğu zaman" bolluk na-
sip olduğu zaman "çok cimri" elini haddinden fazla sıkı tutar. Bu üç
sıfat (helu, cezu ve menu) mukkader (sonradan olma) ya da şimdi ger-
çek hallerdir; çünkü insanın yaratılıştaki karakterinde vardır. Birinci
iza cezua'nın, ötekisi de menua'nın zarfıdır.
22- "İllel musallin (ancak namaz kılanlar müstesna)" bu da son-
radan zikredilen sıfatlarla mevsuf olanları daha önce zikredilen hal-
lerle yaratılanlardan istisna etmektedir. Çünkü bu sıfatlar onlara zıtnr;
şu açıdan ki bunlar hakkın taatına dalmaya, halka acımaya, cezaya
inanmaya, azaptan korkmaya, şehveti kırmaya ve kalıcı ahireti geçici
dünyaya tercih etmeye delalet etmektedirler; onlar (helu, cezu, menu)
sıfatları ise dünya sevgisine dalmaktan ve gözü hep ona dikmekten
kaynaklanmaktadır.
23; 24; 25- "Onlar ki namazlarına devam ederler" hiçbir meş
guliyet onları alıkoymaz. "Onlar ki mallarında belli bir hak varılır"
zekatlar ve miktarı belli sadakalar gibi. "Dilenci için" isteyen için "ve
mahrum için" istemeyip de kendini zengin sayan; o nedenle de mah-
rum kalan için.
26- "Onlar ki ceza gününü tasdik ederler" amelleriyle (işleriyle)
tasdik ederler o da kendini yormak ve ahiret sevabını ummakla malını
Hak yolunda sarf etmektir. Din de bunun için zikredilmiştir.
27; 28- "Onlar ki Rablerinin azabından korkarlar'' kendileri na-
mına korkarlar. "Çünkü Rabbinin azabı garantili değildir'' bu da bir
kimse ne kadar taat etse de Allah'ın azabından emin olmaması gerek-
tiğini gösteren itiraz cümlesidir.
29; 30; 31- "Onlar ki namuslarını korurlar. Ancak eşlerine yahut
sağ ellerinin sahip olduğu cariyelerine; çünkü onlar (bundan) kı
nanınazlar. Kim bunun ötesini ararsa, işte onlar haddi aşanlardır".
Bunun tefsiri de Mü'minun suresinde geçmiştir.
32- "Onlar ki emanetlerine ve sözlerine riayet ederler'' muhafa-
za ederler, lbn Kesir tekil olarak emanetihim okumuştur. Yani hiyanet
etmezler, inkar etmezler ve bildikleri Allah haklarını ve kul haklarını
gizlemezler.
33- "Onlar ki şahitliklerini yerine getirirler'' Yakup ile Hafs çeşit
leri değişik olduğu için çoğul kalıbı ile bişehadatihim okumuşlardır.
,. ,,,.
-, ..
,,
~~@ ıJ~ r-f,~ Js- ~ ~lj
, ,
, 1 ~
"•'"•" '
t.~ , , ~
e "' , ,
~ı.!J 1 ), 1J~~f'~
,, ; , ,
e ıJ_,.-_rep~~ ;.-
,
,,,•,
, ,
,,._ ... , .,,,
1 ,, 'i ,
........... , , ...
,., , • ,•
, 1
.ı.,
.,, "" • ,
, ........
71 /NUH SURESİ
Mek.ke'de inmiştir.
28 ayettir.
350 71 / NUH SURESİ 5.CIIT
---·- -- -·--
•
"
.
, • , , , , , ,_.,,,, 1 ,. ,---;'
......._ - ._ ,, •I'" ı ı ı '• ı .ı ı ı - I , 1 .-
l'~ı~~ı~~~~~J~~~.1J~~~~A
" .. , , , - ... ... ' , r,
8 ı~Q.J~ J";~~jı~~J; ~~:; ~ i )"}. 1 ı',
8
~ }-:! ~~ ws U:~J 0 Cı~ ~~ J,l:; ;;,.;; (.Ü
, , , . , ....
t •
01~~1
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Gerçekten biz Nuh'u kavmine gönderdik, kavmini kendileri-
ne acıklı bir azap gelmeden önce uyar, diye.
2- Nuh dedi: Ey kavmim, gerçekten ben slzln için apaçık bir uya-
ncıyıın.
, , 'i , , -
~:, ~~ J;~ ~J 0 ı;ı~ ~ ~üı J;-~
~ 1 - .ı. ,
etmelerini emredince şöyle demişlerdir: Eğer biz haklı isek onu terk
etmeyiz. Eğer degilsek, bizi nasıl kabul edecek ve ona isyan etmişken
bize nasıl lütfedecek? O da onlara isyanlarını kökünden kazıyacak ve
onlara bağışlar ihsan edecek şeyi emretti. Bunun içindir ki onlara çok
etkili şeyi vaat etti. Şöyle de denilmiştir: Davetleri uzayıp da ısrarları
sürünce Allah onlardan yağmuru kırk yıl kesti ve kadınlarını kısır etti.
Bunun üzerine eski hallerinden istiğfar ettikleri takdirde şunu vaat
etti: "Üzerinize göğün yağmurunu bol bol göndersin. Size mallar ve
oğullarla yardım etsin; sizin için bahçeler kılsın, sizin için ırmaklar
kılsın". Bunun içindir ki yağmur duasında istiğfar etmek meşru ol-
muştur. Sema kelimesinin feleğe de buluta da ihtimali vardır. Midrar
bol fışkıran yağmur demektir. Bu binanın müzekker ve müennesi bir-
dir. Cennet kelimesinden maksat da bahçelerdir.
13- "Size ne oluyor da Allah için vakar ummuyorsunuz?" kendi-
ne ibadet ve itaat edene değer vermesini ummuyorsunuz, size değer
verdiğini umacağınız bir pozisyona gelmiyorsunuz. Buradaki lilla-
hi lafzı değer vereni açıklamaktadır. Eğer lillahi sorıraya bırakılsa idi
vakara'ya müteallik olurdu ya da onun büyük olduğunu itikat etmiyor
ve ona isyan etmekten korkmuyorsunuz demektir. İtikadı, en düşük
derecede zanna tabi olan rica (umut lafzı) ile tabir etmesi, mübalağa
içindir (çünkü umut yoksa zan da yoktur).
14- "O ki gerçekten sizi aşama aşama yarattı" bu da reddi tespit
eden haldir, şöyle ki bunlar umut ışığı yakmaktadır. Çünkü onlan evre
evre yaratmışur. Zira onları önce madde halinde, sonra da insanın
gıdası olan bileşikler halinde, sonra da karışımlar halinde, sorıra da
meniler halinde, sorıra da alaka {kan pıhtısı halinde) sonra da bir çiğ
nem et olarak, sonra da kemikler, sonra da etler halinde, en sonunda
da yeni bir varlık olarak yaratmışur. Bu da onları yeniden yaratma-
sının ve onlara büyük sevap vermesinin mümkün olduğunu ve yüce
Allah'ın kudretinin eksiksiz ve hikmetinin tam olduğunu gösterir.
Sonra bunun ardından bunu ufki I harici ayetlerle teyit eden şeyleri
getirip şöyle dedi:
15; 16- "Görmediniz mi, Allah yedi gökleri kat kat nasıl yarattı?
Onlarda ay'ı bir nur kıldı". Yani göklerde demektir o da dünya göğü
dür. Ay'ı onlara nispet etmesi, aralarında münasebet olmasındandır.
"Güneşi de bir lamba kıldı" onu lambaya I kandile benzetmesi, ka-
ranlığı yeryüzünden izale etmesindendir, nitekim lamba da çevresini
aydınlatır.
354
--- -------
71 /NUH SURESi
------ -------
s. cıır
17 -
Allah sizi yerden bltirmelde bltlnll.
Sonra sizi geri gönderecek ve sizi bir çıkanşla çıkaracak.
18 -
Allah yeri sizin için bir döşek kıldı.
19 -
Ondan geniş yollara gitmeniz için.
20 -
21 - Nuh dedi: Rabbl.m, gerçekten onlar, bana isyan ettiler ve
malı ve çocuğu ancak zarannı artıran o kimseye uydular.
22 - Çok büyük bir tuzak lcunlular.
23 - Dediler: Tanrılarınızı bırakmayın; ne Vedd'l ne Suva'ı ne
Yağus'u ne Yauk'u ne Nesr'L
24 - Gerçekten çoldannı sapbnlılar. Zalimlerin sapıklığından
başka bir şeylerini artırma!
25 - Günahlarından suya boğuldular, ateşe sokuldular. Kendileri
için Allah'tan başka yardımcılar bulamadılar.
17- "Allah sizi yerden bitirmekle bitirdi" sizi ondan var etti. Var
eune yerine bitirmenin istiare olarak kullanılması, bunun sonradan
olmaya ve yerden oluşmaya daha çok delalet eunesindendir. Aslı en-
beteküm minelardı inbaten fenübtüm nebaten demektir, anlaşılacagı
için bunu k.ısalunışur.
18- "Sonra sizi oraya geri gönderecek" kabirlere koyarak "ve sizi
bir çıkışla çıkaracak" mahşerde toplamakla. Birincide olduğu gibi
5. CİLT 71 /NUH SURESİ 355
takip suya boğulma ile ateşe sokulma arasındaki şeylere itibar edil··
memesindendir ya da sonucun sebebi takip eder gibi olmasındandır,
şart bulunmadığı yahut mani bulunduğu için gecikme olsa da böyle··
dir. Naren şeklinde nekire gelmesi, ateşi büyütmek içindir ya da ateş··
lerden bir tür ateş murat edilınesindendir. "Kendileri için Allah'tan
başka yardımcılar bulamadılar" bu da Allah'tan başka kendilerine
yardım edemeyecek tanrılar edinmelerine sataşmadır.
Jw~fi~ 0 ~~ ~~ ~;:J ,
01~; t~ ~)ı J! ;~
,:;_;". J~ ~~ ~fi~ ff\ ~,~~ ~.J ~L.o Wı ~ ~~ ~
1 \...:) ,
G 4:lS
BISMlllAHIRRAHMANİRRAHIM
l - Deki: Gerçekten bana vahyolundu ki, cinlerden bir bölük:
"Gerçekten biz acayip bir Kur'an dinledik" dediler.
2 - Doğruya götürüyor; biz de ona iman ettik. Rabbimize hiç
kimseyi ortak koşmayacağız.
3 - Gerçek şu ki, Rabblmlzln büyüklüğü pek yücedir. Ne bir eş ne
de bir evlat edinmedi.
4 - Gerçek şu ki, beyinslzimlz, Allah'a karşı saçma söylerdi.
5 - Gerçekten biz, lnsanlann ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan
demeyeceğini 7.8Illletmlştlk.
1- "Kul Ohiye ileyye (de ki: Gerçekten bana vahyolundu ki)" ühiye
şeklinde de okunmuştur ki aslı vühiye'dir, vaha ileyhi deyiminden ge-
lir; vav mamzum olduğu için hemzeye kalp olunmuştur. Aslı üzere vü-
hiye de okunmuştur, faili de "ennehüs temea neferiin (cinlerden blr
bölük dinledi)" kavlidir. Nefer üç ilft on arasına denir. Cin görünme-
yen akıllı cisimlerdir. Ateş yahut hava ağırlıklıdır. Şöyle de denilmiş
tir: Onlar soyut ruhlardan bir çeşittir. Şöyle de denilmiştir: Bedenleri
olmayan insan ruhlarıdır. Bunda aleyhissalat vesselam Efendimizin
onları görmediğine, bir okuma vaktinde yanında bulunup dinlemele-
rine işaret vardır. Allah Teala da bunu ona haber vermiştir. "Dediler''
kavimlerine dönünce: "Gerçekten biz Kur'an dinledik" okunan kitap
demektir "acayip" eşsiz, nazmının güzelliği ve manasının inceliği ba-
kınıından insanların kelamına benzemeyen bir söz. Aceben mastar-
dır, mübalağa için sıfat olmuştur.
5. CİLT 72 / CİN SURESİ 359
J
,
,.
, .--... , ,, "i ,
~~ 1
l..f. .·- ;r'. ~~~ :wı ~ Gı~ ,
(v) ı:b.ı
w
~~iç·=·~~
, ::~ıı
ç-:, ~ ~, ',~ ~ ~I~ (0
v "(~,!~
.
~ ~ ~JI
' ,. , ~
~...
_,.!ol ~J..ı;
,. _., . 'i
... , ,, ;-:--.
"""
lilJ (;_) l~J 4~,
"- , ,,, ',
J
.
~
,
, ... 1 ' ...
© Llı~'1~~~~~~~~~~~~'
, -r,, , , • , . , , ! , ,. ~ , , , . , . ~ ~,,
~Jü ~LI ~ ~_,Jı.-W
, ;..ı ~ , 1 L:....,, J ~>·',, .
J\ L:...., \; IJ
~-""',,~,,, 1""",I '• ~", ,,,,,,.~,,
, ......... ~
,
.,,,•,,
~ ~4~~~.).?~d'~fi.;fJ~~
, ,
~ ""'',, l ,, ""' , • , , , !. ,, ,, ,, • ~ ',
@ 1-l>I ~I ~ I # ~ ~ ~WI ~IJ
13 - Gerçekten biz o hldayed işltdğinılz zaman, ona iman et-
tilc. Artık kim Rabblne iman ederse, eksi.klikten de haksazlıktan da
korkmaz.
14 - Gerçekten içimizden Müslümanlar da vardır ve içimizden
zulmedenler de vardır. Artık kim Müslüman olursa, işte onlar, doğ
ruyu araştırdılar.
15 - Zulmedenlere gelince, onlar cehenneme odun oldular.
16- Şöyle ki eğer onlar yolda dosdoğru gitselerdi, mutlaka onla-
ra bol bir su içirlrdik.
17 - Onlan burada denememiz için. Kim de Rabblnln zikrinden
yüz çevirirse, onu çetin bir azaba sokar.
18 - Gerçekten mescitler Allah'ındır. Artık Allah'la beraber hiç
kimseye ibadet etmeyin.
~ • ,, , , I
, ,. 1 .. ,
7 • •I
~I
1
ıJ\, Ji
~.~~' ~~ s '~ ~ ~ ~ rı ~~; ~~;ı
, ~ ,---, 1 • ,,
25- "Kul in edri (de ki: Bilmiyorum) "tehdit edildiğiniz şey yalan
mı yoksa Rabbim onun için bir süre kılacak mı?" uzun bir zaman di-
llini kılacak mı; Sanki müşrikler "nihayet tehdit edildikleri şeyi gör-
dükleri zaman" kavlini işitince, reddetmek için "bu ne zaman olacak?"
dediler. De ki: O mutlaka olacakur, fakat ben tam vaktini bilmiyorum,
denilmiştir.
26- "Gaybi bilendir'' o gaybi bilendir "muttali kılmaz" haberdar
ettnez "gaybine hiç kimseyi" kendine has olan ilmini kimseye bildir-
mez.
27- ''Ancak beğendiği kimse hariç" bazı gaypleri bilmesi ve ona
mucize olması için seçtiği hariç "min resulin (bir elçi gibi)" bu da illa
men'deki men edatını açıklamaktadır. Keramat-ı evliyayı kabul etme-
yenler bu ayeti delil getirmişlerdir, cevabı ise şöyledir: Elçiden maksat
melektir, göstermekten maksat da aracısız olandır (aracı olursa kera-
met caizdir). Evliyaların keramet olarak gaipten haber vermeleri an-
cak meleklerden almakla olur, mesela bizim ahiret bilgilerini peygam-
berlerden öğrenmemiz gibi. "Çünkü o, onun önüne dizer'' beğendiği
kimsenin önüne ''ve arkasına gözetleyiciler koyar" onu şeytanlann
5. CİLT 72 / CiN SURESi 367
73 I MÜZZEMMİL SURESİ
Melcke'de inmiştir.
20 ayettir.
370 ______ _ _MİLSURF.SI _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ s.5t~T
73_1MÜ_ZZEM
--------
BİSMİllAHİRRAHMANİRRAHİM
1 - Ey o elbisesine bürünen,
2 - Gece kalk, ancak bazısı hariç.
3 - Yansını yahut ondan biraz eksilt.
4 - Yahut üzerine artır ve Kıır'an'ı ağır okumakla tane tane oku.
5 - Gerçekten biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağlz.
6 - Gerçekten gece kalkması o, oturaldıkça da daha ağır ve sözce
de daha sağlamdır.
0 ~ 1
ç;S JWı ~~~
1 ,. ,
2_,,. ~
J "'. ,,. • ' • ,
J=.- j
,,.ı
ıJ_,ı,~ cJJ.,>i J "111
1"' ,
J..4i ,J ıJ_,;-;., !,_,.;,J'J\ j
, , "' "'"'
ıJ_,,~
"'• , •""', "'ı:; ,• ... "' •:; ' "'... ~. ,,,,,,,, ... ,,, .... j.
4111 l_,..P}IJ ö_,$)1 ljlJ ö_,.l..:aH l_rl.IJ...:.. .H ~ lj_1'U 4111
,,. 1 "' J.. ,
,_, ı ""'• / I "' •"" • e 1 '•"" ,1_,""1 """" J.,.,,. tJI) •'
bilir. Çünkü Lafza-i celfilin başa alınıp fiilin ona bağlanması bu özı~lli
ği akla getirir. "Onu sayaınayacağıruzı bildi" kavli de bunu destekler
yani vakitlerin takdirini sayamazsınız, saatlerini zapt aluna alamaz-
sınız (Allah'ın günü ak darıdan çoktur). "Size tövbe bahşetti" takdir
edilen gece namaza kalkmayı terke izin vermekle ve bunun sorumlu-
luğunu kaldırmakla, nitekim tövbe edenden de aynı şeyi kaldırmıştır.
"Artık Kur'an'dan kolay geleni okuyun'' gece namazından kolayını
za geleni kılın. Namazı Kur'an'la tabir etmesi, onu diğer rükünleriyle
tabir etmesi gibidir (mesela namaza secde demesi gibi). Şöyle denil-
miştir: Teheccüt namazı zikredilen şekilleriyle vacip idi; bunu yerine
getirmek onlara zor gelince, bununla nesh edildi. Sorıra bu da beş va-
kit namazla nesh edildi. Ya da nasıl kolayınıza gelirse aynen Kur' an
okuyun demektir. "Sizden gerçekten hastalar olacağını bildi". Bu
da müsaadeyi ve hafifletmeyi gerektiren başka bir hikmeti açıklayan
yeni söz başıdır. Bunun içindir ki ona bağlı olan hükmü tekrar etmiş
ve şöyle demiştir: "Bir kısmı da yeryüzünde seyahat edecek. Allah'ın
liltfllnden arayacaklar" burada geçen daraba fi.lardı deyimi ticaret ve
ilim tahsili için yolculuk yapmaktır. "Bir kısmı da Allah yolunda sava-
şacaklar. Artık ondan kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın"
farz namazı "zekitı verin" vacip olanı ''ve Allah'a güzel bir ödünç ve-
rin". Bundan da hayır yollarındaki diğer harcama emrini murat edi-
yor. Ya da zekan en güzel şekilde vermekle (ödünç verin demek ini-
yor). Ya da bundan karşılık vaat etmekle teşviki murat ediyor, mesela
"kendiniz için önden gönderdiğiniz hayn, Allah katında daha hayırlı
ve sevapça da daha büyük bulursunuz" kavlinde açıkladığı gibi. Bunu
ölüm anında vasiyete ertelediğinizden yahut dünya malından daha
büyük bulursunuz demektir. Hayran, teciduhu fiilinin ikinci mefulu-
dur. Hüve zamiri de hu zamirini tekittir ya da zarnir-i fasıldır. Çünkü
efale rnin (hayran, ahyer) kalıbı marife gibidir. Onun içindir ki harf-i
tarif kabul etmez. Müpteda ve haber olarak büve hayrun şeklinde de
okunmuştur. ''Allah'a istiğfar edin" bütün hallerinizde, çünkü kul
kusursuz olmaz. "Şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir".
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim Müzzemmil suresini
okursa, Allah ondan dünyada ve ahirette zorluğu kaldırır.
74 / MÜDDESSİR SURESİ
Mek.ke'de inmiştir.
56 ayettir.
378 74 / MÜDDESSİR SURESİ S. Cll.T
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Ey o elbisesine sarınan,
2 - Kalk uyar.
3 - Rabblnl tekbir et.
4 - Elbiselerini temizle.
5 -Azaba götürecek şeyleri terk et.
6 - Çoğunu bekleyerek verme.
7 - Rabbln için sabret.
~/.' ~"",:,
8~F!
8 - O boruya üftirüldüğü zaman,
9 - işte o gün çok :ıor bir gündür.
1O- Kiflrlere kolay olmayan (bir gündür).
11 - Beni baş başa bırak o kimse De ki onu tek yarattım.
12 - Ona uzun boylu mal verdim.
13 - Hazır oğullar verdim.
14 - Onun için serdikçe serdim.
15- Sonra da artırmamı umuyor.
16 - Hayır, çünkü o, ayetlerimiz için çok inatçı idi.
l 7 - Onu yokuşa sanlıracağlm.
18 - Gerçekten o düşündü, ölçtü,
11- "Beni baş başa bırak" Velid bin Muğire hak.kında inmiştir,
vahlden ye'den haldir yani beni onunla yalnız bırak; ben onun hak-
kından gelirim, demektir ya da te'den haldir yani tek yarattığımı, onu
yaratmada ortağımın olmadığı kimseyi demektir ya da mahzuf aitten
haldir yani onu tek yarattım; ne malı vardı ne de çocuğu demektir.
Yahut vahiden zem ile mansuptur; çünkü lakabı böyle idi (tek, eşsiz);
Allah ona alay yollu bu ismi vermiştir! Ya da onun tek olduğunu bildir-
mek için böyle demiştir, çünkü kötülükte tek idi ya da baba tarafında
tek idi (babası belli değildi) çünkü veled-i zina idi.
12- "Ona uzun boylu mal verdim" geniş yahut artmakla çoğalan
demektir; çünkü onun ekini, davan ve ticareti vardı. '
13- "Hazır oğullar verdim" Mekke'de hep yanında idiler, onlarla
olmaktan zevk duyardı; çünkü babalarının nimeti ile doyduklarından
ticaret için sefere çıkma ihtiyacı duymazlardı. O da onları kendi iş
lerine gönderme ihtiyacı duymazdı, çünkü hizmetçileri çoktu ya da
meclis ve kulüplerde yanından ayrılmazlardı, çünkü onur ve itibarları
vardı. Şöyle de denilmiştir: On yahut daha çok oğlu vardı, hepsi de
erkeklik çağına gelmişlerdi. Onlardan üçü Müslüman oldu: Halid (bin
Velid), Umare ve Hişam.
14- "Onun için serdikçe serdim" ona riyaset ve büyük şöhret ver-
dim; öyle ki Reyhanetü Kureyş (Kureyş'in Çiçeği) ve Tek (adam)ı der-
lerdi yani başkanlığı ve önderliği hak ettiği için böyle derlerdi.
15- "Sonra da artırmamı umuyor'' verdiğimin üzerine, bu da
onun tamahını yadsımaktır; ya verdiğinden fazlası olmadığı için ya da
nankörlük ettiği ve nimet verene karşı dik başlık ettiği için buna layık
görülmediği içindir. Bundan dolayıdır ki şöyle demiştir:
16- "Hayır, çünkü o, ayetlerimiz için çok inatçı idi" bu da onu
tamahından çevirmedir ve yeni söz başı olarak reddin gerekçesidir;
çünkü nimet verenin ayetlerine baş kaldırmıştır, bu da nimetin orta-
dan kalkmasına, dolayısıyla da artmasına manidir. Şöyle de denilmiş
tir: Bu ayet indikten sorıra malı hızla azalmaya başladı; sonunda da
helak.oldu.
17- "Onu yokuşa sardıracağım" çıkması zor bir yokuşa vuracağım,
bu da zorluklarla karşılaşma için bir misaldir. Aleyhissalat vesselam
Efendimiz: Saud (yokuş) ateşten bir dağdır; yetmiş sene çıkacak, son-
ra yetmiş sene de inecek (çukura yuvarlanacak)tır, demiştir.
18- "Gerçekten o düşündü, ölçtü" bu da tehdidin gerekçesi yahut
inadın açıklamasıdır, mana da şöyledir: Kur'an'a dil uzatmak için ha-
yale daldı ve o konuda ne diyeceğini içinde tasarladı.
74 I MÜDDESSIR SURESi 5. CiLT
382
azap çeşidi görürler. Onun işini bir melek yahut bir sınıf görür. Ya da
gün yirmi dört saattir, beşi namaza sarf edilir, geriye on dokuz kalır, o
da çeşitli azaplarla sorumlu olacakları şeylere harcanır, bunun işlerini
zebaniler görür. Ayn'ın sükfınu ile tis'ata'şer şeklinde de okurunuşnır,
bir isim gibi görülen bir kelimede ayın cinsten harekeler arka arka-
ya gelmesin istenmiştir. Tisate a'şürin de okunmuştur ki a'şür, aşir'in
çoğuludur, tıpkı yemin ve eyınün gibi yani her on'un dokuzu çogu.1-
dur demektir, bundan da dokuz nakib (denetçi) kast edilmiştir. Ya da
(a'şür) aşr'in çoğuludur, o zaman meleklerin sayısı doksan olur.
,,....,......
t. , ... • 1•
•
- ,,
.ı.
, ,
• •
- .. ,,, J J , ,. • ,
.ı.
,., J ,
- , • , ....
32; ... 35- "Hayır" bunları inkh edenleri rettir ya da bunlar üzerinde
düşünmeyi inkar edenleri rettir "aya ant olsun, arkasını döndüğü x.a-
man geceye ant olsun" debere edbere manasınadır, kabele'nin akbele
manasına olduğu gibi. Nafi, Hamze, Yakup ve Hafs fiil mazi olduğu
için "iz" okumuşlardır "ağardığı zaman sabaha ant olsun ki" aydın-
5. ClLT 74 / MÜDDESSİR SURESİ 387
~ ~ ,, Jı, ,, , ,
c.ı
~
::J w@ ~ı~~
~~i}~ı;, \T"
- 1 ... ~w , ,
... ... ~
ti...
JS
ts.rıl ..1.ı..,.t J.
~ 01,,_i IJ: .::J)
1
_ ~ ~lS'
~ ~
v •;,=-
e ,~"i
,
~~ 'ı J. ;..s e i;.~: ~ j}. ~' r'•=:
. J e ,, .. . e •f
' , ,, - . ,! J, ,
, ,__., ,
, ~
,
•
, "', i"',
«JJ_,s~ L. ._,s~ L:. ~ ~ ~
-
8 . . ~: ,, ~'~ '5~ i=ıı ~'; ~' ;~ ~' ~!
~
J;
~
48; 49- "Artık onlara şefaat edenlerin şefaati fayda vermez" hepsi
de onlara şefaat etseler. "Onlara ne oluyor da öğütten yüz çeviriyor-
lar?" hanrlannadan yani Kur'an'dan yahut onu da içine alan (sünnet,
icma ve kıyastan) demektir, mu'ndin de haldir.
50; 51- "Sanki onlar ürken eşeklerdir" onların zikri dinlemekten
yüz çevirme ve kaçmalarını ürken eşeklere benzetmiştir. "Aslandan
kaçan" kasvere aslan demektir, kasr kökünden fa'vele veznindedir,
kahretmek, ezmek manasınadır.
52- "Doğrusu, onlardan her kişi kendisine açılmış sahifeler veril-
mesini ister". Suhuf açılan ve okunan kağıtlar demektir. Şöyle ki onlar
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e: Bize gökten içinde, Allah'tan
filanadır, Muhammed' e tabi ol, yazılan bir kitap getirmedikçe sana
tabi olmayız, dediler.
53- "Hayır'' bu da mucize tekliflerini rettir "doğrusu onlar ahiret-
s. CİLT 74 I MÜDDF.SSİR SURESİ 389
-----------------------------
Jl~ıJW,ll J~
.ı. 1 ı.. , ~ , ı..,, •
~~~ 0 ~i-.'.i!u~; 4~Jı G ~1'1~8 )Jı
,
..... , , ~~.., , , , , ,
1
, ,
,
.... 1 .
,_J.. . , , ,_. . , , . '•""
•
ki ondan başka her şeyi unutur. Bunun içindir ki meful başa alınmıştır.
Bu her zaman değildir ki başkasına bakmak ona mani olsun. ihsanını
beklemektedir de denilmiş, fakat beklemenin yüze isnat edilemeye-
ceği ile reddedilmiştir. Yüzü zat ile tefsir etmek de zahire muhaliftir.
Nimet manasına gelen (ila') ila harfi ceri ile geçişli kılınmaz. Şairin:
(Ve iza naz.artü ileyke min melikin
Velbahru duneke zitteni niamd)
Bir Kral olarak senden istedigim zaman ki deniz senin cömertligine
yetişemez
Bana nimetini artırırsın. Kavlinde ise nazar istemek manasınadır.
Çünkü (istemeden sadece) beklemek arkadan ihsan getirmez.(Burada
ise getirmiştir. Demek ki beklemek manasına değildir).
24; 25- "O gün bazı yüzler buruşuktur'' ekşi koruk gibidir, basil
ise basir'den daha abartılıdır, ancak o daha çok yiğitlikte kullanılır ki
suratı çok asık demektir. "Tezunnu" o yüzlerin sahibi bekler "belinin
kınlacağını" fakirah insanın belini kıran musibettir.
26; 27- "Hayır'' dünyayı ahirete tercihi reddetmektir "Can köprü-
dllc kemilderhıe geldiği zaman" nefis (ruh) göğsün yukarı kısırrılanna
dayandığı zaman, zikredilmediği halde nefsin zamir olarak verilme-
si, kelamdan anlaşıldığı içindir. ''Msunlayan kim, denildiği zaman?"
başında bekleyen sahipleri, onu kim afsunlayacak, dedikleri zaman
ki rak. rukiyye'den gelir ya da ölüm melekleri, onun ruhunu hanginiz
yukarılara çıkaracak; rahmet melekleri mi ya da azap melekleri mi de-
mektir ki bu da ruky (yükselmek, terakki etmek)ten gelir.
28; 29; 30- "Onun ayrılık olduğunu iyice bildiği zaman" can çeki-
şen başına gelen şeyin dünyadan ve sevgililerden aynlmak olduğunu
bildiği zaman, "bacak bacağa dolaştığı zaman" bacak bacağa sarılıp
da arıları kımıldatamadığı zaman. Ya da bu, dünyadan ayrılma zor-
luğunun ahiret azabı korkusu zorluğuna karıştığı zaman demektir "o
gün sevk yalnız Rabbinedlr'' onun sevki Allah Teala'ya ve hükmüne-
dir.
31; 32; 33- "Tasdik etmedi" etmeyi gerekeni ya da malının sadaka-
sını yani zekatını vermedi "namaz kılmadı" üzerine farz olanı. İkisin
deki (sadaka ve salla) zamir "insan sanu mı" ayetinde zikredilen in-
sana aittir. "Fakat yalanladı ve yüz çevirdi" taattan "sonra gerinerek
aileshıe gitti" buna gururlanarak ve iftihar ederek, bu da matt kökün-
den gelir, çünkü gururlanan adımını uzun atar ki aslı yetemattatu'dür
ya da mat'tan gelir o da sırttır, çünkü o, sırtını döner.
75 / KIYAMET SURESİ 5. CİLT
•
r-:-~I ~~I ~I ,.
~::.~!o c,ti:~~~;.~~,~~~u~~JI~
~ - 't# ,,,.,,,, ,.,.J, .......... , . ,,,,.•
l;~ G) I~ l.:-;o~ ~-!·.i ~\...:...! ~ ~ ıJL..;~I
0 (,;~ı:P.f;-~~~,~~~;~;;~~
- ,
0 ~~~
-. ,, ,
BISMİLLAHİRRAHMANIRRAHIM
1 - Gerçekten insanın üzerine uzun devirden bir zaman geçtJ ki
anılır bir şey değildi.
2 - Gerçekten biz insanı karışık meniden yarattık. Onu deniyo-
ruz. Onu işiten ve gören kıldık.
3 - Gerçekten biz ona yolu gösterdik; ya şükredendir yahut nan-
kördür.
4 - Gerçekten biz, kiflrler için zincirler, bukağılar ve çılgın ateş
hazırladık.
5- Şüphesiz iyiler katkısı kifur olan bir dolu bardaktan içerler.
8Gµ~:J;..~~1~~~ı!µw~0~~
L.·_; C..'' c· . ı: . ·. ~ ~ı
rJ!'.·_. i1~. r:;..• :a,,,,~ıt
'.< vf\.'ı r..~ ıy, '.'- ;) '-1: ..
~
0 ~ ~ ı;~ ~ ~;.; G G;;,~ ~ r•..il~
.. " 1
6- ·~ynen
(o bir pınardır)" bu da kafurdan bedeldir, eğer bir su-
yun adı kılınırsa ya da muzaf takdiri ile ke's'in mahallinden bedeldir
yani mae aynin ev hamriha (o pınarın suyundan yahut şarabından
içerler) demektir. Ya da (aynen) lafzı ihtisas olarak (ehussu) yahut ma-
ba'dinin tefsir ettiği bir fiille mansuptur. "Yeşrebu biha (onu Allah'ın
kullan içer)" ondan zevk duyarak yahut katılmış olarak. Be edaumn
zait yahut min manasına olduğu da söylenmiştir, çünkü içme ondan
(kadehten) olduğu gibi ondan başlar. "Onu akıtmakla akıtırlar'' iste-
dikleri yerde kolayca akıtırlar.
7- "Yufune binnezri (onlar adağı yerine getirirler)" bu da o rızkın
niçin verildiğini açıklayan yeni söz başıdır, sanki arılara bu sorulmuş,
böyle de cevap verilmiştir. Bu da, vacipleri eksiksiz yerine getirirler
ifadesinden daha mübalağalıdır; çünkü Allah Teala'nın harın içinken-
dine vacip kıldığı şeyi yerine getiren kimse Allah Teala'nın vacip kıldı-
S. CİLT 76 / İNSAN SURESi 403
--- ---- --- ---
ğını daha çok yerine getirir. "Ve bir günün şerrinden korkarlar'' yani
şiddetlerinden korkarlar ''yaygın" şerri yaygın, her tarafa sıçramış şer
rinden korkarlar. Bu da yangının ve şafağın yayılmasından alınmışın
ki istetara tara'dan daha mübalağalıdır. Bunda onların itikatlarının
güzel olduğuna ve isyanlardan kaçtıklarına işaret vardır.
8- "Sevgisine rağmen yemeği yedirirler" Allah Teala'nın yahut ye-
meğin veyahut yedirmenin sevgisine rağmen demektir ''yoksula, ye-
tiıne ve esire" yani kafir esirlere demektir. Çünkü sallallahu aleyhi ve
sellem Efendimiz'e esir getirilirdi; onu bir Müslüman'a verir ve: Ona
iyi bale, derdi ya da mümin esire ki bunun içine köle ve mahpus da
girer. Hadiste: Borçlun {tutuldun) esirindir, esirine iyi bale, denilmiştir.
9- "Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz" burada kavi {deme)
maddesi gizlidir; bu da ya beden dili ya da baş dili ile olur. Bu ifade
ecri azaltan karşılık ve başa kakma olayını ortadan kaldırmak içindir.
Hazreti Aişe radıyallahu anha komşusuna sadalea gönderir, sonra gö-
türen kimseye, ne dediklerini sorardı. Eğer dua etmişlerse o da onla-
ra aynısını ederdi ki Allah kaundaki sadaleanın sevabı zedelenmesin.
"Sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür beklemiyoruz" şükfiran te-
şekkür demektir.
10- "Gerçekten biz Rabbiınizden korkarız" bunun içindir ki size
iyilik ediyoruz ya da sizden bir karşılık beklemiyoruz. "Bir günden"
bir günün azabından "asık suratlı" onda yüzler asılır ya da korkunç
suratlı yırncı aslana benzer. "Kamtariran {pek çetin)" çok asık, kaş
larını çatmış demektir. Bu da i.kmatarratin naleatu deyiminden gelir
ki dişi deve kuyruğunu kaldırmale ve kendini toparlamaleur ya da kutr
{yan) kökünden türetilmiştir ki mim zait olur.
11- ·~ah da onları o günün şerrinden korudu" korkmaları ve
ondan çekinmeleri nedeniyle "ve onlara parlaklık ve sevinç verdi"
günahkarların asık suratına ve üzüntülerine karşılık.
12- "Onları sabrettikleri şeye karşılık mükifatlandırdı" vaciple-
ri yerine getirmeleri, haramlardan sakınmaları ve mallarını fakirlere
harcamaları nedeniyle. "Cennetle" meyvelerinden yiyecekleri bahçe
ile ''ve ipek ile" giyecekleri ipekle. İbn Abbas radıyallahu anhwna'dan
rivayet edilmiştir: Hasan ile Hüseyin radıyallahu teala ahnwna Efen-
dilerimiz hasta oldular. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem onları
ziyaret etti, ziyaretçiler Hazreti Ali'ye: Ey Hasan'ın babası, çocuklar
için bir şey adale etsen, dediler. Ali, Faume radıyallahu anhuma ve ca-
riyeleri Fıdda, çocuklar iyileşirse üç gün oruç tutmayı adadılar. On-
lar da şifa buldular, yanlarında da bir şey yoktu. Hazreti Ali Hayberli
Şemun'dan üç ölçek arpa ödünç aldı. Fauma anlan iftar etmek için
76 / İNSAN SURESİ s.cıT
404
---------- ------
beş yufka ekmek yapn. Kapıya bir yoksul dikildi, hepsi de ekmeklerini
ona verdiler, kendileri de yatular, sudan başka bir şey tatmadılar. Sa-
bahleyirı oruçlu kalktılar. Akşam olunca yemeği ortaya koydular; bu
sefer de kapıda bir yetim belirdi, ekmeklerini ona verdiler. Üçüncü
akşam bir esir göründü; anada öyle yapular. Bunun üzerine Cebrail
aleyhisselam bu sureyi indirdi ve: Al, ya Muhammed, Allah ev halkını
tebrik ediyor, dedi!
.. ~ c.. c.. - • .. ..
~~G_; © ~~\;Jwıt.;~;;tÇ~G~>~~
~ , 1 1 , , 1 1
~~~~~' Q~~~~~~~Jiı~~
,v ' , , ,
, ',;:,.J
,.,,, Q:, , , ,.., , ,_,,,., , , ,,,, , ,,, ,, .
~ ~ ~ L....Y- r---'"'J J ıJJ>1!J ~1
• , , '• , -ı: •:; , , • ,, c::. , , • , ::-: , , , • , ,• , ,
~l!.-1 l:Joo4 ~ '~!J r--_,. . ı l;.)~ J r--l.:..4.l>
• J, __, , _,,,.
" - , "' , , , ... , ~ ı, ,,, ,,, • "" - , , , , ,,,,
0\..../
~ l:..Js. ıJlS 4111ıJI4111 ;~ ıJI ':/I ıJ~
1 1 i.- L.J
.. ..
, l..:...,
ı.T,J.J..
• , "" ~ , , ,,. ~
e Y' ~~~~,~ua.ı'J~.)'-".~~
"" , - , , , J., , • , ,-:' , • ,
r,-~l~~ı~ı~,~~~~~~~·;
~ , ,t""""ı... "'"· , ....... /~"" - . ,
0 ",,,. , , ,.
(~,
~ , ,
~ ,.;
,
~'l G)
~ _,
,·- ~ ' (
'
~l~I~ (~j
~ ,
~ ~11~~
.
~ , ,. ~ , , , ......J , , ,
" ,
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
1 -Ant olsun, arka arkaya gönderilenlere,
2 - Savurdukça savuranlara,
3 - Yaydıkça yayanlara,
4 -Ayırdıkça ayıranlara,
5 - Öğüt bırakanlara,
6 - Özür için yahut uyarmak için.
7 - Gerçekten size vaadolunan şey elbette gerçekleşecek.
8 - Yıldızlar silindiği zaman,
9 - Gök yarıldığı zaman,
1O- Dağlar savrulduğu zaman,
11 - Peygamberler valdtlendirildlğl zaman,
12 - Hangi gün için ertelendi?
v ~~
Q
. . ,. ~ i ,1x.:;"l:
-, .. c.J"- ~ ~
\......._/
~;..:.ll/l:~~
.., , • ; ~
:!uJ.S
,.
,." 1 'i , ,"' ,,..,,."" 'i "'-:" • • , .,. , •"'"'
.>-1iJI@
- ,
~Jl}ıJı~ 6) ~~'-':~ (JI
.,ı_, 1 .,ı_
ı,~
1
'i - . -....
, , ,.
l;l_,..IJ ~l:>I
_.,, , -
,.....
'i.."" ...
(~ ~ ~J'JI ~ (.-31
..- •, • -- • ..-
-
• ,,
-
(n)
........
, ,
e ~J;k~'J~;ı~ )~ ~
")J I
...
,
\·
, _,
,...
o
...
rsc~ ~f a~iı r~ lh ,
8 ~~'.i! )::~ J;~ 1
~ ... ~ .......
\fj ~J'JIJ
1
27; 28- "Onda yüksek sabit dağlar kıldık" uzun ve oturaklı demek-
tir. Nekireliği
de büyütmek içindir ya da onlarda olanların bilinmeyen
ve görünmeyen şeyler olmasındandır. "Ve size tatlı bir su içirdik'' on-
larda ırmaklar ve pınarlar yaratmakla. "Yazıklar olsun, o gün yalanla-
yanlara!" bu nimetlerin emsallerini.
29; 30- "Gidin" onlara: Gidin, denilir "yalanladığınız o şeye" aza-
ba. "lntaliku (gidin)" özellikle, Yakup'tan emre zorunlu olarak itaat
etmekten haber olmak üzere intalaku (gittiler) okuduğu rivayet edil-
5. CİLT n I MÜRSELAT SURESi 417
~! ~ ~::;~ ~ @ ~ f~J~@ ~I
r::ı
v ~:-~·~
'JJ•
~ ı;:sj ::J 'l}I~j t-;0 ~~ _c:;"ı,,J!.1
\TLF: , ~
l: :@ ~_;_~
1... ...
... - ,
39; 40- "Eğer bir tuzağıruz varsa bana kurun" dünyada müminlere
tuzak kurdukları için onları azarlama ve acizliklerini açığa çıkarma
dır. "Yazıklar olsun o gün yalanlayanlara!" Çünkü azaptan kurtulmak
için bir çareleri yoktur.
41; ... 45- "Şüphesiz sakınanlar'' şirkten sakınanlar demektir, çiın
kü onlar inanmayanların karşıtıdır "gölgelerde ve pınarlardadır.
Canlarının çektiği meyvelerde" çeşitli refah içinde karar kılmışlardır.
"Yaptıklarınıza karşılık olarak afiyetle yiyin, için" yani onlara böyle
denilir. "Gerçekten biz, iyilik edenleri böyle müklfatlandınnz" ıti
katları düzgün olanları. "Yazıklar olsun o gün yalanlayanlara!" onla-
5. CİLT 77 I MÜRSELAT SURESi 419
•
~~,~~'~'
, ' , ,
;
.ı. t -
~ 0 ~~~:.:.~ı
, ,,r • 0 ~-ıa'Jıµıı; 8 ~);4~ r ı ,
0~:c~~ı;,w;G 0 ~~~~ 0 6~
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Hangi şeyden birbirlerine soruyorlar?
2- O büyük haberden mi?
3 - O ki onlar onda ihtilaf ediciler.
4 - Hayır, yakında bilecekler.
5 - Yine hayır, yalcında bilecekler.
6 - Yeri bir döşek kılmadık mı?
7 - Dağları kazıklar.
8 - Sizi çift çift yarattık.
9 - Uykunuzu dinlenme kıldık.
1o- Geceyi örtü kıldık.
1 l -Gündüzü geçim vakti kıldık.
12- Ostünüze sağlam yedi kat (gök) yaptık.
l 3 - Onda çok parlak bir kandil kıldık.
l 4 - Sıkan bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik.
,
~LS µı
,•
r; ~! 0 , J. - ,.....
LilAJI p~
,
e tG~ ~ ~ ~
"Y ,_
,
- ,
, :;; ,
"'
, ,
~wı~J@ ~.,;ııJ;~~i-.oJ'J~rY-@ ~
"'- , ..... , , : ,, ,, , , •, , ,
,
ti. ,
c.:ı
v ,
-
li\iJ:ı):. G"ıiL.i;~~@
, "~~~.,,~~~;~'Y
, ,
1 , 1
-
------- -
~ ,
~ :ı;. @ 4ıls 'i.J I~ ~ ~~ ~
, , 1
~~:'· 11 JcJJ 1
(.
r~rJ! 8 4~~ı:,~':J
~~lr~,~~e4~Ji~~)l~~:;~~;.i~~
~ •
~)1~)1~1-,~~~~~~~;
' • :.- 1
~ 0 ~)ı ~;
r
r; 0 G-ı ~;w; © u;:~~ ':I .ı.
e ~.,k~~,i:Jb(A~~~u~ e~;.~~~
, , , ,
11- "Eiza künna (biz olduğumuz zaman mı?)" Nafi, İbn Amir ve
Kisai haber şeklinde iza künna okumuşlardır. "Çürümüş kemikler''
eskimiş, Hicazlı iki kurra ile Şamlı bir kurra, Hafs ve Ravh nahireten
okumuşlardır ki bu daha mübalağalıdır.
5. CİLT 791 NAZ1AT SURESİ 435
12- "Dediler: O takdirde işte bu, ziyanlı bir dönüştür'' zarar eden
ya d~ sahipleri zarar eden demektir. Mana da şöyledir: Eğer bu doğru
ıse hız yalanladığımız için ziyan etmişizdir. Bunu da alay yollu söyle-
mekteler.
13- "O ancak bir tek haykınştır'' bu da mahzufa bağlıdır yani bunu
zor görmeyin; o bir tek haykırıştan ibarettir; o da sura ikinci üfürmedir.
14- "Bakarsın onlar toprağın üstündeler'' onlar yerin alunda ölü-
lerkeı;ı yerin yüzünde canlıdırlar. Sahire boş ve düz arazidir, ona böyle
denilmesi onda serabın akmasındandır. Bu da aynün sariyeh deyi-
minden gelir ki suyu akan {uyanık) pınardır, aksi de aynün nairneh
{suyu akmayan, uyuyan pınar) dır.
15- "Sana Musa'nın haberi geldi mi?" onun haberi sana gelmedi
mi ki kavminin yalanlamasına karşılık seni teselli eder ve anlan da
tehdit ederdi; onlardan büyüğünün başına geldiğine göre bunlara da
gelirdi.
16- "Hani Rabbi ona kutsal Tuva vadisinde seslenmişti" bunun
açıklaması da Taha suresinde geçmiştir.
ı 7- "Fir'avn'e git, çünkü o azdı" burada kavi maddesi gizlidir {ona
böyle de). Enizheb de okunmuştur, çünkü nidada kavi manası vardır.
18- "Temizlenmeye var mısın, de?" Küfür ve taşkınlıktan temiz-
lenmeye meylin var mı? Hicazlı iki kurra ile Yakup şedde ile tezzekka
okumuşlardır.
19- "Seni Rabbine hidayet edeyim mi?" seni onu tanımaya irşat
edeyim mi "korkarsın" vacipleri yerine getirmek ve haramları terk
etmekle. Çünkü korkmak ancak tanımadan sonra olur. Bu da: "Ona
yumuşak konuşun" (Taha: 44) ayetinin açıklaması gibidir.
20- "Ona en büyük mucizeyi gösterdi" yani gitti, tebliğ etti, ona en
büyük mucizeyi gösterdi. O da asanın yılana çevrilmesidir. Çünkü o
ilk ve asıl olan mucizedir ya da bütün mucizelerini gösterdi demektir,
çünkü onlar anlam itibarı ile bir tek mucize gibidir.
21- "O da yalanladı ve isyan etti" Musa'yı yalanladı ve aziz ve celil
olan Allah'a mucizeyi gördükten ve durum açığa çıktıktan sonra isyan
etti.
22- "Sonra arkasını döndü" taata sırt çevirdi "koşarak" onun işi
ni bozmak için koşarak ya da yılanın korkunçluğunu görünce süratle
yürüdü.
23- "Topladı" sihirbazları ya da askerlerini topladı ''ve seslendi"
topluluk içinde ya bizzat kendisi ya da tellalı aracılığı ile.
ı, , , , ,,
~ •.l>ü
.ı.
t. .ı. 1
1 ,
, , , • , • , - • , , 1 ~ 1 , •, , • ... ,
tir. NekaJen'in mukadder fiili ile tekit edici mefulu mutlak olınası da
caizdir (nekkelallahu bihi nelcfilel ahireti).
26- "Gerçekten bunda korkan için elbette bir ibret vardır" kork-
masını bilen için.
27; 28- "Yaratma bakımından siz mi daha çetlnsinlzt" Halle etme
bakımından siz mi daha zorsunuz ''yoksa gök müt". Sonra onu nasıl
yarattığını açıkladı: "Onu Allah yapb" dedi. Sonra da nasıl yaptığını
açıkladı: "Boyunu yükseltti" dedi. Yani yerden yüksekliğini ya da yu-
karıya doğru giden kalınlığını yüksek yaptı demektir "onu düzenledi"
dengeledi ya da düz yapn yahut onu kemale erdirecek şeylerle, yuvar-
lak yapmakla ve diğer işlemlerle kemale erdirdi. Bu da sewa fülanün
emrehu deyiminden gelir ki: Filanca kimse işini düzene bindirdi de-
mektir.
29- "Gecesini kararttı" zulumat yapn, bu da ğatışel leylü deyimin-
den gelir ki gece kararmaktır. Kararmayı ona izafe etmesi, onun ha-
reketiyle meydana gelınesindendir. "Nurunu çıkardı" güneşin ışığını
gösterdi, bu da "ant olsun güneşe ve ışığına" (Şems: 1) ayeti gibidir ki
gündüzü murat ediyor.
30- "Bundan sonra da yeri döşedi" yaydı ve yaşamak için düzeltti.
31- "Ondan suyunu çıkardı" pınarlar akıtmakla "ve odağını" otu-
nu demektir. Mer'a aslında davarın yayılacağı yerdir. Cümlenin anf-
tan soyutlanması onun gizli kad ile hfil olmasından ya da düz olduğu
nu açıklamak içindir.
32, 33- "Dağlan dikti" tespit etti, mübteda olarak ref' ile velcibalü
de okunmuştur. Bu da pek üstün bir görüş değildir, çünkü fiil üzerine
atıfnr. "Sizin ve hayvanlannızın faydası için" sizi ve davarlannızı ya-
rarlandırmak için.
34- "Bastıran bela geldiği zaman" diğer belfiların üstüne çıkan
bela demektir "en büyük'' bastıran belaların en büyüğü ki o da kıya
mettir ya da sura ikinci üfürmedir yahut o saat ki onda cennetlikler
cennete, cehennemlikler de cehenneme sevk edilir.
35- "O gün insan çalışbğı şeyleri hamlar'' onların amel defterine
yazılmış olduğunu görür, onu aşırı gafletinden (aymazlığından) yahut
sürenin uzunluğundan unutmuş idi. Bu "iza caet"ten bedeldir, ma da
mevsule yahut mastariyedir.
438 791 NAZlAT SURESİ s. CİlT
.... ...,~,.... , , ,
~L.li@~.t~~l~jfJ
...,,, ... .
e ~wı~~~,~~ e"ç~ı~_;.J, ;~ e :;ı,
~ ,,• , , •;;; ,,, ,,,,,. ... ' ... ,, •' _,,
(0 ~:,+JI ~ ~I ~J ~; rl.A... Jl> ~ L.IJ
, ....... .ı. .. 1 . , ... ;;; ...... - , ,,,,. ,ı,,.... J. ,•,•"' ';;; ... • ::i,
~'rl (tT} ~.t~~l~l~~~@wWl~~I~
.ı. , .. -.. .ı. .. 1 .ı. •
G l,_··~::,:~~IW~ @lt~.-~;~_;J! ~)~fa~
'ı ı
-; . . •,,"' o'"'-'~ ""'•"'"'"'•'•l::i'"'
(t~) ı,_~ _,ı ~ \I~ ı_M (J l+iJ.r- rY- ~lS
,,,,...,
''ve dünya hayabru tercih etti" ona daldı; ibadet ederek nefsini ıslah
etmekle ahirete hazırlanmadı "şüphesiz cehennemdir ona barınak''.
Onun yeridir, elme'vada'ki lam-ı tarif izafetin yerine geçmiştir; çünkü
cehenneme gidenin azgın olduğu bilinmektedir, biye de zamir-i fasl-
dır ya da müptedadır.
40; 41- "Gelince ona kim, Rabbinin makamından korktu" dünyayı
ve ahireti bildiği için Rabbinin huzurunda durmaktan korktu "ve nefsi
arzudan men etti" onun helak edici olduğunu bildiği için "şüphesiz
cennettir onun barınağı" ondan başka barınağı yoktur.
42- "Sana kıyametten soruyorlar; onun demir atması ne zaman-
dır diye" kopması ve sabit olması ne zamandır, diye ya da sonu ve
karargahı ne zamandır diye ki bu da geminin mersa'sından (limanın
dan) gelir ki varacağı ve karar kılacağı yerdir.
43; 44; 45- "Onu anmaktan sen neredesin?" vaktini onlara hatır
latmaktan hangi şeydesin yani onlara vaktini hatırlatmaktan ve vak-
tini açıklamaktan bir bilgi üzerinde değilsin. Çünkü onlara hatırlat
man ancak azgınlıklarını artırır. Onun vaktini bilmek Allah Teala'ya
mahsustur. Şöyle de denilmiştir: Fıme sorularını reddetmektedir.
Ente rnin zikraha da yeni söz başıdır. Manası şöyledir: Sen onun hatı
rasından bir hatırasın yani onun alametlerindensin. Çünkü onun son
Peygamber olarak gönderilmesi, onun alametlerinden bir alamettir.
Şöyle de denilmiştir: Bu, onların sorularına dahildir, cevap da "onun
sonu Rabbinedir'' cümlesidir yani onun son ilmi ona aittir demektir.
"Sen ancak ondan korkanın uyancısısın" sen ancak onun şiddetin
den korkanı uyarmak için gönderildin. Bu da vaktin belirtilmesine
uygun değildir. Korkanın özellikle zikredilmesi, ondan yararlanacak
olanın o olmasındandır. Ebu Amr'dan tenvinle münzirün okuduğu ve
aslına göre amel ettirdiği rivayet edilmiştir, çünkü o (münzir) hal ma-
nasınadır.
46- "Sanki onlar onu gördükleri gün kalmamışlardır'' dünyada
yahut kabirlerde "ancak bir akşamüstü yahut kuşluğu kadar" yani bir
günün akşamüstü yahut kuşluğu kadar demektir. Bu da: "Ancak gün-
düzden bir saat kalmışlardır" (Ahkaf 35) ayeti gibidir. Bunun içindir
ki kuşluğu akşamüzerine izafe etmiştir, çünkü ilcisi de bir giindendir.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: Kim Naziat suresini okursa Al-
lah Teala'nın onu kıyamet gününde bir farz namazı kadar bekletip de
sonra cennete giden kimselerden olur.
~~~-~~~~~~~
80 /ABESE SURESİ
Mekke'de inmiştir.
42 ayettir.
80 / ABESE SURESi 5. CiLT
442
•
~~l~~l~I ;
~ 2~ 8 ~1: :ı ;.
.
~I © ~}~ı ::;~:i ~~ ~I
,__,,, ~
,, .ı.J.,~"'' .ı.J.
~~ G') ~ !l~:; t:G 8 ,.;; 'Jı ~ ~~ 8 ı.>~
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Yüzünü ekşitti ve arkasını döndü,
2 - Kendisine kör geldi diye.
3 - Ne biliyorsun, belki o annacakl
4 - Yahut öğüt alacak da öğüt ona fayda verecek.
5 -Ama o kimse ki tenezzül etmedi,
6 - Sen ona yöneliyorsun.
7 -Arınmaması sana değil.
8-Ama o kimse ki sana koşarak geldi,
9 - O ki korkuyor,
1O - Sen ondan oyalanıyorsun.
11 - Hayır, gerçek o (Kur'an) bir öğüttür.
12 -Artık kim dilerse, ondan öğüt alır.
~ , , ~ , ~ , ,, ,, lo,.
.?- , r":"
'./
-..-... ~~', ,,, ', /Y'-~ ~-., , ---;, , / ............... - • ,, - ,.,,
~. ı,,
1 - ,,...;
27; 28- "Onda tane bitirdik" buğday ve arpa gibi, "üzüm ve yonca"
5. CİLT 80 I ABESE SURESi 447
•
~~ıF~ı~ı .
,
~~ ~~
Gv-•~~
, '
ı
I I /,
i.~ al\ l::ı~J
, ,
G) l:i ~;:ı ~~ 8
•
L•
•' " t· •
~
I
~ ~-:ı , , ,-:'-;. ,,
(9 L• t.;•< ~wı l~J
BISMlllAHIRRAHMANIRRAHIM
ı - Güneş dürüldüğü zaman,
2 - Yıldızlar döküldüğü zaman,
3 - Dağlar yürütüldüğü zaman,
4 - On aylık gebe develer başıboş bırakıldığı zaman,
5 - Vahşi hayvanlar toplandığı zaman,
6 - Denizler ısıtıldığı zaman,
7 - Nefisler çiftleştiği zaman,
8 - Diri diri gömülen kız çocuğu sorulduğu zaman,
9 - Hangi günahla öldürüldü;
1O- Sahifeler açıldığı zaman,
11 - Gök sıynldığı zaman,
- .ı. - ~~
G ~r~ ~ ~ 0 ~;~~~ .: :~~ 0 .·-.;!jı
~ , ~ ... , •• ,. 'I, ..... , , .~, 'J ,, o ,.,,. .......
e ~ı~!~!J e~ı~~!JG~,~~,
c~ ~;..;~ 0) ~)j~j~~c~u~
L 1 --.ı ,,, ...
·~:_~_; (0.......,,,,•',,,
~,,,
~~~~-l~~ ~
0 :.~~~~~~~:
,, ,'-"ı
"' ,,, , , ,. • , ... , , , • ,,, "... , - , 'l , ,
(~~ ıJ_,L.A;L.ıJ~ G) ~l)UJ, 8 ~
BISMİLLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Gök yarıldığı zaman,
2 - Yıldızlar dağıldığı zaman,
3 - Denizler akıtıldığı zaman,
4 - Kabirler deşildiği zaman,
5 - Nefis önden gönderdlğln..l ve geriye bırakbğını bilir.
6 - Ey o insan, seni kerem sahibi Rabblne karşı ne aldattı?
7 - O ki, seni yarattı, düzeltd, dengeledi.
8 - Dilediği herhangi biçimde terkip etti (kurdu).
9 - Hayır, bilakis cezayı yalanlıyorsunuz.
1O- Gerçekten üzerlnhde elbette muhafızlar var,
11 - Değerli kidpler.
12 - Yaptıldannızı bilir.
iza'nın cevabıdır.
6- "Ey o insan, seni kerem sahibi Rabbine karşı ne aldattı?" ne
yanılttıda ona isyana sürükledi. Kerem sahibinin zikredilmesi, gurur-
lanmayı men etmede mübalağa içindir. Çünkü yalnız kerem zalimi
ihmal ettirmez ve dostla düşmanı, muti ile asiyi bir kılmaz, kaldı ki
bir de ona kalır ve intikam sıfatı ilave edilirse. Ve kerem sahibinin zik-
redilmesi, şeytanın aldatma vesilesini göstermek içindir. Çünkü ona:
istediğini yap, Allah kerimdir, kimseye azap etmez, hemen ceza ver-
mez, der. Ve şunu da göstermek içindir ki onun kerem sahibi olması,
ona ciddi şekilde itaat etmeyi gerektirir; keremine aldanarak isyana
dalmayı değil.
7- "O ki seni yarattı, düzeltti, dengeledi" bu da rububiyeti tespit ve
keremi açıklayan ikinci sıfattır, şuna dikkat çekmektedir ki önce buna
gücü yetenin, ikinci kez de gücü yeter. Düzeltme (tesviye) organlan
sağlam ve fonksiyonel (işlevsel) yapmaktır, dengelemek de bünyeyi
orantılı ve organlarını birbiri ile mütenasip yapmaknr ya da organ-
ların güçlerine münasip olmasıdır (elin iş tutmaya, ayağın yürümeye
uygun olması gibi). Kufeliler şeddesiz olarak feadelek okumuşlardır ki
bazı organlarını bazıları ile dengeledi, sen de mutedil oldun, demektir
ya da seni başkalarının yaraulışından çevirdi ve sana ayn bir yaratılış
özelliği verdi; sen de diğer hayvanlardan ayrıldın.
8- "Dilediği herhangi bir biçimde terkip etti" yani seni istediği
gibi kurguladı demektir. Ma edatı zaittir. Şart için olduğu, rekkebek'in
de onun cevabı, zarfın (fieyyi'nin) de adelek'in sılası olduğu da söy-
lenmiştir. Cümlenin, makabline atfedilmemesi, adelek'in açıklaması
olduğu içindir.
9- "Kelli (hayır)" bu da Allah'ın keremine aldanmaktan mendir.
"Bel tükezzibune (bilakis cezayı yalanlıyorsunuz)" kavli de aldan-
malarının asıl sebebini açıklamak için geçiştir, Din lafzından da ceza
yahut İslam murat edilmiştir.
10; 11; 12- "Gerçekten üzerinizde elbette muhafızlar vardır, de-
ğerli kitiplerdir, yaptıklarınızı bilirler'' bu da neden yalanladıkları
nın gerçeğini göstermek ve bekledikleri göz yumma ve ihmali reddet-
mektir. Kiltipleri Allah katında değerli olmakla büyütmek de cezayı
büyütmek içindir.
458 82 / INFITAR SURESİ 5. CİLT
0 ~. ~; ;~~r:;::~~L!J~~r;
- e ~f 1 r; ,
13 - Gerçekten iyiler elbette bol nlmetlerdeler.
14 - Gerçekten kötüler cehennemdeler.
15 - Ceza günü oraya girecekler.
16- Onlar ondan gaip değiller (olamazlar).
17 - Ceza gününün ne olduğunu sana ne blldlrdlf
18- Sonra ceua gününün ne olduğunu sana ne blldlrdlf
19-Bir gündür ki hiçbir nefis, bir nefis için hiçbir şeye sahip ol-
maz. O gün emir Allah'ındır.
•
~}ı~}ı~ı
, '. , ,
;
J , , , • ,, ~ ,
0 ~'~)~8ır~rY-<~) +r~(~)0;~
~-, - -
0 ~~4~;\l:~0~~~1~Gs~ı~
1 , ti 1 ... 1 , ... ,,,
.ı.
~
0 ol '•'
r;_,.~~
,
BISMILI..AHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Yazıklar olsun, ölçü ve tartıda hile yapanlara!
2 - Onlar ki insanlardan ölçü ile aldıkları zaman tam alırlar.
3 - Onlara ölçü ile verdllderl zaman eksik verirler.
4 - Onlar gerçekten dlrlltlleceklerlnl sanmıyorlar mı1
5 - Büyük bir günde.
6 - O günde insanlar llemlerin Rabbi için kalkarlar.
7 - Hayır, gerçekten kötülerin kitabı elbette Slccin'dedlr.
8 - Slccin'in ne olduğunu sana ne bildirdi?
9 - Yazılmış bir kitaptır.
3- "Onlara ölçü veya tartı ile verdllderi zaman" yani iza kfilunnase
ev vezenuhurn demektir "eksik verirler'' harf-i cer (linnasi) hazf edil-
miş, meful fiile bitiştirilmiştir, tıpkı şunun gibi:
(Velekad ceneytüke ekmüen ve asakıla)
Ben senin için yer elması ve iri cinsini topladım.
Ceneytü leke demektir. Ya da kfilu mekilehüm demektir ki mu-
zaf hazf edilmiş, muzafun ileyh onun yerine geçirilmiştir. Munfasıl
hüm zamirini muttasılın tekidi saymak güzel değildir, çünkü o zaman
kelam makabli ile karşılaştırma durumundan çıkar. Zira maksat on-
ların alırken ve verirken farklı davrandıklarını açıklamaktır; yoksa işe
girişip girişmemek değildir. Bir de o durum Mushaf hattında benzer-
lerinde olduğu gibi elifle yazılmasını gerektirirdi.
4- "Onlar gerçekten diriltileceklerini sanmıyorlar mı1" çün-
kü öyle sanan bu gibi çirkin şeylere cesaret eunez. Artık buna kesin
inanan hiç eunez. Bunda onların hallerini yansıtma ve onlara şaşma
iması vardır.
5; 6- "Liyevmin azim (büyük bir günde)" onu büyüunesi ondaki
şeyin büyük olmasındandır. "Yevme (o günde insanlar kalkarlar)"
yevme meb'usune lafzı ile mansuptur yahut car ile mecrurdan be-
deldir, cer ile (yevmi) okunuşu da onu destekler. "Alemlerin Rabbi
için" hükmü için. Bu rene, şaşmada, zannın zilcredilmesinde, günün
büyüklükle nitelenmesinde, onda insanların Allah için ayağa kallana-
sında, ondan alemlerin Rabbi olarak tabir edilmesinde eksile tarunayı
men ve gününün büyüklüğü hususunda birçok mübalağalar vardır.
7- "Kelli (hayır)" eksile ölçmekten, yeniden dirilme ve hesaptan
gaflenen mendir. "Gerçekten kötülerin kitabı" amellerinin yazıldığı
şey yahut amellerinin yazılması "elbette Siccin'dedir'' insanlar ve cin-
lerden kötülerin amellerini içinde toplayan bir kitaptır. Nitekim şöyle
demiştir:
............
iJ,-i L:.::...J ı ~L::..:.ü ~ ~ ~ J
, , ""1
•, ı . -....l.:>
, "'
, ~ , j, ,, • - 'i
~~~fi~@ ~;:,wı ~ :;_Aı:;;@ ~--: 7~~(;;,
j j , 1 ,. ,.
~)ı~)ı~ı
•
;
, ' ,
"" 'i ,_ "" 'i , --
~~'Ji I~~~ 0) :. i~~ lf;), ~~I~ G) .: i'·iı :ı:~ il~~
.J.ı , , 'i - • , ..... ~
(~) :- ;~ ~) ::.i.>ı~ 0 .: ı;.;~ ~ t:~ıj (3 ~~
, , , 1
-
~~ :;~~ 0 ~;t.i~ ~~J~e:~~~~u~itıj ~
-. ,• "
0J ti ' ti."" e, , ·~ J " .1',
!i•u
I , 1 ' "" I ' ,
BISMlllAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Gök yanldığı zaman,
2 - Rabblnl dinlediği. zaman ki buna layık kılınmıştır.
3 - Yer uzatıldığı,
4 - içindekini abp da boşaldığı,
5 - Rabblnl dinlediği. zaman ki buna layık kılınmıştır,
6- Ey o insan, şüphesiz sen Rabbine bir didinme ile didlnmekte-
sin; ona da kavuşacaksın.
7 - Kime kitabı sağından verildi ise,
8 - beride kolay bir hesaba çekilecektir.
9 -Ailesine de sevinçle dönecektir.
1O- Kime de kitabı sırtından I arkasından verildi ise,
11 - ileride helild I ölümü isteyecektir.
12 - Çılgın ateşe girecek.
13 - Çünkü o ailesinde sevinçli idi.
, .ı. , - , , .r ~ , ,, ~ -
ı;;jıJ.e~~~~)1'r•5:t5;~.;eık~~~
, , ,
@ l~;~r1'~G@ ~;.:~
14 - Gerçekten o asla dönmeyecellnl zannetti.
15 - Hayır, gerçekten Rabbi onu görmektedir.
16 - Yoo, şafağa yemin ederim,
17 - Geceye ve topladığı şeye,
18 -Toplandığı (dolunay halini aldığı) zaman aya,
19 - Elbette halden hale bineceksiniz (geçeceksiniz).
20 - Onlara ne oluyor da iman etmiyorlar?
21 - Onlara Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar.
22 - Bilakis o kiflrler yalanlıyorlar.
23 -Allah onların sinelerinde saldadıldannı pekiyi bilendir.
16- "Yoo, şafağa yemin ederim" güneş battıktan sonra ufukta gö-
rülen kızıllığa. Ebu Hanife radıyallahu anh: O, güneş battıktan sonraki
beyazlıktır, demiştir. Ona böyle denilmesi inceliğindendir, o da şef
katten (kalp inceliğinden) gelir.
17- "Geceye ve topladığı şeye" toplayıp bürüdüğü şeye ki arılar da
hayvarılar ve diğerleridir. Vesekahu fetteseka vestevseka şeklinde çe-
kimi yapılır. Şair şöyle demiştir:
(Müstevsikatin lev yecidne saika)
Develer topludur, keşke bir sürücü bulsalar!
Ya da geceye ve yerlerine sürdüğü şeylere demektir ki bu da vesika-
dan gelir ki çalınan devedir.
5. CiLT 84 / İNŞİKAK SURESi 471
--- - - - - - - - - - - - - - ------
18; 19- "Toplandığı zaman aya" dolup da bedir halini alan aya ant
olsun, "elbette halden hale geçecekshıiz" evreden evreye demektir,
bu da şiddette başkasına denk olan şeydir. Denk olan haldir de de-
nilmiştir. Ya da çeşitli şiddet mertebelerinden geçeceksiniz demektir,
o da ölüm, kıyamet duraldan ve korkularıdır ya da ondan önceki be-
lalardır ki o zaman tabaka'nın çoğulu olur. İbn Kesir, Hamze ve Kisai
be'nin fethi ile leterkebenne okumuşlardır ki lafız itibarı ile insana ya
da Resul aleyhissalat vesselam'a hitaptır. Mana da şöyle olur: Bir hal
ve mertebeden sonra şerefli bir hale ve mertebeye geçeceksin. Ya da
Miraç gecesi tabakasından (katından) sonra gökteki tabakalardan bi-
rine geçeceksin demektir. Be'nin kesri ile leterkebirıne de okunmuş
tur ki nefse hitap olur. Gaip ye'siyle leyerkebenne de okunmuştur. An
tabak lafzı da tabakan'ın sıfatıdır ya da zamirden haldir, mücavizen
ettabaka ya da mücavizine lehu (tabakadan yahut tabakalardan geçe-
rek) demektir.
20; 21- "Onlara ne oluyor da iman etmiyorlar?" kıyamet gününe
(ahirete). "Onlara Kur'an okunduğu Ullllan secde etmiyorlar" boyun
eğmiyorlar ya da tilavet secdesi yapmıyorlar. Çünkü rivayet edildiği
ne göre aleyhissalat vesselam Efendimiz: "Vescüd vakterib (secde et,
yaldaş)" (Alak: 19) ayetini okumuş, yanındaki müminlerle beraber
secde etmiştir. Kureyş de tepelerinin üstünde alkış tunnuştur, ayet de
bunun üzerine inmiştir. Ebu Hanife bunu secdenin vacip olduğuna
delil getirmiştir. Çünkü bu, duyup da secde etmeyenleri kınarnadır.
Ebu Hureyre radıyallahu teala anhu'dan burada secde ettiği ve: Allah'a
yemin ederim ki ben ancak Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den
burada secde ettiğini gördükten sonra secde ettim, dediği rivayet
olunmuştur.
22; 23- "Bilakis kifirleryalanlıyorlar" yani Kur'an'ı. ·~ah onların
sinelerinde saldadıklannı bilendir'' göğüslerinde gizledikleri ink!r ve
düşmanlığı.
472 84 / INŞlKAK SURESi 5. CİLT
-----
-
24 - Öyleyse onlan acıklı bir azapla müjdele.
25 - Ancak iman edip iyi şeyler yapanlar müstesnadır ki onlar
için kesllıneyen bir mükifat vardır.
24; 25- "öyleyse onlan acıklı bir azapla müjdele" onlarla alay ede··
rek. "lllellezine (ancak iman edip iyi şeyler yapanlar müstesnadır)".
İstisna da munkatı yahut muttasıldır. (Muttasıla göre) maksat onlar·
dan tövbe ve iman edenlerdir. "Onlar için eksilmeyen bir mükifat
vanhr'' memnun kesilen yahut başa kakılan demektir. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim İnşikak suresini okursa, Allah onu
kitabı arkasından verilenlerden olmaktan korur.
----(@Yi~ )----
85 I BURUC SURESİ
Mekke'de inmiştir.
22 ayettir.
474 85 / BURUC SURESİ 5. CİLT
(~ ;;~~~~'Ac>~
,. . , r .
BISMİLLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 -Ant olsun, burçlar sahibi göğe,
2 - Va'dedllen güne,
3 - Şahide, şahltllk edilene ki,
4 - Hendeklerin sahibi gebertlldl.
5 -Tutuşturucu ateşin sahibi (hendekler).
6 - O zaman onlar onun üzerinde I kenannda oturuyorlar,
7 - Müminlere yaptıklannı seyrediyorlardı.
1- ''Ant olsun, burçlar sahibi göğe" yani on iki burca ki bunlar sa-
raylara benzetilmiştir. Çünkü onlara gezegenler iner ve orada sabit
yıldızlar durur. Ya da ayın evreleridir veyahut büyük gezegenlerdir.
Onlara burç denilmesi görünrnelerindendir ya da göğün kapılarına;
çünkü inenler onlardan çıkarlar. Burç maddesinin aslı görünmek için-
dir.
2; 3- "Va'dedllen güne" kıyamet gününe, "şahide ve şahitlik edile-
ne ki" o günde şahit olan mahlukata ve o günde hazır edilen acayip-
lere. Şahid ile meşhudun nekire olması sıfatlarının anlatılamayacak
olmasından ya da çokluğu mübalağa etmek içindir. Sanki: Ne kadar
şahitlik eden ve şahitlik edilen vardır demektir. Ya da Peygamber aley-
hissalat vesselam ile ümmetidir yahut ümmeti ile diğer ümmetlerdir
veyahut her peygamber ile ümmetidir veyahut Halık ile mahlfı.ktur. Ya
da aksidir; çünkü Halık halkından haberdardır, o (mahluk) da onun
varlığına şahittir ya da hafaza meleği ile mükelleftir yahut Arafe günü
ile hacılardır veyahut Cuma günü ile Cuma kılanlardır. Çünkü Cuma
günü ona şahitlik eder veyahut her gün ile o gündeki insanlardır.
4- "Hendeklerin sahipleri öldürülmüştür". Bunun kasem' in ceva-
bı olduğu söylenmiştir, takdiri de: Lekad kutile demektir. Çünkü sure
5. CİLT 85 I BURUC SURF.Sİ 475
. .'. ,
, .,
~j!0l~~~l.J
, :; , , ,,
~ \y.fe (J
,,
, :;
, ,,, • ,
, ,,
r~}J~ ~}JI ip ~I ~ (~ "l:f
~,
ı,',
, ., • ,
:i:;
,
/V'ı...,
., •
~,.,
,,, :; ~ <"\.,
,
,
,,
~I !fwJ ~I ı.:t..lllıJ]
,
ı~ <.i.rJI
, ,
~~
~t, r~~IJ&.
•·
J. '• ..... , J., "'• ,,.
I • [. J. ,,
~~,;~ t~ '~~~~~;~ı @~~~.J~·L~~ı
" 1 , , 1 ,
1 1 , 1 ,
rum şöyledir ki her nefsin üzerinde mutlaka vardır "bir koruyucu" göz-
cü, in edatı inne'den tahfif edilmiştir, lam da fasıladır, ma edatı daza-
ittir. İbn Amir, Asım ve Hamze lemma okumuşlardır, o da illa manası
nadır, in de nafiyedir, cümle de her ilci ihtimale göre kasemin cevabıdır.
5- "İnsan neden yaratıldı, baksın" onun üzerinde gözcü olduğu
nu zikredince arkasından insana başlangıcına bakmasını tavsiye etti
ki yeniden diriltilmesinin doğru olduğunu bilsin de gözcü ona ancak
sonunda onu sevindirecek şey yazsın.
6- "Hulika (dökülen bir sudan)" bu da istifhamın cevabıdır. Main
dafik, zi diflcın (dökülen) manasınadır. O da iterek dökmektir. Maksat
da rahimde ilci sudan kanşandır, çünkü:
7- "Bel ile göğüs kaburgalarının arasından çıkar'' demiştir. Er-
keğin beli ile kadının teraib denilen göğüs kemikleri arasından çıkar.
Eğer meninin gıdanın dördüncü derecede hazmından oluştuğu ve
bütün organlardan süzüldüğü, sonunda da bu organların oluşacağı
bir kıvama geldiği ve yeri de yumurtaların yanında birbirine dolanmış
damarlar olduğu doğru ise, hiç şüphe yoktur ki onu meydana getir-
mede en etkili organ beyindir. Bunun içindir ki meni beyne benzer
ve cimada aşırıya kaçanda hızla zafiyet görülür. Yine bu nederıledir
ki onun bir halefi vardır; o da omuriliktir. O da beldedir. Ondan da
göğse inen birçok dal ayrılır. Bu ilcisi meni kapçıklanna en yakın olan
bölgelerdir. Bu nederıledir ki özellikle o ikisi zikredilmiştir. İki fetha ile
saleb, iki zamme ile sulub da okunmuştur. Onda bir dördüncü lügat
daha vardır ki o da sfilib'tir.
8- "İıınehu (şüphesiz o, onu döndürmeye elbette (tekrar yarat-
maya) kadirdir)" innehu zamiri Halık'a gitmektedir, hulika lafzı da
bunu göstermektedir.
9- "Yevme (o günde ki sırlar yoklanır)" bilinir içeride olan güzel
duygular, gizli ameller ve kötü duygular ayrılır. Yevıne rac'ihi'nin zar-
fidı~ .
10- ·~onun için yoktur" insan için yoktur "hiçbir kuvvet" için-
de buna mani olacak bir güç yoktur "bir yardımcı da yoktur'' azabı
ondan savacak bir yardımcı.
11- "Dönüş sahibi göğe ant olsun" her turda hareket ettiği yere
tekrar gelir. Şöyle de denilmiştir: Burada geçen rec' yağmurdur, ona
böyle denildiği gibi evb de denilmiştir. Çünkü Allah Teala onu vakit
vakit geri döndürür. Ya da bulut suyu denizden taşır, sonra da onu
yere döndürür, denildiği için böyle denilmiştir. Buna göre sema laf-
zından bulutu murat etmek de caizdir.
482 86 /TARIK SURESi 5. CiLT
12; 13- "Çatlak sahibi yere ki" ondan çatlayarak çıkan bitkiye ve-
yahut bitki ve pınarlarla yanlan şeye demektir "şüphesiz o" Kur'an
"elbette ayıran bir sözdür" halda batılı ayıran.
14; 15- "O şaka değUdlr" o tamamen ciddidir. "Şüphesiz onlar''
yani Mekke hallcı "tuzak kurmakla tuzak kuruyorlar" onu iptal etmek
ve nurunu söndürmek için.
16- "Ben de tuzak kunnakla tuzak kuruyorum" onlara ummadık
ları yerden gazabına tuzak kuruyorum, onlardan intikam alıyorum.
17- "ôyleyse klflrlere silre tanı" onlardan intikam almakla meş
gul olma ya da helA.klerini acele isteme. "Onlara az bir süre vermek-
le süre ver'' kısa vade ile süre ver. Tekrar ve üslubun değiştirilmesi
Efendimiz'i daha çok teskin etmek içindir. Peygamber sallallahu aley-
hi ve sellem'den: Kim Tarık suresini okursa, Allah ona gökteki her yıl
dız sayısınca on sevap verir.
-----(~·M~)-----
87 I NLA SURESİ
Mekke'de inmiştir.
19 ayettir.
484 87 I A'LA SURESi 5. CiLT
r7")ı F)ı ~I •
;
i ıit~
:~, f;\ .ı.. • ı ~ ~l::.i
v ı.,S.J> flı .,-1•'_ iı, .'~ ~~(
• \_:) J'.r- rir' L>j""' 1
~', .ı. , .ı. __ ~
0J.,.~i!!l~~ 8 ~~;..iı~~!~J:i.~ 0~
"I ;:ii- J., ... ,, ,
8 ~ :; ~-('- 8 ı..s:,S.ilı
, ,~ ~', ~1;
,
BISMİLLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - En yüce Rabbinln adını tespih eL
2 - o ld yaratıp düzenledi.
3 - O ki, takdir edip yol gösterdi.
4 - O ki, otlağı çıkardı;
5 - Onu simsiyah çer çöp yaptı.
6 - Sana okutacağız; sen de unutmayacaksın.
7 -Ancak Allah'ın dilediği müstesna. Çünkü o, açığı da bilir, glzll
kalanı da.
8 - Seni en kolayına muvaffak kılacağız.
9 - Sen de öğüt ver, eğer öpt fayda sağlarsa.
1O - Korkan kimse öğüt alacakbr.
1- "En yüce Rabbinin adını tespih et" onun adını sapık teviller,
başkası da onun gibidir iddiası ve onu saygısızca anmak.la aşırılığa
kaçmaktan tenzih et. Sübhane rabbiyel a'la şeklinde de okunmuş
tur. Hadiste şöyle denilmiştir. "Fesebbih bismi rabbikel azim" (Vakıa:
74) ayeti inince, aleyhissalat vesselam Efendimiz: Bunu rukuunuzda
söyleyin; "sebbihisme rabbikel a'la" (A'ld: 1) ayeti inince de: Bunu da
secdenizde söyleyin, dedi. Daha önce rukuda: Allahümme leke reka'tü
(Allah'un senin için ruku ettim), secdede de: Allahümme leke secettü
(Allah'un, senin için secde enim) derlerdi.
2- "O ki yaratıp düzenledi" her şeyi yaratn, onun yaratılışını tes-
viye eni; onu kemale erdirecek ve geçimini sağlayacak şekilde yaratti.
3- "O ki takdir edip yol gösterdi" eşyanın cinslerini, nevilerini, şa
hıslarını, miktarlarını, sıfatlanru, fiillerini ve ecellerini takdir etti. "Yol
gösterdi" onu doğal ve iradi olarak fiillerine yöneltti; bunu da eğilim-
5. CiLT 87 / l<LA SURESİ 485
.ı. ~
G ı~~ı~18 ~~J~~
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Sana geldi mi o kaplayanın haberi,
2 - Bazı yüzler öne eğilen,
3- Çalışan, yorulandır.
4 - Kızgın bir ateşe girer.
5 - Son derece sıcak bir kaynaktan içirilir.
6 - Onlar için kuru diken dışında bir yiyecek yoktur.
7 - Semirtmez de açlığı gidermez de.
8- Bazı yüzler o gün nimet içinde,
9 - Çalışmasından dolayı hoşnuttur.
1O- Yüksek cennette.
11 - Orada boş laf işitmez.
12- Orada akan bir kaynak vardır.
13 - Orada yüksek sedirler vardır.
14 - Konulmuş kupalar,
15 - Sıra sıra dizilmiş yastıklar.
16 - Serilmiş halılar.
. ';fiJ~ıJ!.J 8 ~; •5PıJ~
, -
~
.......
, -: ,
e ~- ,ç..:.; •:s
....il,
...M
,
~~' ~ ~':J
1 -
, ,
!,
, ,
~
~
""
"
__., ,
,
,
J.., •
,
•
~~ıF~'~' ,,.
, ' ..,,
l_ywJ
~~ J~ ~J
1
"'_,su ~J ~I L. l~I ıJW':a'I L.U
... ,
~ J
@ ~; ~ı~ ~~j! ~~! @ ;:::L .iı ~ ;:,,
1
19- "Mirası
yersiniz'' türas mirastır, aslı vüras'tır, "dermecesine"
lemınen zalemmin yani helal haram demeden toplamaktır. Çünkü
onlar kadınlara ve çocuklara miras vermezler ve onlann hisselerini
yerlerdi ya da miras bırakanın biriktirdiği şeyleri helal ve haram de-
meden yerlerdi, bunu da bilirlerdi.
20- "Malı bir sevme ile çok seversiniz" hırs ve açgözlülükle çok
yersiniz. Ebu Amr, Sehl ve Yakup layükrimune'den yuhibbune'ye ka-
dar olanları ye ile ötekiler de te ile okumuşlardır.
21- "Hayır'' bunu reddetmekte, yaptıklarını kabul etmemektedir,
arkasından gelen de buna karşı tehdittir "yer bir sarsınb ile yine bir
sarsıntı ile sarsıldığı zaman" yani arka arkaya sarsıldığı, sarsılıp dağ-
5. CiLT 89 I FECR SURF.SI 501
29; 30- "Haydi, gir kullanmın arasına" iyi kullanmın içine, "gir
cennetime'' onlarla beraber ya da mukarrebler zümresine gir, onlann
nuru ile aydınlan. Çünkü kutsal cevherler karşılıklı aynalar gibidir. Ya
da kullarurun aynldığın bedenlerine gir yahut senin için hazırladığım
sevap yurduma gir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim
Fecr suresini Zilhicce'nin on gecelerinde okursa, bağışlanır. Kim de
onlan diğer günlerde okursa kıyamet gününde ona nur olur.
- - - - ( p,ı~ ) - - - -
90 I BELED SURESİ
Me.kke'de inmiştir.
20 ayettir.
90 / BELED SURESİ 5. CİLT
504
- ----- - - - - - - - - - - - - - - - -
Gj~ı~ıi
BISMlllAHIRRAHMANİRRAHIM
ı - Yoo, yemin ederim şu beldeye,
2 - Sen bu beldede bulunurken,
3 - Babaya ve doğan şeye,
4 -Ant olsun, gerçekten insanı meşakkat içinde yarattık.
5 - insan hiç kimsenin ona güç yetiremeyeceğini mi sanıyorT
6 - "Ben yığın yığın mal telef etthn" der.
7 - Onu kimsenin görmediğini mi sanıyorT
8 - Ona vermedik mi, Ud göd
9 - Bir dil, idi dudak.
1O- Ona lld yol gösterdik.
l l - Sarp yokuşa atılmadı.
•
~)ı~)ı~ı ..
..,-'l 1 ...,, 'i 1 .. • ..,-'l ,
0 ~_i=:.ı~;~G 0 ~ı~;.tıı~ G ~~G
~ .. .. ..,-'i , , - ""'" , ,
G P'l'ı'J~~'J
BISMlllAHIRRAHMANIRRAHIM
1 -Ant olsun geceye, bürüdülfi zaman,
2 - Gündüze, açıldığı zaman,
3 - Erkegt ve dişiyi yaratana,
4 - Gerçekten çalışmanız elbette farklıdır.
5 - O kimse ki, verdi ve sakındı,
6 - En güzeli tasdik etti,
7 - Biz onu en kolayına muvaffak kılacağız.
8 - O kimse ki cimrlllk etti, ihtiyaç göstermedi,
9 - En güzeli yalanladı,
1O - Onu da en zora muvaffak kılacağız.
11 - Yuvarlandığı zaman malı ona fayda vermedi.
12- Gerçekten elbette doğru yolu göstermek yalnız bizim üzeri-
mizedir.
13 - Gerçekten elbette ilk de son da blzimdlr.
14 - Ben sizi alevlenen bir ateşten uyardım.
15 - Ona ancak en bedbaht girer.
@ ~;:.t;.l~©~~i~~~~'~!0~
16- O ki yalanladı ve yüz çevirdi.
17 - Ondan en çok sakınan nuklqtınlacak.
18 - O ki, annmak için mahnı verir.
19 - Onun yanında bir kimse için kal'fıhla verilecek bir nimet
yoktur.
20-Ancak en yüce Rabblnln nu•mı araması hariç.
21 - Elbette ileride razı olacaktır.
16- "O ki yalanladı ve yüz çevirdi" kavli ile nitelemiştir yani hakkı
yalanladı ve taattan yüz çevirdi, demektir.
ı 7; 18- "Ondan en çok sakınan maldaşbnlacak. O ki" şirkten ve
masiyetlerden kaçındı; çünkü ona girmez, kaldı ki girip yangısını çek-
sin! Bunun methum-ı muhalifi (ters anlamı) şudur: Masiyetten değil
de şirkten sakınan ondan uzalclaşnnlmaz (buna ihtiyacı olmaz). Bun-
dan orada ebedi kalması lazım gelmez. Bu da geçen hasr durumuna
ters değildir. "O ki malını verir" onu hayır yollarına harcar, çünkü:
"yeteukkA (annır)" demiştir. Bu da yü'ti lafzından bedeldir ya da fa-
ilinden hlldir.
19- "Onun yanında bir lclmse için karşılılJ. verilecek bir nimet
(borcu) yoktur'' vermekle karşılığını ödeyeceği bir borç yoktur.
20- "Ancak en yüce Rab binin nzasını araması hariç" bu da istisna-i
munkatıdır ya da mahzuftan istisna-i muttasıldır, mesela ancak Rab-
binin nzası için verir, bir nimeti karşılamak için değil, gibi.
21- "Elbette ileride razı olacaktır" bu da onu razı edecek sevabın
va'didir. Bu ayetler Ebu Bekir radıyallahu anh hakkında inmiştir. Çün-
kü o, müşriklerin eziyet ettiği bir bölük insanla beraber Bilal'i de sa-
nn alınıştı. Bunun içindir ki: En bedbaht kimseden Ebu Cehil yahut
Omeyye bin Halef murat edilmiştir, denilmiştir. Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem'den: Kim Velleyli suresini okursa, Allah Teala ona razı
oluncaya kadar verir ve onu zorluklardan kurtarır, onu kolaylığa mu-
vaffak kılar. ·
--(jiol~U}-)--
93 /DUHA SURESi
Mekke'de inmiştir.
11 ayettir.
520 93 I DUHA SURESİ 5.CILT
-------
J. , , , , l.ı , • , , 1 ....
BISMILLAHIRRAHMANİRRAHIM
l -Ant olsun, kuşluğa,
2 - Saldnleştlğl zaman geceye ki,
3 - Rabbln seni terk ebnedl de (sana) danlmadı da.
4 - Elbette ahiret (son) senin için ilkten daha hayırlıdır.
5 - Elbette ileride sana verecek Rabbln, sen de nm olacaksın.
6 - Seni yetim bulup da banndırmadı mı?
7 - Seni kaybolmuş bulup da doğru yola iletmedi mi?
8 - Seni fakir bulup da zengin etmedi m.l?
9 - Yedme gelince, onu ezme!
~)ı~)ı~ı ~,~~~~~~~·;
~ 0 ~'li ~ı ıı;.~ 0 ~ ;_,k~ 8 1}:jı~ ~G
" 1 ,,, 1 1 , , , 1
0~,~~~'~'
-
1 8~~~4~w
, l~
BİSMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Ant olsun, incire, zeytine,
2 - Sina dağına,
3 - Bu güvenli beldeye,
4 -Ant olsun, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yaratb.k.
5 - Sonra onu aşağıların aşağısına gönderdik.
6-Ancak iman edip iyi şeyler yapanlar müstesnadır ki onlar için
kesintisiz bir mükifat vardır.
7 -Artık bundan sonra sana cezayı yalanlatan nedld
8 -Allah hakimlerin hald.ml değil mit
~)ı~)ı~ı
•
;
BISMİU.AHIRRAllMANIRRAHIM
1 - Yaratan Rabblnin adı De oku.
2 - insanı bir kan pıhbsından yaratb.
3 - Oku, Rabbln sonsuz kerem sahlbldlrl
4 - O ki, kalemle öğretti.
5 - insana bllmedlğin.I öğretd.
6 - Hayır, gerçekten insan elbette azar,
7 - ihtiyaçsız olduğunu gördülil zaman.
8 - Gerçekten dönüş yalnız Rabblnedlr.
9- Gördün mü men edenlT
1O- Namaz kıldığı zaman bir kuluT
, , .
j5 ıJ! ~I)
, , ,
.....
@~~~'
11 - Gördün mü, ya doğru yol üzerinde iseT
12 - Yahut takvayı emretti ise?
13 - Gördün mü, yalanladı ve yüz çevirdi iseT
14-Allah'ın gerçekten onu gördüğünü bilmedi mil
15 - Hayır, ant olsun, eğer son vermezse, elbette tutup çekeceğiz
o perçemden,
16 - Yalancı günahkir bir perçemden.
17 -Artık çağırsın meclisini,
18 - Biz de Zebanileri çağıracağız.
11;... 14- "Eraayte (gördün mü, ya doğru yol üzerinde ise? Yahut
takvayı emretti ise?)" Eraeyte birincinin tekrarıdır. "Eraeyte in kez-
zebe (gördün mü, yalanladı ve yüz çevirdi ise? Allah'ın gerçekten
gördüğünü bilmedi mi?)" kavlinde de durum aynıdır. Şart cümlesi (in
kane alel hüda) onun ikinci mefuludur, şartın cevabı da mahzuftur.
Ona alternatif olarak düşen ikinci şarnn cevabı onu göstermektedir.
Mana da şöyledir: Bana haber ver, Allah'ın bir kulunu namazından
men edeni; ya men eden kendi inandığı gibi men ettiği şeyde doğru
yolda ise yahut putlara tapmayı emretmesinde takvayı emreden biri
ise veyahut dediği gibi hakkı yalanlama ve doğrudan sapma duru-
munda ise? Allah'ın onu gördüğünü ve hidayet ve sapıklıktan ne gibi
durumda olduğunu bilmedi mi? Mana şöyledir de denilmiştir: Namaz
kılanı men edeni gördün mü? Men edilen doğru yolda ise, takvayı em-
rediyor ise? Men eden de yalanlayan ve haktan yüz çeviren biri ise,
bundan daha acayip ne var? Şöyle de denilmiştir: İkincisindeki hitap
kafi.redir; çünkü kusursuz Allah Teala karşısına iki hasmın çıktığı ha-
kim gibidir; bir defa ona hitap eder, bir defa da öbürüne hitap eder.
5. CİLT 96 / ALAK SURESİ 535
Sanki şöyle demiştir: Ey kMir, bana haber ver, ya onun namazı hida-
yet ve Allah Teala'ya daveti takvayı tavsiye ise, yine mi onu men ede-
ceksin? Belki de şaşma ve azarlama durumunda takvayı emretmenin
zikredilip men durumunda zikredilmemesi şunun içindir; çünkü men
durumu namazdan ve takvayı emirden birliktedir; o nedenle namazı
zikretmekle yetinmiştir. Çünkü o fiille (davranışla) mendir. Ya da şu
nun içindir; çünkü kulu namaz kıldığı zaman men etmek bunun için
de olabilir, başka bir şey için de olabilir. Onun bütün halleri nefsini
ibadetle, başkasını da davetle kemale erdirmekle sınırlıdır.
15- "Hayır'' bu da men edeni azarlamadır "ant olsun, eğer son ver-
mezse" içinde bulunduğu şeye "elbette tutup çekeceğiz o perçemden"
muhakkak onun perçeminden tutacağız ve onu ateşe sürükleyeceğiz.
Burada geçen sef' maddesi, bir şeyi tutmak ve onu şiddetle çekmektir.
Şeddeli nun ile lenesfeanne ve leesfeanne de okunmuştur. Mushaf'ta
elifle yazılması vakf durumuna göredir ve izafet yerine (binasıyetihi)
lam ile yetinilmesindendir. Çünkü onun, zikri geçen perçem olduğu
bilinmektedir.
16- "Yalancı, günahk.Ar perçemden" bu da ennasiyeti'den bedel-
dir, caiz olması da sıfat almasındandır. Ref ile de okunmuştur ki biye
nasiyetün demektir, zem olarak nasb ile (nasıyeten) de okunmuştur.
Onun.yalancı ve hata ile nitelenmesi, bu ilcisi sahibinin sıfan olduğu
halde (böyle denilmesi) mübalağa için mecazi isnat yolu iledir (yani
sahibi o kadar yalancıdır ki yalan her tarafına, bu arada perçemine
kadar sirayet etmiştir, demektir).
17- ''.Artık çağırsın meclisini" yani meclis üyelerini de kendisine
yardım etsinler. Nadi halkın toplandığı meclis I kulüp demektir. Riva-
yete göre Ebu Cehil mel'unu, namaz kılmakta olan Resulullah sallal-
lahu aleyhi ve sellem'e rastladı: "Seni bundan men etmemiş miydim?"
dedi. Efendimiz de ona ağır konuştu, o da: Beni tehdit mi ediyorsun,
ben bu vadinin adamı en çok olanım, dedi. Ayet de bunun üzerine
indi.
18- "Biz de zebanileri çağıracağız" onu cehenneme sürüklemeleri
içirı. Zebani aslında zaptiye, polistir, tekili zibniye'dir, ifrite veznirıde
dir, zebn kökünden gelir ki itmektir. Ya da tekili zibni'dir ki nisbet kalı
bıdır, aslı zebani'dir, te de ye'den bedeldir.
536 96 I ALAK SURFSt 5. CİL"'.'
BISMlllAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Gerçekten biz onu Kadir gecesinde indirdik.
2 - Kadir gecesinin ne olduğunu sana ne bildirdi?
3 - Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
4 - Melekler ve ruh onda Rablerinin emri ile her işten iner de
iner.
5 - O selamdır; şafağın doğmasına kadar.
gecesi verildi.
4- "Melekler ve Ruh onda Rablerinin izni ile inerler''. Bu da bin
aydan niçin üstün kılındığının açıklamasıdır. inmeleri de yeredir ya
da dünya göğünedir veyahut müminlere yaklaşmalarıdır. "Her işten"
o yılda takdir edilecek her iş için. "Min küllimriin" de okunmuştur ki
her insan için demektir.
5- "O selamdır'' o selametten başka bir şey değildir yani Allah
onda selametten başka bir şey takdir etmez; başkasında ise selameti
(esenliği) de başkasını da takdir eder. Ya da o selamdan başka bir şey
değildir demektir, çünkü onda müminlere selam verenler gayet çok-
tur. "Şafağın doğmasına kadar'' sökme vaktine kadar demektir. Kisai
kesr ile (matli') okumuştur, o da merci' gibi mastardır ya da kıyas dışı
maşrık gibi ism-i zamandır.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim Kadir gecesini
okursa, ona Ramazan orucunu tutmuş ve Kadir gecesini ihya etmiş
gibi sevap verilir.
----(~ı'Q;.)----
98 / BEYYİNE SURESİ
Medine'de indirilmiştir.
8 ayettir.
542 98 I BEYYİNE SURESİ 5. CİLT
8 ~ı~~~~ı~~~~~~J.WfP~~ı
BISMILI.AHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Kitap ehlinden ve müşriklerden kiflrler kendilerine açık bir
kanıt gelinceye kadar ayrılacak değillerdi.
2 -Allah'tan bir elçi; onlara tertemiz sahHeler okur.
3 - Onlarda çok değerli yazıh hükümler vardır.
4 - Kendilerine kitap verilenler ancak kendilerine o açık kanıt
geldllcten sonra ayrılığa düştüler.
5 - Hilbuld ancak dlnl ona has kılarak ve muvahhitler olarak
Allah'a ibadet ebnek, namazı dosdoğru kılmak ve zekitı vennekle
emrolun.muşlardı. işte doğru din budur.
6 - Şüphesiz kitap ehlinden ve müşriklerden kiflrler lçbıde ebe-
di kalıcılar olarak cehennem ateşbıdedlrler. işte onlar yaratılınışla
nn en kötüsüdürler.
7; 8- "Şüphesiz onlar ki iman edip iyi şeyler yaptılar, işte onlar ya-
ratılanların en hayırlısıdır. Rableri katında mükMatları, altlarından
ırmaklar akan içinde ebedi kalacakları Adn cennetleridir''. Bunda
çeşitli mübalağalar vardır: Methin başa alınması, verilen ikramın ni-
telikleri karşılığında olduğunu gösteren cezanın zikredilmesi, bunun
Rableri katından olmasına hükmedilmesi, cennetlerin çoğul olup iza-
fetle ve nimetinin artması ile kayıtlanması ve sonsuzluğun ebedilikle
tekit edilmesi. "Allah onlardan razı oldu". Bu da mükafatlarının ar-
tırılacağını gösteren yeni söz başıdır. "Onlar da ondan razı oldular"
çünkü onları umdukları en yüksek dereceye çıkarmıştır. "Zalike (bu)"
yarıi zikredilen mükafat ve Allah'ın nzası "Rabbinden korkan içindir"
çünkü Allah korkusu işin başıdır ve her hayrın sebebidir. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim Lemyekünillezine keferu suresini
okursa, kıyamet gününde akşam sabah halkın hayırlıları ile beraber
olur.
----------:(.;~Yu;.) - - - -
99 / ZİLZAL SURESi
Medine'de inmiştir.
8 ayettir.
546 99 I Z1LZAL SURESİ 5. CİLT
•
.
,
.
;
~ .,
0 ~ ~ı~ 8 b.:li ~~J;.ru o 6.;.:; ~~~ı.J
•' ~ , ~
... -, ,, , "" ,
8
, , • • :; " - • , , • , , , " tJJ • , , • ,',
•
~~l~~ı~ı
, 1 ,
;
.ı. ~, 1 '•'
~fo. r;. 0 ~)yj, (. ~~;ı(.~ 0 ~)Ltl' c. 0 ~)Al'
,
, ,-
,
,.
BISMILLAHIRRAHMANİRRAHİM
1 - Kapıyı çalan,
2 - Nedir o kapıyı çalan?
3 - Kapıyı çalanın ne olduğunu sana ne blldlrdlT
4 - O günde insanlar dağılmış pervaneler gibi olur.
5 - Dağlar dldllmlş yün gibi olur.
6 -Amma kimin tartılan ağır gelirse,
7 - işte o, hoş bir geçimdedir.
8 -Amma kimin de tartılan hafif gelirse,
9 - işte onun anası Havlye'dlr.
10 - Haviye'nln ne olduğunu sana ne blldlrdlT
11 - Kızgın bir ateştir.
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Çoklukla övünme sizi oyaladı,
2 - Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.
3 - Hayır, Deride blleceksenlz.
4 - Sonra yine hayır, Deride bileceksiniz.
5 - Doğrusu, eğer kesin bir bilgi De bllseyd.lnlz (bununla meşgul
olmazdınız).
1- "Sizi oyaladı" sizi meşgul etti, elha maddesinin aslı (lehv) oyuna
yöneltmektir. O da leha'dan nakledilmiştir ki gafil olmaknr. "Çoklukla
övünme" çoklukla böbürlenme.
2- "Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz" dirilerin sayısını bitirince, ka-
birlere gittiniz, ölülerle çokluğunuzu göstermek istediniz. Ölüleri zilc-
retmeye geçmelerini kabirleri ziyaretle ifade etmiştir. Rivayete göre
Abdimenaf oğullan ile Sehrn oğulları çokluk yarışına girdiler; Abdi-
menaf oğullan fazla geldi. Sehm oğullan: Cahiliye dönemindeki fu-
huş bizi mahvetti; gelin, dirileri de ölüleri de sayalım, dediler; bunun
üzerine Sehm oğullan çok geldiler. Oyalanılan şeyin zikredilmemesi
şundandır - o da anlan ilgilendiren din işleridir - onu büyütmek ve
mübalağa etmek içindir. Manası şöyledir de denilmiştir: Mallar ve ev·
latlarla çokluk yarışı sizi oyaladı; öyle ki öldünüz, kabirlere girdiniz;
ömürlerinizi dünyanın arkasından koşmakla heder ettiniz; sizin için
daha önemli olanı bırakuruz. O da ahiretiniz için çalışmakur. Bu du-
rumda kabirlerin ziyareti ölümden ibaret olur.
3- "Hayır'' bu da olan biteni rettir ve şunu bildirmektedir ki akıllı
5. CİLT 102 I TEKASÜR SURESi 559
•
.
,
, ,, ,,,, .~' ~., , , , . ·~ "· ,•,
I~J l_,:..I ıJ--;iJ 1'\'! G) _ri- J,l ~W~I ~! G) _;.,J IJ
- ,
0 ~~
, , '~ '~ ~ :;_;j4
, , ,~,~~ ~~'
, ,
BISMİLLAHlRRAHMANtRRAHIM
1 -Ant olsun, ura,
2 - Şüphesiz insan elbette ziyandadır.
3 -Ancak iman edip iyi fe)'ler yapanlar, birbirlerine halda tavsi-
ye edenler ve birbirlerine sabn tavsiye edenler müstesnadır.
1- ·~t
olsun asra" lcusursuz Allah ikindi namazına faziletinden
dolayı yemin etmiştir ya da peygamberlik asnna yahut uzun zamana.
Çünkü uzun zaman (asır) acayip şeyleri içine alır, bir de ona nispet
edilen ziyana dolcundumıalc için (zaman bellini kırdı, beni fakir dü-
şürdü vs. denir).
2- "Şüphesiz insan elbette ziyandadır" insan bütün çalışmala
nnda ve ömrünü arzuladı.klan şeylerin peşinde koşmalcla geçirir. El-i
insan şeklinde marife kılması cinsi (insan cinsini) göstermek içindir.
Husrin şeklinde nekire alınası da ziyanın büyüklüğünü vurgulamak
içindir.
3- "Ancak iman edip iyi şeyler yapanlar müstesnadır". Çünkü
onlar dünyaya karşılık ahireti satın almışlar ve ebedi hayan, sonsuz
mutluluğu kazanmışlardır. "Birbirlerine halda tavsiye edenler" hak
inkMı mümkün olmayan itikat veya ameldir (gerçektir). "Ve birbirle-
rine sabrı tavsiye edenler" günahlardan çekinme sabrını yahut hak
üzerinde durma sabrını veyahut Allah Teala'nın kullarını denediği
şeylere karşı sabrı tavsiye edenler ziyanda değildirler. Bu (hakkın ve
sabnn tavsiye edilmesi) de özelin genele mübalağa için atfı cümlesin-
dendir. Ancak amel mükemmel amelle tahsis edilirse öyle olınaz. Bel-
ki de lcusursuz yüce Allah'ın ziyanı değil de kan zikretmesi, maksatla
yetinmek içindir ve sayılanların dışında kalanların ziyana ve nasip ek-
sikliğine götüreceğini bildirmek içindir ya da nezaket icabıdır. Çünkü
ziyan verecek şeyleri kapalı geçmek filicenaplık icabıdır.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim Velasr suresini
okursa, Allah onu bağışlar ve onu birbirlerine hakkı ve birbirlerine
sabrı tavsiye edenlerden kılar.
-----(~ıw.)-----
104 /HÜMEZE SURESİ
Mekke'de inmiştir.
9 ayettir.
104 I HÜMEZE SURESİ S.CILT
•
;
~-..-:,, ~ •, 'j
BISM1LLAHIRRAHMAN1RRAHIM
1 - Vay haline, her arkadan çeldşttrenin, çok ayıplayanın.
2 - O ki mal topladı ve saydı,
3 - Gerçekten malının onu ölUmsiizleştireceğlnl sanır.
4 - Hayır, elbette Hutaıne'ye mutlaka atılacaktır.
5 - Hutaıne'nin ne olduğunu sana ne bildlrdlT
6 -Allah'ın tututturulmuş atetldlr.
7 - O ki gönüllerin üzerine çıkar (kalplere sirayet eder).
8 - Şüphesiz onlann üzerine kapatılmı,ıır.
9- Uzatılmış tomruklarda (ldltüldenle).
~)ı~)ı~ı
, 1 ,
•
;
BISMILLAH1RRAHMANIRRAHIM
1 - Görmedin mi, Rabbin msahiplerine ne yaptı?
2 - Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
3 - Onların üzerine sürü sürü kuş gönderdi.
4 - Onlara pişmiş çamurdan taşlar atıyordu;
5 - Onları yenmiş ekln sapı gibi yaptı.
şünnüş hem de ra'yı cezm etmiştir). Keyfe lafzı da feale ile mansuptur;
tere ile değil; çünkü onda (keyfe'de) istifham manası vardır (istifham
da başta bulunur).
2- .. Onların tuzaklarını çıkarmadı mı" Kabe'yi işlevsiz ve tahrip
etme tuzağını "boşa çıkarmadı mı?" zayi ve iptal etmedi mi? Bunu da
onları kınp geçirmekle yaptı, Kabe'nin de şanını yüceltti.
3- "Onların üzerine sürü sürü kuşlar gönderdi" ebabil, ibbfile'nin
çoğuludur, o da büyük demektir. Kuş bölüğü toplanma bakımından
ona benzetilmiştir. Bunun tek.ili olmadığı da söylenmiştir, mesela
abddid ve şematit gibi (ikisi de dağınık manasınadır).
4- "Tennihim (taşlar atıyordu)" ye ile yermihirn de okunmuştur,
bu da tayr (kuş) lafzının müzekker olmasındandır, çünkü o ism-i cemi-
dir ya da zamir rabbike lafzına racidir. "Pişmiş çamurdan" taşlaşmış
çamurdan ki o da sengikil lafzından Arapçalaşmıştır. Bunun büyük
kova manasına sicl'den geldiği yahut gönderme manasına iscal'dan
geldiği de söylenmiştir. Ya da sicill'dendir ki onlara gönderilen azap
yazılmış, kitaba geçirilmiş demektir.
5- "Onları yenmiş ekin sapı gibi yaptı" kurdun yediği ekin yaprağı
gibi ya da tanesi yenip de boş kalan yaprak gibi yaptı ya da hayvanla-
rın yiyip de karnında öğüttüğü saman gibi yaptı demektir. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim Fil suresini okursa, Allah onu ha-
yatında yere batmaktan ve suretini değiştirmekten emin kılar.
- - - - ( ~ıu- ) - - - -
106/ KUREYŞ SURESi
Mekke'de inmiştir.
4 ayettir.
572 106 /KUREYŞ SURESİ 5. CİLT
- - - - - - - -- - - - - ---~- -
•
.
,
BISMİLLAHİRRAHMANIRRAHIM
1 -Kureyş'I alıştırdığı için,
2 - Onlan kış ve yaz yolculuklarına alıştırdığı için.
3 - Onlar da bu Beyt'ln Rabblne ibadet etsinler.
4 - O ki onlan açlıktan doyurdu ve onlan korkudan emin etd.
denilmiştir: Bundan kast edilen çetin bir kıtlıkur, onda leş ve kemik-
leri yediler. "Ve onları korkudan emin etti" fil sahiplerinin korkusun-
dan yahut memleketlerinde ve yolculuklarında saldırıdan emin etti
veyahut cüzzamdan emin etti ki memleketlerinde o yoktu. Resulullah
sallallahu aleyhi ve sellem'den: Kim Llllafi Kureyşin suresini okursa,
Allah ona Kabe'yi tavaf eden ve umre yapanların sayısı kadar onar se-
vap verir.
~~~--.;('.~ü<t[;..~--~~~
107 I MAUN SURESİ
Mekke'de inmiştir.
7 ayettir.
576 ıo7 /MAUN SURESİ 5. CİLT
~)ı~)ı~ı
, 1 ,
•
;
BİSMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
ı - Cezayı yalanlayanı gördün müT
2 - işte o yetlml sertçe iter,
3 - Yoksulu yedirmeye teşvik ebnez.
4 - Vay haline o namaz kılanlann,
5 - Ki onlar namazlanndan gaftllerdlr.
6 - Onlar ki gösteriş yaparlar,
1- 7.ekib I yardımı men ederler.
~~l~~l~I •
~ ~ - ;
J. - - 'ı/ -
8 ~~J,~~~ 8 ~~~JJffl~_; 0 ?':~c~~I~_;
, 1 .>A--'
BISMILLAHIRRAHMANfRRAH:tM
1 - De ki: Ey o kiftrler,
2 - Ben sizin taptıldannıza tapmam.
3 - Siz de benim taptığınıa tapacak değilsiniz.
4 - Ben de sizin taptıldannıza tapacak değlllın.
5 - Siz de benbn taptığıma tapacak değilsiniz.
6 - Sizin dhılnlz sl7.e, benim dinim de bana.
~)ı~)ı~ı~,~~~~~~--'·;
, , , ~ '• _,,
~I ~~ı.), ~_#~~81~ı;,0') ~I~ ~I ~ ;~ ~I
, 1 ... ,
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHİM
1 -Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman,
2 - insanların Allah'ın dinine bölük bölük girdllderlnl gördüğün
zaman,
3 - Rabblnl hamd ile tespih et ve ondan istiğfar et. Şüphesiz o,
tövbeleri çok kabul edendir.
~)ı~)ı~ı~,~~~~~~~·;
1 .ı. , r. ••- .ı. -
G~~ 8 :;,s~J:~~'~ G ~.;~~,~~ 1
, • 1"!', • ,, J., ~ ,
0~~:µ,.~~J 0~ıa:;.~ç~0H1~
1 1 ,
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - Ebu Leheb'ln lld eli kurusun, kurudu da.
2 - Malı ve kazancı ona fayda vermedi.
3 -Alevli bir ateşe girecek.
4 - Kansı da odun hamalı olarak.
5 - Boynunda hurma llftnden bir ip vardır.
1- "Tebbet" helak oldu yahut ziyan etti demektir. Tebab helake gö-
türen ziyandır. "Ebu Leheb'in ilci eli" kendisi demektir, mesela: "Elle-
rinizi tehlikeye atmayın" (Bakara: 195) ayeti gibi. Özellikle ilci elden
bahsedilmesi şunun içindir: Efendimiz aleyhissalat vesselam'a "en
yakın akrabalarını uyar" (Şuara: 214) ayeti inince, akrabalarını topla-
dı ve onları ikaz etti. Ebu Leheb: Tebben leke (kahrolası), bizi bunun
için mi çağırdın, dedi ve ona atmak için bir taş aldı, ayet de bunun
üzerine indi. İki elinden dürıyası ve ahireti murat edilmiştir de denil-
miştir. Kürıye saygıyı çağrıştırdığı halde onu kürıyesi (Ebu Leheb) ile
zikretmesi, künyesi ile meşhur olmasındandır. Bir de adı Abdüluzza
idi, onu zikretmek istemedi. Aynca o cehennemlik olduğu için kün-
ye, haline daha uygundur ya da "zate leheb"in' e uygun olması içindir.
Ebu Leheb'in şeklinde de okunmuştur, tıpkı: Ali bin Ebu Talib, denil-
diği gibi. "Ve tebbe (kurudu da)" bu da bedduadan sonra haberdir.
Mazi sıygası ile verilmesi gerçek olduğu içindir, mesela şu şürde oldu-
ğu gibi:
Beni cezalandırdı, Allah da onu kötü şekilde cezalandırsın;
muyan köpekler gibi, bunu yaptı da (vekad faal).
Vekad tebbe okunuşu da bunu gösterir ya da birincisi ellerinin ka-
zandığı şeyden, ikincisi de amelinden haber vermektedir.
2- "Ma ağna anhu maluhu (malı ona fayda vermedi)" helak ona
geldiği zaman malının ona fayda vermeyeceğini bildiriyor ya da ma
edan ret manasında sorudur (malı ona ne fayda verdi?) ma ağnama
hallen mansuptur (mefulun bih yahut mefulun mutlalcur). "Vema
5. CİLT ııı / TEBBET SURESi S9ı
.
~ . ' ~ .
~)l~)ı~ı~,~~~~~~---';
0~11 ~ ~ ~~~G~:J;.~~~~Gl~'~ı:~; ~j~,;~
BİSMİLLAHİRRAHMANIRRAHIM
1 - De ki: O Allah'tır, birdir.
2-Allah Samed'dlr (herkes ona muhtaçtır).
3- Doğurmadı, doğmadı.
4 - IIlç kimse ona denk olmadı.
•
;
~ ~~ 8 ~~~ ~
, ,
~ (0 ,~l~iı ~~ ~;ı Ji
...., 'i . . ,. .... ;;,=- - " • .... \j ... ' .... , ...
1- "Kul euzu birabbil felak (de ki: Sığınırım sabahın Rabbhıe)" fe-
lak yanlan şeydir, yani yarılıp da ayrılan demektir, o da feal vezninde-
dir, ism-i meful manasınadır ki mümkün olan şeylerin hepsini içine
alır. Çünkü Allah Teala yokluk karanlığını ondan eşyayı var etmekle
yardı, özellikle bir asıldan çıkanları mesela pınarlar, yağmurlar, bit-
kiler ve evlatlar gibi. Felak örf icabı sabaha has bir durumdur, bunun
içindir ki öyle tefsir edilmiştir. Ôzelli.kle sabahın seçilmesi onda hal de-
ğişmesi, gecenin vahşetinin nur sevinciyle yer değiştirmesi ve kıyamet
gününün başlangıcını andırmasından dolayıdır ve şunu da akla getir-
mektedir ki gecenin karanlığını bu alemin üzerinden kaldırmaya gücü
yetenin, korktuğu şeyden kendine sığınanı korumaya da gücü yeter.
Rab lafzı burada Allah Teala'run diğer isimlerinden daha etkilidir, çün-
kü zarar!! şeyierden esirgemek terbiyenin (Rabliğin) ta kendisidir.
2- "Yarattığı şeylerin şerrinden" sığınılacak şeylerden özellikle
yaratma aleminin seçilmesi, şerrin onda oda.klanmasındandır; çün-
kü emir aleminin hepsi hayırdır. Halk aleminin bazı şerri seçime tabi
olup da kişide kalanı ve diğerine geçeni de vardır, doğal olanı da var-
dır, mesela ateşin yakması, zehirin helak etmesi gibi.
3- "Ve min şerri ğasikın iza vekab (gecenin şerrinden)" karanlı
ğı koyulaştığı zaman gecenin şerrinden, bu da "gecenin karanlığına
kadar'' (İsra: 78) deyiminden gelmektedir. Gasak maddesinin aslı dol-
maknr, ğasakatil aynü denir ki göz yaşla dalmaktır. Akmak manasına da
denilmiştir. Gasakul leyi karanlığının dökülmesi (boşalması), ğasakul
5.CILT l l 3 / FELAK SURESi 599
------- - -- ------------- -
r' " ~ ~ ~ J J ,. • J
Ji
JJJ:..o
,
~ :.r.;.;. ~.Jı 0 ~w ı ı.r-(,:.) ı ~
1, 1 ti', , ,
:r
0) '-t8ı ~ 4ı ~ 8 'j~8ı
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1 - De ki: Sığınınm insanlann Rabbine,
2 - insanların sahibine,
3 - insanların babına,
4 - O vesvese veren sinsi (şeytanın) şerrinden,
5 - O ki insanların göğüslerine vesvese verir,
6 - Cinlerden ve insanlardan.
İNDEKS
~
Afet: 16/54; 23/18; 68/17
A Affetmek: 21Sl-52, 187, 237; 3/134, IS2,
Abd: 3/SO-S 1, 80; 43/19 1ss. 159; 4197-99, 149, ıs3; S/13, ıs.
Abdest: S/6; 4/43 9S, 101;24122;42125,30,34,40
Abras: 3/49 Ağaç: 213S; 7/8S; 17/60; 36/80; S6n2;
Adab: 21189; 16/90; 19/4; S9/5
Adab-ı Muaşeret: S/82; 24127; 33/S3; Abd-i Atilc: 2140,65; 3/4
66/4 Abd-i Cedid: 2140; 3/4
Adabiil-bahs: 3/66 Ahde Vefa: 2/27, 3n6; 8/SS; 9/1,4; 13/2S;
Adak: 2127,173,217,270; 3/3S,36; 16/91,94; ı9/S4; 28/29; 60/10,l 1
S/90,103; 6/139; 22/2S-29; 33123; 76/S-7 Ahir: S7/l,3
Adalet: 21112,269,282; 3/4,19; 4/S8, Ahir Zaman: 3/4; 4/1S7; S/110; 7/ıS6;
13S,l 73; S/8, 42; 6/2S,ll S,131; 7/8,29,33, 28/43; 43/61; 103/l
1S9, 181; 8/47; 11/113; 12127; 13/20; Ahiret: 1/3; 214, 46, 48, 61, 96, 2S4, 259;
16n1,90,l26; 23/96; 30/8,28; 3317; 3/10, ı4, 77,llS, 130, 161, 185, 190, ı94,
38126; 4211S; 48129; ssn; s112s; S8/3; 200; 4/134; S/17, 93; 6/4, ıs, 27, 29, 30,
60/8; 83/1; 103/3 92, 1S6
Adam öldürmek: 4129-30, 92-93; S/32; Ahiret hayatının ebediliği: 212S, 39, 80-
6/lSl; 17/33; 2S/68-69 82, 161-162, 166-167,2ı7,2S7,27S;
Adem (a.s.): 2130-38,61,196,197,123; 3/ı4-1S, 86-88, 106-107, 116, 136, 196-
3/33-34,4S,S9; 4/1; 6/98; 7/11-12, 19-2S, ı98; 4/13-14, S7, 93, 122, 168-169; 5/36-
189; l.5128-3S; 17/61; 18/SO; 19/S8; 37, 80, 83-8S, 119; 6/128; 7/36, 42; 9/17,
20111s-123; 38n1-12; 39/6 20-22, 62-63, 68, 72, 86-89, 100; 10126-
Adem ve eşinin cennetten indirilmesi: 27, SO-S2; 11123, 105-108; 13/S; 14123;
213S-39; 7/19-27; 20/llS-123 IS/4S-48; 18/107-108; 20n4-76, 99-101;
Adet(aybaşı hali): 21221-222, 228, 260; 211101-102; 23/8-1 l, 101-103; 2S/1S-16,
3/137; 7/199; 24/S8; 6Sl2 1s-16; 29/S8; 32113-14; 33/64-65; 39n1-
Ad Kavmi: 3/10,138: ll/S0,61; 616; 73; 40/73-76; 41/27-28; 43/68-71, 74;
7/6S,14S; 8/S2; 11/SO; 14/9, 44; 18/S9; 4S/34-3S; 46/13-14; 47/lS; 48/4-S; S0/31-
19n3; 22142; 23/31; 26/123,128,140; 34; S7/12; S8/17, 22; S9/1S-17; 64/9-10;
29/38; 40/30; 41/13,IS; 46121; S0/12; 65/11; 72123
Sl/41; S4/18; 69/9; 77/16; 89/6 Ahiret yurdu: 29/64; 40/39
Adi: 6/llS; 16/90 Aile: 21221; 3/28
Adl-i İlahi: 3/109 Ailede kadın: 21223
Adn Cenneti: 9n2; 13123; 19/60; 35/33; Ailede erkek: 21187, 228; 4/34; 20/132;
5S/46; 61/14; 6616
Afak: 2/255; 41/S3 Aişe'ye (r.a.) iftira: 24/11-26
Afar Ağacı: 36/80 Akabe Bian: sn; 6/137; 9/40,111; 17/80;
605
606 İNDEKS S. CİLT
- --· - - - - -------- -------------
100, 108, 112; 6n2, 155; 8/1, 69; 9/119; 23/l 17; 27/60-64; 29125; 30/30-35, 42;
11n8; 15/67-69; 1612, 52; 2211; 23/52; 33n2-73; 37/149-164; 3912-3, 8, 65;
26/106-110, 124-126, 130-132, 142-144, 40/69-76; 41/4-13; 42/6, 9, 13, 21; 43/15-
150, 161-163, 177-179, 183-184; 29/16; 25; 4615; 4816; 53/19-23; 61/9
30/30-31; 31/33; 33/1. 55, 70-7 l; 39/10, Allah'a ortak koşmaktan salandınna:
16; 43/63; 48/26; 49/1, 10; 57/28; 58/9; 4/48, 116-117; 5172; 12138; 22/31; 39/65;
59/l 8; 60/11; 64/l 5-16; 65/1-5; 71/3-4 43/45; 7211-2, 19-20
Allah'a karşı gelmekten sakınanlann mü- Allah'ı ananların nitelikleri: 3/191-194;
kafan: 21189, 194, 212; 3/15-17, 133-136, 33/35
172, 179, 196-198, 200; 5/27; 6/32; 7/35, Allah'ı anmaya teşvik: 13/28; 22/34-35;
128, 156-157; 9/4, 7, 36, 123; 10/62-63; 24/36-37; 29/45; 33/21; 87/14-15
11/49; 12157, 90-91, 109; 13/35; 15/45- Allah'ı ha.kem kabul ebnek: 6/114; 7/87;
48; 16/30-32; 19/59-63, 71-72, 83-86; 10/109; 12180; 22168-69; 24/47-51;
24/52; 25/15-16; 38/49-54; 39/19-20, 27178; 33/36; 34/26; 39/3, 46; 60/10
33-35, 6 l. 73-74; 43/33-35, 67-73; 44/51- Allah'ı tesbih etmek: 2130-32, 116; 3/41;
57; 47/15; 50/31-35; 51/15-19; 52117-20; 5/116; 6/100; 7/143, 206; 9/31; 10/9-10;
54154-~5; 68/34; 69/48; 77/41-44; 78/31- 13/12-13; 15/97-98; 16/l, 3, 57; 17/l,
36; 92/5-7, 14-21 42-44, 90-93, 107-108; 19/10-11; 20/130;
Allah'a lcarşı gelmekten sakınanlann nite- 21/19-20, 22, 26, 87; 23/91-92, 115-116;
likleri: 211-5, 65-66, 177, 3/113-115, 24115-16, 36-37, 41; 25111-18, 58; 21n-
133-134; 7/156-157, 201-202; 19/59-63; 8, 63; 28/68; 30/17, 40; 32115; 33/41-42;
24/34; 38/28; 92/14-21 34/40-41; 36/36, 83; 37/158-159, 180;
Allah' a karşı gelmekten sakınmaya teş 3914, 67, 75; 40n, 55; 4215; 43112-14, 82;
vik: 2121, 63, 103, 179, 183, 187, 194, 48/8-9; 50/39-40; 52143, 48-49; 56171-
197, 223; 3175-76, 120, 125, 172, 179, 74, 95-96; 57/l; 59/l, 23-24; 61/l; 62/1;
186; 4177, 128-129; 5/8, 65, 93; 6/32, 64/l; 68128-29; 69151-52; 76/26; 87/l;
51, 69; 7126, 35, 63, 65, 96, 128, 156, 110/1-3
164, 169, 171; 8/29; 9/36, 44, 108-109, Allah 'ın adaleti: 2128 l; 3/25, 108, 117,
123; 10/6, 31; 11/49; 12/90, 109; 16/52, 161, 182; 4/40, 49, 77, 124; 6/160; 8/50-
128; 20/113; 22137; 23/23, 31-32, 86-87; 51, 60; 9nO; 10/4, 44, 47, 54; 11/100-
24/52; 26/106-107, 124-126, 142-144, 101, 111, 111; 16/33, 111, 118; 11nı;
161-163; 28/83; 37/123-124; 39/27-28; 18/49; 19/60-6 l; 20/112; 21147; 22/10;
47/36; 49/3, 13; 58/9; 6512-5; 74/54-56 23/62; 26/208-209; 28/59; 29/39-40;
Allah'a ortak koşmak (Şirk): 4/36; 6/14, 30/9; 34/25-26; 36/54; 39/69, 75; 40/17,
56, 151; 7/33; 10/89, 105-106; 12/38; 20, 30-31; 41/46; 45/22; 46/19; 50/29;
13/36; 16/51, 73, 74; 17/22, 39-40, l 1l; 99/6-8
18/110; 22126, 31; 26/213; 28/88; 30/13; Allah'ın ayetlerini menfaat aracı yapmak:
31/13; 40/66; 4216; 51/51; 72118 2141, 79, 174; 3177, 187; 5/44; 918-9;
Allah'a ortak koşanlar: 21165; 4/48, 116- 16/95
121, 123; 5172; 6/40-41, 56, 63-64, 88, Allah'ın bağışlamasını dilemek: 21198-
100, 106, 136-140, 148-150; 71189-190; 199, 285-286; 3/159, 193; 4/106; 7/155;
913, 7-11, 17, 28, 33, 113-114; 10/ 104; 11/52-53, 61, 90; 12129, 96-98; 14141;
11/101, 109, 113; 121103-108; 13/33-34; 24162; 38/34-35; 40n; 4116; 47/19; 48/11;
14/30; 15/95-96; 16/26-27, 35, 53-57, 59/10; 60/5; 66/8; 7119-10, 26-28
73-74, 86-88; l 7/22, 39-43; 18/14-15, Allah'ın benzeri yoktur: 19/65; 42111;
52; 19/81-82; 21/24, 29; 22131, 73-74; l 12/1-4
608 iNDEKS 5.dLT
Allah'm birliği: 21133, 163, 255; 312, 613, 53, 58-60, 73, 80, 101, 116-117, 119,
6, 18, 62-64; 4187, 171; 5n2; 613, 19, 124; 717, 89, 187; 8175; 9/16, 42, 44, 47,
102, 106; 7/59, 65, 73, 85, 140, 158; 78, 94, 101, 105, ll5; 10/18, 36, 40, 61;
9/31; 10/90; 11/14, 50, 61, 84; 13/16, 30; 11/5-6, 13-14, 31, 91-92, 110-ll2; 12119,
14152; 1612, 22, 51; 17/42, 46, il 1; 18126, 50, 74-77; 13/8-10, 42; 14138; 15124;
50; 20/8, 14, 98; 21122, 25, 87, 108; 16/18-19, 22-23, 27-28, 70, 74, 91, 125;
22134; 23/23, 32, 116; 25/1-2; 26/213; 17/25, 47, 54-55, 84-85; 18122, 25-26;
27/26,60-64;28n0-72,88;29/46;34127; 19170; 2on, 51-52, 98, 103-104, 109-llO;
3513; 37/1-4; 38/65; 39/4, 6; 40/1-3, 61- 21/4, 26-28, 51, 81, 110; 22/67-68, 70,
66; 41/6; 43/84; 44/8; 51/51; 59/22; 60/4; 75-76; 23/17, 51, 91-92; 24119, 27-30, 35,
64/13; 73/9; 11211 41, 53, 63-64; 25/5-6, 58-59; 26/186-188;
Allah 'ın birliğinin delilleri: 6/40-41, 46; 27/24-25, 74-75,88,93;28/56,69,85;
1611-18; 21122; 23n1; 21159-64; 40/61- 29/1-3, 10-11, 42, 45, 52, 62; 30/54;
65 31/16, 23, 27, 29, 34; 3215-6; 33/2, 9,
Allah'm dilemesi (Meşict): 2/90, 105, 18-19, 40, 51, 54, 63; 34/2-3, 10-11; 35/8,
142,212-213,220,255,269,272;3/13, 11, 14,38,45;36/16-17, 76-77, 79;3917,
26, 37, 40, 72-73, 129; 4/48-49, 116, 132- 46, 69-70; 40n, 15-16, 19; 41122, 53-54;
133; 5/17-18, 40, 48, 54, 64; 6/35, 39-41, 42112, 24-25, 27, 49-50; 46/8, 22-23;
80, 83, 106-107, il 1-112, 133, 137, 148; 47/19, 25-26, 30; 48/11, 18-19, 24, 26-
7/88-89, 155-156, 175-176, 188; 9/14-15, 27; 49/1, 13, 16, 18; 50116, 45; 53/29-32;
26-28; 10125, 49, 99, 107; 11132-33, 105- 57/3-6, 22, 25; 58/3, 5-7, 11-13; 59/18;
108, 118-119; 12156, 99, 110; 13/12-13, 60/1-3, 10; 6216-8; 6412-4, il, 17-18;
26-27, 31, 38-39; 14/4, 11, 19-20, 27; 65/12; 6613; 67/13-14, 19; 68/5-7; 69/48-
16/1-2, 9, 35, 93; 17/54, 86; 18123-24; 49; 72125-28; 74/31; 79/42-44; 84/1O-13,
22118; 23123-24; 24121, 43, 45-46; 25/10; 23; 87/6-7; 100/9-11
27/87; 28/56, 82; 29120-21, 62; 3012-5, Allah'ın indirdiği ile hükmetmek: 41105;
37, 48, 54; 32113; 33/23-24; 34/9, 36, 39; 5/44-50
35/I, 8, 15-17, 22; 36/41-43, 47, 65-67; Allah'm insanlan doğru yola iletmesi:
39/23, 52, 68; 40/14-15; 42n-8, 12-13, 21272; 4/174-176; 6/161; 7/42-43; 10/35;
19, 27, 29, 32-33, 49, 52-53; 43/19-20, 13/31; 16/9; 18/23-24; 19/58; 22123-24;
60; 47/4, 29-30; 48/14, 27; 53126; 56/63- 25131; 26n5- 78; 29/69; 33/4; 48/1-3, 20;
70; 57/21, 28-29; 59/6; 6212-4; 64111; 76/2-3; 87/1-3; 9017-10; 92/12
74/31, 54-56; 76128-31; 80/17-23; 81127- Allah'm iradesi: 21185, 253; 3/108, 176;
29; 8216-8; 87/6-7 4/27-28; Sil, 6, 41, 49; 6/125; 10/107;
Allah'm dostlan: 10/62-64 ll/34, 105-107; 13/10-11; 22114-16;
Allah'm emrine uymak: 21186; 3/32, 130- 28/4-6; 33/17, 33; 36120-24, 82; 39/4, 37;
132; 4/13, 59, 69-70, 80; 8/1, 20-21, 24; 51/56-57; 74/31; 85/12-16
9171; 24/52, 54, 56; 33/33, 70-71; 42136- Allah'm isimleri: 7/180; 17/110; 20/8;
39, 47; 46131-32; 48/17; 49/14; 58/13; 59/22-24
64/15-16 Allah'm İslam Dinini tamamlaması:
Allah'm hikmeti: 21250-251, 269; 17/39 21150; 5/3, 6; 1214-6; 16/81; 48/1-3
Allab'm ilmi: 2129-33, 76-77, 94-96, Allah'm işitmesi: 3/181; 58/1
139-140,215-216,220,231,233,235, Allah'm konuşması: 21253; 4/164; 7/143-
255, 270-271, 273, 282-283; 3/5, 29, 62- 144; 20/9-48; 2717-12; 28129-35; 78138
63, 65-66, 92, 115, 119;4132,39,45,63, Allah'ın kudreti: 2119-20, 106, 109, 148,
69-70, 127, 166-167; 517, 61, 97, 99, 109; 255, 259, 284; 3/26-27, 29, 165, 189-190;
5. CiLT İNDEKS 609
4/132-133; 5/17, 19, 40, 120; 6/17, 37, 21. 51; 33/43; 40/8-9; 45/29-30; 4717-8;
65, 95-99, 133-134; 8/41; 9/38-39; 10/34, 48/25; 57/28; 76130-31
53; 1114, 19-20, 32-33; 12/21; 13/12-13; Allah'ın rahmetini dilemek: 21286; 3/8;
14/19-20; 16/45-46, 65-69, 77-81; 17/67- 7/155; 17/23-24; 18/9-10; 23/108-111,
69, 99; 18/45; 19/8-9, 20-21; 20/51-54; 117-118
21130-33; 22/5-6, 60-61, 65, 70; 23/95; Allah'ın sevdiği kimseler: 2/195, 222;
24145; 25145-54, 61-62; 2617-8; 27/60- 3176, 134, 146-148, 159; 5/13, 42, 54, 93;
64; 28171-73, 29/19-22; 30/20-25, 46, 9/108; 49/9; 60/8; 6114
50, 54; 31/16, 27-31; 32127; 34/9, 15-19; Allah'ın sevmediği kimseler: 2/190,
35/1, 12, 41, 44; 36/33-44, 71-73, 79-83; 204-205; 3/32, 57, 140; 4/36, 107; 5/64,
39/5-6, 51; 40179-81; 41/9-12, 37-39, 53; 87; 6/141; 7/55; 16/23; 22/38; 28176-77;
4219, 29-34, 49-50; 43/40-42; 46/31-33; 30/44-45; 31118; 42/40; 57/22-23
48/20-21; 51/58; 57/2; 59/6; 60/6-7; 64/1; Allah'ın sözü doğrudur: 4/87, 122; 6173,
65/12; 66/8; 67/1; 68/17-20; 70/40-41; 115, 146; 7/4-7; 11/120; 33/4; 34/23
71113-20; 72/12; 75/3-4; 77/20-23; 79/27- Allah'ın şahitliği: 3/81, 98; 4179, 166;
33; 80/24-32; 88/l 7-20 5/117; 6/19; 9/107; 10/28-29, 46; 11154;
Allah'ın lütfu: 2/250-251;.6/46; 7/10, 26, 13/43; 17/96; 21178; 29/52; 33/55; 34/47;
69, 74, 86; 10/22, 35, 57-60, 67; 11161; 41153; 46/8; 48/28; 63/1; 85/4-9
12/38, 67-68; 14/32-34; 15/16-22; 16/18, Allah'ın taraftarları: 5/56; 58/22
53, 65, 69, 72, 78-83, 25/45-50; 26/132- Allah'ın va'di doğrudur: 3/9, 152, 194;
134; 27/63, 73; 29/67; 30/20-25; 31120, 4/87, 122; 6/133-134; 7/44; 9/lll; 10/4,
24, 27; 32/6-9; 35/3; 40/61; 42/l O- 11; 55; ll/45; 13/31; 14/47; 17/107-108;
43/9-14, 26-29; 45/12-13; 4917-8; 55/1-4; 18/21, 98; 19/59-61; 2117-9, 95-97, 104;
62/2-4; 67/23; 76/2; 79/27-33; 80/17-20; 22/47; 25/15-16; 28/12-13; 30/1-6, 58-60;
9017-10 31/8-9, 33; 32/12-13; 33/22; 35/5; 36/51-
Allah'ın mahlukah üzerinde düşünmek: 52; 39/19-20; 40/53-55, 77; 45/31-32;
2/164; 3/190; 7/185; 10/6, 67, 101; 46/15-17; 48/27; 51/1-6; 52/1-10; 56/88-
12/105; 13/3-4; 16/10-13, 48, 65-69, 79; 96
21130; 22/18, 63, 65; 24/41, 43-44; 25/45- Allah'ın varlığının delilleri: 7/26; 10/31-
46; 2617-8; 27/86; 29/44; 30/8, 20-25, 37, 36; 14/10; 21130-33; 22/5-6, 61-62;
50; 31/20, 29, 31; 32/26-27; 35/27-28; 23/48-49; 29/61; 30/20-25, 46; 31/29-31;
36171-73; 39/21; 42/32-33; 45/3-6; 46/33; 36/33-44, 71-73; 39/21, 38; 4119-13, 37-
50/6-11; 51/20-21; 56171-73; 67/19; 86/5- 39, 53; 42/29, 32; 45/3, 6; 88/17-22
7; 88/17-20 Allah'ın yaratması: 3/26-27; 6/14, 73, 95,
Allah 'ın rahmeti: 2/63-64, 178; 3/157; 101; 7/54; 10/3, 31; 13/16; 21/30; 24/45;
4/83, 95-96, 113; 6/12, 15-16, 54; 7/148- 25/1-2, 54; 30/17-19; 32/6-7; 37/94-96;
149; 10/11, 57-58; 11/43, 47, 62-63, 72- 39/62; 40/61-62; 42/49; 51/49; 54149-50;
73, ll8-119; 12/91-92; 17/8, 50, 86-87; 87/1-4
18/15-16; 19/1-3, 20-21, 49, 53; 21/83- Allah'ın, mülkünde tasarrufu: 2/26, 247,
84, 107; 23174-75, 109, 118; 24/10, 14, 253,255,272;3/6, 13,26,37,40, 72-74,
20-21; 28/46, 86; 30/46, 50; 35/2; 36/41- 129; 5/1, 48, 54, 117-118; 6/17-18, 35,
44; 4017; 42/28, 47-48; 43/31-32; 44/1-6, 39, 83, 88, 106-107, ll1-ll2, 133, 137,
42; 67/28; 90/11-18 148-149; 7/88-89, 100, 128, 155-156,
Allah'ın rahmetine hak kazananlar: 3/47; 175-176, 188; 9/105- 106, 116; 10/3, 25,
1155-56, 156-157; 9/20-21, 99; 11/58, 66, 99-100, 107; 12/56, 74, 76, 100; 13/13,
94; 12/56; 18/65; 21174-75, 85-86; 29/20- 26-27, 31, 38-39, 41; 14/4, 10-11, 27
610 İNDEKS s. ctır
Allah 'tan başka tapınılan şeyler: 4/1 16- Arabistan kirazı: 56/28
120; 5176; 6171; 7/189-198; 10/18, 34-36, Arabuluculuk: 21180-182; 4/34-35, 114,
66; 111100-101, 109; 12139-40; 13114, 16, 129; 8/1; 49/9-10
33; 14/35-36; 16/17, 20-21, 72-76; 17/56- Araf: 7/46; 57/13
57, 67; 18/52; 19/41-42, 81-82; 20/87-89, Arafat: 21198
97; 21143, Arim seli: 34/16
61-67, 98-100; 22111-13, 62, 71, 73; 25/3, Arş: 2129, 5135; 1154; 9/129; 10/3; 11//7;
55; 26/69-73, 91-93; 28/64; 29/17; 30/12- 13/2; 20/5; 23/86-87; 25/59; 32/4; 43/82;
13, 28, 40; 31/10-11, 29-30; 34/22; 35/13- 57/4; 69/16-17; 85/15
14, 40; 36/23, 74-75; 37/91-96, 123-125; Ashab-ı Kehf: 18/9-26
39/38, 43; 40/20, 41-43, 73-74; 41/47-48; Ashab-ı~edyen:22143
42121; 43/86; 46/4-6, 28; 53/19-23 Ashab-ı Rakinı: 18/9
Allah'tan korkmak (Haşyet): 2/150; 4177; Ashab-ı Suffe: 58/11; 6317
513, 44; 9/12-13, 18; 33/37-39; 35/18, 37; Ashabul Eyke: 7/85
36/10-11; 39123; 50/32-33; 67/12; 70127; Asır: 6/6; 103/l
79/26; 87/9-10 Atlar: 8/60; 100/l -6
Allah'tan korkanlann nitelikleri: 5/94; Ateş: 7/12; 36/80
10/15; 14/12-14; 16/49-50; 22134-35; Ateş topu: 15/18; 3717; 67/3
23/57, 61; 24/36-37; 39/11-14; 50145; Avlanmak: 5/1-2, 4, 94-96; 16/14
55146, 76; 76/6-10; 79/40-41 Avret: 24/30
Allah'tan korkmaya teşvik: 7/59; 8/48; Ay hali: 2/222
10/15; 11125-26, 61-63, 84, 102-103; Ay ve güneş: 21189; 6/96; 7/54; 10/5;
17/56-57; 23/57-60; 33121; 39114-16; 13/2; 54/1-2
42131-35; 46/21; 60/6; 70/19, 28 Ayet: 2141, 129, 134, 231, 252; 3/4, 7,
Alb gün: 7/57 19, 58, 70, 98, 101, 108, 113, 118, 164,
Amel: 21256; 3/173, 195; 5/27,35; 6/61; 199; 4/140, 155; 5144, 15; 614, 93, 98,
7/9; 915, 76; 13/11; 16/97; 36/69; 39/8; 124, 126, 130, 157, 158; 7/32, 35, 37, 58,
46/13; 86/9; 101/6 126, 174; 8/2, 52, 54; 919, 11, 65; 10/1,
Amel defteri: 21254, 276; 3/30; 6/28, 59, 5, 17, 24, 71, 95, 101; 11/1; 1211; 13/1-2;
61, 7/9; 17/13,71; 18/49; 23/62; 36/12; 15/l; 16/104-105; 17/59; 18/56-57, 105-
37/27; 50/16; 5211; 57/12; 69119; 74/38; 106; 19/58; 2115; 22/16, 52; 23/66, 105;
78/29; 8118; 8219, 12; 8417 24/1, 18, 34, 46, 58-59, 61; 25173; 26/2;
Ameli ahlak: 65/6 2711; 2812, 87; 29/23, 49-50; 30/10, 28;
Ameli salih: 2125, 30; 4/170; 5/93; 16/97; 31/2; 32/22; 33/34; 36/46; 39/59, 71;
29/57; 41133; 46/13 40/4, 35, 56, 69; 41/3, 44; 4516, 8, 11'
Amel terazisi: 7/8-9; 21/47; 23/102-103; 3 l, 35; 46/26-27; 57/9, 17; 5815; 6212, 5.
101/6-9 64/10; 65/11; 68/15; 74/16; 78/28; 83/13;
Anne babaya ne zaman itaat edilmez?: 90/19
29/8; 31115 Ayetleri alaya almak: 2114-15, 67, 231;
Anne-babaya iyilik: 2183, 180, 215; 4/36; 4/140; 9/65
6/151; 13/19-21, 25; 17123-25; 29/8; Ayn.el yakin: 2/31, 260; 3/18; 69/51;
31114-15; 46/15; 47122-23 102/6
Antakya: 36/13 Ayrılık: 21227; 58/4
Antlaşma: 9/1 Azap: 2180; 3/23-24; 5/117-118; 6/40-41,
Antlaşmalar ne zaman bozulabilir?: 8155- 65; 7/155-156; 10/48-53; 11/8, 84, 105-
58; 9/12-13 107; 14/44; 16/45-47; 20/124-127; 22/49;
5.CİLT iNDEKS 611
17188; 41/25, 29; 46/18, 29-32; 51/56-58; Deccal: 21187, 191; 4/157
55133, 37-39; 7211-19; 114/1-6 Dedi.kodu: 21109; 24/15
Cinsel ilişki: 21187, 222, 236; 4/15, 43; Delailün-nübüvve: 2187
516; 7/20; 2412; 33/49 Delil: 216, 87, 111, 255; 3/13, 58; 61149;
Cömertlik: 5164; 17/29; 59/8; 9215-7, 17- 7/175; 121105; 55133
18 Demir: 57/25
Cudi: 11144, 48 Deniz avı: 5196
Cuhfe: 8/47 Denizler: 16/14; 18/60-61, 109; 22165;
Cuma namazı: 6219-10 25153; 27/61; 35112; 45/12; 5211-7; 55/19-
Cumartesi: 2165; 4/47; 7/163 23; 81/6; 8213
Cünüplük: 4/43; 56175 Deve: 5/1; 7/40, 73; 11/64; 22136; 26/155;
Çalışmak: 4/32; 28177; 53/39-41; 9214 39/5; 54/23; 81/4; 88/17
Çarşaf: 33/59 Devir: 7/54
Çekirge: 7/132; 10189 Dırar Mescidi: 9/107-110
Çıplaklık: 24/31 Dikili taşlar: 5/3, 90
Çocukları öldünnenin haram kılınması: Diller: 30/22
21128-129, 233; 3/14, 38; 7/189; 8128; Din: 21120; 3/19; 1155, 88; 16/51; 21192;
14/40; 25174; 33/S; 34/37; 46/15; 64/14- 22167; 41152; 45/18; 107/1
15; 6616: 6/137, 140, 151; 17/31; 60/12 Din adamı: 5/82
Çok kadınla evlilik: 4/3, 129 Din Kardeşliği: 9/11; 33/5
Din önderleri: 2144
Dinar: 3/75
D Dinde zorlama: 21256
Dinden dönenler (Murtedler): 21217; 5154;
Dabbetül-arz: 27182, 83
Dalgıçlık: 21/82 16/105-106
DatJar: 1313; 1S/19; 16/15-16, 81; 20/105- Dinden dönme (İrtidat): 21217; 4/137;
107; 21/31, 78-79; 27/61, 88; 31/10; 5154; 16/106-109; 47125
35/27; 41/9-10; 50/6-7; 5211-7; 77/25-27; Dini Allah'a has kılmak: 4/145-146; 7/29;
78/6-8; 79/30, 32; 8111-3; 88/17-21 3912-3, 11-14; 40/13-14, 65; 98/4-5
Dalalet: 216, 165, 170, 191; 3/69; 6/39, Dini nikah: 2123 1
106, 117, 126; 7/146, 178; 10/44; 25/9; Dinlenme: 30123
41117; 92/12 Dirilme: 16138; 11152; 19/66; 2215; 23/17;
Darülharp: 4/100 77/25
Darülislam: 4/100; 55146 Diriltme: 2128, 243, 258, 259, 260; 6/60;
Darünnedve: 8130; 52142; 96/17 10134; 17/99; 29/19; 36/12
Darüsselam: 7/24; 10125; 55146 Diyet: 21178; 4/12, 34, 92; 5/3, 41, 45;
Dava: 4/105; 5/42 8/30; 17/33; 33/6
Davacı: 4/135 Doğru kimseler: Sil 19; 6/143; 9/119;
Davalı: 4/135 27/64; 28/48-49; 33/7-8, 23-24, 35; 49/15;
Davet: 21171; 3/64, l 92; 4/80; 16/125; 5917-8; 67123-24
17/96; 77/7 Doğru yola erdirilen kimseler: 21213;
Davet ve tebliğ metodlan: 71/8 22116, 54; 24135, 46; 28/56; 39/17-18, 23;
Davud (a.s.): 2161, 102, 183, 250-251, 42113, 52
258, 269; , 38, 45; 4/163, 168; 5120,78; Doğru yolu tutmak (Hidayet): 1/6-7; 2153,
6/84; 7/137; 17/SS; 21178-80, 105; 27/15; 150; 3/103; 6/117; 7/158; 16/15;
28/S; 34/10-13; 38/l 7-30 20/82; 23/49; 3213
614 İNDEKS 5. CİLT
Doğru yolu tutanlann nitelikleri: 21155- Düşmana karşı hazırlıklı olmak: 3/139;
157; 6/125; 7/128; 9/18; 18/17; 27/91- 92; 4/104; 8160; 47/34-35
36/20-21; 39/37, 41; 47/17 Düşünmek: 21219; 3/190-191; 6150;
Doğruluk (Sıdk): 2123, 94, 11 1; 5/119; 7/176; 10/24; 13/3; 16111. 44, 68-69; 30/8,
9/119; 17/80; 27/64; 28/48-49; 33/8, 24, 21; 39/42; 45113; 59/21
70-71; 46/16; 47/5; 54155; 67/23-24
Dolu: 24/43
Dolunay: 17/12; 36/39; 84/16 E
Domuz: 2/173; 5/3, 60; 6/145; 16/115 Ebabil: 105/l
Dostluk: 5/51; 6/129 Ebed: 78/23
Dönüş ancak Allah'adır: 2128, 45-46, 223, Ebediyet: 11211
245, 285; 3/28, 54-55, 83; 5/18, 48, 105; Ebeveyn: 4/36; 6516
6136, 60-62, 108, 164; 7/123-125; 9/94, Ebna: 7/127
105; 10/4, 22-23, 30, 46, 55-56, 69-70; Ebrar: 3/193, 199; 82112
11/4, 29, 34, 88; 13/30, 36; 19/40; 21135, Ebrehe: 105/l; 106/l
92-95; 22148; 23/60, 115; 24/64; 26/49- Ebu Lchcb ve Kansı: 80/l 7; 111/1-5
50; 28/38-39, 70, 88; 29/16-17, 21-22, 57; Ecel: 2127; 3/145; 612; 7/34; 10/49; 15/4-
30/11; 31/14-15, 22-23; 32110-11; 35/18; 5; 16/61; 17199; 23/43; 34/29-30; 35/11;
36120-22, 31-32, 53, 82-83; 39n, 43-44; 39/42; 40/67; 63/10-1 l; 71/1-4
40/43, 77; 41119-21; 42110, 14-15; 43/12- Ecel-i müsemma: 11113; 39/42
14, 84-85; 45/15; 50/43; 53/39-42; 6014; Ecir: 21264, 284; 4/4, 95; 6/160; 16118, 41,
6216-8; 64/3; 75/26-30; 88/25-26; 96/6-8 97; 36/69; 57/28; 94/1
Dua etmek: 21186; 4/32; 6163-64; 1155-56, Edep: 61108; 7/31; 29/45
180; 10/22; 12/85-86; 17/11, 110; 27/62; Efsun: 7211
32115-16; 40/60, 65; 55129 Eğlence: 6/70; 9165; 31 /6; 62/1 O
Dua ayetleri: 116-7; 21126-129, 200-201, Ehl-i Bcyt: 3/61; 9/3; 33/32, 35; 42123
250, 285-286; 3/8-9, 15-17, 26-27, 35, 38, Ehl-i Kitap: 2161, 105, 113, 121, 146, 173,
52-53, 146-147, 191-194; 4n5; 5124-25, 221, 256; 3n, 19, 21, 23, 44, 64, 65, 69,
82-83, 114; 7/22-23, 47, 88-89, 125-126, 75, 90, 110, 112, 114, 186, 189, 199; 4/48,
151. 155-156; 10/84-85, 88-89; 11/45- 88, 116, 163; 515, 15, 42, 51, 57, 65; 6/20,
47; 12132-34, 101; 14/35-41, 44; 17/24, 114; 7/157, 170; 9/28, 29; 13/43; 15/90;
80; 18/9-10; 19/1-10; 20/25-35, 113-114; 16/43, 103; 111101; 21n; 22111; 2514,
21/112; 23/26, 28-29, 38-39, 93-94, 97- 59; 28/52; 29/46; 30/48; 48/16; 57/16, 28;
98, 117-118; 26/83-89, 117-118, 168-169; 74/31; 98/1
27/18-19; 28/15-17, 20-24; 29/30; 34/18- Ehl-i Kitap kadınlanyla evlilik: 60/10
19; 37/99-100; 38134-35; 39/46; 40n-9; Ehl-i Suffe: 21273; 24/3; 58/11
44/10-12; 46/15; 59/10; 60/4-5; 66/8, 11; Ehli Zikr: 21/7
71126-28 El-Emin: 6/33; 23/68
Duhan.41/ 11 ; 44/ 10 El kesme cezası: 5/33, 34, 38
Dul: 21232 El sıkışma: 60/ 12
Dünya hayatı: 3/185; 4n7; 6132; 10/24; Elbise: 7126, 32; 19/56; 74/l
13/26; 1817-8, 45; 29/64; 40/38-39; 47/36; Elçi: 3/190
51120 Elyesa' (a.s.): 6/86; 38/48
Dünya hayatını tercih edenler: 3/145; Emanet: 21283; 4158; 2318; 33n2-73;
4/134; 11115-16; 17/18; 28n9-82; 42120; 70/32
53129; 79/36-39 Emanete hıyanet: 8127
5.CILT İNDEKS 615
Emel: l S/3; 1SIS Felaket: 6/63, 6S; 7/4, 132; 8/32; 13/31;
Emzirme: 21233, 4123, 24; 28/10; 31/14; 16/113; 23/18; 3614S; 42/30; Sl/17
6S/6 Felek: 36140
En uzun yedi sure: l S/87 Fere: 24/30
Ensar: 2128S; 3/28, S2; 4n; 8/S, 72, 74; Fetva: 4/S9
9/100, 117; S9/8 Fıbr sadak.ut: 21261; 4/13
Ergenlik çağı: 24/S8 Fil sahipleri (Aslıab-ı Fil): lOS/l
Esirler: 2/8S; 8/67-71; 47/4-6 Firavun'un kansı: 28/9; 66/l l
Eşcinselli.k: 7/80; lS/60; 29/28 Firavun'un ailesi: 3/11; 7/130; 8150-54;
Eşek: S/l; 16/S 14/6; 2817-8; 40/28, 4S-46
Eşine yaklaşmamaya yemin etmek: 2/226- Firavun: 2149-50; 3/11; 8/52, S4; 1017S,
227 79, 83, 88, 90, 92; 11/97; 14/6; 17/101-
Eşler arasında sevgi: 7/189; 30/21 102; 28/3-4, 6, 8-9, 32, 38-40; 29/39;
Eşleri ölen kadınlar: 2/234-235, 240 50/13; 66/11; 69/9; 73/15-16; 79/17; 20-
Eti yenen ve yenmeyen hayvanlar: 2/173; 2S; 89/10
S/3 Firdevs: 18/107; 23/10
Evlatlar: 4/11-12; 8/28; 9/24, SS, 69, 8S; Fitne: 317; 4/91; 9/47-48
11/40-46; 14/3S, 37, 40; 16172; 17/6; Fuhuş.4/15, 25; 6/151; 7/33, 80, 82; 16/90;
18/39, 46; 19177; 2S/74; 26/88, 133; 17/32; 24/3, 33
34/3S-37; 42149-SO; 60/3; 63/9; 64/14-lS; Füru: 4/11
71112, 21; 80/34-36
Evlat edinme: 33/4-S
Evlenme: 21221; 4/2; SiS, 87; 6/lSl; 2413, G
32; 33/4, 36, 49 CJafiller:7/136, 146, 172-173, 179; 10/7-8;
Evlenilmesi haram olan kadınlar: 21221; 16/108; 18/28; 21/1; 3017; 3616
4/22-2S; 60/10 Gaflet: 7/205; 10/90-92
Evren: 2/107, 164; 612; 11S4, lS9; 10/SS; Gafur: l 7/44
ll/S6; 16/S2; 21/16, 31, 79, 104; 22163; Gani: 6/133
28171; 29/61; 30/22; 37/ll; 39/21; SS/1 Ganimetler: 3/161; 8/1, 41, 67-69; 59/6-8
Eyke halkı: lS/78-79; 38/13; S Gayb bilgisi: 2/33; 5/109; 7/188; 10/20;
Eyyılb (a.s.): 4/163; 6/84; 21/83-84; 11/31, 49; 16177; 18/25-26; 27/65, 75;
38/41-44 34/3, 14, 48; 3S/38; 39/46; 41147; 43/84-
Ezan: S/S8; 41133; 6219 85; 49/18; S313S; 51125; 64/18; 67/25-26;
68/47; 72126-28
22160-61; 23/80; 24/44; 25/47, 62; 27/86; 38127; 39/5, 38, 46; 40/S7, 64; 41/9-12;
28nl-73; 31/29-30; 35/13; 36/37; 39/S; 42110-11, 29; 43/9-10; 44/38-39; 4S/3, 22;
40/61; 41137; 4SIS; S7/6; 78/10-11; 79/29; 46/3-4, 33; 50/6-8, 38; Sl17-8, 20-22, 47-
89/1-S; 9111-4; 9211-2; 93/1-3 48; 5215-7; SSIS-1, 10-12; S7/4; 6413-4;
Gece ve gündüz uyumak: 6/60; 2S/47; 6S/12; 67/1-S, IS; 71/IS-20; 78/6-7, 12-
30/23; 78/9- 1o 13; 79127-31; 81/11; 8211-S; 84/1-6; 8S/I;
Gece ve gündüzUn faydalan: 10/6, 67; 86/1; 88/18-21; 91/S-6; 99/1-6
17/12; 2S/47, 62; 27/86; 28171-73; 40/61; Gölge: 13/lS
73/6-7 Görev istemek: 121SS
Geçim: 6/ISI; 7/94, 131 Görgü: S8/l 1
Geçimsizlik: 413S; 6S/2 Gösteriş yapmak: 4136-38; 8/47; 107/4-7
Geçmiş milletlerin başına gelen ibretlik Gusül: 21222; 4/43
olaylar: 2165-66, 214; 3/10-13, 137-138; Gülmek: S3/42-43, S9, 62
616, 10-11, 42, 4S; 7/4-7, 86, 94-103, 134- Gümüş: 9/34
137, 14S, 163, 166, 172-174; 8/SO-S4; Gün batımı: 11n8
9/69-70; 10/13-14, 38-39, 73, 90-92, 101- Gün doğumu: 3711
102; 11/44, S8-60, 66-68; 81-83, 89, 94- Güneş: 212S8; 6196; 7/S4; 10/S; 1214;
103, 120; 12n, 109-111; 13/6, 41; 14/S, 1312; 14/33; 16/12; 17178; 18/17, 86, 90;
9-17; 1S171-84; 16/26, 112-113; 17/17; 20/130; 21/33; 22118; 2S/4S; 29/61; 31/29;
18/S9; 19n4; 20/128; 21111-lS, 44, lOS- 3S/13; 36138, 40; 39/S; 41/37; S0/39; SSIS;
106, 22142-48; 23/29-30, 44; 2S/3S-40; 71116; 7S/9; 76/13; 81/l
26/6S-67, 99-102, 119-121, 139, 1S7-1S8, Güneş ve Ay: 10/S; 13/2; 14/32-33; 21133;
170-174, 189-190; 27/13-14, 50-S8, 69; 2S/4S-46; 29/61; 31129-30; 3S/13; 36/37-
28/39-40, S8, 78- 81; 29/14-15, 24-2S, 40; 39/S; 41137; 71/lS-16; 9111-3
33-40; 34/l S-19, 4S; 3S/2S 26, 42-44; Güneş takvimi: 9/36
36/28-31; 37179-82, 132-138, 176-177;
38/3, 41-43; 39/2S-26; 40/S, 21-4S, 82-8S;
41113-18; 43/6-8, 23-2S, S4-S6; 44/17-29, H
37; 46126-28; 47/13; S0/12- 14, 36-37; Habil ve Kabil: S/27-32
Sl/31-46; S3/S0-56; 54/9-42, Si; S912, 14- Hac: 211S8, 189, 196-200, 203; S/1-2, 9S,
lS; 60/4-7; 64/S- 6; 6S/8-10; 67/18; 68/17- 97; 913, 19; 22126-37
33; 69/4-12; 71/22-2S; 73/IS-16; 77/16- Hac mevsimi: 21197, 198
18; 79/lS-26; 85/10; 89/6-14; 91/11-lS; Hacerülesved: 3/96; 22129; 8S/l
IOS/1-S Had: 21217; 3/161; 4/lS, 2S; S/38, 39;
Gemiler: : 21164; 10122; 14/32; 16/14; 2412; 33/30
17/66; 2216S; 23121-22; 30/46; 31/31; Haddi aşanlar: 21190; S/87; 10174; 20/12S-
3S/I 2; 36/41-44; 40179-81; 42132-34; 127; 2ln-9; 26/1S0-1S2; 36/18-19; 43/S;
43/12; 4S/12; SS/24-2S Sl/31-34
Gıybet etmek: 49/12; 104/l Haddi aşmak: 21178, 190, 194, 231; 3/112;
Gökler ve yeryüzü: 2122, 29, 116-117, S/2, 87; 1/SS
164; 6/1, 14, 73, 79, 101; 7/S4; 1013, 6; Hainler: 4/lOS-107; 12150-S2; 22138
1117; 121101; 13/2-3; 14/10, 19,32; lS/19- Hadis: 16/44
22, 8S; 16/3; 11/99; ı8n-8, sı; 2011-6, Hak-Batıl: 2142; 7/118; 17/81; 18/S6;
Sl-S3; 21/16, 30-32; 22/6S; 23/17; 24/3S 22162; 31/30; 34/49; 40/S; 42124
; 25/58-59; 27/60- 61; 29/44, 61; 30/22, Hakkın üstünlüğü: 7/117-118; 817-8;
2S; 31110, 25; 3215; 34/9; 35/1, 41; 36/81; 17/81; 21/17-18; 34/48-49; 42124
S.CİLT İNDEKS 617
Haksız ilctisab: 21188; 4129-31, 160-161; 73, 89; 22177; 23/57-61; 73/20
9/34 Hayırda yarış: 21148; 5148; 23/57-61;
Halife: 2130; 4/59; 6/165 35/32; 57/21
Haman: 2815-8, 38; 29/39; 40/23-24, 36- Hayız: 21222, 228; 4/24; 5/6
37 Hayvanlar: 21164; 6138, 142, 146; 16/5-
Hamd: 112; 611, 44-45; 7/42-43; 10/9- 8, 66, 68-69, 80; 22136-37, 65; 23121-
10; 14/39; 15/97-99; 16175; 17/50-52, 22; 24/41, 45; 31/10; 35/27-28; 36171-
110-111; 23/26-28; 27/15, 59, 93; 28170; 73; 39/6; 40/79-81; 42111, 29; 43/12-14;
29/63; 30/17-18; 31/25; 34/l; 35/1, 34; 45/12-13; 45/3-4; 67/19; 79127-33; 80124-
37/180-182; 39/29, 73-75; 40/7, 53-55, 32; 81/1-6; 88/17-21; 100/1-6;
65; 4215; 45/36;52148-49; 64/l; 110/1-3 Helale 3/128; 6/8; 7/4, 64, 83, 145, 182;
Haram aylar: 21194, 2 l 7; 5/2, 97; 915, 36 8/25, 32; 10/13, 71; 11/50, 117; 16/l;
Haram mal: 5/42 17/16, 58; 19/84; 21111; 104/1
Haram yiyecekler: 21172-173; 5/1-3, 96; Helal: 2/168, 172-173; Sil, 3-S, 87-88,
6/121, 145; 161115-117 93; 6/118-119, 138, 142, 145; 16/114-115;
Harem: 3/96; 16/l 12; 106/l 22130
Harem bölgesi: 21196; 5194; 9128; 22125; Helal yiyecekler: 21168, 172; 5/1-2, 4-5,
27/91; 48/24 87-88, 96; 6/118-119, 142-145; 7/32;
Harcm-i Şerif: 2/125; 6/69 16/l 14
Harun (a.s.): 21248; 6/84; 7/121-122, 142, Helalinden yemek: 21168, 172; 6/118-119,
150; 10175, 87; 19/51-53; 20/24-32, 42-48, 142; 7/160; 8/67-69; 16/l 14; 22130; 23/51;
69-70, 90-94; 21/48; 23/45-48; 25/35-36; 34/15
26110-13, 43-48; 28/33-35; 37/l 14-122 Hendek Savaşı: 33/9-27
Harut-Marut: 21102 Hesap: 21284; 7/6; 13/40; 14/51; 21/1,
Hased: 21109; 4/32; l 13/5 47; 23/117; 24/39; 26/112-113; 29/12-13;
Hasenat: 6/160; 25/70 33/7-8, 38-39; 5115-6; 55131-32; 65/8;
Hasene: 21169, 202; 6/160; 7/131; 16/122; 78/27; 82115, 17; 84/8; 88/26; l 0218;
27/89; 28/84; 39/10 107/1-3
Haşr: 21203; 3/12, 157-158; 4/172; 5/96; Hesap günü: 14/50; 19/40; 37/13; 38/27;
6/38, 71-72, 128; 8/24, 36; 10/28, 45; 59/18; 64/10; 78/37
15/24-25; l 7/97; l 8/47; l 9/66-68; 83- Heykel: 2/24, 49; 34/13
86; 20/102; 23179; 25/l 7, 33-34; 27/83; Hıristiyanlık: 2140, 62, il 3, 134, 140; ;
34/25-26, 40; 37/20-22; 41/19; 42114-15; 4/171; 5/3; 7/28; 19/37
4615-6; 50/43-44; 58/9; 67/42 Hırs: 2196; 7/170; 15/2; 17/100
Hasta: 21184; 9/91 Hırsızlık: 5/38; 12/70, 73, 77, 81
Haşir: 2196; 3/25; 21/104; 2211; 36151, 77; Hıyanet: 3/161; 4/105, 107; 5/13; 8127, 58,
56/61; 59/2 71; 12/52; 22/38; 40/19; 66/10
Hatemü'l-Enbiya: 4/41; 7/157; 17179; Hızır: l 8/60; 27/39
43/61 Hicap: 7/46; 33/53
Hay: 3/2, 5 Hicr Halkı: 15/80-84
Haya: 21197; 7/22, 26; 16/90; 29/45 Hicret: 4/97-100; 9/40; 29/56
Hayasızlık: 21169, 268; 4/15-16, 22, 24- Hidayet: 216, 11, 26, 165, 169, 211, 256,
25; 7/28, 33, 80; 12124; 16/90; l 7/32; 269, 272; • 8, 26, 69, 84, 86, 128, 138,
60/12 187; 4/167, 173, 175; 6/35, 39, 91, 104,
Hayır işlemek: 2/ 110, l 48, l 97, 2 l 5; 126, 165; 7/178; 8/38, 67; 9/33, 133, 116;
3/113-115; 4/114, 127, 149; 5148; 21172- 10/35, 43, 44, 88; 14/l; 16/37; 17/98;
618 İNDEKS 5.CILT
ı9n6; 221s2; 24/3s; 2s19; 3618; 3111s8; İbrahim(a.s.): 21124-127, 130, 132-133,
39/42; 40/S3, 66; 41117; S2/33; 92112 135-136, 140, 260; 3165, 67-68, 84, 9S,
Hikmet: 211, 61, 129, ısı, 2ıs. 231, 261, 97; 4154, 125, 163; 6n4-75, 83, 161; 9no,
268, 269; 3179, 81, 137, 164; 4/113; S/110; 114; 11/69, 74-76; 1216, 38; 14/35; 15/Sl;
6139, 89, 106; 7/IS9; 8/S3; 10/35; IS/8; 16/120, 123; 19/41, 46, 58; 21151, 60, 62,
16/90, 125; 17171; ı9n; 21116; 3018; 69; 22126, 43,
31/12; 39/5; 4S/16; 5415; 11312 78; 26/69; 29/16, 31; 33/7; 37/83, 104,
Hilal: 21185, 189; 17/12 109; 38/45; 42113; 43/26; 51124; 53/37;
Hile: 1191; 83/l 57/26; 60/4; 87/19
Hisse: 4/11 İbrahim ailesi: 3/33-34; 4154-55
Homoseksüellik: 7/80-81 ;27/S4; 29/28-29 İbrahim (a.s.)'ın kansı: 11/69-73;51124-30
Hoşgörü: 2/109; 5/13; 24122; 43/87-89; İbrahim (a.s.)'ın soyu: 2/127-128; 3/33-
64/14 34; 4/54; 6/84-90; 19/58; 21172-73; 29/27;
Hud (a.s.): 116S-12; l 1150-60, 89; 26/123- 37/112-113; 51126
140; 40/30-31; 41/13-16; 46/21-26; 50/12- lcma: 4/l 15
13; 51/41-42; 53/50-52; 54/18-22; 69/4-8; lçki: 212 ı 9; 4/43; 5190-91
89/6-8 lddet: 2/228, 235; 65/1-4; 33/49
Hudeybiye Sözleşmesi: 4nl, 75, 90; 513, idris (a.s.): l 9156-51; 2 l/8S-86
26; 8/6 l; 9/3, 7; 13/31; 22125; 24/S5; 30/4; iffet: 21273; 23/1-7; 24/33;33/35;70119-31
48/l; 60/l, 10-20 İftiracılar: 7/152; 11/SO; 16/S6, 87, IOS,
Hulefa-i Raşidin: 3/159 116; 28175; 29/12-13; 46127-28
Huneyn Savaşı: 8/15, 41; 9/23, 2S, 27, lfk olayı: 24/15; 63/1
107; 13/40; 48/16 iftira: 21139; 4/31, 112, 148; 6/93; 7/148,
Hurafe: 4/119; 612S; 7/131, 157, 179; 152, 184; 10169; 11136, 101; 2414, 11, ıs.
10/36; 15115, 18; 5011 26; 49/12; 60/12
Huruf-ı Mukattaa: 211; 3/1, 7; 7/1; 11/1; İhlas: 111; 212. 197, 256; 3116; 4180, 114,
12/l; 13/1; 14/1; 15/1; 19/l; 2011; 26/1; 12S; S/27; 7/30; 16/121; 29/4S; 34110;
27/1; 28/l; 29/1; 30/l; 31/1; 3211; 36/l; 39/1; 9815; 107/7
38/l; 40/1; 4111; 4211; 43/145/l; 68/l İhlaslı kimselerin nitelikleri: 12123-24;
Huşu: 2/46, 153, 238; 3/16, 43; 23/2, 9; 15/39-42; 11164-65; 38/82-83
29/45; 57/16; 10717 lhram: 21189, 196; 511, 3, 94; 22129
Hüdhüd: 27/20-28 ihsan: 2144, l 12, 275; 3192; 4/36, 125;
Hüküm Allah'ındır: 12/39-40, 67; 13/41; 5193, 6/133, lSl; 10/59; 16/90, 127;
28170, 88; 30/l-5; 40/1 l-12 21/91; 23/4; 31/2, 22; 31180; 39/33; 107/7
Hulle: 2/228 ihtikar: 4/29; 41/10
ihtilaf: 21253
İlahi yardım: 2/17; 8117 67, 72-73, 78, 81, 86, 101-104, 114-llS;
ilham: 2/1, 2; 3/4, 36; 6/100; 8129; 12/IS, 6/1-10, 2S-30, 39, 70, 89, 116, 122, 12S,
23; 1516; 16/67; I8n9; 24135; 28n; 36169; 130, 132, 1S5-159; 7/27-30, 36-41, 50-S3,
52/l; 91/1 64, 71-72, 77-78,90-93,96, 101-102, 146-
ilim: 6/80-81, 97-98, 104-lOS; 7132; 10/5, 147, 11s-ı1s, 182-185; sn, 12-14, 11-19,
S5; 12/68; 16/38, 43; 2In; 23/84-85, 88- 22-23, 30-40, 47, 50-59, 6S, 73; 9/1, 3,
89; 27150-52; 28/57; 29/64; 30/l-7, 22, 30; 12-13, 17, 25-26, 32, 37, 49, 62-63, 68,
31125; 34/28, 36; 39/25-26, 49-50; 40/S7; 73, 90, 124-125; 10/4, 7-8, 45, 69-70, 73,
4111-3; 44/38-39, 45/2S-26, 32-34; S2/4S- 100-102; 11/5, 15, 17, 22, 59-60, 66-68,
47; 61/10-11; 62/9; 68133; 7111-4 74-76, 105-107; 12/37, 87; 13/5-6, 12-14,
llm-i ezeli: 10/97 18, 30-35, 42; 14/2-3, 7-9, 13-20, 28-30;
llm-i ilahi: 6/S9; 7/37 16/26-28, 33-34, 38-39, 60, 63, 71, 84, 88,
İlyas (a.s.): 6/8S; 37/123-132 104-109, 112-113; 1718-10, 60, 67, 69, 72,
iman (Ye's halinde iman): 4/18; 6/158; 89, 97-98; 18/32-44, 56, 100-106; 19/37-
10/90-92; 26/200-203; 32/28-30; 34/S 1- 40, 68-70, 73, 77-84; 20/47-48, 60-61, 99-
S2; 40/82-SS; 44/10-16 101, 133-13S; 2111-3, 36-46, 77, 90-100;
iman-Salih amel ilişkisi: 2/25, 62, 82, 2213-4, s-ıo. 19-22, ıs, 42-44, 46-47, 5S,
277; 4/S7, 124, 172-173; 519, 69, 93; 57, 72; 23/24, 33, 44-48, 52-56, 63-77,
7142; 10/4; 13/29; 14/23; 18/30, 88, 107; 117; 2415S, 57; 25/11-14, 32-44, 50, 55,
19/59-60, 96; 20/82; 22/14, 23, 49-50, 60, 77; 26/139, 157-158, 170-174, 189-
S6; 24/SS; 261227; 29n, 9, S8; 30/44-4S; 190; 2714-S, 40-43, 50, 52, S7-58, 60-62,
31n; 32/18-19; 34/4, 37; 3Sn; 38124, 28; 65, 82-8S; 28/38-42, 46-48, 81-82; 29/23-
40/40, S8; 4118; 42/22-23, 26; 4S/21, 30; 24, 47, S5; 30/16,44-45, S8, 60; 3116-7,
47/2, 12; 48/29; 64/9; 65/11; 84/2S; 8S/11; 12. 23-24, 32; 32128-29; 33n-s, ıs. 64-
9S/4-6; l 03/1-3 28; 34/5, 31-38, 43-46; 35/6-7, 2S-26, 36-
İmran ailesi: 3/33-34 40; 36/1-10, 28-32, 59, 70, 37111-15, 81-
İmran'm kansı: 3/33-37 82, 127-128, 133, 136, 167, 170, 174-179;
imtihan: 2/JS, 191, 286; 3/1S2, 179; 4/28, 38/1-14, 27, 84-85; 39/2-3, 7-8, 22, 32, 55,
115; 5/48; 6/44; 71167; 812, 20, 28; 11/10; 59, 63, 66-67, 71-72; 40/4-6, 10-14, 49-50,
16/110; 17/60; 38/34; 39/49; 46/2; 47/4; 69-76, 82-85; 41/13-14, 26-29, 44, S0-54;
67/1; 89/15 42/16, 26, 35; 43/6-8, 24-25, 29-42, S7-62,
inci!: 3/3, 48, 6S; S/47, 110; 7/IS7; 9/111; 79-80, 87-89; 44/40, 50; 45/7-11, 18-19,
48/29; S7/27 31-35; 46/1-11, 20, 31-32, 34; 47/1-3, 7-9,
incir: 95/1 12, 32, 34; 48/13, 22-26; 50/1-11, 20-30;
infak: 212. ı9s, 196, ııs. 219, 24S, ıs4, 5117-9, S2-53, 59-60; S3/27-28, 59-62;
261, 271, 275; 3/16, 92; 14/31; 23/4; 54/1-14; 60/1-2, 13; 61/S, 7-8; 64/5-6, 10;
3S/29; 36/47; s1n, ıs; 63/I ı 6S/8-10; 67/6-11, 20-21, 27-30; 70/1-3;
inkar edenler: 2/6, 8, 23-24, 26, 29, 61, 36-44; 71126-27; 72/15-17; 74/31; 75/20-
89-90, 98, 102, 104, 121, 126, 161-162, 36; 76/4, 27-28; 78/40, 80/40-42; 83/34-
191, 211-212, 253-254, 257, 264, 276; 36; 84/20-24; 85/l 7-20; 86/lS-l 7; 87/9-
3/1-4, 12-13, 19, 21-22, 32, 56, 86-91, 96- 17; 88/21-26; 89/15-26; 90/19-20; 93/1-6
98, 106, 112, 116, 126-128, 130-131, 140- İnkar edenlerden yüz çevirmek: 6170, 91 ;
141, ısı. 156, 162, 176-178, 195-196; 15/1-3; 23/52-54; 32128-30; 371174-179;
4/18, 36, 39, 41-42, 44-46, 56, 101-102, 43/82-83; 51/52-54; 52/4S; S3/27-30;
llS, 131, 136-137, 140, 150-151, 160- S414-6; 70/40-42; 74/11-17
161, 167-170; S/3, 5, 10, 17, 36-37, 44, İn.kar edenlere mühlet tanınması: 3/178;
620 İNDEKS S.CILT
6/110, 112, 137, 158; 7/180, 186; 10/11, İsa'nın babasız olarak doğması: 3/45-47,
19, 102; 13/32; 14/10; 1512-3; 16/61; 59-63; 19/16-30
18/58; 20/128-129; 21/108-111; 22/42-44; İsa'nın havarileri: 3/52-53; 5/12-13;
23/54-56; 29/65-66; 35/45; 39/8; 41145; 57/27; 61/14
42/14, 21; 43/83; 70/40-42; 86/15-17 İsa'nın Hz. Mubammed'in geleceğini
İnlcar edenlerin kıyamet günü dünyaya müjdelemesi: 6116
dönme aızulan: 6127; 14/44; 23199-100; lsa'nın mucizeleri: 3/45-51; 5/110
26/96-102; 32/12; 35/36-37; 39/55-59; İsa'nın nitelikleri: 3/48-50; 41171-173;
40/10-11; 42/44 6/85; 19127-35; 21191; 23/50; 43/57-59
İnsan:2/30;7/11;72/1;89/15 İsa'nın tevhide çağırması: 5/17, 72-75,
İnsan hayatının devreleri: 2/28; 7/24-25; 116-118; 9/30-31; 19/34-40; 33n; 36/32;
16nO; 22/66; 30/I l, 40; 36/68; 45125-26 42/13; 43/63-64; 61/6
İnsan ve nitelikleri: 21204-207; 4/27-28; İsa'ya İncil'in ve mucizelerin verilmesi:
7/181; 10/19; 11/118-119; 12/53; 14134; 2/87, 253; 3/45-51; 5146-41, 110; 19/29-
17/ll, 67, 100; 18/54; 21137; 30/8, 36; 30; 57127; 61/6
31/6, 20; 42/48; 43/15; 70/19-23; 76/2-3; İshak (a.s.): 21133, 136, 140; 3/84; 4/163;
80/17-19; 82/6-7; 89/15-20; 90/4; 96/6-7; 6/84; llnl; 12/6, 38; 14/39; 15/51-53;
100/1-8; 103/1-3 19/49-50; 21172; 29127; 37/112-113;
İnsan ve tabiat: 7/22-25; 20/55; 23179; 38/45-47; 51124-28
67124; 71117-20; 77/25-27 İslam ahlakı: 3/130
İnsanın Rablerine karşı düşmanlığı: 16/4; İslam bütün peygamberlerin dinidir:
36n7 2/132-133; 3/81-83
İnsanın yaratılışı: 3/6, 59; 411; 612, 98; İslam: 3/19, 85; 513; 6/125; 39122; 6ln
7111, 189; 10/4; 15/26-27; 16nO; 18/37, lslam'a teşvik: 21208; 3/102; 4/125; 6/14,
51; 21/37; 2215; 26175- 78; 30/20, 40; 11, 162-163; lon1-12; 11113-14; 16/81;
31128; 36/20-22, 77-79; 37/11; 39/6; 211108; 22134; 27/81, 91; 39/11-12, 54;
40/57, 64; 41121, 47; 42/11; 43/87; 45/3- 40166; 41/6, 33; 43/68-70; 46/15-16; 49/14
4; 49/13; 50/16; 51156; 53/42-46; 55/1-4, İsm-i Az.am: 2187, 102; 3/2; 7/175
14-15; 56157-59; 6412-3; 67/22-24; 70/I 9- İslam ümmetinin nitelikleri: 21142-143;
22, 36-39; 76128; 78/6-8; 82/6-8; 86/5-8; 3/110; 9/122; 22n8; 35/31-32
90/1-10; 91n-9; 92/1-4; 95/1-5; 96/1-2 İsmail (a.s.): 21125, 127, 133, 136, 140;
İnsanın yaratılış evreleri: 2128; 16no, 78; 3/84; 4/163; 6/86; 14/39; 19/54-55; 21185-
18/37; 22/5; 23/12-16; 30/20, 54; 32/5-9; 86; 37/99-107; 38/48
35/11; 36/68; 39/6; 40/67; 46/15; 71/13- İsra ve Miraç: 17/1, 60; 53/1-18
14; 75/36-39; 76/1-2; 77120-23; 80/17-20 İsraf: 6/141; 7/31; 17/26-30; 26/150-152
İnsanın yeryüzünde halife oluşu: 2/30; İsrafil (a.s): 2/30; 6n3; 18/100; 20/108;
6/165; 10/13-14, 73; 11156-57; 27/62; 27/87; 30/25; 36/48; 5415; 69/13
35/39 lsrailoğullan: Allah'ı görmek istemeleri:
İntihar: 4/29-30 2155-56; 4/153
İrade: 2/6, 7, 26; 3/8, 26, 140, 178; 6/ 111, İsrailoğullan: Allah'ın İsrailoğullanna
148; 8/20; 9/116, 119; 10/33, 108; 1116; lutfu: 2/47, 49-56, 122; 5/20; 7/138-140;
22/52; 25172; 35/11; 42120; 57/22 10/93; 20/47, 80-82; 40/53-54; 44/30-33;
İrem: 8917 45/16
İrşad: 21269; 16/37; 24135; 9415 lsrailoğullan: Allah'ın lsrailoğullanndan
lrtidad: 2/61, 102, 217' 256; 3/86, 90; istedikleri: 2140-48, 54, 61, 63-64, 72-73,
5154; 6171, 93; 7/138; 16/106 122-123; 5/20; 7/161-162; 14/5-9; 17/2;
5. ClLT İNDEKS 621
2914S; 30131; 31117; 33133; S8113; 6219- 3, 11; 19/S8; 21n6-77; 22142; 29/14-lS;
10; 73120; 76/2S-26; 93/S; 96/19; 10812 33n; 37nS-83; 38/12-14; 40ıs, 30-31;
Namaz kılmaya teşvik: 211-3, 4S, 1S3, 42113; S0/12; Sl/46; S3/S2; S4/11-17;
177, 277; 4/162; S/12, SS; 61162; 7/170; S7126; 66110; 69/11-12; 71/1-28
812-3; 9/S, 11, 18, 54, 71, 112; 13122; Nuh Tufanı: 69/11-12
14/37; 19/31, ss, S9; 22/3S, 41; 23/1-11;
24136-37; 2711-3; 31/1-S; 70122-23, 34-
3S; 74138-47
Namaz vakitleri: t7n8-79; 30/17-18; 0-Ö
S0/39-40; 76/24-2S Organların şahitliği: 24123-24; 36/63-6S;
Namaz.a dair bazı hükümler: 21238; 4/43, 41/19-23; 7S/14-1S
101-103; 9/84; 22126 C>ruç:2/183-18S, 187;33/3S
Namus: 4/2S; 24/11, 30; 60/12 Oturma adabı: S8111
Nankörlük: 17/67; 30/33; 100/9 Ôdünç verme: 217S; 311S; 8/3
Nasihat: 7/61 Ôğüt almak (Tezckkur): 21221; 6/80,
Nuar değmesi: 12167; 681Sl 126, IS2; 7/3, 26, S7,130; 81S1; 1013;
Nefis arzusuna uyanlar: 4/13S; 20/IS-16; 11124, 30; 1412S; 16/17, 90; 17/41; 21/84;
2S/43; 28/48-S 1; 30/29; 38126; 4S/23; 23/8S; 24/1, 27; 2S/62; 28/43, 46, Si;
47/14, 16 32/4; 37/1S2-ISS; 39121,27;40/S8; 44/S8;
Nehirler: 1313; 14132; 16/lS; 27/61; 36134 4Sl23; S0/36-37; Sl/49; S4/IS-17, 21-22,
Nesh: 21106; 16/101 32, 40, S 1;S6/62;69/40-42;73/l9;80/I 1-12
Nesr (Put): 71/23 Ôlçü-tartı: 6/IS2; 718S; ll/84-8S; 17/3S;
Nifak: 212, 8, 191; 3128; 4/64, 6S, 142; 21147; 26/181-183; 42117; ssn-9; s112s
8/49; 9/SS, 77 90, 107; 47129; 74/31 Ôlçü ve tartıda hile yapanlar: 83/1-6
Nikah: 4/3-4, 19-28, 34-3S, 128-130; SiS; Ôldürme: 4129, 30; 9/S
24/32-33; 33/36-38, SO-S3; 60/10-11; Ôldükten sonra dirilmek: 2/SS-S6, 2S8-
64/14; 70/19-31 260; 4/87; 6/12, 29, 36, 61-62, 133, IS4;
Nimet: 21211; 3/14, 117, 171, 18S; 7/26; 7/29, S7; I0/4S-46; 1In; 13/2, 5; 16138-
8/S3; 14/8, 32; 16/18, 83; 36/41; 39/8, 49; 40; 17/49-52, 97-99; 18/21, 99; 19/66-67;
Sll22; S7122; 68/17; 74/11; 93/9; 108/3 2215-1; 23/IS-16, 31-38, 81-83; 2513, 40;
Nimetler ve sılcıntılar karşısında insanın 27/6S-73; 28139; 29/19-20; 30/11, 16, 19,
tutumu: 7/94-9S; 10/12, 21-23; 11/9-11; 2S, 48-SO, S6; 31128; 32/10-11; 34/3, 7-9;
16/S3-SS; 17/11, 67-69, 83-84; 22111- 3S/9; 36/12, 31-32, 48-S3, 77-83; 37/IS-
13; 23n3-77; 29/64-66; 30133-36, 48-Sl; 19; 41/39; 43/9-11; 44/34-37; 4S/24-26;
31/31-32; 39/8, 49-S2; 41/49-S2; 42147- 46/17-19, 33; S0/3-11, IS, 41-42; 53/45-
48; 70/19-23; 89/IS-20 47; S6/47-50; S8/S-6, 17-18; 64n; 67/lS;
Nimetleri inkar: 14/34; 22166; 28/S7; 7217; 7S/l-6, 36-40; 78/1-17; 79/1-14;
s
30/33-34, 1; 31120; 42148; 80/17-32; 80/17-22; 81/1-14; 8211-9; 83/1-6; 84/1-6;
100/1-7 86/S-10; 99/1-6; 100/6-11
Niyaz: 21186, 28S; 6/162; 1/SS; lS/87; ölüm: 3/143, 14s, 156-158, 185; 4n8;
17/83, 110 6161; 14/IS-17; 15/97-99; 2113S; 23/12-
Niyet: 21284; 3n, 29, 14S; 9n6, 116, 119; 15; 29/S7; 31/34; 35/15-17; 39/30-31,
ı 6/106; 17118; 2sn2; 39/49; 40119; 42120; 42; 44/S4-S6; S3/42-44; S6/60-61, 83-87;
98/S; 100111; ıo1n 62/6-8; 63/10; 6711-2; 75/26-29; 80/17-
Nuh (a.s.): 3133-34; 41163; 6/84; 7/S9-64, 21; 102/1-2
69-70; 1ont-74; 1112s-49; 14/9; 1112- ômeldeme(Darb-ı mesel): 2126; 14/44-
5. ClLT İNDEKS 627
4S; 16nS-76, 112-113; 18/32-44; 22n3- Peygamberler tebliğ görevi için ücret is-
74; 2S/37-39; 30/28, 58-S9; 36/13, 78; temezler: 6/90; 10171-72; 11/29, 50-51;
39/27-29; 43/S7-S8; 66/10-12; 74/31 121103-104; 23172; 25/S7; 26/105-109,
ôrtünme: 24/31, 60; 33/33, 53-SS, S9 123-127, 141-14S, 160-164, 176-180;
34/47; 36120-21; 38/86; 42122-23
p Peygamberlere itaat: 3/32, 50-51, 132;
4/13, S9, 69, 80; S/92; 8/1, 20-21, 4S-46;
Peygamber (s.av.)'in hanımlan: 33/6, 28- 9nl; 24/S2, S4, S6; 26/lOS-110, 123-131,
34; 66/1-5 141-ISO, 160-162, 176-179; 33/33, 70-71;
Peygambere tabi olmak: 3/31; 33/21 43/63-64; 46/30-31; 47/33; 48/17; 49/14;
Peygamberlerin gönderilmesi: 2/87, 101, S8/12-13; 64/12; 7111-4
119, 129, 151; 4n9, 170; 5/IS-16, 19, Peygamberleri alaya almak: 6/10; 9/6S;
32; 6/130; 7/3S, 42-43, 52-S3, S9, 61, 6S- 13/32; IS/il; 21/41; 36/30; 4317
67, 104; 9/33, 128-129; ıon4; 11196-97; Peygamberlerin Allah tarafından korun-
121109; 13/30, 38; 14/S; lS/10-11; 16/1-2, ması: S/67; 15/9S-96; 20/6S-69; 21169-71;
36, 43-44, 63, 113; 2ln-8, 2S, 107; 221S2; 29/24, 32-34; 37/97-98, 114-115, 139-147
23/23, 31-32, 42-46; 28/44-45; 30/47; Peygamberlerin bir kısmı diğerlerinden
33/4S; 3611-4, 13-17; 37nı-73, 123-124, üstün kılınmıştır: 21253; 17/S5;
133-13S, 139-148; 40/23-24, 78; 41113- Peygamberlerin ilahi lütfa nail olmalan:
14; 421Sl; 43/6-7, 26-29, 4S; 44/3-S, 10- 4/113, 166; 6/161; 9/40; 11/48, 58, 66, 94;
13; 48/8; 51/38-39; S7/2S-27; 6116, 9; 1215-6, 15, 21-22, 24, 33-34, 37-38, S4-
6212-4; 6S/8-11; 71/1; 73/15-16 56, 90, 99-101, 110; 14/13-14; I7n4-7S,
Peygamberlerin gönderilmelerinin hlk- 86-87; 19/49-57; 20/2S-41; 21/Sl, 68-90;
metleri: 21151; 3/20, 164; 4164, 79-80, 23/26-30, 39-41; 26120-21. 117-l 20, 168-
105, 164-16S; S/15, 19, 92, 98-99; 6/19, 173; 27/16, 38-40; 2817-14, 23-25, 30-31,
48-49, 91; 7/1-2, 60-63, 66-69, 76-79, 85; 29/14-15, 24, 27, 31-34; 37175-81, 99-
182-184, 188; 9/33; 10/1-2; 11/1-2, 12, 122, 129-13S, 139-148; 38/17-20, 34-43,
ıs, 88; 13n, 30, 40; 1411, s, 44; 15/88-89; 45-47; 39/36, 40; 48/26; 54/33-35; 87/6-8;
16/1-2, 3S, 43-44, 64, 82-83; 17/59, lOS; 93/1-8; 9411-4; 108/1-3
18/S6; 19/97; 211107; 22149-Sl, 78; 24/S4; Peygamberlerin ilahi yardıma nail ol-
2SIS6; 26/105-107, 114-llS, 123-12S, malan: 6134; 9140; 10/103; 11158, 66,
141-143, 160-162, 176-178, 192-194; 94; 121110; 21/69-71, 74-77; 29/14-15,
27/91-92; 28/46-47; 29/18, 50; 3211-3; 24, 31-33; 37/97-98, 114-117, 171-173;
33/45-47; 34/28, 46; 3S/23-24; 36/1-6, 10- 4015 ı; 48/1-3; S4/9-14, 33-3S; S8/21; 5916
11, 1S-17, 70; 38/65-70; 39/41; 40/15, 18; Peygamberlerin imtihan edilmesi: 21124;
4216-7, 47-48, S2; 43/63; 4619, 23; 48/8-9, 20/40; 37/101-106; 38134-40
28; 50128, 4S; 5l/SO-S1; 52129; S7/8; 60/6; Peygamberlerle Allah arasında geçen di-
6212-3; 64/12; 65/8-11; 67/24-26; 71/1-3; yaloglar:2/124,260;3/40-4 l ;7/143-144;
72122-23; 79/42-45; 87/8-10; 88121-23 1917-10;20/9-48,83-85;26/10-17;28/29-3S
Peygamberler birer insandır: 3/144; 13/38; Peygamberlerle melekler arasında geçen
14/10-11; 17/90-94; 18/110; 2113-8; diyaloglar: 11/69-83; 15/Sl-6S, 72-76;
23/23-24, 32-34, 4S-47; 2S/20; 36/13-lS; 29/31-35
41/6 Pişmanlık: 21165; 4/16; 9/105; IS/2;
Peygamberler günahtan korunmuşlar 2sno; 30/30; 34131; s9118
dır: 3/38-39, 161; S/67; 12123-24, 33-34; Putlar: 14135-36; 22/31, 62
ı 1n3-77; 38/45-47
628 İNDEKS
Salih ameller: 4/124; S/93; 11/9-11; 16/97; Seyahat: 2/273; 9/2, 60, 112; 22/46; 34/18
17/9; 1811-3, 46, 110; 2on4-16, 82, 112; Sığınma talebi: 9/6
21194; 23/S 1; 25/68-71; 261224-227; Sırat-ı Mustak:im: 1/6-7; 3/Sl, 101-102;
28/67, 79-80; 30/~S; 32/18-19; 34/10- 4/66-68, 174-175; S/lS-16; 61126, 153,
1l,37; 35/10, 37; 40/40; 41/33, 46; 4S/1S; 161; 11/56; 14/l; lS/41; 16/9; 19/36;
46/lS; 64/9; 65/8-11 22123-24, 67; 23n3. 74; 34/6; 36tı -4, 60-
Saıniri: 20/88,95-96 61; 42/S2-S3; 43/43-44, 61-64; 48/1-3, 20
Sapıklar: 3/90;4/88, 136, 142-143;61125, Siccin: 83/8
140; 1130, 178, 186; 9/llS; 13/33; ısıss Sidretii'l-Münteba: 53/14, 16
S6; 16/37; 17/48, 97-98; 18/17, Si; 19/75; Sihir ve sihirbazlar: 2/101-102; 7/104-
2213-4; 23/103-107; 27/92; 28/49-SO; 122, 130-132; ıons, s2; 2oıs6-13; 26129-
30129; 36122-24; 31n1-74; 38126; 39122- sı, 183-189; 42/46-SO; 113/1-S
23, 36, 41; 40/32-35, 73-74; 41152; 42/44; Sivrisinek: 2126
45/23; 46/S; S6/S1-SS, 92, 94 Sohbet adabı: 21104; 4/~6. 114; 49/1-S,
Saptıncılar: 6/118-119, 144; 18/Sl; 22/8- 11-12
10; 31/6-7; 39/8 Sorumluluk: 21132-134, 139-141, 286;
Sarhoşluk: 4/43; 16/67; 2212 4185, 110-112; 6152, 104, 164; 10/41,
Savaş esirleri: 8/67-71 108; 11/35; 14/49-Sl; 11n, lS-21; 18/29;
Savaşılması yasak olan yerler: 2/191, 217 20/11-16; 24/11; 27/91-92; 29/S-6; 30/44;
Savaşta başanlı olmanm etkenleri: 3/13; 34125, SO; 35/18, 39; 3917, 41; 41/46;
8/45-47; 22138-40; 47/34-35 42/lS, 30; 4S/1S; 52121; 53/33-42; 89/21-
Savaştan istisna edilenler: 24/61; 48/17 26; 109/1-6
Savaştan kaçanların nitelikleri: 3/153, 1SS; Söz ve iş birliği: 2/44; 61/2-3
8/lS-16; 9/38-39, 93; 33/13-17; 48/16 Söz venne: 60/12
Savaştan kaçmak: 8/lS-16, 45 Sözleşme: 8/58; 9/1
Sebe Melikesi (Belkıs): 27/29, 34, 42-43 Su: 2121-22, 60, 72-74, 164; 6199; 7/57,
Sebe' halkı: 34/lS-21 159-160; 8/11; 13/4; 15122; 16/10, 65;
Secde ayetleri: 71206;13/lS; 16/49; 18/39-41; 20/Sl-54; 21130; 22/S; 23/17-
17/107; 19/58; 22118; 25/60; 21125; 32/lS; 18; 24/39, 45; 25/48-49, 54; 27/60; 28/23;
38/24; 41/37; 53/62; 84/21; 96/19 29/63; 30/24; 31110; 32127; 35/27; 39/21;
Selam: 4/86, 94; 10/9-10; 13/22-24; 14/23; 43/11; 56168-70; 67/30; 69/9-12; 77120-
16128, 32; 19/46-47; 20/45-47; 24/27, 61; 23, 25-27; 78/14-16; 79/30-31; 80/24-27;
2S/1S; 21159; 28/SS; 33/43-44; 36/SS-SS; 8615-7
37/78-80, 108-110, 119-121, 129-131, Suçlular (Mücrimler): 6/54-SS, 123-124,
180-182; 39173; 41/87-89; Sl/24-25; 147; 7/40-41, 83-84, 133; 8/8; 9/66; 10/13,
56125-26, 90-91 17, SO-Sl, 75, 82; 11/52, 116; 12/110;
Sema: 2122; 3/S; 616; 7/13, 40; 10/31; 65/6 14/49-Sl; lS/12-lS; 18/49, 53; 19/85-
Semavi dinler: 2/132-133, 136; 3/1-4, 48; 86; 2on4, 102-104; 2s121-22, 31; 26199,
4/26, 163-166; 7/157; 21/25, 92; 23/Sl- 200-201; 21169; 2sns; 30/47, ss; 32112-
52; 29/46; 39/65; 41/43; 42/1-3, 13; 43/45; 14, 22; 36159; 37122-39; 43n4-so; 44122,
46/11-12, 21; 61/6; 87/14-19 37; 45/31; 46124-26; Sl/31-33; 54/47-48;
Semud Kavmi: 7n3; 9no; ı 1163, 68, 95; SS/41-44; 74/38-53; 77/16-18, 46-SO;
17/59; 22/42; 25/38; 27/45; 29/38; 40/30- 83/29-33
31; S0/14; 53/SO-Sl; 69/1-7; 91111 Sur: 6n3; 18/99; 201101-102; 23/101;
Sevap: 3/180, 195; 16141, 90; 22n8; 27/87; 36/Sl; 39/68; S0/20; 69/13; 78118
2sno; sın; 9411 Sure: 2123; 9/64, 86, 124, 127; 10/38;
630 İNDEKS 5. CİLT
v
Vaad: 2/40; 3/171; 4/48; 6/137, IS2; 9n1;
61, 63, 68, 78, 93-94, 97, 100; 19/49-SO,
58; 2ın2; 29121; 38/4S-47
Yakup ailesi: 1214-6; 19/1-6
Sl/l Yalan söyleyenler: 3/61, 93-94; 4/48-SO;
Vade: 2127S; 11/8 6/21, 93, 144; 10/17, 59-60, 69-70; 11/18,
Vahiy: 3/44; 4/163; S/111; 6/19, SO, 93, 93; 16/38-39, 104-105, 116-117; 18/15;
106, I4S; 11116-111; 8112; 1012, ıs, 87, 23/90; 24/13; 29/68; 3912-3, 32, 60; 40/28;
109; 11/12, 36, 37, 49; 12/3, IS, 109; 45n-ıo; 58/18; 59111-12; 61n; 63/l;
13/30; 14/13; 16/43; 17/39, 73, 86; 18127, 69/44-47; 72/4-5
110; 19111; 20113, 38, 48, 11, 114; 2ın, Yalancı şahitlikten kaçuunak:4/135; 25/72
4S, 73, 108; 23127; 26/S2, 63; 28n; 29/4S; Yalanlayanlar: 3/10-11, 137; 5/10, 86;
33/2; 3S/31; 38n0; 41/6, 12; 4213, 7, 13, 6111, 21, 39, 49, 148, IS7; 7/36-41, 64, 72,
S1-S2; 43/43; 46/9; S3/4, 10; 7211; 99/S 92, 96, 136, 146-147, 176-177, 182-186;
Vakit: 21187; 11/114; 23/9; 76/1 8/53-S4; 10/17, 4S, 73; 16/36, 113; 22151;
Varis: 21180, 233; 4n, 12, 19, 176; 5/107; 23/33, 47-48; 25/11, 25-39, 77; 27/83-85;
1915 29/36-37, 68; 30/10, 16; 34/45; 37/127-
Vasiyet: 21180-182; 51106 128; 39/25-26, 32, S4-60; 421139, 189;
Vekil: 3/173; 4/105; 6165; 1712, 54 43/24-25; 5015; 52111-16; 54/9-35, 41-42;
Vcdd (Put): 71123 55/13-77; 56/51-56, 92-95; 57/19; 6215;
Veraset: 3/6 64/10; 68/8-9; 73/11-14; 74/38-46; 75/30-
Verilen Söze bağlı kalmak: 2/40, 80; 36; 77/15-49; 78126-28; 8219-12; 83/10-
511; 3n5-16; 61152; 8n2-73; 911-4, 1, 17; 9218-16; 9619-19; 107/1-3
111; 13/19-20; 16/91-92; 17/34; 23/1-11; Yalanlayanlara mühlet verilmesi: 7/182-
33/13-15; 70/32 183; 68/44-45; 73/l 1
Vergiler: 6/141; 8/41; 9/29; 58/13 Yaratıldann Allah 'm emrine boyun etnıe
si: 3/83; ll/S6; 13/15; 19/93-94; 22118;
y 30/26; 55/S-6
Yaratıkların Allah'ı tesbih etmesi.: 21116;
41/37-38
Yagus (Put): 71123
Yarahhş: 612; 221S; 29116, 19; 75/31
Yapıw-: 2121-22, 164; 6/99; 1151; 8/11;
Yaratma: 2130, 117; 3/6, 14; 6/1, 101;
13/17; 14132; 15122; 16/10, 65; 20151-53;
7/11; 10/3; 23/14, 17; 29/19; 31/2S; 36/81;
2215, 63; 23/18; 24143; 25/48; 27/60, 63;
51/47
29/63; 30/24, 46, 48; 31/10, 34; 32127;
Yardımlaşmak.: 21219, 24S, 215;512;
3S/27; 39121; 40/13; 41/39; 42128; 43/9-
42139; 9415; 101n
11; 4513-5; 50/9-11; 56/68-70; 78/14-16;
Yasak meyve: 7120
80/24-32
Ya'uk (Put): 71123
Yahudi bilginleri (Ahbar): 5/44, 62-63, 82;
Ye'cüc-Me'ciic: 18/94; 21/96
913 ı, 34
Yemin: 21224-22S; 3n7; 5/89; 16/92-96;
Yahudilerle hıristiyanlar arasındaki ihtilaf:
58/14-17; 63/1-2; 66/1-2; 68/1-12
21113
Yemin keffarcti: S/89
Yahya (a.s.): 21132-133, 136, 140; 3/84;
Yetimler: 2183, 177, 21S, 220; 4/2-6, 8-10,
4/163; 6/84; 11n1; 1214, 11, 16-11. 38,
36, 127; 6/1S2; 17/34; 89/17; 90/IS; 93/9
61, 63, 68, 78, 93-94, 97, 100; 19/49-50,
Yıldınm: 2119, 5S; 13/13; 41/13, 17; Sl/44
58; 21n2; 29127; 38145-47
Yıldızlar: 6197; 7/54; 16/12, IS-16; 37/6-
Yalcup (a.s.): 21132-133, 136, 140; 3/84;
7; 53/1-2; SS/S-6; 81/1-3; 82/1-3
4/163; 6/84; 11n1; 1214, 11. 16-11, 38,
5. CİLT İNDEKS 633
Yıldızların faydalan: 6/97; 16/15-16; 13/28; 15/6; 21110, lOS; 22140; 23nl;
37/6-7 36/11; 37/167; 41/41; S0/39; 76/25
Yol kesenler: 5/33-34 Zina: 4/16-19, 25-26; 17/32; 23/1-7; 24/2-
Yolculuk: 2/148, 184, 283; 4/24, 36, 3; 2S/68-69; 60/12; 70/19-31
43;5/6; 6/97; 9/112; 24/61 Zina isnadında bulunmak: 24/4- 1O, 23-25
Yolcu namazı: 4/101 Ziyana uğrayanlar: 2/26-27, 121; 3/85;
Yunus (a.s.): 4/163; 6/85-86; 10/98; 21187- 4/119-121; SiS, S2-S3; 6/12, 20, 31, 140;
88; 37/123-148 7/9, 53, 92, 99, 178; 8/36-37; 9/69; 10/4S,
Yusuf (a.s.): 6/84, 12/4, 7-11, 17, 21, 29, 9S; 11/21-22, 47; 16/108-109; 18/103-
46, 51, 56, 58, 69, 76-77, 80, 84-85, 87, 106; 22/11-13; 23/103-115; 27/4-5; 29/S2;
89-90, 94, 99; 40/34 39/14-16, 63, 65; 41/22-25; 42/45; 46/17-
18; S8/19; 63/9; 103/1-3
Ziyaret adabı: 24127-29, 58-S9, 61; 33/S
z
Zafer: 3/140, 143; 8/19
Zulmedenler: 2/59, 114, 140, 145, 165,
229, 2S4, 2S8, 270; 3/S7, 93-94, 117, 126-
128, 140, ısı, 192;4110,97-99, 168;5/29,
Zakkum ağacı: 17/60; 37/62;44/40; 73/11; 45, 51, 72; 6/21, 33, 42-4S, 47, 52, 93-94,
88/1 128-129, 135, 144, 1S7; 7/4-5, 9, 37, 41,
Zalim: 21270; 5144 44-45, 148, 165; 8/54; 9/19, 23, 70, 109;
Zaman: 2129; 7154; 10161; 20/103; 22147; 10/13, 17, 39, 54, 106; 11/18-22, 37, 44,
23/l 12; 41/9; 55129; 76/1; 78/39; 103/1 67-68, 82-83, 94-9S, 100-102, 116; 12123,
Zan: 10/35-36; 49/12; 53/19-30 74-7S; 14/13, 22, 27, 42-46; 16/28, 85,
Zebur: 4/163; 21/105 112-113; 17/82, 99; 18/15, 29, 3S, 50-
Zekat: 2143, 83, 110. 177, 211; 4n1. 162; 51, 57-59, 87; 19138, 72; 20/111; 21/3,
5/11-12, 55; 6/141; 7/156; 9/5-11, 18, 60, 11-15, 29; 22/25, 48, 53, 71; 23/27, 41;
71; 19131, S4-SS; 2ln3; 22/41, 78; 23/1- 24/47-50; 25n-9, 19, 27-29, 37; 261227;
4; 24/S6; 27/1-3; 30/38-39; 31/1-4; 33/33; 27/10-11, 44, 50-52, 83-8S; 28/37, 40-42,
41/6-7; S8/13; 70/19-2S; 73/20; 98/4-5 50, 59; 29/14, 31-33, 49, 68; 30/9, 29, 57;
Zekatın Verileceği Yerler: 9/60; 30/38 31110-11; 32122; 34/19, 31-33, 42; 3S/37,
Zekeriyya (a.s.): 3/3S-41; 6/8S; 19/1-11; 40; 37/22-39; 39/24, 32, 47-48, 51; 40/18,
21/89-90 51-52; 42n-9, 21-22, 40-46; 43139, 63-66,
Zekeriyya'nın kansı: 19/1-8; 21/89-90 74-76; 4S/18-19; 46/10, 12; 49/11; Sl/59;
Zelzele: 2120; 1ns 52147; 53/50-52; 59/l 7; 6019; 61n-8;
Zeyd: 33/37 6215; 6S/l; 68/29; 76/30-31
Zeytin: 24/3S; 9S/l Züleyha: 12121, 23, 31
Zıbar: 33/4; S8/l-4 Zülkameyn: 18/33-98
Zikir: 2/1S2, 239, 2S7; 3/58; 7/179, 205; Zülkift (a.s.): 2 l/8S-86; 38/48
GENEL FİHRİST
~
1.CİLT
Takdim (Kadı Beydavi ve Tefsiri) .................................................................... 7
Giriş ..................................................................................................................... 13
1- Fatihatü'l-Kitab Suresi. ................................................................................. 15
2- Bakara Suresi. ................................................................................................ 31
3- Al-i İmran Suresi. ........................................................................................ 355
4- Nisa Suresi. ................................................................................................... 485
2.CİLT
5- Maide Suresi ........................................................................................................ 5
6- En'am Suresi. ..................................................................................................... 109
7 - J\rafSuresi......................................................................................................... 211
8- Enfal Suresi. ....................................................................................................... 323
9-TevbeSuresi....................................................................................................... 371
1O- Yunus Suresi....................................................................................................459
11- Hud Suresi. ...................................................................................................... 517
12- Yusuf Suresi (15. Ayete kadar) .................................................................... 583
3.CİLT
12- Yusuf Suresi (16. Ayetten itibaren) ................................................................. 6
13-RadSuresi.......................................................................................................... 61
14- İbrahim Suresi. ................................................................................................. 91
15- Hicr Suresi....................................................................................................... 127
16- Nahl Suresi. ..................................................................................................... 157
636 GENEL FİHRİST S. CİLT
4.CİLT
25- Furkan Suresi. ..................................................................................................... 5
26- Şuara Suresi....................................................................................................... 43
27- Nemi Suresi....................................................................................................... 89
28-KasasSuresi. .................................................................................................... 129
29-Ankebut Suresi ................................................................................................ 173
30- Rum Suresi.................................... :................................................................. 205
31- Lokınan Suresi................................................................................................ 233
32- Secde Suresi. .................................................................................................... 249
33- Ahzab Suresi. .................................................................................................. 263
34- Sebe' Suresi. ..................................................................................................... 307
35- Fatır Suresi. ...................................................................................................... 337
36- Yasin Suresi. .................................................................................................... 361
37- Saffat Suresi. .................................................................................................... 391
38- Sad Suresi. ....................................................................................................... 431
39- Zümer Suresi...................................................................................................463
40- Mü'min (Gaftr) Suresi.................................................................................... 501
41- Fussilet Suresi................................................................................................. 539
42- Şura Suresi. ......................................................................................................563
43- ZuhrufSuresi..................................................................................................589
44- Duban Suresi. ..................................................................................................619
45- Casiye Suresi (17. Ayete kadar) ....................................................................633
5.CİLT